15.06.2014 Views

AIDS'te merkezi sinir sistemi tutulumunun görüntüleme bulguları

AIDS'te merkezi sinir sistemi tutulumunun görüntüleme bulguları

AIDS'te merkezi sinir sistemi tutulumunun görüntüleme bulguları

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Diagn Interv Radiol 2010; 16:193–200<br />

© Türk Radyoloji Derneği 2010<br />

Bu makale Diagnostic and Interventional Radiology’de yer alan İngilizce makalenin<br />

Türkçesi olup kaynak gösterme ve dizinleme amacı ile kullanılamaz.<br />

Imaging features of CNS involvement in AIDS<br />

NÖRORADYOLOJİ<br />

RESİMLERLE BİR KONU<br />

AIDS’te <strong>merkezi</strong> <strong>sinir</strong> <strong>sistemi</strong> <strong>tutulumunun</strong> görüntüleme bulguları<br />

Efsun Şenocak, Kader Karlı Oğuz, Burçe Özgen, Aslı Kurne, Gülşen Özkaya, Serhat Ünal, Ayşenur Cila<br />

ÖZET<br />

Edinsel immün yetmezlik sendromu (AIDS) hastaları halen Batı<br />

dünyasında rutin nöroradyolojik çalışmaların önemli bir bölümünü<br />

oluşturmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü 1985 yılından<br />

2006 yılına kadar Türkiye’den toplam 2544 HIV olgusunun<br />

bildirildiğini, bunlardan 623’ünde AIDS geliştiğini ve 140’ının<br />

öldüğünü duyurmuştur. AIDS hastalarının yaklaşık 1/3’ünde<br />

nörolojik komplikasyonlar geliştiği tahmin edilmektedir. AIDS<br />

hastalarında <strong>merkezi</strong> <strong>sinir</strong> <strong>sistemi</strong>ni (MSS) etkileyen hastalıkların<br />

çoğu fırsatçı enfeksiyonlar ve MSS lenfomasıdır. Batı ülkeleri<br />

ile karşılaştırıldığında daha düşük bir düzeyde olmakla<br />

birlikte, AIDS ve bağlantılı nörolojik hastalıklar Türkiye’de de<br />

yükselme eğilimindedir. Bu nedenle radyologlar HIV ile bağlantılı<br />

durumları ve görüntüleme bulgularını tanımalıdır. Bu<br />

gözden geçirme çalışmasında HIV seropozitifliği bulunan hastalarda<br />

sık görülen MSS hastalıklarının görüntüleme bulguları<br />

üzerine odaklanılmıştır. Çalışmada 2002–2008 yılları arasında<br />

bu hastalığa özel ilgi duyan bir ekip tarafından dördüncü basamak<br />

bir sağlık <strong>merkezi</strong> olan hastanemizde tedavi edilen hastaların<br />

radyolojik tetkiklerinden yararlanılmıştır.<br />

Anah tar söz cük ler: • edinsel immün yetmezlik sendromu<br />

• manyetik rezonans görüntülemesi • <strong>merkezi</strong> <strong>sinir</strong> <strong>sistemi</strong><br />

enfeksiyonları • lenfoma<br />

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Radyoloji (E.Ş. eurger@<br />

yahoo.com, K.K.O., B.Ö., A.C.), Nöroloji (A.K.) ve İç Hastalıklar<br />

[İntaniye Bölümü] (G.Ö., S.Ü.) Anabilim Dalları, Ankara.<br />

Gelişi 6 Ağustos 2008; revizyon isteği 23 Ekim 2008; revizyon gelişi 10<br />

Kasım 2008; kabulü 20 Kasım 2008.<br />

E-yayın tarihi: 21 Ekim 2009<br />

DOI 10.4261/1305-3825.DIR.2182-08.1<br />

İnsan immün yetmezlik virüsü (HIV) ilk enfeksiyonla belirtilerin ortaya<br />

çıkması arasında bir süre geçtiğinden lentivirüs veya yavaş virüs<br />

olarak adlandırılan bir retrovirüs alt grubuna aittir. HIV kan akımına<br />

girdikten sonra CD+4 T hücrelerini enfekte eder ve hızla çoğalmaya<br />

başlar. Edinsel immün yetmezlik sendromu (AIDS) HIV enfeksiyonunun<br />

son aşamasıdır (1). ABD’deki Hastalık Kontrolü ve Önleme Merkezi<br />

(CDC) AIDS tanısını HIV pozitif kişilerde CD+4 T hücre sayısının 200/<br />

mm 3 düzeyinin altında olması ve/veya belli fırsatçı enfeksiyonların gelişmesi<br />

durumu olarak belirlemiştir (2).<br />

Beyin HIV enfeksiyonu ile bağlantılı pek çok anormallik tarafından<br />

etkilenebilir. Merkezi <strong>sinir</strong> <strong>sistemi</strong> anormallikleri üç temel kategoriye ayrılabilir:<br />

HIV ile bağlantılı lezyonlar, fırsatçı enfeksiyonlar ve neoplazmlar.<br />

Farklı kavramların görüntüleme bulguları önemli derecede örtüşebilmekle<br />

beraber, bazı bulgular büyük ölçüde belli bir hastalığı işaret eder<br />

ve görüntü yöntemleri, özellikle de manyetik rezonans görüntüleme nörolojik<br />

bozukluğu bulunan AIDS hastalarının tanısı ve takibinde önemli<br />

rol oynar (3). Enfeksiyon ve neoplazmlara ek olarak, immün yetmezlikli<br />

bu hastaların metabolizmasındaki katabolik eğilim ve buna bağlı tiyamin<br />

eksikliği Wernicke ensfalopatisine yol açabilir (Şek. 1).<br />

Pediyatrik HIV enfeksiyonu<br />

Bebekler ve çocuklarda en sık görülen HIV bulaşma yolu doğum sürecinde<br />

geçiştir. HIV ile enfekte bir anne gebelik, doğum ya da emzirme<br />

sırasında bebeğine bulaştırabilir. Çocuklarda fırsatçı enfeksiyonlar ve<br />

tümörler erişkinlere göre daha nadirdir ve olguların %15’inde görülür<br />

(4). Patojenlerle daha önceden karşılaşmadıklarından reaktivasyon pediyatrik<br />

hastalarda sık değildir; bu nedenle enfeksiyon hızı düşüktür. AIDS<br />

hastası çocuklarda en sık rastlanan <strong>merkezi</strong> <strong>sinir</strong> <strong>sistemi</strong> tablosu ensefalittir<br />

(5). Bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans (MR) görüntülemesinde<br />

en sık rastlanan bulgu yaygın serebral atrofidir ve olguların<br />

%90’ında görülür. Kontrastsız BT incelemelerinde enfekte çocukların<br />

1/3’ünde bazal gangliyonlarda kalsifikasyonlar görülür (Şek. 2) (4). Bu<br />

kalsifikasyonlar iki aylık bebeklerde bile görülebilir (5). T2 ağırlıklı MR<br />

görüntülerinde periferik ve derin beyaz cevher içinde U liflerini sakınan<br />

sinyal artış odakları görülebilir. Kontrastlanma bu lezyonların karakteristik<br />

bir özelliği değildir ve bulunmayabilir. Literatürde HIV bulunan<br />

çocuklarda anevrizma, infarkt ya da kanama gibi serebrovasküler hastalıklar<br />

görüldüğüne dair izole yayınlar vardır. Bu hastaların çoğu erken<br />

evrelerde asemptomatik olduğundan, serebrovasküler anormalliklerin<br />

erken saptanması için yüksek riskli çocukların taranması önerilebilir (6).<br />

HIV vasküliti<br />

AIDS hastaları üzerinde yapılan patoloji çalışmalarında primer HIV<br />

vasküliti de dahil olmak üzere HIV ile bağlantılı vaskülit tanımlanmış-<br />

193


tır. En duyarlı olanlar lentikülostriyat<br />

damarlardır (7). Joshi ve arkadaşları<br />

tekrarlayan enfeksiyonlar nedeni ile<br />

damarların elastik laminasının elastazlar<br />

tarafından harap edilebileceğini<br />

öne sürmüştür (8). Shah ve arkadaşları<br />

adventisiyadan başlayan ve vaza vazorumu<br />

tutan inflamasyonun arter duvarında<br />

iskemiye yol açtığını, bunun<br />

sonucunda elastik laminada harabiyet<br />

ve subintimal fibrozis geliştiğini düşünmüştür<br />

(5). Bu panarteritis daha<br />

sonra stenoz ve/veya anevrizmal dilatasyona<br />

yol açabilir (9). Sonuçta da infarktlar<br />

ve kanamalar görülebilir (Şek.<br />

3) (5).<br />

Şekil 1. Wernicke ensefalopatili bir AIDS<br />

hastasının aksiyal FLAIR görüntüsünde<br />

mamiller cisimlerde hiperintens sinyal<br />

görülmektedir.<br />

a<br />

c<br />

194 • Eylül 2010 • Diagnostic and Interventional Radiology<br />

d<br />

Şekil 2. Gelişme geriliği ve ateş bulunan<br />

bir yaşında kız bebek. Kontrastsız<br />

BT görüntüsünde bazal gangliyon<br />

kalsifikasyonları görülmektedir.<br />

Şekil 3. a–d. Sol tarafında uyuşma yakınması olan 41 yaşında erkek hasta. T1 ağırlıklı aksiyal<br />

MR görüntülerinde (a, b) sağ ön temporal lob ve lentiform çekirdekte hemorajik enfarkt<br />

şeklinde HIV vasküliti görülmektedir. Aynı zamanda arka temporal lobda kronik enfarkt<br />

bulunmaktadır. Orta serebral arter bifurkasyonunda küçük sakküler bir anevrizma seçilmektedir<br />

(a). Birkaç ay sonra çekilen T2 ağırlıklı MR görüntüsünde (c) periferik hemosiderin halkası ile<br />

birlikte ön temporal lobdaki subakut hemorajik enfarktın kronik aşaması görülmektedir. MR<br />

anjiyografisinde (d) sağ MCA tıkanıklığı ve sol MCA ön gövdesindeki küçük sakküler anevrizma<br />

görülmektedir.<br />

b<br />

HIV ensefaliti<br />

AIDS-demans kompleksi (ADC) veya<br />

HIV ile ilişkili demans kompleksi olarak<br />

ta adlandırılan HIV ensefaliti <strong>merkezi</strong><br />

<strong>sinir</strong> siteminin doğrudan HIV ile enfekte<br />

olmasına bağlanan ilerleyici, subkortikal<br />

bir demans türüdür (10). HIV<br />

AIDS hastalarının neredeyse %60’ında<br />

ensefalitik bir hastalığa neden olur ve<br />

genellikle AIDS ile ilişkili başka intrakraniyal<br />

anormalliklerle birlikte görülür<br />

(1). ADC patogenezi tam olarak anlaşılamamıştır.<br />

HIV proliferasyonunda<br />

artışın veya beyinde aşırı bir viral yük<br />

yokken bile makrofajlar tarafından<br />

başlatılan bu olaylar döngüsünün işlev<br />

bozukluğu ve klinik demansa yol açabileceği<br />

düşünülmüştür (10). Hastalığın<br />

erken evresinde lezyonların mikroskopik<br />

boyutta olması nedeniyle BT ve MR<br />

görüntülemesinin duyarlılığı düşüktür.<br />

En sık görülen radyolojik bulgu beyin<br />

atrofisidir (Şek. 4). MR incelemesinin<br />

T2 ağırlıklı görüntülerde çoğu frontal<br />

lobda olmak üzere tek taraflı hiperintens<br />

lezyonlar genellikle bulunur ve iki<br />

taraflı tutuluma ilerler. Daha ileri evrelerde<br />

MR bulguları daha tanısaldır: tipik<br />

olarak kortikal gri cevherin sakınıldığı<br />

derin beyaz cevherin yoğun ve simetrik<br />

tutulumu görülür (Şek. 5). HIV ensefalitindeki<br />

lezyonlar kontrastlanma ve<br />

kitle etkisi göstermez (3). HIV ensefalitindeki<br />

makromoleküler harabiyetin<br />

(miyelin ve aksonal kayıp) gösterilmesi,<br />

dolayısıyla erken tanı konması ve harabiyetin<br />

daha belirgin olduğu progresif<br />

multifokal lökoensefalopatiden (PNL)<br />

ayrımının yapılması için manyetizasyon<br />

transfer oranı (MTR) kullanılabilir<br />

(11). Wu ve arkadaşları korpus kallozum<br />

spleniyumundaki difüzyon tensor<br />

görüntülemesi (DTI) ölçümlerinin<br />

HIV ile enfekte hastalardaki demans<br />

derecesi ve bilişsel bozulmanın duyar-<br />

Şenocak ve ark.


a<br />

b<br />

Şekil 4. Zaman oryantasyonu bozulan 34<br />

yaşında erkek hasta. Aksiyal T1 ağırlıklı MR<br />

görüntüsünde HIV ensefalopatisinin en sık<br />

rastlanan bulgusu olan serebral kortikal atrofi<br />

görülmektedir.<br />

c<br />

d<br />

lı bir belirteçi olan motor hız ile belirgin<br />

bağlantılı olduğunu öne sürmüştür<br />

(12). Anormal beyaz cevher alanları BT<br />

taramalarında azalmış atenüasyon gösterebilir<br />

(13).<br />

Fırsatçı enfeksiyonlar<br />

Toksoplazmoz<br />

Toksoplazma ensefaliti HIV ile enfekte<br />

hastaların %15–50’sinde görülür<br />

(3). HIV ile enfekte bir hastada MSS<br />

tutulumu lehinde en ufak bir nörolojik<br />

bulgu saptandığında, en sık rastlanan<br />

ve en kolay tedavi edilen fırsatçı<br />

enfeksiyon toksoplazmoz olduğundan,<br />

derhal görüntüleme çalışması yapılmalıdır<br />

(14). Fokal nörolojik komplikasyonların<br />

bulunduğu HIV/AIDS<br />

hastaları aksi ispat edilmediği sürece<br />

MSS toksoplazmozu olarak kabul edilmeldir<br />

(15). En sıklıkla kortikomedüller<br />

bileşke, bazal gangliyonlar ve talamus<br />

tutulur; daha nadir olarak beyin<br />

kökü etkilenebilir (1). Toksoplazmoz<br />

apselerinin tipik BT bulguları halka<br />

veya nodül tarzı kontrastlanma gösteren,<br />

çok sayıda, izo- veya hipodens<br />

lezyonlar ile perifokal vazojenik ödem<br />

ve kitle etkisidir. Lezyonlar hemorajikse<br />

hiperdens olarak ta görülebilir<br />

(1). Hastalığı saptama ve yayılımını<br />

belirlemede MR görüntüleme bilgisayarlı<br />

tomografiye göre üstündür.<br />

T2 ağırlıklı görüntülerde lezyonların<br />

çoğu hiperintenstir; ancak izo- veya<br />

hipointens lezyonlar ya da bunların<br />

karışımları da görülebilir. T1 sinyalleri<br />

lezyonun özelliklerine, yani hemoraji<br />

ya da kalsifikasyon bulunmasına<br />

bağlıdır (Şek. 6). CD4 sayısı 50/mm 3<br />

Cilt 16 • Sayı 3<br />

Şekil 5. a–d. Zaman oryantasyonu bozulan 34 yaşında erkek hasta. Aksiyal T1 ağırlıklı MR<br />

görüntüsünde (a) anormal bir sinyal yoğunluğu gözlenmemektedir. Aksiyal T2 ağırlıklı MR<br />

görüntüsünde (b) beyaz cevherde simetrik ve yaygın hiperintensite görülmektedir. Difüzyon<br />

ağırlıklı görüntüde (c) parlama etkisi vardır. ADC haritasında görünür difüzyon katsayısında bir<br />

değişiklik yoktur ve HIV ensefalopatisi ile uyumlu kitle etkisi görülmemektedir (d).<br />

düzeyinin altındaysa patolojik kontrastlanma<br />

yoktur ya da çok solgundur;<br />

sayı arttıkça, yani hasta immün/<br />

inflamatuvar yanıt oluşturabildikçe,<br />

daha belirginleşir (1). Görüntüleme<br />

yöntemleri takip sürecinde de önem<br />

taşır. Özgün tedavi başlatıldıktan 10–<br />

14 gün sonra lezyonlar aynı kalır veya<br />

daha fazla ilerleme gösterirse lenfoma<br />

olasılığının ekarte edilmesi için<br />

derhal beyin biyopsisi yapılmalıdır.<br />

Görüntüleme çalışmalarıyla toksoplazmoz<br />

lezyonlarını lenfomadan ayırmak<br />

çok güç, hatta bazı olgularda imkansız<br />

olabilir. Beyin tek foton emisyon<br />

bilgisayarlı tomografi (SPECT),<br />

18F-florodeoksiglükoz pozitron emisyon<br />

tomografi (FDG-PET) veya MR<br />

spektroskopi (MRS) tanıda yardımcı<br />

olabilir. Lenfomalı hastalar talyum<br />

201 (Tl 201) SPECT incelemesinde genellikle<br />

artmış tutulum gösterirken,<br />

toksoplazmozda tutulum gözlenmez<br />

(3). FDG-PET incelemede yüksek FDG<br />

tutulumu büyük ölçüde lenfomayı<br />

düşündürürse bu durumda enfeksiyon<br />

gibi tedavi edilmeden doğrulama için<br />

biyopsi yapılması gereklidir (16). MRS<br />

incelemede toksoplazmoz lezyonlarında<br />

laktat ve lipidler yükselirken<br />

normal beyin metabolitleri azalır veya<br />

kaybolur; lenfomada ise kolinde belirgin<br />

artış gözlenebilir (Şek. 7) (2).<br />

Kriptokokkoz<br />

Criptococcus neoformans AIDS hastalığında<br />

en sık görülen kafa içi mantar<br />

enfeksiyonu ve üçüncü en sık görülen<br />

enfeksiyon ajanıdır (1). Kriptokokkal<br />

meningo-ensefalit uygun antifungal<br />

tedaviye rağmen %20 mortaliteye sahiptir<br />

(17). Özgün görüntüleme bulgusu<br />

yoktur; çoğunlukla BT ve MR<br />

görüntüleri normaldir. Gene de ventriküler<br />

sistemde hafif dilatasyonla<br />

nadiren nodüler meningeal kontrast-<br />

AIDS’te <strong>merkezi</strong> <strong>sinir</strong> <strong>sistemi</strong> <strong>tutulumunun</strong> görüntüleme bulguları • 195


a<br />

b<br />

epandiminde bulunan solid veya halka<br />

şeklinde kontrastlanan parankimal<br />

bir kitle olan kriptokokkomdur. Her<br />

ne kadar özgün olmasalar da bu bulgular<br />

klinik tablo uyumlu olduğunda<br />

büyük ölçüde MSS kriptokokkozunu<br />

düşündürür (3). Takibimizde olan<br />

AIDS hastalarımızda 2002–2008 yılları<br />

arasında kriptokokkal enfeksiyonu<br />

düşündürebilecek anormal bir görüntüleme<br />

bulgusuna rastlamadık.<br />

c<br />

Şekil 6. a–d. Bilinç kaybı bulunan 39 yaşında erkek hasta. Aksiyal FLAIR MR görüntülerinde sağ<br />

frontal ve pariyetal lobların kortikomedüller bileşkelerinde ve solda arka periventriküler beyaz<br />

cevherde toksoplazmoz lezyonları görülmektedir (a). Lezyonlar gadolinyum uygulanmasından<br />

sonra periferik kontrastlanma (b), difüzyon ağırlıklı görüntülerde ise sınırlı difüzyon (c, d)<br />

göstermektedir.<br />

Şekil 7. Sağ pariyetal lenfoma lezyonunun MR spektroskopisinde kolin düzeyinde belirgin artış,<br />

N-asetil-aspartat düzeyinde azalma görülmektedir. Lezyon yüksek bir lipid pikine sahiptir.<br />

196 • Eylül 2010 • Diagnostic and Interventional Radiology<br />

d<br />

lanma görülebilir. Daha çok simetrik<br />

olarak bazal gangliyonlar ve talamusta<br />

oluşan mantarla dolu dilate Virchow-<br />

Robin boşlukları kontraslanmayan<br />

kistik boşluklar şeklinde görülür.<br />

Beklendiği gibi bu lezyonlar BT taramalarda<br />

düşük yoğunlukta, T1 ağırlıklı<br />

MR görüntülerinde hipointens, T2<br />

ağırlıklı MR görüntülerinde hiperintens<br />

olarak görülürler. Kriptokokkal<br />

MSS enfeksiyonunun bir diğer görünümü<br />

çok nadir olarak koroid pleksus<br />

Progesif multifokal lökoensefalopati<br />

Progresif multifokal lökoensefalopati<br />

(PML) AIDS hastalarının yaklaşık<br />

%4’ünde görülen beyinin fulminan<br />

seyirli fırsatçı enfeksiyonudur; etkeni<br />

JC papovavirüstür (18). JC virüsü ile<br />

primer enfeksiyon çocukluk çağındadır<br />

ve latent kalır. Hücresel bağışıklık<br />

ileri derecede bozulduğunda miyelin<br />

yapımından sorumlu hücreler olan<br />

oligodendrositleri hedefleyen virüs<br />

yoğun miyelin yıkımı ve beyaz cevher<br />

harabiyetine neden olur (18).<br />

Lezyonlar BT taramalarında tipik<br />

multifokal hipodansiteler, T2 ağırlıklı<br />

MR görüntülerinde kan akımının en<br />

yoğun olduğu subkortikal alandan<br />

başlayıp beyaz cevherin derinliklerine<br />

doğru yayılan yamalı hiperintens<br />

alanlar şeklinde görülür. Boyutları<br />

hızla büyüyerek lezyonların karıştırılmasına<br />

neden olur (3). Enfeksiyonun<br />

karakteristik bulgusu T2 ağırlıklı<br />

FLAIR görüntülemesinde beyaz cevherde<br />

gri cevheri açıkta bırakan yaygın<br />

yüksek sinyaldir (Şek. 8) (1). Kitle<br />

etkisi görülmez (3). Kontrastlanma<br />

özellikle soluk ve periferde olduğunda<br />

PML tanısını ekarte ettirmez (14,<br />

18). Berger ve arkadaşları kontrastlanmanın<br />

daha yüksek CD4 sayıları<br />

ile beraber hastanın bağışıklık yanıtının<br />

daha iyi düzeyde olduğunu belirttiğinden,<br />

AIDS hastalarında daha<br />

uzun sağkalım süresini işaret ettiği<br />

görüşündedir (19). Lezyonlar nekroza<br />

benzer şekilde BT görüntülerinde<br />

belirgin hipodansite, T2 ağırlıklı MR<br />

görüntülerinde ise hiperintensite gösteren<br />

<strong>merkezi</strong> bir alan içerebilir (3).<br />

PML tanısı için görüntü işareti olarak<br />

bir arka bölge kullanılırsa da, patognomonik<br />

olarak belirlenmiş böyle bir<br />

alan yoktur (18). Progresif multifokal<br />

lökoensefalopatide MTR değerleri çok<br />

düşüktür (11). DTI doku hasarının derecesinin<br />

belirlenmesini sağlayabilir<br />

ve bu ölçümler tedavinin yönlendirilmesi<br />

ve izlenmesinde kullanılabilir<br />

(20).<br />

Şenocak ve ark.


a<br />

b<br />

Şekil 8. Nöbet ve başağrısı bulunan 12<br />

yaşında erkek çocuk. Aksiyal FLAIR MR<br />

görüntülerinde sol frontal ve periventriküler<br />

beyaz cevherde ilerleyici multifokal<br />

lökoensefalopati ile uyumlu hiperintens<br />

sinyal görülmektedir.<br />

c<br />

d<br />

Sitomegalovirüs enfeksiyonu<br />

Sitomegalovirüs (CMV) genel popülasyonda<br />

latent formda bulunur.<br />

Erişkinlerin neredeyse %90’ı antikor<br />

bulundurduğundan CMV enfeksiyonu<br />

tipik olarak reaktivasyona bağlı olarak<br />

gelişir (1). CMV enfeksiyonu sırasında<br />

<strong>merkezi</strong> <strong>sinir</strong> <strong>sistemi</strong>ndeki radyolojik<br />

bulgular özgün değildir ve çoğu olguda<br />

BT ve MR görüntülemelerinde herhangi<br />

bir anormallik saptanmaz (3).<br />

Olguların %40’ında atrofi ve ventriküler<br />

genişleme görülür (14). Beyin tutulumu<br />

daha çok periventriküler bölgeler<br />

ve beyin kökünün etkilendiği ensefalit<br />

tarzındadır. Diğer belirtiler arasında<br />

ventrikülit, enfarktlar ve menenjit sayılabilir.<br />

Daha nadir olarak omurilik,<br />

kafa <strong>sinir</strong>leri ve periferik <strong>sinir</strong> <strong>sistemi</strong><br />

etkilenebilir. Eğer varsa BT bulguları<br />

arasında yaygın beyaz cevher hipodansiteleri,<br />

epandim kontrastlanması ve<br />

fokal halka şeklinde veya nodüler kontrastlanan<br />

lezyonlar sayılabilir (1). T2<br />

ağırlıklı MR görüntülerinde sinyal artışı<br />

odakları görülmesi tipiktir. Nekrotik<br />

ventrikülit lateral ventriküller, septum<br />

pellusidum, korpus kollozum ve fornikslerin<br />

etrafında periventriküler subepandimal<br />

kontrastlanmaya (Şek. 9)<br />

veya yaygın beyaz cevher anormalliklerine<br />

neden olabilir (3). Görüntüleme<br />

çalışmalarında ventikülit bulgularının<br />

saptanması tanıyı destekler, ancak aynı<br />

zamanda Herpes virüs ensefaliti ve lenfomada<br />

da görülebileceğinden özgün<br />

değildir (14). Nöroradyolojik bulgular<br />

özgün olmadığından CMV tanısı tipik<br />

Cilt 16 • Sayı 3<br />

Şekil 9. a–d. Tonik-klonik kasılmaları olan 35 yaşında erkek hasta. Kontrastlı aksiyal (a)<br />

ve koronal (b) T1 ağırlıklı MR görüntülerinde periventriküler epandimal kontrastlanma<br />

şeklinde sitomegalovirüs enfeksiyonuna bağlı ventrikülit görülmektedir. Difüzyon ağırlıklı<br />

MR görüntüsünde (c) ve görünür difüzyon katsayısı haritasında (d) periventriküler difüzyon<br />

sınırlılığı görülmektedir.<br />

intranükleer inklüzyonların (baykuş<br />

gözü) görülmesi ile histolojik olarak<br />

doğrulanmalıdır (3).<br />

Tüberküloz<br />

AIDS hastalarında MSS tüberkülozunun<br />

mortalitesi yüksektir (%79); bu<br />

nedenle erken tanı önemlidir (3). MSS<br />

tüberkülozunun tipik bulguları AIDS<br />

olmayan popülasydan farklı değildir;<br />

artmış FLAIR intensitesi ile kendini<br />

gösteren bazal menenjit (bazal sisternlerde<br />

eksuda ve meningeal kontrastlanma<br />

ile belirlenir) ve hidrosefali tipik<br />

bulgulardır (Şek. 10) (3). Tüberküloz<br />

menenjitinin patogenezinde subepandimal<br />

veya subpiyal granülomların<br />

beyin-omurilik sıvısına rüptürü veya<br />

hematojen yayılımla meningeal damar<br />

duvarlarının penetrasyonu öne sürülmüştür<br />

(21). Tüberküloz menenjitin<br />

sık görülen bir sekeli olan komünikan<br />

hidrosefali bazal sisternlerin yoğun<br />

inflamatuvar eksudalarla obstrüksiyonuna<br />

bağlıdır. Nadiren fokal parankimal<br />

bir lezyon kitle etkisi veya granülomatöz<br />

epandimitin ventrikülü bloke<br />

etmesi ile hidrosefaliye eden olabilir<br />

(3, 21). Tüberkülomlar beyin omurilik<br />

sıvısının kortikal venler veya küçük<br />

penetran arterler yoluyla komşu parankime<br />

geçmesi veya <strong>sistemi</strong>k hastalığın<br />

hematojen yayılımı yolu ile oluşabilir.<br />

Çoğunlukla supratentoriyal olmak<br />

üzere intra- ve ekstra-aksiyal boşluklarda<br />

herhangi bir yerde bulunabilirler.<br />

Tüberkülomlar tek ya da çok sayıda<br />

olabilirler ve nodüler konrastlanma<br />

gösterebilirler. T2 ağırlıklı görüntülerde<br />

erken tüberkülomlar hipointens<br />

görülürken olgun tüberkülomlar izointens<br />

bir kapsülle çevrili hipointens<br />

bir merkez şeklindedirler (Şek. 11) (21).<br />

Tüberküloz apseleri nadirdir, tüberkülomlardan<br />

daha büyüktür ve daha hızlı<br />

bir klinik seyir gösterirler. Çoğunlukla<br />

multiloküledir ve T2 ağırlıklı görüntülerde<br />

hiperintens görünüme neden<br />

AIDS’te <strong>merkezi</strong> <strong>sinir</strong> <strong>sistemi</strong> <strong>tutulumunun</strong> görüntüleme bulguları • 197


a<br />

Şekil 10, a, b. Ateş ve bilinç kaybı bulunan 42 yaşında erkek hasta. Aksiyal FLAIR MR<br />

görüntüsünde (a) tüberküloz enfeksiyonunun eksudayı düşündüren sinyal yoğunluğu<br />

artışı ile kendini gösteren bazal menenjiti görülmektedir. Kontrastlı aksiyal T1 ağırlıklı MR<br />

görüntüsünde (b) bazal sisternlerde nodüler meningeal kontrastlanma görülmektedir; ayrıca<br />

lateral ventriküllerin temporal boynuzlarının dilatasyonu ile kendini belli eden hidrosefali fark<br />

edilmektedir.<br />

a<br />

c<br />

198 • Eylül 2010 • Diagnostic and Interventional Radiology<br />

b<br />

Şekil 11. a–d. Ateş ve bilinç kaybı bulunan 42 yaşında erkek hasta. Aksiyal T2 ağırlıklı<br />

MR görüntüsünde (a) sağ pariyetal lobda tüberkülom görülmektedir. Kontrastlı aksiyal<br />

T1 ağırlıklı MR görüntüsünde tüberkülomun hipointens <strong>merkezi</strong>nin periferik olarak<br />

kontrastlanan hiperintens bir kapsülünün bulunduğu görülmektedir (b). Difüzyon<br />

ağırlıklı MR görüntüsü (c) ve görünür difüzyon katsayısı haritasında (d) korpus<br />

kollozumda sınırlı difüzyon gösteren akut enfarkt görülmektedir.<br />

b<br />

d<br />

olan pus oluşumlu <strong>merkezi</strong> likefaksiyona<br />

sahiptir. Belirgin ödem ve kitle<br />

etkisi apse lehinedir. Halka şeklinde<br />

kontrastlanan bu lezyonlar, özellikle<br />

bazal menenjit, hidrosefali ve bazal<br />

gangliyon enfarktları gibi eşlik eden<br />

bulgular yoksa, başka nedenlerle gelişen<br />

apselerden ayırt edilemeyebilir (3,<br />

21). Arterler jelatinöz bazal eksudalar<br />

içerisinde seyrettiğinden gelişen spazm<br />

ve tromboza bağlı enfarktlar MSS tüberkülozunun<br />

bir diğer sık görülen<br />

komplikasyonudur. En çok bazal gangliyon<br />

bölgelerinde görülürler (1, 3).<br />

Bizim AIDS hastalarımızın hiçbirinde<br />

tüberküloz bulunmadığından tüberküloz<br />

enfeksiyonunun görüntüleme bulguları<br />

AIDS olmayan bir hastadan elde<br />

edilmiştir; görüntüleme bulgularının<br />

AIDS olmayan popülasyonla aynı olduğu<br />

akılda tutulmalıdır.<br />

Sifiliz<br />

HIV ile enfekte hastalarda klinik nörosifiliz<br />

sürecine ilerleme eğilimi daha<br />

fazla ve nörolojik belirtiler ortaya çıkana<br />

kadarki latent dönem daha kısa<br />

olduğundan HIV enfeksiyonunun sifilizin<br />

seyrini değiştirdiği düşünülmektedir<br />

(22). Tipik görüntüleme bulguları<br />

bazal gangliyonlar ve beyin sapının<br />

perforatör damar bölgesi veya orta serebral<br />

arterin büyük damar bölgesinde<br />

iskemik enfarktlardır. Sifilitik serebral<br />

gomlar nadirdir. Tomografide korteksle<br />

izodens görülen ve iyotlu kontrast<br />

madde verildikten sonra yoğun olarak<br />

kontrastlanan izole, periferik yerleşimli<br />

nodüller şeklinde görülürler (1). MR<br />

incelemesinde T1 ağırlıklı görüntülerde<br />

gri cevherle izointens, T2 ağırlıklı<br />

görüntülerde homojen kontrastlanan,<br />

nadiren hiperintens şekildedirler.<br />

Kraniyal tutulum, özellikle optik ve<br />

vestibülo-kohlear <strong>sinir</strong> tutulumu bildirilmiştir<br />

(1, 23).<br />

Lenfoma<br />

AIDS sıklığındaki artışa paralel olarak<br />

AIDS hastalarında primer MSS lenfoması<br />

(PCL) prevalansı %6 düzeyine<br />

yükselmiştir (3). Klasik primer MSS<br />

lenfomasından farklı olarak, AIDS ile<br />

bağlantılı lenfoma kortikal olabilir, gri<br />

ve beyaz cevheri tutma eğilimindedir,<br />

leptomeningeal kalınlaşma ile birliktedir<br />

ve vasküliti tetikleyebilir (1). PCL<br />

öncelikle bazal gangliyonlar, korpus<br />

kollozum, periventriküler beyaz cevher,<br />

frontal loblar ve talamusu tutar;<br />

nadiren subepandimal bölgelerle sınırlı,<br />

hatta tamamen intraventriküler<br />

Şenocak ve ark.


a<br />

c<br />

olabilir (1, 3). T2 ağırlıklı MR görüntülerinde<br />

tipik olarak genellikle orta dereceli<br />

periferik ödemle birlikte gri cevherle<br />

izointenstir. Merkezi alanlardaki<br />

izo-/hipointensite damarlardaki koagülasyon<br />

nekrozu ve trombozun sonucu<br />

oluşan nekroza bağlıdır. Lezyon<br />

heterojen veya halka benzeri, düzensiz,<br />

nodül tipi kontrastlanma gösterir<br />

(3). Lezyonun kenarlarında Virchow-<br />

Robin perivasküler boşlukları boyunca<br />

izlenen lineer kontrastlanma PCL için<br />

oldukça özgündür (Şek. 12) (24). Daha<br />

büyük (çapı 3.5 cm.den büyük), belirgin<br />

kontrastlanan, derin beyaz cevherde<br />

orta hatta yakın yerleşen veya hızlı<br />

gelişim gösteren, orta derecede ödem<br />

ve kitle etkisi gösteren periventriküler<br />

bir lezyon büyük ölçüde PCL lehinedir<br />

(3). Ayırıcı tanıda en başta toksoplazmoz<br />

yer alır ve daha önce de belirtildiği<br />

gibi genellikle biyopsi endikasyonu<br />

b<br />

d<br />

Şekil 12. a–d. Sol tarafta kuvvetsizlik bulunan 54 yaşında erkek hasta. Aksiyal T2 ağırlıklı MR<br />

görüntüsünde hipointens nodüler lezyonlarla beraber frontal ve pariyetal yaygın ödematöz<br />

alan görülmektedir (a). Kontrastlı aksiyal T1 ağırlıklı MR görüntüsünde lezyonlar nodüler<br />

kontrastlanma ve beraberinde periventriküler boşluklar boyunca izlenen lineer kenar<br />

kontrastlanması göstermektedir (b). Bu bulgular büyük ölçüde <strong>merkezi</strong> <strong>sinir</strong> <strong>sistemi</strong> lenfomasını<br />

düşündürmektedir. Arkadaki daha büyük lezyon difüzyon ağırlıklı MR görüntüsünde (c) ve<br />

görünür difüzyon katsayısı haritasında (d) difüzyon sınırlılığı göstermektedir.<br />

vardır. Girişimsel işlemler ya da cerrahi<br />

öncesi SPECT, FDG-PET ve/veya MRS<br />

tanıya yardımcı olabilir.<br />

Sonuç<br />

BT ve MR görüntülemesinin her<br />

ikisi de AIDS hastalarında serebral<br />

lezyonların saptanması, başlangıç tanısının<br />

konması ve tedavinin değerlendirilmesinde<br />

başarılı yöntemlerdir.<br />

MR görüntülemesinin duyarlılığı daha<br />

fazladır. HIV ile enfekte hastaların görüntüleme<br />

bulguları birbiriyle örtüşebilir<br />

ve ayırıcı tanı zor olabilir; ancak<br />

lezyonların belirli görüntüleme bulguları<br />

ve yerleri tanıyı koydurabilir.<br />

Proton MRS, perfüzyon ağırlıklı MR<br />

görüntülemesi, BT ya da MR anjiyografi<br />

gibi tamamlayıcı görüntüleme çalışmaları<br />

belli patolojik anormallikleri<br />

ortaya çıkararak tanının aydınlatılmasını<br />

sağlayabilir.<br />

Kaynaklar<br />

1. Offiah CE, Turnbull IW. The imaging appearances<br />

of intracranial CNS infections in<br />

adult HIV and AIDS patients. Clin Radiol<br />

2006; 61:393–401.<br />

2. Centers for Disease Control and Prevention<br />

(CDC). Trends in HIV/AIDS diagnoses<br />

among men who have sex with men--33<br />

States, 2001-2006. MMWR Morb Mortal<br />

Wkly Rep 2008; 57:681–686.<br />

3. Thurnher MM, Thurnher SA, Schindler E.<br />

CNS involvement in AIDS: spectrum of CT<br />

and MR findings. Eur Radiol 1997; 7:1091–<br />

1097.<br />

4. Kauffman WM, Sivit CJ, Fitz CR, Rakusan<br />

TA, Herzog K, Chandra RS. CT and MR<br />

evaluation of intracranial involvement in<br />

pediatric HIV infection: a clinical-imaging<br />

correlation. AJNR Am J Neuroradiol 1992;<br />

13:949–957.<br />

5. Shah SS, Zimmerman RA, Rorke LB, Vezina<br />

LG. Cerebrovascular complications of HIV<br />

in children. AJNR Am J Neuroradiol 1996;<br />

17:1913–1917.<br />

6. Patsalides AD, Wood LV, Atac GK, Sandifer<br />

E, Butman JA, Patronas NJ. Cerebrovascular<br />

disease in HIV-infected pediatric patients:<br />

neuroimaging findings. AJR Am J<br />

Roentgenol 2002; 179:999–1003.<br />

7. Gillams AR, Allen E, Hrieb K, Venna N,<br />

Craven D, Carter AP. Cerebral infarction in<br />

patients with AIDS. AJNR Am J Neuroradiol<br />

1997; 18:1581–1585.<br />

8. Joshi VV, Pawel B, Connor E, et al.<br />

Arteriopathy in children with acquired immune<br />

deficiency syndrome. Pediatr Pathol<br />

1987; 7:261–275.<br />

9. O’Charoen P, Hesselink JR, Healy JF.<br />

Cerebral aneurysmal arteriopathy in an<br />

adult patient with acquired immunodeficiency<br />

syndrome. AJNR Am J Neuroradiol<br />

2007; 28:938–939.<br />

10. Takeuchi M, Nobukuni K, Takata H, et al.<br />

Rapidly progressed acquired immunodeficiency<br />

syndrome dementia complex as<br />

an initial manifestation. Intern Med 2005;<br />

44:757–760.<br />

11. Dousset V, Armand JP, Lacoste D, et<br />

al. Magnetization transfer study of<br />

HIV encephalitis and progressive multifocal<br />

leukoencephalopathy. Groupe<br />

d’Epidémiologie Clinique du SIDA en<br />

Aquitaine. AJNR Am J Neuroradiol 1997;<br />

18:895–901.<br />

12. Wu Y, Storey P, Cohen BA, Epstein LG,<br />

Edelman RR, Ragin AB. Diffusion alterations<br />

in corpus callosum of patients with<br />

HIV. AJNR Am J Neuroradiol 2006; 27:656–<br />

660.<br />

13. Balakrishnan J, Becker PS, Kumar AJ,<br />

Zinreich SJ, McArthur JC, Bryan RN.<br />

Acquired immunodeficiency syndrome:<br />

correlation of radiologic and pathologic<br />

findings in the brain. Radiographics 1990;<br />

10:201–215.<br />

14. Roullet E. Opportunistic infections of the<br />

central nervous system during HIV-1 infection<br />

(emphasis on cytomegalovirus disease).<br />

J Neurol 1999; 246:237–243.<br />

15. Kurne A, Ozkaya G, Karli Oğuz K, et al.<br />

[The colorful clinical spectrum of cerebral<br />

toxoplasmosis in five HIV positive cases:<br />

what comes out of Pandora’s box?].<br />

Mikrobiyol Bul 2006; 40:85–92.<br />

Cilt 16 • Sayı 3<br />

AIDS’te <strong>merkezi</strong> <strong>sinir</strong> <strong>sistemi</strong> <strong>tutulumunun</strong> görüntüleme bulguları • 199


16. Hoffman JM, Waskin HA, Schifter T, et<br />

al. FDG-PET in differentiating lymphoma<br />

from nonmalignant central nervous<br />

system lesions in patients with AIDS. J<br />

Nucl Med 1993; 34:567–575.<br />

17. Charlier C, Dromer F, Lévêque C, et al.;<br />

French Cryptococcosis Study Group.<br />

Cryptococcal neuroradiological lesions correlate<br />

with severity during cryptococcal<br />

meningoencephalitis in HIV-positive patients<br />

in the HAART era. PLoS ONE 2008;<br />

16:e1950.<br />

18. Post MJ, Yiannoutsos C, Simpson D, et al.<br />

Progressive multifocal leukoencephalopathy<br />

in AIDS: are there any MR findings<br />

useful to patient management and predictive<br />

of patient survival? AIDS Clinical Trials<br />

Group, 243 Team. AJNR Am J Neuroradiol<br />

1999; 20:1896–1906.<br />

19. Berger JR, Levy RM, Flomenhoft D, Dobbs<br />

M. Predictive factors for prolonged survival<br />

in acquired immunodeficiency syndromeassociated<br />

progressive multifocal leukoencephalopathy.<br />

Ann Neurol 1998; 44:341–<br />

349.<br />

20. Huisman TA, Boltshauser E, Martin E,<br />

Nadal D. Diffusion tensor imaging in progressive<br />

multifocal leukoencephalopathy:<br />

early predictor for demyelination? AJNR<br />

Am J Neuroradiol 2005; 26:2153–2156.<br />

21. Whiteman M, Espinoza L, Post MJ, Bell<br />

MD, Falcone S. Central nervous system<br />

tuberculosis in HIV-infected patients: clinical<br />

and radiographic findings. AJNR Am<br />

J Neuroradiol 1995; 16:1319–1327.<br />

22. Brightbill TC, Ihmeidan IH, Post MJ, Berger<br />

JR, Katz DA. Neurosyphilis in HIV-positive<br />

and HIV-negative patients: neuroimaging<br />

findings. AJNR Am J Neuroradiol 1995;<br />

16:703–711.<br />

23. Osborn AG. Diagnostic neuroradiology.<br />

1st ed. St. Louis: Mosby, 1994; 678–680.<br />

24. Eichler AF, Batchelor TT. Primary central<br />

nervous system lymphoma: presentation,<br />

diagnosis and staging. Neurosurg Focus<br />

2006; 21:E15.<br />

200 • Eylül 2010 • Diagnostic and Interventional Radiology<br />

Şenocak ve ark.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!