DEVRİMCİ SOL
1OevOaJgI
1OevOaJgI
- No tags were found...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Devrimci Sol / 24 49<br />
ve haberler bunlar üzerinden verilmiştir.<br />
Bu haberlerle, yapılan eylemin halkın<br />
gözündeki meşruluğu, haklılığı ortadan<br />
kaldırılmak istenmiştir.<br />
Televizyon<br />
Halkın, televizyonun düğmesine bastığı<br />
andan itibaren, düşünme yetisini<br />
tekrarlanan haber ve eğlence kalıplarına<br />
teslim etmesi hedeflenir. Televizyon programlarında<br />
sürekli aynı mesaj tekrarlanır:<br />
“Bildiğin dünya, bildiğin gibi kalır.”<br />
Video klipler, konserler, diziler, filmler,<br />
yarışmalar... vb ile insanlar kuşatılmıştır.<br />
Aslında burjuvazi kitleleri dipsiz bir karanlığa<br />
mahkum etmek istemektedir.<br />
Bu kuşatma altındaki insanlar sosyal,<br />
kültürel, politik faaliyetlerden uzak duracak;<br />
düşünme kapasiteleri daralacak<br />
ve insanı harekete geçiren tüm duygular<br />
ve düşünceler ortadan kaldırılacaktır.<br />
Yaşam içerisinde hiçbir koşulda bir<br />
araya gelemeyecek sınıflar, yani zenginler<br />
ve fakirler filmlerde, dizilerde sürekli<br />
işlenen bir konu haline getirilmiştir.<br />
Bu tür dizilerle, filmlerle zengin ve fakir<br />
arasındaki farkların öfke uyandırmaması<br />
gerektiği inceden inceye işlenir. İnsanların<br />
sınıf bakış açısı bulanıklaştırılır.<br />
O çok sık söylenen “aynı gemideyiz”<br />
cümlesi tekrarlanır.<br />
Televizyonun bir diğer ayağı da reklamlardır.<br />
Reklamlar, emperyalist saldırının<br />
en sinsi yanıdır. Bir cümle, bir<br />
slogan ile beyinlere girer. “Anı yaşa”,<br />
“Sen buna değersin” gibi cümlelerle<br />
düşünceleri etkiler ve günlük yaşama<br />
girer. Ve halk kitleleri yaşanan olayları<br />
da bu şekilde değerlendirmeye ve bu<br />
kalıplarla davranmaya başlarlar. Reklamların<br />
sloganları dışında, kullanılan<br />
müzikler de büyük bir özenle belirlenir.<br />
Olabildiğince akılda kalıcı bir şekilde<br />
yapmaya çalışırlar. “Sen teksin, özelsin”<br />
sloganları ile şampuan, krem ve kozmetik<br />
ürün reklamları yapılır.<br />
Ramazan aylarında yayınlanan Coca<br />
Cola reklamı çarpıcı bir örnektir. Coca<br />
Cola iftar sofralarının vazgeçilmezi olarak<br />
gösterilir. Oysa bizim iftar geleneğimizde<br />
Coca Cola’nın yeri yoktur. Ama<br />
öyle bir reklam yaparlar ki; Coca Cola’sız<br />
iftar açılamaz adeta!<br />
Televizyonun bir diğer etki alanı da;<br />
devrimcileri, devrimci eylemleri karalamak<br />
üzerine kurulu olmasıdır. Devrimci<br />
eylemlerin neden yapıldığı, nasıl gerçekleştiği<br />
anlatılmaz. Aksine; haksız bir<br />
eylem olduğu, halka zarar verdiği propagandası<br />
yapılır.<br />
Teknoloji, Teknolojik Gelişim<br />
Sadece Kar Getirmez,<br />
Ülkeleri ve Halkları<br />
Denetlemeyi Amaçlar<br />
Kapitalist sistem ve onun sömürücü<br />
sınıfı burjuvazi daha fazla kar edebilmek<br />
için belirli aralıklarla farklı tarzdaki ürünlerini<br />
satışa sunar. İnsanlar, emperyalizmin<br />
tüketim kültürünün yarattığı alışkanlıkla<br />
“son olarak” piyasaya sunulanın<br />
var olanların en iyisi olduğunu düşünür<br />
ve satın alır. Evlerde kullanılan elektronik<br />
eşyalar ihtiyacımızı karşılıyordur. Fakat<br />
her yeni çıkanı almak için de bir çabanın<br />
içerisine itilir insanlar. Son olarak alınanların<br />
her biri bir öncekine göre daha<br />
dayanıksız biçimde üretilir. Bunun nedeni<br />
de; bozulan ürünün yenisiyle değiştirmek<br />
ya da tamir ettirmek zorunda bırakmaktır.<br />
Böylelikle burjuvazi hem ürünü satarken<br />
hem de bozulan ürünün parçalarını satarken<br />
kar eder. Her teknolojik gelişim<br />
hayatımızı kolaylaştırma adına piyasaya<br />
sunulur. Kolaylaştırılan hayat, aslında<br />
kapitalizmin pazarladığı yeni yaşam biçimidir.<br />
Böylelikle ekonomik bağımlılığı