Yacht Life & Travel 2018 Ekim

EYLÜL -EKİM 2018 / SAYI: 75 - FİYAT: 10 TL 

www.yachtlifetravel.com 

Ferretti CUSTOM LINE 106 

CMB Yachts’ın 10. Yılı 

Yeni tekneleri “Mina” 

The Bodrum Cup 

Onursal Başkanı Erman Aras 

ile Era Yelken Kulübü söyleşimiz 

1

2

3

Editörden 

İÇİNDEKİLER 

Ferretti CUSTOM LINE 106 

Francesco Paszkowski Tasarım 

tarafından ilk kez tasarlanan 

yeni Custom Line120 

Mina, Custom Line, Alegria, Eagle… Birbirinden güzel ve 

değerli bu yeni teknelere bayılacaksınız. Yeni sayımızda hepsi 

hakkında bilgi almanız mümkün. 

Ayrıca sektörden birçok haberi de sizler için derledik. Yeni 

sayımız Ekim ayındaki Bodrum Cup için de rehber niteliğinde. 

Röportajlarımızı ise mutlaka okuyun derim; Alev Semiz ile 

Sofi Yat, Arzu Çekirge Paksoy, Diana Misim ve Serap Gökçebay 

ile Denizkızı Ulusal Kadın Yelken Kupası, Ayça Varlıer ile 

kitesurf, Başar Kurtbayram ile seyahat, Bodrum Cup Onursal 

Başkanı Erman Aras ile Era Yelken Kulübü, Çağla Kubat ile 

windsurf, İrem Yavaş Yazıcı ile Mia Marin, Melike Esra 

Karayel ile yelken konularında ki röportajlarımız çok özel. 

Gelecek sayıda görüşmek üzere… 

Feride Burçin Köksal 

Katamaran Alegria 67. 

CMB Yachts’ın 10. Yılı Yeni 

tekneleri “Mina” 

Brig ailesinin Eagle 10 - Eagle 

780h 

WEST MARİN GÖCEK ARİF 

ÇUVALCI’DAN TEKNEL- 

ERDE SEZON SONU KIŞLIK 

BAKIM TAVSİYELERİ 

The Bodrum Cup Onursal 

Başkanı Erman Aras ile Era 

Yelken Kulübü söyleşimiz 

4

5

KISA KISA 

FOSSIL 

SAATLERİNDE 

ZAMANSIZ STİL 

Saat&Saat’ in tek yetkili Türkiye distribütörü olduğu 

Fossil, Sonbahar 2018 sezonunda klasik stilinden ödün 

vermeyenlerin vazgeçemeyeceği bir koleksiyon sunuyor. 

Fossil en popüler saat ve takılarını benzersiz renk 

uyumu ile yeniden yorumluyor. Kadın saat modelinde 

pembe altın hasır bilezik ve sedefli kadran zarif bir 

duruş sergilerken, erkek saat modelinde kahverengi 

deri kayışa pembe altın uyumla eşlik ediyor. Yeni sezonda 

sade ve zamansız tarza sahip saat ve takıları 

yanınızdan 

ayırmak istemeyeceksiniz. 

Victorinox’tan kart boyutunda 

özel çakı 

Genellikle erkeklerin daha çok ilgi gösterdiği aksesuar 

olarak bilinen çakılar, yeni formuyla kadınların da 

beğenisine sunuluyor. Dünyaca ünlü çakı ve bıçak 

firması Victorinox, kadın kullanıcılarına özel Swiss 

Card’ı geliştirdi. Kredi kartı boyutlarında olan Victorinox 

Swiss Card, 12 farklı fonksiyonuyla kadınların 

ihtiyaç anında kurtarıcısı oluyor. 

Çantada veya cüzdanda kolaylıkla taşınabilen Victorinox 

Swiss Card’ın içinde büyüteç, cam törpü, cetvel, 

cımbız, kürdan, makas, toplu iğne, iki farklı tornavida, 

tükenmez kalem ve iki farklı boyutta yıldız tornavida 

bulunuyor. Kırmızı, gri ve mavi renklerde üretilen Swiss 

Card’ın led fener özelliği de bulunuyor. 

Orijinal ve kullanışlı bir hediye alternatifi de olan 

Victorinox Swiss Card’a, Hobix mağazalarından, hobix. 

com.tr sitesinden ve çeşitli av bayilerinden sahip olabilirsiniz. 

İki farklı seçeneği bulunan Victorinox Swiss Card KDV 

dahil 242 TL ve 332,90 TL’dir. 

Hotpoint geniş hacimli 

buzdolapları ile tazeliğe 

yer açıyor 

Hotpoint’in 84 cm geniş hacimli 

buzdolapları, Active Oxygen teknolojisi 

ve Dual Cool Soğutma Sistemi ile 

yiyeceklerin tazeliğini 35 güne kadar 

korurken tüm lezzetlere yer açıyor 

Hotpoint, gıdaların keyfini 

daha uzun süre çıkarıp daha 

az gıda israf etmeye yardımcı 

olmak için geliştirdiği Active 

Oxygen teknolojisini 

içeren buzdolabı serisini 

genişletiyor. 84 cm genişlik 

ve 621 litre hacmin yüksek 

performansla buluştuğu 

buzdolapları, yiyeceklerin 

tazeliğini 35 güne kadar korumanın yanı sıra tüm 

lezzetlere yer açıyor. Sahip olduğu genişlik ve hacimle 

Hotpoint ürün ailesinde, kendi sınıfında bir ilk olarak 

kullanıcıların beğenisine sunulan buzdolapları, üstün 

soğutma ve alan yönetimi çözümleriyle fark yaratıyor. 

Akıllı çözümlerle kalıcı tazelik 

Hotpoint buzdolaplarında bulunan Active Oxygen 

teknolojisi, negatif iyonlar ve ozon molekulleri yayarak 

gıdaların uzun süre taze kalması için en uygun ortamı 

sağlıyor. Ayrıca Dual Cool özelliğiyle biri buzdolabı, 

biri derin dondurucu bölmesinde bulunan iki bağımsız 

soğutma sistemi sayesinde buzdolabı ve dondurucu 

bölmeleri arasında koku geçişi önlenmiş ve her bölüm 

için en ideal nem oranı elde edilmiş oluyor. Konu tazelik 

olunca sınır tanımayan Hotpoint’in Active Fresh tazelik 

filtresi, sebzelik bölmesindeki gıdalardan yayılan 

etilen gazını da tutarak uzun süren tazeliği garanti 

altına alıyor. 

Sizi ve mutfağınızı düşünen tasarım 

5 farklı yükseklik ayarı ile ihtiyaca göre saklama alanı 

oluşturulmasına imkan veren asansörlü kapı rafı, 

aşağı yukarı hareket eden sistemi sayesinde en uzun 

şişelere bile dolapta yer açıyor. Sağ ve sol olmak üzere 

2 yönde hareket edebilen ya da isteğe göre çıkarılabilen 

hareketli buzmatik ile dondurucu bölmesinde de saklama 

alanı kullanıcı tercihlerine göre düzenlenebiliyor. 

Cihazı duvara sıfırlamayı mümkün hale getiren düz 

arka paneli, kapı açma özgürlüğü sağlayan özel kapı 

menteşe sistemi, kolaylıkla kayan raylı çekmece sistemleri, 

aydınlatma için kullanılan göz yormayan sahne 

ışıkları ve dayanıklı temperli cam raflarıyla Hotpoint 

buzdolapları maksimum konforu mutfaklara taşıyor. 

6

7

KISA KISA 

Göz alıcı renkleri, zengin içerikleri ve farklılaşan 

kombinasyonlarıyla Mancera Paris 

Mancera’nın en yeni odunsu 

kokuları klasik, özenli ve gizemli 

bir karakteri yansıtıyor 

MANCERA HINDU KUSH 

Oryantal odunsu parfüm seçkisinde 

Mancera’nın en yeni kokusu Hindu 

Kush ismini aldığı Hindikuş Dağları 

kadar yüksek, etkileyici ve aynı zamanda 

gizemli bir karaktere sahip. 

Üst notalarda baharatlar, laden, tütsü 

ve kenevir notaları ile açılan Mancera 

Hindu Kush, gövdeye eklenen paçuli 

ve sıcak odunsularla dengeli bir netlik 

kazanıyor. Dip notalarda eklenen amber, 

vanilya ve White musk ile koku 

teninizde iz bırakan bir karaktere 

bürünüyor. 

Mancera Hindu Kush sadece Niche & 

Co. Artistic Perfumery, 42 Maslak’ta 

parfüm meraklılarına sunuluyor. 

MONTALE AQUA GOLD 

Capri Adasının güzelliğinden ilham 

alan Montale’in yeni kokusu Aqua 

Gold, İtalya’nın lavanta bahçelerinin 

ve turunçgil çiçeklerinin ferahlatıcı ve 

çiçeksi kokusuyla dikkat çekiyor. 

Montale Aqua Gold, içeriğindeki yasemin, 

portakal, sedir ağacı, deri ve 

white musk notaları ile enerjik ve nadir 

bulunan bir kompozisyona imza atıyor. 

MONTALE ORCHID POWDER 

Montale Orchid Powder, pudralı 

çiçeksi kokuya karakterini veren beyaz 

Ylang-ylang çiçeklerinin masumiyeti 

ve duygusallığına araya giren aç gözlü 

hindistancevizi değerli orkidenin 

kalbini kıskançlıkla gizliyor. 

Porland, Kültürel Zenginliklerin İzlerini 

Sofralara Yansıtıyor 

Porland, etnik desenlerden ilham alarak tasarladığı en yeni 

koleksiyonu POSH ile evrensel sembollerin ahenkle dansını 

sofralarınıza getiriyor… 

Porland, 2018 İlkbahar – Yaz sezonunda da en yeni 

koleksiyonları ile büyük beğeni toplamaya devam ediyor, Sezonun 

en renkli ve en tutkulu koleksiyonu POSH, evlerimizin 

başköşesine şimdiden oturdu… 

POSH koleksiyonu, çeşitli kültürel değerleri simgeleyen, 

birbirinden farklı desenlerden esinlenerek tasarlanmıştır. 

Bu koleksiyonda etnik desenler kullanılarak yeni bir hikâye 

anlatılıyor. Evrenselliğe vurgu yapan POSH koleksiyonunda, 

tüm dünya genelinde her kültüre ait izler taşıyan gelenek, 

görenek, müzik, dans, moda ve el sanatları gibi değerler, 

ürünlerde folklorik bir ritimle sergileniyor. Sanatçının el 

işçiliği ile bir araya getirdiği etnik desenlerin verdiği dingin 

ve bütünleştirici enerji, 

çeşitli kültürel değerlerin birlikteliğinin, evrensel ritmini 

oluşturuyor. POSH Koleksiyonu, farklı kültürel değerlere 

duyulan saygı ve hoşgörünün bir simgesi. 

Koleksiyon, günlük yemek servisleri, kahvaltı, çay ve kahve 

ikramları için ideal formlarda üretilmişken; farklı boylarda 

düz tabaklar, çay ve kahve fincanları, kupa, kahvaltı tabağı, 

kaseler yer almaktadır. Porland’ın tüm ürün gamında olduğu 

gibi, POSH koleksiyonu da hem takım olarak hem de tek tek 

istenilen parçalardan seçilerek satın alınabilir 

8

9

YACHT 

Custom Line planlama yelpazesine 

yeni bir ek teşkil eden CUSTOM LINE 

106 model 2018 Miami Yat Show’unda 

sunuldu. 

Bu model, Francesco Paszkowski Design 

tarafından gerçekleştirilen ikinci 

modeldir ve lansmanını ilk kez 2018’in 

sonunda gerçekleştirildi. 

Custom Line, son ABD tekne fuarında 

halktan ve ticaret üyelerinden gelen 

coşkulu bir yanıta binaen; yeni bir 

proje ile mükemmel yatçılık ufkunu 

genişletiyor. 

Custom Line 106’, planlama aralığına 

yönelik olarak yeni bir ilaveyi teşkil 

etmektedir. Bu ürün, Francesco Paszkowski 

Design stüdyosu, Ferretti 

Grubu’nun Mühendislik Departmanı 

ve mühendis Piero Ferrari tarafından 

yönetilen Ürün Strateji Komitesi 

arasındaki ortaklığın bir ürünüdür. 

Alttaki ve gövdedeki çizgilerin tasarımı, 

markanın planlama serisindeki en 

son modellerin olağanüstü hidrodinamik 

performansını tekrarlamaya ve 

geliştirmeye yardımcı olmaktadır. 

Ferretti Group’un İcra Kurulu Başkanı 

Alberto Galassi şunları ifade etmektedir: 

“Custom Line 106’, büyük fiberglas 

yatlara adanmış Ferretti Group 

markasının büyümesine yönelik olarak 

ileriye doğru diğer bir adımı daha 

atmıştır. Bu istisnai deniz aracı, büyük 

alanlar, en son teknolojik çözümler, 

stil ve konfor isteyen yat sahipleri için 

kapsamlı bir yelpaze oluşturmak üzere 

yarı-yer değiştirme modelleri dizisiyle 

birlikte gelen Custom Line planlamalıgövde 

seçimini tamamlamaktadır: 

Başka bir deyişle, Custom Line 

mükemmelliğini teşkil etmektedir,” 

Francesco Paszkowski ise şu 

açıklamayı yapmaktadır: “Yeni 106’nın 

10

11

YACHT 

tasarımında” markanın ayırt edici özellikleri vurgulanmış ve 

yeni üslup özellikleri ortaya konulmuş. Çeşitli yerlerde de 

görülebileceği üzere, dış ve iç mekânlar arasındaki sınırları 

yıkmak için çaba sarf edilmiştir. Yeni teknik çözümler ve 

dış ve iç hatların tüm yönleri birbiriyle sıkı sıkıya bağlıdır; 

çünkü bunlar, formlar ve işlevler arasında mükemmel dengeyi 

sağlayan tek bir mimari düzenlemenin parçalarıdır.” 

DIŞ MEKÂN 

Yeni yat, tamamı birbirine bağlı geniş taban yüzeylerine (toplam 

220 m² / 2.370 fit kare) sahiptir. Kıç tarafında, patentli 

DMT - Çift Modlu Transom sisteminin daha gelişmiş bir versiyonu 

mevcuttur. Araç hareket halindeyken, merdivenleri 

kapatan iki kapak içermektedir, bu sayede kıç tarafa kusursuz 

bir şekilde temiz bir görünüm kazandırmaktadır. Tekne 

durduğunda, kapının orta kısmında kaybolmaktadırlar ve 

böylece konuklar yukarı doğru çıkabilmektedirler. Garajdan 

itibaren olmak üzere, 5.45 metreye kadar bir ebata sahip olan 

bir kayık ve üç kişilik bir jet ski suya indirilebilmektedir. 

İleri kısımdaki alan ise diğer yeni modellerden bile daha 

büyüktür: yükseltilmiş merkez adada kanepeler ve uzatımlı 

koltuk arkalıklarına sahip döşemeli oturma yerleri ve yay 

alanı üzerinde toplam 36 m²’lik (387 fit kare) geniş bir güneş 

yatağı vardır. Ayrıca Williams 2.80 Jet veya üç kişilik jet ski 

için ek bir garaj bulunmaktadır. 

İleride yer alan bölüm, bir yürüyüş yolu ile doğrudan 53 

m² lik Flybridge’e bağlanmıştır. Yanlarda iki büyük pencere 

tarafından korunduğu üzere, iki tavan penceresine sahip 

standart bir açılır tavanı vardır. Ek olarak, dış alanlarda 

gölgeleme sağlamak için Bimini üstleri veya gölgelik 

takılabilmektedir. 

İÇ MEKÂN 

Ana güvertenin iç kısımları, geniş ve tam boy pencereler 

sayesinde doğal ışık almaktadır. Talep edilmesi halinde, 

salonun sancak tarafındaki merkezi pencere bir elektrik 

açma mekanizması ile donatılabilmektedir. Custom Line 

120’ de kullanılan destek kolonları, üzerlerinde aydınlatma, 

ses ve iklimlendirme (klima) sistemleriyle burada da yer 

almaktadır. Sancak tarafındaki daha ilerideki kısımda, ön 

güvertede olmak üzere ana kirişli bir kaptan kabin mevcuttur. 

Ebat olarak 6.50 m (214 cm) genişliğindedir ve sahibine 

yönelik olarak bolca depolama alanının yanı sıra, iki giyinme 

odası ve çift olanaklı ve merkezi duşlu büyük bir banyoyu 

içermektedir. Talep edilmesi halinde, panoramik bir teras 

eklenebilmektedir. Ana güvertenin iskele tarafındaki 

12

siperliği, mutfağa, mürettebat bölümleri (banyo ve ayrı bir 

duşa sahip olmak üzere kaptana yönelik bir kabin, ve ayrı bir 

banyoya sahip iki mürettebat kabininden oluşan) ve entegre 

olarak yükseltilmiş köprüye erişim sağlamaktadır. 

Alt güvertedeki düzende dört standart kabin bulunmaktadır: 

Bunlar hepsi ayrı banyolu olmak üzere, orta yerdeki iki VIP 

kabini ve iki ayrı ikiz odadır. VIP kabinlerdeki yataklar, büyük 

tekne pencerelerinden manzarayı en iyi şekilde izlemek üzere 

siperle yüzleşirken, iki ikiz kabinin her birine isteğe bağlı 

olarak ek bir pulman yatak yerleştirilebilmektedir. 

Teknenin stili, Custom Line 120’ ile aynı şekilde devam eder: 

Daha büyük resmi dengeyi keşfetmektedir, ve mobilyalar ve 

kaplamalarda belirgin, güçlü renk kontrastları mevcuttur. 

gelmektedir. Bu teknolojik çözüm, maksi yatın tüm farklı 

bölümlerine yayılabilmektedir ve ayrıca tekne sahibinin 

kişisel cihazları ile birlikte de kullanılabilmektedir. 

Custom Line 106 ‘, 2217 mhp hızda iki adet MTU 16V motorla 

donatılmıştır ve bu da onu maksimum 23 knot hıza (ön 

veri) kadar götürebilmektedir. Alternatif olarak, 2638 mhp 

oluşturabilen ve maksimum 26 knot hıza ulaşabilen ikiz 

MTU 16V motorları da (ön veriler) talep edilebilmektedir. 

Standart versiyon, hem başlangıç ve hem de sıfır-hız modları 

sunan elektro-hidrolik dengeleme kanatlarıyla donatılmıştır. 

Talep olması halinde, çapada maksimum konfor için jiroskopik 

stabilizatörler de takılabilmektedir. 

Diğer yeni Custom Line modellerinde olduğu gibi, 106’ da 

iPad’in ana güvertedeki salonda kurulu eğlence sistemini 

çalıştırmak için kullanılmasına olanak veren yenilikçi bir 

yazılımla karşınıza gelmektedir. Bu husus, çeşitli uzaktan 

kumandaların tek bir cihazla değiştirilebileceği anlamına 

13

YACHT 

Francesco Paszkowski Tasarım tarafından ilk kez tasarlanan 

yeni Custom Line120 tasarım, konfor ve performansla ilgili 

mükemmel standartlarıyla denizcilik sanatının harika bir 

örneğidir CUSTOM LINE 120 

Gözler için bir bayram ve denizde 

güvertede olacaklar için bir keyif sunan 

Custom Line 120’ kesinlikle izlerini 

bırakacak olan yeni inovasyonların etkileyici 

gücüyle denizcilik sahnesinde 

yerini almaktadır. 

Markanın planya hattının en yeni üyesi 

otomotiv tasarımı ve konut mimarisinin 

stilistik unsurlarını birleştirerek 

şekillerin ve hacimlerin güçlendirilmesi 

için yapılan derinlemesine araştırmayı 

ilave etmektedir. 

Mühendis Piero Ferrari, ve Mühendislik 

Departmanı tarafından yönlendirilen 

Ferretti Group Strategic Product 

Committee işbirliği ile üretilmiş 

olup, Francesco Paszkowski Tasarım 

imzasını tasışyan ilk özel hat yatıdır. 

Yat gövdesinin tasarımından başlayarak 

bir dizi yeni temel özellik dahil edilmiş 

olup, alt kısımdaki hatları pruvaya 

doğru hızlı işlerin genişletilmesiyle 

karakterize edilmiştir. Geminin hacimleri 

ve yer değişimleri dikkate alınarak 

bu seçim garanti edilen istisnai performans 

ve tüketime karşı direnci azaltmaya 

yönelik olarak dikkatli analizlerin 

sonucunda oluşmuştur. 

Gövde tasarımında yarış gücü 

yatlarında kullanılan teknolojilerden 

ilham alınmıştır ve azami güç ve 

hafifliğin temin edilmesi için gereken 

yapıların üretimine özel önem ve dikkat 

gösterilmiştir. İlave olarak üst 

yapıda karbonun uzman kullanımıyla 

kokpitteki pervanelerin desteklenmesine 

gerek olmadan pruvaya doğru 

uzanana kaptan köşkü kısmının şık bir 

tasarıma sahip olması sağlanmıştır. 

TASARIM 

Tasarım mükemmel derecede düzgün 

hatlar ve formlara dayalı olarak estetik 

bir standart sunmaktadır ve bu harici 

ve dahili tasarımlar arasında uyumlu 

bir birliktelik sağlamaktadır. Profil şık 

ve güçlüdür: 

gergin hatlar kıç tarafından pruvaya 

doğru uzanmaktadır ve bunlar 

açık yapıdaki yüzeyler ve koyu boyalı 

pencerelerde materyallerin ve renklerin 

harika bir dönüşümünü sağlamaktadır. 

Pencereleri geniş ve zengin görünümlüdür 

ve ana güvertede yerden tavana 

kadar olan pencereler deniz ile 

14

15

YACHT 

direkt temas sağlamaktadır ve bu 

geleneksel küpeştelerin yerini alan 

minberler sayesinde olmaktadır. Kaptan 

köşkündeki yan pencereler iyi 

korumalı panoramic güneş güvertesini 

mümkün kılmaktadır. 

KOKPİT VE ANA GÜVERTENİN 

İÇ KISIMLARI 

Kokpitte inovatif bir cam kapı 

bulunmaktadır ve bu hole 

açılmaktadır. Bunun 45° 

açısı vardır ve iki camlı panellerin 

bilinen sürgülü açılışına ek olarak 

bunda yana yatırma mekanizması 

bulunmaktadır ve bu sayede tavana 

sokulmak üzere tamamen 

kaldırılabilmektedir. Havacılık sanayinde 

çalışan bir şirket olan 

Mecaer Aviation Group ile birlikte 

geliştirilmiş olup, kapı ile kokpit 

alanının hol ile birleştirilmesi ve 80 

metre kareden fazla tek bir ortam 

yaratılması mümkün olmaktadır 

(861 fit kare) ve bu ayırım için 

kullanılabilen perdelerle birlikte gemi 

kerestesi ile kaplanmıştır. Bir başka 

dikkat çekici yenilik yüzer zemin ile 

birlikte hol yüzeyinin yükseltilmesidir 

ve bu sayede denize parallel olmayan 

bir görüş sağlanmaktadır. 

Tasarım diğer unsurların yanında, 

lüks konutların iç tasarım ve 

sunumlarının prensiplerinden ilham 

alınarak yapılmıştır: 

-Aydınlatma, ses ve havalandırma 

sistemlerini biraraya getiren destek 

kolonları 

-Deniz ile daha fazla devamlılık etkisi 

yaratan, geniş ve yüksek yan 

pencerelerin yerleştirildiği büyük 

merkezi hol. 

Resmi yemek alanının ötesinde, lobi 

ile yürüme alanına büyük bir cam 

kapıdan geçilebilmektedir ve ayrıca 

alt güverteler ile ana suite de geçilebilmektedir. 

Karşı duvardan kilere de 

geçilebilmektedir ve buraya dışarıdan 

da girilebilmektedir ve sonra alttaki 

mürettebat alanlarına geçilebilen 

gemi mutfağı bulunmaktadır. 

Kilerden Kaptan köşkünede 

erişilebilmektedir. Burada kaptan 

LOOP 

entegre köprü sistemini kullanabilmektedir 

ve bu sistem gösterge 

tablosu üzerinde pürüzsüz şekilde 

yerleştirilmiş olan dokunmatik 

ekranlı Naviop-Simrad ile birlikte 

oluşturulmuştur ve bu sayede geminin 

fonksiyonları ile tek bir direkt 

arayüz sağlanmakta olup toplam kontrol 

imkanı yaratılmıştır. 

35 metre karelik geniş master süitinde 

ayrı bir soyunma odası ile çift tesisli, 

gösterişli ve merkezi duşlu ana banyo 

bulunmaktadır. Talep üzerine malik 

için panoramik teras da kurulabilmektedir. 

ALT GÜVERTE 

Alt güvertede 4 tane misafir kamarası 

bulunmaktadır. 2 VIP kamarada yataklar 

özel bir şekilde düzenlenmiş 

olup, bunlar küpeşteye doğru 

bakmaktadır ve büyük pencerelerinden 

en fazla manzara imkanı 

yaratılmıştır. Öndeki iki kamarada 

tekli yataklar bulunmaktadır ve bunlara 

pulman yatağı eklenebilmektedir. 

16

Tüm kabinlerde ayrı bir duşla birlikte 

oda içi banyo bulunmaktadır. Öndeki 

mürettebat alanlarında geniş bir yemek 

odası, masa ve özel banyosu olan kaptan 

kamarası, bir hostes kabini ve gemiciler 

için iki çiftli kamaralar bulunmakta 

olup tümünün özel banyoları ve ayrı 

duşları vardır . 

DIŞ ALANLAR 

Bir kaptan köşkünün konforuyla bir 

kupenin sportifliği güneş güvertesinde 

mükemmel şekilde bir araya gelmiştir 

ve burası tamamen özel olarak keyfini 

çıkarabileceğiniz panoramic bir alandır. 

Burası banyo ve tekli mobilyaları ile bir 

rahatlama alanıdır ve tavan penceresi 

olan geri çekilebilir üst yapı ile 

güneşten koruma sağlanabilmektedir. 

İnovatif bir konsept sayesinde kaptan 

köşkünden ön Alana direkt bağlantı 

sağlanabilmektedir ve bu bağlantı maymun 

köprüsünden ilave erişim ile birlikte 

yan koridorlardan sağlanmaktadır. 

Bu özellik sayesinde 100 metre karelik 

tek bir büyük güverteye sahip olmak 

mümkün olmaktadır. Yürüyüş yolunun 

yanlarındaki iki güneş yatağı geniş 

bir yemek alanı olan ön güverteye 

açılmaktadır. 

Arka tarafında patentli DMT - Dual 

Mode Transom sistemi uygulanmıştır 

ve yat hareket ederken harika bir estetik 

görünüm sağlayacak şekilde kokpit 

basamaklarına kurulan iki tane yapı söz 

konusu olmuştur. Tekne durduğunda 

basamaklar garaj kapısından geçerler 

ve konukların çıkmalarına imkan verirler. 

Garajdan 5.65 metreye kadar olan bir 

bot ve üç kişilik jet ski suya indirilebilir. 

Custom Line geleneği ile uyumlu 

olarak ön tarafta başka bir garaj daha 

bulunmaktadır ve burada 3.25 m bot 

veya bir jet ski muhafaza edilebilmektedir. 

TEKNOLOJİ VE PERFORMANS 

Custom Line 120’ bir çift MTU 16V 

2000 M96L motoruna sahiptir ve bunlar 

2,638 Mhp gücünü sağlarlar ve 

21 knot seyir hızı ile 25 knot üst hıza 

ulaşılmasını sağlarlar (ön veriler). İlginç 

olan bir seçenek ekonomik seyir hızı 

olan 11 knot olup, bunun 1100 deniz 

miline kadar aralığı bulunmaktadır. 

Tekne demirlediği zaman da, hem 

seyir halinde ve hem de sıfır hız konumunda 

elektro hidrolik stabilize edici 

salma omurgalar içeren standart kurulum 

sayesinde konfor sağlamaktadır. 

Seyir sırasında ve dış limandayken 

motorların ve jeneratörlerin etkisini 

azaltmak için akustik konfora da azami 

dikkat gösterilmiştir: Custom Line 120’ 

yüzer bir zemin ile tavanlar ile yatın 

bölmeleri arasında ilave termal yalıtım 

özelliklerine sahiptir. 

17

YACHT 

Engin maviliklerde lüks konforu 

yaşayabileceğiniz muhteşem bir katamaran 

Alegria 67. 

Engin maviliklerde lüks konforu yaşayabileceğiniz muhteşem bir katamaran Alegria 67. 

Teknolojinin ve tasarımın en üst seviyesinde yaratılan elegan gövde hatları ile hemen dikkat çeken şık yapısı onu 

diğerlerinden farklı kılıyor. 

Zihninizde canlandırabileceğiniz en harika evin tüm detaylarını sizlere ve misafirlerinize sunmaya hazır . Adeta 

Ön güverte de jakuzi ile donatılmış muhteşem bir veranda, geniş güneşlenme yataklarını içeren flybridge , 

harika konfor sunan bir teras ve mutlak hakimiyet sağlayan çift navigasyon mahali. Arka kokpit alanı barbeküsü, 

hidrolik deniz platformu dinlenme ve yemek alanları ile tam bir beach clup . Geniş ferah işlevsel bir kokpit 

alanını kusursuz bir bütünlükte tamamlayan panaromik salon. 

Mükemmel yaşam tarzının ayırt edici özelliklerini sunuyor. 

Kendinizi kısıtlamadan yaşam ve uzun seyirleri onunla planlayabilir hayatınızı ve zevklerinizi 

onunlayaşabilirisiniz. 

Alegria 67 farklı yerleşim modelleri ile her türlü kullanıma konfordan vaçgeçmeden cevap verecek şekilde 

tasarlandı. Arzu ederseniz Mutfak yerleşimini aşağıya alabilirsiniz. 4 5 yada 6 kabin versiyonlarına ilave olarak 

mürettebat kabinleri ayrıca burunlarda konumlandırılmıştır. Owner kabin versiyonunda kabine hem salondan 

hemde ön güverteden geçiş verilmiştir. 

Yaşam tarzınızdan ödün vermeden ulaşabileceğiniz her yere harcayabileceğiniz tüm zaman YENİ ALEGRIA 67 

ile mümkün… 

18

19

YACHT 

OLYMPOS REGATTA’NIN GALİBİ 

“EKER 40” OLDU 

Bursa’da yelkenciliği tanıtmak ve geliştirmek için hayata geçirilen “TAYK-Eker Olympos 

Regatta”, altıncı kez İstanbul yelkencileri ile Bursa yelkencilerini buluşturdu. 

10-12 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşen yarışlar Moda-Tirilye, Tirilye - koyiçi ve 

Tirilye-Moda olmak üzere üç etaptan oluştu. 

Yarışın ilk etabında 2 saat 29 dakika ile 6 yılın hız rekoru kırıldı. Yarış sonunda “Eker 

40” takımı Olympos Regatta‘nın galibi oldu. 

TAYK tarafından Eker ana 

sponsorluğunda, Bursa Yelken Kulübü 

ile Moda Deniz Kulübü işbirliğinde 

hayata geçen “TAYK-Eker Olympos 

Regatta”, Moda Deniz Kulübü önünden 

28 yelken takımının katılımıyla start 

aldı. 

Bu yıl 6.sı yapılan TAYK-Eker Olympos 

Regatta, mevsim şartlarına göre 

alışılmışın dışında sert bir rüzgar ile 

start aldı. Öncü tekne Orient Expres, 

ortalama 20 mil hız yaptığı yarışı 2 saat 

29 dakikada tamamlayarak, hız rekorunun 

da sahibi oldu. Yarışın ilk etebı, 

IBS 40 plus yatının 4 saat 49 dakika 

yaptığı finish ile tamamlandı. 

Geceyi Tirilye’de istirahat ederek ve 

hasar gören yelkenleri tamir ederek 

geçiren ekipler 11 Ağustos 2018 Cumartesi 

günü Tirilye’de yapılan koyiçi 

yarışı için öğle saatlerinde teknelerine 

geldiler. Yarış saat 14:00’te bir gün öncesine 

benzer hava şartları ile başladı. 

Olympos Regatta’nın 2. etabı 1 saat 34 

dakikada tamamlandı. 

Yelkenciler bir kez daha Tirilye’de 

buluştu 

Yarışın 1. ve 2. etap ödülleri ile 

Marmara’yı en hızlı geçen yat ödülü, 

11 Ağustos 2018 Cumartesi günü Saat 

17:30’da Tirilye yat limanında düzenlenen 

ödül töreninde verildi. Tören 

sonrası, Eker sponsorluğunda düzenlenen 

mangal partisinde yelkenciler yorgunluk 

attılar. 

3. etap hafif bir havada gerçekleşti 

TAYK-Eker Olympos Regatta, 12 

Ağustos 2018 Pazar günü saat 10:45’de 

Tirilye’den verilen ve Moda Deniz 

Kulübü önünde biten 3. ve son etap ile 

tamamlandı. Yarışın 3. etabı ilk iki güne 

nazaran hafif bir havada gerçekleşti. 

Bozburun’dan sonra hava 2-3 saat 

düşünce tekneler yan yana seyir halinde 

yarıştılar. Yarışın 3. etabını, düzeltilmiş 

zamanda Borusan birinci olarak bitirdi. 

Eker 40” ise yarışı 6 saat 55 dakikada 

bitirdi. 

Genel klasmanda Vakkaroma ile aynı 

puanda olmalarına rağmen Tirilye - 

koyiçi yarışlarında birinci olduğu için 

“Eker 40” takımı Olympos Regatta’nın 

galibi oldu. Eker 40’ın kaptanı Ahmet 

Eker, “Bu altıncısını düzenledik. 28 

tekne katıldı. Bizde yeni teknemizle 

katılıyoruz. Yarışımız çok güzel başladı. 

İstanbul’dan gelirken çok sert bir 

hava vardı. Normalde tekneler Gemlik 

Körfezi’ne girdikleri zaman hava 

hafiflediği için kalıyorlardı. Ama bu 

defa sert bir hava ile Tirilye’ye geldik. 

Neredeyse tüm tekneler rekor sürede 

Tirilye’ye girdiler. Çok iyi bir performans 

gösterdik ve yarışı kazandık” 

dedi. 

Yarışın 3. etap ve genel klasman ödülleri 

13 Ağustos Pazartesi günü saat 19:30’da 

Moda Deniz Kulübü’nde yapılacak 

ödül töreni ile sahiplerini buldu. 

20

21

YACHT 

Brig ailesinin uzun zamandır beklediği 

amiral gemisi Eagle 10 

Eagle 10, Brig ailesinin uzun zamandır beklediği amiral gemisidir. Çok yönlülüğü, bu modeli rakiplerinden ayıran özelliğidir. 

Aileniz ya da dostlarınız için adeta bir kruvaziyer tekne gibi, rahat ve dengeli olup, eşsiz koylara ya da limanlara yapılacak 

uzun mesafeli yolculuklar için ideal bir teknedir. 

Ayrıca, dıştan takma motor konfigürasyonu ve 50 knotluk sürati ile adrenalini yüksek bir sürüş keyfi sağlar. 

Bu kruvazörde, serpintisiz, pürüzsüz bir sürüş sağlayan derin bir V gövdesi bulunur. Muadillerine göre daha istikrarlı, hafif 

ve az bakım gerektirir. Tüplerin yüzdürme ve dayanıklılık özellikleri neredeyse kusursuzdur. Ayrıca konforlu koltuklar, 

masa ve güneşlik, buzdolabı, ocak, katlanabilir merdiven ve açık duş seti ile uygun bir kıç yüzme platformu, bir adet lavabo 

birimi ve iyi donanımlı bir kabinde çift kişilik yatak ile tamamlanır. 

Standart Özellikler ; · Hidrolik Direksiyon ·Deniz Pusulası ·Duş Sistemi · WC Sistemi · Mutfak Ekipmanları ·Mini 

Buzdolabı· Çıpa Sistemi 

·Masa · Ön Güneşlenme Alanı · Arka Güneşlenme Alanı · Komple Bot Örtüsü, Konsol Örtüsü · Sea Deck Seti ·Tente 

· Merdiven 

Teknik Özellikler; Uzunluk : 990 Cm-Genişlik : 340 Cm-Yükseklik : 230 Cm-Tüp Çapı : 65 Cm-Tüp Sayısı : 7-Kişi Sayısı 

: 10 

Ağırlığı : 2.200 Kg - Mak. Taşıma Kapasitesi : 2.800 Kg - Minimum Güç : 2 X 200 Hp - Önerilen Güç : 2 X 300 Hp 

Maksimum Güç : 2 X 350 Hp - Taşıma Kategorisi : B - Yakıt Tankı Kapasitesi : 580 L 

Temiz Su Tankı Kapasitesi : 45 L 

Teknik Özellikleri ; · Hidrolik Direksiyon · Deniz Pusulası · Duş Sistemi · WC Sistemi · Mutfak Ekipmanları 

·Mini Buzdolabı · Çıpa Sistemi · Masa · Ön Güneşlenme Alanı · Arka Güneşlenme Alanı ·Komple Bot Örtüsü, Konsol 

Örtüsü · Sea Deck Seti · Tente · Merdiven · Yüzme Platformu · Sea Deck 

22

Brig Ailesinin fiber tabanlı olarak deniz severlere 

sunduğu en konforlu ve en büyük botu 

olarak, kullanıcılar için deniz üzerinde yüksek 

kalitede bir yaşam EAGLE 780H 

7,80 metre uzunluğunda, 2,90 metre genişliğindedir. Ayrıca iç uzunluğu yaklaşık 5,70 metre olduğundan, 

kullanıcılar aileleriyle birlikte denizin ve güneşin tadını rahatlıkla çıkarabilirler. 

Şişme bölümü ( tüpleri) Neopren Hypalon’dan yapılmıştır. Çok dayanıklı ve yıpranmaz bir kumaşa sahip olması 

ve tüp kalığının 58 cm olması, güvenlik açışından çok önemlidir. 

Toplam ağırlığı; 1,080 kilogram olup, yolcu taşıma kapasitesi maksimum 16 kişidir. 

E780H model Brig Boat ile birlikte, maksimum 350 HP’ye kadar deniz motoru kullanılabilir. 

Teknik özelliklerinden yanı sıra standart aksesuarlarına baktığımızda, E780H modelinin üstün özeliklerini ve 

benzerlerine göre farklılığını daha kolay anlayabiliriz. 

Direksiyon konsolu ile birlikte kullanıcı oturma grubu, 340 litrelik yakıt deposu ve buna bağlı olarak elektrikli 

yakıt besleme sistemi bulunmaktadır. Acil durumlar için ,2 adet kürek ve kolay şişirebilmeniz için ayak pompası, 

en önemli özelliklerinden biri olarak da, bu modellerde hidrolik direksiyon sistemi bulunmaktadır. 

Sürücü için her türlü standart geliştirilmiş olup, sürücü direksiyonun ortasında elektrikli korna bulunmaktadır. 

Yine, botta ekstra olarak konulmuş elektrikli duş sistemi ile kullanıcıya büyük bir keyif sağlar. 

Kendi içinde adeta bir varenda görevi yapan bir platformu bulunan E780H modelinde, güneşlenme minderleri ve 

katlanabilir güneşlik bulunmaktadır. 

E780H Brig Botunuzu, yaz sonlarında ya da kullanmadığımız zamanlarda herhangi bir dış etkenden korumak için 

“ Overall Cover” dediğimiz koruyucu bir örtüsü de mevcuttur. 

23

YACHT 

CMB Yachts’ın 10. Yılı Yeni tekneleri 

“Mina” ile Taçlanıyor 

Başaran Holding’in 47 metrelik megayatlarla 

Türkiye’yi yurtdışında başarıyla 

temsil eden yat tersanesi CMB Yachts, 

CMB 47 Serisi’ne yeni bir tekne daha 

ekliyor. Mystic, Orient Star ve Liquid 

Sky ile uluslararası Boat Showlarda boy 

gösteren ve büyük beğeni toplayan serinin 

yeni projesinin adı “Mina” oldu. 

Mina’nın 2019 yılı başında suya indirilmesi 

planlanıyor 

Mina, tıpkı diğer CMB47’ler Mystic, 

Orient Star ve Liquid Sky gibi güçlü 

yapısı ve romantik çizgileriyle ön plana 

çıkıyor. Teknenin en büyük özelliklerinden 

biri de serinin önceki projeleri 

gibi Türkiye’de yapılan en büyük GRP 

kompozit motoryat olması. 

Sektörde 10 yılı geride bırakan CMB 

Yachts Genel Müdürü Cüneyt Okçu 

24 

ile hem sektördeki başarılarını hem de 

yeni tekneleri “Mina”yı anlattı. 

•Yat inşa sektöründe CMB Yachts’ın 

10 yılda geldiği noktayı nasıl 

değerlendiriyorsunuz? 

CMB Yachts olarak 10 yılı geride 

bıraktığımız bu süreçte koyduğumuz 

tüm hedefleri başarıyla gerçekleştirmiş 

olmanın mutluluğunu ve gururunu 

yaşıyoruz. Tersanemizi kurduğumuz 

ilk yıl kısa, orta ve uzun vadeli hedef 

ve planlamamızı oluşturduk. 10 yıllık 

yol haritamızda yeni kurulan bir tersane 

için imkânsız sayılabilecek birçok 

hedefte mevcuttu. En prestijli ödülleri 

kazanmak, dünyanın en büyük GRP 

yatlarını üreterek kompozit teknolojisinde 

lokomotif tersane konumuna 

yerleşmek, dünyaca tanınan, kalite ve 

güveniyle bilinirliği en yüksek Türk tersanesi 

olmak, Türkiye’nin en iyi kadrosunu 

tamamen kendi iç yapılanma, 

eğitim ve gelişim modelimizle 

oluşturmak gibi zorlayıcı birçok hedefimizi 

ve çok daha fazlasını 10 yılda 

başarıyla gerçekleştirdik. Bu süreçte 

ödüller kazanmış 3 adet 47 metre motor 

yat projesi ile 40 metre ve altında 4 

adet yeni inşa ve 2 adet overall bakım 

onarım projelerini başarıyla teslim ettik. 

Ayrıca kusursuz kalite anlayışımızı 

farklı sektörlere de kaydırarak 100 ve 

400 odalı 2 adet 5 yıldızlı üst segment 

otele hayat verdik. Geldiğimiz noktadaki 

başarımız ile ikinci 10 yıllık yol 

haritamızı ve yeni hedeflerimizi çoktan 

faaliyete koyduk. Bugün ise dünyanın 

en başarılı tasarımcısı olan Espen Oe-

25

YACHT 

ino imzası taşıyan 2 adet CMB47 serisi 

projelerimizin üretimine devam etmekteyiz. 

Yeni başarılarımızla ülkemizin 

gururu olmaya devam edeceğiz. 

•47 metrelik süper yat imal ediyorsunuz. 

CMB47 Serisi’nin hedef 

kitlesini nasıl tanımlarsınız? 

CMB47 Serisi dünyanın en başarılı 

tasarımcısının bize özel tasarladığı 

bir seridir. CMB Yachts ise işçilik ve 

teknolojik kalitesini aldığı ödüller ve 

sektörde hayranlık uyandıran geri 

bildirimlerle zaten ortaya koymaktadır. 

Bu sebeple CMB47 Serisi’nin hedef 

kitlesini tanımlamaktan ziyade CMB 

Yachts’ı tercih eden deniz severleri 

tanımlamamın daha yerinde olacağını 

düşünüyorum. Bizi tercih eden deniz 

severlerin en belirgin ortak özelliği 

ayrıntı ve kaliteden çok iyi anlıyor 

olmalarıdır. Tasarımdan üretime, 

işçilikten teknolojik ekipmanlara kadar 

her detaya dikkat eden ve ayrıntılara 

önem veren kişiler olmalarıdır. Diğer 

bir önemli özellikleri ise tersanemize 

ve bağlı olduğumuz arkamızdaki büyük 

güç olan Başaran Yatırım Holding’e 

karşı duydukları güven duygusudur. 

CMB Yachts’ta üretilen her bir proje bizim 

özel birer parçamızdır. Projelerimize 

sahip olan deniz severler ise bizim 

için teknelerimiz kadar kıymetlidir. Bu 

sebeple onlara olan ilgi ve desteğimiz 

bir ömür boyudur. Aramızda keyif ve 

güven oluşturan bu bağlılık sanırım en 

kıymetli başarılarımızdan birisi. 

•Bu zamana kadar suya inen Liquid 

Sky, Orient Star ve Mystic 

uluslararası sularda Türkiye’nin 

gururu olarak boy gösteriyor. 

Kendinizi sektörde bu bakımdan 

nerede görüyorsunuz? 

Takip edilen ancak asla taklit edilemeyen 

bir konumda görüyoruz. Şunu 

çok açıklıkla söyleyebilirim ki projelerimiz 

taklit edilse dahi asla benzeri 

yapılamaz. Bize göre projeleri 

eşsiz yapan her ayrıntısı düşünülmüş 

kusursuz detay ve uyum ile üzerinde 

harcanan emektir. Bir sanat eserini 

reprodüksiyonlarından ayıran 

şeyde budur. Bizim için teknelerimiz 

birer projeden ziyade tüm tutku ve 

emeğimizle hayata geçirdiğimiz birer 

sanat eserleridir. Bizimle aynı vizyon 

ve tutkuyu paylaşan, benzer kalite ve 

kusursuzlukta projeler üreten tersane 

sayısı dünyada pek fazla yok. 100 yıl üzerinde 

geçmişi olan bu tersanelerle aynı 

platformda yer alıyor ve karşılaştırılıyor 

olmamız sektördeki başarımızın ve 

bulunduğumuz konumun açık bir 

göstergesidir. 

•CMB47’ler güçlü görüntüsü kadar 

iç mekân tasarımlarıyla dikkat 

çekiyor. Bu konuda neler söylemek 

istersiniz? 

Hiç şüphesiz başarımızın en büyük pay 

sahibi Sn. Beril Başaran ve Arte-bel Design 

ekibidir. Tüm projelerimizin iç mekan 

tasarımları, konsept danışmanlığı 

ve proje yönetimi Beril Hanım’ın kontrolünde 

yürütülmektedir. Kendisinin 

hayat verdiği üst sınıf otel, residence, 

ofis, uçak gibi projelerde yarattığı 

‘Timeless Design’ zamanın ötesinde 

tasarım kavramını CMB Yachts projelerinde 

de uygulamıştır. CMB47 Serisi 

dış mekan tasarımında olduğu gibi 

iç mekan tasarımında da hiçbir akım ve 

moda malzemelere bağlı kalmadan üzerinden 

uzun yıllar geçse de ilk günkü 

gibi beğeni ve ilgi oluşturacak algıda 

tasarlanmıştır. Zamanın Ötesinde 

Tasarım sanıyorum Beril Hanım ve 

yarattığı CMB47 Serisini en iyi özetleyen 

kavramdır. 

•Türkiye’de yatçılık sektörünün 

ve buna bağlı olarak 

yat turizminin gelişimini nasıl 

değerlendiriyorsunuz? 

Sektördeki yatırımcılardan en sık 

duyulan cümle, ‘Türkiye’deki işçilik 

rakamlarının cazibesi en büyük 

avantajımız’ şeklindedir. Ben bu 

bakış açısına tamamen karşıyım. 

Türkiye’de üst sınıf kalitede üretilen 

bir teknenin üretim maliyetinin ortalama 

%25’i işçilik, %75’i ise malzeme 

ve tersane işletim giderlerinden 

oluşmaktadır. Ve malzeme satın alım 

maliyetimiz Avrupa ve ABD’li rakiplerimizden 

çok daha yüksektir. Rakiplerimizle 

olan rekabetimiz işçilik 

rakamlarımızın düşüklüğünden değil 

satış rakamlarımızın düşüklüğünden 

ileri gelmektedir. Biz 10 birime 

ürettiğimiz bir projeyi en yüksek 13 

birime satabilirken rakiplerimiz 15 

birime ürettiği bir projeyi 30 birime 

satmaktadır. Yani Türk üreticiler 

hiçbir işçilik maliyetleri olmasa bile 

rakiplerinden yarı yarıya daha düşük 

kar ediyorlar. Bu kar farklılığının sebebi 

tamamen marka algısından 

kaynaklanmaktadır. Türkiye’deki yat 

üretim ve turizm sektörü maalesef rekabette 

kendini fiyatlarının cazibesinden 

öteye geçirememiştir. Düşük fiyat 

ile yüksek kalite beklentisi karşılama 

gayreti yat üreticilerini ve turizm 

yatırımcılarını batma noktasına 

getirmiştir. Bu sebeple fiyat rekabetinden 

önce marka rekabeti içerisine 

girilmelidir. Üç tarafı denizlerle kaplı 

olan ve denizcilik geçmişi yüzyıllara 

dayanan ülkemizin İtalya gibi dünyada 

bu sektörü domine etmesi gerekirken 

son on yılda daha da gerilemiştir. Kurum 

içi uyguladığımız eğitim ve gelişim 

modeli ile yetiştirdiğimiz kadromuzla 

diğer tersanelere örnek olmaya ve 

farkındalık yaratmaya çalışarak sektörümüzün 

gelişimini ivmelendirmeye 

çalışmaktayız. 

Ve yeni tekneniz Mina… Ne zaman 

suya inmesi planlanıyor? 

Bize yeni tekneniz hakkında neler 

söylemek istersiniz? 

Mina, CMB47 serimizin Beril Başaran 

tarafından özel olarak çalışıldığı bir 

projemizdir. 2019 yazında suya indirmeyi 

planlamaktayız. Bu projemiz 

ile yakalanması zor olan CMB47 

tasarım ve kalite çıtamızı bir adım 

daha ileriye götürüyoruz. Bu projenin 

anlamı tüm CMB Yachts ve Başaran 

Yatırım Holding ailesi için çok büyük 

ve değerli. Projemizin bazı detaylarını 

şimdilik saklı tutuyoruz. Ancak şunu 

söyleyebilirim ki proje bittiğinde bir 

tekneden çok daha fazlasını göreceksiniz. 

26

27

YACHT 

1997 yılından itibaren birçok başarıya imza 

atarak, ülkemiz deniz severlerini ve tersanelerini 

birçok yeni ürün ile tanıştıran EltesanMobil 

firmasının yenilikleri ve sürprizleri 

devam ediyor. 

EltesanMobil, yelpazesinde şanzıman, 

manevra pervanesi, şaft, kontrol ve 

dümen sistemleri, trim tab çözümleri 

gibi bir teknedeki motordan 

pervaneye kadar bütün sevk, tahrik 

ve manevra sistemini sağlayan konusunun 

lideri Twin Disc markasını, 

dünyanın önde gelen marin, araç 

ve askeri jeneratör üreticisi Alman 

Fischer Panda markasını, Sealand, 

Waeco, Cruseair,Marinair,Condaria 

gibi dünyanın pekçok ünlü markasını 

bünyesinde barındıran Dometic 

markasını, geleneksel suyapıcılara 

göre aynı enerjiyle çok daha fazla su 

üretebilen ve sessizliği ile dikkat çeken 

Schenker Watermakers markasını ve 

bunlarla birlikte Victron, Solara ,Liverani 

gibi değerli markaları denizseverlerin 

beğenisine sunmaktadır. 

EltesanMobil, profesyonel mühendislik 

hizmetleri ve donanımlı servis 

ağına verilen teorik ve pratik eğitimler 

ile hem satış hem de satış sonrasında 

büyük yatırımlar yaparak bireysel ve 

profesyonel müşterilerinin, 1 numaralı 

çözüm ortağı olarak kalmayı hedeflemektedir.EltesanMobil 

firmasının dikkat 

çeken ürünlerinden örnekler; 

Geleneksel su yapıcılara göre enerji 

28

29

YACHT 

sarfiyatı çok düşük olan ve sessizliği ile 

dikkat çeken Schenker Watermakers 

markasından, çevre dostu, 300 lt/h kapasiteli, 

ful otomatik fonksiyonlu yeni 

Modular 300 

Dünyanın önde gelen marin, araç ve 

askeri jeneratör üreticisi Alman Fischer 

Panda markasından, kendi üretimi 

çevre dostu motoru ile değişken devirli, 

yüksek enerji verimliliğine sahip Panda 

5000i Neo 

Sealand, Waeco, CruisAir,MarineAir 

gibi dünyanın pek çok ünlü markasını 

bünyesinde barındıran Dometic 

markasından, sessiz ,yüksek verimli, 

değişken Isıtma & Soğutma kapasiteli, 

elektrik yük dalgalanmalarını minimum 

seviyeye indirgeyen Invertörlü, 

kompact dizayn yeni VARC Chiller 

Dometic markasından farklı bir ürün ; 

soğutma, ısıtma, nem alma fonksiyonu 

bulunan 16000 BTU kapasiteli kompakt 

MCS T16 

DATA HİDROLİK AVRUPA PAZARINDA 

Dümen sistemlerinde dünya 

markası olan Data hidroik , zincir ve 

halat ırgatlarında müşterilerden gelen 

geri dönüşler ve dönemsel olarak 

yaptığı iyileştirmeler ve görselliğin 

güzelliğini arttırmak adına makyajlarla 

müşterilerine fark ayaratıyor. 

Data Hidrolik SMM Hamburg 

fuarı , Cannes Yachting Festival, 

Monaco Yacht Show’da fuarları ile 

yeni pazarlara açılıyor. Son 3 yıldır 

%40-42 bandına ilerleyen ihracatı 

%50’lere çıkartmak için yoğun bir 

tempoda çalışmalarına devam ediyor. 

Son 2 yıldır Hırvatistan ve Polonya 

pazarından gelen yoğun taleplerle 

beraber Data Hidrolik şu anda 

22 ülkeye ihracat yapar durumda. 

Hedefinin bundan sonra daha da 

yukarı çıkmak 

k o n u s u n d a 

Çalışmalar 

yapılıyor. 

Kasım ayında 

Amsterdam’da 

yapılacak 

METS fuarında 

da yerini alacak. 

Firma Bu 

fuarlarla beraber 

ihracat 

oranındada 

yükselişin devam 

edeceği 

düşüncesinde.. 

30

31

YACHT 

Yeşilin, mavinin ve güneşin birleştiği yer 

Göcek’de; Villa A&B 

Likya uygarlığının önemli merkezlerinden Kalimche, şimdiki adıyla Göcek, 10Km2 lik ormanlık alanları, sayısız turkuaz 

rengi koyları, irili ufaklı adaları ile yat turizminin Türkiye’deki en önemli noktalarından biridir. 

Yeşilin, mavinin ve güneşin birleştiği bu güzel coğrafyada sizlerin hizmetine açılan Villa A&B denize 40 mt. mesafede ve 

Göcek merkezdedir. 

Skopea marinaya bir dakika, 

MarinTürk marinaya üç dakika, 

Belediye Marinaya üç dakika, 

D-Marin Marinaya on dakika yürüme mesafesindedir. 

Ayrıca Dalaman Havaalanına 22 km. arabayla yaklaşık 30 dakika mesafededir. 

A&B Home Hotel 2018 yılı renove edilen modern tarzdaki odalar ferforje unsurlarla özenle döşenmiş villa 11 Classic 

odadan oluşmaktadır. 

Odalarda ikramlı banyo, kablosuz ve hızlı internet, oda kasası, Mini bar, TV (bazı odalarda) doğal yaşama uygun kozmetik 

ve bakım malzemeleri, bağımsız ısıtma ve soğutma sistemi misafirlerin odalarında rahat konaklayabilmelerine olanak 

sağlar. 

Yöresel ve ev yapımı lezzetler ile donatılmış harikulade bir kahvaltı ile güzel bir günün başlangıcını sağlıyor. Akşamları 

yeni yapılan lounge alanında keyifli zamanlar geçirmeniz için sizleri bekliyor. 

www.abhomehotel.business.site 

32

33

YACHT 

Blue Space yeni yatırımlarla hızlı büyüme ve arge çalışmalarıyla yat 

sektöründe kaliteli bir hizmet, 

Kılıflarınızın üzerine dilediğiniz logo, 

isim ve desen uygulanabilir. 

Eskimiş ölçüsü değişmiş usturmaçaların 

kılıflarını ustur 

Blue Space yeni yatırımlarla hızlı 

büyüme ve arge çalışmalarıyla yat 

sektöründe kaliteli bir hizmet, maça 

üzerinden ölçüsü alınarak üretim 

yapılmaktadır. Mevcut usturmaça 

markalarının ürün koduna göre 

sınırsız imalat yapılmaktadır 

H.Erkan uzun. 

Blue space markasıyla hizmet 

verdiğimiz deniz sektöründe, 8 

yılımızı geride bıraktık. Bu esnada kalite 

ve hizmet anlayışından hiç taviz 

vermedik. Tecrübeli ekibimizle nice 

yıllara büyüyerek devam etmekteyiz. 

Ülkemizde geniş bayii ağıyla her yıl 

büyüyen firmamız yurt dışı pazarında 

da kendini göstermeye başlamıştır. 

Bluespace markasıyla 2010 yılında 

girmiş olduğumuz deniz tekstillerinde 

kendi üretimimiz olan kılıflar ve 2019 

sezonunda toptan ve parakende satış 

mağazasıyla Bodrum’da ve Muğla’da 

yeni açılacak satış ofisimize havlu, 

çarşaf, masa örtüsü ve yat sonel giyimleri 

üzerine aynı kalite anlayışımızla 

hizmet vermeye devam edeceğiz. 

2010 yılında kurulan ve kurulduğu 

günden beri teknoloji ve tekstildeki 

gelişmeleri yakından takip eden 

şirketimiz, deniz tutkunlarının usturmaça 

kılıfları ile ilgili şikayetlerini 

dikişsiz, sökülmeyen, esnek yapısı ile 

sarkmayan, sürtünmeden kaynaklanan 

sesleri engelleyen, teknenizin 

boya, vernik jelkotunu koruma 

altına alan, Ege ve Akdeniz güneşine 

son derece dayanıklı, çamaşır 

makinasında yıkanabilen ürünlerle 

çözümlemiş, tekne sahiplerinin ve 

kaptanların tercih ettiği bir marka 

olmuştur. 

Dilediğiniz renkte üretim yapılır. 

34

M\Y HARUN for Charter 

37,7 meter lenght 

5 CABIN - 10 GUEST - 6 CREW 

2015 Harun Yachting Built 

WEEKLY CHARTER RATES 

May-Oct: EUR 84.000 + APA 30% 

Jun-Sep: EUR 100.000 + APA 30% 

Jul-Aug: EUR 110.000 + APA 30% 

Cruising Areas Turkey, Greece 

baris@sofiyacht.com +90 545 6364684 

www.sofiyacht.com

YACHT 

Setur Marinaları 40. yılını kutladığı 

2018’de tekne sahiplerine eşsiz 

fırsatlar sunuyor 

36 

Emre DORUK 

Setur Marinaları GM. 

Setur Marinaları, yeni kampanyalarında, 

yıllık sözleşmeli tekne sahiplerine eşsiz 

fırsatlar sunuyor. Yeni kampanyalarda 

yıllık sözleşme yapanlar, diğer Setur 

Marinaları’nda 30’ar gün ücretsiz, 

sonraki 60 güne kadarki konaklamalarda 

% 50 indirimle birlikte sözleşme 

kapsamında ücretsiz ilave süre ve yol 

yardımı gibi önemli avantajlardan da 

yararlanacaklar. 

Setur Marinaları’nın 2018 yılında 

sunacağı avantajlar; 

Zincir - Ücretsiz Konaklama ve 

Bağlama Ücretinde % 50 İndirim 

Herhangi bir Setur Marinası ile yıllık 

sözleşme yapıldığında diğer Setur 

Marinaları’nda 30’ar gün ücretsiz konaklama 

hakkı ve sonraki 60 güne kadar 

konaklamalarda ise % 50 indirim 

imkanı sunuyor. 

Gezerken Kazan - Yenilenen 

Sözleşmeye İlave Süre 

Setur Marinaları, zincir kampanya 

kapsamında % 50 indirimli konaklayan 

teknelere yıllık bağlama sözleşmelerini 

yenilemeleri durumunda 30 güne kadar 

ücretsiz ilave süre kazanma imkanı 

sunuyor. 

Yol Yardımı - Liftte % 50 İndirim 

Yol yardımı kampanyası, bir Setur 

Marinası ile yıllık sözleşmesi olan 

teknenin seyir halinde iken diğer 

bir Setur Marinası’nda karaya çıkma 

ihtiyacı oluşması durumunda, denizde 

ve karada ücretsiz konaklama ile birlikte 

lift hizmetinden % 50 indirimli 

yararlanma imkânı sunuyor. 

Sadakat – Tekne Sahibinin Zincirdeki 

Kıdemine Göre % 2 ile % 25 Arasında 

İndirim 

Sadakat kampanyası, yıllık bağlama 

sözleşmelerinde yatçıların kıdem 

yıllarına göre indirimler sunuyor. Birlikte 

geçirilen her yıl için % 2 olarak 

belirlenen indirim oranı, 10 yıl üzerindeki 

kıdeme sahip tekne sahiplerine 

% 25 e veren indirim imkanı sunuyor. 

Ortak Lift Kullanımı – Ücretsiz Karaya 

Çekme Hizmeti 

Ortak lift kampanyası, bir Setur 

Marinası ile yıllık sözleşmesi olan ve 

belirli sebeplerle o marinada karaya 

alınamayan teknelere, başka bir Setur 

Marinası’nda ücretsiz karada konaklama 

ve çekme&atma hizmeti imkanı 

sunuyor.. 

Satılık Tekne – Satış Öncesi 2 Kez 

Ücretsiz Lift ve Satış Sonrası İndirim 

veya Sözleşme Devri 

Satılık tekneler için en konforlu marina 

olan Setur Marinaları, yıllık sözleşmesi 

olan ve teknesini satışa çıkaran yatçılara 

sözleşme süresi içerisinde 2 kez ücretsiz 

çekme&atma, satış sonrasında ise 

kalan sözleşme süresini diğer bir Setur 

Marinası’na devretme hakkı ve 30 

güne kadar % 50 indirimli konaklama 

imkanı sunuyor. 

Sözleşme Dizaynı - Kişisel Takvime 

Uygun Sözleşme 

Sözleşmeni dizayn et kampanyası, 

yatçılara, kişiye özel takvimle, dilediği 

2 veya 3 Setur Marinası’nda avantajlı fiyatlarla 

yıllık sözleşme imkanı sunuyor. 

Yeni Sıfır Tekne - Yıllık Sözleşmede % 

10 İndirim ve Ücretsiz Lift 

Setur Marinaları, yeni sıfır tekne alan 

yatçıların, yıllık bağlama sözleşmelerine 

% 10 indirimle birlikte, ilk çekme-atma 

ve 1 ay karapark hizmetinden ücretsiz 

faydalanma imkanı sunuyor. 

Günlük Sözleşmeni Yıllığa Çevir - 

Günlük Sözleşme Bedellerini Yıllık 

Sözleşmeden Mahsup Etme 

Tekne sahiplerinin 15 güne kadar Setur 

Marinaları’nda kaldıkları günleri, yıllık 

sözleşmeye çevirme fırsatı veriliyor. 

Ayrıca, günlük sözleşmelere ödenen 

bedeller, yıllık sözleşmeden düşülüyor. 

Kazan Kazandır – Arkadaşına Referans 

Olan Kazançlı Çıkıyor. 

Setur Marinaları’nda yıllık sözleşmesi 

olan yatçılar, teknesi Setur Marinaları 

dışında konaklayan arkadaşlarını, herhangi 

bir Setur Marinası’nda yıllık 

sözleşme yapmaya davet ettiğinde, 

kendisi ve referans olduğu arkadaşı 1 

ay ücretsiz ilave süre kazanıyor.

37

YACHT 

WEST MARİN GÖCEK ARİF ÇUVALCI’DAN 

TEKNELERDE SEZON SONU KIŞLIK BAKIM 

TAVSİYELERİ 

WEST MARİN GÖCEK ARİF ÇUVALCI’DAN TEKNELERDE SEZON SONU KIŞLIK BAKIM TAVSİYELERİ 

Sezon sonuna geldiğimiz bu günlerde teknelerimizde yapılacak kış bakımları dediğimiz kısacası diğer bir deyişle kışlama 

, kışın kullanılmayan karada ve denizde bırakılan teknelerde önümüzdeki sezonda keyfimizi kaçırmaması için yapılacak 

işlerdir. Kışın sert hava koşullarından koruyup yeni sezon için hazırlanırken neler yapmalıyız ? 

Ana makine ve jeneratörlerimizi için eski yağla bırakıp kışın motorumuz zarar görmesin diye sırayla aşağıdaki işlemler 

yapılmalıdır. 

Motor yağının ve yağ filtresinin değiştirilmesi 

Makineyi tatlı suyla çalıştırıp (deniz suyu geçen soğutma devre sistemini) içindeki tuzlu sudan arındırıp ,bu sistemi daha 

sonra antifirzle doldurup bırakalım. 

İmpelleri söküp yada sezonda yenisiyle değiştirilmelidir. 

Yakıt tankını full dolu tutmak çok önemlidir. Sezon başı öncesi bakteri katkısı kullanılabilir. Makine mazot filtreleri 

değiştirilecek. 

Kayışlar gevşetilebilir. 

Motor kulaklarının kaplin civatalarının kontrolleri yapılmalıdır. 

Akü şarjlarının kontrolleri devamlı yapılacak. 

Karadaki teknelerimizin egzoz çıkışlarını bantlayıp kapatılacak. 

Makine dairelerimize ve tekne içlerine nem alıcılar konulmalıdır. 

wKlima , deniz suyu pompaları ve watermaker sistemi kışlamaları kesinlikle yapılmalıdır. 

38

39

YACHT 

Tekne kullanımına yönelik özel olarak üretilmiş, 

yüksek kaliteli, uygun fiyatlı yerli model ve 

tasarımlar sunmaktayız İrem Yavaş Yazıcı 

40 

Merhabalar İrem Hanım, ilk olarak 

okuyucularımıza kendinizden bahseder 

misiniz? 

Lise eğitimimi Ted İstanbul Koleji’nde 

tamamladıktan sonra Lisans eğitimime 

Bahçeşehir Üniversitesi İç Mimarlık ve 

Çevre Tasarımı bölümünde devam ettim. 

Lisans eğitimimin ardından çeşitli 

iç mimarlık ofislerinde görev aldım. 

Aile teknemiz Diamond’ın tik masa 

ihtiyacı sonrası piyasada uygun ölçüde, 

dayanıklı ve fonksiyonel bir masa 

arayışımız başladı fakat istediğimiz 

gibi bir ürün bulamadık ve bu sebeple 

ilk masamı tasarlamış oldum. Zamanla 

çevremizden gelen isteklerle 

her teknenin kendi ölçü ve yerleşimine 

uygun çözümler tasarlayarak devam 

ettim ve bu tasarımlar bugün sahip 

olduğumuz ürünlerin temellerini 

oluşturdu. 

Yaklaşık altı aylık ürün tasarımı ve 

geliştirme sürecinden sonra 2017 

yılında faaliyete geçen Mia Marin, bir 

sene içerisinde kendini geliştirerek devam 

ederek teknelere yönelik masa, 

sandalye ve çeşitli tekne aksesuarı 

üreten Türkiye’deki tek firma olmayı 

başarmıştır. 

Mia Marin olarak verdiğiniz 

hizmetleri anlatır mısınız? 

Şimdiye kadar tekne kullanıcıları masa, 

sandalye gibi tekne mobilyası konusunda 

yabancı üreticilerin sunduğu 

yüksek fiyatlı, standart ölçülerdeki basit 

modelleri kabullenmek durumunda 

kalıyorlardı. Alternatif aradıklarında ise 

yine pahalı ve özel isteklere cevap veremeyen 

ürünlerle karşılaşıyorlardı. Biz 

tekne kullanımına yönelik özel olarak 

üretilmiş, yüksek kaliteli, uygun fiyatlı 

yerli model ve tasarımlar sunmaktayız. 

Bunun yanı sıra kullanıcıların farklı 

ölçü ve isteklerine göre çözümler 

üreterek onlara özel yaşam alanları 

yaratmaktayız. 

Hizmet verdiğiniz ürünlerinizi 

kısaca tanıtır mısınız? 

Teknelerde kullanılması gereken birinci 

sınıf malzemeden üretilen; çok fonksiyonlu, 

dayanıklı, az yer kaplayan ve depolama 

kolaylığı sunan masa, sandalye, 

şezlong ve çeşitli aksesuarlar başlıca 

ürünlerimiz arasında yer alıyor. Ürünler 

korozyona, yıpranmaya ve her türlü 

hava koşuluna, güneşe, ısıya, neme 

dayanıklı birinci sınıf Burma teak, 316 

paslanmaz çelik, Qualanod sertifikalı 

alüminyum, Sunbrella ve Batyline 

kumaşlar kullanılarak üretilmektedir. 

Kişiye özel tasarımlarınız bulunuyor 

mu? 

Standart ürünler, her teknenin kendine 

ait farklı tasarım ve kullanım alanları 

bulunması sebebiyle kullanıcıya her zaman 

yanıt veremeyebiliyor. Bu nedenle 

kullanıcıların özel isteklerine, kullanım 

alanlarına, şekline ve ölçülerine yönelik 

tasarımlarla her tekneye özel çözümler 

üretmekteyiz. 

2019 planlarınız ve hedefleriniz neler? 

2019 için ilk ve en önemli hedefimiz 

tekne kullanıcılarının beğenisine 

sunabileceğimiz yeni ürünler tasarlayarak 

ürün çeşitliliğimizi geliştirmek. 

Teknedeki yaşamı en şık, kaliteli ve 

dayanıklı mobilyalarla konforlu hale 

getirmek bizim için değişmez bir hedef. 

Bunun yanı sıra tamamı Türk 

tasarımı ve üretimi olan ürünlerimizi 

yurtdışı pazarına taşımak bizim için 

önemli. Son günlerde anlaşmalarını 

sağladığımız birkaç yurtdışı firmasıyla 

ihracatımızı gerçekleştirmek 2019’un 

en öncelikli hedeflerinden. 

Ve Türk tekne üreticisi firmalarına 

çeşitli tekne, gemi ve deniz araçları 

projelerinde tekne mobilyaları konusunda 

çözüm ortağı olarak destek vermekteyiz. 

Önümüzdeki dönemde bu 

işbirliğini sürdürmeyi ve geliştirmeyi 

amaçlamaktayız. 

Son olarak eklemek istediğiniz bir 

şey var mı? 

Son yıllarda ülkemiz deniz 

endüstrisinde oldukça önemli bir yer 

edindi. Yerli firmalarımızla dünya 

çapında sağladığımız bu başarıdan 

gurur duymaktayız. Bizim için de bir 

Türk markası olan Mia Marin’i yurtdışı 

pazarında ve yurtdışı fuarlarında 

tanıtmak en öncelikli hedefimizdir.

41

YACHT 

Qatar’s 2018/19 Cruise Season Sets Sail with 

the Arrival of Boudicca 

Simultaneous docking of mega-ships to happen for first time this seasonMajority of 

scheduled calls for the 2018/19 season are mega ships10 cruise ships to make their 

maiden voyages to Qatar 

The 2018/19 cruise season kicked off 

in Qatar with the Boudicca docking 

at Doha Port last week. The season, 

which continues until April 2019, 

is expected to see nearly double the 

number of cruise ships that arrived 

in the 2017/18 season. 

Of the 43 ships scheduled to call in 

Doha Port, 10 ships will be making 

their maiden calls to Qatar. And, 

with the majority of calls being 

megaships, this season is set to be 

the biggest yet for Qatar, bringing 

140,000 visitors to Qatar’s shores – 

nearly triple those that arrived last 

year. In addition to being the biggest 

yet, this season will witness a significant 

first for Qatar: the arrival of 

two megaships at Doha Port at the 

same time – an occurrence that is 

due to happen a total of five times 

throughout this season. 

Hassan Al Ibrahim, Acting Chairman 

at QTA commented, “It continues 

to be an exciting period of 

rapid growth for Qatar’s cruise tourism 

sector, which will witness more 

firsts this season. We are pleased to 

see our local partners join in our efforts 

to develop services and products 

specifically for cruise visitors. 

They are an ideal complement to 

our partnerships with leading international 

agencies and we look forward 

to continue drawing a growing 

number of visitors to Qatar’s shores 

to enjoy the country’s pleasant winter 

weather.” He added, “These developments 

highlight the opportunities 

for investors to develop 

authentic and memorable experiences 

that reinforce Qatar’s position 

as a hub to discover.” 

QTA and Qatar’s major transport 

services provider, Mowasalat re- 

42

cently signed an MoU to further 

develop tourist transport services, 

ensuring the growth in cruise tourism 

demand is matched with flexible 

and reliable transportation. QTA 

also continues to work with local and 

international partners to carefully 

plan, develop and manage the cruise 

terminal facilities, infrastructure and 

operations needed to achieve sustainable 

growth. Qatar is expecting 

to receive 200,000 cruise visitors by 

the 2019/20 season and has plans to 

turn Doha to a turnaround port. 

QTA recently signed an agreement 

with the German Aida Cruises and 

the Italian Costa Cruises to place 

Qatar on the two companies’ winter 

itineraries as well as to cooperate in 

designing special promotion packages 

for their passengers. As part of the 

agreements, luxury ship AIDAprima 

and Costa Mediterranea are expected 

make their maiden trips to Doha Port 

this season. Between them, the two 

cruise lines will bring up to a quarter 

of this season’s passengers to Doha. 

43

YACHT 

HAZZ ALAÇATI ‘YI GÖRMEDEN 

GEÇMEYİN 

Taş evle ilk karşılaştığımızda durumu 

nasıldı? Orijinal hali korunabildi 

mi? 

Arsayı ve yapıyı ilk gördüğümde, bir zamanlar 

içinde fırın, ‘mağaza’ adı verilen 

ambarı ve ahırı da olan bir taş evden 

geriye sadece 8¬-10 metrelik alan 

içinde bir atın tutulduğu, çatısı dahi 

çökmüş bir oda kalmıştı. Bu odanın 

korunabilir bir durumu olmadığından 

sadece duvar taşlarından faydalandım. 

Evi nasıl tasarladınız? Genel mimarisi 

hakkında bilgi verir misiniz? 

Üç cephesi bulunan ve sırtından 

diğer evlere bitişik nizam olan bu evi, 

etrafındaki üç sokaktan içeriye çekerek 

196 metre tabana oturacak şekilde 

tasarladım. Ayrıca U planda olması ve 

içinde bir avlunun bulunması sebebiyle 

7.50 metreye ulaşan yüksekliğine 

rağmen yapı, sokağı domine etmiyordu. 

Günümüzde 13050 olan sokağın 

ismi o zamanlar Kemeraltı sokağıydı. 

Ben de sanki önceden bu sokakta bir 

kemer varmış ve sokak ismini buradan 

alıyormuş, hatta evin duvarları o kemerin 

kalıntısının üstüne örülmüş 

izlenimini versin diye, ön cepheye 

taştan bir kemer tasarladım. Etrafı 

yine taşla örülen bu kemerin bir 

ucunda bulunan basamakların dış 

cepheden içeriye doğru devam etmesiyle, 

ana yatak odasından mermer 

hamama inilen galerinin basamakları 

da kendiliğinden oluşmuş oldu. Kemer 

fikriyle ortaya çıkan çeyrek 

daireler avludaki havuzun, avludan 

terasa çıkan merdivenin ve hatta avlunun 

iç köşesine bakacak şekilde 

tasarladığım cumba ve salondaki 2,7 

metrelik şömine de dahil olmak üzere 

kullanılınca, tasarımın bütünüyle uyumlu 

bir çizgi yakalandı. İçinde ana 

galeriden, terastan, avludan ya da mutfaktaki 

tünelden geçilerek birbirine 

bağlanan dört odası bulunuyor. Biri 

mermer diğeri tamamıyla ahşaptan 

yapılmış iki banyo var. Üç galerinin 

tamamının taştan merdivenleri 

mevcut. Ev yeni konuklarına kapılarını 

açmadan önce alt katta tek olan tuvaleti 

hanımlara tahsis edip, yanına bir de 

beyler için olanı yapıldı. 

Renovasyon sırasında eski taş evlerden 

getirilen taşlar, ahşaplar, 

kiremitler nasıl temin edildi? 

Alaçatı‘yı ilk keşfedenlerden olduğum 

için, o zamanlar eski evlerden çıkma 

taşları bulmak mümkün olabiliyordu. 

Çok sayıda yıkık ev ve bu evlerden 

çıkma, sadece taşların, eski kiremitlerin 

ve ahşapların tutulduğu arsalar vardı. 

Yeni bir taş ev yapmak için bu malzemeleri 

satın alıyordunuz. Sadece evin taş 

örgüsüne eski görünümü verebilmek 

için dış cephede gizli sıva kullanıldı. 

Sanki zaman taşların arasındaki sıvayı 

söküp atmışcasına sıva hiç görünmüyor. 

Bu yüzden duvarlar diğer Alaçatı 

evlerinden farklı olarak her bir taş 

yanındaki taşa değecek şekilde tek tek 

taraklanıp örülebildi. Bu o kadar büyük 

bir emekti ki, inşaat bittikten sonra 

bulduğum tarağı kapının üstündeki 

söveden yapışmış kafa taşının içinde o 

günden beri sergiliyorum. 

Hazz Alaçatı‘nın galerileri, 

odaları, bahçe vb. dekorasyonunda 

hangi ürünler kullanıldı? 

Öncelikle sanatını bugün dahi yürekten 

takdir ettiğim ahşap ustaları, kat 

arasındaki taşıyıcıları, ahşap döşemeyi, 

çatıyı, kapıları, 29 pencereyi ve kepenkleri 

yaptılar. Eski ya da eskitilmiş 

kütüklerden pencerelere kirişler 

yerleştirdiler. Odaların içindeki ahşap 

duvarlı giyim odalarını, dolapları, sabit 

mobilyaları ve hatta duvarları ve 

duş kabini dahil ahşap olan banyoyu 

yaptılar. Otantik görünümü sağlamak 

için yakma işlemi uygulanmış tezgahlar, 

masa ve el oyması ahşap objeler 

hazırladılar. Doğal olmayan hiçbir 

malzemenin kullanılmadığı evde, 

dövme demirden yapılmış merdiven 

korkuluk ve trabzanlarının yanı sıra 

bütün kepenk aparatlarına ve prizlere 

kadar herşey haddelenmiş demirdir. 

Şömine aksesuarları dahi şöminenin 

devasa boyutuna uygun hazır ürün 

olmadığından özel olarak çizilip 

demirden imar edildi. 

Avluyu salondan ayıran beş metre 

uzunluğunda üç kanattan oluşan ve toplam 

200 kilo ağırlığındaki rulmanlı, 

katlanılıp kenarda toplanabilecek 

44

45

YACHT 

şekilde tasarladığım cam kapı da yine 

demirden yapıldı. Evin antikacıdan ya 

da eskiciden alınıp restore edilmiş çoğu 

mobilyası, yatak odasındaki porselen 

soba, odaların yüksek tavanları 

ile orantılı olarak yüksek eski demir 

ve kendinden cibinlikli yataklar, 

şamdanlar, alemler ve zaman içinde 

ailemden bulup getirdiğim hepsi 

birbirinden farklı sitilde mobilya, deri 

chesterfield takımlar, kristal avizeler, 

içinde kahve çekirdekleri olan kahve 

masası ve sandalyeleri, hepsi bu taş evde 

kendilerine bir yer buldular. Evin Hazz 

Alaçatı‘ya dönüşmesi aşamasında ise 

güncel aydınlatma stili olan amber ışık 

ve aydınlatma elemanları kullanıldı. 

Ne tarz bir dekorasyon tercih edildi? 

Dekorasyonda nelere önem 

verildi? 

Dekorasyonda kendimi herhangi bir 

tarzla sınırlamak gereğini hiç hissetmedim. 

Madem yapı kendi mimari 

eserim, o halde benim evim, benim 

mobilyalarım, benim hikayem olsun 

istedim. O kadar farklı stil ve mobilya 

bir araya geldi ki, aslına bakarsanız 

uyumsuzluktaki uyumu yakalamaya 

çalışmış olabilirim. Sonuçta mekanı 

gören herkes mutlaka ilk önce kendisinin 

en çok sevdiği köşeyi ya da objeyi 

söylüyor, arkasından bu kadar 

farlı dekorasyon elemanının nasıl olup 

da birbiriyle uyum sağlamış olduğunu 

hayret ve hayranlıkla dile getiriyor. 

Kullanılan ışığın evin dekorasyonunun 

bütünlüğünü sağlamaya katkısı da bu 

noktada önem taşıyor. 

Hazz Alaçatı‘yı diğer taş evlerden, 

butik konuklama mekanlarından 

ayıran özellikler var mı? Varsa 

neler? 

Hazz Alaçatı 20 önce ev olarak 

tasarlanıp, yöreye uygun, ancak özgün 

bir mimari anlayışla inşa edilmiş, 

bugün ise tasarlandığı günden bu yana 

mimarisinde neredeyse hiçbir şeyin 

değişmediği, üst katında yaşanılırken, 

alt katında, avlusunda ve terasında 

bar lounge olarak hizmet veren bir 

mekan. Bu bakımdan diğer Alaçatı 

konutlarından farklılaşıyor. 

Hazz Alaçatı‘nın ilk halinden 

bugüne Alaçatı nasıl bir gelişim 

gösterdi? 

Alaçatı son on yılda kapasitesinin 

çok üzerinde kozmopolit bir kitleyi 

ağırlamaya başladı. Bu yerleşik Alaçatı 

sakinlerini rahatsız etmekle birlikte 

sakin ortamın zaman içinde eğlence 

odaklı bir hale gelmesiyle eski ruhunu 

yitirmeye başladı. Alaçatı’da kapılarının 

önüne oturmuş, gelip geçerken 

selamlaştığımız ya da durup sohbet 

ettiğimiz yerel halktan dostlarımızı ve 

eski Alaçatı‘nın keşfedilmemiş halindeki 

güzel günleri özlüyoruz. 

Menüde ilginç, farklı neler var? 

Özgün lezzetlerimiz var. Örneğin İnce 

Belde Hazz…Zencefil, kuru incir, 

çubuk tarçın, kuru dut, karamel, zencefil 

gazozu, single malt whisky ile ilk 

10 gün oda sıcaklığında, sonrasında 10 

gün -16 C derin dondurucuda demlenerek 

yapılır. Tatlı ama bir o kadar yüksek 

alkollü içeriğinin lezzetleri damakta 

patlamasıyla büyük bir haz veren 

bu içecek, annelerimizin klasik kesme 

kristal çay bardaklarında, meşe ağacı 

fümesi ile soğuk olarak (-16c) ikram 

edilir. 

Alaçatı‘yı ziyaret edenler neden 

Hazz Alaçatı‘yı görmeli? 

Hazz Alaçatı mimari ve dekorasyon 

özellikleri dışında, müşterilerine ‘iyi 

müzik, iyi içecekler’ mottosuyla zarif 

ikramlar sunuyor. Konuklarımız bizlere 

çok farklı bir mekanda, çok nitelikli 

hizmet aldıkları, çok keyifli saatler 

yaşadıklarını belirtiyorlar. Alaçatı‘yı ziyaret 

eden herkese kapılarımız açık. 

46

47

YACHT 

Dengeleme sistemleri alanında sektörün lider 

markası Seakeeper’ın en yeni üyesi olan “Seakeeper 

2” modeli denizlerimizle buluşuyor. 

7 ton ağırlığa kadar olan 27-32 feet teknelerde 

%95’e kadar yalpa salınımını azaltan Seakeeper 

2 artık %20 daha küçük ve %25 daha hafif! 

Ürün dalgalı denizleri adeta evcilleştirmenizi 

sağlayarak size ve sevdiklerinize en olumsuz hava 

şartlarında bile adeta kara konforunu yaşatacak! 

Liste Fiyatı: 22.700 USD (KDV, montaj ve kurulum 

bedeli hariç) 

2) Mikropor Pis Su Koku Filtresi 

Tanıtım Metni: 

Mikropor ürün gamına yeni eklenen pis su 

tankı koku filtresi tekneniz için en iyi hava filtrelemeyi 

sağlar. Mevcut filtrelere göre %90 aktif 

karbon içeriği arttırılmış olan Mikropor pis 

su tankı koku filtresi sezon boyu rahat etmenizi 

sağlayacak. 

NOT: Ekte ürün görsellerini içeren PDF ve kutu 

görseli mevcuttur. 

3) Besenzoni Control Unit (BUC) - Cep telefonundan 

bluetoothlu pasarella kontrol sistemi 

Tanıtım Metni: 

Besenzoni marka pasarellanızı cep telefonundan 

kontrol etmeniz için tasarlanmış 

Besenzoni Unit Kontrol (BUC) cihazı Marina 

Deniz Araçları stoklarında! Appstore ya da 

Google Play Store’dan indirebileceğiniz “Besenzoni 

Control Device” uygulaması ile cep telefonunuzun 

bluetooth özelliği ile pasarellanıza 

bağlanıp kumandanızı her zaman cebinizde 

taşıyın! Liste Fiyatı: 449 EUR + KDV 

48

49

YACHT 

50

51

YACHT 

50 metrelik Latona, Akdeniz’de 

suyla buluştu 

Ferretti Group bünyesindeki CRN’in 

26-29 Eylül’de Monaco Yacht Show’da 

dünya prömiyerini yapacağı 50 met 

relik yeni güzeli Latona, 

Akdeniz’de suyla buluştu. 

Yatın harika gövdesi 

Zuccon International 

tarafından tasarlandı. 

Geniş açık ve kapalı yaşam 

alanları ise CRN tasarım 

ekibi tarafından projelendirildi. 

Latona dört 

güvertesi ve zamansız, 

fonksiyonel, yalın tasarım 

çizgisiyle Akdeniz ruhunu 

yansıtıyor. 

İtalya Ancona’daki tersanesinde 50 ila 

90 metre arasında çelik ve alüminyum 

süperyat üretimini sürdüren Ferretti 

Group kuruluşlarından CRN, 

yeni güzeli Latona’yı Akdeniz’de suya 

indirdi. Gövde tasarımı Zuccon International 

Project, iç tasarımı CRN 

tasarım ekibi tarafından projelendirilen 

dört güverteli 50 metrelik Latona 

9,60 metre genişliğinde, ağırlığı ise 500 

GT altında. Çelik gövde, alüminyum 

üst yapıyla CRN mühendislik ekibi 

tarafından inşa edilen Latona, sahibinin 

isteğiyle 1960’ların ikonik 

yatlarından SuperConero’dan ilham 

alınarak tasarlandı. 

Yat elektroniğiyle ilgili tüm bunlar 

ve daha fazlası, Raymarine çatısı 

altında toplanıyor. Nitelikli ve öncü 

hizmet anlayışının sembolü olan Raymarine, 

Aqua Yachting yetkili bayii 

ile müşterilerine konforlu bir yaşam 

sunuyor. 

Aqua Yachting 2014 yılında girdiği yeni 

yapılanma sayesinde hizmet alanını 

genişletmiştir. Bodrum dahil olmak 

üzere tüm Ege ve Güney sahillerinde 

müşterilerinin yanındadır. Profesyonel 

ekibi, üstün çalışma standartları ve 

modern çağa uygun anlayışıyla büyük 

beğeni toplamaktadır. 

Aqua Yachting yanınızda, problemler 

arkanızda… 

Hız, kalite ve başarı 

Aqua Yachting, yat elektriği alanında 

sorunsuz ve çözüm odaklı hizmet 

sağlamaktadır. En kaliteli elektronik 

ürünleri sunmakta ve pek çok markaya 

teknik destek ulaştırmaktadır. 

Deniz teknolojilerinde sağladığı 15 

yıllık köklü deneyimi, Bodrum Teknik 

Servisi kapsamında kullanıcılarıyla 

buluşturmaktadır. Üst düzey markalarla 

çalışan Aqua Yachting, teknik destek 

alanında yeterli düzeyde bilgi ve güven 

sağlayan belgelere sahiptir. 

Aqua Yachting nitelikli hizmet 

anlayışına ve geniş bir çalışma yelpazesine 

sahiptir. Bu sayede kaliteye önem 

veren kullanıcılara en başarılı sistemleri 

ulaştırmaktadır. 

Seyir sistemleri ve yat elektroniği konusunda 

aradığınız başarı! 

Aqua Yachting sizi daha keyifli ve 

güvenli bir rotaya davet ediyor. Hizmet 

sonrası destek, dayanıklı ürünler ve 

geniş servis ağı ile kalitesini sürdürüyor. 

Aqua Yachting başarının güven ve 

memnuniyetten doğduğunu bilerek ilerliyor. 

Denizcilik sektöründe en geçerli 

çözümleri sunarak, deneyimini konforla 

harmanlıyor. Denizcilik yönetmelikleri 

ve güvenlik kurallarındaki 

uzmanlığını müşterilerine sunuyor. 

Rotanızı huzura çevirin, Aqua Yachting 

yanınızda… 

52

53

YACHT 

The Bodrum Cup Onursal Başkanı Erman 

Aras ile Era Yelken Kulübü söyleşimiz 

Merhabalar, ilk olarak kısaca kendinizi 

tanıtır mısınız? 

11 Nisan 1958 tarihinde doğdum. 

İlkokul eğitimimi Bodrum Cumhuriyet 

ve Turgut Reis İlköğretim Okulu’nda, 

ortaokul ve lise eğitimimi ise İzmir 

Türk Lisesi’nde, üniversite eğitimimi de 

ODTÜ Fizik Bölümü’nde tamamladım. 

1981 Yılında ODTÜ’den mezun olduktan 

sonra iş hayatına Bodrum’da devam 

etmeye karar verdim. İtalya Fahri Konsolosu 

olan babam Ömer Aras’ın izini 

takip edip, turizm sektöründe ilerlemeye 

karar verdim ve Era Turizm Seyahat 

Acentesi’ni kurdum. Türkiye’deki ilk yat 

acentelerinden biri olarak, bu alandaki 

gelişmelere de önemli bir ölçüde yön 

verdim. Ticari çalışmaları 

54 

dışında yatçılığın ve deniz turizminin 

giderek çoğalan sorunlarına çözüm 

aramak üzere, Bodrum’daki başlıca 

acenteler ile birlikte Yat İşletmecileri 

Derneği’nin kurulmasında aktif rol 

aldım. Daha sonra Deniz Ticaret Odası 

Muğla Şubesi’nin kurucuları arasında 

yer aldım ve yönetim kurulu üyesi 

olarak görev yaptım. 

Gençler arasında yöremizin en elverişli 

olduğu spor türü olan yelken sporunu 

sevdirmek ve yaymak amacı ile Era 

Bodrum Yelken Kulübü’nü kurarak 

Muğla bölgesinde ilk kez 7 ve üzeri yaş 

grubu genç ve çocuklara yelken eğitimi 

verilmesine önayak oldum. Birçok gencimize 

spor yapma imkânı sağlamanın 

yanında, bölgemizde yelken kulüplerinin 

kurulmasına da altyapı hazırladım. 

Era Yelken Kulübü’nün doğuş hikayesini 

okurlarımız ile paylaşır 

mısınız? 

Era Yelken Kulübü fikri 1989 yılında 

Era Yatçılık ve Turizm Ltd. Şti. ‘nin The 

Bodrum Cup Yat Yarışları’nı organize 

etme kararı ile başladı. Öncelikli olarak 

charter yatlarında yelken kullanımını 

yaymak ve dikkatleri bu konu üzerine 

çekmek amacıyla çıkılan yolda yarış 

organizasyonunun başarısına paralel 

olarak 1993 yılında kulübü federe ettik 

ve optimist dalında kursları başlattık. 

2000’li yıların başına kadar optimist 

dalında Muğla bölgesinde eğitim ve 

faaliyet gösteren tek kurum olarak öz-

veri ile çalışmalarımızı sürdürdük. Bu 

sayede Era Yelken Kulübü, kısa bir süre 

içerisinde Türkiye birincileri yetiştiren 

ve milli takıma sporcu gönderen bir 

kurum haline geldi. Kulübümüz olarak 

gençlerimizin denizciliğe olan ilgi ve 

bilgilerini artırabilmelerine olanak 

sağlayacak yelkenli okul gemisine sahip 

olma fikrini ortaya atarak bu konuda 

ülkemizde öncülük ettik. Aynı zamanda 

Cumhuriyet tarihimizin ilk ‘STS 

BODRUM’ Yelkenli Okul Gemisi’nin 

yapımı ve hayata geçirilmesinde lider 

rolünü üstlendim. 

Kulübümüz olarak turizm hareketinin 

en yoğun olarak yaşandığı kentlerden 

birinde faaliyet gösterdiğimiz için gençleri 

bilinçlendirmenin ve korumanın 

yolunun spordan geçtiği ve yöre gençlerinin 

en yatkın olduğu spor dalının 

ise yelken olduğu bilinciyle hareket ediyoruz. 

Era Yelken Kulübü’nde eğitim süreci 

nasıl gerçekleşiyor? 

1993’ten beri yaz aylarını belirli dönemlere 

ayırarak derslerimizi yapıyoruz. 

Dönem tarihlerimizi hafta içinde 10 

günü kapsayacak şekilde ayarlıyoruz. 

Bu günlerde ise kurslarımız 09.30’da 

başlıyor ve 14.00’da bitiyor. Kurs 

programı ise 09.30 – 11.30 deniz 

antrenmanı, 11.30 – 12.30 öğle arası 

ve 12.30 – 14.00’da tekrar deniz 

antrenmanı şeklinde devam ediyor. 

Kulüp olarak uzun yıllara dayanan 

bir tecrübeye sahipsiniz. Ödül ve 

başarılarınızdan söz eder misiniz? 

Optimist ve laser sınıflarında birçok 

Türkiye şampiyonluğumuz ve 

yurtdışında düzenlenen yarışlarda da 

sporcularımızın elde ettiği başarılarımız 

var. Aynı zamanda kulübümüzde eğitim 

alan birçok gencimiz Türkiye Yelken 

Federasyonu faaliyet programında yer 

alan 420 sınıfı Milli Takım Kampı’na da 

katılıyor. 

Bir çocuğun yelken sporuna kaç 

yaşında başlamasını önerirsiniz? 

7 yaş, bence bir çocuğun yelken sporuna 

başlaması için en ideal yaş. Çünkü 

yüzmeyi öğrenmiş ve karar verme 

mekanizmasının gelişmiş olması gerekiyor. 

The Bodrum Cup ile ilgili 

düşünceleriniz neler? 

The Bodrum Cup’ı, Bodrum aşığı deniz 

tutkunları olarak bir araya gelmemizin 

ardından Ekim 1989’da bir deniz 

bayramı olarak hayata geçirdik. 

Bodrum’daki denize meraklı birçok 

genci motive ederek ailemizi her sene 

daha da genişlettik. Bu yıl festivalimizin 

30. yılını kutluyoruz. Bu durum benim 

için gerçekten fazlasıyla gurur verici. 

Bu 30 yıl içerisinde The Bodrum Cup, 

uluslararası bir deniz festivali ve yelken 

yarışı olarak tüm Akdeniz’in dikkatini 

üzerine çeken bir organizasyon olmayı 

başardı ve Akdeniz’in en büyük yelken 

yarışından biri olmaya talip oldu. 

Şu anda Muğla ve Bodrum Belediyeleri 

uzun zamandır sponsorluklarıyla bizleri 

destekliyor; 30. yılımızda Amerikan 

Hastanesi’yle anlaşarak ilk defa bir 

isim sponsoru aldık ve etkinliğimizin 

adı American Hospital The Bodrum 

Cup oldu. Koç Grubu, Amerikan Hastanesi 

dışında Opet, Setur, Ford Otosan 

ve Arçelik markalarıyla da destek 

olma kararı aldı. Ayrıca Sayın Mesut 

Toprak, İstanbul’da gerçekleştirmek 

istediğimiz organizasyonumuza Four 

Seasons Hotel aracılığıyla isim sponsoru 

oldu ve 30. yıla özel Four Seasons 

Hotel The Bodrum Cup Istanbul Challenge 

etkinliğine imza atıyoruz. The 

Bodrum EDITION, Barbaros Yachting, 

Europcar, Nespresso, Hürriyet, neredekal.com 

ve Türk Hava Yolları’nın 

sponsorluklarına ek olarak önceki 

yıllarda Metro, Gastronometro, Anadolu 

Sigorta, TAV Passport ve Yalıkavak 

Marina’nın sağladığı destekler de devam 

ediyor. 

2019 hedeflerinizden kısaca bahseder 

misiniz? 

Bizim The Bodrum Cup ile yapmaya 

çalıştığımız, her yıl bünyemize 

kattığımız önemli isim ve işbirlikleriyle 

bu toprakların temelini oluşturan 

denizcilik ruhunu bu coğrafyada 

genişleterek yurtdışında daha çok ses 

getiren bir deniz festivali haline getirmek. 

Bu yüzden önümüzdeki yıllarda 

The Bodrum Cup’ı daha büyük bir 

marka haline getirmeyi hedefliyoruz. 

Bu vizyon doğrultusunda Arsenal Futbol 

Kulübü’nün eski eş başkanı ve Premier 

League’in kurucularından David 

Dein’in komodorumuz olarak ekibimize 

dahil olması, organizasyonumuza 

katılan en büyük değerlerden biri oldu. 

Aynı zamanda bu kış The Bodrum 

Cup’a katılan yatlarımızı denizcilik 

camiası için önemli ve prestijli yelken 

yarışlarına temsilci olarak gönderdik ve 

oradaki yelken yarışlarına katılmış ve 

derece almış yatları The Bodrum Cup’a 

davet ettik. Birçok yelken kulübüyle de 

kardeş kulüp olduk. 

2019 yılında bu kulüplerden de deneyimli 

yelkencilerin arasında bulunduğu 

daha kalabalık bir ekip ile Avrupa’nın 

en büyük denizcilik organizasyonu 

olma yolunda ilerlemeyi hedefliyoruz. 

55

YACHT 

WE MADE A INTERVIEW WITH ERMAN 

ARAS WHO IS THE HONORABLE HEAD 

OF THE BODRUM CUP 

and older kids about sailing at Muğla 

region by founding Era Bodrum Sailing 

Club. My aim was to make sailing 

sports popular in our territory among 

youngsters. Aside from allowing many 

youngsters of ours to do sports, I prepared 

a foundation for other yacht 

clubs’ establishment in our region. 

Would you like to share the origin 

story of the Era Sailing Club with our 

readers? 

The idea of Era Sailing Club derived 

from the decision to organize The 

Bodrum Cup Regatta by Era Yachting 

and Tourism Co. Ltd. in 1989. Our 

aim was to draw attention to using 

sails in charter yacht regatta and make 

it common and upon accomplishing 

this, ee federated the club in 1993 and 

started courses on optimist. 

Hello, first of all, can you introduce 

yourself shortly? 

I was born on the 11th of April, 1958. I 

completed my primary school education 

at Bodrum Cumhuriyet and Turgut 

Reis primary schools, secondary 

school and high school educations at 

İzmir Türk Highschool, and university 

at METU Physics Department. After 

graduating from METU in 1981, I 

decided to continue my career at Bodrum. 

I followed the footsteps of my 

father, Ömer Aras who was the Italian 

honorary consul and proceed in the 

56 

tourism sector and founded the Era 

Tourism Travel Agency. As one of the 

first yacht agencies in Turkey, I believe 

I contributed to the developments 

in this area to a considerable extent. 

Aside from commercial operations, I 

took an active role on the foundation 

of the Yacht Manager Foundation in 

order to find a solution to escalating 

problems of yachting and nautical 

tourism. Later, I took part at Chamber 

of Shipping’s Muğla branch as one of 

its founders and member of the board. 

I took the lead of educating 7 years 

We continued our work selflessly as 

the only institution which provides 

course and activity on optimist branch 

in Muğla region until the early 2000’s. 

Thus, Era Sailing Club became an institution 

which raises Turkey’s firsts 

and sends sportsmen and sportswomen 

to the national team. As the 

club, we led our country by offering 

the idea of having a sailboat school 

that allows increasing youngsters’ attraction 

and knowledge of sailing. At 

the same time, I lead the production 

of ‘STS BODRUM’ which is first in the 

history of the Republic. 

Since we operate in an area where 

tourism activity is at its peak, as the 

club, we take action with the idea of 

the best way to raise young people’s 

awareness and protect them is the 

sports and sailing is the most suitable 

sports branch in this region. 

How the education is organised in Era 

Sailing Club? 

We have been delivering lectures dividing 

them into specific periods since

1993. We arrange the dates of periods 

to cover 10 weekdays. In these days, 

our lectures start at 9.30 and finish 

at 14.00. During the course days, we 

have sea training at 09.30 to 11.30, 

lunch break at 11.30 and 12.30, and 

continue with sea training again at 

12.30 and 14.00. 

As the club, you have an experience 

of many years. Can you discuss about 

your awards and accomplishments? 

We won lots of Turkey Championships 

in optimist and laser categories 

and our athletes have many successes 

in the races abroad. At the same time, 

many of our students join to 420 class 

of National Team Camp, in the context 

of Turkish Sailing Federation’s activity 

program. 

How old do you think a child should 

be to begin to sailing? 

I believe, 7 is the most ideal age for a 

child to begin sailing as a sport. Because 

the child should know how to 

swim and must have developed decision 

mechanism. 

What are your thoughts about The 

Bodrum Cup? 

It was October 1989 when, as a group 

of Bodrum-lover sea enamors, we 

came together and founded The Bodrum 

Cup as a nautical festival. Every 

year we expanded our family by motivating 

lots of youngsters in Bodrum. 

This year, we are celebrating the 30th 

year of our festival. This fact is indeed 

a big reason to feel pride. During this 

thirty year, The Bodrum Cup has become 

an organization which attracted 

the whole Mediterranean’s attention 

as an international nautical festival 

and regatta. At the same time, aspired 

to be one of the Mediterranean’s biggest 

regatta. 

At the moment, Muğla and Bodrum 

Municipalities are supporting us for 

a long time as a sponsorship. For our 

30th year, we made a naming sponsorship 

agreement, first time, with American 

Hospital and our event’s name 

changed as American Hospital The 

Bodrum Cup. Aside from American 

Hospital, Koç Group decided to support 

our organization with their Opet, 

Setur Marinas, Ford Otosan, and Arçelik 

brands. Also, Mr. Mesut Toprak 

is the naming sponsor of the organization 

which we wanted to host it in 

İstanbul with Four Seasons Hotel and 

now we organize Four Seasons Hotel 

The Bodrum Cup Istanbul Challenge 

dedicated to the 30th year. In addition 

to the sponsorships of The Bodrum 

Edition, Barbaros Yachting, Europcar, 

Nespresso, Hürriyet, neredekal.com 

and Turkish Airlines; Metro, Gastronometro, 

Anadolu Sigorta, TAV 

Passport, and Yalıkavak Marina’s support 

continues from previous years. 

Can you mention briefly about your 

2019 targets? 

What we are trying to do with The 

Bodrum Cup is that to make it a nautical 

festival that has become more 

and more popular abroad by expanding 

the nautical spirit which forms the 

basis of these lands. We do this with 

the important names and collaborations 

that we have added to our organization 

every year. That’s why we 

aim to make The Bodrum Cup a bigger 

brand in the coming years. In line 

with this vision, David Dein, former 

vice-president of Arsenal Football 

Club and one of the founding members 

of the Premier League, joined our 

team as the organization’s commodore. 

He is one of the biggest values 

in our organization. At the same time, 

this winter we sent our participating 

yachts to important and prestigious 

regattas. There, we invited yachts 

which participated and got a place in 

the races. We also became sister clubs 

with many sailing clubs. 

In 2019, we aim to become Europe’s 

biggest sailing organization with more 

crowded crew, including experienced 

sailors from those sailing clubs. 

*Erman Aras 

Honorary Head of The Bodrum Cup 

57

58

59

YACHT 

SOR MARİNE&STOPPANİ İSOFAN MARİNE SİSTEMİYLE LÜB- 

NAN’ DA YACHT SEKTÖRÜNDE ADINDAN SÖZ ETTİRMEYE 

DEVAM EDİYOR… 

Zennis firmasının imalatını yaptığı Tender’ ların bordasında İtalyan Stoppani markasının İsofan marine sistem 

macunları, astarları ve son kat boyaları kullanılmıştır. Su altı kısmında da İtalyan Stoppani markası (antifouling) 

zehirli boya ve astarları kullanılmıştır. 

ZEENNİ’S TRADİNG AGENCY (Tender projeleri 1) 

STOPPANİ İSOFAN MARİNE CLASSIC SYSTEM (POLİÜRETAN 

SİSTEM) 

BORDA UYGULAMASI 

•Epoxy Plus (İlk kat astar) 

•Plaster5000 HP ( Epoksi macun uygulaması) 

•Plaster Finisher Grey ( Epoksi sıyırma macun uygulaması) 

•Undercoat White (son kat astar boya uygulaması) 

Son kat boyadan önce yapılan yüzey hazırlık astarıdır. 

•ISOFAN MARİNE CLASSIC (Son kat boya uygulaması) 

Poliüretan son kat boyadır. 

SU ALTI 

•Resoulation Primer (Zehirli astar uygulaması) 

1 kat Zehirli astar uygulaması yapıldı. 

•Noa Noa Endurance ( Zehirli boya uygulaması) 

3 kat zehirli boya uygulandı. 

ZEENNİ’S TRADİNG AGENCY (Tender Projeleri 2) 

STOPPANİ İSOFAN MARİNE BASECOAT SYSTEM (METALİK SİSTEM) 

BORDA UYGULAMASI 

•Epoxy Plus (İlk kat astar) 

•Plaster5000 HP ( Epoksi macun uygulaması) 

•Plaster Finisher Grey ( Epoksi sıyırma macun uygulaması) 

•Undercoat White (son kat astar boya uygulaması) 

Son kat boyadan önce yapılan yüzey hazırlık astarıdır. 

•Isofan Marine Basecoat (Son kat boya uygulaması) 

Metalik son kat boyadır. 

SU ALTI 

•Resoulation Primer (Zehirli astar uygulaması) 

1 kat Zehirli astar uygulaması yapıldı. 

•Noa Noa Endurance ( Zehirli boya uygulaması) 

3 kat zehirli boya uygulandı. 

Sn. Alparslan TEKOĞUL Bey’ e ve tüm 

ZEENNİ’S TRADİNG AGENCY ekibine bizi 

tercih ettikleri için teşekkür ederiz… 

60

61

YACHT 

DENİZKIZI ULUSAL KADIN YELKEN 

KUPASI 2018 

bin sporcu var ama bunların yüzde onu 

bile kadın değil maalesef. 

Bu kupa ile ülkemizde yelken sporuna 

olan ilgiyi arttırmayı hedeflerken özellikle 

yelkenci kadın sayısını yükseltmeyi 

ve mevcut kadın yelkencileri motive 

etmeyi hedefliyoruz. 

Deniz Kızı Ulusal Kadın Yelken 

Kupası’nı bu yıl üçüncü kez düzenliyoruz. 

Deniz Kızı Ulusal Yelken Kupası 

ile 2 sene içinde 150 kadın sporcuya 

ulaştık. Bu sayının yüzde sekseni ilk kez 

yelken ile tanıştı, ilk kez yarışa katıldı… 

Biz bu rakamı çok önemsiyoruz ve hedefimize 

ulaşmak için doğru yolda 

olduğumuza inanıyoruz. 


Kupası hakkında bilgi verebilir 

misiniz? Kaç yıldır düzenleniyor? 

Diana Misim: Türkiye’de sadece kadın 

takımların yarışacağı bir kupa olması 

benim uzun zamandır hayalimdi. 

Bu hayali sevgili Arzu ve Serap ile 

paylaştığım zaman onların coşkusu ve 

heyecanı benim hayalim ile bütünleşti 

ve Türkiye’de sadece kadınların 

62 

yarışacağı bir kupa organize etme fikri 

doğdu. 

Yelken sporuna olan ilgi son yıllarda çok 

artıyor. Pek çok kurum çalışanlarına 

yelken eğitimleri aldırıyor, takımlar 

oluşturuyor ve yarışlara katılıyor. Ancak 

bu takımların çoğunluğu erken 

sporculardan oluşuyor. Karma takımlar 

da var tabi ama bu takımlardaki kadın 

sayısı çok düşük. Büyük resme bakacak 

olursak Yelken Federasyonuna kayıtlı 6 

Yarışma bu sene ne zaman 

gerçekleşecek? Katılım şartlarıyla 

ilgili bilgi verebilir misiniz? 

Serap Gökçebay: Deniz Kızı Ulusal 

Kadın Yelken Kupası; Türkiye Yelken 

Federasyonu’nun himayesinde, 

İstanbul Yelken Kulübü’nün işbirliği ile 

7, 8, 9 Eylül’de İstanbul Caddebostan – 

Adalar parkurunda gerçekleşecek. 

Yarışlara, 2018 yılı IRC Ölçü Belgesine 

göre tüm IRC sınıfında olan tekneler ile 

yat sınıfı özelliklerini taşıyıp IRC ölçü 

belgesi edinmemiş içten takma bir motoru 

olan tekneler katılabiliyor. Ayrıca 

“Gezgin” sınıfında yarışmayı kabul 

eden, yarış ve güvenlik kuralları çerçevesinde 

yarışmaya uygun donanıma 

sahip tüm yelkenli teknelere de açık 

olacak. 


Kupası’na kurumsal olarak katılmak 

isteyen takımlar, eğer eğitimleri varsa 

direkt olarak kayıt yaptırıp katılabilir. 

Kupaya katılmak isteyen ancak hiç yelken 

eğitimi olmayan takımlar ise minimum 

16 saatlik eğitim programından 

geçerek yarışabilir. Eğitim almak 

isteyen takımlar, uzman yelken eğitim 

okulları listesini sitemizde bulabilir.

Bu kupanın bir de sosyal sorumluluk 

tarafı var, konuyla ilgili bilgi 

verir misiniz? 

Arzu Çekirge Paksoy: Biz ARPR olarak 

sosyal sorumluluk kası çok gelişmiş bir 

iletişim ajansıyız. Türkiye’nin en itibarlı 

kurumları için çok büyük sosyal sorumluluk 

projeleri geliştiriyor ve uyguluyoruz. 

Kadınları yelken sporuyla 

tanıştırmak ve kadın yelkenci sayısını 

arttırmak hedefiyle yola çıktığımız bu 

projede de sosyal sorumluluk boyutu 

ile fark yaratmak istedik. Sadece 

kadınların yarıştığı bu kupanın gelirinin 

bir bölümü ile kadınlar için çalışan 

sivil toplum kuruluşlarına destek olmaya 

karar verdik. Bu bağlamda ilk iki 

yıl, ülkemizin en saygın sivil toplum 

kuruluşlarından biri olan AÇEV’e 

destek olduk ve bu yıl da olmaya devam 

edeceğiz. Kupa kapsamında ayrıca 

HeforShe oluşumuna, “Kızlar Atakta” 

projesine de destek veriyoruz. 

Özetle, Deniz Kızı Ulusal Kadın Yelken 

Kupamız ve bu kupanın yaratıcıları 

olarak bizlerin sosyal sorumluluk 

anlayışıyla iyiliğe de yelken açıyoruz. 

Amacımız iyiliğe yelken açan kadın 

yelkencilerin sayılarının artması 

ve ülkemizde kadın yelkenciliğinin 

gelişmesi. 

Katılımcı kurumlar hakkında bilgi 

veriri misiniz? 

Diana Misim: Geçen yıllarda katılan 

takımların pek çoğu bu sene de 

yarışacak. Geçen yıllarda Arçelik, Türk 

Telekom, Borusan Otomotiv, Fiba Factoring, 

Ford Otosan, Garanti Bankası, 

Garanti Emeklilik, Eker, Sahibinden. 

com, Ravago, Innova, Minerva, Açev 

takımları kupaya katılmıştı. 

Bu sene Burgan Bank ve Duna Pack 

gibi kurumsal yeni katılımcılarımız 

olacağı gibi, bireysel takımlarımız da 

olacak. Ayrıca bu sene ilk kez kupamıza 

katılacak olan Deniz Kuvvetleri Kadın 

Yelken Takımının da bu senenin renkli 

ve güçlü takımlarından biri olacağını 

düşünüyoruz. 

Türkiye’de yelken sporunu 

geliştirmek ve bu sporun daha fazla 

kadınla tanışabilmesi için başka 

neler yapılabilir? 

Serap Gökçebay: Bizler, öncelikle 

şirketlerin buna inanmalarının ve 

buna bağlı olarak da kadın yelken 

takımlarının oluşmasını desteklemelerinin 

çok önemli olduğunu düşünüyoruz. 

Bunu destekleyen şirketlerin de bundan 

fayda sağlayacağına inanıyoruz. 

Çünkü yelken bir takım sporu ve 

çalışanların iş performanslarını olumlu 

yönde etkileyebilecek, ekip olmak, 

takım olmak duygularını güçlendirecek 

bir spor. Yelken, belirli maliyeti 

de olan bir spor. Çünkü bir tekneniz 

olması gerek. Tekneye sahip olmayıp 

kiralasanız da bunun da bir maliyeti 

var şüphesiz. Dolayısıyla şirketlerin 

bunu desteklemesi çok önemli. Aslında 

çalışan veya çalışmayan ama yelken 

yapmak isteyen herkes yelken ihtisas 

kulüplerinin eğitim programlarına dahil 

olarak ya da yelken eğitimi veren okullar 

ile anlaşarak bu sporu öğrenebilir. 

İstanbul Yelken Kulübü, Marmara Yelken 

Kulübü gibi, yelken eğitimi konusunda 

ihtisaslaşmış kurumların varlığı, 

sayıları her geçen sene artan özel yelken 

eğitim okulları yelken sporunun 

daha geniş kitlelere yayılmasında 

önemli rol oynuyor. Bunun dışında, 

Türkiye’nin farklı bölgelerinde, farklı 

cinsiyet ve yaş grupları için düzenlenen 

yarışlar da şüphesiz bu spora olan ilginin 

artmasını destekliyor. 

Yarışma uluslararası boyut kazanacak 

mı? 

Arzu Çekirge Paksoy: Kupa’da 

başlangıç hedefimiz; yelken tutkusunu 

yarış heyecanıyla birleştirerek 

kadınların yelken sporuna olan ilgilerini 

arttırmak, ülkemizdeki kadın 

yelkenciliğini desteklemek, yeni sporcular 

yetişmesine fırsat sağlamak ve 

mevcut kadın yelkencileri motive etmekti. 

Üçüncü senemizde bunu belirli 

ölçüde başarmış olduğumuzu görüyor 

ve mutlu oluyoruz. 

Bizler, yaptığıyla yetinmeyen, başarı 

çıtasını her zaman bir tık daha yükseltmek 

isteyen bir ekibiz. Bu nedenle 

Kupamızı önümüzdeki seneden itibaren 

öncelikle yakın coğrafyamızdaki 

ülkelerin yelkenci kadınlarına da 

açmayı planlıyoruz. Yakın zamanda 

“Deniz Kızı Ulusal Kadın Kupası”nı, 

“Deniz Kızı Uluslararası Kadın Kupası” 

yapacağız. 

*SORULAR “DENİZ KIZI UL- 

USAL KADIN YELKEN KUPASI” 

ORGANİZASYON KOMİTESİ ÜYELERİ 

DIANA MİSİM, ARZU ÇEKİRGE 

PAKSOY VE SERAP GÖKÇEBAY 

TARAFINDAN YANITLANMIŞTIR. 

YANITLARDA 

İSİMLER BELİRTİLMİŞTİR. 

63

CHT 

Yarışın Sakız-Çeşme etabında finişi ilk geçen 

Göztepe Yelken 1925 oldu 

Rüzgar açısından dünyada yelken 

ve yat yarışı yapılabilecek en iyi 

parkurlardan biri olan Çeşme’den 

verilen startla başlayan Arkas Aegean 

Link Regatta’nın ikinci günü 

Sakız’dan yola çıkarak 7 deniz 

mili yol kat eden ekipler Çeşme 

açıklarında Bayrak Adası’nda 

finişe ulaştı. İkinci günün birincisi 

Göztepe Yelken 1925 oldu. 

Türkiye Yelken Federasyonu ve 

Ege Açık Deniz Yat Kulübü Çeşme 

Marina tarafından daha önce bir 

çok kez düzenlenen ve geçen yıl 

Arkas’ın adını alan Aegean Link 

Regatta’da 51 tekne ve 500’e yakın 

yarışçı IRC 0- 1-2-3-4-5 ve Destek 

kategorilerinde kupa için mücadeleye 

ediyor. Cuma günü Sakız 

Adası’nda ilk günün yorgunluğunu 

atan ekipler 1 Eylül’de Sakız’dan 

yola çıkarak Çeşme’de finişe ulaştı. 

İkinci günün birincisi Göztepe 

Yelken 1925 

30 Ağustos sabahı Çeşme-Sakız 

UBS Yarışı için start alan Arkas 

Aegean Link Regatta’da ikinci 

günün kazananı Göztepe Yelken 

1925 oldu. 

Sakız önünden start alan ekipler 

rüzgar üstü şamandırasını 

sancakta bırakarak daha sonra 

komite botundan telsizle bildirilen 

rota kısaltması üzerine 

Bayrak Adası’na kurulan hatta 

finişlerini verdiler. Rüzgar hızının 

sürekli değiştiği parkurda oldukça 

çetin geçen mücadenin ilk finişini 

Dere Construction yaptı. Çok 

yakın aralarla Arkas-M.A.T. Sailing 

Team, Göztepe Yelken 1925 

ve Matrak 2 ekipleri peşinden gelince 

düzeltilmiş zamanda IRC 0 

Kategorisinde birinciliği Göztepe 

Yelken 1925’e kaptırdı. Bu sonuçla 

Makrak 2 ikinci, Comet A teknesiyle 

Arkas-M.A.T. Sailing Team 

üçüncü ve Anything teknesiyle 

Dere Construction dördüncü 

oldu. 

Ekipler yorgunluklarını yarışın 

ardından Çeşme Marina Yacht 

Club’da düzenlenen kokteylde attı. 

2 Eylül Pazar günü ise Ilıca 

Körfezi’nden yarışa başlayacak 

ekipler Çeşme Limanı Limanı 

önünde finişe ulaşacak. Takımlar, 

4 günlük yarışın ardından 

gerçekleştirilecek kapanış partisinde 

ödüllerine kavuşacak. 

Arkas Aegean Link Regatta’da 4 

gün boyunca yarışçılar toplam 50 

mil yol katedecek. 

Yeni destekçilerle ikinci yılında 

daha büyük 

Her yıl artan yerli ve yabancı yelkencilerin 

katılımıyla sürdürülebilir 

ve geleneksel bir yarış haline 

gelmesi hedeflenen Arkas Aegean 

Link Regatta, ilk yıl başarısının 

ardından adını uluslararası arenada 

da duyurarak bu yıl ulusal 

ve uluslararası değerli markaların 

desteğini aldı. İsviçre merkezli 

dünyanın en büyük varlık yönetim 

şirketlerinden olan UBS ilk gün 

gerçekleşecek Çeşme-Sakız Adası 

yarışına adını verdi. UBS Yarışı’nın 

kazananları özel bir kupa ile ödüllendirilecek. 

Ayrıca dev teknoloji 

şirketi Huawei yarışın bu yılki 

tekonoloji sponsoru oldu. Arkas 

Aegean Link Regatta’nın medya 

destekçileri ise Hürriyet ve Ege 

Medya. 

Kupa yeni sahibi bekliyor 

Arkas Aegean Link Regatta’yı 

kazanan teknenin 1 yıl boyunca 

elinde bulundurduğu overall 

kupa, bir yıl sonraki yarışta yeni 

şampiyona veriliyor. Yarışı 5 yıl 

üst üste kazanan tekne ise kupanın 

daimi sahibi oluyor. Kupa geçen 

yılın birincisi Anything Dere Construction 

ekibinin müzesinde bir 

yıl kaldıktan düzenlenen törenle 

yarış komitesine teslim edilen 

kupa bu yılki sahibini bekliyor. 

Geçen yıl Arkas’ın İzmir üniversiteleri 

arasında düzenlediği 

çalıştay sonucunda Dokuz Eylül 

Üniversitesi 

Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü 

Aksesuar Tasarımı Öğrencisi Yeliz 

Aydın tarafından tasarlanan Overall 

Kupa, zorlu mücadeleden geçen 

yelkenlilerin, akıntıyı ve rüzgarı 

yakalayarak rakiplerini geçip 

zafere yükselmesini temsil ediyor. 

Yelkenlileri izleyen insanların 

gözünden denizin, yelkenin, 

rüzgarın ahengini yansıtan kupa 

aynı yelkenlinin zarif estetiğini de 

gösteriyor. 

64

Otel Zeytinada, misafirlerine, bir butik otelden beklenen tüm hizmetleri 

sunmanın yanı sıra, onlara eşsiz doğa harikası botanik bahçesinde bir 

dinlence vaat ediyor. Havuzunun tam ortasına konmuş zeytin ağacı 

sizlere sesleniyor… 

Hotel Zeytinada promises to the guests high quality service than a 

boutique Hotel. Where you find a wonderfull botanical garden and 

an olive tree island in the pool. Olive tree is calling you… 

www.zeytinada.com 

Tel: +90 252 367 2275 

info@zeytinada.com / Torba Mevkii, Torba / BODRUM 

65

YACHT 

“Deniz de aynı hayat gibidir. Bakmasını, görmesini bilene.” 

diyor Melike Esra Karayel. Denizle iç içe bir yaşam. Kah 

dertleşme, kah öğüt alma. Pek değerli Melike Esra Karayel 

sizler için sorularımızı cevapladı 

Merhaba, kısaca kendinizi 


Yaşam amacım; yazarak ya da 

konuşarak kalplere dokunmak. Bu amaç 

doğrultusunda hem yazarlık hem de 

kurumlara özel eğitimler tasarlıyorum. 

Basın sektöründe de uzun yıllar yer 

almam nedeniyle kurumsal tanıtım 

projelerinde faaliyetlerim var. Profesyonel 

yelkenciyim. Türkiye Yelken 

Federasyonu’nda danışmanlığın yanı 

sıra Piri Reis Üniversitesi öğretim 

üyesiyim. Altınbaş Üniversitesi yelken 

takımını kurduktan sonra takım koçu 

olarak eğitimlerim devam ediyor. 

Yelkene ilk ne zaman başladınız? 

Yelkene ilk 2003 yılında Bodrum’da 

66 

Melike Esra Karayel 

yapılan kış trofesinde başladım. Misafir 

olarak katıldığım yarışlarda kalbime 

ektiğim tohumlar bugünlere getirdi çok 

şükür. Deniz sevdam ise genlerimde 

var. Çok küçük yaşlardan 

itibaren her mutluluğumu, hüznümü 

kısacası hayata dair her duyguyu 

ilk denizle paylaştım. Kimi zaman 

dertleştim kimi zaman öğüt aldım. 

Denizde aynı hayat gibidir. Bakmasını, 

görmesini bilene. 

Profesyonelleşme süreciniz nasıl 

gelişti? 

Bu süreç uzun soluklu bir yolculuk. 

Denizin güzelliklerinden birisi de binlerce 

milden ve eğitiminden sonra bile 

her denize çıkışınızda yeni bir şeyler 

öğreniyor olmanız. Sonsuz bilgi ve gü 

zellik. Doğan Yelken Takımı’na 2012’de 

seçildikten sonra altı sene deniz 

eğitimlerin devam etti. Şu ana kadar 

ulusal ve uluslararası pek çok yarışa 

katıldım. Tekne transferleri yaptım. 

Amatör Denizcilik Ehliyeti, Kısa Mesafe 

Telsiz, Uluslararası Kıyı Kaptanlığı 

(IYT Yachtmaster Coastal Sail) ehli-

yetlerine sahibim. Ayrıca Piri Reis Üniversitesi 

öğretim üyelerinden İleri Navigasyon 

eğitimlerine devam ediyorum. 

Verdiğiniz eğitimlerden kısaca 

bahseder misiniz? 

Denizde olmanın insan ruhuna 

kattığı güzellikleri göstermek ise bir 

diğer yaşam amacım. Ayrıca deniz, 

teorik bilgilerin hayata geçirilmesinde 

müthiş fırsatlar sunuyor. Bence 

en etkili öğrenme biçimi de bu. 

Eğitimlerimde deniz ve doğa koşulları 

ile hayatı ilişkilendiriyorum. Bir diğer 

önemli husus ise bütün eğitimlerim 

kuruma özel. Önce kısa bir araştırma 

ve bire bir görüşmeler yapıyorum. 

Onları tanıdıktan sonra ihtiyaçları 

doğrultusunda o kurum kimliğine uygun 

eğitimi tasarlıyorum. Hayatımda 

hiçbir işi sıradan yapmadım. Farklı olan 

ve kalpten sevgiyle yapılan değerlidir. 

Bununla birlikte bireysel eğitimlerde 

kişinin isteğine göre denizde ya da 

karada gerçekleşiyor. 

Kurumsal Yelken Eğitimlerinizden 


Kurumsal eğitimlerim arasında “Takım 

Çalışması, Hayatının Kaptanı Ol, Gerçek 

Kuzey, Alesta Hayat ve Liderlik 

Becerilerini Geliştirme” yelkenlide 

gerçekleştirdiğim 

temel eğitimlerimi oluşturuyor. 

“Deniz Olmak” isminden kısaca 


Deniz Olmak; aslında hepimizin 

önce kendimizi sonra var olduğumuz 

dünyayı bilmemiz yolculuğumuzda 

rotamız. Ben bu adı verdim. Ve bütün 

eğitimlerimi de bu başlık altında 

topladım. Yani Deniz Olmak; Kendini 

bilmek, Hayattaki rolünü anlamaktır. 

Zorluklardan yılmadan çözümün kendisi 

olmaktır. Daima ileriye bakmaktır. 

Bodrum C u p ile ilgili 

düşünceleriniz neler? 

Bodrum Cup, 30. yılını kutluyor. Şu ana 

kadar katıldığım en büyük ve en önemli 

organizasyon. Çok heyecanlıyım. Bir 

o kadar da mutlu. Denizlerde ne kadar 

çok çoğalırsak iletişimi güzel, egodan 

kibirden uzak insanların oluşturduğu 

bir toplum haline geliriz. Sevgi çoğalır. 

‘Denizde sivri taş olmaz’ diye bir söz 

vardır. Zor koşullar, taşın sivriliğini 

yontar. Deniz, insanı kötü duygulardan 

temizler. 

2019 planlarınızdan bahseder 

misiniz? 

2019’da deniz olmak eğitimlerimle 

denizlerde çoğalmak en önemli planım. 

Altınbaş Üniversitesi ile Türkiye’de 

bir ilki gerçekleştirdik. İnşallah 

diğer okullarımızla da devam ederiz. 

Denizde gerçekleştirmek istediğim 

tasarımı hazır olan ve yine farklı bir televizyon 

programı var. Sponsor konusunu 

halledersem bu da diğer önemli 

hedeflerim arasında yer alıyor. 

Sosyal sorumluluk projeleri ile 

ilgili söylemek istediğiniz bir şey 

var mı? 

Sosyal sorumluluk projeleri topluma 

değer katmamız açısından çok önemli. 

LÖSEV başta olmak üzere bu projelerde 

her zaman varım. Ayrıca koçluk 

eğitimlerimde önemli pay sahibi 

Çağlar Çabuk hanımefendinin kaleme 

aldığı Solu-Can adlı kitabın tanıtımını 

da böyle proje olarak görüyorum. Kitap, 

sağlıklı bir toplumun oluşmasında 

önemli bilgiler veriyor. Yakın bir zamanda 

kendisiyle ‘Denizcilik ve Sporculuk 

Boyutlarında Kadının Yelken 

Dünyasındaki Yeri’ konulu bir söyleyişi 

gerçekleştireceğiz. 

67

YACHT 

Sofi Yat: Türkiye’de Süper Yat 

Charter Yönetimi 

Alev SEMİZ 

Son 30 yıldır yatçılık, belli sayıda 

varlıklı bireyin kişisel keyif ve de iş 

etkinliklerini organize ettiği küçük 

çaplı lüks zevk olmaktan çıkıp, 60- 

70 feet tekne uzunluklarından, 60-70 

metre hatta 100 metreyi aşan tekne 

boylarına ulaşıldığı yarı ticari bir faaliyete 

dönüşmüştür; ayrıca destekleyici 

altyapısı ve onu çevreleyen endüstrisi 

ile dünya çapında yatırımları da 

büyümeye devam etmektedir. 

Global Süper Yat Endüstrisi yıllık tahmini 

35milyar Euro civarından dönüyor 

ve bu 35 milyar Euro, yat inşasından, 

bakım onarım, servis, kiralama (charter), 

marinalar ve mürettebatı içeren 

geniş bir ağı içermekte. %54 lük payı 

ise Avrupa oluşturmakta. Son on yılda 

68 

süper yat filosu dünya çapında serviste 

olan yaklaşık 7500 civarı yat, 40000 

civarı süper yat personeli, 148.000- 

163.000 kara personeli kaynağıyla 

neredeyse 3’e katlandı. Sektör bir çok 

diğer sektörden farklı olarak, sadece 

yat üretim anlamında değil istihdam 

anlamında da profesyonel ve prestijli bir 

yapıya sahip olup, sektörün standartları 

ve beklentileri yüksektir. Bu bağlamda, 

kaptanlar ve diğer yat personellerinden, 

mühendislere, brokerlere, ustalara 

ve görevlilere kadar, denizde ve kıyıda, 

doğru beceri ve özelliklere sahip insanlar 

için binlerce iş fırsatı sunmaktadır. 

Türkiye, Avrupalı tersaneler arasında 

kendini ispat ederek kaliteli ve daha 

uygun fiyatlı üretimi ile önemli bir 

oyuncu haline gelmiştir. Uygun maliyetlerle 

kaliteli üretim, küresel olarak 

yatçılığa artan talep, Avrupalı üreticilerin 

bazılarının pazardan çekilmiş/ 

çekilecek olması ve yat dizaynı konusunda 

dünyanın dikkatini çekecek Türk 

tasarımcıların artması gibi faktörler 

dikkate alındığında, Türkiye süper yat 

sektörünün önünde ciddi bir büyüme 

potansiyeli bulunmaktadır. Bu büyümeye 

paralel olarak süper yat sahipleri 

de yaptırdıkları veya ikinci el olarak 

aldıkları teknelerini kendi kullanımları 

dışında da değerlendirebilmek için 

“Charter”(kiralama/charter) fikrine 

sıcak bakmaya başladılar. 24 metre ve 

üzeri tekneler sektör profesyonellerinin 

kullanımı ile “Süper Yatlar”, tekne

sahibi olmanın cazibesini yaşatırken 

diğer bir yandan teknenizi doya doya 

kullanamıyorsanız düşündürmeye 

başlıyor. Aylık / yıllık düzenli aralıklarla 

ödenmesi gereken: marina ücretleri, 

sigorta masrafları, operasyonel ücretler, 

teknenin yönetimi için ayrılan bütçe 

ve de mürettebat ücretleri, sabit giderler 

olarak tekne sahibinin hanesine 

yazılıyor. Charter, söz konusu giderlerin 

bazen tamamı bazen de bir kısmının 

karşılanabilmesi için süper yat sahiplerine 

iyi bir olanak sunuyor. 

Dünyanın en kişiselleştirilmiş vaktini 

5/7 yıldızlı otel konforu ve imkanları 

ile denizin üzerinde deneyimlerken, 

kara yolu ile ulaşılamayan bir çok doğal 

güzelliğe dokunabiliyor, en iyi şeflerin 

mutfağından farklı lezzetleri tadarken 

…30/40/50/60… metre yüzen bir platform 

üzerinde izole bir şekilde keyif 

sürebiliyor süper yat sahipleri. Peki 

bu 365 gün boyunca yapabiliyor mu? 

40 metre bir tekne sahibini ele alalım. 

Yılda teknesini sadece 10 gün kullanabilecek 

boş zamana sahip, geri kalan 

zamanda ya misafirlerini ağırlıyor ya 

da tekne marinada yatıyor. Bu zaman 

diliminde yukarıda saydığım ücretler 

işliyor: kaptana, çarkçıya, gemiciye, 

hostese ödenmesi gereken ücretler, marina 

ücretleri ve diğerleri tekne sahibinin 

cebinden uçarak gidiyor. Sektörde 

fazlasıyla kullanılan bir söz var: “a boat 

is a hole in the water to throw money 

in”. “Tekne; denizde, içine para atmak 

için var olan bir deliktir”. Lüks olgusu 

keyif için harcanan paranın vicdanı 

sorumluluğunu ortadan kaldırmak için 

harika bir bahane ve yaşam biçimi haline 

dönüşmüştür. Böylelikle denizdeki 

kara deliğe akıtılan paralara “lüks 

yaşam stili” olarak baktığımızda hem 

o delik kapanıyor, hem de tekne sahibi 

olmanın elegant rahatlığı ile masraflara 

rağmen tekne sahibi olduğunuz için 

hala şanslı hissedebiliyorsunuz. 

Teknesini kiraya vermek isteyen bir 

tekne sahibinin beklentisi ne olmalıdır? 

Sanılanın aksine tekneyi kiraya vermek 

tekne sahibine müthiş paralar 

kazandırmak amacı ile yapılan bir şey 

değildir. Charterın amacı, teknenin 

masrafları, mürettebat ücretleri ve 

diğer operasyonel giderlerini tekne 

sahibinin cebinden karşılamak yerine 

kiralama geliriyle bu ödemelere destek 

çıkmaktır. Ege sahilleri için tekneyi 

zaten kiraya verebileceğimiz kısıtlı 

aylarımız var. Bunlar düşük sezon 

olarak adlandırdığımız Mayıs-Ekim, 

orta sezon Haziran-Eylül, yüksek sezon 

Temmuz-Ağustos’tur. Düşük sezondaki 

beklenti 1-2 hafta, orta sezonda 

3-4 hafta, yüksek sezonda ise 

4-5 hafta olmalıdır. Bu ilk bakışta az 

görünen bir orandır fakat ülkemizde 

son yıllarda yaşanan siyasi ve ekonomik 

krizin yarattığı kaos nedeniyle bu 

haftalara bile ulaşılması konusunda 

güçlük yaşandığını vurgulamak istiyorum. 

Özellikle doğru yapılmayan 

fiyatlandırma da kaosa ek olarak bazı 

teknelerin hiç charter alamamasına 

bile neden olmaktadır. O yüzden tüm 

etkenleri göz önünde bulundurup, ona 

göre bir beklenti içerisine girmek en 

doğru olanıdır. 

Teknesini kiraya vermek isteyen bir 

tekne sahibi ya kaptanı aracılığı ile ya da 

bu işi yapan charter firmaları aracılığı 

ile sezon için potansiyel müşteri 

(kiracılar) aramaya başlıyor. Daha önce 

charter geçmişi olmayan ve charter 

pazarlamasında görev almamış bir kaptan 

veya pazarlama sorumlusu ile charter 

piyasasına sunulan bir teknenin, 

69

YACHT 

yeteri kadar kiracı bulma ve “repeat 

client” dediğimiz tekrar eden müşteri 

potansiyeli yaratma imkanı olamıyor. 

Buna ek olarak, charter işinin -filodaki 

süper yatların sayısının çoğalması ileartan 

önemi, tekne sahiplerinin özelinin 

korunmasına ve teknelerin tanıtımı 

için daha etkin bir pazarlamaya ilişkin 

talebi de hızlandırıyor. Ayrıca, gerek 

charter müşterilerinin talepkar olması 

ve bunun iyi yönetilme ihtiyacı gerekse 

tekne sahiplerinin charter pazarlama-operasyon 

işine ayıracak yeteri 

zamanlarının olmaması, sektörde 

charter firmaları ve brokerlerin önemini 

arttırıyor, onların daha aktif rol 

almalarına imkan veriyor. Bu durumda 

yapılabilecek en doğru şey charter 

pazarlama ve yönetiminde tecrübeli, 

sektörde söz sahibi olan bir broker firma 

ile iletişime geçmek olacaktır. 

Peki, broker firmanın charter 

pazarlaması ve yönetimi için tekne sahibine 

sunması gerekenler nelerdir? 

-Öncelikle teknenin charter için uygun 

olup olmadığına karar vermek için tekneye 

ziyaret(ler). Bu ziyaretler esnasında; 

• Teknenin yapısal, teknik ve evraksal 

anlamda bir eksiğinin olup olmadığını 

kontrol etmek • Tekne mobilyalarının 

ve dekorasyonunun charter anlayışına 

uygun olup olmadığına karar vermek ve 

bu yönde tavsiyede bulunmak • Tekne 

mürettebatının charter için uygunluğu 

tespit etmek ve de iyileştirme için önerilerde 

bulunmak (davranış, deneyim, 

güler yüz, yabancı dil, üniforma vb. 

gibi) • Teknenin resmide yazan misafir 

kapasitesine uygunluğunu kontrol etmek 

• Broker firmaya tekne sahibi (veya 

adına vekilinden) sağlanan bilgilerin 

doğruluğunu kontrol etmek • Varsa 

su sporları oyuncaklarının kontrolünü 

ve listesini yapmak -Teknenin hangi 

bölgede kiraya verilmek istendiğini 

öğrenmek ve aşağıdaki kriterlere göre 

uygun olabilecek charter bölgesi önerilerini 

yapmak • Teknenin tipi (motor 

yat, gulet, yelkenli, catamaran) • 

Teknenin bayrağı ve evrak durumu 

• charter bölgeleri içindeki siyasi ve 

ekonomik durum (siyasi anlaşmazlıklar, 

gerginlikler ve bunu takip eden Kabotaj 

kuralları uygulamaları vb.) • Daha önce 

charter tecrübesi varsa, geçmiş sezonlardaki 

performans -Teknenin kiraya 

verileceği bölge konusunda anlaştıktan 

sonra charter yönetimi sözleşmesi öncesinde 

emsal tekneleri karşılaştırarak 

bir piyasa araştırması yapmak ve tekne 

sahibine olası charter fiyat öngörüsünü 

vermek -MYBA (The Worldwide 

Yachting Association) Sözleşmesine 

bağlı kalarak tekne sahibi ile bir Charter 

Yönetimi Sözleşmesi (Charter Ana 

Acentelik Sözleşmesi) imzalamak. 

Yukarıda bahsedilenler, charter 

pazarlaması başlamadan önce tekne 

sahibinin göz önünde bulundurması 

gerekenleri ve broker firmanın üstlenmesi 

gereken görevleri içermektedir. 

Charter pazarlamasının başlatılması, 

charter taleplerinin yönetimi, kiralama 

sözleşmesi (MYBA), charter hazırlığı 

ve tur sırasındaki operasyon ve charter 

sonrası konuları, sonraki yazılarımdan 

takip edebilirsiniz… 

70

71

YACHT 

“South West takımı sizinle çalışmak ve teknenizin 

ihtiyaçlarını karşılamak için sabırsızlıkla 

bekliyor.” 

South West firmasının hizmetlerinden 

kısaca bahseder misiniz? 

Uzun yıllar yelken ve tente imalatı ile 

arma konularında çalışmış deneyimli 

bir ekip tarafından 2009 yılında kurulan 

şirketimiz South West/Güney ve 

Batı Yelken, Marmaris ve Göcek’te bulunan 

merkezlerinde, North Sails’inEge 

ve Akdeniz bölgesi tekyetkili acentesi 

olarak hizmet vermektedir. 

Bunun dışında ise, her türlü yelken 

bakımları, onarımları, kışlık bakımları 

(kontrol + yıkama + depolama + montaj) 

gibi konular da şirketimiziniş 

alanları içindedir. 

Bir diğer ana iş konusu, bimini top, 

sprayhood, lazybag, sunawning, 

kışlıkörtüler, usturmaça kılıfları ve 

minder, yastık vb.döşeme türlerinin 

üretim ve onarım işleridir. 

72 

South West/Güney ve Batı Yelken’in 

ana iş konularından bir diğeri ise arma, 

donanım ve servis işleridir. Direk kontrolleri, 

tel değişimleri, sökme-takma, 

direk bakımları, furlingve ray sistemlerinin 

montaj, bakım ve onarımları, 

halat değişimi ve donatımı bukonulardan 

bazı örneklerdir. 

South West takımı sizinle çalışmak ve 

teknenizin ihtiyaçlarını karşılamak için 

sabırsızlıkla bekliyor. 

Yelken kışlık bakımı hakkında bilgi 

verir misiniz? 

Yelkenlerin kışlık bakımları; genel 

kontrol, yıkama, depolama ve montaj 

işlerini içerir. Yelkenlerin bize 

ulaşmasını takiben yapılan genel kontrollerinde 

dikiş sökükleri, tell-tales 

değişimleri gibi ufak işler dışında 

yapılması gereken tamirler var ise 

müşterilerimize rapor edilip, kabul 

görmesini takiben yapılır. Her ebatta 

yelkenin yıkanması kendi yıkama yerimizde 

basınçlı su ve sert deterjanlar 

kullanılmadan gerçekleştikten sonra 

askı usulüyle kurutulup, pudralanıp 

saklamaya alınır. Müşteri istek ve 

programına bağlı olarak tekneye 

montajları yapılır. Marmaris ve Fethiye 

başta olmak üzere tüm Akdeniz ve Ege 

Bölgesinde kışlık bakım hizmeti verilir. 

Yelken tamirini hangi bölgelerde 

yapıyorsunuz?? 

Her tür yelkende oluşabilecek tamir 

işlemleri Marmaris ve Göcek atölyelerimizde 

yapılmaktadır. Panel 

değişiminden dikiş söküğüne kadar 

gereken tüm tamirlerde yelkenin 

orijinalinde kullanılan malzemeler 

kullanılmaktadır. Ayrıca UV koruyucu 

değişimi ve tamirleriyle birlikte 

her tür tente ve döşeme ürünlerinin de 

tamir işleri yapılmaktadır. Marmaris 

ve Fethiye başta olmak üzere tüm Akdeniz 

ve Ege Bölgesinde yelken tamiri 

hizmeti vermekteyiz. 

Güneş tenteleri ve kışlık tente 

hizmetinizden bahseder misiniz? 

İster motor yat ister yelkenli her tür 

tekne için isteklere uygun olarak 

hazırlanan tenteleri Güneş Tenteleri ve 

Kışlık Tenteler olarak ayırabiliriz. 

Güneş tenteleri, özellikle hava alabilecek 

yapıdaki özel kumaşlar ile imal 

edilmektedir. 

Kışlık tenteler ise tüm teknenin örtülmesinden, 

belli bölgelerin kapatılmasına 

kadar tamamen isteğe bağlı olarak üretilir. 

Özellikle yağmura ve kış şartlarına 

dayanıklı su geçirmez kumaşlar 

kullanılarak yapılır. 

Bot ve Motor örtü ürünlerinizden 


İster motor yat ister yelkenli her tür

tekne için isteklere uygun olarak 

hazırlanan tenteleri Güneş Tenteleri ve 

Kışlık Tenteler olarak ayırabiliriz. 

Güneş tenteleri, özellikle hava alabilecek 

yapıdaki özel kumaşlar ile imal 

edilmektedir. 

Kışlık tenteler ise tüm teknenin örtülmesinden, 

belli bölgelerin kapatılmasına 

kadar tamamen isteğe bağlı olarak üretilir. 

Özellikle yağmura ve kış şartlarına 

dayanıklı su geçirmez kumaşlar 

kullanılarak yapılır. 

Arma ve Donanım hizmetlerinizden 


South West/Güney ve Batı Yelken’in 

ana iş konularından bir diğeri ise arma 

donanım ve servis işleridir. 

Arma konusunu mevcut armanın 

bakım, onarımı ve yeni arma olarak 

ayırabiliriz 

Arma kontrolleri direğin tepeden 

aşağıya, tüm noktalarının ayrıntılı kontrolü, 

fotoğraflanması ve müşteriye 

rapor edilmesi olarak yapılır. 

Gerektiğinde tüm tellerin değişiminden 

halatların yenilenmesine kadar tüm 

arma işleri konusunun uzmanı ekibimiz 

tarafından yapılır. 

Arma konusunda Blue Wave, Selden, 

Bamar, Harken vb. dünya markalarının 

ürünleri kullanılmaktadır. 

Ayrıca ray sistemlerinin bakım onarımı, 

yeni ray sistemlerinin montajı, yeni 

vardevela yapımı, tel değişimleri,sarma 

sistemleri konusunda ise manuel, elektrikli, 

hidrolik her tür ve markanın 

ana yelken veya ön saha sarma sistemlerinin 

bakımı, onarımı ve yeni 

ürünlerin montajı vedonanımı da iş 

konularımızdır. 

Servis hizmetleriniz nelerdir? 

Mevcut armaların, temizlik, genel kontrolü, 

trimleri, sezon bakımları olarak 

servis konularımızdandır. 

Ayrıca vinç bakım ve onarımları, sarma 

sistemlerinin genel bakımı, ray sistemlerinin 

temizlik ve bakımlarını servis 

hizmetlerimiz olarak belirtebiliriz 

Halat çeşitlerinizden ve halat 

hizmetlerinizden bahseder misiniz? 

Halat konusunu; 

-Bağlama Halatları 

-Mandar 

-Iskota vb. halatlar 

-Kasa İşçiliği olarak değerlendirebiliriz. 

Yüzen ve batan halatlar olarak 

2 ana kola ayrılan bağlama 

halatlarını, müşterilerimizin istekleri 

doğrultusunda kasa işçiliği, deri dikimi, 

sürtünmeye karşı kılıf konması türü 

katma değerli işler ile yapmaktayız. 

Mandarlardan ıskotalara kadar 

Dyneema veya polyester olsunihtiyaç 

duyulan her türlü halatı, değişimleri 

dâhil olmak üzere, kasa işçilikleri ile 

hazırlamaktayız. LazyJack yapımlarında 

halatları yüksüklere örerek 

yapmaktayız.Halatların kopma mukavemetini 

düğüm %50 düşürmektedir. 

Iskotaların, mandarların ucuna düğüm 

yerine kasa(splice) yapılmasını öneren 

firmamız bu işlemleri kendi bünyesi 

içinde yapmaktadır. 

73

YACHT 

MSC FANTASIA ZENGİNLEŞTİRİLMİŞ RO- 

TASIYLA HAYALLERİNİZDEKİ AKDENİZ YAZ 

TATİLİNİ SUNUYOR 

•YENİ ROTADA GÜNEY İTALYA’YI 

DAHA ÇOK KEŞFETMEK ÜZERE 

NAPOLİ’YE AYRILMIŞ BİR TAM 

GÜN 

•MİSAFİRLERE NAPOLİ’DEN 

KOLAYLIKLA CAPRI, POMPEİ VE 

NEFES KESİCİ AMALFİ SAHİLİ’Nİ 

GÖRME FIRSATI 

Göz alıcı manzaralarıyla Avrupa’nın 

en popüler destinasyonlarına ev 

sahipliği yapan Akdeniz, bir cruise 

rotası olarak popülarite kazanmaya devam 

ediyor. Önümüzdeki yaz Napoli, 

MSC Fantasia’nın rotasında öne çıkan 

limanlarından biri olacak. Napoli ken 

di tarihi zenginliğiyle beraber, Güney 

İtalya’nın en popüler turistik alanlarını 

keşfetmek için mükemmel bir yerde 

konumlanmış durumda. 

MSC Cruises CEO’su Gianni Onorato: 

“Güney İtalya’ya rağbetin artmasıyla 

MSC Fantasia’nın gelecek yaz rotasını 

zenginleştirme kararı aldık. Planlarda 

ilk defa sezon boyunca bir geminin her 

hafta bir tam gün Napoli’de olmasını 

öngörüyoruz. Misafirlerimize gün 

boyu bu tarihi bölgenin güzelliğini ve 

renkli kültürünü tecrübe etmeleri için 

bolca zaman sağlayacağız. Bu kesinlikle 

rotanın öne çıkan kısımlarından biri 

olacak. Bu rotaya yoğun talep bekliyoruz.” 

diyor. 

YEMEK TUTKUNLARININ RÜYASI 

Mutfağıyla dünya çapında nam 

salmış Napoli her yemek tutkununun 

rüyalarını süsler! Napoli’ye yapılan 

hiçbir ziyaret, bölge pizzasının tadına 

bakmadan, kimilerince İtalya’nın en iyi 

kahvesini yudumlamadan ve tabii ki o 

gün yakalanmış taze deniz mahsullerini 

tatmadan tamamlanmış sayılmaz. 

Misafirler rehberli tura katılabilir veya 

her köşede bulunan ilgi çekici yerleri 

kendileri keşfedebilirler. 

GÜNEY İTALYA SAHİLİNİN 

MUHTEŞEM MANZARALARI 

Misafirler baş döndürücü deniz 

manzarasıyla sosyetenin uğrak yeri 

olarak ünlenmiş göz alıcı Capri adasını, 

Sorrento kasabasındaki nefes kesici 

mavi denizi veya İtalya’nın en popüler 

üçüncü turistik yeri olan Pompei’deki 

görkemli arkeolojik alanı durak yerlerine 

ekleyebilirler. Hatta gezginler MSC 

Cruises’ın organize ettiği bir kara turu 

ile, resimsi manzaralarıyla üç renkli 

şehrin de tadını çıkarabilirler. 

Turistleri bölgeye çeken en önemli 

şeylerden biri dünyanın en güzel kıyı 

şeritlerinden biri olan Amalfi Sahili. 

MSC Cruises birer UNESCO Dünya 

Mirası olan sahil kasabası Amalfi 

ve civar köyü Ravello’nun tam günlük 

turuyla stresten uzak bir gezinti 

fırsatı sunuyor. Gök mavisi denizi 

ve muhteşem manzarası ile Amalfi 

kasabası adeta dağın yamacından 

filizlenmiş gibi görünüyor. Kıyının 

kendisi güneşlenmek, yüzmek, leziz bir 

aperatifin tadını çıkarmak ve bölgede 

yapılan tatlı bir likör olan limoncelloyu 

yudumlamak için harika bir yer. 

Napoli’ye geri dönmeden önce ise, tarihi 

M.S. 5. yüzyıla dayanan, nadir bir doğal 

güzelliğe sahip olan Ravello köyünde 

geleneksel restoranların birinde öğle 

74

yemeğinin tadını çıkarabilirler. 

Bunun yanı sıra, MSC Fantasia her 

biri İtalyan kültürüne dair çeşitli 

tecrübeler ve yaşantılar sunan iki ayrı 

İtalyan limanına da uğrayacak. Misafirler 

Livorno’dan kolaylıkla Rönesans 

sanat ve mimarisine ev sahipliği yapan 

Floransa’ya ve meşhur eğik kulesiyle 

Piza’ya ulaşabilirler. İtalya’nın kuzeybatı 

kıyısında bulunan Cenova ise zengin 

bir denizcilik mirası ve tat duyularını 

cezbetmek için bir başka fırsat sunuyor. 

Ardından, ülkesinin Paris ve Lyon’dan 

sonra en bilinen ve kalabalık metropol 

bölgesi olarak, alışveriş fırsatları ve 

hareketli bir şehir hayatı sunan Marsilya 

limanı geliyor. Bu harikulade Akdeniz 

deneyimini, muhteşem Balear 

adaları Palma de Mallorca ve İbiza 

takip ediyor. 

MSC FANTASIA’DA SEYAHAT ET- 

MEK MİSAFİRLER İÇİN BİR KEYİF 

MSC Fantasia başta aileler olmak üzere 

geniş bir misafir kitlesini tatmin etmek 

üzere tasarlandı. Tenis ve basketbol 

alanlarından mini golf sahasına, koşu 

pisti ve spor salonundan su parkı kompleksine 

kadar çeşitli spor ve eğlence 

merkezleri, Formula 1 simulatörü ve 

4D sinemayla gemi üzerinde yapılacak 

ve tecrübe edilecek pek çok şey var. 

Gevşemek ve gençleşmek isteyenlere 

ise MSC Aurea Spa geniş bir tedavi ve 

terapi yelpazesi sunuyor. Bunlara ek 

olarak, gemide Akdeniz ve dünyanın 

çeşitli mutfaklarından otantik ve 

lezzetli yemekler sunuluyor. 

MSC Yacht Club ile, MSC Fantasia tatilcilere 

lüks bir deneyim sunuyor. Geniş 

seçme özgürlüğünün yanı sıra ayrıcalık 

ve mahremiyet arayan en hassas misafirler 

için tasarlandı. MSC Yacht Club, 

‘‘gemi içinde gemi’’ konsepti ile misafirlere 

özel bölümde bir çok ayrıcalık 

sunuluyor. 

75

Çağla Kubat Röportajj 

1.Merhabalar Çağla Hanım, ilk 

olarak okuyucularımıza kısaca 

kendinizi tanıtır mısınız? 

2. Soruda cevabı vereceğim. 

2.Daha önce sizi televizyon 

dünyasından tanıyorduk. Fakat 

uzun yıllardır sörf dendiğinde akla 

gelen ilk isimsiniz. Bu süreçten bahseder 

misiniz? 

Ben 15 yaşından beri windsurf sporcusuyum 

ve televizyon çalışmalarımı 

sürdürdüğüm yıllarda antrenman 

ve yarışlarımı da birlikte yürütüyordum. 

Son 4 senedir yani kızımın 

doğumundan itibaren Alaçatı’da faaliyetini 

sürdüren windsurf akademime 

yoğunlaştım. Bu süreçte her zaman 

hayalini kurduğum gibi çocuk ve gençlerden 

oluşan kulüp takımımı kurmayı 

76 

başardım ve şimdi hem yarışmayı 

sürdürürken hem de sporcularımın 

başarılarının mutluluğunu yaşıyorum. 

Türkiye Genç Milli Windsurf 

Takımı’nın yarısı benim kulüp 

sporcularım ve temmuz ayında 

Garda’da gerçekleşecek Dünya Gençler 

Şampiyonasına hazırlıklarımızı 

sürdürüyoruz. 

3.Kaç senedir sörf yapıyorsunuz? 

Bu spora kaç yaşında başlanması 

gerekiyor? 

Bu spora 6 yaşından itibaren her yaş 

başlamak için uygundur. 

4.Ülkemizi şampiyonalarda temsil 

ediyorsunuz. Büyük başarılar elde 

ettiniz. Tecrübelerinizi bir akademi 

ile gençlere aktarıyorsunuz. Buna 

nasıl karar verdiniz? 

Ben yarışmaya karar verdiğim yıllarda 

bu konuda kendimi geliştirmek adına 

hiçbir okul bulamadım. Türkiye’de 

windsurf sporunu öğreten pek çok 

okul var ancak sporcu yetiştiren akademi 

sayısı çok az. Ben bu konudaki 

boşluğu doldurabilmek tutkuyla bağlı 

olduğum bu özel sporu daha fazla gençle 

buluşturabilmek için bu yola girdim. 

5.Alaçatı Windsurf Academy 

kuruluş ve profesyonelleşme sürecinden 


2011 yılında akademiyi açtım. 2013 

yılında spor kulübü oldum ve 2015 

yılında takımı oluşturmaya başladım. 

Eşim Jimmy Diaz ve dostum Talat 

Aşıkoğlu ile çocuk kamp programını 

yürütüyoruz ve takımımızı sürekli 

geliştirip genişletiyoruz. 

6.Dünyada rüzgar sörfü yapmaktan 

en çok keyif aldığın yerler hangileri? 

Tabiiki açık ara farkla Alaçatı:o)) St 

Croix ve Tenerife ilk üç sırada yer 

alıyor. 

7.Anne olmak spor hayatına nasıl 

yansıdı? Öncesinde ve sonrasında 

ne gibi farklar var? 

Anne olduktan sonra ilk senelerde 

yarışlara aynı tempoyla devam ettim 

ve çok iyi dereceler aldım. Öncesinde 

sadece kendi yarışıma konsantre olabiliyordum 

ama tek odak yarış olunca 

baskı arttıyordu şimdi pek çok farklı 

alanda mücadele vermem gerekebiliyor. 

Konsantrasyonumun sadece yarışlara 

odaklı olmaması belki stresimi biraz 

azaltıp yarışlarda daha iyi performans 

göstermem açısından faydalı olmuş bile 

olabilir diye düşünüyorum. 

8.Müsabakalar için sık sık yurt 

dışına çıkmanın sizin ve kızınız için 

ne gibi zorlukları oluyor? 

Kızımla yolculukların tabii zorlukları 

var ama çok keyifli. Bu yıl akademideki 

çalışmalarım yoğun talep nedeniyle 

çok arttı. İlk defa dünya turunu 

takip etmiyorum ve yurtdışı antrenman 

programımı da yapamadım ama 

önümüzdeki yıllarda tekrar yurtdışı

yarışlarına devam edebilirim. Selin de 

tabii yanımda olacaktır. 

9.Eşiniz Jimmy Diaz hem rüzgar 

sörfçüsü hem de PWA başkanı. Size 

yönlendirmelerde, tavsiyelerde bulunuyor 

mu? 

Eşimle her konuda birbirimize destek 

oluyoruz ve birlikte çalışıyoruz. Tabii 

onun da benim de birbirimize yönlendirmelerimiz 

oluyor 

.10.Son olarak eklemek istediğiniz 

bir şey var mı? 

11-21 yaş arasındaki sporculardan 

oluşan windsurf kulübümüzün 

desteklenmesi dünyada kazanacağımız 

başarılar için ön şart. Bu yolda bizimle 

uzun yıllar yürüyecek bir marka 

işbirliği arayışı içindeyiz. Doğa dostu, 

hızlı ve renkli sporumuzun iletişim 

platformu olarak kullanılması için 

akademimizde çok sayıda etkinlikte 

gerçekleştiriyoruz. Bu yıl Opel markası 

ile araç sponsorluğu anlaşması yaptık 

ve kulüp isim sponsorumuz için hala 

arayışımız sürüyor. 

Sevgilerimle, 

BEGÜM KILIÇ. 

77

YACHT 

Yaptığı her işte başarılı olan bir oyuncu, şarkıcı, besteci 

ve sunucu Ayça Varlıer. Geçtiğimiz yaz dizi çekimleri 

için bulunduğu Akyaka’da kitesürf ile tanışıyor. “Benim 

hayata karşı motivasyonumu arttırıyor. Oyunculuk 

ve müzikte yaşadığım Tutkuyu yakalıyorum. “ diyor. 

İşte Ayça Varlıer röportajı: 

Kitesurf ile tanışmanız ne zaman 

ve nasıl gerçekleşti? 

Geçtiğimiz yaz 2017, 1 Mayıs’ta Taner 

Aykurt’un Kitextreme okulunda kitesurf 

sporuna başladım ve 4 ay boyunca 

Akyaka’da hem tatil hem spor 

yaptım. Bu spora ve Akyaka’ya gerçekten 

aşık oldum. Çocukluk yıllarımda 

arkadaşlarım ile spor yaparak gecen 

yazlık tatillerimi anımsattığı için, belki 

de o samimiyet mıknatıs gibi çekti beni. 

Sizi ekranlardan tanıyor ve takip 

ediyoruz. Peki artık bu spor 

hayatınızın tam olarak neresinde 

yer alıyor? 

1 sene önce başlamama rağmen çok 

yol kat ettiğim için bundan sonraki 

hayatımda da, özellikle yazlarımı bu 

spora göre yönlendirmek istiyorum. 

Kış aylarında da çalışmadığım dönemlerde 

dünyanın çeşitli kite spotlarına 

seyahat ederek hem spor hem de tatil 

yapmak en büyük isteğim. 

Merhaba ilk olara 

okuyucularımıza kısaca kendinizi 


Balerin bir anne, gitar çalan iş adamı 

olan bir baba, dekor tasarımcısı bir 

abla... sanatçı ve vizyonu açık olan bir 

ailede büyüdüm. 

1993-2003 senelerinde Amerika’da 

yaşadım. Lise, üniversite ,master eğitimi 

gördüm. Hartt School of Music’te müzikal 

tiyatro üzerine eğitim aldıktan sonra, 

Harvard Üniversitesi’nin Moskova 

Sanat Okulu’yla ortaklaşa yaptığı program 

dahilinde 5 ay Moskova’da, 2 yıl 

Boston’da kalarak oyunculuk üzerine 

yüksek lisans eğitimimi tamamladım. 

78 

2004 yılından beri dizi, tiyatro, konser 

ve sinema çalışmalarına devam etmekteyim. 

2017 Kasım ayında başlayan 

ve halen Muğla’da çekimlerine devam 

ettiğim Kalk Gidelim adlı komedi 

dizisinde İstanbul’daki sosyete hayatını 

bırakıp köy hayatına yerleşmek zorunda 

kalan Nurcan karakterini 

oynamaktayım. İşin en güzel tarafı da 

Akyaka’da yaşıyorum. Set aralarında 

rüzgar buldukça kitesurf yapıyorum. 

Kitesurf yaparken yoğun olarak 

hissettiğiniz duygular neler? Bu 

sporu yapmak size ne gibi katkılar 

sağlıyor? 

Özellikle Akyaka Kitebeach’te yeşil ve 

mavinin içinde rüzgar ve deniz ile iç 

içe geçirdiğim anlar terapi gibi geliyor 

bana. Bu özgürlük hissini seviyorum. 

Tüm vücudu çalıştırdığı içi daha önce 

fit olmadığı kadar fit oldu. Ayrıca ruh 

sağlığıma büyük katkısı var. Kaydıktan 

sonra kafamda en ufak bir negatif 

düşünce kalmıyor. Olaylara bakış açım 

daha farklı oluyor. Benim hayata karşı 

motivasyonumu arttırıyor. Oyunculuk 

ve müzikte yaşadığım tutkuyu 

yakalıyorum. 

Kitesurf öğrenmesi ve yapması zor 

bir spor mu? İşin ekonomik boyu-

tu nedir? 

Kitesurf belki öğrenmesi zor bir spor, 

en az 9 saatlik bir eğitimden geçilmesi 

gerekiyor. Ancak öğrendikten sonra 

daha da kolaylaşıyor. Ben de freestyle 

hareketleri öğrenmeye başladım. 7 

kez Türkiye freestyle şampiyonu olan 

hocam ve yakın arkadaşım Taner 

Aykurt, kite kontrolüm bu yaz çok 

geliştiği için bundan sonraki hareketleri 

hızlıca yapabileceğimi söylüyor. Geçen 

sene öğrendiğim zaman 3 ay boyunca 

kite ve board kiraladım. Henüz hangi 

rüzgarda kite’i kullanmam gerektiğini 

kavrayamıyordum. Bu sene başında 

tüm malzemelerimi satın aldım ve tabii 

ki daha hesaplı bir tercih oldu. Kitesurf 

sporu pahalı gibi görünse de yelken 

branşları içinde gayet ekonomik 

şartlara sahip. Ekipmanlar rüzgar sörfü 

ile karşılaştırıldığında daha az maliyetli 

ve bu durum motive edici. 

Gelecek ile ilgili planlarınızdan 

bahsedelim mi biraz? Artık 

Akyaka’da yaşıyorsunuz? 

1 sene daha Kalk Gidelim dizimizin 

çekimleri olduğu için Akyaka’da 

yaşamaya devam edeceğim. Yazları zaten 

kitesurf için gelmeyi planlıyorum. 

Önümüzdeki sene daha çok yurt 

dışında projeler yapmayı hedefliyorum. 

Bu sporu yapmayı düşünenlere 

önerileriniz, tavsiyeleriniz var mı? 

Bireysel bir spor olduğu için kendinizi 

sürekli geliştirme imkanınız oluyor. 

Öncelikle öğrenmek için ortalama 5-6 

gün zaman ayırmalı ve arayı açmadan 

tekrar farklı bir spor olsa dahi pratik 

yapılmalı. Akyaka kitesurf öğrenmek 

ve sonrasında geliştirerek kaymak için 

dünyanın en uygun spotlarından bir 

tanesi. Bu sene Eylül ayı başında müthiş 

bir organizasyon dahilinde Dünya 

Şampiyonası gerçekleşti. Dünyanın en 

iyi sörfçülerini sahilimizde seyretmek 

müthiş heyecan verici bir duyguydu. 

Son olarak eklemek istediğiniz bir 

şey var mı? 

Özge Özder’in önderliğinde Aslı 

Tandoğan ile birlikte Bana Göz Kulak 

Ol derneğimizin çalışmalarına hızla 

devam ediyoruz. En büyük hedefimiz 

farkındalık yaratarak sesini duyuramayan 

hayvanlara destek olmak. Kürkünü 

Çıkar Vicdanını Giy, Satın Alma Sahiplen, 

Faytona Binme Atlar Ölüyor, 

projelerinden sonra şimdi de bize bu 

konularda çok destek veren Mehmet 

Turgut ile Hayvan Hakları Haftası ve 

projesi için Herkes Duysun kampanyası 

başlattık. Sanatçı dostlarımız farklı 

hayvanların sesini ve sorununu Mehmet 

Turgut kadrajıyla dile getirdi bu 

projede. 

Röportaj: Begüm Kılıç 

79

YACHT 

Başar Kurtbayram, bir şirket yöneticisi. 24 yaşında Titikaka şarkısındaki gölü görmek için 

karşı konulmaz bir istek duyuyor. Şarkıyı ilk dinlemenin üzerinde 14 sene geçtikten sonra 

Tatikaka’yı yerinde dinleme zamanı gelmişti. İstifa etti ve yollara düştü. Cesaretini toplayıp 

dünyaya açıldı. Gidilmemesi tavsiye edilen yerlere gitti. Yemesi sakıncalı olabilecek ne varsa 

denedi, birbirinden farklı hayatlara temas etti. Volkanda sosis kızartanlar, kanalizasyonlarda 

yaşayanlar, pirinç tarlasında balık avına çıkanlar ve dahası…. Başar Kurtbayram 

yaşadıklarını “Şaşırmak İçin Gezmeniz Gereken 55 Yer” ile kitaplaştırdı. 

Merhabalar nerde egitim aldınız? 

Daha önce hangi sektörde 

çalıştınız? 

İTÜ’den elektronik mühendisi olarak 

1992’de mezun oldum. Telekomünikasyon 

sektöründe çalışmaya başladım. 

Sonra işim nedeniyle ABD’ye yerleştim, 

sonra da Rusya’ya gittim. Oradan tekrar 

Türkiye’ye sonra İngiltere, Güney Afrika, 

İspanya, yine İngiltere... Uluslararası 

projelerde yöneticilik ve danışmanlık 

yaparak 50’den fazla ülkede çalıştım. 

Başkaları için daha fazla dolaşmamak 

için istifa edip dünya seyahatine çıktım. 

sırasında başınızdan geçen en 

şaşırtıcı olaylarların bir kaçını bizle 

paylaşır mısınız? 

Endonezya’nın Sumatra Adası’nda 

evin reisi olan kadınların, erkekleri 

başlık parasıyla almasına şaşırdım. 

80 

Başar Kurtbayram ve gezileri 

Ekvador’daki Galapagos Adaları’nda 

farklı hayvanları görmeyi bekliyordum 

ama bu kadar yakından görmeyi 

beklemiyordum. Botsvana’da kartopu 

yok, ‘tezektopu’ oyunu var. 

Yola çıkmak isteyip de cesaret edemeyenlere 

söylemek istediğiniz bir şey var 

mı? 

Yola çıkmayı ne engelleyebilir? Para, 

zaman ya da cesaret. Zamanı olmadığı 

için çıkamayanlara bir şey diyemem, 

ben de çok bekledim. ‘Param yeter 

mi?’ diyenler eğer Türkiye’de tatile 

çıkabiliyorlarsa, aynı parayla Asya’da 

da rahatça dolaşabilirler. Güneydoğu 

Asya’da günlük ortalama 10 dolara yiyip 

içip, yatıp, dolaşmak mümkün. Laos’ta 

kaldığım bungalovun geceliği 1 dolar, 

Endonezya’da harika manzaralı Toba 

Gölü’nün kenarındaki oda 3 dolardı. 

Antalya ile Tayland’da tatil yapmanın 

masrafı uçağı da kattıktan sonra aynı. 

EN İYİ MANZARALAR: 

- Venezuela, Canaima Bölgesi 

- Bolivya, Salar de Uyuni 

- Arjantin, Perito Moreno Buzulu, Ushuia, 

Puerta Madryn, Iguazu Şelaleleri, 

Salta Puna. 

- Şili, Atacama Çölü. - Peru, Titikaka 

Gölü, Machu Picchu 

- Ekvador, Galapagos Adaları 

YOLCULUK REHBERİ 

En iyi yemekler için: Singapur, Hong 

Kong, Tokyo, Arjantin, Peru. 

En eğlenceli gece hayatı için: Miami 

(ABD), Puno (Peru), Tokyo (Japonya), 

Bangkok (Tayland), Barbados, Buenos 

Aires (Arjantin), Manila (Filipinler). 

En pahalı ülkeler: ABD, Avustralya, Japonya. 

En ucuz ülkeler: Tayland, Laos, Filipinler. 

Macera arayanlar için: 

- Endonezya’da henüz bakir, gidilmesi 

zor ama çok güzel yerler var. 

- Malezya, Borneo harika benzersiz 

doğası ve sıcak insanlarıyla gidelesi bir 

yer. 

- Yeni Zelanda, dehşet güzel bir doğa ve 

her keseye uygun konaklama imkanları 

var. 

- Tayland’ın kuzey kısımları ‘yeni 

başlayanlar için Asya’ tadında, enfes. 

- Laos’ta Mekong Nehri boyunca tekne 

yolculuğu. 

Kuş yuvası çorbası içtim 

Malezya Borneo Adası’nda Niah 

kasabasının dışında devasa mağaralar 

bulunuyor. Tavanları 75 metreye kadar 

ulaşıyor, içi beş futbol sahası 

genişliğinde. Burada İngilizce adıyla 

‘swiftlet’ denilen serçe cinsi bir kuş türü 

yuva yapıyor. Yaparken de tükürüğünü 

kullanıyor. İşte o yuvaları toplayıp çorba 

yapıyorlar. Benim gittiğim bölgedekiler 

en değerli olanlardan kızıl yuvaymış. 

Kilosu iki bin 500 dolardan başlıyor.

Yuvayı suya batırıyorlar, içindeki kuş 

pisliklerinin ve tüylerinin temizlenmesi 

için. Bu işi genelde kadınlar 

yapıyor, cımbızla tek tek ayıklıyorlar. 

Kızıl olanının değerli olmasının nedeni 

şu: Orada da bizdeki gibi üçkağıtçılar 

var. Yuvaya çamaşır suyu döküyor, 

beyazlatıyorlarmış. Böylece sen de o 

pislikleri görmüyorsun Doğal olarak 

kızıl olana çamaşır suyu dökemiyorlar! 

Tadına gelince ben içtim, pek bir şeye 

benzemiyor. 

Yanardağda sosis ızgara 

GuAtemala’da volkanda ızgara sosis 

yaptım. Antigua, oranın İsviçresi 

gibi... Çok fazla İspanyolca kursu var, 

özel dersin saati 4-5 dolar civarı. Ben 

günde dört saat ders alıyordum ve benim 

gibi ders alanlarla tura çıkıyorduk. 

Bir gün ‘Haydi Pacaya Volkanı’na 

gidiyoruz’ dediler. Volkana ulaşınca 

donmuş lavların üzerinden yürüdük. 

Rehber elindeki demiri ayaklarımızın 

arasındaki yarığa sokup yer ayrılıncaya 

kadar zorladı. Manzara müthişti, 

ayaklarımın arasından lavlar akıyordu. 

Sonra örtümüzü serip sosisleri şişe 

geçirdik, çatlağa daldırıp pişirdik. 

Köyden beri bizi takip eden köpek de 

yanmış sosislere daldı! 

Tonle Sap tersten akıyor 

Bazen hiç ummadığınız yerlerde ilginç 

şeylerle karşılaşabilirsiniz. Ben bunu 

çok yaşadım. Örneğin Kamboçya’da... 

Tonle Sap Nehri kasım ayında tersten 

akmaya başlıyor. Nehir yukarı akarken 

‘hooop’ ters yöne dönüyor. Su Şenlikleri 

yapıyorlar o tarihte, nehirde 500 takım 

kürek yarışı yapıyor. Yine Kamboçya’da 

saati beş dolara kendi treninizi kiralayabilirsiniz. 

Çok havalı bir durum! 

Tren dediysem öyle vagon falan değil! 

30 yıldır kullanılmayan eski bir tren 

rayı var ama başka yol yok. Çiftçiler 

tarlalarına gidip gelmek için bu rayı 

kullanıyor. Tekerlekleri koymuş, aksla 

birleştirmişler. Üzerine bir tahta koyuyorlar 

tekerleklerin, aksı çevirmek için 

de su motoru. Bir çekiyorlar motorun 

ipini, pat pat pat gitmeye başlıyorsun. 

Giderken karşıdan gelen biri olursa 

yükü az olan trenini kaldırıp kenara 

koyuyor, yol veriyor! 

81

82

83

84

Yacht Life & Travel 2018 Ekim

Create successful ePaper yourself

Delete template?

Save as template?