You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
BAŞKANDAN<br />
Modeller tabu mu?<br />
6 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN OCAK/ŞUBAT/MART ‘12<br />
Başkandan<br />
Ülkemiz ciddi bir mücadele veriyor. Yıllardır içinde<br />
yaşadığı köhne yapıları değiştirmek, düçar<br />
bırakıldığı ger kalmışlığı alt etmek ve lig atlamak<br />
anlamında bir beceri göstermek için yoğun çaba<br />
içerisinde.<br />
Ama değişimi önce zihinlerde başarmak gerekiyor. Eğer<br />
onlardaki tabular yıkılmaz ise, o zaman istenen başarıyı<br />
yakalamak kesinlikle mümkün olamıyor. Hele geri kalmışlığı<br />
talihi olarak gören, başka ülkelere, başka medeniyetlere<br />
aşık olmuş ve kısaca “bizden adam olmaz” modunu<br />
aşamamış kişilerin kitle oluşturduğu bir yerde bu konular<br />
asla randıman vermiyor.<br />
Ekonomik anlamda son 10 yıldır hemen hemen kesintisiz<br />
olarak devam eden bir trend var. Bu trend yükseliş trendi.<br />
Eskiye ait yığınla tarz her gün terk ediliyor. Tabii henüz<br />
gerçek anlamda değişimi yakalamak mümkün olmadı<br />
ama ileri bir gidiş olduğu gözlemlenebiliyor.<br />
Aslında dikkatli takibin söz konusu olduğu durumlarda<br />
rahatça görülebilecek olan bir gelişme hemen fark edilir.<br />
Dünyanın bazı tabuları her gün yıkılıyor. Dün gelişmiş ülke<br />
olarak kabul edilen ve asla ilerilikleri tartışılmayan ülkeler,<br />
bugün ciddi ciddi itibar kaybetmiş durumdalar.<br />
2008 krizi fena halde bu ülkelerin karizmalarını çizmiş<br />
bulunuyor. Hatta bu kriz onların tabu diye kabul ettikleri<br />
sitemlerini de alt üst etmiş durumda. Liberal kapitalizmle<br />
bu seviyeleri yakaladıklarını dillendirip bununla övünen<br />
insanlar, kriz anında hemen devlet müdahalesiyle banka<br />
kurtarmanın yoluna gittiler. Sistemlerinin ilkelerinin sarsılmasından<br />
da hiç rahatsız olmadılar.<br />
Buradan bir ciddi sonucu da biz çıkarmalıyız: “Kendilerinin<br />
dün tabu dedikleri sistemleri bugün delik deşik etmekte<br />
mahsur görmeyen insanların sitemlerini biz neden hâlâ<br />
tabu diye görmeye devam ediyoruz?”sorusunu kendimize<br />
sormalıyız.<br />
Ülke atak yaparken, büyüme trendleri yakalanırken, dış<br />
borçlar belli seviyelerin altına düşerken, KBMG artarken<br />
onları yakından takip etmeye neden devam ediyoruz?<br />
Aynı akibete uğramak için mi?<br />
Ancak şimdi görülen manzara iç karatıcıdır. Bu sistemle<br />
gelinen noktada ciddi tıkanıklıklar olmuştur. Japon kapitalizmi<br />
10 yılı aşkın süredir resesyondan çıkamadı. ABD bir<br />
mortgage sistemi ile manipüle oldu. AB ülkelerinin önemli<br />
bir kısmı hane halkı borçlanması ve kamu borçları sebebiyle<br />
ciddi bir karamsarlığa düştü. Ama bankalar ve belirli<br />
merkezler biriktirmeye devam ediyorlar.<br />
Biz diyoruz ki, bu sonu kötü olduğu ispatlanmış sitemi<br />
tabu kabul etmekten kendimizi kurtaralım. Bugün onların<br />
düştüğü handikapa doğru biz de kendimizi güdülemeyelim.<br />
Yeni formlar, yeni modeller ve yeni sistemler peşinde<br />
koşmaya başlayalım.<br />
Ekonomi felsefesinden, teknoloji felsefesine varıncaya<br />
kadar yenilik peşinde koşalım. Hem dar anlamda ülkemiz<br />
insanı için, hem geniş anlamda coğrafyamız ve insanımız<br />
için, hem de tüm dünyada tüm insanlık için yeni fırsatların<br />
peşini kovalayalım. Yeni modeller üretelim. Yeni sistemler<br />
kuralım.<br />
Yeni modeller, bu kadar fazla zenginlik üretmese de<br />
daha dengeli bir dağılım üretsin. Açlığa, yoksulluğa prim<br />
vermesin. Tabiatın çevrenin daha az bozuma uğramasını<br />
sağlasın. Çok büyük ihtimalle çok daha fazla barışçıl ve<br />
huzurlu insani ortamlar oluşacaktır.<br />
Bunun için de sadece tabulardan kurtulmamız yeterlidir.