03.07.2021 Views

NYXmag SAYI 005

NYXmag Yaz Sayısı günlerce okumaya doyamayacağınız birbirinden zengin özel içerikleri ile yine dopdolu bir dergi! Yaz sezonunun saç ve cilt bakım önerileri ile 5 adımda güneş kremlerini seçme ve doğru kullanım rehberi. Cildi güzelleştiren 10 öneri. Make up artist Hidayet Korkmaz ile iyi makyajın sırları. Hair stylist Sabit Akkaya röportajı. Popüler diyetler. Son yılların gözdesi Brezilya Poposu estetiği. Sezonun en trend mayo ve bikini modelleri. Şehirde ve plajda yaz modasının öne çıkanları. Nazlı Eker'in yeni yorumuyla Aşk Dediğin Laftır single çalışması. Seyahatte yeni uygulama: Aşı pasaportu. Uzak doğu mutfağının efsane lezzetleri sushiler. 2021 gelinlik modelleri. Cam kırma sanatçısı Simon Berger röportajı. Aşı pasaportu. Sosyal medyada fotoğraflarda filtre kullanma bağımlılığı. Psikolog Selin Anahar röportajı. Her alanda Yoga. Online yurtdışı eğitim programları. İngiltere’deki Ashbourne Collage eğitim programları röportajı. Kedi kumu seçimi. Oyuncu Tuna Arman röportajı. 12'den sonra film ve müzik. Ahşap ile ileri dönüşüm. Öldürmenizin neredeyse imkansız olduğu ev bitkileri. Adriyatik'in huzurlu sığınağı: Karadağ. Hikayeler. Dekorasyon önerileri ve yaz sofraları. 3 aylık Twitter Türkiye trendtopic listesi. İş stratejisti Arzu Tekir ve Yazar Selim Erdoğan röportajları. İlham Veren Kadınlar. 30 yıllık moda ve tasarım serüveninde, her sezon farklı öykülerden esinlenerek yarattığı eşsiz koleksiyonların yanı sıra, farklı disiplinleri kavramsal bakış açısı ile sentezlediği sanat enstalasyonları ile de dünya genelinde solo ve karma performanslar gerçekleştiren Özlem Süer ile röportaj. Puduhepa ve Kız Kardeşleri isimli sosyal sorumluluk projesini hayata geçiren ve bu projesi ile Yves Rocher Vakfı Toprağın Kadınları Ödülü’nün sahibi olan Renan Tan Tavukçuoğlu ile röportaj. Daha 12 yaşındayken babası ile birlikte ilk akrobasi uçuşunu gerçekleştiren Türkiye'nin ilk kadın akrobasi pilotu ve ilk sivil kadın helikopter pilotu ünvanlarına sahip Semin Öztürk Şener ile röportaj. Keyifli okumalar…

NYXmag Yaz Sayısı günlerce okumaya doyamayacağınız birbirinden zengin özel içerikleri ile yine dopdolu bir dergi!
Yaz sezonunun saç ve cilt bakım önerileri ile 5 adımda güneş kremlerini seçme ve doğru kullanım rehberi. Cildi güzelleştiren 10 öneri. Make up artist Hidayet Korkmaz ile iyi makyajın sırları. Hair stylist Sabit Akkaya röportajı. Popüler diyetler. Son yılların gözdesi Brezilya Poposu estetiği. Sezonun en trend mayo ve bikini modelleri. Şehirde ve plajda yaz modasının öne çıkanları. Nazlı Eker'in yeni yorumuyla Aşk Dediğin Laftır single çalışması. Seyahatte yeni uygulama: Aşı pasaportu. Uzak doğu mutfağının efsane lezzetleri sushiler. 2021 gelinlik modelleri. Cam kırma sanatçısı Simon Berger röportajı. Aşı pasaportu. Sosyal medyada fotoğraflarda filtre kullanma bağımlılığı. Psikolog Selin Anahar röportajı. Her alanda Yoga. Online yurtdışı eğitim programları. İngiltere’deki Ashbourne Collage eğitim programları röportajı. Kedi kumu seçimi. Oyuncu Tuna Arman röportajı. 12'den sonra film ve müzik. Ahşap ile ileri dönüşüm. Öldürmenizin neredeyse imkansız olduğu ev bitkileri. Adriyatik'in huzurlu sığınağı: Karadağ. Hikayeler. Dekorasyon önerileri ve yaz sofraları. 3 aylık Twitter Türkiye trendtopic listesi. İş stratejisti Arzu Tekir ve Yazar Selim Erdoğan röportajları. İlham Veren Kadınlar. 30 yıllık moda ve tasarım serüveninde, her sezon farklı öykülerden esinlenerek yarattığı eşsiz koleksiyonların yanı sıra, farklı disiplinleri kavramsal bakış açısı ile sentezlediği sanat enstalasyonları ile de dünya genelinde solo ve karma performanslar gerçekleştiren Özlem Süer ile röportaj. Puduhepa ve Kız Kardeşleri isimli sosyal sorumluluk projesini hayata geçiren ve bu projesi ile Yves Rocher Vakfı Toprağın Kadınları Ödülü’nün sahibi olan Renan Tan Tavukçuoğlu ile röportaj. Daha 12 yaşındayken babası ile birlikte ilk akrobasi uçuşunu gerçekleştiren Türkiye'nin ilk kadın akrobasi pilotu ve ilk sivil kadın helikopter pilotu ünvanlarına sahip Semin Öztürk Şener ile röportaj.
Keyifli okumalar…

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

HAZİRAN - TEMMUZ- AĞUSTOS<br />

2021 / <strong>SAYI</strong> 5<br />

CAM<br />

KIRMA<br />

SANATI<br />

FİLTRELİ<br />

BEDENLER<br />

Güneşten<br />

Korunmanın<br />

Yolları<br />

YURT DIŞINDA EĞİTİM<br />

MAYO VE<br />

YAZ<br />

TRENDLERI<br />

POPÜLER<br />

DİYETLER<br />

İLHAM<br />

VEREN<br />

KADINLAR<br />

12'DEN<br />

SONRA<br />

MÜZİK<br />

BİKİNİLER<br />

PATİLİ<br />

KÖŞE<br />

Nazlı Eker<br />

''aşk dediğin laftır''<br />

AŞI<br />

PASAPORTU PORTU


NYX<br />

2


NYX<br />

3


BU <strong>SAYI</strong>DA<br />

14<br />

Deniz, kum, güneş<br />

sezonu bakımları<br />

46 50<br />

26<br />

Hidayet Korkmaz<br />

''iyi makyajın sırları''<br />

62 90<br />

34<br />

Röportaj<br />

14<br />

26<br />

34<br />

42<br />

46<br />

50<br />

54<br />

Popüler<br />

Diyetler<br />

Deniz, Kum, Güneş Sezonu Bakımları<br />

Sezonun makyaj trendleri, güneşten korunma yollarıyla<br />

cilt ve saç bakımı önerileri<br />

Röportaj / Hidayet Korkmaz<br />

İyi makyajın sırlarını konuştuk<br />

Röportaj / Nazlı Eker<br />

Nazlı'nın yorumuyla ''Aşk Dediğin Laftır''<br />

Ayna / Nalan Yurttaş<br />

Yaz bakımları<br />

Röportaj / Sabit Akkaya Hair Stylist<br />

Sabit Akkaya ile saç bakımı ve yeni trendleri<br />

konuştuk<br />

Popüler Diyetler<br />

Diyetisyen Ezgi Şen Aralıklı Oruç (IF), Juice ve<br />

Akdeniz diyetlerini anlatıyor<br />

Brezilya Poposu Estetiği<br />

Mayo ve<br />

Bikiniler<br />

NYX<br />

4<br />

62<br />

86<br />

90<br />

96<br />

98<br />

126<br />

144<br />

Song'un<br />

Seçkileri<br />

Yaz Modasına Merhaba<br />

Yaza damgasını vuracak mayo ve bikini koleksiyonları<br />

Fit Lezzet / Chef Dyt.Yeliz Yıldız<br />

Beslenmeye Adım Adım<br />

Song'un Seçkileri / Songül Öztürk<br />

Uzak doğu mutfağının efsane lezzetleri ile<br />

Yakuza<br />

Hamileler Covid-19 Aşısı Olabilir mi?<br />

Op. Dr. Berk Bulut / Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek<br />

Uzmanı anlatıyor<br />

Moda<br />

Yaz sezonunun çarpıcı koleksiyonlarından seçkiler<br />

2021 Gelinlik ve İç Giyim Koleksiyonları<br />

Işıltılı Mücevherler<br />

126<br />

Gelinlikler


H A Z İ R A N - T E M M U Z - A Ğ U S T O S 2 0 2 1<br />

En son haberler www.nyxmag.com'da<br />

148<br />

Sanatın Gözü<br />

152<br />

168<br />

Vizesiz Dünya<br />

172<br />

Post Büyücüsü<br />

174<br />

Röportaj<br />

178<br />

Denge<br />

182<br />

Happily Ever<br />

Abroad<br />

186<br />

Röportaj<br />

148<br />

152<br />

Vizesiz Dünya / O. Suat Özçelebi<br />

168 Yeni Engel Aşı Pasaportu mu?<br />

172<br />

174<br />

178<br />

182<br />

Sanatın Gözü / Fulden Karayel<br />

Cam Kırma Sanatının Eşsiz Hikayesi<br />

Post Büyücüsü / Burçin Yaşar Üner<br />

Filtreli Bedenler<br />

Denge / Asu Çetin<br />

Yoga Her Alanda<br />

192<br />

Patili Köşe<br />

Happily Ever Abroad / Aslı Eren Eryıldır<br />

Pandemi Döneminde Online Eğitim Programları<br />

186<br />

İlham Veren Kadınlar 3<br />

Sizi kimi büyük projeler, kimi küçük dokunuşlarla<br />

fark yaratıp ilham veren kadınlarla buluşturuyoruz 192<br />

196<br />

Röportaj / Psikolog Selin Anahar<br />

Sosyal medyanın hayatımıza etkileri<br />

196<br />

Röportaj<br />

200<br />

202<br />

204<br />

208<br />

Röportaj / Betül Gültekin Özbal<br />

Ashbourne College / A Level Türkçe Öğretmeni<br />

ASHBOURNE COLLEGE ile İngiltere’deki eğitim sistemini ve<br />

okulun sunduğu olanakları konuştuk<br />

Patili Köşe / Sevil Balaban<br />

Kedim İçin Hangi Kumu Seçmeliyim?<br />

Röportaj / Tuna Arman<br />

Oyuncu ve Hayvan Korumacı<br />

Nuh'un Gemisi<br />

Konuşan Kediler<br />

Kedilerin dilinden kendi hikayeleri<br />

Renklerin Öyküsü / Emine Akca<br />

Temiz, saf ve masum: BEYAZ<br />

Nuh’un Gemisi / Nuh Cebeci<br />

12'den sonra film ve müzik<br />

Atölyeden / Sibel Özer<br />

Ahşap ile ileri dönüşüm<br />

204<br />

NYX<br />

5


H A Z İ R A N - T E M M U Z - A Ğ U S T O S 2 0 2 1<br />

212<br />

Yabu'ca<br />

216<br />

Destination<br />

Anywhere<br />

222<br />

Kalemler ve<br />

Silgiler<br />

224<br />

Moda<br />

248<br />

236<br />

Spor ve Moda<br />

Dekoratif<br />

Ürünler<br />

256<br />

Twitter Günlüğü<br />

258<br />

Düş Kapanı 2021 Astroloji<br />

260 262 268<br />

260<br />

Kültür Sanat<br />

Röportaj<br />

Arzu Tekin<br />

Röportaj<br />

Selim Erdoğan<br />

274<br />

Yaz<br />

Görünümleri 2021 Astroloji<br />

212<br />

216<br />

222<br />

Yabu'ca / Özden Tekirdağ<br />

Öldürmenizin Neredeyse İmkansız Olduğu<br />

Ev Bitkileri<br />

Destination Anywhere / Ayça Akad<br />

Adriyatik'in Huzurlu Sığınağı: Karadağ<br />

Kalemler ve Silgiler / Naşide Sağlam<br />

İki Can, İki Hayat<br />

224 Moda<br />

Jean Koleksiyonları ve daha fazlası<br />

Spor ve Moda<br />

Yeni teknolojilerle üretilen spor ayakkabılar<br />

236 ve spor kıyafetler<br />

248<br />

Eviniz için dekoratif ürünler<br />

Sofralarınızı ve evinizi güzelleştirecek<br />

birbirinden şık öneriler<br />

256<br />

258<br />

260<br />

262<br />

268<br />

274<br />

Twitter Günlüğü / Yurdagül Aydın<br />

Nisan, Mayıs ve Haziran 2021<br />

Türkiye Twitter trend topic listesi<br />

Düş Kapanı / Şenay Çarkçı<br />

Bir ihanet de benden olsun<br />

Kültür Sanat<br />

Filmler, Diziler, Kitaplar<br />

Röportaj / İş Stratejisti ve Yazar Arzu Tekin<br />

Şimdi Senin Zamanın<br />

Röportaj / Yazar Selim Erdoğan<br />

İstanbul altyapısı, nüfusuyla insanlara her gün mikro<br />

distopyalar yaşatan bir şehir<br />

2021 Yaz Görünümleri<br />

NYX<br />

6


KÜNYE<br />

İMTİYAZ SAHİBİ<br />

YURDANUR AKCA GÜNAY<br />

GENEL YAYIN YÖNETMENİ<br />

Nurgül Eryıldır Günay (nurgul.eryildir@nyxmag.com)<br />

GENEL YAYIN KOORDİNATÖRÜ<br />

O. Suat Özçelebi (suat.ozcelebi@nyxmag.com)<br />

ONLINE YAYIN KOORDİNATÖRÜ<br />

Sevil Balaban (sevil.balaban@nyxmag.com)<br />

SOSYAL MEDYA KOORDİNATÖRÜ<br />

Burçin Yaşar Üner (burcin.uner@nyxmag.com)<br />

KATKIDA BULUNANLAR<br />

Aslı Eren Eryıldır, Asu Çetin, Ayça Akad, Deniz Aydın,<br />

Emine Akca, Fulden Karayel, Gülsüm Tulum, Nalan Yurttaş,<br />

Naşide Sağlam, Nuh Cebeci, Olcay Poulsen, Özden Tekirdağ,<br />

Sevtap Altınel, Sibel Özer, Songül Öztürk, Şenay Çarkçı,<br />

Yeliz Yıldız, Yurdagül Aydın<br />

TASARIM VE YAYINA HAZIRLAMA:<br />

SİTA TANITIM VE İLETİŞİM HİZMETLERİ<br />

YAZIŞMA VE YÖNETİM ADRESİ:<br />

NYX MAGAZINE<br />

Molla Gürani Mah. Kilimci Sokak No:2/2 Fatih - İstanbul<br />

İLETİŞİM:<br />

info@nyxmag.com<br />

REKLAM REZERVASYON:<br />

info@nyxmag.com<br />

Yazı ve fotoğrafların tüm hakları <strong>NYXmag</strong> dergisine,<br />

yayımlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir.<br />

Yayın Türü: Yerel Süreli<br />

Bizi takip edin...<br />

/nyxmag<br />

www.nyxmag.com<br />

NYX<br />

7


NYX<br />

8


Editörün Notu<br />

Merhaba<br />

Geçen yıl Temmuz ayında yayın hayatına başlayan NYX Magazine'nin 1. yaşını kutluyoruz. Yayın hayatımıza<br />

başlarken modayı yakından takip eden, bu alanda yeni kreatif yetenekleri geniş kitlelerle buluşturmaya<br />

çalışan, şehirli kadının sağlık, güzellik ve bakım ihtiyaçları için önerilerde bulunan lifestyle bir kadın dergisi<br />

olmayı amaçlamıştık. <strong>NYXmag</strong>'in aynı zamanda her türlü ayrımcılığa karşı, toplumsal cinsiyet konusunda<br />

duyarlı, insan haklarına saygılı, doğa ve hayvan dostu, daha temiz ve daha yeşil bir dünya isteyen, sağlıklı<br />

beslenmeye önem verdiği kadar, seyahat, kültür ve sanatla ilgilenerek ruhun gıdasını da eksik etmeyen<br />

ilham veren içeriklerle dopdolu bir yayın olmasını istedik.<br />

<strong>NYXmag</strong> Dergi'nin toplam okunma sayısı 600.000'e yaklaştı. Online kanalımız nyxmag.com sitesindeki<br />

haberlerin okunma sayısı 3 milyona yaklaştı. Bu veriler ışığında 1. yılımızı kutladığımız bu günlerde tüm ekip<br />

arkadaşlarımla birlikte amaçlarımıza ulaşmanın gururunu yaşıyoruz.<br />

5. sayımız yine keyifle okuyacağınız güzel içerikler ve röportajlarla dopdolu. ''İlham Veren Kadınlar''<br />

dosyamızın bu sayıdaki güçlü ve yaratıcı özel kadınları ile yaptığımız röportajları yine büyük bir özenle<br />

hazırladık. 30 yıllık moda ve tasarım serüveninde, her sezon farklı öykülerden esinlenerek yarattığı eşsiz<br />

koleksiyonların yanı sıra, farklı disiplinleri kavramsal bakış açısı ile sentezlediği sanat enstalasyonları ile<br />

de dünya genelinde solo ve karma performanslar gerçekleştiren Özlem Süer ile yaptığı çalışmalar ve ilham<br />

veren öyküsünü konuştuk. Bir diğer özel kadın Renan Tan Tavukçuoğlu. Türkiye’de 15 yıllık profesyonel<br />

iş hayatından sonra 2018’de bu toprakların güçlü kadınlarının, kız çocuklarına ilham olmasını amaçlayan<br />

“Puduhepa ve Kız Kardeşleri” isimli sosyal sorumluluk projesini hayata geçiren ve bu projesi ile Yves Rocher<br />

Vakfı Toprağın Kadınları Ödülü’nün sahibi olan Renan Tan Tavukçuoğlu ile röportajımızı beğeneceğinizi<br />

düşünüyoruz. Daha 12 yaşındayken babası ile birlikte ilk akrobasi uçuşunu gerçekleştiren Semin Öztürk<br />

Şener'in uçuş aşkını heyecanla okuyacaksınız. Türkiye'nin ilk kadın akrobasi pilotu ve ilk sivil kadın<br />

helikopter pilotu ünvanlarına sahip Semin Öztürk Şener'le eminim sizler de gurur duyacaksınız.<br />

Kadınlarımız spor dalında aldıkları madalyalarla göğsümüzü kabartmaya devam ediyor.Polonya’da<br />

düzenlenen Genç Erkekler ve Genç Kadınlar Dünya Boks Şampiyonası’nda milli sporcumuz Büşra Işıldar,<br />

Dünya Şampiyonu oldu. Sıla Karakuş ve Elif Çolak Trampolin Cimnastik Avrupa Şampiyonası’nda gümüş<br />

madalya ile Avrupa Şampiyonası tarihimizde, bu kategoride ülkemize ilk madalyayı kazandıran milli<br />

sporcularımız oldu. 55. Avrupa Karate Şampiyonası'nda milli sporcumuz Meltem Hocaoğlu Akyol altın<br />

madalya kazandı. Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenen Aerobik Cimnastik Dünya Şampiyonası’nda<br />

Ayşe Begüm Onbaşı Dünya Şampiyonu oldu. Özbekistan’ın Taşkent şehrinde düzenlenen Gençler<br />

Dünya Halter Şampiyonası'nda yarışan genç sporcumuz Dilara Uçan, dünya ikincisi oldu. Muhteşem<br />

performansları için hepsini tebrik ediyorum.<br />

Son olarak daha önce de söylediğimiz gibi “İstanbul Sözleşmesi’nden Vazgeçmeyeceğiz” diyen bütün<br />

kadınlarla dayanışma içinde olduğumuzu tekrar vurgulamak istiyorum.<br />

Sevgilerle<br />

NURGÜL ERYILDIR GÜNAY<br />

GENEL YAYIN YÖNETMENİ<br />

NYX<br />

9


INTRO<br />

Bildiğiniz gibi ilk yılımızı doldurduk. İkinci<br />

yılımızın başında, sıcakların kendini iyiden iyiye<br />

hissettirmeye başladığı günlerde yaz sayımızla<br />

yine karşınızdayız.<br />

Moda dünyasının nabzını tutarken, her zaman<br />

bakımlı olmanızı önemsediğimiz için gereken<br />

bakım önerilerini de ihmal etmedik.<br />

Bu sayımızda Happily Ever Abroad köşesinde<br />

yurtdışı eğitim uzmanımız Aslı Eren Eryıldır’dan<br />

online eğitim programları hakkında bilgi alacağız.<br />

Pandeminin yüz yüze eğitimi aksatması nedeniyle,<br />

online çözümleri öğreneceğiz. Meğer ne kadar<br />

çok seçenek varmış!!!<br />

Asu Çetin Denge köşesinde hayatımızı<br />

dengelemenin yolunu yoga asanalarından 2.<br />

Savaşçı pozunu çalışırken bulabileceğimizi<br />

söylüyor. Bu pozu çalışırken gerekli olan<br />

hizalamanın hayatımızdaki öncelikleri belirlemeye<br />

nasıl yardımcı olabileceğini kendi deneyimlerinden<br />

örneklerle anlatıyor.<br />

Seyahat Tutkunu Mimar Ayça Akad bu sayıdan<br />

itibaren gezi yazıları ile bizimle birlikte olacak.<br />

Destination Anywhere köşesinde Kotor<br />

Körfezi’ndeki nefes kesen manzaralarla dolu<br />

rotasını onunla birlikte deneyimleyeceksiniz. Kim<br />

bilir belki de ilk seyahat planınız Karadağ olur… İyi<br />

yolculuklar…<br />

Renklerin Öyküsü’nde Emine Akca beyaz rengin<br />

masum ve saf kavramlarını temsil etmesinin<br />

tarihini anlatacak bizlere. Beyaz giyerken ne ifade<br />

ettiğini de düşüneceksiniz bundan sonra. Sanatın<br />

Gözü köşesinde, kültür sanat yazarımız Fulden<br />

Karayel bizi Cam Kırma Sanatının eşsiz hikayesine<br />

ortak edecek. Sanatçı Simon Berger’in camı<br />

kırarak insan yüzlerini nasıl ortaya çıkardığının<br />

tanığı olacağız hep birlikte.<br />

Nalan Yurttaş Ayna Köşesi’nde yaz sıcağında<br />

cildimize ve saçımıza nasıl bakacağımızın<br />

tüyolarını verirken, kullanıp memnun kaldığı<br />

makyaj malzemelerini de bizlerle paylaşıyor.<br />

Naşide Sağlam, Kalemler ve Silgiler’de bu sayı, bir<br />

çocuk ve can dostunun hikayesini kaleme almış<br />

bizim için.<br />

Yabu’ca köşemizde Özden Tekirdağ, evlerinde<br />

bitki bakmakta zorlananlar için bakımı kolay,<br />

zahmetsiz ve neredeyse ölümsüz bitkilerle ilgili<br />

ipuçlarını paylaşıyor.<br />

Sibel Özer Atölye’den köşesinde ahşaba<br />

uygulanacak ileri dönüşüm yöntemleriyle<br />

çok sevdiğimiz ama artık kullanamadığımız<br />

eşyalarımızı nasıl tekrar hayatımıza alabileceğimizi<br />

anlatıyor. Song’un Seçkisi Japon yemek kültürüne<br />

yelken açıyor Songül Öztürk ile. Yakuza’ da suşi<br />

tatmaya davetliyiz bu sayı…<br />

Vizesiz Dünya köşesinde O. Suat Özçelebi<br />

pandemi ile seyahat özgürlüğünün biraz daha<br />

kısıtlandığı ve seyahatte yeni bir engel olarak<br />

karşımıza çıkan aşı pasaportu konusunu oldukça<br />

detaylı olarak köşesinde anlatıyor.<br />

Şenay Çarkçı’nın Düş Kapanı köşesinde bu<br />

sayımızda uğradığı ihanetten en az zararla<br />

çıkmaya kararlı bir kadın var. Meryem’i bir de<br />

Şenay Çarkçı anlatsın size.<br />

Bir çoğumuz kedilerimiz için çeşitli kumlar<br />

denemişizdir değil mi? Hayvan Dostlarımız<br />

sayfalarında Sevil Balaban kedi kumu çeşitlerinin<br />

olumlu ve olumsuz yanlarını anlatırken piyasada<br />

bulabileceğimiz kedi kumu markalarından da<br />

bahsediyor.<br />

Fit Lezzet köşesinde Yeliz Yıldız bebeklerin<br />

beslenmelerinde önemli noktaları paylaşıyor<br />

bizimle.<br />

Post Büyücüsü’nde Burçin Yaşar Üner, sosyal<br />

medyada filtreli fotoğraf çılgınlığını konu ediyor.<br />

Nuh’un Gemisi’nde müzik severlerin çok<br />

beğeneceği bir yazı var. Kısa bir klasik müziğe giriş<br />

yazısı klasik müziği sevenlerin ruhunu okşarken,<br />

henüz klasik müzikle tanışmamış olanlarımız için<br />

de klasik müzikle, bestecilerle, hayatlarıyla ilgili<br />

unutulmaz film önerileri ile geliyor karşımıza.<br />

İlham veren Kadınlar bölümümüzde, Renan Tan<br />

Tavukçuoğlu, Semin Öztürk Şener ve Özlem<br />

Süer’in ilham veren hikayelerine tanık oluyoruz.<br />

Röportajlar bölümümüz çok zengin bu sayımızda.<br />

Makyaj sanatçısı Hidayet Korkmaz, Oyuncuhayvan<br />

aktivisti Tuna Arman, Ashbourne College<br />

Türkçe Öğretmeni Betül Gültekin Özbal, Psikolog<br />

Selin Anahar, Kuaför Sabit Akkaya, Yazar Arzu<br />

Tekir, Yazar Selim Erdoğan ve Ses sanatçısı Nazlı<br />

Eker birbirinden ilginç röportajlarla karşınızda<br />

olacak.<br />

Keyifli okumalar dileriz.<br />

Editörün Notu<br />

NYX<br />

10


NYX<br />

11


NYX<br />

12


hızlı renklendirme servislerini<br />

sunuyoruz<br />

10 dak.<br />

YENİ<br />

IGORA Color10<br />

- Sadece 10 dakikada mükemmel<br />

saçlar,<br />

- Moda tonlarda %50’ye, doğal<br />

tonlarda %100’e varan beyaz<br />

kapama sağlar.<br />

#CREATE #TOMORROW #TODAY<br />

NYX<br />

13


NYX<br />

14


Güzellik<br />

Yaz sezonu başladı.<br />

Şimdi deniz, kum ve güneşin tadını<br />

çıkarma zamanı.<br />

Sezonun makyaj trendleri ile cildinizi ve<br />

saçlarınızı güneşin zararlı ışınlarından<br />

korumaya yardımcı olacak<br />

bakım ürünlerini sizler için seçtik.<br />

NYX<br />

15


YENİ FLORMAR<br />

GLOW DROPS<br />

HIGHLIGHTER<br />

İLE IŞILTIYI YAKALA!<br />

Işıltılı dokunuşları cildine ve makyajına taşıyan Glow<br />

Drops Highlighter, doğal minerallerden oluşan altın<br />

ışıltılar içeriyor. Gün boyu etkisini koruyan ışıltısının<br />

yanı sıra cildinin de ipek kadar yumuşak ve pürüzsüz<br />

olmasını sağlayan Flormar’ın bu yeni ürünü, 2 farklı<br />

renk seçeneğine sahip; Moon Glow ve Sun Glow…<br />

Flormar Glow Drops Highlighter’ın damlalıklı<br />

aplikatörü ile saniyeler içinde hayal ettiğin ışıltıyı<br />

kolaylıkla elde edeceksin. Yapman gerekenler çok<br />

basit; parmak ucuna birkaç damla damlat, bunu da<br />

elmacık kemiklerine, burnuna, kaşlarının altına ve<br />

dudaklarının üstüne nazik bir şekilde dağıtarak sür.<br />

Sezon güzelliğini tamamlamak için bu göz alıcı ışıltıyı<br />

omuzlarına ve dekolte bölgene de taşıyabilirsin.<br />

Başak Dizer Tatlıtuğ’dan<br />

Özgün Genç Kadınları<br />

Yansıtan Cesur Tasarımlar!<br />

P&G’nin lider kadın bakım markası Orkid, mayıs ayı<br />

itibarı ile tüketicilerle buluşan yeni Platinum paket<br />

tasarımları için başarılı stil danışmanı ve tasarımcı<br />

Başak Dizer Tatlıtuğ ile güçlerini birleştirdi. Marka,<br />

Başak Dizer Tatlıtuğ imzası taşıyan yeni paketlerin<br />

lansmanını sosyal medya üzerinden yayına giren bir<br />

tanıtım filmiyle duyurdu.<br />

Başak Dizer Tatlıtuğ “cesur, seyahat etmeyi seven,<br />

moda ve renklere tutkun kadınlardan ilham alarak<br />

tasarımları hazırladım. Orkid’in genç kızlara her<br />

fırsatta aşılamaya çalıştığı ruh ile paralel, özgün<br />

genç kadın ruhunu yansıtan, cesur tasarımlar bu<br />

şekilde ortaya çıktı.” dedi.<br />

NYX<br />

16


Güzellik<br />

ELİDOR “KENDİ YOLUMUZDA SERİSİ”<br />

TOG BURSLARI’NA BAĞIŞ SAĞLIYOR<br />

Elidor, “Kendi Yolumuzda” projesine şimdi de Migros ile anlamlı bir iş birliği ile devam ediyor.<br />

Özel tasarıma sahip “Kendi Yolumuzda” serisinde marka logosu yerine hayallerine giden<br />

yolda emin adımlarla ilerleyen Mizgin Ay, Aleyna Hadımoğlu ve Emine Yiğci’nin görselleri<br />

ayrı ayrı yer alıyor. Migros mağazalarında satışa sunulan serinin geliri; Toplum Gönüllüleri<br />

Vakfı aracılığıyla gençler için burs desteğine dönüşüyor.<br />

Elidor’un Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) iş birliği ile hayata geçirdiği “Kendi Yolumuzda” projesi şimdi de Migros’a özel bir<br />

bağış çalışması ile devam ediyor. Elidor Kendi Yolumuzda projesi için tasarlanan 100.000 adetlik özel bir seri sadece Migros<br />

mağazalarında satışa çıkıyor. Özel seri şişelerinde Elidor logosu yerine projenin destekçileri olan dünya şampiyonu milli atlet<br />

Mizgin Ay, Türkiye’nin ilk lisanslı dünya sörfçüsü Aleyna Hadımoğlu ve hukuk fakültesi öğrencisi Emine Yiğci ayrı ayrı yer alıyor.<br />

Serinin satışından elde edilen gelirin bir bölümü TOG Burs’larına bağışlanıyor.<br />

Kendi Yolumuzda tasarımlı şişelerle genç kadınların hayallerine destek olun...<br />

Elidor projenin başladığı mart ayından bugüne kadar 45<br />

binin üzerinde genç kadına Udemy iş birliği ile çevrimiçi<br />

eğitim desteği sunarken 200 genç kadına üniversite<br />

eğitimleri boyunca geçerli TOG bursu vermeye başladı.<br />

Unilever Saç Bakım Kategorisi Pazarlama Müdürü Gizem<br />

Erbaş, “Elidor olarak daha çok sayıdaki genç kadının<br />

hayallerine giden yoldaki engelleri kaldıran bir yol arkadaşı<br />

olmak için çalışıyoruz. Migros ile imza attığımız yeni iş<br />

birliğimiz de bu amaca paralel bir adım. Migros’a bu değerli<br />

iş birliği için teşekkür ediyoruz. Bir büyük teşekkür de bu<br />

projeyi destekleyen, özel tasarımlı seride yer alan, bize her<br />

zaman ilham veren Mizgin, Aleyna ve Emine’ye” dedi.<br />

Unilever Saç Bakım Kategorisi<br />

Pazarlama Müdürü<br />

Gizem Erbaş<br />

Migros Kozmetik Pazarlama<br />

Ürün Grubu Müdürü<br />

Aslı Yücel<br />

Migros Kozmetik Pazarlama Ürün Grubu Müdürü Aslı<br />

Yücel ise şunları söyledi: “Migros olarak kadınların başarıya<br />

ulaşması ve hem ekonomik hem de sosyal hayatta daha<br />

fazla yer alması için kurulduğumuz günden bu yana farklı<br />

projelerle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Elidor’un Toplum<br />

Gönüllüleri Vakfı (TOG) ile yürüttüğü ‘Kendi Yolumuzda’<br />

projesinde biz de elimizi taşın altına koymak istedik. Fayda<br />

sağlayabileceğimiz her bir genç kadın bizim için çok kıymetli.<br />

İlerleyen dönemde de kadınlarla hayatın her alanında<br />

birlikte geleceğe yan yana yürüyebileceğimiz projelerde yer<br />

almaya devam edeceğiz.”<br />

NYX<br />

17


Paris Hilton ve Türk Kuaför ABD’de Ortak İşletme Kuruyor<br />

Ünlü moda tasarımcısı, oyuncu ve manken Paris Hilton, Londra’da kuaför salonu sahibi olan<br />

Samet Zili ile ortak olarak ABD’de güzellik merkezi açmaya hazırlanıyor.<br />

Teklifin Paris Hilton’un kendisinden geldiğini<br />

söyleyen Türk işletmeci Zili, Insatgram hesabından<br />

konuyu duyurmasının ardından telefonunun hiç<br />

susmadığını ifade etti. Gerek bu konuda tebrik<br />

et-mek isteyenler gerekse ortak olmak isteyenlerin<br />

çokluğundan dolayı gayet memnun olduğunu ifade<br />

eden Samet Zili, “Paris Hilton’un teklifini Insatgram<br />

hesabımda paylaştığımdan beri tabiri caizse hesabım<br />

ve telefonum yıkılıyor. Mesajlardan dolayı telefonum<br />

kilitlendi desem yeridir. Özellikle Türkiye’deki<br />

camiadan gelen telefonlar ve tebrikler o kadar fazla<br />

ki hepsine yetişmekte zorlanıyo-rum. Bu projenin<br />

heyecanını benimle paylaşan bütün dostlarıma ve<br />

meslektaşlarıma teşekkür ediyorum.” Dedi.<br />

Türkiye’den İngiltere’ye gitmesi ile birçok fırsatın<br />

önüne geldiğini vurgulayan, Paris Hilton ile yapmayı<br />

planladıkları ortaklığın da bu minvalde bir gelişme<br />

olduğunu ifade eden Samet Zili, “İnsan, mesleğini<br />

aşk derecesinde yapınca başarı da kaçınılmaz olarak<br />

peşinden geliyor. Genç yaşıma rağmen buralara<br />

kadar gelmem işime aşk derecesinde bağlı olmamdan<br />

kaynaklanıyor. Saç stili ve tasarımı artık benim<br />

işim olduğu kadar yaşama amacım haline geldi. O<br />

nedenle işimi aşkla ve tut-kuyla yapıyorum. Her gün<br />

işe değil hayatıma geri geliyorum. Çalışırken hayat<br />

buluyorum, yaşadığımı hissediyorum. Sanırım Paris<br />

Hilton da benim bu yönümü gördü ve çok sevdi. O<br />

nedenle benimle ortak olmak istediğini söyledi.”<br />

Diyerek mesleğine olan tutkusunun başarısının asıl<br />

kaynağı olduğunu ifade etti.<br />

NYX<br />

18


UNILEVER’DEN GEZEGEN VE GEZEGENDEKİ<br />

TÜM CANLILAR İÇİN POZİTİF GÜZELLİK<br />

Güzellik<br />

Unilever “Pozitif Güzellik” vizyonuyla çevresel ayak izini azaltmanın ötesinde<br />

insanlar ve gezegen için daha fazla pozitif etki sunmak için harekete geçiyor.<br />

Bu kapsamda markalarının insanlar için eşitlikçi ve kapsayıcı, gezegen için<br />

sürdürülebilir bir güzellik anlayışına öncülük etmesini hedefliyor.<br />

Unilever’in üstün inovasyon ve teknolojilerinden de güç alan Pozitif Güzellik vizyonu, aynı zamanda ürünlere<br />

dair tüm süreçlerde de bir dönüşüme işaret ediyor. Bu yeni ve iddialı vizyon şu taahhütlerden oluşuyor:<br />

Güzellik anlayışını sınırlı kalıplardan çıkararak, bu alanda ayrımcılığa son verilmesine ve kapsayıcılığın<br />

savunulmasına katkıda bulunmak için 2030’a kadar her yıl 1 milyar kişiye ulaşarak sağlık ve esenliği yaymak,<br />

eşitlikçi ve kapsayıcı bir bakış açısının geliştirilmesini sağlamak. Bu doğrultuda;<br />

Kalıplara sıkıştırılmış güzellik anlayışına karşı çıkan daha kapsayıcı bir ürün portföyünün oluşturulması, güzellik<br />

alanında ayrımcılığa son verilerek kapsayıcılığın savunulmasına katkı sağlanması. (Bu kapsamda atılan adımlardan<br />

ilki insanların kendilerini dışlanmış hissetmelerine sebep olan “normal” kelimesinin ürünlerden ve iletişim<br />

çalışmalarından çıkarılması oldu.)<br />

Toplumsal cinsiyet eşitliğine aykırı kalıp yargılardan arındırılmış reklamcılık ve savunuculuğu da kapsayan bir<br />

iletişimle toplumsal cinsiyet eşitliğinin desteklenmesi.<br />

El yıkama ve ağız hijyenine ilişkin eğitim girişimlerinde bulunarak sağlık ve esenliğin iyileştirilmesi adına adımlar<br />

atılması ve bu eğitimlerde odak noktasının beden ve ruh sağlığı dahil olmak üzere yeni alanları kapsayacak şekilde<br />

geliştirilmesi hedefleniyor.<br />

2030 yılına kadar 1,5 milyon hektarlık arazi, orman<br />

ve okyanusların korunması ve canlandırılmasına katkı<br />

sağlanmak. (Bu, Unilever'in güzellik ve kişisel bakım<br />

ürünlerindeki yenilenebilir bileşenlerin yetiştirilmesi<br />

için gereken araziden daha büyük bir araziye tekabül<br />

ediyor.)<br />

2023 yılına kadar kozmetik ürünlere yönelik hayvan<br />

deneylerine ilişkin küresel bir yasak getirilmesi<br />

için kanun koyucular, hayvan koruma kuruluşları ve<br />

benzer şekilde düşünen şirketlerle iş birliği yapılması<br />

ve bunun savunuculuğunun gerçekleştirilmesi.<br />

NYX<br />

19


Cildiniz için güneşe karşı siper alın!<br />

5<br />

ADIMDA<br />

GÜNEŞ KORUYUCU<br />

KREMLER<br />

Yaz günleri ile birlikte güneş kendini iyice göstermeye başladı ve güneş kremlerine olan talep de artmaya başladı.<br />

Ancak yapılan araştırmalar, birçoğumuzun güneş kremlerini kullanmayı bilmediğimizi ortaya koyuyor. Çünkü uzun<br />

süredir güneş ve koruma faktörü içeren kremlerle ilgili birbirinden farklı görüşler, kafa karışıklığına yol açıyor. Son<br />

yıllarda cilt kanserinin artmasındaki en önemli etkenlerden biri olarak, güneşin zararlı ışınlarının gösterildiğini ve<br />

bu ışınlardan korunmanın çok önemli olduğu söyleyen Medikal Estetik Hekimi Dr. Kemali Güneş, güneş kremlerini<br />

neden kullanmamız gerektiğini ve doğru kullanım şekillerini 5 maddede sıraladı.<br />

1<br />

Güneş kremlerinde bulunan UV ve SPF<br />

Cilde zarar veren dış etmenlerin en başında gelen güneş, ozon<br />

tabakasının incelip UVA geçirgenliği artmasından dolayı daha çok zarar<br />

veriyor. Güneşin UVA ve UVB olmak üzere iki dalga boyu vardır. Güneş<br />

koruyucularının üstündeki Güneş Koruma Faktörü anlamına gelen SPF<br />

(Sun Protection Factor) değeri UVB’ye karşı korunaklığı gösterir. Güneş<br />

koruyucusu tercih ederken UVA’ya karşı da korumalı olduğunu gösteren<br />

güneş koruyucusu tercih edilmeli. Uzun dalgaboyu olan UVA, cildin derin<br />

tabakalarında etkilidir. Bu yüzden asıl yaşlandıran dalga boyudur. Yani<br />

fotoagingden sorumludur. Erken yaşlanma ve kırışıklık oluşmasından<br />

sorumludur. Kansorejen etkisi bulunmaktadır. UVB kısa dalga boyudur.<br />

Cildin yüzey tabakalarında etkili olduğundan yanık ve leke oluşumundan<br />

sorumludur. Kış mevsiminde azalsa da UVA ışını aynen devam ediyor.<br />

O yüzden güneş koruyucularını yaz-kış sürmeliyiz. UVA ışını camdan ve<br />

buluttan geçebildiği için ev içerisinde dahi güneş koruyucusu kullanılmasını<br />

öneriyoruz.<br />

Dr. Kemali Güneş<br />

Medikal Estetik Hekimi<br />

NYX<br />

20


Güzellik<br />

2<br />

Cilt yapısına bağlı olarak güneş kremi seçimi<br />

değişkenlik gösterir<br />

Güneş hassasiyetine sahip olan ciltler: Güneşe direkt<br />

maruz bırakılmamalıdır. Güneşe karşı olan hassasiyet,<br />

doğuştan gelen ya da hayatın belli bir döneminde ortaya<br />

çıkan bir problem olabilir. Bazı medikal tedaviler de geçiçi<br />

olarak güneş hassasiyetini tetikleyebilir. Güneş ışınlarının<br />

yaydığı radyasyonların sebep olduğu reaksiyonları için UVA<br />

ve UVB ışınlarına karşı çok yüksek koruma sağlayan güneş<br />

koruyucular tercih edilmelidir.<br />

Kimyasal filtrelere karşı reaksiyon gösteren ciltler: Bu cilt tipine sahip olan kişiler mutlaka mineral filtreli<br />

güneş koruyucular kullanmalıdır. Bu güneş koruyucular mineral filtreye sahip olmasından dolayı ciltte beyaz izler<br />

bırakabilir ancak geçicidir.<br />

Güneş alerjisi olan ciltler: Son dönemlerde güneş alerjisi artış göstermektedir. Cilt yapısına ve maruziyet süresine<br />

bağlı olarak değişmekle birlikte herkeste görülebilen bir durumdur. Güneş alerjisi çok ciddi bir problem olmamakla<br />

beraber yaşam kalitesini düşürmektedir. Güneş alerjisinin belirtileri arasında kızarıklık, kabarcıklar ve yoğun kaşıntı<br />

hissi olur. Güneş alerjisine karşı alınabilecek en iyi yöntem geniş sprektrum koruması sağlayan güneş koruyucu<br />

kullanmaktır; çünkü UVB ışınları cildi güneş yanığından korurken, UVA ışınları cildi alerjik reaksiyonlara karşı korur.<br />

1:1 (SPF/UVA) oranı güçlü bir koruma sağlamak için önemlidir; bu ifade bir güneş koruyucunun eşit oranda UVB ve<br />

UVA ışınlarına karşı koruma gösterdiğini belirtmektedir. (SPF 50+/ UVA 50 gibi)<br />

3<br />

En az 20 dakika önce cilde uygulanmalıdır<br />

Güneşten koruyucu krem seçerken cildinize uygun<br />

kremler seçmelisiniz ve bu kremleri dışarı çıkmadan<br />

en az 20 dakika önce sürmelisiniz. Plaja gittikten sonra<br />

sürülmesi etkinliğini çok azaltıyor. Miktar olarak da açıkta<br />

kalan bölgeye yeterince yayılmalı yani yeteri miktarda<br />

kullanılmalı. Krem kullanıldıktan sonra iki veya üç saatte<br />

bir yinelenmeli.<br />

Güneş kremi ne kadar sürülmeli?<br />

Güneş kremi kullanırken yaptığımız bir diğer yanlış ise hemen<br />

4<br />

bitmesin diye az az sürmek. Oysa yeterli miktarda sürülmezse<br />

güneş kremleri üzerlerinde yazan SPF değerlerini gösteremiyorlar.<br />

Örneğin yüz bölgesine en az yarım tatlı kaşığı güneş kremi<br />

sürülmelidir. Daha az uygulama SPF 50 değerindeki bir kremin<br />

SPF 2,7’lik bir etki göstermesine yol açacaktır.<br />

Güneş kremlerinin etkisini tam göstermesini istiyorsanız yüz ve boyuna yarım tatlı kaşığından fazla, göğüs bölgesi,<br />

kollarınıza, sırt bölgesi, bacaklarınıza ise bir tam tatlı kaşığından fazla uygulamalısınız.<br />

5<br />

Uzun süre güneşte kalmak riskli!<br />

Yaz aylarında saat 09.00-11.00 arasında ya da 16.00’dan sonra açık<br />

tenli kişiler; ilk iki gün 10 dakika, daha sonraki günler 20 dakika, esmer<br />

tenliler; ilk iki gün 20 dakika, daha sonraki günler 30 dakika hiç güneş<br />

koruyucu kullanmadan güneşlenebilirler. Meslekleri gereği uzun<br />

yıllar güneş altında kalanlarda bazal hücreli ya da epidermoid hücreli<br />

kanser sıktır ve bu kanserler vücudun güneşi çok gören baş boyun<br />

ve uzuvlarında sık, diğer bölgelerde seyrektir. Özellikle çocuklarda<br />

5 kereden fazla ciddi güneş yanığı oluşması, malign melanom riskini<br />

artırıyor. Güneşlenmeye bağlı ciddi cilt yanıkları olması erişkinde de<br />

malign melanom riskini arttırmaktadır. Ama normal güneşlenmenin,<br />

melanom riski üzerine etkisi görülmemiştir. Yukarıdaki sürelere<br />

uygun güneşlenme tarzında kanser riski yoktur, hatta D vitamini<br />

sentezlenmesi nedeni ile kansere karşı bir tür önlemdir.<br />

Ancak güneşte çok uzun süre kalmak risklidir.<br />

NYX<br />

21


Sağl kl<br />

Bronzluk<br />

NYX<br />

22


Güzellik<br />

AKTİF YAŞAMDA<br />

ALTIN RENGİ BRONZLUK<br />

Aktif yaşamda güneşten korunmaya yönelik<br />

olarak geliştirilen Lancaster Sun Sport Mist<br />

SPF30, formülündeki özel Tan Activator<br />

Compex formülü (Bronzluğu Aktive Eden<br />

Kompleks) desteği ile, altın rengi bir bronzluk<br />

için güneş ışınlarının tamamını hedef alan<br />

geniş kapsamlı teknolojiye sahip.<br />

LANCASTER / BEYMEN<br />

Sun Sport Mist SPF30 200ml - 355 TL<br />

TRANSPARAN HAFİF<br />

DOKULU GÜNEŞ KALKANI<br />

Görünmez ve hafif dokusu ile saniyeler içinde<br />

iz bırakmadan uygulanan transparan sprey<br />

güneşe karşı görünmez bir kalkan niteliğinde.<br />

Sprey, %91’in üzerinde doğal ve Boğa Dikeni<br />

Özü içeren formülü ile cildinize saygıyla<br />

yaklaşıyor. Uygulandığı ilk andan itibaren<br />

cildi nemlendiren ve esneklik hissi kazandıran<br />

Transparan Sprey, pompalı spreyi ile tüm<br />

vücuda kolayca yayılıyor.<br />

YVES ROCHER<br />

Güneşe Karşı Koruyucu Transparan Sprey 30 GKF -<br />

74,95 TL<br />

YÜZ VE BOYUN<br />

BÖLGESİ İÇİN VEGAN<br />

VE SUYA DAYANIKLI<br />

30 ve 50 faktöre sahip alternatifleri<br />

ile yüz, boyun ve ellerinizi zararlı UVA<br />

ve UVB ışınlarından korumaya destek<br />

oluyor. Güneşin yol açtığı cilt hasarına<br />

ve erken yaşlanma belirtilerine karşı<br />

da cildi savunmaya yardımcı oluyor.<br />

SOLAIT / WATSONS<br />

Yaşlanma Karşıtı Yüz Güneş Kremi GKF 50+,<br />

50 ml - 64,95 TL<br />

YOĞUN BRONZLUK<br />

SEVENLERE<br />

Bronzluk Kraliçesi Eda Taşpınar’ın kusursuz<br />

bronzluğuna ulaşmanın ilk adımı.<br />

Eda Taşpınar tasarımı yağ, formülünün<br />

içeriğinde yer alan melanin üretim<br />

mekanizmasını harekete geçirerek, doğal<br />

bronzlaşma sürecini hızlandırıyor ve Eda<br />

Taşpınar bronzluğuna sahip olabiliyorsunuz.<br />

EDA TAŞPINAR / BOYNER<br />

Yoğun Bronzlaştırıcı Yağ SPF0 200 ml - 69,99 TL<br />

SAĞLIKLI BRONZLUK<br />

Deniz hayatına zarar veren içerikleri<br />

formülasyonlarından çıkaran Bioderma, deniz<br />

yaşamını korumak ve devamını sağlamak,<br />

azalan yaşamı eski güzelliğine kavuşturmak<br />

için ürünlerini yeniliyor.<br />

Photoderm Bronz Dry Oil SPF 30,<br />

içeriğindeki bronzlaştırıcı kompleks sayesinde<br />

sağlıklı bir bronzluk sağlarken, içerdiği<br />

Hücresel Protection TM patenti ile güneşe karşı<br />

hücreden başlayan koruma sağlıyor.<br />

BIODERMA<br />

Photoderm Bronz Dry Oil SPF 30 Sprey<br />

200 ml – 274,50 TL<br />

GÜNEŞİN YAŞLANDIRICI<br />

ETKİSİNDEN KORUNUN<br />

Kaempferia Galanga kök ekstresi, yosun özleri<br />

ve soya çekirdeği özleriyle zenginleştirilmiş<br />

formülü, güneşin neden olduğu erken<br />

yaşlanma belirtilerini azaltmaya ve aynı<br />

zamanda güneş yanığını önlemeye yardımcı<br />

oluyor. Cilt tarafından kolayca emilen, yağlı his<br />

bırakmayan, cildi nemlendiren sprey formu<br />

tüm cilt tipleri için uygun.<br />

AVON<br />

Anew Güneş Koruyucu Sprey SPF50 100 ml – 69,99 TL<br />

Belirtilen fiyatlar Haziran güncel fiyatı olup, piyasa koşullarına göre değişiklik gösterebilir.<br />

NYX<br />

23


Mükemmel<br />

Saçlar<br />

NYX<br />

24


YAZ BOYU<br />

PARLAK SAÇLAR İÇİN<br />

Oil Ultime Mediterranean Finishing Oil,<br />

saf beyaz yasemin çiçeği, yeşil limon<br />

ve portakalın canlandırıcı notaları ile<br />

zenginleştirilmiş doğal bir yağ karışımı. Yaz<br />

boyunca saçınızı güneşin zararlı etkilerine<br />

karşı korurken; saçınızın ışıl ışıl bir parlaklığa<br />

ve ipeksi yumuşaklığa kavuşmasını ve sağlıklı<br />

görünmesini sağlıyor.<br />

SCHWARZKOPF PROFESSIONEL<br />

OIL ULTIME Mediterranean Finishing Oil 100 ml<br />

Güzellik<br />

GÜNEŞ SONRASI<br />

ŞAMPUANI<br />

NUXE Sun ürünleri, cildi korurken<br />

okyanusların da doğal dengesinde<br />

bir bozulma yaşanmaması için<br />

formüle edilmiş. Hoş kokan<br />

kremsi köpük dokulu ürün,<br />

akşamları UV filtreleri, tuz, klor ve<br />

kumdan arınmanızı sağlıyor.<br />

NUXE SUN<br />

Güneş Sonrası Saç ve Vücut Şampuanı<br />

200 ml - 65 TL<br />

İNGİLTERE'NİN<br />

ÜNLÜ SAÇ TASARIMCISI<br />

LEE STAFFORD'DAN<br />

%100 vegan olan Hair Apology Şampuan,<br />

Sodyum Lauril Sülfat ve Sodyum Laurenth<br />

Sülfat içermeyen fomülü ile ilk kullanımdan<br />

itibaren kabarmayı önler ve daha pürüzsüz,<br />

yumuşak ve sağlıklı saçlara sahip olmanıza<br />

yardımcı olur. Hair Apology Saç Bakım Kapsülü,<br />

hassas ve yıpranmış saçları onarmaya ve<br />

kırılmaları önlemeye yardımcı olur.<br />

LEE STAFFORD / WATSONS<br />

Hair Apology Şampuan 250 ml - 79.95 TL<br />

Hair Apology Saç Bakım Kapsülü 15X1.25 ml - 199.90 TL<br />

SAÇ VE SAÇ DERİSİNİ<br />

RAHATLATAN TONİK<br />

Seritifikalı Sorganik Avusturalya çay ağacı<br />

ile formülize edilmiş Naturals by Watsons<br />

Çay Ağacı aç & Saç Derisi Toniği, çay ağacı<br />

yapraklarındaki uçucu yağın arındırıcı<br />

gücü ile saç ve saç derisini rahatlatmaya<br />

yardımcı olur. Ferahlatıcı formülüyle kuru<br />

ve yağlı saç derisinin sebum dengesini<br />

düzenleyerek kaşıntılı saç derisini<br />

yatıştırmayı destekler.<br />

NATURALS BY WATSONS<br />

Çay Ağacı Saç & Saç Derisi Tonik 120 ml - 59.95 TL<br />

ÇABASIZ GÜZELLİK<br />

Moda ve Stil Danışmanı Deniz Marşan’ın<br />

markası Direct Message, plaj giyimindeki<br />

başarısı sonrası şimdi de saç bakım ürünleri<br />

ile dikkatleri üzerine çekiyor. I'M READY<br />

elektriklenme karşıtı formülüyle saçı anında<br />

kusursuzlaştıran ve şekillenmeye hazır hale<br />

getiren aynı zamanda UV koruması sayesinde<br />

güneşin zararlarından da koruyan saç spreyi ile<br />

saçlarınızın özgürlüğünü yeniden tanımlıyor.<br />

DIRECT MESSAGE<br />

I'M READY Elektriklenme Karşıtı Saç Spreyi 175 ml<br />

BİR YAZ ESİNTİSİ HİSSİ<br />

Yves Rocher Monoi Serisi’nin kokusu ile<br />

eşsiz bir yaz esintisi hissi veren Saç ve Vücut<br />

Şampua-nı, Hindistan Cevizi Yağı ve Tiare<br />

Çiçeği içeren formülü ile %96’dan fazla doğal<br />

içerik barındırı-yor. Nazik ve ferahlatıcı bir duş<br />

deneyimi yaşatan şampuan taranması kolay<br />

saçlar ve yumuşa-cık bir cilt sunuyor. Ürün,<br />

saç ve ciltte yumuşaklığı daha da kalıcı hale<br />

getirmek için Monoi yağı ile kullanılabiliyor.<br />

YVES ROCHER<br />

Monoi Saç ve Vücut Şampuanı 400 ml – 44,90 TL<br />

Belirtilen fiyatlar Haziran güncel fiyatı olup, piyasa koşullarına göre değişiklik gösterebilir.<br />

NYX<br />

25


Hidayet Korkmaz<br />

Make-up Artist<br />

Hidayet Korkmaz, bu işi yapan birçok kişi gibi üniversitede farklı bir bölüm okuyup, sonradan<br />

yeteneğini keşfedip makyaj uzmanı olma yolunda adım atanlardan biri. Üniversiteden muhasebe<br />

okuyup mezun olduktan sonra bir süre kadar mesleğini yapan Korkmaz, zamanla masa başında<br />

oturup tüm günü bir odada geçirmenin ona göre olmadığını fark edip istifa etmiş.<br />

Sonrasında da farklı sektörlerde çalışan Hidayet Korkmaz ile sevdiği işi yapmaya giden yolu ve<br />

iyi bir makyajın olmazsa olmazlarını konuştuk.<br />

Röportaj: Burçin Yaşar Üner / burcin.uner@nyxmag.com<br />

NYX<br />

26


Röportaj<br />

İyi bir makyajın sırrı<br />

doğru beslenme, bol su tüketme,<br />

nemlendirici ve doğru cilde<br />

doğru ürün kullanımıdır.<br />

Make-up artist dünyasına nasıl adım<br />

attınız? Bize kısaca mesleğe giriş<br />

hikayenizi anlatır mısınız?<br />

İnsanlarla sosyalleşmeyi ve iletişimi seviyordum.<br />

Muhasebe işimden istifa edip kahve zinciri olan<br />

bir markada işe başladım. Kendimi daha iyi<br />

hissediyordum. Ama zamanla o da yetmemeye<br />

başladı. Modaya, renklere olan tutkum beni her<br />

zaman bir adım ilerisine taşıdı. İki yılın sonunda<br />

oradaki işimi bırakıp bir makyaj markasında işe<br />

başladım. Çalıştığım markada eğitimlerim sürerken<br />

bir yandan da özel eğitim ve workshoplarla kendimi<br />

geliştiriyordum. Kendimi daha çok geliştirmek ve<br />

yeteneklerimi kullanabilmek adına Kocaeli’nden<br />

İstanbul’a taşındım. Burada şansım yaver gitti,<br />

karşıma hep iyi insanlar çıktı. Bir süre makeup artist<br />

asistanlığı yaptıktan sonra şimdi freelance olarak<br />

mesleğimi yapmaya devam ediyorum.<br />

noktada da kadınlar daha ince ürünler kullanarak<br />

ürünün maskeye bulaşmasını önlemeye çalışıyorlar.<br />

Makyajı sabitlemek için bu dönemde transparan<br />

pudra ve makyaj sabitleyici spreyler daha çok ön<br />

plana çıkmaya başladı. Dudaklarda kalıcı ruj modası<br />

yeniden geri geldi. Makyaj yapmayı seven kadınlar<br />

ise göz makyajına ağırlık verirken, makyajla çok ilgisi<br />

olmayanlar göz çevresini kapatıp sadece maskara<br />

ile makyajlarını tamamlamaya başladılar (Sanırım bu<br />

durum onlar için bir avantaj ☺ .<br />

Sizce bir makyajın olmasa olmazı nedir?<br />

Bir makyajın olmazsa olmazı benim için<br />

nemlendiricidir. İyi nemlendirilmiş cilt her zaman<br />

makyaja en iyi adımı atmak olur. Kişi kendi cildini iyi<br />

tanımalı burada. Doğru cilde doğru ürün kullanımı<br />

çok önemli. Arkadaşınızda gördüğünüz, paketini<br />

beğendiğiniz ya da herkesin reklamı yaptığı ürünü<br />

değil, size neyin iyi geleceğini bilip cildinize uygun<br />

olan ürünü kullanmaktır doğru olan.<br />

Pandemiyle birlikte makyaj tercihleri<br />

nasıl değişti? Maske kullanımı yüzünden<br />

göz makyajı önem kazandı ama bir yandan<br />

da doğallığa dönüş var gibi. Bu konuda ne<br />

düşünüyorsunuz?<br />

İçinde bulunduğumuz durum birçok alışkanlığımızda<br />

olduğu gibi makyajda da alışkanlıkların dışına<br />

çıkmamıza sebep oldu. Maskeden dolayı cilt makyajı<br />

artık neredeyse hiç yapılmıyor. Yapılması gerektiği<br />

NYX<br />

27


Hidayet Korkmaz'ın<br />

Önerileri<br />

Nemlendirici ve Makyaj Bazı:<br />

Embryolisse - Lait Creme Concentre<br />

BB Cream ve Fondöten:<br />

Nars Pure Radiant BB Cream ve<br />

Sheer Glow Foun-dation<br />

Concealer:<br />

Tarte - Shape Tape Concealer<br />

Far Bazı: MAC Paintpot<br />

Maskara<br />

Lancome Hypnose Drama,<br />

Benefit Badgal Gang,<br />

Maybelline Sky High Mascara<br />

Far:<br />

Mac, Nars, Smashbox, Tarte, Colourpop<br />

Allık ve Highlight:<br />

Becca, Nars, Benefit, Mac<br />

Yaz sezonunun makyaj trendlerinden<br />

bahseder misiniz? En çok hangi renkler ön<br />

plana çıkacak ve tavsiye edeceğiniz yeni<br />

ürünler var mı?<br />

Bu yaz bizleri ışıl ışıl makyajlar bekliyor. Tende<br />

yok gibi görünen ürünler, krem allıklar ve<br />

highlighterlar çok ön planda. Yazın güneşten yanan<br />

cildimize nemlendirici bazlı likit ürünleri daha çok<br />

kullanacağız. Gözlerde daha çok toprak renkleri<br />

dikkat çekse de yeni nesil çok cesur ve makyajda<br />

daha çok renk görebiliriz, buna hazırlıklı olalım. Neon<br />

renkli eyeliner ve renkli farlar bu yazın vazgeçilmezi<br />

olmaya aday.<br />

Sizce bir kadının çantasında mutlaka<br />

olması gereken makyaj malzemeleri<br />

nelerdir?<br />

Bana göre bir kadının makyaj çantasında mutlaka<br />

olması gereken makyaj malzemesi kirpik kıvırıcı,<br />

maskara, göz altı kapatıcısı ve renkli dudak<br />

nemlendiricisi. Bu dördü ile her zaman bakımlı<br />

görünebiliriz.<br />

Yaz sezonunda doğru highlighter<br />

kullanımı nasıl olmalı? Işıl ışıl görünmek<br />

için neler yapmalıyız?<br />

Highlighter çok önemli bir konu. Yanlış kullanıldığı<br />

taktirde yüzünüzde cildiniz yağlanmış gibi bir<br />

görüntü elde edebilirsiniz. Yazın cildimiz daha<br />

çabuk sebum üretmeye yatkın olur, bu da cildimizin<br />

olduğundan daha parlak görünmesine sebep olur. Bu<br />

durum da yüzünüzde parlayan noktaları özellikle T<br />

bölgesini ince bir transparan pudra ile matlaştırmak<br />

ve daha sonra yanaklara krem bir highlighter<br />

kullanmak daha doğru olacaktır. Böylelikle cildiniz<br />

sağlıklı bir parlaklıkla ışıl ışıl görünecektir.<br />

Makyaj yaparken şunu asla yapmayın<br />

diyebileceğiniz bir şey var mı?<br />

Bir değil birçok şey olmasına karşılık en önemlisi<br />

tabi ki temizlenmemiş ve nemlendirilmemiş cilde<br />

makyaj yapılmaması. En önemli konu cildi makyaja<br />

hazır hale getirmek. Kesinlikle makyajla uyumasınlar<br />

ve bir gece önceden cildi temizlesinler. Gece boyu<br />

dinlenen cildiniz sabah makyaja hazırdır. Makyaj<br />

öncesi cildinize uygun bir nemlendirici ile (yaz<br />

/ kış demeden güneş koruma faktörlü bir ürün<br />

kullanılması tercihimdir) cildi güzelce nemlendirip<br />

makyaja baz hazırlamak çok önemli bir konu.<br />

NYX<br />

28


Röportaj<br />

hidayetkorkmaz_<br />

İyi bir makyajın sırrı nedir?<br />

İyi bir makyajın sırrı doğru beslenme, bol su<br />

tüketme, nemlendirici ve doğru cilde doğru ürün<br />

kullanımıdır. Dikkat ettiyseniz nemlendiricinin altını<br />

çok çiziyorum. En önemli adım aslında cildi makyaja<br />

hazırlamaktır. Bol su içip cildimizin ihtiyaç duyduğu<br />

su miktarını, cilt yapınıza uygun olan bir nemlendirici<br />

ile desteklemek çok önemli. Profesyonel bir yardım<br />

alarak sizin için uygun olan ürünleri öğrenip<br />

kullanabilirsiniz. En büyük yanlış da arkadaşında<br />

beğendiği ürünler alıp kullanmak ki bunu<br />

önermiyoruz. Her ürün herkes için doğru değildir.<br />

Güzel görünmek istiyorsanız sizin için neyin doğru<br />

olduğunu öğrenin ve onu doğru şekilde uygulamaya<br />

özen gösterin.<br />

En çok hangi ünlülerle daha rahat<br />

çalışıyorsunuz? Makyaj konusunda<br />

takıntılı olan ünlüler var mı? (Her zaman<br />

gözlerinin ön plana çıkmasını isteyen ya<br />

da illa dudakları çok dolgun görünsün<br />

isteyen ünlüler oluyor mu?)<br />

Bu soruya en çok şu ya da bu kişi diye cevap vermem<br />

çalıştığım insanlara haksızlık olur. Ben çok şanslıyım,<br />

her zaman kendi enerjimde insanlarla bir araya<br />

geldim ve çalıştığım herkes benim için çok kıymetli.<br />

Ne istediğini bilen ve çok güzel insanlara makyaj<br />

yaptığımdan dolayı açıkçası işim de çok kolay. Makyaj<br />

yaparken karşıma oturan her insan bana güvendiği<br />

ve sonuçtan memnun kaldığı için özellikle bir konuda<br />

ısrarcı olmuyorlar. Ama elbette ki makyaj karşılıklı<br />

fikir alışverişidir. Makyaj yapmadan önce mutlaka<br />

makyaj yapacağım kişiye ne istediğini sorarım.<br />

Altını çizdiği bir nokta olursa da onu yapmaya özen<br />

gösteririm.<br />

Makyaj stilini en çok beğendiğiniz<br />

ünlüler?<br />

Türkiye’de çalıştığım herkes kendi sitillerinde bir<br />

öncü. Hepsi birbirinden güzel, ne diyebilirim ki ☺<br />

Yabancı olarak değerlendirmek gerekirse Beyonce,<br />

Adele, Julianne Moore, Angelina Jolie, Gisele<br />

Bündchen, Jennifer Lopez ve Cate Blanchett gibi<br />

isimler başta geliyor. Hepsi çok iyi ve hepsi kendi<br />

alanında birbirinden farklı stil ve görünüşe sahip.<br />

NYX<br />

29


NYX<br />

30


Güzellik<br />

CİLDE HEM MAKYAJ HEM DE BAKIM<br />

YAPMAK ARTIK MÜMKÜN!<br />

Makyaj yaptıktan sonra bile cildinizi en güzel ve doğal haliyle gösteren 3 ürünü<br />

yakından keşfetmeye hazır mısınız?<br />

Avon Make Up Artisti Melis İlkkılıç, Avon Ticari Pazarlama Direktörü Özlem Çitçi ve Avon Renkli Kozmetik Kategori<br />

Müdürü Serpil Özcan yeni sezon makyaj trendlerini ve cildinizi en güzel ve doğal haliyle gösteren 3 ürünü anlatıyor.<br />

Yeni sezon makyaj trendleri bu yıl oldukça keyifli…<br />

Gelin birlikte bu yaza damgasını vuracak trendleri ve ürünleri<br />

Avon Make Up Artisti Melis İlkkılıç’tan öğrenelim… Yaz<br />

döneminde kıvrık kirpiklerin çok moda olduğuna dikkat çeken<br />

Melis İlkkılıç; “Makyaj çantalarının olmazsa olmazı maskaranın,<br />

tüm kirpikleri kıvırması oldukça önemli. Sınırsız bakışlar yaratan<br />

ve kullanan kadınların %94’ünün onayladığı kirpik lifting etkili<br />

Avon Unlimited Maskara ile göz alıcı bakışlar yaratmak ise<br />

oldukça kolay. Renk eşitsizliğini kapatan, cildin nemini %200<br />

arttıran ve etkisini makyajı çıkardıktan sonra bile devam ettiren<br />

Avon Serum Fondöten ise cilde parlaklık katarken güneşin<br />

zararlı ve yaşlandırıcı etkilerine karşı cildimi koruma özelliğine<br />

sahip. Avon Ultra Mat Ruj’un en güzel özelliklerinin başında<br />

kenarlarının köşeli olması geliyor. Kalem kullanma gereksinimini<br />

ortadan kaldıran yapısı ile ruju daha etkili bir şekilde sürmenizi<br />

kolaylaştıracak. Kuru dudakların bile rahatlıkla kullanabileceği<br />

bu ürün aynı zamanda SPF 15 özelliği dudaklarımızın güneşten<br />

korunmasını sağlıyor. Avon’un yeni ürünleriyle hem makyaj<br />

yapmak hem de cildi korumak artık mümkün.” diyerek sadece 3<br />

ürünle yaz makyajımızı tamamlayacağımızı da ekliyor.<br />

Avon kozmetik endüstrisinde çığır açan 20’den fazla yeni ve<br />

birçoğu patentli teknolojiyi hayata geçirdi<br />

Avon Ticari Pazarlama Direktörü Özlem Çitçi; “Şirketimiz<br />

kurulduğu günden bu yana kadınların yanında, kadınlar için varız<br />

ve onlar için çalışmaya devam ediyoruz! Kadınların hayatını<br />

güzelleştirmek, onların hayatını iyileştirmek, kendi ekonomik<br />

özgürlüklerini kazandırmak Avon’un başlıca öncelikleri arasında<br />

geliyor. Tüm dünyada kadınlar ürünlerimizle kendi hayatlarına<br />

yepyeni bir sayfa açma şansı yakalıyor. Türkiye’de en çok bilinen<br />

ve ilk akla gelen güzellik markası olarak hedefimiz, son derece<br />

kaliteli ürünleri ulaşılabilir kılmak ve güzelliği demokratik hale<br />

getirmek.” diyerek Avon’un kadınlar için çalışmalarını her geçen<br />

gün sürdürdüğünün de altını çizdi.<br />

Serum Fondöten - 49.99 TL<br />

Unlimited Maskara – 39,99 TL<br />

Ultra Mat Ruj - 29,99 TL<br />

Avon’un ilk serum fondöteni C ve E vitaminleriyle renk tonu eşitsizliğini gidermeyi hedefleyerek cildi anında<br />

%200 nemlendiriyor ve bu etki 72 saat boyunca, makyajınızı çıkarsanız bile devam ediyor.<br />

Avon Renkli Kozmetik Kategori Müdürü Serpil Özcan; “Özel içerikli bu ürün aynı zamanda SPF30 ile güneşin zararlı (UVA &<br />

UVB) ışınlarından cildinizi koruyarak, sağlıklı görünen aydınlık bitiş sunuyor. Avon’a özel “TRIPLE ACTION COMPLEX” formülü<br />

sayesinde; nemi cilde hapsederek, cildin nemini anında yüzde 200 artıran bu yeni ürün, 8 farklı renk çeşidi ile her cilt tonuna da<br />

uyumlu.” diyen Serpil Özcan, maskara ve rujlarla da ilgili bakın neler söylüyor.<br />

“Pürüzsüz kadifemsi ve %100 mat<br />

görünüm veren Avon Ultra Mat Ruj,<br />

yenilenen şık tasarımı kadar zenginleşen<br />

içeriğiyle de dikkati çekiyor. E vitamini,<br />

avokado ve susam yağı içeren<br />

nemlendirici formüle sahip rujlarla,<br />

dudaklar nemli ve çok daha bakımlı. Au<br />

Naturale, Marvellous Mocha, Divine<br />

Twig, Pink Passion gibi toplam 18 farklı<br />

tona sahip rujlar, yenilenen sivri ucuyla<br />

kolay ve kusursuz uygulama imkanı<br />

sunuyor. Seri, SPF 15 özelliği ile de<br />

dudakları güneşin zararlı ışınlarından<br />

koruyor. Kirpik lifting etkili Avon<br />

Unlimited Maskara ise oldukça iddialı bir<br />

ürün. Yenilikçi Lift-FX fırçası ile kirpikleri<br />

yukarı ve dışarı kaldırma özelliğine sahip<br />

maskara ile 4 kat daha kalkık ve 3 kat<br />

daha hacimli kirpiklere sahip olmak çok<br />

kolay. 24 saat kalıcı etki yaratan maskara<br />

en inatçı, düz kirpikleri bile yukarı<br />

kaldırırken, kavisli fırçası sayesinde tüm<br />

kirpikleri kökten uca sarıyor.”<br />

NYX<br />

31


IŞILTINI GÖSTER<br />

NYX<br />

32


Güzellik<br />

Mat ve ışıltılı hatta bronzun her tonuna sahip geniş renk seçenekleriyle güçlü<br />

pigment yapısına sahip paletler, pudra hafifliğinde dokunuşlarla renk renk blur<br />

dudaklar, ekstra hacim veren maskaralarla bakışları keskinleştiren kirpikler, canlı<br />

renkleriyle tırnaklara vurgu yapan jel ojelerle eğlenceli ve çekici bir yaz başlıyor…<br />

1 - POCKET FAR PALETİ<br />

Mat ve parıltılı renk seçeneklerini tek palette buluşturan<br />

Sephora Collection, göz makyajınızı dikkatleri üzerinize<br />

çekmenize destek oluyor. Mini boyu ile her zaman, her yerde<br />

makyajınıza küçük dokunuşlar yapmak için yanınızda…<br />

Sephora Collection Pocket Far Paleti 89,90 TL<br />

2 - FRIENDS REVOLUTION KOLEKSİYONU<br />

Bronzun her tonuna sahip olan I'll Be There For You Far<br />

Paleti mat ve ışıltılı olmak üzere 18 farklı renkten oluşuyor.<br />

Bu muhteşem far paletindeki bronz tonlar ile sıcacık bir<br />

dumanlı göz makyajı oluşturabilirsiniz.<br />

Revolution X Friends<br />

Forever Flawless I'll Be There For You Far Paleti / 159,90 TL / Watsons<br />

1<br />

3 - Flormar’ın ikonik oje serisi “Jelly Look”un yeni renkleri<br />

Flormar’ın en sevilen oje serilerinden biri olan Jelly Look’a<br />

yepyeni 16 renk eklendi Dolgun fırçası, jel yapılı formülü<br />

sayesinde sürme kolaylığı, pürüzsüz ve canlı bir görünüm<br />

de sağlayan Jelly Look’un Central Park, Blue Depths, Sweet<br />

Patato, Daisy, Buzzy Green gibi isimleriyle de ilgi çeken yeni<br />

oje renkleri ile sezonun trend tırnaklarına sahip olabilirsiniz!<br />

Flormar Jelly Look: 10,99 TL<br />

2<br />

4 - FLUSHED BLUSH<br />

İnce bir baza sahip olan formül, doğal ve kusursuz bir<br />

görünüm için cildinize kusursuz bir şekilde uyumlanıyor.<br />

Cildiniz anında pembe bir ışıltıya büründüren özel içerik,<br />

tutkunlarının günün her anında yanında…<br />

Sephora Collection Flushed Blush 69,90 TL<br />

5 - Anında Ekstra Hacimli Kirpikler!<br />

İtalyan kozmetik devi Deborah Milano nar yağı içeren<br />

en yeni maskarası Deborah 24 Ore Instant Maxi Volume<br />

Pomegranate ile kirpiklere kökten uca %170 ekstra hacim<br />

veriyor.<br />

Deborah 24 Ore Instant Maxi Volume Pomegranate Maskara<br />

3<br />

4<br />

5<br />

6<br />

6 - PUDRA DOKUNUŞLU DOĞAL VE GÜZEL DUDAKLAR<br />

Flormar’ın yeni ruj serisi Lightweight Lip Powder, özel sünger aplikatörü ile<br />

dudaklarına pudra hafifliğinde bir dokunuş getirmekle kalmıyor, her an ve her yerde<br />

kolayca uygulamanı sağlıyor; yarı mat ve ağırlık yaratmayan formülü sayesinde de<br />

doğal ve kusursuz bir görünümün keyfini yaşatıyor. Kremsi ve kat kat sürülmesine<br />

rağmen asla ağırlık yapmayan, beraberinde renk yoğunluğu arttırılabilen bir<br />

formüle sahip olan “Flormar Lightweight Lip Powder” 12 renk seçeneği ile son<br />

zamanların en trend “blur” dudak makyajı stilini elde edecek, yaşadığın bu kusursuz<br />

ve doğal görünüme sadece sen değil, herkes hayran olacak.<br />

Flormar Lightweight Lip Powder: 59,99 TL<br />

Belirtilen fiyatlar Hazirant güncel fiyatı olup, piyasa koşullarına göre değişiklik gösterebilir.<br />

NYX<br />

33


Nazlı Eker<br />

Oyuncu / Yorumcu<br />

NAZLI'NIN YORUMUYLA<br />

Aşk Dediğin Laftır<br />

Söz: Ali Kocatepe, Hıncal Uluç - Müzik: Anonim - Düzenleme: Selim Çaldıran - Styling: Aslı Eker<br />

NYX<br />

34


Bu yaz sahillerde herkes<br />

''aşk dediğin laftır derler,<br />

sakın kanma onlara'' diyecek<br />

Röportaj<br />

Sevmek, sevilmek, aşık olmak dünyanın en güzel hissi.<br />

Nazlı Eker cover parçası ''Aşk Dediğin Laftır'' ile bu yaza damgasını vurmaya hazırlanıyor.<br />

Nazlı ile müzik yolculuğuna çıkışı, şarkının seçim süreci ve gelecek planlarını konuştuk.<br />

Röportaj: Nurgül Eryıldır Günay / nurgul.eryildir@nyxmag.com<br />

“Aşk Dediğin Laftır” 70'lere damgasını<br />

vuran çok güzel bir şarkı. İlk çıkış<br />

parçanızda “Aşk Dediğin Laftır”ı cover<br />

olarak seçmenizdeki en büyük etken<br />

neydi?<br />

Türk filmi nostaljisi en sevdiğim duygu hali. O<br />

nedenle bu şarkının yeri bende hep ayrı olmuştur.<br />

Aşk şarkılarının slow versiyonu aşkın acı halini,<br />

hareketli versiyonu ise aşkın diğer yanını daha çok<br />

yansıtıyor günümüzde. Bu şarkı hareketli, eğlenceli<br />

ve aşkın kendinden bahsediyor. Haliyle aşk halinin<br />

coşkusunu da ritm ve duygu olarak barındırıyor.<br />

Coverlar seslendiren için büyük bir<br />

şans, ama aynı zamanda karşılaştırma<br />

yapılacağı için büyük de bir risk oluşturur.<br />

İlk versiyonunu 70'lerde Gökben<br />

seslendirmişti. Çok bilinen ve sevilen bir<br />

şarkıyı yeniden yorumladınız. Stüdyoya<br />

girmeden önce tereddütleriniz oldu mu?<br />

İçinde tereddüt barındırmayan herhangi bir<br />

başlangıç olduğunu sanmam. Tabii ki tereddüt ettim,<br />

hem de her açıdan. Ama işte bir şeyleri yapabilmek<br />

bu tereddütlerle de başa çıkabilmektir nerden<br />

baksanız. Tereddüt kısmını hallettim, ortaya bir iş<br />

çıkardım şimdi sıra gerçeklerde. Dinleyenler karar<br />

verecek. Klibim yeni yayına girdi ve geri dönüşlerden<br />

ilk edindiğim izlenimler çok olumlu. Devamını<br />

önümüzdeki günlerde hep beraber göreceğiz.<br />

ne yapmak istedi de yapamadı şimdiye kadar diye<br />

ve ilk öne çıkan şarkı söyleme isteği oldu. Eskiden<br />

beri içimde var olan bir aşk birden ortaya çıktı. “E<br />

söyleyeyim bari nasılsa hayat alabildiğine belirsiz,<br />

bunu da yapmadan bitirmeyeyim hayat maceramı.“<br />

dedim. Böylesine derin ve bir o kadar ani bir çıkıştı<br />

bu karar.<br />

Müziğin sınırları olduğuna inanıyor<br />

musunuz?<br />

Ne hayatta ne de sanatın herhangi bir dalında sınır<br />

olduğuna inanmam. Eğer sınır olsaydı şimdiye kadar<br />

her şey çoktan bitmiş olurdu. Kimse yeni bir şey<br />

üretemez olurdu.<br />

Kariyeriniz için nasıl bir yol çizdiniz?<br />

Kariyer planım keskin çizgilerle oluşturduğum bir şey<br />

değil. Pandemi döneminde şunu bir kez daha anladım:<br />

Hayat her zaman sürprizlerle dolu. Yeter ki yapmak<br />

istediklerinizi ertelemeyin. Evren bir şekilde size yol<br />

göstermek için kapılar açıyor. Bu duygularla şarkıyı<br />

seslendirirken çok büyük keyif aldım. Yaşadığımız zor<br />

dönemde herkesin enerjisi düştü. Enerjimizi yeniden<br />

yükseltmek, canlanmak ve sevdiklerimize yine aşkla<br />

bakmak için ''Aşk dediğin laftır derler, sakın kanma<br />

onlara'' diyorum. Ve başladığım müzik yolculuğuna<br />

bıkmadan usanmadan emin adımlarla devam etmek<br />

istiyorum.<br />

Müzik yolculuğuna başlamaya nasıl karar<br />

verdiniz?<br />

Müzik yolculuğuna çıkmaya evde oturarak karar<br />

verdim. Şaka değil gerçekten öyle. İçinden geçtiğimiz<br />

pandemi sürecinde malum hepimiz evimizde oturduk.<br />

Bir an “Nooldu her şey bitti mi şimdi?” duygusuna<br />

kapıldım ve haliyle kendime sorular sordum. Nazlı<br />

Klibi izlemek için tıklayın<br />

NYX<br />

35


Pandemi cildimizi erken yaşlandırıyor!<br />

10<br />

CİLDİ<br />

GENÇLEŞTİREN<br />

ÖNERİ<br />

Son bir yıldır pandemi sürecinde maske, sabun,<br />

kolonya ve dezenfektanlar günlük yaşantımızın<br />

vazgeçilmezleri oldu.<br />

Beslenme tarzımızın değişimi,yoğun stres ve gün<br />

ışığından yeterince yararlanamamak da eklenince<br />

cilt sorunları büyük ölçüde arttı.<br />

Acıbadem Bakırköy Hastanesi Dermatoloji Uzmanı<br />

Dr. Belma Bayraktar “Pandemi sürecinde kendimizi<br />

mutlu edecek şekerli, unlu besinleri, çay ve kahveyi<br />

daha çok tüketir olduk. İş yerinde çalışanlar ise gün<br />

boyu maske takmak zorunda kaldığından, maskenin<br />

kapalı ortam yaratarak ısı artışına neden olması<br />

akne, roza gibi rahatsızlıkların artışına neden oldu.<br />

Bu süreçte saçkıran, sedef, vitiligo, alerji ve el<br />

egzamalarında da yüksek bir artış yaşamaktayız.<br />

Sağlıklı ciltlerde bile ciddi problemler yaşanıyor”<br />

diyor. Dermatoloji Uzmanı Dr. Belma Bayraktar<br />

bahar aylarında cildi gençleştirmenin 10 pratik<br />

yolunu anlattı, uyarılar ve önerilerde bulundu.<br />

Dermatoloji Uzmanı Dr. Belma Bayraktar<br />

Acıbadem Bakırköy Hastanesi<br />

NYX<br />

36


Sağlık<br />

1<br />

Düzenli egzersiz yapın<br />

Pencereleri açarak günde bir saat yapacağımız egzersizin<br />

fiziksel, zihinsel ve ruhsal açıdan sağlığımıza çok<br />

önemli faydaları bulunuyor. Düzenli egzersiz cildimizin<br />

canlanması ve yüzümüzün erken yaşlanmasını önleme<br />

açısından da büyük katkılar sağlıyor. Her gün 10-15<br />

dakikalık yüz yoga hareketleri yaparak cilt kaslarımızı<br />

çalıştırabiliriz. Bilgisayar başında uzun saatler oturma<br />

ve bacak bacak üstüne atma bacaklardaki kan dolaşımını<br />

engelliyor, varis gelişimine de neden oluyor. Otururken<br />

ayaklarımızın altına yükseltici koymak, saat başı kalkarak<br />

biraz yürümekte fayda var.<br />

2<br />

Yeterli ve kaliteli uyuyun<br />

Uykunun güzelliğimize katkısı aşikar. Yeterli ve<br />

kaliteli uyku, cilt sağlığımızı doğrudan etkiliyor. Kişiye<br />

göre değişmekle birlikte günde ortalama 6-8 saat<br />

düzenli uyku tavsiye ediliyor. Cilt metabolizması gece<br />

çalıştığından, aktif içerikli ürünlerin gece sürülmesini<br />

tercih ederiz. Ayrıca sürekli yan pozisyonda uyumak<br />

tek taraflı basıya, uyku çizgilerinin gelişmesine neden<br />

olur, asimetri yaratabilir. Bu nedenle cildimizi basıdan<br />

korumalıyız; yan yatıyorsak pozisyon değiştirmeli,<br />

mümkün olduğunca sırtüstü uygun yastıkta yatmalıyız.<br />

Her sabah yüzünüze masaj yapın<br />

Uykusuz bir gecenin sabahında cildimiz solgun,<br />

gözaltlarımız ödemli kalkarız. Sabahları soğuk suyla<br />

ya da soğuk jellerle yapacağımız masaj cildimizi<br />

canlandırır, ödemi azaltır, daha zinde görünmemizi sağlar.<br />

Gözaltlarımız şiş ve ödemliyse gazlı bezi soğutulmuş yeşil<br />

çaya batırıp pansuman yapabiliriz. Daha sonra uygun bir<br />

temizleyici ile temizleyip nemlendirici kremimizi aşağıdan<br />

yukarı doğru lenf drenaj yönünde masajla yedirebiliriz.<br />

Aynı uygulamalar boyun için de geçerlidir.<br />

3<br />

4<br />

Bol su için<br />

Sağlıklı bir cilt ve beden için mutlaka günde iki litre su<br />

içmek gerekir. Yeterli su içmek cildimizin nemlenmesi,<br />

organların çalışması, toksinlerin vücuttan atılması için çok<br />

önemlidir. Su sağlıktır, hücreler arası metabolik alışverişte<br />

çok önemlidir. Bazılarımız içtiğimiz çay-kahvenin de su<br />

ihtiyacımızı karşıladığını zannetmektedir ama tam tersi bu<br />

içecekler idrar söktürücüdür, su kaybına neden olmaktadır.<br />

Çay ve kahve tüketiminde aşırıya kaçmamak, çay ve kahve<br />

içildikten sonra ayrıca su içmek gereklidir.<br />

NYX<br />

37


Sağlık<br />

5<br />

Sağlıklı beslenin<br />

Cilt ve vücut sağlığımız için doğru beslenme son<br />

derece önemlidir. Vitamin ve mineralden zengin,<br />

katkı maddesi içermeyen, yeterli protein içerikli<br />

beslenme genel sağlığımız için çok önemlidir.<br />

Bunlar herkes için geçerli önerilerdir. Bazı cilt<br />

hastalıklarında özel beslenme programı uygulanır.<br />

Akneli ciltlerde aşırı karbonhidratlı gıdalar,<br />

çikolata, aşırı süt ürünleri tüketimi hastalığı<br />

alevlendirir. Gül hastalığı olanlarda ise baharat,<br />

kahve, alkol tüketimi hastalığı tetikler. Bunun<br />

yanı sıra sıcak buharlı banyo ve güneş ışınları da<br />

hastalığı olumsuz etkiler. Bu iki hastalıkta da stres<br />

tetikleyici faktördür.<br />

6<br />

Cildinizi mutlaka günde 2 kere temizleyin<br />

Dermatoloji Uzmanı Dr. Belma Bayraktar “Cildimizi<br />

günde 2 kez temizlemeliyiz. Temizlik ürünümüz cilt<br />

yapısına uygun olarak seçilmelidir. Kuru ciltler yağlı<br />

cilt temizleme ürünü kullanırsa cilt kurur ve kırışır.<br />

Temizlik işleminden sonra uygun bir nemlendirici<br />

kullanmak gereklidir. Yağlı ve akneli ciltler yoğun<br />

antiaging ürün kullanırlarsa ciltteki şikayetler<br />

artış gösterir. Maske altına yapılacak makyajlar<br />

ısı ve terlemenin artışıyla gözenekleri tıkayarak<br />

akne oluşumunu tetikleyebilir. Bazı hassas ciltlerde<br />

maske alerjileri de sık görmekteyiz. Bu yüzden<br />

cildimize su bazlı, tıkamayan nemlendiriciler sürmek<br />

koruma sağlayacaktır. Gözenekleri tıkayacak yoğun<br />

ürünler kullanılmamalıdır” diyor.<br />

7<br />

Akşamları ellerinizi kremleyip buzdolabı<br />

poşetinde kapalı tutun!<br />

Pandemide en çok yıpranan organımız ellerimiz<br />

oldu. Elleri sık sabunlamak, dezenfektan ve kolonya<br />

kullanımı derimizin bariyer sistemini bozdu, çatlaklar,<br />

kuruluk, kızarıklık ve tahrişe yol açtı. Ellerimizi<br />

yıkadığımız sabun son derece önemlidir. Cilt Ph’ıyla<br />

uyumlu, kurutmayan, nemlendiricili sabunlar<br />

kullanmalıyız. Yoğun kimyasal dezenfektan içeren<br />

sabunlar cildimizde tahriş oluşturur. Ellerimize her<br />

yıkamadan sonra nemlendirici krem sürmeliyiz.<br />

Akşamları otururken televizyon karşısında ellerimize<br />

nemlendirici sürüp buzdolabı poşeti ya da naylon<br />

poşetle 1 saat kadar kapalı tutarsak bozulmuş nem<br />

dengemizi onarmış oluruz. Evde iş yaparken mutlaka<br />

içi bez astarlı lastik eldiven giymeliyiz. Çamaşır<br />

ve bulaşık deterjanlarıyla doğrudan temastan<br />

kaçınmalıyız.<br />

NYX<br />

38


Sağlık<br />

8<br />

Evde de güneş koruyucu sürün<br />

Evde otursak bile mutlaka güneş<br />

koruyucumuzu sürmeliyiz. Ekrandan,<br />

pencereden, lambalardan her daim ışık<br />

almaktayız. Haftada bir ya da iki gün cilt<br />

maskesi yapabiliriz. Bu maske cilt tipimize<br />

uygun doktorumuzun belirlediği bir maske<br />

olmalıdır.<br />

9<br />

Hobi edinin<br />

Cilt sağlığımız için ruh sağlığımız da çok<br />

önemli. Bizi mutlu edecek aktivitelerde<br />

bulunmak, sevdiğimiz müziği dinlemek,<br />

hoşlandığımız, bizi motive edecek filmler<br />

izlemek, dinlendirici ve mutluluk verici,<br />

pozitif düşünmemizi sağlayacak kitaplar<br />

okumak, meditasyon, yoga yapmak,<br />

bizi mutlu edecek sevdiğimiz kişilerle<br />

konuşmak, sohbet etmek hepimizin<br />

kolaylıkla yapabileceği aktivitelerdir.<br />

Sigaradan ve pasif içici olmaktan kaçının<br />

Dermatoloji Uzmanı Dr. Belma Bayraktar<br />

“Sigara kullanımı ve pasif içici olmak genel<br />

sağlığımıza çok ciddi zararlar verdiği gibi,<br />

cildimizin hızla erken yaşlanmasına yol açar.<br />

Hem aknelerde artışa hem de kılcal damar<br />

genişlemelerine neden olur.<br />

Bu nedenle sigaradan ve pasif içicilikten<br />

mutlaka kaçınmak gerekir” diyor.<br />

10<br />

NYX<br />

39


GEÇİCİ TONLAR İLE<br />

RENK ID'NİZİ KEŞFEDİN!<br />

NYX<br />

40


CHROMA ID İLE SAÇ RENGİNİZİ TAZELEYİN.<br />

SİZE ÖZEL CHROMA ID RENK TONUNA<br />

SAHİP OLMAK İÇİN EN YAKIN<br />

SCHWARZKOPF PROFESSIONAL KUAFÖR<br />

SALONUNU ZİYARET EDEBİLİRSİNİZ.<br />

NYX<br />

41


Yaz<br />

Bakımları<br />

Merhaba sevgili okurlarım,<br />

Kış dedik, bahar dedik ve işte nihayet YAZ MEVSİMİ de<br />

geldi…<br />

Ayna<br />

NALAN YURTTAŞ<br />

nalan.yurttas@nyxmag.com<br />

Doğanın güzelliği, güneşin sıcaklığı, suyun serinliği hep<br />

yanımızda olsun bu yaz da...<br />

Her zaman insana yeni arkadaşlıklar, yeni aşklar edindiren<br />

yaz, en arkadaş canlısı mevsimdir.<br />

Gökyüzünün o tatlı mavisi umudun rengidir.<br />

Siz yeter ki değişime ayak uydurun ve biraz kontrol etmeden,<br />

akışına bırakarak yaşamaya çalışın hayatı, gerisi gelecek<br />

zaten.<br />

Başkalarının fırtınalarına kapılmaktansa başkalarını kendi<br />

barış dolu dünyanıza çekin.<br />

Merkeziniz güçlü olduğu sürece sıkıntı yok, bunu da en<br />

iyi kendinizi severek ve hayatınızı kendi dilediğiniz gibi<br />

yaşayarak yapabilirsiniz.<br />

Bu sizin hayatınız ve kontrol sizde olmalı, unutmayın lütfen…<br />

Hayatınızda;<br />

Bir;<br />

Tavrınız olsun,<br />

Tarzınız olsun,<br />

Hedefiniz olsun,<br />

Çizginiz olsun,<br />

Prensipleriniz olsun,<br />

Farkınız olsun,<br />

Sınırlarınız olsun…<br />

Her şeyiniz şahsınıza münhasır olsun.<br />

Davranışlarınız taklit, düşünceleriniz satılık, değerleriniz<br />

emanet olmasın…<br />

NYX<br />

42


Şimdi şöyle bir gerinelim, pandeminin ve kısıtlamaların<br />

vermiş olduğu uyuşukluğu üzerimizden atalım ve<br />

ilerideki yıllarda mutlulukla hatırlayacağımız güzel yaz<br />

anıları yaratmak için harekete geçelim


NYX<br />

44


NYX<br />

45


Sabit Akkaya<br />

Hair Stylist<br />

Kuaförler Derneği II. Başkanı<br />

1975 yılında Nişantaşı’nda adım attığı kuaförlük mesleğini, 2014 yılında kendi markasını<br />

kurarak taçlandıran Sabit Akkaya, 2019 yılında gerçekleşen 72. Cannes Film Festivali’nde<br />

saç şekillendiren ilk Türk Kuaför olarak başarılarını Fransa'ya da taşıdı.<br />

Türkiye’nin en ünlü ve en başarılı modacılarıyla Fashion Week backstage'lerinde çalışmış,<br />

güzellik yarışmalarına katılmış ve moda çalışmalarına, dergi, televizyon, trend çekimlerine<br />

imzasını atmış, birçok önemli yarışmada jüri üyeliği görevi üstlenen Sabit Akkaya başarılı<br />

çalışmalarıyla 2021 Mart ayında ‘Yaşam Boyu Onur Ödülü’ne layık görüldü.<br />

Kuaförler Derneği II. Başkanı olarak sektörün gelişimine katkıda bulunmak amacıyla pek çok<br />

sosyal sorumluluk projesine de imza atan Sabit Akkaya ile yaz sezonu saç trendlerini konuştuk.<br />

Röportaj: Burçin Yaşar Üner / burcin.uner@nyxmag.com<br />

NYX<br />

46


Röportaj<br />

Yeni dönemin<br />

en göze çarpan stili, daha<br />

natürel, kullanımı kolay,<br />

huzurlu saçlar<br />

Çok küçük yaşlarda<br />

başladığınız kuaförlük<br />

mesleğinde bu kadar<br />

başarılı olmanızın<br />

sırrı nedir? Bize biraz<br />

hikayenizden bahseder<br />

misiniz?<br />

Çok küçük yaşlarda<br />

başlamamın çok büyük bir<br />

avantajı oldu. Alaylı olarak<br />

mesleğe başladığım için,<br />

her şeyi kademe kademe<br />

öğrenerek, büyük mücadeleler<br />

vererek ve daha ilk günden<br />

itibaren sadakat duygusunu<br />

içimde büyüterek yolumu<br />

çizdim. Hayatım boyunca<br />

meslek hayatımda bir kere iş<br />

değiştirdim, ikinci iş yerimde<br />

önce idareci oldum, sonrasında<br />

da kendi işimin sahibi oldum.<br />

Hayat mottom, çalışmak,<br />

sadakatli ve dürüst olmak oldu.<br />

Hem ulusal hem<br />

uluslararası önemli<br />

organizasyonlarda<br />

çalıştınız. Türk kadınının<br />

saç tercihlerini<br />

dünyaya kıyasla nasıl<br />

buluyorsunuz?<br />

Türk kadının saç tercihlerinde,<br />

özellikle pandemiden sonra<br />

yaşadığımız değişimle beraber,<br />

benim düşünce yapımla da<br />

paralel, doğru tercihlerin<br />

popüler olduğunu görüyoruz.<br />

Bir kere Türk kadını dünyaya<br />

kıyasla, çok daha bilinçli,<br />

saçının kıymetini bilen bir<br />

çizgide yol almayı tercih ediyor.<br />

Kalıpların dışında düşünüp,<br />

saçı yıpratmayacak işlemlere<br />

yöneliyor.<br />

2021’de pandemi<br />

etkisiyle saçlarda daha<br />

zahmetsiz stiller öne çıktı<br />

gibi görünüyor. Siz ne<br />

düşünüyorsunuz?<br />

Pandeminin bize çok şeyler<br />

öğrettiğini biliyoruz. Yeni bir<br />

dünya düzeni, her sektörde<br />

yeni değişimlere yol açtığı gibi,<br />

bizim mesleğimizde de dönüm<br />

noktaları oluşturdu. Yeni<br />

dönemin en göze çarpan stili,<br />

daha natürel, kullanımı daha<br />

kolay, tek başınayken<br />

bile rahatlıkla şekil<br />

verebileceği huzurlu<br />

saçlar diyebilirim.<br />

Bu yaz saçlarda en<br />

çok hangi modelleri<br />

göreceğiz? Hangi<br />

kesim ve renkler ön<br />

plana çıkıyor?<br />

Benim şahsi görüşüm,<br />

bu yaz çok önemli.<br />

Mevsim itibariyle artan<br />

sıcaklıkta, denizde,<br />

açık havada kullanımı<br />

rahat, katlı kesimler,<br />

volüm verebilecek kolay<br />

şekillenebilen modelleri<br />

göreceğiz. Havuz ve<br />

deniz suyuna dayanıklı ve<br />

bozulmayacak sıcak renk<br />

tonları tercih edilecek.<br />

Kesimde başta “curtain bangs”<br />

modeli olmak üzere katlı<br />

kesimler, farklı örgü modelleri,<br />

şekillendirmede wag dalgaları şu<br />

an ön planda.<br />

Bizim, özel bir teknik ve farklı<br />

tasarımlı bigudilerle başlatmış<br />

olduğumuz, gurur ve onur<br />

duyarak söylemek isterim ki<br />

şimdi birçok kuaför meslektaşım<br />

tarafından da uygulanmaya<br />

başlanan Yeni Nesil Perma<br />

da bu sene yine ön planda<br />

olacak, kolay kullanımı ve<br />

rahat kullanımı ile zamansız<br />

bir uygulama olduğunu<br />

söyleyebilirim.<br />

NYX<br />

47


sabitakkaya<br />

Galiba her kadın<br />

hayatının bir döneminde<br />

mutlaka kakül deniyor.<br />

Kakül en çok hangi<br />

yüz tipine yakışır, ya<br />

da kimler asla kakül<br />

kestirmemelidir?<br />

Kakül bence hiçbir zaman<br />

modası geçmeyecek bir saç<br />

stilidir. Saç modelinden sıkılan<br />

hanımların, yüzüne tamamen<br />

başka bir hava katacak kesim<br />

şekli bence. Kakülleri değişik<br />

versiyonlarla çoğaltabiliyoruz,<br />

curtain bangs, üzerine katlı<br />

kesimler ile bambaşka tarzlar<br />

yaratmak mümkün olabiliyor.<br />

Perçemle kakülü de ayırt etmek<br />

lazım. Perçem tamamen düz<br />

kesim ve yoğunluğa sahipken,<br />

kakül üzerinde oynamalar<br />

yapılabilen, degradeli, dalgalı,<br />

katlı veya kulak üzeri ile birleşen<br />

alternatiflerle çoğaltılabiliyor.<br />

Her yüz tüpüne uygun bir<br />

kakül vardır. Yüz şekli ve<br />

alın mesafesine göre ince<br />

hesaplanarak ve tasarımın iyi<br />

planlanmasına bağlı olarak,<br />

yakışmayacak bir kadın yoktur.<br />

Yaz mevsiminin<br />

gelmesiyle beraber<br />

düğünler de artıyor.<br />

Bu yazın gelinleri için<br />

hangi saç modellerini<br />

önerirsiniz?<br />

Gelin konusu bizim yıllardır,<br />

üzerinde çok fazla kafa<br />

yorduğumuz bir konu. Değerli<br />

modacılarla gerçekleştirdiğimiz<br />

defileler, bulunduğumuz<br />

NYX<br />

48


Röportaj<br />

otellerin misafir ettiği farklı<br />

coğrafyaların misafirleri<br />

ufkumuzu açmaya ve tüm dünya<br />

trendlerini deneyimleme ve<br />

sentezleme fırsatını yarattı.<br />

Bu işi çok iyi yaptığımıza ve çok<br />

parlak projelere imza attığımıza<br />

inanıyorum. Her şeyden önce<br />

biz, kalıplaşmış yaklaşım ve<br />

modellerden uzaklaşarak,<br />

natürele dönmenin doğru<br />

bir karar olduğunu, bugün en<br />

çok tercih edilen modellerin<br />

natürel tasarımlar, taze, fresh<br />

look’lar, açık ve helenistik<br />

modellerin tercih edilmesinden<br />

anlayabiliyoruz. Düğün<br />

seremonileri, gelinlerimiz için<br />

unutulmaz bir an olacağından,<br />

en önemli konu gelinin o<br />

gün kendisini rahat ve mutlu<br />

hissetmesidir.<br />

En çok hangi ünlülerin saç<br />

stilini beğeniyorsunuz?<br />

Özellikle Rihanna’ya her saç<br />

stilini çok yakıştırıyorum. Onun<br />

yanında Dua Lipa, Chiara<br />

Ferragni, Hailey Baldwin Bieber<br />

ve Kendal Jenner saç stillerini<br />

beğendiğim ünlüler arasında.<br />

NYX<br />

49


POPÜLER<br />

DİYETLER<br />

Sürekli değişen yaşam şartları ile birlikte yeme alışkanlıklarımız değişir. Değişen yeme<br />

alışkanlıklarımız çağımızın en büyük sorunlarından biri olan obeziteyi de beraberinde getirir.<br />

Zaman geçtikçe farklı çeşitlerde diyet modelleri karşımıza çıkıyor. Hal böyle olunca birbirinden<br />

popüler diyetlere olan ilgi günden güne artıyor. Bu tarz diyetler, kilo vermek isteyen insanlara<br />

her zaman bir umut ışığı oluyor. Popüler diyetler konusunda unutulmaması gereken bir nokta<br />

vardır ki bazı diyet çeşitleri uzun vadede sağlığımız için ciddi anlamda riskler teşkil edebilir.<br />

Diyetin, her zaman kişiye özel hazırlanması gerektiği unutulmamalıdır.<br />

Peki bu popüler diyet modelleri nelerdir? Nasıl uygulanır?<br />

Diyetisyen Ezgi Şen<br />

NYX<br />

50


Sağlık<br />

Ketojenik Diyet<br />

Ketojenik diyetin öne çıkan, en çarpıcı özelliği; enerjinin besin<br />

ögelerine dağılım oranıdır. Karbonhidrat içeriği oldukça düşük,<br />

protein içeriği ise orta derecede, yağ içeriği oldukça yüksektir.<br />

Vücut normalde enerji sağlamak için ilk kaynak olarak<br />

karbonhidratları kullanır. Ketojenik diyette ise amaç minimum<br />

seviyede karbonhidratı vücudumuza alarak vücudumuzun<br />

ihtiyaç duyduğu enerjiyi yağ yakımından sağlamaktır. Bu<br />

süreçte karaciğer ilk olarak yağları parçalayıp “keton” adı<br />

verilen maddelere çevirir. Bunun gerçekleşebilmesi için vücut<br />

“ketozis” dediğimiz bir biyolojik sürece girer. Böylelikle yağlar<br />

parçalanır ve bu süreçte oluşan ketonlar, enerji kaynağı olarak<br />

kullanılmaya başlanır.<br />

Ketojenik diyet, bireylerde gerekli görüldüğü durumlarda hekim<br />

ve beslenme uzmanı tarafından kontrollü olarak uygulanmalıdır.<br />

Bunlara ek olarak; günümüzde ketojenik diyet, beyin ve sinir<br />

sistemi hastalıklarının tedavisine yardımcı olunması amacıyla<br />

uygulanabilmektedir.<br />

Aralıklı Oruç (IF)<br />

İntermittent Fasting (Aralıklı Oruç) ne tükettiğimizden ziyade yemeği ne zaman tükettiğimizi ele alan bir diyet<br />

çeşididir. Hem metabolik sağlığa olumlu etkisiyle hem de ağırlık kaybı sağlamaya katkısı açısından bilimsel olarak<br />

kanıtlanmış bir yöntemdir. Son zamanlarda oldukça popüler olan aralıklı orucun birçok çeşidi mevcuttur.<br />

5:2 yöntemi:<br />

Bu yöntem ise<br />

haftada beş gün<br />

normal düzende<br />

beslenmeyi geri<br />

kalan iki günde ise<br />

çok düşük kalorili<br />

beslenmenizi<br />

destekler.<br />

16/8 yöntemi:<br />

Aralıklı oruçta en sık kullanılan<br />

yöntemdir. 16 saat aç kalıp, geri<br />

kalan 8 saatte ise yemek yemenin<br />

serbest olduğu bir beslenme<br />

düzenidir.<br />

16 saatlik açlık süresinde kalori<br />

değeri olmayan soda, maden<br />

suyu, şekersiz kahve, bitki çayı<br />

gibi içeceklere izin verilir. Saatler<br />

bireyin yaşam tarzına göre<br />

ayarlanabilmektedir.<br />

Eat-Stop-Eat:<br />

Haftanın bir ya da iki günü<br />

tamamen 24 saat aç kalınmasıyla<br />

gerçekleştirilen oruç yöntemidir.<br />

Diğer günler normal beslenme<br />

düzenine devam edilir.<br />

NYX<br />

51


UYGULADIĞINIZ DIYET, TEK ÇEŞIT<br />

BESLENMEYI DESTEKLIYOR VE<br />

KISA SÜRELI UYGULANABILIR<br />

BIR DIYET MODELI ISE TEMKINLI<br />

YAKLAŞMANIZI ÖNERIRIM!<br />

Diyetisyen Ezgi Şen<br />

NYX<br />

52


Sağlık<br />

Juice Diyet<br />

Sadece çiğ sebze ve meyve sularının tüketildiği<br />

bir diyet tarzıdır. Juice diyette temel amaç vücudu<br />

arındırmak ve daha dinamik, hafif hissetmeyi<br />

sağlamaktır.<br />

Bu tarz diyetler uzun süreli uygulanabilecek tarzda<br />

diyetler değildir. Sürekli sıvı alarak beslenmek insan<br />

fizyolojisine uygun değildir. Yemek yerken “çiğnemek”<br />

doygunluk hissi yaratır. Çiğneme eylemi yemekten<br />

keyif almamızı sağlar. Yemek aynı zamanda bizler için<br />

birer sosyalleşme aracıdır. Hem sosyal açıdan hem<br />

fizyolojik açıdan katı tarzda beslenme her zaman<br />

hayatımızın temelini oluşturur.<br />

Akdeniz Diyeti<br />

Akdeniz’e komşu ülkelerde yaşayan insanlardaki beslenme modelini<br />

örnek alan bir diyet modelidir. Akdeniz’e komşu ülkelerdeki pişirme<br />

yöntemleri ve yeme alışkanlıklarına yer verilir.<br />

Akdeniz diyetinin öne çıkan özelliği beslenmede taze meyve ve<br />

sebzelere ağırlık verilmesidir. Bunun yanında zeytinyağlı sebzeler<br />

ve baklagil yemeklerine yer verilir. Kırmızı etin az miktarda, nadir<br />

tüketimine izin verilir. Balık ise bu beslenme modelinde önemli bir<br />

yere sahiptir. Diyette yağ kaynağı olarak zeytinyağı, fındık, avokado,<br />

ceviz gibi besinlere yer verilir. Akdeniz diyeti özellikle kalp ve damar<br />

hastalıkları, obezite ve tip2 diyabet hastalıklarında sağlığa olumlu<br />

etkileri bilinmektedir.<br />

NYX<br />

53


Son yılların gözdesi BBL (Brezilya Poposu Estetiği)<br />

BREZİLYA POPOSU<br />

AMELİYATI HAKKINDA<br />

MERAK EDİLENLER!<br />

Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi uzmanı Op. Dr. Furkan Certel son yıllarda dünya<br />

kadınlarının gözdesi olan BBL (Brazilian Butt Lifting) yani Türkçe’de bilinen adıyla Brezilya<br />

Poposu Estetiği hakkında pek bilinmeyenleri anlattı.<br />

BBL ameliyatı aslında total<br />

vücut şekillendirme ameliyatı<br />

olarak da isimlendirilebilir.<br />

İnsanlar arasında yanlış<br />

bilinenin aksine bu ameliyatı<br />

sadece popo büyütme olarak<br />

düşünmek doğru değildir.<br />

BBL ameliyatında biz tüm<br />

gövdeyi, hatta bunun yanında<br />

arzulanırsa kolları ve bacakları<br />

da yağ alma ve yağ verme<br />

yöntemleri ile şekillendirerek<br />

arzu edilen atletik, sportif ve de<br />

aynı zamanda kıvrımlı bir şekle<br />

kavuşturabiliyoruz.<br />

Peki BBL ameliyatı nasıl<br />

yapılmaktadır?<br />

BBL ameliyatının temel<br />

prensibi istenmeyen yerlerdeki<br />

yağları alarak bunların bir<br />

kısmını istenilen yerlere<br />

transfer etmektir. Yani bir nevi<br />

liposuction (yağ emme), ve yağ<br />

enjeksiyonu ameliyatlarının<br />

kombinasyonudur. Fakat bu yağ<br />

alma ve verme işlemi mutlaka<br />

estetik ve sanatçı bir gözle<br />

yapılmalıdır. Sadece bu şekilde<br />

sanki sosyal medyada bir filtre<br />

ya da photoshop kullanmış<br />

gibi bir görüntüye kavuşmak<br />

mümkündür.<br />

BBL ameliyatı genel anestezi<br />

altında ve hastane ortamında<br />

yapılır. Ortalama 3 saat kadar<br />

sürer. Hasta bir gece hastanede<br />

yatırılır. Liposuction esnasında<br />

dokuya verilen sıvıları ve<br />

sonradan oluşacak ödemleri<br />

vücut dışına çekmesi için ilk 24<br />

saat drenler kullanılır. Böylece<br />

uzun vadede oluşacak ödem ve<br />

şişkinliğin büyük ölçüde önüne<br />

geçilmiş olunur.<br />

BBL ameliyatı sonrası<br />

nasıl bir süreç yaşanır?<br />

Ameliyattan sonra 1-2 hafta<br />

istirahatin ardından günlük<br />

yaşama dönülebilir. Hastaların<br />

ortalama 4-6 hafta korse<br />

kullanmaları gerekmektedir.<br />

Bu süre zarfında enjekte edilen<br />

yağların hacim kaybetmemesi<br />

için baskıdan korunması<br />

lazımdır. Ameliyat sonrası 6<br />

hafta poponun üzerine oturmak<br />

uygun değildir. Hastalara<br />

verdiğimiz özel bir yastık<br />

kullanılarak oturulmalı, böylece<br />

popoya olabilecek direkt bir<br />

baskıdan kaçınılmalıdır. Her ne<br />

kadar ameliyat sonunda bile<br />

sonuçlar farkedilir halde olsa<br />

da, ödemlerin tamamen inmesi,<br />

cildin tekrar yerine oturması<br />

Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı<br />

Op. Dr. Furkan Certel<br />

NYX<br />

54


Sağlık<br />

ve nihai vücut şeklinin ortaya çıkması için 3-6 ay<br />

gereklidir. Ameliyat sonrası dönemde hastaların ağrı<br />

seviyesi yapılan liposuction işleminin genişliğine<br />

ve kişilerin ağrı toleransına göre değişkenlik<br />

göstermekle birlikte genellikle “orta seviye” olarak<br />

nitelendirilebilir.<br />

Kimler BBL ameliyatı için uygundur?<br />

BBL ameliyatında temelde yağ alma ve yağ verme<br />

prensiplerine dayanarak vücut şekillendirildiği için<br />

teorik olarak herkese bu ameliyat yapılabilir. Fakat<br />

pratikte cerrahların bazı kısıtlamaları vardır. Aşırı<br />

kilolu hastalar (Vücut kitle indeksi>33), genel sağlık<br />

durumu ameliyata uygun olmayanlar, ameliyat<br />

öncesi ve sonrasında verilecek önerilere uyum<br />

sağlamayacak kişiler bu ameliyat için uygun değildir.<br />

Kilo olarak zayıf ve cilt altında fazla yağ dokusu<br />

olmayan bayanlar bu ameliyatı yaptıramayacağını<br />

düşünse de hasta çok aşırı zayıf değilse liposuction<br />

alanları genişletilerek zayıf kişilerde de çok başarılı<br />

BBL sonuçları alınabilmektedir. “Skinny BBL<br />

Ameliyatı” olarak nitelendirilen bu işlemin sonuçları<br />

yüz güldürücüdür.<br />

BBL ameliyatı sonuçları kalıcı mıdır?<br />

BBL ameliyatı aslında bir liposuction ve yağ<br />

enjeksiyonu kombinasyonudur. Liposuction yapılan<br />

bölgelerdeki yağ hücrelerinin sayısı kalıcı olarak<br />

azaltıldığı için hastalarımız kilo alsa bile bu bölgeler<br />

tekrar kalınlaşmaya dirençli olacaktır.<br />

yoluyla beslenen yeni yağ hücreleri, salgıladıkları<br />

büyüme faktörleri ile ilerleyen günlerde kendi<br />

kan damarlarını oluşturacaklardır. Fakat bu süre<br />

zarfında bir kısım yağ hücreleri de beslenemedikleri<br />

için ölecek ve vücut tarafından eritilecektir.<br />

Uygun teknikle yapıldığı zaman sağ kalım oranı<br />

yaklaşık %60’tır. Bu süreç ameliyat sonrası 2. Ayda<br />

tamamlanır ve hastalarımız 2. Aydan sonra muhafaza<br />

ettikleri hacimin keyfini kalıcı olarak ömür boyu<br />

süreceklerdir.<br />

Bununla birlikte hacim arzu edilen bölgelere enjekte<br />

edilen yağların yaşaması için kan dolaşımına ihtiyacı<br />

vardır. İlk haftalarda çevre dokulardan difüzyon<br />

NYX<br />

55


ESCADA, POP-UP STORE’U<br />

BODRUM YALIKAVAK<br />

MARİNA’DA AÇTI!<br />

Her koleksiyonuyla zarif, kendinden emin,<br />

şık ve güçlü kadınların dikkatini çeken<br />

Escada, ilk konsept Pop-Up Store’u<br />

Bodrum Yalıkavak Marina’da hizmete açtı.<br />

Renk ve baskıların cesurca kullanımı, kaliteli<br />

dikişler, lüks kumaşlar ve güçlü silüetler gibi<br />

zamansız tasarımlarıyla dikkatleri üzerinde<br />

toplayan Escada, güçlü kadınların stiline<br />

çarpıcı dokunuşlar yapıyor.<br />

NYX<br />

56


Moda<br />

Margareta Ley’in öncü ruhundan ilham alarak<br />

koleksiyonlar hazırlayan Escada, arıların olağanüstü<br />

varlıklarından esinlenerek bal peteği desenini ve<br />

Escada gold rengini pop-up store’una yansıttı.<br />

Gece, gündüz, sporda veya ofiste şıklığından ödün<br />

vermeyen ve yaşı olmayan cesur kadınların modası<br />

Escada’nın koleksiyonlarında, cesur renk ve baskılar,<br />

kaliteli dikişler, lüks kumaşlar ve güçlü silüetler gibi<br />

zamansız değerler sıkça kullanılıyor.<br />

Sürekli değişen yeni parçaları ile dikkatleri üzerine<br />

toplayacak Escada Pop-up store, yaz sonuna kadar<br />

Bodrum Yalıkavak Marina’da moda tutkunlarını<br />

ağırlayacak.<br />

NYX<br />

57


VAKKO<br />

ÖZLENEN YAZA HAZIR...<br />

Vakko, Ege ve Akdeniz’in en güzel bölgelerinde Vakko Dostları ile buluşuyor.<br />

Hayatın her alanındaki özel hizmet dokunuşlarıyla Vakko, yeni mağazalarıyla<br />

da koleksiyonların heyecanını sunuyor.<br />

Vakko yeni ve yenilenen mağazalarıyla Bodrum, Alaçatı, Göcek gibi Türkiye’nin en güzel tatil<br />

bölgelerinde hizmet veriyor. Sekizi yeni, ilk kez bu yaz kapılarını açan, diğerleri de yenilenen<br />

toplam 17 mağaza bu üç şehirde yazın ruhunu Vakko ayrıcalıkları ve koleksiyonlarıyla<br />

buluşturuyor.<br />

Sezon stilini tanımlayan kadın ve erkek tasarımlarıyla<br />

Vakko, dinamik ve sportif tarzıyla Vakkorama ve plaj<br />

modasına yön veren Vakko Mare yazlık şehirlerde de<br />

hizmet anlayışını sürdürüyor.<br />

Vakko Home ile Vakko Cruise ise ev, bahçe ve tekne<br />

dekorasyonunda sofistike bir stil yansıması sunuyor.<br />

Vakko Patisserie tüm okazyonlarda Vakko Atelier<br />

lezzetlerini zamandan ve mekandan bağımsız özel bir<br />

hizmetleri ile Vakko Dostlarıyla buluşturuyor.<br />

Bir klasik olan Vakko Chocolate çeşitleri, önceden<br />

sipariş verilerek alınan özel lezzetler ve Vakko’nun<br />

özenle hazırladığı, her yerden sipariş verilebilen<br />

‘Take&Bake’ pişirmeye hazır tatları yaşama Vakko<br />

ayrıcalığını katıyor. Sadece ısıtılarak tüketmeye hazır<br />

‘Take&Bake’ seçenekleri tekne ve yazlıklar için büyük<br />

bir kolaylık sağlıyor.<br />

NYX<br />

58


Moda<br />

Enerjinizi Yükseltecek<br />

Yaz Seçkileri<br />

Yaz döneminin ruhunuzu iyileştiren pozitif enerjisini giyim, aksesuar,<br />

ev-yaşam ürünlerine taşıyarak özgün stilini yaşam tarzlarına yansıtan tasarım<br />

severlerler ile buluşturan Designers Iconic alışveriş platformu, geleceğe yön<br />

veren çağdaş Türk tasarımcılarının sınırlı sayıda üretilen yenilikçi yaz koleksiyonu<br />

ürünlerini sezonun dinamik dokunuşlarıyla bir araya getiriyor.<br />

2021 yaz sezonunun olmazsa olmazı içinizi ısıtacak<br />

sıcak tonların beyaz ve altın ile yakaladığı uyum,<br />

kaliteli kumaşlar ve farklı dokularla hayat buluyor.<br />

Grafik oyunlarının ön planda olduğu desenler ve pileli<br />

tonlar arasına gizlenmiş turuncular ile enerjik bir<br />

anlatım yakalayan plaj giyim tasarımları, detaylara<br />

önem veren kadınların tercihi olmaya aday görünüyor.<br />

Geri dönüştürülmüş ve organik materyallerden çevre<br />

dostu süreçlerle üretilen sürdürülebilir tamamlayıcı<br />

aksesuarlar, 70'lerin ikonik çizgisel ruhunu daha iyi<br />

bir dünya için doğa dostu seçenekleri ile sahillerin<br />

vazgeçilmezi haline getiriyor. Sezonun gözdesi canlı<br />

renklerin cesurca kullanıldığı uğurlu hayvan motifli<br />

takılar, günlük hayatta da rahatlıkla kullanılabilecek<br />

oversize tasarımlar ile sportif ve şık kombin<br />

alternatifleri sunuyor.<br />

NYX<br />

59


GIZIA'NIN YENİ MODA MARKASI;<br />

MANİ MANİ<br />

“GENÇ, ÖZGÜR, YENİLİKÇİ”<br />

Keşfetme ve yeni stillere ilham olma felsefesine sahip olan<br />

Mani Mani, farklı, şaşırtıcı, yenilikçi, deneysel bir koleksiyon<br />

ile karşımıza çıkıyor. Koleksiyondaki her parça kendine has bir<br />

tasarım sürecinden geçerek birbiriyle kombinlenebiliyor. Mani<br />

Mani koleksiyonu özgün stilini vurgulamak isteyenlere yaratıcı<br />

dünyasının parçası olmayı vaad ediyor.<br />

Mani Mani Yaz 2021 koleksiyonu heyecanlandıran ve merak<br />

uyandıran tasarımlar barındırıyor. Koleksiyon, doku ve<br />

malzeme seçimleri, kullanılan renkler, özenli el işlemeleri ile<br />

hiç keşfedilmemiş bir gezegeni andırıyor.<br />

Mani Mani İlkbahar Yaz 2021 koleksiyonu, rahat ve<br />

çoklu kullanım sunan tasarımlarıyla ön plana çıkıyor. Jean<br />

kumaşlardan tasarlanan tulum, pantolon, etek ve ceketler<br />

dinamik çizgisiyle göz dolduruyor. Jean korse oversize poplin<br />

gömlekler, triko üstler, renkli sweatshirtler ise koleksiyonun<br />

eğlenceli tarafını vurguluyor. Koleksiyonda kullanılan özel<br />

tekno poplin kumaşlar, keten kumaşlar ve pamuk içerikli doğal<br />

dantel kumaşlar güncel trendi yansıtıyor. Özel nakış teknikleri,<br />

plastik baskıları ve renk paleti ile farklılaşan koleksiyon, sokak<br />

modasının nabzını tutuyor.<br />

NYX<br />

60


Moda<br />

BEYMEN YAZI BODRUM'DA<br />

DÖRT MAĞAZA İLE KARŞILIYOR...<br />

BEYMEN, Haziran ayı boyunca Bodrum’da üçü bu yıl ilk kez hizmete girecek<br />

dört mağaza açılışı gerçekleştirecek.<br />

Haziran ayı boyunca gerçekleştirecekleri mağaza açılışlarıyla bu yaz Bodrum’a<br />

farklı bir soluk getirmeye hazırlandıklarını belirten BEYMEN Grup CEO’su Elif<br />

Çapçı; “Yaz aylarında lüksün merkezi olan Bodrum, pandeminin etkisi ve yeni<br />

normalde farklı çalışma modellerinin yaygınlaşmasıyla artık yaz-kış nüfusun<br />

yoğun olduğu bir lokasyon haline geldi. Haziran ayı boyunca Bodrum’da<br />

dört mağaza açılışımız olacak. Artık bir Bodrum klasiği haline gelen ve her<br />

yıl yazın gelişini müjdeleyen BEYMEN Resort Yalıkavak Marina, Haziran ayı<br />

başında yeni sezona merhaba dedi. Cennet Koyu’nun büyüleyici atmosferinde,<br />

stil ve kişiselleştirilmiş lüksü bir araya getiren Mandarin Oriental Bodrum<br />

bünyesindeki yeni BEYMEN Resort mağazamız 15 Haziran’da açılıyor.<br />

BEYMEN Resort Mandarin Oriental’de pek çok dünya markasının kadın ve<br />

erkek hazır giyim, aksesuar, ayakkabı, çanta ve plaj koleksiyonlarını yanı sıra<br />

home koleksiyonlarımızı ve parfüm dünyasının niş markalarını BEYMEN<br />

dostlarıyla buluşturacağız. 15 Haziran’da aynı zamanda Yalıkavak Marina’nın<br />

en özel iki noktasında Balmain ve Valentino butiklerimiz moda severlere ilk<br />

kez kapılarını açacaklar. Her iki markanın da butiklerinde hem kadın hem<br />

de erkek hazır giyim, ayakkabı, çanta ve aksesuar koleksiyonları yer alacak.<br />

BEYMEN olarak, lüks moda pazarındaki lider konumumuzu her geçen gün<br />

daha da ileriye taşıyarak, Koşulsuz Müşteri Mutluluğu ilkemiz ile ayrıcalıklı<br />

alışveriş deneyimi sunmak için yatırımlarımıza devam ediyoruz” dedi.<br />

NYX<br />

61


Yaz<br />

Sezonuna<br />

Merhaba<br />

NYX<br />

62


NYX<br />

63


BEYMEN PLAJ KOLEKSİYONU 2021<br />

Yazın Vazgeçilmezi<br />

Mayolar ve Bikiniler<br />

Yüksek belli retro mayo ve bikini modelleriyle Seafolly, Love Stories, Bondi Born, Oye<br />

ve Oséree, soft renkleri ve gösterişli fırfırlarıyla Maygel Coronel, göz alıcı desenleriyle<br />

Zimmermann, La Doublej ve Fisch, pastel tonlardaki modelleriyle Emilio Pucci,<br />

feminen modelleriyle Melissa Odabash ve In The Mood For Love, çiçekli ve puantiyeli<br />

tasarımlarıyla Peony, yalın siyah beyaz renklerdeki tasarımlarıyla Magda Butrym<br />

bu yaz plaj stilinizin vazgeçilmezi olacak.<br />

NYX<br />

64


Moda<br />

NYX<br />

65<br />

ZIMMERMANN / BEYMEN


MELISSA ODABASH / BEYMEN<br />

OYE / BEYMEN<br />

BONDI BORN / BEYMEN<br />

NYX<br />

66


Moda<br />

LA DOUBLEJ / BEYMEN<br />

NYX<br />

67


BURCU ESMERSOY FOR IPEKYOL<br />

BEACHWEAR 2021 KOLEKSİYONU:<br />

TATLI BİR YAZ RÜYASI<br />

Ipekyol ilk kez beachwear koleksiyonu ile modaseverlerle buluşuyor! Sıcak kumlardan<br />

serin sulara uzanan, karakterli ve sezonun yükselen tasarımlarından oluşan<br />

koleksiyonun ilham rotası ise Burcu Esmersoy’un enerji dolu stilinden yola çıkıyor.<br />

Burcu Esmersoy ve Ipekyol tasarım ekibinin, uzun ve heyecanlı çalışmasının ardından<br />

hazırlanan Burcu Esmersoy for Ipekyol Beachwear 2021 Koleksiyonu; beachwear,<br />

swimwear ve aksesuar seçkisiyle plaj modasının nabzını tutuyor.<br />

NYX<br />

68


Moda<br />

Burcu Esmersoy for Ipekyol<br />

NYX<br />

69


Yaz mevsimine eşlik eden renkli mayolar,<br />

derin sırt detayıyla sürpriz bir görünüm<br />

sergiliyor. Egzotik desenli pareolar ile<br />

kombinlenmeye müsait bu mayolar ise<br />

toz pembesi, klasik leopar deseni veya<br />

siyah rengiyle özlenen gün batımlarının<br />

eşlikçisi oluyor. Ayrıca mevsimin favori<br />

rengi beyazlardan oluşan şort ve önden<br />

bağlamalı cropped top takım fresh bir<br />

look yaratıyor.<br />

Canlı renklerin birlikteliğiyle oluşan<br />

çiçek desenli surf mayo, bu sezon farklı<br />

tasarımları deneyimlemek isteyenlerin<br />

radarına giriyor. Aynı desenlerdeki bikini<br />

ise deniz kenarında şıklığı vaat ediyor.<br />

Minimal tavır sergileyen tarçın tonlu<br />

yüksel bel bikini ve kemer detaylı mayo<br />

ise yalın olduğu kadar feminen bir duruş<br />

yaratıyor.<br />

NYX<br />

70


Moda<br />

Dalga seslerinin yanında müzik ritmlerine<br />

eşlik edecek tek omuzlu mayo ve yüksek<br />

belli bikiniler, siyah-beyaz denklemine<br />

teslim olarak deniz kenarında retro etkisi<br />

sunuyor. Zebra ve egzotik desenli mayolar<br />

ise sahil şeridinde iddialı olmayı tercih<br />

edenlerin favori parçası olarak yerini<br />

alıyor. Sıcak günlerin eşlikçisi olacak örme<br />

detaylı elbise, tatil şıklığından ödün vermek<br />

istemeyenlerin radarına giriyor.<br />

Burcu Esmersoy for Ipekyol<br />

NYX<br />

71


Direct Message’dan<br />

Ekolojik ve Stil Sahibi<br />

Mayolar<br />

Direct Message, denizlerden toplanan plastiklerin geri dönüştürülmesi<br />

ile elde edilen kumaşlardan hazırladığı bikini ve mayo modelleriyle<br />

bu yaz plajlara sürdürülebilir şıklık katıyor.<br />

NYX<br />

72


Moda<br />

Moda ve Stil Danışmanı Deniz Marşan’ın markası<br />

Direct Message, bu yaz plajlarda stil sahibi<br />

görünmenin yanı sıra ekolojik anlamda destek<br />

vermek isteyenler için de birbirinden özel mayo<br />

ve bikini modellerini bir arada sunuyor.<br />

NYX<br />

73


Her biri birbirinden özel, el yapımı detaylara sahip mayo ve bikiniler yaratan<br />

Direct Message, denizlerden toplanan plastiklerin geri dönüştürülmesi ile<br />

elde edilen kumaşlardan hazırladığı mayo ve bikini modelleriyle harikulade<br />

görünmenizin yanında bu yaz plajların en iyi hissedeni olmanızı da sağlıyor.<br />

Direct Message,<br />

plajlarda mayonuzun<br />

sunduğu şıklıkla<br />

birlikte sürdürülebilir<br />

ve güçlü adımlarla<br />

salınma şansı<br />

yaratıyor.<br />

NYX<br />

74


Moda<br />

Direct Message<br />

NYX<br />

75


Moeva x Trendyolmilla<br />

plaj koleksiyonu<br />

Trendyolmilla, plaj modasının önde gelen markalarından Moeva ile hazırladığı<br />

MoevaxTrendyolmilla plaj giyim koleksiyonunu modaseverlerle buluşturdu.<br />

38 özel parça ile satışa sunulan koleksiyonda altın ve gümüş aksesuar detaylı<br />

mayo ve bikiniler dikkat çekiyor.<br />

İş birliğine ilişkin açıklamada bulunan Moeva, "Trendyolmilla ile güçlü ve dikkat çekici bir<br />

koleksiyon hazırladık. Feminen silüetleri ve sıkça kullandığımız aksesuarları rahat kesimler<br />

ile birleştirme fikrinden yola çıktık. Norman Parkinson’ın siyah beyaz resimlerindeki şık<br />

ve zamansız kadınlardan ilham alarak bu yaz plajlarda zarif bir hava yaratmak istedik.<br />

MoevaxTrendyolmilla koleksiyonu bu yaz plaj modasına yön verecek" dedi.<br />

NYX<br />

76


Moda<br />

MoevaxTrendyolmilla<br />

NYX<br />

77


cesur ve konforlu<br />

bir yaz<br />

Feminenliği dengeli bir yalınlıkla harmanlayan BEYMEN Club Kadın Koleksiyonu;<br />

cesur, konforlu ve güncel tasarımları, yeni form ve kalıpları ile 2021 yazına<br />

renk ve dinamizm katıyor.<br />

NYX<br />

78


Moda<br />

BEYMEN Club 2021 Yaz Kadın Koleksiyonu,<br />

tatil stilinizi sezonun favori trendleri<br />

ile güncelliyor. Plaj şıklığı için özgün<br />

görünümler sunan kolekisyon, doğal dokuları,<br />

palmiyelerden zebra baskılara uzanan sıcak<br />

tropik desenlerle buluşturuyor. Pastel tonlar,<br />

sloganlar ve eğlenceli desenlerin bir arada<br />

kullanıldığı grafik pop temalı tasarımlar ise<br />

yazın enerjik ve mutlu tavrını sahillere taşıyor.<br />

NYX<br />

79


şık ve<br />

rahat<br />

Yeni SUWEN plaj koleksiyonunda,<br />

mevsimin renklerinden, enerjisinden<br />

ilhamın alan parçaların yanı sıra<br />

klasiklerden vazgeçmeyenlerin,<br />

mayo ve bikinisinde aksesuarlara<br />

önem verenlerin, bu yazın en trend<br />

çizgilerini yakalamak isteyenlerin<br />

bulabileceği birbirinden şık ve<br />

konforlu seçenekler yer alıyor.<br />

Her kadının, moduna ve ihtiyacına<br />

uygun, konforlu, bir o kadar da tarz<br />

sahibi kaftanlar, pareolar, pareo<br />

pantolonlar, plaj elbiseleri de, sıcak<br />

havada terleme yapmayan, pamuklu,<br />

yumuşacık, cilt dostu kumaşlarıyla ilgi<br />

uyandırıyor.<br />

NYX<br />

80


NYX<br />

81<br />

Moda


1<br />

Stilini belirle<br />

gözlüğünü seç<br />

NYX<br />

82


Moda<br />

2<br />

3<br />

4<br />

5<br />

1- CHIARA FERRAGNI 2- MIU MIU 3- PRADA 4-PRADA 5- BURBERRY<br />

NYX<br />

83


NYX<br />

84


NYX<br />

85


Beslenmeye<br />

Fit Lezzet<br />

Adım Adım<br />

YELİZ YILDIZ<br />

Chef Diyetisyen<br />

yeliz.yildiz@nyxmag.com<br />

Bebekler dünyaya geldikten sonra, annelerdeki<br />

en büyük soru işareti ve gerginliklerden biri<br />

bebeğin beslenmesidir. Nasıl beslemeliyim?<br />

Neye ihtiyacı var? Acaba yeterli mi? gibi<br />

sorulara cevap aranır. Bu konudaki en önemli<br />

nokta, bu soruların cevabını bir uzmandan<br />

almaktır. Maalesef ki bebeklerin veya emziren<br />

annelerin beslenmesi konusunda toplumumuzda birçok<br />

yanlış bilgi mevcuttur.<br />

Eğer anne sütü bebek için yeterli miktarda geliyor ise ilk 6 ay<br />

bebeğinizin tek ihtiyacı anne sütüdür. Anne sütünün yeterli<br />

olup olmadığı bebeğinizin gelişimi takip edilerek, bebeğinizin<br />

rutin kontrollerinde doktoru tarafından tespit edilir.<br />

Yani “acaba sütüm yetiyor mu?” endişenizi doktorunuza<br />

danışarak ve ona güvenerek atlatabilirsiniz. Bebeklere göre<br />

değişmekle birlikte ilk 6 ay bebeklerde ayda 600g ile 1000g<br />

arasında bir kilo artışı gözlemlenir. Eğer anne sütü yeterliyse<br />

bebeğinize su dâhil ek hiçbir gıda vermemeniz önerilir.<br />

Anne sütünü arttırmak için anne sıvı tüketimine dikkat<br />

etmelidir ve bolca su içmelidir. Toplumumuzda yaygınca<br />

bilinenin aksine şekerli şerbetler vücutta süt üretimini<br />

arttırmaz. Bundan dolayı şeker tüketim miktarını arttıran<br />

gıdalara dikkat edilmelidir. Ayrıca anne beslenmesi de süt<br />

kalitesi üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Bundan dolayı<br />

anne tükettiği gıdalara özen göstermelidir. Aynı zamanda<br />

karnabahar, soğangiller ve bakliyat gibi gaz yapıcı besinlerin<br />

tüketimine de dikkat edilmelidir. Çünkü anne bu besinleri<br />

tükettiğinde bebeğe de süt aracılığıyla gaz oluşabilir.<br />

NYX<br />

86


Fit Lezzet<br />

Bebekler genellikle 6. Aydan sonra ek gıdaya<br />

geçebilir fakat bazı bebeklerde durum farklı olabilir.<br />

7. Aya kadar ek gıdaya geçişte zorlanabilirler.<br />

Bebeğiniz ek gıdaya geçmeye hazır olduğunda bunu<br />

bazı davranışlarından anlayabilirsiniz. Örneğin,<br />

bebeğiniz başını sabit ve dik tutabilir, dik şekilde<br />

mama sandalyesinde oturabiliyor olması gerekir,<br />

yiyecekleri dil ile itme refleksi bitmiş olmalı, ellerini<br />

ve oyuncaklarını ağzına sokmaya çalışır, etrafındaki<br />

insanların yemek yemesiyle ilgilenir ve o da ister,<br />

bebeğinize yemek vermeye çalıştığınızda ağzını açar.<br />

Bebeğinize besinleri bebek kaşıklarıyla vermeniz<br />

önerilir. Eğer bebeğiniz kaşıkla yemekte zorlanıyor ise<br />

başlangıçta parmağınızla vererek alıştırabilirsiniz.<br />

İlk 6 aydan sonra yavaş yavaş ek gıdaya geçiş yapılır.<br />

Ek gıdaya geçerken temelde her besinin alerji<br />

yapıp yapmadığını kontrol amaçlı yavaş yavaş, ufak<br />

porsiyonlarla başlayıp ve kontrol amaçlı 3 günde en<br />

fazla 1 besin ile tanıştırılmalıdır. Eğer bebeğiniz bir<br />

besini yemeyi reddediyor ise belirli aralıkla tekrar<br />

denemeniz yararlı olacaktır. Ayrıca unutulmamalıdır ki<br />

ek besinlere geçilse dahi bebeğinizin anne sütüne<br />

2 yaşına kadar ihtiyacı vardır. 8. Aya kadar bebeğinizin<br />

günlük besin ihtiyacının 4/5 i anne sütünden<br />

karşılanmalıdır. Bu yüzden bebeğinizi anne sütüyle<br />

beslemeye devam etmeniz gerekir. Anne sütü yeterli<br />

değilse bir uzmana danışarak devam sütü verilebilir.<br />

9-12 aylık süreçte ise bebeğinizin günlük besin<br />

ihtiyacının yarısını anne sütü diğer yarısını da ek<br />

gıdalar oluşturmalıdır.<br />

6. ayda temel olarak verilen besinler yoğurt, meyve<br />

suyu ve püresi, pirinç unuyla şekersiz pelte, pekmez,<br />

yumurta sarısıdır. Tabi ki bu besinler kontrollü ve<br />

yavaş yavaş verilmelidir. Örneğin yumurta sarısı<br />

verilirken ilk denemede yumurta sarısının 1/8’i<br />

ile başlanır ve ¼, ½ şeklinde haftada bir arttırılır.<br />

Meyvelerde ise elma ile başlanması önerilir. Daha<br />

sonra armut, şeftali gibi meyvelerle devam edilebilir.<br />

Meyveleri püre halinde vermeniz bebeğiniz için daha<br />

uygun olacaktır. Çilek gibi alerji yapma olasılığı yüksek<br />

olan besinler ilerleyen aylara bırakılmalıdır. Yoğurdu<br />

ise anne sütüyle veya doktorunuzun önerdiği devam<br />

sütüyle mayalayabilirsiniz.<br />

7. ayda pirinç, pirinç unu, kıyma, bitkisel yağlar, sebze<br />

püresi, sebze çorbası gibi besinler eklenir. Yumurta<br />

sarısı eğer 6. Ayda alerji yapmadıysa yavaş yavaş tam<br />

olarak verilebilir. Sebzelerde kabak ile başlanması<br />

önerilir. Daha sonra havuç, patates gibi sebzelerle<br />

çeşitlendirilebilir. Bitkisel yağ olarak zeytinyağı<br />

kullanılabilir. Fakat zeytinyağının bir ısıl işleme maruz<br />

kalmaması önemlidir. Örneğin, sebze çorbasını pişirip<br />

ocaktan aldıktan sonra zeytinyağı ilavesi yapılmalıdır.<br />

8. ayda et, tavuk, balık, iyi ezilmiş ev yemekleri,<br />

tahıllar beslenmeye eklenebilir. Et, tavuk, balık<br />

gibi ürünler iyice pişirilmelidir. Besin değerlerini<br />

kaybetmemeleri için az suda haşlama ile pişirilebilir.<br />

Tahıllar beslenmeye eklendiğinde glüten alerjisi<br />

ortaya çıkabilir. Bu yüzden dikkat edilmeli ve ufak<br />

porsiyonlarla, zaman aralıklarına dikkat edilerek<br />

verilmelidir. Tahıllardan pirinç ile başlamak en<br />

uygunudur.<br />

NYX<br />

87


Fit Lezzet<br />

1 yaş öncesi verilmemesi<br />

gereken gıdalar<br />

• Tuz, şeker ve bunları içeren besinler<br />

• Turşu<br />

• Sosis, salam, sucuk gibi şarküteri ürünleri<br />

• Bal<br />

• İnek sütü<br />

• Tam yumurta<br />

• Pastörize peynir<br />

Her yaşta olduğu gibi paketli ürünler, kızartmalar<br />

bebeğiniz için de zararlıdır. Bu yüzden bebeğiniz/<br />

çocuğunuz paketli ürünlerle ne kadar geç tanışırsa o<br />

kadar iyi. Bu yüzden çocuğunuzun atıştırmalıklarını<br />

evde kendiniz hazırlayabilirsiniz. Paketli bisküvi,<br />

çikolata yerine evde yaptığınız kurabiye veya hazır<br />

meyve suyu yerine evde yaptığınız meyve suları<br />

çocuğunuz için daha sağlıklı olacaktır.<br />

Eğer bebeğinizin verdiğiniz ürüne bir alerjisi varsa<br />

bu genellikle birkaç saat içinde çıkar fakat birkaç<br />

günü de bulabilir. Bu yüzden 3 günde 1 yeni besin<br />

kuralına uymak önemlidir. Alerji genellikle karın ağrısı,<br />

döküntü, ishal, kusma olarak görülür. Bu gibi durumlar<br />

gözlendiğinde o yeni verdiğiniz besini keserek<br />

doktorunuza danışmanızda fayda vardır. Ayrıca bazı<br />

ciddi alerjik reaksiyonlarda hırıltılı solunum, nefes<br />

darlığı, dil, dudak ve yüzde şişme de görülebilir. Bu<br />

durumlarda derhal 112 aranmalı veya acil servise<br />

başvurulmalıdır.<br />

SEBZELİ ÇORBA<br />

Malzemeler:<br />

• 1 adet orta boy kabak<br />

• 1 adet orta boy patates<br />

• 1 adet orta boy havuç<br />

• 30 g kıyma<br />

• 400 ml temiz su<br />

• 2 yemek kaşığı zeytinyağı<br />

Yapılışı:<br />

Bütün sebzeler iyice yıkanır, soyulur ve<br />

doğranır. 400 ml temiz su, sebzeler ve<br />

30 gr kıyma temiz bir tencere de pişirilir.<br />

Ateşten alındıktan sonra 2 yemek kaşığı<br />

zeytinyağ eklenir.<br />

C<br />

M<br />

Y<br />

CM<br />

MY<br />

CY<br />

CMY<br />

K<br />

PİRİNÇ UNLU PEKMEZLİ PELTE<br />

Malzemeler:<br />

• 1 yemek kaşığı pirinç unu<br />

• 200 ml temiz su<br />

• 1 tatlı kaşığı pekmez<br />

Yapılışı:<br />

200 ml temiz suya 1 yemek kaşığı pirinç<br />

unu eklenir ve karıştırarak pişirilir. Ateşten<br />

aldıktan sonra 1 tatlı kaşığı pekmez ilave<br />

edilir.<br />

NYX<br />

88


NYX<br />

89


Song’un<br />

Seçkileri<br />

SONGÜL ÖZTÜRK<br />

songul.ozturk@nyxmag.com<br />

uzak doğu<br />

mutfağının<br />

efsane<br />

lezzetleri ile<br />

yakuza<br />

Yiyeceklerin ve yeme-içme eyleminin üzerimizde<br />

dönüştürücü etkisinin olduğu bir gerçek. Moralimiz bozuksa<br />

ya da mutluysak ne yediğimiz, nerede yediğimiz, nasıl ve ne<br />

ile tükettiğimiz bile bu dönüşümün sonucu olabilir.<br />

Sağlıklı ve mutlu olmak için, hepimizin kendimize iyi gelecek<br />

şeylerin kaynağına yöneldiği bir dönemdeyiz. Bir yıldan<br />

fazladır, yaşamakta olduğumuz bu belirsiz dönemde;<br />

güvende ve sağlıklı olma hissimiz, bizleri ne yememiz<br />

gerektiği ile ilgili araştırmalara da yönlendirdi sanki...<br />

Bir teoriye göre hayat “SU”da başlar, karada evrilerek devam<br />

eder. Ben de bu sayıda suda hayat bulan, uzak doğunun<br />

efsane lezzeti suşiyi yazmak istedim.<br />

Uzak doğu mutfağının en eski ve en bilinen lezzetlerinden<br />

olan suşi, ilk olarak milattan önce 4. yy’da Güneydoğu<br />

Asya’nın pirinç yetiştirme bölgesi olan Çin’in Mekong Nehri<br />

kenarında yapılmış. Japonya’ya 8. yy’da gelmiş.<br />

Batıda tanınması ise ancak yüzyıllar sonra gerçekleşti.<br />

80’lerdeki sağlıklı beslenme trendinin etkisiyle Amerika ve<br />

Avrupa’da yayılmaya başladı. İşte böylesine köklü bir tarihi<br />

olan suşi ve uzak doğu mutfağı, müdavimleri olduğu kadar,<br />

sevmeyenleri de olan, değişik tatların bulunduğu bir mutfak.<br />

Suşinin tarihi ile ilgili bu kısa bilgilerden sonra suşi ve<br />

türleri hakkında da birkaç bilgi paylaşmak istiyorum. Suşi,<br />

küçük toplar ya da dilimli rulolar halinde servis edilen,<br />

içinde sirke ile tadlandırılmış pirinç ve çiğ balık, sebze ya<br />

da yumurta bulunan geleneksel bir Japon yemeğidir. Suşiyi<br />

Uzakdoğu’daki gibi chopsticklerle ya da parmaklarınızla<br />

tutup yiyebilirsiniz.<br />

Nigiri, Sashimi, Maki ve Uramaki gibi çeşitleri bulunan suşi<br />

genelde, acı, ekşi, tatlımsı soslar ya da garnitürlerle yenir.<br />

NYX<br />

90


Song’un Seçkileri<br />

Suşiseverler seçici olurlar; nerelerde yenir, nasıl yenir, nasıl yapılır, hangi<br />

malzemeler kullanılır gibi detaylar onlar için önemlidir. Hangi şef tarafından<br />

hazırlanmış olduğu ve sunum şekline kadar. Hatta suşi sunumu adeta bir<br />

sanat eseri gibidir ve hassas bir konudur onlar için.<br />

Bu sayıdaki restoran keşfim İstanbul’un iş merkezlerinin bulunduğu<br />

semtlerden biri olan Maslak’ta. Sizler için 42 Maslak AVM içinde yer alan<br />

Yakuza İstanbul’dayım…<br />

Suşi tutkunları için şef ve sunumun önemli olduğunu söylemiştim.<br />

Yakuza Asian & Sushi’nin Tokyo’da ünlü şeflerden eğitim görmüş kişilerce<br />

hazırlanıp güncellenerek günümüze kadar gelen bir menüsü var. Restoranda<br />

biri Türk, diğeri Filipinli suşi ve wok için iki şef yardımcısı bulunuyor.<br />

Bir dönemin popüler yarışma programı ‘’Yemekteyiz’’ i bilmeyen yoktur.<br />

Yakuza İstanbul’un işletmecisi Koray Hatem de üç yıl kadar önce<br />

yayınlandığı dönemde çok ses getiren ‘’Yemekteyiz’’ yarışması<br />

birincilerinden. Her şeyin günlük ve organik olarak temin edildiği<br />

restoranda, noodle’ların el açması olduğunu belirten Koray Bey balıkları<br />

da halden bizzat kendisinin aldığını söylüyor. Ayrıca kendine ait olan özel<br />

“Wasabili Mozaik Pasta”sını da anmadan geçmek olmaz. Değişik tatlılar<br />

deneyimlemek isteyenlere duyurulur.<br />

NYX<br />

91


Uzak doğu mutfağı ve bu<br />

mutfağa özgü malzemelerin<br />

bileşenlerinden<br />

oluşturulmuş, özenle<br />

hazırlanmış bazı “ÖZEL“<br />

lezzetlere yer verilen<br />

Yakuza’da yapılan tüm<br />

işlerin bir prosesi var ve<br />

bu proseslere göre hiçbir<br />

değişiklik yapılmadan<br />

pişirilip servis ediliyor.<br />

Kullandıkları tüm soslar<br />

da Koray Bey ve şefler<br />

tarafından hazırlanıyor.<br />

Ayrıca bu özel soslar<br />

şişelenerek satışa da<br />

sunuluyor.<br />

NYX<br />

92


Song’un Seçkileri<br />

Tüm personel ve yemeklerin hijyen ve sağlık<br />

kurallarına uygun olmasına özen gösteriliyor.<br />

Tüm personel ve yemeklerin hijyen ve sağlık<br />

kurallarına uygun olmasına da özen gösteriliyor.<br />

Covid 19’un çok yayıldığı, çemberin çok daraldığı<br />

bu süreçte, bir suşisever olarak güvenle, soluğu<br />

“Yakuza İstanbul’da alıp çok lezzetli ve şık sunumlar<br />

ile kendinizi şımartabilirsiniz.<br />

Normali farklı anladığımız, yaşadığımız<br />

zamanlardayız. Paket servis de her işletme için farklı<br />

dinamiklere sahip ve çok önem kazanmış durumda.<br />

Yakuza İstanbul; birçok platformda (fuudy,<br />

online order, getir, yemek sepeti ...) ve WhatsApp<br />

aracılığıyla tüm siparişleri paket servis olarak<br />

İstanbul il sınırları içindeki her noktaya ulaştırıyor.<br />

Ama tabii ki restoran alt-limitler dahilinde olma<br />

şartını unutmayalım.<br />

Sipariş edilen ürünlerin; sağlıklı ve hijyenik<br />

malzemelerden yapılmış paketlerle, zamanında teslim<br />

edilmesine de önem veriyorlar. Aklınızda olsun paket<br />

servis dışında doğum günleri, yıldönümü kutlamaları<br />

gibi özel günler için Yakuza’nın catering hizmeti de<br />

bulunuyor.<br />

NYX<br />

93


Song’un Seçkileri<br />

Hepimiz mutlu olmanın bambaşka yollarını<br />

keşfetmeye, pandeminin bizler için olumlu etkilerini<br />

bulmaya çalıştığımız bir dönemdeyiz.<br />

Psikologlara göre mutluluk; kendi<br />

düşüncelerimizden, dünyayı algılama biçimimizden,<br />

bakış açımızdan beslenen bir duygu ve bu duygu<br />

kendi içimizden geliyor.<br />

Her ne sebeple olursa olsun,<br />

“yemek için yaşamak “<br />

da ...<br />

“ yaşamak için yemek “<br />

de ...<br />

Bizleri ”beslenme“ konusuna götürüyor.<br />

Besinlerimizi çeşitlendirelim...<br />

Mutluluğa doyalım...<br />

Afiyet Olsun...<br />

YAKUZA İSTANBUL<br />

ASIAN & SUSHI<br />

42 Maslak AVM, Maslak Mahallesi<br />

Ahi Evran Caddesi No: 6 Maslak/İstanbul<br />

(0212) 801 77 00<br />

https://yakuza.istanbul<br />

NYX<br />

94


VEGAN MUM<br />

fyrluxury.com |<br />

NYX<br />

95<br />

fyr.luxury


HAMİLELER<br />

COVID-19 AŞISI<br />

OLABİLİR Mİ?<br />

Koronavirüse karşı aşlama çalışmaları dünyada olduğu gibi ülkemizde de hız kazandı. Hamilelerde Covid-19 aşısı<br />

çalışmaları ve hamile ve emziren annelerin covid aşısı olup olamayacağına ilişkin görüşlerini aldığımız<br />

Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Berk Bulut'un değerlendirmelerini sunuyoruz.<br />

İlaçlar veya aşıların güvenlik ve etkinliğine dair deneylerin<br />

hamile kadınlar üzerinde yürütülmesi zor olduğu için,<br />

bu tür veriler, daha sonra, kadınlar hamile olduklarını<br />

öğrenmeden önce ilacı veya aşıyı aldıkça, tesadüfen birikir.<br />

Dikkate alınacak ciddi bir olumsuz etkinin yokluğunda,<br />

hamile kadınların da bu ilaç veya aşıları kullanmasına<br />

yönelik uygulamalar yaygınlaşır. Hamile kadınların<br />

COVID-19 hastalığı için ilk başta yapılan aşı çalışmalarında<br />

yer almaması bu tür bir genel uygulamanın sonucudur.<br />

Çalışmalara katıldığı sırada hamile olduğunu bilmeyen<br />

ya da aşıdan hemen sonra hamile kalan kadınlardan elde<br />

edilen veriler bu konudaki ilk bilgileri oluştursa da kadın<br />

sağlığı dernekleri ve benzer kuruluşlar elde yeterince<br />

kanıt olmadan hamilelikte aşıları kullanma konusunda net<br />

tutum almadı. Uluslararası Kadın Hastalıkları ve Doğum<br />

Federasyonu bu konuda hamile kadınların aşılanması<br />

gerektiğini belirten ilk kuruluşlardandır. Özellikle ek risk<br />

faktörleri olan hamile kadınların COVID-19 geçirme riski<br />

artmış olduğundan, bugün birçok kuruluş hamile kadınlarda<br />

aşıların yapılmasının gerekli olduğunu belirtmektedir.<br />

HAMİLELERDE AĞIR HASTALIK RİSKİNİ<br />

ARTIRAN ETKENLER<br />

Hamile kadınlarda bağışıklıkla ilgili hastalıklar, diyabet,<br />

yüksek tansiyon, kalp hastalığı ya da astım gibi kronik<br />

durumlar, ayrıca obezite ve anne yaşının 35’in üzerinde<br />

olması hastalığın ağır geçirilme riskini artıran etkenlerdir.<br />

Bunun yanında hamileliğin son üç ayında bulunmak<br />

da bir risk faktörüdür. Bu ek risk faktörlerinin neler<br />

olduğu konusundaki çalışmalar da aralıksız olarak<br />

sürdürülmektedir.<br />

HAMİLELİKTE COVID-19 HASTALIĞININ<br />

TAŞIDIĞI TEHLİKELER VE AŞININ YARARLARI<br />

Birçok uzman hamile kadınların COVID-19 hastalığı<br />

geçirme risklerinin normalden fazla olmadığını<br />

söylemektedir. Hamilelik sırasında COVID-19 geçiren<br />

Op. Dr. Berk Bulut<br />

Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı<br />

Liv Hospital Ulus<br />

NYX<br />

96


Sağlık<br />

kadınların çoğunda ya belirtiler çok hafiftir ya da<br />

hiçbir belirti yoktur. Ağır hastalık ve ölüm oranları<br />

oldukça düşük olmakla beraber, hastalığı ağır<br />

geçirme, yoğun bakıma alınma, erken doğum ve<br />

tansiyon yükselmesine bağlı gebelik zehirlenmesi<br />

gibi riskler artmıştır. Kronik hastalıkları olan, aşırı<br />

kilolu ve anne yaşının ileri olduğu hamile kadınlarda<br />

bu tür riskler daha da fazladır. Dolayısıyla yaşamı<br />

tehdit edebilecek bu hastalığa karşı önlem almak<br />

yukarıda sayılan riskleri taşıyan annelerde çok önem<br />

kazanmakta.<br />

Doğum sonrası dönemde yeni doğan bebeklerde<br />

SARS-CoV-2 virüsünün saptanma riski çok düşüktür<br />

ve annelerin emzirmeyi kesmemeleri önerilir.<br />

Aşı yapılan annelerde bebeğin virüs kapma riski<br />

muhtemelen daha düşük olacaktır. Anneye yapılan<br />

aşının doğum sonrasında bebeğin hastalıktan<br />

korunmasında nasıl bir etkisi olacağı konusunda da<br />

henüz yeterli bilgi bulunmamaktadır.<br />

AŞILAR VE GÜVENLİK PROFİLLERİ<br />

Bugün ülkemizde özellikle iki aşı yaygın olarak<br />

uygulanmaktadır. Bunlardan bir tanesi Çin kökenli<br />

Sinovac firmasının ürettiği CoronaVac aşısı olup<br />

üretim yöntemi açısından bir inaktif virüs aşısıdır.<br />

Bu aşı doğrudan doğruya hamile kadınlar üzerinde<br />

denenmemiş olsa da benzer şekilde inaktif virüs<br />

aşısı olarak üretilen ve alüminyum hidroksit<br />

içeren birçok başka aşı hamilelik sırasında güvenle<br />

kullanılmaktadır.<br />

Yaygın kullanıma giren diğer aşı Pfizer (ABD) –<br />

BioNTech (Almanya) iş birliği ile üretilen ve kod adı<br />

BNT162b2 olan aşıdır. Bu aşı bir mRNA aşısı olup,<br />

canlı virüs veya aşı etkinliğini artırıcı herhangi katkı<br />

maddesi içermemektedir. Ayrıca aşının içerdiği<br />

mRNA insan hücrelerinde çekirdeğe girmediği için<br />

insanın genetik kodunda herhangi bir değişiklik<br />

yapması söz konusu değildir. mRNA aşıları ile ilgili<br />

olarak yürütülen hayvan çalışmalarında embriyolarda<br />

ya da yeni doğan yavrularda gelişimsel bir soruna<br />

rastlanmamıştır.<br />

Ülkemizde uygulamaya girmesi beklenen diğer bir aşı<br />

olan Rusya kökenli Gamaleya firmasına ait Sputnik V<br />

aşısı adenovirüs vektörü bazlı bir aşıdır ve bu aşı da<br />

canlı virüs veya SARS-CoV-2 virüsüne ait enfeksiyon<br />

yapıcı proteinleri içermemektedir. Aşıda kullanılan<br />

adenovirüs vektörü de aşılanma sonrasında vücuttan<br />

kolaylıkla uzaklaştırılabilmektedir.<br />

Bu aşıların hamile kadınlar üzerindeki etkilerini daha<br />

net bir şekilde belirlemek için çalışmalar başlamak<br />

üzeredir. Bunun yanında giderek daha fazla sayıda<br />

hamile kadın kendi isteğiyle aşı yaptırmakta ve bu<br />

aşıların hamilelikte ve doğum sonrasında anne ve<br />

bebek üzerindeki etkilerine dair veriler artmaktadır.<br />

Sonuç olarak hamile kadınların aşılanması konusunda<br />

hastalığın kişiyi karşı karşıya bırakabileceği riskler,<br />

aşı olmanın faydaları ve her bir tür aşı için eldeki<br />

güvenlik verileri tüm ayrıntıları ile tartışılmalıdır.<br />

Birçok ülkede SARS-CoV-2 aşı programlarına risk<br />

etkenlerini taşıyan hamile kadınlar da dahil edilmekte<br />

ve özellikle hamilelik döneminde aşılanan kadınlarla<br />

ilgili veriler dikkatle takip edilmektedir. Önümüzdeki<br />

dönemde hamile kadınların da dahil edileceği<br />

çalışmalarla aşıların hamilelikte ve sonrasında<br />

anne ve bebek sağlığı üzerine etkileri daha ayrıntılı<br />

anlaşılabilecektir.<br />

Her ne kadar aşılar koruyuculuk konusunda ciddi<br />

olarak olumlu sonuçlar verse de diğer tüm önlemleri<br />

de hiç ihmal etmeden uygulamaya devam edelim.<br />

Tüm anne adaylarına ve bebeklerine COVID-19’dan<br />

ve diğer tüm hastalıklardan uzak sağlıklı günler<br />

dilerim.<br />

NYX<br />

97


Akademi ® Ödüllü Kostüm Tasarımcısı<br />

Jenny Beavan, Cruella’da<br />

1970’ler Punk Stilini<br />

Yeniden Yaratıyor<br />

Akademi® Ödüllü kostüm tasarımcısı Jenny Beavan, başrollerini Emma Stone ve Emma<br />

Thompson'ın paylaştığı 2 Temmuz’da vizyona girecek Cruella filmi için 1970’lerin Punk<br />

stiline ışık tutan özgür kreasyonuyla Cruella’yı baştan yaratıyor.<br />

Daha önce Emma Thompson'la hem "Howardların Malikanesi" hem de "Günden Kalanlar" filmlerinde<br />

çalışan ve 2016’da “Mad Max: Fury Road” ile iki kez Akademi® Ödülü kazanan, Emmy® ve BAFTA ödüllü<br />

kostüm tasarımcısı Jenny Beavan, kariyeri boyunca 10 kez Oscar® ödüllerine aday gösterildi. Beavan’a<br />

Cruella filminin kostüm tasarımı sürecinde Sarah Young, Sheara Abrahams ve Sally Turner gibi isimlerden<br />

oluşan uzman bir ekip destek oldu.<br />

Her iki karakter için de özgün bir dil yaratan Beavan, sadece giydikleriyle değil, her iki Emma’nın da<br />

yarattığı gerçek moda kreasyonlarının da benzersiz, büyüleyici ve son derece yaratıcı olmasını amaçlıyor.<br />

Beavan çeşitli görünümleri tasarlarken süreci “Bu şimdiye kadar yaptığım en büyük işti. Emma Stone için<br />

hazırladığım kostüm sayısı şimdiye kadar yaptıklarımdan daha fazla. Toplam 47 kostüm değişikliği yapıldı<br />

ve Emma Thompson'da da toplam 33 kostüm vardı. Joel Fry ve Paul Walter Hauser'in bile 30’ar kostümü<br />

vardı" sözleriyle değerlendiriyor.<br />

NYX<br />

98


Moda<br />

Tasarım ekibi 1970’ler Londra’sının kültür<br />

çatışmasının, yaşandığı dönemde modaya<br />

kadar yansıyan izlerini, Cruella’nın çeşitli<br />

görünümlerinde yaşatıyor. Barones karakteri,<br />

Joan Crawford'dan Elizabeth Taylor'a bir nevi<br />

eski televizyon divalarına gönderme yapılan<br />

bir stille izleyici karşısına çıkıyor. Heykelsi<br />

görünen şık stili için Dior’dan ilham alınarak<br />

kalın tafta, ipek ve düşes saten çokça kullanılıyor.<br />

Cruella’nın siyah-beyaz renk geçişlerine karşılık<br />

Barones için çoğunlukla sıcak kahverengiler ve<br />

doreden oluşan bir renk paleti tercih ediliyor.<br />

Emma Stone, “Böyle bir filmin şansı, kostümlerin<br />

bir oyuncu olarak sizin için pek çok işi<br />

halletmesidir. Bunları giydiğinizde kendinizi<br />

Cruella de Vil gibi hissedersiniz. Jenny<br />

gerçekten özel bir şey yarattı" diye ekliyor.<br />

Estella’nın keskin hatlara sahip Punk stilinin<br />

zamanla sofistike hale dönüşmesi ve bazı<br />

giysileri geri dönüştürerek onları yeni giysilere<br />

çevirmesi karakterin kostüm tasarımlarının ana<br />

estetiğini oluşturuyor. Görünümü için Alman<br />

punk rock-New Wave şarkıcısı Nina Hagen’in bir<br />

fotoğrafından ilham aldığını söyleyen Beavan,<br />

Estella’ya bakıldığında onun Londra'da Brick<br />

Lane'deki ikinci el mağazalarına gittiğini hayal<br />

edebildiğini dile getiriyor. Notting Hill'deki<br />

gecekondulardan, alt sınıflardan gelen punk<br />

hareketine, Vivien Westwood ve sonrasında<br />

da Alexander McQueen gibi benzersiz, farklı<br />

tarzlara sahip, kendi kendini eğitmiş, yaratıcı ve<br />

hevesli tasarımcılar için Estella, rol model olacak<br />

bir film karakteri haline geliyor.<br />

Estella'nın 12 yaşında şahit olduğu Barones'in<br />

Marie Antoinette balosu, Siyah-Beyaz Balosu<br />

(Cruella'nın Artie'nin ikinci el dükkanından aldığı<br />

kan kırmızısı bir elbiseyle ve bilgisayar çizimi<br />

olan yanan beyaz pelerinle görüldüğü yer) ve<br />

Estella'nın tüm konuklara siyah elbiseler ve siyah<br />

beyaz peruklar gönderdiği Gala sahnelerindeki<br />

Beavan ve ekibinin tasarladığı kostümler,<br />

detaylarıyla Cruella’yı ikonik ve modern bir<br />

görünüme kavuşturuyor.<br />

Bunların yanı sıra Cruella'nın motor üstünde<br />

gelerek Barones'in sahne ışığını çaldığı,<br />

omuzları lastikli siyah deri tulumu, Barones'in<br />

arabasını yutan elbisesi, Barones'in 1967<br />

elbise koleksiyonu bozularak yapılmış 12 metre<br />

kuyruklu çöp kamyonu elbisesi ve Dalmaçyalı<br />

esintili bir ceket gibi çeşitli Kırmızı Halı Elbiseleri<br />

de hafızalardan silinmeyecek, tekrar tekrar<br />

izlettiren görsel bir deneyim sunuyor.<br />

Not: Bu filmin yapımı sırasında hiçbir hayvana zarar<br />

verilmemiştir. Disney yapım politikası gereği, filmin<br />

yapımında hiçbir hayvan kürkü kullanılmamıştır.<br />

NYX<br />

99


Vakko Mare<br />

“Plaj ve şehir modasında<br />

2021 koleksiyonu”<br />

Gücünü zarafetinden alan Vakko Mare, plaj ve şehir modasında 2021 koleksiyonuyla cesaret,<br />

renk ve ilham katıyor. Her biri eşsiz parçalardan oluşan Vakko Mare yazın tazeliğini, canlı ve<br />

yeniden başlamaya güç veren bir enerjiyle buluşturuyor.<br />

NYX<br />

100


Moda<br />

Vakko Mare Yaz 2021<br />

NYX<br />

101


NYX<br />

102<br />

Vakko Mare 2021 koleksiyonu, sezonun<br />

öne çıkan gündelik yaşam ve plaj<br />

tasarımlarını kendine has zarif çizgileri<br />

ile yorumluyor. Sezonun sportif, modern,<br />

romantik ve güçlü tasarımlarını özel<br />

bir seçkide buluşturan Vakko Mare,<br />

bu sezonda ilk kez kendi marka imzalı<br />

tasarımlarıyla da öne çıkıyor. Vakko Mare<br />

imzalı özel koleksiyonunda keten ve pamuk<br />

kumaşlardan kaftan, elbise, gömlek, etek,<br />

şort ve ayrıca mayo ve bikiniden oluşan<br />

tasarımlar yer alıyor.


Moda<br />

Vakko Mare; Adriana Degreas , Agua de<br />

Coco, Juan de Dios gibi markaların bikini ve<br />

mayoların yanı sıra kaftan, elbise, bluz, etek,<br />

tulum, pantolon aksesuar olarak şapka, çanta,<br />

sandalet gibi ürün gruplarından oluşan her<br />

stile hitap eden göz alıcı şık bir seçki sunuyor.<br />

Sezonun öne çıkan fırfırlı, tek parça mayoları,<br />

derin V yakalı mayolar ve büstiyer havasındaki<br />

bikini üstleri, “cut out” diye adlandırılan kesik<br />

modeller, yüksek bel ve kemerli mayolar,<br />

önden bağlamalı bikiniler, sportfif şık ürünler,<br />

yaza hareket ve canlılık getiriyor. Ayrıca<br />

modern ve zamansız şıklık, bohem ve rahat<br />

tarzda ürünleri bir arada sunan Vakko Mare<br />

tüm zevklere hitap ediyor.<br />

Sezonda yer alan soft renkler ve romantik<br />

desenler ile tasarımlara daha feminen bir hava<br />

katıyor. Tasarımlarda sezonun vazgeçilmezi<br />

göz alıcı parlak renkler yenilikçi desenler ile<br />

birleşerek heyecan verici tasarımlar ortaya<br />

çıkarıyor. Farklı stillere uyum sağlayan mavinin<br />

her tonu, doğanın canlı yansıması yeşil ve<br />

sarılar, tropik bir romantizmi yansıtan toprak<br />

tonları sezonun canlılığını yansıtıyor.<br />

NYX<br />

103


Retro Holiday<br />

Beymen Club'dan Renkli ve Dinamik Tasarımlar<br />

BEYMEN Club 2021 İlkbahar/Yaz<br />

Kadın Koleksiyonu temalarından<br />

Retro Holiday, sanattan ilham<br />

alan canlı tonlardaki fırça<br />

desenleri, grafik oyunları, doğallığı<br />

vurgulayan naturel kumaş ve desen<br />

birliktelikleri ile modern kadınlara<br />

kendini daha özgür ve yaratıcı ifade<br />

etme fırsatı sunuyor. Lila tonların<br />

ağırlıkta olduğu temada, lacivert<br />

ve nar çiçeği birliktelikleri dikkat<br />

çekiyor.<br />

NYX<br />

104


Moda<br />

Çizgi oyunlarıyla dinamikleşen trikolar, desen ve renklerle zenginleşen elbise ve<br />

sweatshirtler, denim ve teknik kumaşların birarada kullanıldığı doku çeşitliliği yaz<br />

kombinlerinin yeni vazgeçilmezlerini oluşturuyor.<br />

NYX<br />

105


TUVANA BÜYÜKÇINAR'DAN BOYNER'E ÖZEL<br />

Tuvanam x Fabrika koleksiyonu<br />

“Beach in the City”<br />

NYX<br />

106


Moda<br />

Boyner, deneyimli modacı Tuvana<br />

Büyükçınar ile ikinci kez bir araya<br />

geldi. Tarzı ve stiliyle her zaman ilham<br />

kaynağı olan Tuvana Büyükçınar,<br />

yeni sezonda Boyner için birbirinden<br />

tarz yaza uygun 30 parçadan oluşan<br />

“Beach in the City” konseptinde<br />

kapsül bir koleksiyon hazırladı.<br />

Tuvana Büyükçınar imzası taşıyan<br />

kaftanlar, doğal elyaf ve desenli<br />

kumaşlar ile farklı kumaşların<br />

birleşimiyle oluşmuş parçaların ön<br />

planda olduğu koleksiyonda kullanılan<br />

2021 yazının favori rengi fosforlu sarı,<br />

haki, yeşil, siyah ve beyaz renkleri ise<br />

yazın enerjisinden ilham alıyor.<br />

NYX<br />

107


Machka ile yeniden yaz<br />

Yeniden kahkahaların yükseleceği,<br />

zarif davetlerde yakası dev fiyonk<br />

detayından oluşan, turuncu ve<br />

pembenin kombinasyonuyla ortaya<br />

çıkan maxi elbise heykelsi ve romantik<br />

bir duruş sergiliyor. Yeşil ve turkuvazın<br />

buluşmasına eşlik eden doğallık,<br />

sezonu domine edecek bir takım<br />

oyunu içerisine giriyor. Bluzlarda yer<br />

alan boyun fiyongu ve saten etkisi ise<br />

kuşkusuz zarif ittifakın peşine düşüyor.<br />

NYX<br />

108


Moda<br />

Machka İlkbahar-Yaz<br />

2021 Koleksiyonu;<br />

Siyah ve beyazların<br />

yanı sıra, gümüş tonları,<br />

ekrular, doğadan<br />

gelen yeşiller, uyanışı<br />

simgeleyen pembeler,<br />

fuşyalar, lilalar, güneşi<br />

yansıtan sarılar,<br />

turuncular, yanık<br />

karameller, kırmızılar<br />

ve mavilerle sezona hiç<br />

olmadığı kadar renkli bir<br />

seçki sunuyor.<br />

NYX<br />

109


NetWork’ten<br />

Sıcak Yaz<br />

NYX<br />

110


NYX<br />

111<br />

Moda


Shoes&Bags seçkisi<br />

NetWork Shoes&Bags seçkisi, Yaz 2021 koleksiyonunda da geniş model yelpazesiyle<br />

çanta ve ayakkabı tutkunlarına birbirinden özel seçenekler sunuyor. Yalın çizgileriyle<br />

çabasız şıklığın formülünü ortaya koyan örgü sandaletler ve güçlü bir renk paletinin<br />

hakimiyetindeki kalın bantlı düz ve topuklu modeller, hasır ve hazeran dokulu<br />

çantaları mükemmel bir uyumla tamamlıyor<br />

NYX<br />

112


Moda<br />

NetWork<br />

NYX<br />

113


NetWork<br />

NYX<br />

114


Moda<br />

NetWork<br />

NYX<br />

115


GÜNEŞİ SEVENLER<br />

KULÜBÜ GURURLA<br />

SUNAR!<br />

Yaz ruhunun temsilcisi renk<br />

kartelasıyla ön plana çıkan<br />

Twist İlkbahar-Yaz 2021 Koleksiyonu,<br />

siyah ve beyaz denkleminin yanı sıra;<br />

haki, camel, bej, tarçın, pembe, lila,<br />

sarı, mavi, kırmızı, bordo, turuncu<br />

seçkisiyle kombinini tamamlıyor.<br />

NYX<br />

116


NYX<br />

117<br />

Moda


UZAKTAN YANSIYAN<br />

GÜNEŞİN IŞIK OYUNLARI<br />

Uzaktan yansıyan güneşin ışık oyunları<br />

ve doğanın yeni mevsime uyanışını<br />

simgeleyen onlarca kuş melodisinin<br />

keyif veren frekansı…<br />

Doğayla diyalog halindeki<br />

renklerinden ilham alan Ipekyol<br />

İlkbahar-Yaz 2021 Koleksiyonu,<br />

yeni sezonun yükselen tasarımlarını<br />

sunarak, şehrin sokaklarına ve hatta<br />

kumsallara, geceye ve gündüze<br />

uyarlanarak yepyeni ufuklara doğru<br />

yelkenlerini açıyor.<br />

NYX<br />

118


NYX<br />

119<br />

Moda


"Yaşama Renk Kat"<br />

Modern tasarımları dinamik silüetlerde buluşturan Koton, yeni sezonu<br />

Yaşama Renk Kat mottosuyla hazırladığı renkli ve dinamik<br />

Afra Saraçoğlu X Koton Koleksiyonu’yla karşılıyor.<br />

Yaza sıcacık renklerle kucak açan koleksiyon, özlem duyduğumuz pozitif<br />

duyguları geri çağırıyor ve her birini bir renkle eşleştiriyor. Coşku Turuncusu,<br />

Dostluk Sarısı, Aşk Pembesi, Cesur Lila, Nefes Yeşili ve Özgürlük Mavisi ile<br />

renklerin büyülü dünyasından bir dünya kuruyor.<br />

NYX<br />

120


Moda<br />

Koton’un yeni sezona özel olarak isimlendirdiği coşku turuncusu, özgürlük mavisi,<br />

cesur lila, dostluk sarısı, aşk pembesi ve nefes yeşili renkleri, yeni mevsim ruhunu<br />

iyiden iyiye hissettirecek parlak renk kodları ve desenleriyle ön plana çıkıyor.<br />

Renk danışmanı Yonca Çallı’nın da desteğiyle tanımlanan renklerin duyguları ile<br />

pozitif psikolojinin büyülü dünyası koleksiyondaki renk paletinde hayat buldu.<br />

NYX<br />

121


Koton’un başarılı oyunculuğunun yanı sıra güzelliğiyle de dikkat çeken Afra Saraçoğlu’yla<br />

hazırladığı Afra Saraçoğlu x Koton Koleksiyonu, dalgaların dinginliğine, güneşin kızıllığına,<br />

yeşilin huzur veren derinliğine, gökyüzünün sonsuz özgürlüğüne, tuz kokan eşsiz meltemlere<br />

gönderme yapan seçkisi ile yeni mevsimin kapılarını aralıyor.<br />

NYX<br />

122


Moda<br />

Afra Saraçoğlu x Koton Koleksiyonu<br />

NYX<br />

123


TRİKOLARDA SAHİL STİLİ<br />

“Beautiful Flora”<br />

“Sustain the Fashion” (Modayı Sürdür) söylemi ile modada sürdürülebilirliğe<br />

dikkat çekmek isteyen KNITSS, Beautiful Flora koleksiyonuna, doğal<br />

kaynakların korunması ve yaşam alanlarının devamlılığı için, sürdürülebilir<br />

materyalleri kullanarak hayat vermeye devam ediyor.<br />

Dinamik, stiline güvenen ve güçlü kadınların tercihi olan KNITSS, İlkbahar Yaz<br />

2021 “Beautiful Flora” koleksiyonu ile bu yaz, tatillerinizin bir parçası oluyor. Canlı<br />

renkleri ile dikkat çeken koleksiyon, aynı zamanda vermiş olduğu hafiflik duygusu<br />

ile yaz sıcaklarında ferahlatıcı bir etki yaratıyor.<br />

Tatil bavulunuzu hazırlarken, birbirinden farklı kombinler oluşturabileceğiniz;<br />

incecik triko takımlar ile hem gündüz hem de gece, şıklığınızla dikkat çekeceğiniz<br />

KNITSS koleksiyonu, bu yaz tatil beldelerindeki keyifli gezilerinizde sizlere eşlik<br />

ediyor.<br />

NYX<br />

124


Moda<br />

KNITSS, %100 organik pamuk<br />

Global Organik Tekstil Standardı<br />

‘’GOTS’’ sertifikası ve ormanlarda<br />

biyo çeşitliliğin korunmasına<br />

yardımcı olan ve doğadan aldığını<br />

doğaya geri vermek ilkesini<br />

benimseyen ‘’FSC’’ sertifikalarına<br />

sahip olarak, bugün olduğu gibi<br />

yarın da sürdürülebilir bir dünya<br />

felsefesiyle koleksiyonlarını<br />

tasarlamaya devam etmeyi<br />

hedefliyor.<br />

NYX<br />

125


NYX<br />

126


Moda<br />

2021 Gelinleri<br />

romantik,<br />

ihtişamlı ve zarif<br />

NYX<br />

127


PRONOVIAS VE MARCHESA’dan<br />

ÖZEL KOLEKSİYON<br />

Marchesa for Pronovias<br />

NYX<br />

128


NYX<br />

129<br />

Moda


Lüks gelinlikte dünya lideri Pronovias, New York merkezli uluslararası moda evi Marchesa ile<br />

ortak bir gelinlik koleksiyonuna imza attı. Kırmızı halıda ünlülerin sıkça tercih ettiği markalardan<br />

biri olan Marchesa, New York gelinlik modasını ‘Marchesa for Pronovias’ koleksiyonu ile<br />

İspanya'nın tutkusuyla birleştiriyor. Koleksiyon ilhamını, kültürel gelişmişliği ve Flamenko<br />

ritmiyle bilinen Sevilla şehrinden alıyor.<br />

NYX<br />

130


NYX<br />

131<br />

Moda


‘Marchesa for Pronovias’ koleksiyonu, Marchesa’nın kadınsı, romantik ve ihtişamlı imzasını taşıyor. Gelinlikler gipür,<br />

fırfır ve Chantilly gibi lüks kumaş detaylarıyla couture işçiliğini somutlaştırıyor. Tüm vücut tipleri için tasarlanan bu<br />

parçalar, her kadının düğün gününde kendini olağanüstü hissetmesini amaçlıyor.<br />

İspanyolca isimlere sahip tasarımlar el yapımı, 3 boyutlu çiçek detayları ve Marchesa’nın ikonik korsajlarıyla<br />

süsleniyor. Koleksiyondaki prenses gelinlik modellerinden CARRASCO ve MARISOL, zarif çiçek işlemeleri ve tül<br />

etekleriyle sofistike bir stil sunuyor. Mikado kumaş ile üretilen FERNANDA ise belirgin V yakası, sırt işlemeleri ve<br />

uzun kuyruğuyla masal dünyası prenseslerini andırıyor. Göz kamaştırıcı bir deniz kızı görünümü için PAULANDA,<br />

flamenko kostümünün zarafetini günümüze yansıtıyor.<br />

NYX<br />

132


Moda<br />

Marchesa for Pronovias koleksiyonu Temmuz ayından itibaren Pronovias İstinyepark ve Vakko Wedding<br />

mağazalarında satışa sunuluyor.<br />

NYX<br />

133


Yeni Başlangıçların Habercisi<br />

''FLU''<br />

NYX<br />

134


Moda<br />

Moda ve tasarım serüveninde 30 yılı geride<br />

bırakan Özlem Süer, 2021 İlkbahar – Yaz gelinlik<br />

koleksiyonu içinde yer alan FLU koleksiyonunu<br />

tanıttı. Süer “Yeni dünyanın yeni konseptlerinden<br />

alınan ilhamla gerçekleştirdiğimiz çekimde baharın<br />

gelişiyle yeni başlangıçlar ve Doğa Ana’nın yeniden<br />

canlanması temalarını öne çıkardık. Koleksiyona<br />

materyal ve materyalin üstüstelik hissiyle flu bir<br />

şiirsel dili ve görselliği hakim kıldık. Aynı zamanda<br />

parlak beyazdan inci beje uzanan ton geçişlerini,<br />

ışık yansımaları ve parıltılarla zenginleştirdik.<br />

Yarı transparan bu his, renk skalasında olduğu<br />

gibi modellerin heykelsi formlarında yeniden<br />

tanımlandı.<br />

Flu geçişlerle ve rüya gerçek arası imajların vurgulandığı<br />

çekim performansında dört farklı hayattan<br />

(Bütüncül Bale Sanatçısı – Ayça Anıl, Modern<br />

Dansçı – Alara Mortazavi, Tasarım Eğitimi Gören<br />

Genç Bir Model – Naz Sancaklı, Deneyimli Model<br />

- Anastacia Guseva) ilham aldık. Uçuşan tüllerin<br />

hafifliğini glam işlemeler tamamladığı, saç aksesuarları<br />

ve seçkin takıların minimal görüntüyle tezat<br />

bir elegans yarattığı çekimde yeni dünyanın yeniden<br />

tanımlanan gelinlikleri yer buldu” dedi.<br />

NYX<br />

135


Fotoğraf : Kıvanç Batuhan Tarhan<br />

Modeller : Alara Mortazavi, Ayça Anıl, Naz Sancaklı, Anastacia Guseva<br />

Saç Makyaj : Sabit Akkaya<br />

Çiçekler : Rosa Nigrum<br />

NYX<br />

136


Moda<br />

Karantinada Sıkılan Ruhumuza Gelinlikler İyi Gelecek<br />

Özlem Süer White 2021 İlkbahar – Yaz Koleksiyonunda<br />

farklı kol detaylı, Retro çan kollu veya büyük kabarık<br />

(puffy) kollu gelinlikler yer alıyor. Oyuncaklı ışıltılardan,<br />

pastel siluetlere, statement kollardan fiyonklara kadar<br />

pek çok ikonik trend hayatımızda olacak. Renk tonlarında<br />

ise beyaz saltanatını yer yer bebek pembesi, pudra ve<br />

mavi tonlarına bırakacak. Üst üste inci tonlamalarıyla<br />

hafif pastelsi yaklaşımlarla katlı tüller, çok özel inci<br />

tonlamalarıyla işcilikli, farklı sırt detayları ile uzanan<br />

kuyruk etkileri gelinleri ardından izlenmeye değer<br />

kılacak başka bir zarafet olarak ortaya çıkacak. Yeni<br />

koleksiyonunda alışık olmadığımız sırt detayları düğmeler<br />

ve dev fiyonklarla sergileniyor. Her zamankinden daha<br />

uzun etekler özlenen ihtişama verilen bir selam gibi.<br />

Dantel de modern yorumlarıyla koleksiyon içinde yer<br />

alıyor. Pelerin ve kaftan gibi extravaganza etkiler taşıyan<br />

gelinlik tamamlayıcıları da 2021 yılının karakteristik<br />

detaylarından. Kol ve omuz detaylarında olduğu gibi<br />

yaka ve boyunda da heykelsi, alışılmadık formlar zarafeti<br />

gözler önüne seriyor. Tüm bu ihtişam ve karakteristikliğe<br />

ek olarak süper şık ve yalın ikili takımlar ile nikah<br />

elbiseleri de yılın trendleri arasında yer alıyor.<br />

NYX<br />

137


Hazır Gelinlikler<br />

Koronavirüs salgını, bütün tüketim alışkanlıklarında olduğu gibi evlilik alışverişinde de<br />

değişikliklere neden oldu. Önceleri gelin adaylarının farklı günlere yayılan ve en az 3 prova<br />

sonucunda nikah veya düğün törenlerine teslim edilen gelinlikler, hazır giyimde kullanılan beden<br />

ölçülerinin gelinlik kalıplarına yansıtıldığı modeller ile gelin adaylarına sunuluyor.<br />

Pandemi koşullarında yaygınlaşan butik düğün ve nikah seremonilerine uygun tasarlanan<br />

parçalarda zarafetin simgesi Fransız dantelleri, duru dokusuyla vücudu saran ithal stretch<br />

kumaşlar, ipek tül, organze ve ziberlin gibi yüksek kalitede kumaşlardan hazırlanan kusursuz<br />

kalıpların kullanıldığı inci beyazı ve nüd tonlarda gelinlik modelleri öne çıkıyor.<br />

NYX<br />

138


Moda<br />

www.hazirgelinlik.com web sitesi üzerinden satışa sunulan gelinlikler, farklı stillere hitap eden<br />

model çeşitliliği ve fiyat avantajlarıyla gelinlerin satınalma tercihleri arasına girdi.<br />

NYX<br />

139


Mavinin<br />

Tonlarını<br />

Keşfedin<br />

Victoria’s Secret’tan mavilerin hakim olduğu yepyeni<br />

bir koleksiyon moda severlerin beğenisine sunuluyor.<br />

Her kadını, içindeki seksi yanı ortaya çıkarmaya<br />

teşvik eden koleksiyon, göz alıcı tasarımlarla ve<br />

mavi renklerin hakimiyetiyle yazın favorisi olmaya<br />

hazırlanıyor.<br />

NYX<br />

140


İç Giyim / Moda<br />

Dantel<br />

Detaylar ile<br />

Romantik<br />

Bir Yaz...<br />

Dantelin romantizmi ve kadınsı güzelliği SUWEN<br />

sütyenleriyle yeni sezonda kendini gösteriyor. İkonik<br />

Isabelle ve Chanelle sütyenleri, yaz boyunca, hem<br />

romantik, hem feminen, bir o kadar da konforlu tasarımlar<br />

arayan kadınların favorisi olarak öne çıkıyor. 1 beden<br />

küçültme etkisi olan Isabelle, şık ve rahat bir kullanım<br />

yaşatıyor. Her tarz kıyafetin altına uyum sağlayan<br />

Isabelle’in 75 B’den 95 D’ye kadar uzanan geniş bir beden<br />

aralığı bulunuyor.<br />

SUWEN’in ikonik sütyenlerinden Invisible Tül Sütyen,<br />

yeni sezonda da kendini gösteriyor. Invisible Tül Sütyen’in<br />

tül detaylı balensiz şık tasarımı, göğüs yapısının formunu<br />

alırken, kıyafetlerin içerisinde doğal ve kullanışlı bir<br />

görünüm yaratıyor.<br />

NYX<br />

141


Evde<br />

giyinme sanatı<br />

Ürün fonksiyonları ve modern tasarımlarıyla<br />

iç giyimden ev giyimine, çoraptan korseye, plaj<br />

koleksiyonlarından lohusa gruplarına kadar çeşitlilik<br />

sunan SUWEN, yeni sezon pijama takımları,<br />

gecelikleri ve sabahlıkları ile ev giyiminde her moda<br />

uygun tarzlar arayanları mutlu ediyor.<br />

Mevsimin renklerinden, enerjisinden aldığı ilhamla,<br />

yıldızlı, meyveli, çiçekli gibi desenlerle tasarlanan<br />

yeni SUWEN ev giyim koleksiyonunda, klasiklerden<br />

vaz geçmeyenler için de çizgili, dantelli gibi<br />

seçenekler yer alıyor. Koleksiyondaki şort takımlar,<br />

babydollar, askılı takımlar, gecelikler, sıcak havada<br />

terleme yapmayan, pamuklu, yumuşacık, cilt dostu<br />

kumaşlarıyla ilgi uyandırıyor.<br />

NYX<br />

142


Moda<br />

SUVEN<br />

NYX<br />

143


1<br />

2<br />

3<br />

Aksesuarlarda<br />

yaz ışıltıları...<br />

4<br />

5<br />

7<br />

6<br />

1- MELİS GORAL 2- ARİŞ 3- BLOOM JEWELRY / BEYMEN 4-ARİŞ 5- RADA / BEYMEN 6- KISMET BY MILKA 7- MELİS GORAL<br />

NYX<br />

144


Mücevher<br />

1<br />

3<br />

2<br />

5<br />

4<br />

6<br />

9<br />

8<br />

7<br />

13<br />

11<br />

12<br />

10<br />

1- ATASAY 2- ATASAY 3- MON REVE 4- ANTON HEUNIS / BEYMEN 5- ALTINBAŞ 6- ALTINBAŞ 7- EKRIA<br />

8- MELİS GORAL 9- KISMET BY MILKA 10- KISMET BY MILKA 11-SWAROVSKI 12- FIDELLE / BEYMEN 13- ATASAY<br />

NYX<br />

145


TARZINI<br />

KİŞİSELLEŞTİRMENİN<br />

EN CESUR YOLU: PIERCING<br />

Cesaret ve başkaldırı sembolü piercing,<br />

KISMET BY MILKA dokunuşlarıyla buluşuyor!<br />

14 ayar roslow gold, pırlantalar ve değerli taşlar<br />

bir araya getirilerek, uluslararası standartlarda<br />

tasarlanan KISMET BY MILKA Piercing<br />

Koleksiyonu, iddialı ve cool bir stil sunuyor!<br />

Sokak stilinin iddialı ikonlarından biri olan piercingler, KISMET BY<br />

MILKA’nın yeni koleksiyonunda eşsiz birer mücevhere dönüşüyor.<br />

Tragus, rook, helix ve orbital gibi kulağın farklı yerleri için özel<br />

hazırlanan, yenilikçi manifestonun cesur tamamlayıcısı piercing<br />

koleksiyonunda, işçiliğinden tasarımına ve en önemlisi de sağlık<br />

boyutunda her detay öne çıkıyor.<br />

KISMET BY MILKA’nın artık renk kodu olarak tanınan, özel altın<br />

tonu roslow gold ile hazırlanan piercingler, hem sarı altın, hem de<br />

beyaz altın farklı parçalarla rahatça bir arada kullanılıyor. Bu özel<br />

ton, her takı kombinine ve ten rengine kusursuz bir şekilde uyum<br />

sağlayarak KISMET BY MILKA’nın DNA’sında olan “mix&match”<br />

yani çoklu kullanımı daha kolay bir hale getiriyor. Birbirinden farklı<br />

modelleri olan KISMET BY MILKA piercingleri, sınırların ötesinde<br />

yaşayan, tarzında yeni ve cool bir dışa vurumu tercih eden her<br />

yaştan kadına ve erkeğe hitap ediyor.<br />

Madonna, Beyonce, Rihanna, Fergie, Cameron Diaz<br />

ve dünya çapında daha birçok ünlü isim tarafından<br />

tercih edilen KISMET BY MILKA piercing<br />

tasarımlarıyla da dikkat çekiyor.<br />

NYX<br />

146


Mücevher<br />

Yenilikçi ve<br />

Sürdürülebilir Takı<br />

İrlandaca “gizem” anlamına gelen Rúnda, Türkiye’nin ilk sürdürülebilir takı markası olarak tabiatın mistik ve kusursuz<br />

döngüsünden aldığı ilhamla lüks ve çevre dostu tasarımlara imza atıyor.<br />

Dünyadaki karbon ayak izimizi azaltma hedefiyle her bir<br />

parçayı el işçiliğiyle hayata geçiren Rúnda Jewelry, yaratım<br />

sürecinin her aşamasında doğal döngüyü korumanın<br />

yollarını arıyor. Felsefesini şeffaf ve anlamlı sürdürülebilirlik<br />

projeleriyle bütünleştiren marka, özel tasarım takılarının<br />

tamamında %100 geri dönüştürülmüş altın ve “lab-created”<br />

pırlantalara yer veriyor. Ayrıca, doğal kaynak kullanımını<br />

minimuma düşürme amacıyla dünyada sayılı markanın sahip<br />

olduğu bir sistem inşa ederek, tüm malzemeleri çevreci<br />

yaklaşımı doğrultusunda kendi tesislerindeki ileri teknoloji<br />

makineleriyle üretiyor ve ambalajlarını %100 doğa dostu<br />

materyallerle hazırlıyor.<br />

Tüm medeniyetlerde yaşam kaynağı addedilen<br />

güneşin simgelediği doğum, yaşam ve ebedilik<br />

kavramlarından esinlenilerek tasarlanan Helios<br />

Doğanın ahenkli geometrik<br />

dengesini yücelten Harmony<br />

İnsanlık tarihinin her<br />

döneminde rehber kabul edilen<br />

ay ve evrelerinin görselliğini ve<br />

enerjisini yansıtan Moonlight<br />

Rúnda Jewelry’nin İlkbahar/Yaz 2021 koleksiyonları, yine doğadan yola çıkan iki farklı konsept etrafında şekilleniyor.<br />

Rengarenk değerli taşlar ve pırlantalardan oluşan Chloris Collection ve malahit taşının pozitif aurasıyla yeniden<br />

doğuşu temsil eden Endless Collection, lüks ve zamansız stil kodlarıyla tabiatın zarafetini vurguluyor.<br />

NYX<br />

147


Sanatın<br />

Gözü<br />

Cam Kırma<br />

Sanatının<br />

Eşsiz Hikayesi<br />

FULDEN KARAYEL<br />

Sanat Danışmanı<br />

fulden.karayel@nyxmag.com<br />

Bazı sanatçılar vardır yaşadıkları ülkeye bugüne<br />

kadar kazandırdıkları eserlerle ünlüdür. Onlar<br />

yaşadığı dönemin güzelliklerini, sorunlarını<br />

gerçekçi bir şekilde yansıtırlar.<br />

İşte onlardan biri cam kırma sanatının önde<br />

gelen isimlerinden Simon Berger, bir çekiç<br />

sallayarak örümcek ağı benzeri motifler<br />

üretiyor ve üç boyutlu formlar oluşturmak için yüzeye<br />

stratejik vuruşlar yapıyor.<br />

Ünlü yazar George Bernard Shaw'ın ‘‘Yüzünüzü görmek için<br />

cam bir ayna kullanıyorsunuz; ruhunuzu görmek için sanat<br />

eserlerini kullanıyorsunuz.’’ sözünü hatırlayalım. Sanat,<br />

sanatçının iç dünyasının yansıması değil de nedir?<br />

Öyle ki George Bernard Shaw’ın sözü Simon Berger’in<br />

camı kırarak insan yüzlerini nasıl ortaya çıkardığının<br />

en güzel örneği olabilir. Bu başarılı sanatçının camları<br />

kırarak yaptığı portreleri görünce gözlerinize gerçekten<br />

inanamayacaksınız!<br />

Camda çok fazla potansiyel olduğunu söyleyen sanatçı bunu<br />

daha önce kimsenin kullanmadığı bir teknikle birleştirdiğini<br />

dile getiriyor. İnsanların yüzlerinin kendisini her zaman<br />

büyülediğini söyleyen Simon Berger ile kolaylıkla kırılmayan<br />

camların hikayesini ve sanatını konuştuk…<br />

NYX<br />

148


Sanatın Gözü<br />

Cam Kırma Sanatçısı Simon Berger<br />

Camları kırarak portre yapma fikri nasıl<br />

oluştu?<br />

Eskiden mesleğimden pek memnun değildim ve<br />

içimde üretme ihtiyacı her zaman yoğun bir şekilde<br />

vardı. İlk olarak sprey boyalarla bu işe başladım fakat<br />

kısa zamanda şunu fark ettim; çoğu sanatçı da sprey<br />

boyalarla bir şeyler yapıyor. Bu nedenle daha nadir<br />

daha farklı olan bir şey yapmaya karar verdim ve cam<br />

ile çalışmaya başladım. Başarı da bununla beraber<br />

geldi. Cam kesinlikle benim için biçilmiş kaftan!<br />

Nerede yaşıyorsunuz? Kaç yıldır cam kırarak<br />

portreler yapıyorsunuz?<br />

Bern'e yakın bir yerde, İsviçre'de yaşıyorum. Buraya<br />

5 yıl önce taşındım ve bütün hayatım burada<br />

diyebilirim. Burası bana kafa rahatlığı veren bir yer<br />

ve sanatımı ailemin yanındayken daha rahat yapmamı<br />

sağlıyor. Benim için en önemlisi de bu.<br />

Bir sanat eserinizi ne kadar sürede ortaya<br />

çıkarıyorsunuz?<br />

olarak işim her zaman iyi olmak zorunda. Eğer onu<br />

beğenmezsem atmak zorunda kalıyorum. İşlerim kimi<br />

zaman yarım günden bile kısa sürüyor, kimi zaman ise<br />

haftalarca üzerinde çalışabiliyorum.<br />

İşlerinizi yaparken hangi malzemeleri ve<br />

araçları kullanıyorsunuz?<br />

İşlerimi yaparken sadece kenarını kendi oyduğum<br />

bir çekiç kullanıyorum. Oymamın sebebi, daha titiz<br />

ve daha ince işler yapmamı sağlıyor. Tabii ki yaşamda<br />

olduğu gibi, burada da belirsizlikler ve kesin olmama<br />

durumu var.<br />

Camı kırarken nasıl hissediyorsunuz?<br />

Bu bir çeşit bağımlılık gibi bir şey diyebilirim. Yok<br />

etmenin özel bir gücü var ve kişisel deneyimlerimle<br />

çok alakalı bir durum. Çekiç darbeleriyle beraber ışık<br />

oluşuyor. Cam öyle bir malzeme ki, onu parçalarken<br />

başka bir şeyin oluşmasını sağlıyor. En nihayetinde,<br />

işlerim umudu simgeliyor. ‘‘Parçalanma bir son<br />

değildir aynı zamanda bir başlangıç da olabilir.’’<br />

Benim için ne kadar sürdüğünün açıkçası çok bir<br />

önemi yok. İşimin kalitesi ve onu gördüğümde beni<br />

ne kadar etkilediği çok önemli bir detay. Prensip<br />

NYX<br />

149


Portreler neyi sembolize<br />

ediyor?<br />

Portrelerimin hepsinin özel bir manası var.<br />

Onlara bakarken beni etkilemesi ve özel bir<br />

duygu hissettirmesi çok önemli.<br />

İşlerim insanlığı ve insanın varoluşunu<br />

sembolize ediyor.<br />

İşlerinizde özellikle yüz kullanmanızın sebebi<br />

nedir?<br />

Portreler beni her zaman çok büyülemiştir. Bilirsiniz<br />

ki insan yüzleri ufak da olsa daima hatırlanabiliyor.<br />

Aktardıkları ifadeler, kişinin gücü nerede<br />

bulabileceğidir.<br />

NYX<br />

150


Sanatın Gözü<br />

Sizin yaptığınız işi yapmak isteyen genç<br />

yeteneklere neler önerirsiniz?<br />

Kimsenin şu ana kadar yapmadığı bir işi bulmaya<br />

çalışın derim. Kendinize her zaman daha çok<br />

yatırım yapın ve profesyonel kişilerden fikir alın.<br />

Türkiye’de hiç sanat eseriniz var mı?<br />

Çok yakında olacak! Beklemede kalın ;)<br />

Sanat eserlerinizi nereden görebiliriz?<br />

Dijital olarak mevcut mu? Online satış<br />

yapıyor musunuz?<br />

Eserlerime galerimden ve Laurent Marthaler<br />

Contemporary'den ulaşabilirsiniz. Elbette online<br />

satış da var. Eserlerim çok yakında Avrupa<br />

ve Amerika'daki büyük sanat etkinliklerinde<br />

sergilenecek.<br />

NYX<br />

151


Hayatı kendi kurgusu hatta dayatması içinde<br />

yaşamak, yeniyi, farklıyı denemek hatta yanı<br />

başımızda belirdiği zaman bile farketmek, günlük<br />

rutin içinde çok zor. Akışa kapılan insanların buna ne<br />

güçleri ne de niyetleri var. Ancak bazı insanlar bırakın<br />

akışa kapılmayı, o akışa cesurca dur der, olmadı yön<br />

çizer. Size aşılmaz engel gibi görünen ne varsa onlar<br />

için bir zıplama taşı, direnci öğrendiği bir deneyim,<br />

geleceğe hazırlayan bir sınava dönüşür. İşte “ilham<br />

veren kadınlar” bölümünde bu kadınları anlatmak<br />

istiyoruz.<br />

Kimi büyük projelerle kimi küçük dokunuşlarla ilham<br />

verirler, kimi ardına bile bakmaz, kimi özgürlüğünün<br />

onu çıkaracağı zirveye köklerinden aldığı enerji ile<br />

ulaşır. Kendi ipek gibi dokur ve hepimizi kimi zaman<br />

büyük bir görsel şölenle, dayanışmayla kimi zaman<br />

sabırla, birbirinden canlı renklerle, müzikle, saygıyla,<br />

coşkuyla hayata bağlar.<br />

<strong>NYXmag</strong> sizi her sayısında ilham veren kadınlarla<br />

buluşturmayı vaadediyor.<br />

NYX<br />

152


İlham Veren<br />

Kadınlar<br />

3<br />

NYX<br />

153


Özlem Süer<br />

Moda Tasarımcısı<br />

Özlem Süer, tasarımları dünya moda otoritelerince Avant-Garde, Neo-Romantik, Deneysel,<br />

Kavramsal ve disiplinler arası olarak tanımlanan çok yönlü bir tasarımcı.<br />

30 yıllık moda ve tasarım serüveninde, her sezon farklı öykülerden esinlenerek yarattığı<br />

eşsiz koleksiyonların yanı sıra, farklı disiplinleri kavramsal bakış açısı ile sentezlediği sanat<br />

enstalasyonları ile de dünya genelinde solo ve karma performanslar gerçekleştiren Süer ile<br />

yaptığı çalışmalar ve ilham veren öyküsünü konuştuk.<br />

Röportaj:<br />

Nurgül Eryıldır Günay / nurgul.eryildir@nyxmag.com - Burçin Yaşar Üner / burcin.uner@nyxmag.com<br />

NYX<br />

154


İlham Veren Kadınlar<br />

Koleksiyon yapmak<br />

yeniden doğmak gibi...<br />

Moda dünyasına nasıl adım attınız, Özlem<br />

Süer’in tasarım ve marka yolculuğunu<br />

anlatır mısınız? ?<br />

Yolculuğuma çocukken başladım. Annemle babam<br />

hikayeleri okurken her zaman karakterlerin<br />

kıyafetlerini hayal ettim. Marmara Üniversitesi Güzel<br />

Sanatlar Fakültesi Tekstil Bölümü’nden lisans, Mimar<br />

Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tekstil ve Moda<br />

Tasarımı Bölümü’nden Yüksek Lisans ve Doktora<br />

derecesi aldım. Ardından kendi markamı yarattım.<br />

Koleksiyon yapmak yeniden doğmak gibi. Yılda<br />

yaklaşık 4 ana koleksiyon ve onun aralarında da<br />

kapsüllerle yaklaşık bine yakın tasarım hayata<br />

geçiriyorum. Dolayısıyla her koleksiyonun öyküsü,<br />

her kostümün kendine ait kimliği beni çok dinamik<br />

tutuyor. 30 yılın nasıl geçtiğini bile anlayamadım.<br />

Benim için keyifliydi. İyi ki moda tasarımı hayatımda<br />

var, iyi ki yaşantımı onunla sürdürüyorum.<br />

Tasarımlarım dünya moda otoritelerince Avant-<br />

Garde, Neo-Romantik, Deneysel, Kavramsal ve<br />

disiplinler arası olarak tanımlanıyor. 30 yıllık moda<br />

ve tasarım serüveninde, her sezon farklı öykülerden<br />

esinlenerek yarattığım koleksiyonların yanı sıra farklı<br />

disiplinleri kavramsal bakış açısı ile sentezlediğim<br />

sanat enstalasyonları ile de dünya genelinde solo<br />

veya karma performanslar gerçekleştiriyorum.<br />

Özlem Süer Moda Markasına ait çeşitli koleksiyonları<br />

2003 yılında bu yana Düsseldorf, Tokyo, Londra,<br />

Milano, Moskova, Paris ve Berlin gibi dünya moda<br />

merkezlerinde performans ve şovlarda sergiledim.<br />

Özlem Süer Moda Markası şu anda, Orta Doğu'daki<br />

38 satış noktası ile 30'dan fazla ülkede 150'ye yakın<br />

seçkin butik ve mağazada hayranları ve takipçileri ile<br />

buluşuyor.<br />

Dünyanın pek çok moda merkezinde<br />

katıldığınız defileler ve etkinliklerde<br />

tasarımlarınız büyük beğeni topluyor.<br />

Geçen yıl da meslekte 30. yılınızı<br />

kutladınız. Sizce nasıl geçti bu 30 yıl?<br />

Tam da hayalini kurduğum gibi diyebilir<br />

misiniz?<br />

Çok güzel, çok anlamlı bir 30 yıldı. Başlangıcından<br />

bugüne kadar her gün aynı enerjiyle kalkıp aynı<br />

enerjiyle yeni zamanlara açıldığım bir dönemdi.<br />

NYX<br />

155


Her sezon farklı öykülerden<br />

esinlendiğinizi biliyoruz. Geçtiğimiz ay<br />

gerçekleşen Fashion Week İstanbul’da<br />

sunduğunuz Gök Kubbe koleksiyonunun<br />

öyküsünü sizden dinleyebilir miyiz? Bu<br />

koleksiyonu oluştururken nelerden ilham<br />

aldınız?<br />

Gök Kubbe Koleksiyonumuzun öyküsünü “Zamansız<br />

ve belki tüm zamanların güzel enerjisiyle masalsı<br />

bir algoritmanın eseri” olarak özetleyebilirim.<br />

Yaşadığımız dünyanın değişmesi yeni bir hissedişin<br />

yolunu açıyor. Bu yeni hissediş seçici ihtişamlı bir<br />

görsel şölen yaratıyor. Tüm bunlar Gök Kubbe<br />

Koleksiyonumuzda birleşti. Farklı coğrafyalara ait<br />

kadın öykülerinden ilham alarak oluşturduğumuz,<br />

her parçaya ayrı bir ruhla dokunduğu koleksiyonda<br />

dingin, bağlantı kuran ve kendi öyküsünü yaşam<br />

felsefesine dönüştürmüş bir kurguyu sunuyoruz.<br />

Uzun yıllardır iki yıl sonrasının renk ve<br />

trendlerinin belirlendiği Dünya Renk<br />

ve Konsept Birliği INTERCOLOR’da<br />

Ümit Ünal ile birlikte Türkiye’yi temsil<br />

ediyorsunuz. Geleceğin trendlerini<br />

belirlemek çok heyecan verici olmalı. Bu<br />

çalışmalarda neleri dikkate alıyorsunuz?<br />

Intercolor sosyolojik anlamda toplumsal hareketleri<br />

çok iyi analiz eden, bunu kendi içindeki davranış<br />

psikolojisi ve oradan renk kültürüne varana kadar<br />

büyük toplum bilim yaklaşımları içinde, antropolojik<br />

değerlerle harmanlayan ve inovasyonla yaşamdan<br />

kaçışlar ya da kavuşmalarla buluşturan, entelektüel<br />

bazı çok yüksek akademik bakabilen bir birlik.<br />

Yaklaşık 16 ülkenin katılımıyla gerçekleşiyor.<br />

Dolayısıyla da Türkiye’yi temsil ederken ilk yıllardaki<br />

heyecan ve yaklaşımlarımızı bugüne kadar taşıdık.<br />

Intercolordaki delegeler renk önerilerini ve<br />

seçimlerini etkileyen kavramları, yaşam tarzlarını<br />

ve ortamları sunuyorlar ve iki günlük tartışmanın<br />

sonucunda, ana eğilimler özetleniyor ve fikirlerin<br />

senteziyle renk aralığı belirleniyor.<br />

NYX<br />

156


İlham Veren Kadınlar<br />

Bizim Ve bizim için ağırlama tasarımının<br />

da bir dili var. Dünyanın dört bir yanından<br />

gelen konuklarımızı ağırlarken koleksiyonun<br />

tüm dokusunu mekana yaymaya ve mekanla<br />

kostümü ayrılmaz bir ikili gibi algılatmaya<br />

özen gösteriyoruz.<br />

Biraz da tasarım ve hizmet üssünüzden<br />

konuşalım istiyorum. Özlem Süer House<br />

nasıl bir yer, sizi farklı kılan ne gibi<br />

hizmetler veriyorsunuz?<br />

Bir tasarım üssü olarak öncelikle moda adına<br />

hazır giyimden davet kostümlerine, sahne<br />

kostümlerinden düğün törenlerine kadar<br />

birçok performansı, hayatın içindeki enerjiyi<br />

karşılayabileceğimiz bir yer. 650 metrekare<br />

içinde binlerce kıyafet var. Bahçemizdeki<br />

ağırlama tasarımı kavramını tüm mekana yayarak<br />

bahçemizden iç mekanın her noktasına dek en<br />

iyi şekilde alanı kullanmaya çalışıyoruz. Ve bizim<br />

için ağırlama tasarımının da bir dili var. Dünyanın<br />

dört bir yanından gelen konuklarımızı ağırlarken<br />

koleksiyonun tüm dokusunu mekana yaymaya ve<br />

mekanla kostümü ayrılmaz bir ikili gibi algılatmaya<br />

özen gösteriyoruz.<br />

Pandemi hepimizin hayatında çok<br />

büyük değişiklikler yarattı. Ofis hayatı<br />

büyük ölçüde evlere taşındı, davetler,<br />

gece hayatı askıya alındı. Yeni normal<br />

hayatımızın koleksiyonlarınıza yansıması<br />

nasıl oldu? Yaz sezonunun renkleri,<br />

desenleri ve kilit parçaları neler olacak?<br />

Tüketicilerin temel ihtiyaçlara yöneldiği,<br />

önceliklerin değiştiği, çevrimiçi alışverişin arttığı,<br />

iyilik halinin peşinde olunduğu, markaların kurumsal<br />

sosyal sorumluluk projelerine daha çok değer<br />

verdikleri, dijital platformların daha fazla kullanıldığı<br />

bir dönemin içindeyiz. Tüm bu nedenlerden ötürü<br />

tüketici ihtiyaçları değişti. Biz de iyilik hali arayışı<br />

ve sade yaşam mottosuyla O-DAY isimli yeni bir<br />

marka yarattık. Hassasiyetimizin arttığı pandemi<br />

döneminde yalın ve yavaşlayan zamanların<br />

öyküsünü tasarımlara yansıtmaya çalışıyoruz. Dijital<br />

ekosistem içinde gelişmeyi hedefleyen, kendini<br />

dünyaya açan O-D A Y, kullanıcıları ile duygusal bir<br />

ilişki kurarak yolculuğuna devam edecek bir marka.<br />

O - D A Y tenimize ve ruhumuza dost bir koleksiyon.<br />

Yüzde 100 doğal elyaf, ipek, keten ve pamukla<br />

özel dokunmuş kumaşlardan oluşan koleksiyon,<br />

kullanım rahatlığı ile de dikkat çekiyor. Bağlama<br />

teknikleri ve minimum aksesuar kullanımı<br />

sayesinde koleksiyonun tüm parçaları, yaşamın tüm<br />

alanlarında bizimle olabilecek nitelikte…<br />

O – DAY’in 2021 İlkbahar-Yaz Koleksiyonunda<br />

geleneklerden gelen detaylardaki minimal kesim<br />

dili (şalvar, kaftan gibi) çağdaş akımların karmasıyla<br />

kendine özel bir duruş yaratıyor. Koleksiyonda<br />

drape detaylı bluzlar, günlük yaşama konfor katacak<br />

çoklu kullanıma açık kombinasyonlar, yalın tek<br />

parça giysiler, asimetrik üstlerle keyifli bir kimlikle<br />

birleşen rahat formlu altlar yer alıyor. Koleksiyonun<br />

terapik renkleri dikkat çekerken, tasarımların<br />

nefes alan duygusu O – DAY koleksiyonunu<br />

farklılaştırıyor. Ekru-taş ve ara tonlamalı doğadan<br />

nötr renkler koleksiyona damga vuruyor. Soğuk<br />

griler, petrol tonlamaları, marine koyu lacivert,<br />

aqua mavi, güneşin sıcak sarıları, portakal tonları,<br />

kırmızı, pembe, hardal, yeşil, mercan, kül ve pas<br />

tonları sayesinde koleksiyon mutlu ve parlak bir yaz<br />

paletine dönüşüyor.<br />

Dijital ekosistem içinde gelişmeyi<br />

hedefleyen, kendini dünyaya açan<br />

O-D A Y, kullanıcıları ile duygusal<br />

bir ilişki kurarak yolculuğuna devam<br />

edecek bir marka.<br />

NYX<br />

157


Yaz sezonu aynı zamanda düğün sezonu.<br />

Özlem Süer White koleksiyonunda bu<br />

yaz gelin adaylarını nasıl görünümler<br />

bekliyor?<br />

2021 yılı daha çok ritüelin gerçekleşeceği, daha çok<br />

alternatif gelinlikleri göreceğimiz bir yıl. Bu yıl daha<br />

çağdaş yaklaşımlarda strüktiv mimari ilhamlardan<br />

yalınlaşarak gelenler ile daha retro ve ihtişamlı<br />

gelinlikler göreceğiz: Contemporary Boho, retro,<br />

masalsı gelinler…<br />

Koleksiyonumuzda farklı kol detaylı, Retro çan<br />

kollu veya büyük kabarık (puffy) kollu gelinlikler<br />

yer alıyor. Oyuncaklı ışıltılardan, pastel siluetlere,<br />

statement kollardan fiyonklara kadar pek çok ikonik<br />

trend hayatımızda olacak. Renk tonlarında ise beyaz<br />

saltanatını yer yer bebek pembesi, pudra ve mavi<br />

tonlarına bırakacak. Üst üste inci tonlamalarıyla<br />

hafif pastelsi yaklaşımlarla katlı tüller, çok özel inci<br />

tonlamalarıyla işcilikli, farklı sırt detayları ile uzanan<br />

kuyruk etkileri gelinleri ardından izlenmeye değer<br />

kılacak başka bir zarafet olarak ortaya çıkacak.<br />

Ayrıca koleksiyonumuzda alışık olmadığımız sırt<br />

detaylarını düğmeler ve dev fiyonklarla sergiliyoruz.<br />

Her zamankinden daha uzun etekler özlenen<br />

ihtişama verilen bir selam gibi. Danteli de modern<br />

yorumlarıyla koleksiyonumuzda daha çok görüyoruz.<br />

Pelerin ve kaftan gibi extravaganza etkiler taşıyan<br />

gelinlik tamamlayıcıları da 2021 yılının karakteristik<br />

detaylarından. Kol ve omuz detaylarında olduğu gibi<br />

yaka ve boyunda da heykelsi, alışılmadık formlar<br />

zarafeti gözler önüne serecek. Tüm bu ihtişam<br />

ve karakteristiğe ek olarak süper şık ve yalın<br />

ikili takımlar ile nikah elbiseleri de yılın trendleri<br />

arasında kendine yer bulacak.<br />

NYX<br />

158


İlham Veren Kadınlar<br />

Size göre bir kadının gardırobunun<br />

vazgeçilmez parçaları neler olmalı?<br />

Siyah ve beyaz etkisi, çok özel beyaz gömlekler,<br />

trikolar… Pantolon ve etekler kısmında da çok<br />

basic, her proporsiyonu karşılayacak çok özel<br />

parçalarla kombin olabilecek tasarımlar. Bir de<br />

pandemi döneminde gardroplarımızı çok yoğun ve<br />

yorgun tutmak yerine anlamlı ve değerli parçalara<br />

ayırmamız, tenimize dost tasarımlara yönelmemiz<br />

gerektiğini anladık. Çevreci bir yaklaşımla<br />

sürdürülebilir bakış açısında olunması gereken<br />

bir dünyada yaşadığımız için bizim de yaşamı<br />

yalınlaştırmamız, yavaşlamamız, giysilerimizle<br />

duygusal bağımızı güçlendirmemiz, bakımlarına<br />

vakit ayırmamız ve ömürlerini uzatmamız gerekiyor.<br />

Pandemi döneminde gardroplarımızı<br />

çok yoğun ve yorgun tutmak<br />

yerine anlamlı ve değerli parçalara<br />

ayırmamız, tenimize dost tasarımlara<br />

yönelmemiz gerektiğini anladık.<br />

Pek çok kişinin ilham aldığı bir tasarımcı<br />

olarak, sizin ilham aldığınız, beğendiğiniz<br />

modacılar ya da sanatçılar var mı?<br />

Martin Margiela ve Hermes. New York Times<br />

Margiela’dan, “modanın bulunması en zor figürü”<br />

olarak bahsediyor. Eric Wilson, Margiela’yla ilgili<br />

şunları yazmıştı: “İmaja muazzam değer veren,<br />

ulaşılabilir olmayı ziyadesiyle önemseyen bir<br />

endüstride, bu derece görünmez olabilmek bir<br />

anomali.” Tasarımcıların yüceltildiği bir dönemde<br />

üretmesine rağmen, iletişim enstrümanı olarak<br />

anonim kalmayı tercih etmesi ilham kaynağım<br />

olmasının sebebi.<br />

Modaya gönül vermiş genç yeteneklere<br />

tavsiyeleriniz neler olur?<br />

Aslında tüm sohbetlerimde onları hep aklımın bir<br />

köşesinde tutarak soruları yanıtlıyorum dolayısıyla<br />

röportajımızın tümünde ilham alabilecekleri güzel<br />

bir yaşam öyküsü var. Çalışkanlığı ve kültürel<br />

birikimi çok önemsiyorum. Tüm bunların önünde iyi<br />

insan olmak değerleri olan toplumsal fayda odağını<br />

önemseyen bir birey olmak. Tasarımcı olarak sanat<br />

ve zanaat boyutunda varlık göstermek sürekliliği<br />

olan bir üretkenlikte olmakta son nokta diye<br />

düşünüyorum.<br />

NYX<br />

159


Renan Tan Tavukçuoğlu<br />

Tavsiye Kanalı, Tavsiye Evi, Tavsiye Melekleri ve<br />

Puduhepa ve Kız Kardeşleri Kurucusu<br />

Renan Tan Tavukçuoğlu, Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler<br />

Bölümü’nden mezun olduktan sonra University of Hartford’da MBA yaparak eğitimini<br />

tamamlamış. ABD’de 8 yıllık iş hayatından sonra yurda dönen Tavukçuoğlu,<br />

Türkiye’de L’Oreal, Unilever, Coca-Cola, Nestle, Rowenta gibi çok uluslu şirketler ile<br />

WOMM konusunda çalışan başarılı bir iş insanı.<br />

Türkiye’nin en güçlü kadın platformlarından Tavsiye Kanalı, Tavsiye Evi ve<br />

Tavsiye Melekleri’nin kurucu CEO’su.<br />

Türkiye’de 15 yıllık profesyonel iş hayatından sonra<br />

2018’de “Puduhepa ve Kız Kardeşleri” isimli<br />

sosyal sorumluluk projesini hayata geçiren<br />

Renan Tan Tavukçuoğlu, bu projesi ile<br />

Yves Rocher Vakfı Toprağın Kadınları Ödülü’nün<br />

sahibi oldu.<br />

Renan Tan Tavukçuoğlu ile Puduhepa ve Kız Kardeşleri projesini konuştuk.<br />

Röportaj: Sevil Balaban / sevil.balaban@nyxmag.com<br />

NYX<br />

160


İlham Veren Kadınlar<br />

Bu toprakların güçlü<br />

kadınları, kız çocuklarına<br />

ilham oluyor.<br />

Önce Canan Tan gibi ünlü bir yazarın<br />

kızı olmak nasıl bir duygu onu öğrenmek<br />

istiyorum. Hayattaki yolunuzu seçme<br />

konusunda anneniz size bir rol model<br />

oldu mu?<br />

Işığa ihtiyacım olan dönemde yolumu aydınlatan<br />

kişi annem oldu. Ne mutlu bana çünkü herkesin<br />

böyle bir şansı olmayabiliyor. Toplumu kadınlar ve<br />

özellikle de anneler inşa ediyoruz diyoruz ya işte<br />

tam da bu sebepten. Anneler çocuklarının ilk rol<br />

modelleri, normlarının belirleyicisi, hayallerinin<br />

ressamı. Onlar ne kadar renkli ise, çocuklar o kadar<br />

verimli büyüyor ve toplumun kökleri sağlamlaşıyor.<br />

Canan Tan’ın kızı olmak Puduhepa’nın annesi olma<br />

vizyonunu kazandırdı diyebilirim.<br />

Puduhepa kim? Hikayesi sizi çok<br />

etkilemiş olmalı ki Puduhepa ve Kız<br />

Kardeşleri projesinde ilham kaynağınız<br />

olmuş. Oyuncak bebek yapma fikri<br />

nerden aklınıza geldi?<br />

Puduhepa bir Hitit kraliçesi. Bizimle aynı topraklara<br />

yaşamış ama üç bin üç yüz yıl önce. Tarihteki ilk<br />

barış anlaşması Kadeş’e mührünü basmış. Hitit,<br />

kadın erkek eşitliği olan bir toplum. Bu sebeple<br />

kraliçenin mührü olmazsa olmaz. Bu kadar güçlü<br />

bir kadını ana marka adı olarak alıp yanına Kız<br />

Kardeşleri ibaresini koyduk çünkü bu topraklar<br />

o kadar çok rol model kadın yetiştirmiş ki.<br />

Hatırlamamız lazım çünkü maalesef unutulmuş çok<br />

değerli hikayeler bunlar.<br />

Vermeye çalıştığımız mesajların ancak çocukların<br />

zihinlerine bugünden tohum olarak ekilirse<br />

filizlenebileceğine inandığım için çocuklara yatırım<br />

yapmaya karar verdim. Hayal ettiğimiz değişimi<br />

başarabilseydik, şu an yaşadığımız zorlukları yaşıyor<br />

olmazdık. Bu sebeple aracı olarak bez bebekleri<br />

kullanmaya karar verdim.<br />

NYX<br />

161


Projenizin amacı neydi?<br />

Toplumsal dönüşüm. Daha iyi bir yarın. Daha güçlü<br />

bir toplum.<br />

Bunu da önce kendini gerçekleştirebilmiş bireyler<br />

başarabilir ancak. Müfredatımız maalesef dünya<br />

vatandaşı, güçlü-becerikli insan yetiştirme<br />

konusunda yetersiz. Ben de kendimce bir ucundan<br />

tutup boşlukları doldurmaya çalışıyorum. Tek bir<br />

çocuk, tek bir kadın, tek bir öğretmen, tek bir kurum<br />

derken büyüdük ve bugün potansiyeli çok büyük bir<br />

marka haine geldik bile. Üçüncü yılımızda TOÇEV<br />

aracılığıyla 120 kız çocuğunun eğitimini destekledik.<br />

Bu bebeklerin üretimi aşamasında iş<br />

gücünü nereden sağladınız? Kaç kişi<br />

istihdam edildi?<br />

Elliden fazla kadın evlerinden çalışarak gelir<br />

elde edebiliyorlar çünkü kitaplarımız dışındaki<br />

ürünlerimizin hepsi el yapımı. Kadın güçlendirmesi<br />

ve toplumsal cinsiyet eşitliği çok önem verdiğimi<br />

konular. Sürdürülebilirlik de öyle. Yapılması<br />

gereken şeyleri doğru bir şekilde yapmaya çaba sarf<br />

ediyoruz. Bizim gibi pek çok sosyal girişim olduğunu<br />

görmek de ümitle dolduruyor içimizi.<br />

Üçüncü yılımızda<br />

TOÇEV aracılığıyla<br />

120 kız çocuğunun<br />

eğitimini destekledik.<br />

Projenizin finansmanını sağlarken<br />

kullandığınız fonlama modeli de ilginç.<br />

Öyle ki yüksek lisans tezlerine bile konu<br />

olmuş. Bize biraz Fongogo’yu anlatabilir<br />

misiniz?<br />

Kitlesel fonlama ülkemizde yavaş yavaş duyulan ve<br />

büyüyen bir finansman sistemi. Dünyada, özellikle<br />

Amerika’da örnekleri çok var ve sektör büyük. Bizler<br />

imece kültürünü biliyoruz ama bunun yeni nesil hali<br />

olan fongogo gibi sistemlerle yeni yeni tanışıyoruz.<br />

Projemizin DNA’sında kolektif destek var. Biz de<br />

buna uygun bir şekilde finansman sağlama kararı<br />

ile 3 proje yaptık fongogo ile. Dördüncü bebeğimizi<br />

ise kitlesel fonlama ile çıkmıyoruz çünkü onun<br />

finansmanı Yves Rocher Vakfı tarafından bize<br />

verilen Türkiye birinciliği ödülü ile sağlanıyor.<br />

NYX<br />

162


İlham Veren Kadınlar<br />

Peki Puduhepa’nın kız kardeşleri kimler?<br />

Sırada hangi bebekler var?<br />

İlk kız kardeş bilim dünyasından bir kadındı: Dilhan Ege Eryurt. NASA’da çalışan,<br />

Apollo 11 ödüllü ilk Türk bilim insanımız. İkinci kız kardeş ise sanat dünyasından geldi.<br />

Güçlü bir Cumhuriyet kadını olan Gülriz Sururi. Ve şimdi doğa konusunu ele alacağımız<br />

dördüncü bebeğimizin hazırlığı içerisindeyiz. Haziran ayında, Dünya Çevre Günü’nde<br />

sizlere merhaba demesini hedefliyoruz.<br />

Bebeklerin satışından elde edilen gelir<br />

nerelerde kullanılacak?<br />

STK çözüm ortağımız üç senedir TOÇEV. Türkiye’nin<br />

en köklü, şeffaf ve dinamik kuruluşlarından biri. Her<br />

türlü projede en büyük destekçimiz olmaya devam<br />

ediyorlar. İlkokuldan üniversiteye kadar okuttukları<br />

ailelerin kız çocuklarına yolluyoruz finansal<br />

desteğimizi. Yarınlar kesinlikle bugünlerden çok daha<br />

güzel olacak. Hiçbir çaba boşa gitmez. Buna yürekten<br />

inanıyorum.<br />

Puduhepa’nın kıyafetleri konusunda da<br />

özen gösterdiğinizi biliyoruz. Kıyafetlerini<br />

kim tasarladı? Diğer bebeklerin<br />

kıyafetleri konusunda da<br />

bir çalışmanız var mı?<br />

Puduhepa’nın kaftanını değerli tasarımcımız Arzu<br />

Kaprol tasarladı. Üç bin yıl önce yaşamış. Ama<br />

bugün yaşasa kesin Jean giyerdi dedi ve çift taraflı bir<br />

kaftan hazırladı. Dışı Jean, içi kutnu kumaşı.<br />

Dilhan’ın kıyafeti Zeynep Tosun’un Yeniden Doğuş<br />

koleksiyonundaki tel kırma ay ve yıldız motiflerini<br />

taşıyor. Tam bir sanat eseri alıyorsunuz aynı zamanda.<br />

Bartın’lı hanımlar tarafından işleniyor.<br />

Gülriz Sururi’nin kıyafetini sevgili Özlem Süer<br />

tasarladı. 23 Nisan’a özel çektiğimiz özel yayını<br />

değerli gazetecimiz Şelale Kadak’ın kanalından<br />

izleyebilirsiniz.<br />

https://www.youtube.com/watch?v=2Mf2Zp0aVmI<br />

NYX<br />

163


Semin Öztürk Şener<br />

Türkiye'nin ilk ve tek sivil kadın akrobasi pilotu<br />

Semin Öztürk Şener havacılık sevdalısı bir ailenin 4. kuşak temsilcisi.<br />

Kurtuluş Savaşı döneminde Türk ordusunun hava gücü çok zayıftı.<br />

Atatürk Sivrihisar'ı ziyaret ettiğinde Semin'in büyük büyük babası İsmet Bey'in<br />

önderliğinde Sivrihisar halkı büyük bir özveriyle tüm mal varlığını bir araya<br />

getirerek yeni bir uçak alınması için 4 bin lira bağışladı. Bu bağışla alınan çift<br />

kanatlı Fransız yapımı Bregeue 14-B2 uçağına “Sivrihisar Tayyaresi” adı verildi<br />

ve Türk halkının direnişinin sembolü oldu.<br />

Bu hikayelerle büyüyen Semin'in babası Ali İsmet Öztürk Türkiye'nin ilk sivil<br />

akrobasi pilotu oldu. Havacılık sevdası nesilden nesile geçmeye devam etti.<br />

Ailenin şu anki son temsilcisi Semin Öztürk Şener'le<br />

uçuş tutkusunu ve akrobasi pilotu olmanın heyecanını konuştuk.<br />

Röportaj: Nurgül Eryıldır Günay / nurgul.eryildir@nyxmag.com<br />

NYX<br />

164


İlham Veren Kadınlar<br />

Uçmak beni her zaman<br />

heyecanlandırmıştır. Ama<br />

en çok ilgimi çeken akrobasi<br />

uçuşları oldu<br />

Gökyüzü sevdası sizin ailenin köklerinde<br />

var sanıyorum. Bize biraz ailenizdeki<br />

havacılık tutkusunun hikayesini anlatır<br />

mısınız?<br />

Babam, Ali İsmet Öztürk, çok uzun senelerdir<br />

havacılık sektörünün içerisinde. Annemin de<br />

pilot lisansı var. Dolayısıyla kendimi bildim bileli<br />

havacılığın içindeyim. Uçak ve helikopterlerin<br />

arasında büyüdüm diyebilirim. Uçmak beni her<br />

zaman heyecanlandırmıştır. Ama en çok ilgimi çeken<br />

akrobasi uçuşları oldu. Babam akrobasi uçuşlarına<br />

başladığında ben 9 yaşındaydım. Akrobasi<br />

uçaklarında paraşüt takmak zorunlu, fakat ben<br />

çok küçük olduğum için paraşüt bana uymuyordu.<br />

O nedenle üç sene bekledim. En büyük hayalim<br />

büyüyüp paraşütü sırtıma takıp, akrobasi uçuşu<br />

yapmaktı. 12 yaşımı doldurduktan sonra babamla<br />

birlikte ilk akrobasi uçuşumu gerçekleştirdim.<br />

Uçağı birlikte kontrol ettik ve o zamandan sonra<br />

akrobasi uçuşu bende tutkuya dönüştü.<br />

Türkiye’nin ilk akrobasi pilotu Ali İsmet<br />

Öztürk’ün kızı olarak nasıl bir çocukluk<br />

yaşadınız? Oyuncaklarınız, oynadığınız oyunlar<br />

farklı mıydı? İlk uçuşunuzu kaç yaşında yaptınız,<br />

nasıl bir duyguydu?<br />

8 yaşındayken babamla birlikte 1942 model<br />

Boeing Stearman ile uçardık. Çift kanatlı, üstü açık,<br />

benim için masallardan fırlamış dev gibi bir uçaktı.<br />

Pedallara basmak için boyum yetmiyordu. Ancak<br />

lövyeyi babamla birlikte tutardık. İlk defa o zaman<br />

bir hava aracını uçurmanın keyfine varmıştım.<br />

Babam bana inmek için tarla seçtirirdi ve seçtiğim<br />

tarlaya inerdik. Tarla sahibi gelmeden tekrar<br />

havalanırdık. Onun heyecanı bambaşkaydı ve hiç<br />

unutamayacağım anılarımdandır...<br />

NYX<br />

165


Akrobasi pilotu olmak ile normal bir yolcu<br />

uçağı pilotu olmak arasında ne gibi farklar<br />

var? Her isteyen akrobasi pilotu olabilir<br />

mi, yoksa bu mesleğin bazı koşulları,<br />

kuralları mı var?<br />

Akrobasi pilotu olmak için öncelikle hususi pilot<br />

lisansına (PPL) sahip olunması gerekiyor. Bunun için<br />

en az lise mezunu olma ve belirli seviyede İngilizce<br />

bilme şartı var. Hususi pilot lisansı alındıktan sonra<br />

ise, sadece akrobasi uçuşları için özel ve kapsamlı bir<br />

eğitimden geçmesi gerekiyor. Bu eğitim süreci kişinin<br />

özelliklerine göre değişebiliyor.<br />

İlk profesyonel hava gösterinizi ne zaman<br />

yaptınız? Bugüne kadar dünyanın çeşitli<br />

ülkelerinde akrobasi gösterileri yaptınız.<br />

Katıldığınız organizasyonlardan bahseder<br />

misiniz? Sizi en çok etkileyen hangisiydi?<br />

İlk gösteri uçuşumu Sivrihisar Havacılık Merkezi’nde<br />

düzenlenen SHG Airshows 2015’te gerçekleştirdim.<br />

Yurtdışında Türk bayrağımızı dalgalandırmak benim<br />

hayalimdi. Romanya’da gerçekleşen Aeromania<br />

2018, benimle beraber Dünya şampiyonu Jurgis<br />

Kairys, Romanya Akrobasi Timi olan Hawks of<br />

Romania, Aerobatic Yakers gibi pek çok katılımcıya<br />

ev sahipliği yaptı. Romanya Büyükelçisi Sayın Osman<br />

Koray Ertaş airshowa bizzat kendisi teşrif etti ve<br />

çok sayıda Türk vatandaşımız airshowa gelerek beni<br />

desteklediler. Ayrıca yerel halk tarafından da büyük<br />

bir kalabalık ve sevgiyle karşılandı. Türk Bayrağımızı<br />

Romanya göklerinde dalgalandırmak benim için çok<br />

büyük bir onur ve gurur oldu.<br />

Biz yerde gösterilerinizi izlerken bile çok<br />

heyecan duyuyoruz, yüreğimiz ağzımıza<br />

geliyor. Siz o sırada neler hissediyorsunuz,<br />

hiç korktuğunuz oluyor mu?<br />

Gösteri uçuşlarında alınan risklerin hepsi<br />

hesaplanmıştır. Bunun dışında gösteri uçuşu<br />

sırasında ilave hiçbir risk alınmaz. Her uçuşumda<br />

korku hissederim. Beni güvenli tarafta tutanın da bu<br />

korku duygusu olduğunu düşünüyorum.<br />

Anne olduktan sonra uçuş planlarınızda<br />

bir değişiklik oldu mu? Annelik<br />

içgüdüsü ile içinizden bir ses ‘’tehlikeli<br />

gösterilerden uzak dur’’ diyor mu?<br />

Anne olmamla birlikte sorumluluklarım arttı.<br />

Bunun bilincindeyim. Kendime daha çok dikkat<br />

etme mecburiyetindeyim ve hayatımda ona göre<br />

ilerliyorum. Uçmak beni çok mutlu ediyor. Ancak<br />

mutlu bir annenin, mutlu bir çocuk yetiştirebileceğini<br />

düşünüyorum.<br />

NYX<br />

166


İlham Veren Kadınlar<br />

Oğlunuz Pars henüz çok küçük, ilerde<br />

bayrağı devralmasını ister misiniz? 3.<br />

nesil de akrobasi pilotu olarak yetişecek<br />

diyebilir miyiz?<br />

Anne-oğul göklerde olmayı çok isterim, ancak bu<br />

tamamen Pars’ın vereceği bir karar. Biz tabii ki tüm<br />

imkanlarımızla her zaman yanında oluruz. Ancak ne<br />

istediğini tayin etmesi ve kendi kararlarını vermesi<br />

için bireylere özgür alan bırakılması gerektiğini<br />

düşünüyorum.<br />

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki bir<br />

havacılık müzesinin duvarına çok büyük<br />

bir resminiz asılmış. Bu olayı anlatır<br />

mısınız? Neden resminizi astılar?<br />

2018 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nin<br />

Colorado Eyaleti’nin Denver şehrindeki "Wings<br />

Over the Rockies Air & Space Museum" da 100.<br />

yıl kutlamaları sebebiyle ‘Adventures in Aviation’<br />

kosesinin ‘Physiology’ kısmında 4.3 mt x 5.5 mt<br />

ebadındaki akrobasi sırasında çekilmiş bir fotoğrafım<br />

müze duvarına asıldı.<br />

Türkiye’nin ilk kadın akrobasi pilotu<br />

olmanın dışında, ilk sivil helikopter<br />

pilotumuz unvanına da sahipsiniz. Bu<br />

başarılarınızla pek çok genç kıza ilham<br />

veriyorsunuz. Sizin izinizden gitmek<br />

isteyen genç kızlara neler önerirsiniz?<br />

İçlerinde varsa o asuman aşkı, her zaman<br />

yüreklerinin sesini dinlemelerini tavsiye ederim.<br />

Hayallerine ulaşmak için çok çalışmaları gerektiğini<br />

hatırlatırım. Bu yolda yürürken karşılarına<br />

çıkacak sayısız zorluğa rağmen vazgeçmemelerini,<br />

kendilerine inanarak azimle devam etmelerini<br />

dilerim.<br />

NYX<br />

167


Vizesiz<br />

Dünya<br />

O. SUAT ÖZÇELEBİ<br />

Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri<br />

Kurucusu ve Sözcüsü<br />

Siyasal İletişim Danışmanı<br />

Yeni Engel<br />

Aşı<br />

Pasaportu<br />

mu?<br />

suat.ozcelebi@nyxmag.com<br />

Koronavirüs hayatımıza getirdiği birçok<br />

sınırlamanın yanı sıra yeni kavramlar ve<br />

kurallarla da tanışmamıza yol açtı. Seyahat<br />

özgürlüğünün dünya çapında büyük<br />

kısıtlamalara uğradığı bir dönem yaşıyoruz.<br />

Bunlardan bir tanesi de “aşı pasaportu” ve AB<br />

ülkeleri içinde daha yumuşatılarak adlandırılan<br />

“dijital aşı(covid) sertifikası”.<br />

Bu konu özellikle Avrupa Birliği içinde uzun zamandır<br />

tartışılıyor. Haziran ayında bu yönde birçok kritik karar alındı.<br />

Bu yazıda hem bu gelişmeleri paylaşmak hem de olası yeni<br />

adımlar konusunda sizleri bilgilendirmek istiyorum.<br />

Avrupa Birliği'nin “dijital aşı sertifikası” alınan son kararlara<br />

göre aşı olanlara seyahatlerde kolaylıklar sağlayacak ve<br />

1 Temmuz'dan itibaren yürürlüğe girecek. Bunun yanı<br />

sıra AB'ye üye ülkeler, aşılarını tamamlayan üçüncü<br />

ülke vatandaşlarının da AB'ye seyahatine izin verilmesi<br />

tavsiyesinde uzlaşmaya vardı. Yani çift doz aşısını yaptıranlar<br />

Avrupa Birliği ülkelerine seyahat edebilecekler.<br />

NYX<br />

168


Vizesiz Dünya<br />

Aşı Pasaportu<br />

Türkiye’de 2 doz aşınızı olduysanız, Sağlık Bakanlığı HES (Hayat Eve Sığar) uygulaması ya da e-Nabız uygulamaları<br />

üzerinden aşı kimliği yaratabilir, yurtdışı seyahatlerinde kullanabilirsiniz. “Aşı pasaportu” olarak bu tür çift doz aşınızı<br />

olduğunuzu ve türünü gösteren bir belgeyi ya da dijital kaydı seyahat sırasında sizden istediğinde göstermeniz<br />

gerekiyor. Bu uygulama vize işlemlerinde de yeni bir belge yükü ve bürokrasi yaratacak gibi de görünüyor.<br />

Dünya Sağlık Örgütü aşı pasaportu konusundaki<br />

uygulamalara sıcak bakmadığını 2021 yılı başında<br />

aldığı kararlarda dile getirdi: “Aşıların (virüsü)<br />

bulaşmayı azaltmadaki etkisi ile ilgili veriler ve<br />

mevcutta dünyada çok sınırlı aşılama bulunduğu göz<br />

önüne alındığında ülkelerin gelen yolculardan aşı<br />

olduğuna dair kanıt istememesi…”<br />

Aşı pasaportu tartışmalarının bir diğer yönü de<br />

aşı olmak istemeyenlerin sayısının her ülkede<br />

azımsanmayacak düzeyde olması. Bu kişilerin temel<br />

bir insan hakkı olarak kabul edilen seyahat özgürlüğü<br />

konusunda karşılaşacakları engeller artacak<br />

görünüyor. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği’nin<br />

(IATA) Travel Pass olarak adlandırılan dijital sağlık<br />

belgesi, yolculara aşı durumları ve tıbbi tesislerden<br />

koronavirüs test sonuçları gibi konularda sertifika<br />

alma ve bu bilgileri havayolları, sınır yetkilileriyle<br />

paylaşma yolu sağlayacak bir sistem üzerinde çalıştığı<br />

yönünde bilgiler de var.<br />

Ancak son gelişmeler aşı olmuş ve seyahatini başka<br />

bir ülkede geçirmek isteyenler için ümit verici<br />

olsa da uygulamada AB'ye üye ülkeler arasında<br />

hala farklılıklar bulunuyor. Örneğin her aşı her<br />

ülkede geçerli değil. Avrupa Birliği içinde aşı olan<br />

kişilerin seyahatlerini kolaylaştıracak olan dijital<br />

kimlikte Avrupa İlaç Dairesi (EMA) tarafından<br />

onaylı BioNTech- Pfizer, AstraZeneca, Moderna ve<br />

Johnson & Johnson aşıları yer alıyor. Örneğin bizim<br />

ülkemizde de kullanılan Çin aşısı Sinovac henüz bu<br />

kimlikte tanımlanmamış durumda, aynı şekilde Rus<br />

aşısı SputnikV de.<br />

Avrupa Birliği ülkelerinde farklı uygulamalardan bazı<br />

örnekler verelim. Örneğin tüm dünyada turistlerin<br />

önde gelen tercihlerinden biri olan Fransa, dünyanın<br />

bütün ülkelerinden aşılarını tamamlamış ziyaretçiler<br />

için kapılarını 9 Haziran'da açtı. Yeni kurallara<br />

göre, aşı olan AB vatandaşları ile Fransa'nın "yeşil"<br />

listesinde yer alan Güney Kore, Japonya ve İsrail'den<br />

gelenler Covid-19 testi istenmeksizin ülkeye seyahat<br />

edebiliyor.<br />

NYX<br />

169


Vizesiz Dünya<br />

AB Dijital Aşı Sertifikası Nedir?<br />

Dijital aşı sertifikası siyah-beyaz görselden oluşan bir QR<br />

kodu. Bu kod AB'nin 1 Temmuz itibariyle seyahatlerde<br />

kolaylık sağlamasını planladığı uygulamada standart<br />

verileri içermek üzere tasarlandı. Bunların başında da<br />

aşı olunup olunmadığını, Covid-19 atlatılıp atılmadığını<br />

veya aktüel testin sonucu yer alıyor. Aşı sertifikası AB<br />

vatandaşları ile AB'de ikamet hakkı bulunan kişilere<br />

ve AB ülkelerine seyahat hakkına sahip olanlara<br />

verilebilecek. Siyah-beyaz görünümlü koddan oluşan<br />

görsel, cep telefonlarına indirilen farklı uygulamalar<br />

üzerine tutulduğunda içerikteki verilerin okunması<br />

mümkün hale geliyor.<br />

Avrupa İlaç Ajansı (EMA) tarafından kullanım onayı<br />

verilen aşıları kabul eden Fransa, ülkeye seyahat<br />

edecek olanlarda BioNTech/Pfizer, Moderna<br />

veya AstraZeneca aşılarının ikinci dozunun en az<br />

iki hafta önce tamamlanmış olması, tek dozluk<br />

Johnson&Johnson aşısının da en az dört hafta<br />

yapılmış olması şartı arıyor. Bu bölgelerden gelen<br />

aşı olmamış vatandaşların ise sadece bir cenazeye<br />

katılma, tedavi görme gibi çok gerekli nedenlerle<br />

ülkeye girişine izin verilebilecek. Fransa'nın "kırmızı<br />

listesinde" yer alan Türkiye, Güney Afrika,<br />

Bangladeş, Şili ve Kolombiya gibi ülkelerden<br />

gelenlerin ise aşı olsalar bile en az yedi gün<br />

kendilerini izole etmeleri gerekiyor.<br />

İspanya da dünyanın birçok ülkesinden gelecek<br />

aşı olmuş turistler için kapılarını 7 Haziran'da açtı.<br />

"TravelSafe" adlı internet sayfasında İspanya'ya<br />

seyahatlere ilişkin ayrıntılı bilgiler yer alıyor. Farklı<br />

bir uygulamaya örnek olarak Yunanistan verilebilir:<br />

Bütün AB ülkeleri, ABD, Kanada, Rusya ve Çin'in<br />

bulunduğu yaklaşık 50 ülkenin vatandaşlarının<br />

Yunanistan'a gelmesine izin veriyor. Yunanistan'a<br />

seyahat etmek isteyenlerin aşı belgesi, negatif PCR<br />

test sonucu veya Covid-19'u atlattığını göstermesi<br />

gerekiyor. Yunanistan hükümeti BioNTech/<br />

Pfizer, Moderna, AstraZeneca, Novavax,<br />

Johnson&Johnson, SputnikV, CanSino, Sinopharm<br />

ve Türkiye'de de kullanılan Sinovac aşılarını kabul<br />

ediyor.<br />

Ancak Yunanistan’a seyahat etmeden önce "Visit<br />

Greece" adlı internet sayfasını ziyaret ederek son<br />

gelişmeleri öğrenebilirsiniz.<br />

Almanya'ya AB ve Schengen Bölgesi dışından<br />

yapılacak seyahatlere hâlâ sadece zorunlu<br />

hallerde izin veriliyor. Buna rağmen Almanya<br />

bazı durumlarda Covid-19 sertifikalarını kabul<br />

etmeye başladı. Almanya'ya uçakla gelenlerden,<br />

hareket etmeden önce PCR testi istenirken, aşı<br />

olduğunu belgeleyenler bu testten artık muaf<br />

tutuluyor. Almanya, BioNTech/Pfizer, Moderna veya<br />

AstraZeneca, Johnson&Johnson aşılarının dışındaki<br />

aşıları henüz kabul etmiyor. (Haziran 2021) İngiltere,<br />

Botsvana, Nepal, Mozambik gibi mutasyonlu<br />

virüs bölgesinden gelenlerin ise aşı olmuş olsalar<br />

bile karantinayı daha önce tamamlamasına izin<br />

verilmiyor.<br />

Almanya’da mutasyona uğrayan koronavirüsün<br />

yaygın olduğu ülkeler "virüs varyant bölgesi" olarak<br />

değerlendirilirken, 100 bin kişide yedi gün içinde<br />

görülen koronavirüs vaka sayısının 200'ün üzerinde<br />

olduğu yerler "yüksek risk bölgesi," bu sayının 50'inin<br />

üzerinde olduğu ülke ve bölgele ise "riskli bölge"<br />

olarak sınıflandırılıyor. Robert Koch Enstitüsü'nün<br />

sayfasındaki bilgilere göre, Türkiye 6 Haziran'dan<br />

beri "riskli bölge" listesinde yer alıyor.<br />

Danimarka, Slovenya, Letonya, Estonya, Avusturya,<br />

Polonya ve Litvanya gibi AB ülkeleri ise Almanya'ya<br />

benzer bir tutum izliyor. AB dışından gelenlerin<br />

zorunlu haller dışında ülkeye seyahatlerinde<br />

kısıtlamalar uygulanırken, aşı olanlar test ve<br />

karantinadan muaf tutuluyor. Bazı AB ülkeleri yapılan<br />

aşıları kabul etmek için ikili anlaşmalar imzaladı.<br />

Macaristan, Türkiye, Slovenya ve Sırbistan'dan<br />

gelen aşı olmuş kişileri kısıtlamalardan muaf<br />

tutuyor.<br />

Avrupa Birliği’ne üye 27 ülkenin bütün güncel<br />

seyahat kurallarıyla ilgili bilgileri "Reopen EU" adlı<br />

internet sayfasından edinebilirsiniz. Bu kuralların sık<br />

sık değiştiğini tekrar hatırlatıyorum.<br />

* Yazıda DW, BBC, VOANews Türkçe ve Hürriyet haber<br />

sitelerinden yararlanılmıştır.<br />

NYX<br />

170


Vizesiz Dünya<br />

HEM GEZEN HEM OKUYAN…<br />

ABD'YE SEYAHAT<br />

KURALLARI<br />

ABD henüz aşı pasaportu ya da digital aşı kimliği gibi<br />

bir belge istemiyor. Ancak Aşı yaptırmış olan yolcular<br />

Amerika Birleşik Devletleri’ne varışlarından sonraki<br />

3 ila 5 gün arasında test yaptırmaları ve hastalık<br />

semptomlarını takip etmeleri isteniyor. Semptom<br />

tespit edilmesi durumunda yolculara tekrar test<br />

yaptırmaları ve kendilerini karantinaya almaları<br />

öneriliyor.<br />

Aşısı olmayan yolculara, seyahat sonrası tekrar test<br />

yaptırmaları durumunda 7 gün, test yaptırmamaları<br />

durumunda ise 10 gün karantinada kalmaları<br />

öneriliyor.<br />

Yolcuların seyahat edeceği eyaletlerdeki yerel otorite<br />

kurallarını takip etmeleri gerekiyor. Detaylı bilgiye bu<br />

sayfa üzerinden ulaşabilirsiniz.<br />

Amerika Birleşik Devletleri aşı kriterlerine göre,<br />

yolcuların tam olarak aşılanmış (fully vaccinated)<br />

sayılabilmeleri için, Biontech/Moderna aşısından<br />

2 doz ya da Johnson aşısından 1 doz yaptırmaları<br />

gerekiyor. Amerika Birleşik Devletleri aşı kriterlerine<br />

göre Sinovac ve Astra Zeneca aşısını yaptırmış<br />

yolcular, henüz tam olarak aşılanmış (fully vaccinated)<br />

yolcu kapsamında tanımlanmıyor.<br />

Çin, İran, Avrupa Schengen bölgesi, Birleşik Krallık,<br />

İrlanda Cumhuriyeti, Brezilya, Güney Afrika ve<br />

Hindistan’da son 14 gün içerisinde bulunan veya<br />

bu ülkelerden çıkış yapacak yolcuların Haziran ayı<br />

itibarıyla Amerika Birleşik Devletleri’ne girişlerine izin<br />

verilmiyor.<br />

Görüldüğü gibi hala her ülkenin farklı uygulamalarıyla<br />

ve seyahat özgürlüğünün önünde gittikçe büyüyen<br />

engellerle karşı karşıyayız. Covid-19 virüsü tüm<br />

gezginler, turistler ve seyahat severleri “Vizesiz<br />

Dünya” hedefinden uzaklaştırıyor. Virüs ile mücadele<br />

aynı zamanda bir seyahat özgürlüğü mücadelesine<br />

dönüştü.<br />

Genç Harold’ın Yolculuğu<br />

Lord Byron<br />

Shakespeare’den sonra, Dickens’la<br />

beraber muhtemelen en çok okunan İngiliz<br />

edebiyatçı olan Lord Byron skandallarla ve<br />

kahramanlıklarla anılan sıra dışı bir hayat<br />

yaşadı. Eğer 19. yüzyılda, 20. yüzyıldaki James<br />

Dean tipi bir “Hızlı yaşa, genç öl” felsefesi varsa,<br />

o kesinlikle Lord Byron’dan ilham almıştı. Byron<br />

19. yüzyılın ilk çeyreğinin gerçek anlamda “rock<br />

star”ıydı.<br />

Yaşamıyla eserinin iç içe geçtiği Genç<br />

Harold’ın Yolculuğu, Byron’ın Don Juan’la<br />

birlikte dünya edebiyatına armağan ettiği iki<br />

görkemli klasikten biridir. Bu büyük eserin ilk<br />

kısmı 1812’de yayınlanır yayınlanmaz büyük<br />

bir edebiyat olayına dönüşmüştür. Genç ve<br />

soylu Harold’ın ülkesinden ayrılmak zorunda<br />

kalarak meçhule doğru yola çıktığı bu kişisel<br />

destanın ilk durağı Napoléon Savaşlarının ve<br />

kadim geçmişin gölgesinin düştüğü Portekiz<br />

ve İspanya olur. Sonrasında Arnavutluk<br />

ve Yunanistan’a, Orta Avrupa ve kısmen<br />

Türkiye’den İtalya coğrafyasına dek uzanan<br />

yolculuklarında şair kendini ve Avrupa’nın<br />

köklerini arar.<br />

Bir destan, bir seyahatname, bir Avrupa kültür<br />

atlası olarak da okunabilecek zenginlikteki<br />

Genç Harold’ın Yolculuğu, Hasan Aksakal’ın<br />

sunuşu ve Tamer Gülbek’in duru Türkçesiyle, iki<br />

yüz yılın ardından ilk defa dilimize kazandırılan<br />

gerçek bir başyapıt!<br />

NYX<br />

171


FİLTRELİ<br />

Post<br />

Büyücüsü<br />

BURÇİN YAŞAR ÜNER<br />

Sosyal Medya Uzmanı<br />

burcin.uner@nyxmag.com<br />

BEDENLER<br />

Sosyal medya gün geçtikçe hayatımızda daha<br />

fazla yer kaplıyor. 16-24 yaş arası gençler<br />

günde yaklaşık 3 saatlerini sosyal medyada<br />

geçiriyorlar ve en sık kullanılan sosyal medya<br />

platformlarından biri olan instagramda, her<br />

gün 95 milyondan fazla fotoğraf ve video<br />

paylaşılıyor. Peki bu kadar yoğun maruz<br />

kaldığımız bu fotoğraf ve videolardan ne kadarı aslında<br />

gördüğümüz gibi ne kadarı gördüğümüzden farklı?<br />

Başlarda sadece renklerle oynadığımız basit filtreler<br />

hayatımıza girdi.<br />

Fotoğraflarımızı siyah-beyaz ya da kahverengi tonlarda<br />

görmek, biraz daha aydınlık veya parlak yapmak eğlenceli ve<br />

zararsızdı.<br />

Sonra akıllı telefonlarımıza kolayca indirebildiğimiz<br />

photoshop uygulamaları çıktı. Başlarda onlar da zararsız<br />

görünüyordu. Makyajsız çektiğimiz selfielerimize<br />

makyaj yapabiliyor, istersek göz rengimizi saç rengimizi<br />

değiştirebiliyorduk. Snapchatle birlikte ise yüzümüzü<br />

tamamen değiştiren filtrelerle tanıştık. Kedi, köpek gibi<br />

sevimli karakterler şeklinde fotoğraf ve videolar paylaşmak<br />

çok eğlenceliydi. Sonra bu uygulamalar bir adım daha<br />

ileri gitti. Artık sadece bir iki dokunma ile burnumuzu<br />

küçültebiliyor, kırışıklıklarımızı silebiliyor ya da bacak<br />

boyumuzu uzatabiliyoruz. Profesyonel bir grafik tasarımcı<br />

gibi kendimizi istediğimiz şekle sokabiliyoruz. Ortaya çıkan<br />

fotoğraf artık bize hem benziyor hem benzemiyor. Peki<br />

bundan mutlu oluyor muyuz?<br />

NYX<br />

172


Post Büyücüsü<br />

Yoksa Siz Hala<br />

#filtresizleştiremediklerimizdenmisiniz<br />

Pandemi günlerinde, eve kapanınca hayatımızı<br />

neredeyse tamamen sanal dünyada yaşamaya<br />

başladık. Kapanmanın ilk ayında Instagram ABD'li<br />

yetişkinlerin yaklaşık yüzde 50'sinin aktif olduğu<br />

ikinci en çok kullanılan sosyal platform oldu. (En<br />

üst sırada Facebook yer aldı.) Zoom kullanıcı<br />

sayısının yalnızca Nisan ayında milyonlarca arttığı<br />

bildiriliyor. Ve bir video konferans uygulamasının<br />

bile “görünüşüme rötuş yapma” seçeneği sunmasını<br />

sanırım hiçbirimiz garipsemedik. Houseparty<br />

sohbetleri, Zoom toplantıları, Facetime görüşmeleri<br />

derken tüm çevremizin sadece yüzlerini görüp,<br />

kendi yüzümüze de eskisinden daha fazla odaklandık<br />

ve kaçınılmaz olarak da kıyaslamaya başladık.<br />

Facetune pandemi döneminde<br />

uygulamalarının kullanımının<br />

yüzde 20 arttığını bildirdi.<br />

Uzmanlar başta zararsız gibi görünen ve “küçük<br />

dokunuşlar”la başlayan bu eğilimin zamanla obsesifkompulsif<br />

eğilimlere dönüşebildiğini söylüyor. Çünkü<br />

bir kez fotoğraflarınızla oynamaya başlayınca bir<br />

daha kolay kolay bırakamıyorsunuz. Ve diğerlerinin<br />

“mükemmel” fotoğrafları yanında sizinki sönük kalsın<br />

istemiyorsunuz.<br />

Geçmişte, insanlar plastik cerrahlara giderken,<br />

benzemek istedikleri ünlülerin fotoğraflarını<br />

götürürlerdi, şimdi ise selfielerindeki filtreli<br />

görünümlerine kavuşmak için estetik yaptırıyorlar.<br />

Ve bu o kadar yaygın bir hale geldi ki, uzmanlar bu<br />

hastalığa artık “Snapchat dysmorphia” adını verdiler.<br />

Bu hastalıkta vücudunuzda herhangi bir kusur<br />

olmasa bile kusur varmış gibi görüyor ve düzeltmek<br />

istiyorsunuz.<br />

Peki bu hastalığa yakalanmamak için sosyal medya<br />

kullanmayı bırakmak zorunda mıyız? Tabii ki hayır!<br />

Küçük birkaç değişiklik ile sosyal medyayı keyif<br />

alarak kullanmaya devam edebiliriz.<br />

İlk olarak telefonunuzdaki Facetune ve benzeri<br />

uygulamaları silmekle işe başlayabilirsiniz. Fotoğraf<br />

düzenlemeye ayırdığınız zamanı da geri kazanmış<br />

olacaksınız, ki gerçek bağımlılar bu uygulamaların ne<br />

kadar zaman aldığını iyi bilir.<br />

İkinci olarak takip ettiğiniz hesapları bir gözden<br />

gerçirmelisiniz. Örneğin asla filtresiz fotoğraf<br />

ya da video paylaşmayan hesapları takipten<br />

çıkabilirsiniz. Bu hesaplar takipten çıkamayacağınız<br />

arkadaşlarınıza aitse hesabı sessize almak da bir<br />

seçenek. Kendisi olmaktan mutlu olmayan insanların<br />

sizi de mutsuz etmelerine izin vermeyin.<br />

Takipten çıktığınız hesapların yerine kendinizi iyi<br />

hissettirecek hesapları takibe alın. Profilinin %90’ı<br />

selfilelerden oluşmayan hesaplar gibi. Bu arada<br />

#nofilter etiketli fotoğraflara dikkat etmekte fayda<br />

var. Çünkü uzmanlara göre #nofilter etiketi ile<br />

paylaşılan fotoğrafların da %12’si aslında filtreli.<br />

Sonuç olarak biraz parlaklık iyi gelebilir ama<br />

burnunuzu yok edecek kadar abartmamaya dikkat<br />

edin☺<br />

NYX<br />

173


Selin Anahar<br />

Psikolog<br />

Her ne kadar bazı sosyal medya platformları hesap açarken belirli yaş limiti koysa da biliyoruz ki bunları<br />

aşarak hesap açmak hiç zor değil. Pandemi ile birlikte internetin hayatımızın gerçek anlamda büyük bir<br />

parçası olduğu bir gerçek. Dolayısıyla bu günlerde çocukları internetin karanlık tarafından korumak<br />

daha da önem kazanıyor.<br />

Çocukların sosyal medyada karşılarına çıkabilecek sorunlar ve bunlara engel olma yollarını Psikolog<br />

Selin Anahar ile konuştuk.<br />

Röportaj: Burçin Yaşar Üner / burcin.uner@nyxmag.com<br />

NYX<br />

174


Röportaj<br />

Sosyal medyada sunulan<br />

illüzyonlara kendimizi kaptırıyorsak<br />

vardığımız yer kocaman bir<br />

yetersizlik duygusu oluyor.<br />

Sosyal medya hayatımızın vazgeçilmez<br />

bir parçası haline geldi. Çocuklar da artık<br />

kendi hesaplarına sahip olmak istiyorlar.<br />

Sizce çocuklara en erken kaç yaşında bir<br />

sosyal medya hesabı açılmalı?<br />

Pandemi ile birlikte internetin hayatımızın gerçek<br />

anlamda büyük bir parçası olduğu bir gerçek.<br />

Dolayısıyla bu günlerde çocukları internetin karanlık<br />

tarafından korumak daha da önem kazanıyor. Çünkü<br />

sosyal medyada pornografik içeriklerden nefret<br />

söylemlerine, siber zorbalıktan şiddet içeriklerine<br />

kadar çocuklar için uygun olmayan hatta onları<br />

travmatize edebilecek bir dünya mevcut. Bu noktada,<br />

kesin ve belirgin bir yaştan bahsetmek mümkün<br />

değil. Yani, bu yaştan sonra hesap açılırsa bu<br />

içeriklerden kendini koruyabilir diyemeyiz. Ne kadar<br />

geç o kadar iyi diye düşünüyorum. Ancak, özellikle<br />

çocukların hala somut düşündüğü, çıkarım yapabilme<br />

kapasitelerinin yetersiz olduğu, kendi sınırlarını çizip<br />

koruyacak bilgileri anlamlandırma becerilerinin eksik<br />

olduğu ve kendi için uygun materyali seçemeyeceği<br />

yaşlarda sosyal medya kullanımını hiç önermiyorum.<br />

Bunların biraz daha gelişmeye başlaması bazı çocuk<br />

için 12 yaş sonrasıdır bazı çocuk için belki 15’tir. Ama<br />

12’den daha erken değil. O yüzden ebeveynlerin<br />

kendi çocuklarını iyi tanıyıp, doğru bir yönlendirme<br />

yapmaları oldukça önemli. Ayrıca ebeveynler, sosyal<br />

medya kullanımının nasıl olması gerektiği ile ilgili<br />

çocukla konuşmalı, işbirliği sağlamalı ve uygun bir<br />

şekilde denetleme yapabilmelidir.<br />

Günümüzde maalesef insanlar bir<br />

başkasının yüzüne karşı söyleyemeyeceği<br />

sözleri sosyal medyada rahatlıkla<br />

söyleyebiliyor. Yetişkinler bile siber<br />

zorbalıkla başa çıkmada zaman zaman<br />

zorlanırken çocukları korumak için<br />

yapabileceğimiz şeyler var mıdır?<br />

Öncelikle en önemlisi çocuğunuzla kurduğunuz<br />

ilişki, ilişki, ilişki. Bu çok önemli. Böyle durumlarda<br />

çocuklar maruz kaldıkları zorbalıkta bazen<br />

kendilerini suçlama ve dolasıyla yaşadıklarını<br />

paylaşamama eğiliminde olabilirler. Sizinle<br />

kurdukları ilişkide güven içinde hissedince<br />

yaşadıkları olumsuz durumları da sizinle daha<br />

rahat paylaşacaklardır. Bunun yanı sıra çocuklara<br />

“internet iletişimi” hakkında mutlaka bilgi vermek<br />

gerekli; sosyal medyada nasıl diyalogların normal<br />

hangilerinin uygunsuz olduğu anlatılmalı, kendini<br />

koruması gereken olası durumlar açıklanmalı, böyle<br />

bir muameleyle karşılaştığında sizinle paylaşmasının<br />

önemi mutlaka vurgulanmalıdır. Çocuğunuzu iyi<br />

gözlemliyor olmak da bu noktada oldukça yararlı<br />

olacaktır. İnternette her zamankinden çok daha<br />

fazla zaman geçiriyorsa, sizinle sosyal etkileşimi<br />

iyice azaldıysa, duygu-davranış değişiklikleri<br />

gözlemliyorsanız buraları olası bir siber zorbalığa<br />

maruz kalma açısından iyi değerlendirmek gerekir.<br />

NYX<br />

175


Röportaj<br />

Filtrelerin ve editleme uygulamalarının<br />

çıkmasıyla birlikte sosyal medyada artık<br />

çoğunluk normalde olduğundan çok daha<br />

farklı görünüyor. Asla filtresiz paylaşım<br />

yapmayan pek çok fenomen var. Çocuklar<br />

ve gençler bundan nasıl etkileniyor?<br />

Sosyal medyanın aslında bir vitrin olduğunu<br />

düşünüyorum. Neyi nasıl sergilemek istediğiniz de<br />

hesabı kullanma amacınıza göre değişiklik gösteriyor<br />

aslında. Dolayısıyla vitrinin arkasını bilmemiz<br />

mümkün değil. Ancak şu bir gerçek ki herkes vitrine<br />

“en iyiyi”, “en güzelini”, “en idealini” sunmaya çalışıyor.<br />

Bu daha fazla takipçi, daha fazla beğeni ve daha<br />

fazla tanınmak demek belki çoğu kişi için. Ancak<br />

bu bizi gerçekten kopuk bir noktaya getiriyor. Hele<br />

de henüz beden-zihin bütünlüğü tamamlanmamış<br />

çocuklar arka plandaki gerçeği yorumlamak<br />

açısından yetersiz olduklarından bu vitrin onların<br />

gerçeğine dönüşmeye başlayabiliyor. Beden imajı,<br />

kendilik değeri, benlik algısı ve öz-saygı gibi birçok<br />

kavram da olumsuz etkileniyor. Çünkü aynada<br />

gördükleriyle onlara sunulan “ideal imaj” birbiriyle<br />

örtüşmüyor. Son yıllarda bu konu ile çok fazla<br />

araştırma yayınlanıyor. Sonuçlar sadece çocuklar<br />

için değil yetişkinler için de benzer sonuçları<br />

gösteriyor. Sosyal medyada yapılan kıyaslamalara,<br />

karşılaştırmalara ve sunulan illüzyonlara kendimizi<br />

kaptırıyorsak vardığımız yer kocaman bir yetersizlik<br />

duygusu oluyor..<br />

Ebeveynler sosyal medya kullanımını<br />

sınırlandırmalı mı? Nasıl bir yol izlemeli?<br />

Sosyal medya doğru kullanıldığında sosyalleşmenin<br />

iyi bir aracı olduğunu düşünüyorum. Hele de evlere<br />

kapandığımız günlerde sanal da olsa iletişimde<br />

ve ilişkide kalmanın önemini iyi anladık. Ancak<br />

çocukların kullanımı konusunda yukarıda da<br />

saydığım faktörler mutlaka gözetilerek bir sınır<br />

ve çerçeve çizilmelidir. Ebeveyn denetimi devam<br />

etmelidir. Güvenli interneti sağlayacak güvenlik<br />

programları araştırılıp yüklenmelidir.<br />

NYX<br />

176


NYX<br />

177


YOGA<br />

her alanda<br />

Denge<br />

ASU ÇETİN<br />

Yoga Egitmeni<br />

Yoga, meditasyon ve nefes çalışmaları güçlü<br />

ve etkin uygulamalardır. Başlangıç, orta veya<br />

ileri seviye farketmez fiziksel ve zihinsel<br />

faydaları yüksektir.<br />

Keşif; bedenle başlar, ruha ve duygulara<br />

doğru yansır. Kendi içinde ve dış yaşamında<br />

dengelenmeye, güçlenmeye, şiddetsiz<br />

yaklaşıma ve ihtiyaçlarını çok daha iyi anlamaya başlarsın.<br />

Uygulamalara devam ettikçe de canlı ve farkında kalırsın.<br />

Yoga asanalarından 2. Savaşçı pozuna, doğru bir hizalanma<br />

ve aşama aşama girdiğinde dengeyi hissedersin. İlerlemek<br />

ve güçlenmek için ilk adım hizalanmadır. Ayaklarının yerdeki<br />

yerleşimi, öndeki dizinin ve ayak bileğinin hizası, omuzlarının<br />

hizası, ayaklarının arasındaki mesafe, bakışlarının yönü<br />

önemlidir. Tüm bu hizalanmalar senin bedenine göre<br />

uygulanır. Bedenin elverdiği kadar derinleşir ve elverdiği<br />

sürede poz içinde kalırsın. Şiddetsizlik ve ihtiyacını görmek<br />

burada başlar. İyi görünmek adına veya mükemmele ulaşmak<br />

adına bedenini zorlayıp zorlamadığın fark edersin. Sağ ve<br />

Sol tarafındaki farklılıkları gözlemlersin. Nefesinin ve zihnin<br />

etkisini anlarsın. Zihnini sakinleştirdiğini, anına odaklandığnı<br />

fark edersin.<br />

Kendine zaman tanıyıp pozu deneyimledikçe güçlenirsin.<br />

Fark edersin ki her bir pratiğinde güçleniyor ve<br />

derinleşiyorsun. Her deneyiminde farklı da hissedersin.<br />

Bazen güçlü hissedersin, pozda daha uzun kalırsın. Bazen<br />

dengen bozulur, tekrar hizalanır ve dengeni bulursun.<br />

Zamanla, bakmışsın ki bu deneyimlerini hayatının başka<br />

alanlarına da taşıyorsun.<br />

Tabii eski zihinsel alışkanlıklarımız çok kuvvetlidir.<br />

Hayatın akışında zihnimize kolayca takılıp gider,<br />

farkındalıktan uzaklaşırız. Yoga ve meditasyon pratikleri<br />

ile farkındalığımızı hatırlarız. Uygulamalara devam ettikçe<br />

de eskiye göre daha canlı kalır ve bilinçli zihin ile hareket<br />

ederiz.<br />

NYX<br />

178


Denge<br />

Kendim ile ilgili bir deneyim paylaşacağım. Yeni de<br />

bir deneyim. 2020 Aralık ayında, 2021 İstanbul yarı<br />

maratonunda koşmaya ve yarı maratonda en iyi<br />

süremi gerçekleştirmeyi denemeye karar verdim.<br />

Kendime, süre hedefi koydum. Potansiyelimi<br />

gerçekleştirebileceğim gerçekçi bir hedefti.<br />

Başarabilir miydim? Evet başarabilirdim. Ancak<br />

disiplinli bir şekilde idman yapmalı, iyi beslenmeli<br />

ve en önemlisi kendime şiddet uygulamadan süreci<br />

geçirmeliydim.<br />

İlk iki ay boyunca antrenmanlar gayet iyi gitti.<br />

Haftada 3-4 gün koşu antrenmanı<br />

gerçekleştiriyordum. Hafta sonu gelen yasaklar<br />

sebebiyle antrenmanları hafta içi yapmak<br />

durumundayım. İkinci ayın sonuna doğru hafta içleri<br />

iş yoğunluğum da artmaya başladı. Tam bu dönemde<br />

yoğunluk ve hedef baskısı ile birlikte hedefime<br />

ulaşamazsam korkusu başlamıştı. Aslında iş ve<br />

antrenman dengemi sağlamıştım yasaklarda da iyi<br />

bir dinlenme gerçekleştiriyordum. Tabii zihnim süreç<br />

ilerledikçe endişe yaratmaya da başlamıştı. Üçüncü<br />

aya geçtiğim hafta, haftanın son koşusunda hatta<br />

antrenmanın sonunda bileğimi burkarak düştüm.<br />

Korktuğum başıma gelmişti! Yaklaşık 12-13 gün<br />

koşamadım. İyileşip de ilk koşuma çıktığımda tekrar<br />

bir sakatlanma yaşayıp bir 8-10 gün daha ara vermek<br />

durumunda kaldım. Bırakın hedefi gerçekleştirmeyi<br />

21 km‘yi tamamlayıp tamamlayamacağım bile<br />

belirsizdi.<br />

İşte tam da bu sakatlık döneminde kendime şiddet<br />

uyguladığımı fark ettim. Yogam devreye girmişti☺<br />

Süreçten keyif almaktan çıkıp hedefe takılmış, hedef<br />

için kendimi hem bedensel hem de zihinsel olarak<br />

zorlamıştım. Korkumu da gerçekleştirmiştim. Tekrar<br />

hizalandım. 21 günlük meditasyon uygulamasına<br />

başladım. Kendimi dinleyerek koşularıma başladım.<br />

Yeni hedefim sadece yarışı bitirebilmekti. Hatta<br />

sakatlığım devam edecek olur ise yarışa<br />

katılmayacaktım. Dengemi bulmuşum. Daha<br />

farkında ve mümkün olacak en uygun şekilde<br />

antrenmanlarıma geri döndüm. Son 2 hafta artık<br />

yarışa katılabilecek durumda olduğum netleşmişti.<br />

Şükür tekrar sakatlanmadan yarışa katıldım ve<br />

sakatlanmadan da tamamladım. Hatta sürem de hiç<br />

fena değildi. Beklentinin üstünde gerçekleşti. Yarış<br />

sürecinde de oldukça keyif aldım. Çok özlemişim<br />

yarış enerjisini ☺<br />

Sonucu her ne olursa olsun hedef koymak, hedef<br />

için emek vermek ve tüm süreç çok kıymetli. Verilen<br />

emeklerin karşılığının bir şekilde alındığına inanırım.<br />

Belki beklediğin durum ve olayda değil ancak başka<br />

bir zamanda hatta beklediğinden daha iyi şekilde<br />

olması gereken zamanda. Kendi deneyimlerine,<br />

hedeflerine bu gözle bakabilirsin.<br />

Başımıza gelen, plan dışı ve hoşumuza gitmeyen<br />

olaylar aslında öğrenmemiz, ders almamız için<br />

geliyor. Çözüm mümkün, sadece kendini anla ve<br />

zaman tanı. Bunun için de yoga ve meditasyon<br />

uygulamalarını farkındalık aracı olarak deneyebilirsin.<br />

NYX<br />

179


NYX<br />

180


NYX<br />

181


Happily<br />

Ever<br />

Abroad<br />

ASLI EREN ERYILDIR<br />

ASLEN EDU Kurucusu<br />

Yurtdışı Eğitim Uzmanı<br />

asli.eryildir@nyxmag.com<br />

Pandemi<br />

Döneminde<br />

Online<br />

Eğitim<br />

Programları<br />

Pandemiyle birlikte hayat düzenimizde de<br />

birçok şey değişti. Bunlardan biri de dijital<br />

yaşama daha fazla adapte olmamız… Biz Türk<br />

milleti olarak karşı karşıya gelmeyi, teması<br />

seviyoruz. Gireceksin şöyle sınıfa, öğretmen<br />

gelecek anlatacak, yazacak hatta tahtaya,<br />

arada yanındakine dönüp iki laf edeceksin,<br />

bir ders arası olacak kahve içip sohbet edeceksin… Böyle<br />

yazarak anlatınca bile canınız çekti mi? Yoksa acaba çoktan<br />

online eğitimlere bağışıklık kazandınız ve ne gerek var<br />

oraya kadar gitmeye, açarım bilgisayarımı altımda pijamam<br />

evimde alırım bu programı mı dediniz?<br />

Covid sen nelere kadirsin! 12 senedir yurt dışı eğitim<br />

danışmanlığı yapan biri olarak eskiden online programlara<br />

hiç rağbet olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Pandeminin<br />

2. Yılına girdiğimiz şu günlerde ise geriye dönüp<br />

baktığımda dijital eğitim konusunda ne kadar çok şeyin<br />

değiştiğini görebiliyorum. Artık herkes online eğitim<br />

programlarına bir şekilde adapte olmuş durumda. Son<br />

dönemde birçok öğrencimize farklı ülkelerden farklı online<br />

eğitim programları organize ettik. Her eğitimin sonunda<br />

da hevesle aldıkları online program konusunda fikirlerini<br />

dinledik. Sonuç! Biz bu işi sevdik ☺ Hazır sevmişken de bu<br />

sayımızda siz sevgili güzel okurlarımıza, sadece yurt dışı<br />

değil – yurt içinde de alabilecekleri- en iyi online eğitim<br />

programlarından bir derleme yapmak istedim.<br />

NYX<br />

182


Happily Ever Abroad<br />

https://www.ilac.com/ilac-kiss-virtual/<br />

ILAC KISS;<br />

İlk olarak Kanada’ nın 5 kere üst üste en iyi okul ödülüne layık<br />

görülen ILAC okulunun çıkarmış olduğu ILAC KISS – Online<br />

İngilizce programlarından bahsetmek istiyorum. ILAC KISS adı<br />

altında Genel İngilizce eğitimi, ielts sınav eğitimi ve üniversite<br />

hazırlık kursu alabilirsiniz. Dersleri Pazartesiden Cumaya ya da<br />

Pazardan Perşembeye haftada 20 ders ya da tercihinize göre<br />

12 ders alabildiğiniz gibi sadece cumartesi günleri alacak şekilde<br />

de organize edebilirsiniz. Kanada’nın Toronto ve Vancouver<br />

şehrinden online olarak verilen eğitimlerde ilk etapta alacağınız<br />

seviye tespit sınavından çıkan sonucunuza göre kendi seviyenize<br />

uygun online bir sınıfa yerleştirilirsiniz ve program ilerledikçe sınıf<br />

atlama şansınız da olur. Sınıflar 16 yaş ve üzerinden oluşur – aynı<br />

zamanda 13-16 yaş arasındaki çocuklarınız için de ILAC Kiss Junior<br />

programından faydalanabilirsiniz. Programın haftalık ücreti 100<br />

CAD’ dır. Belki daha çok evinizde kaldığınız bu dönemde kendinize<br />

bir iyilik yapar ve ILAC KISS online programlar ile İngilizce<br />

seviyenizi en üste taşırsınız.<br />

https://www.bellenglish.com/locations/school/bell-cambridge<br />

BELL – Teacher Development Courses;<br />

İngilizce öğretmenlerimizi unutur muyuz? Asla ☺<br />

The Bell; merkezi Cambridge’de bulunan, İngiltere’nin en iyi okullarından bir tanesidir. Özellikle CELTA/ DELTA ve<br />

Teacher training programları ile oldukça ün yapmış bir okuldur kendisi. Bu süreçte de kaliteli eğitim programlarını uygun<br />

fiyatta kendini geliştirmek isteyen öğrencilerimize online olarak açmış bulunuyor. 16 kısa eğitim programından oluşan<br />

müfredatında “Developing online Teaching Skills” “Engaging and Reliable Tech tools” “Managing Class with Confidence”<br />

gibi dersler ön plana çıkıyor. Program maksimum 4 hafta içinde ve minimum 5 saatte tamamlanacak şekilde dizayn<br />

edilmiş. Normalde 149 GBP olan ders ücreti ise şu anda sadece 99 GBP. Öğretmenlerimiz her ne kadar şu anda online<br />

ders vermekten biraz yorulmuş olsalar da evde oldukları bu dönemde kendi kariyerlerine güzel katkıda bulunacak ve<br />

özgeçmişlerine İngiltere’den bir sertifika dahil edecekleri bu programlara bizim aracılığımız ile katılım sağlayabilirler.<br />

NYX<br />

183


Happily Ever Abroad<br />

https://extension.ucr.edu<br />

University of California, Riverside (Extension);<br />

Kaliforniya Üniversitesi sadece Amerika’nın değil dünyanın da en iyi üniversiteleri arasında.<br />

Kaliforniya Üniversitelerinden biri olan UC Riverside’ da lisans ve yüksek lisans kabulü almak<br />

oldukça zor. Fakat okulun Extension bölümünde sunulan sertifika programları hem eğitim kalitesi<br />

hem de alınan sertifikanın prestiji açısından oldukça iyi. Okul şu anda bazı sertifika programlarını<br />

da online olarak sunmakta; “Essentials of Business Managament” ve “Strategic Leadership for a<br />

Changing World” bunların arasında en çok tercih edilen iki program. “Introduction to Business<br />

Management” adı altında verilen sertifika programlarının her biri 5 hafta sürüyor ve 10 hafta<br />

sonunda iki sertifika sahibi oluyorsunuz. Programın Amerika’ da veriliyor olması saat farkı açısından<br />

gözünüzü korkutmasın çünkü ders online olarak belli bir düzende işliyor ve dilediğiniz saatte derse<br />

katılım sağlayabiliyorsunuz. Programın toplam ücreti ise 1180 USD.<br />

COURSERA;<br />

Online eğitimlerle ilgileniyorsanız eminim<br />

birçoğunuz bir yerde Coursera’ya denk<br />

gelmişsinizdir. Peki nedir bu Coursera?<br />

https://www.coursera.org<br />

Coursera dünyanın önde gelen<br />

üniversitelerinden alınan birçok kurs<br />

programının ücretsiz ve sertifika programlarının<br />

uygun fiyatlarla sunulduğu bir online eğitim<br />

platformudur. Pandemi döneminde birçok<br />

sertifika programını da ücretsiz olarak<br />

öğrencilere açmış durumda. Coursera’da<br />

neredeyse her alanda eğitim programı bulmanız<br />

mümkün. Bu okullara Yale, Arizona üniversiteleri<br />

gibi üst düzey okullar da dahil. Bu platformda<br />

dünyanın en iyi hocalarından eğitim alma şansınız<br />

var ve programlar video şeklinde sunulduğu için<br />

ders kaçırma gibi bir ihtimaliniz de olmuyor. Tabii<br />

bu programlardan faydalanabilmeniz için belirli<br />

düzeyde İngilizce seviyeniz olması da gerekiyor.<br />

Çok sayıda üstün kalitede eğitim programı<br />

sunan Coursera’ nın kurslarına kendi web sitesi<br />

üzerinden rahatlıkla erişim sağlayabilirsiniz<br />

NYX<br />

184


Happily Ever Abroad<br />

https://www.udemy.com<br />

UDEMY;<br />

Udemy de ücretsiz olarak indirebileceğiniz bir eğitim platformudur. Aynı şekilde birçok alanda farklı kurs ve sertifika<br />

programı içermektedir ve ücretleri genelde 50 TL – 400 TL arasında değişmektedir. Gene pandemi döneminde birçok<br />

programda ek indirimler sunmakta. Buradaki avantajınız eğitim programlarını Türkçe olarak alabiliyor olmanız; Udemy<br />

2010 yılında bir Türk girişimci tarafından San Francisco’ da kurulmuştur ve sahibi milyar dolarlık ilk Türk internet<br />

şirketinin kurucusu olarak tarihe geçmiştir. Dilediğiniz alanda uygun fiyatta uzaktan eğitim imkânı sunan Udemy de<br />

özellikle pandemi döneminde oldukça popüler bir platform olmuş durumda ve her ne kadar yurtdışı eğitim ile çok<br />

alakalı olmasa da en iyi şekilde faydalanacağınızı düşündüğümüz bu platform, sizler için öncelikli olarak önerdiklerimiz<br />

arasında.<br />

Son dönemde daha popüler olan bu eğitim<br />

platformları tabii ki bunlarla kısıtlı değil. Özellikle<br />

yurt dışı eğitim sektöründe farklı ülkelerden birçok<br />

okul ülke sınırları kapalı olduğu için normalde sınıf<br />

içi verdiği eğitimleri farklı yönetmelerle online<br />

platforma taşımış durumda ve özellikle yetişkin<br />

sınıfındaki birçok öğrenci de bu programlardan<br />

uygun fiyatlarda faydalanmakta.<br />

Son dönemde evde kaldığımız şu günlerde vaktini<br />

daha kıymetli bir şekilde değerlendirmek isteyenlere<br />

bu sayıdaki yazımızla biraz fayda sağlayabildiysek ne<br />

mutlu ☺<br />

Online eğitimlerin de sık sık duyurusunu yaptığımız<br />

instagram hesabımızı takip etmeyi unutmayın,<br />

görüşleriniz ya da kurs programları ile ilgili daha detaylı<br />

bilgi almak için mail adresimizden bize dilediğiniz<br />

zaman ulaşabilirsiniz.<br />

İnsanların<br />

yapacakları<br />

en güzel yatırım,<br />

kendilerine<br />

yapacakları<br />

yatırımdır.<br />

Bol eğitimlendiğiniz, bilgilendiğiniz ve kendiniz için<br />

güzel kararlar verdiğiniz güzel bir yaz geçirmeniz<br />

dileğiyle….<br />

NYX<br />

185


Betül Gültekin Özbal<br />

Ashbourne College / A Level Türkçe Öğretmeni<br />

Son yıllarda Türkiye’de birçok bilinçli ebeveyn çocuklarını yurt dışında okutmak<br />

için üniversite çağına gelmesini beklemiyor ve ortaokul / lise eğitimleri için de<br />

yurt dışındaki okullara başvuruyorlar.<br />

Ülkemize yakın olması ve eğitim sisteminin kalitesi açısından baktığımızda<br />

İNGİLTERE lise eğitimi için en çok tercih edilen ülkelerin başında geliyor.<br />

Biz de İngiltere’ de öncelikli olarak öğrenci gönderdiğimiz okullardan biri olan<br />

ASHBOURNE COLLEGE ile İngiltere’ deki eğitim sistemi, okulun sunduğu<br />

olanaklar ve tabii ki öğrencilerin bu eğitimden kazanımları ile ilgili bir röportaj<br />

hazırladık.<br />

Sorularımızı sabırla ve içtenlikle yanıtlayan Betül Hanım’a bu keyifli sohbet için<br />

teşekkür ederiz ☺<br />

Röportaj: Aslı Eren Eryıldır / asli.eryildir@nyxmag.com<br />

NYX<br />

186


Happily Ever Abroad<br />

Londra’nın kalbinde, Hyde Park’a<br />

bir dakikalık mesafede başarı odaklı<br />

ve özgürlükçü bir eğitim<br />

Son dönemlerde çocuklarını lise<br />

okumak için yurtdışına gönderen<br />

ebeveynlerimizin sayısı oldukça arttı. Siz<br />

de İngiltere’deki en iyi liselerden birinde<br />

görev yapıyorsunuz. Öncelikle bize<br />

Ashbourne College’tan bahseder misiniz?<br />

Ashbourne, Londra’nın kalbinde, Hyde Park’a bir<br />

dakikalık mesafede olan ve sunduğu eğitim anlayışı<br />

ile çocukların hayatın içinde olması beklentilerini<br />

fazlasıyla karşılayan bir okul. Hem başarı odaklı<br />

hem de özgürlükçü olması açısından, Ashbourne,<br />

farklı eğitim sistemlerinden gelen öğrenciler için<br />

geçiş dönemini kolay atlatmalarını sağlayan bir<br />

ortam sunar. Sınıf mevcutlarımızın 10 öğrenciyi<br />

geçmiyor oluşu da her öğrencinin kendini ifade<br />

edebilmesi adına ayrı bir fırsat sunar. Birebir ilginin<br />

sonucu olarak öğrencilerimiz, sınavlarda üstün<br />

başarı göstererek A ve A* sonuçlarına ulaşmakta<br />

ve buna istinaden %50’den fazlası Russell Group<br />

üniversitelerine yerleşmektedir.<br />

Level Türkçe dersi, öğrencilerimizin kendilerini ana<br />

dilleriyle ifade edebildikleri ve bunu yaparken de<br />

rahat hissettikleri bir ortam yaratmaktadır. Haftada<br />

iki saat olarak belirlenen bu ders, öğrencilerimizin<br />

kültür farklılığına dayalı anlamlandıramadıkları<br />

soruları da beraber çözebilmemize olanak<br />

tanımaktadır.<br />

Aynı zamanda öğrencilerimizin benimle kurmuş<br />

oldukları özel bağ da okul dışında güvenecekleri bir<br />

rehber algısını yaratmakta ve alacakları kararlarda<br />

beraber konuşup tartışabileceğimiz bir güven ortamı<br />

sağlamaktadır. Onların heyecanlarına dahil olmak,<br />

beni bir öğretmen olarak oldukça gururlandıran ve<br />

öğretmen olmanın değerini her seferinde hatırlatan<br />

bir deneyim.<br />

Dolayısıyla ebeveynlerin çocuklarına sunmuş<br />

oldukları bu fırsat, geçiş dönemini kolaylıkla<br />

atlatabilmeleri ve kaliteli eğitime erişebilmeleri<br />

için oldukça değerli diyebiliriz. Küçük yaş itibariyle<br />

kültüre adapte olan öğrencilerimizin, sistemde sorun<br />

yaşamaksızın hedeflerine ulaşmalarını ve kendi<br />

karakterlerini erken yaşta oluşturmalarını izlemek<br />

oldukça heyecan verici diyebilirim.<br />

Sizin okuldaki göreviniz nedir?<br />

Ashbourne’da A Level Türkçe öğretmeni olarak<br />

görev yapmaktayım. Öğrencilerimiz, İngiliz eğitim<br />

sisteminde hedefledikleri okulları etkilemek adına,<br />

ana derslerinin yanında ek olarak aldıkları A Level<br />

Türkçe ile kolaylıkla başarıya ulaşmaktadır. Bu ders,<br />

öğrencilere analitik ve eleştirel düşünme ile yazma<br />

fırsatı tanırken, aynı zamanda öğrencilerin Türk tarihi<br />

hakkında da bilgi edinmesine imkân tanımaktadır. A<br />

NYX<br />

187


Ashbourne, bir Sixth Form Kolejdir.<br />

14-21 yaş arası öğrencilerimiz<br />

GCSE (General Certificate of<br />

Secondary Education) ve A Level<br />

sınavlarına hazırlık eğitimlerini<br />

bizimle tamamlayarak diledikleri<br />

üniversitelere yerleşebiliyorlar.<br />

İngiltere’ deki eğitim sistemini biraz<br />

anlatabilir misiniz?<br />

İngiltere’de zorunlu eğitim 5 yaşında başlamakta<br />

ve 16 yaşına, yani GCSE (General Certificate of<br />

Secondary Education) belgesini alana kadar devam<br />

etmektedir. GCSE, ulusal bir sınavdır ve 16 yaş<br />

itibariyle alınmaktadır. Okullar, Sonbahar (Eylül-<br />

Aralık), Bahar (Ocak-Mart), Yaz (19 Nisan-27 Mayıs)<br />

dönemi olmak üzere üç dönemden oluşur; ayrıca iki<br />

hafta Noel, iki hafta Paskalya tatilleri ile Ekim, Şubat<br />

ve Mayıs aylarında da birer haftalık yarı dönem<br />

tatilleri bulunur. Yaz tatili süresi 6 hafta olarak<br />

belirlenmektedir.<br />

İngiltere’de özel (public) okul, devlet (state) okulu,<br />

dini (faith) okullar olmak üzere farklı okul çeşitleri<br />

vardır. Tabii burada bahsetmiş olduğum her bir<br />

okulun kendi alt başlıkları (academies and free<br />

schools, comprehensive schools gibi) bulunmakta<br />

ve isteğe göre çocukların yönlendirilmesi<br />

gerekmektedir. Bununla birlikte, Türkiye’den öğrenci<br />

vizesine bağlı olarak gelecek öğrencilerimizin sadece<br />

özel (public) okul seçme imkânı bulunmaktadır.<br />

İngiltere’de özel okullara “public” denmektedir; bu,<br />

biz Türkler için ilk etapta kafa karıştırıcı olabilir.<br />

İngiltere’de State, faith (dini) okul, akademi ve<br />

free okul, comprehensive (başarı ortalamasına<br />

bakılmaksızın herkesin okuyabildiği) okul ve<br />

independent (müfredatını ve eğitim yaklaşımını kendi<br />

belirleyebilen ancak yine devlet denetiminde olan<br />

özel okullar) olmak üzere ayrılmaktadır. Ashbourne,<br />

bir independent yani bağımsız bir özel okuldur.<br />

Dolayısıyla öğrenci sayısı, müfredatı ve sunduğu<br />

esnekliklerle fark yaratmaktadır. Öğrencilerin kendi<br />

kişilik oluşumlarının sağlanması ve sorumluluk<br />

duygularının gelişebilmesi adına da ders yoğunluğu<br />

diğer milli müfredatlara göre kıyaslandığında çok<br />

daha avantajlıdır.<br />

Öğrenciler kaç yaşından ve kaçıncı<br />

sınıftan itibaren okulunuzda eğitim<br />

görebiliyor?<br />

Ashbourne, bir Sixth Form Kolejdir. 14-21 yaş<br />

arası öğrencilerimiz GCSE (General Certificate<br />

of Secondary Education) ve A Level sınavlarına<br />

hazırlık eğitimlerini bizimle tamamlayarak diledikleri<br />

üniversitelere yerleşebiliyorlar.<br />

NYX<br />

188


Happily Ever Abroad<br />

Her yıl, öğrencilere bahar yarıyılı<br />

boyunca büyük bir Avrupa şehrini<br />

ziyaret etme şansı sunulmakta,<br />

bu da öğrencilerin Avrupa kültür<br />

mirası olan sanat, mimari, müzik<br />

ve tiyatroya olan ilgi ve merakını<br />

artırmaktadır.<br />

GCSE’de iki yıl boyunca öğrencilerimiz 14-16 yaşları<br />

arasında 9-11 farklı dersi alarak ulusal sınavları<br />

tamamlamakta ve bu derslerin en az 5 tanesinden<br />

geçer not (9 ile 1 arasında olan notlardan en az 4<br />

almak) alması gerekmektedir. Bu, öğrencilerimize<br />

yüksek öğretim sınavlarına hazırlık aşamasına geçme<br />

olanağı tanımaktadır. 16-18 yaş aralığı ise, A Level<br />

hazırlık yıllarıdır. Buna istinaden öğrencilerimiz<br />

okumak istedikleri üniversite ile bölümü seçmekte ve<br />

minimum 3, maksimum 4 ders alarak sınav hazırlıkları<br />

ve eğitimlerine devam etmektedirler. Üniversiteler,<br />

Birleşik Krallık’ta 3 yıl olduğundan; A Level yılları,<br />

okunacak bölümlerin bir hazırlığı niteliğinde<br />

yorumlanmakta ve buna istinaden öğrencilerin<br />

bağımsız zamanı daha fazla olmaktadır.<br />

Okulunuzda eğitim alan öğrenciler nerede<br />

konaklıyor?<br />

Ashbourne'un özel bir yurdu yoktur ve bir yatılı okul<br />

değildir; ancak yıllardır öğrencilerimiz için barınma<br />

ve vesayet sağlayan tedarikçilerin bir listesini<br />

öğrencilerimizle paylaşmaktayız. Okul çevresinde<br />

Ashbourne ve diğer kolejlerden öğrencilerin ikamet<br />

ettiği birkaç öğrenci yurdu bulumakta. Öğrenciler<br />

ayrıca, İngiliz bir ailenin parçası olarak da yaşamayı<br />

tercih edebilir ve aile yanında kalmayı da seçebilirler.<br />

Okulumuzun bu tür konaklama birimlerinde yaşayan<br />

öğrenci sayısı (50), yurtlarda ve aile yanında yaşayan<br />

öğrenci sayısı ile neredeyse eşittir.<br />

Ebeveynler veya öğrenciler, konaklama ayarlamak<br />

için okulumuzun sağladığı konaklama listesini<br />

kullanabilir. Bu konaklama listesindeki yurtlar<br />

hakkında bugüne kadar aldığımız geri bildirimler<br />

genel itibariyle çok olumlu olmakla beraber çok az<br />

şikâyet söz konusu olmuştur.<br />

Okulunuzun öğrencilerine sunduğu sosyal<br />

aktiviteler var mı?<br />

Evet, her yıl, öğrencilere bahar yarıyılı boyunca<br />

büyük bir Avrupa şehrini ziyaret etme şansı<br />

sunulmakta, bu da öğrencilerin Avrupa kültür mirası<br />

olan sanat, mimari, müzik ve tiyatroya olan ilgi ve<br />

merakını artırmaktadır. Son yıllarda, okulumuz bu<br />

aktiviteler kapsamında Barselona, Paris, Roma ve<br />

Viyana'yı ziyaret etmiştir. Ashbourne tarafından<br />

özel olarak düzenlenen en son etkinlikler; sanat<br />

galerisi gezileri, bale , bowling, noel Revue, Cirque du<br />

Soleil gösterileri, Go- Karting, Laser Tag, matematik<br />

yarışmaları, müzikaller, opera, suşi gecesi, yeni<br />

NYX<br />

189


Ashbourne College olarak, bize başvuru yapan öğrencilerimize<br />

%10 ila %50 arasında burs imkânı sunuyor ve bunun için<br />

öğrencilerimizin belli aşamalardan geçmesini talep ediyoruz.<br />

Başarı bursu imkanlarımızdan yararlanan öğrencileri<br />

görmekten mutluluk duyuyoruz.<br />

öğrenciler için Londra turu ile Londra’da çeşitli tiyatro<br />

gezileri olarak özetlenebilir. Aynı zamanda eğitime<br />

çevrimiçi devam ettiğimiz süreçte de öğrencilerimizle<br />

beraber çekişmeli FIFA yarışması, bilgi yarışması,<br />

yemek yarışması, kompozisyon yarışması gibi oldukça<br />

rekabetçi ve eğlenceli etkinlikler de gerçekleştirdik.<br />

Bunlar dışında, müfredat dışı etkinlikler her zaman<br />

Ashbourne vizyonunun ayrılmaz bir parçası olmuş ve<br />

okulun canlı öğrenci topluluğunun çeşitli yetenekleri<br />

ve ilgi alanları için bir alan sağlamıştır. Son yıllarda,<br />

faaliyet programı çok sayıda kulüp, gezi ve sosyal<br />

etkinliği içerecek şekilde genişletilmiştir. Bu kulüp ve<br />

aktivitelerden yararlanan öğrencilerimiz her zaman<br />

bir adım önde olarak hayatlarına devam etmektedirler.<br />

Ücretlendirmeniz ne şekilde?<br />

Okulumuzun ücretlendirmeleri İngiliz eğitim<br />

sistemine istinaden üç dönem üzerinden ele<br />

alınmaktadır. Sonbahar (Eylül – Aralık), Bahar (Ocak<br />

– Mart) ve Yaz dönemi (Nisan – Mayıs) olarak üç<br />

döneme ayrılan bir yıl, her dönem başı için uluslararası<br />

öğrenciler için 10 bin pound olarak, yerel Birleşik<br />

Krallık öğrencileri için ise 9 bin 500 pound olarak<br />

planlanmıştır. Ek ücretlendirmeler ve sınav ücretleri,<br />

öğrencinin kaydolacağı programa ve süresine göre<br />

değişim göstermektedir.<br />

Başarılı öğrencilere burs imkânı sağlıyor<br />

musunuz?<br />

Ashbourne College olarak, bize başvuru yapan<br />

öğrencilerimize %10 ila %50 arasında burs imkânı<br />

sunuyor ve bunun için öğrencilerimizin belli<br />

aşamalardan geçmesini talep ediyoruz. Başarı bursu<br />

imkanlarımızdan yararlanan öğrencileri görmekten<br />

mutluluk duyuyoruz.<br />

Süreç, okulumuz tarafından talep edilen belgelerin<br />

bize ulaştırılmasını, öğrencilerimizin çevrimiçi<br />

olarak yönlendirdiğimiz sınavları tamamlamasını<br />

ve okulumuzun öğrenciyle yapacağı mülakatları<br />

içermektedir. İstenilen belgeler; öğrencinin transkripti<br />

ve akademik başarı kayıtları, öğrencinin neden<br />

Ashbourne’da okumak istediğini, konu seçimlerini,<br />

isteklerini ve ilgi alanlarını açıklayan 500 kelimelik<br />

kişisel niyet mektubu, öğrencinin pasaportunun bir<br />

kopyası ve var ise öğrencinin sanat çalışmalarının<br />

bir örneği olarak özetlenebilir. Bu aşamalar<br />

tamamlandıktan sonra, Eğitim Direktörümüz<br />

Lee Kirby ve okunmak istenen bölümün fakülte<br />

başkanı tarafından mülakata alınan öğrencilerimize<br />

burs miktarları bildirilmektedir. Ayrıntılı bilgi için<br />

Ashbourne College London internet sitesini ziyaret<br />

edebilir ya da bize direkt ulaşabilirler.<br />

2021-2022 eğitim döneminde covid-19’un<br />

ortaokul/lise eğitimine etkisi ne olacak?<br />

Tam zamanlı sınıf içi eğitime başlayacak<br />

mısınız?<br />

Ashbourne College olarak biz, her iki senaryo için<br />

de oldukça hazırlıklı bir sisteme sahibiz. Halihazırda<br />

Mart 2020 itibariyle tam zamanlı sınıf içi eğitime<br />

İngiltere’de dönmüş durumdayız. Covid-19 için<br />

kontrolü sağlamak adına; İngiliz hükümeti, okullar<br />

tarafından dağıtılmak üzere test kitleri göndermekte<br />

ve okullar bu kitleri öğretmen, öğrenci ve diğer<br />

çalışanlarına ulaştırmaktadır. Haftada iki kez<br />

NYX<br />

190


Happily Ever Abroad<br />

evlerimizde yapmış olduğumuz testleri, NHS (National<br />

Health Services) sistemine girmekte ve hükümet takibi<br />

altında kalmaktayız. Çevrimiçi derslerimiz için ise,<br />

okulumuzun sistemsel donanımı çok iyi olduğundan;<br />

Londra’da bulunmayan ya da karantinada bulunan<br />

tüm öğrencilerimize sınıf içi eğitimden yararlanma<br />

olanağı tanıyoruz. Böylelikle herhangi bir şekilde<br />

okula gelemeyen öğrencimizin müfredat konusunda<br />

eksiği olmadığına emin oluyoruz. Okulların karantina<br />

sebebiyle kapalı olduğu dönemde bile eğitime erişim<br />

sıkıntısı yaşanmamış; bilgisayar, tablet, internet gibi<br />

çeşitli erişim imkanları öğrencilerimize sağlanmış<br />

ve bu kaynaklar üzerinden eğitim ulaştırılmıştır.<br />

2021-2022 yılları için herhangi bir sorun yaşanmaz,<br />

aşılanma tamamlanır ise sınıf içi eğitimin devam<br />

edeceğine inanıyoruz.<br />

Londra hayatı bu yaştaki öğrenciler için ne<br />

gibi avantajlar sağlıyor?<br />

Londra hayatının ortaokul ya da lise seviyesindeki<br />

öğrenciler için o yaşta henüz fark etmedikleri bir<br />

maden olduğunu düşünüyorum. Nitekim, Türkiye’de<br />

okuyan yaşıtlarına göre; kültürel, sosyal, dilsel<br />

birçok avantaja sahip oluyorlar. Burada okuyan<br />

çocuklarımızın kendilerini ifade etmede, kişilik<br />

oluşturmada, hayata bakış açılarında büyük farklılıklar<br />

gözlemlemek mümkün diyebilirim. Kişisel ve gelişimsel<br />

konuların yanı sıra; Londra’nın sosyo-kültürel<br />

etkinliklerin (tiyatro, konser, müze) merkezi olması<br />

ve doğal güzellikleri ile park alanlarının fazla olması<br />

da öğrencilerimizin özgür alanlarda çalışmasına<br />

olanak veriyor. Kendi ülkesine, kültürüne, tarihine ve<br />

eğitimine uzaktan bakabilme fırsatı ise öğrencilerin<br />

eleştirel ve analitik düşünebilme yetilerini oldukça<br />

güçlendiriyor. Tabii bunlar benim kişisel gözlemlerim.<br />

Bir de öğrencilerimizden avantaj ve dezavantajları<br />

dinlemek doğru olacaktır. Buna istinaden 13 yaşından<br />

beri Londra’da eğitim alan öğrencilerim Arda ve<br />

Burak’a bu soruyu yönlendirdim;<br />

Arda: Londra’ya ilk geldiğimde beklentilerim<br />

çok daha farklıydı çünkü yurt hayatını hiç<br />

deneyimlememiştim. Bir süre sonra yeni edindiğim<br />

arkadaşlarımın yardımıyla, önce çevreme sonra<br />

da eğitim sistemine alıştım. İstanbul’dan sonra<br />

çok farklı bir şehir olsa da dört sene yaşadıktan ve<br />

eğitim aldıktan sonra burada olmanın büyük bir fark<br />

yarattığını anladım.”<br />

Burak: “Hiç İngilizce bilmeden çıkmış olduğum bu yol<br />

ilk etapta ürkütücü gelmiş olsa da geldiğim konumdan<br />

ve edindiğim tüm bireysel tecrübelerden oldukça<br />

memnun ve gururluyum. Elbette dünden bugüne,<br />

ailemden uzak kalarak Londra’da eğitimime devam<br />

ederken birçok sıkıntı ile yüzleşmiş olsam da kişisel<br />

gelişimim ve eğitimim için yapılan ve geleceğe yönelik<br />

olan bu fedakâr yatırımımın şimdiden büyük bir fark<br />

yarattığını rahatlıkla söyleyebilirim.”<br />

Sizce Türk öğrencilerin ortaokul ya da<br />

liseyi İngiltere’de okumalarının avantajları<br />

nelerdir? Sizin bu yöndeki olumu / olumsuz<br />

gözlemlerinizden faydalanmak isteriz.<br />

Türk eğitim sisteminden gelip Londra’da eğitim<br />

hayatına devam eden bir öğretmen olarak, Birleşik<br />

Krallık’ta alınan ortaokul ve lise eğitiminin oldukça<br />

avantajlı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.<br />

Öncelikle, İngiliz eğitim sisteminin sunduğu geniş<br />

konu ve ders yelpazesi öğrencilerin hedeflerine<br />

ilerlerken, istedikleri konuya odaklanmalarına olanak<br />

tanımaktadır. Dolayısıyla bu, öğrenciye büyük bir<br />

özgürlük alanı sunmaktadır. Türkiye’de en iyi okullarda<br />

da eğitim alınıyor olsa, öğrenilen yabancı dillerin<br />

kullanım alanı açısından yetersiz olabilmesi nedeniyle,<br />

yabancı dilin ana dil olarak kullanıldığı bir ülkede<br />

eğitim almak, öğrenciye tüm eğitim hayatı boyunca<br />

rahatlık sağlayacaktır. Birleşik Krallık’ta küçük<br />

yaştan itibaren okuyan öğrencilerin; kendilerini ifade<br />

etmede zorlanmadıkları, farklı kültürlerle kolaylıkla<br />

iletişimde bulundukları, dil bariyerine takılmadıkları,<br />

gidecekleri yönleri büyük bir baskı altında olmadan<br />

belirlemeleri ve halihazırda kendilerine bir referans<br />

portföyü oluşturduklarını da söyleyebilirim. Yaparak<br />

yaşayarak öğrenmenin üzerinde fazlasıyla durulduğu<br />

bir eğitim sisteminde çocuklarımızın hayal dünyalarına<br />

emanet edilen her bir konu, olağanüstü sonuçlar<br />

verebiliyor. Denizaşırı ülkelerden gelecek öğrencilere<br />

nazaran, Birleşik Krallık’ta ortaokul ve lise eğitimi<br />

gören öğrencilerin üniversite yerleşmelerinde de<br />

öncelikli değerlendirilmesi büyük bir avantaj olarak<br />

gösterilebilir. Örneğin; Tıp Fakültesine hazırlanan<br />

bir öğrenci, henüz lisedeyken NHS (National Health<br />

Services) sisteminde staj yapıyor ve üniversiteye<br />

kabul alması itibariyle de sistemi ve kullanılan tıp<br />

İngilizcesine hâkim olduğu için baskı altında olmadan<br />

eğitim hayatına devam edebiliyor. Bu durum;<br />

Mühendislik, Finans, Beşerî Bilimler, Matematik ve<br />

Doğal Bilimler için de geçerlidir.<br />

NYX<br />

191


Kedim<br />

için<br />

Patili Köşe<br />

SEVİL BALABAN<br />

Hayvan Hakları Gönüllüsü<br />

sevil.balaban@nyxmag.com<br />

hangi<br />

kumu<br />

seçmeliyim<br />

Evlerimizin birer ferdi haline gelen evcil<br />

hayvanlarımızın refahı hepimiz için çok<br />

önemlidir elbette. Eğer evimizi bir kediye<br />

açıyor, onu ailemizin bir üyesi yapıyorsak,<br />

onun yeme – içmesinin yanı sıra yatak<br />

ve tuvalet ihtiyaçlarını da göz önünde<br />

bulundurmamız gerek.<br />

Evimiz bahçeli değilse, kedilerimizin tuvalet ihtiyacı<br />

zaman zaman sorun oluyor. Koku probleminin yanı sıra<br />

kum taneciklerinin evin her tarafına taşınması sonucu<br />

temizlik problemi de yaşayabiliyoruz.<br />

Hem minik dostlarımız için hem de kendi sağlığımız için<br />

doğru kedi kumunu seçmek ve düzenli olarak temizlemek<br />

oldukça önemli. Bunun için de kumda hangi özellikleri<br />

aramamız gerektiğini iyi bilmemiz gerekiyor.<br />

Bu sayımızda size uygun kumu seçebilmeniz için bazı<br />

ipuçlarından bahsedeceğiz ve piyasada bulabileceğiniz<br />

kedi kumlarından örnekler vereceğiz.<br />

Başlamadan önce belirtmeliyiz ki; hangi kumu seçersek<br />

seçelim, kedi tuvaletini sık sık temizlememiz çok önemli.<br />

Sonuçta kediler temiz hayvanlardır değil mi?<br />

NYX<br />

192


Patili Köşe<br />

Silica (Kristal) Kedi Kumu<br />

Kullanımı en kolay kedi kumu çeşitlerindendir. Özellikle evde<br />

tek olan kediler için oldukça avantajlıdır. Silika kedi kumu silika<br />

adındaki jel bir maddeden üretilmektedir. Yüksek nem alma<br />

özelliğine sahiptir. Bu madde kedi kumunun arasına karıştırılır.<br />

Kumun arasında gördüğünüz koyu mavi renkteki parçacıklar, silika<br />

maddesidir. İşte bu küçük parçacıklar, kumun ıslaklığını yok ederek<br />

koku oluşumunu da engellemektedir.<br />

Olumlu Yönleri:<br />

Düzenli değiştirildiğinde gerçekten de koku<br />

sorunu önlenmiş olur.<br />

Taneleri büyük olduğu için toz problemi oluşmaz.<br />

Evin diğer yerlerine çok daha az taşınırlar.<br />

Normal kumlardan çok daha hafif olduğu için<br />

taşıması ve muhafaza etmesi çok kolaydır.<br />

Olumsuz Yönleri:<br />

Fiyatı, normal kum ve topaklaşan kuma göre biraz<br />

daha fazladır. Bu dezavantajı bertaraf etmek için<br />

indirim kampanyalarını takip edebilirsiniz.<br />

Yavru kediler oyuncak olarak görebilirler ve kumu,<br />

tuvaletlerini yapacakları yer olarak algılamakta<br />

zorlanırlar, bu durum tuvalet eğitiminin uzun<br />

sürmesine neden olabilir.<br />

Bentonit Kedi Kumu<br />

Tamamen doğal ürünlerden elde edilen bir kedi kumu çeşididir. Yüksek sıvı emme kapasitesi ile kötü kokuları<br />

hapseder. Bentonit kumlar kil bazlıdır, topaklanma özellikleri sayesinde kumu temiz ve hijyenik tutmak diğer<br />

kum çeşitlerine göre çok kolay olur. Tabii bunun için iyi bir kedi kumu küreğine ihtiyacınız olacak.<br />

Kedinizin astım, solunum yolu hastalıkları ya da alerji gibi problemleri yoksa kokulu ya da kokusuz dilediğiniz<br />

bentonit kedi kumunu seçebilirsiniz. Topaklaşan ve topaklaşmayan olarak iki çeşit bentonit kum vardır.<br />

Topaklaşmayan Kumlar<br />

Olumlu Yönleri:<br />

Kedilerin doğal ortamlarında kullandıkları toprağa<br />

en yakın olan kum çeşididir. Dolayısıyla kedinizin<br />

reddetmesi veya kullanmaması ihtimalinden<br />

korkmanıza gerek kalmıyor.<br />

Fiyat olarak daha uygundurlar.<br />

Olumsuz Yönleri:<br />

Çok fazla toz çıkartırlar. Gerek kedileriniz<br />

kazırken, gerek siz temizlerken çıkan toz<br />

kedinizin ve sizin sağlığınıza zarar verebilir.<br />

Ayrıca evin diğer yerlerine taşınmaları da<br />

temizlik ve hijyen sorunu yaratabilir.<br />

Topaklaşmadığı için idrar kum kabının dibinde<br />

çamur oluşturabilir. Bu çamur nedeniyle, çok<br />

ağır koku oluşur. Fiyatı uygun olduğu için kısa<br />

aralıklarla tüm kumu değiştirerek bu kokunun<br />

önüne geçebilirsiniz.<br />

Topaklaşan Kumlar<br />

Olumlu Yönleri:<br />

İdrarla topaklaşır ve topaklar kokuyu hapseder.<br />

Sık yapılan kedi tuvaleti temizliği ile koku<br />

sorununu tamamen çözebilirsiniz. Her markanın<br />

topaklaşma oranı, sıkılığı birbirinden farklı<br />

olduğu için kendinize uygun olanı bulabilmek<br />

için denemeler yapmanız gerekecektir.<br />

Olumsuz Yönleri:<br />

Tozlanma oranı topaklaşmayan kumlarla aynı<br />

olduğu için temizlik ve sağlık konusunda aynı<br />

sorunları bunda da yaşayabilirsiniz.<br />

NYX<br />

193


Çam Peleti Kedi Kumu<br />

Tamamen çam talaşından oluşan doğal kedi kumu çeşididir.<br />

Sıvıyı ve kokuyu içine hapsederek dışarıya kötü kokunun<br />

yayılmasını önler. Kedilerde oluşacak idrar yolu enfeksiyonların<br />

da oluşumunu engeller. Çam peleti sıvı ile temas ettiğinde toz<br />

haline gelir. Süzgeçli bir kedi tuvaleti seçmeniz şart bu kumu<br />

kullanacaksanız. Toz haline gelen kumu eleyebilmek için kum<br />

kabını günde birkaç defa çalkalamanız yeterli olacaktır.<br />

Tozlaşan kumun yerine yenisini ekleyerek devam edebilirsiniz.<br />

Olumlu Yönleri:<br />

İçerisinde diğer kumlar gibi kimyasal içermediği,<br />

doğal malzemeden üretildiği için gönül rahatlığıyla<br />

kullanabilirsiniz.<br />

Çam peleti kedi kumunun en güzel özelliği, mis<br />

gibi çam kokması. Gerçekten de koku sorunu<br />

neredeyse sıfıra iniyor.<br />

Talaş olduğu için çok hafiftir. Normal kum<br />

kullananlar bilirler ki koca kum poşetlerini<br />

taşımak zordur.<br />

Olumsuz Yönleri:<br />

Fiyatı maalesef ki diğer kumlara oranla oldukça<br />

yüksek. Hele ki birden fazla kedili bir evde ciddi<br />

bir maliyet getirecektir.<br />

Tozlaşan çam peletini düzenli temizlemez, kum<br />

kabında birikmesine izin verirseniz, evinizi<br />

sarı çam tozunun sarmasına hazır olun. Bunun<br />

önüne geçebilmek için mümkün olduğu kadar sık<br />

temizlemeniz ve biriken tozu atmanız gerekir.<br />

kedi kumu önerileri:<br />

Pro Line Elma Kokulu Silika Kristal Kedi Kumu<br />

Sıvıyı birkaç dakika içinde emerek tamamen içine alır. Bakteri oluşumunu ve kokuyu<br />

engelleyerek maksimum hijyenik ortamı sağlar. Pro Line tamamen doğal olan Silica<br />

kumundan üretilmiş olup hiçbir zararlı maddeyi içermez. Çevreye zararı yoktur,<br />

tabiatta doğal olarak çözülür.<br />

7600 ml: 122,83 TL / n11<br />

Trendline Tozsuz Silika Kristal Kedi Kumu<br />

Yüksek derecede idrar absorbe edebilme kapasitesine sahiptir. İçerisinde bulunan<br />

mavi kristaller sayesinde kokuları nötralize edebilir ve bakteri oluşumunu önler<br />

Çevre dostudur, alerji yapmaz. Doğal bir üründür, toksik madde içermez. Kedinizin<br />

patilerine yapışmaz ve tırnak aralarına dolmaz. Toz oluşturmaz.<br />

3 x 3600 ml: 175 TL / n11<br />

Fresh Magic Silika Kristal Kedi Kumu<br />

Yüksek emicilik ve kokuyu hapsetme kabiliyetine sahiptir. Mavi renkte koku absorbe<br />

eden kristallerle zenginleştirilmiştir. Kolay temizlenir, topaklanmaz. Kokuları<br />

tamamen nötralize eder. Sıvıyı hızla emer. Mikrop üremesine fırsat vermez.<br />

3800 ml: 27,5 TL / n11<br />

Listede adı geçen kedi kumuı fiyatları belirtilen internet sitelerindeki 29 Haziran 2021 tarihli satış fiyatlarıdır.<br />

Markalar ya da kedi kumu satışını yapan internet siteleri fiyatlarda değişiklik yapabilir.<br />

NYX<br />

194


Patili Köşe<br />

FELES Ultra Light Topaklanan Kedi Kumu<br />

Feles kedi kumu, ekstra topaklanma ve sıvı hapsetme kapasitesine, karbonlu kedi<br />

kumudur. İçi boşaltılmış tanecikleri sayesinde ultra hafiftir ve daha fazla sıvı emer.<br />

% 99,9 oranında tozdan arındırılmış kedi kumudur.<br />

8 L: 41,27 TL / Trendyol<br />

PisyCat Sabunlu Tozsuz Topaklaşan İnce Kedi Kumu<br />

PisyCat kedi kumları bentonit madeninin işlenmesi ile elde edilmiştir. Hızlı<br />

topaklaşır koku yapmaz. Farklı aromalarda aynı kalınlıkta diğer PisyCat kedi<br />

kumlarını tercih edebilirsiniz. Kötü kokuları doğal bir şekilde giderir ve kediniz için<br />

hijyenik, güvenli bir ortam oluşturur.<br />

5 Lt: 19,80 TL / Petburada.com<br />

Micho Aktif Karbonlu Marsilya Sabunlu Topaklanan Kedi Kumu<br />

Aktif Karbonlu Topaklanan Kedi Kumu, Aktif karbonlu formülü sayesinde kötü<br />

kokuları gidermede ekstra güçlü etkiye sahiptir. Tamamen doğal bir ürün olup,<br />

içerisinde kediniz için zararlı olabilecek hiçbir toksik madde içermez. Yüksek sıvı<br />

emme kabiliyetine sahiptir ve bu yüksek sıvı emme kapasitesi hızlı topaklaşma<br />

sağlar. Sıvıyı kısa sürede emerek hapseder, bakteri oluşumuna izin vermez.<br />

3 x 6 Lt: 80 TL / Temizmama.com<br />

Oskaryum Çam Peleti Kedi Kumu<br />

Selüloz pelleti, Ham selülozdan oluşmaktadır ve en yüksek emiş gücüne sahip<br />

kısmının pelletlenip sıkıştırılarak elde edilir.Sadece selülozdan oluşan tamamen<br />

doğaldır ve ağaç pelletlerine göre yüksek emiciliğe ve hızlı absorvasyona sahiptir.<br />

Bu ürün dışkıyı kurutur ve bakteri oluşumunu engeller.<br />

20 Lt: 29,90 TL / Hepsiburada.com<br />

Patiderm Çam Pellet Kedi Kumu<br />

Yüksek derecede idrar absorbe edebilme kapasitesine sahiptir. Kokuları nötralize<br />

edebilme özelliği yüksektir. Toksikasyona neden olmayan çam tanecikleri doğaldır<br />

Taşınma ve kullanımı pratiktir. İnsanlar için alerjik değildir. Bakterilerin üremesini<br />

önler.<br />

15 kg: 115 TL / n11.com<br />

Listede adı geçen kedi kumuı fiyatları belirtilen internet sitelerindeki 29 Haziran 2021 tarihli satış fiyatlarıdır.<br />

Markalar ya da kedi kumu satışını yapan internet siteleri fiyatlarda değişiklik yapabilir.<br />

NYX<br />

195


Tuna Arman<br />

Oyuncu / Hayvan Korumacı<br />

Röportaj: Sevil Balaban / sevil.balaban@nyxmag.com<br />

Tuna Arman ilk olarak 1980 yılında tiyatroya adım attı. AÇOK adlı grupta tiyatroya başlayan Arman, 1982<br />

yılında TES Şan Tiyatrosu'nda eğitim alıp,1984 yılında İstanbul Belediye Tiyatrosu'na başladı.<br />

Oynadığı çok sayıda dizinin arasında onu en çok Çiçek Taksi dizisinde Manolya karakteri olarak hatırlıyoruz.<br />

Uzun yıllardır sokak hayvanlarının hakları için mücadele veren Tuna Arman evinde 14 engelli hayvanın da<br />

bakımını üstlenmiş.<br />

2011 yılında engelli hayvanların varlığına dikkat çekmek amacıyla, radyo programcısı ve hayvan hakları<br />

aktivisti Tolga Öztorun ve fotoğrafçı Ateş Kantürk ile birlikte "Farkında mısın?" projesini gerçekleştirmişti.<br />

Engelli bir hayvanla fotoğraflanan ünlülerin de makyaj veya fotoğraf müdahalesiyle engelli gibi gösterildiği<br />

projeye Hayko Cepkin, Buket Uzuner, Tan Sağtürk, Seyhan Erdağ, Aydan Şener ve Bedri Baykam gibi isimler<br />

destek vermişti.<br />

Sevilen oyuncu ile can dostlarımızı konuştuk.<br />

NYX<br />

196


Röportaj<br />

Hayvanlar daha vicdanlı,<br />

daha saf ve sade. Hele engelli<br />

olanlar çok başka bir dünya...<br />

Sizi rol aldığınız dizilerden tanıyoruz.<br />

Mesleğiniz oyunculuk. Bir yandan da<br />

aktif bir hayvan hakları savunucusu<br />

olarak yoğun bir tempo içindesiniz.<br />

Hayvanlara olan ilginiz ne zaman<br />

başladı?<br />

Hatırlıyor olmam inanılmaz gibi gelebilir ama 1,5<br />

yaşındaydım köpekle tanıştığımda. Babam bir<br />

subaydı ve görevi nedeniyle Sapanca’da yaşıyorduk.<br />

2 katlı sari bir ev hatırlıyorum. Üst katında biz<br />

oturuyorduk, alt katta oturan ev sahiplerimizin<br />

köpekleri vardı. İlk yakınlaştığım hayvanlar o<br />

köpeklerdi. Yıllar sonra gittim, buldum o evi.<br />

Merdivende oturup, köpeklerle beraber patates<br />

haşlaması yediğim anları hatırladım gözlerimi<br />

kapatıp.<br />

İlk hayvan sahiphenme deneyiminizi<br />

anlatabilir misiniz?<br />

Çocukluğumdan beri sokakta yaşayan tüm<br />

hayvanlar benimdi zaten. Yani kendimi bildim<br />

bileli varlar hayatımda. O yüzden “İlk buydu”<br />

diyemiyorum. Çocukken yolumun kesiştiği bütün<br />

hayvanlar benim zannediyordum. Hala öyle<br />

sanıyorum gerçi.<br />

Evinizde kaç patili dostunuz var? Bize<br />

biraz onların hikayelerini anlatabilir<br />

misiniz?<br />

3 köpeğim var. Doğuştan görme engelli oğlum<br />

Toprak ve yaşadığı göz rahatsızlığından dolayı<br />

göremeyen Safiye kızım ve kendi dışında herkes<br />

engelli olduğu için evi idare etmeye çalışan oğlum<br />

Rüzgar. 9 kedim var. 8 tanesi engelli. En yaşlısı 13<br />

yaşında.En gençleri 7 aylık.<br />

Gidenlerimiz oldu, melek olanlarımız oldu. Şu an 12<br />

çocuk var.<br />

NYX<br />

197


Röportaj<br />

“Farkında mısın?” projesi için sanat dünyasından<br />

arkadaşlarım ve birçok veterinerle ortak çalışmalar yaptık<br />

ve en önemlisi engelli hayvanların farkına varılmasını<br />

sağladık.<br />

2011 yılında gerçekleştirdiğiniz<br />

“Farkında mısın?” projeniz oldukça ilgi<br />

çekmişti. Şimdilerde gündeminizde böyle<br />

bir proje var mı?<br />

Ah, keşke olsa keşke… Çok güzel bir projeydi. Bu<br />

projenin fotoğrafları sayesinde ülkede birçok<br />

barınağa 80 ton mama bağışlandı ve çok sayıda<br />

barınak fotoğraflardan takvim yaparak kazanç<br />

sağladı.<br />

Birçok veterinerle ortak çalışmalar yaptık ve en<br />

önemlisi engelli hayvanların farkına varılmasını<br />

sağladık. Sanat dünyasından o kadar çok arkadaşım<br />

destek oldu ki projeye. Hayko Cepkin, Buket Uzuner,<br />

Tan Sağtürk, Seyhan Erdağ, Aydan Şener ve Bedri<br />

Baykam gibi.<br />

Türkiye’de birçok belediye bilbordlarında<br />

fotoğraflarımızı kullanıp, projeyi duyurmamıza katkı<br />

sağladı.<br />

Okullarda seminerler yaptık, fotoğraflar okullarda<br />

sergilendi. Çocukların hayvanlar hakkında<br />

duyarlılıklarının artırılmasında önemli rol oynadı<br />

proje.<br />

NYX<br />

198


Geçtiğimiz günlerde evinizde<br />

baktığınız kedilerden Gülsen’e yürüteç<br />

yaptırmıştınız. Nasıl gelişti süreç? Şimdi<br />

yürütecine adapte olabildi mi?<br />

Evet, küçük kızım Gülsen’e yürüteç yapıldı. Evimizin<br />

son üyeleri Birsen ve Gülsen kardeşler Adana’dan<br />

geldiler. Onlara annemle teyzemin isimlerini<br />

verdim. Doğuştan nörolojik sorunları var. Daha<br />

önce Antakya’dan ailemize katılan Betüş kızım<br />

da nörolojik problemlere sahipti. Onun yürümesi<br />

hepimize umut olunca bu kızları da ailemize dahil<br />

ettik. Kızlar geldi, hemen petfizyoterapist Veteriner<br />

Hekim Ece ablalarına gittik. Maalesef bu kızların<br />

daha ağır bir durumda olduğunu öğrendim. Birsen<br />

tavşan gibi zıplıyor. Ayak üzerinde durabiliyor ama<br />

maalesef Gülsen ayak üstünde duramıyor. Ön patiler<br />

yana açılıyor. Bir umut yürüteç denemek istedim. Hiç<br />

olmazsa yürüteç yardımıyla patisi üzerinde dursun<br />

diye. Henüz başaramadık adım atmayı yürüteçle ama<br />

yapacak eminim, zaman gerek sadece..<br />

Engelli canların bakımının zor olduğunu<br />

düşünüyor insanlar genelde. Sizce de<br />

durum böyle mi?<br />

Zor değil. Emek ve sevgi verdiğiniz sürece onların<br />

engelini görmüyorsunuz. Olmayan yanı neyse, o<br />

oluyorsunuz. Toprak 3 aylıktı, koynuma aldığımda.<br />

12 yıldır hiç görmediği dünyada gözleri oldum onun.<br />

O benim hayata bakış açımı değiştirdi. Her zaman<br />

gülen yüzüyle benim karanlıklar prensim oldu…<br />

Bir hayvanın tuvalet eğitimi bazen aylar bazen yıllar<br />

sürebiliyor ama benim kör oğlum gazeteye yapmayı<br />

1 haftada öğrendi. Merdiven inip çıkmayı 2 ayda<br />

öğrettim ona. Artık yalnız da inip çıkabiliyor.<br />

3 patili kedim Köpüş, olmayan koluyla 10 yıldır kuma<br />

yaptığı tuvaletini kapatmaya çalışır.<br />

Hayvanlar daha vicdanlı, daha saf ve sade… Hele<br />

engelli olanlar çok başka bir dünya. Onlara adım<br />

attırabiliyorsanız, sizden mutlusu olmuyor.<br />

Mamasına uzandığında dengesini kaybedip takla<br />

atan Betüş kızım artık düşmeden 50 adım atabiliyor.<br />

Ben onların iyi olmasıyla iyileşiyorum. Hayata<br />

bağlanacak büyük bir nedenim oluyor. Onlara<br />

sarılmak bambaşka çünkü. Kim olduğumu, ne iş<br />

yaptığımı bilmeden beni BEN olarak seviyorlar.<br />

İmkan olarak değil İnsan olarak görüyorlar.<br />

Maalesef insanlar onlar gibi değil…<br />

NYX<br />

199


en bir<br />

SOKAK KEDİSİYİM<br />

Benim bir adım yok.<br />

Daha doğrusu tek bir ismim yok.<br />

Herkes farklı bir isimle sesleniyor bana. Çünkü ben bir sokak kedisiyim.<br />

Şu sıralar ismim Pamuk. Kedi dilinde “gök bakışlı, mahzun gözlü prenses” demek.<br />

Beni götürdükleri bir veteriner 4-5 yaşlarında olduğumu söylemişti. Ama sadece 2 yaz 2 kış geçirdim şimdiye kadar.<br />

Yani olsa olsa 2 yaşındayımdır.<br />

Fakat çok yorgunum, çok üzgünüm, çok mahzunum.<br />

Kedi zamanı ile insan zamanı farklı olduğundan tam olarak ne kadar bilmiyorum, fakat uzun süredir hastayım.<br />

Yiyemiyorum. Ağzımın içinde acıyan bir yerler var. Zayıfladım. Çok zayıfladım.<br />

Yiyecek bulamadığım zamanlar, insanların sık sık girip çıktıkları bir kapının önünde bekliyorum. Orada bekleyince<br />

bazen bana yiyecek yumuşak bir şeyler veriyorlar.<br />

Bir gün yine oturmuş bekliyordum ki, birileri çıktı içerden. “Ah Sevil bak şunun haline” dedi bir adam. “Ona bir şeyler<br />

alalım ". Tekrar içeri girdiler. Geri geldiklerinde elindeki bir paketi açmaya çalışıyordu içlerinden Sevil olanı. Kuytu bir<br />

yere koydular paketi. Misler gibi kokuyordu. Homurdanarak yemeye çalıştım.<br />

"Zavallı ne kadar acıkmış bak nasıl yiyor" dedi Sevil. Oysa yiyemiyordum ki. Homurdanmam canımın acımasındandı.<br />

Anlamadılar tabii, uzaklaştılar yanımdan… Aradan birkaç gün geçti. Ben gittikçe daha da zayıflıyordum. Çünkü hala<br />

yemek yiyemiyordum.<br />

NYX<br />

200


Konuşan Kediler<br />

Bir gün sokaklarda dolaşırken yine o ikisine rastladım.<br />

Bir duvarın dibinde birkaç kediye yemek veriyorlardı.<br />

Hemen yanlarına gittim. Beni tanımaları için dua<br />

ediyordum içimden. Yanıma gelip biraz mama<br />

verdiler. Kuru mamaydı verdikleri. Yemeye çalıştım<br />

ama canım acıdı yine bağırdım, homurdandım. O<br />

zaman fark ettiler bende bir sorun olduğunu. Sütün<br />

içine doğradıkları yumuşamış ekmeklerden verdiler<br />

bana. Doyasıya yedim. Uzun süredir ilk defa karnım<br />

doymuştu. Ertesi gün beni bir yere götürdüler<br />

ve birkaç gün ortalarda görünmediler. Beni bir<br />

kafesin içinde tuttular, bütün çığlıklarıma rağmen<br />

çıkarmadılar dışarıya. Sevil ve Ömer geldi birkaç gün<br />

sonra, konuşurlarken duydum. Ağzımın içinde bir et<br />

parçası büyümüş ve dişlerimle onu ısırıyormuşum<br />

bu yüzdenmiş canımın o kadar çok acıması ve<br />

yiyememem.<br />

Veterinerin yaptıkları yüzünden de canım acımıştı ama<br />

bunu anlatmaya çalıştım beni kutuya koymaya çalışan<br />

ablanın elini ısırarak. Ama nafile….<br />

Ömer bana sürekli " İyi olacaksın ya kızım, onun için ya<br />

bütün bunlar " diyordu. Birkaç gün içinde gerçekten<br />

daha iyi hissetmeye başlamıştım. Bana yumuşak ve<br />

güzel kokulu mamalar veriyorlardı. Ama bir türlü<br />

tam iyileşmiyordu ağzım. İyileşmediği gibi yeniden<br />

acımaya başlamıştı. Beni yine veteriner Fevzi Abi'ye<br />

götürdüler. Aynı tedaviyi uygulayacaklarını söyledi<br />

Fevzi Abi. Ayrıca bu sorunu hallettikten sonra belki<br />

de dişimin birini çekmeleri gerekecekmiş. Ömer<br />

buna çok üzüldü "Nasıl yiyebilecek o zaman" diyerek<br />

endişelendiğini söyledi Sevil’e. Veteriner Fevzi Abi "<br />

Önümüzde uzun bir tatil var. Burada kafeste kapalı<br />

kalmasın siz Cuma günü gelip alın tatilden sonra<br />

tekrar getirirsiniz" dediğinde çok canım sıkıldı. Zaten<br />

Cuma’ya kadar orada kalacak olmam canımı sıkıyordu.<br />

Cuma’ya kadar kaç gün vardı onu bile bilmiyordum<br />

ki…. Bir de tatilden sonra beni tekrar getirmelerini<br />

istiyordu Fevzi Abi. Tatil neydi ki? Yoksa hep mi orada<br />

kalacaktım? Ama bilmedikleri bir şey vardı; ben<br />

özgürlüğüne çok düşkün bir prensestim.<br />

Eve geldiğimizde bana yine güzel mamalar verdiler,<br />

sevdiler okşadılar. Bu durumdan memnundum<br />

aslında fakat yine Fevzi Abi'ye götürülme korkusu<br />

içimi kemirip duruyordu. Kafamdan hesapladım,<br />

günleri saydım ve onlar beni götürmeden kaçtım<br />

oradan. Birkaç gün evi yakında olan Ayten Teyze'nin<br />

bahçesinde kaldım. O da kedilere mama veriyordu.<br />

Beni de sevdi, besledi. Kuru mamalardan yiyemediğimi<br />

fark edince süt verdi. Kardeşi ile konuşuyordu bir<br />

yandan da "Ağzında bir problem var galiba" diyordu<br />

"Bir veterinere götürmek gerek"<br />

Haydaaaa… Her şey yeniden mi başlıyordu yoksa?<br />

Korkularım depreşmişti. Derkeennn, bir akşam<br />

sokağın karşısındaki çöp bidonlarının yanında Sevil'in<br />

sesini duydum. Sokaktaki kedilere mama veriyordu.<br />

Özlemiştim onu. Aradan epey zaman geçmişti. Belki<br />

beni veterinere götürmek istediğini unutmuştur<br />

diye düşünüp, hemen yanına koştum. Çok şaşırdı,<br />

sevdi beni. Aynı zamanda da kızdı. "Nerelerdesin sen<br />

yaramaz kız " diye azarladı. Kızarken bile sesi o kadar<br />

tatlıydı ki, beni sevdiğini anlayabiliyordum. Mır mır<br />

mır, sırnaştım ona. Ama, Ayten teyze ile konuştuklarını<br />

duyunca bin pişman oluverdim yanına gittiğime.<br />

Yarın sabah beni yine veterinere götürmeleri<br />

gerektiğini konuşuyorlardı. Sevil gidip beni içine<br />

koydukları kutuyu getirdi. Amaaa çok beklerlerdi,<br />

kutuyu görünce hemen bir ağaca çıktım. Gülüştüler<br />

ve Ayten Teyze "Sen kutuyu bana bırak sabah ben<br />

koyarım içine sen alırsın" dedi. Tabi tahmin edeceğiniz<br />

gibi, ben sabah ortalarda yoktum. İzin verir miydim hiç<br />

beni yine oraya götürmelerine!!!<br />

Aldım başımı gittim mama kokularının ardından Başka<br />

bir ev buldum bahçesinde birçok kedi olan. Onlar<br />

da beni sevdiler ve mama verdiler. Kuru mamayı<br />

yiyemedim tabi çünkü ağzımın içindeki o yer yine<br />

çok acıyordu. Ama o evi sevmiştim büyük bir bahçesi<br />

ve gölgesinde uyuyabileceğim ağaçları vardı. Sabah<br />

olduğunda ne olduğunu anlayamadan kendimi yine bir<br />

kutunun içinde buldum. Bu sefer sığındığım bu yeni<br />

evdeki ablalar beni bir yere götürüyorlardı.<br />

Tabii ki yine bir veterinere gittik. Veteriner her bir<br />

tarafımı elledikten sonra " Dişini almamız gerek "<br />

dedi Haydiiiiii yine başlamıştı kafes hapsi günlerim.<br />

Birkaç insan günü olduğunu tahmin ettiğim bir süre<br />

sonra ablalar beni almaya geldiler. Veteriner abla<br />

iyi olduğumu ama bir süre daha yaş mama yemem<br />

gerektiğini söyledi. Yine kutuya kondum ve ben<br />

o ablaların evine gideceğimizi düşünürken Ayten<br />

Teyze'nin bahçesine vardık. Sevil de oradaydı.<br />

Konuşmalarından anladığım kadarı ile merak<br />

ettikleri için bütün mahallede kapı kapı aramışlar<br />

beni. Sonunda o ablalarla konuşmuşlar ve durumu<br />

öğrenmişler. O güzel ablalar evde birçok kedi ve<br />

köpek besledikleri için benim bakımımı yeniden Ayten<br />

Teyze ve Sevil üstlenecekmiş. Şimdi Sevil ve Ömer'in<br />

balkonundayım. Kendimi daha iyi hissediyorum. Bir<br />

dişim eksik ama artık canım eskisi kadar yanmıyor<br />

Daha rahat yiyebiliyorum.<br />

Sevil'i, Ömer'i ve Ayten Teyze'yi çok seviyor olsam<br />

da ben özgür ruhlu bir kediyim. Şimdilik onları<br />

üzmemek için buradayım ama yarın için söz veremem.<br />

Fakat biliyorum ki her nereye gidersem gideyim,<br />

döndüğümde yine prensesler gibi karşılanacağım ve<br />

çok sevileceğim. O yüzden keyfini çıkarıyorum bu<br />

durumun.<br />

Taaaa ki kafama esip bir yerlere gitmeye karar verene<br />

kadar buralardayım.<br />

Hoşçakalın .<br />

NYX<br />

201


temiz,<br />

saf ve<br />

masum<br />

Renklerin<br />

Öyküsü<br />

EMİNE AKCA<br />

emine.akca@nyxmag.com<br />

Beyaz denince ilk olarak aklıma ''kar” gelir,<br />

''ay'' gelir, ''bulutlar'' gelir. Görülebilir dalga<br />

boylarındaki tüm renkleri kapsayan renktir.<br />

Eskiden ışığın rengi olduğu düşünülürken,<br />

Newton aslında beyazın tüm renklerin bir<br />

birleşimi olduğunu kanıtlamıştır.<br />

Saflık, duruluk ve masumiyetin rengi beyaz aynı zamanda<br />

barışı da simgeler.<br />

Renkler arasında denge unsurudur. Herhangi bir rengin içine<br />

beyaz kattığınızda o rengin keskinliğini azaltır, tonunu açar.<br />

Ortama ışığı yansıtır ve ferahlık kazandırarak enerji verir.<br />

Dekorasyonda küçük alanların daha büyük görünmesini<br />

sağlamak için beyaz tasarlanması tavsiye edilir.<br />

Bozulmamış, değerini kaybetmemiş ve kutsal sayılan<br />

kavramlar beyaz renk ile temsil edilir. Müslümanların Hac<br />

sırasında beyaz ihram giymeleri de bunun örneklerinden<br />

sayılabilir.<br />

Beyaz gerçek anlamda temizlik ve hijyenin de rengidir.<br />

Eczanelerin, hastanelerin ve ilaç firmalarının ilk olarak tercih<br />

ettikleri renktir. Doktorların beyaz önlükleri de bu etkisinden<br />

yola çıkılarak tasarlanmıştır.<br />

NYX<br />

202


Renee Zellweger<br />

Armani 2020<br />

Kendall Jenner<br />

Sokak Stili<br />

Prenses Diana / Elizabeth ve David Emanuel 1981<br />

Masumiyeti, temizliği, saflığı temsil etmesi nedeniyle<br />

gelinlerin beyaz giyme geleneğinde etkili oldu.<br />

Gelinlerin beyaz rengi tercih etmesinin hikayesi eski<br />

Mısır'a kadar uzanıyor. Yaklaşık 4 bin yıl önce, eski<br />

Mısır'da gelinler, üzerlerine keten kumaştan dikilen kat<br />

kat pileli beyaz elbiseler giyerdi. Eski Yunan'da beyaz<br />

renk kutlamayı temsil ettiği için gelinler, evlenme<br />

töreni için beyaz kıyafetler giyerdi. Evlenirken beyaz<br />

kıyafet giydiği kayıtlara geçen ilk gelin, 1499 yılında<br />

12. Lois ile evlenen İngiltereli Anne oldu. Sonraları<br />

Avrupa genelinde gelinlerin beyaz giymesi yaygınlaştı.<br />

Osmanlı hanedanında ise evlenirken gelinlik için<br />

beyazı tercih eden ilk kişi 1898 yılında evlenen Sultan<br />

2. Abdülhamid'in kızı Nâime Sultan'dır.<br />

Yeni bir hayata başlamaya karar verenler, yeni bir yol<br />

çizenler hep beyaz sayfa açmaktan bahsetmezler mi?<br />

Beyazın insan psikolojisinde yeni başlangıçları temsil<br />

eden böyle bir etkisi de vardır.<br />

Beyaz, düşüncelerimizi, duygularımızı ve nihayetinde<br />

ruhumuzu bütünüyle temizlerken ve arındırırken, tüm<br />

enerji sistemimizi ferahlatır ve güçlendirir.<br />

Beyaz o kadar uyumlu bir renktir ki yanına hangi rengi<br />

alsa mutluluğu yansıtır.<br />

Marilyn Monroe / Beyaz elbiseli ikonik pozu<br />

NYX<br />

203


12'den<br />

sonra<br />

Nuh’un<br />

Gemisi<br />

Zamanın tufanından<br />

geriye kalan filmler,<br />

müzikler, şiirler<br />

NUH CEBECİ<br />

nuh.cebeci@nyxmag.com<br />

müzik<br />

ve film<br />

Yaşı yetenler iyi bilir; çok eskiden daha sadece<br />

tek bir siyah-beyaz TV kanalı varken… O<br />

da devlet kanalı olduğu halde tarafsız yayın<br />

yaparken ve sanat-kültür programlarına<br />

da fazlasıyla yer verirken, Hikmet Şimşek<br />

yönetiminde Pazar Konserleri olurdu… Hatta<br />

TRT1 bununla da yetinmezdi, hafta içi bazı<br />

akşamlar da 5’er dakikalık Minik Konserler yayınlanırdı…<br />

İşte o zamanlardan girdi içime Klasik Müzik virüsü… Gerçi<br />

rahmetli babamın amatör bir Klasik Türk Müziği kemanisi<br />

olmasının da kuşkusuz etkisi vardı; fakat sanatın, kültürün<br />

yüceldiği, aydınlanmanın son dönemlerine yetişmiş olmamın<br />

da bunda çok büyük katkısı oldu.<br />

Üniversite ve sonrası dönemlerde, herkesin buluşma noktası<br />

olan Taksim AKM’de cuma akşamları ve cumartesi sabahları<br />

arkadaşlarımızla İDSO konserlerini izlemek, daha sonrasında<br />

İstanbul Festivali derken… Klasik müzik artık sadece zevkle<br />

dinlemenin ötesinde ufak ufak anladığımız, yorum yaptığımız<br />

ve üzerine tartıştığımız bir uzmanlık alanımız haline de geldi.<br />

İyi ki de geldi…<br />

NYX<br />

204


Nuh’un Gemisi<br />

Klasik müziğe genellikle Vivaldi’nin Dört Mevsim’i<br />

ile başlanır☺ Barok çağın en büyük bestecilerinden<br />

Antonio Vivaldi’nin, toplam 12 bölümden oluşan ve<br />

3’er bölümlük dört mevsimi niteleyen konçertosu,<br />

sağlam melodik yapısı ve dinleyenlere hissettirdiği<br />

kuş cıvıltısından yağmura, fırtınadan yaz sıcağına<br />

kadar pek çok duygu sayesinde, belki de en çok<br />

dinlenen klasik müzik eserlerinden biri oldu. ‘Kızıl<br />

Papaz’ın bu eseri, aynı zamanda konçerto formunun<br />

da ilk ve en sağlam örneklerinden biridir.<br />

Bundan sonra genellikle Mozart ve Beethoven’ın<br />

en popüler eserlerine geçilir… Mozart’ın Rondo<br />

Allaturca’sı, Küçük Bir Gece Müziği, 40. Senfonisinin<br />

girişi, 21. Piyano konçertosu veya Beethoven’ın<br />

o meşhur 5. ve 9. senfonileri, Ayışığı Sonatı gibi<br />

ölümsüz eserlerinin, klasik müzikle pek de haşır neşir<br />

olmayanların bile hafızalarında yeri vardır.<br />

Baroktan klasik döneme, klasik dönemden de<br />

romantik döneme geçtikçe (yukarıdaki örnekler<br />

üzerinden gidecek olursam, zaman sırasıyla Vivaldi –<br />

Mozart – Beethoven), enstrümanların çeşitlenmesi,<br />

orkestranın büyümesi ve dönemlerinin ruhuna uygun<br />

olarak müzikal ifade biçimlerinin genişlemesi, bu<br />

bestecilerin eserlerinde kendini fazlasıyla belli eder.<br />

Müziği sadece ‘hoşça zaman geçirme’, ‘dinlendirme’<br />

amaçlarıyla değil de bir sanat formu olarak görüp<br />

‘anlamaya / hissetmeye çalışan’ kulaklar için klasik<br />

müzik aslında o kadar çok zenginliği içinde barındırır<br />

ki… Aşkı, neşeyi, doğa sevgisini, yalnızlığı, Tanrı<br />

inancını, ölümü, matemi, savaşı, kahramanlığı…<br />

Aslında tüm sanatçılar belki de anlaşılmayı değil de<br />

‘hissedilmeyi’ isterler. Sanatın da zaten işlevi ‘neyi’<br />

anlattığından ziyade ‘nasıl’ anlattığı değil midir?<br />

İşte bu anlatım biçimlerinin teknikleri sanatçıları<br />

ilgilendirse bile, bu ifadelerin ruhumuzdaki duygusal<br />

kodlara nasıl karşılık geldiği bizim beğenimizin,<br />

hissiyatımızın tezahürüdür… Rivayete göre,<br />

Beethoven bir keresinde, kendisinin çaldığı bir<br />

piyano eserini dinleyen bir kadının ‘üstat, eserinizi<br />

dinledim, evet beğendim, ama anlamadım’ demesi<br />

üzerine ‘anlamaya çalışmayın’ diyerek aynı eseri bir<br />

kez daha çalar ve ‘şimdi müziği hissettiniz mi’ diye<br />

sorar. Kadının ‘evet, kesinlikle’ demesi üzerine de<br />

‘işte benim istediğim de bu’ der.<br />

Vivaldi, Mozart ve Beethoven’ın popüler<br />

eserlerinden keyif alıp daha da derine inmek<br />

isteyenlerin önünde çok daha büyük bir kapı açılır…<br />

İşte bu kapının arkası bir cennet bahçesi gibidir.<br />

Başlarda, çoğunlukla daha görkemli orkestra<br />

eserlerine duyulan ilgi, yavaş yavaş Oda Müziği<br />

eserlerine de kayar. Bale müzikleri, opera uvertürleri<br />

ve aryalar da devreye girer… Bu döneme ise artık,<br />

Ustalık Dönemi diyoruz Klasik müziğin iyice<br />

hissedilmeye başlandığı, tek tek enstrümanların<br />

partisyonlarının takip edilebildiği, besteciler ve<br />

dönemleri, akımları hakkında fikir yürütülebilen, en<br />

keyifli dönemdir bu…<br />

Barok öncesinden Boccherini, Pachelbel,<br />

Monteverdi… Barok dönemden Vivaldi, Haendel<br />

ve en büyük besteci Bach… Klasik dönemden<br />

Haydn, Mozart ve Beethoven’ın ilk dönem eserleri…<br />

Romantik dönemden Beethoven, Schubert (oda<br />

müziğinin bir numarası), Chopin, Çaykovski, Brahms,<br />

Dvorak… Opera bestecilerinden Verdi ve Rossini…<br />

Daha yakın zamandan Debussy, Ravel, Rachmaninof<br />

ve Shostakovich… ve daha niceleri. Klasik müzikle<br />

henüz daha haşır neşir olamayanlar, en azından<br />

Youtube’da ‘Best of’ diye taradıklarında çok keyifli,<br />

çok renkli, kocaman bir dünyanın onları beklediğini<br />

bilsinler…<br />

NYX<br />

205


7. SANATTA KLASİK MÜZİK<br />

Klasik müziğe giriş için en güzel yöntemlerden biri de belki klasik müzikle, bestecilerle, hayatlarıyla ilgili filmler…<br />

Çoğu, dönemlerinin birer Jim Morrison’ı, Eric Clapton’ı, Miles Davis’i olarak adlandırabileceğimiz, günümüz besteci<br />

ve gruplarına çok büyük ilham kaynağı olan aykırı tipler bunlar… Bu nedenle, onlar hakkında yapılmış kaliteli filmler,<br />

hem sinema hem de müzik keyfi açısından çok doyurucu olabilir…<br />

İşte bu filmlerden bir demet:<br />

Amadeus (Milos Forman’ın muhteşem filmi;<br />

Mozart’ın hayatı, inişleri çıkışları ve Tom Hulce’un<br />

muazzam oyunculuğu)<br />

Ölümsüz Sevgi (Immortal Beloved) Beethoven<br />

hakkına yapılmış filmlerin belki de en iyisi… Huysuz,<br />

kibirli ama dahi Ludwig’in hayatı. Gary Oldman,<br />

Beethoven rolünde muazzam…<br />

Piyanist (The Pianist) Roman Polanski’nin bol ödüllü<br />

unutulmaz filmi… Savaşın acımasızlığı ve müziğin<br />

birleştirici gücü.<br />

Shine (Avustralyalı piyanist David Helfgott’un gerçek<br />

hayat hikayesinden uyarlanmış bir film. Geoffrey<br />

Rush, oyunculuğuyla harikalar yaratıyor)<br />

Dünyanın Tüm Sabahları (Tous les Matins du<br />

Monde) Fransız sinemasının en incelikli filmlerinden<br />

biri, izlemeye doyamayacaksınız.<br />

Son Konser (A Late Quartet) Philip Seymour<br />

Hoffmann’ın olağanüstü oyunculuğu ile öne çıkan çok<br />

başarılı bir film.<br />

Operadaki Hayalet (Phantom of the Opera)<br />

Andrew Lloyd Weber’in muhteşem müzikleri ve<br />

gizemli bir hikaye.<br />

1900 Efsanesi (Cennet Sineması’nın yönetmeni<br />

Tornatore’nin bir başka başyapıtı… Tim Roth’un<br />

harikalar yarattığı film. Orijinal müzikler ise Ennio<br />

Morricone’nin…)<br />

Ve daha pek çoğu... Mesela, Sevgili Öğretmenim (Mr.<br />

Holland’s Opus); Paylaşılamayan Tutkular (Hilary<br />

and Jackie); Piyano (Piano); Paris’te Son Konser (Le<br />

Concert); Ayazda Bir Yürek (Un Coeur en Hiver);<br />

Kolya (Kolja); Kırmızı Keman (Le Violon Rouge); Son<br />

Veda (Okuribito); Güz Sonatı (İsveçli sinema dehası<br />

Ingmar Bergman’ın başyapıtlarından biri)<br />

NYX<br />

206


Nuh’un Gemisi<br />

Hazır klasik müzikle ilgili filmlere başlamışken<br />

belki yine müzik temalı çok güzel filmlerle devam<br />

etmek istersiniz… Bu sıcak yaz aylarında şöyle güzel<br />

müzikle beraber nefis filmler izleyerek derin bir<br />

nefes almak için:<br />

Walk the Line – Büyük ABD’li folk-rock müzisyeni<br />

Johnny Cash’in hayatını anlatan bu nefis filmde, Joker<br />

ile Oscar ödülünü alan Joaquin Phoenix yine harikalar<br />

yaratıyor)<br />

Whiplash – Caz davulcusu olmak isteyen bir gencin,<br />

mükemmeliyetçi ama biraz dengesiz hocasıyla<br />

arasındaki psikolojik – gerilimli ilişkisi… caz müziğine<br />

doyacaksınız.<br />

Aşıklar Şehri (La La Land) – Whiplash gibi yine<br />

Damien Chazelle imzalı bu bol ödüllü filmde, caza,<br />

şarkılara, romantizme doyacaksınız.<br />

Kaldırım Serçesi – Edith Piaf’ın inişli çıkışlı hayatını<br />

anlatan filmde Fransız yıldız Marion Cotillard o sene<br />

bütün ödülleri silip süpürdü.<br />

Blues Brothers – Tüm zamanların en efsane, en<br />

eğlenceli filmlerinden biri… Hala izlemediyseniz çok<br />

şey kaçırmışsınız demektir.<br />

The Wall – Pink Floyd’ın double albümü üzerine Alan<br />

Parker’ın yönettiği muhteşem film…<br />

The Doors – Yine efsane grup The Doors ve grubun<br />

solisti Jim Morrison’u anlatan bir Oliver Stone filmi.<br />

The Doors’un müziklerine doyacağınız çok başarılı bir<br />

film.<br />

… ve yine daha pek çoğu: S/B dönemden Hollywood<br />

filmleri (Singing in the Rain’den The Sound of Music’e,<br />

West Side Story’den My Fair Lady’e kadar…), Chicago,<br />

Cabaret, New York New York, Rocketman, Bohemian<br />

Rhapsody, Mamma Mia, Grease…<br />

Sinema da, müzik de Can’dır… Eğer şimdiye kadar<br />

yeterli zamanı ayıramadığınızı düşünüyorsanız,<br />

haydi bu yaz yeni bir başlangıç yapın… Klasik müziği<br />

keşfedin, sinemaya hayatınızda daha fazla yer verin…<br />

Farkı fark edeceksiniz ☺<br />

All That Jazz – Bob Fosse’un yarı otobiyografik bu<br />

filmi, tüm zamanların en başarılı müzikal yapıtlarından<br />

biridir.<br />

NYX<br />

207


ile<br />

Atölyeden<br />

ileri dönüşüm<br />

SİBEL ÖZER<br />

Upcycle Sanatçısı<br />

sibel.ozer@nyxmag.com<br />

Bir ekosistem olarak ormanlar, yaban yaşamına doğal<br />

habitat sağlar, biyolojik çeşitlilik ve besin döngüsüne hizmet<br />

eder. Yerkürede insan yaşamının devamlılığı için de yaşamsal<br />

öneme sahiptir: oksijen üretir, havayı temizler, erozyonu<br />

önler, toprak ve su varlığını korur. Orman, iklim değişikliğine<br />

karşı verilen savaşın en önemli unsurlarından biridir.<br />

Tüm dünyada ormanlar büyük bir hızla yok oluyor. Doğa<br />

koruma alanlarının tahribatı, yanlış arazi yönetimi gibi<br />

nedenlerle küresel orman varlığı her yıl ortalama 13 milyon<br />

hektar azalmakta.<br />

Orman kaybı, bizim için de üzerinde önemle durulması<br />

gereken bir konu. Türkiye'mizin yaklaşık % 27'si ormanlarla<br />

kaplı. Maalesef, son 10 yılda yaklaşık 68 bin hektar ormanlık<br />

alan çıkan yangınlarda yok oldu; ormanlık alanların maden,<br />

enerji ve turizm gibi faaliyetler için özel teşebbüslerin<br />

kullanımına açılmasıyla da orman varlığımızdaki kayıp<br />

büyük bir ivme kazandı.<br />

Konut inşaatlarında ahşap kullanımının çok yaygın olduğu<br />

ABD gibi ülkelerde, özellikle pandemi sürecinde, artan<br />

müstakil konut ve mobilya talebinde yaşanan büyük artışın<br />

sonucunda kereste ve tomruk tüketimi patlama yaptı.<br />

Ülkemizde de benzer bir durum mevcut.<br />

Bu nedenle gerek dünyada, gerekse ülkemizde konunun<br />

önemi konusunda bireylerde farkındalık yaratılması<br />

artık bir zorunluluk! Ben de bu bilince sahip bir upcycle<br />

sanatçısı olarak, sıkça kullandığım bir malzeme olan ahşapla,<br />

mevcudu koruma ve yeniden gündelik yaşamda kullanıma<br />

sunma amaçlı tasarımlar hedefliyorum.<br />

NYX<br />

208


Atölyeden<br />

Birçok danışanım, geçmişte satın alıp, yıllarca kullandığı ve artık kullanım zevkini yitirdiği ahşap mobilyalar;<br />

yeni bir eve taşınma veya yeni duvar boyası nedeniyle değişim talep ettiği eşya ve aksesuvarlarla ilgili bana neler<br />

yapılabileceğini soruyor. Ahşapta, eskiye yeniden hayat kazandıracak upcycle yöntemleri mevcut:<br />

BOYAMA<br />

Dolap, masa gibi mobilyaların yanısıra, baza ve yataklar için ahşap başlıklara yeni renkler ve çizimlerle farklı bir<br />

boyut getirmek mümkün. Böylesi çalışmalarda, ben mutlaka doğa dostu malzeme, boya ve cilalar kullanıyorum.<br />

Geleneksel süsleme sanatlarımızda kullanılan yakma, boya, nakış, cila, lak, yaldızlama gibi uygulamalardan da<br />

ilham alıyor; kısmen kendi ürettiğim doğa dostu alternatifleri de kullanmaktan memnuniyet duyuyorum. Bu sayede,<br />

sağlık açısından çok hassas olunması gereken beşik, yatak, dolap, oyun parkı gibi bebek ve çocuk mobilyalarında<br />

sağlıklı ve neşeli alternatifler üretilebiliyor.<br />

Geleneksel süsleme<br />

sanatlarımızda<br />

kullanılan yakma,<br />

boya, nakış, cila,<br />

lak, yaldızlama gibi<br />

uygulamalardan da<br />

ilham alıyorum.<br />

NYX<br />

209


Atölyeden<br />

Dünyamıza verdiğimiz zararı azaltmanın yolu, yaşam tarzımız ve<br />

taleplerimizde değişiklikler yapmaktan geçiyor.<br />

Satın alma! Dönüştür!<br />

İnanıyorum ki, sağlıklı, dengeli<br />

bir doğal çevrede yaşamak<br />

hepimizin hakkı, doğayı korumak<br />

da hepimizin görevidir; ve biz<br />

doğayı korudukça doğa da bizi<br />

koruyacaktır.<br />

ESKİTME<br />

Bu yöntem de boyamada olduğu gibi, mevcut bir<br />

ahşap mobilyanın rengini değiştirmeyi temel alır.<br />

Farkı, muhtelif eskitme yöntemleriyle, yeni bir parça<br />

satın almak ya da antika bir ürüne yatırım yapmak<br />

istemeyen danışanların mevcut mobilyalarına, tercih<br />

edilen renk skalasında rustik ve vintage bir görünüm<br />

kazandırmaktadır. Yani, eski havası yaratacak<br />

dokunuşlarla yepyeni bir doku ve tarz yaratılır.<br />

TRANSFER<br />

Danışanın talep ve beğenileri çerçevesinde, hazır<br />

transfer modelleri, biraz vernik ve boya yardımıyla,<br />

mevcut ahşap mobilya ve aksesuvarlar yepyeni<br />

bir görünüme kavuşabilir. Tercih edilen tema<br />

doğrultusunda, eşyalara artdeco ya da doğa içerikli<br />

katkılar ya da hanenin coğrafi özelliği (sayfiye evi,<br />

orman evi, vs) ve mevcut dekorasyonuyla uyumlu<br />

sair içerik uygulamaları yapılabilir.<br />

Dünyamıza verdiğimiz zararı azaltmanın yolu, yaşam tarzımız ve taleplerimizde değişiklikler yapmaktan geçiyor.<br />

Tüketimi makul ölçüde tutarak, elimizdeki malzemeye tekrar işe yarar bir nitelik kazandırmak ve döngüsel<br />

ekolojik sisteme bu şekilde bir katkıda bulunmak benim kullandığım yöntemlerden. "Satın alma! Dönüştür!"<br />

düsturuyla, yukarıda söz ettiğim uygulamaların yanısıra, evlere ya da bahçelere renk ve neşe katacak aksesuarlar,<br />

ahşabı nakış işiyle buluşturarak yepyeni oturma grupları ve tabureler, patili dostlarımız için evde ve bahçede<br />

kullanılabilecek yuva ve kulübeler üretiyorum.<br />

Çünkü inanıyorum ki, sağlıklı, dengeli bir doğal çevrede yaşamak hepimizin hakkı, doğayı korumak da hepimizin<br />

görevidir; ve biz doğayı korudukça doğa da bizi koruyacaktır.<br />

NYX<br />

210


Fridabags<br />

HER TARZA UYGUN<br />

MODERN, RAHAT<br />

Frida Bags by Sibel Özer<br />

Fridabags.ist<br />

NYX<br />

211


Öldürmenizin<br />

(neredeyse)<br />

imkansız<br />

Yabu'ca<br />

ÖZDEN TEKİRDAĞ<br />

Yabu Ev Bitki Kurucu Ortağı<br />

ozden.tekirdag@nyxmag.com<br />

olduğu<br />

ev<br />

bitkileri<br />

Bu sayıda vicdanlara ve korkulara sesleniyoruz.<br />

Hepimizin bitkilerle anıları hep toz pembe<br />

değil elbette. Özellikle de bitki bakımı<br />

konusunda yeniysek, herkesin birkaç hüzünlü<br />

anısı olmuştur. Bu durumu kişiselleştirmeyin,<br />

ilk ve son değilsiniz. Nice bitki anneleri/<br />

babaları bile gün geliyor en kıymetlilerinin<br />

arkasından bakakalıyor. Bu utanılacak bir durum değil ☺<br />

Geçmişte yaşadığınız kötü hikayeleri bir kenara bırakın.<br />

Ve şimdi bahsedeceğimiz bitkilerle yeni bir sayfa açmayı<br />

deneyin...<br />

Bu bitkilere öldürmesi (neredeyse) imkansız bitkiler diyoruz.<br />

Çünkü bu türler nazsız, kaprissiz, onları unuttuğunuzda<br />

da mutlu olan, herkesin yaşatabileceği bitkilerdir. Eğer<br />

daha önce hiç bitki bakmadıysanız, bu türlerden hemen<br />

başlamanızı öneriyoruz. Bu bitkiler neredeyse her ışık<br />

koşulunda gelişirler, sulamayı unutsanız da umursamazlar.<br />

Hatta hatırlamanız gereken tek şey onları çok fazla<br />

sulamamanızdır. ☺<br />

NYX<br />

212


Yabu'ca<br />

Pothos Sarmaşık<br />

Yıllardır en popüler bitkilerden biridir.<br />

Annelerimizin, büyük annelerimizin<br />

salonlarından hatırlarız. Salon sarmaşığı olarak<br />

da bilinir. Hızlı büyüyen sarkan dallarında güzel<br />

yeşil yaprakları vardır. Neredeyse her ışık<br />

koşulunda yaşar. Yurtdışında Şeytan sarmaşığı<br />

olarak da biliniyor. Sebebi ise, çok düşük ışık<br />

koşullarına bile ayak uydurabilmesiymiş.<br />

Paşa Kılıcı Türleri<br />

Paşa kılıcı türleri de bakımı kolay bitki denince ilk akla<br />

gelen türlerdendir. Vahşi doğada yağmur görmeden uzun<br />

süre yaşayabilir, bu nedenle sık sık sulamaya ihtiyacı<br />

yoktur. Hatta onu ancak fazla sularsanız öldürebilirsiniz.<br />

Her boyutta, her alana uyacak şekilde, çeşitli boyutları ve<br />

türleri vardır. Düz yeşil yapraklılar, Sarı kenarlı yapraklılar,<br />

örgülüler, silindirik formda olanlar, vs...<br />

Muhakkak içlerinden biri size uyacaktır… Bu özelliğinin<br />

yanında Paşa kılıçları havayı temizleme özelliği ile de<br />

biliniyor. Her eve lazım!<br />

NYX<br />

213


Yabu'ca<br />

Salon Yaprağı<br />

Salon yaprağı oldukça dayanıklı<br />

ve dekoratif bir bitkidir. Çok<br />

fazla ihmale katlanabilecek bir<br />

türdür. Yurtdışında bu bitkiye<br />

‘dökme demir bitkisi’ deniyor.<br />

Ne kadar dayanıklı olduğunu<br />

daha iyi anlatan bir isim olabilir<br />

mi? Hem iç mekanda hem dış<br />

mekanda yetiştirilebilecek bir<br />

bitki olan Salon yaprağı az ışıkta<br />

uzun yapraklı, aydınlık ortamda<br />

daha kısa ve bol yapraklı<br />

olacaktır.<br />

Bambu<br />

Şans bambusu olarak bilinen Draceana Lucky Bamboo, en<br />

öldürülemez ev bitkilerinden biridir. Ne kadar ihmal ederseniz<br />

edin, hayatta kalmanın bir yolunu bulacaktır. Yeter ki suya<br />

ulaşımı olsun. Şans bambunuzu yetiştirmek için toprağa<br />

ihtiyacınız olmayacak. Su dolu bir vazo ya da bambuları bir arada<br />

koyabileceğiniz bir saksı yeterli olacaktır. Sadece suyu azaldıkça su<br />

eklemeniz gerekecek, haftalarca suyunu değiştirmeseniz de olur.<br />

Bu bebekler ayrıca fazla ışığa ihtiyaç duymaz. Doğrudan güneş<br />

ışığı sevmedikleri için yakıcı güneş ışığından koruduğunuzdan<br />

emin olun.<br />

Zamia<br />

Zamioculcas, zanzibar mücevheri veya zeze bitkisi olarak<br />

bilinir. Vahşi doğada uzun kuraklık dönemlerinde hayatta<br />

kalmasıyla tanınır. Bu, onu bir süre sulamayı unutsanız bile hiç<br />

umursamayacağı anlamına geliyor. Parlak yeşil ya da koyu siyah<br />

yapraklı iki türü bulunuyor. Siyah olan türü siyah zamia olarak<br />

biliniyor ve yeşile göre daha nadir bulunuyor. Aslında siyah<br />

yaprak genel olarak bitki dünyasında nadir bulunan bir özelliktir.<br />

Yeni çıkan yapraklar eski siyah yapraklarla mükemmel bir<br />

kontrast yaratacak şekilde yeşil çıkar, zaman geçtikçe tamamen<br />

siyaha döner. İzlemeye bayılacağınız değişimlerden…<br />

NYX<br />

214


Yabu'ca<br />

Kaktüsler<br />

Saydığımız diğer türler gibi kaktüsler de fazla<br />

sulamadığınız sürece hayatlarına kendi köşelerinde<br />

devam edeceklerdir. En büyük tehdit fazla<br />

sulamadır. Güneşin altında da olsa az ışıklı alanda<br />

da olsa yerini yadırgamayacak başka bir tür yok<br />

sanıyoruz…<br />

Hızlı gelişim göstermeleri için güneş ışığına<br />

ihtiyaçları vardır ancak gölgede de yavaş da olsa<br />

büyümeye devam ederler.<br />

Agloanema Türleri<br />

Çin her dem yeşili diye de bilinen<br />

bu türler yeni başlayanlar için ideal<br />

başka bir grup! Genellikle yaprak<br />

güzellikleri için tercih edilirler.<br />

Pembe, yeşil, beyaz, çizgili, karışık<br />

renkli yaprakların olduğu birçok<br />

türü vardır. Yakıcı güneş altında<br />

kalmadıkça yaprakları güzelliklerini<br />

korur. Renkli yapraklı olan türleri<br />

ne kadar aydınlık ortamda olursa<br />

renkleri o kadar canlı olacaktır.<br />

NYX<br />

215


Destination<br />

Anywhere<br />

Adriyatik'in<br />

Huzurlu<br />

Sığınağı:<br />

Karadağ<br />

AYÇA AKAD<br />

Seyahat Tutkunu / Mimar<br />

ayca.akad@nyxmag.com<br />

Ufak gibi görünen bu ülkeyi listenizin<br />

sonlarına eklediyseniz, barındırdığı<br />

güzellikleri öğrendiğinizde epey<br />

şaşıracaksınız. Kotor Körfezi yeni favoriniz<br />

olacak. Doğa yürüyüşlerini seviyorsanız,<br />

önünüze nefes kesen manzaralarla<br />

dolu rotalar serecek. Kültür turu tercih<br />

edenlerdenseniz, her duraktan ayrı keyif alacaksınız.<br />

Deniz tatilcilerindenseniz, suya her yerden ulaşılabilirliğin<br />

hafifliği ile kendinizi Adriyatik’e bırakacaksınız. Dahası, vize<br />

istemeyen bu ülke sadece 1,5 saat uzağınızda…<br />

2 tam gün ayırabildiğim kısa yolculuğuma Podgorica,<br />

Tivat, Budva, Kotor, Herceg Novi ve Perast’ı sığdırabildim<br />

ama dopdolu geçen seyahatimin tamamını bu yazıya<br />

sığdırabileceğimden pek emin değilim.<br />

Karadağ, gelişmekte olan bir ülke. Revaçta olmasına<br />

rağmen daha kabuğunu kıramamış. Mesafeler kısa ama<br />

toplu ulaşım alternatifleri az olduğu için araç kiralamanızı<br />

öneririm. Kalabalık olmayan, denize de girebileceğiniz<br />

aylar Mayıs ya da Ekim. Tivat’ta konaklasam da genelde,<br />

hareketlilik isteyenler Budva’daki otelleri, sakin bir tatil<br />

arayanlar Dobrota’daki evleri tercih ediyor. Fiyatlar ise, avro<br />

kullanılmasına rağmen makul bir aralıkta.<br />

NYX<br />

216


Destination Anywhere<br />

Kotor Körfezi, sahil boyunca bir tarafta dik yamaçlı dağlar, diğer tarafta<br />

denizin dingin manzarası ile Como Gölü’nü andırıyor. Birkaç yüzyıl boyunca<br />

Venedik’lilerin hâkimiyetinde kalmış bölgenin, eski şehirlerini ziyaret<br />

ettikçe, mimarisindeki İtalyan etkisini de net bir şekilde hissediyorsunuz.<br />

İlk günümüzü Kotor ve Budva’ya ayırdık. Tivat - Kotor arası sahilden 18 km<br />

ama yerleşim bölgelerinden geçtiğiniz için yarım saat sürdü.<br />

Turizm sezonu başlamadığı için tenha olan bu popüler “Stari Grad”a yani<br />

eski şehre, deniz tarafındaki Tito Kapısı’ndan girdik. Labirent gibi dar<br />

sokakları, yığma taş binaları ile dağların arasına sıkışmış küçük ölçekli<br />

Venedik sanki burası. Kaybolduğunuzu sandığınızda, karşınıza İtalya’daki<br />

gibi minik meydanlar çıkıveriyor.<br />

Unesco Dünya Mirası Koruma Listesi’ndeki eski şehirde Pima Sarayı, Buca<br />

Sarayı, St. Luke Kilisesi, St. Nikolas Kilisesi, Denizcilik Müzesi ve Savunma<br />

Tahkimatları gibi pek çok yer bulunuyor. Pandemiden dolayı çoğu yer kapalı<br />

olsa da, aklım şehrin yukarısındaki St. John Kalesinde kaldı. Yazık ki inişçıkış<br />

toplam üç bine yakın basamak ve bir buçuk saatlik bir efor için yeterli<br />

süremiz yoktu…<br />

Budva’ya geçmeden önce Tivat’a döndük.<br />

NYX<br />

217


Destination Anywhere<br />

Tivat, kendi içinde sakin ve sade bir şehir olsa<br />

da Porto Montenegro’suyla Karadağ’ın en lüks<br />

marinasına ev sahipliği yapıyor. Limana demirlenmiş<br />

mega-yatları, pahalı moda butikleri, modern<br />

rezidansları, şık kafe ve restoranları ile Tivat’ı<br />

cazibe merkezi haline getirmiş.<br />

Marinayı, bir ucundaki Deniz Müzesi’ne kadar<br />

gezdikten sonra dinlenmek için, arkadaşımın<br />

favori kafesi Ma Cherie’ye dönüp, liman manzaralı<br />

kahvelerimize toplam 4€ ödedik.<br />

NYX<br />

218


Destination Anywhere<br />

Sveti Stefan Adası<br />

Öğleden sonra ise sırada Budva vardı. Dağların arasından, 25 km<br />

boyunca ine çıka ilerledik. Yolda, yazları havlu atacak yer kalmayan,<br />

1 km’lik plajı ile Jaz Beach’de Adriyatik’i selamlayıp Budva’ya<br />

ulaştık.<br />

Budva’daki orta çağ şehrinin sokaklarında, kalabalıkla boğuşmadan<br />

dolaşabilmek şanslı hissettirdi açıkçası. Şairler Meydanı’ndaki<br />

ufacık bir geçitten, Ricardova Glava’daki, Astoria Beach’e geçip<br />

tekrar denizle buluştuk. St. Trinity Kilisesi’nin önündeki kale<br />

surlarından manzarayı seyredip binaların arasında biraz daha<br />

kaybolarak kendimizi Pasta Bar isimli makarnacıya attık.<br />

Denizin dibinde, kale surları arasındaki bu eski şehirde, Budva<br />

Şehir Müzesi, St. Sava Kilisesi, St. Ivan Katedrali gibi önemli yapılar<br />

ve şimdilerde konaklama için kullanılan binalar bulunuyor. Surların<br />

dışında ise hareketli gece hayatı devam ediyor.<br />

Ülkenin en çok fotoğraflanan yerlerinden biri olan Sveti Stefan<br />

adası, şehre sadece 5 km mesafede. Özel bir otelin işletmesinde<br />

olsa da yakınındaki plajlardan denize girebiliyorsunuz.<br />

Günü Tivat’ta, sahilin sakin bir<br />

köşesinde bitirdik. Güneş kayboldukça<br />

kızıla dönen ışıklar, dağların arasından<br />

gökyüzüne yayılmaya başladığında<br />

hayranlığımızı saklayamayıp manzaraya<br />

teslim olduk.<br />

NYX<br />

219


Destination Anywhere<br />

Forte Mare<br />

Ertesi gün hava tertemizdi. Diğer merkezlere göre<br />

uzakta kalan Herceg Novi’ye doğru yola çıktık.<br />

Kotor Körfezi’nin daraldığı bölümdeki Lepetani’den<br />

kalkan feribotla, karşı kıyıdaki Kamenari’ye geçtik.<br />

Herceg Novi’deki tarihi bölgeye, Saat Kulesi<br />

tarafından girdik. St. Nikola Meydanı’nda tanesine<br />

1,4€ ödediğimiz kahvelerimizi içip bir süre<br />

eylemsizliğimizin tadını çıkardık. St. Michael<br />

Kilisesi’nde, kese kâğıtlarının içinde 0,5€’ya<br />

sattıkları sığla reçinelerinden alıp dilek mumları<br />

yaktık. Kale surlarını yanındaki merdivenlerden<br />

sahile inip Tvrtko Meydanı’ndan Forte Mare’yi<br />

seyrederek ikinci molamızı verdik.<br />

Herceg Novi, diğerlerinden farklı olarak daha dik<br />

bir yamaçta konumlandığı için bolca merdiven<br />

çıkıyorsunuz. Kanlı Kula, Savina Manastırı gibi<br />

önemli yapıların yanı sıra festivalleri ile ünlü bu<br />

şehirden ayrılıp, yönümüzü Kotor Körfezi’nin diğer<br />

tarafına çevirdik.<br />

St Michael Kilisesi<br />

Saat Kulesi<br />

St Jerome Kilisesi<br />

NYX<br />

220


Destination Anywhere<br />

Körfezdeki tam turumuzun sonlarında, Herceg<br />

Novi’den 30 km ileride, hiç beklemediğim bir yer ile<br />

karşılaştım. Perast!<br />

Ne kadar keyifli bir yer olduğunu anlatmaya<br />

kelimelerim yetmiyor. Dağın eteğinde konumlanan,<br />

film seti havasındaki bu orta çağ kasabasında<br />

yazar da olursunuz, şair de... Hemen karşınızda,<br />

körfezin ortasındaki Lady of Rock ve St. George<br />

Adaları ise sizi selamlıyor. Kişi başı 5€ karşılığında<br />

ufak teknelere binip Lady of Rock’ı ziyaret<br />

edebiliyorsunuz. Hikâyesini de anlatıyor kaptanımız,<br />

bölge halkı taşları tek tek taşıdı buraya diye.<br />

Dönüşte tekneniz sizi cep boyu cennetin ortasına<br />

bırakıyor. Önünüz Kotor Körfezi, etrafınız heybetli<br />

dağlarla çevriliyken kendinizi arınmış ve hafiflemiş<br />

hissediyorsunuz. Ayrılmayı reddediyorum, en<br />

azından manen.<br />

Akşam yemeği için Port Montenegro’ya geçiyoruz.<br />

Al Posto Giusto’da, güneşi batırıp yorgunluğumuzu<br />

atarken, son yemeğimizin tadını çıkarıyoruz.<br />

Arkadaşlarımın tavsiyesi ile bölgenin yerel marketi<br />

Idea’dan kuru et, şarap ve bal alıyorum. Deniz<br />

ürünlerini de çok methediyorlar. Her köşe başında<br />

“Pekara” denilen fırınları var. Çeşit çeşit hamur işi<br />

satıyorlar. Önlerinde hep kuyruk. Birkaç avroya yerel<br />

tatlar deneyebiliyorsunuz.<br />

Belki uzun süredir bırakın yurtdışını, evden<br />

bile çıkamadığım için, belki de can dostumla<br />

kavuşturduğu için seyahatimin her anından büyük<br />

keyif aldım. Sonraki gidişimde ziyaret etmek üzere<br />

Lovćen ve Durmitor Milli Parkları’nı, Skadar Gölü’nü<br />

listeye yazdık bile. Canımızın istediği her köşeden<br />

denize gireceğimiz, Perast’a tekrar kavuşacağımız<br />

günlerin hayallerini kurmaya başladık şimdiden.<br />

NYX<br />

221


hikayeler<br />

İki Can, İki Hayat<br />

Kalemler<br />

ve Silgiler<br />

NAŞİDE SAĞLAM<br />

Kurdo, 3 gündür yoktu. Neşet, onu her yerde aramış<br />

ama tüm çabalarına rağmen bulamamıştı. Gittikçe<br />

kaygılanıyor, abilerine onu bulmaları için olabileceği,<br />

gidebileceği yer ihtimallerini söylüyor, kendince tüm<br />

şartları zorluyordu. Bahçede bir çanta unutsalar,<br />

o çantanın başından ayrılmayan Kurdo, ortalıkta<br />

görünmüyordu. Artık iki ihtimal vardı. Ya kaçırılmış ya<br />

da bilmedikleri bir yerde ölmüştü. Neşet, iki ihtimali<br />

de düşünmek istemiyordu. Yanından ayrılmayan ve<br />

kendisine düşkün köpeğinin yokluğu, günbegün daha<br />

da canını acıtıyordu. Uyandığı andan itibaren aklı hep<br />

köpeğindeydi ve sürekli gözü onu arıyordu. Nerde bir<br />

hışırtı duysa heyecanlanıyor, sesin geldiği yere doğru<br />

koşuyor; ama eli boş dönüyordu. Diğer köpekleri<br />

uzaktan görünce, o mu diye benzetip; bir umutla<br />

yanlarına gidip, onun olmadığını görünce üzülüp, daha<br />

da umutsuzluğa kapılıyordu. En yakın arkadaşı Hasan,<br />

onun bu aramalarına katılıp, sürekli ona umut aşılıyor<br />

ve " Merak etme bulacağız " diyerek, onun üzülmesini<br />

engellemeye çalışıyordu. Neşet, daha uzaklara gidip<br />

aramak istediğinde; annesi, onun evden tek başına çok<br />

uzaklaşmasını istemediği için ancak abilerinden birinin<br />

yanında ya da beraber yapılan aramalara katılabiliyordu.<br />

Israrıyla, Kurdo’nun olabileceği yerlere gidip, eli boş<br />

döndüklerinde, suratı düşüp, ağlamaklı olunca, babası:<br />

"Ağlıyor musun yoksa sen? Koca adam oldun, büyüdün,<br />

abi oldun. Ağlanır mı? " deyince, gururuna yediremeyip<br />

hemen durduruyordu ağlamasını.<br />

Abisiyle, köye yakın mesafedeki bahçelerine gidip<br />

kendini avutmaya çalışan Neşet, o gün yine suratı<br />

düşmüş, üzgün ruh haliyle, elindeki çubukla rastgele<br />

otlara vururken; uzaktan gelen havlama sesiyle<br />

ayağa fırladı. Uzaktan kendisine doğru koşarak gelen<br />

Kurdo'ydu. Boğazındaki ip, ön ayaklarına dolanmasa<br />

belki daha çok hızlanacak olan Kurdo, sevinçle<br />

koşuyordu kendisine doğru. Neşet, üzerine atlayan<br />

köpeğine sıkıca sarıldı. Kurdo'yu kaçıranların sıkıca<br />

boğazına bağladığı ipi hemen kesti. Otların üzerinde<br />

yuvarlanan ikisi de çok mutluydu...<br />

Neşet'in artık keyfi yerindeydi ...Yine birliktelerdi<br />

ve Kurdo’nun olmadığı günlerin acısını çıkarıyor,<br />

sevinçlerini doyasıya yaşıyorlardı... Kurdo, halinden<br />

memnun; her an her yere gitmeye hazır bir şekilde<br />

Neşet'in yanında duruyor ve tüm dikkatini ona<br />

veriyordu. Kurdo, arada bir, diğer köpeklerin yanına<br />

gidiyor Neşet çağırınca tüm hızıyla onun yanına gelip<br />

etrafında dönüyordu. Dilini çıkartıp gülümseyerek<br />

NYX<br />

222


Kalemler ve Silgiler<br />

oturup kuyruk sallıyor ve gözlerindeki sevgiyle<br />

Neşet'ten komut bekliyordu. Kurdo'nun yokluğunda<br />

oyun oynamak için bile arkadaşlarının yanına<br />

gitmeyen Neşet, kaç gündür hava kararana kadar<br />

onlarla oynuyor ve Kurdo'yu da oyunlarına katıyordu.<br />

Kurdo, diğer köpeklerden daha atik, çevik ve oldukça<br />

sevimliydi. Arkadaşları da Kurdo' yu çok seviyorlardı.<br />

Köyde o gün tuhaf bir sessizlik vardı. İnsanlar tedirgin;<br />

endişeli yüzleriyle gündelik işlerini yapıyorlardı.<br />

Sokakta çocuklar da yoktu. Neşet geç uyanmış ve<br />

Kurdo' yu da halen görememişti. Annesi, erkenden<br />

uyanıp yakın bir mesafede olan bahçelerine bostan<br />

sulamaya gitmiş ve o gelmediği için de evden<br />

uzaklaşamamıştı. Uzun bir bekleyişten sonra<br />

annesinin sesini duyar gibi oldu. Evden çıkıp annesinin<br />

yanına gitmek istedi. Yan komşunun evinin avlu<br />

kapısında; annesinin, komşuyla konuşurken ağlamaklı<br />

sesini duyduğunda o yöne doğru koşmaya başladı.<br />

Annesi Neşet'i görünce sıkıca tuttu ve kendisine<br />

doğru çekti. Komşu kadın: "Köpeği öldürmüşler,<br />

endişelenme" dedi. Annesinin eli gevşedi ve Neşet<br />

biraz uzaklaşıp çevresine bakındı. Kurdo yoktu...<br />

Annesiyle komşu kadının yanına diğer komşular<br />

yaklaştı. Yan komşu kadın, bu sefer sesini biraz<br />

daha yükseltip ağlamaklı onlara anlatmaya başladı:<br />

"Rukiye, çocukları alıp bahçeye bostan sulamaya<br />

gitmiş. Çocuklar oyun oynarken o da domatesleri<br />

suluyormuş. O esnada bir köpek onlara doğru gelmiş.<br />

Hiç tanımadığı o köpeğin salyaları varmış. Köpek<br />

Rukiye'ye deli gibi saldırmış. Çocukları kurtarmış<br />

ama kendisinin durumu çok..." Sözcükleri boğazında<br />

düğümlenen komşu kadın, sözünü zorlukla devam<br />

ettirdi: "Rukiye'yi hastaneye götürmüşler..." Neşet,<br />

bunları duyunca "Hasan!.., Hasan!.. " diye bağırarak<br />

Hasanların evine doğru koşmaya başladı. "Hasan da<br />

annesiyle bahçeye gitmiştir. Köpek Hasan'a saldırmış<br />

mıdır? Annesi hastanedeyse o nerde acaba?.." Bir<br />

yandan koşarken bir yandan da bu düşüncelerle<br />

gözleri onu arıyordu. O esnada arkadaşları da<br />

kendisine seslendi. Sesin olduğu yere dönünce<br />

şaşkın ve telaşlı bir grup çocuğun kendisine doğru<br />

koşarak geldiğini gördü. Telaşla anlatmaya başladılar.<br />

"Kuduz köpek gelmiş köye. Kurdo o köpeği öldürmüş.<br />

Diğer köpekler ondan kaçmasına rağmen, o hiç<br />

korkmadan o köpeğe saldırmış ve öldürmüş." Neşet,<br />

köpeğinin yaşıyor olmasının sevinciyle rahatlayıp,<br />

hep cesaretiyle övündüğü Kurdo'yla bir daha<br />

gururlandı. Arkadaşları o anda, ona bir kahraman<br />

gibi davranıyorlardı. Çocuklardan biri, o anı kendisi<br />

canlandırıp tekrar tekrar anlatıyordu. Neşet de her<br />

anlatıldığında, aynı gururla dinliyordu; Kurdo'nun<br />

kuduz köpeği nasıl altettiğini... Ama aklı Hasan'daydı<br />

da... Hatırlayınca tekrar kalkıp Hasanların evine<br />

doğru gitti. Hasan'ı da tedbir olsun diye hastaneye<br />

götürmüşlerdi.<br />

Neşet eve doğru giderken Kurdo'nun sesini duydu.<br />

Koşup evin önüne geldiğinde abisinin elinde eldiven;<br />

iple, Kurdo’yu ağaca bağladığını gördü. Koşup<br />

Kurdo'ya sarılmak istedi... Abisi Neşet'i kolundan<br />

tutup, engelledi... Neşet, heyecanlı ve sevinçli bir<br />

şekilde Kurdo'nun yaptıklarını abisine anlatmaya<br />

başladı. Abisi "Sakın yaklaşma Kurdo'ya" dedi.<br />

Akşam evde derin bir sessizlik vardı... Hasan'ın annesi<br />

ölmüştü... Neşet, ne zaman annesine baksa, annesinin<br />

gözü yaşlıydı. Dışarda Kurdo’nun havlama sesini<br />

duydukça yanına gitmek istiyor ama gidilmemesi<br />

istendiğinden sessizce buna uymak zorunda kalıyordu.<br />

Daha derin bir sessizlik vardı artık evde. Kimsenin<br />

ağzını bıçak açmıyordu.<br />

Sabah erkenden uyandı Neşet. Uzaktan önüne<br />

atılan ekmeği Kurdo yerken, kendisine bakıyordu.<br />

İpi çözmesini ve beraber dağ bayır gezmek istediğini<br />

biliyordu.<br />

Köyün cami hoparlörlerinden muhtarın sesi duyuldu:<br />

"Dikkat!.. Dikkat!.. Köye kuduz köpeği gelmiş ve köy<br />

köpekleriyle temas etmiştir. Bütün köy köpeklerinin<br />

meydana getirilmesi gerekmektedir... Neşet'in kalbi<br />

hızla çarpmaya başladı. Abisine baktı; ama abisi<br />

Neşet'e bakmadan Kurdo'ya doğru gitti. Kalabalık<br />

toplanmıştı… Kurdo, bağlandığı ipten tutulup köy<br />

meydanına doğru götürülürken, dönüp Neşet'e<br />

baktı. Havladı... Neşet'in gözlerinden yaş süzüldü… O<br />

sırada elini küçük bir elin tuttuğunu hissetti. Dönüp<br />

baktığında Hasan'ın her zamanki güleç yüzüyle<br />

kendisine baktığını gördü. Dün akşam annesinin<br />

sözleri Neşet'in kulaklarında yankılandı. "Rukiye'nin<br />

çocukları daha çok küçükler. Bu yaşta anasız kaldılar.<br />

Kim bakacak, kim analık yapacak onlara ..."<br />

Neşet, gözyaşlarını sildi ve Hasan'ın elini sıkıca tuttu:<br />

"Ben ağlamadım ki, sadece gözümden yaş aktı ..."<br />

NYX<br />

223


DAHA İYİ BİR DÜNYA İÇİN<br />

''SUYA SAYGI''<br />

Koton, BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları rehberliğinde, sürdürülebilirlik<br />

çalışmalarına devam ediyor. Dünyanın içinde bulunduğu sorunların çözümüne<br />

katkı sunma anlayışıyla “Suya Saygı” adını verdiği koleksiyonu 8 Haziran<br />

Dünya Okyanus Günü’nde tanıttı. Bu koleksiyon ile 90 bin adet pet şişenin geri<br />

dönüştürülmesini ve 28 milyon litre suyun tasarruf edilmesini sağladı. Koton’un<br />

33. yılına özel olarak Şahika Ercümen'in 33 metreye dalış yaptığı lansman, su altı<br />

canlılarının çığlıklarının sesi oldu ve su’yun dünyamız için önemine dikkat çekti.<br />

BCI (Better Cotton Initiative) Üyesi ilk<br />

Türk markası olan Koton, daha iyi bir<br />

dünya hedefine katkıda bulunmak üzere<br />

Suya Saygı projesini, Dünya Serbest<br />

Dalış Rekortmeni Milli Sporcu ve UNDP<br />

Türkiye’nin Sudaki Yaşam Savunucusu<br />

Şahika Ercümen ile birlikte hayata<br />

geçiriyor.<br />

Şahika Ercümen’le Suya Saygı projesi<br />

kapsamında bir koleksiyon hazırlayan<br />

Koton, her birini “suya saygı” anlayışıyla<br />

tasarlayarak ürettiği ürünleriyle suyun her<br />

damlasını korumayı hedefleyerek çevreci<br />

üretim teknikleri kullanıyor. Tamamen<br />

doğa dostu materyal ve üretim teknikleri<br />

kullanılan Suya Saygı koleksiyonu ile 45 ton<br />

daha az karbon salınımı gerçekleşti,<br />

28 milyon litre su tasarrufu elde edildi ve<br />

90 bin adet pet şişe geri dönüştürüldü.<br />

NYX<br />

224


Moda<br />

Dünyanın geldiği noktada iş dünyasında<br />

sürdürülebilirlik bakış açısının bir tercih<br />

değil, bir zorunluluk olduğunu belirten Koton<br />

Yönetim Kurulu Üyesi ve Sürdürülebilirlik<br />

Komitesi Başkanı Gülden Yılmaz, Koton<br />

olarak sürdürülebilirliği markanın varoluşuna<br />

anlam katan bir ana çerçeve olarak kabul<br />

ettiklerini ifade etti. Yılmaz, “Yaşama<br />

Saygı Manifestomuz ile dünyaya, topluma,<br />

insana ve işe saygı esasıyla sürdürülebilirlik<br />

yolculuğumuzdaki gelişim aşamalarımızı tüm<br />

paydaşlarımızla paylaşmayı taahhüt ediyoruz.<br />

Yeni döneme Better Cotton Initiative üyeliği<br />

ile girmemiz ise bu yoldaki kararlılığımızın<br />

önemli bir göstergesidir” dedi.<br />

Koton olarak, BCI üyeliğimizin birinci yılı<br />

tamamlandığında, (Kasım 2021) tüm pamuk<br />

içeren ürünlerimizin yüzde 10’unu ve beş<br />

sene içinde pamuk içeren ürünlerimizin<br />

yüzde 60’ını BCI standartlarına uygun<br />

olarak tedarik etmeyi hedefliyoruz. BCI ile<br />

bu iş birliğimiz, 5 yılda yaklaşık 8 milyon<br />

m3 su tasarrufu sağlayacak. Bu miktarı<br />

gözünüzde canlandırmak için yaklaşık 25 bin<br />

hanenin ortalama 1 yıllık su tüketimine denk<br />

geldiğini söyleyebilirim. Yılda 60 milyon<br />

adet üretim yapan bir marka olarak, bu<br />

ürün grubumuzdaki her artışın büyük fark<br />

yarattığının farkındayız” dedi.<br />

Elma kabuğundan deri,<br />

pet şişeden kumaş<br />

Koton Yönetim Kurulu Üyesi Gülden Yılmaz<br />

Suya Saygı koleksiyonu için dünyanın<br />

güzelliklerinden ilham aldıklarını belirtirken,<br />

şunları ekledi: “82 parçalık tamamen<br />

sürdürülebilir ürünlerden oluşan Suya Saygı<br />

koleksiyonumuzu hazırlarken denizden, deniz<br />

altı yaşamından, doğadan ve topraktan ilham<br />

aldık. Bunu hem renklere hem de desenlere<br />

yansıttık. Koleksiyonumuzun ilham kaynağı<br />

sadece bu saydıklarım ve Yaşama Saygı<br />

vizyonumuz değildi. Genç, sportif, aktivist ve<br />

güzel bir kadın olan Şahika Ercümen, onun<br />

rekorları ve özellikle UNDP Sudaki Yaşam<br />

Savunucusu rolü koleksiyonumuzun en önemli<br />

ilham kaynağı oldu.”<br />

NYX<br />

225


Brock Collection x H&M koleksiyonu<br />

Romantik ve Sofistike<br />

H&M LA merkezli kadın giyim markası Brock Collection ile olan iş birliğini duyurdu.<br />

Odak noktası; geçmiş dönemlere dair ipuçlarına sahip ve sokak giyiminin rahatlığıyla<br />

karıştırılmış, ulaşılabilir zenginlik barındıran modern romantizm. Kır çiçekleri, bağcıklı omuz<br />

askıları ve korseyi andıran detaylar zanaatkarlığı vurgularken, kadınsı silüetlerle bir araya<br />

gelen denim parçalar da şehir tarzını güzel yansıtıyor. Büyüleyici güzellikteki elbiseler, tek<br />

parçalar, denimler ve aksesuarlar daha sürdürülebilir malzemelerden tasarlanmış. Brock<br />

Collection x H&M koleksiyonu, 8 Haziran’dan itibaren tüm dünyada seçili H&M mağazalarında<br />

ve hm.com’da satışa çıktı.<br />

NYX<br />

226


Moda<br />

“Lüks işçiliğiyle, kusursuz kalıp ve<br />

yapılarıyla tanınan ve ünlülerin yakından<br />

takip ettiği Brock Collection’la iş birliği<br />

yapmaktan ötürü çok heyecanlıyız. Ancak<br />

tasarımlarının her zaman gerçekçi, düşünceli<br />

ve kolay giyilebilir olmasındaki güzelliği<br />

yadsımamalıyız ki bence başarılarının esas<br />

anahtarı bu. Romantizmi kutlamak ve onu<br />

birçokları için erişilebilir kılmak istiyoruz.<br />

Daha fazla sürdürülebilir materyal<br />

ekleyerek dünyanın dört bir yanından tüm<br />

müşterilerimizin aşık olacağına inandığım<br />

bir iş birliği yaratıyoruz”<br />

Laura Vassar Brock ve Kristofer Brock tarafından<br />

2014 senesinde kurulan Brock Collection, sofistike<br />

ancak mütevazi estetik anlayışıyla, vintage tarzında<br />

parçalarıyla olduğu kadar el işçiliğine ve kalıba<br />

yaptıkları vurguyla bilinir. Çift New York’ta Parsons<br />

School of Design okuluna devam ederken tanıştı ve<br />

markayı kurduktan sonra da Los Angeles’e yerleşti.<br />

Iş birliği artık imzaları haline gelmiş olan; hafif<br />

romantik ama şehir tarzını da yansıtan elbiseler,<br />

bluzlar, üstler, denim pantolonlar ve denim<br />

şortların yanı sıra ayakkabılar, takılar, el çantaları<br />

ve güneş gözlükleri gibi parçaları barındırıyor. Üste<br />

oturan kalıplar ve masalsı fırfır detayları, uçuşan<br />

kumaşlarla, kabarık eteklerle ve imza niteliğindeki<br />

balon kollu üstlerle çabasız bir flörtleşme halinde.<br />

Renk paleti siyah, soluk pembeler, kirli beyaz, krem<br />

rengi ve yıkanmış denim tonlarından oluşuyor.<br />

Koleksiyon daha sürdürülebilir materyallerden<br />

oluşuyor- organik keten, organik pamuk, geri<br />

dönüştürülmüş pamuk, geri dönüştürülmüş<br />

polyester ve Tencel Lyocell.<br />

Maria Östblom<br />

H&M Tasarım Departmanı Başkanı<br />

NYX<br />

227


“İçinden geldiği gibi”<br />

Amerikan denim ve casual giyim markası Lee,<br />

yeniden Türkiye’de!<br />

130 yıldır, müşterilerine rahatlık ve konfor sağlamaya odaklı olan marka,<br />

mükemmel işçiliği ile Lee severlere kendilerine güvenmeleri ve hayata karşı dik<br />

duruş sergilemeleri için ilham veriyor.<br />

NYX<br />

228


Moda<br />

Hareketten beslenen yenilikleri, çok yönlü stili ve fitlerinin vücuda üstün uyumu ile<br />

nesillerdir sevenlerinin sadakatini kazanan Lee, “İçinden geldiği gibi” mottosuyla<br />

Jean tutkunlarının vazgeçilmezi!<br />

Her vücut tipine uygunluğuyla öne çıkan Lee, kalitesinden ödün vermeden rahat<br />

kalıplarıyla günümüzün sevilen markaları arasında yerini koruyor.<br />

NYX<br />

229


JEAN EFSANESİ<br />

Levi's ® 501 ®<br />

148 yaşında<br />

1933<br />

1937<br />

1947<br />

1967 1978<br />

Kendini en yaratıcı şekilde ifade edebileceğin mükemmel bir tuval<br />

niteliğindeki 501 ® , 20. yüzyılın ortalarından beri gençlik stilinin<br />

temelini oluşturuyor.<br />

1953 yapımı The Wild One filmindeki Marlon Brando’dan 1960'ların sonlarındaki Summer of Love<br />

tarzına, 1970’lerin punk tarzından 80’lerin sonlarındaki NWA’in koyu indigo oversize görünümüne kadar<br />

501 ® , çok uzun süredir havalı gençlerin radarında. Hem de klasik 501 ® sadeliğinden şaşmadan!<br />

NYX<br />

230


Moda<br />

“501 ® orijinal blue<br />

jean olduğundan,<br />

ikonumuzu bu<br />

ORİJİNAL kadroyla<br />

kutlamak istedik.<br />

Her birinin 501 ® ile<br />

kurdukları duygusal<br />

bağdan ilham<br />

aldık. Kişisel stil ve<br />

hikayeleri, jean’lerini<br />

tamamen kendilerine<br />

özgü kılıyor.”<br />

Karen Riley-Grant<br />

Levi’s®<br />

Pazarlama Direktörü<br />

Son bir buçuk yüzyıl içerisinde birçok dönem ve stili arkamızda bıraksak da tek bir şey değişmedi:<br />

Levi's® 501®<br />

Evet; düz kesimi ve alt alta sıralanmış düğmeleriyle fabrika işçilerinden film yıldızlarına, bilgisayar<br />

programcılarından devlet başkanlarına, aksiyon halindeki en önemli seslerin kucak açtığı ikonik ve<br />

orijinal blue jean’den söz ediyoruz. Levi's ® 501 ® 20 Mayıs’ta 148. doğum gününü kutladı!<br />

Şık veya günlük, dar veya oversize, koyu veya soluk, olduğu gibi veya özelleştirilmiş seçenekleriyle sadece<br />

Levi’s ® ’ın değil, modern modanın da kalbini ve ruhunu temsil eden 501 ® , herkes tarafından giyilebilecek<br />

bir silüete sahip, dayanıklı denim kumaştan yapılmış mütevazı bir iş pantolonu.<br />

Elbette Levi’s® 501®’in hikayesi sadece kalıcı bir<br />

stili değil, sürdürülebilirliği de ifade ediyor. Ayrıca,<br />

hızla tüketilen günümüz modasının akıntısına karşı<br />

yüzmek ve kıyafetlerin uzun süre dayanacak şekilde<br />

tasarlandığı eski günlere dönüş yapmak anlamına<br />

da geliyor. Levi’s® 501®’ler yalnızca son derece<br />

dayanıklı olmakla kalmıyor, aynı zamanda yıllandıkça<br />

daha da iyi görünüyor ve böylece daha uzun süre<br />

kullanılabiliyor. Levi’s® Tailor Shop’ın verdiği onarım<br />

hizmeti ise bu ömrü daha da uzatmanıza imkan<br />

tanıyor. Levi's® Water


TOMMY HILFIGER VE STEVIE GEE<br />

LİMİTLİ SERİ TOMMY’S DROP SHOP<br />

MİKRO KAPSÜL KOLEKSİYONU İÇİN İŞ BİRLİĞİ YAPTI<br />

Tommy Hilfiger, Londra merkezli yönetmen, tasarımcı ve illüstratör Stevie Gee (@_<br />

stevie_gee_) ile ortaklaşa tasarlanan üçüncü Tommy’s Drop Shop limitli seri mikro<br />

kapsül koleksiyonunu tanıttı. Tommy’s Drop Shop, kreatif kişilerin, topluluklarının<br />

ve sanatsal yeteneklerin sürekli olarak keşfedilmesini teşvik etmeyi amaçlarken<br />

koleksiyondaki her stil en fazla 250 adet olarak sunuluyor.<br />

Stevie Gee ile ortaklaşa tasarlanan kısa ve uzun kollu tişörtler ve kapüşonlu<br />

sweatshirt’ler, maviden mora uzanan bir renk yelpazesinde saykodelik çizimler<br />

içeriyor. DROP 3’te ayrıca üstü çıplak, kaslı bir çizgi karakter ile<br />

Stevie Gee’nin tanınmış temalarından eriyen yüz bir saksıda solan bir çiçek<br />

çiziminde betimleniyor.<br />

NYX<br />

232


Animasyon, aksiyon, müzik ve dans<br />

tutkusuyla bilinen Stevie Gee, grafik<br />

tasarımlarıyla enerji ve hareket hissi<br />

yaratmanın yeni yollarını bulmaya<br />

devam ediyor.<br />

Moda<br />

Koleksiyonun genelinde görülen<br />

diğer grafik tasarımlar arasında gerçeküstü<br />

yorumlu TOMMY JEANS bayrağı,<br />

yin ve yang sembolü, ilginç 3D fontlar<br />

gibi çizimler dikkat çekiyor.<br />

NYX<br />

233


Moda<br />

MySizeID’nin tescilli yapay zeka destekli ölçüm<br />

teknolojisi entegrasyonuyla Levi’s® Türkiye,<br />

CO 2 emisyonlarının yanı sıra iade oranlarını da<br />

önemli ölçüde düşürmeyi hedefliyor.<br />

MySizeID, müşterileri doğru bedenleri ile<br />

buluşturarak, Levi’s®’a gelen iadelerin yüksek<br />

oranda azaltmasına yardımcı olarak maliyetli ters<br />

lojistikten tasarruf etmesine ve sürdürülebilirlik<br />

vaatlerini güçlendirmesine yardımcı oluyor.<br />

E-ticaret sektöründe ürün iadeleri, lojistik<br />

tarafında büyük oranda karbondioksit<br />

emisyonlarına yol açarken, MySizeID iadeleri<br />

durduran teknolojisi ile sorunun % 70'ine neden<br />

olan doğru beden seçimine eğiliyor ve gezegenin<br />

yanı sıra, kar marjına da fayda sağlıyor.<br />

Levi’s’® Türkiye Genel Müdürü Ersin Arslan<br />

"MySize ile pilot proje olarak başladığımız<br />

çalışmayı, iade verilerinde başarılı bir düşüş<br />

gözlemlediğimiz için süregelen bir iş birliğine<br />

çevirdik," dedi. “Müşterilerimizi daha iyi tanıdık,<br />

iletişim kurduk, ürün iade sürecinin zorluklarını,<br />

zaman kaybını, masraflarını azalttık ve bunları<br />

başarırken bir yandan da daha sürdürülebilir<br />

hale geldik. Bu işbirliğini devam ettirmek ve<br />

yakın gelecekte Levi’s®'ta oluşturacağı daha<br />

büyük etkiyi görmek için heyecanlıyız,” diye<br />

belirtti.<br />

MySize CEO'su Ronen Luzon, "Levi's® Türkiye<br />

ile işbirliği halinde olmaktan ve onlara daha iyi<br />

bir deneyim sunmaktan, müşteri memnuniyeti, iş<br />

maliyetleri ve sürdürülebilir faaliyetlerine kadar<br />

her açıdan kazançlı bir teknoloji sunmaktan<br />

onur duyuyoruz," dedi. "Levi’s® Türkiye’nin<br />

sistemimizi tam olarak benimseyen büyük<br />

perakende markaları arasına katılması, beden<br />

ölçüm teknolojisine olan acil ihtiyacı ve özellikle<br />

MySizeID’nin buna sağladığı muazzam etkiyi<br />

gösteriyor,” diye ekledi.<br />

NYX<br />

234


NYX<br />

235


spor zamanı<br />

Regl döneminde de güvenle spor<br />

yapmanızı sağlayan taytlardan, günlük<br />

kullanıma uygun, stilden ödün vermeyen<br />

giysilere, güneş koruması sağlayan<br />

şapkalardan, doğada ve suda konfor<br />

sağlayan spor ayakkabılar ve sandaletlere<br />

kadar pek çok ürün, spor yapmanız için<br />

özendirici özellikleriyle 2021 Yaz Spor<br />

Koleksiyonlarında...<br />

NYX<br />

236


NYX<br />

237<br />

Spor ve Moda


adidas, ürün yenilikleriyle spordaki en büyük<br />

tabulardan birine dikkat çekiyor...<br />

Regl Döneminizde<br />

Hareketten Vazgeçmeyin<br />

Dünyadaki her dört kızdan biri sızıntı korkusu<br />

nedeniyle regl döneminde sporu bırakıyor. adidas’ın<br />

Flow Shield kalkan teknolojisinden yararlanan yeni<br />

TechFit Period Proof taytlar sızıntıya karşı korumaya<br />

yardımcı olarak sporcuların regl dönemi boyunca<br />

güvenle harekette kalmasını sağlıyor. adidas, Orecco<br />

araştırma görevlisi Dr. Georgie Bruinvels ile işbirliği<br />

yaparak sporda regl tabusunu yıkmak için ücretsiz<br />

eğitim programları düzenliyor.<br />

adidas, uzun vadeli Hareket Sırası Bizde kampanyası<br />

kapsamında, regl dönemindeki kadınları sporda<br />

tutmak için tasarlanan, tampon veya ped ile<br />

giyildiğinde sızıntılara karşı koruma sağlayan emici<br />

bir katmana sahip yeni TechFit Period Proof taytı<br />

tanıttı. Ayrıca, menstrüasyon konusunda daha fazla<br />

bilgi edinmek isteyenler için adidas, dünyanın dört<br />

bir yanındaki okullar için ücretsiz kaynaklar ve ders<br />

planları oluşturmak üzere Dr. Georgie Bruinvels ve<br />

Orreco ile işbirliği yapıyor.<br />

NYX<br />

238


Spor ve Moda<br />

Her dört genç kızdan biri sızıntı korkusuyla regl<br />

döneminde sporu bırakıyor<br />

adidas, yaptığı araştırmada genç kızların sporu<br />

endişe verici bir oranda bıraktığını ve bunun en<br />

önemli nedenlerinden birinin regl kanaması korkusu<br />

olduğunu tespit etti. Marka, bu bilgileri ışığında,<br />

sporculara ek bir koruma katmanı sağlayarak, regl<br />

döngüleri boyunca rahatça spor yapmalarına yardımcı<br />

olan Techfit Period Proof taytları tasarladı.<br />

Yeni adidas Flow Shield teknolojisini kullanan<br />

tayt, bir dizi emici katmana ve sızıntılara önlemeye<br />

yardımcı olan koruyucu katmanıyla sporculara regl<br />

dönemleri boyunca antrenman yaparken daha fazla<br />

güven sağlıyor. Bir fitilli kumaş tabakası, emici tabaka<br />

ve sızdırmaz tabaka koruma sağlamak için birlikte<br />

çalışırken, birleştirici çerçevesi ise her katmanı bir<br />

arada tutarak taytın yerinde durmasını sağlıyor.<br />

NYX<br />

239


KEYİFLİ VE KONFORLU<br />

ROTALARA HAZIRLANIN<br />

Kullanım deneyimini daha keyifli hale getiren teknolojilerin ve şık tasarımları ile dikkat çeken<br />

Columbia ürünleri ile dışarıda daha uzun süre, keyifli vakit geçirebilirsiniz.<br />

NYX<br />

240


Spor ve Moda<br />

Yaz tatili için belirlediğiniz kalabalıktan uzak yeni rotaların<br />

keyfini çıkarın...<br />

Günlük kullanıma uygun, stilden ödün vermeyen<br />

Columbia t-shirt’leri ile hem spor yaparken hem de<br />

güneşin ve sessizliğin tadını çıkartırken konforlu kalın.<br />

Pamuklu kumaş yapısı ve rahat kesimleriyle öne çıkan<br />

bu t-shirt’ler renkli tasarımları ile dikkat çekiyor. Doğa<br />

ve şehirden esinlenen baskı tasarımlarıyla Columbia<br />

t-shirt’leri, farklı bir görünüm yakalamanızı sağlıyor.<br />

Konforlu Columbia t-shirt’lerine üstün korumalarıyla<br />

eşlik eden Schooner Bank Cachalot şapkalar Omni-<br />

Shade teknolojisi ile 50 faktör güneş koruması<br />

sağlarken Omni-Wick teknolojisi ile şapkanın<br />

ter bandı yardımıyla nemin hızlıca buharlaşmasına<br />

olanak sunuyor. Gündelik veya sportif giyim tarzının<br />

vazgeçilmez tamamlayıcısı olan bu şapkalar aynı<br />

zamanda ayarlanabilir kordon ve ayarlanabilir arka<br />

kısmı ile de üstün fonksiyonellik sağlıyor. Kızgın<br />

güneş altındayken bile Schooner Bank Cachalot<br />

şapkalar, güneş ile aranızda kalkan görevi görüyor ve<br />

aktivitelerinize kesintisiz devam etmenizi sağlıyor.<br />

Columbia sandaletleri sadece sahilde değil, plajda,<br />

sokakta ve yürüyüşlerde de keyifli bir kullanım<br />

deneyimi yaşatıyor. Columbia sandaletleri Omni-<br />

Grip teknolojisi ile sağlam adımlar atma avantajı<br />

sunarken Techlite teknolojisi ile formüle edilmiş<br />

malzemesi, olası darbelerin etkisini en aza indiriyor<br />

ve maceraya attığınız adımları daha keyifli bir hale<br />

getiriyor.<br />

NYX<br />

241


İLHAMINI KADIN GÜCÜNDEN ALAN<br />

YEPYENİ CLUB-C SİLÜETİ:<br />

REEBOK x DANIELLE GUIZIO<br />

CLUB C 85<br />

Reebok, tasarımcı Danielle Guizio ile iş birliğini duyurdu. Danielle Guizio ve Reebok iş birliğinin ilk adımında,<br />

Reebok’ın ikonik ayakkabılarından biri olan Club-C yeniden tasarlandı.<br />

Reebok x Danielle Guizio iş birliğiyle yeni görüntüsüne kavuşan Club-C’de, Reebok’ın imzası haline gelen geleneksel<br />

tasarım korundu. Beyaz renkteki sade ve kullanışlı yönüyle öne çıkan Club-C, doğanın renklerini taşıyan ufak<br />

detaylarla süslendi, her güne eşlik edebilecek şekilde tasarlandı. Tasarımcı Danielle Guizio tarafından ayakkabının<br />

dil kısmına eklenen motive edici alıntılarla, ayakkabının giyildiği her güne başlangıç için motivasyon sağlanması<br />

hedefleniyor. Klasik Club-C silüetinin yeni yorumu, her günü bir öncekinden daha iyi hale getirmenin önemini<br />

vurguluyor. Danielle Guizio’ya göre tasarımın genel teması, ayağa kalkıp hedeflere kararlılıkla ulaşmak için ilham<br />

veriyor, harekete geçmeyi hatırlatıyor.<br />

NYX<br />

242


Spor ve Moda<br />

Salomon'un Yeni Yaz Spor Ayakkabısı "Amphib Bold 2W"<br />

ile Su Maceralarının ve Koşuların Tadını Çıkarın!<br />

“Amphib Bold 2W”, yenilikçi S-Café® teknolojisiyle kusursuz bir koşu deneyimi sunuyor. Nemi yönetmede ve koku<br />

kontrolu konusunda ideal olan kahve telvelerinden yapılan taban astar kılıfına sahip olan “Amphib Bold 2 W”, yaz<br />

aktivetelerinde sporculara olağanüstü rahatlık ve konfor sağlayarak performanslarını en üst seviyeye çıkarıyor.<br />

SensiFit özelliğiyle ayağı orta tabandan bağcık sistemine güvenli ve sıkı bir şekilde bağlayıp ayağa göre uyum<br />

sağlayan “Amphib Bold 2 W”, bu sayede aktivitelerden en yüksek verimi almaya yardımcı oluyor. Ayrıca, Quicklace<br />

bağcıkları da tek çekişte sıkma için minimalist ve güçlü fonksiyonuyla bağcıkların kolayca bağlanıp çıkarılmasını<br />

sağlıyor.<br />

Doğada ve Suda Ekstra Konfor Sunan Bir Sandalet:<br />

''MERRELL HYDRO MOC''<br />

Kuru ve ıslak zemin koşullarına uygun Hydro Moc model sandaletler, gelişmiş destek için konturlu bir kemer ve tek<br />

yoğunluklu enjekte EVA taban özelliklerinin yanı sıra slip-on tasarımıyla kolay giyilip çıkarılmaya olanak veriyor.<br />

Mafsallı topuk bandı, ayakların Hydro Moc sandaletlere güvenle oturmasını sağlayarak zorlu yürüyüşleri bile verimli<br />

hale getiriyor.<br />

Kusursuz bir sandalet deneyimi sunan Merrell Hydro Moc, SPX mağazalarında ve www.spx.com.tr<br />

adresinde satışa sunuluyor.<br />

NYX<br />

243


Reebok x Maison Margiela<br />

İmzasını Taşıyan<br />

Yeni Classic Leather Tabi High<br />

Fransız moda evi Maison Margiela ile dünyaca ünlü spor giyim markası Reebok iş birliğinde,<br />

Reebok'ın 1985'te üretilen Classic Leather koşu ayakkabısı Maison Margiela'nın haute<br />

couture diliyle yeniden yorumlandı.<br />

Reebok ve Maison Margiela vizyonuyla tasarlanan Classic Leather Tabi High, Classic Leather’ın orjinal tabanı ve<br />

desenine sadık kalınarak tasarlandı. Yüksek bilekli tasarımın, bilek ve saya kısımlarına decortiqué tekniği uygulanarak,<br />

gladyatör sandaletleri andıran kafesli bir görünüm yaratıldı. Maison Margiela’nın imzası haline gelen “Tabi” bölünmüş<br />

burun görüntüsüne sahip yeni Classic Leather Tabi High, üstün tasarım ipuçları barındırıyor.<br />

NYX<br />

244


Spor ve Moda<br />

adidas Ultraboost 21 Primeblue ile<br />

Çevreye Duyarlı<br />

Spor Deneyimi<br />

adidas, Ultraboost 21 Primeblue ile 2021'in sonunda %50'den fazla toplam geri dönüştürülmüş polyester hacmine<br />

ulaşma taahhüdüne önemli bir katkıda bulunuyor. Uzak adalardan, plajlardan ve kıyı bölgelerinden toplanarak geri<br />

dönüştürülen plastik atıklardan elde edilen Parley Ocean Plastic, adidas’ın Primeblue ayakkabısında hayat buluyor.<br />

%6 daha fazla Boost kapsülü ve destekleyici Primeknit+ saya içeren model, belli oranda Parley Ocean Plastic içeren,<br />

yüksek performanslı, geri dönüştürülmüş bir malzeme olan Primeblue ile üretildi. Sayasının %50'si kumaş, kumaşın<br />

%92'si Primeblue ipliği olan ayakkabı, saf polyester içermiyor. Burun ve orta taban desteği sunan Linear Energy Push<br />

sistemi sayesinde her adımda ekstra enerji iletimi sağlanıyor.<br />

Yüksek performanslı, geri dönüştürülmüş malzemesiyle Ultraboost 21 Primeblue, enerjik ve konforlu bir<br />

koşu deneyimi yaratırken, sokak modasından performans koşularına kadar her yerde sporseverlerin hayatını<br />

kolaylaştırıyor.<br />

NYX<br />

245


ŞAMPİYON OLAN SPORCULARIMIZ VE<br />

BAŞARILARININ ARDINDA YATAN<br />

ALTIN KURALLAR<br />

Türkiye, geleneksel sporlarımız dışında farklı branşlarda da adını dünya şampiyonları arasına yazdırmayı başardı. Aynı<br />

hafta içerisinde başarılı sporcumuz Ayşe Begüm Onbaşı’nın aerobik jimnastik dalında büyük kadınlar kategorisinde<br />

dünya şampiyonu olmasını ve Anadolu Efes’in EuroLeague’de şampiyonluğunu kutladık. Arka arkaya gelen bu<br />

başarılara gururlanmakla birlikte bu başarıların elde edilmesini sağlayan özellikleri, sporcuların sahip olduğu doğru<br />

alışkanlıkları ve antrenör faktörünün önemini Sporcu Koçu Pelin Narin Tekinsoy yorumladı.<br />

Türkiye, başarılı olduğu ata sporlarının dışında bugünlerde<br />

farklı spor branşlarında elde ettiği başarılarla da adını dünya<br />

şampiyonlar listelerine yazdırmayı başardı. Sporcu Koçu Pelin<br />

Narin Tekinsoy bu başarıların elde edilmesinde sporcuların<br />

yüksek motivasyonlarının, inandığından vazgeçmeyen<br />

yapılarının, istikrarlı çalışmalarının ve başarılı bir antrenörle<br />

yol almanın etkili olduğunu söyleyerek bu başarıları elde<br />

etmek için bilinmesi gereken altın kuralları şu şekilde açıkladı.<br />

Başarılı antrenör yolu açar<br />

Hem takım hem de bireysel spor dallarındaki başarıların<br />

ardında teknik bilginin yanında antrenörlerin kişisel<br />

deneyimleri de yer alıyor. Antrenörler, sporcular için en<br />

büyük değerdir. Antrenör için başarının altın kuralları,<br />

oyuncusuyla bağ kurması, güven alanı oluşturması ve<br />

sporcunun doğru bir şekilde yol almasına yardımcı olurken<br />

hedefi gerçekleştirmektir. Jimnastikte dünya şampiyonluğunu<br />

ülkemize getiren başarılı sporcumuz Ayşe Begüm Onbaşı’nın<br />

elde ettiği bu sonuçta antrenörü Mehmet Ali Ekin’in payı da<br />

göz ardı edilmemeli.<br />

Anadolu Efes’in EuroLeague’de kazandıkları şampiyonluk<br />

Türk ve Avrupa basketbol tarihinde bir ilk olurken aynı<br />

zamanda bir Türk antrenörün de bu başarının arkasında<br />

olması tarihe bir ilk olarak yazıldı. Ardından da İNG Basketbol<br />

Süper Ligi'nde şampiyonluğu göğüslediler. Bu iki başarının<br />

ard arda gelmesinde antrenör Ergin Ataman kutlanmalıdır.<br />

Bir takımın sezonda hem lig şampiyonu olması hem de<br />

arkasından Türkiye Kupasını alması her zaman denk gelmese<br />

de Beşiktaş Jimnastik Kulübü, tarihinde bunu üçüncü<br />

kez gerçekleştirdi. 2016-17 sezonundan sonra yeniden<br />

şampiyonluk ipini, Beşiktaş’ta bir zamanlar forma giyen<br />

ve şimdi de teknik direktörlüğünü yaptığı Sergen Yalçın’la<br />

göğüsledi. Bu başarı ne Dünya ne de Avrupa çapında<br />

olmasa da ülkemizde arka arkaya iki başarıyı özellikle de<br />

pandemi koşullarında Futbol Federasyonu’nun da vermiş<br />

olduğu kararlarla elde etmek, imkansızı başarmaktan öte bir<br />

durumdu. Kendilerinin bilgi ve tecrübesi sporcuların başarı<br />

yollarını açtı.<br />

Pelin Narin Tekinsoy<br />

Sporcu Koçu<br />

NYX<br />

246


Spor<br />

Ne istediğini bilmek,<br />

hedefi net belirlemek ve<br />

ona sıkı sıkıya bağlı olmak,<br />

sporcunun kendisiyle<br />

barışık olması, duygularını<br />

yönetebilmeyi öğrenmesi,<br />

inandığından vazgeçmemesi,<br />

motivasyonu yüksek tutması<br />

ve konsantrasyonun<br />

tam olması.<br />

Türk kadını başarısını kanıtladı<br />

Yüksek motivasyon, azimli çalışma ve önündeki<br />

engelleri kaldırabilme gönüllülüğü, başarının altın<br />

kurallarıdır. Kadın sporcularımız da ülkemizi dünya<br />

çapında temsil etti ve en başarılı dereceleri ülkemize<br />

getirdi. Geçen sene Kadın Ritmik Cimnastik Grup<br />

Milli Takımımız bir ilk olarak Avrupa şampiyonluğunu<br />

kazandı. Bu yıl aynı dalda Dünya şampiyonluğunu<br />

bireysel olarak ülkemize taşıyan ve bu başarısıyla<br />

göğsümüzü kabartan Ayşe Begüm Onbaşı’nın ismini<br />

sıklıkla duyacak gibiyiz. 2021 Tokyo Olimpiyat<br />

Oyunları Avrupa Kota Müsabakalarında Olimpik<br />

Boks Milli Takımımızdan Buse Naz Çakıroğlu ve ç<br />

altın madalya kazanmasıyla 4 sporcu 2021 Tokyo<br />

Olimpiyat Oyunları için vize aldı. Türk Kadınının spor<br />

müsabakalarındaki başarılarına bir yenisini daha<br />

eklemesi mutluluk verici. Bununla birlikte basketbol<br />

ve futbol daha çok erkeklerin baskın olduğu branşlar<br />

olmasına rağmen, ülkemizde kadınlar tarafından da<br />

ses getirecek düzeyde oynanmakta.<br />

Türkiye farklı spor branşlarında da adını<br />

altın harflerle yazdırıyor<br />

Türkiye, başarılı olduğu ata sporları olan ve daha<br />

çok erkeklerin yer aldığı okçuluk, yağlı güreş, cirit<br />

atmak ve ata binerek gerçekleştirilen oyunlarda iyi<br />

olsa da bugünlerde farklı spor branşlarında da elde<br />

ettiği başarılarla adını dünya şampiyonlar listelerine<br />

yazdırmayı başardı.<br />

Türk kadınının modern ve aydın yüzünü tüm dünyaya<br />

Dünya şampiyonu olarak göstermesi açısından<br />

Voleyboldan sonra Jimnastik branşının gelmesi<br />

gurur verici. Türk Milli Basketbol takımımız erkekler<br />

kategorisinde, hem 2001 Avrupa Şampiyonasında<br />

hem de 2010’da Dünya Basketbol Şampiyonasında<br />

ikinciliğe kadar yükselmişti. Özlediğimiz bu başarıları<br />

bugünlerde Anadolu Efes Euroleague şampiyonu<br />

olarak bize tekrar yaşattı. Basketbol her ne kadar<br />

geleneksel sporlarımızdan olmasa da hem kadın<br />

hem de erkek müsabakalarında milli takımla birlikte<br />

kulüplerin de adından uzun süredir bahsettirdiği<br />

alanlardan. 1999-2000 Sezonun da Galatasaray’ın<br />

UEFA Şampiyonu olması bizleri o yıllarda futbola<br />

biraz daha yaklaştırdı. Bir takımın sezonda hem<br />

lig şampiyonu olması hem de arkasından Türkiye<br />

Kupasını alması her zaman denk gelmese de Beşiktaş<br />

Jimnastik Kulübü, bu sezon tarihinde bunu üçüncü kez<br />

gerçekleştirdi.<br />

Başarının altın kuralları<br />

Sporcu Koçu Pelin Narin Tekinsoy, ülkemizin başarılı<br />

sporcularının performanslarını da izleyerek başarının<br />

altın kurallarını şu şekilde özetledi: ne istediğini<br />

bilmek, hedefi net belirlemek ve ona sıkı sıkıya<br />

bağlı olmak, sporcunun kendisiyle barışık olması,<br />

duygularını yönetebilmeyi öğrenmesi, inandığından<br />

vazgeçmemesi, motivasyonu yüksek tutması ve<br />

konsantrasyonun tam olması.<br />

NYX<br />

247


Eviniz için dekoratif<br />

şık aksesuarlar<br />

NYX<br />

248


NYX<br />

249


DEFNE KOZ TASARIMI LAYERS VAZO<br />

NUDE DESIGN<br />

NYX<br />

250


Ev Dekorasyon<br />

CORAL DEKORATİF TABAK<br />

LINENS<br />

ALEJANDRO RUIZ TASARIMI SATİN VAZO<br />

NUDE DESIGN<br />

YEŞİL DOKULU FİGÜR<br />

DETAYLI SERAMİK OBJE<br />

ETRO HOME / BEYMEN<br />

AMATA VAZO<br />

LINENS<br />

NYX<br />

251<br />

BUBBLE BORDO DESENLİ<br />

PORSELEN VAZO<br />

LA DOUBLEJ / BEYMEN


Mutfağınız<br />

yaza hazır mı?<br />

Kendimizi evimizde daha güvenli hissettiğimiz bu<br />

günlerde özellikle mutfakta geçirdiğimiz zamanı<br />

daha keyifli hale getirmek için Bodrum Mutfak<br />

Mobilya Tasarım Ekibi, mutfakları yaza hazırlamak<br />

isteyenlere farklı öneriler sunuyor. Endişe duyup da<br />

gidemediğimiz kafelere olan özlemi gidermek için<br />

mutfağınızda ikramlıklar ve farklı kahve fincanları<br />

ile muhteşem bir kahve köşesi yaratabileceğinizi<br />

söyleyen Bodrum Mutfak Mobilya Tasarım Ekibi,<br />

aynı zamanda renk paletlerinden seçilecek toprak<br />

tonları ya da doğadan sürülmüş birkaç sakin ton ile<br />

mutfağınızda yazın ferah havasını hissedebileceğinizi<br />

ipucunu veriyor.<br />

Veranda, bahçe ve terasların bu<br />

süreçte mutlaka pratik şekilde<br />

değerlendirilmesi gerektiğinin<br />

altını çizen tasarım ekibi, hareketli<br />

mutfak modelleri ve pişirme<br />

üniteleri ile misafir ağırlamalarının<br />

daha keyifli ve zahmetsiz olacağını<br />

söylüyor.<br />

NYX<br />

252


Yaz Sofraları<br />

KARACA “FUNDAY WAFFLE” İLE<br />

PAYLAŞACAK ÇOK TAT VAR!<br />

Karaca, “Funday Waffle” ile mutfakta<br />

eğlencenin ritmini yükseltiyor. En lezzetli<br />

kahvaltılıkları ve atıştırmalıkları kısa sürede<br />

hazırlamak için tasarlanan Funday Waffle,<br />

ek plakası ile de hem pankek hem de künefe<br />

yapmayı kolaylaştırıyor. Funday Waffle’ın<br />

çıkarılabilir plakları bulaşık makinasında<br />

kolaylıkla yıkanabiliyor.<br />

Lansmana özel 399,99 TL’den başlayan<br />

fiyatlarla; pembe, redgold, rosegold, silver,<br />

krem, glossy violet renkleri olmak üzere 6<br />

farklı renk seçeneği ile Türkiye genelindeki<br />

tüm Karaca mağazalarında ve www.karaca.<br />

com’da tatlı severlerle buluşuyor.<br />

EKRIA'NIN AKIŞINA KAPILABİLİRSİNİZ<br />

2013 yılında endüstriyel tasarımcı Esra Karadeniz<br />

tarafından kurulan EKRIA markası, her biri özenle,<br />

yüksek segment ve bilinçli materyaller kullanılarak<br />

tasarlanan, çağdaş yöntemler ve kusursuz işçilik ile<br />

üretilen takı, aksesuar, mobilya gibi sanat ve tasarım<br />

ürünleri sunuyor.<br />

İnce çizgileriyle su akışını anımsatan, kullanımı kolay<br />

ve ergonomik EKRIA Flow bardak koleksiyonu, ister<br />

kahvaltı ve brunch servislerinde ister akşam yemeği<br />

gibi daha ağır ve yoğunluklu sofralarda sohbetlere<br />

şıklık katıyor.<br />

MARRICREO AKDENİZ’DEN İLHAM ALAN<br />

TASARIMLARIYLA BEYMEN HOME’DA…<br />

Markanın kurucusu, tasarımcı Salvatore<br />

Marricreo’nin denize ve teknelere olan<br />

tutkusundan doğan Marricreo, minimalist,<br />

işlevsel ve zamansız tasarımlarıyla marine<br />

ruhunu yaşam alanlarınıza taşıyor. Deri,<br />

ahşap ve halat gibi doğal malzemelerden<br />

İtalyan zanaatkarları tarafından geleneksel el<br />

işçiliği teknikleriyle hazırlanan koleksiyonda;<br />

Amerikan servislerden bardak altlıklarına,<br />

peçeteliklerden sepetlere, dekoratif<br />

kutulardan çok sayıda ürün yer alıyor.<br />

Lacivert, kremve bej tonların ağırlıkta olduğu<br />

Marricreo 2021 İlkbahar Yaz Koleksiyonu,<br />

www.beymen.com adresinde, BEYMEN Home<br />

Zorlu Center ve BEYMEN Home Suadiye’de<br />

dekorasyon tutkunları ile buluşuyor.<br />

NYX<br />

253


Yaz Sofraları<br />

AFRO DEKOR TRENDİ SOFRALARDA...<br />

Kendine has tasarım çizgisiyle yaşam alanlarına yaratıcılık katan Bella Maison,<br />

2021 İlkbahar & Yaz koleksiyonunda yer verdiği Safari servis setiyle doğanın gizemli ruhunu sofralara<br />

taşıyor. Afrika stilinden ilham alınarak hazırlanan tasarım; zebra, fil, zürafa, koala, geyik ve kaplan gibi<br />

hayvan figürlerinden oluşan deseniyle yemek masalarında çarpıcı bir görünüm yaratıyor.<br />

NYX<br />

254


Yaz Sofraları<br />

La DoubleJ Home, canlı renk<br />

ve desenlerdeki 2021 İlkbahar<br />

Yaz Koleksiyonu ile yaz<br />

sofralarını kutlama masalarına<br />

dönüştürüyor.<br />

Markanın kurucusu ünlü tasarımcı J.J. Martin’in yaratıcı<br />

dünyasından ilham alan La DoubleJ Home 2021 İlkbahar Yaz<br />

Koleksiyonu, tropikal ananas deseni ve gökkuşağı renkleriyle<br />

zenginleşen tasarımlarla enerjinizi yükselten, mutluluk veren<br />

dekorasyonlara imza atıyor. Koleksiyondaki renkli bardak<br />

ve kadehler markanın dünyaca ünlü Venedikli cam üreticisi<br />

Salviati ile gerçekleştirdiği iş birliği ile hayat buluyor.<br />

Yaz sofralarına eğlenceli bir dokunuş katan La DoubleJ<br />

Home 2021 İlkbahar Yaz Koleksiyonu, www.beymen.com,<br />

BEYMEN Home Zorlu Center ve BEYMEN Home Suadiye’de<br />

dekorasyon tutkunları ile buluşuyor.<br />

Karaca’dan Kadınların Gücünü Her An Hatırlatacak Ürünler<br />

Pek çok başarılı işe imza atan, her güçlüğün<br />

üstesinden gelen; anne, eş, sevgili, arkadaş,<br />

yönetici ya da ekip arkadaşı olarak hayatın<br />

her alanında yer alan kadınlarımıza,<br />

Karaca'dan özel tasarımlar.<br />

Üzerinde "Stronger Together (Beraber<br />

Daha Güçlüyüz)", "We Can Change The<br />

World (Dünyayı Değiştirebiliriz)", "The<br />

Future is Female (Gelecek Kadındır)" gibi<br />

sloganların yer aldığı kupalar ve çay setleri<br />

tasarlayan Karaca, kadınların sahip olduğu<br />

gücü ürünlerine taşıyor.<br />

NYX<br />

255


trend<br />

topic<br />

Twitter<br />

Günlüğü<br />

YURDAGÜL AYDIN<br />

yurdagul.aydin@nyxmag.com<br />

Merhaba<br />

Ülkenin gündemini takip edebileceğimiz en gerçek platform<br />

olan twitterdan son 3 ayın trend topiclerini sizin için<br />

listeledim.<br />

Güzel hashtaglerde buluşmak dileğiyle...<br />

Nisan 2021<br />

1 Nisan - #FilmOutbyBTS<br />

2 Nisan - #HalkınVekiliTutuklanamaz<br />

3 Nisan - #Galatasaray<br />

4 Nisan - #Teşkilat<br />

5 Nisan - #Zkusagisiziaffetmeyecek<br />

6 Nisan - #DevletAna<br />

7 Nisan - #SatılmışAlanyaspor<br />

8 Nisan - #istifanıkabuletmiyoruz<br />

9 Nisan - #ErsinKorkutTutuklansın<br />

10 Nisan - #GayretineŞahidizErdoğan<br />

11 Nisan - #Ramazan<br />

12 Nisan - #HayırlıRamazanlar<br />

13 Nisan - #yasaklar<br />

14 Nisan - #BirZamanlarTürkiye<br />

15 Nisan - #HükümetMilletininYanında<br />

16 Nisan - #9SeçimKaybettiGitmedi<br />

17 Nisan - #GönülDağı<br />

18 Nisan - #BüyükOperasyon<br />

19 Nisan - #cukur<br />

20 Nisan - #PandemininFaturası<br />

21 Nisan - #EvlatlarınSeninleHocam<br />

22 Nisan - #23Nisan<br />

23 Nisan - #Paşa2BuçuğaŞEREFiniSatmaz<br />

24 Nisan - #1915Olayları<br />

25 Nisan - #DuyBiziKabine<br />

26 Nisan - #tamkapanma<br />

27 Nisan - #alkolümedokunma<br />

28 Nisan - #Biontech<br />

29 Nisan - #TamKapanmayaDoğru<br />

30 Nisan - #1MayısMesajım<br />

NYX<br />

256


Twitter Günlüğü<br />

Mayıs 2021<br />

1 Mayıs - #978AtNerede<br />

2 Mayıs - #Araçfiyatları<br />

3 Mayıs - #20liyaslarchallenge<br />

4 Mayıs - #ErkenSeçimŞartOldu<br />

5 Mayıs - #JandarmayaKeserliKumpas<br />

6 Mayıs - #650MilyonTLnerede<br />

7 Mayıs - #TürkVirüsü<br />

8 Mayıs - #gsvsbjk<br />

9 Mayıs - #survivor2021<br />

10 Mayıs - #AksadaBaskınVar<br />

11 Mayıs - #İstanbulSözleşmesi10Yaşında<br />

12 Mayıs - #RamazanBayramı<br />

13 Mayıs - #KudüseBayramGelsin<br />

14 Mayıs - #HelalEtmiyorum<br />

15 Mayıs - #ŞampiyonBeşiktaş<br />

17 Mayıs - #HükümetEsnafınınYanında<br />

18 Mayıs - #SeninleyizSavcıEyyupAkbulut<br />

19 Mayıs - #KütüphaneSöyleşileri<br />

20 Mayıs - #GençlerOkuyor<br />

21 Mayıs - #anneyeneoldu<br />

22 Mayıs - #Eurovision<br />

23 Mayıs - #ErdoğanlaBirlikteyiz<br />

24 Mayıs - #SoyluyaSoruyorum<br />

25 Mayıs - #BaydınArtıkSedat<br />

26 Mayıs - #EmrinOlurReis<br />

27 Mayıs - #KaçaSatıldık<br />

28 Mayıs - #YolunSonuGöründü<br />

29 Mayıs - #UCLfinal<br />

30 Mayıs - #AnadoluEfes<br />

31 Mayıs - #yasaklar<br />

16 Mayıs - #HopeToGaza<br />

Haziran 2021<br />

1 Haziran - #CumhurbaşkanıTRTde<br />

2 Haziran - #YalnızDeğilsinEzgiMola<br />

3 Haziran - #OrganlarYaşatır<br />

4 Haziran - #hoşkal<br />

5 Haziran - #sedatpeker9<br />

6 Haziran - #survivor2021<br />

7 Haziran - #ÇukurVeda<br />

8 Haziran - #MilleteYenileceksiniz<br />

9 Haziran - #AçOlanlarıSizDoyurun<br />

10 Haziran - #750MilyonDolaraNeOldu<br />

11 Haziran - #Euro2020<br />

12 Haziran - #Eriksen<br />

13 Haziran - #yakalanmış<br />

14 Haziran - #VeyisAteş<br />

15 Haziran - #UyuyanDevUyandı<br />

16 Haziran - #DenekOlmaTürkiye<br />

17 Haziran - #DenizPoyraz<br />

18 Haziran - #VeyisAteşeSoruyorum<br />

19 Haziran - #burakelmas<br />

20 Haziran - #bizimçocuklar<br />

21 Haziran - #kusurabakıyoruz<br />

22 Haziran - #10unYeriBurası<br />

23 Haziran - #öğretmenmaaşıyetmiyor<br />

24 Haziran - #FileninSultanları<br />

25 Haziran - #yks2021<br />

26 Haziran - #Pride2021<br />

27 Haziran - #Arabaalamıyoruz<br />

28 Haziran - #elmalıdavası<br />

29 Haziran - #elmalıdavası<br />

30 Haziran - #elektrik<br />

NYX<br />

257


hikayeler<br />

Çalan cep telefonunun sesi ile birden irkildi. Arayan<br />

İstanbul’da yaşayan kız kardeşiydi. Hal hatır, biraz havadan<br />

sudan konuşup kapattılar. Dört kardeştiler. Üç kız bir erkek.<br />

Yıllar önce göç etmişlerdi Mardin’den İzmir’e. Babası demir<br />

ustası annesi de el işleri yapar, Urla pazarında satardı. Orta<br />

okulu, liseyi İzmir’de okumuştu.<br />

İki defa sınava girse de üniversiteyi kazanamamıştı.<br />

Eşi Salih’le bu yıllarda tanışmıştı. İzmir’in eski yerleşik<br />

ailelerindendi. Bir arkadaşının doğum gününde<br />

tanışmışlardı. Aralarında karşı konulmaz bir çekim, bir yürek<br />

heyecanı daha o an gelişti, zamanla büyük bir aşka dönüştü.<br />

Salih koyu renk saçlı, bronz tenli, ela gözlü, orta boylu,<br />

sevecen ve güler yüzlü bir çocuktu. Meryem ise kumral<br />

gözlerinin ardında çiçekler açan çok güzel bir kızdı.<br />

Düş Kapanı<br />

ŞENAY ÇARKÇI<br />

Bir İhanet De<br />

Benden Olsun<br />

Evinin bahçesindeki çınar ağacını uzun uzun seyretti. Oldu<br />

olası ağaçları ve gök yüzünü seyretmeyi severdi. Rahatlayıp,<br />

huzurlu bir rehavetin içine dalardı müstakil evinin<br />

bahçesinde.<br />

Yirmi yıl önce bu arsayı alıp evlerini inşa etmişlerdi. Her<br />

detayla tek tek ilgilenip emek vermişlerdi. Cennetten bir<br />

köşeydi bahçe, manzara ve beyaz boyalı, turkuaz panjurlu<br />

evleri.<br />

Ne gariptir şu beyin!!! Ne farklı bir kavramdır zihin; istediği<br />

yeri cennete, istemediğini cehenneme çevirebiliyor. Şu<br />

aralar Meryem bu evde ve bahçede eski tadı tuzu ve huzuru<br />

bulamıyordu. Mayıs güneşi bir güne daha veda etmekte idi.<br />

Kızıl turuncu renkleri tüm gökyüzünü sarmış o ise bahçedeki<br />

geniş tahta sandalyesinde gözlerini yummuş elinde kalan<br />

yaşamın kırıntılarını toprağa usul usul bırakıyordu. Masadaki<br />

yarım kalmış yeşil çayı soğumuştu. Aklına on yaşında<br />

ayrıldığı Mardin’deki evlerinin avlusu geldi. Elinde annesinin<br />

yaptığı saçları mavi yünden bebeği. Tek bir ağaçları vardı<br />

avluda. Onun hemen gölgesinde de sedirleri. Ne güzel<br />

günlerdi.<br />

O yıllarda aile biraz dağılmaya başlamıştı. En büyük abla<br />

Hacer uzak akrabalardan Almanya’da yaşayan bir aileye<br />

görücü usulü gelin gitmişti. Büyük abi İskender Avusturya’ya<br />

iltica talebinde bulunmuş ve kabul edilmişti. Anne eli<br />

göğsünde yanık yanık türküler söylerdi arada… Baba uzun<br />

uzun dalar giderdi. Küçük kız kardeş lise ikide, başında<br />

kavak yelleri. Meryem üniversite hayalinden vazgeçip İzmir<br />

merkezde bir mağazada satış elamanı olarak işe başladı.<br />

O yıl Salih İstanbul’da işletme ve muhasebe okumak için<br />

İzmir’den ayrıldı. O gece ne zordu, ne kordu yürekte... Onsuz<br />

nasıl günler geçecekti? Güneş nasıl doğacaktı? Terminalden<br />

birkaç arkadaş uğurladılar. Elleri zor ayrıldı... Koparcasına,<br />

isyan edercesine.<br />

Okul bitip dönünce evlenmeye karar vermişlerdi. Aileler pek<br />

uyuşamasa da engel olamadılar. Kültürlerin ve halayların<br />

biraz çekiştiği bir kır düğünü ile evlendiler. Bir sene geçti<br />

geçmedi annesi kalp krizinden ölünce baba bir süre yalnız<br />

kaldı. Bütün çocukları ısrar etse de kimseye gitmedi. Ta ki<br />

oğlu gelip onu Viyana’ya götürene kadar.<br />

Salih ve Meryem para biriktirip bir arsa almak istiyorlardı.<br />

Evliliklerinin üçüncü yılında birikimleri ile Urla’da portakal<br />

ağaçlarının olduğu bir arazi aldılar. Bir güzel de ev<br />

kondurdular. Huzurlu ve mutluydular. Kızı Akasya dünyaya<br />

geldikten sonra annesini eskisinden daha çok anlar ve anar<br />

olmuştu… Gel zaman git zaman yıllar geçti. Her ilişkide<br />

olduğu gibi dalgalanmalar - durulmalar ya da atışmalar<br />

oluyordu olmasına ama son bir yılda anlamsız bir uzaklaşma<br />

hissediyordu. Salih biraz sessiz ve her zamankinden<br />

farklı hallerde idi. Meryem yorgunluğuna bağlıyor ve pek<br />

üzerine gitmiyordu. Maddi olarak biraz sıkıntılı bir süreçten<br />

geçiyorlardı. Akasya Ankara’da üniversitede okuyordu ve<br />

Meryem bir yıl önce hayalindeki butiği açmıştı. Kendi işini<br />

yapıyordu artık. Çok yoğun geçiyordu günler. Bahçedeki<br />

ağaçları bile izlemeyi erteliyordu.<br />

Salih arada geç geliyor bazen gelir gelmez yorgunum deyip<br />

telefonu da alıp yatak odasına geçiyordu.<br />

NYX<br />

258


Düş Kapanı<br />

İşte dün gece de buna benzer şeyler olmuş, Salih yorgunum<br />

deyip odaya çekilmişti. Üstündekileri de banyodaki büyük<br />

hasır sepetin üzerine fırlatırcasına bırakmıştı. Meryem<br />

banyoya girip onları makinenin içine atmak istediğinde, yere<br />

düşen bir kağıt gördü. Birden nedensiz bir burukluk kapladı<br />

yüreğini. Dört kere katlanmış bu küçük kağıdı hemen açtı.<br />

Banyoda yere adeta çökercesine oturup okumaya başladı.<br />

Bir kavgadan sonraki barışma yazısıydı bu. “Seni çok<br />

seviyorum... Ve anlıyorum biraz üzerine gelmiş olabilirim.<br />

Ama ne olur sen de beni anla… Şirkette kimse anlamasın<br />

diye sürekli diken üzerindeyim. Senle geçirdiğimiz mutluluk<br />

dolu anlar çok kısa sürüyor ve sen karının yanına gidiyorsun.<br />

Ben artık dayanamıyorum… Ama sensiz olamayacağımı da<br />

bir kez daha anladım, sensiz olamıyorum. Bu on beş gün<br />

cehennem oldu. Seni çok ama çok seviyorum. Bu arada<br />

hediye için teşekkürler. Kediciğin Aslı…“<br />

Meryem yutkunamıyor kalbi hızla çarpıyordu. Bir hışım<br />

bahçeye fırladı. Göz yaşları sel olmuş, arada nefes almakta<br />

zorlanıyordu. Bu Aslı üç yıldır beraber çalıştıkları halkla<br />

ilişkiler müdürü Aslı olmalı diye geçirdi içinden. Ne acı; çok<br />

kez sohbet etmişlikleri, eve gelip kahve içmişlikleri vardı.<br />

Dört yaş küçüktü Meryem’den ve altı yıl önce boşanmıştı<br />

eşinden. Hiç çocuğu olmamıştı. Gezmeyi eğlenmeyi seven<br />

hoş sohbet bir kadındı. Meryem’in içinde bir yangın ve<br />

cevapsız bin bir soru… Nasıl olabilirdi? Sevdiği adam bunu<br />

ona nasıl yapabilmişti? Nasıl, nasıl diye içinden birkaç kez<br />

fısıldadı. Havanın soğukluğu bile onu üşütmüyor, içindeki<br />

yangını söndürmüyordu. Üzerinde ince bir hırka ile gözleri<br />

sırılsıklam titriyordu. İçinden bir ses “Camı çerçeveyi indir<br />

... Vur, kır onlara bunun hesabını sor, burunlarından fitil fitil<br />

getir.” diyordu. Bir ses de “Sakin ol bir toparlan böyle olmaz”<br />

diyordu. Bir süre sonra elini yüzünü yıkayıp kanepeye<br />

kıvrıldı. Sakinleşmeye çalışıyor ama beceremiyordu.<br />

Güneşin ilk ışıkları camları geniş salondan içeri sızmış, o hala<br />

gözünü kırpmamıştı.<br />

“Ne yapmalıyım şimdi? Ne yapmalıyım?” diye geçiyordu<br />

içinden. Aptal yerine konmasını hazmedemiyor, aldatılmanın<br />

ağır yükünün altında eziliyordu. Bir ara Salih’in kalktığını<br />

gördü. İşe gitmek için hazırlanıyordu. Salonda kanepede<br />

uzanan Meryem’e bakıp neden burada uyuduğunu sordu.<br />

Yüzüne bile bakmadan “Uykum kaçtı uyuyamadım.” diyebildi<br />

Meryem. Başka hiçbir şey demeden kapıyı çekti ve gitti.<br />

Meryem bitkin bir halde kalkıp bir kahve yaptı. Gözleri tuzlu<br />

su kesiği. Acıyordu. Her yeri acıyordu aslında. Kahvesinden<br />

bir yudum aldı. Affetmeli miyim acaba diye düşündü. Sonra<br />

kendinden utandı bu ne onursuzluk!!! Demek artık beni<br />

sevmiyor ki beni aldatmış... Sevgi dilenmek acizlik diye<br />

düşündü. Ama ona hiç boşanmak istediğini söylememişti<br />

belki de gelip geçici bir hevesti bu. Kendini kandırma dedi<br />

kendini avutma. Ne yapmalıyım şimdi? Onca mazi… Bunca<br />

anı… O kalp çarpıntısı, o sevişmeler… Verilen emekler bir<br />

hiç miydi? Kabullenemiyordu. Akasya’ya nasıl anlatacaktı<br />

bunları. Birden hıçkırıklara boğuldu…Yapamam diyordu<br />

böyle yaşayamam.<br />

Şimdi hava kararmış, o hala bahçede oturmakta idi. Şimdi<br />

geçmişi ve anıları ortaya saçma zamanıydı… Şimdi zamanın<br />

dönen çarklarını kırma zamanı…<br />

Mutfağa gidip kendine yeni bir çay yaptı. Yıllar, anılar<br />

kafasının içinde adeta yarışıyorlardı. Bir şey düşünüyor,<br />

sonra ne düşündüğünü unutup, başka düşüncelere<br />

dalıyordu. Bir gece öncesini kafasında tekrar tekrar<br />

yaşıyordu…<br />

Akşam olmuştu, bütün bir gün bir şey yemeden bahçede<br />

o soğukta oturup ağaçları seyretmişti. Uzun zamandır<br />

ertelediği ağaçları. Ve zor da olsa bir karar vermişti.<br />

Bitmeliydi.<br />

Aslında şunu anladı; o özgürlüğüne aşıktı. Esarete değil. O<br />

aşka aşıktı. Kırıntılarına değil. İki yıl sürdüğüne göre aşk<br />

olmalıydı onlarınki…Bizim artık yitirdiğimiz… Sonra artık<br />

güvenemezdi ona ardından bunca iş çevirmiş birine… Çok<br />

haince bir durumdu bu. Halbuki ilk zamanlar kendi itiraf<br />

etse boşanırlar ve bu denli acı çekmezdi. Tamam hiç kolay<br />

olmazdı ama bu denli acı olmazdı. Artık kararını vermişti<br />

Ağlayacaktı, sızlayacaktı ama unutacaktı. Ve en önemlisi<br />

sızlanıp kendine acımayacaktı.<br />

Evet, evet kararlıydı yangınını bir gün söndürecek, belki<br />

onları içinde gün gelip affedecekti. Bu hayat benim. Bu<br />

Yolculuk da Öyle … Ne ilk ne son bu…<br />

Meryem karar vermişti vermesine de kalbi ile kavgası<br />

sürmekte idi içten içe.<br />

Gecenin sessizliğini ard arda çalan kapı zili böldü. Meryem<br />

kapıya ağır ağır ve bitkin adımlarla yürürken kapı inatla<br />

çalıyordu. Kızgın ve öfkeli bir tavırla kapıyı hızla açtı...<br />

-Sürpriiizzz... diye kalabalık bir bağırış karşısında dondu…<br />

Önde Salih elinde beyaz pembe güllerle süslenmiş bir pasta,<br />

mumların aydınlığıyla yüzlerini tam seçemediği arkadaşları<br />

ve hemen solunda İstanbul’daki kız kardeşi Mine… Hep bir<br />

ağızdan iyi ki doğdun diyorlardı… Şaşkındı bugün doğum<br />

günü olduğunu unutmuştu. Ne yapacağını ne söyleyeceğini<br />

bilemiyordu. Gelen kalabalık içinde onu ilk öpen ve kutlayan<br />

da Aslı olmuştu.<br />

Meryem tepkisiz ve buz kesmiş bir halde sessizce fısıldadı<br />

kendine<br />

“Evet bu benim yeni yaşım ve tekrar doğuşum.”<br />

KİM BİLİR BELKİ DE AŞK LAZIM DEĞİLDİR...<br />

NYX<br />

259


Film/Dizi<br />

“KORKU SOKAĞI” ÜÇLEMESİ<br />

1994 yılında bir grup genç, yaşadıkları kasabaya yüzlerce<br />

yıldır musallat olan lanetli olayların birbiriyle olan<br />

bağlantısını ve sıradaki kurbanların kendileri olabileceğini<br />

keşfeder. R.L. Stine’ın çok satan korku serisinden<br />

uyarlanan üçleme, Shadyside’ın uğursuz geçmişine uzanan<br />

kâbus dolu bir öyküyü anlatıyor.<br />

Leigh Janiak (yönetmen) ve R.L. Stine (yazar), paylaşılan<br />

tanıtım fragmanı ile birlikte 300 yıllık bir hikayeyi anlatan<br />

bu üçlemede izleyiciyi neler beklediğini anlatıyor:<br />

Leigh Janiak: : Çılgın ve kanlı bir yaz mevsiminde çektiğimiz<br />

Korku Sokağı’nın üç filmi de birer hafta arayla izleyici ile<br />

buluşacak. Herkesi Korku Sokağı dünyasına davet etmek için<br />

sabırsızlanıyorum!<br />

R.L. Stine: Korku Sokağı hayranlarını büyük sürprizler<br />

bekliyor. Okuyucular, kitap serisinin 13+ olarak<br />

derecelendirildiğini bilirler. Ancak filmler, 18+ olarak<br />

derecelendirildi. Bu da çok daha fazla korku ve gerilimi<br />

beraberinde getiriyor. Üçleme beklediğimden çok daha<br />

fazla korku içeriyor. Shadyside Kasabası’ndaki dehşetin<br />

canlandığını görmek çok eğlenceli!<br />

Korku Sokağı Üçlemesi 1. Kısım: 1994: 2 Temmuz 2021<br />

Korku Sokağı Üçlemesi 2. Kısım: 1978: 9 Temmuz 2021<br />

Korku Sokağı Üçlemesi 3. Kısım: 1666: 16 Temmuz 2021<br />

Yönetmen: Leigh Janiak<br />

Oyuncu Kadrosu<br />

Korku Sokağı Üçlemesi 1. Kısım:<br />

1994 Kiana Madeira, Olivia Scott<br />

Welch, Benjamin Flores Jr., Julia<br />

Rehwald, Fred Hechinger, Ashley<br />

Zukerman, Maya Hawke, Darrell<br />

Britt-Gibson, Jordana Spiro,<br />

Jordyn DiNatale<br />

Korku Sokağı Üçlemesi 2. Kısım:<br />

1978 Sadie Sink, Emily Rudd,<br />

Ryan Simpkins, McCabe Slye, Ted<br />

Sutherland, Jordana Spiro, Gillian<br />

Jacobs, Kiana Madeira, Benjamin<br />

Flores Jr., Ashley Zukerman,<br />

Olivia Scott Welch, Chiara<br />

Aurelia, Jordyn DiNatale<br />

Korku Sokağı Üçlemesi 3. Kısım:<br />

1666 Kiana Madeira, Ashley<br />

Zukerman, Gillian Jacobs, Olivia<br />

Scott Welch, Benjamin Flores<br />

Jr., Darrell Britt-Gibson, Sadie<br />

Sink, Emily Rudd, McCabe Slye,<br />

Julia Rehwald, Fred Hechinger,<br />

Jordana Spiro, Elizabeth Scopel,<br />

Randall Havens<br />

“KATLA”<br />

Buzul altındaki Katla Yanardağı’nın korkunç bir<br />

şekilde patlamasıyla erimeye başlayan buzun<br />

içindeki gizemli unsurla, yakınlardaki kasaba<br />

halkının hayatını altüst eder.<br />

Oyuncular:<br />

Guðrún Eyfjörð,Í ris Tanja Flygenring, Aliette Op<br />

Yaratıcılar: Baltasar Kormakurheim<br />

NYX<br />

260


Sanat/Eğlence<br />

Kültür - Sanat<br />

GENCO ERKAL’IN “ŞAHDAMARIM”<br />

OYUNU ÖZGÜRLÜK PARKI’NDA<br />

PRÖMİYERİNİ YAPACAK<br />

Pandemiden etkilenen ve zor süreçler geçiren sanat<br />

dünyasına desteğini sunmaya, yanında olmaya<br />

devam eden Kadıköy Belediyesi, şimdi de Özgürlük<br />

Parkı’nda yer alan iki sahneyi sanatçıların kullanımına<br />

açtı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da tüm teknik altyapısı<br />

tamamlanmış; ışıkçısından, sesçisine ve güvenliğine<br />

kadar her yönüyle hazırlanmış sahneler tiyatro<br />

gruplarının kullanımına sunuluyor. Sanatçıların talepleri<br />

dikkate alınarak, sembolik bir kira bedeli ile tahsis<br />

edilen sahneler 1 Temmuz – 1 Ekim 2021 tarihleri<br />

arasında tiyatro oyunlarını seyircisiyle buluşturacak.<br />

Program kapsamında, Genco Erkal’ın usta şair Ahmed<br />

Arif’in ölümünün 30. yıl dönümü nedeniyle hazırlayıp,<br />

yönettiği ve oynadığı “Şahdamarım” adlı müzikli gösteri<br />

1 Temmuz’da saat 21.00’de, Özgürlük Parkı Amfi<br />

Tiyatro’da prömiyerini yapacak. Sanatçı Genco Erkal’ın,<br />

Ahmed Arif’in şiir, söyleşi ve mektuplarından yola<br />

çıkarak sahneye taşıdığı oyunda usta şairin şiirlerinden<br />

bestelenen şarkıları Ercan ve Gökhan Çağıran kardeşler<br />

yorumlayacak.<br />

Kadıköy Belediyesi’nin web sayfasında yer alan tiyatro oyunlarının biletleri, etkinlikte yer alan tiyatro<br />

grupları tarafından online bilet satış mağazalarında satışa açıldı.<br />

TÜRKIYE’NIN ILK İLLÜZYON VE OYUNCAK MÜZESI<br />

WOX TÜRKIYE AÇILDI!<br />

Mall of İstanbul’da kapılarını açan<br />

illüzyonun büyüleyici dünyasını eşsiz<br />

mimari ve teknolojinin birleşmesiyle<br />

ziyaretçilerine sunan WOX Türkiye,<br />

açıldığı günden itibaren binlerce yerli<br />

ve yabancı ziyaretçiyi ağırladı. Müze<br />

içerisinde bulunan, tarihe tanıklık etmiş<br />

binlerce oyuncak her yaştan ziyaretçiye<br />

unutulmaz anlar yaşatırken, illüzyonun<br />

hayran bırakan dünyası ise, görenleri<br />

unutulmaz bir yolculuğa çıkarıyor.<br />

Geçmişten günümüze, 1800’lerden 90’lı yıllara uzanan unutulmaz oyuncakların sergilendiği Wox<br />

Türkiye’de, teknolojiyle donatılan illüzyonun büyüleyici dünyasına giriş yapılıyor. 32 farklı bölümden<br />

oluşturulan illüzyon alanı, her yaştan ziyaretçiye unutulmaz anlar yaşatıyor.<br />

NYX<br />

261


Arzu Tekir<br />

İş Stratejisti / Yazar<br />

Röportaj: Sevil Balaban / sevil.balaban@nyxmag.com<br />

İş stratejisti olan Arzu Tekir, stratejik planlama, iş geliştirme, stratejik ortaklıkların kurulması ile büyük<br />

ölçekli kamu ve özel sektör projeleri için fon ve yatırım geliştirme konularında iş tecrübesine sahiptir.<br />

Amerika’da yerleşik Urbanite Venture danışmanlık şirketinin kurucusu olan Tekir, çocuklara VR teknolojisini<br />

tanıtarak, Oyun Tasarımı, Sanat & Tasarım, Film Yapımı eğitimleri veren, kuruluşunda danışmanlık verdiği VR<br />

Academi'nin Türkiye ve Amerika'da İş ve Strateji Ortağıdır.<br />

Kariyerini dönüştürmek, iş yaşamında kendilerini mutlu edecek yolları bulmak isteyen kadınlara ilham,<br />

cesaret ve güç vermeyi hedeflediği, Şimdi Senin Zamanın | Kariyerini Dönüştürmek İsteyenlere Öğrenilmiş<br />

Dersler Kitabı Elma Yayınevi tarafından Nisan 2021’de yayımlandı. Şimdi Senin Zamanın 21 Günde Kariyerini<br />

Dönüştür başlıklı eğitim programını tasarladı, Kariyer Dönüşüm Akademisi'ni kurdu. Arya Kadın Yatırım<br />

Platformu'nun Kurumsal İletişim Direktörlüğünü de yürüten Arzu Tekir, Miami merkezli Social Impact<br />

Movement'ın Yönetim Kurulu Üyesi ve Farklabs Danışma Kurulu üyesidir.<br />

Akıllı şehirler, sürdürülebilir ulaşım, urban-tech konulu uluslarası konferanslara konuşmacı olarak davet edilen<br />

Tekir, zaman zaman Amerika ve Türkiye'deki üniversitelerde dersler vermektedir. Forbes, Marketing Türkiye<br />

dahil pek çok önemli yayında makaleleri yayımlanan Tekir, Vital Voices Global Ambassadors programına<br />

seçildi. Dünya Gazetesi'nin hazırladığı Türkiye'nin Cesaretini Yükselten Kadınlar listesinde yer aldı.<br />

NYX<br />

262


Kültür - Sanat / Röportaj<br />

Şimdi Senin Zamanın<br />

Kariyerinizi planlarken hangi alanlarda<br />

çalışmak istediğinize nasıl karar verdiniz?<br />

Kariyer yolculuğunuzu anlatır mısınız?<br />

Benim kendimi tanımama, nasıl biri olduğumu<br />

anlamama ayna tutan şey lise son sınıfta rehber<br />

öğretmenimizin okulda yaptırdığı kişilik envanteri<br />

testi oldu. Kariyerini planlayacak, değiştirecek,<br />

dönüştürecek herkese bu tür testleri yaptırmalarını<br />

öneririm. Üniversite seçiminde de danışarak<br />

seçim yapmış olmakla birlikte çok bilinçli değildim.<br />

Üniversitede gelecekte ne yapmak istediğim,<br />

nasıl bir hayat kurmak istediğimle ilgili çok kafa<br />

yordum. O dönemdeki alternatifler, aile ve çevre<br />

koşullarının sunduğu imkanlar bana çok uymuyordu:<br />

akademisyen olmak, bankacı-yatırımcı olmak, bir<br />

fabrikada çalışmak veya devlet memuru olmak…<br />

Girişimci olup başarmış bir örnek yoktu çevremde.<br />

Seçtiğim stajlar ve yüksek lisans öncesi kısa bir iş<br />

deneyimi sayesinde, nasıl bir iş çevresinde olmak,<br />

kendimi nerede görmek istediğim konusunda<br />

net bir fikrim olmasını ve kendimi daha yakından<br />

tanımamı sağladı. Bu tecrübeler sonucunda bağımsız<br />

çalışacağım, kendimi sürekli geliştirebileceğim ve<br />

kontrol edebileceğim işlerde çalışmaya karar verdim.<br />

Yetkinleştiğim alanlar; uluslararası iş geliştirme,<br />

stratejik ortaklıklar kurma, büyüme stratejileri,<br />

fon geliştirme ve stratejik iletişim. Sürekli yeni bir<br />

şeyler öğrenebileceğim, tekrara düşmeyeceğim,<br />

beni farklı açılardan zorlayacak ve geliştirecek<br />

yerlerde olmayı, bana liderlik etme, yönetebilme,<br />

işleri büyütebilme özgürlüğü sunan işleri tercih<br />

ettim. Bağımsız, kendini ve ekibini sürekli daha<br />

iyiyi yapmaya zorlayan bir yapım var. Bu yüzden<br />

kararlarımda beni özgür bırakan, bana tam anlamıyla<br />

güven duyan, ihtiyacım olan kaynakları sunabilen<br />

kurumlarda çalıştım, deneyimleriyle bana rehberlik<br />

eden yönetim kurulu başkanları ile çalışma şansım<br />

oldu. Tüm bu deneyimlerimi ve kariyer yolculuğumda<br />

öğrendiklerimi Elma Yayınevi tarafından yayımlanan<br />

Şimdi Senin Zamanın kitabımda özetledim.<br />

Üniversite öğrencileri genellikle herhangi<br />

bir ücret almadan staj yaparlar. Oysa<br />

sizin ücretli staj yapmak konusunda ısrar<br />

ettiğinizi biliyoruz. Bunun nedeni neydi?<br />

Benim öğrencilik dönemimde gençlere mentorluk<br />

programları, kariyer planlarına yön veren, eğitim<br />

veren profesyoneller veya platformlar yoktu.<br />

Networking konusunda bilgim de yoktu. Okuduğum<br />

bölümde, staj zorunluluğu olmamasına rağmen<br />

ikinci sınıftan itibaren “gelecekte ne yapabilirim?”<br />

sorusuna cevaplar bulmak istedim. Para da<br />

kazanmak istiyordum. O yüzden bana hiçbir şey<br />

katmayacak yerlerde zaman kaybetmek yerine bir<br />

şeyler öğrenebileceğim, staj yapabileceğim yerleri<br />

aradım. Bu stajlar sayesinde ne tür iş ortamlarını<br />

sevmediğimi fark ettim, iletişim becerilerimi<br />

geliştirdim. İkinci sınıfın yazında ilk stajım sonrası<br />

kendime istediğim bilgisayarı, üçüncü sınıfta da<br />

sevdiğim bir tenis raketini almıştım. Verilen emeğin<br />

karşılığı ödendiğinde anlamlı ve değerli bulunduğunu<br />

düşünüyordum. Hakikaten her iki staj yaptığım<br />

kurumda iş disiplini, insan kaynakları prosedürleri,<br />

çalışana yaklaşım gibi farklı alanları gözlemleme<br />

şansım oldu. Şimdiki tecrübemle gençlere kendilerine<br />

yeni kapılar açacakları, çok şey öğrenecekleri kişi<br />

veya kurumlarla çalışmalarını öneririm. Bu sayede<br />

geliştireceğiniz network, iyi bağlantılar, edineceğiniz<br />

vizyon, sıkı bir iş tecrübesi başlangıçta kazanacağınız<br />

o küçük paradan çok daha değerli olabilir. Üstelik<br />

zaman paradan daha değerli, size zamanını ayıracak,<br />

size kariyer yolculuğunuzda zaman kazandıracak<br />

kişilerle çalışma ve staj fırsatı edinmek çok değerli.<br />

NYX<br />

263


Kültür - Sanat / Röportaj<br />

Şimdi Senin Zamanın Nisan ayında<br />

yayınlandı. Halen Out of the Box Talks,<br />

Fark Talks ve Arya Talks’ların kürasyonunu<br />

yapıyorum. Şirketlerimi kurarken bu<br />

programda tanıştığım liderler danışma<br />

kurulumda yer alarak bana destek verdi,<br />

PR’dan stratejik planlama aşamalarında<br />

yönlendirmelerde bulundular. Holistik<br />

Yaşam Haritası diye bir şey öğrendim,<br />

çok faydasını gördüm.<br />

Kalite Yönetimi, Tedarik Zinciri Yönetimi,<br />

Pazarlama ve CRM eğitimleri gibi<br />

konularda danışmanlık verirken yön<br />

değiştirip proje finansmanı konusunda<br />

danışmanlık vermeye yönelmişsiniz. Bu<br />

nasıl oldu?<br />

İstanbul’a ilk işimi bulduğumda taşındım. Bir yönetim<br />

danışmanlığı şirketinde kalite ve yönetim danışmanı<br />

olarak çalışıyordum, şirket kurucuları eski banka<br />

müfettişleri idi, yapıları gereği satış konusunda çok<br />

yetkin değillerdi ve pek gelecek göremedim. O arada<br />

şirket bir ekonomi zirvesine sponsor oldu, ben de<br />

kurumu temsilen fuar alanında yaptığımız çalışmaları<br />

tanıtıyordum. O zirvede iki iş teklifi aldım,<br />

Kadir Has Üniversitesi’nde MBA öğrencilerine<br />

ders vermek ve üç yıldır aktif çalışmayan bir eğitim<br />

ve yönetim şirketini yeniden yapılandırmak. İkisini<br />

de kabul ettim, İstanbul’a taşındıktan dokuz ay<br />

sonra yeni işime ve üniversitede dersler vermeye<br />

başladım. O dönemde, CRM, lojistik, tedarik zinciri<br />

yönetimi konuları yeni yeni gündeme gelen, çok<br />

popüler çalışma alanlarıydı. Severek çalıştım,<br />

teknoloji çözümleri geliştiren stratejik ortağımızla<br />

bir teknoloji projesi için fon geliştirme çalışmalarını<br />

yürüttüm. Eureka programından 3,5 milyon Euro<br />

hibe fon geliştirdim. Bu süreçte çalıştığım kişilerden,<br />

teknoloji projesi geliştirmekten, iş süreçlerinden<br />

çok keyif aldım. O arada Avrupa Komisyonu’nun<br />

FP7 ve 7. Çerçeve programlarına Türkiye de dahil<br />

oldu. Eğitimler aldım, bu alanda çalışmaya karar<br />

verdim. Bir bilişim grubundan bu alanda çalışmak<br />

için iş teklifi almam da bu alanda çalışmalarımı<br />

derinleştirmeme, uzmanlaşmama vesile oldu.<br />

Amerika ve Türkiye arasında gidip gelen<br />

bir kariyeriniz olmuş. Hillary Clinton’ın<br />

da kurucusu olduğu Vital Voices’ın Global<br />

Ambassadors Programına seçilmişsiniz.<br />

Bu sizin için neyi değiştirdi. Biraz<br />

anlatabilir misiniz?<br />

2016 yılında o dönem çalıştığım işimden ayrılmaya<br />

karar verdim. Devam etmek istesem, uzun yıllar<br />

çalışabileceğim iyi bir işim vardı. Uluslararası<br />

bir kurum olan Dünya Kaynakları Enstitüsü’nün<br />

Sürdürülebilir Şehirler Programı’nın Türkiye ofisini<br />

kurmuştum ve yedi yıldır ülke direktörlüğünü<br />

yapıyordum. Yeni bir şeyler yapmak istedim.<br />

Kitabımda ve Kariyer Dönüşüm Akademisi<br />

eğitimlerimde de bahsediyorum: Kişisel danışma<br />

kurulumla temastaydım. Yine bu görüşmeleri<br />

yaptığım Ahu Serter önerdi bu programa<br />

başvurmamı. Başvurdum ve kabul edildim. 2017<br />

yılı Eylül ayında Chicago’da bir hafta süren<br />

liderlik programına katıldım. Amerika’ya taşınma<br />

aşamasındaydım. Harika bir network kurdum,<br />

kitap yazmakla ilgili planım vardı, Meksika’nın<br />

önemli TV sunucu ve yapımcılarından Andrea<br />

Montalvo ile kitabımda yapacağım söyleşileri nasıl<br />

hazırlamalı, soru nasıl sorulur, mülakatlar nasıl<br />

yapılır, kameraya konuşma gibi konularda mentorluk<br />

aldım. Şimdi Senin Zamanın Nisan ayında yayınlandı.<br />

Halen Out of the Box Talks, Fark Talks ve Arya<br />

Talks’ların kürasyonunu yapıyorum. Şirketlerimi<br />

kurarken bu programda tanıştığım liderler danışma<br />

kurulumda yer alarak bana destek verdi, PR’dan<br />

stratejik planlama aşamalarında yönlendirmelerde<br />

bulundular. Holistik Yaşam Haritası diye bir şey<br />

öğrendim, çok faydasını gördüm.<br />

NYX<br />

264


Kültür - Sanat / Röportaj<br />

Yatırım almaktan, gelenekçi aile yapısından beklentilere kadar<br />

pek çok farklı sorun yaşıyor kadın girişimciler. Engellerden ziyade<br />

hedeflerine odaklı biri olarak, önünüze çıkan engelleri veya<br />

zorlukları görmezden gelip hedefe odaklanmak, hızla yeni fikirleri<br />

test edip pozisyon alabilmek, iyi bir networke sahip olup kişisel<br />

markaya yatırım yapmak ilk önereceklerim.<br />

Urbanite Venture’dan bahsedelim<br />

mi biraz? Kendi işinizi kurmaya nasıl<br />

karar verdiniz, hangi alanlarda hizmet<br />

veriyorsunuz?<br />

Amerika’ya taşındığımda ne yapmak istediğim<br />

konusunda çok net bir fikrim yoktu. Çok yorulmuş<br />

hissediyordum, bol seyahatli, koşturmacalı bir iş<br />

yaşamını geride bırakmıştım. Amerikalı bir kariyer<br />

koçu ile çalışmaya karar verdim. Pek çok fikir<br />

üzerinde kafa yorduktan sonra, bildiğim alandan<br />

ilerlemeye, kendi şirketimi kurmaya karar verdim.<br />

Önce bir arkadaşımla ortak olup şirket kurdum, sekiz<br />

ay sonra fikir anlaşmazlığı yaşadık, şirketi kapattık.<br />

Önceki şirketim için hazırladığım iş planını revize<br />

edip akıllı kent teknolojileri geliştiren şirketlere yeni<br />

iş fırsatları, fon geliştirme ve büyüme stratejileri<br />

konularında hizmet vermek üzere Urbanite<br />

Venture’u kurdum.<br />

Urbanite Venture bir danışmanlık şirketi; akıllı<br />

şehir teknolojileri geliştiren şirketlere yeni pazar<br />

fırsatları geliştirme, fon/yatırım ve iş geliştirme<br />

stratejileri konularında danışmanlık ve stratejik<br />

iletişim hizmetleri sunuyoruz. Mobilite, AI, Dronelar<br />

ile izleme ve raporlama, akıllı aydınlatma çözümleri<br />

alanlarında çalışan şirketler, yatırımcılar ve<br />

üniversitelerle çalıştık. Blockchain for Smart Cities,<br />

Simplified isimli bir eBook hazırladım, Çinceye<br />

çevrildi. Şimdilerde Farklabs desteği ile bu çalışmayı<br />

Türkçeye çevirip webinarlar hazırlamayı planlıyoruz.<br />

Geçen yıl VR alanında akıllı şehir çözümleri<br />

geliştirmek üzere Dubai, Hindistan ve İngiltere’de<br />

ofisleri olan animasyon ve sanal gerçeklik çözümleri<br />

sunan Sunovatech ile iş birliği yaptık, bu iş birliği<br />

neticesinde pandemi etkisiyle eve kapanan çocukları<br />

geleceğe hazırlayan eğitimleri sunmak üzere bu yıl<br />

Şubat ayında VR Academi’yi hayata geçirdik. Türkiye<br />

ve Amerika strateji ortağı olarak çalışmalarımızı<br />

yürütüyoruz. Urban-tech ile birlikte ed-tech<br />

alanını deneyimlemek çok keyifli. İlk kez çocuklarla<br />

çalışıyorum. Yaratıcılıklarına, kendilerini ifade etme<br />

biçimlerine, sonsuz meraklarına hayranım.<br />

Yaşanabilir Şehirler kavramını biraz<br />

anlatabilir misiniz?<br />

Yaşanabilir şehir en basit tarifiyle kadının, çocuğun,<br />

yaşlının veya engellinin iş, eğitim, sağlık, eğlence,<br />

kültür, sanat gibi etkinliklere rahatça erişebildiği,<br />

gece veya gündüz fark etmeksizin sokaklarında<br />

güvenli bir şekilde dolaşabildiği şehirdir. Farklı<br />

sosyo-ekonomik gruplardan kişilerin şehrin<br />

sunduğu imkanlara eşit bir şekilde eriştiği, bireylerin<br />

sahip çıkıp kendini ait hissettiği yerler yaşanabilir<br />

şehirlerdir diyebilirim. Yaşanabilir şehirler<br />

endekslerinde şehrin temizliği, istihdam olanakları,<br />

girişimcilere, iş sahiplerine sundukları destek ve<br />

teşvikler suç oranlarının düşüklüğü, temizlik, hava<br />

kirliliği, ulaşım gibi pek çok kritere dikkat edilip, her<br />

yıl yaşanabilir şehirler listeleri yapılıyor.<br />

Girişimci olmak isteyen kadınlar<br />

hangi sorunlarla karşılaşıyor, onlara<br />

tavsiyeleriniz neler olur?<br />

Zorluklar, sorunlar her yerde, her sektörde<br />

var. Yatırım almaktan, gelenekçi aile yapısından<br />

beklentilere kadar pek çok farklı sorun yaşıyor<br />

kadın girişimciler. Engellerden ziyade hedeflerine<br />

odaklı biri olarak, önünüze çıkan engelleri veya<br />

zorlukları görmezden gelip hedefe odaklanmak,<br />

hızla yeni fikirleri test edip pozisyon alabilmek, iyi<br />

bir networke sahip olup kişisel markaya yatırım<br />

yapmak ilk önereceklerim. Başarılı kadın girişimcileri<br />

örnek alabilirler, olumsuzluk ve negatif yaklaşımları,<br />

başarısızlık korkusunu geride bırakmalarını tavsiye<br />

ederim. Kadın girişimcilerin yüzde elli üçü rol<br />

modelleri olmadığından şikayetçi. İyi örnekler<br />

çok, tanımak, destek almak için ağ geliştirmeye<br />

odaklanmak çok faydalı olur. Bir de aklına<br />

güvendiğiniz kişilerden kişisel danışma kurulu da<br />

çok yardımcı olur. Arada çıkmaza girdiğinizde, sizi<br />

olduğunuz yerden alıp, yukarıya taşıyacak kişiler<br />

olsun; moodunuzu yükseltsinler, yeni bir bakış açısı<br />

sunsunlar, probleminize çözüm bulsunlar, yeni<br />

kapılar açsınlar. Böyle bir destek mekanizmasının<br />

NYX<br />

265


Kültür - Sanat / Röportaj<br />

faydalarını çok gördüm bütün iş hayatım boyunca.<br />

Kitabımda da etraflıca anlatıyorum bu konuları,<br />

izlenecek yöntemleri. Ben aynı zamanda Arya<br />

Kadın Yatırım Platformu’nda Kurumsal İlişkiler<br />

Direktörlüğü’nü yürütüyorum ve geleceği<br />

tasarlama-inovasyon merkezi Farklabs’te Danışma<br />

Kurulu üyesiyim. Okuyuculara bu iki kurumu çok<br />

yakından takip etmelerini, eğitim, mentorluk, yatırım<br />

hızlandırma programlarına katılmalarını ve hatta<br />

yatırım arayışında olup bir itici güce ihtiyaç duyanları<br />

da şirketlerini tanıtmak üzere başvurmalarını<br />

öneririm. Bir de her Salı Youtube’da Out of the<br />

Box Talks’ta ilham veren dönüşüm hikayeleri ile<br />

konuklarımızla ufuk açıcı programlar yapıyoruz.<br />

Takip etmelerini öneririm.<br />

Yoğun çalışma hayatınıza bir de kitap<br />

yazmayı sığdırmışsınız. “Şimdi Senin<br />

Zamanın“ isimli son kitabınızın içeriği<br />

hakkında biraz bilgi alabilir miyiz?<br />

Bu kitabı yazmaya 2017 yılında Dünya Emekçi<br />

Kadınlar Günü’nde karar verdim. Çevremde iş<br />

hayatında ilerlemek, kariyerini dönüştürmek,<br />

kurumsal yaşamdan girişimciliğe geçmek isteyen<br />

fakat bir biçimde ileri adım atamayan pek çok kadın<br />

olduğunu gözlemliyordum.<br />

Kendi hayatını cesaretle dönüştürmüş ve<br />

alanlarında öncü sayabileceğimiz kadınların bilgi<br />

ve deneyimlerini de aktararak, iş hayatına yönelik<br />

tereddütleri olan kadınların seçimlerini güvenle<br />

yapabilmelerine yardımcı olmayı hedefledim.<br />

Kariyerini dönüştürmek ve iş yaşamında kendilerini<br />

mutlu edecek yolları bulmak isteyenlere ilham,<br />

cesaret ve güç vermesini istiyorum. Kitabın ilk<br />

bölümünde beş ana başlıkta - Kendine Güvenin<br />

Kodları, Etkili Networking, Stratejik İletişim, Kişisel<br />

Danışma Kurulunuzu Oluşturun, Kendinize Yatırım<br />

Yapın sade bir anlatım diliyle deneyimlerimi aktarıp<br />

çözüm odaklı öneriler sundum. İkinci bölümde<br />

ise, kariyerini dönüştüren başarılı kadınlar, keyifli<br />

röportajlarla yolculuklarını anlatıyor. Bu başarılı<br />

isimlerin arasında Ahu Serter, Asuman Bayrak Canay<br />

Atalay, Duygu Erten, Feride Tansuğ Acar, Günseli<br />

Özen, Suzan Bayazıt, Ergem Şenyuva Tohumcu,<br />

Emre Pınar Kılıç gibi alanlarında yenilikçi ve ilham<br />

veren kadınlar yer alıyor.<br />

Hızına yetişemediğimiz dünyada dönüşüm<br />

kaçınılmaz. Geride kalmamak, hayallerimizi<br />

ertelememek için yetkinlik ve yeteneklerimizi<br />

geliştirmemiz, krizlere dayanıklı mutlu bir yaşam<br />

için önce kendimizi tanıyarak, kendimizi, kariyerimizi<br />

ve işimizi geleceğe hazırlamak zorundayız. Nasıl ki<br />

şirketler pandemi ile birlikte beş yıllık planlarına<br />

dahil ettikleri ancak hızlıca gündeme aldıkları dijital<br />

dönüşüm projeleri ile verimliliği ve hızı artırıp,<br />

riskleri minimize edip, zamandan ve maliyetlerden<br />

tasarruf etmeyi hedefliyorsa, bireyler olarak bizlerin<br />

de kendimize sürekli yatırım yapıp, dönüşerek,<br />

arzu ettiğimiz değişimin öznesi olmak için kariyer<br />

dönüşümünü gündemimize almak gerektiğini<br />

düşünüyorum.<br />

NYX<br />

266


NYX<br />

267


Selim Erdoğan<br />

Yazar<br />

Röportaj: O. Suat Özçelebi / suat.ozcelebi@nyxmag.com<br />

Son kitabı Kurbağa Adası ile Kanal İstanbul’un olası sonuçlarını da irdelediği etkileyici bir İstanbul distopyası<br />

yazan Selim Erdoğan’la kitaplarını ve yazarlık serüvenini konuştuk. Ağırlıklı olarak bilimkurgu temalı kitaplar<br />

yazan ancak farklı alanlara yönelik birikimiyle dikkat çeken Erdoğan'ın Sabotaj adlı komplo teorilerini tiye alan<br />

bir satiri sonbahara doğru yayımlanacak. Bir seri katili anlattığı kitabı ise bitme aşamasında.<br />

NYX<br />

268


Kültür - Sanat / Röportaj<br />

İstanbul altyapısı, nüfusuyla<br />

insanlara her gün mikro<br />

distopyalar yaşatan bir şehir<br />

Kitaplarınıza geçmeden önce biraz<br />

kendinizden bahseder misiniz? Web<br />

sitenizde verilen bilgilere göre bilim<br />

tarihi ve felsefesi, kognitif bilim,<br />

müzik tarihi gibi alanlarda okumayı<br />

seviyorsunuz. Siyasal bilgiler fakültesinde<br />

okumuşsunuz ancak çok farklı alanlarla<br />

da ilgileniyorsunuz. Bu alanlara sonradan<br />

mı merak sardınız?<br />

Aslında asıl önemli sözcük merak galiba. Siteyi<br />

hazırladığım dönemde meraklı olduğum şeyleri<br />

yazmıştım. Merak sabit ama konuları değişebiliyor.<br />

Evren ilginç bir yer. Çünkü var olmak ilginç. Hiç<br />

olmamak daha mantıklı daha tutarlı olabilirdi mesela.<br />

İçindeki her şey bu yüzden ilgiyi hak ediyor.<br />

Çocukluktan gelen bir şey mi bu yoksa<br />

sonradan mı edindiniz?<br />

Ben çocukken maalesef internet falan yoktu. Benim<br />

küçük offline internetim evdeki on iki ciltlik Meydan<br />

Larousse ansiklopedisiydi. Onu ve tematik diğer<br />

ansiklopedileri çok karıştırdığımı hatırlıyorum.<br />

İlgi alanlarınızın genişliği kitaplarınıza da<br />

yansıyor galiba ister istemez.<br />

Yazarken ya da yazmaya başlamadan önce<br />

araştırabilirsiniz. Ama asıl kütüphane<br />

kafanızdaki kütüphanedir. O da sizin kişiliğinizin<br />

yönlendirmesiyle oluşmuş bir okuma, izleme,<br />

gezme, gözlem yapma ve üzerinde düşünmekle<br />

oluşan bir kütüphane. Bunun genişliği konu ve<br />

mekan seçimlerinize yansır. Mesela yayınlanan ilk<br />

kitabım Denizatı Vadisi’nin mekan ilhamının kaynağı<br />

matematiksel bir yapı olan fraktal geometriydi. Bir<br />

diğer kitabım İkibinseksendört’ün ana konusu insan<br />

bilinci ve internet üzerinde oluşan yapay bilinç,<br />

mekanı yıllar önce otostopla dolaştığım Kanada’nın<br />

British Columbia eyaleti ve Vancouver kentiydi.<br />

İkibinseksendört Orwell’in kitabına bir<br />

gönderme değil mi?<br />

Maalesef. O kitabı bin dokuz yüz doksanların<br />

sonunda tasarladığımda Orwell ve ünlü kitabı bu<br />

kadar popüler değildi. Bu yüzden eski ABD başkanına<br />

ve bizim başkana biraz kırgınım açıkçası. Bugün olsa<br />

başka bir isim koyardım.<br />

İkibinseksendört internet’in büyük<br />

biradere dönüştüğü bir dünyayı anlatıyor.<br />

O zamanki öngörülerinizle bugün ne<br />

kadar örtüşüyor?<br />

Kitap 2012’de basılsa da ilk draft 2002’de falan<br />

bitmişti aslında. Internet kafası karışık bir büyük<br />

biradere çoktan dönüştü. İnsanların bir kısmı<br />

çalıştığından kuşkulanarak evdeki kameraların<br />

üzerini bezlerle falan örtüyor. Her şeyi internete<br />

bağlamak elbette kişisel bilgilerin sızma riskini de<br />

beraberinde getiriyor. İnternetteki davranışlarınıza<br />

ait bilgiler bir yerlerde toplanıyor, analiz ediliyor<br />

sonra size şimdilik reklam olarak geri dönüyor. Bazı<br />

otokratik devletler internet faaliyetlerinizi size karşı<br />

kullanabiliyor. İnternetin otonom bir zeka olarak<br />

davranması şimdilik ufukta yok. Ama çalışmalar yok<br />

değil. Bu konuda kitaptaki kötü adamın! rolünü Elon<br />

Musk kapmış gibi görünüyor. Musk’ın Starlink projesi<br />

kitapta SS36 projesi olarak yer alıyor. Ben Dünya’yı<br />

saran otuz altı uydu öngörmüştüm. Musk cömertçe<br />

on iki bin tane gönderiyor. Temelde insan beyninin<br />

elektronik devrelerle entegrasyonu projesine<br />

Neurolink diyor Musk. İkibinseksendört’te Neurolink<br />

kahramanlardan birinin kabusu olarak karşımıza<br />

çıkıyor. İnternetin insan zihninden, üretemediği<br />

tek şeyi, sezgiyi, bilinci çalmasının yolu. Başka bir<br />

enteresan benzerlik Amazon’un konuşan ara birimine<br />

verdiği isim Alexa’nın kitaptaki global zekanın adı<br />

Eliza’yı andırması.<br />

NYX<br />

269


Kültür - Sanat / Röportaj<br />

Kehanetlerinizin çoğu çıktı mı yani?<br />

Hahaha. Hayır kahin değilim. Verili olana bakıp<br />

gidişi tahmin etmeye çalışıyorum. Elbette hikayenin<br />

çekiciliği için kötü olasılıkları tercih ediyorum.<br />

Trinidad’ın Dönüşü’yse apayrı bir hikaye.<br />

Okuru Alfa Centuri’ye götürüyorsunuz.<br />

Alfa Centuri’yle ilgili bahsettiğiniz<br />

yazar kütüphanesini oraya giderek<br />

oluşturmadınız herhalde?<br />

O zaman da devreye çok titiz bir araştırma ve<br />

hayal gücü giriyor. Sonuçta insanın hiç gitmediği<br />

uzaklıkları anlatıyorsunuz. Ama insan da korkuları<br />

da çok değişmez. Karakterin içine girmeyi<br />

becerirseniz hikaye kendi kendini anlatmaya<br />

başlıyor.<br />

Son kitabınız Kurbağa Adası’na gelelim.<br />

Kanal İstanbul tartışmalarının başladığı<br />

günlerde yayınlandı yanılmıyorsam.<br />

Öncelikle bu kadar hızlı yazmayı nasıl<br />

becerdiniz?<br />

Hahaha. Evet bir buçuk günümü aldı. Şaka bir<br />

yana ilginç bir tesadüftü o. Kanal 2011 genel<br />

seçimlerinde ortaya atılmış bir vaatti. Ben romanı<br />

yazarken de yıllardır kimse sözünü etmiyordu.<br />

Bir İstanbul distopyası yazacaktım. Aslında bir<br />

iklim distopyası belki. İstanbul bu distopyanın<br />

en şiddetli yaşanacağı şehirlerden biri. Altyapısı<br />

nüfusuyla insanlara her gün mikro distopyalar<br />

yaşatan bir şehir. Kanal bu şehirde sıkışmışlık hissini<br />

doruğa çıkaracak güzel bir fikirdi. Artan nüfusun,<br />

sıcaklıkların, vıcık vıcık bir iç içe geçmişlik ortamına<br />

atılacak son bir düğüm, çuvalın ağzını büzecek son<br />

bir sicim. İktidarın kitabın yayınlandığı günlerde<br />

Kanal İstanbul’u yeniden gündeme getirmesi<br />

mutsuz bir tesadüf oldu diyelim. Hatta bu aralar<br />

maalesef Kurbağa Adası’nın temel atma törenine<br />

tanıklık edeceğiz.<br />

Önce İkibinseksendört sonra Kurbağa<br />

Adası. Dünya’nın geleceğiyle ilgili<br />

karamsar mısınız?<br />

Bugünüyle ilgili de karamsarım ve bunun sürüyle<br />

nedeni var. Dünya’nın İkibinseksendört’teki<br />

Eliza’nın kontrolüne gireceğini sanmıyorum. Ama<br />

Alexa’nın kontrolüne girmeye başladı bile. Yapay<br />

zekanın Dünya’yı ele geçireceğini sanmıyorum. Ama<br />

yapay zekayı kaldıraç olarak kullanan doğal zekalar<br />

bunun için savaşıyor. İklim krizi bir gerçek. Kimse<br />

SpaceX ya da Virgin Galactic roketlerinin inip inip<br />

kalkmalarına aldanmasın. Yakınlarda insanlığın<br />

kaçacağı bir yer yok. Dünya’nın en kötü yeri hala<br />

Güneş sisteminin en iyi yerinden binlerce kez daha<br />

İnsan tehdit kendi biyolojik varlığını<br />

doğrudan dürtmeden harekete<br />

geçmeme konusunda kötü bir<br />

şöhrete sahip. O zaman da iş işten<br />

geçmiş oluyor.<br />

iyi. O roketler küresel bir felaket yaşanırken birkaç<br />

bin zengini Kurbağa Adası’ndaki gibi yörüngede bir<br />

otele çıkarmaya yarar ancak.<br />

İnsanı yavaş yavaş haşlandığı için<br />

bunu fark etmeyen kurbağalara<br />

benzetiyorsunuz. İnsan gerçekten<br />

felaketine alışır mı yoksa bir gün su<br />

kaynamadan kazandan sıçrar mı?<br />

Kurbağalar gerçekte bir sıcaklık eşiği aşılınca<br />

sıçrıyor. Bu deney yapılmış. İnsan tehdit kendi<br />

biyolojik varlığını doğrudan dürtmeden harekete<br />

geçmeme konusunda kötü bir şöhrete sahip. O<br />

zaman da iş işten geçmiş oluyor. Yani kurbağalar<br />

değil insanlar kaynamayı bekliyor. Dünya tarihi<br />

savaşlar da dahil bu tür göz göre göre gelen<br />

felaketlerle dolu. İklimle ilgili adımlar atılıyor<br />

gerçi son zamanlarda. Sürdürülebilirlik önem<br />

kazanıyor. Şirketlerin kredibilitesini belirleyen<br />

önemli bir faktöre dönüşüyor. Sıfır emisyon<br />

hedefleri pek çok ülkede on on beş yıl sonrası gibi<br />

çok yakın tarihlere çekildi. Fosil yakıtlı taşıtların<br />

sonu nihayet geliyor. İnsan asansörden, bulaşık<br />

makinesinden vazgeçmez. Elektriğini çatısından<br />

almayı başarırsa bu konuda ümitli olabiliriz. Yine de<br />

yapısında var olan kendini imha etme potansiyelini<br />

küçümsememeliyiz.<br />

NYX<br />

270


Kültür - Sanat / Röportaj<br />

Çocukları yatırma ritüeli<br />

yazmada mucizeler yaratır.<br />

Kurbağa Adası’nda Ozan ve Sibel’in<br />

bir kızı var. Her ikisi için de en büyük<br />

endişe kaynaklarından biri. Sizin de<br />

iki çocuğunuz var bildiğim kadarıyla.<br />

Çocuklarımızla ilgili endişelenmeli miyiz?<br />

Endişelenmeliyiz. Bunun için yeterince neden<br />

var. Ama zaten istemeksek de endişeleniyoruz.<br />

İsviçre’de bir dağ köyünde yaşasak çığ tehlikesinden<br />

endişelenirdik. Çocuk hayvanlarda da dahil canlıların<br />

en büyük endişe kaynağı değil mi? Ama Mars’a<br />

helikopter gönderen, orada oksijen üretmek için<br />

planlar yapan aklın Dünya’yı daha yaşanabilir kılması<br />

hedefine odaklanması da güzel bir olasılık olarak<br />

var. Hayat insana dişlileri, milleri çok ağır ve ezici bir<br />

makine gibi gelse de gerçek aktör, o milleri dişlileri<br />

yapan insandan başka bir şey değil.<br />

Yazma eylemi çok katmanlı bir süreç,<br />

birçok yazar farklı kaynaklardan<br />

besleniyor ya da motivasyon noktaları<br />

farklı. Sizin için bunlar nelerdir,<br />

örneğin ilk kitaplar sırasında özellikle<br />

beslendiğiniz yazarlar ya da kitaplar var<br />

mı? Yazarken uyguladığınız bir ritüel?<br />

Üsluplarını sevdiğim yazarlar elbette var. William<br />

Golding, Vladimir Nabokov, J.G. Ballard, Stanislav<br />

Lem, Ernest Hemingway, H.G. Wells bunlardan<br />

bazıları. Ama beslenme kaynağım dışarıda. Tarih<br />

olmaması gereken olaylar, yaşamamış olması<br />

gereken karakterler bakımından çok zengin. Diğer<br />

yandan bilinç problemi, varlığın doğası, fizik üzerinde<br />

okuyup düşünmeyi sevdiğim alanlar. Bütün bunlar<br />

kitaplarımda beklenmedik şekillerde bir araya<br />

gelebiliyor.<br />

Ritüele gelince; Çocukları yatırma ritüeli yazmada<br />

mucizeler yaratır.<br />

Yeni kitap projeleri mutlaka vardır, şu<br />

anda ne yazıyorsunuz? Ve en son hangi<br />

yazarı okudunuz?<br />

Sırada bir politik satir var. Adı şimdilik Sabotaj.<br />

Dünya’nın ve özellikle ülkemizin baş ağrısı komplo<br />

teorileri ve komplocu zihniyeti odağına ve tiye<br />

alan bir roman. Konya Tuzgölü’nde bir kurgusal<br />

Külliye’de geçiyor. Ülkemizi kurtaracak müthiş<br />

ve gizli bir bilimsel buluşun yabancı istihbarat<br />

servisleri tarafından nasıl sabote edilmeye<br />

çalışıldığını bugünlerde ülkenin ilgi odağı Boğaziçi<br />

Üniversite’sinden bir fizikçinin gözünden anlatıyor.<br />

Çok eğlenceli bir kitap. İthaki tarafından yayına<br />

hazırlanıyor. Ağustos gibi yayınlanmasını bekliyoruz.<br />

Ardından yayınlanan ilk kitabım Denizatı Vadisi’nin<br />

ikinci baskısı da bir aksilik olmazsa İthaki tarafından<br />

yapılacak.<br />

Bunun dışında bir seri katil öyküsü üzerinde de<br />

çalışıyorum. Alt metni kötülüğün doğası oluşturuyor.<br />

Sabotaj’daki eğlenceyi biraz karanlıkla dengelemek<br />

gerek diye düşündüm. Bugün masamda açık<br />

kitaplardan biri Patricia Highsmith’in Trendeki<br />

Yabancılar’ı.<br />

NYX<br />

271


Kültür - Sanat / Röportaj<br />

Sabotaj Selim Erdoğan’ın komplo teorileri ve teorisyenlerini mizahi bir dille<br />

eleştirdiği bir roman. İthaki Yayınları tarafından 2021 yazı sonuna doğru<br />

yayımlanmak üzere yayına hazırlanıyor.<br />

Dünya’yı ve Dünya’daki büyük ölçüde raslantısal gelişmeleri gizli ve sonsuz güçlü örgütlerin asla bitmeyen oyunu<br />

olarak açıklayan teorilere, kopmlo teorileri deniyor. Olaylara ve insanlara iyi ve kötü etiketi basması, aynı basit<br />

modelle açıklayamadığı hiç bir şeyin olmaması hem ahlaki hem entellektüel konforun kaynağı. Belki bu nedenlerle<br />

tercih ediliyorlar.<br />

Aşağıda Sabotaj'dan tadımlık bir bölüm sunuyoruz.<br />

Selvi, büyük odanın bir ucundaki masasından kalkarak Gürler’e doğru yürüdü.<br />

“Hoşgeldiniz Gürler Bey. Nihat Selvi. Külliye Genel Müdürü.”<br />

“Hoş bulduk.”<br />

“Buyurun şöyle geçelim.”<br />

Gürler sol taraftaki duvara asılı zırhı, miğferli yağlı boya asker portrelerine baktı.<br />

“Bunlar kim Nihat Bey?”<br />

“Efendim Türk savaşçı portreleri. İranlı bir ressamın hediyesi. Kurulan her devleti bir asker temsil ediyor.”<br />

Gürler birinin önünde durdu. “Bu Kimmerya Hakanlığı galiba?”<br />

“Olabilir. Çok devlet kurmuş atalarımız. Hepsine vakıf değilim.”<br />

“Conan’a benziyor. Sarı saçlar, alındaki metal band.”<br />

“Kim dediniz efendim?”<br />

“Barbar Conan. Çocukken okurduk. Çizgi roman kahramanı.”<br />

Selvi masasına geçti. “Barbar? Bilakis. Atalarımız atlarıyla, kılıçlarıyla, oklarıyla medeniyetin taşıyıcısı oldular. Biz ona<br />

Medeni Kenan diyelim ahahahahaha. Barbar Conan Medeni Kenan. Ahahahaha. Barbar Conan. Hiç duymamıştım.<br />

Çizgi roman okumazdım. Buyurun oturun.”<br />

Arka duvarda kütüphanenin her iki yanında Başkan’ın bilindik iki resmi alttan aydınlatmanın da etkisiyle bütün<br />

savaşçı portrelerini sönük bırakmıştı.<br />

Gürler madalyalar, ödüller, plaketler ve Türk bayrağı desenli minyatür bir halıyla süslenmiş büyük masif ahşap<br />

masa önündeki deri koltuklarından birine oturdu. Nihat Selvi ellerini masa üzerine kavuşturmuş güleç yüzüyle ona<br />

bakıyordu. Altmışlarında, belli belirsiz bıyıklı, gözlüklü, toplu yüzlü bir adamdı. Kahverengi, kare desenli bir ceket<br />

giymişti. Özenle yana taranmış, hafifçe seyrek simsiyah saçları boyanmış olmalıydı.<br />

“Tekrar hoşgeldiniz Hocam.” Gözlüğünü yukarı itti. “Odanıza yerleşebildiniz mi?”<br />

“Yerleşiyoruz. Teşekkür ederiz.”<br />

“Nasıl? Beğendiniz mi Külliyemizi?”<br />

Gürler Çin malı armatürler ve küvet ayaklarına Nurgül’ün verdiği tepkiyi düşündü. “Evet.”<br />

Selvi beklenti dolu gözlerle bakıyordu. “Bu kadar mı?”<br />

“Evet!?”<br />

“Ehehe. Çinliler gibisiniz Hocam. Onlar da duygularını belli etmezler. Milli gurumuzdur<br />

Berhava. Diğer teknolojik araştırma külliyeleri de öyle ama aramızda kalsın Berhava gözbebeğimizdir. İlk kurulandır.<br />

Avrupalılar da çok beğeniyor. Hayranlıklarını gizlemeye çalışmıyorlar. Bir görmelisiniz. Ağızları fantastik..fantastik<br />

demekten kapanmaya fırsat bulamıyor.”<br />

“Kıskanıyor olmalılar.”<br />

“Kimisi öyle. Bence Çinliler daha çok kıskanıyor. Ağızlarından tek laf çıkmıyor. O kadar gezdiriyoruz, bakıp geçiyorlar.<br />

Laf aramızda pek pisler. İş gereği seyahat ederim hocam. Amerika, Avrupa çok gezdim. Rusya, Pekin, Şangay. Çin<br />

gibisini görmedim. Köpek yiyorlar. Böcek yiyorlar. Bildiğin böcek. Oraları gezdirdiler bize.”<br />

“Yıkamadan mı?”<br />

“Efendim?”<br />

“Yıkamadan yememek lazım.”<br />

“Köpeği mi?”<br />

“Her ne yenecekse.”<br />

“Eee. Evet..Neyse. Ama tabii yanlış anlamayın. Biz her şeyi göstermiyoruz. Esas çalışmaları görseler dipleri düşer.<br />

Onlara çevreyi gezdiriyoruz. Çiçekler, giriş holü, sinema salonu bir de Endülüs geometrisi araştırma laboratuarı.”<br />

NYX<br />

272


Kültür - Sanat / Röportaj<br />

“Endülüs geometrisi derken?”<br />

“Endülüs evet. Bakın bu tanınmıyor Dünya’da. Siz bile bilmiyorsunuz belli ki hocam. Bir geometri düşünün ki<br />

bildiğimiz geometriden çok daha üstün olsun. Rusların Endülüs geometrisiyle ilgili gizli çalışmaları var. Uzay çağını bu<br />

geometri çizecek diyorlar.”<br />

“Ben Riemann falan bilirim de Öklid’den şaşmam. Endülüs geometrisi nasıl bir şey?”<br />

“Endülüs’teki atalarımızın yaptıkları çalışmaları yeni yeni deşifre ediyoruz. Yüzlerce yıl süsleme gibi bakıp geçtik<br />

onlara.”<br />

“Bildiğimiz geometrilerden farkı ne?”<br />

“İşte çalışıyor arkadaşlar üzerinde. Muazzam bir şey. Böyle yeni geometrik şekiller var. Üçlü beşgen, beşli üçgen.<br />

Endülüs üçgeni adını verdikleri şeyler. İç açılarının toplamı 361 derece.<br />

Bildiğimizden bir derece fazla. Üç yüz altmış biliriz ya biz.”<br />

“Yüz seksen.”<br />

“Üç yüz altmış bir neyle neyin çarpımı Hocam? On dokuz. Evet bildiğimiz on dokuz.”<br />

“!?”<br />

“Muazzam değil mi?”<br />

“Öyle mi? Nesi muazzam?”<br />

“Aslında ben de tam vakıf değilim. On dokuz şeydir ya işte. Neyse. Efendim trigonometri, logaritma sil baştan olacak<br />

deniyor. Tam bir devrim.”<br />

“Kalkülüse dokunmasınlar da. Baştan öğrenemem bu yaştan sonra.”<br />

“Bakın bazı şekilleri nasıl yaptıkları hala sır. Diyorlar ki o yıllarda yapılması imkansızmış.<br />

Bilgisayarla bile zormuş.”<br />

“Uzaylılar yardım etmiştir.”<br />

“İşte geleceğin matematiği diyorlar hocam. Hayret edersiniz. Koca bir ekip çalışıyor üzerinde.Hepsi parlak çocuklar.<br />

Külli hesap geliştirdiler. Bir ekip de İspanya’da. Çizimleri yerinde inceliyor. Neyse bu çalışmalar açık. Her yere yayılsın<br />

istiyoruz. Almanya’daki çocuk Endülüs geometrisini bilsin,üçlü beşgen çizsin. Külli hesabı o da öğrensin.”<br />

“Külli hesap nedir Nihat Bey?”<br />

“Bakın o yepyeni bir şey. Integral hesabı batıdan geldi değil mi? Oysa Endülüs’te var bu. Çocuklar buldu çıkardı. Tabii<br />

adını biz koyduk.”<br />

“Kalkülüs de gitti!”<br />

“Endülüs geometrisi ve külli hesap. Üzerinde çalışan arkadaşlar kuantum fiziğinin muammalarını çözeceğini söylüyor.<br />

Size de faydası olacaktır.”<br />

“Merak içindeyim.”<br />

“Size çalışmalarla ilgili belgeler göndertirim. Evet. Neyse. Gizliliğe son derece önem veririz. Geometri ve külli hesap<br />

herkese açık. Dost ve kardeş ülkelere Külliye’nin bir bölümü. Çin’e karşı da dikkatliyiz. Çok seyahat ederim iş gereği.<br />

Avrupası, Amerikası, Rusyası Pekin’i, Şangay’ı. Nasıl hin oğlu hinler bilseniz. Dikkatle seçilmiş mekanları gezdiriyor<br />

mihmandar. Federasyona da yazdıydım.”<br />

“Federasyon?”<br />

“Paten federasyonu. Denetçisiyim oranın. Türkiye Buz Pateni Federasyonu. İşte ek görev gibi.”<br />

“Ek görev. Evet.”<br />

“Neyse. Mesela İngilizler kapıdan içeri giremez hocam.”<br />

“E onlar da Endülüs geometrisi öğrensin?”<br />

“Onu öğrensin tabii. Ama Külliye’ye sokmuyoruz onları. Geçen sene bir konsolos gelecek dediler. Gromer mi ne adı.<br />

Olmaz dedik. Konya’da karşıladık bu Gromer’i. Mevlana kebap yedirip gönderdik. Bu adamlar herkesin gözü önünde<br />

Mısır kral mezarlarını çalmadılar mı?”<br />

“Bıraksanız piramitleri söker götürürler. İyi yapmışsınız.”<br />

“Her şeyin arkasında bu İngilizler. Şimdi perde arkasındalar. Amerika’yı kurup öne çıkardılar. Size de garip gelmiyor<br />

mu hocam iki yüz yıllık bir ülkenin Dünya’yı yönetmesi. İstanbul fethedildiğinde Amerika’da yüzünü gözünü boyayan<br />

affedersiniz anadan üryan kızılderililer vardı.”<br />

“Bir zamanlar İngiliz de barbardı. Bazen olur öyle tarihte. Kimi çöker kimi yükselir.”<br />

“Sorarım size İngilizlerle Amerika hiç savaştı mı? Bak o kadar savaş oldu. Birbirlerine sıktıkları bir mermi var mı Allah<br />

aşkına?”<br />

“Bağımsızlık savaşı?”<br />

“Efendim?”<br />

“Kolonilerle İngiltere’nin savaşı? Hani çizgi roman vardı. Teksas. Çelik Bilek? Orada da geçer.”<br />

“Çizgi romana kızardı rahmetli babam. Neyse ne alırsınız hocam? Kahve?”<br />

“Şekersiz olsun.”<br />

NYX<br />

273


Yaz<br />

2021<br />

Görünümleri<br />

NYX<br />

274


LA DOUBLEJ / BEYMEN<br />

NYX<br />

275


DEVOTION / BEYMEN<br />

NYX<br />

276


Moda<br />

DODO BAR OR / BEYMEN<br />

NYX<br />

277


MAYGEL CORONEL / BEYMEN<br />

NYX<br />

278


ROCOCO SAND / BEYMEN<br />

NYX<br />

279


CULT GAIA / BEYMEN<br />

NYX<br />

280


Moda<br />

ZIMMERMANN / BEYMEN<br />

NYX<br />

281


JACQUEMUS / BEYMEN<br />

NYX<br />

282


CHLOE / BEYMEN<br />

NYX<br />

283


NYX<br />

284

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!