Sie wollen auch ein ePaper? Erhöhen Sie die Reichweite Ihrer Titel.
YUMPU macht aus Druck-PDFs automatisch weboptimierte ePaper, die Google liebt.
© Wolfgang Zajc<br />
Wir sagenJA<br />
© BKA / Andy Wenzel<br />
zur<br />
GLEICHBERECHTIGUNG<br />
Avusturya Hükümetinde Büyük Çalkantı Devam Ediyor...<br />
Başbakan Werner Faymann istifa etti<br />
Başbakan ve Avusturya Sosyal Demokrat<br />
Partisi (SPÖ) Başkanı Werner<br />
Faymann, Cumhurbaşkanlığı ilk tur<br />
seçimde yaşanan ağır yenilgi ve<br />
mültecilere karşı takındığı sert tavır<br />
nedeniyle, parti üyeleri ve sendikalardan<br />
aldığı eleştirilerden sonra<br />
bütün görevlerinden istifa etti.<br />
‘DESTEĞİ KAYBETTİ’<br />
Başbakan Faymann, "Avusturya’nın,<br />
arkasında bütün partisinin kenetlendiği<br />
bir Başbakana ihtiyacı var.<br />
Ben bu desteği artık göremiyorum.<br />
Partimin ve Hükümetin yeni bir başlangıç<br />
yapabilmesi için başkanlık ve<br />
başbakanlıktan istifa ediyorum."<br />
SAYFA 3<br />
UNABHÄNGIGE MONATLICHE ZEITUNG FÜR WIRTSCHAFT, INTEGRATION UND BILDUNG<br />
<strong>HABER</strong><br />
VRUP<br />
A A<br />
<strong>AVRUPA</strong>’NIN AYLIK BAĞIMSIZ EKONOMİ, ENTEGRASYON VE EĞİTİM GAZETESİ<br />
SAYI: 57 MAYIS 2016 - AUSGABE: 57 MAI 2016<br />
P.b.b. Verlagsort: 6020 Innbruck 11Z038817M<br />
Retour- und Postsendungen: Mehmet Inak - Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
R<br />
E<br />
C H<br />
www.europa-journal.net<br />
I<br />
Außen- und Integrationsminister<br />
Sebastian Kurz<br />
Anerkennungs- und<br />
Bewertungsgesetz<br />
im Ministerrat<br />
beschlossen<br />
SEITE 9<br />
© Felicitas Matern / feelimage.at<br />
AŞIRI SAĞCILAR, AVUSTURYA TARİHİNDE İLK DEFA CUMHURBAŞKANLIĞI MAKAMINA BU KADAR YAKIN...<br />
TARİHİ KRİZE İZİN VERMEYİN<br />
Cumhurbaşkanlığı seçimi ilk turunda<br />
Alexander Van der Bellen<br />
ve aşırı sağcı FPÖ Partisinin<br />
adayı Norbert Hofer ilk 2 sırayı<br />
paylaşarak 22 Mayıs’ta yapılacak<br />
final seçimine kaldılar. Bu<br />
turda yüzde 50’nin üzerine<br />
çıkan aday Avusturya’nın yeni<br />
Cumhurbaşkanı olacak.<br />
BAĞIMSIZ ADAY VAN DER BELLEN<br />
Van der Bellen; tarafsız kişiliği,<br />
göçmen ve mültecileri kucaklayan<br />
açıklamaları ile, bölmek yerine<br />
birleştirmeyi, çeşitlilik ve<br />
eşitliği savunuyor.<br />
FPÖ ADAYI NORBERT HOFER<br />
Seçim politikasında ‘Yabancıları<br />
ve Müslümanları Avusturya için<br />
tehdit’ olarak gösteren Hofer,<br />
seçimi kazanacağından emin.<br />
© Grünen Tirol<br />
Milletvekilimiz Ahmet Demir’den önemli açıklamalar<br />
FPÖ’DEN İSRAİL’E ZİYARET<br />
Özgürlükler Partisi (FPÖ) Lideri<br />
Heinz Christian Strache’nin geçtiğimiz<br />
ay İsrail’e yaptığı ziyaret<br />
yerel medyanın çok ilgisini<br />
çekmezken, bu ziyaretin aşırı<br />
sağcı parti adayının Cumhurbaşkanlığı<br />
seçiminde başarısı ve<br />
gelecek genel seçimlerde<br />
FPÖ’nün olası bir şekilde hükümette<br />
yer alması halinde, aşırı<br />
sağcılar ve İsrail’in ilişkilerinin<br />
normalleşmesi için ön hazırlık<br />
olduğu yorumları yapıldı. Ayrıca<br />
son zamanlarda sadece müslüman<br />
göçmen ve mültecileri<br />
hedefe alan bu parti ve liderinin<br />
“İsrail’e, artık sizinle bir sorunumuz<br />
yok” mesajı vermiş olması<br />
ihtimaller arasında.<br />
Cumhurbaşkanlığı seçimi ilk turu<br />
öncesinde kamoyu araştırmalarında<br />
% 20´lerde olan FPÖ’nün<br />
adayı Norbert Hofer’in % 36 oy<br />
alıp seçim yarışını önde götürmesi<br />
Avusturya toplumunu çok şaşırtdı.<br />
% 68,5 katılımın olduğu seçimin ilk<br />
turu altı aday arasında geçerken,<br />
seçime yabancı uyruklu insanların<br />
gösterdiği ilgi malesef azdı. Göçmenlerin<br />
çoğunlukla olduğu yerleşim<br />
bölgelerinde katılımın % 35’e<br />
kadar düştüğü görülmüştür.<br />
FPÖ adayı Hofer ile bağımsız aday<br />
Alexander Van der Bellen ikinci tur<br />
final seçiminde yarışacaklar.<br />
İlk turda, iktidarda olan ÖVP ve<br />
HER OY BELİRLEYİCİ OLABİLİR<br />
Anketler her iki adayın da oy<br />
oranının birbirine çok yakın<br />
olduğunu gösteriyor ve seçme<br />
hakkına sahip yüzbinlerce göçmen<br />
oylarının, seçimin gidişatını<br />
belirlemesi bekleniyor.<br />
AŞIRI SAĞ’A KARŞI VERİLECEK<br />
EN ÖNEMLİ TEPKİ OYLARINIZDIR<br />
Yaşadığımız ülkede bütün göçmen<br />
ve mültecileri tehdit olarak<br />
gösteren, çocuklarımızın,<br />
gençlerimizin hatta torunlarımızın<br />
geleceğinde aşırı sağcı bir<br />
Cumhurbaşkanının belirleyici<br />
olmasını istemeyen herkesin,<br />
sorumluluğunu yerine getirip<br />
Bağımsız Aday Alexander Van<br />
der Bellen’i desteklemesi tarihi<br />
bir sorumluluktur.<br />
SPÖ gibi büyük partilere tepkili<br />
olan seçmenler, onların adaylarına<br />
oy vermedi ve ‘tepki oylarının’ FPÖ<br />
adayına gittiği apaçık görüldü.<br />
AŞIRI SAĞCI HOFER NASIL BİRİ?<br />
Norbert Hofer, aşırı sağ bir öğrenci<br />
birliğinde bulunup ırkçı, gerici ve<br />
aşırı milliyetçi bir hayata bakış<br />
açısıyla tanınıyor. Böyle birinin<br />
ikinci seçim turuna kalması çok<br />
düşündürücü.<br />
Mültecilerin Avrupaya gelmesi,<br />
yüksek sayıda işsizlik, sosyal alandaki<br />
maddi kısaltmalar, gelecek<br />
kaygısı ve iktidarın çözüm bulamadığı<br />
diğer sorunların Norbert<br />
Hofer’e oy kazandırdığı biliniyor.<br />
ÖNEMLİ SORUMLULUK<br />
SEÇİME MUTLAKA<br />
KATILALIM VE OYUMUZU<br />
ALEXANDER VAN DER<br />
BELLEN’E VERELİM!<br />
ALEV KORUN:<br />
VAN DER BELLEN FÜR<br />
BUNDESPRÄSIDENT!<br />
SEITE 6<br />
TEHLİKENİN FARKINDA MISINIZ?<br />
CUMHURBAŞKANI’NIN YETKİLERİ<br />
Cumhurbaşkanının yetki alanlarına<br />
baktığımız zaman bu seçimin ne<br />
derece mühim olduğunu belki anlayabiliriz.<br />
Bu sıradan bir seçim olmayacak.<br />
Avusturyanın gidişatını<br />
belirleyen tarihi bir seçim olacak.<br />
Cumhurbaşkanının Avusturya’da<br />
devlet anlaşmalarını yaptığını, Federal<br />
hükümetin bakanlarını ve<br />
sekreterlerini atadığını ve aynı<br />
anda onları kovma yetkisine sahip<br />
olduğunu, geçici olarak bir hükümeti<br />
kurmada yetkili olduğunu,<br />
Valilerin göreve başlamasını sağladığını,<br />
Avusturya Meclisini ve<br />
eyalet meclislerini iptal etme yetkisine<br />
sahip olduğunu, askeriyenin<br />
komutasının onda olduğunu, yargıçları<br />
atadığını, büyük devlet<br />
memurlarının atamasını yaptığını<br />
ve suçluları azad etme yetkisinin<br />
olduğunu biliyor muydunuz?<br />
GELECEĞİMİZ İÇİN OY KULLANIN!<br />
Bu sebeplerden dolayı 22 Mayıs’taki<br />
Cumhurbaşkanlığı seçimini<br />
ciddiye alalım ve oy kullanmaya gidelim.<br />
Alternatif olarak birleştirici,<br />
yapıcı ve her kesime yakınlık gösteren<br />
Alexander Van der Bellen’in<br />
aday olduğunu unutmayalım! Bu<br />
yukarıda saymış olduğum yetkileri<br />
kötüye kullanan bir Cumhurbaşkanının<br />
başa geçmesini ister misiniz?<br />
MMag. a Dr. in<br />
BEDİHA YILDIZ<br />
Sein Ziel<br />
verfolgen - ohne<br />
Wenn und Aber<br />
TEIL 2<br />
SEITE 7<br />
YASEMİN KARAGÖZ<br />
BİR YOL HİKÂYESİ<br />
SAYFA 4<br />
Die Geschichte<br />
einer Reise<br />
SEITE 4<br />
PROF. DR. MUSTAFA ÇAKIR<br />
AKADEMİSYEN GÖRÜŞÜ<br />
Eğitimin<br />
Önemi<br />
Üzerine<br />
SAYFA 2
MAYIS 2016<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 2<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Geçtiğimiz haftalarda düzenlenen bir<br />
toplantıda “Göç veren ülkeden göç<br />
alan ülkeye Türkiye” konusu işleniyordu.<br />
Ben de davetli konuşmacı olarak<br />
katıldım. Sivil toplum kuruluşları,<br />
üniversiteler ve bürokrasinin değişik<br />
kademelerinden ulusal ve uluslar<br />
arası düzeyde katılımın sağlandığı bu<br />
toplantıda mevcut durum ve geleceğe<br />
ilişkin öngörüler tartışıldı.<br />
Bu vesile ile Avusturya Türk Toplumu<br />
(A T T ) ile ilgili gözlemlerimi bilimsel<br />
verilerle sunmaya ve geleceğe ilişkin<br />
görüş ve önerilerimi tartışmaya<br />
açtım.<br />
Statistik Austria 2015 yılı verilerine<br />
göre, yaklaşık 8.577.000 nüfusa sahip<br />
olan Avusturya’da yaşayan yabancıların<br />
sayısı yaklaşık 1.146.000 kişi.<br />
Bu sayı toplam nüfusun % 13.3’üne<br />
karşılık geliyor.<br />
Ülkede Türkiye doğumlu veya Türkiye<br />
Cumhuriyeti vatandaşı olan yaklaşık<br />
114.300 kişi yaşıyor ve bu sayının<br />
büyük bir çoğunluğu Viyana’da.<br />
Doğum istatistiklerine bakıldığında<br />
Türkler ortalama 2.41 çocuk sahibi<br />
iken, Avusturyalı aileler 1.27 çocuğa<br />
sahip. Türkler ile yapılan görüşmelerde,<br />
görüşülenlerin % 70’i kendini<br />
Avusturya’ya değil; kökenlerinin olduğu<br />
ülkeye ait hissettiğini; % 76’sı<br />
evde Türkçe yayın yapan TV kanallarını,<br />
% 30’u da Almanca yayınları<br />
izlediğini söylemiş.<br />
Ülkede yaşayan Türklerin % 53’ünün<br />
ifadesine göre %24’ü Almancayı anadili<br />
düzeyinde veya çok iyi konuşuyor;<br />
% 10’u çok iyi konuşamıyor; % 1’i<br />
AKADEMİSYEN GÖRÜŞÜ<br />
ise hiç konuşamıyor. Ülkede yaşayan<br />
Türklerin % 68’inin zorunlu<br />
eğitimin üzerinde bir eğitim almadığı;<br />
% 54’ünün bir işyerinde çalıştığı ve<br />
çalışanlar içinde kadınların oranının<br />
da % 39 olduğu anlaşılıyor. Eğitim<br />
düzeyleri düşük olduğundan işsizlik<br />
oranı da % 14 gibi bir orana çıkıyor.<br />
Avusturya Federal Avrupa, Uyum ve<br />
Dışişleri Bakanlığı (Bundesministerium<br />
für Europa, Integration und<br />
Äußeres) ve iltica, göç ve uyum<br />
fonu tarafından desteklenen bu<br />
araştırmanın verilerine göre Avusturyalı<br />
Türklerin çalışma hayatıyla ilgili<br />
istatistiklerine bakıldığında, çalışanların<br />
ağırlıklı olarak 25-44 yaşları<br />
arasında olduğu görülmektedir.<br />
Çalışanlar yıllık gelir durumuna göre<br />
değerlendirildiğinde, en yüksek yıllık<br />
gelir düzeyine sahip olan Avusturyalılar<br />
ortalama 23.844 EUR alırken,<br />
Türkler 18.659 EUR düzeyinde kalıyor<br />
ve aylık ortalama 1.554,91 EUR kazanıyorlar;<br />
Bu durumda ailede tek bir<br />
kişinin çalışarak, bütün ailenin geçimini<br />
sağlaması mümkün görülmüyor<br />
ve ailenin diğer fertleri, eşler veya yetişkin<br />
çocukları da çalışma hayatına<br />
katılarak aile bütçesine katkı sağlıyor.<br />
İşsizlik oranına bakıldığında ise<br />
Türklerin % 17,8’inin işsiz olduğu<br />
görülmektedir. Bu oran Avusturya<br />
genelinde % 8,4. Avusturyalılar arasındaki<br />
işsizlik oranı ise ülke genelinin<br />
altında olup, % 7,6 düzeyindedir.<br />
Ülkede yaşayan ve Avusturya vatandaşı<br />
olmayanlar arasındaki işsizlik<br />
oranı % 12,1’dir. Türkler arasındaki<br />
Prof. Dr. Mustafa ÇAKIR<br />
Anadolu Üniversitesi Yurtdışı Türkler Araştırma Merkezi Müdürü – Eskişehir<br />
mcakir@anadolu.edu.tr<br />
Eğitimin Önemi Üzerine<br />
işsizlik oranı, bütün yabancılar ortalamasının<br />
5 puan üzerinde görünüyor.<br />
İstatistiklerin bu şekilde görünmesinin<br />
önemli nedenlerinden biri Türk<br />
kökenli vatandaşların eğitim düzeylerinin<br />
ve mesleki yeterliliklerinin istendik<br />
düzeyde olmaması şeklinde<br />
değerlendirilebilir.<br />
Avusturyalılar da bu konuya eğilmişler<br />
ve işsizlik oranı ile eğitim düzeyi<br />
arasındaki ilişkiye de bakmışlar.<br />
İşsiz olan Türklerin % 30,9’unun ilkokul<br />
düzeyinde eğitim aldığını, eğitim<br />
düzeyinin düşmesi ile işsizlik oranının<br />
yükselmesi arasında doğrudan bir<br />
ilişki olduğunu tespit etmişler. Nitekim,<br />
Avusturya okul sistemi içinde<br />
AHS, BHS ve yükseköğrenim derecesine<br />
sahip olanlar arasındaki işsizlik<br />
oranı % 2,3 düzeyinde. Bu oranın<br />
gerek ülke genelinin gerekse Avusturya<br />
ortalamasının altında olduğu<br />
görülüyor. Hatta bu oranın ülkedeki<br />
bütün yabancılar ortalamasının da<br />
altında olması, eğitimin önemini bir<br />
kere daha somut olarak ortaya<br />
koyuyor. Çünkü eğitim, geleceğe<br />
yapılan ve sonucu uzun vadede<br />
alınan önemli bir yatırımdır.<br />
Avusturya genelinde açlık ve yoksulluk<br />
sınırının altında yaşayanların<br />
oranına bakıldığında açlık % 13<br />
iken, yoksulluk % 4. Türklerin açlık<br />
oranı % 23, yoksulluk oranı ise<br />
% 9. Avusturyalıların yoksulluk oranı<br />
% 10, açlık % 3. Bu veriler, açlık ve<br />
yoksulluk sınırında yaşayanlar bakımından<br />
da olumsuz bir tablo ile<br />
karşı karşıya olunduğunu gösteriyor<br />
(EU SILC 2012-2014, Üç yıllık ortalama-15<br />
yaşın üzerindekiler).<br />
Hayatımızın standartları anlamı<br />
aldığımız eğitimle çok yakın<br />
ilişkili. O nedenle ben, bir işçi emeklisi<br />
çocuğu olarak, eğitim konusu<br />
açıldıkça bir başka heyecan duyuyorum.<br />
Benim için, bu konu unutmaya<br />
çalıştıkça boğazıma takılan, düğüm<br />
düğümeden, ham meyva tadına dönüşmüş<br />
durumda. Kendini bir türlü<br />
unutturmuyor. Ben bu durumun<br />
adını koymakta zorlanıyor olsam da<br />
eğitimin sınıflar arası geçişler için<br />
önemli bir araç olduğunu biliyor;<br />
etrafımdakilere söylemeden edemiyorum.<br />
Amacım, sabahın seherinde<br />
sahilde gezen biri tarafından<br />
kumsala vuran onca denizanası içinden<br />
kaldırılıp, engin sulara doğru<br />
savrularak güneşin kavurucu sıcağı<br />
altında kızgın kumların üzerinde<br />
kavrulmaktan kurtarılan bir veya birkaç<br />
denizanası misali gençlerimize<br />
vesile olmak veya Ağustos sıcağında<br />
susuzluktan kavrulmuş dudaklara<br />
verilen bir bardak sudan kanmayıp<br />
bir testi suyu başından aşağı boca<br />
etmeye çalışan bir maraba çabası<br />
benimki.<br />
Eğitim, Stefan Zweig’ın I. Dünya<br />
Savaşı ile ilgili anılarında “İstemediğim<br />
halde zamanın kroniğinde<br />
aklın korkunç yenilgisine, vahşetin<br />
acımasız zaferine tanık oldum;<br />
benim neslimin dışında başka hiçbir<br />
nesil, ulaştığı o yüksek manevi değerlerden<br />
böylesi bir ahlâk çöküşü<br />
yaşamamıştır.” (Dünün Dünyası s. 8)<br />
diye yazmasına neden olan toplumsal<br />
ve sosyal çöküşü, yozlaşmayı<br />
ortadan kaldıracak önemli bir<br />
silahtır. Bugünün Avrupalısının da<br />
en önemli gereksinimlerinden biri<br />
nitelikli eğitimdir aslında...<br />
Eğitiminiz eksik olur, kendinizi ifade<br />
edecek yetkinliğe ulaşamazsanız,<br />
yaşayacağınız durum kenar mahallede<br />
yaşayan bir grup çocuğun futbol<br />
maçı yaparken ettiği kavgaya döner.<br />
Tartışmalar “Siz, bizim izin verdiğimiz<br />
ölçüde özgürsünüz; dilediğimizi izin<br />
verdiğimiz sınırlar içinde gerçekleştirebilirsiniz;<br />
top da bizim sahada;<br />
bizim istediğimiz kadar oynatırız.”<br />
Yaşadığınız her bir yerde, her biriniz<br />
önemli eğitim imkânına sahipsiniz.<br />
Şairin dediği misal, “O mâhîler ki<br />
deryâ içredir deryâyı bilmezler”<br />
(O balıklar ki denizin içindedir, denizi<br />
bilmezler) misali, sahip olduğunuz<br />
imkânları sonuna kadar zorlayın;<br />
her şeye rağmen, her türlü bariyere<br />
rağmen, geleceği emanet aldığınız<br />
evlatlarınıza, torunlarınıza karşı<br />
sorumluluğunuzu yerine getirebilmek;<br />
vakit geldiği zaman emaneti ehil<br />
ellere teslim edebilmek için eğitim<br />
hakkınızı mutlaka kullanın.<br />
KAYNAK:<br />
Statistik Austria. (2015).<br />
Migration und Integration:<br />
Zahlen, Daten, Indikatoren.<br />
6€<br />
Hızlı Havale*<br />
Havalenizi DenizBank ile yapın, Türkiye’nin 81 şehrinde 4.200 noktaya anında ulaşın!<br />
• DenizBank A.Ş.’nin 760 şubesine göndereceğiniz havaleleri<br />
bir saat içinde Türkiye’de hiçbir ek masraf kesilmeden<br />
memlekete gönderiyoruz.<br />
• Havalelerinizi ister Avusturya genelindeki 27 şubemizden,<br />
ister internet şubemiz üzerinden online yapın, paranızı hesaplı,<br />
güvenli ve hızlı bir şekilde memlekete ulaştıralım!<br />
Haftaiçi uzun çalışma<br />
saatlerimizle hizmetinizdeyiz.<br />
Ayrıca Viyana şubelerimiz<br />
Cumartesi günleri de açık!<br />
* Bireysel müşterilerin DenizBank A.Ş., İş Bankası ve Halk Bankası’na yaptıkları 200 Euro’ya kadar olan havaleleri için bir sonraki değişikliğe kadar geçerli ücret.<br />
Müşteri Hizmetleri 0800 88 66 00, www.denizbank.at<br />
DenizBank bir Sberbank grubu kuruluşudur.<br />
Entgeltliche Einschaltung
3 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
MAYIS 2016<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
?<br />
Avusturya siyasetinde sert rüzgarlar esiyor.<br />
Özellikle ‘mülteci krizini’ iyi yönetememekle<br />
eleştirilen Sosyal Demokrat Parti (SPÖ) ve<br />
Avusturya Halk Partisi (ÖVP) iktidarı, yerel<br />
medyanın da sürekli mülteciler, göçmenler<br />
ve müslümanlar aleyhine yaptığı haberlerle<br />
halk desteğini büyük oranda kaybetti.<br />
Cumhurbaşkanlığı il tur seçiminde SPÖ ve<br />
ÖVP’nin aldığı ağır yenilgi, iki partinin kendi<br />
içinde büyük tepkilere yol açtı.<br />
BAŞBAKAN İSTİFA ETTİ<br />
Başbakan Werner Faymann, son dönemde<br />
zirve yapan sert eleştiri ve tepkilere dayanamayarak<br />
parti başkanlığı ve başbakanlıktan<br />
istifa etmek zorunda kaldı. Faymann<br />
2008 yılından beri Avusturya'da Başbakanlık<br />
yapıyordu.<br />
İçişleri Bakanlığı, 2015 Anayasayı Koruma<br />
Raporunu geçtiğimiz günlerde<br />
açıkladı. Rapora göre aşırı sağ grupların<br />
eylemlerinde çok büyük bir<br />
artış oldu. Aşırı sol grupların yaptığı<br />
eylemlerde ciddi bir düşüş var. Devlet<br />
güvenlik sorumluları, iç güvenliğe<br />
büyük bir tehdit olarak devamla din<br />
motivli terörü ve radikalliğin görüldüğünü<br />
açıkladılar.<br />
AŞIRI SAĞ SUÇLAR ARTIYOR<br />
Aşırı sağcıların işlediği suçlar geçen<br />
yıla oranla % 50’ye yakın oranda arttı<br />
(2014:750 olay, 2015:1.156 olay).<br />
Olayların aydınlatılması oranı ise<br />
% 59.7’den % 65.1’e çıktı.<br />
? ? ?<br />
?<br />
Cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşanan ağır yenilgiden sonra<br />
iktidar partileri SPÖ ve ÖVP’de çalkantılı bir dönem başladı<br />
Avusturya iktidar partileri<br />
siyasi kriz döneminde<br />
SPÖ yeni başkanı ve dolayısıyla Başbakan<br />
seçilene kadar, geçiş sürecinde SPÖ parti<br />
başkanlığı görevini Michael Häupl, Başbakanlığı<br />
ise ÖVP’li Reinhold Mitterlehner<br />
üstlendi.<br />
HALK NEDEN AŞIRI SAĞA YÖNELİYOR?<br />
Birçok basın-yayın kuruluşunda yayımlanan<br />
birbirine yakın kasıtlı haber ve ürkütücü resimler,<br />
mülteciler ve göçmenleri hedef tahtasına<br />
koyarken ciddi bir algı yönetimiyle,<br />
yerli halka korku salındı. Halk da panikle<br />
‘Mültecilere ve göçmenlere DUR diyecek ve<br />
İslam’ı hedef alan’ partiye yönelerek aşırı<br />
sağcıların oy patlaması yapmasına katkıda<br />
bulundu. Siyasi partilerin gerekli stratejileri<br />
üretememesi ve yerel medyanın bu tavrını<br />
sürdürmesi ülke geleceğini karartabilir.<br />
Verfassungsschutz: Rechtsextremismus "steigt dramatisch"<br />
Avusturya’da aşırı sağcı<br />
suçlar patladı...<br />
1.691 suç duyurusu oldu. Bunlardan<br />
953’ü NS yasak kanununa muhalefet,<br />
695’i ceza kanuna göre (282<br />
tahrik suçu, 289 mala zarar verme)<br />
yapıldı. Olayların % 45.2’si aşırı sağ,<br />
% 27.9’u yabancı düşmanı/ırkçı, % 3.6<br />
antisemitik, %2.7 İslam karşıtı olarak<br />
gruplandı. İnternette Nazi anlayışını<br />
tekrar canlandırma senaryoları ise<br />
% 16.7 oranında artış gösterdi.<br />
Aşırı sağ, ideolojisini internet ve<br />
oluşturdukları pop kültürüyle genç<br />
nüfus arasında yaymaya çalışıyor.<br />
Şarkılarında ve internette yabancı<br />
düşmanlığı ve korku oluşturan konular<br />
ana temaları.<br />
Sandra Frauenberger<br />
Stadträtin für Frauen, Bildung,<br />
Integration, Jugend & Personal<br />
Zehn Jahre „Mama<br />
lernt Deutsch“<br />
Das Erfolgsprojekt fördert neben Sprachkenntnissen Empowerment von Frauen<br />
Seit 2006 bieten wir in Wien „Mama lernt<br />
Deutsch“-Kurse. Zum 10. Geburtstag<br />
durfte ich rund 600 Absolventinnen des<br />
heurigen Kurses zu einem Abschlussfest<br />
ins Wiener Rathaus einladen.<br />
Sprache ist der Schlüssel zur gelungenen<br />
Integration. In den „Mama lernt Deutsch“-<br />
Kursen geht es aber nicht nur um den<br />
Deutscherwerb, sondern auch um Selbstbestimmung<br />
und Empowerment von<br />
Frauen. Der Erfolg gibt uns Recht: In den<br />
letzten zehn Jahren haben 8000 Frauen an<br />
unseren Kursen teilgenommen. Das freut<br />
mich ganz besonders.<br />
„Mama lernt Deutsch“ ist ein zentraler<br />
Bestandteil des Integrationsprogrammes<br />
für Frauen. Während der Kurse werden<br />
die Kinder optimal betreut, damit die Teilnehmerinnen<br />
sich auf den Spracherwerb<br />
konzentrieren können.<br />
Mütter mit einer anderen Erstsprache<br />
als Deutsch und Basisbildungsbedarf,<br />
also maximal acht Jahren Schulbildung,<br />
erlernen bei "Mama lernt Deutsch"<br />
die deutsche Sprache über lebensnahe<br />
Themen wie Kindergarten, Schule,<br />
MÜLTECİLERE SALDIRILAR ARTTI<br />
Göç ve mülteci konuları yabancı düşmanlığının<br />
tekrar hortlamasına yol<br />
açtı. Hafif silahlarla saldırılar, toplama<br />
kampı tehditleri, mülteci adayları<br />
ve evlerine karşı yapılan eylemler<br />
en çok meydana gelen saldırı ve tehdit<br />
türleri olarak ön plana çıktı.<br />
Aşırı sol eylemler oldukça azaldı.<br />
Olaylar 371’den 186’ya, suç duyuruları<br />
545’ten 312’ye düştü. Olayların<br />
% 20.4’ü aydınlatıldı. Sahnedeki aşırı<br />
solcular, Marksist-leninist-troçkist<br />
ve anarşistler olarak ayrıldılar.<br />
Raporun din içerikli eylemler ve<br />
terör bölümüne göre 2015 sonu itibariyle<br />
Avusturya’dan 259 kişi Suriye<br />
ve Irak’a gitti ya da gitmek istedi.<br />
Bunlardan 41’i çıkışta engellendi,<br />
79’u Avusturya’ya geri döndü ve<br />
43’ü büyük ihtimalle savaş bölgesinde<br />
hayatını kaybetti.<br />
Kamu güvenliği genel müdürü Konrad<br />
Kogler’in ifadesine göre başlıca<br />
güvenlik sorunları; Göç dalgası, toplumsal<br />
ayrışmalar ve artan siber suçlar,<br />
internetteki nefret söylemleri ve<br />
terör gruplarının adam toplama çalışmaları.<br />
Bu sorunlarla mücadelede<br />
bazı adımlar da atılmakta. Bunlardan<br />
biri sınırı koordine etme arayışları ve<br />
diğeri ülkeye gelen genç erkek göçmen<br />
ya da sığınmacıların topluma<br />
entegrasyonunu sağlayarak onların<br />
aşırı terör gruplarının ağına düşmesini<br />
engellemek.<br />
Erziehung, Beruf, Gesundheit, Behörden<br />
oder Wohnen. Sie werden durch Fachvorträge<br />
und Workshops sowie Exkursionen<br />
vertieft. Im Rahmen der Ausflüge lernen<br />
die Kursteilnehmerinnen Einrichtungen<br />
des Bezirks und der Stadt kennen. Frauen,<br />
die ursprünglich eine andere Schrift<br />
erlernt haben, werden in den Kursen in<br />
kleinen Schritten in lateinischer Schrift<br />
alphabetisiert.<br />
Der Zugang zu den Kursen muss allen<br />
Frauen offen stehen. Aus diesem Grund<br />
sind die Kurse kostenlos.<br />
An dieser Stelle gilt mein Dank allen KursleiterInnen<br />
und KinderbetreuerInnen für<br />
ihren Einsatz und ihr Engagement. In den<br />
letzten zehn Jahren haben sie zur erfolgreichen<br />
Integration von mehreren tausend<br />
Frauen beigetragen.<br />
Als Frauen- und Integrationsstadträtin<br />
ist es mir ein großes Anliegen, Frauen<br />
in all ihren Lebensentwürfen zu unterstützen.<br />
Gerade der Zugang zum Spracherwerb<br />
und damit zur Selbstständigkeit<br />
darf nicht vom sozialen Hintergrund<br />
abhängen.<br />
Avusturya İçişleri Bakanı Wolfgang Sobotka:<br />
‘‘Gerekirse Camiiler<br />
Denetlenebilir’’<br />
İçişleri Bakanı Wolfgang Sobotka<br />
(ÖVP) yaptığı açıklamada<br />
gerekirse camiilerin de<br />
denetlenebileceğini ve İslam<br />
derslerinde anlatılanların içeri<br />
hakkında malumat istenebileceğini<br />
ifade ederek: ''Şu anda<br />
Avusturya İslam Cemaati ile<br />
işbirliğimiz mükemmel ve ülkedeki<br />
gidişatlarını biliyoruz.<br />
Devletin İslam dersinde ne<br />
olduğunu, camiilerdeki vaazlarda<br />
neler anlatıldığını bilmek<br />
istemesi gayet doğaldır. Gerekirse<br />
camiler ve İslam dersinin<br />
içerikleri denetlenir, fakat şimdilik<br />
buna gerek yok.''<br />
Camiilerin ve İslam dersi içeriğinin<br />
devlet tarafından denetlenmesi<br />
talebi, radikalleşmeye<br />
karşı olacağı gerekçesiyle<br />
Alman Birliği Fraksiyon lideri<br />
Volker Kauder’den geldi...<br />
Nisan’da Avusturya<br />
Geneli İşsizlik % 9.1<br />
Sosyal İşler Bakanlığı, Nisan<br />
ayı işgücü piyasası verilerini<br />
açıkladı: Nisan’da işsizlik % 1.1<br />
arttı. İş Piyasası Kurumunun<br />
kayıtlarında iş arayanların sayısı<br />
353.874 oldu. Eğitimde<br />
olanlar % 4.3 artarak 70.823<br />
kişiye ulaştı. 39.359 açık pozisyon<br />
da çalışanını bekliyor.<br />
Sosyal İşler Bakanı Alois Stöger:<br />
‘‘İşgücü piyasasında bazı<br />
alanlarda işsizlik arttı ve bazılarında<br />
azaldı. Bunu iyi bir şekilde<br />
analiz etmemiz gerekli.<br />
Aktif bir işgücü pazarı siyaseti<br />
© Land Niederösterreich<br />
Avusturya İçişleri Bakanı Wolfgang Sobotka<br />
ve problemli sektörlerde iyileşmeler<br />
sağlamak için yeni<br />
bütçe çerçevesinde bakanlığımız<br />
için ayrılan finansmanı<br />
yerinde ve hedef odaklı kullanmalıyız.’’<br />
dedi.<br />
© Kromus/PID
MAYIS 2016<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 4<br />
İnsanın hicreti çok eskiye dayanır. İlk<br />
insan ve ilk peygamber H.z Adem`le eşi<br />
Havva`nın cennetten dünyaya yol alışıyla<br />
başlar hikâye. İlk insanın varoluşuyla başlayan<br />
ve kıyamete kadar devam edecek<br />
olan yolculuğun adıdır hicret...<br />
Yeryüzüne ilk bastığı gün insan, Allah`ın<br />
emri ile ilk hicret gerçekleşmiş, insanlık<br />
tarihin de temelleri atılmıştır. Yeni bir<br />
yurt edinmek için, varlığını sürdürmek<br />
için, rızık aramak için, neslini güven içinde<br />
büyütmek için ve sınanmak için...<br />
Tarih, hicret hikâyeleriyle, kavim göçleriyle<br />
doludur. İlk peygamberin çıktığı bu<br />
yolculuğa daha sonra Nuh a.s, İbrahim<br />
a.s, Musa a.s ve daha birçok insan devam<br />
etmiştir ve edecektir. Asıl hicreti Allah`ın<br />
son elçisi Hz. Muhammed (S.A.V.) yapmıştır.<br />
Mekke'den Medine`ye, Allah`ın dinini<br />
hür yaşamak için, O`nun adını<br />
duyurmak için gidilen yolda yapmıştır.<br />
Hicret, diğer bir anlamıyla, esaretten hürriyete<br />
kavuşmanın, yeniden başlamanın<br />
sembolü olmuştur.<br />
Hicret, insanın doğduğu toprağı, eşini,<br />
dostunu, terketmesi veya terketmek zorunda<br />
bırakılmasıdır. Zalimlerin baskısı<br />
yüzünden, gözünü açtığı evini, köklerini<br />
saldığı toprağını, hatta toprağa düşen<br />
yaprağını bırakıp gidebilmesidir. İnsanca<br />
yaşamak için, korkmadan uykuya dalabilmek<br />
için, gün doğuşunda güneşi görebilmek,<br />
sevdiklerini kanatları altına<br />
alabilmek için. Hatta nefes alamadığı<br />
için, oksijen dolu atmosferde... Allah`a<br />
kulluk vazifesini hakkıyla yerine getirmek<br />
için...<br />
Artık neye sayarsanız onun için.<br />
Kimse isteyerek çıkmaz bu yola. Zaruret<br />
vardır, yurt edindiği yerden zorla koparılır,<br />
herşeye rağmen çıkar meçhul bir yolculuğa.<br />
Varış yeri belli değil, bir daha<br />
döner mi o da bilinmez...<br />
İşin içinde gittiği yerde kabul görmemek,<br />
istenmemek, hor görülmek te var. Ama<br />
yine de gider, çünkü gitmek zorunda<br />
kalır.<br />
Hicret, yalnızca bir yerden diğerine<br />
göç etmek de değildir. Hicret anlam da<br />
değiştirir. Bazen kendi içinde de hicret<br />
etmek ister insan. Artık kendine fayda<br />
vermediğini düşündüğü fikrinden hicret<br />
eder, alışkanlıklarından hicret eder,<br />
Aşağı Avusturya (NÖ) START<br />
Projesi, Göçmen Kökenli<br />
Gençleri Eğitimlerinde<br />
Bursları ile Destekliyor<br />
A<br />
sevemediklerinden hicret eder. Gün<br />
gelir ayağına bağ olan, yüreğine yük<br />
olan her ne varsa heybesinden onu da<br />
çıkarır ve gider. Dünya hayatı bu ya,<br />
gel-gitlerin olmadığı bir zemin düşünülemez<br />
yeryüzünde.<br />
Asıl amacı kendini bulmak için varlığının<br />
değerini anlamak, ne işe yaradığını<br />
farketmek içindir. Kendi içinde yolculuk<br />
eder ve gün gelir kendine ulaşır. Kendini<br />
farkettiği gün, yaratıcısını da bulacaktır.<br />
Çünkü değişimin ilk yasası „kendini<br />
farketmesidir.“ İmanın kimyası da O`nu<br />
kalbinde hissetmesi.<br />
Hani insan, kendini bulmak için de çıkar<br />
yola demiştik ya... Yolculuk bu ya, nice<br />
yüksek dağları aşar insanoğlu, aşılmaz sanılan<br />
ve nice dikenli yollarda yürür, bin<br />
yıllık inatlarla...<br />
Ama gelin görün ki, bazen içindeki engeli<br />
aşamaz, kalır ulu orta bir yerlerde.<br />
Bazen de kendini bulduğunu zanneder<br />
ve bilindik yollarda kaybolur gider, her<br />
ne sebeptense...<br />
Hicret öyle kolay kolay yapılmaz. Çünkü<br />
yollarda iz sürememek ve kaybolmak da<br />
vardır. Hicret: Karanlıktan aydınlığa,<br />
cahillikten ilme, yanlıştan doğruya gidişin,<br />
bunca kötülük ve kötüler arasında iyilik<br />
biriktirmek isteyişin eylemidir.<br />
Ne yöne gidersen git, doğu, batı, kuzey,<br />
güney. Çıktığın her yolculuğu içine doğru<br />
bir seyahet olarak düşün! Bu sefere çıkan<br />
her yolcu, istese de istemese de tepeden<br />
tırnağa değişir. Kendi içinde yolculuk<br />
eden kişi sonunda arzı dolaşır ve O`na<br />
varır. Ebe bilir ki, sancı çekilmeden<br />
doğum olmaz, ana rahminden bebeğe<br />
yol açılmaz. Senden yepyeni ve taptaze<br />
bir 'sen' zuhur edebilmesi için zorluklara<br />
ve sancılara hazır olman gerekir.<br />
(Bab-ı Aşk, Şems-i Tebrizi)<br />
Yine inanan için hicret, insan önünde<br />
eğilmeden, Allah`ın huzurunda eğilmek,<br />
başkalarından beklemek yerine, O`ndan<br />
dilemek, haksızlık karşısında dur diyebilmektir.<br />
Başkalarından korkmak yerine<br />
O`ndan korkmak ve günahın karanlık<br />
kuyularından çıkabilmektir. Hz.Yusuf<br />
misali, ilahi tecelli ile, kölelikten sultanlığa<br />
yükselmeyi haketmektir...<br />
Velhasılı Hicret; Allah`tan gelip, yine<br />
O`na giden yolda yürüyebilmektir...<br />
NLK- START’tan başarılı bir uyum<br />
için bir adım daha; START Aşağı<br />
Avusturya, göçmen kökenli öğrencilere<br />
burs veriyor. Bursları<br />
alacak öğrencilerin hayat hikâyeleri,<br />
kökenleri ve hedefleri birbirinden<br />
ne kadar farklı olsa da<br />
derslerindeki başarıları ve sosyal<br />
olmaları benzerlikleri. Okul ve sınıflarına<br />
iyi uyum sağlamış öğrenciler,<br />
ne yazık ki ekonomik<br />
yönden zayıf ailelerden geliyor<br />
ve maddi destek ihtiyaçları var.<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
Die Migration geht auf eine lange<br />
Geschichte zurück. Die Geschichte<br />
beginnt mit der Reise des<br />
ersten Menschen und Propheten<br />
Adam und seiner Frau Eva vom<br />
Himmel auf die Erde. Migration<br />
ist die Bezeichnung einer Reise,<br />
die vom Beginn der ersten<br />
menschlichen Existenz an bis<br />
zum Tag des Jüngsten Gerichts<br />
andauern wird.<br />
Mit dem ersten Tag, an dem der<br />
Mensch die Erde betrat, fand mit<br />
Allahs Befehl die erste Migration<br />
statt und somit wurde auch der<br />
Grundstein der Menschheitsgeschichte<br />
gelegt. Es wird<br />
migriert, um ein neues Zuhause<br />
zu finden, um zu überleben, um<br />
Nahrung zu suchen, um seine<br />
Nachkommen in Sicherheit großziehen<br />
zu können, um auf die<br />
Probe gestellt zu werden, etc.<br />
Die Geschichte ist voll von Migrationsgeschichten<br />
und Völkerwanderungen.<br />
Der Reise des ersten<br />
Propheten, folgten später Noah,<br />
Abraham, Moses und viele<br />
andere Menschen, die auch in<br />
Zukunft die Reise fortsetzen werden.<br />
Die edle Reise trat der letzte<br />
Bote Allahs, Prophet Mohammed<br />
(S.A.V.), an. Er machte sich auf<br />
den Weg von Mekka nach<br />
Medina, um Allahs Religion frei<br />
zu leben und Allahs Namen bekannt<br />
zu machen. Die Migration<br />
ist auch zum Symbol der Befreiung<br />
aus der Knechtschaft bzw.<br />
zum Symbol des Neubeginns<br />
geworden.<br />
Migration ist das freiwillige Verlassen<br />
bzw. das Gezwungen sein,<br />
das Geburtsland und die Freunde<br />
zu verlassen. Sie ist die Fähigkeit,<br />
wegen Grausamkeit das Haus, in<br />
dem man das Licht der Welt erblickte,<br />
den Boden, auf dem man<br />
Wurzeln schlug, sogar das Liegenlassen<br />
der auf den Boden gefallenen<br />
Blätter, zu verlassen, um ein<br />
humanes anständiges Leben führen<br />
zu können, um ohne Angst<br />
einschlafen zu können, um den<br />
Sonnenaufgang sehen zu können,<br />
um seine Lieben in die Arme<br />
schließen zu können. Sei es, dass<br />
man trotz bester Luft nicht<br />
atmen kann, oder dass man<br />
Göçmen gençlere burs imkânı<br />
VRUP<br />
<strong>HABER</strong><br />
A<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
Gazete Kurucusu (Gründerin)<br />
Katrin VORHAUSER<br />
İmtiyaz Sahibi (Herausgeber und Inhaber)<br />
Mehmet İNAK<br />
Genel Yayın Yönetmeni (Chefredaktion)<br />
Hasan KESKİN<br />
Türkiye Temsilcisi<br />
Mag. Ahmet ZUBİ<br />
12.05.2016 - 20.06.2016<br />
SAYI: 57 MAYIS 2016 - MAI 2016 AUSGABE: 57<br />
ANSCHRIFT - ADRES<br />
<strong>HABER</strong> <strong>AVRUPA</strong> - <strong>EUROPA</strong> <strong>JOURNAL</strong><br />
Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />
Baskı-Druck: Medien-Druck Salzburg GmbH<br />
Yayımlanan köşe yazıları ve reklamların içeriğinden<br />
gazetemiz sorumlu değildir.<br />
www.europa-journal.net - info@europa-journal.net<br />
R<br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Kick-Off zum START-Stipendium für Jugendliche mit<br />
Migrationshintergrund in Niederösterreich<br />
LR Schwarz: Engagierte junge Menschen auf ihrem Bildungsweg unterstützen<br />
Bildungs-Landesrätin Mag. Barbara<br />
Schwarz: „Ein fundierter Bildungsweg geht<br />
einher mit einem guten Start ins Berufsleben.<br />
Die individuelle Förderung der Stärken<br />
und Fähigkeiten unserer Jugendlichen<br />
ist dabei besonders wichtig. Daher freut<br />
es mich ganz besonders, dass das Land<br />
Niederösterreich das Projekt START unterstützt.<br />
Somit wird ambitionierten Jugendlichen<br />
mit Migrationshintergrund aus sozial<br />
schwächeren Familien die Chance auf<br />
gute Ausbildung und hervorragende<br />
Qualifikationen gegeben.“<br />
YASEMİN KARAGÖZ<br />
yasemin-ka@hotmail.com<br />
BİR YOL HİKÂYESİ...<br />
© NLK / Burchhart<br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Die Geschichte einer Reise<br />
seinem Recht auf Pflichterfüllung<br />
gegenüber Allah nachkommen<br />
möchte - wofür auch immer, es<br />
wird migriert.<br />
Niemand macht sich bereitwillig<br />
auf diesen Weg. Es gibt immer<br />
einen Zwang, man wird aus seiner<br />
Heimat gerissen und begibt<br />
sich auf eine unbekannte Reise.<br />
Das Ziel ist nicht klar, die Rückkehr<br />
auch nicht. Es besteht die<br />
Gefahr, dass man nicht akzeptiert<br />
wird, dass man nicht willkommen<br />
ist, oder dass einem sogar<br />
mit Verachtung begegnet wird.<br />
Dennoch geht man, weil es<br />
keinen anderen Ausweg gibt.<br />
Migration hat neben Wanderung<br />
von einem Ort zu einem anderen,<br />
auch eine andere Bedeutung:<br />
Manchmal will sich der Mensch<br />
auf eine innere Reise begeben,<br />
um sich von seinen nutzlos gewordenen<br />
Ideen, Gewohnheiten<br />
bzw. unliebsamen Dingen zu<br />
verabschieden. Eines Tages packt<br />
er seine Satteltasche aus,<br />
um sich von all dem zu verabschieden,<br />
was seine Füße fesselt<br />
und sein Herz belastet. Das irdische<br />
Leben bietet keinen Ort,<br />
an dem es kein Auf und Ab gibt.<br />
Das Hauptziel dieser Reise ist die<br />
Selbstfindung, um herauszufinden<br />
wofür jemand geschaffen<br />
worden ist, und um den Wert des<br />
eigenen Seins zu begreifen. Die<br />
innere Reise eines Menschen<br />
führt ihn eines Tages zu seinem<br />
wahren Ich. Am Tag der Selbstfindung<br />
erkennt er auch seinen<br />
Schöpfer. Denn das erste Gesetz<br />
der Veränderung ist die Selbstwahrnehmung.<br />
Die Grundsubstanz<br />
des Glaubens ist es, den<br />
Schöpfer tief im Herzen zu<br />
spüren.<br />
Wie bereits gesagt, der Mensch<br />
macht sich auch auf den Weg,<br />
um sich selbst zu finden. Auf<br />
dieser Reise besteigt der Mensch<br />
die höchsten Berge der Erde,<br />
die unbezwingbar scheinen und<br />
überquert selbst die unpassierbarsten,<br />
dornigen Wege, mit<br />
tausendjähriger Hartnäckigkeit.<br />
Aber manchmal kann man seine<br />
inneren Hürden doch nicht überwinden<br />
und verliert sich hilflos.<br />
Burs ilk yılında 10-12 öğrenciye<br />
verilecek. Öğrenciler bir jüri<br />
heyeti tarafından seçilecek; Laptop,<br />
ayda 100 euro eğitim<br />
parası, değişik kurslar, gelişim<br />
programları ve eğitimleri sırasında<br />
bireysel danışmanlık gibi<br />
araçlarla desteklenecekler. Eyalet<br />
meclisi eğitimden sorumlu<br />
üyesi Barbara Schwarz bu inisiyatif<br />
ve hedefi hakkında şunları<br />
söylüyor: ‘‘Bu proje ile gençler<br />
daha yüksek bir eğitim, böylelikle<br />
başarılı bir entegrasyon ve<br />
işgücü piyasasına başarılı bir giriş<br />
olanağı yakalamış olacak. Diğer<br />
bireyler için de bir örnek teşkil<br />
ederek performans ve girişkenlikle<br />
yollarını çizebileceklerini<br />
gösterecekler.’’<br />
START Avusturya şu anda 100<br />
aktif bursludan ve 160 kadar 50<br />
farklı ülkeden gelen liseliden<br />
oluşuyor. Temel düşüncesi ve<br />
vizyonu, içinde çok kültürlülüğün<br />
zenginlik olarak yaşandığı fırsat<br />
eşitliği olan açık ve şeffaf sosyal<br />
bir toplum oluşturmak. START<br />
Avusturya, Dışişleri ve Entegrasyon<br />
Bakanlığı ve Bakan Sebastian<br />
Kurz tarafından destekleniyor.<br />
Schwarz program hakkında son<br />
olarak: ‘‘İyi bir kariyer için ilkeli<br />
bir eğitim yolu takip etmek şart.<br />
Bu nedenle gençlerimizin güçlü<br />
yanlarının ve yeteneklerinin desteklenmesi<br />
çok önemli. Eyaletimizin<br />
START projesini desteklemesi<br />
beni çok memnun ediyor.<br />
Projeyle, imkânları kısıtlı ailelerden<br />
gelen göçmen gençlerimize<br />
iyi bir eğitim ve mükemmel yetiler<br />
için fırsat tanınmış olacak.’’<br />
© Bundesheer / Gerhard Hammler<br />
Und manchmal nimmt man<br />
an, dass man sich gefunden hat,<br />
verirrt sich jedoch auf vertrauten<br />
Wegen, aus welchem Grund auch<br />
immer.<br />
Migrieren ist keine leichte Angelegenheit.<br />
Denn es kann auch<br />
sein, dass man keine Spuren<br />
findet und sich auf dem Weg<br />
verliert. Migration ist die Reise<br />
von der Dunkelheit zum Licht,<br />
von der Unkenntnis zur Aufklärung,<br />
vom Irrweg zur Wahrheit<br />
und nicht zuletzt ist sie der<br />
Wille, unter so viel Bösem und<br />
Üblem, das Gute zu suchen<br />
und zu finden.<br />
„Egal, in welche Richtung Sie<br />
gehen werden, ob nach Osten,<br />
nach Westen, nach Norden oder<br />
nach Süden, betrachten Sie jede<br />
Reise als eine innere Reise! Jeder,<br />
der diese Reise angeht, verändert<br />
sich - bewusst oder unbewusst -<br />
von Kopf bis Fuß. Derjenige, der<br />
die innere Reise vollzogen hat,<br />
wird die Welt bereist haben und<br />
zum Schöpfer zurückfinden. Die<br />
Hebamme weiß, dass ohne<br />
Wehen keine Geburt erfolgt, dass<br />
sich dem Baby kein Weg von der<br />
Gebärmutter hinaus öffnet.<br />
Damit aus dir ein neues frisches<br />
Ich entsteht, musst du bereit<br />
sein, die Schwierigkeiten und die<br />
Schmerzen, die dabei entstehen<br />
und auf dich zukommen, anzunehmen“<br />
(Bab-ı Aşk Şems-i Tebrizi).<br />
Migration bedeutet auch für<br />
einen Gläubigen, sich Gott zu<br />
unterwerfen und nicht dem<br />
Menschen, von Gott zu erbitten<br />
anstatt von anderen, sowie die<br />
Gabe Ungerechtigkeit abwenden<br />
zu können. Anstatt Angst vor<br />
anderen zu haben, ist es besser<br />
Ehrfrucht vor Gott zu haben<br />
und aus der Dunkelheit der<br />
Sündengrube herauszukommen.<br />
Migration bedeutet auch es<br />
zu verdienen wie der Prophet<br />
Joseph, durch die göttliche<br />
Manifestation, von der Sklaverei<br />
zum Sultanat aufzusteigen.<br />
Kurz gefasst, Migration bedeutet<br />
von ALLAH zu kommen und<br />
in der Lage zu sein auf dem Weg<br />
zu gehen, der wieder zu Ihm<br />
führt.<br />
Avusturya Ordusu'na<br />
dev bütçe...<br />
Avusturya Parlamentosu güvenlik bütçesinde<br />
büyük artışa gitme kararı aldı. Savunma Bakanlığı’na<br />
2020’ye kadar yaklaşık 900 milyon<br />
euro ayrıldı. Savunma Bakanı Hans Peter Doskozil,<br />
ordu için tekrar yatırımlara başlanabileceğini<br />
vurguladı. Yeni yatırımlara yıllık 400-500<br />
milyon euro ve mülteci krizi ile ilgili bu ve gelecek<br />
yıl için ordu destek ve yardım hizmeti olarak<br />
166 milyon euro harcanması öngörülüyor.<br />
Ordu için yapılacak yatırım alanları:<br />
- 4000 yeni asker alınacak, daha yüksek maaş<br />
ve süreli askerlik yerine ömür boyu istihdam,<br />
- Milis kuvvetlerinin arttırılması,<br />
- Özellikle helikopter pilotlarıyla yeni sözleşme<br />
- 12 adet çok amaçlı helikopter alınması,<br />
- Zırhlı araçlar,<br />
- Modern keşif araçları ve gece görüş aletleri,<br />
- Kıyafet, kask ve çelik yelekler,<br />
- Harap kışlalarının restorasyonu ve<br />
- Siber savunmanın yaygınlaştırılması.
5 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
MAYIS 2016<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
BFI meslek diplomasıyla<br />
maaşlar artacak...<br />
BFI Wien & LPS Personalservice<br />
GmbH işbirliğiyle<br />
gerçekleşen Türkçe Teknik<br />
Meslek kursları kapsamında<br />
geçtiğimiz günlerde tamamlanan<br />
hafriyat makinaları ve<br />
kepçe kurslarında 14 kişi<br />
daha diplomasını aldı. Kursiyerler<br />
üç hafta boyunca<br />
teori ve pratik derslerin sonunda<br />
sınavı da başarıyla<br />
vererek meslek eğitimlerini<br />
tamamladılar.<br />
Çeri: „Fırsatları<br />
değerlendirmek gerekiyor“<br />
Konu ile ilgili olarak gazetemize<br />
açıklamalarda bulunan<br />
BFI Wien Kurs Eğitmeni Ing.<br />
Erkan Çeri, kursların ağır<br />
teknik konular içerdiğini,<br />
özellikle katılımcıların yoğun<br />
bir matematik ve fizik eğitimi<br />
aldıklarını belirterek<br />
kurs dilinin Türkçe olmasının<br />
büyük bir avantaj teşkil ettiğini<br />
söyledi. Bu fırsatın<br />
mutlaka değerlendirilmesi<br />
gerektiğine dikkat çeken<br />
Çeri, diplomalı bir kepçe<br />
operatörünün iş dünyasında<br />
çok daha iyi çalışma imkânlarına<br />
sahip olduğuna dikkat<br />
çekti. Kursiyerlerin tamamına<br />
yakınının zaten iş<br />
yaşamlarında kepçe kullandıklarını<br />
ifade eden Çeri,<br />
artık diplomaları sayesinde<br />
tescilli operatör olarak çalışabileceklerini<br />
söyledi.<br />
Kılıç: „Diplomayla daha<br />
iyi maaş alma imkânı”<br />
LPS firması yöneticisi Hasan<br />
Kılıç ise yaptığı açıklamada,<br />
kepçe operatörlüğünün gerek<br />
toplu sözleşmeler gerekse<br />
bireysel iş sözleşmelerinde<br />
meslek olarak tanımlandığını<br />
ve ücretlerinde buna<br />
göre şekillendiğini söyledi.<br />
„Diplomalı bir kepçe operatörü<br />
diğer işçi arkadaşlarına<br />
göre aylık yaklaşık 300 euro<br />
fazla kazanıyor, bu şartlarda<br />
az bir fark değil. Bu kategoriye<br />
gelebilmek için 60 saat<br />
ders görmek, özellikle de<br />
kendi anadilinde bir eğitim<br />
alma fırsatı da sağlanıyorsa<br />
bu kursu yapmamak büyük<br />
bir eksikliktir“ diye konuşan<br />
Hasan Kılıç kurs kayıtlarının<br />
sürdüğünü ve ilgilenenlerin<br />
herzaman BFI Wien’e başvurabileceklerini,<br />
İşçi Odaları<br />
(AK) ve Viyana Eğitimi Destekleme<br />
Fonu (waff) gibi kurumların<br />
teşvikleriyle birçok<br />
kursun çok hesaplı bir şekilde<br />
yapılabileceğini belirtti.<br />
Höheres Gehalt mit<br />
BFI Berufs-Zertifikat...<br />
Wien – Durch die Zusammenarbeit<br />
des BFI Wien und<br />
der LPS Personalservice<br />
GmbH haben wieder 14<br />
Personen eine Zertifizierung<br />
als Bagger- und Baumaschinenführer<br />
erhalten. Nach<br />
3 Wochen theoretischer<br />
und praktischer Ausbildung<br />
haben sie den Kurs erfolgreich<br />
absolviert.<br />
Çeri: „Die Chance sollte<br />
genutzt werden”<br />
Der Kursleiter des BFI Wien,<br />
Ing. Erkan Çeri, erklärt, dass<br />
die Ausbildung zum Baggerund<br />
Baumaschinenführer<br />
zwar inhaltlich anspruchsvoll<br />
sei und v.a. die Themen<br />
Mathematik und Physik Einiges<br />
abverlangen. „Ein großer<br />
Vorteil ist aber, dass die<br />
Kurssprache Türkisch ist.<br />
Diese Chance sollte daher<br />
auf jeden Fall genutzt werden,<br />
weil Baggerführer mit<br />
Zertifikat weit bessere Chancen<br />
am Arbeitsmarkt haben“,<br />
so Çeri. Zwar haben die meisten<br />
Kursteilnehmer bereits<br />
als Baggerführer gearbeitet,<br />
mit diesem Abschluss können<br />
sie ihre Qualifikation nun<br />
offiziell belegen.<br />
Kılıç: „Besserer Verdienst<br />
mit Zertifikat”<br />
Hasan Kılıç, Eigentümer von<br />
LPS erklärte, dass dieses Zertifikat<br />
auch bei Gehaltsverhandlungen<br />
sehr wichtig sei,<br />
weil der Beruf des Baggerführers<br />
in die Lohnordnung fällt:<br />
“Ein Baggerführer mit Zertifikat<br />
verdient monatlich ca.<br />
300€ mehr als ein Kollege<br />
ohne Abschluss. Das ist eine<br />
beträchtliche Summe - und<br />
dafür braucht man 60 Stunden<br />
Unterricht. Wenn es<br />
diese Möglichkeit gibt, den<br />
Kurs in der eigenen Muttersprache<br />
zu absolvieren und<br />
man diese Gelegenheit nicht<br />
ergreift, ist das eine verpasste<br />
große Chance.”, so<br />
Kılıç. Die Anmeldungen zur<br />
Ausbildung zum Bagger- und<br />
Baumaschinenführer laufen<br />
noch, interessierte Personen<br />
können sich gerne jederzeit<br />
an das BFI Wien richten.<br />
Zahlreiche Förderstellen, wie<br />
etwa Arbeitkammer (AK) und<br />
waff (Wiener ArbeitnehmerInnen<br />
Förderungsfonds) unterstützen<br />
bei der Finanzierung<br />
der Kurse. Mit diesen Förderungen<br />
kann man die Kurse<br />
kostengünstig besuchen.<br />
Symbolbild<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
BILDUNG. FREUDE<br />
E INKLUSIVE.<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
• Stapler<br />
• <br />
<br />
• <br />
<br />
<br />
• çleri <br />
/ <br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
Entgeltliche Einschaltung
MAYIS 2016<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 6<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Alev Korun<br />
Abgeordnete zum<br />
Naonalrat (Die Grünen)<br />
alev.korun@gruene.at<br />
© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />
Am 22. Mai wählen wir unseren<br />
nächsten Bundespräsidenten.<br />
Diesmal ist es eine<br />
grundlegende Entscheidung<br />
zwischen zwei sehr unterschiedlichen<br />
Entwicklungsrichtungen.<br />
Entweder Norbert<br />
Hofer, der als Kandidat<br />
der rassistischen FPÖ voll auf<br />
Parteilinie ist, lächelnd Öl ins<br />
Feuer gießt und mit seinem<br />
Europa zerstörenden Kurs<br />
massiven Schaden für Wirtschaft,<br />
Arbeitsmarkt und unsere<br />
Gesellschaft bedeuten<br />
würde. Oder Alexander Van<br />
der Bellen, der – seinem besten<br />
Wissen und Gewissen<br />
verpflichtet – Österreich in<br />
der Welt würdig vertritt,<br />
nach innen mit Mut, Verstand,<br />
Haltung und Zuversicht<br />
verbindet und tragfähige<br />
Lösungen einmahnt.<br />
Alexander Van der Bellen ist<br />
ein Kind von Zuwanderern,<br />
genauer gesagt von Flüchtlingen.<br />
Österreich hat ihm<br />
Heimat gegeben und er<br />
VAN DER BELLEN FÜR<br />
BUNDESPRÄSIDENT!<br />
Es geht am 22. Mai um unsere GEMEINSAME ZUKUNFT<br />
Son dönemlerde<br />
yaşanan terör saldırıları<br />
Avusturya’da insanların<br />
psikolojisine çok büyük<br />
zarar verdi...<br />
möchte Österreich etwas<br />
zurückgeben. Indem er den<br />
Zusammenhalt der Gesellschaft<br />
im Blick hat, Hass<br />
und Hetze entschieden entgegentritt<br />
und das beste<br />
Signal dafür ist, dass Österreich<br />
unsere GEMEINSAME<br />
HEIMAT ist, ohne Unterscheidung<br />
nach Herkunft,<br />
Religion, Muttersprache oder<br />
Hautfarbe. „Der Wille zur<br />
Zusammenarbeit“ ist der<br />
wichtigste Baustein Österreichs,<br />
sagt Van der Bellen.<br />
Diese Zusammenarbeit<br />
möchte er stärken.<br />
Die Zukunft jedes zweiten<br />
Arbeitsplatzes in Österreich<br />
hängt direkt oder indirekt<br />
von internationalen Aufträgen<br />
und Exporterfolgen ab.<br />
Vom Tourismus ganz abzusehen.<br />
1,9 Millionen Menschen<br />
und ihre Familien sind vom<br />
Erfolg der Exportwirtschaft<br />
abhängig: Arbeiter und Angestellte<br />
in der Großindustrie<br />
sowie in tausenden Kleinund<br />
Mittelbetrieben. Sie sind<br />
das Rückgrat unseres Wohlstandes<br />
und sie alle will<br />
Alexander Van der Bellen<br />
als Bundespräsident unterstützen.<br />
Am 22. Mai kommt es auf<br />
JEDE EINZELNE STIMME an.<br />
Entscheiden wir uns für mehr<br />
Zuversicht und Miteinander.<br />
Ich bitte Sie um Ihre Unterstützung<br />
für Alexander Van<br />
der Bellen.<br />
Avusturya toplumunda suç<br />
ve terör korkusu artıyor<br />
Alexander Van der Bellen<br />
Bir sigorta şirketinin yaptırdığı ankete göre<br />
Avusturya’da güven ortamının son on yılda<br />
kötüleştiği ortaya çıktı. Bu anket 16 yaş üstü<br />
1000 Avusturyalıya, Paris terör saldırısından<br />
sonra ve Brüksel saldırılarından önce yapıldı<br />
ve sonuçları şöyle oldu:<br />
Katılımcıların % 76’sı dünyadaki siyasi durumun<br />
güvensizliğe neden olduğunu, her 10 kişiden<br />
7’si suç olayları nedeniyle kendini tehdit<br />
altında hissettiğini, % 66 ise terör saldırılarından<br />
korktuklarını ifade etti.<br />
Avusturyalıların yarıdan fazlası kişisel bilgilerin<br />
gizliliği hakkında büyük endişe duyuyor.<br />
Doğal afetler ve salgınlardan korku oldukça<br />
düşük oranda.<br />
Güvenlik konusunda en çok endişeli olanlar;<br />
orta yaş grubu, gelir düzeyi düşük olanlar ve<br />
öncelikle büyük şehir sakinleri. Bu sonuç Federal<br />
Suçlar Dairesinin yayınladığı son suçlar<br />
istatistiğiyle de örtüşüyor. Suçlar istatistiğinde<br />
Viyana 1000 kişiye 108.7 suçla 60.4 olan Avusturya<br />
ortalamasının bir hayli üstünde.<br />
Avusturyalıların büyük bir kısmı 10 yıl öncesine<br />
göre kendini daha az güvende hissediyor.<br />
Viyana, Aşağı Avusturya ve Burgenland sakinleri<br />
daha bir endişeli. Günlük hayatın bile<br />
korku oluşturduğunu düşünüyor. Her 5 kişiden<br />
1’i toplu taşıma araçlarında, % 16 toplu<br />
etkinliklerde, % 8 spor alanlarında ya da takside<br />
korkuyu yaşadığını söylüyor. Kadınlar da<br />
özelikle büyük şehirlerde akşam ve gece korktuklarını<br />
ifade ediyor.<br />
Küçük yerlerde ise kendini güvende hissetme<br />
olgusu oldukça yüksek. Beldelerde halkın<br />
% 83’ü, ilçelerde ise % 76’sı kendini güvende<br />
hissediyor. Bunun aksine büyük şehrin banliyölerinde<br />
yaşayanların sadece % 45’i güvende<br />
olduğunu söylüyor.<br />
Genel olarak her 10 kişiden 9’u evinde kendini<br />
emniyette hissediyor. Sadece % 45 alarm sistemi<br />
ya da güvenli kapı sistemleri gibi koruma<br />
tedbirlerine yönelmiş durumda. Halkın genel<br />
düşüncesi; riskli durumların önlenmesinin<br />
mümkün olduğudur ve Avusturyada yaşayan<br />
bireylerin çoğu devletin güvenliği sağlama<br />
faaliyetinden memnundur.<br />
© Wolfgang Zajc<br />
© Parlamentsdirektion / Johannes Zinner<br />
Sığınma yasaları daha da sertleştirildi<br />
Avusturya Hükümetine<br />
büyük tepki<br />
Avusturya parlamentosu mültecilerle ilgili<br />
alınan önlemleri sertleştiren tartışmalı<br />
yasa paketini oy çokluğu ile onayladı.<br />
Paket, iltica başvurusu yapanların değerlendirilme<br />
sürecini zorlaştıran ve geri gönderilmelerini<br />
kolaylaştıran bazı önlemleri<br />
içeriyor.<br />
Mültecilerle ilgili Avrupa Birliği ülkeleri<br />
içerisinde en sert yasalardan biri olarak<br />
yürürlüğe giren düzenlemeye göre, sığınmacı<br />
sayısının ani artışı karşısında hükümete<br />
"Olağanüstü Hal" ilan etme yetkisi<br />
veriliyor. Yasa, Suriye dahil, savaş bölgelerinden<br />
gelen bütün sığınmacıların iltica<br />
başvurularının, doğrudan sınırda reddedilmesine<br />
olanak tanıyor.<br />
İltica başvurusunda bulunanların ailelerini<br />
yanlarına almalarını da zorlaştıran yasa<br />
ile, gerektiğinde kadın ve çocukları dahi<br />
kabul etmeden doğrudan komşu ülkelere<br />
gönderme hakkı sunuyor. Ayrıca iltica<br />
başvurularının değerlendirme süreci de<br />
6 aydan 15 aya çıkarıldı.<br />
Avusturya Meclisi uyuşturucu satıcılarına<br />
karşı caydırıcılığı arttırmak için yeni bir yasayı<br />
hayata geçirdi. Uyuşturucu ile mücadele<br />
için çıkan yeni kanuna göre genel<br />
yerlerde uyuşturucu ticaretine iki yıla<br />
kadar hapis öngörülüyor. Kanun özellikle<br />
son zamanlarda Viyana 6. hat metrosu ve<br />
çevresinde uyuşturucu ticaretinde görülen<br />
çok büyük artış nedeniyle çıkarıldı.<br />
Adalet Bakanı Wolfgang Brandstetter kanunu<br />
şöyle açıkladı: ‘‘Özel durumlar özel<br />
tedbirler gerektirir. Bu sebeple çok önemli<br />
bir adım attık.’’<br />
Polise ve sınır güvenlik güçlerine, mültecileri<br />
tutuklama, gözaltına alma ve anında<br />
sınır dışı etme yetkisi veren yasaya<br />
göre gözaltı süreleri de 5 günden 14 güne<br />
çıkarıldı.<br />
MİLLETVEKİLLERİMİZDEN<br />
YASAYA RET OYU<br />
Yasanın insan haklarına aykırı olduğunu<br />
savunan Neos Partisi, Yeşiller ve parti milletvekilleri<br />
Alev Korun ve Aygül Berivan<br />
Aslan ayrıca Hükümet ortaklarından Avusturya<br />
Sosyalist Partisi’nden (SPÖ) Nurten<br />
Yılmaz ile SPÖ’lü 3 milletvekili de yasaya<br />
ret oyu kullandı. Nurten Yılmaz açıklamasında,<br />
parlamento milletvekili olmadan<br />
önce seçmenlere entegrasyon için çalışacağı<br />
sözünü verdiğini ancak bu yeni<br />
mülteci yasasının insani olmadığını ve hayatının<br />
en zor kararlarından birini vererek<br />
bu yasaya Hayır oyu kullandığını açıkladı.<br />
Yasa 98 EVET ve 67 HAYIR oyu ile kabul<br />
edilirken, Avusturya’ya Avrupanın birçok<br />
ülkesinden tepkiler geldi.<br />
Sokakta Uyuşturucu<br />
Satışına Sert Cezalar Geliyor<br />
Meclis büyük bir çoğunlukla çıkardığı yasayla<br />
direksiyonda cep telefonu kullanımına<br />
kesin yasak getirdi. Taşıtlar<br />
kanununda değişiklik sağlayan bu yasayla<br />
sms ve e-postaların yazılması ve okunması,<br />
internette sörf artık yasak ve buna<br />
uymayanları 50 euro para cezası bekliyor.<br />
Takometrelerle oynamak da yasaklandı.<br />
Genişletilen cep telefonu yasağıyla trafikte<br />
güvenliğin arttırılması sağlanacak.<br />
Muhalefet partileri hızlandırılmış prosedürle<br />
yapılan kanun değişikliğini eleştirdi.<br />
Direksiyonda cep telefonu<br />
kullanımına kesin yasak...<br />
© BMJ / Christian Jungwirth<br />
Adalet Bakanı Wolfgang Brandstetter<br />
Kanun Mayıs sonunda yürürlüğe giriyor.<br />
Bundan sonra da cep telefonuyla hoparlörle<br />
konuşulabilecek ve araba içinde sabitlenmesi<br />
şartıyla akıllı telefon yol bulma<br />
kılavuzu olarak kullanılabilecek.<br />
Taşıtlar Kanunu değişikliği ile araçların kilometrelerin<br />
manüpüle edilerek değiştirilmesi<br />
de açıkça yasaklanıyor ve idari ceza<br />
öngörülüyor. Böylece kullanılmış araçlara<br />
yüksek fiyat talep edilmesi engellenecek.
7 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
MAYIS 2016<br />
Wie haben Sie Arbeit und Studium<br />
mit Ihrem Familienleben<br />
vereinbaren können?<br />
Wirklich, wenn ich zurückschaue,<br />
staune ich selbst auch immer<br />
wieder, wie das möglich war.<br />
Aber ich erinnere mich, dass das<br />
gar nicht so einfach war. Diese<br />
Lebensweise prägte mich nachhaltig.<br />
Ich habe meine Freizeit<br />
geopfert. Nicht nur ich, sondern<br />
auch mein Mann und auch meine<br />
beiden Töchter haben das Ganze<br />
mitgetragen. Wenn am Wochenende<br />
mein Mann mit den Kindern<br />
Zeit verbrachte, lernte ich<br />
auf Prüfungen. Ich ließ Hausarbeit,<br />
die nicht dringend anstand,<br />
links liegen. Geputzt oder gebügelt<br />
wurde erst, wenn ich die<br />
anstehende Prüfung bestanden<br />
hatte.<br />
Das ganze hat uns aber als Familie<br />
näher zusammen gebracht,<br />
weil das Studium nicht allein<br />
mein persönliches Hobby war,<br />
sondern ein Weg, der beschritten<br />
werden sollte und zwar für die<br />
Zukunft der Kinder, und das nicht<br />
nur für unsere eigenen. Vielleicht<br />
sollte es auch Vorbild für eine<br />
Gesellschaft sein, die sich im<br />
Umbruch befindet.<br />
Auf diese Weise profitierten<br />
meine Kinder schon während<br />
meines Studiums, weil sie oft<br />
unbewusst mit Wissensgebieten<br />
zu tun hatten, für die sie in dem<br />
Alter normalerweise kein Interesse<br />
zeigen würden. Ihre Wissbegierde<br />
wurde geweckt und sie<br />
stellten mir Fragen, wenn sie<br />
etwas gehört hatten, während ich<br />
laut lernte. Und wenn ich ihre<br />
MMag.<br />
Bediha a Dr. in<br />
Yıldız<br />
Lernen fürs Leben<br />
Sein Ziel verfolgenohne<br />
Wenn und AberTEIL 2<br />
Fragen beantworten wollte,<br />
musste ich meine Antwort möglichst<br />
einfach halten. Auf diese<br />
Weise habe ich oft für mich den<br />
Stoff ganz gut gelernt.<br />
Oft lernte ich auch bis spät in die<br />
Nacht hinein, manchmal auch bis<br />
in die Morgenstunden. Am Tag<br />
war ich für die Familie da. Unter<br />
der Woche brachte ich die Kinder<br />
in den Kindergarten bzw. Hort,<br />
wie es auch die berufstätigen<br />
Mütter tun. Mein Tag hatte 19<br />
Stunden, sonst wäre mir der<br />
Abschluss nicht möglich gewesen.<br />
Im Großen und Ganzen war<br />
mein Studium nicht eine reine<br />
Lerntätigkeit - zu sagen es war<br />
ein Mammutmanagement, wäre<br />
nicht übertrieben.<br />
Wurden Sie während Ihres Studiums<br />
oder Ihres Berufslebens<br />
mit Vorurteilen konfrontiert<br />
bzw. diskriminiert? Wenn ja, wie<br />
haben Sie diese überwunden?<br />
Vorurteile sind ein Teil des<br />
Menschen. Wir alle haben gegen<br />
irgendjemanden immer wieder<br />
Vorurteile, weil wir uns immer an<br />
das Fremde mit dem in uns vorhandenem<br />
Wissen annähern, was<br />
ja nicht schlimm ist. Als Gesellschaft<br />
sollte es uns zum Nachdenken<br />
anregen, wenn die<br />
Vorurteile immer noch anhaften,<br />
obwohl die Fremden eigentlich<br />
keine Fremden mehr sind. Ganz<br />
besonders erlebte ich Diskriminierung,<br />
wenn ich zu Bewer-<br />
Josef Ostermayer: ‘‘Österreich muss sich geschlossen<br />
gegen Verhalten Rechtsradikaler wehren’’<br />
Kunst- und Kulturminister Josef<br />
Ostermayer: „Mit der nächsten<br />
Provokation einer rechtsradikalen<br />
Gruppe, die das Burgtheater<br />
missbraucht hat, zeigt sich einmal<br />
mehr: Es kann und darf kein<br />
Verständnis und keine Akzeptanz<br />
für diese Aktionen geben...<br />
...Wir sind nicht nur verantwortlich<br />
für das, was wir tun, sondern<br />
auch für das, was wir nicht tun.<br />
Wer jetzt nicht aufsteht und sich<br />
gegen diese Vorfälle ausspricht,<br />
wer nicht klar macht, dass<br />
es dafür in Österreich kein<br />
Verständnis gibt, der macht<br />
sich schuldig. Es braucht einen<br />
Schulterschluss der anständigen,<br />
demokratischen und humanistischen<br />
Kräfte unseres Landes<br />
gegen die Verhetzer und Spalter<br />
der Gesellschaft. Wir stehen<br />
für die Aufklärung und ihre<br />
Werte.“<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
bungsgesprächen eingeladen,<br />
und aufgrund meiner Herkunft<br />
nicht genommen wurde. Das<br />
wurde mir auch ganz hemmungslos<br />
gesagt. Aber das tut nicht<br />
mehr so weh, weil es bereits<br />
länger zurückliegt.<br />
Das hat mich nur stärker gemacht<br />
und ich bin einfach meinen Weg<br />
weitergegangen. Ich suchte mir<br />
andere Arbeiten bzw. holte mir<br />
die nächsthöhere Qualifikation.<br />
Wie würden Sie die Situation der<br />
Türken in Österreich einschätzen<br />
und was würden Sie bemängeln?<br />
Bevor ich bemängle, würde ich<br />
ausdrücklich ein Lob an die vielen<br />
Familien aussprechen, die sich für<br />
die Bildung ihrer Kinder stark einsetzen<br />
und ihre Kinder in der Hinsicht<br />
stark unterstützen. In den<br />
letzten Jahren ist die Anzahl der<br />
Schüler in höheren Schulen und<br />
der Studierenden mit türkischem<br />
Migrationshintergrund signifikant<br />
gestiegen. Diese jungen Menschen<br />
nehmen ihren Platz in<br />
unterschiedlichen Branchen und<br />
Positionen ein.<br />
Dennoch ist das Lesen und<br />
Schreiben nicht unsere Stärke<br />
und solche und andere intellektuelle<br />
Aktivitäten werden eher<br />
vernachlässigt.<br />
Ich kann hiesige MigrantInnen<br />
nur anregen, auch andere Länder<br />
zu bereisen, damit sie die Welt<br />
in voller Größe wahrnehmen.<br />
Natürlich sind MigrantInnen eine<br />
von Armut bedrohte Gruppe. Es<br />
gibt viele Familien, die in sozial<br />
schwachen Verhältnissen leben.<br />
Nicht nur einkommensmäßig,<br />
sondern auch bildungsmäßig.<br />
Obwohl viele Türken seit langem<br />
in Österreich leben, mangelt es<br />
oft an Deutschkenntnissen. Das<br />
© BKA / Denise Rudolf<br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Problem ist, dass wenn neue Familienmitglieder<br />
hinzuwandern,<br />
auch diese die Sprache nicht erlernen.<br />
Menschen, die aus anderen<br />
Ländern zuwandern, erlernen<br />
Deutsch viel schneller. Offenbar<br />
haben wir ein Problem, das dringend<br />
gelöst werden sollte.<br />
Was würden Sie unseren LeserInnen,<br />
insbesondere den Jugendlichen<br />
und Frauen empfehlen?<br />
Sie sollen sich selbst gut kennenlernen.<br />
Sie sollen herausfinden,<br />
was sie vom Leben erwarten.<br />
Dementsprechend sollen sie sich<br />
ihren Weg selbst zeichnen. Die<br />
Landkarte, die sie von anderen<br />
bekommen, kann sie nicht immer<br />
zu ihrem Ziel führen. Sie sollen<br />
sich nie zu Dingen verpflichten,<br />
die sie nicht möchten. Wenn sie<br />
ihr Ziel bestimmt haben, sollen<br />
sie versuchen dieses mit ihren<br />
eigenen bzw. ihnen zusagenden<br />
Methoden zu erreichen. Manchmal<br />
müssen sie einen anderen<br />
Weg nehmen, als ursprünglich<br />
geplant. Nur keine Scheu davor!<br />
Sie sollten bei ihren Entscheidungen<br />
auch Fachleute oder Menschen<br />
aus ihrer Umgebung<br />
konsultieren und nicht blind<br />
entscheiden.<br />
Natürlich kann man auch ohne<br />
Universität oder Fachhochschule<br />
Erfolg haben, es gibt auch Beispiele<br />
hierfür, diese sind jedoch<br />
eher die Ausnahme. Deshalb<br />
empfehle ich nachdrücklich ein<br />
Hochschulstudium. Eine höher<br />
qualifizierte Person kann zur<br />
Not auch geringere Tätigkeiten<br />
ausüben, aber umgekehrt funktioniert<br />
das nicht. Eines dürfen<br />
wir nicht vergessen, nämlich dass<br />
wir im Wissenszeitalter leben und<br />
dass Wissen noch nie so wichtig<br />
war wie heute. Früher wurde<br />
in der Gesellschaft zwischen<br />
Reichen und Armen unterschieden,<br />
heute wird von Bildungsfernen<br />
und Bildungsnahen gesprochen.<br />
Arbeit, die heute noch<br />
von Menschen verrichtet wird,<br />
wird in naher Zukunft von Robotern<br />
erledigt werden.<br />
Deshalb empfehle ich den jungen<br />
Menschen dringend ihre Ausbildung<br />
ohne große Umschweife<br />
abzuschließen. Das Leben hat<br />
mehr für sie parat. Sollten sie aus<br />
irgendeinem Grund ihre Ausbildung<br />
abbrechen, sollten sie diese<br />
bei der nächsten Gelegenheit<br />
nachholen. Als ich maturiert habe<br />
war ich 27, mit 30 fing ich an<br />
zu studieren und war mit 35<br />
Uniabsolventin.<br />
Möchten Sie noch etwas ergänzen?<br />
Menschen aus unterschiedlichen<br />
Bereichen können zusammenkommen<br />
und sich austauschen.<br />
Ich bin z.B. bei einer Schreibgruppe<br />
und einer Englisch-Konversationsgruppe,<br />
die im privaten<br />
Bereich, nicht über Bildungsinstitutionen,<br />
stattfindet. In diesen<br />
Gruppen erlebe ich, was<br />
lebenslanges Lernen heißt: -<br />
wenn 70jährige noch weiterlernen,<br />
werde ich von Neuem<br />
inspiriert.<br />
Herzlichen Dank für dieses<br />
bereichernde Gespräch.<br />
Ja, gerne. Ich bedanke mich.<br />
Sanat ve Kültür Bakanı Josef Ostermayer:<br />
‘Tüm Avusturya Aşırı Sağa<br />
Karşı Birlik Olmalı...’<br />
Viyana (OTS)- Aşırı sağ grupların<br />
provokasyonları dur durak tanımıyor.<br />
Burgtheater tiyatrosunun<br />
sahnesini basan aşırı sağ grubun<br />
bir sonraki provokasyonu üzerine<br />
Sanat ve Kültür Bakanı Josef<br />
Ostermayer bazı açıklamalarda<br />
bulundu: ‘‘Bu tür eylemlere anlayış<br />
ve kabul asla gösterilemez ve<br />
gösterilmemelidir. Tiyatro sahnelerini<br />
işgalle başlayan eylemler<br />
daha sonra bizleri koruyan güvenlik<br />
güçlerine karşı şiddete dönüşüyor.<br />
Bu tür eylemlerin siyasete<br />
katkısı yoktur ve demokratik<br />
değillerdir. Sanatın özgürlüğüne<br />
saldırmak Avusturya’ya ve onun<br />
değerlerine, demokrasiye, hukuk<br />
devletine, düşünce, konuşma ve<br />
toplanma özgürlüğüne karşı olmaktır.<br />
Malumunuz üzere Burgtheaterin<br />
dış tarafında dünyaca<br />
ünlü şair ve edebiyatçıların büstleri<br />
var. Bunlardan biri de Molière<br />
ait ve üstünde O’nun şu anlamlı<br />
sözü yazılı ‘‘Yalnız yaptıklarımızdan<br />
değil, bilakis yapmadıklarımızdan<br />
da sorumluyuz.’’ Bu olaylara<br />
karşı kalkıp ta şimdi konuşmayan<br />
ve Avusturya’da hiçbir<br />
zaman anlayış gösterilmeyeceğini<br />
açıkça haykırmayan kişiler de<br />
suçlu olacaktır. Son olarak belirtmeliyim<br />
ki, ülkemizin dürüst, demokrat<br />
ve hümanist güçlerinin,<br />
toplumun tahrikçi ve bölücülerine<br />
karşı dayanışma içinde olmasına<br />
ihtiyaç var. Bunun için birlikte<br />
hareket etmeliyiz.’’
MAYIS 2016<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 8<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Nurten YILMAZ<br />
Abgeordnete zum Nationalrat (SPÖ)<br />
nurten.yilmaz@parlament.gv.at<br />
© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />
Aktuell sinkt die Anzahl schutzsuchender<br />
Personen: Im März haben 3.265 Personen<br />
in Österreich Asyl beantragt, das ist<br />
50% weniger verglichen zum Februar<br />
2016. Unabhängig davon, ob die Anträge<br />
nun weiter zurückgehen oder in den<br />
wärmeren Monaten wieder steigen:<br />
Jeder Flüchtling sollte vom ersten Tag an<br />
integrationspolitisch begleitet werden.<br />
Das ist die politische Leitlinie der Wiener<br />
Stadtpolitik. Integration startet nicht<br />
mehr mit einem positiven Asylbescheid,<br />
oftmals nach monatelangem Warten,<br />
sondern vom dem Tag an, an dem<br />
Schutzsuchende in der Grundversorgung<br />
sind. Nichts ist kontraproduktiver, als<br />
wenn junge Menschen zum Nichts-Tun<br />
bzw. Warten gezwungen werden. Während<br />
die Politik rechter Parteien darauf<br />
abzielt, Flüchtlinge zu Feindbildern zu<br />
stilisieren und Probleme größer zu<br />
machen, als sie sind, gilt es auf konkrete<br />
Lösungen zu setzen. Eine Politik, die<br />
Perspektiven zeigt und gibt. Ziel: Angebote<br />
ab dem 1. Tag für Orientierung,<br />
Sprache und Qualifikation.<br />
Wie schaut das konkret aus? Nach der<br />
Zuweisung zum Asylverfahren werden<br />
AsylwerberInnen im Rahmen des „Start-<br />
Wien“-Programms zu einem Erstgespräch<br />
eingeladen, in welchem Fragen<br />
abgeklärt und die weitere Vorgangsweise<br />
Ganzheitliche<br />
Integrationsbegleitung<br />
vom 1. Tag an<br />
besprochen, sowie die „Bildungs-Card“<br />
erstellt wird. Danach erfolgen muttersprachliche<br />
„StartWien“-Infomodule, die<br />
erstes Orientierungswissen in den<br />
Bereichen Bildung, Gesundheit, Wohnen,<br />
Soziales und Zusammenleben vermitteln.<br />
Die neue "Bildungsdrehscheibe" der<br />
Grundversorgung Wien bei den Wiener<br />
Volkshochschulen bietet Bildungsberatung,<br />
Sprach- und Kompetenzclearing<br />
und die Zuweisung zu Deutschkursen<br />
bzw. Basisbildungsangeboten an.<br />
Während des Asylverfahrens findet eine<br />
laufende Begleitung der Integrationsentwicklung<br />
durch die Bildungsdrehscheibe<br />
statt, welche etwa die Vermittlung<br />
in gemeinnützige Beschäftigungs- und<br />
Qualifizierungsangebote, Bewerbungscoachings,<br />
Unterstützung bei der Anerkennung<br />
von Qualifikationen und<br />
laufende Bildungscoachings beinhaltet.<br />
Die persönliche Entwicklung wird mit der<br />
„Bildungs-Card“ dokumentiert. Die Informationen<br />
über Bildung, Ausbildung und<br />
Kompetenzen, die im System von „Start-<br />
Wien“ gewonnen wurden, werden nach<br />
dem positiven Bescheid dem AMS zur<br />
Weiterarbeit übergeben. Die Teilnahme<br />
an den Deutschkurs-Angeboten ist<br />
verpflichtend und soll Voraussetzung für<br />
eine Monatskarte der Wiener Linien zum<br />
Selbstkostenbeitrag von 4€ sein.<br />
Avusturya Hükümeti 2017-2020 yılları bütçesini belirledi<br />
Entegrasyon, Güvenlik ve<br />
Eğitime büyük yatırımlar<br />
Avusturya Hükümeti 2017-2020 yılları arasını<br />
kapsayacak bütçe görüşmelerini radikal kararlar<br />
alarak tamamladı. Açıklanan sonuçlara<br />
göre, özellikle güvenlik ve entegrasyona<br />
yapılacak yatırımlar ön plana çıktı. Devlet<br />
borçlanması azaltılırken, yapısal sıfır bütçe<br />
açığının az oranda artıda tutulması karara<br />
bağlandı.<br />
Gelecek yıllar için planlanan bütçenin çekirdeğini<br />
güvenlik paketi oluşturdu. Emniyet ve<br />
ordunun bütçelerindeki artış şaşırtıcı büyüklükte<br />
oldu. Savunmaya 896 milyon euroluk<br />
bir yatırım kararı alındı. Savunma Bakanı<br />
Hans Peter Doskozil ise beklentisinin 1 milyar<br />
euronun üstünde olduğunu açıklamıştı.<br />
Yeni mülteciler ve ilticaları kabul edilenlerin<br />
ülkeye uyum süreçleri için daha çok kaynak<br />
ayrıldı. Kalkınma yardımı ve entegrasyon özel<br />
bütçesi de arttırıldı. Eğitime büyük bir bütçe<br />
ayrılmasına kesin gözüyle bakılıyor ve sonbaharda<br />
eğitim bütçesi kesinleşecek.<br />
2017-2020 Mali çerçeve şöyle çizildi:<br />
2020’ye kadar bütçe planının maddeleri...<br />
- Bakanlıklar: 2017-2020 arasında bakanlıklar<br />
için ne kadar yatırım yapılacağı belirlendi<br />
- İçişleri: 625 milyon euro taze para ve ülke<br />
sınırlarının yönetimi için de ilave 480 milyon<br />
euroluk kaynak.<br />
- Savunma: Avusturya savunma ve güvenlik<br />
paketi için 896 milyon euro.<br />
- Kalkınma Yardımı: Kalkınma işbirliği yardımı<br />
için 2021’e kadar 440 milyon euro gibi<br />
önemli bir bütçe ayrıldı.<br />
- Entegrasyon: 500 milyon euro farklı bölümlere<br />
aktarılacak. AMS’e mültecilerin iş piyasasına<br />
uyumuna 150, sığınmacı çocukların<br />
okul sistemine uyumu konusuna 2016’da 64,<br />
2017’de 80 milyon euro ayrıldı.<br />
- Eğitim: Eğitim genel bütçesine sonbaharda<br />
karar verilecek.<br />
- Araştırma: Ek araç ve gereç için 15 milyon<br />
euro ayrıldı.<br />
© BKA / Andy Wenzel<br />
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-moon’dan Avusturya’ya sert eleştiriler<br />
‘Avusturya’da yabancı düşmanlığının<br />
artması son derece endişe verici’<br />
BM Genel Sekreteri Ban Kimoon<br />
Avusturya Parlamentosu’nun<br />
bir oturumunda<br />
konuşma yapan ilk yabancı<br />
devlet konuğu oldu.<br />
Ban Ki-moon konuşmasında<br />
Avrupa’da gittikçe sertleşen<br />
göç ve sığınmacı politikalarını<br />
eleştirdi. Milletvekilleri,<br />
hükümet üyeleri ve Cumhurbaşkanı<br />
Heinz Fischer’in<br />
de bulunduğu konuşmasında<br />
Genel Sekreter: "Avrupa<br />
ülkeleri giderek daha<br />
kısıtlayıcı ve sert, göç ve<br />
mülteci politikası uygulamaya<br />
başlamıştır. Kararlarındaki<br />
kavram ve tedbirler,<br />
insancıl bir uluslararası<br />
hukuk ve Avrupa hukukunun<br />
devletlere yüklemiş olduğu<br />
sorumluluklarla ilgili<br />
olarak olumsuz mesaj vermektedir.<br />
Bölme ve marjinalleşme<br />
insanları yaralar<br />
ve güvenliğe zarar verir,<br />
oysa bu insanlar cesur, dirençli<br />
ve ileri görüşlüler.<br />
Geldikleri bu yeni topluma<br />
enerjilerini ve onların ihtiyaç<br />
duyduğu yetileri beraberinde<br />
getiriyorlar. Gelişleri<br />
iyi yönetildiğinde bu<br />
herkes için kazanç olur.<br />
Avusturya halkı ve hükümetinin<br />
mülteci krizinde gösterdiği<br />
çok büyük gayret<br />
övülmeyi hak ediyor. Ancak<br />
söylemeliyim ki, Avusturya<br />
içinde ve dışında artan yabancı<br />
düşmanlığından ziyadesiyle<br />
endişeliyim." dedi.<br />
"İslamofobik ifadeler<br />
toplumları zehirliyor"<br />
Genel Sekreter Ban Ki-moon<br />
Avusturya Dışişleri ve Uyum<br />
Bakanı Sebastian Kurz ile<br />
görüşmesinin ardından<br />
bakan Kurz ile basın mensuplarına<br />
açıklamalarda bulundu.<br />
Ban Ki-moon, sığınmacı<br />
krizi ve Avrupa’da<br />
gittikçe artan İslamofobi<br />
konularını ele aldıklarını belirterek,<br />
"Hiçbir ülke küresel<br />
sorunları tek başına çözemez.<br />
Ortak değerleri korumak<br />
için birlikte hareket<br />
etmeliyiz. Özellikle Avrupa'da<br />
artan İslamofobi,<br />
kadın ve çocuklar başta<br />
olmak üzere herkesi olumsuz<br />
etkiliyor. İslamofobik ve<br />
© PID / Christian Jobst<br />
ayrımcı ifadeler, kurbanların<br />
haklarını ihlal ediyor ve toplumun<br />
bütün katmanlarını,<br />
din, ırk ve renk ayrımı gözetmeksizin<br />
zehirliyor."<br />
Viyana Belediye Başkanı<br />
Michael Häupl’e ziyaret<br />
Viyana Belediyesi’ne de<br />
ziyarette bulunan Ban Kimoon,<br />
Başkan Häupl ile 17<br />
maddelik Devamlı Gelişme<br />
İçin Birleşmiş Milletler (BM)<br />
Hedeflerini imzaladı.<br />
Viyana adına 17 maddeli devamlı<br />
gelişme için BM hedefleri<br />
metnini Belediye<br />
Başkanı Michael Häupl imzalarken,<br />
Ban Ki Moon’a da<br />
katkılarından dolayı teşekkür<br />
etti. Başkan Häupl yaptığı<br />
açıklamada Viyana ve<br />
Birleşmiş Milletler arasındaki<br />
iyi işbirliğine vurgu yaptı.<br />
Geçen on yıllar boyunca Viyana’nın<br />
bir BM şehri olarak,<br />
uluslararası siyasetin<br />
döndüğü, kültürlerarası ve<br />
dinler arası iletişim kenti<br />
olarak anıldığını vurguladı.<br />
Ban Ki-moon ise Viyana’nın<br />
yalnız kendisini etkilemekle<br />
kalmayıp BM’yi de kararlı<br />
© Dragan Tatic<br />
şekilde desteklediğini belirtti.<br />
Gelecekte de Viyana<br />
ve BM arasındaki ortaklığın<br />
derinleşerek devam etmesi<br />
arzusunu dile getirdi.<br />
İmzalanan metinde yer alan<br />
BM hedeflerinden bazıları:<br />
2030 yılına kadar fakirlikle<br />
mücadele, herkese eğitime<br />
erişme fırsatı, cinsiyet eşitliğinin<br />
geliştirilmesi, çevre korumanın<br />
güçlendirilmesi ve<br />
barışı sağlama. Metnin imzalanmasıyla<br />
da Viyana bu<br />
hedefleri gerçekleştirmede<br />
öncü olacaktır.<br />
Viyana Belediye Başkanı Michael Häupl ve BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon Genel Sekreter Ban Ki-moon ve Avusturya Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz (Eski) Başbakan Werner Faymann, Cumhurbaşkanı Fischer, Ban Ki-moon ve Meclis Başkanı Doris Bures<br />
© Parlamentsdirektion / Johannes Zinner
MAI 2016<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
INTEGRATION - 9<br />
Sprechen lernt man nur durch Sprechen<br />
HELFEN.<br />
WIE WIR.<br />
Die Plattform „HELFEN. WIE WIR.“,<br />
die der ORF und die österreichischen<br />
Hilfsorganisationen Caritas, Diakonie,<br />
Hilfswerk, Rotes Kreuz, Samariterbund<br />
und Volkshilfe im September<br />
2015 gestartet haben, geht in die<br />
zweite Phase.<br />
Eine der größten Herausforderungen für<br />
Flüchtlinge in Österreich ist das Erlernen der<br />
Sprache. Die Nachfrage und der Wunsch, rasch<br />
Deutsch zu lernen, sind groß – aber das Angebot<br />
reicht nicht aus. Aus diesem Grund bittet<br />
„HELFEN. WIE WIR.“ um Spenden, die es den<br />
beteiligten NGOs ermöglichen, zusätzliche<br />
Deutschkurse für Flüchtlinge anzubieten.<br />
Wrabetz: „Grundvoraussetzung für<br />
Integration ist Spracherwerb“<br />
ORF-Generaldirektor Dr. Alexander Wrabetz:<br />
„,HELFEN. WIE WIR.‘ hat im Vorjahr einen<br />
wichtigen Beitrag zur Unterbringung und Betreuung<br />
von Flüchtlingen in Österreich geleistet.<br />
Eines der vorrangigsten Probleme ist und<br />
bleibt aber die Integration. Und die Grundvoraussetzung<br />
dafür ist der Spracherwerb.<br />
Sprache ist nicht nur der Schlüssel zur<br />
Ver-ständigung, sondern vermittelt auch<br />
Haltungen, schafft Verständnis und gibt<br />
Orientierung.“<br />
Sissy Mayerhoffer, Leiterin des ORF-Humanitarian<br />
Broadcasting: „Die meisten Flüchtlinge<br />
wollen rasch die deutsche Sprache erlernen.<br />
Aber das Angebot reicht entweder nicht aus<br />
oder es fehlt an Zertifizierungsmöglichkeiten.<br />
Wir möchten mit zertifizieren Kursen möglichst<br />
viele Teilnehmer/innen auf A1-Level<br />
nach europäischem Referenzrahmen für<br />
Sprachen bringen.“<br />
Die Website helfenwiewir.at ermöglicht nicht<br />
nur Online-Spenden, sondern stellt auch<br />
Unterrichtsmaterialien sowie Deutschkurse<br />
zum kostenlosen Download zur Verfügung<br />
und bietet alle wichtigen Informationen zur<br />
Kampagne und den Hilfsmöglichkeiten.<br />
Chalupka: „Angebot muss rasch<br />
ausgebaut werden“<br />
Mag. Michael Chalupka, Direktor der Diakonie<br />
Österreich und im „HELFEN. WIE WIR.“-Beirat:<br />
„Ein vielfältiges Angebot an unterschiedlichen<br />
Kursformaten ist wichtig, um unterschiedliche<br />
Ausgangslagen und Bedürfnisse der Flüchtlinge<br />
abdecken zu können. Das Wichtigste<br />
jedoch ist, dass das Angebot an zusätzlichen<br />
Deutschkursen rasch ausgebaut werden muss.<br />
Denn durch die Kurse wird nicht nur Sprache<br />
und Kultur vermittelt, sondern sie geben<br />
den Flüchtlingen im Alltag auch Struktur<br />
und Ziele.“<br />
(OTS)<br />
Statement von<br />
Sebastian Kurz,<br />
Außen- und Integrationsminister<br />
Anerkennungsund<br />
Bewertungsgesetz<br />
im Ministerrat beschlossen<br />
Menschen sollen in Österreich nicht nach<br />
ihrer Herkunft, Sprache, Religion oder Kultur<br />
beurteilt werden, sondern danach, was<br />
sie bereit sind zu leisten und so zu einem<br />
gelungenen Zusammenleben in Österreich<br />
beizutragen. Wir als Integrationsministerium<br />
wollen diese Leistung ermöglichen, einfordern<br />
und anerkennen. Der Einstieg in den<br />
österreichischen Arbeitsmarkt ist ein zentraler<br />
Schritt für die erfolgreiche Integration<br />
von Zuwanderinnen und Zuwanderern in<br />
Österreich.<br />
Viele Menschen mit Migrationshintergrund<br />
verfügen über wertvolle Qualifikationen, die<br />
sie in einem anderen Land erworben haben<br />
und auf dem österreichischen Arbeitsmarkt<br />
einsetzen möchten. Ein Drittel aller Migrantinnen<br />
und Migranten arbeitet derzeit unter<br />
ihrem Ausbildungsniveau. Auch unter der<br />
hohen Anzahl an Flüchtlingen befinden sich<br />
viele Personen mit mitgebrachten Qualifikationen.<br />
Um diese Qualifikationen für den<br />
österreichischen Arbeitsmarkt vergleichbar<br />
und somit nutzbar zu machen, bedarf es in<br />
vielen Fällen einer Anerkennung.<br />
Das neue Anerkennungs- und Bewertungsgesetz,<br />
das vor kurzem im Ministerrat beschlossen<br />
wurde, wird nun den Anerkennungsprozess<br />
von im Ausland erworbenen<br />
Qualifikationen vorantreiben. Mit neuen und<br />
kürzeren Verfahren sowie verstärkter Beratung<br />
schaffen wir die Voraussetzungen dafür,<br />
dass ZuwanderInnen und Asylberechtige ihre<br />
Fähigkeiten möglichst rasch in Österreich<br />
einbringen können. Insbesondere für Asylberechtigte<br />
stellt der Einstieg in den österreichischen<br />
Arbeitsmarkt eine zentrale Herausforderung<br />
für ihre Integration dar. Häufig<br />
fehlen ihnen aufgrund ihrer Flucht Zeugnisse,<br />
die abgeschlossene Ausbildungen oder<br />
Berufserfahrung belegen. Das neue Gesetz<br />
ermöglicht hier besondere Verfahren, damit<br />
auch bei Verlust erforderlicher Unterlagen<br />
die Qualifikation festgestellt werden kann.<br />
Außerdem werden Bewertungsverfahren eingeführt<br />
und die Fristen für alle Anerkennungsverfahren<br />
vereinheitlicht, die nun<br />
auf vier Monate verkürzt werden. Wir<br />
setzen damit einen wichtigen Schritt zur<br />
raschen Integration auf dem österreichischen<br />
Arbeitsmarkt. Menschen, die in Österreich<br />
ihren Beitrag leisten wollen, haben mit dem<br />
neuen Gesetz die Chance schneller einen<br />
Job zu finden, der ihren Qualifikationen<br />
entspricht, davon profitiert auch die österreichische<br />
Wirtschaft.<br />
© Felicitas Matern / feelimage.at<br />
Regeln für die Nutzung des<br />
Landschaftsschutzgebietes<br />
Wiestalsee<br />
Sehr geehrte BesucherInnen<br />
unserer Landschaft!<br />
Damit die Natur auch zukünftigen Generationen<br />
in ihrer Schönheit erhalten bleibt und ein gutes<br />
Miteinander möglich ist, gibt es Regeln in Schutzgebieten.<br />
Koruma altındaki doğal<br />
bölgenin kullanım kuralları<br />
Wiestalsee<br />
Doğal Alanımıza Gelen<br />
Değerli Ziyaretçiler!<br />
Gelecek nesiller için de doğamızın güzelliğini<br />
koruması ve güzel bir birlikte yaşamın mümkün<br />
olması için, doğa koruma alanlarında belli kurallar<br />
vardır.<br />
Im Landschaftsschutzgebiet „Wiestalsee“ gelten<br />
folgende Bestimmungen:<br />
Das Entzünden von (Grill-)Feuer – mit und ohne<br />
Griller – ist verboten!<br />
Es darf kein Holz aus den Wald entnommen und<br />
verwendet werden!<br />
Die Flächen sind sauber zu hinterlassen!<br />
Müll ist mit nach Hause zu nehmen oder in den<br />
dafür zur Verfügung gestellten Müllcontainern<br />
zu entsorgen!<br />
Zelten oder Lagern ist verboten!<br />
Das Halten und Parken auf Forststraßen oder<br />
am Geh- und Radweg mit KFZ ist untersagt!<br />
© W. Ochmann<br />
© A. Glück<br />
Doğa koruma alanında olan „Wiestalsee“ için şu<br />
kurallar geçerlidir:<br />
Ateş yakmak – Gril ile veya Grilsiz – yasaktır.<br />
Ormandan odun alınması ve kullanılması<br />
yasaktır!<br />
Kullanılan alanın temiz bir şekilde bırakılması<br />
gerekir!<br />
Çöplerinizi yanınızda götürmeniz veya hazır<br />
bulunan çöp konteynerlerine aktarmanız<br />
gerekmektedir!<br />
Çadır kurmak ve kamp yapmak yasaktır!<br />
Araçların orman yolunda veya yaya ve bisiklet<br />
yollarında durmaları ve park etmeleri yasaktır!<br />
Bezahlte Anzeige<br />
Das Zuwiderhandeln stellt eine Verwaltungsübertretung<br />
dar und ist nach § 61 Salzburger<br />
Naturschutzgesetz mit einer Geldstrafe von<br />
bis zu € 14.600 Strafe bedroht.<br />
Kurallara uyulmaması Salzburg Doğa Koruma<br />
Kanunu § 61. maddesine göre idari suç teşkil<br />
etmektedir ve bunun 14.600 €‘ya kadar para<br />
cezası vardır.
© BMVIT-BKA / Andy Wenzel<br />
© Rastegar/AIT<br />
MAI 2016<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
WISSENSCHAFT UND TECHNIK - 10<br />
Karriere in Forschung und Technik<br />
Girls‘ Day im bmvit<br />
Wien - Am Töchtertag öffnete das Bundesministerium<br />
für Verkehr, Innovation und<br />
Technologie (bmvit) seine Türen für Schülerinnen<br />
und Kindergartenkinder. Über 300<br />
Mädchen nutzten die Gelegenheit um<br />
in Workshops zu den Themen Mobilität, erneuerbare<br />
Energien und Weltraum mitzuarbeiten<br />
und die Berufsbilder im bmvit<br />
kennenzulernen. Bei Berufskino und Millionenshow<br />
brachten weibliche<br />
Lehrlinge den Mädchen technische<br />
Berufe näher.<br />
Beim Basteln von Satelliten<br />
und im Austausch mit den<br />
bmvit-Expertinnen zur Mobilität<br />
der Zukunft konnten die<br />
jungen Frauen die vielfältigen<br />
Arbeitsfelder des Ministeriums<br />
entdecken. Den Schritt von<br />
der Idee zur Erfindung lernten<br />
die Teilnehmerinnen in einem<br />
Workshop des österreichischen<br />
Patentamtes (ÖPA)<br />
kennen und erfuhren dabei<br />
© OVE / Marco De Boes<br />
Wissenswertes zum Thema Patente und<br />
Design.<br />
Verkehrssicherheits-Rallye mit Helmi<br />
Im Rahmen einer Verkehrssicherheits-<br />
Rallye trafen die jüngsten Teilnehmerinnen<br />
auf Helmi. Beim Girls‘ Day Mini lernten<br />
die rund 80 Mädchen aus verschiedenen<br />
Kindergärten alles rund um das Thema<br />
sicheres Radfahren.<br />
(OTS)<br />
Einblick in die Technologiethemen der Zukunft<br />
Karriere als Forscherin<br />
Wien - Bereits zum zehnten Mal öffnete das<br />
AIT am Standort TECHbase seine Türen für<br />
den Wiener Töchtertag. Zehn Mädchen<br />
zwischen 11 und 16 Jahren erhielten direkte<br />
Einblicke in die Arbeitswelt von Forscherinnen<br />
und lernten spannende Berufsfelder<br />
kennen.<br />
Das Ziel des Töchtertags ist es, Mädchen<br />
neue Berufsbilder abseits gängiger Gender-<br />
Klischees zu eröffnen. Das AIT Austrian<br />
Institute of Technology unterstützt diese<br />
Initiative bereits seit Beginn, um Mädchen<br />
die vielfältigen Karrierechancen<br />
in Forschung, Technik und<br />
Innovation näher zu bringen.<br />
„Wir nutzen den Töchtertag als<br />
eine ideale Möglichkeit, Mädchen<br />
den vielseitigen Beruf<br />
der „Forscherin“ aus erster<br />
Hand vorzustellen und ihnen<br />
konkrete Karrierechancen am<br />
AIT aufzuzeigen. Abgerundet<br />
durch praxisnahe Einblicke in<br />
Labors und Workshops wird<br />
das Interesse an Forschung<br />
geweckt und gefördert“ sagt<br />
Prof. Wolfgang Knoll, Managing Director<br />
des AIT Austrian Institute of Technology.<br />
Die Mädchen lernten am Töchtertag den<br />
Werdegang und Arbeitsalltag von Forscherinnen<br />
der einzelnen AIT-Departments<br />
aus erster Hand kennen. Forscherinnen aus<br />
den Mobility, Energy und Innovation<br />
Systems Departments standen ihnen Rede<br />
und Antwort. Spielerisch und praxisnah<br />
erfuhren die Mädchen alles rund um die<br />
Infrastruktur- und Technologiethemen der<br />
Zukunft.<br />
(OTS)<br />
Schnuppern für die Berufswahl<br />
Frauen in der (Elektro-)Technik<br />
Wien - Im Zeichen von „Frauen in der Technik“<br />
stand der Wiener Töchtertag. Am Vormittag<br />
öffneten zahlreiche technische<br />
Betriebe ihre Türen und Tore für Schülerinnen.<br />
Dabei konnten die Mädchen in die<br />
Arbeitswelt in technischen und naturwissenschaftlichen<br />
Bereichen schnuppern und<br />
so ihren Horizont in puncto Berufswahl<br />
erweitern. In den Unternehmen trafen sie<br />
auch auf erfolgreiche weibliche Vorbilder.<br />
Bei femOVE, der Plattform für (Elektro-)<br />
Technikerinnen im Österreichischen Verband<br />
für Elektrotechnik (OVE), stehen<br />
Frauen in der Technik im Mittelpunkt.<br />
Wesentliche Ziele von femOVE sind es,<br />
die Frauen der Branche vor den Vorhang<br />
zu holen sowie adäquate Rollenbilder und<br />
positive Vorbilder für alle Karrierestufen<br />
zu schaffen.<br />
„Stereotype sind nicht unveränderlich!“,<br />
sagt Doktor Michaela Leonhardt, Vorsitzende<br />
von femOVE, voller Überzeugung.<br />
„Wollen wir die eingefahrenen Muster auflösen<br />
und uns zukunftsfit einstellen, benötigt<br />
die Gesellschaft Vorbilder,<br />
die der modernen Arbeitswelt<br />
entsprechen. Denn Frauen und<br />
Männer – vom Schulkind bis<br />
zur Geschäftsführung – werden<br />
nicht von abstrakten Erkenntnissen<br />
und edlen Zielen beflügelt,<br />
sondern von Erfahrungen des<br />
Alltags: Im Bereich der Technik<br />
eben von erfolgreichen Frauen,<br />
die vorleben, was alles möglich<br />
ist.“<br />
(OTS)<br />
FH Technikum Wien<br />
Industrie 4.0 zum Lernen und Angreifen<br />
Wien - In enger Zusammenarbeit mit international<br />
führenden Technologieherstellern im Bereich<br />
industrielle Automation und Robotik entstand<br />
in den vergangenen Monaten eine in Österreich<br />
einzigartige Lehr- und Forschungslandschaft für<br />
Industrie 4.0. Zur feierlichen Eröffnung der „Digitalen<br />
Fabrik“ lud die Fachhochschule Technikum<br />
Wien zahlreiche Vertreter der Industrie nach<br />
Wien. Dem Anlass entsprechend wurde das Band<br />
von einem Roboter mit einer Schere, die im<br />
3D-Druckverfahren hergestellt wurde, durchschnitten.<br />
„Industrie 4.0 ist die große Chance, den internationalen<br />
Wettbewerb weniger über den Preis<br />
zu führen, sondern verstärkt über Know-how<br />
und neue Technologien“, bekräftigte Lothar<br />
Roitner, Obmann der FH Technikum Wien<br />
und Geschäftsführer des Fachverbands der<br />
Elektro- und Elektronikindustrie (FEEI), die<br />
Bedeutung von Industrie 4.0 für den Standort<br />
Österreich.<br />
oder<br />
Am Institut für Advanced Engineering<br />
Technologies haben die<br />
Studierenden die Möglichkeit,<br />
mithilfe des hochwertigen technischen<br />
Equipments Regel- und<br />
Steuerungsaufgaben auf Industriestandard<br />
zu erlernen. „Als<br />
erste Fachhochschule in Österreich<br />
bieten wir nun sowohl<br />
Studenten als auch Unternehmen<br />
die Möglichkeit, unter realen<br />
Bedingungen Industrie-4.0-Anwendungen<br />
kennen zu lernen, zu<br />
entwickeln und sich einzigartiges<br />
Fachwissen anzueignen.“<br />
Piloteinrichtungen wie die digitale Fabrik sind für<br />
die Weiterentwicklung vernetzter Produktionsprozesse<br />
wichtige Bausteine. Sie bieten Unternehmen<br />
die Möglichkeit, neue Methoden und<br />
Technologien unter realen, aber geschützten Bedingungen<br />
ausprobieren zu können und schnelle<br />
Ergebnisse für ihre eigene Automatisierungshardund<br />
-software erzielen zu können, so Hofstädter,<br />
Vorstandsvorsitzender der Plattform Industrie 4.0<br />
Österreich, Leiter Siemens Digital Factory Central<br />
Eastern Europe, Vorstandsmitglied der FH Technikum<br />
Wien.<br />
„Veränderungen durch Digitalisierung verlaufen<br />
schnell und radikal“, weist Rainer Stetter, Geschäftsführer<br />
der ITQ GmbH, München, hin. Maschinen<br />
– auch Autos – werden zunehmend von<br />
Soware dominiert. Innovaon darf nicht mehr als<br />
„Verbesserung in kleinen Schrien“, sondern als<br />
fundamental neue Lösungen gesehen werden.<br />
„Wir brauchen wieder mehr Spinner!“, so Steer.<br />
Geld zurück! 1<br />
Immer für Sie & Ihr Kind da - für alle Schulklassen und<br />
alle Fächer von der Volksschule bis zur Matura!<br />
Herzaman sizin ve çocuğunuz için burada - bütün<br />
sınıflar ve dersler için, İlkokul‘dan Matura‘ya kadar.<br />
JETZT ANMELDEN:<br />
WH- &<br />
Sommerkurse<br />
für einen guten Start<br />
ins neue Schuljahr.<br />
Nur für Neukunden: Testen Sie 2 kostenlose Schnupperstunden!<br />
Sadece yeni öğrenciler için: 2 ücretsiz deneme saatine katılabilirsiniz.<br />
1 Sondertarif: Aktionsbedingungen unter www.schuelerhilfe.at/fuenfwegodergeldzurueck.<br />
INNSBRUCK, Salurner Str. 18, 0512 / 570557<br />
HALL, Stadtgraben 1, 05223 / 52737<br />
SCHWAZ, Münchner Str. 48, 05242 / 61077<br />
WÖRGL, Speckbacherstr. 8, 05332 / 77951<br />
TELFS, Obermarktstr. 2, 05262 / 63376<br />
WWW.SCHUELERHILFE.AT<br />
© FH Technikum Wien, APA / FotoserviceRoßboth<br />
(OTS)<br />
Entgeltliche Einschaltung
11 - GESUNDHEIT<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
MAI 2016<br />
Entgeltliche Einschaltung<br />
Rauchfrei<br />
Telefon<br />
Rauchfrei zu mehr Gesundheit<br />
und Lebensqualität<br />
Tipps zum Aufhören:<br />
» Haben Sie Mut zum Rauchstopp<br />
» Planen Sie Ihren Rauchstopp<br />
» Machen Sie Ihre Umgebung rauchfrei<br />
» Bleiben Sie rauchfrei<br />
Für junge Familien in belastenden Situationen<br />
Salzburg (LK) - "Birdi" ist das neue Angebot des<br />
Landes Salzburg und der Sozialversicherung<br />
für junge Familien in belastenden Situationen.<br />
"Birdi" bietet Unterstützung durch ausgebildete<br />
Familienbegleiterinnen für Familien, in<br />
denen aus sozialen, finanziellen oder psychischen<br />
Gründen ein Gefühl der Belastung<br />
oder Überforderung entsteht. Ziel ist die<br />
Stabilisierung junger Familien. "Birdi" wird seit<br />
März von der Elternberatung des Landes<br />
und im Pongau und Pinzgau vom Verein pepp<br />
umgesetzt.<br />
"Unterstützungsprojekte für Familien sind ein<br />
Erfolgsmodell in vielen Ländern, das wir jetzt<br />
auch in Salzburg umsetzen werden. Wenn wir<br />
gleich am Anfang unterstützen, geben wir<br />
jungen Familien die Chance, ihr Leben selber<br />
in den Griff zu bekommen.", so Gesundheitsund<br />
Spitalsreferent Landeshauptmann-Stellvertreter<br />
Christian Stöckl und SGKK-Obmann<br />
Andreas Huss.<br />
Sigara zarar verir!<br />
...size, ailenize, çevrenize<br />
Weitere deutsch- und türkischsprachige<br />
Informationen und Tipps zum Aufhören finden<br />
Sie unter www.rauchfrei.at<br />
Deutschsprachige Beratung<br />
per Telefon und Unterstützung durch<br />
die Rauchfrei-App.<br />
0800 810 013<br />
Montag bis Freitag, 10:00 bis 18:00 Uhr<br />
Projekt “birdi”<br />
Frühe Hilfen<br />
Familien brauchen Unterstützung, damit sie<br />
ihren Kindern gute Bedingungen für das<br />
Aufwachsen bereitstellen können, sei es durch<br />
Familie, Freunde und Nachbarn oder durch<br />
Unterstützung und Hilfe von Fachleuten und<br />
Institutionen. Dies gilt insbesondere für Familien<br />
in belastenden Situationen. Hier setzen<br />
"Frühe Hilfen" an.<br />
"Hilfe zur Selbsthilfe" als Ziel<br />
"Birdi" ist als Familienbegleitung über einen<br />
längeren Zeitraum konzipiert. Familien erhalten<br />
auf Wunsch Begleitung auch im Alltag und<br />
zuhause. Ziel ist die "Hilfe zur Selbsthilfe", also<br />
die Familien zu befähigen, mit den belastenden<br />
Situationen selber besser umgehen zu<br />
lernen bzw. aus ihnen herauszufinden.<br />
Beispiele für belastende<br />
Lebenssituationen können sein:<br />
• Unerwartete Probleme in der Schwangerschaft;<br />
• wenig Unterstützung im familiären Umfeld;<br />
• wenn das Kind mehr Aufmerksamkeit<br />
braucht, als die Eltern geben können;<br />
• finanzielle Engpässe;<br />
• wenn es einem Familienmitglied körperlich<br />
oder seelisch schlecht geht;<br />
• wenn das tägliche Zusammenleben in der<br />
Familie schwierig ist.<br />
Salzburg’daki Koruma Altındaki Alanlar<br />
Salzburg’da doğayı korumak güzel manzaraları,<br />
türü tehlikede olan ve nadir bitki ve<br />
hayvanları elde tutmak için koruma alanları<br />
mevcut. Koruma alanlarının farklı kategorileri<br />
var. Bunların en tanınanları şunlar; Korunan<br />
açık araziler, korunan yeşil alanlar, doğa rezervleri,<br />
Avrupa koruma alanları,<br />
doğal parklar ve HoheTauern milli<br />
parkı. Koruma alanının amacına<br />
göre do’lar ve don’t’lar koruma<br />
alanı yönetmeliğinde belirtilmiştir.<br />
Wiestalsee korunan açık arazidir.<br />
Panoramik güzelliği olduğu ve halk<br />
için bir dinlenme alanı olduğundan<br />
koruma altına alınmıştır. Koruma<br />
alanlarının kullanan ziyaretçiler<br />
için uyulması gereken önemli kurallar<br />
vardır. Bunlar levhalarda iyi<br />
© Fotos: A. Glück<br />
görülebilir şekilde yazılmıştır. Sadece saygılı<br />
bir beraberlik olursa, bitki ve hayvanıyla doğa<br />
ve insan da uzun süre bundan fayda sağlar.<br />
Daha detaylı bilgi için:<br />
www.salzburg.gv.at/themen/natur<br />
Schutzgebiete in Salzburg<br />
In Salzburg gibt es Schutzgebiete für die Natur,<br />
die dem Erhalt der landschaftlichen besonders<br />
schönen Bereiche der Landschaft sowie<br />
seltener und gefährdeter Tiere und Pflanzen<br />
dienen. Es gibt verschiedene Kategorien von<br />
Schutzgebieten, die bekanntesten sind:<br />
Geschützte Landschaftsteile, Landschaftsschutzgebiete,<br />
Naturschutzgebiete, Europaschutzgebiete,<br />
Naturparke und der Nationalpark<br />
Hohe Tauern. Je nach dem Zweck des<br />
Schutzgebietes werden die dos and don’ts in<br />
einer sogenannten Schutzgebietsverordnung<br />
festgelegt. Beim Wiestalsee handelt es sich<br />
zum Beispiel um ein Landschaftsschutzgebiet.<br />
Ein Landschaftsschutzgebiet wird ausgewiesen,<br />
weil das Gebiet eine besondere landschaftliche<br />
Schönheit besitzt und auch weil es<br />
eine wichtige Rolle als Erholungsraum für die<br />
Bevölkerung spielt. Für den Erhalt der Schutzgebiete<br />
ist es wichtig, dass sich die Besucher<br />
und Besucherinnen an die Regeln halten.<br />
Diese sind im Gebiet auf Tafeln gut sichtbar<br />
dargestellt. Nur wenn ein rücksichtsvolles<br />
Miteinander stattfindet, können die Natur<br />
mit ihren Pflanzen und Tieren und auch der<br />
Mensch noch lange davon profieren.<br />
Für weitere Informationen siehe:<br />
www.salzburg.gv.at/themen/natur<br />
© Österreichische Krebshilfe
MAI 2016<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
Das gemeinsame ESSEN<br />
und seine Bedeutung für die Familie<br />
Die Familienmahlzeit ist ein Ort der Kultivierung<br />
der Gemeinschaft und des Essens. Familienmitglieder<br />
kommen aus den verschiedenen<br />
Lebensbereichen zum Essen, tauschen sich<br />
untereinander aus und finden, wenn es gut<br />
läuft, immer wieder neu zusammen. Die durch<br />
das Essen produzierten Hormone können<br />
positive Gefühle schaffen, die sich nicht nur<br />
auf Geschmackserfahrung, sondern auch auf<br />
Beziehungen übertragen (DRWS 2013).<br />
Die Studie von Bartsch zur Jugendesskultur<br />
(2011) zeigt, dass Jugendliche sich auch dann<br />
noch zu einem gemeinsamen Mahl dazusetzen,<br />
wenn sie bereits satt sind. Sie suchen<br />
das Zusammensein und die Kommunikation.<br />
Wie kommt der Mensch auf den Geschmack?<br />
„Wir essen nicht, was wir mögen, sondern wir<br />
mögen, was wir essen.“ Diese Aussage des<br />
Ernährungspsychologen Pudel (2002) kennzeichnet<br />
die Grundlage des Essenlernens. Von<br />
Natur aus mögen Menschen (von Geburt an)<br />
den süßen Geschmack und den von Fleisch<br />
und Fett. An salzig und sauer gewöhnen sie<br />
sich, bitter wird als „Geschmack des Giftes“<br />
zunächst abgelehnt. Kinder lernen, ihn zu<br />
akzeptieren. Dies erfordert bei Gemüse, das<br />
Bitterstoffe beinhaltet, oft mehr Geduld, weil<br />
für den Verzehr von Gemüse meist weit<br />
weniger Motivation gegeben ist als für süße<br />
Limonaden.<br />
Essen lernt man durch essen: Schon im<br />
Mutterleib und später beim Stillen<br />
gewöhnen sich Kinder an den Geschmack<br />
des Essens, das die Mutter zu sich nimmt.<br />
Mütter können damit Kinder schon auf bestimmte<br />
Geschmacksarten (Süße) und Aromen<br />
(Fisch, Knoblauch) konditionieren. Kleinkinder<br />
lernen nach der Stillphase Schritt für Schritt<br />
diese und weitere Geschmäcker durch die<br />
Speisen kennen, die ihnen angeboten werden.<br />
Es ist sehr wichtig, dass Kinder weitere Geschmäcker<br />
akzeptieren. Dieses Erziehungsziel<br />
sollte besonders gefördert werden, da eine<br />
gesunde und vielseitige Ernährung somit<br />
wahrscheinlicher ist (DRWS 2013; Methfessel<br />
et al. 2016).<br />
Daher ist es problematisch, wenn Eltern<br />
sich zunehmend freiwillig auf einige<br />
wenige Grundgerichte wie z.B. Pizza,<br />
Pasta, Pommes (das „PiPaPo-Prinzip“)<br />
beschränken. Sie geben den Kindern häufig<br />
nach, um Konflikte zu vermeiden.<br />
Esskultur und Familienkultur<br />
Esskultur ist immer Teil einer Familienkultur.<br />
Hier bilden sich verschiedene Formen des<br />
Umgangs und des Zusammenlebens:<br />
• Kultur der Sorge: Die Versorgung mit Nahrung<br />
ist eingebettet in eine Fürsorge füreinander<br />
und für die Kinder. Die Erfahrung des<br />
„Umsorgtseins“ gibt Kindern Sicherheit.<br />
• Körperkulturen: Mit Esskulturen sind oft<br />
Körperkulturen verbunden. Heute sind für<br />
viele Personen „Schlankheit und Fitness“ zentrale<br />
Ziele. Diese Ziele werden aber nicht (nur)<br />
mit Bewegung und gesundheitsförderlichem<br />
Essen angestrebt, sondern meist durch ein<br />
„kontrolliertes Essverhalten“, bei dem die<br />
körperlichen Signale nicht mehr beachtet<br />
werden, und durch Diäten:<br />
Eine Diät (gemeinsam mit der Mutter)<br />
wird für manche Mädchen inzwischen<br />
zum Initiationsritual, um „Frau zu<br />
werden“, obwohl es diese Diät nicht<br />
benötigt. Kinder sollten nicht einen<br />
verbissenen Kampf gegen den Körper,<br />
sondern ein fröhliches Leben mit<br />
dem Körper erleben und lernen<br />
(Methfessel et al. 2016).<br />
• Strukturen und Rituale der Gemeinschaft:<br />
Rhythmen, Regeln und Rituale helfen Kindern,<br />
sich in das Leben der sozialen Gruppen einzufügen,<br />
sich darin zurechtzufinden und angemessen<br />
zu verhalten, auch im Hinblick auf das<br />
Essverhalten.<br />
• Kultur der gegenseitigen Achtung statt<br />
falsch verstandener Selbstbestimmung: Essen<br />
liegt meist noch weitgehend in den Händen<br />
der Frauen. Leider ist damit auch verbunden,<br />
dass die Bemühungen vieler Frauen um eine<br />
1-3-3 Kinderpolizei<br />
Erfolgreiche Auftaktveranstaltung<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
(in ihrem jeweiligen Verständnis) „gute“ Ernährung<br />
nicht angemessen gewürdigt werden.<br />
Wenn nicht das Lieblingsgericht zubereitet<br />
wird, folgt „Gemecker“ oder eine Selbstversorgung<br />
aus dem Kühlschrank. Regeln<br />
wie „über Essen darf geredet, aber nicht<br />
gemeckert werden“ und „Kühl- und Gefrierschrank<br />
sind vor den Mahlzeiten und für Kinder<br />
tabu“ (weil eine Selbstbedienung daraus<br />
das Essen bei Familien-Mahlzeiten untergräbt)<br />
sind wichtige Voraussetzungen, auch für<br />
die Achtung der Arbeit mit den Mahlzeiten.<br />
Zur Achtung gehört andererseits selbstverständlich<br />
auch, dass Aversionen und<br />
Abneigungen respektiert werden.<br />
• Kultur des gemeinsamen sinnlichen Genusses<br />
und einer „angenehmen“ Kommunikation:<br />
Wo nicht nur eilig das Essen heruntergeschlungen<br />
wird (was auch zum Alltag gehört),<br />
sondern gemeinsam gesessen, gegessen<br />
und geredet wird, da können sowohl Genuss<br />
als auch Kommunikation Raum finden.<br />
Streit beim Essen, Kommentare zu den<br />
Schulleistungen oder andere, die<br />
beteiligten Personen bedrückende<br />
Themen können das Essen verleiden –<br />
nicht nur aktuell, sondern auch langfristig.<br />
Kinder aus Familien, bei denen am Tisch<br />
regelmäßig gestritten wird, können nicht<br />
nur den Spaß an einzelnen Gerichten,<br />
sondern am Essen überhaupt verlieren.<br />
Ein Problem der heutigen Ernährung liegt im<br />
allgegenwärtigen Zugriff auf weniger empfehlenswerte<br />
Lebensmittel, die viel Zucker, Fett,<br />
Aromen und Geschmacksverstärker enthalten.<br />
Letztere haben Kinder gegebenenfalls schon<br />
durch die Ernährung der Mutter in der<br />
Schwangerschaft kennen und lieben gelernt.<br />
Solange nur gesundheitsförderliche Nahrungsmittel<br />
und Speisen zur Verfügung stehen und<br />
Kinder selbstverständlich und nebenbei lernen,<br />
dass diese „gutes und genießbares Essen“<br />
sind, kann man Kindern die Wahl der Nahrungsmittel<br />
weitgehend frei überlassen. Dann<br />
regulieren Hunger und die jeweilige körperliche<br />
Entwicklung die Wahl.<br />
Welche Bedeutung hat die familiale Esskultur?<br />
Worauf ist zu achten?<br />
Da der Mensch zunächst meist einen vertrauten,<br />
Sicherheit gebenden Geschmack bevorzugt,<br />
ist es nicht verwunderlich, wenn Kinder<br />
zum Vertrauten greifen. Bei Kleinkindern bis<br />
FamilyApp<br />
KINDER - 12<br />
zum dritten oder vierten Lebensjahr sind<br />
Phasen der Gewöhnung durch Wunsch nach<br />
Wiederholung normal. Allmählich sollte ein<br />
Geschmack (Gericht) nach dem anderen eingeführt<br />
und erst einmal vertraut werden,<br />
Neues sollte sich mit Bekanntem abwechseln.<br />
Nicht von allen Kindern kann erwartet werden,<br />
dass sie von sich aus ihr Geschmacksspektrum<br />
erweitern. Einige tun dies durchaus, vor allem,<br />
wenn sie das Essen der Eltern haben wollen.<br />
Andere benötigen deren Impulse.<br />
In früheren, weniger reichen und liberalen<br />
Zeiten entstand daraus seltener ein Problem:<br />
Gegessen wurde, was auf den Tisch kam (und<br />
auch nicht immer, zumindest nicht von Beginn<br />
an, mit Begeisterung), und der Hunger, die<br />
unhinterfragten Tischregeln und/oder die<br />
Strenge der Eltern unterbanden heute übliche<br />
Widerstände.<br />
Heutzutage gibt es weniger Hunger und<br />
eine liberalere Erziehung. Die Besorgnis<br />
der Eltern führt sogar dazu, dass die<br />
Kinder den Esstisch als einen Platz<br />
entdecken, an dem sie die Mutter bzw.<br />
die Eltern manipulieren können.<br />
(Zu) Häufig gilt, dass nicht die Kinder<br />
dankbar sind, wenn sie etwas zu essen<br />
bekommen, sondern die Eltern, wenn<br />
die Kinder das Angebotene essen.<br />
Dies führt zu einem Teufelskreis von Interaktionen,<br />
die dem Essen einen „verrückten“<br />
Platz geben, irgendwo zwischen Machtkampf,<br />
Therapie und Resignation.<br />
Der „Familientisch“ ist ein Mikrokosmos. Es<br />
lohnt sich, ihn als Bildungs-, Genuss- und Gemeinschaftsort<br />
zu erhalten und zu gestalten<br />
(Methfessel 2011).<br />
Dieser Text wurde mit Genehmigung der Redaktion von „beziehungsweise“<br />
und der Autorin publiziert. Er ist eine Kurzfassung des Beitrags<br />
aus dem Familienhandbuch:<br />
Methfessel, B. (2016). Esskultur und familiale Alltagskultur. Beitrag<br />
zum Online-Familienhandbuch des Staatsinstituts für Frühpädagogik.<br />
http://www.familienhandbuch.de/gesundheit/ernaehrungkindheit/esskulturundfamilialealltagskultur.php.<br />
Die Literatur finden Sie bei der Langfassung im Familienhandbuch<br />
Ferienbetreuungsangebote für den Sommer 2016<br />
OTS- Kinderschutz hat bei der<br />
Wiener Polizei einen hohen<br />
Stellenwert. Daher ließ es<br />
sich der Landespolizeipräsident<br />
Dr. Gerhard Pürstl<br />
nicht nehmen, persönlich<br />
die Auftaktveranstaltung<br />
des Präventionsprojektes<br />
„Kinderpolizei“ im Verkehrsgarten<br />
Prater zu eröffnen.<br />
Neben zahlreichen Programmschwerpunkten,<br />
wie<br />
etwa einer Maskottchen-Parade,<br />
einer Geräteschau der<br />
WEGA oder einer Vorführung der Polizeidiensthundeeinheit,<br />
sorgten der beliebte<br />
Moderator und Kinderpolizeilandespräsident<br />
von Wien Robert Steiner sowie Polizeibär<br />
„Tommy“ für ausgelassene Unterhaltung.<br />
Die bereits ausgebildeten bzw. die zukünftigen<br />
Kinderpolizistinnen und Kinderpolizisten<br />
konnten unter anderem bei einem Fahrrad-<br />
Wettbewerb ihre Geschicklichkeit sowie ihr<br />
Wissen im Straßenverkehr unter Beweis stellen.<br />
Die Preise wurden den stolzen Gewinnern<br />
im Zuge einer feierlichen Siegerehrung<br />
überreicht. Die zahlreichen Besucher unterstützten<br />
Toni Knittel lautstark bei der Präsentation<br />
des Kinderhits „1-3-3 Kinderpolizei“.<br />
Und so fand der Kinderpolizei-Saisonauftakt<br />
neben Blaulicht, Folgetonhorn<br />
und Sonnenschein einen schönen Ausklang.<br />
© LPD/ Wien<br />
Auch heuer wieder unterstützt die FamilyApp<br />
Eltern bei der Suche nach passenden Betreuungsmöglichkeiten<br />
für ihre Kinder in den Ferien.<br />
Mit dem Handy kann man ganz einfach die<br />
verschiedenen Angebote durchstöbern und aus<br />
den unterschiedlichsten Betreuungsprojekten<br />
wählen. In diesem Jahr sind bereits über 400<br />
Angebote für die Sommerferien online. „Auf<br />
der FamilyApp finden Eltern seit vergangenem<br />
Jahr nicht nur Betreuungsangebote für die<br />
Sommerferien, sondern für Ferienzeiten über<br />
das ganze Jahr hinweg“, erklärt Familienministerin<br />
Sophie Karmasin. Die Projekte<br />
können von den Anbietern kostenlos auf der<br />
Plattform www.familieundberuf.at eingetragen<br />
werden.<br />
Die Betreuungsangebote reichen von tage- als<br />
auch wochenweiser Betreuung mit und<br />
ohne Übernachtung oder Verpflegung und für<br />
jedes Budget. Auch die Arten der angebotenen<br />
Beschäftigungsformen sind vielfältig: Nicht nur<br />
Sport-, Kreativ- und Abenteuercamps stehen<br />
zur Auswahl, auch Lern-, Musik- und Science-<br />
Camps werden angeboten. Je nach zeitlichem<br />
Bedarf der Eltern und den Wünschen des Kindes<br />
kann so eine passende Betreuungslösung<br />
gefunden werden.<br />
Die FamilyApp kann über den jeweiligen App-<br />
Store kostenlos herunterladen werden.<br />
(OTS)<br />
© sillilein74/pixelio.de
13 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
MAYIS 2016<br />
Ulusal Egemenlik ve Çocuk<br />
Bayramı Coşkuyla Kutlandı<br />
23 Nisan Ulusal Egemenlik<br />
ve Çocuk Bayramı, Avusturya’da<br />
düzenlenen değişik<br />
etkinliklerle kutlandı.<br />
VİYANA:<br />
Viyana Başkonsolosluğu ve<br />
Avusturya-Türkiye Öğretmenler<br />
Derneği'nin birlikte<br />
düzenlediği 23 Nisan kutlama<br />
programında öğrenci,<br />
öğretmen ve veliler biraraya<br />
geldiler. 500’e yakın<br />
kişinin ve 17 ilkokulun birer<br />
sınıfla katıldığı bayram, coşkuyla<br />
kutlandı.<br />
VORARLBERG:<br />
Bregenz Başkonsolosu<br />
Cemal Erbay ve eşi, Koblach<br />
Atatürkçü Düşünce Derneği'nin<br />
düzenlediği 23 Nisan<br />
Ulusal Egemenlik ve Çocuk<br />
Bayramı kutlama etkinliğine<br />
ve Höchst V.S. Kirchdorf'ta<br />
Türkçe öğretmeni<br />
Mustafa Ateş'in düzenlediği<br />
programa katılarak 23 Nisan'ın<br />
tarihsel anlam ve<br />
önemine ilişkin konuşmalar<br />
yapmıştır. Başkonsolos<br />
Erbay, özellikle Dernek Başkanı<br />
Haydar Ahi ve Türkçe<br />
öğretmeni Mustafa Ateş’e<br />
güzel etkinlikler dolayısıyla<br />
teşekkür etti.<br />
Ayrıca BASİS Kadın ve Aile<br />
Derneği’nin düzenlediği<br />
"Uluslararası Çocuk Şenliği"<br />
etkinliği de, Dornbirn<br />
İnatura Doğa Tarihi Müzesi'nde<br />
gerçekleştirildi.<br />
Başkonsolos Cemal Erbay<br />
Salzburg Başkonsolosu Gürsel Evren ve beraberindeki çocuk grubundan, Eyalet Meclis Başkanı Brigitta Pallauf’a ziyaret<br />
buradaki konuşmasında,<br />
geleceğimizin garantisi olan<br />
çocuklarımıza sevgi, şefkat,<br />
hoşgörü, düşünce ve vicdan<br />
özgürlüğü, insan haklarına<br />
saygı ve bir arada yaşama<br />
kültürü gibi evrensel değerleri<br />
aşılamamız gerektiğini<br />
vurguladı.<br />
SALZBURG:<br />
Etkinlikler kapsamında, bir<br />
çocuk grubu Salzburg Başkonsolosu<br />
Gürsel Evren’i<br />
Makamında ziyaret etti.<br />
Aralarında bir Türk öğrencinin<br />
de bulunduğu değişik<br />
ülkelerle birlikte Avusturyalılardan<br />
oluşan çocuk grubuna<br />
23 Nisan Ulusal<br />
Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın<br />
anlam ve önemini<br />
belirten bilgiler verildikten<br />
sonra Başkonsolos Evren<br />
bir Türk çocuğuna Başkonsolosluk<br />
Makamını bırakarak,<br />
Başkonsolos olarak<br />
beklentilerini almıştır. Tören<br />
sonrasında çocuklara<br />
Başkonsolos Evren tarafından<br />
hediyeler verilmiştir.<br />
Geçen yıl olduğu gibi bu<br />
yıl da Başkonsolos Evren<br />
çocuk grubu ile birlikte<br />
geleneksel hale gelen Salzburg<br />
Eyalet makamlarına ziyaretini<br />
sürdürmüştür. Bu<br />
bağlamda Salzburg Eyaleti<br />
Meclis Başkanı Brigitta Pallauf’u<br />
çocuk grubu makamında<br />
ziyaret etmiştir.<br />
Salzburg Eyalet Meclis Başkanı<br />
Pallauf kendisini ziyaret<br />
eden çocuk grubundan<br />
dolayı memnuniyetini ifade<br />
etmiş, Eyalet Parlamentosunun<br />
çalışmaları hakkında<br />
bilgiler sunmuş ve aynı gün<br />
ziyaret edilen Parlamento<br />
Genel Kurul salonundaki<br />
makamını yabancı bir öğrenciye<br />
devretmiştir.<br />
Etkinlikler 30 Nisan tarihinde<br />
Salzburg Belediyesinden<br />
ücretsiz olarak temin<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
edilen Tribune Lehen Konferans<br />
Salonunda bir çocuk<br />
şenliği şeklinde devam etmiştir.<br />
Şenliğe katılan çocuklar,<br />
Salzburg’daki Türkçe<br />
öğretmenlerinin hazırladıkları<br />
program çerçevesinde<br />
şiir, halk oyunları ve çocuk<br />
şarkılarından oluşan gösteriler<br />
sergilemişlerdir. Etkinliğe<br />
büyük ilgi gösterilmiş<br />
ve çoğu çocuk ve veliler<br />
olmak üzere 400’ün üzerinde<br />
katılım sağlanmıştır.<br />
Gelen talepler ışığında, bir<br />
sonraki 23 Nisan Ulusal<br />
Egemenlik ve Çocuk Bayramının<br />
ve diğer milli kutlamaların<br />
daha geniş mekânlarda<br />
düzenlenmesini teminen,<br />
Salzburg’da faaliyet<br />
gösteren tüm Türk STK'ların<br />
da katılacağı bir "etkinlik<br />
komitesi"nin oluşturulması<br />
öngörülmektedir.<br />
I<br />
E<br />
C H<br />
ÖIF-„Integrationsbarometer“: Österreicher/innen sehen<br />
Integrationsherausforderungen kritisch<br />
Avusturyalılara Göre Entegrasyon<br />
Çok Uzun ve Dikenli Bir Yol...<br />
Avusturya Entegrasyon Fonu’nun<br />
(ÖIF) Peter Hajek’e<br />
yaptırdığı anket, Entegrasyon<br />
Göstergesi (Integraonsbarometer)<br />
adıyla yayımlandı.<br />
Kasım 2015 ve Nisan 2016’da<br />
1000 Avusturyalıya, telefon ve<br />
internet yoluyla yapılan bu<br />
ankette göçmen kökenli olan<br />
ve olmayan, Müslüman ve<br />
gayri Müslüm kişilerle birlikte<br />
yaşamayı nasıl değerlendirdikleri<br />
soruldu. Anketin ilginç sonuçları<br />
şöyle:<br />
-% 51 göçmen kökenli olan ya<br />
da olmayan kişilerle birlikte yaşamı<br />
çok iyi ya da iyi bulurken,<br />
% 56 Müslüman ve gayri Müslüm<br />
arasındaki ilişkiye eleştirel<br />
bakıyor ve birlikte yaşamın<br />
kötü gittiğini söylüyor.<br />
-Mültecilerin entegrasyonu konusuyla<br />
ilgili olarak şu alanlarda<br />
büyük problemler<br />
görülüyor: Bazı Müslüman<br />
mültecilerin kadınlara karşı<br />
şiddet potansiyeli taşımaları<br />
(% 51), mültecilere işin güç bulunması<br />
(% 50), mültecilerin<br />
Avusturya sosyal sistemine yük<br />
olması (% 49), dini fanatizm ve<br />
terör tehlikesi (% 48).<br />
-% 70 gibi büyük bir kesim<br />
Avusturya sosyal sistemi ve işgücü<br />
piyasasına mülteciler<br />
ama aynı zamanda Doğu Avrupadan<br />
gelenlerin büyük yük<br />
olduğunu düşünüyor.<br />
- % 71 mülteci ve göçmenlere<br />
verilen sosyal yardımların zorunlu<br />
Almanca ve değerler<br />
kurslarının yapılması şartıyla<br />
verilmesini savunuyor.<br />
Entegrasyon Bakanı Sebastian<br />
Kurz anket hakkında şunları<br />
söyledi: ‘‘Anket sonuçları entegrasyondaki<br />
çalışmalarımızı<br />
doğruluyor. Mültecilerin dilsel,<br />
mesleki ve toplumsal entegrasyonunu<br />
sağlamak için şimdiye<br />
kadar sunulmamış araç<br />
ve hizmeti sunuyoruz. Mültecilerden<br />
de beklentimiz hizmetlerimizi<br />
sorumlu bir şekilde değerlendirmeleridir,<br />
kim bizimle<br />
işbirliği yapmazsa ödeneklerinin<br />
kesileceğini bilmeli.’’<br />
ÖIF İşletme Müdürü Franz<br />
Wolf, halkın büyük kesiminin<br />
Almanca ve değerler kurslarının<br />
mülteciler için zorunlu<br />
olmasını doğru bulduğunu belirterek,<br />
bu kurslarda birlikte<br />
yaşamın temel değerleri olan<br />
demokrasi, fikir özgürlüğü ve<br />
eşitlik gibi konuların öğretildiğini<br />
vurguladı.<br />
Gelecekte bu entegrasyon göstergesinin<br />
düzenli olarak uyum<br />
konularıyla ilgili halkın nabzını<br />
tutması ve bununla kesin verilerin<br />
yayınlanması isteniyor.<br />
Anketin tamamı<br />
www.integrationsfonds.at<br />
internet adresinde...
MAYIS 2016<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 14<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Uluslararası dolaşım ücretleri düşürüldü,<br />
Haziran 2017’de tamamen kalkacak...<br />
AB'de roaming<br />
ücreti azaldı<br />
Avrupa Parlamentosu’ndan (AP) iyi<br />
haber. Yurtdışı telefon kullanımında<br />
yüksek maliyete son vermek üzere toplanan<br />
AP üyeleri, Mayıs ayı başından itibaren<br />
uluslararası dolaşım (roaming)<br />
ücretlerinin düşürülmesine ve Haziran<br />
2017'den itibaren de tamamen<br />
kaldırmasına karar verdi.<br />
Hayata geçen uygulamanın ilk bölümüne<br />
göre artık bireyler, yurtdışına çıktıklarında<br />
yaptıkları aramalarda dakika<br />
ücretine normal yurtiçi tarifeye ek olarak<br />
19 cent yerine sadece 5 cent, mesajlar<br />
(SMS) için 2 cent ve internet<br />
kullanımında ise 1 MB’de en çok 5 cent<br />
fazla ücret ödeyecekler.<br />
Haziran 2017’de ise dolaşım ücretleri<br />
yürürlükten kaldırılacak ve kullanıcılar<br />
ülke dışında herhangi bir ek ücret ödemeden<br />
mevcut operatör tarifesi üzerinden<br />
arama, mesajlaşma ve internet<br />
kullanımına devam edebilecekler.<br />
Yeni düzenleme ile yurtdışına çıkan bireyler,<br />
yüksek fatura korkusu ve stresi<br />
yaşamaktan da kurtulmuş oldular.<br />
AK Başkanı Rudi Kaske Uyarıyor:<br />
‘’Ruhsal Hastalıklarda çok<br />
büyük bir artış var’’<br />
Avusturya genelinde 'Psikolojik Sorunlar'<br />
1994’de 1 milyon kişinin hastalık izni almasına<br />
neden olurken, bu sayı 2014’te<br />
3.6 milyon kişiye yükseldi. Psikolojik rahatsızlıklar<br />
aynı zamanda erken emekliliğin<br />
en önde gelen sebeplerinden biri.<br />
Bu soruna dikkat çekmek isteyen Avusturya<br />
İşçi Odası Başkanı Rudi Kaske, Viyana’da<br />
bir basın toplantısı düzenleyerek<br />
şunları söyledi:<br />
''Genelde hastalık izni günlerinde bir<br />
azalma görülürken, psikolojik hastalık<br />
veya rahatsızlıklar nedeniyle alınan hastalık<br />
izinlerinde çok büyük artış kaydedilmiştir.<br />
1994-2014 arası artış %340 olmuş<br />
ve bu durum beraberinde, on yılda yıllık<br />
3.3 milyar euro ekonomik yük getirmiştir.<br />
Bu önemli konuya derinden temas<br />
etmeli ve artışı frenlemeliyiz. Bunun<br />
için başta işveren, bakım sorumluluğunu<br />
Ömer Erkan<br />
omererkan92@hotmail.com<br />
Yani Demem O Ki...<br />
Ben bir hayalciyim, hayalperestim.<br />
Doğuştan bazı yetenekler<br />
verir Allah yarattıklarına. Kimimiz<br />
harika resimler çizeriz, kimimizin<br />
sesi muhteşemdir, kimimiz kalemi<br />
konuştururuz. Herkesin nevi<br />
şahsına münhasır özellikleri<br />
vardır. Benimki de hayal<br />
kurmaktır. Bazen bundan başka<br />
hiçbir şeye yaramadığımı da<br />
düşünmüşlüğüm vardır, ne yalan<br />
söyleyeyim.<br />
Çocukluğuma gitmeyi, geçmişe<br />
yolculuğu severim. Pek de uzun<br />
sürmez zaten, hemen ışınlanırım<br />
eskilere. Gözlerimi de kapatmama<br />
gerek kalmaz üstelik.<br />
Yaptığım seyahatler kimi zaman<br />
yorucu olsa da tadından yenmez.<br />
Aklıma düşmeyegörsün bir anı,<br />
dalar giderim...<br />
Annemin yatak odasındaki iki<br />
kapaklı dolabının sağ alt<br />
köşesinde duruyor babaannemin<br />
overlok makinesi. Üst kısmında<br />
yerine getirmelidir. İşyerlerine cezalar<br />
olmazsa alınan tedbirler de sonuçsuz<br />
kalmaya mahkûmdur. Çünkü işveren,<br />
çalışanı ‘hasta’ olmadan gerekli tedbirleri<br />
almak zorundadır.''<br />
AK’nın işyeri hekimleri, işyeri psikologları<br />
ve güvenlik birimi üzerine yaptırdığı bir<br />
araştırma sonucuna göre bu kişilerin çalışmalarını<br />
anlamlı ve tatmin edici buldukları<br />
ortaya çıktı. Buna karşılık AK’nın<br />
bu gruplarla ilgili uygulanması gereken<br />
bazı istekleri oldu; İlki her çalışan için öngörülen<br />
korunma zamanının arttırılması,<br />
bunun haricinde işyeri psikologlarının işyeri<br />
hekimleri ve güvenlik birimiyle birlikte<br />
eşit düzeyde koruyucu uzman grubu<br />
olarak tanınmasının kanunlaştırılması ve<br />
bu üç grubunda disiplinler arası sıkı bir<br />
işbirliğiyle daha iyi eğitilmesi ve yetiştirilmesi<br />
beklenmektedir.<br />
Uzmanlar bazı bireylerin<br />
gece çalışmasının sakıncalı<br />
olduğu uyarısı yaptılar<br />
Gece Vardiyası<br />
Kalp Sağlığını<br />
Bozuyor<br />
Gece vardiyası ya da gece işinde çalışanların<br />
daha çok hasta oldukları on yıllardır<br />
bilinen bir gerçek. 240 bin Amerikalı<br />
hemşirenin bilgilerini içeren yeni bir araştırma<br />
bunu destekliyor. Araştırmaya<br />
göre, 10 yıldan fazla düzensiz olarak gündüz<br />
ve gece vardiyalarında çalışanların<br />
diğer normal gündüz işlerinde çalışanlara<br />
göre koroner arter kaynaklı bir hastalığa<br />
yakalanma riskleri %18 daha fazla.<br />
Araştırma Viyana Tıp Fakültesi Epidemiyoloji<br />
bölümünden Eva Schernhammer<br />
ve Harvard Üniversitesinden Celine Vetter<br />
imzasıyla Amerikanın önemli tıp dergilerinden<br />
olan JAMA’da yayınlandı.<br />
Şimdiye kadar yapılan araştırmalar vardiya<br />
çalışanlarının meme ve bağırsak kanserleri<br />
nedeniyle büyük bir risk altında<br />
olduğunu da gösterdi. Bu nedenle<br />
Schernhammer, çalışma planı yapılırken<br />
çalışanların hangi vardiyaya daha uygun<br />
olduğuna dikkat edilmesini tavsiye ediyor.<br />
Diğer taraftan kadınların gündüz<br />
işine dönmeleri ya da emekli olmasıyla<br />
kalp, damar hastalıkları riskinin azalması<br />
en azından sevindirici bir haber.<br />
birbirinde farklı dört adet ip var.<br />
Sırayla dizilmiş beklemekteler.<br />
Her biri biribirini takip edip çeşitli<br />
dönemeçlerden geçmekteler. Kıvrımları<br />
takip ettikçe yolun sonunda<br />
birleşeceklerinden habersizler.<br />
Yeşil, mavi, kırmızı, siyah...<br />
Odadaki halının üstüne yatıp<br />
etrafı incelerken gözüme<br />
takılan bu sahneyi unutamıyorum.<br />
Küçüklüğümde bir çok<br />
nesneye uzun süre aralıksız<br />
baktığımı bilirim. Dakikalarca<br />
bakıp çeşitli hayaller kurardım.<br />
Fakat tüm hayallerim aynı<br />
kapıya çıkardı. Final sahnesi<br />
daima aynı olurdu. Şaşkın<br />
bakışlarım, dalıp gidişlerim ailem<br />
tarafından farkına varılmış mıdır<br />
bilemiyorum. Fakat öyle olsaydı<br />
belki de çoktan tımarhaneye<br />
kapatmışlardı beni.<br />
Oysaki ben o hallerimden gayet<br />
memnun ve mutluydum. Küçüklüğümün<br />
belki de tek mutluluk<br />
Avusturya alarm veriyor...<br />
Çocuk ve ergen psikiyatrisinde<br />
büyük sorunlar yaşanıyor<br />
kaynağıydı hayallerim. Mutluluk,<br />
mağazaların vitrin camlarında<br />
gördüğümüz ve alamadığımız<br />
nesnedir aslında. Elde etmek<br />
istediğimiz olguyu alabilmek için<br />
zorlu yollardan geçmemiz gerekmektedir.<br />
Nesneleri aybaşında<br />
alabilirken, mutluluğa kavuşmak<br />
ömür tüketmeye bedeldir.<br />
Son günlerde olanlara bakıyorum<br />
da, durum gerçekten vahim.<br />
Hayallere yer yok bu yeni<br />
dünyada. Çocukluğuma gidemiyorum.<br />
Engel oluyor bazı şeyler.<br />
Küçükken sadece kıyametin kopacağı<br />
günü beklerdik. Şimdiyse<br />
her gün başka bir kıyamet kopmakta,<br />
her gün farklı ölüyoruz.<br />
Hayır, ne olacak bu memleketin<br />
hali demeyeceğim, merak etmeyin.<br />
Zaten huyum değildir<br />
siyasi yazılar yazmak. Fakat susmak<br />
da gelmiyor içimden.<br />
Bugün gittiğim 11. Avusturya<br />
Kitap Fuarı'ndaki kalabalığı<br />
Çocuk ve ergen psikiyatrisi<br />
ülke genelinde önemli sorunlarla<br />
karşı karşıya. Avusturya,<br />
yalnız uluslararası standartlardan<br />
değil, sağlık alanında hedeflediği<br />
kendi ulusal standardın<br />
da oldukça uzağında.<br />
Avusturya Sağlık Yapısal Planı'na<br />
(ÖSG) göre çocuk ve<br />
ergen psikiyatrisinde her 10<br />
bin kişiye bir yatak düşmesi<br />
gerekiyor, bu standardı sadece<br />
Vorarlberg gerçekleştirirken,<br />
diğer eyaletlerde<br />
ortalama bunun yarısı, Tirol<br />
ve Steiermark gibi eyaletlerde<br />
ise yarıdan da az gibi bir sonuç<br />
ortaya çıkıyor.<br />
ÖSG’ye göre Viyana’da çocuk<br />
ve ergen psikiyatri bölümünde<br />
128-208 arası yatak olması<br />
gerekiyor, oysa 56 yatak<br />
yatırılacak hastalar ve 20 yatakta<br />
günlük hastalar için<br />
mevcut. Bu yetersizlikten dolayı<br />
2015’te 191 çocuk ve<br />
ergen yetişkin bölümüne alınmak<br />
zorunda kalındı. Çocuk ve<br />
ergenlerin yetişkinler arasında<br />
tedavisi, onları çok olumsuz<br />
yönde etkiledi.<br />
Burgenland çocuk ve ergen<br />
psikiyatrisi bakımından en<br />
kötü şartlara sahip eyalet. Bu<br />
hastalara hastanede tek bir<br />
yatak bulunamadığından, hastalar<br />
tedavileri için Steiermark<br />
ya da Aşağı Avusturya’ya sevk<br />
ediliyor.<br />
Çocuk ve ergen psikiyatristlerine<br />
göre hastanelerdeki<br />
yatak ihtiyacının giderilmesi<br />
dışında sıkı bir bakım ağı da<br />
gerekli, özellikle polikliniklerdeki<br />
tedavi konusunda genç<br />
hastalar tedavilerini sürdürürlerken<br />
okul ve mesleki eğitim<br />
gibi günlük önemli faaliyetlerden<br />
de geri kalmamalılar.<br />
Çocuk ve ergen psikiyatrisi<br />
gözlemledim uzun bir süre.<br />
Gördüğüm manzara harikaydı.<br />
Kalabalıkta yürümek adeta imkânsızdı.<br />
Fakat daha sonra<br />
gözüme bir şey takıldı. Daha<br />
doğrusu bir eksikliği gözlemledim.<br />
Onca mahşer kalabalığında<br />
elinde kitap olan insan bulamadım.<br />
Belki tek tük, bir iki tane.<br />
Herkeste bir yemek yeme telaşı,<br />
bir koşturmaca... Oysa ki edebiyata,<br />
kültüre, okumaya olan<br />
açlığı önemseyen yoktu. Yine de<br />
kızamadım hiçbirine.<br />
Babaannemin, şimdi nerede olduğunu<br />
bilmediğim overlok makinesini<br />
anımsadım. Yani demem<br />
o ki; ipler en sonunda bir bütün<br />
olup kestikleri kumaşı hepbirlikte<br />
dikerek birleştiriyorlardı...<br />
alanında diğer bir sorun da<br />
hastayı yatırma bekleme süresi<br />
ve listesinin çok uzun olması.<br />
İnnsbruck çocuk ve<br />
ergen psikiyatri bölümünden<br />
yetkililer şunları söylüyor:<br />
''Çocuk bölümümüz için 25<br />
çocuk, ergen bölümü için yine<br />
25 ve yeme bozuklukları için<br />
de 15 çocuk bekleme listesinde.<br />
Bizim yatak kapasitemiz<br />
ise sadece 22. Ayrıca acil durumlar<br />
için ayrı bir yer mevcut<br />
olmadığından Tirol’de çocuk<br />
ve ergenler yetişkinler bölümüne<br />
alınmak durumunda.''<br />
Doktorlar Odasının verilerine<br />
göre muayene alanında da<br />
büyük eksiklikler var. Burgenland<br />
ve Steiermark’da bölge<br />
sağlık sigorta kurumlarının<br />
çocuk ve ergen psikiyatri muayene<br />
ücretlerini ödememesi<br />
de ayrı bir sorun olarak ortaya<br />
çıkıyor.
15 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
MAYIS 2016<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Neubeginn mit Lehre<br />
Yakup Demirbas ist 26 und hat im September einen neuen beruflichen<br />
Weg eingeschlagen. Er hat eine Lehre als Zerspanungstechniker bei<br />
der Firma Gerola Metalltechnik in Langenegg angetreten. Das AMS<br />
und die Stiftung „Schaffa im Ländle“ unterstützen ihn dabei.<br />
Yakup Demirbas hat die Handelsschule abgebrochen<br />
und einige Jahre als Zusteller gearbeitet.<br />
Dann hat er als Hilfsarbeiter bei der<br />
Firma Blum Beschläge in Höchst angefangen,<br />
wo er erstmals sein Interesse für den Werkstoff<br />
Metall entdeckt hat. Als er über einen<br />
Kollegen von der Möglichkeit erfuhr, über<br />
„Schaffa im Ländle“ eine Lehre im Metallbereich<br />
zu machen, hat ihn das sofort interessiert.<br />
Und es hat auch sofort geklappt. AMS<br />
und INTEGRA als Träger der Stiftung haben<br />
alles Nötige in die Wege geleitet. Die Lehrstelle<br />
bei Gerola war beim AMS vorgemerkt.<br />
„Am Anfang war es schon schwer, wieder<br />
ins Lernen zu kommen“, erzählt der junge<br />
Lauteracher, „in der Schule hatte ich mir<br />
ja nicht gerade leicht getan. Aber jetzt läuft<br />
es gut und ich habe ein super Zeugnis.“<br />
Das ist auch der vorbildlichen Unterstützung<br />
im Lehrbetrieb zu verdanken. „Die Lehrausbildung<br />
zum Zerspanungstechniker ist sehr<br />
anspruchsvoll“, berichtet Josef Steurer,<br />
Metalltechnik-Meister und Betreuer von<br />
Yakup Demirbas, „wir lernen mit den Lehrlingen<br />
und setzen in der Lernbegleitung dort<br />
an, wo sie ihre Defizite haben. Sind die erst<br />
einmal ausgeglichen, steht einer erfolgreichen<br />
Lehre nichts mehr im Wege.“ Wichtig<br />
ist es, Schwierigkeiten von Anfang an zu<br />
beheben, sagt er, denn das zweite Lehrjahr<br />
ist viel schwerer. „Jetzt läuft es rund“, ist<br />
Josef Steurer überzeugt, „Yakup hat sich sehr<br />
gut entwickelt.“ Überhaupt brächten ältere<br />
Lehrlinge nur Vorteile, meint er. Sie sind<br />
einfach schon reifer, vernünftiger und<br />
wissen, worauf es ankommt.<br />
Bei Gerola gibt es zwanzig Mitarbeiterinnen<br />
und Mitarbeiter, davon sind derzeit zwei in<br />
Ausbildung. Josef Steurer findet besonders<br />
die gute Kommunikation und den gegenseitigen<br />
Austausch im Betrieb wichtig. „So kann<br />
jeder von jedem lernen und profitiert von<br />
anderen Erfahrungen“, sagt er.<br />
Die Metalltechnik ist nicht nur etwas für<br />
Männer. Neben Yakup Demirbas macht ein<br />
Mädchen die Lehre in Zerspanungstechnik.<br />
„Im Metallbereich sind die Löhne sehr gut“,<br />
sagt Josef Steurer, „und es ist keine Schwerarbeit,<br />
es wird hauptsächlich an Dreh- und<br />
Fräsmaschinen gearbeitet. Wir haben jetzt<br />
eine gelernte Salerin eingestellt, die auch<br />
den Lehrabschluss in Metalltechnik anstrebt.“<br />
Yakup Demirbas macht in seinem Bekanntenkreis<br />
eifrig Werbung für eine Lehrausbildung,<br />
fühlt sich wohl an seinem neuen<br />
Arbeitsplatz und ist froh, dass es „Schaffa im<br />
Ländle“ gibt – mit einer Lehrlingsentschädigung<br />
wäre er<br />
finanziell wohl nicht über die<br />
Runden gekommen.<br />
Info<br />
„Schaffa im Ländle“ eröffnet jungen<br />
Menschen zwischen 19 und 30 Jahren,<br />
die keine über den Pflichtschulabschluss<br />
hinausreichende Ausbildung<br />
haben, eine neue berufliche Perspektive<br />
und verhilft Unternehmen mit<br />
Bedarf an Fachkräften zu neuen<br />
Mitarbeiterinnen und Mitarbeitern.<br />
Die Stiftung wird von INTEGRA durchgeführt<br />
und vom Land und AMS<br />
Vorarlberg mitfinanziert.<br />
Savunma Bakanı Hans Peter Doskozil:<br />
"Orduda kadın oranının<br />
artması en büyük arzum"<br />
Viyana (OTS)- Savunma Bakanı<br />
Hans Peter Doskozil geçtiğimiz<br />
günlerde kutlanan ‘Kızlar Günü’<br />
dolayısıyla Viyana’daki Maria-<br />
Theresien Kışlasını ziyaret etti.<br />
Burada bayan askerlerle sohbet<br />
etti, onların kışladaki günlük<br />
hayatlarıyla ilgili bilgi aldı. Bakan<br />
Doskozil: ‘‘Ordumuzdaki kadın<br />
askerlerin profesyonelliği çok<br />
etkileyici. Avusturya Ordusunda<br />
kızlar ve genç kadınların askerlik<br />
mesleğine ilgisini uyandırmak<br />
istiyoruz. Kadın oranının artması<br />
en büyük arzum.’’ dedi.<br />
Kızlar Gününde düzenlenen etkinliklerle<br />
ilgili, kız ve kadınlara<br />
zengin içerikli, askerlik mesleği<br />
hakkında bir fikir veriliyor. Bu<br />
yılki etkinliklerde de katılımcılara<br />
değişik istasyonlarda<br />
önemli sunumlar yapıldı. Atış<br />
simülatöründe atışlar yaptılar,<br />
asker köpeklerinin gösterilerini<br />
hayretle izlediler. Toplam 12<br />
bayan asker, katılımcıların sorularını<br />
cevaplamak ve onları<br />
aydınlatmak üzere istasyonlarda<br />
görev aldı. Viyana’da 600,<br />
Salzburg, Innsbruck, Villach,<br />
Amstetten, Ried ve Graz ile birlikte<br />
toplamda 1400 ziyaretçi<br />
farklı bir gün yaşadı.<br />
Kadın askerler 1 Nisan 1998’den<br />
beri orduda yer alıyor. Bu tarihten<br />
bugüne, askeri pilottan panzer<br />
sürücülüğüne her alanda<br />
etkinler, erkek meslektaşları ile<br />
aynı kariyer imkânlarına sahipler<br />
ve aynı iş için aynı ücreti<br />
alıyorlar. Savunma Bakanlığında<br />
şu anda çalışan 2.530 kadın personelden<br />
393’ü asker. Ordu,<br />
sporu ve sporcuyu destek kapsamında<br />
84 bayan yarışma sporcusuna<br />
milli ve uluslararası<br />
yarışmalara hazırlanmaları için<br />
imkân sunmakta.<br />
Kadın Bakanı Gabriele Heinisch-<br />
Hosek’den Doskozil’e Destek<br />
Kadın Bakanı Heinisch-Hosek<br />
© Bundesheer / Peter Lechner<br />
kadınların alışılmışın dışındaki<br />
meslekleri de yapmalarını arzuluyor.<br />
Bu nedenle savunma bakanını<br />
destekliyor, ancak orduya<br />
giriş testindeki performans<br />
limitlerinin bir engel oluşturduğunu<br />
düşünüyor. Performans<br />
limitlerine ulaşılması için sürenin<br />
arttırılması düşünülüyor, bununla<br />
kadın oranının şu andaki<br />
%2.6’dan %10’a çıkarılması<br />
hedefleniyor. Performansta istenilenler<br />
ise aynı kalacak. Bakan<br />
Heinisch-Hosek bu fikri olumlu<br />
buluyor ve son olarak içeriği<br />
zengin askerlik mesleğinin daha<br />
çok kadın tarafından tercih edilmesi<br />
arzusunu yineliyor.<br />
ÇIRAKLIK EĞİTİMİ İLE YENİ BİR BAŞLANGIÇ<br />
Yakup Demirbaş 26 yaşında ve Eylül’de yeni mesleğinin yoluna koyuldu.<br />
Langenegg’deki metal teknik firması Gerola’da parça işleme teknikeri olarak<br />
çıraklık eğitimine başladı. AMS ve „Schaffa im Ländle“ onu destekledi.<br />
Josef Steurer (li.) mit Yakup Demirbas<br />
Yakup Demirbaş ticaret okulunu yarım bıraktı<br />
ve birkaç yıl dağıtıcı olarak çalıştı. Daha sonra<br />
Höchst’te Blum Beschläge firmasında yardımcı<br />
işçi olarak işe başladı. Bu sırada metale olan ilgisini<br />
keşfetti. Bir iş arkadaşı sayesinde „Schaffa<br />
im Ländle“ üzerinden metal alanında çıraklık<br />
eğitimi yapabilmenin mümkün olduğunu<br />
öğrendiğinde bu onun ilgisini çekti. Bu da<br />
hemen gerçekleşti. AMS ve INTEGRA vakfın<br />
destekçileri olarak bütün herşeyi hazırladılar.<br />
Gerola’daki bu eğitim AMS’de kayıt edilmişti.<br />
‘‘Tekrar öğrenmeye dönmek başta zor oldu.<br />
Okuldayken de kolay gelmemişti. Şimdi ise iyi<br />
gidiyor ve süper bir karnem var.’’ diye anlattı<br />
genç Lauterachlı.<br />
Bunu eğitimdeki örnek desteğe de borçluyuz.<br />
Metal teknik ustası ve Yakup Demirbaş’ın<br />
danışmanı Josef Steurer: ‘‘Parça işleme teknisyeni<br />
eğitimi çok iddialı. Çıraklarla birlikte öğreniyoruz.<br />
Onların eksiklikleri olduğu yerde öğrenimlere<br />
eşlik etmemiz başlıyor. Kendilerini<br />
dengelediklerinde başarılı çıraklık eğitiminin<br />
önünde bir engel kalmıyor. Güçlükleri baştan<br />
kaldırmak önemli çünkü ikinci eğitim yılı daha<br />
zor.’’ Josef Steurer şimdi işlerin sorunsuz gittiğini<br />
söylüyor: ‘Yakup kendini çok geliştirdi.<br />
Üstelik eski çıraklar sadece avantajlarını getiriyor;<br />
onlar olgun, akıllı ve ne olacağını biliyor.’<br />
Gerola’da yirmi çalışan var, şu anda bunlardan<br />
ikisi eğitimde. Josef Steurer’e göre özellikle iyi<br />
bir iletişim ve işletmede karşılıklı değişim<br />
önemli. Böylelikle herkes birbirinden öğreniyor<br />
ve diğerinin tecrübelerinden yararlanıyor.<br />
Metal tekniği yalnız erkekler için değil. Yakup<br />
Demirbaş ile birlikte bir kız da parça işleme<br />
tekniği çıraklık eğitimi görüyor. Josef Steurer<br />
metal sektöründe ücretlerin çok iyi olduğunu<br />
söylüyor ve ekliyor: ‘‘Zor bir iş değil, genelde<br />
torna ve freze makinalarında çalışılıyor. Çıraklık<br />
eğitiminden sonra metal teknikte çalışmayı<br />
düşünen eğitimli bir saracı işe aldık.’’<br />
Yakup Demirbaş arkadaş çevresine heyecanla<br />
çıraklık eğitiminin reklamını yapıyor, işyerinde<br />
kendini iyi hissediyor ve „Schaffa im Ländle“<br />
olduğu için mutlu, çıraklık tazminatı olmasaydı<br />
finansal sorunların hakkından gelemeyecekti.<br />
Bilgi Kutusu<br />
„Schaffa im Ländle“ Vakfı, zorunlu eğitim dışında yeterli eğitim<br />
almamış 19 ile 30 yaş arasındaki genç insanlara yeni mesleki<br />
perspektifler sunmakta, kalifiye işgücü ihtiyaç duyan firmalara<br />
yeni çalışanlar bulmasında yardımcı olmaktadır. INTEGRA’nın<br />
gerçekleştirdiği vakfı, Vorarlberg Eyaleti ve Vorarlberg İş Piyasası<br />
Kurumu(AMS) finanse ediyor.<br />
Entgeltliche Einschaltung<br />
Integrationsministerium stockt Deutschkurse auf<br />
Uyum Bakanlığı:<br />
Almanca Kursları<br />
için daha çok<br />
yer açılacak...<br />
Avusturya Uyum Bakanlığı, Almanca<br />
kurslarında varolan açığı kapatmak<br />
için harekete geçti ve 12 milyon euro<br />
harcama ile 12 bin birey için yer açılmasına<br />
karar verdi. Bu sayının yaz<br />
aylarına kadar yeterli olacağı ve<br />
devamında bir 12 bin kişilik yer daha<br />
açılmasının planlandığı açıklandı.<br />
Bakanlık, kursların özellikle mültecilere<br />
yönelik olduğunu ve kurslara<br />
Dışişleri ve Uyum Bakanı Sebastian Kurz<br />
katılım için bekleme süresinin en fazla<br />
2-4 hafta arasında olacağını vurguladı.<br />
Uyum Bakanlığının 2016 yılı için bütçesinde<br />
yapılan 40 milyon euroluk<br />
artış, özellikle Almanca ve Değerler<br />
Kursları için kullanılacak ve 2017 yılında<br />
belirlenen 93 milyon euroluk<br />
bütçe ile, uzun vadede yapılacak<br />
çalışmalarla eksiklikler büyük oranda<br />
giderilecek.<br />
Podiumsdiskussion zu Bildungsreform: "Deine Meinung zählt"<br />
‘‘Senin fikrin önemlidir’’<br />
Vorarlberg’de 140 öğrenci, Eyalet<br />
Meclis Başkanı ve üyeleri ile ‘‘Eğitim<br />
Politikasının Geleceğini’’ tartıştı.<br />
Meclis Başkanı Harald Sonderegger,<br />
genç öğrencilerin başarılı<br />
sunumları ve önemli<br />
sorularından çok etkilendiğini<br />
belirterek, ‘‘Lütfen bu konularla<br />
ilgilenmeye devam edin.<br />
Elinizden gelen çabayı gösterin<br />
ve herzaman demokratik haklarınızı<br />
sonuna kadar arayın.<br />
Sizin sorularınız, ihtiyaçlarınız,<br />
eleştirileriniz ve fikirleriniz son derece<br />
önemlidir. Kapımız size herzaman<br />
açıktır.’’ dedi.<br />
© BMEIA / Mahmoud Ashraf<br />
© VLK/Vorarlberger Landtag, Mathias Bertsch
MAYIS 2016<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 16<br />
ANNE-BABALARA ÖNEMLİ BİLGİLER... Ebeveynler çocuklarını nasıl koruyacak?<br />
Çocuklar kendilerine kötü niyetle yaklaşan birini nasıl anlayacak?<br />
ÇOCUKLARINIZ BÜYÜK<br />
TEHLİKE ALTINDA...<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Son dönemlerde Avrupa ve Türkiye’de<br />
çocuklara karşı işlenen suçlar<br />
artış göstermekte ve medyaya<br />
yansıyan olaylar büyük yankı bulmakta.<br />
Birçok anne-baba tedirgin<br />
ve ‘Çocuklarımızı nasıl koruyacağız<br />
ve neler yapmalıyız?’ gibi sorulara<br />
cevap bulmak istiyorlar. Uzmanlar<br />
ebeveyn ve çocukların nelere dikkat<br />
etmesi gerektiği ve çocuklara<br />
özellikle hangi konuların öğretilmesi<br />
noktasında her bireyin<br />
bilmesi gereken önemli tavsiyelerde<br />
bulunuyorlar.<br />
KENDİLERİNDEN BÜYÜKLERLE<br />
SAMİMİYETE İZİN VERMEYİN<br />
Çocuklarınızın kendilerinden büyük<br />
kişilerle samimi arkadaşlık<br />
kurmasına izin vermeyin. Servis<br />
şoförü, okul görevlisi gibi kişilerle<br />
resmi diyalog dışına çıkılmamalı,<br />
samimiyet geliştirilmemeli.<br />
ONAY ALMAYI ÖĞRETİN<br />
Çocuklarınıza, tanıdığı biri de<br />
olsa sizin onayınızı almadan<br />
kimseyle gitmemesi gerektiğini<br />
öğretin.<br />
OKUL YOLU ÇOK ÖNEMLİ<br />
Eğer çocuğunuz okula yürüyürek<br />
gidip geliyorsa mutlaka okul<br />
yolunda bir güzergâh çizin ve<br />
çocuğunuzu bu güzergâhtan<br />
çıkmaması için uyarın. O güzergâhın<br />
trafik ve güvenlik durumuna<br />
dikkat edin.<br />
KENDİ NUMARANIZ ve ACİL<br />
DURUM NUMARALARI ÖNEMLİ<br />
Çocuğun acil durumlarda nereleri<br />
araması gerektiğini bilmesi<br />
lazım, mesela 133 Polis İmdat<br />
gibi. Varsa kendi telefonunu ve<br />
mutlaka anne babanın telefon<br />
numarasını ezbere bilmeli.<br />
KÜÇÜK ÇOCUKLARI<br />
PARKLARDA TEK BIRAKMAYIN<br />
Çocuklara oynarken ve yürürken<br />
yalnız olmaması gerektiği öğretilmeli.<br />
Ayırt etme yetisi çok gelişmeyen<br />
çocukları gözetimden<br />
ayırmamak gerekiyor. Maalesef<br />
aileler 4-5 yaşında çocukları<br />
parklarda tek başına bırakabiliyor.<br />
Yürürken çocukları özellikle<br />
arkada bırakmamak lazım.<br />
BAĞIRMAYI ve ÇIĞLIK<br />
ATMAYI ÖĞRETİN<br />
Çocuklara kendilerini güvende<br />
hissetmedikleri anda bağırmayı,<br />
çığlık atmayı, hatta gerektiğinde<br />
fiziksel anlamda mücadele etmeyi<br />
öğretin.<br />
HAYIR DEMEYİ BİLMELİ<br />
Çocuk, kimlerden yardım alacağını<br />
bilmeli. Hayır demeyi bilmeli.<br />
Tehlike sezdiği anda ortamdan<br />
uzaklaşması gerektiğini bilmeli.<br />
Kendisine yabancı biri dokununca<br />
gerekirse fiziksel kuvvet<br />
kullanarak itip bağırıp oradan<br />
uzaklaşması gerekiyor.<br />
ADRES ve TELEFON BİLGİSİ<br />
Çocuklar adres ve telefon bilgilerini<br />
ezberlemeli, anne ve baba izni<br />
olmadan eve kimsenin girmemesi<br />
gerektiğini bilmeli.<br />
KAYBOLUNCA NE YAPMASI<br />
GEREKTİĞİNİ ANLATIN<br />
Kaybolunca neler yapabileceğine<br />
dair daha önceden antrenmanlı<br />
Bezahlte Anzeige<br />
olunmalı. Oturun konuşun mesela.<br />
Çocuklara kaybolduğu yerde<br />
ne yapması gerektiği basit bir şekilde<br />
anlatılmalı.<br />
24 SAAT BEKLEMEYİN<br />
Çocuk kaybolduğunda sakın 24<br />
saat beklemeyin. O anda bildirin.<br />
İlk 3 saat çok önemli. Aksi halde<br />
alan genişler polisin işi zorlaşıyor.<br />
ÇOCUKLARA ÖNERİLER:<br />
BÜYÜKLERE YARDIM<br />
ETMEYE ÇALIŞMA<br />
Büyüklere yardım etmeye çalışma,<br />
çünkü sen çocuksun ve yardımın<br />
dokunamaz. Örneğin bir yetişkin<br />
sana ‘Köpeğim kayboldu, gel beraber<br />
arayalım’ dediğinde sakın<br />
onunla gitme.<br />
AMS ON TOUR 2016<br />
Wir kommen wie gerufen.<br />
Mit den 7 Plus für Unternehmen kommen unsere<br />
Berater/innen auch zu Ihnen.<br />
Profitieren Sie von kompetenter Personalvermittlung, persönlicher<br />
Beratung zu Personalentwicklung, Förderungen, Online-Angeboten<br />
und vielem mehr.<br />
Infos & Anmeldung zum Betriebsbesuch unter www.ams.at/ontour<br />
AMS. Vielseitig wie das Leben.<br />
SIRLARI AİLENLE PAYLAŞ<br />
Birileri sana sır veriyorsa bunu<br />
mutlaka ailenle paylaş. Bir yere giderken<br />
başında bir yetişkin varsa<br />
bile ailene haber ver.<br />
HERKESE GÜVENME<br />
Birinin senin ailenin isimlerini bilmesi<br />
ona güveneceğin anlamına<br />
gelmez.<br />
UNIQUE/Grayling