Erfolgreiche ePaper selbst erstellen
Machen Sie aus Ihren PDF Publikationen ein blätterbares Flipbook mit unserer einzigartigen Google optimierten e-Paper Software.
Wir sagenJA<br />
zur<br />
GLEICHBERECHTIGUNG<br />
MMag. a Dr. in<br />
BEDİHA YILDIZ<br />
HAYAL<br />
KIRIKLIKLARI<br />
SAYFA 7<br />
UNSERE<br />
ENTTÄUSCHUNGEN<br />
SEITE 7<br />
YASEMİN KARAGÖZ<br />
SU VE İNSAN...<br />
SAYFA 4<br />
DAS WASSER UND<br />
DER MENSCH<br />
SEITE 4<br />
PROF. DR. MUSTAFA ÇAKIR:<br />
AKADEMİSYEN GÖRÜŞÜ<br />
Türkçe geçmişten<br />
geleceğe<br />
köprüdür<br />
SAYFA 2<br />
UNABHÄNGIGE MONATLICHE ZEITUNG FÜR WIRTSCHAFT, INTEGRATION UND BILDUNG<br />
<strong>HABER</strong><br />
VRUP<br />
A A<br />
<strong>AVRUPA</strong>’NIN AYLIK BAĞIMSIZ EKONOMİ, ENTEGRASYON VE EĞİTİM GAZETESİ<br />
SAYI: 58 HAZİRAN 2016 - AUSGABE: 58 JUNI 2016<br />
P.b.b. Verlagsort: 6020 Innbruck 11Z038817M<br />
Retour- und Postsendungen: Mehmet Inak - Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
R<br />
E<br />
C H<br />
www.europa-journal.net<br />
I<br />
Meclisten Göçmen ve Mültecilere Güzel Haber<br />
Diplomalar<br />
daha kolay<br />
ve hızlı<br />
tanınacak<br />
SAYFA 15<br />
Uyum Bakanı Sebastian Kurz: ”Göçmen ve mültecilerin eğitim ve<br />
becerilerini ülkemizin lehine kullanmaları yolunda önemli bir adım.”<br />
© BMEIA / Mahmoud Ashraf<br />
Avusturya hükümet ortakları SPÖ ve ÖVP en geç Aralık ayında ülkeyi erken seçime götürmeyi planlıyor...<br />
ERKEN SEÇİM<br />
GÜNDEMDE<br />
© Andy Wenzel / BKA<br />
Başbakan Christian Kern (SPÖ) ve Başbakan Yardımcısı Reinhold Mitterlehner (ÖVP)<br />
Avusturya Sosyal Demokrat<br />
Parti (SPÖ) ve Avusturya Halk<br />
Partisi (ÖVP) iktidarı, erken<br />
seçim için hazırlık yapıyor. Son<br />
dönemde Avrupa Futbol Şampiyonası<br />
dolayısıyla halkın dikkati<br />
iç politikadan uzaklaşırken, iktidar<br />
partileri yeni parlamento<br />
seçimleri için strateji üretiyor<br />
ve yeni arayış içindeler.<br />
SPÖ KERN’E GÜVENİYOR<br />
Yeni Başbakan Christian Kern<br />
Avusturya siyasetine olumlu bir<br />
hava getirirken yapılan bütün<br />
kamuoyu anketleri Kern ile<br />
SPÖ’nün tekrar yükselişe geçtiğini<br />
gösteriyor. Bu durumun<br />
devam edeceğini öngören SPÖ<br />
yönetimi, yeni Başbakan Christian<br />
Kern ile gidilecek erken<br />
seçimlerde başarılı olacağı inancını<br />
taşıyor.<br />
ÖVP’NİN BAŞBAKAN ADAYI<br />
SEBASTİAN KURZ MU OLACAK?<br />
Olası seçimlere farklı bir strateji<br />
ile girme hesapları ÖVP’de de<br />
mevcut. Dışişleri, Avrupa ve<br />
Uyum Bakanı Sebastian Kurz<br />
partisi içinde en öne çıkan aday<br />
olarak görünüyor. ÖVP, Kanada<br />
Başbakanı Justin Trudeau gibi<br />
genç ve dinamik bir aday profili<br />
ile seçmenleri ikna edeceğini<br />
düşünüyor.<br />
Son dönemlerde keskin çıkışlar<br />
yapan Kurz, mülteciler için ‘Avrupa'ya<br />
sığınan mülteciler adalarda<br />
tutulmalı ve sığınma hakkı<br />
alamayanlar doğrudan ülkelerine<br />
geri gönderilmeli’ diyerek<br />
aşırı sağcı Avusturya Özgürlükçü<br />
Partisi (FPÖ) politikacılarını<br />
aratmayan bir açıklama<br />
yapmış ve yoğun tepki almıştı.<br />
Cumhurbaşkanlığı seçimleri tekrarlanacak mı?<br />
Avusturya Cumhurbaşkanlığı Seçimini<br />
kaybeden aşırı sağcı Avusturya Özgürlükçü<br />
Partisi (FPÖ), Anayasa Mahkemesi’ne<br />
itiraz başvurusunda bulunarak<br />
seçimin tekrarlanmasını talep<br />
etti. FPÖ, sonuçlarda hata ve usulsüzlükler<br />
olduğu gerekçesiyle 150 sayfalık<br />
bir itiraz dilekçesi sundu. Dilekçeyi<br />
kabul eden Anayasa Mahkemesi, seçimin<br />
tamamen ya da kısmen tekrarlanmasına<br />
karar verebilir.<br />
SEÇİM KURUMU: ‘HATA YOK’<br />
FPÖ’nün başvurusunu değerlendiren<br />
Avusturya Seçim Kurumu, oy sayımın<br />
usule uygun yapıldığını ve seçimin<br />
tekrarı için neden olmadığını açıkladı.<br />
KARAR EN GEÇ 6 TEMMUZ’DA<br />
Başvuruyu bütün yönleriyle değerlendiren<br />
14 Anayasa Mahkemesi yargıcının,<br />
6 Temmuz’a kadar gerekçeli son<br />
kararı açıklaması bekleniyor.<br />
BAKAN SOBOTKA’DAN SEÇİM TARİHİ<br />
İçişleri Bakanı Wolfgang Sobotka<br />
(ÖVP), mahkemenin seçimin tekrarı<br />
kararı vermesi halinde sonbaharda<br />
seçimlerin yenilenebileceğini ve bakanlık<br />
olarak gerekli bütün çalışmaların<br />
yapılacağını açıkladı.<br />
Bu söylemlerin tesadüf olmadığını<br />
belirten uzmanlar, Kurz’un<br />
hedefinin olası erken parlamento<br />
seçimlerinde FPÖ’ye oy<br />
veren genç nüfusun ÖVP’ye yönelmesini<br />
sağlamak olduğunun<br />
altını çizdiler.<br />
STRACHE BAŞBAKAN OLABİLİR!<br />
Hükümet partilerinin kendi<br />
içinde ciddi erken seçim tartışmaları<br />
yaşanırken, bu planın<br />
iyi işlememesi durumunda<br />
FPÖ’nün iktidarı ele geçirebileceği<br />
ve Heinz-Christian Strache’nin<br />
Başbakan olabileceği<br />
endişesi taşıyan SPÖ ve ÖVP’li<br />
politikacılar da mevcut.<br />
ERKEN SEÇİM EN GEÇ ARALIK’TA<br />
Erken seçim kararı çıkarsa halk<br />
en geç 18 Aralıkta sandığa gidecek<br />
ve Avusturya yine tarihi bir<br />
sınav verecek.<br />
Seçimin Galibi Alexander Van der Bellen<br />
© Wolfgang Zajc<br />
Stadträtin für Frauen, Bildung,<br />
Integration, Jugend & Personal<br />
SANDRA FRAUENBERGER<br />
Abgeordnete zum Nationalrat (Die Grünen)<br />
ALEV KORUN:<br />
Abgeordnete zum Nationalrat (SPÖ)<br />
NURTEN YILMAZ:<br />
© Kromus/PID<br />
Deutsch lernen und Spaß<br />
haben in den Ferien mit<br />
„Sowieso mehr!“<br />
SEITE 3<br />
© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />
Helden. Junge Männer<br />
gegen Unterdrückung im<br />
Namen der "Ehre"<br />
© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />
Neue Staatssekretärin<br />
für Diversität:<br />
Muna Duzdar<br />
SEITE 6 SEITE 8
HAZİRAN 2016<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 2<br />
Geçtiğimiz günlerde bir dizi konferanslar<br />
vermek üzere Almanya’nın<br />
değişik şehirlerindeydim. Ağırlıklı<br />
olarak Türkçenin ana dili olarak<br />
öğretilmesi ve bu dilin ikinci dil olarak<br />
öğrenilen Almanca üzerindeki<br />
olumlu etkileri üzerine konuştum.<br />
Toplantılara katılanlarla yaptığım ikili<br />
görüşmelerde de bazı sorulara cevap<br />
verme fırsatım oldu. Bazı veliler,<br />
öğrenciler Türkçenin neden bu kadar<br />
önemli olduğu, neden üzerinde<br />
ısrarla durulduğu konusunda bazı<br />
sorular yönelttiler. Ben de aklımın<br />
erdiği, dilimin döndüğü kadarı ile<br />
açıklamaya çalıştım.<br />
Dil sadece kelimelerden oluşmaz.<br />
Her bir kelime aynı zamanda bir<br />
tasavvuru oluşturur; bir hayal ile<br />
bağlantılıdır. Duyulan her bir sesin<br />
ardında ayrı bir dünya, farklı bir<br />
dünya görüşü vardır. Söz gelişi, Türkiye’nin<br />
kedileri “miyav”, köpekleri<br />
“hav hav” der. Denizli’nin horozu<br />
dendi mi aklımıza “ü ürü üüü” diye<br />
bir çığlık, tavuk denince de “gıt<br />
gıdak” sesi gelir. Anadolu’da arıların<br />
vızladığını, farelerin viklediğini,<br />
ördeklerin vakladığını söyleriz. Ama<br />
bu durum başka dillerde böyle değildir.<br />
Bir İspanyol horozların “kikiriki”<br />
dediğine dair yemin edebilir veya bir<br />
Danimarkalı ördeklerin “rap rap”<br />
diye öttüğünü öne sürebilir. Öte<br />
yandan bir İzlandalı köpeklerin<br />
“voff” diye bağırdığından çok emin<br />
olduğunu söylerken, bu dilleri bilmeyenlerin<br />
şaşırması çok doğaldır.<br />
AKADEMİSYEN GÖRÜŞÜ<br />
O halde konuşulan dil ile kültürün<br />
yakın bir ilişkisi vardır ve her dil<br />
kendi kültür dünyasının aynasıdır.<br />
Türkçe de Türkün kültürünü, tarihini<br />
yansıtır; ondan izler taşır. Türkçeyi<br />
öğrenenler de farkında olmaksızın<br />
geçmişten geleceğe köprü kurarlar.<br />
Türkçeyi yabancı dil olarak öğrenenler<br />
ise kendi kültür dünyalarıyla Türk<br />
dünyası arasında köprü kurar, Türk<br />
dünyasını öğrenir; bu yolla kültürler<br />
arası iletişim kurarak, öteki denen<br />
dünyanın farkına varıp, onu daha iyi<br />
anlamaya çalışarak dünya barışına<br />
katkı sağlarlar.<br />
Yurt dışında tamamen yabancı bir<br />
kültürün etkisine açık şekilde<br />
yaşayan evlatlarımızın ana dili olarak<br />
Türkçeyi öğrenmeleri onların geçmişten<br />
geleceğe uzanan kültür<br />
dünyamızı öğrenmeleri için de bir<br />
vesile oluşturur. Bu şekilde, Türkçeye<br />
ve Türk kültür dünyasıyla ilişkili<br />
temel bilgilere hâkim olan çocuklarımız,<br />
yaşıtları arasında da bir adım<br />
öne çıkarak özgüvenleri yüksek<br />
bireyler olarak hayata atılır, yaşamlarını<br />
bu şekilde sürdürürler.<br />
Avusturya’da yaşayan Türkiye Cumhuriyeti<br />
vatandaşı veya Türkiye<br />
kökenli çocukların bu ülkede Türkçe<br />
dersi almaları mümkündür. Avusturya’daki<br />
değişik eğitim kurumlarında<br />
öğrenim gören ve birinci dili Almanca<br />
olmayan 182.757 öğrenci için<br />
855 okulda 25 değişik dilde, 414<br />
öğretmen tarafından seçmeli anadili<br />
dersi verilmektedir (Garnitschnig 2015,<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
s. 10 ve 50). Bununla birlikte derslere<br />
devam eden öğrencilerin oranı ülke<br />
genelinde yaklaşık % 18,5 düzeyinde<br />
kalıyor. Yani, öğrencilerin bu derse<br />
gösterdiği ilgi ne yazık ki arzu edilenin<br />
altında kalıyor. Aileler, çocuklarının<br />
ev ortamında konuşarak da<br />
ana dillerini öğrenebilecekleri gibi<br />
bir yanılgı içindedir. Oysa sistematik<br />
dil öğrenme, ancak formal eğitim<br />
kurumlarında gerçekleşir.<br />
Avusturya genelinde 2013-2014<br />
öğretim yılı sonu itibarı ile okula<br />
giden 15.338 Türkiye kökenli öğrenciye<br />
161 öğretmen tarafından<br />
Türkçe dersi veriliyor. Bu eğitim imkânının<br />
iyi kullanılması, Türkçe dersi<br />
veya Türkçe öğretmeni olmayan yerlerde<br />
yeterli öğrenci grupları oluşturularak<br />
öğretmen ve ders talebinde<br />
bulunulması gerekiyor.<br />
Bazı okullarda münferit olarak bu<br />
taleplerin karşılanmasının mümkün<br />
olamayacağı öne sürülse bile, bu<br />
talebin yasal altyapısı mevcuttur.<br />
Avrupa Topluluğu ülkeleri 06.06.1974<br />
tarihinde imzaladıkları sözleşme<br />
ile üye ülkelerde aktif iki dilliliği<br />
destekleme kararı almıştır. Ayrıca<br />
25.07.1977’de alınan bir tavsiye kararı<br />
ile üye ülkelerde çalışan göçmenlerin<br />
çocuklarının okul eğitimi ile ilgili<br />
bir protokol (77/486/EWG-Richtlinie des<br />
Rates) üzerinde anlaşılmış ve üye<br />
ülkelerdeki çocukların ana dillerini<br />
öğrenmeleri için kendi bünyelerinde<br />
kurumlar oluşturulması önerilmiştir.<br />
Aradan geçen süre zarfında yapılan<br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Prof. Dr. Mustafa ÇAKIR<br />
Anadolu Üniversitesi Yurtdışı Türkler Araştırma Merkezi Müdürü – Eskişehir<br />
mcakir@anadolu.edu.tr<br />
Türkçe geçmişten geleceğe köprüdür<br />
çalışmaların arzu edilen düzeye<br />
ulaşmaması nedeniyle Avrupa Parlamentosu’nun<br />
18.09.1981 tarihli kararına<br />
atıfta bulunularak, talimatnamenin<br />
yürürlüğe girdiği belirtilmiştir.<br />
Bu uyarı 1985’de tekrar<br />
edilmiş; 10.04.1987’de ise üye ülkelere<br />
ellerindeki bütün imkânları kullanarak,<br />
bahane üretmeden 1977’de<br />
alınan kararı uygulaması gerektiği<br />
bildirilmiştir (İleri 2000, s. 113). Avusturya’daki<br />
çocuklara ana dili<br />
olarak Türkçe dersi de bu karara<br />
dayandırılabilir.<br />
Farklı kültürlerden gelen çocukların<br />
okul başarısızlıklarının altında yatan<br />
temel neden, onların kültürel açıdan<br />
farklı olmaları veya yaşadıkları sosyal<br />
çevreye uyum sağlayıp sağlayamamaları<br />
değil; aksine onların okul içindeki<br />
dil yetersizlikleri ve buna bağlı<br />
sistematik ötekileştirmelerdir.<br />
Avusturya’daki okullarda öğrenim<br />
gören Türkiye kökenli çocukların<br />
küçük sorunlarının çözümü dahi<br />
başta Türk veliler olmak üzere,<br />
öğretmenlerin ilgisizliği nedeniyle<br />
bazen uzun zaman alabiliyor;<br />
okullarda verilen ana dili eğitimi<br />
de zaman zaman ulusal güvenlik<br />
konusu yapılmakta ve kaldırılması da<br />
talep edilebiliyor (Brizic 2007, s. 16).<br />
Bu tür olumsuzlukların yerine,<br />
olumlu uygulamaların öne çıkarılmasına,<br />
teşvik edilmesine ve nihayet<br />
öğrencilere sunulan imkânların<br />
sonuna kadar değerlendirilmesine<br />
çalışılmalıdır.<br />
Avusturya Türk Toplumunun zaman<br />
zaman Türk dünyasında “dilde birlik,<br />
fikirde birlik, dinde birlik ve işte birlik”<br />
felsefesi için bir ömür vakfeden<br />
İsmail Bey Gaspıralı (1851-1914) gibi<br />
nice Türk aydınının bıraktığı kültürel<br />
mirasa sahip çıkmak, bu anlayışın<br />
gelecek kuşaklara aktarılması için<br />
çalışmak yerine, anlamsız ayrışmalara,<br />
bölünmelere doğru gidebildiği<br />
de görülüyor ve bazen Atatürk’ün<br />
“Ne mutlu Türküm diyene” sözünün<br />
dil ve kimlik olarak arka planda<br />
kaldığı görülüyor. Bugünkü Avusturya<br />
Türk Toplumu ana dili ve kültürel<br />
mirası olarak Anadolu’dan getirdiği<br />
değerleri yozlaştırmadan gelecek kuşaklara<br />
aktarabilmek için, dini değerlerine<br />
olduğu kadar, cumhuriyetin<br />
temel değerlerine ve onun özünü<br />
oluşturan diline de gerekli özeni göstermek<br />
zorunda ve sorumluluğundadır.<br />
Bu mevcut kuşakların tarihe<br />
ve gelecek kuşaklara borcudur.<br />
KAYNAK: Brizic, K. (2007). Das geheime Leben der Sprachen:<br />
Gesprochene und verschwiegene Sprachen und ihr Einfluss auf<br />
den Spracherwerb in der Migration. Münster, NewYork,<br />
München, Berlin: Waxmann.<br />
Garnitschnig, I. (2015). Der muttersprachliche<br />
Unterricht in Österreich Statistische Auswertung für das<br />
Schuljahr 2013/14. 16. Aufl., Wien: BMBF-Bundesministerium<br />
für Bildung und Frauen, Informationsblätter des Referats für<br />
Migration und Schule Nr. 5/2014-15.<br />
İleri, E. (2000). Avrupa Topluluğu’nun Dil Politikası ve Almanya’da<br />
Okula Giden Türk Asıllı Öğrencilerin Dil ve Eğitim Sorunları.<br />
İçinde: Avrupa’da Yaşayan Türk Çocuklarının Ana Dili Sorunları<br />
Toplantısı. Ankara: Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek<br />
Kurumu – TDK Yayınları: 734, s. 7-66.<br />
6€<br />
Hızlı Havale*<br />
Havalenizi DenizBank ile yapın, Türkiye’nin 81 şehrinde 4.200 noktaya anında ulaşın!<br />
• DenizBank A.Ş.’nin 700’ü aşkın şubesine göndereceğiniz havaleleri<br />
bir saat içinde Türkiye’de hiçbir ek masraf kesilmeden<br />
memlekete gönderiyoruz.<br />
• Havalelerinizi ister Avusturya genelindeki 27 şubemizden,<br />
ister internet şubemiz üzerinden online yapın, paranızı hesaplı,<br />
güvenli ve hızlı bir şekilde memlekete ulaştıralım!<br />
Haftaiçi uzun çalışma<br />
saatlerimizle hizmetinizdeyiz.<br />
Ayrıca Viyana şubelerimiz<br />
Cumartesi günleri de açık!<br />
* Bireysel müşterilerin DenizBank A.Ş., İş Bankası ve Halk Bankası’na yaptıkları 200 Euro’ya kadar olan havaleleri için bir sonraki değişikliğe kadar geçerli ücret.<br />
Müşteri Hizmetleri 0800 88 66 00, www.denizbank.at<br />
DenizBank bir Sberbank grubu kuruluşudur.<br />
Entgeltliche Einschaltung
3 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
HAZİRAN 2016<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Halkın %54’ü yeni Başbakanın<br />
umut verici olduğunu söylüyor<br />
Avusturya Halkı<br />
Yeni Başbakan<br />
Christian Kern’e<br />
Güveniyor...<br />
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aşırı<br />
sağcıların yenilgisi, SPÖ’de yaşanan<br />
başkanlık değişimi ve kabinede<br />
yaşanan revizyon, Avusturya<br />
siyasetine yeni bir hava getirse de<br />
halkın büyük bölümü ülkenin genel<br />
gidişatından memnun değil...<br />
Christian Kern başbakan olduktan sonra yapılan<br />
anketlere göre seçmenlerin %55’i Kern<br />
hakkında olumlu, %24 olumsuz düşünüyor,<br />
%22 ise henüz kararsız olduğunu açıkladı.<br />
Seçmenin %54’ü Başbakan Kern’in açıklamalarından,<br />
yol haritasından memnun ve yeni<br />
başbakanı umut verici buluyor.<br />
Başbakanın doğrudan seçilmesi halinde seçmenin<br />
%47’si SPÖ'lü Kern’i, %28’i ise aşırı<br />
sağcı FPÖ lideri Strache’yi tercih ediyor. ÖVP<br />
lideri Mitterlehner %17’de kalıyor ve bu oran<br />
onun parti şefliğini tartışmalı hale getiriyor.<br />
ÖVP'nin Dışişleri ve Uyum Bakanı Sebastian<br />
Kurz’u aday göstermesi durumunda ise %27<br />
ile başbakan seçileceği, bu durumda Kern’in<br />
%25 oy olacağı, Strache’nin %21'e gerileyerek<br />
büyük bir destek kaybı ile karşı karşıya<br />
kalacağı sonucu ortaya çıkıyor.<br />
Araştırmadaki bir ilk ise ilk kez seçmenin çoğunluğu<br />
SPÖ ve Grüne yani kırmızı-yeşilden<br />
yana, Avusturyalıların %40’ı yeniden bir<br />
seçim düşünüyor, %42 hükümetin 2018’e<br />
kadar süreceği inancında.<br />
Uzmanlar, gerçekte seçmenin Christian<br />
Kern’e çok şans tanımadığını belirtiyor.<br />
Uzmanlara göre, sadece %40'lık kesim yeni<br />
Başbakanın iyi bir başlangıç yaptığını, buna<br />
karşılık %60 başarısız olacağını ya da durumun<br />
aynı kalacağını düşünüyor.<br />
Yeni bir seçim durumunda sadece %14’lük bir<br />
kesim SPÖ-ÖVP yani kırmızı-siyah koalisyonunun<br />
devam etmesini istiyor. %22 gelecek<br />
hükümet olarak Kırmızı-Yeşil-Neos üçlü koalisyonunu<br />
arzuluyor, %18 ÖVP-FPÖ yani<br />
siyah-mavilerin ve sadece %13 SPÖ-FPÖ kırmızı-mavi<br />
iktidarı lehinde gözüküyor.<br />
© Andy Wenzel / BKA<br />
Sandra Frauenberger<br />
Stadträtin für Frauen, Bildung,<br />
Integration, Jugend & Personal<br />
Deutsch lernen<br />
und Spaß haben<br />
in den Ferien mit<br />
„Sowieso mehr!“<br />
Das Erfolgsprojekt wird auf 2000 Plätze<br />
verdoppelt. Das erfolgreiche Ferienprojekt<br />
„Sowieso Mehr! Dein Sommer. Dein<br />
Wien“ wird diesen Sommer auf 2000<br />
Plätze verdoppelt, das wurde im Wiener<br />
Gemeinderat im Mai beschlossen.<br />
Mit diesem Angebot zeigt Wien, wie<br />
wichtig uns gleiche Chancen für alle Kinder<br />
dieser Stadt sind. Vor allem für jene,<br />
die gerade erst am Beginn sind Deutsch<br />
zu lernen, bedeuten zwei Monate Sommerferien<br />
einen gravierenden Einschnitt<br />
in ihrem Spracherwerb. Um dem entgegen<br />
zu wirken, weiten wir das Angebot<br />
der Sprachförderung aus.<br />
Foto: MA17<br />
Die Aufstockung auf 2000 Plätze soll vor<br />
allem Flüchtlingskindern die Chance<br />
geben, in den Sommerferien weiterhin<br />
Deutsch zu lernen und sich mit Gleichaltrigen<br />
auszutauschen. Unabhängig ihrer<br />
Herkunft sollen alle Kinder in Wien gut<br />
Deutsch sprechen, lesen und schreiben<br />
können. Denn für eine erfolgreiche Schulund<br />
damit Bildungskarriere sind gute<br />
Deutschkenntnisse eine entscheidende<br />
Voraussetzung. Dabei ist es uns wichtig,<br />
dass Sprachkurse nicht nur hochwertig,<br />
sondern auch für alle zugänglich sind.<br />
Die Sommerdeutschkurse sind kostenlos<br />
und stehen allen Wiener Kindern<br />
zwischen 7 und 14 Jahren, die außerordentliche<br />
SchülerInnen sind oder in<br />
Deutsch mit „Nicht genügend“ bzw.<br />
„Genügend“ benotet wurden, offen.<br />
Neben klassischen Deutscheinheiten setzt<br />
das Programm nachmittags auf ein sportoder<br />
freizeitpädagogisches Angebot. Auf<br />
diese Weise können die Kinder nicht<br />
nur ihre Deutschkenntnisse verbessern,<br />
sondern entwickeln auf spielerische und<br />
niederschwellige Weise soziale und interkulturelle<br />
Kompetenzen.<br />
© Kromus/PID<br />
UNICEF: “Avrupa’ya ulaşmaya çalışan çocuklar büyük tehlike ve tehdit altında...”<br />
“Her Adımda Ayrı Bir Tehlike”<br />
Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu<br />
(UNICEF), hazırladığı bir raporla<br />
savaştan ve yoksulluktan kaçan<br />
çocukların karşı karşıya kaldıkları<br />
inanılmaz riskleri açıkladı.<br />
En büyük risk faktörlerinin başında<br />
binlerce mültecinin hayatını kaybettiği<br />
tehlikeli deniz yolculuklarında<br />
boğulma, ayrıca dövülme,<br />
tecavüz ve zorla çalıştırılmanın<br />
geldiği açıklandı.<br />
“Her Adımda Ayrı Bir Tehlike”<br />
adını taşıyan raporda, Haziran ayı<br />
başına kadar Avrupa’ya denizden<br />
ulaşan mültecilerin toplam sayısının<br />
200 bini geçtiği ve bu rakamın<br />
üçte birinin çocuklardan oluştuğu<br />
vurgulandı. Her 4 çocuktan 1’inin<br />
anne ve babasız bir şekilde kaçışta<br />
olduğu ve bu sayının gittikçe arttığı<br />
belirtidi.<br />
KIZ ÇOCUKLARININ DRAMI<br />
UNICEF’in kapsamlı raporunda ayrıca,<br />
insan kaçakçılarının özellikle<br />
kadın ve çocukları hedef aldıkları,<br />
erkek ve kız çocuklarının cinsel tacize<br />
uğradıkları, fuhuşa zorlandıkları<br />
ve küçük yaştaki kız çocukların<br />
Avrupa’ya ulaştıklarında hamile<br />
oldukları vurgulanarak durumun<br />
ciddiyeti ortaya kondu.<br />
Birleşmiş Milletler Mülteci Dairesi<br />
de çocukların durumunun büyük<br />
endişe kaynağı olduğunu belirtirek,<br />
çocuklara yönelik koruyucu<br />
tedbirlerin hayati önem taşıdığını<br />
açıkladı.<br />
ÇOCUKLAR DEMİR<br />
PARMAKLIKLAR ARKASINDA<br />
UNICEF yetkilileri, çocukların genelde<br />
ya demir parmaklıklar arkasında<br />
ya toplama merkezlerinde<br />
ya da polis gözetiminde tutulduğunu<br />
belirterek, çocuk koruma<br />
merkezlerinin sayısının arttırılmasını<br />
önerirken, Birleşmiş Milletler<br />
İnsan Hakları yetkilileri de mülteci<br />
başvuruları sürecinde çocukları<br />
hapsetmek yerine alternatif, daha<br />
insancıl yöntemler bulunması<br />
çağrısı yaptı.<br />
UNICEF, bazı ülkelerdeki yetkililerin<br />
küçük bir çocuğun mülteci başvurusunu<br />
ancak iki yılda sonuçlandırabildiğini,<br />
aileleri birleştirmenin<br />
de aynı yavaşlıkta olduğunu<br />
kaydetti.<br />
UNICEF raporunda, Avrupa’da sığınmacıların<br />
çoğunlukla spor merkezlerinde,<br />
eski askeri kışlalarda<br />
ve diğer geçici barınaklarda okul<br />
ve psikolojik destek olmadan kaldıklarını<br />
belirtti.<br />
SIĞINMACILARA SALDIRILAR<br />
Birçok mültecinin günlük hayatın<br />
her anında nefret söylemlerine<br />
maruz kaldığını ve yaşadıkları barınakların<br />
saldırılara uğradığının<br />
da belirtildiği raporda, özellikle<br />
Almanya başta olmak üzere bazı<br />
Avrupa Birliği ülkelerine, yaşanan<br />
birçok kundaklama olayı ve bazı<br />
faillerin bulunamaması sebebiyle<br />
eleştiride bulunuldu.<br />
SEBASTİAN KURZ: MÜLTECİLER<br />
ADALARDA TUTULSUN<br />
Avusturya Dışişleri ve Uyum Bakanı<br />
Sebastian Kurz'dan beklenmedik<br />
bir mülteci açıklaması geldi.<br />
Bakan Kurz, mülteci sorununu<br />
çözmek için şok bir öneri ortaya<br />
atarak dikkatleri üzerine çekti.<br />
Avrupa'ya sığınan mültecilerin<br />
adalarda tutulmasını ve sığınma<br />
hakkını alamayanların ise Avrupa<br />
ülkelerine giriş yapmadan doğrudan<br />
geri çevrilmeleri gerektiğini<br />
savunan Sebastian Kurz, Avusturalya’da<br />
uygulanan bu prosedürün<br />
Avrupa’da da uygulanabileceğini<br />
ifade etti.<br />
Avrupa'ya sığınmak için yasa dışı<br />
yollarla ülkelere giriş yapmak isteyen<br />
mültecilere iltica hakkı tanınana<br />
kadar onları adalarda<br />
tutmanın doğru seçenek olduğunu<br />
iddia eden Bakan Kurz: "Bu şekilde<br />
yasa dışı mülteci akımını kontrol<br />
edebilir, durdurabilir ve sistematik<br />
bir şekilde bu sorunu çözebiliriz.<br />
Bu süreçte sığınma hakkını alamayanlar<br />
Avrupa ülkelerine giriş yapmadan<br />
doğrudan ülkelerine geri<br />
gönderilmeli." dedi.<br />
MUNA DUZDAR’DAN TEPKİ<br />
Avusturya yeni Devlet Müsteşarı<br />
Muna Duzdar, Bakan Sebastian<br />
Kurz’un önerisine tepki göstererek:<br />
"Hiçkimse bana çocukların ve<br />
ailelerin bir ada hapishanesinde<br />
tutulmasının bir çözüm olduğunu<br />
açıklayamaz. Bunun yerine insanların<br />
yasal yollardan göç edebilmesinin<br />
yolunun açılması ve iltica<br />
talebinde bulunmak isteyenlerin<br />
bilinçlendirmesi önemlidir. İltica<br />
talebinin kabul edilmeyeceğini<br />
bilen bireyler tehlikeli yolculuklara<br />
çıkmazlar." dedi.
HAZİRAN 2016<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 4<br />
Su ve insan birbirine karakter olarak çok<br />
benzer: Su hayattır, berraktır, şeffaftır,<br />
yumuşaktır, ağırbaşlıdır, temizdir, sabırlıdır,<br />
güçlüdür. Fakat bazen de heybetli, korkutucu<br />
ve azgın...<br />
Rahmeti sonsuz olan Rabbimiz yüce Kitap`ta<br />
„Her canlı şeyi sudan yarattık“ ayetiyle,<br />
yarattıklarının suyla ne denli bağı olduğunu<br />
anlatır. Yine Kuran-ı Kerim, cennetteki<br />
ırmaklardan, müminlerin, mahşerin yakıcı ve<br />
boğucu havasından, tatlı ve soğuk suyundan<br />
içerek serinleyecekleri, Kevser havuzundan<br />
bahseder.<br />
Ayrıca insan vücudunun %70`nin sudan<br />
yaratıldığını, dünyanın 3/4`ünün sularla<br />
kaplı olduğunu bilmeyenimiz yoktur. Buna<br />
rağmen susuzluktan ölen insanların olduğu<br />
bir dünyada yaşarız...<br />
İnsanoğlu genellikle denize kıyısı olan<br />
topraklara yerleşmiş ve köklü medeniyetlerin<br />
temelini atmıştır. Bu bakımdan su; zenginliktir,<br />
güçtür.<br />
Su, zemin ve zaman tanımaz. Tıpkı insan gibi,<br />
daima yol alır, bazen yol açar, bazen de<br />
herşeyi önüne katar, değiştirir herşeyi...<br />
Su yumuşaktır aslında, sert veya katı da<br />
değil. İyi huylu insanlar gibi... Ama gideceği<br />
yeri bilir, yola çıktı mı kararlıdır. Bir o kadar<br />
da sabırlı. Önüne gelen sert kayaları kırar,<br />
aşındırır ama yolundan asla geri dönmez.<br />
Kayaları parçalar ama kendi parçalanmaz.<br />
Bu yönüyle su, sağlam karakterli, yolundan<br />
dönmeyen kararlı ve güçlü insanlara benzer.<br />
Her zorluğa sabırla ve cesaretiyle karşı duran<br />
ve kendine bu hayatta bir yol bulan...<br />
Su hayattır, şifadır, dinlendiren ve huzur<br />
verendir. Osmanlı tarihine bir göz atılacak<br />
olsa; musiki ve güzel kokuların yanında, su<br />
sesiyle de ruhi hastalıklara şifa arandığı ve o<br />
dönemde çok da başarılı olunduğu görülür.<br />
Suyun dinlendirici sesiyle ruhların huzur<br />
bulması gibi, iyi huylu insanların yanında<br />
insan, huzur bulur, rahatlar... Elbette her<br />
insanın da, hayatın onca kasvetinden kaçarak<br />
sığındığı bir limanı vardır...<br />
Eskiden büyükler, kendisine su ikram edildiğinde<br />
„su gibi aziz ol“ diye dua ederlerdi.<br />
Yani, hem su gibi alçakgönüllü, haddini bilen,<br />
hem de kıymetli ol, manasında. Küçükken<br />
pek anlamazdım... Aslında çok anlamlı ve<br />
güzel bir dua .<br />
Su, nice şairlere, yazarlara ilham kaynağı<br />
olmuştur. Divan edebiyatının incilerinden;<br />
Su kasidesi mesela. Fuzuli suyu, Peygamberimize<br />
bağlı bir insana benzetir; onun yolundan<br />
giden temiz kalır ya, o bakımdan. Yine<br />
aynı kasidede suyu, sevgiliye duyulan<br />
özlemle akan gözyağına da benzetir.<br />
Avrupa Komisyonu ırkçılık,<br />
yabancı düşmanlığı ve hoşgörüsüzlüğün<br />
bütün çeşitleriyle<br />
mücadele için üst<br />
düzey bir grup oluşturdu.<br />
Komisyon bu sayede işbirliği<br />
ve koordinasyonu sağlayacak,<br />
nefret suç ve söylemlerini<br />
baştan engelleyip<br />
bununla mücadele edecek.<br />
Grubun ilk toplantısında<br />
Adalet ve Tüketici Hakları<br />
Komiseri Vera Jourova:<br />
YASEMİN KARAGÖZ<br />
yasemin-ka@hotmail.com<br />
SU VE İNSAN...<br />
Üstad Necip Fazıl ise Sakarya şiirinde, insan<br />
ve su arasında benzetme yapar ve kendine<br />
has üslubu ile yorumlar:<br />
İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akarya,<br />
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.<br />
Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak<br />
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak,<br />
Herşey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir,<br />
Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir.<br />
Akışta demetlenmiş, büyük, küçük kâinat;<br />
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!<br />
Yeri göğ yaratan yüce Allah, onların her ihtiyacını<br />
karşılamayı da unutmadı. Toprak ana<br />
susuz kalınca; el açıp dua eder, bekler, ta ki<br />
bir hasretle beklediği, gri bulutun kanadında,<br />
sağanak halinde dönene kadar. Çoğu zaman<br />
vuslat rahmetle sona erer, can verir toprağa.<br />
Ama bazen de kontrolünü kaybeder, aniden<br />
hızlanır, sel olur, yıkar alır, götürür önüne<br />
geleni, tıpkı azgın bir nefis gibi. Ardında<br />
bıraktığı harabeden habersiz, yoluna devam<br />
eder, yine akar, akar...<br />
Yeni bir yola girmiştir artık, dönüşü yok.<br />
Nereye gideceği belli değildir, içine girdiği<br />
yatağın şeklini alır ve yoluna devam eder.<br />
Tıpkı yaratıldığı coğrafyanın özelliklerine<br />
uygun bir hayat tarzı seçmiş, ona uymaya<br />
çalışan insan gibi.<br />
Ama nerde olursa olsun, kolay kolay karışmaz<br />
tatlı su, tuzlu suya. Bilir yaratanın ona<br />
verdiği özün kıymetini ve ayrılmaz özünden...<br />
Ne şekli, ne kokusu vardır, sakindir, sabırlıdır...<br />
Akan su temizdir ya, hem de temizleyici,<br />
aktığı sürece kir tutmaz... Bir de<br />
durunca, durgunlaşınca, yosunlar kaplar,<br />
kokusuzdur ya su; kokar, renksizdir ya; renk<br />
alır, kararır... Tıpkı tembel ve yaratılış gayesinden<br />
uzak kalbin kararması gibi... Bedenleri<br />
temizler ya su, oysa kalpleri ancak<br />
merhamet arındırır. Bazen, rahmet pınarından<br />
akan bir çift gözyaşı, kirlenen kalbi, günahından<br />
arındırmaya vesile olur. Yeter ki,<br />
kalpten gelsin pişmanlığın duyulmayan sesi...<br />
Göklerden geldiği halde, herzaman yerde<br />
akar su, çünkü mütevazidir, alçakgönüllüdür.<br />
Mütevazilik asaletindendir. Çok kıymetlidir<br />
ya su, ne vakit işini tamamlasa yerde, o<br />
vakit buharlaşır, geldiği yere geri döner...<br />
Bir başka baharda, tekrar gelebilmek, susuz<br />
kalan çiçeğe, böceğe ve toprağa can<br />
katmak için...<br />
Ne garip bir kısırdöngüdür bu; kimi zaman<br />
sel-afet olup can alan su, vakti geldiğinde<br />
bir damlasıyla, canlılara tekrar hayat vesilesi<br />
olmakta, ayağa kaldırmakta.<br />
Ne hikmettir ki, yok olmaz, tıpkı öldükten<br />
sonra dirilecek bedenin başka alemlerde<br />
ruhuyla tekrar buluşması gibi...<br />
‘‘Son yıllarda ırkçılık, yabancı<br />
düşmanlığı ve hoşgörüsüzlük<br />
çeşitleri Avrupa<br />
genelinde müthiş hızda büyüyor<br />
ve yayılıyor. İlk kez<br />
bugün tüm aktörler aynı<br />
masada oturuyor. Bizler bu<br />
üst düzey grubu, nefret suç<br />
ve ifadelerini tamamen engellemek<br />
ve bunlarla güçlü<br />
bir şekilde mücadele etmek<br />
için bir platform olarak kullanmak<br />
istiyoruz.’’<br />
Üst düzey grup; üye ülke<br />
yetkililerini, Avrupa Parlamentosunu,<br />
Avrupa Birliği<br />
Temel Haklar Bürosunu, Avrupa<br />
Konseyini, Avrupa Güvenlik<br />
ve İşbirliği Örgütünü,<br />
Birleşmiş Milletler Mülteci<br />
Yüksek Komiserliğini ve sivil<br />
toplum temsilci ve örgütlerini<br />
bir araya getiriyor.<br />
Grup, paydaşlar arasındaki<br />
sinerjiyi en üst düzeye çıkarmayı<br />
böylelikle ırkçılık ve<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
DAS WASSER UND DER MENSCH<br />
Die Eigenschaften des Wassers und des Menschen<br />
ähneln einander sehr. Das Wasser ist das Leben,<br />
es ist klar, transparent, sanft, würdevoll, sauber,<br />
geduldig und stark. Manchmal ist es aber auch<br />
mächtig, einschüchternd und unbändig.<br />
Der unbegrenzt barmherzige Schöpfer zeigt im<br />
Koranvers „Wir schufen jedes Lebewesen aus Wasser“<br />
die enge Verbindung seiner Geschöpfe zum<br />
Wasser auf. Der Koran erzählt auch von Flüssen und<br />
vom Kawthar-Becken im Himmel, wo die Gläubigen<br />
vom kaltem und süßem Wasser trinkend, sich von<br />
der erstickenden und heißen Luft des Jüngsten<br />
Tages erfrischen werden.<br />
Es gibt kaum jemanden unter uns, der nicht weiß,<br />
dass 70% des menschlichen Körpers aus Wasser<br />
besteht und die Erdoberfläche zu 3/4 mit Wasser<br />
bedeckt ist. Dennoch leben wir in einer Welt, in<br />
der Menschen verdursten.<br />
Die Menschen besiedelten von jeher Gebiete, die<br />
ans Meer grenzten. Dort schufen sie die Grundlagen<br />
für tief verwurzelte Zivilisationen. In dieser<br />
Hinsicht bedeutet das Wasser auch Reichtum und<br />
Macht.<br />
Das Wasser ist zeit- und raumlos. Es ist in ständiger<br />
Bewegung, so wie die Menschheit. Manchmal geht<br />
es seinen Weg, manchmal zerreißt es alles um sich.<br />
Wasser ist an und für sich sanft wie ein gutmütiger<br />
Mensch. Es tritt bewusst seine Reise an, die es mit<br />
einer großen Beharrlichkeit fortsetzt. Die Felsen, die<br />
auf seiner Bahn liegen, können es nicht von seinem<br />
Weg abbringen, sondern werden durch es erodiert<br />
und geformt. Das Wasser bleibt souverän. Diese<br />
Eigenschaft des Wassers ähnelt Menschen mit<br />
stabilem Charakter, die stark und entschlossen auf<br />
ihrem Weg beharren, die jeder Herausforderung<br />
mit Mut und Ausdauer begegnen und in diesem<br />
Leben einen Weg für sich finden.<br />
Wasser ist Leben und Medizin, die Ruhe und Frieden<br />
stiftet. Ein Blick auf die osmanische Geschichte<br />
zeigt uns, dass neben der Musik- und Aromatherapie,<br />
auch Wasserklang zur Heilung psychischer<br />
Erkrankungen - für die damalige Zeit auch mit<br />
großem Erfolg - eingesetzt wurde. So wie die Seele<br />
mit dem beruhigenden Klang des Wassers Frieden<br />
findet, so geschieht das auch in Anwesenheit gutmütiger<br />
Menschen. Schließlich verfügt doch jeder<br />
Mensch über einen Nothafen, in dem er Schutz<br />
findet, den dunklen Seiten des Lebens entkommt.<br />
Früher, wenn ältere Personen Wasser eingeschenkt<br />
bekamen, bedankten sie sich mit den Worten<br />
„Sei heilig wie das Wasser“. Das hieß, dass man so<br />
kostbar und bescheiden sein solle wie das Wasser.<br />
Den Sinngehalt dieses Gebetsspruchs begriff ich<br />
damals als Kind natürlich nicht.<br />
Das Wasser diente auch vielen Dichtern und<br />
Schriftstellern als Inspirationsquelle. Zum Beispiel<br />
in der „Wasserode“, der Perle der Divan-Literatur,<br />
vergleicht Fuzulidas Wasser mit einem Menschen,<br />
der den Weg des Propheten geht. Und das aus<br />
gutem Grund, denn wer seinen Weg befolgt, bleibt<br />
rein. Allerdings vergleicht er das Wasser in derselben<br />
Ode auch mit Tränen, die aus Sehnsucht nach<br />
den Geliebten fließen.<br />
In seinem Gedicht „Sakarya“ vergleicht der Meister<br />
Necip Fazıl Mensch und Wasser und drückt das in<br />
hoşgörüsüzlüğün her türüne<br />
ortak belirlenen cevaplarla<br />
karşı durmayı planlıyor.<br />
Çalışma grubu ayrıca, nefret<br />
suçları ile ilgili bilgileri toplamak<br />
ve kaydetmek için<br />
genel bir metot da oluşturacak.<br />
Komisyon tarafından<br />
seinem eigentümlichen Stil aus:<br />
Der Mensch, fließt wie das Wasser in Windungen,<br />
auf der einen Seite fließe ich, auf der anderen<br />
Seite Sakarya.<br />
Das Wasser fließt bergab, Stufe für Stufe<br />
Immer an Hügeln zu verdursten, ist mein Los<br />
Alles ist im Fluss: Wasser, Geschichte, Sterne,<br />
Menschen und Ideen,<br />
Doppelt sind die Rinnen, durch einen strömt Licht,<br />
durch einen Schmutz<br />
Das Universum gebündelt in der Strömung<br />
Schau die Wolke an, wie sie dem Strom trotzt!<br />
Großer Allah, Schöpfer der Erde und des Himmels,<br />
sorgte auch für die Befriedigung deren Bedürfnisse.<br />
Wenn die Mutter Erde durstet, betet sie mit geöffneten<br />
Händen und wartet bis die ersehnte graue<br />
Wolke als Regenschauer zurückkehrt. Oft endet die<br />
Wiedervereinigung mit Regen, der die Erde belebt.<br />
Doch manchmal verliert das Wasser die Kontrolle,<br />
beschleunigt plötzlich, überschwemmt und vernichtet<br />
alles, wie die unkontrollierten Triebe des<br />
Menschen das zu tun pflegen. Dann fließt es einfach<br />
weiter, ohne die leiseste Ahnung zu haben von den<br />
Ruinen, die es hinter sich gelassen hat. Nun bahnt<br />
es sich einen neuen Weg, ohne die Absicht auf eine<br />
Rückkehr. Es ist nicht klar, wohin es geht. Es nimmt<br />
die Form des Flussbetts an, in dem es sich gerade<br />
befindet und setzt seinen Weg fort. Genauso wie<br />
der Mensch, der sich einen Lebensstil wählt, der den<br />
Besonderheiten der geographischen Breitengrade,<br />
in denen er lebt, angemessen ist. Aber egal wo,<br />
das Süß- und Salzwasser vermischen sich nicht<br />
miteinander. Weil das Wasser über den Selbstwert<br />
bescheid weiß, den der Schöpfer ihm gab, und es<br />
trennt sich nicht vom wahren Kern seines Wesens.<br />
Das Wasser hat weder eine feste Form, noch einen<br />
Geruch. Es ist ruhig und beständig. Fließendes Wasser<br />
ist sauber und reinigend und solange es fließt,<br />
ist es schmutzabweisend. Sobald es aber nicht mehr<br />
strömt, setzt sich Moos darin an und bekommt<br />
Geruch und Farbe. Wie das Schwärzen eines faulen<br />
Herzes, das sich von seinem wahren Zweck seiner<br />
Schöpfung entfremdet. Wie das Wasser den Körper<br />
reinigt, kann nur die Barmherzigkeit das Herz reinigen.<br />
Manchmal reichen tief aus der Seele rührende<br />
Tränen aus, um das befleckte Herz von seinen Sünden<br />
zu befreien. Solange die unhörbare Stimme der<br />
Reue aus den Tiefen des Herzens rührt.<br />
Obwohl das Wasser vom Himmel kommt, fließt es<br />
durchwegs am Boden, denn es ist bescheiden und<br />
demütig. Die Bescheidenheit beruht auf Würde.<br />
Weil das Wasser so wertvoll ist, verdampft es und<br />
kehrt an seinen Ursprung zurück, sobald es seine<br />
Aufgabe am Boden erfüllt hat, um zu einer anderen<br />
Zeit wiederzukommen und die Erde mit seinen<br />
Lebewesen zu versorgen.<br />
Ein paradoxer Kreislauf. Einerseits kostet das<br />
Wasser Leben, wenn es überflutet und andererseits<br />
belebt es die Erde samt Lebewesen auf ihr und lässt<br />
sie auferstehen.<br />
Aber was für eine Beschaffenheit es auch hat - es<br />
geht nie verloren, wie der abgestorbene Körper, der<br />
nach dem Tod wiederauferstehen und sich mit<br />
seinem Geist in anderen Reichen wiedervereinen<br />
wird.<br />
Übersetzung: MMag. a Dr. in BEDİHA YILDIZ<br />
Avrupa Komisyonu Irkçılık, Hoşgörüsüzlük ve Yabancı Düşmanlığına Karşı Mücadele İçin ‘Üst Düzey Grup’ Kurdu<br />
Irkçılık ve Yabancı<br />
Düşmanlığına Karşı<br />
Önemli Adım...<br />
sunulan ve IT firmalarının<br />
imzaladığı yasadışı nefret<br />
söylemlerine internet yoluyla<br />
etkili bir şekilde karşı<br />
koyma belgesinin işleyişini<br />
kontrol edecek.<br />
Bu üst düzey komisyon ayrıca<br />
Avrupa Birliği’nin konuyla<br />
ilgili güncel bulgularını,<br />
ırkçılık, yabancı düşmanlığı<br />
ve ayrımcılıkla<br />
mücadele eden ve hoşgörüyü<br />
arttıran inisiyatiflerle<br />
ilgili bilgileri içeren yeni bir<br />
internet sayfası da oluşturma<br />
kararı aldı.<br />
© U.Weinreich / pixelio.de
5 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
HAZİRAN 2016<br />
İdeal Tatil Okumaları /<br />
Beyin İçin 360 Sayfa Güç<br />
BFIWien’in 2016/17 eğitim programı, eğitim sevdalıları için aralarında çok sayıda yeni kurs<br />
seçeneklerinin de bulunduğu yaklaşık 4000 kadar eğitim ve ileri eğitim fırsatları içeriyor.<br />
Mükemmel bir yaz tatili için<br />
nelere ihtiyaç vardır? Güneş,<br />
plaj ve ferahlatıcı bir dondurma<br />
ve belki de iyi bir<br />
kitap? Bu sonuncu seçenek<br />
tabii ki her zaman havaalanında<br />
alınan polisiye bir<br />
roman olmamalı. İnsan beyni<br />
farklı eserlerle değişik bir<br />
tarzda da yönlendirilebilir.<br />
Mesela eğitimi geliştirmekle:<br />
Bu yalnız işgücü pazarında<br />
bireyin şansının attımasına<br />
yardım etmez aynı zamanda<br />
bireysel durumunu da geliştirir.<br />
BFI Wien’in 2016/17 programında<br />
bütün ilgililer için çok<br />
geniş bir eğitim yelpazesi<br />
mevcut. Bütün eğitim sevdalılarını<br />
4000’e yakın ilgi çekici<br />
eğitim ve ileri eğitim kurs seçeneği<br />
bekliyor.<br />
Herkes her an başlayabilir<br />
BFI Wien 360 sayfadan oluşan<br />
eğitim programı kitabıyla, çok<br />
farklı konular ve alanlardan<br />
oluşan eğitimi geliştirme fırsatlarını<br />
tanıtıyor. Farklı Diller,<br />
teknik kurslar, bilgisayar<br />
(EDV) ve daha birçok seçenekler.<br />
Kurslar tüm eğitim<br />
seviyelerini kapsıyor. Eğitim<br />
düzeyine bakılmaksızın herkes<br />
her an bu kurslara başlayabilir.<br />
Kim bildiği dilleri daha da<br />
geliştirmek isterse, varolan<br />
birçok opsiyondan dilediğini<br />
seçebilir. Örneğin Almanca ve<br />
İngilizce kursları akla gelebilecek<br />
her seviyede olmakla kalmayıp,<br />
bakıcılık meslekleri için<br />
Almanca, ticari İngilizce gibi<br />
çok farklı alanlara ilgi duyanlara<br />
da hitap ediyor. Diğer<br />
konu başlıklarında da erişilebilirlik<br />
ve sunum çeşitliliği ön<br />
planda. Örnek olarak portfolyo<br />
lojistik ile ilgili kurslarda<br />
iş makinası ve vinç kullanıcısı<br />
eğitiminden, lojistik ve arz<br />
zinciri idaresi konusunda<br />
yüksek eğitime kadar çok<br />
geniş bir yelpazeye ulaşmak<br />
mümkün.<br />
140’ın üstünde tamamen<br />
yeni kurs seçenekleri<br />
Eski kursların devamının<br />
yanında BFI Wien 140’ın<br />
üstünde tamamen yeni kurs<br />
seçeneklerini de sunmaya<br />
başlıyor. Öncelikle dijitalleşme<br />
alanında repertuarda<br />
önemli ölçüde genişlemeye<br />
gidildi. Bu alanda yaşanan son<br />
gelişmelere ayak uydurabilmek<br />
için bir taraftan teknik<br />
kurslar, diğer yandan pazarlama<br />
alanından dijital pazarlama,<br />
elektronik ticaret<br />
uzmanlığı gibi konularda kurslar<br />
sunuluyor.<br />
Eğitimi geliştirme kurslarına<br />
erişimi daha da kolaylaştırmak<br />
için her eğitim programında<br />
100 euroluk eğitim<br />
hediye çeki yer alıyor. Yeni<br />
2016/17 Eğitim Programı, çok<br />
rahat ve ücretsiz bir şekilde<br />
BFI Wien’in internet sayfasından<br />
istenebilir.<br />
www.bfi.wien/bildungsprogramm<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
Was gehört zu einem perfekten<br />
Sommerurlaub? Sonne, Strand,<br />
ein kühles Eis – und vielleicht<br />
noch ein gutes Buch? Letzteres<br />
muss nicht immer der nächstbeste<br />
Krimi vom Flughafen-<br />
Kiosk sein. Das Gehirn kann<br />
von Lektüre auch auf ganz<br />
andere Art stimuliert werden.<br />
C H<br />
Die ideale Urlaubslektüre /<br />
360 Seiten Power fürs Gehirn<br />
Das Bildungsprogramm 2016/17 des BFI Wien beinhaltet knapp 4.000 Aus- und Weiterbildungsmöglichkeiten<br />
für Bildungshungrige - darunter auch zahlreiche brandneue und innovative Angebote.<br />
Zum Beispiel durch Weiterbildung:<br />
Diese steigert nicht nur<br />
die Chancen am Arbeitsmarkt,<br />
sondern auch das persönliche<br />
Wohlbefinden. Die geballte<br />
Ladung Weiterbildung auf<br />
einen Blick finden Interessierte<br />
im Bildungsprogramm 2016/17<br />
des BFI Wien. Mit knapp 4.000<br />
Aus- und Weiterbildungsangeboten<br />
ist für alle Bildungshungrigen<br />
etwas dabei.<br />
Jeder kann jederzeit<br />
einsteigen<br />
Auf 360 Seiten präsentiert<br />
das renommierte Wiener Bildungsinstitut<br />
Weiterbildungsmöglichkeiten<br />
aus unterschiedlichsten<br />
Themengebieten.<br />
Sprachen, Technik, EDV<br />
und viele mehr. Die Kurse<br />
erstrecken sich dabei über<br />
alle Bildungsniveaus. Mit<br />
anderen Worten: Jeder kann<br />
jederzeit – unabhängig vom<br />
Wissensstand – einsteigen.<br />
Wer etwa seine Sprachkenntnisse<br />
aufpolieren möchte, kann<br />
aus einer Fülle von Optionen<br />
wählen. Kurse zu Deutsch und<br />
Englisch gibt es zum Beispiel<br />
nicht nur für jedes erdenkliche<br />
Level, sondern auch speziell<br />
für verschiedenste Anlässe<br />
(Deutsch für Pflegeberufe,<br />
Business English etc.). In allen<br />
anderen Themenbereichen<br />
werden Durchlässigkeit und<br />
Angebotsvielfalt ebenso großgeschrieben.<br />
So reicht beispielsweise<br />
das Portfolio bei<br />
Logistikkursen von Ausbildungen<br />
zum Hubstaplerfahrer,<br />
Bagger- oder Kranführer bis hin<br />
zum Diplomlehrgang „Logistik<br />
und Supply Chain Management.“<br />
Über 140 komplett<br />
neue Kursangebote<br />
Neben Altbewährtem setzt<br />
das BFI Wien auf über 140<br />
komplett neue Kursangebote.<br />
Vor allem im Bereich der Digitalisierung<br />
wurde das Repertoire<br />
maßgeblich erweitert:<br />
Einerseits sind technische<br />
Kurse andererseits aber auch<br />
viele Angebote aus dem<br />
Feld des Marketing (Digital<br />
Marketing, eCommerce Expert)<br />
aufgenommen worden, um<br />
aktuellen Entwicklungen gerecht<br />
zu werden.<br />
Um den Zugang zu Weiterbildung<br />
noch weiter zu<br />
vereinfachen, liegt jedem<br />
Bildungsprogramm ein 100-<br />
Euro-Bildungsgutschein bei.<br />
Das Bildungsprogramm kann<br />
bequem und kostenlos über<br />
die Website des BFI Wien<br />
angefordert werden.<br />
www.bfi.wien/bildungsprogramm<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
BILDUNG. FREUDE E INKLUSIVE.<br />
<br />
<br />
<br />
• Stapler<br />
• <br />
• <br />
• <br />
<br />
çleri <br />
/ <br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
Entgeltliche Einschaltung
HAZİRAN 2016<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 6<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />
2006 besuchte ich als Wiener Landtagsabgeordnete<br />
Projekte zum Thema Zusammenleben und<br />
Gleichberechtigung in Berlin. In einem Jugendzentrum<br />
in Neuköln fielen mir Postkarten und<br />
Poster auf. Da posierten mehrere junge Männer<br />
mit schwarzen Haaren auf der Straße, hinter ihnen<br />
der Spruch: "Meine Ehre ist, mich für die Freiheit<br />
meiner Schwester einzusetzen". Eine neue Welt<br />
tat sich auf: "Ehre", mit der sonst viele Verbote<br />
und Unterdrückungen gerechtfertigt werden,<br />
kann also auch die Freiheit von jungen Menschen<br />
unterstützen! (Sätze wie "Das kannst du doch<br />
nicht anziehen! Du beschmutzt unsere Ehre. Was<br />
sollen die Nachbarn denken?" kennen schließlich<br />
viele von uns). Ehre als Unterstützung für ein<br />
gewaltfreies, selbstbestimmtes Leben; und zwar<br />
indem junge Männer und Burschen sagen, für<br />
mich ist es eine Ehrensache, dass Mädchen und<br />
Burschen gleichberechtigt sind.<br />
PROJEKT "HEROES" ZUR GEWALTPRÄVENTION<br />
Aus dieser Initiative mit den Postkarten ist 2007<br />
der Verein "Heroes", also "Helden" hervorgegangen.<br />
"Wir trainieren junge Männer zwischen 16<br />
und 22 Jahren, die aus einer Kultur kommen, in<br />
der der Begriff Ehre eine große Rolle spielt",<br />
erklärt der Berliner Gruppenleiter und Theaterpädagoge<br />
Yilmaz Atmaca. Die Ausbildung dauert<br />
etwa ein Jahr, anschließend gehen die Burschen<br />
mit selbst erarbeiteten Rollenspielen an Schulen<br />
und diskutieren über "Ehre" und was das für die<br />
Jugendlichen bedeutet. An den Workshops nehmen<br />
sowohl Schülerinnen als auch Schüler teil. In<br />
Berlin entstanden, sind die "Helden" mittlerweile<br />
in sieben deutschen Städten, unter anderem in<br />
Köln und München, vertreten.<br />
GEGEN FRAUENUNTERDRÜCKUNG UND GEWALT<br />
IN DER FAMILIE<br />
In den Rollenspielen wird zum Beispiel eine Szene<br />
Alev Korun<br />
Abgeordnete zum<br />
Naonalrat (Die Grünen)<br />
alev.korun@gruene.at<br />
Helden. Junge Männer<br />
gegen Unterdrückung im<br />
Namen der "Ehre"<br />
nachgestellt, in der ein junger Mann seine<br />
Schwester mit ihrem Freund in einem Kaffeehaus<br />
entdeckt. Für einen Burschen, der aus patriarchalischen<br />
Strukturen kommt, sei es inakzeptabel,<br />
dass ein fremder Mann in die Nähe seiner<br />
Schwester kommt, so Atmaca. Damit sie beide Seiten<br />
besser verstehen lernen, wird die Schwester<br />
dabei von einem Burschen gespielt. In der anschließenden<br />
Diskussion kann der Bursche, der die<br />
Schwester gespielt hat, erzählen, wie es ihm "als<br />
Schwester" gegangen ist, wie kontrolliert und<br />
gedemütigt werden sich anfühlt. Fragen werden<br />
gestellt, über die Gründe des Verhaltens des Bruders,<br />
der Schwester und der restlichen Familie<br />
wird diskutiert. Wichtig ist, dass die "Heroes" aus<br />
derselben Kultur kommen wie die Jugendlichen,<br />
mit denen sie arbeiten, also prinzipiell verstehen,<br />
was der Begriff Ehre für diese bedeutet. Die<br />
"Heroes" schaffen einen Diskussionsraum, wo<br />
ohne Angst vor Bestrafung Fragen gestellt und<br />
gemeinsam Antworten gesucht werden, damit<br />
ALLE Mitglieder einer Familie bzw. unserer<br />
Gesellschaft angstfrei leben und gewaltfrei<br />
miteinander umgehen können.<br />
Laut einer Evaluation, für die Schüler und Schülerinnen<br />
ein Jahr vor und ein Jahr nach Durchführung<br />
der Workshops befragt wurden, hat sich<br />
gezeigt, dass sie sich danach "ganz klar gegen<br />
Frauenunterdrückung und Gewalt in der Familie<br />
ausgesprochen" haben.<br />
Seit 1. Mai wird das Projekt "Heroes" in Salzburg<br />
aufgebaut. Ich hoffe, dass wir es bald auch in Wien<br />
etablieren können. Mögen auch bei uns in Österreich<br />
sich viele "Helden" zu Wort melden!<br />
Wünsche uns allen einen angst- und gewaltfreien,<br />
respektvollen Umgang miteinander.<br />
Wünsche allen einen friedvollen, schönen Ramadan.<br />
Liebe Grüße aus dem Parlament!<br />
Raporda aşırı sağ motifli olaylardaki büyük artış vurgulandı...<br />
Yeşiller Partisi’nden ilk<br />
‘Aşırı Sağ Raporu’<br />
Avusturya Halk Partisi (ÖVP) ve Avusturya<br />
Sosyalist Partisi (SPÖ) koalisyon hükümetlerinden<br />
aşırı sağ konusunda yeterli<br />
çabayı ve doğru adımları göremeyen Yeşiller<br />
Partisi bir aşırı sağ raporu hazırladı.<br />
Yeşiller, milletvekilleri Albert Steinhauser<br />
ve Harald Walser öncülüğünde kendilerinin<br />
ilk aşırı sağ eylem ve suçlar konulu<br />
raporunu açıkladı. 130 sayfadan oluşan<br />
bu kapsamlı çalışmayla Yeşiller Partisi bir<br />
ilki gerçekleştirdi.<br />
Rapordan Başlıklar:<br />
-Suçlar 2010 ve 2015 yılları arasında ikiye<br />
katlandı. Her bir eyaletten gözlemlere,<br />
aşırı dinci ve aşırı sağ motivli olaylar arasındaki<br />
benzerliklere, iletişim kanallarına,<br />
suç duyurusu ve mahkumiyet sayılarına<br />
işaret edildi.<br />
-Geçen yıldaki mülteci akını, aşırı sağcılar<br />
için kışkırtma aracı oldu ve Facebook gibi<br />
sosyal ağlar üzerinden çok sayıda insana<br />
ulaşılarak büyük destek toplandı. Böylelikle<br />
bu konu, ülkenin en önemli gündem<br />
maddelerinden biri olarak toplumun merkezinde<br />
kendine yer buldu.<br />
-Olayların aydınlatılmasında gereken çaba<br />
gösterilmedi. Geçen yıl mülteci barınma<br />
yerlerine yapılan 25 saldırı tespit edilmesine<br />
rağmen 17 olayın failleri henüz<br />
bulunamadı. Faillerin bulunamaması bu<br />
saldırganları cesaretlendirebilir ve olaylarda<br />
artışı beraberinde getirebileceği<br />
tespitleri yapıldı.<br />
Yeşiller bir sonraki aşırı sağ raporunu iki<br />
yıl içinde hazırlamayı planlıyor. Bundan<br />
önce, konu hakkında bir meclis araştırma<br />
önerisi sırada bekliyor. Aşırı din motivli<br />
olaylar ile ilgili ek bir rapor hazırlamayı gerekli<br />
görmeyen Yeşiller, anayasa korunmasının<br />
daha da iyileştirilmesi, diğer<br />
yandan ise Avusturya’nın aşırı sağ konusunda<br />
tarihsel bir sorumluluğu olması vesilesiyle<br />
öncelikle bu konuda daha çok<br />
çaba gösterilmesi gerektiğini açıkladılar.<br />
© Die Grünen<br />
Alman Bertelsmann Vakfı'nın araştırma sonuçlarına göre:<br />
“Toplum Müslümanları<br />
Kabullenemiyor”<br />
Almanya’da İslam’a ve Müslümanlara<br />
karşı hoşgörüsüzlük giderek<br />
artıyor. Bertelsmann<br />
Vakfı’nın İslam’ı değerlendiren<br />
yeni bir çalışması ilginç sonuçlar<br />
ortaya çıkardı:<br />
Müslümanlar devlet ve toplumla<br />
sıkı bir bağlılık içindeler. Dini<br />
bütün Müslümanların %90’ı demokrasinin<br />
iyi bir idare sistemi<br />
olduğunu düşünüyor, her 10 kişiden<br />
9’u boş vakitlerinde gayri<br />
Müslimlerle görüştüğünü söylüyor.<br />
Kendilerini oldukça ya da çok<br />
dindar tanımlayanların %63’ü düzenli<br />
olarak dini inanışlarını yeniden<br />
düşünüyor, bunların %60’ı ise<br />
eşcinsel evlilikleri onaylıyor. Türkiye’de<br />
ise dindarların sadece<br />
%12’si bu tür evliliği onaylıyor.<br />
Müslümanların Almanya’ya bağlılığı<br />
ve toplumun değerlerini benimsemesi,<br />
Almanların, Müslümanlar<br />
ve İslam hakkındaki ön<br />
yargılarını yok etmeye yetmiyor.<br />
2012’de gayri müslim vatandaşların<br />
%53’ü İslam’ı tehlike olarak<br />
görürken şu anda bu oran %57’ye<br />
yükselmiş durumda. İslam’ın batı<br />
dünyasına uymadığını söyleyenlerin<br />
oranı %61, katılımcıların %40‘ı<br />
Müslümanlar nedeniyle kendilerini<br />
ülkelerinde yabancı hissediyor.<br />
Ayrıca her 4 kişiden biri<br />
Müslümanların Almanya’ya göçünün<br />
yasaklanmasını isteyecek<br />
kadar ileri gidiyor. Almanların bu<br />
fikirlerini belirleyen ne siyasi görüşleri,<br />
ne eğitim düzeyleri ne de<br />
sosyal statüleri. Asıl iki etken yaş<br />
ve Müslümanlarla olan bireysel<br />
ilişkileri. 54 yaş üstü Almanların<br />
%61’i İslam’ın bir tehdit olduğunu<br />
söylerken, 25 yaş altındakilerde<br />
bu oran %39’a düşüyor. İslam’dan<br />
en çok korku, Müslüman<br />
nüfusun en az olduğu yerde görülüyor.<br />
Hemen hemen hiç Müslümanın<br />
yaşamadığı Thüringen ve<br />
Sachsen’de %70’lik bir kesim<br />
İslam’dan korku duyuyor.<br />
Almanların %85’lik büyük çoğunluğu<br />
diğer dinlere hoşgörülü olduklarını<br />
söylerken bu İslam için<br />
pek geçerli görünmüyor.Bertelsmann<br />
Vakfının İslam uzmanı Yasemin<br />
El-Menouar bu konuda<br />
şöyle diyor: ‘‘İslam düşmanlığı,<br />
halk arasında Almanya’da farklı<br />
dinlerin zamanla birlikte yaşaması<br />
sağlanmasına rağmen artıyor,<br />
oysa Almanya’da Müslüman ile<br />
Müslüman olmayanı bağlayan<br />
çok şey var. Bunlardan bir BİZ<br />
duygusu gelişebilir fakat bunun<br />
için Müslümanların ve İslam’ın tanınmasına<br />
ve bunlara değer verilmesine<br />
şiddetle ihtiyaç var.’’<br />
Araştırma hakkında:<br />
Araştırmayı vakıf adına Türkiye ve<br />
Entegrasyon Araştırmaları merkezinden<br />
Prof. Dirk Halm ve Dr.<br />
Martina Sauer, Erfurt Üniversitesi’nden<br />
Prof. Kai Hafez ve Sabrina<br />
Schmidt ve Frankfurt Üniversitesi’nden<br />
Prof. Richard Müller,<br />
2013 yılı din monitörü verilerinden<br />
yararlanarak yaptılar.<br />
Avusturya<br />
Bakanlıkları<br />
‘seyahat’ için<br />
ne kadar para<br />
harcadı?<br />
Avusturya Hükümeti, 2014 ve 2015 yıllarında<br />
bakanlarının seyahat masrafları için<br />
yaklaşık 38 milyon euro ödedi. En yüksek<br />
ödeme 10 milyon euro ile Savunma Bakanlığı<br />
için yapıldı.<br />
Hükümetin bakanlıkları için yaptıkları 2014<br />
ve 2015 yılları seyahat harcamalarının<br />
resmi miktarları şöyle oldu:<br />
Savunma 10.420.000 euro, İçişleri<br />
5.826.125 euro, Sosyal İşler 3.794.775<br />
euro, Maliye 3.333.615 euro, Dışişleri<br />
2.948.032 euro, Tarım 2.736.049 euro,<br />
Ulaştırma 2.410.650 euro, Ekonomi<br />
2.255.384 euro, Başbakanlık 1.311.072<br />
euro, Eğitim 1.033.730 euro, Sağlık<br />
872.893 euro, Adalet 693.907 euro, Aile<br />
187.354 euro, toplamda 37.823.585 euro.
7 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
HAZİRAN 2016<br />
Dünya Çocuk Hakları Konferansı 70 Devletten 200<br />
Temsilcinin Katılımıyla Başkent Viyana’da Yapıldı...<br />
‘Çocuklar en değerli varlığımız’<br />
Viyana (OTS)- Birleşmiş Milletler<br />
Genel Kurulu 10. ‘‘Çocuğa<br />
Şiddet Raporunu’’ görüşmek<br />
üzere Viyana’da 70 ülkeden<br />
200 temsilciyle toplandı. Aile<br />
Bakanı Sophie Karmasin konferansta<br />
yaptığı konuşmada<br />
şunları söyledi:<br />
‘‘BM üye ülkelerinin büyük bir<br />
kısmında çocuk hakları konvansiyonu<br />
iç hukuka dahil edilmedi.<br />
Dünyadaki 2.2 milyar<br />
A<br />
VRUP<br />
<strong>HABER</strong><br />
A<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
Gazete Kurucusu (Gründerin)<br />
Katrin VORHAUSER<br />
İmtiyaz Sahibi (Herausgeber und Inhaber)<br />
Mehmet İNAK<br />
Genel Yayın Yönetmeni (Chefredaktion)<br />
Hasan KESKİN<br />
Türkiye Temsilcisi<br />
Mag. Ahmet ZUBİ<br />
23.06.2016 - 15.07.2016<br />
SAYI: 58 HAZİRAN 2016 - JUNI 2016 AUSGABE: 58<br />
ANSCHRIFT - ADRES<br />
<strong>HABER</strong> <strong>AVRUPA</strong> - <strong>EUROPA</strong> <strong>JOURNAL</strong><br />
Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />
Baskı-Druck: Medien-Druck Salzburg GmbH<br />
Yayımlanan köşe yazıları ve reklamların içeriğinden<br />
gazetemiz sorumlu değildir.<br />
www.europa-journal.net - info@europa-journal.net<br />
R<br />
I<br />
E<br />
C H<br />
çocuk, çocuk haklarını hayata<br />
geçirmek için en güzel neden.<br />
Vizyonumuz çok açık, 2026’da<br />
raporun 20. Yaşında BM’nin<br />
193 üyesi ‘‘Çocuğa Şiddet’’ ile<br />
ilgili yasaları uygulamaya koymuş<br />
olmalı. Yasalar da yeterli<br />
değil, yetişkinlerin kafalarındaki<br />
düşüncelerinde de değişiklikler<br />
olmalı. Dünyanın<br />
birçok bölgesinde kız çocuklarına<br />
uygulanan cinsel şiddet<br />
endişe verici. Avusturya’da da<br />
şiddet olmayan bir eğitim için<br />
yapılması gerekenler var. Güncel<br />
bir araştırmaya göre halen<br />
Avusturyalıların %75’i ailede<br />
şiddete maruz kalıyor.’’<br />
Avusturya İçişleri Bakanı Wolfgang<br />
Sobotka: ‘‘Çocuklarımız<br />
© Regina Aigner / BKA<br />
MMag. a Dr. in BEDİHA YILDIZ<br />
bediha.yildiz@aon.at<br />
HAYAL KIRIKLIKLARI<br />
Sahip olduklarımıza değil olamadıklarımızla<br />
ilgileniriz. Yanımızda duranları fark etmez<br />
bize zıt gidenlerle anlaşamadıklarımızdan<br />
bahsederiz. Sevdiklerimizin güzel yönlerini<br />
övmez hatalarını irdeleriz. Başardıklarımızla<br />
gururlanacağımıza başaramadıklarımızdan<br />
yakınırız. Zaman olur havanın kötü gitmesi,<br />
ufacık bir tartışma, elimizden düşürüp kırdığımız<br />
bardak, günümüzü alt üst etmeye<br />
yeterde artar bile. Bu memnuniyetsizliğin<br />
öfkenin arkasında aslında kocaman hayal<br />
kırıklıklarımız vardır. Geçmişimizden günümüze<br />
kadar biriktirdiğimiz, üzerimizden alıp<br />
atamadığımız kırgınlıklarımız ve bunlara karşı<br />
dinmeyen öfkemiz. Kimi zaman bu bize küçükken<br />
alınmamış bir elmalı şekerin, okulda<br />
beklediğimiz notu alamayışımızın öfkesinden<br />
tutunda, anne babamızın, kardeşimizin,<br />
çocuğumuzun veya eşimizin dostumuzun<br />
yanımızda olmaları gerektiğinde yanımızda<br />
olmayışlarının, istediğimiz kazancı elde edemeyişimizin<br />
öfkesine kadar uzanır.<br />
Gerçi en çokta kendi kendimizi uğrattığımız<br />
hayal kırıklıklarına öfkeleriniz, yaptığımız<br />
hataları bir türlü kabullenemeyiz. Üstüne üstelik<br />
bu hayal kırıklıklarını yıllarca içimizde<br />
öylesine besler büyütürüz ki, hayatımızın dümenini<br />
küskünlüklere ve hayal kırıklıklarına<br />
teslim ettiğimizi dahi fark edemeyiz. Halbuki<br />
bunlarla meşgul olacağımıza hayatımızın<br />
bugününe dönsek, onlar da kendiliklerinden<br />
zamanla yok olup gidecekler.<br />
Onlara verdiğimiz ilgi alakanın binde birini<br />
kendimize versek, onların tutsağı olmaktan<br />
kurtulup, özgür bir birey olarak yaşamımıza<br />
devam edeceğiz. İçimizdeki cevherleri keşfedeceğiz<br />
bir bir. Ama biz bunun yerine bir<br />
hayal kırıklığına daha uğramamak adına<br />
çekiliriz kabuğumuza, yaşam alanımızı kısıtlarız.<br />
Sıkışırız bir köşeye, kendi içimizde kurduğumuz<br />
dünyamıza. Aklımızda tasarladığımız<br />
gibi gitmeyen her şey, kurduğumuz dünyamıza<br />
ters düşer. Artık günümüzü hatta<br />
hayatımızı karartmak için gelişiyordur adeta<br />
etrafımızdaki olaylar. Sanki herkes bize<br />
cephe almıştır. Böyle bir kurgu bizi doğruca<br />
kısır bir döngünün ortasına götürür. Kendi<br />
varsayımlarımızla kendi kendimizi tasdikler<br />
birde hak veririz kendimize. Böyle bir girdabın<br />
içinden çıkmanın ilacı ise hoşgörü, mütevazilik,<br />
şükür ve tevekkül etmektir. Elbette<br />
biliriz bunları. Biliriz de tüm hayata dair<br />
yazılmış reçeteler gibi gerektiği gibi kullanamayız<br />
bunları da. Ama gün oldukça birbirimize<br />
hatırlatalım ki bunları yaşamı tüm<br />
güzellikleriyle doyasıya yaşayalım.<br />
Her bir bireyin ayrı bir değerde farklı meziyetlere<br />
sahip olduklarını bilmek, başkalarının<br />
övgüsü olmadan da kendi kendimizin farkında<br />
olması ne büyük erdemdir. Gerektiğinde<br />
çevremizdeki insanları övmekten geri<br />
durmayıp, bize gelen övgüleri de laikiyle<br />
kabul edelim. Hak ettiğimiz takdiri görmüyorsak<br />
da, yeri geldiğinde sesli bir şekilde<br />
talep edelim. Aldığımız eleştiriler ise hayal<br />
kırıklığına uğratmasın bizi. Bilakis onları<br />
iyi birer geri bildirim olarak gelecekte<br />
yapacağımız işler veya davranışlarımız için<br />
değerlendirelim ve hemen savunmaya<br />
geçip kendimizi gereksiz yere yormayalım.<br />
Gerektiğinde kızgınlığımızı, kırgınlığımızı<br />
usulünce göstermekten de geri kalmayalım.<br />
Aksi takdirde kinlenir ve ummadığımız bir<br />
anda patlayıveririz. Kızmadan öncede sakin<br />
kafayla meseleyi anlayıp dinleyelim. Kendimizin<br />
de hata yapabileceğini ve bunun da<br />
gayet doğal olduğunu kabullenerek, hem<br />
kendimize hem çevremizdekilere karşı daha<br />
anlayışlı olabilir, hayatı daha yaşanılabilir<br />
hale getirebiliriz.<br />
en değerli varlığımız fakat onlara<br />
şiddet devam ediyor.<br />
Buna göz yumamayız ve en<br />
sert kanunlarla buna müdahale<br />
etmek zorundayız.’’<br />
Aile ve Gençlik Bakanlığı’nın<br />
bir araştırmasına göre yetişkinlerin<br />
%78’i dayağa karşı,<br />
fakat araştırma katılımcılarının<br />
%38’i çocukluklarında tokat<br />
yediklerini ifade ettiler.<br />
Yetkililer bütün dünya ülkelerinde<br />
şiddetsiz bir çocuk<br />
eğitimi için yasaların uygun<br />
hale getirilmesini talep ediyor.<br />
Fiziksel ve ruhsal şiddetten<br />
arınmış bir çocukluk hakkı,<br />
toplumun en zayıf kesimi olan<br />
çocuklar için çok önemli ve<br />
vazgeçilmez bir haktır.<br />
v.l.n.r Innenminister Wolfgang Sobotka, Königin Silvia von Schweden, Familienministerin Sophie Karmasin und Justizminister Wolfgang Brandstetter<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Unsere Enttäuschungen<br />
Bundesministerin Dr. Sonja Hammerschmid:<br />
„Setzen wir bei den Jüngsten an!“<br />
Eğitim Bakanı<br />
Hammerschmid:<br />
“Ulusal Eğitim<br />
Raporu, Eğitim<br />
Politikamızın<br />
Temelidir...”<br />
Avusturya yeni Eğitim Bakanı<br />
Sonja Hammerschmid<br />
ulusal eğitim raporunu tanıttı<br />
ve rapor hakkında<br />
şunları söyledi:<br />
''Ulusal Eğitim Raporu göstermiştir<br />
ki, toplumumuzdaki<br />
renklilik henüz<br />
okullara yansımadı. Eğitim,<br />
büyük kısım için hâlâ ulaşılması<br />
güç bir hedef. Bu<br />
değişmeli, arzuladığım eğitim<br />
sisteminde her öğrencinin;<br />
kökenine, yaşadığı<br />
bölgeye ve ebeveynin eğitim<br />
düzeyine bağlı olmaksızın<br />
iyi bir eğitim alması<br />
için eşit imkânlara sahip<br />
olması. Eğitim politikamızın<br />
ana konusu çocukların<br />
varolan potansiyellerini en<br />
iyi şekilde değerlendirmesi<br />
Wir sehen nicht was wir haben, sondern halten<br />
danach Ausschau, was wir alles nicht haben. Anstatt<br />
uns mit Menschen zu beschäftigen, die zu<br />
uns halten und für uns da sind, machen wir uns<br />
Gedanken über alle anderen, mit denen wir uns<br />
nicht verstehen oder die wir nicht mögen. Anstatt<br />
die schönen Seiten unserer Mitmenschen<br />
zu rühmen, nörgeln wir an ihren Fehlern herum.<br />
Anstatt unsere Verdienste zu genießen, jammern<br />
wir über das, was wir nicht erreicht haben.<br />
Manchmal ist es das schlechte Wetter, manchmal<br />
ein kleiner Streit und manchmal ein zerbrochenes<br />
Glas, das uns aus der Hand gefallen<br />
ist, die ausreichen, um uns aus der Fassung zu<br />
bringen und unseren Tag zu vermasseln. Hinter<br />
dieser Unzufriedenheit stecken eigentlich<br />
unsere kleinen sowie großen Enttäuschungen,<br />
die wir in unserer Vergangenheit gesammelt und<br />
in die Gegenwart getragen haben. Viel Wut und<br />
Ärger hat sich aufgestaut. Unsere Enttäuschungen<br />
erstrecken sich vom Paradiesapfel, der uns<br />
als Kleinkind nicht gekauft wurde, über die<br />
Schulnote, die wir uns in einem Fach wünschten,<br />
bis hin zum im Stich gelassen werden von unseren<br />
Eltern, Geschwistern, vom Partner, von<br />
den Kindern oder den Freunden, wenn ihre<br />
Unterstützung bzw. ihr Beistand erwünscht<br />
gewesen wäre.<br />
Doch am meisten sind wir es selbst, die uns<br />
enttäuschen. Wir ärgern uns, weil wir unsere<br />
Fehler, die wir auch mal machen dürfen, nicht<br />
annehmen können. Hinzu kommt, dass wir diese<br />
Frustrationen und Ressentiments über die Jahre<br />
in uns auf eine Art und Weise nähren und wachsen<br />
lassen, sodass wir nicht einmal merken, dass<br />
sie die Kontrolle über unser Leben haben. Würden<br />
wir uns auf das Hier und Jetzt konzentrieren,<br />
anstatt uns mit diesen Frustrationen zu<br />
beschäftigen, würden sie auch mit der Zeit<br />
erlöschen. Wir brauchen nur einen Bruchteil der<br />
Aufmerksamkeit, den wir unseren Enttäuschungen<br />
schenken, auf uns zu lenken, um uns von<br />
ihnen zu befreien und als freies Individuum<br />
unser Leben aktiv gestalten und unsere inneren<br />
Werte Tag für Tag neu entdecken zu können.<br />
Aber wir ziehen es vor, uns in unsere Ecke zurückzuziehen<br />
und unser Leben einzuschränken,<br />
um ja nicht noch eine Enttäuschung zu erleben.<br />
In die Ecke getrieben, bauen wir unsere eigene<br />
Welt auf. Alles widerspricht unserer Welt, was<br />
nicht so läuft, wie wir es gerne hätten. Von nun<br />
an richtet sich alles und jeder gegen uns, um<br />
unsere Welt zu zerstören. So eine Vorstellung<br />
führt zu einem Teufelskreis. Noch schlimmer,<br />
wir fangen an uns selbst in unseren Annahmen<br />
zu bestätigen. Die Lösung liegt auf der Hand:<br />
Toleranz, Bescheidenheit, Dankbarkeit und<br />
Vertrauen. Natürlich kennen wir sie. Nur das<br />
Umsetzen fällt uns schwer, wie jede andere<br />
wohlgemeinte Ambition, die wir so gerne<br />
umsetzen würden, um unser Leben schöner zu<br />
gestalten. Aber wir sind uns nicht zu schade, uns<br />
diese Dinge gegenseitig immer wieder in Erinnerung<br />
zu rufen, um das Leben in vollen Zügen<br />
mit seiner ganzen Schönheit auszukosten.<br />
Was für eine große Tugend ist es, im Bewusstsein<br />
zu handeln, dass jeder Einzelne unterschiedliche<br />
Talente hat und jeder für sich wertvoll<br />
ist, auch ohne die Anerkennung eines Anderen.<br />
Natürlich schrecken wir nicht davor zurück,<br />
in unserer Umwelt Menschen zu preisen und zu<br />
loben und wenn wir gelobt werden, nehmen wir<br />
das auch dankend an. Bekommen wir die<br />
gebührende Anerkennung nicht, dann fordern<br />
wir sie lautstark ein. Wenn wir kritisiert werden,<br />
verausgaben wir uns nicht für irgendwelche<br />
Rechtfertigungen, sondern nehmen diesen<br />
Anlass als Feedback und nutzen es für unser<br />
künftiges Verhalten oder Vorhaben.<br />
Wenn nötig, zeigen wir selbstverständlich auch<br />
unseren Ärger und unsere Wut auf eine angemessene<br />
Art und Weise, um nicht schon wieder<br />
für Vorrat zu sorgen. Sonst explodieren wir unerwartet<br />
zu einer unpassenden Zeit und an einem<br />
unpassenden Ort. Bevor wir uns aber womöglich<br />
unnötig ärgern, hören wir gut zu und versuchen<br />
zu verstehen, worum es genau geht.<br />
Sobald wir akzeptieren, dass wir auch Fehler<br />
machen und machen dürfen, werden wir mehr<br />
Verständnis gegenüber anderen aber auch uns<br />
selbst gegenüber entgegenbringen, was unser<br />
Leben erheblich vereinfachen würde.<br />
ve sınıfların da çeşitlenen<br />
toplumumuzun aynası olmasıdır.<br />
Bunun için eğitimde<br />
çeşitliliği yansıtacak<br />
ve aynı zamanda bireyi<br />
daha iyi destekleyecek politikalar<br />
üretilmeli.''<br />
‘Başarılı bir eğitim erken<br />
yaşlarda başlar...’<br />
''Devam edecek eğitim yılları<br />
için temel, anaokulunda<br />
atılmalı ve özellikle<br />
dil bu sıralarda öğretilmiş<br />
olmalı. Anaokulundan ilkokula<br />
başarılı bir geçiş için<br />
pedagojik destek sağlanmalı.<br />
Anaokulunun son zorunlu<br />
yılı ile ilkokulun ilk<br />
iki yılı öğrencinin yetenek<br />
ve ihtiyaçlarının kişiliğine<br />
göre desteklendiği ortak<br />
okula başlangıç dönemi<br />
olarak düzenlenmeli. Böylelikle<br />
eğitimciler, öğrencilerini<br />
daha iyi tanıyarak,<br />
zayıf ve kuvvetli yönlerini<br />
bilerek stratejilerini bu şekilde<br />
belirleyebilir.''<br />
Yeni Yasanın Detayları<br />
Yeni okul yasaları paketi<br />
kapsamında kreşler ve ilkokul<br />
arasında bilgi değişimi<br />
güçlenecek ve ebeveynlerin<br />
de desteğiyle eğitimciler,<br />
öğrencilerin ihtiyaçlarına<br />
en iyi şekilde cevap<br />
verebilecekler.<br />
Yasa paketi aynı zamanda<br />
okullara çocukların ilgi ve<br />
ihtiyaçlarına göre birlikte<br />
oynamaları ve birbirinden<br />
öğrenmeleri için bağımsız<br />
olarak sınıflar oluşturmalarına<br />
imkân sağlayacak.<br />
© Vetmeduni Vienna / Daniela Beranek
HAZİRAN 2016<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 8<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />
Österreich hat einen neuen Kanzler,<br />
meine Partei hat einen neuen Parteivorsitzenden:<br />
Christian Kern. Der vormalige<br />
ÖBB-Manager hat auch das<br />
SPÖ-Regierungsteam umgestellt. Jörg<br />
Leichtfried aus der Steiermark wird<br />
Infrastrukturminister, Thomas Drozda<br />
ist neuer Bundesminister für Kunst,<br />
Kultur, Verfassung und Medien, Sonja<br />
Hammerschmid ist neue Bildungsministerin<br />
und mit Muna Duzdar wurde von<br />
Heinz Fischer eine neue Staatssekretärin<br />
für Diversität, öffentlicher Dienst und<br />
Digitalisierung angelobt. Nachdem ich<br />
Muna schon seit Jahren kenne und mit<br />
ihr in der SPÖ bzw. in der Wiener Politik<br />
oft zusammengearbeitet habe, erlaube<br />
ich mir eine kurze Vorstellungsrunde:<br />
Außerhalb Wiens dürfte Muna noch<br />
nicht so bekannt sein.<br />
Österreich ist ein Einwanderungsland.<br />
Punkt. Dass sich dieses Selbstverständnis<br />
auch in der Regierung wiederspiegelt,<br />
dürfte für manche überraschend<br />
gewesen sein. Denn sonst wäre die<br />
Aufregung – Muna Duzdar ist in Wien<br />
geborene Tochter palästinensischer Einwanderer<br />
– in den Medien nicht so groß<br />
gewesen. Muna Duzdar, geboren 1978,<br />
hat Jus in Wien und Paris studiert und<br />
Nurten YILMAZ<br />
Abgeordnete zum Nationalrat (SPÖ)<br />
nurten.yilmaz@parlament.gv.at<br />
Neue Staatssekretärin<br />
für Diversität:<br />
Muna Duzdar<br />
eine Anwaltskanzlei aufgebaut. Ihre<br />
politische Tätigkeit hat sie in der Sozialistischen<br />
Jugend (SJ) begonnen, wo sie<br />
auch für internationale Politik zuständig<br />
war. Muna Duzdar spricht Deutsch,<br />
Arabisch, Englisch und Französisch. Sie<br />
kommt aus der Wiener Donaustadt,<br />
war dort SPÖ-Bezirksrätin, später Wiener<br />
Landtagsabgeordnete und Bundesrätin.<br />
Als Staatssekretärin wird sie<br />
einerseits Kanzler Kern unterstützen<br />
und u.a. für Volksgruppen und Religion<br />
zuständig sein. Andererseits will sie<br />
auch positive Initiativen im Bereich<br />
Migration, Diversität und Integration<br />
setzen. "Akzente, die integrativ wirken,<br />
die Menschen ungeachtet ihrer<br />
Herkunft, ihrer Religion, ihres Alters,<br />
Geschlechts oder ihrer sexuellen Orientierung<br />
und Identität unterstützen.", so<br />
Muna selbst in ihrer ersten Parlamentsrede.<br />
Muna wird somit in Zukunft<br />
auf SPÖ-Seite das "Gegenüber" von<br />
ÖVP-Integrationsminister Kurz in diesem<br />
Bereich bilden. Muna hat ihre<br />
Grundsätze. Sie wird gegen eine "Politik<br />
der Angst", die Migration immer als<br />
negative Bedrohung darstellt, arbeiten<br />
und das Verbindende vor das Trennende<br />
stellen.<br />
‘Özgürlükler Kıtası’ Avrupa’dan Müslüman Kadınlara Büyük Müjde!<br />
Avrupa’da çalışan kadınlar için<br />
başörtüsü yasağının yolu açıldı<br />
Avrupa Adalet Divanı'nda görülen bir davada<br />
bilirkişi heyeti, belirli koşullarda<br />
işverenin çalışanına başörtüsü yasağı getirebileceği<br />
yönünde görüş bildirdi.<br />
Avrupa Adalet Divanı Genel Savcısı Juliane<br />
Kokott, Divan'a sunulan tavsiye niteliğindeki<br />
bilirkişi raporunda, ‘‘işverenin gözle<br />
görülür siyasi, felsefi ya da dini işaretleri<br />
genel olarak yasaklamış olması durumunda<br />
başörtüsü yasağı için gerekçenin<br />
oluşmuş olabileceği ve bu durumda kişinin<br />
dininden dolayı doğrudan bir ayrımcılığa<br />
uğrama durumunun söz konusu olmadığı’’<br />
sonucuna ulaştıklarını vurguladı.<br />
Belçika'da yaşanan olayda bir firmada üç<br />
yıldır çalışan Müslüman bir kadın, işe artık<br />
başörtülü gelmek istediğini bildirdiğinde<br />
işveren bu duruma karşı çıkmış ve kadının<br />
işine son verilmişti. Kadın da mahkemeye<br />
giderek tazminat başvurusunda bulunmuştu.<br />
Davayı değerlendiren Belçika Yüksek<br />
Mahkemesi yargıçları konunun AB'deki<br />
ayrımcılık yasağı açısından aydınlatılması<br />
için Avrupa Adalet Divanı'na başvurmuştu.<br />
Avrupa Adalet Divanı'nın kesin kararını birkaç<br />
ay içinde açıklaması bekleniyor.<br />
Genel Savcı Juliane Kokott’un sunduğu bilirkişi<br />
raporunun bir bağlayıcılığı bulunmuyor<br />
ama Avrupa Adalet Divanı yargıçları<br />
şimdiye kadar yüzde 80 oranında kendilerine<br />
sunulan bilirkişi raporu doğrultusunda<br />
karar verdiler.<br />
Wirtschaftsminister<br />
Reinhold Mitterlehner:<br />
Lehrlingscoaching<br />
unterstützt<br />
Fachkräfteausbildung<br />
Ekonomi Bakanı<br />
Reinhold Mitterlehner:<br />
Çıraklık Koçluğu<br />
kalifiye eleman<br />
eğitimini destekliyor<br />
Çırak Koçluğu Programı Avusturya<br />
Genelinde Başarıyla Uygulanıyor<br />
BMWFW - Çıraklık Koçluğu Programı başarılara<br />
imza atmaya devam ediyor. Programın<br />
pilot uygulamasının başlamasından bu yana<br />
sadece birkaç eyalette 1200 çırak programa<br />
katıldı ve talep giderek de artıyor. Sadece bu<br />
yılın Ocak ile Mayıs ayları arasında 450<br />
çırağa birebir eşlik edildi. Ekonomi Bakanı<br />
Reinhold Mitterlehner programın hedefinin<br />
gençlere ve işletmelere eğitimleri sırasında<br />
karşılaşacakları sorunların çözümünde yardımcı<br />
olmak olduğunu vurguluyor.<br />
Programın uygulanması<br />
başarıyla devam ediyor<br />
Programı bitiren çırakların büyük bir kısmı<br />
program sonunda durumlarının fark edilebilir<br />
şekilde iyileştiğini söylüyor. Program, çırakların<br />
okullarında ilerlemelerini sağlamak<br />
için öğrenimlerine zarar veren psikolojik<br />
sorunların çözümünden, çırağın özel hayatındaki<br />
uyuşmazlık yönetiminden, işletme<br />
eğitimi sırasında eğitim yardımından, destek<br />
kursları bulmaya kadar çok kapsamlı bir<br />
içeriğe sahip.<br />
BM: 65 milyon insan kaçışta<br />
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği<br />
(UNHCR) dünya genelinde çatışmalar<br />
nedeniyle evlerini terkedip kaçışta olan mülteci<br />
sayısının tarihin en yüksek seviyesine<br />
ulaştığını açıkladı. Dünya Mülteci Günü'nde<br />
yayınlanan yıllık raporda, dünya genelindeki<br />
mülteci sayısının ilk kez 60 milyon sınırını geçtiği<br />
kaydediliyor. UNHCR, geçen yıl sonu itibariyle<br />
65,3 milyon kişinin kendi ülkelerindeki<br />
yerlerinden olduğunu tahmin ediyor.<br />
Türkiye 2,5 milyon kişiyle en çok sayıda mülteciye<br />
ev sahipliği yapan ülke olurken, Türkiye'yi<br />
Pakistan ve Lübnan izliyor.<br />
Mültecilerin yarısı üç ülkeden<br />
Suriye, Afganistan ve Somali'den gelen mültecilerin,<br />
toplam mülteci sayısının yarıdan<br />
fazlasını oluşturduğu vurgulanıyor.<br />
İşletmelere Koçluk Hizmeti<br />
Program çerçevesinde çırak eğiten işletmelere<br />
de koçluk hizmeti veriliyor. Şimdiye<br />
kadar 150’nin üstünde işletme bundan istifade<br />
etmiş durumda. Hedef çırakları eğiten<br />
işletmelere günlük iş akışında yardımcı<br />
olmak, işletmelere teşvik konusunda aracılık<br />
etmek, eğitimcileri daha ileri seviyede<br />
eğitmek.<br />
Kalifiye elemana ihtiyaç var<br />
Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı<br />
Mitterlehner, tüm bu çalışmaların çıraklık<br />
eğitiminin kalitesini yükselttiğini, Avusturya’nın<br />
motive edilmiş, iyi eğitimli kalifiye elemanlara<br />
ihtiyaç duyduğunu, bundan dolayı<br />
her alanda kalifiye eleman eğitiminin güçlendirilmesi<br />
gerektiğini söylüyor.<br />
Ücretsiz olan çıraklık koçluğuna<br />
başvuru çabuk ve kolay;<br />
bunun için internette<br />
www.lehre-statt-leere.at<br />
sayfasını ziyaret etmek yeterli.<br />
Türkiye en çok mülteciye ev sahipliği yapan ülke<br />
UNCHR, Avrupa'da dikkatlerin yoğun bir şekilde<br />
göç krizine odaklanmış olmasına karşın,<br />
mültecilerin yüzde 86'sını düşük ve orta gelirli<br />
ülkelerin barındırdığına dikkat çekiyor.<br />
Uluslararası Göç Örgütü (IOM), geçen yıl<br />
Avrupa'ya deniz yoluyla bir milyondan fazla<br />
ve kara yoluyla da 35 bin mültecinin ulaştığını,<br />
varmak istenilen hedef ülkelerin ise<br />
Almanya ve İsveç olduğunu açıkladı.<br />
Yabancı düşmanlığı iklimi<br />
UNHCR’nin yaptığı en önemli tespitlerden biri<br />
de mülteci kriziyle başa çıkmaya çalışan Avrupa'da<br />
"kaygı verici bir yabancı düşmanlığı<br />
iklimi" oluştuğu vurgusu. İkinci Dünya Savaşı'ndan<br />
bu yanaki en büyük göç akınının, aşırı<br />
sağcı grup ve göç karşıtı politikalara büyük bir<br />
destek verilmesine yol açtığı da belirtildi.<br />
Avrupa’ya Tavsiyeler<br />
Göç krizi Avrupa Birliği ülkelerinde<br />
büyük siyasi tartışmalara neden<br />
olmuş, bazı ülkeler pasaportsuz seyahat<br />
edilen Schengen bölgesinde sınır<br />
kontrollerini yeniden başlatmıştı.<br />
UNCHR Başkanı Filippo Grandi yaptığı<br />
açıklamada: "Avrupalı liderlerin izledikleri<br />
politikaları koordine etmek<br />
ve mültecilerle ilgili negatif algılarla<br />
mücadele için daha çok şey yapmaları<br />
gerekiyor. Bunun tersini yapanlar, kamuoyunu<br />
mültecilere ve sığınmacılara<br />
karşı kışkırtanlar bir yabancı<br />
düşmanlığı iklimi oluşturmaktan sorumludur<br />
ve bu tutum bugünün Avrupasının<br />
en kaygı verici durumudur"<br />
uyarısında bulundu.<br />
© Jakob Glaser
JUNI 2016<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
INTEGRATION - 9<br />
Statement von<br />
Sebastian Kurz,<br />
Außen- und Integrationsminister<br />
Entgeltliche Einschaltung<br />
Anerkennungs- und Bewertungsgesetz<br />
Kürzere Verfahren,<br />
verstärkte Beratung<br />
Schnellere Integration in den Arbeitsmarkt<br />
durch verstärkte Beratung, kürzere Verfahrensdauer<br />
und besondere Verfahren für<br />
Qualifikationen von Asylberechtigten: Das<br />
Anerkennungs- und Bewertungsgesetz für<br />
ausländische Qualifikationen von Zuwander/innen<br />
und Flüchtlingen wurde nun im<br />
Ministerrat beschlossen.<br />
Zentrale Inhalte des neuen Gesetzes sind:<br />
• schnellere Anerkennung mitgebrachter<br />
Qualifikationen<br />
• Ausbau von Informationsstellen<br />
• die Einführung von Bewertungsverfahren<br />
(sowie spezielle Verfahren, die für Flüchtlinge<br />
notwendig sind, die über keinen formalen<br />
Nachweis ihrer Qualifikation verfügen)<br />
Integrationsminister Sebastian Kurz: "Der<br />
Einstieg in den Arbeitsmarkt ist ein zentraler<br />
Schritt für die erfolgreiche Integration von<br />
Zuwander/innen und Asylberechtigten in<br />
Österreich. Mit dem neuen Anerkennungsund<br />
Bewertungsgesetz haben wir mit neuen<br />
Auffrischungsbedarf, Schulwechsel, Wiederholungsprüfung.<br />
Die Ferien sind der<br />
ideale Zeitraum, um Wissenslücken auszugleichen,<br />
Gelerntes zu vertiefen und sich<br />
auf das kommende Schuljahr vorzubereiten.<br />
Daher bietet die Schülerhilfe auch in<br />
diesem Jahr Nachhilfe in den Sommerferien<br />
an. Die Schülerinnen und Schüler –<br />
von der Volksschule bis zur Matura –<br />
können Versäumtes nachholen, Gelerntes<br />
vertiefen und so Selbstvertrauen und<br />
Motivation für den Schulalltag im Herbst<br />
aufbauen. Die Schülerhilfe - Theresia<br />
Glugovsky fördert seit 28 Jahren mit viel<br />
Erfahrung und Kompetenz Kinder und<br />
Jugendliche durch erfolgreichen Nachhilfeunterricht<br />
für alle Schularten, Klassen und<br />
Fächer.<br />
Qualifizierte und engagierte NachhilfelehrerInnen<br />
begleiten den Schüler Schritt für<br />
Schritt auf dem Weg zum schulischen<br />
Erfolg und helfen, Lernziele zu erreichen<br />
und Lerndefizite langfristig zu beheben.<br />
und kürzeren Verfahren sowie verstärkter Beratung<br />
die Voraussetzungen dafür geschaffen,<br />
dass sie ihre Fähigkeiten möglichst rasch in<br />
Österreich einbringen können."<br />
Der ÖIF unterstützt Flüchtlinge und Zuwander/innen<br />
bei der Anerkennung ihrer ausländischen<br />
Qualifikationen durch das Online-<br />
Portal berufsanerkennung.at, das durch das<br />
Gesetz weiter als Informations- und Serviceportal<br />
ausgebaut wird.<br />
Die Online-Datenbank ist in vier Sprachen<br />
verfügbar und wird laufend aktualisiert und<br />
erweitert. Das Anerkennungshandbuch "Anerkennungs-ABC"<br />
bietet Informationen zu 200<br />
verschiedenen Berufsgruppen, ist kostenlos in<br />
Deutsch und Englisch erhältlich und liegt an<br />
vielen Beratungsstellen auf.<br />
ÖIF<br />
Für einen guten Start ins neue Schuljahr<br />
WH- und Sommerlernkurse<br />
Mit den WH- und Sommerlernkursen der<br />
Schülerhilfe steht einer erfolgreichen<br />
Wiederholungsprüfung und einem guten<br />
Schulstart nichts mehr im Wege. Ein<br />
kostenloser Sommer-Schnupperunterricht<br />
ist bis 24. Juni 2016 möglich.<br />
Anmeldeschluss für die Nachhilfe im<br />
Sommer ist der 20. Juli 2016.<br />
Die Schülerhilfe ist das erste Nachhilfe-<br />
Institut mit TÜV-Siegel nach ISO9001.<br />
SCHÜLERHILFE – Theresia Glugovsky,<br />
die Nachhilfe<br />
INNSBRUCK, Salurner Str. 18, 0512/570557<br />
HALL, Stadtgraben 1, 05223/52737,<br />
SCHWAZ, Münchner Str. 48, 05242/61077<br />
WÖRGL, Speckbacherstr. 8, 05332/77951<br />
TELFS, Obermarktstr. 2, 05262/63376<br />
Mehr Infos unter:<br />
www.schuelerhilfe.at<br />
© Petra Bork / pixelio.de<br />
Rascher Spracherwerb für<br />
nachhaltige Integration<br />
90.000 Menschen sind im letzten Jahr nach<br />
Österreich gekommen. Rund die Hälfte dieser<br />
Menschen wird einen positiven Asylbescheid<br />
erhalten und dauerhaft in Österreich bleiben.<br />
Wir stehen vor großen Herausforderungen,<br />
was die langfristig erfolgreiche Integration von<br />
Flüchtlingen in unsere Gesellschaft betrifft.<br />
Um diesen eine rasche und nachhaltige<br />
Integration in Österreich zu ermöglichen ist<br />
neben dem raschen Einstieg in den Arbeitsmarkt<br />
und dem Besuch eines Werte- und<br />
Orientierungskurses vor allem das Erlernen<br />
der deutschen Sprache essentiell.<br />
Wir als Integrationsministerium setzen uns<br />
gemeinsam mit starken Partnern wie dem<br />
Österreichischen Integrationsfonds für den<br />
raschen Spracherwerb von Asylberechtigten<br />
und subsidiär Schutzberechtigen ein. Die<br />
Mittel für die Sprachförderung sind derzeit so<br />
hoch wie nie und fließen zum Großteil in<br />
Deutschkurse zur Alphabetisierung. Neben<br />
der Sprachförderung von erwachsenen<br />
Asylberechtigten und subsidiär Schutzberechtigten<br />
ist es wichtig, vor allem Kinder und<br />
Jugendliche beim Erlernen der deutschen<br />
Sprache von Anfang an zu unterstützen. Seit<br />
langem fordert das Integrationsministerium<br />
die intensive und gezielte Sprachförderung<br />
von Kindern und Jugendlichen, die ohne<br />
oder nur mit wenigen Deutschkenntnissen<br />
nach Österreich kommen. Anfang Juni wurde<br />
eine Schulrechtsänderung im Ministerrat<br />
beschlossen, die besondere Sprachstartgruppen<br />
und den starken Ausbau von Sprachförderkursen<br />
für Schülerinnen und Schüler<br />
vorsieht. In den Sprachstartgruppen wird<br />
mit jenen Kindern, die noch keine oder wenige<br />
Deutschkenntnisse haben, gezielt Deutsch<br />
geübt. Die Sprachstartgruppen kommen<br />
besonders Flüchtlingskindern zugute, die so<br />
für den Regelunterricht auf Deutsch vorbereitet<br />
werden.<br />
Von den neu beschlossenen Maßnahmen profitieren<br />
aber auch jene Kinder, die Deutsch als<br />
Bildungssprache noch nicht ausreichend beherrschen.<br />
Das Üben der deutschen Sprache<br />
kann in Gruppen ab acht Kindern stattfinden.<br />
In der Woche sind elf Stunden dafür vorgesehen.<br />
Der Expertenrat für Integration und das<br />
Integrationsministerium machten schon zu Beginn<br />
der Flüchtlingswelle auf den notwendigen<br />
Ausbau der Sprachförderungen an Schulen<br />
aufmerksam. Integration ist eine Querschnittsmaterie,<br />
die Bund, Länder und<br />
Gemeinden alle gemeinsam betrifft. Die<br />
geplante Gesetzesreform und die damit<br />
verbundene stärkere Sprachförderung von<br />
Kindern und Jugendlichen ist daher ein wichtiger<br />
gemeinsamer Schritt für die rasche<br />
Integration in Österreich.<br />
WH-<br />
&<br />
<br />
Sommerkurse<br />
Immer für Sie & Ihr Kind da - für alle Schulklassen und<br />
alle Fächer von der Volksschule bis zur Matura!<br />
Herzaman sizin ve çocuğunuz için burada - bütün<br />
sınıflar ve dersler için, İlkokul‘dan Matura‘ya kadar.<br />
Geld-zurück-Garantie*<br />
bei Nichtbestehen der WH<br />
Tekrar sınavında başarısız<br />
olunduğu takdirde<br />
para-iade-garantisi*<br />
Vorbereitung auf die Nachmatura!<br />
1 Sondertarif: Aktionsbedingungen unter www.schuelerhilfe.at/fuenfwegodergeldzurueck.<br />
INNSBRUCK, Salurner Str. 18, 0512 / 570557<br />
HALL, Stadtgraben 1, 05223 / 52737<br />
SCHWAZ, Münchner Str. 48, 05242 / 61077<br />
WÖRGL, Speckbacherstr. 8, 05332 / 77951<br />
TELFS, Obermarktstr. 2, 05262 / 63376<br />
WWW.SCHUELERHILFE.AT<br />
© Felicitas Matern / feelimage.at<br />
Entgeltliche Einschaltung
JUNI 2016<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
KONSUMENT - 10<br />
Konsumenten können Verantwortung übernehmen<br />
Wissen über Lebensmittel fördern<br />
Wien - „Immer besser, gesünder,<br />
effizienter“? Unter diesem Motto lud<br />
die österreichische Lebensmittelindustrie<br />
zu ihrem 15. Jahresempfang.<br />
Im Zentrum des Abends standen das<br />
Ideal des perfekten Menschen, die<br />
Rolle der Ernährung sowie die<br />
Verantwortung des Einzelnen für<br />
seinen Lebensstil. Rund 300 Spitzenvertreter<br />
aus Wirtschaft und Politik<br />
sowie Partner entlang der gesamten<br />
Lebensmittelkette waren der Einladung<br />
des Fachverbands in die Aula der<br />
Wissenschaften in Wien gefolgt.<br />
Wissen statt Ideologie<br />
Die Anforderungen an das, was auf den Teller<br />
kommt, steigen beständig. Der Obmann<br />
des Fachverbands, GD KR DI Johann Marihart,<br />
wies auf die paradoxe Situation für die<br />
Lebensmittelindustrie hin:<br />
„Lebensmittel gelten gleichermaßen als<br />
Allheilmittel und Sündenbock. Täglich schießen<br />
neue Zwänge für unsere Branche aus dem<br />
Boden – von Werbe- oder Verkaufsverboten<br />
über Zuckersteuern bis zur geforderten Reformulierung<br />
von Produkten auf EU-Ebene.“<br />
Marihart sieht die Zeit reif für einen neuen<br />
Zugang: „Wir brauchen Wissen statt Ideologie.<br />
Nicht einzelne Lebensmittel machen krank,<br />
sondern unausgewogene Ernährung, gepaart<br />
mit weiteren Faktoren – wie wenig Bewegung,<br />
Stress oder Veranlagung.“ Das Angebot an<br />
sicheren und qualitativen Lebensmitteln der<br />
heimischen Hersteller sei heute so vielfältig<br />
wie nie zuvor. „Da ist für jeden Geschmack<br />
und jedes Körpergewicht etwas dabei. Ich bin<br />
überzeugt: Für einen gesunden Lebensstil<br />
braucht es keine neuen Lebensmittel. Es<br />
braucht vielmehr Bildung, damit Menschen<br />
Herkunftskennzeichnung von Lebensmitteln in NÖ<br />
„Gut zu wissen"<br />
NLK-„Gut zu wissen" ist der Start der Offensive<br />
für Herkunftskennzeichnung von Lebensmitteln<br />
in Niederösterreich. Überall, dort, wo<br />
man die Verantwortung trage, welche<br />
Lebensmittel verwendet werden, werde die<br />
Aktion ab Sommer durchgeführt: in der Landhausküche,<br />
in den Großküchen der Pflegeheime<br />
und Kliniken und bei der Verpflegung<br />
in den Landesschulen. Dabei beginne man<br />
nicht von Null. „Wir waren in der Vergangenheit<br />
bereits sehr intensiv darauf bedacht<br />
nach heimischen Produkten zu greifen.<br />
Über 90 Prozent der Produkte kommen aus<br />
Niederösterreich", so Landeshauptmann<br />
Pröll. 80 Prozent der Fleischprodukte würden<br />
aus Niederösterreich kommen und der Bio-<br />
Anteil betrage zwischen 40 und 80 Prozent,<br />
diesen Wert wolle man natürlich steigern.<br />
© NÖ Landespressedienst / Filzwieser<br />
wieder Selbstverantwortung übernehmen<br />
können!“, appellierte der Obmann des Fachverbands.<br />
Auch für Gesundheitsministerin Dr. Sabine<br />
Oberhauser, MAS ist die Information der Konsumenten<br />
ein wesentlicher Schlüssel. Die<br />
alleinige Steuerung des Marktes von oben –<br />
etwa durch eine Ampelregelung oder eine<br />
Zuckersteuer wie in Großbritannien – sei nicht<br />
zielführend. Vielmehr gehe es auch darum,<br />
über Information und Bildung das Verhalten<br />
der Verbraucher zu beeinflussen.“<br />
Das Ideal des perfekten Menschen<br />
Univ.-Prof. Dr. Konrad Paul Liessmann, Philosoph<br />
und erfolgreicher Buchautor, kritisierte<br />
in seiner Keynote das Ideal der Verbesserung<br />
des Menschen um jeden Preis. Unter dem Titel<br />
„Der perfekte Mensch und seine Grenzen“<br />
spannte er einen Bogen von der Ernährung bis<br />
zur Cybermedizin. Der Körper werde trainiert<br />
und modelliert, „richtiges“ Essen, leistungssteigernde<br />
Nahrungsergänzungsmittel und<br />
eine langfristige Anti-Aging-Strategie sollten<br />
für effiziente Nutzung der Ressourcen sorgen.<br />
Am Ende stehe „ein perfektes Wesen, das<br />
reibungslos funktioniert und dem alles<br />
Menschliche fremd geworden ist“. (OTS)<br />
Mit der Kennzeichnung der regionalen<br />
Herkunft von Fleisch und Eiern wolle<br />
man „Transparenz und Sicherheit" geben.",<br />
so Pröll. „Wir wollen das Bewusstsein<br />
für regionale Lebensmittel entsprechend<br />
stärken", betonte der Landeshauptmann.<br />
Außerdem werde mit der Aktion „die<br />
regionale Wirtschaft entsprechend unterstützt".<br />
Man sichere damit Arbeitsplätze und<br />
die Nahversorgung. „Wir schaffen eine<br />
Identifikation zwischen Konsumenten und<br />
Produzenten", so der Landeshauptmann.<br />
Jede und jeder habe die Chance „einen<br />
Beitrag zum Klima- und Umweltschutz zu<br />
leisten", so Pröll.<br />
„Eine gesunde und nachhaltig produzierte<br />
Ernährung trägt zum Wohlbefinden und<br />
zur Lebensqualität unserer Bewohnerinnen<br />
und Bewohner bei",<br />
so Anton Kellner,<br />
CEO SeneCura. Vor<br />
fünf Jahren habe<br />
man daher in den<br />
SeneCura Häusern<br />
damit begonnen,<br />
mehrmals täglich<br />
nach dem Motto<br />
„Genussvoll G'sund"<br />
zu kochen und<br />
regionale Produkte<br />
aus der Umgebung<br />
zu verwenden und<br />
auch darüber zu<br />
informieren.<br />
Schutz vor zweifelhaften Onlinegeschäften<br />
„Watchlist Internet“<br />
St. Pölten (OTS) - Geschäfte und Geschäftsanbahnungen<br />
über Internet, vom Schuhkauf,<br />
über den privaten Autohandel bis zu Taxidienstleistungen,<br />
nehmen immer mehr zu.<br />
Neben guten und seriösen Angeboten steigt<br />
aber auch die Zahl betrügerischer Geschäftsanbieter<br />
und sogenannter Fake-Homepages,<br />
die zwar Leistungen anbieten, aber keine<br />
erbringen. Aus diesem Grund wurde die<br />
sogenannte „Watchlist- Internet“ in Leben<br />
gerufen.<br />
© El-Daly / Bio Austria - Beispiel einer Produzentinnen-Seite in der Online-Bio-Suchmaschine Biomaps<br />
„Die Watchlist Internet ist eine unabhängige<br />
Informationsplattform zu Internet-Betrug<br />
und betrugsähnlichen Online-Fallen aus<br />
Österreich. Sie informiert über aktuelle<br />
Betrugsfälle im Internet und gibt Tipps, wie<br />
man sich vor gängigen Betrugsmaschen schützen<br />
kann. Opfer von Internet-Betrug erhalten<br />
konkrete Anleitungen für weitere Schritte.<br />
Aktuelle Schwerpunktthemen der Watchlist<br />
Internet sind u.a.:<br />
Abo-Fallen, Kleinanzeigen-Betrug, Phishing,<br />
Abzocke über Handy und Smartphone,<br />
Fake-Shops, Markenfälschungen, Scamming<br />
bzw. Vorschussbetrug, Facebook-Betrug,<br />
Gefälschte Rechnungen, Gefälschte Abmahnungen<br />
und Lösegeld-Trojaner“, so Niederösterreichs<br />
LHStv. Mag. Karin Renner in der<br />
„Watchlist Internet“. Über ein Meldeformular<br />
können InternetnutzerInnen zudem selbst<br />
Internet-Fallen melden und so die Aufklärungsarbeit<br />
der Watchlist Internet aktiv<br />
unterstützen.<br />
www.watchlist-internet.at<br />
Transparenz für Konsumenten<br />
Biomaps - Online-Bio-Suchmaschine<br />
Wien (OTS/VKI) - Was tun, wenn man plötzlich<br />
ohne Gepäck am Flughafen steht? Wenn<br />
die soeben gekaufte Sonnenbrille schon<br />
wieder kaputt oder der gebuchte Mietwagen<br />
vor Ort nicht verfügbar ist? Bei diesen und vielen<br />
anderen Problemen am Urlaubsort hilft<br />
die Travel App des Netzwerks Europäischer<br />
Verbraucherzentren. Rechtzeitig zu Beginn<br />
der Ferien- und Reisezeit wurde nun eine<br />
neue, überarbeitete Version vorgestellt.<br />
Wien (OTS) - Die Nachfrage nach Bio-Produkten<br />
steigt seit Jahren kontinuierlich an. Immer<br />
mehr Konsumentinnen und Konsumenten<br />
legen bei der Wahl ihrer Bio-Produkte Wert<br />
darauf zu wissen, woher diese kommen und<br />
von wem sie hergestellt wurden und sie wollen<br />
immer öfter Bio-Lebensmittel auch direkt<br />
vom Hersteller beziehen. Das neue Online-<br />
Tool von BIO AUSTRIA erreichen Konsumentinnen<br />
und Konsumenten ab sofort ganz<br />
einfach per Mausklick unter:<br />
www.bio-austria.at/biomap<br />
Für die bäuerlichen Produzenten ergibt sich<br />
durch die Biomaps ein zusätzlicher Vertriebskanal,<br />
in dessen Rahmen ohne zusätzlichen<br />
zeitlichen und finanziellen Aufwand die<br />
Bekanntheit gesteigert und der Absatz<br />
gestützt werden kann. Es gibt Kontaktdaten<br />
von derzeit über 1.000 Direktvermarktern und<br />
tausenden Produkten aus dem Lebensmittelbereich<br />
in ganz Österreich. Im Laufe der<br />
nächsten Monate werden kontinuierlich<br />
weitere Betriebe aus dem ganzen Land in das<br />
System eingepflegt werden, wodurch das<br />
Angebot an Bezugsquellen von Bio-Lebensmitteln<br />
vom Direktvermarkter weiter steigen<br />
wird.<br />
Service: Die Biomaps stehen online unter<br />
www.bio-austria.at/biomap<br />
zur freien Verwendung zur Verfügung.<br />
Hilft bei Problemen am Urlaubsort<br />
ECC-Net Travel App<br />
"Die ECC-Net Travel App bietet bei Urlaubsreisen<br />
in EU-Länder konkrete Hilfestellung,<br />
indem sie durch 101 typische Problemsituationen<br />
lotst", erklärt Mag. Georg Mentschl<br />
vom Europäischen Verbraucherzentrum<br />
Österreich (EVZ). "Reisende können ihre<br />
aktuelle Frage wählen und sich in der eigenen<br />
Sprache über geltendes Recht im jeweiligen<br />
Urlaubsland informieren." Wichtige Sätze und<br />
Formulierungen werden zudem in der jeweiligen<br />
Landessprache angezeigt, wodurch<br />
Missverständnisse vermieden werden<br />
sollen. Für den Fall, dass sich ein Problem<br />
auf diesem Weg nicht lösen lassen sollte,<br />
bietet die App nunmehr auch neu im<br />
Menüpunkt "Hilfe" einen Überblick zu<br />
Einrichtungen und Ansprechpartnern an<br />
Ort und Stelle an.<br />
Die Reise-App kann in den jeweiligen App-<br />
Stores kostenlos heruntergeladen werden.
11 - SALZBURG<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
JUNI 2016<br />
Breites Lehrstellenangebot auf einen Klick<br />
www.salzburger-industrie.at<br />
Die Salzburger Industriellenvereinigung hat<br />
zusammen mit der Sparte Industrie der<br />
Wirtschaftskammer eine „Industrielandkarte“<br />
für das Bundesland Salzburg erstellt. Bereits<br />
jetzt sind dort insgesamt fünfzig Unternehmen<br />
mit 200 offenen Lehrstellen vertreten.<br />
Über die Seite finden Jugendliche Zugang zu<br />
Salzburgs Industriebetrieben, deren Leistungen<br />
und Angebote. Die Berufschancen für<br />
ausgebildete Fachkräfte sind exzellent. „Die<br />
Entscheidung für einen technischen Lehrberuf<br />
Rund 72.200 Haushalte haben in den ersten<br />
drei Monaten des heurigen Jahres ihren<br />
Strom- oder Gaslieferanten gewechselt.<br />
Das geht aus der aktuellen Marktstatistik<br />
der Regulierungsbehörde E-Control zum<br />
Verbraucherverhalten/Versorgerwechsel hervor.<br />
„Im Vergleich zum ersten Quartal 2015<br />
sind die Wechselzahlen neuerlich angestiegen.“,<br />
betont Wolfgang Urbantschitsch,<br />
ist eine Entscheidung für den beruflichen<br />
Erfolg und eine vielversprechende Laufbahn<br />
in einem erfolgreichen Industrieunternehmen“,<br />
sagt Rudolf Zrost, Präsident der Industriellenvereinigung<br />
Salzburg.<br />
Traumjob in der heimischen Industrie finden<br />
„Die Salzburger Industrieunternehmen schätzen<br />
die Lehre sehr und sind immer auf der<br />
Suche nach den besten Händen und Köpfen.<br />
Deshalb gibt es diese gemeinsame Plattform,<br />
auf der alle Salzburgerinnen und Salzburger<br />
sehr einfach ihren Traumjob in der heimischen<br />
Industrie suchen und finden<br />
können“, sagt Zrost.<br />
Franz Burtscher, der Chef der ÖBB-<br />
Lehrwerkstätte in Salzburg, in der<br />
aktuell 95 Lehrlinge in Metalltechnik/Maschinenbau,<br />
Elektrotechnik/Anlagenbetriebstechnik<br />
und Gleisbautechnik<br />
ausgebildet werden: „Ich<br />
kann eine technische Lehre nur<br />
empfehlen. Es gibt tolle Karrieremöglichkeiten,<br />
den Lehrlingen stehen alle<br />
Wege offen.“<br />
IV<br />
Einfach sparen<br />
Strom- oder Gaslieferanten wechslen<br />
Vorstand der E-Control. Den Stromanbieter<br />
wechselten gut 53.600 Haushalte, den Gaslieferanten<br />
mehr als 18.600 Haushalte.<br />
Höchstes Einsparpotenzial<br />
seit der Marktöffnung<br />
Derzeit spart sich ein durchschnittlicher<br />
Haushalt bei einem Wechsel vom angestammten<br />
Versorger zum günstigsten Stromund<br />
Gaslieferanten zwischen 500 und 850<br />
Euro inklusive Wechselrabatt im ersten<br />
Jahr. Das sind die höchsten Einsparungen<br />
seit der Liberalisierung des Strommarktes<br />
2001 und des Gasmarktes 2002. „Die Zeit<br />
für einen Anbieterwechsel ist günstig wie<br />
noch nie“, so Wolfgang Urbantschitsch.<br />
Der Wechsel selbst gehe schnell und<br />
unkompliziert. Den günstigsten Lieferanten<br />
für Strom und Gas finden Konsumenten<br />
am einfachsten mit dem Tarifkalkulator der<br />
E-Control unter:<br />
www.e-control.at/tarifkalkulator<br />
OTS<br />
VKI-Schülerwettbewerb: Jetzt teste ich!<br />
1.Platz geht nach Salzburg<br />
OTS/VKI - Wie gut sind Vanillejoghurts?<br />
Welche Lacke sind umweltfreundlich und<br />
welche Jugendkonten können am ehesten<br />
überzeugen? Mit diesen und vielen anderen<br />
Themen beschäftigten sich die 780 Teilnehmerinnen<br />
und Teilnehmer des vom Verein für<br />
Konsumenteninformation (VKI) veranstalteten<br />
Wettbewerbes JETZT TESTE ICH!<br />
170 Arbeiten wurden beim diesjährigen Wettbewerb<br />
eingereicht und bewertet. Die zehn<br />
besten Projekte wurden nun im Kassensaal<br />
der Oesterreichischen Nationalbank (OeNB)<br />
prämiert. Die Preisgelder in der Höhe 10.000<br />
Euro teilen sich Projektteams aus Salzburg,<br />
Kärnten, Niederösterreich, Oberösterreich,<br />
der Steiermark, Tirol und Wien.<br />
Altersgruppe 2000-2003:<br />
1. Platz: Test von Vanillejoghurts (PG St. Rupert<br />
Bischofshofen, Salzburg) – 1.200 Euro<br />
Altersgruppe 1996-1999:<br />
1. Platz: Windeltest (BAKIP8, Wien) – 1.200<br />
Euro<br />
Umweltzeichen-Preis:<br />
- Altersgruppe 1996-1999: Lacke (HTL Mödling,<br />
Niederösterreich)<br />
- Altersgruppe 2000-2003: Der ultimative Indoor-Komposter<br />
(Neue Mittelschule Hollenstein,<br />
Niederösterreich)<br />
VKI-Geschäftsführer Rainer Spenger zeigt sich<br />
von der Kreativität und dem Einsatz der Nachwuchstesterinnen<br />
und -tester sehr beeindruckt:<br />
„Aus all den eingereichten Arbeiten<br />
einige wenige als Gewinner auszuwählen ist<br />
BEI SCHIEFLAGE<br />
AKTIVIEREN:<br />
arbeiterkammer.at<br />
der Jury sicher nicht leicht gefallen, vor allem,<br />
weil man deutlich erkennen kann, mit wie<br />
viel Spaß die Schülerinnen und Schüler in<br />
die Rolle der kritischen Tester geschlüpft sind.<br />
Es ist uns ein großes Anliegen, mit unserem<br />
Schülerwettbewerb JETZT TESTE ICH einen<br />
konkreten, aber auch sehr praxisnahen Ansatz<br />
zur Verbraucherbildung zu bieten.“<br />
Bei JETZT TESTE ICH! 2015/16 wurde zum<br />
zweiten Mal der „Umweltzeichen-Preis“ vergeben.<br />
Andreas Tschulik, Leiter der Abteilung<br />
Betrieblicher Umweltschutz und Technologie<br />
im Umweltministerium (BMLFUW): „ Das kritische<br />
Auseinandersetzen mit den Anforderungen<br />
an das Österreichische Umweltzeichen<br />
animiert Kinder und Jugendliche zu spannenden<br />
Projekten. Das spiegelt sich in den beiden<br />
Siegerprojekten wieder.“<br />
© Neumayr<br />
Sprachförderungsprojekt "AKIM"<br />
Spielerische Förderung von Kindern<br />
(LK) Im Beisein der Eltern und Landesrätin<br />
Martina Berthold erzählten 120 Kinder,<br />
was sie im integrativen Sprachförderungsprojektes<br />
"AKIM" erfahren und erlebt haben.<br />
In der "Halle für alle" der neuen Mittelschule<br />
Mittersill zeigten die Kinder der Kindergärten<br />
Zierteich und St. Vinzenz, wie der Einstieg in<br />
unsere Sprache "schauspielerisch" gelingen<br />
kann.<br />
Ganze vier Monate wurde zuletzt eifrig am<br />
Theaterstück "AKIM" gearbeitet. Das integrative<br />
Sprachförderungsprojekt stellt neben der<br />
Sprachförderung auch die Persönlichkeitsentwicklung,<br />
das soziale Lernen, die Vermittlung<br />
von Wertschätzung und Integration im alltäglichen<br />
Miteinander in den Mittelpunkt.<br />
"Kinder haben Lust und Interesse, Neues zu<br />
erkunden und gehen mit offenen Augen<br />
durch die Welt. Unsere Aufgabe ist<br />
es, ihnen diese Lust zu erhalten. Das<br />
engagierte Sprachprojekt von Maria<br />
Schneider, Reini Tritscher und Tom<br />
Zezula unterstützt die Kinder dabei,<br />
Deutsch 'schauspielerisch' zu erlernen.<br />
Das fasziniert mich. Ein herzliches<br />
Dankeschön an alle Beteiligten. Den<br />
Kindern wünsche ich, dass sie sich die<br />
Begeisterung für Sprachen und Schauspiel<br />
erhalten", so Berthold.<br />
Vom Arbeitsrecht bis zum Thema Wohnen, von Karenzfragen<br />
bis zu gerechten Preisen: Die AK ist für Sie da.<br />
Alles, was Arbeitnehmer brauchen, auf<br />
arbeiterkammer.at<br />
Entgeltliche Einschaltung
M i t di e sen S pielen retten S i e lan ge A u to fa h r ten,<br />
Regentage oder S i e h aben e i n f ach n u r S pa ß!<br />
Keine Langeweile...<br />
Piatnik Activity My First<br />
Der Spielspaß für die Kleinsten! Diese Kombination<br />
von kreativen Spielelementen<br />
wurde in Kindergärten mit großem Erfolg<br />
getestet. Die Spieler müssen Wörter erraten,<br />
bzw. sie durch Malen, Pantomime<br />
oder durch Worte erklären. Ein variabler<br />
Spielplan regelt die Spieldauer. Diese Activity<br />
Ausgabe fördert die Kommunikationsfähigkeit<br />
der Kleinsten.<br />
Warnhinweis: Achtung! Nicht für Kinder<br />
unter 36 Monaten geeignet.<br />
Fazit: Tolle Unterhaltung für kleinere Kinder,<br />
aber auchfür Kinder in der Volkschule<br />
bis hin zu<br />
Verlag: Piatnik<br />
Alter: ab 4 Jahren<br />
Spieler: 3-6<br />
Dauer: 20 - 30 Minuten<br />
Preis: ca. 20 €<br />
Klack<br />
Oma und<br />
Opa! Mit<br />
verschiedenen Varianten steht nicht immer das Gewinnen sondern auch die<br />
Teamarbeit im Vordergrund. Außerdem wird die Sprache, die Motorik und<br />
die Vorstellungskraft trainiert! Und das ist auchfür die Erwachsenen nicht<br />
immer ganz einfach...<br />
tiptoi® Der interaktive Globus<br />
Klack! ist ein turbulentes Aktionsspiel für Kinder und Eltern und<br />
stammt aus der Ideen-Schmiede des Halli Galli-Autors Haim<br />
Shafir.<br />
Auf die Plätze, fertig, "Klack!" Bei Klack! geht es turbulent zu,<br />
denn alle Spieler greifen gleichzeitig nach den bunten, magnetischen<br />
Scheiben. Aber Vorsicht: Es dürfen nur Scheiben zu einem<br />
Turm zusammen “geklackt” werden, deren Farbe und Symbol<br />
vorher gewürfelt wurden. Wer am Ende den höchsten Turm hat,<br />
gewinnt.<br />
Klack! wurde im Erscheinungsjahr 2012 auf die Empfehlungsliste<br />
der Jury Spiel des Jahres gewählt, für den Verbraucherpreis “Das<br />
Verlag: Amigo<br />
Alter: ab 4 Jahren<br />
Spieler: 2bis6<br />
Dauer: ca. 10 Minuten<br />
Preis: ca. 15,99 €<br />
Auszeichnungen: in Finnland zum<br />
Kinderspiel des Jahres gewählt<br />
Wissen und Spiele rund um die Welt<br />
„Bonjour“, „dobrý den“ oder „god dag“ – mit dem interaktiven<br />
Globus und dem tiptoi® Stift lernen Kinder nicht nur, wie man<br />
sichauf der Welt begrüßt. Sie erkunden den ganzen Globus und<br />
erhalten Informationen zu 197 Ländern in elf Wissensgebieten.<br />
Beim Antippen des Globus mit dem tiptoi® Stift erfahren die<br />
Kinder spannende Geschichten zu Themen wie Geografie,<br />
Landesgrößen, Hauptstädten, Sprachen oder landestypischen<br />
Tieren. Mit vielfältigen Audioinhalten wie zum Beispiel Tierlauten<br />
erweckt der tiptoi® Stift den Globus zum Leben.<br />
In vier unterschiedlichen Spielen können die Kinder allein oder<br />
auchzu mehreren spielen: In Such-, Wissens- oder Erkennungsspielen<br />
festigen und vertiefen die jungen Entdecker ihr<br />
Wissen.<br />
Fazit: Der tiptoi-Globus ist eine<br />
tolle Idee. Die Kinder können sich hiermit zahlreiche Informationen über die<br />
verschiedensten Länder auf der ganzen Welt selbst holen! Sehr lehrreich<br />
und eine gute Investition!<br />
Goldene Schaukelpferd” nominiert<br />
und in Finnland zum Kinderspiel<br />
des Jahres gewählt.<br />
Verlag: Ravensburger<br />
Alter: 7 - 99 Jahre<br />
Spieler: 1-4<br />
Dauer: beliebig<br />
Preis: ca. 50 €<br />
Fazit: Superschnell reagieren, kombinieren und aufpassen, dass der<br />
gestapelte Turm nicht umfällt. Die Regeln sind so einfach, dass auch<br />
kleinere Kinder einfachmitspielen können. Außerdem lieben Kinder<br />
Magnete. Sehr empfehlenswertes Spiel, das sich problemlos transportieren<br />
lässt und sichauchals Mitbringspiel eignet.<br />
Kniffel - Kids<br />
Hier wird mit lustigen Tierwürfeln gekniffelt, was das Zeug hält.<br />
Da macht auch schon jüngeren Kindern der bekannte Würfelspiel-<br />
Klassiker tierischen Spaß. Löwe, Ente, Katze, Elefant, Hund – wer<br />
würfelt die wertvollsten Tierkombinationen und gewinnt? Mit den<br />
kindgerechten Illustrationen kommt so auch bei den Kleinen großes<br />
KNIFFEL®-Feeling auf!<br />
Der Klassiker ist mit dieser Adaption auchfür kleinere Interessierte<br />
einfachzu spielen. Tiere in verschiedenen Farben ersetzen die Würfelaugen.<br />
Der Block ist (im Vergleichzum großen Bruder) vereinfacht und<br />
kindgerecht gestaltet. Durch die einfachen<br />
Regeln kann der Würfelspaß einfachbeginnen!<br />
Alter: ab 5<br />
Verlag: Schmidt Spiele<br />
Fazit: Toller Würfelspaß, regt zum ersten Spieler: 2-6<br />
Rechnen, logischen Denken und Kombinieren Dauer: 15 Minuten<br />
an. Die verkürzte Form des Klassikers wird der Preis: ca. 7 €<br />
Ausdauer der Kinder gerecht.<br />
Mein erster Spieleschatz<br />
Die große HABA-Spielesammlung<br />
Die große HABA-Spielesammlung<br />
Mein erster Spieleschatz bringt die<br />
schönsten Spielschätze zusammen!<br />
Wer hilft Bauer Bert am besten?<br />
Wer kauft die leckersten Früchte<br />
auf dem Markt? Und wer weiß, wo<br />
sich die frechen Tiere auf der<br />
Weide versteckt haben?<br />
10 Spielideen mit einfachen Regeln<br />
und kurzer Spieldauer ermöglichen<br />
einen gelungenen Einstieg in die<br />
Welt der Spiele. Altbewährte Spieleklassiker<br />
sind kindgerecht umgestaltet<br />
und vereinfacht worden,<br />
sodass schon die Jüngsten Spaß am<br />
Spielen haben. Bei klassischen,<br />
kooperativen und spannenden<br />
Brett-, Memo- und Kartenspielen<br />
vergeht die Zeit wie im Flug.<br />
Die Besonderheiten der Spielesammlung sind:<br />
• liebevoll gestaltetes, kindgerechtes Spielmaterial aus Holz<br />
• tolle Memo-, Lauf- und Farbspiele<br />
• 10 Spiele in einer Packung<br />
Verlag: Haba<br />
Alter: 3-12<br />
Spieler: 1-8<br />
Dauer: je 10 - 15 Minuten<br />
Preis: ca. 30 €<br />
Fazit: Spiele von Haba sind besonders für jüngere Kinder<br />
sehr empfehlenswert! Der Spieleschatz enthält<br />
zahlreiche Spiele, bei denen auchnochgrößere Kinder<br />
Spaß haben. Die Spielregeln sind einfach, die Kinder<br />
können sofort mit dem Spielen beginnen. Die großen<br />
Holzfiguren liegen gut in der Hand und bereiten<br />
besonders viel Freude.<br />
Tier auf Tier - Suisse<br />
Wildes Klettern in den Schweizer Alpen!<br />
Heute wollen die Bergtiere beweisen, wie<br />
sportlich sie sind. Wer kann den Bernhardiner<br />
auf die Kuh stellen und darauf noch<br />
Murmeltier und Eichhörnchen stapeln?<br />
Puh, die Bergschlange möchte auch auf<br />
die Schweizer Tier-Pyramide und die Höhe<br />
ist jetzt schon Schwindel erregend!<br />
Supereinfache Spielregeln aber knifflige<br />
Aufgabenstellung. Wer nachdiesem tollen<br />
Spiel nicht süchtig wird…<br />
Fazit:<br />
Tier auf Tier Verlag: Haba<br />
kann problemlos<br />
Alter: 4 bis 99<br />
Spieler: 2-4<br />
mitgenommen<br />
und<br />
Dauer: ca. 10 Minuten<br />
überall gespielt werden – vorausgesetzt man findet einen Preis: ca. 17 €<br />
geraden Untergrund. Groß und Klein hat Spaß beim Stapeln Auszeichnungen: Spiel gut<br />
der liebevoll gestalteten Alpentiere! Voll empfehlenswert! Vuoden Peli 2008<br />
Allgemein-Wissen für Kinder<br />
Wer errät zuerst den gesuchten<br />
Begriff?<br />
Errate die gesuchten Begriffe über<br />
die Hinweise, die gegeben werden.<br />
Mit jedem Hinweis kommst du der<br />
Lösung ein kleines Stück näher. Wer<br />
zuerst weiß, wie der gesuchte Begriff<br />
lautet, schlägt blitzschnell auf die<br />
Tröte. Gewonnen hat, wer die meisten<br />
Begriffe errät und so zuerst am<br />
Ziel ist. Ein Spiel mit Spaßfaktor und<br />
enormen Wissenszuwachs bei den<br />
Spielern.<br />
Fazit: Viele interessante Wissensfragen zu den verschiedensten<br />
Themen lassen die Köpfe rauchen. Kombinationsfähigkeit, Spontanität<br />
und natürlichAllgemeinwissen sind gefragt und werden Alter: ab 6<br />
Verlag: Noris<br />
trainiert. Das tolle ist, dass sichdie Fragenkärtchen aucheinfach Spieler: 2-6<br />
mitnehmen lassen und überall, auch ohne Spielplan, gespielt Dauer: 30 Minuten<br />
werden kann- somit auchideal für eine langweilige Autofahrt… Preis: ca. 16,99 €
13 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
HAZİRAN 2016<br />
© Deagree/Fotolia<br />
AK YAZ OKULU İLE BAŞARIYA ULAŞIN...<br />
1 - 26 Ağustos tarihleri arasında 5. Sınıftan itibaren bütün öğrenciler Tirol eyaletinin genelinde<br />
eksikliklerini tamamlayabilirler. Hesaplı ve Profesyonel. Son Kayıt Tarihi 15 Temmuz...<br />
UMUTSUZLUĞA KAPILMAYIN VE HEDEFE YÖNELİK ÖĞRENİN.<br />
TİROL İŞÇİ ODASI (AK TİROL), YAZ OKULU İLE AİLELERE YARDIM EDİYOR!<br />
Gittikçe artan kiralar, özellikle dar gelirli vatandaşları mağdur ediyor<br />
Kiralardaki büyük<br />
artış durdurulamıyor<br />
2015 Barınma Verileri, Avusturya İstatistik<br />
Kurumu Başkanı Konrad Pesendorfer<br />
tarafından geçtiğimiz günlerde açıklandı.<br />
Veriler, kiraların baş döndürücü şekilde<br />
arttığını gösteriyor. Pesendorfer’e göre kiracıların<br />
masraf yükü bir şekilde azaltılmalı.<br />
Avusturya’da olduğu gibi kira artışının kira<br />
sözleşmelerinde otomatik olarak enflasyon<br />
artışına uydurulması doğru bir seçenek mi?<br />
Bu açıkça kiracının aleyhine işliyor. Diğer ülkelerde<br />
kiranın fiyat endeksine bağlanması<br />
kendiliğinden olmuyor. Kiracıya yüksek yasal<br />
korumayı sağlayacak bir kira kanunu için<br />
mücadele de kiracıyı heyecanlandırmayacak<br />
bir öneri.<br />
Kurumun verileri ne diyor?<br />
Kiralar ülke genelinde 2011’den bu yana<br />
%14.9 arttı. Avusturya, aylık giderlerdeki<br />
%42 kira oranıyla Avrupa Birliği‘nde (AB) en<br />
yüksek kira ödenen ülkelerden biri durumunda<br />
ve sadece Almanya, Avusturya’nın<br />
önünde yer alıyor.<br />
© I-vista / pixelio.de<br />
Avusturyalı, 2015’te ayda ortalama konut<br />
masrafları dahil metre kare başına 7.1 euro<br />
kira ödedi. Viyana’da halkın %79’u, Burgenland’ta<br />
%20’si, Aşağı Avusturya’da ise %26’sı<br />
kirada oturuyor. En yüksek kiralar, nüfusu<br />
100 bini geçen Linz, Salzburg, İnnsbruck ve<br />
Graz’da. Her 10 kiralık konutun 6’sı kira<br />
desteği alıyor ya da sosyal konutlar. Bu,<br />
kiracıların %40’ının kiralarının tamamını<br />
kendilerinin ödediği anlamına geliyor.<br />
Sosyal konut oranları da eyaletlerde farklılık<br />
gösteriyor. Viyana sosyal konut oranında<br />
(%32) çok önde. Vorarlberg’de %4, Salzburg<br />
%4, Yukarı Avusturya %2.<br />
Kooperatif ev oranları: Viyana’da kooperatif<br />
konutları diğer eyaletlere göre daha az<br />
(%26). Burgenland %70 ile ilk sırada, onu<br />
%67 ile Yukarı Avusturya, ve %58 ile Aşağı<br />
Avusturya izliyor. Kooperatif ve belediye<br />
konutlarının ortak özelliği, kira giderlerinin<br />
kiralık özel konutlara göre düşük olması.<br />
2015’te kira yan giderler dahil kiralık özel<br />
konutlarda metrekare başına 8.3 euro, belediye<br />
konutlarında 6.2, kooperatif konutlarda<br />
6.4 euro oldu. Kira artışları ise destekli<br />
ve sosyal konutlarda %13, birey konutlarında<br />
%16’ya ulaştı. Kira desteği alan<br />
konutlara talep artıyor. Bu sebeple Pesendorfer,<br />
sosyal konutlarda oturanların gerçek<br />
ihtiyaç sahipleri olup olmadıklarının ve kira<br />
sözleşmesinin imzalanmasından sonraki<br />
gelir durumunun incelenmesini önerdi.<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Eğitim döneminin sonuna<br />
doğru, yapılan son ödevler<br />
ve tamamlanan sınavlar neticesinde<br />
bazı ders notlarının<br />
zayıf geleceği ortaya çıkar.<br />
Buna rağmen zayıf karneyi<br />
telafi etmek için, tekrar<br />
sınavı vardır. İşte burada<br />
‘Sakın Umutsuzluğa Kapılma’<br />
parolası devreye girmelidir.<br />
Yaz tatili döneminin bir bölümünü<br />
verimli kullanan,<br />
sağlıklı ve hedefe yönelik<br />
öğrenenler için artık başarı<br />
ceptedir, denebilir!<br />
***<br />
8 merkez ve 7 ana ders:<br />
Tirol İşçi Odası (AK Tirol) ve<br />
BFI Tirol işbirliği ile bu sene<br />
de AK Yaz Okulu, 1-26<br />
Ağustos tarihleri arasında,<br />
yardıma ihtiyaç duyan ailelere<br />
destek veriyor. Yaz<br />
Yüksek eğitime başlamayı<br />
geciktirenler artıyor<br />
2015 yüksek öğrenim gören öğrenciler sosyal<br />
anketi, 2015 yaz döneminde devlet ve<br />
özel üniversitelerinde, yüksek meslek okullarında<br />
ve eğitim yüksek okullarında eğitim<br />
gören 47 bin öğrenciyle internet ortamında<br />
online olarak yapıldı.<br />
Yayınlanan sonuçlara göre:<br />
Okulunu Avusturya’da bitirip üniversiteye<br />
başlaması gereken kişilerin %26’sı üniversiteye<br />
gecikmeli başladı. Avusturya’da<br />
üniversite öğrencisinin ortalama yaşı 26.<br />
Gecikmeli üniversiteye başlayanların çoğu<br />
eğitiminin ilk yılında üniversiteyi bırakıyor,<br />
kalanların motivasyonu ise yüksek düzeyde.<br />
Üniversitelerdeki öğrencilerin sosyal sınıfları<br />
uzun yıllardan beri yeniden çeşitlilik gösteriyor.<br />
Gecikmeli eğitime başlayanlar işle üniversiteyi<br />
birlikte yürütüyor ve ağırlıklı olarak<br />
dar gelirli sosyal tabakadan geliyor.<br />
Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı<br />
Reinhold Mitterlehner’e göre yüksek<br />
eğitimde elit bir sistem söz konusu değil.<br />
Dünya Sigarasızlar Günü dolayısıyla<br />
Birleşmiş Milletler ve Viyana Tıp Fakültesi<br />
uzmanları açıklamalarda bulundu.<br />
Uzmanlar, Avusturya’da yılda 11-14 bin,<br />
dünyada 6 milyon kişinin sigaraya bağlı<br />
olarak yaşamlarını yitirdiklerini, Avusturya’da<br />
yaklaşık 700 bin kişinin aşırı tütün<br />
bağımlısı olduğunu öngörüyor.<br />
Viyana Tıp Üniversitesi halk sağlığı merkezi<br />
toplum sağlığı enstitüsünden Michael<br />
Kunze sigarayı bırakmanın iyileşmeyi hızlandırdığının<br />
klinik olarak ta doğrulandığını<br />
söyleyerek: ‘‘Son sigara kullanımından<br />
birkaç gün sonra kalp damar hastalığı<br />
riskleri hızla düşüyor. Sigara içmek pratikte<br />
bir karbon monoksit zehirlenmesidir,<br />
kim sigarayı bırakırsa bu zehirlenmeyi<br />
durdurur.’’<br />
Kanser riski ise daha seneler boyunca<br />
devam ediyor. Avrupa’da akciğer kanseri<br />
ölümlerinin %90’ı, kronik bronşit sebepli<br />
ölümlerin %75’i sigara nedeniyle gerçekleşiyor.<br />
Yüksek derecedeki sigara bağımlıları<br />
sigarayı bıraktıklarında özellikle desteğe<br />
ihtiyaç duyuyor. Kapsamlı terapi<br />
hizmet imkânları ise henüz sınırlı.<br />
Avusturya Kanser Yardım Derneği’nin yaptığı<br />
anketlere göre 12-18 yaş arası gençlerde<br />
klasik sigara içme oranları düşerken,<br />
nargile ve E-Sigara gibi farklı tütün ürünleri<br />
tüketiminde artış gözleniyor. Gençlerin<br />
büyük çoğunluğu nargilenin zararlarının<br />
yeteri kadar farkında değiller.<br />
Okulları, BFI Tirol İnnsbruck,<br />
Imst, Kitzbühel, Kufstein,<br />
Landeck, Lienz, Reutte ve<br />
Schwaz olmak üzere 8 merkezde<br />
yapılacak. Bu merkezlerde<br />
yapılacak derslerle<br />
öğrenciler, çok tecrübeli<br />
eğitimcilerin desteğiyle eksiklerini<br />
tamamlayacak ve<br />
kapsamlı bir eğitimle bilgilerini<br />
de sağlamlaştıracaklar.<br />
Almanca, Matematik, Latince,<br />
İngilizce, Fransızca,<br />
İtalyanca ve Muhasebe ana<br />
dersleri AK Yaz Okulu’nda<br />
öğrencilere verilecek.<br />
5. sınıftan itibaren; ilkokul,<br />
yeni ortaokul, AHS alt basamak<br />
veya farklı bir okul ya<br />
da üst basamak okula giden<br />
bütün öğrenciler bu AK Yaz<br />
Okulu eğitim programına<br />
katılabilirler.<br />
İyi ve uygun: Öğrenciler, bir<br />
ya da iki ana ders tercih<br />
edebilirler. AK Tirol üyesi<br />
olan kişilerin çocukları için<br />
1 bölüm kurs maliyeti: 195 €<br />
veya 2 bölüm seçenler için:<br />
295 €. AK Tirol üyesi olmayanlar<br />
için 1 bölüm kurs maliyeti:<br />
275 € veya 2 bölüm<br />
seçenler için: 395 € olarak<br />
belirlenmiştir.<br />
***<br />
Son Kayıt Tarihi 15 Temmuz<br />
2016 Cuma günüdür. Kursların<br />
yapılabilmesi için asgari<br />
katılımcı sayısı gereklidir.<br />
Kayıtlar için daha detaylı<br />
bilgiyi 0512/59 6 60 telefon<br />
numarasını arayarak BFI<br />
Tirol uzmanlarından alabilirsiniz.<br />
AK Yaz Okulu için<br />
ayrıntılar www.ak-tirol.at<br />
internet adresinde...<br />
Dar gelirli sosyal tabakadan gelenler (%17)<br />
ve en yüksek tabakadan gelenler (%18)<br />
hemen hemen eşit oranda temsil ediliyor.<br />
Orta tabaka %30, yüksek tabaka %34 ile ankette<br />
yer alıyor. Bu değerler 2011’in değerleriyle<br />
yaklaşık aynı düzeydeler.<br />
Öğrencilerin sosyal durumları göreceli<br />
olarak 2011 yılındakiyle aynı. Bir öğrenci<br />
aylık ortalama 1.130 euro gelire sahip. Bu<br />
paranın 990 eurosu işten kazanılan ve 140<br />
eurosu da yardımlardan oluşuyor. ¼’lük<br />
kesim, yaşamak ve eğitim için 770 eurodan<br />
az bir parayla yetinmek zorunda kalırken,<br />
%8’lik bir kesim 2000 euronun üzerinde bir<br />
miktarla geçiniyor.<br />
Son olarak öğrencinin bütçesi satın alma<br />
gücü dahilinde 2011’den bu yana %5 arttı<br />
ve bu Avrupa ortalamasının üstünde oldu.<br />
Madalyonun diğer yüzü; Öğrencilerin en<br />
yüksek gider kalemi olan ev kiraları da<br />
%2 artarak ortalama aylık 390 euro oldu.<br />
Avrupa ortalaması ise 300 euro.<br />
Avusturya’da her yıl yaklaşık 14 bin kişi sigara yüzünden ölüyor<br />
Entgeltliche Einschaltung<br />
© birgitH / pixelio.de<br />
© Thorben Wengert / pixelio.de
HAZİRAN 2016<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 14<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Adalet Bakanı<br />
Wolfgang<br />
Brandstetter:<br />
“Şiddet ve cinsel tacize karşı çocukların<br />
korunması için etkili bir ceza sistemi şart”<br />
Adalet Bakanı Wolfgang Brandstetter<br />
geçtiğimiz günlerde düzenlenen Birleşmiş<br />
Milletler’in (BM) suçu önleme<br />
ve ceza hukuku sistemi konulu toplantısında<br />
bir konuşma yaptı.<br />
Bakan Brandstetter konuşmasında<br />
ceza davaları sırasında reşit olmayan<br />
kişilerin korunması konusunda Avusturya’nın<br />
öncü rolüne vurgu yaparak<br />
şunları söyledi: ''Şiddet ve cinsel taciz<br />
mağduru çocuk ve gençlerin dava<br />
sırasında ve sonrasında hızlı, dikkatli<br />
ve profesyonel yardıma ihtiyaçları<br />
var. Çocuklara şiddet günümüzün en<br />
büyük toplumsal meselelerinden<br />
biri. Bu nedenle çok sert ceza<br />
yaptırımlarına ihtiyaç var.''<br />
Birleşmiş Milletler, özellikle son<br />
yıllarda Avusturya’nın da büyük<br />
katkılarıyla çocuk ve gençlere karşı<br />
şiddeti engelleme ve bu şiddetle<br />
mücadele konusunda örnek strateji<br />
ve pratik önlemler geliştirdi. BM,<br />
2015’te bu strateji ve önlemlerin uygulanmasında<br />
üye devletlere yardımcı<br />
olmak için küresel bir program uygulaması<br />
başlattı.<br />
Geçtiğimiz günlerde Avrupa<br />
Uyuşturucu Gözlem Ajansı<br />
karşılaştırmalı uyuşturucu kullanım<br />
raporunu Lizbon’da<br />
açıkladı. Bu rapora göre:<br />
Avusturya uyuşturucu maddelerin<br />
tüm kategorilerini kullanımda<br />
alt sıralarda yer aldı.<br />
-Esrar kullanımında 15-34 yaş<br />
arası genç yetişkinlerde Macaristan<br />
gibi %4.1 ile %8 arası bir<br />
oranla sondan bir önceki kategoride<br />
yer aldı. Çek Cumhuriyeti,<br />
İspanya ve Fransa’da esrar kullanımı<br />
%12’yi geçerken Yunanistan’da<br />
%4’ün altında kaldı.<br />
-Kokain kullanımı aynı grupta<br />
%1.1 - 2 oldu. İngiltere ve İspanya<br />
%3 üzeri bir oranla ilk sıralarda<br />
yer aldı. Çek Cumhuriyeti’nde ise<br />
Avusturya her bir üye ülke için pratik<br />
yardım merkezleri ve kendi tecrübelerini<br />
paylaşımıyla burada da uluslararası<br />
alanda öncü rolü olduğunu<br />
gösterdi.<br />
Avusturya’da çocuk ve gençlere karşı<br />
şiddetin etkili bir şekilde takibini<br />
sağlayan yüksek standartta bir ceza<br />
hukuku mevcut. Hızlı gelişen teknik ve<br />
internetteki gelişmeler sayesinde<br />
kovuşturmalar sürekli olarak yeniden<br />
değerlendirilebiliyor. Ceza kanununda<br />
yapılan ciddi değişikliklerde 2016 yılı<br />
itibariyle yürürlüğe girdi. Bu kapsamda<br />
cinsel suç ve şiddete yönelik<br />
cezalar ağırlaştırıldı. Örneğin yaralama<br />
cezaları iki kat arttırıldı.<br />
Mağdurların korunması konusunda<br />
yapılan çok önemli yasal değişiklikler<br />
de 1 Haziran 2016 itibariyle yürürlüğe<br />
girdi. Yasal yeniliklerle evlerdeki<br />
cinsel suç ve şiddet mağdurları ve<br />
reşit olmayanlar, özellikle korunmaya<br />
muhtaç olarak sayılacak ve daha geniş<br />
haklara sahip olacak. Avusturya, bu<br />
önemli yasal değişiklikler ile birçok<br />
ülkeye örnek oldu.<br />
Ömer Erkan<br />
omererkan92@hotmail.com<br />
Avusturya’da Alkol<br />
Tüketimi Büyük Sorun<br />
© BMJ / Christian Jungwirth<br />
kokain tüketimi %1’in altında<br />
kaldı.<br />
-Ekstasi kullanımında Avusturya<br />
(%0.6 - %1), Almanya ve İtalya ile<br />
birlikte yine sondan bir önceki<br />
ülkeler kategorisinde yer aldı.<br />
-Yüksek riskli afyon türevi uyuşturucu<br />
kullanımında %2.51 ile<br />
İspanya (%2.5 altı) ile birlikte alt<br />
sıralarda yer alırken, bu madde<br />
kategorisinde en üst sıralarda yer<br />
alan ülkeler %5’ten fazla oranla<br />
İtalya, Fransa ve İngiltere oldu.<br />
Uyuşturucu kullanımında göreceli<br />
sorunsuz ülkeler arasında yer<br />
alan Avusturya için alkol tüketimi<br />
hakkında bu söylenemez. Avusturya<br />
bir alkol ülkesi; erkeklerin<br />
%19’u, kadınların ise %9’u ve genelde<br />
Avusturyalıların %14’ü tehlike<br />
sınırını aşan miktarda alkol<br />
tüketiyor. Aşırı ya da sağlığı<br />
tehdit eden miktar uzun zamanlı<br />
olarak erkeklerde günlük 60 gr.<br />
kadınlarda 40 gr. saf alkol tüketimi<br />
olarak kabul ediliyor.<br />
2016 Avrupa Uyuşturucu Raporunda<br />
4 konu da bağımsız olarak<br />
ele alındı. İlki esrar piyasasındaki<br />
değişikliklerle ilgiliydi. İkincisi<br />
kokain taşımacılığıydı, bir sonraki<br />
uyuşturucu bağımlılığının ilaçla<br />
tedavisi hakkındaydı. Son olarak<br />
uyuşturucu yerine kullanılan<br />
Methadon, Buprenorphin ve<br />
uzun etkili afyon benzeri ilaçların<br />
satıldığı yasa dışı pazarlardı.<br />
Uyuşturucu özellikli ilaçların kullanım<br />
oranları ülkeden ülkeye<br />
büyük farklılıklar gösteriyor.<br />
Diğer büyük bir karmaşa<br />
uyuşturucu bağımlığı ve ruhsal<br />
hastalığın birlikte görülmesiyle<br />
ortaya çıkıyor. Bağımlıların büyük<br />
bir kısmı ruhsal bir hastalıktan da<br />
muzdarip. Her iki rahatsızlığın<br />
aynı anda tedavisi en iyi yol olarak<br />
düşünülüyor. Buna rağmen<br />
bir madde kullanımı LSD gibi hassas<br />
kolay incinen kişilerde psikozların<br />
ortaya çıkmasına neden<br />
olabileceği düşüncesi de mevcut.<br />
Bir de bunun tersine kişinin kendi<br />
kendini tedavi etmesi sırasında<br />
ilaç bağımlığının oluşması olayına<br />
rastlanabiliyor.<br />
Son...<br />
Her bir sonun yeni bir başlangıç<br />
olduğunun sanırım hepimiz<br />
farkındayızdır. Yaşamımızda geride<br />
bıraktığımız birçok son yeni<br />
ufuklara doğru yolculuk yapmamıza<br />
zemin hatırlamıştır. Ki<br />
böyle olmasa bile beklentilerimiz<br />
arasında olmasa da bir gün elbet<br />
karşımıza çıkmak için zaman<br />
kazanmaktadır.<br />
Yaptığımız onlarca nitelikli davranıştan<br />
veya aksi davranıştan<br />
kendimizi sorumlu tutmamayı<br />
tercih etsek de, geleceğimizi<br />
şekillendiren tek unsur da yine<br />
kendimizizdir. Bu bağlamda olacaklardan<br />
kaçmayı veya onları<br />
heyecanla beklemek yerine kendimize<br />
olan saygıyı yitirmemeye<br />
baklamalıyız. Çünkü olup bitenin<br />
tek sorumlusu yine biz kendimizizdir.<br />
Bu zemini dış güçlerin<br />
önüne altın kaplamalı tepsiyle<br />
sunan yine sizin kendi merhametiniz<br />
veya boş bulunmuşluğunuzdur.<br />
Olup bitenden her ne<br />
kadar farkında değilmişiz gibi<br />
davranmayı dilesek de kendimize<br />
olan noksanlıklarımızı göz ardı<br />
edemeyiz. Nitekim her son<br />
bir sonun yeni bir başlangıca<br />
dönüşmüş halidir.<br />
Yaşamsal tercihler, söylenen sözler,<br />
edilen kavgalar, özlenen<br />
aşklar, verilerin kilolar, vazgeçilen<br />
insanlar... Kendi inisiyatifiniz<br />
doğrultusunda karşı tarafa veyahut<br />
kendinize yüklediğiniz her<br />
olgu bir gün zaten tekrardan size<br />
döneceği için, şaşırmamızı gerektirecek<br />
bir durum her ne kadar<br />
abes kaçsa da, bu anı sonsuz bir<br />
heyecanla bekleriz her birimiz.<br />
Ve artık ne olur sus derken buluruz<br />
kendimizi kendimize. Fakat<br />
unuttuğumuz bir şey vardır;<br />
içimizdeki kendimiz muhteşem<br />
tek taraflı diyaloglarını bitirmeyi<br />
asla düşünmez. Böyle bir şey<br />
söz konusu dahi edilemez. Onu<br />
sonsuza dek dinlemek ve söylediklerini<br />
içimize işlemek durumundayız.<br />
Dediğim gibi bu<br />
potansiyeli ona sağlayan bizizdir.<br />
Tabiki bizim için en iyisini<br />
istemediğinin her birimiz<br />
farkındayızdır. İnsan bazen kendine<br />
bile söz geçiremiyor sözü de<br />
işte tam olarak bu noktada doğru<br />
yerini bulmaktadır.<br />
Yaptığımız onlarca hatayı biz<br />
kendimiz unutsak ve hayatımıza<br />
fevkalade bir mutlulukla devam<br />
etsek dahi, hiç olur olmadık yerden<br />
çıkıp sizin tüm gününüzü<br />
belki günlerinizi mahvetmeyi çok<br />
iyi bilen o ses yine uzmanca<br />
başlar söylemlerine.<br />
'Onu böyle yapmasaydın şu an<br />
bu durumda olmazdın... Ben<br />
sana demedim mi?... Neden öyle<br />
bir söylemde bulundun ki... Bak<br />
gördün mü, yine benim sözüme<br />
geldin... Ben tabiki yine de<br />
Avrupa’da 6-9 yaş arası her 3 çocuktan<br />
biri aşırı kilolu ya da şişman kategorisinde.<br />
Avrupa Parlamentosunun<br />
yayınladığı bir araştırmaya göre Avrupa,<br />
kıtalar arasında en fazla kilolu<br />
çocuğa sahip yer. Araştırmacılar<br />
2025’e kadar 5 yaş altı obez çocukların<br />
sayısının dünya genelinde ikiye<br />
katlanacağını öngörüyor.<br />
Avrupa Gastroenteroloji Birliği’nin<br />
(AGB) Avrupa bölgesinden 46 ülkesinin<br />
verilerini değerlendirdiği çalışmanın<br />
sonuçlarından alarm veren<br />
başka bilgiler ortaya çıktı:<br />
Kronik iltihaplı bağırsak hastalıklarının<br />
%20-30’u çocuklukta gelişiyor.<br />
Batı ülkelerinde alkole bağlı olmayan<br />
karaciğer yağlanması da çocuk ve<br />
genç yetişkinlerde kronik karaciğer<br />
hastalıklarının başlıca nedenlerinden.<br />
Yeme bozukluğundaki tedavi masrafları<br />
Avrupa’da tüm sağlık harcamalarının<br />
%10’una ulaşmış durumda.<br />
Diğer yandan çocukların sorunlarını<br />
haklıyım...Karşı tarafı çok incitttin...<br />
O aslında hiç suçu yokken<br />
sana yaklaşmayı ve durumu düzeltmeye<br />
çalıştı... Sen suçlusun...<br />
Sen'<br />
Ve artık içiniz patlarcasına başlamaştır<br />
elindeki kozun farkında<br />
olarak sizi bitirme politikasına.<br />
Geri dönüşü asla olmayan bir<br />
yola girmişsinizdir. Gününüzün<br />
mahvolmasının tek emek sahibidir<br />
kendisi. Yatıp uyumak istersiniz,<br />
artık sussun diye, gecenin<br />
karanlığında gelir... Canınız sıkılır<br />
yemek yersiniz, iştahınızı keser...<br />
Kitap okursunuz, dikkatinizi<br />
dağıtır.<br />
Sonunda yapacak hiçbir şeyinizin<br />
olmadığını kavradığınızda artık<br />
pes edip onu dinlemeye<br />
başlarsınız. İçindeki zehri kusana<br />
dek susup dinlersiniz. Ve<br />
artık içini iyice boşalttığında<br />
artık tükenişinizin tek şahidi<br />
olarak hayatınıza devam etmeyi<br />
denersiniz ve başarırsınız da.<br />
Sondan sonra bir son daha<br />
vardır çünkü. Bir dahaki sona<br />
gelene kadar içinizdeki sesin<br />
durgunluğu eşliğinde devam<br />
edersiniz yaşamınıza. Bir sonraki<br />
serzenişe kadar...<br />
En Fazla Aşırı Kilolu<br />
Çocuk Avrupa Kıtası’nda<br />
halledecek yeterli pediatri merkezleri<br />
olmadığından, çocuklar farklı fiziksel<br />
ve ruhsal özelliklere sahip olmalarına<br />
rağmen yetişkinler gibi tedavi edilmeye<br />
çalışılıyor. AGB Başkanı ve Hannover<br />
Tıp Fakültesi çocuk hastalıkları<br />
uzmanı Michael Manns İngiliz Gazetesi<br />
‘Guardian’ da şişman çocukların<br />
%90’ının erişkin döneminde de kilolu<br />
olduğu konusunda uyarıyor.<br />
Araştırmacılar, siyasilerden çocuk<br />
sağlığı, koruyucu tedbirler ve eğitim<br />
için araştırmalara daha fazla maddi<br />
yatırım talep ediyor. AGB üyesi<br />
Herbert Tilg erken yaşlarda sağlıklı<br />
beslenmenin öneminin kamuoyuna<br />
anlatılmasının zorunlu olduğunu,<br />
şişman bir yetişkinin tedavisinin Avrupa<br />
bölgesine çok ağır bir ekonomik<br />
yük getirdiğini söylüyor. Tilg’e göre<br />
öncelikler hızla değişmeli, beslenme<br />
ve sağlıklı sindirim ilişkisi iyice<br />
anlaşılmalı ve insanlar ciddi şekilde<br />
bilinçlendirilmeli.
15 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
HAZİRAN 2016<br />
Avusturya’nın nüfusu artıyor:<br />
Son Göçlerle Nüfus 8.7 Milyona Ulaştı<br />
Avusturya İstatistik Kurumu’nun son verilerine<br />
göre geçtiğimiz yılda artan göçlerle<br />
Avusturya’nın nüfusu 8.7 milyon oldu ve<br />
bunun %15’ini Alman, Sırp ve Türk vatandaşlarının<br />
başını çektiği göçmenler oluşturdu.<br />
2015 göç istatistiğine göre 214.410 kişi<br />
Avusturya’ya geldi, 101.343 kişi ise Avusturya’dan<br />
göç etti. Bir önceki yıla göre net göç<br />
alımı %56 arttı. 2015’te yine önceki yıllar<br />
gibi ülke vatandaşı olanların sayısı azaldı ve<br />
sadece 5.450 kişi Avusturya vatandaşı oldu.<br />
Avusturya’daki yabancıların yarısı<br />
Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden<br />
Avusturya’da yaşayan yaklaşık 1.27 milyon<br />
yabancı uyruklu vatandaşın yarısı (616.401<br />
kişi) diğer AB ülkelerinden geliyor. Bunların<br />
içinde en büyük grubu 176.463 kişi ile Almanlar<br />
oluşturuyor. 2004’te AB üyesi olan<br />
Romanya’dan gelenlerin sayısı ise 82.949.<br />
AB ülkeleri dışından gelenler içinde Sırplar<br />
Qualifizierung nach Maß:<br />
Fachkräfte fördern.<br />
Wirtschaftsstandort stärken.<br />
Fachkräe nach Maß<br />
Gemeinsam mit der amg-rol<br />
und dem Land Tirol entwickelte<br />
das AMS die Implacementsung<br />
„Qualifizierung<br />
nach Maß“. Zielgruppen sind<br />
Unternehmen, die Fachkräe<br />
benögen und beim AMS<br />
arbeitsuchend vorgemerkte<br />
Personen. Kann das AMS für<br />
eine gemeldete freie Stelle<br />
keine adäquat ausgebildete<br />
Arbeitskra vermieln, gibt<br />
es die Möglichkeit, Arbeitsuchende<br />
mit entsprechender<br />
Basisausbildung nach den<br />
Vorstellungen des Betriebes<br />
passgenau auf den Arbeitsplatz<br />
hin auszubilden. Über<br />
die konkrete Abwicklung<br />
informieren das Service für<br />
Unternehmen beim AMS und<br />
die amg Tirol. „Eine berufliche<br />
Ausbildung und ein anerkannter<br />
Berufsabschluss sind<br />
wesentliche Voraussetzungen<br />
für dauerhaen Erfolgt im<br />
Arbeitsleben. Qualifizierte<br />
Arbeitskräe sind zugleich ein<br />
wesentlicher Faktor für die<br />
Webewerbsfähigkeit der Unternehmen,“<br />
betont Dr. Bernhard<br />
Pichler vom AMS Tirol.<br />
Geringe Kosten<br />
für Unternehmen<br />
Die Kosten bestehen aus<br />
einer ausbildungsbedingten<br />
Zuschussleistung von € 300,-<br />
(plus 4,5 % Dienstgeberbeitrag)<br />
pro Monat und<br />
SungsteilnehmerIn. Individuelle<br />
Aus- und Weiterbildungskosten<br />
(betriebsexterne<br />
Qualifizierung) werden durch<br />
das Land Tirol in der Höhe von<br />
50 % für den Betrag der die<br />
€ 1.000,-- übersteigt, jedoch<br />
max. € 1.000,- pro SungsteilnehmerIn<br />
übernommen.<br />
Die auszubildenden Personen<br />
(116.626 kişi) ve Türkler (116.026) ve Boşnaklar<br />
(93.973 kişi) en büyük yabancı uyruklu<br />
grupları oluşturuyor. Eyaletler içinde<br />
başkent Viyana, Avusturya’ya uluslararası<br />
göçün en önemli cazibe merkezi olarak kalmaya<br />
devam etti.<br />
İlk kez Avusturya nüfusu<br />
8.7 milyonun üzerinde<br />
İstatistik Kurumunun verilerine göre 1 Ocak<br />
2016 itibariyle 8.700.471 insan Avusturya’da<br />
yaşıyor, bu 2015 yılı başına göre 115.545 kişi<br />
lik artışı gösteriyor. Artışın nedenleri öncelikle<br />
göç ve doğum oranının az da olsa artmasından<br />
kaynaklanıyor.<br />
100 ve üzeri yaşta olanların sayısı bir önceki<br />
yıla göre 113 kişi azalarak 1.290 oldu. Nüfusun<br />
ortalama yaşı 42.3 ile hemen hemen<br />
aynı seviyede kaldı.<br />
İstatistiğe göre Avusturya’da 2015’te doğan<br />
çocuk sayısı 84.381 oldu, buna karşılık<br />
83.073 ölüm gerçekleşti.<br />
Unternehmen klagen heute bereits über einen Mangel an gut<br />
ausgebildeten Fachkräften. Es ist absehbar, dass sich dieser Trend<br />
aufgrund der demographischen Entwicklung in den nächsten Jahren<br />
verschärfen wird. Eine Antwort darauf ist die „Qualifizierung nach Maß“.<br />
erhalten vom AMS Arbeitslosengeld<br />
weiterbezahlt, sie<br />
bekommen zusätzlich die ausbildungsbedingte<br />
Zuschussleistung<br />
von € 300,--. Die<br />
Kontaktnahme ist sowohl<br />
über die Geschässtellen des<br />
AMS Tirol, als auch über die<br />
amg-rol möglich.<br />
In jeder Geschäftsstelle des AMS Tirol stehen die Mitarbeiterinnen und Mitarbeiter des<br />
Service für Unternehmen (SfU) bereit. Besuchen Sie auch unsere Homepage<br />
www.ams.at/tirol oder kontaktieren Sie die AMS-ServiceLine unter 0512/58 19 99.<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Meclisten Göçmen ve Mültecilere Güzel Haber<br />
Diplomalar daha hızlı tanınacak<br />
© BMLFUW/Alexander Haiden<br />
İhtiyaca Göre Yerleştirme:<br />
Kalifiye işgücünü destekleme.<br />
İşletmeleri güçlendirme.<br />
Birçok işletme iyi eğitimli işgücü eksikliğinden yakınmaya başladılar<br />
bile. Demografik gelişmenin şimdiki eğiliminin devam etmesi halinde<br />
yakın gelecekte bu sorunun daha da artabileceği öngörülüyor.<br />
Buna en iyi cevap "İhtiyaca göre personel yerleştirme" olacaktır.<br />
İhtiyaca göre kalifiye işgücü<br />
Tirol İş Piyasası Kurumu<br />
(AMS Tirol), amg-tirol ve Tirol<br />
Eyalet yönetimiyle birlikte<br />
geliştirdiği "İhtiyaca göre personel<br />
yerleştirme" projesi ile<br />
önemli bir çalışmaya imza<br />
attı. Projenin hedef grupları,<br />
kalifiye işgücü ihtiyacı olan<br />
işletmeler ve AMS’de iş<br />
arayan bireyler olarak belirlendi.<br />
AMS, işletmenin şartlarına<br />
temelde uygun olup,<br />
yeterli eğitime sahip olmama<br />
nedeniyle yerleştirme sağlanamıyorsa<br />
bu durumda<br />
kişinin seviyesi geliştirme<br />
eğitimini destekleyecek.<br />
Somut çözümler<br />
için bilgilendirmeler<br />
Tirol AMS ve<br />
temsilciliklerindeki<br />
işletmelere<br />
hizmet servislerinde<br />
ve amg-tirol’de<br />
yapılacak.<br />
AMS Tirol’den<br />
Bernhard Pichler<br />
‘‘İş hayatındaki<br />
sürekli bir başarı<br />
için en temel ve<br />
önemli şartlar,<br />
mesleki eğitim ve<br />
tanınan mesleki<br />
Fotocredit: Paul Weber<br />
Avusturya Parlamentosu, göçmen ve mültecilerin<br />
kendi ülkelerinde tamamladıkları<br />
eğitimlerin daha kolay ve hızlı bir şekilde<br />
kabul edilmesi için yasa değişikliğine gitti.<br />
SPÖ, ÖVP, Grüne ve NEOS Partileri bu<br />
yasa değişikliğini onaylarken, FPÖ ve Team<br />
Stronach Partileri karşı oy kullandı.<br />
Oy çokluğu ile kabul edilen yasa ile göçmen<br />
ve mültecilerin diplomaları Avusturya’da<br />
daha hızlı tanınacak ve bu şekilde iş piyasasına<br />
da geçişler kolaylaşacak.<br />
Çıraklık, yüksekokul ve üniversite gibi diplomaların<br />
en geç 4 ay içinde tanınması<br />
planlanıyor. Uyum Bakanı Sebastian Kurz;<br />
"Göçmen ve mültecilerin beraberinde getirdikleri<br />
eğitim ve becerilerini hızlı bir<br />
şekilde ülkemizin lehine kullanmanın yolu,<br />
bu insanların iş piyasası katılmalarıdır."<br />
İklimi Koruma Sözleşmesine Onay<br />
Çevre Bakanlığı iklimi koruma sözleşmesinin<br />
Bakanlar Kurulu’nda onaylanmasıyla,<br />
Avusturya’nın Avrupa Birliği (AB) üye ülkeleri<br />
arasında ilklere imza attığını duyurdu.<br />
Avusturya Çevre Bakanı Andrä Rupprechter<br />
Avusturya Entegrasyon Bakanı Sebastian Kurz<br />
Sözleşmede küresel ısınmanın iki derecenin<br />
altında eğer mümkünse 1.5 derecede<br />
tutulması öngörülüyor. Sözleşmenin yürürlüğe<br />
girmesi küresel sera gazı emisyonunun<br />
%55’inin oluşmasına neden olan en<br />
az 55 ülkeden onayına bağlı. Şu an sadece<br />
17 ülke sözleşmeyi onaylamış durumda.<br />
Çevre Bakanı Andrä Rupprechter (ÖVP)<br />
Avusturya’nın katkısını sunacağını, bundan<br />
dolayı uyumlu bir enerji ve iklim stratejisi<br />
üzerinde çalışılacağını ifade etti.<br />
AB’de sözleşmenin yürürlüğe girme işleminin<br />
tamamlanması için tüm birlik üyesi<br />
28 ülkenin ve birliğin iklim sözleşmesinin<br />
uygulanma kararını alması gerekiyor.<br />
Resmi onaylama işlemini tamamlayan tek<br />
AB ülkesi ise Macaristan.<br />
yeterlilik belgesidir. Kalifiye<br />
bireyler, işletmeler için rekabet<br />
gücünü arttırmada çok<br />
önemli bir faktördür.’’<br />
İşletmeler için<br />
düşük maliyetler<br />
Söz konusu olan maliyetler<br />
eğitimle ilgili olarak aylık 300<br />
euro ek performans hibesi<br />
artı işveren katkı payının<br />
%4.5’inden oluşuyor. Tirol<br />
Eyaleti ise birey için ekstra<br />
eğitim ve seviye geliştirme<br />
eğitiminin 1000 euroyu geçmesi<br />
durumunda ise %50’sini<br />
toplamda en fazla 1000<br />
eurosunu üstleniyor. İlgili<br />
şahıslar eğitimleri sırasında<br />
da AMS’den işsizlik parasını<br />
almaya devam ediyor ve ek<br />
performans parası olan 300<br />
euroyu da alıyor.<br />
İletişim hem AMS Tirol temsilcilikleri<br />
hem de amg-tirol<br />
üzerinden sağlanabilir.<br />
AMS Tirol temsilciliklerinin hepsinde, İşletmelere Hizmet Birimleri (SfU) çalışanları<br />
sizi bilgilendirmek için hazırlar; www.ams.at/tirol internet sayfamızı ziyaret<br />
edebilir, ya da 0512/58 19 99 numaralı AMS hizmet hattımızı arayabirsiniz.<br />
Entgeltliche Einschaltung<br />
© BMEIA / Mahmoud Ashraf
HAZİRAN 2016<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 16<br />
Für einen guten Start ins Berufsleben – 5.000 Jugendliche profitieren pro Jahr<br />
18 Yaşına Kadar Zorunlu Eğitim Yasalaştı<br />
Viyana (OTS)- 18 yaşına kadar<br />
zorunlu eğitim, bakanlar<br />
kurulu kararı ile ‘Gençlerin<br />
Eğitimi Kanunu’ şeklinde<br />
yasalaştırıldı. Kanunun uygulanması<br />
gelecek yılın sonbaharında<br />
başlıyor. Kanuna<br />
göre 18 yaş altındaki herkes<br />
mecburi okul eğitimini tamamladıktan<br />
sonra ya orta<br />
öğretime devam edecek, ya<br />
şirket ve/veya kurumsal çıraklık<br />
eğitimi alacak, ya da İş<br />
Piyasası Kurumu’nun (AMS)<br />
ileri seviye eğitime hazırlık<br />
programlarını ve üretim<br />
okullarını bitirmek zorunda.<br />
Sosyal İşler Bakanı Alois<br />
Stöger’in açıklamasına göre<br />
bu eğitim zorunluluğu, eğitimlerini<br />
yarıda bırakarak<br />
çalışma hayatına başarılı bir<br />
başlangıç fırsatını kaçıran<br />
5000 genci de kapsıyor.<br />
Eğitim zorunluluğu bir takım<br />
tedbirleri de beraberinde getiriyor:<br />
Tüm eyaletlerde her<br />
bir somut olaya uygun bakım<br />
ve destek işlemlerini organize<br />
ve koordine edecek<br />
merkezler oluşturuluyor.<br />
Eğitimin yarıda bırakılması<br />
ya da gencin eğitim istememesi<br />
halinde, gencin kendisi,<br />
ebeveynler ya da okul, AMS,<br />
Eyalet ve çırak eğitimi veren<br />
yerler de bu merkezlere başvurabilecekler.<br />
Eğitimin yarıda<br />
bırakılması halinde 4 ay<br />
içinde yeni bir eğitime başlamak<br />
zorunlu oluyor. Son<br />
etapta, kanuna uyulmaması<br />
durumunda cezai yaptırımlar<br />
da öngörülüyor. Ebeveynin<br />
ya da yasal velinin sorumluluk<br />
almaması ve ilgili makamlarla<br />
bağlantı kurmayı ve<br />
destek hizmetlerini reddetmesi<br />
ve bunda ısrar etmesi<br />
durumunda yaptırımlar devreye<br />
giriyor. Para cezaları<br />
100 ile 500 euro arasında,<br />
olayın tekrarları durumunda<br />
ise iki kat artıyor.<br />
2020’den itibaren bu çalışmanın<br />
tam anlamıyla hedefe<br />
ulaşması için yılda yaklaşık<br />
60 milyon euroluk bir bütçe<br />
ayrılacak. Bakan Stöger,<br />
buna hem maddi hem manevi<br />
yönden değeceğini ifade<br />
ediyor. Bir yandan gençlerin<br />
çalışma hayatına katılmalarını<br />
sağlamak gibi büyük bir<br />
toplumsal sorumluluk yerine<br />
getirilirken, diğer yandan iyi<br />
bir eğitimle işsizlik riski üçte<br />
iki azalıyor sürekli kaliteli bir<br />
istihdam sayesinde vergi gelirleri<br />
artıyor, işsizlik ve buna<br />
bağlı sosyal hizmet harcamaları<br />
da azalıyor.<br />
Yeşillerin işçiler sözcüsü Birgit<br />
Schatz, 18’e kadar eğitim<br />
Avusturya İslam Cemaatinin<br />
Yeni Başkanı İbrahim Olgun<br />
Avusturya İslam Cemaati<br />
(IGGiÖ) yeni başkanını seçti.<br />
Uzun yıllardır başkanlık görevini<br />
yürüten Fuat Sanaç’ın<br />
aday olmadığı seçimlerde<br />
yeni başkan İbrahim Olgun<br />
olurken, yardımcılıklarına ise<br />
Abdi Taşdöğen ve Esad<br />
Memic seçildi.<br />
Yeni Başkan İbrahim Olgun<br />
yaptığı açıklamada, babasının<br />
misafir işçi olarak Avusturya’ya<br />
geldiğini belirterek<br />
ailesinin eğitime çok değer<br />
vermesi sayesinde eğitimde<br />
ilerleyerek ilahiyatçı olduğunu<br />
açıklayarak, özellikle<br />
Avusturya’da doğan genç<br />
nesile çok önem verdiğini<br />
belirtti.<br />
Olgun ayrıca: ‘‘Avusturya’da<br />
doğan bir müslüman olarak<br />
kendimi burada evimde hissediyorum.<br />
Ama köklerimin<br />
nereye ait olduğunu da çok<br />
iyi biliyorum. Hedefim bir<br />
köprü vazifesi görerek yaşadığımız<br />
ülkeye ve insanlara<br />
katkı sağlamaktır.’’ dedi.<br />
Avusturya'da yaşayan Müslümanları<br />
resmi olarak temsil<br />
eden Avusturya İslam<br />
Cemaati’nin (IGGiÖ) yeni<br />
Başkanı İbrahim Olgun, 11<br />
Eylül 1987 tarihinde Mistelbach’da<br />
doğdu.<br />
Avusturya Çocuk Haklarında<br />
Dünyada 18. Sırada<br />
Güney Pasifik'te yer alan<br />
ada ülkesi Vanuatu yer<br />
aldı.<br />
Uluslararası Çocuk Hakları<br />
Örgütü, Rotterdam Erasmus<br />
Üniversitesiyle birlikte<br />
her yıl Birleşmiş<br />
Milletlerin Çocuk Hakları<br />
Uluslararası Çocuk Hakları<br />
Örgütü’nün güncel bir<br />
araştırmasına göre dünyada<br />
çocuk haklarının en<br />
iyi korunduğu ülke Norveç<br />
oldu. Norveç’i Portekiz ve<br />
İzlanda takip etti.<br />
Avusturya, Amsterdam’da<br />
açıklanan listede yer alan Sözleşmesini<br />
163 ülke arasında 18. sırada<br />
yer aldı. Tunus ilk on<br />
arasında Avrupa ülkesi olmayan<br />
tek ülke olarak dikkatleri<br />
üzerine çekti.<br />
Listenin en alt sırasında<br />
ise Afganistan, Merkez<br />
Afrika Cumhuriyeti ve<br />
imzalayan<br />
163 üye devletinin kayıtlarını<br />
kaynak alarak çocuk<br />
haklarının dünya genelindeki<br />
gelişimi ve son durumunu<br />
araştırıyor, güncel<br />
sonuç ve karşılaştırmalarla<br />
ülkelerin gelişimine<br />
katkı sunuyor.<br />
© Gerd Altmann Shapes AllSilhouettes.com / pixelio.de<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
hakkında şöyle konuşuyor:<br />
‘‘Gençlere 18 yaşına kadar<br />
eğitimlerinde daha yoğun<br />
şekilde eşlik etmek önemli<br />
bir adım. Danışma, eşlik<br />
etme ve eğitim tedbirlerinden<br />
oluşan bu kombinasyon<br />
iyi bir yaklaşım. Gençlerin<br />
çalışma hayatına daha iyi bir<br />
başlangıç yapabilmeleri için<br />
mücadele etmeliyiz. Vasıfsız<br />
yardımcı işçilik, işsizlik ve<br />
sağlık nedenli erken iş görememe<br />
gibi konular bu kapsamda.<br />
Bu yasa bizlere<br />
fırsatlar sunuyor, ancak<br />
güçlü bir finansman sağlanması<br />
bu konuda önemli.’’<br />
Eğitim ve Kadın Bakanı Sonja<br />
Hammerschmid: ‘‘Başarılı ve<br />
kendi isteğimize göre belirleyebileceğimiz<br />
meslek hayatının<br />
anahtarı, eğitimdir. Bu<br />
nedenle en öncelikli hedefimiz,<br />
Avusturya’da tüm gençlere<br />
olabildiğince iyi bir<br />
eğitim sağlamak olmalıdır.<br />
Yeni kanun bu yolda atılan<br />
büyük bir adımdır. Gençlerin<br />
eğitimlerini yarıda bırakmasının<br />
değişik nedenleri vardır;<br />
öğrenme ve motivasyon,<br />
yeti eksiklikleri ve eğitim<br />
diliyle ilgili sorunlar gibi. Bu<br />
gençler ailevi, sosyal ve sağlık<br />
sorunlarının üstesinden<br />
gelmek için gereken destekten<br />
genellikle yoksunlar.<br />
Bundan dolayı bir dizi önleyici<br />
tedbirler, dil desteği<br />
ve okullarda danışmanlık<br />
yoluyla gençler önceden<br />
desteklenmelidir. Eğitimlerini<br />
yarıda bırakanların sayıları<br />
bakanlığımızın ve okulların<br />
18’e kadar zorunlu eğitim<br />
koordine merkezleriyle<br />
yoğun şekilde birlikte çalışmasıyla<br />
azaltılmalıdır.’’<br />
Viyana il eğitim sorumlusu<br />
Sandra Frauenberger kanun<br />
hakkında şunları söylüyor:<br />
‘‘Bugünün gençleri geleceğimizdir.<br />
Bu kanunla onların<br />
tümüne olabildiğince iyi bir<br />
meslek sahibi olma fırsatı verilmesi<br />
yolunda önemli bir<br />
adım atıldı. Tüm gençlerin<br />
mecburi ilk öğretimden<br />
sonra da eğitime devam etmeleri<br />
konusunda Sosyal<br />
İşler Bakanı Stöger’le hemfikirim.<br />
Bununla yalnız işsizliği<br />
azaltmakla kalmayıp, hem<br />
gençlerimizi destekleyeceğiz<br />
ve aynı zamanda ekonomiyi<br />
de güçlendireceğiz.’’<br />
Avusturya Halk Partisi (ÖVP)<br />
gençlik sözcüsü milletvekili<br />
Asdin El Habbassi ise kanunun<br />
genç işsizliği ile mücadelede<br />
önemli bir adım<br />
olduğunu ifade ediyor ve<br />
ekliyor: ‘‘18’e kadar eğitim<br />
mecburiyeti gençlere işgücü<br />
piyasasında daha çok fırsatlar<br />
ve meslek hayatlarına gelecek<br />
vaat eden bir başlangıç<br />
yapmalarını sağlayacak.’’<br />
Avusturya Sosyal İşler Bakanı Alois Stöger’den yasalaşan ‘18 Yaşına Kadar Zorunlu Eğitim’ hakkında açıklamalar...<br />
NEOS Partisi’nden ‘Aşırı Sağ ve<br />
Radikalleşmeye Karşı Plan’<br />
NEOS Partisi, Viyana’da<br />
yaptığı basın toplantısıyla 9<br />
maddelik aşırı sağ ve radikalleşmeye<br />
karşı hazırladıkları<br />
plan ve önerileri kamuoyuna<br />
tanıttılar.<br />
Plan öncelikle mülteciler<br />
için tek bir asgari ücret, iş<br />
olanakları ve zorunlu oturum,<br />
ayrıca aşırı sağın yeni<br />
biçimleri üzerine bir araştırma<br />
talep ediyor.<br />
Planda, toplumda ortaya<br />
çıkan kutuplaşma ve radikalleşmenin<br />
endişe verici<br />
olduğu, mültecilerin bu<br />
eğilimlerin sebebi değil<br />
ama istem dışı ‘körükleyicisi’<br />
olduğu belirtildi.<br />
Planda yer alan diğer bir<br />
öneri ile radikalleşmeye ve<br />
aşırılığa karşı, içinde sivil<br />
toplum örgüt temsilcilerinin,<br />
siyasilerin ve ilgili<br />
uzmanların bulunduğu bir<br />
Viyana platformunun oluşturularak<br />
toplumun dayanışma<br />
içinde olmasını<br />
sağlayacak stratejilerin belirlenmesi<br />
isteniyor. Çünkü<br />
Viyana maalesef aşırıların<br />
suçları ile kaynayan bir<br />
merkez oldu ve artık buna<br />
karşı tarafların uzlaşma zamanı<br />
geldi.<br />
Planda aşırı sağ kimlikli Viyana<br />
Audimax ve Burgtheater’daki<br />
olaylara atıf<br />
yapılarak aşırı sağın yeni biçimlerinin<br />
araştırılması da<br />
talep edildi. Dini kuruluşların<br />
finansmanının şeffaflığı,<br />
okullardaki radikalleşmeyi<br />
önleyici tedbirler ve mülteciler<br />
için oturum zorunluluğu<br />
getirilmesi planda<br />
talep edilen diğer noktalar.<br />
Beldelerin olanaklarına<br />
göre işgücü pazarında, eğitimde<br />
ve barınmada belirli<br />
adreslere mültecilerin yerleştirilmesi<br />
ve ülke genelinde<br />
tek bir asgari geçim<br />
parası olması da planda yer<br />
alan öneriler arasında.<br />
Ayrıca mülteciler için 6<br />
aylık bir süreden sonra<br />
işgücü pazarına erişimin<br />
sağlanması ya da daha<br />
çok, kâr amacı gütmeyen<br />
istihdam olanakları oluşturulması<br />
ve Avusturya’nın<br />
değerlerinin işlendiği 8<br />
saatlik kursun göçmenler<br />
için 40 saate çıkarılması da<br />
talep edildi.<br />
Alevi Askerlere Ordu’da manevi rehberlik ve inançsal destek hizmeti<br />
ALEVİ GÜLBENKİ AVUSTURYA ORDUSUNDA<br />
Avusturya Savunma Bakanlığı ve Avusturya<br />
Alevi İnanç Toplumu arasında imzalanan<br />
antlaşma ile Avusturya Ordusunda görev<br />
yapacak Alevi askerlerin yemin törenini<br />
artık Alevi Dedesi, Gülbenk ile yapacak.<br />
1 Temmuz’dan itibaren de Avusturya Ordusu’nda<br />
ilk Alevi inanç görevlisi, askerlere<br />
Alevi inancına göre manevi rehberlik ve<br />
inançsal destek hizmeti sunacak.<br />
YAPILAN ANTLAŞMA İLE:<br />
•Alevi Askerler, Alevi inanç günlerinde<br />
izinli sayılacak;<br />
•Alevi Askerler, ibadetlerini gerçekleştirmek<br />
için Perşembe akşamları (Cuma akşamı)<br />
Cemevine gidebilecek;<br />
•Alevi Askerler, Alevi inancına göre manevi<br />
rehberlik/inançsal destek hizmetinden<br />
(Alevitischen Militärseelsorge) faydalanabilecek;<br />
•Alevi Askerlere, Alevi inancına uygun<br />
yemek çıkarılacak;<br />
•Alevi Askerler, Muharrem ve Hızır aylarında<br />
oruçlarını tutabilecekleri hafif görevlere<br />
verilecek.<br />
© Johannes Zinner