You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
AIDA<br />
1452 yılının sonbaharıydı. İngiltere’nin sisli ve karanlık havası bu mevsimde daha çok fark<br />
ediliyordu. Her zamanki gibi tütün ticareti için Fransa’dan İngiltere’ye gelmiştim. İyi<br />
bildiğim Southampton [1] limanındaydım. Limanın olduğu sokak, normalde de kalabalık olurdu<br />
ancak akşamüstü olması nedeniyle daha kalabalıktı. Dolaşmak için doğru bir saat tercih<br />
etmediğimi fark ettim. Kaba saba, kötü giyimli, tahminimce denizci olan adamlar onlara yol<br />
vermediğim için sağa sola omuz atarak yürüyorlardı. Aniden karşıma çıkan yırtık giysili,<br />
henüz ergenliğe girmemiş, kirli ve zayıf suratlı bir kızı zorlukla fark ettim ve çarpmamak<br />
için yana kaydım. Arkasından gelen iri yarı asker, kızı çekiştirdi ve “Önüne bak, keçi Aida!”<br />
diye kızgın bir sesle uyardı. Küçük kız pişkin ve küçümser bir ifade ile askere göz ucuyla<br />
bakıp Fransızca “L'homme primitif” [2] diye homurdandı.<br />
***<br />
Kontes Samantha yakın arkadaşlarımdandı ve İngiltere’yi her ziyaretimde onu da görmek<br />
benim için büyük bir zevkti. İyi yürekli bir kadın olmasıyla tanınırdı, merhum eşi Kont<br />
Henry Morgan’in vefatından sonra miras kalan büyük gelirin hatırı sayılır bir miktarını<br />
halkına eşit miktarda dağıtmaktan çekinmemişti.<br />
1453 yılında İngiltere’ye geldiğimde, savaş bittiği için ticaret düzelmişti; yine, onu<br />
ziyarete gittim. Ancak bu sefer kapıyı o ya da hizmetçilerinden biri açmadı. Bu garip bir<br />
şeydi çünkü kontes yalnız yaşıyordu. Kapıyı açan kız garip bir şekilde bana tanıdık geldi<br />
ama nereden, çıkaramadım. Fransız aksanıyla “Hoş geldiniz, kontes Zizi bahçede bekliyor.”<br />
dedi. Bahçeye geçtiğimde, kontes sevecen ama öğüt verici bir ses tonuyla kıza “Aida, ‘Zizi’<br />
değil, ‘Sizi’ demelisin.” dedi ve sonra “Bu arada, siz de hoş geldiniz, Pierre. Bir şeyler içer<br />
miydiniz?” diye bana sordu.<br />
Aida çaylarımızı getirip tekrar içeri geçtikten sonra kontes, Aida ile nasıl tanıştığını<br />
anlatmaya başladı. Hikâye beni çok etkilemişti.<br />
Aida, Fransa’nın Dieppe [3] kasabasında yaşayan 12 yaşında bir köylü kızıymış. O yıllarda<br />
Fransa, İngiltere’yle savaş halindeydi. Savaş zamanı Fransa’da seferberlik ilan edilmiş ve<br />
bütün erkekler savaşa gitmiş. Köyde sadece yaşlı erkekler ve kadınlar kaldığı için köy çok<br />
savunmasız kalmış ve birkaç ay içinde İngiliz Kraliyet Ordusu köyü işgal etmiş. Küçük<br />
kızları da köle niyetine yanlarında götürmüşler. Aida ve diğer kızlar hiç tanımadıkları<br />
İngiliz askerler tarafından bir ticaret gemisine yüklenip İngiltere’ye götürülmüş. Geminin<br />
şartları çok kötüymüş. Kaldıkları yerde fareler dolaşıyormuş ve onlara verilen yiyecekler<br />
sadece bayat ekmek ve suymuş. Yolculuğun ikinci günü gemideki tayfalardan biri onlara<br />
yetersiz ve ağır aksanlı Fransızcasıyla durumu anlatmaya çalışmış. Kızlar çok üzülmüş ve<br />
5