02.04.2013 Views

Halkların bireysel ve kolektif mülkiyetlerine doğrudan saldırı ve 19 ...

Halkların bireysel ve kolektif mülkiyetlerine doğrudan saldırı ve 19 ...

Halkların bireysel ve kolektif mülkiyetlerine doğrudan saldırı ve 19 ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

İngilizler, Konstantinopl’da Osmanlı yöneticileriyle sürekli bilgi alış<strong>ve</strong>rişi içindedirler. İlişki<br />

için kapılar açık tutulur. Yunanlılara karşı Konstantinopolis’deki Osmanlı yöneticilerini<br />

desteklerler. Silah akışı sağlarlar.<br />

İngilizler, Rumların kendi topraklarına dönmelerine izin <strong>ve</strong>rilmemesine niye göz yumdular?<br />

Çünkü alman-osmanlı emperyalizminin egemen olmak istedikleri memleketler de ingilizler<br />

egemen olmak isterler. Pontusluların, Ermenistanlıların, Kürdistanlıların geri dönmeleri<br />

onların amaçlarına ulaşmalarını engelleyebilir! Müslüman olan <strong>ve</strong>ya olmayan halkların<br />

soykırıma uğratılmalarına sessiz kalınmasının temel nedeni de budur. Kürdistan’da da işgale<br />

karşı çıkan kürdleri bombalamakla meşguldurler. İttihatçılarla savaşmıyorlar.<br />

Amaç özgür bir Pontos, Ermenistan, Kürdistan için var olan, gelişebilecek çalışmaları,<br />

girişimleri durdurmak <strong>ve</strong> ortadan kaldırmaktır. Zaten 1. Dünya Savaşı dönemindeki<br />

soykırımlarla nufus oranları fazlasıyla azaltılmıştır. Kafkas bölgesi, Pontos, Ermenistan,<br />

Kürdistan halklarının özgürlük istemleri ingilizleri tedirgin eder. Karşı duruş konusunda<br />

Konstantinopl’daki osmanlı yönetimiyle hemfikirdirler. Her iki sömürgeci imparatorluk<br />

bağımsızlık istemlerini imparatorluklarının yayılmacılıkları açısından tehlike olarak<br />

algılarlar.<br />

Yeni Osmanlı yöneticileri Mondros ateşkesi sırasındaki sınırları Osmanlı sınırları olarak<br />

kabul ettiklerinden bu ateşkes sonrası Kürdistan’daki İngiliz, Fransız <strong>ve</strong> Ege’deki Yunan,<br />

İtalyan askeri varlıklarını kendi çıkarları açısından tehlikeli bulurlar.<br />

Misak-ı-Milli olarak adlandırılan sınırların kendilerine bırakılmasında ısrar ederler. İngiliz <strong>ve</strong><br />

Fransız, İtalyanlarla dirsek temasları devam eder. İngiliz, Fransız, İtalyan <strong>ve</strong> Yunanlar<br />

arasında paylaşım kavgaları mevcuttur. Bundan dolayı ingilizler <strong>ve</strong> italyanlar ittihatçılarla<br />

gizli antlaşmalar yaparlar. İngilizler hem Yunanlılarla hem de ittihatçılarla dirsek<br />

temasındadırlar. İtalyanlar, ittihatçılarla silah satış antlaşması yaparlar. Bu antlaşma dahi<br />

emperyalist işgalin olmadığını belgelemeye yetiyor. İşgalci, işgal ettiği imparatorluğun<br />

yöneticilerine silah satar mı ? Antlaşma, satışlar belgeli durumda. Yunan Ordusu<br />

mensuplarıyla çatışmalar yaşanır. Bu silahlarda onlara karşı kullanılır.<br />

Osmanlıların 1.Dünya Savaşı’nda yenilgisi ezilen halkları umutlandırır. Ezilen halkları<br />

destekliyor görünümü içinde olan emperyalist-kapitalistler değişik ad <strong>ve</strong> yöntemlerle<br />

Osmanlıların yerini almaya başlarlar. Arap toprakları yeniden paylaşılır. Eğemen olunmaya<br />

çalışılır. Kürtlerin <strong>ve</strong> Kürtlerle iç içe, yan yana yaşayan Lazların, Ermenilerin, Asuri-<br />

Keldani-Süryanilerin, Pontosluların <strong>ve</strong> diğer bölgelerdeki Greklerin, Kafkas halklarının<br />

gelecekleri, emperyalist-kapitalistler arasında bölüşme, tartışma konusu olur.<br />

Osmanlı yöneticileri de başka halklara ait olan <strong>ve</strong> kendileri tarafından yönetilen,<br />

<strong>ve</strong>rgilendirilen toprakları denetim altında tutabilme yollarını düşünerek entrikaları<br />

geliştirirler. İngilizler <strong>ve</strong> Fransızlar, Rusya’da Ekim <strong>19</strong>17’deki gelişmelerin, iktidar<br />

değişiminin Ön Asya’da, Ortadoğu’da, Asya’da yayılmaması, hatta başarısız olması için<br />

yoğun çaba gösterirler. Ekim <strong>19</strong>17’yi gerçekleştiren Bolşeviklerin osmanlı yöneticileriyle<br />

ilişkiler geliştirmelerinden dolayı da yeni bir strateji saptamak zorunda kalırlar. İttihatçılara<br />

sert yaklaşmazlar. Görüşmeler devam eder.<br />

Aralarında Kürtlerin, Ermenilerin, Hellen-Rumların, Asuri-Keldani-Süryanilerin <strong>ve</strong> Osmanlı<br />

İmparatorluğu’nun geleceği konusunda tartışmalar, görüş alış<strong>ve</strong>rişleri yapılır. Bolşevikler,<br />

ingiliz, fransız yayılmacılığına karşı ittihatçılarla birlikte davranıp, ittihatçıların<br />

sömürgeleştirme projelerinin başarılı olması için gerekli katkıları sunarlar.<br />

Berlin Antlaşmasında belirtilen şartlar yerine getirilmediği için İngilizler, Kıbrıs’ı, Rus<br />

yöneticiler ise Kars <strong>ve</strong> Ardahan’ı Osmanlıya iade etmezler. Ta ki Ekim <strong>19</strong>17 de iktidarı<br />

imparatorluk yöneticilerinden alan Bolşevikler ittihatçılarla dostluk, dayanışmayı daha fazla<br />

derinleştirene kadar. <strong>Halkların</strong> kendi kaderlerini belirlemesi sloğanını Kürdistan, Pontos<br />

halklarına layık görmeyen bolşeviklerin ittihatçılarla olan ilişkileri çok özeldir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!