İLK YERLİ TÜRK OTOMOBİLİ

35
Endülüs notlarına Mehmet Özdemir Hoca’nın
tespitlerine kulak vererek okumak
bize ve gelecek nesillere hem bilinç
hem de ufuk katacaktır. “En basitinden
şunu hatırlatalım ki, bugün Kıbrıs, Batı
Trakya, Bosna-Hersek ve Karabağ’da
verilen kimlik ve varlık mücadelesini,
Endülüs Müslümanları, bundan yüzlerce
sene önce İspanya’ya ve arkasındaki
tabii müttefiki Hristiyan Avrupa’ya karşı
vermişler ve maalesef, sonunda mağlup
düşüp, bir kısmı vatanlarını, bir kısmı ise
kimliklerini kaybetmişlerdir. Güç ve ihtiyatı
ideallerle birleştiren toplumların er
ya da geç hedeflerine ulaştıkları nazarı
dikkate alındığında Endülüs Müslümanları
güç sahibi olmuşlarsa da uyanık olamamışlardır.
Tarih Tekerrür etmez ancak
birbir ine benzer hadiselerle doludur.”
Modern şehir Granada’ya ilerlerken,
tarihe yolculuğunuzun başladığını gözlemliyorsunuz.
Balkon altlarındaki güzel
seramikler, ip gibi dizilmiş klasik güzel
kiremitler ve mimari size, ben buradayım
diyor. Şehrin birçok bölümünde tarih
sizi bir kapı, bir kale, bir kule ya da
bir kilise olarak karşılıyor. Endülüs İslam
sanatını, Müslüman İspanya tarihinden
ayrı düşünmek imkânsızdır… Elhamra
inşa edilirken hiçbir şey tesadüfe bırakılmamış,
her detay itina ile hesaplanmıştır.
Kavislerin bölünüşünde, tek ve
çift sütunların hoşa geden bir tarzda
yerleştirilmelerinde, kapı ve pencere
yerlerinin tespitinde bunu anlamak
mümkündür. İşte bu sayede harikulâde
perspektifler ortaya çıkmış, avlular ile
açık salonlar arasında güneş ışığı, suların
akışı ve gölgelerin oyunu buluşturularak,
dış âlemle inanılmaz bir uyum ve
zarafet sağlanmıştır. Bu, sanki el değince
kırılıp dökülecek hissi veren yüksek
bir zarafettir.