05.12.2016 Views

İLK YERLİ TÜRK OTOMOBİLİ

Zcx6306ObSR

Zcx6306ObSR

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

KAN BASINCI İÇİN SINIR DEĞERLER NEDİR?<br />

Kan basıncının NORMAL kabul edilebilmesi için; sistolik kan<br />

basıncının 120 mmHg’nin altında, diastolik kan basıncının<br />

80mmHg’nin altında olması gerekir. Sistolik kan basıncının<br />

120-139 mmHg arası ve-veya diastolik kan basıncının 80-89<br />

mmHg arasında olması ön hipertansiyon olarak ifade edilir ve<br />

zamanla bu kişilerin büyük bir kısmında hipertansiyon gelişir.<br />

Sistolik kan basıncının 140 mmHg ve üstünde ve/veya diastolik<br />

kan basıncının 90 mmHg ve üstünde olması durumu<br />

HİPERTANSİYON olarak kabul edilir. Diyabeti olan kişilerde bu<br />

değerler 130/80 mmHg’dır. Hipertansiyonun sinsi bir hastalık<br />

olması ve belirti vermeden yıllarca sürmesi nedeni ile belli<br />

aralıklarla kan basıncı ölçümü yaptırmakta yarar vardır. (6 ay<br />

uygun bir zamanlamadır)<br />

DOĞRU KAN BASINCI ÖLÇÜMÜ NASIL YAPILIR?<br />

ÖLÇÜM ÖNCESİ;<br />

• Kısa süre önce sigara, çay, kahve içilmemiş olmalı<br />

• Ölçümden yarım saat önce egzersiz yapılmamalı, heyecan<br />

ve yorucu konuşma olmamalı<br />

• Kişi idrarını yapmış olmalı<br />

• Ölçüm yapılacak ortam çok soğuk ya da sıcak olmamalı<br />

• Ölçüm 5 dakika dinlendikten sonra yapılmalıdır.<br />

ÖLÇÜM SIRASINDA;<br />

• Ölçüm oturur pozisyonda ve sırt desteklenmiş olarak<br />

yapılmalı<br />

• Ölçüm yapılacak kol kalp hizasında olmalı ve mutlaka alttan<br />

desteklenmeli<br />

• Kolu sıkan giysiler olmamalı varsa çıkartılmalı ya da iyice<br />

gevşetilmelidir.<br />

HİPERTANSİYONDA ERKEN TEŞHİSİN ÖNEMİ<br />

Hipertansiyonda erken teşhiş çok önemlidir, çünkü bu hastalık<br />

pek çok organa zarar verir ve çok uzun yıllar hiçbir belirti<br />

vermeden sinsi bir şekilde sürebilir. Kişiler uzun süre kan<br />

basınçları yüksek olduğu halde hiçbir rahatsızlık hissetmeyebilir<br />

veya çok hafif şikayetleri olabilir. Kan basıncı yükseldiğinde<br />

en sık görülen belirtiler baş ağrısı (özellikle ensede),<br />

kulaklarda çınlama ve uğultu, baş dönmesi, çarpıntı, çabuk<br />

yorulma, halsizlik ve göğüs ağrısıdır. Genellikle bu şikayetler<br />

pek önemsenmez ve geçiştirilir. Hipertansiyon çoğu zaman<br />

tesadüfen yapılan tansiyon ölçümleri ile ortaya çıkar.<br />

HANGİ ORGANLARA ZARAR VERİR?<br />

Tansiyonun ani yükselmesi veya uzun süre yüksek seyretmesi<br />

başta beyin ve kalp olmak üzere böbreklere ve göze<br />

zarar verir. Bu zarar kan basıncının yüksekliği ve süresiyle<br />

ilgilidir. Yüksek olan kan basıncı ne kadar uzun süre tedavi<br />

edilmezse vücuda o kadar çok zarar verir. Hipertansiyon<br />

beyindeki damarları bozarak felçle sonuçlanan beyin olaylarına,<br />

gözlerde körlüğe kadar giden görme sorunlarına yol<br />

açarken kalpteki önemli etkisi koroner arter hastalığı sonucu<br />

gelişen kalp krizi ve kalp kasının yetersizliği sonucu gelişen<br />

kalp yetersizliğidir. Uzun süreli yüksek basınç altında<br />

çalışan kalp kası giderek gücünü ve kasılma kapasitesini<br />

kaybeder ve sonunda kalp yetmezliği ortaya çıkar. Bunun<br />

yanısıra hipertansiyon sonucu kalbi besleyen damarların<br />

daralmasına bağlı olarak kalp krizi gelişir.<br />

HİPERTANSİYON NASIL TEDAVİ EDİLİR?<br />

Hipertansiyonun tedavisinde birbirini tamamlayan iki temel<br />

yaklaşım vardır. Bunlardan ilki ilaç tedavisi, diğeri ise yaşam<br />

tarzı değişiklikleridir. Tedavide hangi ilacın, hangi dozda kullanılacağına<br />

kesinlikle bir hekim karar vermelidir, hastalar<br />

kendi başlarına ilaca başlamamalı ya da kullandıkları ilacı<br />

bırakmamalıdır. İlaç tedavisinde en önemli nokta sürekliliktir.<br />

Yani tansiyon ilaçları düzenli olarak saatinde ve dozunda<br />

alınmalıdır. Yaşam tarzı değişiklikleri de hipertansiyon tedavisinin<br />

diğer bileşenidir. Yaşam tarzı değişiklikleri şu şekilde<br />

sıralanabilir;<br />

• Sigaranın bırakılması (İçilen her sigara 15-30 dakika kan basıncının<br />

yüksek kalmasına neden olur),<br />

• Kilo verme (Fazla kilolu kişilerde kilo vermenin kan basıncında<br />

düşme sağladığı kanıtlanmıştır),<br />

• Egzersiz yapma (düzenli fizik aktivite kan basıncında anlamlı<br />

oranda düşme sağlar),<br />

• Diyette tuz (sodyum) kısıtlaması (Besinlerle birlikte alınan<br />

sodyum miktarının azaltılması kan basıncını düşürür. Günde<br />

5-6 gramdan fazla tuz tüketilmemelidir. Diyetle alınan sodyumun<br />

önemli bir kısmı işlenmiş gıdalardan gelmektedir ve<br />

bunların içindeki tuz miktarını belirlemek oldukça güçtür.<br />

Bu nedenle hazır gıdalardan (fastfood ürünleri, konserveler,<br />

şarküteri ürünleri, turşu, salamura, tuzlu kuruyemişler vb)<br />

kaçınılmalı, yemekler az tuzlu hazırlanmalı ve sofrada tuzluk<br />

kullanılmamalıdır,<br />

• Alkol tüketimini sınırlandırma (Alkolün kan basıncını yükseltici<br />

etkisinin yanısıra tansiyon ilaçlarının etkisini azaltıcı<br />

özelliği de vardır. Alkol tüketiliyorsa günlük 60 ml viski, 300<br />

ml şarap veya yaklaşık 700 ml birayla sınırlandırılmalıdır.),<br />

• Diyette lif, sebze ve meyve tüketimini artırma,<br />

• Stresle başetmeyi öğrenme.<br />

KAN BASINCINIZI KONTROL ETTİRMEYİ UNUTMAYIN!!

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!