05.02.2017 Views

OCAK - MART 2017 SAYI 75

sayi_75

sayi_75

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

yaratacaklardır, ancak eninde sonunda<br />

düğmeye basan ve bu teknolojilerin<br />

geleceğine hükmedenler biz insanlar<br />

olacağız. Eğer ki insan tarafından yaratıldılarsa,<br />

insanlar tarafından da yok<br />

edilebilirler. İnsanın olduğu yerde umut<br />

vardır; umudun olduğu yerde de yaşam<br />

devam eder. “Senin boş umut vaat eden<br />

sözlerinden kime ne, makineler bizi ele<br />

geçirmiş, hepimiz öleceğiz!” diye ortalarda<br />

elleri havada bağırarak koşuşturmaya<br />

başlayan okurlara, umut dolu bir<br />

haber vereyim: Cambridge Üniversitesi’nden<br />

bir grup filozof, bilim adamı ve<br />

girişimci iş adamının başlattığı Varoluşsal<br />

Riskleri Araştırma Merkezi (Centre<br />

for the Study of Existential Risk), bizi<br />

hangi teknolojik risklerin beklediğini,<br />

bu teknolojilere karşı ne tarz önlemler<br />

almamız gerektiğini ve bu teknolojilerin<br />

beklenmedik sonuçlarını araştırmak için<br />

kolları sıvadı [2] . Böylece kendimizi geleceğe<br />

daha iyi hazırlayabileceğiz.<br />

Grubun ilgilendiği konular arasında<br />

sentetik biyolojinin biyoterör amaçlı kullanılması,<br />

siber saldırılar ve ağ sistemlerinin<br />

(elektrik ağları, hava trafiği kontrol<br />

ağları, uluslararası finans ağları, vs.)<br />

hepten çökmesi olduğu gibi, bilgisayar<br />

ağlarının gelecekte ortak bir zihin oluşturup<br />

(bkz. Terminator filminde bahsi<br />

geçen Skynet) son derece güçlü bir yapay<br />

zekâ ile insanlığı tehdit etmesi gibi<br />

senaryolar üzerine kafa yoruyorlar. Ancak<br />

yukarıda bahsi geçen Edge araştırmasında<br />

Indiana Üniversitesi Bilgisayar<br />

Mühendisliği profesörlerinden Andy<br />

Clark’ın da söylediği gibi süper yapay<br />

zekâdan korkmamız için şu an için bir<br />

sebep yok, eğer ki kültür bilincini -ki insanların<br />

bunu geliştirmesi milyonlarca<br />

yıllarını aldı- önceden geliştirmeyi başaramazlarsa.<br />

Kaynaklar:<br />

[1] J Glenn Brookshear, Computer Science:<br />

an Overview, Pearson Eğitim, 11. Baskı,<br />

2012<br />

[2] http://www.guardian.co.uk/education/<br />

shortcuts/2012/nov/26/cambridge-university-terminator-studies<br />

1950 yılında Alan Turing’in makine<br />

zekâsının ölçüsü olarak Turing Testi’ni<br />

tanıtmasının hemen ardından, dama ve<br />

satranç oynayan programlar yazılarak<br />

yapay zekânın ilk pratik örnekleri de<br />

verilmeye başladı. Bir satranç programının<br />

insan ile kapışabilecek kapasiteye<br />

ulaşabilmesi için neredeyse 50 yıl daha<br />

gerekliydi. IBM’in satranç programı Derin<br />

Mavi (Deep Blue) Dünya satranç<br />

şampiyonu Garry Kasparov ile maça hazırdı<br />

(Şekil 3). Şah mat! İnsanlık olarak<br />

yapay zekâ karşısında ilk büyük yenilgimizi<br />

almıştık.<br />

2011 yılına geldiğimizde ise IBM hepimizi<br />

şaşırtacak bir başka uygulama<br />

ile insan zekâsını karşısına aldı. Riziko<br />

adıyla da TRT 1 ekranlarında boy göstermiş<br />

olan Jeopardy! oyununda, insanlarla<br />

kapışacaktı (Şekil 4). Bu oyunda amaç,<br />

yarışma sunucusu sorunun ipucunu verdikten<br />

sonra, bir butona olanca şekilde<br />

hızlıca basmak ve ipucuna karşılık gelen<br />

doğru soruyu bulmaktı. Bzzzttt! Butona<br />

erken basıp doğru cevapları veren Watson<br />

insanlığa yapay zekâ karşısında ikinci<br />

büyük yenilgisini tattırdı.<br />

Şekil 3: Deep Blue 1996 yılında 4-2 yenildiği Rus<br />

rakibini, 1997 yılında 3.5-2.5 yenmeyi başardı.<br />

Şekil 4: Watson'un yarışmaya sıradışı bir katılımı<br />

söz konusu olsa da, yarışmanın formatından ödün<br />

verilmedi.<br />

Watson’un 2011 yılında insan rakiplerini<br />

yenmesinin ardından, bir sonraki<br />

hedefinin tıbbi teşhis ve tedavi tavsiyesi<br />

alanlarında da boy göstermek olduğu<br />

haberleri yayılmaya başladı. Bu gerçekten<br />

de çok iddialı bir projeydi ve gerçekleşmesi<br />

halinde insanlığa faydası<br />

çok büyük olacaktı.<br />

Doktor Watson<br />

Yarışmanın hemen ardından IBM, Nuance<br />

Communications Inc., Columbia<br />

Üniversitesi ve Maryland Üniversitesi<br />

ile gerçekleştirdiği iş birliği sonucu olarak<br />

Watson’u doktorların tanı koyma ve<br />

tedavi önerilerine yardımcı olacak bir<br />

teşhis aracı olacak düzenleyeceklerini<br />

duyurdu [4] . Gerçek laboratuvar testlerinin<br />

ise 2012 yılında başlaması öngörülüyordu.<br />

Bu haberin üzerinden aylar<br />

geçmeden IBM’in ABD’nin en büyük<br />

sağlık yardım kuruluşu olan WellPoint ile<br />

vardıkları anlaşmanın detayları duyuruldu<br />

[5] : IBM Watson teknolojisinin ilk ticari<br />

uygulamasını hayata geçirmek adına,<br />

WellPoint Watson bazlı çözümlerini has-<br />

ta bakım hizmetlerini iyileştirmek üzere<br />

geliştirmeye karar vermiştir. Bu sayede<br />

milyonlarca Amerikalı’ya güncel ve kanıta<br />

dayalı sağlık hizmeti sunmayı taahhüt<br />

etmektedir. IBM ise bu çözümlerin<br />

üzerinde uygulanacağı temel Watson<br />

teknolojisini ve entegrasyonu sağlamakla<br />

yükümlüdür.<br />

Watson’un da sağlık sektöründe boy<br />

göstermesiyle gelecek yıllar çok enteresan<br />

gelişmelere gebe olacak gibi.<br />

Ancak hepimizin cevaplaması gereken<br />

3 önemli soru var: 1) Doktorunuzun<br />

Watson’u kullanarak hastalığınızı teşhis<br />

etmesi konusunda ne düşünürsünüz?<br />

2) Kendinizin veya çocuklarınızın hastalıklarını<br />

teşhis edecek Watson’a birinci<br />

elden, evinizden, yani direk ulaşım<br />

imkanınız olsun ister misiniz? 3) Şayet<br />

Watson’un teşhisi doktorunuzun koyduğu<br />

teşhisten farklı olursa, hangisine inanırsınız?<br />

Şekil 5: Bu teknolojinin gerçekten çok uzak<br />

olduğunu iddia edecekler için bir son söz:<br />

20 sene önce, her evde bir bilgisayar olacağını da<br />

kimse düşleyemiyordu. (Alejandro Gonzalez,<br />

USA TODAY)<br />

itü vakfı dergisi<br />

17

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!