You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
<strong>ASKON</strong> GÜNCESİ<br />
<strong>ASKON</strong>’DAN YENİ ANAYASA PANELİ<br />
<strong>ASKON</strong>’da düzenlenen “Yeni Anayasa Talepleri” konulu panelde konuşan Marmara<br />
Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Osman Can ve İstanbul Ticaret Üniversitesi<br />
Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bekir Berat Özipek, yeni anayasa yapım çalışmalarının ve<br />
anayasanın nasıl olması gerektiğini anlatarak, “Yeni anayasa, daha özgürlükçü,<br />
daha demokratik ve bürokratik oligarşiye prim vermeyen bir yapıda tesis<br />
edilmelidir.” fikrinde birleştiler.<br />
<strong>ASKON</strong> (Anadolu Aslanları<br />
İşadamları Derneği),<br />
gündemle ilgili toplantılar<br />
zincirine “Yeni Anayasa”<br />
tartışmalarını ekledi. <strong>ASKON</strong> Genel<br />
Merkezi’nde düzenlenen panele Marmara<br />
Üniversitesi Öğretim Üyesi ve<br />
Anayasa Mahkemesi Raportörü Doç.<br />
Dr. Osman Can ve İstanbul Ticaret<br />
Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr.<br />
Bekir Berat Özipek konuşmacı olarak<br />
katıldılar. <strong>ASKON</strong> Genel Başkan<br />
Yardımcısı Sıtkı Abdullahoğlu’nun<br />
yönettiği panele, <strong>ASKON</strong> Sektör<br />
Başkanları, <strong>ASKON</strong> Üyeleri ve çok<br />
sayıda katılımcı iştirak etti. Açılış konuşmasını<br />
yapan Sıtkı Abdullahoğlu,<br />
Türkiye’nin çok ilginç bir dönemeçte<br />
olduğunu belirterek, “Sanki bu sefer<br />
gerçek bir dönemeçte gibi bir tabloyla<br />
karşı karşıyayız. İlk defa sivil bir<br />
iradenin anayasa yapma sürecini hep<br />
birlikte yaşıyoruz. Meseleye entelektüel<br />
boyuttan bakmak kadar, diğer<br />
boyutlardan bakmak da çok önemli.<br />
Biz bir ekonomik sivil toplum örgütüyüz,<br />
ama ülkemizi huzur iklimine<br />
taşıyacak her türlü girişimi sırtlamamız<br />
çok önemli” diye konuştu.<br />
Doç. Dr. Osman Can, anayasa’nın bir<br />
edebiyatçının hazırlayıp ortaya koyduğu,<br />
derleyip toparladığı bir metin<br />
olmadığını, anayasayla toplumsal<br />
tüm katmanların ilişkisi olduğu gibi<br />
ekonominin de çok yakından ilişkisi<br />
olduğunu kaydederek, “Eğer huzur<br />
aramış olsaydık, 12 eylül de yapılan<br />
18 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
darbe sonrasında yüzde 91’le kabul<br />
edilen Anayasa’nın bize huzur vermesi<br />
gerekirdi. Çünkü, o dönemde<br />
toplumsal şiddet ve kaos ortamı<br />
birdenbire göreceli bir huzur ortamına<br />
kavuşmuştu. Eğer huzur arasaydık,<br />
1982 Anayasa’sından elbirliğiyle<br />
kurtulmak istemememiz gerekirdi.<br />
Huzuru nasıl algıladığımız çok önemli.<br />
Huzur sadece şiddetle, disiplinle,<br />
askeri otoriteyle sağlanmaz” dedi.<br />
1961 Anayasa’sının getirdiği sosyal<br />
ve ekonomik kaosun bir toplumsal<br />
çöküş ortamına yol açtığını, 1982’den<br />
sonra Turgut Özal döneminde Türk<br />
Lirasının convertible hale dönüşmesiyle<br />
ekonomik kazanımların<br />
yaşandığına dikkat çeken Can, “Eğer<br />
o dönemden sonra Anadolu sermayesi<br />
daha da güçlenmemiş olsaydı,<br />
Anadolu’nun sesi çok daha gür çıkmasaydı,<br />
belki de biz yeni anayasayı<br />
tartışmıyor olacaktık. Anayasa ile<br />
ekonomi arasında direkt bir ilişki<br />
vardır. Zira, hükümetlerin ekonomik<br />
programları yürütebilmesi için güçlü<br />
ve özgürlükçü bir anayasaya ihtiyaç<br />
vardır” diye konuştu.<br />
Can, şöyle devam etti: “Türkiye’de<br />
ilk kabul edilen anayasa metni 1876<br />
Anayasa’sıdır. Bu anayasa ile padişahın<br />
yetkileri tırpanlanmış ve bürokratik<br />
kesime devredilmiştir. Anayasa’yı<br />
kim üretirse anayasa o sınıfların toplumsal<br />
ve sosyal tasavvuruna uygun<br />
bir metin olarak ortaya çıkacaktır”