Untitled.FR12

• Yıllardır çeşitli televizyon kanallarında
yaptığınız programları keyifle izliyoruz. Bu yıl
için böyle bir projeniz var mı?
-Şu anda yok. Ama gelecekte ne olur, bilmem.
• Türk insanının genel psikolojisini nasıl
değerlendiriyorsunuz? İnsanımız, sizce çok mu
öfkeli bir yapıya sahip?
-Bu soruyu yanıtlamak için dünyadaki diğer
ülkelerin psikolojik yapılarına bakmak gerekir. Her
ülkenin farklı kültürel yapıları vardır. Bunların
artıları, eksileri bulunur. Hasta toplumlar, daha hasta
toplumlar vardır. Çok hasta toplumlar, öncelikle
tarihten silinip giderler. Daha önce yapılan bir
araştırma, Türklerin genelde mutlu bir toplum
olmadıklarını göstermişti. Ama öfkeli bir toplum
olup olmadığımız konusunda bir şey diyemem.
Çünkü, bu konuda yapılan bir ölçüm ve araştırma
yok. Ama toplumlarda yalnızca uysal insanlar olmaz.
Belki de, yerine göre motive edici olmaları için öfkeli
insanlara da gereksinim duyulabilir.
• Değer yargdarımız da çok farklı değil mi,
sayın hocam?
-Gerçekten çok farklı. Aklıma hemen geliveren bir
söz şudur: “Donkişot’luk yapma!” derler. Oysa
Donkişot, iyi bir insandır. Aslında her şirketin, her
gazetenin bir Donkişofa ihtiyacı vardır. ARGE
(Araştırma-Geliştirme) yapan her kuruluşta, her
üniversitede bir Donkişot bulunmalıdır.
• Toplumumuzda herkes, “beni anlamıyorsunuz?”
diyor. Anne-babalar, çocuklar, karşılıklı olarak
birbirlerini anlamamakla itham ediyorlar. Bu
“kuşak çatışması” hakkında ne düşünüyorsunuz?
-Anlaşılmamaktan en çok yakınanların başlarında,
“ergenlik” dönemini yaşayan gençler geliyor. Aslında
haksız da değiller. Çünkü anne ve babalar, çocuklarını,
genelde dinlemiyorlar ki, anlasınlar. Bu gençlere nasıl
davranacaklarını belirlerken, öncelikle empati yapmaları
gerekir. Yine, erkekler, kadınlarımızı genelde hiç
dinlemiyorlar. Böyle olunca da kadınlarımız, seslerini
yükseltiyor, deyim yerindeyse ciyaklıyor. Birbirlerine
değer vermeyen, dinlemeyen kişilerin birbirlerini
anlamaları olanaksızdır.
• Nasıl dinleniyorsunuz, özel zevkleriniz nelerdir,
sayın Dökmen?
-Denize ve manzaraya bakarak kitap okumayı çok
severim. Yine, kitaplarımı, deniz manzarasına bakarak
yazarım. Kitap yazarken dikkatimi dağıtmamak için
müzik dinlemem. Ancak yazma uğraşımın dışında Klasik
Batı Müziği, Klasik Türk Sanat Müziği, Otantik Türk Halk
Müziği dinlemeyi çok severim. Yürüyüş yapmak ve
yüzmek, hobilerim arasındadır. Her bireyin, en azından bir
müzik aleti çalması gerekir diye düşünürüm. Eski yıllarda
mandolin ve piyano çalmıştım. Beşiktaş taraftarıyım ama
takımda oynayan bir futbolcunun bile ismini söyleyemem.
• Çocukların iyi yetişmesinde ailelere önerileriniz
var mı?
-Türk toplumunun iki önemli eksiği var: Pozitif
bilimlerden ve dürüstlükten uzaklaşmaları. Ahlâk, okulda
öğretilm ez. Çocuklar tarafından evde keşfedilir.
Çocuklarınıza hiç yalan söylemeyiniz. Annem ve babam
bana hiç yalan söylemedi. Çocuklarınıza kedi, köpek ve
hayvanları sevmesini öğretiniz. O zaman insanları da
seveceklerdir.
2016 P 31