EUROPA JOURNAL - HABER AVRUPA FEBRUAR 2014

Weitere Magazine

Empfehlungen

Info

ŞUBAT 2014 HABER AVRUPA AVUSTURYA - 2 Ö S EUROPA T E R R JOURNAL I E C H MEHMET İNAK info@europa-journal.net Değerli okurlar, Avusturya Dışişleri ve Entegrasyon Bakanı Sebastian Kurz, kısa bir süreönceAvrupa Konseyi’nde, ‘‘Irkçılık, Ayrımcılık, Göçmenler ve Çeşitlilik Üzerine’’ çok önemli açıklamalar yaptı. Bu ay ki makalemde Bakan Kurz’un konuşmasının önemli noktalarını sizlerle paylaşmak istiyorum. ‘‘...Avrupa Komisyonu’nun kazanımlarını korumak veher bir bireyin hakkının korunmasını güvence altına almak için çaba göstermeye ve birlikteçalışmaya devam etmeliyiz. Entegrasyondan sorumlu müsteşar olarak görevimden öğrendim ki, bir ülkeden başka birisine göç eden, mülteci olan ve yeni bir yurt arayan insanlar bilhassa ayrımcılıkla yüzyüzeler. Her geçen gün daha çok insanın yeni bir yurt aramak için kendi yurdunu terk ettiği küreselleşen bir dünyada, bir kimsenin, nereden geldiğine, rengine ve dinine göre değil, yalnızca onun karakter ve çalışma ahlakına göre karar vermeye daha çok dikkat etmeliyiz. Gün geçtikçe daha çok karma olan bir toplumda, olabildiğincekatılımı mümkün kılmak © Council of Europe / Foto: Jacques Denier Irkçılık, Ayrımcılık, Göçmenler ve Çeşitlilik Üzerine Avrupa Konseyi’nde Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz’un söyledikleri... zorunda olduğumuza inanıyorum. İnsanların nereden geldiğine ve köklerinin nerede olduğuna bakmaksızın; her bir bireye, birleşmiş bir Avrupa’da, gönüllü alanlarda veiş piyasasında olduğu kadar siyaset veyönetimdedekendilerini en iyi şekilde gösterebilmelerine olanak tanımalıyız. Bu nedenlerden dolayı özellikle yurt dışında edinilmiş yetilerin ve her zaman tam olarak tasvir edilemeyen becerilerin tanınmasında da herkese, yeni ülkelerinde katkılarını sunabilmeleri için olanak vermeliyiz. Toplumun sürekli çeşitlendiği bir zamanda, tabii ki din de bize eşlik eden önemli bir konudur. Farklı dinlere mensup insanlar giderek artıyor. Avrupa’nın her bir üye ülkesinde oldukça büyük bir çeşitlilik var. Bu sebepten dolayı din konusunu, sorunun bir parçası değil, birlikte yaşama konusunda, daima çözümün bir parçası olarak görmedüşüncesindeyim. Avusturyanın diğer somut hedefleri ise: 1. Fikir beyan özgürlüğü ve bilhassa gazetecilerin korunması, 2. İnternette hakların korunması ve 3. İnsan ticareti ile mücadele.’’ Evet değerli okurlar; genç bakanımız genel olarak bu konulara değindi ve söz uçar yazı kalır diyerek tarihe bir not düşmek adına bu sözleri sizlerle paylaşmak istedim. Sebastian Kurz’un bu söylemlerinde ne kadar dürüst, samimi ve gerçekçi olduğunu önümüzdeki dönemde yapacağı çalışmalar gösterecektir, bekleyip görelim. © Europäische Union, 2014 – EP EUROPAWAHL 22. - 25. MAI 2014 Almanya'nın ‘Türk kökenli’ ilk federal bakanı Aydan Özoğuz ile Avusturya Entegrasyon Bakanı Sebastian Kurz biraraya geldi... Almanya ve Avusturya Uyum Bakanları’ndan ortak stratejiler... Avusturya Entegrasyon Bakanı Sebastian Kurz ile Almanya’nın Entegrasyondan Sorumlu Devlet Bakanı Aydan Özoğuz’un buluşmalarında her iki ülkenin entegrasyon politikasındaki ortak noktaları ve gelecekteki öncelikleri ele alındı. Bakan Sebastian Kurz, Avusturya ve Almanya’nın benzer stratejileri takip etmesinden memnuniyet duyduğunu ifade ederek: “Almanya ve Avusturya hükümetlerinin programlarında entegrasyon sürecinde ister karşılama kültürünün oluşturulması ve ister dilin önemi için olsun aranan çözümlerde konu olarak örtüşmeler ve ortak noktalar göze çarpıyor. Almanlar Avusturya’da en büyük köken Integrationsminister Kurz und die deutsche Staatsministerin für Integration im Bundeskanzleramt, Aydan Özoğuz grubunu oluştururken, Avusturyalılar Almanya’da küçük bir halk grubuna sahipler, buna rağmen sayı olarak Avusturya’da yaşayan Almandan çok daha fazla Avusturyalı, Almanya’da yaşıyor ve bu genellikle unutuluyor. Entegrasyon konusunda her iki ülkenin vatandaşları da herhangi bir sorun yaşamıyor.” Gelecekte entegrasyon stratejileri belirlenirken Avrupa Birliği vatandaşlarının da hesaba katılması konusunda her iki bakan da hemfikirler. Entegrasyon Bakanı Kurz, Avusturya’da kendilerine ait bir takdir yasası için çalışmaların başladığını, bu esnada Almanya’nın tecrübelerinden faydalanabileceğini ifade etti. © BMeiA / Dragan TATIC HABER AVRUPA Ö S EUROPA T E R JOURNAL Gazete Kurucusu (Gründerin) Katrin VORHAUSER İmtiyaz Sahibi (Herausgeber und Inhaber) Mehmet İNAK Genel Yayın Yönetmeni (Chefredaktion) Hasan KESKİN Türkiye Temsilcisi Mag. Ahmet ZUBİ R E C H I 05.02.2014 - 03.03.2014 SAYI: 34 ŞUBAT 2014 - AUSGABE: 34 FEBRUAR 2014 ANSCHRIFT - ADRES HABER AVRUPA - EUROPA JOURNAL Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck Retour- und Postsendungen: Mehmet Inak - Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck Baskı-Druck: Medien-Druck Salzburg GmbH Yayımlanan köşe yazıları ve reklamların içeriğinden gazetemiz sorumlu değildir. Für Werbeanfragen Tel. (+43) 512 31 71 67 www.europa-journal.net - info@europa-journal.net AB Projeleri, Viyana Şehir Planı’nda Wien (OTS) - Avrupa Birliği’nin desteklediği Viyana ile ilgili projeler artık bir tıkla gözlerinizin önünde. Bu projeler, teknoloji ve yenilikler, gençlik projeleri, yeni yapılan meydanlar ve parklar, kemerler gibi şehir alanlarının canlandırılması gibi konularla ilgili... Bu önemli projeler sayesinde AB’nin varlığını, Viyana’nın birçok köşesinde hissedebilirsiniz. Bunun yanı sıra her proje sahibine ait bilgiler, teşviklerin miktarı ve daha fazla ayrıntı için diğer bağlantılar da yer almakta. Viyana Meclis Üyesi Christian Oxonitsch: ‘‘Bu sayfada Avrupa Birliği tarafından desteklenen insiyatiflerin ne kadar çeşitli ve çok sayıda olduğu açığa kavuşuyor.’’ dedi. Avrupa Birliği Projeleri: www.wien.at/stadtplan/ sayfasında görülebilir.
3 - AVUSTURYA HABER AVRUPA ŞUBAT 2014 İnsanlar bir araya geldiği an iletişim içinde olurlar, bunun da bilim dünyasının araştırmalarına göre sadece %7’si söz ve kelimeler ile, %93 ise beden dili ile yapılır; yani el, kol, yüz, göz hareketleri ile. Tabii ses tonu da burada yer almakta. Belki siz de hayatınızda yaşamışsınızdır; bir insanla buluşuyorsunuz, bir süre sonra bakıyorsunuz, karşı taraf size ters bakıyor, ya da üzgün veya size surat asıyor. Sizin yanıtınız ise „ne oldu ya, ben birşey demedim ki.“ Evet bazen sorun da bu oluyor. Siz belki söz olarak birşey veya en azından kötü birşey demediniz, ama gözünüz, yüz ifadeniz gerekeni „demiştir“. Bu olaylar ilişkilerimizi ve dostluklarımızı çoğu zaman olumsuz etkiliyor. Çünkü beden dilinin bir özelliği de kontrol dışı yapılıyor olması, yani siz söylediğiniz sözleri (genelde) kontrol ediyor ve seçerek kullanıyorsunuz, ama beden dili bilinç altı tarafından kontrol ediliyor. Birini sempatik ÖZEL RÖPORTAJ Sayın Susi Stach okuyucularımıza kendinizi kısaca tanıtır mısınız? Eğitimli sahne oyuncusuyum, daha sonra filme yöneldim. Konservatuarda dersler veriyorum(Oyunculuk Öğretim Görevlisi) ve film eğitmenliğine de başladım. Aynı zamanda oyuncular, yeni başlayanlar ve çocuklar için oyuncu koçuyum. Bir talep üzerine lehçe eğitmenliğine başladım ve bunu yaklaşık dört yıldır yapıyorum. Almanya’dan bir oyuncuyu, Daniel Brühl’ü, Niki Lauda’yı anlatan ‘‘Her şey kazanmak için’’ ‘‘RUSH’’ filmindeki rolü için Viyana lehçesinde eğittiniz. Bu sizi ne kadar uğraştırdı ve işiniz nasıl gitti? Prensipte olmayacak kadar iyi, ilk kez böyle oldu. Bir Alman için Avusturya aksanıyla konuşmak gerçekten çok zor, -ama tersi bir Avusturyalı için Alman aksanıyla konuşmak çok daha kolay- fakat bu Daniel Brühl için böyle değil, büyük dil yeteneğine sahip ve muazzam bir oyuncu. Daniel Brühl ile ne kadar çalışabildiniz? Yapımcı bize bunun için tam olarak beş gün verdi. Önce İngilizcesini Avusturya aksanıyla daha sonra birkaç sahneyi orijinal dilinde Almanca olarak çalıştık. Bir yıl sonra tümünün Avusturyaca/Almanca dublajını yaptık ve bunu iki gün içinde başardık. Defalarca aday gösterilmesine karşın ne filmin ne de Daniel Brühl’ün bir ödül alamamasını üzücü buluyor musunuz? Bunun nedeni sizce ne olabilir? Kanaatimce, Altın Küre Ödülü’ne aday gösterilmesi bile çok önemlidir. Benim tarafımdan, Daniel Brühl bu rolden dolayı Oscar Ödülü’nü çoktan kazanmıştır.(Gülüyor...) Daha başka kimlerin lehçe eğitimine ilgisi var? Prensipte eğitimi oyuncular için sundum, önce kendime daha sonra başkalarına kazandırdığım değişik aksanlarla ileydi bu eğitim. Şu an çok ilginç bir ‘müşterim’ var, Arjantin Büyükelçisi, lehçe hayranı ve yıllarca Viyana aksanını birlikte çalışabilecek birini aramış. Muhteşem biri, anlaması çok iyi, hatta bazı öğrencilerimden bile. Haftada iki kez onunla Arjantin Büyükelçiliği’nde Viyana aksanını çalışıyoruz. Anadiliniz Almancanın yanında İngilizce, İtalyanca, Fransızca ve Yunanca da konuşuyorsunuz. Bu dilleri nasıl öğrendiniz ve neden bu diller? İngilizce ve Fransızcayı okulda öğrendim, İtalyanca ve Yunancayı da öğrendim, çünkü oralarda yaşadım. Dile karşı kabiliyetiniz var mı? Bunun söylenebileceğine inanıyorum. Başka öğrenmek istediğiniz bir dil var mı? Evet, İspanyolca; yıllarca ‘başarısız’ şekilde öğrenmeye çalıştım, fakat her defasında İtalyanca’ya kaydım. 21 Şubat Uluslararası Anadil Günü. Anadilin sizin için anlamı nedir? Her dil kabiliyetinin temeli, kendi anadilini öğrenmekte yatar görüşündeyim, ister o dilin konuşulduğu ülkede yetişme şansına sahip olunsun, ister anadil ebeveyn tarafından konuşulup bu ülkede yaşamayan çocuklara aktarılmak zorunda kalınsın. Anadilin, dil kabiliyeti için temel olduğunu düşünüyorum. Gerçekte herkes kendi anadilini kendine özgü konuşuyor. Ayrı özellikte bir anadilin ortaya çıkması bunun kanıtı ve bu dil kalbe en yakın olanı. Genel olarak DİL sizin için ne ifade ediyor? Yazı dili ve dilbilgisinin önemli olduğunu, yüksek bir değeri olduğunu ve doğru yazmanın da bir çeşit saygı ifadesi olduğunu da öğrendim. Öğrencilerimin motivasyon yazılarına baktığımda, yazılar yazım hatalarıyla Ö S EUROPA T E R R JOURNAL UZMAN GÖRÜŞÜ veya size yakın bulmuyorsanız, tüm vücudunuz bunu gösterir. Siz ne kadar kibar olmaya çalışırsanız çalışın, karşı taraf istenilmediğini anlayacaktır. Peki ama bunları neden bir T.C. Başbakanlık YTB Yurtdışı Vatandaşlar Danışma Kurulu Üyesi olarak sizlere yazıyorum? 1. Bu Devletimin bana layık görüp verdiği danışmanlık görevi yanı sıra, asıl mesleğimin iletişim ve sorun/çatışma/yönetim ve lobi uzmanı olduğum için ve 2. Yüzbinlerce insanımızın yaşadığı „görev alanımda“, birbirimizle çok az veya en azından yanlış iletişime geçtiğimize inandığım için. 3. İnternetin getirdiği onlarca kolaylık ve iyiliklerin yanı sıra, sosyal medya ve sosyal dostluk programları (facebook vs.) ile beraberinde getirdiği - pek de sosyal olmayan - insanlar arası uzaklaşma ve soğuma söz konusu olduğu için. Kısacası biz son yıllarda çok az konuşan, az canlı iletişim kuran ve monitörlere bağlanan veya kendi küçük kosmoslarımızı (dernekler) kuran bir toplum haline geldik. Bu da ister istemez bazen Birliğimizi ve Beraberliğimizi olumsuz etkilemektedir. ULUSLARARASI ANADİL GÜNÜ ÖZEL RÖPORTAJI I E C H 300.000 Türk ve Türkiye kökenli insanın yaşadığı bir ülkede eskilere bakarak tabii ki çok rahatız; yüzlerce dernek ve binlerce iş yerimiz var artık. Aylık gelirimiz ve yaşam kalite seviyemiz arttı, imkânlar çoğaldı, ama aynı zamanda da fakirleştik, iletişim dünyamız daraldı, dostluklar samimiyetini kaybetti, birlik, beraberlik, kardeşlik gibi sözler sadece moda sözcükleri olmaya başladı. ‘‘Anadili iyi bilmek, dil öğrenebilme kabiliyetinin temelini oluşturur...’’ dolu ve ben bunları bir çeşit saygısızlık olarak değerlendiriyorum. Belki bunun etkisiyle dil değişecek. Ben bir çeşit ara kuşaktayım, hepsini küçük yazmak ya da yanlış yazılmış bir kelimeyi düzeltmemek benim için anlaşılır değil. Oldukça sık Alman filmlerde oynuyorsunuz. Orada Avusturya aksanı mı konuşuyorsunuz veya Almanya’da Avusturya aksanı nasıl karşılanıyor? Avusturyaca konuşulması, aksanın duyulması arzu edilmiyor, fakat bunun nereden geldiği bilinmiyor. Seyirci mi küçümseniyor, yoksa redaktör bir şeyleri kural dışına çıkarmaktan mı korkuyor, bilmiyorum. Almanya’da hususi olarak bulunulursa, birçok insan Avusturya Almancasını sevimli ve mükemmel buluyor ‘‘Eğlenceli bir diliniz var, hoşumuza gidiyor.’’ diyorlar. Çoktan beri Almanların kendini ayarlaması gerektiği roller var; örneğin bir dağ köylüsünü oynadıkları zaman. Dil devamlı değişiyor ve hangi dil yüksek bir prestije sahipse o dilden bünyesine yeni ‘yabancı’ kelimeler alıyor. Şimdi İngilizce prestije sahip. O kadar ileri gidildi ki ‘‘handy’’ kelimesi örneği gibi İngilizcede olmayan bir kelime Almancada görünüşte bir İngilizce kelimeymiş gibi algılanıyor. Bu gelişme hakkında ne düşünüyorsunuz? Değişikliklere karşı açığım. Almancada tasvir edemeyeceğimiz birçok şey var. Dilin değişmesinin, değişmek zorunda olmasının normal olduğuna inanıyorum. Örneğin çocuğunuz (varsa) doğal olarak, tanımadığınız kelimeleri eve getirir ve siz de kullanmaya başlarsınız. Yabancı kelime kullanmamayı zahmetli ve gerçek dışı bulurum. ATTİLA DİNÇER attila.dincer@yvdk.gov.tr T.C. Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı Yurtdışı Vatandaşlar Danışma Kurulu Üyesi, Entegrasyon ve İletişim Uzmanı Birlik ve beraberlik, ama nasıl? Değerli Vatandaşlarım, Türkiye’de olup bitenleri herkes tabii ki yakından takip edecektir, kendince yorumlar yapacak ve bunu dostları ile paylaşacaktır. Siyaseti tartışacaktır, fikirler beyan edip, sorup, soruşturacaktır. Bunlar doğru ve hatta gereklidir. Ama lütfen bir önemli faktörü de göz ardı etmeyin; Sizler elinize ulaşan, Haber Avrupa - Europa Journal Gazetesi’ni şu an okuyorsanız; Siz Avusturya’da, Almanya’da, İsviçre’de veya diğer Avrupa ülkelerinde yaşıyorsunuz demektir. Buradaki olaylara, siyasete, sisteme vs. ne kadar yakınız? Okullarda, iş yerlerinde, sokakta olan bitenlerden ne kadar haberdarız? İnsanımızı ilgilendiren hangi istatistikleri biliyoruz? Kim hangi kurumda hangi haklara sahip veya haksızlıklara uğramakta biliyor muyuz? Bundan böyle bu köşede, bu tür bilgileri sizlerle paylaşmak isterim. Birlik beraberlik, önce birbirimizden haberdar olmakla, birbirimizi bilmekle başlar. Bu noktada şahsen, sürekli bütün Avusturya’yı gezemeyeceğimden; siz değerli vatandaşlarımdan, yaşadığınız paylaşılmaya değer olumlu veya olumsuz olayları bu gazete vasıtasıyla veya doğrudan şahsıma iletebileceğinizi; sizin sesiniz ve bir kardeşiniz olarak; bu tür mevzuları Ankara’ya büyük bir memnuniyetle aktarabileceğimi belirtmek isterim. Ayrıca her eyalette birkaç aktif, istekli ve gönüllü insanlardan oluşan birer komisyon kurmayı hedeflemekteyim. Aktif çalışmayı arzu eden arkadaşları, bu vesileyle ortak çalışmaya davet ediyorum. Siz değerli okurlara da bu tür çalışmaları desteklediğiniz için şimdiden teşekkür eder, saygılar sunarım. ATTİLA DİNÇER E-Posta: attila.dincer@yvdk.gov.tr Susi Stach © severin koller Uluslararası Anadil Günü’nde neyi vurgulamak istersiniz? Cesaret! Başka bir ülke ya da eyaletten gelip te kendi anadilini konuşma ve bundan mutlu olma cesareti... Herzaman ‘genel’ dil kullanılmamalı ve insan nereden geldiğini de saklamamalı. Sizce insanlar lehçelerini neden saklamaya çalışıyorlar? Lehçenin sosyal farklılıklarla aynı görüldüğü hissim var. Bir kişi lehçeli konuşursa başka bir ülkeden veya başka bir sınıftan gelmiştir; ama bu inanış bugün artık gerçeğe uymamaktadır. Tabii ki belli bir grubun kendine özgü lehçesi olabilir ama bu insanlar hakkında bir yorum yapmamıza yetmez. Dil çeşitliliğinin giderek azalması, genel ve tek bir ‘‘yüksek televizyon dili’’nin kabul görmesini üzüntü verici buluyorum. Kendi filminizi yapmak istemez misiniz? Çoktandır bir çalışma arkadaşımla bir senaryo yazıyorum. Bir gün kendi filmimi çevirecek olsam, yüzde yüz her bireyin kendi günlük dilinde konuşabilmesine dikkat ederdim. Röportaja eklemek istediğiniz bir şeyler var mı? Dilin lehçe renklilikleri televizyon diline dahil edilirse buna sevinirim, bunu da heyecanlı bulurum.
Seite 1: Wir sagen JA UNABHÄNGIGE MONATLICH
Seite 5 und 6: 5 - AVUSTURYA HABER AVRUPA ŞUBAT 2
Seite 7 und 8: 7 - AVUSTURYA HABER AVRUPA ŞUBAT 2
Seite 9 und 10: FEBRUAR 2014 HABER AVRUPA Ö S EURO
Seite 11 und 12: 11 - SPRACHE UND BILDUNG HABER AVRU
Seite 13 und 14: Kräfte bündeln, Energien freisetz
Seite 15 und 16: 15 - FRAUENSEITE HABER AVRUPA ...im

EUROPA JOURNAL - HABER AVRUPA FEBRUAR 2014

Sie wollen auch ein ePaper? Erhöhen Sie die Reichweite Ihrer Titel.

Template löschen?

Als Template speichern?