Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Halen ülkemiz ekonomisi için yapılacak çok şeyler bulunmaktadır.<br />
Örnek olarak, ileri teknolojinin ihracata yansıyan<br />
kısmı halen %5 seviyelerindedir. Bu G. Kore’de % 25’lerdedir.<br />
Öne çıkarmamız gereken alanlar kendisini hissettirmektedir.”<br />
Borçlanmada Tehlike Sinyalleri<br />
<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca yaptığı basın<br />
açıklamasında Bireysel borçlanmanın yüksek artışına,<br />
bunun da önemli bir tehlike işareti olduğuna dikkat<br />
çekti. Açıklama şu şekilde:<br />
“2008 krizi, gelişmiş ülke krizi olarak kayıtlara geçmiş bulunuyor.<br />
Şimdiye kadar alışık olunmayan bir durum yaşandı ve<br />
başta ABD olmak üzere Avrupa ülkeleri krizi üreten kaynak<br />
oldular. Bundan geriye kalanın ne olduğuna baktığımızda en<br />
fazla dikkat çeken ana konunun “sistem” olduğu anlaşılıyor.<br />
Neoliberal politikalar gelmiş ve bir sınıra dayanmıştır.<br />
Dayandığı sınır noktası, kendisinin bitiş noktasıdır. Nitekim<br />
derhal devlet müdahale etmiş ve serbest piyasa unutulmuştur.<br />
Yine halkların vergileri bir kısım finansal kuruluşların<br />
düze çıkarılması için kullanılmış ve ilkeler unutulmuştur.<br />
Bu gelişmelerin yanında önemli bir gelişme daha yaşanmıştır.<br />
Bu bahsettiğimiz ülkelerde (ki bunların içinde AB ülkeleri<br />
de var) ciddi anlamda bireysel borçlanma meydana gelmiştir.<br />
Sistem insanları bireysel borçlanmaya itmiştir.<br />
Örnek gösterilen İrlanda KBMG açısından son derece ileri<br />
ülkelerden bir tanesi idi. Hatta Ar-Ge’ ye en fazla yatırım<br />
yapan ülke olarak örnek gösteriliyordu. Ancak aynı zamanda<br />
Kişi Başı Borçlanma boyutu ülkenin iflas etmesinde en<br />
önemli etkenlerden bir tanesi oldu.<br />
Şimdi bizim ülkemizde 2003 yılından bu tarafa meydana<br />
gelen Hane Halkı Borçlanma artışı dikkat çekici boyuta ulaşmıştır.<br />
Mekanizma aynen devam etmektedir. 2003 yılında<br />
varlıkların yükümlülüklere oranı 5.1 iken bu oran 2011’de 35.1<br />
olmuştur. Bu çok tehlikeli bir artışın göstergesidir.<br />
Koca açıklamalarına şu şekilde sürdürdü: “Ülkenin ekonomik<br />
politikalarının topyekün tekrar gözden geçirilmesi şart<br />
olmuştur.”<br />
BASIN AÇIKLAMALARI<br />
“Kredilerde beklenen artış %25’ler iken, bu oran % 35’ler<br />
seviyesine yükselmiştir. Bunlar ekonomik dengeleri ciddi<br />
anlamda bozan işaretlerdir. Üstelik ekonomide yapısal anlamda<br />
ciddi düzelmeler gerçekleştirilememiştir. Dış açık ve<br />
cari açık aniden çok fazla yükselmiştir. Sıcak para ile yapılan<br />
finansenin de olduğu gibi risk anlamına geldiği akıldan<br />
çıkarılmamalıdır. Seçim havasının verdiği rehavet bitti. Artık<br />
gerçeklerle daha soğuk bir şekilde yüzleşme zamanıdır.<br />
Ülkenin ekonomik politikalarının topyekün tekrar gözden<br />
geçirilmesi şart olmuştur. Küresel siteme adapte olmak<br />
adına, yerel değerlerimizin elimizden kaçırılmasına göz<br />
yumamayız. “<br />
Yeni Eko-Politik Şart Oldu<br />
<strong>ASKON</strong> Genel Başkanı Mustafa Koca; yeni hükümetin<br />
kurulma çalışmalarının yürütüldüğü bugünlerde, ülkemizin<br />
ekonomi politiğinin kökten gözden geçirilmesinin de<br />
şart olduğunu ifade etti. Konuyla ilgili basın açıklaması şu<br />
şekilde:<br />
“Ülkemizin ekonomisinde özellikle makro rakamlarla ifade<br />
edilen ekonomide iyileşmelerin zaman zaman memnuniyet<br />
verici noktalara ulaştığına şahit oluyoruz. Ancak bunun<br />
önemli iki eksiği var: Bunlardan bir tanesi bu iyileşmeler<br />
sürdürülebilir olmuyor, konjonktürel olarak hızla değişiyor.<br />
İkincisi de gelir dağılım dengesini tüm halka sirayet edici<br />
şekilde etkilemiyor.<br />
Bu durumun neden böyle devam ettiğinin çok iyi irdelenmesi<br />
gerekir. Tercih edilen temel politikalar dolayısıyla<br />
bu sonuçları yaşadığımız unutulmamalıdır. Daha açıkçası<br />
şudur: Amerika’da çıkan bütün gelişmiş ülkeleri ve bağlı<br />
olarak dünyayı saran 2008 krizinin sebebi olan Liberal-Kapitalist<br />
ekonomi politikası, bu durumun da ana sebebidir.<br />
Gözden geçirilmesi gereken budur.<br />
İthâlâtı cazip hale getiren, ihracatı zorlaştıran, kur politikalarıyla<br />
rekabeti imkânsız hale dönüştüren, yerli üretimi korumayan<br />
dolayısıyla sürdürülebilir bir hüviyet kazanamayan<br />
ekonomimiz maalesef genel gelişmelere endeksli olarak<br />
tepki vermektedir. Bu da ekonominin kırılganlığını devamlı<br />
kılmaktadır. Bu riskten kendimizi ve ülkemizi kurtarmak<br />
zorundayız.<br />
Koca: “Yeni ekonomi yönetimi, köklü bir politika değişikliğini<br />
gerçekleştirmelidir.”<br />
“İşler düzeldi dediğimiz zaman da ithâlâtın ihracatımızın iki<br />
katına çıktığı bir durumu yaşıyoruz. Enerji ile izah ettiğimiz<br />
cari açık, artık tam anlamıyla dış açığa endekslenmiştir. Bireysel<br />
borçluluk artmakta ve yük halka doğru kaymaktadır.<br />
Bu durum maalesef giderek krizde çöken ekonomilere benzerlik<br />
arz etmektedir. Sadece finansal kuruluşların sağlam<br />
olması krizi durdurmak için yeterli olmayacaktır.<br />
OCAK/ŞUBAT/MART ‘12 <strong>ASKON</strong> BÜLTEN<br />
83