01.09.2015 Views

S i Z f l F M

Sizofrengi-14

Sizofrengi-14

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

2.<br />

rim, sağ elimle sımsıkı<br />

yapıştığım bir metalim<br />

vardı. Elim e sevgiyle<br />

Bu canlılara<br />

gülümsedim. Neler de<br />

g eliyord u , k e n d isin ­<br />

hemen "insan" den. Aman da sahibine<br />

ne kadar da sadakatle<br />

demek aklınızdan b a ğ lıy d ı. A m an da<br />

amandı. Hemen ardından<br />

otobüsteki meşru<br />

geçse de...<br />

varlığımın onanmasını<br />

isteyen gözlerle etrafıma<br />

baktım. Otobüsün<br />

Demeyin.<br />

takriben 126. sovatıy-<br />

Onlara dım. iyi bir rakamdım.<br />

Kolay o lm a m ıştı(m ).<br />

"sokaktaki Girişte bozulan moralim,<br />

gerçekten çok başarılı<br />

geçen yer kapma<br />

vatandaş" demek<br />

operasyonum sayesinde<br />

düzelmişti. Kendime<br />

güvenim geri gel­<br />

daha uygun.<br />

mişti. Kimse artık kolay<br />

k olay k ıp ırd a ta -<br />

Ya da kısaca:<br />

mazdı beni buradan.<br />

Sovat. Em ek vermiştim. Hak<br />

etm iştim . F a k a t çok<br />

g eçm ed e n ayakta<br />

güvenli bir yer edinmiş<br />

olmak bana yetmez oldu.<br />

"B ir an önce bir yer bulsam da, azıcık otursam<br />

"dı. Sovatlar nankör olurdu. Koltuklarda oturanlardan<br />

hangilerinin daha sonraki duraklarda<br />

inme ihtimali olabileceğine dair fikir yürütmeye<br />

koyuldum. Önce söz konusu ettiğim şahsı belirlemeli,<br />

sonra da ne yapıp edip onun oturduğu yere<br />

ulaşarak koltuğunun kenarına sağ elimle yapışmalı<br />

ve beklemeye geçmeliydim.<br />

ö n c e güzergahı ele aldım . Hangi hattın<br />

otobüsüydü, bu? Duraklar nereleriydi? Yanıt verdim.<br />

(Kendi soruma kendim yanıt verdim. Size de<br />

tavsiye ederim. Kolay oluyor.) Otobüsün son durağı<br />

tiyatro, sinema, döviz bürosu, pavyon, konsolosluk,<br />

bar, kitabevi, meyhane, sanat merkezi, kilise,<br />

hızlı yemek merkezi, butik, son dönemdeki her<br />

filmin içinden mutlaka bir kez geçen tramvaydan<br />

m üteşekkil bir m ahaldeydi. Oraya gidiyordum.<br />

Oturanlardan hangilerinin son durağa gitme ihtimalleri<br />

sıfıra yakındı akşam akşam hem de bu<br />

yağmurda?.. Çocuklu başörtülü kadınların, çocuklu<br />

ya da çocuksuz peçeli, feraceli kadınların.<br />

Son seçimlerin sonuçlarına karşın, şimdilik,<br />

yukarıdaki grup söz konusu mahale akşam akşam<br />

gitme ihtimali en düşük gruptu. Otobüsü gözlerimle<br />

taramaya başladım. Arka sıralarda aradığım<br />

özelliklere uygun, gruplandırma itibarıyla otobüsten<br />

erken inmeye mütemayil tam iki adet feraceli<br />

kadının oturduğunu saptadım. Yeniden hedefe kilitlen<br />

d im . Oraya u laşm alıy d ım , im k a n sız d ı.<br />

Kım ıldayam ıyordum . R asyonel çalışan aklım ı<br />

yürütmüştüm, fakat bedenim . 0 , yürümüyordu.<br />

Yürüyemiyordu. Teoride sorun yoktu ama öteki<br />

var ya, hani.şu malum "öteki" - pratik var ya pratik...<br />

işte sorun, ondaydı. Bulunduğum yerden<br />

herhangi bir yöne doğru mütevazi bir adım atmam<br />

bile başlı başına bir olayken, ben bu sevdadan<br />

vazgeçmeliydim. Sıkıntıyla kafamı önüme eğdim.<br />

Yorgundum. Tükenmiştim. Umudumu yitirmiştim.<br />

Çaresizdim. Her şey bitmişti. Günümüzün<br />

duyarlı okurunün, duygularıyla oynamamı sağlayacak<br />

ne k ad ar in s a n lık h a li v arsa h ep si<br />

üstümdeydi, kısacası. Fakat, fakat o da neydi?<br />

Tanrım! Yoksa şansım mı dönüyordu? Yoksa yoksa<br />

kahpe felek artık bana da mı gülecekti? Bir<br />

baktım, metalini tuttuğum koltuğun cam kenarındaki<br />

bölüm ünde çocu klu başörtülü bir kadın<br />

oturmaktaydı. Derler ki, "sovatlar büyük hedefler<br />

için başlarını göğe d iktiklerinde, burunlarının<br />

ucunu görmezlermiş." Doğrudur. Doğruydu.<br />

Kadın, kucağındaki çocuğun pantolonundaki<br />

çamurları temizlemekle meşguldü. Çamur kurumuştu.<br />

(Kuru çamur ne de güzel dökülür pantolonlardan<br />

topak topak...) Kadın ha bire çocuğun<br />

pantolonuna vuruyordu, ama yeri değildi. "Yaa<br />

kardeşim şunu inince yapsan olmaz sanki" dedim,<br />

içimden. Ortalık toz duman olmuştu. Duman neyseydi<br />

de. Toz... Toza karşı allerjim vardı.<br />

Bir hapşırmaya başlarsam en az on tane arka<br />

arkaya patlatmadan duramayacağımın farkındaydım.<br />

Burnumun direği sızlamaya başlamıştı bile.<br />

Geliyordu. Gelmemeliydi. Şu anda elimle ağzımı<br />

kapatmam mümkün değildi. Zaten tek ellik yeri<br />

güç bela bulmuştum.<br />

Ve öbür elimden hala haber alamıyordum.<br />

Kim bilir neredeydi? Hapşırık başlarsa ortalığa<br />

bir sürü ifrazat saçılacaktı. Kendi halinde su dam-<br />

Ç tZFR EM Î<br />

b i l

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!