Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
GiZflFREWL<br />
Bir de<br />
varmış, iki de, diğer sayılar da<br />
Hafta hayatta sadece sayılar varmış.<br />
Başka da birşey yokmuş. Kalmamış.<br />
Günlerden bir gün - bütün develer talk showcu<br />
iken - kırmızı kapaklı derginin biri, aydınger<br />
güruhu halinde gayri nizami bir biçimde<br />
Beşiktaş Akdoğan sok. No: 11 'deki<br />
entegre tesislerden yola koyulmuş. Az gitmişse<br />
ayakkabılarla, uz gitmişse belediye<br />
otobüsüyle fakat dere-tepe kalmadığı<br />
için olsa olsa ana-avrat düz giderek<br />
Cağaloğlu diye bir yere varmış. Bir de ne<br />
görsün? (Şimdi buna waov diyorlar)<br />
»Cağaloğlu semalarından "dü bara, pencüse"<br />
nidaları yükselmekteymiş. Yaa!<br />
Çünkü "piyasa çok durgun abi'ymiş.<br />
Herkes tavla oynamaktaymış.<br />
Orada bir Balamir abi varmış.’ Ona demiş<br />
ki:"Balamir abi. Balamir abi. Çok dağınığım<br />
hele beni bir monte ediversene."<br />
Balamir abi gülmüş ."Hah" demiş.<br />
"Zamane dergisi işte. Eskiden böyle miydi<br />
ya?"<br />
"Hele beni monte ediversene"ymiş. Lafa bak.<br />
Seni bi monte ediveririm, aklın şaşar." diye de<br />
eklemiş.<br />
Balamir abi yeni lisan ile eski dili birbirine<br />
karıştıranlardan hoşlanmazmış,ama montaj<br />
sorunlarına duyarsız kalması da söz konusu<br />
değilmiş.<br />
Balamir Abi montaja düşkünmüş, "peki" demiş.<br />
Bunu duyan kırmızı kapaklı dergi kendisine<br />
sahip çıkan ve onu şehir denen bilim-kurgu<br />
filminin içinden Cağaloğluna kadar getiren<br />
MED Yayıncılık'ın zarfından çıkarak montaj<br />
masasına uzanmış. ( Şimdi bu bölümü masal<br />
sonrası kuşağı erotik biçimde algılamıştır<br />
mutlaka.Hah ha. Öyle birşey yok.<br />
Yakalandınız. Yakalandınız.]<br />
Neyse ki Balamir Abi sizin gibi<br />
düşünmediğinden kırmızı kapaklı dergi<br />
güruhunu astrolonlar üzerinde nizami bir hale<br />
getirmiş de sorun hallolmuş. (Hangi sorun<br />
hallolmuş ? Onu bilmiyoruz.]<br />
Sonra birlikte Yalçın Ofsete gitmişler.<br />
Yılmaz Dinçberk ve saz ark., onları<br />
bekliyormuş.<br />
Balamir Abi, dergiyi Yılmaz Bey'e teslim<br />
etmesin mi ?.<br />
Yılmaz Bey de, e, artık akşam olduğu için ve<br />
bir tek atması zorunlu hale geldiğinden<br />
matbaayı kapatıp çıkmasın mı ?<br />
Kırmızı kapaklı dergi de, orada ıssız acun<br />
galmasın mı ?<br />
Yaa!<br />
Sen zavallı dergiyi orada makinelerin<br />
arasında yalnız bırakıp çık. Olmaz ki ! Hayır<br />
olmaz ki !<br />
Zaten Yazı İşleri Müdürü Ayşegül Akyapraklı<br />
hanımefendiden yıllardır haber alamıyor.<br />
Dergi orada sabaha kadar üşümez mi?<br />
Üşür tabii.<br />
Tiril tiril titremez mi? Titrer tabii. Tabii, tabii.<br />
Sonra sabah olmuş. Balamir abi ve Yılmaz<br />
Dinçberk ve ork.a paraları ödenmiş.<br />
Masal da burada bitmiiş.<br />
Dergi çıkmış kitapçı vitrinine.<br />
Bu kıssadan hisse senedi çıkaranlar da erip<br />
murad 131 lerine kerevetlerine gitmişler.<br />
Gitsinler..<br />
Bize masallarımızı bıraksınlar da,nereye<br />
giderlerse gitsinler.<br />
iizffSEKi<br />
ı i e l l