EVR20170401

More documents

Recommendations

Info

haber evrensel haber@evrensel.net 1 Nisan 2017 Cumartesi 4 Büyüme yalan yoksulluk gerçek Enflasyon ve iþsizlikte 2016 hedeflerini tutturamayan AKP Hükümetinin büyüme tahmini de gerçekleþmedi. Orta vadeli programda 2016 için yüzde 4.5’ten 3.2’ye çekilen büyüme tahmini yüzde 2.9 olarak gerçekleþti. Açýklanan rakamlarý deðerlendiren iktisatçýlar büyümenin balon ve eþitsiz olduðuna dikkat çektiler. Ýktisatçýlar yeni hesaplama yöntemiyle açýklanan rakamlarýn gerçekliliðinin de tartýþmalý olduðuna dikkat çektiler. Hükümetin 2016’da yüzde 7.5 olarak hedeflediði enflasyon yüzde 8.53, yüzde 10.5 olarak hedeflediði iþsizlik oraný da 10.9 olarak gerçekleþmiþti. TÜÝK 2016’da 3 çeyrek için açýkladýðý hesaplama yöntemini 4. çeyrek ve 2016 için deðiþtirmiþti. Yeni yöntemle açýklanan verilerin saðlýklý olmayacaðýna dair eleþtiriler ise dikkate alýnmamýþtý. TÜÝK yeni hesaplama yöntemiyle hazýrladýðý 2016 büyüme rakamlarýna göre 2016 büyüme oraný yüzde 2.9 oldu. 2016 yýlýnda bir önceki yýl zincirlenmiþ hacim endeksine göre mal ve hizmet ihracatý yüzde 2 azalýrken, ithalat yüzde 3.9 arttý. Üretim yöntemine göre cari fiyatlarla GSYH, 2016 yýlýnda bir önceki yýla göre yüzde 10.8 artarak 2 trilyon 590 milyar 517 milyon TL oldu. Gayrisafi yurtiçi hasýlayý oluþturan faaliyetler incelendiðinde; 2016 yýlýnda tarým sektörünün toplam katma deðeri, zincirlenmiþ hacim endeksi olarak yüzde 4.1 azaldý, sanayi sektörünün toplam katma deðeri yüzde 4.5 arttý, inþaat sektörünün toplam katma deðeri yüzde 7.2 arttý ve hizmetler sektörünün toplam katma deðeri yüzde 0.8 azaldý. KÝÞÝ BAÞI GELÝR 10 BÝN 807 DOLAR! 2016 yýlýnda kiþi baþýna GSYH cari fiyatlarla 32 bin 676 TL, dolar cinsinden ise 10 bin 807 dolar olarak hesaplandý. Gayrisafi yurtiçi hasýla tahmini; zincirlenmiþ hacim endeksi olarak, 2016 yýlýnýn dördüncü çeyreðinde bir önceki yýlýn ayný çeyreðine göre yüzde 3.5 arttý. Üretim yöntemiyle gayrisafi yurtiçi hasýla tahmini, 2016 yýlýnýn dördüncü çeyreðinde cari fiyatlarla 734 milyar 393 milyon TL oldu. Hanehalký nihai tüketim harcamalarý 2016 yýlýnda bir önceki yýla göre yüzde 2.3 arttý. Hanehalký tüketim harcamalarýnýn GSYH içindeki payý yüzde 59.5 oldu. 2016 yýlýnda devletin nihai tüketim harcamalarýnýn GSYH içindeki payý yüzde 14.7 olurken, sabit sermaye oluþumunun payý yüzde 29.8 oldu. 2016 yýlýnda bir önceki yýl zincirlenmiþ hacim endeksine göre mal ve hizmet ihracatý yüzde 2 azalýrken, ithalat yüzde 3.9 arttý. (EKONOMÝ SERVÝSÝ) ÖZGÜR MÜFTÜOÐLU: EÞÝTSÝZ BÝR BÜYÜME GAYRÝSAFÝ Yurtiçi Hasýla’daki artýþýn pozitif bir durum gibi gözüktüðüne dikkat çeken Akademisyen Özgür Müftüoðlu “Ancak Türkiye’nin içinde bulunduðu duruma, dünyadaki küresel ekonomiler içerisindeki yerine baktýðýmýz zaman, küçük bir ülke ve büyümesinin çok daha yüksek olmasý lazým. Zaten AKP Hükümetinin, 2002’den sonra çok yüksek büyüme oranlarý elde etmek en çok övündüðü durumdu. Türkiye’de bu oranlarýn artýþý pozitif gibi görünse de çok yeterli deðil. Çünkü bir taraftan nüfusu da artan bir ülke. Dolayýsýyla bu büyüme Türkiye’nin ihtiyaçlarýný karþýlayacak bir büyüme deðil” dedi. Öte yandan bunun çok eþitsiz bir büyüme olduðunu ifade eden Müftüoðlu þunlarý söyledi: “Bu rakamlar hep aldatýcý oluyor. Burada esas sorulmasý gereken bu büyümeden herkese eþit bir daðýlým gerçekleþiyor mu? Kiþi baþýna düþen diyor da kimin baþýna düþüyor bu kadar gelir? Dolayýsýyla burada eþitsizlik var. Özellikle iþ güvencesinin ortadan kalkmasý, iþsizlik ve bunun baskýsý ücretli emeðin son derece kötü koþullarda çalýþmasý ve yaþamasý durumunu ortaya çýkarýyor. Bu sadece eðitimi az olan kesimler ya da kentlere yeni göç etmiþ kiþiler deðil, artýk deðiþen pozisyon uzun zamandýr kentlerde bulunan, eðitimli insanlarýn da artýk iþ bulmakta zorlandýðý ve çok düþük ücretlerle çalýþmak zorunda kaldýðý bir durumu ortaya çýkarýyor. Böyle düþündüðümüz zaman nüfusun büyük bölümünü oluþturan ücretliler, küçük üreticiler, çiftçiler, köylüler giderek daha da yoksullaþýyor. Buna karþýlýk daha da zenginleþen küçük bir kesim var. Bunlarý sokakta milyon liralýk otomobillerle, rantlarla görebilirsiniz. Özellikle devletin kamu-özel ortak iþbirliðin üzerinden sermayenin belli kesimine aktardýðý kaynaklar var. Dolayýsýyla bu büyüme Türkiye için son derece yetersizdir. Zaten orta vadeli programa göre de bir gerileme olduðu gözüküyor. Öbür taraftan da bunun eþitsiz bir büyüme olduðunu vurgulamamýz gerekiyor.” MUSTAFA SÖNMEZ: BAÞARISIZLIK YENÝ hesaplama yönteminin ilginç sonuçlar çýkaracaðýný tahmin ediyorduk.Üçüncü çeyrekte 1.8 daralan büyümenin 4. çeyrekte nasýl yüzde 4.5 büyümesiyle ilgili problemler var. Eski serinin yüzde 20 fazlasýný hesaplýyor yeni yöntem. Yeni yöntemin veri kaynaklarý açýsýndan sorunlarý var. Üretimle ilgili anketler toplayarak yapardý daha önce. Þimdi maliye verileri ve SGK’ye verilen bildirimlerle yapýyor. Firmalarýn üzerinde oynadýðý verilerle saðlýklý sonuçlar almak mümkün deðil. Bu rakamlarýn uluslararasý kurumlarý nasýl tatmin edeceði de þüpheli. Bu uyarýlarý dikkate almýyor TÜÝK. 4. çeyrekte kamu harcamalarý artýrýldý, özel sektöre saðlandý, parasal destek saðlandý ama tüm bunlar 4. çeyrekteki büyümeyi açýklamaya yetmiyor. Ýstihdam rakamlarý, iþsizlik ortadayken büyüme verileri saðlýklý deðil. Sanayiinin tüm yýl boyunca yüzde 4.5 artýþ gösterdiðini anlamak kolay deðil. Büyüme rakamlara böyle þaibeli olursa bütün veriler þaibeli olur. Tüm bunlara raðmen hükümet 3.2 olan büyüme tahminini tutturamadý. En azýnda 2.9’da tuttuk diye seviniyorlar. Ama bu oran Türkiye’yi kesmez. Türkiye’nin yüzde 5-6 büyümesi gerekiyor. Bu açýdan bakýnca ortaya çýkan rakam ciddi bir baþarýsýzlýktýr. EKONOMÝ VE POLÝTÝKA Ýzzettin ÖNDER izo40@hotmail.com BUNDA MUTLAKA BÝR ÝÞ VAR Türkiye freni boþalmýþçasýna ölümüne doðru koþ(turul)uyor. Kendileri çalýp, kendileri oynar misali, anayasa taslaðýný yapan AKP tüm hatlarý ile Türkiye’nin olduðu kadar kendi akýbetini de zorluyor. AKP milletvekilleri de, kimileri kabarýk Fetö dosyasý belasýna, kimileri de çýkar ya da korku hesabýyla, maalesef, ülkenin sürüklenmesine inanýlmaz þekilde seyirci kalýrken, kendi kaderlerini de riske atmaktadýr. Veri düzen içinde siyaset yapmanýn da bir usulü ve adabý vardýr. Usul ve adap derken daha baþtan baþlamak gerekir. Geçen haftalarda sizlerle paylaþmýþ olduðum anayasa yapýmýndaki yanlýþlarý yinelemeden söylemek gerekir ki, iþ daha baþtan yanlýþtýr. Bu noktadan baþlarsak, detaya girmeden þu kadarýný söylemekle yetinebilirim ki, AKP’nin parlamenter sayýsýný 600’e çýkartýrken temsilin daha iyi olacaðýný beyan etmesi, külliyen yanlýþ bir mantýk içermekle beraber, bu söylem, bizzat kendilerinin de ulusal iradeyi doðru ya da tam temsil etmediðini düþündükleri parlamentoda çok ciddi bir icraatta bulunmuþ olduklarýnýn kanýtýdýr. HDP’nin temsil kabiliyetinin izale edilmiþ olmasý da baþlý baþýna parlamentonun ne denli anayasa gibi bir konu üzerinde çalýþma kabiliyetinin olmadýðýnýn çok temel göstergesidir. Hele de çirkin ortaklýk dýþýnda kalan muhalif siyasi gruplara parlamentoda yapýlan çirkin saldýrýlar AKP’nin kara lekesi olarak yaþamý boyunca alnýnda kalacaktýr. Referanduma gidilirken, eðer “hayýr” oyu verecekler vatan haini olarak yaftalanacaksa, o zaman bu süreç suçlularýn (?) tespiti ve fiþlenmesi için mi iþletilmektedir? “Hayýr” oylarýnýn aðýrlýk kazanmaya baþladýðý anlaþýldýkça yükselen hiddet ve þiddet niçin? Eðer söz ve karar halkýn ise ve halk bu yetkisini bir kez ve son kez deðil de, devamlý olarak kullanmak istiyorsa tabii ki “hayýr” oyu kullanacaktýr, kimin buna ne deme yetkisi olabilir ki? Gerek parlamentonun gereði þekilde çalýþtýrýlmadan bir anayasa taslaðýnýn geçirilmesinde izlenen yönteme, gerek salt partililerin deðil, devletin de en üst makamýný iþgal edenlerin mevki ve makamlarýna yakýþmayacak düzeyde sokaða inerek “evet” için çalýþma(!) yapmalarýna bir anlam vermek durumundayýz. Öyle anlaþýlýyor ki, yapýlmak istenen deðiþikliðin, tek bir oy farkla dahi geçmiþ olmasý kan davasýný sürdürenleri bir þekilde rahatlatacaktýr. Oysa kamu makamlarýný böylesine iþgal edenler hiç deðilse þu kadarýný adlarý gibi bilirler ki, ya da bilmeleri gerekir ki, rejim deðiþikliðine gidiliyor olmadan basit ve olaðan bir anayasa deðiþikliði dahi belirli düzeyde nitelikli çoðunluk oyunu gerektirir. Çünkü anayasalar tüm toplumu ihata eden, tüm toplumca benimsenmesi gereken toplumsal yaþam ve iþleyiþ kurallarýdýr. Maalesef görülüyor ki, yürüyüþte hiçbir kural ya da teamüle uyulmuyor. Adeta yaþamýnýn son aþamasýna gelmiþ bir faninin vasiyet tanzimindeki acele ve ýsrarýný anlamak durumundayýz. Dünyanýn merkezi, su ve petrol alanlarý ile önemli olan Ortadoðu’da þimdilik saðlam duran tek Ýran var. Ýran’ýn yanýnda ise, maalesef, halen emperyalizmin güçlü etki ve sarsýntý alanýna girmiþ olan Türkiye bulunmaktadýr. Bir zamanlar Türkiye’de “Ýran olmak istemiyoruz” sloganlarý atýlýrken, sanýrým þu sýralarda da Ýran’da “Türkiye olmak istemiyoruz” sloganlarý atýlmaktadýr. Ýþte referanduma giderken bu aceleyi, kiþisel hýrs ve korkuyu yadsýmadan, ancak salt bu faktöre baðlamadan, dünya siyaseti ve emperyalizm baðlamýnda ele almalýyýz. Türkiye Ortadoðululaþtýrýlmaya çalýþýlýrken, Arap dünyasýnýn uyanmasý önüne takoz mu yapýlmaktadýr, yoksa emperyalizmin emrinde Ortadoðu’nun bekçisi ya da çobaný mý yapýlmak istenmektedir? Belki de Ortadoðu’da kanlý bir mezhep çatýþmasý görüntüsünde Sünni Þii gruplar arasýnda önce siyasi hakimiyet alan kavgasý, bilahare sýcak çatýþma mý istenmektedir? Belki de Ýran’a bu kanaldan müdahale düþünülüyor olabilir. Devletler, bir kurþun dahi atmadan baþka nasýl parçalanýr ki! PRF. DR. ERÝNÇ YELDAN: SAÐLIKSIZ BÜYÜME YENÝ büyüme tahmini yöntemi adý altýnda eski büyüme rakamlarýyla yenilerini karþýlaþtýrmanýn çok anlamlý olmadýðýný ve bu yeni yöntemin istatistiksel olarak da doðrulunun temiz sýnmadýðýný biliyoruz. Eski büyüme metodolojisi yeni metodoloji karþýlaþtýrmasý teknik olarak doðru deðil. Bunun ötesinde bir iktisadi yorum yapmak gerekirse 4. çeyrekteki 3.5 büyümenin kaynaðýnýn yatýrýmlar, sürdürülebilir ve saðlýklý olmadýðýný söyleyebiliriz. Kaynaðý belirsiz sermaye giriþimi ve inþaat balonunun þiþkinliðine dayanan bir büyümeden bahsedebiliriz. PROF. DR. SÝNAN ALÇIN: BÜYÜME RAKAMLARI SÝYASÝ TÜÝK, açýladýðý 2016 büyüme rakamlarýyla ulusal hesaplarda gerçekleþtirdiði revizyonun iþe yaradýðýný göstermiþ oldu. TÜÝK, üretimin býçak gibi kesildiði, kapasite kullaným oranýnýn düþtüðü, iþsizliðin rekor seviyelere yükseldiði bir dönemde Türkiye ekonomisinin yüzde 2.9 oranýnda büyüdüðünü iddia etmektedir. Bu büyüme rakamýnýn tamamen referandum sürecinde kamuoyunun algýsýný yönetmeye, etkilemeye dönük bir veri olduðunu görüyoruz. Çünkü 2016 yýlý son çeyreði, kendinden bir önce çeyrekten çok daha fazla durgunluðun, üretimde ciddi kesintilerin yaþandýðý bir dönemdir. 2016 yýlýnýn 3. çeyreðinin büyüme oraný eksi 1.8 olarak açýklanmýþken kendinden daha beter bir dönemde yüzde 3.5’lik bir büyümenin olduðuna inanmak pek mümkün deðil. TÜÝK bu ‘baþarýyý’ neye borçlu diye sorduðumuzda da bu ulusal hesaplardaki revizyonla birlikte kullanmaya baþladýðý zincirleme hacim endeksin bunu verdiðini görüyoruz. Bu yeni hesaplama yöntemi büyümeyi üretimden koparmaktadýr. Büyüme doðrudan girdi maliyetlerindeki azalýþa baðlý bir katma deðer artýþýna baðlanmaktadýr. Burada da temel bu büyüme oranýnýn dayanaðý enerji fiyatlarýndaki göreli düþüklük ve göçmen iþçilerin emeðidir. Nitekim sektörel bazda baktýðýmýzda inþaat sektöründe yüzde 7.2’lik bir üretim artýþýnýn ortaya çýktýðý görülmektedir. Bir taraftan iþsizlikte tarihi rekor kýrýlýrken, bir tarafta inþaatta bu kadar büyümenin ortaya çýkmasýnýn gerisinde de göçmen iþçiler yatmaktadýr. Yine 2016 yýlý büyümesinde TÜÝK temel itici gücün iç tüketim harcamalarýndan kaynaklandýðýný (yüzde 59.5) iddia etmektedir. Ýþsizliðin bu kadar yükseldiði, ekonomiye duyulan güvenin tarihsel olarak dip düzeylerde seyrettiði dönemde iç tüketim harcamalarýnda yaþanan bu artýþ gerçekten gariptir. Ýktidarýn bu büyüme oranlarýyla vermeye çalýþtýðý mesajý, Maliye Bakaný da veriler açýklandýktan hemen sonra söyledi. ‘Darbe giriþimi Türkiye ekonomisini etkilememiþtir. 16 Nisan referandumu sonucunda eðer evet çýkarsa Türkiye ekonomisi çok daha hýzlý biçimde büyüyecektir’ algýsý yaratýlmaya çalýþýlmaktadýr. Dolayýsýyla TÜÝK’in açýkladýðý bu büyüme rakamlarý iktisadi açýdan anlamsýz, tamamen siyasi nitelikli verilerdir. Ýþsizliðin yüzde 12’lere dayandýðý bir ekonomide büyüme varsa da bunun ancak rant çevrelerine ve sermaye kesimine yaradýðýný söyleyebiliriz. Nitekim göçmen iþçilerin ‘fýrsata’ dönüþtürüldüðü bir dönemden geçiyoruz. Bu rant ekonomisinin temel dayanaðý da müteahhitlik-inþaatçýlýk hizmetleridir. Ýnþaat sektörü iþçilere mevsimlik, geçici, güvenceden yoksun, sigorta hakký olmayan iþleri dayatmaktadýr. Dolayýsýyla göçmen iþçilere reva görülen standart, aslýnda Türkiye’deki tüm iþçi sýnýfý ve emekçiler için de yeni standartlar olarak dayatýlmaktadýr. DOÇ. DR. MURAT BÝRDAL: ÝÞGÜCÜ BÜYÜMESÝNÝN ALTINDA ÖNCELÝKLE bu son yapýlan büyüme rakamlarýnýn hesaplanmasýndaki revizyonla birlikte zaten ciddi bir gücen kaybý oluþtu. Açýklamakta Hükümetin de zorlandýðý kimi durumlar söz konusu oldu, tasarruf rakamlarý vs. gibi. Ama bunun da ötesinde açýklanan büyüme rakamýnýn iki özelliði var. Birincisi, her ne olursa olsun Türkiye ortalamasýnýn altýnda. Çünkü iþgücü büyümesi çok daha üzerinde seyrediyor. Dolayýsýyla istihdamý koruyabilmek için yüzde 4 civarýnda büyümeye ihtiyaç duyuyor Türkiye. Ama bunun da ötesinde gördüðümüz büyüme rakamý yüzde 3 civarýnda. Ama ayný dönem içerisinde 2 puana yakýn iþsizlikte artýþ var. En son yüzde 12.7’lik bir iþsizlik vardý. Dolayýsýyla ayný dönem içerisinde iþsizlikte bir týrmanýþ var. Bunun ötesinde büyümenin dinamiklerine baktýðýmýzda iki þey göze çarpýyor. Birincisi iç tüketim odaklý bir büyüme. Bu sorunlu. Yine ayný dönem içerisinde ihracatta bir azalma ve ithalatta bir artýþ göze çarpmakta. Bunun ötesinde iç tüketim derken de birincisi, devlet harcamalarý. Yani hane halkýnda bir zenginleþme yok. Devletin nihai tüketim harcamalarýnda ciddi bir artýþ var. Bu çekici güç oluþturmuþ. Ýkincisi de sektörel olarak baþý çeken inþaat sektörü gözüküyor. Yani bir yandan kamu harcamalarýn artýrýlmasý, diðer taraftan inþaat sektörünün pompalanmasýyla birlikte ayakta tutulan bir ekonomik yapýdan bahsediyoruz. Ýmalat sanayini geliþtirecek bir hamle olmadýðý sürece istihdam da zaten daralmaya devam edecek. O yüzden iþsizlikle büyümeyi kol kola gördüðümüz bir süreç yaþýyoruz. Bu büyümenin sokaktaki vatandaþa yansýmamasýnýn sebebi de bu.
haber evrensel haber@evrensel.net 1 Nisan 2017 Cumartesi 5 KISA... KISA... Ýki ay çalýþtýrýp iþten attý FETHÝYE’de çalýþtýklarý ev eþyasý maðazasýnda çalýþan 10 iþçi, iþten çýkarýlmalarýna raðmen, içeride kalan aylýk ücretlerini alamadýklarýný bildirdi. Ýþyeri önünde eylem yapmaya hazýrlanan 10 maðaza çalýþaný, polis ekiplerinin uyarýsýyla Fethiye Belediyesi Kültür Merkezi önüne geldi. Ortalama 2’þer bin lira alacaklarýnýn bulunduðunu, maðazanýn ise kendilerine ödeme yapmamakta direndiðini söyleyen çalýþanlardan Ahmet Taka “Bizi kullandýlar. Maðazanýn açýlýþýný yaptýrýp, daha sonra iþten çýkardýlar. Borçlarýmýz var ve hepimiz maðduruz” diye konuþtu. (MUÐLA) Sürücü aðýr yaralandý TEKÝRDAÐ’ýn Ergene Ýlçesi’nin Marmaracýk Mahallesi çevreyolu giriþ virajýnda kaza meydana geldi. Mehmet Kaya yönetimindeki beton mikseri, Marmaracýk Mahallesi çevreyolu virajýna geldiði sýrada, bilinmeyen nedenle kontrolden çýkýp bariyere çarparak devrildi. Kazada sürücü Kaya yaralandý. Ambulansla Çorlu Devlet Hastanesi’ne kaldýrýlarak tedavi altýna alýnan Kaya’nýn saðlýk durumunun ciddiyetini koruduðu belirtildi. (TEKÝRDAÐ) Antalya’da þoförü dövdüler VARSAK yönünden Lara’ya seyreden 29 yaþýndaki Berkan Ercan yönetimindeki Antalya Büyükþehir Belediyesi’ne baðlý halk otobüsü, Baraj Mahallesi’ne geldiði sýrada yoldan geçen motosikletli 2 kiþinin taþlý saldýrýsýna uðradý. Saldýrý üzerine otobüs þoförü Berkan Ercan, aracý durdurarak polisten yardým istedi. Otobüsün camlarýna taþ atarak yolculara korku dolu anlar yaþatan saldýrganlardan biri, otobüsün yanýna gelerek Berkan Ercan’ý tartakladý. Saldýrgan, taþla yüzüne vurduðu þoförü çeþitli yerlerine tekme atarak yaraladý. (ANTALYA) Demir yüklü kamyonet devrildi BEYKOZ’da Bayram Hýz’ýn kullandýðý demir yüklü kamyonet döner kavþakta devrildi. Kazada araç içinde sýkýþan sürücü itfaiyenin müdahalesiyle kýsa sürede kurtarýldý. Kamyonette bulunan Barýþ Özbilgin ise kazayý hafif sýyrýklarla atlattý. Yaralýlar olay yerine gelen ambulanslarla hastaneye kaldýrýlýrken hayati tehlikelerinin olmadýðý öðrenildi. (ÝSTANBUL) Saðlýk için ne zaman borçlandýk? Birsen SEYHAN Saðlýk ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikasý Genel Sekreteri Genel Saðlýk Sigortasý (GSS) sisteminin can yakýcý maddelerinin yürürlüðe girmesinin üzerinden beþ yýl geçti. Saðlýðýn paralý hale gelmesinin en önemli adýmý GSS uygulamasýydý. Toplumsal ihtiyaçlarýn deðil kârýn esas alýndýðý; halktan toplanan vergilerle deðil saðlýk primi, katký ve katýlým paylarý ile hizmet alanlarýn bedelini ödemesi koþuluna baðlanmýþ bir sistem. Oysa saðlýk, sosyal hizmet ve sosyal güvenlik gibi hizmetlere ulaþmak ve yararlanmak temel insan hakkýdýr. Bu hizmetleri “bedel” ödeyene sunmak, hak olmaktan çýkarmak demektir. Zorunlu GSS 1 Ocak 2012’de o günün ve bugünün iktidarý tarafýndan “Türkiye’de ikamet eden herkes saðlýk güvencesine kavuþacak” diye sunulmuþtu. Ancak görüldü ki, vatandaþýn sisteme girebilmesi için gelir testinden geçmesi gerekiyordu. Bu testle halk yoksulluðunu ispat etmek zorunda býrakýldý. Aksi halde yüksek miktarlarda prim ödeme zorunluluðu getirildi. Her yýl büyük þirketler için milyarlarca liralýk vergi affý getirilirken, yoksullarýn aldýðý düzenli olmayan ve çok küçük miktardaki sosyal yardýmlar bile gelir olarak kabul edildi. Gelir testi yaptýrmayan kiþilere ise en yüksekten prim borcu çýkarýlmaya devam edildi. KUYRUKLAR BÝTMEDÝ, BÝR DE BORÇLANDIK “Paran kadar saðlýk” mantýðýyla iþleyen bu sistemle çok sayýda insan prim borçlusu durumuna düþtü. Gelir testi yaptýrmadýðý için borcu birikenlerin sayýsý milyonlarla ifade ediliyor. Kanuna göre ancak borçlarýn yeniden yapýlandýrýlmasý halinde kamu saðlýk hizmetlerinden yararlanýlmaktadýr. Bu yapýlandýrma iþleminin defalarca tekrarlanmasý bir yandan sistemin bozukluðunu gösterirken asýl olarak da halkýn iþsizliðini ve yoksulluðunu açýk etmektedir. Sonuçta saðlýk hizmetlerinde kuyruklar bitmediði gibi katký payý, saðlýk hizmetine ulaþamama, hizmetin niceliði artarken niteliði düþmüþ, eþitsizlikler daha da artmýþtýr. Tablo ortadayken þimdi iktidar çýkmýþ “Ayda 53 liraya aile boyu saðlýk” diye müjde veriyor! “Devrim gibi karar” deniyor! “Borcu olanlarýn faizleri silinecek, borç azalacak” diyor! Sahi biz ne zaman hakkýmýz olan saðlýk ve emeklilik için borçlandýk, bir de faizini biriktirdik? HASTAYA ZORLUK, ÖZEL HASTANELERE KOLAYLIK “Saðlýkta Dönüþüm Programý” saðlýk hizmeti verenler için de hizmeti alanlar için de tam bir yýkým programý olmuþtur. Saðlýða ulaþmanýn önünde bir engel de saðlýk uygulama tebliðidir (SUT). Sürekli deðiþen teblið maddeleri ile baþta kronik hastalar, protez kullananlar, yataða baðýmlý hastalar olmak üzere bir çok maðduriyet yaþanmaktadýr. Sosyal güvenlik kurumu, maliyetler nedeniyle pek çok ilacý kapsam dýþý býrakmýþtýr. SUT’lar ile getirilen kýsýtlamalar nedeniyle çok sayýda hastanýn zorunlu olarak kullanmasý gereken ilaç ve diðer saðlýk ürünleri SGK bütçesinden ödenmemekte ve bu hastalar ölüme terk edilmektedir. Bazý ilaçlar da üretimi ve ithali durmuþ olduðundan hiç bulunamamaktadýr. Vatandaþlarýnýn yaþadýðý sorunlara bu denli duyarsýz bir sosyal güvenlik kurumu konu iþveren ve özel hastanelere geldiðinde son derece kayýrmacý bir yol izlemekte, kesilmesi gereken cezalarý kesmemekte, borçlarý kolaylýkla silmektedir. EÞEÐÝ KAYBETTÝRÝP BULDURUYORLAR Referanduma çok yaklaþtýðýmýz bugünlerde “SGK’den iyi haber” baþlýðý ile halkýn maðduriyeti üzerinden ‘evet’ oyu devþirilmeye çalýþýlmaktadýr. Saðlýk Bakanlýðý, SUT’de bazý deðiþiklik ve fiyat güncellemeleri yaparak 119 kalem malzemenin temininde ve hastalara ödemede kolaylýk saðlanacaðýný açýklamaktadýr. Oysa ayný malzemelerin SGK tarafýndan ödenmemesi uygulamasý için SUT’de deðiþiklik yapan da yine bu iktidar ve bu iktidarýn Saðlýk Bakanlýðýydý. Tam da “eþeðini kaybettirip, buldurma hikayesi”nde olduðu gibi. Vergi ödüyoruz, zorunlu primimiz kesiliyor. Yetmiyor sürekli artan katký katýlým, muayene, ilaç katýlým payý vb. 15-16 kalem cepten ödeme yapýyoruz. Ortez, protez takýlýnca parasý bizden çýkýyor. Son tebliðle saðlanan kolaylýk mýdýr bu durumda? Halký düþünüyorlarsa yapacaklarý tek þey var; saðlýðýn ücretsiz sunulmasý ve hiçbir ad altýnda para alýnmamasý. Ýktidara soruyoruz, var mýsýnýz? ÝZELMAN’da teklif arttý anlaþma saðlandý Metehan UD Ýzmir GREV kararýný asýlmasý beklenen ÝZELMAN’da, Ýzmir Büyükþehir Belediyesi’nin teklifini yüzde 9’dan yüzde 11.5’e çýkarmasý üzerine anlaþma saðlandý. Anlaþmayla 2009 ve 2011’de daha düþük ücretle iþe alýnan iþçilerin ücretinin ayný iþi yapan iþçilerle eþitlenmesi talebi de kabul edilerek takvime baðlandý. Teklif Genel-Ýþ iþyeri temsilcileri tarafýndan da onaylandý. Ýzmir Büyükþehir Belediyesi’ne ait ÝZELMAN Þirketi’nde örgütlü Genel-Ýþ Ýzmir 1 ve 3 No’lu þubeler ile belediye bürokratlarý arasýnda süren sözleþme görüþmelerinin týkanmasý üzerine sendika grev kararý aldý. Kararýn belediye binasýna asýlmasýna saatler kala taraflar yeniden masaya oturdu. Belediye bürokratlarý ile sendika temsilcilerinin katýldýðý toplantýda büyükþehir belediyesi zam teklifini yeniledi. Daha öncesinde krize yol açan yüzde 9’luk zam önerisi yüzde 11.5’e çýktý. Gelen son teklif üzerine sendika, temsilcileri olaðanüstü toplantýya çaðýrarak teklifi paylaþtý. Son teklifin temsilcilerin büyük bir çoðunluðu tarafýndan kabul edilmesi üzerine grev kararýndan vazgeçilerek anlaþmaya varýldý. Sözleþme gelecek hafta içi iþçilerin de katýldýðý törenle imzalanacak. EKSÝK ÜCRETLER TAKVÝME BAÐLANDI Yeni anlaþmaya göre, en düþük günlük yevmiye 85 liraya çýkarken en yüksek yevmiye ise 99 liraya çýktý. Sözleþmeyle þimdiye kadar çözülemeyen ücret adaletsizliðinin giderilmesi için de adým atýldý. Þirkete 2009 yýlýnda yüzde 20 eksik ücretle iþe alýnan iþçilerin ücretleri tam ücret seviyesine çekilirken, 2011 yýlýnda yüzde 40 eksik ücretle iþe alýnanlarýn ücretlerinin ise 6 yýl içinde tam ücret seviyesine çekilmesi konusunda anlaþma saðlandý. Ýþçi ücretlerine ikinci yýl ise enflasyon oranýnda artýþ yapýlacak. Yüzde 11,5’lýk zam önerisi sosyal maddelerde geçerli olurken, sosyal haklardaki farklýlýklar takvime baðlanmadan eþitlendi. Toplamdaki artýþ ise ortalama yüzde 16 oldu. ÝLK DEFA TÝS’E GÝREN MADDELER VAR Ýzin hakký 30 günden 33 güne çýkarken, tüm dini ve milli bayramlarda çalýþma 3 yevmiyeye çýktý. Ýlk defa TÝS’e giren maddelere göre, boþanmýþ ve çocuðun velayetini alan iþçiye aile yardýmý, yýl boyunca devamsýzlýk yapmayan iþçiye 4 günlük iþe teþvik primi ve koku primi ödenecek. Ayrýca iþ kazasý geçiren iþçinin sadece yemek ücretinin kesilmesi konusunda da anlaþma saðlandý. ‘2019’DA MASAYA DAHA GÜÇLÜ OTURACAÐIZ’ Anlaþma ile ilgili konuþtuðumuz Genel- Ýþ Ýzmir 3 No’lu Þube Baþkaný Güral Doðan, teklifin ülke þartlarýna göre yeterli olmadýðýný ama son yýllarýn en iyi sözleþmesini imzaladýklarýný dile getirdi. 2019’daki sözleþme görüþmelerinde masaya daha güçlü oturacaklarýný dile getiren Doðan “Bizim bu sözleþmedeki esas kazanýmýmýz eksik farklarýn ortadan kaldýrýlmasýný saðlamak oldu. Bir sonraki sözleþmede sadece taban ücreti üzerinden masaya oturacaðýz. Bütün enerjimizi yüzdeler üzerine veriyorduk. Biz yetkiyi, gücü tabandan alýrýz. Son kararý da temsilci arkadaþlarýmýz verdi. Bundan sonra daha insanca yaþam mücadelemizi sürdüreceðiz” dedi. Memur Sen de baþkanlýk peþinde AKP iktidarýyla birlikte üye sayýsýný yüzde 2240 oranýnda artýrarak 41 binden 956 bine çýkaran Memur-Sen, “Çok baþlýlýðý da ortadan kaldýrmak gerekir” diyerek KESK ve Kamu-Sen’in toplusözleþme masasýna alýnmamasýný istedi. Kamu Ýþvereni ile Sendikalar geçtiðimiz salý günü bir araya gelerek 2017 yýlýnýn ilk Kamu Personeli Danýþma Kurulu toplantýsý gerçekleþtirdi. Çalýþma Bakaný Mehmet Müezzinoðlu baþkanlýðýnda yapýlan ve sendikalarýn taleplerini ve eleþtirilerini dile getirdiði toplantýda, hükümet her zamanki gibi, talepleri göz önünde bulunduracaðýný söylemekle yetindi. AKP ÝLE YÜZDE 2240 BÜYÜDÜ Esas tartýþma hükümete yakýnlýðý ile bilinen ve AKP’nin iktidara geldiði 2002 yýlýnda 41 bin olan üye sayýsýný 2016 yýlý itibariyle yüzde 2240 oranýnda artýrarak 956 bine çýkaran Memur Sen ile diðer kamu emekçisi konfederasyonlarý KESK ve Kamu-Sen arasýnda yaþandý. Memur-Sen Genel Baþkaný Ali Yalçýn, yetkili sendika olarak “iþin külfetini çektiklerini ve bunun bir getirisi olmasý gerektiðini” ileri sürerek, iþçi sendikalarýndaki gibi bütün kamu çalýþanlarýnýn üyesi olduklarý sendika ve konfederasyonlarýn yaný sýra kendilerine de dayanýþma aidatý ödemeleri gerektiðini savundu. Ayrýca, toplusözleþme yapým aþamasý içinde “yetki” tartýþmasý açan Yalçýn, muhalif sendikalarý kast ederek, “Bunlar yasanýn merhametiyle masada bulunuyorlar. Buna son verilmesi gerekiyor. Yetkisi olmayanýnýn masada, görüþmelerde olmamasý noktasýnda hem evrensel hem de ülkemizde iþçi sendikacýlýðýnda uygulanan doðrularýn hayata geçirilmesi gerekiyor. Diðer alanlarda olduðu gibi buradaki çok baþlýlýða da son vermek gerekiyor” dedi. Duruma tepki gösteren KESK ve Kamu-Sen temsilcileri, “Asýl Memur-Sen bu masada hükümetin merhametiyle bulunuyor” dedi. KESK Eþ Genel Baþkaný Þaziye Köse þöyle tepki gösterdi: “Memur Sen Genel Baþkaný’nýn her toplantýda, toplusözleþme masasýnýn bileþimine iliþkin kurduðu bu basmakalýp cümleler artýk býkkýnlýk verdi. Arkalarýndaki siyasi iktidar desteði çekildiðinde geriye ne kalacaðý herkesin malumu olan konfederasyonun genel baþkaný toplusözleþmeye katýlým konusunda iþçi sendikalarýný örnek veriyor; ama grev hakkýndan haberi bile yok. Hiç olmazsa önce grevi içermeyen bu garabet toplusözleþme düzenine iliþkin bir iki cümleniz olsun.” ÝHRAÇLARI SAVUNDU Öte yandan referandum için “evet propagandasý” yapan Memur-Sen’in ihraç edilen kamu emekçileri için dile getirilen eleþtirilere de hükümetten önce cevap verdiði öðrenildi. Bakanýn, yapýlan ihraçlarda yanlýþlýk olabileceðini söylemesine raðmen Memur- Sen Genel Baþkaný Yalçýn’ýn, “mesele vatansa gerisi teferruattýr” diyerek ihraçlarý savunduðu öðrenildi. (Ankara/DÝHABER) Kadro verecek olsalar bir gecelik iþ! HAK-ÝÞ Genel Baþkaný Mahmut Arslan, referandumda evet oyu istemek için taþeron iþçilerin yýllardýr çözülmeyen kadro talebine el attý. Arslan, twitter hesabýndan “Yeni Anayasa ile taþeron emekçilerin, geçici ve mevsimlik iþçilerin sorunlarýnýn çözümü konusunda da daha hýzlý yol alýnýr” mesajýný paylaþtý. Bu açýklama tepki çekti. Güzellik salonlarýnýn sorunlarýnýn bile KHK ile çözüldüðüne dikkat çeken iþçiler, “Kadro verecek olsalar bir gecelik iþi var. Biz taþeronlar yemiyoruz bu oyunlarý” dedi. Twitter’dan Arslan’a yönelik tepkiler þöyle: -Taþerona kadro vermek isteyenler 1 gecede çoktan vermiþti. Bu oyalama, kandýrma, uyutmadýr. Biz taþeronlar yemiyoruz bu oyunlarý. -Siz Allah’tan korkmaz mýsýnýz? Nasýl iþçi savunucusu oluyorsunuz! Ýsteseler tek bir kararname ile kadro verirler. Anayasa ne alaka. -Trafik cezalarýný bile KHK ile artýrdýlar. Taþerona kadro verecek olsalar yeni anayasayý mý bekleyecekler? -Ýþçilerin duygularýný sömürmeye utanmýyor musunuz? Þimdiye kadar ellerini tutan mý vardý? Hadi oradan. -Güzellik merkezinin sorununu KHK ile çözen, iþçiler için anayasa mý deðiþtirmesi lazým? Saray’da cereyanlý yere oturtmuþlar sizi. -Kadro verecek olsalar bir gecelik iþi var. Bu kadar yalan dolan olmaz arkadaþ. Ýþçi misiniz, komisyoncu musunuz karar verin! -Þimdi elini kim tutuyor ki? Hiç inandýrýcý deðil. (Ýstanbul/EVRENSEL) DÝSK/GIDA-ÝÞ’TEN AÇIKLAMA DÝSK/Gýda-Ýþ Genel Baþkaný Seyit Aslan da, Hak-ÝÞ Baþkaný’na twitterdan tepki gösterdi. Aslan, “Buna inanarak mý söylüyorsunuz? Býrakýn iþçilerin duygularýný sömürmeyi, taþeronu yaratanlar taþeron sorunun çözemez” dedi.
Page 1 and 2: Hayýr, kutuplaþmayý daðýtmak i
Page 3: haber evrensel haber@evrensel.net 1
Page 7 and 8: haber evrensel haber@evrensel.net 1
Page 9 and 10: politika evrensel politika@evrensel
Page 11 and 12: evrensel 1 Nisan 2017 Cumartesi d
Page 13 and 14: medya evrensel medya@evrensel.net 1
Page 15 and 16: evrensel spor@evrensel.net 1 Nisan

EVR20170401

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

Delete template?

Save as template?