23.10.2018 Views

MICE DERGI SAYI 28

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Röportaj<br />

riste karşı hoşgörülü olmalarını<br />

sağlayamadık, halkın bir kısmı gibi<br />

belediye ve yerel idare de bizi anlamadı.<br />

Mesela ilk açıldığımızda 60lı<br />

yıllarda “Pazar günleri dükkanlar<br />

kapalı, Altın Kamp da kapanacak”<br />

gibi talepler oldu. Veya şurada gördüğünüz<br />

Turizm Bakanlığından tasdikli,<br />

belediyeden ruhsatlı binamız<br />

için defalarca yıkım kararı aldılar.<br />

Hep mücadele etmek zorunda kaldık.<br />

Söz konusu belediye başkanı,<br />

2008 yılında hiçbir hukuki gerekçe<br />

olmadan tesisimizin sahil şeridinde<br />

hafriyat yapıp kıyının doğasını iş<br />

makinalarıyla değiştirdi. Babamın<br />

elleriyle diktiği ağaçları söküp, kamp<br />

alanımızı deniz seviyesine indirip,<br />

suni erozyon yarattı. O tarihte 87 yaşında<br />

olan babam bu olaydan sonra<br />

rahatsızlanarak vefat etti. Babamızın<br />

vefatının ardından işyeri ruhsatımız<br />

ve 44 yıllık turizm işletme belgemiz<br />

iptal edildi. Babamızı kaybettiğimiz<br />

yetmiyormuş gibi belediye başkanından<br />

her 10 günde bir tebligatlar<br />

gelip, yok orası yıkım, kabahat cezaları,<br />

imar cezaları, yani sistematik<br />

bir tebligat yağmuruna uğradık. Her<br />

tebligata karşı bir dava açmak zorunda<br />

kaldık. Uzun süren hukuk yoluyla<br />

hakkımızı almaya çalıştık. Destek almak<br />

ümidiyle bizzat Turizm Bakanlığına<br />

başvurdum, tabii 1964 yılında<br />

bize işletme ruhsatı ve destek veren<br />

insanlar artık yoktu, ama en kötüsü<br />

artık Turizm Bakanlığı nezdinde<br />

Kamping turizminin bir karşılığı olmadığını<br />

gördüm. Kampın, kampçılığın<br />

lobisi yok, biz ne iş yapıyoruz,<br />

kimse merak etmiyor ve öğrenmek<br />

de istemiyor. Sonuçta, Avrupalıların<br />

çok önem verdiği bu turizm diliminden<br />

Türkiye hak ettiği payı alamıyor!<br />

♦<br />

Turizm belgeli bir tesise belediye<br />

başkanı nasıl bu kadar<br />

müdahil olabiliyor, ben onu anlayamıyorum.<br />

Neden bu kadar çok<br />

uğraştı sizinle, ne istiyordu?<br />

Şöyle; işletmede herhangi değişiklik<br />

olduğu zaman yeni işyeri ruhsatı<br />

alıp, işyeri ruhsatını 6 ay içinde eğer<br />

Turizm Bakanlığına teslim etmezseniz,<br />

mevcut<br />

belgeniz iptal<br />

oluyor. Belediye<br />

başkanı<br />

ruhsat vermeyince<br />

turizm<br />

belgemiz iptal<br />

oldu. Sonuçta<br />

2009 senesinden<br />

itibaren 5<br />

sene boyunca<br />

işletmemiz sabote<br />

edildi. Bu<br />

süreçte müşteri<br />

portföyümüzü<br />

kaybettik.<br />

Başkanın ise<br />

amacı bizce belliydi; Ören’in ve Türkiye’nin<br />

turizm tarihinden bir parçayı<br />

yok etmek pahasına Altın Kampı ortadan<br />

kaldırmak, bizleri bezdirip satışa<br />

zorlayarak, tek yeşil kalmış yer olan<br />

Atın Kampı ranta açmaktı. Neyse ki o<br />

Belediye Başkanı 100 oyla başkanlığı<br />

kaybetti.<br />

♦<br />

Çok şaşırdım, rahmetli babanız<br />

bir ilki başlatmış, izci<br />

kamplarıyla başlayan bir macerayı<br />

uluslararası alanda hizmet<br />

veren ve Burhaniye’nin kalkınmasında<br />

payı olan bir tesis yaratmış.<br />

Yarattığı bu değer, değişen<br />

trendler ve yeni tatil alışkanlıkları<br />

sebebiyle bir miktar<br />

erozyona uğramışsa da devam<br />

edebilecek iken, yerel yöneticiler<br />

tarafından engellenmiş.<br />

Müthiş bir potansiyel, değerini<br />

DOCOMOMO’nun<br />

Türkiye temsilciliği<br />

tarafından, 2013<br />

senesinde<br />

en iyi modernist<br />

yapı örneği olarak<br />

seçildik.<br />

kendi tarihinden alan bu işletme<br />

hak etmediği birtakım sorunlarla<br />

mücadele ediyor ve ayakta kalma<br />

mücadelesi veriyor. Üstelik,<br />

bu süreçte de sizi ayrıcalıklı kılan<br />

başka şeyler de var. Örneğin sizin<br />

önemli ve prestijli bir uluslararası<br />

mimarlık kuruluşu olan DOCO-<br />

MOMO teşkilatından aldığınız bir<br />

belge var, bunu anlatabilir misiniz?<br />

Önce bilmeyenler için DOCOMO-<br />

MO’yu tanıtayım. 1920’lerden başlayıp,<br />

dünya çapında gelişerek, 60’lara<br />

kadar uzanan modernizm mimarisinin<br />

dünyadaki örneklerinin kaybolmaması<br />

ya da<br />

u n u t u l m a m a s ı<br />

için, planlarıyla,<br />

projeleriyle,<br />

yerel kuruluşlar<br />

tarafından dokümantasyonlarının<br />

yapılması ve korunmaları<br />

misyonu<br />

ile kurulmuş<br />

bir sivil toplum<br />

örgütü. DOCO-<br />

MOMO’nun Türkiye<br />

temsilciliği<br />

tarafından, (Farklı<br />

mimarlık bölümü<br />

hocaları toplanarak<br />

Türkiye için önemli olan modernist<br />

mimari örneklerini oyluyor ve en<br />

iyisini seçerek, ödüllendiriyorlar) Biz<br />

de 2013 senesinde modernist yapı örneği<br />

olarak seçildik. Dünya bizi böyle<br />

görüyor ama biz hala kendi memleketimizde<br />

“bir gün acaba kimse bize<br />

gelip de halimizi, derdimizi soracak<br />

mı” diye bekliyoruz. Halbuki gelseler<br />

derdimiz büyük ve önemli. Bir başka<br />

haksızlığın pençesinde eriyip gidiyoruz.<br />

Olay şu; Burhaniye Belediyesi de<br />

diğer belediyeler gibi bir takdir komisyonu<br />

meydana getirip emlak vergisi<br />

değerlerini tespit ediyor. Şimdi biz burada<br />

bir kamping işletmecisiyiz ve 35<br />

dönümlük büyük bir araziye yayılmışız.<br />

Arsa üzerinde çok az bina var, esas<br />

ağırlığımız yeşil alan. Belediyenin bu<br />

şekilde bakarak, arsamızla ilgili bir<br />

değer koyması gerekirken, denize sıfır<br />

300 metrekarelik arsası olan bir villanın<br />

bahçesi için belir<br />

133

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!