EUROPA JOURNAL - HABER AVRUPA MÄRZ 2014

Weitere Magazine

Empfehlungen

Info

MART 2014 HABER AVRUPA AVUSTURYA - 2 Ö S EUROPA T E R R JOURNAL I E C H Değerli okurlar, Türkiye’de yaklaşan seçimler öncesi ortalık toz duman. AK Parti, Cemaat, paralel devlet, yolsuzluk, kumpas... gibi sözcükler Türkiye’de 76 milyon insanın dilinde. Herkesin birinci gündeme maddesi bu ‘Memleket Meseleleri’... Türkiye’de yaşayan milyonlarca insan bu meseleleri halledemediği için bizler de Avrupa’da bu konuları hayatımızın tam orta yerine koyduk ve hiç de Türkiye’yi aratmıyoruz. Bravo bizlere... Avrupa’da yaşayan Türk milleti olarak, bütün sıkıntılarımızı hallettiğimiz ve burada yapmamız gerek hiçbirşey olmadığı için, rotamızı tamamen Türkiye’ye çevirdik ve oradan gelen haberlere göre hop oturup hop kalkıyoruz. Bu ‘Memleket Meseleleri’ nedeniyle, özellikle Facebook ve Twitter gibi sosyal platformlarda ‘farklı düşüncelere’ sahip olanları ötekileştiriyor, dışlıyor, hakaret ediyoruz; birbirimizi kırıp dökmekten çekinmiyoruz. © kollektiv fischka/fischka.com Sayın Barbara Coudenhove- Kalergi, okuyucularımıza kendinizi kısaca tanıtır mısınız? Prag’da (eski Çekoslovakya) doğduğum için göçmen kökenliyim. Almanca konuşan azınlığın mensubu olarak ailemle 1945’te 13 yaşında iken sürüldük ve Avusturya’ya geldik. Başta zorluk çektik. Daha sonra gazeteci oldum ve diğer konuların yanı sıra 1989 HABER AVRUPA Doğu Avrupa’daki dönüm noktasını haber yaptım. Bundan sonra birkaç yıl Avusturya Radyo ve Televizyonu’nun Prag muhabirliğini yaptım. Emekliliğimden bu yana serbest gazeteci ve yazar olarak çalışıyorum ve mültecilere Almanca ders veriyorum. Dünya Kadınlar Günü nedeniyle özellikle kadın olarak rolünüz bizi oldukça ilgilendiriyor. Eğitim aldınız, seyahat ettiniz, örneğin, Presse gazetesinde birçok erkeğin arasında tek kadın sizdiniz, işinizde erkek hükümranlığı vardı ve başarılıydınız. Bu gerçekleri siz nasıl görüyorsunuz? Kadınlar için bir emsal miydiniz (emsal misiniz)? Gıpta mı edildiniz, yoksa bir zamanların resmine uymadığınız için eleştirildiniz mi? Gazeteci olarak başladığımda, bu meslekte kadınlar çok azdı. Bununla çok ilgilenmedim, bilakis yoluma gittim. Kendimi emsal olarak görmüyorum ve genç kadınların meslekte bugün birçok imkâna MEHMET İNAK info@europa-journal.net Avrupalı Türklerin birinci gündem maddesi: AK Parti mi? Cemaat mi? Ö S EUROPA T E R JOURNAL Gazete Kurucusu (Gründerin) Katrin VORHAUSER İmtiyaz Sahibi (Herausgeber und Inhaber) Mehmet İNAK Genel Yayın Yönetmeni (Chefredaktion) Hasan KESKİN Türkiye Temsilcisi Mag. Ahmet ZUBİ R E C H I BİZ TÜRKİYE’DE YAŞAMIYORUZ... Türkiye’de, yaşanan mevzuları tartışacak 76 milyon insan zaten var. Türkiye’deki gündemle bu kadar iç içe olmak yerine enerjimizi biraz da yaşadığımız ülkelere harcamak doğru olmaz mı? Türkiye’de yaşanan konular bizleri ilgilendirebilir, bu konuları ölçülü bir şekilde takip edebiliriz, üzülebiliriz, sevinebiliriz... Bunlar ayrı mevzulardır. Ancak Avrupa’nın birçok noktasındaki 5 milyon insanımızın çoğunun, yaşadığı ülkelerden bu kadar kopuk ve buradaki gündemden bihaber olması, haklarımızı bilmemek, öğrenmek için çaba sarfetmemek ile önce kendimize sonra da bizden sonra gelecek nesillere ihanet ediyoruz. Unutmayalım ki, yaşadığımız ülkelerde atacağımız her adım, çocuklarımıza ‘‘iyi ya da kötü’’ bir miras olarak kalacaktır. Bunun sorumluluğu hepimizde; ‘‘Yaptıklarımızın ve yapmadıklarımızın bedelini çocuklarımız ödemesin’’ diyorsak, artık yüzümüzü yaşadığımız ülkelere çevirmeli, buranın gündemine yoğunlaşmalı ve elimizi taşın altına koymalıyız. 03.03.2014 - 07.04.2014 SAYI: 35 MART 2014 - AUSGABE: 35 MÄRZ 2014 ANSCHRIFT - ADRES HABER AVRUPA - EUROPA JOURNAL Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck Retour- und Postsendungen: Mehmet Inak - Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck Baskı-Druck: Medien-Druck Salzburg GmbH Yayımlanan köşe yazıları ve reklamların içeriğinden gazetemiz sorumlu değildir. Für Werbeanfragen Tel. (+43) 512 31 71 67 www.europa-journal.net - info@europa-journal.net sahip olmaları beni sevindiriyor. Siyasette ve toplumda, kadın konusuna önem atfediliyor. Kendinizi bir ‘savaşçı’ ya da ‘önde giden‘ rolünde gördünüz mü ya da kadın ile ilgili özel meselelerde aktif olarak bulundunuz mu? Hayır. Ailenizde ilginç bir şahsiyet var, babaanneniz Mitsu. Japonya’da beğenildi ve beğeniliyor. Kısaca onu anlatır mısınız? Japon babaannem 19.yüzyılın 80’li yıllarında o zamanlar Tokyo’daki Avusturya-Macaristan elçiliğini yöneten büyükbabam Heinrich Coudenhove-Kalergi ile evlendi. Bu o zamanlar alışılmadık bir şeydi. Heinrich erken öldü ve Mitsu 27 yaşında kendini 7 küçük çocukla yabancı bir ülkede tamamen yalnız buldu. Kaderini cesurca yönetti fakat kocasının ölümünden sonra artık mutlu değildi. Bugün Japonya’daki genç kadınlar için o bir örnektir, ama hikâyesi başarısız bir entegrasyon hikâyesi olarak görülmelidir. Birlik ve beraberlik için çok güzel bir ortam... Trabzonsporlular Derneği Wolfurt Bregenz Başkonsolosluk Duyuruları AVRUPA’DA BAŞARILI GÖÇMENLER... ‘Birden fazla kimliğe sahip olunabilir ve insan birçok kültürün içinde kendini evinde hissedebilir’ B ar b a r a Coude n h ove - K a l ergi Bizler tabii ki sizin göçmen tarafınızla da çok ilgileniyoruz. Sizi kişisel olarak ‘göçmen’ kavramıyla bağlayan nedir? Göçmenler, kendileri ya da ebeveynleri yurtdışında doğan kimselerdir. Birkaç kuşak önce bu bir istisna idi. Bugün olağan. Avrupa’da milyonlarca göçmen insan var. Onlar ülkelerdeki toplumun bir parçası ancak, Avrupa toplumu bu gerçeği henüz tam içine sindiremedi. „Zuhause ist überall“ kitabınızda, Avusturya’da „Heimat“ hakkında yazdığınız ve daha sonra içeriği nedeniyle müdürle konuşmak mecburiyetinde kaldığınız bir makaleden söz ediyorsunuz. Prag’dan göç ettikten kısa bir süre sonra vatanıyla gurur duyan, dağları seven gerçek bir ‘Avusturya Salzburglu bir Alplerin Kızı’ olmalısınız. Böyle biri oldunuz mu, şayet olduysanız bu ne kadar sürdü? Hayır, gerçek bir ‘Alplerin Kızı’ olmadım. Ben bugün Avusturya’da evimdeyim, ama kökenimin başka bir ülkeden geldiğinin bilincindeyim. Viyana ve Prag eskisi gibi benim şehirlerim. Sanırım, bugün birden fazla kimliğe sahip olunabilir, insan kendini birçok kültürün içinde evinde hissedebilir. Hayatınızda çok şey gördünüz ve yaşadınız. Göçmenlerin durumunu önce ve şimdi nasıl görüyorsunuz? Bence yeterli olmasa da göçmenlerin durumu son yıllarda iyileşti. Caritas’ta çalıştınız. Orada hangi tecrübeleri edindiniz? Size özellikle dokunan akıbetler var mı? Evet, buraya çok zor şartlarda uyum sağlayan, buna rağmen sınırdışı edilen insanların akıbetleri. Şu anda göçmen ve mülteciler için Almanca dersi veriyorsunuz. Bu iş size ne veriyor, niçin bu işi yapmaya karar verdiniz? Dernek Başkan Yardımcısı Rahman Sağlam ve Dernek Başkanı Remzi Cansız Vorarlberg Eyaleti’nde 100’e yakın üyesiyle vatandaşlara çok güzel ve seviyeli bir ortamda hizmet veren Wolfurt Trabzonsporlular Derneği Başkanı Remzi Cansız: ‘‘Üyelerimize ve misafirlerimize en iyi imkânları sunabilmek için elimizden geleni yapıyoruz. Derneğimizde aile yapımıza ve topluma zarar verebilecek alkol kullanımı ve bahis oynanmasının yasak olmasının yanında, sağlığımızı tehdit eden sigaraya dahi kesinlikle izin vermiyoruz. Birlik ve beraberliğimizi pekiştirmek adına en son Trabzonspor’un İtalya’da Juventus takımıyla oynadığı maça 100’e yakın vatandaşımızın katılımını sağladık.’’ Dernek Başkan Yardımcısı Rahman Sağlam: ‘‘Özellikle gençlerin derneğimize yoğun ilgisi bizi çok memnun ediyor. Aileler de derneğimizin prensiplerinden ve birlikberaberlik ortamından son derece mutlular ve çocuklarının burada güvence altında olduklarını biliyorlar.’’ a) T.C. vatandaşı olanların Türkiye’de yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimlerde oy kullanabilmeleri için, ‘’Yurtdışı Seçmen Kütüğü’’ne kayıtlı olmaları ve bunun için de Başkonsolosluklara ‘‘Adres Beyanı’’ nda bulunmaları gerekmektedir. b) İzin sezonu yaklaştığından dolayı pasaportların, kimliklerin ve Avusturya Vize kartlarının kontrol edilmesi ve süresi bitmek üzere olan pasaportların ve vize kartlarının mutlaka değiştirilmesi veya yenilenmesi gerekmektedir. c) Vatandaşlarımız, Başkonsolosluğumuzun gerek internet gerek facebook sayfalarını yakından takip ederek güncel duyurularımıza düzenli olarak ulaşabilirler. Saygılarımızla, T.C. Bregenz Başkonsolosluğu ÖZEL RÖPORTAJ Kişinin mülteci olarak yardıma ihtiyacı olduğunu kendi tecrübemden biliyorum ve Avusturya’nın yabancılar politikasındaki eksikliklerine kızacağıma olumlu bir katkı sağlamak istedim. Öğrencilerimin arasından birçok mükemmel insan tanıdım ve onlardan bazı şeyleri öğrendim. Yeni bir şeye başlamak istiyor musunuz ya da güncel bazı planlarınız var mı? Şu anda kitabımla ilgili seyehatlar yapıyorum. Baharda bir eğitim faaliyeti yapmak ve sonra derslerime geri dönmek istiyorum. Okuyucularımıza son bir mesajınız var mı? Kendinizi eğdirmeyiniz. Geldiğiniz kültürde iyi bulduklarınızı koruyun, yeni vatanınızın sizlere sunduğu yeni şeylere de açık olun. Röportaj için çok teşekkürler.
3 - AVUSTURYA HABER AVRUPA MART 2014 Ö S EUROPA T E R R JOURNAL I E C H Değerli Okurlar, Geçenlerde Almanya‘da Türkler ile ilgili yapılmış bir araştırma okudum. Bu çalışmada Almanya‘da yaşayan Türklerin çok yüksek oranda mutsuz oldukları ve Anavatanları Türkiye‘ye geri dönmek istedikleri ortaya çıkmış. Bu tür araştırma veya anketler Avrupanın diğer ülkelerinde de yapılsa, ortaya aynı sonuçlar çıkar. Hatta araştırma yapılmadan da çoğu insanımızın böyle düşündüğünden emin olabiliriz. Benim çevremde de birçok insan geri dönmek istiyor. Hatta dönenler de oldu. Sizler de geri dönmek istiyor musunuz? Geri dönen tanıyor musunuz? Eminim şimdi çoğunuz „evet“ diye cevap verdi. Çünkü krizlerden çıkamayan Avrupa‘da; yaşanan sıkıntılardan ve halen çoğu alanda ikinci sınıf göründüğümüzden (tabii ki genelleştirmek istemiyorum) son yıllarda onbinlerce insanımız Anavatana geri döndü. Ama geri dönenler (Bu bir teknik terim olmuştur, „Almancada „Rückkehrer“, Türkçede UZMAN GÖRÜŞÜ „Geri Dönenler“ deyimini sosyolojik açıdan kullanmakta yarar var, çünkü „Gurbetçi“ deyimi demode olan bir sözcük) rahat mı, alışabiliyor mu, durumları nedir acaba? „Avrupa bizi istemiyor artık, oraya entegre olamadık, uyum sağlayamadık, geri geldik…“ diyor bu dostlar. Ancak Türkiye’deki çalışma sistemlerini ve yöntemlerini görünce, aslında ne kadar Avrupa’ya uyum sağlamış olduklarını anlıyorlar. Bu sisteme alışamıyor çoğu. Hatta Türkiye’ye geri dönüp, sonra Türkiye’den Avrupa’ya geri dönenler de var. Ben her ay bir iki kez Türkiye’de bulunmaktayım ve her geldiğimde birbirden değerli insanlarla tanışıyorum. Ve her fırsatta geri dönen vatandaşlar ile konuşuyorum. Hani derlerdi ya, Almanya‘da „Ausländer“, Türkiye‘de „Gurbetçi“. Çok bir şey değişmemiş aslında. Ankara, Eskişehir, Düzce, İzmir, İstanbul veya diğer şehirler, hiç fark etmiyor. Nerde yol kenarlarında kırmızı ışıkta durup bekleyen bir vatandaş var ise, nerede restoranlarda menü kartına uzun uzun bakan, bankada, resmi bir dairede sıraya geçip sırasını bekleyen birisi varsa, bilin ki bunlar genelde Gurbetçidir, pardon geri dönenlerdir. Bu işin esprisi tabi. Ama gelişen parlayan Türkiye‘ye biraz da gerçekçi ve detaylı bir şekilde bakarsak, halen tüm sistem ve işlemlerde çok farklılıklar olduğunu görmekteyiz. Türkiye‘de çok sabırlı olmanız ve sizlere birçok konuda yardımcı olabilecek dostlarınızın olması gerekir. İş dünyasına atılanlar bilir, burada çok hızlı işe başlayabilirsiniz ve çabuk kararlarla kısa sürede başarılar elde edebilirsiniz. Ama aynı zamanda çok riskli, maceralı ve bir o kadar da çabuk göçen iş modelleri var. Binlerce insanımız, ya yanlış konsept ile ya da yanlış insanlar ile iş kurdukları için büyük miktarda maddi zarara uğradılar. Değerli Dostlar, Türkiye güzel bir ülke; canlı canlı, cıvıl cıvıl, parlıyor, büyüyor. Ama bu, sistemin tamamen yerine oturduğu anlamına gelmez. Güncel duruma bakın. Bir seçim dönemi tüm ülkeyi alt üst edebiliyor, bir gecede herşey değişebiliyor. Dün doğru olan bugün yanlış; dün dost olan bugün düşman olabiliyor. Biz Avrupalı Türkler koşulsuz bir şekilde Türkiyemizi sevdik, seviyoruz ve seveceğiz. Ama bizler buraya gelip, sisteme alışana kadar, sistem değişebilir. Hayatınız alışmakla geçer... Bu yüzden siz siz olun, buraya gelmek isterseniz, iyi düşünün, iyi bir konsept hazırlayın ATTİLA DİNÇER attila.dincer@yvdk.gov.tr T.C. Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı Yurtdışı Vatandaşlar Danışma Kurulu Üyesi, Entegrasyon ve İletişim Uzmanı Türkiye'ye geri dönmek mi istiyorsunuz? ve emin iseniz gelin. Ama arkanızda gemileri yakıp gelmeyin. Bir tekneniz kalsın. Avrupa 50 yıl bize vatan oldu, kapı açtı, bizlere ekmek verdi. Ve bizler de izler bıraktı. Oranın yaşam şartları ile Türkiye‘nin şartları halen eşit değil. Ama iyi bir eğitimiz veya iyi bir konseptiniz var ise, buyrun, ülkenize, vatanınıza gelin... Unutmayın sizler dönsenizde, dönmesenizde artık Avrupa Türklerisiniz. Orayla ilişkilerinizi kesmeyin, oranın sistemleri ve siyaseti ile ilgilenin. Birlik ve beraberliğin en iyi örneği burada „Gurbetçiler“ arasında görünmekte. Burada sizlere en çok yardımcı olacak, yine kendi „Avrupalı hemşerileriniz“ olacaktır. Türkiye‘de; Ankara‘da Yurtdışı Türkler Başkanlığı‘nda onlarca kardeşinizin olduğunu unutmayın, sizler için burada çok yetenekli uzmanlar var (onlar da Avrupa’dan geldiler). T.C. Başbakanlık YTB Yurtdışı Türkler Danışma Kurul Üyesi ve kardeşiniz Attila Dinçer olarak, hem Avusturya‘da hem Türkiye‘de sizlerin geri dönme ile ilgili veya diğer konulardaki sorularınız için bana her zaman ulaşabilirsiniz. Türkiye’den saygı ve selamlarımla. ATTİLA DİNÇER E-Posta: attila.dincer@yvdk.gov.tr ÖZEL HABER Milletvekilimiz Ahmet Demir’den, Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Hasan Keskin’e çok önemli açıklamalar ‘‘Avusturya gündemi ile ilgilenmezsek sorunlarımız artarak devam edecek’’ ‘ARTIK YETER’ © Grünen Tirol Tirol Eyalet Meclisi Milletvekili Ahmet Demir, kısa bir süre önce açıklanan Avusturya Entegrasyon Fonu’nun (ÖİF) yaptığı araştırmanın sonuçları hakkında çok önemli açıklamalarda bulundu. Ahmet Demir: ‘‘Avusturya Entegrasyon Fonu’nun (ÖİF) Göç & Uyum Ağırlık Noktası: Eyaletler „migration & integration – Schwerpunkt: Bundesländer“ başlıklı güncel araştırma sonuçları açıklandı. Bu sonuçlar bizlere bir defa daha gösterdi ki Avusturya’da göçmen kökenli insanların durumu pek iç açıcı değil; daha çok bilinçlenilmesi ve mücadele edilmesi gerekiyor. Öncelikle Avusturya geneli ile ilgili istatistiksel veriler ve devamında göçmenleri ilgilendiren özel noktalar hakkında şunları söylemek isterim: Avusturya genelinde 2013 yılı başı itibariyle toplam 1 milyon 518 bin göçmen kökenli insanın yaşadığı ve bu rakamın toplam nüfusun % 18’ine tekabül ettiği belirlendi. Sırasıyla Almanlar(229.934), Türk vatandaşı olanlar(185.177) ve Sırplar(153.979) en çok nüfusa sahip milletler olurken, göçmen lerin neredeyse % 40’ı Viyana’da yaşıyor. Avusturya İstatistik Kurumu verilerine göre, toplam olarak göçmenlerin bölgelere göre dağılım oranları ise şöyle: Avusturya Geneli 1.518.264 (% 100) Viyana : % 39,7 Yukarı Avusturya (OÖ): % 13,3 Aşağı Avusturya (NÖ): % 12,6 Steiermark: % 8,9 Tirol: % 8,0 Salzburg: % 6,5 Vorarlberg: % 5,0 Karintiya(Kärnten): % 4,1 Burgenland: % 1,9 1.1.2013 Kaynak: STATISTIK AUSTRIA Bunlar sadece istatistiksel veriler, ancak bizleri daha çok ilgilendiren önemli noktalar ise şunlar: Göçmenlerin; - Ortalama yıllık geliri ne kadardır? - İşsizlik oranı nedir? - Eğitim durumları nasıldır? gibi soruların cevapları da Avusturya İstatistik Kurumu’nun araştırması ile ortaya çıkmıştır. İşte sonuçlar: Avusturyalıların ortalama yıllık geliri 22.806 euro olurken, Avusturya vatandaşı olmayanların ortalama geliri ise 18.784 euro olarak tespit edilmiştir. Ancak, Türk vatandaşı olanların ortalama yıllık geliri ise, 18.132 euro ile bu kategoride en düşük seviyededir. İşsizlik oranı Avusturya vatandaşlarında % 6,5 olurken göçmenlerde ise % 9,7’dir. En önemli konu eğitim: Avusturya vatandaşı olmayan öğrencilerin eğitime ne kadar devam ettikleri ise yine ilginç sonuçları beraberinde getiriyor: Örneğin; 2011/12 yılı verilerine göre, anadili Almanca olmayan öğrencilerin % 29,4’ü Sonderschule’ye (Öğrenim engelli çocuklar için özel okul) gitmek durumunda kalıyor. Anaokulundan sonra gerçek anlamda başlayan eğitim maratonunda ise öğrenciler; İlkokul (Volksschule): % 24,8 Ortaokul (Hauptschule): % 27,7 Çok Alanlı Teknik Okul (Polytechnische Schulen): % 25,5 Yeni Orta Okul (Neue Mittelschule) % 27,4 Genel Eğitimli Yüksek Okullar (AHS): 15,3 Meslek Okulu (Berufschule) % 10,6 Meslek Orta Okulları (BHS) % 20,3 Meslek Yüksek Okulları (BHS) % 13,6 katılım gösteriyorlar. Bu bilgilere göre, gidilen okulun önemi ve kalitesi arttıkça buna ters orantılı olarak öğrencilerimizin katılımı azalıyor. Burada ailelerin çocuklarını teşviki, okula devam etmeleri, eğitimlerini arttırmaları, ileride kendilerine ve topluma büyük faydaları olacağı hususunda telkinleri çok önemlidir. Ayrıca Sonderschule’ye (Öğrenim engelli çocuklar için özel okul) giden çocukların Avusturya genelinde ve eyaletler bazında bu kadar yüksek oranlar göstermesi de içler acısı bir durumdur. Buna dur demek hepimizin elindedir. Bu okullara ve sınıflara giden göçmen kökenli öğrencilerin çoğunun fiziksel veya zihinsel hiçbir sıkıntısı yoktur. Genel sebep olarak tek eksikleri Almanca dilini yeterince anlamamaları ve konuşamamalarıdır. Kendi çocuklarımızın bu durumda olması hepimizi derinden üzmektedir ve sorumluluk hepimizindir. Lütfen küçük yaşlardan itibaren çocuklarımıza anadiliimizi öğretirken aynı şekilde Almanca diline de aynı önemi verelim ve çocuklarımız her iki dile de en iyi şekilde hakim olsunlar. Bu onların geleceklerine yapabileceğimiz en güzel yatırımlardan biri olacaktır. Ayrıca, Sonderschule’ye giden çocuklarımızın ileride eğitim ve iş hayatı olumsuz etkilenmekle birlikte, bu durum çocuklarımızın toplumdan kopup farklı yerlerde ders görmesine sebep oluyor. Böylece dışlanmanın yanı sıra sosyal çevresinden de kopuk bir çocukluk ve gençlik dönemi yaşıyorlar. Bu durum, bedensel sağlığı yerinde olan bu çocukların psikolojisini de olumsuz şekilde etkilemekte ve velilerini de yıpratmakdadır. Burada biz göçmen kökenli politikacılara da çok büyük görev düşmektedir. Kendi ülkelerimizde yaşanan sorunlara müdahil olmak ve ucuz politikalar peşinde koşmak yerine, Avusturya’da yaşanan sorunların üstüne gitmek ve örneğin çocukların Sonderschule’ye gitmeleri yerine normal bir şekilde okula başlayarak eksikliklerini Förderklasse’lerde (Destek ve Teşvik Sınıfları) gidermeleri noktasında parlamentoda ve eyalet meclislerinde daha güçlü çalışmalar yapmalıyız. Bu vesileyle Avusturya’da yaşayan herkesin yaşadığımız ülkenin gündemine yoğunlaşması; buranın siyaseti, eğitim sistemi, hukuku, medyası vs. ilgilenmesi büyük önem arzetmektedir. Ancak bu şekilde haklarımızı bilebilir, sorunlarımızı asgariye indirebilir ve çocuklarımıza, torunlarımıza daha iyi bir gelecek bırakabiliriz. Sizce evlatlarımız hatta torunlarımız için birşeyler yapmaya değmez mi?’’
Seite 1: Wir sagen JA ATTİLA DİNÇER Enteg
Seite 5 und 6: 5- AVUSTURYA HABER AVRUPA MART 2014
Seite 7 und 8: 7 - AVUSTURYA HABER AVRUPA MART 201
Seite 9 und 10: MÄRZ 2014 Freizügigkeit - also di
Seite 11 und 12: internationalwomensday.com Statemen
Seite 13 und 14: 13 - FRAUEN NÖ Frauentelefon 0800
Seite 15 und 16: 15 - VORARLBERG HABER AVRUPA MART 2

EUROPA JOURNAL - HABER AVRUPA MÄRZ 2014

Sie wollen auch ein ePaper? Erhöhen Sie die Reichweite Ihrer Titel.

Template löschen?

Als Template speichern?