ASKON OTİAD'ı Ziyaret Etti

ASKON GÜNCESİ
ASKON’un Yeni Anayasa Önerilerinden;
• ANAYASA, Milletin, hangi inançtan, hangi ırktan ya
da hangi kesimden olursa olsun tüm fertleriyle, huzur
içerinde yaşamasını temin eden ortak bir sözleşme
metni olarak değerlendirilmelidir.
• Devlet, doğru tanımlanmalıdır. Esas olan millettir.
Devlet, milletin kendi kamusal işlerini deruhte etmek
için kurduğu organizasyondan ibarettir. Apayrı bir yapı
gibi düşünmekten kurtulmak gerekir.
• Anılan bu özgürlük alanlarında ana-babanın çocuklar
üzerinde devletten daha öncelikli haklara sahip olduğu
anayasada ifade edilmelidir.
• Eski zamanlardan biraz daha farklı olarak homojen
toplum yapısını hiçbir devlet sınırı içerisinde bulmak
mümkün olmamaktadır. Bu yüzden anayasanın,
vatanda yaşayan her kesimi, etnik, dini veya ideolojik
ayrım yapmaksızın ifade eden, kuşatan ve kendilerini
buldukları bir metin olması sağlanmalıdır.
• İdeolojik ve hegemonik devlet anlayışlarını içeren
anayasaların zamanı geçmiştir. Artık, katılımcılığı sağlayan,
her vatandaşın kendisini bulacağı ve gönülden
sahipleneceği metinlere ihtiyaç vardır.
• Devlet anlayışında da gelinen önemli ortak everensel
noktalar bulunmaktadır. Bu yüzden devlet-vatandaş
ilişkisinin evrensel standarda göre olması kaçınılmazdır:
Kimlik dayatmama,eşit vatandaşlık sağlama,
ideolojisiz devlet olma, devlete karşı birey haklarını
koruma vb. gibi.
20 ASKON BÜLTEN OCAK/ŞUBAT/MART ‘12
• Sosyal hayat içerisinde devlete düşen görevler
konusunda da son derece belirgin kavramlar ortaya
çıkmıştır. (Sosyal Güvenlik, İstihdam, Gıda güvenliği,
Genel sağlık vb.) Anayasa, bu kavramlara göre devleti
şekillendirmeli, gerekli olmayan yüklerden de devleti
uzak tutmalıdır.
• Devletin birinci elden yürütmesi gereken hizmet ve
sorumluluk alanları şu dört konuyla sınırlı kalabilir: a)
Adalet, b) Güvenlik, c) Eğitim, d) Sağlık. Bunlar dışında
devletin görevi, denetleme ve yönlendirme işinin doğru
ve etkin bir şekilde yapılmasıdır.
• Güçler ayrılığı ilkesi sağlam bir şekilde organize
edilmelidir. Yasama-Yürütme-Yargı’ nın birbirleriyle
olan ilişkileri yatay olmalı; ancak her birinin, milletin
denetiminde olmasını sağlayan anayasal tedbirler
alınmalıdır. Ayrıca yargı birliği sağlanmalıdır.
• Parlamento hem erklere kaynaklık etmek açısından
hem de millet egemenliğinin temsil makamı olmak
açısından en etkin konuma yerleştirilmelidir. Bu da
devletin hesap verebilir olmasını sağlamanın doğal bir
gereği olarak düşünülmelidir.
• Ekonominin ağırlığı devlet tekelinden çıkarılmalıdır.
Devlette görev yapmanın veya devlete yakın olmanın
farklı rüçhaniyetlere sahip olmak anlamındaki anlayışlara
son verilmelidir. Devletin ekonomide asıl yapması
gereken görev; yönlendirme, denetim ve her ferdin adil
pay alma hakkının korunmasıdır.
• Rekabet fırsatı ve girişimciliğin yaşaması için gerekli
tedbirlerinin alınması anayasal güvenceye alınmalıdır.
• Anayasa, vergilerin adil olarak konması, toplanması ve
harcanmasının denetimini güvenceye almalıdır.
• Milli varlıklar anayasal koruma altında olmalıdır. Ancak,
bunların işletilmesi ve değerlendirilmesi gereklidir.
Bu konu ile ilgili iş ve işlemler yürütme tarafından ve
özel sektör marifetiyle yapılmalıdır.
• Milli bütünlük, bayrak ve vatan toprağı gibi, temel
değerlerin korunması görevi millete tevdi edilmelidir.
• İnsanlık için ortak değerler olan beş temel güvenlik
konusu, anayasal güvenceye altında olmalıdır. (Can,
Mal, Nesil, Akıl, Din güvenliği gibi.)
• Devlet-hükümet ayrımı minimize edilmeli, milletin
dokunamadığı ayrı bir devlet var edilmemelidir.