NYXmag Sayı 002
NYX Magazine'in ikinci sayısı ile karşınızdayız. İlk sayımıza gösterdiğiniz yoğun ilgi NYXmag ailesi olarak bizleri çok mutlu etti. Covid-19 dönemi hepimizin hayatında pek çok değişiklik yarattı. Yeni normal hayatımızda büyük ölçüde online yaşama geçiş yaptık. Online toplantılar, online eğitimler derken yaşamın diğer alanlarında da etkisini göstermeye başladı. Görkemli düğünler çok az sayıda katılımcıyla yapılan sade törenlere dönüştü. Sosyetenin yaz davetleri az sayıdaki yakın dostların bir araya geldiği akşam yemekleri havasında geçti. Şirketlerin yıldönümü, toplantıları, motivasyon eventleri online mecralara kaydı. Peki bütün bunlar olurken moda sektöründe neler yaşandı? Moda sektörü de Covid-19'un yoğun etkisine maruz kaldı. Newyork, Milano gibi moda haftaları internet üzerinden canlı olarak yayınlandı. Olumsuz gibi görünen bu durumun iyi tarafı daha önce az sayıda katılımcının izleyebildiği defileler zorunlu olarak online yapılınca, dünyanın dört bir yanından moda tutkunu insanların da bu defileleri izlemelerine olanak sağladı. Biz de bu sayıda pek çok ünlü markanın defile görsellerini sayfalarımıza taşıdık. Aynı dünyada farklı bakış açılarına sahip markaları takip ederek, daha fazla ilham alabilir, gelecek günler için daha fazla umut taşıyabilirsiniz. NYXmag olarak kadınlara yönelik şiddetle mücadele ve aile-içi şiddetin önlenmesiyle ilgili “İstanbul Sözleşmesi” konusunda tutumumuzu net olarak belirtmiştik. Geçtiğimiz 3 ay boyunca İstanbul Sözleşmesi maddeleri çok fazla konuşuldu, tartışıldı. Tartışılan bu maddelerin tam olarak neler olduğu konusunda kafa karışıklığına son vermek için sözleşmenin maddelerini aynen yasada yazdığı haliyle sizlere sunuyoruz. ve yine tekrar söylüyoruz: “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” Yaşam hakkına, kadınların haklarına saygı duyan herkesin bu sözleşmenin yanında durması gerektiğini düşünüyoruz.
NYX Magazine'in ikinci sayısı ile karşınızdayız. İlk sayımıza gösterdiğiniz yoğun ilgi NYXmag ailesi olarak bizleri çok mutlu etti. Covid-19 dönemi hepimizin hayatında pek çok değişiklik yarattı. Yeni normal hayatımızda büyük ölçüde online yaşama geçiş yaptık. Online toplantılar, online eğitimler derken yaşamın diğer alanlarında da etkisini göstermeye başladı. Görkemli düğünler çok az sayıda katılımcıyla yapılan sade törenlere dönüştü. Sosyetenin yaz davetleri az sayıdaki yakın dostların bir araya geldiği akşam yemekleri havasında geçti. Şirketlerin yıldönümü, toplantıları, motivasyon eventleri online mecralara kaydı. Peki bütün bunlar olurken moda sektöründe neler yaşandı?
Moda sektörü de Covid-19'un yoğun etkisine maruz kaldı. Newyork, Milano gibi moda haftaları internet üzerinden canlı olarak yayınlandı. Olumsuz gibi görünen bu durumun iyi tarafı daha önce az sayıda katılımcının izleyebildiği defileler zorunlu olarak online yapılınca, dünyanın dört bir yanından moda tutkunu insanların da bu defileleri izlemelerine olanak sağladı. Biz de bu sayıda pek çok ünlü markanın defile görsellerini sayfalarımıza taşıdık. Aynı dünyada farklı bakış açılarına sahip markaları takip ederek, daha fazla ilham alabilir, gelecek günler için daha fazla umut taşıyabilirsiniz.
NYXmag olarak kadınlara yönelik şiddetle mücadele ve aile-içi şiddetin önlenmesiyle ilgili “İstanbul Sözleşmesi” konusunda tutumumuzu net olarak belirtmiştik. Geçtiğimiz 3 ay boyunca İstanbul Sözleşmesi maddeleri çok fazla konuşuldu, tartışıldı. Tartışılan bu maddelerin tam olarak neler olduğu konusunda kafa karışıklığına son vermek için sözleşmenin maddelerini aynen yasada yazdığı haliyle sizlere sunuyoruz. ve yine tekrar söylüyoruz:
“İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” Yaşam hakkına, kadınların haklarına saygı duyan herkesin bu sözleşmenin yanında durması gerektiğini düşünüyoruz.
- TAGS
- daghansurek
- chefdietisyenyelizyildiz
- asliereneryildir
- emineakca
- denizaydin
- osmansuatozcelebi
- burcinyasaruner
- sevilbalaban
- nurguleryildirgunay
- freemagazine
- beautymagazine
- fashionmagazine
- hayvandostudergi
- healthandbeauty
- fashionandbeautymagazine
- kadinmodaguzellik
- modalifestyledergi
- modaveguzellikdergisi
- modadergisi
- nyxmagazine
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
EYLÜL - EKİM - KASIM
2020 / SAYI 2
yaz sonu
bakımları
BALAT
SEÇKİSİ
UPCYCLE
Kendime
ait bir
sığınak
SAÇLARDA
SONBAHAR
TRENDLERİ
ARANJÖR
OSMAN ÇETİN İLE
İŞİN MUTFAĞINDA
SATIN ALMA
SAHİPLEN
Twitter günlüğü
SONBAHAR
MODASI
Aklın
rengi:
SARI
ÇOCUKLARDA
DUYGULAR
KONUŞUYOR
bitkilerin
gücü
DETOKS
ZAMANI
AŞK
PANDEMİYİ
YENDİ AMA
İSTANBUL
SÖZLEŞMESİ
rekor, risk
strateji
Filmlere
fısıldayan
adam
Kahvenin
lezzet yolculuğu
İYİ Kİ VARSIN
SOSYAL MEDYA
Yurt dışında
üniversite eğitimi
seçenekleri
NYX
2
CİLT BAKIMINDAN
İLHAM ALAN ÜRÜNLERİN
SAÇTAKİ GÜCÜNÜ KEŞFEDİN
NYX
3
BU SAYIDA
12
Sonbahar
Bakımları
40
Sonbahar - Kış Modası
92
Gelinlikler
28
Ayna
28 34
12
22
24
30
34
40
104
34 Modanın
Fit Lezzet Elli Tonu
Sonbahar bakımları ve makyaj trendleri
Sonbaharda da cazibenizi korumanıza yardımcı olacak
makyaj ürünleri ve kolajen gıda takviyeleri
2020 Sonbahar Saç Trendleri
Schwarzkopf Professional,
2020 Sonbahar Saç Trendlerini Belirledi
Röportaj / Peykan Nebioğlu
Simya Evi: Doğala yönelim harekatı
28
Ayna / Nalan Yurttaş
Yaz sonu bakımları
Röportaj / MK Kuaför Murat Kayabaşı
Tonsürton balyajlar ve renkler giydiğiniz ve
taktığınız aksesuarları daha iyi gösterir
Fit Lezzet / Chef Dyt.Yeliz Yıldız
Şimdi detoks zamanı
Moda
2020/21 sonbahar - kış hazır giyim modası
NYX
4
92
104
108
118
124
126
108
İstanbul Sözleşmesi
2021 Pronovias Gelinlik Koleksiyonu
İlhamını ‘Kırmızı Halı’dan Alan Pronovias Gelinlik Koleksiyonu
Modanın Elli Tonu / Sevtap Altınel
Tek bir flash parça ile güçlü silüetler
İstanbul Sözleşmesi
İstanbul Sözleşmesi'nin en çok tartışılan maddeleri
ve kadın cinayetlerine dur demek için yapılan
#challangeaccept kampanyası
Röportaj / SODA Başkanı Fatma Çiğdem Aydın
Asıl amaç erkek egemenliğini sürdürmek
Song'un Seçkileri
Balat denince Forno
Röportaj / Özlem Tuna
Her tasarladığım fincan veya mücevherle, kullanıcının
aklına bir hikaye veya soru getirmeliyim
E Y L Ü L - E K İ M - K A S I M 2 0 2 0
130
Post
Büyücüsü
124
Song'un Seçkileri
136
Vizesiz Dünya
140
Namaste
154
130
134
136
140
144
150
158
Post Büyücüsü / Burçin Yaşar Üner
Sosyal medya ile gelişim zamanı
Röportaj / Philippe Sadre
Calico Cat Cafe
Vizesiz Dünya / O. Suat Özçelebi
Aşk pandemiyi yendi ama…
Namaste / Fulya Yaraşan
Meditasyon: kendime ait bir oda değil,
kendime ait bir sığınak
Fitosağlık / Dr. Yasemin Aydın
Bitkilerin gücü
144 150
Fitosağlık
Notaların Peşinde / Dağhan Sürek
Aranjör Osman Çetin ile işin mutfağında...
154
158
160
164
Notaların Peşinde
168 170
Happily
Ever
Abroad Patili Köşe Ailede 4 Mevsim Düş Kapanı
NYX
5
168
170
Happily Ever Abroad / Aslı Eren Eryıldır
Yurt dışında üniversite eğitimi seçenekleri
Patili Köşe / Sevil Balaban
Satın alma sahiplen
Röportaj / Veteriner Hekim Fevzi Uzun
Barınakların kuruluş amacı sokakta bulunan hayvanların
tedavi ve kısırlaştırılmalarıdır.
Sokaktaki dostlarımız için
sağlıklı ve ucuz mamalar
Ailede 4 Mevsim / Olcay Poulsen
Kıskançlık
Düş Kapanı / Şenay Çarkçı
Bir Selanik türküsü
E Y L Ü L - E K İ M - K A S I M 2 0 2 0
172
Sıfır
Noktası
176
Renklerin
Öyküsü
178
Nuh'un
Gemisi
182
Atölyeden
186
Köy Lattesi
188
Kalemler ve
Silgiler
198
Pusula
202
Zaman Yolcusu
204
Twitter Günlüğü
206
Ev Bitkileri
208
Defileler
272
Kültür Sanat
172
176
178
182
186
188
190
Sıfır Noktası / Gülsüm Tulum
DEHB’li çocuklarda duygular konuşuyor
Renklerin Öyküsü / Emine Akca
Kalbin değil, aklın rengi: SARI
Nuh’un Gemisi / Nuh Cebeci
Filmlere fısıldayan adam: Ennio Morricone ve
Gülten Akın için
Atölyeden / Sibel Özer
Geri ileri dönüşüm
Köy Lattesi / Sinem Şatır
Kahvenin lezzet yolculuğu
Kalemler ve Silgiler / Naşide Sağlam
Tutunmak
Sağlık / Hakan Kızılay / Diş Hekimi
İdealist Diş Hekimleri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi
Diş implantları hakkında en çok sorulan 11 soru
NYX
6
194
198
202
204
206
208
272
Röportaj
Uzm. Dr. Öğr. Üyesi Gözde Gündoğdu Meydaneri
Doğum sonrası depresyon ile ilgili bilinmesi gerekenler
Pusula / Deniz Aydın
Rekor, risk ve strateji
Zaman Yolcusu / Tan Sander
Yeryüzünün cennet kuyuları Cenoteler
Twitter Günlüğü / Yurdagül Aydın
Temmuz, Ağustos, Eylül
Türkiye Twitter trend topic listesi
Ev Bitkileri
Evimizdeki oksijen noktaları
2020-21 Sonbahar/Kış Defileleri
Show başlıyor
Kültür Sanat
Kitaplar, Sergiler, Filmler, Diziler
KÜNYE
SAHİBİ
SİTA TANITIM VE İLETİŞİM HİZMETLERİ ADINA
NURGÜL ERYILDIR GÜNAY
YAYIN KURULU
Nurgül Eryıldır Günay / Genel Yayın Yönetmeni (nurgul.eryildir@nyxmag.com)
Sevil Balaban / Editör (sevil.balaban@nyxmag.com)
Burçin Yaşar Üner / Editör (burcin.uner@nyxmag.com)
O. Suat Özçelebi / Editör (suat.ozcelebi@nyxmag.com)
KATKIDA BULUNANLAR
Aslı Eren Eryıldır, Dağhan Sürek, Deniz Aydın, Emine Akca, Fulya Yaraşan, Gülsüm Tulum,
Nalan Yurttaş, Naşide Sağlam, Nuh Cebeci, Olcay Poulsen, Onur Şatır, Sevtap Altınel,
Sibel Özer, Sinem Şatır, Songül Öztürk, Şenay Çarkçı, Tan Sander, Dr. Yasemin Aydın,
Yeliz Yıldız, Yurdagül Aydın
TASARIM VE YAYINA HAZIRLAMA:
SİTA TANITIM VE İLETİŞİM HİZMETLERİ
YAZIŞMA VE YÖNETİM ADRESİ:
SİTA TANITIM VE İLETİŞİM HİZMETLERİ
Molla Gürani Mah. Kilimci Sokak No:2/2 Fatih - İstanbul
İLETİŞİM:
info@nyxmag.com
REKLAM REZERVASYON:
reklam@nyxmag.com
Yazı ve fotoğrafların tüm hakları NYXmag dergisine, yayımlanan ilanların sorumluluğu
ilan sahiplerine aittir.
Yayın Türü: Yerel Süreli
Bizi takip edin...
/nyxmag
www.nyxmag.com
NYX
7
NYX
8
Editörün Notu
Merhaba
NYX Magazine'in ikinci sayısı ile karşınızdayız. İlk sayımıza gösterdiğiniz yoğun ilgi NYXmag ailesi
olarak bizleri çok mutlu etti. Covid-19 dönemi hepimizin hayatında pek çok değişiklik yarattı. Yeni
normal hayatımızda büyük ölçüde online yaşama geçiş yaptık. Online toplantılar, online eğitimler
derken yaşamın diğer alanlarında da etkisini göstermeye başladı. Görkemli düğünler çok az
sayıda katılımcıyla yapılan sade törenlere dönüştü. Sosyetenin yaz davetleri az sayıdaki yakın
dostların bir araya geldiği akşam yemekleri havasında geçti. Şirketlerin yıldönümü, toplantıları,
motivasyon eventleri online mecralara kaydı. Peki bütün bunlar olurken moda sektöründe neler
yaşandı?
Moda sektörü de Covid-19'un yoğun etkisine maruz kaldı. Newyork, Milano gibi moda haftaları
internet üzerinden canlı olarak yayınlandı. Olumsuz gibi görünen bu durumun iyi tarafı daha önce
az sayıda katılımcının izleyebildiği defileler zorunlu olarak online yapılınca, dünyanın dört bir
yanından moda tutkunu insanların da bu defileleri izlemelerine olanak sağladı. Biz de bu sayıda
pek çok ünlü markanın defile görsellerini sayfalarımıza taşıdık. Aynı dünyada farklı bakış açılarına
sahip markaları takip ederek, daha fazla ilham alabilir, gelecek günler için daha fazla umut
taşıyabilirsiniz.
NYXmag olarak kadınlara yönelik şiddetle mücadele ve aile-içi şiddetin önlenmesiyle ilgili
“İstanbul Sözleşmesi” konusunda tutumumuzu net olarak belirtmiştik. Geçtiğimiz 3 ay boyunca
İstanbul Sözleşmesi maddeleri çok fazla konuşuldu, tartışıldı. Tartışılan bu maddelerin tam olarak
neler olduğu konusunda kafa karışıklığına son vermek için sözleşmenin maddelerini aynen yasada
yazdığı haliyle sizlere sunuyoruz. ve yine tekrar söylüyoruz:
“İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” Yaşam hakkına, kadınların haklarına saygı duyan herkesin bu
sözleşmenin yanında durması gerektiğini düşünüyoruz.
Bu arada "eşitlik" büyük bir direnişçisini yitirdi. Kadın hakları ve toplumsal
cinsiyet eşitliği konusundaki mücadelesi ile tanınan Amerika’nın efsanevi
Yüksek Mahkeme Yargıcı Ruth Bader Ginsburg 87 yaşında hayatını kaybetti.
Ginsburg'a hepimizin hayatlarına dokunan azmi, duruşu ve dünya kadınlarına
ilham kaynağı olan mücadelesi için teşekkürlerimi sunuyorum.
Keyifle okumanız dileğiyle...
NYX
9
NURGÜL ERYILDIR GÜNAY
GENEL YAYIN YÖNETMENİ
INTRO
NYXmag bu sayıda da değerli yazarlarının
katkılarıyla zengin içeriklerle dopdolu bir dergi
oldu...
Bu sayıda aramıza 3 yeni yazarımız katıldı. Geri
dönüşüm konusunda yaptığı çalışmalarla doğaya
katkı sunmayı amaçlayan ve aslında kendini geri
dönüşüm savaşçısı olarak tanımlayan upcycle
sanatçısı Sibel Özer Atölyeden köşesinde yaptığı
çalışmaları anlatarak bize ilham verecek. Kahve
son yıllarda tekrar popüler olan harika bir keyif
içeceği. Barista Sinem Şatır kahvenin lezzet
yolculuğu ile giriş yaptığı Köy Lattesi köşesinde
birbirinden lezzetli kahve tarifleri ve önerileriyle
bundan sonra her ay bizlerle olacak. Moda,
güzellik, sağlık, yeme-içme konularımıza bu ay
ekonomi konusunu da ekliyoruz. Modayı yakından
takip eden, sağlığına dikkat eden, bakımlı NYX
kadınları ekonomi konusunda da bilgi sahibi
olmalı diye düşündük. Elektronik mühendisi ve
piyasa analisti Deniz Aydın, Pusula adlı köşesinde
piyasalarla ilgili analizlerini bizlerle paylaşacak.
Evde bakım öneri sunan Nalan Yurttaş bu sayıda
yaz sonu bakımlarını anlatıyor. Chef Diyetisten
Yeliz Yıldız sonbaharın kapımızı çaldığı bugünlerde
sağlıklı detoks önerileriyle karşınızda. Cildinizi
ve ruhunuzu canlandıracak bitkilerin gücünü de
Fitoterapi ve Akupunktur Uzmanı Dr. Yasemin
Aydın'dan öğrenmeye devam edeceğiz.
NYXmag aynı zamanda hayvan dostu bir
dergi. Ekim ayındaki Hayvanları Koruma Günü
yaklaşırken sokak hayvanlarıyla ilgili duyarlılığınızı
eyleme dönüştürmenize yardım etmek amacıyla
uygun fiyatlı ve sağlıklı kedi ve köpek mamalarını
sizler için derledik. Hayvan Hakları Gönüllüsü
Sevil Balaban'ın sokak hayvanlarının yaşadığı
sorunları anlatan yazısı ve barınaklarla ilgili
röportajını da ilgiyle okuyacağınızı düşünüyoruz.
Devam eden pandemi nedeniyle evde daha fazla
vakit geçiriyoruz ve sosyalleşmek için sosyal
medyayı kullanıyoruz. Peki sosyal medyada kişisel
gelişimimize katkı sağlamak için neler yapabiliriz?
Bu sorunun cevabı Sosyal Medya Uzmanı Burçin
Üner'in iyi ki varsın sosyal medya yazısında...
Bu arada Yurdagül Aydın’ın Twitter Günlüğü
köşesinden de sosyal medyanın olmazsa olmazı
Twitter’ın trend topic listesini takip edebilirsiniz.
Pandemi seyahat özgürlüğü konusunda da çok
büyük bir engel oluşturdu. Pandemi nedeniyle
ayrı kalan sevgilileri kavuşturan kararlar alınırken
Editörün Notu
vizelere ne oldu? O. Suat Özçelebi Vizesiz Dünya
köşesinde pandemi nedeniyle askıya alınan
vizelerin akıbetini sorguluyor.
Kalbin değil aklın sesini dinleyenlerin rengini
Emine Akca'nın Renklerin Öyküsü köşesinden
öğrenip, yoğun içerikler arasında soluklanmak için
Song'un Seçkileri'nden Balat'ta lezzetli bir mola
veriyoruz.
Kurumsal Yogi Fulya Yaraşan bu sayıda kendime
ait bir sığınak yazısıyla meditasyon nedir
konusuna açıklık getiriyor. Aile Danışmanı Olcay
Poulsen ilişkilerdeki kıskançlık duygusunu analiz
ederken Gülsüm Tulum DEHB'li çocuğu olan
ailelere çocuklarıyla nasıl sağlıklı bir iletişim
kurabileceklerini anlatıyor.
Aranjör Osman Çetin ile müziğin mutfağında
yaptığı keyifli röportajıyla Dağhan Sürek ve
filmlere fısıldayan adam olarak tanımladığı Ennio
Morricone ve ölüm yıldönümünde sevgiyle
andığımız usta şair Gülten Akın'la ilgili yorumları
ile Nuh Cebeci’nin Nuh'un Gemisi köşesi de sizleri
bekliyor.
Yurt dışı eğitim uzmanı Aslı Eren Eryıldır yurt
dışında üniversite eğitimi konusunda hazırladığı
dosya ile bu konuda bilgi sahibi olmak isteyenler
için oldukça geniş bir yelpaze sunuyor.
Naşide Sağlam Kalemler ve Silgiler köşesinde,
Şenay Çarkçı da Düş Kapanı köşesinde kısa
hikayeleriyle yine sizlerle.
Moda sayfalarımız yine dopdolu. Yerli, yabancı
pek çok markanın koleksiyonlarından özenle
seçtiğimiz kıyafetleri sayfalarımıza taşıdık. Arada
Sevtap Altınel'in seçtikleri ile tek bir flaş parça
ile nasıl güçlü silüetler yaratabileceğimizi görüp
dergimizin son sayfalarında dünya podyumlarına
gidiyoruz. Ünlü markaların Sonbahar-Kış
koleksiyonlarının çarpıcı parçalarından ilham
alıp, yüksek bir motivasyonla yeni sezona giriş
yapacağız.
Bisikletiyle Güney Amerika’yı boydan boya
gezerken adeta bir zaman yolcuğu yapan Tan
Sander ile bu sayıda yeryüzünün cennet kuyuları
cenoteleri geziyoruz.
Kültür Sanat sayfalarımızdan kitaplar, filmler,
diziler, sergi ve tiyatro haberlerini takip
edebilirsiniz.
NYX
10
NYX
11
NYX
12
Güzellik
Pandeminin gölgesinde bir yaz geçirdik.
Şimdi tatil sonrası cildimizi ve
saçlarımızı besleme, yeniden nem
kazandırma, güçlendirme zamanı.
Serin sezonda da cazibenizi korumanıza
yardımcı olacak makyaj ürünleri ve
kolajen gıda takviyelerini sizler için
seçtik.
NYX
13
Kolajen
Takviye
Edici
Gıdalar
İnsan vücudunun yapı taşı olarak
kabul edilen Kolajen, vücudumuzun
ve cildimizin olmazsa olmaz
ihtiyaçlarından biri.
Bu hayati proteinin, 25 yaşından
itibaren her yaş aldığımızda
vücudumuzdan ciddi miktarda
azalması dışarıdan takviye olarak
alınmasını gerektiriyor.
Kolajen; başta cildimiz olmak üzere bağ dokusu, tendon,
eklem, saç, tırnak, diş ve kemiklerimiz gibi vücudumuzun
birçok bölümünde bulunuyor.
Kolajenin vücut sağlığının bütünlüğü ve cilt sağlığı için
takviye olarak mutlaka yerine konulması gerekiyor.
Dışarıdan takviye edici gıda olarak alınan kolajen, ciltteki
esneklik kaybının, sarkmaların, kırışıklıkların önüne
geçmeye ve cilt çatlaklarının ve selülit görünümünün
azalmasına yardımcı oluyor. Çabuk kırılan ve soyulan
tırnakların dayanıklılığını artırıyor. Yavaş uzayan saçları
besleyerek dökülmeleri de ciddi oranda azaltıyor ve aynı
zamanda bağırsak ve cilt florasını düzenliyor.
NYX
14
Güzellik
Nature's Supreme Beauty Collagen 30’lu Tablet
Nature’s Supreme Collagen Peptides Toz
Doğal kaynaklardan elde edilen, kolay sindirilebilir ve
biyoyararlanımı yüksek yenilikçi bir kolajen takviyesi
olarak dikkat çekiyor. Yetişkinlerde günde 1 kere 1 ölçek
(10gr) tüketilebiliyor. Ketojenik ve Paleo diyetlerine
uygun olan ürün, kokusuz ve tatsız olduğu için günün her
saatinde istenilen yiyecek ve içeceğe karıştırılarak da
tüketilebiliyor.
Fiyat: 59,95 TL
Her bir tabletinde 1000 mg hidrolize kolajen peptitleri
(Tip 1 ve Tip 3) bulunduruyor. İçeriği; hyaluronik asit,
C vitamini, biotin ve çinko ile de destekleniyor. Kendi
hacminden daha fazla sıvı tutabilme özelliği ile bilinen
protein hyaluronik asit ile öne çıkan tablet kolajen, diğer
Nature’s Supreme kolajen ürünleri gibi kolay sindirilebilir
ve biyoyararlanımı yüksek; Tip 1 ve Tip 3, Solugel® marka
patentli kolajen içerikleriyle dikkat çekiyor. Yetişkinlerin
günde 1 tablet tüketmesi öneriliyor.
Fiyat: 99,50TL
Eva Collagen ile 7 ve 14 günde gelen kolajen güzelliği
Toz formundaki kolajen takviyesi Eva Collagen, 7 günlük ve 14 günlük 2 farklı kür seçeneğiyle dikkat
çekiyor. Eva Collagen’in içeriğinde; Hidrolize Kollajen, Inulin(Prebiyotik), Vitamin C, Bromelain,
Hyaluronik Asit, Lactobacillus Acidophilus(Probiyotik mikroorganizma), Çinko, Piperin, Manganez,
Koenzim Q10, Biotin bulunuyor. İçeriğindeki düşük molekül ağırlığına (2kDa.) sahip biyoaktif kolajen
peptidleri vücut tarafından kolaylıkla emilebilir olması nedeniyle saç, cilt ve tırnak sağlığını koruyor.
Cilde esneklik, sıkılık ve dayanıklılık veriyor. Yetişkinler tarafından rahatlıkla kullanılabilen Eva
Collagen takviye edici gıda, günde 1 defa 1 şasenin suya karıştırılmasıyla tüketilebildiği gibi meyve
suyu, protein içeceği ya da yoğurt gibi gıdalarla da rahatlıkla tüketilebiliyor.
7’li Şase: 69,95 TL
14’lü Şase: 149,45 TL
Naturagen Kolajen Şaseleri Hidrolize
Kolajen, Hyaluronik Asit, Biotin,
Koenzim Q10, Vitamin B, Vitamin B6,
Vitamin C ve Vitamin E bulunuyor.
7’li Şase: 79,50 TL
14’lü Şase: 159,50 TL
30’lu Şase: 315,50 TL
Naturagen 15’li Sıvı Shot Kolajenin
birleşenleri arasında; Hidrolize
Kolajen, Hyaluronik Asit, Biotin,
Koenzim Q10 yer alıyor.
15’li Shot Kolajen: 249,50 TL
Naturagen’in 22 porsiyonluk 220 gr
toz formunun içeriğinde ise; Hidrolize
Kolajen, Hyaluronik Asit ve C vitamini
bulunuyor.
Powder (220gr): 199,50 TL
Talya Hidriloze Kolajen 60’lı Tablet;
Talya Fitoterapi ARGE laboratuvarında geliştirilen, üzüm çekirdeği ekstresi, nar kabuğu ekstresi ve vitamin
C ile zenginleştirilen Talya Hidrolize Kolajen dengeli ve sinerjik içeriği ile zamanın geriye doğru akmasını
sağlıyor.
İçeriğinde; Hidrolize Kolajen, Vitamin C, Hyaluronik Asit, Üzüm Çekirdeği Ekstresi, Nar Kabuğu Ekstresi,
Koenzim Q10 bulunuyor. FDA onaylı Talya hidrolize kolajen; Tip 1 ve Tip 3 kolajen türlerini içeriyor. Düşük
moleküler ağırlığı sayesinde vücut tarafından kolay emilimi sağlanan kolajen tablet; yetişkinler tarafından
bol su ile, günde 2 defa 1’er tablet olarak kullanılıyor.
60’lı Tablet Kolajen: 73,95 TL
Belirtilen fiyatlar Whatson's Mağazaları Ekim güncel fiyatı olup, piyasa koşullarına göre değişiklik gösterebilir.
NYX
15
“YAŞINIZ SİZİN KARARINIZ”
DIADERMINE, yeni Lift+
Kırışıklık Karşıtı serisini
Arzum Onan ile tanıtıyor
Doğal güzelliğiyle Türkiye’nin en beğenilen
isimlerinden biri olan Arzum Onan,
Diadermine LIFT+ Kırışıklık Karşıtı serisi
hakkında “Ben yaşanmışlıkların hayatıma
güzellikler kattığına inanıyorum, üstelik
Diadermine sayesinde cildime kırışıklık
katmadan. Diadermine LIFT+ Kırışıklık
Karşıtı serisini; 30 yaşın üstünde, cildine
önem veren ve doğru bakım ürünleriyle
yaşının iyisi olmak isteyen tüm kadınlara
tavsiye ediyorum. Diğer yandan
inanıyorum ki biz kadınların en büyük
güzelliği, kendimizle ve cildimizle barışık
olmaktan, sahip olduklarımızı olduğu
haliyle sevip kabul etmemizden geçiyor.”
dedi.
NYX
16
Güzellik
Sadece gözleriniz konuşsun!
Maske takmaya devam ettiğimiz pandemi günlerinin en göz önünde olan, ama
korumasız kalan yüz bölgesi kuşkusuz “gözlerimiz”. L’Occitane’ın yenilenme
dönemi olarak da bilinen sonbahar için önerisi; kadınların arzu nesnesi haline
gelen L’Occitane Reset Göz Çevresi Serumu (Overnight Reset Eye Serum).
Dünya çapında her bir dakikada bir adet satan ürün, mercanköşk özü ve
Ölmez Otu esansiyel yağı ile cildi sıfırlamaya yardımcı bir sinerji üretiyor.
Overnight Reset Eye Serum 15 ml - 480 TL
Precious Eye 15 ml – 350 TL
JOWAE’NİN LEKE KARŞITI KREMLERİ
İLE IŞILTILI VE PÜRÜZSÜZ BİR
GÖRÜNÜM!
Dünyanın bir numaralı çatlak bakım ürünü
Bio-Oil, yenilenen formülü ile sizi yaza
hazırlıyor. Çatlak görünümünün yanı sıra
kırışıklık, kuruluk, leke gibi sorunlarla da
etkili bir şekilde mücadele eden Bio-Oil,
güzel bir cildin anahtarı oluyor.
Jowaé Leke Karşıtı Cilt Güzelleştirici
Gündüz Kremi
Fiyat: 215 TL
Jowaé Leke Karşıtı Detoks ve Işıltı Etkili
Gece Kremi
Fiyat: 215 TL
Manuka Balıyla Gelen Güzellik
İsveçli güzellik teknoloji markası FOREO, cildinizin
yaşlanma etkileriyle savaşında sizi yalnız bırakmıyor.
FOREO’nun sunduğu akıllı maske terapisi cihazı
UFO ile entegre çalışan yepyeni Farm to Face
koleksiyonunda yer alan Manuka Honey maske içerdiği
doğal özlerle cildinizin daha genç, güzel ve sağlıklı
görünmesine yardımcı oluyor.
UFO 1.599 TL
UFO Mini 749 TL
6’lı paketlerdeki Manuka Honey maske 149 TL
ISILTILAR
Avon Anew Protinol’ün kolajen gücünü
keşfedin! Dünyadaki tek protinol teknolojisi
patentine sahip yenilenen Anew kremleri,
yenilenen üstün formülleriyle ciltteki
kolajen üretimini artırmaya destek olarak,
kırışıkların görünümünü azaltıp cilde canlı
görünümünü geri kazandırıyor.
Anew Ultimate
Gündüz kremi SPF25 50 ml 69,99 TL
Gece kremi 50 ml 69,99 TL
ATODERM CREAM
NEMLENDİRİR, BESLER VE KORUR
Özellikle sonbahar ve kış mevsiminde cildimizde kuruluk
hissinin ortaya çıkma nedenlerinin başında değişen hava
koşulları ve cildin yetersiz nemlendirilmesi geliyor.
Atoderm Cream, içeriğindeki besleyici ve yeniden
yapılandırıcı bileşenleri ve Skin ProtectTM kompleksi
sayesinde cildin yatıştırılmasına ve cildin nem tutma
kapasitesinin artmasını sağlıyor. Aynı zamanda cildin doğal
bariyerini dış etkenlere karşı koruyan Atoderm Cream,
formülündeki gliserin ve vazelin sayesinde soğuk havaların
yıpratıcı etkisine karşı koruyucu bir etki sunuyor.
Fiyat: 200ml: 44,50 TL
Sebamed Hyalüron Kompleksli Kırışık
Karşıtı Dolgunlaştırıcı Krem ile
Kırışıklıklarla Vedalaşın
Kuru ve olgun ciltlere aradığı mükemmel
bakımı sunan Sebamed Anti Ageing
Kırışık Karşıtı Dolgunlaştırıcı Krem,
içerdiği Hyalüron Kompleks ile cildin tüm
katmanlarına ulaşarak anında dolgunlaştırıcı
etki sağlıyor. Düzenli kullanıldığında
ise sadece 28 günde belirgin çizgi ve
kırışıklıkların görünümünü azaltıyor.
Belirtilen tüm fiyatlar piyasa koşullarına göre değişiklik gösterebilir.
NYX
17
dolgun
dudaklar
Deborah Milano Aqua Tint Lipstick Marker ile
doğal dudaklar
Aloe Vera ile zenginleştirilen Aqua Tint Lipstick
Marker ruj çeşitleri aynı zamanda dudaklarda
ferahlama etkisi yaratmaya da yardımcı oluyor.
Yüksek pigment konsantrasyonu sayesinde
dudaklara yoğun renk veren Aqua Tint Lipstick
Marker rujlar Rose, Coral, Red ve Deep Red
olmak üzere dört çarpıcı renk çeşidi ile her zevk
için alternatif oluşturuyor.
Fiyat: 59,95 TL
Oil-Infused Lip Tint
Doyumsuz renk, ışıltılı görünüm.
ORGASM (altın ışıltılı şeftali pembe)
ORGASM X (Limited-edition; altın
incimsi ile ışıltılı derin mercan)
Fiyat: 235 TL
Avon’dan Islak görünümlü
parlak dudaklar
90’lı yıllardan beri bildiğimiz ve
çok sevdiğimiz makyaj trendi
“Wet Look” geri döndü…
Avon Loaded Likit Ruj: 25,99 TL
Sephora Collection Rouge The Nude
Sınırlı sayıda üretilen Sephora Rouge
Nude’un satenimsi yapısıyla buluşan
pembemsi ve ten rengindeki birbirinden
farklı tonları, dudaklarınızın doğal
güzelliğini ortaya Çıkarmaya yardımcı
oluyor. Vegan özelliğiyle farklılığını
ortaya koyan yeni seri, içeriğindeki üzüm
çekirdeği ve kayısı çekirdeği yağları ile
zenginleşiyor.
Fiyat: 64,90 TL
Revlon Super Lustrous The Gloss çeşitleri ile
dolgun ve parlak dudaklar
Revlon’un en sevilen ruj serilerinden Super
Lustrous’un yeni üyeleri 6 farklı renk çeşidi ile
hit olmaya hazır. Büyük agav, moringa yağı ve
cupuacu yağı ile formüle edilmiş ve ağırlık hissi
yaratmayan parlatıcılar dudaklarınıza nem, renk
ve ultra parlaklık kazandırıyor.
Fiyat: 69,95 TL
Lottie London Slay All Day likit ruj serisi
Renk pigmentleri açısından oldukça zengin
Slay All Day likit rujlar, dudaklarında
tüm gün süren bir dolgunluk arayanlara
vazgeçemeyecekleri bir deneyim sunuyor.
Sundukları mat görünüm ile makyajın
odağını dudaklara çeviren bu rujlar; Fleek,
PWR, OMG ve So Good isimli farklı renk
seçenekleriyle görenleri büyülüyor.
Fiyat: 54,96 TL
Rêve de Miel® Ballı Dudak Kremi
Ultra Besleyici ve Onarıcı Ballı Dudak Kremi
Ultra besleyici ve onarıcı NUXE ballı dudak
kremi yeni sınırlı sayıdaki üç tasarımıyla
gerçek bir tutkuya dönüştü: BEE FREE, BEE
HAPPY, WE LOVE BEES… Zengin kehribar
tonlarına sahip bu üç kavanoz, spot ışıklarını
kraliçe arılara çeviriyor!
Fiyat: 70 TL
NYX
18
NYX
19
Güzellik
NYX
20
Güzellik
cazibenizi koruyun
1
2
7
SEPHORA COLLECTION
GLEAMING STONES FIRÇA SETİ
Profesyonel bir makyaj için ideal olan fırça
setleri, vegan özellikleriyle dikkat çekiyor
Makyaj tutkunuza şık bir hava katmak için
değerli taşlardan ilham alan tasarımın kutusu
ise sürdürebilir anlayışıyla üretiliyor.
Fiyat:
Full Makyaj Fırça Seti 219 TL
Göz Makyajı Fırça Seti 169 TL
3 4
5
1- Revolution Glass Black Ice ve Glass Mirror Far Paleti 109,90 TL
2- Lottie London Rusts Far Paleti: 54,95 TL
3- Avon Magix Shine & Oil Control Fondöten Bazı: 30ml 29,99 TL
4- Lottie London Got It Covered Buff Sıvı Kapatıcı: 54,95 TL
5- Lottie London Crush Nick Allık: 54,95 TL
6- Revolution Glass Mirror Aydınlatıcı: 89,95 TL
7- Lottie London Tan Time Mat Bronzlaştırıcı: 69,95 TL
8- Sephora Collection Metal Allık 89,90 TL
6
8
1 2
10 ml 31,99 TL
10 ml 210 TL
1- Mark Big&False Lash hacim veren maskara
2- Mark Big&Extreme hacimli ve uzun gösteren maskara
3- Anastasia Beverly Hills maskara
3
NARS’IN İKONİKLEŞEN
ORGASM KOLEKSİYONUNA
YENİ DOKUNUŞLAR
“THE ORGASM X”
3
1
2
1- ORGASM X BLUSH - 270 TL
NARS’ın kült favori allığı; mat, saten, ışıltılı ve hafif yapısıyla doğal
görünümlü bir renk sunuyor.
2- QUAD EYESHADOW - 400 TL
Orgasm ve yeni Orgasm X'dan esinlenilen sınırlı sayıda üretilen dörtlü
far paletin de mat, ışıltı ve parlaklık bir arada
3- ORGASM X CHEEK PALETTE - 480 TL
NYX
21
Schwarzkopf Professional,
2020 Sonbahar Saç Trendlerini Belirledi:
The VivID Koleksiyonu
Belirlediği trendlerle dünya saç modasının yaratıcısı konumundaki ünlü marka Schwarzkopf
Professional, yeni Essential Looks koleksiyonu The VivID ile 2020 Sonbaharına sıra dışı ve
yaratıcı bir ruh katıyor.
Essential Looks’un ‘aşkın emeği’ olarak tanımlanan bu seneki The VivID koleksiyonu,
podyumlardan, sosyal medyadan ve Schwarzkopf Professional’ın yaratıcı topluluğundan aldığı
ilham ile 3 ana trend oluşturuyor: Once Upon A Time, Everyday Decadence ve Dark Romance.
Trend 1
Once Upon a Time
Essential Looks The VivID koleksiyonundaki Once Upon a Time trendi, geçmişin ve geleceğin hikayesini
harmanlayarak bir nostalji oluşturuyor. Bu hafif nostalji ile rüya gibi geometrik desenler ve şeritler zahmetsiz saçlar
arasında dağılıyor. Bu renklendirme tekniği ile kendini ifade etmek isteyen bireyler için dünya griden görkemli bir hale
dönüşüyor.
NYX
22
Güzellik
Trend 2
Everyday Decadence
Tamamen oversize silüetler, lüks bitişler, parlak detayların
pastel ve modern görünüm ile evrilmesinden ortaya çıkan
Everyday Decadence trendi, bize sürekli takip etmenin sıkıcı
olduğunu ve bu çağda olmak istediğimiz kişi olmakta özgür
olduğumuzu hatırlatıyor. Bu trend geçmişten ilham alıyor. Göz
alıcı ve korkusuzca herkes istediği gibi olmakta özgür, geçmişin
etiketlerini de önemsemiyor.
Trend 3
Dark Romance
Essential Looks’un Dark Romance trendi,
kırılganlıkta güç, abartıda zenginlik, şeffaflıkta
gizem ve her şeyde güzellik ile büyülü bir dünya
oluşturuyor. Kısmen paranormal, kısmen romantik
olan bu trend, katmanlarıyla herkesi büyüleyen
isyankar bir hava yaratıyor.
NYX
23
Röportaj
Peykan Nebioğlu
Simya Evi Kurucusu
NYX
24
Röportaj
doğala yönelim harekatı…
Toksikolog eczacı Ferda Doğruöz ile finans ve yöneticilik alanında deneyimli kızı Peykan Nebioğlu’nun sağlıklı ve
doğal olanı seçme arzusuyla başlayan yolculuğu, bugün kozmetik alanında bir marka olan Simya Evi’ne dönüştü ve
Nişantaşı’ndaki Simya Evi mağazasıyla taçlandı.
Röportaj: Sevil Balaban / sevil.balaban@nyxmag.com
Simya Evi fikri nasıl
doğdu, bize hikayenizden
bahseder misiniz?
Şirketimizin diğer ortağı annem
toksikolog eczacı Ferda Doğruöz
eğitimi nedeniyle ailemizi hep
sağlıklı ve doğal olanı seçmeye
yöneltti. Yediklerimizden,
giydiğimiz ayakkabılara kadar
her ürünü inceler, ona göre
alırdı. Büyürken en çözemediği
sorunumuz deodorantım
olmuştu. Sayısız denemeler
yapmıştır sanırım. Annemin
havanı bizim mutfağımızın
hep baş köşesindeydi. Onun
bilgileri benim finans ve
yöneticilik alanındaki eğitim
ve deneyimimle birleşince,
önce kendi arkadaşlarımızdan
başlayan bir doğala yönelim
harekatı başlatmak istedik.
Kısa sürede, Sağlık Bakanlığının
kozmetik üretimi için gereken
şartlarını yerine getirip
ürünlerimizi paylaşmaya karar
verdik. .
Ürünleriniz hakkında
biraz bilgi verir misiniz?
Hangi kategorilerde
ürünleriniz var?
Ürünlerimizi kozmetik,
aromaterapi ve aksesuar olarak
üçe ayırıyoruz. Kozmetik
alanında, tamamen bitkisel ve
mineral içerikler kullanarak,
etkin, doğal ve en önemlisi, uzun
süreli kullanımda cildimize ve
bize zarar vermeyen ürünler
bulunuyor. Aromaterapi
bölümünde ise Salı günleri
#simyasalisi etiketiyle
yayınladığımız formülleri
yapabilmek için gereken sabit
yağlar, uçucu yağlar ve çiçek
sularını satışa sunuyoruz.
Aksesuar alanımızda mekanik
masaj aletleri, nemlendirmeye
yardımcı giysiler, tek kullanımlık
makyaj pamuklarına alternatif
bezler ve pedler bulunuyor.
Aynı zamanda, sevilen seramik
sanatçısı Ayşe Sokullu da bizler
için buhurdanlar ve aromaterapi
kolyeleri üretiyor.
Ürün içeriklerinizde
herhangi bir
katkı maddesi ve
koruyucu olmadığını
söylüyorsunuz. Peki
içeriklerinde neler var?
Ürünlerimizin içinde genel
olarak soğuk sıkım yağlar,
damıtma yöntemiyle elde
edilmiş uçucu yağlar, bitkisel
sular ve mineraller bulunuyor.
Su içeren ürünlerimizde ise
mikrobiyolojik üreme olmaması
için turp, hindistan cevizi ve
gülden elde edilen bitkisel
ekstraktlar kullanıyoruz.
Piyasada çok fazla
cilt bakım ürünü var,
tüketiciler neden sizi
seçmeli?
Biz ürün formüllerimizi
oluştururken, hem doğal, hem
etkili olmalarını istiyoruz.
Bunun için tüm hammaddeleri,
maliyetlerimizi artıracağını
bilsek de, gerçekten kullanılması
gereken oranlarda kullanıyoruz.
Ürünlerimizi ise, uluslararası
yönetmeliklerce tanımlanan,
iyi üretim koşullarına göre
oluşturulmuş donanımlı
laboratuvarlarımızda
üretiyoruz. Kullanıcılarımız bizi
seçerken, aldıkları ürünün işe
yarayacağından, kendilerine
zarar vermeyeceğinden ve
bu ürün üretilirken, hem
doğaya, hem insan emeğine
saygı gösterildiğinden emin
olabilirler. Satış sonrasında
da, gerek kullanım önerileri,
gerekse siparişlerle ve
ürünlerle ilgili, her zaman
hızlıca ulaşabilecekleri son
derece donanımlı bir müşteri
hizmetlerimiz var.
NYX
25
Röportaj
ARGE aşamasında
hayvanlar üzerinde
testler yapıyor musunuz?
15 kedi, 1 köpek, 1 kirpi, 1 kara
kaplumbağalı yaşamımızda,
bırakın test yapmayı, hayvanlara
ve doğaya zarar verebilecek
herhangi bir adım atmayı doğru
bulmuyoruz. PETA Cruelty
Without Bunnies programı
üyesiyiz. Biz de, tedarikçilerimiz
de hayvanlar üstünde herhangi
bir test yapmıyor. Özellikle
hayvanlar üzerinde test
edilmemiş hammaddeleri satın
alıyoruz.
Anti-aging ürünlerin
kullanımına ne zaman
başlanmalıyız?
Anti-aging ürünler, kırışık
giderici iddialı ürünlerin aksine,
cildin ve cilt altı dokusunu
ve bağlarını güçlendirerek,
kaybetmemeye yarayan ve
kaçınılmaz olan yaşlanmayı
geciktiren ürünlerdir. Bu
nedenle aslında, doğal olmak
kaydıyla, ne kadar erken
başlanırsa, ileride sonucu daha
iyi görülebilen ürünlerdir. Bu
ürünler, zamanı ve kaybedilen
dokuları geri döndüremedikleri
için, etkileri de oldukça
yavaş gözlemlenen ürünler
olduklarından pek tercih
edilmezler. Ama uzun vadede,
düzenli kullanımda, kırışığı
tersine çevirdiği iddiası olan
ürünlerden çok daha etkilidirler
Cildimizi çok yorgun
hissettiğinizde
canlandırmak için neler
yapmalıyız?
Günlük hayat içinde, gerek
kullandığımız ürünler, gerek
yaşam şartlarımız, gerekse
maruz kaldığımız çevresel
faktörler nedeniyle cildimiz bize
sinyaller verebilir. Bu bir sivilce
olabilir, daha önce
orada olmayan bir çizgi
olabilir, solgun, mat, sarımsı
bir görünümle karşılaşabiliriz.
Bunlar cildimizin ve bedenimizin
yaşam tarzımızdan memnun
olmadığının ilk belirtileridir.
İlk çözüm olarak mutlaka içten
dışa bir bakımı öneriyoruz.
Su tüketimimizi artırmalıyız,
uykumuzu düzenlemeliyiz, bir
süre için de olsa bitkisel ve
paketsiz gıdalarla beslenmeliyiz.
Cildimizi dışarıdan sorunumuza
uygun bir çiçek suyu ile
desteklemeyi ve doğal bir
ürünle nemlendirmeyi de ihmal
etmemeliyiz.
NYX
26
Röportaj
Ürünlerimizin içinde
genel olarak soğuk sıkım
yağlar, elde edilmiş uçucu
yağlar, bitkisel sular ve
mineraller bulunuyor.
Gelecek projeleriniz hakkında biraz bilgi
alabilir miyiz? Yeni ürünler olacak mı?
Bu sene en büyük projemiz Nişantaşı mağazamızı
açmaktı. Şimdi ise, yeni ürünlere ağırlık
verebileceğimiz bir döneme giriyoruz. Üzerinde
yaklaşık 3 yıldır çalıştığımız şampuanımız, saç
kremimiz ve yüz yıkama köpüğümüz kısa zamanda
satışa sunulabilir hale gelecek. Deodorantımız
üstünde ise hala çalışıyoruz. En mükemmel formül
olduğuna kendimizi ikna edene kadar da devam
edeceğiz
Pandemi dönemindeyiz ve el
dezenfektanı gibi ürünlere çok talep
var. Gelecek projeleriniz arasında
dezenfektan ürünler de olacak mı?
El dezenfektanları kozmetikten başka, biyosidal
isimli bir kategoriye giriyor. Kozmetik ürünler
ile aynı tesiste üretilemiyorlar ve ruhsat
gerektiriyorlar. Bu nedenle kısa vadede bizim
üretimimiz olmayacak ancak sizin vasıtanızla
da okuyucularımıza, aldıkları dezenfektanın işe
yaradığından emin olabilmeleri için Türkiye İlaç
ve Tıbbi Cihaz Kurumundan alınmış ruhsatlarını
sorgulamalarını tavsiye ediyoruz.
NYX
27
Yaz sonu
Bakımları
Merhaba,
Ayna
NALAN YURTTAŞ
nalan.yurttas@nyxmag.com
Dergimizin ilk sayısına gösterdiğiniz yoğun ilgi ve harika,
pozitif geri dönüşleriniz için çok teşekkür ederek AYNA
adını verdiğim köşemi yazmaya başlamak istiyorum.
Pamuk Prenses masalındaki kötü cadı bile “Ayna ayna, söyle
bana en güzel kim bu dünyada?” diye aynasına sorarak güne
başlıyormuş…
Ayna
Şimdi sizlerle yaz aylarından çıkarken güneşe maruz
kalmış ve dökülmeye başlamış saçlarımız için;
dökülmeyi önleyecek çok başarılı bir doğal destek
tarifi paylaşacağım:
Kullandığım ve
etkili sonuçlar aldığım
ürün tavsiyelerim
Saç Dökülmesini Önleyecek
Doğal Destek Tarifi:
Malzemeler:
- 1/2 olgun avokado
- 2 adet bıldırcın yumurtası
- 1 çorba kaşığı Hindistan cevizi yağı
- 1 çorba kaşığı Buğday yağı
- 1 çorba kaşığı Ceviz yağı
Yapılışı:
Tüm malzemeleri karıştırın, saçlarınıza sürün ve en az
2 saat bekletin. Daha sonra yıkayın.
Haftada bir kez bu bakımı uygularsanız saç
dökülmenizdeki azalmayı gün geçtikçe fark
edeceksiniz.
SHISEIDO MICROLINER INK
EYELINER / Ödüllü bir göz kalemi
24 saate kadar dayanan mat renkli zengin
pigmentlere sahip mikro ince uçlu bir göz kalemi
olup, sahip olduğu özel formül ile cildin
sıcaklığına tepki veriyor ve uygulama sırasında
renk inanılmaz bir hassasiyetle mürekkep benzeri
bir dokuya dönüşüyor ve lekelenme ve dağılma
yapmıyor. Üstelik dermatolojik olarak da uygun.
Saçlarımızın bakımını yaptık ve sıra yaz aylarında
kuruyan cildimizi kışa hazırlamaya geldi. Doğal bir
peeling yapalım, yüzümüzü ölü derilerden arındıralım
ve tazeleyelim, gençleştirelim…
Röportaj
Murat Kayabaşı
MK Kuaför
NYX
30
Röportaj
Tonsürton balyajlar ve renkler
giydiğiniz ve taktığınız aksesuarları
daha iyi gösterir.
Yoğun empati gücü, esprili kişiliği ve profesyonelliği ile yıllardır kadınların saç ve güzellik hayallerini gerçeğe
dönüştüren Murat Kayabaşı ile sezonun trend saç renkleri ve saç modelleri konusunda güzel bir söyleşi yaptık...
Röportaj: Burçin Üner / burcin.uner@nyxmag.com
Murat Kayabaşı’nın
marka yolculuğunu
ne zaman başladı,
markanızın felsefesi
nedir?
1972 İstanbul doğumluyum 30
yıllık tecrübem ile mesleğimi
hep bir adım öteye taşımayı
seviyorum.
Paris-Londra-Milano Moda
Haftalarına uzun yıllardır
katılıyor ve yeni trendleri
takip ediyorum. Uluslararası
platformda Paris’te
Türkiye’yi başarıyla temsil
edip, Paris Kuaförler
Derneği’nden verilen Başarı
Ödülü ile çalışmalarımı
sertifikalandırdım.
Yaz tatili bitti, ev ve
ofislere dönüşler
başladı. Yaz boyunca
güneş ve denizin
olumsuz etkilerine
maruz kalan saçlar için
bakım önerileriniz
nelerdir?
Evet, tatil bitti. Şimdi iş ve
saçlarınıza bakım zamanı. Yazın
denizden ve güneşten yorulan
saçlarınıza yapılacak en güzel
bakım, olabildiğince bitkisel
yağlarla yapılanlarıdır. Yılan
yağı özellikle saçlara çok iyi
gelir. Yılan yağı, badem yağı,
Bepanten ampul ve eczaneden
alacağınız vitamin ile bir karışım
oluşturup saç kökü ve uçlarına
bolca sürebilirsiniz. En az 4
saat bekletmeniz (daha fazlası
daha iyi) saçınız için sağlıklı
olacaktır. Bu tür yağları yıkamak
için saçınızı çok fazla kere
şampuanlamayın. (3-4 yıkama
vb…) İki kere şampuanlamanız
yeterli olacaktır. Ve sonrasında
tabii ki olabildiğince ılık fön
ile kurutma. Sıcak fönden her
zaman kaçının derim.
Sonbahara girdik. Bu
sezona damgasını
vuracak saç rengi ve
saç kesimlerini merak
ediyoruz. Bu sezon nasıl
saçlar göreceğiz?
Sonbahar renklerinin
kahverengi ve turuncuya
kaçmayan kumral kahveler
olduğuna inanıyorum. Hem
yaz sonu saçı daha sağlıklı
gösteriyor, hem de sonbaharda
insana kendini daha iyi
hissettiriyor.
NYX
31
Röportaj
Hiç bir zaman saçınızı tek
renk bırakın demem her
zaman tonsürton balyajlar ve
renkler giydiğiniz ve taktığınız
aksesuarları daha iyi gösterir.
Saç kesimleri ise kesinlikle
boyun hizasında olan saçlar ve
kulak memesine yaklaşan saçlar.
Çünkü bu saçları sonbaharda
kullanmak çok daha rahattır,
rengi daha iyi gösterir. Giyilen
bir boğazlı kazak ya da bir şal
da, boyundaki aksesuar da her
zaman daha hoş ve şık durur.
Kullanımı kolaydır, rahat ve
pratiktir.
Covid-19 nedeniyle pek
çok yaz düğünü ertelendi.
Bu sezon az katılımcıyla
da olsa düğünler olacak
gibi görünüyor. Gelin saçı
trendleri hakkında da
sizden biraz ipucu alalım.
Evet bu sene çok düğün iptal
oldu. Artık gelin saçlarında en
önemli şey düğün konsepti. Eğer
düğün bir otelin balo salonunda
olacaksa, kabarık bir gelinliği
varsa daha çok topuz tercih
ediyoruz. Eğer düğün daha
deniz kenarı, açık bir alanda
olacaksa, daha rahat, salaş ve
maşayla dalgalandırılmış saçları
tercih ediyoruz. Ama gelinde
en önemli şey, saçın gelinliğe
uyması ve tabii ki kullanacak
kişinin o saç ile rahat etmesi.
NYX
32
www.utechia.com
ürünlerinizi
dijital ortamda
tasarlıyor ve
geliştiriyoruz
info@utechia.com
Android App Geliştirme
iOS App Geliştirme
Web Geliştirme
Telefon
+90 5373256506
Adres
Esentepe Mah. Talatpaşa Cad. No: 5 (Harman Sok. Girişi) Şişli / İstanbul
NYX
33
Şimdi
detoks
Fit Lezzet
YELİZ YILDIZ
Chef Diyetisyen
yeliz.yildiz@nyxmag.com
zamanı
Öncelikle “Neden detoks” ve “Detoks
nedir” sorularına cevap vermek
isterim. Fast Food, kızarmış yiyecekler,
kahve, alkol, sigara gibi ürünlerin fazla
tüketilmesiyle veya modern yaşam ve
gelişmiş teknolojiyle birlikte kimyasal
atıklarla kirlenmiş hava, su vücudumuza
toksik maddelerin girmesine sebep oluyor.
Peki toksik madde ne demek? Hücrelerimize ve dokularımıza
zarar veren bütün maddelerdir. Bu zarar kimyasal,
biyokimyasal veya radyoaktif olabilir. Vücudumuz ne
kadar bu toksik maddeleri atma yetisine sahip olsa da
günlük hayatın stresi içinde yeterli olmayabiliyor. Biz de
vücudumuzu bu zehirlerden kurtarmak, ferahlamak, dinç
hissetmek için detoksifikasyon yani kısaca detoks yapıyoruz.
Genç Kalıyoruz ve
Hastalanmıyoruz...
Bazen etrafımıza baktığımızda görürüz ve deriz ki “Aaa aynı
yaştalar ama biri çok daha genç gösteriyor.” Çünkü ne kadar
hayatın stresi olsa da genç gösteren kişi hem psikolojik
hem de fiziksel olarak kendini arındırıyor. Toksik maddeler
vücudumuzda birikerek bizi yorgun, halsiz hissettirebilir
veya gösterebilir. Detoksun genç görünmemize veya
hissetmemize katkısı tam olarak bu toksik maddeleri
vücudumuzdan uzaklaştırmamıza yardımcı olması. Ayrıca
bu toksik maddeler uzaklaştığı için birçok kronik hastalıktan
korunuyoruz.
NYX
34
Fit Lezzet
Detoks ile Kilo Vermek...
Sağlıklı yaşam için sigara, alkol, kızartmalar, fast
food gibi ürünlerden uzak durmalıyız. Özellikle
büyük şehirlerde pek mümkün olmasa da elimizden
geldiğince temiz bir havada nefes almalıyız. Böyle
sağlıklı bir yaşama geçtiğinizde kilo verebilirsiniz ama
detoksun amacı kilo vermek değildir.
Detoks Yaparken
Neler Tüketilmeli?
Bol bol su tüketmeliyiz. Kahve veya siyah çay yerine;
kekik çayı, yeşil çay, nane, tarçın, zencefil, adaçayı
gibi bitki çayları tüketmeliyiz. Ayrıca bitki çaylarınızın
içerisine bir çay kaşığı bal ekleyerek antioksidan
özelliklerini arttırabilirsiniz. Yeşil yapraklı sebzelerin
önemli bir yeri vardır, gerek yiyeceklerde gerek
içeceklerde kullanmalıyız. Tuz kullanmamalıyız.
Şeker ve şeker içeren besinler tüketmemeliyiz.
Mevsimindeki meyve ve sebzeler tüketmeliyiz. C, E
ve B2 vitaminleri, biflavinoid, beta karoten, glutatyon,
selenyum ve çinkodan zengin beslenmeliyiz.
Hazır Detoks Diyetlerini
Uygulamayın
Hazır diyetlerin hiçbiri size uygun olmayabilir.
Unutmayın diyet kişiye özeldir. Sizin yaşam tarzınız
veya sağlık ölçütleriniz hazır diyetlere uymayabilir
ve bu kötü sonuçlara yol açabilir. Üstelik internette
bulacağınız detoks diyetleri çoğunlukla çok ağır
diyetler oldukları için kısıtlı sürelerde uygulanabilir
diyetler. Bir diyetisyenle kısıtlı sürelerde bu ağır
diyetleri uygulasanız bile detoksu bahsettiğim ufak
kurallarla bir yaşam tarzı haline getirebilirsiniz.
Detoks için vitamin ve
minerallerin kaynaklarını şöyle
örneklendirebiliriz;
• C vitamini: limon, portakal, mandalina,
greyfurt, kivi, brokoli, lahana, ıspanak
• E vitamini: badem, fındık, yer fıstığı, ıspanak,
kivi, brokoli, mısır yağı
• B2 vitamini: yeşil yapraklı sebzeler, tahıllar,
kırmızı et, karaciğer, yumurta, balık
• Biflavinoid: kereviz, elma, kayısı, kavun,
karpuz, erik, soğan
• Beta karoten: havuç, balkabağı, kabak,
dolmalık biber, kayısı
• Glutatyon: kırmızı et, tavuk, balık, brokoli,
bürüksel lahanası, karnabahar, lahana
• Selenyum: balık, hindi, tavuk, kırmızı et,
yumurta, pirinç, mantar, yulaf ezmesi,
ıspanak
• Çinko: fasulye, fındık, kepekli tahıllar, süt
ürünleri, ceviz
NYX
35
Sular
Böyle
Çok Ferah
1 Litre su
2 dilim limon
1 adet salatalık
Nane yaprakları
Yarım çubuk tarçın
Bütün malzemeleri bir sürahiye koyun
1 saat bekletin ve tüketin bu kadar
kolay. Dilerseniz bu tarz karışımlara
uygun içerisi süzgeçli suluklara da
karışımınızı hazırlayarak içeceğinizi
yanınızda bulundurabilirsiniz.
NYX
36
Fit Lezzet
Limonatayla
hem ferahlayın,
hem detoksunuza
katkı sağlayın!
4 adet limon
½ su bardağı sıcak su
1 Litre su
1 çubuk tarçın
2 yemek kaşığı bal
Taze nane yaprakları
4 adet limonun kabuklarını rendeleyin ve üzerine
sıcak suyunuzu koyun. Çubuk tarçını ekleyin. Su
soğuyana kadar oda sıcaklığında bekletin. Daha
sonra kabuklarını rendelediğiniz limonların
suyunu sıkarak karışıma ekleyin ve bir gece
bekletin. Daha sonra karışımınızı süzün ve 1 litre
suyu ekleyin. Nane yapraklarınızı da ilave edin.
Yeşil içeceksiz
detoksa
detoks demiyor
muyduk?
1 su bardağı demlenmiş soğutulmuş yeşil çay
1 çay kaşığı bal
15 adet maydanoz yaprağı
15 adet taze nane yaprağı
4 adet ıspanak yaprağı
1 adet salatalık
¼ yeşil elma
½ limon
1 tutam tarçın
1 L su
(katılığını kendi zevkinize göre ayarlayabilirsiniz.)
Bütün malzemeleri rondodan geçirin ve
dilediğiniz zaman tüketin.
NYX
37
NYX
38
NYX
39
NYX
40
2020/21
Sonbahar - Kış
Modası
Sonbahar-Kış koleksiyonlarından
çarpıcı kıyafetleri sizler için seçtik.
NYX
41
Zamanın
Ötesinde...
BEYMEN Collection 2020-2021 Sonbahar/ Kış
sezonunda kendine güvenen modern kadınlar
için hayatın her anına, günün her saatine uygun,
zamansız, özgün seçenekler sunuyor.
NYX
42
NYX
43
Moda
Dingin formlar, yalın siluetler, feminen ve zarif tasarımların öne
çıktığı BEYMEN Collection 2020-2021 Sonbahar - Kış Kadın
Koleksiyonu, sezonu lacivert, açık gri ve nude tonlar ile karşılıyor.
Koleksiyondaki feminen ve maskülen kombin birliktelikleri,
Beymen Collection kadınının güçlü yapısını vurguluyor.
NYX
44
NYX
45
Moda
NYX
46
ŞEHRİN ENERJİSİNİ
YANSITAN TASARIMLAR
Moda
Türkiye’nin en beğenilen ve
takip edilen tasarımcılarının
koleksiyonlarını aynı çatı
altında satışa sunan Gizia
Gate, yeni sezonda da
stilinize eşlik ediyor.
Zeynep Erdoğan’ın
vintage çizgisini yansıtan
tasarımları, püsküllerden
oluşan zamansız ve modern
çizgileriyle dikkat çekiyor.
Lila, uçuk mavi ve sarı
renklerinin göz doldurduğu
parçalar, kalın kemerler,
fırfır detaylar ve işlemelerle
hareket kazanıyor.
NYX
47
NYX
48
Moda
ZARAFET DOZU YÜKSEK
BİR MEVSİM
Feminen tasarımları kusursuz detaylarıyla harmanlayan Ipekyol Sonbahar-Kış 2020-2021 Koleksiyonu,
yeni mevsime eşlik eden silüetleri, naturel dozu yüksek bir koleksiyon seçkisiyle buluşturuyor.
Modern dünyaya adapte olan güçlü tasarımlar, Ipekyol Sonbahar-Kış 2020-2021 Koleksiyonu’nda bir
araya gelerek yalın bir etki bırakıyor. Farklı kalıplarıyla standart formlardan çıkan ve geometrik detaylarıyla
gündeme gelen parçalar, yeni sezonda ilham veren bir şıklık sunuyor.
NYX
49
Koton
Skirtly Yours Styled by Melis Ağazat Koleksiyonu
NYX
50
Konfor,
Moda
80’ler ve
Parti
Koton ve deneyimli moda editörü Melis Ağazat, Koton Skirtly
Yours Styled by Melis Ağazat Koleksiyonu’nun dördüncü
buluşmasında zengin bir seçki sunuyor. Sezonun kilit parçası etek,
2020-2021 Sonbahar/Kış koleksiyonunda Comfort Lux, 80’s ve
Party olmak üzere 3 hikayede başrol oynuyor. Bu ve daha fazlası,
yeni sezonu yüksek motivasyon ve neşeyle karşılamanızı sağlıyor.
Koton Skirtly Yours Styled by Melis Ağazat
Koleksiyonu’nun “Comfort Lux” teması, ev
buluşmalarında giyilebilecek, evin konforlu
alanından ilham alan bej, ekru, karamel, gri,
vizondan oluşan doğal renk paleti ve “konfor”
hissi dikkat çekiyor.
NYX
51
Koleksiyonun “80’s” temasında ise, 80’leri yaşatan
vatkalı bluzlar, puantiyeler, geniş kalıplı ceketler, göz
alıcı macenta, fuşya, hardal sarısı, zümrüt yeşili renkleri,
kazayağı desenleri, ekose ve derilerin yanı sıra dönem
esintileri taşıyan zincir ve zımba detaylı takılar yer
alıyor.
NYX
52
Moda
Koton
Skirtly Yours Styled by Melis Ağazat Koleksiyonu
NYX
53
Koton
Skirtly Yours Styled by Melis Ağazat Koleksiyonu
NYX
54
Moda
Gece şıklığından
vazgeçemeyenler için “Party”,
parıltı ve ışıltılarla bezeniyor.
Lame, gold ve gümüş renkler
akıcı kumaşlar, payet ve
metalik örmeler etekler ile
bir araya geliyor. Tüm bu
şıklık, toprak tonlarındaki
sweatshirt’ler ile buluşarak
ters köşe etkisi yaratıyor. Bu
parlak ve metalik grup ayrıca,
uzun siluetler ve yüksek bel
detayları ile son trendleri
yakalıyor.
NYX
55
NYX
56
VICTORIA BECKHAM / BEYMEN
NYX
57
Moda
Keşfetmenin
yeni hali
Beymen Club, Sonbahar / Kış 2020 sezonunda “Kendin gibi ol” mottosundan ve
kişiselliğin özgürleştiren tavrından ilham alarak modaseverleri, keşfetmenin yeni
haliyle tanışmaya davet ediyor.
Yalın ve grafik desen anlatımlarının, sürpriz detaylarla zenginleşen tasarımların öne
çıktığı koleksiyon, form ve renklerle farklılaşıyor. Kişisel konforu merkez alan Beymen
Club tasarımları, birbiriyle kolayca tamamlanabilen farklı renk, doku ve kumaş
birliktelikleriyle yeni sezon için özgür kombin seçenekleri sunuyor.
NYX
58
NYX
59
Moda
NYX
60
Moda
Modanın da ötesinde duyarlı bir bakış açısıyla kışa farklı hazırlanan
Vakko, etik ve estetiği bir araya getirerek yeni sezonu karşılıyor.
NYX
61
NYX
62
Vakko kadın modası ne olursa
olsun pozitif tarafta durmayı,
yaşamımızı renklendirmeyi,
başkalarından çok kendimiz için
özenle var olmayı hedefliyor
ve bunun için ‘Stay Healthy in
Style’ diyerek özel bir çağrıda
bulunuyor. Hayata olan bağlılığın
ve sevginin bir göstergesi olarak
stil yansımaları; her şeye rağmen
yarını başka bir gün olarak kabul
ederek; bugünü, an’ı yaşamaya
davet ediyor.
Moda
Stay on the Positive Side
Siyah beyazın güçlü negatif ve pozitif çekimi. Çizgiler, ekoseler, çiçekler, kaz
ayakları ve dokumaların bütünleştirdiği renkler, güçlü bir stil yansıması ile pozitif
bakış açısını hayata katıyor.
NYX
63
NYX
64
Moda
Shadows of Greys
Gri tonlarının gölgelerini yansıtan tema kışın gri serinliğini neon ve canlı renklerle
sımsıcak bir buluşmada bir araya getiriyor. Ekose, çizgi, çiçek, dantel, leopar
desenler kışın havasını keyif bir eğlenceye dönüştürüyor.
NYX
65
NYX
66
Moda
MAJE / BEYMEN
NYX
67
NYX
68
Moda
SISTER JANE / BEYMEN
NYX
69
NYX
70
Moda
TORY BURCH / BEYMEN
NYX
71
ZADIG&VOLTAIRE / BEYMEN
NYX
72
NYX
73
Moda
BRUNELLO CUCINELLI / BEYMEN
NYX
74
NYX
75
Moda
NYX
76
Moda
16ARLINGTON / BEYMEN
NYX
77
Machka Sonbahar-Kış 2020-2021 Koleksiyonu, kusursuz tasarım anlayışını eşsiz
detaylarıyla harmanlayarak romantik bir mevsimin kapılarını aralıyor.
Bu buluşmaya eşlik eden Marka Yüzü Arzum Onan ise, yeni sezonun sofistike
silüetleriyle karşınıza çıkıyor.
NYX
78
Moda
ROMANTİK
BİR MEVSİME
YOLCULUK...
Sezonun naif ruhuyla uyum yakalayan; gösterişli detaylara sahip yalın tasarım
anlayışıyla Machka Sonbahar-Kış 2020-2021 Koleksiyonu, gündüzden geceye
Machka kadınının tüm zarafetine eşlik edecek bir seçki sunuyor. Şal yaka saten tulum
ve maskülen ceket-pantolon takımlar tüm ilgiyi üzerinize çekerken, zarif formlu yılan
desen elbiseler, silüetlerde göz kamaştırıcı bir etki yaratıyor.
NYX
79
Yalınlığın yüksek zevkini formlara yansıtan koleksiyon, militer ve ütiliter
temalardan ilham alan zamanı genişletilmiş çözümler sunuyor. Koleksiyonun
feminen detayları ise dikkat çekici ve özgür bir dünya kurguluyor.
NYX
80
Moda
KONFOR VE FONKSİYONELLİK ODAKLI
YEPYENİ BİR DÜNYA….
Beymen Academia Kadın 2020-2021 Sonbahar - Kış Koleksiyonu, özgür ruhlu,
çok yönlü, farkındalığı ve özgüveni yüksek Academia Kadını için konfor ve
fonksiyonellik odaklı tasarımlarla yeni sezonu karşılıyor.
NYX
81
NYX
82
Az sayıdaki kırmızı, bordo
ve mor renkler punk
tavırlarıyla koleksiyonun
enerjisini yükseltiyor.
NYX
83
Moda
Farklı anlatımlarla dinamik bir kimlik kazanan gri tonları, sezonun dikkat
çekici renkleri oluşturuyor. Retro dokunuşlarla öne çıkan denim grubu,
özgünlük peşinde olan Academia Kadını’nın yeni vazgeçilmezleri arasında yer
alıyor.
NYX
84
NYX
85
Moda
Vakkorama 2020 Sonbahar-Kış Sezonunda
'FROM NATURE WITH LOVE’ ile
Doğayı Sahiplenmeye Devam Ediyor
NYX
86
NYX
87
Moda
2020 İlkbahar/Yaz sezonu ile başlayan ‘From Nature With Love’ temasını bu sezon da gündeme taşıyan
Vakkorama; doğanın bereketli, bitmeyen enerjisini ve gücünü bizlere birkez daha hatırlatıyor ve
doğanın önemini vurguluyor.
NYX
88
NYX
89
Moda
NYX
90
Moda
Dünya modasına yön veren bohem tarzı dinamik
Vakkorama duruşuyla buluşturan yeni ve
çarpıcı koleksiyon; sakin, yalın tasarımların aynı
sakinlikte renklerle bir araya gelerek doğanın
coşkusunu yansıtıyor. Bir parçası olduğumuz
doğadan aldığımız enerjiyi yine doğayla yoğrulmuş
bir stille buluşturan koleksiyon; gücünü
yalınlığından alan tek renk tasarımlar, animal
print, çiçek ve ekose gibi desenlerle buluşuyor.
NYX
91
NYX
92
Moda
İlhamını
‘Kırmızı Halı’dan
Alan Pronovias
2021 Gelinlik
Koleksiyonu
NYX
93
Pronovias 2021 koleksiyonunda, ihtişamlı, ışıltılı ve büyük film prömiyerlerden
ilhamını alarak, günün modasını yakalayan modern tasarımlarını duyurdu.
NYX
94
NYX
95
Moda
NYX
96
NYX
97
Moda
Yeni Pronovias ‘Premiere’ koleksiyonunda Hollywood kırmızı halı filmlerinden esinlenen
tasarımlar bulunuyor. Koleksiyonu tamamlayan ve bütünlük yaratan detaylarda, feminen
siluetler öne çıkıyor. Eteklerinde organze detaylı, transparan yakalı ve krepe ile dikkatlice
yerleştirilmiş dantel panellerle harmanlanan uzun kollar, zarif ve şık bir hareket yaratan boyun
çizgileri, straplez kesimler koleksiyon unsurları arasında. Kırmızı halının figürlerinden boyun
çizgileri, çarpıcı ayrıntılar ve yalın tasarımlarda, narin dantel paneller elbiselere ince bir hareket
hissi verdiği ‘Boho’ stili, öne çıkıyor.
NYX
98
NYX
99
Moda
NYX
100
NYX
101
Moda
Swarovski 125. Yıldönümü Koleksiyonu
Swarovski’nin 125. Yıldönümü Koleksiyonu, Swarovski’nin en çok satan takı ürünlerinin yanı sıra farklı kategorilerdeki parçalarının
da yenilenmiş versiyonlarını yeniden canlandırıyor. Koleksiyon, efsanevi mavi rengi onurlandırarak Swarovski’nin benzersiz DNA’sını
kutluyor. Bu olağan üstü koyu mavi renk; olgunluğu, bilgeliği ve cömertliği anında ve diğer hiçbir rengin veremediği bir şekilde
aktarmasının yanı sıra her bir Swarovski kutusunun açılışında yaşadığımız sonsuz merak duygusunu yansıtıyor.
YILDÖNÜMÜ FARE,
SINIRLI ÜRETİM 2020
İlk “Ur Maus” 1976 yılında
tasarlandığından beri kristal
heykelcikler Swarovski’nin
mirasının büyük bir kısmını
oluşturmaktadır. “Orijinal Fare”,
modernleştirilmiş bir tarzla fakat
mavinin ışıltılı dokunuşlarıyla
125. Yıldönümü Koleksiyonunda
yeniden canlandırıldı.
DANCING SWAN
KOLYE
Bu zarif ancak
zahmetsiz bir kullanım
sunan Dancing Swan
kolye ucu, Swarovski’nin
efsanevi simgesi
kuğunun zarafetini ve
güzelliğini yansıtıyor.
Pavé ile ve hareketinizle
dans eden markiz
şeklindeki bir taşla zarif
bir şekilde yerleştirilen
berrak ve mavi süsleme,
yumuşak ışıltısı ile
tüm kıyafetlerinizi
tamamlayacak.
TENNIS BİLEKLİK
Tennis Bileklik, günümüzde efsanevi
Swarovski mavisi rengiyle yenilenen
zamansız bir klasik. Pavé süslemelere
sahip rodyum kaplama bileklik tüm
tarzlara ışıltı katıyor.
ANGELIC DÜĞME KÜPELER
Zarafet ve seçkinlik, Angelic Düğme
Küpelerin tasarımında tasvir edildi. Şimdi
ise zamansız mavi bir vurguyla yeniden
canlandırılan klasik bir tarz.
NYX
102
Moda
4
3
Sonbaharın ışıltılı
aksesuarları
1
1- GUESS GUW1156L3 – 2.260 TL
Dünyanın en ünlü moda markalarından Guess’in ışıltılı
taşlarla adeta bir mücevhere dönüşen yeni modeli,
iddialı görünmekten çekinmeyen kadınlara aradığı
tasarımı sunuyor.
2- FELIZIST Yüzük / Beymen
3- LISALINA Küpe / Beymen
4- HIPANEMA Kolye / Beymen
2
Şehrin En Yeni Niş Parfümleri
1
2
3
1- PARFUMS DE MARLY Sedley
Ünlü parfümörler Hamid Merati ve Olivier Cresp’in imzasını
taşıyan, klasik ve modern arasındaki zıtlıklardan ilham alan
Parfums de Marly Sedley, narenciyenin hafifliği, nanenin gücü ve
cilde enerji veren kontrast notaları ile sezonun hitlerinden biri.
2- BYREDO Lil Fleur
Eşsiz çiçek notaları ve oryantal notalara sahip BYREDO Lil
Fleur’un üst notalarında kuş üzümü ve mandalina yer alıyor.
Alt notalarda amber ve vanilya ile derinlik kazanan parfümün kalp
notasında büyüleyici kokusu ile Damascena Gülü sizi bekliyor.
3- MEMO PARIS Vaadhoo
Ünlü parfümör Philippe Paparelle tarafından tasarlanan MEMO
PARİS Vaadhoo, çiçek tohumları, paçuli ve zencefil karışımlarından
oluşan aromatik ve baharatlı kokusuyla bu sezon favoriniz olacak.
Şehrin en yeni niş parfümleri BEYMEN’lerde ve www.beymen.com’da.
Avon’un ilk jel parfümleriyle tanışın!
Sonbahar aylarının o masum ve albenili günlerine yaklaştıkça, yeni bir parfüm
arayışımız da başlıyor. Yasemin, kuş üzümü ve paçuli içerikli “Attraction Addicted”
esans parfüm ve bergamot, manolya ve sandal ağacı içerikli “Today Eternal” esans
parfüm, yeni sezona damgasını vuracak. Her bir şişede 200 damla bulunuyor ve bir
damla gün boyu kalıcılığını cildinizde koruyor.
NYX
103
tek bir
flaş
parça
Modanın
Elli Tonu
SEVTAP ALTINEL
sevtap.altinel@nyxmag.com
ile güçlü
silüetler
Herkesin taşıyamayacağı ışıltılar ile ortamın
en cesur kadını olmaya hazır mısınız?
S’SARAC Sonbahar 2020 Koleksiyonu’ndan
özenle seçtiğim parçaları güçlü bir profile
sahip, standartlara meydan okuyan
kadınlara ithaf ediyorum.
İncecik, tiril tiril jean ile iki iplik pamuklu
kumaşlar üzerine işlenmiş metalik pul payet parçalar. Bu
kombinler sneakers veya spor stilettolar ile gündüz de iddialı
bir görünüme sahip olan kadınların güçlü duruşunu temsil
ediyor.
NYX
104
Modanın Elli Tonu
Spor tarzıyla rahatlık mesajı verirken, yerinde
kullanılan ışıltılar ile çarpıcı bir görünüm!
NYX
105
Laklı süetten
oluşan, deri
görünümlü
eşofman
pantolonla rahat
ve lüks görünüm!
NYX
106
S’SARAC
Sonbahar 2020
Koleksiyonu
Modanın Elli Tonu
Çok amaçlı kullanıma ne dersiniz?
Kapüşonu çıkarılabilen bluzun omuz
dekolteli hoş bir üste dönüşümü.
NYX
107
İstanbul Sözleşmesi’nin resmi adı, "Kadınlara Yönelik
Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla
Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi"dir.
11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da gerçekleşen
Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu toplantısında imzaya
açılmıştır. Kadına yönelik şiddet ile genel olarak ev içi
şiddetin önlenmesini amaçlayan sözleşme bu konuda
hukuki bağlayıcılığı bulunan ilk uluslararası belge
niteliğindedir. Türkiye İstanbul Sözleşmesi'nin ilk
imzacı devletlerinden olup 24 Kasım 2011'de Türkiye
Büyük Millet Meclisi'nde 247 vekilden 246’sının kabul
oyu, 1 vekilin çekimser oy vermesi ile "onaylayarak",
parlamentosundan geçiren ilk ülke olmuştur.
NYX
108
İstanbul Sözleşmesi
NYX
109
İstanbul Sözleşmesi
İstanbul Sözleşmesi çeşitli platformlarda aylardır tartışılıyor.
Tartışılan maddelerinin tam metnini aşağıda sizlerle paylaşıyoruz.
Bölüm I – Maksatlar, tanımlar, eşitlik ve ayrımcılık
yapılmaması, genel yükümlülükler
Madde 1 – Sözleşmenin Maksatları
1 Bu sözleşmenin maksatları şunlardır:
a kadınları her türlü şiddete karşı korumak ve kadına
karşı şiddeti ve aile içi şiddeti önlemek, kovuşturmak
ve ortadan kaldırmak;
b kadına karşı her türlü ayrımcılığın ortadan
kaldırılmasına katkıda bulunmak ve kadınları
güçlendirmek de dahil olmak üzere, kadınlarla
erkekler arasında önemli ölçüde eşitliği
yaygınlaştırmak;
c kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin tüm
mağdurlarının korunması ve bunlara yardım edilmesi
için kapsamlı bir çerçeve, politika ve tedbirler
tasarlamak;
d kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti ortadan
kaldırma amacıyla uluslararası işbirliğini
yaygınlaştırmak;
e Kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin ortadan
kaldırılması için bütüncül bir yaklaşımın
benimsenmesi maksadıyla kuruluşların ve kolluk
kuvvetleri birimlerinin birbiriyle etkili bir biçimde
işbirliği yapmalarına destek ve yardım sağlamak.
2 Tarafların söz konusu Sözleşmenin hükümlerini
etkili bir biçimde uygulamalarını sağlama amacıyla
bu Sözleşmede spesifik bir izleme mekanizması
oluşturulmuştur.
Madde 2 – Sözleşmenin Kapsamı
1 Bu Sözleşme, aile içi şiddet de dahil olmak üzere,
kadınları orantısız bir biçimde etkileyen, kadına karşı
her türlü şiddet için geçerli olacaktır.
2 Taraflar bu Sözleşmeyi tüm aile içi şiddet
mağdurları için uygulamaya teşvik edilir. Taraflar
bu Sözleşmenin hükümlerinin uygulanmasında
toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin kadın
mağdurlarına özel olarak dikkat göstereceklerdir.
3 Bu Sözleşme, barış zamanında ve silahlı çatışma
durumlarında geçerli olacaktır.
Madde 3 – Tanımlar
Bu Sözleşme maksatlarıyla:
a "kadına karşı şiddetten", kadınlara karşı bir insan
hakları ihlali ve ayrımcılık anlaşılacak ve bu terim,
ister kamu ister özel yaşamda meydana gelsinler, söz
konusu eylemlerde bulunma tehdidi, zorlama veya
özgürlüğün rastgele bir biçimde kısıtlanması da dahil
olmak üzere, kadınlara fiziksel, cinsel, psikolojik veya
ekonomik zarar ve acı verilmesi sonucunu doğuracak
toplumsal cinsiyete dayalı tüm şiddet eylemleri
olarak anlaşılacaktır;
b "aile içi şiddet", eylemi gerçekleştiren, mağdurla
aynı ikametgahı paylaşmakta olsun veya olmasın
veya daha önce paylaşmış olsun veya olmasın, aile
içinde veya aile biriminde veya mevcut veya daha
önceki eşler veya birlikte yaşayan bireyler arasında
meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik veya
ekonomik şiddet eylemleri olarak anlaşılacaktır;
NYX
110
İstanbul Sözleşmesi
c "toplumsal cinsiyet", herhangi bir toplumun,
kadınlar ve erkekler için uygun olduğunu düşündüğü
sosyal anlamda oluşturulmuş roller, davranışlar,
faaliyetler ve özellikler olarak anlaşılacaktır;
d "kadınlara karşı toplumsal cinsiyete dayalı şiddet",
bir kadına karşı, kadın olduğu için yöneltilen veya
kadınları orantısız bir biçimde etkileyen şiddet olarak
anlaşılacaktır;
e "mağdur", a ve b fıkralarında belirtilen davranışlara
maruz kalan herhangi bir şahıs olarak anlaşılacaktır;
f "kadın" terimi, 18 yaşından küçük kızları da
kapsayacaktır.
Madde 4 – Temel haklar, eşitlik ve ayrımcılık
yapılmaması
1 Taraflar herkesin, özellikle de kadınların, gerek
kamu gerekse özel alanda şiddete maruz kalmaksızın
yaşama hakkını yaygınlaştırmak ve korumak için
gerekli olan yasal ve diğer tedbirleri alacaklardır.
2 Taraflar, kadınlara karşı her türlü ayrımcılığı
kınayacak ve ayrımcılığı önlemek üzere, özellikle
aşağıdakiler dahil olmak üzere, gerekli yasal ve diğer
tedbirleri alacaklardır: – ulusal anayasalarında veya
ilgili diğer mevzuata kadın erkek eşitliği ilkesini dahil
edecek ve bu ilkenin uygulamada gerçekleştirilmesini
temin edeceklerdir; – yerine göre, yaptırımların
uygulanması yolu da dahil olmak üzere, kadınlara
karşı ayrımcılığı yasaklayacaklardır; – kadınlara karşı
ayrımcılık yapan yasa ve uygulamaları yürürlükten
kaldıracaklardır.
3 Taraflar bu Sözleşme hükümlerinin, özellikle de
mağdurların haklarını korumaya yönelik tedbirlerin,
cinsiyet, toplumsal cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasi
veya başka tür görüş, ulusal veya sosyal köken, bir
ulusal azınlıkla bağlantılı olma, mülk, doğum, cinsel
yönelim, toplumsal cinsiyet kimliği, sağlık durumu,
engellilik, medeni hal, göçmen veya mülteci statüsü
veya başka bir statü gibi, herhangi bir temele dayalı
olarak ayrımcılık yapılmaksızın uygulanmasını temin
deceklerdir.
4 Kadınların toplumsal cinsiyete dayalı şiddete
karşı korunması için gerekli olan özel tedbirler,
bu Sözleşme hükümlerince ayrımcılık olarak
sayılmayacaktır.
Madde 5 – Devletin yükümlülükleri ve titizlikle
yapması gereken inceleme ve araştırmalar
1 Taraflar kadınlara karşı herhangi bir şiddet
eylemine girişmekten imtina edecek ve devlet
yetkililerinin, görevlilerinin, organlarının,
kurumlarının ve Devlet adına hareket eden diğer
aktörlerin bu yükümlülüğe uygun bir biçimde hareket
etmelerini temin edeceklerdir.
2 Taraflar, devlet dışı aktörlerce gerçekleştirilen
ve bu Sözleşmenin kapsamı dahilindeki şiddet
eylemlerinin önlenmesi, soruşturulması,
cezalandırılması, ve bu eylemler nedeniyle tazminat
verilmesi konusunda azami dikkat ve özenin
sarfedilmesi için gerekli yasal ve diğer tedbirleri
alacaklardır.
Madde 6 – Toplumsal cinsiyet konusunda
hassasiyet gerektiren politikalar
Taraflar bu Sözleşmenin uygulanmasına
ve sözleşme hükümlerinin etkilerinin
değerlendirilmesine bir toplumsal cinsiyet bakış
açısı katacak ve kadınlarla erkekler arasında
eşitliğe ve kadınların güçlendirilmesine ilişkin
politikalarını yaygınlaştıracak ve etkili bir biçimde
uygulayacaklardır.
Bölüm II – Bütüncül politikalar ve veri toplama
Madde 9 – Sivil Toplum Kuruluşları ve sivil toplum
Taraflar kadınlara karşı şiddet uygulanmasıyla
mücadelede aktif bir rol oynayan sivil toplum
kuruluşlarının çalışmalarını her düzeyde takdir ve
teşvik edecek ve destekleyecek ve bu kuruluşlarla
etkili bir işbirliği gerçekleştirecektir.
Bölüm III – Önleme
Madde 12 – Genel yükümlülükler
1 Taraflar kadınların daha aşağı düzeyde olduğu
düşüncesine veya kadınların ve erkeklerin toplumsal
olarak klişeleşmiş rollerine dayalı ön yargıların,
törelerin, geleneklerin ve diğer uygulamaların
kökünün kazınması amacıyla kadınların ve
erkeklerin sosyal ve kültürel davranış kalıplarının
değiştirilmesine yardımcı olacak tedbirleri
alacaklardır.
2 Taraflar herhangi bir gerçek veya hükmi şahsiyetin
bu Sözleşmenin kapsamında kalan her türlü şiddet
eylemini önleyecek gerekli yasal ve diğer tedbirleri
alacaklardır.
3 Bu bölüm uyarınca alınan tüm tedbirlerle, belirli
şartlar nedeniyle hassas konuma gelmiş insanların
ihtiyaçları göz önüne alınacak ve karşılanmaya
NYX
111
İstanbul Sözleşmesi
çalışılacak ve tüm tedbirlerin merkezinde
mağdurların insan hakları yer alacaktır.
4 Taraflar özellikle gençler ve erkekler olmak
üzere, toplumun tüm bireylerinin bu Sözleşme
kapsamındaki her türlü şiddet olayının önlenmesine
aktif bir biçimde katkıda bulunmasını teşvik etmeye
yönelik gerekli tedbirleri alacaktır.
5 Taraflar kültür, töre, din, gelenek veya sözde
"namus" gibi kavramların bu Sözleşme kapsamındaki
herhangi bir şiddet eylemine gerekçe olarak
kullanılmamasını temin edeceklerdir.
6 Taraflar kadınların güçlendirilmesine yönelik
program ve faaliyetlerin yaygınlaştırılması için
gerekli tedbirleri alacaklardır.
Madde 13 – Farkındalığın arttırılması
1 Taraflar bu Sözleşme kapsamındaki her türlü
şiddet eyleminin ortaya farklı şekillerde çıkışı ve bu
eylemlerin çocuklar üzerindeki etkisi ve bu şiddet
eylemlerinin önlenmesi ihtiyacı konusunda halk
arasındaki farkındalığın ve anlayışın arttırılması için,
yerine göre ulusal insan hakları kuruluşları ve eşit
haklar kuruluşları, sivil toplum kuruluşları ve özellikle
de kadın örgütleriyle işbirliği de dahil olmak üzere,
düzenli olarak ve her düzeyde farkındalık arttırıcı
kampanya ve programları yaygınlaştıracak veya
uygulayacaktır.
2 Taraflar bu Sözleşme kapsamındaki şiddet
eylemlerini önlemeye yönelik mevcut tedbirler
konusundaki bilgilerin halk arasında en geniş bir
şekilde dağıtımını sağlayacaklardır.
Madde 14 – Eğitim
1 Taraflar, yerine göre, tüm eğitim seviyelerinde
resmi müfredata, kadın erkek eşitliği, toplumsal
klişelerden arındırılmış toplumsal cinsiyet rolleri,
karşılıklı saygı, kişisel ilişkilerde çatışmaların şiddete
başvurmadan çözüme kavuşturulması, kadınlara
karşı toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve kişilik
bütünlüğüne saygı gibi konuların, öğrencilerin zaman
içinde değişen öğrenme kapasitelerine uyarlanmış
bir biçimde dahil edilmesi için gerekli tedbirleri
alacaklardır.
2 Taraflar 1. fıkrada belirtilen ilkeleri yaygın eğitimin
yanı sıra, spor, kültür ve eğlence tesislerinde ve
medyada yaygınlaştırılmasına yönelik gerekli
tedbirleri alacaklardır.
Bölüm IV – Koruma ve destek
Madde 18 – Genel yükümlülükler
1 Taraflar tüm mağdurları daha başka şiddet
eylemlerine karşı korumak için gerekli yasal ve diğer
tedbirleri alacaklardır.
2 Taraflar, iç hukukları uyarınca, bu Sözleşmenin 20
ve 22’nci maddelerinde belirtilen genel ve uzman
destek hizmetlerine sevk de dahil olmak üzere,
mağdurları ve tanıkları bu Sözleşmenin kapsadığı her
türlü şiddet eylemine karşı korur ve desteklerken;
yargı birimleri, savcılar, kolluk kuvvetleri, yerel
ve bölgesel yönetimler dahil, ilgili tüm devlet
kurumlarının yanı sıra, sivil toplum kuruluşları ve
ilgili diğer kurum ve kuruluşlarla etkili bir işbirliği için
uygun mekanizmaların mevcudiyetini temin etmek
üzere, gerekli yasal ve diğer tedbirleri alacaklardır.
3 Taraflar bu bölüm uyarınca alınan tedbirlerin:
– kadınlara karşı şiddetin ve aile içi şiddetin
toplumsal cinsiyet boyutlu bir anlayışa dayalı
olmasını ve mağdurun insan haklarına ve emniyetine
odaklanmasını,
– mağdurlar, mağduriyete neden olanlar ve çocuklar
arasındaki ilişkileri ve bu unsurların daha geniş
toplumsal ortamını da göz önüne alan bütüncül bir
yaklaşıma dayalı olmasını,
– ikincil mağduriyetten kaçınılmasını amaçlamasını,
– Şiddetin kadın mağdurlarının güçlendirilmesini ve
ekonomik bağımsızlığını amaçlamasını,
– yerine göre çeşitli koruma ve destek sistemlerinin
aynı binalarda bulunmasına imkan sağlamasını,
– Çocuk mağdurlar dahil, hassas konumdaki
insanların spesifik ihtiyaçlarına dönük olmasını
ve bu imkanların mağdurlara sağlanmasını temin
edeceklerdir.
4 Söz konusu hizmetler, mağdurun şikayette
bulunarak dava açmasından veya mağduriyete neden
olanlar hakkında ifade vermesinden bağımsız olarak
sağlanacaktır.
5 Taraflar uluslararası hukuk uyarınca konsolosluk
korumasına veya diğer tür korumaya veya desteğe
hakkı olan vatandaşlarına ve diğer mağdurlara bu
tür hizmetleri sağlamak üzere uygun tedbirleri
alacaklardır.
NYX
112
İstanbul Sözleşmesi
Bölüm V – Esasa müteallik hukuk
Madde 43 – Cezai suçların uygulanması
Bu Sözleşme uyarınca belirlenen suçlar, mağdurla
fail arasındaki ilişkinin mahiyetinden bağımsız olarak
geçerli olacaktır.
Madde 44 – Yargı yetkisi
1 Taraflar suçun aşağıdaki hallerde işlenmesi halinde,
bu Sözleşme uyarınca belirlenen herhangi bir suçla
ilgili olarak yargı yetkisi oluşturmak üzere gerekli
yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır:
a kendi topraklarında; veya
b kendi bandıralarını taşıyan bir gemide; veya
c kendi yasalarına göre tescil edilmiş bir uçakta; veya
d kendi vatandaşlarından biri tarafından; veya
e normal ikametgahı kendi topraklarında olan bir
şahıs tarafından işlenmesi halinde.
2 Taraflar söz konusu suçun vatandaşlarından birine
veya normal olarak kendi topraklarında ikamet
eden birine karşı işlenmesi halinde, bu Sözleşmede
belirlenen herhangi bir suçla ilgili
olarak yargı yetkisi oluşturmaya yönelik gerekli yasal
veya diğer tedbirleri almaya çalışacaklardır.
3 Bu Sözleşmenin Madde 36,37,38 ve 39 uyarınca
belirlenen suçların kovuşturulması için, taraflar
yargı yetkilerinin söz konusu eylemlerin işlendikleri
topraklarda cezalandırılması koşuluna tabi olmasının
önlenmesini temin etmek üzere, gerekli yasal veya
diğer tedbirleri alacaklardır.
belirlenen suçlarla ilgili yargı yetkisini oluşturmak
üzere gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır.
6 Birden fazla Taraf bu Sözleşme uyarınca belirlenen
ve işlendiği iddia edilen bir suçla ilgili yargı yetkisi
talebinde bulunduğunda, ilgili taraflar, yerine göre,
kovuşturma için en iyi yargı yetkisini belirleme
amacıyla birbirleriyle istişarede bulunacaklardır.
7 Uluslararası hukukun genel kuralları saklı kalmak
kaydıyla, bu Sözleşme, Taraflardan birinin kendi
iç hukukuna dayalı olarak icra edeceği cezai yargı
yetkisini uygulamadan hariç tutmaz.
Bölüm VI – Soruşturma, kovuşturma, usul hukuku
ve koruyucu tedbirler
Madde 49 – Genel yükümlülükler
1 Taraflar bu Sözleşme kapsamındaki her türlü şiddet
olayı ile ilgili soruşturma ve yasal işlemlerin, bir
yandan cezai işlemlerin tüm safhalarında mağdurun
hakları dikkate alınırken, gereksiz bir gecikme
olmaksızın sürdürülmesini temin etmek üzere gerekli
yasal ve diğer tedbirleri alacaklardır.
2 Taraflar temel insan haklarına uygun bir biçimde
ve toplumsal cinsiyet temelli bir şiddet eylemi
anlayışıyla, Sözleşme uyarınca belirlenen suçların
etkili bir biçimde soruşturulup kovuşturulmasını
temin etmek üzere gerekli yasal veya diğer tedbirleri
alacaklardır.
Sözleşmenin tamamına nyxmag web sitemiz
üzerinden ulaşabilirsiniz.
4 Bu Sözleşmenin Madde 36,37,38 ve 39’u uyarınca
belirlenen suçların kovuşturulması için, taraflar 1 d
ve e fıkralarına ilişkin yargı yetkisinin, kovuşturmanın
ancak mağdurun eylemi haber vermesinden sonra
veya Devlet’in suçun işlendiği yerle ilgili bilgiyi
sağlaması halinde başlatılması koşuluna bağlı
olmasınıın önlenmesini temin etmek üzere, gerekli
yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır.
5 Taraflar, eylemi icra ettiği iddia edilen failin kendi
topraklarında bulunduğu hallerde ve söz konusu
şahsı sırf milliyetine istinaden üçüncü bir tarafa
teslim etmedikleri durumlarda, bu Sözleşmede
NYX
113
İstanbul Sözleşmesi Yaşatır
Türkiye’deki kadın cinayetlerine dur demek için bir harekete
dönüşen #challangeaccept instagram'da çığ gibi büyüdü ve
İstanbul Sözleşmesi'ni tekrar gündeme getirdi. Dünya çapında pek
çok ünlü ismin de destek verdiği harekette kadınlar siyah beyaz
fotoğraflarını paylaşarak şiddet, taciz ve eşitsizliğe karşı seslerini
yükselterek büyük bir kadın dayanışması sergilediler.
NYX
114
İstanbul Sözleşmesi Yaşatır
NYX
115
İstanbul Sözleşmesi Yaşatır
NYX
116
İstanbul Sözleşmesi Yaşatır
NYX
117
Röportaj
Fatma Çiğdem Aydın
Psikolog, çevirmen, eğitimci,
kadın hakları savunucusu
NYX
118
Röportaj
Her yönüyle İstanbul Sözleşmesİ’nİ konuştuk.
Sosyal Dayanışma Ağı Başkanı Çiğdem Aydın:
Asıl amaç erkek egemenliğini
sürdürmek…
Kadına yönelik şiddet Türkiye’de hepimizin kabusu olmayı sürdürüyor. NYXmag adına Suat Özçelebi ülkemizde uzun
zamandır tartışılan ve kadına yönelik şiddeti önlemek için ilk imzacısının Türkiye olduğu
“İstanbul Sözleşmesi” ile ilgili Türkiye’de Kadın Hareketi’nin önemli isimlerinden Sosyal Dayanışma Ağı’nın (SODA)
Başkanı Çiğdem Aydın ile sözleşmenin her yönünü ele aldığı bir röportaj yaptı. İlgiyle okuyacağınızı düşünüyoruz.
Röportaj: O. Suat Özçelebi / suat.ozcelebi@nyxmag.com
Öncelikle İstanbul
Sözleşmesi’ni bize iki-üç
cümle ile özetleyin desek,
ne dersiniz?
Başta kadınlar (çünkü ülkemizde
istatistikler en çok kadınların
şiddete uğradığını gösteriyor)
olmak üzere, çocuk, genç, yaşlı
herkesi şiddetten koruyan bir
Sözleşmedir. En iyi özet bu
diyebilirim.
Peki İstanbul
Sözleşmesi’nin kadınlar
için temel kazanımı
nedir? Sizin özellikle
dikkat çekmek istediğiniz
maddeleri var mı?
Temel kazanımı, şiddet
gerçekleşmesin diye
saydığı önlemlerdir. Şiddet
gerçekleştikten sonra ceza
içeren yasaların konusu
olur. Sözleşme ise, hakkıyla
uygulandığında şiddeti
durdurma potansiyeline sahip.
Sözleşme son derece kapsamlı
ama bence Anayasamızda
da olduğu gibi, din, dil, ırk,
cinsiyet, cinsel yönelim gibi
unsurları sayıp, bunlar şiddet
nedeni olamaz demesi, böylece
mesela göçmen kadınları,
eşcinselleri, çocukları, kısacası
herkesi koruması, ayrıca şiddeti
önlemenin yolunun eşitlikten
geçtiğini vurgulaması çok
değerli.
Bu sözleşmenin öncüsü
ve ilk imzacısı Türkiye.
Ne oldu da birden bire bu
imzayı çekmek için ciddi
bir kampanya başladı.
Üstelik kadına yönelik
şiddet ülkemizde ciddi
düzeyde artarken.
Argetus Araştırma’nın İstanbul
Sözleşmesi’nin toplumda
bilinirliği ile Sözleşmeye dair
lehte ve aleyhte yaklaşımlarla
ilgili 26 ilde yaptığı araştırmaya
göre toplumun yüzde 55,2
si Sözleşmeyi duymamış.
Duymuş ama incelememiş
olanlar var. Duymuş, biliyor ve
incelemiş olanların oranı ise
sadece yüzde 5,1. İmzamızı
Sözleşmeden çekmek için
kampanya başlatanlar daha çok
Akit ve Yeni Şafak gazeteleri
yazarları ve Türkiye Düşünce
Platformu gibi bazı gruplar.
Ya Sözleşmeyi okumadıkları
için ya da kasten çarpıtmak
için, bilemiyorum, Sözleşmeye
ilişkin aslı astarı olmayan
iddialar ortaya attılar. Aileyi
dinamitliyormuş, eşcinselliği
özendiriyormuş, erkekler
eşlerine “Niye oraya gittin, niye
bunu giydin?” dese Sözleşmeye
göre şiddet sayılıyormuş… muş
muş… Bu yalanlar hızla yayıldı,
taraftar buldu. Asıl amaç erkek
egemenliğini sürdürmek tabii
ki ama bırakın biz rahatça
karılarımızı dövebilelim
diyemedikleri için böyle
yalanlara başvurdular sanırım.
Kadın Hareketi hızla örgütlendi,
gerekli cevaplar verildi ve
mesela Türkiye Düşünce
Platformu “Mayınlı alana girdik,
çok yorulduk, bu tartışmadan
çekiliyoruz” diye açıklama yaptı.
NYX
119
Röportaj
Sözleşmeye taraf birçok
ülke var. Türkiye’de
muhafazakar ve İslamcı
diyebileceğimiz çevreler
ve iktidar sözleşmenin
çocukları, gençleri
“cinsiyetsizleştirme”
politikalarına
destek verdiğini
söylüyor. Önce
imzaladılar şimdi
bunları nereden
çıkarıyorlar?
Batı’nın dayatması
diyenler de var?
“Cinsiyet” cızz bir
sözcük. Dokunanın
eli yanıyor herhalde.
Onun yerine fıtrat,
kadının/erkeğin doğası
(neyse artık o), Allah’ın
kadına ve erkeğe
verdiği görevler gibi
ifadeleri tercih eden bir
kesim var. Toplumsal Cinsiyet
Eşitliği ifadesini “herkesin
herkesle seks yapmasını mı
istiyorsunuz! Ahlaksızlık bu!”
cümlesiyle eleştiren milletvekili
gördü gözlerim! Toplumsal
cinsiyeti böyle anlayan, toplu
seks olarak gören kafalar var
ülkemizde maalesef. Eşitlik bazı
erkeklere çok korkutucu geliyor.
Ayrıca kimse bir Sözleşme
ile cinsiyetinden olmaz veya
“Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
ifadesini “herkesin herkesle
seks yapmasını mı istiyorsunuz!
Ahlaksızlık bu!” cümlesiyle
eleştiren milletvekili gördü
gözlerim!”
cinsiyetini değiştirmeye
kalkışmaz. Eşcinsellik de
teşvikle veya özenmeyle olmaz.
Sözleşmenin ve içeriğinin
Batı dayatması olmadığı
her tür güvenilir kaynakta
yazıyor. Sözleşme Avrupa
Konseyi’nde hazırlandı. Türkiye
Konseyin 40 küsur yıldır üyesi.
Hazırlayan grupta Türkiye’den
akademisyenler, siyasetçiler,
hukukçular da vardı.
Örneğin
Polonya’dan da bu
cinsiyetsizleştirme
ile ilgili bir açıklama
geldi, sözleşmeden
çekileceklerini
söylediler. Başka
ülkeler de bekliyor
musunuz? Ve
bunlar neyi gerekçe
gösteriyorlar?
Polonyalı kadın hakları
aktivistleriyle bağlantı
kurduk, yazıştık.
Sözleşmeden çekilmeye
karşı olan ve/veya
cinsiyetsizleştirme iddiasına
karşı çıkan büyük bir grup kadın
var Polonya’da. Ama sesleri
hükümete kadar ulaşmadı
demek ki. Benim görüşüm şu,
NYX
120
Röportaj
Sözleşmeyi imzalamayan, çekince koyan ya da
imzalamış ama şimdi çekilmeyi düşünen ülkelerin
asıl sıkıntısı göçmen kadınlar. Sözleşmede şiddet
nedeniyle kadınların ülke değiştirebileceği ve
Kadınların “erkeklerle
eşit haklara sahip eşit
yurttaşlar” olduğunun
kabulü ve toplumun bunu
içselleştirmesi çok önemli.
Eşitlik gelirse şiddet gider.
artıyor, vakalar görünür oluyor. Şiddet niye oluyor?
Erkekler, kadın çalışmak istedi, boşanmak istedi,
yemeği yaktı, sinemaya gitti, beyaz tayt giydi, kırmızı
ruj sürdü… gibi gerekçelerle kadınları öldürüyorlar!
Kadını istediklerinde dövüp sövebilecekleri kendi
malları gibi görüyorlar. Bu yüzden kadınların
“erkeklerle eşit haklara sahip eşit yurttaşlar”
olduğunun kabulü ve toplumun bunu içselleştirmesi
çok önemli. Eşitlik gelirse şiddet gider.
Röportaj
meselesiyle ilişkisi olmuş, olacak herkesi etkiliyor.
Tüm bu grupların şiddet meselesinde aynı hassasiyeti
göstermesi, yasaları uygulaması, uygulatması
imkansız değil ama ancak zamanla olacak bir şey.
Türkiye sizce İstanbul Sözleşmesi’nden
çekilecek mi? Çekilirse SODA’nın, sivil
toplumun ya da Türkiye’deki kadın
hareketinin bir eylem planı var mı?
Türkiye’nin sözleşmeden çekileceğini
düşünmüyorum. Ama çeşitli açıklamalarla
Sözleşmenin değersizleştirilebileceğini, böylece
yürürlükte kalsa bile fiilen uygulanamaz hale
getirilebileceğini göz rdı etmiyorum. SODA’nın
bileşeni olduğu Türkiye Kadın Hareketi İstanbul
Sözleşmesini korumak kadar uygulanmasını artırmak
için de çalışmalar, kampanyalar yürütüyor. Biz
hükümetin açıklamalarını dikkatle takip ediyoruz,
eylem planlarımızı da bu çerçevede toplantılar
yaparak belirliyoruz.
İstanbul Sözleşmesi tartışması Türkiye’de
artık zıvanadan çıkmış kadına yönelik
şiddet ve yeni önlemler konusunda pozitif
bir katkı sunabilecek mi? Yoksa adeta
ağır kıyım hatta vahşet örnekleri artarak
sürecek mi?
Kadına yönelik şiddet artık bir cins kırım boyutuna
vardı. Durdurulması ancak siyasi irade ve toplumsal
karşı çıkış ile mümkün. Siyasi irade maalesef
bu konuda çok güçlü değil, bunu değiştirmeye
uğraşıyoruz. Şöyle düşünün, mesela Türkiye’de
her gün, günde 5-6 taksi şoförü veya kasap veya
ne bileyim terzi öldürülse, siyaset ve toplum ne
yapardı? Herhalde herkes dehşete kapılır ve
faillerin bulunması, bu cinayetlerin durdurulması
için uğraşırdı. Kadın cinayetleri için de böyle olmalı.
Siyaset ve toplum, ataerkillikle yüzleşmeli ve tavrını
eşitlikten yana koymalı.
Bu tartışmaların ardından örneğin 6284
sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı
Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun daha
etkili uygulanmasını bekliyor musunuz?
Açıkçası henüz beklemiyorum. Ama yavaş yavaş
olacaktır. Siyasi iradenin tereddütlü tavrı, hakimi,
savcıyı, polisi, jandarmayı, doktoru, kısacası şiddet
Fatma Çiğdem Aydın
Psikolog, çevirmen, eğitimci, kadın
hakları savunucusu.
Çeşitli sivil toplum örgütlerinde çalıştı,
Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme
Derneği KADER’de Başkanlık yaptı,
kadınlarla ilgili birçok proje yürüttü, bu
konularda eğitimler veriyor.
TRT’de ve Birleşmiş Milletler örgütleri
için serbest çevirmen, İBB’ye bağlı
İstanbul Şehir Tiyatroları’nda çocuk
tiyatrolarından sorumlu psikolog
olarak çalıştı. Halen Otizimli ve Down
Sendromlu çocuk ve gençlerle tiyatro
kursunda süpervizör ve sosyal beceri
eğitmeni olarak çalışıyor. Kurucusu
olduğu ve Başkanlığını yaptığı Sosyal
Dayanışma Ağı (SODA) bünyesinde
kadın haklarıyla ilgili çalışmalar ve
çeşitli projeler yürütüyor.
NYX
122
PLASMA QUAD PLUS
NEFES...
Filtre
Bakteri ve virüsleri %99’a varan
oranda azaltan* çift kademeli
Plasma Quad Plus Filtre ile Legendera,
sağlığınızı korumada da üstün.
*Japonya’daki bağımsız laboratuvarlarda gerçekleştirilen
test sonuçlarına göre belirlenmiştir.
Klimanın yeni yorumu.
Yakut Kırmızı
İnci Beyazı
Kuzguni Siyah
klima.mitsubishielectric.com.tr
NYX
123
Balat
Denince
Song’un
Seçkileri
SONGÜL ÖZTÜRK
songul.ozturk@nyxmag.com
“FORNO”
Merhaba. Lezzet ve kalite keşfine
çıkmaya devam ediyoruz.
Bu sayıda sizi son yılların
trend lokasyonlarından Balat’a
götürüyorum.Küçük ama konforu
bulabileceğiniz, sakin ama lezzetli
yiyeceklerin yapıldığı Balat’ta
yolüstü olmayan sevimli bir mekan FORNO’dayız...
Yona Grünberg tarafından 2013 yılında kurulmuş olan
Forno Fırın Lahmacun aynı çizgiyi devam ettirerek
yükselişini günümüzde de sürdürüyor.
Kasım 2017 yılında Yona Hanım’ın vefatından sonra
mekana has lezzetler, yardımcısı Nurettin Kapıyoldaş
tarafından aynı hassasiyetle yaşatılmaya devam ediyor.
Fotoğraf: Reha Kadak
Lezzetli ve Bol Çeşitli
Açık Büfe Kahvaltı
Forno’da haftanın her günü kahvaltı servisi var. Hafta
sonu ise açık büfe kahvaltı olarak hizmet veriyor.
Tereyağlı kruvasan, sıcak pide, ev yapımı ekmek, simit,
manda kaymağı, bal, organik reçeller, tam yağlı ezine
peyniri, Trakya kaşarı, örgü peynir, tereyağı, yeşil
zeytin ve siyah zeytin, acuka, zeytin ezmesi, meyve
salatası, salatalık, kokulu domates, zeytinyağı, kaşarlı,
sucuklu veya kavurmalı porselen sahanda, taş fırında
yumurta seçenekleri ile Forno oldukça iştah açıcı bir
açık büfe sunuyor. Ve kahvaltının olmazsa olmazı çayı da
unutmamak gerekiyor.
NYX
124
Song’un Seçkileri
Mekanın imza tatlısı kayısılı sufle
Fotoğraf: Reha Kadak
Balat son yıllarda kafeleriyle ünlüyse
bunu başlatan FORNO’dur.
Kahvaltıda sunulan harika reçellerin hepsi ev yapımı. Beğendiğiniz reçelleri satın alıp Forno lezzetini eve de
taşıyabilirsiniz. Zeytinyağı firma sahiplerinin Aydın’daki kendi zeytin bahçesinden ve sadece kendileri için soğuk
sıkım olarak yapılıyor.
Kahvaltımı yapmıştım, başka ne tavsiye edersiniz diye sorarsanız yine çok lezzetli olan lahmacun, pide ve pizza
çeşitlerini de rahatlıkla öneririm. Mekanın imza tatlısı kayısılı sufleyi de unutmamak gerekiyor. Tatmadan gitmeyin.
Koronavirüs tüm dünyada devam ederken temizlik ve
hijyene önem verilmesi en çok ihtiyaç duyduğumuz yaklaşım.
Forno ekibi bu konuda gereken hassasiyeti gösteriyor ve
temizliğe çok önem veriyor. Temizliğin yanında sosyal
mesafeyi de göz ardı etmemişler. Masa ve sandalyeler
azaltılmış, tüm masalarda kolonya, dezenfektan ve uyarılar
yer alıyor. Küçük ve sevimli olan arka bahçesinde de az
sayıda masa var. Bu güzel lezzet durağından ayrılırken
arka bahçesinde oturduğum masadan gökyüzüne bakarak
çektiğim fotoğraf ile size veda ediyorum.
Forno hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak isterseniz web
sitesini incelemenizi öneririm.
FORNO BALAT
Fener Kİreçhane Sokak No:13 Balat / İstanbul
0212 521 29 00 - 0545 322 30 30
www.fornobalat.com
NYX
125
Röportaj
Özlem Tuna
Tasarımcı
NYX
126
Her tasarladığım fincan veya
mücevherle, kullanıcının aklına bir
hikaye veya soru getirmeliyim
Çok keyifli kahve fincanı tasarımlarıyla dikkatimi çeken Özlem Tuna’yla sizleri tanıştırmak istiyorum.
Mücevherlerle başlayan tasarım yolculuğu, kendi tasarım stidyosunda her birinin ayrı hikayesi olan
takı ve ev objeleri tasarımıyla devam ediyor.
Röportaj: Burçin Yaşar Üner / burcin.uner@nyxmag.com
Röportaj
Özlem Tuna kimdir?
Tasarım yolculuğunuzdan
biraz bahseder misiniz?
1993 yılında Marmara
Üniversitesi, Güzel Sanatlar
Fakültesi - Seramik
Bölümü’nden mezun oldum.
Şans eseri yolum mücevher
tasarımıyla kesişti ve Urart’ta
işe başladım. Sonrasında
Kapalıçarşı çevresinde bir çok
kuyumcuda tasarımcı olarak
çalıştım. 2003 yılında tasarım
stüdyomu kurdum ve ÖZLEM
TUNA ismi altında kişisel
markamı oluşturdum. 17 yıldır,
Özlem Tuna markası altında
mücevher ve ev aksesuarları
tasarlıyorum. Tüm porselen
üretimlerimizi firmamın
atölyesinde gerçekleştiriyoruz.
Bu gün geldiğimiz noktada
tasarımlarım 15 şehirde
kullanıcılarıyla buluşuyor.
Özlem Tuna Tasarım Stüdyosu
olarak da bir çok firma ve
kuruma özel tasarım projeleri
yapıyoruz.
Koleksiyonlarınızda
ağırlıklı olarak çay
ve kahve sunumları
tasarımlarınızı
görüyoruz. Mutfak
tutkunuz nereden
geliyor?
Mutfak ve kahve tutkum
çocukluk yıllarıma uzanıyor.
Kendimi bildim bileli bahçede
çamurla ve mutfakta hamurla
oynamayı çok sevdim. Lise
yıllarımda aklımda aşçı olmak
vardı fakat 80’li yılların sonunda
bu coğrafyada aşçılık mesleği
kadınların yaptığı bir iş değildi
ve ailem beni güzel sanatlar
okumam için teşvik etmişti.
Böylelikle güzel sanatlar
alanında eğitim aldım. Mutfak
tutkum bitmiş değil. Yaptığım
işle birleştirebileceğim tasarım
projeleri gerçekleştirmeyi
umuyorum.
İlkokul yıllarımdan hatırlarım;
evimizde çekirdek kahve
bulunurdu, gizli gizli ağzıma atıp
kahve çekirdeklerini çiğnerdim.
Her çeşit kahveyi çok severim.
Kahve tutkum o zamanlara
dayanır. Kahve kültürünü ve
çevresinde yaşadığımız ritüelleri
yaşatmak ve geliştirmek konusu
hep aklımdadır.
NYX
127
Röportaj
Hazırladığınız
koleksiyonların bir
hikayesi var mı?
Her zaman
Tasarımın insan üzerindeki
duygusal etkileri konusunda
daha yoğun çalışmak istiyorum.
İletişim tasarımı da çok ilgimi
çekiyor. Bu iki alanda tasarım
çalışmaları yapmak istiyorum.
Bir koleksiyonu
tasarlarken ve
tamamladıktan sonra
neler hissediyorsunuz?
Sizi en heyecanlandıran
kısım hangisi?
Koleksiyon benim için bir
iletişim aracı. Açıkçası her
aşamasından çok büyük keyif
alıyorum. Tasarım, üretim
ve kullanıcıya sunma hepsi
ayrı yolculuklar ve büyük bir
efor harcamak ve anlatmak
gerekiyor. İletişimi doğru ve iyi
kurmak önemli.
Anlatmak istediğim önemli
bir konu var ve ne kadar çok
insana ulaşırsam o derece de
başarılıyım
Sosyal
medya ile
Post
Büyücüsü
BURÇİN YAŞAR ÜNER
Sosyal Medya Uzmanı
burcin.uner@nyxmag.com
gelişim
zamanı
İnsanlar sosyal varlıklardır. Hayatımızı sağlıklı
sürdürebilmek için arkadaşlıklar kurmaya ihtiyaç
duyuyoruz. Arkadaşlıklarımızın başka bir ifadeyle
bağlantılarımızın gücü, zihinsel sağlığımız ve
mutluluğumuz üzerinde büyük etkiye sahip.
Sosyal bağlantılar kurmak stresi, kaygıyı ve depresyonu
azaltırken, özgüveni, mutluluğu ve pozitif düşünmeyi
arttırıyor.
Artık internet çağında yaşıyoruz ve birbirimizi bulmak,
bağlantı kurmak için çok çaba harcamamıza da gerek yok.
Facebook, Instagram, Twitter, Linkedin gibi sosyal medya
platformları bu konuda işimizi oldukça kolaylaştırdı. Tabii ki
her birinin faydaları olsa da, sosyal medyanın hiçbir zaman
gerçek dünya insan bağlantısının yerini alamayacağını
unutmamak önemli. Çünkü sosyal medyanın olumsuz
etkileri tam da burada başlıyor. Dijital platformlardaki
bağlantılarımız ne kadar güçlü olsa da yüzyüze iletişim
kurma ihtiyacımızı tam olarak karşılaması mümkün değil.
Bu yüzden ölçüyü kaçırmamak, hassas dengeyi bulmak çok
önemli.
Peki dengeyi bulduğumuz zaman sosyal medya bize neler
katabilir dersiniz?
NYX
130
Post Büyücüsü
PANDEMİ DÖNEMİNDE SOSYAL MEDYANIN
OLUMLU KATKILARINI KEŞFEDİN
İYİ Kİ VARSIN
SOSYAL MEDYA
01.
İLHAM AL
Akışta öylesine gezinirken ilham
verici hikaye ya da postlarla ne kadar
sıklıkla karşılaştığınızın farkında
mısınız? Bu işinizle ilgili daha önce sizin
aklınıza gelmemiş bir fikir de olabilir,
henüz keşfedilmemiş güzel bir mekan
ya da kitap da olabilir. En güzel
örneğini ise geride bıraktığımız birkaç
ayda yaşadık. Pandemi yüzünden
birden evlerimize kapandık ve şimdiye
kadar evde hiç bu kadar uzun zaman
geçirmemiş insanlar olarak, neler
yapabileceğimizi sosyal medya üzerinden
birbirimizden öğrendik
02.
BAĞLANTIDA
KAL
Sosyal medyanın ortaya çıkış amacı zaten
bizi birbirimize bağlamak. Tanıdığımız
ya da tanımadığımız insanlarla bağlantı
kurabilmek artık çok daha kolay. Facebook
ilk çıktığı zamanlar hangimiz ilkokul
arkadaşlarımızı aramadık? (ve bulduk da!)
Sosyal medya sayesinde en sevdiğimiz
oyuncuya anında mesaj atabiliyoruz.
Sokağımızda aksayan bir hizmeti belediyeyi
etiketleyerek twitleyebiliyor ve
çözümü hızlandırabiliyoruz. Peki ya her
8 saniyede bir,1 kişinin Linkedin üzerinden
işe alındığını biliyor muydunuz? Evet
sosyal medya artık bağlantı kurmanın en
kolay yolu
NYX
131
İLHAM AL, ÖĞREN, UYGULA
03.
PARA KAZAN
İster küçük bir işletmeniz ya da
bloğunuz olsun, ister dünya çapında
bir şirketiniz, sosyal medya sayesinde
daha fazla gelir elde edebilirsiniz!
Direk ürün satışı yapabileceğiniz
gibi, takipçi sayınıza bağlı olarak
markalarla işbirliği yaparak da para
kazanabilirsiniz. İnsanların %62’si,
bir ürünü ya da markayı hikayelerde
gördüklerinde daha çok ilgilerini
çektiklerini söylüyor. İsterseniz sosyal
medyayı yalnızca internet sitenize
daha fazla insan çekmek için de
kullanabilirsiniz.
04.
FARKINDALIĞI
ARTIR
Sosyal medya, bir konu hakkında
farkındalık yaratmak için harika bir
yerdir. Dikkat çekmek istediğiniz konu
ne olursa olsun kısa sürede büyük
kitlelere ulaşabilir, sizinle aynı fikirde
olanların desteğini alabilirsiniz. En
iyi örneklerinden birini geçtiğimiz
günlerde yaşadık. Kadına şiddete
karşı dikkat çekmek isteyen kadınlar
olarak siyah -beyaz fotoğraflarımızı
arkadaşlarımızı da etiketleyerek
paylaştık ve Türkiye’de başlayan
akım dünyaya da kısa sürede yayıldı.
Böylece İstanbul Sözleşmesi’nden
henüz haberi bile olmayan insanlar
da haberdar oldu ve desteklediklerini
belli etti.
NYX
132
Post Büyücüsü
05.
HABER AL
Eskiden haber alma kaynaklarımız gazete, televizyon ve radyoydu.
Şimdi ise en hızlı haber alma kaynağımız sosyal medya. Kullanıcılar
sosyal medyada haberi sadece okumakla kalmıyor, aynı zamanda
canlı canlı hikayelerin paylaşılmasına da katılıyor. Dolayısıyla sosyal
medya, anlık haberleri geleneksel haber kaynaklarından daha hızlı
servis ediyor, ancak trol hesaplar yüzünden çoğu zaman haberin
doğruluğunu ispatlama ihtiyacı da doğmakta. Bu yüzden güvenilir
hesapları takip etmekte fayda var.
...
Sonuç olarak sosyal medyayı
bilinçli kullandığımız zaman
bize kattıklarıyla hayatımızı
hem kolaylaştırabiliyor hem de
renklendirebiliyoruz.
Bundan neden
mahrum kalalım ki?
06.
ÖĞREN
Sosyal medya sayesinde yeni bir beceri kazanmak, eski
becerileri geliştirmek veya kariyer yollarını tamamen
değiştirmek mümkündür. Tek yapmanız gereken, ne
öğrenmek istiyorsanız arama kısmına yazıp karşınıza
çıkan hesapları ve postları incelemek. Aramızda
son birkaç ay içinde Youtube’dan video izleyerek,
evde ekmek pişirmeyen yoktur herhalde (tamam en
azından denedik diyelim)
Philippe Sadre
Calico Cat Cafe:
Reşit Galip Cad. No:59/1 GOP Ankara
Tel: (0312) 926 74 35
Röportaj
Philippe Sadre
Calico Cat Cafe
Calico Cat Cafe'nin sahibi Philippe Sadre İran asıllı bir
Fransız vatandaşı. Son 10 yıldır zamanının yarısını Tükiye'de,
yarısını da Fransa'da geçirmiş. Türkiye'yi kültürel olarak
kendi kültürüne yakın bulduğu için Ankara'da yaşamaya karar
vermiş,..
NYX
134
Başka ülkelerde örneklerini
sıkça gördüğümüz, ülkemizde ise
ilklerden biri, kedili cafe:
Calico Cat Cafe
Röportaj
Calico Cat Cafe kedicilerin bir arada vakit geçirip, kedi sevebilecekleri bir yer değil yalnızca. Aynı zamanda isterlerse
kedi sahiplenebilecekleri bir mekan. Mekan sahibi Philippe Sadre, kendisinin de bir hayvan sever olduğunu ve burayı
açarken ilhamını üç renkli kedilerden aldığını söylüyor. Özel tarifleri olan içeceklerinizi yudumlarken kendinizi evinizde
çok sevdiğiniz kedilerinizle birlikte vakit geçiriyormuş gibi hissedeceksiniz. Kedisinden uzak olup onu özleyen, henüz
bir kedi sahiplenememiş olan veya hiç sahiplenemeyecek olmaktan korkan kediciler, çıkıp çıkıp Calico Cat Cafe’ye
koşun. Birbirinden güzel lezzetler ve kediler sizi bekliyor olacak.
Röportaj: Sevil Balaban / sevil.balaban@nyxmag.com
Kedilerin olduğu bir kafe
açma fikri nasıl ortaya
çıktı?
Son 10 yıldır bir NGO şirketinde
çalışıyordum. İşim nedeniyle
çok fazla seyahat ediyordum.
Bu da hayatımda çok fazla stres
yarattı ve sonunda işimi bırakıp
biraz dinlenmeye karar verdim.
Hayatımda hep insanlara
hizmet etmek istedim. Yemek
yapmayı ve bir şeyler yapmayı
seviyordum, ayrıca hayvanları
da seviyorum. Bu üç fikri nasıl
karıştıracağımı düşünüyordum
ve sonra CALICO CAT CAFÉ
projesi oluştu. Elbette fikir yeni
değil, son zamanlarda dünyada
nadir de olsa kedi kafeler var
ve şimdi Türkiye'de de bir tane
oldu.
Neden kedili cafe?
Tarihe bakarsanız, hemen
hemen her kültürde kedilerin
çok yüksek pozisyonlara sahip
olduğunu görürsünüz. Hatta
bazı kültürlerde Tanrı olarak
tapılmaktadır. Biz de kedinin bu
özel konumunu misafirlerimize
aktarmak istedik. Kafemizde
bulunan yağlı boya tablolarımızı
da bu tarihçeyi anlatan
resimlerden seçtik. Kafede
Mısır'daki BASTED Bereket
Tanrısı ve kuzey mitolojisinde
Bereket Tanrıçası Freya'nın
resimlerini görebilirsiniz.
Kediler burada kafede mi
yaşıyor, yoksa gün içinde
gelip giden kediler mi?
Kafemizin diğer kafelerden
farkı tam da bu, kedilerimiz
kafemizde yaşıyorlar. Hatta bir
kafeden çok, burası onların evi.
Ayrıca onlar için bodrumda özel
bir oda da yaptık. Eğer isterlerse
kafede kalmıyor, evlerine girip
dinleniyorlar.
Spesiyaliniz var mı?
İlk defa gelenler neyi
mutlaka denemeliler?
Tarifleri bizde saklı
kokteyllerimiz var. En çok
beğenilen 3 tanesi; Savannah,
Habeş ve Chinchilla. İlk kez
gelecek olan misafirlerimizin de
çok beğeneceğinden eminiz.
Konseptiniz
müşterileriniz tarafından
nasıl karşılanıyor?
Görünüşe göre müşterilerimiz
konsepti çok sevdi. Kedilerimiz
burada kendilerini güvende
hissedip müşterilerimizi
sevdikçe, müşterilerimiz de
sadece yiyecek ve atıştırmalıklar
için değil, aynı zamanda
kedilerimizle sosyalleşmek,
biraz sevgi görmek ve sevgi
göstermek için de gelmeye
başladılar.
Kafede yaşadığınız,
anlatabileceğiniz ilginç
bir olay var mı?
Biliyorsunuz 7/24 kedilerle
yaşarken başınıza pek çok
ilginç şey geliyor. 8 Ağustos
Dünya Kedi Günü benim
için sürprizlerle dolu bir gün
oldu. Hamile olduğunu henüz
10 gün önce keşfettiğimiz
bir kedimiz vardı. O gün
rezervesyonlu müşterilerimiz
için hazırlık yapıyorduk. Tüm bu
koşturmacanın içinde oldukça
yüksek bir ses duydum ve
kedi odasına koştum. Yerde
ilk kez yeni doğmuş yavru bir
kedi gördüm. Anne kedinin
bebeğine olan sevgisi ve
o süreç inanılmazdı… Asla
unutmayacağım bir andı.
NYX
135
Aşk
Pandemiyi
Vizesiz
Dünya
Yendi
Ama…
O. SUAT ÖZÇELEBİ
Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri
Kurucusu ve Sözcüsü
Siyasal İletişim Danışmanı
suat.ozcelebi@nyxmag.com
Koronavirüs tüm dünyayı esir almış durumda.
Ve bu durumdan en çok seyahat eden insanlar,
gezginler ya da seyahat etmek zorunda
olanlar etkilendi. Artık birçok ülke kapı duvar
biçiminde. Pandemi bir türlü durulmadığı için
de ülkeler sınırlarını hala çok sınırlı sayıda
ülkeye, insana açmış durumda. Üstelik bunun
bir garantisi yok, her an izinli ülke listeleri değişebiliyor.
Örneğin aylardır Türkiye’de AB’ye gitme şansı yok ve
gelecek aylar da umut vermiyor.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Ağustos ayında aldığı bir
kararda üye ülkelerden seyahat kısıtlamalarını partnerler
için gevşetmelerini istedi. Buna Fransa ve Almanya’dan
pozitif yanıtlar geldi. Almanya İçişleri Bakanı Horst Seehofer
de seyahat kısıtlamalarının evli olmayan partnerler için
kaldırıldığını açıkladı. AB vatandaşlarının ya da AB içinde
oturma izni olanların AB dışında ikamet eden partnerlerinin
gelebilmesine izin verildi. Ancak bu karar bile kolay alınmadı.
Komisyon bu kararı sosyal medyada “Aşk, turizm değildir”
sloganıyla başlatılan etkili bir sosyal medya kampanyası
nedeniyle aldı.
NYX
136
Vizesiz Dünya
Fakat bu izin öyle çok şarta bağlı ki kapsamı kuşku
uyandırıyor. Örneğin Almanya’ya seyahat etmek
isteyen partnerlerin vize alabilmesi için uzun
süreli bir birlikteliğin ve daha önce en az bir kere
Almanya’da görüşmüş olmanın yetkili makamlara
belgelerle ispatlanması şart. Almanya’da ikamet eden
tarafın yolladığı davetiye, ilişkinin varlığını belirten
ortak bir deklarasyon, daha önce birlikte seyahatleri
ya da buluşmaları gösteren pasaport pullarının,
seyahat dokümanlarının ve uçak biletlerinin
sunulması da seyahat iznini almak açısından önem
taşıyor.
Her şey bir yana “Aşk”, sınırlı da olsa pandeminin her
ülkeye ördürdüğü seyahat özgürlüğü duvarını, AB
içinde biraz olsun yıktı. Ama hala birçok ülke kısmi
olarak öğrenciler dışında bilim insanlarının eğitim,
araştırma çalışmaları, sağlık sorunları olanların,
ticari/ekonomik faaliyetlerin sürdürülebilirliği için
vize ve seyahat izinlerini vermiyor. Milyonlarca
insan yurt dışına adım atabilmek için elçiliklerin vize
koşullarıyla ilgili haberlerine kilitlenmiş durumda.
2020 kışı pandeminin 2. Dalga
riskiyle birlikte sürmesi nedeniyle
seyahat özgürlüğü için de gerçekten
çok çetin geçecek.
Seyahat özgürlüğümüz bugüne
kadar dünya çapında hiç bu kadar
kısıtlanmamıştı.
NYX
137
Vizesiz Dünya
HEM GEZEN HEM OKUYAN…
VİZELER HAYAL OLDU
NYXmag’in ilk sayısında “Pandemi vizeleri yedi
mi?” diye bir soru sormuştuk. Seyahat Özgürlüğü
Gönüllüleri olarak bu konuda özellikle Alman basınına
yaptığımız açıklamaları paylaşmıştık. Geçen ay bu
konudaki çalışmalarımızı sürdürdük, bu kez Köln
Radyosun’da konuyu gündeme getirdik. Ancak ne
Almanya ne de Avrupa Birliği konu hakkında bir adım
atmadı. Sadece belli ülkeler D tipi öğrenci vizelerinde
adım attılar ama C tipi özellikle turistik vizeler
konusunda bir gelişme yaşanmadı.
Bu sayıdan itibaren bu köşede sizlere seyahat
ile ilgili yeni kitap, araştırma, film ve benzeri
yayınlardan bahsedeceğim. Yolu bilen, yoldan
söz eden, seyahatin izlerini bir şiire, denemeye,
fotoğraflara aktaranların bizi de yoldan çıkarmaya
çalışanların yapıtlarından küçük alıntılar, sözler,
haberler…
Ekim ayına bırakılan yeni vize, seyahat sınırlamaları
kararlarında yeni bir gelişme yaşanmadı. Salgının
birçok ülkede hız kazanması sınırlamaların
kalkabileceği yolundaki umutları yılbaşı sonrasına
erteliyor.
Özellikle daha önce vize almış ancak getirilen
seyahat kısıtlamaları ve yasaklar nedeniyle süresinde
vizelerini kullanamamış insanlar şu anda kimsenin
gündeminde değil. Ne vizelerin uzatılması ne
ödediğimiz vize harçlarının geri ödenmesi ne de yeni
sürelerle vizelerin tekrar kullanılabilmesi gibi konuları
konuşacak aşamaya bile gelemedik.
Yani AB Komisyonu’nun genel eğiliminde hala bir
değişiklik yok. Schengen vize harçlarının alınmaması
ve pandemi süresi kadar vizelere ek yapılması gibi
konuların tartışılacağı bir noktaya maalesef gelemedik.
Şu anda manzara gösteriyor ki; vize bürosu harçlarını
yine ödeyecek, Covid-19 nedeniyle belki yeni
formlar, bürokratik engellerle karşılaşacağız. Kısacası
vize başvurusu için bütün o bilgi ve belgeleri yine
toparlayacağız.
Söz edeceğim ilk kitap Bülent Eczacıbaşı’na ait:
YOLDAN
Kitapta yer alan fotoğraflar Bülent Eczacıbaşı
tarafından Kasım 2015 – Ocak 2020 tarihlerinde
çekilmiş. Seyahatin, yolda olmanın ne olduğunu,
bize nasıl bir bakış açısı kazandırdığını bu çok güzel
“yoldan” fotoğraflarla aktarıyor Eczacıbaşı.
İbn Batuta’nın yüzlerce yıl önce dile getirdiği
“Yolculuk, insanı önce sözsüz bırakır, sonra bir
hikaye anlatıcısına dönüştürür.” sözünün izini de
sürmüş Eczacıbaşı kitabında. Fotoğrafların bir insanı
nasıl bir hikaye anlatıcısına dönüştürdüğünü, her
fotoğrafın aslında kendi hikayesini nasıl kurduğunu
görmek ayrı bir zevk veriyor. Yoldan’ı tüm
seyahatseverlere, gezginlere öneriyorum.
Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri olarak bu konuya
ilgimizi sürdüreceğiz. Bu konuda yapılacak tüm
başvuru ve haberleri sizlerle paylaşmaya devam
edeceğiz
NYX
138
NYX
139
Meditasyon:
Namaste
FULYA YARAŞAN
Mindfulness Temelli Yoga Egitmeni
fulya.yarasan@nyxmag.com
kendime ait bir oda değil,
kendime ait
bir sığınak
Sessizce oturup aydınlanır mı insan? Bağdaş
kurup oturup susmak nasıl mutluluk getirir
ki? Yogaya başlamadan yani meditasyonla
tanışmadan önce aklımda olan sorular bunlardı.
Yoga yapmaya başladıktan sonra meditasyonla
tanıştım ve yoganın, meditasyonun fiziksel hali
olduğunu sonradan öğrendim. Meditasyona
önceleri sorularımdaki kadar önyargılı ve mesafeli olan bakış
açım zamanla benim sığınağım diyeceğim noktaya geldi. O
sığınak aslında yine ben’dim.
Çağımızın en büyük bilgelerinden biri olarak kabul
edilen Sri Nisargadatta Maharaj, Ben O’yum kitabında
meditasyonun amacını anlatırken “ Meditasyonun temel
amacı içsel hayatımızın bilincine varıp, ona aşina olmamızdır.
Nihai amaç, hayatın ve bilincin kaynağına erişmektir.
Ayrıca meditasyon uygulaması karakterimizi derin bir
biçimde etkiler. Biz bilmediklerimizin esiri, bildiklerimizin
efendisiyiz. İçimizde her ne kusur ya da zayıflık keşfeder ve
onun nedenini ve işleyişini anlarsak, bunu biliş yoluyla onu
yenebiliriz; bilinçsiz olan bilinç düzeyine çıkarıldığında yok
olur. Bilinçsiz olanın yok olması enerjiyi serbest bırakır; zihin
kendini yeterli hisseder ve sessizleşir. Zihin sessizleştiğinde
kendimizi saf tanık olarak biliriz. Sessizce oturup kendinizi
izlediğinizde, her türlü şey yüzeye çıkabilir. Onlarla ilgili hiç
birşey yapmayın, onlara tepki göstermeyin; geldikleri gibi
gideceklerdir. Önemli olan tüm şey, kendinizin daha doğrusu
zihninizin tamamen farkında olmanızdır “ diyor ve hepimizin
istediği berrak bir zihin ve temiz bir kalp için çaba göstermek
gerektiğini ve aslında tüm ihtiyacımızın sessiz bir uyanıklığı
koruyarak, kendi gerçek doğanızı araştırmak olduğunu
söylüyor.
NYX
140
Namaste
Amacı bu, peki meditasyon nedir? Meditasyon
kendinle buluşma, kendini regüle etme ve anlamaya
yönelik bir uygulama. Meditasyon anda mevcut
olmayı, o an hangi duygu ya da düşünce gelirse
gelsin onunla kalabilmeyi deneyimleme. Ve düzenli
uygulandığı takdirde 8 haftada beynin yapısını
olumlu yönde değiştirmeyi sağlayan bir yöntem.
Bunu söyleyense sadece kadim bilgiler değil; aynı
zamanda bilimsel çalışmalar.
Sara Lazar Harvard Tıp Okulu ve Massachusetts
General Hospital’da sinirbilim alanında çalışan
bir bilim insanı. Kendi anlatımıyla yoga ve
meditasyona bakışı şöyle: Yoga eğitmenim, yoganın
merhametimizi artıracağını ve kalbimizi açacağını
iddia etti. Düşündüm, ”Evet, evet sadece gerilmeye
geldim.” Ancak daha sakin olmaya başladım, daha
zor durumlarla baş edebildim, daha merhametli
ve açık kalpli davrandım ve başkalarının bakış
açılarından görebiliyordum. Belki sadece plasebo
etkisiydi. Fakat bilimsel literatür araştırması yaptım
ve meditasyonun stres, depresyon, endişe, ağrı ve
uykusuzluğu azalttığına ve artmış bir yaşam kalitesi
ile ilişkili olduğuna dair kanıtlar gördüm.
Bu noktada, moleküler biyoloji alanındaki doktora
çalışmalarımı yapıyordum. Bu yüzden bir doktora
sonrası araştırma yapmaya başladım.
NYX
141
Hissettiğin duyguları reddetme,
yargılama, yargısız bir dikkatle
sadece nefesini izle.
8 hafta sonunda iki grubun beyin hacimleri arasında
5 farklı bölgede farklılıklar bulduk. Meditasyonu
öğrenen grupta 4 bölgede yoğunlaşma tespit ettik.
1- Bilinç akışı ve öz farkındalık ile ilgili olan posterior
singulat kortekste.
2- Öğrenme, bellek, duygusal düzenleme ve
algılamaya yardımcı olan sol hipokampüste.
3- Temporal parietal kavşak (TPJ) denilen merhamet,
persfektif alma ve empati ile ilişkili bölgede.
4- Düzenleyici nörotransmitterlerin çoğunlukla
üretildiği beyin sapının Pons adı verilen alanında.
Genel olarak beynin “savaş ya da kaç” tepkisi ile ilgili
amigdala bölgesi endişe, korku ve streste önemli
rol oynar. Bu alan farkındalık temelli stres azaltma
programı uygulanan grupta daha da küçüldü. Ayrıca
amigdalada değişim stres seviyesinin azalması ile
bağlantılıdır.*
Özetle Sarah Lazar beynimizin oluşumunun çocukken
tamamlandığı ve nasıl şekil aldıysa öyle kalacağı tezini
yıkan o şahane haberi veriyor ve “Meditasyonun 8
hafta içinde beynimizi olumlu yönde değiştirdiğini ve
mutluluğu arttırdığını MR sonuçlarından görebiliriz“
diyor.
Meditasyon
yapalım, peki nasıl,
ne kadar?
Sara Lazar’ın bu soruya cevabı: “ Oldukça değişken.
Bazı günler 40, bazı günler 5 dk. Bazı günler hiç.
Egzersiz yapmaya oldukça benzer. Haftada 3 defa
egzersiz harikadır. Fakat yapabildiğiniz günde birazdır,
bu da iyidir. Eminim daha fazla çalışsaydım, daha
fazla fayda görürdüm. Beynimde değişim olduğu veya
olmadığı hakkında bir fikrim yok. İşe yarıyor ve benim
için geçerli olan da bu.”
*http://noroblog.net/2017/03/23/meditasyon-beyninizi-nasil-degistiriyor/
NYX
142
Meditasyona başlarken
Sessiz, rahat size ait bir alan:
Evde kimsenin olmadığı bir oda, parkta bir bank, ofiste
boş bir toplantı odası, neresi olursa.
Size ait bir zaman dilimi:
Hepimizin kendisiyle kalabildiği anlar başka. Uykuya
geçmeden önce, sabah uyanıp yola düşmeden önce ya
da işyerinde kendine verdiğin bir molada.
Başlangıç için 15 dakika yeterli ama belki bir gün
15 dakikayı geçebilir, diğer başka bir gün 5 dakika
yetebilir. Çok yoğun duygular hissettiğin bir gün hiç
oturamayabilirsin de. Hepsi doğru, hepsi yeterli.
Namaste
- Meditasyona başladıktan sonra bedenin hareket
etmesin, hareket bitsin ki zihnini duymaya başla.
-Gözler kapalı, rahat bir oturuşta nefesini izlemeye
başla. Nefesini izlerken zihnin çalışmaya devam
edecek, düşünceler gelecek. Düşünceleri gör ve
yeniden nefesini izlemeye dön. Bir süre sonra
tekrar düşünce gelebilir, onu hikayeleştirme, sadece
nefesine dön.
Hissettiğin duyguları reddetme, yargılama, yargısız
bir dikkatle sadece nefesini izle.
Başlangıçta 5 dakika bile yeterli, yeter ki kendinle
buluşmaya gün içinde 5 dakika bile olsa ayırmaya niyet
et. “İyi düzenlenmiş, yararlı bir yaşam sürerek kendini
zi arındırın. Düşüncelerinizi, duygularınızı, sözlerinizi
ve eylemlerinizi izleyin. Bu sizin görüşünüzü
berraklaştıracaktır. İçinize yönelin ve ne olmadığını
keşfedin.” diyen Maharaj’a cevap Mevlana’dan
Konuk Evi şiiriyle gelmiş sanki. Bize düşen binlerce
yıllık kadim bilginin ve bilimsel çalışmaların dediğini
yapmak düşüyor. Gün içinde belki 5 belki 10 dakika
kendimizle kalıp, sessizce nefesimizi dinlemek, sonra
neler olduğunu şaşkınla izlemek; belki de otursam
kendimi ne olacak dediğin o 5-10 dakikanın 24 saatini
değiştirecek gücü veren güvenli sığınağın olacak.
KONUK EVİ
Rahat bir oturuş:
Bağdaş pozisyonunda oturabilirsin, koltukta ya da
sandalyedeysen de yapabillirsin. Sırtını yaslamak
daha rahat hissettiriyorsa yasla.
Aslında meditasyon bedeninin hangi pozisyonda daha
rahat oturduğunu araştırırken, oturuşunu değiştirip
yerleşmeye çalışırken başlıyor. Çünkü meditasyon
oturuşuna yerleşmeye başladığın an, bedenindeki
duyumları dinlemeye başladığın an.
- Gözler mümkünse kapalı ama gözlerinin kapalı
kalması senin için çok zorlayıcıysa gözler yerde sabit
bir noktada kalsın, gözkapakların ağır.
Bu insanoğlu bir konuk evidir.
Her sabah yeni biri gelir.
Bir sevinç, bir bunalım, bir rezillik,
Bazen bir an süren farkındalık bir konuk gibi beklenmedik.
Onların hepsini karşılayın ve ağırlayın.
Bir kalabalığı olsalar bile kederlerin, evinizi şiddetle
süpüren onu boşaltan döşemelerinden,
Gene de, her konuğa şerefle davranın.
O sizi boşaltıyor olabilir bir takım yeni lezzetler için.
Karanlık düşünce, utanç, hainlik,
Kapıda karşılayın onları gülerek,
Ve içeriye davet edin.
Minnet duyun kim gelirse gelsin,
Çünkü onların her biri gönderilmiştir
Bir kılavuz olarak öteden.
MEVLANA
Kitap önerisi:
Pema Chödrön- Belirsizlik ve Değişimle Birlikte Güzel Bir Hayat
NYX
143
Bitkilerin
Gücü
Fitosağlık
DR. YASEMİN AYDIN
Fitoterapi ve Akupunktur Uzmanı
yasemin.aydin@nyxmag.com
Hepimiz parıldayan, genç bir cildimiz olsun
isteriz. Bunun birçok yolu var. Bu sayıda
sizlere genelde hepimizin duyduğu ama
faydaları konusunda yeterince bilgi sahibi
olmadığımız bitkileri anlatacağım.
Bitkilerin gücü ile daha genç ve daha canlı
bir görünüme sahip olmak hayal değil.
Ama öncelikle cildinizi gençleştirmek için uymanız
gereken bazı basit ama etkili kurallar var.
• Düzenli aralıklarla bol su için.
• Günlük kahve tüketiminizi azaltın.
• Şeker ve karbonhidrat tüketiminizi azaltın.
• Taze meyve ve sebze tüketiminizi arttırın
• Sigarayı bırakın. Sigara, birçok zararlı etkisinin yanında
cildinizin yaşlanmasını da hızlandırır.
• Güneşe çıkmadan önce koruyucu kreminizi sürmeyi
unutmayın.
• Günde en az 7 saat uyuyun.
• Stresinizi azaltmanın yollarını bulun. Kendinize zaman ayırın.
Yoğun stres altında hissediyorsanız bir uzmandan destek alın.
• Hafif egzersizler yapın. Egzersizler, cildinize iyi gelirken, aynı
zamanda stresinizi azaltmanıza yardımcı olabilir.
• Cildinizi her gün temizleyin. Cilt temizliği, cildin yenilenmesi
ve genç görünümü için çok önemlidir.
NYX
144
Fitosağlık
Cildiniz için bitkilerin gücünden
faydalanın...
Mısırlıların “ölümsüzlük bitkisi”
Mısırlıların “ölümsüzlük
bitkisi” aloe vera, cilde
faydasından dolayı artık
Aloe
birçok dermokozmetik
ürünün bileşiminde yer alıyor.
Vera
Aslında aloe verayı evde
yetiştirmek ve yaprağının
içerisindeki jeli çıkarıp,
cilde sürerek kullanmak çok
kolay. Aloe vera, ölü derinizi
temizlemenize yardımcı olur
ve cildin yaşlanmasını önler.
Cildi rahatlatması, nemlendirmesi ve cildin iyileşme sürecini
hızlandırması bilinen etkilerinden ama aloe veranın cilt için
başka faydaları da var. Basit yanıklarda yanan bölgeye günde
3 defa aloe vera jeli sürerek hızlı iyileşme sağlayabilirsiniz.
Güneş yanıklarını engellemez, ancak oluşması halinde güneş
yanıklarınızı da yatıştıracaktır.
Kuru ciltler, egzema ve sedef şikayetlerinizi hafifletmek için
de aloe verayı tercih edebilirsiniz.
Güçlü bir omega 7 kaynağı
YABANİ İĞDE YAĞI
Uzakdoğunun geçmişten gelen değeri, yabani iğde
(Hippophae Rhamnoides) meyvesinden elde edilen bu
yağ, güçlü bir omega 7 kaynağı. İçerdiği omega 7 başta
olmak üzere omega 6, vitamin E ve C sayesinde kuvvetli bir
antioksidan ve cilt problemlerinde çok güçlü bir savaşçı.
Cildinize kolayca nüfuz edebilme özelliği ile birlikte, kan
dolaşımınızı güçlendirerek cildinizin oksijenlenmesini
kolaylaştırır ve toksinleri uzaklaştırır.
Omega 7, kolajen üretiminizi arttırarak cildinizin
yenilenmesini sağlar ve kırışıklıklarınızı giderir.
Ayrıca iyi bir nemlendirici olarak da kullanabilirsiniz.
NYX
145
Akşamları hazırladığınız mayıs papatyası
(Matricaria recutita) çayınızı
yudumlarken, sindirime yardımcı ve
sakinleştirici etkilerinden faydalanabilir,
uyku kalitenizi arttırabilirsiniz. Çayın
bir kısmını da ayırıp cilt bakımınızda
kullanabilirsiniz.
Mayıs Papatyası
ile Yorgun
Göz Çevrenizi
Canlandırın
Mayıs papatyası, özellikle kuru ve hassas ciltler için
kullanıma uygun. Cildinizi yatıştırır, yeniler, arındırır
ve kırışıklıklarınızı azaltmanıza yardımcı olur.
Ayrıca, soğuttuğunuz papatya çayı torbalarını,
gözünüzün üzerinde 15 dakika bekleterek yorgun göz
çevreniz için kullanabilirsiniz.
Kaynayan suya eklenen papatya buharını yüzünüze
uygulayarak cildinizi rahatlatabilirsiniz.
Ancak, mayıs papatyasını güvenilir yerlerden almak
önemli. Çünkü gözle ayırt edilemeyecek benzerlikte
olan birçok bitki çeşidi papatya olarak adlandırılıyor.
İstenen etkiyi elde etmek için gerçek papatya
kullanmak önemli. Olası zararlı etkilerden kaçınmak
için gerçek papatyayı güvenilir markalardan almak
gerekiyor.
NYX
146
Fitosağlık
Sarı Kantaron ile
Hücrelerinizi Yenileyin
Sarı kantaron (Hypericum
perforatum) çiçeklerinin saf
zeytinyağında bekletilerek
hazırlanan özütü yüzyıllardır yara ve
yanık tedavisinde kullanılıyor. Sarı
kantaron, yara iyileştirici etkisinin
yanında hücre yenilenmesini de
destekler ve hızlandırır. Bu yolla
yaşlanma belirtilerini geciktirir
ve cildin elastikiyetini arttırmaya
yardımcı olur. Aynı zamanda
cildinizdeki yara ve sivilce izlerinin de
hızla kaybolmasına ve cilt tonunuzun
eşitlenmesine yardımcı olarak
cildinizin güzel görünmesini sağlar.
Papatyada olduğu gibi, aynı
familyada benzer birçok bitki olduğu
için sarı kantaronun da diğerleriyle
karışma tehlikesi var. Güvenilir
yerden almanız bu nedenle önemli.
Yeşil Çay
cildinizdeki elastikiyet kaybı,
kırışıklık ve renk eşitsizliği ile
savaşın.
Günlük içtiğiniz yeşil çay (Camellia sinensis) sizi sadece fit
tutmayacak, aynı zamanda cildinizi de parlatacak. Cildinizin
güzelliği için, yeşil çayı içerek veya cildinize sürerek
faydalanabilirsiniz. Yeşil çay, ciltte elastikiyet kaybı, kırışıklık
ve renk eşitsizliği ile savaşmanıza yardımcı olur. Ayrıca, yeşil
çayı dondurarak yaptığınız buz küplerini özellikle göz çevresi
şişliğinin azaltılması için kullanabilirsiniz.
Yeşil çayın başka faydaları da var. Yeşil çay içerisinde güçlü
antioksidanlar mevcut. Bu antioksidanlar sayesinde, serbest
radikallerin uzaklaştırılması, kanserin önlenmesi ve obezite
kontrolüne yardımcı olurken, kalp koruyucu, diyabet önleyici
ve yaşlanma karşıtı özelliklerinden de faydalanabilirsiniz.
NYX
147
NYX
148
NYX
149
Aranjör
Osman
Notaların
Peşinde
DAĞHAN SÜREK
daghan.surek@nyxmag.com
Çetin
ile işin
mutfağında...
Türkiye’nin en iyi aranjörlerinden, şarkılara
ruh veren, deyim yerindeyse hit şarkıların
oluşumunda önüne gelen malzemeyi bir chef
misali harmanlayıp ortaya çok iyi işler çıkaran
Osman Çetin ile beraberiz.
Hayatından bahsetmeni istesem,
müzik piyasasında tanınan biri olarak
tanımayanlar için de bize kendinden bahseder misin?
Osman Çetin kimdir?
Merhaba Dağhan. Ben de seninle bu röportajı yapmaktan
oldukça keyif alıyorum. Çocukluğumda babam Kemal Çetin
saz çalardı, o kadar güzel çalardı ki; müzik aşkı o zamandan
beri benim içimdeydi. İleriki zamanlarda karşılaştığım güzel
insanlardan çok şey öğrendim. Özellikle Ozan Çolakoğlu’nun
yanında piştim diyebilirim. Ozan Abi’den çok şey öğrendim.
Yeri geldi kayıt aldım, yeri geldi ses mühendisliği yaptım.
Zaten School of Audio Engineer (SAE) de ses mühendisliği
üzerine okudum.
Sonrasında kendi stüdyomu kurdum. Birçok dostumun
olumlu katkıları oldu bu süreçte ve tabi Soner
Sarıkabadayı’nın buradaki katkıları da azımsanmayacak
kadar çok. Her birine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
NYX
150
Notaların Peşinde
Önemli olan
eserin duygusunu
ortaya çıkarmak...
Bize biraz da işin mutfağından bahseder misin?
Öncelikle her projede gerçekten çok büyük emek
var, eser bize ham haliyle geldiğinde öncelikle eserin
duygusu ve anlatılmak istenen analiz ediliyor, burada
tabi solistin de düşüncelerine başvuruluyor, bundan
sonrası artık ilmek ilmek işlenen bir süreç.
Tabi bazen eserin aranjesine uyacak duygunun tam
olarak geçirilebilmesi için müzik enstrümanlari
kullanıyoruz, işinde usta sanatkârlar gitarda
Caner Güneysu, kemanda Mert Kemancı esere
enstrümanlarıyla daha da farklı bir hava katıyorlar,
enstrümanların kayıtları alınıyor.
Solist bu süreçte eserin okumalarına çalışıyor sonunda
en temiz okunma kayıtları alındıktan sonra mix ve
mastering süreci başlıyor. Burada bütün seslerin aynı
ahenkte olması için çalışmalar yapılıyor ve süreç bu
şekilde tamamlanıyor.
Artık çabuk tüketmeye alıştığımız bu dönemde
görüyorsun ne kadar çok emek var.
NYX
151
İdo Tatlıses, Soner Sarıkabadayı, Edis , İrem Derici
, Murat Boz ve ismini saymakla bitiremeyeceğim
bir çok sanatçıların hit olan şarkıların aranjesini
yaptın. Bu başarının bir parçası olarak Osman
Çetin’in eli değince nasıl bu kadar iyi işler çıkıyor?
Ben aranje yapan birçok arkadaşımı da çok başarılı
buluyorum. Herkesin lezzeti farklı benim bu başarıları
yakalamamdaki sebeplerden biri de solistle karşılıklı
isteklerimizi birbirimize çok güzel geçirebiliyoruz.
Yeri gelmişken o güzel eserleri bana güvenip teslim
etttikleri için her birine ayrı ayrı teşekkür ederim.
Aranje haricinde, besteci kimliğin de var Murat
Boz’un “Vazgeçmem” ve İrem Derici’nin “Ben Tek
Siz Hepiniz” şarkılarının hem aranjesi hem de
bestelerini yaptın. Besteci kimliğin hakkında ne
söylemek istersin ?
Murat Boz ve İrem Derici ile güzel bir projede
buluştuk. Murat Boz’un Vazgeçmem şarkısı benim
ilk beste deneyimlerimden o yüzden kendimi bir kez
daha şanslı görüyorum.
Bildiğim kadarıyla aranjörlerin bir meslek kuruluşu
tam olarak kurulmuş değil, burada tabi bu işin
mutfağında biri olarak hak kaybına uğruyorsunuz
bu konuda düşüncelerin nelerdir?
Aranjörlerin meslek birliğinin olmaması büyük
eksiklik. Umarım bununla alakalı daha hızlı sonuca
giden gelişmeler olur.
NYX
152
Notaların Peşinde
Yeni bir proje Galip Öztürk’le beraber feat
Osman Çetin “Kayboldum” şarkısının heyecanını
yaşıyorsun bize bu projeden de bahseder misin?
Sanırım bu featlerin devamı gelecek.
Galip’le çok güzel bir sinerji yakaladık, daha önceki
“Ah Beni Senden” şarkısının aranjesini de ben
yapmıştım. Dedik, neden bir de feat olarak bir çalışma
yapmıyoruz? Sonucunda ortaya çok güzel bir iş çıktı,
çok heyecanlıyım.
Daha önce de Serra Arıtürk’le beraber bir feat çalışma
yaptık. O da çok güzel bir çalışma oldu. Üretmeyi
seviyorum o yüzden bu gibi çalışmalarla sürekli
üretmeye devam.
Son olarak ses mühendisliği ya da aranjörlük
yapmak isteyenlere neler söylemek istersin?
Üretmekten vazgeçmesinler, yeniliklere açık, sürekli
öğrenmeye açık olsunlar. İnanıyorum ki, ileride
meslekten birçok arkadaşımız, bizi dünyada da temsil
edecek. Eğitim çok önemli. Bu işin eğitimiyle ve özgün
bir bakış açısı olduktan sonra başarı da geliyor.
Üretmeyi seviyorum
o yüzden sürekli
üretmeye devam.
Çok keyifli bir röportaj oldu teşekkür ederim…
NYX
153
Happily
Ever
Abroad
ASLI EREN ERYILDIR
ASLEN EDU Kurucusu
Yurtdışı Eğitim Uzmanı
asli.eryildir@nyxmag.com
Yurt dışında
üniversite
eğitimi
seçenekleri
Yabancı dİl öğrenmenİn
önemİnİ ve hatta dİlİmİzİ
en İyİ şekİlde öğrenmeNİn
yolunun yurt dışına
gİtmekten geçtİğİnİ artık
bİlİyoruz. Pekİ yurt dışına
sadece dİl öğrenmek İçİn mİ
gİderİz? Tabİİ kİ hayır. Yurt
dışında dİl eğİtİmİ dışında
da bİrçok eğİtİm seçeneğİ
bulunmaktadır...
• Üniversite eğitimi
• Yüksek Lisans Eğitimi
UNIVERSITY
• Sertifika ve Diploma Programları
• Lise Eğitimi
NYX
154
Happily Ever Abroad
Yurt dışında eğitim dediğimizde ilk akla gelen ülkelerimiz,
demirbaşlarımız İNGİLTERE ve AMERİKA. Özellikle de kurların
yükselmesiyle bu ülkelerde fiyatlar biraz daha yükseldi;
ama şunları biliyor muyuz?
İngiltere
İngiltere’ de lisans eğitimi 3 yıldır ve birçok
ülkeye göre daha az süre okuyarak masraflarınızı
düşürebilirsiniz. Aynı zamanda İngiltere size
okurken yasal olarak çalışma hakkı sunar ve
mezun olduktan sonra ülkede kalıp 2 sene kendi
alanınızda çalışma imkânınız vardır.
Amerika
Amerika’ da üniversitelere ek olarak
2 yıllık kolejler mevcuttur ve ön
lisans eğitiminizi iyi bir üniversitede
tamamlayabilirsiniz.
Böylece ilk 2 senenizi çok daha uygun
fiyatlarda okuyabilir, hatta bu süreçte
eğitim aldığınız kampüste çalışabilirsiniz.
Kanada
Kanada’ da kolej ve üniversite
sistemi vardır. Üniversiteler teorik
eğitim sunarken, kolejler pratik bir
eğitim sunar ve öğrenciyi çalışma
hayatına hazırlar. 2-3 yıl kolejde çok
daha uygun fiyatlarda eğitim alan
öğrenci, eğitim sonrasında + 3 yıl
Kanada’ da kalma ve çalışma hakkına
sahip olur ve sonrasında oturum
hakkı alabilmektedir.
NYX
155
Happily Ever Abroad
Bir diğer seçeneğimiz ise İRLANDA.
İngiltere’ de eğitim almak isteyen ama bütçeleri daha düşük olan öğrencilerimiz için
kesinlikle harika bir seçenek.
İrlanda
İrlanda’ da sterlin yerine Euro kullanılmaktadır.
Öğrenciler dil eğitimi ve üniversite eğitimi
süresince çalışabilmektedir ve okul fiyatları
kısmen daha uygundur.
Biraz da Avrupa’ya bakalım. Senelerdir birçok öğrencimin eğitim için gittiği ve hepsinin de
çok iyi eğitim alıp sonrasında güzel meslekler edindikleri… eğitim alırken de bütçe olarak
zorlanmayarak, keyifli bir eğitim hayatı geçirdikleri… POLONYA.
Açıkçası genelde öğrencilerimi gönderdiğim her ülkeyi kendim de ziyaret ederim ama Polonya
ve buradaki üniversiteleri ziyaret etmek ancak bu sene nasip oldu.
Kesinlikle umduğumdan fazlasını buldum!
Size gittikçe bütçeyi düşürdüm ve güzel haberler
verdim değil mi? O zaman gelelim Avrupa’ da
ücretsiz eğitim alabileceğiniz ülkelere…
mesela ALMANYA!
Polonya
Polonya’ da dünya sıralamasında ilk bine
girmiş birçok üniversite bulunmaktadır. Para
birimleri diğer para birimlerine göre çok daha
uygundur, yaşam şartları oldukça ekonomiktir.
Okul ücretleri yıllık 1500 Euro’ dan başlar.
Eğitim alırken çalışabilirsiniz ve Polonya bir
Avrupa ülkesi olduğu için eğitiminiz süresince
Avrupa’ da seyahat edebilirsiniz
Happily Ever Abroad
...ve diğer seçenekler
Yurt dışında üniversite
okuyabileceğimiz ülke
seçeneklerimiz bunlarla
kısıtlı değil… Hollanda, İtalya,
İspanya, Malta ve hatta Güney
Afrika olarak seçeneklerimizi
çoğaltabilir ve avantajlarımıza
yenilerini ekleyebiliriz…
Bu yazımın tatlı bir özetini
yapacak olursam; Yurt
dışında üniversite okumak
gerçekleştirebileceğimiz bir
hayal ve bu yolda size destek
olmak için buradayız.
Sınavı kötü geçen ya da
Türkiye’ de okumak istemeyen
öğrencilerimiz ya da çocuğuna
daha iyi bir gelecek sunmak
isteyen ebeveynlerimiz için bu
bilgilerin faydalı olduğunu canı
gönülden umuyorum.
Son olarak, üniversite
eğitimleri için tek başlangıcın
Eylül olmadığını ve artık birçok
ülkede farklı dönemlerde
de eğitimlerin başladığını
unutmayın ;) Ve de ne kadar
erken planlamalarınızı
yaparsanız, o kadar doğru
ilerleyeceğimiz aklınızın bir
köşesinde dursun. Bir sonraki
sayımızda görüşmek üzere.
NYX
157
Satın
Patili Köşe
SEVİL BALABAN
Hayvan Hakları Gönüllüsü
sevil.balaban@nyxmag.com
alma
Sahiplen
Hayvan bakımevi ve rehabilitasyon
merkezleri, devlet ya da özel kuruluşlar
tarafından işletilen, genellikle sokakta
yetişmiş, kayıp olmuş ya da sahipleri
tarafından dışlanmış hayvanlara sığınacak
geçici bir yer sağlamak için, genellikle 5199
sayılı kanun kapsamında belediyeler, bazen
de hayvan hakları savunucularının ve hayvan severlerin
desteğiyle kurulan yerlerdir.
Daha yavruyken, çocuklarına hediye olarak alınan kedi
ve köpekler, büyüdüklerinde ve bakımları zorlaştığında,
çoğunlukla evlerinden uzaklarda bir yerlere terkedilirler.
Buna vicdanı elvermeyen sahipleri varsa, iyi bakılacaklarını
düşündükleri “barınaklara” götürülürler. Oysa bilmezler ki,
belli bir sürede yeni yuva bulamayan hayvanlar kısırlaştırılıp,
çip veya küpe takıldıktan sonra belediyelerin besleme
yaptıkları noktalara bırakılırlar. Fakat çoğu oralardaki
hiyerarşide tutunamayıp, kendilerini sokaklarda bulurlar.
Halk arasında “barınak” olarak bilinen rehabilitasyon
merkezleri, cins olarak tabir edilen, bir petshoptan veya
üretim çiftliğinden alınan, heves kaybolduktan sonra da
buralara bırakılan hayvanlarla doludur.
NYX
158
Patili Köşe
Hassas bir hayvan sever olmadan önce bir çoğumuzun
yolu barınakları ziyaret etmekten geçer, barınaklara
ziyaretten sonra hayvanların bakımevlerinden
mümkün olan en kısa sürede sahiplendirilmeleri için
elimizden gelen her şeyi yapmaya çalışırız.
Bir defasında kendi gözlerimle tanık olduğum
“barınağa bırakma” olayı içimi kanatmıştı. Minicik bir
köpekti. Diğer köpeklerin arasına bırakıldığı sıradaki
korkusunu anlatmaya kelimeler yetmez. Sırtını tellere
dayamış, tir tir titriyordu. Uzaktan da tanıdığım sahibi
ile konuşmaya çalıştım, nedenini anlamaya çalıştım.
Hatta biraz fevri davrandım… Köpeğin sahibi ise,
kilitlenmiş gözleri ile köpeğine bakıyor ve bana cevap
vermek yerine ” Ben hepsinin ayrı ayrı bölmelerde
kaldığını zannediyordum” diyordu. O küçük köpeğe
nasıl yuva bulabiliriz diye arkadaşlarla konuşup,
hayvan daha fazla korkup psikolojisi bozulmadan
bir çare bulmaya çalıştık. İki saat kadar sonra başka
bir hayvan için tekrar barınağa gittiğimde genç
adamı orada gördüm. Gözyaşları içinde köpeğini geri
alıyordu. Her “barınağa bırakılma” olayı böyle mutlu
sonla bitmiyor maalesef.
NYX
159
Röportaj
Fevzi Uzun
Veteriner Hekim
NYX
160
Röportaj
Barınakların kuruluş amacı
sokakta bulunan hayvanların
tedavi ve kısırlaştırılmalarıdır.
Antalya Kemer Belediyesi Sahipsiz Hayvanlar Geçici Bakim Evi veteriner hekimi Fevzi Uzun ile
“barınakları” hakkında konuştuk.
Röportaj: Sevil Balaban / sevil.balaban@nyxmag.com
Bize biraz kendinizden
bahseder misiniz?
Veteriner hekim olmaya
nasıl karar verdiniz?
1983 yılında doğdum. 2007
yılında Ankara Üniversitesi’nden
mezun oldum. Çeşitli işlerde
çalıştıktan sonra 2014 yılı
ocak ayında Kemer Belediyesi
barınağında çalışmaya başladım.
Çocukluğumdan beri hayvanları
seviyorum. Hayvanlara olan
ilgim ve babamın önerisiyle
veteriner hekim olmaya karar
verdim.
Barınak hekimliğinin
serbest veteriner
hekimlikten farkı nedir?
Barınak hekimliği ile serbest
hekimlik arasında benim
gözümde hiç fark yok çünkü işini
düzgün ve vicdanlı yapan herkes
kazanır.
Kemer barınağı kaç kişilik
ekiple çalışıyor?
2 veteriner hekim 5 işçi
personel toplam 7 kişilik ekiple
sokak hayvanlarının bakımı ve
tedavisi için çalışıyoruz.
Barınakların işleyişi
hakkında biraz bilgi
verebilir misiniz?
Hayvan bakımevleri sahipsiz
hayvanların bakım, tedavi ve
rehabilite edilmesinden sonra
tekrar alındıkları bölgeye
bırakılmasıyla yükümlü
kurumlardır.
Biz de bu yükümlülük
kapsamında bize bildirilen hasta
veya işaretlenmemiş hayvanları
sokaklardan alıyoruz tedavilerini
yapıyoruz, kısırlaştırıyoruz,
işaretliyoruz, sahiplendiriyoruz.
Sahip bulamazsak tekrar
aldığımız yere bırakıyoruz.
NYX
161
Röportaj
Bakımevinizin giderleri
kimler tarafından
karşılanıyor? Gelen
ödenekler, malzemeler
ihtiyacınızı karşılıyor mu?
Bakım evinin tüm giderlerini
belediyemiz karşılıyor ne
istersek eksiksiz alabiliyoruz
hemen hemen.
Şu anda bakımevinizde
kaç hayvanla
ilgileniyorsunuz?
Sayıları günden güne
değişmekle beraber 30 kadar
kedi ve 110 kadar köpekle
ilgileniyoruz.
Birçok hayvan sever
bireysel olarak sokak
hayvanlarının bakımı
için bir şey yapamıyor.
Bu konuda güvenilir
kurumlara mama ve
malzeme bağışı gibi
bağışlarda bulunabilir mi?
Bağış konusu hassas bir konu.
Güvendiğiniz kurumlara bağış
yapabilirsiniz tabi ki.
Şu anda bakımevinizde
kaç hayvanla
ilgileniyorsunuz?
Sayıları günden güne
değişmekle beraber 30 kadar
kedi ve 110 kadar köpekle
ilgileniyoruz.
En çok hangi mamalara
ihtiyacınız oluyor? Mama
dışında ihtiyaçlarınız var
mı? Bunlar nelerdir?
Depolama sıkıntımız olduğu için
konserve mama ve kedi köpek
sütüne ihtiyacımız oluyor. Mama
dışında da battaniye, havlu gibi
ürünlere de ihtiyaç duyuyoruz.
İnsanlar evlerinden
sizlere yardımı olacak bir
şeyler gönderebilirler mi?
Kullanmadıkları havlu çarşaf gibi
ürünleri, okunmuş gazeteleri
gönderebilirler.
NYX
162
İnsanlar sokakta
buldukları hayvanları
tedavi için size
getirebilirler mi?
Barınakların kuruluş amacı
da bu sokakta bulunan
hayvanların tedavi ve
kısırlaştırılmalarıdır.
Bakımevinize terk edilen
sahipli hayvanlar oluyor
mu? Onlar için barınak
hayatı nasıl?
Ne yazık ki oluyor ve bu
hayvanlar için yaşam zor oluyor
çünkü hayvanlar bireysel
yaşamaya alışmışken birden
bir sürü içerisine giriyor. Bu da
hayvanları zorluyor.
Bakımevinizden hayvan
sahiplenmek mümkün
mü? Şartlar nelerdir?
Tabi ki mümkün. 18 yaşını
geçmiş herkes barınağımızdan
hayvan sahiplenebilir.
Belediye olarak bakımevi
için yeni projeleriniz var
mı? Bunlar nelerdir?
2017 yılında hazırladığımız
bir projemiz var 22 dönümlük
bir alan üzerinde kurulacak.
Hayvanlar için yaşam alanları
da olacak. Teknik olanaklar üst
düzey olarak projelendirildi
ama bakanlıkta onay için hala
bekliyor. Oysa yer tahsisi de
yapılmıştı.
Önümüz sonbahar –
kış, havalar soğuyor.
Sokaktaki patili
dostlarımızın karşı
karşıya kalacakları
hastalıklar ve bununla
ilgili hayvan severlerin
yapmaları gerekenler
nelerdir?
Soğuk havalarda karşılaşacakları
hastalıklar, genelde solunum
sistemi enfeksiyonları olacaktır
ve bunları takiben viral
hastalıklarla devam edecektir.
Hayvan severler hayvanların
soğuktan korunması için
barınaklar yapabilirler. Onun
dışında hastalanan hayvanın
veteriner hekime ulaşması
konusunda yardımcı olabilirler.
NYX
163
Sokaktaki dostlarımız için
Sağlıklı ve
ucuz mamalar
Hazırlayan: Sevil Balaban / sevil.balaban@nyxmag.com
Sokak hayvanlarını beslemek vicdani
olarak bizleri rahatlatmakla birlikte,
gelişigüzel ve özensiz yapıldığında çevre
kirliği oluşturabileceği için tepkilere
yol açabilir. Ayrıca paticanlarımızın
zehirlenme, yaralanma gibi olaylarla
karşı karşıya kalıp zarar görmelerine de
neden olabilir.
Sokaktaki hayvanlar, en azından günde bir kere
sağlıklı bir şekilde beslenebilirlerse hayatlarını
rahatlıkla sürdürebilirler.(Yavruları sık sık beslemek
gerekir.) Ama besleme yaparken özellikle şu iki
noktaya dikkat etmeliyiz:
• Küflü gıdalar, bizim bünyemize nasıl zarar veriyorsa
aynı şekilde paticanlarımız için de zararlıdır.
• Yağlı,salçalı, baharatlı yemek artıkları
paticanlarımızın sindirim sisteminde toksik etki
yaratacağı için son derece zararlıdır.
Bunların dışında besleme noktaları da önemli
bir konu. Besleme yaparken mümkün olduğunca
gruplaşmaya izin vermemeli, birbirinden uzak
noktalar seçmeliyiz. Özellikle köpeklerde bu konu
önemlidir. Çünkü köpekler içgüdülerinden dolayı
bölgelerini korumak ister ve kavgalara girişebilirler.
Sokak beslemelerinde en uygun gıda kuru mamadır.
Ancak çok ucuz ve kalitesiz mama vermek onlara
zarar verebilir. Bu yüzden bütçemizin elverdiği
koşullarda alabileceğimiz en kaliteli mamayı alıp,
daha az miktarda besleme yapmak hayvanların
sağlıklı kalmalarına yardımcı olur.
Sokak hayvanlarına besleme yapan ya da
yapmak isteyen hayvansever dostlarımız için
mama fiyatları konusunda bir araştırma yaptık.
Paticanlarımızın sağlığına zarar vermeyecek ucuz
mama önerilerimizin mama seçimi konusunda işinizi
kolaylaştıracağını düşünüyoruz.
NYX
164
NYX
165
Perfekt Katze Adult Salmon, Somonlu Yetişkin Kedi Maması
kedi mamaları
Perfekt Classic serisi Kedi ve Köpek mamaları içerdiği formül ve bileşenleri
sebebiyle Alman Tarım Bakanlığınca 'Komple Kedi / Köpek maması' olarak tescil
edilmiştir. Tüm formüller patentli olup, seri üretime geçmeden önce 6 (altı) ay test
edilmiş ve sertitifikalandırılmıştır. Mamaların içeriğinde kullanılan tüm protein
kaynakları insan tüketiminde kullanılan ile aynıdır. İnsan tüketimine uygun olmayan
et kaynakları kullanılmamaktadır. Bu sayede evcil hayvanınızın kokusuz ve daha az
miktarlarda dışkı ve gaz yapması sağlanmış olur.
15 kg: 225,00 TL / akakce.com
Econature Gurme 15 kg Yetişkin Kedi Maması
Gourmet Adult Cat Food Fish Formula, tüm yetişkin ırklar için günlük beslenme
ihtiyaçlarını karşılamak üzere kedi/köpek beslenme uzmanları tarafından özenle
formüle edilmiş tam ve dengeli, balık proteini içeren 3 renkli yetişkin kedi
mamasıdır.
Lavital Sterilised Kuzu Etli Kısırlaştırılmış Kedi Maması
15 kg: 109,90 TL / n11.com
Lavital Kısırlaştırılmış Kedi Maması yetişkin ve kısır kedilerin sağlıklı beslenmesini
sağlayan içeriğe sahip bir kedi mamasıdır. Bağırsak aktivitesini destekleyen bir
prebiyotik olan frukto-oligosakkarit içermesi ile kolay sindirilir. Düşük kalorili
formül, kısırlaştırılmış kedilerde ideal vücut kondisyonunun sürdürülmesini sağlar.
Böbrek hastalıklarını önlemek için, kaliteli içerik ve düşük magnezyum ile formüle
edilmiştir. GDO İçermez.
15 kg: 196,34 TL / petzzshop.com
Micho Adult Cat Tavuklu (Hamsi ve Pirinç eşliğinde) Yetişkin Kedi
Maması
Micho, iyi bir vücut kondisyonu sağlamak ve tüm besinsel gereksinimleri fazlasıyla
karşılamak üzere tüm yetişkin kediler için formüle edilmiştir. Aynı zamanda, sağlıklı
sinir sistemi gelişimi sağlamak için esansiyel bir besin olan taurin oranı arttırılmıştır
Tüy yumaklarının atılımını kolaylaştırmak için gerekli selüloz değerlerine sahiptir
Taş ve kristal oluşumu gibi üriner sistem ile ilgili oluşabilecek problemlerin,
riskini azaltmak için, pH ve mineral içeriğinin dengelemesine hassasiyetle özen
gösterilmiştir.
15 kg: 139,50 TL / temizmama.com
Paw Paw Gurme Kedi Maması
Balık yağının içerdiği Omega 3 ve tavuk yağının içerdiği Omega 6 ile sağlıklı deri ve
parlak tüy oluşumuna katkı sağlar.
15 kg: 94,99 TL / cimri.com
Listede adı geçen kedi maması fiyatları belirtilen internet sitelerindeki 04 Ekim 2020 tarihli satış fiyatlarıdır.
Markalar ya da mama satışını yapan internet siteleri fiyatlarda değişiklik yapabilir.
NYX
166
köpek mamaları
Mystic Düşük Tahıllı Kuzu Etli Yetişkin Köpek Maması
Mystic Kuzulu Küçük Irk Yetişkin köpek maması köpeğiniz hangi cins olursa
olsun çok severek yiyeceği bir mamadır. Sıvılaştırılmış Taze Et Enjeksiyon Sistemi
(FMIS) kullanılarak üretilmiştir. En yüksek kalitede taze kuzu eti, kurutulmuş
kuzu eti, kurutulmuş sebze ve meyvelerin yanı sıra zengin destekleyici ürünler ile
hazırlanmış mükemmel bir kuru mamadır.
15 kg: 144,90 TL / cabukmama.com
Golosi Kuzulu Pirinçli Yetişkin Köpek Maması
Golosi Lamb & Rice yetişkin köpekler için geliştirilmiş tam bir mamadır. Köpeğin
doğasına uygun olan kuzu eti yeteri derecede hafif ve sindirimi kolay bir besin
kaynağıdır. Köpeğin fiziksel yapısına katkıda bulunur. Tam bir vitamin - mineral
uyumu ile bağışıklık sistemini destekler, ayrıca antioksidan etkisi de vardır.
Paw Paw (Pawpaw) Kuzu Etli ve Pirinçli Köpek Maması
Balık yağının içerdiği Omega 3 ve tavuk yağının içerdiği Omega 6 ile sağlıklı deri ve
parlak tüy oluşumuna katkı sağlar.
Kennel Adult Dog Yetişkin Köpek Maması
Doğal gıdalar ile beslenen ve günlük olarak soğutmalı araçlar ile toplanan
tavuklardan elde edilen dehidre Tavuk Eti (Tavuk Eti Unu) ile dünyanın en zengin
DHA ve EPA (Omega 3) seviyesi olan ve Karadeniz sularındaki bütün hamsiden
üretilen dehidre Hamsi Eti (Hamsi Eti Unu) ve Hamsi Yağının, Türk mutfaklarının
vazgeçilmez lezzeti Baldo Pirinç ve zirai ilaç kullanılmadan üretilen doğal mısır ile
buluşması sonucu oluşan sağlıklı besinler.
15 kg: 105,50 TL / temizmama.com
Pozitif Dog Köpek Maması, Kuzu Etli ve Pirinçli
12 kg: 238,40 TL / gittigidiyor.com
15 kg: 64,91 TL / epptavm.com
Hayvan severler için üretilmiştir. Özellikle sokak hayvanları için pirinç, arpa ve
rusyem tahıl ağırlığı kuzu etinden gelen %100 hayvansal protein ve yağlarla
desteklenmiştir. Omega 3-6 ve multivitaminler içerir. Kötü koşullara karşı bağışıklık
mekanizmasını destekler. Kötü huylu bakterileri absorbe eder.
15 kg: 62,90 TL / n11.com
Listede adı geçen köpek maması fiyatları belirtilen internet sitelerindeki 04 Ekim 2020 tarihli fiyatlarıdır.
Markalar ya da mama satışını yapan internet siteleri fiyatlarda değişiklik yapabilir.
NYX
167
Kıs
Ailede
4 Mevsim
OLCAY POULSEN
Sosyolog / Aile Danışmanı
olcay.poulsen@nyxmag.com
kanç
lık
Kıskançlık, çoğu insanın yaşantısını etkileyen,
rahatsız edici bir duygudur. Evliliklerde ve
ilişkilerde çoğu çiftin temel sorunu olan
kıskançlık ilişkiyi zehirleyebilir.
Kıskançlık ilkel bir duygu olmakla birlikte
aslında insanın karmaşık bir ruh halidir. İnsan
sosyal bir varlık olduğu için her insanda
mutlaka az veya çok bu duygu vardır.
İnsanlık tarihi kadar eski bir duygu olan kıskançlık söz
konusu olduğunda, eski Yunan Mitolojisinde bile Zeus’u
diğer kadınlardan kıskanan Hera’dan bahsedilir. Hera’nın
kıskançlığının bazen mahsun bir kıskançlık, bazen de çok
kahredici olduğu söylenir.
Günlük hayatta ve ikili ilişkilerde kıskançlık kavramıyla sık
sık karşılaşırız.
Kıskançlığın insanın doğasında mı olduğu, yoksa sonradan
öğrenilen sosyo-kültürel bir kavram mı olduğu hala
tartışılmaktadır. Netice itibariyle insanın doğasında var olan
doğal bir duygu olduğu kanısı daha ağır basmaktadır.
NYX
168
Ailede 4 Mevsim
Bu köşede yazılarımın yanı sıra sizlerden
gelen soruları da yanıtlayacağım.
Sorularınızı
olcay.poulsen@nyxmag.com
adresime gönderebilirsiniz.
“Her küçük kıskançlık bir gün fırtınaya dönüşebilir”
Descartes’e göre
kıskançlık, “Sahip
olduklarını
koruma isteğinden
kaynaklanan
bir korkudur.”
Günümüzde, “Kıskanan aşık
seviyordur “ veya “Kıskançlık aşkın
göstergesidir” cümlelerini sık sık
duyarız. Oysa kıskançlık aşkın
göstergesi olamaz. Kıskançlık
özgüven eksikliği ve yetersiz
duyguları barındıran bir duygu
karmaşasıdır. Asıl sevgi ve bağlılık
aşkın göstergesidir.
Kıskançlık derecesi kişiden kişiye
farklılık gösterebilir. Aşırı kıskanç
olan bir kişi, eşini veya beraber
olduğu insanı devamlı kontrol
eder, takip eder, onun yaşantısını
sınırlar, üzerinde baskı oluşturarak
yasaklar getirir. Böyle yaptığında
onu kaybetmeyeceğini, kendine bağlı
kalacağını düşünür. Bu davranışlar
ilişkiyi çıkmaza sokar. Oysa ki; ilişki
böyle yürümez. Saygı, sadakat,
hoşgörü ve sevgiyle beraberlikler
devam eder. Kıskançlığa öfke,
değersizlik, çaresizlik, yetersizlik,
yalnızlık gibi duygular da eşlik
ederse, içinden çıkılamaz bir hal alır.
Bu durumda tedavi edilmesi gerekir.
Son yıllarda sosyal medya
kullanımının yaygınlaşmasının,
aile içi ilişkilerde ve ikili ilişkilerde
kıskançlığı tetiklediği görülmektedir.
Kıskanan kişi çoğu zaman kendini
zayıf ve yetersiz hissettiği için bu
duyguya kapılır. Eşler arasındaki
kıskançlık bazı durumlarda
güven sorununu da beraberinde
getirir. Şüphe duygusu kıskançlığı
kuvvetlendiren ve destekleyen
duygulardan biridir. İnsanı yiyip
bitiren bir duygu olan kıskançlık,
eşler arasındaki ilişkiyi yıpratır ve
ciddi sorunlara yol açar. Gözden
düşüren, insanı alçaltan ve küçülten
bu durum eşleri birbirinden
uzaklaştırır. Eşler arasındaki
duygusal ve cinsel birlikteliğe de
zarar verir.
İlişkilerde eşler karşılıklı olarak
birbirlerinin hayatlarına aşırı
müdahale etmedikleri sürece,
ilişkiler sağlıklı olarak devam eder.
Önemli olan özel hayata saygı
duymaktır. İlişkilerde güvene dayalı
bir birliktelik yaşayan, kendi öz
değerinin farkında olan ve öz benliği
gelişmiş kişiler kıskançlığa daha
uzak oluyor.
Kıskançlık aslında kontrol edilebilir.
Şöyle ki; kıskançlık yaratan
duygularınızı keşfederseniz,
kıskançlığa neden olan olumsuz
düşüncelerinizin farkına varırsanız,
şüphecilikten uzak durursanız,
sorunlarınızı açık bir şekilde
konuşup, çözüm bulursanız,
eşinizle veya sevgilinizle kaliteli
zaman geçirip ona değerli
olduğunu hissettirirseniz, onu
dinlemeyi becerirseniz ve en
önemlisi karşınızdaki kişiye güven
duyarsanız, kıskançlığınızı kontrol
altına almış olursunuz. Aslında
eşlerin birbirlerinin gözüyle
dünyaya bakması, diğerinin
görüşünü ve mantığını anlaması,
empati yapabilmesi kıskançlığı
minimuma indirebilir. Eşler
beraberce birbirlerini suçlamadan
konuşarak, kıskançlığın sebeplerini
anlamaya çalışmalı, ilişkilerde
kıskançlığı tetikleyen ne varsa her
iki eşi de memnun edecek makul
yeni düşünceleri ön plana çıkarmalı,
kendi duygu ve düşüncelerini
tekrar gözden geçirmeli, gerekirse
rahatsız edici, sıkıntı verici
gereksiz düşüncelerden arınmalı,
Konuşarak, tartışarak kıskançlığa
neden olan olayları birlikte çözüme
ulaştırmalıdır… Kıskançlıkla kendi
kendinize baş edemezseniz, mutlaka
bir yardım almalısınız. Kıskançlıktan
arınmış ilişkilerin çoğunlukta olması
dileğimle,
NYX
169
hikayeler
Bir Selanik
Türküsü...
Sakin, dingin bir sabah, kavak ağaçlarının pamukları uçuşuyor.
Temmuz 1979. O yine, sabahları gölge düşen küçük balkonunda, bir
yandan sigarasını içiyor, diğer taraftan, küçük ince belli bardağına
çay dolduruyor. Radyoda arkası yarın... Zayıf, esmer elleri, küçük bir
yüzü ve göz pınarlarının ardına gizlenmiş bir hüznü vardı. Balkonun
kapısında henüz yeni uyanmış yarı uykulu altı çocuğunun en küçüğü
sonçesi belirdi... Her sabah olduğu gibi sokaktan geçen mahallenin
poğaçacısından 1 tane almıştı ona. Ona da açık bir çay koyup balkon
sefalarına radyodaki şarkılarla devam ettiler. Radyoda bir Selanik
türküsü çalmaya başladı, sonçesine “Bak bu türkü benim gençliğimin
türküsü… Hey gidi günler hey...” dedi. O güzel sesi ile arada mırıldandı.
Ve o günleri hatırladı.
Evlerini, yerlerini terk etmek zorunda kaldıkları o mübadele günleri ile
ilgili annesinin anlattıklarını hatırladı. Anne babası, bir ağabeyi ve iki
ablası ile birlikte, o zülme, baskıya daha fazla direnemeyip Selanik’ten
Kırklareli’nin Vize ilçesine, oradan da Lüleburgaz’a yerleşmişlerdi.
Kısa zamanda alışmışlardı buraya.
ŞENAY ÇARKÇI
senay.carkci@nyxmag.com
O da endamı yerinde, esmer güzeli bir genç kızdı artık. Her ne
kadar bir genç kız gibi davranmayıp, bir oğlan çocuğu gibi koşturup,
ağaçlara tırmansa da… Hanım hanımcık olamasa da, çevre delikanlıları
onun serpilip büyüdüğünün farkındaydı. İşte bu delikanlılardan biri
kesmeye başlamış yolunu. Laf iliştirmeler, tebessümler, bakışmalar
derken... El ayak çekilince ıhlamur ağaçlarının altında buluşmaya
başlamışlar. Çok geçmeden mahallede dedikodu almış yürümüş.
Küçük yer ve örf adet… “Gelsin istesinler “ demişti babası. O henüz
hazır değildi ki evliliğe… Anlayamadığı ve karşı koyamadığı bir
kargaşada savrulup duruyordu. Zamanın zembereği kırılmıştı bir kere.
Nerede, ne zaman kestiremiyordu. Derken 18’inde ilk oğlunu dünyaya
getirdi. Bu arada kocası ile ne kadar farklı birer insan olduklarını
anlamaya başlamıştı. Hovarda, hoyrat bir adamdı. Bu gün, yarın
diye diye daha devlet nikahı bile kıymamıştı. Sonra bir kız çocuğu
dünyaya getirdi… Çok geçmedi babasını kaybetti, ardından annesini…
Yıkılmıştı, yapayalnız hissediyordu. Küçük kızı yaşını doldurmamıştı
ki kocası kuma getirmek istemişti üzerine. Kara çarşafını giydiği gibi
çocuklarını alıp, soğuk bir akşamüstü elindeki üç beş kuruşla İstanbul
yollarına düşmüştü.1950 lerin başları, her kadının harcı değildi bu
yaptığı.
Ortalık ayaz kesmiş, bacalardan gelen duman havayı ağırlaştırmıştı.
İstanbul’a yerleşen abisinin kapısını çaldı. Bir süre sonra onlara yakın
tek odalı bir gece kondu tutup temizlik işlerine gitmeye başladı.
Çocuklarını hısım akrabalara bırakarak çalışmış, çabalamış, o kadar
zorluk ve açlık çekmiş ki. Bir defasında çoçukları için ekmek bile
dilenmişti. Çaresiz. “Dul kadının etekleri bile düşmandır” dermiş
eskiler. Bu nedenden kocasına dönmesini salık veren akrabalar bile
olmuş arada. Küçük bir semtti burası o yılların İstanbul’u, göçlerin
krallığı…
NYX
170
Zonguldak’tan yıllar önce çocuk yaşta öksüz kaldıkları için
İstanbul’a gelen üç kardeşin ortancası… Kahvede otururken
kestirmişti gözüne. Nerede çalışıyor, evveli nedir? Hepsini
araştırıp öğrenmişti. Kumral, boylu poslu yakışıklı bir adam.
E biraz feleğin çemberinden de geçmiş… Kulağı kesiklerden
biraz. Dikilmiş bir gün karşısına. Koşmuş, koşturmuş dil
dökmüş, nafile… Allem etmiş, kallem etmiş, bir gün, tek odalı
gecekondunun derme çatma asma kilidini meraklı bakışlar
altında kırıp eşyalarını eve koymuş. Ve evlenmişler, bu defa
resmi nikahlı, iki çocuğunu da üzerine alarak. Seviyordu
aslında kocasını. Çalışkandı. Nanom diye seviyordu onu...
Bir de içmese… İki üç yıl ara ile üç çocuğu oldu. İki kız, bir
oğlan. Zamanın zembereği yine kırılmıştı sanki… Kocası ise
çok alkol almaya başlamış, huzur azalır olmuştu. İçmeyince
melek gibi, içince zulüm gibi… Hiç yok yere, her sebepten
döver olmuştu. Hatta bazı zamanlar, ev ahalisini sabaha
kadar uyutmaz bağırır çağırır, üç küçük hariç sıra dayağına
çekerdi. Yılmıştı artık dayaktan, işkenceden. Ne çocukları
bırakıp gidebiliyordu, ne de onlara bunları yaşatmak
istiyordu. Çocuklarına çok düşkündü yemez yedirir, giymez
giydirirdi. Aslında hep dimdik, hep güçlü bir kadındı.
Çalışkan, çekip çeviren... Azı yettirip yetinen.
İstanbul’un bir kaç semtinde oturduktan sonra zar zor
aldıkları, balkonunda “arkası yarın” dinlediği o eve taşındılar...
Yine hamile idi. Sevinmek bir yana, bebeğin düşmesi
için çareler arıyor, doğmasını istemiyordu. Bir akşamüzeri
hafiften kar atıştırıyor, o da elinde bir çıra parçası, kuzine
sobayı tutuşturuyordu... Kocası elinde bir poşet portakalla
geldi… İçmemişti... İçmeyince sakin ve sevecendi. Ona
hamile olduğunu söyledi… Adam sevindi... O istemediğini
söyledi. Kocası, “Nanom niye böyle yapıyorsun, bak bu sonçemiz
olur göreceksin bak bu bitane olacak “ deyip ısrarla
doğurmasını istemişti. Aylar geçti… Kocası yine içiyor, yine
hiç yoktan sebeplerle şiddet uyguluyordu...
Büyük oğlu askerdi dağları karlı Erzurum’da. En büyük kızı
on beşinde ya var ya yok. Diğerleri biri dokuz, biri sekiz,
biri altı yaşında idi. Büyük oğlu askere gitmeden sevdiği kızı
kaçırıp getirmişti… O da onlarla yaşıyor, her çileye katlanıyordu.
Ağustosun ortası gibi sabah erken kalkıp işe gitmişti
kocası. Akşam yaklaştıkça yine bir kasvet sarmıştı içini, içip
mi gelecek korkusuyla. Akşamüstü karakoldan bir haber
geldi eve, zar zor şaşkın ve endişeli karakola gitti. “Bir arkadaşı
kavga ediyormuş, kocanız araya girip ayırmak isterken
bıçaklanarak öldürülmüş başınız sağ olsun” demişti komiser.
Karnı burnunda yığılıverdi oraya feryat figan. Kocasıydı...
İyi günleri de olmuştu. Daha iyisini bilmemişti ki… Bir de
içmeseydi…
Güz, kapıları çalmaya hazırlanıyordu. Eylül 9, sonçesi geldi
dünyaya, onca olmaza yokluğa ve hengameye. Hastaneden
çıkacak para bile yok... Komşu, en küçük ablanın eline bir tas
verip” Hadi bakalım tüm apartmandan annen ve kardeşini
çıkarmamız için yardım topla” dediği anda bahçede büyük
ablasının büyük oğlu belirdi.“ Gerek yok” dedi “Ben teyzemi
çıkartırım hastaneden”. Aldı, eve getirdi teyzesini. Düşkündü
teyzesine, teyzesi de ona…
Çoluk çocukla kalakalmıştı... Çok zor dönemlerden geçti
ama hiç yılmadı. Sütü kesildiğinden sonçeyi hiç emzirememişti.
Gelin ve büyük abla karşı çıkmasa çocuğu olmayan
bir aileye evlatlık vermeyi bile vermeyi düşünmüştü bir ara.
Konu komşu, mahalleli tarafından sevilen, takdir gören bir
kadındı. Her kesin her şeyine koşar, annesinden, eskilerden
edindiği bilgileri paylaşır, çok şey bilirdi. Evde yemeklik
olmasın bahçe bahçe gezer, ot toplar çok güzel yemekler
yapar, çocuklarını aç bırakmazdı. Seneler geçti. Gücü
yettiğince okuttu çocuklarını, her ihtiyaçlarını eli değdiğince
gidermeye çalıştı. Eğitime, iyiye, emeğe, sevgiye hep önem
verdi. Kendi için hiç bir şey, ne istedi ne bekledi.
Az gülerdi, o nedenden belki gülüşü çok güzeldi…
Yıllar geçti. Çocuklarla beraber sorunlar da büyüdü.
Değişen bir dünya, değişen istekler ve söz dinlemeyen
çocuklar. Hepsinin başında kavak yelleri, aşkları, yokuşları
ve beklentileri.
Çok hastaydı, epeydir dilaltı hapı kullanıyordu. Doktor
“İçme fazla yaşamazsın” dese de o sigarasını elinden eksik
etmiyordu. Büyük kızı evlenmiş çocukları olmuştu. Deli
divaneydi, onlara düşkün bir anneanne idi. Torununa annesinin
adını koymuştu kızı… SANİYE…
Eskiden beri baş ağrıları vardı büyük kızın... Güz zamanı
baş ağrıları çoğaldı. Gitmedikleri doktor kalmadı. Sonunda
teşhis konuldu. Beyninde tümör… Bir sene yaşadı ve büyük
acılar çekerek, üç çocuğunu geride bırakarak hayata gözlerini
yumdu. Bir anne için bundan daha acı ne olabilirdi ki
!!! Gözünün yaşı dinmiyor çok acı çekiyor, torunları için çok
endişeleniyordu. Babaları evlenmişti. Onun için hiç rahat
değildi özellikle üç yaşında ki Saniye için” O bana kızımın
yadigarı” diyor kalbini ova ova, boncuk boncuk göz yaşı
döküyordu.
Artık bütün çocukları evlenmişti ve evin satılması gündemde
idi. Biri halıya çekti, biri çalıya. Uzun lafın kısası ev satıldı.
Kendisi ve balkonunda birlikte Selanik türküleri dinlediği
sonçesi ortada kaldı. Biraz büyük oğlunun yanında, biraz
ortanca kızının yanında idare ediyorlardı. Ne komşuları, ne
teneke saksılara ektiği sardunyaları ne de begonyaları vardı.
Üzülüp kırılıp... İçine atıp… Oradan oraya geziyordu.
“Ölürsem, bir tek aklım sende kalacak” diyordu sonçesine.
Yine bir Ağustos, yine bir sıcak akşamüzeri birden fenalaştı.
Ortanca kızın evinin holünde yığıldı kaldı. Sonçesi ve iki ablası
panik içinde hastaneye koşturdular annelerini. Sonçesi
kucağında taşıdı onu. Hastanede acil müdahalede kendine
geldi, “Beni eve götürün dedi... Eve… Kalmak istemiyorum
burada” Çok geçmedi tekrar fenalaşıp kalp krizi geçirdi...
Yoğun bakımdaki doktor “Başınız sağ olsun çok uğraştık
kurtaramadık, anneniz bize hiç yardımcı olmadı sanki yaşamak
istemiyordu” dedi.
Yorulmuştu artık ve gitmişti… Susmuştu o Selanik türküsü…
Onca acıya bu kadar dayanabilmişti.
Son nefesini verirken bile çocuklarında, torunlarında idi aklı.
Yüreği yüreğim…
Nerden mi biliyorum… Çünkü o kadın benim annem, ben de
onun sonçesiyim…
Annemin Gelincik sigarası vardı, yanında çayı…
En çok “Bakmıyor çeşm-i siyah feryade” şarkısını severdi.
Bir de Müzeyyen’i…
Her sabah radyoda arkası yarını vardı,
Bir de biz uslanmaz çocukları…
NYX
171
Sıfır
Noktası
GÜLSÜM TULUM
Yaşam Koçu
gulsum.tulum@nyxmag.com
DEHB’li
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite
çocuklarda
duygular
konuşuyor
Küresel çapta tüm insanlığı etkileyen
pandemi, hepimizin hayatında yeni bir
süreç başlattı. Aile, iş, sosyal çevre, temel
ihtiyaçları karşılama, hayatımızın her alanını
etkileyen, ezberlerimizi bozan bir süreç
yaşıyoruz. Başlangıçta “Noluyor?” dedik
cevap aradık. Kabuğumuza çekildik, içe
döndük. Duygularımızı, davranışlarımızı, ne istediğimizi,
nerde olduğumuzu ölçtük biçtik. Birçok şeyi evlerimizden
yönetmeye çalıştık. Aile içi kaliteli zaman için ayrılan
dakikalar, aylara dönüştü.
Ne yaşadık bu sürecin ilk 3 ayı ve şuan nasıl devam ediyor?
Sorunun cevabı her aile için farklı aslında. Ailenin psikolojik,
ekonomik ve kültürel yapısı cevapları farklılaştırıyor. Ve
ebevyn olarak üzerine titrediğimiz çocuklarımızın bu
dönemdeki zihin karmaşaları. DEHB’li olsun ya da olmasın
çocukların yaşamlarına yeni dahil etmiş oldukları bir çok
rutin değişime uğradı.
Koç olarak bana sizlerden gelen sorular üzerine yazmak
istiyorum. Sizlere bir reçete verebilmeyi DEHB ya da
çocukla ilgilenen bütün uzmanlar isterdi eminim. Reçeteyi
siz çocuğunuzla yazacaksınız ve birçoğunuz ailece
kullanacak belki de.
NYX
172
Sıfır Noktası
Kendini tanı, çocuğunu tanı;
Kendiniz için ne kadar gözlemcisiniz? Rutinlerinizi
değiştirmek sizde hangi duyguları tetikledi? Bu
duyguları nasıl tanımlıyor ve yönetiyorsunuz?
Tıkandığınızı hissettiğiniz anlarda sizi motive
eden, harekete geçiren olgu nedir? Bu sorularda
cevaplar ve çözüm öncelikleri anne baba olarak ilk
size ait. Korku, kaygı, üzüntü, sıkışmışlık duygusu,
panik hali pandemi sürecinde en çok karşılaştığımız
duygular halini aldı. Bunları yaşıyor olmanız normal,
bunların sizde değil çocuğunuzda var olduğu
inancı anormal olan. İçgüdüsel olarak tüm insanlık
benzer duyguları yaşıyoruz. Burada önemli olan
farkına varmanız, bedensel ve ruhsal dengeyi
yeniden kurmak için neye, ya da nelere ihtiyacınız
olduğunu sorgulamak olmalı. Ebevyn olarak siz
dinginliği, güveni, umudu olması gereken seviyeye
alabildiğinizde çocuklarınızda da değişim başlar.
Çocuklarınızın yeme içme ihtiyaçlarından çok daha
fazla ihtiyaç duydukları duygusal beslenme için ilk
kaynak anne babalardır. Çocuklarınızın tükettiği
yiyeceklerin besin değerine, ürünün kullanma
tarihine, üretim tarihine, besin içeriğine haklı olarak
ne kadar çok dikkat edersiniz... Hangi duygular ile
çocuğunuzu beslediğiniz çok daha fazla hassasiyet
ve farkındalık gerektirir. Bu gün ne yediğini yıllar
sonra hatırlamayabilir, önemsemeyebilir. Bugün
ona ektiğiniz duygu tohumlarının ise gelecekte
karakterini, davranışını, inançlarını oluşturmakta
olduğunu sık sık hatırlatın kendinize.
Çocuğunuzla sağlıklı bir
iletişimi nasıl kurmalısınız?
Dönüp dolaşıp duygulara geliyor konu. Yaşamı
çekirdek anıların, edindiğimiz bilgilerin, deneyimlerin
bizde oluşturduğu duygular ile karşılarız. İletişim
duygunun karşıya aktarım şeklidir. DEHB’nin sizin
çocuğunuzda iletişimde nasıl bir etkisi olduğunu
gözlemleyin. Ebeveynlerde kaygının yoğunluğu şeffaf
görmeyi ve çözümü zorlaştırabiliyor.
DEHB’li çocuk sahibi bir anne şöyle yazmış bana :
“Hayat Eve Sığar, Gülsüm hanım biz sığmıyoruz.”
Bir cümle ile ne çok şey anlatmış. Sevgili anne
babalar, çocuk sahibi olmak, ebevynliğin getirdiği
bütün sorumlulukları peşinen kabul etmektir.
Çocuğunuzda DEHB’nini varlığı uzun soluklu bir
koşu için startın verilmiş olmasıdır diyebiliriz.
Yorulabilirsiniz, mola vermek isteyebilirsiniz,
destek isteyebilirsiniz, sadece vazgeçmemelisiniz.
Parklar, spor alanları, satranç kursları, resim,
müzik aktiviteleri, çocuğunuzun nefes aldığı,
sosyalleşmesine destek olan birçok paylaşıma ara
verdik. Bu şu demek; sizin de ebevyn olarak benzer
molalarınız askıya alındı. Okulların online eğitime
dönüşmesi çocukların sadece akademik değil sosyal
iletişim çevrelerini de sınırladı. Hepimizin ebevyn
olarak tepki gösterdiğimiz sanal sosyal ağ, bugün
bizlerin kullandığı sanal sokaklar, marketler, iletişim
seçeneğimiz oldu. Yanlış mı? Tabi ki değil…
NYX
173
Uzun süre hareketsiz
kalamayabilir, hareket
alanı oluşturabilirsiniz.
Koşulları değiştiremesek de fırsata dönüştürebiliriz;
birbirinizi anladığınız çözüme yönelik bir iletişim için
belki doğru zamandasınız.
Farkında olmamız gereken zamanımızın ne kadarını,
ne amaçla ekranlarda geçirdiğimiz. İzlerken,
izleniyorsunuz! Evde çalışmanın konforuna
kapılmayın. Ne mi olur, siz ergenliğe dönerken,
çocuğunuz da bebekliğe dönebilir. DEHB için zaman
yönetimi kazanılması gereken becerilerden biridir.
Zaman yönetimi, kurallara uyum sağlama, kazanımı
sağlayan yeni alışkanlıklar edinme, iletişimin gelişmesi
ile doğru orantılıdır. Davranışsal olumlu kazanımlar
istiyoruz. Bunun için aile içinde pozitif iletişimi
kurmalısınız. Kolay olmadığını bazen nabızların
istem dışı hızlandığını biliyorum. Sadece korkuyu
beslemeyin. Öfke bazen duygusal battaniyeniz
olur, altına korku, endişe ve kaygı gibi duyguları
saklayabilirsiniz. Çocuğunuz adına geleceği için kaygı,
korku oluşturmayı seçmeyin.
Koçluk yaptığım 7-10 yaş grubu çocukların aileleri
dışında haftada bir çocukların oyun alanına izinle
dahil olurum. Oyunu o seçer, kuralları birlikte koyarız.
Davranışsal eğitime yönelik hikaye kitapları okuruz
birlikte. Sonra hikaye içindeki karakterin cümlelerini
seçerim ve sorarım. “Ben bu cümleden bir şey
anlamadım, ne anlatmak istemiş? Burada nasıl bir
duyguya kapılmış ki? Sen hiç benzer bir duygu yaşadın
mı? Nasıl tepki verdin, anlatmak ister misin? Biliyor
musun ben küçükken…. “ ile başlayan bir hikaye bazen.
Sonra anlatmaya başlar, o hafta okulda öğretmeniyle
geçen bir diyalog, arkadaşı ile arasında yaşanan
küçük tartışmalar, aile içi yaşanan anlaşmazlıklar.
Konuşmanın devamı “ Söylemek istediğim bu değildi,
kimseyi üzmek istemiyorum, beni anlamıyorlar “
ile devam edebiliyor. Buradaki duyguyu anlayıp,
yapılandırmayla devam etmeniz en güzeli olur.
Koşulları değiştiremesek de fırsata dönüştürebiliriz;
birbirinizi anladığınız çözüme yönelik bir iletişim için
belki doğru zamandasınız. Evlerdeyiz, oyun alanlarına
girin. Birlikte oyun kurun, kuralları birlikte oluşturun.
Okunan masallarda, hikayelerde yaşanan duyguyu
sorgulayın, onun anlatmasına izin verin. Çünkü
kendindeki duygudur çoğu zaman. Çocuğunuzun
geleceği için kendinizde merak oluşturun ve onu
keşfedin. Meraklarınızı aktarın, hayallerini dinleyin.
Basit kelime oyunları oynayın. Gökyüzünden
zıplayarak yıldız toplayın, her zıplayışınızda nefes
alıp verin. Sizinle oturarak nefes çalışmaları zor
NYX
174
Sıfır Noktası
çalışma alanında çocuğunuzun dikkatini dağıtan
görsellerin yerini değiştirebilirsiniz.
olabilir, ama siz çocuğunuzla
zıplayarak nefes çalışabilirsiniz.
İletişimi kestiğinde zaman verin,
yaklaştığında o an yaşadığı duyguyu
sorgulayın. Ve o duyguyu nasıl
anlatsaydı size, sonuç istediği gibi
olurdu? Burada desteğinize ihtiyacı
var mı? Ve evet “ Biz buradayız,
yanında, seni görüyor, duyuyor ve
her halinle seviyoruz.” DEHB olsun
olmasın çocuklarımızın duymaya
ve inanmaya en çok ihtiyacı olan
cümle. Ebevyn olarak çocuğunuza
nasıl yaklaştığınızda size olumlu
geri bildirim yapıyor? Hangi kelime,
cümle, davranış, ortam iletişiminizde
kısa devreye neden oluyor?
Gözlemleyin.
Bugün, siz çocuğunuz için bir günlük
tutun! Duygusal ve devamında
davranışsal gelişimini, DEHB’nin
çocuğunuzdaki olumlu kazanımlarını,
desteğe ihtiyaç duyduğu alanları
yazın günlüğünüze. Önceliklerini
görün, değerlerini fark edin ve
gelişimini izleyin.
Yazıma başlarken online eğitim ve bu
süreci evde nasıl yönetebileceğiniz
hakkında küçük ip uçları vermek
istedim. Konu DEHB ve çocuk
olunca duygular konusu bende
öncelik kazanıyor. Uzun uzun
yazmak istemesem de, uzun
uzun anlatmak üzerinde durmak
gerekiyor duyguların, duygularınızın.
İki haftadır ayrı ayrı, küçük başlıklar
oluşturdum, dört beş satırı
geçmeyen açıklamalar. Yazmaya
başlayınca içimdeki Gülsüm ortaya
çıkıyor ve illaki bütüne odaklanıyor.
Bu da benim kusurum, belki zamanla
değiştirebilirim.
Online eğitim için birkaç ipucu
diyelim; çalışma alanında
çocuğunuzun dikkatini dağıtan
görsellerin yerini değiştirebilirsiniz.
Ses dikkati dağıtıyor ise sessizlik için
destek verin. Uzun süre hareketsiz
kalamayabilir (uzun süre kavramı
çocuğunuzun zaman algısına göre)
hareket alanı oluşturabilirsiniz.
(koridorda 3 tur at devam edelim
gibi) Tekrar için dersi kayda
alabilirsiniz. Çalışma saatleri
oluşturabilir, çocuğunuzun odak
süresine göre kısa süreli sık sık
mola planlamaları yapabilirsiniz.
Görevini tamamladığında kendisini
ödüllendirmesini isteyerek, süreci
keyifli hale dönüştürebilirsiniz.
Bir sonraki yazım da online ve yüz
yüze eğitim üzerine olsun, bugün
küçük öneriler ile başlangıç yapmış
olalım.
Hayat Eve Sığar, birbirimize şifa
olmamız dileğiyle,
Sevgiler…
NYX
175
Kalbin değil,
aklın rengi:
Renklerin
Öyküsü
EMİNE AKCA
emine.akca@nyxmag.com
SARI
Ne kırmızı kadar iddialı, ne beyazın
masumiyetine, ne de siyahın gizemine
sahip. Ama tüm renklerin arasında denge
kurma özelliğine sahip, asil bir renk, SARI...
Sarı hem sonbaharı hem de güneşi temsil
eden ilginç bir renk. Soğuk ve sıcak havanın
en güzel dengesinin oluştuğu mevsimlerden biri olan
sonbaharda ağaçların yaprakları yeşilden parlak sarıya,
turuncuya, kırmızıya ve kahverengiye doğru renk değiştirir.
Ama sonbaharda en çok sarı hakimdir. İstanbul’un Maçka
parkından aşağı doğru yürürken, ya da Caddebostan’ın
ağaçlarının arasından geçerken dökülen sarı yapraklar
sadece bir renk cümbüşü oluşturmaz, aynı zamanda fark
etmesek bile ruhumuzun dengesini kurar.
Yapılan araştırmalar sonucunda SARI’nın bazı etkilerini
kısaca şöyle sırayalabiliriz;
Sarı zeka ve aklın rengidir. Aynı zamanda eğlenceyi, neşeyi,
canlılığı temsil eder. Yaratıcı bir renktir. Yeni fikirlere
ihtiyacınız varsa etrafınızda sarı objeler bulundurup sarının
yaratıcığından faydalanabilirsiniz. Sarı duygusallıktan
uzaktır. Akıldan gelen fikirleri, kalpten gelen duygusal
iletilere tercih edebilir. Duygusallığı tercih etmeniz bile bu
rengin akla ne kadar baskın olduğunu gösterir. Sarı renk
aklımızın rengidir, kalbimizin değil.
Bir önceki sayıda da belirttiğim gibi Oğuz Saygın, “Renklerle
İnsanları Tanıma Kılavuzu” adlı kitabında insan karakterlerini
renklerle kategorize etmiş ve farklı karakter ve kişilikleri
4 renkte gruplandırmış. Saygın, kitabında “SARI” olarak
kategorilendirdiği insanları popüler, eğlenceli ve neşeli
olarak ayırıyor.
NYX
176
Renklerin Öyküsü
Carolina Herrera Sonbahar/Kış 2020-21
Gucci Sonbahar/Kış 2020-21
Fendi Sonbahar/Kış 2020-21
Moschino Sonbahar/Kış 2020-21
Sarı renk grubundaki insanlar neşesiyle sizi de bir anda pozitif
bir enerjiye sokar. Sarı rengi tercih edenlerin kişilik analizinde
bu kişilerin özgür ve bağımsız olmayı sevdikleri ortaya çıkmıştır.
Olabildiğince özgür ruhlulardır! Değişkenlikten hoşlanırlar.
Günü birlik, dolu dolu yaşamaya bayılırlar. Çevrelerine enerji
saçarlar. Yaşamlarında bir terslikle karşılaştıklarında hemen
yeni bir ritme girerler. Bu kişilerin ikna kabiliyetleri de üst
düzeydedir. Biraz da çapkın oldukları söylenir ;)
Sarı aynı zamanda bildiğiniz gibi GÜNEŞ’ i temsil eden renktir.
Parlaklık ve sıcaklık hissi verir. Tıpkı güneşli bir gün gibi davet
edicidir, ama fazlası rahatsız eder. Güneşli bir günün keyfini
çıkarırken güneşin sarısı nasıl da içinize işler ve size kendinizi
iyi hissettirir. Ama aynı zamanda da güneşin parlak sarı ışığı
gözünüze girsin istemezsiniz çünkü sizi rahatsız eder. Hatta
fazla maruz kalırsanız sizi yakar. Belki güneş ile olan bağından
da dolayı zeki, çarpıcı, dikkat çekici ama yeri geldiğinde dikkat
edilmesi gereken bir renk olarak düşünebiliriz.
Sarının kalıcı değil, geçici bir anlamı vardır. Bu özelliği nedeniyle
trafikteki yol inşaatı gibi kısa süreli uyarı levhalarında tercih
edilir. Geçici hissi uyandırması nedeniyle taksilerde de sarı
kullanılır.
Moda dünyası da hemen her sezon sarıya ilgi gösteriyor. Ünlü
markaların Sonbahar/Kış 2020-21 koleksiyonlarından seçtiğim
sarı kostümlerin ilginizi çekeceğini düşünüyorum.
Neşeli, eğlenceli, özgür ruhlu
Sonbahara girdiğimiz bu günlerde, size aynı zamanda
yazı anımsatan, canlı, kıpır kıpır, aklınızı ve yaratıcılığınızı
kullanacağınız – yani SARI rengin güzel etkilerinde kalacağınız
güzel günler diliyorum...
Kısacık hayatında pek çok insanın sevgisini kazanmış olan
Prenses Diana sarı elbisesiyle ışık saçıyor.
NYX
177
Filmlere
fısıldayan
Nuh’un
Gemisi
Zamanın tufanından
geriye kalan filmler,
müzikler, şiirler
NUH CEBECİ
nuh.cebeci@nyxmag.com
adam:
Ennio
Morricone
Film müziği dendiğinde, akla gelen ilk isim olan
Ennio Morricone, 6 Temmuz günü, 91 yaşında
aramızdan ayrıldı. Müzikleriyle, filmlere onun
kadar ruh, duygu, heyecan, gerilim katan bir
başkası daha olmadı şimdiye kadar.
Morricone, hayatı boyunca 400’den fazla
film için müzik besteledi, 100’den fazla da
klasik müzik eseri bıraktı geriye… Müzik hayatına çok genç
yaşlarda, 1940’lı yıllarda, bir jazz band’de trompet çalarak
başladı. 1950’lerde artık bireysel çalışmaya ve film müzikleri
bestelemeye başladı. 1960’ların ortalarına kadar çok fazla
sayıda İtalyan film müziğine imzasını attı. Fakat uluslararası
piyasaya ilk çıkışı, 1964 yılında ünlü spagetti western film
yönetmeni Sergio Leone’nin Bir Avuç Dolar filmi için yaptığı
müzikle oldu… Bu film ve müzik o kadar çok beğenildi ki,
hemen arkasından birkaç yıl içinde Leone ile İyi, Kötü ve
Çirkin; Birkaç Dolar İçin, Bir Zamanlar Batı’da gibi, hepsi
birbirinden stilize spagetti western filmine unutulmaz
müzikler besteledi. Bunlar, film müziği tarihinde gerçekten
çığır açan çalışmalar oldu (Bu arada not: Youtube’da Danish
National Symphony Orchestra kayıtlarını ararsanız, bunlar
da dahil, müthiş film müziklerinin müthiş yorumlarını
bulabilirsiniz).
NYX
178
Nuh’un Gemisi
Bunların arkasından Holywood yılları
da dahil, çok verimli yıllar başladı…
Sicilya Çetesi ve Profesyonel gibi
Fransız Kara Filmleri, Mission, 1900,
Cennet Sineması, Cezayir Savaşı,
Malena, The Untouchables, Exorcist
2 ve Leone’nin belki de kahrından
ölmesine sebep olan, Bir Zamanlar Amerika’da
(4 saat süren orijinal film, Amerikan piyasasına
girerken filmdeki flashback’lerin düzgün bir
kronolojik sıraya sokulmasından, bir saate yakın
kısaltıldığı için müziklerin çıkarılmasına kadar,
filme yapılabilecek tüm kötülükler yapıldı, film
Amerika’da tabii ki hiç beğenilmedi ve adamcağız
gerçekten kahrından öldü…) Tüm bu filmlerin
izleyici tarafından bu kadar çok beğenilmesinde en
az yönetmeni kadar rol oynayan bir müzik dehasıydı
Morricone…
Hayatı boyunca 6 kez Oscar’a aday olmasına
rağmen ödülü alamamıştı… Nihayet çıfıt çarşısı ve
hazine sandığı uzmanı yönetmen Tarantino, 2016
yılında yaptığı Hateful Eight filminin müziklerini
Morricone’ye emanet etti… ve o da, bu filme yaptığı
müziklerle 86 yaşında Müzik Oscar’ını nihayet aldı…
Almasa n’olurdu ki… O Morricone zaten, Oscar
alması onu değil Akademi’yi onurlandırmıştır…
Bizlere o güzelim müzikleri, o güzelim duyguları,
hisleri bıraktığı için kendisini ayakta alkışlayalım ve
güle güle diyelim, sevgiyle…
NYX
179
NYX
180
Nuh’un Gemisi
Gülten
Akın için
Ah, kimselerin vakti yok,
durup ince şeyleri anlamaya
Türk şiirinde bir Gülten Akın olgusu
vardır. Bizler onu 23 yaşındayken
yazdığı ve Sezen Aksu’nun bestelediği
Deli Kızın Türküsü ile biliyoruz belki
daha çok, ‘…yitirmeli ne varsa, başlamalı
yeniden’ diye haykıran… Veya ‘Ah,
kimselerin vakti yok, durup ince şeyleri
anlamaya’ diyen inceliklerin şairi olarak…
İkinci Yeni şiirine göz kırpan gençlik şiir anlayışını,
Anadolu kültürünü ve bilgeliğini, toplumcu gerçekçi
siyasi görüşünü, anneliğiyle, kadın duyarlılığıyla bir
potaya koydu, eritti, damıttı ve ortaya inanılmaz
lezzetli bir şiir çıkardı. Sürekli kendini yenileyen, çok
derinlikli, çok katmanlı ve çok vakur bir şiir… Tıpkı
hem kendinin, hem oğlunun hapisliğinde olduğu gibi…
Tıpkı hem Erdal Eren’in, hem Metin Göktepe’nin
annesi, tüm ezilenlerin, mağdurların annesi olduğu
gibi… ‘Anneler olmasa kim kimi severdi’ diyen bir şair/
anneydi Gülten Akın…
Okumaya, anlamaya, çözmeye, çeşitlemeye ve hayatın
içinde pratik etmeye doyamadığım şu dizeler, benim
hayata bakışımı pekiştirmiştir. Kocaman bir ‘kişisel
gelişim’ kitabında tekrar tekrar yazılan cümlelerin
özünü kocaman bir bilgelikle özetleyen bu dört
dizenin yaratıcısı Gülten Anam’a en derin sevgi ve
saygılarımla…
Gülten Akın, Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra,
beş çocuğunun babası, sevgili eşi Yaşar Cankoçak’ın
kaymakamlık görevi nedeniyle Anadolu’nun çok
çeşitli yörelerinde bulundu, yaşadı, halkla kaynaştı…
Yerel kültürleri içselleştirdi, efsaneleri, söylenceleri
biriktirdi…
Yaşamın özünden derlememişsek
Sözcükleri söze çeviren balı
Dala bakmak suyun izini sürmek değilse
Dünya düş, yalandır ömrümüz.
NYX
181
Geri
Atölyeden
ileri
Dönüşüm
SİBEL ÖZER
Upcycle Sanatçısı
sibel.ozer@nyxmag.com
Art-Nuveau akımının ustalarından,
Barselona’yı Barselona yapan ünlü Katalan
mimar/sanatçı/tasarımcı Antoni Gaudi
“Doğadan gelmeyen hiç bir şey sanat
değildir.” diye tarif etmişti tasarımlarının
ilham kaynağını.
Atıkların sürekli çoğaldığı ve hava/toprak/
su kirliliğine neden olduğu modern toplumda, geri dönüşüm,
doğayı ve çevreyi korumanın temel taşı haline geldi. Sanat da
bu eğilimden payını aldı ve geri dönüşüm sanatı bu ortamda
doğdu.
Sanat, atık malzemeler ve çöpler de dahil olmak üzere birçok
şeyden yapılabilir. Upcycle olarak adlandırılan ileri dönüşüm
sanatı, öncesinde farklı bir amacı olan atık malzemelerden
yapılan yaratıcı bir çalışmadır ve temelde malzemeleri
yeniden kullanmakla ilgilidir. Kullanılabilecek malzeme
türlerinin bir sınırı yoktur. Büyük veya küçük; iki veya üç
boyutlu olabilir.
Sanatsal üretim için eski malzemeyi yeniden kullanma
fikri yeni değil. Örneğin, eski kumaş ve giysi parçalarından
üretilen geleneksel Yamalı Bohça/ Kırkyama eserleri buna
örnektir. Picasso’nun 1910’larda ürettiği ve kağıt parçaları,
fotoğraflar, ve küçük nesnelerden oluşturduğu kolaj
çalışmaları; tahta parçaları ve diğer atık malzemelerden
ürettiği heykeller de bu düşüncenin ürünüdür.
NYX
182
Atölyeden
Dönüştürülmek istenen mobilyayı
görüyor, danışanın zevkini ve
ihtiyacını kavrayıp, bunlara uygun
bir renk tasarımıyla yeniliyorum.
“Kullan-at” kültürünün yaygınlaştığı ve modern
toplumun yeryüzünün sunduklarını hızla tükettiği bu
çağda, malzemelerin geri dönüştürülmesi, doğaya
verilen zararın az da olsa azaltılabilmesine hizmet
eder. Belki bu yüzden, ben de çalışmalarımla bir
“geri-dönüşüm sanatçısı”ndan çok, “geri-dönüşüm
savaşçısı” olarak anılmayı tercih edebilirim.
Benim işim sayılarlaydı, ama aklım ve yüreğim de her
zaman doğada ve renklerinde...
Çok genç yaşta başladığım çalışma hayatımda, 20
yılı aşkın bir süre muhasebe ve yöneticilik alanında
çalıştım; ama dedim ya, aklım hep özgürce nefes
alabileceğim, doğayla bütünleşik bir şekilde sanatsal
üretim yapabileceğim bir yaşam tarzındaydı. Bu
yüzden ileri dönüşüm sanatına odaklandım.
Geri dönüşüm tam olarak nedir ve ben ne tür
bir üretim yapıyorum? Kabaca üç türü var…
Birincil geri dönüşüm, malzemenin hiçbir
şekilde dönüştürülmeden ve aynı amaç için geri
kazanılmasıdır. Bir bakıma, ikinci el kullanım olarak
tanımlanabilir - ev ve bahçe mobilyalarında yaptığım
eskitme çalışmaları bu bağlamda değerlendirilebilir.
Aile büyüklerinin hayatlarımızdan ayrılması,
bir evden diğerine taşınmalar gibi nedenlerle,
aslında sevdiğimiz ama mevcut haliyle kullanmak
istemediğimiz mobilyalar ve her tür aksesuarı
güncel zevkimize, evimizin mevcut dekoruna uygun
hale getirmek mümkün. Benim yaptığım çalışma
türlerinden biri de bu. Dönüştürülmek istenen
mobilyayı görüyor, danışanın zevkini ve ihtiyacını
kavrayıp, bunlara uygun bir renk tasarımıyla
yeniliyorum.
NYX
183
Danışanların mahremiyetine saygımdan, yaptığım çalışmaları
sosyal medyada sergilemeyi de pek sevmiyorum. Ulaşmak/
danışmak isteyenler @handmadebycybelle instagram
hesabımdan benimle iletişime geçebilirler.
Çocuk odaları, oturma odaları ve teras/balkonlarda
yaptığım dekoratif duvar çalışmaları da bu alana
giriyor. Danışanın talebine göre çocuk odalarında
cıvıl cıvıl renkli dünyalar kuruyor, okul duvarlarına,
balkon ve teraslara yapılan çizimlerle rengarenk
bitkiler, papağanlar konduruyorum.
Geri dönüşümün ikincil türü, kimyasal işlem
kullanılmadan malzeme/ üründe bir tür değişiklik
yapılmasını içerir. Su kabağını şekillendirerek
ürettiğim lamba ve aksesuarlar; kütük dilimlerinden
ürettiğim duvar ve masa aksesuarları, eski danteller,
sicimler, hasırlar ve sair her tür malzemeden
ürettiğim düş kapanları da bu tür geri dönüşüm
üretimine örnektir.
Ve nihayet üçüncül geri dönüşüm, malzemenin /
ürünün yeniden kullanılabilir hale getirilmesi için
kimyasal olarak değiştirilmesini içeren bir işlemi
ifade eder ki bu benim alanımın dışında kalıyor –
ama şimdilik kaydıyla!
Ben, sanatın sadece müze ve galerilerde değil,
yaşadığımız her ortamda yer alması gerektiğine
inanıyorum. Açıkçası, yaşadığım gibi sanat
yapıyorum - toksik madde içeren “malzeme”lere
ne hayatımda ne de sanatımda yer var! Doğaya
saygı duyuyor, çevreyle barışık ve uyumlu üretim
yapıyorum.
NYX
184
Fridabags
Fridabags.ist
NYX
185
Köy
Lattesi
SİNEM ŞATIR
Barista
sinem.satir@nyxmag.com
Her geçen gün hayatımızda daha fazla yer
kaplayan kahve, günün hangi saati olursa
olsun anımıza lezzet katmakta. Sıcak,
soğuk, sütlü veya sade, aromalı, aromasız
her türlü tercih edebileceğimiz, hatta bazı
tatlılarda bile kullanabileceğimiz muazzam
bir çekirdek...
Kahvenin Etiyopya’da (Habeşistan) başlayan, farklı
coğrafyalarda farklı hazırlama ve demleme teknikleri
sayesinde gelişmesiyle hemen hemen her yerde bir kahve
kültürünün oluşmasına neden olan ve yüzyıllar içinde tüm
dünyaya yayılan ilginç bir hikâyesi var. Bu yazımda kahvenin
bu güzel hikâyesiyle sizi yaklaşık bin yıllık bir yolculuğa
çıkarmak isterim.
Coffee
Time
Kahvenin keşfi tabi ki kesin bir kaynağa dayanmamaktadır,
ancak kabul gören en bilindik hikâye keçi çobanı Kaldi’nin
hikâyesidir. Rivayete göre 600-900 yılları arasında Kaldi
isimli bir dağ çobanı keçi sürüsünü otlatırken keçilerinde bir
farklılık hisseder. Bazıları çok hareketli ve neşelidir.
Böyle davranan hayvanları izlediğinde, bir bitkinin
meyvelerini yediklerini görür.
Önce keçilerinin zehirleneceğinden korkar, fakat onlara bir
şey olmadığını görünce kendisi de denemeye karar verir.
Tadından pek hoşlanmasa da kendisini daha enerjik
hissettiğini fark edince; denemeleri için bir miktarını
dervişlere götürür. Sert ve tadının acı olmasından dolayı,
yiyecek olarak kullanamayacaklarını düşünen dervişler,
meyveleri ateşe atarak yakmak isterler. İşte o sırada ortaya
çıkan muhteşem koku kahvenin keşfine yol açmıştır.
Kavurup, demleyip içtikleri suyun kendilerini uzun zaman
uyanık ve enerjik tuttuğunu fark ettiklerinde, dua edilen
gecelerde kendilerine yardımcı olduğuna inandıkları kahveyi
içmeye başlarlar.
NYX
186
Köy Lattesi
Sonrasında kahvenin yolculuğu başlar. Yemen,
Mekke, Kahire, Halep, Şam ve İstanbul’a gelen
kahve henüz yayılımını tamamlamamıştır.
Kahvenin Avrupa’ya yayılması ise 1615 yılında,
Osmanlı döneminde İstanbul’a gelen Venedikli
tüccarların bu mucize çekirdeği evlerine götürmesiyle
başlar. Bir başka rivayete göre ise kahve Avrupa’ya
Viyana kuşatması sırasında ulaşır. 1683 yılındaki
kuşatmada Osmanlı Devleti çekilirken çuvallar
dolusu kahve çekirdeğini arkada bırakır. Viyanalılar
bu çuvallardakilerin ilk önce deve yemi olduğunu
düşünseler de kısa bir süre sonra ne olduğunu
öğrenip bu muazzam tadın Avrupa’ya yayılmasına
önayak olurlar.
Günümüzde kahveyi ilk yudumlayanların çoban
Kaldi ve dervişler olduğu düşünülür.
Kahve ismi nereden geliyor?
Bu güzel çekirdeğin kahve ismini alması
konusunda iki görüş vardır. İlki kelime
olarak Arapça ‘’koyu şey, öz suyu” anlamına
gelen “kahwa”dan geliyor. İkinci görüşe
göre ise kahve ismi, anavatanı Etiyopya’da
yetiştiği bölgelerden birinin eski adı olan
“Kaffa”dan geliyor. Ayrıca kahve, yine
Arapça’da ‘’rayiha’’ yani koku anlamına da
gelmektedir.
Elinizde tuttuğunuz fincanın içindeki, her geçtiği
yerde başka başka tatlara, lezzetlere dönüşen,
Kaldi’nin de keçilerinin bile hayal bile edemeyeceği
kadar yayılan kahvenin hayatımıza giriş hikâyesini
artık biliyorsunuz.
Her içtiğiniz kahveden daha fazla haz almanız
dileğiyle…
NYX
187
hikayeler
Tutunmak
Kalemler
ve Silgiler
NAŞİDE SAĞLAM
naside.saglam@nyxmag.com
Derelerin, çayların; karların erimesiyle, yağmur
suyuyla coştuğu, sellerin kalktığı ilkbahar mevsimi...
Köy yakınındaki çay, bu mevsimde; insanları zorlasa da,
başka bir yol olmadığı için geçmelerinin zorunlu olduğu
bir güzergah... Huri, eşi ve akrabaları da, o gün bahçeden
köye dönerlerken, bu çaydan geçmeleri gerekir. Çay, o
an, sel sularının etkisiyle öyle bulanık, öyle delice akar
ki; herkes, birbirine tutunmaya çalışarak, içine girdikleri
bu suyun akıntısına kapılmadan, tehlikeli olsa da çekine
çekine karşıya geçmeyi ister. Huri’nin kocası, köydeki
adetten, başkalarının yanında eşinin elini tutmanın ayıp
olduğunu düşündüğünden; çayda, ondan ayrı yerde kalır.
Huri, birbirine tutunanların son halkası olarak en sonda,
kendi çabasıyla çaydan geçerken bir anda sulara kapılıp
gözden kaybolur. Çaydaki bağrış çağrışlara gelen yakın
bahçedeki insanlar, çay boyunca gün batımına kadar
Huri’yi ararlar; ama bir sonuç alamazlar. Metrelerce
suyun içinde sürüklenen Huri’yi bir gün sonra çayın
kenarında, söğüt dalına takılı ve boğulmuş halde
bulurlar...
Çocukluğumda anlatılan ve bizim köyde yaşanan bu
olayı dinlediğimde; kadının çaresiz bakışlarıyla eşinden
yardım istediğini ve eşinin başkaları ne der düşüncesiyle
elini tutmadığını; çocuklarının annesi, hayat arkadaşı
olan karısını kaderine terk edişini gözümün önüne
getirir; hüzünlenir ve öfkelenirdim. Ve o adamı, aynı
devirde yaşayanlardan bir kişinin bile “Sen ne yaptın,
sadece elini tutacaktın.” diye suçlayıp suçlamadığını, ona
“o anı “ düşündürüp düşündürmediğini merak ederdim.
Zamanla bu öfkem, farklı duygulara, farklı sorulara
evrildi. Hiç vicdan azabı çekti mi? Sadece elini tutup
hayatta tutacağı karısını düşünüp içi sızladı mı? Buna
karşılık hayatında neyin cezasını çekti? Yaşadıklarını
sorguladı mi?.. Ne kadar acı çekmiştir belki de. Bu vicdan
azabıyla yaşamak; kendisine verilecek en büyük cezaydı
belki de... Huri’nin elinin tutulmamasında, boğulmasında
kim suçlu? Kocası mı?.. Kocasının çekindiği anne babası
mı, akrabaları mı?..
NYX
188
Ya da bu insanların anneleri babaları, ataları mı?..
Yıllar sonra, eli tutulmadığı için boğulan Huri’nin
oğlu, köye muhtar olduğunda ilk işi Kaymakamlığa
gidip o çaya köprü yaptırmayı istemek olur.
Kaymakam, köprü ile ilgili konuyu prosedürleriyle
anlatmaya ve daha sonraki bir sürece koymaya
çalıştığında muhtar, yüreğinden kopan sesle: “
Kaymakam bey, kaymakam bey !..
O çay, benim anamı götürdü. Köprü olsaydı benim
anam şimdi sağdı” der.
Sahi kaçımız böyleyiz? En asi duruşumuzun
arkasında ya ailemiz ya akıl aldığımız bir büyüğümüz
ya da sıkça okuduğumuz kişisel gelişim kitaplarımız
vs var. Başımıza istemediğimiz bir olay geldiğinde bile
bunu konuşabileceğimiz ve sonunda çözümlediğimiz
arkadaşlarımız var.
O, köyünde dışlanan ve halen bile aklıma
geldiğinde hayranlık duyduğum Cemile, saf aklı,
hissiyle; “el alem ne der” i çoktan geçmiş ve çayın diğer
tarafında el sallamakta bize...
O köprünün, soğuk korkuluk demirlerine
dokunup, çaya baktığımda “Kaç kadın geçti bu
sulardan acaba ?” diye düşündüm. “Kaçı boğuldu, kaçı
kurtuldu acaba?.. Kaç vicdan yaralandı? Kaç hayat
kayboldu?..”
Hukuki destek vermem için bir sivil toplum
örgütü tarafından yönlendirilen Cemile, destek
istediği olayını ve köyünde yaşadığı sıkıntıları bana
anlatırken birden yüzüne en parlak gülümsemesini
takıp: “ Ben köyde hep şalvar giyiniyordum. Bütün
kadınlar zaten şalvar giyinir. Bir gün kot pantolon
giyindim ve çok sevdim. Sanki benim için dikilmişti o.
Sonra hiç çıkarmadım...” Köyde pantolon giyindiği için
yemediği laf kalmamış hatta en büyük tepkiyi kadınlar
göstermiş ama Cemile, o çok sevdiği pantolonunu tüm
tepkilere, yadırgamalara ve dışlanmalara karşı, hiç
çıkarmamış ve bir daha şalvar giyinmemiş.
Cemile, asi tavırları ve kendine has duruşu ile
köyde yarım akıllı görülse de içindeki his, duyguyla
kimseden destek görmeden, yardım almadan kendi
içgüdüleriyle bildiğini okumaktan geri kalmamış.
NYX
189
Hakan Kızılay
İdealist Diş Hekimleri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi
Diş Hekimi
Diş implantı aslında çok eski zamanlardan beri uygulanan bir yöntem. Ancak bu yöntemin butik
hale getirilip tüm dünyaya yayılması ise son otuz yılda gerçekleşti.
Son yirmi yılda ise diş implantları altın çağını yaşıyor.
Bu çağda yaşanan yaygınlaşma ile yüksek implant fiyatları çarpıcı bir oranda düştü. Düştü ama bu
durum beraberinde birçok sorunun da cevaplanması ihtiyacını doğurdu.
NYX
190
Sağlık
DİŞ İMPLANTLARI
HAKKINDA
EN ÇOK SORULAN
11 SORU
1
Diş implantı nedir?
Diş implantı bir protezdir. Dişi
taklit eden yapay bir cisimdir.
Tamamen steril edildikten
sonra uygun işlemlerle bu
protez çene kemiklerinin içine
yerleştirilir. Eskiden, diş veya
dişlerin eksikliğinde öne çıkan
tedavi yaklaşımı, dişsiz bölgeye
dokunmamaya yönelikti.
İster sabit/yapıştırmalı diş
protezlerinde ister hareketli/
çıkarılabilen diş protezlerinde
olsun dişsiz bölgeye
dokunulmazdı; dişsiz bölgenin
en önemli görevi protez için bir
yastık olarak kullanılmaktı.
2
3
İlk diş implantı ne zaman
yapıldı?
Bilim insanları bu dişsiz
bölgeden yararlanmak için
bir türlü geliştirilemeyen
“diş implantı” üzerinde çeşitli
denemeler yapmaya başladı;
İsveçli bilim adamı Per-Ingvar
Brånemark 1965 yılında ilk
kez bir insana kendi geliştirdiği
implantı yerleştirdi. Bu yıl;
2020 modern diş hekimliği
implantolojisinin 55.yılı.
İmplant kaç kısımdan
meydana gelmektedir ?
İmplant protezi temelde iki
kısımdan meydana gelir: kemik
içindeki kısım ile protezi taşıyan
kemik içindeki kısma bağlanan
üst parça. Üst kısma yapıştırılan
ya da vidalanan protez kısmı
olmadan bir diş implantı
düşünülemeyeceği için aslında
bir diş implantı üç ana bölümden
oluşur diyebiliriz:
4
• Kemik içine yerleştirilen
bölüm
• Kemik içine yerleştirilen
bölüme vidalanan ağız içinde
kalan bölüm
• Ağız içinde kalan bölüme
yapıştırılan ya da vidalanan
protez bölümü
İmplant neden etkili bir
tedavi seçeneği oldu?
Diş implantları ilk önce dişsiz
çenelerde hareketli protezlerle
yaşanan birçok uyum sorununu
radikal biçimde çözdüğü için çok
etkili oldu. Ancak zaman içinde
diş eksikliği görülen her bölgede
uygulanabilir olması bu tedavi
seçeneğini çok daha fazla tercih
edilme noktasına taşıdı. İnsanlar
eksik bir dişin tedavisinde
sağlam dişlerini sabit protez
için küçültmek yerine implant
yaptırmanın ağız ve diş sağlığı
için daha avantajlı olduğunu
gördü.
NYX
191
5
Diş implant uygulamasının bilinen bu
avantajlarından başka yararı var mı?
Evet var.
• Dişsiz çene kemiği bölgesinde yaşanan ve kişinin
genellikle farkına varmadığı erimeyi durdurması.
Çoğumuz bir dişimizi çektirdikten sonra o çekim
yerinin eksikliğini uzun süre dert etmeyiz. Oysa
o çekim kısmı çene kemiğinde en hızlı eriyen
bölge olmaktadır. Sabit veya hareketli protez
yaptırmak o bölgedeki erimeye engel
olmamaktadır.
• Dişlerin karşılıklı dengeli ve etkili kapanışının
bozulmasına engel olmasıdır. İnsan vücudunu
yakından inceleyince hayret uyandıran
birçok organ, doku ve sistemlerinden birisi de alt
ve üst çenelerimiz arasındaki ilişkidir. Kısa sürede
telafi edilmediği takdirde, tek bir dişin eksikliği bile
çoklu diş eksikliğinde olduğu gibi bu önemli ilişkiyi
bozmaktadır.
• Sindirimin ağızda başlayan kısmının verimliliğini
artırmasıdır. Etkili çiğneme sindirim ile ilgili her
türlü sorunun engellenmesinde büyük katkı
sunmaktadır.
7
hem kolaylaştırıldı hem hasta hem de doku dostu
hale getirildi. Buna en güzel örnek görüntüleme
teknik ve teknolojilerinin ilerlemesi sayesinde tedavi
planlamasının çok hızlı ve net biçimde yapılmasıdır.
Diş implantı herkese uygulanabilir mi?
Tabi ki uygulanamaz. Buradaki engellerin başında
elbette implant yaptırmak isteyen kişinin tıbbi açıdan
diş implant uygulamasına izin vermeyecek fiziki
hastalıkları gelmektedir. Burada mutlaka hastanın
geçirdiği ve taşıdığı hastalıklar sorgulanmalıdır.
Bununla yetinmeyip muhakkak surette hastayı takip
eden uzmanla da konsültasyon yapılmalıdır. Bizi
durduran diğer bir konu ise psikolojik hastalıklardır.
6
Zor mu bu diş implantlarını uygulamak?
Özellikle son yirmi yılda tüm implant protokolleri
NYX
192
Sağlık
8
Cerrahi kısım çok zorlayıcı mıdır? (Canım
çok yanar mı?)
Toplumda genel olarak diş implantı ile ilgili dönüp
dolaşılıp kullanılan temel söz öbeği “çeneye diş
vidalamadır.” Şunu çok açık yüreklilik ile ifade
edelim diş implant uygulamasının en az can acıtan
kısmı cerrahisidir. İmplant uygulanacak bölge
uyuşturulduktan sonra canınız çok özel koşullar
meydana gelmezse kesinlikle yanmayacak; cerrahi
kısım sizi zorlamayacaktır.
9
İmplantım hemen takılır mı?
Evet, implantınızın kemik içinde kalan bölümü
hemen takılır ancak normal şartlar altında
implantınızın üstündeki protez kısmını taşıyacak
parça en erken bir ay içinde takılacaktır. Ancak en
başta belirttiğimiz gibi günümüzde “anında implant
protezi” uygulamaları da söz konusudur. Belli
şartlarda geçerli olan bu yöntemde implant kemik
içine yerleştirildiği seansta üst kısmı ile protez
birlikte uygulanabilmektedir.
10
İmplant uygulaması çok pahalı mı?
Çok pahalı değil ama pahalı. İlk anda. Sonrasında
kazancınız hem maddi hem biyolojik olarak yıllar
içinde artacak. Elinize kâğıdı kalemi alıp hesabını
yaparsanız bunu çok net anlayacaksınız.
Öncelikle sağlam dişlerinizi koruduğunuzu fark
edin: Daha sonra kemiğinizin erimesine engel
olduğunuzu. Hemen bunun ardına eksilen dişinizi
taklit eden bir proteziniz olduğunu ekleyin. Bu
eklenen yapay dişin eğer düzenli ağız bakımı
uygularsanız size ikinci bir şans sunduğunu
düşünün. Yukarıda saydığımız diğer faydalarını
ekledikçe ne kadar kazançlı olduğunuza
şaşıracaksınız. Estetik kazanımınızı zaten
konuşmuyoruz bile.
11
İmplantım ömrümün sonuna kadar ağzımda
kalır mı?
İsveç’te ilk implant uygulaması yapılan Gösta
Larsson, 41 yıl implantlarıyla yaşayıp öldü. Ellibeş yıl
içinde hem implant üretim kalitesi hem de uygulama
teknolojisi çok ilerledi. Ancak bununla beraber
aynı sürede ağız hijyenini bozan küresel beslenme
alışkanlıkları kazandık. Bu çelişki implantın ağızda
kalma süresini etkiliyor; implant yaptıran kişiye
daha fazla sorumluluk düştüğünü gösteriyor. En
güzel örnek diş implantlarının baş düşmanı olan
diyabetin (şeker hastalığının) son elli beş yıl içinde
tüm dünyada hayret verici biçimde yükselen
oranıdır.
Diş implantları hayatımıza gireli sadece ellibeş sene
oluyor ancak görünen bu tedavi seçeneğinin giderek
daha da yaygınlaşacağı. Yapmamız gereken daha çok
sorgulamak, daha çok öğrenmek.
Kimse bir bardağın içine
atılmış damaklarıyla bu
dünyadan ayrılmamalı
İmplantın babası
Per-Ingvar Brånemark
NYX
193
Röportaj
Uzm. Dr. Öğr. Üyesi Gözde Gündoğdu Meydaneri
İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Psikiyatri Uzmanı
NYX
194
Röportaj
Doğum sonrası depresyonu genelde
doğumdan sonraki 3 – 6 hafta içerisinde
başlayıp tedavi edilmez ise aylar hatta
yıllar sürebilir.
İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Gözde Gündoğdu Meydaneri, doğum sonrası
depresyon ile ilgili tüm bilinmesi gerekenleri anlattı.
Röportaj: Dr. Yasemin Aydın / yasemin.aydin@nyxmag.com
Doğum sonrası
depresyonu kısaca nedir?
Belirtileri nelerdir?
Doğum sonrası depresyonu,
diğer adı ile postpartum
depresyon doğum sonrası
annenin yaşadığı ani hormonal
ve biyolojik değişiklikler ile
tetiklenen; çökkünlük hissi,
hayattan zevk alamama, hüzün,
ağlama atakları, yetersizlik ve
değersizlik hissi, sık ve ani duygu
değişimleri, kaygı, umutsuzluk,
intihar düşünceleri gibi bilişsel
ve duygusal belirtilerin yanında
uykusuzluk, kilo değişiklikleri
gibi fiziksel belirtileri de
içerebilen bir tablodur, genelde
doğumdan sonraki 3-6 hafta
içerisinde gelişebilir.
Doğum hüznü ve doğum
sonrası depresyonu aynı
mıdır?
Birçok kadında doğum sonrası
hüzün, üzüntü, yetersizlik
hissi, ağlama atakları gibi
bazı duygusal değişiklikler
görülebilir. Bu durum genelde
doğum sonrası 3. – 5. günler
arasında görülüp, kalıcı olmayıp
bebek hüznü diye adlandırılır
ve postpartum depresyondan
farklıdır. Depresif duygudurum
2 haftadan uzun sürer ise
postpartum depresyon
açısından tetikte olunmalı ve
yardım alınmalıdır. Bebek hüznü
tüm annelerde görülebilirken
doğum sonrası depresyonda
annenin sosyal destek eksikliği,
kültürel etmenler önem arz
eder.
Doğum sonrası
depresyonu ne kadar
sürer?
Doğum sonrası depresyonu
genelde doğumdan sonraki 3 – 6
hafta içerisinde başlayıp tedavi
edilmez ise aylar hatta yıllar
sürebilir.
Anneler doğum sonrası
depresyon ile nasıl başa
çıkabilirler?
Sosyal destek ve başta eşin
desteği çok önemli olup gerek
anneye olan davranışlarda
gösterilecek hassasiyet, gerekse
annenin tedavi sürecinde de
bebeğin bakımının aksamaması
konusunda eşlere büyük
görevler düşmektedir. Annenin
kendi yaş grubundan anne
olanlarla konuşması, sorunların
paylaşılması, yürüyüş, yüzme
gibi egzersizleri kendilerini
zorlamadan yapmaları,
hayatlarında olan diğer kişilerin
kendilerine nasıl daha iyi yardım
edebileceklerini söylemesi,
sevdiği kişilerle iletişim
içerisinde olmaya devam etmesi,
sıvı alımına dikkat edilmesi ve
fırsat bulunduğunda, bebek
uyuduğunda dinlenilmesi
bu süreci rahat şekilde
atlatmalarına yardımcı olacaktır.
Böyle bir depresyon
yaşadığını düşünen
anneler hangi
durumlarda uzman
yardımı almalıdır?
Doğum sonrası depresif
belirtilerin ve hüznün çok
şiddetli olduğu, kişinin
işlevselliğini etkilemeye
başladığı, gündelik
durumlarla başa çıkamadığını
hissettiği, günün çoğunu bu
duygudurumunda geçirdiği,
kendisi ve bebeğine zarar
verme düşünceleri ortaya çıktığı
ve 2 haftadan uzun sürdüğü
durumda anneler yardım
almalıdır.
NYX
195
Röportaj
Bazı anneler doğumdan sonraki yoğun ev ziyaretlerinden
hoşlanmayabilir, bunun yanında annenin dışarı çıkıp yürüyüş
yapma, rahatlama ihtiyacı duyduğu zamanlarda bebek
bakımında kendisine yardımcı olunabilir.
Doğum sonrası
depresyon nasıl tedavi
edilir? Depresyon için ilaç
kullanırken emziemeye
devam edilebilir mi?
Doğum sonrası depresyon
psikoterapi ve ilaçlarla tedavi
edilebilir. Emzirme sırasında
annede ilaçların bebeğine
geçebileceğine ve zarar
verebileceğine dair kaygılar
olabilir, bu bazı annelerde
tedaviden kaçınmaya sebep
olabilir fakat bazı ilaçlar
annenin ve bebeğin yakın takibi
ile emzirme döneminde de
verilebilir. Annede kendisine,
bebeğine ve çevreye zarar
verme riski olduğunda
hastaneye yatışı yapılarak
tedavisi gerekebilir.
Bu depresyon önlenebilir
mi? Doğumdan önce
teşhis konulabilir mi?
Doğum sonrası depresif ruh
hali anne olmanın getirdiği
yeni kimlik, artmış sorumluluk,
hormonal düzeydeki ani
değişiklikler doğum stresi,
anne vücudundaki fiziksel
değişim, değişen koşullara
uymakta güçlük gibi nedenlerle
tetiklenebilir fakat bu genellikle
geçici olan hüzün tablosunun
postpartum depresyona
ilerleyeceğini gösteren
kesin bir kanıt yoktur. Sosyal
desteğin eksik olması, düşük
sosyoekonomik koşullarda
yaşıyor olmak, ailede başka
bir duygudurum bozukluğu
öyküsü, annede daha önce
geçirilmiş depresif atakların
olması riski arttırmaktadır.
Bu durum aslında hayatın
değişen koşullarına bir uyum
süreci olup, birden fazla
faktörün bir araya gelmesi
ile oluşan bir tablo olduğu
için doğumdan önce tanısının
konulması pek mümkün değildir,
fakat annenin gebeliğinde
de depresif ruh halinin ya da
duygudurum bozukluğunun
olması, gebeliğine karşı ikilemli
duygularının olması, istenmeyen
gebelikler, çatışmalı evlilikler
doğum sonrası depresyonun
gelişebileceğine dair risk içeren
işaretlerdir.
Doğum sonrası
depresyonu olan bir
yakınımıza nasıl destek
olabiliriz?
Postpartum depresyonu olan
yakınımız ile onun beklentilerini
açıkça konuşarak ve elimizden
geldiğinde ona talep ettiği
konularda yardım ederek
destek olabiliriz, bazı anneler
doğumdan sonraki yoğun ev
ziyaretlerinden hoşlanmayabilir,
bunun yanında annenin dışarı
çıkıp yürüyüş yapma, rahatlama
ihtiyacı duyduğu zamanlarda
bebek bakımında kendisine
yardımcı olunabilir. Annenin bu
taleplerini rahatça çevresindeki
kişilere iletebileceği ortamı
oluşturabilmek dahi anneyi
büyük ölçüde rahatlatacaktır.
NYX
196
NYX
197
Rekor
Risk ve
Pusula
DENİZ AYDIN
Elektronik Mühendisi /
Piyasa Analisti
deniz.aydin@nyxmag.com
Strateji
2020 yılının yatırım modası hisse senedi piyasaları
diyebiliriz. Muhtemelen bir borsa yatırım hesabı sahibisiniz
veya yakın çevrenizde hesap sahibi en az bir kişi var. Bu
sadece bir tahmin değil, aksine istatistiklere göre ülkemizin
bir gerçeği olmuş durumda.
Yatırımcı Sayısında Rekor
MKK (Merkezi Kayıt Kuruluşu) verilerine göre 2019 yılında
hisse senedi piyasalarına giriş yapan yatırımcı sayısı 2020
yılının daha ilk ayında geçildi. 2019 yılında görülen hisse
senedi yatırımcı sayısı artışı 24.519 iken, 2020 yılı başından
Ağustos ayına kadar olan veriler bu sayının 400 bini aştığını
gösteriyor. Bu artışla beraber, toplam yerli hisse senedi
yatırımcı sayısı da 1,6 milyonu aşmış durumda. Bu durum,
yaşadığımız bazı ekonomik gelişmelerin sonucu olarak
yorumlanabilir.
Bu gelişmelerden birincisi elbette mevduat faizlerinin son
derece düşük seviyelere gelmesi. Enflasyonu da hesaba
katınca banka faizlerinin reel getirisi negatif durumda. İkinci
gelişme ise dövizdeki kur hareketliliğinin kamu bankalarının
da işe dahil edilerek sınırlandırılması. Bunlar sonucunda
insanlar alternatif yatırım yöntemlerine yönelmeye başladı
ve bu yönelim hisse senedi piyasalarına odaklandı. Bunda
elbette Nisan-Temmuz aralığında Borsa İstanbul’daki yükseliş
dönemi de etkili oldu.
NYX
198
Pusula
Rekorla Gelen Risk
Ülkede daha geniş bir kitlenin hisse senedi yatırımını
seçerek ülkenin değerli firmalarına yatırım yapması
elbette olumlu bir durum. Bu hem piyasaları
canlandıracaktır, hem de hisselerde derinliği
arttıracaktır. Fakat, bu hızlı artış aynı zamanda bir
tehlike. Çünkü yeni katılan kitledeki bilinç seviyesi
belirsiz. Araştırmaya ve belli prensiplere dayalı
yapılan hisse senedi yatırımı ülkemizde belki de
en kazançlı yatırım yöntemidir. Fakat bilinçsiz bir
şekilde, araştırmadan, etraftan duyularak alınan
hisseler yatırımcılar için büyük tehlike arz ediyor,
çünkü bazı hisseler spekülatif hareketlere maruz
kalabilir ve yatırımcılarını zarara uğratabilir.
Bu zararların telafisi ise uzun zaman alabilir ve
yatırımcıyı küstürebilir. Peki, araştırmaya ve belli
prensiplere dayalı hisse senedi yatırımı nasıl yapılır?
Kısaca değinebiliriz.
Almadan Araştırmalı
Hayatın her alanında olduğu gibi, bir işin güvenilirliği,
o işin verilere dayalı bir şekilde yapılıp yapılmadığına
bağlıdır. Bir işin sonucunu tahmin edebilmek için
o iş hakkında bir analiz ve değerlendirme yapmış
olmak gerekir. Bu durum borsa için de aynen geçerli.
Herhangi bir araştırma veya inceleme yapmadan
alınan hisseler sizi zarara uğratabilir. Halka açık olan,
farklı kategorilere bölünmüş yüzlerce hisse senedi
var ama bunların birçoğu gerçek yatırımcılığa uygun
değildir.
Herhangi bir ürün için alışveriş yaparken farklı
markaları, modelleri, farklı satıcıları inceleyip neyi
alacağımıza öyle karar veririz. Çünkü para kıymetlidir
ve zaman harcayarak o parayı kazanmışızdır, çöpe
atmak istemeyiz. Ne yazık ki birçok yatırımcı benzer
hassasiyeti hisse senedi piyasalarında göstermiyor.
Çevresinden veya sosyal medyadan duyduğu ama
hakkında hiçbir şey bilmediği hisseleri alıp, spekülatif
hareketlerin zararını görebiliyor.
Strateji Önemlidir
Kendinize bir strateji belirlemelisiniz ve
duygularınıza göre değil, bu stratejiye göre
hareket etmelisiniz. Hiçbir strateji, stratejiniz
olmamasından daha kötü değildir. Hisse seçiminde
kriterleriniz olmalı ve hisseleri aşamalı elemelerden
geçirmelisiniz. Bu aşamaları ise temel analiz,
teknik analiz ve takas analizi gibi yöntemlerden
faydalanarak belirleyebilirsiniz veya kurumların
yatırım uzmanlarından destek alabilirsiniz.
NYX
199
Pusula
Altın Kurallar
İlk aşamada aşağıdaki 6 madde sizi birçok yönden
koruyacak ve yatırımınızın karşılığını almanıza
yardımcı olacaktır. Kolay olmayabilir, ama bir ucundan
başlamakta fayda var.
• Tabela şirketlerinden uzak durulmalı. İçi boş,
karlılığı veya gelecekle ilgili iddiası olmayan
şirketler tercih edilmemeli.
• Anlık, günlük kazançlar peşinde koşulmamalı.
Borsa, kumar veya kolay kazanç yeri olarak
görülmemeli, “borsada oynamak“ anlayışı terk
edilmeli.
• Hisseler o andaki fiyatlarıyla karşılaştırılmamalı.
Fiyatı yüksek olan hisse pahalı, düşük olan hisse
ucuz demek değildir.
• Ülkemizde ve globalde önemli gelişmeler takip
edilmeli ve bunların piyasalara ve ilgili sektörlere
olası etkileri değerlendirilmeli.
• Temel analiz, teknik analiz ve/veya takas analizi
öğrenilmeli. Profesyonel bir seviyeye gelinmese
bile bazı basit kavramlara ve yöntemlere aşina
olunmalı.
• Sosyal medya veya çeşitli iletişim araçları
üzerinden yatırımı yönlendirecek tavsiyeler
alınmamalı. Bir tavsiye veya değerlendirme
alınacaksa da SPK’nın resmi yetkilendirdiği
uzman aracı kurum personellerinden alınmalı.
Borsa İstanbul ve Covid 19
2020 yılının kısa bir özetini yapalım. İlk 8 ayda
Borsa İstanbul iki ana düşüş dönemi gördü. 2020 yılı
başında tarihi zirvesini yapan Bist 100, şubat ayıyla
beraber başlayan düşüş döneminde dip bölgeye
ülkemizde görülen ilk Covid-19 vakasının paniğiyle
ulaştı.
Nisan ayıyla beraber bir ralli dönemine girdik ve
Bist 100 endeksi 120.000 civarına ulaştı. Zirvesini
geçemeyen borsaya ikinci düşüş dalgası geldi ve
endekste yüzde 20’ye varan bir düşüş görüldü. İkinci
kez dibe giderken de olası bir ikinci Covid-19 dalgası
haberleri gündemdeydi.
120.000 bölgesi teknik ve psikolojik açıdan bir
direnç durumundaydı. Bu bölgeye yaklaştıkça piyasa
iştahını kaybetti. Bölgedeki direnç üç kez denendi
fakat geçilemedi. Teknik analiz bilen yatırımcılar için
bu bir uyarıydı ve bu uyarıyı görenler riskini azalttı.
Fakat hisse senedi piyasasıyla bu yıl tanışan yeni
yatırımcılar için bu durum geçerli midir, emin değilim.
Düşüş dönemi endeksten iki sıfır atılmasıyla başladı
ve artık 1000-1200 bölgesindeki sayıları konuşuyor
olacağız.
NYX
200
Pusula
Dönemin
Sektörlere Etkisi
Covid-19 eşliğinde yaşanan Nisan-Temmuz ralli dönemi, dünya ve ülke gündemiyle ekonomik gelişmelerin hisse
senedi piyasalarıyla nasıl paralel hareket ettiğini gösterir nitelikte.
Nisan-Temmuz rallisine eşlik eden bazı
sektörler ve endeksleri;
• XGIDA: Gıda sektörü
• XGMYO: Gayrimenkul yatırım ortaklıkları
• XUSIN: Sınai endeks
• XSGRT: Sigorta sektörü
• XBLSM, XUTEK: Bilişim ve teknoloji sektörleri
Ralliye eşlik etmeyip geride kalan bazı
sektör ve endeksleri;
• XBANK: Banka sektörü
• XULAS: Ulaşım sektörü
Covid-19 ile birlikte dışarıda yemek yeme alışkanlıkları
azaldı ve marketlerden alınan yiyeceklerle evde yemek
yapma dönemine geçildi ve gıda endeksi yeni zirve
yaptı ve buna market ve perakendeciler de eşlik etti.
Faizlerin düşmesiyle kredi imkanlarının kolaylaşması
konut ve gayrimenkul alımına yaradı ve gayrimenkul
yatırım ortaklığı hisseleri bu duruma eşlik ederek
yeni zirveler gördü. Sınai endeks hisseleri ve sigorta
sektörü de zirve yapanlardan. Pandemi dönemiyle
dijital dünyaya yönelim arttı ve bilişim ile teknoloji
hisseleri rağbet gördü.
Endeksi taşıyan genellikle bankacılık hisseleri olurdu.
Fakat Nisan-Temmuz döneminde bankacılık hisseleri
geri planda kaldı ve Bist 100 diğer sektörler ile
yükseldi. GARAN, ISCTR gibi derinliği yüksek hisseler
ralliye katılmadılar. Bunun sebebi elbette faizlerin
düşmesi ile bankacılık sektöründeki karlılığın düşmüş
olması. Karantina dönemi ile yurt içi ve yurt dışı
ulaşımdaki kısıtlamalar da ulaştırmacılık sektörünü
negatif etkiledi ve bu hisseler de pandemiden payını
aldı.
Önümüzdeki Dönem Senaryoları
Son aylarda sakin seyreden dövizde hareketlilik
başladı. Dolar 7-7,50 bandına geçti ve bir süre daha
hareketlilik görmek mümkün. Düşük faiz politikası
uzun süre devam etmeyebilir ve Merkez Bankası faiz
arttırımına gitmek durumunda kalabilir. Faizlerin
artışından dolayı banka sektörü karlılığı olumlu
etkilenebilir ve banka endeksinde hareketlilik
görülebilir.
Yurtdışı ile yaşanan Doğu Akdeniz problemi borsada
bir baskı unsuru ve bu problemin çözülmesi yönündeki
haberler borsayı rahatlatabilir, önünü açabilir.
Covid-19’un negatif etkilediği sektörler var,
ulaştırmacılık ve turizm gibi. Pandeminin dünya
çapında kontrol altına alınmasıyla ilgili gelişmeler
olur ise, bu tarz negatif etkilenmiş sektör hisseleri
üzerindeki baskı kalkabilir.
Karadeniz’de tespit edilen doğalgaz rezerviyle ilgili
gelişmeler ilgili sektörleri olumlu etkileyebilir. Son
olarak, her ne kadar tartışmalı bir proje olsa da Kanal
İstanbul, Gyo şirketleri için yüksek bir kâr potansiyeli.
Olası faiz arttırımı bu sektör kârlılığını negatif
etkileyecek olsa bile bu projenin ilerlemesi yönündeki
olası gelişmeler veya haberler bu sektörün ilgili
hisselerine olumlu yansıyabilir.
Bunlara ek olarak, her zaman dünya ve ülke gündemi
ile ekonomik gelişmeler yakından takip edilmeli.
Sektörel bazda değerlendirmeler ile karlılık yapısı
güçlü kurumsal ve gelecek vaadeden firmalara yatırım
yapılırsa borsada kazanmak zor değildir, sadece zaman
ve sabır gerektirebilir.
NYX
201
Yeryüzünün
cennet kuyuları
Zaman
Yolcusu
TAN SANDER
tan.sander@nyxmag.com
Cenoteler
Cancun hava limanına inip bisikletime kavuşunca, Güney
Amerika Bisiklet Yolculuğum da başlamış oldu.
Cancun hava limanından pedallamaya başladıktan sadece 26
km sonra karanlık basmadan, hafif yağmur altında beni dev
grafitilerle karşılayan Puerto Moreles sahiline ulaşıyorum.
Sahilde ilk gecemi geçireceğim çadırımı kurmak için restoran
sahibinden iznimi alıp, yağmur hızlanmadan çadırımı
kurup, yağmurun tıp tıp diye başlayarak ninni seslerine
dönüşmesiyle derin uykuma dalıyorum
Zaman Yolcusu
Sıcaklık o kadar fazla ki erimemek
ve serinlemek için yolun her yanında
girişleri olan Cenoteleri dinlenme
yerlerim olarak belirliyorum!
Suyun soğukluğunu yücudunuzda
hissetmek sizi hemen yeniliyor
ve günün ilerleyen saatleri için
hazırlıyor.
Cenoteler, Yucatan yarımadasını
oluşturan kalkerlerin zaman içinde
depremler ve buzul çağının bitmesine
yol açan meteorun Meksika
Körfezi'ne düşmesinin ardından
meydana gelmiş birbirinden değişik
mağaralar. Maya İmparatorluğu'nun
kurulduğu ve 1200 senesine kadar
yaşadığı bu topraklarda irili ufaklı,
hepsi birbirinden farklı binlerce
cenote bulunuyor. Çoğu cenote
mineral zengini berrak sularıyla
yerli ve yabancı turistlere ve
ayrıca Yucatan'ın gerçek sahipleri
Mayaların serinlemek için sık sık
kullandığı birer havuza dönüşebiliyor.
Cenoteler yeraltından birbirleriyle
ve en sonunda atlantik okyanusuna
bağlılar! Bir çok turist buralara aletli
dalışın en tehlikesi olan sualtı mağara
dalışına gelmektedir!
NYX
203
trend
topic
Günlüğü
YURDAGÜL AYDIN
yurdagul.aydin@nyxmag.com
Merhaba
Yaz bitti, sonbaharın ilk ayını da geride bıraktık bile. Peki bu
geçtiğimiz üç ayda ülkemizde en çok neler konuşuldu merak
ediyor musunuz? Ülkenin gündemini takip edebileceğimiz en
gerçek platform olan twitterdan son 3 ayın trend topiclerini
sizin için listeledim.
Güzel hashtaglerde buluşmak dileğiyle...
Temmuz
1 Temmuz - #SosyalMedyamaDOKUNMA
2 Temmuz - #HesabıSandıktaKapatacağız
3 Temmuz - #sakarya
4 Temmuz - #ÇiftçimizMilliDeğerimiz
5 Temmuz - #yazokuluistiyoruz
6 Temmuz - #besiktas
7 Temmuz - #ayağakalksakarya
8 Temmuz - #TebriklerLCWaikiki
9 Temmuz - #DağKeçilerineDokunma
10 Temmuz - #ayasofyacamii
11 Temmuz - #15TemmuzMehteri
12 Temmuz - #Wayfair
13 Temmuz - #CemalYaz1890aYolla
14 Temmuz - #BarışMuratYağcı
15 Temmuz - #psikolojideacikogretimehayir
17 Temmuz - #PsikolojideMesafeOlmaz
18 Temmuz - #MTVHottest
19 Temmuz - #DiyanetKapatılsın
20 Temmuz - #GerekçemizVar
21 Temmuz - #pınargültekin
22 Temmuz - #VolkanUzunTutuklansın
23 Temmuz - #ayasofyacamii
24 Temmuz - #Atatürk’e
25 Temmuz - #PsikologlarDavasındaHaklı
26 Temmuz - #PesEtmekYok
27 Temmuz - #PsikolojiÖrgünOkunur
28 Temmuz - #SansürYasasınaDurDe
29 Temmuz - #TFFistifa
30 Temmuz - #kurbanbayramı
31 Temmuz - #WeLoveYouJimin
16 Temmuz - #susmabatman
NYX
204
Twitter Günlüğü
Ağustos
1 Ağustos - #PsikolojiYüzyüzeÖğrenilir
2 Ağustos - #COVID_19
3 Ağustos - #PsikologlarUmutlu
4 Ağustos - #Beirut
5 Ağustos - #5AğustosPsikolojiŞenliği
6 Ağustos - #BeratAlbayrakistifa
7 Ağustos - #TürkiyeyeGüveniyorum
8 Ağustos - #DünyaKedilerGünü
9 Ağustos - #BırakmamSeni
10 Ağustos - #MaviVatan
11 Ağustos - #TedbirleriAlınÜnileriAçın
12 Ağustos - #bilimkurulu
13 Ağustos - #AkSevda19Yaşında
14 Ağustos - #BarçaBayern
15 Ağustos - #HalkDURdiyecek
17 Ağustos - #wuhan
18 Ağustos - #MusaOrhanTutuklansın
19 Ağustos - #SağlığaZamlıTekKalemMaaş
20 Ağustos - #fizyoterapistlerOdaistiyor
21 Ağustos - #tercihleraçıklansın
22 Ağustos - #SnKocaYanlışAnladın
23 Ağustos - #UCLfinal
24 Ağustos - #elifsaritutuklansin
25 Ağustos - #MambaMentality
26 Ağustos - #ZaynalıKimKoruyor
27 Ağustos - #ölüyoruz
28 Ağustos - #EastMedisTurkey
29 Ağustos - #BakanZiyaSelçukNTVde
30 Ağustos - #TürkiyeUzayLiginde
31 Ağustos - #5816SayılıKanunKaldırılsın
16 Ağustos - #öğretmenlerbirleşiyor
Eylül
1 Eylül - #BuGeceSirenlerSaat21
2 Eylül - #Tele1Susturulamaz
3 Eylül - #ElifMersinTutuklansın
4 Eylül - #Mulan
5 Eylül - #kpss2020
6 Eylül - #TerimOrtaSahaBekliyor
7 Eylül - #CukurS4
8 Eylül - #ünileriYÖKetme
9 Eylül - #SağlıkçıyaKocaBirHiç
10 Eylül - #erdoğanınyanındayız
11 Eylül - #KırmızıOda
12 Eylül - #MebKararname
13 Eylül - #Atatürk
14 Eylül - #AffetÇukur
15 Eylül - #KadirŞekerMeşruMüdafaa
16 Eylül - #iyikiTTBvar
17 Eylül - #HalilSezaiTutuklandı
18 Eylül - #TavandanDeğilSeyyanenZam
19 Eylül - #YıllarSonra
20 Eylül - #BŞKvGS
21 Eylül - #SagliktaSiddet
22 Eylül - #SosyalBilgÖgrtMagdur
23 Eylül - #fizyoterapistlerbirlikoluyor
24 Eylül - #GeceGörüşü
25 Eylül - #Öğretmene60BinAtamaMüjdesi
26 Eylül - #AtatürkSözüYaz
27 Eylül - #GSvFB
28 Eylül - #TariheVefa1071Atama
29 Eylül - #AzerbaijanNotAlone
30 Eylül - #vakasayısıkac
NYX
205
Yeni normal hayatımızda eskisi kadar çok dışarıda
olamıyoruz. Özellikle risk grubunda olanlar ve salgını kontrol
altına almak için homeofis sistemine geçip evde daha fazla
zaman geçirenler için evlerde yeşil alanlar oluşturma fikri
yaygınlaşmaya başladı.
Biz de bu konuda başarılı işlere imza atan Yabu Ev Bitki
markasının kurucuları Özden Tekirdağ ve Berkay Ünver'le
bitkiler üzerine konuştuk.
Yabu Ev, Bitki markasını bitkilere aşık biri
mimar, biri mühendis olan iki ortak olarak
heyecanla yarattık. Kendi bitkilerimizin
bebeklerini dağıtmakla başlayan bu paylaşım
şimdi Yabu markası ile devam ediyor.
Bizim için her bitkinin bir karakteri,
farklı ihtiyaçları var. Bitkiler bizim için
dekoratif objeler olmaktan çok daha öteler.
Bulunduğumuz mekana enerji katan, her
yeni yaprakla bizi kendine hayran bırakan,
hikayelerini dinlemeye, görüntülerini ve
mucizelerini izlemeye doyamadıklarımız…
Şimdi bize ulaşan bitkiseverlerle bu
heyecanımızı paylaşıp, hissettiklerimizi
hissettirebilmek ilk önceliğimiz. Her yeni
bitkiyi evine yolladığımızda sahibiyle kurduğu
ilişkiyi görmek bizi çok mutlu ediyor.
Genellikle bize ulaşan bitki sahibi olmaya
niyetlenmiş kişiler, mekanlarında bitkiler
NYX
206
evimizdeki
Ev Bitkileri
oksijen noktaları
YABU'dan NYXmag okuyucuları için özel indirimler
Siparişlerinizde NYX kodunuzu kullanmayı unutmayın!
shopier.com/Yabuevbitki
NYX50 , 250 TL ve üzeri alışverişlerde 50 TL
NYX30 , 150 TL ve üzeri alışverişlerde 30 TL
NYX20 , 100 TL ve üzeri alışverişlerde 20 TL
Biz yeşilin enerjisini ve mimariye kattıklarını çok seviyoruz.
için uygun alanları belirlemiş, o alanlara ve kendilerine
hangi bitkilerin uygun olacağı konusunda destek isteyenler
oluyor. Hem mimar gözümüz ile hem annelerimizden miras
bilgi birikimimiz ile doğru bitkiyi, doğru yer ve kişilerle
buluşturuyoruz. Böylece bitki eve ya da ofise geldiğinde yaşanan
memnuniyet, bitki yaşadıkça devam ediyor. O kadar çok kişinin
çok severek sahip olduğu bitkilerinin yanlış seçimler yüzünden
yaşayamadığını biliyoruz ki, sahip olmaktan çok sahip olmaya
devam edebilmenin önemli olduğunun farkındayız.
Bitkilerimizi seramızdan özenle kendimiz bizzat seçiyoruz
ve yeni sahiplerine ulaştırıyoruz. Bazı hassas türler dışında
tüm Türkiye’ ye özel paketleme ile bitkilerimizi ulaştırıyoruz.
İstanbul içinde ise araçlı kuryelerimiz ile teslimatlarımızı
gerçekleştiriyoruz.
Bizden önce yapılan hatalar için ise bakım ziyaretleri yaparak
bitkilerinizi yerinde görerek destek olup, iyileştirmeye
çalışıyoruz. Aynı şekilde rutin bakımlar için de gerekli
danışmanlıkları veriyoruz.
https://www.instagram.com/yabu.ev.bitki/
NYX
207
2020-21
Sonbahar
Kış
Defileleri
Sonbaharı modanın kışkırtıcı
enerjisiyle karşılamak, ilham almak
ve yenilenmek için hazırsanız,
show başlıyor...
NYX
208
NYX
209
Moda
NYX
210
Moda
SONBAHAR - KIŞ 2020
NYX
211
NYX
212
NYX
213
Moda
NYX
214
NYX
215
Moda
NYX
216
NYX
217
Moda
Sonbahar 2020
Carolina Herrera’nın
2020 Sonbahar
Koleksiyonu
siyah beyaz gibi klasik
renklerin yanısıra kırmızı,
pempe, turuncu ve mavi
gibi canlı renkleri ve
görkemli tasarımlarıyla
çok çarpıcı.
NYX
218
Moda
Carolina Herrera Yaratıcı Moda Direktörü Wes Gordon'un
modern dramatik volanlar ve cesur renklerle görkemli
gösterisi... Sonbahar 2020 Koleksiyonu.
NYX
219
NYX
220
NYX
221
Moda
NYX
222
Moda
16. yüzyıl İspanyol ressamı Francisco de Zurbaran’ ın yağlı
boya tablolarında dramatik bir etki elde etmek için kullandığı
renklerden iham alan Gordon, katı ve monastik asaleti rahat
elbiselere dönüştürerek podyumlara taşıdı.
NYX
223
NYX
224
NYX
225
Moda
CRUISE KOLEKSİYONU
SONBAHAR - KIŞ 2020
NYX
226
NYX
227
Moda
NYX
228
NYX
229
Moda
NYX
230
NYX
231
Moda
NYX
232
NYX
233
Moda
NYX
234
Moda
RESORT KOLEKSİYONU: FLASH 2021
Versace Flash kapsül koleksiyonu cesur, heyecan
verici, gösterişli kıyafetlerle karşımızda.
Geniş omuzlu, vatkalı ceketler, yılan derisi baskılar
ve mini etekler çekici tasarımlarıyla dikkat
çekerken, diğer yanda neon ve pastel renklerin
buluşmasına tanıklık ediyoruz.
NYX
235
NYX
236
NYX
237
Moda
NYX
238
NYX
239
Moda
NYX
240
NYX
241
Moda
NYX
242
NYX
243
Moda
NYX
244
NYX
245
Moda
NYX
246
Moda
SONBAHAR KIŞ
KOLEKSİYONU
2020/21
NYX
247
NYX
248
NYX
249
Moda
NYX
250
NYX
251
Moda
NYX
252
NYX
253
Moda
NYX
254
NYX
255
Moda
NYX
256
NYX
257
Moda
NYX
258
NYX
259
Moda
NYX
260
NYX
261
Moda
NYX
262
NYX
263
Moda
NYX
264
NYX
265
Moda
NYX
266
NYX
267
Moda
NYX
268
NYX
269
Moda
NYX
270
NYX
271
Moda
Kitaplar
SANATTA VE BEYİN BİLİMİNDE
İNDİRGEMECİLİK
“İki Kültür Arasında Köprü Kurmak”
Eric R. Kandel,
Columbia Üniversitesi Sinirbilim Bölümü Öğretim Üyesi
Sanat ve bilim, uzlaşmaz biçimde birbirinden ayrılmış mıdır,
yoksa ortak bir zemin bulabilirler mi? Sanata da derin ilgisi
olan Nobel Ödüllü Eric R. Kandel, bu yeni kitabında, bilimin
bir sanat eserini deneyimleme ve anlamlandırmadaki etkisini
sorguluyor.
Hafızanın nörobiyolojik temellerini ortaya koyan çalışmalarını
bu kez sanata uygulayan Kandel, öznel dünyalarını renk, biçim
ve ışığa damıtan modern sanatçıların nörobilimsel analizini
yapıyor.
HINÇ
Yazar: Mahmut Yesari
Günümüz Türkçesine aktaranlar:
Reyhan Tutumlu, Ali Serdar
Mahmut Yesari’nin 1928 yılında tefrika edilen
romanı Hınç, 92 yıl sonra ilk kez günümüz
okurlarıyla buluşuyor.
Kaybedilmiş büyük servetlerle sefalet dolu
hayatların yan yana sergilendiği Hınç, Muammer
Sacit’in intikam almaya karar vermesiyle
entrikaların iç içe geçtiği bir romana dönüşür.
Şaika, Rukiye, Melike ve Margarita gibi
karakterlerin de bu entrikalara dahil olmasıyla
karmaşık ve bir o kadar da merak uyandırıcı
olaylar silsilesi başlar. Türk edebiyatında “kötücül”
ya da “anti kahraman” olarak nitelendirilebilecek
ve bu anlamda nadir görülen karakterleri
barındırmasıyla da öne çıkan Hınç, hem dil hem
de yapı olarak son derece sürükleyici bir eser…
KİTAP İLE SOHBET BAŞLIYOR
Martı Kitap Kulübü
Martı Kitap Kulübü, 12 yıldır İstanbul Oyuncak
Müzesinde gerçekleştirdiği edebiyat severlerin
buluşma yeri olan “Kitap ile Sohbet” etkinliğini
tüm Türkiye genelinde gerçekleştiriyor.
Bu sezon pandemi nedeniyle online olarak
gerçekleşecek çalışmalar Martı Kitap Kulübü
kurucusu Yasemin Sungur liderliğinde online
gerçekleşecek “Kitap ile Sohbet” buluşmalarında
bibliyoterapi, yaratıcı okuma, yaratıcı drama ve
iletişim becerileri tekniklerinden yararlanılıyor.
Tarih: 6 Ekim Salı / 7 Ekim Çarşamba
Saat: 11.00 – 13.30 / 20:00 – 22:30
Yer: GelisimEnstitusu.com
NYX
272
Kültür - Sanat
Tiyatrolar
CMYLMZ - DIAMOND ELITE
PLATINUM PLUS
05 – 06 – 27 – 28 EKİM
ZORLU PSM
Dünyanın dört bir yanında 5.000’in üzerinde
stand-up gösterisi gerçekleştiren Cem Yılmaz,
CMYLMZ – Diamond – Elite – Platinum - Plus
şovunun yeni sezon gösterileri ile Ekim ayı
boyunca #mesafeliamabirlikte mottosuyla Zorlu
PSM seyircisiyle buluşmaya hazırlanıyor.
KIZLAR VE OĞLANLAR
07 – 08 EKİM
ZORLU PSM
Güzelliğin, aşkın, çocuğun, evin, paranın ve en
önemlisi başarının değerini anlatan, özlemek üzerine
kurulu “Kızlar ve Oğlanlar” oyununda sevilen oyuncu
Bergüzar Korel tek kişilik performansı ile seyirciyi
kendisine hayran bırakıyor. Dennis Kelly’nin kaleme
aldığı, Hira Tekindor’un çevirisi ve İbrahim Çiçek’in
rejisiyle Craft Tiyatro’nun adından sıkça söz ettiren
oyunu “Kızlar ve Oğlanlar” 7 - 8 Ekim tarihlerinde
Zorlu PSM’de seyirciyi yeniden selamlamaya
hazırlanıyor.
AMADEUS
09 – 10 – 19 – 21
EKİM
ZORLU PSM
Peter Shaffer
tarafından kaleme
alınan, dünya müzik
tarihinin unutulmaz
bestecileri
Wolfgang Amadeus
Mozart ile Antonio
Salieri'nin eşsiz
hikayesini anlatan
oyun “AMADEUS”,
başrollerini Selçuk
Yöntem, Okan Bayülgen ve Özlem Öçalmaz’ın
paylaştığı, güçlü oyuncu kadrosu, 14 kişilik koro
ve 11 kişilik canlı orkestradan oluşan 45 kişilik
dev ekibi ve usta yönetmen Işıl Kasapoğlu rejisiyle
Ekim ayı boyunca Zorlu PSM’de tiyatroseverlerle
buluşmaya hazırlanıyor.
TARTUFFE
30 EKİM
ZORLU PSM
17. yüzyıl Fransası’nın büyük mizah dehası Molière’in
bütün dünyada en sık sahnelenen, en çok konuşulan
ve tartışılan ve aynı zamanda da genel olarak büyük
yazarın başyapıtı olarak kabul edilen oyunu Tartuffe,
Mam’art Tiyatro yapımı ve Emrah Eren’in yenilikçi
yorumuyla 30 Ekim’de Zorlu PSM’de seyirci karşısına
çıkmaya hazırlanıyor.
NYX
273
Film/Dizi
“KOVAN”
DOĞA VE İNSANA DAIR
SIRA DIŞI BIR FILM
Başrolünde Meryem Uzerli’nin yer aldığı Kovan, 25 Eylül’de vizyona
giriyor. Türk sinemasında insan ve doğa ilişkisi üzerine yapılan en
özgün filmlerden olan Kovan, Almanya’dan memleketi Artvin’e dönüş
yapan bir kadının arıların dünyasında var olma çabasını etkileyici bir
hikaye ve çekimler eşliğinde anlatıyor.
TRT ve Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından desteklenen
Kovan filmi, Artvin’in iki bin 500 metrenin üzerindeki, sis ve bulut
denizleriyle kaplı zorlu coğrafyasında çekildi. Yönetmen Eylem
Kaftan, filmin senaryosunu TRT Belgesel’de yayınlanan, sunuculuğunu ve yönetmenliğini üstlendiği Biçiftlik
programında tanıştığı bir karakterden ilham alarak kaleme aldı. Mekan seçimleri için aylar süren uzun
araştırmalar yapan Kaftan, dünyanın nadide ballarından olan Doğu Karadeniz’in kestane balının ve Kafkas
arısının merkezi Artvin’e defalarca ziyarette etti. Ayı çekimlerinin nasıl yapıldığı büyük merak konusu olan
filmin arılık çekimlerinde ekibe arı uzmanları, sağlık görevlileri ve veteriner eşlik etti.
HEYECANLA BEKLENEN THE HAUNTING:
BLY MALİKÂNESİ 9 EKİM'DE NETFLIX'TE BAŞLIYOR…
The Haunting: Bly Malikânesi 9 bölümlük sezonuyla 9 Ekim Cuma tüm dünyayla aynı anda sadece Netflix’te!
The Haunting: Tepedeki Ev’in yaratıcılarından, Henry James'in ünlü hikayesinden uyarlanan The Haunting: Bly
Malikânesi ,The Haunting antoloji dizisine yepyeni bir sayfa açıyor.
The Haunting: Bly Malikânesi Hakkında:
The Haunting: Tepedeki Ev’in yaratıcısı Mike Flanagan ve yapımcısı Trevor Macy’den The Haunting
antolojisinin yeni sezonu The Haunting: Bly Malikânesi, 1980'lerin İngiltere'sinde geçiyor. Yeğenlerinin
(Amelie Bea Smith ve Benjamin Evan Ainsworth) bakıcıları trajik bir şekilde ölünce, Henry Wingrave (Henry
Thomas) onları emanet edebileceği genç bir Amerikalı bakıcı (Victoria Pedretti) tutar. Yeni bakıcı, malikânenin
aşçısı Owen ( Rahul Kohli), bahçıvan Jamie (Amelia Eve) ve Kahya Bayan Grose (T'Nia Miller) ile birlikte yetim
iki çocuğun bakımından sorumlu olacaktır. Ancak zaman geçtikçe her şeyin malikânede göründüğü gibi olmadığı
ortaya çıkar. Tüyler ürpertici gotik romantizme ev sahipliği yapan malikânede aşk ve kaybın yüzyıllardır süren
karanlık sırları gün yüzüne çıkmayı bekliyor. Bly Malikâne’sinde, ölmek, gitmiş demek değildir.
NYX
274
Kültür - Sanat
Sergiler
“ARA GÜLER VE AHMET HAMDI TANPINAR
‘AYNI RÜYANIN İÇINDE’ BULUŞTU”
Ara Güler’in çok yönlü sanatçı kimliğini ve ilham veren
yaşamını gelecek nesillere aktarmak amacıyla kurulan
Ara Güler Müzesi’nin yeni sergisi, bir tarihin entelektüel
hafızası Ahmet Hamdi Tanpınar ile bu tarihin görsel
kayıt ustası Ara Güler’i İstanbul’un hikayesinde bir araya
getiriyor.
28 Şubat 2021’e kadar ziyaret edilebilecek yeni
sergide, bir tarihin entelektüel hafızası Ahmet Hamdi
Tanpınar’ın metinleriyle, bir tarihin görsel kayıt ustası
Ara Güler’in fotoğrafları buluşuyor. Dergah yayınlarıyla
birlikte hazırlanan “Aynı Rüyanın İçinde” kitabı da sergiyle eş zamanlı olarak
sanatseverlerle buluşuyor. Sanat tutkunları yeni sergi ve kitapla birlikte gerçek
ve kurgunun iç içe geçtiği bir İstanbul hikayesine şahitlik edecek.
“KEZBAN ARCA BATIBEKI’NIN
YOLDA II ISIMLI SOLO SERGISI”
Kezban Arca Batıbeki’nin, Yolda II (On The Road
II) isimli solo sergisi Artcrowdistanbul Online
Galerisi’nde başladı. 16 Eylül tarihinde açılan ve
2 ay süreyle çevrimiçi olarak izlenebilecek sergi,
yaşadığımız Pandemi sürecinde ‘yol’a duyduğumuz
özlemi dile getiren özel bir seçki ile izleyici karşısına
çıkıyor.
“ARTKOLİK YENI SANAT
SEZONUNU 20 EKIM’DE
AÇIYOR”
Artkolik yeni sanat sezonunu 20 Ekim – 30 Kasım
2020 tarihleri arasında Ayşegül Barbaros’un
“Episode I, Bölüm I” isimli kişisel sergisi ile açıyor.
Ressamın ilk kişisel sergisi olma özelliğini taşıyan
seçkide, 2018-2020 arasında ürettiği yağlı boya
tablolardan bir derleme sunuluyor.
“ALEXIS GRITCHENKO – İSTANBUL
YILLARI” SERGISI, MEŞHER'DE
Meşher, ikinci sergisi “Alexis Gritchenko – İstanbul Yılları”
ile, Ukraynalı sanatçının 1919-1921 yılları arasında yaşadığı
İstanbul’u konu alan eserlerini izleyici ile 1 Eylül’de yeniden
buluştu. Sergi ile paralel olarak tasarlanan konuşmalar ise
çevrimiçi olarak devam ediyor.
Sergi sanatçının çoğu suluboya olmak üzere,
guaş, karakalem, yağlıboya eserlerinden oluşuyor.
Gritchenko’nun, İstanbul’u ziyaretinden 100 yıl sonra,
sanatçının o dönemde ürettiği 150’den fazla eseri
günlüğünün ışığında, ilk kez bu sergi için bir araya getirildi.
Sergi, 1 Kasım 2020’ye kadar izlenebilir.
NYX
275
NYX
276