uluslararası tarımsal yayım sistemleri - Prof. Dr. Ziya Yurttaş
uluslararası tarımsal yayım sistemleri - Prof. Dr. Ziya Yurttaş
uluslararası tarımsal yayım sistemleri - Prof. Dr. Ziya Yurttaş
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
1<br />
ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ<br />
ZİRAAT FAKÜLTESİ<br />
Tarım Ekonomisi Bölümü<br />
Ders Notları<br />
ULUSLARARASI TARIMSAL YAYIM<br />
SİSTEMLERİ<br />
<strong>Prof</strong>. <strong>Dr</strong>. <strong>Ziya</strong> YURTTAŞ<br />
Erzurum - 2010
2<br />
ÖNSÖZ<br />
Gelişmenin sınırı yoktur. Bu yargı diğer sistemlerde olduğu gibi <strong>tarımsal</strong> <strong>yayım</strong><br />
<strong>sistemleri</strong> için de geçerlidir. Her ülke vatandaşlarının yaşam kalitesini geliştirmek için değişik<br />
alanlarda sürekli arayışlar içerisindedir. Bu arayışlar sosyal, ekonomik, kültürel, çevresel,<br />
teknik ve teknolojik alanlarda ve bu alanlara giren tüm sektörlerde yapılmaktadır.<br />
Tarımsal Yayım, tarımla uğraşan kişilerin sosyal, ekonomik ve kültürel açıdan<br />
kalkınmalarına yardım etmek amacını güden, okul-dışı ve gönüllü bir eğitim sistemidir. Bu<br />
sistemin sürekli olarak daha etkin ve daha verimli olabilmesi için her ülkede bazı çalışmalar<br />
yapılmaktadır. Bu çalışmaların sonucu olarak değişik sistemler geliştirilmiş ve bu çerçevede<br />
değişik yollar benimsenmiş ve değişik yöntemler uygulanmıştır.<br />
Bu ders notlarının hazırlanmasında Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesinde<br />
okutulmakta olan Tarımsal Yayım ve İletişim Teknikleri ders notları ve Tarım Bakanlığı<br />
Bünyesinde oluşturulan Uluslararası Tarımsal Eğitim Merkezi için bu yazarın da aralarında<br />
bulunduğu bir komisyon tarafından hazırlanan ders notlarından derleme yoluyla<br />
yararlanılmıştır.<br />
Tarım Ekonomisi Bölümü yüksek lisans öğrencileri için hazırlanan bu ders notları iki<br />
bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Sistem, Yaklaşım ve Yöntem gibi kavramlar; ikinci<br />
bölümde ise Dünya‟nın değişik ülkelerinde uygulanmakta olan Tarımsal Yayım Sistemleri yer<br />
almaktadır.<br />
Bu ders notlarının öğrenciler ve ilgililer için yararlı olmasını dilerim.<br />
<strong>Prof</strong>. <strong>Dr</strong>. <strong>Ziya</strong> <strong>Yurttaş</strong>
3<br />
I. BÖLÜM: GİRİŞ<br />
TARIMSAL YAYIM’DA SİSTEMLER, YAKLAŞIMLAR VE YÖNTEMLER 1<br />
Sözlüklere bakıldığında, sistem, yaklaşım ve yöntem kavramlarının her birisi için<br />
değişik konulara bağlı olarak birçok değişik tanımın var olduğu görülür. Bu tanımlarda ortak<br />
olan<br />
“belirli bir amacı gerçekleştirebilmek için benimsenen yol, uygulanan yöntem”<br />
ifadesidir.<br />
Bu ifade, Tarımsal Yayım çalışmalarında;<br />
Yönetim sorumluluğu açısından sistem,<br />
hedef kitlenin rolü ve faaliyet bileşenleri açısından yaklaşım ve<br />
uygulanan teknik açısından ise yöntem (metot) kavramlarını tanımlamaktadır.<br />
Bu bakış açıları, söz konusu kavramların kapsamlarını da belirlemektedir. Bu<br />
kavramlardan sistem en geniş yöntem ise en dar kapsamlıdır. Yaklaşım ise ortadadır. Bu<br />
çerçevede bir sistem içerisinde değişik yaklaşımlar ve bir yaklaşım içerisinde ise değişik<br />
yöntemler yer alabilir. Bu durum aşağıdaki gibi şematize edilebilir.<br />
Sistem<br />
YaklaĢım<br />
Yöntem<br />
Şekil 2. Kapsam bakımından sistem, yaklaşım ve yöntem kavramları ilişkileri<br />
Tarımsal Yayım’da Sistemler<br />
Tarımsal Yayım açısından sistem, Tarımsal Yayım faaliyetlerinde yönetim<br />
sorumluluğu bakımından benimsenen yol ve uygulanan yöntemdir. Başlıca Yayım <strong>sistemleri</strong><br />
şunlardır:<br />
1 <strong>Ziya</strong> <strong>Yurttaş</strong>, Tecer Atsan, Attilla Keskin, Tarımsal Yayım ve İletişim Teknikleri, AÜZF Yayınları, Erzurum,2009
� Kamu Yayımı Sistemi (Tarım İl Müdürlükleri tarafından yapılan Yayım)<br />
� Özel Sektör Yayımı Sistemi (Girdi Şirketleri tarafından yapılan Yayım)<br />
� Özelleştirilmiş Yayım Sistemi (TY/D Şirketleri ve tarım danışmanları ….)<br />
� Üretici Örgütleri Yayımı Sistemi (Örneğin, Ziraat Odaları …….)<br />
� Üniversite Yayımı (USA Cooperative Extension Service)<br />
4<br />
Kamu Yayımı, kamu kuruluşlarının inisiyatifi, yetkisi ve sorumluluğunda yapılan<br />
Yayım hizmetleri sistemidir. Ülkemizde Tarım Bakanlığının Tarım İl Müdürlükleri vasıtası ile<br />
yapmakta oldukları Yayım çalışmaları kamu Yayımının tipik bir örneğidir. Kamunun mal ve<br />
hizmet üretmede verimsiz ve etkisiz olduğunu dikkate alanlar, kamu Yayımının zorunlu<br />
haller dışında sınırlandırılmasını ve alternatif Yayım <strong>sistemleri</strong>nin ağırlık kazanması gerektiği<br />
görüşünü dile getirmektedirler. Buna göre kamu, düzenleme, denetleme ve destekleme<br />
hizmetleri yapmalıdır.<br />
Özel Sektör Yayımı, <strong>tarımsal</strong> üretim için alet, makine, malzeme v.s. üreten ve/veya<br />
satan özel kuruluşların ürettikleri malları satabilmek için bu malların yararları ve nasıl<br />
kullanıldıkları konusunda çiftçileri eğitmeleri Özel Sektör Yayımı olarak adlandırılabilir.<br />
Yalnızca tanıtımla sınırlı çalışmalar Yayım‟dan çok pazarlama kapsamındadır. Özel sektör<br />
mal üretiminde olduğu gibi hizmet üretiminde de verimli ve etkili çalışır. Ancak bazı özel<br />
sektör temsilcilerinin mallarını satabilmek için çiftçilere yanlış bilgi verdikleri de bir gerçektir.<br />
Bu konuda etkin bir kamu denetimi yapılabildiği takdirde, Özel Sektör Yayımı etkin bir sistem<br />
olarak kullanılabilir.<br />
Özelleştirilmiş Yayım, Daha önce kamuya ait olan Yayım kuruluşlarının<br />
özelleştirimesi (Hollanda‟da DLV, İngiltere‟de ADAS gibi) veya Yayım hizmetlerinin “Tarımsal<br />
Yayım ve Danışmanlık” şirketleri gibi özel kuruluşlardan veya serbest tarım danışmanları gibi<br />
sertifikalı ve yetki belgeli kişilerden hizmet satın alımı yöntemi ile gerçekleştirilmesidir.<br />
Bazı AB ülkelerinde Yayım servisi büyük ölçüde özelleştirilmiştir. İngiltere, Danimarka<br />
ve Hollanda, AB Ülkeleri arasında en ileri düzeyde özelleştirme gerçekleştirmiş Ülkelerdir.<br />
Ülkemizde de bu yolda bazı adımlar atılmış, bu çerçevede yasal altyapıyı oluşturacak<br />
yönetmelik çıkarılmış, bu konuda öngörülen insan kaynaklarını hazırlamak üzere çalışmalar<br />
başlatılmıştır. .<br />
Üretici Örgütleri Yayımı, Üretici örgütleri veya çiftçi kuruluşlarının paydaşlarını<br />
aydınlatma, eğitme ve yönlendirmesi esasına dayanan bir Yayım sistemidir. Bu tür Yayım<br />
faaliyetleri özellikle Avrupa ülkelerinde büyük ağırlık taşımakta, ülkemizde ise son yıllarda<br />
gittikçe daha geniş bir biçimde kullanılmaktadır. Pankobirlik, Fiskobirlik, Tariş, Arıcılar Birliği<br />
gibi üretici örgütleri ticari faaliyetler yanında paydaşları için eğitim faaliyetleri de<br />
yürütmektedirler.
5<br />
Üniversite Yayımı, Daha önceden de belirtildiği gibi, Kooperatif Yayım (Cooperative<br />
Extension) olarak adlandırılan bu sistem Amerika Birleşik Devletlerinde Land Grant<br />
Üniversiteleri Ziraat Fakülteleri önderliğinde yürütülen bir Yayım sistemidir. Bu sistem 1914<br />
yılında yürürlüğe giren Smith-Lever yasası ile hayata geçirilmiştir. Kooperatif Yayım<br />
Sisteminde, Federal, eyalet ve yerel yönetimler ve Land Grant Üniversitelerin Ziraat<br />
Fakülteleri Yayım hizmetlerini iş birliği halinde (cooperative) yürütmektedir. Bu sistemde<br />
Ziraat Fakültelerinin bazı öğretim elemanları yılın bir bölümünde tam zamanlı olarak Yayım<br />
birimlerinde görev almaktadırlar. ABD‟ye özel olan bu sistem 1914 yılından günümüze kadar<br />
etkin bir biçimde uygulanmaktadır.<br />
Tarımsal Yayım’da Yaklaşımlar<br />
Tarımsal Yayım açısından yaklaşım, Yayım faaliyetlerinde hedef kitlenin rolü veya<br />
faaliyet bileşenleri gibi bakımlardan benimsenen yol ve uygulanan yöntem (veya tarz) dir.<br />
Yayım yaklaşımları hedef kitlenin rolü bakımından şu şekilde sınıflandırılır:<br />
� Yukarıdan aşağıya Yayım yaklaşımı<br />
(top-down, geleneksel veya teknoloji transferi yaklaşımı)<br />
� Aşağıdan yukarıya Yayım yaklaşımı<br />
(buttom-up, modern veya katılımcı Yayım yaklaşımı)<br />
Yayım yaklaşımları faaliyet bileşenleri bakımından ise şu şekilde sınıflandırılır:<br />
� Tek bileşenli Yayım yaklaşım<br />
� Çok bileşenli (Bütüncü) Yayım yaklaşım<br />
Tarımsal Yayım‟da yaklaşımlar, maliyet paylaşımı vb. bakımlardan da ele alınabilirler.<br />
Yukarıdan aşağıya Yayım yaklaşımı (top-down), geleneksel veya teknoloji transferi<br />
yaklaşımı olarak ta adlandırılır. Bu yaklaşımda, sorunlar ve öncelikler ve çözüm yolları ile ilgili<br />
kararlar Yayımdan sorumlu kuruluşun tarafından alınarak uygulanır. Kararlarda hedef kitlede<br />
bulunan kişilerin rolü önemsizdir. Gerekli bilgilerin kuruluş bünyesinde var olduğu varsayılır.<br />
Bu yaklaşımda araştırma kuruluşlarında geliştirilen yeni teknolojilerin ve o yöre için<br />
yeni olan teknik uygulamaların hedef kitle için yararlı olduğu ve bu yeniliklerin hedef kitle<br />
tarafından kayıtsız şartsız benimsenmesi gerektiği varsayılır.<br />
Aşağıdan yukarıya Yayım yaklaşımı (buttom-up), modern veya katılımcı Yayım<br />
yaklaşımı olarak ta adlandırılır. Bu yaklaşımda sorunlar ve öncelikler ve çözüm yolları ile ilgili<br />
kararlar büyük ölçüde hedef kitlenin katılımı ile alınır. Bu yaklaşımın en önemli özelliği<br />
katılımcılıktır. Bu bakımından bu yaklaşıma katılımcı yaklaşım da denilir. Kararlarda hedef<br />
kitlede bulunan kişilerin rolü önemlidir. Onların bilgilerinin de önemli olduğu kabul edilir.<br />
Bu yaklaşımda kırsal alanda çok uzun yıllar hayatta kalmasını beceren insanların
6<br />
düşüncelerinin çok önemli olduğu, çalışmaların başarılı olabilmesi için projelerin hedef kitle<br />
tarafından “sahiplenilmesi” gerektiği, bununda ancak katılımcılıkla sağlanabileceği varsayılır.<br />
Tek bileşenli Yayım yaklaşım, altyapı, finansman ve eğitim gibi kalkınma<br />
bileşenlerinin yalnızca birisinin kalkınma konusu olduğu bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım yakın<br />
zamanlara kadar ülkemizde uygulanan kamu Yayımı sisteminde veya kırsal kalkınma<br />
projelerinde en çok kullanılan yaklaşım olmuştur. Örneğin, bazı yörelere alt yapı hizmetleri<br />
götürülmüş fakat çiftçilerin bu hizmetlerden beklenen yararları sağlayabilmeleri için gerekli<br />
eğitim verilmemiştir. Örneğin GAP alanında özellikle Akçakale bölgesinde sulama tesisleri<br />
yapılmış fakat sulama konusunda çiftçiler gereği gibi eğitilmemişlerdir. Bunun sonucu olarak<br />
çiftçilerin yaptıkları yanlış ve aşırı sulama sonunda on binlerce hektarlık tarım arazileri<br />
çoraklaşmıştır.<br />
Diğer taraftan, eğitim verilmeden çiftçilere verilen kredilerin amaç dışı kullanıldıkları<br />
veya heba edildikleri tüm ilgililerce bilinen yaygın bir sorundur.<br />
Ayni şekilde, yalnızca eğitime dayanan fakat bu eğitimin öngördüğü uygulamalar için<br />
gerekli olan finans desteği sağlanmayan durumlar vardır. Bu durumda da çoğu kez olumlu<br />
sonuç almak mümkün olamamıştır. Bu durum Yayım sevisi ve elamanlarının çiftçi nezdindeki<br />
itibarını zedelemiştir. Tekil yaklaşımda başarı öyküleri nadirdir.<br />
Tarımsal Yayımda eğitim ön plandadır. Bu bakımdan bazı Tarımsal Yayım<br />
projelerinde yaklaşımın tekilci olması kaçınılmaz olabilir. Buna karşın Kırsal Kalkınmada<br />
eğitim hizmetlerinin yanında zorunlu olarak yukarıda sayılan diğer hizmetlerin bazıları veya<br />
tümü yer alabilir. Bu bakımdan Kırsal Kalkınmada uygulanan yaklaşım bütüncü yaklaşım<br />
olmak durumundadır.<br />
Çok bileşenli Yayım yaklaşım (Bütüncü veya Entegre Yaklaşım), alt yapı, kredi,<br />
teknik v.b. hizmetlerin birbirini destekleyen ve tamamlayan bir biçimde çiftçilere ulaştırıldığı<br />
bir yaklaşımdır. Kırsal Kalkınma büyük ölçüde eğitime dayanan bir teknik hizmettir. Bu<br />
yaklaşıma göre Kırsal Kalkınma yalnızca bilgi aktarma işlemi olarak ele alınmamalıdır.<br />
Eğitimsiz kalkınma olmaz, ancak yalnızca eğitimle de kalkınma olmaz. Diğer bir deyişle,<br />
kalkınma için eğitim şarttır fakat tek başına yetersizdir. Kalkınma çalışmalarının etkin<br />
olabilmesi için bu çalışmalarda bütüncü bir yaklaşım uygulanmalıdır. Diğer bir deyişle, Kırsal<br />
Kalkınma çalışmalarında çiftçilere herhangi bir yenilik hakkında bilgi aktarılırken, onlara söz<br />
konusu yeniliğin uygulanması için gerekli olan altyapı, kredi vb. imkânların da sağlanmasında<br />
yardımcı olmak gerekir.<br />
Bütüncü bir yaklaşım ile planlanan Kırsal Kalkınma programları çerçevesinde,<br />
çiftçilere hizmet götüren kuruluşlar arasında sıkı bir işbirliği ve etkin bir eşgüdüm gereklidir.<br />
Böylece, çiftçilere birbirinden kopuk hizmetler yerine, birbirini destekleyen ve tamamlayan
çalışmaların oluşturduğu etkin bir hizmetler demeti götürülebilir.<br />
7<br />
Türkiye'de son yıllarda, özellikle <strong>uluslararası</strong> kuruluşların finansman ve teknik yönden<br />
katkıda bulundukları Entegre Kırsal Kalkınma Projeleri‟nde altyapı, kredi ve eğitim hizmetleri<br />
birlikte yürütülmektedir. Bu projeler ve uygulama yılları aşağıdaki gibidir:<br />
� Çorum-Çankırı Entegre Kırsal Kalkınma Projesi ............ .. 1976-1981<br />
� Erzurum Kırsal Entegre Kalkınma Projesi ........................ . 1981-1989<br />
� Bingöl-Muş Entegre Kırsal Kalkınma Projesi...................... 1990-1999<br />
� Yozgat Entegre Kırsal Kalkınma Projesi.............................. 1991-2000<br />
� Doğu Anadolu Havza Geliştirme Projesi.............................. 1993-2001<br />
� Ordu-Giresun Entegre Kırsal Kalkınma Projesi................... .1997-2004<br />
� Sivas-Erzincan Entegre Kırsal Kalkınma Projesi…..….….… 2005-2012<br />
Bu tür projelerde araştırma ve öğretim kurumları, danışmanlık ve benzeri hizmetler<br />
verebilirler. Altyapı hizmetleri; yol, su, elektrik ve sulama şebekeleri gibi hizmetlerdir.<br />
Kredi imkânlarından kastedilen, çiftçilere sağlanan aynî ve nakdi kredilerdir. Bu tür<br />
krediler genellikle T.C. Ziraat Bankası ve Tarım İl Müdürlükleri işbirliği ile sağlanır.<br />
Teknik hizmetler ise eğitime dayalı olarak hayvan sağlığı, makine kullanımı ve bakımı<br />
vb. konularda çiftçilere götürülen hizmetlerdir. Bu hizmetler genellikle Tarım İl Müdürlükleri<br />
tarafından yapılır. Fakat bazı altyapı kuruluşları da kendi alanlarına giren konularda çiftçilere<br />
teknik hizmetler götürür, onlar için eğitici çalışmalar yapabilirler.<br />
Yayım çalışmalarında projenin çarpan veya çoğaltan etkisiyle hedef çiftçilerden diğer<br />
çiftçilere yayılması beklenir.<br />
Bütüncü Yaklaşım şekil 3‟de olduğu gibi şematize edilebilir.<br />
Altyapı<br />
Hizmetleri<br />
AraĢtırma<br />
KuruluĢları<br />
Diğer<br />
Çiftçiler<br />
Teknik<br />
Hizmetler<br />
Entegre<br />
Proje<br />
Proje<br />
Çiftçileri<br />
Şekil 3. Kırsal Kalkınmada Bütüncü Yaklaşım<br />
Kredi<br />
Ġmkanları<br />
Öğretim<br />
KuruluĢları<br />
Diğer<br />
Çiftçiler
1.5.3. Tarımsal Yayım’da Yöntemler<br />
8<br />
Tarımsal Yayım açısından yöntem, Tarımsal Yayım faaliyetlerinde teknik bakımından<br />
benimsenen yol ve uygulanan düzenli işlemlerdir.<br />
Tarımsal Yayım Yöntemleri genel olarak şu şekilde sınıflandırılır:<br />
� Bireysel Yayım Yöntemleri<br />
� Grup Yayım Yöntemleri<br />
� Kitle Yayım Yöntemleri<br />
Değişik ülkelerle ilgili genel bilgiler ve bu ülkelerde uygulanan Tarımsal Yayım Sistemleri<br />
Aşağıdaki gibidir.
9<br />
İKİNCİ BÖLÜM:<br />
ULUSLAR ARASI<br />
TARIMSAL YAYIM SİSTEMLERİ
1. Genel Bilgiler (1)<br />
10<br />
TÜRKİYE<br />
.Yüzölçümü 783,562 km 2 (Dünya sıralamasında 37.)<br />
Kara Sınır Uzunluğu 2,648 km<br />
Kıyı Uzunluğu 7,200 km<br />
İklim Sahillerde ılıman iklim, iç bölgelerde karasal iklim<br />
Arazi Yapısı Orta Anadolu‟da yüksek plato, sahillerde dar<br />
ovalar, kuzey ve güney sahillere paralel dağ<br />
sıraları<br />
En alçak ve en Ağrı Dağı 5,166 m<br />
Yüksek Noktalar<br />
Doğal Kaynaklar Krom, bor, kömür, demir, bakır, civa, altın,<br />
magnezyum, mermer, perlit, sülfür, kil, tarım<br />
arazisi ve hidroelektrik.<br />
Arazi Kullanımı İşlenebilir : 29.81%<br />
Bitki kaplı: 3.39%<br />
diğerr: 66.8% (2005)<br />
Sulanabilir Arazi 52,150 km 2 (2003)<br />
Doğal Afetler Kuzey Anadolu hattı boyunca şiddetli depremler,<br />
heyelan, su baskınları<br />
Nüfus 78,785,548 (July 2011 est.)<br />
Dünya sıralaması: 17<br />
Şehirleşme Oranı 70% (2010)<br />
Hayat Beklentisi (yıl) 72.5<br />
Okur-Yazar Oranı 87.4%<br />
Eğitim Harcamaları/ 2.9% (2006)<br />
GSMH Oranı<br />
Tarihçe (2) : Anadolu yarımadası dünyanın en eski yerleşim merkezleri arasındadır.<br />
Urfa göbekli tepe tarihi M.Ö. 10.000 yıllarına uzanır. Konya Çatalhöyük ise 7500 yıllık tarihe<br />
sahiptir. M.Ö. 3000 yıllarından itibaren Hititler, Asurlar, Sümerler, frigler vb. 25 kadar<br />
medeniyet Anadolu‟da gelişmiş ve yaşamıştır. Türkler 10 yy da Anadolu‟ya büyük ölçüde<br />
gelmeye başlamış 1071 Malazgirt savaşı Anadolu kapılarını Türklere açmıştır. 1243 yılında<br />
Selçukluların Moğollara yenilmiş 1300 yılında Osmanlı dönemi başlamış 623 yıl sürmüştür.<br />
I.Dünya savaşı sonunda Atatürk ve arkadaşları kurtuluş mücadelesi başlatarak işgal<br />
ordularını 30 Ağustos 1922 tarihi itibari ile yenmiş 1923 yılında ise cumhuriyet ilan edilmiştir.<br />
II. Dünya savaşında Türkiye tarafsız kalmış fakat savaşın son günlerinde formalite olarak<br />
Almanya‟ya savaş ilan etmiştir. Türkiye 1945 yılında BM kurucu üyesi 1952 yılında ise NATO<br />
ya üye olmuştur.<br />
Türkiye 1950 yılından itibaren çok partili demokrasi sistemini uygulamış yine bu yıldan<br />
sonra liberal ekonomik uygulamalar başlatılmıştır. 1980 lerden sonra liberal ekonomik<br />
uygulamalar hız kazanmıştır.
2. Türkiye’de Ekonomi (3)<br />
GSMH (PPP) * 958.3 Milyar$ PPP, (729.1 milyar$ resmi kur<br />
hesabı ile) (2010 tah.)<br />
11<br />
Kişi Başına GSMH $12,300 PPP, $ 9,359 resmi kur(2010)<br />
GSMH Bileşenleri Tarım: 8.8%<br />
Endüstri: 25.7%<br />
Hizmetler: 65.5%<br />
Bütçe (2010 ) Gelirler: 159 milyar$<br />
Giderler: 189 milyar$<br />
Açık : 30 milyar $<br />
Kamu Borcu/GSMH 48.1% (Dünya sıralamasında 54.)<br />
Tarımsal Ürünler Fındık, tütün, hububat, narenciye, zeytin, şeker<br />
pancarı, pamuk, bakliyat, hayvancılık ürünleri<br />
Sanayi Ürünleri Tekstil, gida işleme, otomobil, madencilik,<br />
demir-çelik, inşaat, kağıt, orman ürünleri.<br />
Hizmet Sektörü Turizm, taşımacılık, taahhüt, bankacılık,<br />
Elektrik üretimi 198.4 milyar kWh<br />
Petrol Üretimi 52,980 bbl/gün<br />
Petrol Tüketimi 579,500 bbl/gün<br />
Doğal Gaz Üretimi 1.014 milyar m 3 (2009)<br />
Doğal Gaz Tüketimi 35.07 milyar m 3 (2009.)<br />
Türkiye ekonomisinde sanayi ve hizmet sektörünün payı gittikçe genişlemektedir.<br />
Buna paralel olarak Tarım sektörünün payı da azalmaktadır. Tarım sektörünün payı her<br />
nekadar da %8.8 gibi düşük bir düzeyde ise de, istihdam imkanlarının % 30 kadarı tarım<br />
sektörü tarafından sağlanmaktadır. 1980 yılından sonra uygulanan liberal ekonomi<br />
politikaları ve bu çerçevede yapılan özelleştirmelerden sonra devletin ekonomik<br />
faaliyetlerindeki payı azalmıştır. Bu yıllardan sonra özel girişimcilik gelişmiş ve ekonomik<br />
faaliyetlerdeki rolü artmış ve ekonomi gözlenebilir bir dinamizm kazanmıştır.<br />
Tekstil konusu sanayi sektöründe önemli bir yer tutmaktadır. Sanayi sektöründeki<br />
istihdamın %30 kadarı tekstil kolu tarafından sağlanmaktadır. Tekstil konusunda Dünya‟da<br />
büyük bir rekabet yaşanmaktadır. Buna rağmen tekstil sanayi durumunu koruyabilmektedir.<br />
Bunun yanında otomotiv, inşaat ve haberleşme alanlarında da önemli gelişmeler meydana<br />
gelmektedir. Bu alanlardaki ihracat rakamları tekstili geçmeye başlamıştır.<br />
Bakü-tiflis-ceyhan boru hattının 2006 yılında açılması ile günde 1 milyon varil petrolün<br />
dünya pazarlarına çıkışı sağlanmıştır. Yapılması planlana petrol ve gaz boru hatları ile<br />
ülkenin enerji ihtiyacının karşılanmasında kolaylıklar sağlanacaktır.<br />
2001 yılındaki ekonomik kriz sonucu alınan tedbirlerle ekonominin temelleri<br />
güçlendirilmiş ve yıllık ortalam % 6 oranını aşan bir ekonomik gelişme sağlanmıştır.<br />
Ülkede enflasyon oranı % 7dır. Dış borç/GSMH oranı ise %50 rakamının altındadır.<br />
Doğrudan yabancı yatırım (FDI) değeri 174 milyar $ kadardır. Cari açık durumu ekonomideki<br />
en önemli sorundur. Cari açığın kısa vadeli döviz girişleri ile karşılanması nedeni ile ekonomi<br />
bazı tehditlere açıktır ve kırılgan bir görünümündedir.
3. Türkiye’de Tarım (4)<br />
Türkiye‟de toplam yaklaşık 78 milyon alanın 29 milyon hektar kadarı tarıma<br />
elverişlidir. Bu alanın yaklaşık 1/3 kadarı nadasa bırakılır. Tarıma yeni olarak açılabilecek<br />
alan çok sınırlıdır.<br />
12<br />
Türkiye‟de tarımın en önemli sorunu tarım işletmelerinin çok parçalı ve toplamda<br />
küçük oluşudur. Ortalama olarak işletme büyüklüğü 50 dekardan azdır. Bu yapı makineleşme<br />
ve diğer modern tarım uygulamaları için yeterli değildir. Konya civarında bazı büyük çiftlikler<br />
vardır. İkinci Dünya savaşından sonra traktörün tarımda büyük ölçüde kullanılması ile, yeni<br />
alanlar tarıma açıldı ve yapılan sulama tesisleri ve kimyasal gübre kullanımı ile verimde artış<br />
sağlandı. 1998 yılında tarım alanlarının %16 kadarı sulanabilmekte idi. Ancak yinede tarım<br />
dış etkenlere büyük ölçüde bağımlı durumdadır.<br />
İşlenen arazinin %90 kadarı hububata ayrılmıştır. Buğday bu mahsullerin başında yer<br />
alır. 1999 yılında toplam hububat üretiminin %59 kadarı buğday üretimidir.<br />
Bu yılda üretilen tarım ürünlerinin miktarı aşağıdaki gibidir (ton):<br />
Buğday ……………..18.000.000<br />
Arpa………………….. 9.000.000<br />
Şeker pancarı……….20.000.000<br />
Üzüm………………….3,650.000<br />
Mısır…………………..2. 400.000<br />
Zeytin………………….1.800.000<br />
Ayçiçeği…………………860.000<br />
Pamuk…………………..802.000<br />
Portakal…………………830.000<br />
Fındık……………………580.000<br />
Tütün……………………262.000<br />
İncir (taze).……………..230.000<br />
Çay………………………200.000<br />
Antep fıstığı………………40.000<br />
Türkiye fındık üretiminde Dünya‟da ilk sıradadır. Antep fıstığı üretiminde ise ABD ve<br />
Iran‟dan sonra 3. Sırada bulunmaktadır. Türk tütünü, kalite itibari ile yine dünyada ilk<br />
sıralarda bulunmaktadır. Türkiye‟de en kaliteli tütünün Samsun bölgesinde üretildiği kabul<br />
edilir.<br />
Türkiye <strong>tarımsal</strong> üretimi vergi indirimi, fiyat desteklemeleri, düşük faizli tarım kredileri,<br />
ücretsiz danışmanlık hizmetleri gibi araçlarla teşvik etmektedir.<br />
4. Türkiye’de Tarımsal Yayım ve Tarım Bakanlığı (5)<br />
Türkiye tarihin ilk dönemlerinde beri önemli bir tarım alanı olmuştur. Etilerden zamanımıza<br />
kadar gelen kitabelerde tarımla ilgili bilgiler yer almaktadır. 17. yüzyılda yayınlanan Revnak-<br />
i-Bostan adlı eserde bu gün bile yararlanılabilecek bilgiler vardır. (Şenocak 1967)
13<br />
Türkiye‟de <strong>tarımsal</strong> eğitim konusunda resmi çalışmalar Tanzimat döneminde<br />
başlamış 1848 yılında Yeşilköy‟de ilk ziraat okulu açılmıştır. Ancak çeşitli sebeplerle bu okul<br />
1851 yılında kapatılmıştır.<br />
1893 yılında Halkalı Ziraat Mektebi (Mehmet Akif Ersoy bu okuldan mezundur)<br />
kurulmuştur. Sonraki dönemlerde savaşlar nedeniyle ülkedeki her türlü <strong>tarımsal</strong> eğitim<br />
sekteye uğramıştır.<br />
Cumhuriyetin kurulmasından sonra her alanda olduğu gibi tarım alanında da eğitim<br />
çalışmalarına hız verilmiş 1924 yılında Tarım işlerinden de sorumlu, “Ziraat ve Ticaret<br />
Vekâleti” adı altında bir Bakanlık kuruldu. Bundan 4 yıl sonra da, 1928 yılında Ankara‟da<br />
Yüksek Ziraat Mektebi kuruldu, Bu mektep 1933 yılında Yüksek Ziraat Enstitüsü, 1948<br />
yılında ise Ziraat Fakültesi olarak faaliyetlerini sürdürdü.<br />
1984 öncesi Tarımsal Yayım hizmetleri merkezi düzeyde Ziraat İşleri Genel<br />
Müdürlüğü (ZİGEM) tarafından yürütüldü. ZİGEM, İl ve ilçe müdürlükleri ile uzun yıllar<br />
ülkemizin <strong>tarımsal</strong> politikası doğrultusunda yararlı hizmetler verdi. Türk köylüsüne örnek<br />
teşkil etmesi amacıyla deneme ve üretme istasyonları kurdu, tohum temizleme faaliyetlerinde<br />
bulundu, gübreyi, <strong>tarımsal</strong> alet ve makineleri Türk Çiftçisine tanıttı ve kullanımının<br />
yaygınlaştırılmasında önemli roller oynadı. Bu dönemde bedelsiz girdi destekli eğitim<br />
çalışmaları, kırsal alanda <strong>tarımsal</strong> faaliyetlerde gübre, kaliteli tohum, ilaç vs. gibi yoğun girdi<br />
kullanımının çiftçilerce benimsenmesini sağladı. Ürün bazında üretimi geliştirme projeleri ile<br />
1984‟e kadar faaliyetler sürdü.<br />
Başlangıçta oldukça yararlı hizmetler veren ZİGEM, zaman içerisinde hantallaştı ve<br />
etkisiz hale geldi. ZİGEM 1984 yılında, D.B. ve IFAD desteği ile 16 ilde Eğitim ve <strong>Ziya</strong>ret<br />
Sistemini yerleştirmek üzere Tarımsal Yayım ve Uygulamalı Araştırma Projesi (TYUAP)<br />
araştırma / Yayım / çiftçi bağlantısını güçlendirmek üzere harekete geçti ve aynı tarihlerde<br />
Bakanlığın yeniden yapılanması gerçekleşti. TYUAP projesinin başarısı, tartışma konusu<br />
olmuştur.<br />
Yeniden yapılanma ile merkezde oluşturulan ana hizmet biriminden bir tanesi olan ve<br />
ağırlıklı olarak kooperatiflerin kuruluşu, desteklenmesi ve denetlenmesinden sorumlu olan<br />
Teşkilatlanma ve Destekleme Genel Müdürlüğü (TEDGEM) bünyesinde üç şubeden oluşan<br />
bir Yayım Dairesi kuruldu. İllerde ise farklı genel müdürlüklerin taşra birimleri bir çatı altında<br />
toplanarak 7 şubeden oluşan İl Müdürlükleri, ilçelerde ise ilçe müdürlükleri kuruldu.<br />
İl müdürlüklerinde bulunan Şubeler şunlardır:<br />
� Proje ve İstatistik,<br />
� Kontrol, Destekleme,<br />
� Hayvan sağlığı,<br />
� Bitki Koruma,<br />
� İdari ve Mali İşler,<br />
� Çiftçi Eğitimi ve Yayım,<br />
2009 itibari ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı yapılanması tablo 1 de olduğu gibidir.
14<br />
Tablo 1: Tarım ve Köyişleri Bakanlığı 2 Organizasyon Yapısı<br />
Ana<br />
Hizmet<br />
Birimleri<br />
Müsteşar<br />
Yardımcısı<br />
1.Tarımsal Üretim<br />
ve Geliştirme Genel<br />
Müdürlüğü. TÜGEM<br />
2. Koruma ve<br />
Kontrol Genel<br />
Müdürlüğü.<br />
KORGEM<br />
3. Teşkilatlanma ve<br />
Destekleme Genel<br />
Müdürlüğü.<br />
TEDGEM<br />
4. Tarımsal<br />
Araştırmalar Genel<br />
Müdürlüğü. TAGEM<br />
5. Dış İlişkiler ve AB<br />
Koordinasyon Daire<br />
Başkanlığı.<br />
Müsteşar<br />
Yardımcısı<br />
Danışma ve<br />
Denetim<br />
Birimleri<br />
Teftiş Kurulu<br />
Başkanlığı<br />
(Doğrudan<br />
Bakana bağlı)<br />
Strateji<br />
Geliştirme<br />
Başkanlığı<br />
Hukuk<br />
Müşavirliği<br />
Bakanlık<br />
Müşavirleri<br />
Basın ve<br />
Halkla İlişkiler<br />
Müşavirliği<br />
BAKAN<br />
MüsteĢa<br />
r<br />
Müsteşar<br />
Yardımcı<br />
sı<br />
Yardımcı<br />
Hizmet<br />
Birimleri<br />
Personel<br />
Genel Müdürlüğü<br />
İdari ve Mali İşler<br />
Daire Başkanlığı<br />
Yayın Dairesi<br />
Başkanlığı<br />
Savunma<br />
Sekreterliği<br />
Özel Kalem<br />
Müdürlüğü<br />
(Doğrudan<br />
Bakana bağlı)<br />
Müsteşar<br />
Yardımcı<br />
sı<br />
İlgili<br />
Kuruluşlar<br />
Toprak<br />
Mahsulleri Ofisi<br />
Tarım<br />
İşletmeleri<br />
Genel<br />
Müdürlüğü<br />
Çay İşletmeleri<br />
Genel<br />
Müdürlüğü<br />
Et ve Balık<br />
Kurumu Genel<br />
Sekreterliği<br />
Tarım ve Kırsal<br />
Kalkınmayı<br />
Destekleme<br />
Kurumu<br />
Başkanlığı<br />
Müsteşar<br />
Yardımcı<br />
sı<br />
Bağlı<br />
Kuruluşlar<br />
Tarım<br />
Reformu<br />
Genel<br />
Müdürlüğü<br />
Atatürk<br />
Orman<br />
Çiftliği<br />
Müdürlüğü<br />
2<br />
Tarımdan sorumlu Bakanlığın adı Cumhuriyet döneminde aşagıdaki adları almıştır.<br />
1924 - Ziraat ve Ticaret Vekaleti<br />
1974 - Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı<br />
1981- Tarım ve Orman Bakanlığı<br />
1983 - Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı<br />
1991 - Tarım ve Köyişleri Bakanlığı
15<br />
Ülkemizde Yayım hizmetleri büyük ölçüde kamu tarafından gerçekleştirilmektedir.<br />
2000 li yılların başlarında, AB üye ülkelerinde olduğu gibi, bu hizmetlerde verimlilik ve<br />
etkinliği artırmak için hizmetlerin özelleştirmesi yönünde adımlar atılmış ve 08.09.2006<br />
Tarihinde Resmi Gazetede “Tarımsal Yayım Ve Danışmanlık Hizmetlerinin Düzenlenmesine<br />
Dair Yönetmelik” yayınlanmıştır. Bu yönetmelik uyarınca sertifikalandırılacak Serbest Tarım<br />
Danışmanları ve kurulacak “Tarımsal Yayım ve Danışmanlık” (TYD) şirketleri de ücret<br />
karşılığında Tarımsal Yayım ve danışmanlık hizmeti vermeye yetkili olacaklardır.<br />
Bu sistemde TYD hizmetlerinde verimlilik ve etkinlik sağlanacağı, Bakanlığın ise<br />
yalnızca düzenleme, denetleme ve destekleme görevleri yapacağı beklenmektedir.<br />
Kaynaklar<br />
(1) https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/geos/tu.html<br />
(2) http://en.wikipedia.org/wiki/Turkey#History<br />
(3) http://www.nationsencyclopedia.com/Asia-and-Oceania/Turkey.html<br />
(4) ibid.<br />
(5) <strong>Yurttaş</strong>, ziya, Tarımsal Yayım ve İletişim Teknikleri, AÜZF yayınları no: 67
16<br />
AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ<br />
1. Genel Bilgiler (1)<br />
.Yüzölçümü 9.826.675 km 2 , (Rusya ve Kanada‟dan sonra 3.)<br />
kara: 9.161.966 km 2 , göller: 664,709 km 2<br />
Sınır Uzunluğu Karasal sınır: 12,034 km.<br />
Kıyı Uzunluğu Deniz sınırı: 19,924 km<br />
İklim Genelde ılıman, Hawaii ve Florida‟da tropikal, Alaska‟da<br />
kutupsal, orta bölge ovalarında yarı kurak,<br />
Arazi Yapısı Orta bölgede büyük ovalar, batıda dağlar, doğuda tepeler<br />
ve küçük dağlar, Alaska‟da dağlık, hawai volkanik<br />
En alçak ve en Death Valley -86 m,<br />
Yüksek Noktalar Mount McKinley 6,198 m<br />
Doğal Kaynaklar Bakır, kurşun, fosfat, uranyum, altın, demir, civa, nikel,<br />
potas, gümüş, çinko, petrol, doğal gaz, kereste Kömür<br />
Arazi Kullanımı tarım arazisi: %18.01, Sürekli bitkiler, %0.21, diğer: %81<br />
Sulanabilir Arazi 223,850 km2<br />
Doğal Afetler Pasifik kıyısında tsunami, volkan ve deprem; Atlantik<br />
kıyısında ve körfezde tayfun; güneydoğuda hortum<br />
Nüfus 307.212.123 (2009) (Çin ve Hindistan‟dan sonra 3.)<br />
Şehirleşme Oranı Şehirleşme: %82<br />
Hayat Beklentisi (yıl) 78.24<br />
Okur-Yazar Oranı %99<br />
Eğitim Harcamaları/<br />
GSMH Oranı<br />
% 5.3 (2005)<br />
Tarihçe (2): Britanya‟nın Kuzey Amerika‟daki kolonileri 1776 yılında<br />
bağımsızlıklarını ilan etmişler ve 1783 yılında imzalanan Paris anlaşması ile Amerika<br />
Birleşik Devletleri olarak tanınmışlardır. Başlangıçta 13 eyalet devlet tarafından<br />
oluşturulan birlik daha sonra 37 eyalet devletin de katılması ile 50 devletlik bir birlik<br />
haline gelmiştir. ABD zaman içerisinde topraklar edinerek bu günkü büyüklüğüne<br />
ulaşmıştır. Amerikan tarihinin iki en önemli olayı iç savaş (1861–1865) ve büyük<br />
ekonomik depresyondur(1929).<br />
Ayrıca I. ve II. Dünya Savaşları, Vietnam Savaşı, 11 Eylül 2001 saldırıları ve<br />
ABD‟nin Afganistan ve Irak Devletlerine yaptığı müdahaleler gibi olaylar da ABD<br />
tarihinde önemini uzun süre koruyacak olan olaylardır. ABD dünya savaşları sonunda<br />
bir süper güç statüsü kazanmış ve bu statüsünü halen sürdürmektedir.<br />
Amerika Kıtası'nın 1492'de Avrupalılar tarafından keşfinden sonra İspanyollar,<br />
Portekizliler, Fransızlar ve İngilizler, buradaki yerli halkların aleyhine toprak sahibi<br />
oldular. İngilizler, Amerika'daki topraklarını genişlettikten sonra, İngiltere başta olmak<br />
üzere çeşitli ülkelerden göçmenler alıp buralara yerleştirerek koloniler kurdular.<br />
Yönetimleri İngilizlerden farklıydı. Kolonilerin her birinde (Pensilvanya dışında), iki<br />
yasama meclisi bulunuyordu. Kolonileri temsil eden alt meclisin üyeleri mal sahipleri
17<br />
tarafından seçiliyor, Krallığı temsil eden üst meclis üyeleri ise İngiliz Kralı tarafından<br />
tayin ediliyordu. Kolonilerde yaşayanlar aynı zamanda mahkemeler kurmuştu ve<br />
İngiliz hukuk sistemini uyguluyordu.<br />
1756–1763 yılları arasında İngiltere'nin Avusturya, Fransa ve Rusya ittifakıyla<br />
yaptığı savaşlar (Yedi Yıl Savaşları), İngiliz maliyesi üzerinde ciddi bir yük<br />
oluşturmuştu. İngiltere malî yükünü gidermek amacıyla yeni vergiler koyması,<br />
Amerika'daki kolonilerin tepkisiyle karşılaştı. Koloniler yüksek vergiler ödeyip,<br />
karşılığında hiç bir şey alamamaktan rahatsızlardı. Çay ihracatına gelen yüksek ek<br />
vergiyle koloniler 18. yüzyıl ortalarından beri hazır oldukları bağımsızlık mücadelesini<br />
hayata geçirdiler. Savaşın başlarında George Washington, Thomas Jefferson<br />
tarafından kaleme alınan ve özgürlük isteklerini dile getiren Amerikan Bağımsızlık<br />
Bildirgesi'ni yayınladı.<br />
Altı yıl süren savaş sonunda, George Washington komutasındaki koloni güçleri<br />
tarafından yenilgiye uğratılan İngiltere geri çekilmiş ve 1783 yılında 13 koloninin<br />
bağımsızlığını kabul etmiştir. Bağımsızlıklarını ilan eden koloniler, içişlerinde serbest<br />
eyaletlerden oluşan Amerika Birleşik Devletleri'ni kurdular (1787). 1789'da<br />
Anayasanın tamamlanıp onaylanmasıyla yeni bir ulus ve Amerikan üst kimliği doğdu.<br />
Amerikan bayrağındaki 50 yıldız, 50 eyaletleri simgelemektedir.<br />
Amerika Birleşik Devletleri, ülkeyi anayasayla yöneten bir Başkanın seçimle iş<br />
başına geldiği ilk modern demokratik cumhuriyettir. Bu manada Fransız Devrimi'nin<br />
de öncüsü olmuştur. Bu sistem 18. yüzyıl dünyasında eşitlik, insan halkları, adil<br />
yargılama ve kuvvetler ayrılığı gibi kavramların gündeme gelmesini sağlamıştır.<br />
ABD doğal kaynaklarının zenginliği, genç ve dinamik bir insan gücüne sahip<br />
olması nedeniyle 19. yüzyıl boyunca hızla sanayileşti. Ancak 1861-1865 yılları<br />
arasında çıkan Amerikan İç Savaşı ülkeyi parçalanma tehdidi altına soktu. Savaş<br />
kuzeydeki eyaletlerin başarısıyla sonuçlandı ve ABD tekrar hızlı bir gelişme<br />
dönemine girdi. 20. yüzyıl başlarında çıkan I. Dünya Savaşı'nın İtilaf Devletleri<br />
tarafından kazanılmasında önemli bir rol oynadı. II. Dünya Savaşı'nda da Almanya,<br />
İtalya ve Japonya'ya karşı büyük bir başarı kazanan ABD artık bir süper güç haline<br />
gelmişti.<br />
Soğuk Savaş yılları boyunca ABD başta Kore Savaşı ve Vietnam Savaşı<br />
olmak üzere birçok savaşlara katıldı. 1989 yılında Berlin Duvarı'nın yıkılışı ardında<br />
Soğuk Savaş sona erdi.<br />
2. ABD ‘de Ekonomi (3)<br />
Dünya‟daki en büyük ve teknolojik bakımdan en güçlü ekonomidir. Pazar<br />
ekonomisi uygulanmaktadır. Özel sektörle ilgili yasa ve yönetmenliklerin daha esnek<br />
olmaları dolayısıyla firmalar, Japonya ve Avrupa‟daki firmalara göre daha avantajlıdır.<br />
On yıllardan beri ABD açık ara dünyanın en büyük ekonomisi olma özelliğini<br />
korumuştur. Doğal kaynaklarda çeşitlilik ve miktar bakımından da eski Sovyetler Birliği<br />
dışında yine dünyanın en önde gelen ülkesidir. Kömür, buğday, mısır ve soya fasulyesi<br />
ihracatında yine Dünya‟da birinci sırada gelen bir ülkedir. Buna rağmen ABD petrol dahil<br />
birçok ham madde bakımından dışarı bağımlıdır. ABD dünya nüfusunun % 6, arazisinin %7<br />
sine sahip olmasına rağmen Dünya‟daki mal ve hizmet üretiminin % 40 kadarını<br />
üretmektedir.<br />
1980 li yıllarda bütçe açığı ekonomiye damgasını vurmuştur. 90 lı yıllarda ekonomi<br />
toparlanmış 2001 ikiz kuleler saldırısı Ekonomiyi de olumsuz etkilemiş 2008 yılında ise<br />
Finans sektörde kriz meydana gelmiş ve bu kriz bütün dünyayı etkilemiştir.
18<br />
Ekonomi ile ilgili diğer bazı bilgiler aşağıdaki gibidir:<br />
GSMH (PPP) * 14.26 trillion$ (2009)<br />
Kişi Başına GSMH 46,900$<br />
GSMH Bileşenleri<br />
Tarım %1,2, sanayi %21,9, hizmetler %76,9 (2009)<br />
Bütçe(2009 ) Gelirler: 2.104 trillion $, harcamalar: 3.52<br />
trillion $<br />
Kamu Borcu/GSMH 52.9% (2009)<br />
Tarımsal Ürünler Buğday, mısır, meyveler, sebzeler, pamuk,<br />
süt ürünleri, tavukçuluk ürünleri, balık, orman<br />
ürünleri<br />
Sanayi Ürünleri Petrol, demir-çelik, motorlu araçlar, uzay<br />
araçları, telekomünikasyon araçları,<br />
kimyasallar, elektronik, tüketim malları,<br />
kereste ve madencilik ürünleri.<br />
Hizmet Sektörü Turizm, taşımacılık, sigortacılık, bankacılık<br />
Elektrik üretimi 4.11 trillion $ kWh (2008)<br />
Petrol Üretimi 8.068 milyar varil/gün(2008)<br />
Petrol Tüketimi 19.5 million varil/gün (2008)<br />
Doğal Gaz Üretimi 582.2 milyar m 3 (2008)<br />
Doğal Gaz Tüketimi 657.2 milyar m 3 (2008)<br />
* PPP: Satın alma Gücü Paritesi<br />
3. ABD’de Tarım (4)<br />
ABD‟de çiftlik sayısı 1930 yılında yaklaşık 6.600.000 iken, bu sayı 1998 yılında<br />
yaklaşık 2.200.000 olmuştur. Buna karşılık toplam çiftlik alanı ise 1930 yılında<br />
399.000.000 hektar iken, 1959 yılında 479.000.000 hektar, 1998 yılında ise<br />
386.000.000 dekar olmuştur. Ortalama çiftlik büyüklüğü 1930 yılında yaklaşık 60<br />
hektar iken 1998 yılında üç kat artarak yaklaşık 180 hektar olmuştur. 1930 larda %25<br />
olan çiftçi nüfusu 1998 yılında %2 rakamının altına düşmüştür.<br />
II. Dünya savaşı sırasında ve sonrasında ABD tarımında önemli ölçüde bir<br />
mekanizasyon gerçekleşmiştir. Traktörler, kamyonlar, süt sağım makineleri, biçerdöverler,<br />
balya makineleri ve benzerleri alet ve makineler çiftçiliğin vazgeçilmez<br />
araçları olmuşlardır. 1998 yılında her 400 hektar çiftlik arazisi için 5 traktör<br />
bulunmakta idi. Sulama ve gübreleme ABD tarımında verimliliğin diğer iki<br />
faktörlerindendir. 1998 yılında Tarım arazilerinden sulanan bölümü, %12 ye<br />
ulaşmıştır.<br />
ABD tarımında toplam üretim değeri bakımından en değerli ürün mısırdır.<br />
Mısır ABD‟nin hemen hemen her Eyaletinde yetiştirilmektedir. Mısır üretimi üretildiği<br />
yörenin ekonomisinde önemli bir yer tutar.<br />
1999 yılında bazı ürünlerin üretim miktarı ve Dünya üretimindeki payı<br />
aşağıdaki gibidir:
4. ABD’de Tarım Bakanlığı (5)<br />
19<br />
Ürün 1,000 metrik ton Dünya üretimindeki % pay<br />
Buğday 62,662 %10.7<br />
Mısır 239,719 %39.9<br />
Pirinç 9,546 %1.6<br />
Soya fasulyesi 71,928 %46.6<br />
Pamuk 3,691 %20.2<br />
Tütün 576 %8.1<br />
ABD Tarım Bakanlığı 15 Mayıs 1862 tarihinde Başkan Abraham Lincoln<br />
tarafından kurulmuştur. Önceleri kabinede yer almayan bir birim olarak kuruldu. 15<br />
Şubat 1889 yılında ise kabinede yer alan bir Bakanlık statüsüne kavuşturuldu.<br />
Günümüzde yüz bini aşkın (2007 de 105,778) çalışanı, yüz milyar dolara yakın<br />
(2009 da 95 miyar USD)bütçesi bulunmaktadır.<br />
Yukarıda da belirtildiği gibi, 1862 Morrill yasası ile Land-Grant Kolejleri, 1887<br />
Hatch yasası ile her eyalette bir Araştırma İstasyonu ve 1914 Smith- Lever yasası ile<br />
kooperatif Yayım Servisi Kuruldu. Bu kuruluşların tamamlanmasından sonra ABD<br />
Tarım Bakanlığı (USDA)ülkenin tüm yerleşim birimlerine ulaşma imkânına<br />
kavuşmuştur.<br />
1929 yılında ABD‟de başlayan ve 1930 lu yıllarda devam eden büyük ekonomik<br />
kriz sırasında USDA çok önemli çalışmalar yapmış, ülkenin gıda güvenliğini<br />
sağlamak, çiftçilere kredi temin etmek ve çiftçi gençlerinin eğitilmesi konusunda<br />
önemli ve etkin çalışmalar gerçekleştirmiştir.<br />
USDA tarihinde sürekli olarak Bakanlığın Afrika kökenli çiftçilere karşı<br />
ayırımcılık yaparak onların kredi vb. imkânlardan yararlandırılmadığı ileri sürülmüştür.<br />
Bunun kanıtı olarak ta bugün ABD‟de siyah çiftçi sayısının yok denecek az olduğu<br />
gösterilmektedir.<br />
Bugün ABD‟de USDA Amerikan halkının ihtiyacı olan gıda maddelerinin<br />
üretiminde ve dağıtımında, insanların beslenme konusunda eğitilmelerinde önemli<br />
görevler yürütmektedir. Diğer taraftan USDA <strong>tarımsal</strong> ürünlerin iç ve dış pazarlarda<br />
satılması konusunda da çiftçilere teknik ve finans desteği sağlamaktadır. Diğer<br />
taraftan USDA “Barış için Gıda” programı çerçevesinde fakir ülkelere bağış olarak<br />
USAID aracılığı ile gönderilen gıda maddelerinin temini ve dağıtımı konusunda da rol<br />
oynamaktadır.
ĠletiĢim<br />
Direktörü<br />
Tabii<br />
Kaynaklar<br />
ve Çevre<br />
Genel<br />
Md.<br />
Genel<br />
MüfettiĢ<br />
Çiftlik ve<br />
Yabancı<br />
Tarım<br />
servisi<br />
Genel Md.<br />
20<br />
ABD Tarım Bakanlığı Organizasyon Şeması<br />
Kırsal<br />
Kalkınma<br />
Genel Md.<br />
Genel<br />
DanıĢman<br />
BAKAN<br />
MüsteĢar<br />
Gıda ve<br />
Tüketici<br />
Hizm.<br />
Genel<br />
Md.<br />
Kongre ĠliĢki leri<br />
B. Yard.<br />
Bilgilendirme<br />
ġefi<br />
Gıda<br />
Güvenliği<br />
Genel<br />
Md.<br />
Ġdari iĢler<br />
Bakan Yard.<br />
Finans<br />
ġefi<br />
AraĢtırma<br />
Eğitim ve<br />
Ekonomik<br />
ĠĢler Gen.<br />
Md.<br />
Ġnsan Hakları<br />
Bakan Yard.<br />
Operasyon<br />
Yöneticisi<br />
Pazarlama<br />
ve<br />
Düzenleme<br />
Gen. Md.
5. ABD’de Tarımsal Yayım (6)<br />
Başlangıç ve Gelişme<br />
21<br />
Amerika Birleşik Devletlerinde “Kooperatif Yayım Servis” (Cooperative<br />
Extension Service): Üniversiteler (Land - Grant Kolejleri), Tarım Bakanlığı, Eyalet<br />
Hükümetleri ve mahalli halkın (çiftçi katılımı ve işbirliği ile tarım ve ev ekonomisi eğitimi<br />
programlarını düzenleyen ve uygulayan bir örgüttür. Tarım ve ev ekonomisi<br />
<strong>yayım</strong>ı, geniş ölçüde teşkilâtlanan ve gelişen okul dışı bir eğitim hareketidir. Bu<br />
eğitim; erkek, kadın ve çocukları yani bütün aileyi kapsamaktadır. Eğitimin amacı,<br />
kısaca: «Çiftliklere ve çiftçi evlerine, tarım ve ev ekonomisi bilgileri ulaştırmaktır.»<br />
Birleşik Devletlerde <strong>tarımsal</strong> <strong>yayım</strong> hareketinin başlangıcı 19. yüzyılın<br />
başlarına dayanır. Bu tarihlerde iki kuvvet, çiftçi kitlesi ve hükümet üzerinde karşılıklı<br />
etki yapıyordu:<br />
1) Birleşik Amerika‟nın <strong>tarımsal</strong> karakteri ki bu, bol ve ucuz arazi, işçi darlığı,<br />
yeni ürünler ve kredi imkânları olarak anlatılabilir;<br />
2) Amerikan Eğitim İdeali ki bu da, her erkeğe ve her kadına herhangi bir<br />
alanda eğitim sağlamak demekti. Amerikan halkı, daha o zaman, klâsik okul<br />
eğitiminden ayrı olarak, pratik eğitim sağlaması için, hükümete sorumluluk<br />
yüklemiştir.<br />
XIX. Yüzyıl başlarında, <strong>tarımsal</strong> araştırmaları zorunlu kılan başka problemler<br />
de vardı: Arazilerin belli sınırlar içine alınışı; üretim yerlerinin pazarlara uzaklığı;<br />
ürünlerin farklılaşması ve özel işlemlere tâbi tutuluşu; kredi isteklerinin artışı;<br />
yetiştirme ve üretme usullerindeki değişme; maliyet fiyatının düşürülmesi, bunlar<br />
arasındaydı.<br />
Çiftçi Dernekleri<br />
İşte bu tabii ve sosyal ihtiyaçlardır ki, 18. yüzyıl sonlarında Çiftçi<br />
Derneklerinin doğmasına sebep oldu. Bu derneklerin amacı, çiftçiler arasında<br />
dayanışma ve teşkilâtlanmayı sağlamak; tarım alanında olan bitenleri öğrenmek ve<br />
gelişmeye yarayan bilgileri yaymaktı. Bu amaçla, dernekler tarafından düzenlenen<br />
toplantılar, sergiler ve dağıtılan teksir (sirküler) mektupları, ilk <strong>yayım</strong> hareketleri<br />
olarak göze çarpar. Sergilerde yarışmalar düzenlenmesi, teşvik ve eğitim<br />
konuşmaları, ilk defa bu dernekler tarafından uygulanmış; konferansların basılıp<br />
dağıtılması ilkin bu dönemde görülmüştür.<br />
Çiftçi Enstitüleri<br />
19. Yüzyıl ortalarında, daha etkili ve verimli bir eğitim sağlamak üzere, «Çiftçi<br />
Enstitüleri» kuruldu. Enstitüler tarafından gübreleme, mera ıslahı, hububat,<br />
meyvecilik ve çit tesisi üzerine yayınlar hazırlandı ve dağıtıldı. Toprak verimi, tereyağı<br />
yapımı/hayvan yetiştirme, bağcılık ve diğer konularda konferanslar ve sohbet<br />
toplantıları düzenlendi.<br />
Yavaş yavaş bütün eyaletlerde kurulan Çiftçi Enstitüleri, 20 yüzyılın başında<br />
8000'e, toplantılara katılan çiftçi sayısı ise 3 milyona ulaştı Çiftçi Enstitülerinin<br />
amacını, zamanın Çiftçi Enstitüleri Birliği Başkanı şöyle özetlemiştir: «Yıl boyunca<br />
sistemli ve devamlı bir eğitimle çiftçilere bilgi vermek.»
Land Grant Kolejleri (Fakülteleri) Kurulması (Morril Yasası. 1862)<br />
22<br />
Çiftçiler, bir yandan dernekler, enstitüler yoluyla yeni bilgi ve metotları<br />
öğrenmeye çalışırlarken, öte yandan hükümete baskı yaptılar. Çünkü diğer meslek<br />
alanlarına eleman yetiştiren kolejler vardı ama tarım ve endüstri alanlarında çiftçileri<br />
ve işçileri eğitecek kolejler yoktu. Mademki demokrasi, her yurttaşa «eğitim eşitliği»<br />
sağlamak demekti; o halde daha ileri bir eğitimden, deneme ve araştırmanın<br />
faydalarından ve sonuçlarından, bu işlere vergi vermek suretiyle imkân sağlayan<br />
çiftçiler, niçin pay almıyorlardı?<br />
İşte, <strong>yayım</strong> hizmetinin ortaya çıkışına temel olan gerekçe budur Bu gerekçe<br />
hükümetçe benimsendiği içindir ki, 1862 yılında kabul edilen «Land - Grant Kolejleri<br />
Kanunu» ile <strong>tarımsal</strong> kalkınma yolunda en büyük adım atılmış oldu.<br />
1862 yılının Amerikan tarımında bir dönüm noktası oluşunun iki sebebi daha vardır:<br />
Aynı yıl içinde Tarım Bakanlığı resmen kurulmuştur.<br />
Keza aynı yıl içinde çıkarılan bir kanunla, «aile - çiftlikleri» esasına<br />
dayanan arazi dağıtımı yapılmıştır.<br />
Land - Grant Kolejleri Kanunu: Eyaletlere bedelsiz olarak tahsis edilen devlet<br />
arazisi üzerinde birer kolej kurulmasını ve bu kolejlerde tarım ve mekanik sanatlarla<br />
ilgili konularda serbest ve pratik bir eğitim uygulanmasını öngörmektedir.<br />
Bu kanunla eyaletlerde kolejlerin kurulması, yeni ihtiyaç ve düşüncelerin<br />
doğmasına sebep oldu. Şöyle ki, kanun koyucular, çiftçilerin, bu kolejlerden doğrudan<br />
doğruya veya dolaylı olarak faydalanmasını istedi, böylece kolejler, tarım alanında<br />
çiftçilerin her türlü sorunlarını karşılama durumunda kaldılar.<br />
Araştırma İstasyonları Kurulması (Hatch Yasası - 1887)<br />
Bu ihtiyaç 1887 yılında Araştırma istasyonları Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle<br />
giderildi. Kanunda amaç şöyle ifade edilmektedir:<br />
«Tarımsal ilimlerin uygulama ve prensipleri ile ilgili deneme ve araştırmalar<br />
yapmak; elde edilen pratik ve faydalı sonuçları Birleşik Amerika halkına yaymak ve<br />
onların bu bilgiyi kazanmalarına yardım etmek amacıyla Araştırma İstasyonları<br />
kurulacaktır.»<br />
Yine aynı kanunda: «Araştırma raporlarının en az üç ayda bir basılması, eyâlet<br />
içindeki gazetelere gönderilmesi, imkân nispetinde, arzu eden çiftçilere verilmesi»<br />
öngörülmüştür.<br />
Böylece, çiftçilerin istekleri, <strong>yayım</strong> metotlarını başarıyla uygulanması, Kolejler<br />
ve Araştırma istasyonları Birliğinin ortaya koyduğu ihtiyaç, yeni bir kanun tasarısını<br />
Amerikan parlamentosuna getirdi.<br />
Kooperatif Yayım Servisinin Kurulması (Smith-Lever Yasası–1914)<br />
Bu kanunun amaçları şöyle özetlenebilir:<br />
«Amerikan halkına tarım ve ev ekonomisi ile ilgili faydalı ve pratik malûmatın<br />
yayılmasını ve uygulanmasını sağlamak üzere, Kolejler tarafından Birleşik Amerika<br />
Tarım Bakanlığının işbirliği ile «Kooperatif Yayım Hizmetleri» yürütülecektir.»<br />
«Kooperatif <strong>yayım</strong> hizmeti; kolej dışındaki kimselere, toplumlara tarım ve ev<br />
ekonomisi konularında tarla gösterileri, yayınlar veya başka vasıtalarla bilgi vermek<br />
ve pratik kazandırmaktan ibarettir.»
23<br />
Yayım hizmetinin özelliklerini, daha geniş olarak şu maddelerde buluyoruz:<br />
1. Yayım elemanları, en son yenilik ve araştırma sonuçlarından haberli<br />
bulunacaklardır.<br />
2. Yayım elemanları mahallî halk ile yakın temas halindedirler ve onlara karşı<br />
sorumludurlar.<br />
3. Şahsın ve ailenin başarısı, <strong>yayım</strong> işinin değerini anlatan temel ölçüdür.<br />
4. Uygulanacak program, <strong>yayım</strong> elemanları ve mahallî halkın işbirliği ile<br />
hazırlanır.<br />
5. Gönüllü önderler, faydalı yenilik ve buluşları, günlük hayata uygulamak için<br />
komşularına yardım ederler.<br />
6. Araştırma çalışmaları çiftlik, ev, aile ve toplum problemlerini kap, şamalıdır.<br />
7. Yayım hizmeti, bütün halka parasızdır. Mevcut kuruluşlar, halkın-fert olarak<br />
başaramayacağı işleri gerçekleştirmek içindir. Bu teşekküller <strong>yayım</strong> hizmetinde<br />
yardımcı olabilirler.<br />
8. Hizmetin para ihtiyacı; ilçe, eyalet ve federal hükümetler bütçelerinden<br />
halkın arzusuna göre tayin ve tespit olunur.<br />
9. Hizmet, siyasi politikanın dışındadır.<br />
10. Hizmet, eğitim karakterini taşır. İlmin buluşlarını erkek, kadın, çocuk olarak<br />
şahıslara götürür; onlara bu buluşların nasıl uygulanacağını öğretir; böylece, çiftliğin,<br />
evin ve toplumun daha başarılı yönetimine imkân verir.<br />
Daha kısa bir deyimle, Tarımsal Yayım: «Kendi kaynaklarını, ilim, eğitim,<br />
hükümet ve toplum kaynaklarıyla birlikte kullanarak, daha iyi bir hayat seviyesine<br />
kavuşmak isteyen ailelere yardım etmektir.»<br />
Temel kanun; gerekli para, teşkilât ve yetkiyi sağladıktan sonra, <strong>yayım</strong> servisi<br />
bütün eyaletlerde gelişmeye başladı. Aslında bütün <strong>tarımsal</strong> gelişim, üç kollu bir<br />
kuruluşun, koordine çalışmasıyla bugünkü başarılı seviyeye ulaşabildi.<br />
Çiftçi çocuklarının teşkilâtlanması (4- H Kulüpleri)<br />
1900 Yıllarında bazı okul müdürleri, kızlar ve erkekler için kulüpler kurma<br />
teşebbüsüne geçtiler. Tarım okullarında ise “Genç Tabiat severler” kulüpleri kuruldu.<br />
Seaman KNAPP bu kulüpler vasıtasıyla çiftçi çocuklarına gösteriler düzenlendi; mısır<br />
yetiştirme ve nöbetleşme ekim (rotasyon) usullerini gösterdi.<br />
1915 Yıllarına doğru, 47 eyalette, çiftçi çocuklarını bir araya getiren teşkilât<br />
kurulmuş bulunuyordu. Bu teşkilâtın adı «4-H Kulüpleri» dir.<br />
4H Kulüpleri, uzun hedefli birer eğitim organı olarak, okullarla irtibatlı veya<br />
bağımsız faaliyet gösterirler. Yıllık programlar, dikkatle seçilmişi projeler, ilçe ve<br />
eyalet ölçüsünde veya millî seviyedeki yarışmalar, gönüllü önderlerin kullanılması,<br />
başarı yollarının aranması, günlük hayattaki; başarı örnekleri, bu kulüpleri karakterize<br />
eden ve bugün başka ülkelerde benimsenmiş olan faaliyetlerdir.<br />
Ev hayatındaki gelişme<br />
«Ev Ekonomisi Kulüpleri» yoluyla çiftlik evine giren ev ekonomistleri, çiftçi<br />
eşine yardımcı olacak her türlü bilgi, usul ve yenilikleri ona götürmekte gecikmediler.
24<br />
Keza, kız çocuklarına uygulanan programlarda gıda konservesi, pişirme, dikiş,<br />
temizlik ve güzelleştirme konuları geniş' olarak ele alındı.<br />
1933 Yılına kadar 1 milyondan fazla kadın, ev ekonomisi kulüplerinin faal<br />
üyesi oldu. İkinci dünya savaşından sonra ise, gelişme aynı hızla devam etti.<br />
Yayım Teşkilatı<br />
Birleşik Amerika'da hâlen uygulanan <strong>yayım</strong> programları dinamik bir özelliğe<br />
sahiptir. Halkın, değişen şartlara göre ihtiyaçlarını karşılamak, bugüne olduğu kadar<br />
geleceğe de ayak uydurabilmek, bu dinamizm sayesinde mümkün olmaktadır.<br />
Nitekim Yayım servislerinin hizmet alanı, başlangıçta tamamen tarım, hizmet<br />
götürdüğü kimseler ise çiftçi olduğu halde, zamanla bu hizmetler pazarlamaya ve<br />
dolayısıyla tüketici kitleye de teşmil edilmiştir.<br />
Yayım programları ile ele alınan başlıca hizmet konularını şöyle sıralamak<br />
mümkündür:<br />
Tarımsal Üretim<br />
Pazarlama, Dağıtım ve Faydalanma<br />
Tabiî Kaynakları Koruma, Geliştirme ve Kullanma<br />
Çiftlik ve Ev İdaresi<br />
Aile Hayatı<br />
Gençlik Eğitimi<br />
Liderlik Eğitimi<br />
Toplum Kalkınması<br />
Kaynak Geliştirme<br />
Birleşik Amerika‟daki Yayım Teşkilatını aşağıdaki gibi şematize edilebilir:
25<br />
R-1: Birleşik Amerika‟da <strong>tarımsal</strong> Yayım Örgütü<br />
(1) Morrill Yasası (1862), ile Land-Grant Kolejleri kuruldu.<br />
(2) Hatch Yasası (1887) ile her eyalette bir Araştırma İstasyonu kuruldu.<br />
(3) Smith Lever Yasası (1914) ile Yayım Servisi Kuruldu
26<br />
6. ABD’de Tarımsal Desteklemeler (7)<br />
Son yıllarda ABD‟de çiftçilere yılda yaklaşık olarak 20 milyar USD doğrudan<br />
destek olarak ödenmektedir. Bu ödemeler çiftlik yasaları (US Farm Bills)<br />
çerçevesinde ve çiftlik gelirlerinde istikrar sağlamak amacıyla yapılmaktadır. Bu<br />
yasalar 1929 ekonomik buhrandan sonra yürürlüğe girmiş ve çiftçilere devlet desteği<br />
geleneğini oluşturmuştur.<br />
1930 lu yıllarda ABD2‟de nüfusun %25 kadarı 6.000.000 küçük ölçekli<br />
çiftliklerde ikamet ederken, 90 lı yıllar sonunda nüfusun yalnızca %2 kadarı<br />
çiftliklerde ikamet etmektedir. 157.000 büyük çiftlik üretimin %72 kadarını<br />
gerçekleştirmektedir.<br />
Doğrudan gelir desteği 1996 yılında yürürlüğe girmiştir. Bu desteğe ek olarak<br />
sübvansiyon programları vardır. Bu programlarda çeşitli ürünlerin üretim miktarına<br />
göre pirim taban fiyatı farkına göre ise telafi ödemesi yapılmaktadır.<br />
Sübvansiyon ödemeleri en çok mısır için yapılmaktadır. 2005 Enerji Politikası<br />
Yasasına göre araç yakıtlarına mısırdan elde edilen etanol katılması<br />
öngörülmektedir. Mısır üreticilerini Brezilya‟nın şeker kamışından elde edilen ucuz<br />
etanol rekabetinden korumak için galon başına 54 sent vergi uygulanmaktadır. Tarım<br />
ürünleri için toplam sübvansiyon miktarı 8,022.000 $ kadardır.<br />
2004 yılında ABD‟de bazı bitkilere uygulanan Sübvansiyon miktarları<br />
aşağıdaki gibidir:<br />
KAYNAKLAR<br />
Ürün Milyon $ Oran<br />
Mısır 2,841 35.4%<br />
Pamuk 1,420 17.7%<br />
Buğday 1,173 14.6%<br />
Soya 610 7.6%<br />
Süt 295 3.7%<br />
Fıstık 259 3.2%<br />
Şeker 61 0.8%<br />
Yağlı tohum 29 0.4%<br />
(1) https://www.cia.gov/library/.../the-world-factbook<br />
(2) http://tr.wikipedia.org/wiki/ABD<br />
(3) http://www.nationsencyclopedia.com/Americas/United-States-GRICULTURE.html 1<br />
(4) Ibid.<br />
(5) Cemalettin Şenocak, Tarımsal Yayım ve Haberleşme, Ankara,<br />
(6) İbid.<br />
(7) en.wikipedia.org/wiki/Agricultural_subsidy
1. Genel Bilgiler (1)<br />
27<br />
İNGİLTERE<br />
Yüzölçümü 243,610 km 2 ; kara: 241,930 km 2 , göller: 1,680 km 2<br />
Kara Sınır Uzunluğu 360 km<br />
Kıyı Uzunluğu 12,429 km<br />
İklim genelde ılıman, yılın yarısından fazla günlerde hava<br />
kapalı, ilkbahar ve sonbaharlarda yağışlı.<br />
Arazi Yapısı Genelde tepelik ve alçak dağlık, doğu ve güney doğu<br />
bölgelerinde ovalar<br />
En alçak ve Yüksek<br />
Noktalar<br />
The Fens -4 m,<br />
Ben Nevis 1,343 m<br />
Doğal Kaynaklar Kömür, petrol, doğal gaz, demir, kurşun, çinko, altın,<br />
kalay, potas<br />
Arazi Kullanımı (2005): İşlenebilir arazi: %23.23, Sürekli bitki alanı:<br />
%0.2, diğer: 76.57<br />
Sulanabilir Arazi 1,700 km 2 (2003)<br />
Doğal Afetler tipi ve sel<br />
Nüfus 61.113.205 (2009 )<br />
Şehirleşme Oranı % 90 (2008)<br />
Hayat Beklentisi (yıl) 79.16<br />
Okur-Yazar Oranı %99<br />
Eğitim Harcamaları/<br />
GSMH Oranı<br />
% 5.6 (2005)<br />
Tarihçe (2): İngiltere, Dünya‟da parlamenter demokrasi, edebiyat, bilim ve<br />
teknoloji ve endüstrinin gelişmesine öncülük eden ülkeler arasındadır. Birleşik Krallık<br />
19. Yüzyılda Dünyanın ¼ kadar bir bölümünü kaplamakta idi. 20. Yüzyılda İrlanda‟nın<br />
birlikten ayrılması ve Dünya Savaşları Birleşik Krallığın gücünün azalmasına ve<br />
imparatorluğun parçalanmasına sebep olmuştur. İngiltere imparatorluğunun<br />
parçalanmasından sonra İngiltere modern bir devlet olma yolunda önemli gelişmeler<br />
kaydetmiştir. Günümüzde ülke AB üyesidir ancak Euro Bölgesi dışındadır.<br />
İngiltere'nin bilinen ilk yerlileri Keltlerdir. Romalılar, Batı Avrupayı istila ederken<br />
İngiltere'yi de fethedip (MS 1. yy) adaya "Britania" adını verdiler. Roma egemenliğinin dört<br />
yüzyıl sürmesine karşın ülke bu durumdan fazla etkilenmedi. 5. yy'dan itibaren Anglus ve<br />
Sakson halklarının karışımından oluşmuş Anglosakson akınları, Keltleri kuzeydeki (İskoçya)<br />
ve batıdaki (Galler) dağlık yörelere göç etmek zorunda bıraktı. Bu göçler sonrasında İngiltere<br />
Anglosakson kültürü etkisine girdi.
28<br />
Avrupa ile ilişkiler İngiltere Krallığı ile Fransa Krallığını uzun savaşlara sürükledi.<br />
Bunların başlıcası 1337–1453 seneleri arasında süren Yüzyıl Savaşlarıdır.<br />
Tudor Hanedanı'ndan 7. Henry ve 8. Henry (1458-1541), parlamentoyu kullanarak<br />
ülkede düzen ve birliği sağlamlaştırdılar, krallık otoritesinin halkın kabullenmesini sağladılar.<br />
8. Henry kilisede de reform yaptı ve İngiliz deniz gücünü kurdu. I. Elizabeth (1558–1603)<br />
Anglikanizmi İngiltere'nin resmi dini olarak kabul edip Katolik direnişini kırdı; yenilmez<br />
İspanyol armadası'nı bozguna uğratarak, İrlanda'yı İngiltere topraklarına kattı. Saltanatı<br />
döneminde edebiyat ve sanatta önemli gelişmeler yaşandı.<br />
I. Elizabeth‟in uzun ve başarılı saltanatında İskoçya‟da İngiliz etkisinde farklılık<br />
görülmeye başlandı. İngiltere'deki Tudor hanedanıyla, İskoçya'daki Stuart hanedanı<br />
arasındaki evlenmeler, iki geleneksel düşmanı birbirine yaklaştırdı. İskoçya Kralı 1. James<br />
İngiltere kralı oldu. 1707 yılında iki krallığı birleştiren bir antlaşma imzalandı. Bu tarihten<br />
sonra Büyük Britanya tarihi başlar.<br />
18. yüzyıl sonu ve 19. yüzyılda İngiltere, sömürgelerden gelen hammaddeleri işleme<br />
ve bunlara pazar bulma ihtiyacı sayesinde büyük bir sanayi devleti ve sömürge gücü oldu.<br />
19. yüzyılın başlarında Avustralya, Kanada, Hindistan, Afrika‟daki bazı gelişmemiş, güçsüz;<br />
fakat ham maddesi bol devletlerle, Antil Adaları ve Hong Kong gibi dünyanın büyük bir<br />
kısmına yayılan dev bir sömürge imparatorluğu kuruldu. Kraliçe Victoria (1837–1901)<br />
zamanında İngiltere dünyanın en büyük gücü durumuna geldi. 1882'de Mısır, 1877'de<br />
Hindistan sömürgeleştirildi.<br />
Birleşik Krallık, I. Dünya Savaşı'ndan zaferle çıktı. Savaş sonunda imparatorluğun en<br />
geniş sınırlarına ulaşmıştı. Ancak sömürgeler yavaş yavaş elden çıkıyordu. 1922 yılında bir<br />
ayaklanmayla İrlanda, Birleşik Krallıktan ayrıldı. 1936'da Mısır bağımsız oldu<br />
Ülke, 2. Dünya Savaşı'ndan da zaferle çıktıysa da batı dünyasının liderliğini Amerika<br />
Birleşik Devletleri'ne bırakmak zorunda kaldı. Hindistan, Pakistan, İrlanda ve Afrika'da birçok<br />
sömürge bağımsızlıklarına kavuştu.<br />
2. İngiltere’de Ekonomi (3)<br />
İngiltere ekonomisi dünyanın en büyük ekonomilerinden birisidir. Son yıllarda<br />
ekonomide özel sektöre daha çok öncelik vermiş ve sosyal devlet uygulamalarını<br />
sınırlanmıştır. Bu dönemde, British Airways, Telekom, Rolls-Royce gibi büyük kamu<br />
şirketleri özelleştirilmiştir. Tarım oldukça mekanize, modern ve verimlidir. İş gücünün<br />
% 2 kadarı ülke gıda maddeleri ihtiyacının %60 kadarını karşılamaktadır. Petrol ve<br />
doğal gaz rezervleri azalmaktadır. İngiltere 2005 yılında net enerji ithalatçısı<br />
durumuna düşmüştür. Son zamanlarda GSMH da sanayinin rolü azalmakta ve<br />
hizmet sektörünün rolü artmaktadır. Londra‟nın önemli bir finans merkezi olması<br />
dolayısıyla İngiltere‟nin ciddi bir bankacılık geliri vardır. Kuzey denizinde petrol<br />
bulunması ülke ekonomisine önemli katkılar sağlamıştır.<br />
İngiltere'nin önemli gelir kaynağı eskiden bu yana ticaretti. Sömürgelerden ve<br />
geri kalmış ülkelerden alınan hammaddeler işlenerek yine bu ülkelere satıldığından<br />
ekonomik zenginlik büyük boyutlara ulaşmıştı. Sömürgeler bağımsızlıklarını<br />
kazandıktan sonra bu durum değişmiştir. Ülke ekonomisi zaman zaman bunalıma<br />
düşmekte, bu da toplumsal sorunlara yol açmaktadır. Dolayısıyla İngiltere giderek<br />
eski ekonomik gücünü yitirmektedir.<br />
Ekonomi ile ilgili diğer bazı bilgiler aşağıdaki gibidir:
29<br />
GSMH (PPP) 2.165 trilyon $ (2009)<br />
(Satın alma Gücü Paritesine göre)<br />
Kişi Başına GSMH 35,400 $ (2009)<br />
GSMH Bileşenleri Tarım: %1.2, Endüstri: %23.8, Hizmetler: %75<br />
Bütçe gelirler: 880.8 Milyar $, giderler: 1.129 trilyon$ (2009)<br />
Kamu Borcu/GSMH<br />
Oranı<br />
%68.1 (2009)<br />
Enflasyon Oranı %2.2 (2009)<br />
Tarımsal Ürünler hububat, yağlı tohumlar, sebze, büyükbaş ve<br />
küçükbaş hayvan, balık<br />
Sanayi Ürünleri mekanik aletler, elektrikle çalışan aletler, demiryolu<br />
aletleri, gemicilik uçak, motorlu araçlar, kömür, petrol,<br />
elektronik iletişim araçları, kimyasallar, petrol, kağıt<br />
ürünleri, tekstil, vb. tüketici malları.<br />
Hizmet Sektörü Turizm, Ticaret, bankacılık, sigortacılık, taşımacılık,<br />
Elektrik üretimi 368.6 milyar kWh (2007)<br />
Petrol üretimi 1.584 milyar varil/gün (2008)<br />
Petrol Tüketimi 1.71 million varil/gün (2008)<br />
3. İngiltere’de Tarım (4)<br />
İngiltere‟de tarım entasif bir şekilde ve yüksek düzeyde mekanizasyon<br />
kullanılarak yapılmaktadır. Tarım sektörü ülke gıda maddeleri ihtiyacının %60<br />
kadarını karşılamaktadır. Tarımın önemi son zamanlarda göreceli olarak düşmüştür.<br />
Ormancılık ve balıkçılık sektörünün de milli hasıladaki oranı düşmektedir. Bu oran<br />
2001 yılında %1 düzeyine gerilemiştir.<br />
2001 yılında <strong>tarımsal</strong> ürünler ihracatın %4,9 oranını teşkil etmiştir. Tarımsal<br />
ürünlerin dış ticaretinde 13,5 milyar USD açık meydana gelmiştir. Bu açık, ülke olarak<br />
Japonya‟dan sonraki en büyük ikinci ticaret açığıdır. Tarım sektörünün istihdama<br />
katkısı %1 kadardır.<br />
1998 yılında İngiltere‟nin arazisinin %26 kadarı tarım için kullanılmakta idi. Bu<br />
yılda çiftlik sayısı 240.000 kadardı. Çiftlik sayısı 1960 yılında bu rakamın yaklaşık iki<br />
katına yakın, 422.000 düzeyinde idi. İngiltere‟de çiftliklerin %70 kadarı sahipleri<br />
tarafından işletilmektedir. Kuzey İrlanda‟da bu oran %100 dür.<br />
İngiltere‟de bulunan çiftliklerin çoğunda çok sayıda bitki çeşidi üretilmektedir.<br />
Bu ürünlerin çeşidi, toprak ve iklim koşullarına bağlıdır. Ülkenin doğu bölgelerindeki<br />
ovalar en iyi tarım alanları olarak bilinir. Batı bölgelerindeki alanlar ise daha çok otlak<br />
alanlar olarak kullanılmaktadır.<br />
Önemli ürünlerin üretimi 1999 yılında ton olarak aşağıdaki gibidir:<br />
Buğday ...................... 14.870.000<br />
Arpa.............................6.510.000<br />
Patates........................ 7.100.000<br />
Seker Pancarı............ 10,228,000<br />
Yulaf............................... 540,000<br />
Yağlı tohumlar.............1,667,000<br />
Mekanizasyon, araştırma ve Yayım tarımda verimliliğin artmasına sebep<br />
olmuştur. Örneğin 1989 ve 1999 yılları arasında birim alana verim, buğdayda %12,<br />
arpada %7, şeker pancarında ise %32 olmuştur. Böylece İngiltere gıda maddeleri<br />
bakımından %60 oranında kendine yeterli duruma gelmiştir. Bu oran 1940 larda %33,<br />
1960 larda ise %50 kadar idi. 1998 yılında traktör sayısı 500.000 kadar idi. Bu yıldaki<br />
biçer- döğer sayısı ise 47.000 idi.
30<br />
4. İngiltere’de Tarım Bakanlığı (MAFF) (5)<br />
İngiltere Tarım Balıkçılık ve Gıda Bakanlığı (Ministry of Agriculture Fisheries<br />
and Food (MAFF), 1889 tarihli Tarım Kurulu Yasası ile kurulmuştur. O zamanki adı<br />
Tarım Kurulu idi. 1903 yılında Tarım ve Balıkçılık Kurulu adını aldı. 1919 yılında<br />
Tarım ve Balıkçılık Bakanlığı ve nihayet 1955 yılında Tarım Balıkçılık ve Gıda<br />
Bakanlığı adını aldı. 2002 yılında ise bakanlığın görevleri Çevre Gıda ve Kırsal İşler<br />
Bakanlığı (Department for Environment Food and Rural Affairs – DEFRA) bünyesine<br />
alındı.<br />
Bakanlık 1955 yılından itibaren tarım, balıkçılık ve gıda işlerinden sorumlu<br />
tutulmuştur. Ancak Gıda Standartları Enstitüsü kurulduğunda, bu kurum hem gıda<br />
üretimi ve hem de gıda güvenliği konusunda görevlendirilmişti. Bu durumun çıkar<br />
çatışması yaratacağı ileri sürüldü.<br />
MAFF 2001 yılında ortaya çıkan Deli Dana hastalığı salgını ve daha sonra<br />
ortaya çıkan şap hastalığı sorunlarını iyi yönetemediği iddiasıyla tenkit edildi. Bu<br />
olaydan sonra 27 Mart 2002 tarihinde MAFF lağvedilerek görevleri Çevre Gıda ve<br />
Kırsal İşler Bakanlığı (Department for Environment Food and Rural Affairs – DEFRA)<br />
bünyesine alındı.<br />
5. İngiltere’de Tarımsal Yayım (6)<br />
İngiltere‟de, diğer birçok ülkede olduğu gibi, yakın zamanlara kadar Tarımsal<br />
Yayım hizmetleri ağırlıklı olarak, kamu <strong>yayım</strong> sistemi çerçevesinde ve ücretsiz olarak<br />
çiftçilere ulaştırılmakta idi. Bu hizmetleri sunan Tarımsal Kalkınma ve Yayım Servisi<br />
(ADAS) 1997 yılında özelleştirilerek Tarımsal Yayım hizmetlerinin verimli ve etkili bir<br />
biçimde yerine getirilmesi sağlanmıştır.<br />
ADAS İngiltere çiftçilerine ve firmalara <strong>yayım</strong> hizmeti sunmakta, Tarım<br />
Bakanlığı için araştırma-geliştirme ve <strong>yayım</strong> hizmetleri yapmakta, çiftçi örgütlerine ve<br />
firmalar için çiftçilere yönelik <strong>yayım</strong> hizmeti vermekte (Tarım bakanlığı ile anlaşmalı<br />
olarak) Ayrıca başka ülkelerde <strong>yayım</strong> hizmetleri yürütmektedir.<br />
İngiltere‟de ilk <strong>yayım</strong> çalışmaları 1920–1930„lar da koordinasyonsuz olarak<br />
yürütülmüştür. Bu çalışmalar genellikle üniversiteler, kolejler ve yerel yönetimler<br />
tarafından üstlenilmiştir. Yayım faaliyetleri ikinci dünya savaşı sırasında temel olarak<br />
Tarım Bakanlığının yönetiminde çiftçilerin teknik bilgiler ile desteklenmesi amacıyla<br />
koordine edilmiştir. 1946 yılında bir ulusal <strong>yayım</strong> servisi (NAAS) kurulmuştur.<br />
1950-60‟larda NAAS gerek çalışma alanı gerekse kapasite olarak hızla<br />
büyümüş ve geniş bir yelpazede araştırma tarafından desteklenen konu uzmanlarına<br />
sahip olmuştur. 1971 yılında NAAS Tarım Bakanlığının diğer teknik hizmet birimleri<br />
ile birleşmiş ve Tarımsal Kalkınma Yayım Servisi (ADAS) oluşmuştur. Bu servis bu<br />
yıldan sonra daha kapsamlı teknik tavsiyeler sunmuştur. Bu hizmetler hala ücretsizdi,<br />
kamu araştırmalarına dayanıyordu. Özel <strong>yayım</strong> organizasyonları bu yıllardan önce de<br />
oluşmaya başlamıştı.<br />
ADAS <strong>tarımsal</strong> <strong>yayım</strong> alanındaki değişimlere ayak uydurmuş ve Tarım<br />
bakanlığına politikalarının kullanılmasında yardımcı olmuştur. Bütün bunlara karşı her<br />
geçen gün ADAS‟ın yüksek maliyete neden olan, bir büyük organizasyon olduğu<br />
tartışılmıştır.<br />
Özelleştirme konuları 1984/85 yıllarında gündeme gelmiştir. İngiltere hükümeti<br />
<strong>yayım</strong>dan faydalanan kimselerin bu hizmetin maliyetine katkıda bulunmaları
31<br />
gerektiğine karar vermiştir. Nisan 1987‟de ücretler uygulamaya konmuştur. ADAS<br />
hemen <strong>yayım</strong>a olan yaklaşımını direkt ödeme yapmaya hazır olan çiftçilere yönelmek<br />
suretiyle değiştirmiştir.<br />
Başlangıçta ADAS için mütevazı bir gelir amacı tespit edilmiş ve ücretlendirme<br />
temposu bu amaca ulaşmak için hesaplanmıştır. Bu ücretlendirme temposu pazarda<br />
düşük ücret beklentisi doğurmuştur. Bu sonuç olarak insanları değiştirmenin zor<br />
olduğunu göstermiştir. ADAS‟ın gelir amacı başlangıçta masrafların karşılanması<br />
olarak konulmuştur. 1988‟de masrafların % 15‟i karşılanmış olup, başlangıçta 5 yıl<br />
içinde masrafların % 50 sinin karşılanması ve belirtilemeyen bir tarihte tüm<br />
masrafların karşılanması amaçlanmıştır.<br />
1997 yılında ADAS tamamen özelleştirilmiştir. Bu işlemden sonra ADAS<br />
tarafından üstlenilen işlerde hiçbir hükümet sübvansiyonu bulunmamaktadır. ADAS<br />
hizmetlerinde 1300 kadar profesyonel elaman çalışmaktadır. Bu rakam<br />
özelleştirmeden önceki sayının altındadır.<br />
6. İngiltere’de Tarımsal Desteklemeler (7)<br />
İngiltere‟de <strong>tarımsal</strong> desteklemeler Avrupa Birliği (AB) Ortak Tarım Politikası<br />
(CAP) uyarınca yapılmakladır. Birlik içerisinde gıda arzının güvence altına alınmak<br />
istenmesi, bu sektörde çalışanların gelir düzeylerinin korunması isteği ve ulusal tarım<br />
politikaları ile piyasa mekanizması arasındaki büyük farklılıkların giderilmesi amacı<br />
ortak bir tarım politikası oluşturma ihtiyacına neden olmuştur. Bu kapsamda 1962<br />
yılında AB‟nin ilk ortak politikası olan CAP oluşturulmuştur.<br />
AB Ortak Tarım Politikası uygulamaya konmadan önce, <strong>tarımsal</strong><br />
desteklemeler MAFF kanalıyla ve AB den bağımsız olarak yürütülmekte idi. Bu<br />
çalışmalar çerçevesinde çeşitli ürünler için fiyat garantileri, sigorta programları ve<br />
çiftçilerin pazarlama kooperatifleri kurmaları konularında destekler sağlanmıştır.<br />
Ayrıca iç üretimi korumak ve desteklemek için ithalata çeşitli vergiler konulmuştur.<br />
Daha sonra AB Ortak Tarım Politikaları uygulanmıştır.<br />
Avrupa Birliğinin ilk zamanlarında birlik bütçesinin 2/3 kadarı <strong>tarımsal</strong><br />
desteklemeler için harcanmakta idi. Günümüzde AB bütçesinden <strong>tarımsal</strong><br />
desteklemeler için ayrılan para 55 milyar kadardır. Bu para AB bütçesinin %40 oranı<br />
kadardır. Eğitim, savunma, ulaşım, sağlık ve sosyal güvenlik gibi konularda<br />
harcamalar milli bütçeden karşılanmasına rağmen, üye ülkeler <strong>tarımsal</strong><br />
desteklemeler konusunda yapılan harcamaların CAP çerçevesinde ve AB<br />
bütçesinden karşılanmasına karar vermişlerdir.<br />
İngiltere‟de <strong>tarımsal</strong> desteklemeler için harcanan paranın toplamı 3 milyar<br />
sterlindir. Bu miktar toplam bütçenin %0.5 oranı kadardır. Bir karşılaştırma<br />
yapabilmek için 2008 yılı bütçesinden yapılan diğer harcamalar aşağıda verilmiştir.<br />
Alan Milyar Sterlin %<br />
Çevre ve iskan 22 3.7<br />
Kamu güvenliği 33 5,4<br />
Endüstri, Tarım ve İstihdam 21 3.5<br />
Savunma 32 5.4<br />
Sağlık 105 17.8<br />
Eğitim 78 13.2<br />
Sosyal Hizmetler 26 4.4<br />
Sosyal Güvenlik 159 26.9<br />
Ulaşım 20 3.3<br />
Diğer 62 10.5<br />
Borç ve Faizler 31 5.2<br />
TOPLAM 589 100
KAYNAKLAR<br />
(1) https://www.cia.gov/library/.../the-world-factbook<br />
(2) http://tr.wikipedia.org/wiki/ingiltere<br />
(3) ibid.<br />
(4) http://www.nationsencyclopedia.com/Europe/United-Kingdom-GRICULTURE.html<br />
(5) http://en.wikipedia.org/wiki/Ministry_of_Agriculture,_Fisheries_and_Food<br />
(6) (7) ibid.<br />
32
1. Genel Bilgiler (1)<br />
33<br />
İRAN<br />
Yüzölçümü 1.648.195 km 2 , göller: 116,600 km 2 , kara: 1,531,595 km 2<br />
Kara Sınır Uzunluğu 5,440 km,<br />
Kıyı Uzunluğu 2,440 km<br />
İklim Genellikle kurak ve yarı kurak, Hazar denizi kıyılarında ise yarı<br />
tropikal<br />
Arazi Yapısı Sınır bölgelerinde engebeli arazi ve sıra dağlar, orta kesimlerde<br />
çöller, kıyılara yakın bölgelerde kesintili ovalar.<br />
En alçak ve<br />
Hazar denizi -28 m,<br />
Yüksek Noktalar<br />
Kuh-e Damavand 5,671 m<br />
Doğal Kaynaklar Petrol, doğal gaz, kömür, krom, bakır, demir, kurşun, çinko,<br />
sülfür<br />
Arazi Kullanımı İşlenebilir arazi: % 9.78, (76.500 km 2 ), sürekli bitki kaplı:<br />
%1.29, diğer: %88.93, (2005)<br />
Sulanabilir Arazi 76,500 sq km (2003)<br />
Doğal Afetler Periyodik kuraklık, sel, kum fırtınası, deprem<br />
Nüfus 66.429.284 (2009),<br />
Şehirleşme Oranı % 68<br />
Hayat Beklentisi (yıl) 71.43<br />
Okur-Yazar Oranı %77<br />
Eğitim Harcamaları/ GSMH<br />
Oranı<br />
%5.1<br />
Tarihçe: Iran 1935 yılına kadar Batıda Pers Ülkesi olarak biliniyordu. 1979 yılında<br />
yapılan devrimle monarşi yıkılarak İslami Cumhuriyet kurulmuştur. İslam Cumhuriyetinin<br />
kuruluşundan itibaren İran‟ın Batı ile olan siyasi ilişkileri sorunlu olmuştur. 1980-88 yılları<br />
arasında Irak devleti ile kanlı fakat kesin sonuç alınamayan bir savaş yapmıştır. Son yıllarda<br />
nükleer silah yapma planları dolayısıyla uluslar arası baskıya maruz kalmaktadır. Nitekim BM<br />
Güvenlik Konseyi tarafından 2010 yılında İran‟a karşı ekonomik ambargo kararı çıkmıştır.<br />
her iki ifadenin resmî olarak birlikte ve birbirinin yerine kullanılabileceğini açıklamıştır.<br />
1979'daki İran İslam Devrimi'nden itibaren ülkenin resmî adı "İran İslam Cumhuriyeti"<br />
olmuştur. İran, M.Ö. 4000'lere dayanan tarihi ve var olan yerleşmeleriyle dünyadaki en eski<br />
sürekli uygarlıklardan birine ev sahipliği yapmaktadır. Tarih boyunca İran Avrasya'daki<br />
merkezi konumu nedeniyle jeo-stratejik öneme sahip olmuştur ve bir bölgesel güçtür.<br />
İran BM, Bağlantısızlar Hareketi, İslam Konferansı Örgütü ve OPEC kurucu üyesidir.<br />
İran siyasal sistemi 1979'da kabul edilen anayasaya göre oluşturulan birkaç karmaşık<br />
yönetim yapısına göre işlemektedir. En yüksek devlet makamı şimdiki Ayetullah Ali<br />
Hamaney'in üstlendiği İran dini liderliğidir. (Vilayet-i Fakih)<br />
İran, <strong>uluslararası</strong> enerji güvenliği ve dünya ekonomisinde geniş petrol ve doğal gaz<br />
kaynakları sonucu önemli bir konuma sahiptir.
34<br />
İran sözcüğünün kökeni, Sanskritçe Aryan sözcüğünden gelir.<br />
Ülkenin adı M.Ö. 6. yüzyıldan 1935'e kadar Pers İmparatorluğu, Acemistan gibi<br />
isimlerle bilinirken, o yıl Rıza Şah <strong>uluslararası</strong> topluluktan "İran" adını kullanmalarını<br />
istemiştir. Bir kaç yıl sonra bu isim değişikliğinin ülkenin geçmişi ile arasında bağı kopardığını<br />
iddia eden bilim adamları protesto gösterileri yapmış, 1959'da Muhammed Rıza Pehlevi<br />
2. İran’da Ekonomi (2)<br />
İran ekonomisinin önemli bir kalkınma potansiyeli vardır. Nitekim Şah döneminde<br />
1960 ve 70 li yıllarda İran‟da, petrol gelirlerine dayanan önemli ekonomik gelişmeler<br />
meydana gelmiştir. 1979 devrimi ve takip eden Irak savaşı ekonomiyi olumsuz etkilemiştir.<br />
Savaş sonrası 1989–94 döneminde ilk Sosyal ve Ekonomik Kalkınma Planı ile alt yapı<br />
geliştirilmiş ve GSMH da yıllık %7 gibi bir artış meydana gelmiştir.<br />
1995 yılında ABD tarafından uygulanan ekonomik ambargo etkisini göstermiş ve İran<br />
Riyali değer kaybetmiştir. 1994–1999 yılları arasında II. Beş Yıllık Kalkınma Planı<br />
uygulanmıştır. Bu dönemde ve halen enflasyon ve bütçe açığı problem olmuştur.<br />
İran‟da verimsiz ve etkin olmayan bir kamu sektörü vardır. Kamu gelirlerinin büyük bir<br />
bölümünü petrol gelirleri oluşturmaktadır. Devlet, ekonomik aktiviteleri büyük ölçüde kontrol<br />
eder. Özel teşebbüs, tarım alanında, küçük ve orta boy işletmelerde ve hizmet sektöründe<br />
vardır. Kuralların esnek olmaması özel teşebbüsün sağlayacağı avantajları sınırlamaktadır.<br />
Son zamanlarda ekonominin liberalleşmesi konusunda çalışmalar yapılmaktadır.<br />
Planlı ekonomi, petrol ve diğer büyük sektörlerde devlet işletmeciliği, köy tarımı ve<br />
küçük ölçekli özel işletme ve hizmet yatırımlarının bir karışımıdır. Ekonomik altyapısı son<br />
yirmi yıl içinde düzenli bir oranda gelişmektedir ancak enflasyon ve işsizlikten<br />
etkilenmektedir. 21.yüzyılın başında hizmet sektörü GSMH‟da en büyük yüzdeye sahip oldu;<br />
hizmet sektörünü madencilik ve imalat ve tarım izledi. 2006‟da yaklaşık olarak hükümet<br />
bütçesinin %45‟i petrol ve doğal gaz ödemelerinden ve %31‟i vergi ve harçlardan geldi.<br />
2000–2004 arasında hükümet harcamaları yıllık %14‟lük bir enflasyon oluşturdu. Iran<br />
70 milyar $‟lık döviz rezervinin %80‟ini ham petrol ihracatından elde etmiştir. 2007‟de<br />
GSMH‟nın 206 milyar $ (satın alma gücü paritesi açısından ise 852 milyar $) veya kişi başına<br />
düşen milli gelir açısından $3,160 (satın alma gücü paritesi açısından ise 12,300 $). İran'ın<br />
resmî olarak yıllık büyüme oranı ise % 6. Bu veriler ve çok çeşitli olan ancak küçük ölçekli<br />
sanayi yapısı nedeniyle, BM İran‟ın ekonomisini yarı-gelişmiş kabul etmektedir.<br />
Hizmet sektörü GSYİH içindeki payı açısından en uzun süreli büyümeyi göstermiş<br />
olsa da sektör dengeli değildir. Üretimin serbestliği ve ambalajlama ve pazarlamanın yeni<br />
ihracat pazarlarının gelişimini desteklemesi ile beraber devlet yatırımı tarım üretimi artırdı.<br />
Ülke çapında son yıllarda birçok barajın yapılması ile büyük ölçekli sulama ve ihracat amaçlı<br />
üretilen hurma, çiçek ve fıstık gibi tarım ürünleri 1990‟lar sonrasında sektörler arasında en<br />
hızlı ekonomik büyümeyi sağladı. İran‟ın büyük ticari ilişkileri olan ülkeler Çin, Almanya,<br />
Güney Kore, Fransa, Japonya, Rusya ve İtalya‟dır.<br />
%1.8‟e yakın bir oranda istihdam sağlayan turizm sektörünün önümüzdeki 5 yıl içinde<br />
istihdam açısından % 10‟luk bir oranı yakalaması bekleniyor. 2004 yılında 1.659.000 yabancı<br />
turist İran‟ı ziyaret etmiştir; turistlerin çoğunluğu Orta Asya cumhuriyetleri de dâhil olmak<br />
üzere Asya ülkelerinden gelirken çok küçük bir kısmı Avrupa Birliği ve Kuzey Amerika<br />
ülkelerinden gelmiştir.2000‟li yılların başında sanayi hala altyapı, iletişim, denetleyici normlar<br />
ve yetişmiş çalışan konularında ciddi sorunlar yaşamaktadır.<br />
1990‟ların sonlarından itibaren İran; Suriye, Hindistan, Venezuella ve Güney Afrika<br />
gibi gelişmekte olan ülkelerle ekonomik işbirliğini geliştirdi. İran, Türkiye ve Pakistan ile<br />
ticaret ilişkilerini de geliştirmekte ve Ekonomik İşbirliği Örgütü adı verilen kurum aracılığıyla<br />
Batı ve Orta Asya‟da ortak bir pazar oluşturma hedefini diğer ülkelerle paylaşmaktadır. İran,<br />
ithalat üzerinde daha çok azaltılmış sınırlamalar/vergiler ve Çarbahar, Keşm ve Kiş adaları
serbest ticaret bölgeleri gibi yatırım için uygun bir iklim yaratarak milyarlarca dolar yabancı<br />
yatırım çekmeyi planlamaktadır.<br />
35<br />
İran ekonomisi, merkezi planlamanın, devletin ve bazı büyük şirketlerin yönetiminde<br />
olan petrol sanayisinin, küçük çapta özel ticaretin ve tarımın karışımından oluşmaktasır. İran<br />
ekonomik altyapısı son 20 yılda sürekli bir büyüme göstermese de; ekonomi, enflasyon ve<br />
işsizlikten olumsuz etkilenmeyi sürdürmüştür.<br />
Devlet bütçe gelirlerinin yaklaşık %45'i petrol ve doğal gaz gelirlerinden, %31'i ise<br />
vergilerden elde edilmektedir. 2006 yılında İran'ın nominal GSYİH'i 195.5 milyar $ ve kişi<br />
başına düşen milli gelir 2440$ olarak hesaplanmıştır.<br />
Hizmet sektörü, GSYIH'deki payı açısından uzun vadede en hızlı artışı göstermesine<br />
karşın, inişli çıkışlı bir grafik sergilemektedir. Devlet yatırımları, üretimin serbestleştirilmesi ve<br />
yeni dışsatım(ihracat) pazarlarının bulunması ile birlikte tarımda patlama yaratmıştır. Ülke<br />
çapında inşa edilen birçok baraj sayesinde, büyük ölçekte sulama projeleri hayata geçirilmiş,<br />
ihracata ve sanayiye yönelik tarım geliştirilmiş ve böylece 90'lı yıllarda İran'daki başka hiçbir<br />
sektörün elde edemediği bir büyümeye elde edilmiştir. Her ne kadar 1998–2001 yılları<br />
arasında art arda yaşanan aşırı kurak yıllar <strong>tarımsal</strong> çıktıyı olumsuz yönde etkilese de,<br />
<strong>tarımsal</strong> işgücünün önemli bir yüzdesini elinde tutmaktadır.<br />
İran'ın başlıca ticaret yaptığı ülkeler Çin, Almanya, Güney Kore, Fransa, Japonya,<br />
İtalya ve Rusya'dır. İran, 90'ların sonundan beri Suriye, Hindistan, Küba, Venezüella ve<br />
Güney Afrika gibi ülkelerle yaptığı ekonomik işbirliğini de geliştirmektedir.<br />
Ekonomi ile ilgili diğer bazı bilgiler aşağıdaki gibidir:<br />
GSMH (PPP) 876 Milyar $(2009)<br />
Kişi Başına GSMH 12,900$<br />
GSMH Bileşenleri Tarım : %10.9, endüstri: %45.2, hizmet sektörü:<br />
%43.9 (2009 )<br />
Bütçe 96.94$ Milyar<br />
Kamu Borcu/GSMH % 16.7 (2009)<br />
Oranı<br />
Enflasyon Oranı 13.5% (2009)<br />
Tarımsal Ürünler Buğday, arpa, şeker pancarı, meyve, kuru yemiş,<br />
pamuk, havyar<br />
Sanayi Ürünleri Petrol, kimyasal gübre, kostik soda, textil, çimento,<br />
inşaat malzeme., demir, silah.<br />
Hizmet Sektörü 192.6 milyar kWh (2007)<br />
Elektrik üretimi 192.6 milyar kWh (2007)<br />
Petrol Üretimi 3.74 milyar/gün (2009)<br />
Petrol Tüketimi 1.497 milyar/gün (2009)<br />
Petrol İhracatı 2.21 milyar varil/gün (2009)<br />
Doğal Gaz Üretimi 116.3 milyar m 3 (2008<br />
Doğal Gaz Tüketimi 119 milyar m 3 (2008.)<br />
Doğal Gaz İhracatı 4.246 milyar m 3 (2008)<br />
Doğal Gaz İthalatı 7.048 milyar m 3 (2008)
3. İran’da Tarım (3)<br />
36<br />
İran‟ın geleneksel faaliyetlerinden biridir. Daha Antik dönemde yerleşik düzene<br />
geçilmiş olan ülkede doğudan gelen göçebe boylarla yaşanan gerilim ülke tarihinde belirleyici<br />
olmuştur. Bugün bile ülkede hâlâ önemli bir nüfusa sahip olan göçebe topluluklar bir sorun<br />
kaynağı olarak görülür.<br />
Kabaca İran'ın toplam yüzeyinin üçte biri tarım için uygundur ancak toprak kalitesinin<br />
düşüklüğü ve birçok yerde yetersiz sulama yapılamadığı için birçok yerde tarım<br />
yapılamamaktadır. Toplam alanın yalnızca %12'sinde tarım yapılabilmektedir ancak tarım<br />
yapılan arazinin üçte birinde sulu tarım yapılırken, geri kalanında susuz tarım<br />
yapılabilmektedir. Ülkenin batı ve kuzeybatı bölgeleri, hazar denizi kıyıları en verimli<br />
topraklara sahiptir.<br />
Toplam alanın %35'i otlak olarak kullanılmaktadır. Meracılığın büyük kısmı yarı-kurak<br />
iklimi olan dağlık bölgelerde ve İç İran'daki büyük çöllerin etrafındaki sahalarda<br />
yapılmaktadır. Tarım yapılmayan bölgeler İran'ın %53'ünü oluşturmaktadır:<br />
Yaklaşık olarak ülkenin %35'i tarıma uygun olmayan çöllerle, tuzlu bataklıklarla ve<br />
çıplak kayalık dağlarla kaplıdır.<br />
%11'i ormanlık alandan oluşmaktadır.<br />
%7'si ise yerleşim birimleri, sanayi yapıları ve yollarla kaplıdır.<br />
İran‟da son yıllarda, ormanların azalması, çölleşme, aşırı otlatma, çevre kirliliği, plansız<br />
yapılaşma ve endüstrileşme gibi etkenler arazilerin bozulmasına neden olmuş ve üretim<br />
üzerine olumsuz etki yapmıştır 3 . Tarımdaki diğer önemli sorunlar ise ilkel yöntemlerin<br />
kullanılması, sulama ağının yetersizliği, pazarlara girişin sınırlı olması gibi hususlardır.<br />
Tarımda özellikle sulamanın yalnızca yağmura bağımlı kalmaması için önemli yatırımlar<br />
yapılmasına rağmen, bu konudaki sorunlar henüz halledilememiştir.<br />
İran‟da tarım sektörünün GSMH daki payı %20, istihdamdaki payı ise %30 kadardır.<br />
Ülkedeki en önemli <strong>tarımsal</strong> ürünler buğday, pirinç, diğer hububat, şeker pancarı, meyveler,<br />
fıstıklar, pamuk ve tütündür. Ayrıca süt ürünleri, yün ve kereste de önemli ürünler<br />
arasındadır. Ülkede modern sulama <strong>sistemleri</strong>nin yanında 2000 yıl öncesinden kalan yeraltı<br />
sulama <strong>sistemleri</strong> de vardır. Bu yeraltı su kanalları 40 kilometreye kadar uzanmaktadır. Fakat<br />
maalesef bu tarihi kanalların bir bölümü bakımsızlıktan dolayı kullanılamaz duruma gelmiştir.<br />
Şah döneminde 1960 lı yıllarda beyaz devrim olarak adlandırılan İran‟ daki modernleşme<br />
çalışmalarının en önemli adımı toprak reformu idi. 1950 li yıllarda çiftçilerin yalnızca %5<br />
kadarı ancak kendini geçindirebilecek büyüklükte işletmelere sahipti. Tarım arazisinin büyük<br />
bir bölümü ağalar tarafından sahiplenmişti. Ağalar 1 veya daha fazla köyü kontrol eden<br />
kişilere denir. İran‟da çok sayıda 20-40 köye sahip ağalar vardı (toplam köy sayısı 70.000<br />
kadardı). 1961 – 1971 yılları arasında yapılan toprak reformunun önemli etkileri oldu.<br />
Ağaların sosyo-politik etkileri kırıldı. Bazı topraksız köylü veya küçük çiftçi, bir aileyi<br />
geçindirebilecek büyüklükte arazi sahibi oldu. Ancak yine de çiftçilerin bir bölümü yeterli<br />
büyüklükte araziye ulaşamadı ve tarım işçilerinin durumunda önemli bir gelişme<br />
sağlanamadı.<br />
Tarım sektörünün ekonomideki önemi, petrol ve doğal gaz sektöründeki gelişmelerden<br />
sonra azalmaya başladı. İhracat gelirlerinin büyük bir bölümü petrol ve doğal gazdan<br />
sağlanmaya başlandı. Nüfusun hızla artışı sonunda ise gıda maddeleri ithalatı kaçınılmaz<br />
oldu. Tarımın GSMH daki oranı 1992 yılında %23,9, 1998 yılında ise 19.7 oldu. 2000 yılında<br />
tarım sektöründe %0.3 düşüş görüldü. Pamuk üretimi %9 düştü. Buğday üretimi %27, arpa<br />
üretimi ise %35 geriledi. Bunda 1999 yılından sonra etkin olan kuraklığın büyük bir rolü<br />
olduğu söylenebilir.
37<br />
İran‟da balıkçılık hem iç tüketim hem de ihracat için önemli bir sektördür. Özellikle havyar<br />
ihracatı önemlidir. 1992 yılında yakalanan balık 327.000 tondan, 1998 yılında 380.000 tona<br />
yükselmiştir. Bunun 78.000 tonu hazar denizinden, 67.000 tonu ise iç sular ve göllerden elde<br />
edilmiştir. Hükümetin bu konudaki hedefi 700.000 tondur. Havyar endüstrisi balıkçılığın en<br />
gelişmiş bölümüdür. 1990 lı yıllarda yıllık havyar ihracatı 30 milyon USD kadar olmuştur.<br />
Rusya, Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan ve İran aralarında kartel oluşturarak dünya<br />
piyasasında havyar fiyatının düşmemesi için önlemler almaktadır.<br />
4. İran’da Tarım Bakanlığı (4)<br />
Tarım sektörü her ülkede olduğu gibi İran‟da da önem verilmiş ve kamuoyu<br />
gündemindeki yerini korumuştur. Son olarak 30.12.2000 tarihinde Bakanlık yeniden<br />
yapılandırıldı. Bu yapılandırılmada Tarım Bakanlığı ile Cihad Yapılandırma Bakanlığı<br />
birleştirilerek “Tarım Cihadı Bakanlığı”( Ministry of Jihad-e-Agriculture) kuruldu.<br />
Yasada, aşağıdaki konular Bakanlığın görevleri arasında sayılmıştır:<br />
Tarım politikası oluşturmak, planlama ve denetim yapmak<br />
Araştırma, Eğitim ve Yayım<br />
Doğal Kaynaklar ve Havza yönetimi<br />
Tarımsal Alt Yapı ve Kırsal Kalkınma<br />
Tarım, Hayvancılık ve Balıkçılık<br />
Tarımsal Desteklemeler<br />
Bu listede görüldüğü gibi, <strong>tarımsal</strong> araştırma, eğitim ve Yayım Bakanlığın ilgileneceği<br />
temel görevler arasında sayılmıştır.<br />
Bakanlıktaki yeniden yapılandırmanın amacı gereksiz olan kadroların elimine<br />
edilmesi, yapılan çalışmalarda etkinliğin ve verimliliğin sağlanması, hizmette tekerürün<br />
önlenmesi olarak belirtilmektedir.<br />
5. İran’da Tarımsal Yayım (5)<br />
İran‟da Tarımsal Yayım, sistemli bir biçimde, 1950 li yıllardan sonra gerçekleşmiştir.<br />
Geçen 60 yıl içerisinde ağırlıklı olarak Kamu Yayım Sistemi hakim durumdadır. Yaklaşım<br />
olarak, gelişmekte olan ülkelerde uzun süreden beri uygulanmakta olan, geleneksel Teknoloji<br />
Transferi Yaklaşımı (hiyerarşik yaklaşım – yukarıdan aşağı) uygulanmaktadır. Son yıllarda<br />
çiftçilerin yalnızca pasif bilgi alıcısı konumunda olmamaları gerektiği, onların da bilgi<br />
üretimine katkı sağlayabilecekleri anlayışı gittikçe artan bir düzeyde kabul görmeye<br />
başlamıştır.<br />
Tarımda Sürdürülebilirlik kavramı son yıllarda gündemde önemli bir yer tutmaktadır.<br />
Tarımsal Yayımın tarımda sürdürülebilirliği sağlama bakımından fonksiyonu da yine son<br />
zamanlarda tartışılan bir konudur. Sürdürülebilirliğin, Tarımsal Yayımın amaçları arasında<br />
olması gerektiği ileri sürülmektedir.<br />
İran‟da Tarımsal Yayım çalışmalarının etkin ve verimli olabilmesi için kamu Yayımı<br />
yanında özel <strong>yayım</strong> ve sivil toplum örgütleri <strong>yayım</strong>ının da gelişmesi gerektiği, böylece mevcut<br />
kamu ağırlıklı sistemin yerine çoklu bir sistemin oluşturulması Yayım çevrelerince<br />
istenmektedir.<br />
Bakanlığın yeniden yapılandırılmasında Tarımsal Yayım çalışmalarının da daha etkin<br />
olabilmesi için gerekli görülen önlemler alınmasına rağmen Tarımsal Yayım sisteminde<br />
radikal bir değişiklik gerçekleştirilememiştir.
38<br />
6. İran’da Tarımsal Desteklemeler (6)<br />
İran‟da bütçe harcamalarının büyük bir bölümünü genel anlamda sübvansiyonlar<br />
oluşturmaktadır. Buna <strong>tarımsal</strong> desteklemeler de dâhildir. Ancak bu desteklemeler de<br />
üreticilerden çok tüketiciler korunmak istenmektedir. Bu çerçevede tüketim malları<br />
sübvanseye edilmektedir.<br />
Son zamanlarda hükümet ekonomiyi yeniden düzene sokmak için kararlar almakta<br />
bazı mallardan hükümet desteğini çekmek istemektedir. Bu hükümetin uygulamak istediği<br />
liberal ekonomik sistemin bir parçasıdır. Hükümet pazar ekonomisi kurallarına göre mümkün<br />
olduğu kadar fiyatlara müdahale etmemek, daha çok düzenleme, denetleme ve altyapı<br />
hizmetlerini yerine getirmek amacındadır. Fakat onlarca yıldır devam eden desteklemelerin<br />
kısa zamanda kaldırılmasının büyük bir politik riskinin de olduğu ilgili herkes tarafından kabul<br />
edilmektedir.<br />
Günümüzde desteklemelerin bütçeye yükü 100 milyar dolardan fazladır. Bu<br />
desteklemeler benzin, yiyecek vb. tüketim mallarının aşırı tüketimini ve ithalatı teşvik<br />
etmekte, yerli üretimi ise engellemektedir. Geçmiş hükümetler desteklemeleri azaltma<br />
teşebbüsünde bulunmak istemişler ise de kamuoyu baskısı nedeniyle geri adım atmak<br />
zorunda kalmışlardır. Günümüzde İran‟a uygulanan ambargolar nedeniyle ekonomik reform<br />
düzenlemeleri acil olarak tekrar gündeme gelmiştir. İran hükümeti kamuoyu baskısını<br />
azaltmak için desteklemelerin azaltılması ile tasarruf edilecek parasal kaynağın yarısının fakir<br />
kesime yardım olarak aktarılacağını beyan etmiştir.<br />
Ülkedeki birçok endüstri kuruluşu ve rafineri düşük girdi fiyatlarına dayanarak<br />
faaliyetlerini sürdürmektedir. Desteklemelerin kalkması ile bu kuruluşlarda zarar edecektir.<br />
Desteklemelerin azaltılması ile meydana gelecek fiyat artışlarından en çok zarar görecek<br />
olan kentsel alanda yaşayan orta sınıf mensupları olacaktır. Ekonomik açıdan desteklerin<br />
azaltılması gereği açıkça ortaya çıkmaktadır. Tüketim mallarının serbest piyasa koşularında<br />
fiyatlarının yükselmesi tüketimi azaltacak bunun sonucu olarak, ithalata bağımlılık azalacak<br />
devlet bütçesi rahatlayacaktır. Fakat hükümetlerin aldıkları kararlarda politik yansımaları da<br />
düşünmek zorundadır.<br />
Tarımsal alanda en çok desteklenmek istenen ürün buğdaydır. Buğday üretiminin<br />
desteklenmesi ürün artışına neden olacak bu gelişme de ithalata olan bağımlılığı<br />
azaltacaktır. Tüketim mallarındaki destek azaltılsa bile yakın gelecekte buğdaya sağlanan<br />
taban fiyatı garantisinin devam edeceği düşünülmektedir.<br />
KAYNAKÇA<br />
(1) https://www.cia.gov/library/.../the-world-factbook<br />
(2) http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0ran_tar<br />
(3) http://www.nationsencyclopedia.com/economies/Asia-and-the-Pacific/Iran-AGRICULTURE.html<br />
(4) http://www.maj.ir/english/main/default.asp<br />
(5) Muhammed Sadegh Allahyari, Agricultural Sustainability: Implications for Extension Systems, African<br />
Journal of Agricultural Research, Vol 4, pp 781-786, September 2009<br />
(6) http://www.nytimes.com/2009/12/02/world/middleeast/02iran.html
1. Genel Bilgiler (1)<br />
39<br />
İSVİÇRE<br />
Yüzölçümü 41,277 km 2 , Kara: 39,997 km 2 , Göller: 1,280 km 2.<br />
Sınır Uzunluğu 1,852 km<br />
Kıyı Uzunluğu 0<br />
İklim Ilıman, rakıma bağlı olarak, kışlar soğuk, kapalı ve<br />
karlı, yazlar ise bazen yağmurlu.<br />
Arazi Yapısı Genellikle dağlık, güneyde alp dağları, kazey batıda<br />
ise Jura dağları vardır. Orta bölgeler dalgalı ova<br />
En alçak ve yük.<br />
Noktalar.<br />
Lake Maggiore 195 m,<br />
Dufourspitze 4,634 m.<br />
Doğal Kaynaklar hidroelektrik potensiyeli, ağaç, tuz.<br />
Arazi Kullanımı İşlenebilir arazi: %9.91, bitki kaplı: % 0.58, diğer:<br />
%89.51 (2005)<br />
Sulanabilir Arazi 250 km 2 (2003)<br />
Doğal Afetler Çığ, heyelan, sel.<br />
Nüfus 7,623,438 (2010)<br />
Şehirleşme Oranı %73<br />
Hayat Beklentisi 80.97 yıl<br />
Okur-Yazar Oranı %99<br />
Eğitim Harcamaları/<br />
GSMH Oranı<br />
%5.8 (2005)<br />
İsviçre konfederasyonu 1291 yılında bir savunma birliği olarak 3 kantonun birleşmesi<br />
ile oluşturuldu. Konfederasyon 1499 yılında Roma İmparatorluğundan bağımsızlığını aldı.<br />
1848 yılında yapılan anayasa ile konfederasyon, merkezi bir hükümetin olduğu federasyon<br />
haline dönüştürüldü. İsviçre‟nin egemenliği ve tarafsızlığı uzun zamandan beri Avrupa‟daki<br />
güçler tarafından tanınmaktadır. İsviçre her iki Dünya savaşına da girmemiştir.<br />
Avrupa‟daki ekonomik entegrasyon ve İsviçre‟nin <strong>uluslararası</strong> ilişkilerde oynadığı rol<br />
nedeni ile İsviçre‟nin komşuları ile olan ilişkilerini güçlendirmiştir. Ancak İsviçre 2002 yılına<br />
kadar Birleşmiş Milletlere üye olmadı. Günümüzde ülke BM programlarında aktif rol almasına<br />
rağmen tarafsızlığını titizlikle korumaktadır.<br />
2. İsviçre’de Ekonomi (2)<br />
İsviçre ekonomisi istikrarlı, müreffeh ve modern bir Pazar ekonomisidir. İşsizlik çok<br />
düşük düzeydedir. Emek gücü eğitimli ve yüksek kalitelidir. Kişi başına GSMH dünyada en<br />
yüksekler arasındadır. İsviçre ekonomisinde hizmet sektörü oldukça gelişmiştir. Bu<br />
çerçevede finans hizmetleri ekonomide önemli bir yer tutmaktadır. Yüksek teknolojiye dayalı<br />
imalat sektörü de gelişmiş durumdadır. Son yıllarda İsviçre ekonomisini AB standartlarına
getirerek rekabet gücünü artırmak çabasındadır. Ancak ülkede hala tarım sektöründeki<br />
desteklemeler devam etmektedir.<br />
40<br />
Son küresel finans krizinde İsviçre resesiyona girdi ama, merkez bankasının<br />
uyguladığı sıfır faiz politikası ile ekonominin canlanması sağlanmak istendi. Ekonominin 2010<br />
yılında mütevazı bir büyüme göstermesi beklenmektedir.<br />
İsviçre AB ülkeleri ve ABD tarafından büyük baskı görmüş ve bankacılıktaki gizlilik<br />
uygulamalarını yumuşatması istenmiştir. Bu ülkeler İsviçre bankacılık uygulamalarının diğer<br />
ülkelerde vergi kaçağına neden olduğunu ileri sürmektedir. Ülke bu baskı ve istekler sonunda<br />
bankacılık uygulamalarını OECD standartlarına uydurmayı kabul etti. Ancak bu kararın<br />
referanduma sunulması beklenmektedir. Ekonomi ile ilgili bazı bilgiler aşağıdaki gibidir:<br />
GSMH (PPP) 317 milyar $ (2009)<br />
Kişi Başına GSMH 41,700 $ (2009)<br />
GSMH Bileşenleri Tarım: %1.3, Sanayi: %27.6, Hizmetler: %71 (2006)<br />
Bütçe 178.5 miyar $<br />
Kamu Borcu/GSMH %40.5 (2009)<br />
Enflasyon Oranı -0.5% (2009)<br />
Tarımsal Ürünler Hububat, meyve, sebze; et, süt, yumurta<br />
Sanayi Ürünleri Makine, kimyasal, saat, tekstil, hassas aletler,<br />
Hizmet Sektörü Turizm, bankacılık, sigortacılık<br />
Elektrik üretimi 59.1 milyar kWh (2009)<br />
3. İsviçre’de Tarım (3)<br />
444.000 hektar kadar arazide tarım yapılmaktadır. Bu alan ülkenin %11 kadarına<br />
karşılık gelir. Tarım arazisinin büyük bir bölümü orta bölümde yer alan platolardadır. Toprak<br />
kalitesinin düşük olmasına karşın, modern teknoloji yoluyla verim artışı sağlanabilmektedir.<br />
Tarım GSMH nın % 2 oranını oluşturmaktadır. Tarımsal üretim ülke ihtiyacının %60 kadarını<br />
karşılamaktadır. Çiflik sayısı 1955 -1985 yılları arası 205,997 den 119,731.e kadar<br />
düşmüştür.<br />
1999 yılı itibari ile bazı ürünlerin üretim miktarı şöyledir: Patates, 484,000 ton; şeker<br />
pancarı, 1,187,000 ton ; buğday, 500,000 ton ; arpa, 263,000 to s; mısır, 183,000 ton ; yulaf,<br />
30,000 ton ; and çavdar, 19,000 ton .<br />
4. İsviçre’de Tarım Bakanlığı (4)<br />
Tarım Bakanlığının resmi adı “Tarım İçin Federal Ofis” tir. İngilizce adıvFederal Office<br />
for Agriculture (FOAG)dır. FOAG Ekonomi Bakanlığının bir bölümüdür. 3 Tarımsal Araştırma<br />
Merkezi, ve Avenches‟deki Federal at Yetiştirme Merkezi FOAG‟a bağlıdır.<br />
FOAG çalışmaları ile ülke ekonomisin önemli katkılar sağlamaktadır. Amaçları şöyledir:<br />
1. Nüfusun gıda ihtiyacını karşılamak<br />
2. Doğal kaynakları ve kırsal peysajı korumak<br />
3. Ülkedeki dağınık yerleşim düzenini devam ettirmek.
FOAG cantonal otoritleler ve çiftçi birlikleri ile iş birliği yaparak ülke tarımının<br />
yönetimine ve politikalarına önemli katkılar sağlamaktadır.<br />
41<br />
1999 yılında çıkarılan bir yasa ile Tarımda “sürdürülebilirlik” amaçlanmıştır. Burada<br />
kasdedilen sürdürülebilirlik, ekonomik, çevresel ve gıda güvenliği boyutları ile ele alınmıştır.<br />
5. İsviçre’de Tarımsal Yayım (5)<br />
80‟li yıllar boyunca kamu <strong>yayım</strong> örgütleri <strong>yayım</strong> pastasının en büyük parçasını<br />
oluştururken, bugün özellikle bitkisel üretim alanında büyük çoğunluğu özel şirketler olan<br />
kontrol ve uygulama kuruluşları önemli <strong>yayım</strong> hizmetleri sunucuları haline gelmişlerdir. Bu<br />
gelişmeyi anlayabilmek için 1993 yılına geri dönmek gerekir.<br />
1993 yılı ilkbaharında İsviçre Federal Meclisi tarım kesimine yapılacak direkt<br />
ödemelerle IP standartlarını bağlantılandırılmıştır. Ancak <strong>tarımsal</strong> <strong>yayım</strong> açısından çığır<br />
açan; Federal meclisin hem kamu hem de özel kuruluşlara kontrol görevini üstlenmek için<br />
akredite olma olanağı vermesiydi. Bu liberalleşme adımı, ülkede kamu, yarı kamu ve özel<br />
kontrol kuruluşlarının oluşmasına yol açmıştır. İlk yılda yaklaşık 10.000 işletme IP kurallarına<br />
geçiş yapmıştır ki, bu ülkedeki işletmelerin % 15‟ini oluşturmaktaydı. Kamu <strong>yayım</strong> örgütünün<br />
desteği olmaksızın bu mümkün olamazdı. İlk yıllarda kamu <strong>yayım</strong> örgütü bu alanda aşağıdaki<br />
hizmetleri sunmuştur:<br />
Çiftçilerin haberdar edilmesi, bilgilendirilmesi<br />
Kantonların uygulayacakları yönetmeliklerin hazırlanmasına yardımcı olunması,<br />
Bu alanda hizmet içi eğitimlerin düzenlenmesi<br />
Analiz listelerinin hazırlanması<br />
Geçiş sürecine eşlik edilmesi<br />
Tarımsal <strong>yayım</strong> hizmetlerinin çiftçiler tarafından yoğun bir şekilde talep edildiği bu<br />
başlangıç sürecinden sonra, <strong>yayım</strong> hizmetlerinin ağırlığı gittikçe artan oranlarda ekolojik<br />
standartlara uygun üretim kontrolleri kaymaya başlamıştır. Çünkü bu tip ekolojik programların<br />
kamu oyunun gözündeki güvenilirlikleri periyodik ve sağlıklı kontrollerin yapılmasına bağlıdır.<br />
İsviçre‟de 10 kanton yönetimi ÖLN standartları ile ilgili kontrol görevini akredite<br />
edilmiş özel kuruluşlara devretmişlerdir. Böylece de çok hızlı bir şekilde sistemde profesyonel<br />
kontrol organizasyonları ortaya çıkmışlardır. Bu organizasyonlar geçen yıllarla birlikte<br />
hizmetlerini sürekli geliştirmişlerdir. Bu örgütler aynı zamanda gittikçe artan oranlarda kamu<br />
<strong>yayım</strong> örgütünün hizmetlerini de kendi hizmet alanlarına dahil etmeye başlamışlardır.<br />
Ekolojik Performans Katalogu (Der Ökologische Leistungsnachweis-ÖLN) İsviçre‟de<br />
uygulanan bir Cross Compliance uygulamasıdır. ÖLN‟nin uygulamaya konulmasıyla birlikte<br />
bugün İsviçre‟de <strong>tarımsal</strong> arazinin % 97‟si ekolojik kriterlere göre işlenmektedir.<br />
ÖLN konusundaki <strong>tarımsal</strong> <strong>yayım</strong> uygulamalarının <strong>yayım</strong> örgütlerinden kontrol<br />
kuruluşlarına yönelmesiyle birlikte <strong>yayım</strong> örgütleri bu alandaki önemlerini yitirmeye<br />
başlamıştır. Yönetmeliklerde başlangıç yıllarındaki esneklikle ilerleyen yıllarla birlikte<br />
azalmıştır.<br />
Birçok ÖLN standardı Avrupa Birliğinin yeni uygulamaya koyduğu Cross Compliance<br />
kuralları ile örtüşmektedir. Bazı standartlarda ise, İsviçre Avrupa birliğine göre tarım<br />
işletmelerinden daha fazla talepte bulunmaktadır. Standartlara uygun üretimim kontrolü için<br />
ise sayısal amaçlar belirlenmiştir. Bugün İsviçre‟de <strong>tarımsal</strong> alanların % 97‟si ÖLN<br />
kriterlerine göre işlenmektedir.<br />
Aslında AB ve İsviçre‟de tarım işletmelerine yönelik direkt ödemelerin şekilleri büyük<br />
farklılık göstermekle birlikte bu ödemelerin tarım işletmeleri için önemi büyüktür. Direkt<br />
ödemeler İsviçre‟de tarım işletmelerinin gelirinin % 85‟ini oluştururken, direkt ödemelerin<br />
tarım işletmelerinin gelirindeki payı AB‟de % 79 oranındadır.
42<br />
Öln Uygulamasının 10 Yıllık Sonuçları aşağıdaki gibidir:<br />
AMAÇLAR SONUÇ AMACA ULAŞMA DURUMU<br />
Yer altı ve kaynak<br />
sularında azot oranının<br />
düşürülmesi<br />
Yüzey sularındaki<br />
fosfor içeriğinin<br />
azaltılması<br />
Yüzey sularındaki bitki<br />
koruma ilaçları<br />
içeriğinin azaltılması<br />
Doğal çeşit<br />
zenginliğinin teşvik<br />
edilmesi<br />
% 23<br />
azalma<br />
% 71<br />
azalma<br />
% 32<br />
azalma<br />
6. İsviçre’de Tarımsal Desteklemeler (6)<br />
Azot kullanımı ile ilgili amaçlara<br />
henüz ulaşılamadı<br />
İçme sularındaki azot içeriği ile ilgili<br />
amaca ulaşıldı<br />
Amaca ulaşıldı<br />
Amaca ulaşıldı<br />
% 220 artış Dağlık bölgelerde ulaşıldı<br />
Ovalarda henüz ulaşılamadı.<br />
İsviçrede tarım büyük ölçüde desteklenmektedir. Bu konuda ciddi boyutta mevzuat<br />
hazırlanmıştır. Birçok ürün ile ilgili sabit fiyat ve kota uygulaması vardır. İthal edilen <strong>tarımsal</strong><br />
ürünler üzerine ağır vergiler konularak dahili üretim korunmaktadır. Ayrıca ithalat üzerine<br />
diğer bazı kısıtlamalar da getirilmiştir. Federal Meclis, buğday, un, süt ve diğer temel gıda<br />
maddelerinin fiyatlarının sabit tutulması konusunda yetki sahibidir. Üretim maliyetlerinin<br />
yüksek olması ve ulusal para olan İsviçre Frangının değerinin yüksek olması dolayısiyle<br />
ülkede üretilen <strong>tarımsal</strong> ürünlerin <strong>uluslararası</strong> piyasalarda rekabet etmesi güç olmaktadır.<br />
Bundan dolayı korumacılık tedbirleri alınmıştır. Ancak Tarımsal Desteklemeler ortaya ürün<br />
fazlası sorunu çıkarmıştır. Ürün fazlalarının yönetimi maliyeti artıran diğer bir unsur olmuştur.<br />
Uruguay görüşmeleri sonucu ve İsviçre hükumetlerinin yeniden değerlendirmeleri sonucu<br />
destekleme politikalarını gözden geçirerek bir reform gerçekleştirmek üzere girişimler<br />
başlatılmıştır.<br />
KAYNAKLAR<br />
(1) https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/geos/sz.html<br />
(2) https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/geos/sz.ht<br />
(3) http://www.nationsencyclopedia.com/Europe/Switzerland-AGRICULTURE.html ml<br />
(4) Tarımsal Yayım ve Danışmanlık, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Ankara, 2008<br />
(5) İbid.<br />
(6) http://www.nationsencyclopedia.com/Europe/Switzerland-AGRICULTURE.html
1, Genel Bilgiler (1)<br />
43<br />
MISIR<br />
Yüzölçümü Toplam, 1,001,450 km2, Kara 995,450 km2,<br />
Göller: 6,000 km2<br />
Kara Sınır Uzunluğu 2,665 km<br />
Kıyı Uzunluğu 2,450 km<br />
İklim Çöllerde Yazlar sıcak ve kuru, kışlar ılıman<br />
Arazi Yapısı vast desert plateau interrupted by Nile valley and<br />
delta<br />
En Alçak ve Yüksek Qattara Çukuru -133 m, Catherine Dağı 2,629 m<br />
Noktalar<br />
Doğal Kaynaklar petrol, doğal gaz, demir, fosfat, magnezyum, kurşun<br />
ve çinko<br />
Arazi Kullanımı İşlenebilir arazi % 29, Ormanlık ve makilik % 0.5,<br />
Diğer % 96.58(2005):<br />
Sulanabilir Arazi 34,220 km 2<br />
Doğal Afetler Kuraklık, deprem, heyelan, kum fırtınaları<br />
Nüfus 78.866.635 (2009),<br />
Şehirleşme Oranı % 43<br />
Hayat Beklentisi (yıl) 72.4<br />
Okur-Yazar Oranı %71.4<br />
Eğitim Harcamaları/<br />
GSMH Oranı<br />
%4.2 (2006)<br />
Tarihçe: Mısır, Nil nehri ve vadisinin hayat verdiği bir ülkedir. Tarih boyunca bütün<br />
ekonomik aktiviteler Nil nehri etrafında meydana gelmiş ve bu alanda tarihin en büyük<br />
medeniyetlerinden birisi kurulmuştur. Ülkede M.Ö. 3200 yıllarında bir birleşik krallık kurulmuş<br />
bu krallık M.Ö. 341 yılında persler tarafından yıkılmıştır. Bundan sonra ülkede Yunanlar,<br />
Romalılar, Bizanslılar ve Araplar hüküm sürmüştür. Mısır 1517 tarihinde Osmanlı yönetimine<br />
girmiştir. 1869 yılında Süveyş kanalı açılmış ve 1882 yılında İngilizler yönetime el koymuştur.<br />
1952 yılında İngilizlerin desteklediği krallık yıkılarak ta bağımsızlık elde edilmiştir. 1971<br />
yılında Aswan barajı yapılmış, bu baraj ve oluşturduğu Nasır Gölü mısır‟daki <strong>tarımsal</strong><br />
uygulamaları ve ekolojiyi büyük ölçüde değiştirmiştir. Hızlı nüfus artışı ve Nil nehrine<br />
bağımlılık ülke ekonomisini zorlamaktadır.<br />
Antik Mısır (Khemet, Egypt), Antik Çağ'daki en büyük medeniyetlerdendir. Kuzeydoğu<br />
Afrika'da Nil Nehri'nin denize ulaştığı yarısı çevresinde yayılmış antik bir uygarlıktır.<br />
Uygarlığın yayıldığı bölge, bugünkü Mısır toprakları içinde yer almaktadır. M.Ö. 3050 yılları<br />
civarında kuruluşundan önce, güney Mısır ve kuzey Mısır olarak ikiye ayrılmaktaydı.<br />
Uygarlık, MÖ 3.150 dolaylarında ilk firavunun yönetimi altında Aşağı Mısır'ı ve Yukarı Mısır'ı<br />
politik olarak birleştirdi. Bu politik birlik, izleyen 3 bin yıl boyunca sürdü.
44<br />
Mısır tarihinde milattan sonrası dönemler aşağıdaki gibidir:<br />
� Bizans zamanı 395 - 638<br />
� İlk İslam zamanı 640 - 868<br />
� Tolunoğulları 868 - 905<br />
� Abbasiler 905 - 935<br />
� Akşitler 935 - 969<br />
� Fatımiler Devleti 969 - 1171<br />
� Eyyubiler Devleti 1171 - 1250'<br />
� Memlûk Devleti 1250 - 1517<br />
� Osmanlı Devleti 1517 - 1922<br />
� Mısır Napolyon çıkarması 1798 - 1802<br />
� Mehmet Ali Paşa hanedanı 1805 - 1882<br />
� İngiliz egemenliği 1882 - 15 Mart 1922<br />
� Mısır Krallığı 19 Nisan 1922 - Temmuz 1952<br />
� Mısır Cumhuriyeti 26 Temmuz 1952<br />
2. Mısır’da Ekonomi (2)<br />
Mısır ekonomisi tarihi olarak tarıma dayanmaktadır. Mısır tarımında ise en önemli<br />
ürün pamuk idi. Arazinin sınırlı olması dolayısıyla %2‟nin üzerinde artan nüfusun gıda<br />
ihtiyacını karşılamakta zorluk çekilmektedir. Endüstrinin büyük bir bölümü kamu<br />
mülkiyetindedir ve verimsiz çalışmaktadır. 1970-1981 arasında dış kredilere dayanan bir<br />
gelişme görülmüştür. Ancak 1990‟lı yıllarda petrol fiyatlarının düşmesi Mısır ekonomisini zora<br />
sokmuştur. Yönetim, liberal ekonomi ve bu çerçevede özelleştirme uygulamaları yapmak<br />
istemesine rağmen bu konudaki adımların yeterli olmadığı söylenebilir. Son zamanlarda<br />
yasalarda yapılan değişiklerle telif hakları, bankacılık ve gayrimenkul piyasasının gelişmesi<br />
için olumlu bir ortam hazırlanmak istenmiştir.<br />
Ekonomi ile ilgili diğer bazı bilgiler aşağıdaki gibidir:<br />
GSMH (PPP) 470.4 milyar $ (2009)<br />
Kişi Başına GSMH Kişi başına GSMH: 6000 $<br />
GSMH Bileşenleri Ziraat %13.1,<br />
Endüstri %37.7,<br />
Hizmetler %49.2<br />
Bütçe gelirler: 50.95$ milyar, harcamalar: 63.39 milyar $ (2009)<br />
Kamu Borcu/GSMH Oranı %80.1 (2009)<br />
Enflasyon Oranı 11.8% (2009 est.)<br />
Tarımsal Ürünler pamuk, pirinç, mısır, buğday, fasulye, meyve, sebze, büyük<br />
ve küçükbaş hayvanlar<br />
Sanayi Ürünleri Tekstil, işlenmiş gida, kimyasallar, ilaç, hidrokarbon, inşaat,<br />
çimento, metal işleri, hafif imalat<br />
Hizmet Sektörü Turizm<br />
Elektrik üretimi 118.4 milyar kWh (2007)<br />
Petrol Üretimi 690,000 varil/gün (2009)<br />
Petrol Tüketimi 712,700 varil/gün (2009)<br />
Doğal Gaz Üretimi 62.7 milyar m3 (2009)<br />
Doğal Gaz Tüketimi 2.5 milyar m3 (2009)
3. Mısır’da Tarım (3)<br />
45<br />
1970 lerde, yapılan yoğun yatırımlara rağmen, tarım ekonomideki baskın sektör olma<br />
özelliğini kaybetti. Tarımın ihracat gelirlerindeki payı 1960 yılında %87 iken bu rakam 1974<br />
yılında %35, 2001 yılında ise %11 olmuştur. 2000 yılında tarım GSMH nın %17 istihdamın<br />
ise %34 lük bir bölümünü sağlamaktaydı.<br />
Bir zamanlar pamuk en önemli <strong>tarımsal</strong> ürünü iken bu durum değişmiştir. Mısır‟da önemli<br />
miktarda diğer ürünlerde üretilmektedir. 1999 yılında ton olarak bazı ürünlerin üretimi<br />
aşağıdaki gibidir:<br />
Mısır……………….……… 9.350.000 ton<br />
Buğday………..…….….… 6.347.000 ton<br />
Pirinç ………….………….. 5.816.000 ton<br />
Patates ……………..…… 1.900.000 ton<br />
Portakal ………….….….. 1.525.000 ton<br />
Ayrıca hurma ve üzüm gibi diğer meyveler, sebze, yem bitkileri vb. ürünler de önemli<br />
ölçüde üretilmektedir. Hükümet, pamuk üretimi yerine hububat üretimini teşvik etmek<br />
istemektedir.<br />
Mısır‟ın ekilebilir tarım arazisi toplamı 3.3 milyon hektardır. Bu alanın 1/4 kadarı<br />
çölden islah yolu ile kazanılan arazidir. Ancak çölden kazanılan arazinin tarım ürünlerine<br />
katkısı değer olarak yalnızca %7 kadardır. Toplam arazinin yalnızca %3 kadarı tarıma<br />
elverişli olmasına rağmen bu arazi hem çok verimli hem de bir yıl içerisinde birçok kez<br />
ekilebilir. Yalnız, arazinin % 35 lik bir bölümünde tuzluluk ve drenaj problemi vardır.<br />
Sulama Mısır tarımında önemli bir yer tutar. Sulama nil nehrine bağlı bir uygulamadır.<br />
1971 yılında tamamlanan Aswan Barajı, taşkın kontrollü ve sulama konusunda önemli bir<br />
imkan sağlamıştır. Ancak barajın silt akımını önlemesi tarım için olumsuz bir durum olarak<br />
değerlendirilmektedir. Diğer taraftan batı çölleri bölgesinde yer altı suyundan yararlanacak bir<br />
sulama projesi planlanmaktadır.<br />
1952 Tarım Reformu yasasına göre bir çiftçi en fazla 190 Feddan (1<br />
feddan=yaklaşık 4 dekar) tarım arazisine sahip olabilirdi. 1960 yılında bu sınır 100 feddana<br />
düşürüldü. Bu rakam 1969 yılında ise 50 feddana indirilmiştir.<br />
1952-1961dönemi milliyetçilik dönemi olarak adlandırılır. 1952 yasası hükümetin<br />
tarıma ilk önemli müdahalesidir. Bu yasa ile getirilen sınırlandırmalar yanında “toprak reformu<br />
kooperatifleri” adı altında bir düzenleme de yapılmıştır. Bu dönemde pamuk ticareti<br />
millileştirildi ve hükümet kontrolüne alındı. Çölden ıslah yolu ile elde edilen tarım alanlarında<br />
küçük işletmeler kurulması öngörüldü.<br />
1961-1974 dönemi sosyalizm dönemi olarak adlandırılır. Bu dönemde Tarım alanında<br />
devlet müdahalesi en üst düzeye çıkmıştır. Hükümet düşük <strong>tarımsal</strong> ürün fiyatı politikası<br />
uygulayarak tarım sektöründen endüstriye kaynak aktarmayı sağlamak istemiştir. Bu<br />
dönemde devlet çiflikleri geliştirilmiş ve Aswan Barajı tamamlanmıştır. Ancak bu dönem<br />
sonlarına doğru devlet yatırımları azalmış, tarımda da bu azalmanın etkileri görülmüştür.<br />
1974-1982 dönemi açık kapı dönemi olarak adlandırılır. Bu dönemde liberal politikalar<br />
uygulanarak yabancı sermaye için cazip bir ortam oluşturulmak istenmiştir. Bu dönemde yeşil<br />
devrim ve gıda güvenliği gibi kavramlar ortaya çıkmış, özel şirketlerin çölden tarım arazisi<br />
kazanmaları için çalışma yapabilecekleri kararlaştırılmıştır. Yine bu dönemde tarım<br />
arazilerinin tarım dışı amaçlarla kullanılması durumu hız kazanmıştır.<br />
1982-1990 yeniden canlanma (revitalization) dönemi olarak adlandırılır. 1981yılında<br />
Hüsnü Mübarek başkanlığa geldiğinde Mısır‟sa gıda açığı büyümüştü. 1960 yılında gıda<br />
bakımından kendine yeterli olan ülkede 1980 yılında buğday ihtiyacının yarısından fazlası
46<br />
ithal ediliyordu. Başkan Mübarek ABD başkanı Ronald Reagan dan Mısır tarımını geliştirmek<br />
için yardım istedi. Bu çerçevede Mısıra gönderilen bir ABD uzmanlar heyeti raporlar<br />
hazırlayarak önerilerde bulundu.<br />
Bu önerilerden bazıları aşağıdaki gibidir:<br />
Gıda maddeleri üretiminde işleme tekniklerinin geliştirilmesi gerekir.<br />
Gıda maddelerinin sübvansiyonunun azaltılması gerekir. Çünkü gıda<br />
maddelerinin gereğinden fazla ucuz olması, gereğinden fazla tüketime ve<br />
israfa neden olmaktadır.<br />
Nüfus planlaması yapılması gerekmektedir.<br />
Araştırma ve Yayım çalıştırılmalarının geliştirilmesi gerekir<br />
Fiyatların serbest piyasa koşullarında oluşmasını sağlamak gerekir.<br />
Bu öneriler doğrultusunda fiyat kontrolleri azaltılmış, <strong>tarımsal</strong> girdi sübvansiyonları<br />
kaldırılmış ve özel sektör için sınırlandırılmalar azaltılmıştır. Bu önlemler sonunda faiz<br />
oranları yükseltilmiş, bazı işletmeler özelleştirildi, <strong>tarımsal</strong> ürünlerin pazarlanması<br />
özelleştirildi. Tarımsal sübvansiyonlar azaltılmıştır.<br />
4. Mısır’da Tarım Bakanlığı (4)<br />
Tarım Bakanlığı 1910 yılında kuruldu. 1927 yılında Bitki İslahı Bölümü (plant Breeding<br />
Division) kuruldu. 1983 yılında ise tüm Araştırma ve Yayım çalışmaları Tarımsal Araştırma<br />
Merkezinin (Agricultural Research Center-ARC) sorumluluğuna verildi. Bugün ARC de 5000<br />
personel görev yapmaktadır. Merkeze bağlı 14 enstitü, 4 merkezi laboratuar ve 31 araştırma<br />
istasyonu vardır. Araştırma istasyonlarının 13 adedi tarla bitkileri, 7 adedi bahçe bitkileri, 11<br />
adedi ise hayvancılık üzerine araştırmalar yapmaktadır. ARC yaptığı araştırmaların Yayımını<br />
da yapmaktan sorumludur.<br />
Tarım Bakanlığının bügünkü adı Tarım ve Arazi Islahı Bakanlığı (Ministry of<br />
Agriculture and Land Reclamation - MALR) dır. Yukarıda da belirtildiği gibi çöl arazilerini islah<br />
ederek tarım arzisine dönüştürmek Mısır tarımında en önemli konulardan birisidir. Nitekim<br />
Mısır‟da 3.3 milyon hektar ekilebilir tarım arazisinin 1/4 kadarı çölden islah yolu ile kazanılan<br />
arazidir.<br />
Tarım Bakanlığı bünyesinde Tarımsal Yayım yapılanması aşağıdaki şekildeki gibidir:<br />
MISIR TARIM BAKANLIĞI BÜNYESĠNDE YAYIM<br />
Tarımsal Araştırma Merkezi (ARC)<br />
Araştırma<br />
Tarım ve Toprak Islahı Bakanlığı<br />
Yayım<br />
Yayım Ana Hizmet Birimi<br />
Yayım Hizmetleri Merkezi<br />
Yönetimi (CAAES)<br />
Vilayet Yayım Yönetimi<br />
İlçe Yayım Yönetimi<br />
Köy
5. Mısır’da Tarımsal Yayım (5)<br />
47<br />
Mısır‟da ilk tarım okulu Mısır Valisi Mehmet Ali tarafından 1829 yılında kuruldu. 1889<br />
yılında büyük bir uygulama çiftliğine sahip Giza Tarım Okulu kuruldu. Günümüzde 15 adet<br />
Ziraat Fakültesi vardır. 1951 yılında 361 olan mezun sayısı 1989 yılında 5348 rakamına<br />
ulaştı.<br />
Mısır‟da Tarımsal Yayım konusunda Tarım ve Toprak Islahı Bakanlığı (MALR) bünyesinde<br />
önemli kamu kuruluşları şunlardır:<br />
Tarımsal Araştırma Merkezi (Agricultural Research Center-ARC)<br />
Tarımsal Yayım ve Kırsal Kalkınma Araştırma Enstitüsü (Agricultural<br />
Extension and Rural Development Research Institute – AERDRI)<br />
Tarımsal Yayım Hizmetleri Merkezi Yönetimi (Central Administration for<br />
Agricultural Extension Services – CAAES)<br />
Tarım ve Toprak Islahı Bakanlığı aşağıdaki 7 ana hizmet birimine ayrılmıştır:<br />
Tarımsal Yayım (Tarla Bitkileri, Bitki Koruma, Bahçe Bitkileri, Toprak-Su,<br />
Buğday, Hayvancılık, Mücadele, Şeker Kamışı, Pirinç)<br />
Ekonomik İşler<br />
Tarımsal Hizmetler ve İstatistik<br />
Hayvancılık<br />
Tarımsal Gelişme<br />
İdari İşler<br />
Mali İşler<br />
Tarımsal Araştırma Merkezi Bakanlığa doğrudan bağlı otonom bir birimdir. Tarımsal<br />
Yayım konusunda karar verme açısından mahalli birimlerin bazı yetkileri var ise de, önemli<br />
kararlar ve mali kontrol merkezi yönetimdedir.<br />
Tarım Bakanlığı kararı ile 1994 yılında 4 adet Bölgesel Araştırma ve Yayım Konseyi<br />
(RREC) kurulmuştur. Bu konseylerin amacı araştırma ve Yayım kurumlarını çiftçilere daha<br />
yaklaştırmak ve karar verme mekanizmalarına onları da katmaktır.<br />
RREC görevleri aşağıdaki gibi belirtilmiştir:<br />
Yerel ölçekte <strong>tarımsal</strong> üretim kısıtlarını incelemek ve yerele uygun çözüm<br />
önerileri geliştirmek,<br />
Araştırma ve Yayım programları geliştirmek,<br />
Üniversite ve araştırma kurumlarının araştırmalarını koordine etmek ve<br />
bütünleştirmek,<br />
Araştırma ve Yayım çalışmalarını destekleyecek mekanizmalarını geliştirmek<br />
ve<br />
Araştırma ve Yayım çalışmalarını izlemek ve değerlendirmek.<br />
Mısır‟da Tarımsal Yayım bir kamu hizmeti olarak resmen 1953 yılında başlamıştır.<br />
Mevcut yapı, Tarım Bakanlığı kararları ile 1985 yılında yapılan reorganizasyon çalışması ile<br />
oluşmuştur. Bu yapıda, Tarımsal Yayım konusundaki koordinasyon görevi Tarımsal<br />
Araştırma Merkezi (ARC) tarafından yürütülmektedir. Bu kuruluşta Araştırma ve Yayım olmak<br />
üzere iki ana bölüm yer almaktadır.
48<br />
Uygulama Düzeyinde Tarımsal Yayım: Yukarıdaki şemada da görüldüğü gibi<br />
Mısır‟da Tarımsal Yayım çalışmalarında il, ilçe ve köy düzeyinde bir yapılanma vardır. Her<br />
ilde 170-180 ilçe veya alt bölge (district), her ilçede de 35-40 köy vardır.<br />
Uygulama düzeyinde aşağıdaki 3 tür Yayım çalışanı vardır:<br />
Konu uzmanları (SMS)<br />
Teknoloji Transferi Uzmanları (TTS)<br />
Köy Yayım Çalışanları (VEW)<br />
Konu uzmanları daha çok belirli ürünlerin üretilmesinde karşılaşılan teknik sorunların<br />
giderilmesinde önemli rolleri vardır. Teknoloji Transferi Uzmanları iletişim teknolojilerini<br />
kullanarak mesajın hedef kitleye etkin bir biçimde ulaşmasına katkıda bulunurlar. Köy Yayım<br />
çalışanları ise, çiftçilerle doğrudan ilişkileri olan kişilerdir ve kendilerine yardımcı olan resmi<br />
eğitimi olmayan kişiler vardır.<br />
Çoklu Kamu Yayım Sistemi: Mısır‟da Tarımsal Yayım çalışmaları yapan birçok<br />
kamu birimi vardır. Bunlardan en çok sayıda personele sahip olanı Tarımsal Yayım<br />
Hizmetleri Merkezi Yönetimi (CAAES) dir. Bunun dışında Tarımsal Araştırma Merkezi (ARC)<br />
ve Tarımsal Yayım ve Kırsal Kalkınma Araştırma Enstitüsü (AERDI) de önemli Yayım<br />
kuruluşlarıdır. Ayrıca ürün bazında ve özel konularda yapılan projeler çerçevesinde Yayım<br />
çalışmaları da yapılmaktadır. Bu tür projelerin kendi personeli olmasına rağmen projeler<br />
sürdürülebilir olmadığından proje süresi sonunda sorunlar yaşanmaktadır.<br />
Mısır‟da Yayım konusunda istihdam edilen personel toplamının 24 000 kadar olduğu<br />
tahmin edilmektedir. Bunlardan 14.000 kadarı köylerde görev yapmaktadır. Bunun dışında 19<br />
sayılı başkanlık talimatı ile <strong>tarımsal</strong> araştırma faaliyetleri ile görevli personelin çalışma<br />
saatlerinin % 30 kadarını Yayım çalışmaları için ayırmaları istenmiştir.<br />
Tarımsal Yayım ve Kırsal Kalkınma Araştırma Enstitüsü (AERDRI) de önemli Yayım<br />
hizmetleri yerine getirmektedir. Yaptığı araştırmalarda Yayım fonksiyonunun iyileştirilmesi<br />
konusunda göz önünde tutulması gereken hususları ortaya çıkarmaya çalışmaktadır.<br />
AERDRI personelinin büyük bir bölümü merkezde çalışmamakta daha çok üniversitelerde<br />
akademik çalışmalarla veya belirli projelerle meşgul olmaktadır. AERDEI bünyesinde 170<br />
akademik dereceli çalışmaktadır. Bunlardan 45 kişi Doktora, 65 kişi mastır derecesine<br />
sahiptir. 60 kişi ise yüksek lisans programlarında çalışmaktadır. AERDRI ile CAAES<br />
arasındaki ilişkiler yakındır, ancak bu ilişkiler kurumsal olmaktan çok kişisel bazda gelişmiştir.<br />
Bakanlığın üç temel fonksiyonu vardır. Bunlar tarım politikası oluşturmak, Araştırma<br />
ve Yayım çalışmaları yapmaktır. Bu fonksiyonlardan Yayım fonksiyonunda önemli sorunlar<br />
vardır. Bunların başında Yayım hizmetlerinin parçalı olması bütünleştirilememiş olmasıdır.<br />
Diğer taraftan, Yayım çalışmaları yapan değişik kamu kurumları arasında koordinasyonun<br />
zayıf olması Yayım çalışmalarının etkin ve verimli yapılmasını engelleyen önemli<br />
sorunlardandır.<br />
Mısır‟da Yayım konusundaki bazı sorunlar aşağıdaki gibi ifade edilebilir:<br />
İstikrarlı bir Yayım politikasının olmaması<br />
Bakanlık içerisinde değişik birimler arasında yeterli koordinasyon olmaması<br />
Bakanlıklar arası yeterli koordinasyon olmaması<br />
Değişik kuruluşların benzer işleri yapması, görev duplikasyonlarının<br />
engellenmemesi<br />
Yöneticilerin liyakatlerinin yeterli olmaması<br />
Araştırma ve Yayım arasında yeterli işbirliği ve eşgüdüm olmaması
49<br />
Çiftçilerin görüş ve ihtiyaçlarının yeteri ölçüde önemsenmemesi<br />
Yayım çalışmalarda yeterli alt yapının (araç, gereç, malzeme vb.) olmaması<br />
6. Mısır’da Tarımsal Desteklemeler (6)<br />
Mısır‟da destekleme politikaları uzun zamandan beri benimsenen ve yerleşen bir<br />
uygulamadır. Mısır‟da desteklemeler daha çok tüketicileri korumak amacına yönelmiştir.<br />
Bunun nedeni, kitlelerin fakir olması ve sübvansiyonların kalkması durumunda fakir halkın<br />
büyük tepki göstermesinden korkulmasıdır. Nitekim 1977 yılında bazı tüketim mallarının<br />
fiyatlarının artması “ekmek isyanı” olarak bilinen bir halk hareketine neden olmuştur. Ancak<br />
tüketim mallarının sübvanseye edilmesi bütçe üzerinde büyük bir baskı oluşturmaktadır.<br />
Mısır 2004 yılında 6.5 milyon ton buğday ithal etmiştir. Bu miktar buğdayın<br />
desteklenmesi bütçe için büyük bir sorun oluşturmaktadır. Diğer taraftan, mısır‟da kişi başına<br />
buğday tüketimi dünya‟da en yüksek düzeylerdedir (183 kğ). Bu tüketim malından desteğin<br />
çekilmesi önemli sosyal ve politik sorunları tetikleyeceği düşünülmektedir. Bu durum ise<br />
Hükümet için bir ikilem oluşturmaktadır.<br />
Bütçe açığı GSMH nın % 10 oranını aşmıştır. Bu açıkta en önemli pay<br />
sübvansiyonlara aittir. Bütçe açığının ne şekilde kapatılacağı sorunu Mısır‟da yakın zamanda<br />
cevaplandırılması gereken en önemli bir ekonomik ve politik sorundur. Diğer taraftan, ülke<br />
kaynaklarının tüketicileri korumak amacıyla kullanılması, üreticileri korumak için gereken<br />
kaynakların azalması anlamındadır. Mısır‟da yönetim bu konudaki tercihini şimdilik tüketici<br />
lehine kullanmaktadır. Ancak hükümet tarım sektöründe liberalizasyon politikalarını<br />
uygulama yollarını da aramaktadır.<br />
KAYNAKÇA<br />
(1) https://www.cia.gov/library/.../the-world-factbook<br />
(2) http://tr.wikipedia.org/wiki/M%C4%B1s%C4%B1r_%C4%B0mparatorlu%C4%9Fu<br />
(3) http://www.nationsencyclopedia.com/Africa/Egypt-AGRICULTURE.html<br />
(4) http://agriculture.einnews.com/egypt/<br />
(5) W.M. Rivera* and M.A. Elkalla", Restructuring agricultural extension in the Arab republic of Egypt,<br />
European Journal of Agricultural Education and Extension, 1997, vol. 3, no. 4<br />
(6) ibid
1. Genel Bilgiler (1)<br />
50<br />
PAKİSTAN<br />
Yüzölçümü 796,095 km 2 , kara: 770,875 km 2 , göller: 25,220 km 2<br />
Sınır Uzunluğu 6,774 km<br />
Kıyı Uzunluğu 1,046 km<br />
İklim Genelde sıcak kuru iklim hakimdir. Ancak kuzey<br />
doğuda ılıman iklim kuzeyde ise sert kış şartları vardır.<br />
Arazi Yapısı Doğuda düz İndus ovaları, kuzeyde dağlık alan, batıda<br />
En alçak ve yüksek<br />
noktalar<br />
ise Balucistan Yaylası vardır<br />
Indian Ocean: 0 m,<br />
K2 (Mt. Godwin-Austen) 8,611 m<br />
Doğal Kaynaklar Tarıma elverişli arazı, doğal gaz, az petrol, düşük<br />
kalite kömür, demir, bakır, tuz, kireç<br />
Arazi Kullanımı Tarım Arazisi: %24.4, bitki örtülü: %0.8, diğer: 74.7%<br />
Sulanabilir Arazi 182,300 km2 (2003)<br />
Doğal Afetler Deprem, sel, ve sağnak yağışlar.<br />
Nüfus 77,276,594 (2010)<br />
Şehirleşme Oranı %36<br />
Hayat Beklentisi 65.62<br />
Okur-Yazar Oranı (yıl) %49.9 yıl<br />
Eğitim Harcamaları/<br />
GSMH Oranı<br />
%2.6<br />
Pakistan İndus vadisinin 5000 yıllık medeniyetinin varisidir. Milattan önceki 2.<br />
Yüzyılda meydana gelen göçler yüzünden İndus medeniyeti İndo-Aryan medeniyeti ile<br />
karıştı. Bölge bu yüzyıldan sonra bir seri istilalara maruz kaldı. Bunlar arasında persler,<br />
yunanlar, Araplar, Afganlar, ve Türkler de vardır.16 ve 17. Yüzyıllarda Mughal imparatorluğu<br />
ortaya çıktı. 18 yüzyılda İngilizler bölgede etkin olmaya başladılar. 1947 yılında Hindistan ile<br />
Pakistan‟ın ayrılması ile iki devlet arasında anlaşmazlıklar ortaya çıkmaya başladı.<br />
Tartışmalı bölge olan Keşmir yüzünden Pakistan ile Hindistan arasında 3 önemli<br />
savaş yaşandı. Bu savaşlar 1948, 1965 ve 1971 yıllarında yaşandı.<br />
1971 yılı savaşı sonunda Bangladeş bölgesi ayrı bir devlet olarak Pakistan‟dan<br />
ayrıldı. Hindistan‟ın nükleer silah yapmasından sonra Pakistan da imkanlarını bu konuda<br />
yoğunlaştırmış ve 1998 yılında ilk nükleer silah denemesini yapmıştır. Son zamanlarda<br />
Pakistan ve Hindistan ilişkilerinde düzelmeler vardır.<br />
2. Pakistan’da Ekonomi (2)<br />
Pakistan fakir bir gelişmekte olan ülkedir. Kuruluşundan beri on yıllarca iç politik<br />
kavgalara sahne olmuştur. Yabancı sermaye yatırımları çok sınırlı kalmıştır. 2000–2007<br />
yılları arasında bir ölçüde ekonomik büyüme gerçekleşmiştir.
51<br />
2007 yılında aşırı bütçe açığı dolayısıyla Rupi de bir değer düşürme<br />
gerçekleştirilmiştir. 2009 yılında ekonomi tekrar istikrara kavuşmuş ve bütçe açığı azalmıştır.<br />
Bunda petrol fiyatlarının düşük olmasının ve yurt dışında çalışanların gönderdikleri paraların<br />
rolü vardır. Tekstil Pakistan‟ın ihracat gelirlerinde önemli bir yer tutar. Endüstride<br />
çeşitlendirmenin yapılaması ülkeyi küresel ekonomik krizler karşısında zayıf durumda<br />
bırakmaktadır. Elektrik üretiminin yetersiz oluşu ekonominin diğer bir sorunudur.<br />
Diğer bazı ekonomik göstergeler aşağıdaki gibidir:<br />
GSMH (PPP) 449.3 milyar $ (2009)<br />
Kişi Başına GSMH 2,600$ (2009) (satıalma gücü paritesine göre)<br />
GSMH Bileşenleri Tarım: %20.8, endüstri: %24.3, hizmetler: %54.9<br />
(2009)<br />
Bütçe gelirler: 22.94 milyar$, harcamalar: $31.54 billion (2009)<br />
Kamu Borcu/GSMH<br />
Oranı<br />
% 46.2 (2009)<br />
Enflasyon Oranı %13.6 (2009)<br />
Tarımsal Ürünler Pamuk, buğday, pirinç, şeker kamışı, meyveler,<br />
sebzeler, süt, et, yumurta<br />
Sanayi Ürünleri Tekstil, gıda işleme, ilaç, inşaat malzemeleri, kağıt<br />
ürünleri, gübre<br />
Elektrik üretimi 90.8 milyar kWh<br />
Petrol üretimi 62,000 varil/gün (2008 )<br />
Dış Borç $52.12 milyar<br />
3. Pakistan’da Tarım (3)<br />
Tarım Pakistan ekonomisinin omurgasını teşkil eder. GSMH nın %20 sinden fazlasını<br />
temin eder, işgücünün %44 kadarı tarımda istihdam edilir. Nüfusun 2/3 kadarı tarımla<br />
uğraşır. İhracatın % 30 kadarı tarımdan kaynaklanır. Döviz gelirlerinin yarısı yine tarımdan<br />
kaynaklanır. Nüfus artışının fazla olması (%2.5) nedeniyle <strong>tarımsal</strong> üretimin stratejik bir<br />
önemi vardır.<br />
1990-2000 yılları arasında tarım ortalama olarak %4.4 büyümüştür. 2001 ılında tarım<br />
GSMH nın %26 sını oluşturmuştur. İşlenen arazinin 2/3 kadar bölümünü kapsayan sulama<br />
projeleri ve toprak ıslahı projeleri sayesinde daha önceden boş kalan alanlarda tarım<br />
uygulamaları yapmak mümkün olmuştur. Penjub‟ın İndus vadisi Pakistan‟ın Tarım<br />
merkezidir.<br />
Hububat gıda maddesi açısından en önemli üründür. Bunlar arasında buğday, pirinç,<br />
mısır gibi hububat ürünleri sayılabilir. Pamuk en önemli para getiren üründür. İhracat gelirleri<br />
açısından pamuk listenin başındadır. 1990 lı yılların sonunda pamuk üretimi yaprak<br />
virüsünden dolayı zarar gördü. 2001–2002 üretim yılında ürün 8.3 balya oldu. Diğer taraftan<br />
pirinç, şeker kamışı ve tütün de önemli ihraç ürünleri arasındadır. Pirinç tarım arazilerinin<br />
%11 kadar bölümünde ekilmektedir ve üretim 2001-2002 üretim yılında 3.88 milyon ton<br />
olmuştur. Diğer ürünlerde üretim miktarı (bin ton) şöyledir: buğday: 17.790, şeker kamışı:<br />
53.104, pirinç: 6.900, ayçiçeği:120. Kuzey bölgelerde kaçak olarak afyon ekilmektedir.<br />
Hükümet bunu önlemek için bazı önlemler almaktadır.<br />
Üretim yöntemleri hala ilkel olmaya devam etmektedir. Makanizasyon düzeyi<br />
düşüktür. Daha verimli pirinç ve buğday çeşitlerin yaygınlaştırılması çalışmalarında bir ölçüde
52<br />
başarı sağlanmıştır. Tarıma en önemli katkı, İndus sulama projesi tarafından sağlanmıştır.<br />
Bu alanda sulama projelerine paralel olarak, toprak muhafaza, mekanizasyon, arazi islahı ve<br />
bitki koruma projeleri de yürütülmektedir.<br />
1959 yılında alınan bir kararla çiftlik büyüklüklerine sınırlandırma getirilmiştir. Buna<br />
göre her bir kişinin sahip olabileceği sulana arazi miktarı 200 kıraç arazi miktarı ise 400<br />
hektar ile sınırlandırılmıştır. Bu sınırlar üstündeki araziler istimlak edilmiş ve karşılığında hak<br />
sahiplerine 30 yıllık bonolar verilmiştir. 1980 yılında oluşturulan Milli Tarım Politikası kararları<br />
doğrultusunda tarım arazisi verilen topraksız köylülere girdi ve araç alabilmeleri için kredi<br />
verilmesi öngörülmekte idi. Yine bu kararlar uyarınca Tarımsal Ürünler Fiyat Tespit<br />
Komisyonu kurularak çiftçilerin eline daha çok para geçmesi yönünde çalışmalar yapması<br />
öngörüldü.<br />
4. Pakistan’da Tarım Bakanlığı (4)<br />
Pakistan Tarım Bakanlığının resmi adı “Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı”dır.<br />
Bakanlığın ingilizce adı “Ministry of Food Agriculture and Livestock” tır. MINFAL kısaltması ile<br />
ifade edilmektedir.<br />
Bakanlığın misyonu şu şekilde belirtilmektedir: Bakanlığın temel görevi gıda için<br />
hububat, tarım ve hayvancılık konularında politika oluşturma, koordinasyonu sağlama ve<br />
planlama yapmaktır. Bakanlığın görevleri arasında, gıda maddesi hububatların satın<br />
alınması, gübre ve ithal edilen <strong>tarımsal</strong> ürünlerin fiyatların istikrarının sağlanması,<br />
<strong>uluslararası</strong> bağlantıların sağlanması, <strong>tarımsal</strong> ekonomi konusunda çalışmalar yapmak,<br />
karasuları dışında balıkçılık ve hayvan karantinası konularında çalışmalar yapmak.<br />
Gıda Tarım ve Hayvancılık bakanlığında Bakandan sonra bakanlı sekreteri olarak<br />
adlandırılan bir müsteşar ve üç müsteşar yardımcısı vardır. Bu müsteşar yardımcılarının birisi<br />
balıkçılık, birisi gıda bir diğeri ise hayvancılık konusunda görevlidir. Bakanlık yapısı ana<br />
hatları ile aşağıdaki gibi şematize edilebilir.<br />
Müsteşar<br />
Yardımcısı<br />
Balıkçılık<br />
Ekonomik<br />
Danışmanlık<br />
IC&P<br />
BAKAN<br />
Müsteşar<br />
Müsteşar<br />
Yardımcısı<br />
Hayvancılı<br />
k<br />
DHAC<br />
Koordinasyon<br />
Tarımsal Gelişme<br />
Direktörü<br />
Buğday<br />
Geliştirme<br />
Pamuk<br />
Geliştirme<br />
Şeker Pancarı<br />
Geliştirme
5. Pakistan’da Tarımsal Yayım (5)<br />
53<br />
Pakistan‟da Tarımsal Yayım, diğer kalkınmakta olan ülkelerde olduğu gibi, büyük<br />
ölçüde kamu tarafından yürütülmektedir. Tarım Bakanlığı (MİNFAL) İl örgütleri eliyle Tarımsal<br />
Yayım çalışmalarını gerçekleştirmektedir. Tarımsal Yayım hizmetleri, ana hatları ile şu<br />
şekilde ifade edilmektedir: Yeni teknolojileri tanıtmak, <strong>tarımsal</strong> üretimin çeşitli yönleri ile ilgili<br />
olarak danışmanlık yapmak, girdi temin etmek, bitki koruma hizmetleri sunmak.<br />
Pakistan birçok <strong>yayım</strong> sistemini denemiştir. Bunlar arasında Köy Tarımsal ve<br />
Endüstriel Kalkınma modeli, Temel Demokrasiler Sistemi (BDS), Entegre Kırsal Kalkınma<br />
Modeli (IRDP) gibi modeller vardır. Bu gibi doğrusal yaklaşıma dayanan modeller pek<br />
başarılı olamamışlar ve biri birinin ardından terkedilmişlerdir. Son zamanlarda Dünya<br />
Bankası tarafından geliştirilen ve tavsiye edilen Eğitim ve <strong>Ziya</strong>ret Sistemi de uygulanmaya<br />
konulmuştur. Bu sistemde önder çiftçilerin yenilikleri diğer çiftçilere ulaştırması<br />
beklenmektedir.<br />
Diğer birçok ülkede olduğu gibi, Pakistan‟da da kamu <strong>yayım</strong>ı eleştirilmekte, kamu<br />
<strong>yayım</strong>ının verimsiz ve etkisiz olduğu, Yayım elamanlarının motivasyonlarının ve eğitimlerinin<br />
eksik olduğu, ödeneklerin yetersiz olduğu, elamanların Yayım dışı görevlerle meşgul edildiği,<br />
karar alma konusunda merkeziyetçi bir zihniyetin hakim olduğu, uç teşkilatlarda karar alma<br />
inisiyatiflerinin sınırlı olduğu ve nihayet hesap verme mekanizmasının olmadığı hususları dile<br />
getirilmektedir.<br />
Bütün bu aksaklıklar karşısında oluşan baskı sonucunda Tarımsal Yayım Sisteminde<br />
bir dönüşüm ve değişim operasyonu başlatılmıştır. Yeni anlayışa göre hizmetlerin<br />
özelleştirilmesi gerekmektedir. Bu yolla özel firmalar, özellikler girdi temin eden firmalar<br />
görevlendirildikleri takdirde hizmetleri bir rekabet ortamında daha verimli ve etkili<br />
sağlayabileceklerdir. Böylece ikinci bir yeşil devrim Gerçekleştirilerek tarım yeniden<br />
hareketlendirilebilecektir.<br />
Özel sektörün Tarımsal Yayım hizmetlerine aktif olarak katılması 1988 yılından sonra<br />
olmuştur. Bu yılda Milli Tarım Komitesi (NAC) hükümete özel sektör hizmetlerinin yalnızca<br />
girdi temin etme eylemi ile sınırlı olamamasını özel sektörün aynı zamanda <strong>yayım</strong> çalışmaları<br />
da yapması gerektiği hususunda tavsiyelerde bulunmuştur. Bu tavsiyelere paralel olarak<br />
yapılan düzenlemeler sonunda özel sektör, özellikle CIBA gibi <strong>uluslararası</strong> büyük şirketler<br />
daha çok mal satabilmek için yoğun Yayım çalışmaları yapmaktadırlar. Diğer taraftan STK<br />
ların da bazı <strong>yayım</strong> çalışmalarında aktif olmaya başladıkları da gözlenmektedir.<br />
6. Pakistan’da Tarımsal Desteklemeler (6)<br />
Pakistan‟da <strong>tarımsal</strong> girdilerin desteklenmesi tarihi eskilere dayanmaktadır. 1950 li<br />
yılların başlangıcında hiçbir girdi desteklenmemekte idi. Ancak yine 50 li yılların sonunda<br />
kimyasal gübrenin kullanılmasını teşvik etmek için destekleme uygulamaları başlatıldı. 60 lı<br />
yıllarda bu tür desteklemelerin alanı ve destek oranları arttı. Bu yıllarda hemen hemen tüm<br />
girdilerin desteklenmekte olduğu gözlendi. Gübre, tohum, sulama suyu, traktör ve benzeri<br />
girdiler bu desteklemeler kapsamında idi.<br />
70 li yıllarda desteklemelerin sınırlandırılması gündeme geldi. Çünkü, Bu yıllarda<br />
küresel ölçekteki ekonomik durgunluk, petrol fiyatlarındaki şok artış ve Pakistan rupisindeki<br />
önemli develuasyon desteklemelerin maliyetini artırdı ve bu artışlar bütçeyi zorladı.<br />
Dolayısıyla 70 li yılların sonunda bütçe kısıtlamaları dolayısıyla <strong>tarımsal</strong> desteklemelerde<br />
azalmalar başladı. 80 li yıllarda ise İMF ve Dünya Bankasının baskıları ile birçok girdinin<br />
desteği tamamen kaldırıldı. Bu girdiler arasında tohumlar, insektisitler ve traktörler de vardı.<br />
90 lı yıllarda fosforlu ve potasyumlu gübreler de destek kapsamından çıkartıldı.<br />
Son yıllarda bazı desteklerin tarımdan çekilmesine rağmen, tarım yine de önemli bir<br />
biçimde desteklenmeye devam etmektedir. Bu destek bazen doğrudan bazen de dolaylı<br />
olmaktadır. Örneğin 2009–2010 mali yılında tarım sektörü vergi dışı bırakılmıştır. Bu önemli
54<br />
bir dolaylı destektir. Bu sektörün vergi dışı bırakılmadı GSMH nın %20 den fazlasının vergi<br />
dışı kalması demektir. Bütçe yasasının parlamentodan bu şekilde çıkmasının önemli bir<br />
nedeni, parlamenterlerin 1/3 kadarının büyük toprak sahibi ağalardan oluşmasıdır. Ayrıca<br />
hükümet tarım sektörü için 12.69 milyar rupilik (1 Pakistan rupi=0.012 USD) bir <strong>tarımsal</strong><br />
destek programı açıkladı. Bu desteklerin büyük bir bölümü de yine toprak ağalarının cebine<br />
girecektir.<br />
Desteklemelerde ilginç olan bir husus şudur. Destekleme programında küçük çiftçinin<br />
doğrudan yararlanabileceği özel bir hüküm yoktur. Ülkede vergiden muaf diğer bir sektör ise<br />
Menkul Kıymetler Borsasıdır. Bu iki sektörün güçlü lobileri yüzünden vergi muafiyetinin<br />
kaldırılması güç gözükmektedir.<br />
Diğer taraftan hükümet programında balıkçılık ve ihraç ürünlerine özel desteklerin<br />
verileceğini açıklamıştır. Avrupa birliği Pakistan‟ın balıkçılık gemilerinin standartlara<br />
uymaması nedeni ile bu ülkeden su ürünleri ithalatını yasaklamıştır. Bu yasağın<br />
kaldırılabilmesi için hükümet balıkçılık sektörüne özel destekler sağlayarak balıkçılık<br />
filolarının yenilenmesine yardımcı olacaktır. İhraç ürünlerinin desteklenmesinin de bütçe<br />
açığının kapatılmasında önemli bir yeri vardır. Bu bakımdan bu ürünlerin de desteklenmesi<br />
bütçe kanununda yer almaktadır.<br />
KAYNAKLAR<br />
(1) https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/geos/pk.html<br />
(2) İbid<br />
(3) http://www.nationsencyclopedia.com/<br />
(4) http://202.83.164.26/wps/portal/Mofal<br />
(5) http://www.cropscience.org.au/icsc2004/symposia/4/4/1736_bajwa.htm<br />
(6) http://ideas.repec.org/a/pid/journl/v34y1995i4p711-722.html
1. Genel Bilgiler (1)<br />
55<br />
SURİYE<br />
Yüzölçümü 185,180 km 2 , Kara: 183,630 km 2 , Göller: 1,550 km 2<br />
Sınır Uzunluğu Karasal sınır: 2,253 km, Kıyı uzunluğu: 193 km<br />
İklim Genellikle çöl, yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılıman ve<br />
yağışlı.<br />
Arazi Yapısı Genelde çöl ovalar, batıda dağlar ve Akdeniz<br />
sahilinde dar ovalar.<br />
En alçak ve yüksek Tiberia gölü: - 200 m,<br />
noktalar<br />
Mount Hermon 2,814 m<br />
Doğal Kaynaklar Petrol, fosfat, crom, asfalt, demir, kaya tuzu, mermer,<br />
gips.<br />
Arazi Kullanımı Tarım arazisi: %24.8, sürekli bitki: %4.47, diğer:<br />
%70.73 (2005)<br />
Sulanabilir Arazi 13,330 km 2 (2003)<br />
Doğal Afetler Doğal afetler: kum fırtınası,<br />
Nüfus 22,198,110 (2010 )<br />
Şehirleşme Oranı %54 (2008)<br />
Hayat Beklentisi (yıl) 74.46<br />
Okur-Yazar Oranı %79.6%<br />
Eğitim Harcamaları/<br />
GSMH Oranı<br />
%3.9 (1999)<br />
Birinci Dünya savaşı sonunda Fransa Suriye Bölgesinin yönetimini ele aldı. Bu durum<br />
1946 yılına kadar sürdü. Suriye bu yılda bağımsızlığına kavuştu. Ancak bağımsızlığın ilk<br />
yıllarında politik istikrarsızlık vardı. 1958 yılında Mısırla Birleşik Arap Cumhuriyetini Kurdu. Bu<br />
birlik 1961 yılında bozuldu. 1970 yılında Hafız Esat dönemi başladı.<br />
2. Suriye’de Ekonomi (2)<br />
Suriye ekonomisi 2009 küresel mali krizden bir ölçüde etkilenmiş ve büyüme hızı<br />
%1,8 düzeyine düşmüştür. Bunda petrol fiyatlarındaki düşüşün yanında mal ihraç ettiği<br />
ülkelerin ekonomik krizden etkilenerek Suriye‟den aldıkları malları sınırlandırmalarının da<br />
etkisi olmuştur. Hükümet krize karşı bazı önlemler almıştır. Bu çerçevede bazı mallara<br />
sağlanan subvansiyonlarda azaltma yapılmış, Şam Borsası başlatılmış ve Merkez<br />
Bankasının tahvil çıkararak devletin borçlanmasının yolunu açmıştır.<br />
Ekonomi Hala büyük ölçüde kamu kontrolündedir. Yüksek işsizlik oranı, petrol<br />
fiyatlarındaki düşüş ve bütçe açığı ekonomiyi zorlayan faktörlerdendir.
56<br />
Ekonomi ile ilgili diğer bazı genel bilgiler aşağıdaki gibidir:<br />
GSMH (PPP) 100.7 Milyar $ (2009)<br />
Kişi Başına GSMH 4,600$ (2009)<br />
GSMH Bileşenleri Tarım: %17.7,<br />
Sanayi: %26.5,<br />
hizmetler: % 55.9 (2009)<br />
Bütçe gelirler: 11.4 milyar$,<br />
Kamu Borcu/GSMH %31.9 (2009)<br />
Enflasyon Oranı %2.6 (2009)<br />
gider: 14.27 milyar $ (2009 )<br />
Tarımsal Ürünlerİ Buğday, arpa, pamuk, mercimek, bezelye, zeytin, şeker<br />
pancarı, et, süt, yumurta.<br />
Sanayi Ürünleri Petrol, textil, işlenmiş gıda, tütün, fosfat, çimento, montaj<br />
araç.<br />
Hizmet Sektörü Turizm<br />
Elektrik üretimi 36.5 milyar kWh.<br />
Petrol Üretimi 375,000 varil/gün (2009)<br />
Petrol İhracatı 155,000 varil/gün (2008 )<br />
Dış Borçlar 7.621milyar $ (2009)<br />
3. Suriye’de Tarım (3)<br />
Tarıma müsait arazi 6,1 milyon hektar olmasına rağmen yalnızca 5.5 milyon hektarda<br />
tarım yapılmaktadır. İşlenen arazinin de %30 kadarı sulanabilmektedir. Bu durumda tarım<br />
büyük ölçüde yağışlara dayanmaktadır. Kuraklık yıllarında ülke arpa ve buğday ithal<br />
etmektedir. Fırat üzerinde yapılan barajların, sulanan arazi miktarını ikiye katlaması<br />
bekleniyordu ancak gerçekleşmeler hedeflenen miktarın altında kalmıştır. Sulama planlarının<br />
tamamen gerçekleşmesinin 20 yıl alacağı tahmin edilmektedir.<br />
Yakın gelecekte ülkenin su sıkıntısı çekeceği düşünülmektedir. 1963 yılında yapılan<br />
tarım reformu hükümlerine göre bir kişinin sahip olacağı maksimum sulu arazi 50 hektar,<br />
kuru arazi ise 80 hektar ile sınırlandırılmıştır.<br />
Üretim miktarları 1999 yılı itibari ile (bin ton olarak) şöyledir: Buğday, 2,691; arpa,<br />
424; mısır, 125; domates, 250; patates, 250; zeytin, 401; üzüm, 452; elma, 273; portakal,<br />
275; pamuk, 305; şeker pancarı, 950 ve tütün, 20.<br />
4. Suriye’de Tarım Bakanlığı (4)<br />
Tarım Bakanlığı 1947 yılında kurulmuştur. Şu anda Bakanlık Tarım ve Tarım Reformu<br />
Bakanlığı olarak adlandırılmaktadır (Ministry of Agriculture and Agrarian Reform - MAAR)<br />
Ülkede gıda güvenliği ve sulama tarım alanında en önemli iki konudur. Bu bakanlığa paralel<br />
olarak bir Sulama Bakanlığının kurulması sulamaya verilen önemin de bir göstergesidir. Asad<br />
Barajının büyük potansiyeline rağmen sulamanın etkin olarak yapılamamasından dolayı su
57<br />
bakımından yetersizlik yaşanmaktadır. Diğer taraftan gıda güvenliği bakımından da önemli<br />
çalışmalar yapılmaktadır (5). Ülkenin gida güvenliği stratejisi aşağıdaki şekilde belirtilmiştir:<br />
Temel gıda ürünlerinin üretiminde artışa ilişkin tedbirlerin alınması<br />
Gıda ürünlerinin <strong>uluslararası</strong> pazarlama imkanlarının artırılması.<br />
Dar gelirlilerin gıda ihtiyaçlarının karşılanması<br />
Fiyat istikrarının sağlanması<br />
Gıda kalitesinin iyileştirilmesi<br />
Uluslararası niteliği olan ICARDA (International Center for Agricultural Research in<br />
the <strong>Dr</strong>y Areas) kuruluşunun Suriye‟de olması ülke tarımı bakımından önemli bir olaydır. Bu<br />
konudaki ilk çalışmalar 1972 yılında başlamıştır (6). Çalışmalar 1975 yılında sonuçlandı ve<br />
ICARDA kuzey Suriye‟de bulunan Tel Hayda kentinde 948 hektarlık bir alan üzerinde<br />
kuruldu.<br />
Diğer taraftan, Bakanlığa bağlı bir kuruluş olan Ulusal Tarım Politikası Merkezi<br />
(National Agricultural Policy Center (NAPC) ülkenin Tarım Politikasını belirleme konusunda<br />
önemli çalışmalar yapmaktadır.<br />
Bakanlık yapısında Bakana doğrudan bağlı iki müdürlük vardır. Bunlar teftiş kurulu ve<br />
uluslar arası ilişkiler müdürlükleridir. Bunun dışındaki 21 müdürlük hiyerarşik olarak önce<br />
müsteşara rapor etmek durumundadırlar. Söz konusu 23 müdürlük şunlardır:<br />
Özel Kalem, İdari İşler, Mali İşler, Uluslararası İlişkiler, İstatistik, Planlama,<br />
Enformatik, Ziraat İşleri, Bitki Koruma, Hayvansal Üretim, Hayvan Sağlığı, Çayır Mera,<br />
Yapılar ve Ulaşım, Kamu Malları, Tarımsal Yayım, hizmet-içi eğitim ve kalite geliştirme,<br />
Sulama, Toprak, Orman, Tarımsal Araştırma, Tarımsal Ekonomi, Kontrol,<br />
Ayrıca çeşitli ürünlerle ilgili uzmanlık büroları vardır. Bunlar arasında pamuk,<br />
narenciye, zeytin, Arap atları gibi bürolar vardır. Bunların dışında bakanlığa bağlı 7 adet<br />
kamu şirketi bulunmaktadır. 6 adet de kamu yatırım projesi vardır.<br />
Bakanlığın il bazında 14 il müdürlüğü vardır. Buralardaki yapılanmalar da Merkezi<br />
yapılanmaya paralellik gösterir.<br />
Bakanlık Bünyesinde çalışan personel aşağıdaki gibidir (1999):<br />
Birim Üniversite Lisans Mastır ve Toplam<br />
altı<br />
Doktora<br />
Bakanlık<br />
Merkez<br />
1.080 835 166 38453<br />
İller 28.845 9,442 166 7.955<br />
Şirketler 6.956 942 57 7.955<br />
Projeler 955 115 3 1.073<br />
Okullar 154 93 7 254<br />
Toplam 37.990 11.427 340 49.757<br />
5. Suriye’de Tarımsal Yayım (7)<br />
Suriye‟de <strong>tarımsal</strong> Eğitim resmi olarak 1910 yılında başlamıştır. Bu yılda Hama<br />
şehrinde bir tarım okulu kurulmuştur. Bu okulun arazisi çiftçilerin eğitimi için<br />
kullanılmıştır.1930 yılında ise Lattika ve Halep‟te iki okul daha kurulmuştur. 1936 da Şam‟da<br />
Yüksek Tarım Enstitüsü kuruldu. Bu kuruluş daha sonra Ziraat Fakültesine dönüştürüldü ve<br />
ziraat mühendisleri yetiştirmeye başladı. 1947 yılında ise Tarım Bakanlığı kuruldu.<br />
Bakanlığın bünyesinde Tarımsal Yayım Bölümü yer aldı. 1971 yılında Tarımsal Yayım<br />
Departmanı Ziraat İşleri Müdürlüğü bünyesinde yer almakta idi ve bu sıralarda önemli
58<br />
miktarda basılı yayın ve görsel materyal yapımı gerçekleştirdi. 1979 yılında Tarımsal Yayım<br />
Müdürlük olarak yapılandı ve bağımsız bir birim haline geldi. 1980 ve 1999 yılları arasında<br />
ülke çapında 869 Tarımsal Yayım bürosu ve personel için 301lojman yapıldı (8).<br />
Suriye‟de Tarım ve Tarım Reformu Bakanlığı (MAAR) içerisinde Tarımsal Yayım<br />
biriminin misyonu iki ana konu çerçevesine toplanmaktadır.<br />
1. Üretimde kalite ve kantite bakımından iyileştirme sağlamak , böylece çiftçilerin<br />
gelirinin de artmasını sağlayarak kırsal alanda yaşam standardını yükseltmek,<br />
2. Diğer kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak genel tarım planlarının<br />
oluşturulmasına katkı sağlamak<br />
Tarımsal Yayım müdürlüğü dışındaki kuruluşlarında yaptıkları projelerin Tarımsal<br />
Yayım ve Kırsal Kalkınma Bileşenleri vardır.<br />
Bakanlık bünyesinde bulunan Tarımsal Yayım Müdürlüğünün alt birimleri şunlardır: Tarımsal<br />
Teknik, Eğitim ve Enformasyon, Kırsal Ev Ekonomisi, İzleme ve Değerlendirme.<br />
6. Suriye’de Tarımsal Desteklemeler (9)<br />
Ülkede uygulanan <strong>tarımsal</strong> desteklemelerin Dünya Ticaret Örgütü (WT0)<br />
standartlarına uyup uymadığını belirlemek üzere, Tarım ve Tarımsal Reform Bakanlığı<br />
(MAAR) Ulusal Tarım Politikası Merkezi (NAPC) aracılığı ile bir araştırmada yaptırmıştır. Bu<br />
araştırmaya göre Suriye‟de birçok destekleme programının olduğu ve bunlar arasında WTO<br />
standartlarına uymayanların varlığı saptanmıştır. Bunların başında dahili üretimi desteklemek<br />
için yapılan sınırlandırmalar gelmektedir. Bu sınırlandırmalar ve kısıtlamaları arasında ithalat<br />
miktarının sınırlandırılması, ithalat yasağı, ithal izinlerinin zorlaştırılması, ithalcilerin tekel<br />
oluşturması ithal vergilerinin yüksek olması gibi.<br />
Diğer taraftan, ithalat ve ihracatla yetkili kamu şirketlerinin yapığı işlemlerin daha<br />
şeffaf olması yönünde WTO yetkililerinin önerileri bulunmaktadır. Bu işlemler netice itibari ile<br />
bir gizli destekleme aracı olarak kullanılabilirler. Ayrıca WTO Suriye‟de üretilen <strong>tarımsal</strong><br />
ürünlerin rekabet güçlerinin artırılması için desteklemelerden ziyade teknolojik yatırımlarla<br />
Verimliliğin ve kalitenin artırılmasının daha uygun olacağı hususunda fikir beyan<br />
etmektedirler.<br />
Suriye‟de ekonomik politikanın önemli ilkelerinden birisi yiyecek fiyatlarının<br />
desteklemeler yolu ile ucuz tutulmasıdır. Fakat bu politika bütçe üzerine büyük yük<br />
olmaktadır. Son zamanlarda yakıt fiyatlarının düşük tutulabilmesi için yapılan desteklemelerin<br />
düşürülmesi gıda maddelerini de etkilemiş ve fiyatlar yükselmiştir. Bu durumun sosyal<br />
sorunlara sebep olmasından endişe edilmektedir. Nitekim bir çok ülkede bu yüzden<br />
ayaklanmalar yaşanmıştır. Mısır bu ülkeler arasındadır (10).<br />
Hükümet desteklemelerin azaltılmasının halka yüklediği mali külfeti azaltmak için<br />
ücretlere ve maaşlara %25 kadar zam yapmak zorunda kalmıştır. Suriye normal koşullarda<br />
buğday üretimi bakımından kendine yeterlidir. Kuraklık durumunda ithal zorunluluğu ortaya<br />
çıkmaktadır. Ancak yetkililer özellikle ekmek konusunda desteklemelerin devam edeceğini<br />
beyan etmektedir
KAYNAKLAR<br />
59<br />
(1) https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/geos/sy.html<br />
(2) İbid.<br />
(3) http://www.nationsencyclopedia.com/Asia-and-Oceania/Syria.html<br />
(4) http://www.araboo.com/site/syria-syrianagriculture-30176<br />
(5) ftp://ftp.fao.org/docrep/fao/meeting/013/ai737e.pdf<br />
(6) http://www.icarda.org/History.htm<br />
(7) http://www.napcsyr.org/<br />
(8) Agricultural Research and Extension in Syria, Working Paper Number 2, National Agricultural<br />
Policy Center, Ministry of Agriculture and Agrarian Reform, 2006, Domascus<br />
(9) http://www.napcsyr.org/pubs/studies/policy_analysis/agr_subs_syr.htm<br />
(10) http://www.irinnews.org/report.aspx?ReportId=79006
1. Genel Bilgiler (1)<br />
60<br />
YENİ ZELANDA<br />
Yüzölçümü 267,710 km2<br />
Kara Sınırı 0<br />
Kıyı Uzunluğu 15,134 km<br />
İklim Genelde ılıman, ancak bölgeler arasında keskin<br />
farklılıklar vardır.<br />
Arazi Yapısı Genelde dağlık, ancak kıyılara yakın bazı büyük<br />
ovalar vardır.<br />
En alçak ve Yüksek Aoraki-0<br />
Noktalar<br />
Mount Cook 3,754 m<br />
Doğal Kaynaklar Doğal gaz, demir cevheri, kömür, altın, kereste,<br />
kireçtaşı<br />
Arazi Kullanımı Tarım arazisi: %5.54, Sürekli bitki kaplı alan:<br />
%6.92 Diğer: %87.54<br />
Sulanabilir Arazi 2,850 km 2<br />
Doğal Afetler Deprem, bazı volkanik aktiviteler<br />
Nüfus 4,213,418 (2009),<br />
Şehirleşme Oranı %90<br />
Hayat Beklentisi 80.48 (yıl)<br />
Okur-Yazar Oranı 99%<br />
Eğitim Harcamaları/<br />
GSMH Oranı<br />
%6.2 (2006)<br />
Tarihçe (2): Avustralya‟nın güney doğusunda Okyanusya‟da yer alan ve iki büyük<br />
adadan oluşan bir devlettir. Önceleri Britanya kolonisi olan Yeni Zelanda 1907 yılında<br />
bağımsız bir statüye kavuşmuştur. Ülkenin ilk sakinlerine Maoris denir. Yeni Zelanda‟yı ilk<br />
keşfeden ve güney adasına gelen Avrupalı Abel Tasman dır (1642). Daha sonra James Cook<br />
1769 yılında her iki adayı da incelemiş ve haritalamıştır.<br />
1861 yılında adada altın bulunması büyük bir göç olayına neden oldu. Soğutuculu<br />
taşımacılığın başlamasından sonra Yeni Zelanda dünyanın en önemli et ve sütlü mamuller<br />
ihracatçıları arasına girdi. 1907 yılında dominyon olan Yeni Zelanda 1947 yılında tam<br />
otonomi kazanmıştır.<br />
Yeni Zelanda‟ya ilk kez 1000 yıl önce Polinezyalı Maoriler yerleşmiştir. Maoriler iyi<br />
örgütlenmiş, kan bağı ile gelen şefler ve güçlü rahipler tarafından yönetilen bir kabiledir.<br />
Adaya ilk ayak basan beyaz adam, 1642 yılında Hollandalı Abel Tasman olmuştur.<br />
Ancak Kaptan James Cook‟un 1769 ve 1779‟daki gezilerine kadar adalar herhangi bir<br />
yönetime bağlı kalmamış ve keşfedilmemiştir.
61<br />
İngiliz göçmenler, 1840 yılında İngiliz hakimiyeti kurulunca adaya yerleşmeye<br />
başlamışlardır. Wellington bu tarihten sonra kurulmuştur. Yeni Zelanda‟ya 1852 yılında kendi<br />
hükümeti tahsis edilmiştir ve sonraki yüzyılda ülke yatırım, iletişim ve <strong>tarımsal</strong> üretimde hızlı<br />
bir gelişme kaydetmiştir.<br />
2. Yeni Zelanda’da Ekonomi (3)<br />
Yeni Zelanda da tarihsel olarak ekonomi tarıma dayanmaktadır. Ancak, son yıllarda<br />
sanayi sektöründe de önemli gelişmeler meydana gelmiştir. Bu gelişmeler plastik, tekstil,<br />
ayakkabı ve orman ürünleri gibi konularda olmuştur. İhracat gelirlerinin büyük bir bölümü<br />
yapağı, et ve süt ürünlerinden elde edilmektedir.<br />
1968 yılında İngiltere‟nin Avrupa Birliği‟ne girmesiyle Yeni Zelanda korumalı bir<br />
pazarını kaybetmiş bundan dolayı ülke önemli bir ekonomik kriz yaşamıştır. 1980‟li yıllarda<br />
ise petrol ithalatından dolayı bütçe harcamaları beklenmedik bir şekilde artmış buda<br />
enflasyona neden olmuştur. Uygulanan reform politikaları ile 1996 yılında ekonomi düzlüğe<br />
çıkmış GSMH‟daki artış yıllık % 6‟ya ulaşmış bütçe ise fazla vermiştir. Ekonomi 1997‟de<br />
Asya‟da yaşanan finans krizinden olumsuz etkilenmiştir. 11 Eylül terörist saldırılarından<br />
sonra dünya ekonomisinde meydana gelen olumsuzluklar Yeni Zelanda da hissedilmiş<br />
GSMH‟daki yıllık artış % 2.3 „e kadar düşmüştür. Son yıllarda hükümetlerin uyguladığı<br />
liberalizasyon önlemleri ekonomide bir rahatlama meydana getirmiştir.<br />
Son 20 yılda ekonomide önemli dönüşümler gerçekleştirilmiştir. Önceleri, İngiltere‟nin<br />
sağladığı imtiyazlı pazara yönelik tarıma dayalı ekonomi yerine serbest piyasaya yönelik ve<br />
rekabete açık bir endüstri tabanı oluşturulmuştur. Bu gelişme milli gelirde bir artış meydana<br />
getirmiş ise de, gelir dağılımındaki dengesizliği giderememiştir.<br />
Kişi başına milli gelir 1998 yılından itibaren 10 yıl boyunca sürekli olarak artmıştır.<br />
Fakat 2009 yılında ekonomide olumsuz gelişmeler olmuş ve bu alanda bir daralma meydana<br />
gelmiştir.<br />
Artırılan faiz oranları yabancı sermaye girişini ve yerli paranın değerini artırmıştır ama<br />
bu gelişmeler sonunda ithalat artmış ve bütçe açığı yüksek düzeylere ulaşmıştır.<br />
Ülkede ekonomi ile ilgili diğer genel bilgiler aşağıdaki gibidir:<br />
GSMH (PPP) 116.5 milyar $ (2009)<br />
Kişi Başına GSMH 27,700 $<br />
GSMH Bileşenleri Tarım %4.5, endüstri: %25.8, hizmetler: %69.7<br />
Bütçe gelirler: 48.05 milyar$: giderler: 53.75 milyar$ (2009)<br />
Kamu Borcu/GSMH %22.2 (2009)<br />
Oranı<br />
Enflasyon Oranı %2.1 (2009)<br />
Tarımsal Ürünler Süt ürünleri, koyun eti, hububat, patates, sebze,<br />
meyve, yün, balık<br />
Sanayi Ürünleri İşlenmiş gıda maddeleri, kağıt ürünleri, tekstil,<br />
makine, ekipman madencilik<br />
Hizmet Sektörü Taşımacılık, bankacılık, sigortacılık, turizm,<br />
Elektrik üretimi 42.4 milyar kWh (2007)<br />
Petrol Üretimi 65,400 varil/gün (2008)<br />
Petrol Tüketimi 154,100 varil/gün (2008)<br />
Doğal Gaz Üretimi 4.275 milyar m3 (2008)<br />
Doğal Gaz Tüketimi 4.276 milyar m3 (2008)
3. Yeni Zelanda’da Tarım (4)<br />
62<br />
Yeni Zelanda 19. asırdan beri bir tarım ülkesi olarak tanınmaktadır. Bu dönemden<br />
sonra soğuk hava zinciri ile taşıma imkânlarının gelişmesi ile Yeni Zelanda‟dan İngiltere‟ye<br />
et, tere yağ, yün vb. <strong>tarımsal</strong> ürünlerin taşınması kolaylaşmıştır. 20.yy boyunca tarım<br />
ürünlerinin ihracı ülke ekonomisinde önemli bir yer tutmuş ve ihracat gelirlerinin yaklaşık<br />
yarısını oluşturmuştur. Mekanizasyonun gelişmesi ve diğer sektörlerdeki gelişmeler<br />
dolayısıyla tarım sektöründe 1901 yılında % 37 olan nüfus oranı 1999 yılında % 9,4‟e<br />
düşmüştür.<br />
Doğal koşullara bağlı olarak yapılan çiftçikte koyun, sığır ve son zamanlarda keçi ve<br />
geyik yetiştiriciliği yapılmaktadır. Yeni Zelanda‟da kişi başına 20 adet koyun düştüğü<br />
istatistiklerde belirtilmektedir. Bu istatistik 1981 yılı için gerçeği yansıtmaktadır. Çünkü bu<br />
yılda Yeni Zelanda da 80 milyon koyun vardı. Ancak tarımın diğer dallarının popüler olması<br />
koyun sayısında azalmaya neden olmuştur. Nitekim günümüzde Yeni Zelanda da kişi başına<br />
12 koyun düşmektedir. Bunun yanında 5 milyon et sığırı, 4 milyon süt sığırı 1,2 milyon<br />
ehilleştirilmiş geyik bulunmaktadır. 1999 yılında koyun ve sığır eti tüm ihracatın % 12,5‟ini<br />
oluşturmuştur. İhracat daha çok Avrupa ya ve Kuzey Amerika‟ya yapılmaktadır. Ancak, son<br />
zamanlarda Asya kıtasına yapılan ihracatta da bir artış vardır. Aynı şekilde yün ihracatı da<br />
çoğunlukla Avrupa ve ABD‟ye yapılmakta iken günümüzde gittikçe artan bir şekilde Çin Halk<br />
Cumhuriyeti‟ne de ihracat yapılmaktadır.<br />
İhracat gelirleri bakımından süt ürünleri en yüksek değere sahiptir. 1999 yılında süt<br />
ürünleri ihracat değeri toplam ihracat değerinin % 17‟si kadar olmuştur. Ülkenin tümünde süt<br />
sığırcılığı yapılmaktadır. Ancak Kuzey Adasında bazı bölgeler özellikle süt sığırcılığı<br />
açısından tanınmış yerlerdir. Üretimin büyük bir bölümü ihracata yöneliktir. İhraç edilen süt<br />
ürünlerinin başında tereyağı, peynir ve süt tozu gelmektedir. Bu ürünler Latin Amerika ve<br />
Afrika dâhil olmak üzere dünyanın tüm kıtalarına yapılmaktadır.<br />
Yeni Zelanda tarımında bağ ve bahçe bitkileri de önemli bir yer tutmaktadır. Yeni<br />
Zelanda‟nın iklimi çok çeşitli sebze ve meyvelerin yetişmesi için uygundur. Bunlar arasında<br />
elma, armut, turunçgiller, şeftali, erik ve kiraz gibi ılıman iklim meyveleri yanında avokado,<br />
üzüm, kivi gibi subtropik iklim meyveleri de vardır. İhracat gelirleri açısından en önemli iki<br />
meyve elma ve kividir. 1980‟lerde dünyadaki kivi üretiminin büyük bir bölümü Yeni Zelanda<br />
da yapılmakta iken daha sonra diğer ülkelerde de kivi üretimi yaygınlaşmış ve bundan dolayı<br />
dünya piyasasında kivi fiyatları düşmüştür. Bu fiyat gerilemesi Yeni Zelanda da bazı kivi<br />
üreticilerini zor durumda bırakmıştır.<br />
Son yirmi yıl içerisinde Yeni Zelanda da bağcılık konusunda da büyük gelişmeler<br />
meydana gelmiştir. Özellikle şarap bağcılığı Kuzey Adasında önemli ölçüde gelişmiş ve<br />
burada üretilen bazı markalar özellikle İngiltere pazarlarında oldukça popüler olmuştur.<br />
4. Yeni Zelanda’da Tarım Bakanlığı (5)<br />
Yeni Zelanda‟da Tarım Bakanlığı 1892 yılında kurulmuştur. Kuruluş amaçlarının en<br />
önemlisi çiftçilere teknik danışmanlık yapmak idi. Bu tarihten sonra bakanlığın yapısında<br />
önemli değişiklikler yapılmıştır. Sonraları daha çok politika üretme, düzenleme ve denetleme<br />
fonksiyonları ortaya çıkmıştır. Tarımsal Yayım gibi hizmet fonksiyonları Bakanlık ana<br />
biriminden ayrılarak 1995 yılında Yeni Zelanda Tarım (Agriculture New Zeland- ANZ)<br />
kuruluşuna devredilmiştir. ANZ önceleri bir kamu kuruluşu iken sonradan özelleştirilmiştir.<br />
Yeni Zelanda‟da Tarım Bakanlığı, 1 Mart 1988 yılından itibaren Tarım ve Ormancılık<br />
Bakanlığı (Ministry of Agriculture and Forestry – MAF) olarak adlandırılmaktadır. Önceleri<br />
Tarım ve Balıkçılık Bakanlığı olarak (Ministry of Agriculture and Fisheries - MAF) bilinen<br />
Bakanlık yeniden yapılanma sonunda ayni kısaltma ismi ve logoyu kullanmaya devam<br />
etmiştir. Balıkçılık için ayrı bir bakanlık kurulmuştur.<br />
Tarım Bakanlığının kuruluş yıllarından sonra Tarımsal Yayım fonksiyonunun deneme<br />
çiftlikleri yoluyla yerine getirilmesi kararlaştırıldı ve 1883 yılında iki deneme çiftliği kuruldu.<br />
Buna ek olarak 1907 yılında kuzey adasında 7 deneme çiftliği daha kuruldu. Bu çiftlikler<br />
birçok alanla birden uğraştıklarından ve dolayısıyla bir alanda uzmanlaşmadıklarından dolayı
63<br />
eleştirilmişlerdir. Ayrıca bu çiftlikleri işletmenin çok pahalı olduğu ve Tarımsal Yayım<br />
konusunda etkin ve verimli olmadığı ileri sürülmüştür. 1950 li yılların sonlarında hayvan<br />
beslemeye ek olarak hayvan hastalıklarının da <strong>yayım</strong> çalışma alanlarına eklenmesi<br />
kararlaştırıldı. 1986 yılında Bakanlığın Tarımsal Danışmanlık Servisi 670 kişilik personeli ile<br />
ve 22 milyon NZD bütçesi ile büyüklük bakımından en üst noktaya ulaştı ve yukarıda da<br />
belirtildiği gibi 1995 yılında Yayım hizmetleri ANZ kuruluşuna devredildi.<br />
5. Yeni Zelanda’da Tarımsal Yayım (6)<br />
Günümüzde Yeni Zelanda‟da kamu tarafından finanse edilen bir Yayım hizmeti<br />
yoktur. Ancak iki örgüt ülke düzeyinde faaliyet gösteren Yayım birimine sahiptir. Bu örgütler<br />
şunlardır:<br />
Hayvancılığı Geliştirme Şirketi (Livestock Improvement Corporation (LIC)<br />
Yün Şirketi (Woolpro)<br />
LIC 33 danışmana, Woolpro is yalnızca 8 alanda çalışan görevlisi vardır. Bunların<br />
dışında Ülkede başlıca amacı kırsal alanda gelişim ve değişim yapmak olan başkaca her<br />
hangi bir örgüt yoktur. Ancak, Kraliyet Araştırma Enstitüsü (Crown Research Institution-CRI)<br />
gibi bazı kuruluşların asıl konularına bağlı olarak kırsal kalkınma veya Yayım konusunda da<br />
çalışmaları vardır.<br />
1970 li ve 80 li yıllar, örgütlerin yaptığı Yayım çalışmaları açısından zirve olarak<br />
nitelendirilebilir. Bu dönemde Yayım çalışmaları bir ekip işi olarak ele alınmıştır. Bu ekipte<br />
değişik alanlardan uzmanlar birlikte çalışarak Yayım çalışmalarının daha etkin olması için<br />
işbirliği yapmışlardır. Bu dönemde Tarım ve Balıkçılık Bakanlığı (MAF) Çiftçi Danışmalık<br />
Servisi faaliyetleri yoluyla ve eğitim desteği sağlayarak Yayım çalışmalarına katkıda<br />
bulunmuştur.<br />
Bu dönemde Yayımcılar ile araştırma kuruluşları arasında sıkı bir işbirliği ve eşgüdüm<br />
vardır. Çiftçiler aldıkları danışmanlık hizmetleri karşılığında herhangi bir ücret ödemediler. Bu<br />
dönemde Yayım projelerinin konuları arasında çiftlik yönetimi, hasat sonu kayıpların<br />
önlenmesi, bilgisayarın çiftçilikte kullanılması gibi konular vardı. Doğal kaynakların yönetimi o<br />
zamanlar önemli bir konu olarak algılanmamaktaydı. Dolayısıyla bu konu Yayım çalışmaları<br />
arasında önemli bir yol tutmamakta idi.<br />
1994 yılında Tarım ve Balıkçılık Bakanlığı, Çiftçi Danışmanlık Servisini finanse etmeği<br />
durdurmuştur. Bundan sonra ücretsiz Yayım hizmetleri de sona ermiştir. Bu işlem 1987<br />
yılında başlatılmıştı. Bu yıldan sonra Yayım hizmetleri için kısmi ücret talep edilmeye<br />
başlanmıştı. Bu dönemde 310 olan personel sayısı 1993 yılında 120 ye düşürüldü ve 1995<br />
yılında bu personel yeni oluşturulan Yeni Zelanda Tarım (Agriculture New Zeland- ANZ)<br />
danışmanlık firmasına geçiş yapmaları imkanı tanınmıştır. Oluşturulan ANZ firması<br />
piyasadaki diğer firmalar gibi yaptıkları işten para kazanarak yani hizmet satarak varlığını<br />
sürdürmek zorunda kalmıştır. Bu firmalar, hizmet satımı dışında, birçok kuruluşun fon<br />
sağladığı projelerde rol alarak para kazanmışlardır. ANZ Wrightson Limited Şirketinin<br />
bünyesinde faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu faaliyet alanları aşağıdaki gibidir:<br />
Teknoloji Transferi; bu faaliyetle ANZ çiftçi gruplarına veya örgütlerine Yayım<br />
hizmeti sunarak onların kullandıkları teknoloji yerine daha modern ve etkin<br />
teknolojinin kullanılmasını amaçlamaktadır. Örneğin, Yeni Zelanda et Araştırma<br />
ve Geliştirme Kurulu ANZ ile bir anlaşma yapmıştır. Bu anlaşmaya göre ANZ ülke<br />
çapında seçilmiş çiftliklerde yeni teknolojileri uygulayıp, analiz edip ve<br />
değerlendirmekte ve sonuçları diğer çiftçilere ulaştırmaktadır.<br />
Kırsal alandan bilgi derleme ve değerlendirme; Bu hizmet MAF tarafından finanse<br />
edilmektedir.<br />
Tarıma dayalı sanayiye danışmanlık; bu hizmet son zamanlarda önem<br />
kazanmaktadır. Birçok sanayi kuruluşu ANZ den hem kendileri ve hem de<br />
müşterileri için eğitim hizmeti satın almaktadırlar.
64<br />
Yayım’ın Geleceği: Eğer bir değişikliğe ihtiyaç yoksa Yayım‟a da ihtiyaç yoktur.<br />
Çevremizi incelediğimizde değişiklik ihtiyacının sürekli ve önemli olduğunu görürüz. Gelişme,<br />
değişimi gerektirir. Gelişmenin sonu yoktur. Diğer bir deyişle gelişmeye her zaman ihtiyaç<br />
olacaktır. O halde Yayım faaliyetlerine de her zaman ihtiyaç olacaktır ve Yayım önemini<br />
koruyacaktır. Değişik zamanlarda değişik konular değişik ölçülerde önemli sayılırlar. Bu<br />
bakımdan Yayım çalışmalarında da zamana bağlı olarak gerekli adaptasyonlar<br />
gerçekleştirilmelidir. Son zamanlarda çevre, hayvan hakları, gıda güvenliği, tüketici hakları<br />
gibi konular geçmiş zamana göre daha fazla önem kazanmıştır. Bu konular değişimi, değişim<br />
ise yeni bilgiyi gerektirir. Yeni bilgilerin hedef kitleye ulaşması ise Yayım çalışmalarını<br />
gerektirir.<br />
Zelanda‟da Süt Endüstrisi temsilcilerinin oluşturduğu Süt Kurulu (Dairy Board) gibi<br />
kuruluşlar, yüksek kaliteli ve yeterli miktarda süt arzının sağlanabilmesi için Yayım<br />
çalışmaları ile üreticileri yeni bilgilerle donatmak üzere çalışmalar yapmaktadırlar. Ayni<br />
şekilde, Doğal Kaynakları Koruma Kurulu da kendi alanında benzer çalışmalar yapmaktadır.<br />
6. Yeni Zelanda’da Tarımsal Desteklemeler (7)<br />
Tarımsal destekler, çiftçilere veya tarıma dayalı sanayi sahiplerine, onların gelirlerini<br />
artırmak veya onların ürettiği çeşitli malların veya ürünlerin maliyet veya arzını etkilemek<br />
amacı ile devlet tarafından doğrudan veya dolaylı olarak ödenen paradır.<br />
Yeni Zelanda, 1984 yılından sonra uygulamaya konulan radikal reformlardan sonra,<br />
<strong>tarımsal</strong> Pazar açısından Dünya‟daki en liberal politikaya sahip bir ülke olarak bilinir. Yeni<br />
Zelanda büyük ölçüde tarım ürünleri ihraç eden bir ülkedir. Diğer ülkelerin <strong>tarımsal</strong> ürünlere<br />
destek sağlaması Yeni Zelanda tarafından sürekli olarak tenkit edilen ve gündeme getirilen<br />
bir konudur.<br />
Tarımsal Desteklemeler ile İlgili Tartışmalar: Tarımsal desteklemeler vergi<br />
ödeyenlerden çiftçilik yapanlara yapılan para transferi olarak adlandırılabilir. Bu transferin<br />
gerekçesi tartışmalara konu olmuştur.<br />
Tarımsal Desteklemelerin taraftarları birçok bakımdan bu desteklemelerin gerekli<br />
olduğunu ileri sürmektedirler. Bunların başında “istikrar” kavramı gelmektedir. Tarım<br />
ürünlerinin üretiminde iklim, pazar koşulları ve yönetimde meydana gelen değişikliklere bağlı<br />
olarak önemli değişiklikler meydana gelmektedir. Üreticilere istikrarlı bir gelir, tüketicilere<br />
yeterli miktar ve uygun fiyattan ürün sağlayabilmek için <strong>tarımsal</strong> desteklemelerin gerekli<br />
olduğu ileri sürülmektedir<br />
Tarımsal desteklemelere karşı çıkanlar ise, bu uygulamanın gelişmekte olan<br />
ülkelerdeki çiftçiler açısından haksız rekabete neden olduğunu ve bu çiftçilerin çok zor<br />
durumda kaldıklarını ileri sürmektedirler. Mevcut durum bu savı doğrulamaktadır. Gelişmiş<br />
ülkeler kendi çiftçileri için önemli destekler sağlamakta, diğer ülkeler ise bu konuda zayıf<br />
kalmaktadır. Bu durumda gelişmiş ülkelerin çiftçileri üretim maliyetlerini düşürebilmekte ve<br />
dünya piyasasında oluşan fiyatlardan ürünlerini sattıklarında önemli kar edebilmektedirler.<br />
Bunun yanında benzer desteği alamayan ülkelerdeki çiftçiler yüksek maliyetler dolayısıyla<br />
varlıklarını sürdürmekte zorluk çekmektedirler. Diğer taraftan, desteklemeler bazı ürünlerde<br />
ihtiyaçtan fazla üretime ve ekonomik sorunlara neden olmaktadır.
KAYNAKÇA<br />
65<br />
(1) https://www.cia.gov/library/.../the-world-factbook<br />
(2) http://tr.wikipedia.org/wiki/Yeni_zelanda<br />
(3) ibid.<br />
(4) http://www.nationsencyclopedia.com/economies/Asia-and-the-Pacific/New-Zealand-<br />
AGRICULTURE.html<br />
(5) http://www.maf.govt.nz/mafnet/rural-nz/people-and-their-issues/education/advisoryservices/adser013.htm#E11E13<br />
(6) John Stantiall and Mark Paine, Agricultural Extension in New Zealand - Implications for Australia,<br />
Massey University, Private Bag 11-222, Palmerston North, New Zealand, and University of<br />
Melbourne<br />
(7) en.wikipedia.org/wiki/Agricultural_subsidy
1.Genel Bilgiler (1)<br />
66<br />
YUNANİSTAN<br />
Yüzölçümü 131,957 km 2 , kara: 130,647 km 2 , Göller: 1,310 km 2<br />
Sınır Uzunluğu Kara; 1,228 km, Deniz: 13,676 km<br />
İklim kışlar yağışlı ve ılıman, yazları kurak ve sıcak<br />
Arazi Yapısı genellikle dağlık. Dağ sıraları denize doğru yarımada<br />
şeklinde uzanır.<br />
En alçak ve yüksek Mediterranean Sea 0 m,<br />
noktalar<br />
Mount Olympus 2,917 m<br />
Doğal Kaynaklar Linyit, petrol, demir, boksit, kurşun, çinko, nikel,<br />
mermer, tuz, hidro-elektrik potansiyeli<br />
Arazi Kullanımı Tarım alanı; %20.45, sürekli bitki kaplı; %8.59,<br />
diğer; %70.96 (2005<br />
Sulanabilir Arazi 14,530 km 2 (2003)<br />
Doğal Afetler şiddetli deprem<br />
Çevre Sorunları su ve hava kirliliği<br />
Nüfus 10,749,943 ( 2010 Tah.)<br />
Şehirleşme Oranı %61<br />
Hayat Beklentisi (yıl) 79.8 yıl<br />
Okur-Yazar Oranı %96<br />
Eğitim Harcamaları/<br />
GSMH Oranı<br />
%4.4 (2005)<br />
Yunanistan 1829 yılında Osmanlı İmparatorluğundan bağımsız hale geldi. II. Dünya<br />
savaşında önce İtalya daha sonra Almanlar tarafından işgal edildi. Savaş sonrasında kral<br />
taraftarları ile komünistler arasında geçen bir iç savaş yaşandı. Bu iç savaş 1949 yılında<br />
kralcıların galibiyeti ile sona erdi. Yunanistan 1952 yılında NATO‟ya, 1981 yılında ise Avrupa<br />
birliğine girdi. 2001 yılında ortak Euro para birimini kabul eden Yunanistan bütçe disiplinine<br />
uymadığı için büyük bir kamu borcu yükü altına girmiş ve 2010 yılında mali krizle gündeme<br />
geldi.<br />
2. Yunanistan’da Ekonomi (2)<br />
Küçük fakat son derece açık ekonomiye sahip bir ülke olan Yunanistan, toplam milli<br />
gelirde AB ülkeleri içinde Portekiz‟den sonra en düşük değere sahiptir. Halihazırda<br />
sürdürülmekte olan özelleştirme programına rağmen devlet ekonomide önemli rol oynamaya<br />
devam etmektedir. Yunanistan‟da endüstriyel yapı diğer AB ülkelerine nispeten daha<br />
sınırlıdır.
67<br />
1970‟lerden beri süregelen düşük seviyedeki ekonomik büyümenin nedeni olarak<br />
oldukça geniş kamu sektörü gösterilmektedir. Kamu sektörü hizmet ve mal sağlamanın<br />
dışında kapsamlı bazı politikaları gerçekleştirmek için araç olarak kullanılmıştır.<br />
Yunanistan‟da devlet savunma sanayi, hava ve demiryolları ve rafinerilerde ve sanayi<br />
sektörünün % 70‟inde 1990‟lı yılların başlarına kadar etkin rol oynamıştır. Kamunun<br />
bankacılık sektöründe de var olan belirleyiciliği bir çok büyük endüstriyi kontrol etmesine<br />
olanak sağlamıştır.<br />
1996 yılına kadar kamu sektörünün tekel gücünü azaltmak için çok küçük çapta<br />
değişiklikler yapılmıştır fakat teknolojide hızla artan ilerlemeler, küreselleşmenin hızlanması<br />
ve Avrupa Birliği‟ne verilen bazı taahhütler sonucunda kamu sektörü reformları öncelikli bir<br />
politika durumuna gelmiştir.<br />
1998 yılında Hükümet Avrupa Para Birliği‟ne (EMU) katılım çerçevesinde kapsamlı bir<br />
özelleştirme programına başlamıştır. Ülkedeki çoğu endüstri Selanik ve Atina bölgesinde<br />
yoğunlaşmıştır. Kuzey bölgelerinde ve Ege adalarındaki yetersiz altyapı hükümetin<br />
merkeziyetçiliği azaltma ve yerel yönetimleri güçlendirme çabalarını engellemiştir. Bu<br />
durumun AB Topluluk Destek Çerçeve Programı ile sağlanan finansmanla kara ve<br />
demiryollarında, liman ve havaalanlarında yapılacak yatırımlarla değişmesi beklenmektedir.<br />
Yunanistan‟da tarım, ormancılık ve balıkçılığın GSYİH‟ye katkısı son yıllarda azalmıştır.<br />
Hizmetler sektörünün GSYİH‟ye katkısı çoğu gelişmiş ülkede olduğu gibi önemli yer<br />
tutmaktadır. Hizmetler sektörünün düşük katma değerli yapısı finansal sistemin 1990‟lı<br />
yıllarda modernizasyonu ile değişmiştir. Turizmin toplam milli gelirde önemli bir payı<br />
bulunmakta ve sektör ülkenin döviz kaynakları için hayati önem taşımaktadır. En geniş alt<br />
sektörler emlak işleri ve ticarettir.<br />
Finans sektörünün büyümesi ve Telekom pazarının serbestleştirilmesi ile ulaştırma ve<br />
iletişim sektörlerinin önemi artmıştır. 2010 yılında ortaya çıkan mali kriz nedeni ile hükümet<br />
sıkı para politikası izlemek üzere kararlar almıştır. Bu kararlar arasında bütçe açıklarının<br />
azaltılması için kamu harcamalarının azaltılması, ücret artışlarının sınırlandırılması, vergi<br />
kaçaklarının önlenmesi gibi tedbirler vardır. Bu tedbirler işçi sendikaları tarafından tepki ile<br />
karşılanmıştır.<br />
Ekonomi ile ilgili bazı göstergeler aşağıdaki gibidir (3)<br />
GSMH (PPP) 341 milyar $ (2009 tah.)<br />
Kişi Başına GSMH 32,100$ (2009 tah.)<br />
GSMH Bileşenleri Tarım; %3.4, sanayii; %20.8, hizmetler;<br />
%75.8 (2009 )<br />
Bütçe Gelirler: 108.7 milyar $, giderler: 145.2 milyar<br />
$ (2009)<br />
Kamu Borcu/GSMH %113.4 (2009 tah.)<br />
Oranı<br />
Enflasyon Oranı % 1.2 (2009 tah.)<br />
Tarımsal Ürünler Buğday, arpa, mısır, şeker pancarı, zeytin,<br />
domates, şarap, tütün, patates, et, süt<br />
Sanayi Ürünleri Gıda ve tütün mamülleri, tekstil, kimyasal<br />
maddeler, metal ürünleri, petrol ürünleri,<br />
madencilik.<br />
Hizmet Sektörü Turizm, deniz taşımacılığı<br />
Elektrik üretimi 58.79 milyar kWh (2007 tah.)<br />
Petrol Üretimi 4,891 varil/gün (2008 tah.)<br />
Dış borçlar 552.8 milyar $ (2009)
3. Yunanistan’da Tarım (4)<br />
68<br />
Yunanistan tarımında önemli handikaplar veya engeller vardır. Bunlar arasında<br />
toprakların verimsizliği, kuraklık, erozyon ve sermaye yatırımlarının yetersiz olması gibi<br />
hususlar vardır. 1999 yılında tarımda çalışanların sayısı 794.000 kadardı. Arazinin yaklaşık<br />
% 30 kadarı işlenebilir niteliktedir.<br />
Tarım, ülke gida ihtiyacının ancak yarısını karşılamaktadır. İşlenen arazinin %72<br />
kadarı mevsimlik ürünler ekilidir. %28 kadarında ise bağ ve bahcelik vardır. 1998<br />
yılında tarım arazisinin % 36 kadarı sulanmaktaydı.<br />
Tarımın GSMH içerisindeki rolu oransal olarak gittikçe düşmektedir. 1950<br />
lerde bu oran %25 iken 2000 yılında %9 olmuş, 2009 yılında ise % 3.4 düzeyine<br />
inmiştir. Tarımsal Ürünler tüm ihracat gelirlerinin %30 kadarını oluşturmaktadır.<br />
1999 yılında bazı <strong>tarımsal</strong> ürünlerin üretim miktarı (bin ton olarak)<br />
sugar beets…….…. 2,350<br />
tomatoes,……….… 2,060<br />
wheat,………….….. 1,900<br />
corn, ………………..1,900<br />
oranges,…………..… 900<br />
peaches,…………..…. 500<br />
olive oil,………………. 378<br />
cotton, ……………..….384<br />
barley, ……………..….414<br />
apples,……………….. 360<br />
tobacco,…………..…. 126<br />
2001 yılı hayvancılıkla ilgili rakamlar ise aşağıdaki gibidir:<br />
Koyun……….…..9,269,000<br />
Keçi…………..…5,180,000<br />
Domuz....................936,000<br />
Sığır........................579,000<br />
Eşek…......................72,000<br />
At..........................….33,000<br />
Katır..........................40,000<br />
Tavuk........................28,000,000<br />
Hayvansal üretimdeki gelişmelere rağmen üretim iç tüketimi karşılayamamaktadır<br />
4. Yunanistan’da Tarım Bakanlığı (5)<br />
Tarım Bakanlığının resmi adı, “Kırsal Kalkınma ve Gıda Bakanlığı”dır. İngilizce ifadesi<br />
“Ministry of Rural Development and Food” şeklindedir. Tarım Bakanlığı 1910 yılında<br />
kurulmuştur. Kuruluştaki adı “Tarım Ticaret ve Endüstri Bakanlığı” idi. 1916 yılında<br />
Bakanlığın adı “Milli Ekonomi Bakanlığı” olarak değiştirilmiştir.<br />
Bakanlığın görevleri aşağıdaki şekilde belirlenmiştir:<br />
a. Örnek çiftlikler, araştırma istasyonları, hayvancılık işletmeleri, şarap yapım<br />
üniteleri, su yönetimi istasyonları, gübre fabrikaları kurup işletmek,<br />
b. Genel <strong>tarımsal</strong> eğitim faaliyetleri yapmak,<br />
c. Ziraat Odalarının çalışmalarını düzenlemek,<br />
d. Bitki hastalık ve zararlıları kontrol etmek,<br />
e. Hayvan hastalıklarını kontrol etmek,<br />
f. Çevre düzenlemelerini düzenlemek.<br />
Günümüzde, Yunan Ziraat Bankası, Tarım Bakanlığına bağlı olarak çalışan bir<br />
kurumdur.
69<br />
5. Yunanistan’da Tarımsal Yayım (6)<br />
Yunanistan‟da Tarımsal Yayım resmen 1950 yılında kurulmuştur. Bu kuruluşun amacı<br />
üretimde verimliliği sağlamanın yanında kırsal alanda sosyal düzenlemeler de<br />
gerçekleştirmekti. 1950 li yıllar ve 60 lı yılların ilk yarısında kuruluş amaçlarını<br />
gerçekleştirmede oldukça başarılı olmuştur.<br />
Bu yıllar Yunanistan‟da Tarımsal Yayım‟ın “altın çağı” olarak nitelendirilir. Bu<br />
dönemde özellikle agronomist Yayımcılar belirli programlar çerçevesinde çok başarılı<br />
hizmetler yerine getirmişlerdir. Bu dönemde Yayımcılar “değişim ajanı” rolünü iyi oynamışlar<br />
ve özellikle önder çiftçilerin modernizasyona karşı tutumlarını olumlu yönde değiştirmişlerdir.<br />
Bu dönemde Yayımcıların karşılaştıkları sorunlar mevcut teknoloji ve yeni girdilerin katkısı ile<br />
kolayca çözülebiliyordu. Bunun sonucu olarak stratejik ürünlerde ülke 1950 li yılların sonuna<br />
doğru kendine yeterli duruma geldi.<br />
1960 lı yılların sonunda Yayım Servisi ülke düzeyinde yaygınlaştı. Ancak, bu<br />
dönemde Tarımdaki sorunların niteliği değişmeye başladı. Artık yalnızca üretim artışı ile<br />
sorunların çözümü gerçekleştirilemedi. Bu noktadan sonra <strong>tarımsal</strong> yapı ve pazarlama<br />
konuları ile ilgili sorunlar öncelik kazanmaya başladı. Bu sırada ortaya çıkan sorunların<br />
çözülememesinden kaynaklanan hoşnutsuzlukla Tarımsal Yayım Servisine olan güven de<br />
azalmıştır. Bu zamandan sonra Tarımsal Yayım Servisi bürokratik görevlerle daha çok<br />
meşgul olamaya başladı ve etkinliği azalmaya başladı.<br />
Kamu Yayım Sevisi etkinliği azaldıkça, özel <strong>yayım</strong> hizmetleri gelişmeye başladı.<br />
Tarıma girdi temin eden özel kuruluşlar çiftçilere teknik hizmetler konusunda giderek daha<br />
artan bir biçimde hizmet vermeye başladı.<br />
1981 yılında Yunanistan'ın Avrupa Topluluğuna girmesi sonrasında Ortak Tarım<br />
Politikası (CAP) nın uygulanması görevi doğrudan doğruya Kamu Yayım Servisine verildi.<br />
CAP ilkelerine göre rekabet gücü potansiyeli olan işletmeler daha çok desteklenmeye<br />
başlandı. Günümüzde bu politika devam etmektedir.<br />
6. Yunanistan’da Tarımsal Desteklemeler (7)<br />
Diğer ülkelerde olduğu gibi Yunanistan‟da da tarım sektörü her zaman<br />
desteklenmiştir. Bu desteklemelerin klasik şekli çiftçiler arasında büyüklük ve benzeri<br />
özellikleri göz önünde bulundurmadan girdilerin subvansiyonu ve taban fiyatları yoluyla<br />
olmuştur.<br />
Yukarıda da belirtildiği gibi, Yunanistan‟ın Avrupa Topluluğuna 1981 yılında<br />
girmesinden sonra destekleme politikalarında önemli bir değişik benimsendi. Avrupa<br />
Topluluğu Ortak Tarım Politikaları çerçevesinde desteklemelerin daha çok rekabet gücü olan<br />
ve ülkenin verimli ovalarında çiftçilik yapan “dinamik çiftçiler” olarak adlandırılan çiftçilere<br />
yönelik olması kararlaştırıldı. Diğer çiftçiler ise “telafi ödemeleri” olarak adlandırılan<br />
ödemelerle desteklendi.<br />
1990 lı yıllarda hükümet tarım sektörünü desteklemek için bazı uygulamalar yaptı. Bu<br />
çerçevede, <strong>tarımsal</strong> gelirlerin birçok vergiden muaf tutuldu, düşük faizli kredi temin edildi,<br />
<strong>tarımsal</strong> girdiler desteklendi tarıma dayalı sanayi işletmeleri desteklendi ve bir yenilik olarak<br />
ağır tarım ve iş makinelerinin çiftçiler ve tarım kooperatifleri tarafından ucuz kiralar karşılığı<br />
kiralanması imkanı getirildi. Diğer taraftan işletmelerin gittikçe küçülmesi eğilimini durduracak<br />
önlemler alındı.<br />
Bazı araştırmalarda <strong>tarımsal</strong> desteklemelerin hesaplanmasında OECD tarafından<br />
geliştirilen bir ölçü kullanılmaktadır. Bu ölçü ürün satış fiyatı içinde destek miktarının oranıdır.<br />
Bu ölçüye göre, Yunanistan‟da uygulanan desteklemelerin AB ülkelerine paralel bir seyir<br />
takip ettiği anlaşılmaktadır. Destek oranı 1993 yılında % 40 oranı ile maksimum düzeye<br />
çıkmıştır. Bu oran 2006 yılında % 37 düzeyine düşmüştür. Ancak bu noktada şunu da ifade<br />
etmek gerekir ki, destek oranı hayvansal üretimde bitkisel üretime göre daha fazladır. Bu fark<br />
bazen 10 puana kadar çıkmaktadır.
KAYNAKLAR<br />
70<br />
(1) https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/geos/gr.html<br />
(2) Yunanistan Ülke Raporu, T.C.Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi,<br />
2009, Ankara<br />
(3) https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/geos/gr.html<br />
(4) http://www.nationsencyclopedia.com/<br />
(5) http://www.minagric.gr/en/index.html<br />
(6) A. Koutsouris, Organization of the Extension Service in Greece, Development Agency of Karditsa<br />
(AN.KA S.A), Greece<br />
(7) http://www.asecu.gr/Seeje/issue11/KARANIKOLAS.pdf