15.01.2015 Views

e - Ä°slami Edebiyat

e - Ä°slami Edebiyat

e - Ä°slami Edebiyat

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

-Akif Bey, Kahirede Türk-dili edebiyatı<br />

bölümünün kadrosu boş. Size zor mu gelir,<br />

yorulur musunuz bilmem, demiş.<br />

Akif memnuniyetinden adeta uçmuş.<br />

Çoluğunu ve çocuğunu almış Mısır’a götürmüş.<br />

Ve gurbeti yaşamaya başlamış. Ayrıca<br />

Kur’an-ı Kerim çevirileriyle uğraşıyormuş.<br />

Orada memleket hasreti çekerken Vahdet,<br />

Gece, Hicran, Secde Hakikât, adlı şiirlerini<br />

yazmış.<br />

Orada Hilvandaki bir kahvede oturur, serinlermiş.<br />

Çay içer, nargile fokurdatırmış.<br />

Nil nehri boyunca gider, gelir, suları seyredermiş.<br />

Evine dönünce de Tamburi Cemil Bey’in,<br />

Şerif Muhittin’in (Safiye Ayla’nın eşi) taş<br />

plaklarını dinlermiş. Camileri, kütüphaneleri,<br />

müzeleri gezermiş.<br />

Neyzen Tevfik’ten ney üflemeyi talim<br />

etmiş, öğrenmiş. Musikinin hayatında ayrı<br />

bir yeri varmış. Musiki için, Allah’a giden<br />

merdivenlerdir, dermiş. En çok ta Viyana<br />

klasiklerini, Mozart’ı dinler, Neyzen Tevfik’ten<br />

öğrendiği parçaları üfler, gamını dağıtmaya<br />

çalışırmış.<br />

Kahire’de düzenli bir hayatı varmış. Hasretini<br />

memleketteki arkadaşları Mithat Cemal,<br />

Ali Ekrem, Hüseyin Avni, Hasan Basri,<br />

Fatih Gökman, Rüşen Ferit, Asım Şakir’le<br />

mektuplaşarak gidermeye çalışırmış. Buradaki<br />

Hilvan’daki yaşayışını da yalnızlık, köşeye<br />

çekilmek diye yorumluyormuş. Çünkü<br />

haftada iki kere Kahire’ye derse gidiyormuş.<br />

Ama para düşüncesi olmadan yaşadığı için<br />

memnunmuş.<br />

Lâkin vatan hasreti, gurbet acısı çekiyormuş.<br />

Bu acının dışında 1935 kışında ona kol<br />

kanat olan her zaman yanında olan Hâmisi<br />

Abbas Hallim Paşanın ölümüyle son derece<br />

sarsılmış.<br />

Abbas Halim Paşanın ölümünden sonra<br />

Mısır’da kalamayacağını anlamış…<br />

Aynı yıl Mehmet Âkif de hastalanmış.<br />

Yataklara düşmüş. Önce sarılık olmuş. Sonra<br />

siroz. Bir de sıtma tutmuş.<br />

27 Aralık 1936’te vefat etmişse de kabri<br />

gönüllerimizdedir…<br />

(Kaynak: Dr. Mehmet Sılay. Mehmet Âkif Seyahatlerinden.<br />

Erguvan yay.)<br />

o<br />

KAYSERİNİN İLK DERGİSİ<br />

Kayseri’de ilk yayınlanan dergi Sebil-ülreşadmış,<br />

sahibi Eşref edip bey. Dergi 1921<br />

yıllarında yayına girmiş.<br />

Eşref Edip bey hakkında fazla bilgi bilinmiyor.<br />

Bilinen bilgiler Mehmet Akif’le olan<br />

hatıralarından ibaret.<br />

Çörçil “Bombalayın, tarayın, ateş edin şu<br />

Müslüman Türkler zaten insan sayılmazlar<br />

diye bağırırken…<br />

1915 Mart tarihinde Çanakkale savaşı<br />

başlamış, toplar, mermiler… ve ölen nice<br />

gencecik askerler…<br />

On kişilik bir grup Eşref Kuşcubaşı başkanlığında<br />

Haydarpaşa Medine demir yolu<br />

hattıyla içlerinde Mehmet Akif’in de bulunduğu<br />

Arabistan yolculuğuna çıkmışlar. Medine<br />

demir yolu hattının küçük bir tren istasyonunda<br />

konuklamışlar.<br />

Orada kalırlarken kısa bir zaman sonra<br />

Enver Paşa, Eşref beyi telsizle aramış muştular<br />

vermiş.<br />

- Çanakkale savaşında “Elhamdülillah<br />

ordumuz muzaffer oldu, düşman mağlup,<br />

mahcup, yaralı, geri çekiliyor, diyerek<br />

Bu haber hepsini son derece sevince<br />

boğmuş. Eşref bey çığlık çığlığa yeri göğü<br />

inletirken Akif’le sarılıp öpüşmüşler gözyaş-<br />

20 OCAK-ŞUBAT-MART 2012

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!