07.04.2014 Views

imam mâturîdî'nin - Yeni Ümit

imam mâturîdî'nin - Yeni Ümit

imam mâturîdî'nin - Yeni Ümit

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

izler için ‘âdâb’ olmuştur. 5 Ve yine bu sayededir ki,<br />

onun insanlarla olan beşerî münasebetleri sıra üstü<br />

ahlâkî güzellik ve örnekliklerle neticelenmiştir.<br />

Hz. Muhammed (sallallâhu aleyhi ve sellem)<br />

fevkalâde hususiyetleri olan resul bir beşerdir. Bir başka<br />

ifadeyle O, semavîliği içinde arzîliği, arzîliği içinde<br />

de semavîliği temsil eden bir beşerdir. Şu hâlde O<br />

Zât hakkında eksik ve yanlış bir kanaate düşmemek<br />

için bu hususun zihinde sürekli canlı tutulması gerekir.<br />

Sözgelimi, siyer ve hadîs kitaplarından O’nun<br />

(sallallâhu aleyhi ve sellem) çarşı içinde bedevî bir<br />

Arap karşısında -bir atın pazarlığıyla alâkalı olarakısrarını<br />

(Ebu Davud, Akdıye 20; Nesaî, Buyu’ 81) takip<br />

ederken, bir taraftan da O'nun beşerin idrak sınırlarını<br />

aşan İsrâ-Mi’rac gibi öteler ötesi varlıkta misli<br />

olmayan kutsi bir yolcuğun sahibi olması 6 gibi yönlerini<br />

de mülâhazaya almamız gerekir. 7 Evet, bu gibi<br />

durumlarda nazarlarımızı her vakit O’nun (sallallâhu<br />

aleyhi ve sellem) nuranî mahiyetine ve risalet mertebesiyle<br />

temsil olunan mânevî şahsiyetine çevirmeliyiz.<br />

Aksi takdirde –farkında olmaksızın- ya O’na<br />

karşı saygıda kusur ederiz veya O’nun büyüklüğü<br />

hakkında şüpheye düşeriz. 8<br />

Bugün saygı mevzuunda bazı kesimlerce içine düşülen<br />

çıkmazlardan biri de -modern zamanların pozitivist<br />

ve rasyonalist tesirlerinden beslenen- indirgemeci<br />

bir üslûpla Allah Resûlü’nün ‘sıradan bir tebliğci/<br />

postacı’ gibi görülmesidir. Bu sakim anlayışın da sonuçları<br />

itibariyle saygı sınırlarını zorladığını belirtmemiz<br />

gerekir. Çünkü mesajı getiren Zât’a karşı kusurlu<br />

bakışın, onunla gelen mesajın da kusurlu bir şekilde<br />

algılanmasına sebep olacağı açıktır.<br />

O’na (sallallâhu aleyhi ve sellem) karşı saygının<br />

devam eden bir duyarlılıkla korunması lâzımdır. Zîrâ<br />

zaman eskidikçe mesajın bizim zihinlerimiz ve nazarlarımızda<br />

solmaması, hep taze olarak hissedilmesi ve<br />

bizde sürekli o mesaja müracaat etme istek ve arzusunun<br />

kalması, bu saygının canlı tutulmasına bağlıdır.<br />

Hâsılı, mesajla mesajı getiren zât arasında çok önemli<br />

bir münasebet vardır. Onların saygınlıkları korunduğu<br />

nispette mesajlardan istifade oranı da o nispette<br />

artmış olacaktır. 9<br />

Bir İtiraz ve Cevabı<br />

Allah Resûlü’ne (sallallâhu aleyhi ve sellem) karşı<br />

korunması gereken saygı konusunda yapılan bu vurguları<br />

mübalağalı görenler itiraz mahiyetinde şöyle<br />

demektedirler: O, içimizden birisidir, farklı bakışlarla<br />

O’na (sallallâhu aleyhi ve sellem) karşı<br />

saygının devam eden bir duyarlılıkla korunması<br />

lâzımdır. Zîrâ zaman eskidikçe<br />

mesajın bizim zihinlerimiz ve nazarlarımızda<br />

solmaması, hep taze olarak hissedilmesi<br />

ve bizde sürekli o mesaja müracaat<br />

etme istek ve arzusunun kalması, bu<br />

saygının canlı tutulmasına bağlıdır.<br />

onun bizden uzaklaştırılması, onu takip etmeyi/örnek<br />

almayı imkânsız kılmaktadır.<br />

Şüphe yok ki O (sallallâhu aleyhi ve sellem) içimizden<br />

birisidir. Nitekim Kur’ân da ‘içinizden biri’<br />

anlamında bu duruma ‘resûlen min enfusihim’ (Âl-i<br />

İmrân 3/164) ve ‘resulen minhum’ (Cuma 62/2) gibi<br />

ifadelerle dikkat çeker. Bununla birlikte Kur’ân Hz.<br />

Peygamber’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) fevkalâde<br />

özellikler sahibi seçkin bir beşer olduğunu da bize öğretir.<br />

Öyle ki Kur’ân’da Allah (celle celâlühü) için kullanılan<br />

iki sıfat Hz. Peygamber için de kullanılır: “Kasem<br />

olsun ki size nefsinizden (kendi içinizden ve cinsinizden)<br />

öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya<br />

düşmeniz O'na çok ağır gelir. O ki size çok düşkündür<br />

(üzerinize titrer); inananlara karşı çok şefkatli ve merhametlidir<br />

(raûf ve rahîm’dir).” (Tevbe 9/128)<br />

Bu İlâhî beyanın ışığında O'nunla alâkalı tespitlerimize<br />

özen göstermemiz gerekir ki o da şudur: Evet<br />

Allah Resulü içimizden birisidir, ancak O (sallallâhu<br />

aleyhi ve sellem) hiçbir hususta seviyemize indirilecek<br />

birisi değildir. Bir diğer ifadeyle, O hem-cinsimizdir,<br />

yani içimizden bir beşerdir; ama O'nda, bizde olmayan<br />

derinlikler vardır. 10 O ki (sallallâhu aleyhi ve sellem)<br />

hayatı boyunca üstün ahlâkın her bir ünitesini/<br />

şubesini en yüksek mertebeleriyle temsil edip 11 eşsiz<br />

bir rehberlik sergilemiştir. Bunun için olsa gerektir ki<br />

yaşadığı hayata/ömre bizzat Allah tarafından kasem<br />

edilmiştir. (Hıcr 15/72)<br />

Kısa bir hatırlatmadan sonra, Allah Resûlü’nün<br />

üstün donanımını görmek istemeyenlere şu soruları<br />

yöneltmek istiyoruz: 1- Hep yüksek düşünüp yüksek<br />

yaşamış ferd-i ferîd bir şahsiyeti konumuna uygun bir<br />

şekilde anlatma gayretinin nesi/neresi onu kendimizden<br />

uzaklaştırma faaliyetidir? 2- Acaba sıradanlaştırılmış<br />

bir peygamber tasavvuru bize ne kazandıracaktır?<br />

22

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!