26.02.2013 Views

uluslararası tarımsal yayım sistemleri - Prof. Dr. Ziya Yurttaş

uluslararası tarımsal yayım sistemleri - Prof. Dr. Ziya Yurttaş

uluslararası tarımsal yayım sistemleri - Prof. Dr. Ziya Yurttaş

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

1<br />

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ<br />

ZİRAAT FAKÜLTESİ<br />

Tarım Ekonomisi Bölümü<br />

Ders Notları<br />

ULUSLARARASI TARIMSAL YAYIM<br />

SİSTEMLERİ<br />

<strong>Prof</strong>. <strong>Dr</strong>. <strong>Ziya</strong> YURTTAŞ<br />

Erzurum - 2010


2<br />

ÖNSÖZ<br />

Gelişmenin sınırı yoktur. Bu yargı diğer sistemlerde olduğu gibi <strong>tarımsal</strong> <strong>yayım</strong><br />

<strong>sistemleri</strong> için de geçerlidir. Her ülke vatandaşlarının yaşam kalitesini geliştirmek için değişik<br />

alanlarda sürekli arayışlar içerisindedir. Bu arayışlar sosyal, ekonomik, kültürel, çevresel,<br />

teknik ve teknolojik alanlarda ve bu alanlara giren tüm sektörlerde yapılmaktadır.<br />

Tarımsal Yayım, tarımla uğraşan kişilerin sosyal, ekonomik ve kültürel açıdan<br />

kalkınmalarına yardım etmek amacını güden, okul-dışı ve gönüllü bir eğitim sistemidir. Bu<br />

sistemin sürekli olarak daha etkin ve daha verimli olabilmesi için her ülkede bazı çalışmalar<br />

yapılmaktadır. Bu çalışmaların sonucu olarak değişik sistemler geliştirilmiş ve bu çerçevede<br />

değişik yollar benimsenmiş ve değişik yöntemler uygulanmıştır.<br />

Bu ders notlarının hazırlanmasında Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesinde<br />

okutulmakta olan Tarımsal Yayım ve İletişim Teknikleri ders notları ve Tarım Bakanlığı<br />

Bünyesinde oluşturulan Uluslararası Tarımsal Eğitim Merkezi için bu yazarın da aralarında<br />

bulunduğu bir komisyon tarafından hazırlanan ders notlarından derleme yoluyla<br />

yararlanılmıştır.<br />

Tarım Ekonomisi Bölümü yüksek lisans öğrencileri için hazırlanan bu ders notları iki<br />

bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Sistem, Yaklaşım ve Yöntem gibi kavramlar; ikinci<br />

bölümde ise Dünya‟nın değişik ülkelerinde uygulanmakta olan Tarımsal Yayım Sistemleri yer<br />

almaktadır.<br />

Bu ders notlarının öğrenciler ve ilgililer için yararlı olmasını dilerim.<br />

<strong>Prof</strong>. <strong>Dr</strong>. <strong>Ziya</strong> <strong>Yurttaş</strong>


3<br />

I. BÖLÜM: GİRİŞ<br />

TARIMSAL YAYIM’DA SİSTEMLER, YAKLAŞIMLAR VE YÖNTEMLER 1<br />

Sözlüklere bakıldığında, sistem, yaklaşım ve yöntem kavramlarının her birisi için<br />

değişik konulara bağlı olarak birçok değişik tanımın var olduğu görülür. Bu tanımlarda ortak<br />

olan<br />

“belirli bir amacı gerçekleştirebilmek için benimsenen yol, uygulanan yöntem”<br />

ifadesidir.<br />

Bu ifade, Tarımsal Yayım çalışmalarında;<br />

Yönetim sorumluluğu açısından sistem,<br />

hedef kitlenin rolü ve faaliyet bileşenleri açısından yaklaşım ve<br />

uygulanan teknik açısından ise yöntem (metot) kavramlarını tanımlamaktadır.<br />

Bu bakış açıları, söz konusu kavramların kapsamlarını da belirlemektedir. Bu<br />

kavramlardan sistem en geniş yöntem ise en dar kapsamlıdır. Yaklaşım ise ortadadır. Bu<br />

çerçevede bir sistem içerisinde değişik yaklaşımlar ve bir yaklaşım içerisinde ise değişik<br />

yöntemler yer alabilir. Bu durum aşağıdaki gibi şematize edilebilir.<br />

Sistem<br />

YaklaĢım<br />

Yöntem<br />

Şekil 2. Kapsam bakımından sistem, yaklaşım ve yöntem kavramları ilişkileri<br />

Tarımsal Yayım’da Sistemler<br />

Tarımsal Yayım açısından sistem, Tarımsal Yayım faaliyetlerinde yönetim<br />

sorumluluğu bakımından benimsenen yol ve uygulanan yöntemdir. Başlıca Yayım <strong>sistemleri</strong><br />

şunlardır:<br />

1 <strong>Ziya</strong> <strong>Yurttaş</strong>, Tecer Atsan, Attilla Keskin, Tarımsal Yayım ve İletişim Teknikleri, AÜZF Yayınları, Erzurum,2009


� Kamu Yayımı Sistemi (Tarım İl Müdürlükleri tarafından yapılan Yayım)<br />

� Özel Sektör Yayımı Sistemi (Girdi Şirketleri tarafından yapılan Yayım)<br />

� Özelleştirilmiş Yayım Sistemi (TY/D Şirketleri ve tarım danışmanları ….)<br />

� Üretici Örgütleri Yayımı Sistemi (Örneğin, Ziraat Odaları …….)<br />

� Üniversite Yayımı (USA Cooperative Extension Service)<br />

4<br />

Kamu Yayımı, kamu kuruluşlarının inisiyatifi, yetkisi ve sorumluluğunda yapılan<br />

Yayım hizmetleri sistemidir. Ülkemizde Tarım Bakanlığının Tarım İl Müdürlükleri vasıtası ile<br />

yapmakta oldukları Yayım çalışmaları kamu Yayımının tipik bir örneğidir. Kamunun mal ve<br />

hizmet üretmede verimsiz ve etkisiz olduğunu dikkate alanlar, kamu Yayımının zorunlu<br />

haller dışında sınırlandırılmasını ve alternatif Yayım <strong>sistemleri</strong>nin ağırlık kazanması gerektiği<br />

görüşünü dile getirmektedirler. Buna göre kamu, düzenleme, denetleme ve destekleme<br />

hizmetleri yapmalıdır.<br />

Özel Sektör Yayımı, <strong>tarımsal</strong> üretim için alet, makine, malzeme v.s. üreten ve/veya<br />

satan özel kuruluşların ürettikleri malları satabilmek için bu malların yararları ve nasıl<br />

kullanıldıkları konusunda çiftçileri eğitmeleri Özel Sektör Yayımı olarak adlandırılabilir.<br />

Yalnızca tanıtımla sınırlı çalışmalar Yayım‟dan çok pazarlama kapsamındadır. Özel sektör<br />

mal üretiminde olduğu gibi hizmet üretiminde de verimli ve etkili çalışır. Ancak bazı özel<br />

sektör temsilcilerinin mallarını satabilmek için çiftçilere yanlış bilgi verdikleri de bir gerçektir.<br />

Bu konuda etkin bir kamu denetimi yapılabildiği takdirde, Özel Sektör Yayımı etkin bir sistem<br />

olarak kullanılabilir.<br />

Özelleştirilmiş Yayım, Daha önce kamuya ait olan Yayım kuruluşlarının<br />

özelleştirimesi (Hollanda‟da DLV, İngiltere‟de ADAS gibi) veya Yayım hizmetlerinin “Tarımsal<br />

Yayım ve Danışmanlık” şirketleri gibi özel kuruluşlardan veya serbest tarım danışmanları gibi<br />

sertifikalı ve yetki belgeli kişilerden hizmet satın alımı yöntemi ile gerçekleştirilmesidir.<br />

Bazı AB ülkelerinde Yayım servisi büyük ölçüde özelleştirilmiştir. İngiltere, Danimarka<br />

ve Hollanda, AB Ülkeleri arasında en ileri düzeyde özelleştirme gerçekleştirmiş Ülkelerdir.<br />

Ülkemizde de bu yolda bazı adımlar atılmış, bu çerçevede yasal altyapıyı oluşturacak<br />

yönetmelik çıkarılmış, bu konuda öngörülen insan kaynaklarını hazırlamak üzere çalışmalar<br />

başlatılmıştır. .<br />

Üretici Örgütleri Yayımı, Üretici örgütleri veya çiftçi kuruluşlarının paydaşlarını<br />

aydınlatma, eğitme ve yönlendirmesi esasına dayanan bir Yayım sistemidir. Bu tür Yayım<br />

faaliyetleri özellikle Avrupa ülkelerinde büyük ağırlık taşımakta, ülkemizde ise son yıllarda<br />

gittikçe daha geniş bir biçimde kullanılmaktadır. Pankobirlik, Fiskobirlik, Tariş, Arıcılar Birliği<br />

gibi üretici örgütleri ticari faaliyetler yanında paydaşları için eğitim faaliyetleri de<br />

yürütmektedirler.


5<br />

Üniversite Yayımı, Daha önceden de belirtildiği gibi, Kooperatif Yayım (Cooperative<br />

Extension) olarak adlandırılan bu sistem Amerika Birleşik Devletlerinde Land Grant<br />

Üniversiteleri Ziraat Fakülteleri önderliğinde yürütülen bir Yayım sistemidir. Bu sistem 1914<br />

yılında yürürlüğe giren Smith-Lever yasası ile hayata geçirilmiştir. Kooperatif Yayım<br />

Sisteminde, Federal, eyalet ve yerel yönetimler ve Land Grant Üniversitelerin Ziraat<br />

Fakülteleri Yayım hizmetlerini iş birliği halinde (cooperative) yürütmektedir. Bu sistemde<br />

Ziraat Fakültelerinin bazı öğretim elemanları yılın bir bölümünde tam zamanlı olarak Yayım<br />

birimlerinde görev almaktadırlar. ABD‟ye özel olan bu sistem 1914 yılından günümüze kadar<br />

etkin bir biçimde uygulanmaktadır.<br />

Tarımsal Yayım’da Yaklaşımlar<br />

Tarımsal Yayım açısından yaklaşım, Yayım faaliyetlerinde hedef kitlenin rolü veya<br />

faaliyet bileşenleri gibi bakımlardan benimsenen yol ve uygulanan yöntem (veya tarz) dir.<br />

Yayım yaklaşımları hedef kitlenin rolü bakımından şu şekilde sınıflandırılır:<br />

� Yukarıdan aşağıya Yayım yaklaşımı<br />

(top-down, geleneksel veya teknoloji transferi yaklaşımı)<br />

� Aşağıdan yukarıya Yayım yaklaşımı<br />

(buttom-up, modern veya katılımcı Yayım yaklaşımı)<br />

Yayım yaklaşımları faaliyet bileşenleri bakımından ise şu şekilde sınıflandırılır:<br />

� Tek bileşenli Yayım yaklaşım<br />

� Çok bileşenli (Bütüncü) Yayım yaklaşım<br />

Tarımsal Yayım‟da yaklaşımlar, maliyet paylaşımı vb. bakımlardan da ele alınabilirler.<br />

Yukarıdan aşağıya Yayım yaklaşımı (top-down), geleneksel veya teknoloji transferi<br />

yaklaşımı olarak ta adlandırılır. Bu yaklaşımda, sorunlar ve öncelikler ve çözüm yolları ile ilgili<br />

kararlar Yayımdan sorumlu kuruluşun tarafından alınarak uygulanır. Kararlarda hedef kitlede<br />

bulunan kişilerin rolü önemsizdir. Gerekli bilgilerin kuruluş bünyesinde var olduğu varsayılır.<br />

Bu yaklaşımda araştırma kuruluşlarında geliştirilen yeni teknolojilerin ve o yöre için<br />

yeni olan teknik uygulamaların hedef kitle için yararlı olduğu ve bu yeniliklerin hedef kitle<br />

tarafından kayıtsız şartsız benimsenmesi gerektiği varsayılır.<br />

Aşağıdan yukarıya Yayım yaklaşımı (buttom-up), modern veya katılımcı Yayım<br />

yaklaşımı olarak ta adlandırılır. Bu yaklaşımda sorunlar ve öncelikler ve çözüm yolları ile ilgili<br />

kararlar büyük ölçüde hedef kitlenin katılımı ile alınır. Bu yaklaşımın en önemli özelliği<br />

katılımcılıktır. Bu bakımından bu yaklaşıma katılımcı yaklaşım da denilir. Kararlarda hedef<br />

kitlede bulunan kişilerin rolü önemlidir. Onların bilgilerinin de önemli olduğu kabul edilir.<br />

Bu yaklaşımda kırsal alanda çok uzun yıllar hayatta kalmasını beceren insanların


6<br />

düşüncelerinin çok önemli olduğu, çalışmaların başarılı olabilmesi için projelerin hedef kitle<br />

tarafından “sahiplenilmesi” gerektiği, bununda ancak katılımcılıkla sağlanabileceği varsayılır.<br />

Tek bileşenli Yayım yaklaşım, altyapı, finansman ve eğitim gibi kalkınma<br />

bileşenlerinin yalnızca birisinin kalkınma konusu olduğu bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım yakın<br />

zamanlara kadar ülkemizde uygulanan kamu Yayımı sisteminde veya kırsal kalkınma<br />

projelerinde en çok kullanılan yaklaşım olmuştur. Örneğin, bazı yörelere alt yapı hizmetleri<br />

götürülmüş fakat çiftçilerin bu hizmetlerden beklenen yararları sağlayabilmeleri için gerekli<br />

eğitim verilmemiştir. Örneğin GAP alanında özellikle Akçakale bölgesinde sulama tesisleri<br />

yapılmış fakat sulama konusunda çiftçiler gereği gibi eğitilmemişlerdir. Bunun sonucu olarak<br />

çiftçilerin yaptıkları yanlış ve aşırı sulama sonunda on binlerce hektarlık tarım arazileri<br />

çoraklaşmıştır.<br />

Diğer taraftan, eğitim verilmeden çiftçilere verilen kredilerin amaç dışı kullanıldıkları<br />

veya heba edildikleri tüm ilgililerce bilinen yaygın bir sorundur.<br />

Ayni şekilde, yalnızca eğitime dayanan fakat bu eğitimin öngördüğü uygulamalar için<br />

gerekli olan finans desteği sağlanmayan durumlar vardır. Bu durumda da çoğu kez olumlu<br />

sonuç almak mümkün olamamıştır. Bu durum Yayım sevisi ve elamanlarının çiftçi nezdindeki<br />

itibarını zedelemiştir. Tekil yaklaşımda başarı öyküleri nadirdir.<br />

Tarımsal Yayımda eğitim ön plandadır. Bu bakımdan bazı Tarımsal Yayım<br />

projelerinde yaklaşımın tekilci olması kaçınılmaz olabilir. Buna karşın Kırsal Kalkınmada<br />

eğitim hizmetlerinin yanında zorunlu olarak yukarıda sayılan diğer hizmetlerin bazıları veya<br />

tümü yer alabilir. Bu bakımdan Kırsal Kalkınmada uygulanan yaklaşım bütüncü yaklaşım<br />

olmak durumundadır.<br />

Çok bileşenli Yayım yaklaşım (Bütüncü veya Entegre Yaklaşım), alt yapı, kredi,<br />

teknik v.b. hizmetlerin birbirini destekleyen ve tamamlayan bir biçimde çiftçilere ulaştırıldığı<br />

bir yaklaşımdır. Kırsal Kalkınma büyük ölçüde eğitime dayanan bir teknik hizmettir. Bu<br />

yaklaşıma göre Kırsal Kalkınma yalnızca bilgi aktarma işlemi olarak ele alınmamalıdır.<br />

Eğitimsiz kalkınma olmaz, ancak yalnızca eğitimle de kalkınma olmaz. Diğer bir deyişle,<br />

kalkınma için eğitim şarttır fakat tek başına yetersizdir. Kalkınma çalışmalarının etkin<br />

olabilmesi için bu çalışmalarda bütüncü bir yaklaşım uygulanmalıdır. Diğer bir deyişle, Kırsal<br />

Kalkınma çalışmalarında çiftçilere herhangi bir yenilik hakkında bilgi aktarılırken, onlara söz<br />

konusu yeniliğin uygulanması için gerekli olan altyapı, kredi vb. imkânların da sağlanmasında<br />

yardımcı olmak gerekir.<br />

Bütüncü bir yaklaşım ile planlanan Kırsal Kalkınma programları çerçevesinde,<br />

çiftçilere hizmet götüren kuruluşlar arasında sıkı bir işbirliği ve etkin bir eşgüdüm gereklidir.<br />

Böylece, çiftçilere birbirinden kopuk hizmetler yerine, birbirini destekleyen ve tamamlayan


çalışmaların oluşturduğu etkin bir hizmetler demeti götürülebilir.<br />

7<br />

Türkiye'de son yıllarda, özellikle <strong>uluslararası</strong> kuruluşların finansman ve teknik yönden<br />

katkıda bulundukları Entegre Kırsal Kalkınma Projeleri‟nde altyapı, kredi ve eğitim hizmetleri<br />

birlikte yürütülmektedir. Bu projeler ve uygulama yılları aşağıdaki gibidir:<br />

� Çorum-Çankırı Entegre Kırsal Kalkınma Projesi ............ .. 1976-1981<br />

� Erzurum Kırsal Entegre Kalkınma Projesi ........................ . 1981-1989<br />

� Bingöl-Muş Entegre Kırsal Kalkınma Projesi...................... 1990-1999<br />

� Yozgat Entegre Kırsal Kalkınma Projesi.............................. 1991-2000<br />

� Doğu Anadolu Havza Geliştirme Projesi.............................. 1993-2001<br />

� Ordu-Giresun Entegre Kırsal Kalkınma Projesi................... .1997-2004<br />

� Sivas-Erzincan Entegre Kırsal Kalkınma Projesi…..….….… 2005-2012<br />

Bu tür projelerde araştırma ve öğretim kurumları, danışmanlık ve benzeri hizmetler<br />

verebilirler. Altyapı hizmetleri; yol, su, elektrik ve sulama şebekeleri gibi hizmetlerdir.<br />

Kredi imkânlarından kastedilen, çiftçilere sağlanan aynî ve nakdi kredilerdir. Bu tür<br />

krediler genellikle T.C. Ziraat Bankası ve Tarım İl Müdürlükleri işbirliği ile sağlanır.<br />

Teknik hizmetler ise eğitime dayalı olarak hayvan sağlığı, makine kullanımı ve bakımı<br />

vb. konularda çiftçilere götürülen hizmetlerdir. Bu hizmetler genellikle Tarım İl Müdürlükleri<br />

tarafından yapılır. Fakat bazı altyapı kuruluşları da kendi alanlarına giren konularda çiftçilere<br />

teknik hizmetler götürür, onlar için eğitici çalışmalar yapabilirler.<br />

Yayım çalışmalarında projenin çarpan veya çoğaltan etkisiyle hedef çiftçilerden diğer<br />

çiftçilere yayılması beklenir.<br />

Bütüncü Yaklaşım şekil 3‟de olduğu gibi şematize edilebilir.<br />

Altyapı<br />

Hizmetleri<br />

AraĢtırma<br />

KuruluĢları<br />

Diğer<br />

Çiftçiler<br />

Teknik<br />

Hizmetler<br />

Entegre<br />

Proje<br />

Proje<br />

Çiftçileri<br />

Şekil 3. Kırsal Kalkınmada Bütüncü Yaklaşım<br />

Kredi<br />

Ġmkanları<br />

Öğretim<br />

KuruluĢları<br />

Diğer<br />

Çiftçiler


1.5.3. Tarımsal Yayım’da Yöntemler<br />

8<br />

Tarımsal Yayım açısından yöntem, Tarımsal Yayım faaliyetlerinde teknik bakımından<br />

benimsenen yol ve uygulanan düzenli işlemlerdir.<br />

Tarımsal Yayım Yöntemleri genel olarak şu şekilde sınıflandırılır:<br />

� Bireysel Yayım Yöntemleri<br />

� Grup Yayım Yöntemleri<br />

� Kitle Yayım Yöntemleri<br />

Değişik ülkelerle ilgili genel bilgiler ve bu ülkelerde uygulanan Tarımsal Yayım Sistemleri<br />

Aşağıdaki gibidir.


9<br />

İKİNCİ BÖLÜM:<br />

ULUSLAR ARASI<br />

TARIMSAL YAYIM SİSTEMLERİ


1. Genel Bilgiler (1)<br />

10<br />

TÜRKİYE<br />

.Yüzölçümü 783,562 km 2 (Dünya sıralamasında 37.)<br />

Kara Sınır Uzunluğu 2,648 km<br />

Kıyı Uzunluğu 7,200 km<br />

İklim Sahillerde ılıman iklim, iç bölgelerde karasal iklim<br />

Arazi Yapısı Orta Anadolu‟da yüksek plato, sahillerde dar<br />

ovalar, kuzey ve güney sahillere paralel dağ<br />

sıraları<br />

En alçak ve en Ağrı Dağı 5,166 m<br />

Yüksek Noktalar<br />

Doğal Kaynaklar Krom, bor, kömür, demir, bakır, civa, altın,<br />

magnezyum, mermer, perlit, sülfür, kil, tarım<br />

arazisi ve hidroelektrik.<br />

Arazi Kullanımı İşlenebilir : 29.81%<br />

Bitki kaplı: 3.39%<br />

diğerr: 66.8% (2005)<br />

Sulanabilir Arazi 52,150 km 2 (2003)<br />

Doğal Afetler Kuzey Anadolu hattı boyunca şiddetli depremler,<br />

heyelan, su baskınları<br />

Nüfus 78,785,548 (July 2011 est.)<br />

Dünya sıralaması: 17<br />

Şehirleşme Oranı 70% (2010)<br />

Hayat Beklentisi (yıl) 72.5<br />

Okur-Yazar Oranı 87.4%<br />

Eğitim Harcamaları/ 2.9% (2006)<br />

GSMH Oranı<br />

Tarihçe (2) : Anadolu yarımadası dünyanın en eski yerleşim merkezleri arasındadır.<br />

Urfa göbekli tepe tarihi M.Ö. 10.000 yıllarına uzanır. Konya Çatalhöyük ise 7500 yıllık tarihe<br />

sahiptir. M.Ö. 3000 yıllarından itibaren Hititler, Asurlar, Sümerler, frigler vb. 25 kadar<br />

medeniyet Anadolu‟da gelişmiş ve yaşamıştır. Türkler 10 yy da Anadolu‟ya büyük ölçüde<br />

gelmeye başlamış 1071 Malazgirt savaşı Anadolu kapılarını Türklere açmıştır. 1243 yılında<br />

Selçukluların Moğollara yenilmiş 1300 yılında Osmanlı dönemi başlamış 623 yıl sürmüştür.<br />

I.Dünya savaşı sonunda Atatürk ve arkadaşları kurtuluş mücadelesi başlatarak işgal<br />

ordularını 30 Ağustos 1922 tarihi itibari ile yenmiş 1923 yılında ise cumhuriyet ilan edilmiştir.<br />

II. Dünya savaşında Türkiye tarafsız kalmış fakat savaşın son günlerinde formalite olarak<br />

Almanya‟ya savaş ilan etmiştir. Türkiye 1945 yılında BM kurucu üyesi 1952 yılında ise NATO<br />

ya üye olmuştur.<br />

Türkiye 1950 yılından itibaren çok partili demokrasi sistemini uygulamış yine bu yıldan<br />

sonra liberal ekonomik uygulamalar başlatılmıştır. 1980 lerden sonra liberal ekonomik<br />

uygulamalar hız kazanmıştır.


2. Türkiye’de Ekonomi (3)<br />

GSMH (PPP) * 958.3 Milyar$ PPP, (729.1 milyar$ resmi kur<br />

hesabı ile) (2010 tah.)<br />

11<br />

Kişi Başına GSMH $12,300 PPP, $ 9,359 resmi kur(2010)<br />

GSMH Bileşenleri Tarım: 8.8%<br />

Endüstri: 25.7%<br />

Hizmetler: 65.5%<br />

Bütçe (2010 ) Gelirler: 159 milyar$<br />

Giderler: 189 milyar$<br />

Açık : 30 milyar $<br />

Kamu Borcu/GSMH 48.1% (Dünya sıralamasında 54.)<br />

Tarımsal Ürünler Fındık, tütün, hububat, narenciye, zeytin, şeker<br />

pancarı, pamuk, bakliyat, hayvancılık ürünleri<br />

Sanayi Ürünleri Tekstil, gida işleme, otomobil, madencilik,<br />

demir-çelik, inşaat, kağıt, orman ürünleri.<br />

Hizmet Sektörü Turizm, taşımacılık, taahhüt, bankacılık,<br />

Elektrik üretimi 198.4 milyar kWh<br />

Petrol Üretimi 52,980 bbl/gün<br />

Petrol Tüketimi 579,500 bbl/gün<br />

Doğal Gaz Üretimi 1.014 milyar m 3 (2009)<br />

Doğal Gaz Tüketimi 35.07 milyar m 3 (2009.)<br />

Türkiye ekonomisinde sanayi ve hizmet sektörünün payı gittikçe genişlemektedir.<br />

Buna paralel olarak Tarım sektörünün payı da azalmaktadır. Tarım sektörünün payı her<br />

nekadar da %8.8 gibi düşük bir düzeyde ise de, istihdam imkanlarının % 30 kadarı tarım<br />

sektörü tarafından sağlanmaktadır. 1980 yılından sonra uygulanan liberal ekonomi<br />

politikaları ve bu çerçevede yapılan özelleştirmelerden sonra devletin ekonomik<br />

faaliyetlerindeki payı azalmıştır. Bu yıllardan sonra özel girişimcilik gelişmiş ve ekonomik<br />

faaliyetlerdeki rolü artmış ve ekonomi gözlenebilir bir dinamizm kazanmıştır.<br />

Tekstil konusu sanayi sektöründe önemli bir yer tutmaktadır. Sanayi sektöründeki<br />

istihdamın %30 kadarı tekstil kolu tarafından sağlanmaktadır. Tekstil konusunda Dünya‟da<br />

büyük bir rekabet yaşanmaktadır. Buna rağmen tekstil sanayi durumunu koruyabilmektedir.<br />

Bunun yanında otomotiv, inşaat ve haberleşme alanlarında da önemli gelişmeler meydana<br />

gelmektedir. Bu alanlardaki ihracat rakamları tekstili geçmeye başlamıştır.<br />

Bakü-tiflis-ceyhan boru hattının 2006 yılında açılması ile günde 1 milyon varil petrolün<br />

dünya pazarlarına çıkışı sağlanmıştır. Yapılması planlana petrol ve gaz boru hatları ile<br />

ülkenin enerji ihtiyacının karşılanmasında kolaylıklar sağlanacaktır.<br />

2001 yılındaki ekonomik kriz sonucu alınan tedbirlerle ekonominin temelleri<br />

güçlendirilmiş ve yıllık ortalam % 6 oranını aşan bir ekonomik gelişme sağlanmıştır.<br />

Ülkede enflasyon oranı % 7dır. Dış borç/GSMH oranı ise %50 rakamının altındadır.<br />

Doğrudan yabancı yatırım (FDI) değeri 174 milyar $ kadardır. Cari açık durumu ekonomideki<br />

en önemli sorundur. Cari açığın kısa vadeli döviz girişleri ile karşılanması nedeni ile ekonomi<br />

bazı tehditlere açıktır ve kırılgan bir görünümündedir.


3. Türkiye’de Tarım (4)<br />

Türkiye‟de toplam yaklaşık 78 milyon alanın 29 milyon hektar kadarı tarıma<br />

elverişlidir. Bu alanın yaklaşık 1/3 kadarı nadasa bırakılır. Tarıma yeni olarak açılabilecek<br />

alan çok sınırlıdır.<br />

12<br />

Türkiye‟de tarımın en önemli sorunu tarım işletmelerinin çok parçalı ve toplamda<br />

küçük oluşudur. Ortalama olarak işletme büyüklüğü 50 dekardan azdır. Bu yapı makineleşme<br />

ve diğer modern tarım uygulamaları için yeterli değildir. Konya civarında bazı büyük çiftlikler<br />

vardır. İkinci Dünya savaşından sonra traktörün tarımda büyük ölçüde kullanılması ile, yeni<br />

alanlar tarıma açıldı ve yapılan sulama tesisleri ve kimyasal gübre kullanımı ile verimde artış<br />

sağlandı. 1998 yılında tarım alanlarının %16 kadarı sulanabilmekte idi. Ancak yinede tarım<br />

dış etkenlere büyük ölçüde bağımlı durumdadır.<br />

İşlenen arazinin %90 kadarı hububata ayrılmıştır. Buğday bu mahsullerin başında yer<br />

alır. 1999 yılında toplam hububat üretiminin %59 kadarı buğday üretimidir.<br />

Bu yılda üretilen tarım ürünlerinin miktarı aşağıdaki gibidir (ton):<br />

Buğday ……………..18.000.000<br />

Arpa………………….. 9.000.000<br />

Şeker pancarı……….20.000.000<br />

Üzüm………………….3,650.000<br />

Mısır…………………..2. 400.000<br />

Zeytin………………….1.800.000<br />

Ayçiçeği…………………860.000<br />

Pamuk…………………..802.000<br />

Portakal…………………830.000<br />

Fındık……………………580.000<br />

Tütün……………………262.000<br />

İncir (taze).……………..230.000<br />

Çay………………………200.000<br />

Antep fıstığı………………40.000<br />

Türkiye fındık üretiminde Dünya‟da ilk sıradadır. Antep fıstığı üretiminde ise ABD ve<br />

Iran‟dan sonra 3. Sırada bulunmaktadır. Türk tütünü, kalite itibari ile yine dünyada ilk<br />

sıralarda bulunmaktadır. Türkiye‟de en kaliteli tütünün Samsun bölgesinde üretildiği kabul<br />

edilir.<br />

Türkiye <strong>tarımsal</strong> üretimi vergi indirimi, fiyat desteklemeleri, düşük faizli tarım kredileri,<br />

ücretsiz danışmanlık hizmetleri gibi araçlarla teşvik etmektedir.<br />

4. Türkiye’de Tarımsal Yayım ve Tarım Bakanlığı (5)<br />

Türkiye tarihin ilk dönemlerinde beri önemli bir tarım alanı olmuştur. Etilerden zamanımıza<br />

kadar gelen kitabelerde tarımla ilgili bilgiler yer almaktadır. 17. yüzyılda yayınlanan Revnak-<br />

i-Bostan adlı eserde bu gün bile yararlanılabilecek bilgiler vardır. (Şenocak 1967)


13<br />

Türkiye‟de <strong>tarımsal</strong> eğitim konusunda resmi çalışmalar Tanzimat döneminde<br />

başlamış 1848 yılında Yeşilköy‟de ilk ziraat okulu açılmıştır. Ancak çeşitli sebeplerle bu okul<br />

1851 yılında kapatılmıştır.<br />

1893 yılında Halkalı Ziraat Mektebi (Mehmet Akif Ersoy bu okuldan mezundur)<br />

kurulmuştur. Sonraki dönemlerde savaşlar nedeniyle ülkedeki her türlü <strong>tarımsal</strong> eğitim<br />

sekteye uğramıştır.<br />

Cumhuriyetin kurulmasından sonra her alanda olduğu gibi tarım alanında da eğitim<br />

çalışmalarına hız verilmiş 1924 yılında Tarım işlerinden de sorumlu, “Ziraat ve Ticaret<br />

Vekâleti” adı altında bir Bakanlık kuruldu. Bundan 4 yıl sonra da, 1928 yılında Ankara‟da<br />

Yüksek Ziraat Mektebi kuruldu, Bu mektep 1933 yılında Yüksek Ziraat Enstitüsü, 1948<br />

yılında ise Ziraat Fakültesi olarak faaliyetlerini sürdürdü.<br />

1984 öncesi Tarımsal Yayım hizmetleri merkezi düzeyde Ziraat İşleri Genel<br />

Müdürlüğü (ZİGEM) tarafından yürütüldü. ZİGEM, İl ve ilçe müdürlükleri ile uzun yıllar<br />

ülkemizin <strong>tarımsal</strong> politikası doğrultusunda yararlı hizmetler verdi. Türk köylüsüne örnek<br />

teşkil etmesi amacıyla deneme ve üretme istasyonları kurdu, tohum temizleme faaliyetlerinde<br />

bulundu, gübreyi, <strong>tarımsal</strong> alet ve makineleri Türk Çiftçisine tanıttı ve kullanımının<br />

yaygınlaştırılmasında önemli roller oynadı. Bu dönemde bedelsiz girdi destekli eğitim<br />

çalışmaları, kırsal alanda <strong>tarımsal</strong> faaliyetlerde gübre, kaliteli tohum, ilaç vs. gibi yoğun girdi<br />

kullanımının çiftçilerce benimsenmesini sağladı. Ürün bazında üretimi geliştirme projeleri ile<br />

1984‟e kadar faaliyetler sürdü.<br />

Başlangıçta oldukça yararlı hizmetler veren ZİGEM, zaman içerisinde hantallaştı ve<br />

etkisiz hale geldi. ZİGEM 1984 yılında, D.B. ve IFAD desteği ile 16 ilde Eğitim ve <strong>Ziya</strong>ret<br />

Sistemini yerleştirmek üzere Tarımsal Yayım ve Uygulamalı Araştırma Projesi (TYUAP)<br />

araştırma / Yayım / çiftçi bağlantısını güçlendirmek üzere harekete geçti ve aynı tarihlerde<br />

Bakanlığın yeniden yapılanması gerçekleşti. TYUAP projesinin başarısı, tartışma konusu<br />

olmuştur.<br />

Yeniden yapılanma ile merkezde oluşturulan ana hizmet biriminden bir tanesi olan ve<br />

ağırlıklı olarak kooperatiflerin kuruluşu, desteklenmesi ve denetlenmesinden sorumlu olan<br />

Teşkilatlanma ve Destekleme Genel Müdürlüğü (TEDGEM) bünyesinde üç şubeden oluşan<br />

bir Yayım Dairesi kuruldu. İllerde ise farklı genel müdürlüklerin taşra birimleri bir çatı altında<br />

toplanarak 7 şubeden oluşan İl Müdürlükleri, ilçelerde ise ilçe müdürlükleri kuruldu.<br />

İl müdürlüklerinde bulunan Şubeler şunlardır:<br />

� Proje ve İstatistik,<br />

� Kontrol, Destekleme,<br />

� Hayvan sağlığı,<br />

� Bitki Koruma,<br />

� İdari ve Mali İşler,<br />

� Çiftçi Eğitimi ve Yayım,<br />

2009 itibari ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı yapılanması tablo 1 de olduğu gibidir.


14<br />

Tablo 1: Tarım ve Köyişleri Bakanlığı 2 Organizasyon Yapısı<br />

Ana<br />

Hizmet<br />

Birimleri<br />

Müsteşar<br />

Yardımcısı<br />

1.Tarımsal Üretim<br />

ve Geliştirme Genel<br />

Müdürlüğü. TÜGEM<br />

2. Koruma ve<br />

Kontrol Genel<br />

Müdürlüğü.<br />

KORGEM<br />

3. Teşkilatlanma ve<br />

Destekleme Genel<br />

Müdürlüğü.<br />

TEDGEM<br />

4. Tarımsal<br />

Araştırmalar Genel<br />

Müdürlüğü. TAGEM<br />

5. Dış İlişkiler ve AB<br />

Koordinasyon Daire<br />

Başkanlığı.<br />

Müsteşar<br />

Yardımcısı<br />

Danışma ve<br />

Denetim<br />

Birimleri<br />

Teftiş Kurulu<br />

Başkanlığı<br />

(Doğrudan<br />

Bakana bağlı)<br />

Strateji<br />

Geliştirme<br />

Başkanlığı<br />

Hukuk<br />

Müşavirliği<br />

Bakanlık<br />

Müşavirleri<br />

Basın ve<br />

Halkla İlişkiler<br />

Müşavirliği<br />

BAKAN<br />

MüsteĢa<br />

r<br />

Müsteşar<br />

Yardımcı<br />

sı<br />

Yardımcı<br />

Hizmet<br />

Birimleri<br />

Personel<br />

Genel Müdürlüğü<br />

İdari ve Mali İşler<br />

Daire Başkanlığı<br />

Yayın Dairesi<br />

Başkanlığı<br />

Savunma<br />

Sekreterliği<br />

Özel Kalem<br />

Müdürlüğü<br />

(Doğrudan<br />

Bakana bağlı)<br />

Müsteşar<br />

Yardımcı<br />

sı<br />

İlgili<br />

Kuruluşlar<br />

Toprak<br />

Mahsulleri Ofisi<br />

Tarım<br />

İşletmeleri<br />

Genel<br />

Müdürlüğü<br />

Çay İşletmeleri<br />

Genel<br />

Müdürlüğü<br />

Et ve Balık<br />

Kurumu Genel<br />

Sekreterliği<br />

Tarım ve Kırsal<br />

Kalkınmayı<br />

Destekleme<br />

Kurumu<br />

Başkanlığı<br />

Müsteşar<br />

Yardımcı<br />

sı<br />

Bağlı<br />

Kuruluşlar<br />

Tarım<br />

Reformu<br />

Genel<br />

Müdürlüğü<br />

Atatürk<br />

Orman<br />

Çiftliği<br />

Müdürlüğü<br />

2<br />

Tarımdan sorumlu Bakanlığın adı Cumhuriyet döneminde aşagıdaki adları almıştır.<br />

1924 - Ziraat ve Ticaret Vekaleti<br />

1974 - Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı<br />

1981- Tarım ve Orman Bakanlığı<br />

1983 - Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı<br />

1991 - Tarım ve Köyişleri Bakanlığı


15<br />

Ülkemizde Yayım hizmetleri büyük ölçüde kamu tarafından gerçekleştirilmektedir.<br />

2000 li yılların başlarında, AB üye ülkelerinde olduğu gibi, bu hizmetlerde verimlilik ve<br />

etkinliği artırmak için hizmetlerin özelleştirmesi yönünde adımlar atılmış ve 08.09.2006<br />

Tarihinde Resmi Gazetede “Tarımsal Yayım Ve Danışmanlık Hizmetlerinin Düzenlenmesine<br />

Dair Yönetmelik” yayınlanmıştır. Bu yönetmelik uyarınca sertifikalandırılacak Serbest Tarım<br />

Danışmanları ve kurulacak “Tarımsal Yayım ve Danışmanlık” (TYD) şirketleri de ücret<br />

karşılığında Tarımsal Yayım ve danışmanlık hizmeti vermeye yetkili olacaklardır.<br />

Bu sistemde TYD hizmetlerinde verimlilik ve etkinlik sağlanacağı, Bakanlığın ise<br />

yalnızca düzenleme, denetleme ve destekleme görevleri yapacağı beklenmektedir.<br />

Kaynaklar<br />

(1) https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/geos/tu.html<br />

(2) http://en.wikipedia.org/wiki/Turkey#History<br />

(3) http://www.nationsencyclopedia.com/Asia-and-Oceania/Turkey.html<br />

(4) ibid.<br />

(5) <strong>Yurttaş</strong>, ziya, Tarımsal Yayım ve İletişim Teknikleri, AÜZF yayınları no: 67


16<br />

AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ<br />

1. Genel Bilgiler (1)<br />

.Yüzölçümü 9.826.675 km 2 , (Rusya ve Kanada‟dan sonra 3.)<br />

kara: 9.161.966 km 2 , göller: 664,709 km 2<br />

Sınır Uzunluğu Karasal sınır: 12,034 km.<br />

Kıyı Uzunluğu Deniz sınırı: 19,924 km<br />

İklim Genelde ılıman, Hawaii ve Florida‟da tropikal, Alaska‟da<br />

kutupsal, orta bölge ovalarında yarı kurak,<br />

Arazi Yapısı Orta bölgede büyük ovalar, batıda dağlar, doğuda tepeler<br />

ve küçük dağlar, Alaska‟da dağlık, hawai volkanik<br />

En alçak ve en Death Valley -86 m,<br />

Yüksek Noktalar Mount McKinley 6,198 m<br />

Doğal Kaynaklar Bakır, kurşun, fosfat, uranyum, altın, demir, civa, nikel,<br />

potas, gümüş, çinko, petrol, doğal gaz, kereste Kömür<br />

Arazi Kullanımı tarım arazisi: %18.01, Sürekli bitkiler, %0.21, diğer: %81<br />

Sulanabilir Arazi 223,850 km2<br />

Doğal Afetler Pasifik kıyısında tsunami, volkan ve deprem; Atlantik<br />

kıyısında ve körfezde tayfun; güneydoğuda hortum<br />

Nüfus 307.212.123 (2009) (Çin ve Hindistan‟dan sonra 3.)<br />

Şehirleşme Oranı Şehirleşme: %82<br />

Hayat Beklentisi (yıl) 78.24<br />

Okur-Yazar Oranı %99<br />

Eğitim Harcamaları/<br />

GSMH Oranı<br />

% 5.3 (2005)<br />

Tarihçe (2): Britanya‟nın Kuzey Amerika‟daki kolonileri 1776 yılında<br />

bağımsızlıklarını ilan etmişler ve 1783 yılında imzalanan Paris anlaşması ile Amerika<br />

Birleşik Devletleri olarak tanınmışlardır. Başlangıçta 13 eyalet devlet tarafından<br />

oluşturulan birlik daha sonra 37 eyalet devletin de katılması ile 50 devletlik bir birlik<br />

haline gelmiştir. ABD zaman içerisinde topraklar edinerek bu günkü büyüklüğüne<br />

ulaşmıştır. Amerikan tarihinin iki en önemli olayı iç savaş (1861–1865) ve büyük<br />

ekonomik depresyondur(1929).<br />

Ayrıca I. ve II. Dünya Savaşları, Vietnam Savaşı, 11 Eylül 2001 saldırıları ve<br />

ABD‟nin Afganistan ve Irak Devletlerine yaptığı müdahaleler gibi olaylar da ABD<br />

tarihinde önemini uzun süre koruyacak olan olaylardır. ABD dünya savaşları sonunda<br />

bir süper güç statüsü kazanmış ve bu statüsünü halen sürdürmektedir.<br />

Amerika Kıtası'nın 1492'de Avrupalılar tarafından keşfinden sonra İspanyollar,<br />

Portekizliler, Fransızlar ve İngilizler, buradaki yerli halkların aleyhine toprak sahibi<br />

oldular. İngilizler, Amerika'daki topraklarını genişlettikten sonra, İngiltere başta olmak<br />

üzere çeşitli ülkelerden göçmenler alıp buralara yerleştirerek koloniler kurdular.<br />

Yönetimleri İngilizlerden farklıydı. Kolonilerin her birinde (Pensilvanya dışında), iki<br />

yasama meclisi bulunuyordu. Kolonileri temsil eden alt meclisin üyeleri mal sahipleri


17<br />

tarafından seçiliyor, Krallığı temsil eden üst meclis üyeleri ise İngiliz Kralı tarafından<br />

tayin ediliyordu. Kolonilerde yaşayanlar aynı zamanda mahkemeler kurmuştu ve<br />

İngiliz hukuk sistemini uyguluyordu.<br />

1756–1763 yılları arasında İngiltere'nin Avusturya, Fransa ve Rusya ittifakıyla<br />

yaptığı savaşlar (Yedi Yıl Savaşları), İngiliz maliyesi üzerinde ciddi bir yük<br />

oluşturmuştu. İngiltere malî yükünü gidermek amacıyla yeni vergiler koyması,<br />

Amerika'daki kolonilerin tepkisiyle karşılaştı. Koloniler yüksek vergiler ödeyip,<br />

karşılığında hiç bir şey alamamaktan rahatsızlardı. Çay ihracatına gelen yüksek ek<br />

vergiyle koloniler 18. yüzyıl ortalarından beri hazır oldukları bağımsızlık mücadelesini<br />

hayata geçirdiler. Savaşın başlarında George Washington, Thomas Jefferson<br />

tarafından kaleme alınan ve özgürlük isteklerini dile getiren Amerikan Bağımsızlık<br />

Bildirgesi'ni yayınladı.<br />

Altı yıl süren savaş sonunda, George Washington komutasındaki koloni güçleri<br />

tarafından yenilgiye uğratılan İngiltere geri çekilmiş ve 1783 yılında 13 koloninin<br />

bağımsızlığını kabul etmiştir. Bağımsızlıklarını ilan eden koloniler, içişlerinde serbest<br />

eyaletlerden oluşan Amerika Birleşik Devletleri'ni kurdular (1787). 1789'da<br />

Anayasanın tamamlanıp onaylanmasıyla yeni bir ulus ve Amerikan üst kimliği doğdu.<br />

Amerikan bayrağındaki 50 yıldız, 50 eyaletleri simgelemektedir.<br />

Amerika Birleşik Devletleri, ülkeyi anayasayla yöneten bir Başkanın seçimle iş<br />

başına geldiği ilk modern demokratik cumhuriyettir. Bu manada Fransız Devrimi'nin<br />

de öncüsü olmuştur. Bu sistem 18. yüzyıl dünyasında eşitlik, insan halkları, adil<br />

yargılama ve kuvvetler ayrılığı gibi kavramların gündeme gelmesini sağlamıştır.<br />

ABD doğal kaynaklarının zenginliği, genç ve dinamik bir insan gücüne sahip<br />

olması nedeniyle 19. yüzyıl boyunca hızla sanayileşti. Ancak 1861-1865 yılları<br />

arasında çıkan Amerikan İç Savaşı ülkeyi parçalanma tehdidi altına soktu. Savaş<br />

kuzeydeki eyaletlerin başarısıyla sonuçlandı ve ABD tekrar hızlı bir gelişme<br />

dönemine girdi. 20. yüzyıl başlarında çıkan I. Dünya Savaşı'nın İtilaf Devletleri<br />

tarafından kazanılmasında önemli bir rol oynadı. II. Dünya Savaşı'nda da Almanya,<br />

İtalya ve Japonya'ya karşı büyük bir başarı kazanan ABD artık bir süper güç haline<br />

gelmişti.<br />

Soğuk Savaş yılları boyunca ABD başta Kore Savaşı ve Vietnam Savaşı<br />

olmak üzere birçok savaşlara katıldı. 1989 yılında Berlin Duvarı'nın yıkılışı ardında<br />

Soğuk Savaş sona erdi.<br />

2. ABD ‘de Ekonomi (3)<br />

Dünya‟daki en büyük ve teknolojik bakımdan en güçlü ekonomidir. Pazar<br />

ekonomisi uygulanmaktadır. Özel sektörle ilgili yasa ve yönetmenliklerin daha esnek<br />

olmaları dolayısıyla firmalar, Japonya ve Avrupa‟daki firmalara göre daha avantajlıdır.<br />

On yıllardan beri ABD açık ara dünyanın en büyük ekonomisi olma özelliğini<br />

korumuştur. Doğal kaynaklarda çeşitlilik ve miktar bakımından da eski Sovyetler Birliği<br />

dışında yine dünyanın en önde gelen ülkesidir. Kömür, buğday, mısır ve soya fasulyesi<br />

ihracatında yine Dünya‟da birinci sırada gelen bir ülkedir. Buna rağmen ABD petrol dahil<br />

birçok ham madde bakımından dışarı bağımlıdır. ABD dünya nüfusunun % 6, arazisinin %7<br />

sine sahip olmasına rağmen Dünya‟daki mal ve hizmet üretiminin % 40 kadarını<br />

üretmektedir.<br />

1980 li yıllarda bütçe açığı ekonomiye damgasını vurmuştur. 90 lı yıllarda ekonomi<br />

toparlanmış 2001 ikiz kuleler saldırısı Ekonomiyi de olumsuz etkilemiş 2008 yılında ise<br />

Finans sektörde kriz meydana gelmiş ve bu kriz bütün dünyayı etkilemiştir.


18<br />

Ekonomi ile ilgili diğer bazı bilgiler aşağıdaki gibidir:<br />

GSMH (PPP) * 14.26 trillion$ (2009)<br />

Kişi Başına GSMH 46,900$<br />

GSMH Bileşenleri<br />

Tarım %1,2, sanayi %21,9, hizmetler %76,9 (2009)<br />

Bütçe(2009 ) Gelirler: 2.104 trillion $, harcamalar: 3.52<br />

trillion $<br />

Kamu Borcu/GSMH 52.9% (2009)<br />

Tarımsal Ürünler Buğday, mısır, meyveler, sebzeler, pamuk,<br />

süt ürünleri, tavukçuluk ürünleri, balık, orman<br />

ürünleri<br />

Sanayi Ürünleri Petrol, demir-çelik, motorlu araçlar, uzay<br />

araçları, telekomünikasyon araçları,<br />

kimyasallar, elektronik, tüketim malları,<br />

kereste ve madencilik ürünleri.<br />

Hizmet Sektörü Turizm, taşımacılık, sigortacılık, bankacılık<br />

Elektrik üretimi 4.11 trillion $ kWh (2008)<br />

Petrol Üretimi 8.068 milyar varil/gün(2008)<br />

Petrol Tüketimi 19.5 million varil/gün (2008)<br />

Doğal Gaz Üretimi 582.2 milyar m 3 (2008)<br />

Doğal Gaz Tüketimi 657.2 milyar m 3 (2008)<br />

* PPP: Satın alma Gücü Paritesi<br />

3. ABD’de Tarım (4)<br />

ABD‟de çiftlik sayısı 1930 yılında yaklaşık 6.600.000 iken, bu sayı 1998 yılında<br />

yaklaşık 2.200.000 olmuştur. Buna karşılık toplam çiftlik alanı ise 1930 yılında<br />

399.000.000 hektar iken, 1959 yılında 479.000.000 hektar, 1998 yılında ise<br />

386.000.000 dekar olmuştur. Ortalama çiftlik büyüklüğü 1930 yılında yaklaşık 60<br />

hektar iken 1998 yılında üç kat artarak yaklaşık 180 hektar olmuştur. 1930 larda %25<br />

olan çiftçi nüfusu 1998 yılında %2 rakamının altına düşmüştür.<br />

II. Dünya savaşı sırasında ve sonrasında ABD tarımında önemli ölçüde bir<br />

mekanizasyon gerçekleşmiştir. Traktörler, kamyonlar, süt sağım makineleri, biçerdöverler,<br />

balya makineleri ve benzerleri alet ve makineler çiftçiliğin vazgeçilmez<br />

araçları olmuşlardır. 1998 yılında her 400 hektar çiftlik arazisi için 5 traktör<br />

bulunmakta idi. Sulama ve gübreleme ABD tarımında verimliliğin diğer iki<br />

faktörlerindendir. 1998 yılında Tarım arazilerinden sulanan bölümü, %12 ye<br />

ulaşmıştır.<br />

ABD tarımında toplam üretim değeri bakımından en değerli ürün mısırdır.<br />

Mısır ABD‟nin hemen hemen her Eyaletinde yetiştirilmektedir. Mısır üretimi üretildiği<br />

yörenin ekonomisinde önemli bir yer tutar.<br />

1999 yılında bazı ürünlerin üretim miktarı ve Dünya üretimindeki payı<br />

aşağıdaki gibidir:


4. ABD’de Tarım Bakanlığı (5)<br />

19<br />

Ürün 1,000 metrik ton Dünya üretimindeki % pay<br />

Buğday 62,662 %10.7<br />

Mısır 239,719 %39.9<br />

Pirinç 9,546 %1.6<br />

Soya fasulyesi 71,928 %46.6<br />

Pamuk 3,691 %20.2<br />

Tütün 576 %8.1<br />

ABD Tarım Bakanlığı 15 Mayıs 1862 tarihinde Başkan Abraham Lincoln<br />

tarafından kurulmuştur. Önceleri kabinede yer almayan bir birim olarak kuruldu. 15<br />

Şubat 1889 yılında ise kabinede yer alan bir Bakanlık statüsüne kavuşturuldu.<br />

Günümüzde yüz bini aşkın (2007 de 105,778) çalışanı, yüz milyar dolara yakın<br />

(2009 da 95 miyar USD)bütçesi bulunmaktadır.<br />

Yukarıda da belirtildiği gibi, 1862 Morrill yasası ile Land-Grant Kolejleri, 1887<br />

Hatch yasası ile her eyalette bir Araştırma İstasyonu ve 1914 Smith- Lever yasası ile<br />

kooperatif Yayım Servisi Kuruldu. Bu kuruluşların tamamlanmasından sonra ABD<br />

Tarım Bakanlığı (USDA)ülkenin tüm yerleşim birimlerine ulaşma imkânına<br />

kavuşmuştur.<br />

1929 yılında ABD‟de başlayan ve 1930 lu yıllarda devam eden büyük ekonomik<br />

kriz sırasında USDA çok önemli çalışmalar yapmış, ülkenin gıda güvenliğini<br />

sağlamak, çiftçilere kredi temin etmek ve çiftçi gençlerinin eğitilmesi konusunda<br />

önemli ve etkin çalışmalar gerçekleştirmiştir.<br />

USDA tarihinde sürekli olarak Bakanlığın Afrika kökenli çiftçilere karşı<br />

ayırımcılık yaparak onların kredi vb. imkânlardan yararlandırılmadığı ileri sürülmüştür.<br />

Bunun kanıtı olarak ta bugün ABD‟de siyah çiftçi sayısının yok denecek az olduğu<br />

gösterilmektedir.<br />

Bugün ABD‟de USDA Amerikan halkının ihtiyacı olan gıda maddelerinin<br />

üretiminde ve dağıtımında, insanların beslenme konusunda eğitilmelerinde önemli<br />

görevler yürütmektedir. Diğer taraftan USDA <strong>tarımsal</strong> ürünlerin iç ve dış pazarlarda<br />

satılması konusunda da çiftçilere teknik ve finans desteği sağlamaktadır. Diğer<br />

taraftan USDA “Barış için Gıda” programı çerçevesinde fakir ülkelere bağış olarak<br />

USAID aracılığı ile gönderilen gıda maddelerinin temini ve dağıtımı konusunda da rol<br />

oynamaktadır.


ĠletiĢim<br />

Direktörü<br />

Tabii<br />

Kaynaklar<br />

ve Çevre<br />

Genel<br />

Md.<br />

Genel<br />

MüfettiĢ<br />

Çiftlik ve<br />

Yabancı<br />

Tarım<br />

servisi<br />

Genel Md.<br />

20<br />

ABD Tarım Bakanlığı Organizasyon Şeması<br />

Kırsal<br />

Kalkınma<br />

Genel Md.<br />

Genel<br />

DanıĢman<br />

BAKAN<br />

MüsteĢar<br />

Gıda ve<br />

Tüketici<br />

Hizm.<br />

Genel<br />

Md.<br />

Kongre ĠliĢki leri<br />

B. Yard.<br />

Bilgilendirme<br />

ġefi<br />

Gıda<br />

Güvenliği<br />

Genel<br />

Md.<br />

Ġdari iĢler<br />

Bakan Yard.<br />

Finans<br />

ġefi<br />

AraĢtırma<br />

Eğitim ve<br />

Ekonomik<br />

ĠĢler Gen.<br />

Md.<br />

Ġnsan Hakları<br />

Bakan Yard.<br />

Operasyon<br />

Yöneticisi<br />

Pazarlama<br />

ve<br />

Düzenleme<br />

Gen. Md.


5. ABD’de Tarımsal Yayım (6)<br />

Başlangıç ve Gelişme<br />

21<br />

Amerika Birleşik Devletlerinde “Kooperatif Yayım Servis” (Cooperative<br />

Extension Service): Üniversiteler (Land - Grant Kolejleri), Tarım Bakanlığı, Eyalet<br />

Hükümetleri ve mahalli halkın (çiftçi katılımı ve işbirliği ile tarım ve ev ekonomisi eğitimi<br />

programlarını düzenleyen ve uygulayan bir örgüttür. Tarım ve ev ekonomisi<br />

<strong>yayım</strong>ı, geniş ölçüde teşkilâtlanan ve gelişen okul dışı bir eğitim hareketidir. Bu<br />

eğitim; erkek, kadın ve çocukları yani bütün aileyi kapsamaktadır. Eğitimin amacı,<br />

kısaca: «Çiftliklere ve çiftçi evlerine, tarım ve ev ekonomisi bilgileri ulaştırmaktır.»<br />

Birleşik Devletlerde <strong>tarımsal</strong> <strong>yayım</strong> hareketinin başlangıcı 19. yüzyılın<br />

başlarına dayanır. Bu tarihlerde iki kuvvet, çiftçi kitlesi ve hükümet üzerinde karşılıklı<br />

etki yapıyordu:<br />

1) Birleşik Amerika‟nın <strong>tarımsal</strong> karakteri ki bu, bol ve ucuz arazi, işçi darlığı,<br />

yeni ürünler ve kredi imkânları olarak anlatılabilir;<br />

2) Amerikan Eğitim İdeali ki bu da, her erkeğe ve her kadına herhangi bir<br />

alanda eğitim sağlamak demekti. Amerikan halkı, daha o zaman, klâsik okul<br />

eğitiminden ayrı olarak, pratik eğitim sağlaması için, hükümete sorumluluk<br />

yüklemiştir.<br />

XIX. Yüzyıl başlarında, <strong>tarımsal</strong> araştırmaları zorunlu kılan başka problemler<br />

de vardı: Arazilerin belli sınırlar içine alınışı; üretim yerlerinin pazarlara uzaklığı;<br />

ürünlerin farklılaşması ve özel işlemlere tâbi tutuluşu; kredi isteklerinin artışı;<br />

yetiştirme ve üretme usullerindeki değişme; maliyet fiyatının düşürülmesi, bunlar<br />

arasındaydı.<br />

Çiftçi Dernekleri<br />

İşte bu tabii ve sosyal ihtiyaçlardır ki, 18. yüzyıl sonlarında Çiftçi<br />

Derneklerinin doğmasına sebep oldu. Bu derneklerin amacı, çiftçiler arasında<br />

dayanışma ve teşkilâtlanmayı sağlamak; tarım alanında olan bitenleri öğrenmek ve<br />

gelişmeye yarayan bilgileri yaymaktı. Bu amaçla, dernekler tarafından düzenlenen<br />

toplantılar, sergiler ve dağıtılan teksir (sirküler) mektupları, ilk <strong>yayım</strong> hareketleri<br />

olarak göze çarpar. Sergilerde yarışmalar düzenlenmesi, teşvik ve eğitim<br />

konuşmaları, ilk defa bu dernekler tarafından uygulanmış; konferansların basılıp<br />

dağıtılması ilkin bu dönemde görülmüştür.<br />

Çiftçi Enstitüleri<br />

19. Yüzyıl ortalarında, daha etkili ve verimli bir eğitim sağlamak üzere, «Çiftçi<br />

Enstitüleri» kuruldu. Enstitüler tarafından gübreleme, mera ıslahı, hububat,<br />

meyvecilik ve çit tesisi üzerine yayınlar hazırlandı ve dağıtıldı. Toprak verimi, tereyağı<br />

yapımı/hayvan yetiştirme, bağcılık ve diğer konularda konferanslar ve sohbet<br />

toplantıları düzenlendi.<br />

Yavaş yavaş bütün eyaletlerde kurulan Çiftçi Enstitüleri, 20 yüzyılın başında<br />

8000'e, toplantılara katılan çiftçi sayısı ise 3 milyona ulaştı Çiftçi Enstitülerinin<br />

amacını, zamanın Çiftçi Enstitüleri Birliği Başkanı şöyle özetlemiştir: «Yıl boyunca<br />

sistemli ve devamlı bir eğitimle çiftçilere bilgi vermek.»


Land Grant Kolejleri (Fakülteleri) Kurulması (Morril Yasası. 1862)<br />

22<br />

Çiftçiler, bir yandan dernekler, enstitüler yoluyla yeni bilgi ve metotları<br />

öğrenmeye çalışırlarken, öte yandan hükümete baskı yaptılar. Çünkü diğer meslek<br />

alanlarına eleman yetiştiren kolejler vardı ama tarım ve endüstri alanlarında çiftçileri<br />

ve işçileri eğitecek kolejler yoktu. Mademki demokrasi, her yurttaşa «eğitim eşitliği»<br />

sağlamak demekti; o halde daha ileri bir eğitimden, deneme ve araştırmanın<br />

faydalarından ve sonuçlarından, bu işlere vergi vermek suretiyle imkân sağlayan<br />

çiftçiler, niçin pay almıyorlardı?<br />

İşte, <strong>yayım</strong> hizmetinin ortaya çıkışına temel olan gerekçe budur Bu gerekçe<br />

hükümetçe benimsendiği içindir ki, 1862 yılında kabul edilen «Land - Grant Kolejleri<br />

Kanunu» ile <strong>tarımsal</strong> kalkınma yolunda en büyük adım atılmış oldu.<br />

1862 yılının Amerikan tarımında bir dönüm noktası oluşunun iki sebebi daha vardır:<br />

Aynı yıl içinde Tarım Bakanlığı resmen kurulmuştur.<br />

Keza aynı yıl içinde çıkarılan bir kanunla, «aile - çiftlikleri» esasına<br />

dayanan arazi dağıtımı yapılmıştır.<br />

Land - Grant Kolejleri Kanunu: Eyaletlere bedelsiz olarak tahsis edilen devlet<br />

arazisi üzerinde birer kolej kurulmasını ve bu kolejlerde tarım ve mekanik sanatlarla<br />

ilgili konularda serbest ve pratik bir eğitim uygulanmasını öngörmektedir.<br />

Bu kanunla eyaletlerde kolejlerin kurulması, yeni ihtiyaç ve düşüncelerin<br />

doğmasına sebep oldu. Şöyle ki, kanun koyucular, çiftçilerin, bu kolejlerden doğrudan<br />

doğruya veya dolaylı olarak faydalanmasını istedi, böylece kolejler, tarım alanında<br />

çiftçilerin her türlü sorunlarını karşılama durumunda kaldılar.<br />

Araştırma İstasyonları Kurulması (Hatch Yasası - 1887)<br />

Bu ihtiyaç 1887 yılında Araştırma istasyonları Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle<br />

giderildi. Kanunda amaç şöyle ifade edilmektedir:<br />

«Tarımsal ilimlerin uygulama ve prensipleri ile ilgili deneme ve araştırmalar<br />

yapmak; elde edilen pratik ve faydalı sonuçları Birleşik Amerika halkına yaymak ve<br />

onların bu bilgiyi kazanmalarına yardım etmek amacıyla Araştırma İstasyonları<br />

kurulacaktır.»<br />

Yine aynı kanunda: «Araştırma raporlarının en az üç ayda bir basılması, eyâlet<br />

içindeki gazetelere gönderilmesi, imkân nispetinde, arzu eden çiftçilere verilmesi»<br />

öngörülmüştür.<br />

Böylece, çiftçilerin istekleri, <strong>yayım</strong> metotlarını başarıyla uygulanması, Kolejler<br />

ve Araştırma istasyonları Birliğinin ortaya koyduğu ihtiyaç, yeni bir kanun tasarısını<br />

Amerikan parlamentosuna getirdi.<br />

Kooperatif Yayım Servisinin Kurulması (Smith-Lever Yasası–1914)<br />

Bu kanunun amaçları şöyle özetlenebilir:<br />

«Amerikan halkına tarım ve ev ekonomisi ile ilgili faydalı ve pratik malûmatın<br />

yayılmasını ve uygulanmasını sağlamak üzere, Kolejler tarafından Birleşik Amerika<br />

Tarım Bakanlığının işbirliği ile «Kooperatif Yayım Hizmetleri» yürütülecektir.»<br />

«Kooperatif <strong>yayım</strong> hizmeti; kolej dışındaki kimselere, toplumlara tarım ve ev<br />

ekonomisi konularında tarla gösterileri, yayınlar veya başka vasıtalarla bilgi vermek<br />

ve pratik kazandırmaktan ibarettir.»


23<br />

Yayım hizmetinin özelliklerini, daha geniş olarak şu maddelerde buluyoruz:<br />

1. Yayım elemanları, en son yenilik ve araştırma sonuçlarından haberli<br />

bulunacaklardır.<br />

2. Yayım elemanları mahallî halk ile yakın temas halindedirler ve onlara karşı<br />

sorumludurlar.<br />

3. Şahsın ve ailenin başarısı, <strong>yayım</strong> işinin değerini anlatan temel ölçüdür.<br />

4. Uygulanacak program, <strong>yayım</strong> elemanları ve mahallî halkın işbirliği ile<br />

hazırlanır.<br />

5. Gönüllü önderler, faydalı yenilik ve buluşları, günlük hayata uygulamak için<br />

komşularına yardım ederler.<br />

6. Araştırma çalışmaları çiftlik, ev, aile ve toplum problemlerini kap, şamalıdır.<br />

7. Yayım hizmeti, bütün halka parasızdır. Mevcut kuruluşlar, halkın-fert olarak<br />

başaramayacağı işleri gerçekleştirmek içindir. Bu teşekküller <strong>yayım</strong> hizmetinde<br />

yardımcı olabilirler.<br />

8. Hizmetin para ihtiyacı; ilçe, eyalet ve federal hükümetler bütçelerinden<br />

halkın arzusuna göre tayin ve tespit olunur.<br />

9. Hizmet, siyasi politikanın dışındadır.<br />

10. Hizmet, eğitim karakterini taşır. İlmin buluşlarını erkek, kadın, çocuk olarak<br />

şahıslara götürür; onlara bu buluşların nasıl uygulanacağını öğretir; böylece, çiftliğin,<br />

evin ve toplumun daha başarılı yönetimine imkân verir.<br />

Daha kısa bir deyimle, Tarımsal Yayım: «Kendi kaynaklarını, ilim, eğitim,<br />

hükümet ve toplum kaynaklarıyla birlikte kullanarak, daha iyi bir hayat seviyesine<br />

kavuşmak isteyen ailelere yardım etmektir.»<br />

Temel kanun; gerekli para, teşkilât ve yetkiyi sağladıktan sonra, <strong>yayım</strong> servisi<br />

bütün eyaletlerde gelişmeye başladı. Aslında bütün <strong>tarımsal</strong> gelişim, üç kollu bir<br />

kuruluşun, koordine çalışmasıyla bugünkü başarılı seviyeye ulaşabildi.<br />

Çiftçi çocuklarının teşkilâtlanması (4- H Kulüpleri)<br />

1900 Yıllarında bazı okul müdürleri, kızlar ve erkekler için kulüpler kurma<br />

teşebbüsüne geçtiler. Tarım okullarında ise “Genç Tabiat severler” kulüpleri kuruldu.<br />

Seaman KNAPP bu kulüpler vasıtasıyla çiftçi çocuklarına gösteriler düzenlendi; mısır<br />

yetiştirme ve nöbetleşme ekim (rotasyon) usullerini gösterdi.<br />

1915 Yıllarına doğru, 47 eyalette, çiftçi çocuklarını bir araya getiren teşkilât<br />

kurulmuş bulunuyordu. Bu teşkilâtın adı «4-H Kulüpleri» dir.<br />

4H Kulüpleri, uzun hedefli birer eğitim organı olarak, okullarla irtibatlı veya<br />

bağımsız faaliyet gösterirler. Yıllık programlar, dikkatle seçilmişi projeler, ilçe ve<br />

eyalet ölçüsünde veya millî seviyedeki yarışmalar, gönüllü önderlerin kullanılması,<br />

başarı yollarının aranması, günlük hayattaki; başarı örnekleri, bu kulüpleri karakterize<br />

eden ve bugün başka ülkelerde benimsenmiş olan faaliyetlerdir.<br />

Ev hayatındaki gelişme<br />

«Ev Ekonomisi Kulüpleri» yoluyla çiftlik evine giren ev ekonomistleri, çiftçi<br />

eşine yardımcı olacak her türlü bilgi, usul ve yenilikleri ona götürmekte gecikmediler.


24<br />

Keza, kız çocuklarına uygulanan programlarda gıda konservesi, pişirme, dikiş,<br />

temizlik ve güzelleştirme konuları geniş' olarak ele alındı.<br />

1933 Yılına kadar 1 milyondan fazla kadın, ev ekonomisi kulüplerinin faal<br />

üyesi oldu. İkinci dünya savaşından sonra ise, gelişme aynı hızla devam etti.<br />

Yayım Teşkilatı<br />

Birleşik Amerika'da hâlen uygulanan <strong>yayım</strong> programları dinamik bir özelliğe<br />

sahiptir. Halkın, değişen şartlara göre ihtiyaçlarını karşılamak, bugüne olduğu kadar<br />

geleceğe de ayak uydurabilmek, bu dinamizm sayesinde mümkün olmaktadır.<br />

Nitekim Yayım servislerinin hizmet alanı, başlangıçta tamamen tarım, hizmet<br />

götürdüğü kimseler ise çiftçi olduğu halde, zamanla bu hizmetler pazarlamaya ve<br />

dolayısıyla tüketici kitleye de teşmil edilmiştir.<br />

Yayım programları ile ele alınan başlıca hizmet konularını şöyle sıralamak<br />

mümkündür:<br />

Tarımsal Üretim<br />

Pazarlama, Dağıtım ve Faydalanma<br />

Tabiî Kaynakları Koruma, Geliştirme ve Kullanma<br />

Çiftlik ve Ev İdaresi<br />

Aile Hayatı<br />

Gençlik Eğitimi<br />

Liderlik Eğitimi<br />

Toplum Kalkınması<br />

Kaynak Geliştirme<br />

Birleşik Amerika‟daki Yayım Teşkilatını aşağıdaki gibi şematize edilebilir:


25<br />

R-1: Birleşik Amerika‟da <strong>tarımsal</strong> Yayım Örgütü<br />

(1) Morrill Yasası (1862), ile Land-Grant Kolejleri kuruldu.<br />

(2) Hatch Yasası (1887) ile her eyalette bir Araştırma İstasyonu kuruldu.<br />

(3) Smith Lever Yasası (1914) ile Yayım Servisi Kuruldu


26<br />

6. ABD’de Tarımsal Desteklemeler (7)<br />

Son yıllarda ABD‟de çiftçilere yılda yaklaşık olarak 20 milyar USD doğrudan<br />

destek olarak ödenmektedir. Bu ödemeler çiftlik yasaları (US Farm Bills)<br />

çerçevesinde ve çiftlik gelirlerinde istikrar sağlamak amacıyla yapılmaktadır. Bu<br />

yasalar 1929 ekonomik buhrandan sonra yürürlüğe girmiş ve çiftçilere devlet desteği<br />

geleneğini oluşturmuştur.<br />

1930 lu yıllarda ABD2‟de nüfusun %25 kadarı 6.000.000 küçük ölçekli<br />

çiftliklerde ikamet ederken, 90 lı yıllar sonunda nüfusun yalnızca %2 kadarı<br />

çiftliklerde ikamet etmektedir. 157.000 büyük çiftlik üretimin %72 kadarını<br />

gerçekleştirmektedir.<br />

Doğrudan gelir desteği 1996 yılında yürürlüğe girmiştir. Bu desteğe ek olarak<br />

sübvansiyon programları vardır. Bu programlarda çeşitli ürünlerin üretim miktarına<br />

göre pirim taban fiyatı farkına göre ise telafi ödemesi yapılmaktadır.<br />

Sübvansiyon ödemeleri en çok mısır için yapılmaktadır. 2005 Enerji Politikası<br />

Yasasına göre araç yakıtlarına mısırdan elde edilen etanol katılması<br />

öngörülmektedir. Mısır üreticilerini Brezilya‟nın şeker kamışından elde edilen ucuz<br />

etanol rekabetinden korumak için galon başına 54 sent vergi uygulanmaktadır. Tarım<br />

ürünleri için toplam sübvansiyon miktarı 8,022.000 $ kadardır.<br />

2004 yılında ABD‟de bazı bitkilere uygulanan Sübvansiyon miktarları<br />

aşağıdaki gibidir:<br />

KAYNAKLAR<br />

Ürün Milyon $ Oran<br />

Mısır 2,841 35.4%<br />

Pamuk 1,420 17.7%<br />

Buğday 1,173 14.6%<br />

Soya 610 7.6%<br />

Süt 295 3.7%<br />

Fıstık 259 3.2%<br />

Şeker 61 0.8%<br />

Yağlı tohum 29 0.4%<br />

(1) https://www.cia.gov/library/.../the-world-factbook<br />

(2) http://tr.wikipedia.org/wiki/ABD<br />

(3) http://www.nationsencyclopedia.com/Americas/United-States-GRICULTURE.html 1<br />

(4) Ibid.<br />

(5) Cemalettin Şenocak, Tarımsal Yayım ve Haberleşme, Ankara,<br />

(6) İbid.<br />

(7) en.wikipedia.org/wiki/Agricultural_subsidy


1. Genel Bilgiler (1)<br />

27<br />

İNGİLTERE<br />

Yüzölçümü 243,610 km 2 ; kara: 241,930 km 2 , göller: 1,680 km 2<br />

Kara Sınır Uzunluğu 360 km<br />

Kıyı Uzunluğu 12,429 km<br />

İklim genelde ılıman, yılın yarısından fazla günlerde hava<br />

kapalı, ilkbahar ve sonbaharlarda yağışlı.<br />

Arazi Yapısı Genelde tepelik ve alçak dağlık, doğu ve güney doğu<br />

bölgelerinde ovalar<br />

En alçak ve Yüksek<br />

Noktalar<br />

The Fens -4 m,<br />

Ben Nevis 1,343 m<br />

Doğal Kaynaklar Kömür, petrol, doğal gaz, demir, kurşun, çinko, altın,<br />

kalay, potas<br />

Arazi Kullanımı (2005): İşlenebilir arazi: %23.23, Sürekli bitki alanı:<br />

%0.2, diğer: 76.57<br />

Sulanabilir Arazi 1,700 km 2 (2003)<br />

Doğal Afetler tipi ve sel<br />

Nüfus 61.113.205 (2009 )<br />

Şehirleşme Oranı % 90 (2008)<br />

Hayat Beklentisi (yıl) 79.16<br />

Okur-Yazar Oranı %99<br />

Eğitim Harcamaları/<br />

GSMH Oranı<br />

% 5.6 (2005)<br />

Tarihçe (2): İngiltere, Dünya‟da parlamenter demokrasi, edebiyat, bilim ve<br />

teknoloji ve endüstrinin gelişmesine öncülük eden ülkeler arasındadır. Birleşik Krallık<br />

19. Yüzyılda Dünyanın ¼ kadar bir bölümünü kaplamakta idi. 20. Yüzyılda İrlanda‟nın<br />

birlikten ayrılması ve Dünya Savaşları Birleşik Krallığın gücünün azalmasına ve<br />

imparatorluğun parçalanmasına sebep olmuştur. İngiltere imparatorluğunun<br />

parçalanmasından sonra İngiltere modern bir devlet olma yolunda önemli gelişmeler<br />

kaydetmiştir. Günümüzde ülke AB üyesidir ancak Euro Bölgesi dışındadır.<br />

İngiltere'nin bilinen ilk yerlileri Keltlerdir. Romalılar, Batı Avrupayı istila ederken<br />

İngiltere'yi de fethedip (MS 1. yy) adaya "Britania" adını verdiler. Roma egemenliğinin dört<br />

yüzyıl sürmesine karşın ülke bu durumdan fazla etkilenmedi. 5. yy'dan itibaren Anglus ve<br />

Sakson halklarının karışımından oluşmuş Anglosakson akınları, Keltleri kuzeydeki (İskoçya)<br />

ve batıdaki (Galler) dağlık yörelere göç etmek zorunda bıraktı. Bu göçler sonrasında İngiltere<br />

Anglosakson kültürü etkisine girdi.


28<br />

Avrupa ile ilişkiler İngiltere Krallığı ile Fransa Krallığını uzun savaşlara sürükledi.<br />

Bunların başlıcası 1337–1453 seneleri arasında süren Yüzyıl Savaşlarıdır.<br />

Tudor Hanedanı'ndan 7. Henry ve 8. Henry (1458-1541), parlamentoyu kullanarak<br />

ülkede düzen ve birliği sağlamlaştırdılar, krallık otoritesinin halkın kabullenmesini sağladılar.<br />

8. Henry kilisede de reform yaptı ve İngiliz deniz gücünü kurdu. I. Elizabeth (1558–1603)<br />

Anglikanizmi İngiltere'nin resmi dini olarak kabul edip Katolik direnişini kırdı; yenilmez<br />

İspanyol armadası'nı bozguna uğratarak, İrlanda'yı İngiltere topraklarına kattı. Saltanatı<br />

döneminde edebiyat ve sanatta önemli gelişmeler yaşandı.<br />

I. Elizabeth‟in uzun ve başarılı saltanatında İskoçya‟da İngiliz etkisinde farklılık<br />

görülmeye başlandı. İngiltere'deki Tudor hanedanıyla, İskoçya'daki Stuart hanedanı<br />

arasındaki evlenmeler, iki geleneksel düşmanı birbirine yaklaştırdı. İskoçya Kralı 1. James<br />

İngiltere kralı oldu. 1707 yılında iki krallığı birleştiren bir antlaşma imzalandı. Bu tarihten<br />

sonra Büyük Britanya tarihi başlar.<br />

18. yüzyıl sonu ve 19. yüzyılda İngiltere, sömürgelerden gelen hammaddeleri işleme<br />

ve bunlara pazar bulma ihtiyacı sayesinde büyük bir sanayi devleti ve sömürge gücü oldu.<br />

19. yüzyılın başlarında Avustralya, Kanada, Hindistan, Afrika‟daki bazı gelişmemiş, güçsüz;<br />

fakat ham maddesi bol devletlerle, Antil Adaları ve Hong Kong gibi dünyanın büyük bir<br />

kısmına yayılan dev bir sömürge imparatorluğu kuruldu. Kraliçe Victoria (1837–1901)<br />

zamanında İngiltere dünyanın en büyük gücü durumuna geldi. 1882'de Mısır, 1877'de<br />

Hindistan sömürgeleştirildi.<br />

Birleşik Krallık, I. Dünya Savaşı'ndan zaferle çıktı. Savaş sonunda imparatorluğun en<br />

geniş sınırlarına ulaşmıştı. Ancak sömürgeler yavaş yavaş elden çıkıyordu. 1922 yılında bir<br />

ayaklanmayla İrlanda, Birleşik Krallıktan ayrıldı. 1936'da Mısır bağımsız oldu<br />

Ülke, 2. Dünya Savaşı'ndan da zaferle çıktıysa da batı dünyasının liderliğini Amerika<br />

Birleşik Devletleri'ne bırakmak zorunda kaldı. Hindistan, Pakistan, İrlanda ve Afrika'da birçok<br />

sömürge bağımsızlıklarına kavuştu.<br />

2. İngiltere’de Ekonomi (3)<br />

İngiltere ekonomisi dünyanın en büyük ekonomilerinden birisidir. Son yıllarda<br />

ekonomide özel sektöre daha çok öncelik vermiş ve sosyal devlet uygulamalarını<br />

sınırlanmıştır. Bu dönemde, British Airways, Telekom, Rolls-Royce gibi büyük kamu<br />

şirketleri özelleştirilmiştir. Tarım oldukça mekanize, modern ve verimlidir. İş gücünün<br />

% 2 kadarı ülke gıda maddeleri ihtiyacının %60 kadarını karşılamaktadır. Petrol ve<br />

doğal gaz rezervleri azalmaktadır. İngiltere 2005 yılında net enerji ithalatçısı<br />

durumuna düşmüştür. Son zamanlarda GSMH da sanayinin rolü azalmakta ve<br />

hizmet sektörünün rolü artmaktadır. Londra‟nın önemli bir finans merkezi olması<br />

dolayısıyla İngiltere‟nin ciddi bir bankacılık geliri vardır. Kuzey denizinde petrol<br />

bulunması ülke ekonomisine önemli katkılar sağlamıştır.<br />

İngiltere'nin önemli gelir kaynağı eskiden bu yana ticaretti. Sömürgelerden ve<br />

geri kalmış ülkelerden alınan hammaddeler işlenerek yine bu ülkelere satıldığından<br />

ekonomik zenginlik büyük boyutlara ulaşmıştı. Sömürgeler bağımsızlıklarını<br />

kazandıktan sonra bu durum değişmiştir. Ülke ekonomisi zaman zaman bunalıma<br />

düşmekte, bu da toplumsal sorunlara yol açmaktadır. Dolayısıyla İngiltere giderek<br />

eski ekonomik gücünü yitirmektedir.<br />

Ekonomi ile ilgili diğer bazı bilgiler aşağıdaki gibidir:


29<br />

GSMH (PPP) 2.165 trilyon $ (2009)<br />

(Satın alma Gücü Paritesine göre)<br />

Kişi Başına GSMH 35,400 $ (2009)<br />

GSMH Bileşenleri Tarım: %1.2, Endüstri: %23.8, Hizmetler: %75<br />

Bütçe gelirler: 880.8 Milyar $, giderler: 1.129 trilyon$ (2009)<br />

Kamu Borcu/GSMH<br />

Oranı<br />

%68.1 (2009)<br />

Enflasyon Oranı %2.2 (2009)<br />

Tarımsal Ürünler hububat, yağlı tohumlar, sebze, büyükbaş ve<br />

küçükbaş hayvan, balık<br />

Sanayi Ürünleri mekanik aletler, elektrikle çalışan aletler, demiryolu<br />

aletleri, gemicilik uçak, motorlu araçlar, kömür, petrol,<br />

elektronik iletişim araçları, kimyasallar, petrol, kağıt<br />

ürünleri, tekstil, vb. tüketici malları.<br />

Hizmet Sektörü Turizm, Ticaret, bankacılık, sigortacılık, taşımacılık,<br />

Elektrik üretimi 368.6 milyar kWh (2007)<br />

Petrol üretimi 1.584 milyar varil/gün (2008)<br />

Petrol Tüketimi 1.71 million varil/gün (2008)<br />

3. İngiltere’de Tarım (4)<br />

İngiltere‟de tarım entasif bir şekilde ve yüksek düzeyde mekanizasyon<br />

kullanılarak yapılmaktadır. Tarım sektörü ülke gıda maddeleri ihtiyacının %60<br />

kadarını karşılamaktadır. Tarımın önemi son zamanlarda göreceli olarak düşmüştür.<br />

Ormancılık ve balıkçılık sektörünün de milli hasıladaki oranı düşmektedir. Bu oran<br />

2001 yılında %1 düzeyine gerilemiştir.<br />

2001 yılında <strong>tarımsal</strong> ürünler ihracatın %4,9 oranını teşkil etmiştir. Tarımsal<br />

ürünlerin dış ticaretinde 13,5 milyar USD açık meydana gelmiştir. Bu açık, ülke olarak<br />

Japonya‟dan sonraki en büyük ikinci ticaret açığıdır. Tarım sektörünün istihdama<br />

katkısı %1 kadardır.<br />

1998 yılında İngiltere‟nin arazisinin %26 kadarı tarım için kullanılmakta idi. Bu<br />

yılda çiftlik sayısı 240.000 kadardı. Çiftlik sayısı 1960 yılında bu rakamın yaklaşık iki<br />

katına yakın, 422.000 düzeyinde idi. İngiltere‟de çiftliklerin %70 kadarı sahipleri<br />

tarafından işletilmektedir. Kuzey İrlanda‟da bu oran %100 dür.<br />

İngiltere‟de bulunan çiftliklerin çoğunda çok sayıda bitki çeşidi üretilmektedir.<br />

Bu ürünlerin çeşidi, toprak ve iklim koşullarına bağlıdır. Ülkenin doğu bölgelerindeki<br />

ovalar en iyi tarım alanları olarak bilinir. Batı bölgelerindeki alanlar ise daha çok otlak<br />

alanlar olarak kullanılmaktadır.<br />

Önemli ürünlerin üretimi 1999 yılında ton olarak aşağıdaki gibidir:<br />

Buğday ...................... 14.870.000<br />

Arpa.............................6.510.000<br />

Patates........................ 7.100.000<br />

Seker Pancarı............ 10,228,000<br />

Yulaf............................... 540,000<br />

Yağlı tohumlar.............1,667,000<br />

Mekanizasyon, araştırma ve Yayım tarımda verimliliğin artmasına sebep<br />

olmuştur. Örneğin 1989 ve 1999 yılları arasında birim alana verim, buğdayda %12,<br />

arpada %7, şeker pancarında ise %32 olmuştur. Böylece İngiltere gıda maddeleri<br />

bakımından %60 oranında kendine yeterli duruma gelmiştir. Bu oran 1940 larda %33,<br />

1960 larda ise %50 kadar idi. 1998 yılında traktör sayısı 500.000 kadar idi. Bu yıldaki<br />

biçer- döğer sayısı ise 47.000 idi.


30<br />

4. İngiltere’de Tarım Bakanlığı (MAFF) (5)<br />

İngiltere Tarım Balıkçılık ve Gıda Bakanlığı (Ministry of Agriculture Fisheries<br />

and Food (MAFF), 1889 tarihli Tarım Kurulu Yasası ile kurulmuştur. O zamanki adı<br />

Tarım Kurulu idi. 1903 yılında Tarım ve Balıkçılık Kurulu adını aldı. 1919 yılında<br />

Tarım ve Balıkçılık Bakanlığı ve nihayet 1955 yılında Tarım Balıkçılık ve Gıda<br />

Bakanlığı adını aldı. 2002 yılında ise bakanlığın görevleri Çevre Gıda ve Kırsal İşler<br />

Bakanlığı (Department for Environment Food and Rural Affairs – DEFRA) bünyesine<br />

alındı.<br />

Bakanlık 1955 yılından itibaren tarım, balıkçılık ve gıda işlerinden sorumlu<br />

tutulmuştur. Ancak Gıda Standartları Enstitüsü kurulduğunda, bu kurum hem gıda<br />

üretimi ve hem de gıda güvenliği konusunda görevlendirilmişti. Bu durumun çıkar<br />

çatışması yaratacağı ileri sürüldü.<br />

MAFF 2001 yılında ortaya çıkan Deli Dana hastalığı salgını ve daha sonra<br />

ortaya çıkan şap hastalığı sorunlarını iyi yönetemediği iddiasıyla tenkit edildi. Bu<br />

olaydan sonra 27 Mart 2002 tarihinde MAFF lağvedilerek görevleri Çevre Gıda ve<br />

Kırsal İşler Bakanlığı (Department for Environment Food and Rural Affairs – DEFRA)<br />

bünyesine alındı.<br />

5. İngiltere’de Tarımsal Yayım (6)<br />

İngiltere‟de, diğer birçok ülkede olduğu gibi, yakın zamanlara kadar Tarımsal<br />

Yayım hizmetleri ağırlıklı olarak, kamu <strong>yayım</strong> sistemi çerçevesinde ve ücretsiz olarak<br />

çiftçilere ulaştırılmakta idi. Bu hizmetleri sunan Tarımsal Kalkınma ve Yayım Servisi<br />

(ADAS) 1997 yılında özelleştirilerek Tarımsal Yayım hizmetlerinin verimli ve etkili bir<br />

biçimde yerine getirilmesi sağlanmıştır.<br />

ADAS İngiltere çiftçilerine ve firmalara <strong>yayım</strong> hizmeti sunmakta, Tarım<br />

Bakanlığı için araştırma-geliştirme ve <strong>yayım</strong> hizmetleri yapmakta, çiftçi örgütlerine ve<br />

firmalar için çiftçilere yönelik <strong>yayım</strong> hizmeti vermekte (Tarım bakanlığı ile anlaşmalı<br />

olarak) Ayrıca başka ülkelerde <strong>yayım</strong> hizmetleri yürütmektedir.<br />

İngiltere‟de ilk <strong>yayım</strong> çalışmaları 1920–1930„lar da koordinasyonsuz olarak<br />

yürütülmüştür. Bu çalışmalar genellikle üniversiteler, kolejler ve yerel yönetimler<br />

tarafından üstlenilmiştir. Yayım faaliyetleri ikinci dünya savaşı sırasında temel olarak<br />

Tarım Bakanlığının yönetiminde çiftçilerin teknik bilgiler ile desteklenmesi amacıyla<br />

koordine edilmiştir. 1946 yılında bir ulusal <strong>yayım</strong> servisi (NAAS) kurulmuştur.<br />

1950-60‟larda NAAS gerek çalışma alanı gerekse kapasite olarak hızla<br />

büyümüş ve geniş bir yelpazede araştırma tarafından desteklenen konu uzmanlarına<br />

sahip olmuştur. 1971 yılında NAAS Tarım Bakanlığının diğer teknik hizmet birimleri<br />

ile birleşmiş ve Tarımsal Kalkınma Yayım Servisi (ADAS) oluşmuştur. Bu servis bu<br />

yıldan sonra daha kapsamlı teknik tavsiyeler sunmuştur. Bu hizmetler hala ücretsizdi,<br />

kamu araştırmalarına dayanıyordu. Özel <strong>yayım</strong> organizasyonları bu yıllardan önce de<br />

oluşmaya başlamıştı.<br />

ADAS <strong>tarımsal</strong> <strong>yayım</strong> alanındaki değişimlere ayak uydurmuş ve Tarım<br />

bakanlığına politikalarının kullanılmasında yardımcı olmuştur. Bütün bunlara karşı her<br />

geçen gün ADAS‟ın yüksek maliyete neden olan, bir büyük organizasyon olduğu<br />

tartışılmıştır.<br />

Özelleştirme konuları 1984/85 yıllarında gündeme gelmiştir. İngiltere hükümeti<br />

<strong>yayım</strong>dan faydalanan kimselerin bu hizmetin maliyetine katkıda bulunmaları


31<br />

gerektiğine karar vermiştir. Nisan 1987‟de ücretler uygulamaya konmuştur. ADAS<br />

hemen <strong>yayım</strong>a olan yaklaşımını direkt ödeme yapmaya hazır olan çiftçilere yönelmek<br />

suretiyle değiştirmiştir.<br />

Başlangıçta ADAS için mütevazı bir gelir amacı tespit edilmiş ve ücretlendirme<br />

temposu bu amaca ulaşmak için hesaplanmıştır. Bu ücretlendirme temposu pazarda<br />

düşük ücret beklentisi doğurmuştur. Bu sonuç olarak insanları değiştirmenin zor<br />

olduğunu göstermiştir. ADAS‟ın gelir amacı başlangıçta masrafların karşılanması<br />

olarak konulmuştur. 1988‟de masrafların % 15‟i karşılanmış olup, başlangıçta 5 yıl<br />

içinde masrafların % 50 sinin karşılanması ve belirtilemeyen bir tarihte tüm<br />

masrafların karşılanması amaçlanmıştır.<br />

1997 yılında ADAS tamamen özelleştirilmiştir. Bu işlemden sonra ADAS<br />

tarafından üstlenilen işlerde hiçbir hükümet sübvansiyonu bulunmamaktadır. ADAS<br />

hizmetlerinde 1300 kadar profesyonel elaman çalışmaktadır. Bu rakam<br />

özelleştirmeden önceki sayının altındadır.<br />

6. İngiltere’de Tarımsal Desteklemeler (7)<br />

İngiltere‟de <strong>tarımsal</strong> desteklemeler Avrupa Birliği (AB) Ortak Tarım Politikası<br />

(CAP) uyarınca yapılmakladır. Birlik içerisinde gıda arzının güvence altına alınmak<br />

istenmesi, bu sektörde çalışanların gelir düzeylerinin korunması isteği ve ulusal tarım<br />

politikaları ile piyasa mekanizması arasındaki büyük farklılıkların giderilmesi amacı<br />

ortak bir tarım politikası oluşturma ihtiyacına neden olmuştur. Bu kapsamda 1962<br />

yılında AB‟nin ilk ortak politikası olan CAP oluşturulmuştur.<br />

AB Ortak Tarım Politikası uygulamaya konmadan önce, <strong>tarımsal</strong><br />

desteklemeler MAFF kanalıyla ve AB den bağımsız olarak yürütülmekte idi. Bu<br />

çalışmalar çerçevesinde çeşitli ürünler için fiyat garantileri, sigorta programları ve<br />

çiftçilerin pazarlama kooperatifleri kurmaları konularında destekler sağlanmıştır.<br />

Ayrıca iç üretimi korumak ve desteklemek için ithalata çeşitli vergiler konulmuştur.<br />

Daha sonra AB Ortak Tarım Politikaları uygulanmıştır.<br />

Avrupa Birliğinin ilk zamanlarında birlik bütçesinin 2/3 kadarı <strong>tarımsal</strong><br />

desteklemeler için harcanmakta idi. Günümüzde AB bütçesinden <strong>tarımsal</strong><br />

desteklemeler için ayrılan para 55 milyar kadardır. Bu para AB bütçesinin %40 oranı<br />

kadardır. Eğitim, savunma, ulaşım, sağlık ve sosyal güvenlik gibi konularda<br />

harcamalar milli bütçeden karşılanmasına rağmen, üye ülkeler <strong>tarımsal</strong><br />

desteklemeler konusunda yapılan harcamaların CAP çerçevesinde ve AB<br />

bütçesinden karşılanmasına karar vermişlerdir.<br />

İngiltere‟de <strong>tarımsal</strong> desteklemeler için harcanan paranın toplamı 3 milyar<br />

sterlindir. Bu miktar toplam bütçenin %0.5 oranı kadardır. Bir karşılaştırma<br />

yapabilmek için 2008 yılı bütçesinden yapılan diğer harcamalar aşağıda verilmiştir.<br />

Alan Milyar Sterlin %<br />

Çevre ve iskan 22 3.7<br />

Kamu güvenliği 33 5,4<br />

Endüstri, Tarım ve İstihdam 21 3.5<br />

Savunma 32 5.4<br />

Sağlık 105 17.8<br />

Eğitim 78 13.2<br />

Sosyal Hizmetler 26 4.4<br />

Sosyal Güvenlik 159 26.9<br />

Ulaşım 20 3.3<br />

Diğer 62 10.5<br />

Borç ve Faizler 31 5.2<br />

TOPLAM 589 100


KAYNAKLAR<br />

(1) https://www.cia.gov/library/.../the-world-factbook<br />

(2) http://tr.wikipedia.org/wiki/ingiltere<br />

(3) ibid.<br />

(4) http://www.nationsencyclopedia.com/Europe/United-Kingdom-GRICULTURE.html<br />

(5) http://en.wikipedia.org/wiki/Ministry_of_Agriculture,_Fisheries_and_Food<br />

(6) (7) ibid.<br />

32


1. Genel Bilgiler (1)<br />

33<br />

İRAN<br />

Yüzölçümü 1.648.195 km 2 , göller: 116,600 km 2 , kara: 1,531,595 km 2<br />

Kara Sınır Uzunluğu 5,440 km,<br />

Kıyı Uzunluğu 2,440 km<br />

İklim Genellikle kurak ve yarı kurak, Hazar denizi kıyılarında ise yarı<br />

tropikal<br />

Arazi Yapısı Sınır bölgelerinde engebeli arazi ve sıra dağlar, orta kesimlerde<br />

çöller, kıyılara yakın bölgelerde kesintili ovalar.<br />

En alçak ve<br />

Hazar denizi -28 m,<br />

Yüksek Noktalar<br />

Kuh-e Damavand 5,671 m<br />

Doğal Kaynaklar Petrol, doğal gaz, kömür, krom, bakır, demir, kurşun, çinko,<br />

sülfür<br />

Arazi Kullanımı İşlenebilir arazi: % 9.78, (76.500 km 2 ), sürekli bitki kaplı:<br />

%1.29, diğer: %88.93, (2005)<br />

Sulanabilir Arazi 76,500 sq km (2003)<br />

Doğal Afetler Periyodik kuraklık, sel, kum fırtınası, deprem<br />

Nüfus 66.429.284 (2009),<br />

Şehirleşme Oranı % 68<br />

Hayat Beklentisi (yıl) 71.43<br />

Okur-Yazar Oranı %77<br />

Eğitim Harcamaları/ GSMH<br />

Oranı<br />

%5.1<br />

Tarihçe: Iran 1935 yılına kadar Batıda Pers Ülkesi olarak biliniyordu. 1979 yılında<br />

yapılan devrimle monarşi yıkılarak İslami Cumhuriyet kurulmuştur. İslam Cumhuriyetinin<br />

kuruluşundan itibaren İran‟ın Batı ile olan siyasi ilişkileri sorunlu olmuştur. 1980-88 yılları<br />

arasında Irak devleti ile kanlı fakat kesin sonuç alınamayan bir savaş yapmıştır. Son yıllarda<br />

nükleer silah yapma planları dolayısıyla uluslar arası baskıya maruz kalmaktadır. Nitekim BM<br />

Güvenlik Konseyi tarafından 2010 yılında İran‟a karşı ekonomik ambargo kararı çıkmıştır.<br />

her iki ifadenin resmî olarak birlikte ve birbirinin yerine kullanılabileceğini açıklamıştır.<br />

1979'daki İran İslam Devrimi'nden itibaren ülkenin resmî adı "İran İslam Cumhuriyeti"<br />

olmuştur. İran, M.Ö. 4000'lere dayanan tarihi ve var olan yerleşmeleriyle dünyadaki en eski<br />

sürekli uygarlıklardan birine ev sahipliği yapmaktadır. Tarih boyunca İran Avrasya'daki<br />

merkezi konumu nedeniyle jeo-stratejik öneme sahip olmuştur ve bir bölgesel güçtür.<br />

İran BM, Bağlantısızlar Hareketi, İslam Konferansı Örgütü ve OPEC kurucu üyesidir.<br />

İran siyasal sistemi 1979'da kabul edilen anayasaya göre oluşturulan birkaç karmaşık<br />

yönetim yapısına göre işlemektedir. En yüksek devlet makamı şimdiki Ayetullah Ali<br />

Hamaney'in üstlendiği İran dini liderliğidir. (Vilayet-i Fakih)<br />

İran, <strong>uluslararası</strong> enerji güvenliği ve dünya ekonomisinde geniş petrol ve doğal gaz<br />

kaynakları sonucu önemli bir konuma sahiptir.


34<br />

İran sözcüğünün kökeni, Sanskritçe Aryan sözcüğünden gelir.<br />

Ülkenin adı M.Ö. 6. yüzyıldan 1935'e kadar Pers İmparatorluğu, Acemistan gibi<br />

isimlerle bilinirken, o yıl Rıza Şah <strong>uluslararası</strong> topluluktan "İran" adını kullanmalarını<br />

istemiştir. Bir kaç yıl sonra bu isim değişikliğinin ülkenin geçmişi ile arasında bağı kopardığını<br />

iddia eden bilim adamları protesto gösterileri yapmış, 1959'da Muhammed Rıza Pehlevi<br />

2. İran’da Ekonomi (2)<br />

İran ekonomisinin önemli bir kalkınma potansiyeli vardır. Nitekim Şah döneminde<br />

1960 ve 70 li yıllarda İran‟da, petrol gelirlerine dayanan önemli ekonomik gelişmeler<br />

meydana gelmiştir. 1979 devrimi ve takip eden Irak savaşı ekonomiyi olumsuz etkilemiştir.<br />

Savaş sonrası 1989–94 döneminde ilk Sosyal ve Ekonomik Kalkınma Planı ile alt yapı<br />

geliştirilmiş ve GSMH da yıllık %7 gibi bir artış meydana gelmiştir.<br />

1995 yılında ABD tarafından uygulanan ekonomik ambargo etkisini göstermiş ve İran<br />

Riyali değer kaybetmiştir. 1994–1999 yılları arasında II. Beş Yıllık Kalkınma Planı<br />

uygulanmıştır. Bu dönemde ve halen enflasyon ve bütçe açığı problem olmuştur.<br />

İran‟da verimsiz ve etkin olmayan bir kamu sektörü vardır. Kamu gelirlerinin büyük bir<br />

bölümünü petrol gelirleri oluşturmaktadır. Devlet, ekonomik aktiviteleri büyük ölçüde kontrol<br />

eder. Özel teşebbüs, tarım alanında, küçük ve orta boy işletmelerde ve hizmet sektöründe<br />

vardır. Kuralların esnek olmaması özel teşebbüsün sağlayacağı avantajları sınırlamaktadır.<br />

Son zamanlarda ekonominin liberalleşmesi konusunda çalışmalar yapılmaktadır.<br />

Planlı ekonomi, petrol ve diğer büyük sektörlerde devlet işletmeciliği, köy tarımı ve<br />

küçük ölçekli özel işletme ve hizmet yatırımlarının bir karışımıdır. Ekonomik altyapısı son<br />

yirmi yıl içinde düzenli bir oranda gelişmektedir ancak enflasyon ve işsizlikten<br />

etkilenmektedir. 21.yüzyılın başında hizmet sektörü GSMH‟da en büyük yüzdeye sahip oldu;<br />

hizmet sektörünü madencilik ve imalat ve tarım izledi. 2006‟da yaklaşık olarak hükümet<br />

bütçesinin %45‟i petrol ve doğal gaz ödemelerinden ve %31‟i vergi ve harçlardan geldi.<br />

2000–2004 arasında hükümet harcamaları yıllık %14‟lük bir enflasyon oluşturdu. Iran<br />

70 milyar $‟lık döviz rezervinin %80‟ini ham petrol ihracatından elde etmiştir. 2007‟de<br />

GSMH‟nın 206 milyar $ (satın alma gücü paritesi açısından ise 852 milyar $) veya kişi başına<br />

düşen milli gelir açısından $3,160 (satın alma gücü paritesi açısından ise 12,300 $). İran'ın<br />

resmî olarak yıllık büyüme oranı ise % 6. Bu veriler ve çok çeşitli olan ancak küçük ölçekli<br />

sanayi yapısı nedeniyle, BM İran‟ın ekonomisini yarı-gelişmiş kabul etmektedir.<br />

Hizmet sektörü GSYİH içindeki payı açısından en uzun süreli büyümeyi göstermiş<br />

olsa da sektör dengeli değildir. Üretimin serbestliği ve ambalajlama ve pazarlamanın yeni<br />

ihracat pazarlarının gelişimini desteklemesi ile beraber devlet yatırımı tarım üretimi artırdı.<br />

Ülke çapında son yıllarda birçok barajın yapılması ile büyük ölçekli sulama ve ihracat amaçlı<br />

üretilen hurma, çiçek ve fıstık gibi tarım ürünleri 1990‟lar sonrasında sektörler arasında en<br />

hızlı ekonomik büyümeyi sağladı. İran‟ın büyük ticari ilişkileri olan ülkeler Çin, Almanya,<br />

Güney Kore, Fransa, Japonya, Rusya ve İtalya‟dır.<br />

%1.8‟e yakın bir oranda istihdam sağlayan turizm sektörünün önümüzdeki 5 yıl içinde<br />

istihdam açısından % 10‟luk bir oranı yakalaması bekleniyor. 2004 yılında 1.659.000 yabancı<br />

turist İran‟ı ziyaret etmiştir; turistlerin çoğunluğu Orta Asya cumhuriyetleri de dâhil olmak<br />

üzere Asya ülkelerinden gelirken çok küçük bir kısmı Avrupa Birliği ve Kuzey Amerika<br />

ülkelerinden gelmiştir.2000‟li yılların başında sanayi hala altyapı, iletişim, denetleyici normlar<br />

ve yetişmiş çalışan konularında ciddi sorunlar yaşamaktadır.<br />

1990‟ların sonlarından itibaren İran; Suriye, Hindistan, Venezuella ve Güney Afrika<br />

gibi gelişmekte olan ülkelerle ekonomik işbirliğini geliştirdi. İran, Türkiye ve Pakistan ile<br />

ticaret ilişkilerini de geliştirmekte ve Ekonomik İşbirliği Örgütü adı verilen kurum aracılığıyla<br />

Batı ve Orta Asya‟da ortak bir pazar oluşturma hedefini diğer ülkelerle paylaşmaktadır. İran,<br />

ithalat üzerinde daha çok azaltılmış sınırlamalar/vergiler ve Çarbahar, Keşm ve Kiş adaları


serbest ticaret bölgeleri gibi yatırım için uygun bir iklim yaratarak milyarlarca dolar yabancı<br />

yatırım çekmeyi planlamaktadır.<br />

35<br />

İran ekonomisi, merkezi planlamanın, devletin ve bazı büyük şirketlerin yönetiminde<br />

olan petrol sanayisinin, küçük çapta özel ticaretin ve tarımın karışımından oluşmaktasır. İran<br />

ekonomik altyapısı son 20 yılda sürekli bir büyüme göstermese de; ekonomi, enflasyon ve<br />

işsizlikten olumsuz etkilenmeyi sürdürmüştür.<br />

Devlet bütçe gelirlerinin yaklaşık %45'i petrol ve doğal gaz gelirlerinden, %31'i ise<br />

vergilerden elde edilmektedir. 2006 yılında İran'ın nominal GSYİH'i 195.5 milyar $ ve kişi<br />

başına düşen milli gelir 2440$ olarak hesaplanmıştır.<br />

Hizmet sektörü, GSYIH'deki payı açısından uzun vadede en hızlı artışı göstermesine<br />

karşın, inişli çıkışlı bir grafik sergilemektedir. Devlet yatırımları, üretimin serbestleştirilmesi ve<br />

yeni dışsatım(ihracat) pazarlarının bulunması ile birlikte tarımda patlama yaratmıştır. Ülke<br />

çapında inşa edilen birçok baraj sayesinde, büyük ölçekte sulama projeleri hayata geçirilmiş,<br />

ihracata ve sanayiye yönelik tarım geliştirilmiş ve böylece 90'lı yıllarda İran'daki başka hiçbir<br />

sektörün elde edemediği bir büyümeye elde edilmiştir. Her ne kadar 1998–2001 yılları<br />

arasında art arda yaşanan aşırı kurak yıllar <strong>tarımsal</strong> çıktıyı olumsuz yönde etkilese de,<br />

<strong>tarımsal</strong> işgücünün önemli bir yüzdesini elinde tutmaktadır.<br />

İran'ın başlıca ticaret yaptığı ülkeler Çin, Almanya, Güney Kore, Fransa, Japonya,<br />

İtalya ve Rusya'dır. İran, 90'ların sonundan beri Suriye, Hindistan, Küba, Venezüella ve<br />

Güney Afrika gibi ülkelerle yaptığı ekonomik işbirliğini de geliştirmektedir.<br />

Ekonomi ile ilgili diğer bazı bilgiler aşağıdaki gibidir:<br />

GSMH (PPP) 876 Milyar $(2009)<br />

Kişi Başına GSMH 12,900$<br />

GSMH Bileşenleri Tarım : %10.9, endüstri: %45.2, hizmet sektörü:<br />

%43.9 (2009 )<br />

Bütçe 96.94$ Milyar<br />

Kamu Borcu/GSMH % 16.7 (2009)<br />

Oranı<br />

Enflasyon Oranı 13.5% (2009)<br />

Tarımsal Ürünler Buğday, arpa, şeker pancarı, meyve, kuru yemiş,<br />

pamuk, havyar<br />

Sanayi Ürünleri Petrol, kimyasal gübre, kostik soda, textil, çimento,<br />

inşaat malzeme., demir, silah.<br />

Hizmet Sektörü 192.6 milyar kWh (2007)<br />

Elektrik üretimi 192.6 milyar kWh (2007)<br />

Petrol Üretimi 3.74 milyar/gün (2009)<br />

Petrol Tüketimi 1.497 milyar/gün (2009)<br />

Petrol İhracatı 2.21 milyar varil/gün (2009)<br />

Doğal Gaz Üretimi 116.3 milyar m 3 (2008<br />

Doğal Gaz Tüketimi 119 milyar m 3 (2008.)<br />

Doğal Gaz İhracatı 4.246 milyar m 3 (2008)<br />

Doğal Gaz İthalatı 7.048 milyar m 3 (2008)


3. İran’da Tarım (3)<br />

36<br />

İran‟ın geleneksel faaliyetlerinden biridir. Daha Antik dönemde yerleşik düzene<br />

geçilmiş olan ülkede doğudan gelen göçebe boylarla yaşanan gerilim ülke tarihinde belirleyici<br />

olmuştur. Bugün bile ülkede hâlâ önemli bir nüfusa sahip olan göçebe topluluklar bir sorun<br />

kaynağı olarak görülür.<br />

Kabaca İran'ın toplam yüzeyinin üçte biri tarım için uygundur ancak toprak kalitesinin<br />

düşüklüğü ve birçok yerde yetersiz sulama yapılamadığı için birçok yerde tarım<br />

yapılamamaktadır. Toplam alanın yalnızca %12'sinde tarım yapılabilmektedir ancak tarım<br />

yapılan arazinin üçte birinde sulu tarım yapılırken, geri kalanında susuz tarım<br />

yapılabilmektedir. Ülkenin batı ve kuzeybatı bölgeleri, hazar denizi kıyıları en verimli<br />

topraklara sahiptir.<br />

Toplam alanın %35'i otlak olarak kullanılmaktadır. Meracılığın büyük kısmı yarı-kurak<br />

iklimi olan dağlık bölgelerde ve İç İran'daki büyük çöllerin etrafındaki sahalarda<br />

yapılmaktadır. Tarım yapılmayan bölgeler İran'ın %53'ünü oluşturmaktadır:<br />

Yaklaşık olarak ülkenin %35'i tarıma uygun olmayan çöllerle, tuzlu bataklıklarla ve<br />

çıplak kayalık dağlarla kaplıdır.<br />

%11'i ormanlık alandan oluşmaktadır.<br />

%7'si ise yerleşim birimleri, sanayi yapıları ve yollarla kaplıdır.<br />

İran‟da son yıllarda, ormanların azalması, çölleşme, aşırı otlatma, çevre kirliliği, plansız<br />

yapılaşma ve endüstrileşme gibi etkenler arazilerin bozulmasına neden olmuş ve üretim<br />

üzerine olumsuz etki yapmıştır 3 . Tarımdaki diğer önemli sorunlar ise ilkel yöntemlerin<br />

kullanılması, sulama ağının yetersizliği, pazarlara girişin sınırlı olması gibi hususlardır.<br />

Tarımda özellikle sulamanın yalnızca yağmura bağımlı kalmaması için önemli yatırımlar<br />

yapılmasına rağmen, bu konudaki sorunlar henüz halledilememiştir.<br />

İran‟da tarım sektörünün GSMH daki payı %20, istihdamdaki payı ise %30 kadardır.<br />

Ülkedeki en önemli <strong>tarımsal</strong> ürünler buğday, pirinç, diğer hububat, şeker pancarı, meyveler,<br />

fıstıklar, pamuk ve tütündür. Ayrıca süt ürünleri, yün ve kereste de önemli ürünler<br />

arasındadır. Ülkede modern sulama <strong>sistemleri</strong>nin yanında 2000 yıl öncesinden kalan yeraltı<br />

sulama <strong>sistemleri</strong> de vardır. Bu yeraltı su kanalları 40 kilometreye kadar uzanmaktadır. Fakat<br />

maalesef bu tarihi kanalların bir bölümü bakımsızlıktan dolayı kullanılamaz duruma gelmiştir.<br />

Şah döneminde 1960 lı yıllarda beyaz devrim olarak adlandırılan İran‟ daki modernleşme<br />

çalışmalarının en önemli adımı toprak reformu idi. 1950 li yıllarda çiftçilerin yalnızca %5<br />

kadarı ancak kendini geçindirebilecek büyüklükte işletmelere sahipti. Tarım arazisinin büyük<br />

bir bölümü ağalar tarafından sahiplenmişti. Ağalar 1 veya daha fazla köyü kontrol eden<br />

kişilere denir. İran‟da çok sayıda 20-40 köye sahip ağalar vardı (toplam köy sayısı 70.000<br />

kadardı). 1961 – 1971 yılları arasında yapılan toprak reformunun önemli etkileri oldu.<br />

Ağaların sosyo-politik etkileri kırıldı. Bazı topraksız köylü veya küçük çiftçi, bir aileyi<br />

geçindirebilecek büyüklükte arazi sahibi oldu. Ancak yine de çiftçilerin bir bölümü yeterli<br />

büyüklükte araziye ulaşamadı ve tarım işçilerinin durumunda önemli bir gelişme<br />

sağlanamadı.<br />

Tarım sektörünün ekonomideki önemi, petrol ve doğal gaz sektöründeki gelişmelerden<br />

sonra azalmaya başladı. İhracat gelirlerinin büyük bir bölümü petrol ve doğal gazdan<br />

sağlanmaya başlandı. Nüfusun hızla artışı sonunda ise gıda maddeleri ithalatı kaçınılmaz<br />

oldu. Tarımın GSMH daki oranı 1992 yılında %23,9, 1998 yılında ise 19.7 oldu. 2000 yılında<br />

tarım sektöründe %0.3 düşüş görüldü. Pamuk üretimi %9 düştü. Buğday üretimi %27, arpa<br />

üretimi ise %35 geriledi. Bunda 1999 yılından sonra etkin olan kuraklığın büyük bir rolü<br />

olduğu söylenebilir.


37<br />

İran‟da balıkçılık hem iç tüketim hem de ihracat için önemli bir sektördür. Özellikle havyar<br />

ihracatı önemlidir. 1992 yılında yakalanan balık 327.000 tondan, 1998 yılında 380.000 tona<br />

yükselmiştir. Bunun 78.000 tonu hazar denizinden, 67.000 tonu ise iç sular ve göllerden elde<br />

edilmiştir. Hükümetin bu konudaki hedefi 700.000 tondur. Havyar endüstrisi balıkçılığın en<br />

gelişmiş bölümüdür. 1990 lı yıllarda yıllık havyar ihracatı 30 milyon USD kadar olmuştur.<br />

Rusya, Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan ve İran aralarında kartel oluşturarak dünya<br />

piyasasında havyar fiyatının düşmemesi için önlemler almaktadır.<br />

4. İran’da Tarım Bakanlığı (4)<br />

Tarım sektörü her ülkede olduğu gibi İran‟da da önem verilmiş ve kamuoyu<br />

gündemindeki yerini korumuştur. Son olarak 30.12.2000 tarihinde Bakanlık yeniden<br />

yapılandırıldı. Bu yapılandırılmada Tarım Bakanlığı ile Cihad Yapılandırma Bakanlığı<br />

birleştirilerek “Tarım Cihadı Bakanlığı”( Ministry of Jihad-e-Agriculture) kuruldu.<br />

Yasada, aşağıdaki konular Bakanlığın görevleri arasında sayılmıştır:<br />

Tarım politikası oluşturmak, planlama ve denetim yapmak<br />

Araştırma, Eğitim ve Yayım<br />

Doğal Kaynaklar ve Havza yönetimi<br />

Tarımsal Alt Yapı ve Kırsal Kalkınma<br />

Tarım, Hayvancılık ve Balıkçılık<br />

Tarımsal Desteklemeler<br />

Bu listede görüldüğü gibi, <strong>tarımsal</strong> araştırma, eğitim ve Yayım Bakanlığın ilgileneceği<br />

temel görevler arasında sayılmıştır.<br />

Bakanlıktaki yeniden yapılandırmanın amacı gereksiz olan kadroların elimine<br />

edilmesi, yapılan çalışmalarda etkinliğin ve verimliliğin sağlanması, hizmette tekerürün<br />

önlenmesi olarak belirtilmektedir.<br />

5. İran’da Tarımsal Yayım (5)<br />

İran‟da Tarımsal Yayım, sistemli bir biçimde, 1950 li yıllardan sonra gerçekleşmiştir.<br />

Geçen 60 yıl içerisinde ağırlıklı olarak Kamu Yayım Sistemi hakim durumdadır. Yaklaşım<br />

olarak, gelişmekte olan ülkelerde uzun süreden beri uygulanmakta olan, geleneksel Teknoloji<br />

Transferi Yaklaşımı (hiyerarşik yaklaşım – yukarıdan aşağı) uygulanmaktadır. Son yıllarda<br />

çiftçilerin yalnızca pasif bilgi alıcısı konumunda olmamaları gerektiği, onların da bilgi<br />

üretimine katkı sağlayabilecekleri anlayışı gittikçe artan bir düzeyde kabul görmeye<br />

başlamıştır.<br />

Tarımda Sürdürülebilirlik kavramı son yıllarda gündemde önemli bir yer tutmaktadır.<br />

Tarımsal Yayımın tarımda sürdürülebilirliği sağlama bakımından fonksiyonu da yine son<br />

zamanlarda tartışılan bir konudur. Sürdürülebilirliğin, Tarımsal Yayımın amaçları arasında<br />

olması gerektiği ileri sürülmektedir.<br />

İran‟da Tarımsal Yayım çalışmalarının etkin ve verimli olabilmesi için kamu Yayımı<br />

yanında özel <strong>yayım</strong> ve sivil toplum örgütleri <strong>yayım</strong>ının da gelişmesi gerektiği, böylece mevcut<br />

kamu ağırlıklı sistemin yerine çoklu bir sistemin oluşturulması Yayım çevrelerince<br />

istenmektedir.<br />

Bakanlığın yeniden yapılandırılmasında Tarımsal Yayım çalışmalarının da daha etkin<br />

olabilmesi için gerekli görülen önlemler alınmasına rağmen Tarımsal Yayım sisteminde<br />

radikal bir değişiklik gerçekleştirilememiştir.


38<br />

6. İran’da Tarımsal Desteklemeler (6)<br />

İran‟da bütçe harcamalarının büyük bir bölümünü genel anlamda sübvansiyonlar<br />

oluşturmaktadır. Buna <strong>tarımsal</strong> desteklemeler de dâhildir. Ancak bu desteklemeler de<br />

üreticilerden çok tüketiciler korunmak istenmektedir. Bu çerçevede tüketim malları<br />

sübvanseye edilmektedir.<br />

Son zamanlarda hükümet ekonomiyi yeniden düzene sokmak için kararlar almakta<br />

bazı mallardan hükümet desteğini çekmek istemektedir. Bu hükümetin uygulamak istediği<br />

liberal ekonomik sistemin bir parçasıdır. Hükümet pazar ekonomisi kurallarına göre mümkün<br />

olduğu kadar fiyatlara müdahale etmemek, daha çok düzenleme, denetleme ve altyapı<br />

hizmetlerini yerine getirmek amacındadır. Fakat onlarca yıldır devam eden desteklemelerin<br />

kısa zamanda kaldırılmasının büyük bir politik riskinin de olduğu ilgili herkes tarafından kabul<br />

edilmektedir.<br />

Günümüzde desteklemelerin bütçeye yükü 100 milyar dolardan fazladır. Bu<br />

desteklemeler benzin, yiyecek vb. tüketim mallarının aşırı tüketimini ve ithalatı teşvik<br />

etmekte, yerli üretimi ise engellemektedir. Geçmiş hükümetler desteklemeleri azaltma<br />

teşebbüsünde bulunmak istemişler ise de kamuoyu baskısı nedeniyle geri adım atmak<br />

zorunda kalmışlardır. Günümüzde İran‟a uygulanan ambargolar nedeniyle ekonomik reform<br />

düzenlemeleri acil olarak tekrar gündeme gelmiştir. İran hükümeti kamuoyu baskısını<br />

azaltmak için desteklemelerin azaltılması ile tasarruf edilecek parasal kaynağın yarısının fakir<br />

kesime yardım olarak aktarılacağını beyan etmiştir.<br />

Ülkedeki birçok endüstri kuruluşu ve rafineri düşük girdi fiyatlarına dayanarak<br />

faaliyetlerini sürdürmektedir. Desteklemelerin kalkması ile bu kuruluşlarda zarar edecektir.<br />

Desteklemelerin azaltılması ile meydana gelecek fiyat artışlarından en çok zarar görecek<br />

olan kentsel alanda yaşayan orta sınıf mensupları olacaktır. Ekonomik açıdan desteklerin<br />

azaltılması gereği açıkça ortaya çıkmaktadır. Tüketim mallarının serbest piyasa koşularında<br />

fiyatlarının yükselmesi tüketimi azaltacak bunun sonucu olarak, ithalata bağımlılık azalacak<br />

devlet bütçesi rahatlayacaktır. Fakat hükümetlerin aldıkları kararlarda politik yansımaları da<br />

düşünmek zorundadır.<br />

Tarımsal alanda en çok desteklenmek istenen ürün buğdaydır. Buğday üretiminin<br />

desteklenmesi ürün artışına neden olacak bu gelişme de ithalata olan bağımlılığı<br />

azaltacaktır. Tüketim mallarındaki destek azaltılsa bile yakın gelecekte buğdaya sağlanan<br />

taban fiyatı garantisinin devam edeceği düşünülmektedir.<br />

KAYNAKÇA<br />

(1) https://www.cia.gov/library/.../the-world-factbook<br />

(2) http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0ran_tar<br />

(3) http://www.nationsencyclopedia.com/economies/Asia-and-the-Pacific/Iran-AGRICULTURE.html<br />

(4) http://www.maj.ir/english/main/default.asp<br />

(5) Muhammed Sadegh Allahyari, Agricultural Sustainability: Implications for Extension Systems, African<br />

Journal of Agricultural Research, Vol 4, pp 781-786, September 2009<br />

(6) http://www.nytimes.com/2009/12/02/world/middleeast/02iran.html


1. Genel Bilgiler (1)<br />

39<br />

İSVİÇRE<br />

Yüzölçümü 41,277 km 2 , Kara: 39,997 km 2 , Göller: 1,280 km 2.<br />

Sınır Uzunluğu 1,852 km<br />

Kıyı Uzunluğu 0<br />

İklim Ilıman, rakıma bağlı olarak, kışlar soğuk, kapalı ve<br />

karlı, yazlar ise bazen yağmurlu.<br />

Arazi Yapısı Genellikle dağlık, güneyde alp dağları, kazey batıda<br />

ise Jura dağları vardır. Orta bölgeler dalgalı ova<br />

En alçak ve yük.<br />

Noktalar.<br />

Lake Maggiore 195 m,<br />

Dufourspitze 4,634 m.<br />

Doğal Kaynaklar hidroelektrik potensiyeli, ağaç, tuz.<br />

Arazi Kullanımı İşlenebilir arazi: %9.91, bitki kaplı: % 0.58, diğer:<br />

%89.51 (2005)<br />

Sulanabilir Arazi 250 km 2 (2003)<br />

Doğal Afetler Çığ, heyelan, sel.<br />

Nüfus 7,623,438 (2010)<br />

Şehirleşme Oranı %73<br />

Hayat Beklentisi 80.97 yıl<br />

Okur-Yazar Oranı %99<br />

Eğitim Harcamaları/<br />

GSMH Oranı<br />

%5.8 (2005)<br />

İsviçre konfederasyonu 1291 yılında bir savunma birliği olarak 3 kantonun birleşmesi<br />

ile oluşturuldu. Konfederasyon 1499 yılında Roma İmparatorluğundan bağımsızlığını aldı.<br />

1848 yılında yapılan anayasa ile konfederasyon, merkezi bir hükümetin olduğu federasyon<br />

haline dönüştürüldü. İsviçre‟nin egemenliği ve tarafsızlığı uzun zamandan beri Avrupa‟daki<br />

güçler tarafından tanınmaktadır. İsviçre her iki Dünya savaşına da girmemiştir.<br />

Avrupa‟daki ekonomik entegrasyon ve İsviçre‟nin <strong>uluslararası</strong> ilişkilerde oynadığı rol<br />

nedeni ile İsviçre‟nin komşuları ile olan ilişkilerini güçlendirmiştir. Ancak İsviçre 2002 yılına<br />

kadar Birleşmiş Milletlere üye olmadı. Günümüzde ülke BM programlarında aktif rol almasına<br />

rağmen tarafsızlığını titizlikle korumaktadır.<br />

2. İsviçre’de Ekonomi (2)<br />

İsviçre ekonomisi istikrarlı, müreffeh ve modern bir Pazar ekonomisidir. İşsizlik çok<br />

düşük düzeydedir. Emek gücü eğitimli ve yüksek kalitelidir. Kişi başına GSMH dünyada en<br />

yüksekler arasındadır. İsviçre ekonomisinde hizmet sektörü oldukça gelişmiştir. Bu<br />

çerçevede finans hizmetleri ekonomide önemli bir yer tutmaktadır. Yüksek teknolojiye dayalı<br />

imalat sektörü de gelişmiş durumdadır. Son yıllarda İsviçre ekonomisini AB standartlarına


getirerek rekabet gücünü artırmak çabasındadır. Ancak ülkede hala tarım sektöründeki<br />

desteklemeler devam etmektedir.<br />

40<br />

Son küresel finans krizinde İsviçre resesiyona girdi ama, merkez bankasının<br />

uyguladığı sıfır faiz politikası ile ekonominin canlanması sağlanmak istendi. Ekonominin 2010<br />

yılında mütevazı bir büyüme göstermesi beklenmektedir.<br />

İsviçre AB ülkeleri ve ABD tarafından büyük baskı görmüş ve bankacılıktaki gizlilik<br />

uygulamalarını yumuşatması istenmiştir. Bu ülkeler İsviçre bankacılık uygulamalarının diğer<br />

ülkelerde vergi kaçağına neden olduğunu ileri sürmektedir. Ülke bu baskı ve istekler sonunda<br />

bankacılık uygulamalarını OECD standartlarına uydurmayı kabul etti. Ancak bu kararın<br />

referanduma sunulması beklenmektedir. Ekonomi ile ilgili bazı bilgiler aşağıdaki gibidir:<br />

GSMH (PPP) 317 milyar $ (2009)<br />

Kişi Başına GSMH 41,700 $ (2009)<br />

GSMH Bileşenleri Tarım: %1.3, Sanayi: %27.6, Hizmetler: %71 (2006)<br />

Bütçe 178.5 miyar $<br />

Kamu Borcu/GSMH %40.5 (2009)<br />

Enflasyon Oranı -0.5% (2009)<br />

Tarımsal Ürünler Hububat, meyve, sebze; et, süt, yumurta<br />

Sanayi Ürünleri Makine, kimyasal, saat, tekstil, hassas aletler,<br />

Hizmet Sektörü Turizm, bankacılık, sigortacılık<br />

Elektrik üretimi 59.1 milyar kWh (2009)<br />

3. İsviçre’de Tarım (3)<br />

444.000 hektar kadar arazide tarım yapılmaktadır. Bu alan ülkenin %11 kadarına<br />

karşılık gelir. Tarım arazisinin büyük bir bölümü orta bölümde yer alan platolardadır. Toprak<br />

kalitesinin düşük olmasına karşın, modern teknoloji yoluyla verim artışı sağlanabilmektedir.<br />

Tarım GSMH nın % 2 oranını oluşturmaktadır. Tarımsal üretim ülke ihtiyacının %60 kadarını<br />

karşılamaktadır. Çiflik sayısı 1955 -1985 yılları arası 205,997 den 119,731.e kadar<br />

düşmüştür.<br />

1999 yılı itibari ile bazı ürünlerin üretim miktarı şöyledir: Patates, 484,000 ton; şeker<br />

pancarı, 1,187,000 ton ; buğday, 500,000 ton ; arpa, 263,000 to s; mısır, 183,000 ton ; yulaf,<br />

30,000 ton ; and çavdar, 19,000 ton .<br />

4. İsviçre’de Tarım Bakanlığı (4)<br />

Tarım Bakanlığının resmi adı “Tarım İçin Federal Ofis” tir. İngilizce adıvFederal Office<br />

for Agriculture (FOAG)dır. FOAG Ekonomi Bakanlığının bir bölümüdür. 3 Tarımsal Araştırma<br />

Merkezi, ve Avenches‟deki Federal at Yetiştirme Merkezi FOAG‟a bağlıdır.<br />

FOAG çalışmaları ile ülke ekonomisin önemli katkılar sağlamaktadır. Amaçları şöyledir:<br />

1. Nüfusun gıda ihtiyacını karşılamak<br />

2. Doğal kaynakları ve kırsal peysajı korumak<br />

3. Ülkedeki dağınık yerleşim düzenini devam ettirmek.


FOAG cantonal otoritleler ve çiftçi birlikleri ile iş birliği yaparak ülke tarımının<br />

yönetimine ve politikalarına önemli katkılar sağlamaktadır.<br />

41<br />

1999 yılında çıkarılan bir yasa ile Tarımda “sürdürülebilirlik” amaçlanmıştır. Burada<br />

kasdedilen sürdürülebilirlik, ekonomik, çevresel ve gıda güvenliği boyutları ile ele alınmıştır.<br />

5. İsviçre’de Tarımsal Yayım (5)<br />

80‟li yıllar boyunca kamu <strong>yayım</strong> örgütleri <strong>yayım</strong> pastasının en büyük parçasını<br />

oluştururken, bugün özellikle bitkisel üretim alanında büyük çoğunluğu özel şirketler olan<br />

kontrol ve uygulama kuruluşları önemli <strong>yayım</strong> hizmetleri sunucuları haline gelmişlerdir. Bu<br />

gelişmeyi anlayabilmek için 1993 yılına geri dönmek gerekir.<br />

1993 yılı ilkbaharında İsviçre Federal Meclisi tarım kesimine yapılacak direkt<br />

ödemelerle IP standartlarını bağlantılandırılmıştır. Ancak <strong>tarımsal</strong> <strong>yayım</strong> açısından çığır<br />

açan; Federal meclisin hem kamu hem de özel kuruluşlara kontrol görevini üstlenmek için<br />

akredite olma olanağı vermesiydi. Bu liberalleşme adımı, ülkede kamu, yarı kamu ve özel<br />

kontrol kuruluşlarının oluşmasına yol açmıştır. İlk yılda yaklaşık 10.000 işletme IP kurallarına<br />

geçiş yapmıştır ki, bu ülkedeki işletmelerin % 15‟ini oluşturmaktaydı. Kamu <strong>yayım</strong> örgütünün<br />

desteği olmaksızın bu mümkün olamazdı. İlk yıllarda kamu <strong>yayım</strong> örgütü bu alanda aşağıdaki<br />

hizmetleri sunmuştur:<br />

Çiftçilerin haberdar edilmesi, bilgilendirilmesi<br />

Kantonların uygulayacakları yönetmeliklerin hazırlanmasına yardımcı olunması,<br />

Bu alanda hizmet içi eğitimlerin düzenlenmesi<br />

Analiz listelerinin hazırlanması<br />

Geçiş sürecine eşlik edilmesi<br />

Tarımsal <strong>yayım</strong> hizmetlerinin çiftçiler tarafından yoğun bir şekilde talep edildiği bu<br />

başlangıç sürecinden sonra, <strong>yayım</strong> hizmetlerinin ağırlığı gittikçe artan oranlarda ekolojik<br />

standartlara uygun üretim kontrolleri kaymaya başlamıştır. Çünkü bu tip ekolojik programların<br />

kamu oyunun gözündeki güvenilirlikleri periyodik ve sağlıklı kontrollerin yapılmasına bağlıdır.<br />

İsviçre‟de 10 kanton yönetimi ÖLN standartları ile ilgili kontrol görevini akredite<br />

edilmiş özel kuruluşlara devretmişlerdir. Böylece de çok hızlı bir şekilde sistemde profesyonel<br />

kontrol organizasyonları ortaya çıkmışlardır. Bu organizasyonlar geçen yıllarla birlikte<br />

hizmetlerini sürekli geliştirmişlerdir. Bu örgütler aynı zamanda gittikçe artan oranlarda kamu<br />

<strong>yayım</strong> örgütünün hizmetlerini de kendi hizmet alanlarına dahil etmeye başlamışlardır.<br />

Ekolojik Performans Katalogu (Der Ökologische Leistungsnachweis-ÖLN) İsviçre‟de<br />

uygulanan bir Cross Compliance uygulamasıdır. ÖLN‟nin uygulamaya konulmasıyla birlikte<br />

bugün İsviçre‟de <strong>tarımsal</strong> arazinin % 97‟si ekolojik kriterlere göre işlenmektedir.<br />

ÖLN konusundaki <strong>tarımsal</strong> <strong>yayım</strong> uygulamalarının <strong>yayım</strong> örgütlerinden kontrol<br />

kuruluşlarına yönelmesiyle birlikte <strong>yayım</strong> örgütleri bu alandaki önemlerini yitirmeye<br />

başlamıştır. Yönetmeliklerde başlangıç yıllarındaki esneklikle ilerleyen yıllarla birlikte<br />

azalmıştır.<br />

Birçok ÖLN standardı Avrupa Birliğinin yeni uygulamaya koyduğu Cross Compliance<br />

kuralları ile örtüşmektedir. Bazı standartlarda ise, İsviçre Avrupa birliğine göre tarım<br />

işletmelerinden daha fazla talepte bulunmaktadır. Standartlara uygun üretimim kontrolü için<br />

ise sayısal amaçlar belirlenmiştir. Bugün İsviçre‟de <strong>tarımsal</strong> alanların % 97‟si ÖLN<br />

kriterlerine göre işlenmektedir.<br />

Aslında AB ve İsviçre‟de tarım işletmelerine yönelik direkt ödemelerin şekilleri büyük<br />

farklılık göstermekle birlikte bu ödemelerin tarım işletmeleri için önemi büyüktür. Direkt<br />

ödemeler İsviçre‟de tarım işletmelerinin gelirinin % 85‟ini oluştururken, direkt ödemelerin<br />

tarım işletmelerinin gelirindeki payı AB‟de % 79 oranındadır.


42<br />

Öln Uygulamasının 10 Yıllık Sonuçları aşağıdaki gibidir:<br />

AMAÇLAR SONUÇ AMACA ULAŞMA DURUMU<br />

Yer altı ve kaynak<br />

sularında azot oranının<br />

düşürülmesi<br />

Yüzey sularındaki<br />

fosfor içeriğinin<br />

azaltılması<br />

Yüzey sularındaki bitki<br />

koruma ilaçları<br />

içeriğinin azaltılması<br />

Doğal çeşit<br />

zenginliğinin teşvik<br />

edilmesi<br />

% 23<br />

azalma<br />

% 71<br />

azalma<br />

% 32<br />

azalma<br />

6. İsviçre’de Tarımsal Desteklemeler (6)<br />

Azot kullanımı ile ilgili amaçlara<br />

henüz ulaşılamadı<br />

İçme sularındaki azot içeriği ile ilgili<br />

amaca ulaşıldı<br />

Amaca ulaşıldı<br />

Amaca ulaşıldı<br />

% 220 artış Dağlık bölgelerde ulaşıldı<br />

Ovalarda henüz ulaşılamadı.<br />

İsviçrede tarım büyük ölçüde desteklenmektedir. Bu konuda ciddi boyutta mevzuat<br />

hazırlanmıştır. Birçok ürün ile ilgili sabit fiyat ve kota uygulaması vardır. İthal edilen <strong>tarımsal</strong><br />

ürünler üzerine ağır vergiler konularak dahili üretim korunmaktadır. Ayrıca ithalat üzerine<br />

diğer bazı kısıtlamalar da getirilmiştir. Federal Meclis, buğday, un, süt ve diğer temel gıda<br />

maddelerinin fiyatlarının sabit tutulması konusunda yetki sahibidir. Üretim maliyetlerinin<br />

yüksek olması ve ulusal para olan İsviçre Frangının değerinin yüksek olması dolayısiyle<br />

ülkede üretilen <strong>tarımsal</strong> ürünlerin <strong>uluslararası</strong> piyasalarda rekabet etmesi güç olmaktadır.<br />

Bundan dolayı korumacılık tedbirleri alınmıştır. Ancak Tarımsal Desteklemeler ortaya ürün<br />

fazlası sorunu çıkarmıştır. Ürün fazlalarının yönetimi maliyeti artıran diğer bir unsur olmuştur.<br />

Uruguay görüşmeleri sonucu ve İsviçre hükumetlerinin yeniden değerlendirmeleri sonucu<br />

destekleme politikalarını gözden geçirerek bir reform gerçekleştirmek üzere girişimler<br />

başlatılmıştır.<br />

KAYNAKLAR<br />

(1) https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/geos/sz.html<br />

(2) https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/geos/sz.ht<br />

(3) http://www.nationsencyclopedia.com/Europe/Switzerland-AGRICULTURE.html ml<br />

(4) Tarımsal Yayım ve Danışmanlık, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Ankara, 2008<br />

(5) İbid.<br />

(6) http://www.nationsencyclopedia.com/Europe/Switzerland-AGRICULTURE.html


1, Genel Bilgiler (1)<br />

43<br />

MISIR<br />

Yüzölçümü Toplam, 1,001,450 km2, Kara 995,450 km2,<br />

Göller: 6,000 km2<br />

Kara Sınır Uzunluğu 2,665 km<br />

Kıyı Uzunluğu 2,450 km<br />

İklim Çöllerde Yazlar sıcak ve kuru, kışlar ılıman<br />

Arazi Yapısı vast desert plateau interrupted by Nile valley and<br />

delta<br />

En Alçak ve Yüksek Qattara Çukuru -133 m, Catherine Dağı 2,629 m<br />

Noktalar<br />

Doğal Kaynaklar petrol, doğal gaz, demir, fosfat, magnezyum, kurşun<br />

ve çinko<br />

Arazi Kullanımı İşlenebilir arazi % 29, Ormanlık ve makilik % 0.5,<br />

Diğer % 96.58(2005):<br />

Sulanabilir Arazi 34,220 km 2<br />

Doğal Afetler Kuraklık, deprem, heyelan, kum fırtınaları<br />

Nüfus 78.866.635 (2009),<br />

Şehirleşme Oranı % 43<br />

Hayat Beklentisi (yıl) 72.4<br />

Okur-Yazar Oranı %71.4<br />

Eğitim Harcamaları/<br />

GSMH Oranı<br />

%4.2 (2006)<br />

Tarihçe: Mısır, Nil nehri ve vadisinin hayat verdiği bir ülkedir. Tarih boyunca bütün<br />

ekonomik aktiviteler Nil nehri etrafında meydana gelmiş ve bu alanda tarihin en büyük<br />

medeniyetlerinden birisi kurulmuştur. Ülkede M.Ö. 3200 yıllarında bir birleşik krallık kurulmuş<br />

bu krallık M.Ö. 341 yılında persler tarafından yıkılmıştır. Bundan sonra ülkede Yunanlar,<br />

Romalılar, Bizanslılar ve Araplar hüküm sürmüştür. Mısır 1517 tarihinde Osmanlı yönetimine<br />

girmiştir. 1869 yılında Süveyş kanalı açılmış ve 1882 yılında İngilizler yönetime el koymuştur.<br />

1952 yılında İngilizlerin desteklediği krallık yıkılarak ta bağımsızlık elde edilmiştir. 1971<br />

yılında Aswan barajı yapılmış, bu baraj ve oluşturduğu Nasır Gölü mısır‟daki <strong>tarımsal</strong><br />

uygulamaları ve ekolojiyi büyük ölçüde değiştirmiştir. Hızlı nüfus artışı ve Nil nehrine<br />

bağımlılık ülke ekonomisini zorlamaktadır.<br />

Antik Mısır (Khemet, Egypt), Antik Çağ'daki en büyük medeniyetlerdendir. Kuzeydoğu<br />

Afrika'da Nil Nehri'nin denize ulaştığı yarısı çevresinde yayılmış antik bir uygarlıktır.<br />

Uygarlığın yayıldığı bölge, bugünkü Mısır toprakları içinde yer almaktadır. M.Ö. 3050 yılları<br />

civarında kuruluşundan önce, güney Mısır ve kuzey Mısır olarak ikiye ayrılmaktaydı.<br />

Uygarlık, MÖ 3.150 dolaylarında ilk firavunun yönetimi altında Aşağı Mısır'ı ve Yukarı Mısır'ı<br />

politik olarak birleştirdi. Bu politik birlik, izleyen 3 bin yıl boyunca sürdü.


44<br />

Mısır tarihinde milattan sonrası dönemler aşağıdaki gibidir:<br />

� Bizans zamanı 395 - 638<br />

� İlk İslam zamanı 640 - 868<br />

� Tolunoğulları 868 - 905<br />

� Abbasiler 905 - 935<br />

� Akşitler 935 - 969<br />

� Fatımiler Devleti 969 - 1171<br />

� Eyyubiler Devleti 1171 - 1250'<br />

� Memlûk Devleti 1250 - 1517<br />

� Osmanlı Devleti 1517 - 1922<br />

� Mısır Napolyon çıkarması 1798 - 1802<br />

� Mehmet Ali Paşa hanedanı 1805 - 1882<br />

� İngiliz egemenliği 1882 - 15 Mart 1922<br />

� Mısır Krallığı 19 Nisan 1922 - Temmuz 1952<br />

� Mısır Cumhuriyeti 26 Temmuz 1952<br />

2. Mısır’da Ekonomi (2)<br />

Mısır ekonomisi tarihi olarak tarıma dayanmaktadır. Mısır tarımında ise en önemli<br />

ürün pamuk idi. Arazinin sınırlı olması dolayısıyla %2‟nin üzerinde artan nüfusun gıda<br />

ihtiyacını karşılamakta zorluk çekilmektedir. Endüstrinin büyük bir bölümü kamu<br />

mülkiyetindedir ve verimsiz çalışmaktadır. 1970-1981 arasında dış kredilere dayanan bir<br />

gelişme görülmüştür. Ancak 1990‟lı yıllarda petrol fiyatlarının düşmesi Mısır ekonomisini zora<br />

sokmuştur. Yönetim, liberal ekonomi ve bu çerçevede özelleştirme uygulamaları yapmak<br />

istemesine rağmen bu konudaki adımların yeterli olmadığı söylenebilir. Son zamanlarda<br />

yasalarda yapılan değişiklerle telif hakları, bankacılık ve gayrimenkul piyasasının gelişmesi<br />

için olumlu bir ortam hazırlanmak istenmiştir.<br />

Ekonomi ile ilgili diğer bazı bilgiler aşağıdaki gibidir:<br />

GSMH (PPP) 470.4 milyar $ (2009)<br />

Kişi Başına GSMH Kişi başına GSMH: 6000 $<br />

GSMH Bileşenleri Ziraat %13.1,<br />

Endüstri %37.7,<br />

Hizmetler %49.2<br />

Bütçe gelirler: 50.95$ milyar, harcamalar: 63.39 milyar $ (2009)<br />

Kamu Borcu/GSMH Oranı %80.1 (2009)<br />

Enflasyon Oranı 11.8% (2009 est.)<br />

Tarımsal Ürünler pamuk, pirinç, mısır, buğday, fasulye, meyve, sebze, büyük<br />

ve küçükbaş hayvanlar<br />

Sanayi Ürünleri Tekstil, işlenmiş gida, kimyasallar, ilaç, hidrokarbon, inşaat,<br />

çimento, metal işleri, hafif imalat<br />

Hizmet Sektörü Turizm<br />

Elektrik üretimi 118.4 milyar kWh (2007)<br />

Petrol Üretimi 690,000 varil/gün (2009)<br />

Petrol Tüketimi 712,700 varil/gün (2009)<br />

Doğal Gaz Üretimi 62.7 milyar m3 (2009)<br />

Doğal Gaz Tüketimi 2.5 milyar m3 (2009)


3. Mısır’da Tarım (3)<br />

45<br />

1970 lerde, yapılan yoğun yatırımlara rağmen, tarım ekonomideki baskın sektör olma<br />

özelliğini kaybetti. Tarımın ihracat gelirlerindeki payı 1960 yılında %87 iken bu rakam 1974<br />

yılında %35, 2001 yılında ise %11 olmuştur. 2000 yılında tarım GSMH nın %17 istihdamın<br />

ise %34 lük bir bölümünü sağlamaktaydı.<br />

Bir zamanlar pamuk en önemli <strong>tarımsal</strong> ürünü iken bu durum değişmiştir. Mısır‟da önemli<br />

miktarda diğer ürünlerde üretilmektedir. 1999 yılında ton olarak bazı ürünlerin üretimi<br />

aşağıdaki gibidir:<br />

Mısır……………….……… 9.350.000 ton<br />

Buğday………..…….….… 6.347.000 ton<br />

Pirinç ………….………….. 5.816.000 ton<br />

Patates ……………..…… 1.900.000 ton<br />

Portakal ………….….….. 1.525.000 ton<br />

Ayrıca hurma ve üzüm gibi diğer meyveler, sebze, yem bitkileri vb. ürünler de önemli<br />

ölçüde üretilmektedir. Hükümet, pamuk üretimi yerine hububat üretimini teşvik etmek<br />

istemektedir.<br />

Mısır‟ın ekilebilir tarım arazisi toplamı 3.3 milyon hektardır. Bu alanın 1/4 kadarı<br />

çölden islah yolu ile kazanılan arazidir. Ancak çölden kazanılan arazinin tarım ürünlerine<br />

katkısı değer olarak yalnızca %7 kadardır. Toplam arazinin yalnızca %3 kadarı tarıma<br />

elverişli olmasına rağmen bu arazi hem çok verimli hem de bir yıl içerisinde birçok kez<br />

ekilebilir. Yalnız, arazinin % 35 lik bir bölümünde tuzluluk ve drenaj problemi vardır.<br />

Sulama Mısır tarımında önemli bir yer tutar. Sulama nil nehrine bağlı bir uygulamadır.<br />

1971 yılında tamamlanan Aswan Barajı, taşkın kontrollü ve sulama konusunda önemli bir<br />

imkan sağlamıştır. Ancak barajın silt akımını önlemesi tarım için olumsuz bir durum olarak<br />

değerlendirilmektedir. Diğer taraftan batı çölleri bölgesinde yer altı suyundan yararlanacak bir<br />

sulama projesi planlanmaktadır.<br />

1952 Tarım Reformu yasasına göre bir çiftçi en fazla 190 Feddan (1<br />

feddan=yaklaşık 4 dekar) tarım arazisine sahip olabilirdi. 1960 yılında bu sınır 100 feddana<br />

düşürüldü. Bu rakam 1969 yılında ise 50 feddana indirilmiştir.<br />

1952-1961dönemi milliyetçilik dönemi olarak adlandırılır. 1952 yasası hükümetin<br />

tarıma ilk önemli müdahalesidir. Bu yasa ile getirilen sınırlandırmalar yanında “toprak reformu<br />

kooperatifleri” adı altında bir düzenleme de yapılmıştır. Bu dönemde pamuk ticareti<br />

millileştirildi ve hükümet kontrolüne alındı. Çölden ıslah yolu ile elde edilen tarım alanlarında<br />

küçük işletmeler kurulması öngörüldü.<br />

1961-1974 dönemi sosyalizm dönemi olarak adlandırılır. Bu dönemde Tarım alanında<br />

devlet müdahalesi en üst düzeye çıkmıştır. Hükümet düşük <strong>tarımsal</strong> ürün fiyatı politikası<br />

uygulayarak tarım sektöründen endüstriye kaynak aktarmayı sağlamak istemiştir. Bu<br />

dönemde devlet çiflikleri geliştirilmiş ve Aswan Barajı tamamlanmıştır. Ancak bu dönem<br />

sonlarına doğru devlet yatırımları azalmış, tarımda da bu azalmanın etkileri görülmüştür.<br />

1974-1982 dönemi açık kapı dönemi olarak adlandırılır. Bu dönemde liberal politikalar<br />

uygulanarak yabancı sermaye için cazip bir ortam oluşturulmak istenmiştir. Bu dönemde yeşil<br />

devrim ve gıda güvenliği gibi kavramlar ortaya çıkmış, özel şirketlerin çölden tarım arazisi<br />

kazanmaları için çalışma yapabilecekleri kararlaştırılmıştır. Yine bu dönemde tarım<br />

arazilerinin tarım dışı amaçlarla kullanılması durumu hız kazanmıştır.<br />

1982-1990 yeniden canlanma (revitalization) dönemi olarak adlandırılır. 1981yılında<br />

Hüsnü Mübarek başkanlığa geldiğinde Mısır‟sa gıda açığı büyümüştü. 1960 yılında gıda<br />

bakımından kendine yeterli olan ülkede 1980 yılında buğday ihtiyacının yarısından fazlası


46<br />

ithal ediliyordu. Başkan Mübarek ABD başkanı Ronald Reagan dan Mısır tarımını geliştirmek<br />

için yardım istedi. Bu çerçevede Mısıra gönderilen bir ABD uzmanlar heyeti raporlar<br />

hazırlayarak önerilerde bulundu.<br />

Bu önerilerden bazıları aşağıdaki gibidir:<br />

Gıda maddeleri üretiminde işleme tekniklerinin geliştirilmesi gerekir.<br />

Gıda maddelerinin sübvansiyonunun azaltılması gerekir. Çünkü gıda<br />

maddelerinin gereğinden fazla ucuz olması, gereğinden fazla tüketime ve<br />

israfa neden olmaktadır.<br />

Nüfus planlaması yapılması gerekmektedir.<br />

Araştırma ve Yayım çalıştırılmalarının geliştirilmesi gerekir<br />

Fiyatların serbest piyasa koşullarında oluşmasını sağlamak gerekir.<br />

Bu öneriler doğrultusunda fiyat kontrolleri azaltılmış, <strong>tarımsal</strong> girdi sübvansiyonları<br />

kaldırılmış ve özel sektör için sınırlandırılmalar azaltılmıştır. Bu önlemler sonunda faiz<br />

oranları yükseltilmiş, bazı işletmeler özelleştirildi, <strong>tarımsal</strong> ürünlerin pazarlanması<br />

özelleştirildi. Tarımsal sübvansiyonlar azaltılmıştır.<br />

4. Mısır’da Tarım Bakanlığı (4)<br />

Tarım Bakanlığı 1910 yılında kuruldu. 1927 yılında Bitki İslahı Bölümü (plant Breeding<br />

Division) kuruldu. 1983 yılında ise tüm Araştırma ve Yayım çalışmaları Tarımsal Araştırma<br />

Merkezinin (Agricultural Research Center-ARC) sorumluluğuna verildi. Bugün ARC de 5000<br />

personel görev yapmaktadır. Merkeze bağlı 14 enstitü, 4 merkezi laboratuar ve 31 araştırma<br />

istasyonu vardır. Araştırma istasyonlarının 13 adedi tarla bitkileri, 7 adedi bahçe bitkileri, 11<br />

adedi ise hayvancılık üzerine araştırmalar yapmaktadır. ARC yaptığı araştırmaların Yayımını<br />

da yapmaktan sorumludur.<br />

Tarım Bakanlığının bügünkü adı Tarım ve Arazi Islahı Bakanlığı (Ministry of<br />

Agriculture and Land Reclamation - MALR) dır. Yukarıda da belirtildiği gibi çöl arazilerini islah<br />

ederek tarım arzisine dönüştürmek Mısır tarımında en önemli konulardan birisidir. Nitekim<br />

Mısır‟da 3.3 milyon hektar ekilebilir tarım arazisinin 1/4 kadarı çölden islah yolu ile kazanılan<br />

arazidir.<br />

Tarım Bakanlığı bünyesinde Tarımsal Yayım yapılanması aşağıdaki şekildeki gibidir:<br />

MISIR TARIM BAKANLIĞI BÜNYESĠNDE YAYIM<br />

Tarımsal Araştırma Merkezi (ARC)<br />

Araştırma<br />

Tarım ve Toprak Islahı Bakanlığı<br />

Yayım<br />

Yayım Ana Hizmet Birimi<br />

Yayım Hizmetleri Merkezi<br />

Yönetimi (CAAES)<br />

Vilayet Yayım Yönetimi<br />

İlçe Yayım Yönetimi<br />

Köy


5. Mısır’da Tarımsal Yayım (5)<br />

47<br />

Mısır‟da ilk tarım okulu Mısır Valisi Mehmet Ali tarafından 1829 yılında kuruldu. 1889<br />

yılında büyük bir uygulama çiftliğine sahip Giza Tarım Okulu kuruldu. Günümüzde 15 adet<br />

Ziraat Fakültesi vardır. 1951 yılında 361 olan mezun sayısı 1989 yılında 5348 rakamına<br />

ulaştı.<br />

Mısır‟da Tarımsal Yayım konusunda Tarım ve Toprak Islahı Bakanlığı (MALR) bünyesinde<br />

önemli kamu kuruluşları şunlardır:<br />

Tarımsal Araştırma Merkezi (Agricultural Research Center-ARC)<br />

Tarımsal Yayım ve Kırsal Kalkınma Araştırma Enstitüsü (Agricultural<br />

Extension and Rural Development Research Institute – AERDRI)<br />

Tarımsal Yayım Hizmetleri Merkezi Yönetimi (Central Administration for<br />

Agricultural Extension Services – CAAES)<br />

Tarım ve Toprak Islahı Bakanlığı aşağıdaki 7 ana hizmet birimine ayrılmıştır:<br />

Tarımsal Yayım (Tarla Bitkileri, Bitki Koruma, Bahçe Bitkileri, Toprak-Su,<br />

Buğday, Hayvancılık, Mücadele, Şeker Kamışı, Pirinç)<br />

Ekonomik İşler<br />

Tarımsal Hizmetler ve İstatistik<br />

Hayvancılık<br />

Tarımsal Gelişme<br />

İdari İşler<br />

Mali İşler<br />

Tarımsal Araştırma Merkezi Bakanlığa doğrudan bağlı otonom bir birimdir. Tarımsal<br />

Yayım konusunda karar verme açısından mahalli birimlerin bazı yetkileri var ise de, önemli<br />

kararlar ve mali kontrol merkezi yönetimdedir.<br />

Tarım Bakanlığı kararı ile 1994 yılında 4 adet Bölgesel Araştırma ve Yayım Konseyi<br />

(RREC) kurulmuştur. Bu konseylerin amacı araştırma ve Yayım kurumlarını çiftçilere daha<br />

yaklaştırmak ve karar verme mekanizmalarına onları da katmaktır.<br />

RREC görevleri aşağıdaki gibi belirtilmiştir:<br />

Yerel ölçekte <strong>tarımsal</strong> üretim kısıtlarını incelemek ve yerele uygun çözüm<br />

önerileri geliştirmek,<br />

Araştırma ve Yayım programları geliştirmek,<br />

Üniversite ve araştırma kurumlarının araştırmalarını koordine etmek ve<br />

bütünleştirmek,<br />

Araştırma ve Yayım çalışmalarını destekleyecek mekanizmalarını geliştirmek<br />

ve<br />

Araştırma ve Yayım çalışmalarını izlemek ve değerlendirmek.<br />

Mısır‟da Tarımsal Yayım bir kamu hizmeti olarak resmen 1953 yılında başlamıştır.<br />

Mevcut yapı, Tarım Bakanlığı kararları ile 1985 yılında yapılan reorganizasyon çalışması ile<br />

oluşmuştur. Bu yapıda, Tarımsal Yayım konusundaki koordinasyon görevi Tarımsal<br />

Araştırma Merkezi (ARC) tarafından yürütülmektedir. Bu kuruluşta Araştırma ve Yayım olmak<br />

üzere iki ana bölüm yer almaktadır.


48<br />

Uygulama Düzeyinde Tarımsal Yayım: Yukarıdaki şemada da görüldüğü gibi<br />

Mısır‟da Tarımsal Yayım çalışmalarında il, ilçe ve köy düzeyinde bir yapılanma vardır. Her<br />

ilde 170-180 ilçe veya alt bölge (district), her ilçede de 35-40 köy vardır.<br />

Uygulama düzeyinde aşağıdaki 3 tür Yayım çalışanı vardır:<br />

Konu uzmanları (SMS)<br />

Teknoloji Transferi Uzmanları (TTS)<br />

Köy Yayım Çalışanları (VEW)<br />

Konu uzmanları daha çok belirli ürünlerin üretilmesinde karşılaşılan teknik sorunların<br />

giderilmesinde önemli rolleri vardır. Teknoloji Transferi Uzmanları iletişim teknolojilerini<br />

kullanarak mesajın hedef kitleye etkin bir biçimde ulaşmasına katkıda bulunurlar. Köy Yayım<br />

çalışanları ise, çiftçilerle doğrudan ilişkileri olan kişilerdir ve kendilerine yardımcı olan resmi<br />

eğitimi olmayan kişiler vardır.<br />

Çoklu Kamu Yayım Sistemi: Mısır‟da Tarımsal Yayım çalışmaları yapan birçok<br />

kamu birimi vardır. Bunlardan en çok sayıda personele sahip olanı Tarımsal Yayım<br />

Hizmetleri Merkezi Yönetimi (CAAES) dir. Bunun dışında Tarımsal Araştırma Merkezi (ARC)<br />

ve Tarımsal Yayım ve Kırsal Kalkınma Araştırma Enstitüsü (AERDI) de önemli Yayım<br />

kuruluşlarıdır. Ayrıca ürün bazında ve özel konularda yapılan projeler çerçevesinde Yayım<br />

çalışmaları da yapılmaktadır. Bu tür projelerin kendi personeli olmasına rağmen projeler<br />

sürdürülebilir olmadığından proje süresi sonunda sorunlar yaşanmaktadır.<br />

Mısır‟da Yayım konusunda istihdam edilen personel toplamının 24 000 kadar olduğu<br />

tahmin edilmektedir. Bunlardan 14.000 kadarı köylerde görev yapmaktadır. Bunun dışında 19<br />

sayılı başkanlık talimatı ile <strong>tarımsal</strong> araştırma faaliyetleri ile görevli personelin çalışma<br />

saatlerinin % 30 kadarını Yayım çalışmaları için ayırmaları istenmiştir.<br />

Tarımsal Yayım ve Kırsal Kalkınma Araştırma Enstitüsü (AERDRI) de önemli Yayım<br />

hizmetleri yerine getirmektedir. Yaptığı araştırmalarda Yayım fonksiyonunun iyileştirilmesi<br />

konusunda göz önünde tutulması gereken hususları ortaya çıkarmaya çalışmaktadır.<br />

AERDRI personelinin büyük bir bölümü merkezde çalışmamakta daha çok üniversitelerde<br />

akademik çalışmalarla veya belirli projelerle meşgul olmaktadır. AERDEI bünyesinde 170<br />

akademik dereceli çalışmaktadır. Bunlardan 45 kişi Doktora, 65 kişi mastır derecesine<br />

sahiptir. 60 kişi ise yüksek lisans programlarında çalışmaktadır. AERDRI ile CAAES<br />

arasındaki ilişkiler yakındır, ancak bu ilişkiler kurumsal olmaktan çok kişisel bazda gelişmiştir.<br />

Bakanlığın üç temel fonksiyonu vardır. Bunlar tarım politikası oluşturmak, Araştırma<br />

ve Yayım çalışmaları yapmaktır. Bu fonksiyonlardan Yayım fonksiyonunda önemli sorunlar<br />

vardır. Bunların başında Yayım hizmetlerinin parçalı olması bütünleştirilememiş olmasıdır.<br />

Diğer taraftan, Yayım çalışmaları yapan değişik kamu kurumları arasında koordinasyonun<br />

zayıf olması Yayım çalışmalarının etkin ve verimli yapılmasını engelleyen önemli<br />

sorunlardandır.<br />

Mısır‟da Yayım konusundaki bazı sorunlar aşağıdaki gibi ifade edilebilir:<br />

İstikrarlı bir Yayım politikasının olmaması<br />

Bakanlık içerisinde değişik birimler arasında yeterli koordinasyon olmaması<br />

Bakanlıklar arası yeterli koordinasyon olmaması<br />

Değişik kuruluşların benzer işleri yapması, görev duplikasyonlarının<br />

engellenmemesi<br />

Yöneticilerin liyakatlerinin yeterli olmaması<br />

Araştırma ve Yayım arasında yeterli işbirliği ve eşgüdüm olmaması


49<br />

Çiftçilerin görüş ve ihtiyaçlarının yeteri ölçüde önemsenmemesi<br />

Yayım çalışmalarda yeterli alt yapının (araç, gereç, malzeme vb.) olmaması<br />

6. Mısır’da Tarımsal Desteklemeler (6)<br />

Mısır‟da destekleme politikaları uzun zamandan beri benimsenen ve yerleşen bir<br />

uygulamadır. Mısır‟da desteklemeler daha çok tüketicileri korumak amacına yönelmiştir.<br />

Bunun nedeni, kitlelerin fakir olması ve sübvansiyonların kalkması durumunda fakir halkın<br />

büyük tepki göstermesinden korkulmasıdır. Nitekim 1977 yılında bazı tüketim mallarının<br />

fiyatlarının artması “ekmek isyanı” olarak bilinen bir halk hareketine neden olmuştur. Ancak<br />

tüketim mallarının sübvanseye edilmesi bütçe üzerinde büyük bir baskı oluşturmaktadır.<br />

Mısır 2004 yılında 6.5 milyon ton buğday ithal etmiştir. Bu miktar buğdayın<br />

desteklenmesi bütçe için büyük bir sorun oluşturmaktadır. Diğer taraftan, mısır‟da kişi başına<br />

buğday tüketimi dünya‟da en yüksek düzeylerdedir (183 kğ). Bu tüketim malından desteğin<br />

çekilmesi önemli sosyal ve politik sorunları tetikleyeceği düşünülmektedir. Bu durum ise<br />

Hükümet için bir ikilem oluşturmaktadır.<br />

Bütçe açığı GSMH nın % 10 oranını aşmıştır. Bu açıkta en önemli pay<br />

sübvansiyonlara aittir. Bütçe açığının ne şekilde kapatılacağı sorunu Mısır‟da yakın zamanda<br />

cevaplandırılması gereken en önemli bir ekonomik ve politik sorundur. Diğer taraftan, ülke<br />

kaynaklarının tüketicileri korumak amacıyla kullanılması, üreticileri korumak için gereken<br />

kaynakların azalması anlamındadır. Mısır‟da yönetim bu konudaki tercihini şimdilik tüketici<br />

lehine kullanmaktadır. Ancak hükümet tarım sektöründe liberalizasyon politikalarını<br />

uygulama yollarını da aramaktadır.<br />

KAYNAKÇA<br />

(1) https://www.cia.gov/library/.../the-world-factbook<br />

(2) http://tr.wikipedia.org/wiki/M%C4%B1s%C4%B1r_%C4%B0mparatorlu%C4%9Fu<br />

(3) http://www.nationsencyclopedia.com/Africa/Egypt-AGRICULTURE.html<br />

(4) http://agriculture.einnews.com/egypt/<br />

(5) W.M. Rivera* and M.A. Elkalla", Restructuring agricultural extension in the Arab republic of Egypt,<br />

European Journal of Agricultural Education and Extension, 1997, vol. 3, no. 4<br />

(6) ibid


1. Genel Bilgiler (1)<br />

50<br />

PAKİSTAN<br />

Yüzölçümü 796,095 km 2 , kara: 770,875 km 2 , göller: 25,220 km 2<br />

Sınır Uzunluğu 6,774 km<br />

Kıyı Uzunluğu 1,046 km<br />

İklim Genelde sıcak kuru iklim hakimdir. Ancak kuzey<br />

doğuda ılıman iklim kuzeyde ise sert kış şartları vardır.<br />

Arazi Yapısı Doğuda düz İndus ovaları, kuzeyde dağlık alan, batıda<br />

En alçak ve yüksek<br />

noktalar<br />

ise Balucistan Yaylası vardır<br />

Indian Ocean: 0 m,<br />

K2 (Mt. Godwin-Austen) 8,611 m<br />

Doğal Kaynaklar Tarıma elverişli arazı, doğal gaz, az petrol, düşük<br />

kalite kömür, demir, bakır, tuz, kireç<br />

Arazi Kullanımı Tarım Arazisi: %24.4, bitki örtülü: %0.8, diğer: 74.7%<br />

Sulanabilir Arazi 182,300 km2 (2003)<br />

Doğal Afetler Deprem, sel, ve sağnak yağışlar.<br />

Nüfus 77,276,594 (2010)<br />

Şehirleşme Oranı %36<br />

Hayat Beklentisi 65.62<br />

Okur-Yazar Oranı (yıl) %49.9 yıl<br />

Eğitim Harcamaları/<br />

GSMH Oranı<br />

%2.6<br />

Pakistan İndus vadisinin 5000 yıllık medeniyetinin varisidir. Milattan önceki 2.<br />

Yüzyılda meydana gelen göçler yüzünden İndus medeniyeti İndo-Aryan medeniyeti ile<br />

karıştı. Bölge bu yüzyıldan sonra bir seri istilalara maruz kaldı. Bunlar arasında persler,<br />

yunanlar, Araplar, Afganlar, ve Türkler de vardır.16 ve 17. Yüzyıllarda Mughal imparatorluğu<br />

ortaya çıktı. 18 yüzyılda İngilizler bölgede etkin olmaya başladılar. 1947 yılında Hindistan ile<br />

Pakistan‟ın ayrılması ile iki devlet arasında anlaşmazlıklar ortaya çıkmaya başladı.<br />

Tartışmalı bölge olan Keşmir yüzünden Pakistan ile Hindistan arasında 3 önemli<br />

savaş yaşandı. Bu savaşlar 1948, 1965 ve 1971 yıllarında yaşandı.<br />

1971 yılı savaşı sonunda Bangladeş bölgesi ayrı bir devlet olarak Pakistan‟dan<br />

ayrıldı. Hindistan‟ın nükleer silah yapmasından sonra Pakistan da imkanlarını bu konuda<br />

yoğunlaştırmış ve 1998 yılında ilk nükleer silah denemesini yapmıştır. Son zamanlarda<br />

Pakistan ve Hindistan ilişkilerinde düzelmeler vardır.<br />

2. Pakistan’da Ekonomi (2)<br />

Pakistan fakir bir gelişmekte olan ülkedir. Kuruluşundan beri on yıllarca iç politik<br />

kavgalara sahne olmuştur. Yabancı sermaye yatırımları çok sınırlı kalmıştır. 2000–2007<br />

yılları arasında bir ölçüde ekonomik büyüme gerçekleşmiştir.


51<br />

2007 yılında aşırı bütçe açığı dolayısıyla Rupi de bir değer düşürme<br />

gerçekleştirilmiştir. 2009 yılında ekonomi tekrar istikrara kavuşmuş ve bütçe açığı azalmıştır.<br />

Bunda petrol fiyatlarının düşük olmasının ve yurt dışında çalışanların gönderdikleri paraların<br />

rolü vardır. Tekstil Pakistan‟ın ihracat gelirlerinde önemli bir yer tutar. Endüstride<br />

çeşitlendirmenin yapılaması ülkeyi küresel ekonomik krizler karşısında zayıf durumda<br />

bırakmaktadır. Elektrik üretiminin yetersiz oluşu ekonominin diğer bir sorunudur.<br />

Diğer bazı ekonomik göstergeler aşağıdaki gibidir:<br />

GSMH (PPP) 449.3 milyar $ (2009)<br />

Kişi Başına GSMH 2,600$ (2009) (satıalma gücü paritesine göre)<br />

GSMH Bileşenleri Tarım: %20.8, endüstri: %24.3, hizmetler: %54.9<br />

(2009)<br />

Bütçe gelirler: 22.94 milyar$, harcamalar: $31.54 billion (2009)<br />

Kamu Borcu/GSMH<br />

Oranı<br />

% 46.2 (2009)<br />

Enflasyon Oranı %13.6 (2009)<br />

Tarımsal Ürünler Pamuk, buğday, pirinç, şeker kamışı, meyveler,<br />

sebzeler, süt, et, yumurta<br />

Sanayi Ürünleri Tekstil, gıda işleme, ilaç, inşaat malzemeleri, kağıt<br />

ürünleri, gübre<br />

Elektrik üretimi 90.8 milyar kWh<br />

Petrol üretimi 62,000 varil/gün (2008 )<br />

Dış Borç $52.12 milyar<br />

3. Pakistan’da Tarım (3)<br />

Tarım Pakistan ekonomisinin omurgasını teşkil eder. GSMH nın %20 sinden fazlasını<br />

temin eder, işgücünün %44 kadarı tarımda istihdam edilir. Nüfusun 2/3 kadarı tarımla<br />

uğraşır. İhracatın % 30 kadarı tarımdan kaynaklanır. Döviz gelirlerinin yarısı yine tarımdan<br />

kaynaklanır. Nüfus artışının fazla olması (%2.5) nedeniyle <strong>tarımsal</strong> üretimin stratejik bir<br />

önemi vardır.<br />

1990-2000 yılları arasında tarım ortalama olarak %4.4 büyümüştür. 2001 ılında tarım<br />

GSMH nın %26 sını oluşturmuştur. İşlenen arazinin 2/3 kadar bölümünü kapsayan sulama<br />

projeleri ve toprak ıslahı projeleri sayesinde daha önceden boş kalan alanlarda tarım<br />

uygulamaları yapmak mümkün olmuştur. Penjub‟ın İndus vadisi Pakistan‟ın Tarım<br />

merkezidir.<br />

Hububat gıda maddesi açısından en önemli üründür. Bunlar arasında buğday, pirinç,<br />

mısır gibi hububat ürünleri sayılabilir. Pamuk en önemli para getiren üründür. İhracat gelirleri<br />

açısından pamuk listenin başındadır. 1990 lı yılların sonunda pamuk üretimi yaprak<br />

virüsünden dolayı zarar gördü. 2001–2002 üretim yılında ürün 8.3 balya oldu. Diğer taraftan<br />

pirinç, şeker kamışı ve tütün de önemli ihraç ürünleri arasındadır. Pirinç tarım arazilerinin<br />

%11 kadar bölümünde ekilmektedir ve üretim 2001-2002 üretim yılında 3.88 milyon ton<br />

olmuştur. Diğer ürünlerde üretim miktarı (bin ton) şöyledir: buğday: 17.790, şeker kamışı:<br />

53.104, pirinç: 6.900, ayçiçeği:120. Kuzey bölgelerde kaçak olarak afyon ekilmektedir.<br />

Hükümet bunu önlemek için bazı önlemler almaktadır.<br />

Üretim yöntemleri hala ilkel olmaya devam etmektedir. Makanizasyon düzeyi<br />

düşüktür. Daha verimli pirinç ve buğday çeşitlerin yaygınlaştırılması çalışmalarında bir ölçüde


52<br />

başarı sağlanmıştır. Tarıma en önemli katkı, İndus sulama projesi tarafından sağlanmıştır.<br />

Bu alanda sulama projelerine paralel olarak, toprak muhafaza, mekanizasyon, arazi islahı ve<br />

bitki koruma projeleri de yürütülmektedir.<br />

1959 yılında alınan bir kararla çiftlik büyüklüklerine sınırlandırma getirilmiştir. Buna<br />

göre her bir kişinin sahip olabileceği sulana arazi miktarı 200 kıraç arazi miktarı ise 400<br />

hektar ile sınırlandırılmıştır. Bu sınırlar üstündeki araziler istimlak edilmiş ve karşılığında hak<br />

sahiplerine 30 yıllık bonolar verilmiştir. 1980 yılında oluşturulan Milli Tarım Politikası kararları<br />

doğrultusunda tarım arazisi verilen topraksız köylülere girdi ve araç alabilmeleri için kredi<br />

verilmesi öngörülmekte idi. Yine bu kararlar uyarınca Tarımsal Ürünler Fiyat Tespit<br />

Komisyonu kurularak çiftçilerin eline daha çok para geçmesi yönünde çalışmalar yapması<br />

öngörüldü.<br />

4. Pakistan’da Tarım Bakanlığı (4)<br />

Pakistan Tarım Bakanlığının resmi adı “Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı”dır.<br />

Bakanlığın ingilizce adı “Ministry of Food Agriculture and Livestock” tır. MINFAL kısaltması ile<br />

ifade edilmektedir.<br />

Bakanlığın misyonu şu şekilde belirtilmektedir: Bakanlığın temel görevi gıda için<br />

hububat, tarım ve hayvancılık konularında politika oluşturma, koordinasyonu sağlama ve<br />

planlama yapmaktır. Bakanlığın görevleri arasında, gıda maddesi hububatların satın<br />

alınması, gübre ve ithal edilen <strong>tarımsal</strong> ürünlerin fiyatların istikrarının sağlanması,<br />

<strong>uluslararası</strong> bağlantıların sağlanması, <strong>tarımsal</strong> ekonomi konusunda çalışmalar yapmak,<br />

karasuları dışında balıkçılık ve hayvan karantinası konularında çalışmalar yapmak.<br />

Gıda Tarım ve Hayvancılık bakanlığında Bakandan sonra bakanlı sekreteri olarak<br />

adlandırılan bir müsteşar ve üç müsteşar yardımcısı vardır. Bu müsteşar yardımcılarının birisi<br />

balıkçılık, birisi gıda bir diğeri ise hayvancılık konusunda görevlidir. Bakanlık yapısı ana<br />

hatları ile aşağıdaki gibi şematize edilebilir.<br />

Müsteşar<br />

Yardımcısı<br />

Balıkçılık<br />

Ekonomik<br />

Danışmanlık<br />

IC&P<br />

BAKAN<br />

Müsteşar<br />

Müsteşar<br />

Yardımcısı<br />

Hayvancılı<br />

k<br />

DHAC<br />

Koordinasyon<br />

Tarımsal Gelişme<br />

Direktörü<br />

Buğday<br />

Geliştirme<br />

Pamuk<br />

Geliştirme<br />

Şeker Pancarı<br />

Geliştirme


5. Pakistan’da Tarımsal Yayım (5)<br />

53<br />

Pakistan‟da Tarımsal Yayım, diğer kalkınmakta olan ülkelerde olduğu gibi, büyük<br />

ölçüde kamu tarafından yürütülmektedir. Tarım Bakanlığı (MİNFAL) İl örgütleri eliyle Tarımsal<br />

Yayım çalışmalarını gerçekleştirmektedir. Tarımsal Yayım hizmetleri, ana hatları ile şu<br />

şekilde ifade edilmektedir: Yeni teknolojileri tanıtmak, <strong>tarımsal</strong> üretimin çeşitli yönleri ile ilgili<br />

olarak danışmanlık yapmak, girdi temin etmek, bitki koruma hizmetleri sunmak.<br />

Pakistan birçok <strong>yayım</strong> sistemini denemiştir. Bunlar arasında Köy Tarımsal ve<br />

Endüstriel Kalkınma modeli, Temel Demokrasiler Sistemi (BDS), Entegre Kırsal Kalkınma<br />

Modeli (IRDP) gibi modeller vardır. Bu gibi doğrusal yaklaşıma dayanan modeller pek<br />

başarılı olamamışlar ve biri birinin ardından terkedilmişlerdir. Son zamanlarda Dünya<br />

Bankası tarafından geliştirilen ve tavsiye edilen Eğitim ve <strong>Ziya</strong>ret Sistemi de uygulanmaya<br />

konulmuştur. Bu sistemde önder çiftçilerin yenilikleri diğer çiftçilere ulaştırması<br />

beklenmektedir.<br />

Diğer birçok ülkede olduğu gibi, Pakistan‟da da kamu <strong>yayım</strong>ı eleştirilmekte, kamu<br />

<strong>yayım</strong>ının verimsiz ve etkisiz olduğu, Yayım elamanlarının motivasyonlarının ve eğitimlerinin<br />

eksik olduğu, ödeneklerin yetersiz olduğu, elamanların Yayım dışı görevlerle meşgul edildiği,<br />

karar alma konusunda merkeziyetçi bir zihniyetin hakim olduğu, uç teşkilatlarda karar alma<br />

inisiyatiflerinin sınırlı olduğu ve nihayet hesap verme mekanizmasının olmadığı hususları dile<br />

getirilmektedir.<br />

Bütün bu aksaklıklar karşısında oluşan baskı sonucunda Tarımsal Yayım Sisteminde<br />

bir dönüşüm ve değişim operasyonu başlatılmıştır. Yeni anlayışa göre hizmetlerin<br />

özelleştirilmesi gerekmektedir. Bu yolla özel firmalar, özellikler girdi temin eden firmalar<br />

görevlendirildikleri takdirde hizmetleri bir rekabet ortamında daha verimli ve etkili<br />

sağlayabileceklerdir. Böylece ikinci bir yeşil devrim Gerçekleştirilerek tarım yeniden<br />

hareketlendirilebilecektir.<br />

Özel sektörün Tarımsal Yayım hizmetlerine aktif olarak katılması 1988 yılından sonra<br />

olmuştur. Bu yılda Milli Tarım Komitesi (NAC) hükümete özel sektör hizmetlerinin yalnızca<br />

girdi temin etme eylemi ile sınırlı olamamasını özel sektörün aynı zamanda <strong>yayım</strong> çalışmaları<br />

da yapması gerektiği hususunda tavsiyelerde bulunmuştur. Bu tavsiyelere paralel olarak<br />

yapılan düzenlemeler sonunda özel sektör, özellikle CIBA gibi <strong>uluslararası</strong> büyük şirketler<br />

daha çok mal satabilmek için yoğun Yayım çalışmaları yapmaktadırlar. Diğer taraftan STK<br />

ların da bazı <strong>yayım</strong> çalışmalarında aktif olmaya başladıkları da gözlenmektedir.<br />

6. Pakistan’da Tarımsal Desteklemeler (6)<br />

Pakistan‟da <strong>tarımsal</strong> girdilerin desteklenmesi tarihi eskilere dayanmaktadır. 1950 li<br />

yılların başlangıcında hiçbir girdi desteklenmemekte idi. Ancak yine 50 li yılların sonunda<br />

kimyasal gübrenin kullanılmasını teşvik etmek için destekleme uygulamaları başlatıldı. 60 lı<br />

yıllarda bu tür desteklemelerin alanı ve destek oranları arttı. Bu yıllarda hemen hemen tüm<br />

girdilerin desteklenmekte olduğu gözlendi. Gübre, tohum, sulama suyu, traktör ve benzeri<br />

girdiler bu desteklemeler kapsamında idi.<br />

70 li yıllarda desteklemelerin sınırlandırılması gündeme geldi. Çünkü, Bu yıllarda<br />

küresel ölçekteki ekonomik durgunluk, petrol fiyatlarındaki şok artış ve Pakistan rupisindeki<br />

önemli develuasyon desteklemelerin maliyetini artırdı ve bu artışlar bütçeyi zorladı.<br />

Dolayısıyla 70 li yılların sonunda bütçe kısıtlamaları dolayısıyla <strong>tarımsal</strong> desteklemelerde<br />

azalmalar başladı. 80 li yıllarda ise İMF ve Dünya Bankasının baskıları ile birçok girdinin<br />

desteği tamamen kaldırıldı. Bu girdiler arasında tohumlar, insektisitler ve traktörler de vardı.<br />

90 lı yıllarda fosforlu ve potasyumlu gübreler de destek kapsamından çıkartıldı.<br />

Son yıllarda bazı desteklerin tarımdan çekilmesine rağmen, tarım yine de önemli bir<br />

biçimde desteklenmeye devam etmektedir. Bu destek bazen doğrudan bazen de dolaylı<br />

olmaktadır. Örneğin 2009–2010 mali yılında tarım sektörü vergi dışı bırakılmıştır. Bu önemli


54<br />

bir dolaylı destektir. Bu sektörün vergi dışı bırakılmadı GSMH nın %20 den fazlasının vergi<br />

dışı kalması demektir. Bütçe yasasının parlamentodan bu şekilde çıkmasının önemli bir<br />

nedeni, parlamenterlerin 1/3 kadarının büyük toprak sahibi ağalardan oluşmasıdır. Ayrıca<br />

hükümet tarım sektörü için 12.69 milyar rupilik (1 Pakistan rupi=0.012 USD) bir <strong>tarımsal</strong><br />

destek programı açıkladı. Bu desteklerin büyük bir bölümü de yine toprak ağalarının cebine<br />

girecektir.<br />

Desteklemelerde ilginç olan bir husus şudur. Destekleme programında küçük çiftçinin<br />

doğrudan yararlanabileceği özel bir hüküm yoktur. Ülkede vergiden muaf diğer bir sektör ise<br />

Menkul Kıymetler Borsasıdır. Bu iki sektörün güçlü lobileri yüzünden vergi muafiyetinin<br />

kaldırılması güç gözükmektedir.<br />

Diğer taraftan hükümet programında balıkçılık ve ihraç ürünlerine özel desteklerin<br />

verileceğini açıklamıştır. Avrupa birliği Pakistan‟ın balıkçılık gemilerinin standartlara<br />

uymaması nedeni ile bu ülkeden su ürünleri ithalatını yasaklamıştır. Bu yasağın<br />

kaldırılabilmesi için hükümet balıkçılık sektörüne özel destekler sağlayarak balıkçılık<br />

filolarının yenilenmesine yardımcı olacaktır. İhraç ürünlerinin desteklenmesinin de bütçe<br />

açığının kapatılmasında önemli bir yeri vardır. Bu bakımdan bu ürünlerin de desteklenmesi<br />

bütçe kanununda yer almaktadır.<br />

KAYNAKLAR<br />

(1) https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/geos/pk.html<br />

(2) İbid<br />

(3) http://www.nationsencyclopedia.com/<br />

(4) http://202.83.164.26/wps/portal/Mofal<br />

(5) http://www.cropscience.org.au/icsc2004/symposia/4/4/1736_bajwa.htm<br />

(6) http://ideas.repec.org/a/pid/journl/v34y1995i4p711-722.html


1. Genel Bilgiler (1)<br />

55<br />

SURİYE<br />

Yüzölçümü 185,180 km 2 , Kara: 183,630 km 2 , Göller: 1,550 km 2<br />

Sınır Uzunluğu Karasal sınır: 2,253 km, Kıyı uzunluğu: 193 km<br />

İklim Genellikle çöl, yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılıman ve<br />

yağışlı.<br />

Arazi Yapısı Genelde çöl ovalar, batıda dağlar ve Akdeniz<br />

sahilinde dar ovalar.<br />

En alçak ve yüksek Tiberia gölü: - 200 m,<br />

noktalar<br />

Mount Hermon 2,814 m<br />

Doğal Kaynaklar Petrol, fosfat, crom, asfalt, demir, kaya tuzu, mermer,<br />

gips.<br />

Arazi Kullanımı Tarım arazisi: %24.8, sürekli bitki: %4.47, diğer:<br />

%70.73 (2005)<br />

Sulanabilir Arazi 13,330 km 2 (2003)<br />

Doğal Afetler Doğal afetler: kum fırtınası,<br />

Nüfus 22,198,110 (2010 )<br />

Şehirleşme Oranı %54 (2008)<br />

Hayat Beklentisi (yıl) 74.46<br />

Okur-Yazar Oranı %79.6%<br />

Eğitim Harcamaları/<br />

GSMH Oranı<br />

%3.9 (1999)<br />

Birinci Dünya savaşı sonunda Fransa Suriye Bölgesinin yönetimini ele aldı. Bu durum<br />

1946 yılına kadar sürdü. Suriye bu yılda bağımsızlığına kavuştu. Ancak bağımsızlığın ilk<br />

yıllarında politik istikrarsızlık vardı. 1958 yılında Mısırla Birleşik Arap Cumhuriyetini Kurdu. Bu<br />

birlik 1961 yılında bozuldu. 1970 yılında Hafız Esat dönemi başladı.<br />

2. Suriye’de Ekonomi (2)<br />

Suriye ekonomisi 2009 küresel mali krizden bir ölçüde etkilenmiş ve büyüme hızı<br />

%1,8 düzeyine düşmüştür. Bunda petrol fiyatlarındaki düşüşün yanında mal ihraç ettiği<br />

ülkelerin ekonomik krizden etkilenerek Suriye‟den aldıkları malları sınırlandırmalarının da<br />

etkisi olmuştur. Hükümet krize karşı bazı önlemler almıştır. Bu çerçevede bazı mallara<br />

sağlanan subvansiyonlarda azaltma yapılmış, Şam Borsası başlatılmış ve Merkez<br />

Bankasının tahvil çıkararak devletin borçlanmasının yolunu açmıştır.<br />

Ekonomi Hala büyük ölçüde kamu kontrolündedir. Yüksek işsizlik oranı, petrol<br />

fiyatlarındaki düşüş ve bütçe açığı ekonomiyi zorlayan faktörlerdendir.


56<br />

Ekonomi ile ilgili diğer bazı genel bilgiler aşağıdaki gibidir:<br />

GSMH (PPP) 100.7 Milyar $ (2009)<br />

Kişi Başına GSMH 4,600$ (2009)<br />

GSMH Bileşenleri Tarım: %17.7,<br />

Sanayi: %26.5,<br />

hizmetler: % 55.9 (2009)<br />

Bütçe gelirler: 11.4 milyar$,<br />

Kamu Borcu/GSMH %31.9 (2009)<br />

Enflasyon Oranı %2.6 (2009)<br />

gider: 14.27 milyar $ (2009 )<br />

Tarımsal Ürünlerİ Buğday, arpa, pamuk, mercimek, bezelye, zeytin, şeker<br />

pancarı, et, süt, yumurta.<br />

Sanayi Ürünleri Petrol, textil, işlenmiş gıda, tütün, fosfat, çimento, montaj<br />

araç.<br />

Hizmet Sektörü Turizm<br />

Elektrik üretimi 36.5 milyar kWh.<br />

Petrol Üretimi 375,000 varil/gün (2009)<br />

Petrol İhracatı 155,000 varil/gün (2008 )<br />

Dış Borçlar 7.621milyar $ (2009)<br />

3. Suriye’de Tarım (3)<br />

Tarıma müsait arazi 6,1 milyon hektar olmasına rağmen yalnızca 5.5 milyon hektarda<br />

tarım yapılmaktadır. İşlenen arazinin de %30 kadarı sulanabilmektedir. Bu durumda tarım<br />

büyük ölçüde yağışlara dayanmaktadır. Kuraklık yıllarında ülke arpa ve buğday ithal<br />

etmektedir. Fırat üzerinde yapılan barajların, sulanan arazi miktarını ikiye katlaması<br />

bekleniyordu ancak gerçekleşmeler hedeflenen miktarın altında kalmıştır. Sulama planlarının<br />

tamamen gerçekleşmesinin 20 yıl alacağı tahmin edilmektedir.<br />

Yakın gelecekte ülkenin su sıkıntısı çekeceği düşünülmektedir. 1963 yılında yapılan<br />

tarım reformu hükümlerine göre bir kişinin sahip olacağı maksimum sulu arazi 50 hektar,<br />

kuru arazi ise 80 hektar ile sınırlandırılmıştır.<br />

Üretim miktarları 1999 yılı itibari ile (bin ton olarak) şöyledir: Buğday, 2,691; arpa,<br />

424; mısır, 125; domates, 250; patates, 250; zeytin, 401; üzüm, 452; elma, 273; portakal,<br />

275; pamuk, 305; şeker pancarı, 950 ve tütün, 20.<br />

4. Suriye’de Tarım Bakanlığı (4)<br />

Tarım Bakanlığı 1947 yılında kurulmuştur. Şu anda Bakanlık Tarım ve Tarım Reformu<br />

Bakanlığı olarak adlandırılmaktadır (Ministry of Agriculture and Agrarian Reform - MAAR)<br />

Ülkede gıda güvenliği ve sulama tarım alanında en önemli iki konudur. Bu bakanlığa paralel<br />

olarak bir Sulama Bakanlığının kurulması sulamaya verilen önemin de bir göstergesidir. Asad<br />

Barajının büyük potansiyeline rağmen sulamanın etkin olarak yapılamamasından dolayı su


57<br />

bakımından yetersizlik yaşanmaktadır. Diğer taraftan gıda güvenliği bakımından da önemli<br />

çalışmalar yapılmaktadır (5). Ülkenin gida güvenliği stratejisi aşağıdaki şekilde belirtilmiştir:<br />

Temel gıda ürünlerinin üretiminde artışa ilişkin tedbirlerin alınması<br />

Gıda ürünlerinin <strong>uluslararası</strong> pazarlama imkanlarının artırılması.<br />

Dar gelirlilerin gıda ihtiyaçlarının karşılanması<br />

Fiyat istikrarının sağlanması<br />

Gıda kalitesinin iyileştirilmesi<br />

Uluslararası niteliği olan ICARDA (International Center for Agricultural Research in<br />

the <strong>Dr</strong>y Areas) kuruluşunun Suriye‟de olması ülke tarımı bakımından önemli bir olaydır. Bu<br />

konudaki ilk çalışmalar 1972 yılında başlamıştır (6). Çalışmalar 1975 yılında sonuçlandı ve<br />

ICARDA kuzey Suriye‟de bulunan Tel Hayda kentinde 948 hektarlık bir alan üzerinde<br />

kuruldu.<br />

Diğer taraftan, Bakanlığa bağlı bir kuruluş olan Ulusal Tarım Politikası Merkezi<br />

(National Agricultural Policy Center (NAPC) ülkenin Tarım Politikasını belirleme konusunda<br />

önemli çalışmalar yapmaktadır.<br />

Bakanlık yapısında Bakana doğrudan bağlı iki müdürlük vardır. Bunlar teftiş kurulu ve<br />

uluslar arası ilişkiler müdürlükleridir. Bunun dışındaki 21 müdürlük hiyerarşik olarak önce<br />

müsteşara rapor etmek durumundadırlar. Söz konusu 23 müdürlük şunlardır:<br />

Özel Kalem, İdari İşler, Mali İşler, Uluslararası İlişkiler, İstatistik, Planlama,<br />

Enformatik, Ziraat İşleri, Bitki Koruma, Hayvansal Üretim, Hayvan Sağlığı, Çayır Mera,<br />

Yapılar ve Ulaşım, Kamu Malları, Tarımsal Yayım, hizmet-içi eğitim ve kalite geliştirme,<br />

Sulama, Toprak, Orman, Tarımsal Araştırma, Tarımsal Ekonomi, Kontrol,<br />

Ayrıca çeşitli ürünlerle ilgili uzmanlık büroları vardır. Bunlar arasında pamuk,<br />

narenciye, zeytin, Arap atları gibi bürolar vardır. Bunların dışında bakanlığa bağlı 7 adet<br />

kamu şirketi bulunmaktadır. 6 adet de kamu yatırım projesi vardır.<br />

Bakanlığın il bazında 14 il müdürlüğü vardır. Buralardaki yapılanmalar da Merkezi<br />

yapılanmaya paralellik gösterir.<br />

Bakanlık Bünyesinde çalışan personel aşağıdaki gibidir (1999):<br />

Birim Üniversite Lisans Mastır ve Toplam<br />

altı<br />

Doktora<br />

Bakanlık<br />

Merkez<br />

1.080 835 166 38453<br />

İller 28.845 9,442 166 7.955<br />

Şirketler 6.956 942 57 7.955<br />

Projeler 955 115 3 1.073<br />

Okullar 154 93 7 254<br />

Toplam 37.990 11.427 340 49.757<br />

5. Suriye’de Tarımsal Yayım (7)<br />

Suriye‟de <strong>tarımsal</strong> Eğitim resmi olarak 1910 yılında başlamıştır. Bu yılda Hama<br />

şehrinde bir tarım okulu kurulmuştur. Bu okulun arazisi çiftçilerin eğitimi için<br />

kullanılmıştır.1930 yılında ise Lattika ve Halep‟te iki okul daha kurulmuştur. 1936 da Şam‟da<br />

Yüksek Tarım Enstitüsü kuruldu. Bu kuruluş daha sonra Ziraat Fakültesine dönüştürüldü ve<br />

ziraat mühendisleri yetiştirmeye başladı. 1947 yılında ise Tarım Bakanlığı kuruldu.<br />

Bakanlığın bünyesinde Tarımsal Yayım Bölümü yer aldı. 1971 yılında Tarımsal Yayım<br />

Departmanı Ziraat İşleri Müdürlüğü bünyesinde yer almakta idi ve bu sıralarda önemli


58<br />

miktarda basılı yayın ve görsel materyal yapımı gerçekleştirdi. 1979 yılında Tarımsal Yayım<br />

Müdürlük olarak yapılandı ve bağımsız bir birim haline geldi. 1980 ve 1999 yılları arasında<br />

ülke çapında 869 Tarımsal Yayım bürosu ve personel için 301lojman yapıldı (8).<br />

Suriye‟de Tarım ve Tarım Reformu Bakanlığı (MAAR) içerisinde Tarımsal Yayım<br />

biriminin misyonu iki ana konu çerçevesine toplanmaktadır.<br />

1. Üretimde kalite ve kantite bakımından iyileştirme sağlamak , böylece çiftçilerin<br />

gelirinin de artmasını sağlayarak kırsal alanda yaşam standardını yükseltmek,<br />

2. Diğer kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak genel tarım planlarının<br />

oluşturulmasına katkı sağlamak<br />

Tarımsal Yayım müdürlüğü dışındaki kuruluşlarında yaptıkları projelerin Tarımsal<br />

Yayım ve Kırsal Kalkınma Bileşenleri vardır.<br />

Bakanlık bünyesinde bulunan Tarımsal Yayım Müdürlüğünün alt birimleri şunlardır: Tarımsal<br />

Teknik, Eğitim ve Enformasyon, Kırsal Ev Ekonomisi, İzleme ve Değerlendirme.<br />

6. Suriye’de Tarımsal Desteklemeler (9)<br />

Ülkede uygulanan <strong>tarımsal</strong> desteklemelerin Dünya Ticaret Örgütü (WT0)<br />

standartlarına uyup uymadığını belirlemek üzere, Tarım ve Tarımsal Reform Bakanlığı<br />

(MAAR) Ulusal Tarım Politikası Merkezi (NAPC) aracılığı ile bir araştırmada yaptırmıştır. Bu<br />

araştırmaya göre Suriye‟de birçok destekleme programının olduğu ve bunlar arasında WTO<br />

standartlarına uymayanların varlığı saptanmıştır. Bunların başında dahili üretimi desteklemek<br />

için yapılan sınırlandırmalar gelmektedir. Bu sınırlandırmalar ve kısıtlamaları arasında ithalat<br />

miktarının sınırlandırılması, ithalat yasağı, ithal izinlerinin zorlaştırılması, ithalcilerin tekel<br />

oluşturması ithal vergilerinin yüksek olması gibi.<br />

Diğer taraftan, ithalat ve ihracatla yetkili kamu şirketlerinin yapığı işlemlerin daha<br />

şeffaf olması yönünde WTO yetkililerinin önerileri bulunmaktadır. Bu işlemler netice itibari ile<br />

bir gizli destekleme aracı olarak kullanılabilirler. Ayrıca WTO Suriye‟de üretilen <strong>tarımsal</strong><br />

ürünlerin rekabet güçlerinin artırılması için desteklemelerden ziyade teknolojik yatırımlarla<br />

Verimliliğin ve kalitenin artırılmasının daha uygun olacağı hususunda fikir beyan<br />

etmektedirler.<br />

Suriye‟de ekonomik politikanın önemli ilkelerinden birisi yiyecek fiyatlarının<br />

desteklemeler yolu ile ucuz tutulmasıdır. Fakat bu politika bütçe üzerine büyük yük<br />

olmaktadır. Son zamanlarda yakıt fiyatlarının düşük tutulabilmesi için yapılan desteklemelerin<br />

düşürülmesi gıda maddelerini de etkilemiş ve fiyatlar yükselmiştir. Bu durumun sosyal<br />

sorunlara sebep olmasından endişe edilmektedir. Nitekim bir çok ülkede bu yüzden<br />

ayaklanmalar yaşanmıştır. Mısır bu ülkeler arasındadır (10).<br />

Hükümet desteklemelerin azaltılmasının halka yüklediği mali külfeti azaltmak için<br />

ücretlere ve maaşlara %25 kadar zam yapmak zorunda kalmıştır. Suriye normal koşullarda<br />

buğday üretimi bakımından kendine yeterlidir. Kuraklık durumunda ithal zorunluluğu ortaya<br />

çıkmaktadır. Ancak yetkililer özellikle ekmek konusunda desteklemelerin devam edeceğini<br />

beyan etmektedir


KAYNAKLAR<br />

59<br />

(1) https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/geos/sy.html<br />

(2) İbid.<br />

(3) http://www.nationsencyclopedia.com/Asia-and-Oceania/Syria.html<br />

(4) http://www.araboo.com/site/syria-syrianagriculture-30176<br />

(5) ftp://ftp.fao.org/docrep/fao/meeting/013/ai737e.pdf<br />

(6) http://www.icarda.org/History.htm<br />

(7) http://www.napcsyr.org/<br />

(8) Agricultural Research and Extension in Syria, Working Paper Number 2, National Agricultural<br />

Policy Center, Ministry of Agriculture and Agrarian Reform, 2006, Domascus<br />

(9) http://www.napcsyr.org/pubs/studies/policy_analysis/agr_subs_syr.htm<br />

(10) http://www.irinnews.org/report.aspx?ReportId=79006


1. Genel Bilgiler (1)<br />

60<br />

YENİ ZELANDA<br />

Yüzölçümü 267,710 km2<br />

Kara Sınırı 0<br />

Kıyı Uzunluğu 15,134 km<br />

İklim Genelde ılıman, ancak bölgeler arasında keskin<br />

farklılıklar vardır.<br />

Arazi Yapısı Genelde dağlık, ancak kıyılara yakın bazı büyük<br />

ovalar vardır.<br />

En alçak ve Yüksek Aoraki-0<br />

Noktalar<br />

Mount Cook 3,754 m<br />

Doğal Kaynaklar Doğal gaz, demir cevheri, kömür, altın, kereste,<br />

kireçtaşı<br />

Arazi Kullanımı Tarım arazisi: %5.54, Sürekli bitki kaplı alan:<br />

%6.92 Diğer: %87.54<br />

Sulanabilir Arazi 2,850 km 2<br />

Doğal Afetler Deprem, bazı volkanik aktiviteler<br />

Nüfus 4,213,418 (2009),<br />

Şehirleşme Oranı %90<br />

Hayat Beklentisi 80.48 (yıl)<br />

Okur-Yazar Oranı 99%<br />

Eğitim Harcamaları/<br />

GSMH Oranı<br />

%6.2 (2006)<br />

Tarihçe (2): Avustralya‟nın güney doğusunda Okyanusya‟da yer alan ve iki büyük<br />

adadan oluşan bir devlettir. Önceleri Britanya kolonisi olan Yeni Zelanda 1907 yılında<br />

bağımsız bir statüye kavuşmuştur. Ülkenin ilk sakinlerine Maoris denir. Yeni Zelanda‟yı ilk<br />

keşfeden ve güney adasına gelen Avrupalı Abel Tasman dır (1642). Daha sonra James Cook<br />

1769 yılında her iki adayı da incelemiş ve haritalamıştır.<br />

1861 yılında adada altın bulunması büyük bir göç olayına neden oldu. Soğutuculu<br />

taşımacılığın başlamasından sonra Yeni Zelanda dünyanın en önemli et ve sütlü mamuller<br />

ihracatçıları arasına girdi. 1907 yılında dominyon olan Yeni Zelanda 1947 yılında tam<br />

otonomi kazanmıştır.<br />

Yeni Zelanda‟ya ilk kez 1000 yıl önce Polinezyalı Maoriler yerleşmiştir. Maoriler iyi<br />

örgütlenmiş, kan bağı ile gelen şefler ve güçlü rahipler tarafından yönetilen bir kabiledir.<br />

Adaya ilk ayak basan beyaz adam, 1642 yılında Hollandalı Abel Tasman olmuştur.<br />

Ancak Kaptan James Cook‟un 1769 ve 1779‟daki gezilerine kadar adalar herhangi bir<br />

yönetime bağlı kalmamış ve keşfedilmemiştir.


61<br />

İngiliz göçmenler, 1840 yılında İngiliz hakimiyeti kurulunca adaya yerleşmeye<br />

başlamışlardır. Wellington bu tarihten sonra kurulmuştur. Yeni Zelanda‟ya 1852 yılında kendi<br />

hükümeti tahsis edilmiştir ve sonraki yüzyılda ülke yatırım, iletişim ve <strong>tarımsal</strong> üretimde hızlı<br />

bir gelişme kaydetmiştir.<br />

2. Yeni Zelanda’da Ekonomi (3)<br />

Yeni Zelanda da tarihsel olarak ekonomi tarıma dayanmaktadır. Ancak, son yıllarda<br />

sanayi sektöründe de önemli gelişmeler meydana gelmiştir. Bu gelişmeler plastik, tekstil,<br />

ayakkabı ve orman ürünleri gibi konularda olmuştur. İhracat gelirlerinin büyük bir bölümü<br />

yapağı, et ve süt ürünlerinden elde edilmektedir.<br />

1968 yılında İngiltere‟nin Avrupa Birliği‟ne girmesiyle Yeni Zelanda korumalı bir<br />

pazarını kaybetmiş bundan dolayı ülke önemli bir ekonomik kriz yaşamıştır. 1980‟li yıllarda<br />

ise petrol ithalatından dolayı bütçe harcamaları beklenmedik bir şekilde artmış buda<br />

enflasyona neden olmuştur. Uygulanan reform politikaları ile 1996 yılında ekonomi düzlüğe<br />

çıkmış GSMH‟daki artış yıllık % 6‟ya ulaşmış bütçe ise fazla vermiştir. Ekonomi 1997‟de<br />

Asya‟da yaşanan finans krizinden olumsuz etkilenmiştir. 11 Eylül terörist saldırılarından<br />

sonra dünya ekonomisinde meydana gelen olumsuzluklar Yeni Zelanda da hissedilmiş<br />

GSMH‟daki yıllık artış % 2.3 „e kadar düşmüştür. Son yıllarda hükümetlerin uyguladığı<br />

liberalizasyon önlemleri ekonomide bir rahatlama meydana getirmiştir.<br />

Son 20 yılda ekonomide önemli dönüşümler gerçekleştirilmiştir. Önceleri, İngiltere‟nin<br />

sağladığı imtiyazlı pazara yönelik tarıma dayalı ekonomi yerine serbest piyasaya yönelik ve<br />

rekabete açık bir endüstri tabanı oluşturulmuştur. Bu gelişme milli gelirde bir artış meydana<br />

getirmiş ise de, gelir dağılımındaki dengesizliği giderememiştir.<br />

Kişi başına milli gelir 1998 yılından itibaren 10 yıl boyunca sürekli olarak artmıştır.<br />

Fakat 2009 yılında ekonomide olumsuz gelişmeler olmuş ve bu alanda bir daralma meydana<br />

gelmiştir.<br />

Artırılan faiz oranları yabancı sermaye girişini ve yerli paranın değerini artırmıştır ama<br />

bu gelişmeler sonunda ithalat artmış ve bütçe açığı yüksek düzeylere ulaşmıştır.<br />

Ülkede ekonomi ile ilgili diğer genel bilgiler aşağıdaki gibidir:<br />

GSMH (PPP) 116.5 milyar $ (2009)<br />

Kişi Başına GSMH 27,700 $<br />

GSMH Bileşenleri Tarım %4.5, endüstri: %25.8, hizmetler: %69.7<br />

Bütçe gelirler: 48.05 milyar$: giderler: 53.75 milyar$ (2009)<br />

Kamu Borcu/GSMH %22.2 (2009)<br />

Oranı<br />

Enflasyon Oranı %2.1 (2009)<br />

Tarımsal Ürünler Süt ürünleri, koyun eti, hububat, patates, sebze,<br />

meyve, yün, balık<br />

Sanayi Ürünleri İşlenmiş gıda maddeleri, kağıt ürünleri, tekstil,<br />

makine, ekipman madencilik<br />

Hizmet Sektörü Taşımacılık, bankacılık, sigortacılık, turizm,<br />

Elektrik üretimi 42.4 milyar kWh (2007)<br />

Petrol Üretimi 65,400 varil/gün (2008)<br />

Petrol Tüketimi 154,100 varil/gün (2008)<br />

Doğal Gaz Üretimi 4.275 milyar m3 (2008)<br />

Doğal Gaz Tüketimi 4.276 milyar m3 (2008)


3. Yeni Zelanda’da Tarım (4)<br />

62<br />

Yeni Zelanda 19. asırdan beri bir tarım ülkesi olarak tanınmaktadır. Bu dönemden<br />

sonra soğuk hava zinciri ile taşıma imkânlarının gelişmesi ile Yeni Zelanda‟dan İngiltere‟ye<br />

et, tere yağ, yün vb. <strong>tarımsal</strong> ürünlerin taşınması kolaylaşmıştır. 20.yy boyunca tarım<br />

ürünlerinin ihracı ülke ekonomisinde önemli bir yer tutmuş ve ihracat gelirlerinin yaklaşık<br />

yarısını oluşturmuştur. Mekanizasyonun gelişmesi ve diğer sektörlerdeki gelişmeler<br />

dolayısıyla tarım sektöründe 1901 yılında % 37 olan nüfus oranı 1999 yılında % 9,4‟e<br />

düşmüştür.<br />

Doğal koşullara bağlı olarak yapılan çiftçikte koyun, sığır ve son zamanlarda keçi ve<br />

geyik yetiştiriciliği yapılmaktadır. Yeni Zelanda‟da kişi başına 20 adet koyun düştüğü<br />

istatistiklerde belirtilmektedir. Bu istatistik 1981 yılı için gerçeği yansıtmaktadır. Çünkü bu<br />

yılda Yeni Zelanda da 80 milyon koyun vardı. Ancak tarımın diğer dallarının popüler olması<br />

koyun sayısında azalmaya neden olmuştur. Nitekim günümüzde Yeni Zelanda da kişi başına<br />

12 koyun düşmektedir. Bunun yanında 5 milyon et sığırı, 4 milyon süt sığırı 1,2 milyon<br />

ehilleştirilmiş geyik bulunmaktadır. 1999 yılında koyun ve sığır eti tüm ihracatın % 12,5‟ini<br />

oluşturmuştur. İhracat daha çok Avrupa ya ve Kuzey Amerika‟ya yapılmaktadır. Ancak, son<br />

zamanlarda Asya kıtasına yapılan ihracatta da bir artış vardır. Aynı şekilde yün ihracatı da<br />

çoğunlukla Avrupa ve ABD‟ye yapılmakta iken günümüzde gittikçe artan bir şekilde Çin Halk<br />

Cumhuriyeti‟ne de ihracat yapılmaktadır.<br />

İhracat gelirleri bakımından süt ürünleri en yüksek değere sahiptir. 1999 yılında süt<br />

ürünleri ihracat değeri toplam ihracat değerinin % 17‟si kadar olmuştur. Ülkenin tümünde süt<br />

sığırcılığı yapılmaktadır. Ancak Kuzey Adasında bazı bölgeler özellikle süt sığırcılığı<br />

açısından tanınmış yerlerdir. Üretimin büyük bir bölümü ihracata yöneliktir. İhraç edilen süt<br />

ürünlerinin başında tereyağı, peynir ve süt tozu gelmektedir. Bu ürünler Latin Amerika ve<br />

Afrika dâhil olmak üzere dünyanın tüm kıtalarına yapılmaktadır.<br />

Yeni Zelanda tarımında bağ ve bahçe bitkileri de önemli bir yer tutmaktadır. Yeni<br />

Zelanda‟nın iklimi çok çeşitli sebze ve meyvelerin yetişmesi için uygundur. Bunlar arasında<br />

elma, armut, turunçgiller, şeftali, erik ve kiraz gibi ılıman iklim meyveleri yanında avokado,<br />

üzüm, kivi gibi subtropik iklim meyveleri de vardır. İhracat gelirleri açısından en önemli iki<br />

meyve elma ve kividir. 1980‟lerde dünyadaki kivi üretiminin büyük bir bölümü Yeni Zelanda<br />

da yapılmakta iken daha sonra diğer ülkelerde de kivi üretimi yaygınlaşmış ve bundan dolayı<br />

dünya piyasasında kivi fiyatları düşmüştür. Bu fiyat gerilemesi Yeni Zelanda da bazı kivi<br />

üreticilerini zor durumda bırakmıştır.<br />

Son yirmi yıl içerisinde Yeni Zelanda da bağcılık konusunda da büyük gelişmeler<br />

meydana gelmiştir. Özellikle şarap bağcılığı Kuzey Adasında önemli ölçüde gelişmiş ve<br />

burada üretilen bazı markalar özellikle İngiltere pazarlarında oldukça popüler olmuştur.<br />

4. Yeni Zelanda’da Tarım Bakanlığı (5)<br />

Yeni Zelanda‟da Tarım Bakanlığı 1892 yılında kurulmuştur. Kuruluş amaçlarının en<br />

önemlisi çiftçilere teknik danışmanlık yapmak idi. Bu tarihten sonra bakanlığın yapısında<br />

önemli değişiklikler yapılmıştır. Sonraları daha çok politika üretme, düzenleme ve denetleme<br />

fonksiyonları ortaya çıkmıştır. Tarımsal Yayım gibi hizmet fonksiyonları Bakanlık ana<br />

biriminden ayrılarak 1995 yılında Yeni Zelanda Tarım (Agriculture New Zeland- ANZ)<br />

kuruluşuna devredilmiştir. ANZ önceleri bir kamu kuruluşu iken sonradan özelleştirilmiştir.<br />

Yeni Zelanda‟da Tarım Bakanlığı, 1 Mart 1988 yılından itibaren Tarım ve Ormancılık<br />

Bakanlığı (Ministry of Agriculture and Forestry – MAF) olarak adlandırılmaktadır. Önceleri<br />

Tarım ve Balıkçılık Bakanlığı olarak (Ministry of Agriculture and Fisheries - MAF) bilinen<br />

Bakanlık yeniden yapılanma sonunda ayni kısaltma ismi ve logoyu kullanmaya devam<br />

etmiştir. Balıkçılık için ayrı bir bakanlık kurulmuştur.<br />

Tarım Bakanlığının kuruluş yıllarından sonra Tarımsal Yayım fonksiyonunun deneme<br />

çiftlikleri yoluyla yerine getirilmesi kararlaştırıldı ve 1883 yılında iki deneme çiftliği kuruldu.<br />

Buna ek olarak 1907 yılında kuzey adasında 7 deneme çiftliği daha kuruldu. Bu çiftlikler<br />

birçok alanla birden uğraştıklarından ve dolayısıyla bir alanda uzmanlaşmadıklarından dolayı


63<br />

eleştirilmişlerdir. Ayrıca bu çiftlikleri işletmenin çok pahalı olduğu ve Tarımsal Yayım<br />

konusunda etkin ve verimli olmadığı ileri sürülmüştür. 1950 li yılların sonlarında hayvan<br />

beslemeye ek olarak hayvan hastalıklarının da <strong>yayım</strong> çalışma alanlarına eklenmesi<br />

kararlaştırıldı. 1986 yılında Bakanlığın Tarımsal Danışmanlık Servisi 670 kişilik personeli ile<br />

ve 22 milyon NZD bütçesi ile büyüklük bakımından en üst noktaya ulaştı ve yukarıda da<br />

belirtildiği gibi 1995 yılında Yayım hizmetleri ANZ kuruluşuna devredildi.<br />

5. Yeni Zelanda’da Tarımsal Yayım (6)<br />

Günümüzde Yeni Zelanda‟da kamu tarafından finanse edilen bir Yayım hizmeti<br />

yoktur. Ancak iki örgüt ülke düzeyinde faaliyet gösteren Yayım birimine sahiptir. Bu örgütler<br />

şunlardır:<br />

Hayvancılığı Geliştirme Şirketi (Livestock Improvement Corporation (LIC)<br />

Yün Şirketi (Woolpro)<br />

LIC 33 danışmana, Woolpro is yalnızca 8 alanda çalışan görevlisi vardır. Bunların<br />

dışında Ülkede başlıca amacı kırsal alanda gelişim ve değişim yapmak olan başkaca her<br />

hangi bir örgüt yoktur. Ancak, Kraliyet Araştırma Enstitüsü (Crown Research Institution-CRI)<br />

gibi bazı kuruluşların asıl konularına bağlı olarak kırsal kalkınma veya Yayım konusunda da<br />

çalışmaları vardır.<br />

1970 li ve 80 li yıllar, örgütlerin yaptığı Yayım çalışmaları açısından zirve olarak<br />

nitelendirilebilir. Bu dönemde Yayım çalışmaları bir ekip işi olarak ele alınmıştır. Bu ekipte<br />

değişik alanlardan uzmanlar birlikte çalışarak Yayım çalışmalarının daha etkin olması için<br />

işbirliği yapmışlardır. Bu dönemde Tarım ve Balıkçılık Bakanlığı (MAF) Çiftçi Danışmalık<br />

Servisi faaliyetleri yoluyla ve eğitim desteği sağlayarak Yayım çalışmalarına katkıda<br />

bulunmuştur.<br />

Bu dönemde Yayımcılar ile araştırma kuruluşları arasında sıkı bir işbirliği ve eşgüdüm<br />

vardır. Çiftçiler aldıkları danışmanlık hizmetleri karşılığında herhangi bir ücret ödemediler. Bu<br />

dönemde Yayım projelerinin konuları arasında çiftlik yönetimi, hasat sonu kayıpların<br />

önlenmesi, bilgisayarın çiftçilikte kullanılması gibi konular vardı. Doğal kaynakların yönetimi o<br />

zamanlar önemli bir konu olarak algılanmamaktaydı. Dolayısıyla bu konu Yayım çalışmaları<br />

arasında önemli bir yol tutmamakta idi.<br />

1994 yılında Tarım ve Balıkçılık Bakanlığı, Çiftçi Danışmanlık Servisini finanse etmeği<br />

durdurmuştur. Bundan sonra ücretsiz Yayım hizmetleri de sona ermiştir. Bu işlem 1987<br />

yılında başlatılmıştı. Bu yıldan sonra Yayım hizmetleri için kısmi ücret talep edilmeye<br />

başlanmıştı. Bu dönemde 310 olan personel sayısı 1993 yılında 120 ye düşürüldü ve 1995<br />

yılında bu personel yeni oluşturulan Yeni Zelanda Tarım (Agriculture New Zeland- ANZ)<br />

danışmanlık firmasına geçiş yapmaları imkanı tanınmıştır. Oluşturulan ANZ firması<br />

piyasadaki diğer firmalar gibi yaptıkları işten para kazanarak yani hizmet satarak varlığını<br />

sürdürmek zorunda kalmıştır. Bu firmalar, hizmet satımı dışında, birçok kuruluşun fon<br />

sağladığı projelerde rol alarak para kazanmışlardır. ANZ Wrightson Limited Şirketinin<br />

bünyesinde faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu faaliyet alanları aşağıdaki gibidir:<br />

Teknoloji Transferi; bu faaliyetle ANZ çiftçi gruplarına veya örgütlerine Yayım<br />

hizmeti sunarak onların kullandıkları teknoloji yerine daha modern ve etkin<br />

teknolojinin kullanılmasını amaçlamaktadır. Örneğin, Yeni Zelanda et Araştırma<br />

ve Geliştirme Kurulu ANZ ile bir anlaşma yapmıştır. Bu anlaşmaya göre ANZ ülke<br />

çapında seçilmiş çiftliklerde yeni teknolojileri uygulayıp, analiz edip ve<br />

değerlendirmekte ve sonuçları diğer çiftçilere ulaştırmaktadır.<br />

Kırsal alandan bilgi derleme ve değerlendirme; Bu hizmet MAF tarafından finanse<br />

edilmektedir.<br />

Tarıma dayalı sanayiye danışmanlık; bu hizmet son zamanlarda önem<br />

kazanmaktadır. Birçok sanayi kuruluşu ANZ den hem kendileri ve hem de<br />

müşterileri için eğitim hizmeti satın almaktadırlar.


64<br />

Yayım’ın Geleceği: Eğer bir değişikliğe ihtiyaç yoksa Yayım‟a da ihtiyaç yoktur.<br />

Çevremizi incelediğimizde değişiklik ihtiyacının sürekli ve önemli olduğunu görürüz. Gelişme,<br />

değişimi gerektirir. Gelişmenin sonu yoktur. Diğer bir deyişle gelişmeye her zaman ihtiyaç<br />

olacaktır. O halde Yayım faaliyetlerine de her zaman ihtiyaç olacaktır ve Yayım önemini<br />

koruyacaktır. Değişik zamanlarda değişik konular değişik ölçülerde önemli sayılırlar. Bu<br />

bakımdan Yayım çalışmalarında da zamana bağlı olarak gerekli adaptasyonlar<br />

gerçekleştirilmelidir. Son zamanlarda çevre, hayvan hakları, gıda güvenliği, tüketici hakları<br />

gibi konular geçmiş zamana göre daha fazla önem kazanmıştır. Bu konular değişimi, değişim<br />

ise yeni bilgiyi gerektirir. Yeni bilgilerin hedef kitleye ulaşması ise Yayım çalışmalarını<br />

gerektirir.<br />

Zelanda‟da Süt Endüstrisi temsilcilerinin oluşturduğu Süt Kurulu (Dairy Board) gibi<br />

kuruluşlar, yüksek kaliteli ve yeterli miktarda süt arzının sağlanabilmesi için Yayım<br />

çalışmaları ile üreticileri yeni bilgilerle donatmak üzere çalışmalar yapmaktadırlar. Ayni<br />

şekilde, Doğal Kaynakları Koruma Kurulu da kendi alanında benzer çalışmalar yapmaktadır.<br />

6. Yeni Zelanda’da Tarımsal Desteklemeler (7)<br />

Tarımsal destekler, çiftçilere veya tarıma dayalı sanayi sahiplerine, onların gelirlerini<br />

artırmak veya onların ürettiği çeşitli malların veya ürünlerin maliyet veya arzını etkilemek<br />

amacı ile devlet tarafından doğrudan veya dolaylı olarak ödenen paradır.<br />

Yeni Zelanda, 1984 yılından sonra uygulamaya konulan radikal reformlardan sonra,<br />

<strong>tarımsal</strong> Pazar açısından Dünya‟daki en liberal politikaya sahip bir ülke olarak bilinir. Yeni<br />

Zelanda büyük ölçüde tarım ürünleri ihraç eden bir ülkedir. Diğer ülkelerin <strong>tarımsal</strong> ürünlere<br />

destek sağlaması Yeni Zelanda tarafından sürekli olarak tenkit edilen ve gündeme getirilen<br />

bir konudur.<br />

Tarımsal Desteklemeler ile İlgili Tartışmalar: Tarımsal desteklemeler vergi<br />

ödeyenlerden çiftçilik yapanlara yapılan para transferi olarak adlandırılabilir. Bu transferin<br />

gerekçesi tartışmalara konu olmuştur.<br />

Tarımsal Desteklemelerin taraftarları birçok bakımdan bu desteklemelerin gerekli<br />

olduğunu ileri sürmektedirler. Bunların başında “istikrar” kavramı gelmektedir. Tarım<br />

ürünlerinin üretiminde iklim, pazar koşulları ve yönetimde meydana gelen değişikliklere bağlı<br />

olarak önemli değişiklikler meydana gelmektedir. Üreticilere istikrarlı bir gelir, tüketicilere<br />

yeterli miktar ve uygun fiyattan ürün sağlayabilmek için <strong>tarımsal</strong> desteklemelerin gerekli<br />

olduğu ileri sürülmektedir<br />

Tarımsal desteklemelere karşı çıkanlar ise, bu uygulamanın gelişmekte olan<br />

ülkelerdeki çiftçiler açısından haksız rekabete neden olduğunu ve bu çiftçilerin çok zor<br />

durumda kaldıklarını ileri sürmektedirler. Mevcut durum bu savı doğrulamaktadır. Gelişmiş<br />

ülkeler kendi çiftçileri için önemli destekler sağlamakta, diğer ülkeler ise bu konuda zayıf<br />

kalmaktadır. Bu durumda gelişmiş ülkelerin çiftçileri üretim maliyetlerini düşürebilmekte ve<br />

dünya piyasasında oluşan fiyatlardan ürünlerini sattıklarında önemli kar edebilmektedirler.<br />

Bunun yanında benzer desteği alamayan ülkelerdeki çiftçiler yüksek maliyetler dolayısıyla<br />

varlıklarını sürdürmekte zorluk çekmektedirler. Diğer taraftan, desteklemeler bazı ürünlerde<br />

ihtiyaçtan fazla üretime ve ekonomik sorunlara neden olmaktadır.


KAYNAKÇA<br />

65<br />

(1) https://www.cia.gov/library/.../the-world-factbook<br />

(2) http://tr.wikipedia.org/wiki/Yeni_zelanda<br />

(3) ibid.<br />

(4) http://www.nationsencyclopedia.com/economies/Asia-and-the-Pacific/New-Zealand-<br />

AGRICULTURE.html<br />

(5) http://www.maf.govt.nz/mafnet/rural-nz/people-and-their-issues/education/advisoryservices/adser013.htm#E11E13<br />

(6) John Stantiall and Mark Paine, Agricultural Extension in New Zealand - Implications for Australia,<br />

Massey University, Private Bag 11-222, Palmerston North, New Zealand, and University of<br />

Melbourne<br />

(7) en.wikipedia.org/wiki/Agricultural_subsidy


1.Genel Bilgiler (1)<br />

66<br />

YUNANİSTAN<br />

Yüzölçümü 131,957 km 2 , kara: 130,647 km 2 , Göller: 1,310 km 2<br />

Sınır Uzunluğu Kara; 1,228 km, Deniz: 13,676 km<br />

İklim kışlar yağışlı ve ılıman, yazları kurak ve sıcak<br />

Arazi Yapısı genellikle dağlık. Dağ sıraları denize doğru yarımada<br />

şeklinde uzanır.<br />

En alçak ve yüksek Mediterranean Sea 0 m,<br />

noktalar<br />

Mount Olympus 2,917 m<br />

Doğal Kaynaklar Linyit, petrol, demir, boksit, kurşun, çinko, nikel,<br />

mermer, tuz, hidro-elektrik potansiyeli<br />

Arazi Kullanımı Tarım alanı; %20.45, sürekli bitki kaplı; %8.59,<br />

diğer; %70.96 (2005<br />

Sulanabilir Arazi 14,530 km 2 (2003)<br />

Doğal Afetler şiddetli deprem<br />

Çevre Sorunları su ve hava kirliliği<br />

Nüfus 10,749,943 ( 2010 Tah.)<br />

Şehirleşme Oranı %61<br />

Hayat Beklentisi (yıl) 79.8 yıl<br />

Okur-Yazar Oranı %96<br />

Eğitim Harcamaları/<br />

GSMH Oranı<br />

%4.4 (2005)<br />

Yunanistan 1829 yılında Osmanlı İmparatorluğundan bağımsız hale geldi. II. Dünya<br />

savaşında önce İtalya daha sonra Almanlar tarafından işgal edildi. Savaş sonrasında kral<br />

taraftarları ile komünistler arasında geçen bir iç savaş yaşandı. Bu iç savaş 1949 yılında<br />

kralcıların galibiyeti ile sona erdi. Yunanistan 1952 yılında NATO‟ya, 1981 yılında ise Avrupa<br />

birliğine girdi. 2001 yılında ortak Euro para birimini kabul eden Yunanistan bütçe disiplinine<br />

uymadığı için büyük bir kamu borcu yükü altına girmiş ve 2010 yılında mali krizle gündeme<br />

geldi.<br />

2. Yunanistan’da Ekonomi (2)<br />

Küçük fakat son derece açık ekonomiye sahip bir ülke olan Yunanistan, toplam milli<br />

gelirde AB ülkeleri içinde Portekiz‟den sonra en düşük değere sahiptir. Halihazırda<br />

sürdürülmekte olan özelleştirme programına rağmen devlet ekonomide önemli rol oynamaya<br />

devam etmektedir. Yunanistan‟da endüstriyel yapı diğer AB ülkelerine nispeten daha<br />

sınırlıdır.


67<br />

1970‟lerden beri süregelen düşük seviyedeki ekonomik büyümenin nedeni olarak<br />

oldukça geniş kamu sektörü gösterilmektedir. Kamu sektörü hizmet ve mal sağlamanın<br />

dışında kapsamlı bazı politikaları gerçekleştirmek için araç olarak kullanılmıştır.<br />

Yunanistan‟da devlet savunma sanayi, hava ve demiryolları ve rafinerilerde ve sanayi<br />

sektörünün % 70‟inde 1990‟lı yılların başlarına kadar etkin rol oynamıştır. Kamunun<br />

bankacılık sektöründe de var olan belirleyiciliği bir çok büyük endüstriyi kontrol etmesine<br />

olanak sağlamıştır.<br />

1996 yılına kadar kamu sektörünün tekel gücünü azaltmak için çok küçük çapta<br />

değişiklikler yapılmıştır fakat teknolojide hızla artan ilerlemeler, küreselleşmenin hızlanması<br />

ve Avrupa Birliği‟ne verilen bazı taahhütler sonucunda kamu sektörü reformları öncelikli bir<br />

politika durumuna gelmiştir.<br />

1998 yılında Hükümet Avrupa Para Birliği‟ne (EMU) katılım çerçevesinde kapsamlı bir<br />

özelleştirme programına başlamıştır. Ülkedeki çoğu endüstri Selanik ve Atina bölgesinde<br />

yoğunlaşmıştır. Kuzey bölgelerinde ve Ege adalarındaki yetersiz altyapı hükümetin<br />

merkeziyetçiliği azaltma ve yerel yönetimleri güçlendirme çabalarını engellemiştir. Bu<br />

durumun AB Topluluk Destek Çerçeve Programı ile sağlanan finansmanla kara ve<br />

demiryollarında, liman ve havaalanlarında yapılacak yatırımlarla değişmesi beklenmektedir.<br />

Yunanistan‟da tarım, ormancılık ve balıkçılığın GSYİH‟ye katkısı son yıllarda azalmıştır.<br />

Hizmetler sektörünün GSYİH‟ye katkısı çoğu gelişmiş ülkede olduğu gibi önemli yer<br />

tutmaktadır. Hizmetler sektörünün düşük katma değerli yapısı finansal sistemin 1990‟lı<br />

yıllarda modernizasyonu ile değişmiştir. Turizmin toplam milli gelirde önemli bir payı<br />

bulunmakta ve sektör ülkenin döviz kaynakları için hayati önem taşımaktadır. En geniş alt<br />

sektörler emlak işleri ve ticarettir.<br />

Finans sektörünün büyümesi ve Telekom pazarının serbestleştirilmesi ile ulaştırma ve<br />

iletişim sektörlerinin önemi artmıştır. 2010 yılında ortaya çıkan mali kriz nedeni ile hükümet<br />

sıkı para politikası izlemek üzere kararlar almıştır. Bu kararlar arasında bütçe açıklarının<br />

azaltılması için kamu harcamalarının azaltılması, ücret artışlarının sınırlandırılması, vergi<br />

kaçaklarının önlenmesi gibi tedbirler vardır. Bu tedbirler işçi sendikaları tarafından tepki ile<br />

karşılanmıştır.<br />

Ekonomi ile ilgili bazı göstergeler aşağıdaki gibidir (3)<br />

GSMH (PPP) 341 milyar $ (2009 tah.)<br />

Kişi Başına GSMH 32,100$ (2009 tah.)<br />

GSMH Bileşenleri Tarım; %3.4, sanayii; %20.8, hizmetler;<br />

%75.8 (2009 )<br />

Bütçe Gelirler: 108.7 milyar $, giderler: 145.2 milyar<br />

$ (2009)<br />

Kamu Borcu/GSMH %113.4 (2009 tah.)<br />

Oranı<br />

Enflasyon Oranı % 1.2 (2009 tah.)<br />

Tarımsal Ürünler Buğday, arpa, mısır, şeker pancarı, zeytin,<br />

domates, şarap, tütün, patates, et, süt<br />

Sanayi Ürünleri Gıda ve tütün mamülleri, tekstil, kimyasal<br />

maddeler, metal ürünleri, petrol ürünleri,<br />

madencilik.<br />

Hizmet Sektörü Turizm, deniz taşımacılığı<br />

Elektrik üretimi 58.79 milyar kWh (2007 tah.)<br />

Petrol Üretimi 4,891 varil/gün (2008 tah.)<br />

Dış borçlar 552.8 milyar $ (2009)


3. Yunanistan’da Tarım (4)<br />

68<br />

Yunanistan tarımında önemli handikaplar veya engeller vardır. Bunlar arasında<br />

toprakların verimsizliği, kuraklık, erozyon ve sermaye yatırımlarının yetersiz olması gibi<br />

hususlar vardır. 1999 yılında tarımda çalışanların sayısı 794.000 kadardı. Arazinin yaklaşık<br />

% 30 kadarı işlenebilir niteliktedir.<br />

Tarım, ülke gida ihtiyacının ancak yarısını karşılamaktadır. İşlenen arazinin %72<br />

kadarı mevsimlik ürünler ekilidir. %28 kadarında ise bağ ve bahcelik vardır. 1998<br />

yılında tarım arazisinin % 36 kadarı sulanmaktaydı.<br />

Tarımın GSMH içerisindeki rolu oransal olarak gittikçe düşmektedir. 1950<br />

lerde bu oran %25 iken 2000 yılında %9 olmuş, 2009 yılında ise % 3.4 düzeyine<br />

inmiştir. Tarımsal Ürünler tüm ihracat gelirlerinin %30 kadarını oluşturmaktadır.<br />

1999 yılında bazı <strong>tarımsal</strong> ürünlerin üretim miktarı (bin ton olarak)<br />

sugar beets…….…. 2,350<br />

tomatoes,……….… 2,060<br />

wheat,………….….. 1,900<br />

corn, ………………..1,900<br />

oranges,…………..… 900<br />

peaches,…………..…. 500<br />

olive oil,………………. 378<br />

cotton, ……………..….384<br />

barley, ……………..….414<br />

apples,……………….. 360<br />

tobacco,…………..…. 126<br />

2001 yılı hayvancılıkla ilgili rakamlar ise aşağıdaki gibidir:<br />

Koyun……….…..9,269,000<br />

Keçi…………..…5,180,000<br />

Domuz....................936,000<br />

Sığır........................579,000<br />

Eşek…......................72,000<br />

At..........................….33,000<br />

Katır..........................40,000<br />

Tavuk........................28,000,000<br />

Hayvansal üretimdeki gelişmelere rağmen üretim iç tüketimi karşılayamamaktadır<br />

4. Yunanistan’da Tarım Bakanlığı (5)<br />

Tarım Bakanlığının resmi adı, “Kırsal Kalkınma ve Gıda Bakanlığı”dır. İngilizce ifadesi<br />

“Ministry of Rural Development and Food” şeklindedir. Tarım Bakanlığı 1910 yılında<br />

kurulmuştur. Kuruluştaki adı “Tarım Ticaret ve Endüstri Bakanlığı” idi. 1916 yılında<br />

Bakanlığın adı “Milli Ekonomi Bakanlığı” olarak değiştirilmiştir.<br />

Bakanlığın görevleri aşağıdaki şekilde belirlenmiştir:<br />

a. Örnek çiftlikler, araştırma istasyonları, hayvancılık işletmeleri, şarap yapım<br />

üniteleri, su yönetimi istasyonları, gübre fabrikaları kurup işletmek,<br />

b. Genel <strong>tarımsal</strong> eğitim faaliyetleri yapmak,<br />

c. Ziraat Odalarının çalışmalarını düzenlemek,<br />

d. Bitki hastalık ve zararlıları kontrol etmek,<br />

e. Hayvan hastalıklarını kontrol etmek,<br />

f. Çevre düzenlemelerini düzenlemek.<br />

Günümüzde, Yunan Ziraat Bankası, Tarım Bakanlığına bağlı olarak çalışan bir<br />

kurumdur.


69<br />

5. Yunanistan’da Tarımsal Yayım (6)<br />

Yunanistan‟da Tarımsal Yayım resmen 1950 yılında kurulmuştur. Bu kuruluşun amacı<br />

üretimde verimliliği sağlamanın yanında kırsal alanda sosyal düzenlemeler de<br />

gerçekleştirmekti. 1950 li yıllar ve 60 lı yılların ilk yarısında kuruluş amaçlarını<br />

gerçekleştirmede oldukça başarılı olmuştur.<br />

Bu yıllar Yunanistan‟da Tarımsal Yayım‟ın “altın çağı” olarak nitelendirilir. Bu<br />

dönemde özellikle agronomist Yayımcılar belirli programlar çerçevesinde çok başarılı<br />

hizmetler yerine getirmişlerdir. Bu dönemde Yayımcılar “değişim ajanı” rolünü iyi oynamışlar<br />

ve özellikle önder çiftçilerin modernizasyona karşı tutumlarını olumlu yönde değiştirmişlerdir.<br />

Bu dönemde Yayımcıların karşılaştıkları sorunlar mevcut teknoloji ve yeni girdilerin katkısı ile<br />

kolayca çözülebiliyordu. Bunun sonucu olarak stratejik ürünlerde ülke 1950 li yılların sonuna<br />

doğru kendine yeterli duruma geldi.<br />

1960 lı yılların sonunda Yayım Servisi ülke düzeyinde yaygınlaştı. Ancak, bu<br />

dönemde Tarımdaki sorunların niteliği değişmeye başladı. Artık yalnızca üretim artışı ile<br />

sorunların çözümü gerçekleştirilemedi. Bu noktadan sonra <strong>tarımsal</strong> yapı ve pazarlama<br />

konuları ile ilgili sorunlar öncelik kazanmaya başladı. Bu sırada ortaya çıkan sorunların<br />

çözülememesinden kaynaklanan hoşnutsuzlukla Tarımsal Yayım Servisine olan güven de<br />

azalmıştır. Bu zamandan sonra Tarımsal Yayım Servisi bürokratik görevlerle daha çok<br />

meşgul olamaya başladı ve etkinliği azalmaya başladı.<br />

Kamu Yayım Sevisi etkinliği azaldıkça, özel <strong>yayım</strong> hizmetleri gelişmeye başladı.<br />

Tarıma girdi temin eden özel kuruluşlar çiftçilere teknik hizmetler konusunda giderek daha<br />

artan bir biçimde hizmet vermeye başladı.<br />

1981 yılında Yunanistan'ın Avrupa Topluluğuna girmesi sonrasında Ortak Tarım<br />

Politikası (CAP) nın uygulanması görevi doğrudan doğruya Kamu Yayım Servisine verildi.<br />

CAP ilkelerine göre rekabet gücü potansiyeli olan işletmeler daha çok desteklenmeye<br />

başlandı. Günümüzde bu politika devam etmektedir.<br />

6. Yunanistan’da Tarımsal Desteklemeler (7)<br />

Diğer ülkelerde olduğu gibi Yunanistan‟da da tarım sektörü her zaman<br />

desteklenmiştir. Bu desteklemelerin klasik şekli çiftçiler arasında büyüklük ve benzeri<br />

özellikleri göz önünde bulundurmadan girdilerin subvansiyonu ve taban fiyatları yoluyla<br />

olmuştur.<br />

Yukarıda da belirtildiği gibi, Yunanistan‟ın Avrupa Topluluğuna 1981 yılında<br />

girmesinden sonra destekleme politikalarında önemli bir değişik benimsendi. Avrupa<br />

Topluluğu Ortak Tarım Politikaları çerçevesinde desteklemelerin daha çok rekabet gücü olan<br />

ve ülkenin verimli ovalarında çiftçilik yapan “dinamik çiftçiler” olarak adlandırılan çiftçilere<br />

yönelik olması kararlaştırıldı. Diğer çiftçiler ise “telafi ödemeleri” olarak adlandırılan<br />

ödemelerle desteklendi.<br />

1990 lı yıllarda hükümet tarım sektörünü desteklemek için bazı uygulamalar yaptı. Bu<br />

çerçevede, <strong>tarımsal</strong> gelirlerin birçok vergiden muaf tutuldu, düşük faizli kredi temin edildi,<br />

<strong>tarımsal</strong> girdiler desteklendi tarıma dayalı sanayi işletmeleri desteklendi ve bir yenilik olarak<br />

ağır tarım ve iş makinelerinin çiftçiler ve tarım kooperatifleri tarafından ucuz kiralar karşılığı<br />

kiralanması imkanı getirildi. Diğer taraftan işletmelerin gittikçe küçülmesi eğilimini durduracak<br />

önlemler alındı.<br />

Bazı araştırmalarda <strong>tarımsal</strong> desteklemelerin hesaplanmasında OECD tarafından<br />

geliştirilen bir ölçü kullanılmaktadır. Bu ölçü ürün satış fiyatı içinde destek miktarının oranıdır.<br />

Bu ölçüye göre, Yunanistan‟da uygulanan desteklemelerin AB ülkelerine paralel bir seyir<br />

takip ettiği anlaşılmaktadır. Destek oranı 1993 yılında % 40 oranı ile maksimum düzeye<br />

çıkmıştır. Bu oran 2006 yılında % 37 düzeyine düşmüştür. Ancak bu noktada şunu da ifade<br />

etmek gerekir ki, destek oranı hayvansal üretimde bitkisel üretime göre daha fazladır. Bu fark<br />

bazen 10 puana kadar çıkmaktadır.


KAYNAKLAR<br />

70<br />

(1) https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/geos/gr.html<br />

(2) Yunanistan Ülke Raporu, T.C.Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi,<br />

2009, Ankara<br />

(3) https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/geos/gr.html<br />

(4) http://www.nationsencyclopedia.com/<br />

(5) http://www.minagric.gr/en/index.html<br />

(6) A. Koutsouris, Organization of the Extension Service in Greece, Development Agency of Karditsa<br />

(AN.KA S.A), Greece<br />

(7) http://www.asecu.gr/Seeje/issue11/KARANIKOLAS.pdf

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!