17.03.2019 Aufrufe

HABER AVRUPA - EUROPA JOURNAL MÄRZ 2019

www.europa-journal.net

www.europa-journal.net

MEHR ANZEIGEN
WENIGER ANZEIGEN

Sie wollen auch ein ePaper? Erhöhen Sie die Reichweite Ihrer Titel.

YUMPU macht aus Druck-PDFs automatisch weboptimierte ePaper, die Google liebt.

Wir sagen JA<br />

Melike İNCE:<br />

„Yürüyen Zombiler“<br />

artık bir film repliği değil,<br />

günümüzün gerçeği!<br />

SAYFA 8<br />

İnternet bağımlılığı hakkında bilmeniz gerekenler!<br />

Foto: Christoph Steinbauer<br />

exklusiv<br />

Interview<br />

zu<br />

ÖSTERREICH<br />

Man wird darauf getrimmt<br />

Null Fehler zu machen...<br />

A l i M ahlodji<br />

Bireyler sıfır yanlış<br />

yapmaya odaklanıyor...<br />

SEITE 20<br />

SAYFA 5<br />

UNABHÄNGIGE MONATLICHE ZEITUNG FÜR WIRTSCHAFT, INTEGRATION UND BILDUNG<br />

<strong>HABER</strong><br />

VRUP<br />

A A<br />

<strong>AVRUPA</strong>’NIN AYLIK BAĞIMSIZ EKONOMİ, ENTEGRASYON VE EĞİTİM GAZETESİ<br />

SAYI: 83 MART <strong>2019</strong> - AUSGABE: 83 <strong>MÄRZ</strong> <strong>2019</strong> Österreichische Post AG - MZ 11Z038817M - Mehmet Inak - Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

R<br />

E<br />

C H<br />

www.europa-journal.net<br />

I<br />

AKADEMİSYEN GÖRÜŞÜ<br />

PROF. DR. MUSTAFA ÇAKIR:<br />

Herkes<br />

öyle<br />

diyor...<br />

SAYFA<br />

2<br />

Dr. Kâzım Yılmaz:<br />

Anayasa Mahkemesi’nin Çifte Vatandaşlık<br />

İle İlgili Verdiği Güzel Kararın Mimarı<br />

Dr. Kâzım Yılmaz:<br />

“Türk Toplumunun Üstüne<br />

Sistematik Bir Şekilde Gidiliyor”<br />

‘‘Siyasi<br />

Baskının<br />

Haddinden Fazla<br />

Olduğu Bu<br />

Süreçte Hukuk<br />

Devleti Kazandı’’<br />

‘Ich freue mich, dass der Rechtsstaat gesiegt hat...’<br />

‘Wir haben für eine Sache, an die wir immer<br />

geglaubt haben, gekämpft und gesiegt’<br />

ÖZEL<br />

Röportaj<br />

SAYFA 3<br />

SEITE 10


<strong>HABER</strong>eğitim Mart <strong>2019</strong>, Sayfa - 2<br />

Günlük hayatın koşuşturması içinde<br />

zaman zaman birilerinin bilinçli olarak<br />

veya farkında olmadan yaptığı bazı genellemeleri<br />

duyarız veya okuruz. Bunlara<br />

bazen güler geçer; bazen üzerinde<br />

düşünür; bazen de duyduklarımız, gördüklerimiz,<br />

yaşadıklarımız, hasılıkelam<br />

bütün olup bitenler nedeniyle canımızın<br />

acıdığını hissedebiliriz.<br />

Genellemeler bazen bilinçli, bazen de<br />

farkında olmadan yapılır. Şurası unutulmamalı<br />

ki insan olarak genelleme yapmaya<br />

bayılıyoruz. Genellemeler bir<br />

anlamda insanın zihni faaliyetidir. Bu<br />

özelliği ile öğrenme kolaylığı sağlar.<br />

Bununla birlikte her zaman doğru, arzu<br />

edilen sonucu vermez.<br />

Sokrates’in öğrencileri ile konuşurken<br />

“İnsan, iki ayaklı tüysüz bir canlıdır”<br />

dediği ve bunu duyan birkaç muzibin<br />

tüyü yolunmuş bir tavuğu getirip “İşte,<br />

sözünü ettiğiniz insanı getirdik” dediği<br />

anekdot olarak anlatılır. Dolayısı ile bir<br />

konuda genelleme yaparken, nesnelerin,<br />

olay ve olguların kendine has “biricik”<br />

veya “özgün” durumlarının gözden<br />

kaçırılmaması gerekir. Aksi halde, bilinçsiz<br />

yapılan bir genelleme yapanı mahcup<br />

duruma da düşürebilir. Alman filozof<br />

Friedrich W. Nietzsche (1844‐1900) de<br />

“Bütün genellemeler yanlıştır” diyerek,<br />

genellemelerdeki istisnaların göz ardı<br />

edilmemesi gerektiğine dikkat çekmiştir.<br />

Görev yaptığım bölgede çocukları okula<br />

giden göçmen kökenli veliler ile yaptığım<br />

konuşmalarda gözlediğim durum, “baskın<br />

kültürün taşıyıcılarının, aralarındaki<br />

azınlıkların dillerine ve kültürlerine karşı<br />

Prof. Dr. Mustafa ÇAKIR<br />

mcakir@anadolu.edu.tr<br />

AKADEMİSYEN GÖRÜŞÜ<br />

Herkes öyle diyor...<br />

örtülü bir engelleme politikasını<br />

uyguladığı” gibi bir algının yerleşmiş<br />

olmasıdır. Bireysel deneyimler bazen<br />

doğru olsa da bunların genellemesi de o<br />

kadar gereksiz bir yaklaşımdır. Duyduğum,<br />

dinlediğim yakınmaları analiz<br />

ettiğimde, bazen “Tavşan dağa küsmüş<br />

dağın haberi olmamış” misali durumlarla<br />

karşılaşıyorum. Toplumun içinde herkes<br />

aynı görüşte olmayabilir. Karagöz ile<br />

Hacivat öykülerindeki gibi yanlış genellemeleri<br />

pekiştirmenin çok gerekli ve<br />

anlamlı olmadığını görüyorum.<br />

Okula giden bir öğrencinin dönem içinde<br />

yapılan bütün sınavlarda bir aldığını,<br />

ama karnesine iki yazıldığını gören<br />

bir annenin, çocuğuna “o öğretmen<br />

zaten…” diyerek, yangına körükle gitmek<br />

yerine sorunun nedenini araştırması,<br />

öğretmen ve okul aile birliği temsilcileri<br />

ile iletişime geçmesi daha doğru bir<br />

davranış olacaktır. Düşük not alan<br />

öğrenciye arkadaşlarının “tembel” etiketini<br />

yapıştırmadan önce durup düşünmesinde,<br />

empati kurmasında, onun halini<br />

anlamaya çalışmasında yarar vardır.<br />

Gerek annenin, gerekse çocuğun arkadaş<br />

çevresinin yaptığı genelleme, bireyin<br />

muhataplarıyla iletişiminin zarar görmesine,<br />

ilişkilerinin giderek olumsuza dönmesine<br />

neden olur. Etiketleyen muhatabına<br />

güvensizlik duygusu verirken, etiketlenen<br />

de özgüven yitimine uğrar. İki<br />

taraflı bir zarar ortaya çıkar.<br />

“Herkes öyle diyor” şeklinde yapılan genellemeler,<br />

bir bakıma kolaycılığa kaçmaktır;<br />

yapanın bilgisizliğini ve kendine<br />

güvenin eksikliğini de yansıtır. Burada<br />

önerilen tutum; genelleme yapmadan<br />

önce, karşılaşılan durumu mümkün olan<br />

bütün yönleri ile tarafsız olarak anlamaya<br />

çalışmak ve elde edilen bilgiyi<br />

tarafsız gözle analiz edecek zihinsel<br />

çabayı göstermek olmalıdır.<br />

Yukarıda değinilen “dil ve kültürün<br />

yaşatılması ile ilgili bir engelleme” olsa<br />

bile, bunun arkasındaki nedeni “köken<br />

dilinin ikinci dilin öğrenilmesi sürecinde<br />

engel oluşturduğu” kanaatine bağlamamak<br />

gerekir; bu genelleme bilim dışı<br />

varsayımıdır. Çünkü köken dili; çocukların<br />

kimliklerinin önemli bir parçasını oluşturmaktadır<br />

ve bu dil yok sayıldığında, okula<br />

giden çocuk da kısmen yok sayılmaktadır.<br />

Bu yok sayma, çocuğa “Dilini ve<br />

kimliğini okul dışında bırak!” mesajı olarak<br />

algılanıyorsa, çocuğun toplum içinde<br />

özgüveni yüksek, çevresi ile sağlıklı ilişkiler<br />

kurabilen, donanımlı bir birey olarak<br />

yetişmesi de engellenmiş olur. Bu<br />

tutum sadece çocuğa değil, içinde<br />

yaşanılan toplama ve geleceğine zarar<br />

verir. Köken kültürünün yok sayılması, bir<br />

minik kuştan kırık kanadıyla uçmasının<br />

istenmesi gibi bir haldir. Çocuğun derdi<br />

ile dertlenen, onu anlamaya çalışan<br />

öğretmenler, çocuğun içinde bulunduğu<br />

olumsuzlukları avantaja çevirirken, geleceği<br />

de inşa eden öğretmenlerdir. Köken<br />

kültürü yok sayılan, saygı gösterilmeyen<br />

çocuğun özgüven eksikliği hissetmesinin,<br />

derslere daha az katılmasının, kendini<br />

yaşıtları arasında daha az değerli hissetmesinin,<br />

okula ve okul çevresine ait hissetmemesinin<br />

ve sözün kısası; çocuğun<br />

kimlik gelişiminde sorunlar yaşamasının,<br />

akademik gelişiminin istendik düzeyde<br />

gerçekleşmemesinin sorumlusu, ona bu<br />

duyguları yaşatanlardır. Burada bir eksiklik<br />

söz konusuysa, bu eksikliği gidermek<br />

öncelikle eğitim yöneticilerinin sonra da<br />

öğretmenlerin görevidir.<br />

Göçmen kökenli çocukların topluma<br />

daha kolay uyum sağlayabilmesi için Bielefeldli<br />

sosyolog Wilhelm Heitmeyerde<br />

dâhil olmak üzere, çoğubilim insanı<br />

“çocuğun bireysel özelliklerinin tanınması,<br />

ait olduğu grubun özelliklerinin kabul<br />

edilmesi ve topluma aidiyet duygusunun,<br />

“biz” hissiyatının pekiştirilmesi”<br />

gerektiğini söylüyor. Gerçekten de<br />

zaman zaman suçlanan, aidiyet veya<br />

bağlılık duygularının zayıf olduğundan<br />

şikâyet edilen kişileri suçlamak yerine,<br />

onları anlamaya çalışmak; toplumsal ve<br />

sosyal hayatı yaşanılır kılmanın anahtar<br />

ilkesi olacaktır.<br />

Okulda, çarşıda, pazarda ötekileştirilen;<br />

tek kanatla uçmaya çalışan çocuğun<br />

sağlıklı gelişimi için diline, inançlarına,<br />

kökenine gereken değer verilmeli, saygı<br />

gösterilmelidir. Heitmeyer bu durumun<br />

eksik olması halinde görülebilecek şu sorunlarla<br />

dikkat çekiyor. 1 Tanıma açığının<br />

yoğun olduğu yerde ya hoşlanmama, ya<br />

geri çekilme, ya da içine kapanma olur.<br />

Bulunduğu ortamda kabul görmeyen bireyler,<br />

kendilerini yargılamadan oldukları<br />

gibi benimseyen başka gruplara yönelir.<br />

Bu gruplar her zaman toplumun kabul<br />

ettiği legal çevrelerle sınırlı olmayabilir.<br />

Toplumun dışına itilen bireyler, kendi<br />

varlıklarını bu gruplar içinde sürdürme<br />

ve bir çeşit kabul görme imkânını bulur.<br />

Baskın kültür içinde yok sayılan bireyler,<br />

kendini ifade edebilmek, kabul ettirmek<br />

istedikleri bazı durumlarda güç kullanma<br />

eğilimi gösterebilir. Böyle bir kabul<br />

görme, kabul görmeyen açısından hiç<br />

kabul görmemekten daha fazla tercih<br />

edilse de toplumsal ve sosyal açıdan<br />

sorun oluşturabilecek bir tehdittir.<br />

Kendi köken diline ve kültürüne samimiyetle<br />

bağlı olan bir öğrencinin, kendini<br />

bulunduğu ortamlarda ikinci dilde sorun<br />

yaşamadan ifade etme becerisi olsa bile,<br />

baskın kültürün taşıyıcıları tarafından<br />

kabul görmemesi, duygusal incinmelere<br />

neden olur. Toplumun içinde değil; yanı<br />

başında, taşıyıcı kültüre paralel bir hayat<br />

sürmeye yönlendirilen çocuğun, beden<br />

ve ruh sağlığını bozmadan yaşaması,<br />

kendini topluma, devam ettiği okula ait<br />

hissetmesi, akademik başarıya odaklanarak<br />

yaşaması mümkün mü? Buna<br />

rağmen, adeta imkânsızı başaranların<br />

başarı öyküleri içimizi ısıtmaya devam<br />

etmektedir.<br />

İnsanlar sorunla doğrudan yüzleşmek<br />

yerine bazen genellemenin arkasına<br />

sığınırlar. Zalimin yüzüne karşı bir şey<br />

söyleyemese de “toplumda zulüm artmıştır”<br />

diye feryat eder. Yabancı bir kültür<br />

çevresindeyse “Hocam, bunlar bizi<br />

sevmiyor” diye dertlenir. Yahut birine bir<br />

şey söylemek isteyip, söyleyecek fırsatı<br />

bulamazsa, ortaya konuşur; genelleme<br />

yapar. “Bana bir şey mi dedin?” şeklindeki<br />

çıkışa da “Ben havaya bir taş attım;<br />

sen niye başını korumuyorsun!” şeklinde<br />

cevap verilir.<br />

Bu yazıda genel geçer sözü bırakıp, havaya<br />

atılan taşa, verilmek istenen mesaja<br />

bakalım. Göçmen kökenli bir çocuğun<br />

okula bağlanması, içinde yaşadığı toplumun<br />

ortak değerlerine sahip çıkması için<br />

devam ettiği okulda tek kanatla uçmaya<br />

zorlanmamalıdır. Kültürel çeşitlilik bir<br />

zenginliktir ve ev sahibi ülkenin toplumsal,<br />

sosyal ve ekonomik hayatına olumlu<br />

yansıyacağı gibi, geleceğin daha nitelikli<br />

bir yapıya kavuşmasını sağlayacaktır.<br />

Göçmen kökenli çocukların yaşadıkları<br />

ülkelerin dilini köken dilini unutmadan<br />

öğrenmelerini sağlayacak altyapılara<br />

daha fazla özen gösterilmesi, sadece<br />

göçmen kökenli çocukların bugününe<br />

değil, Avrupa’nın geleceğine de önemli<br />

bir yatırım olacaktır. Bu çocukların bir<br />

kısmı ev sahibi ülke vatandaşı olup,<br />

yaşamlarını doğdukları ülkelerde sürdürürken,<br />

bir kısmı kaynak ülkeye geri dönecek,<br />

gönüllü birer kültür ve ticaret<br />

elçisi olarak yaşayacaktır.<br />

1 Wilhelm Heitmeyer: "Der Erfolg der AfD wundert mich<br />

nicht". Von Arno Widmann; Berliner Zeitung. 22.10.16.<br />

SGK<br />

klili<br />

val si<br />

av<br />

Ha<br />

ek ik<br />

me<br />

Em<br />

les<br />

7€<br />

Hızlı Havale*<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

* Bireysel müşterilerin DenizBank AG şubelerinde en, DenizBank A.Ş., İş Bankası ve Halk Bankası’na yaptıkları 200 Euro’y ya kadar olan havaleleri için bir sonraki değişikliğe kadar geçerli ücret.<br />

Müş<br />

¸teri Hizmetleri 0800 88 66 00, www.denizbank.at


<strong>HABER</strong>avusturya Mart <strong>2019</strong>, Sayfa - 3<br />

Sayın Yılmaz, okuyucularımıza kendinizi kısaca<br />

tanıtır mısınız?<br />

Göçmen bir Türk ailesinin en küçük oğluyum.<br />

Vorarlberg’de liseyi bitirdim ve daha sonra İnnsbruck’ta<br />

hukuk tahsili yaptım. İlaveten ticaret<br />

hukuku eğitimi ve hukuk doktorası bitirdim. Bu<br />

eğitimlerden sonra Avusturya’nın en tanınmış<br />

hukuk bürolarının birinde avukatlık yaptım.<br />

Dünya genelinde iş yapan bir sanayi grubundan<br />

iş teklifi aldım ve oraya geçiş yaptım. Sonunda<br />

2014’te kendi hukuk büromu kurdum ve çocukluk<br />

hayalimi gerçekleştirmiş oldum.<br />

Neden avukat oldunuz?<br />

Henüz ilkokulda, hiç kimsenin bana ve aileme<br />

birşey yapamaması için, kendimde çok bilgiyi<br />

taşıyacağım bir meslek istediğimi biliyordum.<br />

Benim için bu mesleğin avukatlık olduğunu<br />

anladım.<br />

Dr. Kâzım Yılmaz<br />

Siz aynı zamanda ''Zusammen:Österreich ‐ Birlikte:Avusturya''<br />

elçisisiniz . Bu nasıl oldu ve ne<br />

tür tecrübeler edindiniz?<br />

Şimdiki Başbakan ve ''Zusammen:Österreich''<br />

projesini hayata geçiren Sebastian Kurz, o zaman<br />

entegrasyondan sorumlu müsteşardı, bana bu<br />

projeyi, entegrasyon elçisi olarak desteklemek<br />

isteyip istemediğimi sordu. Böylece öğrencilerle<br />

yapılan konuşmalarda ön yargılar yıkılır, motivasyon<br />

sağlanırdı. Başarılmış bir entegrasyon modeli<br />

olarak işlev görebilirsem sevinirim diye<br />

düşündüm. Çünkü çocuk ve gençler ülkemizin<br />

geleceğidir. Bundan dolayı bu önemli entegrasyon<br />

konusunu tam da onlarla konuşmak daha da<br />

önemlidir.<br />

Presse Gazetesi’nin de yazdığı gibi Anayasa<br />

Mahkemesi’nin çifte vatandaşlık ile ilgili verdiği<br />

kararın mimarısınız. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?<br />

Binlerce insana (Avusturya genelinde yaklaşık<br />

60.000) yardım edebildiğimize seviniyorum.<br />

Sahip olduklarını kaybetmekten korkmak zorunda<br />

olan insanlar; onlarca yıldır toplumumuza<br />

önemli katkı sağlayan insanlar; kendilerine suç<br />

istinat edilmesini istemeyen insanlar; düzgün<br />

vergisini ödeyen insanlar; Avusturya’da kendini<br />

evinde hisseden insanlar. Onlarca yıldır yaşam<br />

merkezi Avusturya’da olan, Avusturya’da doğup<br />

büyüyen ve bu nedenle başka vatanı olmayan ve<br />

tanımayan binlerce Avusturyalı.<br />

Yalnız binlerce Avusturyalı’ya yardım etmedik,<br />

aynı zamanda ülkemiz için önemli bir katkı<br />

“Türk toplumunun üstüne sistematik bir şekilde<br />

gidildiğini anlamak için bilge olmak gerekmez”<br />

‘‘Siyasi Baskının Haddinden Fazla Olduğu<br />

Bu Süreçte Hukuk Devleti Kazandı’’<br />

ÖZEL<br />

Röportaj<br />

sağladık, bundan gururluyum. Yoksa böyle bir<br />

gidişin sonuçları hem binlerce mağdur Avusturyalı,<br />

hem de ülkemiz için büyük bir dezavantaj<br />

olacaktı.<br />

Vergi gelirleri ve kaynaklar, ne ülkemiz ne de binlerce<br />

Avusturyalı’ya faydası olacak bir iş için kullanıldı.<br />

Örneğin bu tespit işlemi için yalnız Viyana<br />

kurumlarında 30’yakın yeni görev yeri açıldı. Düşünüldüğünde<br />

insanların elinden vatandaşlığı<br />

geri alan ve her bir oturum başvurularını incelemek<br />

zorunda kalacak olan aynı makam için gereksiz<br />

ve daha çok miktarda vergi gelirleri<br />

kaybolacaktı, buna İş Piyasası Kurumu (AMS) eklenecekti,<br />

mahkemeler ve tapu daireleri birçok<br />

durumda bu sorunla uğraşmak zorunda kalacaktı.<br />

Gider ve vergilerini ödeyen insanlar bu<br />

şartlar altında sosyal yardım alanlara dönüşecekti.<br />

Bu da birçok alanda kaos anlamına gelirdi.<br />

Ayrıca entegrasyon için de böyle bir yöntem düşündürücü<br />

ve zarar verici. 'Türk Toplumu' diye<br />

adlandırılan grubun da mutlaka entegrasyon eksiklikleri<br />

var. Bununla ilgili eleştiriler birçok<br />

alanda kesinlikle haklı. Lakin, kendini Avusturyalı<br />

olarak gören, mükemmel şekilde uyum sağlamış,<br />

burada doğup büyümüş, burada üniversiteye<br />

gitmiş ve toplumumuza önemli katkı sağlamış kişiler<br />

dışlanırsa bu toplumumuzu bölmek isteyenlerin<br />

değirmenine su taşımış olur. Bir hukuk<br />

devleti kendi vatandaşını dışlayamaz ve iki farklı<br />

ölçüde davranamaz. Avusturya hükümetinin bir<br />

topluluğa çifte vatandaşlığı kanunen vermeyi düşünüp,<br />

diğer bir etnik gruba haksız ve ''tuhaf'' bir<br />

vatandaşlık listesine dayanarak bu insanları suçlaması<br />

ve genel şüphe altında bırakması kabul<br />

edilemez. 2017 Avusturya seçimlerinde ortaya<br />

çıkan bu ''tuhaf'' Excel‐Listesi Avusturya’da belli<br />

bir etnik topluluğun uğradığı artan ayrımcılığın<br />

sadece bir ucudur. Yine kısa zaman önce aynı<br />

etnik grubun bir videoda (E‐Card Videosu) asılsız<br />

şekilde sahtekârlıkla suçlanmasına şahit olduk.<br />

Bu grubun üstüne sistematik bir şekilde gidildiğini<br />

anlamak için bilge olmak gerekmez. Tam da<br />

burada Anayasa Mahkemesi, anayasanın ve<br />

hukuk devletinin ayrıca temel ve vatandaşlık<br />

haklarının koruyucusu olarak özellikle hassas<br />

davranmalı ve hukuk devletimizin en yüksek<br />

prensiplerini korumalı ve onları yüksek tutmalıydı.<br />

Anayasa Mahkemesi işte tam bunu yaptı.<br />

Avusturya hukuk devletiyle gurur duyuyorum.<br />

Sürecin başından itibaren davanızda haklı bulunacağınızdan<br />

emin miydiniz?<br />

Özellikle siyasi baskının haddinden fazla olduğu<br />

bu süreçte hukuk devleti kazandığı için seviniyorum.<br />

Böyle bir yöntemin anayasaya uygun olmadığını<br />

düşünerek, hukuk devleti prensiplerinin<br />

üstün tutulduğuna hep inandım. Biz daima inandığımız<br />

birşey için mücadele ettik. Devletimizdeki<br />

insanlar için mücadele ettik ve kazandık.<br />

Mağdurlara tavsiyeniz nedir? Pasaport ve(ya)<br />

vatandaşlıklarını kaybeden insanların durumu<br />

ne olacak?<br />

Özellikle bu kadar önemli bir meseleyle ilgili olduğu<br />

için her birine, konuya hakim olan hukuk<br />

uzmanlarına danışmalarını tavsiye ederim.<br />

Bezahlte Anzeige<br />

Foto: iStockphoto<br />

„Jetzt macht der<br />

Sommer richtig<br />

viel Spaß.“<br />

Jasmin, 8 Jahre<br />

Anmeldung ab sofort möglich!<br />

DEIN PERFEKTER SOMMER<br />

Die „Summer City Camps“ sind das neue Wiener Ferienangebot. An 25 Standorten<br />

werden 6.000 Kindern Sport, Natur und Kultur sowie Lernunterstützung geboten.<br />

Diesen Sommer tauschen Wiener Kinder<br />

zwischen sechs und 14 Jahren<br />

Bleistift gegen Beachvolleyball, lernen<br />

spannende Berufe kennen oder leben in<br />

Theaterworkshops ihre kreative Seite<br />

aus. Die „Summer City Camps“ bereiten<br />

Kids einen unvergesslichen Sommer<br />

und helfen Eltern bei der Organisation<br />

der Ferien. Lernunterstützung wird in<br />

eigenen „Summer Schools“ ange boten.<br />

So können alle SchülerInnen den Sommer<br />

genießen.<br />

ALLE INFOS ZU DEN CAMPS<br />

Tel. 01/524 25 09 46, www.summercitycamp.at


<strong>HABER</strong>avusturya Mart <strong>2019</strong>, Sayfa - 4<br />

Avusturya Parlamentosunun<br />

yaptırdığı bir antisemitizm anketine<br />

göre Avusturya’da %10’luk<br />

antisemitik çekirdek bir kitle var.<br />

Bu araştırmaya göre Türkçe ve<br />

Arapça konuşan kişilerde Yahudi<br />

düşmanlığı fazla. Meclis Başkanı<br />

Wolfgang Sobotka (ÖVP) için<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

Gazete Kurucusu (Gründerin)<br />

Katrin VORHAUSER<br />

İmtiyaz Sahibi (Herausgeber und Inhaber)<br />

Mehmet İNAK<br />

Genel Yayın Yönetmeni (Chefredaktion)<br />

Hasan KESKİN<br />

Türkiye Temsilcisi<br />

Mag. Ahmet ZUBİ<br />

14.03.<strong>2019</strong> - 08.04.<strong>2019</strong><br />

SAYI: 83 MART <strong>2019</strong> - <strong>MÄRZ</strong> <strong>2019</strong> AUSGABE: 83<br />

ANSCHRIFT - ADRES<br />

<strong>HABER</strong> <strong>AVRUPA</strong> - <strong>EUROPA</strong> <strong>JOURNAL</strong><br />

Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />

Baskı-Druck: Medien-Druck AG Innsbruck<br />

Yayımlanan köşe yazıları ve reklamların içeriğinden<br />

gazetemiz sorumlu değildir.<br />

www.europa-journal.net - info@europa-journal.net<br />

R<br />

I<br />

E<br />

C H<br />

İnsan öyle mükemmel bir varlık ki,<br />

çok sistemli, donanımlı, gören, duyan,<br />

gördüklerini kaydeden, hisseden ve ona<br />

göre hayatına yön veren bir mekanizmadır.<br />

İnsan küçük bir kâinat, kâinat ise<br />

büyük bir insandır. Ve büyük kâinat,<br />

küçük kâinat karelerinden oluşan kocaman<br />

bir tablodur, diyebilir ve hatta<br />

insana dair birçok laf edebiliriz. Ancak<br />

bildiğimiz bir şey var ki; o da “insan<br />

hakkında” daha birçok şeyi bilmeyişimizidir…<br />

Elbette her insanın belli bir kapasitesi;<br />

bu kapasite zarfında yapabildikleri, yapamadıkları<br />

vardır. Dünya yolculuğuna<br />

çıkarılan insan devamlı hareket halindedir.<br />

Kendi içine bir yolculuk yapan<br />

insanoğlu, kendi kapasitesini, yapabileceklerini<br />

veya yapamayacaklarını, dolayısıyla<br />

kendi bilinmeyen yönlerini<br />

keşfeder. Ancak kapasitesinin farkında<br />

olanlar onu kullanmakta zorlanmazlar...<br />

İnsan beyni, görüp duyduklarını hafızasında<br />

biriktirir, saklar bir kenarda ve benzerlerini<br />

görünce ortaya çıkar resmedilenler…<br />

“O vakitler küçüktüm, pek hatırlamıyorum“<br />

diye başlayan çocukluk<br />

anılarından geriye kalan kareleri anlatmaya<br />

çalışırken: “Aklımda kalan, o eski<br />

evin önündeki elma ağacı ve biz gölgesinde…”<br />

diye devam eden bir cümle,<br />

akılda kalan resim karelerini birleştirmek<br />

için kullanılan cümlelerdir adeta.<br />

Mevlana der ki; Gözün bir an içinde gördüğünü,<br />

dil yıllarca söylese anlatamaz,<br />

kulak anlayışın bir anda gördüğünü, anladığını<br />

yıllarca söylese bitiremez.<br />

Bakmak ve görmek aynı şey mi diye<br />

soruyorum son günlerde kendime. Bakıp<br />

da göremediklerimiz, görüp de idrak<br />

edemediklerimiz var şu hayatta.<br />

“Kime sorarsan sor: Önemli olan insanın<br />

iç güzelliğidir, der. Ama insanoğlu<br />

işte; dışını beğenmediği için içini merak<br />

etmez” S. Şirazi<br />

Bugün görsellik tavan yapıyor, hayatın<br />

her alanında. İnsanların tek kaygısı<br />

icraattan çok görünüşüyle beğenilmek,<br />

değer görmek, ama kime???<br />

İnsan beyni bir fotoğraf makinası kadar<br />

doludur. Hepsi bir duyguyu veya bir anıyı<br />

canlandırır gözümüzde. Sevimli sevimsiz,<br />

güzel ya da çirkin ne yaşandıysa resmedilmiş<br />

fotoğraf kareleri. Her insan kendi<br />

hayat tablosunun ressamıdır. Bazıları<br />

kendi hayatını ana hatlarıyla resmetmeye<br />

çalışırken, bazıları başkalarının<br />

kendi resmini çizmesine izin verir. İşte<br />

aradaki fark budur. Ya kendi resmini çizer<br />

ya da başkalarının senin için seçtiği renklere<br />

razı olursun.<br />

Platon der ki; “Bir mağara düşünün;<br />

içinde insanlar var, bir tek çıkış kapısı<br />

var ve ordan ışık süzülüyor. İnsanlar elleri<br />

ve ayakları bağlı, sırtları kapıya<br />

dönük yanyana dizilmiş ve duvara bakıyorlar<br />

(Işığın geldiği yöne değil). Tek<br />

görebildikleri şey, ışığın yansımasından<br />

duvara akseden gölgeler ve gölgelere<br />

bakarak, mağarayı, insanlar dışındakileri,<br />

anlamaya çalışıyorlar.” İşte, günümüz<br />

insanının geldiği nokta…<br />

Antisemitizm Anketi:<br />

‘‘Türkçe ve Arapça Konuşan İnsanlarda<br />

Yahudi Düşmanlığı Fazla...’’<br />

anket sonuçları endişe verici ve<br />

o bunu tüm Avrupa’yı ilgilendiren<br />

bir mesele olarak görüyor.<br />

2700 Kişiyle Anket<br />

Telefon, internet ve doğrudan<br />

konuşma metotlarıyla toplam<br />

2.700 kişiye anket uygulandı.<br />

Türkler ve Araplar 300 kişiyle<br />

anket grubunun yoğun kısmını<br />

oluşturdular.<br />

Genç ve Eğitimliler Dirençli<br />

IFES Enstitüsü’ne göre antisemitizmin<br />

yayıldığı grupların oluşumu<br />

oldukça çeşitli. Sert ve<br />

kemikleşmiş %10 oranında antisemitik<br />

bir grup var. Bu oran<br />

uzun dönemde kıyaslandığında<br />

düşüş gösteriyor. Eğitim olumlu<br />

gelişmelere neden oluyor, genç<br />

ve eğitimli insanlar antisemitizme<br />

karşı daha dirençliler.<br />

Avusturya’da Türkçe ve Arapça<br />

konuşanlar arasında antisemitizmin<br />

yayılması İsrail Devletinin<br />

reddi ile birlikte oluyor.<br />

‘‘Eğer İsrail devleti olmazsa,<br />

Orta Doğu’da barış olur’’ açıklamasını<br />

%10'luk kesim onaylıyor,<br />

bu oran Arapça konuşanlar<br />

arasında %70’e ulaşıyor, Türkçe<br />

konuşanların da hemen hemen<br />

yarısı bu fikirde.<br />

YASEMİN KARAGÖZ<br />

yasemin-ka@hotmail.com<br />

ZİHİN HAPSİNDE<br />

MAHKÛM RESİMLER<br />

Hayatı boyunca başkalarının gözlüğünden<br />

bakamayanlar, gördüklerini bilir,<br />

bildiklerini tek tek doğru sanarlar. Hatta<br />

gün gelir hep kendi doğru sandıklarını<br />

dayatırlar insanlara. Hal böyle olunca<br />

dünyada, “Dış görünüşüne bakıp, insanları<br />

değerlendirmek“ kaçınılmaz oluyor.<br />

Oysa kişi karşısındakini anlamak istiyorsa<br />

eğer, biraz zahmet gösterip farklı gözlüklerle<br />

bakmalı (Empati sanatı).<br />

Görülen herşeyi kayıt altına alan göz,<br />

onu gönle taşır. Eğer göz ve gönül birlikte<br />

çalışmıyorlarsa, aklın anlaması neredeyse<br />

imkânsızlaşır. Aklın süzgecine<br />

kadar ulaşamayan bir bilgi, kayıt altına<br />

alınamadığından kalbe ulaşamaz. Kalp<br />

ki, duygu yoğunluğunda, çok farklı sistemde<br />

çalışan bir organ. Hissetmedikçe<br />

yani dokunulmadıkça etkilenmez. Asıl<br />

olan kalp gözüyle de görebilmek, akıl<br />

ve kalp süzgecinden geçirip bir kanaate<br />

varabilmektir.<br />

Bugün yaptığımız en büyük hatalardan<br />

biri de, “Kalplerin kenarlarında dolaşmak<br />

ama ona dokunamamak” değil midir?<br />

Acaba diyorum, bıraksak mı hemen<br />

hüküm veren vesveseleri, nefret ettiren,<br />

hırslandıran, kıran, döken ne kadar silah<br />

varsa elimizde, dilimizde ve aklımızda,<br />

DİNLENSELER!!!<br />

“Zihinlerin hapsine mahkûm edilen<br />

binlerce resim varken” düşünce yanılır,<br />

anlamak zorlaşır, ama yargılamak kolaylaşır.<br />

Yargılamak için mahkûm aramaktan<br />

vazgeçtiğimiz gün, en bahtiyar olduğumuz<br />

gün olacaktır.<br />

İktidara geldiğinden beri Müslümanlara<br />

karşı sert tutum<br />

sergileyen ve bu yönde kanunlar<br />

çıkarmaktan geri durmayan<br />

Halk Partisi (ÖVP) ve<br />

Özgürlük Partisi’nden (FPÖ)<br />

oluşan Avusturya Hükümeti<br />

yeni bir çalışma başlatıyor.<br />

Hükümet, "Siyasal İslam ile<br />

mücadele ve olası tehlikeler"<br />

başlıklı çalışmaları yürütmek<br />

amacıyla özellikle ülkedeki<br />

Müslümanlara ait kurumları<br />

mercek altına alacak "Dokümantasyon<br />

Merkezi" kurulacağını<br />

açıkladı.<br />

Hükümet yetkililerinden yapılan<br />

açıklamaya göre, son yıllarda<br />

yaşanan göç dalgasıyla<br />

Avusturya’ya gelen kişilerin<br />

demokrasi gibi temel değerleri<br />

reddettiği, suç olayları ve<br />

antisemitik eğilimlerde artış<br />

yaşandığını açıkladılar. Dokümantasyon<br />

Merkezinin bu durumu<br />

engellemenin yanında,<br />

Müslümanlara ait kurum ve<br />

kuruluşlar ile birlikte entegrasyonu<br />

engelleyen ve hukuk<br />

devletine karşı paylaşımlar<br />

yapan sosyal medya platformlarını<br />

da mercek altına alacağını<br />

ve bu kurum, kuruluş ve<br />

sosyal platformlara yönelik<br />

yılık raporlar yayınlanacağını<br />

belirttiler.<br />

DÖW Örnek Alındı...<br />

Yeni kurulacak ‘Politik İslam’a<br />

Karşı Dokümantasyon Merkezi,<br />

Nazi döneminde katledilen<br />

Yahudilere yönelik çalışmalar<br />

yürüten ve aşırı sağcı<br />

ve Nazi zihniyetine sahip yapıları<br />

araştıran Avusturya Direnişi<br />

Dokümantasyon Arşivi<br />

Din Adamlarına Almanca<br />

Bilme Şartı Geliyor...<br />

Avusturya’dan sonra Almanya’da harekete geçti<br />

Almanya’da hükümet, özellikle<br />

Müslüman din adamlarına yönelik<br />

Almanca bilme şartı getirmeyi<br />

planlıyor ve bu uygulama<br />

ile vaizlerin ülkeye uyumunu ve<br />

iletişimini güçlendirmeyi amaçlıyor.<br />

İçişleri Bakanlığı, Almanya'da çalışmak<br />

isteyen yabancı din<br />

adamlarının Almanca bilme şartı<br />

ile gelmesini mümkün kılmak<br />

için vize kurallarının bu yönde<br />

değiştirilmesi yolunda çalışmalara<br />

başladı.<br />

‘‘Helâl Ürünlere Organik<br />

Etiketine İzin Yok’’<br />

Avrupa Adalet Divanı: ‘‘İslami kurallara göre<br />

kesilen etlere organik tarım etiketi verilmemeli’’<br />

Avrupa Adalet Divanı, İslami<br />

usüllere göre kesilen hayvan etlerine<br />

organik etiketi konamayacağına<br />

karar verdi ve bu karara<br />

gerekçe olarak şoklamadan yapılan<br />

kesim sırasında hayvan<br />

refahı standartlarının yerine getirilememesini<br />

gösterdi. Gerekli<br />

ve istenen standardın İslami<br />

usüllere göre kesilen hayvan etlerinde<br />

sağlanamayacağı belirtildi.<br />

Avrupa Birliği kuralları çerçevesinde<br />

üreticilerin organik ürün<br />

sertifikası alabilmesi için hayvan<br />

sağlığı ve refahı konusunda belli<br />

başlı standartları yerine getirmesi<br />

gerekiyor.<br />

(DÖW) merkezi örnek alınarak<br />

oluşturulacak.<br />

Bakanlıklardan Destek...<br />

İçişleri, Eğitim ve Entegrasyon<br />

Bakanlıklarının yanında Din İşleri<br />

Dairesi de bu merkezin<br />

oluşumu için koordineli çalışacak<br />

ve bağımsız bir kurumun<br />

oluşmasını sağlayacak.<br />

2020’de Hayata Geçiyor...<br />

Merkezin kurulması için çalışmalar<br />

başladı ve kurum önümüzdeki<br />

yıl faaliyete geçecek.<br />

Bakanlık, ‘‘Göçmen sayısındaki<br />

artışa paralel olarak farklı adımlara<br />

gerek duyuldu. Şimdiye<br />

kadar Almanya'da çalışma kuralları<br />

arasında din görevlileri için<br />

Almanca bilme şartı bulunmuyordu.<br />

Din adamlarında hangi<br />

seviyede Almanca bilme şartının<br />

aranacağının henüz belirlenmedi.<br />

Burada hedef, bu bireylerin<br />

Almanca diline hakim olarak<br />

Almanya'yı ve Alman kültürünü<br />

tanımalarının bütünleştirici etkisini<br />

arttırmaktır.’’<br />

2012’den Günümüze Süreç<br />

Helâl etlere organik ürün etiketi<br />

konmasına ilişkin dava, Fransa'da<br />

kesimhanelerde hayvanların<br />

korunması için çalışan bir<br />

dernek tarafından açılan davanın<br />

ardından Fransız mahkemesinin<br />

kararı ile Avrupa Adalet<br />

Divanı'na taşınmıştı. Dernek,<br />

2012'de İslami usüllere göre kesilen<br />

etlere bu sertifikanın verilmesine<br />

karşı çıkmıştı.<br />

Karar Temyiz Mahkemesinde<br />

Avrupa Adalet Divanı'ndan çıkan<br />

sonucun ardından gözler son<br />

kararın verileceği Fransa'daki<br />

Versailles Temyiz Mahkemesi’ne<br />

çevrildi.<br />

Avusturya Hükümeti’nden Yeni Proje:<br />

'Siyasal İslam ile Mücadele Merkezi'<br />

Müslümanlar Yine Hedefte<br />

ve Tedirgin...<br />

ÖVP‐FPÖ Hükümetinin sert<br />

uygulamalarına maruz kalan<br />

ve sürekli hedef gösterilen<br />

Müslümanlar, bu çalışmanın<br />

da iç siyasete oynayan ve yerli<br />

halkın algısında İslam ve Müslümanlara<br />

yönelik olumsuz izlenimler<br />

oluşturarak oy ve<br />

destek kazanmaya yönelik olduğunu<br />

söyleyerek tedirginliklerini<br />

dile getiriyor.<br />

Die ÖVP-FPÖ-Regierung plant<br />

Dokumentationsstelle für politischen Islam<br />

© BKA / Andy Wenzel


<strong>HABER</strong>röportaj Mart <strong>2019</strong>, Sayfa - 5<br />

ÖZEL<br />

Röportaj<br />

Ali Mahlodji<br />

“Bugünkü sorunumuz, dünyada yetişkinlerin<br />

sıfır yanlış yapmayla uğraşmaları. Bunlar<br />

kendilerini geliştirmeyen insanlardır...”<br />

Bireyler sıfır yanlış<br />

yapmaya odaklanıyor<br />

Foto: Ali Mahlodji<br />

Çok sevdiğiniz bir başarı hikâyeniz var mı?<br />

Evet, tabii ki var. İki yıl önce Tirol eyaletine<br />

bağlı Schwaz şehrinde bir ticaret lisesindeydim.<br />

Davet edildim ve bütün son sınıflar oradaydı.<br />

Anne ve babalar, nine ve dedeler yani<br />

toplumun farklı kesimleri de mevcuttu.<br />

Sunumuma başladım, birkaç saniye<br />

sonra Projeksiyon Cihazı (beamer) bozuldu.<br />

Bütün hazırladıklarım kaybolmuştu.<br />

“Müthiş” diye düşündüm, görevli<br />

teknisyen binlerce kere özür diledi.<br />

“Şimdi ne yapacaksın?” diye düşündüm. Bütün<br />

sunumu tamamıyla serbest yapacaktım. Hayatı<br />

kendi eline alma hakkında çok konuştum, birçok<br />

örneklerle…<br />

Burada kendi cesaret edemeyen arkadaşı yerine<br />

bir kız bana bir soru yöneltti. Yurt dışında<br />

kalmanın nasıl bir şey olduğunu sordu, arkadaşının<br />

yurt dışına gitmek istediğini ama anne<br />

ve babasının ona devamlı, bunun güvenli olmadığını<br />

söylediklerini iletti. Ben ona gerçekten<br />

bunu istiyorsa her durumda bunu<br />

yapmasını, aksi takdirde bütün yaşamı boyunca<br />

pişman olacağını söyledim. Gerçekten<br />

bunun kendi için uygun birşey olmadığına kanaat<br />

getirirse, her zaman için geri dönebileceğini<br />

anlattım.<br />

Okulu terk ettiğimde ismimle ve mülteci<br />

olarak diğerlerinden 10 kat fazla iş başvurusu<br />

yapmak zorunda kaldım ve diğerlerinden<br />

1000 kat daha fazla kendimi zorladım...<br />

İki yıl oldu. Bugünlerde bir kızdan İnstagram<br />

üzerinden bir mesaj aldım. Bana şunları yazmıştı:<br />

“Ali, iki yıl önce Schwaz’da bir sunumundaydım<br />

ve bu beni değiştirdi. 7 aydır<br />

Amerika’dayım ve çalışıyorum, çok memnunum.”<br />

Böyle bir şey duyduğumda ‐o zaman kız<br />

kendine inanmamıştı, bütün çevresi Tirol’dan<br />

çıkmamasını ve evinde kalmasını istemişlerdibu<br />

beni gururlandırmıştı.<br />

Kısa süre önce bir başka kız, okulda önemli<br />

bir giriş sınavı olduğunu, çok korktuğunu ve ne<br />

yapacağını bilmediğini yazmıştı. Ben sosyal<br />

medya üzerinden bazı tavsiyelerde bulundum<br />

ve kız sınavı başardı.<br />

Mükemmel bir ülkedeyiz, uyum<br />

sağlayabiliriz ama diğerlerinden biraz<br />

daha fazla çaba göstermeliyiz.<br />

Bir başka genç bana aşçı olmayı çok istediğini<br />

ama anne ve babasının aşçılığın saçma bir şey<br />

olduğunu söylediklerini yazdı. Ben ona bugün<br />

aşçının ne anlama geldiğini ve birçok firmanın<br />

neden bu kadar çok aşçı aradıkları hakkında<br />

bilgiler verdim. O bana bilgileri aldığını annebabası<br />

ve öğretmenleriyle konuştuğunu ve<br />

aşçılık eğitimine başladığını yazdı. Bunları duymak<br />

çok güzel.<br />

Tek tek şahıslar ile de ilgilenebiliyor musunuz?<br />

Zaman buna izin veriyor mu?<br />

Sosyal medya üzerinden pek çok bireysel soru<br />

alıyorum, hepsini hemen cevaplayamıyorum,<br />

bu imkânsız. Yaptığım, soruları topluyor, bunlar<br />

hakkında bir video yapıp sosyal medya üzerinden<br />

gönderiyorum. Bir tanesine<br />

başladım, adı “Ask Ali ‐ Ali’ye Sor”. 25<br />

seriden fazla yaptım. Tamamıyla yüksek<br />

eğitim, lise bitirme ve mesleki eğitim<br />

ile ilgili klasik sorular.<br />

Göçmen kökenli insanlar, gençler için özellikle<br />

bir şeyler yapıyor musunuz? Böyle bir şeye<br />

ihtiyaç olduğunu düşünüyor musunuz?<br />

Evet, mutlaka. Almanya’dan bir araştırma, ismi<br />

Ali olan bir kişinin aynı yeteneklere sahip olan<br />

bir Avusturyalı ya da Alman ismi olan bir kişiden<br />

iş bulma şansının 6 kat daha düşük olduğunu<br />

gösteriyor. Böyle bir kişiye “Senin de<br />

diğerleri gibi aynı şansın var, ancak daha fazla<br />

çaba göstermelisin” demek yalan söylemek<br />

olmaz. Okulu terk ettiğimde ismimle ve mülteci<br />

olarak diğerlerinden 10 kat fazla iş başvurusu<br />

yapmak zorunda kaldığımı ve<br />

diğerlerinden 1000 kat fazla kendimi<br />

zorladığımı bilirim. Bunun çok etkisinde<br />

kaldım. Bu fazladan atmak<br />

durumunda kaldığım adımlarla nasıl<br />

gitmem gerektiğini öğrendiğim için<br />

bugün beni artık kimse durduramaz.<br />

Ailelerinde güçlü yetiştirilmeyen bazı göçmen<br />

kökenli gençlerin kırılgan olduklarını farkediyorum.<br />

Bazıları şunları söylüyor: “Mükemmel<br />

bir ülkedeyiz, uyum sağlayabiliriz ama diğerlerinden<br />

biraz daha fazla çaba göstermeliyiz.” Bu<br />

gençler, daha sonra işgücü piyasasında oldukları<br />

zaman hiç kimsenin durduramayacağı<br />

gençler. Bunlar, başlangıçta zorluklarla karşılaştığı<br />

için kendilerinin kim olduğunu bilen ve<br />

hedeflerinde ilerleyen kişilerdir.<br />

Şu unutulmamalı. Göçmen kökeni olan kişi,<br />

fazladan yolları kat etmeye hazır olduğunu, çok<br />

kültürlü işlev görebileceğini, eğer gerekirse<br />

yeni şeyleri öğrenebileceğini ispatlamış kişidir.<br />

Bütün bunlar bugün ‘yönetici gücün, ekonominin<br />

bu tür insanlara ihtiyacı var’ itirafını yaptığı<br />

şeylerdir.<br />

Bu insanlar tam da ekonominin bugün ihtiyaç<br />

duyduğu insan tipleridir. Çünkü ekonomi insanların<br />

değişmeye hazır olması ve değişime<br />

ayak uydurmasını gerektirecek şekilde çok hızlı<br />

ve radikal şekilde değişmektedir. Entegre olan,<br />

bütün bunları halledebilen göçmen kökenli kişi<br />

tamamıyla bunu başarmıştır.<br />

Okulda bir metin yazmasını öğreniyorsun.<br />

Orada 4 hata yaptığın söyleniyor ama<br />

16 doğrun olduğu söylenmiyor.<br />

Göçmen kökenliler tabii ki büyük dezavantaja<br />

sahiptir, ama bu normal, bu dünyanın her yerinde<br />

böyle. Ama insan bunu bir şans olarak<br />

görmeyi başarırsa, sorun olmaz. Mesele insanlara<br />

bir çeşit umut ve perspektif göstermektir.<br />

Göçmen kökeni olan kişi, fazladan yolları<br />

kat etmeye hazır olduğunu, çok kültürlü<br />

işlev görebileceğini, eğer gerekirse yeni<br />

şeyleri öğrenebileceğini ispatlamış kişidir.<br />

Gençlerin yeterince desteklendiğini ya da<br />

yeterli genel bir bakışa sahip olduğunu düşünüyor<br />

musunuz?<br />

Teşvik ve talep konuları her zaman en güncel<br />

konular. Her zaman çocuklara bir şeyler konusunda<br />

güvenen öğretmenler ve bunu mahveden<br />

anne‐baba ya da tam tersi durumlar<br />

vardır. Siyasetin her durumda çocukların potansiyellerini<br />

geliştirmeye önem vermesini ve<br />

bizim de bunun için endişe etmek zorunda olduğumuzu<br />

düşünüyorum. Güncel olarak Avusturya’da<br />

buna çok önem vermiyoruz, çünkü<br />

hala birçok öğretmenin görev yapabileceği yerlerin<br />

üstünü çiziyoruz. Bununla birlikte daha<br />

çok teşvike ihtiyacımız var. Çocukları daha çok<br />

güçlendirmeleri için, öğretmenleri güçlendirmek<br />

zorundayız.<br />

Sanıyorum ki anlaşılması gereken en önemli<br />

şey, günümüzde sanayileşmenin de etkisiyle,<br />

okulların bugün daha çeşitli ve karmaşık<br />

olduğu ve gençlerden de karmaşık düşünebilmesinin<br />

istenmesi. Bunu okulda öğrenmiyorsun.<br />

Orada bir metin yazmasını öğreniyorsun.<br />

4 hata yaptığın söyleniyor ama 16 doğrun<br />

olduğu söylenmiyor. Sıfır yanlış yapmaya<br />

odaklandırılıyorsun. Bugünkü sorunumuz,<br />

dünyada yetişkinlerin sıfır yanlış yapmayla<br />

uğraşmaları. Bunlar kendilerini<br />

geliştirmeyen insanlar. Biz ise devamlı<br />

kendini geliştiren insanlara büyük ihtiyaç<br />

duyuyoruz.<br />

Röportajın Son Bölümü Bir Sonraki Sayımızda...


<strong>HABER</strong>avusturya Mart <strong>2019</strong>, Sayfa - 6<br />

Nurten YILMAZ<br />

Abgeordnete zum Nationalrat (SPÖ)<br />

nurten.yilmaz@parlament.gv.at<br />

Europawahl 26. Mai <strong>2019</strong><br />

© Johannes Zinner<br />

Die EU polarisiert, ohne Zweifel. Wir SozialdemokratInnen<br />

sind nicht die, die<br />

sagen: Alles leiwand, machen wir ruhig so<br />

weiter wie bisher. Nein. Wenn Europa<br />

seine Ausrichtung nicht ändert, bekommen<br />

die Nationalisten noch mehr Zulauf<br />

und wir fallen in ein „Klein‐Klein“ zurück.<br />

Wir müssen die EU grundlegend neu aufstellen.<br />

Sie muss sozialer und demokratischer<br />

werden und endlich im Interesse<br />

der Menschen und der arbeitenden Bevölkerung<br />

besser organisiert werden. Eine<br />

solche EU müssen wir erstreiten und die<br />

kommende Wahl des europäischen Parlaments<br />

am 26.Mai ist DIE Möglichkeit.<br />

Nur so kann ein besseres Leben für alle<br />

EuropäerInnen ermöglicht werden. Die<br />

Herausforderungen vor denen wir stehen<br />

sind groß. Allein wird ein einzelner Staat<br />

den Kampf gegen die Steuer‐Schlupflöcher,<br />

die Großkonzerne dazu verwenden,<br />

um ihren fairen gesellschaftlichen<br />

Steuerbeitrag zu verstecken, nicht führen<br />

können. Ohne gesamteuropäische Koordination<br />

wird der Kampf gegen Lohn‐ und<br />

Sozialdumping nicht möglich sein. Gemeinsame<br />

soziale Standards kann es nur<br />

İlk 140 vücut kamerası Mart sonunda<br />

resmi olarak kullanılmaya başlıyor. İçişleri<br />

Bakanı Herbert Kickl bu kameraları<br />

güvenliği arttırmaya katkı olarak<br />

niteliyor.<br />

Mart ayı sonundan itibaren devriye<br />

ya da görevde olan bazı polisler vücut<br />

kamerası taşımaya başlayacak. Şu<br />

anda polisler kameraların günlük kullanımları<br />

ve ihtiyaç durumunda ispat<br />

amaçlı çekim yapma konusunda eğitim<br />

alıyor.<br />

İçişleri Bakanı Herbert Kickl (FPÖ) bu<br />

eğitim yerlerinden birini ziyaret etti ve<br />

sembolik olarak ilk 10 vücuda takılan<br />

kamerayı Polis başkan yardımcısı<br />

Franz Eigner’e teslim etti ve şunları<br />

söyledi: ''Polislere fiziksel saldırılar<br />

gün geçtikçe sıklaşıyor. Bu yeni aletler<br />

onları günlük görevlerinde korumaya<br />

yardım edecek, bunun dışında alınan<br />

kararlar için reddedilemez bir ispat<br />

aracı sağlayacak.''<br />

Foto: LPD Wien / Schober Karl<br />

Für ein Europa<br />

der Vielen<br />

geben, wenn wir gemeinsam an einem<br />

Strang ziehen. Damit jede Person im eigenen<br />

Zuhause gut leben kann und nicht<br />

gezwungen wird, dieses zu verlassen. Und<br />

die wohl größte Herausforderung unserer<br />

Zeit – unseren Nachkommen eine intakte<br />

Umwelt zu hinterlassen – können wir<br />

nicht im nationalen Alleingang lösen. All<br />

die weltweiten Probleme rufen nach einer<br />

gemeinsamen Lösung.<br />

Die europäischen Strukturen gehören<br />

dringend reformiert. Ein erster Schritt<br />

dafür wäre, die Mehrheitsverhältnisse im<br />

EU‐Parlament zu verändern und die sozialen,<br />

ökologischen und progressiven Kräfte<br />

zu stärken. Denn momentan haben<br />

die Neoliberalen und Konservativen den<br />

meisten Einfluss. Wer also eine andere EU<br />

will – eine, die für uns da ist und das<br />

europäische Modell des Sozialstaats ausbaut<br />

– muss am 26. Mai unbedingt zur<br />

Wahl gehen. In den kommenden Wochen<br />

werdet ihr mich auf den Straßen Wiens<br />

wahlkämpfen sehen. Wir setzen uns<br />

ein für eine solidarische EU, in der<br />

der Mensch im Mittelpunkt steht. Europa<br />

braucht unser aller Antwort.<br />

Polisler Artık Vücut<br />

Kamerası Taşıyacak<br />

Öncelik Önemli Noktalarda...<br />

Vücut kameralarının kullanımı tabii ki<br />

çok çabuk olmayacak. Mart sonundan<br />

itibaren vücut kamerası devriyelerde<br />

kullanılacak. Önce Viyana’nın önemli<br />

noktalarında kameranın her an çalıştırılabileceği<br />

varsayılıyor. İlk olarak<br />

mevcut 140 kameranın 20’si hizmete<br />

girecek. Bu ilk dilimden sonra yılda 80<br />

adet daha kullanıma açılacak.<br />

Aşağı Avusturya'da da Başlıyor<br />

Mart ayı içinde Aşağı Avusturya şehir<br />

merkezlerinin önemli noktalarında<br />

polis 20 vücut kamerasıyla görev almaya<br />

başlayacak. Bu sayı ihtiyaca göre<br />

arttırılacak.<br />

Vücut Kamerası İyi Etki Yapacak...<br />

Polis başkan yardımcısı Eigner’e göre<br />

yalnız çekim yapıldığının bilinmesi bile<br />

şiddeti azaltıcı bir etki yapacak.<br />

Önemli olan başka bir ayrıntı ise vücut<br />

kamerasının videosuna sonradan müdahale<br />

edilememesi.<br />

Innenminister Kickl übergibt "Body Worn Cameras"<br />

Foto: BKA / Andy Wenzel<br />

Avusturya Hükümeti’nden Tehlikeli<br />

Mültecilere ‘Güvenlik Hapsi’<br />

Planlanan Yasa İle Mülteciler 6 Aya Kadar Güvenlik Hapsine Alınabilecek...<br />

Avusturya DEAŞ'a Katılan<br />

Vatandaşlarına Kapıyı Kapattı<br />

für die Wissenschaft<br />

Justizminister Josef Moser (ÖVP):<br />

‘‘Sicherungshaft für Asylwerber soll bis zu halbes Jahr dauern.’’<br />

Avusturya’da büyük tepkilere ve<br />

tartışmalara neden olan, iltica başvurusunda<br />

bulunmuş ancak henüz<br />

mülteci statüsü kabul edilmemiş<br />

‘tehlikeli’ bireyleri güvenlik<br />

hapsine almayı amaçlayan<br />

yeni yasa tasarısı<br />

konusunda Halk Partisi<br />

(ÖVP) ve Özgürlük Partisi<br />

(FPÖ) geri adım atmıyor.<br />

Yasayı Çıkaracağız...<br />

Başbakan Sebastian Kurz,<br />

"Güvenlik hapsini, tehlike<br />

arz eden ilticacılara yönelik<br />

çıkartmakta oldukça<br />

kararlıyız. Elbette<br />

ki böyle bir durumda<br />

hakimlerin onayı olacak.<br />

Avusturya Hükümeti, Suriye'de yakalanan<br />

ve Avusturya vatandaşı<br />

olan DEAŞ'lıların ülkeye dönmelerine<br />

izin verilmeyeceğini açıkladı.<br />

Başbakan Sebastian Kurz: "Avusturya'yı<br />

cinayet işlemek, farklı düşünenlere<br />

yönelik saldırıda bulunmak<br />

için terk eden kişilerin Avusturya'dan<br />

yardım talep etme hakları<br />

yoktur. Avrupa pasaportlu DEAŞ'lılara<br />

yardım edilmesi ve dönmelerine<br />

olanak sunulması yönündeki<br />

tartışmalar çerçevesinde, konsolosluk<br />

yasa tasarısına yeni madde ekledik.<br />

Konsolosluk Hizmet Yasası ile<br />

terörist organizasyonlara katılmış<br />

kişilere yönelik konsolosluk yardımı<br />

yapılmayacak ve onların dönüşünün<br />

yolu kapanmış olacak."<br />

İçişleri Bakanı Herbert Kickl ise,<br />

"Yeni Konsolosluk Hizmet Yasası<br />

kapsamında teröre bulaşmış kişilere<br />

Ayrıca herşey hem bizim<br />

hem de Avrupa yasalarına<br />

uyumlu bir şekilde olacak. Avrupa<br />

İnsan Hakları Sözleşmesi de<br />

ihlal edilmeyecek."<br />

6 Aya Kadar Hapis Mümkün<br />

Avusturya Adalet Bakanı Josef<br />

Moser, "Avrupa genelinde 15 ülkede<br />

benzer düzenlemeler mevcut.<br />

Tehlike arz eden ilticacıların tespit<br />

edilmesinde Ulusal İstihbarat Teşkilatı<br />

ve Anayasayı Koruma Kurumu<br />

belirleyici olacak. Somut deliller neticesinde<br />

tehlike potansiyeli olan kişiler<br />

48 saat gözaltında tutulacak.<br />

Görevli hakim uygun gördüğü taktirde<br />

bu süre uzatılabilecek. Uzatma<br />

kararı çıkarsa ilk olarak iki hafta,<br />

yine gerekirse hakim bu süreyi 6<br />

aya kadar uzatabilecek."<br />

Innenminister Kickl: "Es ist ganz klar, dass IS-Rückkehrer jegliches Recht auf einen Schutz Österreichs verloren haben"<br />

yardım yapılmayacak. Yeni yasa çok<br />

önemli çünkü bununla DEAŞ'lı teröristlerin<br />

ülkeye dönmelerine yardımcı<br />

olunması gibi bir durumla<br />

karşı karşıya kalmayacağız. Bu bireyler<br />

artık açıkça Avusturya'dan korunma<br />

haklarını kaybetmiştir. Bu<br />

tutumu tutarlı bir şekilde sürdüreceğiz.<br />

Eğer bu tehlikeli insanların<br />

dönmesine izin versekdik, durumu<br />

kimseye açıklayamazdık."


<strong>HABER</strong>avusturya Mart <strong>2019</strong>, Sayfa - 7<br />

Kadın Yardım<br />

Hattına Yapılan<br />

Aramalarda Artış<br />

2018 yılında toplam 8.581 kişi Kadın<br />

Yardım Hattını (Frauen‐Helpline)<br />

aradı. 2017 yılına göre %8’lik bir<br />

artış var. Aramaların ¾’ü kadın ve<br />

kızlardan gelirken, mağdurların çevresinden<br />

de aramalar giderek artıyor.<br />

Özellikle mağdurların arkadaşları<br />

ve çocukları bu aramaları yapan<br />

kesimler.<br />

Avusturya Bağımsız Kadın Sığınma<br />

Evleri Müdürü Maria Rösslhumer’e<br />

göre başvuru yapan mağdur sayısı<br />

her gün ortalama 20 kişi artıyor. Kadınların<br />

telefona sarılmasının en sık<br />

nedeni tehlikeli tehditler. 110 kez<br />

polise haber verildi. Bu ancak kadınların<br />

kendi istemesi durumunda gerçekleşiyor.<br />

Aramaları yapan birçok<br />

kişi ise sadece bir kez bilgi almak için<br />

arıyor. Telefon edenlerin büyük<br />

kısmı 20 ile 40 yaş arasında. Kadın<br />

Yardım Hattı 20 yıldan fazladır hizmette.<br />

Hat 0800 222 555 numarasıyla<br />

24 saat şiddete maruz kalan<br />

kadınlara yardım ediyor.<br />

FRAUENHELPLINE GEGEN GEWALT<br />

‐ ŞİDDETE KARŞI KADINLAR İÇİN<br />

YARDIM HATTI : 0800 222 555 ‐<br />

Cuma Günleri 8‐14 Saatleri Arasında<br />

Türkçe Danışmanlık Hizmeti Mevcut<br />

DETAYLI BİLGİ İÇİN:<br />

www.frauenhelpline.at<br />

Ömer Erkan<br />

omererkan92@hotmail.com<br />

YOLCULUK<br />

Uzun soluklu, bazen dönemeçli bazen de<br />

dümdüz, upuzun, virajsız, rampasız yollardan<br />

geçmek gerekir yolculuk esnasında. Kimi<br />

yollar insanın varmak istediği yeredir, kimi<br />

insan içinse gitmemek için binlerce sebep<br />

sıralanabilir. Bazı yolculuklar insanın içe dönük<br />

yaptığı yolculuklardır, bazense kendisiyle hiçbir<br />

bağlantısı olmamasına karşın, karşı koyulamayan<br />

bir mecburiyettir.<br />

Bazen gidilen yol hiçbir zaman varılamayan duraklara,<br />

sılaya dönüşebiliyor. Mesafeler birkaç<br />

kilometre ile sınırlıyken, bazen bilmem kaç milyon<br />

ışık mesafesinde olabiliyor aşılıp da hedeflenen<br />

varış noktasına gitmek. Kalpten kalbe<br />

yolculuklar da pek tabii mümkün oluyor bu<br />

bağlamda. Fakat arada birçok değişikliklere<br />

rastlayınca, farklılıklara şaşırmamak gerekiyor.<br />

Bazen onlarca atılan adım bir zaman sonra<br />

yapılan yolculukta aslında yerinde saymaya<br />

benziyor. Gitmek kalmaya eşdeğer sayılamaya<br />

biliniyor. Her bir hareketin tasviri, açıklaması<br />

yapılmasına gereksinim duyulabiliniyor.<br />

Bazı yolculuklar da vardır ki, o yolculuklarda<br />

insan kendisiyle baş başa kalıp, yapayalnız<br />

çıkması gerekebiliyor. Kendisiyle, dımdızlak sokaklarda<br />

avare bir şekilde yalnızlığını kendine<br />

hissettirmeyerek. Varmak veya varmamak<br />

önemsiz kalabiliyor bu tarz yolculuklarda.<br />

Eğitim kadın için hem<br />

maddi hem manevi açıdan<br />

bağımsızlığın anahtarıdır<br />

Avusturya İstatistik Kurumu'nun<br />

2017 verilerine göre geçtiğimiz yıllarda<br />

üniversitelerde öğrenci sayısı<br />

genel olarak artarken, %56'sını kadınlar<br />

oluşturmaktadır.<br />

Türk asıllı veya anne‐babası Türkiye'den<br />

göç etmiş öğrencilerde de<br />

durum aynı: Kadınlar çoğunlukta.<br />

Bu sevindirici bir gelişme zira eğitim<br />

bir kadın için hem maddi hem manevi<br />

açıdan bağımsızlığın anahtarıdır.<br />

Bir insanın hayatında önemli ve tecrübelerle<br />

dolu bu dönemi başarı ile<br />

tamamlaması bireysel açıdan bakıldığında<br />

dünya üzerinde bir çok öğrencinin<br />

geçtiği evrelerden birisi<br />

olarak görülebilir.<br />

Fakat bazı kültürlerde toplumsal gerçekler<br />

bireysel yaşantının önünde<br />

gelmekte hala.<br />

BEGÜM GÖRDÜ<br />

begum@turktekin.at<br />

Toplumumuzda yüzyıllardır süregelmiş<br />

düzen çerçevesinde kadın genel<br />

olarak evin içinde sorumluluk taşıyan<br />

ev işlerinden, çocukların eğitim ve<br />

bakımından meshul kişi olmuştur ki<br />

bu hiç tartışmasız çok saygı duyulması<br />

gereken bir görev. Erkek ise<br />

dışarıda ekmeği kazanıp ailenin geçimini<br />

sağlayan olmuştur.<br />

Nesiller değişti, zaman değişti ve<br />

dünyanın her yerinde kadınların rolü<br />

salt evi çekip çeviren kişi olmaktan<br />

çok daha fazlası oldu. Eğitim seviyesi<br />

yükseldikçe iş hayatında aldıkları roller<br />

de farklılaştı. Her alanda çalışan<br />

kadınlar vardı artık.<br />

Avusturya'da yaşayan Türk asıllı ailelere<br />

baktığımızda kuşaklar arasındaki<br />

farkı çok net görebiliriz. Genç ailelerin<br />

çoğunda artık hem kadın hem<br />

erkek çalışıyor.<br />

Toplumsal olarak bu değişime hazır<br />

mıydık peki? Bize kodlanmış olan<br />

Aslında sadece adım atıp, o yola baş koymak<br />

yeterli olabiliyor. Kıyılarda köşelerde kalmış<br />

insanlara da rastlamak mümkün olabiliyor bu<br />

tarz yolculukların daha arifesinde. Arafta da<br />

kalmışlara hiç şaşırmamak gerekiyor. Yola revan<br />

olmakla olmamak arası bir şey. Ne kadar çok<br />

istense de, bazen kıpırdayacak mecali olmuyor,<br />

bazen de o gücü bulabilse bile, sebepsizlikten<br />

dolayı arafta kalmaya mecbur kalabiliyor.<br />

Kimi yolculuklar da vardır ki, aslında çoktan<br />

varış noktasına erişilmiştir, fakat benimsenmemiştir<br />

atılan adımlar, geride bırakılan kat<br />

edilmiş yol. Tüm sebepler, nedenler bir bir<br />

günyüzüne çıkmıştır. Belki yol ayrımına bile<br />

gelinmiş olunabilir. O ayrımdaki kararın sonucunu<br />

da olabilir varış noktası. Benimseyememe<br />

duygusu da tam olarak budur işte. Çünkü bazen<br />

vardığın noktada değil de, seçmediğinde<br />

kalıveriyor akıl…<br />

kadın‐erkek rolleri bu yeni yaşam<br />

konseptiyle taban tabana zıt olduğundan<br />

erkekler ekseriyetle bu durumu<br />

tam olarak realize edemiyorlar.<br />

İş hayatı beraberinde sosyal bir yaşantı<br />

ve yeni bir çevre getiriyor aynı<br />

zamanda. Artık ailesinden hariç vaktini<br />

harcadığı bir alan var kadının.<br />

Evde belki bütün işleri tek başına halledecek<br />

zamana sahip olmadığından<br />

eşinden haklı olarak iş dağılımı talep<br />

eden bir kadın var. Bir de maddi boyutu<br />

var işin.<br />

Kadının kendine ait mesai harcayıp<br />

kazandığı maaşı var. Bunların hepsi<br />

birden olunca „eş“ ve „anne“ sıfatının<br />

yanına birde bireysel kimliği ekleniyor.<br />

Birey olarak fark edilip saygı<br />

duymayı talep eden bir eş var karşısında<br />

erkeğin. İlişki eğer bağımlılık<br />

üzerine kurulduysa durum daha da<br />

vahim. Sorun olan evliliklerde genelde<br />

kadınlara verilen tavsiyeler<br />

bellidir „Evine ekmek getiriyor, dayak<br />

AK-WAHL <strong>2019</strong><br />

LISTE 4<br />

AUGE/UG<br />

yok, kumar yok. Daha ne istiyorsun?<br />

Evinin hanımı ol sende.“<br />

Maddi bağımsızlığını elde etmiş bir<br />

kadının bir evlilikten bekledikleri de<br />

kumar oynamayan ve ona karşı<br />

şiddet göstermeyen bir erkekten<br />

daha fazla olduğunu daha özgüvenli<br />

bir şekilde ve mahalle başkısına<br />

boyun eğmeden dile getirebilir.<br />

Bu da günümüzde boşanmaların<br />

artmasının bir sebebi diye düşünüyorum.<br />

Oysa ki eşler birbirlerini eğitim<br />

seviyesi, maddi durumu ne olursa<br />

olsun belirli fonksiyonları yerine<br />

getirmesi gereken robotlar olarak<br />

değil de hayalleri olan, hedefleri<br />

olan, idealleri olan birer birey olarak<br />

görülseler temeli sağlam bir evlilik<br />

oluşur. O zaman da hayatta karşılaşacağımız<br />

hiç bir değişim veya<br />

yenilik bu temeli sarsamaz, hatta<br />

güçlendirir.<br />

Direksiyonda Yorgunluk<br />

Uyuklamaya karşı en iyi tüyolar<br />

Yorgun olanın yeri direksiyon değil, yataktır.<br />

Yorgun bile olsak bazen araba sürmeyi<br />

yeğleriz. Böyle durumlar için farklı tüyolar<br />

mevcut:<br />

Umschau eczanesinden Sonja Gibis: ''Bazen<br />

insan yeterince uyumamış olsa da A'dan<br />

B'ye gitmek zorunda kalıyor ya da tatile, geceleri<br />

boş otobanları kullanarak gitmek istiyor.<br />

Emniyet, özellikle trafikte önce gelir.<br />

En ideali yeterli uyku ile ve gündüz direksiyona<br />

oturmaktır, çünkü yorgunluk nedenli<br />

kazalar genellikle sabahları 04.00‐07.00 saatleri<br />

arası olmaktadır. Ne zaman yola çıkılırsa<br />

çıkılsın, her durumda en geç her iki<br />

saatte bir mola verilmelidir. Seyahat süresi<br />

planlanırken molalar da hesaba katılmalıdır.<br />

Her dört sürücüden birinin direksiyonda en<br />

az bir kez uyukladığını gösteren anketler var.<br />

Bunun olmaması için ilk yorgunluk belirtilerinde<br />

sağa çekmeli ya da otobanda en yakın<br />

park yerine ya da çıkışa sürülmelidir. 10‐20<br />

dakikalık bir dinlenme yapılmalıdır. Bu yapılmazsa<br />

dolaşım sistemi hareketle aktive edilmelidir.<br />

Bazı orta sınıf arabalarda serilerine<br />

göre sürüş davranışlarını analiz eden ve yorgunlukta,<br />

bunu yanıp sönen bir kahve fincanıyla<br />

uyaran sistem mevcuttur. Ama sadece<br />

buna güvenilemez, bazen sistem uyarıyı<br />

gecikmeyle verebilir.<br />

Tavsiye: Taşıtlarda en önemli güvenlik faktörü<br />

insandır. Geçerli olan şudur: ''Kendinizi<br />

çok zorlamayın. Daima dinlenmiş olarak<br />

araba sürün ve yorgunluk hissettiğiniz durumlarda<br />

mutlaka mola verin.'' (OTS)<br />

Toplumsal Bölünmeye Karşı Birlikte...<br />

ZUSA<br />

MMENHALTEN .<br />

GERADE JETZT.<br />

DAMIT SPALTUNG UND HETZE<br />

KEINE CHANCE HABEN.<br />

WWW.AUGE.OR. .AT


<strong>HABER</strong>avusturya Mart <strong>2019</strong>, Sayfa - 8<br />

Das ist mein Großvater, Nadir Mete.<br />

Das Foto wurde Anfang der 70er<br />

Jahre kurz nach seiner Ankunft in<br />

Österreich gemacht. Er kam hierher<br />

um als sogenannter Gastarbeiter,<br />

ein wenig Geld zu verdienen und<br />

dann wieder zurück in die Türkei zu<br />

kehren. Doch es kam anders...<br />

Seine Familie ließ er zunächst noch<br />

in der Türkei, aber kurze Zeit später<br />

kamen Frau und Kind nach. Er schuftete<br />

über 30 Jahre lang in einer<br />

Fabrik in Hallein, mischte sich nicht<br />

in die Angelegenheiten anderer ein<br />

und kümmerte sich stets um seine<br />

Familie. Er hat sich in diesem Land<br />

nie etwas zu Schulden kommen lassen,<br />

nicht einmal einen Strafzettel<br />

erhalten. Er war ein fleißiger Arbeiter,<br />

der seine Steuern und Beiträge<br />

bezahlte und ein friedliches Leben<br />

lebte. Kurz nach seiner Pensionierung<br />

erkrankte mein Großvater leider<br />

an Krebs und er erlag rasch<br />

dieser grausamen Krankheit. Er<br />

starb in Österreich und wurde in<br />

Kolumne von Dr. TARIK METE<br />

Vom Großvater<br />

zum Enkel<br />

office@mete.or.at<br />

seiner Heimat, in einem kleinen<br />

Dorf namens "Güllü" in der Provinz<br />

Uşak begraben.<br />

Wieso ich euch diese Geschichte erzähle?<br />

Weil sie Teil meiner Identität<br />

ist und ich bin stolz darauf. Das ist<br />

nichts, was ich verstecken oder verheimlichen<br />

muss, ganz im Gegenteil,<br />

es ist nämlich wichtig, seine Wurzeln<br />

zu kennen. Mein Großvater war ein<br />

typischer Gastarbeiter, der als Arbeitskraft<br />

viel geleistet hat und dessen<br />

Leben von dieser Gastarbeiter‐<br />

Mentalität geprägt war. Viele Menschen<br />

aus dieser Generation haben<br />

hart geschuftet und auf ihre Art und<br />

Weise einen Beitrag für Österreich<br />

geleistet, teilweise auch auf Kosten<br />

ihrer Gesundheit. Dafür gebührt<br />

ihnen Wertschätzung und Respekt.<br />

Rund 50 Jahre und zwei Generationen<br />

später kandidiert sein Enkel für<br />

den Salzburger Gemeinderat und<br />

setzt sich seit vielen Jahren auf<br />

sozialer, politischer und kultureller<br />

Ebene für ein besseres Miteinander,<br />

Menschlichkeit und Solidarität in unserem<br />

Land und in unserer Stadt ein.<br />

Ich habe von der Geschichte meines<br />

Großvaters viel gelernt. Sie ist für<br />

mich auch eine Art Antrieb. Ich habe<br />

aber die Gastarbeiter‐Mentalität<br />

meines Großvaters bewusst abgelegt.<br />

Teil meiner Identität ist nämlich<br />

auch Österreich und Salzburg. Ich<br />

bin in Österreich auf die Welt gekommen<br />

und hier aufgewachsen.<br />

Ich bin Salzburger. Ich sehe mich, im<br />

Gegensatz zu meinem Großvater,<br />

nicht als Gast, sondern als Hausherr.<br />

Ich bin hier Zuhause und möchte,<br />

dass mein Zuhause lebenswert ist<br />

und bleibt. Dafür setze ich mich ein<br />

und dafür möchte ich einen Beitrag<br />

leisten. Viele junge Menschen,<br />

deren Großeltern oder Eltern von<br />

wo anders nach Österreich gekommen<br />

sind, kämpfen mit ihrer<br />

eigenen Identität. Sie wissen nicht,<br />

wo sie sich zugehörig fühlen sollen<br />

und wofür sie sich entscheiden<br />

sollen. Die Lösung ist, man muss<br />

sich gar nicht entscheiden. Persönlichkeit<br />

besteht nämlich aus vielen<br />

Facetten sowie Ausprägungen und<br />

das ist auch gut so.<br />

Platz 1 beim “TakeOne“<br />

Filmfestival<br />

Ein Kurzfilm<br />

über einen<br />

Gastarbeiter<br />

Der Film „Ali der Tiroler“ von Halit Karagöz,<br />

der am 1.2.<strong>2019</strong> in Innsbruck gezeigt<br />

wurde, hat die Herzen der Zuseher<br />

und der Juroren erobert und überzeugt:<br />

trotz unterschiedlicher Herkunft, Sprachen<br />

und Religionen, ist ein gemeinsames<br />

Leben möglich. Wer sich in Tirol<br />

beheimatet fühlt und sich um die Entwicklung<br />

des Landes bemüht, gehört zu<br />

diesem Land und ist ein Teil der Gesellschaft.<br />

Gerade in einer Zeit, in der die<br />

Medien viele negative Informationen<br />

bzw. Hetze und Hass über die Menschen<br />

mit Migrationshintergrund verbreiten,<br />

ist es umso wichtiger, die Realität zu unterstreichen.<br />

Diversität und Multikulturalität<br />

ist ein wichtiger Teil Österreichs.<br />

Bir Misafir<br />

İşçinin Hikâyesi<br />

(Kısa Film)<br />

Kısa filmin konusu bir işçinin hayatı ve<br />

bu ülke için yaptıkları üzerinedir. Film 1<br />

Şubat <strong>2019</strong> tarihinde Rum köyünde özel<br />

bir gösteri salonunda, jüri ve seyircilerle<br />

buluştu. Kalpleri fetheden film, ayrı din,<br />

dil ve kültürden gelen insanların, bu ülke<br />

için gayretli çalışmalarının meyvesi niteliğinde.<br />

Kendini bu ülkenin bir parçası<br />

sayan ve bu uğurda çalışan insanlar, bu<br />

ülkenin bir parçası olmayı hak ediyor.<br />

Film, son zamanlarda, farklı kültürlerden<br />

gelen ve bu ülkenin inşaası için çalışan<br />

insanların, bir kısım medyanın olumsuz<br />

çabasına karşın, barış ve huzur içinde yaşamasının<br />

mümkün olduğunu ifade eder<br />

nitelikte. Farklılıklar ve çok kültürlülük<br />

Avusturya'nın bir parçasıdır.<br />

Filmregisseur – Film Yönetmeni:<br />

Zur Person Halit Karagöz:<br />

Halit Karagöz ist am 7.6.1992 in Hall in Tirol geboren und lebt in Innsbruck.<br />

Er arbeitet als Marketing Manager im HRS Innsbruck und studiert nebenbei an<br />

der FH Kufstein. In seiner Freizeit beschäftigt er sich mit Krafttraining, Ernährung<br />

und Filmkunst. Er experimentiert mit neuen, digitalen Medientechniken.<br />

Halit Karagöz Hakkında:<br />

7.6.1992 tarihinde Tirol eyaleti Hall şehrinde dünyaya geldi. Halen<br />

İnnsbruck'ta yaşıyor, Hrs. Firmalar Grubunda pazarlama yöneticisi olarak<br />

çalışıyor ve boş zamanlarında spor, sağlıklı beslenme ve film teknikleri ile<br />

ilgileniyor. Ayrıca yeni medya teknikleri hakkında kendini geliştirmektedir.<br />

İnternet bağımlılığı hakkında bilmeniz gerekenler!<br />

„Yürüyen Zombiler“ artık bir film<br />

repliği değil, günümüzün gerçeği!<br />

Teknolojinin kullanımıyla beraber<br />

her geçen gün hayatımızı<br />

daha da değiştiren ve<br />

şekillendiren konular ortaya<br />

çıkıyor. Bunlardan en önemlisi<br />

ise internet bağımlılığıdır.<br />

Artık her yaştan bireyin gün<br />

içinde –çocuk, ergen, genç<br />

veya yaşlı farketmeksizin–<br />

elinde telefonla, tabletle veya<br />

dizüstü bilgisayarla görebiliyoruz.<br />

Kimilerinin yemek yerken,<br />

kimilerinin yolda yürürken,<br />

kimilerinin ise kafelerde otururken<br />

pür dikkat ekrana<br />

kilitlenmiş hallerine tanıklık<br />

ediyoruz. Peki, ya bu teknoloji<br />

kullanımı kontrolden çıkarsa?<br />

Yoğun ve uzun internet<br />

kullanımının insan psikolojisi<br />

ve fizyolojisi üzerinde çok<br />

ciddi zararları vardır. Bu<br />

bağlamda da bir „internet<br />

bağımlılığından“ bahsedebiliriz.<br />

Tıpkı diğer bağımlılıklarda<br />

da olduğu gibi bu süreç çok<br />

ciddi tedaviler altında kontrol<br />

edilebilir hale gelir. Kişi<br />

kullanılan teknolojik ürüne<br />

ulaşamadığında ortaya çıkan<br />

bir yoksunluk duygusuyla<br />

başbaşadır. Her yaşta ve her<br />

cinsiyette ortaya çıkabilen bu<br />

durumun artık günümüzde<br />

çok yaygın hale geldiği konusunda<br />

hiçbirimizin bir şüphesi<br />

olduğunu zannetmiyorum.<br />

Son zamanlarda artan intihar<br />

girişimlerinin de başlıca<br />

nedenleri arasında internet<br />

bağımlılığı ve sonrasında ortaya<br />

çıkan „içsel boşluk“ hissiyatının<br />

bulunduğu da bilimsel<br />

makalelerde yer almaktadır.<br />

Toplumumuzda yer alan cep<br />

telefonundan mahrum kalma<br />

korkusu (nomofobi= no mobile<br />

phobia) ve internetsiz<br />

kalma korkusu (netlessfobi)<br />

endişe verici boyutlara ulaştığı<br />

için artık önlemler dünya<br />

sağlık örgütleri tarafından da<br />

ciddi şekilde ele alınıyor. Bu<br />

bireylerde cep telefonundan<br />

ve internetten uzaklaştıklarında<br />

aynı oranla kaygı seviyeleride<br />

artış göstermektedir.<br />

Böylelikle kendilerini<br />

sosyal ve psikolojik açıdan da<br />

çıkışı zor olan bir girdabın<br />

içine atarlar. Literatürde bilinen<br />

adıyla davranışsal bağımlılık<br />

olan bu tutum beynin<br />

kimyasını da bozar.<br />

Kişiler farkında olarak veya<br />

olmayarak internette çok fazla<br />

saat harcıyorlarsa ve internete<br />

erişimini sağlayan teknolojik<br />

aletlere ulaşamadığında<br />

içinde boşluk hissini yaşıyorlarsa,<br />

aynı zamanda da<br />

internette vakit geçirebilmek<br />

için sosyol aktivitelerinden,<br />

yemek yemeden veya arkadaşlarıyla<br />

geçireceği zamanlardan<br />

feragat ediyorlarsa<br />

artık bir „bağımlı“ haline<br />

gelmişlerdir.<br />

Melike İNCE<br />

Nörobiyolog ve Temel Psikoterapi Eğitimi Mezunu<br />

melike.ince@outlook.de<br />

Bu alanda yapılan çalışmalar<br />

gösteriyor ki, uyumadan internet<br />

başında günler geçirip<br />

ölen gençlerin sayısı oldukça<br />

fazla! Çünkü bağımlı kişi artık<br />

kendi denetiminden çıkar ve<br />

sosyal işlevsellikte bozulmalar<br />

yaşar. Öyle ki, yemek yemeyi<br />

bile unutabilir. İnternette, örneğin<br />

sosyal medya organlarında<br />

paylaşılan fotoğraflar<br />

sebebiyle de hissedilen coşkulu<br />

ve olumlu hisler kişinin<br />

kendisini farklı değerlendirmesine<br />

yol açabilir. „Ben<br />

sadece internette iyiyim“,<br />

„İnternette olmadığım zaman<br />

değersizim“ gibi bilişsel varsayımların<br />

ortaya çıkma sıyla<br />

bireyin kişiliğinde patolojik<br />

yapılandırmaya sebebiyet veren<br />

olgular baş gösterir. Bu<br />

durumda da yalnızlık, sosyal<br />

izolasyon ve düşük benlik<br />

saygısı kaçınılmaz bir son olur.<br />

Yapılan araştırmalara göre<br />

problemli internet kullanımı<br />

olan bireylerde genellikle eş<br />

zamanlı olarak diğer psikiyatrik<br />

hastalıklar da görülmektedir.<br />

Bunlardan başlıcaları<br />

ise dikkat eksikliği<br />

ve hiperaktive bozukluğu<br />

(DEHB), depresyon ve anksiyete<br />

bozukluğudur.<br />

İnternet bağımlılığının tedavisi<br />

için hem farmakoterapi<br />

– SSRI ve duygudurum düzenleyiciler–<br />

hem de psikoterapi<br />

–bilişsel‐davranışçı– yöntemleri<br />

önerilmektedir. Önemli<br />

olan konu ise altta yatan<br />

psikolojik kökenli sorunlarla<br />

yüzleşebilmek ve çözüme<br />

ulaşmasını sağlamaktır. Çünkü<br />

dürtüleri kontrol edememenin<br />

sebepleri bu sorunlarla<br />

savaşanları hayatından bezdirebilir<br />

ve tedavinin gidişatını<br />

zora sokabilir!<br />

Sonuç olarak internet<br />

kullanımının kaçınılmaz ve<br />

vazgeçilmez bir hale geldiği<br />

bu teknoloji çağında birçok<br />

sorunlarla karşılaşacağımız<br />

gerçeğini kimse değiştiremez.<br />

Önemli olan bizim kendimiz<br />

için ve yakınlarımız için<br />

alacağımız önlemlerin bilincine<br />

varıp, bunları hayata<br />

geçirebilme yetilerini kendimize<br />

kazandırmamızdır. Yine<br />

de internetin bize sunduğu<br />

çeşitli imkânları göz ardı etmeden<br />

kendimize verdiğimiz<br />

değeri „küçük ekranlarda“<br />

sınırlandırmamalıyız. Bu durum<br />

benliğimiz için bir hapistir.<br />

İçinizi açın! Kendinizi<br />

izleyin, görecekseniz ne derin<br />

bahçeler – ne ıssız sandığınız<br />

kuyulardan açacak o<br />

çiçekler!<br />

Melike İnce Hakkında:<br />

Salzburg Paris Lodron Üniversitesi’nde Psikoterapi Temel Bilimi ve<br />

Nörobiyoloji bölümlerini tamamlayan Melike İnce, Yüksek Lisans Eğitimine<br />

Krems Donau Üniversitesi’nde Psikoterapi Bilimi üzerine devam edecektir.<br />

Melike İnce ayrıca eş zamanlı olarak Salzburg Sinn Zentrum’da Logoterapi ve<br />

Psikolojik Rehberlik ve Danışmanlık eğitimini sürdürmektedir.


<strong>HABER</strong>eğitim Mart <strong>2019</strong>, Sayfa - 9<br />

İşçi Odası (AK)’nın Paskalya’da<br />

Ders Yardımı Kursları:<br />

Foto: Fotolia<br />

Almanya’da yapılan bir araştırmaya<br />

göre genç ve çocuklar aşırı bilgisayar<br />

oyunu oynamaktan dolayı duygusal<br />

sorunlarla karşı karşıya kalıyor.<br />

15 Nisan’dan 19 Nisan’a kadar Matematik, Almanca,<br />

İngilizce, Muhasebe, İtalyanca, Fransızca<br />

ve Latince derslerinde kurslar verilecek.<br />

Derslerini telafi etme ihtiyacı olan öğrenciler,<br />

Paskalya’da AK’nın ders yardımından<br />

faydalanan bir adım öndedir...<br />

Aşırı bilgisayar oyunu oynamak<br />

duygusal sorunlara yol açıyor<br />

Avrupa’da milyonlarca genç ve çocuk<br />

zamanının önemli bir kısmını bilgisayar<br />

oyunlarıyla geçiriyor. Alman<br />

sağlık sigortası DAK’nin konuyla ilgili<br />

Entegrasyon Diyalogları<br />

Dönemi Başlıyor<br />

Hedef: Toplumdaki Kutuplaşmaya Son Vermek ve<br />

Orta Bir Yol Bularak Entegrasyona Destek Olmak<br />

Salzburg eyalet meclisi entegrasyondan<br />

sorumlu meclis üyesi Andrea Klambauer<br />

(NEOS), <strong>2019</strong> yılını ağırlıklı olarak entegrasyon<br />

konusuna ayırmak ve ''Salzburg<br />

Entegrasyon Yolu'' sloganıyla halk ile fikir<br />

alış verişinde bulunmak istedikleri açıkladı.<br />

Bu yolla toplumda artan katılaşmış sınırların<br />

yıkılması hedefleniyor. İlçeler ve eyalet<br />

düzeyinde ''Dinlemek, bağlar kurmak, sağlamlaştırmak''<br />

temelinde farklı organizasyonlar<br />

planlanıyor.<br />

Yerli halk ve ülkeye gelenlerin diyaloğu<br />

Projeye katılan ortaklar: Akzente Salzburg,<br />

Eğitim Evi St. Virgil, Robert Jungk Kütüphanesi<br />

ve eğitim kurumu Bildungswerk.<br />

Geçtiğimiz günlerde Klambauer, Akzente<br />

Salzburg’un ev sahipliği ile düzenlenen<br />

basın toplantısında, toplumdaki kutuplaşmanın<br />

önüne geçilmesi ve bir orta yol<br />

aranması, bunun yanında ülkede entegrasyonun<br />

işlerliliğinin devam ettiği bilincinin<br />

oluşması için projeye başlanıldığı ifade<br />

edildi.<br />

Çok daha geniş bir diyalog<br />

Salzburg eyaletinde şu an yaklaşık 2000<br />

sığınmacının temel bakımı yapılıyor ve bu<br />

sayı sürekli artıyor. Bu projeyi yöneten eyalet<br />

valiliği 'Gençlik, Nesiller ve Entegrasyon'<br />

temsilcisi Franz Neumayer, ''Diyalog, mülteci<br />

konusuyla sınırlı kalmayacak, daha<br />

geniş kapsamlı olacak; 2. ve 3. kuşak göçmenleri,<br />

AB ülkelerinden gelenleri ve turizmi<br />

de kapsayacak.''<br />

'Kabuğuna Çekilme' teorisine hayır!<br />

Neumayer’in çalışma arkadaşı Wolfgang<br />

Schick, ''Artık 'kendi kültür dairesinin içinde<br />

kalmak' diye birşey ve bunun işlevi<br />

kalmamıştır, vatandaşlar kabuğundan çıkıp<br />

diğer kabuklar nasıl görünüyor diye<br />

bakmalıdır. Niçin seyahat ederiz?<br />

Zenginleştirici ve ilginç olduğu için. Bu<br />

olumlu duygu insanı entegrasyonun<br />

işlevini yerine getirmesi için köprüler<br />

kurmaya yöneltmeli. Şu an Salzburg’daki<br />

durum diğer eyaletlerinkinden<br />

çok farklı değil. Halkta korku<br />

ve endişe mevcut, buna rağmen<br />

konuşmaya hazır insan sayısı az.<br />

Mesele bu katılaşmış durumdan kurtulmak.''<br />

Schick konuşmasında Federal<br />

devletin göçmen ve sığınmacıların<br />

öğretim yardımı destek paralarını<br />

kıstığına da işaret etti ve bunun doğru<br />

olmadığını vurguladı.<br />

Entgeltliche Einschaltung<br />

araştırmasına göre, sadece Almanya’da<br />

18 yaşın altındaki 450’e bine<br />

yakın çocuk ve genç, bu oyunlardan<br />

kaynaklanan duygusal sorunlarla mücadele<br />

etmek zorunda. Uzmanlar<br />

sanal oyunların özellikle genç<br />

yaştakilerde bağımlılık yapma riskinin<br />

çok yüksek olduğu konusunda<br />

uyarıyor.<br />

Bağımlılık Belirtileri...<br />

Uzmanlar, okulu ihmal etme, asabiyet<br />

ve konsantrasyon bozukluğunu<br />

en önemli bağımlılık belirtileri olarak<br />

gösterdiler.<br />

İyi, Uygun ve<br />

Bütün Tirol’de<br />

profesyonel ve ayrıca hesaplı ders yardımlarını<br />

kaçırmasın! Son başvuru tarihi 29 Mart.<br />

Yaz okul dönemi daha yeni başladı. Buna rağmen<br />

birçok öğrenci, şimdiden bilgilerini ileri<br />

seviyeye getirmek için birkaç yoğun ders yardımına<br />

ihtiyaç duyabileceklerini biliyor.<br />

7 Ana Dal: Innsbruck’taki Meslek Geliştirme<br />

Merkezi (BFI) ve BFI ilçe şubelerinde, AK’nın<br />

Paskalya’daki ders yardımıyla şimdi notlarınızı<br />

düzeltebilir ve yıllık karnenizde bir 5’i engelleyebilirsiniz.<br />

Tecrübeli uzmanlar Matematik,<br />

Almanca, İngilizce, Muhasebe, İtalyanca,<br />

Fransızca ve Latince dallarında dersler veriyor.<br />

Eğitim en çok 6 kişilik küçük gruplarda yapılacak,<br />

böylece başarı ihtimali özellikle büyük.<br />

5. sınıf ve daha yüksek sınıf öğrencileri kurslara<br />

katılabilir. Kurslar 15 Nisan’dan 19 Nisan’a<br />

kadar her gün bir ya da iki ders alınmasına<br />

göre saat 8.30’dan 11.00’a ve 11.00’dan<br />

13.30’a kadar yapılacak (Sınırlı Katılımcı Sayısı).<br />

Bir ders fiyatı AK Tirol üyelerinin çocukları<br />

için 75 Euro, diğer herkes için 115 Euro.<br />

Son başvuru tarihi: 29 Mart Cuma<br />

KURS YERLERİ VE KAYIT:<br />

BFI Innsbruck, Ing.‐Etzel‐Straße 7,<br />

Tel. 0512/59660 ‐ 0 oder in den Bezirken<br />

BFI Imst, Rathausstraße 1,<br />

Tel. 05412/63805<br />

BFI Kitzbühel, Rennfeld 13,<br />

Tel. 05356/63699<br />

BFI Kufstein, Arkadenplatz 4,<br />

Tel. 05372/61087<br />

BFI Landeck, Malserstraße 11,<br />

Tel. 05442/62829<br />

BFI Lienz, Dolomitencenter,<br />

Tel. 04852/61292 ‐ 23<br />

BFI Reutte, Mühler Straße 22,<br />

Tel. 05672/72728<br />

BFI Schwaz, Münchner Straße 20,<br />

Tel. 05242/66063<br />

Daha Detaylı Bilgi İçin: www.bfi.tirol AK Nachhilfe Bölümünden Ulaşabilirsiniz...<br />

Jetzt anmelden!<br />

5 weg<br />

oder<br />

En yaygın olarak Fortnite, FIFA ve Minecraft<br />

gibi oyunları düzenli olarak<br />

oynayanların yüzde 15’inin durumu<br />

bağımlılık seviyesinde ve çoğunluğu<br />

erkek. Bu çocuk ve gençlerde aile ile<br />

geçimsizlik de çok fazla. Uzmanlar,<br />

internet ve bilgisayar kaynaklı olan<br />

bağımlılık gibi sorunlara yönelik<br />

aydınlatıcı ve önleyici çalışmaların<br />

gerekliliğinin de altını çizdiler.<br />

Geld zurück! 1<br />

Individuelle Nachhilfe • Größte Flexibilität<br />

Qualifizierte Nachhilfelehrer • Bessere Noten<br />

Schon ab<br />

9,50<br />

€ 2<br />

pro Unterrichtsstunde<br />

(45 Min.)<br />

Jetzt informieren:<br />

Zentralmatura-Training!<br />

1 Sondertarif: gültig nur in teilnehmenden Standorten; alle Tarifbedingungen unter www.schuelerhilfe.at/fuenfweg.<br />

2 Informationen über Tarifgestaltung bzw. -staffelung werden in der jeweiligen Zweigstelle bereitgestellt.<br />

Innsbruck • Salurner Str. 18 • Tel. 0512-570557<br />

Hall • Stadtgraben 1 • Tel. 05223-52737<br />

Schwaz • Münchner Str. 48 • Tel. 05242-61077<br />

Wörgl • Speckbacherstr. 8 • Tel. 05332-77951<br />

Telfs • Obermarktstr. 2 • Tel. 05262-63376<br />

www.schuelerhilfe.at<br />

Entgeltliche Einschaltung


<strong>HABER</strong>interview März <strong>2019</strong>, Seite - 10<br />

exklusiv<br />

Interview<br />

Dr. Kâzım Yılmaz<br />

Herr Yilmaz, könnten Sie sich unseren<br />

LeserInnen kurz vorstellen?<br />

Ich bin der jüngste Sohn einer<br />

türkischen Einwandererfamilie. Ich<br />

habe in Vorarlberg maturiert und<br />

anschließend Rechtswissenschaften<br />

in Innsbruck studiert. Nach Abschluss<br />

des Jus‐Studiums habe zusätzlich<br />

noch das Wirtschaftsrechtsstudium<br />

und das Doktorat der<br />

Rechtswissenschaften absolviert.<br />

Nach Abschluss dieser Studien, habe<br />

ich bei einem der renommiertesten<br />

Rechtsanwaltskanzleien des Landes<br />

gearbeitet, zuletzt als Rechtsanwalt<br />

und Junior Partner.<br />

Als ich dann ein Job‐Angebot bei<br />

einem weltweit agierenden Industriekonzern<br />

erhalten habe, bin ich<br />

dorthin gewechselt. Schließlich habe<br />

ich 2014 dann meine eigene Rechtsanwaltskanzlei<br />

gegründet und meinen<br />

Kindheitstraum erfüllt.<br />

Weshalb sind Sie Anwalt geworden?<br />

Ich wusste bereits in der Volkschule,<br />

ich möchte einen Beruf ausüben,<br />

in welchem ich so viel Wissen in<br />

mir trage, sodass mir und meiner<br />

Familie niemand was vormachen<br />

kann. Ich habe für mich erkannt,<br />

dass der Anwaltsberuf ein solcher<br />

Beruf ist.<br />

Ich freue mich, dass der Rechtsstaat gesiegt hat...<br />

Wir haben für eine Sache, an die wir immer<br />

geglaubt haben, gekämpft und gesiegt<br />

Sie sind auch Zusammen:Österreich<br />

Botschafter. Wie sind Sie dazu<br />

gekommen und welche Erfahrungen<br />

haben Sie gemacht?<br />

Der jetzige Bundeskanzler, Sebastian<br />

Kurz, damals Integrationsstaatssekretär,<br />

der das Projekt „Zusammen:Österreich“<br />

ins Leben gerufen<br />

hat, hat mich gefragt, ob ich dieses<br />

Projekt als Integrationsbotschafter<br />

unterstützen möchte. Dabei werden<br />

in offenen Gesprächen mit Schülerinnen<br />

und Schülern Vorurteile abgebaut<br />

und Motivation geschaffen.<br />

Ich freue mich, wenn ich hierbei als<br />

Vorbild für eine gelungene Integration<br />

fungieren darf. Denn die Kinder<br />

und Jugendlichen sind die Zukunft<br />

unseres Landes. Daher ist es umso<br />

wichtiger, dass wir gerade mit ihnen<br />

über dieses wichtige Thema der<br />

Integration sprechen.<br />

Sie sind der Mann, wie es die<br />

Tageszeitung die Presse schrieb,<br />

der das VfGH‐Erkenntnis zu den<br />

Doppelstaatsbürgerschaen erwirkte.<br />

Wie fühlen Sie sich hierbei?<br />

Ich freue mich, dass wir tausenden<br />

(österreichweit wohl ca. 60.000)<br />

Menschen helfen konnten; Menschen,<br />

die sich um ihre Existenz<br />

fürchten mussten; Menschen, die<br />

seit Jahrzehnten einen wesentlichen<br />

Beitrag für unsere Gesellschaft leisten;<br />

Menschen, die sich nie was zu<br />

Schulden kommen haben lassen;<br />

Menschen, die brav ihre Steuern<br />

zahlen; Menschen, die sich in Österreich<br />

heimisch fühlen; tausende<br />

Österreicherinnen und Österreicher,<br />

die seit Jahrzenten ihren Lebensmittelpunkt<br />

in Österreich haben, die in<br />

Österreich geboren und aufgewachsen<br />

sind und daher niemals eine<br />

andere Heimat hatten und kennen.<br />

Ich bin auch äußerst stolz darauf,<br />

dass wir nicht nur zig‐tausenden Österreicherinnen<br />

und Österreichern<br />

geholfen haben, sondern auch einen<br />

wichtigen Beitrag für unser Land<br />

geleistet haben. Die Folgen einer<br />

derartigen Vorgehensweise, wäre<br />

sowohl für tausende betroffene<br />

Österreicherinnen und Österreicher<br />

verheerend , als auch für unser Land<br />

von großem Nachteil.<br />

Es wurden Steuergelder und Ressourcen<br />

für eine Angelegenheit aufgewendet,<br />

die weder unserem Land<br />

noch tausenden Österreicherinnen<br />

und Österreichern nützt. Beispielsweise<br />

wurden dem Vernehmen nach<br />

nur für diese Feststellungsverfahren<br />

allein in Wien rund 30 neue Stellen<br />

bei der Behörde geschaffen. Wenn<br />

man bedenkt, dass dieselbe Behörde,<br />

die den Menschen die Staatsbürgerschaft<br />

wegnimmt, dann die<br />

jeweiligen Aufenthaltstitelanträge,<br />

etc. behandeln hätte müssen, wird<br />

klar wie unnötig Steuergelder und<br />

staatliche Ressourcen in nicht unwesentlichem<br />

Ausmaße schlichtweg<br />

verschwendet wurden. Dazu kommt,<br />

dass das AMS überlaufen gewesen<br />

wäre; Gerichte und Grundbuchsämter<br />

hätten sich in zahlreichen<br />

Fällen mit dieser Problematik beschäftigen<br />

müssen. Menschen, die<br />

viele Steuern und Abgaben zahlen,<br />

wären unter Umständen zu Sozialhilfeempfängern<br />

geworden. In vielen<br />

Bereichen häe dies wohl Chaos<br />

bedeutet.<br />

Auch für die Integration ist eine<br />

derartige Vorgehensweise äußerst<br />

bedenklich und absolut kontraproduktiv.<br />

Die sogenannte „türkische<br />

Community“ hat sicherlich Integrationsdefizite.<br />

Die diesbezügliche Kritik<br />

ist sicherlich in vielen Bereichen<br />

absolut berechtigt. Allerdings, wenn<br />

man jetzt aber jenen Personen,<br />

die bestens integriert sind, sich<br />

ausschließlich als Österreicherinnen<br />

und Österreicher sehen, die hier<br />

geboren und aufgewachsen sind,<br />

hier studiert haben, einen wesentlichen<br />

Beitrag in unserer Gesellschaft<br />

leisten, die Existenzgrundlage<br />

wegnimmt, ist diese Willkür Wasser<br />

in den Mühlen all jener die unsere<br />

Gesellschaft zunehmends spalten<br />

wollen. Ein Rechtsstaat darf doch<br />

seine eigenen Staatsbürger nicht<br />

ausstoßen und zunehmends mit<br />

zweierlei Maß behandeln. Es kann<br />

doch nicht sein, dass während die<br />

österreichische Regierung überlegt<br />

einer bestimmten Bevölkerungsgruppe<br />

legal die Doppelstaatsbürgerschaft<br />

zu ermöglichen, eine<br />

andere ethnische Bevölkerungsgruppe<br />

zu Unrecht und auf Basis<br />

einer „abstrusen“ Liste der illegalen<br />

Scheinstaatsbürgerschaft beschuldigt<br />

und unter Generalverdacht<br />

stellt. Diese „abstruse“ Excel‐Liste,<br />

die zudem just im österreichischen<br />

Wahlkampf 2017 auftaucht, ist lediglich<br />

die Spitze einer zunehmenden<br />

Diskriminierung einer bestimmten<br />

ethnischen Bevölkerungsgruppe<br />

in Österreich. Dies wird auch an dem<br />

kürzlichen Vorfall sichtbar, wonach<br />

genau dieselbe ethnische Bevölkerungsgruppe<br />

mit einem Video<br />

(„e‐Card Video“) pauschal und völlig<br />

haltlos des Betruges beschuldigt<br />

wird. Es bedarf keiner großen Kunst<br />

zu erkennen, dass systematisch<br />

gegen diese auf der Excel‐Liste aufscheinende<br />

ethnische Bevölkerungsgruppe<br />

vorgegangen wird. Gerade<br />

der VfGH als Hüterin der Verfassung<br />

und Rechtstaatlichkeit, als Hüterin<br />

der Grund‐ und Bürgerrechte musste<br />

hier besonders sensibel umgehen<br />

und die obersten Prinzipien unseres<br />

Rechtsstaates vehement schützen<br />

und hochhalten. Und genau dies<br />

hat der Verfassungsgerichtshof gemacht.<br />

Ich bin stolz auf den österreichischen<br />

Rechtsstaat!<br />

War es für Sie von vorne herein<br />

klar, dass Sie mit Ihrer Klage Recht<br />

bekommen würden?<br />

Ich freue mich, dass der Rechtsstaat<br />

gesiegt hat, insbesondere da der<br />

politische Druck äußerst groß war.<br />

Ich habe immer daran geglaubt, dass<br />

in Österreich die rechtsstaatlichen<br />

Prinzipien hochgehalten werden, sodass<br />

ich davon überzeugt war, dass<br />

eine derartige Vorgehensweise nicht<br />

verfassungskonform ist. Wir haben<br />

für eine Sache gekämpft an die wir<br />

immer geglaubt haben. Wir haben<br />

für die Menschen in unserem Land<br />

gekämpft und gesiegt.<br />

Was raten Sie Betroffenen? Was<br />

passiert mit den Menschen, die<br />

Ihren Pass bzw. ihre Staatsbürgerschaft<br />

bereits verloren haben?<br />

Ich rate jedem einen ausgewiesenen<br />

Rechtsexperten zu konsultieren,<br />

insbesondere, wenn es sich um<br />

eine derart wichtige Angelegenheit<br />

handelt.


<strong>HABER</strong>gesundheit<br />

Teil<br />

3 der Reihe:<br />

Gesunde Ernährung und Bewegung für alle<br />

Wir freuen uns darauf, Sie in dieser und den nächsten Ausgaben<br />

über verschiedene Themen rund um gesunde Ernährung und<br />

einfache Bewegung, die fithält, zu informieren. Erfahren Sie mehr<br />

zu Diabetes und Übergewicht. Lesen Sie über schonende Sportarten<br />

und wie man am besten damit beginnt...<br />

Wie Ernährung krank macht<br />

Ingrid Kiefer, AGES (Österreichische Agentur für Gesundheit und Ernährungssicherheit)<br />

Die tägliche Ernährung beeinflusst<br />

unser Wohlbefinden, die Leistungsfähigkeit<br />

aber auch die Gesundheit.<br />

Viele Inhaltsstoffe haben einen positiven<br />

Effekt auf die Gesunderhaltung.<br />

Hier spielt aber die Menge der aufgenommenen<br />

Makro‐ und Mikronährstoffe<br />

eine wichtige Rolle.<br />

Balance zwischen Über‐ und<br />

Unterversorgung<br />

Ein Zuviel an Energie, Fett oder Zucker<br />

ist verantwortlich für viele sogenannte<br />

Wohlstandserkrankungen, wie<br />

Übergewichtigkeit, Diabetes mellitus<br />

und sogar einige Krebserkrankungen.<br />

Man weiß heute, dass der übermäßige<br />

Konsum von rotem Fleisch und Fleischwaren<br />

das Risiko für Darmkrebs erhöht.<br />

Zu viel Salz wiederum kann den<br />

Blutdruck und damit das Risiko für<br />

Herz‐Kreislauferkrankungen erhöhen.<br />

Auch eine Überversorgung von Vitaminen,<br />

Mineralstoffen und Spurenelementen<br />

kann negative Auswirkungen<br />

haben. So führt beispielsweise die<br />

Überdosierung von den fettlöslichen<br />

Vitaminen A, D, E oder K zu schwerwiegenden<br />

Auswirkungen. Vitamin A<br />

führt bei einer längeren Zufuhr der 10‐<br />

fachen Empfehlung unter anderem<br />

zu Hautveränderungen, Haarverlust<br />

oder auch Leberschäden. Zuviel an<br />

Vitamin D mobilisiert Kalzium aus<br />

den Knochen. Als Folgeerscheinungen<br />

können Kopfschmerzen oder Magen‐<br />

Darm‐Störungen auftreten. Eine Überversorgung<br />

ist durch die übliche<br />

Ernährung aber kaum möglich, sondern<br />

erfolgt meist durch die Aufnahme<br />

von Nahrungsergänzungsmitteln.<br />

Ein Mangel von Nährstoffen kann<br />

ebenfalls zu schweren gesundheitlichen<br />

Auswirkungen führen. Zu wenig<br />

Eiweiß lässt die Muskeln schwinden<br />

und schwächt die Abwehrkräfte. Fehlen<br />

die mehrfach ungesättigten Fettsäuren,<br />

steigt sogar das Risiko für<br />

Demenzerkrankungen. Ein latenter<br />

Vitaminmangel führt unter anderem<br />

auch zu Müdigkeit und verminderter<br />

körperlicher und geistiger Leistungsfähigkeit.<br />

Auch Eisenmangel kann allgemeine<br />

Schwäche sowie reduzierte<br />

Konzentrations‐ und Merkfähigkeit<br />

zur Folge haben. Außerdem steigt die<br />

Infektanfälligkeit. Isst man zu wenig<br />

Jod, vergrößert sich die Schilddrüse<br />

(Kropf). Bei Mangel an Magnesium<br />

kommt es zu Krämpfen, Schlafstörungen,<br />

Herzjagen und auch Konzentrationsschwächen.<br />

Wer ausreichend pflanzliche Lebensmittel<br />

konsumiert, den Anteil von tierischen<br />

Lebensmitteln einschränkt,<br />

sehr abwechslungsreich isst und auf<br />

sein Gewicht achtet, verhindert sowohl<br />

eine Unter‐ als auch Überversorgung<br />

mit einzelnen Nährstoffen.<br />

Allergien und Unverträglichkeiten<br />

Neben dem Zuviel oder Zuwenig können<br />

auch Allergien und Unverträglichkeiten<br />

auf einzelne Nahrungsbestandteile<br />

zu krankhaften Reaktionen<br />

nach dem Konsum von verschiedenen<br />

Lebensmitteln führen. Bei<br />

Nahrungsmittelallergien kommt es<br />

nach dem wiederholten Kontakt<br />

mit dem Auslöser zu einer ganzen<br />

Reihe von Symptomen wie Übelkeit,<br />

Durchfall, Verstopfung, Bauchschmerzen,<br />

Blähungen, Nesselsucht, Migräne,<br />

Fieber und vieles mehr. Oft<br />

verlaufen sie ganz leicht und man<br />

bekommt nur ein leichtes Unwohlsein.<br />

Sie können jedoch auch tödlich<br />

enden. Allergische Reaktionen können<br />

unter anderem Kuhmilch, Eier, Erdnüsse,<br />

Soja oder auch Fisch auslösen.<br />

Allergiker müssen diese Lebensmittel<br />

meiden. Aus diesem Grund gibt es<br />

auch die Allergeninformationsverordnung.<br />

Wenn zum Beispiel Milchzucker oder<br />

Fruchtzucker, Gluten oder Histamin<br />

nicht vertragen werden, spricht man<br />

von einer Intoleranz oder Unverträglichkeit.<br />

Hier fehlen im Körper Enzyme<br />

zum Abbau der Zucker. Die Symptome<br />

können ähnlich denen einer Allergie<br />

sein. 90 % der Betroffenen einer<br />

Milchzuckerunverträglichkeit haben<br />

Darmkrämpfe, Blähungen, Durchfälle<br />

und leiden an Übelkeit, Müdigkeit,<br />

Kopfschmerzen und Schwindel. Oftmals<br />

werden bei Unverträglichkeiten<br />

kleine Mengen vertragen. Eine ärztliche<br />

Abklärung ist hier unbedingt erforderlich.<br />

Krankmachende Keime im Essen<br />

Krankmachen können aber auch<br />

Keime im Essen. Die Krankheitserreger,<br />

die am häufigsten lebensmittelbedingte<br />

Infektionen verursachen,<br />

sind Campylobacter, Salmonellen, Noroviren<br />

und VTEC/EHEC. Tatsächlich<br />

hat die Mehrheit der lebensmittelbedingten<br />

Krankheitsausbrüche (81%)<br />

im Privathaushalt ihren Ursprung, und<br />

nicht an Imbissständen oder im<br />

Restaurant. Um das Infektionsrisiko<br />

zu reduzieren, gilt es, allgemeine<br />

Küchenhygiene‐Regeln einzuhalten.<br />

So sollten nach dem Kontakt mit<br />

rohen Lebensmitteln die Hände<br />

sorgfältig gewaschen und Küchenutensilien<br />

gründlich mit Wasser<br />

und Geschirrspülmittel gereinigt<br />

werden.<br />

Gekochte Speisen dürfen zudem nicht<br />

auf demselben Schneidebrett geschnitten<br />

werden wie rohe Lebensmittel.<br />

Beim Einkauf und der<br />

Lagerung, vor allem von leicht verderblichen<br />

Lebensmitteln (frisches<br />

Geflügelfleisch, Faschiertes, Fisch,<br />

Milchprodukte etc.), spielt auch die<br />

Einhaltung der Kühlkette eine wichtige<br />

Rolle.<br />

Mehr Infos unter: www.ages.at/themen/ages‐schwerpunkte/wenn‐essen‐krank‐macht/<br />

Günlük beslenme durumumuz, verimi<br />

ama sağlığı da etkiler. Birçok maddenin<br />

sağlığı korumada pozitif etkisi<br />

vardır. Burada alınan makro ve mikro<br />

besin maddeleri miktarı önemli bir rol<br />

oynar.<br />

Çok ve az alım arasında denge<br />

Aşırı kilo, diyabet ve birkaç kanser türü<br />

gibi ‘refah hastalıklarının’ sorumlusu<br />

enerji, yağ ve şekerin fazlalığıdır.<br />

Kırmızı et ve et mamullerinin gereğinden<br />

fazla tüketiminin bugün bağırsak<br />

kanseri riskini yükselttiği biliniyor.<br />

Çok miktarda tuz da tansiyonu<br />

yükselterek kalp ve damar hastalıkları<br />

riskini arttırıyor.<br />

Vitamin, mineral ve kimyevi elementlerin<br />

de fazla alımının yine olumsuz etkileri<br />

olabilir. Misal, yağda çözülen A,<br />

D, E ve K vitaminlerinin fazla alımı çok<br />

ağır etkilere sebep olur. A vitaminin<br />

kullanılması gereken zamandan 10 kat<br />

fazlasına çıkarsa özellikle deride<br />

değişikliklere, saç dökülmesine hatta<br />

karaciğer hasarına neden olur. Aşırı D<br />

vitamini kemiklerde kalsiyum kaybına<br />

neden olur. Bunun sonucunda da<br />

baş ağrısı ve mide ve bağırsak<br />

rahatsızlıkları ortaya çıkar. Aşırı alım<br />

normal beslenmeyle değil de, takviye<br />

gıdaların alımıyla gerçekleşir.<br />

Besin maddelerinin eksikliği de ağır<br />

sağlık sorunlarına yol açar. Çok az protein<br />

kasları bozar, savunmayı<br />

zayıflatır. Doymamış yağ asitleri eksikse<br />

demans riski artar. Gizli vitamin<br />

eksikliği öncelikle yorgunluğa, fiziksel<br />

ve ruhsal verimliliğin düşmesine<br />

neden olur. Demir eksikliğinde genel<br />

güçsüzlük, odaklanma ve algılama kabiliyetlerinde<br />

azalma görülebilir.<br />

Enerji, yağ ve şeker fazlalığına<br />

karşı dikkatli olmak gerekiyor...<br />

Bunun dışında enfeksiyona duyarlılık<br />

artar. İyot yetersiz alınırsa tiroid<br />

büyür. Magnezyum eksikliğinde kramplar,<br />

uyku bozukluları, ritim bozukluğu<br />

ve konsantrasyon zayıflığı olur.<br />

Kim yeterli bitkisel gıda tüketirse,<br />

hayvansal gıda tüketimini sınırlarsa,<br />

farklı yer, kilosuna dikkat ederse her<br />

besin maddesinin hem aşırı alımını<br />

hem de yetersiz alımı engellemiş<br />

olur.<br />

Beslenme nasıl hasta yapar?<br />

Alerjiler ve intolarans<br />

Çok ya da az tüketimin yanı sıra<br />

gıdanın içeriğindeki bazı maddelere<br />

karşı alerji ve intolarans ta farklı gıda<br />

maddelerinin tüketiminden sonra patolojik<br />

reaksiyonlara neden olabilir.<br />

Gıda alerjisi olanlar bilinçli olmalı...<br />

Gıda alerjilerinde uyarıcıyla tekrarlanan<br />

temastan sonra mide bulantısı,<br />

ishal, kabızlık, karın ağrısı, gaz,<br />

kurdeşen, migren, ateş gibi belirtiler<br />

meydana gelir. Bunlar genellikle hafif<br />

seyreder ve az bir rahatsızlık verir.<br />

Ancak ölümle de sonuçlanabilir. Öncelikle<br />

inek sütü, yumurta, yer fıstığı,<br />

soya ve balık alerjik maddelerdir. Alerjikler<br />

bu gıdalardan sakınmalıdır. Bu<br />

nedenle alerji bilgilendirme yönergesi<br />

mevcut. Bu yönerge gıda maddelerindeki<br />

alerjenler hakkında yazılı<br />

(asma, resimle, fiyat listelerine, menülere)<br />

ya da sözlü bilgilendirmeyi<br />

mecbur kılıyor.<br />

Örneğin süt ya da meyve şekeri, glüten,<br />

histamine tolere edilemiyorsa intolarans<br />

ya da dayanamamadan<br />

bahsedilir. Burada şekeri parçalaması<br />

gereken enzim vücutta eksiktir. Belirtiler<br />

alerjideki gibi olabilir. Süt şekerini<br />

tolere edemeyenlerin %90’ında<br />

bağırsak krampları, gaz, ishal, mide<br />

bulantısı, baş ağrısı ve baş dönmesi<br />

görülür. Genellikle tolere edememede<br />

küçük miktarlar kabul edilebilir. Bir<br />

doktor açıklaması mutlaka gereklidir.<br />

Yemekteki hastalık yapan mikroplar<br />

Yemekteki mikroplar da hasta edebilir.<br />

Besin nedenli enfeksiyonlara<br />

neden olan patojenler en çok<br />

kampilobakter, salmonel, norovirüs<br />

ve VTEC/EHEC. Gerçekte gıda<br />

maddesi temelli hastalıkların<br />

oluşmasının kaynağı evlerde, lokanta<br />

ve imbislerde değil. Enfeksiyon<br />

riskini azaltmak için genel mutfak<br />

hijen kuralları geçerlidir. Çiğ gıda maddeleriyle<br />

temastan sonra eller iyice<br />

yıkanmalı, mutfak malzemeleri su ve<br />

bulaşık deterjanıyla temizlenmeli,<br />

pişirilmiş yiyecekler çiğ yiyeceklerle<br />

aynı tahtada doğranmamalıdır. Satın<br />

alma ve saklama öncelikle çabuk bozulan<br />

gıda maddelerinde (taze<br />

kanatlıların eti, kıyma, balık ve süt<br />

ürünleri) ve nakliyatta soğuk zincire<br />

dikkat etme önemli bir rol oynar.<br />

Daha Fazla Bilgi İçin: www.ages.at/themen/ages‐schwerpunkte/wenn‐essen‐krank‐macht/


<strong>HABER</strong>bewegung März <strong>2019</strong>, Seite - 12<br />

Radfahren macht Spaß<br />

und ist gesund<br />

Selbstständigkeit bewahren<br />

Das Fahrrad erweitert den persönlichen<br />

Freiraum und ermöglicht, wie<br />

kaum ein anderes Verkehrsmittel, die<br />

Umgebung zu erkunden. Ist das Rad<br />

einmal angeschafft, fallen außer für<br />

die Wartung keine weiteren Kosten<br />

an.<br />

Ein praktischer Begleiter<br />

Das Rad kann am Gepäckträger und<br />

in darauf montierten Taschen die<br />

Einkäufe tragen und bringt Sie mit<br />

wenig Kraftaufwand ans gewünschte<br />

Ziel.<br />

Hilfe, Diebstahl!<br />

In Österreich wurden im Jahr 2017<br />

25.000 Fahrräder als gestohlenen<br />

gemeldet, die Dunkelziffer an Diebstählen<br />

kann bis zu achtmal so hoch<br />

sein. Da mehr als 90 Prozent der gestohlenen<br />

Fahrräder verschwunden<br />

bleiben, ist bei hochwertigen oder<br />

neueren Fahrrädern eine Diebstahl‐<br />

Versicherung zu empfehlen.<br />

Was hilft gegen Diebstahl?<br />

• Ein hochwertiges Fahrradschloss<br />

Stabil sind vor allem Bügelschlösser,<br />

Panzerkabel und Kettenschlösser.<br />

• Der richtige Abstellplatz<br />

Helle und gut einsehbare Orte im<br />

öffentlichen Raum<br />

• Die elektronische Registrierung<br />

In einer zentralen Datenbank werden<br />

Rahmennummer, Marke, Modell und<br />

weitere Details gespeichert. So wird<br />

der Verkauf gestohlener Fahrräder<br />

schwieriger.<br />

• Die passende Diebstahlversicherung<br />

Quelle: BMVIT, die Umweltberatung<br />

© lev dolgachov - stock.adobe.com<br />

Radfahren macht Spaß, ist gesund und<br />

schont die Umwelt. Im Vergleich zu<br />

anderen Ausdauersportarten schont<br />

es die Gelenke, indem der Sattel das<br />

Körpergewicht trägt. Dadurch ist<br />

Radfahren auch für Menschen mit<br />

Rücken‐ und Gelenksproblemen geeignet.<br />

Außerdem trainiert regelmäßiges<br />

Ausdauertraining, wie Rad fahren,<br />

nicht nur Herz, Kreislauf, Atmung und<br />

Stoffwechsel, sondern stärkt auch den<br />

Herzmuskel und erhöht die Sauerstoffaufnahme.<br />

Die ausgewogene körperliche<br />

Aktivität beim Radeln kann<br />

das Herzinfarktrisiko um mehr als 50<br />

% senken. Durch die Bewegung an der<br />

frischen Luft wird das Immunsystem<br />

gestärkt.<br />

Einige Vorteile, warum Sie<br />

radeln sollten:<br />

Rad fahren fördert die Fettverbrennung<br />

In einem mittleren Belastungsbereich<br />

gerät der Körper gesund ins Schwitzen<br />

und verbrennt eine Menge an Kalorien<br />

und Fett.<br />

Rad fahren spart Zeit<br />

Das Rad kennt keine Staus, keine Stoßzeiten<br />

und keine Parkplatzsuche – Sie<br />

gewinnen Zeit und schonen die<br />

Nerven.<br />

Das Rad verbraucht weniger Raum<br />

Fahrräder benötigen im Vergleich zu<br />

Autos viel weniger Platz beim Fahren<br />

und Abstellen. Ein Auto verbraucht<br />

sieben Mal so viel Platz wie ein Rad.<br />

Durch sein geringes Gewicht spart das<br />

Fahrrad auch bei der Straßenwartung.<br />

Kurz gesagt: durchs Fahrrad spart<br />

man Geld und schafft mehr Raum für<br />

Menschen und Natur.<br />

Das Rad fährt mit Muskelkraft und<br />

spart Geld<br />

Als Treibstoff dient Ihre Körperenergie.<br />

Jedes zehnte neu gekaufte<br />

Fahrrad hat als Ergänzung einen<br />

Elektromotor, der die RadlerInnen<br />

unterstützt. Steigende Benzin‐ und<br />

Dieselpreise lassen das Fahrrad völlig<br />

kalt.<br />

Genuss und Freude<br />

Radfahren ist eine wundervolle Möglichkeit,<br />

sich in der Natur zu bewegen,<br />

mit den Enkeln oder im Freundeskreis<br />

einen schönen Ausflug zu machen.<br />

Radfahren bringt Sie zum Strahlen.<br />

Rad fahren im Alter<br />

Mit dem Alter verliert jeder Mensch<br />

an Ausdauer, Kraft und Vitalenergie.<br />

Durch tägliche Bewegung im Alltag,<br />

zum Beispiel beim Radfahren, kann<br />

dieser Prozess verlangsamt werden.<br />

Eine regelmäßige Bewegung mit<br />

mittlerer Intensität (man kann noch<br />

problemlos reden, aber nicht mehr<br />

singen) schützt vor chronischen Erkrankungen,<br />

verbessert die Funktionstüchtigkeit<br />

Ihres Herz‐Kreislauf‐Systems<br />

und fördert Ihre körperliche und<br />

geistige Gesundheit.<br />

Weitere Vorteile:<br />

• besseres Gleichgewicht und Balance<br />

• mehr Muskel‐ und Knochenmasse<br />

• schnellere Reaktionszeiten<br />

• Verbesserung der Sinne (Hören und<br />

Sehen)<br />

• bessere koordinative Fähigkeiten<br />

Regeln im Straßenverkehr:<br />

• Für Kinder bis zwölf gilt in Österreich die Helmpflicht. Aber auch Ältere sollten<br />

unbedingt Helm tragen.<br />

• Telefonieren am Handy nur mit Freisprecheinrichtung<br />

• Kleinere Kinder dürfen mit Kinderfahrrädern am Gehsteig fahren. In Begleitung<br />

dürfen sie auch auf der Straße oder dem Radweg unterwegs sein.<br />

• Alleine Radfahren ist ab zehn Jahren möglich. Dafür müssen die Kinder die<br />

Radprüfung absolvieren und bekommen dann einen Fahrradausweis.<br />

• Ab zwölf können Kinder auch ohne Fahrradausweis am Rad im Straßenverkehr<br />

teilnehmen.<br />

• Mit Scootern, Rollern, Kickboards etc. darf man grundsätzlich auf Gehsteigen<br />

fahren, wenn man niemanden behindert oder gefährdet. Auf der Fahrbahn,<br />

dem Radweg oder dem Radfahrstreifen darf man damit nicht unterwegs sein.<br />

Bisiklet Sürmek Eğlenceli<br />

ve Sağlıklıdır<br />

Bisiklet sürmek eğlendirir, sağlıklıdır<br />

ve çevreyi korur. Diğer dayanıklılık<br />

sporlarına kıyasla, vücut ağırlığını<br />

taşıdığı için eklemleri korur ve yormaz.<br />

Bu nedenle sırt ve eklem sorunları<br />

olan kişiler için de uygundur. Bundan<br />

başka bisiklet sürme gibi kondisyon<br />

eksersizi sadece kalbi, dolaşımı, soluk<br />

alıp vermeyi ve metabolizmayı çalıştırmaz,<br />

kalp kasını da güçlendirir,<br />

oksijen alımını arttırır. Bisiklet sürme<br />

esnasındaki ideal fiziksel aktivite, kalp<br />

krizi riskini %50’den fazla bir oranda<br />

düşürebilir. Temiz havadaki hareket<br />

sayesinde bağışıklık sistemi güçlenir.<br />

Bisiklet sürme yağ yakmayı destekler.<br />

Orta derecede yüklenmede vücut<br />

sağlıklı bir şekilde terler ve belli miktar<br />

kalori ve yağ yakar.<br />

İşte hemen bisiklete binmek<br />

zorunda olmamızın nedenleri ve<br />

getirdiği bir takım faydalar:<br />

Bisiklet sürmek zamandan tasarruf<br />

ettirir...<br />

Bisiklet trafik sıkışıklığı ve yoğun saat<br />

tanımaz. Park yeri aramaya ihtiyacınız<br />

yoktur. Zaman kazanırsınız. Sinirlerinizi<br />

ihya edersiniz.<br />

Bisiklet az yere ihtiyaç duyar...<br />

Bisiklet arabalara nazaran sürüşte ve<br />

parkta daha az yer kaplar. Bir araba<br />

bisikletin yedi katı kadar alana ihtiyaç<br />

duyar. Hafifliği sayesinde yol<br />

bakımından da tasarruf edilir. Kısaca<br />

paradan tasarruf edilir, insan ve doğa<br />

için daha çok alan kazanılır.<br />

Bisiklet kas gücüyle hareket eder ve<br />

paradan tasarruf ettirir...<br />

Yakıtı insan enerjisidir. Her yeni alınan<br />

10 bisikletten birinin bisikletçileri destekleyen<br />

tamamlayıcı olarak bir elektrikli<br />

motoru vardır. Artan benzin ve<br />

mazot fiyatlarından da etkilenmez.<br />

Özgürlüğü korur. Kişisel özgürlük<br />

alanını genişletir...<br />

Bisikletten başka hiçbir araç çevreyi en<br />

iyi şekilde tanımamızı sağlamaz. Bisiklet<br />

bir kez alındıktan sonra bakımı<br />

dışında hiçbir masrafı yoktur.<br />

Pratik bir yol arkadaşıdır...<br />

Yüklüğü ve üzerine monte edilen çantalarla<br />

aldıklarınızı taşıyabilir, varmak<br />

istediğiniz hedefe az bir güç harcamayla<br />

ulaşabilirsiniz.<br />

Zevk ve mutluluk...<br />

Bisiklet binmek doğada hareket, torunlar<br />

ya da arkadaş çevresiyle güzel<br />

bir gezi yapmak için muhteşem bir<br />

fırsattır ve sizi aydınlatır.<br />

Yaşlılıkta bisiklet sürme...<br />

Her insan yaşlanmayla birlikte kondisyonunu,<br />

gücünü ve yaşamsal enerjisini<br />

kaybeder. Günlük hayatta<br />

hareketle, örneğin bisiklet binmede<br />

bu süreç yavaşlatılabilir. Orta yoğunlukta<br />

düzenli hareket kronik hastalıklardan<br />

korur, kalp damar sistemini<br />

iyileştirir, ruh ve fiziksel sağlığı destekler.<br />

Diğer faydaları:<br />

‐ Daha iyi bir denge ve balans<br />

‐ Daha çok kas ve kemik kütlesi<br />

‐ Daha hızlı reaksiyon<br />

‐ Görme ve duyma duyularında iyileşme<br />

‐ Koordine yeteneklerinin gelişmesi<br />

Dikkat, Hırsızlık...<br />

Avusturya’da 2017’de 25 bin bisiklet<br />

hırsızlığı ihbar edildi. Gerçek sayı<br />

bunun 8 katı olabilir.<br />

Çalınan bisikletlerin %90’ı bulunamadığı<br />

için, pahalı ve yeni bisikletlere<br />

hırsızlık sigortası yaptırılması<br />

tavsiye edilir.<br />

Trafikteki Kurallar:<br />

• Avusturya’da 12 yaşına kadar çocukların kask takma zorunluğu var. Yaşlılar<br />

da kask takmalı.<br />

• Cep telefonuyla konuşurken kulaklık takılmalı.<br />

• Küçük çocuklar çocuk bisikletlerini kaldırımda sürebilirler. Onlara eşlik edenlerin<br />

olması halinde cadde ya da bisiklet yolunda da bisikletlerini kullanabilirler.<br />

• Yalnız bisiklet sürmek ancak 10 yaşından sonra mümkündür. Bunun için çocuklar<br />

bisiklet sınavını başarmak ve bir bisiklet ehliyeti almak zorundadır.<br />

• Çocuklar 12 yaşından itibaren trafikte ehliyetsiz bisiklet kullanabilirler.<br />

• Scooter, roller ve kickboards ve benzerleri genelde kimseyi engellemiyor ve<br />

tehlikeye atmıyorsa kaldırımda sürülebilir. Yolda, bisiklet yolunda ve bisiklet<br />

hattında kullanılmaz.


<strong>HABER</strong>fahrrad März <strong>2019</strong>, Seite - 13<br />

Radius <strong>2019</strong> - BİSİKLET YARIŞMASI - HER KİLOMETRE SAYILIYOR<br />

Radius <strong>2019</strong> - Vorarlberg radelt<br />

Jeder Kilometer zählt!<br />

Lust auf mehr Bewegung?<br />

Radle dich fit und bekomme<br />

einen Überblick über deine<br />

geradelten Kilometer. Lass dir<br />

die Chance auf Preise und<br />

Gewinnspiele nicht entgehen.<br />

Sei dabei, wenn ganz Vorarlberg<br />

radelt! Vom 21. März bis 30.<br />

September zählt wieder jeder<br />

Kilometer.<br />

Einfach anmelden, losradeln<br />

und Kilometer sammeln!<br />

Melde dich ab 18. März auf<br />

vorarlberg.radelt.at oder bei<br />

deinem Veranstalter (Gemeinden,<br />

Betriebe, Vereine und Bildungseinrichtungen)<br />

an. Deine<br />

Kilometer kannst du direkt im<br />

Internet, über die Vorarlberg<br />

radelt App oder im Fahrtenbuch<br />

eintragen!<br />

Radle deinen guten Vorsätzen<br />

entgegen<br />

Radeln macht fit und glücklich.<br />

Wir wissen, aller Anfang ist<br />

schwer. Deshalb kannst du dir<br />

beim Radius persönliche Ziele<br />

setzen und wirst mit Trophäen<br />

belohnt. Am Ende wirst du<br />

überrascht sein, wie viele Kilometer<br />

im Alltag zusammenkommen.<br />

Tipp: Mit der Vorarlberg<br />

radelt App gehen keine geradelten<br />

Kilometer verloren.<br />

Radeln und gewinnen!<br />

Bist du mehr als 100 Kilometer<br />

geradelt, hast du am Ende bei<br />

vielen Veranstaltern die Chance<br />

auf tolle Preise. Als Motivation<br />

zwischendurch gibt es immer<br />

wieder Preise zu gewinnen. Versuch<br />

dein Glück und radle mit!<br />

Tolle Neuigkeiten: Der Fahrradwettbewerb<br />

erobert Österreich!<br />

Nachdem der Radius Fahrradwettbewerb<br />

bereits über 10<br />

Jahre erfolgreich in Vorarlberg<br />

durchgeführt worden ist, wird<br />

es den Wettbewerb <strong>2019</strong> unter<br />

dem Namen ‚Österreich radelt‘<br />

in allen Bundesländern geben.<br />

Den Radius findest du in Zukunft<br />

auf vorarlberg.radelt.at.<br />

Bestehende Zugangsdaten und<br />

Einträge bleiben erhalten.<br />

Daha Fazla Harekete<br />

Hazır mısınız?<br />

Zinde olmak için pedal çevir,<br />

yaptığın kilometreye bir bak.<br />

Ödül ve çekiliş şanslarını kaçırma.<br />

Tüm Vorarlberg pedal<br />

çevirirken sen de buna katıl!<br />

21 Mart’tan 30 Eylül’e kadar her<br />

kilometre sayılıyor.<br />

Bisiklet sürmek bireyi sağlıklı<br />

ve mutlu yapar. Başlangıç zor<br />

olsa da ileride, günlük hayatta<br />

kaç kilometre yaptığın toplandığında<br />

ve sonuçları görünce<br />

sen de çok şaşıracaksın. Öneri:<br />

Radius App (uygulama) ile kat<br />

ettiğin hiçbir kilometre boşa<br />

gitmez.<br />

Kayıt Yap ve Kilometrelerini<br />

Kaydetmeye Başla<br />

18 Mart’tan itibaren vorarlberg.radelt.at<br />

veya organizatörünüzden<br />

(Belediyeler, İşletmeler,<br />

Dernekler ve Eğitim Kurumları)<br />

kaydınızı yaptırın. Kilometrelerinizi<br />

doğrudan internete,<br />

Vorarlberg bisiklet uygulamasına<br />

veya Günlük Defterine<br />

(Fahrtenbuch) kaydedebilirsiniz!<br />

Bütün Avusturya’da Olacak<br />

Radius Bisiklet Yarışması’nın 10<br />

yılda Vorarlberg’daki büyük başarısı<br />

artık ‚Österreich radelt’ ile<br />

bütün eyaletlerde olacak.<br />

Fünf gute Gründe,<br />

beim Radius mitzuradeln:<br />

• Radeln macht fit und glücklich<br />

• Jeden Tag ein Erfolgserlebnis<br />

• Setz dir dein persönliches Ziel<br />

• Gewinnspiele und tolle Preise<br />

• Ganz Vorarlberg radelt<br />

Radius’da birlikte pedal<br />

çevirmek için 5 iyi sebep:<br />

• Bisiklet mutlu ve zinde kılar<br />

• Her gün bir başarı deneyimi<br />

• Kişisel hedefini belirle<br />

• Çekilişler ve muhteşem ödüller<br />

• Tüm Vorarlberg pedal çeviriyor<br />

© Land Vorarlberg<br />

YA ARIŞMA ZAMAN<br />

ARALIĞI<br />

21.3.–30.9.19<br />

Entgeltliche Eins schaltung des Landes Vorarlberg<br />

Her Kilometr<br />

re Sayılıyor!<br />

Bilgi ve K atılım: vorarlberg.radelt.at<br />

„Dieses Pr ojekt wird im Rahmen des klimaaktiv Förderungsprogramms<br />

aus Mitteln des Klima- und Energiefonds als<br />

Beitrag zum Umwelt- und Klimaschutz im Verkehr gefördert“<br />

Güncel-App<br />

(Uygulama):<br />

Vorarlberg radelt


<strong>HABER</strong>burnout März <strong>2019</strong>, Seite - 14<br />

Haben Sie gesundheitliche Probleme?<br />

Nehmen Sie so früh wie möglich eine Beratung in Anspruch.<br />

fit2work hilft<br />

Frau I hatte gesundheitliche Probleme und hat es mit<br />

fit2work geschafft, nach dem Krankenstand wieder in<br />

den Beruf zurückzukehren. Sie erzählt, wie ihr mit dem<br />

Programm geholfen wurde.<br />

So kam ich zu fit2work<br />

Nachdem ich wegen einer starken psychischen<br />

Belastung meinen Hausarzt aufsuchte, empfahl er mir<br />

die fit2work Personenberatung. Ich ging in Krankenstand<br />

und begann mit einer Psychotherapie. Außerdem<br />

absolvierte ich eine psychosoziale Rehabilitation.<br />

In dieser Zeit wandte ich mich dann an fit2work, um<br />

den Wiedereinstieg in die Arbeit zu planen. Ich vereinbarte<br />

einen Termin bei der fit2work Personenberatung<br />

und gemeinsam mit dem Arbeitgeber wurde die<br />

Betreuung durch die fit2work Betriebsberatung in<br />

die Wege geleitet.<br />

Mit verschiedenen Angeboten wurde mir geholfen<br />

Über die beiden Betreuungsschienen konnte vorübergehend<br />

ein Telearbeitsplatz für mich zu Hause organisiert<br />

werden. Ich konnte dann auch eine Kunsttherapie<br />

im Einzelsetting neben der Psychotherapie machen.<br />

Diese beiden Angebote unterstützen mich, meine Arbeit<br />

wieder gesund und mit Freude bewältigen zu können.<br />

So geht es weiter<br />

Die fit2work Betriebsberatung berät unsere Abteilung<br />

weiterhin. Ich benötige im Moment keine Unterstützung<br />

mehr durch die fit2work Personenberatung, kann<br />

mich aber jederzeit wieder an meine Beraterin wenden.<br />

Ich bin also bestens betreut!<br />

Mein Rat<br />

Allen, die wie ich, gesundheitliche Probleme haben,<br />

kann ich nur raten, so früh wie möglich eine Beratung<br />

durch fit2work in Anspruch zu nehmen. Außerdem<br />

sollte man sich auch an den Dienstgeber wenden,<br />

um ihm die Betriebsberatung vorzustellen. Fit2work<br />

hilft nämlich auch, damit ein gesundes Arbeiten<br />

möglich ist.<br />

Sağlık problemleriniz mi var?<br />

En kısa zamanda bir danışma hizmeti alın.<br />

fit2work yardımcı olur<br />

Symbolbild<br />

© Ihar Ulashchyk - stock.adobe.com<br />

Fit2work’e şöyle geldim<br />

Ağır bir ruhsal yüklenme nedeniyle aile hekimimi<br />

ziyaretten sonra, bana fit2work’ün şahsi danışmanlığını<br />

önerdi. Hastalık iznine çıktım ve psikoterapiye<br />

başladım. Bunun haricinde psikososyal bir rehabilitasyonu<br />

tamamladım.<br />

Burada çalışmaya tekrar dönmenin planını yapmak için<br />

fit2work’e başvurdum. Fit2work bireysel danışmanlık<br />

hizmeti ile bir randevu ayarladım ve işverenle birlikte,<br />

fit2work danışmanlığı tarafından gerekli destek<br />

sağlandı.<br />

Farklı seçeneklerle bana yardım ettiler<br />

Her iki destek yolu üzerinden benim için evde geçici bir<br />

tele çalışma yeri organize edilebildi. Psikoterapinin<br />

yanında bireysel bir ortamda sanat terapisi de yapabildim.<br />

Her iki seçenek te işimi sağlıklı ve eğlenceli bir<br />

şekilde yapabilmeme yardımcı oldu.<br />

Böyle devam ediyor<br />

Fit2work’ün işletme danışmanlığı, bölümümüze<br />

danışmanlığını sürdürüyor. Şu an fit2work kişisel<br />

danışmanlığına ihtiyaç duymuyorum, ama herzaman<br />

danışmanıma tekrar başvurabilirim. Yani en iyi şekilde<br />

destek görmeye devam ediyorum.<br />

Tavsiyem<br />

Sağlık sorunu olan bireylerin benim gibi olabildiğince<br />

erken fit2work’ten danışmanlık hizmeti almasını tavsiye<br />

ederim. Bunun dışında işletme danışmanlık hizmetini<br />

tanıtmak için, işverenle de bağlantı kurulmalıdır.<br />

Fit2work sağlıklı bir iş için yardım ediyor.<br />

Es kann jeden treffen<br />

Problem Burnout<br />

Was ist Burnout?<br />

Wenn eine lang andauernde Belastung<br />

zur Überforderung wird und auch<br />

nicht zu vermeiden ist, kann es zum<br />

Burnout‐Syndrom kommen. Es ist<br />

nicht immer der Beruf als Auslöser,<br />

auch persönliche Belastungen können<br />

daran schuld sein, dass man sich ausgebrannt<br />

fühlt.<br />

Burnout kann jeden treffen – es hat<br />

jedoch nichts mit Versagen zu tun.<br />

Oft sind es sehr leistungsbereite und<br />

motivierte Menschen, die ausbrennen.<br />

Definition von Burnout<br />

Burnout ist eine körperliche und emotionale<br />

Erschöpfung. Wer betroffen<br />

ist, sollte sich so früh wie möglich professionelle<br />

Hilfe holen, denn Burnout<br />

kann bis hin zu Panikattacken, Depression<br />

und schlimmer noch, zum totalen<br />

emotionalen, geistigen und körperlichen<br />

Zusammenbruch führen.<br />

Die Ursachen von Burnout<br />

Meist sind es mehrere Ursachen, bzw.<br />

spielen verschiedene Faktoren zusammen:<br />

•Im Betrieb können dies Zeitdruck,<br />

Leistungsdruck, Mobbing usw. sein<br />

• Oft führen finanzielle Probleme,<br />

Konflikte in der Familie, also Privates,<br />

zu großem Druck<br />

• Schwierigkeiten bereiten kann es,<br />

wenn jemand persönlich zu hohe Ansprüche<br />

hat, perfektionistisch ist oder<br />

es an Erholung mangelt<br />

• Die Gesellschaft hat sehr hohe<br />

Leistungsanforderungen oder die Rollenbilder<br />

sind unrealissch, die Arbeitsmarktsituation<br />

ist schwierig usw.<br />

Wenn man lang anhaltenden Stress<br />

hat und mit diesem nicht gut umgehen<br />

kann, erhöht dies das Risiko, ein Burnout‐Syndrom<br />

zu entwickeln ‐ besonders<br />

wenn der Stress mit mangelnder<br />

Erholung kombiniert ist.<br />

Phasen und Symptome<br />

Die völlige Burnout‐Erschöpfung ist<br />

nicht plötzlich von einem Tag auf den<br />

anderen da. Burnout ist ein Prozess,<br />

von der Vernachlässigung der eigenen<br />

Bedürfnisse über Verhaltensänderungen<br />

bis hin zu innerer Leere und<br />

Depression.<br />

Erste Burnout‐Warnzeichen können<br />

die Zunahme von Überstunden, Fehlleistungen,<br />

in weiterer Folge häufigere<br />

Krankenstände oder Erschöpfung sein.<br />

Wenn sich jemand emotional auffällig<br />

anderes verhält, sollte man genau<br />

hinschauen. Körperliche Symptome<br />

können Kopf‐Schmerzen, Schwindel<br />

oder vermehrtes Schwitzen sein. Um<br />

nicht „auszubrennen“ sollte man unbedingt<br />

auf die eigenen Bedürfnisse<br />

achten und bei seelischen und körperlichen<br />

Beschwerden einen Arzt aufsuchen.<br />

Die Warnzeichen muss man auf<br />

jeden Fall ernst nehmen.<br />

Vorsicht bei der Arbeit<br />

Arbeit kann viel Freude machen und<br />

Gesundheit fördern, aber auch sehr<br />

viel Stress verursachen. Zu den größten<br />

Stressfaktoren am Arbeitsplatz<br />

gehören unter anderem Multitasking,<br />

das „Hamsterrad‐Syndrom“ (immer zu<br />

viel zu tun haben), Misstrauen, Konkurrenz,<br />

fehlendes Feedback und<br />

fehlender Handlungsspielraum. Dieser<br />

Stress kann zu Krankheit führen und<br />

zu Burnout.<br />

Schauen Sie auf sich<br />

Viele kennen den Drang, sich zu<br />

beweisen. Doch die Frage ist: Muss<br />

man das wirklich immer? Auch ist<br />

es gefährlich, immer nur Ja zu sagen,<br />

um Konflikten aus dem Weg zu<br />

gehen. Oft ist es wichtig auch Nein<br />

zu sagen, dies sollte jedem zustehen.<br />

Perfektionisten setzen sich meist<br />

in vielen Lebensbereichen zu hohe<br />

Ziele. Aber niemand ist perfekt, das<br />

sollte man sich immer vor Augen<br />

halten.<br />

Quelle: www.gesundheit.gv.at/leben/burnout/


ENTGELT TLICHE EINSCHALTUNG<br />

Aile<br />

ve iș uyum<br />

içerisinde! isinde!<br />

Danıșmanlık<br />

hizmeti<br />

isteğe bağlıdır<br />

güvenlidir<br />

i<br />

ücretsizdir<br />

fit2work<br />

a<br />

ye katıl-<br />

ayat etmem gerekiyordu ve bu<br />

mle çok az vakit geçiriyordum. rdum.<br />

ane çeviri yüksek derecede ede<br />

on gerektiriyor ve çalıșma saatm.<br />

nsiz.<br />

a çok bitkin düșmüștüm.<br />

adıma yetiști: Detaylı bir danıș-<br />

mesinden sonra düzenli bir iș<br />

ardımcı<br />

oldular. Bugün, haftada<br />

ararası bir șirketin iletișim<br />

da çalıșıyorum ve aileme daha<br />

ayırabiliyorum.<br />

fit2work<br />

Sağlıklı bir iș hayatı<br />

șmanlık hizmetiniz. iz.<br />

Bizimle konușun.<br />

fit2work.at sayfasında, Avusturya’daki<br />

bilgilerini<br />

u almanız


<strong>HABER</strong>beruf März <strong>2019</strong>, Seite - 16<br />

Mädchen in die Technik!<br />

Über 600 technische Ausbildungswege stehen jungen Menschen heute offen, von digitalen Ausbildungen wie Mediengestaltung<br />

bis hin zum Mechaniker in einer Autowerksta. Nachwuchskräe in technischen Berufen sind besonders gefragt. Die Informak<br />

beispielsweise ist ein wichger Bestandteil des Berufsfeldes Technik. Die Physik bietet vielfälge Felder, die über Elektronik oder<br />

Mechanik hinausgehen.<br />

Die Technik ist immer noch ein männlich dominierter Bereich. Mädchen sollten sich bei ihrer (Aus‐)Bildungswahl nicht von Klischees<br />

und gesellschalichen Rollenbildern abschrecken lassen, sondern auf ihre Interessen und Stärken vertrauen und den Mut haben,<br />

einen technischen Beruf zu ergreifen. Dieser ist o besser bezahlt als die tradionellen Berufe „für Frauen“ und hat zudem bessere<br />

Zukunsaussichten.<br />

Einige technische Berufe stellen wir dir an dieser Stelle vor...<br />

Videos und noch mehr Berufe kannst du dir auch ansehen unter www.whatchado.com<br />

Aufgaben:<br />

Eine Mechatronikerin kümmert sich um technische<br />

Systeme und Wartungen von Maschinen. Sie untersucht<br />

die Qualität von Anlagen, testet Maschinen auf<br />

Fehler oder baut die elektrischen Schaltungen neu auf.<br />

Gearbeitet wird sowohl mit Bohrer und Schweißgerät<br />

als auch mit Computersoware, mit der Analysen oder<br />

Messungen durchgeführt werden. Die Hauptaufgabe<br />

besteht darin, dafür zu sorgen, dass die Mechanik und<br />

Elektronik im Betrieb reibungslos funkonieren.<br />

Mechatronikerin<br />

Jubin Honarfar, CEO whatchado<br />

“<br />

Schon im Kindheitsalter werden Rollenklischees<br />

aufgebaut. In Europa ist<br />

es oftmals dieser, dass Männer die<br />

Techniker seien und sich Frauen eher in<br />

sozialen Berufen engagieren sollten. Aber<br />

in vielen anderen Ländern dieser Welt sind<br />

sehr viele Frauen in technischen Berufen<br />

tätig. Es ist ein Unsinn, dass Männer oder<br />

Frauen hierfür geeigneter seien. Es geht<br />

um das Interesse, die Leidenschaft und die<br />

Hingabe zu einem Beruf. Alles andere wird<br />

erlernt.<br />

Wir sollten aufhören<br />

in Rollenbildern zu denken<br />

und beginnen unsere Talente richtig einzusetzen!<br />

”<br />

Görevleri:<br />

Bir Mekatronik teknikeri makinaların teknik sistemleriyle<br />

ve bakımlarıyla ilgilenir teknik kazanımlarda<br />

yer alır. Düzeneklerin kalitesini araşrır,<br />

makinaları test eder ya da ya da elektrik<br />

devrelerini yeniden kurar. Hem matkap ve<br />

kaynak makinasıyla hem de bilgisayarla çalışılır,<br />

analiz ve ölçümler yapılır. Ana görev işletmedeki<br />

mekanik ve elektronik sistemin kusursuz<br />

çalışmasının sağlanmasıdır.<br />

Erfordernisse:<br />

Die Mechatronikerin braucht handwerkliches Geschick,<br />

muss sich mit der empfindlichen Elektrotechnik und<br />

‐mechanik auskennen. Sie muss abschätzen, welches<br />

Werkzeug bei Reparaturen hil und welche Soware<br />

für Messungen geeignet ist. Es braucht mathemaschlogisches<br />

Denken und technisches Verständnis<br />

• Elektromechanik und ‐technik<br />

• Hard‐ und Soware (SPS, CAS, etc.)<br />

• Mess‐, Steuer‐, Regeltechnik (MSR)<br />

• Sicherheits‐ und Schutzbesmmungen<br />

Ausbildung:<br />

Die Lehrzeit kann bis zu 4 Jahre in Anspruch nehmen.<br />

Sie ist dual aufgebaut und in verschiedene Module<br />

gegliedert. Während der Lehre entscheidet man sich<br />

für eine Ausrichtung: alternave Antriebstechnik,<br />

Automasierungstechnik, EDV‐Systemtechnik,<br />

Medizingerätetechnik, Fergungstechnik und Elektroromaschinentechnik.<br />

• 3,5 ‐ 4‐jährige Ausbildung<br />

• sechs verschiedene Hauptmodule<br />

Gerekli şartlar:<br />

Mekatronik teknikerinin el becerisi olmalı, hassas<br />

elektro teknik ve elektro mekaniği tastamam<br />

bilmelidir. Tamir esnasında hangi alen,<br />

ölçümler için hangi yazılımın kullanılacağıni tahmin<br />

etmek zorundadır. Matemaksel‐manksal<br />

düşünme ve teknik anlayışa ihyacı vardır.<br />

• Elektro mekanik ve teknik<br />

• SPS, CAS ve benzeri yazılım programları<br />

• Ölçme, kontrol ve düzenleme tekniği (MSR)<br />

• Güvenlik ve koruma yönetmelikleri<br />

Eğitim:<br />

Eğitim süresi 4 yıl kadar devam edebilir.<br />

Çift dal üzerine kurulmuş ve farklı modüllere<br />

ayrılmıştır. Eğitim sırasında bir yön belirlenir:<br />

Alternatif dallardan sürücü tekniği, otomasyon,<br />

bilgisayar sistemleri tekniği, tıbbi araçlar,<br />

tamamlama tekniği ve elektronik makinalar<br />

tekniğinden birisi seçilir.<br />

• 3.5 ile 4 yıllık bir eğitim<br />

• 6 farklı ana modül.<br />

Karriereaussichten:<br />

Ausgebildete Mechatroniker werden immer wieder<br />

gesucht, man hat ausgezeichnete Zukunsaussichten.<br />

Wenn man bereit ist, sich weiterzubilden, düre die<br />

Karriere gut verlaufen. Es gibt Fortbildungen in<br />

verschiedenen Bereichen. In der Industrie sollte man<br />

sich auch auf Schichtdienst gefasst machen.<br />

Verdienst:<br />

2.160 ‐ 2.400 Euro/Monat<br />

© Boggy - stock.adobe.com<br />

Kariyer imkânları:<br />

Eğitimli Mekatronik teknikeri her zaman aranmaktadır<br />

ve gelecek için mükemmel iş imkânları<br />

mevcuttur. Kişi kendini eğitimeye ve geliştirmeye<br />

hazırsa, kariyeri iyi bir şekilde ilerler. Değişik alanlarda<br />

ileri eğitim imkânları mevcuttur. Bireyler kendini<br />

endüstride vardiya görevine de hazırlamalıdır.<br />

Kazanç:<br />

Ayda 2.160 ‐ 2.400 Euro


<strong>HABER</strong>beruf März <strong>2019</strong>, Seite - 17<br />

Aufgaben:<br />

Die Elektrikerin kennt sich mit Strom aus, installiert,<br />

wartet und repariert elektrische Anlagen und monert<br />

Leitungen, Leuchten und Schaltkästen. Die Arbeit findet<br />

direkt im Zuhause der Kunden sta. Auch auf Baustellen<br />

und in Werkstäen ist man für die elektrischen Systeme<br />

zuständig. Als Betriebselektrikerin ist man innerhalb<br />

eines Betriebs für alles Elektrische zuständig. Das heißt,<br />

man monert, wartet und repariert die verwendeten<br />

Maschinen und Geräte und überwacht Mess‐ und<br />

Steuerungsanlagen.<br />

Elektrikerin<br />

Görevleri:<br />

Elektrik teknisyeni elektrik ile işgili işlerden anlar,<br />

elektrik sistemlerinin bakımını yapar, yerleştirir ve<br />

onarır. Hatlar, aydınlatmalar ve anahtar kutularını<br />

monte eder. İş doğrudan müşterinin mekânında yapılır.<br />

İnşaatlarda ve tamirhanelerde de elektrik<br />

sistemlerinden sorumlu olunabilir.<br />

Montaj, kullanılan makine ve aletlerin bakım ve<br />

onarımı, ölçme ve kullanım sistemlerinin gözetimi bu<br />

sorumluluklar dahilindedir.<br />

Erfordernisse:<br />

Elektrikerinnen sollten ein gutes technisches<br />

Verständnis haben, sehr genau arbeiten und keine<br />

Angst davor haben, Verantwortung für die Sicherheit<br />

der Mitarbeiter oder der Kundscha zu übernehmen.<br />

Falls man mit Starkstrom zu tun hat, muss man<br />

schwindelfrei sein. Manchmal arbeitet man mehrere<br />

Tage auf einer Baustelle oder in Schichtarbeit.<br />

• Technisches Wissen<br />

• Geschicklichkeit<br />

• Genauigkeit<br />

Ausbildung:<br />

Man muss eine vierjährige Lehre bei einem<br />

Ausbildungsbetrieb absolvieren oder eine höhere<br />

berufsbildende Schule mit Schwerpunkt Elektronik,<br />

Elektrotechnik oder Mechatronik abschließen. Man<br />

absolviert in der Ausbildung ein Basisjahr und kann sich<br />

ab dem 2. Lehrjahr für eine Spezialisierung entscheiden.<br />

Karriereaussichten:<br />

Als ausgebildete Elektrikerin hat man sehr gute Chancen,<br />

die Karriere im Ausbildungsbetrieb fortzusetzen<br />

oder einen neuen Job zu finden. Man kann mit diesem<br />

Beruf überall dort eingesetzt werden, wo mit Strom,<br />

Elektrik und Maschinen hanert wird oder man kann<br />

sich selbstständig machen. Wenn man lieber in einem<br />

großen Unternehmen arbeiten möchte, dann ist eine<br />

Spezialisierung zur Betriebselektrikerin ratsam.<br />

Gerekli özellikler:<br />

Elektrik teknisyeni iyi bir teknik anlayışa sahip olmalı,<br />

çok hassas çalışmalı, çalışma arkadaşları ya da<br />

müşterilerinin güvenliği için sorumluluk almaktan<br />

korkmamalıdır. Yüksek gerilimle iş yapılması<br />

gerekiyorsa, baş dönmesi olmamalıdır.<br />

Ayrıca bazen günlerce inşaatta ya da vardiyada<br />

çalışma mümkündür.<br />

• Teknik bilgi<br />

• Beceriklilik<br />

• Kesinlik<br />

Eğitim:<br />

Bir eğitim kurumunda 4 senelik mesleki eğitim<br />

ya da bir yüksek meslek okulunda ağırlıklı olarak<br />

elektronik, elektro teknik ya da mekatronik<br />

bölümlerinden mezuniyet gereklidir. Eğitimde bir<br />

temel yılı bitirdikten sonra ikinci yıldan sonra bir<br />

alanda uzmanlaşmak için karar verilir.<br />

Kariyer fırsatları:<br />

Eğitimli bir elektrik teknisyeni kariyerini eğitim yaptığı<br />

işletmede devam etme imkânı ya da yeni bir iş bulma<br />

olasılığı çok büyüktür. Bu meslekte akım, elektrik ve<br />

makinaların olduğu her yerde çalışabilir ya da kendi<br />

işini yapabilirsin. Büyük bir firmada çalışılmak istenirse<br />

İşletme Elektrik Teknisyeni dalında uzmanlaşma<br />

tavsiye edilir.<br />

Verdienst:<br />

1.960 ‐ 2.480 Euro/Monat<br />

© auremar - stock.adobe.com<br />

Kazanç:<br />

Ayda 1.960‐ 2.480 Euro<br />

Aufgaben:<br />

Als CTA plant man Laborversuche, führt diese dann<br />

protokoll‐ und ordnungsgemäß durch, wertet die<br />

Ergebnisse aus und dokumenert sie im Laborbuch.<br />

Man muss die einzelnen chemischen Stoffe kennen und<br />

wissen, wie sie sich verhalten. Man untersucht Proben,<br />

überprü den Chemikalienbestand und stellt auch<br />

sicher, dass alles korrekt gelagert und entsorgt wird.<br />

Erfordernisse:<br />

Als chemisch‐technische Assistenn muss man das<br />

entsprechende Wissen über Chemie, Physik, Biologie<br />

und Labortechnik mitbringen. Man muss genau,<br />

verantwortungsbewusst und selbstständig arbeiten und<br />

Versuche und Analyseverfahren planen, durchführen,<br />

auswerten und protokollieren.<br />

• Analysche, physikalische, technische und organische<br />

Chemie<br />

• Versuchsauswertungsmethodik<br />

• Messtechnik<br />

• Sicherheitsmaßnahmen und Verhalten im Labor<br />

Chemisch-technische<br />

Assistentin<br />

Görevleri:<br />

Laboratuvarda deneyleri planlar, bunların protokole<br />

göre düzenlemesini yapar, sonuçları değerlendirir ve<br />

laboratuvar defterine dökümünü yapar. Her bir<br />

kimyasal maddeyi tanımak ve nasıl davrandığını<br />

bilmek zorunludur. Numuneleri araştırır, kimyasal<br />

bileşenlerini inceler, her şeyin doğru depolanmasının<br />

veya elden çıkarılması için denetimi sağlar.<br />

Gerekli özellikler:<br />

Kimya teknik asistanı, kimya, fizik, biyoloji ve<br />

laboratuvar teknik bilgisine sahip olmalıdır.<br />

Tam ve sorumluluk bilinciyle çalışmalı, bağımsız<br />

çalışabilmeli, deney ve analizleri planlayabilmeli,<br />

yürütebilmeli, değerlendirebilmeli ve protokol<br />

tutabilmelidir.<br />

• Analitik, fiziksel, teknik ve organik kimya<br />

• Deney değerlendirme metodu<br />

• Ölçme tekniği<br />

• Laboratuarda güvenlik tedbirleri ve uygun davranış<br />

Ausbildung:<br />

Die Ausbildung muss in schulischer Form absolvieret<br />

werden. Diese dauert im Normalfall 2 Jahre, wer eine<br />

Fachhochschulreife oder allgemeine Hochschulreife<br />

dazu erwerben möchte, braucht 3 oder 4 Jahre. Diese<br />

Zeit verbringt man an einer Berufsfachschule oder an<br />

einem Berufskolleg. Praksche Erfahrung kann man mit<br />

einem Berufsprakkum sammeln.<br />

Karriereaussichten:<br />

Unternehmen in verschiedensten Bereichen und<br />

Branchen brauchen chemisch‐technische Assistenten,<br />

und die Jobchancen sind dementsprechend gut. Man<br />

hat sehr vielfälge Spezialisierungsmöglichkeiten<br />

(Umwelechnologie, Vakuumphysik, Spektroskopie oder<br />

andere Bereiche). Arbeiten kann man in der Forschung,<br />

bei Lebensmielherstellern, in der Kosmekbranche, in<br />

pharmazeuschen Unternehmen oder in jedem Unternehmen,<br />

das chemische Stoffe überprüfen muss.<br />

Eğim:<br />

Eğim, normal okul tarzında tamamlanır.<br />

Bu normal durumda 2 yıl sürer. Yüksek meslek okulu<br />

mezunu ya da genel yüksekokul mezunu olunmak<br />

istenirse 3 ya da 4 yıla ihyaç vardır.<br />

Bu zaman meslek okulunda ya da meslek kolejinde geçirilir.<br />

Prak tecrübe, bir işyerinde yapılacak staj ile<br />

kazanılabilir.<br />

Kariyer fırsatları:<br />

Değişik alan ve branşlardaki birçok firma, kimya<br />

teknik asistanına ihtiyaç duyuyor bu da iş<br />

fırsatlarının iyi olmasını sağlıyor. Farklı alanlarda<br />

uzmanlaşma imkânları mevcuttur (çevre teknolojosi,<br />

vakum fiziği spektroskopi ya da diğer alanlar).<br />

Araştırma alanında, gıda üreticilerinde,<br />

kozmetik sektöründe, ilaç firmalarında ya da<br />

kimyasal madde incelemek zorunda olan farklı<br />

firmalarda çalışma imkânı vardır.<br />

Verdienst:<br />

1.500 ‐ 2.500 Euro/Monat<br />

© tilialucida - stock.adobe.com<br />

Kazanç:<br />

Ayda 1.500‐2.500 Euro


<strong>HABER</strong>frauen März <strong>2019</strong>, Seite - 18<br />

Die Hälfte der erwerbstätigen Mädchen<br />

und jungen<br />

Mädchen haben<br />

vielfältige Talente!<br />

Frauen findet sich<br />

in nur drei Dienstleistungsbranchen:<br />

Handel, Gesundheits‐<br />

und Sozialwesen<br />

sowie Beherbergungs‐<br />

und<br />

Gaststättenwesen.<br />

Demgegenüber ist<br />

der Anteil der Berufseinsteigerinnen<br />

in Handwerk und Technik nach<br />

wie vor sehr bescheiden.<br />

Häufig fehlt es ihnen nur<br />

an Information und Unterstützung,<br />

um aus dem<br />

gesamten Berufsspektrum<br />

zu schöpfen.<br />

Sowohl in Österreich als auch in<br />

Deutschland sind<br />

Mädchen im technischen<br />

und handwerklichen<br />

Bereich<br />

unterrepräsentiert<br />

und schöpfen ihre<br />

beruflichen Möglichkeiten<br />

nicht voll<br />

aus; den Betrieben<br />

wiederum fehlt gerade<br />

in technischen<br />

und techniknahen<br />

Bereichen zunehmend qualifizierter<br />

Nachwuchs.<br />

FrauenRaum Innsbruck<br />

Bau dir ein stärkendes Netzwerk auf<br />

© Bianca Schartner, akzente Salzburg<br />

Aufgepasst Mädchen!<br />

Es geht zum Girls’ Day!<br />

Mädchen entscheiden sich immer<br />

noch häufig für „typisch weibliche“<br />

Berufsfelder. Obwohl annähernd 210<br />

verschiedene Lehrberufe zur Auswahl<br />

stehen, verteilt sich mehr als die<br />

Hälfte der weiblichen Lehrlinge auf<br />

nur drei Berufe: Einzelhandels‐ und<br />

Bürokauffrau sowie Friseurin.<br />

Die bestehende Teilung des Arbeitsmarktes<br />

ist nicht unbedingt auf eingeschränkte<br />

Interessengebiete von<br />

Mädchen und Frauen zurückzuführen,<br />

sondern unterschiedlichste gesellschaftliche<br />

und strukturelle Faktoren<br />

verengen das Berufswahlspektrum<br />

der Mädchen stark.<br />

Der EuRegio Girls' Day in<br />

Salzburg<br />

Die Mädchen erfahren am Girls' Day<br />

nicht nur theoretisch – im Gespräch<br />

mit Expertinnen und Experten ‐ von<br />

neuen Berufsmöglichkeiten, sondern<br />

haben auch die Chance, selbst aktiv zu<br />

werden:<br />

Sie werden in den Arbeitsalltag eingebunden,<br />

dürfen viele Dinge ausprobieren<br />

und stärken so ihr Selbstbewusstsein<br />

und das Vertrauen in die<br />

eigenen Fähigkeiten.<br />

Die Mädchen können am Girls' Day<br />

aus zwei Modulen wählen und sich<br />

auf der Homepage www.girlsday.info<br />

direkt anmelden:<br />

Modul 1<br />

Die Mädchen haben die Möglichkeit,<br />

Mütter, Väter oder andere befreundete<br />

Erwachsene an deren Arbeitsplatz<br />

zu begleiten. Die ausgeübte Tätigkeit<br />

sollte Bezug zu Technik/Handwerk/Naturwissenschaften/IT<br />

haben<br />

(Es ist nicht erlaubt in Berufe mit<br />

hohem Frauenanteil zu gehen z.B. Kindergarten,<br />

Schule, Büro, Verkauf etc.).<br />

Modul 2<br />

Bei Modul 2 geben technische, industrielle,<br />

handwerkliche oder IT‐Betriebe<br />

und Ausbildungsstätten interessierten<br />

Mädchen die Möglichkeit,<br />

Berufe mit Zukunft kennen zu lernen.<br />

Mädchen gehen selbständig in die Betriebe<br />

und lernen frauenuntypische<br />

Berufe praxisnah kennen. Die Liste der<br />

teilnehmenden Firmen ist unter<br />

www.girlsday.info abrufbar.<br />

Der Girls’ Day<br />

in den Bundesländern<br />

Salzburg: 28. März<br />

Vorarlberg: Ich geh´ mit, der Vorarlberger Zukunftstag für<br />

Jungs und Mädchen von 10 – 14 Jahren: 27. Juni<br />

Alle anderen Bundesländer: 25. April<br />

Der neue FrauenRaum in Innsbruck ist<br />

ein Ort für Austausch, Unterstützung<br />

und Lebensplanung. Er wurde am<br />

12.03. eröffnet und bietet Frauen die<br />

Möglichkeit, im ungezwungenen Miteinander,<br />

Antworten zu den Themen<br />

Bildung, Beruf, Betreuungspflichten<br />

und Gesundheit zu finden.<br />

Dieses Angebot soll gezielt Frauen fördern,<br />

die schon länger nicht mehr am<br />

Arbeitsmarkt Fuß fassen konnten.<br />

Frauen haben Fragen, die sie oft ein<br />

Leben lang begleiten: Wie schaffe ich<br />

es, gut auf mich zu schauen, wenn<br />

gleichzeitig Arbeit, Kinder und Lebenspartner<br />

Zuwendung einfordern? Wie<br />

kann ich den Beruf ausüben, den ich<br />

wirklich haben möchte? Wo wende<br />

ich mich hin mit Fragen zu meiner<br />

Gesundheit, für die ich bisher keine<br />

Lösung gefunden habe? …<br />

Im FrauenRaum kann man vom Wissen<br />

der anderen profitieren und sich ohne<br />

Angst austauschen. So unterstützen<br />

sich Frauen gegenseitig!<br />

In regelmäßig stattfindenden Veranstaltungen<br />

bekommen Frauen Impulse<br />

zu den Themen Bildung, Beruf, Betreuungspflichten<br />

und Gesundheit. So können<br />

sie sich ein persönliches Netzwerk<br />

aufbauen, das mithilft, die Herausforderungen<br />

des Lebens erfolgreich zu<br />

meistern.<br />

Gemeinsam fällt es oft leichter, den<br />

richtigen Weg zu finden.<br />

Katja Gander (Arbeitsmarktpolitik<br />

Frauen, AMS Tirol): „Der FrauenRaum<br />

in Innsbruck ist ein offenes und niederschwelliges<br />

Angebot des AMS Tirol<br />

zum Austausch und zur Vorbereitung<br />

auf den Arbeitsmarkt. Mit der Eröffnung<br />

wird für Frauen, auch mit Migrationshintergrund,<br />

ein tolles Zusatzangebot<br />

geschaffen, das in Tirol bisher<br />

einzigartig ist.“<br />

Im Rahmen des vom AMS geförderten<br />

Projekts FrauenBerufsZentrum Tirol<br />

wird mit dem FrauenRaum heuer erstmals<br />

neben Bildungs‐ und Berufsberatung<br />

ein Angebot für arbeitsmarktferne<br />

Frauen in Innsbruck geschaffen.<br />

Das FrauenBerufsZentrum Tirol unterstützt<br />

arbeitsuchende Frauen bei der<br />

Planung ihres Berufsweges, z.B. beim<br />

Erkennen ihrer Stärken und Potenziale,<br />

bei der Aus‐ und Weiterbildung, sowie<br />

bei der Bewerbung und Jobsuche.<br />

In Nordtirol gibt es fünf Standorte:<br />

Innsbruck, Wörgl, Schwaz, Landeck<br />

und Reutte.<br />

Standorte:<br />

Innrain 25, 6020 Innsbruck<br />

Christian-Plattner-Straße 4, 6300 Wörgl<br />

Postgasse 1 (im AMS Schwaz),<br />

6130 Schwaz<br />

Malserstraße 11/11, 6500 Landeck<br />

Planseestraße 6/1, 6600 Reutte<br />

Kontakt und Infos FBZ Tirol:<br />

Tel 0512/58 76 08, www.fib.at<br />

© AMS Tirol<br />

Projekt StoP - Stadtteile ohne Partnergewalt<br />

StoP erstmals in Österreich - Seit Februar in Wien - Margareten<br />

Foto: Verein AÖF<br />

Häusliche Gewalt kommt in allen<br />

sozialen Schichten und allen Kulturen<br />

vor und es ist ein weit verbreitetes<br />

Problem. Betroffene von häuslicher<br />

Gewalt und Partnergewalt sind überproportional<br />

Frauen und Kinder. Viele<br />

gewaltbetroffene Frauen und Kinder<br />

leiden aufgrund von langjährigen<br />

und/oder schweren Gewalterfahrungen<br />

an psychosomatischen Belastungen<br />

und sogar an psychischen Erkrankungen.<br />

Je früher jedoch betroffene<br />

Frauen und Kinder adäquate<br />

Hilfe und Unterstützung erhalten,<br />

desto früher können Betroffene „heilen“<br />

und ein Leben ohne Gewalt fortsetzen.<br />

Mit dem Projekt Stadtteile ohne Partnergewalt<br />

(StoP) möchte der AÖF gute<br />

Nachbarschaften entwickeln, Gewalt<br />

und schwerere Gewalt verhindern<br />

bzw. gewaltfreie Beziehungen erreichen:<br />

“Wir wollen Haltungen dahingehend<br />

ändern, dass sich Betroffene von<br />

Gewalt nicht mehr aus Angst und<br />

Scham verstecken müssen. Wir möchten<br />

Nachbarinnen und Nachbarn stärken<br />

und ermutigen, damit sie besser<br />

hinschauen und wissen, was sie bei<br />

Verdacht auf Gewalt tun können.”<br />

Ziel von StoP ist es, die Nachbarschaft<br />

für die Anzeichen von häuslicher Gewalt<br />

zu sensibilisieren, die Isolation<br />

und das Schweigen zu brechen, praktische<br />

Unterstützung zu geben sowie<br />

die Interventionsbereitschaft und die<br />

Zivilcourage zu fördern.


<strong>HABER</strong>job März <strong>2019</strong>, Seite - 19<br />

Wo liegen deine Stärken, Interessen, Neigungen?<br />

BIFO-Potenzialanalyse<br />

Weißt du, wo deine Stärken, Interessen<br />

und Neigungen liegen? Die Ergebnisse<br />

der Potenzialanalyse vom BIFO liefern<br />

fundierte Erkenntnisse für die berufliche<br />

Zukunft und geben Rückschlüsse über<br />

weitere Wege. Mit Hilfe einer Kombination<br />

aus verschiedenen Testverfahren<br />

wird ein Profil über deine individuellen<br />

Interessen, Neigungen, Stärken, Begabungen<br />

und Persönlichkeitsmerkmale<br />

erstellt. Das Profil dient als Grundlage<br />

für das anschließende Gespräch, welches<br />

mit einer/einem ausgebildeten Berater/in<br />

stattfindet.<br />

Der Test dauert etwa drei Stunden.<br />

Dabei werden Testformulare zu den verschiedensten<br />

Bereichen, teilweise am<br />

Computer ausgefüllt. Die Testergebnisse<br />

werden durch eigens ausgebildete Berater/innen<br />

vorausgewertet und gemeinsam<br />

besprochen. Jugendliche können zu<br />

diesem Auswertungsgespräch ihre Eltern<br />

mitbringen.<br />

Die vom BIFO angebotene Potenzialanalyse<br />

wird immer in Verbindung mit einer<br />

Bildungs‐ und Berufsberatung durchgeführt.<br />

Termine für Beratungsgespräche<br />

sind, genauso wie die Testung, am Freitag‐Nachmittag<br />

oder aber an anderen<br />

Wochentagen ab 17.00 Uhr möglich.<br />

Eine Potenzialanalyse ist für Jugendliche<br />

genauso wie für Erwachsene geeignet.<br />

Die Testverfahren sind dabei spezifisch<br />

angepasst. Der optimale Zeitpunkt für<br />

Jugendliche ist in der 8. oder 9. Schulstufe<br />

und vor der Matura.<br />

Infos unter www.bifo.at/beratung<br />

Foto: BIFO<br />

Haben Sie einen neuen Job in Aussicht?<br />

Tipps für Ihr Bewerbungsgespräch<br />

•Versuchen Sie, möglichst viel über<br />

das Unternehmen herauszufinden<br />

(Firmenwebseite, Google, Pressemeldungen,<br />

Werbeanzeigen ...)<br />

• Informieren Sie sich über den<br />

Namen des Firmenchefs/Personalchefs/Gesprächspartners<br />

• Überlegen Sie sich im Vorfeld,<br />

welches Bild Sie von sich vermitteln<br />

möchten. Was sucht dieses Unternehmen<br />

und was davon kann ich<br />

bieten?<br />

‐ Fachliche Qualifikationen (schulischer<br />

Abschluss, Zusatzausbildungen,<br />

berufliche Erfahrung, Sprachund<br />

EDV‐Kenntnisse)<br />

‐ Sozialkompetenzen, Soft Skills<br />

‐ Persönlichkeitsprofil<br />

‐ Arbeitsweise<br />

‐ Teamkompatibilität, Führungsstil<br />

(bei Bedarf)<br />

‐ Körperliche Anforderungen (bei<br />

Bedarf)<br />

•Zeigen Sie, dass Sie sich vorbereitet<br />

haben und bringen Sie Ihre Unterlagen<br />

zum Gespräch mit:<br />

‐ Lebenslauf (nochmals komplett<br />

mit Begleitbrief, Motivationsschreiben,<br />

etc.)<br />

‐ Originalzeugnisse, Referenzen<br />

‐ Muster bisheriger Arbeiten<br />

‐ Am besten bringen Sie eine<br />

Mappe mit Unterlagen in Kopie mit,<br />

die Sie dem Gesprächspartner<br />

übergeben können<br />

•Denken Sie über Fragen an die<br />

Gesprächspartner nach. Sie vermitteln<br />

damit Interesse<br />

•Wie lautet Ihr Gehaltswunsch?<br />

• Achten Sie auf ein adäquates Auftreten<br />

(Kleidung, Frisur, Make up,<br />

Sauberkeit)<br />

• Prüfen Sie den Anfahrtsweg und<br />

planen Sie mögliche Verzögerungen<br />

ein. Beeindrucken Sie mit Pünktlichkeit<br />

und seien Sie 10 Minuten<br />

vor der ausgemachten Zeit vor Ort<br />

• Schauen Sie freundlich, halten Sie<br />

Blickkontakt und bewahren Sie<br />

Ruhe<br />

•Damit das Bewerbungsgespräch<br />

positiv ausklingen kann, bedanken<br />

Sie sich beim Gesprächspartner und<br />

fragen Sie nach, wie das weitere<br />

Vorgehen ist<br />

Quelle: Manpower<br />

Noch keinen<br />

Wunschberuf?<br />

Dann komm in die<br />

BerufsInfoZentren (B BIZ)<br />

des AMS Vo orarlberg.<br />

Wir informieren dich<br />

über<br />

coole Berufe sowie Aus- und<br />

Weiterbildungsmöglichkeiten.<br />

Bezahlte Anzeige<br />

Foto: Adobe Stock - REDPIXEL<br />

www.ams.at/biz


<strong>HABER</strong>interview März <strong>2019</strong>, Seite - 20<br />

exklusiv<br />

Interview<br />

Ali Mahlodji (*1981) hat u.a. als Apothekenhelfer, Bauarbeiter, Fastfood-Koch, Fotograf, Kassierer,<br />

Kundenberater, Lehrer, Projektmanager, Putzmann, Taxifahrer, Verkäufer, Systemadministrator<br />

und Management Consultant gearbeitet. Mit der von ihm geschaffenen Internetplattform whatchado<br />

ist Ali Mahlodji Gründer eines international beachteten StartUp Unternehmens geworden.<br />

Er hat unter anderem folgende Auszeichnungen erhalten: Deutscher Online-Kommunikationspreis,<br />

European Digital Communication Award, Onliner des Jahres, HR Excellence Award.<br />

2013 wurde er von der Europäischen Union zum Jugendbotschafter ernannt.<br />

• Haben Sie schon einmal eine Entscheidung<br />

bereut?<br />

Ich habe sicherlich nicht alles richtig gemacht,<br />

ich habe z.B. die Schule hingeschmissen (sie<br />

dann aber nachgeholt),<br />

ich habe Dinge<br />

gemacht, die auf den<br />

ersten Blick nicht gut<br />

wirken, die Wahrheit<br />

ist aber, ich bereue<br />

nichts.<br />

Ich bereue nichts, ich wünsche mir nur, dass ich<br />

einige Erfahrungen nicht hätte auf die harte Tour<br />

machen müssen, aber manchmal ist es einfach<br />

radikal notwendig.<br />

• Haben Sie eine Lieblingserfolgsgeschichte?<br />

Ja, natürlich! Das war vor 2 Jahren in Tirol, in<br />

einer HAK in Schwaz. Ich wurde eingeladen und<br />

alle Abschlussklassen waren dort. Es waren aber<br />

auch die Eltern da und die Großeltern. Ich habe<br />

Ali Mahlodji<br />

Ich bereue nichts, ich wünsche<br />

mir nur, dass ich manche<br />

Erfahrungen nicht hätte auf<br />

die harte Tour machen müssen<br />

Ali Mahlodji wurde im Iran geboren und wuchs<br />

in einem österreichischen Flüchtlingsheim auf.<br />

Er stotterte, schmiss das Abitur und probierte<br />

über vierzig verschiedene Jobs aus. Dabei lernte<br />

er auch, wie unglücklich der falsche Beruf machen<br />

kann. Schon als 14‐jähriger hatte er sich<br />

ein „Handbuch der Lebensgeschichten« gewünscht.<br />

Ein Buch, in dem man sich von den Lebenswegen<br />

anderer inspirieren lassen könnte.<br />

2012 gründete er das StartUp whatchado, eine<br />

Internet‐Videoplattform, auf der Menschen von<br />

ihrem Leben, ihrer Karriere und ihren Träumen<br />

erzählen. Damit will er Mut machen und Perspektiven<br />

bieten. Tausende – vom Auszubildenden<br />

bis zum österreichischen Bundespräsidenten<br />

– geben dort mittlerweile Einblick in ihren<br />

Beruf und in ihr Leben.<br />

Nun erzählt Ali Mahlodji seine eigene Geschichte,<br />

nach der er immer wieder gefragt<br />

wird.<br />

Ali Mahlodji<br />

Und was machst du so?<br />

320 Seiten<br />

€ 18,50<br />

ISBN: 978‐3‐430‐20234‐3<br />

Econ Verlag<br />

also begonnen mit meinem Vortrag und nach<br />

einigen Sekunden war der Beamer kaputt.<br />

Das heißt, alles was ich vorbereitet hatte, war<br />

komplett futsch. Ich hab mir gedacht “na super!“<br />

Der Techniker hat sich<br />

tausendmal entschuldigt<br />

und ich habe mir<br />

gedacht: Was machst<br />

du jetzt? Ich hab<br />

dann freestyle gemacht,<br />

also den ganzen<br />

Vortrag komplett frei gehalten.<br />

Irgendwann hat sich dann ein Mädchen für Ihre<br />

Freundin, die sich nicht getraut hatte, gemeldet.<br />

Ihre Freundin würde so gerne ins Ausland gehen,<br />

aber ihre Eltern sagen ihr andauernd, das ist zu<br />

unsicher. Ich hab ihr dann gesagt, dass wenn sie<br />

das wirklich will, sie es auf jeden Fall machen<br />

sollte, da sie es sonst ein Leben lang bereuen<br />

wird. Wenn sie dann drauf kommt, dass das wirklich<br />

nichts für sie ist, dann kann sie immer noch<br />

Teil 2 des großen Interviews<br />

Man wird darauf<br />

getrimmt Null<br />

Fehler zu machen...<br />

... Erwachsene, die in der Welt rumlaufen<br />

und versuchen Null Fehler zu machen, das sind<br />

Leute, die sich nicht weiterentwickeln...<br />

zurück kommen.<br />

Das ist jetzt 2 Jahre her. Ich habe dieser Tage eine<br />

Nachricht auf Instagram bekommen von einem<br />

Mädchen. Sie hat mir geschrieben: „Ali, ich war<br />

vor 2 Jahren auf einem Vortrag von dir in Schwaz<br />

und der hat mich so verändert. Ich bin jetzt schon<br />

7 Monate in den USA und arbeite hier und hab<br />

den größten Spaß.“ Und wenn ich sowas höre –<br />

sie hat damals nicht an sich geglaubt, ihr ganzes<br />

Umfeld hat gesagt geh ja nicht raus aus Tirol und<br />

bleib immer zu Hause – das macht mich dann<br />

schon stolz.<br />

Ein Junge hat mir geschrieben, er würde so gerne<br />

Koch werden, aber seine Eltern sagen, Koch ist<br />

ein Blödsinn. Dem habe ich Informationen gegeben,<br />

was es bedeutet heute Koch zu sein, und<br />

weshalb aktuell so viele Unternehmen Köche suchen.<br />

Er hat mir geschrieben, er hat meine<br />

Informationen genommen, mit seinen Eltern<br />

und mit seiner Lehrerin gesprochen,<br />

und jetzt beginnt er eine Lehre als Koch.<br />

Wenn ich so was höre, das ist schon cool.<br />

• Machen Sie etwas besonders für Menschen /<br />

Jugendliche mit Migrationshintergrund? Denken<br />

Sie, dass es so etwas braucht?<br />

Ja, definitiv. Da gibt es Studien aus Deutschland,<br />

dass jemand, der den Vornamen „Ali“ hat, 6 x<br />

schlechtere Chancen hat einen Job zu bekommen,<br />

als jemand mit deutschem oder österreichischem<br />

Namen mit denselben Qualifikationen.<br />

So jemandem zu sagen, du hast dieselben Chancen<br />

wie jeder andere ist nicht gelogen, aber nur<br />

wenn er sich um ein<br />

Vielfaches bemüht.<br />

Ich weiß noch, als ich<br />

die Schule abgebrochen<br />

habe, mit meinem<br />

Nachnamen und<br />

als Flüchtling, ich hab<br />

mich 10 Mal öfters bewerben müssen und 1.000<br />

Mal mehr anstrengen. Das hat mich geprägt, und<br />

heute kann mich keiner mehr aufhalten, weil ich<br />

gelernt habe, diese Extrameile zu gehen.<br />

Und ich merke, dass manche Jugendliche mit<br />

Migrationsbackground, die zu Hause nicht gestärkt<br />

werden, daran zerbrechen. Andere wiederum<br />

sagen, „Hey, wir sind in einem tollen Land,<br />

wir können uns integrieren, wir müssen uns nur<br />

ein bisschen mehr anstrengen als andere.“ Und<br />

das sind Jugendliche, wenn die später am Arbeitsmarkt<br />

sind, die kann keiner aufhalten. Die<br />

sind voll auf Zack, die<br />

wissen wer sie sind,<br />

weil die es von Anfang<br />

an schon schwieriger<br />

hatten.<br />

Das darf man nicht<br />

vergessen – jemand,<br />

der einen Migrationsbackground hat, ist jemand,<br />

der sich bewiesen hat, jemand der bereit ist, die<br />

Extrameile zu gehen, jemand, der bewiesen hat,<br />

multikulturell zu funktionieren, jemand der<br />

bewiesen hat, wenn es drauf an kommt, kann er<br />

auch neue Dinge lernen – das sind alles Sachen<br />

wo Führungskräfte heute sagen: Solche Leute<br />

brauchen wir in der Wirtschaft.<br />

Die Wirtschaft ändert sich heute so radikal und<br />

Ich hab mich 10 Mal öfters<br />

bewerben müssen und 1.000 Mal<br />

mehr anstrengen ‐ heute kann mich<br />

keiner mehr aufhalten<br />

so schnell, dass es Menschen braucht, die veränderungsbereit<br />

sind. Jemand der sich integriert<br />

hat, jemand mit Migrationsbackground, der hat<br />

alle diese Dinge erledigt, der hat sie komplett<br />

geschafft.<br />

Menschen mit Migrationshintergrund haben<br />

natürlich einen riesen Nachteil – das ist aber<br />

auch normal, das ist auf der ganzen Welt so –<br />

aber wenn man es schafft das als Chance<br />

zu sehen, dann ist es kein Problem. Es geht<br />

nur darum den Leuten eine Art Hoffnung und<br />

Perspektive aufzuzeigen.<br />

• Finden Sie, Jugendliche werden genug gefördert<br />

bzw. haben genügend Überblick?<br />

Also das Thema Fördern und Fordern ist immer<br />

hochaktuell. Es gibt immer Lehrer, die den<br />

In der Schule lernst du einen Text zu<br />

schreiben und es steht da, du hast 4 Fehler,<br />

aber nicht, dass du 16 Richtige hast<br />

Kindern etwas zutrauen und die Eltern machen<br />

es kaputt oder umgekehrt. Ich denke, dass die<br />

Politik auf jeden Fall darauf achten sollte, Potentiale<br />

von Kindern zu entwickeln, und da legen wir<br />

aktuell in Österreich nicht so viel Wert darauf,<br />

denn wir streichen schon wieder einige Stellen<br />

von Lehrern – dabei bräuchten wir noch viel<br />

mehr Förderung. Wir müssten Lehrer stärken,<br />

damit sie Kinder stärken.<br />

In der Welt, die wir heute haben, die immer<br />

vielfältiger und komplexer<br />

wird, sucht<br />

man auch Jugendliche<br />

die komplex denken<br />

können. Das lernst du<br />

in der Schule nicht. Da<br />

lernst du einen Text<br />

zu schreiben und es steht da, du hast 4 Fehler,<br />

aber nicht, dass du 16 Richtige hast. Du wirst<br />

darauf getrimmt Null Fehler zu machen. Und<br />

das Problem, das wir heute haben ist, dass<br />

Erwachsene, die in der Welt rumlaufen und<br />

versuchen Null Fehler zu machen, das sind<br />

Leute, die sich nicht weiterentwickeln – wir<br />

brauchen aber Leute die sich ständig weiterentwickeln.<br />

• Sind Sie auch für Einzelne da? Lässt das Ihre<br />

Zeit zu?<br />

Ich bekomme viele<br />

Einzelfragen auch über<br />

Social Media, ich kann<br />

nicht immer alle sofort<br />

beantworten, das<br />

geht nicht. Was ich<br />

aber mache ist, die<br />

Fragen zu sammeln, und dann mache ich ein<br />

Video dazu, das ich dann über Social Media<br />

poste. Ich hab eine Reihe begonnen, die heißt<br />

„Ask Ali“. Da habe ich schon mehr als 25 Folgen<br />

gemacht, und da spreche ich die ganz klassischen<br />

Fragen wie Studium, Matura, Lehre usw. an.<br />

Jemand, der einen Migrationsbackground<br />

hat, ist jemand, der sich bewiesen<br />

hat ‐ solche Leute brauchen wir<br />

in der Wirtschaft<br />

Lesen Sie den 3. und letzten Teil des Interviews<br />

in unserer Aprilausgabe

Hurra! Ihre Datei wurde hochgeladen und ist bereit für die Veröffentlichung.

Erfolgreich gespeichert!

Leider ist etwas schief gelaufen!