02.03.2013 Views

alaturka müziğin yasaklanmasında atatürk

alaturka müziğin yasaklanmasında atatürk

alaturka müziğin yasaklanmasında atatürk

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Rejimin istikameti ise bellidir. 21-24 Mart 1930 tarihleri arasında, Vossische Zeitung<br />

muhabiri Emil Ludwig ile bir röportajında, Atatürk, Şark <strong>müziğin</strong>in Bizans'tan kalma<br />

olduğunu ve gerçek Türk <strong>müziğin</strong>in Anadolu halkından işitilebileceğini söyler ve “Batı<br />

musıkiciliğinin” alınmakta olduğunu bildirir [Oransay 1984, s. 32]:<br />

Musiki İnkılabı:<br />

Gazi Hazretleri söylüyor:<br />

–Montesquieu’nün “bir milletin musikicilikteki meyline ehemmiyet verilmezse, o<br />

milleti ilerletmek mümkün olamaz” sözünü okudum, tasdik ederim. Bunun için<br />

musikiciliğe pek çok itina göstermekte olduğumuzu görüyorsunuz.<br />

(Ludwig:) Bir garplılara göre şark musikiciliğinin kulaklarımıza gelen garabeti<br />

cihetinden bahsettim ve dedim ki; şarkın yegane anlıyamadığımız bir fenni varsa, o<br />

da onun musikiciliğidir. Gazi, itiraz ederek şöyle demiştir:<br />

–Bunlar hep Bizans’tan kalma şeylerdir. Bizim hakiki musikimiz Anadolu halkında<br />

işitilebilir.<br />

–Bu nağmelerin ıslahiyle terakki ettirilmesi mümkün değil midir?<br />

–Garp musikiciliği bugünkü haline gelinceye kadar, ne kadar zaman geçti:<br />

–Dört yüz sene kadar geçti.<br />

–Bizim bu kadar zamanı beklemeğe vaktimiz yoktur. Bunun için, garp<br />

musikiciliğini almakta olduğumuzu görüyorsunuz.<br />

Aynı yıl içinde, 1924’ten beri çalındığı halde, “fazlaca Alaturka karakterde bulunan” Ali<br />

Rıfat Çağatay’ın Acemaşiran İstiklal Marşı bestesi yerine, Osman Zeki Üngör’ün bugün<br />

yürürlükte olan Sol minör tonundaki bestesi resmi olarak kabul edilir [Cumhuriyet’in 75<br />

Yılı 1998, s. 104].<br />

1931’e gelindiğinde, İstanbul’da iki yeni oluşum görülür: Mahmut Ragıp Gazimihal’in<br />

kurucusu olduğu “Opera Cemiyeti” (13 Nisan) ve Rauf Yekta’nın oluşturduğu “Halk Musıki<br />

Cemiyeti” [Oransay 1984, s. 117]. Alaturka-Alafranga kamplaşması bütün hızıyla devam<br />

etmektedir.<br />

1932 yılında, ilk kez Hafız Yaşar Okur tarafından Yerebatan Camii’nde Türkçe Kur’an<br />

okunur (22 Ocak) ve birkaç ay sonra Türkçe Ezan uygulamasına geçilir (18 Temmuz) [ibid.,<br />

s. 118 ve Cumhuriyet’in 75 Yılı 1998, s. 122]. Aynı yıl, 2 ila 11 Temmuz boyunca Birinci<br />

Türk Tarih Kongresi toplanır ve “Türk Tarih Tezi” ileri sürülür. Hemen ardından, 12<br />

Temmuz’da Türk Dili Tedkik Cemiyeti kurulur, “Güneş-Dil Teorisi” ortaya atılır ve<br />

özleştirmecilik ile kökencilik hareketleri başlar [Cumhuriyet’in 75 Yılı 1998, s. 124-5].<br />

Türkçe ibadet dahil olmak üzere, milli kültür hususunda devletin kararlılığına, Atatürk, 1<br />

Kasım 1932 tarihli meclis açış konuşmasında vurgu yapar [TBMM 1958]:<br />

“ Milli kültürün her çığırda açılarak yükselmesini Türk Cümhuriyetinin temel<br />

dileği olarak temin edeceğiz (Alkışlar).” (Devre IV, cilt 10, içtima 2, s. 3)<br />

10

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!