EVR20170401
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
haber<br />
evrensel<br />
haber@evrensel.net<br />
1 Nisan 2017 Cumartesi<br />
7<br />
SELMA GÜRKAN: ÜST ÜSTE KONAN ÝKÝ DARBE ANAYASASINDAN DEMOKRASÝ ÇIKMAZ<br />
Ýþçiler, kadýnlar, gençler rahatsýz<br />
Çaðrý SARI<br />
Ýstanbul<br />
Emek Partisi (EMEP), referandum<br />
sürecinden çok önce yaptýðý<br />
deðerlendirmeyle, Cumhurbaþkaný<br />
Erdoðan ve AKP<br />
Hükümeti’nin uygulamalarýnýn<br />
“tek parti-tek adam yönetimine giden yollarý<br />
döþediði” tespitinde bulundu. Anayasa<br />
deðiþikliði paketinin oylanacaðý referandumu<br />
bu açýdan “tarihi bir eþik” olarak nitelendiren<br />
EMEP, “Tek adam yönetimine<br />
hayýr” sloganýyla mücadele çaðrýsý yaptý.<br />
EMEP Genel Baþkaný Selma Gürkan<br />
özellikle fabrika ve iþyerleri ile emekçi<br />
mahallelerine yönelik yürüttüðü çalýþmayla<br />
AKP’li, MHP’li demeden her kesimden<br />
iþçi ve emekçiyle buluþtu. Gürkan’a<br />
çalýþmalarý sýrasýndaki gözlemlerini,<br />
evet ya da hayýr sonuçlarýnýn memleket<br />
açýsýndan neyi ifade edeceðini sorduk.<br />
Gürkan iþçilerin, kadýnlarýn, gençleri,<br />
toplumun tüm kesimlerinin gerek<br />
ekonomik, gerek sosyal haklar konusunda<br />
huzursuzluk yaþadýðýný anlattý. Gürkan<br />
daha demoktarik bir toplum için halký<br />
‘hayýr’da birleþmeye çaðýrdý.<br />
“<br />
Referandumu Türkiye için neden tarihi<br />
bir eþik olarak tanýmlýyorsunuz?<br />
Cumhurbaþkaný Erdoðan ve hükümetin<br />
yapmak istediðini, basitçe anayasanýn<br />
18 maddesinin deðiþtirilmesi olarak göremeyiz.<br />
Her ne kadar hükümet cenahýndan<br />
“rejim deðil hükümet sistemi deðiþikliði<br />
öneriyoruz” söylemi öne çýkarýlarak geçiþtirilmeye<br />
çalýþýlsa da, Türkiye’nin politik<br />
sisteminde önemli deðiþiklikler yapýlmak<br />
isteniyor. Referandumda evet ya da hayýr<br />
demeyi, demokratik haklar ve siyasal özgürlükler<br />
açýsýndan tartýþmamýz gerekiyor.<br />
Bütün bir halkýn devlet yönetimine katýlýp<br />
katýlmamasýnýn, siyasal demokrasi ihtiyacýnýn<br />
bir parçasý olarak tartýþmamýz gerekiyor.<br />
Biz, ülke yönetimine dair bütün yetkilerin<br />
tek adamda toplanmasýna, yargýnýn,<br />
yasama yetkisinin, yürütmenin tek elde<br />
toplanmasýna karþýyýz. Referandumda<br />
da iþçiler ve emekçiler esas olarak buna<br />
evet ya da hayýr diyecek. Ýþin özeti budur.<br />
HALKA ‘BÝZÝ SEÇÝN GERÝSÝNE<br />
KARIÞMAYIN’ DÝYORLAR<br />
Referandum parlamenter sistem ve tek<br />
adam arasýnda bir tercih olarak tartýþýlýyor.<br />
Sizin bu konudaki yaklaþýmýnýz nedir?<br />
Mevcut sisteme yönelik eleþtiriler bütünüyle<br />
haksýz mý?<br />
Þunu söylemiyoruz; Mevcut parlamenter<br />
sistem iþliyor, siyasal demokrasinin<br />
kurallarý egemen durumda. Aksine mevcut<br />
siyasal sistem yeterince anti demokratik.<br />
Çünkü 12 Eylül askeri darbesinin felsefesi<br />
ile oluþturulmuþ bir anayasa var.<br />
Demokratik haklar, siyasal özgürlükler<br />
açýsýndan zaten problemli bir siyasal sistem<br />
var. Bunu daha baskýcý bir tek adamtek<br />
parti düzeniyle deðiþtirmeye ihtiyaç<br />
yok. Bir darbe rejimi üzerine inþa edilen<br />
bir anayasanýn, baþka bir darbeci anlayýþla<br />
deðiþtirilmesinin demokrasi getirmeyeceði<br />
gün gibi ortada. Üst üste konan iki darbe<br />
anayasasýndan demokrasi çýkmaz.<br />
Bu deðiþiklik kabul<br />
edilirse, biçimsel de<br />
olsa halkýn hiçbir<br />
denetim ve sorgulama<br />
mekanizmasý<br />
olmayacak. Yani halka<br />
‘5 yýldan 5 yýla sandýk<br />
kuyruðuna girin,<br />
oyunuzu verin,<br />
bizi seçin ve<br />
gerisine karýþmayýn’<br />
diyorlar.<br />
Ama iktidar 12 Eylül anayasasýndan<br />
kurtulmayý vaat ediyor, sýkýyönetim kalkacak<br />
söylemini<br />
kullanýyor...<br />
Geçmiþte<br />
sýkýyö-<br />
”<br />
netim mahkemelerini, devlet güvenlik<br />
mahkemelerini, istiklal mahkemelerini<br />
gördük. Ama bunlar her seferinde demokrasi<br />
mücadelesiyle iþlevsiz kýlýndý. Fakat<br />
bir þekilde yerine daha aðýr koþullarda bir<br />
düzenleme getirdiler. Þimdi de biçimsel<br />
olarak sýkýyönetim kaldýrýlýyor gibi görünebilir<br />
ama Cumhurbaþkanýna verilen<br />
olaðanüstü hal ilan etme ve kararname çýkarma<br />
yetkisi sanýrým önümüzdeki dönem<br />
sýkýyönetimi aratacak uygulamalarý getirecek.<br />
“Evet” kanadý, daha demokratik bir<br />
Türkiye olacaðý iddiasý ile gerekçelendiriyor<br />
tezlerini. Ama bu deðiþiklik kabul edilirse,<br />
biçimsel de olsa halkýn hiçbir denetim<br />
ve sorgulama mekanizmasý olmayacak.<br />
Yani halka “5 yýldan 5 yýla sandýk kuyruðuna<br />
girin, oyunuzu verin, bizi seçin ve<br />
gerisine karýþmayýn” diyorlar.<br />
GENÇLER GELECEK<br />
KAYGISI DUYUYOR<br />
Cumhurbaþkanýnýn yargýlanabilecek<br />
olmasý, milletvekilli yaþýnýn 18 yaþa düþürülmesi<br />
‘demokratikleþme’ olarak sunuluyor...<br />
Evet, sözde Cumhurbaþkaný’nýn yargýlanabileceði<br />
hükmü yer alýyor pakette ama<br />
bunun önüne o kadar çok engel konulmuþ<br />
ki mümkün deðil! Soruþturma teklifi verebilmek<br />
için 301 vekilin imzasý gerekiyor.<br />
‘KÜRTLER SANDIÐA GÝTMEYECEK<br />
TESPÝTÝ DOÐRU DEÐÝL’<br />
KÜRT illerinde tablo nasýl? Önemli bir<br />
kesimin sandýða gitmeyeceði iddia<br />
ediliyor...<br />
Bence, bu noktada HDP’nin açýklamasý<br />
önemli. Hayýr kararlarýný açýkladýlar ve<br />
bunu örgütlüyorlar. Açýktýr ki eþ<br />
baþkanlarýnýn, 13 vekilin ve çok sayýda<br />
parti yöneticisinin tutuklu olmasý,<br />
belediyelere kayyým atanmasý bölgedeki<br />
çalýþmalarý engelleyici faktörler.<br />
Yaþadýklarý þiddete ve acýya karþý Kürt<br />
halkýnýn önemli oranda sandýða gidip<br />
Soruþturmanýn kabul edilmesi için 360<br />
vekile ihtiyaç var. Kararýn kabul edilmesi<br />
için 400 vekil gerekiyor. Hadi bunlarýn<br />
hepsi oldu diyelim... Yüce Divan sýfatýyla<br />
yargýlamayý yapacak olan merci Anayasa<br />
Mahkemesi; onun da 15 üyesinin 12’sini<br />
doðrudan kalan 3’ünü dolaylý olarak –çoðunluðu<br />
partili cumhurbaþkanýnýn atadýðý<br />
vekillerden oluþan meclis yani-dolaylý olarak<br />
Cumhurbaþkaný atýyor. Dolayýsýyla bu<br />
yargýlama mevzusu tam bir dalavereden<br />
ibaret! Vekil olabilme yaþýnýn 18’e düþürülmesi<br />
de öyle. Elbette ki 18 yaþýndaki<br />
bir gencin seçilme hakký da olmalý. Ama<br />
mesele bunun hayatta bir karþýlýðýnýn olup<br />
olmayacaðýdýr. Kaç genç milletvekili olabilecek?<br />
Milyonlarca genç iþsizliðin, eðitimsizliðin,<br />
geleceksizliðin kýskacýnda yaþýyor.<br />
Üniversitelerde, sanayi havzalarýnda gençlerle<br />
konuþuyoruz. Hiç biri yarýna dair<br />
umutlu deðil. Üniversiteye giden gençlerin<br />
hepsi Erasmus gibi programlarla bir<br />
an evvel ülkeden gitmek istiyor. Gelecek<br />
kaygýsý olmayan bir genç ülkesinden gitmek<br />
ister mi? Bu da içi boþ, pratikte karþýlýðý<br />
bulunmayan ve gençleri oy deposu<br />
olarak görmekten ibaret bir madde.<br />
hayýr oyu kullanacaðýný düþünüyoruz.<br />
‘Sandýða gitmeyecekler’ söylentisi<br />
bilinçli olarak kýþkýrtýlýyor. Umudu<br />
kýrmak için... Bu nedenle baskýlara karþý<br />
bölge halký ile dayanýþma içerisinde<br />
olmak, dayanýþma gördüðünü<br />
hissettirmek önemli. Kýþkýrttýklarý bir<br />
diðer düþünce de “Biz ne yaparsak<br />
yapalým, sandýktan evet çýkartýrlar.”<br />
Hayýr! Bu da umutsuzluða kapýlýp sandýða<br />
gitmekten caydýrma yöntemi. Ýki<br />
yaklaþýmdan da uzak durmak gerekiyor.<br />
Peki istikrar geleceði, ekonominin þaha<br />
kalkacaðý iddialarýna ne diyorsunuz?<br />
Hükümet, anayasa kabul edilirse Türkiye<br />
güçlü olacak þeklinde karþýlýksýz savuruyor.<br />
Boþ vaat... Seçimi kazanmak için<br />
halký ikna etmek üzere yapýlmýþ olan hamaset.<br />
Biliyoruz ki sonuç ne olursa olsun,<br />
uygulanan ekonomi politikalarý ile halkýn<br />
yoksulluk ve iþsizlik baþta olmak üzere<br />
hiçbir sorunu çözülemez. Hatýrlayýn 2002<br />
yýlýnda 3Y ile mücadele edeceðiz diyerek<br />
gelmiþti AKP Hükümeti; yoksulluk, yolsuzluk,<br />
yasaklar... Þimdi 15 yýllýk pratiðe<br />
bakýyoruz. Gerçekten de 3Y’nin hükümeti<br />
olmuþ durumda; Yolsuzluk ve yoksulluk<br />
arttý. Sadece gazetecilerin cezaevindeki<br />
sayýsý ve iþçilerin grevlerinin yasaklanmasý<br />
bile hükümetin yasakçý zihniyetinin boyutunu<br />
gösteriyor.<br />
FESÝH MADDESÝ EVET<br />
CEPHESÝNDE<br />
TEREDDÜTLERÝ ARTIRIYOR<br />
Erdoðan, deðiþiklik paketinde yer alan<br />
Cumhurbaþkanýnýn Meclisi feshetme yetkisini<br />
inkar ediyor. Fakat yasa maddesi<br />
açýk... Bu inkardaki ýsrar neden?<br />
AKP ve MHP’ye oy verenler bile bütün<br />
yetkilerin tek adamda toplanmasýndan kaygý<br />
duyuyorlar ve Meclis’i fesih yetkisi nedeniyle<br />
tereddüt yaþýyorlar. Demokratik<br />
açýdan ne kadar sorunlu olursa olsun 100<br />
yýldan fazla bir parlamento deneyimi var.<br />
Bundan vazgeçmek istemiyorlar. Erdoðan<br />
ANAYASA<br />
KURUCU<br />
MECLÝSLE<br />
YAPILMALI<br />
BULUÞTUÐUNUZ kesimlere ‘nasýl bir<br />
anayasa’ tarif ediyorsunuz?<br />
Türkiye’de iþçi sýnýfýný, emekçi sýnýflarý,<br />
kadýnlarý gençleri, esnafý üretici köylüleri<br />
akademisyenleri içeren, bütün toplumsal<br />
kesimlerin bileþeni olduðu bir kurucu<br />
meclis marifeti ile oluþturulacak, ülkenin<br />
ihtiyacýný tespit eden bir anayasa tarif<br />
ediyoruz. Demokratik bir iþleyiþi ve yargý<br />
baðýmsýzlýðýný garanti eden, iþçi sýnýfýnýn<br />
örgütlenme ve toplu pazarlýk haklarý ile<br />
siyasal hak ve özgürlüklerini güvence altýna<br />
alan, kadýnlarýn, gençlerin taleplerini,<br />
inanç özgürlüðünü güvence altýna alan,<br />
gerçek laikliðin yer aldýðý bir anayasa...<br />
Kürt sorununun eþit haklarla çözümünü<br />
de güvence altýna alacak. Doðanýn korunmasýný<br />
da...<br />
ýsrarla “Fesih yetkisi yok” diyor. Eðer kastettiði<br />
600 kiþilik parlamentoyu tümden<br />
kapatmaksa söylenen bu deðil. Cumhurbaþkanýna<br />
seçimleri tanýmama ve dilediði<br />
zaman tek baþýna meclis seçimlerini yenileme<br />
hakký verilmek isteniyor. 7 Haziran’da<br />
gördük bunu... Demokrasi, barýþ,<br />
emek güçleri bir araya geldi ve HDP bünyesinde<br />
Meclis’te güçlü bir temsiliyet elde<br />
ettiler. Erdoðan sýk sýk 7 Haziran vurgusu<br />
yapýyor. Neden? Bir daha yaþanmasýný istemiyor.<br />
Halk güçleri, emek güçleri, demokrasi<br />
güçleri siyasette olmasýn istiyor.<br />
Caný istediðinde yeniden seçim istiyorum<br />
diyebilir mi? 7 Haziran’dan sonra<br />
koalisyon kurulamadý. Fesih bu nedenle<br />
gerçekleþmedi mi?<br />
Kurulamadý deðil, kurulabilirdi, ama<br />
AKP istemedi. 7 Haziran akþamý hükümet<br />
dedi ki ‘milletimiz kaosu seçti.’ Bunu kabul<br />
etmeyecekleri, seçimleri yenileyecekleri<br />
o günden belliydi. Oyalama taktiðiydi<br />
yaptýklarý. Çatýþma ve savaþ kýþkýrtýcýlýðýyla<br />
siyasal atmosferi terörize ettiler ve böyle<br />
bir ortamda 1 Kasým seçimlerine gittiler.<br />
Anayasa deðiþikliðine göre “kamu güvenliði<br />
tehdit ediliyor” diye OHAL ilan edip<br />
seçimleri yenilemesinin önünde ne engel<br />
var? Demokrasilerde bu tür kararlar kiþilerin<br />
keyfine býrakýlmaz, gerekli mekanizmalar<br />
iþletilir.<br />
7 Haziran’da ‘kaos’ diyenler þimdi de<br />
‘hayýr çýkarsa kaos olur’ diyor. Buradan<br />
hayýr çýkarsa referandum kararýný tanýmama<br />
gibi bir durumla karþýlaþýlabileceðimizi<br />
mi anlamalýyýz...<br />
Normalde seçim dönemlerinde vaatler<br />
verilir. Referandum sürecine bakýyoruz,<br />
vaatlerin deðil tehditlerin, þantajlarýn olduðu<br />
bir propaganda yürütüyor hükümet<br />
cephesi. Ülke sanki iþgal altýndaymýþ gibi<br />
Cumhurbaþkaný “Bir canýmýz var, vatan<br />
için veririz” diyor. Halký panik halinde<br />
korkutarak sindirmek ve buradan evet çýkarmak<br />
gibi bir niyetleri var. Bir taraftan<br />
da hayýr çýkarsa diye 16 Nisan’dan sonrasý<br />
için atacaklarý muhtemel adýmlara gerekçe<br />
yaratýyorlar.<br />
‘HAYIR’ DEMOKRASÝ MÜCADELESÝ ÝÇÝN OLANAK<br />
Hayýr sonucundan sonra nasýl bir Türkiye’ye<br />
uyanacaðýz? ‘Hayýrýn bize ne faydasý<br />
olacak, bir anda demokrasiye, refaha mý geçeceðiz’<br />
diyenlere yanýtýnýz ne?<br />
Sahadaki çalýþmalarda geniþ kesimlerde<br />
hayýr eðilimi gözlüyoruz. AKP ve<br />
MHP’ye oy veren toplumsal kesimlerde<br />
de... Sandýktan hayýr çýktýðýnda da her<br />
þeyin birden bire güllük gülistanlýk olmayacaðýný<br />
biliyoruz. Demokrasi mücadelesini<br />
ilerletme, kutuplaþmayý daðýtma<br />
ve toplumda yeniden dayanýþma<br />
içerisinde mücadeleyi örgütlemek<br />
için bir<br />
olanak saðlamýþ<br />
olacaðýz.<br />
Zayýf bir ihtimal, fakat evet çýkmasý durumunda<br />
kuþkusuz hükümetin yasal düzenlemelere iliþkin<br />
planlarý var. Kýdem tazminatlarýnýn tasfiye edileceðini,<br />
kamu emekçilerinin iþ güvencesinin kaldýrýlacaðýný,<br />
ekonomik, sosyal ve siyasal alanda<br />
yeni bir saldýrý dalgasýnýn geleceðini bilmeliyiz.<br />
2019 yýlýna kadar mý olacak bunlar? Yani seçime<br />
kadar...<br />
2019 yýlýný bekleyecekler mi? Hemen yeni sisteme<br />
geçmek için seçimleri yenileyebilirler... Bunun<br />
bir güvencesi yok. Seçimlerden hemen sonra<br />
da bu haklarý gasp edecek ve baskýlarý artýracak<br />
uygulamalar, düzenlemeler gündeme gelecektir.<br />
Erken seçim ihtimalinden mi bahsediyorsunuz?<br />
Tabii mümkün. Çünkü hayýr çýkarsa halk iki þeye<br />
hayýr demiþ olacak: Bir, hükümetin uyguladýðý<br />
politikalara. Ýki, getirilen anayasa deðiþikliðine. Erken<br />
seçim olmasa da kartlarýn yeniden karýlmasý<br />
gündeme gelebilir.<br />
OHAL koþullarýnda, baskýyla ülkeyi yönetmenin<br />
kolaylýðýný görmüþ durumda hükümet. Kararnamelerle<br />
yönetmeyi deneyeceklerdir. Hükümetin<br />
sarýldýðý argümanlar þunlar: Güçlü Türkiye... Yol<br />
yaptýk, köprü yaptýk... Bunlar kendi þahsi paralarýyla<br />
yapýlmadý, 80 milyonun kaynaðý kullanýldý.<br />
Ayrýca köprüden geçen her araç için para ödüyoruz.<br />
‘Güçlü Türkiye’ propogandasý yaparken “IMF<br />
borçlarýný ödedik” diyorlar. Peki, ya dýþ borçlanmalar?<br />
Yabancý sermayeye yapýlmýþ borçlar bunlar<br />
aðýrlýklý olarak. Türkiye’nin geleceði yaklaþýk 450<br />
milyar $ borçla ipotek altýnda. Torunlarýmýz bile<br />
borçlu. 2015 yýlýnda 9 milyar dolar borç ödemiþiz.<br />
2017 yýlýnda ise 49 milyar dolar borç ödememiz gerekiyor.<br />
Peki nasýl? Getirilen düzenlemelere bakýyoruz:<br />
Varlýk Fonu oluþturuldu, bireysel emeklilik sigortasý<br />
zorunlu kýlýndý, esnaflar için de ‘ahilik fonu’<br />
getirmeye çalýþýyorlar, metrekare hesabý üzerinden<br />
emlak sertifikalarý oluþturuyorlar... Yani halkýn sýrtýndan<br />
ödenecek bu borçlar. Ýþte tüm bunlarý hesaba<br />
katarak kararýný vermeli herkes.<br />
Tüm bunlarý iþçilere anlattýðýnýzda ikna oluyorlar<br />
mý?<br />
Ýþçiler mevcut durumdan rahatsýz. AKP’ye oy<br />
veren, diyen ‘Cumhurbaþkanýný çok seviyorum’ diyen<br />
iþçi bile kendi yaþadýðý sorunlarý konuþtuðmuzda,<br />
rahatsýzlarýný dile getiriyor. Geleceklerini<br />
güvence altýnda hissetmiyorlar. Ne zaman iþten<br />
atýlýrým kaygýsý var. Örneðin Ýzmir’de bir araya geldiðimiz<br />
iþçiler diyor ki, býrakýn bir yýllýk kredi çekmeyi,<br />
birkaç ay bile borçlanmaya korkuyoruz. Yarýnýmýzdan<br />
emin deðiliz. Ýþçiler, gençler umutsuz<br />
ve mutsuz. Haliyle bu politikalarla iktidarýn iliþkisi<br />
kurulduðunda sorumlu olarak tabi ki hükümeti görüyor.<br />
Peki, sizce sandýða yansýr mý bu tepki? Bir<br />
çok yerde iþçi toplantýsýna katýldýnýz, gözlemleriniz<br />
nedir?<br />
Yani bir kýsmý gözü kapalý Erdoðan’a oy vereceðim<br />
diyerek evet diyecektir. Ama düne göre bu<br />
kesim azýnlýkta görünüyor. Biz parti olarak iþçiler,<br />
emekçiler, kadýnlar, gençler içerisinde hükümet<br />
ne yapmak istiyor, bu düzenlemeyle getirilen siyasal<br />
yapý nedir, bunlarý konuþtuk. Hem bilgilendirme,<br />
hem de tartýþma platformu oluþturmaya çalýþtýk.<br />
Sonuç ne olursa olsun esas olarak hem yasal<br />
hem anayasal düzenlemeler açýsýndan, iþçi sýnýfý<br />
içerisinde demokratik haklar ve siyasal özgürlükler<br />
için mücadele bilincini geliþtirebilirsek kýymetlidir<br />
diye düþünüyorum.