13.05.2016 Aufrufe

EUROPA JOURNAL - HABER AVRUPA MAI2016

www.europa-journal.net

www.europa-journal.net

MEHR ANZEIGEN
WENIGER ANZEIGEN

Sie wollen auch ein ePaper? Erhöhen Sie die Reichweite Ihrer Titel.

YUMPU macht aus Druck-PDFs automatisch weboptimierte ePaper, die Google liebt.

© Wolfgang Zajc<br />

Wir sagenJA<br />

© BKA / Andy Wenzel<br />

zur<br />

GLEICHBERECHTIGUNG<br />

Avusturya Hükümetinde Büyük Çalkantı Devam Ediyor...<br />

Başbakan Werner Faymann istifa etti<br />

Başbakan ve Avusturya Sosyal Demokrat<br />

Partisi (SPÖ) Başkanı Werner<br />

Faymann, Cumhurbaşkanlığı ilk tur<br />

seçimde yaşanan ağır yenilgi ve<br />

mültecilere karşı takındığı sert tavır<br />

nedeniyle, parti üyeleri ve sendikalardan<br />

aldığı eleştirilerden sonra<br />

bütün görevlerinden istifa etti.<br />

‘DESTEĞİ KAYBETTİ’<br />

Başbakan Faymann, "Avusturya’nın,<br />

arkasında bütün partisinin kenetlendiği<br />

bir Başbakana ihtiyacı var.<br />

Ben bu desteği artık göremiyorum.<br />

Partimin ve Hükümetin yeni bir başlangıç<br />

yapabilmesi için başkanlık ve<br />

başbakanlıktan istifa ediyorum."<br />

SAYFA 3<br />

UNABHÄNGIGE MONATLICHE ZEITUNG FÜR WIRTSCHAFT, INTEGRATION UND BILDUNG<br />

<strong>HABER</strong><br />

VRUP<br />

A A<br />

<strong>AVRUPA</strong>’NIN AYLIK BAĞIMSIZ EKONOMİ, ENTEGRASYON VE EĞİTİM GAZETESİ<br />

SAYI: 57 MAYIS 2016 - AUSGABE: 57 MAI 2016<br />

P.b.b. Verlagsort: 6020 Innbruck 11Z038817M<br />

Retour- und Postsendungen: Mehmet Inak - Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

R<br />

E<br />

C H<br />

www.europa-journal.net<br />

I<br />

Außen- und Integrationsminister<br />

Sebastian Kurz<br />

Anerkennungs- und<br />

Bewertungsgesetz<br />

im Ministerrat<br />

beschlossen<br />

SEITE 9<br />

© Felicitas Matern / feelimage.at<br />

AŞIRI SAĞCILAR, AVUSTURYA TARİHİNDE İLK DEFA CUMHURBAŞKANLIĞI MAKAMINA BU KADAR YAKIN...<br />

TARİHİ KRİZE İZİN VERMEYİN<br />

Cumhurbaşkanlığı seçimi ilk turunda<br />

Alexander Van der Bellen<br />

ve aşırı sağcı FPÖ Partisinin<br />

adayı Norbert Hofer ilk 2 sırayı<br />

paylaşarak 22 Mayıs’ta yapılacak<br />

final seçimine kaldılar. Bu<br />

turda yüzde 50’nin üzerine<br />

çıkan aday Avusturya’nın yeni<br />

Cumhurbaşkanı olacak.<br />

BAĞIMSIZ ADAY VAN DER BELLEN<br />

Van der Bellen; tarafsız kişiliği,<br />

göçmen ve mültecileri kucaklayan<br />

açıklamaları ile, bölmek yerine<br />

birleştirmeyi, çeşitlilik ve<br />

eşitliği savunuyor.<br />

FPÖ ADAYI NORBERT HOFER<br />

Seçim politikasında ‘Yabancıları<br />

ve Müslümanları Avusturya için<br />

tehdit’ olarak gösteren Hofer,<br />

seçimi kazanacağından emin.<br />

© Grünen Tirol<br />

Milletvekilimiz Ahmet Demir’den önemli açıklamalar<br />

FPÖ’DEN İSRAİL’E ZİYARET<br />

Özgürlükler Partisi (FPÖ) Lideri<br />

Heinz Christian Strache’nin geçtiğimiz<br />

ay İsrail’e yaptığı ziyaret<br />

yerel medyanın çok ilgisini<br />

çekmezken, bu ziyaretin aşırı<br />

sağcı parti adayının Cumhurbaşkanlığı<br />

seçiminde başarısı ve<br />

gelecek genel seçimlerde<br />

FPÖ’nün olası bir şekilde hükümette<br />

yer alması halinde, aşırı<br />

sağcılar ve İsrail’in ilişkilerinin<br />

normalleşmesi için ön hazırlık<br />

olduğu yorumları yapıldı. Ayrıca<br />

son zamanlarda sadece müslüman<br />

göçmen ve mültecileri<br />

hedefe alan bu parti ve liderinin<br />

“İsrail’e, artık sizinle bir sorunumuz<br />

yok” mesajı vermiş olması<br />

ihtimaller arasında.<br />

Cumhurbaşkanlığı seçimi ilk turu<br />

öncesinde kamoyu araştırmalarında<br />

% 20´lerde olan FPÖ’nün<br />

adayı Norbert Hofer’in % 36 oy<br />

alıp seçim yarışını önde götürmesi<br />

Avusturya toplumunu çok şaşırtdı.<br />

% 68,5 katılımın olduğu seçimin ilk<br />

turu altı aday arasında geçerken,<br />

seçime yabancı uyruklu insanların<br />

gösterdiği ilgi malesef azdı. Göçmenlerin<br />

çoğunlukla olduğu yerleşim<br />

bölgelerinde katılımın % 35’e<br />

kadar düştüğü görülmüştür.<br />

FPÖ adayı Hofer ile bağımsız aday<br />

Alexander Van der Bellen ikinci tur<br />

final seçiminde yarışacaklar.<br />

İlk turda, iktidarda olan ÖVP ve<br />

HER OY BELİRLEYİCİ OLABİLİR<br />

Anketler her iki adayın da oy<br />

oranının birbirine çok yakın<br />

olduğunu gösteriyor ve seçme<br />

hakkına sahip yüzbinlerce göçmen<br />

oylarının, seçimin gidişatını<br />

belirlemesi bekleniyor.<br />

AŞIRI SAĞ’A KARŞI VERİLECEK<br />

EN ÖNEMLİ TEPKİ OYLARINIZDIR<br />

Yaşadığımız ülkede bütün göçmen<br />

ve mültecileri tehdit olarak<br />

gösteren, çocuklarımızın,<br />

gençlerimizin hatta torunlarımızın<br />

geleceğinde aşırı sağcı bir<br />

Cumhurbaşkanının belirleyici<br />

olmasını istemeyen herkesin,<br />

sorumluluğunu yerine getirip<br />

Bağımsız Aday Alexander Van<br />

der Bellen’i desteklemesi tarihi<br />

bir sorumluluktur.<br />

SPÖ gibi büyük partilere tepkili<br />

olan seçmenler, onların adaylarına<br />

oy vermedi ve ‘tepki oylarının’ FPÖ<br />

adayına gittiği apaçık görüldü.<br />

AŞIRI SAĞCI HOFER NASIL BİRİ?<br />

Norbert Hofer, aşırı sağ bir öğrenci<br />

birliğinde bulunup ırkçı, gerici ve<br />

aşırı milliyetçi bir hayata bakış<br />

açısıyla tanınıyor. Böyle birinin<br />

ikinci seçim turuna kalması çok<br />

düşündürücü.<br />

Mültecilerin Avrupaya gelmesi,<br />

yüksek sayıda işsizlik, sosyal alandaki<br />

maddi kısaltmalar, gelecek<br />

kaygısı ve iktidarın çözüm bulamadığı<br />

diğer sorunların Norbert<br />

Hofer’e oy kazandırdığı biliniyor.<br />

ÖNEMLİ SORUMLULUK<br />

SEÇİME MUTLAKA<br />

KATILALIM VE OYUMUZU<br />

ALEXANDER VAN DER<br />

BELLEN’E VERELİM!<br />

ALEV KORUN:<br />

VAN DER BELLEN FÜR<br />

BUNDESPRÄSIDENT!<br />

SEITE 6<br />

TEHLİKENİN FARKINDA MISINIZ?<br />

CUMHURBAŞKANI’NIN YETKİLERİ<br />

Cumhurbaşkanının yetki alanlarına<br />

baktığımız zaman bu seçimin ne<br />

derece mühim olduğunu belki anlayabiliriz.<br />

Bu sıradan bir seçim olmayacak.<br />

Avusturyanın gidişatını<br />

belirleyen tarihi bir seçim olacak.<br />

Cumhurbaşkanının Avusturya’da<br />

devlet anlaşmalarını yaptığını, Federal<br />

hükümetin bakanlarını ve<br />

sekreterlerini atadığını ve aynı<br />

anda onları kovma yetkisine sahip<br />

olduğunu, geçici olarak bir hükümeti<br />

kurmada yetkili olduğunu,<br />

Valilerin göreve başlamasını sağladığını,<br />

Avusturya Meclisini ve<br />

eyalet meclislerini iptal etme yetkisine<br />

sahip olduğunu, askeriyenin<br />

komutasının onda olduğunu, yargıçları<br />

atadığını, büyük devlet<br />

memurlarının atamasını yaptığını<br />

ve suçluları azad etme yetkisinin<br />

olduğunu biliyor muydunuz?<br />

GELECEĞİMİZ İÇİN OY KULLANIN!<br />

Bu sebeplerden dolayı 22 Mayıs’taki<br />

Cumhurbaşkanlığı seçimini<br />

ciddiye alalım ve oy kullanmaya gidelim.<br />

Alternatif olarak birleştirici,<br />

yapıcı ve her kesime yakınlık gösteren<br />

Alexander Van der Bellen’in<br />

aday olduğunu unutmayalım! Bu<br />

yukarıda saymış olduğum yetkileri<br />

kötüye kullanan bir Cumhurbaşkanının<br />

başa geçmesini ister misiniz?<br />

MMag. a Dr. in<br />

BEDİHA YILDIZ<br />

Sein Ziel<br />

verfolgen - ohne<br />

Wenn und Aber<br />

TEIL 2<br />

SEITE 7<br />

YASEMİN KARAGÖZ<br />

BİR YOL HİKÂYESİ<br />

SAYFA 4<br />

Die Geschichte<br />

einer Reise<br />

SEITE 4<br />

PROF. DR. MUSTAFA ÇAKIR<br />

AKADEMİSYEN GÖRÜŞÜ<br />

Eğitimin<br />

Önemi<br />

Üzerine<br />

SAYFA 2


MAYIS 2016<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 2<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Geçtiğimiz haftalarda düzenlenen bir<br />

toplantıda “Göç veren ülkeden göç<br />

alan ülkeye Türkiye” konusu işleniyordu.<br />

Ben de davetli konuşmacı olarak<br />

katıldım. Sivil toplum kuruluşları,<br />

üniversiteler ve bürokrasinin değişik<br />

kademelerinden ulusal ve uluslar<br />

arası düzeyde katılımın sağlandığı bu<br />

toplantıda mevcut durum ve geleceğe<br />

ilişkin öngörüler tartışıldı.<br />

Bu vesile ile Avusturya Türk Toplumu<br />

(A T T ) ile ilgili gözlemlerimi bilimsel<br />

verilerle sunmaya ve geleceğe ilişkin<br />

görüş ve önerilerimi tartışmaya<br />

açtım.<br />

Statistik Austria 2015 yılı verilerine<br />

göre, yaklaşık 8.577.000 nüfusa sahip<br />

olan Avusturya’da yaşayan yabancıların<br />

sayısı yaklaşık 1.146.000 kişi.<br />

Bu sayı toplam nüfusun % 13.3’üne<br />

karşılık geliyor.<br />

Ülkede Türkiye doğumlu veya Türkiye<br />

Cumhuriyeti vatandaşı olan yaklaşık<br />

114.300 kişi yaşıyor ve bu sayının<br />

büyük bir çoğunluğu Viyana’da.<br />

Doğum istatistiklerine bakıldığında<br />

Türkler ortalama 2.41 çocuk sahibi<br />

iken, Avusturyalı aileler 1.27 çocuğa<br />

sahip. Türkler ile yapılan görüşmelerde,<br />

görüşülenlerin % 70’i kendini<br />

Avusturya’ya değil; kökenlerinin olduğu<br />

ülkeye ait hissettiğini; % 76’sı<br />

evde Türkçe yayın yapan TV kanallarını,<br />

% 30’u da Almanca yayınları<br />

izlediğini söylemiş.<br />

Ülkede yaşayan Türklerin % 53’ünün<br />

ifadesine göre %24’ü Almancayı anadili<br />

düzeyinde veya çok iyi konuşuyor;<br />

% 10’u çok iyi konuşamıyor; % 1’i<br />

AKADEMİSYEN GÖRÜŞÜ<br />

ise hiç konuşamıyor. Ülkede yaşayan<br />

Türklerin % 68’inin zorunlu<br />

eğitimin üzerinde bir eğitim almadığı;<br />

% 54’ünün bir işyerinde çalıştığı ve<br />

çalışanlar içinde kadınların oranının<br />

da % 39 olduğu anlaşılıyor. Eğitim<br />

düzeyleri düşük olduğundan işsizlik<br />

oranı da % 14 gibi bir orana çıkıyor.<br />

Avusturya Federal Avrupa, Uyum ve<br />

Dışişleri Bakanlığı (Bundesministerium<br />

für Europa, Integration und<br />

Äußeres) ve iltica, göç ve uyum<br />

fonu tarafından desteklenen bu<br />

araştırmanın verilerine göre Avusturyalı<br />

Türklerin çalışma hayatıyla ilgili<br />

istatistiklerine bakıldığında, çalışanların<br />

ağırlıklı olarak 25-44 yaşları<br />

arasında olduğu görülmektedir.<br />

Çalışanlar yıllık gelir durumuna göre<br />

değerlendirildiğinde, en yüksek yıllık<br />

gelir düzeyine sahip olan Avusturyalılar<br />

ortalama 23.844 EUR alırken,<br />

Türkler 18.659 EUR düzeyinde kalıyor<br />

ve aylık ortalama 1.554,91 EUR kazanıyorlar;<br />

Bu durumda ailede tek bir<br />

kişinin çalışarak, bütün ailenin geçimini<br />

sağlaması mümkün görülmüyor<br />

ve ailenin diğer fertleri, eşler veya yetişkin<br />

çocukları da çalışma hayatına<br />

katılarak aile bütçesine katkı sağlıyor.<br />

İşsizlik oranına bakıldığında ise<br />

Türklerin % 17,8’inin işsiz olduğu<br />

görülmektedir. Bu oran Avusturya<br />

genelinde % 8,4. Avusturyalılar arasındaki<br />

işsizlik oranı ise ülke genelinin<br />

altında olup, % 7,6 düzeyindedir.<br />

Ülkede yaşayan ve Avusturya vatandaşı<br />

olmayanlar arasındaki işsizlik<br />

oranı % 12,1’dir. Türkler arasındaki<br />

Prof. Dr. Mustafa ÇAKIR<br />

Anadolu Üniversitesi Yurtdışı Türkler Araştırma Merkezi Müdürü – Eskişehir<br />

mcakir@anadolu.edu.tr<br />

Eğitimin Önemi Üzerine<br />

işsizlik oranı, bütün yabancılar ortalamasının<br />

5 puan üzerinde görünüyor.<br />

İstatistiklerin bu şekilde görünmesinin<br />

önemli nedenlerinden biri Türk<br />

kökenli vatandaşların eğitim düzeylerinin<br />

ve mesleki yeterliliklerinin istendik<br />

düzeyde olmaması şeklinde<br />

değerlendirilebilir.<br />

Avusturyalılar da bu konuya eğilmişler<br />

ve işsizlik oranı ile eğitim düzeyi<br />

arasındaki ilişkiye de bakmışlar.<br />

İşsiz olan Türklerin % 30,9’unun ilkokul<br />

düzeyinde eğitim aldığını, eğitim<br />

düzeyinin düşmesi ile işsizlik oranının<br />

yükselmesi arasında doğrudan bir<br />

ilişki olduğunu tespit etmişler. Nitekim,<br />

Avusturya okul sistemi içinde<br />

AHS, BHS ve yükseköğrenim derecesine<br />

sahip olanlar arasındaki işsizlik<br />

oranı % 2,3 düzeyinde. Bu oranın<br />

gerek ülke genelinin gerekse Avusturya<br />

ortalamasının altında olduğu<br />

görülüyor. Hatta bu oranın ülkedeki<br />

bütün yabancılar ortalamasının da<br />

altında olması, eğitimin önemini bir<br />

kere daha somut olarak ortaya<br />

koyuyor. Çünkü eğitim, geleceğe<br />

yapılan ve sonucu uzun vadede<br />

alınan önemli bir yatırımdır.<br />

Avusturya genelinde açlık ve yoksulluk<br />

sınırının altında yaşayanların<br />

oranına bakıldığında açlık % 13<br />

iken, yoksulluk % 4. Türklerin açlık<br />

oranı % 23, yoksulluk oranı ise<br />

% 9. Avusturyalıların yoksulluk oranı<br />

% 10, açlık % 3. Bu veriler, açlık ve<br />

yoksulluk sınırında yaşayanlar bakımından<br />

da olumsuz bir tablo ile<br />

karşı karşıya olunduğunu gösteriyor<br />

(EU SILC 2012-2014, Üç yıllık ortalama-15<br />

yaşın üzerindekiler).<br />

Hayatımızın standartları anlamı<br />

aldığımız eğitimle çok yakın<br />

ilişkili. O nedenle ben, bir işçi emeklisi<br />

çocuğu olarak, eğitim konusu<br />

açıldıkça bir başka heyecan duyuyorum.<br />

Benim için, bu konu unutmaya<br />

çalıştıkça boğazıma takılan, düğüm<br />

düğümeden, ham meyva tadına dönüşmüş<br />

durumda. Kendini bir türlü<br />

unutturmuyor. Ben bu durumun<br />

adını koymakta zorlanıyor olsam da<br />

eğitimin sınıflar arası geçişler için<br />

önemli bir araç olduğunu biliyor;<br />

etrafımdakilere söylemeden edemiyorum.<br />

Amacım, sabahın seherinde<br />

sahilde gezen biri tarafından<br />

kumsala vuran onca denizanası içinden<br />

kaldırılıp, engin sulara doğru<br />

savrularak güneşin kavurucu sıcağı<br />

altında kızgın kumların üzerinde<br />

kavrulmaktan kurtarılan bir veya birkaç<br />

denizanası misali gençlerimize<br />

vesile olmak veya Ağustos sıcağında<br />

susuzluktan kavrulmuş dudaklara<br />

verilen bir bardak sudan kanmayıp<br />

bir testi suyu başından aşağı boca<br />

etmeye çalışan bir maraba çabası<br />

benimki.<br />

Eğitim, Stefan Zweig’ın I. Dünya<br />

Savaşı ile ilgili anılarında “İstemediğim<br />

halde zamanın kroniğinde<br />

aklın korkunç yenilgisine, vahşetin<br />

acımasız zaferine tanık oldum;<br />

benim neslimin dışında başka hiçbir<br />

nesil, ulaştığı o yüksek manevi değerlerden<br />

böylesi bir ahlâk çöküşü<br />

yaşamamıştır.” (Dünün Dünyası s. 8)<br />

diye yazmasına neden olan toplumsal<br />

ve sosyal çöküşü, yozlaşmayı<br />

ortadan kaldıracak önemli bir<br />

silahtır. Bugünün Avrupalısının da<br />

en önemli gereksinimlerinden biri<br />

nitelikli eğitimdir aslında...<br />

Eğitiminiz eksik olur, kendinizi ifade<br />

edecek yetkinliğe ulaşamazsanız,<br />

yaşayacağınız durum kenar mahallede<br />

yaşayan bir grup çocuğun futbol<br />

maçı yaparken ettiği kavgaya döner.<br />

Tartışmalar “Siz, bizim izin verdiğimiz<br />

ölçüde özgürsünüz; dilediğimizi izin<br />

verdiğimiz sınırlar içinde gerçekleştirebilirsiniz;<br />

top da bizim sahada;<br />

bizim istediğimiz kadar oynatırız.”<br />

Yaşadığınız her bir yerde, her biriniz<br />

önemli eğitim imkânına sahipsiniz.<br />

Şairin dediği misal, “O mâhîler ki<br />

deryâ içredir deryâyı bilmezler”<br />

(O balıklar ki denizin içindedir, denizi<br />

bilmezler) misali, sahip olduğunuz<br />

imkânları sonuna kadar zorlayın;<br />

her şeye rağmen, her türlü bariyere<br />

rağmen, geleceği emanet aldığınız<br />

evlatlarınıza, torunlarınıza karşı<br />

sorumluluğunuzu yerine getirebilmek;<br />

vakit geldiği zaman emaneti ehil<br />

ellere teslim edebilmek için eğitim<br />

hakkınızı mutlaka kullanın.<br />

KAYNAK:<br />

Statistik Austria. (2015).<br />

Migration und Integration:<br />

Zahlen, Daten, Indikatoren.<br />

6€<br />

Hızlı Havale*<br />

Havalenizi DenizBank ile yapın, Türkiye’nin 81 şehrinde 4.200 noktaya anında ulaşın!<br />

• DenizBank A.Ş.’nin 760 şubesine göndereceğiniz havaleleri<br />

bir saat içinde Türkiye’de hiçbir ek masraf kesilmeden<br />

memlekete gönderiyoruz.<br />

• Havalelerinizi ister Avusturya genelindeki 27 şubemizden,<br />

ister internet şubemiz üzerinden online yapın, paranızı hesaplı,<br />

güvenli ve hızlı bir şekilde memlekete ulaştıralım!<br />

Haftaiçi uzun çalışma<br />

saatlerimizle hizmetinizdeyiz.<br />

Ayrıca Viyana şubelerimiz<br />

Cumartesi günleri de açık!<br />

* Bireysel müşterilerin DenizBank A.Ş., İş Bankası ve Halk Bankası’na yaptıkları 200 Euro’ya kadar olan havaleleri için bir sonraki değişikliğe kadar geçerli ücret.<br />

Müşteri Hizmetleri 0800 88 66 00, www.denizbank.at<br />

DenizBank bir Sberbank grubu kuruluşudur.<br />

Entgeltliche Einschaltung


3 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

MAYIS 2016<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

?<br />

Avusturya siyasetinde sert rüzgarlar esiyor.<br />

Özellikle ‘mülteci krizini’ iyi yönetememekle<br />

eleştirilen Sosyal Demokrat Parti (SPÖ) ve<br />

Avusturya Halk Partisi (ÖVP) iktidarı, yerel<br />

medyanın da sürekli mülteciler, göçmenler<br />

ve müslümanlar aleyhine yaptığı haberlerle<br />

halk desteğini büyük oranda kaybetti.<br />

Cumhurbaşkanlığı il tur seçiminde SPÖ ve<br />

ÖVP’nin aldığı ağır yenilgi, iki partinin kendi<br />

içinde büyük tepkilere yol açtı.<br />

BAŞBAKAN İSTİFA ETTİ<br />

Başbakan Werner Faymann, son dönemde<br />

zirve yapan sert eleştiri ve tepkilere dayanamayarak<br />

parti başkanlığı ve başbakanlıktan<br />

istifa etmek zorunda kaldı. Faymann<br />

2008 yılından beri Avusturya'da Başbakanlık<br />

yapıyordu.<br />

İçişleri Bakanlığı, 2015 Anayasayı Koruma<br />

Raporunu geçtiğimiz günlerde<br />

açıkladı. Rapora göre aşırı sağ grupların<br />

eylemlerinde çok büyük bir<br />

artış oldu. Aşırı sol grupların yaptığı<br />

eylemlerde ciddi bir düşüş var. Devlet<br />

güvenlik sorumluları, iç güvenliğe<br />

büyük bir tehdit olarak devamla din<br />

motivli terörü ve radikalliğin görüldüğünü<br />

açıkladılar.<br />

AŞIRI SAĞ SUÇLAR ARTIYOR<br />

Aşırı sağcıların işlediği suçlar geçen<br />

yıla oranla % 50’ye yakın oranda arttı<br />

(2014:750 olay, 2015:1.156 olay).<br />

Olayların aydınlatılması oranı ise<br />

% 59.7’den % 65.1’e çıktı.<br />

? ? ?<br />

?<br />

Cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşanan ağır yenilgiden sonra<br />

iktidar partileri SPÖ ve ÖVP’de çalkantılı bir dönem başladı<br />

Avusturya iktidar partileri<br />

siyasi kriz döneminde<br />

SPÖ yeni başkanı ve dolayısıyla Başbakan<br />

seçilene kadar, geçiş sürecinde SPÖ parti<br />

başkanlığı görevini Michael Häupl, Başbakanlığı<br />

ise ÖVP’li Reinhold Mitterlehner<br />

üstlendi.<br />

HALK NEDEN AŞIRI SAĞA YÖNELİYOR?<br />

Birçok basın-yayın kuruluşunda yayımlanan<br />

birbirine yakın kasıtlı haber ve ürkütücü resimler,<br />

mülteciler ve göçmenleri hedef tahtasına<br />

koyarken ciddi bir algı yönetimiyle,<br />

yerli halka korku salındı. Halk da panikle<br />

‘Mültecilere ve göçmenlere DUR diyecek ve<br />

İslam’ı hedef alan’ partiye yönelerek aşırı<br />

sağcıların oy patlaması yapmasına katkıda<br />

bulundu. Siyasi partilerin gerekli stratejileri<br />

üretememesi ve yerel medyanın bu tavrını<br />

sürdürmesi ülke geleceğini karartabilir.<br />

Verfassungsschutz: Rechtsextremismus "steigt dramatisch"<br />

Avusturya’da aşırı sağcı<br />

suçlar patladı...<br />

1.691 suç duyurusu oldu. Bunlardan<br />

953’ü NS yasak kanununa muhalefet,<br />

695’i ceza kanuna göre (282<br />

tahrik suçu, 289 mala zarar verme)<br />

yapıldı. Olayların % 45.2’si aşırı sağ,<br />

% 27.9’u yabancı düşmanı/ırkçı, % 3.6<br />

antisemitik, %2.7 İslam karşıtı olarak<br />

gruplandı. İnternette Nazi anlayışını<br />

tekrar canlandırma senaryoları ise<br />

% 16.7 oranında artış gösterdi.<br />

Aşırı sağ, ideolojisini internet ve<br />

oluşturdukları pop kültürüyle genç<br />

nüfus arasında yaymaya çalışıyor.<br />

Şarkılarında ve internette yabancı<br />

düşmanlığı ve korku oluşturan konular<br />

ana temaları.<br />

Sandra Frauenberger<br />

Stadträtin für Frauen, Bildung,<br />

Integration, Jugend & Personal<br />

Zehn Jahre „Mama<br />

lernt Deutsch“<br />

Das Erfolgsprojekt fördert neben Sprachkenntnissen Empowerment von Frauen<br />

Seit 2006 bieten wir in Wien „Mama lernt<br />

Deutsch“-Kurse. Zum 10. Geburtstag<br />

durfte ich rund 600 Absolventinnen des<br />

heurigen Kurses zu einem Abschlussfest<br />

ins Wiener Rathaus einladen.<br />

Sprache ist der Schlüssel zur gelungenen<br />

Integration. In den „Mama lernt Deutsch“-<br />

Kursen geht es aber nicht nur um den<br />

Deutscherwerb, sondern auch um Selbstbestimmung<br />

und Empowerment von<br />

Frauen. Der Erfolg gibt uns Recht: In den<br />

letzten zehn Jahren haben 8000 Frauen an<br />

unseren Kursen teilgenommen. Das freut<br />

mich ganz besonders.<br />

„Mama lernt Deutsch“ ist ein zentraler<br />

Bestandteil des Integrationsprogrammes<br />

für Frauen. Während der Kurse werden<br />

die Kinder optimal betreut, damit die Teilnehmerinnen<br />

sich auf den Spracherwerb<br />

konzentrieren können.<br />

Mütter mit einer anderen Erstsprache<br />

als Deutsch und Basisbildungsbedarf,<br />

also maximal acht Jahren Schulbildung,<br />

erlernen bei "Mama lernt Deutsch"<br />

die deutsche Sprache über lebensnahe<br />

Themen wie Kindergarten, Schule,<br />

MÜLTECİLERE SALDIRILAR ARTTI<br />

Göç ve mülteci konuları yabancı düşmanlığının<br />

tekrar hortlamasına yol<br />

açtı. Hafif silahlarla saldırılar, toplama<br />

kampı tehditleri, mülteci adayları<br />

ve evlerine karşı yapılan eylemler<br />

en çok meydana gelen saldırı ve tehdit<br />

türleri olarak ön plana çıktı.<br />

Aşırı sol eylemler oldukça azaldı.<br />

Olaylar 371’den 186’ya, suç duyuruları<br />

545’ten 312’ye düştü. Olayların<br />

% 20.4’ü aydınlatıldı. Sahnedeki aşırı<br />

solcular, Marksist-leninist-troçkist<br />

ve anarşistler olarak ayrıldılar.<br />

Raporun din içerikli eylemler ve<br />

terör bölümüne göre 2015 sonu itibariyle<br />

Avusturya’dan 259 kişi Suriye<br />

ve Irak’a gitti ya da gitmek istedi.<br />

Bunlardan 41’i çıkışta engellendi,<br />

79’u Avusturya’ya geri döndü ve<br />

43’ü büyük ihtimalle savaş bölgesinde<br />

hayatını kaybetti.<br />

Kamu güvenliği genel müdürü Konrad<br />

Kogler’in ifadesine göre başlıca<br />

güvenlik sorunları; Göç dalgası, toplumsal<br />

ayrışmalar ve artan siber suçlar,<br />

internetteki nefret söylemleri ve<br />

terör gruplarının adam toplama çalışmaları.<br />

Bu sorunlarla mücadelede<br />

bazı adımlar da atılmakta. Bunlardan<br />

biri sınırı koordine etme arayışları ve<br />

diğeri ülkeye gelen genç erkek göçmen<br />

ya da sığınmacıların topluma<br />

entegrasyonunu sağlayarak onların<br />

aşırı terör gruplarının ağına düşmesini<br />

engellemek.<br />

Erziehung, Beruf, Gesundheit, Behörden<br />

oder Wohnen. Sie werden durch Fachvorträge<br />

und Workshops sowie Exkursionen<br />

vertieft. Im Rahmen der Ausflüge lernen<br />

die Kursteilnehmerinnen Einrichtungen<br />

des Bezirks und der Stadt kennen. Frauen,<br />

die ursprünglich eine andere Schrift<br />

erlernt haben, werden in den Kursen in<br />

kleinen Schritten in lateinischer Schrift<br />

alphabetisiert.<br />

Der Zugang zu den Kursen muss allen<br />

Frauen offen stehen. Aus diesem Grund<br />

sind die Kurse kostenlos.<br />

An dieser Stelle gilt mein Dank allen KursleiterInnen<br />

und KinderbetreuerInnen für<br />

ihren Einsatz und ihr Engagement. In den<br />

letzten zehn Jahren haben sie zur erfolgreichen<br />

Integration von mehreren tausend<br />

Frauen beigetragen.<br />

Als Frauen- und Integrationsstadträtin<br />

ist es mir ein großes Anliegen, Frauen<br />

in all ihren Lebensentwürfen zu unterstützen.<br />

Gerade der Zugang zum Spracherwerb<br />

und damit zur Selbstständigkeit<br />

darf nicht vom sozialen Hintergrund<br />

abhängen.<br />

Avusturya İçişleri Bakanı Wolfgang Sobotka:<br />

‘‘Gerekirse Camiiler<br />

Denetlenebilir’’<br />

İçişleri Bakanı Wolfgang Sobotka<br />

(ÖVP) yaptığı açıklamada<br />

gerekirse camiilerin de<br />

denetlenebileceğini ve İslam<br />

derslerinde anlatılanların içeri<br />

hakkında malumat istenebileceğini<br />

ifade ederek: ''Şu anda<br />

Avusturya İslam Cemaati ile<br />

işbirliğimiz mükemmel ve ülkedeki<br />

gidişatlarını biliyoruz.<br />

Devletin İslam dersinde ne<br />

olduğunu, camiilerdeki vaazlarda<br />

neler anlatıldığını bilmek<br />

istemesi gayet doğaldır. Gerekirse<br />

camiler ve İslam dersinin<br />

içerikleri denetlenir, fakat şimdilik<br />

buna gerek yok.''<br />

Camiilerin ve İslam dersi içeriğinin<br />

devlet tarafından denetlenmesi<br />

talebi, radikalleşmeye<br />

karşı olacağı gerekçesiyle<br />

Alman Birliği Fraksiyon lideri<br />

Volker Kauder’den geldi...<br />

Nisan’da Avusturya<br />

Geneli İşsizlik % 9.1<br />

Sosyal İşler Bakanlığı, Nisan<br />

ayı işgücü piyasası verilerini<br />

açıkladı: Nisan’da işsizlik % 1.1<br />

arttı. İş Piyasası Kurumunun<br />

kayıtlarında iş arayanların sayısı<br />

353.874 oldu. Eğitimde<br />

olanlar % 4.3 artarak 70.823<br />

kişiye ulaştı. 39.359 açık pozisyon<br />

da çalışanını bekliyor.<br />

Sosyal İşler Bakanı Alois Stöger:<br />

‘‘İşgücü piyasasında bazı<br />

alanlarda işsizlik arttı ve bazılarında<br />

azaldı. Bunu iyi bir şekilde<br />

analiz etmemiz gerekli.<br />

Aktif bir işgücü pazarı siyaseti<br />

© Land Niederösterreich<br />

Avusturya İçişleri Bakanı Wolfgang Sobotka<br />

ve problemli sektörlerde iyileşmeler<br />

sağlamak için yeni<br />

bütçe çerçevesinde bakanlığımız<br />

için ayrılan finansmanı<br />

yerinde ve hedef odaklı kullanmalıyız.’’<br />

dedi.<br />

© Kromus/PID


MAYIS 2016<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 4<br />

İnsanın hicreti çok eskiye dayanır. İlk<br />

insan ve ilk peygamber H.z Adem`le eşi<br />

Havva`nın cennetten dünyaya yol alışıyla<br />

başlar hikâye. İlk insanın varoluşuyla başlayan<br />

ve kıyamete kadar devam edecek<br />

olan yolculuğun adıdır hicret...<br />

Yeryüzüne ilk bastığı gün insan, Allah`ın<br />

emri ile ilk hicret gerçekleşmiş, insanlık<br />

tarihin de temelleri atılmıştır. Yeni bir<br />

yurt edinmek için, varlığını sürdürmek<br />

için, rızık aramak için, neslini güven içinde<br />

büyütmek için ve sınanmak için...<br />

Tarih, hicret hikâyeleriyle, kavim göçleriyle<br />

doludur. İlk peygamberin çıktığı bu<br />

yolculuğa daha sonra Nuh a.s, İbrahim<br />

a.s, Musa a.s ve daha birçok insan devam<br />

etmiştir ve edecektir. Asıl hicreti Allah`ın<br />

son elçisi Hz. Muhammed (S.A.V.) yapmıştır.<br />

Mekke'den Medine`ye, Allah`ın dinini<br />

hür yaşamak için, O`nun adını<br />

duyurmak için gidilen yolda yapmıştır.<br />

Hicret, diğer bir anlamıyla, esaretten hürriyete<br />

kavuşmanın, yeniden başlamanın<br />

sembolü olmuştur.<br />

Hicret, insanın doğduğu toprağı, eşini,<br />

dostunu, terketmesi veya terketmek zorunda<br />

bırakılmasıdır. Zalimlerin baskısı<br />

yüzünden, gözünü açtığı evini, köklerini<br />

saldığı toprağını, hatta toprağa düşen<br />

yaprağını bırakıp gidebilmesidir. İnsanca<br />

yaşamak için, korkmadan uykuya dalabilmek<br />

için, gün doğuşunda güneşi görebilmek,<br />

sevdiklerini kanatları altına<br />

alabilmek için. Hatta nefes alamadığı<br />

için, oksijen dolu atmosferde... Allah`a<br />

kulluk vazifesini hakkıyla yerine getirmek<br />

için...<br />

Artık neye sayarsanız onun için.<br />

Kimse isteyerek çıkmaz bu yola. Zaruret<br />

vardır, yurt edindiği yerden zorla koparılır,<br />

herşeye rağmen çıkar meçhul bir yolculuğa.<br />

Varış yeri belli değil, bir daha<br />

döner mi o da bilinmez...<br />

İşin içinde gittiği yerde kabul görmemek,<br />

istenmemek, hor görülmek te var. Ama<br />

yine de gider, çünkü gitmek zorunda<br />

kalır.<br />

Hicret, yalnızca bir yerden diğerine<br />

göç etmek de değildir. Hicret anlam da<br />

değiştirir. Bazen kendi içinde de hicret<br />

etmek ister insan. Artık kendine fayda<br />

vermediğini düşündüğü fikrinden hicret<br />

eder, alışkanlıklarından hicret eder,<br />

Aşağı Avusturya (NÖ) START<br />

Projesi, Göçmen Kökenli<br />

Gençleri Eğitimlerinde<br />

Bursları ile Destekliyor<br />

A<br />

sevemediklerinden hicret eder. Gün<br />

gelir ayağına bağ olan, yüreğine yük<br />

olan her ne varsa heybesinden onu da<br />

çıkarır ve gider. Dünya hayatı bu ya,<br />

gel-gitlerin olmadığı bir zemin düşünülemez<br />

yeryüzünde.<br />

Asıl amacı kendini bulmak için varlığının<br />

değerini anlamak, ne işe yaradığını<br />

farketmek içindir. Kendi içinde yolculuk<br />

eder ve gün gelir kendine ulaşır. Kendini<br />

farkettiği gün, yaratıcısını da bulacaktır.<br />

Çünkü değişimin ilk yasası „kendini<br />

farketmesidir.“ İmanın kimyası da O`nu<br />

kalbinde hissetmesi.<br />

Hani insan, kendini bulmak için de çıkar<br />

yola demiştik ya... Yolculuk bu ya, nice<br />

yüksek dağları aşar insanoğlu, aşılmaz sanılan<br />

ve nice dikenli yollarda yürür, bin<br />

yıllık inatlarla...<br />

Ama gelin görün ki, bazen içindeki engeli<br />

aşamaz, kalır ulu orta bir yerlerde.<br />

Bazen de kendini bulduğunu zanneder<br />

ve bilindik yollarda kaybolur gider, her<br />

ne sebeptense...<br />

Hicret öyle kolay kolay yapılmaz. Çünkü<br />

yollarda iz sürememek ve kaybolmak da<br />

vardır. Hicret: Karanlıktan aydınlığa,<br />

cahillikten ilme, yanlıştan doğruya gidişin,<br />

bunca kötülük ve kötüler arasında iyilik<br />

biriktirmek isteyişin eylemidir.<br />

Ne yöne gidersen git, doğu, batı, kuzey,<br />

güney. Çıktığın her yolculuğu içine doğru<br />

bir seyahet olarak düşün! Bu sefere çıkan<br />

her yolcu, istese de istemese de tepeden<br />

tırnağa değişir. Kendi içinde yolculuk<br />

eden kişi sonunda arzı dolaşır ve O`na<br />

varır. Ebe bilir ki, sancı çekilmeden<br />

doğum olmaz, ana rahminden bebeğe<br />

yol açılmaz. Senden yepyeni ve taptaze<br />

bir 'sen' zuhur edebilmesi için zorluklara<br />

ve sancılara hazır olman gerekir.<br />

(Bab-ı Aşk, Şems-i Tebrizi)<br />

Yine inanan için hicret, insan önünde<br />

eğilmeden, Allah`ın huzurunda eğilmek,<br />

başkalarından beklemek yerine, O`ndan<br />

dilemek, haksızlık karşısında dur diyebilmektir.<br />

Başkalarından korkmak yerine<br />

O`ndan korkmak ve günahın karanlık<br />

kuyularından çıkabilmektir. Hz.Yusuf<br />

misali, ilahi tecelli ile, kölelikten sultanlığa<br />

yükselmeyi haketmektir...<br />

Velhasılı Hicret; Allah`tan gelip, yine<br />

O`na giden yolda yürüyebilmektir...<br />

NLK- START’tan başarılı bir uyum<br />

için bir adım daha; START Aşağı<br />

Avusturya, göçmen kökenli öğrencilere<br />

burs veriyor. Bursları<br />

alacak öğrencilerin hayat hikâyeleri,<br />

kökenleri ve hedefleri birbirinden<br />

ne kadar farklı olsa da<br />

derslerindeki başarıları ve sosyal<br />

olmaları benzerlikleri. Okul ve sınıflarına<br />

iyi uyum sağlamış öğrenciler,<br />

ne yazık ki ekonomik<br />

yönden zayıf ailelerden geliyor<br />

ve maddi destek ihtiyaçları var.<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

Die Migration geht auf eine lange<br />

Geschichte zurück. Die Geschichte<br />

beginnt mit der Reise des<br />

ersten Menschen und Propheten<br />

Adam und seiner Frau Eva vom<br />

Himmel auf die Erde. Migration<br />

ist die Bezeichnung einer Reise,<br />

die vom Beginn der ersten<br />

menschlichen Existenz an bis<br />

zum Tag des Jüngsten Gerichts<br />

andauern wird.<br />

Mit dem ersten Tag, an dem der<br />

Mensch die Erde betrat, fand mit<br />

Allahs Befehl die erste Migration<br />

statt und somit wurde auch der<br />

Grundstein der Menschheitsgeschichte<br />

gelegt. Es wird<br />

migriert, um ein neues Zuhause<br />

zu finden, um zu überleben, um<br />

Nahrung zu suchen, um seine<br />

Nachkommen in Sicherheit großziehen<br />

zu können, um auf die<br />

Probe gestellt zu werden, etc.<br />

Die Geschichte ist voll von Migrationsgeschichten<br />

und Völkerwanderungen.<br />

Der Reise des ersten<br />

Propheten, folgten später Noah,<br />

Abraham, Moses und viele<br />

andere Menschen, die auch in<br />

Zukunft die Reise fortsetzen werden.<br />

Die edle Reise trat der letzte<br />

Bote Allahs, Prophet Mohammed<br />

(S.A.V.), an. Er machte sich auf<br />

den Weg von Mekka nach<br />

Medina, um Allahs Religion frei<br />

zu leben und Allahs Namen bekannt<br />

zu machen. Die Migration<br />

ist auch zum Symbol der Befreiung<br />

aus der Knechtschaft bzw.<br />

zum Symbol des Neubeginns<br />

geworden.<br />

Migration ist das freiwillige Verlassen<br />

bzw. das Gezwungen sein,<br />

das Geburtsland und die Freunde<br />

zu verlassen. Sie ist die Fähigkeit,<br />

wegen Grausamkeit das Haus, in<br />

dem man das Licht der Welt erblickte,<br />

den Boden, auf dem man<br />

Wurzeln schlug, sogar das Liegenlassen<br />

der auf den Boden gefallenen<br />

Blätter, zu verlassen, um ein<br />

humanes anständiges Leben führen<br />

zu können, um ohne Angst<br />

einschlafen zu können, um den<br />

Sonnenaufgang sehen zu können,<br />

um seine Lieben in die Arme<br />

schließen zu können. Sei es, dass<br />

man trotz bester Luft nicht<br />

atmen kann, oder dass man<br />

Göçmen gençlere burs imkânı<br />

VRUP<br />

<strong>HABER</strong><br />

A<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

Gazete Kurucusu (Gründerin)<br />

Katrin VORHAUSER<br />

İmtiyaz Sahibi (Herausgeber und Inhaber)<br />

Mehmet İNAK<br />

Genel Yayın Yönetmeni (Chefredaktion)<br />

Hasan KESKİN<br />

Türkiye Temsilcisi<br />

Mag. Ahmet ZUBİ<br />

12.05.2016 - 20.06.2016<br />

SAYI: 57 MAYIS 2016 - MAI 2016 AUSGABE: 57<br />

ANSCHRIFT - ADRES<br />

<strong>HABER</strong> <strong>AVRUPA</strong> - <strong>EUROPA</strong> <strong>JOURNAL</strong><br />

Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />

Baskı-Druck: Medien-Druck Salzburg GmbH<br />

Yayımlanan köşe yazıları ve reklamların içeriğinden<br />

gazetemiz sorumlu değildir.<br />

www.europa-journal.net - info@europa-journal.net<br />

R<br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Kick-Off zum START-Stipendium für Jugendliche mit<br />

Migrationshintergrund in Niederösterreich<br />

LR Schwarz: Engagierte junge Menschen auf ihrem Bildungsweg unterstützen<br />

Bildungs-Landesrätin Mag. Barbara<br />

Schwarz: „Ein fundierter Bildungsweg geht<br />

einher mit einem guten Start ins Berufsleben.<br />

Die individuelle Förderung der Stärken<br />

und Fähigkeiten unserer Jugendlichen<br />

ist dabei besonders wichtig. Daher freut<br />

es mich ganz besonders, dass das Land<br />

Niederösterreich das Projekt START unterstützt.<br />

Somit wird ambitionierten Jugendlichen<br />

mit Migrationshintergrund aus sozial<br />

schwächeren Familien die Chance auf<br />

gute Ausbildung und hervorragende<br />

Qualifikationen gegeben.“<br />

YASEMİN KARAGÖZ<br />

yasemin-ka@hotmail.com<br />

BİR YOL HİKÂYESİ...<br />

© NLK / Burchhart<br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Die Geschichte einer Reise<br />

seinem Recht auf Pflichterfüllung<br />

gegenüber Allah nachkommen<br />

möchte - wofür auch immer, es<br />

wird migriert.<br />

Niemand macht sich bereitwillig<br />

auf diesen Weg. Es gibt immer<br />

einen Zwang, man wird aus seiner<br />

Heimat gerissen und begibt<br />

sich auf eine unbekannte Reise.<br />

Das Ziel ist nicht klar, die Rückkehr<br />

auch nicht. Es besteht die<br />

Gefahr, dass man nicht akzeptiert<br />

wird, dass man nicht willkommen<br />

ist, oder dass einem sogar<br />

mit Verachtung begegnet wird.<br />

Dennoch geht man, weil es<br />

keinen anderen Ausweg gibt.<br />

Migration hat neben Wanderung<br />

von einem Ort zu einem anderen,<br />

auch eine andere Bedeutung:<br />

Manchmal will sich der Mensch<br />

auf eine innere Reise begeben,<br />

um sich von seinen nutzlos gewordenen<br />

Ideen, Gewohnheiten<br />

bzw. unliebsamen Dingen zu<br />

verabschieden. Eines Tages packt<br />

er seine Satteltasche aus,<br />

um sich von all dem zu verabschieden,<br />

was seine Füße fesselt<br />

und sein Herz belastet. Das irdische<br />

Leben bietet keinen Ort,<br />

an dem es kein Auf und Ab gibt.<br />

Das Hauptziel dieser Reise ist die<br />

Selbstfindung, um herauszufinden<br />

wofür jemand geschaffen<br />

worden ist, und um den Wert des<br />

eigenen Seins zu begreifen. Die<br />

innere Reise eines Menschen<br />

führt ihn eines Tages zu seinem<br />

wahren Ich. Am Tag der Selbstfindung<br />

erkennt er auch seinen<br />

Schöpfer. Denn das erste Gesetz<br />

der Veränderung ist die Selbstwahrnehmung.<br />

Die Grundsubstanz<br />

des Glaubens ist es, den<br />

Schöpfer tief im Herzen zu<br />

spüren.<br />

Wie bereits gesagt, der Mensch<br />

macht sich auch auf den Weg,<br />

um sich selbst zu finden. Auf<br />

dieser Reise besteigt der Mensch<br />

die höchsten Berge der Erde,<br />

die unbezwingbar scheinen und<br />

überquert selbst die unpassierbarsten,<br />

dornigen Wege, mit<br />

tausendjähriger Hartnäckigkeit.<br />

Aber manchmal kann man seine<br />

inneren Hürden doch nicht überwinden<br />

und verliert sich hilflos.<br />

Burs ilk yılında 10-12 öğrenciye<br />

verilecek. Öğrenciler bir jüri<br />

heyeti tarafından seçilecek; Laptop,<br />

ayda 100 euro eğitim<br />

parası, değişik kurslar, gelişim<br />

programları ve eğitimleri sırasında<br />

bireysel danışmanlık gibi<br />

araçlarla desteklenecekler. Eyalet<br />

meclisi eğitimden sorumlu<br />

üyesi Barbara Schwarz bu inisiyatif<br />

ve hedefi hakkında şunları<br />

söylüyor: ‘‘Bu proje ile gençler<br />

daha yüksek bir eğitim, böylelikle<br />

başarılı bir entegrasyon ve<br />

işgücü piyasasına başarılı bir giriş<br />

olanağı yakalamış olacak. Diğer<br />

bireyler için de bir örnek teşkil<br />

ederek performans ve girişkenlikle<br />

yollarını çizebileceklerini<br />

gösterecekler.’’<br />

START Avusturya şu anda 100<br />

aktif bursludan ve 160 kadar 50<br />

farklı ülkeden gelen liseliden<br />

oluşuyor. Temel düşüncesi ve<br />

vizyonu, içinde çok kültürlülüğün<br />

zenginlik olarak yaşandığı fırsat<br />

eşitliği olan açık ve şeffaf sosyal<br />

bir toplum oluşturmak. START<br />

Avusturya, Dışişleri ve Entegrasyon<br />

Bakanlığı ve Bakan Sebastian<br />

Kurz tarafından destekleniyor.<br />

Schwarz program hakkında son<br />

olarak: ‘‘İyi bir kariyer için ilkeli<br />

bir eğitim yolu takip etmek şart.<br />

Bu nedenle gençlerimizin güçlü<br />

yanlarının ve yeteneklerinin desteklenmesi<br />

çok önemli. Eyaletimizin<br />

START projesini desteklemesi<br />

beni çok memnun ediyor.<br />

Projeyle, imkânları kısıtlı ailelerden<br />

gelen göçmen gençlerimize<br />

iyi bir eğitim ve mükemmel yetiler<br />

için fırsat tanınmış olacak.’’<br />

© Bundesheer / Gerhard Hammler<br />

Und manchmal nimmt man<br />

an, dass man sich gefunden hat,<br />

verirrt sich jedoch auf vertrauten<br />

Wegen, aus welchem Grund auch<br />

immer.<br />

Migrieren ist keine leichte Angelegenheit.<br />

Denn es kann auch<br />

sein, dass man keine Spuren<br />

findet und sich auf dem Weg<br />

verliert. Migration ist die Reise<br />

von der Dunkelheit zum Licht,<br />

von der Unkenntnis zur Aufklärung,<br />

vom Irrweg zur Wahrheit<br />

und nicht zuletzt ist sie der<br />

Wille, unter so viel Bösem und<br />

Üblem, das Gute zu suchen<br />

und zu finden.<br />

„Egal, in welche Richtung Sie<br />

gehen werden, ob nach Osten,<br />

nach Westen, nach Norden oder<br />

nach Süden, betrachten Sie jede<br />

Reise als eine innere Reise! Jeder,<br />

der diese Reise angeht, verändert<br />

sich - bewusst oder unbewusst -<br />

von Kopf bis Fuß. Derjenige, der<br />

die innere Reise vollzogen hat,<br />

wird die Welt bereist haben und<br />

zum Schöpfer zurückfinden. Die<br />

Hebamme weiß, dass ohne<br />

Wehen keine Geburt erfolgt, dass<br />

sich dem Baby kein Weg von der<br />

Gebärmutter hinaus öffnet.<br />

Damit aus dir ein neues frisches<br />

Ich entsteht, musst du bereit<br />

sein, die Schwierigkeiten und die<br />

Schmerzen, die dabei entstehen<br />

und auf dich zukommen, anzunehmen“<br />

(Bab-ı Aşk Şems-i Tebrizi).<br />

Migration bedeutet auch für<br />

einen Gläubigen, sich Gott zu<br />

unterwerfen und nicht dem<br />

Menschen, von Gott zu erbitten<br />

anstatt von anderen, sowie die<br />

Gabe Ungerechtigkeit abwenden<br />

zu können. Anstatt Angst vor<br />

anderen zu haben, ist es besser<br />

Ehrfrucht vor Gott zu haben<br />

und aus der Dunkelheit der<br />

Sündengrube herauszukommen.<br />

Migration bedeutet auch es<br />

zu verdienen wie der Prophet<br />

Joseph, durch die göttliche<br />

Manifestation, von der Sklaverei<br />

zum Sultanat aufzusteigen.<br />

Kurz gefasst, Migration bedeutet<br />

von ALLAH zu kommen und<br />

in der Lage zu sein auf dem Weg<br />

zu gehen, der wieder zu Ihm<br />

führt.<br />

Avusturya Ordusu'na<br />

dev bütçe...<br />

Avusturya Parlamentosu güvenlik bütçesinde<br />

büyük artışa gitme kararı aldı. Savunma Bakanlığı’na<br />

2020’ye kadar yaklaşık 900 milyon<br />

euro ayrıldı. Savunma Bakanı Hans Peter Doskozil,<br />

ordu için tekrar yatırımlara başlanabileceğini<br />

vurguladı. Yeni yatırımlara yıllık 400-500<br />

milyon euro ve mülteci krizi ile ilgili bu ve gelecek<br />

yıl için ordu destek ve yardım hizmeti olarak<br />

166 milyon euro harcanması öngörülüyor.<br />

Ordu için yapılacak yatırım alanları:<br />

- 4000 yeni asker alınacak, daha yüksek maaş<br />

ve süreli askerlik yerine ömür boyu istihdam,<br />

- Milis kuvvetlerinin arttırılması,<br />

- Özellikle helikopter pilotlarıyla yeni sözleşme<br />

- 12 adet çok amaçlı helikopter alınması,<br />

- Zırhlı araçlar,<br />

- Modern keşif araçları ve gece görüş aletleri,<br />

- Kıyafet, kask ve çelik yelekler,<br />

- Harap kışlalarının restorasyonu ve<br />

- Siber savunmanın yaygınlaştırılması.


5 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

MAYIS 2016<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

BFI meslek diplomasıyla<br />

maaşlar artacak...<br />

BFI Wien & LPS Personalservice<br />

GmbH işbirliğiyle<br />

gerçekleşen Türkçe Teknik<br />

Meslek kursları kapsamında<br />

geçtiğimiz günlerde tamamlanan<br />

hafriyat makinaları ve<br />

kepçe kurslarında 14 kişi<br />

daha diplomasını aldı. Kursiyerler<br />

üç hafta boyunca<br />

teori ve pratik derslerin sonunda<br />

sınavı da başarıyla<br />

vererek meslek eğitimlerini<br />

tamamladılar.<br />

Çeri: „Fırsatları<br />

değerlendirmek gerekiyor“<br />

Konu ile ilgili olarak gazetemize<br />

açıklamalarda bulunan<br />

BFI Wien Kurs Eğitmeni Ing.<br />

Erkan Çeri, kursların ağır<br />

teknik konular içerdiğini,<br />

özellikle katılımcıların yoğun<br />

bir matematik ve fizik eğitimi<br />

aldıklarını belirterek<br />

kurs dilinin Türkçe olmasının<br />

büyük bir avantaj teşkil ettiğini<br />

söyledi. Bu fırsatın<br />

mutlaka değerlendirilmesi<br />

gerektiğine dikkat çeken<br />

Çeri, diplomalı bir kepçe<br />

operatörünün iş dünyasında<br />

çok daha iyi çalışma imkânlarına<br />

sahip olduğuna dikkat<br />

çekti. Kursiyerlerin tamamına<br />

yakınının zaten iş<br />

yaşamlarında kepçe kullandıklarını<br />

ifade eden Çeri,<br />

artık diplomaları sayesinde<br />

tescilli operatör olarak çalışabileceklerini<br />

söyledi.<br />

Kılıç: „Diplomayla daha<br />

iyi maaş alma imkânı”<br />

LPS firması yöneticisi Hasan<br />

Kılıç ise yaptığı açıklamada,<br />

kepçe operatörlüğünün gerek<br />

toplu sözleşmeler gerekse<br />

bireysel iş sözleşmelerinde<br />

meslek olarak tanımlandığını<br />

ve ücretlerinde buna<br />

göre şekillendiğini söyledi.<br />

„Diplomalı bir kepçe operatörü<br />

diğer işçi arkadaşlarına<br />

göre aylık yaklaşık 300 euro<br />

fazla kazanıyor, bu şartlarda<br />

az bir fark değil. Bu kategoriye<br />

gelebilmek için 60 saat<br />

ders görmek, özellikle de<br />

kendi anadilinde bir eğitim<br />

alma fırsatı da sağlanıyorsa<br />

bu kursu yapmamak büyük<br />

bir eksikliktir“ diye konuşan<br />

Hasan Kılıç kurs kayıtlarının<br />

sürdüğünü ve ilgilenenlerin<br />

herzaman BFI Wien’e başvurabileceklerini,<br />

İşçi Odaları<br />

(AK) ve Viyana Eğitimi Destekleme<br />

Fonu (waff) gibi kurumların<br />

teşvikleriyle birçok<br />

kursun çok hesaplı bir şekilde<br />

yapılabileceğini belirtti.<br />

Höheres Gehalt mit<br />

BFI Berufs-Zertifikat...<br />

Wien – Durch die Zusammenarbeit<br />

des BFI Wien und<br />

der LPS Personalservice<br />

GmbH haben wieder 14<br />

Personen eine Zertifizierung<br />

als Bagger- und Baumaschinenführer<br />

erhalten. Nach<br />

3 Wochen theoretischer<br />

und praktischer Ausbildung<br />

haben sie den Kurs erfolgreich<br />

absolviert.<br />

Çeri: „Die Chance sollte<br />

genutzt werden”<br />

Der Kursleiter des BFI Wien,<br />

Ing. Erkan Çeri, erklärt, dass<br />

die Ausbildung zum Baggerund<br />

Baumaschinenführer<br />

zwar inhaltlich anspruchsvoll<br />

sei und v.a. die Themen<br />

Mathematik und Physik Einiges<br />

abverlangen. „Ein großer<br />

Vorteil ist aber, dass die<br />

Kurssprache Türkisch ist.<br />

Diese Chance sollte daher<br />

auf jeden Fall genutzt werden,<br />

weil Baggerführer mit<br />

Zertifikat weit bessere Chancen<br />

am Arbeitsmarkt haben“,<br />

so Çeri. Zwar haben die meisten<br />

Kursteilnehmer bereits<br />

als Baggerführer gearbeitet,<br />

mit diesem Abschluss können<br />

sie ihre Qualifikation nun<br />

offiziell belegen.<br />

Kılıç: „Besserer Verdienst<br />

mit Zertifikat”<br />

Hasan Kılıç, Eigentümer von<br />

LPS erklärte, dass dieses Zertifikat<br />

auch bei Gehaltsverhandlungen<br />

sehr wichtig sei,<br />

weil der Beruf des Baggerführers<br />

in die Lohnordnung fällt:<br />

“Ein Baggerführer mit Zertifikat<br />

verdient monatlich ca.<br />

300€ mehr als ein Kollege<br />

ohne Abschluss. Das ist eine<br />

beträchtliche Summe - und<br />

dafür braucht man 60 Stunden<br />

Unterricht. Wenn es<br />

diese Möglichkeit gibt, den<br />

Kurs in der eigenen Muttersprache<br />

zu absolvieren und<br />

man diese Gelegenheit nicht<br />

ergreift, ist das eine verpasste<br />

große Chance.”, so<br />

Kılıç. Die Anmeldungen zur<br />

Ausbildung zum Bagger- und<br />

Baumaschinenführer laufen<br />

noch, interessierte Personen<br />

können sich gerne jederzeit<br />

an das BFI Wien richten.<br />

Zahlreiche Förderstellen, wie<br />

etwa Arbeitkammer (AK) und<br />

waff (Wiener ArbeitnehmerInnen<br />

Förderungsfonds) unterstützen<br />

bei der Finanzierung<br />

der Kurse. Mit diesen Förderungen<br />

kann man die Kurse<br />

kostengünstig besuchen.<br />

Symbolbild<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

BILDUNG. FREUDE<br />

E INKLUSIVE.<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

• Stapler<br />

• <br />

<br />

• <br />

<br />

<br />

• çleri <br />

/ <br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

Entgeltliche Einschaltung


MAYIS 2016<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 6<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Alev Korun<br />

Abgeordnete zum<br />

Naonalrat (Die Grünen)<br />

alev.korun@gruene.at<br />

© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />

Am 22. Mai wählen wir unseren<br />

nächsten Bundespräsidenten.<br />

Diesmal ist es eine<br />

grundlegende Entscheidung<br />

zwischen zwei sehr unterschiedlichen<br />

Entwicklungsrichtungen.<br />

Entweder Norbert<br />

Hofer, der als Kandidat<br />

der rassistischen FPÖ voll auf<br />

Parteilinie ist, lächelnd Öl ins<br />

Feuer gießt und mit seinem<br />

Europa zerstörenden Kurs<br />

massiven Schaden für Wirtschaft,<br />

Arbeitsmarkt und unsere<br />

Gesellschaft bedeuten<br />

würde. Oder Alexander Van<br />

der Bellen, der – seinem besten<br />

Wissen und Gewissen<br />

verpflichtet – Österreich in<br />

der Welt würdig vertritt,<br />

nach innen mit Mut, Verstand,<br />

Haltung und Zuversicht<br />

verbindet und tragfähige<br />

Lösungen einmahnt.<br />

Alexander Van der Bellen ist<br />

ein Kind von Zuwanderern,<br />

genauer gesagt von Flüchtlingen.<br />

Österreich hat ihm<br />

Heimat gegeben und er<br />

VAN DER BELLEN FÜR<br />

BUNDESPRÄSIDENT!<br />

Es geht am 22. Mai um unsere GEMEINSAME ZUKUNFT<br />

Son dönemlerde<br />

yaşanan terör saldırıları<br />

Avusturya’da insanların<br />

psikolojisine çok büyük<br />

zarar verdi...<br />

möchte Österreich etwas<br />

zurückgeben. Indem er den<br />

Zusammenhalt der Gesellschaft<br />

im Blick hat, Hass<br />

und Hetze entschieden entgegentritt<br />

und das beste<br />

Signal dafür ist, dass Österreich<br />

unsere GEMEINSAME<br />

HEIMAT ist, ohne Unterscheidung<br />

nach Herkunft,<br />

Religion, Muttersprache oder<br />

Hautfarbe. „Der Wille zur<br />

Zusammenarbeit“ ist der<br />

wichtigste Baustein Österreichs,<br />

sagt Van der Bellen.<br />

Diese Zusammenarbeit<br />

möchte er stärken.<br />

Die Zukunft jedes zweiten<br />

Arbeitsplatzes in Österreich<br />

hängt direkt oder indirekt<br />

von internationalen Aufträgen<br />

und Exporterfolgen ab.<br />

Vom Tourismus ganz abzusehen.<br />

1,9 Millionen Menschen<br />

und ihre Familien sind vom<br />

Erfolg der Exportwirtschaft<br />

abhängig: Arbeiter und Angestellte<br />

in der Großindustrie<br />

sowie in tausenden Kleinund<br />

Mittelbetrieben. Sie sind<br />

das Rückgrat unseres Wohlstandes<br />

und sie alle will<br />

Alexander Van der Bellen<br />

als Bundespräsident unterstützen.<br />

Am 22. Mai kommt es auf<br />

JEDE EINZELNE STIMME an.<br />

Entscheiden wir uns für mehr<br />

Zuversicht und Miteinander.<br />

Ich bitte Sie um Ihre Unterstützung<br />

für Alexander Van<br />

der Bellen.<br />

Avusturya toplumunda suç<br />

ve terör korkusu artıyor<br />

Alexander Van der Bellen<br />

Bir sigorta şirketinin yaptırdığı ankete göre<br />

Avusturya’da güven ortamının son on yılda<br />

kötüleştiği ortaya çıktı. Bu anket 16 yaş üstü<br />

1000 Avusturyalıya, Paris terör saldırısından<br />

sonra ve Brüksel saldırılarından önce yapıldı<br />

ve sonuçları şöyle oldu:<br />

Katılımcıların % 76’sı dünyadaki siyasi durumun<br />

güvensizliğe neden olduğunu, her 10 kişiden<br />

7’si suç olayları nedeniyle kendini tehdit<br />

altında hissettiğini, % 66 ise terör saldırılarından<br />

korktuklarını ifade etti.<br />

Avusturyalıların yarıdan fazlası kişisel bilgilerin<br />

gizliliği hakkında büyük endişe duyuyor.<br />

Doğal afetler ve salgınlardan korku oldukça<br />

düşük oranda.<br />

Güvenlik konusunda en çok endişeli olanlar;<br />

orta yaş grubu, gelir düzeyi düşük olanlar ve<br />

öncelikle büyük şehir sakinleri. Bu sonuç Federal<br />

Suçlar Dairesinin yayınladığı son suçlar<br />

istatistiğiyle de örtüşüyor. Suçlar istatistiğinde<br />

Viyana 1000 kişiye 108.7 suçla 60.4 olan Avusturya<br />

ortalamasının bir hayli üstünde.<br />

Avusturyalıların büyük bir kısmı 10 yıl öncesine<br />

göre kendini daha az güvende hissediyor.<br />

Viyana, Aşağı Avusturya ve Burgenland sakinleri<br />

daha bir endişeli. Günlük hayatın bile<br />

korku oluşturduğunu düşünüyor. Her 5 kişiden<br />

1’i toplu taşıma araçlarında, % 16 toplu<br />

etkinliklerde, % 8 spor alanlarında ya da takside<br />

korkuyu yaşadığını söylüyor. Kadınlar da<br />

özelikle büyük şehirlerde akşam ve gece korktuklarını<br />

ifade ediyor.<br />

Küçük yerlerde ise kendini güvende hissetme<br />

olgusu oldukça yüksek. Beldelerde halkın<br />

% 83’ü, ilçelerde ise % 76’sı kendini güvende<br />

hissediyor. Bunun aksine büyük şehrin banliyölerinde<br />

yaşayanların sadece % 45’i güvende<br />

olduğunu söylüyor.<br />

Genel olarak her 10 kişiden 9’u evinde kendini<br />

emniyette hissediyor. Sadece % 45 alarm sistemi<br />

ya da güvenli kapı sistemleri gibi koruma<br />

tedbirlerine yönelmiş durumda. Halkın genel<br />

düşüncesi; riskli durumların önlenmesinin<br />

mümkün olduğudur ve Avusturyada yaşayan<br />

bireylerin çoğu devletin güvenliği sağlama<br />

faaliyetinden memnundur.<br />

© Wolfgang Zajc<br />

© Parlamentsdirektion / Johannes Zinner<br />

Sığınma yasaları daha da sertleştirildi<br />

Avusturya Hükümetine<br />

büyük tepki<br />

Avusturya parlamentosu mültecilerle ilgili<br />

alınan önlemleri sertleştiren tartışmalı<br />

yasa paketini oy çokluğu ile onayladı.<br />

Paket, iltica başvurusu yapanların değerlendirilme<br />

sürecini zorlaştıran ve geri gönderilmelerini<br />

kolaylaştıran bazı önlemleri<br />

içeriyor.<br />

Mültecilerle ilgili Avrupa Birliği ülkeleri<br />

içerisinde en sert yasalardan biri olarak<br />

yürürlüğe giren düzenlemeye göre, sığınmacı<br />

sayısının ani artışı karşısında hükümete<br />

"Olağanüstü Hal" ilan etme yetkisi<br />

veriliyor. Yasa, Suriye dahil, savaş bölgelerinden<br />

gelen bütün sığınmacıların iltica<br />

başvurularının, doğrudan sınırda reddedilmesine<br />

olanak tanıyor.<br />

İltica başvurusunda bulunanların ailelerini<br />

yanlarına almalarını da zorlaştıran yasa<br />

ile, gerektiğinde kadın ve çocukları dahi<br />

kabul etmeden doğrudan komşu ülkelere<br />

gönderme hakkı sunuyor. Ayrıca iltica<br />

başvurularının değerlendirme süreci de<br />

6 aydan 15 aya çıkarıldı.<br />

Avusturya Meclisi uyuşturucu satıcılarına<br />

karşı caydırıcılığı arttırmak için yeni bir yasayı<br />

hayata geçirdi. Uyuşturucu ile mücadele<br />

için çıkan yeni kanuna göre genel<br />

yerlerde uyuşturucu ticaretine iki yıla<br />

kadar hapis öngörülüyor. Kanun özellikle<br />

son zamanlarda Viyana 6. hat metrosu ve<br />

çevresinde uyuşturucu ticaretinde görülen<br />

çok büyük artış nedeniyle çıkarıldı.<br />

Adalet Bakanı Wolfgang Brandstetter kanunu<br />

şöyle açıkladı: ‘‘Özel durumlar özel<br />

tedbirler gerektirir. Bu sebeple çok önemli<br />

bir adım attık.’’<br />

Polise ve sınır güvenlik güçlerine, mültecileri<br />

tutuklama, gözaltına alma ve anında<br />

sınır dışı etme yetkisi veren yasaya<br />

göre gözaltı süreleri de 5 günden 14 güne<br />

çıkarıldı.<br />

MİLLETVEKİLLERİMİZDEN<br />

YASAYA RET OYU<br />

Yasanın insan haklarına aykırı olduğunu<br />

savunan Neos Partisi, Yeşiller ve parti milletvekilleri<br />

Alev Korun ve Aygül Berivan<br />

Aslan ayrıca Hükümet ortaklarından Avusturya<br />

Sosyalist Partisi’nden (SPÖ) Nurten<br />

Yılmaz ile SPÖ’lü 3 milletvekili de yasaya<br />

ret oyu kullandı. Nurten Yılmaz açıklamasında,<br />

parlamento milletvekili olmadan<br />

önce seçmenlere entegrasyon için çalışacağı<br />

sözünü verdiğini ancak bu yeni<br />

mülteci yasasının insani olmadığını ve hayatının<br />

en zor kararlarından birini vererek<br />

bu yasaya Hayır oyu kullandığını açıkladı.<br />

Yasa 98 EVET ve 67 HAYIR oyu ile kabul<br />

edilirken, Avusturya’ya Avrupanın birçok<br />

ülkesinden tepkiler geldi.<br />

Sokakta Uyuşturucu<br />

Satışına Sert Cezalar Geliyor<br />

Meclis büyük bir çoğunlukla çıkardığı yasayla<br />

direksiyonda cep telefonu kullanımına<br />

kesin yasak getirdi. Taşıtlar<br />

kanununda değişiklik sağlayan bu yasayla<br />

sms ve e-postaların yazılması ve okunması,<br />

internette sörf artık yasak ve buna<br />

uymayanları 50 euro para cezası bekliyor.<br />

Takometrelerle oynamak da yasaklandı.<br />

Genişletilen cep telefonu yasağıyla trafikte<br />

güvenliğin arttırılması sağlanacak.<br />

Muhalefet partileri hızlandırılmış prosedürle<br />

yapılan kanun değişikliğini eleştirdi.<br />

Direksiyonda cep telefonu<br />

kullanımına kesin yasak...<br />

© BMJ / Christian Jungwirth<br />

Adalet Bakanı Wolfgang Brandstetter<br />

Kanun Mayıs sonunda yürürlüğe giriyor.<br />

Bundan sonra da cep telefonuyla hoparlörle<br />

konuşulabilecek ve araba içinde sabitlenmesi<br />

şartıyla akıllı telefon yol bulma<br />

kılavuzu olarak kullanılabilecek.<br />

Taşıtlar Kanunu değişikliği ile araçların kilometrelerin<br />

manüpüle edilerek değiştirilmesi<br />

de açıkça yasaklanıyor ve idari ceza<br />

öngörülüyor. Böylece kullanılmış araçlara<br />

yüksek fiyat talep edilmesi engellenecek.


7 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

MAYIS 2016<br />

Wie haben Sie Arbeit und Studium<br />

mit Ihrem Familienleben<br />

vereinbaren können?<br />

Wirklich, wenn ich zurückschaue,<br />

staune ich selbst auch immer<br />

wieder, wie das möglich war.<br />

Aber ich erinnere mich, dass das<br />

gar nicht so einfach war. Diese<br />

Lebensweise prägte mich nachhaltig.<br />

Ich habe meine Freizeit<br />

geopfert. Nicht nur ich, sondern<br />

auch mein Mann und auch meine<br />

beiden Töchter haben das Ganze<br />

mitgetragen. Wenn am Wochenende<br />

mein Mann mit den Kindern<br />

Zeit verbrachte, lernte ich<br />

auf Prüfungen. Ich ließ Hausarbeit,<br />

die nicht dringend anstand,<br />

links liegen. Geputzt oder gebügelt<br />

wurde erst, wenn ich die<br />

anstehende Prüfung bestanden<br />

hatte.<br />

Das ganze hat uns aber als Familie<br />

näher zusammen gebracht,<br />

weil das Studium nicht allein<br />

mein persönliches Hobby war,<br />

sondern ein Weg, der beschritten<br />

werden sollte und zwar für die<br />

Zukunft der Kinder, und das nicht<br />

nur für unsere eigenen. Vielleicht<br />

sollte es auch Vorbild für eine<br />

Gesellschaft sein, die sich im<br />

Umbruch befindet.<br />

Auf diese Weise profitierten<br />

meine Kinder schon während<br />

meines Studiums, weil sie oft<br />

unbewusst mit Wissensgebieten<br />

zu tun hatten, für die sie in dem<br />

Alter normalerweise kein Interesse<br />

zeigen würden. Ihre Wissbegierde<br />

wurde geweckt und sie<br />

stellten mir Fragen, wenn sie<br />

etwas gehört hatten, während ich<br />

laut lernte. Und wenn ich ihre<br />

MMag.<br />

Bediha a Dr. in<br />

Yıldız<br />

Lernen fürs Leben<br />

Sein Ziel verfolgenohne<br />

Wenn und AberTEIL 2<br />

Fragen beantworten wollte,<br />

musste ich meine Antwort möglichst<br />

einfach halten. Auf diese<br />

Weise habe ich oft für mich den<br />

Stoff ganz gut gelernt.<br />

Oft lernte ich auch bis spät in die<br />

Nacht hinein, manchmal auch bis<br />

in die Morgenstunden. Am Tag<br />

war ich für die Familie da. Unter<br />

der Woche brachte ich die Kinder<br />

in den Kindergarten bzw. Hort,<br />

wie es auch die berufstätigen<br />

Mütter tun. Mein Tag hatte 19<br />

Stunden, sonst wäre mir der<br />

Abschluss nicht möglich gewesen.<br />

Im Großen und Ganzen war<br />

mein Studium nicht eine reine<br />

Lerntätigkeit - zu sagen es war<br />

ein Mammutmanagement, wäre<br />

nicht übertrieben.<br />

Wurden Sie während Ihres Studiums<br />

oder Ihres Berufslebens<br />

mit Vorurteilen konfrontiert<br />

bzw. diskriminiert? Wenn ja, wie<br />

haben Sie diese überwunden?<br />

Vorurteile sind ein Teil des<br />

Menschen. Wir alle haben gegen<br />

irgendjemanden immer wieder<br />

Vorurteile, weil wir uns immer an<br />

das Fremde mit dem in uns vorhandenem<br />

Wissen annähern, was<br />

ja nicht schlimm ist. Als Gesellschaft<br />

sollte es uns zum Nachdenken<br />

anregen, wenn die<br />

Vorurteile immer noch anhaften,<br />

obwohl die Fremden eigentlich<br />

keine Fremden mehr sind. Ganz<br />

besonders erlebte ich Diskriminierung,<br />

wenn ich zu Bewer-<br />

Josef Ostermayer: ‘‘Österreich muss sich geschlossen<br />

gegen Verhalten Rechtsradikaler wehren’’<br />

Kunst- und Kulturminister Josef<br />

Ostermayer: „Mit der nächsten<br />

Provokation einer rechtsradikalen<br />

Gruppe, die das Burgtheater<br />

missbraucht hat, zeigt sich einmal<br />

mehr: Es kann und darf kein<br />

Verständnis und keine Akzeptanz<br />

für diese Aktionen geben...<br />

...Wir sind nicht nur verantwortlich<br />

für das, was wir tun, sondern<br />

auch für das, was wir nicht tun.<br />

Wer jetzt nicht aufsteht und sich<br />

gegen diese Vorfälle ausspricht,<br />

wer nicht klar macht, dass<br />

es dafür in Österreich kein<br />

Verständnis gibt, der macht<br />

sich schuldig. Es braucht einen<br />

Schulterschluss der anständigen,<br />

demokratischen und humanistischen<br />

Kräfte unseres Landes<br />

gegen die Verhetzer und Spalter<br />

der Gesellschaft. Wir stehen<br />

für die Aufklärung und ihre<br />

Werte.“<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

bungsgesprächen eingeladen,<br />

und aufgrund meiner Herkunft<br />

nicht genommen wurde. Das<br />

wurde mir auch ganz hemmungslos<br />

gesagt. Aber das tut nicht<br />

mehr so weh, weil es bereits<br />

länger zurückliegt.<br />

Das hat mich nur stärker gemacht<br />

und ich bin einfach meinen Weg<br />

weitergegangen. Ich suchte mir<br />

andere Arbeiten bzw. holte mir<br />

die nächsthöhere Qualifikation.<br />

Wie würden Sie die Situation der<br />

Türken in Österreich einschätzen<br />

und was würden Sie bemängeln?<br />

Bevor ich bemängle, würde ich<br />

ausdrücklich ein Lob an die vielen<br />

Familien aussprechen, die sich für<br />

die Bildung ihrer Kinder stark einsetzen<br />

und ihre Kinder in der Hinsicht<br />

stark unterstützen. In den<br />

letzten Jahren ist die Anzahl der<br />

Schüler in höheren Schulen und<br />

der Studierenden mit türkischem<br />

Migrationshintergrund signifikant<br />

gestiegen. Diese jungen Menschen<br />

nehmen ihren Platz in<br />

unterschiedlichen Branchen und<br />

Positionen ein.<br />

Dennoch ist das Lesen und<br />

Schreiben nicht unsere Stärke<br />

und solche und andere intellektuelle<br />

Aktivitäten werden eher<br />

vernachlässigt.<br />

Ich kann hiesige MigrantInnen<br />

nur anregen, auch andere Länder<br />

zu bereisen, damit sie die Welt<br />

in voller Größe wahrnehmen.<br />

Natürlich sind MigrantInnen eine<br />

von Armut bedrohte Gruppe. Es<br />

gibt viele Familien, die in sozial<br />

schwachen Verhältnissen leben.<br />

Nicht nur einkommensmäßig,<br />

sondern auch bildungsmäßig.<br />

Obwohl viele Türken seit langem<br />

in Österreich leben, mangelt es<br />

oft an Deutschkenntnissen. Das<br />

© BKA / Denise Rudolf<br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Problem ist, dass wenn neue Familienmitglieder<br />

hinzuwandern,<br />

auch diese die Sprache nicht erlernen.<br />

Menschen, die aus anderen<br />

Ländern zuwandern, erlernen<br />

Deutsch viel schneller. Offenbar<br />

haben wir ein Problem, das dringend<br />

gelöst werden sollte.<br />

Was würden Sie unseren LeserInnen,<br />

insbesondere den Jugendlichen<br />

und Frauen empfehlen?<br />

Sie sollen sich selbst gut kennenlernen.<br />

Sie sollen herausfinden,<br />

was sie vom Leben erwarten.<br />

Dementsprechend sollen sie sich<br />

ihren Weg selbst zeichnen. Die<br />

Landkarte, die sie von anderen<br />

bekommen, kann sie nicht immer<br />

zu ihrem Ziel führen. Sie sollen<br />

sich nie zu Dingen verpflichten,<br />

die sie nicht möchten. Wenn sie<br />

ihr Ziel bestimmt haben, sollen<br />

sie versuchen dieses mit ihren<br />

eigenen bzw. ihnen zusagenden<br />

Methoden zu erreichen. Manchmal<br />

müssen sie einen anderen<br />

Weg nehmen, als ursprünglich<br />

geplant. Nur keine Scheu davor!<br />

Sie sollten bei ihren Entscheidungen<br />

auch Fachleute oder Menschen<br />

aus ihrer Umgebung<br />

konsultieren und nicht blind<br />

entscheiden.<br />

Natürlich kann man auch ohne<br />

Universität oder Fachhochschule<br />

Erfolg haben, es gibt auch Beispiele<br />

hierfür, diese sind jedoch<br />

eher die Ausnahme. Deshalb<br />

empfehle ich nachdrücklich ein<br />

Hochschulstudium. Eine höher<br />

qualifizierte Person kann zur<br />

Not auch geringere Tätigkeiten<br />

ausüben, aber umgekehrt funktioniert<br />

das nicht. Eines dürfen<br />

wir nicht vergessen, nämlich dass<br />

wir im Wissenszeitalter leben und<br />

dass Wissen noch nie so wichtig<br />

war wie heute. Früher wurde<br />

in der Gesellschaft zwischen<br />

Reichen und Armen unterschieden,<br />

heute wird von Bildungsfernen<br />

und Bildungsnahen gesprochen.<br />

Arbeit, die heute noch<br />

von Menschen verrichtet wird,<br />

wird in naher Zukunft von Robotern<br />

erledigt werden.<br />

Deshalb empfehle ich den jungen<br />

Menschen dringend ihre Ausbildung<br />

ohne große Umschweife<br />

abzuschließen. Das Leben hat<br />

mehr für sie parat. Sollten sie aus<br />

irgendeinem Grund ihre Ausbildung<br />

abbrechen, sollten sie diese<br />

bei der nächsten Gelegenheit<br />

nachholen. Als ich maturiert habe<br />

war ich 27, mit 30 fing ich an<br />

zu studieren und war mit 35<br />

Uniabsolventin.<br />

Möchten Sie noch etwas ergänzen?<br />

Menschen aus unterschiedlichen<br />

Bereichen können zusammenkommen<br />

und sich austauschen.<br />

Ich bin z.B. bei einer Schreibgruppe<br />

und einer Englisch-Konversationsgruppe,<br />

die im privaten<br />

Bereich, nicht über Bildungsinstitutionen,<br />

stattfindet. In diesen<br />

Gruppen erlebe ich, was<br />

lebenslanges Lernen heißt: -<br />

wenn 70jährige noch weiterlernen,<br />

werde ich von Neuem<br />

inspiriert.<br />

Herzlichen Dank für dieses<br />

bereichernde Gespräch.<br />

Ja, gerne. Ich bedanke mich.<br />

Sanat ve Kültür Bakanı Josef Ostermayer:<br />

‘Tüm Avusturya Aşırı Sağa<br />

Karşı Birlik Olmalı...’<br />

Viyana (OTS)- Aşırı sağ grupların<br />

provokasyonları dur durak tanımıyor.<br />

Burgtheater tiyatrosunun<br />

sahnesini basan aşırı sağ grubun<br />

bir sonraki provokasyonu üzerine<br />

Sanat ve Kültür Bakanı Josef<br />

Ostermayer bazı açıklamalarda<br />

bulundu: ‘‘Bu tür eylemlere anlayış<br />

ve kabul asla gösterilemez ve<br />

gösterilmemelidir. Tiyatro sahnelerini<br />

işgalle başlayan eylemler<br />

daha sonra bizleri koruyan güvenlik<br />

güçlerine karşı şiddete dönüşüyor.<br />

Bu tür eylemlerin siyasete<br />

katkısı yoktur ve demokratik<br />

değillerdir. Sanatın özgürlüğüne<br />

saldırmak Avusturya’ya ve onun<br />

değerlerine, demokrasiye, hukuk<br />

devletine, düşünce, konuşma ve<br />

toplanma özgürlüğüne karşı olmaktır.<br />

Malumunuz üzere Burgtheaterin<br />

dış tarafında dünyaca<br />

ünlü şair ve edebiyatçıların büstleri<br />

var. Bunlardan biri de Molière<br />

ait ve üstünde O’nun şu anlamlı<br />

sözü yazılı ‘‘Yalnız yaptıklarımızdan<br />

değil, bilakis yapmadıklarımızdan<br />

da sorumluyuz.’’ Bu olaylara<br />

karşı kalkıp ta şimdi konuşmayan<br />

ve Avusturya’da hiçbir<br />

zaman anlayış gösterilmeyeceğini<br />

açıkça haykırmayan kişiler de<br />

suçlu olacaktır. Son olarak belirtmeliyim<br />

ki, ülkemizin dürüst, demokrat<br />

ve hümanist güçlerinin,<br />

toplumun tahrikçi ve bölücülerine<br />

karşı dayanışma içinde olmasına<br />

ihtiyaç var. Bunun için birlikte<br />

hareket etmeliyiz.’’


MAYIS 2016<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 8<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Nurten YILMAZ<br />

Abgeordnete zum Nationalrat (SPÖ)<br />

nurten.yilmaz@parlament.gv.at<br />

© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />

Aktuell sinkt die Anzahl schutzsuchender<br />

Personen: Im März haben 3.265 Personen<br />

in Österreich Asyl beantragt, das ist<br />

50% weniger verglichen zum Februar<br />

2016. Unabhängig davon, ob die Anträge<br />

nun weiter zurückgehen oder in den<br />

wärmeren Monaten wieder steigen:<br />

Jeder Flüchtling sollte vom ersten Tag an<br />

integrationspolitisch begleitet werden.<br />

Das ist die politische Leitlinie der Wiener<br />

Stadtpolitik. Integration startet nicht<br />

mehr mit einem positiven Asylbescheid,<br />

oftmals nach monatelangem Warten,<br />

sondern vom dem Tag an, an dem<br />

Schutzsuchende in der Grundversorgung<br />

sind. Nichts ist kontraproduktiver, als<br />

wenn junge Menschen zum Nichts-Tun<br />

bzw. Warten gezwungen werden. Während<br />

die Politik rechter Parteien darauf<br />

abzielt, Flüchtlinge zu Feindbildern zu<br />

stilisieren und Probleme größer zu<br />

machen, als sie sind, gilt es auf konkrete<br />

Lösungen zu setzen. Eine Politik, die<br />

Perspektiven zeigt und gibt. Ziel: Angebote<br />

ab dem 1. Tag für Orientierung,<br />

Sprache und Qualifikation.<br />

Wie schaut das konkret aus? Nach der<br />

Zuweisung zum Asylverfahren werden<br />

AsylwerberInnen im Rahmen des „Start-<br />

Wien“-Programms zu einem Erstgespräch<br />

eingeladen, in welchem Fragen<br />

abgeklärt und die weitere Vorgangsweise<br />

Ganzheitliche<br />

Integrationsbegleitung<br />

vom 1. Tag an<br />

besprochen, sowie die „Bildungs-Card“<br />

erstellt wird. Danach erfolgen muttersprachliche<br />

„StartWien“-Infomodule, die<br />

erstes Orientierungswissen in den<br />

Bereichen Bildung, Gesundheit, Wohnen,<br />

Soziales und Zusammenleben vermitteln.<br />

Die neue "Bildungsdrehscheibe" der<br />

Grundversorgung Wien bei den Wiener<br />

Volkshochschulen bietet Bildungsberatung,<br />

Sprach- und Kompetenzclearing<br />

und die Zuweisung zu Deutschkursen<br />

bzw. Basisbildungsangeboten an.<br />

Während des Asylverfahrens findet eine<br />

laufende Begleitung der Integrationsentwicklung<br />

durch die Bildungsdrehscheibe<br />

statt, welche etwa die Vermittlung<br />

in gemeinnützige Beschäftigungs- und<br />

Qualifizierungsangebote, Bewerbungscoachings,<br />

Unterstützung bei der Anerkennung<br />

von Qualifikationen und<br />

laufende Bildungscoachings beinhaltet.<br />

Die persönliche Entwicklung wird mit der<br />

„Bildungs-Card“ dokumentiert. Die Informationen<br />

über Bildung, Ausbildung und<br />

Kompetenzen, die im System von „Start-<br />

Wien“ gewonnen wurden, werden nach<br />

dem positiven Bescheid dem AMS zur<br />

Weiterarbeit übergeben. Die Teilnahme<br />

an den Deutschkurs-Angeboten ist<br />

verpflichtend und soll Voraussetzung für<br />

eine Monatskarte der Wiener Linien zum<br />

Selbstkostenbeitrag von 4€ sein.<br />

Avusturya Hükümeti 2017-2020 yılları bütçesini belirledi<br />

Entegrasyon, Güvenlik ve<br />

Eğitime büyük yatırımlar<br />

Avusturya Hükümeti 2017-2020 yılları arasını<br />

kapsayacak bütçe görüşmelerini radikal kararlar<br />

alarak tamamladı. Açıklanan sonuçlara<br />

göre, özellikle güvenlik ve entegrasyona<br />

yapılacak yatırımlar ön plana çıktı. Devlet<br />

borçlanması azaltılırken, yapısal sıfır bütçe<br />

açığının az oranda artıda tutulması karara<br />

bağlandı.<br />

Gelecek yıllar için planlanan bütçenin çekirdeğini<br />

güvenlik paketi oluşturdu. Emniyet ve<br />

ordunun bütçelerindeki artış şaşırtıcı büyüklükte<br />

oldu. Savunmaya 896 milyon euroluk<br />

bir yatırım kararı alındı. Savunma Bakanı<br />

Hans Peter Doskozil ise beklentisinin 1 milyar<br />

euronun üstünde olduğunu açıklamıştı.<br />

Yeni mülteciler ve ilticaları kabul edilenlerin<br />

ülkeye uyum süreçleri için daha çok kaynak<br />

ayrıldı. Kalkınma yardımı ve entegrasyon özel<br />

bütçesi de arttırıldı. Eğitime büyük bir bütçe<br />

ayrılmasına kesin gözüyle bakılıyor ve sonbaharda<br />

eğitim bütçesi kesinleşecek.<br />

2017-2020 Mali çerçeve şöyle çizildi:<br />

2020’ye kadar bütçe planının maddeleri...<br />

- Bakanlıklar: 2017-2020 arasında bakanlıklar<br />

için ne kadar yatırım yapılacağı belirlendi<br />

- İçişleri: 625 milyon euro taze para ve ülke<br />

sınırlarının yönetimi için de ilave 480 milyon<br />

euroluk kaynak.<br />

- Savunma: Avusturya savunma ve güvenlik<br />

paketi için 896 milyon euro.<br />

- Kalkınma Yardımı: Kalkınma işbirliği yardımı<br />

için 2021’e kadar 440 milyon euro gibi<br />

önemli bir bütçe ayrıldı.<br />

- Entegrasyon: 500 milyon euro farklı bölümlere<br />

aktarılacak. AMS’e mültecilerin iş piyasasına<br />

uyumuna 150, sığınmacı çocukların<br />

okul sistemine uyumu konusuna 2016’da 64,<br />

2017’de 80 milyon euro ayrıldı.<br />

- Eğitim: Eğitim genel bütçesine sonbaharda<br />

karar verilecek.<br />

- Araştırma: Ek araç ve gereç için 15 milyon<br />

euro ayrıldı.<br />

© BKA / Andy Wenzel<br />

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-moon’dan Avusturya’ya sert eleştiriler<br />

‘Avusturya’da yabancı düşmanlığının<br />

artması son derece endişe verici’<br />

BM Genel Sekreteri Ban Kimoon<br />

Avusturya Parlamentosu’nun<br />

bir oturumunda<br />

konuşma yapan ilk yabancı<br />

devlet konuğu oldu.<br />

Ban Ki-moon konuşmasında<br />

Avrupa’da gittikçe sertleşen<br />

göç ve sığınmacı politikalarını<br />

eleştirdi. Milletvekilleri,<br />

hükümet üyeleri ve Cumhurbaşkanı<br />

Heinz Fischer’in<br />

de bulunduğu konuşmasında<br />

Genel Sekreter: "Avrupa<br />

ülkeleri giderek daha<br />

kısıtlayıcı ve sert, göç ve<br />

mülteci politikası uygulamaya<br />

başlamıştır. Kararlarındaki<br />

kavram ve tedbirler,<br />

insancıl bir uluslararası<br />

hukuk ve Avrupa hukukunun<br />

devletlere yüklemiş olduğu<br />

sorumluluklarla ilgili<br />

olarak olumsuz mesaj vermektedir.<br />

Bölme ve marjinalleşme<br />

insanları yaralar<br />

ve güvenliğe zarar verir,<br />

oysa bu insanlar cesur, dirençli<br />

ve ileri görüşlüler.<br />

Geldikleri bu yeni topluma<br />

enerjilerini ve onların ihtiyaç<br />

duyduğu yetileri beraberinde<br />

getiriyorlar. Gelişleri<br />

iyi yönetildiğinde bu<br />

herkes için kazanç olur.<br />

Avusturya halkı ve hükümetinin<br />

mülteci krizinde gösterdiği<br />

çok büyük gayret<br />

övülmeyi hak ediyor. Ancak<br />

söylemeliyim ki, Avusturya<br />

içinde ve dışında artan yabancı<br />

düşmanlığından ziyadesiyle<br />

endişeliyim." dedi.<br />

"İslamofobik ifadeler<br />

toplumları zehirliyor"<br />

Genel Sekreter Ban Ki-moon<br />

Avusturya Dışişleri ve Uyum<br />

Bakanı Sebastian Kurz ile<br />

görüşmesinin ardından<br />

bakan Kurz ile basın mensuplarına<br />

açıklamalarda bulundu.<br />

Ban Ki-moon, sığınmacı<br />

krizi ve Avrupa’da<br />

gittikçe artan İslamofobi<br />

konularını ele aldıklarını belirterek,<br />

"Hiçbir ülke küresel<br />

sorunları tek başına çözemez.<br />

Ortak değerleri korumak<br />

için birlikte hareket<br />

etmeliyiz. Özellikle Avrupa'da<br />

artan İslamofobi,<br />

kadın ve çocuklar başta<br />

olmak üzere herkesi olumsuz<br />

etkiliyor. İslamofobik ve<br />

© PID / Christian Jobst<br />

ayrımcı ifadeler, kurbanların<br />

haklarını ihlal ediyor ve toplumun<br />

bütün katmanlarını,<br />

din, ırk ve renk ayrımı gözetmeksizin<br />

zehirliyor."<br />

Viyana Belediye Başkanı<br />

Michael Häupl’e ziyaret<br />

Viyana Belediyesi’ne de<br />

ziyarette bulunan Ban Kimoon,<br />

Başkan Häupl ile 17<br />

maddelik Devamlı Gelişme<br />

İçin Birleşmiş Milletler (BM)<br />

Hedeflerini imzaladı.<br />

Viyana adına 17 maddeli devamlı<br />

gelişme için BM hedefleri<br />

metnini Belediye<br />

Başkanı Michael Häupl imzalarken,<br />

Ban Ki Moon’a da<br />

katkılarından dolayı teşekkür<br />

etti. Başkan Häupl yaptığı<br />

açıklamada Viyana ve<br />

Birleşmiş Milletler arasındaki<br />

iyi işbirliğine vurgu yaptı.<br />

Geçen on yıllar boyunca Viyana’nın<br />

bir BM şehri olarak,<br />

uluslararası siyasetin<br />

döndüğü, kültürlerarası ve<br />

dinler arası iletişim kenti<br />

olarak anıldığını vurguladı.<br />

Ban Ki-moon ise Viyana’nın<br />

yalnız kendisini etkilemekle<br />

kalmayıp BM’yi de kararlı<br />

© Dragan Tatic<br />

şekilde desteklediğini belirtti.<br />

Gelecekte de Viyana<br />

ve BM arasındaki ortaklığın<br />

derinleşerek devam etmesi<br />

arzusunu dile getirdi.<br />

İmzalanan metinde yer alan<br />

BM hedeflerinden bazıları:<br />

2030 yılına kadar fakirlikle<br />

mücadele, herkese eğitime<br />

erişme fırsatı, cinsiyet eşitliğinin<br />

geliştirilmesi, çevre korumanın<br />

güçlendirilmesi ve<br />

barışı sağlama. Metnin imzalanmasıyla<br />

da Viyana bu<br />

hedefleri gerçekleştirmede<br />

öncü olacaktır.<br />

Viyana Belediye Başkanı Michael Häupl ve BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon Genel Sekreter Ban Ki-moon ve Avusturya Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz (Eski) Başbakan Werner Faymann, Cumhurbaşkanı Fischer, Ban Ki-moon ve Meclis Başkanı Doris Bures<br />

© Parlamentsdirektion / Johannes Zinner


MAI 2016<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

INTEGRATION - 9<br />

Sprechen lernt man nur durch Sprechen<br />

HELFEN.<br />

WIE WIR.<br />

Die Plattform „HELFEN. WIE WIR.“,<br />

die der ORF und die österreichischen<br />

Hilfsorganisationen Caritas, Diakonie,<br />

Hilfswerk, Rotes Kreuz, Samariterbund<br />

und Volkshilfe im September<br />

2015 gestartet haben, geht in die<br />

zweite Phase.<br />

Eine der größten Herausforderungen für<br />

Flüchtlinge in Österreich ist das Erlernen der<br />

Sprache. Die Nachfrage und der Wunsch, rasch<br />

Deutsch zu lernen, sind groß – aber das Angebot<br />

reicht nicht aus. Aus diesem Grund bittet<br />

„HELFEN. WIE WIR.“ um Spenden, die es den<br />

beteiligten NGOs ermöglichen, zusätzliche<br />

Deutschkurse für Flüchtlinge anzubieten.<br />

Wrabetz: „Grundvoraussetzung für<br />

Integration ist Spracherwerb“<br />

ORF-Generaldirektor Dr. Alexander Wrabetz:<br />

„,HELFEN. WIE WIR.‘ hat im Vorjahr einen<br />

wichtigen Beitrag zur Unterbringung und Betreuung<br />

von Flüchtlingen in Österreich geleistet.<br />

Eines der vorrangigsten Probleme ist und<br />

bleibt aber die Integration. Und die Grundvoraussetzung<br />

dafür ist der Spracherwerb.<br />

Sprache ist nicht nur der Schlüssel zur<br />

Ver-ständigung, sondern vermittelt auch<br />

Haltungen, schafft Verständnis und gibt<br />

Orientierung.“<br />

Sissy Mayerhoffer, Leiterin des ORF-Humanitarian<br />

Broadcasting: „Die meisten Flüchtlinge<br />

wollen rasch die deutsche Sprache erlernen.<br />

Aber das Angebot reicht entweder nicht aus<br />

oder es fehlt an Zertifizierungsmöglichkeiten.<br />

Wir möchten mit zertifizieren Kursen möglichst<br />

viele Teilnehmer/innen auf A1-Level<br />

nach europäischem Referenzrahmen für<br />

Sprachen bringen.“<br />

Die Website helfenwiewir.at ermöglicht nicht<br />

nur Online-Spenden, sondern stellt auch<br />

Unterrichtsmaterialien sowie Deutschkurse<br />

zum kostenlosen Download zur Verfügung<br />

und bietet alle wichtigen Informationen zur<br />

Kampagne und den Hilfsmöglichkeiten.<br />

Chalupka: „Angebot muss rasch<br />

ausgebaut werden“<br />

Mag. Michael Chalupka, Direktor der Diakonie<br />

Österreich und im „HELFEN. WIE WIR.“-Beirat:<br />

„Ein vielfältiges Angebot an unterschiedlichen<br />

Kursformaten ist wichtig, um unterschiedliche<br />

Ausgangslagen und Bedürfnisse der Flüchtlinge<br />

abdecken zu können. Das Wichtigste<br />

jedoch ist, dass das Angebot an zusätzlichen<br />

Deutschkursen rasch ausgebaut werden muss.<br />

Denn durch die Kurse wird nicht nur Sprache<br />

und Kultur vermittelt, sondern sie geben<br />

den Flüchtlingen im Alltag auch Struktur<br />

und Ziele.“<br />

(OTS)<br />

Statement von<br />

Sebastian Kurz,<br />

Außen- und Integrationsminister<br />

Anerkennungsund<br />

Bewertungsgesetz<br />

im Ministerrat beschlossen<br />

Menschen sollen in Österreich nicht nach<br />

ihrer Herkunft, Sprache, Religion oder Kultur<br />

beurteilt werden, sondern danach, was<br />

sie bereit sind zu leisten und so zu einem<br />

gelungenen Zusammenleben in Österreich<br />

beizutragen. Wir als Integrationsministerium<br />

wollen diese Leistung ermöglichen, einfordern<br />

und anerkennen. Der Einstieg in den<br />

österreichischen Arbeitsmarkt ist ein zentraler<br />

Schritt für die erfolgreiche Integration<br />

von Zuwanderinnen und Zuwanderern in<br />

Österreich.<br />

Viele Menschen mit Migrationshintergrund<br />

verfügen über wertvolle Qualifikationen, die<br />

sie in einem anderen Land erworben haben<br />

und auf dem österreichischen Arbeitsmarkt<br />

einsetzen möchten. Ein Drittel aller Migrantinnen<br />

und Migranten arbeitet derzeit unter<br />

ihrem Ausbildungsniveau. Auch unter der<br />

hohen Anzahl an Flüchtlingen befinden sich<br />

viele Personen mit mitgebrachten Qualifikationen.<br />

Um diese Qualifikationen für den<br />

österreichischen Arbeitsmarkt vergleichbar<br />

und somit nutzbar zu machen, bedarf es in<br />

vielen Fällen einer Anerkennung.<br />

Das neue Anerkennungs- und Bewertungsgesetz,<br />

das vor kurzem im Ministerrat beschlossen<br />

wurde, wird nun den Anerkennungsprozess<br />

von im Ausland erworbenen<br />

Qualifikationen vorantreiben. Mit neuen und<br />

kürzeren Verfahren sowie verstärkter Beratung<br />

schaffen wir die Voraussetzungen dafür,<br />

dass ZuwanderInnen und Asylberechtige ihre<br />

Fähigkeiten möglichst rasch in Österreich<br />

einbringen können. Insbesondere für Asylberechtigte<br />

stellt der Einstieg in den österreichischen<br />

Arbeitsmarkt eine zentrale Herausforderung<br />

für ihre Integration dar. Häufig<br />

fehlen ihnen aufgrund ihrer Flucht Zeugnisse,<br />

die abgeschlossene Ausbildungen oder<br />

Berufserfahrung belegen. Das neue Gesetz<br />

ermöglicht hier besondere Verfahren, damit<br />

auch bei Verlust erforderlicher Unterlagen<br />

die Qualifikation festgestellt werden kann.<br />

Außerdem werden Bewertungsverfahren eingeführt<br />

und die Fristen für alle Anerkennungsverfahren<br />

vereinheitlicht, die nun<br />

auf vier Monate verkürzt werden. Wir<br />

setzen damit einen wichtigen Schritt zur<br />

raschen Integration auf dem österreichischen<br />

Arbeitsmarkt. Menschen, die in Österreich<br />

ihren Beitrag leisten wollen, haben mit dem<br />

neuen Gesetz die Chance schneller einen<br />

Job zu finden, der ihren Qualifikationen<br />

entspricht, davon profitiert auch die österreichische<br />

Wirtschaft.<br />

© Felicitas Matern / feelimage.at<br />

Regeln für die Nutzung des<br />

Landschaftsschutzgebietes<br />

Wiestalsee<br />

Sehr geehrte BesucherInnen<br />

unserer Landschaft!<br />

Damit die Natur auch zukünftigen Generationen<br />

in ihrer Schönheit erhalten bleibt und ein gutes<br />

Miteinander möglich ist, gibt es Regeln in Schutzgebieten.<br />

Koruma altındaki doğal<br />

bölgenin kullanım kuralları<br />

Wiestalsee<br />

Doğal Alanımıza Gelen<br />

Değerli Ziyaretçiler!<br />

Gelecek nesiller için de doğamızın güzelliğini<br />

koruması ve güzel bir birlikte yaşamın mümkün<br />

olması için, doğa koruma alanlarında belli kurallar<br />

vardır.<br />

Im Landschaftsschutzgebiet „Wiestalsee“ gelten<br />

folgende Bestimmungen:<br />

Das Entzünden von (Grill-)Feuer – mit und ohne<br />

Griller – ist verboten!<br />

Es darf kein Holz aus den Wald entnommen und<br />

verwendet werden!<br />

Die Flächen sind sauber zu hinterlassen!<br />

Müll ist mit nach Hause zu nehmen oder in den<br />

dafür zur Verfügung gestellten Müllcontainern<br />

zu entsorgen!<br />

Zelten oder Lagern ist verboten!<br />

Das Halten und Parken auf Forststraßen oder<br />

am Geh- und Radweg mit KFZ ist untersagt!<br />

© W. Ochmann<br />

© A. Glück<br />

Doğa koruma alanında olan „Wiestalsee“ için şu<br />

kurallar geçerlidir:<br />

Ateş yakmak – Gril ile veya Grilsiz – yasaktır.<br />

Ormandan odun alınması ve kullanılması<br />

yasaktır!<br />

Kullanılan alanın temiz bir şekilde bırakılması<br />

gerekir!<br />

Çöplerinizi yanınızda götürmeniz veya hazır<br />

bulunan çöp konteynerlerine aktarmanız<br />

gerekmektedir!<br />

Çadır kurmak ve kamp yapmak yasaktır!<br />

Araçların orman yolunda veya yaya ve bisiklet<br />

yollarında durmaları ve park etmeleri yasaktır!<br />

Bezahlte Anzeige<br />

Das Zuwiderhandeln stellt eine Verwaltungsübertretung<br />

dar und ist nach § 61 Salzburger<br />

Naturschutzgesetz mit einer Geldstrafe von<br />

bis zu € 14.600 Strafe bedroht.<br />

Kurallara uyulmaması Salzburg Doğa Koruma<br />

Kanunu § 61. maddesine göre idari suç teşkil<br />

etmektedir ve bunun 14.600 €‘ya kadar para<br />

cezası vardır.


© BMVIT-BKA / Andy Wenzel<br />

© Rastegar/AIT<br />

MAI 2016<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

WISSENSCHAFT UND TECHNIK - 10<br />

Karriere in Forschung und Technik<br />

Girls‘ Day im bmvit<br />

Wien - Am Töchtertag öffnete das Bundesministerium<br />

für Verkehr, Innovation und<br />

Technologie (bmvit) seine Türen für Schülerinnen<br />

und Kindergartenkinder. Über 300<br />

Mädchen nutzten die Gelegenheit um<br />

in Workshops zu den Themen Mobilität, erneuerbare<br />

Energien und Weltraum mitzuarbeiten<br />

und die Berufsbilder im bmvit<br />

kennenzulernen. Bei Berufskino und Millionenshow<br />

brachten weibliche<br />

Lehrlinge den Mädchen technische<br />

Berufe näher.<br />

Beim Basteln von Satelliten<br />

und im Austausch mit den<br />

bmvit-Expertinnen zur Mobilität<br />

der Zukunft konnten die<br />

jungen Frauen die vielfältigen<br />

Arbeitsfelder des Ministeriums<br />

entdecken. Den Schritt von<br />

der Idee zur Erfindung lernten<br />

die Teilnehmerinnen in einem<br />

Workshop des österreichischen<br />

Patentamtes (ÖPA)<br />

kennen und erfuhren dabei<br />

© OVE / Marco De Boes<br />

Wissenswertes zum Thema Patente und<br />

Design.<br />

Verkehrssicherheits-Rallye mit Helmi<br />

Im Rahmen einer Verkehrssicherheits-<br />

Rallye trafen die jüngsten Teilnehmerinnen<br />

auf Helmi. Beim Girls‘ Day Mini lernten<br />

die rund 80 Mädchen aus verschiedenen<br />

Kindergärten alles rund um das Thema<br />

sicheres Radfahren.<br />

(OTS)<br />

Einblick in die Technologiethemen der Zukunft<br />

Karriere als Forscherin<br />

Wien - Bereits zum zehnten Mal öffnete das<br />

AIT am Standort TECHbase seine Türen für<br />

den Wiener Töchtertag. Zehn Mädchen<br />

zwischen 11 und 16 Jahren erhielten direkte<br />

Einblicke in die Arbeitswelt von Forscherinnen<br />

und lernten spannende Berufsfelder<br />

kennen.<br />

Das Ziel des Töchtertags ist es, Mädchen<br />

neue Berufsbilder abseits gängiger Gender-<br />

Klischees zu eröffnen. Das AIT Austrian<br />

Institute of Technology unterstützt diese<br />

Initiative bereits seit Beginn, um Mädchen<br />

die vielfältigen Karrierechancen<br />

in Forschung, Technik und<br />

Innovation näher zu bringen.<br />

„Wir nutzen den Töchtertag als<br />

eine ideale Möglichkeit, Mädchen<br />

den vielseitigen Beruf<br />

der „Forscherin“ aus erster<br />

Hand vorzustellen und ihnen<br />

konkrete Karrierechancen am<br />

AIT aufzuzeigen. Abgerundet<br />

durch praxisnahe Einblicke in<br />

Labors und Workshops wird<br />

das Interesse an Forschung<br />

geweckt und gefördert“ sagt<br />

Prof. Wolfgang Knoll, Managing Director<br />

des AIT Austrian Institute of Technology.<br />

Die Mädchen lernten am Töchtertag den<br />

Werdegang und Arbeitsalltag von Forscherinnen<br />

der einzelnen AIT-Departments<br />

aus erster Hand kennen. Forscherinnen aus<br />

den Mobility, Energy und Innovation<br />

Systems Departments standen ihnen Rede<br />

und Antwort. Spielerisch und praxisnah<br />

erfuhren die Mädchen alles rund um die<br />

Infrastruktur- und Technologiethemen der<br />

Zukunft.<br />

(OTS)<br />

Schnuppern für die Berufswahl<br />

Frauen in der (Elektro-)Technik<br />

Wien - Im Zeichen von „Frauen in der Technik“<br />

stand der Wiener Töchtertag. Am Vormittag<br />

öffneten zahlreiche technische<br />

Betriebe ihre Türen und Tore für Schülerinnen.<br />

Dabei konnten die Mädchen in die<br />

Arbeitswelt in technischen und naturwissenschaftlichen<br />

Bereichen schnuppern und<br />

so ihren Horizont in puncto Berufswahl<br />

erweitern. In den Unternehmen trafen sie<br />

auch auf erfolgreiche weibliche Vorbilder.<br />

Bei femOVE, der Plattform für (Elektro-)<br />

Technikerinnen im Österreichischen Verband<br />

für Elektrotechnik (OVE), stehen<br />

Frauen in der Technik im Mittelpunkt.<br />

Wesentliche Ziele von femOVE sind es,<br />

die Frauen der Branche vor den Vorhang<br />

zu holen sowie adäquate Rollenbilder und<br />

positive Vorbilder für alle Karrierestufen<br />

zu schaffen.<br />

„Stereotype sind nicht unveränderlich!“,<br />

sagt Doktor Michaela Leonhardt, Vorsitzende<br />

von femOVE, voller Überzeugung.<br />

„Wollen wir die eingefahrenen Muster auflösen<br />

und uns zukunftsfit einstellen, benötigt<br />

die Gesellschaft Vorbilder,<br />

die der modernen Arbeitswelt<br />

entsprechen. Denn Frauen und<br />

Männer – vom Schulkind bis<br />

zur Geschäftsführung – werden<br />

nicht von abstrakten Erkenntnissen<br />

und edlen Zielen beflügelt,<br />

sondern von Erfahrungen des<br />

Alltags: Im Bereich der Technik<br />

eben von erfolgreichen Frauen,<br />

die vorleben, was alles möglich<br />

ist.“<br />

(OTS)<br />

FH Technikum Wien<br />

Industrie 4.0 zum Lernen und Angreifen<br />

Wien - In enger Zusammenarbeit mit international<br />

führenden Technologieherstellern im Bereich<br />

industrielle Automation und Robotik entstand<br />

in den vergangenen Monaten eine in Österreich<br />

einzigartige Lehr- und Forschungslandschaft für<br />

Industrie 4.0. Zur feierlichen Eröffnung der „Digitalen<br />

Fabrik“ lud die Fachhochschule Technikum<br />

Wien zahlreiche Vertreter der Industrie nach<br />

Wien. Dem Anlass entsprechend wurde das Band<br />

von einem Roboter mit einer Schere, die im<br />

3D-Druckverfahren hergestellt wurde, durchschnitten.<br />

„Industrie 4.0 ist die große Chance, den internationalen<br />

Wettbewerb weniger über den Preis<br />

zu führen, sondern verstärkt über Know-how<br />

und neue Technologien“, bekräftigte Lothar<br />

Roitner, Obmann der FH Technikum Wien<br />

und Geschäftsführer des Fachverbands der<br />

Elektro- und Elektronikindustrie (FEEI), die<br />

Bedeutung von Industrie 4.0 für den Standort<br />

Österreich.<br />

oder<br />

Am Institut für Advanced Engineering<br />

Technologies haben die<br />

Studierenden die Möglichkeit,<br />

mithilfe des hochwertigen technischen<br />

Equipments Regel- und<br />

Steuerungsaufgaben auf Industriestandard<br />

zu erlernen. „Als<br />

erste Fachhochschule in Österreich<br />

bieten wir nun sowohl<br />

Studenten als auch Unternehmen<br />

die Möglichkeit, unter realen<br />

Bedingungen Industrie-4.0-Anwendungen<br />

kennen zu lernen, zu<br />

entwickeln und sich einzigartiges<br />

Fachwissen anzueignen.“<br />

Piloteinrichtungen wie die digitale Fabrik sind für<br />

die Weiterentwicklung vernetzter Produktionsprozesse<br />

wichtige Bausteine. Sie bieten Unternehmen<br />

die Möglichkeit, neue Methoden und<br />

Technologien unter realen, aber geschützten Bedingungen<br />

ausprobieren zu können und schnelle<br />

Ergebnisse für ihre eigene Automatisierungshardund<br />

-software erzielen zu können, so Hofstädter,<br />

Vorstandsvorsitzender der Plattform Industrie 4.0<br />

Österreich, Leiter Siemens Digital Factory Central<br />

Eastern Europe, Vorstandsmitglied der FH Technikum<br />

Wien.<br />

„Veränderungen durch Digitalisierung verlaufen<br />

schnell und radikal“, weist Rainer Stetter, Geschäftsführer<br />

der ITQ GmbH, München, hin. Maschinen<br />

– auch Autos – werden zunehmend von<br />

Soware dominiert. Innovaon darf nicht mehr als<br />

„Verbesserung in kleinen Schrien“, sondern als<br />

fundamental neue Lösungen gesehen werden.<br />

„Wir brauchen wieder mehr Spinner!“, so Steer.<br />

Geld zurück! 1<br />

Immer für Sie & Ihr Kind da - für alle Schulklassen und<br />

alle Fächer von der Volksschule bis zur Matura!<br />

Herzaman sizin ve çocuğunuz için burada - bütün<br />

sınıflar ve dersler için, İlkokul‘dan Matura‘ya kadar.<br />

JETZT ANMELDEN:<br />

WH- &<br />

Sommerkurse<br />

für einen guten Start<br />

ins neue Schuljahr.<br />

Nur für Neukunden: Testen Sie 2 kostenlose Schnupperstunden!<br />

Sadece yeni öğrenciler için: 2 ücretsiz deneme saatine katılabilirsiniz.<br />

1 Sondertarif: Aktionsbedingungen unter www.schuelerhilfe.at/fuenfwegodergeldzurueck.<br />

INNSBRUCK, Salurner Str. 18, 0512 / 570557<br />

HALL, Stadtgraben 1, 05223 / 52737<br />

SCHWAZ, Münchner Str. 48, 05242 / 61077<br />

WÖRGL, Speckbacherstr. 8, 05332 / 77951<br />

TELFS, Obermarktstr. 2, 05262 / 63376<br />

WWW.SCHUELERHILFE.AT<br />

© FH Technikum Wien, APA / FotoserviceRoßboth<br />

(OTS)<br />

Entgeltliche Einschaltung


11 - GESUNDHEIT<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

MAI 2016<br />

Entgeltliche Einschaltung<br />

Rauchfrei<br />

Telefon<br />

Rauchfrei zu mehr Gesundheit<br />

und Lebensqualität<br />

Tipps zum Aufhören:<br />

» Haben Sie Mut zum Rauchstopp<br />

» Planen Sie Ihren Rauchstopp<br />

» Machen Sie Ihre Umgebung rauchfrei<br />

» Bleiben Sie rauchfrei<br />

Für junge Familien in belastenden Situationen<br />

Salzburg (LK) - "Birdi" ist das neue Angebot des<br />

Landes Salzburg und der Sozialversicherung<br />

für junge Familien in belastenden Situationen.<br />

"Birdi" bietet Unterstützung durch ausgebildete<br />

Familienbegleiterinnen für Familien, in<br />

denen aus sozialen, finanziellen oder psychischen<br />

Gründen ein Gefühl der Belastung<br />

oder Überforderung entsteht. Ziel ist die<br />

Stabilisierung junger Familien. "Birdi" wird seit<br />

März von der Elternberatung des Landes<br />

und im Pongau und Pinzgau vom Verein pepp<br />

umgesetzt.<br />

"Unterstützungsprojekte für Familien sind ein<br />

Erfolgsmodell in vielen Ländern, das wir jetzt<br />

auch in Salzburg umsetzen werden. Wenn wir<br />

gleich am Anfang unterstützen, geben wir<br />

jungen Familien die Chance, ihr Leben selber<br />

in den Griff zu bekommen.", so Gesundheitsund<br />

Spitalsreferent Landeshauptmann-Stellvertreter<br />

Christian Stöckl und SGKK-Obmann<br />

Andreas Huss.<br />

Sigara zarar verir!<br />

...size, ailenize, çevrenize<br />

Weitere deutsch- und türkischsprachige<br />

Informationen und Tipps zum Aufhören finden<br />

Sie unter www.rauchfrei.at<br />

Deutschsprachige Beratung<br />

per Telefon und Unterstützung durch<br />

die Rauchfrei-App.<br />

0800 810 013<br />

Montag bis Freitag, 10:00 bis 18:00 Uhr<br />

Projekt “birdi”<br />

Frühe Hilfen<br />

Familien brauchen Unterstützung, damit sie<br />

ihren Kindern gute Bedingungen für das<br />

Aufwachsen bereitstellen können, sei es durch<br />

Familie, Freunde und Nachbarn oder durch<br />

Unterstützung und Hilfe von Fachleuten und<br />

Institutionen. Dies gilt insbesondere für Familien<br />

in belastenden Situationen. Hier setzen<br />

"Frühe Hilfen" an.<br />

"Hilfe zur Selbsthilfe" als Ziel<br />

"Birdi" ist als Familienbegleitung über einen<br />

längeren Zeitraum konzipiert. Familien erhalten<br />

auf Wunsch Begleitung auch im Alltag und<br />

zuhause. Ziel ist die "Hilfe zur Selbsthilfe", also<br />

die Familien zu befähigen, mit den belastenden<br />

Situationen selber besser umgehen zu<br />

lernen bzw. aus ihnen herauszufinden.<br />

Beispiele für belastende<br />

Lebenssituationen können sein:<br />

• Unerwartete Probleme in der Schwangerschaft;<br />

• wenig Unterstützung im familiären Umfeld;<br />

• wenn das Kind mehr Aufmerksamkeit<br />

braucht, als die Eltern geben können;<br />

• finanzielle Engpässe;<br />

• wenn es einem Familienmitglied körperlich<br />

oder seelisch schlecht geht;<br />

• wenn das tägliche Zusammenleben in der<br />

Familie schwierig ist.<br />

Salzburg’daki Koruma Altındaki Alanlar<br />

Salzburg’da doğayı korumak güzel manzaraları,<br />

türü tehlikede olan ve nadir bitki ve<br />

hayvanları elde tutmak için koruma alanları<br />

mevcut. Koruma alanlarının farklı kategorileri<br />

var. Bunların en tanınanları şunlar; Korunan<br />

açık araziler, korunan yeşil alanlar, doğa rezervleri,<br />

Avrupa koruma alanları,<br />

doğal parklar ve HoheTauern milli<br />

parkı. Koruma alanının amacına<br />

göre do’lar ve don’t’lar koruma<br />

alanı yönetmeliğinde belirtilmiştir.<br />

Wiestalsee korunan açık arazidir.<br />

Panoramik güzelliği olduğu ve halk<br />

için bir dinlenme alanı olduğundan<br />

koruma altına alınmıştır. Koruma<br />

alanlarının kullanan ziyaretçiler<br />

için uyulması gereken önemli kurallar<br />

vardır. Bunlar levhalarda iyi<br />

© Fotos: A. Glück<br />

görülebilir şekilde yazılmıştır. Sadece saygılı<br />

bir beraberlik olursa, bitki ve hayvanıyla doğa<br />

ve insan da uzun süre bundan fayda sağlar.<br />

Daha detaylı bilgi için:<br />

www.salzburg.gv.at/themen/natur<br />

Schutzgebiete in Salzburg<br />

In Salzburg gibt es Schutzgebiete für die Natur,<br />

die dem Erhalt der landschaftlichen besonders<br />

schönen Bereiche der Landschaft sowie<br />

seltener und gefährdeter Tiere und Pflanzen<br />

dienen. Es gibt verschiedene Kategorien von<br />

Schutzgebieten, die bekanntesten sind:<br />

Geschützte Landschaftsteile, Landschaftsschutzgebiete,<br />

Naturschutzgebiete, Europaschutzgebiete,<br />

Naturparke und der Nationalpark<br />

Hohe Tauern. Je nach dem Zweck des<br />

Schutzgebietes werden die dos and don’ts in<br />

einer sogenannten Schutzgebietsverordnung<br />

festgelegt. Beim Wiestalsee handelt es sich<br />

zum Beispiel um ein Landschaftsschutzgebiet.<br />

Ein Landschaftsschutzgebiet wird ausgewiesen,<br />

weil das Gebiet eine besondere landschaftliche<br />

Schönheit besitzt und auch weil es<br />

eine wichtige Rolle als Erholungsraum für die<br />

Bevölkerung spielt. Für den Erhalt der Schutzgebiete<br />

ist es wichtig, dass sich die Besucher<br />

und Besucherinnen an die Regeln halten.<br />

Diese sind im Gebiet auf Tafeln gut sichtbar<br />

dargestellt. Nur wenn ein rücksichtsvolles<br />

Miteinander stattfindet, können die Natur<br />

mit ihren Pflanzen und Tieren und auch der<br />

Mensch noch lange davon profieren.<br />

Für weitere Informationen siehe:<br />

www.salzburg.gv.at/themen/natur<br />

© Österreichische Krebshilfe


MAI 2016<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

Das gemeinsame ESSEN<br />

und seine Bedeutung für die Familie<br />

Die Familienmahlzeit ist ein Ort der Kultivierung<br />

der Gemeinschaft und des Essens. Familienmitglieder<br />

kommen aus den verschiedenen<br />

Lebensbereichen zum Essen, tauschen sich<br />

untereinander aus und finden, wenn es gut<br />

läuft, immer wieder neu zusammen. Die durch<br />

das Essen produzierten Hormone können<br />

positive Gefühle schaffen, die sich nicht nur<br />

auf Geschmackserfahrung, sondern auch auf<br />

Beziehungen übertragen (DRWS 2013).<br />

Die Studie von Bartsch zur Jugendesskultur<br />

(2011) zeigt, dass Jugendliche sich auch dann<br />

noch zu einem gemeinsamen Mahl dazusetzen,<br />

wenn sie bereits satt sind. Sie suchen<br />

das Zusammensein und die Kommunikation.<br />

Wie kommt der Mensch auf den Geschmack?<br />

„Wir essen nicht, was wir mögen, sondern wir<br />

mögen, was wir essen.“ Diese Aussage des<br />

Ernährungspsychologen Pudel (2002) kennzeichnet<br />

die Grundlage des Essenlernens. Von<br />

Natur aus mögen Menschen (von Geburt an)<br />

den süßen Geschmack und den von Fleisch<br />

und Fett. An salzig und sauer gewöhnen sie<br />

sich, bitter wird als „Geschmack des Giftes“<br />

zunächst abgelehnt. Kinder lernen, ihn zu<br />

akzeptieren. Dies erfordert bei Gemüse, das<br />

Bitterstoffe beinhaltet, oft mehr Geduld, weil<br />

für den Verzehr von Gemüse meist weit<br />

weniger Motivation gegeben ist als für süße<br />

Limonaden.<br />

Essen lernt man durch essen: Schon im<br />

Mutterleib und später beim Stillen<br />

gewöhnen sich Kinder an den Geschmack<br />

des Essens, das die Mutter zu sich nimmt.<br />

Mütter können damit Kinder schon auf bestimmte<br />

Geschmacksarten (Süße) und Aromen<br />

(Fisch, Knoblauch) konditionieren. Kleinkinder<br />

lernen nach der Stillphase Schritt für Schritt<br />

diese und weitere Geschmäcker durch die<br />

Speisen kennen, die ihnen angeboten werden.<br />

Es ist sehr wichtig, dass Kinder weitere Geschmäcker<br />

akzeptieren. Dieses Erziehungsziel<br />

sollte besonders gefördert werden, da eine<br />

gesunde und vielseitige Ernährung somit<br />

wahrscheinlicher ist (DRWS 2013; Methfessel<br />

et al. 2016).<br />

Daher ist es problematisch, wenn Eltern<br />

sich zunehmend freiwillig auf einige<br />

wenige Grundgerichte wie z.B. Pizza,<br />

Pasta, Pommes (das „PiPaPo-Prinzip“)<br />

beschränken. Sie geben den Kindern häufig<br />

nach, um Konflikte zu vermeiden.<br />

Esskultur und Familienkultur<br />

Esskultur ist immer Teil einer Familienkultur.<br />

Hier bilden sich verschiedene Formen des<br />

Umgangs und des Zusammenlebens:<br />

• Kultur der Sorge: Die Versorgung mit Nahrung<br />

ist eingebettet in eine Fürsorge füreinander<br />

und für die Kinder. Die Erfahrung des<br />

„Umsorgtseins“ gibt Kindern Sicherheit.<br />

• Körperkulturen: Mit Esskulturen sind oft<br />

Körperkulturen verbunden. Heute sind für<br />

viele Personen „Schlankheit und Fitness“ zentrale<br />

Ziele. Diese Ziele werden aber nicht (nur)<br />

mit Bewegung und gesundheitsförderlichem<br />

Essen angestrebt, sondern meist durch ein<br />

„kontrolliertes Essverhalten“, bei dem die<br />

körperlichen Signale nicht mehr beachtet<br />

werden, und durch Diäten:<br />

Eine Diät (gemeinsam mit der Mutter)<br />

wird für manche Mädchen inzwischen<br />

zum Initiationsritual, um „Frau zu<br />

werden“, obwohl es diese Diät nicht<br />

benötigt. Kinder sollten nicht einen<br />

verbissenen Kampf gegen den Körper,<br />

sondern ein fröhliches Leben mit<br />

dem Körper erleben und lernen<br />

(Methfessel et al. 2016).<br />

• Strukturen und Rituale der Gemeinschaft:<br />

Rhythmen, Regeln und Rituale helfen Kindern,<br />

sich in das Leben der sozialen Gruppen einzufügen,<br />

sich darin zurechtzufinden und angemessen<br />

zu verhalten, auch im Hinblick auf das<br />

Essverhalten.<br />

• Kultur der gegenseitigen Achtung statt<br />

falsch verstandener Selbstbestimmung: Essen<br />

liegt meist noch weitgehend in den Händen<br />

der Frauen. Leider ist damit auch verbunden,<br />

dass die Bemühungen vieler Frauen um eine<br />

1-3-3 Kinderpolizei<br />

Erfolgreiche Auftaktveranstaltung<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

(in ihrem jeweiligen Verständnis) „gute“ Ernährung<br />

nicht angemessen gewürdigt werden.<br />

Wenn nicht das Lieblingsgericht zubereitet<br />

wird, folgt „Gemecker“ oder eine Selbstversorgung<br />

aus dem Kühlschrank. Regeln<br />

wie „über Essen darf geredet, aber nicht<br />

gemeckert werden“ und „Kühl- und Gefrierschrank<br />

sind vor den Mahlzeiten und für Kinder<br />

tabu“ (weil eine Selbstbedienung daraus<br />

das Essen bei Familien-Mahlzeiten untergräbt)<br />

sind wichtige Voraussetzungen, auch für<br />

die Achtung der Arbeit mit den Mahlzeiten.<br />

Zur Achtung gehört andererseits selbstverständlich<br />

auch, dass Aversionen und<br />

Abneigungen respektiert werden.<br />

• Kultur des gemeinsamen sinnlichen Genusses<br />

und einer „angenehmen“ Kommunikation:<br />

Wo nicht nur eilig das Essen heruntergeschlungen<br />

wird (was auch zum Alltag gehört),<br />

sondern gemeinsam gesessen, gegessen<br />

und geredet wird, da können sowohl Genuss<br />

als auch Kommunikation Raum finden.<br />

Streit beim Essen, Kommentare zu den<br />

Schulleistungen oder andere, die<br />

beteiligten Personen bedrückende<br />

Themen können das Essen verleiden –<br />

nicht nur aktuell, sondern auch langfristig.<br />

Kinder aus Familien, bei denen am Tisch<br />

regelmäßig gestritten wird, können nicht<br />

nur den Spaß an einzelnen Gerichten,<br />

sondern am Essen überhaupt verlieren.<br />

Ein Problem der heutigen Ernährung liegt im<br />

allgegenwärtigen Zugriff auf weniger empfehlenswerte<br />

Lebensmittel, die viel Zucker, Fett,<br />

Aromen und Geschmacksverstärker enthalten.<br />

Letztere haben Kinder gegebenenfalls schon<br />

durch die Ernährung der Mutter in der<br />

Schwangerschaft kennen und lieben gelernt.<br />

Solange nur gesundheitsförderliche Nahrungsmittel<br />

und Speisen zur Verfügung stehen und<br />

Kinder selbstverständlich und nebenbei lernen,<br />

dass diese „gutes und genießbares Essen“<br />

sind, kann man Kindern die Wahl der Nahrungsmittel<br />

weitgehend frei überlassen. Dann<br />

regulieren Hunger und die jeweilige körperliche<br />

Entwicklung die Wahl.<br />

Welche Bedeutung hat die familiale Esskultur?<br />

Worauf ist zu achten?<br />

Da der Mensch zunächst meist einen vertrauten,<br />

Sicherheit gebenden Geschmack bevorzugt,<br />

ist es nicht verwunderlich, wenn Kinder<br />

zum Vertrauten greifen. Bei Kleinkindern bis<br />

FamilyApp<br />

KINDER - 12<br />

zum dritten oder vierten Lebensjahr sind<br />

Phasen der Gewöhnung durch Wunsch nach<br />

Wiederholung normal. Allmählich sollte ein<br />

Geschmack (Gericht) nach dem anderen eingeführt<br />

und erst einmal vertraut werden,<br />

Neues sollte sich mit Bekanntem abwechseln.<br />

Nicht von allen Kindern kann erwartet werden,<br />

dass sie von sich aus ihr Geschmacksspektrum<br />

erweitern. Einige tun dies durchaus, vor allem,<br />

wenn sie das Essen der Eltern haben wollen.<br />

Andere benötigen deren Impulse.<br />

In früheren, weniger reichen und liberalen<br />

Zeiten entstand daraus seltener ein Problem:<br />

Gegessen wurde, was auf den Tisch kam (und<br />

auch nicht immer, zumindest nicht von Beginn<br />

an, mit Begeisterung), und der Hunger, die<br />

unhinterfragten Tischregeln und/oder die<br />

Strenge der Eltern unterbanden heute übliche<br />

Widerstände.<br />

Heutzutage gibt es weniger Hunger und<br />

eine liberalere Erziehung. Die Besorgnis<br />

der Eltern führt sogar dazu, dass die<br />

Kinder den Esstisch als einen Platz<br />

entdecken, an dem sie die Mutter bzw.<br />

die Eltern manipulieren können.<br />

(Zu) Häufig gilt, dass nicht die Kinder<br />

dankbar sind, wenn sie etwas zu essen<br />

bekommen, sondern die Eltern, wenn<br />

die Kinder das Angebotene essen.<br />

Dies führt zu einem Teufelskreis von Interaktionen,<br />

die dem Essen einen „verrückten“<br />

Platz geben, irgendwo zwischen Machtkampf,<br />

Therapie und Resignation.<br />

Der „Familientisch“ ist ein Mikrokosmos. Es<br />

lohnt sich, ihn als Bildungs-, Genuss- und Gemeinschaftsort<br />

zu erhalten und zu gestalten<br />

(Methfessel 2011).<br />

Dieser Text wurde mit Genehmigung der Redaktion von „beziehungsweise“<br />

und der Autorin publiziert. Er ist eine Kurzfassung des Beitrags<br />

aus dem Familienhandbuch:<br />

Methfessel, B. (2016). Esskultur und familiale Alltagskultur. Beitrag<br />

zum Online-Familienhandbuch des Staatsinstituts für Frühpädagogik.<br />

http://www.familienhandbuch.de/gesundheit/ernaehrungkindheit/esskulturundfamilialealltagskultur.php.<br />

Die Literatur finden Sie bei der Langfassung im Familienhandbuch<br />

Ferienbetreuungsangebote für den Sommer 2016<br />

OTS- Kinderschutz hat bei der<br />

Wiener Polizei einen hohen<br />

Stellenwert. Daher ließ es<br />

sich der Landespolizeipräsident<br />

Dr. Gerhard Pürstl<br />

nicht nehmen, persönlich<br />

die Auftaktveranstaltung<br />

des Präventionsprojektes<br />

„Kinderpolizei“ im Verkehrsgarten<br />

Prater zu eröffnen.<br />

Neben zahlreichen Programmschwerpunkten,<br />

wie<br />

etwa einer Maskottchen-Parade,<br />

einer Geräteschau der<br />

WEGA oder einer Vorführung der Polizeidiensthundeeinheit,<br />

sorgten der beliebte<br />

Moderator und Kinderpolizeilandespräsident<br />

von Wien Robert Steiner sowie Polizeibär<br />

„Tommy“ für ausgelassene Unterhaltung.<br />

Die bereits ausgebildeten bzw. die zukünftigen<br />

Kinderpolizistinnen und Kinderpolizisten<br />

konnten unter anderem bei einem Fahrrad-<br />

Wettbewerb ihre Geschicklichkeit sowie ihr<br />

Wissen im Straßenverkehr unter Beweis stellen.<br />

Die Preise wurden den stolzen Gewinnern<br />

im Zuge einer feierlichen Siegerehrung<br />

überreicht. Die zahlreichen Besucher unterstützten<br />

Toni Knittel lautstark bei der Präsentation<br />

des Kinderhits „1-3-3 Kinderpolizei“.<br />

Und so fand der Kinderpolizei-Saisonauftakt<br />

neben Blaulicht, Folgetonhorn<br />

und Sonnenschein einen schönen Ausklang.<br />

© LPD/ Wien<br />

Auch heuer wieder unterstützt die FamilyApp<br />

Eltern bei der Suche nach passenden Betreuungsmöglichkeiten<br />

für ihre Kinder in den Ferien.<br />

Mit dem Handy kann man ganz einfach die<br />

verschiedenen Angebote durchstöbern und aus<br />

den unterschiedlichsten Betreuungsprojekten<br />

wählen. In diesem Jahr sind bereits über 400<br />

Angebote für die Sommerferien online. „Auf<br />

der FamilyApp finden Eltern seit vergangenem<br />

Jahr nicht nur Betreuungsangebote für die<br />

Sommerferien, sondern für Ferienzeiten über<br />

das ganze Jahr hinweg“, erklärt Familienministerin<br />

Sophie Karmasin. Die Projekte<br />

können von den Anbietern kostenlos auf der<br />

Plattform www.familieundberuf.at eingetragen<br />

werden.<br />

Die Betreuungsangebote reichen von tage- als<br />

auch wochenweiser Betreuung mit und<br />

ohne Übernachtung oder Verpflegung und für<br />

jedes Budget. Auch die Arten der angebotenen<br />

Beschäftigungsformen sind vielfältig: Nicht nur<br />

Sport-, Kreativ- und Abenteuercamps stehen<br />

zur Auswahl, auch Lern-, Musik- und Science-<br />

Camps werden angeboten. Je nach zeitlichem<br />

Bedarf der Eltern und den Wünschen des Kindes<br />

kann so eine passende Betreuungslösung<br />

gefunden werden.<br />

Die FamilyApp kann über den jeweiligen App-<br />

Store kostenlos herunterladen werden.<br />

(OTS)<br />

© sillilein74/pixelio.de


13 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

MAYIS 2016<br />

Ulusal Egemenlik ve Çocuk<br />

Bayramı Coşkuyla Kutlandı<br />

23 Nisan Ulusal Egemenlik<br />

ve Çocuk Bayramı, Avusturya’da<br />

düzenlenen değişik<br />

etkinliklerle kutlandı.<br />

VİYANA:<br />

Viyana Başkonsolosluğu ve<br />

Avusturya-Türkiye Öğretmenler<br />

Derneği'nin birlikte<br />

düzenlediği 23 Nisan kutlama<br />

programında öğrenci,<br />

öğretmen ve veliler biraraya<br />

geldiler. 500’e yakın<br />

kişinin ve 17 ilkokulun birer<br />

sınıfla katıldığı bayram, coşkuyla<br />

kutlandı.<br />

VORARLBERG:<br />

Bregenz Başkonsolosu<br />

Cemal Erbay ve eşi, Koblach<br />

Atatürkçü Düşünce Derneği'nin<br />

düzenlediği 23 Nisan<br />

Ulusal Egemenlik ve Çocuk<br />

Bayramı kutlama etkinliğine<br />

ve Höchst V.S. Kirchdorf'ta<br />

Türkçe öğretmeni<br />

Mustafa Ateş'in düzenlediği<br />

programa katılarak 23 Nisan'ın<br />

tarihsel anlam ve<br />

önemine ilişkin konuşmalar<br />

yapmıştır. Başkonsolos<br />

Erbay, özellikle Dernek Başkanı<br />

Haydar Ahi ve Türkçe<br />

öğretmeni Mustafa Ateş’e<br />

güzel etkinlikler dolayısıyla<br />

teşekkür etti.<br />

Ayrıca BASİS Kadın ve Aile<br />

Derneği’nin düzenlediği<br />

"Uluslararası Çocuk Şenliği"<br />

etkinliği de, Dornbirn<br />

İnatura Doğa Tarihi Müzesi'nde<br />

gerçekleştirildi.<br />

Başkonsolos Cemal Erbay<br />

Salzburg Başkonsolosu Gürsel Evren ve beraberindeki çocuk grubundan, Eyalet Meclis Başkanı Brigitta Pallauf’a ziyaret<br />

buradaki konuşmasında,<br />

geleceğimizin garantisi olan<br />

çocuklarımıza sevgi, şefkat,<br />

hoşgörü, düşünce ve vicdan<br />

özgürlüğü, insan haklarına<br />

saygı ve bir arada yaşama<br />

kültürü gibi evrensel değerleri<br />

aşılamamız gerektiğini<br />

vurguladı.<br />

SALZBURG:<br />

Etkinlikler kapsamında, bir<br />

çocuk grubu Salzburg Başkonsolosu<br />

Gürsel Evren’i<br />

Makamında ziyaret etti.<br />

Aralarında bir Türk öğrencinin<br />

de bulunduğu değişik<br />

ülkelerle birlikte Avusturyalılardan<br />

oluşan çocuk grubuna<br />

23 Nisan Ulusal<br />

Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın<br />

anlam ve önemini<br />

belirten bilgiler verildikten<br />

sonra Başkonsolos Evren<br />

bir Türk çocuğuna Başkonsolosluk<br />

Makamını bırakarak,<br />

Başkonsolos olarak<br />

beklentilerini almıştır. Tören<br />

sonrasında çocuklara<br />

Başkonsolos Evren tarafından<br />

hediyeler verilmiştir.<br />

Geçen yıl olduğu gibi bu<br />

yıl da Başkonsolos Evren<br />

çocuk grubu ile birlikte<br />

geleneksel hale gelen Salzburg<br />

Eyalet makamlarına ziyaretini<br />

sürdürmüştür. Bu<br />

bağlamda Salzburg Eyaleti<br />

Meclis Başkanı Brigitta Pallauf’u<br />

çocuk grubu makamında<br />

ziyaret etmiştir.<br />

Salzburg Eyalet Meclis Başkanı<br />

Pallauf kendisini ziyaret<br />

eden çocuk grubundan<br />

dolayı memnuniyetini ifade<br />

etmiş, Eyalet Parlamentosunun<br />

çalışmaları hakkında<br />

bilgiler sunmuş ve aynı gün<br />

ziyaret edilen Parlamento<br />

Genel Kurul salonundaki<br />

makamını yabancı bir öğrenciye<br />

devretmiştir.<br />

Etkinlikler 30 Nisan tarihinde<br />

Salzburg Belediyesinden<br />

ücretsiz olarak temin<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

edilen Tribune Lehen Konferans<br />

Salonunda bir çocuk<br />

şenliği şeklinde devam etmiştir.<br />

Şenliğe katılan çocuklar,<br />

Salzburg’daki Türkçe<br />

öğretmenlerinin hazırladıkları<br />

program çerçevesinde<br />

şiir, halk oyunları ve çocuk<br />

şarkılarından oluşan gösteriler<br />

sergilemişlerdir. Etkinliğe<br />

büyük ilgi gösterilmiş<br />

ve çoğu çocuk ve veliler<br />

olmak üzere 400’ün üzerinde<br />

katılım sağlanmıştır.<br />

Gelen talepler ışığında, bir<br />

sonraki 23 Nisan Ulusal<br />

Egemenlik ve Çocuk Bayramının<br />

ve diğer milli kutlamaların<br />

daha geniş mekânlarda<br />

düzenlenmesini teminen,<br />

Salzburg’da faaliyet<br />

gösteren tüm Türk STK'ların<br />

da katılacağı bir "etkinlik<br />

komitesi"nin oluşturulması<br />

öngörülmektedir.<br />

I<br />

E<br />

C H<br />

ÖIF-„Integrationsbarometer“: Österreicher/innen sehen<br />

Integrationsherausforderungen kritisch<br />

Avusturyalılara Göre Entegrasyon<br />

Çok Uzun ve Dikenli Bir Yol...<br />

Avusturya Entegrasyon Fonu’nun<br />

(ÖIF) Peter Hajek’e<br />

yaptırdığı anket, Entegrasyon<br />

Göstergesi (Integraonsbarometer)<br />

adıyla yayımlandı.<br />

Kasım 2015 ve Nisan 2016’da<br />

1000 Avusturyalıya, telefon ve<br />

internet yoluyla yapılan bu<br />

ankette göçmen kökenli olan<br />

ve olmayan, Müslüman ve<br />

gayri Müslüm kişilerle birlikte<br />

yaşamayı nasıl değerlendirdikleri<br />

soruldu. Anketin ilginç sonuçları<br />

şöyle:<br />

-% 51 göçmen kökenli olan ya<br />

da olmayan kişilerle birlikte yaşamı<br />

çok iyi ya da iyi bulurken,<br />

% 56 Müslüman ve gayri Müslüm<br />

arasındaki ilişkiye eleştirel<br />

bakıyor ve birlikte yaşamın<br />

kötü gittiğini söylüyor.<br />

-Mültecilerin entegrasyonu konusuyla<br />

ilgili olarak şu alanlarda<br />

büyük problemler<br />

görülüyor: Bazı Müslüman<br />

mültecilerin kadınlara karşı<br />

şiddet potansiyeli taşımaları<br />

(% 51), mültecilere işin güç bulunması<br />

(% 50), mültecilerin<br />

Avusturya sosyal sistemine yük<br />

olması (% 49), dini fanatizm ve<br />

terör tehlikesi (% 48).<br />

-% 70 gibi büyük bir kesim<br />

Avusturya sosyal sistemi ve işgücü<br />

piyasasına mülteciler<br />

ama aynı zamanda Doğu Avrupadan<br />

gelenlerin büyük yük<br />

olduğunu düşünüyor.<br />

- % 71 mülteci ve göçmenlere<br />

verilen sosyal yardımların zorunlu<br />

Almanca ve değerler<br />

kurslarının yapılması şartıyla<br />

verilmesini savunuyor.<br />

Entegrasyon Bakanı Sebastian<br />

Kurz anket hakkında şunları<br />

söyledi: ‘‘Anket sonuçları entegrasyondaki<br />

çalışmalarımızı<br />

doğruluyor. Mültecilerin dilsel,<br />

mesleki ve toplumsal entegrasyonunu<br />

sağlamak için şimdiye<br />

kadar sunulmamış araç<br />

ve hizmeti sunuyoruz. Mültecilerden<br />

de beklentimiz hizmetlerimizi<br />

sorumlu bir şekilde değerlendirmeleridir,<br />

kim bizimle<br />

işbirliği yapmazsa ödeneklerinin<br />

kesileceğini bilmeli.’’<br />

ÖIF İşletme Müdürü Franz<br />

Wolf, halkın büyük kesiminin<br />

Almanca ve değerler kurslarının<br />

mülteciler için zorunlu<br />

olmasını doğru bulduğunu belirterek,<br />

bu kurslarda birlikte<br />

yaşamın temel değerleri olan<br />

demokrasi, fikir özgürlüğü ve<br />

eşitlik gibi konuların öğretildiğini<br />

vurguladı.<br />

Gelecekte bu entegrasyon göstergesinin<br />

düzenli olarak uyum<br />

konularıyla ilgili halkın nabzını<br />

tutması ve bununla kesin verilerin<br />

yayınlanması isteniyor.<br />

Anketin tamamı<br />

www.integrationsfonds.at<br />

internet adresinde...


MAYIS 2016<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 14<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Uluslararası dolaşım ücretleri düşürüldü,<br />

Haziran 2017’de tamamen kalkacak...<br />

AB'de roaming<br />

ücreti azaldı<br />

Avrupa Parlamentosu’ndan (AP) iyi<br />

haber. Yurtdışı telefon kullanımında<br />

yüksek maliyete son vermek üzere toplanan<br />

AP üyeleri, Mayıs ayı başından itibaren<br />

uluslararası dolaşım (roaming)<br />

ücretlerinin düşürülmesine ve Haziran<br />

2017'den itibaren de tamamen<br />

kaldırmasına karar verdi.<br />

Hayata geçen uygulamanın ilk bölümüne<br />

göre artık bireyler, yurtdışına çıktıklarında<br />

yaptıkları aramalarda dakika<br />

ücretine normal yurtiçi tarifeye ek olarak<br />

19 cent yerine sadece 5 cent, mesajlar<br />

(SMS) için 2 cent ve internet<br />

kullanımında ise 1 MB’de en çok 5 cent<br />

fazla ücret ödeyecekler.<br />

Haziran 2017’de ise dolaşım ücretleri<br />

yürürlükten kaldırılacak ve kullanıcılar<br />

ülke dışında herhangi bir ek ücret ödemeden<br />

mevcut operatör tarifesi üzerinden<br />

arama, mesajlaşma ve internet<br />

kullanımına devam edebilecekler.<br />

Yeni düzenleme ile yurtdışına çıkan bireyler,<br />

yüksek fatura korkusu ve stresi<br />

yaşamaktan da kurtulmuş oldular.<br />

AK Başkanı Rudi Kaske Uyarıyor:<br />

‘’Ruhsal Hastalıklarda çok<br />

büyük bir artış var’’<br />

Avusturya genelinde 'Psikolojik Sorunlar'<br />

1994’de 1 milyon kişinin hastalık izni almasına<br />

neden olurken, bu sayı 2014’te<br />

3.6 milyon kişiye yükseldi. Psikolojik rahatsızlıklar<br />

aynı zamanda erken emekliliğin<br />

en önde gelen sebeplerinden biri.<br />

Bu soruna dikkat çekmek isteyen Avusturya<br />

İşçi Odası Başkanı Rudi Kaske, Viyana’da<br />

bir basın toplantısı düzenleyerek<br />

şunları söyledi:<br />

''Genelde hastalık izni günlerinde bir<br />

azalma görülürken, psikolojik hastalık<br />

veya rahatsızlıklar nedeniyle alınan hastalık<br />

izinlerinde çok büyük artış kaydedilmiştir.<br />

1994-2014 arası artış %340 olmuş<br />

ve bu durum beraberinde, on yılda yıllık<br />

3.3 milyar euro ekonomik yük getirmiştir.<br />

Bu önemli konuya derinden temas<br />

etmeli ve artışı frenlemeliyiz. Bunun<br />

için başta işveren, bakım sorumluluğunu<br />

Ömer Erkan<br />

omererkan92@hotmail.com<br />

Yani Demem O Ki...<br />

Ben bir hayalciyim, hayalperestim.<br />

Doğuştan bazı yetenekler<br />

verir Allah yarattıklarına. Kimimiz<br />

harika resimler çizeriz, kimimizin<br />

sesi muhteşemdir, kimimiz kalemi<br />

konuştururuz. Herkesin nevi<br />

şahsına münhasır özellikleri<br />

vardır. Benimki de hayal<br />

kurmaktır. Bazen bundan başka<br />

hiçbir şeye yaramadığımı da<br />

düşünmüşlüğüm vardır, ne yalan<br />

söyleyeyim.<br />

Çocukluğuma gitmeyi, geçmişe<br />

yolculuğu severim. Pek de uzun<br />

sürmez zaten, hemen ışınlanırım<br />

eskilere. Gözlerimi de kapatmama<br />

gerek kalmaz üstelik.<br />

Yaptığım seyahatler kimi zaman<br />

yorucu olsa da tadından yenmez.<br />

Aklıma düşmeyegörsün bir anı,<br />

dalar giderim...<br />

Annemin yatak odasındaki iki<br />

kapaklı dolabının sağ alt<br />

köşesinde duruyor babaannemin<br />

overlok makinesi. Üst kısmında<br />

yerine getirmelidir. İşyerlerine cezalar<br />

olmazsa alınan tedbirler de sonuçsuz<br />

kalmaya mahkûmdur. Çünkü işveren,<br />

çalışanı ‘hasta’ olmadan gerekli tedbirleri<br />

almak zorundadır.''<br />

AK’nın işyeri hekimleri, işyeri psikologları<br />

ve güvenlik birimi üzerine yaptırdığı bir<br />

araştırma sonucuna göre bu kişilerin çalışmalarını<br />

anlamlı ve tatmin edici buldukları<br />

ortaya çıktı. Buna karşılık AK’nın<br />

bu gruplarla ilgili uygulanması gereken<br />

bazı istekleri oldu; İlki her çalışan için öngörülen<br />

korunma zamanının arttırılması,<br />

bunun haricinde işyeri psikologlarının işyeri<br />

hekimleri ve güvenlik birimiyle birlikte<br />

eşit düzeyde koruyucu uzman grubu<br />

olarak tanınmasının kanunlaştırılması ve<br />

bu üç grubunda disiplinler arası sıkı bir<br />

işbirliğiyle daha iyi eğitilmesi ve yetiştirilmesi<br />

beklenmektedir.<br />

Uzmanlar bazı bireylerin<br />

gece çalışmasının sakıncalı<br />

olduğu uyarısı yaptılar<br />

Gece Vardiyası<br />

Kalp Sağlığını<br />

Bozuyor<br />

Gece vardiyası ya da gece işinde çalışanların<br />

daha çok hasta oldukları on yıllardır<br />

bilinen bir gerçek. 240 bin Amerikalı<br />

hemşirenin bilgilerini içeren yeni bir araştırma<br />

bunu destekliyor. Araştırmaya<br />

göre, 10 yıldan fazla düzensiz olarak gündüz<br />

ve gece vardiyalarında çalışanların<br />

diğer normal gündüz işlerinde çalışanlara<br />

göre koroner arter kaynaklı bir hastalığa<br />

yakalanma riskleri %18 daha fazla.<br />

Araştırma Viyana Tıp Fakültesi Epidemiyoloji<br />

bölümünden Eva Schernhammer<br />

ve Harvard Üniversitesinden Celine Vetter<br />

imzasıyla Amerikanın önemli tıp dergilerinden<br />

olan JAMA’da yayınlandı.<br />

Şimdiye kadar yapılan araştırmalar vardiya<br />

çalışanlarının meme ve bağırsak kanserleri<br />

nedeniyle büyük bir risk altında<br />

olduğunu da gösterdi. Bu nedenle<br />

Schernhammer, çalışma planı yapılırken<br />

çalışanların hangi vardiyaya daha uygun<br />

olduğuna dikkat edilmesini tavsiye ediyor.<br />

Diğer taraftan kadınların gündüz<br />

işine dönmeleri ya da emekli olmasıyla<br />

kalp, damar hastalıkları riskinin azalması<br />

en azından sevindirici bir haber.<br />

birbirinde farklı dört adet ip var.<br />

Sırayla dizilmiş beklemekteler.<br />

Her biri biribirini takip edip çeşitli<br />

dönemeçlerden geçmekteler. Kıvrımları<br />

takip ettikçe yolun sonunda<br />

birleşeceklerinden habersizler.<br />

Yeşil, mavi, kırmızı, siyah...<br />

Odadaki halının üstüne yatıp<br />

etrafı incelerken gözüme<br />

takılan bu sahneyi unutamıyorum.<br />

Küçüklüğümde bir çok<br />

nesneye uzun süre aralıksız<br />

baktığımı bilirim. Dakikalarca<br />

bakıp çeşitli hayaller kurardım.<br />

Fakat tüm hayallerim aynı<br />

kapıya çıkardı. Final sahnesi<br />

daima aynı olurdu. Şaşkın<br />

bakışlarım, dalıp gidişlerim ailem<br />

tarafından farkına varılmış mıdır<br />

bilemiyorum. Fakat öyle olsaydı<br />

belki de çoktan tımarhaneye<br />

kapatmışlardı beni.<br />

Oysaki ben o hallerimden gayet<br />

memnun ve mutluydum. Küçüklüğümün<br />

belki de tek mutluluk<br />

Avusturya alarm veriyor...<br />

Çocuk ve ergen psikiyatrisinde<br />

büyük sorunlar yaşanıyor<br />

kaynağıydı hayallerim. Mutluluk,<br />

mağazaların vitrin camlarında<br />

gördüğümüz ve alamadığımız<br />

nesnedir aslında. Elde etmek<br />

istediğimiz olguyu alabilmek için<br />

zorlu yollardan geçmemiz gerekmektedir.<br />

Nesneleri aybaşında<br />

alabilirken, mutluluğa kavuşmak<br />

ömür tüketmeye bedeldir.<br />

Son günlerde olanlara bakıyorum<br />

da, durum gerçekten vahim.<br />

Hayallere yer yok bu yeni<br />

dünyada. Çocukluğuma gidemiyorum.<br />

Engel oluyor bazı şeyler.<br />

Küçükken sadece kıyametin kopacağı<br />

günü beklerdik. Şimdiyse<br />

her gün başka bir kıyamet kopmakta,<br />

her gün farklı ölüyoruz.<br />

Hayır, ne olacak bu memleketin<br />

hali demeyeceğim, merak etmeyin.<br />

Zaten huyum değildir<br />

siyasi yazılar yazmak. Fakat susmak<br />

da gelmiyor içimden.<br />

Bugün gittiğim 11. Avusturya<br />

Kitap Fuarı'ndaki kalabalığı<br />

Çocuk ve ergen psikiyatrisi<br />

ülke genelinde önemli sorunlarla<br />

karşı karşıya. Avusturya,<br />

yalnız uluslararası standartlardan<br />

değil, sağlık alanında hedeflediği<br />

kendi ulusal standardın<br />

da oldukça uzağında.<br />

Avusturya Sağlık Yapısal Planı'na<br />

(ÖSG) göre çocuk ve<br />

ergen psikiyatrisinde her 10<br />

bin kişiye bir yatak düşmesi<br />

gerekiyor, bu standardı sadece<br />

Vorarlberg gerçekleştirirken,<br />

diğer eyaletlerde<br />

ortalama bunun yarısı, Tirol<br />

ve Steiermark gibi eyaletlerde<br />

ise yarıdan da az gibi bir sonuç<br />

ortaya çıkıyor.<br />

ÖSG’ye göre Viyana’da çocuk<br />

ve ergen psikiyatri bölümünde<br />

128-208 arası yatak olması<br />

gerekiyor, oysa 56 yatak<br />

yatırılacak hastalar ve 20 yatakta<br />

günlük hastalar için<br />

mevcut. Bu yetersizlikten dolayı<br />

2015’te 191 çocuk ve<br />

ergen yetişkin bölümüne alınmak<br />

zorunda kalındı. Çocuk ve<br />

ergenlerin yetişkinler arasında<br />

tedavisi, onları çok olumsuz<br />

yönde etkiledi.<br />

Burgenland çocuk ve ergen<br />

psikiyatrisi bakımından en<br />

kötü şartlara sahip eyalet. Bu<br />

hastalara hastanede tek bir<br />

yatak bulunamadığından, hastalar<br />

tedavileri için Steiermark<br />

ya da Aşağı Avusturya’ya sevk<br />

ediliyor.<br />

Çocuk ve ergen psikiyatristlerine<br />

göre hastanelerdeki<br />

yatak ihtiyacının giderilmesi<br />

dışında sıkı bir bakım ağı da<br />

gerekli, özellikle polikliniklerdeki<br />

tedavi konusunda genç<br />

hastalar tedavilerini sürdürürlerken<br />

okul ve mesleki eğitim<br />

gibi günlük önemli faaliyetlerden<br />

de geri kalmamalılar.<br />

Çocuk ve ergen psikiyatrisi<br />

gözlemledim uzun bir süre.<br />

Gördüğüm manzara harikaydı.<br />

Kalabalıkta yürümek adeta imkânsızdı.<br />

Fakat daha sonra<br />

gözüme bir şey takıldı. Daha<br />

doğrusu bir eksikliği gözlemledim.<br />

Onca mahşer kalabalığında<br />

elinde kitap olan insan bulamadım.<br />

Belki tek tük, bir iki tane.<br />

Herkeste bir yemek yeme telaşı,<br />

bir koşturmaca... Oysa ki edebiyata,<br />

kültüre, okumaya olan<br />

açlığı önemseyen yoktu. Yine de<br />

kızamadım hiçbirine.<br />

Babaannemin, şimdi nerede olduğunu<br />

bilmediğim overlok makinesini<br />

anımsadım. Yani demem<br />

o ki; ipler en sonunda bir bütün<br />

olup kestikleri kumaşı hepbirlikte<br />

dikerek birleştiriyorlardı...<br />

alanında diğer bir sorun da<br />

hastayı yatırma bekleme süresi<br />

ve listesinin çok uzun olması.<br />

İnnsbruck çocuk ve<br />

ergen psikiyatri bölümünden<br />

yetkililer şunları söylüyor:<br />

''Çocuk bölümümüz için 25<br />

çocuk, ergen bölümü için yine<br />

25 ve yeme bozuklukları için<br />

de 15 çocuk bekleme listesinde.<br />

Bizim yatak kapasitemiz<br />

ise sadece 22. Ayrıca acil durumlar<br />

için ayrı bir yer mevcut<br />

olmadığından Tirol’de çocuk<br />

ve ergenler yetişkinler bölümüne<br />

alınmak durumunda.''<br />

Doktorlar Odasının verilerine<br />

göre muayene alanında da<br />

büyük eksiklikler var. Burgenland<br />

ve Steiermark’da bölge<br />

sağlık sigorta kurumlarının<br />

çocuk ve ergen psikiyatri muayene<br />

ücretlerini ödememesi<br />

de ayrı bir sorun olarak ortaya<br />

çıkıyor.


15 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

MAYIS 2016<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Neubeginn mit Lehre<br />

Yakup Demirbas ist 26 und hat im September einen neuen beruflichen<br />

Weg eingeschlagen. Er hat eine Lehre als Zerspanungstechniker bei<br />

der Firma Gerola Metalltechnik in Langenegg angetreten. Das AMS<br />

und die Stiftung „Schaffa im Ländle“ unterstützen ihn dabei.<br />

Yakup Demirbas hat die Handelsschule abgebrochen<br />

und einige Jahre als Zusteller gearbeitet.<br />

Dann hat er als Hilfsarbeiter bei der<br />

Firma Blum Beschläge in Höchst angefangen,<br />

wo er erstmals sein Interesse für den Werkstoff<br />

Metall entdeckt hat. Als er über einen<br />

Kollegen von der Möglichkeit erfuhr, über<br />

„Schaffa im Ländle“ eine Lehre im Metallbereich<br />

zu machen, hat ihn das sofort interessiert.<br />

Und es hat auch sofort geklappt. AMS<br />

und INTEGRA als Träger der Stiftung haben<br />

alles Nötige in die Wege geleitet. Die Lehrstelle<br />

bei Gerola war beim AMS vorgemerkt.<br />

„Am Anfang war es schon schwer, wieder<br />

ins Lernen zu kommen“, erzählt der junge<br />

Lauteracher, „in der Schule hatte ich mir<br />

ja nicht gerade leicht getan. Aber jetzt läuft<br />

es gut und ich habe ein super Zeugnis.“<br />

Das ist auch der vorbildlichen Unterstützung<br />

im Lehrbetrieb zu verdanken. „Die Lehrausbildung<br />

zum Zerspanungstechniker ist sehr<br />

anspruchsvoll“, berichtet Josef Steurer,<br />

Metalltechnik-Meister und Betreuer von<br />

Yakup Demirbas, „wir lernen mit den Lehrlingen<br />

und setzen in der Lernbegleitung dort<br />

an, wo sie ihre Defizite haben. Sind die erst<br />

einmal ausgeglichen, steht einer erfolgreichen<br />

Lehre nichts mehr im Wege.“ Wichtig<br />

ist es, Schwierigkeiten von Anfang an zu<br />

beheben, sagt er, denn das zweite Lehrjahr<br />

ist viel schwerer. „Jetzt läuft es rund“, ist<br />

Josef Steurer überzeugt, „Yakup hat sich sehr<br />

gut entwickelt.“ Überhaupt brächten ältere<br />

Lehrlinge nur Vorteile, meint er. Sie sind<br />

einfach schon reifer, vernünftiger und<br />

wissen, worauf es ankommt.<br />

Bei Gerola gibt es zwanzig Mitarbeiterinnen<br />

und Mitarbeiter, davon sind derzeit zwei in<br />

Ausbildung. Josef Steurer findet besonders<br />

die gute Kommunikation und den gegenseitigen<br />

Austausch im Betrieb wichtig. „So kann<br />

jeder von jedem lernen und profitiert von<br />

anderen Erfahrungen“, sagt er.<br />

Die Metalltechnik ist nicht nur etwas für<br />

Männer. Neben Yakup Demirbas macht ein<br />

Mädchen die Lehre in Zerspanungstechnik.<br />

„Im Metallbereich sind die Löhne sehr gut“,<br />

sagt Josef Steurer, „und es ist keine Schwerarbeit,<br />

es wird hauptsächlich an Dreh- und<br />

Fräsmaschinen gearbeitet. Wir haben jetzt<br />

eine gelernte Salerin eingestellt, die auch<br />

den Lehrabschluss in Metalltechnik anstrebt.“<br />

Yakup Demirbas macht in seinem Bekanntenkreis<br />

eifrig Werbung für eine Lehrausbildung,<br />

fühlt sich wohl an seinem neuen<br />

Arbeitsplatz und ist froh, dass es „Schaffa im<br />

Ländle“ gibt – mit einer Lehrlingsentschädigung<br />

wäre er<br />

finanziell wohl nicht über die<br />

Runden gekommen.<br />

Info<br />

„Schaffa im Ländle“ eröffnet jungen<br />

Menschen zwischen 19 und 30 Jahren,<br />

die keine über den Pflichtschulabschluss<br />

hinausreichende Ausbildung<br />

haben, eine neue berufliche Perspektive<br />

und verhilft Unternehmen mit<br />

Bedarf an Fachkräften zu neuen<br />

Mitarbeiterinnen und Mitarbeitern.<br />

Die Stiftung wird von INTEGRA durchgeführt<br />

und vom Land und AMS<br />

Vorarlberg mitfinanziert.<br />

Savunma Bakanı Hans Peter Doskozil:<br />

"Orduda kadın oranının<br />

artması en büyük arzum"<br />

Viyana (OTS)- Savunma Bakanı<br />

Hans Peter Doskozil geçtiğimiz<br />

günlerde kutlanan ‘Kızlar Günü’<br />

dolayısıyla Viyana’daki Maria-<br />

Theresien Kışlasını ziyaret etti.<br />

Burada bayan askerlerle sohbet<br />

etti, onların kışladaki günlük<br />

hayatlarıyla ilgili bilgi aldı. Bakan<br />

Doskozil: ‘‘Ordumuzdaki kadın<br />

askerlerin profesyonelliği çok<br />

etkileyici. Avusturya Ordusunda<br />

kızlar ve genç kadınların askerlik<br />

mesleğine ilgisini uyandırmak<br />

istiyoruz. Kadın oranının artması<br />

en büyük arzum.’’ dedi.<br />

Kızlar Gününde düzenlenen etkinliklerle<br />

ilgili, kız ve kadınlara<br />

zengin içerikli, askerlik mesleği<br />

hakkında bir fikir veriliyor. Bu<br />

yılki etkinliklerde de katılımcılara<br />

değişik istasyonlarda<br />

önemli sunumlar yapıldı. Atış<br />

simülatöründe atışlar yaptılar,<br />

asker köpeklerinin gösterilerini<br />

hayretle izlediler. Toplam 12<br />

bayan asker, katılımcıların sorularını<br />

cevaplamak ve onları<br />

aydınlatmak üzere istasyonlarda<br />

görev aldı. Viyana’da 600,<br />

Salzburg, Innsbruck, Villach,<br />

Amstetten, Ried ve Graz ile birlikte<br />

toplamda 1400 ziyaretçi<br />

farklı bir gün yaşadı.<br />

Kadın askerler 1 Nisan 1998’den<br />

beri orduda yer alıyor. Bu tarihten<br />

bugüne, askeri pilottan panzer<br />

sürücülüğüne her alanda<br />

etkinler, erkek meslektaşları ile<br />

aynı kariyer imkânlarına sahipler<br />

ve aynı iş için aynı ücreti<br />

alıyorlar. Savunma Bakanlığında<br />

şu anda çalışan 2.530 kadın personelden<br />

393’ü asker. Ordu,<br />

sporu ve sporcuyu destek kapsamında<br />

84 bayan yarışma sporcusuna<br />

milli ve uluslararası<br />

yarışmalara hazırlanmaları için<br />

imkân sunmakta.<br />

Kadın Bakanı Gabriele Heinisch-<br />

Hosek’den Doskozil’e Destek<br />

Kadın Bakanı Heinisch-Hosek<br />

© Bundesheer / Peter Lechner<br />

kadınların alışılmışın dışındaki<br />

meslekleri de yapmalarını arzuluyor.<br />

Bu nedenle savunma bakanını<br />

destekliyor, ancak orduya<br />

giriş testindeki performans<br />

limitlerinin bir engel oluşturduğunu<br />

düşünüyor. Performans<br />

limitlerine ulaşılması için sürenin<br />

arttırılması düşünülüyor, bununla<br />

kadın oranının şu andaki<br />

%2.6’dan %10’a çıkarılması<br />

hedefleniyor. Performansta istenilenler<br />

ise aynı kalacak. Bakan<br />

Heinisch-Hosek bu fikri olumlu<br />

buluyor ve son olarak içeriği<br />

zengin askerlik mesleğinin daha<br />

çok kadın tarafından tercih edilmesi<br />

arzusunu yineliyor.<br />

ÇIRAKLIK EĞİTİMİ İLE YENİ BİR BAŞLANGIÇ<br />

Yakup Demirbaş 26 yaşında ve Eylül’de yeni mesleğinin yoluna koyuldu.<br />

Langenegg’deki metal teknik firması Gerola’da parça işleme teknikeri olarak<br />

çıraklık eğitimine başladı. AMS ve „Schaffa im Ländle“ onu destekledi.<br />

Josef Steurer (li.) mit Yakup Demirbas<br />

Yakup Demirbaş ticaret okulunu yarım bıraktı<br />

ve birkaç yıl dağıtıcı olarak çalıştı. Daha sonra<br />

Höchst’te Blum Beschläge firmasında yardımcı<br />

işçi olarak işe başladı. Bu sırada metale olan ilgisini<br />

keşfetti. Bir iş arkadaşı sayesinde „Schaffa<br />

im Ländle“ üzerinden metal alanında çıraklık<br />

eğitimi yapabilmenin mümkün olduğunu<br />

öğrendiğinde bu onun ilgisini çekti. Bu da<br />

hemen gerçekleşti. AMS ve INTEGRA vakfın<br />

destekçileri olarak bütün herşeyi hazırladılar.<br />

Gerola’daki bu eğitim AMS’de kayıt edilmişti.<br />

‘‘Tekrar öğrenmeye dönmek başta zor oldu.<br />

Okuldayken de kolay gelmemişti. Şimdi ise iyi<br />

gidiyor ve süper bir karnem var.’’ diye anlattı<br />

genç Lauterachlı.<br />

Bunu eğitimdeki örnek desteğe de borçluyuz.<br />

Metal teknik ustası ve Yakup Demirbaş’ın<br />

danışmanı Josef Steurer: ‘‘Parça işleme teknisyeni<br />

eğitimi çok iddialı. Çıraklarla birlikte öğreniyoruz.<br />

Onların eksiklikleri olduğu yerde öğrenimlere<br />

eşlik etmemiz başlıyor. Kendilerini<br />

dengelediklerinde başarılı çıraklık eğitiminin<br />

önünde bir engel kalmıyor. Güçlükleri baştan<br />

kaldırmak önemli çünkü ikinci eğitim yılı daha<br />

zor.’’ Josef Steurer şimdi işlerin sorunsuz gittiğini<br />

söylüyor: ‘Yakup kendini çok geliştirdi.<br />

Üstelik eski çıraklar sadece avantajlarını getiriyor;<br />

onlar olgun, akıllı ve ne olacağını biliyor.’<br />

Gerola’da yirmi çalışan var, şu anda bunlardan<br />

ikisi eğitimde. Josef Steurer’e göre özellikle iyi<br />

bir iletişim ve işletmede karşılıklı değişim<br />

önemli. Böylelikle herkes birbirinden öğreniyor<br />

ve diğerinin tecrübelerinden yararlanıyor.<br />

Metal tekniği yalnız erkekler için değil. Yakup<br />

Demirbaş ile birlikte bir kız da parça işleme<br />

tekniği çıraklık eğitimi görüyor. Josef Steurer<br />

metal sektöründe ücretlerin çok iyi olduğunu<br />

söylüyor ve ekliyor: ‘‘Zor bir iş değil, genelde<br />

torna ve freze makinalarında çalışılıyor. Çıraklık<br />

eğitiminden sonra metal teknikte çalışmayı<br />

düşünen eğitimli bir saracı işe aldık.’’<br />

Yakup Demirbaş arkadaş çevresine heyecanla<br />

çıraklık eğitiminin reklamını yapıyor, işyerinde<br />

kendini iyi hissediyor ve „Schaffa im Ländle“<br />

olduğu için mutlu, çıraklık tazminatı olmasaydı<br />

finansal sorunların hakkından gelemeyecekti.<br />

Bilgi Kutusu<br />

„Schaffa im Ländle“ Vakfı, zorunlu eğitim dışında yeterli eğitim<br />

almamış 19 ile 30 yaş arasındaki genç insanlara yeni mesleki<br />

perspektifler sunmakta, kalifiye işgücü ihtiyaç duyan firmalara<br />

yeni çalışanlar bulmasında yardımcı olmaktadır. INTEGRA’nın<br />

gerçekleştirdiği vakfı, Vorarlberg Eyaleti ve Vorarlberg İş Piyasası<br />

Kurumu(AMS) finanse ediyor.<br />

Entgeltliche Einschaltung<br />

Integrationsministerium stockt Deutschkurse auf<br />

Uyum Bakanlığı:<br />

Almanca Kursları<br />

için daha çok<br />

yer açılacak...<br />

Avusturya Uyum Bakanlığı, Almanca<br />

kurslarında varolan açığı kapatmak<br />

için harekete geçti ve 12 milyon euro<br />

harcama ile 12 bin birey için yer açılmasına<br />

karar verdi. Bu sayının yaz<br />

aylarına kadar yeterli olacağı ve<br />

devamında bir 12 bin kişilik yer daha<br />

açılmasının planlandığı açıklandı.<br />

Bakanlık, kursların özellikle mültecilere<br />

yönelik olduğunu ve kurslara<br />

Dışişleri ve Uyum Bakanı Sebastian Kurz<br />

katılım için bekleme süresinin en fazla<br />

2-4 hafta arasında olacağını vurguladı.<br />

Uyum Bakanlığının 2016 yılı için bütçesinde<br />

yapılan 40 milyon euroluk<br />

artış, özellikle Almanca ve Değerler<br />

Kursları için kullanılacak ve 2017 yılında<br />

belirlenen 93 milyon euroluk<br />

bütçe ile, uzun vadede yapılacak<br />

çalışmalarla eksiklikler büyük oranda<br />

giderilecek.<br />

Podiumsdiskussion zu Bildungsreform: "Deine Meinung zählt"<br />

‘‘Senin fikrin önemlidir’’<br />

Vorarlberg’de 140 öğrenci, Eyalet<br />

Meclis Başkanı ve üyeleri ile ‘‘Eğitim<br />

Politikasının Geleceğini’’ tartıştı.<br />

Meclis Başkanı Harald Sonderegger,<br />

genç öğrencilerin başarılı<br />

sunumları ve önemli<br />

sorularından çok etkilendiğini<br />

belirterek, ‘‘Lütfen bu konularla<br />

ilgilenmeye devam edin.<br />

Elinizden gelen çabayı gösterin<br />

ve herzaman demokratik haklarınızı<br />

sonuna kadar arayın.<br />

Sizin sorularınız, ihtiyaçlarınız,<br />

eleştirileriniz ve fikirleriniz son derece<br />

önemlidir. Kapımız size herzaman<br />

açıktır.’’ dedi.<br />

© BMEIA / Mahmoud Ashraf<br />

© VLK/Vorarlberger Landtag, Mathias Bertsch


MAYIS 2016<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 16<br />

ANNE-BABALARA ÖNEMLİ BİLGİLER... Ebeveynler çocuklarını nasıl koruyacak?<br />

Çocuklar kendilerine kötü niyetle yaklaşan birini nasıl anlayacak?<br />

ÇOCUKLARINIZ BÜYÜK<br />

TEHLİKE ALTINDA...<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Son dönemlerde Avrupa ve Türkiye’de<br />

çocuklara karşı işlenen suçlar<br />

artış göstermekte ve medyaya<br />

yansıyan olaylar büyük yankı bulmakta.<br />

Birçok anne-baba tedirgin<br />

ve ‘Çocuklarımızı nasıl koruyacağız<br />

ve neler yapmalıyız?’ gibi sorulara<br />

cevap bulmak istiyorlar. Uzmanlar<br />

ebeveyn ve çocukların nelere dikkat<br />

etmesi gerektiği ve çocuklara<br />

özellikle hangi konuların öğretilmesi<br />

noktasında her bireyin<br />

bilmesi gereken önemli tavsiyelerde<br />

bulunuyorlar.<br />

KENDİLERİNDEN BÜYÜKLERLE<br />

SAMİMİYETE İZİN VERMEYİN<br />

Çocuklarınızın kendilerinden büyük<br />

kişilerle samimi arkadaşlık<br />

kurmasına izin vermeyin. Servis<br />

şoförü, okul görevlisi gibi kişilerle<br />

resmi diyalog dışına çıkılmamalı,<br />

samimiyet geliştirilmemeli.<br />

ONAY ALMAYI ÖĞRETİN<br />

Çocuklarınıza, tanıdığı biri de<br />

olsa sizin onayınızı almadan<br />

kimseyle gitmemesi gerektiğini<br />

öğretin.<br />

OKUL YOLU ÇOK ÖNEMLİ<br />

Eğer çocuğunuz okula yürüyürek<br />

gidip geliyorsa mutlaka okul<br />

yolunda bir güzergâh çizin ve<br />

çocuğunuzu bu güzergâhtan<br />

çıkmaması için uyarın. O güzergâhın<br />

trafik ve güvenlik durumuna<br />

dikkat edin.<br />

KENDİ NUMARANIZ ve ACİL<br />

DURUM NUMARALARI ÖNEMLİ<br />

Çocuğun acil durumlarda nereleri<br />

araması gerektiğini bilmesi<br />

lazım, mesela 133 Polis İmdat<br />

gibi. Varsa kendi telefonunu ve<br />

mutlaka anne babanın telefon<br />

numarasını ezbere bilmeli.<br />

KÜÇÜK ÇOCUKLARI<br />

PARKLARDA TEK BIRAKMAYIN<br />

Çocuklara oynarken ve yürürken<br />

yalnız olmaması gerektiği öğretilmeli.<br />

Ayırt etme yetisi çok gelişmeyen<br />

çocukları gözetimden<br />

ayırmamak gerekiyor. Maalesef<br />

aileler 4-5 yaşında çocukları<br />

parklarda tek başına bırakabiliyor.<br />

Yürürken çocukları özellikle<br />

arkada bırakmamak lazım.<br />

BAĞIRMAYI ve ÇIĞLIK<br />

ATMAYI ÖĞRETİN<br />

Çocuklara kendilerini güvende<br />

hissetmedikleri anda bağırmayı,<br />

çığlık atmayı, hatta gerektiğinde<br />

fiziksel anlamda mücadele etmeyi<br />

öğretin.<br />

HAYIR DEMEYİ BİLMELİ<br />

Çocuk, kimlerden yardım alacağını<br />

bilmeli. Hayır demeyi bilmeli.<br />

Tehlike sezdiği anda ortamdan<br />

uzaklaşması gerektiğini bilmeli.<br />

Kendisine yabancı biri dokununca<br />

gerekirse fiziksel kuvvet<br />

kullanarak itip bağırıp oradan<br />

uzaklaşması gerekiyor.<br />

ADRES ve TELEFON BİLGİSİ<br />

Çocuklar adres ve telefon bilgilerini<br />

ezberlemeli, anne ve baba izni<br />

olmadan eve kimsenin girmemesi<br />

gerektiğini bilmeli.<br />

KAYBOLUNCA NE YAPMASI<br />

GEREKTİĞİNİ ANLATIN<br />

Kaybolunca neler yapabileceğine<br />

dair daha önceden antrenmanlı<br />

Bezahlte Anzeige<br />

olunmalı. Oturun konuşun mesela.<br />

Çocuklara kaybolduğu yerde<br />

ne yapması gerektiği basit bir şekilde<br />

anlatılmalı.<br />

24 SAAT BEKLEMEYİN<br />

Çocuk kaybolduğunda sakın 24<br />

saat beklemeyin. O anda bildirin.<br />

İlk 3 saat çok önemli. Aksi halde<br />

alan genişler polisin işi zorlaşıyor.<br />

ÇOCUKLARA ÖNERİLER:<br />

BÜYÜKLERE YARDIM<br />

ETMEYE ÇALIŞMA<br />

Büyüklere yardım etmeye çalışma,<br />

çünkü sen çocuksun ve yardımın<br />

dokunamaz. Örneğin bir yetişkin<br />

sana ‘Köpeğim kayboldu, gel beraber<br />

arayalım’ dediğinde sakın<br />

onunla gitme.<br />

AMS ON TOUR 2016<br />

Wir kommen wie gerufen.<br />

Mit den 7 Plus für Unternehmen kommen unsere<br />

Berater/innen auch zu Ihnen.<br />

Profitieren Sie von kompetenter Personalvermittlung, persönlicher<br />

Beratung zu Personalentwicklung, Förderungen, Online-Angeboten<br />

und vielem mehr.<br />

Infos & Anmeldung zum Betriebsbesuch unter www.ams.at/ontour<br />

AMS. Vielseitig wie das Leben.<br />

SIRLARI AİLENLE PAYLAŞ<br />

Birileri sana sır veriyorsa bunu<br />

mutlaka ailenle paylaş. Bir yere giderken<br />

başında bir yetişkin varsa<br />

bile ailene haber ver.<br />

HERKESE GÜVENME<br />

Birinin senin ailenin isimlerini bilmesi<br />

ona güveneceğin anlamına<br />

gelmez.<br />

UNIQUE/Grayling

Hurra! Ihre Datei wurde hochgeladen und ist bereit für die Veröffentlichung.

Erfolgreich gespeichert!

Leider ist etwas schief gelaufen!