Atatürk'ü Anlamak ve Tamamlamak (e-kitap)
Atatürk'ü Anlamak ve Tamamlamak (e-kitap)
Atatürk'ü Anlamak ve Tamamlamak (e-kitap)
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
''suçlu'' aranırken şu sonuca varılıyor: ''Peki, suçlu kimdi? Elbette Atatürk değildi. Bize<br />
olağanüstü koşullarda, olağanüstü bir kabiliyet <strong>ve</strong> enerjiyle bir Kurtuluş Savaşı <strong>ve</strong> bir Vatan<br />
kazandıran Atatürk'e sadece sevgi, saygı <strong>ve</strong> minnettarlık borçluyuz. Üstelik taklitçiliğin çıkar<br />
yol olmadığını en gerçekçi bir şekilde söyleyen de yine bizzat Atatürk'tür... Bazılarının<br />
sandığı gibi, suçlu olan (<strong>Atatürk'ü</strong>n çevresi) de değildi; daha doğrusu suçlu yoktu! Söz konusu<br />
olan, Anadolu insanı için, şanslı bir tarihi rastlantı; fakat şanssız bir tarihi zorunluluk idi.<br />
<strong>Atatürk'ü</strong>n <strong>ve</strong> bir sürü isimli <strong>ve</strong> isimsiz kahramanın mevcudiyeti şanslı bir tarihi rastlantı idi.<br />
Bunlardan, başta Atatürk olmak üzere bir kısmının olmayışı tarihin akışına bambaşka bir seyir<br />
<strong>ve</strong>rebilirdi.'' (60).<br />
<strong>Atatürk'ü</strong>n Türk Devrimi içindeki yerini <strong>ve</strong> kişiliğinin özelliklerini yetesiye belirleyebilmek<br />
için, Mahatma Gandi ile arasında yapılan bir karşılaştırma ilginç noktaların gün ışığına<br />
çıkmasını kolaylaştırmaktadır. ''Biri ülkesinin bağımsızlık savaşında kılıçla, öbürü kılıçsız<br />
savaştı. Biri Batıcı, öteki Doğucu idi. Biri köklü <strong>ve</strong> devrimci değişikliklere inanan bir toplum<br />
reformcusu, öbürü ağır ağır değişikliğin, gelişmenin savunucusuydu. Biri ünlü general öbürü<br />
bir Mahatma (Aziz) idi. Biri daima Batılı kıyafetlerle bir Batılı olarak görünür, öbürü yarı<br />
çıplak, yoksul görünüşüyle tipik bir Doğuluydu. Biri mükemmel bir gerçekçi, öbürü seçkin bir<br />
ülkücüydü. Biri devrimci hareketleriyle <strong>ve</strong> ihtilalci tutumuyla bize Martin Luther'in, VIII.<br />
Henry'nin, Washington'un, Garibaldi'nin <strong>ve</strong> Bismarck'ın hayatını <strong>ve</strong> davranışlarını<br />
hatırlatıyordu. Öbürü ünlü sadeliği <strong>ve</strong> kendini şiddetten sakınmaya <strong>ve</strong> gerçeğe adayışıyla<br />
Budist Asoka, Halife Ömer, St. Paul, St. Francis <strong>ve</strong> William Penn'i hatırlatıyordu. Fakat<br />
Bütün bunlara rağmen, bu Asya'nın iki çağdaş <strong>Atatürk'ü</strong> arasında, kadın hakları, eğitim,<br />
laiklik, insan hakları, milliyetçilik, insan sevgisi, dünya barışı, ekonomik gelişme <strong>ve</strong> din gibi<br />
pek çok konuda büyük benzerlikler göze çarpmaktadır.'' (61).<br />
1973 Türkiye'sinde Atatürk'ten bir ''aziz'', bir ''evliya'' yaratmak gibisine ters yorum <strong>ve</strong><br />
tutumlar kadar, hem Türk Devrimi'ne, hem de Atatürk'e zararlı bir yol düşünülemez. Değişik<br />
sözcüklerle de olsa devrimin sürekliliği anlayışını öne süren Mustafa Kemal Atatürk'e uzak<br />
düşmemenin kaçınılmaz gereği, Türk Devrimi'nin değişmez simgesi olan <strong>Atatürk'ü</strong> ''anlamak''<br />
<strong>ve</strong> ''tamamlamak'' konularında yapıcı <strong>ve</strong> yaratıcı olmaktır.<br />
YENİ DEVLETİN TEMELİ<br />
Tarihle yaşıt olan savaşlar, çoğu kez, dünyanın siyasal haritasını değiştirmiş, yeni devletlerin<br />
tarih sahnesine çıkışı ya da eskilerin haritadan silinmesi zaferlere <strong>ve</strong> yenilgilere bağlı<br />
olmuştur. Büyük imparatorlukların kuruluşu <strong>ve</strong> batışı, sömürgeleşme <strong>ve</strong> bağımsızlığını<br />
kazanma olayları savaşların sonucuna sıkıca bağlıdır. Yeni devletlerin kuruluşu, büyük<br />
devletlerin parçalanması <strong>ve</strong> ufalanması, küçük devletlerin genişlemesi <strong>ve</strong> büyümesi, ulusların<br />
bütün güçlerinin bileşkesi sayılan savaşın sonucuna göre biçim kazanan gelişmelerdir. Bu<br />
genel çerçe<strong>ve</strong>yi yakın tarihimize uygulayacak olursak uçbeyliğinden imparatorluğa kadar<br />
uzanan Osmanlı serü<strong>ve</strong>nini, genişleme <strong>ve</strong> büyüme evresinden sonra da gerileme, parçalanma<br />
<strong>ve</strong> ufalanma evresine yol açan bir dizi savaşları görürüz. Etkinlik dönemlerinin ''fetih''<br />
savaşları, edilginlik dönemlerinde ''savunma'' savaşlarına dönüşmüş, Birinci Dünya<br />
Savaşı'ndan yenilgiyle çıkan Osmanlı İmparatorluğu, kendisine reva görülen ölüm fermanına<br />
boyun eğmeyince de tarihinin onurlu savaşlarından birini daha <strong>ve</strong>rmek zorunda kalmıştır.<br />
Batı emperyalizmine <strong>ve</strong> kapitalizmine karşı Anadolu bozkırında <strong>ve</strong>rilen <strong>ve</strong> yeni bir devletin,<br />
''T.C.'' simgesiyle gösterilen Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna temel olan ''İstiklal Harbi''