Atatürk'ü Anlamak ve Tamamlamak (e-kitap)
Atatürk'ü Anlamak ve Tamamlamak (e-kitap)
Atatürk'ü Anlamak ve Tamamlamak (e-kitap)
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
gerektir. Gelecek yılların doruğundan geriye bakarak 1966 üzerinde durunca bu seçimin bir<br />
rastlantı ötesinde bağlandığı nedenleri açık <strong>ve</strong> seçik olarak görebileceğiz. Şimdiden insanın<br />
zihninde böylesine bir soru canlanmaktadır: Bin dokuz yüzlerin bilmem hangi yılında<br />
ülkemizin koşulları <strong>Atatürk'ü</strong>n aşağıdaki sözlerini "savcı"lardan biri için soruşturma konusu<br />
yaparsa durum ne olacaktır? "El yazısı" ya da "fotokopi" istenmesi halinde Türk Tarih<br />
Kurumu ya da Türk Devrim Tarihi Enstitüsü yetkilileri <strong>Atatürk'ü</strong> savunmaya hazır mıdırlar?<br />
Ellerindeki belgeleri titizlikle korumaları için "Bursa Nutku" ile eşanlamlı olan tümcelere<br />
ilgilerini çekmekle yetinelim. Atatürk diyor ki: "Bütün bu şeraitten daha elim <strong>ve</strong> daha vahim<br />
olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet <strong>ve</strong> dalâlet <strong>ve</strong> hatta hıyanet<br />
içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi<br />
emelleriyle tevhidedebilirler. Millet fakrü zaruret içinde harap <strong>ve</strong> bitap düşmüş olabilir.<br />
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte; bu ahval <strong>ve</strong> şerait içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl <strong>ve</strong><br />
Cumhuriyetini kurtarmaktır!"<br />
Çeşitli bakımlardan <strong>Atatürk'ü</strong> kemirenlerin yanında bir gerçek, bütün görkemiyle karşımıza<br />
çıkıyor. Geçen zaman <strong>Atatürk'ü</strong> eskiteceğine gözlerimizde daha da büyütmektedir. Buna<br />
bakarak, gelecek kuşakların onu daha iyi değerlendireceklerine <strong>ve</strong> anlayacaklarına<br />
inanıyorum. <strong>Atatürk'ü</strong>n çilesi dediğimiz şeyler bizim çilemizdir. O, görevini yapmış<br />
insanların iç huzuru ile bizi gözetliyor. Sorumluluğunu duyan <strong>ve</strong> bilen evlatlarının Türkiye'nin<br />
devrim bayrağını, canları pahasına da olsa elden bırakmayacaklarına inanıyor. Atatürk<br />
Türkiye'sinin yörüngesini değiştirmeyi tasarlayanlar ateşle oynadıklarını bilmelidirler.<br />
ATATÜRK'ÜN PABUCU<br />
Büyük adamlığa özenti duyanların gerçekten büyük adam olduğu görülmüş şey değildir.<br />
Büyük adamlar, tarihi koşulların yarattığı bir ortam içinde meydana çıkar <strong>ve</strong> kendi kişiliği<br />
üzerinde yükselir. <strong>Atatürk'ü</strong>n "Büyük adam kime derler?" sorusuna <strong>ve</strong>rdiği cevap,<br />
çevresindeki bazı insanları <strong>ve</strong> ölümünden sonraki bazı olayları anlamamız bakımından ilgi<br />
çekicidir: "Bir adam ki büyük olmaktan bahseder, benim hoşuma gitmez. Bir adam ki milleti<br />
kurtarmak için ev<strong>ve</strong>lâ büyük adam olmak lâzımdır der <strong>ve</strong> bunun için bir de nümune intihap<br />
eder, onun gibi olmayınca memleketin kurtulamayacağı kanaatinde bulunur, bu adam<br />
değildir." (15). Halbuki yakın geçmişimizde Atatürk örneği etrafında oluşan büyük adam<br />
kopyaları eksik değildir. Ancak küçük adamların büyük adam kopyası olabileceği ise su<br />
götürmez. Bunun içindir ki dünyanın hiçbir yerinde büyük adam uşaklığından "büyük<br />
adam"lığa yükselenler yoktur.<br />
Yakın arkadaşlarından biri, ölümünün birinci yıldönümünde Cemal Gürsel'in kişiliğini<br />
anlatırken önemli bir noktaya parmak basmıştır: "Merhum Gürsel'i en fazla kızdıran şey,<br />
yalan <strong>ve</strong> riya ile methedilmesi idi... Bir gün, kendisini Atatürk'e benzeten birisine sertçe<br />
dönerek (Bırakın, ben onun pabucu bile olamam) demişti." (16). Dilimizdeki "ayağının<br />
pabucu olamamak" deyimini kullanan Cemal Gürsel, alçak gönüllülük payı bir yana, yalın bir<br />
gerçeği dile getirirken <strong>Atatürk'ü</strong>n pabucu bile olamayacakların tafrasını, özentilerini<br />
düşünmüş olmalıydı. Türkiye'de tanıklık ettiği iç çekişmelerin <strong>ve</strong> sosyal çalkantıların