26.06.2016 Aufrufe

EUROPA JOURNAL - HABER AVRUPA JUNI2016

www.europa-journal.net

www.europa-journal.net

MEHR ANZEIGEN
WENIGER ANZEIGEN

Erfolgreiche ePaper selbst erstellen

Machen Sie aus Ihren PDF Publikationen ein blätterbares Flipbook mit unserer einzigartigen Google optimierten e-Paper Software.

Wir sagenJA<br />

zur<br />

GLEICHBERECHTIGUNG<br />

MMag. a Dr. in<br />

BEDİHA YILDIZ<br />

HAYAL<br />

KIRIKLIKLARI<br />

SAYFA 7<br />

UNSERE<br />

ENTTÄUSCHUNGEN<br />

SEITE 7<br />

YASEMİN KARAGÖZ<br />

SU VE İNSAN...<br />

SAYFA 4<br />

DAS WASSER UND<br />

DER MENSCH<br />

SEITE 4<br />

PROF. DR. MUSTAFA ÇAKIR:<br />

AKADEMİSYEN GÖRÜŞÜ<br />

Türkçe geçmişten<br />

geleceğe<br />

köprüdür<br />

SAYFA 2<br />

UNABHÄNGIGE MONATLICHE ZEITUNG FÜR WIRTSCHAFT, INTEGRATION UND BILDUNG<br />

<strong>HABER</strong><br />

VRUP<br />

A A<br />

<strong>AVRUPA</strong>’NIN AYLIK BAĞIMSIZ EKONOMİ, ENTEGRASYON VE EĞİTİM GAZETESİ<br />

SAYI: 58 HAZİRAN 2016 - AUSGABE: 58 JUNI 2016<br />

P.b.b. Verlagsort: 6020 Innbruck 11Z038817M<br />

Retour- und Postsendungen: Mehmet Inak - Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

R<br />

E<br />

C H<br />

www.europa-journal.net<br />

I<br />

Meclisten Göçmen ve Mültecilere Güzel Haber<br />

Diplomalar<br />

daha kolay<br />

ve hızlı<br />

tanınacak<br />

SAYFA 15<br />

Uyum Bakanı Sebastian Kurz: ”Göçmen ve mültecilerin eğitim ve<br />

becerilerini ülkemizin lehine kullanmaları yolunda önemli bir adım.”<br />

© BMEIA / Mahmoud Ashraf<br />

Avusturya hükümet ortakları SPÖ ve ÖVP en geç Aralık ayında ülkeyi erken seçime götürmeyi planlıyor...<br />

ERKEN SEÇİM<br />

GÜNDEMDE<br />

© Andy Wenzel / BKA<br />

Başbakan Christian Kern (SPÖ) ve Başbakan Yardımcısı Reinhold Mitterlehner (ÖVP)<br />

Avusturya Sosyal Demokrat<br />

Parti (SPÖ) ve Avusturya Halk<br />

Partisi (ÖVP) iktidarı, erken<br />

seçim için hazırlık yapıyor. Son<br />

dönemde Avrupa Futbol Şampiyonası<br />

dolayısıyla halkın dikkati<br />

iç politikadan uzaklaşırken, iktidar<br />

partileri yeni parlamento<br />

seçimleri için strateji üretiyor<br />

ve yeni arayış içindeler.<br />

SPÖ KERN’E GÜVENİYOR<br />

Yeni Başbakan Christian Kern<br />

Avusturya siyasetine olumlu bir<br />

hava getirirken yapılan bütün<br />

kamuoyu anketleri Kern ile<br />

SPÖ’nün tekrar yükselişe geçtiğini<br />

gösteriyor. Bu durumun<br />

devam edeceğini öngören SPÖ<br />

yönetimi, yeni Başbakan Christian<br />

Kern ile gidilecek erken<br />

seçimlerde başarılı olacağı inancını<br />

taşıyor.<br />

ÖVP’NİN BAŞBAKAN ADAYI<br />

SEBASTİAN KURZ MU OLACAK?<br />

Olası seçimlere farklı bir strateji<br />

ile girme hesapları ÖVP’de de<br />

mevcut. Dışişleri, Avrupa ve<br />

Uyum Bakanı Sebastian Kurz<br />

partisi içinde en öne çıkan aday<br />

olarak görünüyor. ÖVP, Kanada<br />

Başbakanı Justin Trudeau gibi<br />

genç ve dinamik bir aday profili<br />

ile seçmenleri ikna edeceğini<br />

düşünüyor.<br />

Son dönemlerde keskin çıkışlar<br />

yapan Kurz, mülteciler için ‘Avrupa'ya<br />

sığınan mülteciler adalarda<br />

tutulmalı ve sığınma hakkı<br />

alamayanlar doğrudan ülkelerine<br />

geri gönderilmeli’ diyerek<br />

aşırı sağcı Avusturya Özgürlükçü<br />

Partisi (FPÖ) politikacılarını<br />

aratmayan bir açıklama<br />

yapmış ve yoğun tepki almıştı.<br />

Cumhurbaşkanlığı seçimleri tekrarlanacak mı?<br />

Avusturya Cumhurbaşkanlığı Seçimini<br />

kaybeden aşırı sağcı Avusturya Özgürlükçü<br />

Partisi (FPÖ), Anayasa Mahkemesi’ne<br />

itiraz başvurusunda bulunarak<br />

seçimin tekrarlanmasını talep<br />

etti. FPÖ, sonuçlarda hata ve usulsüzlükler<br />

olduğu gerekçesiyle 150 sayfalık<br />

bir itiraz dilekçesi sundu. Dilekçeyi<br />

kabul eden Anayasa Mahkemesi, seçimin<br />

tamamen ya da kısmen tekrarlanmasına<br />

karar verebilir.<br />

SEÇİM KURUMU: ‘HATA YOK’<br />

FPÖ’nün başvurusunu değerlendiren<br />

Avusturya Seçim Kurumu, oy sayımın<br />

usule uygun yapıldığını ve seçimin<br />

tekrarı için neden olmadığını açıkladı.<br />

KARAR EN GEÇ 6 TEMMUZ’DA<br />

Başvuruyu bütün yönleriyle değerlendiren<br />

14 Anayasa Mahkemesi yargıcının,<br />

6 Temmuz’a kadar gerekçeli son<br />

kararı açıklaması bekleniyor.<br />

BAKAN SOBOTKA’DAN SEÇİM TARİHİ<br />

İçişleri Bakanı Wolfgang Sobotka<br />

(ÖVP), mahkemenin seçimin tekrarı<br />

kararı vermesi halinde sonbaharda<br />

seçimlerin yenilenebileceğini ve bakanlık<br />

olarak gerekli bütün çalışmaların<br />

yapılacağını açıkladı.<br />

Bu söylemlerin tesadüf olmadığını<br />

belirten uzmanlar, Kurz’un<br />

hedefinin olası erken parlamento<br />

seçimlerinde FPÖ’ye oy<br />

veren genç nüfusun ÖVP’ye yönelmesini<br />

sağlamak olduğunun<br />

altını çizdiler.<br />

STRACHE BAŞBAKAN OLABİLİR!<br />

Hükümet partilerinin kendi<br />

içinde ciddi erken seçim tartışmaları<br />

yaşanırken, bu planın<br />

iyi işlememesi durumunda<br />

FPÖ’nün iktidarı ele geçirebileceği<br />

ve Heinz-Christian Strache’nin<br />

Başbakan olabileceği<br />

endişesi taşıyan SPÖ ve ÖVP’li<br />

politikacılar da mevcut.<br />

ERKEN SEÇİM EN GEÇ ARALIK’TA<br />

Erken seçim kararı çıkarsa halk<br />

en geç 18 Aralıkta sandığa gidecek<br />

ve Avusturya yine tarihi bir<br />

sınav verecek.<br />

Seçimin Galibi Alexander Van der Bellen<br />

© Wolfgang Zajc<br />

Stadträtin für Frauen, Bildung,<br />

Integration, Jugend & Personal<br />

SANDRA FRAUENBERGER<br />

Abgeordnete zum Nationalrat (Die Grünen)<br />

ALEV KORUN:<br />

Abgeordnete zum Nationalrat (SPÖ)<br />

NURTEN YILMAZ:<br />

© Kromus/PID<br />

Deutsch lernen und Spaß<br />

haben in den Ferien mit<br />

„Sowieso mehr!“<br />

SEITE 3<br />

© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />

Helden. Junge Männer<br />

gegen Unterdrückung im<br />

Namen der "Ehre"<br />

© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />

Neue Staatssekretärin<br />

für Diversität:<br />

Muna Duzdar<br />

SEITE 6 SEITE 8


HAZİRAN 2016<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 2<br />

Geçtiğimiz günlerde bir dizi konferanslar<br />

vermek üzere Almanya’nın<br />

değişik şehirlerindeydim. Ağırlıklı<br />

olarak Türkçenin ana dili olarak<br />

öğretilmesi ve bu dilin ikinci dil olarak<br />

öğrenilen Almanca üzerindeki<br />

olumlu etkileri üzerine konuştum.<br />

Toplantılara katılanlarla yaptığım ikili<br />

görüşmelerde de bazı sorulara cevap<br />

verme fırsatım oldu. Bazı veliler,<br />

öğrenciler Türkçenin neden bu kadar<br />

önemli olduğu, neden üzerinde<br />

ısrarla durulduğu konusunda bazı<br />

sorular yönelttiler. Ben de aklımın<br />

erdiği, dilimin döndüğü kadarı ile<br />

açıklamaya çalıştım.<br />

Dil sadece kelimelerden oluşmaz.<br />

Her bir kelime aynı zamanda bir<br />

tasavvuru oluşturur; bir hayal ile<br />

bağlantılıdır. Duyulan her bir sesin<br />

ardında ayrı bir dünya, farklı bir<br />

dünya görüşü vardır. Söz gelişi, Türkiye’nin<br />

kedileri “miyav”, köpekleri<br />

“hav hav” der. Denizli’nin horozu<br />

dendi mi aklımıza “ü ürü üüü” diye<br />

bir çığlık, tavuk denince de “gıt<br />

gıdak” sesi gelir. Anadolu’da arıların<br />

vızladığını, farelerin viklediğini,<br />

ördeklerin vakladığını söyleriz. Ama<br />

bu durum başka dillerde böyle değildir.<br />

Bir İspanyol horozların “kikiriki”<br />

dediğine dair yemin edebilir veya bir<br />

Danimarkalı ördeklerin “rap rap”<br />

diye öttüğünü öne sürebilir. Öte<br />

yandan bir İzlandalı köpeklerin<br />

“voff” diye bağırdığından çok emin<br />

olduğunu söylerken, bu dilleri bilmeyenlerin<br />

şaşırması çok doğaldır.<br />

AKADEMİSYEN GÖRÜŞÜ<br />

O halde konuşulan dil ile kültürün<br />

yakın bir ilişkisi vardır ve her dil<br />

kendi kültür dünyasının aynasıdır.<br />

Türkçe de Türkün kültürünü, tarihini<br />

yansıtır; ondan izler taşır. Türkçeyi<br />

öğrenenler de farkında olmaksızın<br />

geçmişten geleceğe köprü kurarlar.<br />

Türkçeyi yabancı dil olarak öğrenenler<br />

ise kendi kültür dünyalarıyla Türk<br />

dünyası arasında köprü kurar, Türk<br />

dünyasını öğrenir; bu yolla kültürler<br />

arası iletişim kurarak, öteki denen<br />

dünyanın farkına varıp, onu daha iyi<br />

anlamaya çalışarak dünya barışına<br />

katkı sağlarlar.<br />

Yurt dışında tamamen yabancı bir<br />

kültürün etkisine açık şekilde<br />

yaşayan evlatlarımızın ana dili olarak<br />

Türkçeyi öğrenmeleri onların geçmişten<br />

geleceğe uzanan kültür<br />

dünyamızı öğrenmeleri için de bir<br />

vesile oluşturur. Bu şekilde, Türkçeye<br />

ve Türk kültür dünyasıyla ilişkili<br />

temel bilgilere hâkim olan çocuklarımız,<br />

yaşıtları arasında da bir adım<br />

öne çıkarak özgüvenleri yüksek<br />

bireyler olarak hayata atılır, yaşamlarını<br />

bu şekilde sürdürürler.<br />

Avusturya’da yaşayan Türkiye Cumhuriyeti<br />

vatandaşı veya Türkiye<br />

kökenli çocukların bu ülkede Türkçe<br />

dersi almaları mümkündür. Avusturya’daki<br />

değişik eğitim kurumlarında<br />

öğrenim gören ve birinci dili Almanca<br />

olmayan 182.757 öğrenci için<br />

855 okulda 25 değişik dilde, 414<br />

öğretmen tarafından seçmeli anadili<br />

dersi verilmektedir (Garnitschnig 2015,<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

s. 10 ve 50). Bununla birlikte derslere<br />

devam eden öğrencilerin oranı ülke<br />

genelinde yaklaşık % 18,5 düzeyinde<br />

kalıyor. Yani, öğrencilerin bu derse<br />

gösterdiği ilgi ne yazık ki arzu edilenin<br />

altında kalıyor. Aileler, çocuklarının<br />

ev ortamında konuşarak da<br />

ana dillerini öğrenebilecekleri gibi<br />

bir yanılgı içindedir. Oysa sistematik<br />

dil öğrenme, ancak formal eğitim<br />

kurumlarında gerçekleşir.<br />

Avusturya genelinde 2013-2014<br />

öğretim yılı sonu itibarı ile okula<br />

giden 15.338 Türkiye kökenli öğrenciye<br />

161 öğretmen tarafından<br />

Türkçe dersi veriliyor. Bu eğitim imkânının<br />

iyi kullanılması, Türkçe dersi<br />

veya Türkçe öğretmeni olmayan yerlerde<br />

yeterli öğrenci grupları oluşturularak<br />

öğretmen ve ders talebinde<br />

bulunulması gerekiyor.<br />

Bazı okullarda münferit olarak bu<br />

taleplerin karşılanmasının mümkün<br />

olamayacağı öne sürülse bile, bu<br />

talebin yasal altyapısı mevcuttur.<br />

Avrupa Topluluğu ülkeleri 06.06.1974<br />

tarihinde imzaladıkları sözleşme<br />

ile üye ülkelerde aktif iki dilliliği<br />

destekleme kararı almıştır. Ayrıca<br />

25.07.1977’de alınan bir tavsiye kararı<br />

ile üye ülkelerde çalışan göçmenlerin<br />

çocuklarının okul eğitimi ile ilgili<br />

bir protokol (77/486/EWG-Richtlinie des<br />

Rates) üzerinde anlaşılmış ve üye<br />

ülkelerdeki çocukların ana dillerini<br />

öğrenmeleri için kendi bünyelerinde<br />

kurumlar oluşturulması önerilmiştir.<br />

Aradan geçen süre zarfında yapılan<br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Prof. Dr. Mustafa ÇAKIR<br />

Anadolu Üniversitesi Yurtdışı Türkler Araştırma Merkezi Müdürü – Eskişehir<br />

mcakir@anadolu.edu.tr<br />

Türkçe geçmişten geleceğe köprüdür<br />

çalışmaların arzu edilen düzeye<br />

ulaşmaması nedeniyle Avrupa Parlamentosu’nun<br />

18.09.1981 tarihli kararına<br />

atıfta bulunularak, talimatnamenin<br />

yürürlüğe girdiği belirtilmiştir.<br />

Bu uyarı 1985’de tekrar<br />

edilmiş; 10.04.1987’de ise üye ülkelere<br />

ellerindeki bütün imkânları kullanarak,<br />

bahane üretmeden 1977’de<br />

alınan kararı uygulaması gerektiği<br />

bildirilmiştir (İleri 2000, s. 113). Avusturya’daki<br />

çocuklara ana dili<br />

olarak Türkçe dersi de bu karara<br />

dayandırılabilir.<br />

Farklı kültürlerden gelen çocukların<br />

okul başarısızlıklarının altında yatan<br />

temel neden, onların kültürel açıdan<br />

farklı olmaları veya yaşadıkları sosyal<br />

çevreye uyum sağlayıp sağlayamamaları<br />

değil; aksine onların okul içindeki<br />

dil yetersizlikleri ve buna bağlı<br />

sistematik ötekileştirmelerdir.<br />

Avusturya’daki okullarda öğrenim<br />

gören Türkiye kökenli çocukların<br />

küçük sorunlarının çözümü dahi<br />

başta Türk veliler olmak üzere,<br />

öğretmenlerin ilgisizliği nedeniyle<br />

bazen uzun zaman alabiliyor;<br />

okullarda verilen ana dili eğitimi<br />

de zaman zaman ulusal güvenlik<br />

konusu yapılmakta ve kaldırılması da<br />

talep edilebiliyor (Brizic 2007, s. 16).<br />

Bu tür olumsuzlukların yerine,<br />

olumlu uygulamaların öne çıkarılmasına,<br />

teşvik edilmesine ve nihayet<br />

öğrencilere sunulan imkânların<br />

sonuna kadar değerlendirilmesine<br />

çalışılmalıdır.<br />

Avusturya Türk Toplumunun zaman<br />

zaman Türk dünyasında “dilde birlik,<br />

fikirde birlik, dinde birlik ve işte birlik”<br />

felsefesi için bir ömür vakfeden<br />

İsmail Bey Gaspıralı (1851-1914) gibi<br />

nice Türk aydınının bıraktığı kültürel<br />

mirasa sahip çıkmak, bu anlayışın<br />

gelecek kuşaklara aktarılması için<br />

çalışmak yerine, anlamsız ayrışmalara,<br />

bölünmelere doğru gidebildiği<br />

de görülüyor ve bazen Atatürk’ün<br />

“Ne mutlu Türküm diyene” sözünün<br />

dil ve kimlik olarak arka planda<br />

kaldığı görülüyor. Bugünkü Avusturya<br />

Türk Toplumu ana dili ve kültürel<br />

mirası olarak Anadolu’dan getirdiği<br />

değerleri yozlaştırmadan gelecek kuşaklara<br />

aktarabilmek için, dini değerlerine<br />

olduğu kadar, cumhuriyetin<br />

temel değerlerine ve onun özünü<br />

oluşturan diline de gerekli özeni göstermek<br />

zorunda ve sorumluluğundadır.<br />

Bu mevcut kuşakların tarihe<br />

ve gelecek kuşaklara borcudur.<br />

KAYNAK: Brizic, K. (2007). Das geheime Leben der Sprachen:<br />

Gesprochene und verschwiegene Sprachen und ihr Einfluss auf<br />

den Spracherwerb in der Migration. Münster, NewYork,<br />

München, Berlin: Waxmann.<br />

Garnitschnig, I. (2015). Der muttersprachliche<br />

Unterricht in Österreich Statistische Auswertung für das<br />

Schuljahr 2013/14. 16. Aufl., Wien: BMBF-Bundesministerium<br />

für Bildung und Frauen, Informationsblätter des Referats für<br />

Migration und Schule Nr. 5/2014-15.<br />

İleri, E. (2000). Avrupa Topluluğu’nun Dil Politikası ve Almanya’da<br />

Okula Giden Türk Asıllı Öğrencilerin Dil ve Eğitim Sorunları.<br />

İçinde: Avrupa’da Yaşayan Türk Çocuklarının Ana Dili Sorunları<br />

Toplantısı. Ankara: Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek<br />

Kurumu – TDK Yayınları: 734, s. 7-66.<br />

6€<br />

Hızlı Havale*<br />

Havalenizi DenizBank ile yapın, Türkiye’nin 81 şehrinde 4.200 noktaya anında ulaşın!<br />

• DenizBank A.Ş.’nin 700’ü aşkın şubesine göndereceğiniz havaleleri<br />

bir saat içinde Türkiye’de hiçbir ek masraf kesilmeden<br />

memlekete gönderiyoruz.<br />

• Havalelerinizi ister Avusturya genelindeki 27 şubemizden,<br />

ister internet şubemiz üzerinden online yapın, paranızı hesaplı,<br />

güvenli ve hızlı bir şekilde memlekete ulaştıralım!<br />

Haftaiçi uzun çalışma<br />

saatlerimizle hizmetinizdeyiz.<br />

Ayrıca Viyana şubelerimiz<br />

Cumartesi günleri de açık!<br />

* Bireysel müşterilerin DenizBank A.Ş., İş Bankası ve Halk Bankası’na yaptıkları 200 Euro’ya kadar olan havaleleri için bir sonraki değişikliğe kadar geçerli ücret.<br />

Müşteri Hizmetleri 0800 88 66 00, www.denizbank.at<br />

DenizBank bir Sberbank grubu kuruluşudur.<br />

Entgeltliche Einschaltung


3 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

HAZİRAN 2016<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Halkın %54’ü yeni Başbakanın<br />

umut verici olduğunu söylüyor<br />

Avusturya Halkı<br />

Yeni Başbakan<br />

Christian Kern’e<br />

Güveniyor...<br />

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aşırı<br />

sağcıların yenilgisi, SPÖ’de yaşanan<br />

başkanlık değişimi ve kabinede<br />

yaşanan revizyon, Avusturya<br />

siyasetine yeni bir hava getirse de<br />

halkın büyük bölümü ülkenin genel<br />

gidişatından memnun değil...<br />

Christian Kern başbakan olduktan sonra yapılan<br />

anketlere göre seçmenlerin %55’i Kern<br />

hakkında olumlu, %24 olumsuz düşünüyor,<br />

%22 ise henüz kararsız olduğunu açıkladı.<br />

Seçmenin %54’ü Başbakan Kern’in açıklamalarından,<br />

yol haritasından memnun ve yeni<br />

başbakanı umut verici buluyor.<br />

Başbakanın doğrudan seçilmesi halinde seçmenin<br />

%47’si SPÖ'lü Kern’i, %28’i ise aşırı<br />

sağcı FPÖ lideri Strache’yi tercih ediyor. ÖVP<br />

lideri Mitterlehner %17’de kalıyor ve bu oran<br />

onun parti şefliğini tartışmalı hale getiriyor.<br />

ÖVP'nin Dışişleri ve Uyum Bakanı Sebastian<br />

Kurz’u aday göstermesi durumunda ise %27<br />

ile başbakan seçileceği, bu durumda Kern’in<br />

%25 oy olacağı, Strache’nin %21'e gerileyerek<br />

büyük bir destek kaybı ile karşı karşıya<br />

kalacağı sonucu ortaya çıkıyor.<br />

Araştırmadaki bir ilk ise ilk kez seçmenin çoğunluğu<br />

SPÖ ve Grüne yani kırmızı-yeşilden<br />

yana, Avusturyalıların %40’ı yeniden bir<br />

seçim düşünüyor, %42 hükümetin 2018’e<br />

kadar süreceği inancında.<br />

Uzmanlar, gerçekte seçmenin Christian<br />

Kern’e çok şans tanımadığını belirtiyor.<br />

Uzmanlara göre, sadece %40'lık kesim yeni<br />

Başbakanın iyi bir başlangıç yaptığını, buna<br />

karşılık %60 başarısız olacağını ya da durumun<br />

aynı kalacağını düşünüyor.<br />

Yeni bir seçim durumunda sadece %14’lük bir<br />

kesim SPÖ-ÖVP yani kırmızı-siyah koalisyonunun<br />

devam etmesini istiyor. %22 gelecek<br />

hükümet olarak Kırmızı-Yeşil-Neos üçlü koalisyonunu<br />

arzuluyor, %18 ÖVP-FPÖ yani<br />

siyah-mavilerin ve sadece %13 SPÖ-FPÖ kırmızı-mavi<br />

iktidarı lehinde gözüküyor.<br />

© Andy Wenzel / BKA<br />

Sandra Frauenberger<br />

Stadträtin für Frauen, Bildung,<br />

Integration, Jugend & Personal<br />

Deutsch lernen<br />

und Spaß haben<br />

in den Ferien mit<br />

„Sowieso mehr!“<br />

Das Erfolgsprojekt wird auf 2000 Plätze<br />

verdoppelt. Das erfolgreiche Ferienprojekt<br />

„Sowieso Mehr! Dein Sommer. Dein<br />

Wien“ wird diesen Sommer auf 2000<br />

Plätze verdoppelt, das wurde im Wiener<br />

Gemeinderat im Mai beschlossen.<br />

Mit diesem Angebot zeigt Wien, wie<br />

wichtig uns gleiche Chancen für alle Kinder<br />

dieser Stadt sind. Vor allem für jene,<br />

die gerade erst am Beginn sind Deutsch<br />

zu lernen, bedeuten zwei Monate Sommerferien<br />

einen gravierenden Einschnitt<br />

in ihrem Spracherwerb. Um dem entgegen<br />

zu wirken, weiten wir das Angebot<br />

der Sprachförderung aus.<br />

Foto: MA17<br />

Die Aufstockung auf 2000 Plätze soll vor<br />

allem Flüchtlingskindern die Chance<br />

geben, in den Sommerferien weiterhin<br />

Deutsch zu lernen und sich mit Gleichaltrigen<br />

auszutauschen. Unabhängig ihrer<br />

Herkunft sollen alle Kinder in Wien gut<br />

Deutsch sprechen, lesen und schreiben<br />

können. Denn für eine erfolgreiche Schulund<br />

damit Bildungskarriere sind gute<br />

Deutschkenntnisse eine entscheidende<br />

Voraussetzung. Dabei ist es uns wichtig,<br />

dass Sprachkurse nicht nur hochwertig,<br />

sondern auch für alle zugänglich sind.<br />

Die Sommerdeutschkurse sind kostenlos<br />

und stehen allen Wiener Kindern<br />

zwischen 7 und 14 Jahren, die außerordentliche<br />

SchülerInnen sind oder in<br />

Deutsch mit „Nicht genügend“ bzw.<br />

„Genügend“ benotet wurden, offen.<br />

Neben klassischen Deutscheinheiten setzt<br />

das Programm nachmittags auf ein sportoder<br />

freizeitpädagogisches Angebot. Auf<br />

diese Weise können die Kinder nicht<br />

nur ihre Deutschkenntnisse verbessern,<br />

sondern entwickeln auf spielerische und<br />

niederschwellige Weise soziale und interkulturelle<br />

Kompetenzen.<br />

© Kromus/PID<br />

UNICEF: “Avrupa’ya ulaşmaya çalışan çocuklar büyük tehlike ve tehdit altında...”<br />

“Her Adımda Ayrı Bir Tehlike”<br />

Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu<br />

(UNICEF), hazırladığı bir raporla<br />

savaştan ve yoksulluktan kaçan<br />

çocukların karşı karşıya kaldıkları<br />

inanılmaz riskleri açıkladı.<br />

En büyük risk faktörlerinin başında<br />

binlerce mültecinin hayatını kaybettiği<br />

tehlikeli deniz yolculuklarında<br />

boğulma, ayrıca dövülme,<br />

tecavüz ve zorla çalıştırılmanın<br />

geldiği açıklandı.<br />

“Her Adımda Ayrı Bir Tehlike”<br />

adını taşıyan raporda, Haziran ayı<br />

başına kadar Avrupa’ya denizden<br />

ulaşan mültecilerin toplam sayısının<br />

200 bini geçtiği ve bu rakamın<br />

üçte birinin çocuklardan oluştuğu<br />

vurgulandı. Her 4 çocuktan 1’inin<br />

anne ve babasız bir şekilde kaçışta<br />

olduğu ve bu sayının gittikçe arttığı<br />

belirtidi.<br />

KIZ ÇOCUKLARININ DRAMI<br />

UNICEF’in kapsamlı raporunda ayrıca,<br />

insan kaçakçılarının özellikle<br />

kadın ve çocukları hedef aldıkları,<br />

erkek ve kız çocuklarının cinsel tacize<br />

uğradıkları, fuhuşa zorlandıkları<br />

ve küçük yaştaki kız çocukların<br />

Avrupa’ya ulaştıklarında hamile<br />

oldukları vurgulanarak durumun<br />

ciddiyeti ortaya kondu.<br />

Birleşmiş Milletler Mülteci Dairesi<br />

de çocukların durumunun büyük<br />

endişe kaynağı olduğunu belirtirek,<br />

çocuklara yönelik koruyucu<br />

tedbirlerin hayati önem taşıdığını<br />

açıkladı.<br />

ÇOCUKLAR DEMİR<br />

PARMAKLIKLAR ARKASINDA<br />

UNICEF yetkilileri, çocukların genelde<br />

ya demir parmaklıklar arkasında<br />

ya toplama merkezlerinde<br />

ya da polis gözetiminde tutulduğunu<br />

belirterek, çocuk koruma<br />

merkezlerinin sayısının arttırılmasını<br />

önerirken, Birleşmiş Milletler<br />

İnsan Hakları yetkilileri de mülteci<br />

başvuruları sürecinde çocukları<br />

hapsetmek yerine alternatif, daha<br />

insancıl yöntemler bulunması<br />

çağrısı yaptı.<br />

UNICEF, bazı ülkelerdeki yetkililerin<br />

küçük bir çocuğun mülteci başvurusunu<br />

ancak iki yılda sonuçlandırabildiğini,<br />

aileleri birleştirmenin<br />

de aynı yavaşlıkta olduğunu<br />

kaydetti.<br />

UNICEF raporunda, Avrupa’da sığınmacıların<br />

çoğunlukla spor merkezlerinde,<br />

eski askeri kışlalarda<br />

ve diğer geçici barınaklarda okul<br />

ve psikolojik destek olmadan kaldıklarını<br />

belirtti.<br />

SIĞINMACILARA SALDIRILAR<br />

Birçok mültecinin günlük hayatın<br />

her anında nefret söylemlerine<br />

maruz kaldığını ve yaşadıkları barınakların<br />

saldırılara uğradığının<br />

da belirtildiği raporda, özellikle<br />

Almanya başta olmak üzere bazı<br />

Avrupa Birliği ülkelerine, yaşanan<br />

birçok kundaklama olayı ve bazı<br />

faillerin bulunamaması sebebiyle<br />

eleştiride bulunuldu.<br />

SEBASTİAN KURZ: MÜLTECİLER<br />

ADALARDA TUTULSUN<br />

Avusturya Dışişleri ve Uyum Bakanı<br />

Sebastian Kurz'dan beklenmedik<br />

bir mülteci açıklaması geldi.<br />

Bakan Kurz, mülteci sorununu<br />

çözmek için şok bir öneri ortaya<br />

atarak dikkatleri üzerine çekti.<br />

Avrupa'ya sığınan mültecilerin<br />

adalarda tutulmasını ve sığınma<br />

hakkını alamayanların ise Avrupa<br />

ülkelerine giriş yapmadan doğrudan<br />

geri çevrilmeleri gerektiğini<br />

savunan Sebastian Kurz, Avusturalya’da<br />

uygulanan bu prosedürün<br />

Avrupa’da da uygulanabileceğini<br />

ifade etti.<br />

Avrupa'ya sığınmak için yasa dışı<br />

yollarla ülkelere giriş yapmak isteyen<br />

mültecilere iltica hakkı tanınana<br />

kadar onları adalarda<br />

tutmanın doğru seçenek olduğunu<br />

iddia eden Bakan Kurz: "Bu şekilde<br />

yasa dışı mülteci akımını kontrol<br />

edebilir, durdurabilir ve sistematik<br />

bir şekilde bu sorunu çözebiliriz.<br />

Bu süreçte sığınma hakkını alamayanlar<br />

Avrupa ülkelerine giriş yapmadan<br />

doğrudan ülkelerine geri<br />

gönderilmeli." dedi.<br />

MUNA DUZDAR’DAN TEPKİ<br />

Avusturya yeni Devlet Müsteşarı<br />

Muna Duzdar, Bakan Sebastian<br />

Kurz’un önerisine tepki göstererek:<br />

"Hiçkimse bana çocukların ve<br />

ailelerin bir ada hapishanesinde<br />

tutulmasının bir çözüm olduğunu<br />

açıklayamaz. Bunun yerine insanların<br />

yasal yollardan göç edebilmesinin<br />

yolunun açılması ve iltica<br />

talebinde bulunmak isteyenlerin<br />

bilinçlendirmesi önemlidir. İltica<br />

talebinin kabul edilmeyeceğini<br />

bilen bireyler tehlikeli yolculuklara<br />

çıkmazlar." dedi.


HAZİRAN 2016<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 4<br />

Su ve insan birbirine karakter olarak çok<br />

benzer: Su hayattır, berraktır, şeffaftır,<br />

yumuşaktır, ağırbaşlıdır, temizdir, sabırlıdır,<br />

güçlüdür. Fakat bazen de heybetli, korkutucu<br />

ve azgın...<br />

Rahmeti sonsuz olan Rabbimiz yüce Kitap`ta<br />

„Her canlı şeyi sudan yarattık“ ayetiyle,<br />

yarattıklarının suyla ne denli bağı olduğunu<br />

anlatır. Yine Kuran-ı Kerim, cennetteki<br />

ırmaklardan, müminlerin, mahşerin yakıcı ve<br />

boğucu havasından, tatlı ve soğuk suyundan<br />

içerek serinleyecekleri, Kevser havuzundan<br />

bahseder.<br />

Ayrıca insan vücudunun %70`nin sudan<br />

yaratıldığını, dünyanın 3/4`ünün sularla<br />

kaplı olduğunu bilmeyenimiz yoktur. Buna<br />

rağmen susuzluktan ölen insanların olduğu<br />

bir dünyada yaşarız...<br />

İnsanoğlu genellikle denize kıyısı olan<br />

topraklara yerleşmiş ve köklü medeniyetlerin<br />

temelini atmıştır. Bu bakımdan su; zenginliktir,<br />

güçtür.<br />

Su, zemin ve zaman tanımaz. Tıpkı insan gibi,<br />

daima yol alır, bazen yol açar, bazen de<br />

herşeyi önüne katar, değiştirir herşeyi...<br />

Su yumuşaktır aslında, sert veya katı da<br />

değil. İyi huylu insanlar gibi... Ama gideceği<br />

yeri bilir, yola çıktı mı kararlıdır. Bir o kadar<br />

da sabırlı. Önüne gelen sert kayaları kırar,<br />

aşındırır ama yolundan asla geri dönmez.<br />

Kayaları parçalar ama kendi parçalanmaz.<br />

Bu yönüyle su, sağlam karakterli, yolundan<br />

dönmeyen kararlı ve güçlü insanlara benzer.<br />

Her zorluğa sabırla ve cesaretiyle karşı duran<br />

ve kendine bu hayatta bir yol bulan...<br />

Su hayattır, şifadır, dinlendiren ve huzur<br />

verendir. Osmanlı tarihine bir göz atılacak<br />

olsa; musiki ve güzel kokuların yanında, su<br />

sesiyle de ruhi hastalıklara şifa arandığı ve o<br />

dönemde çok da başarılı olunduğu görülür.<br />

Suyun dinlendirici sesiyle ruhların huzur<br />

bulması gibi, iyi huylu insanların yanında<br />

insan, huzur bulur, rahatlar... Elbette her<br />

insanın da, hayatın onca kasvetinden kaçarak<br />

sığındığı bir limanı vardır...<br />

Eskiden büyükler, kendisine su ikram edildiğinde<br />

„su gibi aziz ol“ diye dua ederlerdi.<br />

Yani, hem su gibi alçakgönüllü, haddini bilen,<br />

hem de kıymetli ol, manasında. Küçükken<br />

pek anlamazdım... Aslında çok anlamlı ve<br />

güzel bir dua .<br />

Su, nice şairlere, yazarlara ilham kaynağı<br />

olmuştur. Divan edebiyatının incilerinden;<br />

Su kasidesi mesela. Fuzuli suyu, Peygamberimize<br />

bağlı bir insana benzetir; onun yolundan<br />

giden temiz kalır ya, o bakımdan. Yine<br />

aynı kasidede suyu, sevgiliye duyulan<br />

özlemle akan gözyağına da benzetir.<br />

Avrupa Komisyonu ırkçılık,<br />

yabancı düşmanlığı ve hoşgörüsüzlüğün<br />

bütün çeşitleriyle<br />

mücadele için üst<br />

düzey bir grup oluşturdu.<br />

Komisyon bu sayede işbirliği<br />

ve koordinasyonu sağlayacak,<br />

nefret suç ve söylemlerini<br />

baştan engelleyip<br />

bununla mücadele edecek.<br />

Grubun ilk toplantısında<br />

Adalet ve Tüketici Hakları<br />

Komiseri Vera Jourova:<br />

YASEMİN KARAGÖZ<br />

yasemin-ka@hotmail.com<br />

SU VE İNSAN...<br />

Üstad Necip Fazıl ise Sakarya şiirinde, insan<br />

ve su arasında benzetme yapar ve kendine<br />

has üslubu ile yorumlar:<br />

İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akarya,<br />

Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.<br />

Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak<br />

Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak,<br />

Herşey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir,<br />

Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir.<br />

Akışta demetlenmiş, büyük, küçük kâinat;<br />

Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!<br />

Yeri göğ yaratan yüce Allah, onların her ihtiyacını<br />

karşılamayı da unutmadı. Toprak ana<br />

susuz kalınca; el açıp dua eder, bekler, ta ki<br />

bir hasretle beklediği, gri bulutun kanadında,<br />

sağanak halinde dönene kadar. Çoğu zaman<br />

vuslat rahmetle sona erer, can verir toprağa.<br />

Ama bazen de kontrolünü kaybeder, aniden<br />

hızlanır, sel olur, yıkar alır, götürür önüne<br />

geleni, tıpkı azgın bir nefis gibi. Ardında<br />

bıraktığı harabeden habersiz, yoluna devam<br />

eder, yine akar, akar...<br />

Yeni bir yola girmiştir artık, dönüşü yok.<br />

Nereye gideceği belli değildir, içine girdiği<br />

yatağın şeklini alır ve yoluna devam eder.<br />

Tıpkı yaratıldığı coğrafyanın özelliklerine<br />

uygun bir hayat tarzı seçmiş, ona uymaya<br />

çalışan insan gibi.<br />

Ama nerde olursa olsun, kolay kolay karışmaz<br />

tatlı su, tuzlu suya. Bilir yaratanın ona<br />

verdiği özün kıymetini ve ayrılmaz özünden...<br />

Ne şekli, ne kokusu vardır, sakindir, sabırlıdır...<br />

Akan su temizdir ya, hem de temizleyici,<br />

aktığı sürece kir tutmaz... Bir de<br />

durunca, durgunlaşınca, yosunlar kaplar,<br />

kokusuzdur ya su; kokar, renksizdir ya; renk<br />

alır, kararır... Tıpkı tembel ve yaratılış gayesinden<br />

uzak kalbin kararması gibi... Bedenleri<br />

temizler ya su, oysa kalpleri ancak<br />

merhamet arındırır. Bazen, rahmet pınarından<br />

akan bir çift gözyaşı, kirlenen kalbi, günahından<br />

arındırmaya vesile olur. Yeter ki,<br />

kalpten gelsin pişmanlığın duyulmayan sesi...<br />

Göklerden geldiği halde, herzaman yerde<br />

akar su, çünkü mütevazidir, alçakgönüllüdür.<br />

Mütevazilik asaletindendir. Çok kıymetlidir<br />

ya su, ne vakit işini tamamlasa yerde, o<br />

vakit buharlaşır, geldiği yere geri döner...<br />

Bir başka baharda, tekrar gelebilmek, susuz<br />

kalan çiçeğe, böceğe ve toprağa can<br />

katmak için...<br />

Ne garip bir kısırdöngüdür bu; kimi zaman<br />

sel-afet olup can alan su, vakti geldiğinde<br />

bir damlasıyla, canlılara tekrar hayat vesilesi<br />

olmakta, ayağa kaldırmakta.<br />

Ne hikmettir ki, yok olmaz, tıpkı öldükten<br />

sonra dirilecek bedenin başka alemlerde<br />

ruhuyla tekrar buluşması gibi...<br />

‘‘Son yıllarda ırkçılık, yabancı<br />

düşmanlığı ve hoşgörüsüzlük<br />

çeşitleri Avrupa<br />

genelinde müthiş hızda büyüyor<br />

ve yayılıyor. İlk kez<br />

bugün tüm aktörler aynı<br />

masada oturuyor. Bizler bu<br />

üst düzey grubu, nefret suç<br />

ve ifadelerini tamamen engellemek<br />

ve bunlarla güçlü<br />

bir şekilde mücadele etmek<br />

için bir platform olarak kullanmak<br />

istiyoruz.’’<br />

Üst düzey grup; üye ülke<br />

yetkililerini, Avrupa Parlamentosunu,<br />

Avrupa Birliği<br />

Temel Haklar Bürosunu, Avrupa<br />

Konseyini, Avrupa Güvenlik<br />

ve İşbirliği Örgütünü,<br />

Birleşmiş Milletler Mülteci<br />

Yüksek Komiserliğini ve sivil<br />

toplum temsilci ve örgütlerini<br />

bir araya getiriyor.<br />

Grup, paydaşlar arasındaki<br />

sinerjiyi en üst düzeye çıkarmayı<br />

böylelikle ırkçılık ve<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

DAS WASSER UND DER MENSCH<br />

Die Eigenschaften des Wassers und des Menschen<br />

ähneln einander sehr. Das Wasser ist das Leben,<br />

es ist klar, transparent, sanft, würdevoll, sauber,<br />

geduldig und stark. Manchmal ist es aber auch<br />

mächtig, einschüchternd und unbändig.<br />

Der unbegrenzt barmherzige Schöpfer zeigt im<br />

Koranvers „Wir schufen jedes Lebewesen aus Wasser“<br />

die enge Verbindung seiner Geschöpfe zum<br />

Wasser auf. Der Koran erzählt auch von Flüssen und<br />

vom Kawthar-Becken im Himmel, wo die Gläubigen<br />

vom kaltem und süßem Wasser trinkend, sich von<br />

der erstickenden und heißen Luft des Jüngsten<br />

Tages erfrischen werden.<br />

Es gibt kaum jemanden unter uns, der nicht weiß,<br />

dass 70% des menschlichen Körpers aus Wasser<br />

besteht und die Erdoberfläche zu 3/4 mit Wasser<br />

bedeckt ist. Dennoch leben wir in einer Welt, in<br />

der Menschen verdursten.<br />

Die Menschen besiedelten von jeher Gebiete, die<br />

ans Meer grenzten. Dort schufen sie die Grundlagen<br />

für tief verwurzelte Zivilisationen. In dieser<br />

Hinsicht bedeutet das Wasser auch Reichtum und<br />

Macht.<br />

Das Wasser ist zeit- und raumlos. Es ist in ständiger<br />

Bewegung, so wie die Menschheit. Manchmal geht<br />

es seinen Weg, manchmal zerreißt es alles um sich.<br />

Wasser ist an und für sich sanft wie ein gutmütiger<br />

Mensch. Es tritt bewusst seine Reise an, die es mit<br />

einer großen Beharrlichkeit fortsetzt. Die Felsen, die<br />

auf seiner Bahn liegen, können es nicht von seinem<br />

Weg abbringen, sondern werden durch es erodiert<br />

und geformt. Das Wasser bleibt souverän. Diese<br />

Eigenschaft des Wassers ähnelt Menschen mit<br />

stabilem Charakter, die stark und entschlossen auf<br />

ihrem Weg beharren, die jeder Herausforderung<br />

mit Mut und Ausdauer begegnen und in diesem<br />

Leben einen Weg für sich finden.<br />

Wasser ist Leben und Medizin, die Ruhe und Frieden<br />

stiftet. Ein Blick auf die osmanische Geschichte<br />

zeigt uns, dass neben der Musik- und Aromatherapie,<br />

auch Wasserklang zur Heilung psychischer<br />

Erkrankungen - für die damalige Zeit auch mit<br />

großem Erfolg - eingesetzt wurde. So wie die Seele<br />

mit dem beruhigenden Klang des Wassers Frieden<br />

findet, so geschieht das auch in Anwesenheit gutmütiger<br />

Menschen. Schließlich verfügt doch jeder<br />

Mensch über einen Nothafen, in dem er Schutz<br />

findet, den dunklen Seiten des Lebens entkommt.<br />

Früher, wenn ältere Personen Wasser eingeschenkt<br />

bekamen, bedankten sie sich mit den Worten<br />

„Sei heilig wie das Wasser“. Das hieß, dass man so<br />

kostbar und bescheiden sein solle wie das Wasser.<br />

Den Sinngehalt dieses Gebetsspruchs begriff ich<br />

damals als Kind natürlich nicht.<br />

Das Wasser diente auch vielen Dichtern und<br />

Schriftstellern als Inspirationsquelle. Zum Beispiel<br />

in der „Wasserode“, der Perle der Divan-Literatur,<br />

vergleicht Fuzulidas Wasser mit einem Menschen,<br />

der den Weg des Propheten geht. Und das aus<br />

gutem Grund, denn wer seinen Weg befolgt, bleibt<br />

rein. Allerdings vergleicht er das Wasser in derselben<br />

Ode auch mit Tränen, die aus Sehnsucht nach<br />

den Geliebten fließen.<br />

In seinem Gedicht „Sakarya“ vergleicht der Meister<br />

Necip Fazıl Mensch und Wasser und drückt das in<br />

hoşgörüsüzlüğün her türüne<br />

ortak belirlenen cevaplarla<br />

karşı durmayı planlıyor.<br />

Çalışma grubu ayrıca, nefret<br />

suçları ile ilgili bilgileri toplamak<br />

ve kaydetmek için<br />

genel bir metot da oluşturacak.<br />

Komisyon tarafından<br />

seinem eigentümlichen Stil aus:<br />

Der Mensch, fließt wie das Wasser in Windungen,<br />

auf der einen Seite fließe ich, auf der anderen<br />

Seite Sakarya.<br />

Das Wasser fließt bergab, Stufe für Stufe<br />

Immer an Hügeln zu verdursten, ist mein Los<br />

Alles ist im Fluss: Wasser, Geschichte, Sterne,<br />

Menschen und Ideen,<br />

Doppelt sind die Rinnen, durch einen strömt Licht,<br />

durch einen Schmutz<br />

Das Universum gebündelt in der Strömung<br />

Schau die Wolke an, wie sie dem Strom trotzt!<br />

Großer Allah, Schöpfer der Erde und des Himmels,<br />

sorgte auch für die Befriedigung deren Bedürfnisse.<br />

Wenn die Mutter Erde durstet, betet sie mit geöffneten<br />

Händen und wartet bis die ersehnte graue<br />

Wolke als Regenschauer zurückkehrt. Oft endet die<br />

Wiedervereinigung mit Regen, der die Erde belebt.<br />

Doch manchmal verliert das Wasser die Kontrolle,<br />

beschleunigt plötzlich, überschwemmt und vernichtet<br />

alles, wie die unkontrollierten Triebe des<br />

Menschen das zu tun pflegen. Dann fließt es einfach<br />

weiter, ohne die leiseste Ahnung zu haben von den<br />

Ruinen, die es hinter sich gelassen hat. Nun bahnt<br />

es sich einen neuen Weg, ohne die Absicht auf eine<br />

Rückkehr. Es ist nicht klar, wohin es geht. Es nimmt<br />

die Form des Flussbetts an, in dem es sich gerade<br />

befindet und setzt seinen Weg fort. Genauso wie<br />

der Mensch, der sich einen Lebensstil wählt, der den<br />

Besonderheiten der geographischen Breitengrade,<br />

in denen er lebt, angemessen ist. Aber egal wo,<br />

das Süß- und Salzwasser vermischen sich nicht<br />

miteinander. Weil das Wasser über den Selbstwert<br />

bescheid weiß, den der Schöpfer ihm gab, und es<br />

trennt sich nicht vom wahren Kern seines Wesens.<br />

Das Wasser hat weder eine feste Form, noch einen<br />

Geruch. Es ist ruhig und beständig. Fließendes Wasser<br />

ist sauber und reinigend und solange es fließt,<br />

ist es schmutzabweisend. Sobald es aber nicht mehr<br />

strömt, setzt sich Moos darin an und bekommt<br />

Geruch und Farbe. Wie das Schwärzen eines faulen<br />

Herzes, das sich von seinem wahren Zweck seiner<br />

Schöpfung entfremdet. Wie das Wasser den Körper<br />

reinigt, kann nur die Barmherzigkeit das Herz reinigen.<br />

Manchmal reichen tief aus der Seele rührende<br />

Tränen aus, um das befleckte Herz von seinen Sünden<br />

zu befreien. Solange die unhörbare Stimme der<br />

Reue aus den Tiefen des Herzens rührt.<br />

Obwohl das Wasser vom Himmel kommt, fließt es<br />

durchwegs am Boden, denn es ist bescheiden und<br />

demütig. Die Bescheidenheit beruht auf Würde.<br />

Weil das Wasser so wertvoll ist, verdampft es und<br />

kehrt an seinen Ursprung zurück, sobald es seine<br />

Aufgabe am Boden erfüllt hat, um zu einer anderen<br />

Zeit wiederzukommen und die Erde mit seinen<br />

Lebewesen zu versorgen.<br />

Ein paradoxer Kreislauf. Einerseits kostet das<br />

Wasser Leben, wenn es überflutet und andererseits<br />

belebt es die Erde samt Lebewesen auf ihr und lässt<br />

sie auferstehen.<br />

Aber was für eine Beschaffenheit es auch hat - es<br />

geht nie verloren, wie der abgestorbene Körper, der<br />

nach dem Tod wiederauferstehen und sich mit<br />

seinem Geist in anderen Reichen wiedervereinen<br />

wird.<br />

Übersetzung: MMag. a Dr. in BEDİHA YILDIZ<br />

Avrupa Komisyonu Irkçılık, Hoşgörüsüzlük ve Yabancı Düşmanlığına Karşı Mücadele İçin ‘Üst Düzey Grup’ Kurdu<br />

Irkçılık ve Yabancı<br />

Düşmanlığına Karşı<br />

Önemli Adım...<br />

sunulan ve IT firmalarının<br />

imzaladığı yasadışı nefret<br />

söylemlerine internet yoluyla<br />

etkili bir şekilde karşı<br />

koyma belgesinin işleyişini<br />

kontrol edecek.<br />

Bu üst düzey komisyon ayrıca<br />

Avrupa Birliği’nin konuyla<br />

ilgili güncel bulgularını,<br />

ırkçılık, yabancı düşmanlığı<br />

ve ayrımcılıkla<br />

mücadele eden ve hoşgörüyü<br />

arttıran inisiyatiflerle<br />

ilgili bilgileri içeren yeni bir<br />

internet sayfası da oluşturma<br />

kararı aldı.<br />

© U.Weinreich / pixelio.de


5 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

HAZİRAN 2016<br />

İdeal Tatil Okumaları /<br />

Beyin İçin 360 Sayfa Güç<br />

BFIWien’in 2016/17 eğitim programı, eğitim sevdalıları için aralarında çok sayıda yeni kurs<br />

seçeneklerinin de bulunduğu yaklaşık 4000 kadar eğitim ve ileri eğitim fırsatları içeriyor.<br />

Mükemmel bir yaz tatili için<br />

nelere ihtiyaç vardır? Güneş,<br />

plaj ve ferahlatıcı bir dondurma<br />

ve belki de iyi bir<br />

kitap? Bu sonuncu seçenek<br />

tabii ki her zaman havaalanında<br />

alınan polisiye bir<br />

roman olmamalı. İnsan beyni<br />

farklı eserlerle değişik bir<br />

tarzda da yönlendirilebilir.<br />

Mesela eğitimi geliştirmekle:<br />

Bu yalnız işgücü pazarında<br />

bireyin şansının attımasına<br />

yardım etmez aynı zamanda<br />

bireysel durumunu da geliştirir.<br />

BFI Wien’in 2016/17 programında<br />

bütün ilgililer için çok<br />

geniş bir eğitim yelpazesi<br />

mevcut. Bütün eğitim sevdalılarını<br />

4000’e yakın ilgi çekici<br />

eğitim ve ileri eğitim kurs seçeneği<br />

bekliyor.<br />

Herkes her an başlayabilir<br />

BFI Wien 360 sayfadan oluşan<br />

eğitim programı kitabıyla, çok<br />

farklı konular ve alanlardan<br />

oluşan eğitimi geliştirme fırsatlarını<br />

tanıtıyor. Farklı Diller,<br />

teknik kurslar, bilgisayar<br />

(EDV) ve daha birçok seçenekler.<br />

Kurslar tüm eğitim<br />

seviyelerini kapsıyor. Eğitim<br />

düzeyine bakılmaksızın herkes<br />

her an bu kurslara başlayabilir.<br />

Kim bildiği dilleri daha da<br />

geliştirmek isterse, varolan<br />

birçok opsiyondan dilediğini<br />

seçebilir. Örneğin Almanca ve<br />

İngilizce kursları akla gelebilecek<br />

her seviyede olmakla kalmayıp,<br />

bakıcılık meslekleri için<br />

Almanca, ticari İngilizce gibi<br />

çok farklı alanlara ilgi duyanlara<br />

da hitap ediyor. Diğer<br />

konu başlıklarında da erişilebilirlik<br />

ve sunum çeşitliliği ön<br />

planda. Örnek olarak portfolyo<br />

lojistik ile ilgili kurslarda<br />

iş makinası ve vinç kullanıcısı<br />

eğitiminden, lojistik ve arz<br />

zinciri idaresi konusunda<br />

yüksek eğitime kadar çok<br />

geniş bir yelpazeye ulaşmak<br />

mümkün.<br />

140’ın üstünde tamamen<br />

yeni kurs seçenekleri<br />

Eski kursların devamının<br />

yanında BFI Wien 140’ın<br />

üstünde tamamen yeni kurs<br />

seçeneklerini de sunmaya<br />

başlıyor. Öncelikle dijitalleşme<br />

alanında repertuarda<br />

önemli ölçüde genişlemeye<br />

gidildi. Bu alanda yaşanan son<br />

gelişmelere ayak uydurabilmek<br />

için bir taraftan teknik<br />

kurslar, diğer yandan pazarlama<br />

alanından dijital pazarlama,<br />

elektronik ticaret<br />

uzmanlığı gibi konularda kurslar<br />

sunuluyor.<br />

Eğitimi geliştirme kurslarına<br />

erişimi daha da kolaylaştırmak<br />

için her eğitim programında<br />

100 euroluk eğitim<br />

hediye çeki yer alıyor. Yeni<br />

2016/17 Eğitim Programı, çok<br />

rahat ve ücretsiz bir şekilde<br />

BFI Wien’in internet sayfasından<br />

istenebilir.<br />

www.bfi.wien/bildungsprogramm<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

Was gehört zu einem perfekten<br />

Sommerurlaub? Sonne, Strand,<br />

ein kühles Eis – und vielleicht<br />

noch ein gutes Buch? Letzteres<br />

muss nicht immer der nächstbeste<br />

Krimi vom Flughafen-<br />

Kiosk sein. Das Gehirn kann<br />

von Lektüre auch auf ganz<br />

andere Art stimuliert werden.<br />

C H<br />

Die ideale Urlaubslektüre /<br />

360 Seiten Power fürs Gehirn<br />

Das Bildungsprogramm 2016/17 des BFI Wien beinhaltet knapp 4.000 Aus- und Weiterbildungsmöglichkeiten<br />

für Bildungshungrige - darunter auch zahlreiche brandneue und innovative Angebote.<br />

Zum Beispiel durch Weiterbildung:<br />

Diese steigert nicht nur<br />

die Chancen am Arbeitsmarkt,<br />

sondern auch das persönliche<br />

Wohlbefinden. Die geballte<br />

Ladung Weiterbildung auf<br />

einen Blick finden Interessierte<br />

im Bildungsprogramm 2016/17<br />

des BFI Wien. Mit knapp 4.000<br />

Aus- und Weiterbildungsangeboten<br />

ist für alle Bildungshungrigen<br />

etwas dabei.<br />

Jeder kann jederzeit<br />

einsteigen<br />

Auf 360 Seiten präsentiert<br />

das renommierte Wiener Bildungsinstitut<br />

Weiterbildungsmöglichkeiten<br />

aus unterschiedlichsten<br />

Themengebieten.<br />

Sprachen, Technik, EDV<br />

und viele mehr. Die Kurse<br />

erstrecken sich dabei über<br />

alle Bildungsniveaus. Mit<br />

anderen Worten: Jeder kann<br />

jederzeit – unabhängig vom<br />

Wissensstand – einsteigen.<br />

Wer etwa seine Sprachkenntnisse<br />

aufpolieren möchte, kann<br />

aus einer Fülle von Optionen<br />

wählen. Kurse zu Deutsch und<br />

Englisch gibt es zum Beispiel<br />

nicht nur für jedes erdenkliche<br />

Level, sondern auch speziell<br />

für verschiedenste Anlässe<br />

(Deutsch für Pflegeberufe,<br />

Business English etc.). In allen<br />

anderen Themenbereichen<br />

werden Durchlässigkeit und<br />

Angebotsvielfalt ebenso großgeschrieben.<br />

So reicht beispielsweise<br />

das Portfolio bei<br />

Logistikkursen von Ausbildungen<br />

zum Hubstaplerfahrer,<br />

Bagger- oder Kranführer bis hin<br />

zum Diplomlehrgang „Logistik<br />

und Supply Chain Management.“<br />

Über 140 komplett<br />

neue Kursangebote<br />

Neben Altbewährtem setzt<br />

das BFI Wien auf über 140<br />

komplett neue Kursangebote.<br />

Vor allem im Bereich der Digitalisierung<br />

wurde das Repertoire<br />

maßgeblich erweitert:<br />

Einerseits sind technische<br />

Kurse andererseits aber auch<br />

viele Angebote aus dem<br />

Feld des Marketing (Digital<br />

Marketing, eCommerce Expert)<br />

aufgenommen worden, um<br />

aktuellen Entwicklungen gerecht<br />

zu werden.<br />

Um den Zugang zu Weiterbildung<br />

noch weiter zu<br />

vereinfachen, liegt jedem<br />

Bildungsprogramm ein 100-<br />

Euro-Bildungsgutschein bei.<br />

Das Bildungsprogramm kann<br />

bequem und kostenlos über<br />

die Website des BFI Wien<br />

angefordert werden.<br />

www.bfi.wien/bildungsprogramm<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

BILDUNG. FREUDE E INKLUSIVE.<br />

<br />

<br />

<br />

• Stapler<br />

• <br />

• <br />

• <br />

<br />

çleri <br />

/ <br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

Entgeltliche Einschaltung


HAZİRAN 2016<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 6<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />

2006 besuchte ich als Wiener Landtagsabgeordnete<br />

Projekte zum Thema Zusammenleben und<br />

Gleichberechtigung in Berlin. In einem Jugendzentrum<br />

in Neuköln fielen mir Postkarten und<br />

Poster auf. Da posierten mehrere junge Männer<br />

mit schwarzen Haaren auf der Straße, hinter ihnen<br />

der Spruch: "Meine Ehre ist, mich für die Freiheit<br />

meiner Schwester einzusetzen". Eine neue Welt<br />

tat sich auf: "Ehre", mit der sonst viele Verbote<br />

und Unterdrückungen gerechtfertigt werden,<br />

kann also auch die Freiheit von jungen Menschen<br />

unterstützen! (Sätze wie "Das kannst du doch<br />

nicht anziehen! Du beschmutzt unsere Ehre. Was<br />

sollen die Nachbarn denken?" kennen schließlich<br />

viele von uns). Ehre als Unterstützung für ein<br />

gewaltfreies, selbstbestimmtes Leben; und zwar<br />

indem junge Männer und Burschen sagen, für<br />

mich ist es eine Ehrensache, dass Mädchen und<br />

Burschen gleichberechtigt sind.<br />

PROJEKT "HEROES" ZUR GEWALTPRÄVENTION<br />

Aus dieser Initiative mit den Postkarten ist 2007<br />

der Verein "Heroes", also "Helden" hervorgegangen.<br />

"Wir trainieren junge Männer zwischen 16<br />

und 22 Jahren, die aus einer Kultur kommen, in<br />

der der Begriff Ehre eine große Rolle spielt",<br />

erklärt der Berliner Gruppenleiter und Theaterpädagoge<br />

Yilmaz Atmaca. Die Ausbildung dauert<br />

etwa ein Jahr, anschließend gehen die Burschen<br />

mit selbst erarbeiteten Rollenspielen an Schulen<br />

und diskutieren über "Ehre" und was das für die<br />

Jugendlichen bedeutet. An den Workshops nehmen<br />

sowohl Schülerinnen als auch Schüler teil. In<br />

Berlin entstanden, sind die "Helden" mittlerweile<br />

in sieben deutschen Städten, unter anderem in<br />

Köln und München, vertreten.<br />

GEGEN FRAUENUNTERDRÜCKUNG UND GEWALT<br />

IN DER FAMILIE<br />

In den Rollenspielen wird zum Beispiel eine Szene<br />

Alev Korun<br />

Abgeordnete zum<br />

Naonalrat (Die Grünen)<br />

alev.korun@gruene.at<br />

Helden. Junge Männer<br />

gegen Unterdrückung im<br />

Namen der "Ehre"<br />

nachgestellt, in der ein junger Mann seine<br />

Schwester mit ihrem Freund in einem Kaffeehaus<br />

entdeckt. Für einen Burschen, der aus patriarchalischen<br />

Strukturen kommt, sei es inakzeptabel,<br />

dass ein fremder Mann in die Nähe seiner<br />

Schwester kommt, so Atmaca. Damit sie beide Seiten<br />

besser verstehen lernen, wird die Schwester<br />

dabei von einem Burschen gespielt. In der anschließenden<br />

Diskussion kann der Bursche, der die<br />

Schwester gespielt hat, erzählen, wie es ihm "als<br />

Schwester" gegangen ist, wie kontrolliert und<br />

gedemütigt werden sich anfühlt. Fragen werden<br />

gestellt, über die Gründe des Verhaltens des Bruders,<br />

der Schwester und der restlichen Familie<br />

wird diskutiert. Wichtig ist, dass die "Heroes" aus<br />

derselben Kultur kommen wie die Jugendlichen,<br />

mit denen sie arbeiten, also prinzipiell verstehen,<br />

was der Begriff Ehre für diese bedeutet. Die<br />

"Heroes" schaffen einen Diskussionsraum, wo<br />

ohne Angst vor Bestrafung Fragen gestellt und<br />

gemeinsam Antworten gesucht werden, damit<br />

ALLE Mitglieder einer Familie bzw. unserer<br />

Gesellschaft angstfrei leben und gewaltfrei<br />

miteinander umgehen können.<br />

Laut einer Evaluation, für die Schüler und Schülerinnen<br />

ein Jahr vor und ein Jahr nach Durchführung<br />

der Workshops befragt wurden, hat sich<br />

gezeigt, dass sie sich danach "ganz klar gegen<br />

Frauenunterdrückung und Gewalt in der Familie<br />

ausgesprochen" haben.<br />

Seit 1. Mai wird das Projekt "Heroes" in Salzburg<br />

aufgebaut. Ich hoffe, dass wir es bald auch in Wien<br />

etablieren können. Mögen auch bei uns in Österreich<br />

sich viele "Helden" zu Wort melden!<br />

Wünsche uns allen einen angst- und gewaltfreien,<br />

respektvollen Umgang miteinander.<br />

Wünsche allen einen friedvollen, schönen Ramadan.<br />

Liebe Grüße aus dem Parlament!<br />

Raporda aşırı sağ motifli olaylardaki büyük artış vurgulandı...<br />

Yeşiller Partisi’nden ilk<br />

‘Aşırı Sağ Raporu’<br />

Avusturya Halk Partisi (ÖVP) ve Avusturya<br />

Sosyalist Partisi (SPÖ) koalisyon hükümetlerinden<br />

aşırı sağ konusunda yeterli<br />

çabayı ve doğru adımları göremeyen Yeşiller<br />

Partisi bir aşırı sağ raporu hazırladı.<br />

Yeşiller, milletvekilleri Albert Steinhauser<br />

ve Harald Walser öncülüğünde kendilerinin<br />

ilk aşırı sağ eylem ve suçlar konulu<br />

raporunu açıkladı. 130 sayfadan oluşan<br />

bu kapsamlı çalışmayla Yeşiller Partisi bir<br />

ilki gerçekleştirdi.<br />

Rapordan Başlıklar:<br />

-Suçlar 2010 ve 2015 yılları arasında ikiye<br />

katlandı. Her bir eyaletten gözlemlere,<br />

aşırı dinci ve aşırı sağ motivli olaylar arasındaki<br />

benzerliklere, iletişim kanallarına,<br />

suç duyurusu ve mahkumiyet sayılarına<br />

işaret edildi.<br />

-Geçen yıldaki mülteci akını, aşırı sağcılar<br />

için kışkırtma aracı oldu ve Facebook gibi<br />

sosyal ağlar üzerinden çok sayıda insana<br />

ulaşılarak büyük destek toplandı. Böylelikle<br />

bu konu, ülkenin en önemli gündem<br />

maddelerinden biri olarak toplumun merkezinde<br />

kendine yer buldu.<br />

-Olayların aydınlatılmasında gereken çaba<br />

gösterilmedi. Geçen yıl mülteci barınma<br />

yerlerine yapılan 25 saldırı tespit edilmesine<br />

rağmen 17 olayın failleri henüz<br />

bulunamadı. Faillerin bulunamaması bu<br />

saldırganları cesaretlendirebilir ve olaylarda<br />

artışı beraberinde getirebileceği<br />

tespitleri yapıldı.<br />

Yeşiller bir sonraki aşırı sağ raporunu iki<br />

yıl içinde hazırlamayı planlıyor. Bundan<br />

önce, konu hakkında bir meclis araştırma<br />

önerisi sırada bekliyor. Aşırı din motivli<br />

olaylar ile ilgili ek bir rapor hazırlamayı gerekli<br />

görmeyen Yeşiller, anayasa korunmasının<br />

daha da iyileştirilmesi, diğer<br />

yandan ise Avusturya’nın aşırı sağ konusunda<br />

tarihsel bir sorumluluğu olması vesilesiyle<br />

öncelikle bu konuda daha çok<br />

çaba gösterilmesi gerektiğini açıkladılar.<br />

© Die Grünen<br />

Alman Bertelsmann Vakfı'nın araştırma sonuçlarına göre:<br />

“Toplum Müslümanları<br />

Kabullenemiyor”<br />

Almanya’da İslam’a ve Müslümanlara<br />

karşı hoşgörüsüzlük giderek<br />

artıyor. Bertelsmann<br />

Vakfı’nın İslam’ı değerlendiren<br />

yeni bir çalışması ilginç sonuçlar<br />

ortaya çıkardı:<br />

Müslümanlar devlet ve toplumla<br />

sıkı bir bağlılık içindeler. Dini<br />

bütün Müslümanların %90’ı demokrasinin<br />

iyi bir idare sistemi<br />

olduğunu düşünüyor, her 10 kişiden<br />

9’u boş vakitlerinde gayri<br />

Müslimlerle görüştüğünü söylüyor.<br />

Kendilerini oldukça ya da çok<br />

dindar tanımlayanların %63’ü düzenli<br />

olarak dini inanışlarını yeniden<br />

düşünüyor, bunların %60’ı ise<br />

eşcinsel evlilikleri onaylıyor. Türkiye’de<br />

ise dindarların sadece<br />

%12’si bu tür evliliği onaylıyor.<br />

Müslümanların Almanya’ya bağlılığı<br />

ve toplumun değerlerini benimsemesi,<br />

Almanların, Müslümanlar<br />

ve İslam hakkındaki ön<br />

yargılarını yok etmeye yetmiyor.<br />

2012’de gayri müslim vatandaşların<br />

%53’ü İslam’ı tehlike olarak<br />

görürken şu anda bu oran %57’ye<br />

yükselmiş durumda. İslam’ın batı<br />

dünyasına uymadığını söyleyenlerin<br />

oranı %61, katılımcıların %40‘ı<br />

Müslümanlar nedeniyle kendilerini<br />

ülkelerinde yabancı hissediyor.<br />

Ayrıca her 4 kişiden biri<br />

Müslümanların Almanya’ya göçünün<br />

yasaklanmasını isteyecek<br />

kadar ileri gidiyor. Almanların bu<br />

fikirlerini belirleyen ne siyasi görüşleri,<br />

ne eğitim düzeyleri ne de<br />

sosyal statüleri. Asıl iki etken yaş<br />

ve Müslümanlarla olan bireysel<br />

ilişkileri. 54 yaş üstü Almanların<br />

%61’i İslam’ın bir tehdit olduğunu<br />

söylerken, 25 yaş altındakilerde<br />

bu oran %39’a düşüyor. İslam’dan<br />

en çok korku, Müslüman<br />

nüfusun en az olduğu yerde görülüyor.<br />

Hemen hemen hiç Müslümanın<br />

yaşamadığı Thüringen ve<br />

Sachsen’de %70’lik bir kesim<br />

İslam’dan korku duyuyor.<br />

Almanların %85’lik büyük çoğunluğu<br />

diğer dinlere hoşgörülü olduklarını<br />

söylerken bu İslam için<br />

pek geçerli görünmüyor.Bertelsmann<br />

Vakfının İslam uzmanı Yasemin<br />

El-Menouar bu konuda<br />

şöyle diyor: ‘‘İslam düşmanlığı,<br />

halk arasında Almanya’da farklı<br />

dinlerin zamanla birlikte yaşaması<br />

sağlanmasına rağmen artıyor,<br />

oysa Almanya’da Müslüman ile<br />

Müslüman olmayanı bağlayan<br />

çok şey var. Bunlardan bir BİZ<br />

duygusu gelişebilir fakat bunun<br />

için Müslümanların ve İslam’ın tanınmasına<br />

ve bunlara değer verilmesine<br />

şiddetle ihtiyaç var.’’<br />

Araştırma hakkında:<br />

Araştırmayı vakıf adına Türkiye ve<br />

Entegrasyon Araştırmaları merkezinden<br />

Prof. Dirk Halm ve Dr.<br />

Martina Sauer, Erfurt Üniversitesi’nden<br />

Prof. Kai Hafez ve Sabrina<br />

Schmidt ve Frankfurt Üniversitesi’nden<br />

Prof. Richard Müller,<br />

2013 yılı din monitörü verilerinden<br />

yararlanarak yaptılar.<br />

Avusturya<br />

Bakanlıkları<br />

‘seyahat’ için<br />

ne kadar para<br />

harcadı?<br />

Avusturya Hükümeti, 2014 ve 2015 yıllarında<br />

bakanlarının seyahat masrafları için<br />

yaklaşık 38 milyon euro ödedi. En yüksek<br />

ödeme 10 milyon euro ile Savunma Bakanlığı<br />

için yapıldı.<br />

Hükümetin bakanlıkları için yaptıkları 2014<br />

ve 2015 yılları seyahat harcamalarının<br />

resmi miktarları şöyle oldu:<br />

Savunma 10.420.000 euro, İçişleri<br />

5.826.125 euro, Sosyal İşler 3.794.775<br />

euro, Maliye 3.333.615 euro, Dışişleri<br />

2.948.032 euro, Tarım 2.736.049 euro,<br />

Ulaştırma 2.410.650 euro, Ekonomi<br />

2.255.384 euro, Başbakanlık 1.311.072<br />

euro, Eğitim 1.033.730 euro, Sağlık<br />

872.893 euro, Adalet 693.907 euro, Aile<br />

187.354 euro, toplamda 37.823.585 euro.


7 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

HAZİRAN 2016<br />

Dünya Çocuk Hakları Konferansı 70 Devletten 200<br />

Temsilcinin Katılımıyla Başkent Viyana’da Yapıldı...<br />

‘Çocuklar en değerli varlığımız’<br />

Viyana (OTS)- Birleşmiş Milletler<br />

Genel Kurulu 10. ‘‘Çocuğa<br />

Şiddet Raporunu’’ görüşmek<br />

üzere Viyana’da 70 ülkeden<br />

200 temsilciyle toplandı. Aile<br />

Bakanı Sophie Karmasin konferansta<br />

yaptığı konuşmada<br />

şunları söyledi:<br />

‘‘BM üye ülkelerinin büyük bir<br />

kısmında çocuk hakları konvansiyonu<br />

iç hukuka dahil edilmedi.<br />

Dünyadaki 2.2 milyar<br />

A<br />

VRUP<br />

<strong>HABER</strong><br />

A<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

Gazete Kurucusu (Gründerin)<br />

Katrin VORHAUSER<br />

İmtiyaz Sahibi (Herausgeber und Inhaber)<br />

Mehmet İNAK<br />

Genel Yayın Yönetmeni (Chefredaktion)<br />

Hasan KESKİN<br />

Türkiye Temsilcisi<br />

Mag. Ahmet ZUBİ<br />

23.06.2016 - 15.07.2016<br />

SAYI: 58 HAZİRAN 2016 - JUNI 2016 AUSGABE: 58<br />

ANSCHRIFT - ADRES<br />

<strong>HABER</strong> <strong>AVRUPA</strong> - <strong>EUROPA</strong> <strong>JOURNAL</strong><br />

Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />

Baskı-Druck: Medien-Druck Salzburg GmbH<br />

Yayımlanan köşe yazıları ve reklamların içeriğinden<br />

gazetemiz sorumlu değildir.<br />

www.europa-journal.net - info@europa-journal.net<br />

R<br />

I<br />

E<br />

C H<br />

çocuk, çocuk haklarını hayata<br />

geçirmek için en güzel neden.<br />

Vizyonumuz çok açık, 2026’da<br />

raporun 20. Yaşında BM’nin<br />

193 üyesi ‘‘Çocuğa Şiddet’’ ile<br />

ilgili yasaları uygulamaya koymuş<br />

olmalı. Yasalar da yeterli<br />

değil, yetişkinlerin kafalarındaki<br />

düşüncelerinde de değişiklikler<br />

olmalı. Dünyanın<br />

birçok bölgesinde kız çocuklarına<br />

uygulanan cinsel şiddet<br />

endişe verici. Avusturya’da da<br />

şiddet olmayan bir eğitim için<br />

yapılması gerekenler var. Güncel<br />

bir araştırmaya göre halen<br />

Avusturyalıların %75’i ailede<br />

şiddete maruz kalıyor.’’<br />

Avusturya İçişleri Bakanı Wolfgang<br />

Sobotka: ‘‘Çocuklarımız<br />

© Regina Aigner / BKA<br />

MMag. a Dr. in BEDİHA YILDIZ<br />

bediha.yildiz@aon.at<br />

HAYAL KIRIKLIKLARI<br />

Sahip olduklarımıza değil olamadıklarımızla<br />

ilgileniriz. Yanımızda duranları fark etmez<br />

bize zıt gidenlerle anlaşamadıklarımızdan<br />

bahsederiz. Sevdiklerimizin güzel yönlerini<br />

övmez hatalarını irdeleriz. Başardıklarımızla<br />

gururlanacağımıza başaramadıklarımızdan<br />

yakınırız. Zaman olur havanın kötü gitmesi,<br />

ufacık bir tartışma, elimizden düşürüp kırdığımız<br />

bardak, günümüzü alt üst etmeye<br />

yeterde artar bile. Bu memnuniyetsizliğin<br />

öfkenin arkasında aslında kocaman hayal<br />

kırıklıklarımız vardır. Geçmişimizden günümüze<br />

kadar biriktirdiğimiz, üzerimizden alıp<br />

atamadığımız kırgınlıklarımız ve bunlara karşı<br />

dinmeyen öfkemiz. Kimi zaman bu bize küçükken<br />

alınmamış bir elmalı şekerin, okulda<br />

beklediğimiz notu alamayışımızın öfkesinden<br />

tutunda, anne babamızın, kardeşimizin,<br />

çocuğumuzun veya eşimizin dostumuzun<br />

yanımızda olmaları gerektiğinde yanımızda<br />

olmayışlarının, istediğimiz kazancı elde edemeyişimizin<br />

öfkesine kadar uzanır.<br />

Gerçi en çokta kendi kendimizi uğrattığımız<br />

hayal kırıklıklarına öfkeleriniz, yaptığımız<br />

hataları bir türlü kabullenemeyiz. Üstüne üstelik<br />

bu hayal kırıklıklarını yıllarca içimizde<br />

öylesine besler büyütürüz ki, hayatımızın dümenini<br />

küskünlüklere ve hayal kırıklıklarına<br />

teslim ettiğimizi dahi fark edemeyiz. Halbuki<br />

bunlarla meşgul olacağımıza hayatımızın<br />

bugününe dönsek, onlar da kendiliklerinden<br />

zamanla yok olup gidecekler.<br />

Onlara verdiğimiz ilgi alakanın binde birini<br />

kendimize versek, onların tutsağı olmaktan<br />

kurtulup, özgür bir birey olarak yaşamımıza<br />

devam edeceğiz. İçimizdeki cevherleri keşfedeceğiz<br />

bir bir. Ama biz bunun yerine bir<br />

hayal kırıklığına daha uğramamak adına<br />

çekiliriz kabuğumuza, yaşam alanımızı kısıtlarız.<br />

Sıkışırız bir köşeye, kendi içimizde kurduğumuz<br />

dünyamıza. Aklımızda tasarladığımız<br />

gibi gitmeyen her şey, kurduğumuz dünyamıza<br />

ters düşer. Artık günümüzü hatta<br />

hayatımızı karartmak için gelişiyordur adeta<br />

etrafımızdaki olaylar. Sanki herkes bize<br />

cephe almıştır. Böyle bir kurgu bizi doğruca<br />

kısır bir döngünün ortasına götürür. Kendi<br />

varsayımlarımızla kendi kendimizi tasdikler<br />

birde hak veririz kendimize. Böyle bir girdabın<br />

içinden çıkmanın ilacı ise hoşgörü, mütevazilik,<br />

şükür ve tevekkül etmektir. Elbette<br />

biliriz bunları. Biliriz de tüm hayata dair<br />

yazılmış reçeteler gibi gerektiği gibi kullanamayız<br />

bunları da. Ama gün oldukça birbirimize<br />

hatırlatalım ki bunları yaşamı tüm<br />

güzellikleriyle doyasıya yaşayalım.<br />

Her bir bireyin ayrı bir değerde farklı meziyetlere<br />

sahip olduklarını bilmek, başkalarının<br />

övgüsü olmadan da kendi kendimizin farkında<br />

olması ne büyük erdemdir. Gerektiğinde<br />

çevremizdeki insanları övmekten geri<br />

durmayıp, bize gelen övgüleri de laikiyle<br />

kabul edelim. Hak ettiğimiz takdiri görmüyorsak<br />

da, yeri geldiğinde sesli bir şekilde<br />

talep edelim. Aldığımız eleştiriler ise hayal<br />

kırıklığına uğratmasın bizi. Bilakis onları<br />

iyi birer geri bildirim olarak gelecekte<br />

yapacağımız işler veya davranışlarımız için<br />

değerlendirelim ve hemen savunmaya<br />

geçip kendimizi gereksiz yere yormayalım.<br />

Gerektiğinde kızgınlığımızı, kırgınlığımızı<br />

usulünce göstermekten de geri kalmayalım.<br />

Aksi takdirde kinlenir ve ummadığımız bir<br />

anda patlayıveririz. Kızmadan öncede sakin<br />

kafayla meseleyi anlayıp dinleyelim. Kendimizin<br />

de hata yapabileceğini ve bunun da<br />

gayet doğal olduğunu kabullenerek, hem<br />

kendimize hem çevremizdekilere karşı daha<br />

anlayışlı olabilir, hayatı daha yaşanılabilir<br />

hale getirebiliriz.<br />

en değerli varlığımız fakat onlara<br />

şiddet devam ediyor.<br />

Buna göz yumamayız ve en<br />

sert kanunlarla buna müdahale<br />

etmek zorundayız.’’<br />

Aile ve Gençlik Bakanlığı’nın<br />

bir araştırmasına göre yetişkinlerin<br />

%78’i dayağa karşı,<br />

fakat araştırma katılımcılarının<br />

%38’i çocukluklarında tokat<br />

yediklerini ifade ettiler.<br />

Yetkililer bütün dünya ülkelerinde<br />

şiddetsiz bir çocuk<br />

eğitimi için yasaların uygun<br />

hale getirilmesini talep ediyor.<br />

Fiziksel ve ruhsal şiddetten<br />

arınmış bir çocukluk hakkı,<br />

toplumun en zayıf kesimi olan<br />

çocuklar için çok önemli ve<br />

vazgeçilmez bir haktır.<br />

v.l.n.r Innenminister Wolfgang Sobotka, Königin Silvia von Schweden, Familienministerin Sophie Karmasin und Justizminister Wolfgang Brandstetter<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Unsere Enttäuschungen<br />

Bundesministerin Dr. Sonja Hammerschmid:<br />

„Setzen wir bei den Jüngsten an!“<br />

Eğitim Bakanı<br />

Hammerschmid:<br />

“Ulusal Eğitim<br />

Raporu, Eğitim<br />

Politikamızın<br />

Temelidir...”<br />

Avusturya yeni Eğitim Bakanı<br />

Sonja Hammerschmid<br />

ulusal eğitim raporunu tanıttı<br />

ve rapor hakkında<br />

şunları söyledi:<br />

''Ulusal Eğitim Raporu göstermiştir<br />

ki, toplumumuzdaki<br />

renklilik henüz<br />

okullara yansımadı. Eğitim,<br />

büyük kısım için hâlâ ulaşılması<br />

güç bir hedef. Bu<br />

değişmeli, arzuladığım eğitim<br />

sisteminde her öğrencinin;<br />

kökenine, yaşadığı<br />

bölgeye ve ebeveynin eğitim<br />

düzeyine bağlı olmaksızın<br />

iyi bir eğitim alması<br />

için eşit imkânlara sahip<br />

olması. Eğitim politikamızın<br />

ana konusu çocukların<br />

varolan potansiyellerini en<br />

iyi şekilde değerlendirmesi<br />

Wir sehen nicht was wir haben, sondern halten<br />

danach Ausschau, was wir alles nicht haben. Anstatt<br />

uns mit Menschen zu beschäftigen, die zu<br />

uns halten und für uns da sind, machen wir uns<br />

Gedanken über alle anderen, mit denen wir uns<br />

nicht verstehen oder die wir nicht mögen. Anstatt<br />

die schönen Seiten unserer Mitmenschen<br />

zu rühmen, nörgeln wir an ihren Fehlern herum.<br />

Anstatt unsere Verdienste zu genießen, jammern<br />

wir über das, was wir nicht erreicht haben.<br />

Manchmal ist es das schlechte Wetter, manchmal<br />

ein kleiner Streit und manchmal ein zerbrochenes<br />

Glas, das uns aus der Hand gefallen<br />

ist, die ausreichen, um uns aus der Fassung zu<br />

bringen und unseren Tag zu vermasseln. Hinter<br />

dieser Unzufriedenheit stecken eigentlich<br />

unsere kleinen sowie großen Enttäuschungen,<br />

die wir in unserer Vergangenheit gesammelt und<br />

in die Gegenwart getragen haben. Viel Wut und<br />

Ärger hat sich aufgestaut. Unsere Enttäuschungen<br />

erstrecken sich vom Paradiesapfel, der uns<br />

als Kleinkind nicht gekauft wurde, über die<br />

Schulnote, die wir uns in einem Fach wünschten,<br />

bis hin zum im Stich gelassen werden von unseren<br />

Eltern, Geschwistern, vom Partner, von<br />

den Kindern oder den Freunden, wenn ihre<br />

Unterstützung bzw. ihr Beistand erwünscht<br />

gewesen wäre.<br />

Doch am meisten sind wir es selbst, die uns<br />

enttäuschen. Wir ärgern uns, weil wir unsere<br />

Fehler, die wir auch mal machen dürfen, nicht<br />

annehmen können. Hinzu kommt, dass wir diese<br />

Frustrationen und Ressentiments über die Jahre<br />

in uns auf eine Art und Weise nähren und wachsen<br />

lassen, sodass wir nicht einmal merken, dass<br />

sie die Kontrolle über unser Leben haben. Würden<br />

wir uns auf das Hier und Jetzt konzentrieren,<br />

anstatt uns mit diesen Frustrationen zu<br />

beschäftigen, würden sie auch mit der Zeit<br />

erlöschen. Wir brauchen nur einen Bruchteil der<br />

Aufmerksamkeit, den wir unseren Enttäuschungen<br />

schenken, auf uns zu lenken, um uns von<br />

ihnen zu befreien und als freies Individuum<br />

unser Leben aktiv gestalten und unsere inneren<br />

Werte Tag für Tag neu entdecken zu können.<br />

Aber wir ziehen es vor, uns in unsere Ecke zurückzuziehen<br />

und unser Leben einzuschränken,<br />

um ja nicht noch eine Enttäuschung zu erleben.<br />

In die Ecke getrieben, bauen wir unsere eigene<br />

Welt auf. Alles widerspricht unserer Welt, was<br />

nicht so läuft, wie wir es gerne hätten. Von nun<br />

an richtet sich alles und jeder gegen uns, um<br />

unsere Welt zu zerstören. So eine Vorstellung<br />

führt zu einem Teufelskreis. Noch schlimmer,<br />

wir fangen an uns selbst in unseren Annahmen<br />

zu bestätigen. Die Lösung liegt auf der Hand:<br />

Toleranz, Bescheidenheit, Dankbarkeit und<br />

Vertrauen. Natürlich kennen wir sie. Nur das<br />

Umsetzen fällt uns schwer, wie jede andere<br />

wohlgemeinte Ambition, die wir so gerne<br />

umsetzen würden, um unser Leben schöner zu<br />

gestalten. Aber wir sind uns nicht zu schade, uns<br />

diese Dinge gegenseitig immer wieder in Erinnerung<br />

zu rufen, um das Leben in vollen Zügen<br />

mit seiner ganzen Schönheit auszukosten.<br />

Was für eine große Tugend ist es, im Bewusstsein<br />

zu handeln, dass jeder Einzelne unterschiedliche<br />

Talente hat und jeder für sich wertvoll<br />

ist, auch ohne die Anerkennung eines Anderen.<br />

Natürlich schrecken wir nicht davor zurück,<br />

in unserer Umwelt Menschen zu preisen und zu<br />

loben und wenn wir gelobt werden, nehmen wir<br />

das auch dankend an. Bekommen wir die<br />

gebührende Anerkennung nicht, dann fordern<br />

wir sie lautstark ein. Wenn wir kritisiert werden,<br />

verausgaben wir uns nicht für irgendwelche<br />

Rechtfertigungen, sondern nehmen diesen<br />

Anlass als Feedback und nutzen es für unser<br />

künftiges Verhalten oder Vorhaben.<br />

Wenn nötig, zeigen wir selbstverständlich auch<br />

unseren Ärger und unsere Wut auf eine angemessene<br />

Art und Weise, um nicht schon wieder<br />

für Vorrat zu sorgen. Sonst explodieren wir unerwartet<br />

zu einer unpassenden Zeit und an einem<br />

unpassenden Ort. Bevor wir uns aber womöglich<br />

unnötig ärgern, hören wir gut zu und versuchen<br />

zu verstehen, worum es genau geht.<br />

Sobald wir akzeptieren, dass wir auch Fehler<br />

machen und machen dürfen, werden wir mehr<br />

Verständnis gegenüber anderen aber auch uns<br />

selbst gegenüber entgegenbringen, was unser<br />

Leben erheblich vereinfachen würde.<br />

ve sınıfların da çeşitlenen<br />

toplumumuzun aynası olmasıdır.<br />

Bunun için eğitimde<br />

çeşitliliği yansıtacak<br />

ve aynı zamanda bireyi<br />

daha iyi destekleyecek politikalar<br />

üretilmeli.''<br />

‘Başarılı bir eğitim erken<br />

yaşlarda başlar...’<br />

''Devam edecek eğitim yılları<br />

için temel, anaokulunda<br />

atılmalı ve özellikle<br />

dil bu sıralarda öğretilmiş<br />

olmalı. Anaokulundan ilkokula<br />

başarılı bir geçiş için<br />

pedagojik destek sağlanmalı.<br />

Anaokulunun son zorunlu<br />

yılı ile ilkokulun ilk<br />

iki yılı öğrencinin yetenek<br />

ve ihtiyaçlarının kişiliğine<br />

göre desteklendiği ortak<br />

okula başlangıç dönemi<br />

olarak düzenlenmeli. Böylelikle<br />

eğitimciler, öğrencilerini<br />

daha iyi tanıyarak,<br />

zayıf ve kuvvetli yönlerini<br />

bilerek stratejilerini bu şekilde<br />

belirleyebilir.''<br />

Yeni Yasanın Detayları<br />

Yeni okul yasaları paketi<br />

kapsamında kreşler ve ilkokul<br />

arasında bilgi değişimi<br />

güçlenecek ve ebeveynlerin<br />

de desteğiyle eğitimciler,<br />

öğrencilerin ihtiyaçlarına<br />

en iyi şekilde cevap<br />

verebilecekler.<br />

Yasa paketi aynı zamanda<br />

okullara çocukların ilgi ve<br />

ihtiyaçlarına göre birlikte<br />

oynamaları ve birbirinden<br />

öğrenmeleri için bağımsız<br />

olarak sınıflar oluşturmalarına<br />

imkân sağlayacak.<br />

© Vetmeduni Vienna / Daniela Beranek


HAZİRAN 2016<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 8<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />

Österreich hat einen neuen Kanzler,<br />

meine Partei hat einen neuen Parteivorsitzenden:<br />

Christian Kern. Der vormalige<br />

ÖBB-Manager hat auch das<br />

SPÖ-Regierungsteam umgestellt. Jörg<br />

Leichtfried aus der Steiermark wird<br />

Infrastrukturminister, Thomas Drozda<br />

ist neuer Bundesminister für Kunst,<br />

Kultur, Verfassung und Medien, Sonja<br />

Hammerschmid ist neue Bildungsministerin<br />

und mit Muna Duzdar wurde von<br />

Heinz Fischer eine neue Staatssekretärin<br />

für Diversität, öffentlicher Dienst und<br />

Digitalisierung angelobt. Nachdem ich<br />

Muna schon seit Jahren kenne und mit<br />

ihr in der SPÖ bzw. in der Wiener Politik<br />

oft zusammengearbeitet habe, erlaube<br />

ich mir eine kurze Vorstellungsrunde:<br />

Außerhalb Wiens dürfte Muna noch<br />

nicht so bekannt sein.<br />

Österreich ist ein Einwanderungsland.<br />

Punkt. Dass sich dieses Selbstverständnis<br />

auch in der Regierung wiederspiegelt,<br />

dürfte für manche überraschend<br />

gewesen sein. Denn sonst wäre die<br />

Aufregung – Muna Duzdar ist in Wien<br />

geborene Tochter palästinensischer Einwanderer<br />

– in den Medien nicht so groß<br />

gewesen. Muna Duzdar, geboren 1978,<br />

hat Jus in Wien und Paris studiert und<br />

Nurten YILMAZ<br />

Abgeordnete zum Nationalrat (SPÖ)<br />

nurten.yilmaz@parlament.gv.at<br />

Neue Staatssekretärin<br />

für Diversität:<br />

Muna Duzdar<br />

eine Anwaltskanzlei aufgebaut. Ihre<br />

politische Tätigkeit hat sie in der Sozialistischen<br />

Jugend (SJ) begonnen, wo sie<br />

auch für internationale Politik zuständig<br />

war. Muna Duzdar spricht Deutsch,<br />

Arabisch, Englisch und Französisch. Sie<br />

kommt aus der Wiener Donaustadt,<br />

war dort SPÖ-Bezirksrätin, später Wiener<br />

Landtagsabgeordnete und Bundesrätin.<br />

Als Staatssekretärin wird sie<br />

einerseits Kanzler Kern unterstützen<br />

und u.a. für Volksgruppen und Religion<br />

zuständig sein. Andererseits will sie<br />

auch positive Initiativen im Bereich<br />

Migration, Diversität und Integration<br />

setzen. "Akzente, die integrativ wirken,<br />

die Menschen ungeachtet ihrer<br />

Herkunft, ihrer Religion, ihres Alters,<br />

Geschlechts oder ihrer sexuellen Orientierung<br />

und Identität unterstützen.", so<br />

Muna selbst in ihrer ersten Parlamentsrede.<br />

Muna wird somit in Zukunft<br />

auf SPÖ-Seite das "Gegenüber" von<br />

ÖVP-Integrationsminister Kurz in diesem<br />

Bereich bilden. Muna hat ihre<br />

Grundsätze. Sie wird gegen eine "Politik<br />

der Angst", die Migration immer als<br />

negative Bedrohung darstellt, arbeiten<br />

und das Verbindende vor das Trennende<br />

stellen.<br />

‘Özgürlükler Kıtası’ Avrupa’dan Müslüman Kadınlara Büyük Müjde!<br />

Avrupa’da çalışan kadınlar için<br />

başörtüsü yasağının yolu açıldı<br />

Avrupa Adalet Divanı'nda görülen bir davada<br />

bilirkişi heyeti, belirli koşullarda<br />

işverenin çalışanına başörtüsü yasağı getirebileceği<br />

yönünde görüş bildirdi.<br />

Avrupa Adalet Divanı Genel Savcısı Juliane<br />

Kokott, Divan'a sunulan tavsiye niteliğindeki<br />

bilirkişi raporunda, ‘‘işverenin gözle<br />

görülür siyasi, felsefi ya da dini işaretleri<br />

genel olarak yasaklamış olması durumunda<br />

başörtüsü yasağı için gerekçenin<br />

oluşmuş olabileceği ve bu durumda kişinin<br />

dininden dolayı doğrudan bir ayrımcılığa<br />

uğrama durumunun söz konusu olmadığı’’<br />

sonucuna ulaştıklarını vurguladı.<br />

Belçika'da yaşanan olayda bir firmada üç<br />

yıldır çalışan Müslüman bir kadın, işe artık<br />

başörtülü gelmek istediğini bildirdiğinde<br />

işveren bu duruma karşı çıkmış ve kadının<br />

işine son verilmişti. Kadın da mahkemeye<br />

giderek tazminat başvurusunda bulunmuştu.<br />

Davayı değerlendiren Belçika Yüksek<br />

Mahkemesi yargıçları konunun AB'deki<br />

ayrımcılık yasağı açısından aydınlatılması<br />

için Avrupa Adalet Divanı'na başvurmuştu.<br />

Avrupa Adalet Divanı'nın kesin kararını birkaç<br />

ay içinde açıklaması bekleniyor.<br />

Genel Savcı Juliane Kokott’un sunduğu bilirkişi<br />

raporunun bir bağlayıcılığı bulunmuyor<br />

ama Avrupa Adalet Divanı yargıçları<br />

şimdiye kadar yüzde 80 oranında kendilerine<br />

sunulan bilirkişi raporu doğrultusunda<br />

karar verdiler.<br />

Wirtschaftsminister<br />

Reinhold Mitterlehner:<br />

Lehrlingscoaching<br />

unterstützt<br />

Fachkräfteausbildung<br />

Ekonomi Bakanı<br />

Reinhold Mitterlehner:<br />

Çıraklık Koçluğu<br />

kalifiye eleman<br />

eğitimini destekliyor<br />

Çırak Koçluğu Programı Avusturya<br />

Genelinde Başarıyla Uygulanıyor<br />

BMWFW - Çıraklık Koçluğu Programı başarılara<br />

imza atmaya devam ediyor. Programın<br />

pilot uygulamasının başlamasından bu yana<br />

sadece birkaç eyalette 1200 çırak programa<br />

katıldı ve talep giderek de artıyor. Sadece bu<br />

yılın Ocak ile Mayıs ayları arasında 450<br />

çırağa birebir eşlik edildi. Ekonomi Bakanı<br />

Reinhold Mitterlehner programın hedefinin<br />

gençlere ve işletmelere eğitimleri sırasında<br />

karşılaşacakları sorunların çözümünde yardımcı<br />

olmak olduğunu vurguluyor.<br />

Programın uygulanması<br />

başarıyla devam ediyor<br />

Programı bitiren çırakların büyük bir kısmı<br />

program sonunda durumlarının fark edilebilir<br />

şekilde iyileştiğini söylüyor. Program, çırakların<br />

okullarında ilerlemelerini sağlamak<br />

için öğrenimlerine zarar veren psikolojik<br />

sorunların çözümünden, çırağın özel hayatındaki<br />

uyuşmazlık yönetiminden, işletme<br />

eğitimi sırasında eğitim yardımından, destek<br />

kursları bulmaya kadar çok kapsamlı bir<br />

içeriğe sahip.<br />

BM: 65 milyon insan kaçışta<br />

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği<br />

(UNHCR) dünya genelinde çatışmalar<br />

nedeniyle evlerini terkedip kaçışta olan mülteci<br />

sayısının tarihin en yüksek seviyesine<br />

ulaştığını açıkladı. Dünya Mülteci Günü'nde<br />

yayınlanan yıllık raporda, dünya genelindeki<br />

mülteci sayısının ilk kez 60 milyon sınırını geçtiği<br />

kaydediliyor. UNHCR, geçen yıl sonu itibariyle<br />

65,3 milyon kişinin kendi ülkelerindeki<br />

yerlerinden olduğunu tahmin ediyor.<br />

Türkiye 2,5 milyon kişiyle en çok sayıda mülteciye<br />

ev sahipliği yapan ülke olurken, Türkiye'yi<br />

Pakistan ve Lübnan izliyor.<br />

Mültecilerin yarısı üç ülkeden<br />

Suriye, Afganistan ve Somali'den gelen mültecilerin,<br />

toplam mülteci sayısının yarıdan<br />

fazlasını oluşturduğu vurgulanıyor.<br />

İşletmelere Koçluk Hizmeti<br />

Program çerçevesinde çırak eğiten işletmelere<br />

de koçluk hizmeti veriliyor. Şimdiye<br />

kadar 150’nin üstünde işletme bundan istifade<br />

etmiş durumda. Hedef çırakları eğiten<br />

işletmelere günlük iş akışında yardımcı<br />

olmak, işletmelere teşvik konusunda aracılık<br />

etmek, eğitimcileri daha ileri seviyede<br />

eğitmek.<br />

Kalifiye elemana ihtiyaç var<br />

Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı<br />

Mitterlehner, tüm bu çalışmaların çıraklık<br />

eğitiminin kalitesini yükselttiğini, Avusturya’nın<br />

motive edilmiş, iyi eğitimli kalifiye elemanlara<br />

ihtiyaç duyduğunu, bundan dolayı<br />

her alanda kalifiye eleman eğitiminin güçlendirilmesi<br />

gerektiğini söylüyor.<br />

Ücretsiz olan çıraklık koçluğuna<br />

başvuru çabuk ve kolay;<br />

bunun için internette<br />

www.lehre-statt-leere.at<br />

sayfasını ziyaret etmek yeterli.<br />

Türkiye en çok mülteciye ev sahipliği yapan ülke<br />

UNCHR, Avrupa'da dikkatlerin yoğun bir şekilde<br />

göç krizine odaklanmış olmasına karşın,<br />

mültecilerin yüzde 86'sını düşük ve orta gelirli<br />

ülkelerin barındırdığına dikkat çekiyor.<br />

Uluslararası Göç Örgütü (IOM), geçen yıl<br />

Avrupa'ya deniz yoluyla bir milyondan fazla<br />

ve kara yoluyla da 35 bin mültecinin ulaştığını,<br />

varmak istenilen hedef ülkelerin ise<br />

Almanya ve İsveç olduğunu açıkladı.<br />

Yabancı düşmanlığı iklimi<br />

UNHCR’nin yaptığı en önemli tespitlerden biri<br />

de mülteci kriziyle başa çıkmaya çalışan Avrupa'da<br />

"kaygı verici bir yabancı düşmanlığı<br />

iklimi" oluştuğu vurgusu. İkinci Dünya Savaşı'ndan<br />

bu yanaki en büyük göç akınının, aşırı<br />

sağcı grup ve göç karşıtı politikalara büyük bir<br />

destek verilmesine yol açtığı da belirtildi.<br />

Avrupa’ya Tavsiyeler<br />

Göç krizi Avrupa Birliği ülkelerinde<br />

büyük siyasi tartışmalara neden<br />

olmuş, bazı ülkeler pasaportsuz seyahat<br />

edilen Schengen bölgesinde sınır<br />

kontrollerini yeniden başlatmıştı.<br />

UNCHR Başkanı Filippo Grandi yaptığı<br />

açıklamada: "Avrupalı liderlerin izledikleri<br />

politikaları koordine etmek<br />

ve mültecilerle ilgili negatif algılarla<br />

mücadele için daha çok şey yapmaları<br />

gerekiyor. Bunun tersini yapanlar, kamuoyunu<br />

mültecilere ve sığınmacılara<br />

karşı kışkırtanlar bir yabancı<br />

düşmanlığı iklimi oluşturmaktan sorumludur<br />

ve bu tutum bugünün Avrupasının<br />

en kaygı verici durumudur"<br />

uyarısında bulundu.<br />

© Jakob Glaser


JUNI 2016<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

INTEGRATION - 9<br />

Statement von<br />

Sebastian Kurz,<br />

Außen- und Integrationsminister<br />

Entgeltliche Einschaltung<br />

Anerkennungs- und Bewertungsgesetz<br />

Kürzere Verfahren,<br />

verstärkte Beratung<br />

Schnellere Integration in den Arbeitsmarkt<br />

durch verstärkte Beratung, kürzere Verfahrensdauer<br />

und besondere Verfahren für<br />

Qualifikationen von Asylberechtigten: Das<br />

Anerkennungs- und Bewertungsgesetz für<br />

ausländische Qualifikationen von Zuwander/innen<br />

und Flüchtlingen wurde nun im<br />

Ministerrat beschlossen.<br />

Zentrale Inhalte des neuen Gesetzes sind:<br />

• schnellere Anerkennung mitgebrachter<br />

Qualifikationen<br />

• Ausbau von Informationsstellen<br />

• die Einführung von Bewertungsverfahren<br />

(sowie spezielle Verfahren, die für Flüchtlinge<br />

notwendig sind, die über keinen formalen<br />

Nachweis ihrer Qualifikation verfügen)<br />

Integrationsminister Sebastian Kurz: "Der<br />

Einstieg in den Arbeitsmarkt ist ein zentraler<br />

Schritt für die erfolgreiche Integration von<br />

Zuwander/innen und Asylberechtigten in<br />

Österreich. Mit dem neuen Anerkennungsund<br />

Bewertungsgesetz haben wir mit neuen<br />

Auffrischungsbedarf, Schulwechsel, Wiederholungsprüfung.<br />

Die Ferien sind der<br />

ideale Zeitraum, um Wissenslücken auszugleichen,<br />

Gelerntes zu vertiefen und sich<br />

auf das kommende Schuljahr vorzubereiten.<br />

Daher bietet die Schülerhilfe auch in<br />

diesem Jahr Nachhilfe in den Sommerferien<br />

an. Die Schülerinnen und Schüler –<br />

von der Volksschule bis zur Matura –<br />

können Versäumtes nachholen, Gelerntes<br />

vertiefen und so Selbstvertrauen und<br />

Motivation für den Schulalltag im Herbst<br />

aufbauen. Die Schülerhilfe - Theresia<br />

Glugovsky fördert seit 28 Jahren mit viel<br />

Erfahrung und Kompetenz Kinder und<br />

Jugendliche durch erfolgreichen Nachhilfeunterricht<br />

für alle Schularten, Klassen und<br />

Fächer.<br />

Qualifizierte und engagierte NachhilfelehrerInnen<br />

begleiten den Schüler Schritt für<br />

Schritt auf dem Weg zum schulischen<br />

Erfolg und helfen, Lernziele zu erreichen<br />

und Lerndefizite langfristig zu beheben.<br />

und kürzeren Verfahren sowie verstärkter Beratung<br />

die Voraussetzungen dafür geschaffen,<br />

dass sie ihre Fähigkeiten möglichst rasch in<br />

Österreich einbringen können."<br />

Der ÖIF unterstützt Flüchtlinge und Zuwander/innen<br />

bei der Anerkennung ihrer ausländischen<br />

Qualifikationen durch das Online-<br />

Portal berufsanerkennung.at, das durch das<br />

Gesetz weiter als Informations- und Serviceportal<br />

ausgebaut wird.<br />

Die Online-Datenbank ist in vier Sprachen<br />

verfügbar und wird laufend aktualisiert und<br />

erweitert. Das Anerkennungshandbuch "Anerkennungs-ABC"<br />

bietet Informationen zu 200<br />

verschiedenen Berufsgruppen, ist kostenlos in<br />

Deutsch und Englisch erhältlich und liegt an<br />

vielen Beratungsstellen auf.<br />

ÖIF<br />

Für einen guten Start ins neue Schuljahr<br />

WH- und Sommerlernkurse<br />

Mit den WH- und Sommerlernkursen der<br />

Schülerhilfe steht einer erfolgreichen<br />

Wiederholungsprüfung und einem guten<br />

Schulstart nichts mehr im Wege. Ein<br />

kostenloser Sommer-Schnupperunterricht<br />

ist bis 24. Juni 2016 möglich.<br />

Anmeldeschluss für die Nachhilfe im<br />

Sommer ist der 20. Juli 2016.<br />

Die Schülerhilfe ist das erste Nachhilfe-<br />

Institut mit TÜV-Siegel nach ISO9001.<br />

SCHÜLERHILFE – Theresia Glugovsky,<br />

die Nachhilfe<br />

INNSBRUCK, Salurner Str. 18, 0512/570557<br />

HALL, Stadtgraben 1, 05223/52737,<br />

SCHWAZ, Münchner Str. 48, 05242/61077<br />

WÖRGL, Speckbacherstr. 8, 05332/77951<br />

TELFS, Obermarktstr. 2, 05262/63376<br />

Mehr Infos unter:<br />

www.schuelerhilfe.at<br />

© Petra Bork / pixelio.de<br />

Rascher Spracherwerb für<br />

nachhaltige Integration<br />

90.000 Menschen sind im letzten Jahr nach<br />

Österreich gekommen. Rund die Hälfte dieser<br />

Menschen wird einen positiven Asylbescheid<br />

erhalten und dauerhaft in Österreich bleiben.<br />

Wir stehen vor großen Herausforderungen,<br />

was die langfristig erfolgreiche Integration von<br />

Flüchtlingen in unsere Gesellschaft betrifft.<br />

Um diesen eine rasche und nachhaltige<br />

Integration in Österreich zu ermöglichen ist<br />

neben dem raschen Einstieg in den Arbeitsmarkt<br />

und dem Besuch eines Werte- und<br />

Orientierungskurses vor allem das Erlernen<br />

der deutschen Sprache essentiell.<br />

Wir als Integrationsministerium setzen uns<br />

gemeinsam mit starken Partnern wie dem<br />

Österreichischen Integrationsfonds für den<br />

raschen Spracherwerb von Asylberechtigten<br />

und subsidiär Schutzberechtigen ein. Die<br />

Mittel für die Sprachförderung sind derzeit so<br />

hoch wie nie und fließen zum Großteil in<br />

Deutschkurse zur Alphabetisierung. Neben<br />

der Sprachförderung von erwachsenen<br />

Asylberechtigten und subsidiär Schutzberechtigten<br />

ist es wichtig, vor allem Kinder und<br />

Jugendliche beim Erlernen der deutschen<br />

Sprache von Anfang an zu unterstützen. Seit<br />

langem fordert das Integrationsministerium<br />

die intensive und gezielte Sprachförderung<br />

von Kindern und Jugendlichen, die ohne<br />

oder nur mit wenigen Deutschkenntnissen<br />

nach Österreich kommen. Anfang Juni wurde<br />

eine Schulrechtsänderung im Ministerrat<br />

beschlossen, die besondere Sprachstartgruppen<br />

und den starken Ausbau von Sprachförderkursen<br />

für Schülerinnen und Schüler<br />

vorsieht. In den Sprachstartgruppen wird<br />

mit jenen Kindern, die noch keine oder wenige<br />

Deutschkenntnisse haben, gezielt Deutsch<br />

geübt. Die Sprachstartgruppen kommen<br />

besonders Flüchtlingskindern zugute, die so<br />

für den Regelunterricht auf Deutsch vorbereitet<br />

werden.<br />

Von den neu beschlossenen Maßnahmen profitieren<br />

aber auch jene Kinder, die Deutsch als<br />

Bildungssprache noch nicht ausreichend beherrschen.<br />

Das Üben der deutschen Sprache<br />

kann in Gruppen ab acht Kindern stattfinden.<br />

In der Woche sind elf Stunden dafür vorgesehen.<br />

Der Expertenrat für Integration und das<br />

Integrationsministerium machten schon zu Beginn<br />

der Flüchtlingswelle auf den notwendigen<br />

Ausbau der Sprachförderungen an Schulen<br />

aufmerksam. Integration ist eine Querschnittsmaterie,<br />

die Bund, Länder und<br />

Gemeinden alle gemeinsam betrifft. Die<br />

geplante Gesetzesreform und die damit<br />

verbundene stärkere Sprachförderung von<br />

Kindern und Jugendlichen ist daher ein wichtiger<br />

gemeinsamer Schritt für die rasche<br />

Integration in Österreich.<br />

WH-<br />

&<br />

<br />

Sommerkurse<br />

Immer für Sie & Ihr Kind da - für alle Schulklassen und<br />

alle Fächer von der Volksschule bis zur Matura!<br />

Herzaman sizin ve çocuğunuz için burada - bütün<br />

sınıflar ve dersler için, İlkokul‘dan Matura‘ya kadar.<br />

Geld-zurück-Garantie*<br />

bei Nichtbestehen der WH<br />

Tekrar sınavında başarısız<br />

olunduğu takdirde<br />

para-iade-garantisi*<br />

Vorbereitung auf die Nachmatura!<br />

1 Sondertarif: Aktionsbedingungen unter www.schuelerhilfe.at/fuenfwegodergeldzurueck.<br />

INNSBRUCK, Salurner Str. 18, 0512 / 570557<br />

HALL, Stadtgraben 1, 05223 / 52737<br />

SCHWAZ, Münchner Str. 48, 05242 / 61077<br />

WÖRGL, Speckbacherstr. 8, 05332 / 77951<br />

TELFS, Obermarktstr. 2, 05262 / 63376<br />

WWW.SCHUELERHILFE.AT<br />

© Felicitas Matern / feelimage.at<br />

Entgeltliche Einschaltung


JUNI 2016<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

KONSUMENT - 10<br />

Konsumenten können Verantwortung übernehmen<br />

Wissen über Lebensmittel fördern<br />

Wien - „Immer besser, gesünder,<br />

effizienter“? Unter diesem Motto lud<br />

die österreichische Lebensmittelindustrie<br />

zu ihrem 15. Jahresempfang.<br />

Im Zentrum des Abends standen das<br />

Ideal des perfekten Menschen, die<br />

Rolle der Ernährung sowie die<br />

Verantwortung des Einzelnen für<br />

seinen Lebensstil. Rund 300 Spitzenvertreter<br />

aus Wirtschaft und Politik<br />

sowie Partner entlang der gesamten<br />

Lebensmittelkette waren der Einladung<br />

des Fachverbands in die Aula der<br />

Wissenschaften in Wien gefolgt.<br />

Wissen statt Ideologie<br />

Die Anforderungen an das, was auf den Teller<br />

kommt, steigen beständig. Der Obmann<br />

des Fachverbands, GD KR DI Johann Marihart,<br />

wies auf die paradoxe Situation für die<br />

Lebensmittelindustrie hin:<br />

„Lebensmittel gelten gleichermaßen als<br />

Allheilmittel und Sündenbock. Täglich schießen<br />

neue Zwänge für unsere Branche aus dem<br />

Boden – von Werbe- oder Verkaufsverboten<br />

über Zuckersteuern bis zur geforderten Reformulierung<br />

von Produkten auf EU-Ebene.“<br />

Marihart sieht die Zeit reif für einen neuen<br />

Zugang: „Wir brauchen Wissen statt Ideologie.<br />

Nicht einzelne Lebensmittel machen krank,<br />

sondern unausgewogene Ernährung, gepaart<br />

mit weiteren Faktoren – wie wenig Bewegung,<br />

Stress oder Veranlagung.“ Das Angebot an<br />

sicheren und qualitativen Lebensmitteln der<br />

heimischen Hersteller sei heute so vielfältig<br />

wie nie zuvor. „Da ist für jeden Geschmack<br />

und jedes Körpergewicht etwas dabei. Ich bin<br />

überzeugt: Für einen gesunden Lebensstil<br />

braucht es keine neuen Lebensmittel. Es<br />

braucht vielmehr Bildung, damit Menschen<br />

Herkunftskennzeichnung von Lebensmitteln in NÖ<br />

„Gut zu wissen"<br />

NLK-„Gut zu wissen" ist der Start der Offensive<br />

für Herkunftskennzeichnung von Lebensmitteln<br />

in Niederösterreich. Überall, dort, wo<br />

man die Verantwortung trage, welche<br />

Lebensmittel verwendet werden, werde die<br />

Aktion ab Sommer durchgeführt: in der Landhausküche,<br />

in den Großküchen der Pflegeheime<br />

und Kliniken und bei der Verpflegung<br />

in den Landesschulen. Dabei beginne man<br />

nicht von Null. „Wir waren in der Vergangenheit<br />

bereits sehr intensiv darauf bedacht<br />

nach heimischen Produkten zu greifen.<br />

Über 90 Prozent der Produkte kommen aus<br />

Niederösterreich", so Landeshauptmann<br />

Pröll. 80 Prozent der Fleischprodukte würden<br />

aus Niederösterreich kommen und der Bio-<br />

Anteil betrage zwischen 40 und 80 Prozent,<br />

diesen Wert wolle man natürlich steigern.<br />

© NÖ Landespressedienst / Filzwieser<br />

wieder Selbstverantwortung übernehmen<br />

können!“, appellierte der Obmann des Fachverbands.<br />

Auch für Gesundheitsministerin Dr. Sabine<br />

Oberhauser, MAS ist die Information der Konsumenten<br />

ein wesentlicher Schlüssel. Die<br />

alleinige Steuerung des Marktes von oben –<br />

etwa durch eine Ampelregelung oder eine<br />

Zuckersteuer wie in Großbritannien – sei nicht<br />

zielführend. Vielmehr gehe es auch darum,<br />

über Information und Bildung das Verhalten<br />

der Verbraucher zu beeinflussen.“<br />

Das Ideal des perfekten Menschen<br />

Univ.-Prof. Dr. Konrad Paul Liessmann, Philosoph<br />

und erfolgreicher Buchautor, kritisierte<br />

in seiner Keynote das Ideal der Verbesserung<br />

des Menschen um jeden Preis. Unter dem Titel<br />

„Der perfekte Mensch und seine Grenzen“<br />

spannte er einen Bogen von der Ernährung bis<br />

zur Cybermedizin. Der Körper werde trainiert<br />

und modelliert, „richtiges“ Essen, leistungssteigernde<br />

Nahrungsergänzungsmittel und<br />

eine langfristige Anti-Aging-Strategie sollten<br />

für effiziente Nutzung der Ressourcen sorgen.<br />

Am Ende stehe „ein perfektes Wesen, das<br />

reibungslos funktioniert und dem alles<br />

Menschliche fremd geworden ist“. (OTS)<br />

Mit der Kennzeichnung der regionalen<br />

Herkunft von Fleisch und Eiern wolle<br />

man „Transparenz und Sicherheit" geben.",<br />

so Pröll. „Wir wollen das Bewusstsein<br />

für regionale Lebensmittel entsprechend<br />

stärken", betonte der Landeshauptmann.<br />

Außerdem werde mit der Aktion „die<br />

regionale Wirtschaft entsprechend unterstützt".<br />

Man sichere damit Arbeitsplätze und<br />

die Nahversorgung. „Wir schaffen eine<br />

Identifikation zwischen Konsumenten und<br />

Produzenten", so der Landeshauptmann.<br />

Jede und jeder habe die Chance „einen<br />

Beitrag zum Klima- und Umweltschutz zu<br />

leisten", so Pröll.<br />

„Eine gesunde und nachhaltig produzierte<br />

Ernährung trägt zum Wohlbefinden und<br />

zur Lebensqualität unserer Bewohnerinnen<br />

und Bewohner bei",<br />

so Anton Kellner,<br />

CEO SeneCura. Vor<br />

fünf Jahren habe<br />

man daher in den<br />

SeneCura Häusern<br />

damit begonnen,<br />

mehrmals täglich<br />

nach dem Motto<br />

„Genussvoll G'sund"<br />

zu kochen und<br />

regionale Produkte<br />

aus der Umgebung<br />

zu verwenden und<br />

auch darüber zu<br />

informieren.<br />

Schutz vor zweifelhaften Onlinegeschäften<br />

„Watchlist Internet“<br />

St. Pölten (OTS) - Geschäfte und Geschäftsanbahnungen<br />

über Internet, vom Schuhkauf,<br />

über den privaten Autohandel bis zu Taxidienstleistungen,<br />

nehmen immer mehr zu.<br />

Neben guten und seriösen Angeboten steigt<br />

aber auch die Zahl betrügerischer Geschäftsanbieter<br />

und sogenannter Fake-Homepages,<br />

die zwar Leistungen anbieten, aber keine<br />

erbringen. Aus diesem Grund wurde die<br />

sogenannte „Watchlist- Internet“ in Leben<br />

gerufen.<br />

© El-Daly / Bio Austria - Beispiel einer Produzentinnen-Seite in der Online-Bio-Suchmaschine Biomaps<br />

„Die Watchlist Internet ist eine unabhängige<br />

Informationsplattform zu Internet-Betrug<br />

und betrugsähnlichen Online-Fallen aus<br />

Österreich. Sie informiert über aktuelle<br />

Betrugsfälle im Internet und gibt Tipps, wie<br />

man sich vor gängigen Betrugsmaschen schützen<br />

kann. Opfer von Internet-Betrug erhalten<br />

konkrete Anleitungen für weitere Schritte.<br />

Aktuelle Schwerpunktthemen der Watchlist<br />

Internet sind u.a.:<br />

Abo-Fallen, Kleinanzeigen-Betrug, Phishing,<br />

Abzocke über Handy und Smartphone,<br />

Fake-Shops, Markenfälschungen, Scamming<br />

bzw. Vorschussbetrug, Facebook-Betrug,<br />

Gefälschte Rechnungen, Gefälschte Abmahnungen<br />

und Lösegeld-Trojaner“, so Niederösterreichs<br />

LHStv. Mag. Karin Renner in der<br />

„Watchlist Internet“. Über ein Meldeformular<br />

können InternetnutzerInnen zudem selbst<br />

Internet-Fallen melden und so die Aufklärungsarbeit<br />

der Watchlist Internet aktiv<br />

unterstützen.<br />

www.watchlist-internet.at<br />

Transparenz für Konsumenten<br />

Biomaps - Online-Bio-Suchmaschine<br />

Wien (OTS/VKI) - Was tun, wenn man plötzlich<br />

ohne Gepäck am Flughafen steht? Wenn<br />

die soeben gekaufte Sonnenbrille schon<br />

wieder kaputt oder der gebuchte Mietwagen<br />

vor Ort nicht verfügbar ist? Bei diesen und vielen<br />

anderen Problemen am Urlaubsort hilft<br />

die Travel App des Netzwerks Europäischer<br />

Verbraucherzentren. Rechtzeitig zu Beginn<br />

der Ferien- und Reisezeit wurde nun eine<br />

neue, überarbeitete Version vorgestellt.<br />

Wien (OTS) - Die Nachfrage nach Bio-Produkten<br />

steigt seit Jahren kontinuierlich an. Immer<br />

mehr Konsumentinnen und Konsumenten<br />

legen bei der Wahl ihrer Bio-Produkte Wert<br />

darauf zu wissen, woher diese kommen und<br />

von wem sie hergestellt wurden und sie wollen<br />

immer öfter Bio-Lebensmittel auch direkt<br />

vom Hersteller beziehen. Das neue Online-<br />

Tool von BIO AUSTRIA erreichen Konsumentinnen<br />

und Konsumenten ab sofort ganz<br />

einfach per Mausklick unter:<br />

www.bio-austria.at/biomap<br />

Für die bäuerlichen Produzenten ergibt sich<br />

durch die Biomaps ein zusätzlicher Vertriebskanal,<br />

in dessen Rahmen ohne zusätzlichen<br />

zeitlichen und finanziellen Aufwand die<br />

Bekanntheit gesteigert und der Absatz<br />

gestützt werden kann. Es gibt Kontaktdaten<br />

von derzeit über 1.000 Direktvermarktern und<br />

tausenden Produkten aus dem Lebensmittelbereich<br />

in ganz Österreich. Im Laufe der<br />

nächsten Monate werden kontinuierlich<br />

weitere Betriebe aus dem ganzen Land in das<br />

System eingepflegt werden, wodurch das<br />

Angebot an Bezugsquellen von Bio-Lebensmitteln<br />

vom Direktvermarkter weiter steigen<br />

wird.<br />

Service: Die Biomaps stehen online unter<br />

www.bio-austria.at/biomap<br />

zur freien Verwendung zur Verfügung.<br />

Hilft bei Problemen am Urlaubsort<br />

ECC-Net Travel App<br />

"Die ECC-Net Travel App bietet bei Urlaubsreisen<br />

in EU-Länder konkrete Hilfestellung,<br />

indem sie durch 101 typische Problemsituationen<br />

lotst", erklärt Mag. Georg Mentschl<br />

vom Europäischen Verbraucherzentrum<br />

Österreich (EVZ). "Reisende können ihre<br />

aktuelle Frage wählen und sich in der eigenen<br />

Sprache über geltendes Recht im jeweiligen<br />

Urlaubsland informieren." Wichtige Sätze und<br />

Formulierungen werden zudem in der jeweiligen<br />

Landessprache angezeigt, wodurch<br />

Missverständnisse vermieden werden<br />

sollen. Für den Fall, dass sich ein Problem<br />

auf diesem Weg nicht lösen lassen sollte,<br />

bietet die App nunmehr auch neu im<br />

Menüpunkt "Hilfe" einen Überblick zu<br />

Einrichtungen und Ansprechpartnern an<br />

Ort und Stelle an.<br />

Die Reise-App kann in den jeweiligen App-<br />

Stores kostenlos heruntergeladen werden.


11 - SALZBURG<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

JUNI 2016<br />

Breites Lehrstellenangebot auf einen Klick<br />

www.salzburger-industrie.at<br />

Die Salzburger Industriellenvereinigung hat<br />

zusammen mit der Sparte Industrie der<br />

Wirtschaftskammer eine „Industrielandkarte“<br />

für das Bundesland Salzburg erstellt. Bereits<br />

jetzt sind dort insgesamt fünfzig Unternehmen<br />

mit 200 offenen Lehrstellen vertreten.<br />

Über die Seite finden Jugendliche Zugang zu<br />

Salzburgs Industriebetrieben, deren Leistungen<br />

und Angebote. Die Berufschancen für<br />

ausgebildete Fachkräfte sind exzellent. „Die<br />

Entscheidung für einen technischen Lehrberuf<br />

Rund 72.200 Haushalte haben in den ersten<br />

drei Monaten des heurigen Jahres ihren<br />

Strom- oder Gaslieferanten gewechselt.<br />

Das geht aus der aktuellen Marktstatistik<br />

der Regulierungsbehörde E-Control zum<br />

Verbraucherverhalten/Versorgerwechsel hervor.<br />

„Im Vergleich zum ersten Quartal 2015<br />

sind die Wechselzahlen neuerlich angestiegen.“,<br />

betont Wolfgang Urbantschitsch,<br />

ist eine Entscheidung für den beruflichen<br />

Erfolg und eine vielversprechende Laufbahn<br />

in einem erfolgreichen Industrieunternehmen“,<br />

sagt Rudolf Zrost, Präsident der Industriellenvereinigung<br />

Salzburg.<br />

Traumjob in der heimischen Industrie finden<br />

„Die Salzburger Industrieunternehmen schätzen<br />

die Lehre sehr und sind immer auf der<br />

Suche nach den besten Händen und Köpfen.<br />

Deshalb gibt es diese gemeinsame Plattform,<br />

auf der alle Salzburgerinnen und Salzburger<br />

sehr einfach ihren Traumjob in der heimischen<br />

Industrie suchen und finden<br />

können“, sagt Zrost.<br />

Franz Burtscher, der Chef der ÖBB-<br />

Lehrwerkstätte in Salzburg, in der<br />

aktuell 95 Lehrlinge in Metalltechnik/Maschinenbau,<br />

Elektrotechnik/Anlagenbetriebstechnik<br />

und Gleisbautechnik<br />

ausgebildet werden: „Ich<br />

kann eine technische Lehre nur<br />

empfehlen. Es gibt tolle Karrieremöglichkeiten,<br />

den Lehrlingen stehen alle<br />

Wege offen.“<br />

IV<br />

Einfach sparen<br />

Strom- oder Gaslieferanten wechslen<br />

Vorstand der E-Control. Den Stromanbieter<br />

wechselten gut 53.600 Haushalte, den Gaslieferanten<br />

mehr als 18.600 Haushalte.<br />

Höchstes Einsparpotenzial<br />

seit der Marktöffnung<br />

Derzeit spart sich ein durchschnittlicher<br />

Haushalt bei einem Wechsel vom angestammten<br />

Versorger zum günstigsten Stromund<br />

Gaslieferanten zwischen 500 und 850<br />

Euro inklusive Wechselrabatt im ersten<br />

Jahr. Das sind die höchsten Einsparungen<br />

seit der Liberalisierung des Strommarktes<br />

2001 und des Gasmarktes 2002. „Die Zeit<br />

für einen Anbieterwechsel ist günstig wie<br />

noch nie“, so Wolfgang Urbantschitsch.<br />

Der Wechsel selbst gehe schnell und<br />

unkompliziert. Den günstigsten Lieferanten<br />

für Strom und Gas finden Konsumenten<br />

am einfachsten mit dem Tarifkalkulator der<br />

E-Control unter:<br />

www.e-control.at/tarifkalkulator<br />

OTS<br />

VKI-Schülerwettbewerb: Jetzt teste ich!<br />

1.Platz geht nach Salzburg<br />

OTS/VKI - Wie gut sind Vanillejoghurts?<br />

Welche Lacke sind umweltfreundlich und<br />

welche Jugendkonten können am ehesten<br />

überzeugen? Mit diesen und vielen anderen<br />

Themen beschäftigten sich die 780 Teilnehmerinnen<br />

und Teilnehmer des vom Verein für<br />

Konsumenteninformation (VKI) veranstalteten<br />

Wettbewerbes JETZT TESTE ICH!<br />

170 Arbeiten wurden beim diesjährigen Wettbewerb<br />

eingereicht und bewertet. Die zehn<br />

besten Projekte wurden nun im Kassensaal<br />

der Oesterreichischen Nationalbank (OeNB)<br />

prämiert. Die Preisgelder in der Höhe 10.000<br />

Euro teilen sich Projektteams aus Salzburg,<br />

Kärnten, Niederösterreich, Oberösterreich,<br />

der Steiermark, Tirol und Wien.<br />

Altersgruppe 2000-2003:<br />

1. Platz: Test von Vanillejoghurts (PG St. Rupert<br />

Bischofshofen, Salzburg) – 1.200 Euro<br />

Altersgruppe 1996-1999:<br />

1. Platz: Windeltest (BAKIP8, Wien) – 1.200<br />

Euro<br />

Umweltzeichen-Preis:<br />

- Altersgruppe 1996-1999: Lacke (HTL Mödling,<br />

Niederösterreich)<br />

- Altersgruppe 2000-2003: Der ultimative Indoor-Komposter<br />

(Neue Mittelschule Hollenstein,<br />

Niederösterreich)<br />

VKI-Geschäftsführer Rainer Spenger zeigt sich<br />

von der Kreativität und dem Einsatz der Nachwuchstesterinnen<br />

und -tester sehr beeindruckt:<br />

„Aus all den eingereichten Arbeiten<br />

einige wenige als Gewinner auszuwählen ist<br />

BEI SCHIEFLAGE<br />

AKTIVIEREN:<br />

arbeiterkammer.at<br />

der Jury sicher nicht leicht gefallen, vor allem,<br />

weil man deutlich erkennen kann, mit wie<br />

viel Spaß die Schülerinnen und Schüler in<br />

die Rolle der kritischen Tester geschlüpft sind.<br />

Es ist uns ein großes Anliegen, mit unserem<br />

Schülerwettbewerb JETZT TESTE ICH einen<br />

konkreten, aber auch sehr praxisnahen Ansatz<br />

zur Verbraucherbildung zu bieten.“<br />

Bei JETZT TESTE ICH! 2015/16 wurde zum<br />

zweiten Mal der „Umweltzeichen-Preis“ vergeben.<br />

Andreas Tschulik, Leiter der Abteilung<br />

Betrieblicher Umweltschutz und Technologie<br />

im Umweltministerium (BMLFUW): „ Das kritische<br />

Auseinandersetzen mit den Anforderungen<br />

an das Österreichische Umweltzeichen<br />

animiert Kinder und Jugendliche zu spannenden<br />

Projekten. Das spiegelt sich in den beiden<br />

Siegerprojekten wieder.“<br />

© Neumayr<br />

Sprachförderungsprojekt "AKIM"<br />

Spielerische Förderung von Kindern<br />

(LK) Im Beisein der Eltern und Landesrätin<br />

Martina Berthold erzählten 120 Kinder,<br />

was sie im integrativen Sprachförderungsprojektes<br />

"AKIM" erfahren und erlebt haben.<br />

In der "Halle für alle" der neuen Mittelschule<br />

Mittersill zeigten die Kinder der Kindergärten<br />

Zierteich und St. Vinzenz, wie der Einstieg in<br />

unsere Sprache "schauspielerisch" gelingen<br />

kann.<br />

Ganze vier Monate wurde zuletzt eifrig am<br />

Theaterstück "AKIM" gearbeitet. Das integrative<br />

Sprachförderungsprojekt stellt neben der<br />

Sprachförderung auch die Persönlichkeitsentwicklung,<br />

das soziale Lernen, die Vermittlung<br />

von Wertschätzung und Integration im alltäglichen<br />

Miteinander in den Mittelpunkt.<br />

"Kinder haben Lust und Interesse, Neues zu<br />

erkunden und gehen mit offenen Augen<br />

durch die Welt. Unsere Aufgabe ist<br />

es, ihnen diese Lust zu erhalten. Das<br />

engagierte Sprachprojekt von Maria<br />

Schneider, Reini Tritscher und Tom<br />

Zezula unterstützt die Kinder dabei,<br />

Deutsch 'schauspielerisch' zu erlernen.<br />

Das fasziniert mich. Ein herzliches<br />

Dankeschön an alle Beteiligten. Den<br />

Kindern wünsche ich, dass sie sich die<br />

Begeisterung für Sprachen und Schauspiel<br />

erhalten", so Berthold.<br />

Vom Arbeitsrecht bis zum Thema Wohnen, von Karenzfragen<br />

bis zu gerechten Preisen: Die AK ist für Sie da.<br />

Alles, was Arbeitnehmer brauchen, auf<br />

arbeiterkammer.at<br />

Entgeltliche Einschaltung


M i t di e sen S pielen retten S i e lan ge A u to fa h r ten,<br />

Regentage oder S i e h aben e i n f ach n u r S pa ß!<br />

Keine Langeweile...<br />

Piatnik Activity My First<br />

Der Spielspaß für die Kleinsten! Diese Kombination<br />

von kreativen Spielelementen<br />

wurde in Kindergärten mit großem Erfolg<br />

getestet. Die Spieler müssen Wörter erraten,<br />

bzw. sie durch Malen, Pantomime<br />

oder durch Worte erklären. Ein variabler<br />

Spielplan regelt die Spieldauer. Diese Activity<br />

Ausgabe fördert die Kommunikationsfähigkeit<br />

der Kleinsten.<br />

Warnhinweis: Achtung! Nicht für Kinder<br />

unter 36 Monaten geeignet.<br />

Fazit: Tolle Unterhaltung für kleinere Kinder,<br />

aber auchfür Kinder in der Volkschule<br />

bis hin zu<br />

Verlag: Piatnik<br />

Alter: ab 4 Jahren<br />

Spieler: 3-6<br />

Dauer: 20 - 30 Minuten<br />

Preis: ca. 20 €<br />

Klack<br />

Oma und<br />

Opa! Mit<br />

verschiedenen Varianten steht nicht immer das Gewinnen sondern auch die<br />

Teamarbeit im Vordergrund. Außerdem wird die Sprache, die Motorik und<br />

die Vorstellungskraft trainiert! Und das ist auchfür die Erwachsenen nicht<br />

immer ganz einfach...<br />

tiptoi® Der interaktive Globus<br />

Klack! ist ein turbulentes Aktionsspiel für Kinder und Eltern und<br />

stammt aus der Ideen-Schmiede des Halli Galli-Autors Haim<br />

Shafir.<br />

Auf die Plätze, fertig, "Klack!" Bei Klack! geht es turbulent zu,<br />

denn alle Spieler greifen gleichzeitig nach den bunten, magnetischen<br />

Scheiben. Aber Vorsicht: Es dürfen nur Scheiben zu einem<br />

Turm zusammen “geklackt” werden, deren Farbe und Symbol<br />

vorher gewürfelt wurden. Wer am Ende den höchsten Turm hat,<br />

gewinnt.<br />

Klack! wurde im Erscheinungsjahr 2012 auf die Empfehlungsliste<br />

der Jury Spiel des Jahres gewählt, für den Verbraucherpreis “Das<br />

Verlag: Amigo<br />

Alter: ab 4 Jahren<br />

Spieler: 2bis6<br />

Dauer: ca. 10 Minuten<br />

Preis: ca. 15,99 €<br />

Auszeichnungen: in Finnland zum<br />

Kinderspiel des Jahres gewählt<br />

Wissen und Spiele rund um die Welt<br />

„Bonjour“, „dobrý den“ oder „god dag“ – mit dem interaktiven<br />

Globus und dem tiptoi® Stift lernen Kinder nicht nur, wie man<br />

sichauf der Welt begrüßt. Sie erkunden den ganzen Globus und<br />

erhalten Informationen zu 197 Ländern in elf Wissensgebieten.<br />

Beim Antippen des Globus mit dem tiptoi® Stift erfahren die<br />

Kinder spannende Geschichten zu Themen wie Geografie,<br />

Landesgrößen, Hauptstädten, Sprachen oder landestypischen<br />

Tieren. Mit vielfältigen Audioinhalten wie zum Beispiel Tierlauten<br />

erweckt der tiptoi® Stift den Globus zum Leben.<br />

In vier unterschiedlichen Spielen können die Kinder allein oder<br />

auchzu mehreren spielen: In Such-, Wissens- oder Erkennungsspielen<br />

festigen und vertiefen die jungen Entdecker ihr<br />

Wissen.<br />

Fazit: Der tiptoi-Globus ist eine<br />

tolle Idee. Die Kinder können sich hiermit zahlreiche Informationen über die<br />

verschiedensten Länder auf der ganzen Welt selbst holen! Sehr lehrreich<br />

und eine gute Investition!<br />

Goldene Schaukelpferd” nominiert<br />

und in Finnland zum Kinderspiel<br />

des Jahres gewählt.<br />

Verlag: Ravensburger<br />

Alter: 7 - 99 Jahre<br />

Spieler: 1-4<br />

Dauer: beliebig<br />

Preis: ca. 50 €<br />

Fazit: Superschnell reagieren, kombinieren und aufpassen, dass der<br />

gestapelte Turm nicht umfällt. Die Regeln sind so einfach, dass auch<br />

kleinere Kinder einfachmitspielen können. Außerdem lieben Kinder<br />

Magnete. Sehr empfehlenswertes Spiel, das sich problemlos transportieren<br />

lässt und sichauchals Mitbringspiel eignet.<br />

Kniffel - Kids<br />

Hier wird mit lustigen Tierwürfeln gekniffelt, was das Zeug hält.<br />

Da macht auch schon jüngeren Kindern der bekannte Würfelspiel-<br />

Klassiker tierischen Spaß. Löwe, Ente, Katze, Elefant, Hund – wer<br />

würfelt die wertvollsten Tierkombinationen und gewinnt? Mit den<br />

kindgerechten Illustrationen kommt so auch bei den Kleinen großes<br />

KNIFFEL®-Feeling auf!<br />

Der Klassiker ist mit dieser Adaption auchfür kleinere Interessierte<br />

einfachzu spielen. Tiere in verschiedenen Farben ersetzen die Würfelaugen.<br />

Der Block ist (im Vergleichzum großen Bruder) vereinfacht und<br />

kindgerecht gestaltet. Durch die einfachen<br />

Regeln kann der Würfelspaß einfachbeginnen!<br />

Alter: ab 5<br />

Verlag: Schmidt Spiele<br />

Fazit: Toller Würfelspaß, regt zum ersten Spieler: 2-6<br />

Rechnen, logischen Denken und Kombinieren Dauer: 15 Minuten<br />

an. Die verkürzte Form des Klassikers wird der Preis: ca. 7 €<br />

Ausdauer der Kinder gerecht.<br />

Mein erster Spieleschatz<br />

Die große HABA-Spielesammlung<br />

Die große HABA-Spielesammlung<br />

Mein erster Spieleschatz bringt die<br />

schönsten Spielschätze zusammen!<br />

Wer hilft Bauer Bert am besten?<br />

Wer kauft die leckersten Früchte<br />

auf dem Markt? Und wer weiß, wo<br />

sich die frechen Tiere auf der<br />

Weide versteckt haben?<br />

10 Spielideen mit einfachen Regeln<br />

und kurzer Spieldauer ermöglichen<br />

einen gelungenen Einstieg in die<br />

Welt der Spiele. Altbewährte Spieleklassiker<br />

sind kindgerecht umgestaltet<br />

und vereinfacht worden,<br />

sodass schon die Jüngsten Spaß am<br />

Spielen haben. Bei klassischen,<br />

kooperativen und spannenden<br />

Brett-, Memo- und Kartenspielen<br />

vergeht die Zeit wie im Flug.<br />

Die Besonderheiten der Spielesammlung sind:<br />

• liebevoll gestaltetes, kindgerechtes Spielmaterial aus Holz<br />

• tolle Memo-, Lauf- und Farbspiele<br />

• 10 Spiele in einer Packung<br />

Verlag: Haba<br />

Alter: 3-12<br />

Spieler: 1-8<br />

Dauer: je 10 - 15 Minuten<br />

Preis: ca. 30 €<br />

Fazit: Spiele von Haba sind besonders für jüngere Kinder<br />

sehr empfehlenswert! Der Spieleschatz enthält<br />

zahlreiche Spiele, bei denen auchnochgrößere Kinder<br />

Spaß haben. Die Spielregeln sind einfach, die Kinder<br />

können sofort mit dem Spielen beginnen. Die großen<br />

Holzfiguren liegen gut in der Hand und bereiten<br />

besonders viel Freude.<br />

Tier auf Tier - Suisse<br />

Wildes Klettern in den Schweizer Alpen!<br />

Heute wollen die Bergtiere beweisen, wie<br />

sportlich sie sind. Wer kann den Bernhardiner<br />

auf die Kuh stellen und darauf noch<br />

Murmeltier und Eichhörnchen stapeln?<br />

Puh, die Bergschlange möchte auch auf<br />

die Schweizer Tier-Pyramide und die Höhe<br />

ist jetzt schon Schwindel erregend!<br />

Supereinfache Spielregeln aber knifflige<br />

Aufgabenstellung. Wer nachdiesem tollen<br />

Spiel nicht süchtig wird…<br />

Fazit:<br />

Tier auf Tier Verlag: Haba<br />

kann problemlos<br />

Alter: 4 bis 99<br />

Spieler: 2-4<br />

mitgenommen<br />

und<br />

Dauer: ca. 10 Minuten<br />

überall gespielt werden – vorausgesetzt man findet einen Preis: ca. 17 €<br />

geraden Untergrund. Groß und Klein hat Spaß beim Stapeln Auszeichnungen: Spiel gut<br />

der liebevoll gestalteten Alpentiere! Voll empfehlenswert! Vuoden Peli 2008<br />

Allgemein-Wissen für Kinder<br />

Wer errät zuerst den gesuchten<br />

Begriff?<br />

Errate die gesuchten Begriffe über<br />

die Hinweise, die gegeben werden.<br />

Mit jedem Hinweis kommst du der<br />

Lösung ein kleines Stück näher. Wer<br />

zuerst weiß, wie der gesuchte Begriff<br />

lautet, schlägt blitzschnell auf die<br />

Tröte. Gewonnen hat, wer die meisten<br />

Begriffe errät und so zuerst am<br />

Ziel ist. Ein Spiel mit Spaßfaktor und<br />

enormen Wissenszuwachs bei den<br />

Spielern.<br />

Fazit: Viele interessante Wissensfragen zu den verschiedensten<br />

Themen lassen die Köpfe rauchen. Kombinationsfähigkeit, Spontanität<br />

und natürlichAllgemeinwissen sind gefragt und werden Alter: ab 6<br />

Verlag: Noris<br />

trainiert. Das tolle ist, dass sichdie Fragenkärtchen aucheinfach Spieler: 2-6<br />

mitnehmen lassen und überall, auch ohne Spielplan, gespielt Dauer: 30 Minuten<br />

werden kann- somit auchideal für eine langweilige Autofahrt… Preis: ca. 16,99 €


13 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

HAZİRAN 2016<br />

© Deagree/Fotolia<br />

AK YAZ OKULU İLE BAŞARIYA ULAŞIN...<br />

1 - 26 Ağustos tarihleri arasında 5. Sınıftan itibaren bütün öğrenciler Tirol eyaletinin genelinde<br />

eksikliklerini tamamlayabilirler. Hesaplı ve Profesyonel. Son Kayıt Tarihi 15 Temmuz...<br />

UMUTSUZLUĞA KAPILMAYIN VE HEDEFE YÖNELİK ÖĞRENİN.<br />

TİROL İŞÇİ ODASI (AK TİROL), YAZ OKULU İLE AİLELERE YARDIM EDİYOR!<br />

Gittikçe artan kiralar, özellikle dar gelirli vatandaşları mağdur ediyor<br />

Kiralardaki büyük<br />

artış durdurulamıyor<br />

2015 Barınma Verileri, Avusturya İstatistik<br />

Kurumu Başkanı Konrad Pesendorfer<br />

tarafından geçtiğimiz günlerde açıklandı.<br />

Veriler, kiraların baş döndürücü şekilde<br />

arttığını gösteriyor. Pesendorfer’e göre kiracıların<br />

masraf yükü bir şekilde azaltılmalı.<br />

Avusturya’da olduğu gibi kira artışının kira<br />

sözleşmelerinde otomatik olarak enflasyon<br />

artışına uydurulması doğru bir seçenek mi?<br />

Bu açıkça kiracının aleyhine işliyor. Diğer ülkelerde<br />

kiranın fiyat endeksine bağlanması<br />

kendiliğinden olmuyor. Kiracıya yüksek yasal<br />

korumayı sağlayacak bir kira kanunu için<br />

mücadele de kiracıyı heyecanlandırmayacak<br />

bir öneri.<br />

Kurumun verileri ne diyor?<br />

Kiralar ülke genelinde 2011’den bu yana<br />

%14.9 arttı. Avusturya, aylık giderlerdeki<br />

%42 kira oranıyla Avrupa Birliği‘nde (AB) en<br />

yüksek kira ödenen ülkelerden biri durumunda<br />

ve sadece Almanya, Avusturya’nın<br />

önünde yer alıyor.<br />

© I-vista / pixelio.de<br />

Avusturyalı, 2015’te ayda ortalama konut<br />

masrafları dahil metre kare başına 7.1 euro<br />

kira ödedi. Viyana’da halkın %79’u, Burgenland’ta<br />

%20’si, Aşağı Avusturya’da ise %26’sı<br />

kirada oturuyor. En yüksek kiralar, nüfusu<br />

100 bini geçen Linz, Salzburg, İnnsbruck ve<br />

Graz’da. Her 10 kiralık konutun 6’sı kira<br />

desteği alıyor ya da sosyal konutlar. Bu,<br />

kiracıların %40’ının kiralarının tamamını<br />

kendilerinin ödediği anlamına geliyor.<br />

Sosyal konut oranları da eyaletlerde farklılık<br />

gösteriyor. Viyana sosyal konut oranında<br />

(%32) çok önde. Vorarlberg’de %4, Salzburg<br />

%4, Yukarı Avusturya %2.<br />

Kooperatif ev oranları: Viyana’da kooperatif<br />

konutları diğer eyaletlere göre daha az<br />

(%26). Burgenland %70 ile ilk sırada, onu<br />

%67 ile Yukarı Avusturya, ve %58 ile Aşağı<br />

Avusturya izliyor. Kooperatif ve belediye<br />

konutlarının ortak özelliği, kira giderlerinin<br />

kiralık özel konutlara göre düşük olması.<br />

2015’te kira yan giderler dahil kiralık özel<br />

konutlarda metrekare başına 8.3 euro, belediye<br />

konutlarında 6.2, kooperatif konutlarda<br />

6.4 euro oldu. Kira artışları ise destekli<br />

ve sosyal konutlarda %13, birey konutlarında<br />

%16’ya ulaştı. Kira desteği alan<br />

konutlara talep artıyor. Bu sebeple Pesendorfer,<br />

sosyal konutlarda oturanların gerçek<br />

ihtiyaç sahipleri olup olmadıklarının ve kira<br />

sözleşmesinin imzalanmasından sonraki<br />

gelir durumunun incelenmesini önerdi.<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Eğitim döneminin sonuna<br />

doğru, yapılan son ödevler<br />

ve tamamlanan sınavlar neticesinde<br />

bazı ders notlarının<br />

zayıf geleceği ortaya çıkar.<br />

Buna rağmen zayıf karneyi<br />

telafi etmek için, tekrar<br />

sınavı vardır. İşte burada<br />

‘Sakın Umutsuzluğa Kapılma’<br />

parolası devreye girmelidir.<br />

Yaz tatili döneminin bir bölümünü<br />

verimli kullanan,<br />

sağlıklı ve hedefe yönelik<br />

öğrenenler için artık başarı<br />

ceptedir, denebilir!<br />

***<br />

8 merkez ve 7 ana ders:<br />

Tirol İşçi Odası (AK Tirol) ve<br />

BFI Tirol işbirliği ile bu sene<br />

de AK Yaz Okulu, 1-26<br />

Ağustos tarihleri arasında,<br />

yardıma ihtiyaç duyan ailelere<br />

destek veriyor. Yaz<br />

Yüksek eğitime başlamayı<br />

geciktirenler artıyor<br />

2015 yüksek öğrenim gören öğrenciler sosyal<br />

anketi, 2015 yaz döneminde devlet ve<br />

özel üniversitelerinde, yüksek meslek okullarında<br />

ve eğitim yüksek okullarında eğitim<br />

gören 47 bin öğrenciyle internet ortamında<br />

online olarak yapıldı.<br />

Yayınlanan sonuçlara göre:<br />

Okulunu Avusturya’da bitirip üniversiteye<br />

başlaması gereken kişilerin %26’sı üniversiteye<br />

gecikmeli başladı. Avusturya’da<br />

üniversite öğrencisinin ortalama yaşı 26.<br />

Gecikmeli üniversiteye başlayanların çoğu<br />

eğitiminin ilk yılında üniversiteyi bırakıyor,<br />

kalanların motivasyonu ise yüksek düzeyde.<br />

Üniversitelerdeki öğrencilerin sosyal sınıfları<br />

uzun yıllardan beri yeniden çeşitlilik gösteriyor.<br />

Gecikmeli eğitime başlayanlar işle üniversiteyi<br />

birlikte yürütüyor ve ağırlıklı olarak<br />

dar gelirli sosyal tabakadan geliyor.<br />

Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı<br />

Reinhold Mitterlehner’e göre yüksek<br />

eğitimde elit bir sistem söz konusu değil.<br />

Dünya Sigarasızlar Günü dolayısıyla<br />

Birleşmiş Milletler ve Viyana Tıp Fakültesi<br />

uzmanları açıklamalarda bulundu.<br />

Uzmanlar, Avusturya’da yılda 11-14 bin,<br />

dünyada 6 milyon kişinin sigaraya bağlı<br />

olarak yaşamlarını yitirdiklerini, Avusturya’da<br />

yaklaşık 700 bin kişinin aşırı tütün<br />

bağımlısı olduğunu öngörüyor.<br />

Viyana Tıp Üniversitesi halk sağlığı merkezi<br />

toplum sağlığı enstitüsünden Michael<br />

Kunze sigarayı bırakmanın iyileşmeyi hızlandırdığının<br />

klinik olarak ta doğrulandığını<br />

söyleyerek: ‘‘Son sigara kullanımından<br />

birkaç gün sonra kalp damar hastalığı<br />

riskleri hızla düşüyor. Sigara içmek pratikte<br />

bir karbon monoksit zehirlenmesidir,<br />

kim sigarayı bırakırsa bu zehirlenmeyi<br />

durdurur.’’<br />

Kanser riski ise daha seneler boyunca<br />

devam ediyor. Avrupa’da akciğer kanseri<br />

ölümlerinin %90’ı, kronik bronşit sebepli<br />

ölümlerin %75’i sigara nedeniyle gerçekleşiyor.<br />

Yüksek derecedeki sigara bağımlıları<br />

sigarayı bıraktıklarında özellikle desteğe<br />

ihtiyaç duyuyor. Kapsamlı terapi<br />

hizmet imkânları ise henüz sınırlı.<br />

Avusturya Kanser Yardım Derneği’nin yaptığı<br />

anketlere göre 12-18 yaş arası gençlerde<br />

klasik sigara içme oranları düşerken,<br />

nargile ve E-Sigara gibi farklı tütün ürünleri<br />

tüketiminde artış gözleniyor. Gençlerin<br />

büyük çoğunluğu nargilenin zararlarının<br />

yeteri kadar farkında değiller.<br />

Okulları, BFI Tirol İnnsbruck,<br />

Imst, Kitzbühel, Kufstein,<br />

Landeck, Lienz, Reutte ve<br />

Schwaz olmak üzere 8 merkezde<br />

yapılacak. Bu merkezlerde<br />

yapılacak derslerle<br />

öğrenciler, çok tecrübeli<br />

eğitimcilerin desteğiyle eksiklerini<br />

tamamlayacak ve<br />

kapsamlı bir eğitimle bilgilerini<br />

de sağlamlaştıracaklar.<br />

Almanca, Matematik, Latince,<br />

İngilizce, Fransızca,<br />

İtalyanca ve Muhasebe ana<br />

dersleri AK Yaz Okulu’nda<br />

öğrencilere verilecek.<br />

5. sınıftan itibaren; ilkokul,<br />

yeni ortaokul, AHS alt basamak<br />

veya farklı bir okul ya<br />

da üst basamak okula giden<br />

bütün öğrenciler bu AK Yaz<br />

Okulu eğitim programına<br />

katılabilirler.<br />

İyi ve uygun: Öğrenciler, bir<br />

ya da iki ana ders tercih<br />

edebilirler. AK Tirol üyesi<br />

olan kişilerin çocukları için<br />

1 bölüm kurs maliyeti: 195 €<br />

veya 2 bölüm seçenler için:<br />

295 €. AK Tirol üyesi olmayanlar<br />

için 1 bölüm kurs maliyeti:<br />

275 € veya 2 bölüm<br />

seçenler için: 395 € olarak<br />

belirlenmiştir.<br />

***<br />

Son Kayıt Tarihi 15 Temmuz<br />

2016 Cuma günüdür. Kursların<br />

yapılabilmesi için asgari<br />

katılımcı sayısı gereklidir.<br />

Kayıtlar için daha detaylı<br />

bilgiyi 0512/59 6 60 telefon<br />

numarasını arayarak BFI<br />

Tirol uzmanlarından alabilirsiniz.<br />

AK Yaz Okulu için<br />

ayrıntılar www.ak-tirol.at<br />

internet adresinde...<br />

Dar gelirli sosyal tabakadan gelenler (%17)<br />

ve en yüksek tabakadan gelenler (%18)<br />

hemen hemen eşit oranda temsil ediliyor.<br />

Orta tabaka %30, yüksek tabaka %34 ile ankette<br />

yer alıyor. Bu değerler 2011’in değerleriyle<br />

yaklaşık aynı düzeydeler.<br />

Öğrencilerin sosyal durumları göreceli<br />

olarak 2011 yılındakiyle aynı. Bir öğrenci<br />

aylık ortalama 1.130 euro gelire sahip. Bu<br />

paranın 990 eurosu işten kazanılan ve 140<br />

eurosu da yardımlardan oluşuyor. ¼’lük<br />

kesim, yaşamak ve eğitim için 770 eurodan<br />

az bir parayla yetinmek zorunda kalırken,<br />

%8’lik bir kesim 2000 euronun üzerinde bir<br />

miktarla geçiniyor.<br />

Son olarak öğrencinin bütçesi satın alma<br />

gücü dahilinde 2011’den bu yana %5 arttı<br />

ve bu Avrupa ortalamasının üstünde oldu.<br />

Madalyonun diğer yüzü; Öğrencilerin en<br />

yüksek gider kalemi olan ev kiraları da<br />

%2 artarak ortalama aylık 390 euro oldu.<br />

Avrupa ortalaması ise 300 euro.<br />

Avusturya’da her yıl yaklaşık 14 bin kişi sigara yüzünden ölüyor<br />

Entgeltliche Einschaltung<br />

© birgitH / pixelio.de<br />

© Thorben Wengert / pixelio.de


HAZİRAN 2016<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 14<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Adalet Bakanı<br />

Wolfgang<br />

Brandstetter:<br />

“Şiddet ve cinsel tacize karşı çocukların<br />

korunması için etkili bir ceza sistemi şart”<br />

Adalet Bakanı Wolfgang Brandstetter<br />

geçtiğimiz günlerde düzenlenen Birleşmiş<br />

Milletler’in (BM) suçu önleme<br />

ve ceza hukuku sistemi konulu toplantısında<br />

bir konuşma yaptı.<br />

Bakan Brandstetter konuşmasında<br />

ceza davaları sırasında reşit olmayan<br />

kişilerin korunması konusunda Avusturya’nın<br />

öncü rolüne vurgu yaparak<br />

şunları söyledi: ''Şiddet ve cinsel taciz<br />

mağduru çocuk ve gençlerin dava<br />

sırasında ve sonrasında hızlı, dikkatli<br />

ve profesyonel yardıma ihtiyaçları<br />

var. Çocuklara şiddet günümüzün en<br />

büyük toplumsal meselelerinden<br />

biri. Bu nedenle çok sert ceza<br />

yaptırımlarına ihtiyaç var.''<br />

Birleşmiş Milletler, özellikle son<br />

yıllarda Avusturya’nın da büyük<br />

katkılarıyla çocuk ve gençlere karşı<br />

şiddeti engelleme ve bu şiddetle<br />

mücadele konusunda örnek strateji<br />

ve pratik önlemler geliştirdi. BM,<br />

2015’te bu strateji ve önlemlerin uygulanmasında<br />

üye devletlere yardımcı<br />

olmak için küresel bir program uygulaması<br />

başlattı.<br />

Geçtiğimiz günlerde Avrupa<br />

Uyuşturucu Gözlem Ajansı<br />

karşılaştırmalı uyuşturucu kullanım<br />

raporunu Lizbon’da<br />

açıkladı. Bu rapora göre:<br />

Avusturya uyuşturucu maddelerin<br />

tüm kategorilerini kullanımda<br />

alt sıralarda yer aldı.<br />

-Esrar kullanımında 15-34 yaş<br />

arası genç yetişkinlerde Macaristan<br />

gibi %4.1 ile %8 arası bir<br />

oranla sondan bir önceki kategoride<br />

yer aldı. Çek Cumhuriyeti,<br />

İspanya ve Fransa’da esrar kullanımı<br />

%12’yi geçerken Yunanistan’da<br />

%4’ün altında kaldı.<br />

-Kokain kullanımı aynı grupta<br />

%1.1 - 2 oldu. İngiltere ve İspanya<br />

%3 üzeri bir oranla ilk sıralarda<br />

yer aldı. Çek Cumhuriyeti’nde ise<br />

Avusturya her bir üye ülke için pratik<br />

yardım merkezleri ve kendi tecrübelerini<br />

paylaşımıyla burada da uluslararası<br />

alanda öncü rolü olduğunu<br />

gösterdi.<br />

Avusturya’da çocuk ve gençlere karşı<br />

şiddetin etkili bir şekilde takibini<br />

sağlayan yüksek standartta bir ceza<br />

hukuku mevcut. Hızlı gelişen teknik ve<br />

internetteki gelişmeler sayesinde<br />

kovuşturmalar sürekli olarak yeniden<br />

değerlendirilebiliyor. Ceza kanununda<br />

yapılan ciddi değişikliklerde 2016 yılı<br />

itibariyle yürürlüğe girdi. Bu kapsamda<br />

cinsel suç ve şiddete yönelik<br />

cezalar ağırlaştırıldı. Örneğin yaralama<br />

cezaları iki kat arttırıldı.<br />

Mağdurların korunması konusunda<br />

yapılan çok önemli yasal değişiklikler<br />

de 1 Haziran 2016 itibariyle yürürlüğe<br />

girdi. Yasal yeniliklerle evlerdeki<br />

cinsel suç ve şiddet mağdurları ve<br />

reşit olmayanlar, özellikle korunmaya<br />

muhtaç olarak sayılacak ve daha geniş<br />

haklara sahip olacak. Avusturya, bu<br />

önemli yasal değişiklikler ile birçok<br />

ülkeye örnek oldu.<br />

Ömer Erkan<br />

omererkan92@hotmail.com<br />

Avusturya’da Alkol<br />

Tüketimi Büyük Sorun<br />

© BMJ / Christian Jungwirth<br />

kokain tüketimi %1’in altında<br />

kaldı.<br />

-Ekstasi kullanımında Avusturya<br />

(%0.6 - %1), Almanya ve İtalya ile<br />

birlikte yine sondan bir önceki<br />

ülkeler kategorisinde yer aldı.<br />

-Yüksek riskli afyon türevi uyuşturucu<br />

kullanımında %2.51 ile<br />

İspanya (%2.5 altı) ile birlikte alt<br />

sıralarda yer alırken, bu madde<br />

kategorisinde en üst sıralarda yer<br />

alan ülkeler %5’ten fazla oranla<br />

İtalya, Fransa ve İngiltere oldu.<br />

Uyuşturucu kullanımında göreceli<br />

sorunsuz ülkeler arasında yer<br />

alan Avusturya için alkol tüketimi<br />

hakkında bu söylenemez. Avusturya<br />

bir alkol ülkesi; erkeklerin<br />

%19’u, kadınların ise %9’u ve genelde<br />

Avusturyalıların %14’ü tehlike<br />

sınırını aşan miktarda alkol<br />

tüketiyor. Aşırı ya da sağlığı<br />

tehdit eden miktar uzun zamanlı<br />

olarak erkeklerde günlük 60 gr.<br />

kadınlarda 40 gr. saf alkol tüketimi<br />

olarak kabul ediliyor.<br />

2016 Avrupa Uyuşturucu Raporunda<br />

4 konu da bağımsız olarak<br />

ele alındı. İlki esrar piyasasındaki<br />

değişikliklerle ilgiliydi. İkincisi<br />

kokain taşımacılığıydı, bir sonraki<br />

uyuşturucu bağımlılığının ilaçla<br />

tedavisi hakkındaydı. Son olarak<br />

uyuşturucu yerine kullanılan<br />

Methadon, Buprenorphin ve<br />

uzun etkili afyon benzeri ilaçların<br />

satıldığı yasa dışı pazarlardı.<br />

Uyuşturucu özellikli ilaçların kullanım<br />

oranları ülkeden ülkeye<br />

büyük farklılıklar gösteriyor.<br />

Diğer büyük bir karmaşa<br />

uyuşturucu bağımlığı ve ruhsal<br />

hastalığın birlikte görülmesiyle<br />

ortaya çıkıyor. Bağımlıların büyük<br />

bir kısmı ruhsal bir hastalıktan da<br />

muzdarip. Her iki rahatsızlığın<br />

aynı anda tedavisi en iyi yol olarak<br />

düşünülüyor. Buna rağmen<br />

bir madde kullanımı LSD gibi hassas<br />

kolay incinen kişilerde psikozların<br />

ortaya çıkmasına neden<br />

olabileceği düşüncesi de mevcut.<br />

Bir de bunun tersine kişinin kendi<br />

kendini tedavi etmesi sırasında<br />

ilaç bağımlığının oluşması olayına<br />

rastlanabiliyor.<br />

Son...<br />

Her bir sonun yeni bir başlangıç<br />

olduğunun sanırım hepimiz<br />

farkındayızdır. Yaşamımızda geride<br />

bıraktığımız birçok son yeni<br />

ufuklara doğru yolculuk yapmamıza<br />

zemin hatırlamıştır. Ki<br />

böyle olmasa bile beklentilerimiz<br />

arasında olmasa da bir gün elbet<br />

karşımıza çıkmak için zaman<br />

kazanmaktadır.<br />

Yaptığımız onlarca nitelikli davranıştan<br />

veya aksi davranıştan<br />

kendimizi sorumlu tutmamayı<br />

tercih etsek de, geleceğimizi<br />

şekillendiren tek unsur da yine<br />

kendimizizdir. Bu bağlamda olacaklardan<br />

kaçmayı veya onları<br />

heyecanla beklemek yerine kendimize<br />

olan saygıyı yitirmemeye<br />

baklamalıyız. Çünkü olup bitenin<br />

tek sorumlusu yine biz kendimizizdir.<br />

Bu zemini dış güçlerin<br />

önüne altın kaplamalı tepsiyle<br />

sunan yine sizin kendi merhametiniz<br />

veya boş bulunmuşluğunuzdur.<br />

Olup bitenden her ne<br />

kadar farkında değilmişiz gibi<br />

davranmayı dilesek de kendimize<br />

olan noksanlıklarımızı göz ardı<br />

edemeyiz. Nitekim her son<br />

bir sonun yeni bir başlangıca<br />

dönüşmüş halidir.<br />

Yaşamsal tercihler, söylenen sözler,<br />

edilen kavgalar, özlenen<br />

aşklar, verilerin kilolar, vazgeçilen<br />

insanlar... Kendi inisiyatifiniz<br />

doğrultusunda karşı tarafa veyahut<br />

kendinize yüklediğiniz her<br />

olgu bir gün zaten tekrardan size<br />

döneceği için, şaşırmamızı gerektirecek<br />

bir durum her ne kadar<br />

abes kaçsa da, bu anı sonsuz bir<br />

heyecanla bekleriz her birimiz.<br />

Ve artık ne olur sus derken buluruz<br />

kendimizi kendimize. Fakat<br />

unuttuğumuz bir şey vardır;<br />

içimizdeki kendimiz muhteşem<br />

tek taraflı diyaloglarını bitirmeyi<br />

asla düşünmez. Böyle bir şey<br />

söz konusu dahi edilemez. Onu<br />

sonsuza dek dinlemek ve söylediklerini<br />

içimize işlemek durumundayız.<br />

Dediğim gibi bu<br />

potansiyeli ona sağlayan bizizdir.<br />

Tabiki bizim için en iyisini<br />

istemediğinin her birimiz<br />

farkındayızdır. İnsan bazen kendine<br />

bile söz geçiremiyor sözü de<br />

işte tam olarak bu noktada doğru<br />

yerini bulmaktadır.<br />

Yaptığımız onlarca hatayı biz<br />

kendimiz unutsak ve hayatımıza<br />

fevkalade bir mutlulukla devam<br />

etsek dahi, hiç olur olmadık yerden<br />

çıkıp sizin tüm gününüzü<br />

belki günlerinizi mahvetmeyi çok<br />

iyi bilen o ses yine uzmanca<br />

başlar söylemlerine.<br />

'Onu böyle yapmasaydın şu an<br />

bu durumda olmazdın... Ben<br />

sana demedim mi?... Neden öyle<br />

bir söylemde bulundun ki... Bak<br />

gördün mü, yine benim sözüme<br />

geldin... Ben tabiki yine de<br />

Avrupa’da 6-9 yaş arası her 3 çocuktan<br />

biri aşırı kilolu ya da şişman kategorisinde.<br />

Avrupa Parlamentosunun<br />

yayınladığı bir araştırmaya göre Avrupa,<br />

kıtalar arasında en fazla kilolu<br />

çocuğa sahip yer. Araştırmacılar<br />

2025’e kadar 5 yaş altı obez çocukların<br />

sayısının dünya genelinde ikiye<br />

katlanacağını öngörüyor.<br />

Avrupa Gastroenteroloji Birliği’nin<br />

(AGB) Avrupa bölgesinden 46 ülkesinin<br />

verilerini değerlendirdiği çalışmanın<br />

sonuçlarından alarm veren<br />

başka bilgiler ortaya çıktı:<br />

Kronik iltihaplı bağırsak hastalıklarının<br />

%20-30’u çocuklukta gelişiyor.<br />

Batı ülkelerinde alkole bağlı olmayan<br />

karaciğer yağlanması da çocuk ve<br />

genç yetişkinlerde kronik karaciğer<br />

hastalıklarının başlıca nedenlerinden.<br />

Yeme bozukluğundaki tedavi masrafları<br />

Avrupa’da tüm sağlık harcamalarının<br />

%10’una ulaşmış durumda.<br />

Diğer yandan çocukların sorunlarını<br />

haklıyım...Karşı tarafı çok incitttin...<br />

O aslında hiç suçu yokken<br />

sana yaklaşmayı ve durumu düzeltmeye<br />

çalıştı... Sen suçlusun...<br />

Sen'<br />

Ve artık içiniz patlarcasına başlamaştır<br />

elindeki kozun farkında<br />

olarak sizi bitirme politikasına.<br />

Geri dönüşü asla olmayan bir<br />

yola girmişsinizdir. Gününüzün<br />

mahvolmasının tek emek sahibidir<br />

kendisi. Yatıp uyumak istersiniz,<br />

artık sussun diye, gecenin<br />

karanlığında gelir... Canınız sıkılır<br />

yemek yersiniz, iştahınızı keser...<br />

Kitap okursunuz, dikkatinizi<br />

dağıtır.<br />

Sonunda yapacak hiçbir şeyinizin<br />

olmadığını kavradığınızda artık<br />

pes edip onu dinlemeye<br />

başlarsınız. İçindeki zehri kusana<br />

dek susup dinlersiniz. Ve<br />

artık içini iyice boşalttığında<br />

artık tükenişinizin tek şahidi<br />

olarak hayatınıza devam etmeyi<br />

denersiniz ve başarırsınız da.<br />

Sondan sonra bir son daha<br />

vardır çünkü. Bir dahaki sona<br />

gelene kadar içinizdeki sesin<br />

durgunluğu eşliğinde devam<br />

edersiniz yaşamınıza. Bir sonraki<br />

serzenişe kadar...<br />

En Fazla Aşırı Kilolu<br />

Çocuk Avrupa Kıtası’nda<br />

halledecek yeterli pediatri merkezleri<br />

olmadığından, çocuklar farklı fiziksel<br />

ve ruhsal özelliklere sahip olmalarına<br />

rağmen yetişkinler gibi tedavi edilmeye<br />

çalışılıyor. AGB Başkanı ve Hannover<br />

Tıp Fakültesi çocuk hastalıkları<br />

uzmanı Michael Manns İngiliz Gazetesi<br />

‘Guardian’ da şişman çocukların<br />

%90’ının erişkin döneminde de kilolu<br />

olduğu konusunda uyarıyor.<br />

Araştırmacılar, siyasilerden çocuk<br />

sağlığı, koruyucu tedbirler ve eğitim<br />

için araştırmalara daha fazla maddi<br />

yatırım talep ediyor. AGB üyesi<br />

Herbert Tilg erken yaşlarda sağlıklı<br />

beslenmenin öneminin kamuoyuna<br />

anlatılmasının zorunlu olduğunu,<br />

şişman bir yetişkinin tedavisinin Avrupa<br />

bölgesine çok ağır bir ekonomik<br />

yük getirdiğini söylüyor. Tilg’e göre<br />

öncelikler hızla değişmeli, beslenme<br />

ve sağlıklı sindirim ilişkisi iyice<br />

anlaşılmalı ve insanlar ciddi şekilde<br />

bilinçlendirilmeli.


15 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

HAZİRAN 2016<br />

Avusturya’nın nüfusu artıyor:<br />

Son Göçlerle Nüfus 8.7 Milyona Ulaştı<br />

Avusturya İstatistik Kurumu’nun son verilerine<br />

göre geçtiğimiz yılda artan göçlerle<br />

Avusturya’nın nüfusu 8.7 milyon oldu ve<br />

bunun %15’ini Alman, Sırp ve Türk vatandaşlarının<br />

başını çektiği göçmenler oluşturdu.<br />

2015 göç istatistiğine göre 214.410 kişi<br />

Avusturya’ya geldi, 101.343 kişi ise Avusturya’dan<br />

göç etti. Bir önceki yıla göre net göç<br />

alımı %56 arttı. 2015’te yine önceki yıllar<br />

gibi ülke vatandaşı olanların sayısı azaldı ve<br />

sadece 5.450 kişi Avusturya vatandaşı oldu.<br />

Avusturya’daki yabancıların yarısı<br />

Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden<br />

Avusturya’da yaşayan yaklaşık 1.27 milyon<br />

yabancı uyruklu vatandaşın yarısı (616.401<br />

kişi) diğer AB ülkelerinden geliyor. Bunların<br />

içinde en büyük grubu 176.463 kişi ile Almanlar<br />

oluşturuyor. 2004’te AB üyesi olan<br />

Romanya’dan gelenlerin sayısı ise 82.949.<br />

AB ülkeleri dışından gelenler içinde Sırplar<br />

Qualifizierung nach Maß:<br />

Fachkräfte fördern.<br />

Wirtschaftsstandort stärken.<br />

Fachkräe nach Maß<br />

Gemeinsam mit der amg-rol<br />

und dem Land Tirol entwickelte<br />

das AMS die Implacementsung<br />

„Qualifizierung<br />

nach Maß“. Zielgruppen sind<br />

Unternehmen, die Fachkräe<br />

benögen und beim AMS<br />

arbeitsuchend vorgemerkte<br />

Personen. Kann das AMS für<br />

eine gemeldete freie Stelle<br />

keine adäquat ausgebildete<br />

Arbeitskra vermieln, gibt<br />

es die Möglichkeit, Arbeitsuchende<br />

mit entsprechender<br />

Basisausbildung nach den<br />

Vorstellungen des Betriebes<br />

passgenau auf den Arbeitsplatz<br />

hin auszubilden. Über<br />

die konkrete Abwicklung<br />

informieren das Service für<br />

Unternehmen beim AMS und<br />

die amg Tirol. „Eine berufliche<br />

Ausbildung und ein anerkannter<br />

Berufsabschluss sind<br />

wesentliche Voraussetzungen<br />

für dauerhaen Erfolgt im<br />

Arbeitsleben. Qualifizierte<br />

Arbeitskräe sind zugleich ein<br />

wesentlicher Faktor für die<br />

Webewerbsfähigkeit der Unternehmen,“<br />

betont Dr. Bernhard<br />

Pichler vom AMS Tirol.<br />

Geringe Kosten<br />

für Unternehmen<br />

Die Kosten bestehen aus<br />

einer ausbildungsbedingten<br />

Zuschussleistung von € 300,-<br />

(plus 4,5 % Dienstgeberbeitrag)<br />

pro Monat und<br />

SungsteilnehmerIn. Individuelle<br />

Aus- und Weiterbildungskosten<br />

(betriebsexterne<br />

Qualifizierung) werden durch<br />

das Land Tirol in der Höhe von<br />

50 % für den Betrag der die<br />

€ 1.000,-- übersteigt, jedoch<br />

max. € 1.000,- pro SungsteilnehmerIn<br />

übernommen.<br />

Die auszubildenden Personen<br />

(116.626 kişi) ve Türkler (116.026) ve Boşnaklar<br />

(93.973 kişi) en büyük yabancı uyruklu<br />

grupları oluşturuyor. Eyaletler içinde<br />

başkent Viyana, Avusturya’ya uluslararası<br />

göçün en önemli cazibe merkezi olarak kalmaya<br />

devam etti.<br />

İlk kez Avusturya nüfusu<br />

8.7 milyonun üzerinde<br />

İstatistik Kurumunun verilerine göre 1 Ocak<br />

2016 itibariyle 8.700.471 insan Avusturya’da<br />

yaşıyor, bu 2015 yılı başına göre 115.545 kişi<br />

lik artışı gösteriyor. Artışın nedenleri öncelikle<br />

göç ve doğum oranının az da olsa artmasından<br />

kaynaklanıyor.<br />

100 ve üzeri yaşta olanların sayısı bir önceki<br />

yıla göre 113 kişi azalarak 1.290 oldu. Nüfusun<br />

ortalama yaşı 42.3 ile hemen hemen<br />

aynı seviyede kaldı.<br />

İstatistiğe göre Avusturya’da 2015’te doğan<br />

çocuk sayısı 84.381 oldu, buna karşılık<br />

83.073 ölüm gerçekleşti.<br />

Unternehmen klagen heute bereits über einen Mangel an gut<br />

ausgebildeten Fachkräften. Es ist absehbar, dass sich dieser Trend<br />

aufgrund der demographischen Entwicklung in den nächsten Jahren<br />

verschärfen wird. Eine Antwort darauf ist die „Qualifizierung nach Maß“.<br />

erhalten vom AMS Arbeitslosengeld<br />

weiterbezahlt, sie<br />

bekommen zusätzlich die ausbildungsbedingte<br />

Zuschussleistung<br />

von € 300,--. Die<br />

Kontaktnahme ist sowohl<br />

über die Geschässtellen des<br />

AMS Tirol, als auch über die<br />

amg-rol möglich.<br />

In jeder Geschäftsstelle des AMS Tirol stehen die Mitarbeiterinnen und Mitarbeiter des<br />

Service für Unternehmen (SfU) bereit. Besuchen Sie auch unsere Homepage<br />

www.ams.at/tirol oder kontaktieren Sie die AMS-ServiceLine unter 0512/58 19 99.<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Meclisten Göçmen ve Mültecilere Güzel Haber<br />

Diplomalar daha hızlı tanınacak<br />

© BMLFUW/Alexander Haiden<br />

İhtiyaca Göre Yerleştirme:<br />

Kalifiye işgücünü destekleme.<br />

İşletmeleri güçlendirme.<br />

Birçok işletme iyi eğitimli işgücü eksikliğinden yakınmaya başladılar<br />

bile. Demografik gelişmenin şimdiki eğiliminin devam etmesi halinde<br />

yakın gelecekte bu sorunun daha da artabileceği öngörülüyor.<br />

Buna en iyi cevap "İhtiyaca göre personel yerleştirme" olacaktır.<br />

İhtiyaca göre kalifiye işgücü<br />

Tirol İş Piyasası Kurumu<br />

(AMS Tirol), amg-tirol ve Tirol<br />

Eyalet yönetimiyle birlikte<br />

geliştirdiği "İhtiyaca göre personel<br />

yerleştirme" projesi ile<br />

önemli bir çalışmaya imza<br />

attı. Projenin hedef grupları,<br />

kalifiye işgücü ihtiyacı olan<br />

işletmeler ve AMS’de iş<br />

arayan bireyler olarak belirlendi.<br />

AMS, işletmenin şartlarına<br />

temelde uygun olup,<br />

yeterli eğitime sahip olmama<br />

nedeniyle yerleştirme sağlanamıyorsa<br />

bu durumda<br />

kişinin seviyesi geliştirme<br />

eğitimini destekleyecek.<br />

Somut çözümler<br />

için bilgilendirmeler<br />

Tirol AMS ve<br />

temsilciliklerindeki<br />

işletmelere<br />

hizmet servislerinde<br />

ve amg-tirol’de<br />

yapılacak.<br />

AMS Tirol’den<br />

Bernhard Pichler<br />

‘‘İş hayatındaki<br />

sürekli bir başarı<br />

için en temel ve<br />

önemli şartlar,<br />

mesleki eğitim ve<br />

tanınan mesleki<br />

Fotocredit: Paul Weber<br />

Avusturya Parlamentosu, göçmen ve mültecilerin<br />

kendi ülkelerinde tamamladıkları<br />

eğitimlerin daha kolay ve hızlı bir şekilde<br />

kabul edilmesi için yasa değişikliğine gitti.<br />

SPÖ, ÖVP, Grüne ve NEOS Partileri bu<br />

yasa değişikliğini onaylarken, FPÖ ve Team<br />

Stronach Partileri karşı oy kullandı.<br />

Oy çokluğu ile kabul edilen yasa ile göçmen<br />

ve mültecilerin diplomaları Avusturya’da<br />

daha hızlı tanınacak ve bu şekilde iş piyasasına<br />

da geçişler kolaylaşacak.<br />

Çıraklık, yüksekokul ve üniversite gibi diplomaların<br />

en geç 4 ay içinde tanınması<br />

planlanıyor. Uyum Bakanı Sebastian Kurz;<br />

"Göçmen ve mültecilerin beraberinde getirdikleri<br />

eğitim ve becerilerini hızlı bir<br />

şekilde ülkemizin lehine kullanmanın yolu,<br />

bu insanların iş piyasası katılmalarıdır."<br />

İklimi Koruma Sözleşmesine Onay<br />

Çevre Bakanlığı iklimi koruma sözleşmesinin<br />

Bakanlar Kurulu’nda onaylanmasıyla,<br />

Avusturya’nın Avrupa Birliği (AB) üye ülkeleri<br />

arasında ilklere imza attığını duyurdu.<br />

Avusturya Çevre Bakanı Andrä Rupprechter<br />

Avusturya Entegrasyon Bakanı Sebastian Kurz<br />

Sözleşmede küresel ısınmanın iki derecenin<br />

altında eğer mümkünse 1.5 derecede<br />

tutulması öngörülüyor. Sözleşmenin yürürlüğe<br />

girmesi küresel sera gazı emisyonunun<br />

%55’inin oluşmasına neden olan en<br />

az 55 ülkeden onayına bağlı. Şu an sadece<br />

17 ülke sözleşmeyi onaylamış durumda.<br />

Çevre Bakanı Andrä Rupprechter (ÖVP)<br />

Avusturya’nın katkısını sunacağını, bundan<br />

dolayı uyumlu bir enerji ve iklim stratejisi<br />

üzerinde çalışılacağını ifade etti.<br />

AB’de sözleşmenin yürürlüğe girme işleminin<br />

tamamlanması için tüm birlik üyesi<br />

28 ülkenin ve birliğin iklim sözleşmesinin<br />

uygulanma kararını alması gerekiyor.<br />

Resmi onaylama işlemini tamamlayan tek<br />

AB ülkesi ise Macaristan.<br />

yeterlilik belgesidir. Kalifiye<br />

bireyler, işletmeler için rekabet<br />

gücünü arttırmada çok<br />

önemli bir faktördür.’’<br />

İşletmeler için<br />

düşük maliyetler<br />

Söz konusu olan maliyetler<br />

eğitimle ilgili olarak aylık 300<br />

euro ek performans hibesi<br />

artı işveren katkı payının<br />

%4.5’inden oluşuyor. Tirol<br />

Eyaleti ise birey için ekstra<br />

eğitim ve seviye geliştirme<br />

eğitiminin 1000 euroyu geçmesi<br />

durumunda ise %50’sini<br />

toplamda en fazla 1000<br />

eurosunu üstleniyor. İlgili<br />

şahıslar eğitimleri sırasında<br />

da AMS’den işsizlik parasını<br />

almaya devam ediyor ve ek<br />

performans parası olan 300<br />

euroyu da alıyor.<br />

İletişim hem AMS Tirol temsilcilikleri<br />

hem de amg-tirol<br />

üzerinden sağlanabilir.<br />

AMS Tirol temsilciliklerinin hepsinde, İşletmelere Hizmet Birimleri (SfU) çalışanları<br />

sizi bilgilendirmek için hazırlar; www.ams.at/tirol internet sayfamızı ziyaret<br />

edebilir, ya da 0512/58 19 99 numaralı AMS hizmet hattımızı arayabirsiniz.<br />

Entgeltliche Einschaltung<br />

© BMEIA / Mahmoud Ashraf


HAZİRAN 2016<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 16<br />

Für einen guten Start ins Berufsleben – 5.000 Jugendliche profitieren pro Jahr<br />

18 Yaşına Kadar Zorunlu Eğitim Yasalaştı<br />

Viyana (OTS)- 18 yaşına kadar<br />

zorunlu eğitim, bakanlar<br />

kurulu kararı ile ‘Gençlerin<br />

Eğitimi Kanunu’ şeklinde<br />

yasalaştırıldı. Kanunun uygulanması<br />

gelecek yılın sonbaharında<br />

başlıyor. Kanuna<br />

göre 18 yaş altındaki herkes<br />

mecburi okul eğitimini tamamladıktan<br />

sonra ya orta<br />

öğretime devam edecek, ya<br />

şirket ve/veya kurumsal çıraklık<br />

eğitimi alacak, ya da İş<br />

Piyasası Kurumu’nun (AMS)<br />

ileri seviye eğitime hazırlık<br />

programlarını ve üretim<br />

okullarını bitirmek zorunda.<br />

Sosyal İşler Bakanı Alois<br />

Stöger’in açıklamasına göre<br />

bu eğitim zorunluluğu, eğitimlerini<br />

yarıda bırakarak<br />

çalışma hayatına başarılı bir<br />

başlangıç fırsatını kaçıran<br />

5000 genci de kapsıyor.<br />

Eğitim zorunluluğu bir takım<br />

tedbirleri de beraberinde getiriyor:<br />

Tüm eyaletlerde her<br />

bir somut olaya uygun bakım<br />

ve destek işlemlerini organize<br />

ve koordine edecek<br />

merkezler oluşturuluyor.<br />

Eğitimin yarıda bırakılması<br />

ya da gencin eğitim istememesi<br />

halinde, gencin kendisi,<br />

ebeveynler ya da okul, AMS,<br />

Eyalet ve çırak eğitimi veren<br />

yerler de bu merkezlere başvurabilecekler.<br />

Eğitimin yarıda<br />

bırakılması halinde 4 ay<br />

içinde yeni bir eğitime başlamak<br />

zorunlu oluyor. Son<br />

etapta, kanuna uyulmaması<br />

durumunda cezai yaptırımlar<br />

da öngörülüyor. Ebeveynin<br />

ya da yasal velinin sorumluluk<br />

almaması ve ilgili makamlarla<br />

bağlantı kurmayı ve<br />

destek hizmetlerini reddetmesi<br />

ve bunda ısrar etmesi<br />

durumunda yaptırımlar devreye<br />

giriyor. Para cezaları<br />

100 ile 500 euro arasında,<br />

olayın tekrarları durumunda<br />

ise iki kat artıyor.<br />

2020’den itibaren bu çalışmanın<br />

tam anlamıyla hedefe<br />

ulaşması için yılda yaklaşık<br />

60 milyon euroluk bir bütçe<br />

ayrılacak. Bakan Stöger,<br />

buna hem maddi hem manevi<br />

yönden değeceğini ifade<br />

ediyor. Bir yandan gençlerin<br />

çalışma hayatına katılmalarını<br />

sağlamak gibi büyük bir<br />

toplumsal sorumluluk yerine<br />

getirilirken, diğer yandan iyi<br />

bir eğitimle işsizlik riski üçte<br />

iki azalıyor sürekli kaliteli bir<br />

istihdam sayesinde vergi gelirleri<br />

artıyor, işsizlik ve buna<br />

bağlı sosyal hizmet harcamaları<br />

da azalıyor.<br />

Yeşillerin işçiler sözcüsü Birgit<br />

Schatz, 18’e kadar eğitim<br />

Avusturya İslam Cemaatinin<br />

Yeni Başkanı İbrahim Olgun<br />

Avusturya İslam Cemaati<br />

(IGGiÖ) yeni başkanını seçti.<br />

Uzun yıllardır başkanlık görevini<br />

yürüten Fuat Sanaç’ın<br />

aday olmadığı seçimlerde<br />

yeni başkan İbrahim Olgun<br />

olurken, yardımcılıklarına ise<br />

Abdi Taşdöğen ve Esad<br />

Memic seçildi.<br />

Yeni Başkan İbrahim Olgun<br />

yaptığı açıklamada, babasının<br />

misafir işçi olarak Avusturya’ya<br />

geldiğini belirterek<br />

ailesinin eğitime çok değer<br />

vermesi sayesinde eğitimde<br />

ilerleyerek ilahiyatçı olduğunu<br />

açıklayarak, özellikle<br />

Avusturya’da doğan genç<br />

nesile çok önem verdiğini<br />

belirtti.<br />

Olgun ayrıca: ‘‘Avusturya’da<br />

doğan bir müslüman olarak<br />

kendimi burada evimde hissediyorum.<br />

Ama köklerimin<br />

nereye ait olduğunu da çok<br />

iyi biliyorum. Hedefim bir<br />

köprü vazifesi görerek yaşadığımız<br />

ülkeye ve insanlara<br />

katkı sağlamaktır.’’ dedi.<br />

Avusturya'da yaşayan Müslümanları<br />

resmi olarak temsil<br />

eden Avusturya İslam<br />

Cemaati’nin (IGGiÖ) yeni<br />

Başkanı İbrahim Olgun, 11<br />

Eylül 1987 tarihinde Mistelbach’da<br />

doğdu.<br />

Avusturya Çocuk Haklarında<br />

Dünyada 18. Sırada<br />

Güney Pasifik'te yer alan<br />

ada ülkesi Vanuatu yer<br />

aldı.<br />

Uluslararası Çocuk Hakları<br />

Örgütü, Rotterdam Erasmus<br />

Üniversitesiyle birlikte<br />

her yıl Birleşmiş<br />

Milletlerin Çocuk Hakları<br />

Uluslararası Çocuk Hakları<br />

Örgütü’nün güncel bir<br />

araştırmasına göre dünyada<br />

çocuk haklarının en<br />

iyi korunduğu ülke Norveç<br />

oldu. Norveç’i Portekiz ve<br />

İzlanda takip etti.<br />

Avusturya, Amsterdam’da<br />

açıklanan listede yer alan Sözleşmesini<br />

163 ülke arasında 18. sırada<br />

yer aldı. Tunus ilk on<br />

arasında Avrupa ülkesi olmayan<br />

tek ülke olarak dikkatleri<br />

üzerine çekti.<br />

Listenin en alt sırasında<br />

ise Afganistan, Merkez<br />

Afrika Cumhuriyeti ve<br />

imzalayan<br />

163 üye devletinin kayıtlarını<br />

kaynak alarak çocuk<br />

haklarının dünya genelindeki<br />

gelişimi ve son durumunu<br />

araştırıyor, güncel<br />

sonuç ve karşılaştırmalarla<br />

ülkelerin gelişimine<br />

katkı sunuyor.<br />

© Gerd Altmann Shapes AllSilhouettes.com / pixelio.de<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

hakkında şöyle konuşuyor:<br />

‘‘Gençlere 18 yaşına kadar<br />

eğitimlerinde daha yoğun<br />

şekilde eşlik etmek önemli<br />

bir adım. Danışma, eşlik<br />

etme ve eğitim tedbirlerinden<br />

oluşan bu kombinasyon<br />

iyi bir yaklaşım. Gençlerin<br />

çalışma hayatına daha iyi bir<br />

başlangıç yapabilmeleri için<br />

mücadele etmeliyiz. Vasıfsız<br />

yardımcı işçilik, işsizlik ve<br />

sağlık nedenli erken iş görememe<br />

gibi konular bu kapsamda.<br />

Bu yasa bizlere<br />

fırsatlar sunuyor, ancak<br />

güçlü bir finansman sağlanması<br />

bu konuda önemli.’’<br />

Eğitim ve Kadın Bakanı Sonja<br />

Hammerschmid: ‘‘Başarılı ve<br />

kendi isteğimize göre belirleyebileceğimiz<br />

meslek hayatının<br />

anahtarı, eğitimdir. Bu<br />

nedenle en öncelikli hedefimiz,<br />

Avusturya’da tüm gençlere<br />

olabildiğince iyi bir<br />

eğitim sağlamak olmalıdır.<br />

Yeni kanun bu yolda atılan<br />

büyük bir adımdır. Gençlerin<br />

eğitimlerini yarıda bırakmasının<br />

değişik nedenleri vardır;<br />

öğrenme ve motivasyon,<br />

yeti eksiklikleri ve eğitim<br />

diliyle ilgili sorunlar gibi. Bu<br />

gençler ailevi, sosyal ve sağlık<br />

sorunlarının üstesinden<br />

gelmek için gereken destekten<br />

genellikle yoksunlar.<br />

Bundan dolayı bir dizi önleyici<br />

tedbirler, dil desteği<br />

ve okullarda danışmanlık<br />

yoluyla gençler önceden<br />

desteklenmelidir. Eğitimlerini<br />

yarıda bırakanların sayıları<br />

bakanlığımızın ve okulların<br />

18’e kadar zorunlu eğitim<br />

koordine merkezleriyle<br />

yoğun şekilde birlikte çalışmasıyla<br />

azaltılmalıdır.’’<br />

Viyana il eğitim sorumlusu<br />

Sandra Frauenberger kanun<br />

hakkında şunları söylüyor:<br />

‘‘Bugünün gençleri geleceğimizdir.<br />

Bu kanunla onların<br />

tümüne olabildiğince iyi bir<br />

meslek sahibi olma fırsatı verilmesi<br />

yolunda önemli bir<br />

adım atıldı. Tüm gençlerin<br />

mecburi ilk öğretimden<br />

sonra da eğitime devam etmeleri<br />

konusunda Sosyal<br />

İşler Bakanı Stöger’le hemfikirim.<br />

Bununla yalnız işsizliği<br />

azaltmakla kalmayıp, hem<br />

gençlerimizi destekleyeceğiz<br />

ve aynı zamanda ekonomiyi<br />

de güçlendireceğiz.’’<br />

Avusturya Halk Partisi (ÖVP)<br />

gençlik sözcüsü milletvekili<br />

Asdin El Habbassi ise kanunun<br />

genç işsizliği ile mücadelede<br />

önemli bir adım<br />

olduğunu ifade ediyor ve<br />

ekliyor: ‘‘18’e kadar eğitim<br />

mecburiyeti gençlere işgücü<br />

piyasasında daha çok fırsatlar<br />

ve meslek hayatlarına gelecek<br />

vaat eden bir başlangıç<br />

yapmalarını sağlayacak.’’<br />

Avusturya Sosyal İşler Bakanı Alois Stöger’den yasalaşan ‘18 Yaşına Kadar Zorunlu Eğitim’ hakkında açıklamalar...<br />

NEOS Partisi’nden ‘Aşırı Sağ ve<br />

Radikalleşmeye Karşı Plan’<br />

NEOS Partisi, Viyana’da<br />

yaptığı basın toplantısıyla 9<br />

maddelik aşırı sağ ve radikalleşmeye<br />

karşı hazırladıkları<br />

plan ve önerileri kamuoyuna<br />

tanıttılar.<br />

Plan öncelikle mülteciler<br />

için tek bir asgari ücret, iş<br />

olanakları ve zorunlu oturum,<br />

ayrıca aşırı sağın yeni<br />

biçimleri üzerine bir araştırma<br />

talep ediyor.<br />

Planda, toplumda ortaya<br />

çıkan kutuplaşma ve radikalleşmenin<br />

endişe verici<br />

olduğu, mültecilerin bu<br />

eğilimlerin sebebi değil<br />

ama istem dışı ‘körükleyicisi’<br />

olduğu belirtildi.<br />

Planda yer alan diğer bir<br />

öneri ile radikalleşmeye ve<br />

aşırılığa karşı, içinde sivil<br />

toplum örgüt temsilcilerinin,<br />

siyasilerin ve ilgili<br />

uzmanların bulunduğu bir<br />

Viyana platformunun oluşturularak<br />

toplumun dayanışma<br />

içinde olmasını<br />

sağlayacak stratejilerin belirlenmesi<br />

isteniyor. Çünkü<br />

Viyana maalesef aşırıların<br />

suçları ile kaynayan bir<br />

merkez oldu ve artık buna<br />

karşı tarafların uzlaşma zamanı<br />

geldi.<br />

Planda aşırı sağ kimlikli Viyana<br />

Audimax ve Burgtheater’daki<br />

olaylara atıf<br />

yapılarak aşırı sağın yeni biçimlerinin<br />

araştırılması da<br />

talep edildi. Dini kuruluşların<br />

finansmanının şeffaflığı,<br />

okullardaki radikalleşmeyi<br />

önleyici tedbirler ve mülteciler<br />

için oturum zorunluluğu<br />

getirilmesi planda<br />

talep edilen diğer noktalar.<br />

Beldelerin olanaklarına<br />

göre işgücü pazarında, eğitimde<br />

ve barınmada belirli<br />

adreslere mültecilerin yerleştirilmesi<br />

ve ülke genelinde<br />

tek bir asgari geçim<br />

parası olması da planda yer<br />

alan öneriler arasında.<br />

Ayrıca mülteciler için 6<br />

aylık bir süreden sonra<br />

işgücü pazarına erişimin<br />

sağlanması ya da daha<br />

çok, kâr amacı gütmeyen<br />

istihdam olanakları oluşturulması<br />

ve Avusturya’nın<br />

değerlerinin işlendiği 8<br />

saatlik kursun göçmenler<br />

için 40 saate çıkarılması da<br />

talep edildi.<br />

Alevi Askerlere Ordu’da manevi rehberlik ve inançsal destek hizmeti<br />

ALEVİ GÜLBENKİ AVUSTURYA ORDUSUNDA<br />

Avusturya Savunma Bakanlığı ve Avusturya<br />

Alevi İnanç Toplumu arasında imzalanan<br />

antlaşma ile Avusturya Ordusunda görev<br />

yapacak Alevi askerlerin yemin törenini<br />

artık Alevi Dedesi, Gülbenk ile yapacak.<br />

1 Temmuz’dan itibaren de Avusturya Ordusu’nda<br />

ilk Alevi inanç görevlisi, askerlere<br />

Alevi inancına göre manevi rehberlik ve<br />

inançsal destek hizmeti sunacak.<br />

YAPILAN ANTLAŞMA İLE:<br />

•Alevi Askerler, Alevi inanç günlerinde<br />

izinli sayılacak;<br />

•Alevi Askerler, ibadetlerini gerçekleştirmek<br />

için Perşembe akşamları (Cuma akşamı)<br />

Cemevine gidebilecek;<br />

•Alevi Askerler, Alevi inancına göre manevi<br />

rehberlik/inançsal destek hizmetinden<br />

(Alevitischen Militärseelsorge) faydalanabilecek;<br />

•Alevi Askerlere, Alevi inancına uygun<br />

yemek çıkarılacak;<br />

•Alevi Askerler, Muharrem ve Hızır aylarında<br />

oruçlarını tutabilecekleri hafif görevlere<br />

verilecek.<br />

© Johannes Zinner

Hurra! Ihre Datei wurde hochgeladen und ist bereit für die Veröffentlichung.

Erfolgreich gespeichert!

Leider ist etwas schief gelaufen!