Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Makale Article<br />
Şekil 1. Bina sayı ve alanlarına göre<br />
değişimi<br />
Türkiye’de 2000-2011 yılları<br />
arasında alınan inşaat izinlerine<br />
göre m2 alan yönüyle konut,<br />
ticari ve kamu binalarında %56<br />
oranında artarak 1.927 milyon<br />
m²’ye ulaşmıştır. Bina m2<br />
değişimlerine göre ise, 2000-<br />
2011 yılları arasında ortalama<br />
%6,46 olmuştur. Bina m2<br />
değişimlerine göre en yüksek<br />
değişimin 2009-2010 yılları<br />
arasında %11,02, en düşük<br />
değişimin ise 2001 ile 2002<br />
arasında %3,42 oranında olduğu<br />
görülmüştür. [4].<br />
TÜRKİYE’DE ENERJİ VERİMLİLİĞİ<br />
Enerji, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sosyal<br />
yaşamdan üretime ekonomik potansiyeli doğrudan<br />
etkileyen oldukça önemli bir parametredir. Enerjinin<br />
üretiminden kullanımına kadar neden olduğu ekonomik<br />
parametreleri üzerindeki olumsuz maliyet etkileri,<br />
harcanan her birim enerjinin verimli kullanılmasının<br />
önemini ortaya çıkartmıştır. Bu amaçla başta üretimde<br />
ve günlük yaşamda enerji yoğunluğunun düşürülmesi;<br />
iletim ve dağıtımda kayıp-kaçakların azaltılması,<br />
üretimde verimlilik artırıcı teknolojilerin uygulanması,<br />
binaların rehabilitasyonu, verimli elektrikli ev aletleri<br />
ve ofis cihazlarının tercih edilmesi gibi tüm enerji<br />
zincirinde verimliliğin artırılması öncelikli hedef<br />
olmalıdır.<br />
Türkiye’de % 75’i dışa bağımlı olan enerji profili<br />
temelde fosil yakıta dayanır. Enerji arzındaki en<br />
büyük pay sırasıyla doğal gaz, sıvı yakıtlar ve kömüre<br />
dayanmaktadır. 2008 yılında Türkiye’de toplam birincil<br />
enerji tüketimi 106.3 milyon TEP, üretimi ise 29.2<br />
milyon TEP olarak gerçekleşmiştir. Enerji arzında %<br />
32’lik pay ile doğal gaz ilk sırayı alırken, doğal gazı %<br />
29.9 ile petrol kaynaklı sıvı yakıtlar, % 29.5 ile kömür<br />
izlemekte, % 8.6’lık bölüm ise hidrolik dâhil olmak üzere<br />
yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanmaktadır<br />
[5].<br />
Türkiye’de toplam enerji tüketiminin %40’ı sanayi<br />
sektöründe, %35’i bina sektöründe %20’si ulaştırma<br />
sektöründe ve %5’ diğer sektörlerde tüketilmektedir.<br />
Bir ülkede enerjiye ilişkin değerlendirme kişi başına<br />
enerji tüketimiyle enerji yoğunluğu kavramlarına<br />
dayanır. Kişi başına enerji tüketiminin yüksek olması,<br />
hem ülkedeki ekonomik faaliyetlerin canlılığını, hem<br />
de (ulaşım araçlarının çokluğundan elektrikli aletlerin<br />
yaygınlığına ve yüksek konforlu barınma imkânlarına<br />
kadar geniş bir alanda) refah düzeyinin yüksekliğini<br />
gösterir [6]. Enerji yoğunluğunun düşüklüğü ise, aynı<br />
miktar enerjiyle daha çok katma değer üretilmesini<br />
simgeler. Bu durumda bir ülkede enerji açısından<br />
gelişmişliğin ideal şartı, kişi başı enerji tüketiminin<br />
yüksek ve enerji yoğunluğunun düşük olması arzulanır.<br />
Enerji yoğunluğu, bir ülkenin artı ya da eksi parasal<br />
değiş tokuşunu gösteren GSYİH (Gayri Safi Yurt İçi<br />
Hasıla) esas alındığı bir indikatördür. Evrensel ölçekli<br />
en önemli karşılaştırma ölçütü olan enerji yoğunluğu;<br />
uluslararası değerlendirmelerde genellikle 1000 $’lık<br />
bir değer için tüketilen TEP (ton petrol eşdeğeri)<br />
miktarının göstergesidir.<br />
41<br />
<strong>TTMD</strong> Kasım Aralık 2012