07.04.2014 Views

imam mâturîdî'nin - Yeni Ümit

imam mâturîdî'nin - Yeni Ümit

imam mâturîdî'nin - Yeni Ümit

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

her erkeğe dört kadınla evlenmeyi emrediyormuş gibi bir<br />

anlayışın olmasıdır. Hâlbuki birden fazla kadınla evlenmek,<br />

dinî bir mecburiyet yani bir farz veya vacip değil; bir<br />

ibâha ve müsaadeden ibarettir. (Muhammed Ali es-Sabûnî,<br />

Tefsiru âyâti’l-ahkâm, Dersaadet, İstanbul, c. 1, s. 397-398)<br />

Buna göre her erkek kendi şartlarını ve durumunu gözden<br />

geçirerek ikinci evliliği yapmaya kendisi karar vereceği<br />

gibi, her kadın da, evli bir erkekle evlenip evlenmeme<br />

hususunda seçim hakkına sahiptir. Dolayısıyla eğer ikinci<br />

evliliğin gerçekleşmesiyle her iki taraf için de ortaya çıkması<br />

muhtemel bazı zararlar söz konusu olacaksa, bunu<br />

en iyi şekilde tespit edecek ve evlilik yapıp yapmamaya<br />

karar verecek tarafların kendileridir.<br />

Diğer taraftan ister tek evlilik olsun ister çok evlilik,<br />

kişilerin durumuna göre evliliğin hükmü değişebilir.<br />

İslâm fıkıhçıları şahsın özel durumunu nazar-ı itibara alarak<br />

nikâhın hükmünün değişeceğini söylemişlerdir. Buna<br />

göre; mehir ve nafakaya sahip olan bir kimsenin zinadan<br />

korunması ancak nikâhlanmak suretiyle olursa evlenmesi<br />

farz, nikâhlanmadığında zinaya düşme tehlikesi bir endişe<br />

olarak bahis mevzuu ise evlenmesi vacip olur. Bazı fukaha<br />

evlenmenin kişiye vacip veya farz olması için, karısına<br />

zulmedeceği korkusunun bulunmaması gibi bir şart daha<br />

ilave etmişler; böyle bir korku bulunması hâlinde o kişinin<br />

evlenmesinin mekruh olacağını söylemişlerdir. Aynı<br />

şekilde zina korkusu bulunsa bile mehir ve nafakaya sahip<br />

olmayan kimsenin evlenmesi de, mekruh görülmüştür.<br />

(Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) de:<br />

“Ey gençler topluluğu! Sizden evliliğin külfetlerini yerine<br />

getirmeye gücü yeten evlensin.” (Buhârî, Savm 10) buyurarak<br />

bu hususa dikkat çekmiştir.) Gerekçe olarak da mehir<br />

ve nafakanın kul hakkı olduğu, zinadan kaçınmanın<br />

ise Allah hakkı olduğu, bu iki hak karşılaştığında kul hakkının<br />

tercih edileceği gösterilmiştir. Ancak böyle bir kimsenin<br />

başkalarından borç alma imkânı varsa bunu yapması<br />

da mendup ve hattâ duruma göre vacip olur. Zira iffetli<br />

ve namuslu kalmak niyetiyle evlenmek isteyen bir kimsenin<br />

fakirlikten korkmaması gerektiği âyetle sabittir. (İbn<br />

Abidin, Haşiyetü reddi’l-muhtâr, Dar-u Kahraman, İstanbul,<br />

1984, 3/6) İtidal hâlinde olan yani harama düşme tehlikesi<br />

bulunmayan, malî ve bedenî bir engeli de olmayan<br />

bir kimsenin evlenmesi ise sünnet-i müekkededir. Bunun<br />

yanında bir kişinin evlendiği takdirde evlilik hukukuna riayet<br />

etmeyip, karısına zulmedeceği kesin olarak bilinirse<br />

bu kişinin evlenmesi haram, eğer bu bir ihtimal dâhilinde<br />

ise evlenmesi mekruhtur. (İbn Abidin, Haşiyetü reddi’lmuhtâr,<br />

Dar-u Kahraman, İstanbul, 1984, 3/7)<br />

Evet, buradan anlaşılmaktadır ki, İslâm’a göre herkes<br />

gelişigüzel evlenemeyeceği gibi, gelişigüzel ikinci ve<br />

üçüncü evliliği yapması da mümkün değildir. Şahısların<br />

özel durumlarına göre evliliğin hükmü nasıl değişiyorsa,<br />

aynı şekilde birden fazla kadınla evlenmelerinin de hükmü<br />

değişecektir. Bazıları için duruma göre bu bir mecburiyet,<br />

bazıları için ise mekruh veya haram hükmünü alabilir.<br />

Buna göre, ikinci evliliği yapacak erkeğin malî gücünün<br />

kadınların mehir ve nafakalarını karşılamaya yetecek miktarda<br />

olması ve bu kişinin âyet-i kerimede ifade edilen<br />

adalet şartına uyması yani eşlerine zulmetme korkusunun<br />

bulunmaması gerekir.<br />

Kur’ân’ın Evliliğe Bakışı<br />

Kur’ân-ı Kerîm’de evliliğin hikmet ve faydalarına işaret<br />

eden, kadın ve erkeğin birbirlerine karşı haklarından<br />

söz eden, eşlerin birbiriyle iyi geçinmelerini tavsiye eden<br />

vb. aile müessesesiyle ilgili bir hayli âyet-i kerime bulunmaktadır.<br />

Ancak biz burada sadece konumuzla ilgili birkaç<br />

hususa işaret edeceğiz.<br />

Cenâb-ı Hak Nisâ Sûresi’nde: وَعَ‏ اشِ‏ رُوهُ‏ نَّ‏ بِالْمَ‏ عْ‏ رُوفِ‏ “Onlarla<br />

maruf çerçevesinde (akla, tab-ı selime ve dine uygun<br />

bir şekilde) geçinin” (Nisâ Suesi, 4/19) buyurarak, aile<br />

huzuruna ve iyi geçime dikkat çekiyor. Başka bir âyet-i<br />

وَمِنْ‏ آيَاتِهِ‏ أَنْ‏ خَ‏ لَقَ‏ لَكُ‏ مْ‏ مِنْ‏ أَنْفُسِ‏ كُ‏ مْ‏ أَزْ‏ وَاجً‏ ا لِتَسْ‏ كُ‏ نُوا إِلَيْهَ‏ ا ise: kerimede<br />

- d “O’nun varlığının ve kudretinin وَجَ‏ عَلَ‏ بَيْنَكُ‏ مْ‏ مَوَدَّةً‏ وَرَحْ‏ مَ‏ ةً‏<br />

lillerinden biri de: Kendilerine ısınmanız için, size içinizden<br />

eşler yaratması, birbirinize karşı sevgi ve şefkat var<br />

etmesidir” (Rum Suresi, 30/21) buyurmak suretiyle aile<br />

içinde bulunması gereken en önemli iki esas olarak “rah-<br />

هُ‏ وَ‏ de: met” ve “meveddet”e işaret ediyor. A’râf Sûresi’nde<br />

“O’dur الَّذِي خَ‏ لَقَكُ‏ مْ‏ مِنْ‏ نَفْسٍ‏ وَاحِ‏ دَةٍ‏ وَجَ‏ عَلَ‏ مِنْهَا زَوْ‏ جَ‏ هَا لِيَسْ‏ كُ‏ نَ‏ إِلَيْهَا<br />

ki si zi bir tek can dan ya rat tı ve bun dan da, gönlü ken disi<br />

ne ısın sın/huzur bulsun di ye eşi ni in şâ et ti” (A’râf Suresi,<br />

7/189) beyanında bulunarak evlilikten beklenen bir diğer<br />

maksat olarak eşler arasındaki samimiyet, sıcaklık, huzur<br />

ve sükûnete dikkat çekiliyor.<br />

Buradan anlıyoruz ki, evlilikten maksat, eşlerin huzur<br />

bulacağı, karşılıklı, saygı, sevgi, muhabbet ve hürmetin<br />

olduğu, eşlerin birbirine karşı hüsn-ü muaşeretle muamelede<br />

bulunduğu, kısaca mü’min için bir nevi cennet bahçesi<br />

kabul edilebilecek bir yuva vücuda getirmektir. Aynı<br />

zamanda Cenâb-ı Hak: وَأَخَ‏ ذْ‏ نَ‏ مِنْكُ‏ مْ‏ مِيثَاقًا غَ‏ لِيظً‏ ا “Hem onlar<br />

siz kocalarından hukuklarını gözetme konusunda sağlamca<br />

teminat da aldılar” (Nisâ Suresi, 4/21) buyurmak suretiyle,<br />

evliliği, erkeğin hanımına verdiği önemli ve ciddi<br />

bir teminat saymıştır. Elmalılı, buradaki misakın, Allah’ın<br />

emri ve Peygamber’in sünneti üzere yapılan nikâh akdi ve<br />

ahkâmı olduğunu, bunun gereği olarak da, erkeğin evlilik<br />

devam ettiği sürece karısına karşı güzel bir surette sohbet<br />

ve muaşeret etmeyi taahhüt ettiğini ifade etmiştir. (Elmalılı<br />

Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, s. 1321)<br />

Âyet-i kerimelerin tavsif ettiği evlilik modeli sadece<br />

tek evlilikte değil, bundan sonraki yapılacak evliliklerde<br />

de geçerli olmalıdır. Eşler arasında güzel geçimin, sevgi<br />

26

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!