HABER AVRUPA - EUROPA JOURNAL MÄRZ 2019
www.europa-journal.net
www.europa-journal.net
Sie wollen auch ein ePaper? Erhöhen Sie die Reichweite Ihrer Titel.
YUMPU macht aus Druck-PDFs automatisch weboptimierte ePaper, die Google liebt.
Wir sagen JA<br />
Melike İNCE:<br />
„Yürüyen Zombiler“<br />
artık bir film repliği değil,<br />
günümüzün gerçeği!<br />
SAYFA 8<br />
İnternet bağımlılığı hakkında bilmeniz gerekenler!<br />
Foto: Christoph Steinbauer<br />
exklusiv<br />
Interview<br />
zu<br />
ÖSTERREICH<br />
Man wird darauf getrimmt<br />
Null Fehler zu machen...<br />
A l i M ahlodji<br />
Bireyler sıfır yanlış<br />
yapmaya odaklanıyor...<br />
SEITE 20<br />
SAYFA 5<br />
UNABHÄNGIGE MONATLICHE ZEITUNG FÜR WIRTSCHAFT, INTEGRATION UND BILDUNG<br />
<strong>HABER</strong><br />
VRUP<br />
A A<br />
<strong>AVRUPA</strong>’NIN AYLIK BAĞIMSIZ EKONOMİ, ENTEGRASYON VE EĞİTİM GAZETESİ<br />
SAYI: 83 MART <strong>2019</strong> - AUSGABE: 83 <strong>MÄRZ</strong> <strong>2019</strong> Österreichische Post AG - MZ 11Z038817M - Mehmet Inak - Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
R<br />
E<br />
C H<br />
www.europa-journal.net<br />
I<br />
AKADEMİSYEN GÖRÜŞÜ<br />
PROF. DR. MUSTAFA ÇAKIR:<br />
Herkes<br />
öyle<br />
diyor...<br />
SAYFA<br />
2<br />
Dr. Kâzım Yılmaz:<br />
Anayasa Mahkemesi’nin Çifte Vatandaşlık<br />
İle İlgili Verdiği Güzel Kararın Mimarı<br />
Dr. Kâzım Yılmaz:<br />
“Türk Toplumunun Üstüne<br />
Sistematik Bir Şekilde Gidiliyor”<br />
‘‘Siyasi<br />
Baskının<br />
Haddinden Fazla<br />
Olduğu Bu<br />
Süreçte Hukuk<br />
Devleti Kazandı’’<br />
‘Ich freue mich, dass der Rechtsstaat gesiegt hat...’<br />
‘Wir haben für eine Sache, an die wir immer<br />
geglaubt haben, gekämpft und gesiegt’<br />
ÖZEL<br />
Röportaj<br />
SAYFA 3<br />
SEITE 10
<strong>HABER</strong>eğitim Mart <strong>2019</strong>, Sayfa - 2<br />
Günlük hayatın koşuşturması içinde<br />
zaman zaman birilerinin bilinçli olarak<br />
veya farkında olmadan yaptığı bazı genellemeleri<br />
duyarız veya okuruz. Bunlara<br />
bazen güler geçer; bazen üzerinde<br />
düşünür; bazen de duyduklarımız, gördüklerimiz,<br />
yaşadıklarımız, hasılıkelam<br />
bütün olup bitenler nedeniyle canımızın<br />
acıdığını hissedebiliriz.<br />
Genellemeler bazen bilinçli, bazen de<br />
farkında olmadan yapılır. Şurası unutulmamalı<br />
ki insan olarak genelleme yapmaya<br />
bayılıyoruz. Genellemeler bir<br />
anlamda insanın zihni faaliyetidir. Bu<br />
özelliği ile öğrenme kolaylığı sağlar.<br />
Bununla birlikte her zaman doğru, arzu<br />
edilen sonucu vermez.<br />
Sokrates’in öğrencileri ile konuşurken<br />
“İnsan, iki ayaklı tüysüz bir canlıdır”<br />
dediği ve bunu duyan birkaç muzibin<br />
tüyü yolunmuş bir tavuğu getirip “İşte,<br />
sözünü ettiğiniz insanı getirdik” dediği<br />
anekdot olarak anlatılır. Dolayısı ile bir<br />
konuda genelleme yaparken, nesnelerin,<br />
olay ve olguların kendine has “biricik”<br />
veya “özgün” durumlarının gözden<br />
kaçırılmaması gerekir. Aksi halde, bilinçsiz<br />
yapılan bir genelleme yapanı mahcup<br />
duruma da düşürebilir. Alman filozof<br />
Friedrich W. Nietzsche (1844‐1900) de<br />
“Bütün genellemeler yanlıştır” diyerek,<br />
genellemelerdeki istisnaların göz ardı<br />
edilmemesi gerektiğine dikkat çekmiştir.<br />
Görev yaptığım bölgede çocukları okula<br />
giden göçmen kökenli veliler ile yaptığım<br />
konuşmalarda gözlediğim durum, “baskın<br />
kültürün taşıyıcılarının, aralarındaki<br />
azınlıkların dillerine ve kültürlerine karşı<br />
Prof. Dr. Mustafa ÇAKIR<br />
mcakir@anadolu.edu.tr<br />
AKADEMİSYEN GÖRÜŞÜ<br />
Herkes öyle diyor...<br />
örtülü bir engelleme politikasını<br />
uyguladığı” gibi bir algının yerleşmiş<br />
olmasıdır. Bireysel deneyimler bazen<br />
doğru olsa da bunların genellemesi de o<br />
kadar gereksiz bir yaklaşımdır. Duyduğum,<br />
dinlediğim yakınmaları analiz<br />
ettiğimde, bazen “Tavşan dağa küsmüş<br />
dağın haberi olmamış” misali durumlarla<br />
karşılaşıyorum. Toplumun içinde herkes<br />
aynı görüşte olmayabilir. Karagöz ile<br />
Hacivat öykülerindeki gibi yanlış genellemeleri<br />
pekiştirmenin çok gerekli ve<br />
anlamlı olmadığını görüyorum.<br />
Okula giden bir öğrencinin dönem içinde<br />
yapılan bütün sınavlarda bir aldığını,<br />
ama karnesine iki yazıldığını gören<br />
bir annenin, çocuğuna “o öğretmen<br />
zaten…” diyerek, yangına körükle gitmek<br />
yerine sorunun nedenini araştırması,<br />
öğretmen ve okul aile birliği temsilcileri<br />
ile iletişime geçmesi daha doğru bir<br />
davranış olacaktır. Düşük not alan<br />
öğrenciye arkadaşlarının “tembel” etiketini<br />
yapıştırmadan önce durup düşünmesinde,<br />
empati kurmasında, onun halini<br />
anlamaya çalışmasında yarar vardır.<br />
Gerek annenin, gerekse çocuğun arkadaş<br />
çevresinin yaptığı genelleme, bireyin<br />
muhataplarıyla iletişiminin zarar görmesine,<br />
ilişkilerinin giderek olumsuza dönmesine<br />
neden olur. Etiketleyen muhatabına<br />
güvensizlik duygusu verirken, etiketlenen<br />
de özgüven yitimine uğrar. İki<br />
taraflı bir zarar ortaya çıkar.<br />
“Herkes öyle diyor” şeklinde yapılan genellemeler,<br />
bir bakıma kolaycılığa kaçmaktır;<br />
yapanın bilgisizliğini ve kendine<br />
güvenin eksikliğini de yansıtır. Burada<br />
önerilen tutum; genelleme yapmadan<br />
önce, karşılaşılan durumu mümkün olan<br />
bütün yönleri ile tarafsız olarak anlamaya<br />
çalışmak ve elde edilen bilgiyi<br />
tarafsız gözle analiz edecek zihinsel<br />
çabayı göstermek olmalıdır.<br />
Yukarıda değinilen “dil ve kültürün<br />
yaşatılması ile ilgili bir engelleme” olsa<br />
bile, bunun arkasındaki nedeni “köken<br />
dilinin ikinci dilin öğrenilmesi sürecinde<br />
engel oluşturduğu” kanaatine bağlamamak<br />
gerekir; bu genelleme bilim dışı<br />
varsayımıdır. Çünkü köken dili; çocukların<br />
kimliklerinin önemli bir parçasını oluşturmaktadır<br />
ve bu dil yok sayıldığında, okula<br />
giden çocuk da kısmen yok sayılmaktadır.<br />
Bu yok sayma, çocuğa “Dilini ve<br />
kimliğini okul dışında bırak!” mesajı olarak<br />
algılanıyorsa, çocuğun toplum içinde<br />
özgüveni yüksek, çevresi ile sağlıklı ilişkiler<br />
kurabilen, donanımlı bir birey olarak<br />
yetişmesi de engellenmiş olur. Bu<br />
tutum sadece çocuğa değil, içinde<br />
yaşanılan toplama ve geleceğine zarar<br />
verir. Köken kültürünün yok sayılması, bir<br />
minik kuştan kırık kanadıyla uçmasının<br />
istenmesi gibi bir haldir. Çocuğun derdi<br />
ile dertlenen, onu anlamaya çalışan<br />
öğretmenler, çocuğun içinde bulunduğu<br />
olumsuzlukları avantaja çevirirken, geleceği<br />
de inşa eden öğretmenlerdir. Köken<br />
kültürü yok sayılan, saygı gösterilmeyen<br />
çocuğun özgüven eksikliği hissetmesinin,<br />
derslere daha az katılmasının, kendini<br />
yaşıtları arasında daha az değerli hissetmesinin,<br />
okula ve okul çevresine ait hissetmemesinin<br />
ve sözün kısası; çocuğun<br />
kimlik gelişiminde sorunlar yaşamasının,<br />
akademik gelişiminin istendik düzeyde<br />
gerçekleşmemesinin sorumlusu, ona bu<br />
duyguları yaşatanlardır. Burada bir eksiklik<br />
söz konusuysa, bu eksikliği gidermek<br />
öncelikle eğitim yöneticilerinin sonra da<br />
öğretmenlerin görevidir.<br />
Göçmen kökenli çocukların topluma<br />
daha kolay uyum sağlayabilmesi için Bielefeldli<br />
sosyolog Wilhelm Heitmeyerde<br />
dâhil olmak üzere, çoğubilim insanı<br />
“çocuğun bireysel özelliklerinin tanınması,<br />
ait olduğu grubun özelliklerinin kabul<br />
edilmesi ve topluma aidiyet duygusunun,<br />
“biz” hissiyatının pekiştirilmesi”<br />
gerektiğini söylüyor. Gerçekten de<br />
zaman zaman suçlanan, aidiyet veya<br />
bağlılık duygularının zayıf olduğundan<br />
şikâyet edilen kişileri suçlamak yerine,<br />
onları anlamaya çalışmak; toplumsal ve<br />
sosyal hayatı yaşanılır kılmanın anahtar<br />
ilkesi olacaktır.<br />
Okulda, çarşıda, pazarda ötekileştirilen;<br />
tek kanatla uçmaya çalışan çocuğun<br />
sağlıklı gelişimi için diline, inançlarına,<br />
kökenine gereken değer verilmeli, saygı<br />
gösterilmelidir. Heitmeyer bu durumun<br />
eksik olması halinde görülebilecek şu sorunlarla<br />
dikkat çekiyor. 1 Tanıma açığının<br />
yoğun olduğu yerde ya hoşlanmama, ya<br />
geri çekilme, ya da içine kapanma olur.<br />
Bulunduğu ortamda kabul görmeyen bireyler,<br />
kendilerini yargılamadan oldukları<br />
gibi benimseyen başka gruplara yönelir.<br />
Bu gruplar her zaman toplumun kabul<br />
ettiği legal çevrelerle sınırlı olmayabilir.<br />
Toplumun dışına itilen bireyler, kendi<br />
varlıklarını bu gruplar içinde sürdürme<br />
ve bir çeşit kabul görme imkânını bulur.<br />
Baskın kültür içinde yok sayılan bireyler,<br />
kendini ifade edebilmek, kabul ettirmek<br />
istedikleri bazı durumlarda güç kullanma<br />
eğilimi gösterebilir. Böyle bir kabul<br />
görme, kabul görmeyen açısından hiç<br />
kabul görmemekten daha fazla tercih<br />
edilse de toplumsal ve sosyal açıdan<br />
sorun oluşturabilecek bir tehdittir.<br />
Kendi köken diline ve kültürüne samimiyetle<br />
bağlı olan bir öğrencinin, kendini<br />
bulunduğu ortamlarda ikinci dilde sorun<br />
yaşamadan ifade etme becerisi olsa bile,<br />
baskın kültürün taşıyıcıları tarafından<br />
kabul görmemesi, duygusal incinmelere<br />
neden olur. Toplumun içinde değil; yanı<br />
başında, taşıyıcı kültüre paralel bir hayat<br />
sürmeye yönlendirilen çocuğun, beden<br />
ve ruh sağlığını bozmadan yaşaması,<br />
kendini topluma, devam ettiği okula ait<br />
hissetmesi, akademik başarıya odaklanarak<br />
yaşaması mümkün mü? Buna<br />
rağmen, adeta imkânsızı başaranların<br />
başarı öyküleri içimizi ısıtmaya devam<br />
etmektedir.<br />
İnsanlar sorunla doğrudan yüzleşmek<br />
yerine bazen genellemenin arkasına<br />
sığınırlar. Zalimin yüzüne karşı bir şey<br />
söyleyemese de “toplumda zulüm artmıştır”<br />
diye feryat eder. Yabancı bir kültür<br />
çevresindeyse “Hocam, bunlar bizi<br />
sevmiyor” diye dertlenir. Yahut birine bir<br />
şey söylemek isteyip, söyleyecek fırsatı<br />
bulamazsa, ortaya konuşur; genelleme<br />
yapar. “Bana bir şey mi dedin?” şeklindeki<br />
çıkışa da “Ben havaya bir taş attım;<br />
sen niye başını korumuyorsun!” şeklinde<br />
cevap verilir.<br />
Bu yazıda genel geçer sözü bırakıp, havaya<br />
atılan taşa, verilmek istenen mesaja<br />
bakalım. Göçmen kökenli bir çocuğun<br />
okula bağlanması, içinde yaşadığı toplumun<br />
ortak değerlerine sahip çıkması için<br />
devam ettiği okulda tek kanatla uçmaya<br />
zorlanmamalıdır. Kültürel çeşitlilik bir<br />
zenginliktir ve ev sahibi ülkenin toplumsal,<br />
sosyal ve ekonomik hayatına olumlu<br />
yansıyacağı gibi, geleceğin daha nitelikli<br />
bir yapıya kavuşmasını sağlayacaktır.<br />
Göçmen kökenli çocukların yaşadıkları<br />
ülkelerin dilini köken dilini unutmadan<br />
öğrenmelerini sağlayacak altyapılara<br />
daha fazla özen gösterilmesi, sadece<br />
göçmen kökenli çocukların bugününe<br />
değil, Avrupa’nın geleceğine de önemli<br />
bir yatırım olacaktır. Bu çocukların bir<br />
kısmı ev sahibi ülke vatandaşı olup,<br />
yaşamlarını doğdukları ülkelerde sürdürürken,<br />
bir kısmı kaynak ülkeye geri dönecek,<br />
gönüllü birer kültür ve ticaret<br />
elçisi olarak yaşayacaktır.<br />
1 Wilhelm Heitmeyer: "Der Erfolg der AfD wundert mich<br />
nicht". Von Arno Widmann; Berliner Zeitung. 22.10.16.<br />
SGK<br />
klili<br />
val si<br />
av<br />
Ha<br />
ek ik<br />
me<br />
Em<br />
les<br />
7€<br />
Hızlı Havale*<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
* Bireysel müşterilerin DenizBank AG şubelerinde en, DenizBank A.Ş., İş Bankası ve Halk Bankası’na yaptıkları 200 Euro’y ya kadar olan havaleleri için bir sonraki değişikliğe kadar geçerli ücret.<br />
Müş<br />
¸teri Hizmetleri 0800 88 66 00, www.denizbank.at
<strong>HABER</strong>avusturya Mart <strong>2019</strong>, Sayfa - 3<br />
Sayın Yılmaz, okuyucularımıza kendinizi kısaca<br />
tanıtır mısınız?<br />
Göçmen bir Türk ailesinin en küçük oğluyum.<br />
Vorarlberg’de liseyi bitirdim ve daha sonra İnnsbruck’ta<br />
hukuk tahsili yaptım. İlaveten ticaret<br />
hukuku eğitimi ve hukuk doktorası bitirdim. Bu<br />
eğitimlerden sonra Avusturya’nın en tanınmış<br />
hukuk bürolarının birinde avukatlık yaptım.<br />
Dünya genelinde iş yapan bir sanayi grubundan<br />
iş teklifi aldım ve oraya geçiş yaptım. Sonunda<br />
2014’te kendi hukuk büromu kurdum ve çocukluk<br />
hayalimi gerçekleştirmiş oldum.<br />
Neden avukat oldunuz?<br />
Henüz ilkokulda, hiç kimsenin bana ve aileme<br />
birşey yapamaması için, kendimde çok bilgiyi<br />
taşıyacağım bir meslek istediğimi biliyordum.<br />
Benim için bu mesleğin avukatlık olduğunu<br />
anladım.<br />
Dr. Kâzım Yılmaz<br />
Siz aynı zamanda ''Zusammen:Österreich ‐ Birlikte:Avusturya''<br />
elçisisiniz . Bu nasıl oldu ve ne<br />
tür tecrübeler edindiniz?<br />
Şimdiki Başbakan ve ''Zusammen:Österreich''<br />
projesini hayata geçiren Sebastian Kurz, o zaman<br />
entegrasyondan sorumlu müsteşardı, bana bu<br />
projeyi, entegrasyon elçisi olarak desteklemek<br />
isteyip istemediğimi sordu. Böylece öğrencilerle<br />
yapılan konuşmalarda ön yargılar yıkılır, motivasyon<br />
sağlanırdı. Başarılmış bir entegrasyon modeli<br />
olarak işlev görebilirsem sevinirim diye<br />
düşündüm. Çünkü çocuk ve gençler ülkemizin<br />
geleceğidir. Bundan dolayı bu önemli entegrasyon<br />
konusunu tam da onlarla konuşmak daha da<br />
önemlidir.<br />
Presse Gazetesi’nin de yazdığı gibi Anayasa<br />
Mahkemesi’nin çifte vatandaşlık ile ilgili verdiği<br />
kararın mimarısınız. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?<br />
Binlerce insana (Avusturya genelinde yaklaşık<br />
60.000) yardım edebildiğimize seviniyorum.<br />
Sahip olduklarını kaybetmekten korkmak zorunda<br />
olan insanlar; onlarca yıldır toplumumuza<br />
önemli katkı sağlayan insanlar; kendilerine suç<br />
istinat edilmesini istemeyen insanlar; düzgün<br />
vergisini ödeyen insanlar; Avusturya’da kendini<br />
evinde hisseden insanlar. Onlarca yıldır yaşam<br />
merkezi Avusturya’da olan, Avusturya’da doğup<br />
büyüyen ve bu nedenle başka vatanı olmayan ve<br />
tanımayan binlerce Avusturyalı.<br />
Yalnız binlerce Avusturyalı’ya yardım etmedik,<br />
aynı zamanda ülkemiz için önemli bir katkı<br />
“Türk toplumunun üstüne sistematik bir şekilde<br />
gidildiğini anlamak için bilge olmak gerekmez”<br />
‘‘Siyasi Baskının Haddinden Fazla Olduğu<br />
Bu Süreçte Hukuk Devleti Kazandı’’<br />
ÖZEL<br />
Röportaj<br />
sağladık, bundan gururluyum. Yoksa böyle bir<br />
gidişin sonuçları hem binlerce mağdur Avusturyalı,<br />
hem de ülkemiz için büyük bir dezavantaj<br />
olacaktı.<br />
Vergi gelirleri ve kaynaklar, ne ülkemiz ne de binlerce<br />
Avusturyalı’ya faydası olacak bir iş için kullanıldı.<br />
Örneğin bu tespit işlemi için yalnız Viyana<br />
kurumlarında 30’yakın yeni görev yeri açıldı. Düşünüldüğünde<br />
insanların elinden vatandaşlığı<br />
geri alan ve her bir oturum başvurularını incelemek<br />
zorunda kalacak olan aynı makam için gereksiz<br />
ve daha çok miktarda vergi gelirleri<br />
kaybolacaktı, buna İş Piyasası Kurumu (AMS) eklenecekti,<br />
mahkemeler ve tapu daireleri birçok<br />
durumda bu sorunla uğraşmak zorunda kalacaktı.<br />
Gider ve vergilerini ödeyen insanlar bu<br />
şartlar altında sosyal yardım alanlara dönüşecekti.<br />
Bu da birçok alanda kaos anlamına gelirdi.<br />
Ayrıca entegrasyon için de böyle bir yöntem düşündürücü<br />
ve zarar verici. 'Türk Toplumu' diye<br />
adlandırılan grubun da mutlaka entegrasyon eksiklikleri<br />
var. Bununla ilgili eleştiriler birçok<br />
alanda kesinlikle haklı. Lakin, kendini Avusturyalı<br />
olarak gören, mükemmel şekilde uyum sağlamış,<br />
burada doğup büyümüş, burada üniversiteye<br />
gitmiş ve toplumumuza önemli katkı sağlamış kişiler<br />
dışlanırsa bu toplumumuzu bölmek isteyenlerin<br />
değirmenine su taşımış olur. Bir hukuk<br />
devleti kendi vatandaşını dışlayamaz ve iki farklı<br />
ölçüde davranamaz. Avusturya hükümetinin bir<br />
topluluğa çifte vatandaşlığı kanunen vermeyi düşünüp,<br />
diğer bir etnik gruba haksız ve ''tuhaf'' bir<br />
vatandaşlık listesine dayanarak bu insanları suçlaması<br />
ve genel şüphe altında bırakması kabul<br />
edilemez. 2017 Avusturya seçimlerinde ortaya<br />
çıkan bu ''tuhaf'' Excel‐Listesi Avusturya’da belli<br />
bir etnik topluluğun uğradığı artan ayrımcılığın<br />
sadece bir ucudur. Yine kısa zaman önce aynı<br />
etnik grubun bir videoda (E‐Card Videosu) asılsız<br />
şekilde sahtekârlıkla suçlanmasına şahit olduk.<br />
Bu grubun üstüne sistematik bir şekilde gidildiğini<br />
anlamak için bilge olmak gerekmez. Tam da<br />
burada Anayasa Mahkemesi, anayasanın ve<br />
hukuk devletinin ayrıca temel ve vatandaşlık<br />
haklarının koruyucusu olarak özellikle hassas<br />
davranmalı ve hukuk devletimizin en yüksek<br />
prensiplerini korumalı ve onları yüksek tutmalıydı.<br />
Anayasa Mahkemesi işte tam bunu yaptı.<br />
Avusturya hukuk devletiyle gurur duyuyorum.<br />
Sürecin başından itibaren davanızda haklı bulunacağınızdan<br />
emin miydiniz?<br />
Özellikle siyasi baskının haddinden fazla olduğu<br />
bu süreçte hukuk devleti kazandığı için seviniyorum.<br />
Böyle bir yöntemin anayasaya uygun olmadığını<br />
düşünerek, hukuk devleti prensiplerinin<br />
üstün tutulduğuna hep inandım. Biz daima inandığımız<br />
birşey için mücadele ettik. Devletimizdeki<br />
insanlar için mücadele ettik ve kazandık.<br />
Mağdurlara tavsiyeniz nedir? Pasaport ve(ya)<br />
vatandaşlıklarını kaybeden insanların durumu<br />
ne olacak?<br />
Özellikle bu kadar önemli bir meseleyle ilgili olduğu<br />
için her birine, konuya hakim olan hukuk<br />
uzmanlarına danışmalarını tavsiye ederim.<br />
Bezahlte Anzeige<br />
Foto: iStockphoto<br />
„Jetzt macht der<br />
Sommer richtig<br />
viel Spaß.“<br />
Jasmin, 8 Jahre<br />
Anmeldung ab sofort möglich!<br />
DEIN PERFEKTER SOMMER<br />
Die „Summer City Camps“ sind das neue Wiener Ferienangebot. An 25 Standorten<br />
werden 6.000 Kindern Sport, Natur und Kultur sowie Lernunterstützung geboten.<br />
Diesen Sommer tauschen Wiener Kinder<br />
zwischen sechs und 14 Jahren<br />
Bleistift gegen Beachvolleyball, lernen<br />
spannende Berufe kennen oder leben in<br />
Theaterworkshops ihre kreative Seite<br />
aus. Die „Summer City Camps“ bereiten<br />
Kids einen unvergesslichen Sommer<br />
und helfen Eltern bei der Organisation<br />
der Ferien. Lernunterstützung wird in<br />
eigenen „Summer Schools“ ange boten.<br />
So können alle SchülerInnen den Sommer<br />
genießen.<br />
ALLE INFOS ZU DEN CAMPS<br />
Tel. 01/524 25 09 46, www.summercitycamp.at
<strong>HABER</strong>avusturya Mart <strong>2019</strong>, Sayfa - 4<br />
Avusturya Parlamentosunun<br />
yaptırdığı bir antisemitizm anketine<br />
göre Avusturya’da %10’luk<br />
antisemitik çekirdek bir kitle var.<br />
Bu araştırmaya göre Türkçe ve<br />
Arapça konuşan kişilerde Yahudi<br />
düşmanlığı fazla. Meclis Başkanı<br />
Wolfgang Sobotka (ÖVP) için<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
Gazete Kurucusu (Gründerin)<br />
Katrin VORHAUSER<br />
İmtiyaz Sahibi (Herausgeber und Inhaber)<br />
Mehmet İNAK<br />
Genel Yayın Yönetmeni (Chefredaktion)<br />
Hasan KESKİN<br />
Türkiye Temsilcisi<br />
Mag. Ahmet ZUBİ<br />
14.03.<strong>2019</strong> - 08.04.<strong>2019</strong><br />
SAYI: 83 MART <strong>2019</strong> - <strong>MÄRZ</strong> <strong>2019</strong> AUSGABE: 83<br />
ANSCHRIFT - ADRES<br />
<strong>HABER</strong> <strong>AVRUPA</strong> - <strong>EUROPA</strong> <strong>JOURNAL</strong><br />
Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />
Baskı-Druck: Medien-Druck AG Innsbruck<br />
Yayımlanan köşe yazıları ve reklamların içeriğinden<br />
gazetemiz sorumlu değildir.<br />
www.europa-journal.net - info@europa-journal.net<br />
R<br />
I<br />
E<br />
C H<br />
İnsan öyle mükemmel bir varlık ki,<br />
çok sistemli, donanımlı, gören, duyan,<br />
gördüklerini kaydeden, hisseden ve ona<br />
göre hayatına yön veren bir mekanizmadır.<br />
İnsan küçük bir kâinat, kâinat ise<br />
büyük bir insandır. Ve büyük kâinat,<br />
küçük kâinat karelerinden oluşan kocaman<br />
bir tablodur, diyebilir ve hatta<br />
insana dair birçok laf edebiliriz. Ancak<br />
bildiğimiz bir şey var ki; o da “insan<br />
hakkında” daha birçok şeyi bilmeyişimizidir…<br />
Elbette her insanın belli bir kapasitesi;<br />
bu kapasite zarfında yapabildikleri, yapamadıkları<br />
vardır. Dünya yolculuğuna<br />
çıkarılan insan devamlı hareket halindedir.<br />
Kendi içine bir yolculuk yapan<br />
insanoğlu, kendi kapasitesini, yapabileceklerini<br />
veya yapamayacaklarını, dolayısıyla<br />
kendi bilinmeyen yönlerini<br />
keşfeder. Ancak kapasitesinin farkında<br />
olanlar onu kullanmakta zorlanmazlar...<br />
İnsan beyni, görüp duyduklarını hafızasında<br />
biriktirir, saklar bir kenarda ve benzerlerini<br />
görünce ortaya çıkar resmedilenler…<br />
“O vakitler küçüktüm, pek hatırlamıyorum“<br />
diye başlayan çocukluk<br />
anılarından geriye kalan kareleri anlatmaya<br />
çalışırken: “Aklımda kalan, o eski<br />
evin önündeki elma ağacı ve biz gölgesinde…”<br />
diye devam eden bir cümle,<br />
akılda kalan resim karelerini birleştirmek<br />
için kullanılan cümlelerdir adeta.<br />
Mevlana der ki; Gözün bir an içinde gördüğünü,<br />
dil yıllarca söylese anlatamaz,<br />
kulak anlayışın bir anda gördüğünü, anladığını<br />
yıllarca söylese bitiremez.<br />
Bakmak ve görmek aynı şey mi diye<br />
soruyorum son günlerde kendime. Bakıp<br />
da göremediklerimiz, görüp de idrak<br />
edemediklerimiz var şu hayatta.<br />
“Kime sorarsan sor: Önemli olan insanın<br />
iç güzelliğidir, der. Ama insanoğlu<br />
işte; dışını beğenmediği için içini merak<br />
etmez” S. Şirazi<br />
Bugün görsellik tavan yapıyor, hayatın<br />
her alanında. İnsanların tek kaygısı<br />
icraattan çok görünüşüyle beğenilmek,<br />
değer görmek, ama kime???<br />
İnsan beyni bir fotoğraf makinası kadar<br />
doludur. Hepsi bir duyguyu veya bir anıyı<br />
canlandırır gözümüzde. Sevimli sevimsiz,<br />
güzel ya da çirkin ne yaşandıysa resmedilmiş<br />
fotoğraf kareleri. Her insan kendi<br />
hayat tablosunun ressamıdır. Bazıları<br />
kendi hayatını ana hatlarıyla resmetmeye<br />
çalışırken, bazıları başkalarının<br />
kendi resmini çizmesine izin verir. İşte<br />
aradaki fark budur. Ya kendi resmini çizer<br />
ya da başkalarının senin için seçtiği renklere<br />
razı olursun.<br />
Platon der ki; “Bir mağara düşünün;<br />
içinde insanlar var, bir tek çıkış kapısı<br />
var ve ordan ışık süzülüyor. İnsanlar elleri<br />
ve ayakları bağlı, sırtları kapıya<br />
dönük yanyana dizilmiş ve duvara bakıyorlar<br />
(Işığın geldiği yöne değil). Tek<br />
görebildikleri şey, ışığın yansımasından<br />
duvara akseden gölgeler ve gölgelere<br />
bakarak, mağarayı, insanlar dışındakileri,<br />
anlamaya çalışıyorlar.” İşte, günümüz<br />
insanının geldiği nokta…<br />
Antisemitizm Anketi:<br />
‘‘Türkçe ve Arapça Konuşan İnsanlarda<br />
Yahudi Düşmanlığı Fazla...’’<br />
anket sonuçları endişe verici ve<br />
o bunu tüm Avrupa’yı ilgilendiren<br />
bir mesele olarak görüyor.<br />
2700 Kişiyle Anket<br />
Telefon, internet ve doğrudan<br />
konuşma metotlarıyla toplam<br />
2.700 kişiye anket uygulandı.<br />
Türkler ve Araplar 300 kişiyle<br />
anket grubunun yoğun kısmını<br />
oluşturdular.<br />
Genç ve Eğitimliler Dirençli<br />
IFES Enstitüsü’ne göre antisemitizmin<br />
yayıldığı grupların oluşumu<br />
oldukça çeşitli. Sert ve<br />
kemikleşmiş %10 oranında antisemitik<br />
bir grup var. Bu oran<br />
uzun dönemde kıyaslandığında<br />
düşüş gösteriyor. Eğitim olumlu<br />
gelişmelere neden oluyor, genç<br />
ve eğitimli insanlar antisemitizme<br />
karşı daha dirençliler.<br />
Avusturya’da Türkçe ve Arapça<br />
konuşanlar arasında antisemitizmin<br />
yayılması İsrail Devletinin<br />
reddi ile birlikte oluyor.<br />
‘‘Eğer İsrail devleti olmazsa,<br />
Orta Doğu’da barış olur’’ açıklamasını<br />
%10'luk kesim onaylıyor,<br />
bu oran Arapça konuşanlar<br />
arasında %70’e ulaşıyor, Türkçe<br />
konuşanların da hemen hemen<br />
yarısı bu fikirde.<br />
YASEMİN KARAGÖZ<br />
yasemin-ka@hotmail.com<br />
ZİHİN HAPSİNDE<br />
MAHKÛM RESİMLER<br />
Hayatı boyunca başkalarının gözlüğünden<br />
bakamayanlar, gördüklerini bilir,<br />
bildiklerini tek tek doğru sanarlar. Hatta<br />
gün gelir hep kendi doğru sandıklarını<br />
dayatırlar insanlara. Hal böyle olunca<br />
dünyada, “Dış görünüşüne bakıp, insanları<br />
değerlendirmek“ kaçınılmaz oluyor.<br />
Oysa kişi karşısındakini anlamak istiyorsa<br />
eğer, biraz zahmet gösterip farklı gözlüklerle<br />
bakmalı (Empati sanatı).<br />
Görülen herşeyi kayıt altına alan göz,<br />
onu gönle taşır. Eğer göz ve gönül birlikte<br />
çalışmıyorlarsa, aklın anlaması neredeyse<br />
imkânsızlaşır. Aklın süzgecine<br />
kadar ulaşamayan bir bilgi, kayıt altına<br />
alınamadığından kalbe ulaşamaz. Kalp<br />
ki, duygu yoğunluğunda, çok farklı sistemde<br />
çalışan bir organ. Hissetmedikçe<br />
yani dokunulmadıkça etkilenmez. Asıl<br />
olan kalp gözüyle de görebilmek, akıl<br />
ve kalp süzgecinden geçirip bir kanaate<br />
varabilmektir.<br />
Bugün yaptığımız en büyük hatalardan<br />
biri de, “Kalplerin kenarlarında dolaşmak<br />
ama ona dokunamamak” değil midir?<br />
Acaba diyorum, bıraksak mı hemen<br />
hüküm veren vesveseleri, nefret ettiren,<br />
hırslandıran, kıran, döken ne kadar silah<br />
varsa elimizde, dilimizde ve aklımızda,<br />
DİNLENSELER!!!<br />
“Zihinlerin hapsine mahkûm edilen<br />
binlerce resim varken” düşünce yanılır,<br />
anlamak zorlaşır, ama yargılamak kolaylaşır.<br />
Yargılamak için mahkûm aramaktan<br />
vazgeçtiğimiz gün, en bahtiyar olduğumuz<br />
gün olacaktır.<br />
İktidara geldiğinden beri Müslümanlara<br />
karşı sert tutum<br />
sergileyen ve bu yönde kanunlar<br />
çıkarmaktan geri durmayan<br />
Halk Partisi (ÖVP) ve<br />
Özgürlük Partisi’nden (FPÖ)<br />
oluşan Avusturya Hükümeti<br />
yeni bir çalışma başlatıyor.<br />
Hükümet, "Siyasal İslam ile<br />
mücadele ve olası tehlikeler"<br />
başlıklı çalışmaları yürütmek<br />
amacıyla özellikle ülkedeki<br />
Müslümanlara ait kurumları<br />
mercek altına alacak "Dokümantasyon<br />
Merkezi" kurulacağını<br />
açıkladı.<br />
Hükümet yetkililerinden yapılan<br />
açıklamaya göre, son yıllarda<br />
yaşanan göç dalgasıyla<br />
Avusturya’ya gelen kişilerin<br />
demokrasi gibi temel değerleri<br />
reddettiği, suç olayları ve<br />
antisemitik eğilimlerde artış<br />
yaşandığını açıkladılar. Dokümantasyon<br />
Merkezinin bu durumu<br />
engellemenin yanında,<br />
Müslümanlara ait kurum ve<br />
kuruluşlar ile birlikte entegrasyonu<br />
engelleyen ve hukuk<br />
devletine karşı paylaşımlar<br />
yapan sosyal medya platformlarını<br />
da mercek altına alacağını<br />
ve bu kurum, kuruluş ve<br />
sosyal platformlara yönelik<br />
yılık raporlar yayınlanacağını<br />
belirttiler.<br />
DÖW Örnek Alındı...<br />
Yeni kurulacak ‘Politik İslam’a<br />
Karşı Dokümantasyon Merkezi,<br />
Nazi döneminde katledilen<br />
Yahudilere yönelik çalışmalar<br />
yürüten ve aşırı sağcı<br />
ve Nazi zihniyetine sahip yapıları<br />
araştıran Avusturya Direnişi<br />
Dokümantasyon Arşivi<br />
Din Adamlarına Almanca<br />
Bilme Şartı Geliyor...<br />
Avusturya’dan sonra Almanya’da harekete geçti<br />
Almanya’da hükümet, özellikle<br />
Müslüman din adamlarına yönelik<br />
Almanca bilme şartı getirmeyi<br />
planlıyor ve bu uygulama<br />
ile vaizlerin ülkeye uyumunu ve<br />
iletişimini güçlendirmeyi amaçlıyor.<br />
İçişleri Bakanlığı, Almanya'da çalışmak<br />
isteyen yabancı din<br />
adamlarının Almanca bilme şartı<br />
ile gelmesini mümkün kılmak<br />
için vize kurallarının bu yönde<br />
değiştirilmesi yolunda çalışmalara<br />
başladı.<br />
‘‘Helâl Ürünlere Organik<br />
Etiketine İzin Yok’’<br />
Avrupa Adalet Divanı: ‘‘İslami kurallara göre<br />
kesilen etlere organik tarım etiketi verilmemeli’’<br />
Avrupa Adalet Divanı, İslami<br />
usüllere göre kesilen hayvan etlerine<br />
organik etiketi konamayacağına<br />
karar verdi ve bu karara<br />
gerekçe olarak şoklamadan yapılan<br />
kesim sırasında hayvan<br />
refahı standartlarının yerine getirilememesini<br />
gösterdi. Gerekli<br />
ve istenen standardın İslami<br />
usüllere göre kesilen hayvan etlerinde<br />
sağlanamayacağı belirtildi.<br />
Avrupa Birliği kuralları çerçevesinde<br />
üreticilerin organik ürün<br />
sertifikası alabilmesi için hayvan<br />
sağlığı ve refahı konusunda belli<br />
başlı standartları yerine getirmesi<br />
gerekiyor.<br />
(DÖW) merkezi örnek alınarak<br />
oluşturulacak.<br />
Bakanlıklardan Destek...<br />
İçişleri, Eğitim ve Entegrasyon<br />
Bakanlıklarının yanında Din İşleri<br />
Dairesi de bu merkezin<br />
oluşumu için koordineli çalışacak<br />
ve bağımsız bir kurumun<br />
oluşmasını sağlayacak.<br />
2020’de Hayata Geçiyor...<br />
Merkezin kurulması için çalışmalar<br />
başladı ve kurum önümüzdeki<br />
yıl faaliyete geçecek.<br />
Bakanlık, ‘‘Göçmen sayısındaki<br />
artışa paralel olarak farklı adımlara<br />
gerek duyuldu. Şimdiye<br />
kadar Almanya'da çalışma kuralları<br />
arasında din görevlileri için<br />
Almanca bilme şartı bulunmuyordu.<br />
Din adamlarında hangi<br />
seviyede Almanca bilme şartının<br />
aranacağının henüz belirlenmedi.<br />
Burada hedef, bu bireylerin<br />
Almanca diline hakim olarak<br />
Almanya'yı ve Alman kültürünü<br />
tanımalarının bütünleştirici etkisini<br />
arttırmaktır.’’<br />
2012’den Günümüze Süreç<br />
Helâl etlere organik ürün etiketi<br />
konmasına ilişkin dava, Fransa'da<br />
kesimhanelerde hayvanların<br />
korunması için çalışan bir<br />
dernek tarafından açılan davanın<br />
ardından Fransız mahkemesinin<br />
kararı ile Avrupa Adalet<br />
Divanı'na taşınmıştı. Dernek,<br />
2012'de İslami usüllere göre kesilen<br />
etlere bu sertifikanın verilmesine<br />
karşı çıkmıştı.<br />
Karar Temyiz Mahkemesinde<br />
Avrupa Adalet Divanı'ndan çıkan<br />
sonucun ardından gözler son<br />
kararın verileceği Fransa'daki<br />
Versailles Temyiz Mahkemesi’ne<br />
çevrildi.<br />
Avusturya Hükümeti’nden Yeni Proje:<br />
'Siyasal İslam ile Mücadele Merkezi'<br />
Müslümanlar Yine Hedefte<br />
ve Tedirgin...<br />
ÖVP‐FPÖ Hükümetinin sert<br />
uygulamalarına maruz kalan<br />
ve sürekli hedef gösterilen<br />
Müslümanlar, bu çalışmanın<br />
da iç siyasete oynayan ve yerli<br />
halkın algısında İslam ve Müslümanlara<br />
yönelik olumsuz izlenimler<br />
oluşturarak oy ve<br />
destek kazanmaya yönelik olduğunu<br />
söyleyerek tedirginliklerini<br />
dile getiriyor.<br />
Die ÖVP-FPÖ-Regierung plant<br />
Dokumentationsstelle für politischen Islam<br />
© BKA / Andy Wenzel
<strong>HABER</strong>röportaj Mart <strong>2019</strong>, Sayfa - 5<br />
ÖZEL<br />
Röportaj<br />
Ali Mahlodji<br />
“Bugünkü sorunumuz, dünyada yetişkinlerin<br />
sıfır yanlış yapmayla uğraşmaları. Bunlar<br />
kendilerini geliştirmeyen insanlardır...”<br />
Bireyler sıfır yanlış<br />
yapmaya odaklanıyor<br />
Foto: Ali Mahlodji<br />
Çok sevdiğiniz bir başarı hikâyeniz var mı?<br />
Evet, tabii ki var. İki yıl önce Tirol eyaletine<br />
bağlı Schwaz şehrinde bir ticaret lisesindeydim.<br />
Davet edildim ve bütün son sınıflar oradaydı.<br />
Anne ve babalar, nine ve dedeler yani<br />
toplumun farklı kesimleri de mevcuttu.<br />
Sunumuma başladım, birkaç saniye<br />
sonra Projeksiyon Cihazı (beamer) bozuldu.<br />
Bütün hazırladıklarım kaybolmuştu.<br />
“Müthiş” diye düşündüm, görevli<br />
teknisyen binlerce kere özür diledi.<br />
“Şimdi ne yapacaksın?” diye düşündüm. Bütün<br />
sunumu tamamıyla serbest yapacaktım. Hayatı<br />
kendi eline alma hakkında çok konuştum, birçok<br />
örneklerle…<br />
Burada kendi cesaret edemeyen arkadaşı yerine<br />
bir kız bana bir soru yöneltti. Yurt dışında<br />
kalmanın nasıl bir şey olduğunu sordu, arkadaşının<br />
yurt dışına gitmek istediğini ama anne<br />
ve babasının ona devamlı, bunun güvenli olmadığını<br />
söylediklerini iletti. Ben ona gerçekten<br />
bunu istiyorsa her durumda bunu<br />
yapmasını, aksi takdirde bütün yaşamı boyunca<br />
pişman olacağını söyledim. Gerçekten<br />
bunun kendi için uygun birşey olmadığına kanaat<br />
getirirse, her zaman için geri dönebileceğini<br />
anlattım.<br />
Okulu terk ettiğimde ismimle ve mülteci<br />
olarak diğerlerinden 10 kat fazla iş başvurusu<br />
yapmak zorunda kaldım ve diğerlerinden<br />
1000 kat daha fazla kendimi zorladım...<br />
İki yıl oldu. Bugünlerde bir kızdan İnstagram<br />
üzerinden bir mesaj aldım. Bana şunları yazmıştı:<br />
“Ali, iki yıl önce Schwaz’da bir sunumundaydım<br />
ve bu beni değiştirdi. 7 aydır<br />
Amerika’dayım ve çalışıyorum, çok memnunum.”<br />
Böyle bir şey duyduğumda ‐o zaman kız<br />
kendine inanmamıştı, bütün çevresi Tirol’dan<br />
çıkmamasını ve evinde kalmasını istemişlerdibu<br />
beni gururlandırmıştı.<br />
Kısa süre önce bir başka kız, okulda önemli<br />
bir giriş sınavı olduğunu, çok korktuğunu ve ne<br />
yapacağını bilmediğini yazmıştı. Ben sosyal<br />
medya üzerinden bazı tavsiyelerde bulundum<br />
ve kız sınavı başardı.<br />
Mükemmel bir ülkedeyiz, uyum<br />
sağlayabiliriz ama diğerlerinden biraz<br />
daha fazla çaba göstermeliyiz.<br />
Bir başka genç bana aşçı olmayı çok istediğini<br />
ama anne ve babasının aşçılığın saçma bir şey<br />
olduğunu söylediklerini yazdı. Ben ona bugün<br />
aşçının ne anlama geldiğini ve birçok firmanın<br />
neden bu kadar çok aşçı aradıkları hakkında<br />
bilgiler verdim. O bana bilgileri aldığını annebabası<br />
ve öğretmenleriyle konuştuğunu ve<br />
aşçılık eğitimine başladığını yazdı. Bunları duymak<br />
çok güzel.<br />
Tek tek şahıslar ile de ilgilenebiliyor musunuz?<br />
Zaman buna izin veriyor mu?<br />
Sosyal medya üzerinden pek çok bireysel soru<br />
alıyorum, hepsini hemen cevaplayamıyorum,<br />
bu imkânsız. Yaptığım, soruları topluyor, bunlar<br />
hakkında bir video yapıp sosyal medya üzerinden<br />
gönderiyorum. Bir tanesine<br />
başladım, adı “Ask Ali ‐ Ali’ye Sor”. 25<br />
seriden fazla yaptım. Tamamıyla yüksek<br />
eğitim, lise bitirme ve mesleki eğitim<br />
ile ilgili klasik sorular.<br />
Göçmen kökenli insanlar, gençler için özellikle<br />
bir şeyler yapıyor musunuz? Böyle bir şeye<br />
ihtiyaç olduğunu düşünüyor musunuz?<br />
Evet, mutlaka. Almanya’dan bir araştırma, ismi<br />
Ali olan bir kişinin aynı yeteneklere sahip olan<br />
bir Avusturyalı ya da Alman ismi olan bir kişiden<br />
iş bulma şansının 6 kat daha düşük olduğunu<br />
gösteriyor. Böyle bir kişiye “Senin de<br />
diğerleri gibi aynı şansın var, ancak daha fazla<br />
çaba göstermelisin” demek yalan söylemek<br />
olmaz. Okulu terk ettiğimde ismimle ve mülteci<br />
olarak diğerlerinden 10 kat fazla iş başvurusu<br />
yapmak zorunda kaldığımı ve<br />
diğerlerinden 1000 kat fazla kendimi<br />
zorladığımı bilirim. Bunun çok etkisinde<br />
kaldım. Bu fazladan atmak<br />
durumunda kaldığım adımlarla nasıl<br />
gitmem gerektiğini öğrendiğim için<br />
bugün beni artık kimse durduramaz.<br />
Ailelerinde güçlü yetiştirilmeyen bazı göçmen<br />
kökenli gençlerin kırılgan olduklarını farkediyorum.<br />
Bazıları şunları söylüyor: “Mükemmel<br />
bir ülkedeyiz, uyum sağlayabiliriz ama diğerlerinden<br />
biraz daha fazla çaba göstermeliyiz.” Bu<br />
gençler, daha sonra işgücü piyasasında oldukları<br />
zaman hiç kimsenin durduramayacağı<br />
gençler. Bunlar, başlangıçta zorluklarla karşılaştığı<br />
için kendilerinin kim olduğunu bilen ve<br />
hedeflerinde ilerleyen kişilerdir.<br />
Şu unutulmamalı. Göçmen kökeni olan kişi,<br />
fazladan yolları kat etmeye hazır olduğunu, çok<br />
kültürlü işlev görebileceğini, eğer gerekirse<br />
yeni şeyleri öğrenebileceğini ispatlamış kişidir.<br />
Bütün bunlar bugün ‘yönetici gücün, ekonominin<br />
bu tür insanlara ihtiyacı var’ itirafını yaptığı<br />
şeylerdir.<br />
Bu insanlar tam da ekonominin bugün ihtiyaç<br />
duyduğu insan tipleridir. Çünkü ekonomi insanların<br />
değişmeye hazır olması ve değişime<br />
ayak uydurmasını gerektirecek şekilde çok hızlı<br />
ve radikal şekilde değişmektedir. Entegre olan,<br />
bütün bunları halledebilen göçmen kökenli kişi<br />
tamamıyla bunu başarmıştır.<br />
Okulda bir metin yazmasını öğreniyorsun.<br />
Orada 4 hata yaptığın söyleniyor ama<br />
16 doğrun olduğu söylenmiyor.<br />
Göçmen kökenliler tabii ki büyük dezavantaja<br />
sahiptir, ama bu normal, bu dünyanın her yerinde<br />
böyle. Ama insan bunu bir şans olarak<br />
görmeyi başarırsa, sorun olmaz. Mesele insanlara<br />
bir çeşit umut ve perspektif göstermektir.<br />
Göçmen kökeni olan kişi, fazladan yolları<br />
kat etmeye hazır olduğunu, çok kültürlü<br />
işlev görebileceğini, eğer gerekirse yeni<br />
şeyleri öğrenebileceğini ispatlamış kişidir.<br />
Gençlerin yeterince desteklendiğini ya da<br />
yeterli genel bir bakışa sahip olduğunu düşünüyor<br />
musunuz?<br />
Teşvik ve talep konuları her zaman en güncel<br />
konular. Her zaman çocuklara bir şeyler konusunda<br />
güvenen öğretmenler ve bunu mahveden<br />
anne‐baba ya da tam tersi durumlar<br />
vardır. Siyasetin her durumda çocukların potansiyellerini<br />
geliştirmeye önem vermesini ve<br />
bizim de bunun için endişe etmek zorunda olduğumuzu<br />
düşünüyorum. Güncel olarak Avusturya’da<br />
buna çok önem vermiyoruz, çünkü<br />
hala birçok öğretmenin görev yapabileceği yerlerin<br />
üstünü çiziyoruz. Bununla birlikte daha<br />
çok teşvike ihtiyacımız var. Çocukları daha çok<br />
güçlendirmeleri için, öğretmenleri güçlendirmek<br />
zorundayız.<br />
Sanıyorum ki anlaşılması gereken en önemli<br />
şey, günümüzde sanayileşmenin de etkisiyle,<br />
okulların bugün daha çeşitli ve karmaşık<br />
olduğu ve gençlerden de karmaşık düşünebilmesinin<br />
istenmesi. Bunu okulda öğrenmiyorsun.<br />
Orada bir metin yazmasını öğreniyorsun.<br />
4 hata yaptığın söyleniyor ama 16 doğrun<br />
olduğu söylenmiyor. Sıfır yanlış yapmaya<br />
odaklandırılıyorsun. Bugünkü sorunumuz,<br />
dünyada yetişkinlerin sıfır yanlış yapmayla<br />
uğraşmaları. Bunlar kendilerini<br />
geliştirmeyen insanlar. Biz ise devamlı<br />
kendini geliştiren insanlara büyük ihtiyaç<br />
duyuyoruz.<br />
Röportajın Son Bölümü Bir Sonraki Sayımızda...
<strong>HABER</strong>avusturya Mart <strong>2019</strong>, Sayfa - 6<br />
Nurten YILMAZ<br />
Abgeordnete zum Nationalrat (SPÖ)<br />
nurten.yilmaz@parlament.gv.at<br />
Europawahl 26. Mai <strong>2019</strong><br />
© Johannes Zinner<br />
Die EU polarisiert, ohne Zweifel. Wir SozialdemokratInnen<br />
sind nicht die, die<br />
sagen: Alles leiwand, machen wir ruhig so<br />
weiter wie bisher. Nein. Wenn Europa<br />
seine Ausrichtung nicht ändert, bekommen<br />
die Nationalisten noch mehr Zulauf<br />
und wir fallen in ein „Klein‐Klein“ zurück.<br />
Wir müssen die EU grundlegend neu aufstellen.<br />
Sie muss sozialer und demokratischer<br />
werden und endlich im Interesse<br />
der Menschen und der arbeitenden Bevölkerung<br />
besser organisiert werden. Eine<br />
solche EU müssen wir erstreiten und die<br />
kommende Wahl des europäischen Parlaments<br />
am 26.Mai ist DIE Möglichkeit.<br />
Nur so kann ein besseres Leben für alle<br />
EuropäerInnen ermöglicht werden. Die<br />
Herausforderungen vor denen wir stehen<br />
sind groß. Allein wird ein einzelner Staat<br />
den Kampf gegen die Steuer‐Schlupflöcher,<br />
die Großkonzerne dazu verwenden,<br />
um ihren fairen gesellschaftlichen<br />
Steuerbeitrag zu verstecken, nicht führen<br />
können. Ohne gesamteuropäische Koordination<br />
wird der Kampf gegen Lohn‐ und<br />
Sozialdumping nicht möglich sein. Gemeinsame<br />
soziale Standards kann es nur<br />
İlk 140 vücut kamerası Mart sonunda<br />
resmi olarak kullanılmaya başlıyor. İçişleri<br />
Bakanı Herbert Kickl bu kameraları<br />
güvenliği arttırmaya katkı olarak<br />
niteliyor.<br />
Mart ayı sonundan itibaren devriye<br />
ya da görevde olan bazı polisler vücut<br />
kamerası taşımaya başlayacak. Şu<br />
anda polisler kameraların günlük kullanımları<br />
ve ihtiyaç durumunda ispat<br />
amaçlı çekim yapma konusunda eğitim<br />
alıyor.<br />
İçişleri Bakanı Herbert Kickl (FPÖ) bu<br />
eğitim yerlerinden birini ziyaret etti ve<br />
sembolik olarak ilk 10 vücuda takılan<br />
kamerayı Polis başkan yardımcısı<br />
Franz Eigner’e teslim etti ve şunları<br />
söyledi: ''Polislere fiziksel saldırılar<br />
gün geçtikçe sıklaşıyor. Bu yeni aletler<br />
onları günlük görevlerinde korumaya<br />
yardım edecek, bunun dışında alınan<br />
kararlar için reddedilemez bir ispat<br />
aracı sağlayacak.''<br />
Foto: LPD Wien / Schober Karl<br />
Für ein Europa<br />
der Vielen<br />
geben, wenn wir gemeinsam an einem<br />
Strang ziehen. Damit jede Person im eigenen<br />
Zuhause gut leben kann und nicht<br />
gezwungen wird, dieses zu verlassen. Und<br />
die wohl größte Herausforderung unserer<br />
Zeit – unseren Nachkommen eine intakte<br />
Umwelt zu hinterlassen – können wir<br />
nicht im nationalen Alleingang lösen. All<br />
die weltweiten Probleme rufen nach einer<br />
gemeinsamen Lösung.<br />
Die europäischen Strukturen gehören<br />
dringend reformiert. Ein erster Schritt<br />
dafür wäre, die Mehrheitsverhältnisse im<br />
EU‐Parlament zu verändern und die sozialen,<br />
ökologischen und progressiven Kräfte<br />
zu stärken. Denn momentan haben<br />
die Neoliberalen und Konservativen den<br />
meisten Einfluss. Wer also eine andere EU<br />
will – eine, die für uns da ist und das<br />
europäische Modell des Sozialstaats ausbaut<br />
– muss am 26. Mai unbedingt zur<br />
Wahl gehen. In den kommenden Wochen<br />
werdet ihr mich auf den Straßen Wiens<br />
wahlkämpfen sehen. Wir setzen uns<br />
ein für eine solidarische EU, in der<br />
der Mensch im Mittelpunkt steht. Europa<br />
braucht unser aller Antwort.<br />
Polisler Artık Vücut<br />
Kamerası Taşıyacak<br />
Öncelik Önemli Noktalarda...<br />
Vücut kameralarının kullanımı tabii ki<br />
çok çabuk olmayacak. Mart sonundan<br />
itibaren vücut kamerası devriyelerde<br />
kullanılacak. Önce Viyana’nın önemli<br />
noktalarında kameranın her an çalıştırılabileceği<br />
varsayılıyor. İlk olarak<br />
mevcut 140 kameranın 20’si hizmete<br />
girecek. Bu ilk dilimden sonra yılda 80<br />
adet daha kullanıma açılacak.<br />
Aşağı Avusturya'da da Başlıyor<br />
Mart ayı içinde Aşağı Avusturya şehir<br />
merkezlerinin önemli noktalarında<br />
polis 20 vücut kamerasıyla görev almaya<br />
başlayacak. Bu sayı ihtiyaca göre<br />
arttırılacak.<br />
Vücut Kamerası İyi Etki Yapacak...<br />
Polis başkan yardımcısı Eigner’e göre<br />
yalnız çekim yapıldığının bilinmesi bile<br />
şiddeti azaltıcı bir etki yapacak.<br />
Önemli olan başka bir ayrıntı ise vücut<br />
kamerasının videosuna sonradan müdahale<br />
edilememesi.<br />
Innenminister Kickl übergibt "Body Worn Cameras"<br />
Foto: BKA / Andy Wenzel<br />
Avusturya Hükümeti’nden Tehlikeli<br />
Mültecilere ‘Güvenlik Hapsi’<br />
Planlanan Yasa İle Mülteciler 6 Aya Kadar Güvenlik Hapsine Alınabilecek...<br />
Avusturya DEAŞ'a Katılan<br />
Vatandaşlarına Kapıyı Kapattı<br />
für die Wissenschaft<br />
Justizminister Josef Moser (ÖVP):<br />
‘‘Sicherungshaft für Asylwerber soll bis zu halbes Jahr dauern.’’<br />
Avusturya’da büyük tepkilere ve<br />
tartışmalara neden olan, iltica başvurusunda<br />
bulunmuş ancak henüz<br />
mülteci statüsü kabul edilmemiş<br />
‘tehlikeli’ bireyleri güvenlik<br />
hapsine almayı amaçlayan<br />
yeni yasa tasarısı<br />
konusunda Halk Partisi<br />
(ÖVP) ve Özgürlük Partisi<br />
(FPÖ) geri adım atmıyor.<br />
Yasayı Çıkaracağız...<br />
Başbakan Sebastian Kurz,<br />
"Güvenlik hapsini, tehlike<br />
arz eden ilticacılara yönelik<br />
çıkartmakta oldukça<br />
kararlıyız. Elbette<br />
ki böyle bir durumda<br />
hakimlerin onayı olacak.<br />
Avusturya Hükümeti, Suriye'de yakalanan<br />
ve Avusturya vatandaşı<br />
olan DEAŞ'lıların ülkeye dönmelerine<br />
izin verilmeyeceğini açıkladı.<br />
Başbakan Sebastian Kurz: "Avusturya'yı<br />
cinayet işlemek, farklı düşünenlere<br />
yönelik saldırıda bulunmak<br />
için terk eden kişilerin Avusturya'dan<br />
yardım talep etme hakları<br />
yoktur. Avrupa pasaportlu DEAŞ'lılara<br />
yardım edilmesi ve dönmelerine<br />
olanak sunulması yönündeki<br />
tartışmalar çerçevesinde, konsolosluk<br />
yasa tasarısına yeni madde ekledik.<br />
Konsolosluk Hizmet Yasası ile<br />
terörist organizasyonlara katılmış<br />
kişilere yönelik konsolosluk yardımı<br />
yapılmayacak ve onların dönüşünün<br />
yolu kapanmış olacak."<br />
İçişleri Bakanı Herbert Kickl ise,<br />
"Yeni Konsolosluk Hizmet Yasası<br />
kapsamında teröre bulaşmış kişilere<br />
Ayrıca herşey hem bizim<br />
hem de Avrupa yasalarına<br />
uyumlu bir şekilde olacak. Avrupa<br />
İnsan Hakları Sözleşmesi de<br />
ihlal edilmeyecek."<br />
6 Aya Kadar Hapis Mümkün<br />
Avusturya Adalet Bakanı Josef<br />
Moser, "Avrupa genelinde 15 ülkede<br />
benzer düzenlemeler mevcut.<br />
Tehlike arz eden ilticacıların tespit<br />
edilmesinde Ulusal İstihbarat Teşkilatı<br />
ve Anayasayı Koruma Kurumu<br />
belirleyici olacak. Somut deliller neticesinde<br />
tehlike potansiyeli olan kişiler<br />
48 saat gözaltında tutulacak.<br />
Görevli hakim uygun gördüğü taktirde<br />
bu süre uzatılabilecek. Uzatma<br />
kararı çıkarsa ilk olarak iki hafta,<br />
yine gerekirse hakim bu süreyi 6<br />
aya kadar uzatabilecek."<br />
Innenminister Kickl: "Es ist ganz klar, dass IS-Rückkehrer jegliches Recht auf einen Schutz Österreichs verloren haben"<br />
yardım yapılmayacak. Yeni yasa çok<br />
önemli çünkü bununla DEAŞ'lı teröristlerin<br />
ülkeye dönmelerine yardımcı<br />
olunması gibi bir durumla<br />
karşı karşıya kalmayacağız. Bu bireyler<br />
artık açıkça Avusturya'dan korunma<br />
haklarını kaybetmiştir. Bu<br />
tutumu tutarlı bir şekilde sürdüreceğiz.<br />
Eğer bu tehlikeli insanların<br />
dönmesine izin versekdik, durumu<br />
kimseye açıklayamazdık."
<strong>HABER</strong>avusturya Mart <strong>2019</strong>, Sayfa - 7<br />
Kadın Yardım<br />
Hattına Yapılan<br />
Aramalarda Artış<br />
2018 yılında toplam 8.581 kişi Kadın<br />
Yardım Hattını (Frauen‐Helpline)<br />
aradı. 2017 yılına göre %8’lik bir<br />
artış var. Aramaların ¾’ü kadın ve<br />
kızlardan gelirken, mağdurların çevresinden<br />
de aramalar giderek artıyor.<br />
Özellikle mağdurların arkadaşları<br />
ve çocukları bu aramaları yapan<br />
kesimler.<br />
Avusturya Bağımsız Kadın Sığınma<br />
Evleri Müdürü Maria Rösslhumer’e<br />
göre başvuru yapan mağdur sayısı<br />
her gün ortalama 20 kişi artıyor. Kadınların<br />
telefona sarılmasının en sık<br />
nedeni tehlikeli tehditler. 110 kez<br />
polise haber verildi. Bu ancak kadınların<br />
kendi istemesi durumunda gerçekleşiyor.<br />
Aramaları yapan birçok<br />
kişi ise sadece bir kez bilgi almak için<br />
arıyor. Telefon edenlerin büyük<br />
kısmı 20 ile 40 yaş arasında. Kadın<br />
Yardım Hattı 20 yıldan fazladır hizmette.<br />
Hat 0800 222 555 numarasıyla<br />
24 saat şiddete maruz kalan<br />
kadınlara yardım ediyor.<br />
FRAUENHELPLINE GEGEN GEWALT<br />
‐ ŞİDDETE KARŞI KADINLAR İÇİN<br />
YARDIM HATTI : 0800 222 555 ‐<br />
Cuma Günleri 8‐14 Saatleri Arasında<br />
Türkçe Danışmanlık Hizmeti Mevcut<br />
DETAYLI BİLGİ İÇİN:<br />
www.frauenhelpline.at<br />
Ömer Erkan<br />
omererkan92@hotmail.com<br />
YOLCULUK<br />
Uzun soluklu, bazen dönemeçli bazen de<br />
dümdüz, upuzun, virajsız, rampasız yollardan<br />
geçmek gerekir yolculuk esnasında. Kimi<br />
yollar insanın varmak istediği yeredir, kimi<br />
insan içinse gitmemek için binlerce sebep<br />
sıralanabilir. Bazı yolculuklar insanın içe dönük<br />
yaptığı yolculuklardır, bazense kendisiyle hiçbir<br />
bağlantısı olmamasına karşın, karşı koyulamayan<br />
bir mecburiyettir.<br />
Bazen gidilen yol hiçbir zaman varılamayan duraklara,<br />
sılaya dönüşebiliyor. Mesafeler birkaç<br />
kilometre ile sınırlıyken, bazen bilmem kaç milyon<br />
ışık mesafesinde olabiliyor aşılıp da hedeflenen<br />
varış noktasına gitmek. Kalpten kalbe<br />
yolculuklar da pek tabii mümkün oluyor bu<br />
bağlamda. Fakat arada birçok değişikliklere<br />
rastlayınca, farklılıklara şaşırmamak gerekiyor.<br />
Bazen onlarca atılan adım bir zaman sonra<br />
yapılan yolculukta aslında yerinde saymaya<br />
benziyor. Gitmek kalmaya eşdeğer sayılamaya<br />
biliniyor. Her bir hareketin tasviri, açıklaması<br />
yapılmasına gereksinim duyulabiliniyor.<br />
Bazı yolculuklar da vardır ki, o yolculuklarda<br />
insan kendisiyle baş başa kalıp, yapayalnız<br />
çıkması gerekebiliyor. Kendisiyle, dımdızlak sokaklarda<br />
avare bir şekilde yalnızlığını kendine<br />
hissettirmeyerek. Varmak veya varmamak<br />
önemsiz kalabiliyor bu tarz yolculuklarda.<br />
Eğitim kadın için hem<br />
maddi hem manevi açıdan<br />
bağımsızlığın anahtarıdır<br />
Avusturya İstatistik Kurumu'nun<br />
2017 verilerine göre geçtiğimiz yıllarda<br />
üniversitelerde öğrenci sayısı<br />
genel olarak artarken, %56'sını kadınlar<br />
oluşturmaktadır.<br />
Türk asıllı veya anne‐babası Türkiye'den<br />
göç etmiş öğrencilerde de<br />
durum aynı: Kadınlar çoğunlukta.<br />
Bu sevindirici bir gelişme zira eğitim<br />
bir kadın için hem maddi hem manevi<br />
açıdan bağımsızlığın anahtarıdır.<br />
Bir insanın hayatında önemli ve tecrübelerle<br />
dolu bu dönemi başarı ile<br />
tamamlaması bireysel açıdan bakıldığında<br />
dünya üzerinde bir çok öğrencinin<br />
geçtiği evrelerden birisi<br />
olarak görülebilir.<br />
Fakat bazı kültürlerde toplumsal gerçekler<br />
bireysel yaşantının önünde<br />
gelmekte hala.<br />
BEGÜM GÖRDÜ<br />
begum@turktekin.at<br />
Toplumumuzda yüzyıllardır süregelmiş<br />
düzen çerçevesinde kadın genel<br />
olarak evin içinde sorumluluk taşıyan<br />
ev işlerinden, çocukların eğitim ve<br />
bakımından meshul kişi olmuştur ki<br />
bu hiç tartışmasız çok saygı duyulması<br />
gereken bir görev. Erkek ise<br />
dışarıda ekmeği kazanıp ailenin geçimini<br />
sağlayan olmuştur.<br />
Nesiller değişti, zaman değişti ve<br />
dünyanın her yerinde kadınların rolü<br />
salt evi çekip çeviren kişi olmaktan<br />
çok daha fazlası oldu. Eğitim seviyesi<br />
yükseldikçe iş hayatında aldıkları roller<br />
de farklılaştı. Her alanda çalışan<br />
kadınlar vardı artık.<br />
Avusturya'da yaşayan Türk asıllı ailelere<br />
baktığımızda kuşaklar arasındaki<br />
farkı çok net görebiliriz. Genç ailelerin<br />
çoğunda artık hem kadın hem<br />
erkek çalışıyor.<br />
Toplumsal olarak bu değişime hazır<br />
mıydık peki? Bize kodlanmış olan<br />
Aslında sadece adım atıp, o yola baş koymak<br />
yeterli olabiliyor. Kıyılarda köşelerde kalmış<br />
insanlara da rastlamak mümkün olabiliyor bu<br />
tarz yolculukların daha arifesinde. Arafta da<br />
kalmışlara hiç şaşırmamak gerekiyor. Yola revan<br />
olmakla olmamak arası bir şey. Ne kadar çok<br />
istense de, bazen kıpırdayacak mecali olmuyor,<br />
bazen de o gücü bulabilse bile, sebepsizlikten<br />
dolayı arafta kalmaya mecbur kalabiliyor.<br />
Kimi yolculuklar da vardır ki, aslında çoktan<br />
varış noktasına erişilmiştir, fakat benimsenmemiştir<br />
atılan adımlar, geride bırakılan kat<br />
edilmiş yol. Tüm sebepler, nedenler bir bir<br />
günyüzüne çıkmıştır. Belki yol ayrımına bile<br />
gelinmiş olunabilir. O ayrımdaki kararın sonucunu<br />
da olabilir varış noktası. Benimseyememe<br />
duygusu da tam olarak budur işte. Çünkü bazen<br />
vardığın noktada değil de, seçmediğinde<br />
kalıveriyor akıl…<br />
kadın‐erkek rolleri bu yeni yaşam<br />
konseptiyle taban tabana zıt olduğundan<br />
erkekler ekseriyetle bu durumu<br />
tam olarak realize edemiyorlar.<br />
İş hayatı beraberinde sosyal bir yaşantı<br />
ve yeni bir çevre getiriyor aynı<br />
zamanda. Artık ailesinden hariç vaktini<br />
harcadığı bir alan var kadının.<br />
Evde belki bütün işleri tek başına halledecek<br />
zamana sahip olmadığından<br />
eşinden haklı olarak iş dağılımı talep<br />
eden bir kadın var. Bir de maddi boyutu<br />
var işin.<br />
Kadının kendine ait mesai harcayıp<br />
kazandığı maaşı var. Bunların hepsi<br />
birden olunca „eş“ ve „anne“ sıfatının<br />
yanına birde bireysel kimliği ekleniyor.<br />
Birey olarak fark edilip saygı<br />
duymayı talep eden bir eş var karşısında<br />
erkeğin. İlişki eğer bağımlılık<br />
üzerine kurulduysa durum daha da<br />
vahim. Sorun olan evliliklerde genelde<br />
kadınlara verilen tavsiyeler<br />
bellidir „Evine ekmek getiriyor, dayak<br />
AK-WAHL <strong>2019</strong><br />
LISTE 4<br />
AUGE/UG<br />
yok, kumar yok. Daha ne istiyorsun?<br />
Evinin hanımı ol sende.“<br />
Maddi bağımsızlığını elde etmiş bir<br />
kadının bir evlilikten bekledikleri de<br />
kumar oynamayan ve ona karşı<br />
şiddet göstermeyen bir erkekten<br />
daha fazla olduğunu daha özgüvenli<br />
bir şekilde ve mahalle başkısına<br />
boyun eğmeden dile getirebilir.<br />
Bu da günümüzde boşanmaların<br />
artmasının bir sebebi diye düşünüyorum.<br />
Oysa ki eşler birbirlerini eğitim<br />
seviyesi, maddi durumu ne olursa<br />
olsun belirli fonksiyonları yerine<br />
getirmesi gereken robotlar olarak<br />
değil de hayalleri olan, hedefleri<br />
olan, idealleri olan birer birey olarak<br />
görülseler temeli sağlam bir evlilik<br />
oluşur. O zaman da hayatta karşılaşacağımız<br />
hiç bir değişim veya<br />
yenilik bu temeli sarsamaz, hatta<br />
güçlendirir.<br />
Direksiyonda Yorgunluk<br />
Uyuklamaya karşı en iyi tüyolar<br />
Yorgun olanın yeri direksiyon değil, yataktır.<br />
Yorgun bile olsak bazen araba sürmeyi<br />
yeğleriz. Böyle durumlar için farklı tüyolar<br />
mevcut:<br />
Umschau eczanesinden Sonja Gibis: ''Bazen<br />
insan yeterince uyumamış olsa da A'dan<br />
B'ye gitmek zorunda kalıyor ya da tatile, geceleri<br />
boş otobanları kullanarak gitmek istiyor.<br />
Emniyet, özellikle trafikte önce gelir.<br />
En ideali yeterli uyku ile ve gündüz direksiyona<br />
oturmaktır, çünkü yorgunluk nedenli<br />
kazalar genellikle sabahları 04.00‐07.00 saatleri<br />
arası olmaktadır. Ne zaman yola çıkılırsa<br />
çıkılsın, her durumda en geç her iki<br />
saatte bir mola verilmelidir. Seyahat süresi<br />
planlanırken molalar da hesaba katılmalıdır.<br />
Her dört sürücüden birinin direksiyonda en<br />
az bir kez uyukladığını gösteren anketler var.<br />
Bunun olmaması için ilk yorgunluk belirtilerinde<br />
sağa çekmeli ya da otobanda en yakın<br />
park yerine ya da çıkışa sürülmelidir. 10‐20<br />
dakikalık bir dinlenme yapılmalıdır. Bu yapılmazsa<br />
dolaşım sistemi hareketle aktive edilmelidir.<br />
Bazı orta sınıf arabalarda serilerine<br />
göre sürüş davranışlarını analiz eden ve yorgunlukta,<br />
bunu yanıp sönen bir kahve fincanıyla<br />
uyaran sistem mevcuttur. Ama sadece<br />
buna güvenilemez, bazen sistem uyarıyı<br />
gecikmeyle verebilir.<br />
Tavsiye: Taşıtlarda en önemli güvenlik faktörü<br />
insandır. Geçerli olan şudur: ''Kendinizi<br />
çok zorlamayın. Daima dinlenmiş olarak<br />
araba sürün ve yorgunluk hissettiğiniz durumlarda<br />
mutlaka mola verin.'' (OTS)<br />
Toplumsal Bölünmeye Karşı Birlikte...<br />
ZUSA<br />
MMENHALTEN .<br />
GERADE JETZT.<br />
DAMIT SPALTUNG UND HETZE<br />
KEINE CHANCE HABEN.<br />
WWW.AUGE.OR. .AT
<strong>HABER</strong>avusturya Mart <strong>2019</strong>, Sayfa - 8<br />
Das ist mein Großvater, Nadir Mete.<br />
Das Foto wurde Anfang der 70er<br />
Jahre kurz nach seiner Ankunft in<br />
Österreich gemacht. Er kam hierher<br />
um als sogenannter Gastarbeiter,<br />
ein wenig Geld zu verdienen und<br />
dann wieder zurück in die Türkei zu<br />
kehren. Doch es kam anders...<br />
Seine Familie ließ er zunächst noch<br />
in der Türkei, aber kurze Zeit später<br />
kamen Frau und Kind nach. Er schuftete<br />
über 30 Jahre lang in einer<br />
Fabrik in Hallein, mischte sich nicht<br />
in die Angelegenheiten anderer ein<br />
und kümmerte sich stets um seine<br />
Familie. Er hat sich in diesem Land<br />
nie etwas zu Schulden kommen lassen,<br />
nicht einmal einen Strafzettel<br />
erhalten. Er war ein fleißiger Arbeiter,<br />
der seine Steuern und Beiträge<br />
bezahlte und ein friedliches Leben<br />
lebte. Kurz nach seiner Pensionierung<br />
erkrankte mein Großvater leider<br />
an Krebs und er erlag rasch<br />
dieser grausamen Krankheit. Er<br />
starb in Österreich und wurde in<br />
Kolumne von Dr. TARIK METE<br />
Vom Großvater<br />
zum Enkel<br />
office@mete.or.at<br />
seiner Heimat, in einem kleinen<br />
Dorf namens "Güllü" in der Provinz<br />
Uşak begraben.<br />
Wieso ich euch diese Geschichte erzähle?<br />
Weil sie Teil meiner Identität<br />
ist und ich bin stolz darauf. Das ist<br />
nichts, was ich verstecken oder verheimlichen<br />
muss, ganz im Gegenteil,<br />
es ist nämlich wichtig, seine Wurzeln<br />
zu kennen. Mein Großvater war ein<br />
typischer Gastarbeiter, der als Arbeitskraft<br />
viel geleistet hat und dessen<br />
Leben von dieser Gastarbeiter‐<br />
Mentalität geprägt war. Viele Menschen<br />
aus dieser Generation haben<br />
hart geschuftet und auf ihre Art und<br />
Weise einen Beitrag für Österreich<br />
geleistet, teilweise auch auf Kosten<br />
ihrer Gesundheit. Dafür gebührt<br />
ihnen Wertschätzung und Respekt.<br />
Rund 50 Jahre und zwei Generationen<br />
später kandidiert sein Enkel für<br />
den Salzburger Gemeinderat und<br />
setzt sich seit vielen Jahren auf<br />
sozialer, politischer und kultureller<br />
Ebene für ein besseres Miteinander,<br />
Menschlichkeit und Solidarität in unserem<br />
Land und in unserer Stadt ein.<br />
Ich habe von der Geschichte meines<br />
Großvaters viel gelernt. Sie ist für<br />
mich auch eine Art Antrieb. Ich habe<br />
aber die Gastarbeiter‐Mentalität<br />
meines Großvaters bewusst abgelegt.<br />
Teil meiner Identität ist nämlich<br />
auch Österreich und Salzburg. Ich<br />
bin in Österreich auf die Welt gekommen<br />
und hier aufgewachsen.<br />
Ich bin Salzburger. Ich sehe mich, im<br />
Gegensatz zu meinem Großvater,<br />
nicht als Gast, sondern als Hausherr.<br />
Ich bin hier Zuhause und möchte,<br />
dass mein Zuhause lebenswert ist<br />
und bleibt. Dafür setze ich mich ein<br />
und dafür möchte ich einen Beitrag<br />
leisten. Viele junge Menschen,<br />
deren Großeltern oder Eltern von<br />
wo anders nach Österreich gekommen<br />
sind, kämpfen mit ihrer<br />
eigenen Identität. Sie wissen nicht,<br />
wo sie sich zugehörig fühlen sollen<br />
und wofür sie sich entscheiden<br />
sollen. Die Lösung ist, man muss<br />
sich gar nicht entscheiden. Persönlichkeit<br />
besteht nämlich aus vielen<br />
Facetten sowie Ausprägungen und<br />
das ist auch gut so.<br />
Platz 1 beim “TakeOne“<br />
Filmfestival<br />
Ein Kurzfilm<br />
über einen<br />
Gastarbeiter<br />
Der Film „Ali der Tiroler“ von Halit Karagöz,<br />
der am 1.2.<strong>2019</strong> in Innsbruck gezeigt<br />
wurde, hat die Herzen der Zuseher<br />
und der Juroren erobert und überzeugt:<br />
trotz unterschiedlicher Herkunft, Sprachen<br />
und Religionen, ist ein gemeinsames<br />
Leben möglich. Wer sich in Tirol<br />
beheimatet fühlt und sich um die Entwicklung<br />
des Landes bemüht, gehört zu<br />
diesem Land und ist ein Teil der Gesellschaft.<br />
Gerade in einer Zeit, in der die<br />
Medien viele negative Informationen<br />
bzw. Hetze und Hass über die Menschen<br />
mit Migrationshintergrund verbreiten,<br />
ist es umso wichtiger, die Realität zu unterstreichen.<br />
Diversität und Multikulturalität<br />
ist ein wichtiger Teil Österreichs.<br />
Bir Misafir<br />
İşçinin Hikâyesi<br />
(Kısa Film)<br />
Kısa filmin konusu bir işçinin hayatı ve<br />
bu ülke için yaptıkları üzerinedir. Film 1<br />
Şubat <strong>2019</strong> tarihinde Rum köyünde özel<br />
bir gösteri salonunda, jüri ve seyircilerle<br />
buluştu. Kalpleri fetheden film, ayrı din,<br />
dil ve kültürden gelen insanların, bu ülke<br />
için gayretli çalışmalarının meyvesi niteliğinde.<br />
Kendini bu ülkenin bir parçası<br />
sayan ve bu uğurda çalışan insanlar, bu<br />
ülkenin bir parçası olmayı hak ediyor.<br />
Film, son zamanlarda, farklı kültürlerden<br />
gelen ve bu ülkenin inşaası için çalışan<br />
insanların, bir kısım medyanın olumsuz<br />
çabasına karşın, barış ve huzur içinde yaşamasının<br />
mümkün olduğunu ifade eder<br />
nitelikte. Farklılıklar ve çok kültürlülük<br />
Avusturya'nın bir parçasıdır.<br />
Filmregisseur – Film Yönetmeni:<br />
Zur Person Halit Karagöz:<br />
Halit Karagöz ist am 7.6.1992 in Hall in Tirol geboren und lebt in Innsbruck.<br />
Er arbeitet als Marketing Manager im HRS Innsbruck und studiert nebenbei an<br />
der FH Kufstein. In seiner Freizeit beschäftigt er sich mit Krafttraining, Ernährung<br />
und Filmkunst. Er experimentiert mit neuen, digitalen Medientechniken.<br />
Halit Karagöz Hakkında:<br />
7.6.1992 tarihinde Tirol eyaleti Hall şehrinde dünyaya geldi. Halen<br />
İnnsbruck'ta yaşıyor, Hrs. Firmalar Grubunda pazarlama yöneticisi olarak<br />
çalışıyor ve boş zamanlarında spor, sağlıklı beslenme ve film teknikleri ile<br />
ilgileniyor. Ayrıca yeni medya teknikleri hakkında kendini geliştirmektedir.<br />
İnternet bağımlılığı hakkında bilmeniz gerekenler!<br />
„Yürüyen Zombiler“ artık bir film<br />
repliği değil, günümüzün gerçeği!<br />
Teknolojinin kullanımıyla beraber<br />
her geçen gün hayatımızı<br />
daha da değiştiren ve<br />
şekillendiren konular ortaya<br />
çıkıyor. Bunlardan en önemlisi<br />
ise internet bağımlılığıdır.<br />
Artık her yaştan bireyin gün<br />
içinde –çocuk, ergen, genç<br />
veya yaşlı farketmeksizin–<br />
elinde telefonla, tabletle veya<br />
dizüstü bilgisayarla görebiliyoruz.<br />
Kimilerinin yemek yerken,<br />
kimilerinin yolda yürürken,<br />
kimilerinin ise kafelerde otururken<br />
pür dikkat ekrana<br />
kilitlenmiş hallerine tanıklık<br />
ediyoruz. Peki, ya bu teknoloji<br />
kullanımı kontrolden çıkarsa?<br />
Yoğun ve uzun internet<br />
kullanımının insan psikolojisi<br />
ve fizyolojisi üzerinde çok<br />
ciddi zararları vardır. Bu<br />
bağlamda da bir „internet<br />
bağımlılığından“ bahsedebiliriz.<br />
Tıpkı diğer bağımlılıklarda<br />
da olduğu gibi bu süreç çok<br />
ciddi tedaviler altında kontrol<br />
edilebilir hale gelir. Kişi<br />
kullanılan teknolojik ürüne<br />
ulaşamadığında ortaya çıkan<br />
bir yoksunluk duygusuyla<br />
başbaşadır. Her yaşta ve her<br />
cinsiyette ortaya çıkabilen bu<br />
durumun artık günümüzde<br />
çok yaygın hale geldiği konusunda<br />
hiçbirimizin bir şüphesi<br />
olduğunu zannetmiyorum.<br />
Son zamanlarda artan intihar<br />
girişimlerinin de başlıca<br />
nedenleri arasında internet<br />
bağımlılığı ve sonrasında ortaya<br />
çıkan „içsel boşluk“ hissiyatının<br />
bulunduğu da bilimsel<br />
makalelerde yer almaktadır.<br />
Toplumumuzda yer alan cep<br />
telefonundan mahrum kalma<br />
korkusu (nomofobi= no mobile<br />
phobia) ve internetsiz<br />
kalma korkusu (netlessfobi)<br />
endişe verici boyutlara ulaştığı<br />
için artık önlemler dünya<br />
sağlık örgütleri tarafından da<br />
ciddi şekilde ele alınıyor. Bu<br />
bireylerde cep telefonundan<br />
ve internetten uzaklaştıklarında<br />
aynı oranla kaygı seviyeleride<br />
artış göstermektedir.<br />
Böylelikle kendilerini<br />
sosyal ve psikolojik açıdan da<br />
çıkışı zor olan bir girdabın<br />
içine atarlar. Literatürde bilinen<br />
adıyla davranışsal bağımlılık<br />
olan bu tutum beynin<br />
kimyasını da bozar.<br />
Kişiler farkında olarak veya<br />
olmayarak internette çok fazla<br />
saat harcıyorlarsa ve internete<br />
erişimini sağlayan teknolojik<br />
aletlere ulaşamadığında<br />
içinde boşluk hissini yaşıyorlarsa,<br />
aynı zamanda da<br />
internette vakit geçirebilmek<br />
için sosyol aktivitelerinden,<br />
yemek yemeden veya arkadaşlarıyla<br />
geçireceği zamanlardan<br />
feragat ediyorlarsa<br />
artık bir „bağımlı“ haline<br />
gelmişlerdir.<br />
Melike İNCE<br />
Nörobiyolog ve Temel Psikoterapi Eğitimi Mezunu<br />
melike.ince@outlook.de<br />
Bu alanda yapılan çalışmalar<br />
gösteriyor ki, uyumadan internet<br />
başında günler geçirip<br />
ölen gençlerin sayısı oldukça<br />
fazla! Çünkü bağımlı kişi artık<br />
kendi denetiminden çıkar ve<br />
sosyal işlevsellikte bozulmalar<br />
yaşar. Öyle ki, yemek yemeyi<br />
bile unutabilir. İnternette, örneğin<br />
sosyal medya organlarında<br />
paylaşılan fotoğraflar<br />
sebebiyle de hissedilen coşkulu<br />
ve olumlu hisler kişinin<br />
kendisini farklı değerlendirmesine<br />
yol açabilir. „Ben<br />
sadece internette iyiyim“,<br />
„İnternette olmadığım zaman<br />
değersizim“ gibi bilişsel varsayımların<br />
ortaya çıkma sıyla<br />
bireyin kişiliğinde patolojik<br />
yapılandırmaya sebebiyet veren<br />
olgular baş gösterir. Bu<br />
durumda da yalnızlık, sosyal<br />
izolasyon ve düşük benlik<br />
saygısı kaçınılmaz bir son olur.<br />
Yapılan araştırmalara göre<br />
problemli internet kullanımı<br />
olan bireylerde genellikle eş<br />
zamanlı olarak diğer psikiyatrik<br />
hastalıklar da görülmektedir.<br />
Bunlardan başlıcaları<br />
ise dikkat eksikliği<br />
ve hiperaktive bozukluğu<br />
(DEHB), depresyon ve anksiyete<br />
bozukluğudur.<br />
İnternet bağımlılığının tedavisi<br />
için hem farmakoterapi<br />
– SSRI ve duygudurum düzenleyiciler–<br />
hem de psikoterapi<br />
–bilişsel‐davranışçı– yöntemleri<br />
önerilmektedir. Önemli<br />
olan konu ise altta yatan<br />
psikolojik kökenli sorunlarla<br />
yüzleşebilmek ve çözüme<br />
ulaşmasını sağlamaktır. Çünkü<br />
dürtüleri kontrol edememenin<br />
sebepleri bu sorunlarla<br />
savaşanları hayatından bezdirebilir<br />
ve tedavinin gidişatını<br />
zora sokabilir!<br />
Sonuç olarak internet<br />
kullanımının kaçınılmaz ve<br />
vazgeçilmez bir hale geldiği<br />
bu teknoloji çağında birçok<br />
sorunlarla karşılaşacağımız<br />
gerçeğini kimse değiştiremez.<br />
Önemli olan bizim kendimiz<br />
için ve yakınlarımız için<br />
alacağımız önlemlerin bilincine<br />
varıp, bunları hayata<br />
geçirebilme yetilerini kendimize<br />
kazandırmamızdır. Yine<br />
de internetin bize sunduğu<br />
çeşitli imkânları göz ardı etmeden<br />
kendimize verdiğimiz<br />
değeri „küçük ekranlarda“<br />
sınırlandırmamalıyız. Bu durum<br />
benliğimiz için bir hapistir.<br />
İçinizi açın! Kendinizi<br />
izleyin, görecekseniz ne derin<br />
bahçeler – ne ıssız sandığınız<br />
kuyulardan açacak o<br />
çiçekler!<br />
Melike İnce Hakkında:<br />
Salzburg Paris Lodron Üniversitesi’nde Psikoterapi Temel Bilimi ve<br />
Nörobiyoloji bölümlerini tamamlayan Melike İnce, Yüksek Lisans Eğitimine<br />
Krems Donau Üniversitesi’nde Psikoterapi Bilimi üzerine devam edecektir.<br />
Melike İnce ayrıca eş zamanlı olarak Salzburg Sinn Zentrum’da Logoterapi ve<br />
Psikolojik Rehberlik ve Danışmanlık eğitimini sürdürmektedir.
<strong>HABER</strong>eğitim Mart <strong>2019</strong>, Sayfa - 9<br />
İşçi Odası (AK)’nın Paskalya’da<br />
Ders Yardımı Kursları:<br />
Foto: Fotolia<br />
Almanya’da yapılan bir araştırmaya<br />
göre genç ve çocuklar aşırı bilgisayar<br />
oyunu oynamaktan dolayı duygusal<br />
sorunlarla karşı karşıya kalıyor.<br />
15 Nisan’dan 19 Nisan’a kadar Matematik, Almanca,<br />
İngilizce, Muhasebe, İtalyanca, Fransızca<br />
ve Latince derslerinde kurslar verilecek.<br />
Derslerini telafi etme ihtiyacı olan öğrenciler,<br />
Paskalya’da AK’nın ders yardımından<br />
faydalanan bir adım öndedir...<br />
Aşırı bilgisayar oyunu oynamak<br />
duygusal sorunlara yol açıyor<br />
Avrupa’da milyonlarca genç ve çocuk<br />
zamanının önemli bir kısmını bilgisayar<br />
oyunlarıyla geçiriyor. Alman<br />
sağlık sigortası DAK’nin konuyla ilgili<br />
Entegrasyon Diyalogları<br />
Dönemi Başlıyor<br />
Hedef: Toplumdaki Kutuplaşmaya Son Vermek ve<br />
Orta Bir Yol Bularak Entegrasyona Destek Olmak<br />
Salzburg eyalet meclisi entegrasyondan<br />
sorumlu meclis üyesi Andrea Klambauer<br />
(NEOS), <strong>2019</strong> yılını ağırlıklı olarak entegrasyon<br />
konusuna ayırmak ve ''Salzburg<br />
Entegrasyon Yolu'' sloganıyla halk ile fikir<br />
alış verişinde bulunmak istedikleri açıkladı.<br />
Bu yolla toplumda artan katılaşmış sınırların<br />
yıkılması hedefleniyor. İlçeler ve eyalet<br />
düzeyinde ''Dinlemek, bağlar kurmak, sağlamlaştırmak''<br />
temelinde farklı organizasyonlar<br />
planlanıyor.<br />
Yerli halk ve ülkeye gelenlerin diyaloğu<br />
Projeye katılan ortaklar: Akzente Salzburg,<br />
Eğitim Evi St. Virgil, Robert Jungk Kütüphanesi<br />
ve eğitim kurumu Bildungswerk.<br />
Geçtiğimiz günlerde Klambauer, Akzente<br />
Salzburg’un ev sahipliği ile düzenlenen<br />
basın toplantısında, toplumdaki kutuplaşmanın<br />
önüne geçilmesi ve bir orta yol<br />
aranması, bunun yanında ülkede entegrasyonun<br />
işlerliliğinin devam ettiği bilincinin<br />
oluşması için projeye başlanıldığı ifade<br />
edildi.<br />
Çok daha geniş bir diyalog<br />
Salzburg eyaletinde şu an yaklaşık 2000<br />
sığınmacının temel bakımı yapılıyor ve bu<br />
sayı sürekli artıyor. Bu projeyi yöneten eyalet<br />
valiliği 'Gençlik, Nesiller ve Entegrasyon'<br />
temsilcisi Franz Neumayer, ''Diyalog, mülteci<br />
konusuyla sınırlı kalmayacak, daha<br />
geniş kapsamlı olacak; 2. ve 3. kuşak göçmenleri,<br />
AB ülkelerinden gelenleri ve turizmi<br />
de kapsayacak.''<br />
'Kabuğuna Çekilme' teorisine hayır!<br />
Neumayer’in çalışma arkadaşı Wolfgang<br />
Schick, ''Artık 'kendi kültür dairesinin içinde<br />
kalmak' diye birşey ve bunun işlevi<br />
kalmamıştır, vatandaşlar kabuğundan çıkıp<br />
diğer kabuklar nasıl görünüyor diye<br />
bakmalıdır. Niçin seyahat ederiz?<br />
Zenginleştirici ve ilginç olduğu için. Bu<br />
olumlu duygu insanı entegrasyonun<br />
işlevini yerine getirmesi için köprüler<br />
kurmaya yöneltmeli. Şu an Salzburg’daki<br />
durum diğer eyaletlerinkinden<br />
çok farklı değil. Halkta korku<br />
ve endişe mevcut, buna rağmen<br />
konuşmaya hazır insan sayısı az.<br />
Mesele bu katılaşmış durumdan kurtulmak.''<br />
Schick konuşmasında Federal<br />
devletin göçmen ve sığınmacıların<br />
öğretim yardımı destek paralarını<br />
kıstığına da işaret etti ve bunun doğru<br />
olmadığını vurguladı.<br />
Entgeltliche Einschaltung<br />
araştırmasına göre, sadece Almanya’da<br />
18 yaşın altındaki 450’e bine<br />
yakın çocuk ve genç, bu oyunlardan<br />
kaynaklanan duygusal sorunlarla mücadele<br />
etmek zorunda. Uzmanlar<br />
sanal oyunların özellikle genç<br />
yaştakilerde bağımlılık yapma riskinin<br />
çok yüksek olduğu konusunda<br />
uyarıyor.<br />
Bağımlılık Belirtileri...<br />
Uzmanlar, okulu ihmal etme, asabiyet<br />
ve konsantrasyon bozukluğunu<br />
en önemli bağımlılık belirtileri olarak<br />
gösterdiler.<br />
İyi, Uygun ve<br />
Bütün Tirol’de<br />
profesyonel ve ayrıca hesaplı ders yardımlarını<br />
kaçırmasın! Son başvuru tarihi 29 Mart.<br />
Yaz okul dönemi daha yeni başladı. Buna rağmen<br />
birçok öğrenci, şimdiden bilgilerini ileri<br />
seviyeye getirmek için birkaç yoğun ders yardımına<br />
ihtiyaç duyabileceklerini biliyor.<br />
7 Ana Dal: Innsbruck’taki Meslek Geliştirme<br />
Merkezi (BFI) ve BFI ilçe şubelerinde, AK’nın<br />
Paskalya’daki ders yardımıyla şimdi notlarınızı<br />
düzeltebilir ve yıllık karnenizde bir 5’i engelleyebilirsiniz.<br />
Tecrübeli uzmanlar Matematik,<br />
Almanca, İngilizce, Muhasebe, İtalyanca,<br />
Fransızca ve Latince dallarında dersler veriyor.<br />
Eğitim en çok 6 kişilik küçük gruplarda yapılacak,<br />
böylece başarı ihtimali özellikle büyük.<br />
5. sınıf ve daha yüksek sınıf öğrencileri kurslara<br />
katılabilir. Kurslar 15 Nisan’dan 19 Nisan’a<br />
kadar her gün bir ya da iki ders alınmasına<br />
göre saat 8.30’dan 11.00’a ve 11.00’dan<br />
13.30’a kadar yapılacak (Sınırlı Katılımcı Sayısı).<br />
Bir ders fiyatı AK Tirol üyelerinin çocukları<br />
için 75 Euro, diğer herkes için 115 Euro.<br />
Son başvuru tarihi: 29 Mart Cuma<br />
KURS YERLERİ VE KAYIT:<br />
BFI Innsbruck, Ing.‐Etzel‐Straße 7,<br />
Tel. 0512/59660 ‐ 0 oder in den Bezirken<br />
BFI Imst, Rathausstraße 1,<br />
Tel. 05412/63805<br />
BFI Kitzbühel, Rennfeld 13,<br />
Tel. 05356/63699<br />
BFI Kufstein, Arkadenplatz 4,<br />
Tel. 05372/61087<br />
BFI Landeck, Malserstraße 11,<br />
Tel. 05442/62829<br />
BFI Lienz, Dolomitencenter,<br />
Tel. 04852/61292 ‐ 23<br />
BFI Reutte, Mühler Straße 22,<br />
Tel. 05672/72728<br />
BFI Schwaz, Münchner Straße 20,<br />
Tel. 05242/66063<br />
Daha Detaylı Bilgi İçin: www.bfi.tirol AK Nachhilfe Bölümünden Ulaşabilirsiniz...<br />
Jetzt anmelden!<br />
5 weg<br />
oder<br />
En yaygın olarak Fortnite, FIFA ve Minecraft<br />
gibi oyunları düzenli olarak<br />
oynayanların yüzde 15’inin durumu<br />
bağımlılık seviyesinde ve çoğunluğu<br />
erkek. Bu çocuk ve gençlerde aile ile<br />
geçimsizlik de çok fazla. Uzmanlar,<br />
internet ve bilgisayar kaynaklı olan<br />
bağımlılık gibi sorunlara yönelik<br />
aydınlatıcı ve önleyici çalışmaların<br />
gerekliliğinin de altını çizdiler.<br />
Geld zurück! 1<br />
Individuelle Nachhilfe • Größte Flexibilität<br />
Qualifizierte Nachhilfelehrer • Bessere Noten<br />
Schon ab<br />
9,50<br />
€ 2<br />
pro Unterrichtsstunde<br />
(45 Min.)<br />
Jetzt informieren:<br />
Zentralmatura-Training!<br />
1 Sondertarif: gültig nur in teilnehmenden Standorten; alle Tarifbedingungen unter www.schuelerhilfe.at/fuenfweg.<br />
2 Informationen über Tarifgestaltung bzw. -staffelung werden in der jeweiligen Zweigstelle bereitgestellt.<br />
Innsbruck • Salurner Str. 18 • Tel. 0512-570557<br />
Hall • Stadtgraben 1 • Tel. 05223-52737<br />
Schwaz • Münchner Str. 48 • Tel. 05242-61077<br />
Wörgl • Speckbacherstr. 8 • Tel. 05332-77951<br />
Telfs • Obermarktstr. 2 • Tel. 05262-63376<br />
www.schuelerhilfe.at<br />
Entgeltliche Einschaltung
<strong>HABER</strong>interview März <strong>2019</strong>, Seite - 10<br />
exklusiv<br />
Interview<br />
Dr. Kâzım Yılmaz<br />
Herr Yilmaz, könnten Sie sich unseren<br />
LeserInnen kurz vorstellen?<br />
Ich bin der jüngste Sohn einer<br />
türkischen Einwandererfamilie. Ich<br />
habe in Vorarlberg maturiert und<br />
anschließend Rechtswissenschaften<br />
in Innsbruck studiert. Nach Abschluss<br />
des Jus‐Studiums habe zusätzlich<br />
noch das Wirtschaftsrechtsstudium<br />
und das Doktorat der<br />
Rechtswissenschaften absolviert.<br />
Nach Abschluss dieser Studien, habe<br />
ich bei einem der renommiertesten<br />
Rechtsanwaltskanzleien des Landes<br />
gearbeitet, zuletzt als Rechtsanwalt<br />
und Junior Partner.<br />
Als ich dann ein Job‐Angebot bei<br />
einem weltweit agierenden Industriekonzern<br />
erhalten habe, bin ich<br />
dorthin gewechselt. Schließlich habe<br />
ich 2014 dann meine eigene Rechtsanwaltskanzlei<br />
gegründet und meinen<br />
Kindheitstraum erfüllt.<br />
Weshalb sind Sie Anwalt geworden?<br />
Ich wusste bereits in der Volkschule,<br />
ich möchte einen Beruf ausüben,<br />
in welchem ich so viel Wissen in<br />
mir trage, sodass mir und meiner<br />
Familie niemand was vormachen<br />
kann. Ich habe für mich erkannt,<br />
dass der Anwaltsberuf ein solcher<br />
Beruf ist.<br />
Ich freue mich, dass der Rechtsstaat gesiegt hat...<br />
Wir haben für eine Sache, an die wir immer<br />
geglaubt haben, gekämpft und gesiegt<br />
Sie sind auch Zusammen:Österreich<br />
Botschafter. Wie sind Sie dazu<br />
gekommen und welche Erfahrungen<br />
haben Sie gemacht?<br />
Der jetzige Bundeskanzler, Sebastian<br />
Kurz, damals Integrationsstaatssekretär,<br />
der das Projekt „Zusammen:Österreich“<br />
ins Leben gerufen<br />
hat, hat mich gefragt, ob ich dieses<br />
Projekt als Integrationsbotschafter<br />
unterstützen möchte. Dabei werden<br />
in offenen Gesprächen mit Schülerinnen<br />
und Schülern Vorurteile abgebaut<br />
und Motivation geschaffen.<br />
Ich freue mich, wenn ich hierbei als<br />
Vorbild für eine gelungene Integration<br />
fungieren darf. Denn die Kinder<br />
und Jugendlichen sind die Zukunft<br />
unseres Landes. Daher ist es umso<br />
wichtiger, dass wir gerade mit ihnen<br />
über dieses wichtige Thema der<br />
Integration sprechen.<br />
Sie sind der Mann, wie es die<br />
Tageszeitung die Presse schrieb,<br />
der das VfGH‐Erkenntnis zu den<br />
Doppelstaatsbürgerschaen erwirkte.<br />
Wie fühlen Sie sich hierbei?<br />
Ich freue mich, dass wir tausenden<br />
(österreichweit wohl ca. 60.000)<br />
Menschen helfen konnten; Menschen,<br />
die sich um ihre Existenz<br />
fürchten mussten; Menschen, die<br />
seit Jahrzehnten einen wesentlichen<br />
Beitrag für unsere Gesellschaft leisten;<br />
Menschen, die sich nie was zu<br />
Schulden kommen haben lassen;<br />
Menschen, die brav ihre Steuern<br />
zahlen; Menschen, die sich in Österreich<br />
heimisch fühlen; tausende<br />
Österreicherinnen und Österreicher,<br />
die seit Jahrzenten ihren Lebensmittelpunkt<br />
in Österreich haben, die in<br />
Österreich geboren und aufgewachsen<br />
sind und daher niemals eine<br />
andere Heimat hatten und kennen.<br />
Ich bin auch äußerst stolz darauf,<br />
dass wir nicht nur zig‐tausenden Österreicherinnen<br />
und Österreichern<br />
geholfen haben, sondern auch einen<br />
wichtigen Beitrag für unser Land<br />
geleistet haben. Die Folgen einer<br />
derartigen Vorgehensweise, wäre<br />
sowohl für tausende betroffene<br />
Österreicherinnen und Österreicher<br />
verheerend , als auch für unser Land<br />
von großem Nachteil.<br />
Es wurden Steuergelder und Ressourcen<br />
für eine Angelegenheit aufgewendet,<br />
die weder unserem Land<br />
noch tausenden Österreicherinnen<br />
und Österreichern nützt. Beispielsweise<br />
wurden dem Vernehmen nach<br />
nur für diese Feststellungsverfahren<br />
allein in Wien rund 30 neue Stellen<br />
bei der Behörde geschaffen. Wenn<br />
man bedenkt, dass dieselbe Behörde,<br />
die den Menschen die Staatsbürgerschaft<br />
wegnimmt, dann die<br />
jeweiligen Aufenthaltstitelanträge,<br />
etc. behandeln hätte müssen, wird<br />
klar wie unnötig Steuergelder und<br />
staatliche Ressourcen in nicht unwesentlichem<br />
Ausmaße schlichtweg<br />
verschwendet wurden. Dazu kommt,<br />
dass das AMS überlaufen gewesen<br />
wäre; Gerichte und Grundbuchsämter<br />
hätten sich in zahlreichen<br />
Fällen mit dieser Problematik beschäftigen<br />
müssen. Menschen, die<br />
viele Steuern und Abgaben zahlen,<br />
wären unter Umständen zu Sozialhilfeempfängern<br />
geworden. In vielen<br />
Bereichen häe dies wohl Chaos<br />
bedeutet.<br />
Auch für die Integration ist eine<br />
derartige Vorgehensweise äußerst<br />
bedenklich und absolut kontraproduktiv.<br />
Die sogenannte „türkische<br />
Community“ hat sicherlich Integrationsdefizite.<br />
Die diesbezügliche Kritik<br />
ist sicherlich in vielen Bereichen<br />
absolut berechtigt. Allerdings, wenn<br />
man jetzt aber jenen Personen,<br />
die bestens integriert sind, sich<br />
ausschließlich als Österreicherinnen<br />
und Österreicher sehen, die hier<br />
geboren und aufgewachsen sind,<br />
hier studiert haben, einen wesentlichen<br />
Beitrag in unserer Gesellschaft<br />
leisten, die Existenzgrundlage<br />
wegnimmt, ist diese Willkür Wasser<br />
in den Mühlen all jener die unsere<br />
Gesellschaft zunehmends spalten<br />
wollen. Ein Rechtsstaat darf doch<br />
seine eigenen Staatsbürger nicht<br />
ausstoßen und zunehmends mit<br />
zweierlei Maß behandeln. Es kann<br />
doch nicht sein, dass während die<br />
österreichische Regierung überlegt<br />
einer bestimmten Bevölkerungsgruppe<br />
legal die Doppelstaatsbürgerschaft<br />
zu ermöglichen, eine<br />
andere ethnische Bevölkerungsgruppe<br />
zu Unrecht und auf Basis<br />
einer „abstrusen“ Liste der illegalen<br />
Scheinstaatsbürgerschaft beschuldigt<br />
und unter Generalverdacht<br />
stellt. Diese „abstruse“ Excel‐Liste,<br />
die zudem just im österreichischen<br />
Wahlkampf 2017 auftaucht, ist lediglich<br />
die Spitze einer zunehmenden<br />
Diskriminierung einer bestimmten<br />
ethnischen Bevölkerungsgruppe<br />
in Österreich. Dies wird auch an dem<br />
kürzlichen Vorfall sichtbar, wonach<br />
genau dieselbe ethnische Bevölkerungsgruppe<br />
mit einem Video<br />
(„e‐Card Video“) pauschal und völlig<br />
haltlos des Betruges beschuldigt<br />
wird. Es bedarf keiner großen Kunst<br />
zu erkennen, dass systematisch<br />
gegen diese auf der Excel‐Liste aufscheinende<br />
ethnische Bevölkerungsgruppe<br />
vorgegangen wird. Gerade<br />
der VfGH als Hüterin der Verfassung<br />
und Rechtstaatlichkeit, als Hüterin<br />
der Grund‐ und Bürgerrechte musste<br />
hier besonders sensibel umgehen<br />
und die obersten Prinzipien unseres<br />
Rechtsstaates vehement schützen<br />
und hochhalten. Und genau dies<br />
hat der Verfassungsgerichtshof gemacht.<br />
Ich bin stolz auf den österreichischen<br />
Rechtsstaat!<br />
War es für Sie von vorne herein<br />
klar, dass Sie mit Ihrer Klage Recht<br />
bekommen würden?<br />
Ich freue mich, dass der Rechtsstaat<br />
gesiegt hat, insbesondere da der<br />
politische Druck äußerst groß war.<br />
Ich habe immer daran geglaubt, dass<br />
in Österreich die rechtsstaatlichen<br />
Prinzipien hochgehalten werden, sodass<br />
ich davon überzeugt war, dass<br />
eine derartige Vorgehensweise nicht<br />
verfassungskonform ist. Wir haben<br />
für eine Sache gekämpft an die wir<br />
immer geglaubt haben. Wir haben<br />
für die Menschen in unserem Land<br />
gekämpft und gesiegt.<br />
Was raten Sie Betroffenen? Was<br />
passiert mit den Menschen, die<br />
Ihren Pass bzw. ihre Staatsbürgerschaft<br />
bereits verloren haben?<br />
Ich rate jedem einen ausgewiesenen<br />
Rechtsexperten zu konsultieren,<br />
insbesondere, wenn es sich um<br />
eine derart wichtige Angelegenheit<br />
handelt.
<strong>HABER</strong>gesundheit<br />
Teil<br />
3 der Reihe:<br />
Gesunde Ernährung und Bewegung für alle<br />
Wir freuen uns darauf, Sie in dieser und den nächsten Ausgaben<br />
über verschiedene Themen rund um gesunde Ernährung und<br />
einfache Bewegung, die fithält, zu informieren. Erfahren Sie mehr<br />
zu Diabetes und Übergewicht. Lesen Sie über schonende Sportarten<br />
und wie man am besten damit beginnt...<br />
Wie Ernährung krank macht<br />
Ingrid Kiefer, AGES (Österreichische Agentur für Gesundheit und Ernährungssicherheit)<br />
Die tägliche Ernährung beeinflusst<br />
unser Wohlbefinden, die Leistungsfähigkeit<br />
aber auch die Gesundheit.<br />
Viele Inhaltsstoffe haben einen positiven<br />
Effekt auf die Gesunderhaltung.<br />
Hier spielt aber die Menge der aufgenommenen<br />
Makro‐ und Mikronährstoffe<br />
eine wichtige Rolle.<br />
Balance zwischen Über‐ und<br />
Unterversorgung<br />
Ein Zuviel an Energie, Fett oder Zucker<br />
ist verantwortlich für viele sogenannte<br />
Wohlstandserkrankungen, wie<br />
Übergewichtigkeit, Diabetes mellitus<br />
und sogar einige Krebserkrankungen.<br />
Man weiß heute, dass der übermäßige<br />
Konsum von rotem Fleisch und Fleischwaren<br />
das Risiko für Darmkrebs erhöht.<br />
Zu viel Salz wiederum kann den<br />
Blutdruck und damit das Risiko für<br />
Herz‐Kreislauferkrankungen erhöhen.<br />
Auch eine Überversorgung von Vitaminen,<br />
Mineralstoffen und Spurenelementen<br />
kann negative Auswirkungen<br />
haben. So führt beispielsweise die<br />
Überdosierung von den fettlöslichen<br />
Vitaminen A, D, E oder K zu schwerwiegenden<br />
Auswirkungen. Vitamin A<br />
führt bei einer längeren Zufuhr der 10‐<br />
fachen Empfehlung unter anderem<br />
zu Hautveränderungen, Haarverlust<br />
oder auch Leberschäden. Zuviel an<br />
Vitamin D mobilisiert Kalzium aus<br />
den Knochen. Als Folgeerscheinungen<br />
können Kopfschmerzen oder Magen‐<br />
Darm‐Störungen auftreten. Eine Überversorgung<br />
ist durch die übliche<br />
Ernährung aber kaum möglich, sondern<br />
erfolgt meist durch die Aufnahme<br />
von Nahrungsergänzungsmitteln.<br />
Ein Mangel von Nährstoffen kann<br />
ebenfalls zu schweren gesundheitlichen<br />
Auswirkungen führen. Zu wenig<br />
Eiweiß lässt die Muskeln schwinden<br />
und schwächt die Abwehrkräfte. Fehlen<br />
die mehrfach ungesättigten Fettsäuren,<br />
steigt sogar das Risiko für<br />
Demenzerkrankungen. Ein latenter<br />
Vitaminmangel führt unter anderem<br />
auch zu Müdigkeit und verminderter<br />
körperlicher und geistiger Leistungsfähigkeit.<br />
Auch Eisenmangel kann allgemeine<br />
Schwäche sowie reduzierte<br />
Konzentrations‐ und Merkfähigkeit<br />
zur Folge haben. Außerdem steigt die<br />
Infektanfälligkeit. Isst man zu wenig<br />
Jod, vergrößert sich die Schilddrüse<br />
(Kropf). Bei Mangel an Magnesium<br />
kommt es zu Krämpfen, Schlafstörungen,<br />
Herzjagen und auch Konzentrationsschwächen.<br />
Wer ausreichend pflanzliche Lebensmittel<br />
konsumiert, den Anteil von tierischen<br />
Lebensmitteln einschränkt,<br />
sehr abwechslungsreich isst und auf<br />
sein Gewicht achtet, verhindert sowohl<br />
eine Unter‐ als auch Überversorgung<br />
mit einzelnen Nährstoffen.<br />
Allergien und Unverträglichkeiten<br />
Neben dem Zuviel oder Zuwenig können<br />
auch Allergien und Unverträglichkeiten<br />
auf einzelne Nahrungsbestandteile<br />
zu krankhaften Reaktionen<br />
nach dem Konsum von verschiedenen<br />
Lebensmitteln führen. Bei<br />
Nahrungsmittelallergien kommt es<br />
nach dem wiederholten Kontakt<br />
mit dem Auslöser zu einer ganzen<br />
Reihe von Symptomen wie Übelkeit,<br />
Durchfall, Verstopfung, Bauchschmerzen,<br />
Blähungen, Nesselsucht, Migräne,<br />
Fieber und vieles mehr. Oft<br />
verlaufen sie ganz leicht und man<br />
bekommt nur ein leichtes Unwohlsein.<br />
Sie können jedoch auch tödlich<br />
enden. Allergische Reaktionen können<br />
unter anderem Kuhmilch, Eier, Erdnüsse,<br />
Soja oder auch Fisch auslösen.<br />
Allergiker müssen diese Lebensmittel<br />
meiden. Aus diesem Grund gibt es<br />
auch die Allergeninformationsverordnung.<br />
Wenn zum Beispiel Milchzucker oder<br />
Fruchtzucker, Gluten oder Histamin<br />
nicht vertragen werden, spricht man<br />
von einer Intoleranz oder Unverträglichkeit.<br />
Hier fehlen im Körper Enzyme<br />
zum Abbau der Zucker. Die Symptome<br />
können ähnlich denen einer Allergie<br />
sein. 90 % der Betroffenen einer<br />
Milchzuckerunverträglichkeit haben<br />
Darmkrämpfe, Blähungen, Durchfälle<br />
und leiden an Übelkeit, Müdigkeit,<br />
Kopfschmerzen und Schwindel. Oftmals<br />
werden bei Unverträglichkeiten<br />
kleine Mengen vertragen. Eine ärztliche<br />
Abklärung ist hier unbedingt erforderlich.<br />
Krankmachende Keime im Essen<br />
Krankmachen können aber auch<br />
Keime im Essen. Die Krankheitserreger,<br />
die am häufigsten lebensmittelbedingte<br />
Infektionen verursachen,<br />
sind Campylobacter, Salmonellen, Noroviren<br />
und VTEC/EHEC. Tatsächlich<br />
hat die Mehrheit der lebensmittelbedingten<br />
Krankheitsausbrüche (81%)<br />
im Privathaushalt ihren Ursprung, und<br />
nicht an Imbissständen oder im<br />
Restaurant. Um das Infektionsrisiko<br />
zu reduzieren, gilt es, allgemeine<br />
Küchenhygiene‐Regeln einzuhalten.<br />
So sollten nach dem Kontakt mit<br />
rohen Lebensmitteln die Hände<br />
sorgfältig gewaschen und Küchenutensilien<br />
gründlich mit Wasser<br />
und Geschirrspülmittel gereinigt<br />
werden.<br />
Gekochte Speisen dürfen zudem nicht<br />
auf demselben Schneidebrett geschnitten<br />
werden wie rohe Lebensmittel.<br />
Beim Einkauf und der<br />
Lagerung, vor allem von leicht verderblichen<br />
Lebensmitteln (frisches<br />
Geflügelfleisch, Faschiertes, Fisch,<br />
Milchprodukte etc.), spielt auch die<br />
Einhaltung der Kühlkette eine wichtige<br />
Rolle.<br />
Mehr Infos unter: www.ages.at/themen/ages‐schwerpunkte/wenn‐essen‐krank‐macht/<br />
Günlük beslenme durumumuz, verimi<br />
ama sağlığı da etkiler. Birçok maddenin<br />
sağlığı korumada pozitif etkisi<br />
vardır. Burada alınan makro ve mikro<br />
besin maddeleri miktarı önemli bir rol<br />
oynar.<br />
Çok ve az alım arasında denge<br />
Aşırı kilo, diyabet ve birkaç kanser türü<br />
gibi ‘refah hastalıklarının’ sorumlusu<br />
enerji, yağ ve şekerin fazlalığıdır.<br />
Kırmızı et ve et mamullerinin gereğinden<br />
fazla tüketiminin bugün bağırsak<br />
kanseri riskini yükselttiği biliniyor.<br />
Çok miktarda tuz da tansiyonu<br />
yükselterek kalp ve damar hastalıkları<br />
riskini arttırıyor.<br />
Vitamin, mineral ve kimyevi elementlerin<br />
de fazla alımının yine olumsuz etkileri<br />
olabilir. Misal, yağda çözülen A,<br />
D, E ve K vitaminlerinin fazla alımı çok<br />
ağır etkilere sebep olur. A vitaminin<br />
kullanılması gereken zamandan 10 kat<br />
fazlasına çıkarsa özellikle deride<br />
değişikliklere, saç dökülmesine hatta<br />
karaciğer hasarına neden olur. Aşırı D<br />
vitamini kemiklerde kalsiyum kaybına<br />
neden olur. Bunun sonucunda da<br />
baş ağrısı ve mide ve bağırsak<br />
rahatsızlıkları ortaya çıkar. Aşırı alım<br />
normal beslenmeyle değil de, takviye<br />
gıdaların alımıyla gerçekleşir.<br />
Besin maddelerinin eksikliği de ağır<br />
sağlık sorunlarına yol açar. Çok az protein<br />
kasları bozar, savunmayı<br />
zayıflatır. Doymamış yağ asitleri eksikse<br />
demans riski artar. Gizli vitamin<br />
eksikliği öncelikle yorgunluğa, fiziksel<br />
ve ruhsal verimliliğin düşmesine<br />
neden olur. Demir eksikliğinde genel<br />
güçsüzlük, odaklanma ve algılama kabiliyetlerinde<br />
azalma görülebilir.<br />
Enerji, yağ ve şeker fazlalığına<br />
karşı dikkatli olmak gerekiyor...<br />
Bunun dışında enfeksiyona duyarlılık<br />
artar. İyot yetersiz alınırsa tiroid<br />
büyür. Magnezyum eksikliğinde kramplar,<br />
uyku bozukluları, ritim bozukluğu<br />
ve konsantrasyon zayıflığı olur.<br />
Kim yeterli bitkisel gıda tüketirse,<br />
hayvansal gıda tüketimini sınırlarsa,<br />
farklı yer, kilosuna dikkat ederse her<br />
besin maddesinin hem aşırı alımını<br />
hem de yetersiz alımı engellemiş<br />
olur.<br />
Beslenme nasıl hasta yapar?<br />
Alerjiler ve intolarans<br />
Çok ya da az tüketimin yanı sıra<br />
gıdanın içeriğindeki bazı maddelere<br />
karşı alerji ve intolarans ta farklı gıda<br />
maddelerinin tüketiminden sonra patolojik<br />
reaksiyonlara neden olabilir.<br />
Gıda alerjisi olanlar bilinçli olmalı...<br />
Gıda alerjilerinde uyarıcıyla tekrarlanan<br />
temastan sonra mide bulantısı,<br />
ishal, kabızlık, karın ağrısı, gaz,<br />
kurdeşen, migren, ateş gibi belirtiler<br />
meydana gelir. Bunlar genellikle hafif<br />
seyreder ve az bir rahatsızlık verir.<br />
Ancak ölümle de sonuçlanabilir. Öncelikle<br />
inek sütü, yumurta, yer fıstığı,<br />
soya ve balık alerjik maddelerdir. Alerjikler<br />
bu gıdalardan sakınmalıdır. Bu<br />
nedenle alerji bilgilendirme yönergesi<br />
mevcut. Bu yönerge gıda maddelerindeki<br />
alerjenler hakkında yazılı<br />
(asma, resimle, fiyat listelerine, menülere)<br />
ya da sözlü bilgilendirmeyi<br />
mecbur kılıyor.<br />
Örneğin süt ya da meyve şekeri, glüten,<br />
histamine tolere edilemiyorsa intolarans<br />
ya da dayanamamadan<br />
bahsedilir. Burada şekeri parçalaması<br />
gereken enzim vücutta eksiktir. Belirtiler<br />
alerjideki gibi olabilir. Süt şekerini<br />
tolere edemeyenlerin %90’ında<br />
bağırsak krampları, gaz, ishal, mide<br />
bulantısı, baş ağrısı ve baş dönmesi<br />
görülür. Genellikle tolere edememede<br />
küçük miktarlar kabul edilebilir. Bir<br />
doktor açıklaması mutlaka gereklidir.<br />
Yemekteki hastalık yapan mikroplar<br />
Yemekteki mikroplar da hasta edebilir.<br />
Besin nedenli enfeksiyonlara<br />
neden olan patojenler en çok<br />
kampilobakter, salmonel, norovirüs<br />
ve VTEC/EHEC. Gerçekte gıda<br />
maddesi temelli hastalıkların<br />
oluşmasının kaynağı evlerde, lokanta<br />
ve imbislerde değil. Enfeksiyon<br />
riskini azaltmak için genel mutfak<br />
hijen kuralları geçerlidir. Çiğ gıda maddeleriyle<br />
temastan sonra eller iyice<br />
yıkanmalı, mutfak malzemeleri su ve<br />
bulaşık deterjanıyla temizlenmeli,<br />
pişirilmiş yiyecekler çiğ yiyeceklerle<br />
aynı tahtada doğranmamalıdır. Satın<br />
alma ve saklama öncelikle çabuk bozulan<br />
gıda maddelerinde (taze<br />
kanatlıların eti, kıyma, balık ve süt<br />
ürünleri) ve nakliyatta soğuk zincire<br />
dikkat etme önemli bir rol oynar.<br />
Daha Fazla Bilgi İçin: www.ages.at/themen/ages‐schwerpunkte/wenn‐essen‐krank‐macht/
<strong>HABER</strong>bewegung März <strong>2019</strong>, Seite - 12<br />
Radfahren macht Spaß<br />
und ist gesund<br />
Selbstständigkeit bewahren<br />
Das Fahrrad erweitert den persönlichen<br />
Freiraum und ermöglicht, wie<br />
kaum ein anderes Verkehrsmittel, die<br />
Umgebung zu erkunden. Ist das Rad<br />
einmal angeschafft, fallen außer für<br />
die Wartung keine weiteren Kosten<br />
an.<br />
Ein praktischer Begleiter<br />
Das Rad kann am Gepäckträger und<br />
in darauf montierten Taschen die<br />
Einkäufe tragen und bringt Sie mit<br />
wenig Kraftaufwand ans gewünschte<br />
Ziel.<br />
Hilfe, Diebstahl!<br />
In Österreich wurden im Jahr 2017<br />
25.000 Fahrräder als gestohlenen<br />
gemeldet, die Dunkelziffer an Diebstählen<br />
kann bis zu achtmal so hoch<br />
sein. Da mehr als 90 Prozent der gestohlenen<br />
Fahrräder verschwunden<br />
bleiben, ist bei hochwertigen oder<br />
neueren Fahrrädern eine Diebstahl‐<br />
Versicherung zu empfehlen.<br />
Was hilft gegen Diebstahl?<br />
• Ein hochwertiges Fahrradschloss<br />
Stabil sind vor allem Bügelschlösser,<br />
Panzerkabel und Kettenschlösser.<br />
• Der richtige Abstellplatz<br />
Helle und gut einsehbare Orte im<br />
öffentlichen Raum<br />
• Die elektronische Registrierung<br />
In einer zentralen Datenbank werden<br />
Rahmennummer, Marke, Modell und<br />
weitere Details gespeichert. So wird<br />
der Verkauf gestohlener Fahrräder<br />
schwieriger.<br />
• Die passende Diebstahlversicherung<br />
Quelle: BMVIT, die Umweltberatung<br />
© lev dolgachov - stock.adobe.com<br />
Radfahren macht Spaß, ist gesund und<br />
schont die Umwelt. Im Vergleich zu<br />
anderen Ausdauersportarten schont<br />
es die Gelenke, indem der Sattel das<br />
Körpergewicht trägt. Dadurch ist<br />
Radfahren auch für Menschen mit<br />
Rücken‐ und Gelenksproblemen geeignet.<br />
Außerdem trainiert regelmäßiges<br />
Ausdauertraining, wie Rad fahren,<br />
nicht nur Herz, Kreislauf, Atmung und<br />
Stoffwechsel, sondern stärkt auch den<br />
Herzmuskel und erhöht die Sauerstoffaufnahme.<br />
Die ausgewogene körperliche<br />
Aktivität beim Radeln kann<br />
das Herzinfarktrisiko um mehr als 50<br />
% senken. Durch die Bewegung an der<br />
frischen Luft wird das Immunsystem<br />
gestärkt.<br />
Einige Vorteile, warum Sie<br />
radeln sollten:<br />
Rad fahren fördert die Fettverbrennung<br />
In einem mittleren Belastungsbereich<br />
gerät der Körper gesund ins Schwitzen<br />
und verbrennt eine Menge an Kalorien<br />
und Fett.<br />
Rad fahren spart Zeit<br />
Das Rad kennt keine Staus, keine Stoßzeiten<br />
und keine Parkplatzsuche – Sie<br />
gewinnen Zeit und schonen die<br />
Nerven.<br />
Das Rad verbraucht weniger Raum<br />
Fahrräder benötigen im Vergleich zu<br />
Autos viel weniger Platz beim Fahren<br />
und Abstellen. Ein Auto verbraucht<br />
sieben Mal so viel Platz wie ein Rad.<br />
Durch sein geringes Gewicht spart das<br />
Fahrrad auch bei der Straßenwartung.<br />
Kurz gesagt: durchs Fahrrad spart<br />
man Geld und schafft mehr Raum für<br />
Menschen und Natur.<br />
Das Rad fährt mit Muskelkraft und<br />
spart Geld<br />
Als Treibstoff dient Ihre Körperenergie.<br />
Jedes zehnte neu gekaufte<br />
Fahrrad hat als Ergänzung einen<br />
Elektromotor, der die RadlerInnen<br />
unterstützt. Steigende Benzin‐ und<br />
Dieselpreise lassen das Fahrrad völlig<br />
kalt.<br />
Genuss und Freude<br />
Radfahren ist eine wundervolle Möglichkeit,<br />
sich in der Natur zu bewegen,<br />
mit den Enkeln oder im Freundeskreis<br />
einen schönen Ausflug zu machen.<br />
Radfahren bringt Sie zum Strahlen.<br />
Rad fahren im Alter<br />
Mit dem Alter verliert jeder Mensch<br />
an Ausdauer, Kraft und Vitalenergie.<br />
Durch tägliche Bewegung im Alltag,<br />
zum Beispiel beim Radfahren, kann<br />
dieser Prozess verlangsamt werden.<br />
Eine regelmäßige Bewegung mit<br />
mittlerer Intensität (man kann noch<br />
problemlos reden, aber nicht mehr<br />
singen) schützt vor chronischen Erkrankungen,<br />
verbessert die Funktionstüchtigkeit<br />
Ihres Herz‐Kreislauf‐Systems<br />
und fördert Ihre körperliche und<br />
geistige Gesundheit.<br />
Weitere Vorteile:<br />
• besseres Gleichgewicht und Balance<br />
• mehr Muskel‐ und Knochenmasse<br />
• schnellere Reaktionszeiten<br />
• Verbesserung der Sinne (Hören und<br />
Sehen)<br />
• bessere koordinative Fähigkeiten<br />
Regeln im Straßenverkehr:<br />
• Für Kinder bis zwölf gilt in Österreich die Helmpflicht. Aber auch Ältere sollten<br />
unbedingt Helm tragen.<br />
• Telefonieren am Handy nur mit Freisprecheinrichtung<br />
• Kleinere Kinder dürfen mit Kinderfahrrädern am Gehsteig fahren. In Begleitung<br />
dürfen sie auch auf der Straße oder dem Radweg unterwegs sein.<br />
• Alleine Radfahren ist ab zehn Jahren möglich. Dafür müssen die Kinder die<br />
Radprüfung absolvieren und bekommen dann einen Fahrradausweis.<br />
• Ab zwölf können Kinder auch ohne Fahrradausweis am Rad im Straßenverkehr<br />
teilnehmen.<br />
• Mit Scootern, Rollern, Kickboards etc. darf man grundsätzlich auf Gehsteigen<br />
fahren, wenn man niemanden behindert oder gefährdet. Auf der Fahrbahn,<br />
dem Radweg oder dem Radfahrstreifen darf man damit nicht unterwegs sein.<br />
Bisiklet Sürmek Eğlenceli<br />
ve Sağlıklıdır<br />
Bisiklet sürmek eğlendirir, sağlıklıdır<br />
ve çevreyi korur. Diğer dayanıklılık<br />
sporlarına kıyasla, vücut ağırlığını<br />
taşıdığı için eklemleri korur ve yormaz.<br />
Bu nedenle sırt ve eklem sorunları<br />
olan kişiler için de uygundur. Bundan<br />
başka bisiklet sürme gibi kondisyon<br />
eksersizi sadece kalbi, dolaşımı, soluk<br />
alıp vermeyi ve metabolizmayı çalıştırmaz,<br />
kalp kasını da güçlendirir,<br />
oksijen alımını arttırır. Bisiklet sürme<br />
esnasındaki ideal fiziksel aktivite, kalp<br />
krizi riskini %50’den fazla bir oranda<br />
düşürebilir. Temiz havadaki hareket<br />
sayesinde bağışıklık sistemi güçlenir.<br />
Bisiklet sürme yağ yakmayı destekler.<br />
Orta derecede yüklenmede vücut<br />
sağlıklı bir şekilde terler ve belli miktar<br />
kalori ve yağ yakar.<br />
İşte hemen bisiklete binmek<br />
zorunda olmamızın nedenleri ve<br />
getirdiği bir takım faydalar:<br />
Bisiklet sürmek zamandan tasarruf<br />
ettirir...<br />
Bisiklet trafik sıkışıklığı ve yoğun saat<br />
tanımaz. Park yeri aramaya ihtiyacınız<br />
yoktur. Zaman kazanırsınız. Sinirlerinizi<br />
ihya edersiniz.<br />
Bisiklet az yere ihtiyaç duyar...<br />
Bisiklet arabalara nazaran sürüşte ve<br />
parkta daha az yer kaplar. Bir araba<br />
bisikletin yedi katı kadar alana ihtiyaç<br />
duyar. Hafifliği sayesinde yol<br />
bakımından da tasarruf edilir. Kısaca<br />
paradan tasarruf edilir, insan ve doğa<br />
için daha çok alan kazanılır.<br />
Bisiklet kas gücüyle hareket eder ve<br />
paradan tasarruf ettirir...<br />
Yakıtı insan enerjisidir. Her yeni alınan<br />
10 bisikletten birinin bisikletçileri destekleyen<br />
tamamlayıcı olarak bir elektrikli<br />
motoru vardır. Artan benzin ve<br />
mazot fiyatlarından da etkilenmez.<br />
Özgürlüğü korur. Kişisel özgürlük<br />
alanını genişletir...<br />
Bisikletten başka hiçbir araç çevreyi en<br />
iyi şekilde tanımamızı sağlamaz. Bisiklet<br />
bir kez alındıktan sonra bakımı<br />
dışında hiçbir masrafı yoktur.<br />
Pratik bir yol arkadaşıdır...<br />
Yüklüğü ve üzerine monte edilen çantalarla<br />
aldıklarınızı taşıyabilir, varmak<br />
istediğiniz hedefe az bir güç harcamayla<br />
ulaşabilirsiniz.<br />
Zevk ve mutluluk...<br />
Bisiklet binmek doğada hareket, torunlar<br />
ya da arkadaş çevresiyle güzel<br />
bir gezi yapmak için muhteşem bir<br />
fırsattır ve sizi aydınlatır.<br />
Yaşlılıkta bisiklet sürme...<br />
Her insan yaşlanmayla birlikte kondisyonunu,<br />
gücünü ve yaşamsal enerjisini<br />
kaybeder. Günlük hayatta<br />
hareketle, örneğin bisiklet binmede<br />
bu süreç yavaşlatılabilir. Orta yoğunlukta<br />
düzenli hareket kronik hastalıklardan<br />
korur, kalp damar sistemini<br />
iyileştirir, ruh ve fiziksel sağlığı destekler.<br />
Diğer faydaları:<br />
‐ Daha iyi bir denge ve balans<br />
‐ Daha çok kas ve kemik kütlesi<br />
‐ Daha hızlı reaksiyon<br />
‐ Görme ve duyma duyularında iyileşme<br />
‐ Koordine yeteneklerinin gelişmesi<br />
Dikkat, Hırsızlık...<br />
Avusturya’da 2017’de 25 bin bisiklet<br />
hırsızlığı ihbar edildi. Gerçek sayı<br />
bunun 8 katı olabilir.<br />
Çalınan bisikletlerin %90’ı bulunamadığı<br />
için, pahalı ve yeni bisikletlere<br />
hırsızlık sigortası yaptırılması<br />
tavsiye edilir.<br />
Trafikteki Kurallar:<br />
• Avusturya’da 12 yaşına kadar çocukların kask takma zorunluğu var. Yaşlılar<br />
da kask takmalı.<br />
• Cep telefonuyla konuşurken kulaklık takılmalı.<br />
• Küçük çocuklar çocuk bisikletlerini kaldırımda sürebilirler. Onlara eşlik edenlerin<br />
olması halinde cadde ya da bisiklet yolunda da bisikletlerini kullanabilirler.<br />
• Yalnız bisiklet sürmek ancak 10 yaşından sonra mümkündür. Bunun için çocuklar<br />
bisiklet sınavını başarmak ve bir bisiklet ehliyeti almak zorundadır.<br />
• Çocuklar 12 yaşından itibaren trafikte ehliyetsiz bisiklet kullanabilirler.<br />
• Scooter, roller ve kickboards ve benzerleri genelde kimseyi engellemiyor ve<br />
tehlikeye atmıyorsa kaldırımda sürülebilir. Yolda, bisiklet yolunda ve bisiklet<br />
hattında kullanılmaz.
<strong>HABER</strong>fahrrad März <strong>2019</strong>, Seite - 13<br />
Radius <strong>2019</strong> - BİSİKLET YARIŞMASI - HER KİLOMETRE SAYILIYOR<br />
Radius <strong>2019</strong> - Vorarlberg radelt<br />
Jeder Kilometer zählt!<br />
Lust auf mehr Bewegung?<br />
Radle dich fit und bekomme<br />
einen Überblick über deine<br />
geradelten Kilometer. Lass dir<br />
die Chance auf Preise und<br />
Gewinnspiele nicht entgehen.<br />
Sei dabei, wenn ganz Vorarlberg<br />
radelt! Vom 21. März bis 30.<br />
September zählt wieder jeder<br />
Kilometer.<br />
Einfach anmelden, losradeln<br />
und Kilometer sammeln!<br />
Melde dich ab 18. März auf<br />
vorarlberg.radelt.at oder bei<br />
deinem Veranstalter (Gemeinden,<br />
Betriebe, Vereine und Bildungseinrichtungen)<br />
an. Deine<br />
Kilometer kannst du direkt im<br />
Internet, über die Vorarlberg<br />
radelt App oder im Fahrtenbuch<br />
eintragen!<br />
Radle deinen guten Vorsätzen<br />
entgegen<br />
Radeln macht fit und glücklich.<br />
Wir wissen, aller Anfang ist<br />
schwer. Deshalb kannst du dir<br />
beim Radius persönliche Ziele<br />
setzen und wirst mit Trophäen<br />
belohnt. Am Ende wirst du<br />
überrascht sein, wie viele Kilometer<br />
im Alltag zusammenkommen.<br />
Tipp: Mit der Vorarlberg<br />
radelt App gehen keine geradelten<br />
Kilometer verloren.<br />
Radeln und gewinnen!<br />
Bist du mehr als 100 Kilometer<br />
geradelt, hast du am Ende bei<br />
vielen Veranstaltern die Chance<br />
auf tolle Preise. Als Motivation<br />
zwischendurch gibt es immer<br />
wieder Preise zu gewinnen. Versuch<br />
dein Glück und radle mit!<br />
Tolle Neuigkeiten: Der Fahrradwettbewerb<br />
erobert Österreich!<br />
Nachdem der Radius Fahrradwettbewerb<br />
bereits über 10<br />
Jahre erfolgreich in Vorarlberg<br />
durchgeführt worden ist, wird<br />
es den Wettbewerb <strong>2019</strong> unter<br />
dem Namen ‚Österreich radelt‘<br />
in allen Bundesländern geben.<br />
Den Radius findest du in Zukunft<br />
auf vorarlberg.radelt.at.<br />
Bestehende Zugangsdaten und<br />
Einträge bleiben erhalten.<br />
Daha Fazla Harekete<br />
Hazır mısınız?<br />
Zinde olmak için pedal çevir,<br />
yaptığın kilometreye bir bak.<br />
Ödül ve çekiliş şanslarını kaçırma.<br />
Tüm Vorarlberg pedal<br />
çevirirken sen de buna katıl!<br />
21 Mart’tan 30 Eylül’e kadar her<br />
kilometre sayılıyor.<br />
Bisiklet sürmek bireyi sağlıklı<br />
ve mutlu yapar. Başlangıç zor<br />
olsa da ileride, günlük hayatta<br />
kaç kilometre yaptığın toplandığında<br />
ve sonuçları görünce<br />
sen de çok şaşıracaksın. Öneri:<br />
Radius App (uygulama) ile kat<br />
ettiğin hiçbir kilometre boşa<br />
gitmez.<br />
Kayıt Yap ve Kilometrelerini<br />
Kaydetmeye Başla<br />
18 Mart’tan itibaren vorarlberg.radelt.at<br />
veya organizatörünüzden<br />
(Belediyeler, İşletmeler,<br />
Dernekler ve Eğitim Kurumları)<br />
kaydınızı yaptırın. Kilometrelerinizi<br />
doğrudan internete,<br />
Vorarlberg bisiklet uygulamasına<br />
veya Günlük Defterine<br />
(Fahrtenbuch) kaydedebilirsiniz!<br />
Bütün Avusturya’da Olacak<br />
Radius Bisiklet Yarışması’nın 10<br />
yılda Vorarlberg’daki büyük başarısı<br />
artık ‚Österreich radelt’ ile<br />
bütün eyaletlerde olacak.<br />
Fünf gute Gründe,<br />
beim Radius mitzuradeln:<br />
• Radeln macht fit und glücklich<br />
• Jeden Tag ein Erfolgserlebnis<br />
• Setz dir dein persönliches Ziel<br />
• Gewinnspiele und tolle Preise<br />
• Ganz Vorarlberg radelt<br />
Radius’da birlikte pedal<br />
çevirmek için 5 iyi sebep:<br />
• Bisiklet mutlu ve zinde kılar<br />
• Her gün bir başarı deneyimi<br />
• Kişisel hedefini belirle<br />
• Çekilişler ve muhteşem ödüller<br />
• Tüm Vorarlberg pedal çeviriyor<br />
© Land Vorarlberg<br />
YA ARIŞMA ZAMAN<br />
ARALIĞI<br />
21.3.–30.9.19<br />
Entgeltliche Eins schaltung des Landes Vorarlberg<br />
Her Kilometr<br />
re Sayılıyor!<br />
Bilgi ve K atılım: vorarlberg.radelt.at<br />
„Dieses Pr ojekt wird im Rahmen des klimaaktiv Förderungsprogramms<br />
aus Mitteln des Klima- und Energiefonds als<br />
Beitrag zum Umwelt- und Klimaschutz im Verkehr gefördert“<br />
Güncel-App<br />
(Uygulama):<br />
Vorarlberg radelt
<strong>HABER</strong>burnout März <strong>2019</strong>, Seite - 14<br />
Haben Sie gesundheitliche Probleme?<br />
Nehmen Sie so früh wie möglich eine Beratung in Anspruch.<br />
fit2work hilft<br />
Frau I hatte gesundheitliche Probleme und hat es mit<br />
fit2work geschafft, nach dem Krankenstand wieder in<br />
den Beruf zurückzukehren. Sie erzählt, wie ihr mit dem<br />
Programm geholfen wurde.<br />
So kam ich zu fit2work<br />
Nachdem ich wegen einer starken psychischen<br />
Belastung meinen Hausarzt aufsuchte, empfahl er mir<br />
die fit2work Personenberatung. Ich ging in Krankenstand<br />
und begann mit einer Psychotherapie. Außerdem<br />
absolvierte ich eine psychosoziale Rehabilitation.<br />
In dieser Zeit wandte ich mich dann an fit2work, um<br />
den Wiedereinstieg in die Arbeit zu planen. Ich vereinbarte<br />
einen Termin bei der fit2work Personenberatung<br />
und gemeinsam mit dem Arbeitgeber wurde die<br />
Betreuung durch die fit2work Betriebsberatung in<br />
die Wege geleitet.<br />
Mit verschiedenen Angeboten wurde mir geholfen<br />
Über die beiden Betreuungsschienen konnte vorübergehend<br />
ein Telearbeitsplatz für mich zu Hause organisiert<br />
werden. Ich konnte dann auch eine Kunsttherapie<br />
im Einzelsetting neben der Psychotherapie machen.<br />
Diese beiden Angebote unterstützen mich, meine Arbeit<br />
wieder gesund und mit Freude bewältigen zu können.<br />
So geht es weiter<br />
Die fit2work Betriebsberatung berät unsere Abteilung<br />
weiterhin. Ich benötige im Moment keine Unterstützung<br />
mehr durch die fit2work Personenberatung, kann<br />
mich aber jederzeit wieder an meine Beraterin wenden.<br />
Ich bin also bestens betreut!<br />
Mein Rat<br />
Allen, die wie ich, gesundheitliche Probleme haben,<br />
kann ich nur raten, so früh wie möglich eine Beratung<br />
durch fit2work in Anspruch zu nehmen. Außerdem<br />
sollte man sich auch an den Dienstgeber wenden,<br />
um ihm die Betriebsberatung vorzustellen. Fit2work<br />
hilft nämlich auch, damit ein gesundes Arbeiten<br />
möglich ist.<br />
Sağlık problemleriniz mi var?<br />
En kısa zamanda bir danışma hizmeti alın.<br />
fit2work yardımcı olur<br />
Symbolbild<br />
© Ihar Ulashchyk - stock.adobe.com<br />
Fit2work’e şöyle geldim<br />
Ağır bir ruhsal yüklenme nedeniyle aile hekimimi<br />
ziyaretten sonra, bana fit2work’ün şahsi danışmanlığını<br />
önerdi. Hastalık iznine çıktım ve psikoterapiye<br />
başladım. Bunun haricinde psikososyal bir rehabilitasyonu<br />
tamamladım.<br />
Burada çalışmaya tekrar dönmenin planını yapmak için<br />
fit2work’e başvurdum. Fit2work bireysel danışmanlık<br />
hizmeti ile bir randevu ayarladım ve işverenle birlikte,<br />
fit2work danışmanlığı tarafından gerekli destek<br />
sağlandı.<br />
Farklı seçeneklerle bana yardım ettiler<br />
Her iki destek yolu üzerinden benim için evde geçici bir<br />
tele çalışma yeri organize edilebildi. Psikoterapinin<br />
yanında bireysel bir ortamda sanat terapisi de yapabildim.<br />
Her iki seçenek te işimi sağlıklı ve eğlenceli bir<br />
şekilde yapabilmeme yardımcı oldu.<br />
Böyle devam ediyor<br />
Fit2work’ün işletme danışmanlığı, bölümümüze<br />
danışmanlığını sürdürüyor. Şu an fit2work kişisel<br />
danışmanlığına ihtiyaç duymuyorum, ama herzaman<br />
danışmanıma tekrar başvurabilirim. Yani en iyi şekilde<br />
destek görmeye devam ediyorum.<br />
Tavsiyem<br />
Sağlık sorunu olan bireylerin benim gibi olabildiğince<br />
erken fit2work’ten danışmanlık hizmeti almasını tavsiye<br />
ederim. Bunun dışında işletme danışmanlık hizmetini<br />
tanıtmak için, işverenle de bağlantı kurulmalıdır.<br />
Fit2work sağlıklı bir iş için yardım ediyor.<br />
Es kann jeden treffen<br />
Problem Burnout<br />
Was ist Burnout?<br />
Wenn eine lang andauernde Belastung<br />
zur Überforderung wird und auch<br />
nicht zu vermeiden ist, kann es zum<br />
Burnout‐Syndrom kommen. Es ist<br />
nicht immer der Beruf als Auslöser,<br />
auch persönliche Belastungen können<br />
daran schuld sein, dass man sich ausgebrannt<br />
fühlt.<br />
Burnout kann jeden treffen – es hat<br />
jedoch nichts mit Versagen zu tun.<br />
Oft sind es sehr leistungsbereite und<br />
motivierte Menschen, die ausbrennen.<br />
Definition von Burnout<br />
Burnout ist eine körperliche und emotionale<br />
Erschöpfung. Wer betroffen<br />
ist, sollte sich so früh wie möglich professionelle<br />
Hilfe holen, denn Burnout<br />
kann bis hin zu Panikattacken, Depression<br />
und schlimmer noch, zum totalen<br />
emotionalen, geistigen und körperlichen<br />
Zusammenbruch führen.<br />
Die Ursachen von Burnout<br />
Meist sind es mehrere Ursachen, bzw.<br />
spielen verschiedene Faktoren zusammen:<br />
•Im Betrieb können dies Zeitdruck,<br />
Leistungsdruck, Mobbing usw. sein<br />
• Oft führen finanzielle Probleme,<br />
Konflikte in der Familie, also Privates,<br />
zu großem Druck<br />
• Schwierigkeiten bereiten kann es,<br />
wenn jemand persönlich zu hohe Ansprüche<br />
hat, perfektionistisch ist oder<br />
es an Erholung mangelt<br />
• Die Gesellschaft hat sehr hohe<br />
Leistungsanforderungen oder die Rollenbilder<br />
sind unrealissch, die Arbeitsmarktsituation<br />
ist schwierig usw.<br />
Wenn man lang anhaltenden Stress<br />
hat und mit diesem nicht gut umgehen<br />
kann, erhöht dies das Risiko, ein Burnout‐Syndrom<br />
zu entwickeln ‐ besonders<br />
wenn der Stress mit mangelnder<br />
Erholung kombiniert ist.<br />
Phasen und Symptome<br />
Die völlige Burnout‐Erschöpfung ist<br />
nicht plötzlich von einem Tag auf den<br />
anderen da. Burnout ist ein Prozess,<br />
von der Vernachlässigung der eigenen<br />
Bedürfnisse über Verhaltensänderungen<br />
bis hin zu innerer Leere und<br />
Depression.<br />
Erste Burnout‐Warnzeichen können<br />
die Zunahme von Überstunden, Fehlleistungen,<br />
in weiterer Folge häufigere<br />
Krankenstände oder Erschöpfung sein.<br />
Wenn sich jemand emotional auffällig<br />
anderes verhält, sollte man genau<br />
hinschauen. Körperliche Symptome<br />
können Kopf‐Schmerzen, Schwindel<br />
oder vermehrtes Schwitzen sein. Um<br />
nicht „auszubrennen“ sollte man unbedingt<br />
auf die eigenen Bedürfnisse<br />
achten und bei seelischen und körperlichen<br />
Beschwerden einen Arzt aufsuchen.<br />
Die Warnzeichen muss man auf<br />
jeden Fall ernst nehmen.<br />
Vorsicht bei der Arbeit<br />
Arbeit kann viel Freude machen und<br />
Gesundheit fördern, aber auch sehr<br />
viel Stress verursachen. Zu den größten<br />
Stressfaktoren am Arbeitsplatz<br />
gehören unter anderem Multitasking,<br />
das „Hamsterrad‐Syndrom“ (immer zu<br />
viel zu tun haben), Misstrauen, Konkurrenz,<br />
fehlendes Feedback und<br />
fehlender Handlungsspielraum. Dieser<br />
Stress kann zu Krankheit führen und<br />
zu Burnout.<br />
Schauen Sie auf sich<br />
Viele kennen den Drang, sich zu<br />
beweisen. Doch die Frage ist: Muss<br />
man das wirklich immer? Auch ist<br />
es gefährlich, immer nur Ja zu sagen,<br />
um Konflikten aus dem Weg zu<br />
gehen. Oft ist es wichtig auch Nein<br />
zu sagen, dies sollte jedem zustehen.<br />
Perfektionisten setzen sich meist<br />
in vielen Lebensbereichen zu hohe<br />
Ziele. Aber niemand ist perfekt, das<br />
sollte man sich immer vor Augen<br />
halten.<br />
Quelle: www.gesundheit.gv.at/leben/burnout/
ENTGELT TLICHE EINSCHALTUNG<br />
Aile<br />
ve iș uyum<br />
içerisinde! isinde!<br />
Danıșmanlık<br />
hizmeti<br />
isteğe bağlıdır<br />
güvenlidir<br />
i<br />
ücretsizdir<br />
fit2work<br />
a<br />
ye katıl-<br />
ayat etmem gerekiyordu ve bu<br />
mle çok az vakit geçiriyordum. rdum.<br />
ane çeviri yüksek derecede ede<br />
on gerektiriyor ve çalıșma saatm.<br />
nsiz.<br />
a çok bitkin düșmüștüm.<br />
adıma yetiști: Detaylı bir danıș-<br />
mesinden sonra düzenli bir iș<br />
ardımcı<br />
oldular. Bugün, haftada<br />
ararası bir șirketin iletișim<br />
da çalıșıyorum ve aileme daha<br />
ayırabiliyorum.<br />
fit2work<br />
Sağlıklı bir iș hayatı<br />
șmanlık hizmetiniz. iz.<br />
Bizimle konușun.<br />
fit2work.at sayfasında, Avusturya’daki<br />
bilgilerini<br />
u almanız
<strong>HABER</strong>beruf März <strong>2019</strong>, Seite - 16<br />
Mädchen in die Technik!<br />
Über 600 technische Ausbildungswege stehen jungen Menschen heute offen, von digitalen Ausbildungen wie Mediengestaltung<br />
bis hin zum Mechaniker in einer Autowerksta. Nachwuchskräe in technischen Berufen sind besonders gefragt. Die Informak<br />
beispielsweise ist ein wichger Bestandteil des Berufsfeldes Technik. Die Physik bietet vielfälge Felder, die über Elektronik oder<br />
Mechanik hinausgehen.<br />
Die Technik ist immer noch ein männlich dominierter Bereich. Mädchen sollten sich bei ihrer (Aus‐)Bildungswahl nicht von Klischees<br />
und gesellschalichen Rollenbildern abschrecken lassen, sondern auf ihre Interessen und Stärken vertrauen und den Mut haben,<br />
einen technischen Beruf zu ergreifen. Dieser ist o besser bezahlt als die tradionellen Berufe „für Frauen“ und hat zudem bessere<br />
Zukunsaussichten.<br />
Einige technische Berufe stellen wir dir an dieser Stelle vor...<br />
Videos und noch mehr Berufe kannst du dir auch ansehen unter www.whatchado.com<br />
Aufgaben:<br />
Eine Mechatronikerin kümmert sich um technische<br />
Systeme und Wartungen von Maschinen. Sie untersucht<br />
die Qualität von Anlagen, testet Maschinen auf<br />
Fehler oder baut die elektrischen Schaltungen neu auf.<br />
Gearbeitet wird sowohl mit Bohrer und Schweißgerät<br />
als auch mit Computersoware, mit der Analysen oder<br />
Messungen durchgeführt werden. Die Hauptaufgabe<br />
besteht darin, dafür zu sorgen, dass die Mechanik und<br />
Elektronik im Betrieb reibungslos funkonieren.<br />
Mechatronikerin<br />
Jubin Honarfar, CEO whatchado<br />
“<br />
Schon im Kindheitsalter werden Rollenklischees<br />
aufgebaut. In Europa ist<br />
es oftmals dieser, dass Männer die<br />
Techniker seien und sich Frauen eher in<br />
sozialen Berufen engagieren sollten. Aber<br />
in vielen anderen Ländern dieser Welt sind<br />
sehr viele Frauen in technischen Berufen<br />
tätig. Es ist ein Unsinn, dass Männer oder<br />
Frauen hierfür geeigneter seien. Es geht<br />
um das Interesse, die Leidenschaft und die<br />
Hingabe zu einem Beruf. Alles andere wird<br />
erlernt.<br />
Wir sollten aufhören<br />
in Rollenbildern zu denken<br />
und beginnen unsere Talente richtig einzusetzen!<br />
”<br />
Görevleri:<br />
Bir Mekatronik teknikeri makinaların teknik sistemleriyle<br />
ve bakımlarıyla ilgilenir teknik kazanımlarda<br />
yer alır. Düzeneklerin kalitesini araşrır,<br />
makinaları test eder ya da ya da elektrik<br />
devrelerini yeniden kurar. Hem matkap ve<br />
kaynak makinasıyla hem de bilgisayarla çalışılır,<br />
analiz ve ölçümler yapılır. Ana görev işletmedeki<br />
mekanik ve elektronik sistemin kusursuz<br />
çalışmasının sağlanmasıdır.<br />
Erfordernisse:<br />
Die Mechatronikerin braucht handwerkliches Geschick,<br />
muss sich mit der empfindlichen Elektrotechnik und<br />
‐mechanik auskennen. Sie muss abschätzen, welches<br />
Werkzeug bei Reparaturen hil und welche Soware<br />
für Messungen geeignet ist. Es braucht mathemaschlogisches<br />
Denken und technisches Verständnis<br />
• Elektromechanik und ‐technik<br />
• Hard‐ und Soware (SPS, CAS, etc.)<br />
• Mess‐, Steuer‐, Regeltechnik (MSR)<br />
• Sicherheits‐ und Schutzbesmmungen<br />
Ausbildung:<br />
Die Lehrzeit kann bis zu 4 Jahre in Anspruch nehmen.<br />
Sie ist dual aufgebaut und in verschiedene Module<br />
gegliedert. Während der Lehre entscheidet man sich<br />
für eine Ausrichtung: alternave Antriebstechnik,<br />
Automasierungstechnik, EDV‐Systemtechnik,<br />
Medizingerätetechnik, Fergungstechnik und Elektroromaschinentechnik.<br />
• 3,5 ‐ 4‐jährige Ausbildung<br />
• sechs verschiedene Hauptmodule<br />
Gerekli şartlar:<br />
Mekatronik teknikerinin el becerisi olmalı, hassas<br />
elektro teknik ve elektro mekaniği tastamam<br />
bilmelidir. Tamir esnasında hangi alen,<br />
ölçümler için hangi yazılımın kullanılacağıni tahmin<br />
etmek zorundadır. Matemaksel‐manksal<br />
düşünme ve teknik anlayışa ihyacı vardır.<br />
• Elektro mekanik ve teknik<br />
• SPS, CAS ve benzeri yazılım programları<br />
• Ölçme, kontrol ve düzenleme tekniği (MSR)<br />
• Güvenlik ve koruma yönetmelikleri<br />
Eğitim:<br />
Eğitim süresi 4 yıl kadar devam edebilir.<br />
Çift dal üzerine kurulmuş ve farklı modüllere<br />
ayrılmıştır. Eğitim sırasında bir yön belirlenir:<br />
Alternatif dallardan sürücü tekniği, otomasyon,<br />
bilgisayar sistemleri tekniği, tıbbi araçlar,<br />
tamamlama tekniği ve elektronik makinalar<br />
tekniğinden birisi seçilir.<br />
• 3.5 ile 4 yıllık bir eğitim<br />
• 6 farklı ana modül.<br />
Karriereaussichten:<br />
Ausgebildete Mechatroniker werden immer wieder<br />
gesucht, man hat ausgezeichnete Zukunsaussichten.<br />
Wenn man bereit ist, sich weiterzubilden, düre die<br />
Karriere gut verlaufen. Es gibt Fortbildungen in<br />
verschiedenen Bereichen. In der Industrie sollte man<br />
sich auch auf Schichtdienst gefasst machen.<br />
Verdienst:<br />
2.160 ‐ 2.400 Euro/Monat<br />
© Boggy - stock.adobe.com<br />
Kariyer imkânları:<br />
Eğitimli Mekatronik teknikeri her zaman aranmaktadır<br />
ve gelecek için mükemmel iş imkânları<br />
mevcuttur. Kişi kendini eğitimeye ve geliştirmeye<br />
hazırsa, kariyeri iyi bir şekilde ilerler. Değişik alanlarda<br />
ileri eğitim imkânları mevcuttur. Bireyler kendini<br />
endüstride vardiya görevine de hazırlamalıdır.<br />
Kazanç:<br />
Ayda 2.160 ‐ 2.400 Euro
<strong>HABER</strong>beruf März <strong>2019</strong>, Seite - 17<br />
Aufgaben:<br />
Die Elektrikerin kennt sich mit Strom aus, installiert,<br />
wartet und repariert elektrische Anlagen und monert<br />
Leitungen, Leuchten und Schaltkästen. Die Arbeit findet<br />
direkt im Zuhause der Kunden sta. Auch auf Baustellen<br />
und in Werkstäen ist man für die elektrischen Systeme<br />
zuständig. Als Betriebselektrikerin ist man innerhalb<br />
eines Betriebs für alles Elektrische zuständig. Das heißt,<br />
man monert, wartet und repariert die verwendeten<br />
Maschinen und Geräte und überwacht Mess‐ und<br />
Steuerungsanlagen.<br />
Elektrikerin<br />
Görevleri:<br />
Elektrik teknisyeni elektrik ile işgili işlerden anlar,<br />
elektrik sistemlerinin bakımını yapar, yerleştirir ve<br />
onarır. Hatlar, aydınlatmalar ve anahtar kutularını<br />
monte eder. İş doğrudan müşterinin mekânında yapılır.<br />
İnşaatlarda ve tamirhanelerde de elektrik<br />
sistemlerinden sorumlu olunabilir.<br />
Montaj, kullanılan makine ve aletlerin bakım ve<br />
onarımı, ölçme ve kullanım sistemlerinin gözetimi bu<br />
sorumluluklar dahilindedir.<br />
Erfordernisse:<br />
Elektrikerinnen sollten ein gutes technisches<br />
Verständnis haben, sehr genau arbeiten und keine<br />
Angst davor haben, Verantwortung für die Sicherheit<br />
der Mitarbeiter oder der Kundscha zu übernehmen.<br />
Falls man mit Starkstrom zu tun hat, muss man<br />
schwindelfrei sein. Manchmal arbeitet man mehrere<br />
Tage auf einer Baustelle oder in Schichtarbeit.<br />
• Technisches Wissen<br />
• Geschicklichkeit<br />
• Genauigkeit<br />
Ausbildung:<br />
Man muss eine vierjährige Lehre bei einem<br />
Ausbildungsbetrieb absolvieren oder eine höhere<br />
berufsbildende Schule mit Schwerpunkt Elektronik,<br />
Elektrotechnik oder Mechatronik abschließen. Man<br />
absolviert in der Ausbildung ein Basisjahr und kann sich<br />
ab dem 2. Lehrjahr für eine Spezialisierung entscheiden.<br />
Karriereaussichten:<br />
Als ausgebildete Elektrikerin hat man sehr gute Chancen,<br />
die Karriere im Ausbildungsbetrieb fortzusetzen<br />
oder einen neuen Job zu finden. Man kann mit diesem<br />
Beruf überall dort eingesetzt werden, wo mit Strom,<br />
Elektrik und Maschinen hanert wird oder man kann<br />
sich selbstständig machen. Wenn man lieber in einem<br />
großen Unternehmen arbeiten möchte, dann ist eine<br />
Spezialisierung zur Betriebselektrikerin ratsam.<br />
Gerekli özellikler:<br />
Elektrik teknisyeni iyi bir teknik anlayışa sahip olmalı,<br />
çok hassas çalışmalı, çalışma arkadaşları ya da<br />
müşterilerinin güvenliği için sorumluluk almaktan<br />
korkmamalıdır. Yüksek gerilimle iş yapılması<br />
gerekiyorsa, baş dönmesi olmamalıdır.<br />
Ayrıca bazen günlerce inşaatta ya da vardiyada<br />
çalışma mümkündür.<br />
• Teknik bilgi<br />
• Beceriklilik<br />
• Kesinlik<br />
Eğitim:<br />
Bir eğitim kurumunda 4 senelik mesleki eğitim<br />
ya da bir yüksek meslek okulunda ağırlıklı olarak<br />
elektronik, elektro teknik ya da mekatronik<br />
bölümlerinden mezuniyet gereklidir. Eğitimde bir<br />
temel yılı bitirdikten sonra ikinci yıldan sonra bir<br />
alanda uzmanlaşmak için karar verilir.<br />
Kariyer fırsatları:<br />
Eğitimli bir elektrik teknisyeni kariyerini eğitim yaptığı<br />
işletmede devam etme imkânı ya da yeni bir iş bulma<br />
olasılığı çok büyüktür. Bu meslekte akım, elektrik ve<br />
makinaların olduğu her yerde çalışabilir ya da kendi<br />
işini yapabilirsin. Büyük bir firmada çalışılmak istenirse<br />
İşletme Elektrik Teknisyeni dalında uzmanlaşma<br />
tavsiye edilir.<br />
Verdienst:<br />
1.960 ‐ 2.480 Euro/Monat<br />
© auremar - stock.adobe.com<br />
Kazanç:<br />
Ayda 1.960‐ 2.480 Euro<br />
Aufgaben:<br />
Als CTA plant man Laborversuche, führt diese dann<br />
protokoll‐ und ordnungsgemäß durch, wertet die<br />
Ergebnisse aus und dokumenert sie im Laborbuch.<br />
Man muss die einzelnen chemischen Stoffe kennen und<br />
wissen, wie sie sich verhalten. Man untersucht Proben,<br />
überprü den Chemikalienbestand und stellt auch<br />
sicher, dass alles korrekt gelagert und entsorgt wird.<br />
Erfordernisse:<br />
Als chemisch‐technische Assistenn muss man das<br />
entsprechende Wissen über Chemie, Physik, Biologie<br />
und Labortechnik mitbringen. Man muss genau,<br />
verantwortungsbewusst und selbstständig arbeiten und<br />
Versuche und Analyseverfahren planen, durchführen,<br />
auswerten und protokollieren.<br />
• Analysche, physikalische, technische und organische<br />
Chemie<br />
• Versuchsauswertungsmethodik<br />
• Messtechnik<br />
• Sicherheitsmaßnahmen und Verhalten im Labor<br />
Chemisch-technische<br />
Assistentin<br />
Görevleri:<br />
Laboratuvarda deneyleri planlar, bunların protokole<br />
göre düzenlemesini yapar, sonuçları değerlendirir ve<br />
laboratuvar defterine dökümünü yapar. Her bir<br />
kimyasal maddeyi tanımak ve nasıl davrandığını<br />
bilmek zorunludur. Numuneleri araştırır, kimyasal<br />
bileşenlerini inceler, her şeyin doğru depolanmasının<br />
veya elden çıkarılması için denetimi sağlar.<br />
Gerekli özellikler:<br />
Kimya teknik asistanı, kimya, fizik, biyoloji ve<br />
laboratuvar teknik bilgisine sahip olmalıdır.<br />
Tam ve sorumluluk bilinciyle çalışmalı, bağımsız<br />
çalışabilmeli, deney ve analizleri planlayabilmeli,<br />
yürütebilmeli, değerlendirebilmeli ve protokol<br />
tutabilmelidir.<br />
• Analitik, fiziksel, teknik ve organik kimya<br />
• Deney değerlendirme metodu<br />
• Ölçme tekniği<br />
• Laboratuarda güvenlik tedbirleri ve uygun davranış<br />
Ausbildung:<br />
Die Ausbildung muss in schulischer Form absolvieret<br />
werden. Diese dauert im Normalfall 2 Jahre, wer eine<br />
Fachhochschulreife oder allgemeine Hochschulreife<br />
dazu erwerben möchte, braucht 3 oder 4 Jahre. Diese<br />
Zeit verbringt man an einer Berufsfachschule oder an<br />
einem Berufskolleg. Praksche Erfahrung kann man mit<br />
einem Berufsprakkum sammeln.<br />
Karriereaussichten:<br />
Unternehmen in verschiedensten Bereichen und<br />
Branchen brauchen chemisch‐technische Assistenten,<br />
und die Jobchancen sind dementsprechend gut. Man<br />
hat sehr vielfälge Spezialisierungsmöglichkeiten<br />
(Umwelechnologie, Vakuumphysik, Spektroskopie oder<br />
andere Bereiche). Arbeiten kann man in der Forschung,<br />
bei Lebensmielherstellern, in der Kosmekbranche, in<br />
pharmazeuschen Unternehmen oder in jedem Unternehmen,<br />
das chemische Stoffe überprüfen muss.<br />
Eğim:<br />
Eğim, normal okul tarzında tamamlanır.<br />
Bu normal durumda 2 yıl sürer. Yüksek meslek okulu<br />
mezunu ya da genel yüksekokul mezunu olunmak<br />
istenirse 3 ya da 4 yıla ihyaç vardır.<br />
Bu zaman meslek okulunda ya da meslek kolejinde geçirilir.<br />
Prak tecrübe, bir işyerinde yapılacak staj ile<br />
kazanılabilir.<br />
Kariyer fırsatları:<br />
Değişik alan ve branşlardaki birçok firma, kimya<br />
teknik asistanına ihtiyaç duyuyor bu da iş<br />
fırsatlarının iyi olmasını sağlıyor. Farklı alanlarda<br />
uzmanlaşma imkânları mevcuttur (çevre teknolojosi,<br />
vakum fiziği spektroskopi ya da diğer alanlar).<br />
Araştırma alanında, gıda üreticilerinde,<br />
kozmetik sektöründe, ilaç firmalarında ya da<br />
kimyasal madde incelemek zorunda olan farklı<br />
firmalarda çalışma imkânı vardır.<br />
Verdienst:<br />
1.500 ‐ 2.500 Euro/Monat<br />
© tilialucida - stock.adobe.com<br />
Kazanç:<br />
Ayda 1.500‐2.500 Euro
<strong>HABER</strong>frauen März <strong>2019</strong>, Seite - 18<br />
Die Hälfte der erwerbstätigen Mädchen<br />
und jungen<br />
Mädchen haben<br />
vielfältige Talente!<br />
Frauen findet sich<br />
in nur drei Dienstleistungsbranchen:<br />
Handel, Gesundheits‐<br />
und Sozialwesen<br />
sowie Beherbergungs‐<br />
und<br />
Gaststättenwesen.<br />
Demgegenüber ist<br />
der Anteil der Berufseinsteigerinnen<br />
in Handwerk und Technik nach<br />
wie vor sehr bescheiden.<br />
Häufig fehlt es ihnen nur<br />
an Information und Unterstützung,<br />
um aus dem<br />
gesamten Berufsspektrum<br />
zu schöpfen.<br />
Sowohl in Österreich als auch in<br />
Deutschland sind<br />
Mädchen im technischen<br />
und handwerklichen<br />
Bereich<br />
unterrepräsentiert<br />
und schöpfen ihre<br />
beruflichen Möglichkeiten<br />
nicht voll<br />
aus; den Betrieben<br />
wiederum fehlt gerade<br />
in technischen<br />
und techniknahen<br />
Bereichen zunehmend qualifizierter<br />
Nachwuchs.<br />
FrauenRaum Innsbruck<br />
Bau dir ein stärkendes Netzwerk auf<br />
© Bianca Schartner, akzente Salzburg<br />
Aufgepasst Mädchen!<br />
Es geht zum Girls’ Day!<br />
Mädchen entscheiden sich immer<br />
noch häufig für „typisch weibliche“<br />
Berufsfelder. Obwohl annähernd 210<br />
verschiedene Lehrberufe zur Auswahl<br />
stehen, verteilt sich mehr als die<br />
Hälfte der weiblichen Lehrlinge auf<br />
nur drei Berufe: Einzelhandels‐ und<br />
Bürokauffrau sowie Friseurin.<br />
Die bestehende Teilung des Arbeitsmarktes<br />
ist nicht unbedingt auf eingeschränkte<br />
Interessengebiete von<br />
Mädchen und Frauen zurückzuführen,<br />
sondern unterschiedlichste gesellschaftliche<br />
und strukturelle Faktoren<br />
verengen das Berufswahlspektrum<br />
der Mädchen stark.<br />
Der EuRegio Girls' Day in<br />
Salzburg<br />
Die Mädchen erfahren am Girls' Day<br />
nicht nur theoretisch – im Gespräch<br />
mit Expertinnen und Experten ‐ von<br />
neuen Berufsmöglichkeiten, sondern<br />
haben auch die Chance, selbst aktiv zu<br />
werden:<br />
Sie werden in den Arbeitsalltag eingebunden,<br />
dürfen viele Dinge ausprobieren<br />
und stärken so ihr Selbstbewusstsein<br />
und das Vertrauen in die<br />
eigenen Fähigkeiten.<br />
Die Mädchen können am Girls' Day<br />
aus zwei Modulen wählen und sich<br />
auf der Homepage www.girlsday.info<br />
direkt anmelden:<br />
Modul 1<br />
Die Mädchen haben die Möglichkeit,<br />
Mütter, Väter oder andere befreundete<br />
Erwachsene an deren Arbeitsplatz<br />
zu begleiten. Die ausgeübte Tätigkeit<br />
sollte Bezug zu Technik/Handwerk/Naturwissenschaften/IT<br />
haben<br />
(Es ist nicht erlaubt in Berufe mit<br />
hohem Frauenanteil zu gehen z.B. Kindergarten,<br />
Schule, Büro, Verkauf etc.).<br />
Modul 2<br />
Bei Modul 2 geben technische, industrielle,<br />
handwerkliche oder IT‐Betriebe<br />
und Ausbildungsstätten interessierten<br />
Mädchen die Möglichkeit,<br />
Berufe mit Zukunft kennen zu lernen.<br />
Mädchen gehen selbständig in die Betriebe<br />
und lernen frauenuntypische<br />
Berufe praxisnah kennen. Die Liste der<br />
teilnehmenden Firmen ist unter<br />
www.girlsday.info abrufbar.<br />
Der Girls’ Day<br />
in den Bundesländern<br />
Salzburg: 28. März<br />
Vorarlberg: Ich geh´ mit, der Vorarlberger Zukunftstag für<br />
Jungs und Mädchen von 10 – 14 Jahren: 27. Juni<br />
Alle anderen Bundesländer: 25. April<br />
Der neue FrauenRaum in Innsbruck ist<br />
ein Ort für Austausch, Unterstützung<br />
und Lebensplanung. Er wurde am<br />
12.03. eröffnet und bietet Frauen die<br />
Möglichkeit, im ungezwungenen Miteinander,<br />
Antworten zu den Themen<br />
Bildung, Beruf, Betreuungspflichten<br />
und Gesundheit zu finden.<br />
Dieses Angebot soll gezielt Frauen fördern,<br />
die schon länger nicht mehr am<br />
Arbeitsmarkt Fuß fassen konnten.<br />
Frauen haben Fragen, die sie oft ein<br />
Leben lang begleiten: Wie schaffe ich<br />
es, gut auf mich zu schauen, wenn<br />
gleichzeitig Arbeit, Kinder und Lebenspartner<br />
Zuwendung einfordern? Wie<br />
kann ich den Beruf ausüben, den ich<br />
wirklich haben möchte? Wo wende<br />
ich mich hin mit Fragen zu meiner<br />
Gesundheit, für die ich bisher keine<br />
Lösung gefunden habe? …<br />
Im FrauenRaum kann man vom Wissen<br />
der anderen profitieren und sich ohne<br />
Angst austauschen. So unterstützen<br />
sich Frauen gegenseitig!<br />
In regelmäßig stattfindenden Veranstaltungen<br />
bekommen Frauen Impulse<br />
zu den Themen Bildung, Beruf, Betreuungspflichten<br />
und Gesundheit. So können<br />
sie sich ein persönliches Netzwerk<br />
aufbauen, das mithilft, die Herausforderungen<br />
des Lebens erfolgreich zu<br />
meistern.<br />
Gemeinsam fällt es oft leichter, den<br />
richtigen Weg zu finden.<br />
Katja Gander (Arbeitsmarktpolitik<br />
Frauen, AMS Tirol): „Der FrauenRaum<br />
in Innsbruck ist ein offenes und niederschwelliges<br />
Angebot des AMS Tirol<br />
zum Austausch und zur Vorbereitung<br />
auf den Arbeitsmarkt. Mit der Eröffnung<br />
wird für Frauen, auch mit Migrationshintergrund,<br />
ein tolles Zusatzangebot<br />
geschaffen, das in Tirol bisher<br />
einzigartig ist.“<br />
Im Rahmen des vom AMS geförderten<br />
Projekts FrauenBerufsZentrum Tirol<br />
wird mit dem FrauenRaum heuer erstmals<br />
neben Bildungs‐ und Berufsberatung<br />
ein Angebot für arbeitsmarktferne<br />
Frauen in Innsbruck geschaffen.<br />
Das FrauenBerufsZentrum Tirol unterstützt<br />
arbeitsuchende Frauen bei der<br />
Planung ihres Berufsweges, z.B. beim<br />
Erkennen ihrer Stärken und Potenziale,<br />
bei der Aus‐ und Weiterbildung, sowie<br />
bei der Bewerbung und Jobsuche.<br />
In Nordtirol gibt es fünf Standorte:<br />
Innsbruck, Wörgl, Schwaz, Landeck<br />
und Reutte.<br />
Standorte:<br />
Innrain 25, 6020 Innsbruck<br />
Christian-Plattner-Straße 4, 6300 Wörgl<br />
Postgasse 1 (im AMS Schwaz),<br />
6130 Schwaz<br />
Malserstraße 11/11, 6500 Landeck<br />
Planseestraße 6/1, 6600 Reutte<br />
Kontakt und Infos FBZ Tirol:<br />
Tel 0512/58 76 08, www.fib.at<br />
© AMS Tirol<br />
Projekt StoP - Stadtteile ohne Partnergewalt<br />
StoP erstmals in Österreich - Seit Februar in Wien - Margareten<br />
Foto: Verein AÖF<br />
Häusliche Gewalt kommt in allen<br />
sozialen Schichten und allen Kulturen<br />
vor und es ist ein weit verbreitetes<br />
Problem. Betroffene von häuslicher<br />
Gewalt und Partnergewalt sind überproportional<br />
Frauen und Kinder. Viele<br />
gewaltbetroffene Frauen und Kinder<br />
leiden aufgrund von langjährigen<br />
und/oder schweren Gewalterfahrungen<br />
an psychosomatischen Belastungen<br />
und sogar an psychischen Erkrankungen.<br />
Je früher jedoch betroffene<br />
Frauen und Kinder adäquate<br />
Hilfe und Unterstützung erhalten,<br />
desto früher können Betroffene „heilen“<br />
und ein Leben ohne Gewalt fortsetzen.<br />
Mit dem Projekt Stadtteile ohne Partnergewalt<br />
(StoP) möchte der AÖF gute<br />
Nachbarschaften entwickeln, Gewalt<br />
und schwerere Gewalt verhindern<br />
bzw. gewaltfreie Beziehungen erreichen:<br />
“Wir wollen Haltungen dahingehend<br />
ändern, dass sich Betroffene von<br />
Gewalt nicht mehr aus Angst und<br />
Scham verstecken müssen. Wir möchten<br />
Nachbarinnen und Nachbarn stärken<br />
und ermutigen, damit sie besser<br />
hinschauen und wissen, was sie bei<br />
Verdacht auf Gewalt tun können.”<br />
Ziel von StoP ist es, die Nachbarschaft<br />
für die Anzeichen von häuslicher Gewalt<br />
zu sensibilisieren, die Isolation<br />
und das Schweigen zu brechen, praktische<br />
Unterstützung zu geben sowie<br />
die Interventionsbereitschaft und die<br />
Zivilcourage zu fördern.
<strong>HABER</strong>job März <strong>2019</strong>, Seite - 19<br />
Wo liegen deine Stärken, Interessen, Neigungen?<br />
BIFO-Potenzialanalyse<br />
Weißt du, wo deine Stärken, Interessen<br />
und Neigungen liegen? Die Ergebnisse<br />
der Potenzialanalyse vom BIFO liefern<br />
fundierte Erkenntnisse für die berufliche<br />
Zukunft und geben Rückschlüsse über<br />
weitere Wege. Mit Hilfe einer Kombination<br />
aus verschiedenen Testverfahren<br />
wird ein Profil über deine individuellen<br />
Interessen, Neigungen, Stärken, Begabungen<br />
und Persönlichkeitsmerkmale<br />
erstellt. Das Profil dient als Grundlage<br />
für das anschließende Gespräch, welches<br />
mit einer/einem ausgebildeten Berater/in<br />
stattfindet.<br />
Der Test dauert etwa drei Stunden.<br />
Dabei werden Testformulare zu den verschiedensten<br />
Bereichen, teilweise am<br />
Computer ausgefüllt. Die Testergebnisse<br />
werden durch eigens ausgebildete Berater/innen<br />
vorausgewertet und gemeinsam<br />
besprochen. Jugendliche können zu<br />
diesem Auswertungsgespräch ihre Eltern<br />
mitbringen.<br />
Die vom BIFO angebotene Potenzialanalyse<br />
wird immer in Verbindung mit einer<br />
Bildungs‐ und Berufsberatung durchgeführt.<br />
Termine für Beratungsgespräche<br />
sind, genauso wie die Testung, am Freitag‐Nachmittag<br />
oder aber an anderen<br />
Wochentagen ab 17.00 Uhr möglich.<br />
Eine Potenzialanalyse ist für Jugendliche<br />
genauso wie für Erwachsene geeignet.<br />
Die Testverfahren sind dabei spezifisch<br />
angepasst. Der optimale Zeitpunkt für<br />
Jugendliche ist in der 8. oder 9. Schulstufe<br />
und vor der Matura.<br />
Infos unter www.bifo.at/beratung<br />
Foto: BIFO<br />
Haben Sie einen neuen Job in Aussicht?<br />
Tipps für Ihr Bewerbungsgespräch<br />
•Versuchen Sie, möglichst viel über<br />
das Unternehmen herauszufinden<br />
(Firmenwebseite, Google, Pressemeldungen,<br />
Werbeanzeigen ...)<br />
• Informieren Sie sich über den<br />
Namen des Firmenchefs/Personalchefs/Gesprächspartners<br />
• Überlegen Sie sich im Vorfeld,<br />
welches Bild Sie von sich vermitteln<br />
möchten. Was sucht dieses Unternehmen<br />
und was davon kann ich<br />
bieten?<br />
‐ Fachliche Qualifikationen (schulischer<br />
Abschluss, Zusatzausbildungen,<br />
berufliche Erfahrung, Sprachund<br />
EDV‐Kenntnisse)<br />
‐ Sozialkompetenzen, Soft Skills<br />
‐ Persönlichkeitsprofil<br />
‐ Arbeitsweise<br />
‐ Teamkompatibilität, Führungsstil<br />
(bei Bedarf)<br />
‐ Körperliche Anforderungen (bei<br />
Bedarf)<br />
•Zeigen Sie, dass Sie sich vorbereitet<br />
haben und bringen Sie Ihre Unterlagen<br />
zum Gespräch mit:<br />
‐ Lebenslauf (nochmals komplett<br />
mit Begleitbrief, Motivationsschreiben,<br />
etc.)<br />
‐ Originalzeugnisse, Referenzen<br />
‐ Muster bisheriger Arbeiten<br />
‐ Am besten bringen Sie eine<br />
Mappe mit Unterlagen in Kopie mit,<br />
die Sie dem Gesprächspartner<br />
übergeben können<br />
•Denken Sie über Fragen an die<br />
Gesprächspartner nach. Sie vermitteln<br />
damit Interesse<br />
•Wie lautet Ihr Gehaltswunsch?<br />
• Achten Sie auf ein adäquates Auftreten<br />
(Kleidung, Frisur, Make up,<br />
Sauberkeit)<br />
• Prüfen Sie den Anfahrtsweg und<br />
planen Sie mögliche Verzögerungen<br />
ein. Beeindrucken Sie mit Pünktlichkeit<br />
und seien Sie 10 Minuten<br />
vor der ausgemachten Zeit vor Ort<br />
• Schauen Sie freundlich, halten Sie<br />
Blickkontakt und bewahren Sie<br />
Ruhe<br />
•Damit das Bewerbungsgespräch<br />
positiv ausklingen kann, bedanken<br />
Sie sich beim Gesprächspartner und<br />
fragen Sie nach, wie das weitere<br />
Vorgehen ist<br />
Quelle: Manpower<br />
Noch keinen<br />
Wunschberuf?<br />
Dann komm in die<br />
BerufsInfoZentren (B BIZ)<br />
des AMS Vo orarlberg.<br />
Wir informieren dich<br />
über<br />
coole Berufe sowie Aus- und<br />
Weiterbildungsmöglichkeiten.<br />
Bezahlte Anzeige<br />
Foto: Adobe Stock - REDPIXEL<br />
www.ams.at/biz
<strong>HABER</strong>interview März <strong>2019</strong>, Seite - 20<br />
exklusiv<br />
Interview<br />
Ali Mahlodji (*1981) hat u.a. als Apothekenhelfer, Bauarbeiter, Fastfood-Koch, Fotograf, Kassierer,<br />
Kundenberater, Lehrer, Projektmanager, Putzmann, Taxifahrer, Verkäufer, Systemadministrator<br />
und Management Consultant gearbeitet. Mit der von ihm geschaffenen Internetplattform whatchado<br />
ist Ali Mahlodji Gründer eines international beachteten StartUp Unternehmens geworden.<br />
Er hat unter anderem folgende Auszeichnungen erhalten: Deutscher Online-Kommunikationspreis,<br />
European Digital Communication Award, Onliner des Jahres, HR Excellence Award.<br />
2013 wurde er von der Europäischen Union zum Jugendbotschafter ernannt.<br />
• Haben Sie schon einmal eine Entscheidung<br />
bereut?<br />
Ich habe sicherlich nicht alles richtig gemacht,<br />
ich habe z.B. die Schule hingeschmissen (sie<br />
dann aber nachgeholt),<br />
ich habe Dinge<br />
gemacht, die auf den<br />
ersten Blick nicht gut<br />
wirken, die Wahrheit<br />
ist aber, ich bereue<br />
nichts.<br />
Ich bereue nichts, ich wünsche mir nur, dass ich<br />
einige Erfahrungen nicht hätte auf die harte Tour<br />
machen müssen, aber manchmal ist es einfach<br />
radikal notwendig.<br />
• Haben Sie eine Lieblingserfolgsgeschichte?<br />
Ja, natürlich! Das war vor 2 Jahren in Tirol, in<br />
einer HAK in Schwaz. Ich wurde eingeladen und<br />
alle Abschlussklassen waren dort. Es waren aber<br />
auch die Eltern da und die Großeltern. Ich habe<br />
Ali Mahlodji<br />
Ich bereue nichts, ich wünsche<br />
mir nur, dass ich manche<br />
Erfahrungen nicht hätte auf<br />
die harte Tour machen müssen<br />
Ali Mahlodji wurde im Iran geboren und wuchs<br />
in einem österreichischen Flüchtlingsheim auf.<br />
Er stotterte, schmiss das Abitur und probierte<br />
über vierzig verschiedene Jobs aus. Dabei lernte<br />
er auch, wie unglücklich der falsche Beruf machen<br />
kann. Schon als 14‐jähriger hatte er sich<br />
ein „Handbuch der Lebensgeschichten« gewünscht.<br />
Ein Buch, in dem man sich von den Lebenswegen<br />
anderer inspirieren lassen könnte.<br />
2012 gründete er das StartUp whatchado, eine<br />
Internet‐Videoplattform, auf der Menschen von<br />
ihrem Leben, ihrer Karriere und ihren Träumen<br />
erzählen. Damit will er Mut machen und Perspektiven<br />
bieten. Tausende – vom Auszubildenden<br />
bis zum österreichischen Bundespräsidenten<br />
– geben dort mittlerweile Einblick in ihren<br />
Beruf und in ihr Leben.<br />
Nun erzählt Ali Mahlodji seine eigene Geschichte,<br />
nach der er immer wieder gefragt<br />
wird.<br />
Ali Mahlodji<br />
Und was machst du so?<br />
320 Seiten<br />
€ 18,50<br />
ISBN: 978‐3‐430‐20234‐3<br />
Econ Verlag<br />
also begonnen mit meinem Vortrag und nach<br />
einigen Sekunden war der Beamer kaputt.<br />
Das heißt, alles was ich vorbereitet hatte, war<br />
komplett futsch. Ich hab mir gedacht “na super!“<br />
Der Techniker hat sich<br />
tausendmal entschuldigt<br />
und ich habe mir<br />
gedacht: Was machst<br />
du jetzt? Ich hab<br />
dann freestyle gemacht,<br />
also den ganzen<br />
Vortrag komplett frei gehalten.<br />
Irgendwann hat sich dann ein Mädchen für Ihre<br />
Freundin, die sich nicht getraut hatte, gemeldet.<br />
Ihre Freundin würde so gerne ins Ausland gehen,<br />
aber ihre Eltern sagen ihr andauernd, das ist zu<br />
unsicher. Ich hab ihr dann gesagt, dass wenn sie<br />
das wirklich will, sie es auf jeden Fall machen<br />
sollte, da sie es sonst ein Leben lang bereuen<br />
wird. Wenn sie dann drauf kommt, dass das wirklich<br />
nichts für sie ist, dann kann sie immer noch<br />
Teil 2 des großen Interviews<br />
Man wird darauf<br />
getrimmt Null<br />
Fehler zu machen...<br />
... Erwachsene, die in der Welt rumlaufen<br />
und versuchen Null Fehler zu machen, das sind<br />
Leute, die sich nicht weiterentwickeln...<br />
zurück kommen.<br />
Das ist jetzt 2 Jahre her. Ich habe dieser Tage eine<br />
Nachricht auf Instagram bekommen von einem<br />
Mädchen. Sie hat mir geschrieben: „Ali, ich war<br />
vor 2 Jahren auf einem Vortrag von dir in Schwaz<br />
und der hat mich so verändert. Ich bin jetzt schon<br />
7 Monate in den USA und arbeite hier und hab<br />
den größten Spaß.“ Und wenn ich sowas höre –<br />
sie hat damals nicht an sich geglaubt, ihr ganzes<br />
Umfeld hat gesagt geh ja nicht raus aus Tirol und<br />
bleib immer zu Hause – das macht mich dann<br />
schon stolz.<br />
Ein Junge hat mir geschrieben, er würde so gerne<br />
Koch werden, aber seine Eltern sagen, Koch ist<br />
ein Blödsinn. Dem habe ich Informationen gegeben,<br />
was es bedeutet heute Koch zu sein, und<br />
weshalb aktuell so viele Unternehmen Köche suchen.<br />
Er hat mir geschrieben, er hat meine<br />
Informationen genommen, mit seinen Eltern<br />
und mit seiner Lehrerin gesprochen,<br />
und jetzt beginnt er eine Lehre als Koch.<br />
Wenn ich so was höre, das ist schon cool.<br />
• Machen Sie etwas besonders für Menschen /<br />
Jugendliche mit Migrationshintergrund? Denken<br />
Sie, dass es so etwas braucht?<br />
Ja, definitiv. Da gibt es Studien aus Deutschland,<br />
dass jemand, der den Vornamen „Ali“ hat, 6 x<br />
schlechtere Chancen hat einen Job zu bekommen,<br />
als jemand mit deutschem oder österreichischem<br />
Namen mit denselben Qualifikationen.<br />
So jemandem zu sagen, du hast dieselben Chancen<br />
wie jeder andere ist nicht gelogen, aber nur<br />
wenn er sich um ein<br />
Vielfaches bemüht.<br />
Ich weiß noch, als ich<br />
die Schule abgebrochen<br />
habe, mit meinem<br />
Nachnamen und<br />
als Flüchtling, ich hab<br />
mich 10 Mal öfters bewerben müssen und 1.000<br />
Mal mehr anstrengen. Das hat mich geprägt, und<br />
heute kann mich keiner mehr aufhalten, weil ich<br />
gelernt habe, diese Extrameile zu gehen.<br />
Und ich merke, dass manche Jugendliche mit<br />
Migrationsbackground, die zu Hause nicht gestärkt<br />
werden, daran zerbrechen. Andere wiederum<br />
sagen, „Hey, wir sind in einem tollen Land,<br />
wir können uns integrieren, wir müssen uns nur<br />
ein bisschen mehr anstrengen als andere.“ Und<br />
das sind Jugendliche, wenn die später am Arbeitsmarkt<br />
sind, die kann keiner aufhalten. Die<br />
sind voll auf Zack, die<br />
wissen wer sie sind,<br />
weil die es von Anfang<br />
an schon schwieriger<br />
hatten.<br />
Das darf man nicht<br />
vergessen – jemand,<br />
der einen Migrationsbackground hat, ist jemand,<br />
der sich bewiesen hat, jemand der bereit ist, die<br />
Extrameile zu gehen, jemand, der bewiesen hat,<br />
multikulturell zu funktionieren, jemand der<br />
bewiesen hat, wenn es drauf an kommt, kann er<br />
auch neue Dinge lernen – das sind alles Sachen<br />
wo Führungskräfte heute sagen: Solche Leute<br />
brauchen wir in der Wirtschaft.<br />
Die Wirtschaft ändert sich heute so radikal und<br />
Ich hab mich 10 Mal öfters<br />
bewerben müssen und 1.000 Mal<br />
mehr anstrengen ‐ heute kann mich<br />
keiner mehr aufhalten<br />
so schnell, dass es Menschen braucht, die veränderungsbereit<br />
sind. Jemand der sich integriert<br />
hat, jemand mit Migrationsbackground, der hat<br />
alle diese Dinge erledigt, der hat sie komplett<br />
geschafft.<br />
Menschen mit Migrationshintergrund haben<br />
natürlich einen riesen Nachteil – das ist aber<br />
auch normal, das ist auf der ganzen Welt so –<br />
aber wenn man es schafft das als Chance<br />
zu sehen, dann ist es kein Problem. Es geht<br />
nur darum den Leuten eine Art Hoffnung und<br />
Perspektive aufzuzeigen.<br />
• Finden Sie, Jugendliche werden genug gefördert<br />
bzw. haben genügend Überblick?<br />
Also das Thema Fördern und Fordern ist immer<br />
hochaktuell. Es gibt immer Lehrer, die den<br />
In der Schule lernst du einen Text zu<br />
schreiben und es steht da, du hast 4 Fehler,<br />
aber nicht, dass du 16 Richtige hast<br />
Kindern etwas zutrauen und die Eltern machen<br />
es kaputt oder umgekehrt. Ich denke, dass die<br />
Politik auf jeden Fall darauf achten sollte, Potentiale<br />
von Kindern zu entwickeln, und da legen wir<br />
aktuell in Österreich nicht so viel Wert darauf,<br />
denn wir streichen schon wieder einige Stellen<br />
von Lehrern – dabei bräuchten wir noch viel<br />
mehr Förderung. Wir müssten Lehrer stärken,<br />
damit sie Kinder stärken.<br />
In der Welt, die wir heute haben, die immer<br />
vielfältiger und komplexer<br />
wird, sucht<br />
man auch Jugendliche<br />
die komplex denken<br />
können. Das lernst du<br />
in der Schule nicht. Da<br />
lernst du einen Text<br />
zu schreiben und es steht da, du hast 4 Fehler,<br />
aber nicht, dass du 16 Richtige hast. Du wirst<br />
darauf getrimmt Null Fehler zu machen. Und<br />
das Problem, das wir heute haben ist, dass<br />
Erwachsene, die in der Welt rumlaufen und<br />
versuchen Null Fehler zu machen, das sind<br />
Leute, die sich nicht weiterentwickeln – wir<br />
brauchen aber Leute die sich ständig weiterentwickeln.<br />
• Sind Sie auch für Einzelne da? Lässt das Ihre<br />
Zeit zu?<br />
Ich bekomme viele<br />
Einzelfragen auch über<br />
Social Media, ich kann<br />
nicht immer alle sofort<br />
beantworten, das<br />
geht nicht. Was ich<br />
aber mache ist, die<br />
Fragen zu sammeln, und dann mache ich ein<br />
Video dazu, das ich dann über Social Media<br />
poste. Ich hab eine Reihe begonnen, die heißt<br />
„Ask Ali“. Da habe ich schon mehr als 25 Folgen<br />
gemacht, und da spreche ich die ganz klassischen<br />
Fragen wie Studium, Matura, Lehre usw. an.<br />
Jemand, der einen Migrationsbackground<br />
hat, ist jemand, der sich bewiesen<br />
hat ‐ solche Leute brauchen wir<br />
in der Wirtschaft<br />
Lesen Sie den 3. und letzten Teil des Interviews<br />
in unserer Aprilausgabe