Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
ELİFÇE OLUŞ<br />
KALEMDEN<br />
DÖKÜLENLERİN<br />
BU SAYIDA KONUĞU<br />
ABDULNASIR KIMIŞOĞLU<br />
Nesillerimizi mukaddesiyatlarımızın<br />
şuuru ile yetiştirmeliyiz. Şimdi bizlere<br />
düşen neyin ne olduğunu anlamak,<br />
zararın nereden kaynaklandığını<br />
bilmek, darbenin hangi eller<br />
aracılığıyla sıkılan kurşunlardan<br />
olduğunu fark edebilmek ve dostdüşman<br />
olanların kim olduğunu<br />
Bayrak yarışı misali elimizdeki<br />
bayrağı bir sonrakine en hızlı ve en mükemmel<br />
şekilde ulaştırmalıyız. Neden mi?<br />
Çünkü biz nesiller olarak bir önceki neslin<br />
tarihi davasını elden ele gönülden gönüle<br />
ve dilden dile ileten neferleriz. Bu düşünceyle<br />
de var olmalıyız.<br />
Nesillerimizi milli değerlerimiz ve<br />
manevi hassasiyetliğimizle yetiştirmeli ve<br />
bu “milli-manevi” gibi iki önemli temel<br />
oluş kavramıyla donatmalıyız. Bu hal ile<br />
donatılan nesiller hem ruhen hem de bedenen<br />
yetişmiş olurlar. “Fikir-ilim” gibi<br />
iki muhteşem oluş gıdaları da nesillerimizi<br />
her türlü zararlı oluşumlardan muhafaza<br />
edecektir.<br />
Şimdi bizlere düşen neyin ne olduğunu<br />
anlamak, zararın nereden kaynaklandığını<br />
bilmek, darbenin hangi eller aracılığıyla<br />
sıkılan kurşunlardan olduğunu fark<br />
edebilmek ve dost-düşman olanların kim<br />
olduğunu isimlendirebilmektir. Bunları<br />
yerli yerince anlayabildiğimiz vakit oluşumumuzu<br />
epey bi ilerletmiş olacağız. Çünkü<br />
bizler olmak zorundayız. Oluşmak<br />
mecburiyetindeyiz. Ve yine çünkü biz<br />
ümmet coğrafyasının abisi, mazlum milletlerin<br />
duasıyız. Bu halimizle bizler ruhen,<br />
bedenen, ilmen ve fikren oluşumuzu<br />
tamamlamak zorundayız. Zorundayız ki<br />
ümmet coğrafyasına ağabeylik mazlum<br />
millet dünyasına da yardım edebilelim.<br />
Biz bizi oldurduktan sonra diğer dünyalara<br />
da kavuşabilelim.<br />
Bu oluş serüvenimiz bizlerin olmak<br />
zorunluluğu olan devresidir. Bizim<br />
olmamız diğer milletlerin oluşmasına öncülük<br />
etmektedir. Bundan dolayı bizler<br />
kadrolarımızı sağlam yetiştirmeli ve en<br />
güzel halde donatmalıyız. Yükümüz ağır<br />
menzilimiz uzaktır.<br />
Nesillerimizi mukaddesatlarımızın<br />
şuuruyla yetiştirmeli bunların değerli oluşu<br />
hakkında doyurucu bilgiler vermeliyiz.<br />
Çünkü be mukaddes değerler bizlerin<br />
birlik ve beraberliğini sağlayan bağlardır.<br />
Nesillerimizi ve Milletimizi milli ruh ile<br />
yetiştiren bu mukaddes değerlerdir. Bu<br />
değerler ise “devlet, millet, bayrak ve<br />
vatan” gibi değerlerimizdir. Elifçe oluşumuzun<br />
bir bölümü olan “milli oluş” kısmını<br />
bu değerler tamamlamaktadır. Bu<br />
değerler bizleri bir dava etrafında disiplinli<br />
ve şuurlu olarak yetiştirmeyi arzulamaktadır.<br />
Bir diğer oluş kısmını ise “manevi<br />
oluş” tamamlamaktadır. Bu kısma düşen<br />
ise inancımızdır. İnancımızın dairesi içerisinde<br />
bizi oluşturan ve manevi şekillere<br />
bürüyen oluş makamımızdır. Bu oluş kısmındaki<br />
mukaddes değerlerimiz ise ezanımız,<br />
camilerimiz, cemaatlerimiz, cemiyetlerimiz,<br />
tarikatlarımız ve şeriat dairesi<br />
içerisindeki bütün değerlerimizdir. Bu<br />
değerler ise bizleri inançlı ve takvalı olarak<br />
yetiştirmeyi arzulamaktadır.<br />
İşte bu iki “milli ve manevi oluş”<br />
kısmını bir kelimede toplayan ise “elifçe<br />
oluş” tabiridir. Çünkü bu tabir millet olarak<br />
bizleri tam manasıyla tanımlayan ve<br />
tanıtan tabirdir. Çünkü milletimizin özelliklerini<br />
kendisinde cem edebilen tabir bu<br />
“elifçe” tabiridir. Hem milli oluşumuzu<br />
hem de manevi oluşumuzu yani hem yavuz<br />
ruhlu hem de yunus ruhlu oluşumuzu<br />
en güzel şekilde açıklamaktadır.<br />
Bizim milletimiz elif gibi bir millettir.<br />
Yani doğru bir millettir. Kendisi<br />
kadar çevresindekilerin iyiliğini de gönlünde<br />
dert edinen bir ruha ve şuura sahiptir.<br />
Bu özellik ve güzelliğini işte bu<br />
“elifçe oluş” sisteminden alır.<br />
Bizlere düşen kendimiz kadar nesillerimizi<br />
de bu mukaddes değerlerimizin<br />
şuuruyla “elifçe” yetiştirebilmektir. Bu<br />
oluş ruhunu verebilmektir. Bütün eğitim<br />
hayatımız ve yaşantımız boyunca bu oluş<br />
davasıyla mukaddes değerlerine canı gönülden<br />
bağlı hatta âşık diyebileceğimiz<br />
nesiller yetiştirmek bizlerin eğitim davası<br />
olmalıdır.<br />
Örgün eğitimde de yaygın eğitimde<br />
de bu “elifçe oluş davası”na gönül veren<br />
eğitmenler olmak ve bu ruhla nesiller<br />
yetiştirmek ümidiyle…