DEVRİMCİ SOL
1OevOaJgI
1OevOaJgI
- No tags were found...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Devrimci Sol / 24 9<br />
rarına olan edebiyat-sanat ürünlerini<br />
yasaklar faşizm. Yılmaz Güney filmleri<br />
hala engellenir ülkemizde. Abuk subuk<br />
şarkı sözleri, yılgınlığı anlatan, ahlaksızlığı<br />
yayan, cinselliği tema edinen<br />
filmler, bohem sanatçılar “moda” olur,<br />
onlara televizyon ekranları, radyo yayınları<br />
sonuna dek açılır, gece gündüz<br />
reklamları yapılırken örneğin Grup Yorum<br />
üyeleri tutuklanıp, yurtdışı yasakları<br />
ile konserleri engellenir, çalışma yaptıkları<br />
kültür merkezleri basılarak albüm<br />
kayıtları gasp edilir.<br />
Burjuvazinin özgürlük anlayışı cinsel<br />
özgürlükle ya da falan marka ürün tüketilmesiyle<br />
eş tutulur. Herkes burjuvazinin<br />
belirlediği dar paça, düşük bel,<br />
kısa, şu veya bu şekilde giyinmek zorunda<br />
bırakılır. Giyim kuşamda hep<br />
kendini dışarıya beğendirme düşüncesini<br />
geliştirir burjuva ideolojisi. Pespaye,<br />
yoz kültürünü, giyim-kuşam ve moda<br />
programları, dizi filmler ile kadının aşağılanıp<br />
pazarlandığı kadın ve evlilik<br />
programları ile halka yaymaya çalışır.<br />
Fuhuş, kumar, uyuşturucu, alkol gibi<br />
ahlaki dejenerasyona yol açan, insan<br />
sağlığını tehdit eden ama kar da getiren<br />
her şey burjuvazinin ilgisini çeker. Faşist<br />
düzen için hem para kaynağı, hem<br />
halkı çürütme faaliyetidir.<br />
Yoz, çürümüş, bencil, halkın değerlerinden<br />
uzak, kendi tarihinden utanan,<br />
kendi mücadelesinden koparılmış bir<br />
halk elbette faşizmin karşısında birleşip<br />
hesap soramayacaktır. Faşizmin hedefi<br />
işte budur.<br />
Düşmanı Fiziki Olarak<br />
Tanımak<br />
“Erkekçe olsun isterim<br />
Dostluk da düşmanlık da”<br />
Ahmed Arif<br />
Henüz sınıflı toplumların olmadığı<br />
dönemde insanlık ilk savaşını doğaya<br />
karşı vermiştir. Hayatta kalabilmek için,<br />
yaşam hakkını savunabilmek, en temel<br />
ihtiyaçlarını karşılayabilmek için çok<br />
çetin savaşlar vermiş, bu savaşlar sayesinde<br />
insan, insan haline gelmiştir.<br />
Sınıflı toplum, insanın hayatta kalmayı<br />
öğrenip, ihtiyacından fazlasını biriktirmeye<br />
ve diğer insanları kendi kölesi<br />
haline getirmeye başlayınca ortaya çıktı.<br />
Köleci dönemden beri ezen ve ezilen<br />
arasında süregelen bir savaş var. Egemenlerin<br />
gücü, zulmü, gittikleri yere<br />
korku salan orduları, ezilenlerin isyan<br />
bayrağını kaldırmasının önüne engel<br />
olamamıştır. Kılıçla vurulmuş boynu,<br />
aman dilememiş, “Yeter bu kölelik zinciri”<br />
diyen Spartaküslerle düşmüştür tarihin<br />
önüne. Egemenlerin saraylarına sığdıramadığı<br />
zenginliğin annacında “Yarin<br />
yanağından gayrı her yerde, her şeyde<br />
hep beraber” diyen bir ortaklık düzeni<br />
kurmaya çalışmış Bedreddin. Ve onun<br />
düşmanlık konusundaki öğüdünü taşırız<br />
ilk günkü gibi...<br />
Düşmanı biz, tarihten bugüne çektiğimiz<br />
acılardan çıkardığımız derslerden<br />
tanırız. Düşmanın kaypaklığını, yalancılığını,<br />
hilekar ve güvenilmez olduğunu,<br />
büyük bedeller ödeyerek öğrenmişizdir.<br />
Onlardan biri de Seyit Rıza’dır. Çekilirken<br />
darağacına, “Ben sizin yalan ve hilelerinizle<br />
baş edemedim, bu bana dert<br />
oldu. Ama ben de sizin önünüzde diz<br />
çökmedim, bu da size dert olsun!” diyen<br />
Seyit Rıza…<br />
“Su uyur düşman uyumaz” der halk.<br />
Bugünün egemenleri de kendinden öncekilerden<br />
daha azgın bir sömürü çarkı<br />
kurmuşlardır. Bu çarkı döndürmek için<br />
emperyalistler tarihin en kanlı diktatörlükleri<br />
altında dünya halklarını inim inim