Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
vTürkiye<br />
Araflt›rmalar›<br />
Merkezi<br />
TAM<br />
Y›lmaz’a göre, Amerika k›tas› d›fl›nda<br />
Osmanl› topraklar›n›n, ticarî amaçl›<br />
tütün ekiminin yap›ld›¤› ilk yerlerden<br />
biri oldu¤u ileri sürülebilir.<br />
Avrupa <strong>ve</strong> Afrika kıtasına yayılırken, bir yandan da<br />
Pasifik üzerinden Doğu Asya <strong>ve</strong> Güneydoğu Asya’ya<br />
uzandığını <strong>ve</strong> böylece kısa sürede tüm dünyada<br />
hem tüketimi, hem de ekim <strong>ve</strong> ticareti ile büyük bir<br />
pazarının ortaya çıktığını anlattı.<br />
Tütünün Osmanlı İmparatorluğu’na ne şekilde girdiğine<br />
değinerek konuşmasına devam eden Yılmaz,<br />
mevcut literatürde tütünün Osmanlı Devleti’ne giriş<br />
tarihi olarak 16. yüzyılın başlarının kabul gördüğünü,<br />
fakat tezinin yazımı sürecinde bulduğu kayıtlardan<br />
hareketle bu tarihin daha önceye götürülebileceğini<br />
ifade etti. Ayrıca, Polonya arşivinden gelen<br />
1570 tarihli bir belgede Osmanlı elçisinin Polonya’ya<br />
götürdüğü hediyeler arasında tütünün de<br />
bulunduğunu sözlerine ekledi.<br />
Osmanlılar tütün ekimine 17. yüzyılın başlarında<br />
başlamışlardır. Buna bağlı olarak tütün kullanımı<br />
hızla yaygınlaşmıştır. Bunu kroniklerden görmek<br />
mümkün olduğu gibi arşiv evrakından, yasaklamalar<br />
dolayısıyla görmek de mümkündür. Osmanlı’da<br />
tütünün ekim <strong>ve</strong> kullanımı kadar yasaklanması da<br />
sözkonusu olmuştur. Yılmaz, yasaklama yönelimlerinin<br />
tütünün girdiği diğer ülkelerde de yaşandığına<br />
dikkat çekerek, bunun sadece siyaset merkezli<br />
düşünülmesinin yanlış olacağını, altında yatan gerçek<br />
nedenin -Osmanlı için tam olarak böyle değilse<br />
de- bir yönüyle sınıfsal fakat daha ziyade ekonomik<br />
gerekçeler olduğuna işaret etmektedir. Kendisinin<br />
bulduğu bir fermandan hareketle, mevcut literatürde<br />
ilk tütün yasağı olarak <strong>ve</strong>rilen 1612 tarihinin<br />
1<strong>60</strong>9’a çekilebileceğinden -ilk fetva da 1614’te <strong>ve</strong>rilmiştir-<br />
bahseden Yılmaz, bu tarihten sonra sürekli<br />
olarak tütün yasaklarının gündeme geldiğini ifade<br />
etmektedir. 1614 tarihli fetvada tütünün caiz olmadığı<br />
zikredilirken, Şeyhülislam Bahaî Efendi’nin<br />
1649’ta <strong>ve</strong>rdiği fetvada “tütün içimi”nin caiz olmadığı<br />
vurgulanmıştır. Fakat bu tarihteki daha çarpıcı<br />
bir ifade Kâtip Çelebi’ye aittir. Çelebi’nin 1650’lerde<br />
ifade ettiği, “Devletin tütünden <strong>ve</strong>rgi alması gerekir”<br />
sözü, yaklaşık elli yıl sonra devletin gündemine<br />
girmiş, devlet resm-i duhan isimli bir <strong>ve</strong>rgi almaya<br />
başlamıştır.<br />
Osmanlı Devleti’nde tütün tarımına da değinen Yılmaz,<br />
bu konuda ulaştığı çarpıcı bilgileri aktardı:<br />
1583 tarihli Tahrir Defteri’nde Milas’ta, Milas adı<br />
<strong>ve</strong>rilen, fakat ne olduğu belli olmayan bir maddeden<br />
bahsedilmektedir. 17. yüzyıl sonunda yapılan<br />
tütün tahririnde Milas isimli bir tütün cinsinin bulunması,<br />
bu maddenin de tütün olabileceği fikrini<br />
<strong>ve</strong>rmektedir. Bu nedenle, Yılmaz’a göre, Amerika<br />
kıtası dışında Osmanlı topraklarının, ticarî amaçlı<br />
tütün ekiminin yapıldığı ilk yerlerden biri olduğu<br />
ileri sürülebilir. İlk başta Osmanlı topraklarında sınırlı<br />
bir sahada yapılan tütün ekimi, kısa sürede<br />
hızla yaygınlaşmıştır. Arşiv kayıtlarına dayanarak<br />
tütünün 18. yüzyılda imparatorluktaki kazaların<br />
yaklaşık 1/5’inde ekilir hale geldiği ortaya konulabilir.<br />
Yılmaz, son olarak, tütünün <strong>ve</strong>rgilendirilmesi ile ilgili<br />
birtakım bilgiler sundu. Buna göre, devlet tütünün<br />
<strong>ve</strong>rgilendirilmesi için tütün tahrirleri yapmış,<br />
belli başlı yerlerde tütün gümrükleri oluşturmuştur.<br />
Hatta bir dönemden sonra, tütünden, ticareti<br />
yapılan diğer mallardan farklı olarak daha değişik<br />
<strong>ve</strong>rgiler almıştır. Yılmaz’ın iddiasına göre, tütünden<br />
alınan amediye <strong>ve</strong>rgisi, diğer mallardan alınan<br />
amediye <strong>ve</strong>rgisinden daha farklıdır. Bundan hareketle,<br />
devletin tütün ekim <strong>ve</strong> ticaretini teşvik ettiğini,<br />
tütünden elde ettiği kazancın Osmanlı maliyesi<br />
için önemli bir gelir teşkil ettiğini ifade etmek<br />
mümkündür. Yılmaz, bunları özenle hazırlamış olduğu<br />
tablo <strong>ve</strong> grafiklerle ortaya koymaktadır.<br />
42