Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Maçtan önce arabayla gezmiş son ses “Kanım Sarı Lacivert” şarkısını dinlemiştik. Her<br />
zaman gol kaçıran Guiza ise bu maçta gol atmıştı ve bağırmaktan sesi kısılan babam derin<br />
bir nefes almıştı. Bir yandan da annem onun için telaşlanıyordu kalp krizi geçirecek diye.<br />
Sıradaki fotoğrafa bakınca birisiyle dertleşme ihtiyacı duydum çünkü bu fotoğrafta<br />
babamla parktaydık. Bankta baş başa oturmuş sohbet ederken çekmiştim. Babamın ne<br />
zaman bir sıkıntısı olursa dışarı çıkmak isterdi, ben de onunla giderdim. Bir parka oturup<br />
dertlerimizi ve sevinçlerimizi paylaşırdık. Sanırım “Sevinçler paylaştıkça çoğalır, acılar<br />
paylaştıkça azalır.” sözü burada geçerliydi. Ne zaman bir sorunu olsa hep: “Sen takma<br />
kafana. Annenle ben bir çaresine bakarız.” diyordu. Ama iyi niyeti beni eziyordu. Kendimi<br />
onların omuzlarındaki bir yük gibi hissediyordum. Sonra meslek konusunu açıyordu. Açıkça<br />
söylemek gerekirse bu tarz muhabbetler beni hep sıkardı ve önümüzde daha çok uzun<br />
zaman olduğunu söyleyerek geçiştirirdim. Babamsa “uzak” kelimesiyle tabir ettiğim<br />
zamanın hiç de o kadar uzak olmadığını hatırlatırdı.<br />
Yine bazı fotoğrafları atlayarak film rulosunda ilerlerken annemin çok eskiden tab<br />
ettirilmiş olan fotoğrafların, kaybolurlarsa diye çektiği fotoğrafları buldum. Aralarında<br />
ben bebekken çekilmiş fotoğraflar vardı. Ama annemin bana hamile olduğu dönemden<br />
sadece bir fotoğraf vardı. Annem babama endişeli bir şekilde bakıyordu, babamsa üzgündü<br />
gülümsemiyordu. Bu annemin bana birkaç ay önce anlattığı dönem olmalıydı. Ben doğmadan<br />
önce babam işinden istifa etmiş ve yeni girdiği işte de tutunamamış. Bu olaylar olurken bir<br />
bebek dünyaya getirmek babama akıl kârı gelmemiş ama annem beni doğurmak istemiş.<br />
Bunu duyunca babam beni istemediği için çok üzülmüştüm ama beni ne kadar çok sevdiğini<br />
biliyordum ayrıca ben doğunca ona şans getirmişim ve babamın işleri yoluna girmiş. Annem<br />
bu olayı anlattığında anlamıştım babamın benle neden sürekli meslekler hakkında<br />
konuştuğunu. Aslında onun tek derdi onun çektiği sıkıntıları benim çekmemem ve çok güzel<br />
bir hayat yaşayabilmem. Onun tek derdi benim mutluluğum.<br />
Bu fotoğraflara bakınca fark ettim ki aslında babam haklıymış, o zamanlar uzak dediğim<br />
günler gelmişti. Yani uzak olan yarın, ondan sonraki gün, iki yıl sonrası veya on yıl sonrası<br />
değildi. O günleri ömrümüz yeterse elbet yaşayacaktık ama ya dünü? Babamın hayatta<br />
olduğu dünü tekrar yaşayabilecek miyim? Ah babacığım bana bir fotoğraf kadar yakın ama<br />
dün kadar uzaktasın şimdi.<br />
Zeynep Naz Güleç 10-B<br />
101