08.02.2015 Views

PDF Dosyası

PDF Dosyası

PDF Dosyası

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ANKARA ÛNiVERSÎTESi SÎYASAL BÏLGÏLER FAKÛLTESi YAYINLARI NO- 511<br />

ATATURK'ÛN 100. DOGUM YILINA ARMAGAN<br />

SÎYONIZM<br />

VE<br />

IRKÇILIK<br />

ANKARA<br />

1982


ANKARA UNIVERSITESi SÎYASAL BÎLGÎLER FAKÛLTESÎ TAYINLARI NO- 511<br />

SÎYONlZM<br />

VE<br />

IRKÇILIK<br />

ANKARA<br />

1982


Baçka dillere de çevrilmiç olan bu kitabin Tûrkçe basirrani PROF.<br />

DR. TÛRKKAYA ATAÔV Amerika Birlep'k Devletleri'nde çikan iiçiincii<br />

baskisindan hazirlami§tir.<br />

t<br />

:<br />

ANKARA ÛNÎVERSÎTESl BASIMEVt .ANKARA 19 8 2


iNGÎLiZCE BASKININ ÔNSÔZU<br />

io Kasim 1975'de, Birle§mi§ Milletler Genel Kurulu "Siyonizm'in<br />

bir çe§it îrkçilik ve irk ayrimi oldugunu" saptayan 3379 (XXX) sayili<br />

kararini kabul etti. Siyonistlerin ve onu destekleyenlerin bu karara<br />

tepkisi bu ulaçilan sonucun sôz-geli§i yanli§ oldugunu gôstermege<br />

çali§mak degil, fakat B.M.'i gôzden dù§urmege ve karari destekler<br />

biçimde oy kullanan 72 iiye devletin niyetini kôtiïye yormaga yônelik<br />

bir kampanya ba§latmak oldu.<br />

Siyonizm'in, 1965'denberi B.M.'in ttim ùyelerince oybirligiyle<br />

kabul edilen îrk aynmi taniminin çerçevesinde, dikkatli bir biçimde<br />

incelenmesine firsat yaratmak için, Libya Arap Cumhuriyeti Barosu<br />

Siyonizm ve Irkçihk Ùstùne Uluslararasi Sempozyumu dùzenlemege<br />

ve buna çe§itli meslek ve iilkelerde kabul edilmi§ ki§ilikleri olanlari<br />

katilmaci olarak çagirmaga karar verdi.<br />

Siyonizm ve Irkçilik Ûstiine Uluslararasi Sempozyum 24-28<br />

Temmuz 1976'da Tripoli'de toplandi. Seksen ùlkeden be§-yûz ki§i<br />

katildi. 3379 sayili karara, resmî destegin yamba§inda, kamu desteginin<br />

de bir gostergesi olarak, §u gerçegi belirtmek gerekir ki, katilanlarin<br />

buyiïk bir çogunlugu karari desteklememi§ olan ûlkelerden<br />

geliyor ve içlerinde îrkçi olmayan gôru§lerinden ôtiiru sonra ele§tirilen<br />

ki§ilerin de bulundugu Yahudi inançli katilmacilar da bulunuyordu. 1<br />

Konunun ônemi ve toplantinin uluslararasi niteligine kar§in, Bati<br />

kitle haberle§me araçlanmn sempozyumu neredeyse yok saymalari<br />

onlann yan tutmasi yônunden uzucii bir olaydir.<br />

'Ômegin, B'nai B'rith uyesi iiyesi olan Klaus J. Hermann'i, Kanada Yahudi Kongresi<br />

yôneticisi Alan Rose ve Kanada Siyonist Federasyonu Bajkani Phil Givens "dii§mana herhangi<br />

bir konferansta yardimci ve destek olanin B'nai B'rith'de yeri yoktur" diyerek, Hermann'm<br />

kendi deyimiyle, "kamu ôniinde" muhakeme etmeyi denediler. Canadian Jeuiish<br />

News, Toronto, i ve 15 Ekim 1976. Aym gazetede (26 Kasim 1976 tarihinde) yazan J.B.<br />

Salzberg, Hermann'a §ôyle hitap ediyordu: "Siyonizm'e ve Israil devletine ili§kin açiriliginiz<br />

sizi Kudiis'te eylem yapan Neturei Karta'cilar gibi Israil'in en ortodoks, en açiri ve<br />

en fanatik du§manlari ile aym kefeye sokar." Okuyucu, Klaus J. Herrmann ile bir Neturei<br />

Karta iiyesi olan G. Neuberger'in bu kitaptaki araftirmalarim okuyarak onlarin "agiriligi"<br />

ve "îsrail'in nasil fanatik bir dii§mani" oldugu hakkinda fikir edinebilir.<br />

iii


Sempozyum oturumlarinda ele ahnan konular aktif bir biçimde<br />

incelendi. Ara§tirmalann sunulmasini sorular, açiklamalar, ele§tiriler<br />

ve ôneriler izledi. Bu ali§-veri§ten ortaya degerli bilgiler ve anlayi§lar<br />

çikti. Ne var ki, toplanan tu m malzeme bir arada yaymlanamayacak<br />

bir birikime ula§ti.<br />

Yinelenen ônerilerden biri, madaJyonun iki yûzu olan Siyonizm<br />

ve Apartheid ba§ta olmak iizere, îrkçiligin biitiin çe§itierini ortadan<br />

kaldirmak için çabalari siirdùrmekti. Bu nedenle, Sempozyumun<br />

kapani§ oturumunda "Irk Ayriminm Biitiin Biçimlerinin Ortadan<br />

Kaldirilmasi Için Uluslararasi Ôrgùt'un kurulmasi" karari verildi.<br />

Sempozyumun sonunda, bu Uluslararasi Ôrgut kuruldu. îlk<br />

uluslararasi taninmasi Agustos 1976'da Sri Lanka baçkenti Kolombo'da<br />

yer alan Baglantisiz Ùlkeler Konferansinda oldu. 2 Kolombo<br />

Konferansi Kasim 1975'de 72 devletin destekledigi 3379 sayili<br />

karari, bu kez, 86 ulusun desteklemesi yôniinden de ônemlidir.<br />

Sempozyumda on-dokuz ulkeden gelen katilmacilar, kendilerine<br />

ônceden yapilan çagrinin sonucu olarak, ara§tirmalar okudular. Bu<br />

ara§tirmalar içinden seçilenleri yayinlayarak îrkçiliga kar§i olanlara<br />

sunmu§ oluyoruz. Sunu§tan sonra, bazi yazarlar ara§tirmalannda<br />

yaym için bîrtakim degi§iklikler yapmak istediler. Bu durum yayini<br />

geciktirdi. Bazilan da degigiklik yapmadi; bir kisminda dipnotlarinin<br />

olmamasi gibi gôrunum fàrkhliklari bundandir.<br />

Çe§itli dilleri kullanan ve farkli alanlarda uzmanla§mi§ olan uluslararasi<br />

nitelikte bir grubun yazdiklari bir araya gelince bir stil ve sunu§<br />

farkliligi olmasi kaçimlmazdir. Durum bu kitap için de bôyledir.<br />

Ancak, ara§tirmalari yaym için toplarken, adlarin yazili§ ve kaynaklarin<br />

veriliçi gibi aynntilarda bir uyum saglanmaga çali§ilmi§-<br />

tir.<br />

Ara§tirmalarda ileri turûlen dii§iinceler, ku§kusuz, yazarlann<br />

kendilerine aittir ve L.A.C. Barosunu ya da Uluslararasi Ôrgiitu<br />

baglamaz.<br />

Kitabin sonuna oybirligiyle alinan bir bildiri ile Uluslararasi<br />

Ôrgiitù kuran karar ve ayrica 3379 sayili B.M. karannin metni eklenmi§tir.<br />

2 Daha sonra kisa adiyla E.A.F.O.R.D. olarak bilinen bu ôrgut "Dani|man Statiisii" ile<br />

Birle§mi| Milletler'in yapisma baflandi.<br />

iv


Bu ara§tirmalann zamanimizin en ônemli konularmdan birinin<br />

daha iyi anla§ilmasina katkida bulunmalarini ve boylece insanlann<br />

ve halklarin insan haklan ve temel ôzgiirlùklerinin îrk, renk ve inanç<br />

farkma bakmadan, tam olarak tanmmasina dayali bir çôzume varilmasina<br />

yardimci olmalanm umut ederiz.<br />

Temmuz 1977<br />

Irk Ayrimirun Biitùn Biçimlerinin<br />

Ortadan Kaldirilmasi îçin Uluslararasi<br />

Ôrgiit Yônetim Kurulu<br />

v


TURKÇE BASKININ ÔNSÔZU<br />

TÙRRKAYA ATAÔV<br />

Irkçiligin ve îrk ayriminm bilimsel yônden yanh§ligmin ve uygulamadaki<br />

bùyùk zararlarimn artik biliniyor olmasina kar§in, bugiin<br />

bile, milyonlarca ki§i bu yanli§ ve zararli akimin hedefidir. Geçmi§te<br />

ve §imdi, ne tûrlû nedenler ileriye sûruliirse sùrùlsun, îrkçiligm<br />

temelinde, çogu kez, siyasal iktidar ve gelir dagilimi kavramlanna<br />

ili§kin amaçlar da dahil olmak ùzere, derin sosyo-ekonomik kôkler<br />

yatmaktadir. Tarihsel açidan çok kisa olarak bakacak olursak, irkçilik<br />

koleci sistemde yenilgiye ugratilan kabileler ustiïnde egemenlik<br />

kurmaga yarayan ideolojik bir silâh olarak ortaya atildi. Sômurgecilik<br />

çagmda ba§ka kitalara ve lilkelere giden beyazlar yerlileri sôrnurebilmek<br />

için kendi îrklarxnm iïstiïnlugune ili§kin ideolojiler geli§tirdiler.<br />

Emperyalizm bazi îrklarin iistiïnlugiïnu ileri siïrerken, sômurgeci<br />

siyasetini hakli çikarmaga çali§iyordu.<br />

Oldukça yakin bir ôrnegi ammsayahm. Almanya'da îrkçi (ve<br />

fa§ist) Nazi rejimi îrk ûstunlûgii kavramina dayanarak milyonlarca<br />

insani ôldurdii. 7 Nisan 1933 tarihli yasa ôrnegin, Aryan kôkenli olmayan<br />

ki§ilerin okullarda ôgretmenlik yapamayacaklarini, hukuk alaninda<br />

çali§amayacaklarini ve tipta hizmet veremeyeceklerini belirtiyordu.<br />

15 Eyliil 1933 tarihli yasa da Yahudilerin Alman yurtta§ligindan<br />

çikanlmasi anlamma geliyordu. Yahudiler dahil, irkçihgm binlerce<br />

du§manlarinin "îrkm safligmi korumak amaciyla" hedef durumuna<br />

getirilmeleri, sonraki yillarm soykiriminin ilk, fakat anlamli habercileriydi.<br />

Ûstelik, daha sonraki olaylar Nazi Almanyasmdaki îrkçihgm<br />

tek bir tilkeyle de sinirli kalamayacagmi, bunun diïnya ban§i için buyiik<br />

bir tehlike olu§turdugunu ortaya koydu. Bundan otùrii, insanligin<br />

onemli bir kismi, bugùn, îrkçihgin silâhli çati§malara da ydl açabilecegini<br />

ve uluslararasi giivenligi tehlikeye dû§urebilecegini bilmektedir.<br />

Oysa, modem bilim îrkçilarla ayni gôru§te degildir. Irkçihk bilime<br />

ters dû§tiïgiï gibi,ilerlemenin, ban§in ve dostlugun da du§manidir ;<br />

benzer biçimde, îrkçiliga kar§i tavir da insancilhgm ve demokrasinin<br />

en belirgin gôstergesidir. Birle§mi§ Milletler Andla§masinin kendi de,<br />

bu uluslararasi ôrgiitun birçok kararlari da ki§iler arasindaki e§itligi,<br />

vii


îrk farkliliklarina bakmadan, devletler hukukunun temel ilkelerinden<br />

biri durumuna getirmege çabalamaktadir. Ôrnegin, Andla§manm<br />

amaçlara ili§kin Birinci Maddesinin Ûçiïncu Fikrasi, "îrk, cins, dil<br />

ya da din farki gôzetmeksizin," insan haklanna saygiyi ve temel ôzgiirlukleri<br />

geli§tirmek için uluslararasi i§birligi hedefini ilân eder.<br />

Madde 55 /3'de de buna benzer bir hùklim vardir. Birle§mi§ Milletler<br />

Genel Kurulu'nun 10 Aralik 1948'de kabul ettigi însan Haklari<br />

Evrensel Bildirisi herkesin "îrk, renk, cins, dil, din, siyasal ya da<br />

farkh dù§unce, ulusal ya da toplumsal kôken, mûlk, dogum ya da<br />

ba§ka statu" farki gôzetmeden, tûm haklara ve ôzgùrluklere sahip<br />

olduklarmi belirtir. Genel Kurul'un 9 Aralik 1948'de Soykirim Suçunu<br />

Engelleme ve Cezalandirma Konvansiyonunu kabulù îrkçihgin<br />

bu en biiyiik belirtisine kar§i biiyiik bir zaferdi. Gene Genel Kurul'un<br />

14 Aralik i960 tarihli Sômiirge Ûlkeleri ve Halklanna îli§kin Bagimsizlik<br />

Verilmesi Bildirisi istikrar ve dostluk ili§kilerinin ancak ki§iler<br />

arasmda farklilik gôzetmeyen bir hak anlayi§iyla gerçekle§ebilecegini<br />

sôyluyor, Diinya kamu oyunun egilimini açikca gôsteren bu bildiriden<br />

iiç yil sonra, 20 Kasim 1963'de, Irk Ayriminin Tum Biçimlerinin Ortadan<br />

Kaldirilmasina ïli§kin Bildiri yayinlandi. 21 Aralik 1960'da<br />

da aym ilkeler bir Konvansiyon durumuna getirildi. Daha ônemlisi,<br />

Ekonomik, Sosyal ve Kultiirel Haklar ile Medenî ve Siyasal Haklara<br />

ili§kin Uluslararasi Andla§malar (16 Aralik 1966) 1948 tnsan Haklari<br />

Evrensel Bildirisindeki ilkeleri baglayici hukuksal biçime soktular.<br />

Irk ve benzeri farklar bir yana, tum yurtta§larin e§itligi ilkesi birçok<br />

devletlerin iç hukukuna da girmi§tir. Fakat bazi toplumlarda îrkçi,<br />

neo-Nazi ya da benzeri ideolojilerin propagandasmm yapilabildigi<br />

ve bazi durumlarda yasalarm buna kar§i çikmadiklari gôrulmektedir.<br />

Ôrnegin, Amerikan Kongresinin birtakim yasalari ile Yiice Mahkemenin<br />

bazi kararlari zencilere ve benzerlerine konmu§ olan kisitlamalan<br />

kaldirmamaktadir. A.B.D.'de fédéral yasalarla çati§an îrkçi fédéré<br />

devlet yasalari bile vardir. Yalniz A.B.D.'de degil, Kuzey ve<br />

Giiney Amerika'nm tumiinde, Avustralya'da ve Kuzey Avrupa'nin<br />

bazi bôlgelerinde yerli halklarin ôtekilerden daha az haklari bulundugu<br />

artik bilinmektedir. Bati Avrupa ba§ta olmak uzere, birçok<br />

iilkede Turkler gibi gôçmen i§çilere, sirf farkli bir "irk" tan olduklari<br />

için, ayri muamele yapilageldigi bir gerçektir. Hele Gùney Afrika'da<br />

beyaz azmlik diktatoryasma dayali hukùmet Azanya ve Namibya<br />

halklanni temel insan haklanndan mahrum etmektedir.<br />

Giiney Afrika Cumhuriyeti îrkçiligm resmî devlet politikasi oldugu<br />

bir ûlkedir. Bin kadar yasa, karar ve yônetmelik farkh îrklarm<br />

VUl


uyelerini kentlerde, mahallelerde, parklarda, trenlerde, otobuslerde,<br />

okullarda, hastahanelerde, sporda, telefon kabinelerinde, hattâ hayvanat<br />

bahçelerinde birbirinden ayirmaktadir. Birle§mi§ Milletler'in<br />

yakla§ik elli kadar karari da Giiney Afrika'daki îrkçiligi suçlamaktadir.<br />

Uluslararasi toplum îrkçi politikalari "giivenlik" teorileriyle ôrtbas<br />

etmeyi de onaylamamaktadir. Hindistan Gùney Afrika'da ya§ayan<br />

Hind kôkenli ki^ilcrin aynma tabi tutulduklarmi daha 1946'da Birle§mi§<br />

Milletler'e getirmi§ti. O zamandan bu yana, dûnya kamu oyunun<br />

gôzlerinin açilmasi yônunde kôprûlerin altindan o kadar su akti<br />

ki, 30 Kasim 1973'de Apartheid Suçunu Yok Etme ve Cezalandirma<br />

Konvansiyonu Birle§mi§ Milletler'de imzaya açildi.<br />

Benzer biçimde, Siyonizm'in Filistin halkma muamelesi de insan<br />

haklarinm bir halkm tiimùne bile uygulanamayabileceginin ôrnegidir.<br />

Siyonist felsefeye (bir din olarak Yahudilige degil) dayali ïsrail'de<br />

yasalarla korunan bir çeçit irkçilik vardir. Bu nedenle, Birle§mi§ Milletler<br />

Genel Kurulu 10 Kasim 1975 tarihli karanyla Siyonizm'i (Yahudiligi<br />

degil) "îrkçilik ve îrk ayrimmm bir çe§idi" olarak kabul etmi§tir.<br />

Irkçiligin artik yalnizca bir iç hukuk sorunu olmaktan çikip<br />

uluslararasi bari§ ve giivenligi biiyiik tehlikelere atan §iddetli çati§-<br />

malar ya da bunalimlara yol açtigi kabul edilmektedir.<br />

Tiirkiye Cumhuriyeti de, yillardan beri, iktidarda hangi hùkûmetler<br />

olursa olsun, sômiïrgecilige^ ve îrkçiliga kar§i oldugunu ilân<br />

etmiç, nitekim Giiney Afrika'yi ïngiliz Uluslar Toplulugundan ayrilip<br />

Giiney Afrika Cumhuriyeti adini aldigi 31 Mayis 1961'den beri tanimami§,<br />

onunla diplomasi ve konsolosluk ili§kileri kurmami§, ekonomi,<br />

ve kiiltùr gibi alanlarda hiçbir içbirliginde bulunmami§tir. Tiirkiye<br />

Giiney Afrika Cumhuriyeti'nin uyguladigi îrk ayrimi siyasetine kar§i<br />

Birle§mi§ Milletler Giivenlik Kurulu ve Genel Kurul'da 1960'lardan<br />

beri alinan suçlayici kararlara hep olumlu oy vermi§ ve bu kararlari<br />

uygulamak için hùkûmetlerin yetkileri içindeki ônlemleri alagelmi§-<br />

tir. Ayrica, Gûney Afrika Cumhuriyeti'ni îrk aynmi siyasetinden vazgeçirmek<br />

amaciyla, bu iilkeye kar§i 413 sayili B.M. Giivenlik Kurulu<br />

karanyla konan silâh ambargosunun daha etkili biçimde uygulanmasmdan<br />

ve ekonomik ambargo karari ahnmasindan yanadir.<br />

Benzeri biçimde, 1947'de Filistin'in bôliinmesine kar§i oy kullanan<br />

Tiirkiye Filistin sorunu hakkaniyetli bir çôziime kavu§turulmadigi<br />

sùrece Orta Dogu'da sûrekli bari§ ve istikrar ortammin kurulamayacagma<br />

inanmakta, i§gâl altmdaki Arap topraklarmin bo§altilmasmi<br />

ve Filistinlilerin kendi anayurtlarinda bagimsiz bir devlet kurma ve<br />

kendi geleceklerini kendilerinin belirlemeleri dahil, tiim yasal ve uluix


sal haklanmn verilmesini savunmaktadir. Tiirkiye 1975'de B.M.<br />

Kurulu'nda olu§turulan yirmi-uç uyeli "Filistin Halkinm Vazgeçilmez<br />

Haklanmn Kullanilmasi Komitesi"ne uye olmuçtur. 1977'de<br />

Genel Kurul'da alinan bir kararla "Filistin Halkiyla Dayani§ma<br />

Uluslararasi Giinù" diye kabul edilen 29 Kasim'larda duzenlenen<br />

toplantilarda gôrev almaktadir.<br />

îngilizce baskinm ônsôzunde nasil kuruldugu daha ayrintili anlatilan<br />

E.A.F.O.R.D. da îrkçihga ve îrk aynmma kar§i Birle§mi§ Mille<br />

tler'in aldigi kararlarm daha kolay uygulanabilmesi için, diinya<br />

kamu oyunu yaym ve konferanslar yoluyla bilinçlendirme amaciyla<br />

kurulmu§ ve B.M.'e dani§manhk statùsuyle baglanmiç bir ôrguttiir.<br />

Birle§mi§ Milletler'in hedeflerine hizmet ve katki amaciyla toplanan<br />

uluslararasi bir konferansta seçilmi§ bulunan merkez Yônetim Kurulu<br />

iki§er Amerikali ve Arap ile birer îngiliz, Fransiz, Belçikali, Kanadali,<br />

Brazilyah, Meksikali, Nijeryali, Gùney Afrikali, Sri Lankali ve bir<br />

Tiirkten olu§maktadir. Bugiine kadar yirmi-yedi yayini olmu§tur;<br />

ayrica, kitapçik biçiminde sùrekli bir Biilten çikarmaktadir. Uluslararasi<br />

toplantilara katilmakta, kendi Birle§mi§ Milletler'in amaç ve<br />

hedeflerine uygun toplantilar duzenlemekte, ôzellikle Guney Afrika'<br />

da îrk ayrimina ili§kin doktora çali§malari yapanlar arasmdan seçtiklerine<br />

burslar vermekte ve olaganustù degerdeki akademik yaymlann<br />

en ba§arih ve îrk ayrimina ili§kin olanlarina torenle Uluslararasi<br />

Ôdul vermektedir. §imdiye kadar, A.B.D.'nde Columbia, Kanada'da<br />

Qjiebec ve Brazilya'da Brasilia Ûniversitelerinde çe§itli akademisyenleri<br />

belirli yapitlarmdan ôtûru ôdullcndirmi§tir. Merkez Yonetim<br />

Kurulu iiyeleri, Tiiziik geregi, kendi aralannda alti ayda bir toplanti<br />

yapmakta ve geçmi§ alti ay içinde îrkçiliga kar§i sava§im konusunda<br />

B.M.'in eylemi i§igmda kendi programini gôzden geçirmekte ve aym<br />

yonde yeni uygulama kararlan almaktadir. Bu toplantilar, §imdiye<br />

kadar, A.B.D., ïngiltere, Kanada, Isviçre, Libya ve Bagdat'ta yer<br />

almi§tir. E.A.F.O.R.D., daha çok, Gùney Afrika îrk aynmi ile Siyonizm<br />

ùstunde durmu§tur. Bunun ùç nedeni olmalidir: bu ikisine kar§i<br />

Birle§mi§ Milletler'de oybirligine yakm bir bùtunle§me vardir; bu<br />

ikisi de diinya ban§i ve giivenligini tehdit etmektedir; her ikisi de soykirima<br />

yakla§an bir ôlçûde insan haklarini reddetmektedirler.<br />

Elinizdeki kitap îrkçiligm bir çe§idi olan Siyonizm iistùne yogunla§mi§tir.<br />

E.A.F.O.R.D.'un merkez Yonetim Kurulu'na seçilmi§,<br />

burada (ve ayrica akademik çali§malari degerlendiren alt-komitelerde)<br />

1976'dan bu yana gôrev yapan biri olarak, ortak çali§mamiz olan<br />

Siyonizm ve Irkçilik kitabinin Tiirkçesini hazirlayip iilkemiz okuyucularma<br />

sunmakla mutluyum.


iÇiNDEKiLER<br />

ïngilizce Baskimn Onsozù<br />

E.A.F.O.R.D. Turutme Kurulu "i<br />

Tùrkçe Baskinm Ônsôzù<br />

Prof. Dr. Tûrkkaya Atadv vil<br />

I. AÇI§ KONU§MASI<br />

Abdullah §erafeddin 1<br />

II. SlYONÏZM VE IRKÇILIK 5<br />

Irkçihk ve Diïnya Ban§i<br />

Dr. Enis El-Kasim 1<br />

Siyonizm ve Irkçilik:<br />

Çeli§en Gôriingùler ve Algilamalar<br />

L. Humphrey Walz<br />

Irkçilik: Siyonizmin Temel Bir îlkesi<br />

Prof. Dr. Stefan Goranov 29<br />

Siyonizm, Yahudiler ve Yahudilik<br />

Prof. Dr. Joseph L. Ryan, S.J. 41<br />

III. SÎYONÎST IRKÇILIGIN GÔSTERGELERI 49<br />

tsrail'e Gôçù Ki§kirtan Siyonist Entrikalar<br />

Dr. Alfred M. Lilienthal 51<br />

Siyonizm ve Filistin Topraklari<br />

S ami Hadawi ve Prof. Dr. Walter Lehn 65<br />

Yahudi Ulusal Fonu: Bir Aynm Araci<br />

Prof. Dr. Walter Lehn 87<br />

1948'den Bu Yana ïsrail'deki Araplar<br />

Nezih Kurah 99<br />

xi


Filistinlilerin Siïrgiïnii :<br />

Bir Kanadahmn Uyam§i<br />

A.C. Forrest ... 107<br />

ïsrail'deki Dogu Yahudileri<br />

Prof. Dr. JVasir H. Aruri 117<br />

IV. SÎYONÎZM VE DEVLETLER ARASI ÏLÎÇKÎLER .. 135<br />

Emperyalizm ile Siyonizm'in<br />

Entellektuel Kôkenleri<br />

Prof. Dr. Edward W. Said 137<br />

Siyonizm ve<br />

Emperyalizm<br />

Prof. Dr. Guy Bajoit 143<br />

Siyonist Yerle§me Somûrgeciliginin<br />

Belirgin Ôzellikleri<br />

Prof. Dr. Abdiïlvehab M. Elmessirî 159<br />

Emperyalizmin Hizmetinde Israil'in Rolù<br />

Prof. Dr. Turkkaya Ataôv 167<br />

Israil ve Afrika<br />

Prof. Dr. Richard P. Stevens 183<br />

ïsrail, Giiney Afrika ve Iran<br />

Prof. Dr. Abdiïlmâlik Audah 195<br />

Kurtulu§ Akimlanna Dii§manhk<br />

ve Gerici Akimlara Destek<br />

S. G.. Ikoku 199<br />

V. SIYONÎZM'Î ELEÇTÎRENLER 207<br />

Yahudilik ve Siyonizm Arasindaki Ayrim<br />

G. Neuburger , 209<br />

Siyasal Siyonizm ve<br />

Anti-Semitizm<br />

Ûstiïne Tarihsel Perspektifler<br />

Prof. Dr. Klaus J. Herrmann 219<br />

Siyasal Siyonizm: Bir Yahudi Ele§tirisi<br />

xii<br />

Prof. Dr. Gary V. Smith 237


Siyonizm'i Ele§tiren Yahudiler<br />

Hatem I. Hiiseynî 251<br />

Siyonizm: Orta Dogu Ban§i Onùnde Engel<br />

Mick Ashley 261<br />

EKLER 271<br />

Siyonizm ve Irkçiliga îli§kin Uluslararasi<br />

Sempozyum Bildirisi 273<br />

Uluslararasi Ôrgiitù Kurma Karari 279<br />

Birle§mi§ Milletler Karari 3379 (XXX) 281<br />

KATKIDA BULUNANLAR 283<br />

xiii


AÇI§ KONUÇMASI<br />

ABDULLAH §ERAFEDDtN<br />

Kisa bir sure once, Naziler kendilerinin di§mdakilere kar§i vah§ice<br />

bir sava§ yiïrùterek, bir kaç yd içinde insanligin yûzlerce yilda yaptiklarini<br />

yikiverdiler. Çogu, ku§kusuz, o gùnlerin acilarim ve kiyimini<br />

hâlâ animsar ve birçok kiçi o sava§in korkunç sonuçlanni ya§ami§lardir.<br />

Ne var ki, diinyamiz yeni tip bir Nazizmin ortaya çiki§iyla kar§i<br />

karçiya. Bunu izleyenler de kendi doktrinlerinin tarihin derinliklerine<br />

uzandigi inancinda. Gerçek §u ki, onlar da Ibrahim'in ve Musa'nin<br />

yasalanm çoktan terketmi§, "ben ba§kalanndan daha iyiyim; ben<br />

ate§ten yaratildim, onlar kilden" diyebilmektedirler.<br />

Siyonizm, insanhk-di§i, etnik, îrkçi ilkeleri, tiimdiinyada karma§a<br />

yaratan pervasiz tasarilarx, uluslararasi orgùtlerin çagrilari ve kararlanni<br />

umursamazhgi ve yeryùzùniin en bûyiik devletlerinin siyasetlerini<br />

etkileyen kesin rolù diizenleyici kollanyla, yalniz bu bolge degil, biitùn<br />

diinya için bir tehdit olarak degerlendirilebilir.<br />

Nùkleer giiç, yillarca, iki siiper gticùn denedmi altindaydi, Artik,<br />

yeryiizùniin denetlenmesi için rekabet eden birçok iilke bu gùce sahip.<br />

Birçok yil sonra belki de biitùn devletlerin eline geçmesiyle denedmi<br />

olanaksizla§acak ve gezegenin yok olmasi gibi korkunç bir tehlike<br />

belirecek. Kur'an "biz sizden...kabileler ve uluslar.-.yarattik 1 ' der.<br />

Bilginleri, aydmlan, dù§ùniirleri ve yazarlari Peygamberin §u sôzlerindeki<br />

anlamin iyilik ve gùzelligini payla§maga çagirinnm: "Ister<br />

yanh§ yapan, ister kotùlùge hedef olan olsun, karde§inin yardimina<br />

gel." "Yanli§ yapanin yardimma nasil gelinir" sorusunu da §ôyle<br />

yanitlar: "Onun yanli§ hareketlerini ortadan kaldirmakla."<br />

Aym biçimde, saptami§ oldugunuz gibi, çaliçmalarimz ve ara§tirmalarmizla<br />

îrkçilik adalete aykin ve Siyonizm de bir çe§it îrkçihk<br />

olduguna gôre, hepimizin gôrevi, yaptiklari adaletsizliklere son<br />

vererek, Musa dinini izleyenlerin yardimlanna ko§maktir.


II<br />

SiYONiZM VE IRKÇILIK


IRKÇILIK VE DUNYA BARIÇI<br />

ENtS EL-KASIM<br />

Birle§mi§ Milletler halklari, Birle§mi§ Milletler Yasasi'nin ba§-<br />

langicinda, gelecek ku§aklan sava§ belâsindan kurtarmaya olan<br />

kararliliklanni açiklami§lar ve temel insan haklarina, insan ki§iliginin<br />

deger ve onuruna, insanlann bùyûk ya da kùçuk tùm uluslarin haklannin<br />

e§itligine olan inançlanai dile getirmi§lerdi. Birle§mi§ Milletler<br />

halklarmin uzerinde kararliliklanni belirttikleri dort konudan iiçù,<br />

e§itlik, adalet ve ôzgùrlukle ilgilidir. Gelecek ku§aklan sava§ belâsindan<br />

kurtarmaya olan kararliliktan sonra bu ûç konuya atifta bulunulmasi<br />

oile, bari§in korunmasiyla, bireyler ve halklar arasinda e§itligin<br />

gerçekle§tirilmesi arasmdaki baglantinin açik bir anlatimidir.<br />

Birle§mi§ Milletler Yasasi'nin Birinci Maddesinde bu dogrultuda<br />

ortaya koydugu ikinci ve iïçiïncu amaçlar §oyledir:<br />

"Uluslar arasinda, halklann hak e§itligi ve kendi geleceklerini<br />

belirleme ilkesine saygi gôstermeye dayanan dostane<br />

ili§kileri geli§tirmek...<br />

"Ekonomik, toplumsal, kùlturel ya da insancil nitelikteki<br />

uluslararasi sorunlari çôzerek ve irk, cinsiyet, dil ya da din<br />

ayrimi yapmaksizm insan haklarina ve temel ôzgùrliiklere<br />

saygi gôsterilmesini saglayarak ve bunu te§vik ederek uluslararasi<br />

i§birligini gerçekle§tirmek."<br />

Yasanin 13 (b) Maddesi de Genel Kurul'dan, "ekonomik, toplumsal,<br />

kùlttirel, egitimsel alanlarda ve saglik alamnda uluslararasi<br />

i§birligini saglamak ve îrk, cinsiyet, dil ya da din aynmi olmaksizin<br />

insan haklannm ve temel ôzgiirluklerinin gerçekle§tirilmesine yardimci<br />

olmak" amaciyla ogiitlerde bulunmasini ve ara§tirmalar dùzenlemesini<br />

istemektedir.<br />

Yasanin 55'inci Maddesine gôre:<br />

"Uluslar arasinda halklann hak e§itligi ve kendi geleceklerini<br />

belirleme ilkesine dayanan dostane ve ban§çi ili§kiler<br />

7


yara-<br />

açisindan gerekli olan istikrar ve refah ko§ullannin<br />

tilmasi için Birle§mi§ Milletler;<br />

"Irk, cinsiyet, dil ve ya da din aynmi yapmaksizin insan<br />

haklanna ve temel ozgùrlùklere dùnya çapinda uyulmasini<br />

ve saygi gôsterilmesini saglayacaktir."<br />

Birle§mi§ Milletler'in ba§lica organlanndan biri olan Ekonomik<br />

ve Sosyal Konseye, Madde 62 (2) ile, insan haklanna ve temel ozgùrluklere<br />

uyulmasini ve saygi gôsterilmesini saglamak amaciyla tavsiyelerde<br />

bulunma yetkisi verilmi§tir.<br />

Bu nedenle, herbiri kendi alaninda olmak uzere Genel Kurul'un<br />

ve Birle§mi§ Milletler'in diger organlarinin irk ayriminin her biçiminin<br />

ortadan kaldinlmasi sorunuyla son derece yakindan ilgilendigini<br />

gôrmek §a§irtici degildir. Sômiirgeci ve îrksal ayrimin hâlâ<br />

ba§lica hedefleri olan Uçuncu Dùnya ùlkelerinin giri§imlcri ve kararli<br />

desteginin bu yonde oldugu goze çarpmaktadir.<br />

Birlc§mi§ Milletler'in ilk kararlanndan biri, 1948'de Insan Haklari<br />

Evrensel Bildirisinin kabulu olmuçtur. Bildirinin giri§ bolùmùnùn<br />

daha ilk paragrafi §oyle demektedir:<br />

"însanlik ailesinin bùtun ùyelerinde bulunan onurun ve<br />

bunlann e§it, devredilmez haklarinin tamnmasinm, ôzgùrlùk,<br />

adalet ve dùnya bari§inin temeli olmasina..."<br />

Genel Kurul aym sozcùkleri, Uluslararasi Medenî ve Siyasal<br />

Haklar Sôzle§mesi'nin ilk giri§ paragrafinda da kullanmi§tir. 1965<br />

Irk Ayriminin Bùtùn Biçimlerinin Ortadan Kaldinlmasina ïli§kin<br />

Uluslararasi Sôzle§me'nin giii§inin yedinci paragrafi da aym dogrultudadir<br />

:<br />

"însanlar arasinda irk, renk, ya da etnik kôken temeline<br />

dayanan ayrimm uluslar arasinda dostça ve fcanççi ili§-<br />

kilerin geli§tirilmesine engel clu§turdugu ve halklar arasindaki<br />

guvenlik ve ban§i, hattâ bir ve aym devlet içinde yanyana<br />

ya§ayan ki§iler arasindaki uyumu bozabilecek nitelikte<br />

oldugunu teyit ederek..."<br />

Tahran Uluslararasi Insan Haklari Konferansinm (22 Nisan-<br />

13 Mayis 1968) Nihaî Senedi (1968 Tahran Bildirisi), inter alia,<br />

§unlara yer vermektedir:<br />

8


"insan haklanmn, irk, din, inanç ya da goru§ biçimlerine<br />

dayali ayrimdan kaynaklanan biçimde yadsmmasi insan<br />

vicdamm sarsmakta ve dunyadaki ôzgùrluk, adalet ve bar 15<br />

kurumlanni tehlikeye sokmaktadir."<br />

1958 yilinda toplanan Birinci Bagimsiz Afrika Devletleri Konferansi,<br />

dôrdiïncù bôlumii irkçiliga aynlmi§ olan Akra Bildirisini<br />

kabul etmi§tir. Bu bildirinin ikinci giri§ paragrafinda §u ciimle yer<br />

aliyor :<br />

"Irkçihgin, zehirli etkisini Afrika'nin bazi bolgelerinde artan<br />

olçiide yayan ve kitamizi §iddet ve kana bogabilecek<br />

olan bir patlama ôgesi durumuna gelecek olçiide, insan<br />

haklanmn ve onurunun temel ilkelerinin bir yadsmmasi<br />

olduguna tamamen inanmi§ olarak..."<br />

Rastlantisal olarak seçilmi§ bu ornekler, irk aynmi siirùp gittikçe<br />

diinya ban§ina ve uluslararasi i§birliginin du§ecegi durumdan duyulan<br />

endi§eyi açikça gôstermektedir.<br />

Tarih boyunca sava§larm, ayaklanmalann ve devrimlerin kesin<br />

bir nedeni, insan haklanmn bir yana itilmesi ve ondan nefret edilmesi<br />

olmu§tur. Tiranliga, baskiya, sùmurgecilige ve irk ayrimma kar§i<br />

savaçim kadar, insanm e§itlik, ôzgùrluk ve kardeçligin savunmasmda<br />

yukselttigi ses de eskidir. Sava§im ve ses, her ikisi de, tek bir irk ya da<br />

tek bir uygarhkla hiçbir zaman sinirlanmamiçtir. Sanki tarih boyunca<br />

ayni ses duyulmaktadir. Bu, insanhgin evrensel sesidir, ve insan bu<br />

sesi, felâketine yol açacak biçimde kùçumsemektedir. Bu olguyu farkeden<br />

insan Haklari Evrensel Bildirisi, insan haklanmn hor gôrulmesinin<br />

insani isyana zorlayacagina ve uluslar arasinda dostça ili§kilerin<br />

geliçmesini engelleyecegine dikkati çekmi§tir.<br />

Beyaz insani temsil eden Avrupa hukûmetleri, yakin tarihte,<br />

insanhgin bu evrensel sesine geni§ olçiide kulaklarini tikami§lardi.<br />

însan haklarma ili§kin ba§ka felsefeler ve açiklamalara kar§in, politikalarmda<br />

Avrupali olmayanlara kar.51 îrkçi felsefeler ve uygulamalar<br />

egemen olmu§tur. Insan îrkinin ùstiin ve a§agi diye bolunmesi îrkçi<br />

bir Bati ùrunudùr. Buradaki çeli§ki, Bati'da, ozgurluk, e§itlik, toplumsal<br />

adalet, ki§inin ve ulusun kendi geleceklerini belirleme haklanmn<br />

geni§letilmesi için verilen ulusal ya da iç sava§imlann ba§arisimn,<br />

Bati'nin Batili olmayan halklara kar§i izledigi politikaya ve takindigi<br />

tavra pek yansimami§ olu§udur. Geni§ bir temel ùstûnde temsilî<br />

hùkûmetlerin kurulmasina ve ozellikle siyasal ve medenî haklardan<br />

9


yararlanma konusundaki simrlamalarin çogunun kaldirilmasina taniklik<br />

eden On-dokuzuncu Yiizyil ile Yirminci Yiizyihn ilk on yili,<br />

aym zamanda, ôzellikle Asya ve Afrika halklari ùzerinde Avrupah<br />

îrkçi felsefe ve uylamalann dogu§una da tanik olmu§tur.<br />

Insanligin, pek çok Avrupah ve Amerikah dù§iïnuriin ku§kusuz<br />

duydugu bu evrensel sesinin hiikûmetlerce tamamen duyulmasim<br />

ve uygulamadaki politikalara yansitilmasim nasd saglayabiliriz <br />

Onlara, insanligin bu sesinin evrenselligini nasil kabul ettirebiliriz<br />

Bu yalnizea, Bati îrkçiligimn Afrika ve Filistin'deki kalmtilarina kai-<br />

§1 sùrdiirùlen gûncel sava§im açismdan degil, îrkçihgin gelecekte<br />

hortlamasinin onlenmesi açisindan da çok ônemlidir. Bu sorun onemlidir,<br />

çûnkù eger "Hiir Dûnya" adiyla anilan Avrupa ve Amerika<br />

Birle§ik Devlederi, herkes için e§itlik, ozgiïrliik ve uluslann kendi<br />

geleceklerini belirleme dâvâsinda îrkçihga kar§i verilen sava§ima ciddî<br />

olarak katilirlarsa, diinyada îrkçihgin mevcut kahntilarinin fazla<br />

zorlanmadan ortadan kaldirilacagma ku§ku yoktur. Bu yoldan daha<br />

fazla aci çekilmesi, kan dokûlmesi, yikim ônlenebilir ve Ùçùncii Dùnya'da<br />

îrkçihga kar§it akimlann dogmasina gerek kalmaz.<br />

Bati, ku§kusuz, uluslann kend' geleceklerini belirlemeleri, ôzgùrluk<br />

ve e§itlik haklanmn uygulanmasina ili§kin her vaadin, bagimb<br />

halklann zihnindeki biiyiik etkisinin farkmdaydi. Bu olgu, Birinci<br />

ve îkinci Diinya Sava§lari boyunca sonuna dek istismar edilmiçtir.<br />

Ancak, bu iki sava§in sonucu olarak hiçbir Avrupa ulkesi somurle§-<br />

tirilmemi§, îrk ayrimmin acisini çekmemi§, hiçbir sômurgenin de ozgiirce<br />

bagimsizhgini elde etmesine ya da kendi gelecegini belirleme<br />

hakkini uygulamasina izin verilmemi§tir. Verilen tiim sôzler bc§ ç:kmi§<br />

ve tamamen Bati'nm egemenliginde olan Milletler Cemiyeti<br />

uluslann kendi geleceklerini belirleme ilkesi hakkinda sôzde kalan<br />

i§lemlerde bulunmu§ ve aym zamanda çe§itli biçimlerde, somiirgeciligin<br />

yeni topraklarda yayilmasina izin vermi§tir. Uluslararasi hukuka,<br />

protektora, manda altindaki topraklar, vesayet altindaki topraklar<br />

kavramlanni sômiirgecilige kilif olarak sokan Bati dù§iincesidir. Nazizmi,<br />

Apartheid''i ve Siyonizm'i iireten modem Bati du§uncesidir.<br />

Ustiinlûk anlayi§i Batili yayinlarda hâlâ goriilebilmektedir. Bilim,<br />

uluslararasi hukuk, felsefe ve genel olarak insan bilimleri alanlarinda<br />

çah§an herhangi bir Batih ogrenci, bu konulara Batili uygarliklann<br />

katkilarmdan habersizdir. Ku§kusuz, uzmanlar için kitaplar vardir<br />

ve bunlardan bazilan kusursuz ara§tirmalardir. Ancak, bu baglamdan<br />

10


siradan bir ôgrencinin her konuda kùlturel baki§ açismi kendi uygarliginin<br />

otesinde geniçletmesi gereklidir. Ôgrenci, insan dû§unii§ûnùn<br />

tek bir kanalxndan degil, tùm irmagindan yararlanabilmelidir. Birbirimizin<br />

kùltùriinû taniyarak ve her toplumun insan uygarligma<br />

katkisim ogrenerek kar§ilikh anlayi§ ve saygiyi arttirabilir, tutuculugu<br />

ve §ovenizmi azaltabiliriz.<br />

Bu açidan, 1950 Avrupa însan Haklan Sozle§mesi'nin diinya bari§ina<br />

yônelik bir tehdit olan îrk ayrimina ôzel olarak atil'ta bulunmu§<br />

olmamasi ve Sôzle§meyi imzalami§ devletlerin Sôzle§me çerçevesinde<br />

genel olarak îrk ayrimma kar§i dùnya çapmda sùrdûrulen sava§im<br />

içinde siyaset ve eylemler benimsememeleri ùziicûdùr.<br />

"Hur Diinya"nin ônderi Amerika Birle§ik Devletleri, 1965 tarihli<br />

Irk Ayrimmin Her Biçiminin Ortadan Kaldirilmasina tli§kin<br />

Uluslararasi Sôzle§meyi onaylamami§tir. Onun korudugu Israil, bir<br />

adim daha ileri gitmi§, Sôzle§meyi reddetme karari almiçtir. Ve<br />

hâlâ, Siyonizm ve ïsrail'in îrkçi olmadigini ileri siirenler vardir.<br />

Irk ayrimi neden dùnya ban§ina ve halklar arasindaki i§birligine<br />

yonelmi§ bir tehdit sayilmaktadir<br />

Irk aynminin temel ôzelliklerinden biri onun keyjîligidir. Irklari,<br />

halklan ya da bireyleri nesnel olarak degerlendirmez. Sadece bir etnik<br />

ya da îrksal gruba mensup olma temelinde bir îrki, bir halki ya da<br />

bir bireyi aynma tabi tutar. Onu a§agiolmakla damgalar. Oteyandan,<br />

birinin nesnel nitelikleri ne olursa olsun, diger etnik ya da îrksal gruba<br />

mensup olmasi, ùstùn olmasi için yeterlidir.<br />

Irk ayrimi, insanlarin eçitliginin yadsinmasidir. însanin geliçme, bùyùrne,<br />

her alanda insanhga katkida bulunma yetenegine sahip bir varlik<br />

oldugunun yadsinmasidir. Ve bu yadsima, tarihin, bu dùnyanin<br />

hemen tiim halklarinm geli§mesinden, ileri uygarhklarmdan yùksek<br />

sesle sôz etmesine kar§m, irk ya da renk ogesine dayanmaktadir. Uygarlik,<br />

giiç ve ilerleme, hiçbir zaman bir îrkin, ulkenin ya da halkm<br />

tekelinde olmami§tir.<br />

Irk aynmi, yalniz e§itligi yadsimakla kalmaz. Aym zamanda,<br />

firsat eçitligini de reddeder ve bu yadsima, irk ayrimi politikasimn<br />

dogrulanmasi için kullanilan koçullan surdiirmege çah§maktadir. Bôylece,<br />

sômiirge halklarma insan ve doga kaynaklanni geli§tirme firsati<br />

hiçbir zaman verilmemiçtir, Her geli§me, sômùrgecilerin gereksinmelerine<br />

gôre ayarlanmi§tir. Cezayir 132 yil Fransa'nm bir parçasi<br />

11


sayilmi§tir. Bu durumda, Cezayir, Fransa'mn diger bôlgeleriyle aym<br />

dûzeyde geli§meliydi. Oysa, sômùrgecjligin içerdigi irk aynmi Cezayir'e<br />

Fransa ile aym ôlçùde geli§me olanagi vcrmemi§tir. Nedeni açiktir.<br />

Eger Cezayirliler Fransizlarla e§it muamele gôrselerdi ve firsat e§itligine<br />

sahïp olsalardi, sômùrgecilik olayi ve sômuruden dogan §eyler<br />

durmak zorunda kalirdi.<br />

Eçitlik ve firsat eçitligi inkâr edilince, geri kalmi§lik ve giiçsùzlûk<br />

ko§ullan, denetime ve onyargilara etkinlik saglama ôlçùsùnde<br />

korunmaktadir. Cesur ki§iler bu ko§ullara meydan okuma cesaretini<br />

herzaman gôstereceklerdir. Ama insanlar, bireyler olarak, ki§isel<br />

amaçlarmda ba§arih olsalar bile, firsat e§itliginin yadsinmasi yuzùnden,<br />

kural olarak, bu amaçlara uygun hak ve ayricaliklardan yoksun kahrlar.<br />

Bir i§te firsat e§itligi yadsmdigi zaman, ya§am diizeyi donar ve<br />

ciddî duzelme olanaklari çok sinirli duruma gelir.<br />

Irk aynminda, ki§isel ya da etnik kendi gelecegini saptama<br />

hakki, ki§isel ya da ulusal eylem yadsinmi§ ya da sinirlandirilmi§<br />

durumdadir. Insan, geri kalmi§ligini ya da zayifligini geçici bir durum<br />

olarak, ama yalniz geçici bir durum olarak kabal edebilir, çùnku bu<br />

durumu eylem ôzgùilùgu sayesinde degi§tirmeyi ister. Ancak, bôyle<br />

bir durumu sonsuz kaderi olarak kabul etmeyecektir.<br />

Etnik grup için oldugu kadar birey için de, kendi gelecegini<br />

saptama, seçme ôzgurlùgù, bugiin ve yarin tiim insan yeteneklerini<br />

kullanma ôzgùrlùgùnù ve risk ve ba§ansi ne olursa olsun eylemde<br />

bulunma ôzgùrlùgùnù gerektirir. Bu seçme ôzgùilùgù insanm aynlmaz<br />

parçasidir ve hem kendisinin, hem de toplumunun ve ulusunun<br />

kalkinmasi ve geli§mes ; için temeldir. Tùm hak ve ôzgùrlùkler bireysel,<br />

toplumsal, ulusal ve uluslararasi dùzeyde, kendi gelecegini saptama<br />

hakkinin gôrùntùleridir. Ulusal dùzeyde bir toplum içinde, uluslararasi<br />

dùzeyde uluslararasi toplum içinde, bu hakkin gerçekle§tirilmesi<br />

sayesinde serbestçe ili§kiler kurulabilir. Bireyler ve uluslar, uyum ve<br />

i§birligi yollarini birbirlerinin bu hakkini tamyarak bulabilirler.<br />

Irk ayriminin insan zihninde yol açtigi çati§ma çok bùyùktùr. Irk<br />

aynmina kar§i aym biçimde davranmamak, insan ideallerine ônemli<br />

ôlçùde ahlâkî baglilik ve sebat gerektirir. Irk ayriminin en tehlikeli<br />

sonuçlanndan biri, daha fazla irk aynmina yol açma olasiligidir.<br />

Asil suçlu saldinlamayacak kadar gùçlù oldugundan tepki, asil suçluya<br />

yôneltilmeyebilir. Asil irk aynmiyla baglantidan sorumlu tutulamayacak<br />

olan daha zayif bir kurban seçilir. Bu masum halkin aci<br />

12


çekmesi hakli gosterilemez ve affedilemez. Zamanimizin orneklerinden<br />

biri, Filistinlilere kar§i Siyonist îsrail'in yùruttiigù îrkçi politikadir.<br />

Bertrand Russell, olùmunden hemen once, bir bildiride çunlari<br />

sôylemi§ti:<br />

"Yahudilerin Aviupa'da Nazilerin elinden aci çekmesi<br />

yiiziinden tsraiFe sempati duymamiz gerektigi bize sik sik<br />

sôylenmi§tir. Ben bu ôneride herhangi bir acinin sùrdùrùlmesini<br />

gerektirecek bir neden gôremiyorum. îsrail'in bugùn<br />

yaptigini ho§ kar§ilamak ve bugùnun deh§et verici olaylanni<br />

hakli gôstermek için geçmi§teki benzer olaylara<br />

baçvurmak bùyùk bir ikiyùzlùlùktùr. îsrail yalmzca çok<br />

sayida gôçmeni sefalete mahkûm etmemi§tir; yalrizca i§gâl<br />

altindaki pek çok Arap askerî yônetim altma alinmami§tir.<br />

Israil, ayni zamanda, sômurge durumundan daha yeni kurtulmu§<br />

olan Arap uluslanm, askerî taleplere ulusal kalkinmaya<br />

gore bir ôncelik vererek sûrekli yoksulla§maya mahkûm<br />

etmektedir." 1<br />

Irkçi birrejim, kendini insanin e§itlik isteklerinden korumak için<br />

baskici olmak zorundadir. Eger îrkçihk bir iç politikaysa, rejim,<br />

ayrimin yoneltildigi yerli halk, irk ya da renge kar§i baskici olmak<br />

zorundadir. Bu, îrkçi politikalarin siirekli bir ozelligidir. Ve baski<br />

temel insan hak ve ozgurluklerinin yadsmmasi anlamma gelir ve kaçinilmaz<br />

sonucu isyandir.<br />

Bir baski politikasini sùrdùrebilmek ve ayaklanmaya kar§i hazir<br />

bulunmak için rejim, insan ve doga kaynaklannin ônemli bir bdliimùnù<br />

baski araçlarmin olu§turulmasma ayirmak zorundadir. Halkm refahi<br />

bu yoldan ikincil ônemde bir konu durumuna gelir. Bôylece, halkm<br />

geri kalmi§ligim koruma politikasindan ayri olarak halkm refahmin<br />

saglanmasinda kullanilabilecek kaynaklar da bùyùk olçude azaltihr.<br />

Filistin'de Ingiliz Mandasi sùresince tanik oldugumuz buydu. Filistin'<br />

deki Ingiliz Hùkûmeti, îrkçi Siyonist-lngiliz politikasina kar§i ayaklanmalardan<br />

korunmak için, polis gùcune, egitim, saglik ve kalkinmaya<br />

liarcadigindan daha fazla para yatirmi§tir.<br />

Bazan, îrkçi bir toplum, iç ayaklanma olasihgina kar§i kendini<br />

korumak için yerli halki zorla tahliyeye çali§abilir. Israil bunu yapmiçtir.<br />

Ama sorun hâlâ ortadadir ve Filistin ayaklanmasi bir gerçektir.<br />

Filistin devrimi, Israil'in îrkçi politikasi yùzùnden Filistin'de her-<br />

'John Bagot Glubb, Peace in the Holy Land, London, 1971, s. 363-64.<br />

13


kes için demokratik bir devlet kurma amacina ula§mami§ olsa da,<br />

ïsiail ekonomisi ùstundeki baskisi açiktir. Ve bu ekonomi tamamen,<br />

Amerika Birle§ik Devletleri ve diger di§ kaynaklardan gelen çok geniç<br />

olçekli surekli yardim akimiyla ayakta durabilmektedir.<br />

Irkçi politikasim surdùrmesi için Israil'e akmakta olan milyarlar<br />

muhtaç Amerikalilann refahi ya da dunyanin pek çok kô§esinde<br />

hùkùm sùren açlikla sava§ için kullandabilirdi. Amerika Birle§ik<br />

Devletleri israil'e yalniz bir yil zartinda, 1967'de, askerî malzeme için<br />

iki milyar dolardan fazla para verirken, Afrika Kalkinma Bankasinm<br />

sermayesine yalnizca 25 milyon dolarlik katkida bulunmu§tur. Ulusal<br />

ve uluslararasi duzeyde fonlann kôtù tahsis edilmesi, îrkçi politikalarin<br />

benimsenmesi ya da desteklenmesinin dogrudan bir sonucudur.<br />

Bazi durumlarda îrkçilik, bir halkin -ulusal, etnik ve kùltùrelvarligina<br />

yonelecek ôlçiide a§iri ve tehlikeli bir duruma gelebilmekte<br />

ve bôylece, dogrudan yok etme eyleminde bulunmadan soykinmin bazi<br />

niteliklerini payla§maktadir. Irkçilik, hukuken, kurbanlannin varligini<br />

yadsiyan Siyonist îrkçilik gibi, kesin olarak "zimnî soykirim"<br />

olarak nitelenebilir. Filistinliler gibi bir halkin varligi taninmayinca,<br />

bu halkin ulusal varlik ve kimligi, temel hak ve ôzgurliikleri, anayurdu<br />

yadsininca, bir halk olarak ona ba§ka ne kalmaktadir Bu halk halkhktan<br />

çikmakta, iiyeleri de ki§i olmayan bireyler durumuna gelmektedirler.<br />

Bu, gerçek soykirim, dolayisiyla zimnî soykirim içine girmez<br />

mi<br />

Soykinmin bir ba§ka biçimi, Siyonistlerinki gibi bazi nkçi rejimlerde<br />

uygulanmaktadir. Bu, bir halkin varolma araçlanmn ve.onun ayri<br />

kulturiànùn bilinçli olarak tahrip edildigi, elinden ahndigi ve bu §ekilde<br />

bôyle bir halkin yaçadigina ili§kin hiçbir tarihsel ya da kùlturel<br />

belirtinin birakilmadigi "kiiltùrel soykinm"dir. Dùnyaca iinlu El<br />

Aksa Camiinin kundaklanmasi, Kudiis'teki tarihsel amtlann yikilmasi,<br />

Filistin halk danslannin, giysilerinin, ulusal yemeklerinin îsrailliler<br />

tarafindan çahnmasi vb. bu kùltûrel soykinmin ôrnekleridir.<br />

Aslinda, UNESCO Filistin'deki Israil etkinliklerini mahkûm etmede<br />

yeterince ileri gidememi§tir.<br />

Son amaei kurbanlanni ulusal ve kùlturel açidan yoketmek olan<br />

tum bu ônlemlere kurbanlann kar§i çikma hakki sôzkonusu edilmemektedir.<br />

Filistinlilerin kararh direniçi, onlann kar.51 kar§iya bulunduklan<br />

tehditle ôlçulmelidir. Ve yalnizca bu tehdit tamamen degerlendirilip<br />

anla§ihrsa bir hùkme vanlabilir.<br />

14


Irkçi ïsrail, dort savaçta elde ettigi topraklann ùstiine oturmu§-<br />

tur. 1956'daki sava§ Avrupali iki bùyùk gûcû, îngiltere ve Fransa'yi<br />

içine almi§, dôrdûncu sava§ ise iki super gùç arasinda çati§ma tehlikesi<br />

dogurmuftur. Insan bir be§inci sava§in getirecegi felâketleri dù§ùnmege<br />

çekinmektedir. Çùnkù be§inci ve muhtemelen altinci sava§,<br />

Siyonizm bozguna ugratilmadikça ortaya çikacaktir. Ancak, ne yazik<br />

ki, ônceden Nazizm ôrneginde gôruldugù gibi, Siyonizm, baçkalan<br />

için oldugu kadar kendi halki için de gôrulmemi§ zarar ve aciya yol<br />

açmadan bozguna ugratilamayacaktir.<br />

Irkçiligin bozguna ugratilmasindan once Afrika'da ve hattâ<br />

Amerika Birle§ik Devletleri'nde aym yikim ve acilar gôrulebilir.<br />

Ayni sonuçlara yol açan aym yanilgilar. Irkçilarin hepsi, yalmz<br />

gùciin, insanin dogu§tan gelen haklarmi egemenlik altma alabilecegine<br />

ve bu egemenligi siiresiz surdiirebilecegine inanir. "Akillari<br />

var ama anlamiyorlar, gôzleri var ama gôrmuyorlar." (Kur'an,<br />

7:179) Irkçilar, e§it ve ôzgùr ya§ama isteginin, ya§ama isteginden<br />

daha gùçlù oldugunu ôgrenememi§lerdir. Ciiretkâr Prometheus herbirimizin<br />

içinde, ve baski altmdaki herkes için ozgùrlugiin yelkenleri<br />

açilmi§ riizgâra...<br />

Irkçilikla uzla§ma olamaz, çùnkù îrkçilik mutlak olarak kôtùdiir;<br />

çùnkù îrkçilik zehirlidir ve zehirlemektedir. Irkçi rejimlerce yaratilan<br />

yeni olgulari kabul edemeyiz. Nazizmle uzla§ma, ïkinci<br />

Dùnya Sava§inm yikim ve deh§etine ve milyonlarca insanin olmesine,<br />

aci çekmesine neden olmu§tur. E^itlik ve kendi gelecegini<br />

saptama hakki ùzerinde uzla§ma olamaz. Butùn halklar bu haklanndan<br />

kendi anayurtlannda ôzgurce yararlanmalidirlar. Kendi<br />

topraklan ve emeginin meyvalan yabanci bir îrkçi rejim tarafindan<br />

sonsuzadekelinden alinirken ve i§gâl edilirken hiçbir halktan goçmen<br />

statùsùnù ya da ulusal haklarindan yoksun kalmayi kabul etmesi<br />

istenemez. Hiçbir halkin kendi anayurdunu ya da onun birparçasini<br />

ba§ka uluslara teslim etmesi beklenemez.<br />

Herhangi bir rejimin kendi yarattigi îrkçi ve gaynme§ru ko§ullann<br />

tanmmasinda israr etmesi de kabul edilemez. Israil Filistinlileri<br />

kendi yurtlarmdan atmi§ ve onlari goçmen durumana getirni§; evlerini,<br />

topraklanni, mallarini ellerinden almi§; Kudùs'ùn demografik<br />

ve kùltùrel yapisini degi§tirmi§; Bati Yakasi, Sina ve Golan'da yeni<br />

yerle5im bôlgeleri olu§turmu§; yùzlerce Arap kôyùnù yikmi§, yerlerine<br />

Siyonist koloniler kurmu§tur. Tùm bunlar îrkçi, somùrgeci, gaynme§-<br />

15


udur ve Birleçmi^ Milletler'in tum organlan tarafindan bôyle olduklan<br />

ilân edilmi§tir. Tum bu ko§ullar, yerli nùfusun haklarini siirekli olarak<br />

kemirmek çabasiyla ve degi§tirilemez gibi gôriinebilecek bir §eyle<br />

dùnyamn kar§isina çikmak için yaratilmi§tir. Realpolitik, temel vazgeçilmez<br />

haklar ve temel ozgiirliikler, alusal ve ki§isel kendi gelecegini<br />

saptama hakki sôzkonusu oldugunda kabul edilir bir §ey degildir.<br />

O zaman Orta Dogu'daki kari§ikliga ve Filistinlilerin haklanni<br />

yeniden kazanmak için verdikleri kararli sava§ima §a§irmamak<br />

gerekir. Avrupa'da Nazi îrkçi politikasi ve içgâline kar§i gosterilen<br />

direni§ selâmlanir ve yùceltilirken, Filistin direni§inin terôrizm olarak<br />

tanimlanmasi ùzuciidùr. Bundan sorumlu olan îrkçilik midir<br />

Temel hak ve ozgiirliikler pahasina îrkçilikla uzla§ma olamaz.<br />

Yalinizca bir çôzum vardir: Nerede bulunursa bulunsun, îrkçiligin<br />

yokedilmesi ve irk, renk, inanç ya da din farki gôzetilmeksizin istisnasiz<br />

herkes için temel hak ve ozgùrlùklerin giiçlendirilmesi.<br />

Hiçbir îrkçi devlet, kendi yurtta§lannin bile ôzgiirliik, gûvenlik<br />

ve refah ko§ullarmi gùvenee altina almayi ba§aramami§tir. Aslinda,<br />

îrkçiligin zamanimizdaki kalmtilari da ba§arisizliga ugrami§tir ve kesinlikle<br />

ba§ansiz olmaga devam edecektir.<br />

Istenen, îrkçiligin ortadan kaldinlmasidir, insanlann degil.<br />

Nazizm ortadan kaldirilmiçtir, ama Alman halki, Avrupa toplulugunun,<br />

Nazizmin ba§lica kurbanlan olan diger iiyeleriyle e§itlik<br />

içinde ya§amaya ba§lami§tir.<br />

Eger îrkçihk ve onun uzantilan yokedilirse, aym §ey Filistin ve<br />

Giiney Afrika'da da olabilir ve îrkçiligin kurbanlan dahil tiim insanlar<br />

e§itlik içinde birlikte ya§ama olanagina sahip olurlar,<br />

Bu amaca ula§manin ba§lica araçlarmdan biri, îrkçiligin tehlikelerine<br />

kar§i koymak ve tiim halklar arasinda karde§lik ve anlayi§<br />

baglanni giiçlendirmektir. Bu amaçla bir Irk Aynmimn Biitiin Biçimlerinin<br />

Ortadan Kaldinlmasi Için Uluslararasi Ôrgùt kurulmasim<br />

ôneriyorum. Bu organin hedefleri, nerede olursa olsun, irk aynnn<br />

uygulamalarina iliçkin. bilgileri, insan haklarmi .ve temel ôzgiirliikleri<br />

savunmak ve tiim halklar arasinda anlayi§i saglamak için<br />

sergilemek, toplamak ve yaymak olacaktir. Orgiit gônùllu ve hiikûmetler-di§i<br />

olacak, ùyeleri, insanin irk, din ya da inanç ayrimi olmaksizin<br />

doguçtan onuruna inananlar olacaktir.<br />

16


SIYONIZM VE IRKÇILIK:<br />

ÇELi§EN GÔRUNGULER<br />

VE ALGILAMALAR<br />

L. HUMPHREY WALZ<br />

Birle§mi§ Milletler Genel Kurulu 10 Kasim 1975'de "Siyonizm'in<br />

bir çe§it îrkçilik ve irk ayrimi oldugunu" kabul eden 3379 (XXX)<br />

sayih karari aldi. Karar 35'e kar§i 72 devlet tarafindan desteklenmi§,<br />

32'si çekimser oy kullanmi§ ve 3'u de oylamaya katilmami§ti.<br />

Bati'da bunu izleyen yaygin tepki, içlerinde irkçilik ve Siyonizm.<br />

sôzcùklerinin farkh yorumlani§larmm da bulundugu çe§itli ôgelerden<br />

kaynaklamyordu. Bu nedenle, çati§an taiaflarin birbirlerini ve temel<br />

sorunlari anlama konusundaki kaygilari sonucu bu sôzcuklerin anlamlarinin<br />

açikliga kavu§masma çali§malari olumlu olmu§tur.<br />

Birle§mï§ Milletler oylamasindan kisa bir bure sonra Mexico<br />

City'deydim. Meksika karari desteklemi§ti ve Amerikan Siyonistleri<br />

de bu ùlkeyi cezalandirmak için bir boykot ba§latmi§lardi. Boykotu<br />

izleyen ekonomik baskinin kurbanlanndan biri açikliga kavu§turma<br />

istegini bana §ôyle dile getirdi:<br />

"Biz Meksika'da semitizm-aleyhdarligini onaylamiyoruz.<br />

Neclen Çùnkii Yahudilerle Yahudi olmayanlarin haklan<br />

arasinda aynm yapiyor. Siyonizm de aym §eyi yapmiyor<br />

mu Biz Semitizm aleyhdarligini irkçiligin bir çe§idi olarak<br />

kabul ediyoruz. Siyonizm^i de benzer biçimde degerlendirmek<br />

niçin dogru olmasm Soruma 'Hayir' yamtim<br />

veren bir Siyonizm tanimi var midir Varsa, Siyonistler<br />

kafamizi §i§ireceklerine niçin bunu soylemiyorlar" 1<br />

Meksika gezim sirasinda, Christianity and Crisis (Hiristiyanlik<br />

vc Bunalim) dergisinin "Birle§mi§ Milletler'in Siyonizm ve Irkçilikla<br />

'27 Haziran 1976 tarihli The New Tork Times'da yayinlanan "Travel Power: the Story<br />

Behind the Mexican Boycott" ba§likh yazinin ardinda da benzeri duygularin yattigi<br />

gôriiluyor: "Pek çok Meksikali Siyonizm'i 'devletin destekçisi', Israil politikasinm yariresmî<br />

kolu olarak degerlendiriyor. Yiiksek riitbeli Meksikali bir diplomat, "ba^ka tiïrlusùnu<br />

kim savunabilir" diyor, "Siyonizm Israil'e yerle§me konusunda, Yahudileri ve yalnizea<br />

Yahudileri yônlendirmege çalifiyor."<br />

17


îlgili Karari"ni da içeren 22 Aralik 1975 tarihli sayisi bir dostun evinde<br />

elime geçti. Yazdar arasinda National Catholic Reporter dergisinin<br />

kurucusu olan Robert G. Hoyt'un açikliga kavu^turulmaya dair<br />

ba§ka bir açidan benzer bir dilegi ifade eden gôrù§u vardi:<br />

"Siyonizm'i suçlayan Genel Kurul karannin geçerliligi<br />

ne olursa olsun, bu dayanagi metinde bulmak olanaksizdir...Karari<br />

destekleyen bolùmler îrkçiligin yalnizca kabataslak<br />

bir tanimini vermekte, Siyonizm'in teori ya da uygulamada<br />

bu tanima uyduguna dair bir karat gôrulmemektedir."<br />

2<br />

Hem Siyonizm, hem de îrkçilik tarti§masinda, bu sôzcukleri<br />

nasil kullandigimiza dair açik olmak zorundayiz. Baçkalannin da<br />

bunlan ne anlamda kullandiklanni anlamaga çah§mahyiz. Yoksa,<br />

hem kendi zamanimizi, hem de onlannkini bo§a harcami§ sayiliriz.<br />

Daha kôtùsu, bizim kullani§imiz tammlanmamiç ya da fena tarumlanmi§sa,<br />

dikkatimiz temel sorunlar di§ina kaymakla kalacak ve bunlann<br />

çôzumlenmesi için harcanacak enerjimizi saptirmaga yol açacak<br />

daha bùyùk bir karga§a olu§turabilecektir.<br />

Irkçilïk-Beyaza Karçi Siyah:<br />

Irk sozcùgùnun iyi-niyetli kimseleri Siyonizm ve îrkçihk arasinda<br />

bir baglanti kurulmasini yadsimaga siirùkleyecek en azmdan iki<br />

yorumu vardir. Bunlardan biri îrki yalnizca siyah-beyaz kavramlari<br />

çevçevesinde gôrdiigù için Siyonizm'e uygulanabilecegini kabul etmez.<br />

3 Oteki irki biyolojik anlamda anladigmdan otiirù Yahudiligin<br />

''Chrislianity and Crisis, C. and C., s. 318. Anla§ilan, Hoyt Genel Kurul'un, bir sure once,<br />

"irk aynmi"m tammlami§ oldugunu bilmiyor. 1904 (XVIII) sayili ve 20 Kasim 1963 tarihli<br />

karar bunu "irk, renk ya da etnik kôken temelinde, insanlar arasmda aynm" diye<br />

tammliyor. Açagida belirtilen 2106 (XX) sayili ve 21 Arahk 1965 tarihli karar daha sonra<br />

ve daha bile kapsamli bir tamm getiriyor.<br />

3 Siyahlar ve Yahudiler arasinda gerilimler var oldugu siirece, siyasal Siyonizm ile fazla<br />

ilgilenmiyor gôziikùyorlar. 21 §ubat 1965 tarihli The Public Life'da yayinlanan "New York<br />

Yahudileri Siyahlara Kar§i Nasil Dôndiiler: Siyah Anti-Semitizm Efsanesini De§erken"<br />

baçlikli yazida Walter Karp ve H.R. Shapiro, ôgretmenlerin çogunlukla Yahudi oldugu<br />

zenci çevrelerde okuliarin ademimerkezile§mesine ili§kin olarak gùrùltulerin koptugunu belirtmektedirler.<br />

Bu, genellikle, yôncticileri arasinda Yahudilerin çogunlukta oldugu ôgretmenler<br />

birliginin gûciinu zayiflatmij olacakti. Bu nedenle, "libéral Yahudi orta sinifi ile<br />

kentin zenci halki arasindaki ittifaki kirarak... okuliarin ademimerkezile§mesi firsatini<br />

ortadan kaldirmak için sahte bir zenci anti-Semitizmi duzenlediler."<br />

18


ir ili§kisini gôremez. Ûçùncu bir gôriïç Yahudileri bir irk olarak kabul<br />

eder. Bu son gôru§e gore, hem Semitizm aleyhdarligx, hem de<br />

Herzl'ci Siyonizm açikça îrkçidir.<br />

A.B.D. ve Kanada'da irkçilik sôzkonusu edildiginde, konuya<br />

siyah-beyaz ili§kileri açisindan yakla§an çok ki§i vardir. Bu çerçevede,<br />

B.M.'in Siyonizm'i îrkçilikla baglayan kararindan hemen sonra bir<br />

§ikago gazetesinde bir fotograf yayinlandi. Genç Golda Meir'i<br />

Milwaukee'de ogretmenlik yaptigi gùnlerde siyah bir ôgrenciyle<br />

gôsteriyordu. Aralanndaki ili§ki açikça içtendi. Resmin altindaki<br />

yazi §u soruyu sormaktaydi : Bu mu irkçilik olan Irkçiligi bir siyahbeyaz<br />

kar§itligi biçiminde diï§unen ortalama bir okuyucu herhalde<br />

"hayir" diye yamt verecekti.<br />

Washington'da kurulmu§, inançlar ve îrklar arasi bir program<br />

olan Education for Internet'in yôneticisi Siyonist Haham Daniel<br />

F. Polish §u soruyu sordugunda aym dù§unce sahiplerine hitap ediyordu:<br />

"Kim, ben miyim îrkçi olan Yoksa Amerikan Siyonizminin<br />

dev ki§isi ve Renkli Halkm îlerlemesi için Ulusal Birlik<br />

kurucusu Stephen Wise mi ya da onun son beyaz Ba§-<br />

kani Kivie Kaplan mi" 4<br />

Belki de, Mayis 1976'da Birle§mi§ Milletler Ekonomik ve Sosyal<br />

Konsey'in (ECOSOC) aldigi bir kararda tek olumsuz oyu kullanirken,<br />

Kanada'nin B.M.'deki Bùyukelçisi Saul Rae'nin kafasmda da<br />

îrkçiligin benzer bir siyah-beyaz yorumu vardi. Hiç degilse, kendisinin<br />

a§agida sozii edilen irk ayrimini seçerek suçlayi§i bu kaniyi yaratiyordu.<br />

Bu suçlama B.M.'in 1973-83 yillarini "Irkçihga ve Irk Aynmina<br />

Kar§i Sava§im îçin Eylem On Y1I1" ilâni çerçevesinde yapilmi§ti.<br />

ECOSOC bundan ônceki "irkçilik, irk ayrimi, apartheid, somùrgelikten<br />

kurtulma ve uluslann kendi geleceklerini kendilerinin saptamalanna<br />

ili§kin" B.M.'in kararlarmi onayhyordu. Bu kararlardan<br />

biri, ku§kusuz, Siyonizm'i îrkçihkla bir tutan Kasim 1975 tarihli karardi.<br />

Bùyukelçi Rae ulkesinin irk aynmina, ôzellikle "haksiz ve<br />

alçaltici apartheid sistemine" kar§i oldugunu açikladi. Ancak, Kanada'nin<br />

"îrkçilikla Siyonizm arasinda baglar kurma giri§imlerini kabul<br />

4 C. and C., s. 315. Lincoln Universitesinden Richard P. Stevens "Renkli Halktn Ilerlemesi<br />

için Ulusal Dernek" (NAACP) yanlisi Siyonistlerin, bu destekleri karjiligmda, kar§i-destek<br />

sagladigmi gostermek için ôrnekler vermektedir.<br />

19


edemeyecegini ve etmeyecegini" de ilân ederekoyunu ECOSOC kararina<br />

kar§i kullandi. 5<br />

Bazilan Israil'in otomatik olarak beyaz Golda Meir'e tamdigi<br />

ayncaliklardan, gene bu ïsrailli kadinin Siyonizm anlayi§min Wilwaukee'li<br />

siyah ogrenciyi mahrum etmesini proteto edebilirler. Siyonizm'in<br />

irk aynminin kurbanlanyla birlikte NAACP'nin beyaz olmayan<br />

ôteki uyelerini de aym biçimde di§ta tuttugu da §ikayet konusu<br />

edilebilir. Ancak, bu aynmin deri renginden ôtùrii olmadigi ve bôylelikle<br />

bir irk olu§turmadigi biçiminde bir yamt ta verilebilir. 6<br />

Irkçilik - Daha Geniç Bir Biyolojik Temel:<br />

Irkçiligin daha geni§ bir tammina geçecek olursak, UNESCO'<br />

ya gôre "aynmci gruplar-arasi ili§kilerin biyolojik temellerde dogrulanabilecegi<br />

yamltmacasina dayanan anti-sosyal inam§ ve davrani§-<br />

lar" tamm kapsamina girmektedir. Bu temelde de, îrkçilik etiketinin<br />

Siyonizm'e uygulanabileceginin kar§isma dikilenler çikmaktadir. Bunlardan<br />

Rosemary ve Herman Ruether §unlari yaziyordu :<br />

"Genel Kurul'da çogunluk Siyonizm'i îrkçihk olarak suçlamak<br />

için oy kullandi. Bu oylama...Yahudilikleirki birbirine<br />

kari§tiran eski Semitizm-aleyhdarligini canlandirmakta ve<br />

milliyetçilikle îrkçiliga yeni karma§ikliklar eklemektedir...<br />

"Siyonizm'in îrkçihk olarak suçlam§inin temelinde oncelikle<br />

Yahudilerin 'irk' oldugu varsayimi yatiyor. Ancak ger-<br />

'Chrislian Science Monitor, 21 Mayis 1976. Ôte yandan, Free Palestine (Ozgiir Filistin) dergisi<br />

Mayis-Haziran 1976 tarihli sayisinda, Siyonizm'in ôncelikle deri rengine dayanarak aynm<br />

yapmamasma kar§in, Guney Afrika Ba§kani John Vorster'in Nisan 1976 ziyaretiyle ilgili<br />

olarak zenci-kar§iti duygulan ortaya çikan Israillilerin bulundugunu ileri siirmektedir:<br />

"Kendisi Israil Ba§bakam Yitzhak Rabin tarafindan 'hararetle' karjilandi. îki ônder ônemli<br />

bir ekonomik, bilimsel ve endiistri andlaçmasinin imzalandigini ve aym zamanda kar§ilikli<br />

yardimla§mayi tamamlayici bir kabineler-arasi komitenin kuruldugunu ilân ettiler.<br />

Jerusalem Post ta §ôyle yazmaktaydi : "Afrikaner'ler kendilerini îsrail'e yakm hissettikleri<br />

için, çok sayida siyah kitleye karçin varhklarmi surdurebilmeleri ve kendilerini Israil'le<br />

birlikte Afrika kitasinin iki ayri ucunda yalniz ba§ma savaçim veren, benzer çikarlara sahip<br />

iki beyaz ulus olarak gôrduklerinden, bu andla§maya iliçkin olarak ôzellikle istekliydiler."<br />

6 Golda Meir'in siyah-beyaz îrkçiligim kôriiklememekle birlikte, bunu kendi siyasal çikari<br />

için kullandigi sôylenmektedir. Ornegin, 10 ve 13 Kasim 1972 tarihli Ma'ariv, Meir'in<br />

daha fazla Fantom avci-bombardman uçagi ve Rogers Plânimn geciktirilmesi kar§iligmda,<br />

rakibinin zenginlere kar§i tavnndan ho^nut olmayan Amerikali Yahudi çevrelerinin yeniden<br />

seçilmesinde desteklerini saglayabilecegi konusunda Ba§kan Nixon'a sôz verdigini ima<br />

etmekteydi.<br />

20 1


çekte, îsrail'de toplanan Yahudiler kùçùk bir devlette bir<br />

araya gelen belki de en fazla çok-irkh grubu olu§turuyorlar.<br />

Bunun içine yalniz Dogu ve Bati Avrupalilann geni§ bir ku-<br />

§agi degil, Arap ve Dogulu Yahudiler de dahildir...Bu çok<br />

îrkli ve farkh kùlturlii Yahudileri bir araya toplay^n da<br />

Siyonizm'dir.<br />

"Orta Dogu'daki gerilimler îrksal dùzeyde yer almiyorlar.<br />

Yahudilerin degi§ik kulturlerden gelmesi ve tsrail'deki pek<br />

çok Yahudinin etnik yônden Arap olu§lan 'etniklik' siniflamasim<br />

da yaniltici kilmaktadir. Arap Yahudisini Arap<br />

Hiristiyandan ve Arap Mùslùmandan ayiran grup kimligi<br />

son a§amada dinsel kimliktir." 7<br />

îngiltere'de ya§ayan ve Filistin sorunu uzmam olan Yahudi<br />

gazeteci Marion Woolfsen 14 Mayis 1976 tarihli Manchester Guardian'<br />

da yayinladigi "Siyonizm ve Irkçilik" ba§likh yazisinda §ôyle demekteydi<br />

:<br />

"Siyonizm'in bazi yanda§lan Yahudilerin bir irk olmadigini<br />

ve sonunda Yahudi olmayanlar için haksiz eylemler durumuna<br />

gelen Yahudi çikarlarim koruma çabalarma dayanarak,<br />

Siyonizm'in îrkçi olarak sonuçlanamayacagim ileri surmektedir.<br />

Ancak bu sav çe§itli ulkelerdeki Yahudilerin kendilerine<br />

yonelik kiyim ve baskiyi 'îrkçi' olarak niteleyen zengin<br />

bir Siyonist edebiyatinin varligi nedeniyle su gôturur<br />

niteliktedir."<br />

Bu yazar, Meksika'daki dostlanm gibi, Yahudi olmayanlara Yahudi<br />

olmadiklan için yoneltilen aynmi aym biçimde îrkçi olarak degerlendiriyor.<br />

Siyonist-ïsrail îrkçi politikalarinin ornekleri olarak sôzùnii<br />

ettikleri arasinda §unlar da var:<br />

"Yahudi Ulusal Fonu.-.igoi'de Dùnya Siyonist Orgùtùnùn<br />

Be§inci Kongresinde yalnizea Yahudi sômurgeciligine<br />

Filistin'de toprak saglamak amaciyla kuruldu. Bu<br />

ôrgùt (ve devlet) kent topragi olmayan (ve pek çogu el<br />

'C. and C., s. 307-308. Ruether'ler bazi Siyonistler ve yanda§Iarinin Yahudiler için kullandiklari<br />

"seçilmi§ irk", _ "kurban irk" ve benzeri kavramlari anla§ilan reddediyorlar.<br />

Ônceleri Anti-Defamation League kadrosundan olan B.Z. Sobel Hebrew Christians: the 13 th<br />

Tribe (New York, 1974) adli yapitmda bu kiçiler için "iki kez seçilmi§ - hem trk, hem inanç<br />

yônùnden" deyimini kullanmaktadir. 10 Ocak 1976 tarihli The National Observer Amerikan<br />

Yahudi Kongresi Baçkam Arthur Hertzberg'in Yahudilere kar§i konan gôç<br />

"îrkçi" olarak niteledigini yazmaktadir.<br />

kotalarini<br />

21


konmu§ Arap topragi olan) Israil arazisinin % 95'ine<br />

sahiptir. Bu Fonun kurulu§ yasasina gôre, sahjp oldugu<br />

toprak yalnizca Yahudi yerle§mesi için ayrilmi§tir ; bu<br />

toprak ûstiinde in§a edilecek konutlarda Yahudi olmayanlar<br />

oturamaz ve (Israil yurtta§i Araplar dahil) Yahudi olmayanlar<br />

bu topraklarda çah§amazlar."<br />

Irkçilik nu, Yobazhk nu<br />

Siyonizm'i îrkçihkla aym kdmayi ho§ gôrmeyenlerin Israil'in ayrimci<br />

politikalarina gôz yumuyor olduklari sonucuna kolayca varilir. Bu<br />

tarti§manin ilke farkhhklarindan çok sozcùk farkhhklarma dayandirilabilecegi<br />

Robert G. Hoyt'tan ba§ka bir alintiyla gôsterilebilir:<br />

"Dùnya Yahudileri kendileiini tek bir halk olarak kabul<br />

ettiler; bazilari, yani Siyonistler, bu halkin belirli bir<br />

cografya alanmda ulusla§abilmesinin bir hak ve gereksinim<br />

oldugu nu ileri sùrdù. Filistin'i seçtiler. Toprak satin almak,<br />

ozel diplomasi ve kamu oyu olu§turmak, belirli hedefler<br />

seçip tedhiçe ba^vurmak, Avrupa'cla ve ba§ka yerlerde siyasal<br />

ve ekonomik nùfuz kullanmak gibi çe§itli yollarla, varligini<br />

silâh guciïyle koruduklan (ve sinirlarmi geniçlettikleri) yeni<br />

bir Yahudi devleti için Birle§mi§ Milletler himayesine<br />

kavu§tular ve bùyùk gùçlerce de tanindilar.<br />

"Butun bunun siyasal yônden akillica ya da etnik açidan<br />

kabul edilebilir olup olmamasi sorun degil. Bu, îrkçihk<br />

midir Buna milliyetçilik demek daha uygun gôrùnùyor.<br />

Yahudiligin kendi irksal degildir." 8<br />

Bu son noktaya ili§kin olarak, bazilari "Isa Ugruna Yahudiler"<br />

(Jews for Jésus) akimina katilan Yahudilerin ïsrail'de ayrimcilikla<br />

kar§i kar§iya kaldiklarini gozlcmlemi§lerdir. Bir Hiristiyan ailenin<br />

kendi ya§amini tehlikeye sokarak Nazilerin elinden kurtardigi meslekta§im<br />

Daniel gibi bir Yahudiye yapilanlar da var. Ailenin sergiledigi<br />

inancm ôylesine etkisi altinda kalmi§ti ki, kendi de Hiristiyan oldu.<br />

Bir Yahudi olarak yeti§tigi için, otomatik olarak Israil yurtta§i olabilme<br />

hakkindan yararlanmak istediginde, gôrùldugù gibi îrksal durumu<br />

degi§memi§ oldugu halde dininden dôndugù için Israil Hùkûmeti<br />

bu ki§iye bu hakki tanimadi. Bu tur ôrnekler, bazan Siyonist aynm-<br />

S C. and C., s. 318. Vurgular benim.<br />

22


\<br />

ciligi îrkçi yerine yobaz olarak tanimlamanin daha uygun oldugunu<br />

gôstermek amaciyla seçilmektedir.<br />

Demek ki, îrkçiligin buna benzer birtakim yorumlari 3379 sayili<br />

B.M. karanna leyhte ya da aleyhte olanlan etkilemi§. Ancak, Siyonizm'<br />

in îrkçiligin bir biçimi olarak kabul edilmesi için oy kullanihrken<br />

kafalaïda olan Genel Kurul'un irk aynmina iliçkin resmî tammina<br />

bakmayi akil etmi§ olsalardi, bûyûk bir zahmetten kurtulunmu§<br />

olurdu. 21 Arahk 1965'te kabul edilen 2106 A (XX) sayili Genel Kurul<br />

Karari irk ayrimini "irk, renk, ku§ak ya da ulusal-etnik kokene dayali<br />

herhangi bir aynm, di§ta tutma, sinirlama ya da tercih" olarak tanimlamaktadir.<br />

Bu geni§ tamm Siyonizm'in îrkçihgin bir biçimi olup olmadigina<br />

ili§kin herhangi bir tarti§mada akilda tutulmasi gerekir.<br />

Herzl'in Siyonizm'i:<br />

Diinya Kiliseler Kurulu (World Council oj Churches) Genel Sekreteri<br />

Philip Potter "Siyonizm'in...çok degi§ik biçimlerde anla§ildigim<br />

ve yorumlandigim" açiklami§tir. 9<br />

Bu yorumlarin bazilarina biraz sonra deginecegim, fakat once<br />

Herzl'in Siyonizm'ine genel çizgileriyle bakalim. Filisdn ile ilgili<br />

çati§manin temelinde yatan ve B.M.'in Siyonizm'den sôz ederken<br />

aklinda tuttugu kavram da budur. Bu kavram 1897V* Theodor Herzl<br />

tarafindan ortaya atilmiç olup, Filistin ve çevresinde bir Yahudi devleti kurmaga<br />

ve yaçatmaga çahçan Yahudi ulusal kurtuluç akimi olarak tanimlanabilir.<br />

Bugiine kadar ne "Yahudiligin" anlami, ne de istenen topragin<br />

sinirlan konusunda bir anla§ma saglanabilmi§tir.<br />

Bir zamanlar Siyonist olduguna inanmi§ ve eski bir îsrailli olan<br />

bilim adami Michael Selzer 1970'de bu akimdan sôz ederken, "Siyonizm<br />

onu ele§tirenlerin kiiçiik bir yiizdesi, giderek savunuculannm<br />

daha da ufak bir yiizdesi tarafindan ancak yeterince anla§ilabilmi§<br />

karma§ik bir olgudur" demi§tir. 10 Bundan sonra sôzùnii edeceklerim<br />

bu sempozyuma katilanlann ayrintilanna girecekleri bir konunun<br />

genel ôzetidir. Tarti§maya, sôzcùklerin anlamlariyla ilgili yakla§imimi<br />

ortaya çikaracak kadar girecegim.<br />

Herzl'in ve onu izleyenlerin temelde yatan varsayimlan dort<br />

tùrlùdùr. Çe§itli biçimlerde ifade edilmelerine kar§in bugiinkû 1s-<br />

'Ecumenical Press Service, n Kasim 1975.<br />

10 Zionism Reconsidered : the Rejection ofjewish Normalcy, New York, 1970, s. xi.<br />

23


ail'in umutlarinda, tasanlarinda ve uygulamalarinda gùçlu bir biçimde<br />

etkili olmakta devam edip gidiyorlar. A.B.D. Di§ ï§leri Bakanliginm<br />

eski gorevlilerinden Edwin M. Wright'in 11 anladigi ve ifade ettigine<br />

gôre, bu varsayimlar §unlardir: (i) Yahudiler ve Yahudi olmayanlar<br />

kalitimsal (ve belki de jenetik) olarak uyum içinde bir arada<br />

ya§ayamazlar ve Yahudi olmayanlar uzla§maz bir biçimde Semitizm<br />

du§manidirlar. (2) Biitùn Yahudiler, kendilerini korumak için, aym<br />

ùlkenin içinde bir araya gelmek zorundadirlar; Filistin'in tiim<br />

Yahudilerin geleneksel yurdu olduguna ili§kin "gùçlù efsane" 12 bu<br />

topragm seçimini zorunlu yapmi§tir. (3) Yahudi olmayanlar ya Yahudi<br />

devletinin di§ma çikartilmali ya da yerle§mi§ Yahudilerle<br />

aralarinda hukuksal ve psikolojik bir aynm duvariyla ayri tutulmalidirlar.<br />

13 (4) Yahudi devletinin kuruluçu Yahudi olmayanlann yardimim<br />

gerektirmektedir : Bunlar (a) kendi ùlkelerindeki Yahudilerin<br />

goçmelerini tahrik edecek Semitizm aleyhdarlari ve (b) dùnya Yahudilerinin<br />

gôreli olarak daginik kùçùklùgùnù a§mak için en azmdan<br />

bir bùyùk devletin destegidir. Herzl Rusya, Almanya, îtalya ve Osmanli<br />

împaratorlugunun himayesini arami§ duriru§tur. Onu izleyenler<br />

once Ingiltere ve sonra S.S.C.B. ve ôzellikle A.B.D.'nin destegini<br />

saglamada daha ba§anh oldular.<br />

Herzl'in Siyonizm'ine Tepkiler:<br />

Ba§langiçta, Herzl'in Siyonizm'inin sinirli bir etkisi vardi. Herzl'-<br />

den çok once, Charleston'lu Yahudilerin 1841 Bildirisi "bu ùlke (A.B.-<br />

D.) Filistin'imiz, bu kent Kudus'ùmùz, bu Tann evi Tapmagimizdir"<br />

diyordu. O tarihte de daha yillar yili, Reformcu Yahudiler ba§ta<br />

olmak uzere, Amerikan Yahudilerinin çogunun gôru§u buydu. Aym<br />

gôrii§ler ôteki ulkelerin Yahudileri arasinda, ôzellikle Almanya'da<br />

yaygindir. Ortodoks Yahudiler de Siyonizm'e olumsuz tepkide bulundular.<br />

Daha 1903'te, Lubavitscher Ilasidim siyasal Siyonizm'i "Tanri'ya<br />

kar§i koyma ve Tevrat'm yadsinmasi" olarak suçluyordu. Bugun bile<br />

11 The Great Ztonist Cover-up, Cleveland, 1975.<br />

"Raphaël Patai, der., The Complété Diaries of Theodor Herzl, New York, i960, s. 56.<br />

"Bu çali§manm sunulu§undan kisa bir siire sonra, 7 Eyliil 1976 tarihli Al Hamishmar gizli<br />

Koenig Memorandumu'nun Israil Araplannin i§, konut, egitim ve aile ôdeneklerine ili§kin<br />

simrlamalar getirilmesi ve gôç etmelerinin te§viki konusundaki ônerilerini açiga çikardi.<br />

Koenig'in riitbesinin indirilmemesi ya da Galilee yôneticiliginden ahnmamasi ve ônerilerin<br />

resmen reddedilmeleri gibi gerçekler Israilli Araplara, geçrai§te oldugu gibi, gelecekte de<br />

gôrecekleri davrani§m Herzl'in iïçuncu varsayimma uygun olacagi korkusunu vermektedir.<br />

24


Kudiis'te Neturei Karta Tanri'nm tiim Yahudileri birle§tirme roliine<br />

ondan once sahip çikmakla Siyonizm'i bir kiifiir saymaktadir. 14<br />

Fakat olaylar, ôzellikle Almanya'da Hitler dônemi, Yahudi<br />

olsun ya da olmasin, pekçok ki§inin Filistin ve çevresi için bir<br />

Siyonist siyasal programi "Yahudi sorunu" için tek yeterli çôziim<br />

olarak kabul etmesi için uygun ortami hazirladi. Ôte yandan, bu<br />

Filistinliler ve kom§u ulkelerde ya§ayan Araplar için kaçimlmaz bir<br />

siirùlù§ ve boyunduruk anlamina geliyordu. Mo,5e Dayan bu ikinci<br />

tavri oldukça açik ozetledi:<br />

"Araplarm Yahudilerden ki§isel, dinsel ya da îrksal nedenlerden<br />

ôtùrii nefret ettikleri dogru degildir. Onlar bizi -kendi<br />

açilanndan pekâlâ hakli olarak- bir Arap iilkesini bir Yahudi<br />

devletine dônù§turmek amaciyla ele geçirmi§ Batililar,<br />

yabancilar, i§gâlciler gôziiyle degerlendiriyorlar." 15<br />

Siyon ve Siyonizm ile tlgili Kançiklik:<br />

Buraya kadar ahntilar yaptigim tepkilerin, çe§itli yanlari olmakla<br />

birlikte, bir ortak ôzelligi de vardir: Hepsi siyasal Siyonizm'in ne olduguna<br />

ili§kin açik bir anlayi§tan kaynaklamyor. Bu çerçevede bile, karma§ikliklar<br />

biiyiiktiir, fakat içten ancak iyi bilgilerle donanmami§ dii-<br />

§ùnce yapilari nedeniyle kan§ikliklar daha da bùyiimùçtùr. Ôrnegin,<br />

çogu Siyonizm sôzciïgûnù duydugunda bunu bugiinûn Orta Dogu politikasiyla<br />

baglantili olarak degil de, Siyon (Sion, £iori) sôzcùgiiyle çok eskiden<br />

beri ilgili birtakim yiiksek kavramlar açismdan yorumlamaktadir.<br />

"Kilise" ya da "Tann'nin Kralligi" anlamina gelen 'Siyon' sôzciigùnùn<br />

tarihsel Hiristiyan kullanimi hâlâ "Ey Siyon...ban§m...ve îsa'<br />

nin kefaret ve kurtulu§unu miijdeleyen haberi vermek için gôrevin<br />

yerine getirili§ini hizlandir" gibi dualarda gôriilmektedir. Ve ilginçtir<br />

ki, yeni Micropaedia Britannica'da. Siyonist ba§hgi altmdaki tek<br />

konu Orta Dogu'daki çati§mayla ilgisiz olup Sahra'nin gûneyindeki<br />

Afrika'da bir kilise akimidir.<br />

1796'da siyah Amerikan Methodist'leri ayri bir topluluk olarak<br />

ôrgiitlenecek olursa daha yogun bir ruhsal geli§me olanagi bulacaklanni<br />

hissettiklerinde, yeni -ve hâlâ biiyiiyen- akimlanna "Afrika<br />

"David Caploe, "Zionism: the Dream and the Reality," Middle East International, Ekim<br />

1975-<br />

ls Alinti §uradan: Noam Chomsky, Peace in the Middle East New York, 1974, s. 53.<br />

25


Methodist Episkopal Siyon" adini vermi§lerdi. "Yehova'nin Taniklan"<br />

umutsuz, yabancila§mi§ ve reddedilmi§lere çagrida bulunurken,<br />

1884'de "Siyon'un Gôzetleme Kulesi Toplulugu" olarak orgutlenmi§ti.<br />

"Siyon Vadisi" denilen yere bu ad Mormonlar tarafindan muhte§em<br />

kaya olu§umlarinm kutsal ve heybetli gùzelligi nedeniyle verilmi§ti.<br />

"Siyon-Illinois" bir grup inanmi§ tarafindan ya§amin tum<br />

yanlannda Hiristiyan idealini ifade etmek için kuruldu. Ve "Siyon'a<br />

yùruyoruz" diye baçlayan dua Filistin ile ilgili olmayip, ilâhî ve daha<br />

iyi bir dùnya dùzenine ili§kin umutlan ilân etmektedir. Siyon sôzcùgunùn<br />

bu tùrlu kullanimini bilenler ve Herzl'in Siyonist kavram ya da<br />

uygulamalanna a§ina olmayanlar Siyonizm sôzcùgùnù i§itir i§itmez<br />

buna olumlu tepki gôsterme egilimindedirler.<br />

Herzl'e Ragmen Siyonistler:<br />

Buna ek olarak, Siyonizm sozcùgùne tepkileri daha ba§ka ogelerin<br />

etkisi altinda olan ba§kalari da bulunmaktadir. Ôrnegin, Hal Lindsey'in<br />

çok satan Son Btiyiik Gezegen Dùnya (The Late Great Planel Earth) 16<br />

adli kitabinda savunulan 'bin yillik altin çag' gôrù§u vardir. Bu kitapta<br />

"îsrail (devletinin) yeniden dogu§u, dogal âfetlerin sayisinda arti§,<br />

Misir'da sava§ tehdidi ve Çeytan'a tapinmanin yeniden ortaya çiki§i"<br />

Isa'nin yeryùzùne ikinci kez geliçini kolayla§tiran olaylann içinde siralanmaktadir.<br />

Filistin'de bir Yahudi devletinin kurulmasini savunuyor<br />

da olsa, son tahlilde, Yahudilerin Hiristiyanligi kabul edi§ dù§ùncesinden<br />

aynlmaz gorùndùklerine gôre, Herzl'in Siyonizm hedefleriyle<br />

ortak yanlari var sayilmaz.<br />

Hiçbiri Herzl'in temelde yatan varsayimlanni makûl bulmaga<br />

zorunlu olmayan geri kalan ùç Siyonist yanlisi gôru§ ise, kendini<br />

ortaya atan birçok liberalde egemendir. îlk once, 1948'den buyana,<br />

Siyonist ile Yahudi sôzcùklerini birbirlerinin yerini tutan sifatlar olarak<br />

kullananlardan sôz edelim. Norman Podhoretz ve benzeri Siyonistler<br />

tarafindan etkili bir biçimde yayginla§tinlan bu baglamda, ùlkelerinde<br />

îrkçihga kar§i (bùyùk olçùde siyah-beyaz kar§ithgiyla ilgili olarak)<br />

sava§imda, Yahudilerle yardimla§ma deneyimi olan Batili Hiristiyanlar<br />

Siyonist îrkçi yaftasini bir iftira, âcil ve aktif bir kar§i-saldin gerektiren<br />

bir suçlama olarak gôrmektedirler.<br />

Amerikan Siyonist Federasyonu'nun "Siyonizm, Yahudi Ulusal<br />

Kurtulu§ Sava§imidir" sloganini sorgusuz, sualsiz kabul edenler de<br />

''Grand Rapids, Michigan, 1970.<br />

26


I<br />

/<br />

vardir. Bunlar "Yahudi yurtta§larin" kimler oldugu ya da kimlerden<br />

ve ne yônde kurtarilacaklarini ya da bu kurtulu§un nasil olacagini<br />

sormamaktadirlâr. Semitizme kar§i davrani§lann kurbanlanna siyasal<br />

olarak sôz verilmif bir diinya cennetinin saglanmasiyla, Siyonizm'in<br />

îrkçiliga kar§i olduguna inanmaktadirlar, o kadar.<br />

Son olarak, Martin Buber'in diïsjledigi "Araplara dost...ve bùtiiii<br />

Avrupah emperyalist egilimlere kar§i" bir tiir Siyonizm'in §imdiki<br />

çati§mada tehlikede oldugunu dii§unenler bulunmaktadir. Fakat<br />

1931 Siyonist Kongresi Buber'in gôru§lerini reddetmi§ti. Ve Misir'a<br />

1956 ïngiliz-Fransiz-îsrail saldinsi Buber'in ideallerinin Siyonist<br />

uygulamadan nasil bùtùniiyle silindigini gôstermi§tir. 17<br />

Anti-Semitik Siyonizm Yanliligi:<br />

Semitizme kar§i bir kilif olarak ve irkçi yaftasi için ozel bir iddiasi<br />

bulunan son bir tùr Siyonizm yanhhgindan da sôz etmek gerekir.<br />

Bu gôrii§, dùnya Yahudilerinin Orta Dogu'da tek bir ulusal tcplama<br />

yerinde bir araya getirilmelerini amaçlayan ve Siyonist tasannin destekleyicisi<br />

Yahudi du§manlarinca savunulmaktadir. Bu "gôç"un<br />

(aliyah) ba§ansi, Fichte'nin deyimiyle, "Yahudilerden ve Yahudi<br />

du§uncelerinden ôz savunmamiz için" blitun Yahudilerin Filistin'e<br />

sùrùlmeleri konusunda On-sekizinci Yiizyil Almanyasinda adi geçenin<br />

yaptigi cneriyi kamu oyu ônùnde yinelemekten onlari kurtarabilirdi.<br />

Kasim 1975'de Jacob Bernard Agus'un Yahudi Tarihinin Anlami<br />

(The Meaning of Jewish History) adli kitabinda 18 Fichte'den almtilar<br />

okuyordum. Bu okuduklanm 1 Aralik tarihli Newsweek dergisinde<br />

"Haber Yaratanlar" (JVewsmakers) bôlùmune tepkimi renklendirmi§<br />

olabilir. Bu bôlum Iowa Ûniversitesinde merhum Henry A. Wallace'm<br />

anilarinm açxh§ini §u sôzlerle veriyordu:<br />

"1946 yihna ait bir am Filistin bunalimiyla ba§a çikmaga<br />

çabalayan bitkin bir Harry Truman portresi çiziyor. Ticaret<br />

Bakani Wallace, yemekli bir kabine toplantismdan<br />

'Ba§kan Truman'in Yahudilerden canmin epeyi yandigmi'<br />

"S.v. Buber, Universal Jewish Encyclopedia ve Macropaedia Britannica. Siyonistler, kendilerine<br />

Siyonist diyen, ancak Buber ile pek çok ortak yanlari bulunan son akimlardan rahatsiz<br />

olmaktadirlar. "tsrail'e kar§i giri§tikleri 'esnek', 'sorumlu' ve 'akilci' olmaya iliçkin yaygm<br />

ikna çabalariyla, Arap ve Arap yanlisi propagandanin etkisini arttirmaktadirlar." The<br />

Jewish Press, 25 Haziran 1976.<br />

18 New York, 1963, s. 334.


' ve Ba§kanin 'onlari yeryiizùnde Hazreti Isa memnun<br />

edemedi; benim daha §ansh olmami kim bekleyebilir ki'<br />

dedigini, onlarin kendine bir yaran olmadigim yazmakmaktadir."<br />

Bugùne kadar, bu tarih gerçegini Herzl'in "anti-Semitikler<br />

bizim en gùvenilir dostumuz...muttefikimiz olacaklardir" 19 biçimindeki<br />

açiklamasi i§igmda yorumlama yonelimi gôrmedim. îsrail'<br />

deki halk Truman'i hâlâ Siyonizm'in en giivenilir dostlanndan biri<br />

olarak selâmlar.<br />

Lord Balfour'a kar§i olan durum iyi belgelenmi§tir. îsrailliler<br />

1917 Balfour Bildirisini bir Yahudi devleti kurulmasinda onemli bir<br />

diplomatik adim olarak gôriirler. Ama gene bu ki§i 1903'da ba§bakanken<br />

ozellikle Yahudilerin ïngiltere'ye gôçùnii sinirlayan bir yasanin<br />

kabul edilmesi için Ingiliz Parlâmentosuna baski yapmi§tir. 20<br />

Bu tarti§mah konuya açikhk gedren birinden bir alinti yaparak<br />

sôzii baglayayim. Brandeis Universitesi iiniversite-içi sûrekli yayininm<br />

25 Kasim 1975 tarihli sayisinda çikan "Siyonizm ve Irkçihk" adli yazisinda,<br />

David G. Gil Siyon'u evrensel bari§a ula§mada Yahudi çabalanyla<br />

ili§kilendirerek diyor ki:<br />

"Yahudi halki, Yahudiligin fiziksel ve kiiltûrel varligim<br />

tehdit eden ve Siyon'un gerçek anlamiyla açikca çeli§en,<br />

Israil devletindeki ve siyasal Siyonizm'deki îrkçi ogelerin<br />

iistesinden gelmelidir. Bu ôgelerin iistesinden gelebilmek<br />

için Yahudiler Siyon'un ilk anlamina, yani Filistinliler<br />

dahil tiim halklar için adalet ve e§itlik yoluyla<br />

bari§a kendilerini yeniden adamalidirlar. Bunun siyasal<br />

anlami, ortak yurtlanna geri dônmek açismdan Yahudi<br />

ve Filistinlilerin e§it haklanni ve hiçbir halkin ôtekine<br />

egemen olmadigi ya da sômùrmedigi, toplumlann Siyon-Filistin<br />

topragi boyunca yardimla§tigi, çok-uluslu bir<br />

bir devlet içinde ya§amayi kabul etmektir."<br />

"Alinti: Agus, s. 423.<br />

20 Eski Israilli gazeteci Maxim Glilan, How Israël Lost Its Soul, Harmandsworth, 1974, s.<br />

s- 32-33-<br />

28


IRKÇILIK: SÎYONiZMMN TEMEL<br />

BiR iLKESi<br />

STEFAN GORANOV<br />

Birle§mi§ Milletler Genel Kurulu'nun Kasim 1975 tarihli karari<br />

Siyonizm ideolojisi ve uygulamasimn îrkçi bir nitelik ta§idigini<br />

kesin olarak ortaya koymu§tur. Giderek artan bu tehlikenin ozii ve<br />

belirli ôzellikleri tam ve dogru olarak degerlendirilirse, B.M.'in karari,<br />

irkçiligin Siyonist tùriine kar§i geni§ bir sava§im verilmesine yeni ve<br />

daha bûyùk olanaklar saglamaktadir.<br />

Once §unu belirtmeli ki, Siyonist îrkçihk ayn bir olgu degildir.<br />

Niteligi ve oynadigi ugursuz roi nedeniyle, uluslararasi emperyalist<br />

buijuvazinin en gerici ve saldirgan bôlùmùnun, sava§ giïçlerinin,<br />

sômurgeciligin ve yeni-sômurgeciligin hem ideolojisi, hem de uygulamasidir.<br />

Nazi Almanyasimn insanhk-di§i cinayetleri îrkçihgm çùrùtiicù<br />

giïcii hakkinda herkese ôyle kolay kolay unutamayacaklan bir ders<br />

verdi. îkinci Cihan Sava§inda fa§izm yere yikildiginda îrkçi ideolojiye<br />

çok agir bir darbe indirilmi§, fakat yeryùziinde toplum ya§amindan<br />

temelli olarak atilmami§ti. Çagda§ geli^meler îrkçi ideoloji ve siyasetin<br />

yalnizca îsrail devletine ôzgii bir iç hastahk olmadigini gôsteriyor. Aym<br />

saldirgan giiçlerin çikarlanna ve hedeflerine hizmet ederek sermayeci<br />

devletlerde geni§ biçimde belirgindirler. Irk aynmmin acimasiz ilkeleri<br />

Siyahlar, Puerto Riko'lular, Meksika'lilar, Kuzey Amerika<br />

Hintlileri ve ôtekilerin nufusun yaklaçik be§te-birini olu§turduklari<br />

en bùyiik sermayeci devlet olan Amerika Birlesik Devletleri'nde egemendir.<br />

Kôleligin kaldinlmasmdan buyana yùz yildan çok zaman<br />

geçmi§ olmasma kar§in, Amerikan toplumunun geli§imi, sermayeci<br />

duzenin azinliklara ozgiirliik ve e§itlik saglayamayacagini gosteriyor.<br />

Giiney Afrika îrkçilarinin siyah derili yerli lere kar§i kanh<br />

çarpi§malara giri§meleri ve Giiney Afrika irkçilannin kitanin biiyiik<br />

bir bolùmûnde sômiirge baskisini korumak ya da yeniden kurmak<br />

için elele vermeleri birçok halklann ôzgiirlùklerini tehlikeye atmaktadir.<br />

Apartheid, irk aynmi ve Afrika'da yeni-sômiirgeci yayilma ortak<br />

29


siyasetinin uygulanmasinda birbirine yardim edcn Gùney Afrika<br />

beyaz îrkçilariyla îsrail'in Siyonist îrkçilarimn ittifaki ozellikle tehlikelidir.<br />

Bu ve ôteki ùlkelerdeki irk baskisi sermayeci devletlerin<br />

iç ve di§ ili§kileriyle yakindan baglantili olup, emperyalist sava§lar<br />

yùriitmek, ilhak edilen topraklan somurgeci mulkiyet durumuna<br />

sokmak ve ulkeye eklenen yerlerin asd sahiplerini kendi topraklarindan<br />

siirmek ya da onlari yok etmek de dahil olmak ùzere, çe§itli biçimlerde<br />

ortaya çikarlar.<br />

A.B.D. ba§ta olmak ùzeré, emperyalist devletlerin yardimiyla<br />

uygulanan, Filistin'de Siyonist somurgeci siyaset Kuzey Amerikah<br />

sômurgecilerin yerli Hintlilere reva gôrdukleri aym îrkçi yôntemleri<br />

uygulamaya koymaktadir. "Diinya Yahudi ulusu", "Tann'nin seçtigi<br />

halk" ve "daha buyiik Israil" gibi Siyonizm'in îrkçi sloganlarmin<br />

altinda da aym genel du§iinceler vardir. Bu dù§uncelerde, temelde,<br />

emperyalist burjuvazinin "siyah" emekçiler ve kendi ulusal proletaryasim<br />

sômùrmesini hakli gôstermege yarayan ve insan arasinda eçitsizlige<br />

dayali, bilime ters diï§en ve butùniiyle ahlâktan yoksun e§itsizlik<br />

tezine ili§kin ôgeler vardir. 1<br />

îdeolojisi açisindan, Siyonizm insanhgi ùç ana îrka ayiran<br />

Gobineau'nun îrkçi gôrii§lerinin temelde biraz degi§mi§ biçimidir.<br />

Bu ayrima gôre, en geri olan "siyah irk" olup, onu "sari irk" yakindan<br />

izlemektedir. "Beyaz irk" gûya en ustùnùdur, çiinkii bunda enerji,<br />

dùzene egilim ve entellektùel iïstùnluk gibi tùm erdemler toplanmi§-<br />

tir. 2 Gerçekten gerici ve metafizik nitelikte olan Gobineau'nun teorisine<br />

gore, "tûm uygarhklar beyaz îrkin bir ùrùnùdur ve bu îrkin yardimi<br />

olmadan tek bir uygarhk bile ya§ayamaz..." 3 Beyaz îrkin ôtekiler<br />

ùstunde temel ve sonu-gelmez ustùnliigii oldugunu ilân etmek ve renkli<br />

irklann geli§me yetenekleri olmadigini sôylemekle, îrksal dû§manhgi<br />

ve irk baskismi koriiklemektedir. Bundan otiirùdùr ki, Marx Gobineu'<br />

ya "barbarhgin §ovalyesi" adini takmi§tir. Uydurdugu bu îrkçi gôrii§-<br />

lerle " 'beyaz irk' temsilcilerinin ôteki insanlar arasinda bir çeçit<br />

tann olarak kabul edilmelerini istemi§, 'beyaz îrk'in 'soylu' ailelerinin<br />

de seçkinlerin ozûnù olu§turdugu"nu dogrulamak istedigini yazmi§-<br />

ti." 4<br />

'Protiv Rasizma, Moskova, 1966, s. 9.<br />

2 Compte A. de Gobineau, Introduction a Vessai sur Vinégalité des Races humaines, Paris, 1963,<br />

s. 376.<br />

3 Ibid.<br />

4 Karl Marx, Soçineniya, C. XXXII, s. 546.<br />

30


Siyonistlerin i§gâl edilen topraklardaki Arap halkma, bu arada<br />

Arap ùlkelerinden Israil'e gelmi§ olan Yahudilere tavirlan, temelde,<br />

sinif ili§kilerini biyolojik sosyolojiyle anlatan Vacher de Lapouge'in<br />

îrkçi kavramlanndan esinleniyor. Lapouge'a gôre, smiflar toplumsal<br />

bir seçmenin ve biyolojik yapilari içinde bulunan morfolojik<br />

farkhhklarm ùrùnùdurler. " 'Beyaz olmayan smiflar'i uygar<br />

ya§amla uyum saglayamami§ vah§ilerin çocuklan ya da 'kani bozulmu§'<br />

simflarin soysuz temsilcileri" olarak kabul eder. 5<br />

Siyonist îrkçilann kabullendigi ve yeniden ya§ama kavu§turdugu<br />

bu îrkçi kavramlarm bilimle ortak bir yani yoktur. Antropolojik ve<br />

psikolojik çali§malardan hareket eden bilim tek dogru sonuca ula§-<br />

mi§tir: bugiinku insanligin bùtùn îrklan fizik açidan kuvvetçe e§it<br />

ve kùlturel degerleri yaratma yonùnden aym derecede yeteneklidir.<br />

Ama emperyalizmin îrkçi teorisi ve uygulamasi insanligin bùyùk<br />

bir kisminin temel birligi ve bôylece an a haklanni yok etmeyi hedef<br />

alir; Siyonist îrkçiligin hedefi ise, ozellikle, Filistin Araplan ve komçu<br />

Arap halklaridir. Bundan son derece ônemli sonuçlar çikiyor: emperyalizme<br />

kar§i çikilmayacak olursa, Siyonist îrkçihga kar§i ba§anli<br />

bir savasjim verilemez. Orta Dogu'da A.B.D. ile i§birligi yaparak<br />

kalici ve âdil bir ban§in gerçekle§ebilecegine inanmak kisaca bir<br />

aldatmacadir. Amerika korumakta oldugu Israil'in ve bôylece kendinin<br />

çikarlarmi bir yana itmeden bu yola giremez.<br />

Çati§manin, A.B.D.'nin tasarladigi ya da ondan mùlhem, her<br />

çôzumùniin, ashnda, Arap halklarim hedef aldigina dair bazi Arap<br />

çevrelerinin ihtarlannda çok gerçek payi vardir; bu turlù çôzùmler<br />

ancak Araplarin siyasal ve ekonomik yônden bagimli duruma dù§-<br />

meleriyle ve zamanla Filistin direniçinin ezilmesiyle sonuçlanir. Arap<br />

devletlerinin verdikleri bazi ôdùnler ve Orta Dogu'daki çagda§ geli§-<br />

meler de gôsteriyor ki, Araplarin çôzùm olarak gôrdùklerine yakla^an<br />

Amerika degildir, fakat bazi Arap ùlkeleri emperyalistlerle Siyonistlerin<br />

çôzùm dediklerine yana§maktadirlar. Bôyle bir yakla§im Siyonizm'<br />

in ilerde sômùrgeci ve îrkçi geni§lemesini engellemeyecek, yalnizca<br />

destekleyecektir. Anla§iliyor ki, Orta Dogu çati§masma adil bir çôzùmùn<br />

anahtan A.B.D.'nin degil, Arap halklarimn elindedir; yol<br />

pazarliktan degil, emperyalizme kar§i sava§imdan geçer.<br />

Araplara kar§i îrksal hoçgôrùsùzlùk ve dù§manligin Siyonist<br />

îrkçihgin içerigini tùketmedigine i§aret etmek ônemlidir. Gôrù-<br />

5 Vacher de Lapouge, Race et Milin Social: Essais d'Antroposocioloqie, Paris, 1909, s. 230.<br />

31


nùrnùn bu, yalmzca, bir yanidir. Siyonizm, emperyalizmin temsilcileriyle<br />

organik baglari bulunan Yahudi burjuvazisinin bir akimi<br />

olarak, Araplara karsi bir nitelik kazanmadan once, îrkçiligi geli§-<br />

mesinin temel ve harekete getirici bir ilkesi diye kabul etmi§ti. Siyonizm<br />

Avrupa'da Yahudi ôzumlenmesinin gitgide bùyuyen siirecine<br />

irkçi bir tepki olarak belirdi. Siyonist ideologlarm bu ôzemsenmeyi hep<br />

"Yahudi halki"na ihanet olarak gôrmesi ônemlidir. Theodor Herzl Yahudiler<br />

ile Yahudi olmayanlarin bir arada ya§ayamayacaklanni kanitlamak<br />

için ve sômuren smiflann Semitizm-aleyhdan programlanndan<br />

da ahntilar yaparak, tiim halklari hedef alan bùyùk ithamlarda bulunuyor.<br />

Diyor ki: "Yahudilerin içinde ya§adigi halklar, açik ya da<br />

kapali, Semitizm clù§manidirlar." 6 Ona gore, ôzùmsenme temelden<br />

olanaksizdir, çunkù Yahudi olamayan herkeste "dogal" bir Semitizm<br />

aleyhtarligi vardir. Siyonistler, îrksal nefreti kôrùklemek için<br />

tarihsel geli§medeki olumsuz anlan bilerek abartmakta ve "ebedî<br />

halk"i ôtekilerin bir turlù "bitmeyen" nefretlerine kar§in ayakta<br />

kalabilmi§ olan kurbanlar gibi sunmaktadir. 7 Siyonistlere kalirsa,<br />

i§te bu nedenden ôtùrù, ôzumlenme ya olanaksizdir ya da yùzeyseldir.<br />

Ahad Ha'am'in gôrù§ùne gôre, neydilerse oyle kalmi§lar, yani tek<br />

ulus olma niteliklerini yitirmemi§lerdir, çùnkù ôzùmlenme sùreci<br />

içinde ôteki uluslann entellektùel gùçlerinden yararlanmi§lar ve, Yahudilik<br />

temeline dayanarak, onlarla rekabetçi sava§im sonunda ayakta<br />

kalmi§lardir. 8<br />

Ama, uygulamada Yahudi olmayan bùtùn insanlarm sôzùm-ona<br />

irkçihgminkar§isina Siyonistlerin gerçek îrkçihgi çikiyor. Bunun temeli<br />

de Yahudilerin ùstùn ulus olduklari ve ôteki halklar içinde onde gelen<br />

roi oynadiklan efsanesidir. Kibir dolu etnosentrik mevzilerden hareket<br />

eden Siyonistler Yahudilere ba§ka uluslarda olmadiklarmi sôyledikleri<br />

birtakim irksal ùstùnlùkler de tamyorlar. Yahudilik ulusla§-<br />

tinlarak, hem gûya daha az yetenekli, hem de tôrel ve tinsel açilardan<br />

daha agirca gôsterilen ôteki halklarla kar§i kar§iya getiriliyor. Bu<br />

konuda Ahad Ha'am Nietzsche'ye ôzgù bir içtenlikle diyor ki :<br />

"Ve eger her varhgin hedefi olarak ortaya bir ùstùn insan<br />

çikmasim kabul ediyorsak, bu hedefin ônemli bir kismi<br />

da bir ùstùn ulusun olu§masidir. Tinsel niteligi onu ôteki<br />

halklara bakarak tôrel ôgretiye ve daha kutsal tôrel temel-<br />

6 Theodor Herzl, Evreyska Derjava, Sofya, 1947, s. 40.<br />

'S.M. Dubnov, Pisme 0 Starom i JVovom Evreysve: 1897-1907, St. Petersburg, 1907, s. 155.<br />

"Sources de la Pensée Juive Contemporaine, Jerusalem, 1970 s. 42.<br />

32


1ère oturtulmu§ tùm ya§am biçiminin geli§imine daha<br />

yatkin ve yetenekli kilan boyle bir halk var olmahdir." 9<br />

Ku§kusuz, ilke yônunden, bunlar saglam dù§iinceler degillerdir.<br />

Ba§ka bir yerdeki §u sozlerine bakarak burada kastedilenin Yahudiler<br />

oldugunu anhyoruz :<br />

"Yaradili§ merdiveninde farkli basamaklar oldugunu herkes<br />

dogal olarak kabul eder; once inorganik nesneler, bitkiler<br />

ve hayvanlar alemi, sonra konu§an yaratiklar ve hepsinin<br />

ùstiinde Yahudiler." 10<br />

Bu dù§ùncelerin Nazizmin dagarcigmdan odiinç ahndigi sonucuna<br />

varilabilir; ancak ara§tirma tam kar§itini, yani fa§istlerin Siyonistlerden<br />

aldigini ortaya koyacak.<br />

Siyonistlerin birçok açiklamalan ve §imdiki eylemleri, onlara<br />

gôre, "Tann'nin seçilmi§ halki"nin baçkalarini aydinlatmak degil,<br />

onlarin iistlinde baski kurmak ve gerekirse onlari ortadan kaldirmak<br />

oldugunu gôsteriyor. Acimasiz giïcun ve gûya ùstunluk iddialannm<br />

yuceltilmesini Siyonistler siyasetlerinin "abc"si durumuna getirmi§lerdir.<br />

Yirminci Yuzyihn daha ilk yillarinda bile, Ben-Gurion<br />

Filistin'de otururken, §ôyle demiçti: "Bugùnku dùnya giiçten ba§ka<br />

bir §eye saygi duymuyor." Yanm yùzyil sonra da, Filistin sorununun<br />

"resmî kararlarla degil, silâhla" 11 çôziimlenecegini soyledi.<br />

Siyonistlerin "Tann'nin seçilmi§ halki"ni Filistin'de sahte "halksiz<br />

topraga topraksiz halk" slogamyla yerle§tirip canlandirma deneyi,<br />

ba§indanberi, acimasiz bir irk aynmi uygulanarak gerçekle§tiriliyor.<br />

Arap emegini ve Arap urunlerini boykot etmek ve mandaci hùkûmetten<br />

toprak satin almak için kolay ko§ullardan yararlanmak gibi yerli<br />

halki uzakla§tirma amaciyla birtakim ônlemler ahnmi§, bunlari kolayla§tinci<br />

zorunlu yasalar da hùkûmetçe kabul edilmi§tir. Ekonomik<br />

basknnn istenilen sonuçlan vermedigi durumlarda, apaçik kuwete ba§<br />

vurulmu§tu. 12 Siyonistler, Filistin'in demografik ôzelliklerini gôçmen<br />

Yahudiler yararina degi§tirmekle, Yahudi-Arap ili§kilerinde e§itlik<br />

olamayacagi, ancak Yahudi baskisinin soz konusu edilebilecegi îrkçi<br />

kurahna açikca ve acimasizca dort elle sanldilar. Arap halklanyla dort<br />

9 Sionizm : Otrovlennoye orujiye imperializma-Dokumenti i materiali, s. 107.<br />

10 Sources de la Pensée Juive Contemporaine, s. 49.<br />

"Les Temps Modernes : le Conflict Israélo-Arabe, Paris, 1967, s. 124.<br />

12 Ibid., s. 116.<br />

33


iiyùk çati§ma ba§ta olmak ùzere, birçok askerî kar§ila§malar<br />

ilkenin uygulanabilir oldugunu da gôstermi§tir.<br />

bu<br />

Siyonizm'in irkçi niteligi Yahudi ulusal kùlturùnun ôteki halklann<br />

kiiltiirùne kar§i koymasinda da kendini gôsteriyor. Siyonistlere gôre,<br />

Yahudi kûlturiinun temel avantaji Yahudiligin ùstùne kurulmu§<br />

olmasidir. Yahudilige Yahudi ya§aminin entellektiiel merkezi olarak<br />

bakihr; Yahudi haikinin, ustiin din egitiminden ôtiirù, îrksal birligini<br />

ve degi§meyen ulusal kimligini koruduguna inanihr. Ahad Ha'am<br />

der ki:<br />

"Ûç-bin yil Yahudi olarak kaldik, çùnkù ba§ka bir§ey<br />

olamayiz, çùnkù muazzam ve ùstùn bir gùç bizi Yahudilige<br />

bagladi...Bôylece, Yahudilik, dogdugu andan buyana<br />

ki§ide geli§en dogal içgùdùlerin tùmùyle birlikte, içimizde<br />

ya§amaktadir..." 13<br />

Bazi Siyonistler Yahudi kùltùrùnùn, dùnya kùlturlerinin onsuz<br />

geli§emeyecegi bir itici gùç oldugunu iddia edecek kadar ileri giderler.<br />

A. Bartal §ôyle yazar: "Yahudi halkmin ruhu olan Yahudi kùltùrù,<br />

Avrupa kùltùrleri ba§ta olmak ùzere, ôteki kùltùrlerin itici gùcù, onlann<br />

arkasindaki dinamodur." 14 Bilim bôylesine iddialan hahamlarm<br />

uydurmalan olarak toptan reddeder. Eski zamanlardan gùnùmuze<br />

kadar Incil saplantilarinin tutsagi olmu§ ve Talmud bilgiçligiyle<br />

yeti§mi§ olan "Yahudi" dù§ùnùrlerinin sayica bunca çok olmasma<br />

kar§in, insanliga degerli tek bir gôrù§ bile verememi§lerclir. Spinoza<br />

Tevrat'in ilk be§ kitabmm babasimn Musa oldugu efsanesinden ku§-<br />

kulandigi ve Yahudi kanindan gelmesine kar§in Yahudi ocaginda<br />

bilinen o dinsel du§ùnùrler ailesine mensup olmadigi için, Amsterdam<br />

havrasmca afaroz edilmi§ti.<br />

Anla§ilan, încil ve Talmud gelenekleri Yahudi haikinin "kurtanci"<br />

rolu, bu halkin ôtekilere îrksal muhalefeti ve onlardan farki,<br />

Yahudi toplulugunun hiçbir sinif çeli§ileri bulunmayan toplumsal<br />

yônden bùtùnlùgù olan bir toplum oldugunaili§kin kavramlar, Yahudilerin<br />

Filistin'e dôneceklerine dair ïncil'e baglanan bir efsanenin<br />

propagandayla yayilmasi gibi Siyonist gôrùçleri etkilemiçtir, Ancak,<br />

§ovenizm, îrkçihk ve sômùrgecilik gibi burjuva ve emperyalist kavramlar<br />

Yahudilikten gelen ôgelere eklenmi§ ve onlari "zenginle§tirmi§lerdir".<br />

13 Sources de la Pensée Juive Contemporaine, s. 54.<br />

14 Naroden Glas, 2 Haziran 1971.<br />

34


Ne var ki, Yahudi kiiltùrùnde ba§ka ôgeler de var. îçinde ya§adiklan<br />

ulkelerin ulusal kùltiirlerine bagh ve Yahudi kôkenli ki§iler<br />

yeteneklerini ortaya dôkmu§ ve insan yaraticihginm her dahnda<br />

buyiik ve kaliei yapitlar ortaya koymu§lardir. î§te, bu ki§ilerin çah§-<br />

malarmda Yahudi kultùriinun bùtun yeryiizii için onemli olan ilerici<br />

yonleri, S.S.C.B., A.B.D., îngiltere, Fransa, Almanya ve benzeri<br />

halklann ulusal kùltùrùniin ayrilmaz parçasi olarak ifadesini bulmaktadir.<br />

Bu gerçekler, bir yandan, Yahudilerin îrksal yônden olagan<br />

Siyonist gôru§lerinin tiimden reddinin kamtlaridir. Ote yandan da,<br />

Yahudilerin îrksal açidan geri olduklanna dair Semitizm-aleyhdari<br />

kavramlarm saçmasapan olduklanm da gosterir. Ancak, Semitizme<br />

kar§i insanlik-dxçi ve alçaltici dù§uncelerin biitùn biçim ve ve<br />

gôrùntulerini reddederken, Alman Nazileri dx§inda hiç kimsenin,<br />

Siyonistler kadar, "ulusal" dehanin a§ilamaz oldugunu iddia etmedigini<br />

hemen gôstermek zorundayiz. Sagduyu, Max Nordau'un §u açiklamasim<br />

îrkçi bir kendini begenmi§likten ba§ka bir §ey olarak kabul<br />

edemez : "Bir Yahudi, tiim Asyali ya da Afrikalilari bir yana koyalim,<br />

siradan Avrupalidan çok daha fazla yaratici ruha ve daha iistun yeteneklere<br />

sahiptir..." 15 Ve Yahudi halkimn daha buyiik evlâtlan<br />

oldugunu, dahilerin ve buyiik yetenekleri olan ki§ilerin en fazla Yahudilerde<br />

bulundugunu, kùltùrel, sanatsal ve siyasal incilerin Yahudilerce<br />

yaratilmadikça bu denli parlamadiklarmi ciddî olarak ileri siirmek<br />

diïzeltilemez bir îrkçi açidan hareket etmekle olasidir.<br />

Siyonist îrkçiligin gôze batan bir yani da îsrail toplumunun tiim<br />

alanlarina girmi§ olan irkçi-askerci ruhtur. Garnizon îsrail devletinin<br />

Siyonist a§irihgi di§a, yani Siyonist geni§leme plânlanmn oniinde<br />

ana engel ve devletin Yahudi niteligine tehlike olan Arap halklarma<br />

kar§i îrkçiligi sergilemektedir. Ôte yandan, içe, yani etnik kôkeni ne<br />

olursa olsun, îsrail emekçi halkimn çogunluguna kar§i bir îrkçilik da<br />

sôzkonusudur. Onlann aynm uygulanan, baski altinda tutulan ve<br />

a§agilanan bir halk olarak statuleri îrksal geriliklerini iddia eden<br />

Siyonist kurulu§la izah edilmektedir.<br />

îsrail toplumunun ya§aminda Araplara kar§i îrkçihga verilen<br />

ônem Siyonist somùrgeciligin ozelliklerini en iyi biçimde yansitmaktadir.<br />

Geleneksel sômiirgecilik yabanci topraklari ele geçirdikten ba§ka<br />

yerel halki somiirmeyi de hedef olarak gozetirken, Siyonistler i§gâl<br />

15 Max Nordau to His People, New York, 1941, s. 73.<br />

35


ettikleri yerlerden yerlileri çikanp orayi "temizlemeye" çali§iyorlar.<br />

Siyonistler sik sik "Yahudilerin çok fazla tarihi ve çok az cografyasi<br />

olduklarim" sôyler dururlar. Bu yiizden, tùm aynmci onlemlerin tek<br />

bir hedefi vardir: Arap nufusu atmak ve îsrail'i bir Yahudi devleti<br />

olarak kurmak. Revizyonist Siyonist ônder Vladimir Jabotinsky der ki :<br />

"Filistin Yahudilere ait olmalidir. Etnik bakimdan temiz<br />

bir Yahudi devletinin yaratilmasi amaciyla gerekli yontemlerin<br />

uygulanmasi. herzaman zorunlu ve gùncel olacaktir. Araplar, §imdi<br />

bile, onlan ne yapacagimizi ve onlardan ne istedigimizi biliyorlar.<br />

"Durmadan oldu-bittiler yaratmah ve Araplara bizim topraklanmizdan<br />

çekilerek çole dônmeleri gerektigini sôylemeliyiz."<br />

16<br />

ïdeolojik açidan, Siyonistlerin Araplara kar§i olan îrkçihklarimn<br />

dogrudan dogruya Semitizme-kar§i îrkçihktan esinlendigini gôstermek<br />

geçici olmaktan daha biiyiik bir ônem ta§ir. Semitizme dii§man olanlann<br />

Yahudiler aleyhinde yarattiklan kôtii duygular gibi, Araplari<br />

hedef alan karma§ik pe§in hiikùmler îsrail yiginlannin bilinçlerine<br />

sistematik biçimde sokulmaktadir. Arap toplumunun gerilikle e§-<br />

anlamli oldugu sôylenmekte ve Araplar tarihsel geli§meleri yalmz<br />

iki ogenin sonucuna, yani din ve çôle baglananentellektùelvepsikolojik<br />

bir gerilik içinde sunulmaktadirlar. Araplara kar§i îrksal du§manhk<br />

din konusuna da aktarihyor. Arabin sosyo-psikolojik bir tip olarak geli-<br />

§emeyecegi de sôyleniyor, çùnkii, Siyonistlere gôre, Arap Kuran ve ilkel<br />

içgùdulerin bir yaratigidir ve oyle kalacaktir. Ahlâksal degerler<br />

açisindan da, Siyonistler onlari insan ahlâkinin en dù§uk dûzeyine<br />

yerle§tirirler. Araplara kar§i pe§in hùkiimler Siyonist egitim sisteminin<br />

alamna girmekte ve yeni ku§aklann bilincine daha kiiçiik ya§larda<br />

yerleçtirilmektedir. Ve Siyonistler bùtùn bunlan, ônemli ve yaratici<br />

etkileri Avrupa, Afrika ve Asya'daki uygarhklarda kolayca gôriilcn<br />

eski ve zengin uygarligin mirascisi clan halka yapmaktadirlar.<br />

îçte îrkçilik yalnizca îsrail'de ya§ayan Araplara kar§i da degil.<br />

Yahudi asilh bazi îsrail yurtta§lari da buna hedef oluyorlar. Siyonist<br />

kurulu§ Israil Yahudilerini iki gruba ayinyor: (a) yerli dili îbranice<br />

olanlar ve (b) yerli dili îbranice degil, Ladin ya da ba§ka bir dil olanlar.<br />

Aym zamanda E§kenazim de denen birinci grup Yahudiler<br />

Bati kôkenli olup, devlete ve sendikalarda sorumlu yerlerde gôrev<br />

16 B. Rainov, Pititsa na Siyonizma, Sofya, 1969, s. 48-49.<br />

36


\<br />

yapmaktadirlar. Sefardim denen ikincilerin ise, daha sinirli haklan<br />

vardir ve aym sorumlu mevkilere getirildikleri pek gôriilmez. Arap,<br />

Afrika ve Asya ùlkelerinden gelen yoksul ve "alçak" dùzeyde Yahud'ler<br />

de bu ikineidedir. Irk merdiveninin en ùstùnde Filistin'de dogmu§<br />

olan ve bôylece Avrupa'dan gelen ilk gôçmenlerden olma sabra 1 lar<br />

vardir. E§kenazim denen Avrupah Yahudilerin ônùndeki firsatlar,<br />

bir kural olarak, Sefardi Yahudilerinden çok daha fazladir. 17 Bùtùn<br />

bu gruplann hepsinin, dogal olarak, birtakim alt-gruplan da vardir.<br />

10 Mart 1970'de îsrail'de kabul edilen yasaya gore, "gerçek" Yahudi<br />

olarak tamnmayanlar ôzellikle gùç durumdadirlar. Bu yasaya gôre,<br />

yalnizca dogu§tan Yahudi ya da ortodoks bir haham tarafindan Yahudilige<br />

ahnmi§ olan bir ananin çocugu Yahudidir.<br />

Aslinda, Orta Çaglara ôzgù bir dinsel îrkçihk israil'de yeniden doguyor.<br />

Din yasalari Yahudilerin Hiristiyan ya da Mùslùmanlarla evlenmelerine<br />

engeldir. Bu tùrlù evlilik yapan ailelerin ônùne çe§itli ayrimlar<br />

yigihyor : onlar iilkenin daha uzak kô§elerine, kibbutzim'lere ya da<br />

askerî yerle§im alanlanna gônderiliyor. Yahudi kadinlar, Yahudilige<br />

kabul edili§ hazirliginm bir parçasi olarak, Ibranice çali§ma zorunda<br />

birakiliyor ve ondan sonra tam medenî haklara kavuçabiliyorlar. A.<br />

Zheromski §ôyle yaziyor: "Dùnyanin hiçbir yerinde Israil'deki gibi,<br />

yatay, dikey, kô§egen ve daire içinde bir aynm yoktur." 18<br />

Çovenist, irkçi ve saldin politikasi Israil'in emekçi halkina yeni<br />

deneyler, bùyùk tehlikeler ve umulmayan tehditler getiriyor. Siradan<br />

Israil yurttaçina, yalnizca bùyùk Siyonist burjuvazisinin, yani uluslararasi<br />

tekellerin gôrùnmeyen imparatorluklanna bagli milyarderlerin<br />

çikarlanna yarayan alçakca bir dâvâ için aci ve sava§ alanlarmda<br />

ergeç ôlùm sunmaktadir. Siyonistler, Israil halkinm bùtùn acilarina<br />

kar§ihk olarak, daha bùyùk bir Israil devleti serabini ône sùrùyorlar.<br />

Irkçi Siyonist siyaset yalmz Israil'de ya§ayanlara degil, bùtùn<br />

insanlara ve nerede, nasil ya§ayacaklanna karar verecek olan dùnya<br />

Yahudilerinin demokratik haklanna da yôneliktir. Israil'in Arap<br />

kom§ulanna dù§man "silâhh bir ocak" durumuna dônù§tùrùlmesi,<br />

Siyonizm'in onlara kar§i sùrekli bir sava§ siyaseti, Filistin halkinm bir<br />

yurda sahip olma hakkindan yoksun kilinmasi, bùtùn bunlar tùrlù ve<br />

ve gôrùlmeyen kôtùlùkleri içermektedir. Siyonistler Israil halkmi<br />

"Rabotniçesko Delo, 26 Ocak 1972.<br />

18 A. Zheromski, JVa Z a P a d ot Iordan, Vargova, 1965, s. 236.<br />

37


Filistin sorununun tek olanakli çôzùmunden, yani Arap halklanni<br />

anlama ve onlarla iyi kom§uluk ili§kileri siyasetinden alikoymaktadir.<br />

I§te bu nedenden ôtùru, dùnya Yahudilerinin muhtemel ve gerçek<br />

dù§manlari içinde en tehlikeli dù§mani Siyonizm olmu§tur ve oyle<br />

kalacaktir.<br />

Siyonistlerin ve bazi burjuva sosyologlannin Îsrail-Arap çati§-<br />

ti§masini iki e§it fakat birbirine karçi ulusal akim diye sunarak Siyonizm'in<br />

îrkçi ve sômùrgeci dogasmi gizleme çabalari ba§anli olamayacaktir.<br />

Siyonist §ovenizmi ile Arap milliyetçiligini e§ tutmak bilimsel açidan<br />

yanli§ ve siyasal yonden zararli olup, yalnizca Siyonist saldirganligmi<br />

Arap milliyetçiliginin gûya saldirganligina bir tepkiymiç gibi gosterme<br />

çabasma hizmet etmektedir; aym nedenle, Israil de koca Arap Câlut'la<br />

dùelloyu, Tann'nm yardimiyla, kazanan kùçùk fakat kahraman<br />

Dâvut gibi sunulmaktadir.<br />

Bilimsel yakla§im da gôsterir ki, milliyetçilik somut tarihsel bir<br />

olgudur ve ko§ullara gôre farkli içerigi vardir. Bir, çaliçan insanlarin<br />

ileri milliyetçiligi vardir, bir de gerici milliyetçilik. Siyonist milliyetçiligi<br />

bu ikinci tùrdendir. Orta Dogu anla§mazligi nitelik yônùnden<br />

birbirine benzemeyen gùçlerin ve birbirine kar§i tarihsel geli§me<br />

egilimlerinin çati§masidir. Siyonizm'in îrkçi olan temel niteligi, en derin<br />

ôzùnde, fa§izmdcn farkh degildir. Siyonizm'in i§te bu ozelligi derin<br />

bunaliminin ve tsrail emekçi halki ile dùnya Yahudiliginden oldugu<br />

kadar uluslararasi duzeyde ôtekilerden de gitgide uzakla§masimn nedenidir.<br />

Sosyalist ùlkelerin halklan, gcli§mekte olan ùlkelerin ilerici guçleri<br />

ve Israil dahil, sermayeci devletlerin bari§-sever kesimleri Filistinlilerin<br />

ve ôteki Arap halklarinin hakli dâvâsiyla birliktir. Tùm<br />

ilerici gùçler Semitizm dù§manligma kar§i ôdùnsùz savaçimlarmi<br />

Siyonist irkçiliga kar§i kararh savaçimlanyla birle§tirmektedirler.<br />

Irkçihga kar§i sava§imin kar§it bir îrkçihk mevziinden ba§anyla yùrùtùlemeyecegi<br />

açiktir. Bôyle bir taktik, Orta Dogu'ya kahci ve âdil bir<br />

bari| getirmek yerine, bôyle bir ban§i, A.B.D.'nin gûya adim adim<br />

yakla§imi olayinda oldugu gibi, daha da uzakla§tinr.<br />

Çati§ma ancak konunun içindeki ôgelerin çôzùmù sonucu son<br />

bulur: (a) Israil kuwetlerinin 1967'de isgâl ettikleri tùm Arap topraklarindan<br />

çekilmeleri; (b) kendi devletlerini kurma haklan da<br />

dahil olmak ùzere, Filistinlilerin haklannin garanti edilmesi; ve (c)<br />

38


tiim Orta Dogu iïlkelerinin bagimsiz varlik haklanmn tanmma-<br />

Bu yakla§im sosyalist ùlkelerin çogunlugu tarafindan desteklenmekte<br />

olup, her taraftaki ilerici giiçlerden daha da artan destek<br />

gôrecektir, çûnkù âdil, demokratik ve herkesin gerçek çikan olan<br />

sùrekli bari§la uyumludur.<br />

ls Rabotniçesko Delo, 29 Nisan 1976.<br />

39


»<br />

SiYONiZM, YAHUDiLERVE YAHUDÎUK<br />

JOSEPH L. RYAN, SJ.<br />

Bu yazinin amaci Siyonist ônderlerin, ôzellikle ilk Siyonistlerin<br />

Yahudilere ve Yahudilige yakla§imini ortaya koymaktir.<br />

Ôzellikle Kasim 1975'de Birle§mi§ Milletler Genel Kurulu'nda<br />

3379 (XXX) sayili karar tarti§malari sirasinda ve sonra, Siyonizm'i<br />

savunanlar onun irkçihk gutmedigini, çiinkii Siyonizm'in yanda§-<br />

larini irklan temel alarak tanimlamadigmi ileriye sùrmu§lerdir.<br />

Amerika Birle§ik Devletleri'nin Birle§mi§ Milletler'deki o zamanki<br />

ba§-temsilcisi Bùyiikelçi Patrick Moynihan, B.M.'de yaptigi bir konu§mada,<br />

Siyonist akimin "uyelerini doguma gore degil inanca gore<br />

tammladigini" belirtmi§ti. Moynihan §unlan da eklemi§ti:<br />

"Siyonizm jenetik bir topluluga...tarihsel baglarla bagli<br />

insanlarin bir akimi degildir. Aym bolgede ya§ayan birbirinden<br />

ayri topluluklan da kapsamaz...Tam kar§iti<br />

olarak, Siyonistler kendilerini yalniz Yahudi olarak tanimlarlar<br />

ve Yahudi anadan dogan herhangi birini ya da, en<br />

ônemli nokta olarak, Yahudiligi kabul eden herhangi birini<br />

de Yahudi kabul ederler...Bu onemli sorunun dinsel<br />

ve siyasal kùltùr ile olan ili§kisini goz oniinde bulundurarak,<br />

konunun tutarliligmi belirtmek için sôyleyelim ki, îsrail<br />

mahkemeleri bir baçka dini seçenleri artik Yahudi olarak<br />

kabul etmez."<br />

Moynihan, bu gôrii§e uygun olarak, §ôyle bir sonuca varir: "Siyonizm<br />

ne olursa olsun, 'bir çe§it îrkçihk' degildir ve olamaz."<br />

Bu gôrii§ii degerlendirebilmek için, Arthur Hertzberg'in Siyonist<br />

Du§unce l adh yapitimn kapsadigi Siyonist yazilar antolojisine ba§-<br />

vurdum. îleri gelen bir haham ve bilgin tarafindan toparlanan<br />

bu antoloji Siyonist yazilann tumiinù kapsamasa bile, onlan hakkiyla<br />

'New York, 1959. Ba§ka turlii oldugu gôsterilmedikçe, tiim dipnotlari bu kaynaktandir ve<br />

sayfa numaralan her ahntimn sonunda parantez içinde belirlenmektedir.<br />

41


temsil etmektedir. Sôzkonusu antolojide yer alan yazarlar, hemen<br />

hemen heryerde, Yahudilerin bir halk oldugunu belirtiyorlar. Çogu<br />

da onlan bir ulus olarak gôstermekte ve Yahudilerin de bu ulusla<br />

ilifkili olduklanni soylemektedirler.<br />

Halk Olarak Yahudiler:<br />

Yahudi Siyonist sôzculer Yahudileri israrla halk olarak tanimlamaktadirlar.<br />

2 Hertzberg'in antolojisi, ilk sayfadan sonuncusuna<br />

kadar, bunun ôrnekleriyle doludur. Halk, halk olma, toplum ve benzeri<br />

terimler o denli sik kullanilmi§tir ki, hepsini bir arada belirtmek<br />

sikici olur. Bu nedenle, burada ilk ve son sayfalardaki iki ôrnekle<br />

yetinecegim. Yehudah Alkali (1798-1878) 1843'de §oyle yazmi§ti:<br />

"Bizler, halk olarak, hakli bir biçimde yalmzca îsrail topraklari ùstùnde<br />

îsrail olarak tanimlamriz." (105) Ve David Ben-Gurion (1886-<br />

I 973) 1944'de "halkxmizin çogunlugu sosyalist Yahudi devletine<br />

donû§mu§ bir anayurtta yaçayacagi" gunii gôrdùgùnu yaziyordu. (319)<br />

Birden fazla Siyonist yazarm irk terimini kullandigini belirtmek<br />

yerinde olur. Yahudilerden sôz ederken, Herzl'in onde gelen fikirbabalanndan<br />

biri olan Moses Hess (1812-75) vk sôzcûgunu sik sik<br />

kullanir. îlk Siyonist dùçùnur olan Hess tamamen On-dokuzuncu<br />

Yùzyilin bir insamydi. Almanya'da dogdu, orada ve Fransa'da ya§adi.<br />

Çagda§ ya§amm ele§tirisel incelemesini yapan iki kitapla ilgili olarak<br />

Marx ve Engels ile içbirligi yapti, fakat daha sonra onlardan ayrildi.<br />

Hess Roma ve Kudiis adli klâsik yapitinda der ki: "Yahudi irki<br />

insanligin ilk îrklarindan biridir ve iklimle ilgili ko§ullarin etkisine<br />

kar§in, bùtunlùgûnù korumu§tur." (121) "Irk"i reddeden o Alman<br />

Yahudilerine deginen Hess, neden olarak, oteki Almanlann Yahudilere<br />

olan nefretini gostermi§tir. Hess Almanlann Yahudi îrkina dinlerinden<br />

daha bûyùk nefret duyduklanni sôyler. (120) Hess'in irk<br />

sôzcùgùnu kaleminden kaçan herhangi bir sôzciik gibi kabul etmemek<br />

gerekir; bunu sik sik kullanir. Hattâ, §oyle yazar: "Îndo-Alman îrkinm<br />

Yahudi îrki ile kan§tiktan sonra niteligini dùzelttigini ciddî<br />

olarak sôyleyenlere çok rastladim". (127) Hess, ayrica, "Yahudi<br />

irki"ndan sôz eden ve "simrlari içinde ya da di§inda Yahudi îrkinm<br />

ne kadarinin bulunab'lecegi bir Yahudi devletini pek ilgilendirmez"<br />

(138) diyen fakat kendinin Yahudi olmadigi bir Fransiz yazarmdan<br />

onaylayarak alintilar yapar.<br />

2 Biri difinda, Hertzberg'in antolojisindeki biitun alintilar 1948'den once yazilmiçtir.<br />

42


Ulus Olarak Yahudiler:<br />

Siyonist yazarlar, çe§itli yollardan, Yahudilerin bir ulus oldugunu<br />

ya da bir zamanlar ulus olduklanni ya da olacaklarmi sik sik yinelerler.<br />

Birçok ornekte de, yazarlar Yahudilerin gerçekte bir ulus olmasalar<br />

bile, bu olanaklara sahip bulunduklanni belirtirler. Moses<br />

Hess §ôyle yazar: Gerçekten onursuz olan Yahudi...kendi ulusundan<br />

utanan...modem Yahudidir."(i2i) "Yahudi ulusculugu i le ilgili duygunun<br />

ya§ayan Yahudiligin ôz cevheri oldugunu anlatir ve Yahudiligin<br />

"ulusal yeniden dogu§u"ndan "Yahudi ulusunun ya§ama yeniden<br />

kavu§masi"nin (133) yambaçinda, "ulusal din"den sôz eder.<br />

Rusya'da dogmu§ olanlarin yazilarinda, Yahudilerin ulusal<br />

niteligine verilen onem son derece belirgindir. Boylece, Peretz Smolenskin<br />

(1842-85), Eliezer Ben-Yehudah (1858-1923), Moshe Lilienblum<br />

(1843-1910) ve Léo Pinsker (1821-91) gibi yazarlarin tùmù<br />

Yahudilerin bir ulus oldugunu vurgulamaktadirlar. 3<br />

Ozel ôneme sahip iki Siyonist yazardan biri, (geleneksel olarak<br />

Yahudi Devleti diye yanli§ çevrilen Yahudilerin Devleti) Der Judenstaat<br />

adli kitabin yazari ve siyasal Siyonizm'in kurucusu, Viyanah gazeteci<br />

Theodor Herzl (1860-1904) ve ôteki de Herzl'in en ônemli yanda§i<br />

ve izleyicisi Max Nordau'dur. Herzl Yahudi Devleti adli kitabinda<br />

§ôyle yazar:<br />

"Ben Yahudi sorununu toplumsal ya da dinsel bakimlardan<br />

degerlendirmem, bazan bôyle ya da daha ba§ka biçimler<br />

almasma kar§in. Bu ulusal bir sorundur ve bu soruna bir<br />

çôzum getirebilmek için, onu bir araya gelmiç uygar uluslarca<br />

tarti§ilmak ve bir sonuca varilmak iizere, uluslararasi<br />

siyasal bir sorun olarak saptamahyiz. Biz halkiz - tek bir<br />

halk." (209)<br />

1902'de yazan Max Nordau §unlan belirtti:<br />

"Siyonist olan ve olmayan Yahudiler arasinda anla§ma<br />

olasiligim, herhalde, sonsuza dek ortadan kaldiran nokta,<br />

Yahudi ulusçulugu sorunudur. Yahudilerin ulus olmadigi<br />

gôriiçùnde olan ve buna inanan biri, gerçekten, Siyonist<br />

olamaz...Kar§itina inanarak Yahudilerin bir halk oldu-<br />

3 Ahntilar: Smolenskin, s. 154; Ben-Yehudah, s. 164-165; Lilienblum, s. 170; Pinsker,<br />

s. 183-184.<br />

43


dugunu kabul eden biri Siyonist olmu§ demektir, çùnku<br />

yalnizca ulkelerine donu§ Yahudi ulusunu kurtarabilir..."<br />

(243)<br />

Hertzberg'e gore, menfada bir Yahudi ya§ami olasiligini yadsiyan<br />

Siyonist y azarlarin arasinda en a§jrisi Almanya, Isviçre ve A.B.D.'<br />

nde de ya§ami§ olan Jacop Klatzkin (1882-1948) adli bir Rustur. Klatskin<br />

Yahudiligi "ulusçuluk"la bir tutarak §ôyle tanimhyordu:<br />

"Yahudilik yansiz bir temele dayanir. Yahudi olmak ne<br />

dinsel, ne de etnik bir inanci kabul anlamina gelir. Bizler<br />

ne bir kusùrat, ne de bir duçùncc akimiyiz; bizler bir<br />

ailenin uyeleri, ortak bir tarihin sahipleriyiz. Yahudilerin<br />

ruhanî ogretilerini yadsimakla insan toplum-di§i kalmaz<br />

ve bunlan kabul etmekle de ki§i Yahudi olmaz. Kisacasi,<br />

bir ulusun parçasi olabilmek için, Yahudi dinine ve Yahudi<br />

ruhanî gôruçune inanmak gerekmez."(3i7)<br />

Columbia Ùniversitesinde semitik dilleri profesoriï ve Amerikan<br />

Siyonistleri Federasyonunun ilk baçkam Richard J.H. Gottheil'in<br />

(1862-1936) yazilarindan aktararak bùtun bu taniklarin geçit resmini<br />

sonuçlandirmak olasidir. Gottheil Amerikan Siyonizm J inin felsefesini<br />

bu federasyonun ilk resmî açiklamasi olan bir yazi ozetinde, §ôyle<br />

belirtmektedir: "Biz, Yahudilerin yalnizca dinsel bir grubun otesinde<br />

daha ba§ka bir §ey olduguna inamyoruz; onlar yalniz bir irk degil,<br />

ayni zamanda bir ulustur da; bu ulusun iki gerekli ôzelligi, yani 01-<br />

tak bir iilkesi ve ortak bir dili yoksa da." (500)<br />

Bu ahntilarin tiimii Yahudi ulusçulugunu vurguluyor. Bu noktada<br />

birle§menin hikmeti neydi Bir iç bùtiinlùk mii vardi Evet, bôyle<br />

bir §ey vardi ve bu da kismen Avrupa'da Siyonizm'in olu§masina<br />

yol açan durumdan ortaya çikti. Siyonizm de, temelde, Yahudi kurtulu§una<br />

kar§i bir tepkiydi. Yahudi ulusçulugunun merkeziyetçiligini<br />

vurgulayan S'yonist îsrarin tarihsel temelleri onde gelen bir Siyonist<br />

ve Siyonizm ùstiine bir otorite olan Ben Halpern 4 tarafindan anlatiliyor.<br />

Avrupa'da Aydinlanma denen akimin sonucunda ilke olarak her<br />

yurttaç için belirtilen eçitlik, çeçitli hûkûmetlerin yasalanyla, ôrnegin<br />

1791 Fransiz Ulusal Meclisince uygulanmaya ba§lanmi§tir. 1860<br />

yilina gelindiginde, Bati Avrupa'da Yahudilerin e§itligi genellikle<br />

etkindi. 5 Fakat bu durum yerine saglam oturmami§ti; sonraki yillarda,<br />

'The Idea of the Jewish State, 2. B., Cambridge, Mass., 1969.<br />

5 a.g.k., s. 4.<br />

44


Yahudilerin statùsii ve dayandigi ilkelerin geçerliligi yeniden degerlendirilir<br />

oldu.<br />

Yahudilere kar§i gudiilen ayrimi ortadan kaldirmak için iki<br />

çôzùm yolu olasiydi - Yahudilere ya ki§isel ve ya§adiklari ulkelerin<br />

yurtta§lari olarak e§idik saglamak ya da hepsini topluca bir ulus<br />

olarak kabul etmek. Halpern ikinci olasihk ûstûnde ciddî olarak<br />

duranlann Yahudiler degil, Yahudi olmayanlar oldugunu belirdr.<br />

Bununla birlikte, Yahudiler eger bir "ulus" ise ve oteki "kiliseler"<br />

gibi bir "kilise" degilse, bu durumda onlann e§itligi ve birle§meleri<br />

bir sorun yaratiyordu. Bu giiçliik ôzgùrluk verilmesini savunanlar<br />

tarafindan hissedilmi§ ve Yahudilere kar§i olanlarca vurgulanmi§tir.<br />

Kurtulu§u savunanlar tùm yurtta§larm insan haklanna e§it olarak<br />

sahip oldugu gôrù§ùnden yanaydilar; ayrica, kilise ve devletin birbirinden<br />

ayn du§ùnùlmesinden ôtùru, yurtta§ e§itliginin oniinde<br />

engel olarak yer alan dinsel ayrihklarin ortadan kaldinlmasi gerektigine<br />

de inaniyorlardi. Ôte yandan, bir yabanciya yurtta§larla<br />

e§it hak açikça verilmeyebilirdi. Bôylece, Yahudiler sôzkonusu cldugunda,<br />

"kilise" gerçekten "ulus"un e§it kar§ihgiysa onlara, o<br />

zaxnan, yurtta§lik verilmeyebilirdi. 6<br />

Bu gôru§e tepki gôsteren bazi Batili Yahudiler iki yeni ilkeolu§-<br />

turdular: (i) Yahudiler bir "ulus" degil, ôtekileri gibi dinsel bir mezhepti;<br />

ya da bôyle degillerse bile, ôzgurluklerine kavu§unca bôyle<br />

olacaklardi. (2) Yahudilerin Siyon'a mesihî dônu§leri soyut ya da<br />

simgeseldi ve bunun Yahudi ayinlerinden çikarilmasi gerekirdi. 7<br />

Siyonistler, ôzellikle, Herzl'den sonra, bu kayna§tinci ya da modem<br />

gôrii§e kar§i kesin yanit verdiler: Yahudiler etnik bir varhktir<br />

ve Yahudi sorunu ulusal bir sorundur. 8 Eger Avrupa'daki Yahudiler<br />

kendi kimliklerini koruyarak yurttaçliga tam sahip olamazlarsa, tek<br />

çôzùm buna kavu§abilecekleri bir yer bulmaktir. Halpern, Herzl<br />

için §ôyle yazar:<br />

"Herzl Yahudi olmayanlann ulusçulukla ilgili sanilanni<br />

yalniz yola gelmez bir gerçek olarak degil, aym zamanda<br />

adil bir ilke olarak kabul etmektedir; ulusçuluk, gerçekten<br />

yalnizca yurtta§lann olu§turdugu bir kitle degil, fakat<br />

"a.g.k., s. 59.<br />

'a.g.k., s. 60.<br />

"a.g.k., s. 133.<br />

45


toplumsal ve kùltiirel kayna§maya tarihsel baglarla ula§-<br />

mi§ bir insanlar kiïmesidir. Herzl'in bu gôrù§u boylcce<br />

ifadesi gerekmez, çùnkù onun yaptigi ve sôyledigi herçeyde<br />

bu vardi." 9<br />

Bôylece, Siyonistlerin Yahudi ulusçulugunu vurgulamalari, Siyonizm'in<br />

temel gôru§lerinden biriydi. Ve bu vurgulama Yahudilerde<br />

dinin Siyonizm'e ili§kin rolù hakkinda farkli tavirlara yol açti.<br />

Dine Karçi Ulus:<br />

Siyonist akimin ilk yillarinda Yahudilerin dine kar§i §u tutumlari<br />

gozlenebilirdi: (i) Anti-Siyonist Yahudiler, Yahudilerin bir ulus<br />

degil, dinsel bir toplum olduklarinda israr ettiler. (2) Dinsel Siyonistler<br />

dinin Siyonizm için temel bir ônemi oldugunu vurguladilar. (3)<br />

Oteki pek çok Siyonist de, Yahudi olmanm temelinde ulusçulugun<br />

bulundugu gôriï§unde olduklarindan (ve belki kendileri de dindar<br />

olmadiklarmdan), dinin yalnizca belirsiz bir roi oynadigini<br />

du§iïndùler. Bu son iki toplulugun gôrùçlerini a§agidaki alintilarla<br />

ôrneklemek olasidir.<br />

top-<br />

Smolenskin yasayi tammlamanin herhangi bir Yahudiyi<br />

lum di§ina çikarmayacagini savundu:<br />

"Dinsel tôrelerimizin bazilanni ya da bir çogunu uygulamayi<br />

bir yana itenlerin Israil'in mirasinda gene de birer paylari<br />

bulunacaktir. Giinahlari ne olursa olsun, bunlar kendi<br />

insanlarina kar§i degil, Tann'ya kar§i i§lenmi§ olanlardir...<br />

Dine karçi giinahi ne olursa olsun, her Tahudi kendinden<br />

olan insanlara ihanet etmedikçe 0 insanlara aittir. I§te, yerle§-<br />

tirmek zorunda oldugumuz ilke budur. Bir halk oldugumuz<br />

ônerisinden çikarabilecegimiz mantiksal sonuç da budur."<br />

(145' 146)<br />

Smolenskin bu sonucu desteklemek için iki sav ileriye siirdù.<br />

Birincisi, eger bizi tek toplum yapan yasalarsa, tum Yahudiler için<br />

kalplerimizde niçin sevgi besliyoruz Bu sevginin kaynagi yasalar<br />

olamaz; bazi yiice duygular birtakim temel baglihk ço§kusudur. Ikincisi,<br />

bu bag eger dinsel bir disiplin olu§turuyorsa, o zaman sôzkonusu<br />

toplum çok yakinda çôzùliip kaybolur, çiinkii çok sayida Yahudi gerçekten<br />

dinsel disiplinlerini gôzden çikarmaktadirlar.<br />

"a.g.k., s. 142.<br />

46


1921'de Filistin'e yerle§mi§ olan Ukranyah "agnostik hamam"<br />

Ahad Ha'am (1856-1927) Yahudi haikinin kultùrel dogu§u ve çagda§la§masi<br />

konularina biiyùk ônem verdi. 1910'da Jusdas Magnes'e<br />

yazdigi bir mektupta §unu soruyordu:<br />

"Milliyetçilerin arasindan dinin ilkelerine inanmayanlari<br />

çikarmayi gerçekten dii§ùnùyor musunuz Amacimiz buysa,<br />

buna katilamam. Bana kalirsa, dinimiz ulusaldir - yani,<br />

ulusal ruhumuzun bir ùrùnùdur, fakat bunun kar§iti<br />

dogru olamaz. Milliyetimizi açiklamadan dinsel açidan<br />

Yahudi olmak olanaksizsa, o zaman inanç gerektiren dinin<br />

pek çok noktasim kabullenmeden ulusal yônden Yahudi<br />

olmak olasidir..." (262)<br />

Aaron David Gordon (1856-1922), Siyonizm'in Yahudilerce<br />

çekiciligiyle ilgili olarak bir dizi soru ustùnde durdu: Dogum yerimiz<br />

olan topraklari niçin terkedelim Niçin kayna§mayalim Yanitlari<br />

da §ôyle oldu:<br />

"Ku§kusuz, din degil. Gùnùmuzde ki§inin herhangi bir<br />

din olmadan ya§amasi olasidir. Yahudilige yalnizca bir din<br />

olarak hâlâ giiçlii biçimde bagli olanlar çok uzak sayilmayan<br />

bir gelecekte tam dinsel ozgurliige kavu§abileceklerinden<br />

gùven duyabilirler." (380).<br />

New York'taki Yeni Toplumsal Ara§tirma Okulu'nda profesôr<br />

olan Horace Mayer Kallen 1918'de §ôyle yazmi§ti:<br />

"Yahudi yaçaminda Yahudiligin yeri ve i§levinin herhangi<br />

bir ulusal ya§am içinde dinin yeri ve i§levinden farki<br />

yoktur. O yaçamin bir parçasidir; o toplum içinde halkin<br />

etnik niteligi, tarihi ve ortak azmi ve istegiyle olu§an bir<br />

butùnun, ne denli ônemli olursa olsun, yalnizca bir parçasidir."<br />

(527)<br />

Ku§kusuz, Yahudi ulusçulugunun Siyonizm için gerekli oldugunu<br />

kabul ederken, Yahudilerin yaçamindaki Yahudi dininin yeriyle<br />

ilgili olarak farkli du§iïncede olan dindar Yahudiler dùn de vardi,<br />

bugiin de var. Ôrnegin, 1878'de Polonya'dan Filistin'e giden Yehiel<br />

Michael Pines (1842-1912) Yahudilerin ulusal ki§iliginin kendine ozgii<br />

oldugunda israr ederken, bu durumun ulusal etnik nitelikten degil,<br />

dinden dogdugu inancmdadir. Pines Yahudi diniyle ulusçulugunu<br />

birbirinden ayirmaga olanak bulunmadigini, bu nedenle de lâik bir<br />

Yahudi ulusunun dù§ûnulemeyecegini sôylemi§tir:<br />

47


"Herhangi bir ba§ka ulus bclki dininden ayn olarak dù-<br />

§ùnulebilir. Ama bôyle bir ulusçuluk, Yahudiler için igrençtir."(4i3)<br />

Modem Siyonist dù§ùnùrlerin arasinda en olaganùstu olan<br />

ve gene olaganùstu degerlere sahip bulunan Abraham Isaac Kook<br />

(1865-1935) Filistin'e 1904'de Hayfa Ba§-hamami olarak gitmi§ti.<br />

O da dinden soyutlanmi§ ulusçulugu kesinlikle reddetti:<br />

"Dinden soyutlanmi§ Yahudi ulusçulugu kendi kendini<br />

aldatmaktan ba§ka bir§ey degildir: Israil'in ruhu Tann'ya<br />

o denli yakmdir ki, herhangi bir Yahudi ulusçusu, ne denli<br />

lâik olursa olsun, kendine kar§in, dinselligi kabul etmelidir.<br />

Ki§i kendini ebedîlige baglayan baglari koparabilirse<br />

de, Israil toplulugu bir bùtùn olarak, asla." (430)<br />

Martin Buber (1878-1965) Israil'in ôzeUigini, halkla ulusun<br />

din yoluyla kenetleni§ini vurgulamaktadir:<br />

"Israil halki ôtekilere benzemez, çùnkù...dùnyada hem<br />

ulus, hem de dinsel bir toplam olan tek halk budur...<br />

Israil birle§mi§ olan bir halk ve dinsel bir topluluktu,<br />

§imdi de bôyledir... Bu bagi koparan, Israil'in ya§amini<br />

kopanyor demektir." (459-460)<br />

Solomon Schechter (1847-1915) aym bagin ustùnde durdu:<br />

"Israil'in bilincinin dogu§u ile Israil dininin kalkini§i...birbirinden<br />

ayrilamaz." (508)<br />

Sonuç olarak, once, Siyonist yazarlar, bùyùk bir çogunlukla,<br />

Yahudilerin tek bir halk oldugunu vurguluyorlar. Ikincisi, bu sôzcùlerin<br />

çogu Yahudilerin ulusal niteligi ùstùnde de uyuma varmi§lardir.<br />

Bazilari Yahudilerin bir ulus oldugunu ve bôyle olmasi gerektigini<br />

belirtmektedirler. Her iki grup ta Yahudilerin bir ulus olacagina inamyor.<br />

Ûçùncùsù, Siyonist yazarlarin çogu Yahudi ya§aminda dinin<br />

bùyùk bir roi oynadigini kabul etmektedir. Bazilari bu rolùn, herkes<br />

için degilse bile, hiç olmazsa, Yahudiler için sùrmesinde israrh clavranmakta,<br />

bazi ôtekiler de, bunun reddetmektedirler.<br />

Bôylece, Moynihan'in Yahudiler ve Siyonistlerle ilgili olarak<br />

Birle§mi§ Milletler'deki tarti§masi, Siyonist dù§ùnùrlerin açismdan<br />

bakildiginda, eksik, yanh§ yônlendirici ve dùrust olmayan bir dùzeyde<br />

kalmaktadir.<br />

48


III<br />

SIYONIST IRKÇILIK<br />

GÔSTERGELERÎ


ISRAIL'E GOÇU KI§KIRTAN SiYONÎST<br />

ENTRiKALAR<br />

ALFRED M. LILIENTHAL<br />

Bugunkù Siyonist ôrgùtlenmenin birinci hedefi, "sùrgiindekileri"<br />

bir araya getirmektir. Siyonizm'e gore, diinyadaki her Yahudi Israil'e<br />

gelinceye kadar Galut, yani sùrgùndedir. Bunu kolayla§tirmak<br />

iizere, îsrail Knesset'inin 5 Temmuz 1950'de kabul ettigi Dônù§<br />

Yasasi ve her Yahudiye îsrail'e siirekli yerle§im için gelme ve otomatik<br />

olarak îsrail yurtta§ligini kazanma hakki veren 1952 Yurttaçlik Yasasi<br />

çikartilarak "Toplama Tasansi" yasala§tinldi. Avrupa'daki Yahudi<br />

Toplama Kamplarinin bo§altilmasi, çogu Hitler'den canini kurtanp gidecek<br />

yeri olmayan 300,000 kadar Yahudi'nin bir anda îsrail'e hûciim<br />

etmesine neden olmu§tu. Bati'nin kapilan bunlara açilmi§ti, çùnkii kapilarin<br />

kapali kalmasini kendi çikarina gore Batili Siyonistler bu yônde<br />

çaba gôsteriyorlardi. Siyonist tasarilanna gore, ikinci goç dalgasi,<br />

A.B.D. ve Bati Avrupa ulkelerinden gelecek gônùllu gôçmenlerden<br />

olu§acakti. Bunlann gelmeleri, "tam bir Yahudi ya§ami" siirmek<br />

ve "sùrgiin"de olduklan ùlkelerdeki zuliim korkusundan kurtulmak<br />

isteyeceklerine gore dogal olacakti.<br />

Ba§bakan David Ben-Gurion gôreve geldigi and an itibaren,<br />

resmî siyasal bildirilerinde, îsrail'e gôçù yureklendirmek için her§eyi<br />

yapti. Bir grup Amerikalinin ziyareti nedeniyle, 31 Agustos 1949'da<br />

yaptigi bir konu§mada çunlari açikca ve oldukça militanca ortaya<br />

koymu§tu :<br />

"Bir Yahudi Devleti kurma rùyamizi gerçekle§tirmi§ olmamiza<br />

kar§m henùz i§in ba§mdayiz. Yahudi halkinin bùyiik<br />

bir kismi hâlâ di§arda; bugûn îsrail'de yalniz 900,000<br />

Yahudi var. Gelecekte biitùn Yahudiler îsrail'de toplanmahdirlar.<br />

Ana babalari, çocuklanni buraya getirmeye<br />

çagiriyoruz. Yardim etmeyeeek olurlarsa, gençligi îsrail'e<br />

biz getirecegiz; ancak umarim buna gerek kalmayacak."<br />

îsrailli ônder, "yeni devletin kurulmasinin hiçbir zaman Siyonizm'in<br />

amaçlarina ula§mi§ olmasi anlamina gelmedigini, harekete<br />

§imdi her zamankinden fazla gerek oldugunu" sik sik sôyledi. Siyonist<br />

51


ônder 1951 yihnda gelecek on yil içinde 4,000,000 Yahudi'nin daha<br />

Israil'e gelmesini tasarhyordu. Ve Ben-Gurion toplanmanin ônemini<br />

vurgulamak için hiçbir firsatikaçirmadi. îsrail Htikûmeti Ba§kani i960<br />

Araliginda Kudùs'te yapilan 25'inci Diinya Siyonist Kongreresindeki<br />

konuçmasinda, 1961'de îsrail'deki Amerikali ve Kanadah Çahinler<br />

Birligi uyeleriyle yaptigi bir konu§mada, Mayis 1961'de îsrail Knesset'ine<br />

sundugu bir raporcla, Hadassah'in Ocak 1962'de kutlanan<br />

Altin Jubilesinde verdigi sôylevde ve Haziran 1962'de Kudiis'te dtizenlenen<br />

Amerikan Yahudileri Kcngresi Sempozyumunda yaptigi bir<br />

konu§mada hep aym temayi vurgulami§, îsrail'in di§inda ya§ayanlan<br />

"Tannsiz Yahudiler" olarak tanimlayarak Amerikali Yahudilerin<br />

"bir Yahudinin ne demek oldugundan haberdar olmadiklarmi"<br />

sôylemi§ti,<br />

Gurion Amerikali olmadiklarmi sôylemekte ve Amerikan anayurdunun<br />

bir parçasini olu§turmadiklanni belirmekte gônùlsiïz davranan ve<br />

îsrail'in, diinyanin heryerindeki Yahudi toplumlannin temeli oldugu,<br />

"Birle§ik Devletler'deki Museviligi ancak îsrail ile olan ki§isel baglann<br />

kurtarabilecegi" yolundaki kendi degerlendirmesine katilmayan<br />

Amerikali Siyonistleri azarladi. îsrail Devletinin' kurucusu, gorevinden<br />

ayrilip Negev Çôlunde oturmaga ba§ladiktan sonra onun ardili Levi<br />

E§kol, "Amerikan Yahudi toplumunu fethetmek" olarak ortaya koydugu<br />

hedefe dogru çabalarmi surdiirdu.<br />

Fakat Ben-Gurion ve ardillan kendi Siyonist Parti uyelerini bile<br />

Dônu§ Yasasmdan yararlanmaga ikna edemediler. Ben-Gurion Ekim<br />

1962 tarihli Hadassah dergisi için yazdigi bir yazida §unlari sôyluyordu:<br />

"Devletin kuruldugu giin,gerek Amerika'da, gerekse Avrupa'da tek<br />

bir Siyonist ônder bile diaspora (menfa) ile bagim koparmadi ve kendi<br />

kaderini îsrail devletininkiyle ôzle§tirmedi." Ve Knesset'te Ba§bakan<br />

"Amerikali Siyonistlerin îsrail'i kendileri için degil, yurtsuz<br />

Yahudiler için bir yer saymalarindan" yakimyordu.<br />

Amerikan Yahudisi i§-bilirler, heyecanli sempatizanlar, destekçiler,<br />

cômert hayirseverler ve de siyasal fanatikler, Park Avenue'daki<br />

evlerinden, Picadilly'deki katlanndan ya da Rue de la Paix'deki villalanndan<br />

"kuçiik îsrail" için çahçmayi tercih etmeye devam ediyorlardi.<br />

Bu durumu ùnlii Yahudi gazeteci William Zuckerman Ekim<br />

1959 tarihli Jewish Newsletter'de §ôyle anlatiyordu:<br />

52<br />

"Ne milliyetçilerin, ne de ôzellikle Ben-Gurion'un kizip<br />

ôfkelenmeleri bunlarin evlerinde kalma kararini etkilemedi.


Amerikah bir Yahudi için îsrail, bir iftihar vesilesi, bir sus<br />

ya da karçihginda cômertçe para ôdedikleri yeni bir din<br />

§aiti idi. Fakat ne kendi yurtlariydi, ne de çocuklarinin<br />

yurdu olacakti. Bu Batdi Yahudilerin îsrail'e kar§i giriçtikleri<br />

ve toplanmayi ideolojik iftira ve maddî bozguna<br />

ugratan tek direni§leriydi."<br />

Yukandaki satirlar 1959'da yazilmi§ti, ancak Batili Yahudilerin<br />

suskunlugu ïsrail'in artan çabalarma kar§in bugiin de sùruyor.<br />

Irak, Yemen ve Bulgaristan'dan gelen ilk biïyiik Yahudi gôçleri<br />

duruldugunda, Israil ileri gelenleri, bundan bôyle gùçsuz ve yoksullan<br />

degil, A.B.D. ve Bati'dan gelecek olan saghkli gençleri istediklerini<br />

açikca ortaya koydular. Gôç çagrilarinda agirligin doktriner sôzlerden,<br />

ïsrail'in ulusal insan giicù gereksinmesi konusundaki ivedi sorununa<br />

kaydirdmasinin daha yararli olacagi dù§unùldu. Siyonist ônderler,<br />

muhendis, teknisyen, hemçire ve ôteki teknisyenlere olan gereksinimi<br />

vurgulayarak, gôçiï artik bir hayirseverlik sorumlulugu degil, ivedi<br />

bir insan gùcii sorunu olarak giindeme getirdiler. Ve Bcn-Gurion<br />

§ôyle ôvunûyordu :<br />

"Geleceklerine guvenim var. Onlan buna itecek ekonomik<br />

ôgeler vardir. Amerika'daki bir Yahudi Muhendis Yahudi<br />

olmayan §irketlerde kolay kolay i§ bulamayacaktir, butiin<br />

aydinlan istihdam edecek kadar da Yahudi §irketi yoktur."<br />

Ancak Herzl, Weizmann, Wise, Silver ve ôteki Siyonist kuramcilarin<br />

soyledikleri kiyamet turkiisii i§e yaramadi. Amerikah ve Batili<br />

Yahudiler buyiiyen anti-semitizm korkusuna dayali felsefenin otekilerine<br />

geçmesine yardimci olmalarma kar§in, kendilerini yeterince<br />

tehlike altinda hissetmcdiler. Amerika Siyonist Ôrgutii ïsrail'de Amerikalilar<br />

için ticaret okullan ve meslek kolejleri kurduktan ve Siyonistlere<br />

ve Siyonist olmayanlara "terk psikolojisini" a§ilamaga çah§-<br />

tiktan sonra bile, Siyonist onder Israël Goldstein §oyle yakimyordu:<br />

"Amerikah Yahudiler daha ne bekliyorlar Bir Hitler'in<br />

kendilerini zorla kovmasim mi Ôteki ulkelerdeki Yahudileri<br />

gôçmeye zorlayan trajedilerden kendilerinin kurtulacagim<br />

mi saniyorlar"<br />

§u unutulmamalidir ki, ba§langiçtan beri, Filistin'e gôç yapav<br />

olarak tahrik edilmi§tir. Avrupa'da Hitler'in kamçisindan kurtulup<br />

53


yersiz yurtsuz kalan insanlann bile, Israil'in ya§amlarini yeniden<br />

kurabileeekleri tek yer olduguna ikna edilmeleri gerekti. Bunlann<br />

1945'te Almanya'nin Amerikan bolgesinde bulunan 112,000'inden<br />

55,000'i A.B.D.'ye gitmek için ba§vurmu§tu. Yahudi Ajansimn, yersiz<br />

yurtsuzlann bulundugu kamplarda siirdùrdùkleri yogun propagandaya<br />

kar§m, çogunluk Filistin'in diçinda herhangi bir yere gitmeyi<br />

yegliyordu. A.B.D. Yùksek Komiseri'nin Yahudi i§leri dani§manlari<br />

Simon Rifkind ve Louis Levinthal ile Siyonist ônderi Haham Philip<br />

Bernstein'in destegiyle Vaiz Klausner 2 Mayis 1948'de toplanan Amerikan<br />

Yahudi Konferansina sundugu iinlu raporda §unlan bildiriyordu<br />

:<br />

"Halkin Filistin'e gitmege zorlanmasi gerektigi kanisindayim.<br />

Bunlar ne kendi durumlarini, ne de gelecegin neler vadettigini<br />

kavramaga hazir degiller. En biïyùk hedefleri bir<br />

Amerikan dolari. 'Zor' sôzunden bir programi kasdediyorum.<br />

Bu yeni bir program degil, daha once ve yakin<br />

geçmiçte de kullanilmiçti. Yahudilerin Polonya'dan kovulmasinda<br />

ve 'terk' hikâyesinde de kullanilmi§ti.<br />

"Bôyle bir programda ilk adim §u ilkenin kabul edilmesidir:<br />

Dunya'daki Yahudi toplumu Filistin'e gitmege ikna<br />

edilmelidir...Bununla ilgilenmeyenler, kendi ya§amlarmi<br />

surdurmege herhangi bir katkida bulunmadan giyinip<br />

beslenen, kamplarda korunan Yahudi toplumunun çatisi<br />

altinda duramazlar.<br />

"Bu programi gerçekle§tirmek için Yahudi toplumunun<br />

politikasini degi§tirmesi ve yersiz kalan insanlan rahat<br />

ettirmek yerine mùmkiin oldugu kadar rahatsiz etmesi<br />

gerekmektedir.<br />

"Amerikan Ortak Dagitim Komitesi yardimlan kesilmelidir...<br />

Daha sonra, Yahudileri tedirgin edecek Haganah<br />

tùrunde bir ôrgùt kurmak gerekebilir. Saglanan kolayliklar<br />

kurcalanarak azaltilmah ve §imdi Yahudi îçleii Dani§mani<br />

yurtsuzlann Vaizleri ve Ajans personelince saglanan himayeden<br />

vazgeçilmelidir." 1<br />

Haham Klausner, halk ile "ne yapacaklari kendilerinden sorulacak<br />

degil, kendilerine sôylenecek hasta insanlar" olarak ilgilenecegini<br />

sôzlerine ekledi. Vaiz, program kabul edilmedigi takdirde, "Amerikan<br />

'Alfred M. Lilienthal, What Price Israël, Chicago, 1953, s. 194-195.<br />

54


Yahudi toplumu politikasini gôzden geçirmege ve burada ônerilmi§<br />

olan degi§iklikleri yapmak zorunda birakacak bir 'kaza' meydana gelebilecegini"<br />

bildirerek, "o zaman çok daha fazla aci çekilmiç olur, daha<br />

biiyùk bir anti-semitizm dalgasi gelir ve belki bugùn verilebileceginden<br />

çok daha sert bir sava§im vermek gerekebilir" dedi. 2<br />

Yurtsuzlar Kamplarinda Siyonist olmayan ve anti-Siyonist<br />

Yahudilere kar§i §iddet ve ayrim eylemlerine giri§ildi. Ônemli bir<br />

Amerikah i§çi ônderinin o zaman "yersiz kalmi§ insanlari Siyonizm'i<br />

kabul etmege, Filistin Yahudi ordusuna katilmaga ve yasal farkhhklara<br />

bo§ vermege zorlamak" 3 olarak anlattigi genel bir kampanya<br />

siirdùrùluyordu. Bu, gùnlùk tayinlara el koyulmasi, i§ten çikartma,<br />

Amerikahlann, yurtsuzlarm zanaat egitimi için gônderdikleri makinalan<br />

parçalama, muhalefet edenleri yasal korumadan ve vize haklanndan<br />

yoksun etme biçiminde oluyor, hattâ onlan kamplardan atma<br />

noktasina kadar varxyordu; bir keresinde bôyle birisi herkes ôniinde<br />

kirbaçlandi. Bunlardan ba§ka, A.B.D.'de de yapilan pogrom'ldLra<br />

dair hikâyeler anlatiliyor, yurtsuzlar tedirgin ediliyorlardi. O zamanki<br />

ùnlù bir Alman sanatçi ve e§i, kendileri gelip gôrunceye kadar<br />

Amerika'daki Yahudi aleyhtan §iddet gerçegine inanmaktan kendilerini<br />

alamami§lardi.<br />

Israil için adam dev§irmenin bir ba§ka yôntemi Amerikan Yahudilerine,<br />

"Arap ve Avrupa ulkelerindeki Yahudileri rehinden kurtarmamn"<br />

dinsel gôrevleri oldugunu hatirlatmakti. Ben-Gurion bunu<br />

1949'daki îsrail seçimlerinden sonra açikça belirtti:<br />

"îsrail'in diaspora'da.ki (menfa) kahntilanm kurtarmahyiz,<br />

Ayrica, onlarin mulklerini de kurtarmak zorundayiz. Bu iki<br />

§ey olmadan bu ùlkeyi kuramayiz." 4<br />

Batili Yahudilerin beklenen aki§i gerçekle§meyince, îsrail di§indaki<br />

Yahudilerin ba§ina dertler açarak onlari gôçùp, Filistinli Araplarin<br />

terkettigi yerleri içgâl etmeye ikna etmek ya da hattâ zorlamak,<br />

îsrail Hûkûmeti ile Dùnya Siyonist Ôrgùtù'niin hesapli politikasi<br />

2 Ibid., s. 195-6. Klausner Raporunun îrkçi etkileri geçenlerde yayinlanan Koenig Muhtirasinda<br />

yansimiç. Bu Muhtira'da Galile'yi Arap nufusundan arindirmak ve bôylece bôlgeyi<br />

Yahudiler için guvenli duruma getirmek için sinsice ônlemler salik veriliyor. Ibranice tam<br />

metin için bak: AlHamishmar, 7 Eyltil 1976; Ingilizce çevirisi için SWASIA, 15 Ekim 1976.<br />

3 Sonra Uluslararasi Kadin Giyim i§çileri Sendikasi Baçkan Yardimcisi ve o zaman Ôrgiilii<br />

Urûnler tjçileri Sendikasi yôneticisi Louis Nelson 'un mektubu: The New Leader, 21<br />

Agustos 1948.<br />

4 What Price Israël, s. 197.<br />

55


oldu. Arap-îsrail çati§masi "menfadan kurtulma" için miikemmel<br />

bir firsat yaratti. israil ve Amerikan Siyonistleri arasinda varilan bir<br />

anla§maya gore, Amerikan Yahudileri gelecekteki îsrail'e gôç (Aliyah)<br />

hazirligi için egitileceklerdi.<br />

Yurtsuzlar kamplan boçaltildiktan sonra, îsrail'e gôçenlerin<br />

% 8o'inden fazlasi Dogu Avrupa iilkeleri ile Arap Orta Dogusu ve<br />

Kuzey Afrika'dan gelmi§ti. Bu Yahudilerin çogunun goçmege niyeti<br />

yokken, baski ve propaganda kari§imi onlari buna zorladi. Judah Kralliginm<br />

yikih§indan sonra, Nabukadnezar, Yahudileri o zaman Babil<br />

denilen Irak'a getirmi§ti. Babil Talmudu orada yazilmi§ti ve tutsaklar<br />

Jeremiah'da kendileri için vazedilen "§ehir ban§i"ni orada bulmu§lardi.<br />

Yuzyillarca ekonomik ve dinsel ayncahklardan yararlanarak<br />

resmî prestij ve parasal olanaklar kazanmalan ve sultanlara, pa§alara<br />

dam§manhk yapmalan biiyiik îslâm împaratorluklan zamamnda gerçekle§ti.<br />

Irak'ta kabinede Yahudi bakanlar vardi ve altmi§ kadar da<br />

havra bulunuyordu. 1946'da îngiliz-Amerikan Komitesine ba§vuran<br />

Orta Dogu Yahudi toplumu temsilcileri, siyasal Siyonizm nedeniyle<br />

Miislùmanlarla olan dostça iliçkilerinin tehlikeye girdigini bildirmi§-<br />

lerdi. O siralarda, Arap ùlkelerinde, "Vadedilmi§ Toprak"ta oldugundan<br />

daha çok sayida Yahudi vardi.<br />

Bizim bugùn Bati'da Yahudi-aleyhtarhgi dedigimiz §ey Arap<br />

diinyasinda hiçbir zaman olmadi. Bundan otiirii, Siyonistlerin ba§ka<br />

tasanlar yapmalan gerekiyordu. Tipki Isa gibi, Musa ve îbrahim'in<br />

de Îslâmî inaniça gôre peygamber sayilmalari, Kuran'in Yahudilere<br />

"kitapli halk" olarak atifta bulunmasi ve îbrahim'in oglu îshak'i<br />

kurban etmeye hazirlandigi Kudiis'teki kayanin îslâm'daki en kutsal<br />

yerlerden biri olmasi nedeniyle, burada bagnazlik tohumlannin<br />

biiyùmesi zor olacakti. Bu yiizden Mùslumanlar, Hiristiyanlar ve<br />

Yahudiler arasindaki siki baglann kopanlmasi gerekecekti.<br />

Irak'ta, iilkeye gelen Siyonist Ajanlann (genellikle Dogu<br />

Yahudilerinin) yiirùttùkleri iyi orgiitlenmi§ bir Siyonist kampanya<br />

Yahudiler ile Mùslumanlar arasina nifak sokmayi becerdi.<br />

Buna kar§i çikan Irak Ba§hamami merhum Sassun Kedûrî,<br />

"Irak'in Yahudi sorumlulan, iyi ve kôtù zamanlanyla, burayi<br />

kendi ùlkeleri olarak gôruyorlar ve inamyoruz ki, dertler geçecektir"<br />

biçimindeki gôrù§lerini basina açikladiktan sonra fiziksel saldinya<br />

ugradi. Hahamm sôzunù ettigi dertler îsrail'in kurulu§u ve Siyonistler<br />

ve Yahudiler ile Irak'taki cahil Mùslùmanlar arasinda bunu<br />

56


izleyen çati§malarin sonucuydu. Fakat sayilari 150,000'e varan ve<br />

altmi§ kadar havraya sahip olan Irak Yahudileri, 1954'te çikartilan<br />

ve kendilerine îsrail'e gitme izni veren Seçme Hakki Yasasi'na kar-<br />

§in gôç konusunda istekli degillerdi. Ancak, burada onlan bekleyen,<br />

ôteki Arap iilkelerinde de Dogulu Yahudilerin kar§ila§tiklari<br />

trajedilerden biriydi. Çimdi A.B.D.'nde bulunan genç bir Irakh Yahudi<br />

olan Reuben David bunu daha sonra §ôyle anlatiyordu:<br />

"Siyonistler baskili bir psikolojik sava§ ba§lattilar...Irak'-<br />

taki ya§amin belirsizliklerinden dogan dogal korkular<br />

kurnazca istismar edildi. 'Mùslùmanlardan satin almayin'<br />

ba§likli bro§urler havralarda dagitiliyor ve Mùslùmanlarm<br />

eline geçerek Yahudi-aleyhtarligi yaratmalari isteniyordu...<br />

"Irak'taki Yahudilerin panige kapilmasi için sùrdurulen<br />

Siyonist çabalar hem bir iti§in, hem de DÎr çeki§in gerekli<br />

oldugu teorisine dayaniyordu. ttkinin kaynagi, Irak'taki<br />

Yahudilerin ugradigi baski olacakti ki, bu çogu zaman uydurulmu§<br />

olmakla birlikte, Ïsrail'in kurulu§unun etkisiyle<br />

kismen gerçekti. Çeki§in kaynagi ise, ïsrail'in butiin Yahudiler<br />

için 'Anayurt' oldugu konusundaki surekli Siyonist<br />

duyurulanydi...<br />

"Irak'ta 'itki'nin ihmal edilmemesi için ugra§anlar tabii<br />

ki vardi. Gazetelerde, bir havra da dahil olmak ùzere,<br />

Yahudilerin sik sik gittikleri yerlerin bombalanmasiyla<br />

ilgili hikâyeler anlatiliyordu. Bu bombalamalar sonucunda<br />

hiç ôlii olmamasi ve fazla zarar vermemesi ku§ku çekiciydi...<br />

Bombalamalarin altinda Siyonistlerin oldugu bence çok<br />

açikti. Yapmak istedikleri Yahudileri korkutmak ve Miïslùmanlann<br />

kendilerine kar§i harekete geçtigine inandirmakti.<br />

"Bombalamalarin çok az fiziksel zarar vermesi, kimi zaman<br />

da hiç zarar vermemesine karçin, Irak'li Yahudiler ùzerinde<br />

genel olarak etki yapti. Yahudilerin evlerinde ve<br />

havralarda biiyùk miktarlarda silâh ele geçmege ba§landi.<br />

Hiikûmet, Yahudi magaza ve kahvelerinde çok az zarara<br />

neden olan bombalarin, Yahudi konutlarinda ve havralarda<br />

bulunan cephanelerin aym kaynaktan olduguna ve<br />

sorumlulugun da ayni ki§ilerde bulunduguna karar verdi." 5<br />

5 Council News, American Council for Judaism, New York, §ubat 1965. Ayrica bak:<br />

Jerusalem Post, 21 Temmuz 1964.<br />

57


Yùzyillarca Mùslumanlarla yanyana, tamamen kendi yurtlarinda<br />

gibi ya§ayan Yahudiler, Irak ya§aminm biitùn alanlarinda, maliye<br />

bakanhgi, parlâmento uyeligi, sanayici, tiiccarlik vb. hizmetlerde<br />

bulunmu§lardi. Bir Dogulu Yahudinin dedigi gibi, "birlikte §arki<br />

sôyledik, birlikte agladik. Ancak Siyonizm ve Israil ortaya çiktiktan<br />

sonradir ki, bu insanî yapi çôktii..." Bugùn Irak'taki Yahudi toplumunun<br />

niifusu iooo'den azdir.<br />

1956 Siïvey§ bunalimi, Dogu Yahudilerini biraz daha toparlamak<br />

ve bunlarin yerle§tirilebilecegi bir miktar daha toprak elde etmek<br />

için îsrail'e iyi bir firsat verdi. 6 Siïvey§ Kanali Çirketinin Ba§kan<br />

Nasir tarafindan ulusalla§tirilmasi ve daha sonra kanala el konulmasi,<br />

israil'in gizli Sèvres Andla§masigeregince Ingiltere ve Fransa ile birlikte<br />

Misir'a kar§i saldirisiyla ba§layan Ekim 1956 Sava§ma yol açti.<br />

Kasim ayinda Knesset'te yaptigi konuçmada, Ben-Gurion, nerede<br />

olursa olsun her Yahudi'nin "askerî harekâti destekledigini" bildirirken,<br />

Misir'daki ve oteki Arap iilkelerindeki Yahudilerin durumunu<br />

tehlikeye sokacagini ôzellikle hesaba katiyordu. Bu, Misir Hukûmetinin,<br />

birçok Siyonist sempatizaniyla birlikte, ûlkelerine bagli kalan,<br />

ancak sadakatlerine, heryerde Yahudiler adina hareket eden Siyonistlerce<br />

gôlge dù§iirùlen birçok masum Yahudiyi de tutuklamasina<br />

gerekçe oldu.<br />

Yahudilerin, binlerce yildir Yahudi olmayan Arap karde§leri<br />

arasinda ban§ içinde sùrdùrdukleri varhklanni, 1948'den beri bozan<br />

Siyonizm'in etkisi artik yeni boyutlar kazaniyordu. Heyecanh çagnlar<br />

ve açilanan korkularla Irak, Yemen, Suriye, Tunus, Cezayir ve<br />

Fas'tan çikarilan 700,000 ki§iye katilma konusunda gônùlsuz olan<br />

Misirli Yahudiler artik kendilerini son derece tehlikeli bir durumda<br />

gôriiyorlardi. Misirli Yahudiler binlerce yildir Mùsluman ve Hiristiyanlarla<br />

yanyana ya§ami§lardi. Bunlarin bir kismi belki de Musa'<br />

nin giderken ardinda biraktigi îbrani'lerin torunlanydi. Otekileri<br />

M.Ô. 250 yihnda Babillilerin Kudùs'teki tapinagi birinci kez yakmalanndan<br />

sonra Misir'a kaçanlardi. Philo, tskenderiye'de Kudùs'<br />

tekinden daha çok Yahudi oldugunu yazar. Yahudiler On-be§inci<br />

6 Siivey§ Kanali Çirketinin ulusalla§tirilmasim izleyen bunahm sirasinda Ben-Gurion daha<br />

da a§iriya gitti. 1956 Yazinda, Amerikali bir diplomatin sorusu uzerine Israilli ônder,<br />

Israil'in 8,000,000 Yahudiyi daha alabilecegini ve yakin gelecekte 4,000,000 ki§iyi bekledigini<br />

açikladi. israil'in o gùnkii sinirlan içinde bôyle bir nùfusu barmdirmak açikça<br />

olanaksizdi. Ingiltere ve Fransa'da Misir'm çirketi ulusalla§tirmasina kar§i dogan tepkiden<br />

yararlanan israil, ônleme sava§i kisvesi altinda Siyonist yayilma pe§indeydi.<br />

58


Yùzyilda Portekiz ve ïspanya'daki Hiristiyan zulmunden sonra Rus<br />

Devrimi sirasinda Sovyetler'in a^iriliklarindan ve Hitler'in îrkçi<br />

zulmunden kaçip hep Misir'a siginmi§lardi. Ïsrail'in 29 Ekim 1956'da<br />

Misir'i istilâsi, dùnyadaki Yahudileri Misir sigmagmdan kasitli olarak<br />

yoksun etti; oysa, îkinci Cihan Sava§i sirasmda bir Amerikan askeri<br />

olarak Kahire'de yeni yil tôrenlerine katdirken havralarda ve ôzellikle<br />

kent merkezindeki biiyùk havrada birçok Yahudiye rastlami§tim.<br />

Siyonist entrikalara uygun olarak Yahudi gôçù ôncelikle Ïsrail'in<br />

para, insan giïcù, askerî gùç gereksinimleri dogrultusunda te§vik edildi.<br />

1948 ve 1956'da toplanan Yahudiler, Mo§e Menuhin'in sozleriyle<br />

"surulen Araplarin biraktiklari bo§lugu dolduracaklardi." 7<br />

Ancak, Dogulu Yahudiler çok az zenginlik getirmi§lerdi; çogu<br />

ya§h ve gùçsùzdù; ne onculiik ruhlari vardi, ne de iyi askerî nitelikleri.<br />

Yahudi Ajansi "kisintisiz gôç" yerine "seçmeci gôç"e egiiim gôstermege<br />

baçladi. Artik Dogulu Yahudilerden ancak genç ve guçlù<br />

olanlar ya da ôzel mahareti bulunanlar gôçmeye "ikna" edileceklerdi.<br />

Batih Yahudiler konusundaki çabalarmda ba§ansizhga ugrayan<br />

Siyonistler, enerjilerini içlerinde birçok nitelikli teknisyen bulunan<br />

Sovyet Yahudilerine yônelttiler.<br />

Sovyet Yahudilerinin gôçiinii saglamak için ôzenle dùzenlenen<br />

kampanya biiyùk bir anti-komùnist akimi banndiran A.B.D.'nde<br />

yanki yaratti. ïsrail'e gôçii saglamada ba§arili olsun olmasin, belirli<br />

Batili çevrelerde ïsrail'e destek Sovyet-aleyhtan kampanya araciligiyla<br />

elde edildi. Sovyet Yahudilerinin sôzde kôtù durumlanni incelemek<br />

iizere gôzlemci, politikaci ve Kongre ùyelerinin baski yapmalari<br />

ve Alexander Solzhenitzin gibi Sovyet-aleyhtarlarinin yûreklendirilmesi,<br />

sôzde yardim etme çabasmda olduklan Yahudilere zarar veriyordu.<br />

Ne zaman bir Sovyet Yahudisinin kilina dokunulsa, olay<br />

New York Times gazetesinin on sayfalanna man§et oluyordu.<br />

iledçim araçlannin uysalhgmdan daha da yararlamlarak, 1971<br />

ve 1976 yillannda, Belçika'da "Sovyet Yahudilerinin kôtù durumu"<br />

hakkinda yaygin konferanslar duzenlendi. Brtiksel I ve II toplan'tilarma<br />

dunyanin her yanmdan çok sayida ulusal ve uluslararasi ôrgutùn<br />

i§birligiyle Siyonist akimin destekçileri katildi. Bu ôrgiitler arasinda<br />

"Sovyet Yahudiligi Ulusal Konfcransi", "Baçlica Amerikan Yahudi<br />

Ôrgùtleri Ba§kanlan Konferansi," "Uluslararasi B'nai B'rith," "Sov-<br />

•The Decadence of Judaism in Our Time, Beirut, 1969, s. 133. Aynca bak: 3.132-4 ve 144-6.<br />

59


yet Yahudiligi Avrupa Konferansi," "Lâtin Amerika Yahudi Kongresi",<br />

"Dùnya Yahudi Kongresi" ve "Dùnya Siyonist Ôrgùtù"<br />

bulunuyordu.<br />

1976'daki Brûksel II toplantisi, Birle§mi§ Milletler'in 1975<br />

Kasiminda aldigi ve Siyonizm'i "îrkçilik ve irk ayrimi" ile bir tutan<br />

karari ile Israil devletinin varliginin ôzùne yônelen tehdite kar§i koymak<br />

ùzere kasitli olarak dùzenlendi. Siyonizm'in deyimlerini ku)-<br />

lanacak olursak, §imdi "onlar" bir kez daha "bize" saldirdiklarina<br />

gore, yeni bir anti-semitizmi istismar kampanyalanni gùndeme<br />

getirmek herzamankinden fazla ônemliydi. Yùzbinlerce Amerikali<br />

anti-komiiniste yapilan bir çagnda Yahudi dù§manligma kar§i olma<br />

gorùnùmù altina Siyonist îsrail'in çikarlanna uygun biçimde Hitler<br />

hayaleti yerine Stalin'inki koyularak ortaya sùrùldu.<br />

Ba§langiçta iyi olan Sovyet-îsrail iliçkilerinin bozulmasiyla<br />

Bati'da ve A.B.D.'ndeki Siyonistler Sovyetler'de bir Yahudi dù§manhgi<br />

oldugu propagandasini guderek yùrùtmege ba§ladilar. Îsrail-Bati<br />

Alman dostlugu geli§tikçe, "Nazi tehlikesi"nin bir propaganda<br />

silâhi olarak modasi geçti. Sovyetler Birligi'ndeki Yahudilerin "Komùnist<br />

terôrun îsrail'e gitmelerine izin verilmesi gereken kurbanlari<br />

sayildigindan, Kremlin'in sôzùm-ona Yahudi du§manligi" yeni propaganda<br />

silâhi oldu.<br />

Amerikan kamu oyunu heyecanlandirma ve Sovyet Yahudilerinin<br />

gôçùnù te§vik etme araci olarak en etkili organ seçme ve saptirilmi§<br />

haberler çikartan New York Times gazetesiydi. Kimi zaman bu gazetede<br />

bile îsrail'e goçmeye kandirildiktan sonra, varolan ko§ullarda<br />

"sût ve bal ùlkesi"nde ya§amayi olanaksiz bulup îsrail'i terkeden<br />

Sovyet Yahudileri ile ilgili olarak arka sayfalara atilmiç hikâyeler<br />

bulunabilirdi. Bu tùrlù yardimlara yônelik Belcika' Katolik orgutlerinin<br />

destegi olmasaydi, bu masum kurbanlarm bazilari açhktan<br />

oleceklerdi.<br />

Kamu oyunu S.S.C.B.'ne kar§i ayaklandirmak amaciyla, etkili<br />

reklâmlar, televizyon programlan, yarim sayfalik çagnlar ve bilim<br />

çevrelerinden binlerce imza ta§iyan tam sayfalik toplu dilekçeler hazirlandi.<br />

îlk Bruksel toplantisindan sonra Sovyet Yahudiligi Ulusal Konferansi<br />

kampanyanin ôncùlùgùnù eline aldi. Siyonist B'nai B'rith<br />

Orgùtùne gore, Ulusal Konferans îsrail Hùkûmetince kurulmu§tu<br />

ve ondan malî ve oteki tùr yardimlar da aliyordu.<br />

Kaç Sovyet Yahudisinin "kurtarilmayi" isteyip "kurtanlmi§ ùlke"-<br />

ye gonderildigine dair nesnel bilgiye hiçbir zaman sahip olamadik.<br />

60


Ayrica, bu Yahudilerin durumunun Sovyeder Birligi'ndeki diger dinsel<br />

etnik ya da azinlik gruplarindan daha farkli durumda oldugu<br />

konusunda da hiçbir belird yoktu. S.S.C.B.'ndeki dinsel gruplann<br />

hepsi için az inanç ôzgiïrlùgii vardir.<br />

Sovyet Yahudilerinin statùtiïsiinù gôzden geçirmek için zaman<br />

uygun degil. Ancak, kendilerini Yahudi sayan 2,5 milyon insanin<br />

% 10'undan fazlasmm dindar olmadigim rahatça sôyleyebiliriz.<br />

Sovyet Yahudilerinin ezici bir çogunlugu kendilerini hem Yahudi,<br />

hem de S.S.C.B.'nde egemen olan komiinist kavramlar dogrultusunda<br />

Tanri'ya inançsiz sayarlar. Iki tarafta da Yahudilerin aynma tabi<br />

tutuldugunu savunanlar varsa da, olgular ve sayilar, bunun herhalde<br />

gerçek olmadigmi gôstermektedir. Yahudiler Hukûmct yardimciligi<br />

ve Bakanlik Mùste§arhgi gibi gôrevlere getirilmi§lerdir. Meslek sahipleri,<br />

idarî gôrevde olanlar ve aydinlar arasinda Yahudilerin orani<br />

bunlann genel nùfus içindeki oranindan çok daha fazladir. Sovyet<br />

nufusunun % 1.1'ini olu§turan Yahudilerin profesyonel yazar ve<br />

gazeteciler arasindaki orani % 8.5, yùksek okul profesorleri için %<br />

10, film endiistrisi personeli için % 33.3, bilim adamalan için % 10,<br />

yargiç ve hukukçular için % 10.4, doktorlar için % 15.7 ve muzisyen,<br />

ressam, heykeltra§ ve aktôrler için % 7'dir. 8<br />

Sovyetler Birligi'nde Yahudi-aleyhtarhgi yapilmadigina dair<br />

ba§ka sayilar da verilebilir. Sovyetler Birligi'nin, Yahudi olsun olmasm,<br />

yurtta§lanmn ozgurce çikip gôçmesine genel olarak izin vermedigi<br />

dogrudur. Ancak, bu izni alan Yahudilerin sayisi Kru§çev'in devrilmesinden<br />

bu yana, kat kat artmi§tir. Krusçev'den sonra Kosigin<br />

Yahudilerin Israil'deki aileleri ile birle§mesine izin vermi§tir. Haziran<br />

1967 Sava§indan ve Israil'in B.M. Gùvenlik Kurulu'nun 242 ve 338<br />

sayili kararlarim hiçe sayarak i§gâl ettigi bùyûk miktardaki Arap<br />

topragindan çekilmeyi reddetmesinden sonradir ki, Kremlin Yahudi<br />

goçiine kar§i daha kisitlayici olmu§tur.<br />

Amerikali Siyonist baski gruplarinm harekete geçirdigi Senatôr<br />

Henry Jackson ve arkada§i Temsilciler Meclisi iiyesi Vanik'in Sovyet-<br />

Amerikan Ticaret Andla§masi yasa tasansimn degi§tirilmesi için verdikleri<br />

ônergenin kabulu için A.B.D. Kongresinde harcadiklan yogun<br />

çabalar ulusal ve uluslararasi ileti§im araçlarini epeyce me§gul etti.<br />

Ancak, bu aym zamanda, Moskova'nm her yil gôçmeleri için izin<br />

verdigi Yahudilerin sayisi konusundaki tutumunu sertle§tirmesine<br />

"William M. Mandel, Russia Re-Examined, New York, 1967.<br />

61


ve bôylece Yahudilerin durumunun bozulmasina daneden oldu. Uzun<br />

bir sûredir gôriiçmeleri siiren ve her iki ûlkeye de yarar saglayan<br />

S.S.C.B.-A.B.D. Ticaret Andla§masi, son çôzumlemede Sovyetler<br />

Birligi'nin kendi iç i§lerine ait bir konu olan Sovyet yurtta§lanmn<br />

gôçune Amerikan Kongresinin miidahalesine izin vermeyi reddetmesi<br />

nedeniyle birakildi. 9<br />

Isterik suçlamalarin tozu, dumam ve Amerikan ileti§im araçlarinin<br />

abartmalari durumu butiiiiûyle içinden çikilmaz kildi. Bôylece,<br />

Sovyet Yahudilerinin durumlannin bozulmasina maksath olarak neden<br />

olundu ve Siyonizm'e yeni gôç kaynaklan saglandi. Ancak, 1974<br />

ve 1975'te îsrail'e gôç edenlerin sayisinin ônceki iki yildan az olmasi<br />

bu yôntemin de pek ba§anh olmadigini gôsterdi.<br />

Siyonizm'in toplama çabalannda en giiçlù silâhlardan biri<br />

korku olmu§tur. Yahudi kitlelerine, hattâ Hiristiyanlara korku psikolojisinin<br />

a§ilanmasma yardimci olma konusunda sahibinin sesine<br />

en çok çeçitli Amerikan ileti§im organlan kulak kabartti. Basin,<br />

radyo ve televizyon ve sinemalarda yayinlanan çarpitilmi§ rôportajlar<br />

araciligi ile sôzum-ona Yahudi aleyhtarligma kar§i çigrin "antisemitik"<br />

dedigi nitelemeleri susturma çabalanni gittikçe arttirarak<br />

kendi felsefesini yaymasi da Asya ve Afrika iilkelerindeki Yahudilerin<br />

durumlannin bozulmasinda çok etkili oldu. Ôrnegin, Misir'da ûçlii<br />

istilâdan sonra alinan sert ônlemlere kar§in, tek bir Yahudinin bile<br />

canina kastedilmezken, Gazze'deki iki ônemli olayda, Khan Yunis<br />

ve Rafah'ta sava§m patlak vermesinden once 286 Arabin, daha kiiçuk<br />

olaylarda 66'sinin ve Kafr kôyunde 48 Arabin daha ôldûrûldùgunii<br />

hangi Amerikan gazetesi yazdi<br />

Gùçlù New York Times'm ôncùlùgundeki Amerikan basin, radyo<br />

ve televizyonu, Yahudilere ve Israil'e yapilanlan hep anti-semitizme<br />

ve Yahudi du§manligina yorarak her seferinde hayalî haberler yaydilar.<br />

Ôzenli ve ustaca duzenlenmi§ bir propaganda kampanyasi,<br />

"anti-semitizm"i heryere yayarken, i§in kôkenindeki giinahi, yani Fi-<br />

'Kamu oyundaki tarti§ma sirasinda D15 l§leri Bakani Kissinger, kendisine Sovyet D15 Içleri<br />

Bakam Gromiko'nun gônderdigi ve Israil'e gôçmesine izin verilebilecek Yahudilerin sayisinda<br />

açik bir taahhiide girmeyi kesinlikle reddeden mektubu cebinde ta§iyordu. Bu olay Kissinger'in<br />

iki yuzlùlugunu bir kez daha ortaya seriyor. Çùnkii o, bir yandan Jackson<br />

tasarisim sôzde destekleyerek Siyonist baski grubunu tatmin ederken, Gromiko'nun mektubunun<br />

metnini açikladigi takdirde, sadece Tasannm degil, bùtùn sôzle§menin geçersiz<br />

olacagmi biliyordu. S.S.C.B. daha sonra bunu açikladi.<br />

62


listinli Araplann yerlerinden edilmesini gizliyordu. Bu saptirilmis<br />

bilgiler bir korku psikozuna girilmesine yardimcx oldu. Yahudiler<br />

îjôyle bir mantik yùriituyorlardi: "Bir giivenlik politikamiz olmali.<br />

Belki birgiin gidebilecegimiz bir yerimiz bulunmah ve bu yùzden<br />

îsrail'in eylemlerini ve çikarlarini geliçtirmeliyiz."<br />

Siyonistlerin menfadaki Yahudilerin durumlarim gùçsùzle§tirerek<br />

onlan gôçe zorlamak için kullandiklari ba§lica yôntemlerden<br />

birisi din ile milliyetçiligi ustaca kari§tirarak Amerikan Yahudilerinde<br />

çifte bir baghlik olu§turmakti. îsrail devletinin babasi Theodor<br />

Herzl, gùnlùgunde §unlari yaziyordu: "Anti-semitizm bùyùmù§tùr<br />

ve bùyumege devam etmektedir ve ben de bûyùmege devam ediyorum."<br />

10 Siyonistler, ba§hca toplama silâhlari olan anti-semitizmi bir<br />

yandan lânetlerken, ote yandan Yahudi ayrihkçihgim ve Yahudilerin<br />

dinsel bir grup olmaktan çikip etnik, ulusal bir gruba dônu§mesine<br />

yol açacak eylemleri te§vik ediyorlardi. Bu geli§me, aym Yahudi<br />

milliyetçilerinin sôzde korktuklan anti-semitizmi gùçlendirmi§ oluyordu.<br />

Diinya Siyonist Orgùtù Ba§kani Nahum Goldmann 1958 yihnda<br />

§u uyariyi yapmi§ti: "Anti-semitizmin gerilemesi Yahudilerin bekasi<br />

için yeni bir tehlike olu§turabilir;... klâsik anlamiyla 'anti-semitizm'in<br />

yok olmasi Yahudi toplumlannin siyasal ve maddî durumlari için<br />

yararli olmakla birlikte, 'iç ya§amimizda çok olumsuz etkileri' oldu."<br />

(New Tork Times, 24 Temmuz 1958). Charles Solomon, Black Friars<br />

Dergisindeki (Ocak 1957) makalesinde, yukandakine benzer biçimde<br />

îngiltere'deki Yahudi toplumunun, anti-semitizm eksikligi nedeniyle<br />

tiikenme tehlikesiyle kar§i kar§iya olduguna i§aret ediyordu: "Bir<br />

insanin kendisinin Yahudi oldugunu açikça sôylemesi gùçliiklere,<br />

hattâ ôlume neden oldugunda, insanoglunun boy un egmez ruhu -ya<br />

da belki de inatçiligi - kendini gosteriyor demektir...Ancak, Yahudi<br />

olmak, yalnizca biraz rahatsizhk veren bir durum olursa, yiice bir<br />

kararhhk içine girmek guçle§ir." Amerikan Yahudi Kongresi de Léo<br />

Pfeffer aracihgi ile §unu ortaya koydu: "Bôyle bir ayrim hayirh olabilir.<br />

Yahudiligin bekasini saglamak için bir miktar anti-semitizmin<br />

gerekli olmasi mùmkùndur." (The National Jewish Post and Opinion.<br />

6 Kasim 1959).<br />

"îsrail ile Yahudi olmayan dunyanin balayilarmin sona erdigini'<br />

teslim eden Nahum Goldmann, Çubat 1975'de Kudus'te toplanan<br />

Dùnya Yahudi Kongresinde açikça ve cesurca §unlan ortaya koydu:<br />

'"Marvin Lowenthal, The Diaries of Theodor Herzl, New York, 1956, s. 7.


"îsrail konusundaki siyasal bunalim sirasinda ïsrail'in<br />

politikasi Yahudilerin ya§adigi iilkelerce reddedildigi surece,<br />

bu Yahudiler ile ulkeleri arasmda çeli§ki ortaya çikacaktir.<br />

Bunun tek çôzùmu sorunun varligini takdir edip,<br />

çifte bagbhklar için mùcadele etmektir."<br />

Siyonistler, Ïsrail'in "derlenmesi" konusundaki inançlari kendilerine<br />

ôzgù bagnazliklara dayanan sag kanat îrkçilarin ve yobazlann destegini<br />

kazanmada hiç duraksamadilar. Ancak, butiïn bu entrikalara<br />

kar§in, Siyonist toplanma çabalari, Siyonist devletin bozgunu olarak,<br />

ba§arisizlikla sonuçlandi. Ben-Gurion'un donmeyen Yahudilere yônelttigi<br />

"Tannsizhk" suçlamasi bir yana, 1951-61 dônemi için koydugu<br />

4 milyonluk hedefe ulagilamadi; çagrisina yalniz 800,000 ki§i kar§ihk<br />

verdi. Aym on yilm son dôneminde goçmen miktari yilda 30,000'e<br />

kadar dii§tu. 1975 ve 1976'da ïsrail'den goçenlerin toplami, Ïsrail'e<br />

olan goçii a§ti. ïsrailli Siyonistler Amerikah Yahudilerin ïsrail'e<br />

hâlâ kendi yurtlan ve devletleri olarak degil, bir "hayirseverlik"<br />

konusu gozuyle baktiklarini gdrùyorlardi. ïsrail'i siyasal, diplomatik,<br />

ekonomik ve duygusal olarak ne kadar desteklerlerse desteklesinler,<br />

hâlâ dogduklan iilkelerde kalmayi yegliyorlardi. Onlann Siyonist<br />

tammi hep aym kaldi: "Siyonist, ikinci bir Yahudiye bir ùçùncùyu<br />

ïsrail'e gondermek için para veren bir Yahudidir."<br />

Hiçkimse gelecekte olacaklan tahmin edemez. Ancak ne yazik ki,<br />

Amerikan kamu oyunun sabretme konusunda bir dayanma sininna<br />

gelmesi ve Siyonizm etkisindeki Amerikan di§ politikasi insanligin<br />

ve Amerika'nin çikarlarmi felâkete surùklediginde kalkip "Sizler<br />

Amerikah misiniz yoksa ïsrailli misiniz" diye sormasi olasidir.<br />

Siyonizm'in o zamana kadar ba§ansiz olan ïsrail'e goç oyunlan,<br />

ba§ari kazanmaga ba§layabilir. Bugiin ïsrail'i Siyonizm'den anndirmak<br />

ve gerek Yahudiligin, gerekse ïslâm'in en iyi geleneklerinden<br />

yararlanarak lâik, demokratik devlet kurmak için îlimli Filistinlilerle<br />

birlikte hareket etmek varken, yukaridaki seçenegin gerçeklestirilmesinden<br />

Amerika zararli çikmayacak midir Filistin'de bari§ için<br />

tek yol budur.<br />

64


SiYONiZM VE FiLiSTiN TOPRAKLARI<br />

SAMÏ HADAWI ve WALTER LEHN<br />

îsrail, Birle§mi§ Milletler Andla§masi hiikiimlerini, Filistin anla§mazhgina<br />

ili§kin çe§itli kararlari, însan Haklari Evrensel Bildirisini<br />

ve tabii Sivillerin Sava§ Zamaninda Koranmasina îli§kin 1949 Cenevre<br />

Sôzle§mesini çigneyerek otuz yildir uluslararasi topluma meydan<br />

okuyor, onu a§agiliyor. îsrail'in B.M.'e karçi tutumunun bir gôstergesi<br />

de, Genel Kurul'daki delegesinin, 1975 Kasim ayinda, Siyonizm'i<br />

"îrkçiligin ve irk ayrimmin bir biçimi" olarak tanimlayan oylamadan<br />

ônceki gôsterisiydi. B.M. ve liye ùlkelere kar§i saygisinin ôlçiisù olarak,<br />

karar taslagini yirtip "Biz, Yahudi halki için, bu bir kagit parçasindan<br />

ba§ka bir §ey degildir ve ona kar§i tutumumuz da bôyle olacaktir!" 1<br />

demi§ti. Bu davrani§, îsrail'in kùstahhgimn derecesini ve siyasal<br />

Siyonizm'in içerdigi îrkçihgin bir sonucu ve belirdsi olarak, diger<br />

halklann insan haklarma kar§i saygisizhgmi gôstermi§d.<br />

Bu incelemenin amaci, Siyonistlerin FilisUn'de toprak edinmelerinin<br />

bir katalogunu çikarmak degil, îsrail'in 1948'deki kurulu§undan<br />

once ve sonra toprak elde etmek için uyguladigi teknikleri<br />

incelemektir. On bilgi olarak, Manda'dan once Filistin'deki niifusun<br />

ve toprak mulkiyetinin yapismdan ve Siyonizm'in Filistin'deki<br />

savlanndan kisaca sôz edilecektir.<br />

Mandadan Once Filistin:<br />

Filistin kiiçùk bir iilkedir. Toplam yùzôlçiimù 27, 027 kilométré<br />

(ya da 10,435 m il) karedir. Bunun 26,323 kilométré (ya da 10,164<br />

mil) karesi kara alanidir. 704 kilométré (ya da 271 mil) karesini de,<br />

Ôlii Deniz'in yansi, Tiberias Gôlii (Galilee Denizi olarak da bilinir)<br />

ve Hulah Gôlii olmak iizere, su diizeyi altindaki topraklar olu§turur.<br />

Filistin fiziksel olarak dort ana alt-bôlgeden olu§ur: Kiyi ovasi,<br />

yaylâ bôlgesi, Urdiin Vadisi ve giiney çôlii. Kiyi ovasi kuzeyde 4<br />

mil, gùneyde, kiyidan Ûrdùn Vadisine uzanan Esdraelon Ovasmin<br />

1 The Toronto Star, 11 Kasim 1974.<br />

65


ulundugu Hayfa hariç, 20 mil kadar géni§liktedir. Yaylâ bôlgesi<br />

kuzeyde Galilee Tepelerini ve giineyde Orta Filistin yuksekliklerini<br />

içine alan Esdraelon Ovasiyla kesi§ir. Hebron'un giineyinde yaylâ<br />

alçalir ve giiney çôlùne kari§ir. Ûrdun Vadisi kuzeyde Hulah Gôlùne,<br />

giineyde Oliï Denize uzanir; vadinin bùyùk bôlùmù deniz dùzeyinin<br />

altindadir.<br />

Filistin topraklari, 2,5 milyonu engebeli ve kiraç, 12,5 milyonu<br />

çôl olan 26,323,023 dônùmlùk (4,5 dônùm 1 hektar kadardir) bir<br />

alani kaplar. Tarimsal potansiyel bakimindan toprak dengesi farkhla§ma<br />

gôsterir. Topragin niteligi genel olarak ovalarda iyi, yaylâlarda<br />

vasattir. Tiberias Gôlù'nùn iyi nitelikli topraga sahip oldugu<br />

gùney kesimi di§mda, Ùrdùn Vadisi vasat ya da zayiftir. 2<br />

Manda'dan ônceki Filistin'in nùfusu konusunda gùvenilir istatistikler<br />

yoktur. Ancak, Tùrklerin ve ïngilizlerin verdikleri sayilar,<br />

yetersiz de olsalar, hâlâ en iyi bilgi kaynaklanmizdir ve daha yan<br />

tutan kaynaklann tahminlerinden daha az ôn-yargilidirlar. Tùrklerin<br />

1914'te yaptigi sayim, 3 gôçebeleri içerip içermedigi belli olmayan,<br />

689,275 ki§ilik bir toplam nùfus ortaya çikardi. Siyonist ôrgùtùn<br />

gôrevlilerinden olan, yani konuya ilgisiz olmayan, Arthur Puppin,<br />

bu toplamm 57,000-62,ooo'nin (% 8,3-9) Yahudi oldugunu tahmin<br />

ediyordu.<br />

Modem demografi tekniklerinin kullanildigi ilk sayim Ingilizler<br />

tarafindan 31 Aralik 1922'de yapildi. Gôçebelerin hesaba katilmadigi<br />

bu sayim, 590,890'! Mùslùman, 83,794'ù Yahudi, (Ingilizler ve diger<br />

Avrupalilar dahil) 73,024'ù Hiristiyan ve 9,474'ù "digerlerinden"<br />

(bunlarin bùyùk bôlùmù Dùrzilerdi) olan 757,182 ki§ilik bir toplam<br />

sonuç verdi. Mùslùmanlarin, "digerleri"nin ve Hiristiyanlann ezici<br />

çogunlugunun gerçekte Araplar (ana dilleri Arapça olan ki§iler)<br />

olduguna gôre, bu sayilar 673,399 (% 89) Arap ve 83,794 (% 11)<br />

Yahudi olarak ôzetlenebilir. Yahudilerin % 75'i Yafa ve Kudùs'ùn 4<br />

kentsel alanlarinda yogunla§mi§ti. Demek ki, "Yahudi çiftçiler" ve<br />

2 John Hope Simpson, Palestine, Report on Immigration, Land Seulement and Development (Cmd.<br />

3686, London, 1930), s. 12-23; W.B. Fisher, The Middle East, London, 1971, s. 385-392;<br />

Sami Hadawi, Palestine: Loss of a Héritage, San Antonio, Texas, 1963,8. 7-11, 14-23.<br />

3 1922 sayilarmin ahndigi Census of Palestine, 1922'yi kaynak gôsteren yapitlar: Janet L.<br />

Abu-Lughod, "The Démographie Transformation of Palestine", Ibrahim Abu-Lughod,<br />

der., The Transformation of Palestine : Essays on the Origin and Development of the Arab-Israeli<br />

Conflict, Evanston, Illinois, 1971, s. 141.<br />

4 Abu-Lughod, s. 142.<br />

66


"eski topragi sùrme" hakkindaki Siyonist savlarina kar§m ne çiftçilik<br />

yapiyorlardi, ne de ôteki tarimsal i§lerle ugra§iyorlardi.<br />

Bu dônemdeki toprak miïlkiyeti sistemine ili§kin guvenilir<br />

bilgi elde etmek daha da giiçtûr. 5 Manda Hûkûmeti, tahminlerin<br />

"genel olarak kabul edildigini" bildirerek, Ekim 1920 oncesinde Yahudilerin<br />

toplam mùlkiyeti için 650,000 dônûm sayisini veriyordu. 6<br />

Bu sayi Filistin topraklarimn % 2,47'sini olu§turuyordu.<br />

Demek ki, Filistin'in Milletler Cemiyetince Ingiliz Mandasi<br />

altina koyulmasimn arifesinde, Yahudiler Filistin niifusunun % 10-11'<br />

ini oluçturuyorlardi ve topragm yakla§ik % 2,5'una sahiptiler.<br />

Siyonizm'in Filistin 9 deki tddialari:<br />

Theodor Herzl'in kendi ônerdigi Judenstaat'in yeri olarak Filistin'den<br />

ba§ka yerle§im merkezleri de du§ùnmù§ olmasma ve hattâ<br />

Filistin'in "iklimi, Rusya'ya ve Avrupa'ya yakinhgi, yaydma alani<br />

olmamasi" 7 gibi kimi kôtù yanlanndan sôz etmi§ olmasma karçin,<br />

Filistin'in diger butùn dù§ùncelere iistùn gelen bir yaran olacakti:<br />

"Biiyùk efsane." 8 Filistin'in butùn Yahudilerin atadan kalma yurdu<br />

oldugu efsanesi genel olarak Hiristiyanlarca 9 ve Yahudilerce kabul<br />

edilmi§ti; Herzl'in ônerisine ancak bôylece daha kolay destek saglanabilirdi.<br />

Sonunda Filistin'in seçimi Yahudi Ulusal Fonu'nun yalmz<br />

"Filistin ve hemen biti§igindeki ùlkelerde" 10 somùrgele§tirme için<br />

toprak saglanmasmin kararla§tirildigi Altinci Siyonist Kongresinde<br />

(Basel, Agustos 1903) kesinle§ti.<br />

Herzl, ônerdigi devletin sinirlanndan baçka nitelikleriyle daha<br />

çok ilgilenmiç gôrùnùr. Gerçekten de bu konuda kendi ba§ina fazla<br />

dù§ùnmemi§ti. 1896 Nisaninda Gùney Afrika dogumlu Ingiliz Hiristiyan<br />

papazi William Hechler "saatlerce sùren" vaazinda Herzl'e<br />

s Bunun nedenlerinin bir arajtirmasi için bak: John Ruedy, "Dynamics of Land Aliénation",<br />

Abu-Lughod, ibid., s. 120-4; William R. Polk, David M. Stamlar ve Edmund<br />

Asfour, Backdrop to Tragedy : the Struggle for Palestine, Boston, 1957, s. 71, 230-36.<br />

"Government of Palestine, Survey of Palestine : Prepared in December 1945 and January 1946for<br />

the Information of the Anglo-American Committee of Inquiry, 2 C., Jerusalem, 1946, I, s. 243.<br />

'Raphaël Patai, der., The Complété Diaries of Theodor Herzl, New York, i960, s. 56.<br />

"Ibid. Ayrica bak: s. 133.<br />

'Regina Sharif, "Christians for Zion, 1600-1919," Journal of Palestine Studies V, No. 3-4,<br />

(1976), s. 123-41.<br />

10 Stenographisches Protokoll der Verhandlungen des VI. ^ionisten Kongresses in Basel, 23. bis 28.<br />

August 1903 (Vienna, 1903), s. 262-63.<br />

67


Siyonistlerin §u alani kollamalanni sôylemi§ti : "Kuzey siniri (Turkiyede)<br />

Urgiip'e bakan daglar, giiney siniri da Sùvey§ Kanali olmali." 11<br />

Hechler ayrica "Dâvut ve Suleyman'in Filistin'i" 12 sloganini ônerdi.<br />

Herzl, Hechler'in iyi bir ôgrencisi oldugunu iki yil sonra 1898 Ekiminde<br />

arkada§i Max Boderheimer'in ônerisinden, onu onaylayarak sôz<br />

ederken gôsterdi: "Misir Irmagindan Firat'a." 13<br />

Birçok Siyonistin selâmlayarak kar§iladigi 14 1917 Balfour Bildirisi<br />

15 kesin olarak belirlenmi§ bir toprak gôstermiyor, yalnizca îngilizlerin,<br />

"Filistin'de Yahudi halki için ulusal bir yurt kurulmasim<br />

kolayla§tirmak için biitùn çabalanni" harcalayacaklan konusunda<br />

sôz veriyordu. Siyonistler 1919 Paris Ban§ Konferansma kadar iddialarim<br />

yumu§attilar ve yalnizca doguda (bugunkù adlariyla)<br />

Lubnan'da Sidon'dan Suriye'de §am'a, giineyde Ûrdiin'de<br />

Ma'an, Amman ve Akabe, batida Misir'da El Ari§'e kadar olan topragi<br />

istediler. 16 Ozellikle Ingiltere ve Fransa arasinda yapilan gôrii§-<br />

meler sonucunda, A.B.D.'nin de onayiyla, Filistin'in sinirlari saptandi<br />

ve Filistin Mandasi 17 Milletler Cemiyeti Konseyi tarafindan Temmuz<br />

1922'de onaylandi. Ertesi yil Ingiltere, Manda belgesinin 25'<br />

inci Maddesinde verilen yetkiye dayanarak, Yahudi "ulusal yurdu"<br />

hùkùmlerinin uygulanabilir oldugu alani Urdùn Irmagi'nin batisiyla<br />

smirlandi. Bu, Siyonistlerin hak iddia ettikleri topraktan ônemli<br />

ôlçiide kiiçùktù ve daha sonra tek ba§ina Filistin olarak adlandirilacakti.<br />

Bôylece, Herzl'in yillardir pe§inde ko§up ele geçiremedigi<br />

"ferman" artik Siyonistlerin elindeydi ve Filistin'de bûyùk ôlçekli<br />

Yahudi somurgeci yerle§in i için sahne hazirdi.<br />

Biitiin bu gôru§me ve entrikalarda gôz ônune alinmayan insanlar,<br />

bir halk olarak tanmmayan ve yurtlan, topraklan, gelenek-<br />

"Diaries, s. 343.<br />

,2 Ibid.<br />

13 Ibid., s. 711.<br />

H Kar§i bir gôru§ için, Ahad Ha'am, "After the Balfour Déclaration," Gary V. Smith, der.,<br />

Zionism-The the Dream and the Reality : a Jewish Critique, New York, 1974, s. 83-90.<br />

ls Leonard Stein, The Balfour Déclaration, London, 1961 ; Christopher Sykes, "The Prosperity<br />

of His Servant: A Study of the Origins of the Balfour Déclaration," Two Studies in Virtue,<br />

New York, 1953, s. 107-235; Ben Halpern, The Idea of the Jewish State, 2. B., Cambridge,<br />

Mass., 1969, chap. 9; Pok et al., chap. 9; W.T. Mallison, Jr., "The Balfour Déclaration:<br />

Appraisal in International Law," Abu Lughod, op. cit., s. 61-111.<br />

'"Halpern, s. 278, 304.<br />

"Henry Cattan, Manda'nin Milletler Cemiyeti Misaki'nin 22'nci Maddesiyle çeli§tigi<br />

için, uluslararasi hukuk açisindan geçersiz oldugunu ileri sùruyor : Palestine and International<br />

Law : the Légal Aspects of the Arab-Israeli Conflict, London, 1973; Manda Belgesi, s. 176-81.<br />

68


leri hakkinda kendilerine dani§ilmaya gerek bile gôrulmeyen Filistin'in<br />

yerli Arap halkiydi. n Agustos 1911 tarihli uzun bir memorandumda<br />

zamamn îngiltere Di§ I§leri Bakani Arthur James Balfour<br />

ku§kulari giderici bir açik yureklilikle Manda sistemini ve Milletler<br />

Cemiyeti Misaki'mn "(daha once Osmanh Imparatorluguna bagh<br />

olan) bu toplumlann istekleri, mandater devlet seçiminde dikkate<br />

alinacak baçhca etken olmahdir" diyen 22'inci Maddesini 18 inceliyor<br />

ve Filistin'e il§ikin olarak çunlan belirtiyordu :<br />

"Misak'in sôyledikleriyle mùttefiklerin politikasi arasindaki<br />

çeli§ki çok bùyùktur... Çiinku Filistin'in bugunku sakinlerine<br />

daniçmayi bile ônermiyoruz...Dôrt biiyiik devlet<br />

Siyonizm'le anla§mi§ durumdadir. Ve Siyonizm ister iyi,<br />

ister kôtù olsun, ister dogru, ister yanh§ olsun, bugiin o<br />

eski topraklarda yaçayan 700,000 Arabin tutku ve ôn-yargdanndan<br />

çok daha derin bir anlami olan yùzlerce yillik<br />

geleneklerden, bugunku gereksinmelerinden ve gelecege<br />

iJi^kin umutlarmdan kaynaklanmaktadir. Bence bu dogrudur."<br />

19<br />

Kisacasi, Filistinli Araplar seçeneksiz birakdiyorlardi. Ingiltere'<br />

yi mandater giiç olarak seçip, onun "ulusal yurt" polilikasini kabullenmekten<br />

ba§ka bir seçenekleri yoktu.<br />

Ulusal yurt deyimi, Siyonizm'in Filistin'deki iddiasinin ôzii ve<br />

temel bir parçasi olan gizleme, maskeleme olgusunun bir ôrnegidir.<br />

Siyonist nivetleri maskelemc.k ve bôylece kar§i çiki§lar yaratmamak<br />

için seçilen y\lmanca Heimstàtte sôzcùgiinùn (tam çevirisi olmamakla<br />

birlikte) kar^digi olarak kullamlmaktadir. Max Nordau 1920'de §unlari<br />

yaziyordu :<br />

"Filistin'de Yahudi devleti kurma çabasinda olanlari,<br />

hem butunistedigimizi anlatabilecek, hem de bunu, istedigimiz<br />

topraklarin egemenleri Turkleri ki§kirtmayacak biçimde<br />

dile gedrebilecek dolambaçh bir sôz bulabilecegimize<br />

ikna etmek için elimden geleni yaptim. Devlet kar§digi<br />

olarak Heimstàtte'yi ortaya attim...Anlami belirsizdi ama<br />

biz, hepimiz bunun ne anlama geldigini anhyorduk. O<br />

,8 Metnin butiinu için, Cattan, s. 175.<br />

'''E.L. Woodward ve Rohan Butler, der., Documents on British Foreign Policy, 1919-1939<br />

seri I, C. IV, 1919, (London 1952), s. 345.<br />

69


zaman bu bizim için Judenstaat [Yahudilerin devleti] anlamina<br />

geliyordu, §imdi de ôyle." 20<br />

Siyonist sômiirgelik genellikle daha bùyùk olan Avrupa sômurge<br />

aluminm bir parçasi olarak gôrùlùr. Bu ku§kusuz dogru olmakla<br />

birlikte, Siyonist sômùrgeciligi ôtekilerden ayiran birçok ôzelligin<br />

gôzden kaçirilmasina da neden olmaktadir. Once, Siyonizm varolan<br />

bir devleti temel alarak yayilmayi degil, devletsiz, yurtsuz<br />

sayilan bir halk için bir devlet kurmayi gùdùyordu. îkincisi, Siyonizm,<br />

kârh biçimde sômùrùlecek yeni pazarlar ve insan gucù ya da dogal<br />

kaynaklar pe§inde degil, "topraksiz bir halk" için bir devletin kurulabilecegi<br />

"halksiz bir toprak" pe§indeydi.<br />

Bôyle bir giri§imi Yahudi ve Yahudi olmayanlara kar§i hakli<br />

çikarmak ve yasallaçtirmak için Siyonizm, (a) dôniif kavramini, yani<br />

yalnizca daha once çikartildiklarini sôyledikleri bir topraga dônme<br />

pe§inde olduklanna dair kavrami ve (b) Yahudi olmayan herkesin<br />

dogasmda bulunup, degi§mez olarak, amacma hizmet edecek biçimde<br />

niteledigi anti-semitizmi vurgulad 1. Anti-semitizm, Yahudilerin anayurtlanndan<br />

çikarilmalarinin ve sùrgùnde de boyunduruk altina alinmalannin<br />

sorumlusu olarak sunuldu. Siyonistlere gôre, tek çôzùm tercihan<br />

insansiz bir ùlkeye dônù§tù. îstedikleri ùlke olan Filistin bu nitelige<br />

uymadigina gôre, uygun duruma getirilmeliydi; içinde ya§ayanlar<br />

bo§altilmahydi. Bôylece, o insanlar sômùrùlmù§ olmayacak<br />

(anla§ilan bu sùrùlmeden daha bùyùk bir kôtùlùktù) ve bùtùn bu<br />

giri§im yalniz kabul edilebilir olmakla kalmayacak, dogru, iyi, giderek<br />

kutsal sayilacakti!<br />

20 Sykes,s. r6o, dn. i. "Siyonizm'in amacinin, Yahudi halki için Filistin'de biryurt yaratmak..."<br />

oldugunun açiklandigi Birinci Siyonist Kongresi'nden (Basel, Afustos 1877) sôz ederken,<br />

Herzl Eyliil'de §unlari yazmi§ : "Basel Kongresini—kamuoyu ônunde sôylemekten kaçinaca|im—tek<br />

bir sôzle ôzetleyecek olsam, §unu §ôylerdim: Basel'de Yahudi Devleti'ni kurdum."<br />

Diaries, s. 581. Chaim Weizmann, aym Kongre hakkinda elli yil sonra yazarken, §ôyle diyordu<br />

:"Hepimiz onu en azindan Herzl kadar Yahudi devletinin kurulu§u olarak gôriiyorduk."<br />

Trial and Error : the Autobiography of Chaim Weizmann, New York, 1949, s. 68. Aym konuda<br />

diger Siyonist ônderlerden de alintilar yapilabilir.<br />

lngiliz1 ve Siyonist memurlarin deyimi aym biçimde anladiklan konusunda ku§ku yok.<br />

1921'de Hindistan dairesinde gôrevli olan John Shuckburgh §unlari yaziyor: "Weizmann'<br />

in Lloyd George'a Majestelerinin Hiikûmeti, ùnlù Balfour Bildirisi'ndeki 'Yahudi ulusal<br />

yurdu' deyimine ne anlam vermekte diye sordu. Ba§bakan 'Bir Yahudi devleti demek<br />

istiyoruz' diye yamtladi." Doreen Ingrams, der., Palestine Papers, 1917-1922: Seeds<br />

of a Conflict, London, 1972, s. 146. 22 Temmuz 1921'de Lloyd George, Arthur James<br />

Balfour, Winston Churchill, Chaim Weizmann ve digerleri arasindaki bir konu§madan sôz<br />

ederken, "L.G. ve A.J.B., ikisi de Bildiri ile, her zaman sonuçta bir Yahudi devletini<br />

kastettiklerini sôylediler" diyor. Middle East Diary, 1917-1956, New York, i960, s. 104.<br />

70


Bôylece, Siyonistlerin Filistin uzerindeki iddiasi, Filistin'in bir<br />

halk olarak degil, yalnizca ilkel a§iret ve gôçebeler toplulugu olarak<br />

gôrulen yerli sakinleri bo§altilarak ele geçirilmesi yôniïnde, Ingiltere'<br />

nin ve genel olarak Bati dûnyasinm destegini saglamaya yarayacak<br />

biçimde savunulu.p hakh çikarildi.<br />

Manda Altindaki Filistin:<br />

Manda belgesinin Ingiltere tarafindan Milletler Cemiyetine verilip<br />

Temmuz 1922'de onaylanmasina ve Eylùl 1923'te yiiriirlùge girmesine<br />

karçilik, Manda yônetimi uygulama yôniinden 1920'de ba§ladi. Nisan<br />

1920'de San Remo Konferansinda,BirinciDunya Sava§inin galiplerieski<br />

Osmanh Imparatorlugunun topraklarinin dùzenlenmesi konusunda<br />

ve bu arada Filistin için mandater devletin Ingiltere olmasinda anla§tilar.<br />

Bu anla§maya dayanarak Ingiltere Temmuz 1920'de daha<br />

ônceki askerî yônetimi devralarak, Filistin'de sivil bir yônetim kurdu.<br />

Askerî yônetim Siyonistlerce sik sik, Siyonizm'in amaçlanna<br />

kar§i diï§manca bir politika izlemekle ve hattâ anti-semitik olmakla<br />

suçlaniyordu. Ancak, yônetim kayitlarimn incelenmesi ve memurlanndan<br />

bir bôliimùnûn daha sonra Siyonistlerin açik onaniyla sivil<br />

yônetimde de gôrev almi§ olmalari olgusu bu tiir suçlamalarm temelsiz<br />

oldugunu gôsteriyor. Askerî yônetim kendini sava§ kurallariyla<br />

simrli hissediyor ve ifgâl altindaki du§man topragini yônetiyormu§<br />

gibi davranmak geregini duyuyordu. Bu yûzden, genel olarak,<br />

Filistin'de statùkoyu korumak için çaba gôsterdi. Toprak Sicil<br />

Dairelerini Kasim 1918'de kapatti. Yahudi gôçùnù durdurmamakla<br />

birlikte, kolayla§tirmadi da. Ancak bu dônemde, ïbranice resmî bir<br />

dil olarak kabul edildi ve Siyonist Komisyona ulkede c!ola§ma ve geli§-<br />

meler plânlama izni verildi. Sivil yônetim Filistin'de statùkoyu koruma<br />

yùkumlùliigù duymadigi ve gerç'ekte onu degi§tirmekle gôrevli<br />

oldugu içindir ki, Siyonistler 1920'deki yeni yônetimi pek iyi kar§iladilar.<br />

Manda, açikça Siyonistlerin amaçlanna uyacak biçimde tasarlanmi§ti.<br />

Yalniz giri§ kisminda yer alan Balfour Bildirisi degil, 2,4,6,<br />

11,21 ve 23'uncu Maddeler 21 açikça Siyonistlerin çikarlarina gôre<br />

formule edilmi§ti. Bôyle bir politikayla uyumlu olarak sivil yônetim<br />

Yahudi ya da Yahudi olmayan Siyonistlerle doldurulmuçtu. Yahudi<br />

21 Metin için bak: Cattan, s. 176-81; Ingrams, s. 177-83.<br />

71


gôrevliler arasinda "Manda'nin kuruculanndan biri olan" 22 Yiiksek<br />

Komiser Herbert Samuel 23 ve sorumluluklan arasinda biitùn hùkûmet<br />

organlanna hukuksal dani§manlik yapma, mahkemeleri ve toprak<br />

si cil dairelerini denetleme ve yasa taslaklari hazirlama bulunan<br />

(ve e§i Samuel'in yegeni olan) Ba§savci Norman Bentwich vardi. Ayrica,<br />

Goç Dairesi Mùdûrù Albert Hyamson, aym dairede gôrevli<br />

(Ingiltere'deki Siyonist orgùtunun eski bir gôrevlisi) Denis Cohen,<br />

Hiikûmet Sekreteri Ba§ Yardimcisi Max Nurock, Ticaret ve Enclustri<br />

Mùdùrù Ralph Harari, Levazim Denetçisi Harold Solomon da Yahudi<br />

gôrevlilerdendi. Bentwich Yahudi olmayanlardan Hiikûmet Ba§<br />

Sekreteri Wyndham Deeds ve onun ardili Gilbert Clayton'u "Yahudi<br />

ulusal yurdunun saglam dostlan" 24 olarak niteliyor.<br />

Yeni hukûmetin ilk eylemleri Temmuz ayinda yeni bir Gôç<br />

Yônetmeligi ve Eylùlde de, Yahudilerin toprak satin almalarim<br />

Arap ayaklanmasmin etkenlerinden biri olarak degerlendirilen 25<br />

bir Toprak Transferi Yônetmeligi çikarmak oldu. Miilkiyet transferine<br />

izin veren Toprak Sicil Dairesi Ekimde yeniden açildi ve Filistin'de<br />

çok karma§ik ve çôzùlmesi gùç bir konu olan yeni bir tapulama<br />

sistemi uygulamaya konuldu. Bundan beklenen Siyonistlerin<br />

toprak ele geçirmelerini kolayla§tirmak, hizlandirmak ve daha<br />

ucuzlatmakti.<br />

Bùtun bu ônlemler, her zaman bilerek olmasa da, Siyonistlerin<br />

amaçlanna yaklaçmalarina hizmet etti. Buna gùzel bir ôrnek,<br />

gûya toprak agalannm kiraci çiftçileri topraklarmdan çikarmalarmi<br />

"Feldmare§al Allenby, 6 Mayis 1920'de D15 Iflcri Bakanhgina gônderdigi "çok âcil, ôzel<br />

ve çok gizli" bir telgrafta Samuel'in atanmasi konusunda uyanda bulundu: "Ilk yônetici olarak<br />

bir Yahudi'nin atanmasi oldukça tehlikeli olacaktir kanisindayim...Filistinli Musliiman<br />

ve Hiristiyanlar...bu olayi...iilkenin birden Siyonist bir yônetime devri olarak gôrecekler...<br />

agirhklarmi yônetime kar§i koyacak... her tiirlu hukûmeti giiç duruma sokacaklar."<br />

Askerl yônetimin ba§i General Bols, Samuel'in atanmasma tepkileri §ôyle bildiriyor:<br />

"Ça§kinlik, umutsuzluk ve ôfke, Mùsliiman-Hiristiyan halkin duygulanydi...Yahudiler<br />

arasinda bir dinda§lanna bah§edilen bu §eref nedeniyle genel bir ho§nutluk vardi; ancak, bu,<br />

dinsel ôzgiirlùkleri için yeterli ônlem saglanamadigi korkusunu duyan Ortodoks Yahudiler<br />

nedeniyle azalabiliyordu..." Bols, Avrupali bir Siyoniste atifta bulunarak sonuca vanyor:<br />

"Ilk alti ay Mùsliiman ve Hiristiyanlardan korunmak için bir îngiliz muhafiza gerek<br />

duyacak, alti ay sonra Siyonistlerden korunmak için çifte Ingiliz muhafiz isteyecek." Ingrams,<br />

s. 105-107.<br />

"Norman ve Helen Bentwich, Mandate Memoirs, 1918-1948, London, 1965, s. 12.<br />

"Ibid., s. 32.<br />

"Thomas Haycraft ba§kanhgmdaki komisyonun bulgulari : Report of the Commission of Inquiry<br />

on the Disturbances of May 1921, (Cmd. 1540; London, 1921), s. 51.<br />

72


ônlemek için hazirlanan Toprak Transferi Yônetmeligidir. Yônetmelik<br />

istenenin tersi bir sonuç verdi, çunkù biiyiik toprak parçalarmin<br />

çogunun sahipleri bu topraklardan uzakta ya§iyorlardi. Toprak<br />

sahipleriyle kiracilann ili§kileri o zamana kadar gôreli olarak iyiyken,<br />

yeni yônetmelik, Siyonist arsa komisyonculannca yiireklendirilen<br />

kiracilarda, kendiletine iistù kapah hukumleile verilen belirli "kiracilik<br />

haklari"nin artik kira ôdemelerini gerektirmeyecegi kanisini<br />

yaratti. Mulkleri sorun yaratan, buna kar§ihk az bir gelir alabilen ve<br />

vergi yùkù de olan toprak sahibi guç bir durumda kaldigini gôrdû.<br />

Siyonist toprak komisyonculari bu sxrada devreye girip, topraklan<br />

satin almayi ve toprak sahiplerini dertlerinden kurtarmayi ôneriyorlardi.<br />

Yahudi §irketlerine devlet topraklan ve dogal kaynaklar iizerinde<br />

sulama, elektrik iiretme, Ôlii Deniz'den potasyum ve diger madenlerin<br />

çikartilmasi gibi ayricaliklann verilmesi somùrgecilere yarayan<br />

diger onlemlerdi. Herhangi bir biçimde ve hiçbir ayncahk Yahudi<br />

olmayanlara verilmiyordu ve Manda'dan once verilmiç olanlar da,<br />

bir ïngiliz §irketi verilmi^ olsa bile —ornegin, Kudus Elektrik ve Hulah<br />

ayncaliklari—- daha sonra hiikûmetin el altindan yardimiyla ele<br />

geçiiiliyordu. Araplarin elinde kalan tek ayncahk Himmah Sicak Su<br />

Kaynaklan idi. Bu ayricaligin sahibi olan Suleyman Nazif yazarlardan<br />

birine (Hadawi), ayricaligin iptal edilmesini istemiyorsa satmasi<br />

gerektigi yolunda kendisine baskilar yapildigim anlatmi§tir.<br />

Bunlar gibi somut konulardan baçka, daha çok sembolik anlami<br />

olmakla birlikte, Araplara bagimh durumlarmi ve ellerindekini<br />

ergeç kaybedeceklerini hatirlatip onlari ofkelendiren yontemler de kullamldi.<br />

Ekim 1920'de Filistin'de çikarilan bir pulun iist kismmda<br />

Arapça, oitasinda îngilizce ve altmda Ibranice Filistin sôzcùgu yaziliydi.<br />

îbranice olanin yanmda Eretz Tisrael'i simgeleyen, yine îbranice<br />

alef ve yod harfleri vardi. Bentwich'e gore, bu yolla "Samuel,<br />

geleneksel Yahudice adm resmen tanmmasini ustalikla saglami§<br />

oldu." 26 Bentwich, bir Arap milliyetçisi grubun bu harekete mahkeme<br />

yoluyla kar§i koymaga çali§tigmi, ancak "mahkemenin yônetimin<br />

eylemine kari§mayi reddettigini" ekliyor.<br />

Siyonist amaçlann gerçekle§tirilmesinde olumlu tutum takinmasinm<br />

yanmda, yonetim Yahudi olmayan Filistinlilere kar§i<br />

uygulanan açik ayrimi ônlemek için hiçbir §ey yapmadi. Yahudi<br />

26 Bentwich, s. 64.<br />

73


Ulusal Fonu'nun (Keren Kayemeth Leisrael) toprak satin almasina,<br />

toprak iistiinde mulkiyetin devredilmesini engelleyecek ve Yahudi<br />

olmayanlara kiralanmasmi yasaklayacak biçimde sôzle§meler yapmasma<br />

izin verildi; Yahudi kiracilar, kira sôzle§mesinde Yahudi<br />

olmayanlarla i§ yapmamayi, boylelerini i§lerinde çah§tirmamayi yùkûmleniyorlardi.<br />

Manda belgesi hùkiimlerinde yan-hukûmet organi<br />

gibi gosterilen (M. 4, M. 6, M. 11) ve aslmda "Siyonist Ôrgiïtu'nùn bir<br />

bir diger adi" 27 olan Yahudi Ajansi'nin Agustos 1929'da beriimsedigi<br />

kurucu belgesinde §unlar beliitiliyordu (M. 3):<br />

"Tcprak, Yahudilerin mulkiyeti olarak elde edilmeli...<br />

[ve] Yahudi halkinm devredilmez mùlkù olarak korunmalidir.<br />

Ajans, Yahudi emegi temelinde tarimsal kolonizasyonu<br />

ozendirecek, Ajans tarafindan sùrdùrùlùp geli§tirilen<br />

bùtùn çah§malarda Yahudi emeginin kullanilmasi<br />

bir ilke olarak kabul edilecektir." 28<br />

Benzer biçimde, Filistin Kurulu§ Fonu'nca (Keren Hayesod)<br />

Yahudi kolonistlere sermaye saglamasi için yapilan ôdeme anla§malannda<br />

"yerle§en kimse, yardimci tutmak zorunda kaldigi zaman,<br />

yalnizca Yahudi i§çi çah§tirmayi ùstlenir." (M. 7) deniliyordu. 29<br />

Zamanin Yahudi Genel I§ Federasyonu (Histadrut) Arap i§çîleri<br />

temsil etmemekle kalmayip, onlarm Federasyona bagh bir sendikada<br />

toplanmalanni da engelledi ve Siyonist olmayan Yahudi i§verenlere<br />

de diger Arap i§çilerin yerine Yahudi i§çilerin alinmasi yolunda<br />

baski yaparak Araplara i§ veiilmesini engellemek için her çabayi<br />

gôsterdi. 30 Israil'in onde gelen haftahk dergilerinden Ha'olam Haz,eK'va<br />

Yazi I§leri Mùdùrù Uri Avnery'nin deyi§iyle:<br />

"Ibrani Emegi demek, Arap Emegine Hayir demek anlamma<br />

geliyordu. Topragm rehinden kurtarilmasi, çogu<br />

zaman, orada ya§amakta olan Arap fellâhlardan kurtarmak<br />

demekti. Portakal bahçesinde Arap çahçtiran<br />

bir bahçe sahibi dâvâya ihanet etmi§ bir hain, yalniz<br />

bir Yahudi i§çiyi i§ten yoksun birakmakla kalmayip,<br />

daha ônemlisi, ùlkeyi bir Yahudi i§çiden yoksun birakan<br />

alçak bir gerici sayiliyordu. Onun bahçesine saldinlmali,<br />

"Halpern, s. 195.<br />

28 Hope Simpson, s. 53.<br />

"Ibid.<br />

M Ibid., s. 55.<br />

74


Araplar zorla çikartilmaliydi. Gerekirse, kan dokmek<br />

me§ruydu." 31<br />

Avneiy, ayrica, kiraci olarak toprak i§leten Araplarm "bir kibbutz<br />

kurulmasi gerekince Yahudi Ulusal Fonu tarafindan elc geçirilen<br />

topraktan hemen çrkanldiklarini" da ekliyor.<br />

"Yardimci" gôrevlilei, "kolayla§tirici" yasalar ve hukûmetin<br />

"nufusun diger kesimlerinin (yani Araplarm) hak ve durumlarmin<br />

zarar gôrmemesi"ni (Manda Belgesi, M. 6) saglama yolundaki çabalannrn<br />

pek de ciddî olmàmasi ya da en azmdan etkisiz olmasiyla<br />

yaratilan hava içinde Siyonistlerin toprak elde etmeleri ve koloniler<br />

kurmalari §a§irtici degildir. §a§irtici olan Yahudilere ait toprak mulkiyetinin<br />

daha hizh bùyumemcsi ve Filistin topraklarimn daha geni§<br />

bir kesimini kapsayamamasidtr.<br />

Manda dôneminde toprak elde etmenin ba§hca mekanizmasi satin<br />

aima ve kiiçiik miktarlarm hukûmetten kiralanmasiydi. Manda<br />

yônetimince toprak mùlkiyeti konusunda son tamamlanmi.5 istatistikler,<br />

1945-sonu sayilar temel alinarak, 1946 yihnda Ïngiliz-Amerikan<br />

Ara^tirma Komitesiiçin yapddi. Sonuçlar 1945 Kôy Istatistikleri'nde 32<br />

(Village Statistics : 1943) yayinlandi. Bu çahçmada §unlar temel alinmi§ti:<br />

(1) Toprak tapularmin son duzenlemelerinin tamamlandigi<br />

alanlara ili§kin kayitlar (Filistin yiizôlçùmunùn % 5 kadan) ve (2)<br />

ôteki alanlar için Kirsal Emlâk Vergisi Yônelmeligi geregince atanan<br />

kôy vergi dagitim komitelerinin hazirladigi vergi yukùmlùleri listesi.<br />

Bunlara gôre, Yahudilerin toplam mùlkiyeti 1,491,699 dônum, yani<br />

Filistin topraklannm % 5,67'siycii. Egcr biz de hukûmetin yaptigi gibi<br />

Ekim 1920'den ônceki miktan 650,000 dônùm (% 2,47) kabul edersek,<br />

inceledigimiz dônemde Yahudilerin mùlkiyeti 841,699 dônùm<br />

(%3i 2 ) artmi§ demcktir.<br />

Kôy Istatistikleri miilkiyet sicillerini ve vergi kayitlarmi temel aldigina<br />

gôre, feshedilmez vekâlctname sahibi (gerçek anlamda degil,<br />

kayitlara gôre malik olan) Arap komisyonculardan satin almip Yahudilerin<br />

mùlkiyetine geçen topraklan kapsamamaktadir. Bu yôntem,<br />

ôzellikle, §ubat ig4o'ta yaymlanip Mayis 1939'da yùrurluge girmi§<br />

olan Toprak Transferi Yônetmeligi ile duzenlenen "sinirh bôlgeler"de<br />

31 Israël without ^ionists : a Plea far Peace in the Middle East, New York, 1968, s. 85.<br />

"Kudiis, 1964, Bu, açiklayici notlarla tekrar basilmi§tir: Hadawi, der., Village Statistics<br />

1945: a Classification of Land and Area Ownership in Palestine, Beirut, 1970.<br />

75.


toprak elde etmek için kullamldx. 33 Yahudilerin toprak mulkiyeti<br />

sorununa boylece katilan çeli§kilerin sinirh bir gostergesi de, Yahudi<br />

Ulusal Fonu'nun 1939-44 yillari arasinda tek ba§ina 325,742 dônumliik<br />

toprak satm aldigim ileri sùrmesine karçihk, hukûmet kayitlarinm<br />

aym donemdeki bùtun Yahudi ahmlari için 110,140 donùm sayisim<br />

vermesidir. 34<br />

Manda yônetimi (yine Ingiliz-Amerikan Ara§tirma Komitesi<br />

için) Koy istatisfikleri'ne dayanarak, ancak yukardaki çeliçkileri<br />

açikca kabullenerek Filistin Raporu (Survey of Palestine) hazirladi. Bu<br />

ara§tnma 1920-45 dôneminde toplam 938,365 donùm (% 3.56)<br />

toprak ele geçirildigini kabul ederek, Yahudilerin toplam emlâkini<br />

1,588,365 dôniim 35 (% 6.3) olarak gôstermektedir. Ele geçirilen toprak<br />

miktari yillaxa gore onemli olçùde degi§iyordu; en dù§uk miktar 1920<br />

yihndaki 1,048 dônum, en yùksegi ise ig25'deki 176,124 dônùmdu;<br />

1920-45 arasinda her yila ortalama 36,091 dônum dù§ùyordu.<br />

Bu ahmlara ek olarak, Yahudiler 195,000 dôniimlùk devlet topragmi<br />

da kiralami§lardi. 36 Siyonist kaynaklarm bunlan da çogu zaman<br />

Yahudi miilkù gibi gôstermesine kar§in, dogal olarak bu topraklar<br />

Yahudi miilku olarak kayda geçmemi§tir.<br />

Yahudi Ulusal Fonu'nda uzun sûre gôrev alan ve 1945-46 yillarinda<br />

yônetim kurulu ba§kanligi yapan Abraham Granott, daha<br />

sonralan daha bùyuk sayilar verdi. Granott'un ileri sùrdugùne gore,<br />

1947 sonunda Yahudiler, Manda dôneminde kazanilan toplam 1,<br />

084,000 donùm (%4.i2) dahil, 1,734,000 dônùm 37 (% 6.59) toprak<br />

sahibi olmu§lardi. Granott'un Yahudi topraklarmi en fazla miktarda<br />

gôsterme çabasi açik olduguna gore, bu sayi en yùksek olarak almanabilir;<br />

gerçek saymmsa daha az olmasi gerekir. Ne olursa olsun,<br />

hùkûmetin ve Granott'un sayilan birbirinden fazla farkli degildir.<br />

Bu durumda, Manda dônemi sonunda Flistin'deki Yahudi toprak<br />

mùlkiyetinin en fazla % 7 oraninda oldugu sonucuna rahatça varabiliriz.<br />

"Robert John ve Sami Hadawi, The Palestine Diary : 1914-1945, Beirut, 1970, s. 332-34;<br />

George Kirk, The Middle East in the War, London, 1952, s. 232-35.<br />

"Walter Lehn, "The Jewish National Fund," Journal of Palestine Studies, III, No. 4 (1974),.<br />

s. 90-91.<br />

35 Survey of Palestine, I, s. 244.<br />

56 Ibid., s. 258.<br />

31 Agrarian Reform and the Record of Israël, London, 1956, s. 28.<br />

76


Bu sonuç hemen iki soru akla getiriyor: (i) Manda donemindc<br />

saglanan kolayliklara kar§in, neden Yahudilere ait topraklann orani<br />

bu dônemin sonunda daha yiiksek, ornegin % 60-70 degil de,<br />

% 6-7 olarak kaldi (2) Yahudi orgiitlerince ve tek tek ki§ilerce<br />

satin ahnan topraklan satanlar kimlerdi Bu sorulann yanitlan birbiriyle<br />

ili§kisiz degildir.<br />

Ilk sorumuza tek ve basit bir yanit bulunamaz. Sermaye yoklugu<br />

kimi zaman bir etken olmu§ olabilir. Bir ôlçùye kadar da bu<br />

dogrudur, ancak nedenlerin bùtùnunde gôreli olarak çok kiiçùk bir<br />

yer tutar. Ku§kusuz daha onemli olan, ilk Siyonistlerin Filistin'deki<br />

Yahudi gôçûniin, kolonizasyonun ve geli§imin orani hakkmda (gôriinù§te<br />

Ingiliz Hùkûmetince de kabul edilmi§ olan) tahminlerinin,<br />

Aviupa ve Filistin'in gerçeklerinden degil, umut ve dii§lerden<br />

kaynaklanan safça ve /ya da a§iri beklentiler oldugu olgusudur. Siirenin<br />

beklenenden çok daha uzun olmasi, biitùnùyle pngôrulmù§<br />

olmasa da, çogu zaman ônemsenmeyen diger etkenlerin gundeme gelmesini<br />

gerektirdi. Bunlar arasinda en ônemlisi Filistinli Araplann<br />

buyuyen direni§i ve Mandater olarak ïngiltere'nin ustlendigi iki<br />

yûkumlulukten biri olan bagimsizlik- istekleriydi. Bu, ïngiltere'nin<br />

Manda ve "ulusal yurt" giriçimi konusundaki kaygilarmm artmasina<br />

ve Peel Komisyonunun —Nisan 1936'da ba§layan Arap ayaklanmasindan<br />

sonra —Haziran 1937 tarihli raporunda 511 yargiya varmasina<br />

yol açti: "Tek ciimleyle soylemek gerekirse, Filistin'de, §imdi<br />

oldugu gibi, hem Araplarin kendi kendilerini yonetme isteklerini<br />

kabul edip, hem de Yahudi ulusal yurdunun kurulu§unun giivenligini<br />

saglayamayiz." 38<br />

Birinci soruya verilecek yamtin, ikinci soruyla da ili§kili olan<br />

hiç olmazsa bir onemli yônu daha vardir. Siyonistler daha fazla<br />

toprak satin alamiyorlardi, çiinkii kùçùk toprak sahibi Araplarin ezici<br />

bir çcgunlugu topraklarim satmaya yana§miyor ve çekici fiatlar verilmesine<br />

bile kanmiyorlardi. Bu da, onlarin daha sonraki olaylarda<br />

da sik sik belirecek olan ozelliklerini, topraklanna olan baghhklarim<br />

kamtlamaktadir. Siyonistlerin bunu anlamaya niyetli olmadiklan ve<br />

olamayacaklan hiç de §a§irtici degildir.<br />

Topraklan satanlar konusu hcniiz yeterince ara^tirilmi^ degildir<br />

ve bilgilerimizin çogu Siyonist kaynaklardan alinmadir. Ancak, Arap<br />

A-<br />

38 Government of Palestine, The Political History of Palestine under British Administration,<br />

Jerusalem, 1947. UNSCOP tarafindan hazirlanmiçtir.<br />

77


toprak sahiplerini genel olarak toprak satmaya istekli ve bundan<br />

ho§nutlarmi§ gibi gosterme çabalanna kar§in, kendi verdikleri sayiiarin<br />

bile bu iddiayi desteklememesi bu kaynaklann gùvenilir olabilecegini<br />

gosteriyor.<br />

• En ayrmtili bilgiyi 1936 Mart ayi sonunda Yahudi Ajansi Istatistik<br />

Dairesinee yapilan bii çali§maya dayanarak Granott veriyor. Buna<br />

gôre, topraklarm % 52.6'si "topraklannda oturmayan bùyùk toprak<br />

sahiplerinden", % 24.6'si "topraklannda yerle§mi§ olan bùyùk toprak<br />

sahiplerinden" ve % 13.4'u hùkûmet, kiliseler, yabanci çirketler<br />

ve zengin i§ adamlan gibi kaynaklardan satin ahnmigti. Bu, toplam<br />

% 90.6 ediyor ve geriye "fellâhlardan" alinmi§ yalniz % 9.4 kahyordu ;<br />

bu miktann hemen hemen yansi da 1891 ve 1900 yillari arasinda, 39<br />

Manda'dan ve Yahudi Ulusal Fonu'nun kurulu§undan çok once<br />

satin almmîçti. Granott 1947'deki Yahudilerin toprak mulkiyetinin<br />

% 57'sinin bùyùk toprak sahiplerinden, % 16'simn hùkûmet, kiliseler<br />

ve yabanci §iiketlerden ve % 27'sinin kùçùk toprak sahiplerinden<br />

ahnmi§ oldugunu tahmin ediyor, ancak ayrintilj bilgi vermiyor. 40<br />

Topraklannda yerle§mi§ olmayan (yani Filistinli olmayan) mùlk<br />

sahiplerinin Yahudi ôrgùtlerine ya da ki§ilere yaptiklan toprak sati§-<br />

lanyla ilgili bir memorandumda Granott'un 1936 Martmdaki<br />

gôrùçleiiyle uyumlu bilgiler veriliyor. 25 §ubat 1946 tarihini ta§iyan<br />

ve Arap Yùksek Komitesince ingiiiz-Amerikan Ara§tirma Komitesine<br />

sunulan mémorandum, o zaman Filistin'in kimi bôlgelerinde yapilan<br />

bir alan ara§tirmasina dayaniyor; bu da, eksik oldugunun kaniti.<br />

Memorandumda topraklarmin baçmda durmayan saticilann adlan,<br />

satilan toprak miktari ve kiralanmi§ alanlar bildiriliyor. Verilen savilardan<br />

toplam 461,250 dôniimùn, yani Manda dôneminde Yahudilerce<br />

satm ahnan topiagm yansimn topiaklarinda ikamet ctmeyen mùlk<br />

sahiplerinden satm alindigi anla§iliyor. 41<br />

Bôliinen Filistin:<br />

Mandater olarak ùstlendigi ancak birbirine ters dùçen yùkumlùlùkleiini<br />

bagda§tirabilmek ve Filistin'de bùyuyen çatiçmayla ba§açikabilmek<br />

için bùtùn çabalanni harcayip tùketen Ingiltere, sorunu<br />

3a The Land System in Palestine : History and Structure, London, 1952, s. 277.<br />

*°Ibid., s. 278. Efraim Orni'nirï verdigi sayilar da Granott'unkilere uyuyor: Agrarian Reform<br />

and Social Progress in Israël, Jerusalem, 1972, s. 52.<br />

""Hadawi, Village Statistics, s. 27-28.


§ubat 1947'dc Birle§mi§ Milletler'e devretti. Çe§itli komite ve ait<br />

komite raporlarindan sonra, sonuç olarak, B.M. Genel Kurulu 29<br />

Kasim 1947'de Filistin'i bir Yahudi devleti ve bir Arap devleti ile<br />

Kudiis, Bethlehem ve çevresi için uluslararasi yônetim altinda bir<br />

corpus separatum olarak iiçe bôlen 181 (II) numarali tavsiye karanni<br />

benimsedi.<br />

Tipki Manda karan gibi, bôlme tavsiyesi de Siyonistleiin<br />

çikarlari dogrultusunda tasarlanmi§ti. Yahudilerin niifusun iiçte-birini<br />

olu§turmasma ve topragin % 7'sine sahip olmalarina kar§m,<br />

sôzkonusu karara gôre, iyi topraklann çogunu da kapsamak ûzere,<br />

Filistin topraklarmin % 56'si (14,800,000 dôniim dolaylannda)<br />

ônerilen Yahudi devletine 42 veriliyordu. Kararda, aynca, Filistin'de<br />

ya§ayan herkesin insan ve yurtta§lik haklannm korunmasi konusunda<br />

"giivenceler" ve kutsal sôzler vardi; bunlar da uygulamada<br />

Manda belgesindeki benzer gùvencelerden daha anlamh degildi. Avrupa<br />

ve Amerikan devletleri, 1920'de oldugu gibi, 1947 yilmda da<br />

belirli çeli§ki ve çatiçmalara temel hazirlarken, i§lerin her nasilsa<br />

iyi gidecegine ve Filistin sakinlerinin ônerilen, birbirine baglanmi§<br />

devletlerde uyum ve ban§ içinde yaçadiklarmi safça umuyorlardi.<br />

Çikacagmi kestirmek için kâhin olmak gerekmeyen çati§ma,<br />

bôlme tavsiyesinin benimsendigi giinlerde ba§ladi. Sonra zamanla<br />

yati§ti ve 1949'da îsrail ve Misir, Lùbnan. Urdiïn (o zamanki<br />

adiyla Maverâyiùrdun), Suriye tarafindan (ancak ôzellikle belirtmek<br />

gerekir ki, hiçbir zaman Filistinliler tarafindan degil) kar§ihkh<br />

ate§-kes anlaçmalari imzalandi; îsrail devleti daha ônceki Filistin'in<br />

% 56'sini degil, % 77'sini (20,400,000 dôniim) denetimi altma almr§<br />

oldu. Ayrrca, tsrail denetimi altindaki alanlar, ônceden orada ya§ayan<br />

Araplardan bo§altrlmr§tr. Bôylece, Siyonizm'in eski bir amacr bir<br />

dereceye kadar gerçekle§mis oluyordu.<br />

Artrk, Filistinlilerin geri dônmesini ve ïsrail'in topraga iyicé<br />

yerle§mesini saglama aima yolunda adimlar atma srrasi gelmiçti. îlk<br />

amaca, yerinden ayrilanlarm geri dônu§ii reddedilerek varildi 43<br />

ve ikincisi de, bu amaca yônelik bir dizi ônlem yasala§tirilarak sag-<br />

,2 Hadawi, Palestine, s. 17, 25, 42.<br />

"Granott, Agrarian Reform, s. 95. Bunu hukûmetin "cesur bir karan" olarak niteliyor:<br />

"Araplar hiçbir durumda Ïsrail'e dônmemeli." Ben Gurion jôyle yaziyor: "Onlarin hiçbir<br />

zaman dônmemesini saglamak için herçeyi yapmaliyiz !" Michael Bar-Zohar, Ben Gurion :<br />

the Armed Prophet, Englewood Cliffs, N.J., 1968, s. 148.<br />

79


landi. 44 Bôylece, amaca, yalniz Siyonizm'in sempatizan ve destekçilerinin<br />

gôzlerinde yasallaçtirarak degil, gerçekten de "yasal" yollardan<br />

varilmi§ oldu.<br />

Bu ^ônlemlerden birincisi, 1945 yilmda Filistin'de yuksclen Siyonist<br />

terorizmiyle ba§a çikabilmek için Manda yônetimince benimsenen<br />

Savunma (Olaganiistii Durum) Yonetmeligïne 45 dayaniyordu.<br />

Bu yônetmelik Israil tarafindan korundu ve 1966'ya kadar, Israil'deki<br />

Araplann bagli bulunduklari askerî yônetimin dayanagi oldu.<br />

Sôzkonusu yônetmelige gore askerî yoneticiler kendi bôlgelerinde mutlak<br />

giiee sahip oluyorlar ve hiçbir ùst yônetime ya da etkili bir yargi<br />

denetimine bagh olmuyorlardi. Tek uygun duzeltim yolu olan Yùksek<br />

Mahkemeye baçvuru hakki bile sonuçta anlamsiz kaliyordu.<br />

Yôneticinin bir davram§mi hakli gôstermek için "guvenlik nedenleri"-<br />

ni ône sùrmesi Mahkemece herzaman geçerli kabul ediliyordu. Madde<br />

125 askerî yôneticilere herhangi bir alan ya da yeri kapah alan ve<br />

yasak bôlge ilân etme yetkisi veriyordu; bu bôlgelere giri§ ve çiki§<br />

ancak yôneticinin yazili izniyle olabiliyordu. Bu yoldan, kimi bôlgelerin<br />

kapah oldugu bildirilerek ve giri§ için gerekli olan iznin verilmesi<br />

reddedilerek Israilli Araplar kolayea evlerinden ve topraklarmdan<br />

yoksun birakilabi I iyorlard 1.<br />

Aym amaç ve etki dogrultusundaki Olaganiistii Durum Yônetmeligi<br />

(Giivenlik Bôlgeleri) 1949'da kabul edildi. Bu da daha once Savunma<br />

Bakanhgmca yayinlanmiçti ve geçerlilik sùresi Knesset tarafindan<br />

dônem dônem uzatihyordu ; yeterince hizmet ettiktc.n sonra 1972<br />

sonunda yùrùrlukten kaldinldi. Bu yônetmelik, Savunma Bakanligina<br />

yetkililerden izin ahnmadan girilemeyen giivenlik bôlgeleri saptama<br />

yetkisi veriyordu. Yetkililere ayrica, sôzkonusu bôlgede oturanlar<br />

iizerinde, bôlgeden çikartma hakkim da içermek ùzere, gerçek anlamiyla<br />

mutlak yetkiler vérilmi§ti. Yônetmelikte, Galile'nin kuzey<br />

yarismm bùyùk kesimi, Ùçgen alanmm bùtùnu, Gazze §eridine smir<br />

olan aJanlar ve Yafa-Kudùs demiryolu hatti gûvenlik bôlgeleri olarak<br />

"israil kaynaklarina dayanarak Sabri Jiryis, "The Légal Structure for the Expropriation<br />

and Absorption of Arab Lands in IsraëlJournal of Palestine Studies, III, No. 4, (1973), s. 82-<br />

104. Ayrica bak: Hadawi, Palestine, s. 50-61 ve Jiryis, The Arabs in Israël, New York,<br />

1976, s. 75-134.<br />


saptanmi§ti. Yônetmeliklerin çignenmesi, 1945'de de oldugu gibi, suç<br />

saydiyor ve bu suçu i§leyen hapis ya da para cezasina çarptiriliyordu.<br />

Yukandaki yônctmeliklerle uyum içindc yùrùtulen Olaganiistii<br />

Durum Yônetmeligi (bo§ [yani i§letilmeyen] Topraklann îçletilmesi) de<br />

1949 yilinda kabul edildi. Bu yonetmelik, daha once 1948 Ekiminde<br />

geçici hukûmet tarafindan topraklann "terkedilmesine" ve "i§lenmeden<br />

(nadas halindt) birakilmasma " neden olan sava§in etkilerine<br />

kar§i bir ônlem olarak yayinlanmi§ti. Ocak 1949'da Tarim Bakanhgi<br />

bunlann yùriirliikte kalmasmi istedi, çùnkù bôylece:<br />

"[Yahudi çiftçileri ve ôrgùtleri] tanma yônelttik ve yanm<br />

milyon dôniimden fazla i§lenmi§ topragi ektik. Ozellikle<br />

Negev'in kurtulu§u ile birlikte, daha ônceki sakinlerinin<br />

çogunlugunun bo§alttigi geni§ alanlarm transferinden<br />

sonra kar§ila§tigimiz sorun mulkiyetin tescili sorunudur;<br />

bu bir milyon dôniim topraktan daha yararlanmamiz<br />

demektir."<br />

Sôzkonusu yonetmelik, kapali alanlar ve gùvenlik bôlgeleri<br />

kuran yônetmeliklerle baglantili olarak etkin biçimde yiirùtùldù.<br />

Gôz koyulan, ancak Araplarin ya§adigi bir alan kapali ya da gùvenlik<br />

bôlgesi ilân ediliyor, sakinleri de "gùvenlik nedenleriyle" kovuluyor<br />

ve /ya da girip topragi i§lcme izni verilmiyordu. Bôylece, toprak<br />

dogal olarak i§lenememi§ oluyordu. Bunu daha sonra Tarim Bakanhgi<br />

devrahyor ve kom§u Yahudi yerle§im birimlerine i§lemek ve ùretim<br />

yapmak ko§uluyla tahsis ediyordu.<br />

Araplarin, ôzellikle kentlerdeki mùlklerine el koymaya yarayan<br />

dôrdùncù ônlem 1949 tarihli Olaganiistii Toprak Miisadere Yasasi<br />

idi. Yasa, yeni Yahudi gôçmenlere geçici konut ve resmî 46 ôrgùtler<br />

için yer saglamak gerekçesiyle çikartilmi§ti. Ba§tan ùç yili açmamak<br />

ùzere saptanan el koyma sùresi birçok kez uzatildi; "gùvenlik" için<br />

zorunlu gôrùlmesi durumunda birinin mùlkùne el koyulabiliyor ve<br />

bu artik devlet mùlkù sayihyordu.<br />

Be§inci ve belki de en onemli ônlem, 1950 tarihli Sahibi<br />

Bulunmayan Emlâka Iliçkin Yasa idi. Bu daha once, Aralik<br />

Bapnda<br />

1948'cle<br />

"Ulusal ya da kimi zaman Israilli (israil'e ait) sôzleri gibi, resmî sifati da Israil'de, "tsrail<br />

devletine ait" degil, "Yahudi"<br />

kar§iligindadir.<br />

81


Sahibi Ba$inda Bulunmayan Emlâka îliçkin Olaganùstu YÔnetmelik 47<br />

adiyla yùrùrluge girmi§ti. Gôrùniirdeki amaç Israil denetimi altmda<br />

bulunan b5lgede aynlmi§ olan Filistinlilere ait emlâki kesin bir dùzenleme<br />

saglanmcaya kadar bir Kayyumun denetimine birakmakti.<br />

Ancak, Kayyum, Btitiin bu mûlkleri devlete ve Yahudi Ulusal Fonu'na<br />

dcvretmi§ olmasma kar§in, hâlâ "sorumlu" oldugu için clsa gerek,<br />

varligim bugùn de sùrdùruyor. Sôzkonusu yasa, Kayyuma geni§<br />

takdir yetkisi vermiçti. Sahibinin (ya da sahiplerinin) "mùlkùnùn<br />

baçinda bulunmadigi" kanisina vardigi emlâki devralabiliyordu. Tersini<br />

kamtlamak mùlk sahibine dù§ùyordu. Kayyumdan, bir ki§inin<br />

mùlkùnùn ba§mda bulunup bulunmadigini saptarken yararlandigi<br />

bilgi ya da kaynagi açiklamasi istenemedigi için tersini kamtlamak<br />

olanaksiz oluyordu. Kayyum, "iyi niyetle" hareket ederken bile<br />

açikca hatalar yapabiliyordu. Yasa "mùlkùnùn ba§inda bulunmayan"<br />

ki§iyi ôylesine geni§ tammlami§ti ki, "Filistin'deki olagan<br />

ikâmetgâhini" ne Zaman, nerede, nasil ya da ne kadar sùredir teikettigine<br />

bakilmadan, "29 Kasim 1947'den sonra kasaba ya da<br />

kôyùnù terkeden her Filistinli bu yônetmelik geregince mùlkùnùn<br />

ba§indan aynlmi§ olarak nitelenir" 48 deniyordu. Bu yasanin geçerliligi<br />

"Geçici Devlet Konseyince...ig Mayis 1948'de ilân edilen olaganùstù<br />

durum...sona erdigi bildirilene kadar" sùrecekti. Olaganùstù<br />

durum ise bugùne kadar sùrùyor.<br />

Sahibi ba§inda bulunmayan mùlkùn yasal zilyeti olarak Kayyumun,<br />

kisa sûre sonra, 1950'de çikanlan Geli$me Otoritesi (Millkiyet<br />

Transfert) Yasasi geregince kurulan bir makama bunu aktarma yetkisi<br />

vardi. Sôzkonusu makam bu emlâki gerektiginde (1) devlete,<br />

(2) Yahudi Ulusal Fonu'na, (3) Once Yahudi Ulusal Fonu'na ônerilmi§<br />

olmak ko§uluyla, yerel yônetim makamlarma ve (4) Israil'de<br />

kalan Arap mùltecileri yerle§tirmekle gôrevli bir ôrgùte satabilecekti.<br />

Ancak, bu sonuncu ôrgùt hiçbir zaman kurulamadive bôylece topraklann<br />

hemen hemen hepsi devlete ve Yahudi Ulusal Fonu'na "satildi."<br />

Bùtùn bu ônlemler, Araplan, içlemelerini engelleyerek topraklarmdan<br />

yoksun kilarken yasalarda genel olarak mùlkiyetten sôz<br />

4, Ayni amaca yonelik daha ônceki bir ônlem Haziran 1948' tarihli Terkedilmiç Alanlar Bildirgesi<br />

idi. Burada terkedilmi§ olan "Israil silâhli kuvvetlerince fethedilmi§ ya da teslim alinmi§<br />

ya da sakinlerinin btitunu ya da bir boliimunce bo§altilmi5 yerler" biçiminde tanimlamyordu.<br />

Ayrica, geçici bir hùkûmete "herhangi bir yeri 'terkedilmi§ alan' ilân etme yetkisi<br />

veriliyordu." Don Peretz, Israël and the Palestine Arabs, Washington, 1958, s. 149. Israil'in,<br />

sahibi ba§mda bulunmayan topraklara iliçkin politikasiyla ilgili olarak, s. 141-91.<br />

"Ibid., s. 152.<br />

82


\<br />

edîlmiyordu. Bunun yerine, topragin i§lenmesi ve besin maddeleri<br />

uretiminin arti§indan yararlanma hakkindan ve îsrail'de pek<br />

yaygm bir gerekçe olan "gùvenlik" de içlerinde olmak uzere, belirli<br />

amaçlar için el koyma yetkisinden sôz ediliyordu. Bôylece, bu<br />

onlemler yasal mùlkiyeti teknik olarak onceki sahiplerinde birakiyordu.<br />

Aslinda, niyetleri bu degildi ve 1953'de çikarilan Toprak<br />

Iktisabi (Sôzleçmelerin Geçerliligi ve Tazminat) Yasasi ile bunun da<br />

çaresi bulundu.' Sôzkonusu yasa, Maliye Bakanhgina, daha onceki<br />

onlemlerle devralinan topraklann mùlkiyetini Geli§me Otoritesi<br />

araciligiyla devlete aktarma yetkisi veriyordu. Knesset'te yapilan<br />

tarti§malar sirasinda yasamn amaci ve geiekçesi Bakan tarafindan<br />

açiklandi: "Sava§ sirasinda ve sonrasmda alman belirli onlemler<br />

yasala§tinlmak" isteniyordu. Bakan §unlan da ekledi: "Devletin<br />

gùvenligiyle ve temel kalkinma projeleriyle ilgili bir takim nedenler<br />

bu topraklann sahiplerine geri verilmesini olanaksiz kilmaktadir."<br />

Yasa, onceki maliklere tazminat verilmesi ko§ulunu da getirij'ordu;<br />

miktari Maliye Bakanligi belirleyecekti. Bu miktar 1 Ocak<br />

1950'deki degei ùzerinden saptandi. îsrail'deki hizli enflâsyon nedeniyle<br />

J 953 ydinda bu miktar en dù§ùk bedelin bile altmda kabyordu; bugùn<br />

biraz adilce dù§ùnûldùgùnde boy le bir tazminatm açikça el<br />

koyma i§lemine ince bir yasalhk kilifi geçirmekten ba§ka bir§ey olmadigi<br />

anla§ihr.<br />

Filistinlilerin satmayi reddettikleri topraklanndan yoksun birakilmalari<br />

bu tùr yôntemlerle "yasal"la§tinldi. Bôylece elde edilen topraklar<br />

ulusal (ya da Israil) topraklan olarak kabul edildi. îsrail'de<br />

bu tanim, Yahudi olmayanlara kiralanamayan ve yasalara gôre<br />

ùstùnde Yahudi olmayanlarm çali^tirilmasi yasak olan "Yahudi"<br />

topraklan anlamma geliyordu.<br />

Israil'deki Araplari topraklanndan sôkmek için alman butùn<br />

bu etkili ônlemlere kar§in, çe§itli geli§meler istenen sonuca vanlmasini,<br />

yani geride kalan Araplarm da gitmeye "ôzendirilmesi"ni<br />

engelledi. Bunlar arasinda Aiaplarm topraklanni birakmaya kar§i<br />

inatla direnmeleri, yùksek dogum orani (§imdi 1967 ôncesi Israil<br />

topraklanndaki nùfusun % 15'i kadar) ve bu bùyuyen azmlik için<br />

topragin yetersiz olmasi sayilabilir. Nazareth Belediye Ba§kani Tevfik<br />

Zeyyad, ïsrail'in "el koyma politikasi" sonucunda "1948'de Arap<br />

kôylere ait olan ortalama alan 16,500 dônùm iken, bunun 1974'de<br />

83


5,000 dôniïme dù§tugù"nù belirtiyor. 49 Verdigi ôrneklerden biri<br />

olan Nazareth'in "topraklarmdan çogundan yoksun kalirken niifusunun<br />

tiç kat (15, ooo'den 45,000'e) arttigini" sôylùyor. Kirsal nùfus<br />

açismdan, "Arap kôyùnun i§lenebilir ortalama topragi 1948'de 9,136<br />

dônumken bunun 1974'te 2,000 dôniime dù§tùgùnu" belirtiyor.<br />

Çe§itli nedenlerden dolayi yeterli sayida Yahudi çiftçi ve tarim<br />

i§çisinin saglanamamasi ve Arap i§çilere daha dùçùk ùcret ôdenmesi<br />

olgusuyla birlikte, yukardaki geli§meler Yahudilerin artan oranda<br />

Arap i§-gùcù kullanmalan sonucunu yaratti; hattâ, kimi çiftliklerde<br />

Araplar ortakçi olarak çali§tirildilar. Tarim Bakanhgi bu uygulamalan<br />

"bir kanser" 50 olarak niteledi. Tarim Bakanhgi ve Yahudi Ajansi<br />

Yerle§im Dairesi bu "salgm"i ônlemek için "§iddetli bir kampanya"<br />

ba§latti, bu tùr uygulamalarm yasalarm çignenmesi anlamina geldigini<br />

bildirerek uyanlarda bulunuldu ve kimi i§yerlerine para cezasi<br />

verildi. 51<br />

Bu sorunla ilgili olarak, bùtùnuyle baçarih olamayan bir çaba da<br />

1967 tarihli Tanmsal Yerleçim (Tanmsal Toprak ve Suyun Kullaniminin<br />

Kisitlanmasi) Tasasi 52 idi. Yasanm amaci, Yahudi Ulusal Fonu'unkiler<br />

de dahil olmak ùzere, ulusal topraklar ùstùnde Yahudi<br />

olmayanlann kiralama, ortakçihk yapma ve kiracidan kiralama gibi<br />

haklarmi onlemekti. Bu yasayla ve devletin Yahudi Ulusal Fonu'ndan<br />

devrahp benimsedigi benzeri kisitlayici, ayinci politikalarm 1967<br />

ôncesi Israil topraklarmin "% 90'inm ùstunde" 53 bir bôlùmùnde<br />

uygulandigini unutmamak gerekir.<br />

Filistinli Araplar yukanda belirtilen ônlemlerle topraklarmdan<br />

"yasal olarak" yoksun birakildilar ve yerinden kopanlanlann<br />

geri dônmeleri engellendi. Israil'in 1967'den beri i§gâl ettigi<br />


topraklarda, ôzellikle Bati Yakasi ve Gazze §eridinde, bu topraklann<br />

uluslararasi hukuka gôre statiileri nedeniyle durumun<br />

heniiz açik olmamasi ve karma§ik olmasina kar§in, benzeri politikalar<br />

uygulamakta oldugunu eldeki kanitlar gôstermektedir. 54 Bu eylemler,<br />

Israil'in de imzalayan taraflardan biri oldugu, ama §imdiye<br />

kadar yalnizca ihlâl ederek "saygisini" gôsterdigi 1949 Cenevre<br />

Sôzle§melerinin açikça çignenmesidir. Israilli bir avukat olan Felicia<br />

Langer'in Ekim 1976'da New York'ta yaptigi bir konu§mada sôyledigigibi:<br />

"Israilli yetkililer Bati Yakasi'nda bir-buçuk milyon dôniimden<br />

fazla topraga, Bati Yakasi'nm toplam alanmin altida-birine,<br />

Gazze §eridinin iiçte-birine el koydular. Binlerce<br />

Bedevi zorla topraklarindan çikartildi. Bôylece, 100,000<br />

dônùmlùk bir alana el kondu. Multeci kamplarim sôzde<br />

• seyrekle§tirme politikasi multecilerin kitlesel olarak siiriilmesi<br />

ve binlerce evin yikilmasi sonucunu verdi...î§gâlciler<br />

aym eylemi Kudùs'ùn Arap kesiminde de ortaya koydular;<br />

kentte ve banliyôlerinde 22,000 dôniim Arap topragma<br />

el koyuldu, burada oturup çah§an on-binlerce Arap<br />

zorla çikanldi. Evini terketmektense ôlmeyi yegleyecegini<br />

sôyleyen ya§h dul Salaime'yi hiçbir zaman unutamayacagim.<br />

800 Arap yapisinin yikilmasindan sonra, Kudiis'ii<br />

çevreleyip Beit Jala ve El-Cerîha yoluna varan 13 yeni<br />

îsrail bôlgesi —yetkililerin deyi§iyle Kudùs çevresinde bir<br />

halka —olu§turuldu. Sonuç olarak, ciddî bir demografik<br />

degi§me ortaya çikti. 1948'de 140,000 olan Arap sakinlerin<br />

sayisi onemli ôlçùde du§erek 1974'te 70,000'e indi." 55<br />

1920'de Yahudiler Filistin topragim % 2.5'una sahipti. Manda<br />

dônemindeki ahmlann sonucunda bu oran 1948'de % 6-7'ye yùkseldi.<br />

"Ôrnegin bak: Felicia Langer, With My Own Eyes, London, 1975; Shulamit Aloni,<br />

"Shall We Secretly Obtain Land" Tediol Aharonot, 26 Mart 1976 (Ingilizce çevirisi<br />

SWASIA'da (Washington, 23 Nisan 1976); Terence Smith, "Covert Israeli Deals on<br />

West Bank Stir Furor," The New York Times, 12 Nisan 1976; Amnon Kapeliouk, "Less<br />

Land for More People," Manchester Guardian Weekly, 20 Haziran 1976 (1 Haziran 1976<br />

tarihli LeMonde'dan); William J. Drummond, "Israeli Settlements Called Obstacle to<br />

Peace Accord," The Washington Post, 26 Eyliil 1976 ve "Allon Plan Implemented,"<br />

Israël and Palestine, Paris, Aralik 1976.<br />

"Ahntilar: Association of Arab-American University Graduates, Newsletter (Détroit),<br />

5 Aralik 1976.<br />

85


1948'de tsrail'in kurulu§undan sonra, bir bôlùmii satm alinarak çogu<br />

da askerî i§gâl iizerine el koyularak bùyùk miktarda toprak kazanildi.<br />

Bugùn, Israil devleti "Yahudi halki" adma 1967-ôncesi topraklann<br />

% 75'ine ve Yahudi Ulusal Fonu ile Yahudi toprak sahibi ki§iler<br />

% 20'sine sahip bulunmakta, Araplarin elinde ise % 5 kalmaktadir.<br />

1967 sonrasinda Bati Yakasi ve Gazze'deki satin aima ve el<br />

koyma içlemleri buralari da Israil'e katmakta ve Siyonist amacm,<br />

—Filistinlilerden armmi§ Filistin— pe§inde hâlâ ko§uldugunu gostermektedir.<br />

86


YAHUDÎ ULUSAL FONU:<br />

BiR AYRIM ARACI<br />

WALTER LEHN<br />

Yahudi olmayanlara kar§i kasitlx ve plânli olarak ayrim yapan<br />

Siyonist kuruluçlann en giïzel ôrnegi, Balfour Bildirisinden onalti<br />

yil once kurulmu§ olup, bugiin hâlâ etkinlik gôsteren Yahudi<br />

Ulusal Fonu'dur (Jewish NationalFund / JNF). 1 Bu incelemede JNF'nin<br />

kurulu§ ve geli§imi ile satin aima ve el koyma biçimindeki toprak<br />

politikalan kisaca gozden geçirilecektir.<br />

JNF'nin Geli§imi:<br />

Ilk once 1881 yilinda Moses Lilienblum ve 1884'te Hermann<br />

Schapira tarafindan ve Agustos 1897'de Basel'deki Birinci Siyonist<br />

Kongresinde 2 ônerilip, bunu izleyen kongrelerde tarti§ilmi§ olmakla<br />

birlikte, JNF Be§inci Siyonist Kongresinin (Basel, Arahk 1901)<br />

giri§imiyle "Filistin ve Suriye'de toprak alimi amaciyla kullamlmak<br />

iizere, Yahudi halki için bir vakif" 3 olarak kuruldu. Schapira'nm<br />

ôzgiïn tasarisina uygun olarak, JNF'nin biitùn a§ama ve etkinliklerinde<br />

Dùnya Siyonist Ôrgutù'ne verilen mutlak denetim yetkisi bugiine<br />

kadar sùrdû. JNF, Viyana'daki karargâhla hemen etkinlik<br />

kazandi. Bu karargâh 1922'de ta§mdigi Kudiis'te bugiin de duruyor.<br />

'Bu inceleme kismen §u makaleden ôzetlenen ara§tirma temel ahnarak hazirlanmiçtir :<br />

"The Jewish National Fund," Journal of Palestine Studies (Yaz 1974), s. 74-96. Bu makalede<br />

JNF'nin 1905-50 arasindaki yilhk toprak ahmlari ve daha ba§ka referanslar ve aynntilar da<br />

vardlr.<br />

2 Israel M. Biderman, Hermann Schapira, Father of the JNF, C. II, JNF Zionist Personalilies<br />

Sériés, New York, 1962; Stenographisches Protokoll der Verhandlungen des I. Zionisten-Congresses,<br />

Basel, 29 bis 31. August 1897, Vienna, 1897, s. 165-68.<br />

3 Stenographisches Protokoll der Verhandlungen des V. Z'onisten Congress in Basel, 26. bis 30. December<br />

1901, Vienna, 1901, s. 266. JNF ônerisinin tartifilmasi için bak: s. 265-303. Asli §ôyle:<br />

"Der Jiidische Nationalfonds soll ein unantastbares Vermogen des jiidischen Volkes sein,<br />

das...ausschliesslich nur zum Landkaufe in Palàstina und Syrien vermented v.erden darf."<br />

Kimi delegelerin JNF ônerisine itirazlan arasinda ilginç olan biri "Yahudi halki"nin yasal<br />

olarak tamnan bir varhk olmadigiydi; bôylece, fonun ve satin alman topraklann mùlkiyeti<br />

yasal açidan tarti§ma konusu olacakti. Tahudi Halki deyimi daha sonra Siyonist kullanimda<br />

bir anahtar ôge oldugu için bu Kongre'de Siyonistlerin bununla ilgili olarak dile<br />

getirdikleri ku§kulari vurgulamak ilginç olmaktadir.<br />

87


JNF'nin amaçlan ve eylem biçimi Altmci Siyonist Kongresinde<br />

(Basel, Agustos igo3) 4 enine boyuna tarti§ildi. Kismen Birinci ve Be-<br />

§inci Kongrelerde anla§maya vanlan maddeler uzerinde yogunla§an<br />

tarti§manm konulan §unlardi: (i) JNF, "Yahudi halki"mn elindeki<br />

"Yahudi topraklari"nm tapulanm satm almak için "diinyadaki<br />

bùtùn Yahudilerden" para toplayacakti. (2) Yalmz "Filistin ve kom-<br />

§u ùlkelerdeki" topraklar elde edilecekti. (3) "Tanmsal ve bahçelik<br />

topraklardan ba§ka ormanlar ve her tùrlù arazi" de satin alinacakti.<br />

(4) Toprak "vazgeçilmez" olacakti ve "Yahudi bireylere bile satilamayacakti."<br />

(5) Toprak JNF tarafindan i§letilecek ya da "49 yih<br />

a§mayan" sùreler için "yalnizca Yahudilere" kiralanacakti ; kiracinin<br />

topragi bir ba§kasma kiralamasi yasak olacakti. Mùlkiyet ve kiralama<br />

uzerine konulan bu kisitlamalarm modeli Kutsal Kitap'tan alinmasina<br />

kar§m (kar§ila§tir: Leviticus 28:8-10, 23-4), amaçlar açikca ulusal<br />

ve siyasal nitelikteydi.<br />

JNF ilk ah§-veri§lerini 1905 yilmda Filistin'de ùç parsellik toplam<br />

5,600 dônùm (1 dônùm = 1 hektar) toprak elde ederek yapti.<br />

JNF 1907'da ïngiltere'de bir anonim ortakhk olarak kuruldu. Ortaklik<br />

Muhtirasi'nda saptanmiç olan amaç "Yahudilerin yerle§tirilmesi<br />

amaciyla alim, kiralama ya da degi§me yoluyla toprak elde etmekti." 5<br />

Ilk Kibbutz 1909 yilmda Tiberias yakmmdaki Deganya'da JNF tarafindan<br />

kuruldu.<br />

Yine de ilk yillarda geli§me ve toprak kazanimi hizli degildi;<br />

1919 sonunda JNF'nin Filistin'de 16, 366 dônùm tapulu topragi vardi.<br />

Ancak 1920 yili bir dônùm noktasi olarak, daha yaygm toprak alimlarimn<br />

baçlangicma i§aret etti. Temmuz ayinda Londra'da yapilan<br />

Siyonist Kongresinde toprak mùlkiyeti ve kiralamaya ili§kin (ayrmtilan<br />

bundan sonraki bôlùmde anlatilacak olan) temel kavramlar<br />

tarti§ildi. Aym ay, Yahudi dâvâsina herzaman sempati gôstermemi§<br />

olan Ingiliz Askerî Yônetiminin yerini, Dùnya Siyonist Orgùtù'nùn<br />

ve Filistin'deki Siyonist Komisyonun gùvenine sahip olan Herbert<br />

Samuel'in 6 ba§kanligmdaki Sivil Yônetim aldi. Yeni hùkûmet, Eylùlde<br />

4 Stenographisches Protokoll der Verhandlungen des VI. Z'onisten-Kongresess in Basel, 23. bis 28<br />

August 1903, Vienna, 1903, s. 259-64, 297.<br />

5 Jewish National Fund, Report on the Légal Structure, Activities, Assets, Income and Liabilities<br />

of the Keren Kayemeth Leisrael, Jewish National Fund, Jerusalem, 1973, s. 17. (Bu rapor<br />

bundan bôyle Report diye anilacaktir.) Mémorandum and Articles of Association'm tam<br />

metni, 1907 baskisi ve degi§tirilmi§ biçimi s. 15-45'de verilmektedir.<br />

6 Bir Yahudi ve Siyonist olan Sir Herbert Samuel, kendi yônetiminin iiyelerinden Norman<br />

Bentwich tarafindan "(Chaim) Weizmann'i ve Ulusal Yurdun sôzculû|ûnu yapanlan<br />

88


Yahudilerin toprak ahmim kolayla§tiran ve 1921'de Filistin Arap ayaklanmasina<br />

neden olan Toprak Transferi Yônetmeligini yùrùrluge<br />

koydu. Ekim ayinda Filistin'deki Toprak Sicil Daireleri tekrar<br />

açddi, bôylece toprak mùlkiyetinin yasal yollardan devri kolayla§-<br />

tirddi. Burdardan ba§ka, hukûmet JNF'nin "kamu yaiari dogrultusunda<br />

amaçlari oldugunu" 7 kabul etti ve onu Filistin'de toprak satin<br />

aima ve geli§tirme konularmda yetkili bir §irket olarak tescil etti.<br />

Bu tùrlù geli§melerin sonucu olarak, JNF'nin elindeki topraklar,<br />

—JNF'ye gore— 1920 sonunda 22,363 dônumken 1930'da 278,627'ye,<br />

1940'da 515,950'ye, 1948 Mayismda 936,000'e yùkseldi. Bôylece,<br />

îsrail devleti 1948 yihnda kuruldugunda JNF'nin topraklan Filistin<br />

topraklannin (26,323,023 dôniim) % 3.55'ini ve Yahudilerin sahip<br />

olduklari topraklann (1,734,000 dôniim 8 , Filistin topraklannin %<br />

6-59'u) % 54'iinù olu§turuyordu.<br />

1948'den bu yana birtakim onemli geli§meler oldu: (1) Filistin'deki<br />

1947-49 sava§inin ve Filistinli Araplarin çogunlugunun gôç<br />

etmesinin bir sonucu olarak, o ana kadar JNF'nin, sahipleri satmayi<br />

reddettikleri için satm alamadigj bùyùk miktarda toprak "terkedilmi§"<br />

ilân edildi. 9 Ocak 1949 ve Ekim 1950'de îsrail Hùkûmeti ile<br />

yapdan anla§malarla, JNF "Geli§me Otoritesi" (Development Authority)<br />

denen kurulu§tan 2,373,676 dôniim sôzde- "terkedilmi§"<br />

toprak satin aldi ve 1948'deki topraklarmi iiç katina çikardi. Bu anla§malar<br />

JNF'ye topragin "açik tapusunu" teslim etmi§ oldu ve Filistinlilerin<br />

ilerdeki yerle§imlerinden sorumlu olmayacagina dair gùvence<br />

verdi. 10 (2) Mayis 1945'de îsrail'de Keren Kayemeth Leisrael,<br />

destekleyen Ingiliz devlet adamlarmdan, "Balfour Bildirisi politikasinin mimarlanndan"<br />

ve "Manda'nin yaraticilarindan biri" olarak tanitihyor. Norman ve Helen Bentwich,<br />

Mandate Memories : 1918-1948, London, 1965, s. 11, 59 ve 12.<br />

''Report on the JNF, s. 5.<br />

"Abraham Granott, Agrarian Reform and the Record of Israël, London, 1956, s. 28. 1945-56<br />

yillannda JNF Yonetim Kurulu Ba§kani olan Granott bu sayiyi 1947 sonundaki toplam<br />

Yahudi mùlkleri için veriyor. Bu sayi Manda hiikûmetinin verdigi sayidan yùksek olmakla<br />

birlikte, fark fazla degildir ve Granott'un verdigi sayi bizce de kabul edilebilir. Bu ara§tirmada<br />

toprak miilkiyetine ilisjkin olan bûtiin sayilar —aksi belirtilmedigi takdirde—JNF<br />

kaynaklanndan alindigindan, en iist rakamlar olarak degerlendirilmelidirler.<br />

JNF'nin<br />

mûlklerinin miktarim fazla gôsterme yônundeki açik egilimi de gôz ôniinde bulundurulursa,<br />

gerçek sayilar biraz daha az olabilir.<br />

9 Topraga el koyma eylemine yasal bir gôriinùm vermek için koyulan bir dizi Israil yasasi<br />

için bak: Sabri Jiryis, "The Légal Structure for the Expropriation and Absorption of Arab<br />

Lands in Israël," Journal of Palestine Studies, II (Yaz 1973), s. 82-104.<br />

'"JNF'nin 1949'daki açiklamasi §ôyleydi: "Israil'deki topragin % 8o'inden fazlasi<br />

yasal<br />

olarak, çogu iilkeyi terketmiç olan Araplara aittir. Bu Araplarin kaderi...ban§ andla§malari<br />

89


yani "Israil Sùrekli Fonu" kuruldu; ancak tbranice isim (kisaltilmi§i<br />

olan KKL, JNF'yi de belirtir) Ingilizce Yahudi Ulusal Fonu'<br />

nun bir çevirisi degildir. Bu yeni §irket, 1907'de îngiltere'de kurulmu§<br />

olan JNF'nin bùtun malvarligmi, borçlanni v.b.'ni devraldi; bôylece,<br />

JNF bir Israil §irketi olmu§ oldu. Yeni Ortakhk Sôzle§mesi ve Muhtirasi<br />

11 ile 1907'deki kar§ila§tirildiginda, bir tek istisna di§inda, ônemli<br />

bir farkhljk olmadigi ortaya çikar. JNF'nin ilk hedefi aynidir, ama<br />

etkinlik gôsterecegi "belirlenmi§ bôlge" artik "îsrail Hukûmetinin<br />

egemenligi altindaki Israil devleti" olarak tanimlanmaktadir. Niyet<br />

ne olursa olsun, bôylelikle Israil Hukûmetinin kesin denetimi ve egemenligi<br />

altindaki, 1967'de i§gâl edilmi§ topraklarda JNF'ye, etkinlik<br />

gôsterme yetkisi verilmi§ olmaktadir. 1954 yilinda topraksal yayilma<br />

olanaginin ôngôruldùgùnù ve bu tùr beklentiler yônùnde hazirlik<br />

yapildigmi dù§ùnmek yanh§ mi olur (3) Kasim 1961'de JNF ve îsrail<br />

Hùkûmeti Temmuz 1960'da yurùrlùge giren yasa temel olmak ùzere,<br />

kar§ilikh yetki ve sorumluluklarmi belirleyerek JNF ile devletin<br />

ili§kisini açiga kavu§turan ve iki organ olu§turan bir sôzle^me 12 imzaladilar.<br />

Bu iki organ, (hùkûmet denetimindeki) îsrail Topraklan<br />

Yônetimi ile (JNF denetimindeki) Toprak Geli§tirme Yônetimi<br />

idi. Ikinci olarak, anilan devlet ve JNF topraklannm, masraflari<br />

sahiplerine ôdenmek ùzere, îslahmdan, geli§tirilmesinden ve agaçlandirilmasindan<br />

sorumluydu. Topiaklann tapusu JNF'nin ve devletin<br />

elinde bulunmasina kar§m, yônetimi bir ôrnek politika uygulayan<br />

Toprak Yônetiminin (Otoritesinin) elindeydi. Bu polilikanm en<br />

ônemli etkisi, JNF'nin topraklariyla birlikte 1967-ôncesi îsrail topraklannm<br />

% 90'ini olu§turan bùtùn devlet topraklanna JNF'nin<br />

toprak politikasmin uygulanmasi sonucu vermesiydi. 13 Bu çaba daha<br />

hukumleri nihaî olarak saptandiginda belli olacaktir. Ancak, JNF topraklari elde etmek<br />

için o zamana kadar bekleyemez...Bôylece, geriye Arap maliklerince terkedilen topraklari<br />

Israil Hùkûmeti araciligiyla almak kaliyor..." Jewish National Fund, Jewish Villages in<br />

Israël, Jerusalem, 1949, s. xxi. Uç yil sonra JNF, etkinliklerini "Yahudilerin eski anayurtta<br />

ayak basilacak bir yer kazanmak ve bu eski topragi yabanci miilkiyetinden ve çôlden kurtarma<br />

yolundaki sava§iminm ayrilmaz bir parçasi" olarak tammliyordu. Jewish National<br />

Fund, Nahlaot in Israël: A Guide to Nahlaot on JNF Land, Jerusalem, 195^, s. ii.<br />

"Report on the JNF. s. 56-76.<br />

]2 Ibid., s. 78-83. Bu anla§ma §u uç yasaya dayamyordu: Temel Yasa: Israil Topraklari (ig<br />

Temmuz 1960'da çikanldi), Israil Topraklari Yasasi (25 Temmuz ig6o) ve îsrail Topraklari<br />

Yônetimi Yasasi (25 Temmuz i960); israil Hùkûmeti, Israil Devleti Yasalari, C. XVI<br />

(i960), s. 48-52.<br />

"Bir JNF yayini (Efraim Orni, Agrarian Reform and Social Progress in îsrail, Jérusalem, 1972)<br />

çôylc diyor: "1960'da israil devleti bùtùn kamuya ait topraklar için JNF'nin politikaaim<br />

90


sonra 1967'de çikartilan ve devletin y a da JNF'nin topraklannda Yahudi<br />

olmayanlarin kiralama ve i§letme haklarini etkili biçimde ônleyen<br />

Tarimsal Yerleçim (Tanmsal Topraklann ve Suyun Kullaniminin Kisitlanmasi)<br />

/(Wtfjz'nin 14 çikartdmasiyla desteklendi.<br />

(4) Bu geli§melerin bir sonucu olarak, JNF, etkinliklerini, 1967'den<br />

bu yana i§gâl edilmiç olan topraklar ùsliinde de giderek geni§letti<br />

ve toprak kazanirmna ek olarak toprak islahini, biiyùk ôlçekli agaçlandirmayi<br />

askerî bakimdan ônemsiz saydmayacak yollarm yapimmi<br />

ve yeni Yahudi yerlc§imlerine çe§itli biçimlerde yardimi da arttirdi.<br />

I§gâl edilmi§ topraklardaki bu etkinliklerin bir kesiminin uluslararasi<br />

hukuku, ozellikle 1949 Dôrdùncu Cenevre Sôzle§mesini açikça ihlâl<br />

ettigini ve Ïsrail'in bu ihlâllerine JNF'yi araç ettigini belirtmek gerekir.is<br />

Toprak Politikalari :<br />

Yukarda da belirtildigi gibi, JNF ilk toprak alimini 1905'de<br />

yapmasma kar§in, 1920-oncesinde ilerleme pek hizli degildir. Herçeyden<br />

once, JNF'nin biiyùk alimlar için yeterli sermayesi yoktu.<br />

Ikincisi, JNF'nin, Osmanli dôneminde toprak alimi konusunda<br />

yabancilar için konulmu§ olan kisitlama ve yasaklarla ugra§masi<br />

gerekiyordu; bu dônemi Birinci Dùnya Sava§imn karga§asi izledi.<br />

Filistin'in 1917'de Ingiliz ordusunca içgâlinden sonra, Askerî Yônetim<br />

Toprak Sicil Dairelerini kapatti ve bu daireler 1920'de Sivil Yônetibenimsedi"<br />

(s. 7). "Benimsemek"ten kastedilcn §ôyle açiklamyor: JNF'nin "ilkeleri Israil<br />

yasalarina sokuldu ve toplam devlet arazisinin % 90'indan fazlasi için baglayici oldu"<br />

(s. 82). Orni ayrica diyor ki : "Toprak Otoritesi'nce yapilan kira sôzle§meleri genel olarak,<br />

Anlajmadan (yani 1961 Sôzleçmesinden) onceki yillarda JNF'ce yapilanlara benziyor"<br />

(s. 36).<br />

"Israil Devleti Tasalan, C. XXI (1966-67), s. 105-10. Ayrica bak: Sabri Jiryis, "Recent<br />

Knesset Législation and the Arabs in Israël," Journal of Palestine Studies I (Guz 1971),<br />

s. 53-67.<br />

15 lsrail'in 1967'den bu yana i§gâl altindaki topraklardaki eylemleri, Giivenlik Konseyinin<br />

14 Haziran 1967 tarih ve 237 sayih ve Genel Kurulun 4 Temmuz 1967 tarih ve 2252 (ES-V)<br />

sayili kararlanyla baçlayan birçok B.M. kararina konu olmuçtur. Hattâ, Genel Kurul,<br />

2443 (XXIII) sayi ve 19 Arahk 1968 tarihli karanyla "içgâl Altindaki Topraklardaki Halkin<br />

Insan Haklanni Etkileyen Israil Uygulamalarini Inceleme Komitesi" kurmuftur. Genel<br />

Kurulun 31'inci oturumunda (1976) ijgâl altindaki Arap topraklanyla ilgili sekiz karan<br />

benimsenmiçtir. Uluslararasi hukuku çigneyen bu tûr eylemlerin JNF'nin "hayirseverlik"<br />

kisvesi altinda aktif biçimde para topladigi birçok ùlkenin hiç olmazsa hiikûmet çevrelerinde<br />

pek az sorun yaratmasi merak konusudur. Bak: Middle East International'm Ôzel Raporu,<br />

"The Jewish National Fund-Charity or Politics" London, 1975.<br />

91


min baçlamasina kadar kapali kaldilar. Ùçùncùsu, JNF açik bir toprak<br />

politikasi geliçtirmemiçtir.<br />

Toprak kiralama ve elde etme politikalannm geli§tirilmesine<br />

temel olan kararlarm ahndigi Londra Siyonist Konferansi (1920)<br />

yukandaki durumun degi§tirilmesinin ba§langicina i§aret ediyordu.<br />

Konferans, "Siyonist toprak politikasinm temel ilkesinin Yahudilerin<br />

yerle§ecegi alanlari Yahudi halkinm ortak mulkiyetine dônù§tùrmek"<br />

oldugunu ve JNF'nin "Yahudi toprak politikasinm araci" olacagini<br />

açikladi. 16 Bôylece, topragin Yahudilerin ôzel mulkiyetine geçmesi<br />

engellenmemekle birlikte, bunun Dùnya Siyonist Orgùtù'nûn kaynaklanyla<br />

desteklenmesi de ôzendirilmedi. Benimsenen kararlarda ayrica,<br />

kiralann (1) toplam 98 yil olmak ùzere bir 49 y il için daha yenilenebilecegi,<br />

(2) i§letmenin parçalanmasmi ônlemek amaciyla, yalniz<br />

tek bir varise miras olarak geçirilebilecegi bildiriliyordu. Aynca, kiracinm<br />

(3) o toprakta ya§amim sùrdurmege, (4) (tanmsal topraklarm<br />

sôzkonusu oldugu durumlarda) topragi kendisi ekmege, (5)<br />

tanmsal topraklar için topragm degerinin % 2'si, kent topraklan<br />

için % 4'ù oraninda yillik kira ôdemege razi olmasi gerekiyordu.<br />

Topraga (6) yedi yilda bir yeniden deger biçilecek ve kira buna gôre<br />

ayarlanacakti. Ayrica, (7) kiralanan topragin bùyùklùgù kiraci ve<br />

ailesinin yardima gerek duymadan i§leyebilecekleri oranda olacakti<br />

ve (8) hiçbir kiraci birden fazla yer kiralamayacakti. Daha 1903'deki<br />

Siyonist Kongresinde kiracmin Yahudi zorunluluguna karar verilmi§<br />

oldugunu da unutmamak gerekir.<br />

Uzun dônemli kiralama sistemi, geliçtikçe, bùtùn bu ôzelliklerinin<br />

yaninda, kiralanan mùlkùn JNF'nin onayina bagli olarak bir<br />

ba§kasma kiralanabilmesine, sa^ilmasma, ipotek edilmesine, miras<br />

birakilabilmesine yâ da armagan edilmesine izin verir duruma geldi.<br />

JNF, i§letmelerin denetiminde, kullamlan toprak miktanm azaltmak<br />

için ve kiraci kira sôzle§mesi hùkùmlerini çignedigi takdirde topragi<br />

geri almak için kullanabilecegi daha ileri haklarindan istedigi zaman<br />

yararlandi. Geri aima olaylarmda kiraci, sôzle§me hùkùmlerinin<br />

çignenmesinin niteligine bagli olmak ùzere, yaptigi masraflann<br />

kar§ihgi olarak tazminat alabiliyordu. Bùtùn bu durumlarda<br />

JNF'nin takdiri belirleyiciydi ve buna itiraz edilemiyordu.<br />

Kiracmin haklari da dahil olmak ùzere, bùtùn bu hùkùmler,<br />

kira sôzleçmelerinde açikça belirtilen, ancak JNF ya da Siyonist yayin-<br />

16 Orni, s. 21-2; ayrica bak: Granott, s. 49-53 ve Encyclopedia of Zionism and Israël, New York<br />

1971, s.v. Land Policy in Israël ve London gionist Conférence o f 1920.<br />

92


lannda hemen hemen hiçbir zaman açiga vurulmayan bir iist ko§ula<br />

bagliydi: Kiraci Yahudi olmahydi ve "topragin i§lenmesiyle ilgili<br />

bùtùn i§lerin yurûtiilmesinde yalniz Yahudi i§gucù kullanilmasi"na<br />

razi olmaliydi. 17 Bôylece, toprak Yahudi olmayan bir ki§iyc kiralanamiyor,<br />

satilamiyor, ipotek tdilemiyor, verilemiyor ve miras birakilamiyordu.<br />

Yahudi olmayanlar toprakta ve topragin i§lenmesiyle iigili<br />

içlerde çah^tirilamiyorlardi. Bu koçulu çigneyen kiraci JNF'ye zarar<br />

vermekten sorumlu tutuluyor ve ko§ulun iiçùncù kez çignenmesi,<br />

JNF'ye, kiraciya hiçbir tazminat ôdemeden kira sôzle^mesini feshetme<br />

hakkini veriyordu. 18<br />

JNF'ye ve Israil basirundaki haberlere gore, bu kisitlayici politikalar<br />

bugtin de, yalniz JNF tarafindan degil, devletçe de yasal<br />

olarak destekleniyor ve gerek JNF, gerekse devlet topraklarmda<br />

uygulamyor. Israil'de ikisine de ulusal toprak deniyor, ama gaiïpdr<br />

ki, bu sôz îsrail degil, Yahudi topragi anlamina gelmektedir. Bu toprakta<br />

Yahudi olmayanlara i§ verilmesi yasayi çigneme olarak kabul<br />

edilmekte ve ona gore i§lem gôrmektedir. Bazi Yahudi çiftçiler ve<br />

tarim kurumlari, Yahudi tarim i§çisi azligi ve Arap i§çi ucretlerinin<br />

diiçuklùgù nedeniyle, Arap i§çi çah§tirmaktalar. Bu uygulama Tarim<br />

17 JNF kira sôzle§mesi, madde 23 ; tam metin için bak : John Hope Simpson, Palestine :<br />

Report on Immigration, Land Seulement and Development (Cmd. 3686; London, 1930), s. 53. Bugiin<br />

kullanilmakta olan kira sôzleçmesi metnini elde etmek miimkùn olmadi ; JNF bu metni<br />

ya da bu konuda bilgi vermeyi reddetti. Bundan da bu tur politikalarin îsrail'de hâlâ<br />

yûrùtùldtigii ve uygulamalann devlet topraklarmda da gerçekleftigi anla§iliyor. Bak dipnotu<br />

13; Israël Shahak, der., The Non-Jew in the Jewish State: Collection of Documents,<br />

Jerusalem, 1975, Bôliim I ve s. 126-67; Noam Chomsky'nin Sabri Jiryis, The Arabs in<br />

Israël (New York, 1976) adli eserdeki ônsôzii.<br />

Yahudi olmayan i§çilerin çaliçmalarinin yasaklanmasi JNF ile birlikte ortaya çikmadi.<br />

Theodor Herzl bu gereksinimi daha 12 Haziran 1895'de ôngôrmùçtu: "Baldiri çiplak halka<br />

kendi iilkemizde i§ olanagi vermeyip diger iilkelerde çali§ma olanaklari saglayarak<br />

sinirlarimizin ôtesine gônderecegiz." Raphaël Patai, /1er., The Complété Diaries of Theodor<br />

Herzl, New York, i960, s. 88.<br />

"Granott, The Land System in Palestine : History and Structure, London, 1952, s. 315-26. Burada<br />

JNF'nin geli§tirdigi kiralama sisteminin ayrintih bir degerlendirmesi yapilmaktadir. Ancak,<br />

yazar bu sistemin yalnizca Yahudilere uygulandigini açikca belirtmiyor. Bu durum Siyonizm<br />

konusunda ara§tirma yapacak olan bir kimsenin herzaman kar§ila§abilecegi bir sorunu<br />

açik olmamak, bilgisi olmayanlann gôzunde gerçegi ve Siyonizm'de sakh olan îrkçiligi<br />

gizleyebilen §ifrc sôzcukler ya da dolambaçli lâflardan sôz edememek gibi sorunlann bir<br />

ôrnegidir. Bôylece, Siyonist literatiirden derinlemesine haberdar olmak gerekmekte ve halk'<br />

m yalniz Yahudiler anlamma geldigini, bir goçmen ya da ycni yerle^en'in yalnizca bir Yahudi<br />

olabilecegini, bir yerleçim biriminin yalniz Yahudiler için yerleçim oldugunu, ulusal yurt'un<br />

Israil degil, Yahudi topragi anlamina geldigini, v.b.'ni anlayabilmek için sadece yasa metinlerine<br />

degil, îsrail'deki uygulamaya bakmak gerekmektedir.<br />

93


Bakaninca, sert biçimde mudahale edilmedigi takdirde, yayilacak bir<br />

"kanser"' 19 olarak tammlandi. Bazi yerle§im birimleri daha da ileri<br />

gittiler; birtakim topraklari Araplara ikinci elden kiraladilar ya da<br />

Araplan ortakçi olarak kabul ettiler. Bu "salgm"i ônlemek için,<br />

Tarim Bakanhgi ve Yahudi Ajansinin Yerle§im Dairesi, bu tiir uygulamalarm,<br />

yasalarin, Yahudi Ajansi yonetmeliklerinin ve devlet<br />

ile JNF arasmdaki sôzle§menin çignenmesi anlamma geldigini bildirerek,<br />

yerle§im birimlerini uyaran "§iddetli bir kampanya" ba§lattilar.<br />

Yahudi olmayanlara i§ vererek yasayi çigneyenler para cezasina<br />

çarptirildilar ve "bir Ôzel Fona para yardimi" yapmalan istendi.<br />

20 Toprak elde etme politikasma gelince, JNF'nin "ne kadar ve nerede<br />

olursa olsun" ilkesine dayanan belirsiz bir politikasi vardi. Sonuçta<br />

alinan topraklarin niteligi ve tarimsal potansiyeli birbirinden farkli<br />

olabiliyordu ; topraga sahip olma ve geli§tirme fiyatlari yiiksekti ;<br />

toprak parçalan çogu zaman ufak ve birbirinden ayriydi. 1920 Londra<br />

Konferànsmdan sonra ba§lamak ùzere, JNF daha açik ve daha akilci<br />

bir toprak elde etme politikasi geli§tirdi. Onceleri bu politikaya yon<br />

veren ba§hca dù§unce tanmsal yerle§ime uygun toprak bulabilmekti.<br />

Bu da bùyùk ya da kûçùk olsun biti§ik toprak parçalan bulunmasini<br />

gerektiriyordu. Bu kez, JNF, kùçùk toprak sahibi Filistinli Araplann<br />

topraklanni satmaga pek niyetli olmadiklarmi §a§irarak ôgrendi ve<br />

çah§malanni, sahipleri tarafindan degil, Arap komisyoncular aracihgiyla<br />

i§letilen bùyùk topiaklar ùzerinde yogunlaçtirdi. Bu çabalar<br />

daha ba§arili sonuç verdi; 1920'de yalniz 5,997 donùm toprak alabilen<br />

JNF, 1921 yilinda 43,021 donùm elde etti.<br />

Toprak ahmiyla ve tarimsal kolonizasyonla bir Yahudi devletinin<br />

kurulmasinm onceki Siyonist tahminlerinin çok ùstiinde zaman gerektireeegi<br />

ve daha ônemlisi, Filistinli Araplann Manda hùkûmetine<br />

bagimsizhk için yaptiklan gittikçe artan baskilar nedeniyle muhtemelen<br />

uygun olan zamamn da yeterli olmayacagi 1920'lerde giderek<br />

belli oluyordu. Bôylece, topragm tarimsal yerlesime uygun olup olmamasi<br />

di§inda kaygilar one çikti ve toprak satm ahrmnda stratejik ve<br />

ulusal siyasal amaçlar ônem kazandi. Ancak, bu amaçlar kimi zaman<br />

10 Ha'aretz, 13 Aralik 1974..<br />

2 °Al Hamishmar, 21 Temmuz 1975. Buradan kaynak gôstererek, Shahak s. 22'de bir dipnotu<br />

ekliyor: "Cezalar gelir vergisinden dii§ùrùlmek için teberru çeklinde ahniyor; bôylece,<br />

igrenç bir irk ayrimi ve malî yozla§ma bile§imi oluçuyordu." Ayrica bak: Ma'ariv, 3 Temmuz<br />

1975 ve Ha'aretz, 21 Temmuz 1975 ve 27 Çubat 1976.<br />

94


tarimsal yerle§im amaciyla çeli§iyordu. Tanmsal yerle§im biiyùk ya<br />

da bitiçik topraklann yeglenmesini gerekli kilarken, stratejik ve<br />

ulusal kaygilar smir alanlannda bulunan ve bu yiizden çogunlukla<br />

birbirinden ayn durumda olan toprak parçalarmm almmasmi gerektiriyordu.<br />

Zamanla ulusal ve stratejik amaçlar temel hedefler olarak<br />

belirdi ve 1937 Peel Komisyonunun Filistin'in bôlûnmesini salik<br />

vermesinden sonra "Ôngôriilen Yahudi devletinin di§mda kalan alanlarda<br />

toprak elde ttmek ve buralarda yerle§im merkezleri kurmak<br />

JNF politikasi oldu." 21 "Tel ôrgiilû ve kuleli" yerle§im birimleri<br />

bu yeni politikanm bir ùiunuydû. Bôylece, JNF giderek Siyonist<br />

siyasal hedeflerin, yani on ko§ulu Filistinli Araplan ulusal miraslanndan<br />

yoksun kdmak olan bii Yahudi devleti kurma hedefinin<br />

dogrudan ve etkili bir araci oldu.<br />

1940'da JNF belirgin bir gerileme gôsteidi. Ingiliz Hùkûmetinin<br />

1939'da White Paper'da (Beyaz Rapor) çizdigi politikaya uygun olarak<br />

yeni Toprak Transferi Yônetmeligi, Mayis 1939'dan itibaren<br />

geçerli olmak iizere §ubat 1940'da yayinlandi. Yôiietmelik Filistin'i<br />

iiç bôlgeye bôldù. Filistin yùzôlçùmùnùn % 95'ini kaplayan A ve<br />

B bôlgelerinde Yahudilerin toprak satin almalari ya yasaklandi<br />

(A Bôlgesi) y a da sert biçimde kisitlandi (B Bôlgesi). Yalnizca kiiçiik<br />

bir "Ozgiir Bôlge"de Yahudilerin toprak alimlarina kisitlama koyulmadi;<br />

bu bôlgede tcpragm yansmdan fazlasi zaten Yahudilere aitti.<br />

Bu yônetmelik ne kadar kisitlayici gôrùnùrse gorùnsùn ve bunun yayinlanmasinda<br />

hukûmetin niyeti ne olursa olsun, Eyliil 1939'da 473,<br />

000 dônùm olan topraklann Eylul 1946'da 835,000 dônùme çikmasi<br />

(bu arti§in ùçte-birinden azi bu dcnemde Yahudilerin alimlarina<br />

ait hùkûmet kayitlarma yansimasina kar§m) JNF'nin sùrekli toprak<br />

alimlan ùstùnde pek az etki yapti. Bu dônemdeki ahmlann % 79'u<br />

A ve B Bôlgelerinde gerçekle§ti. 22 Hepsi olmasa da bu ahmlann<br />

çogu, ku§kusuz, Yônetmeligin çignenmesi anlamina geliyordu; bu da<br />

JNF'nin hedeflerine ula§mada ne kadar etkili oldugunun ve hùkûmetin<br />

kendi çikarttigi Yônetmeliklerin uygulanmasinda gôsterdigi<br />

gev§ekligin bii kamtiydi.<br />

JNF etkinliklerinin Filistinli Araplar ùzerindeki etkisi açiklama<br />

çabasi gerektirmeyecek kadar belirgindir. Mayis 1948'de hùkûmetten<br />

sonra Filistin'in en bùyùk toprak sahibi olan JNF'nin Filistin toprakla-<br />

2l Encyclopedia of Zionism and Israël, s. 628-29; ayni biçimde, Granott, Tarim Reforma, s. 34-5.<br />

"Jewish National Fund, Report for 5700-5706{ 1939-1946), 22'nci Siyonist Kongreye sunulmu§tur.<br />

Basel, 9 Aralik 1946 (Kudiis, 1946), s. 14-21.<br />

95


nni vazgeçilmez biçimde Yahudile§tirerek Filistinli Araplarin ulusal<br />

miraslarmdan yoksun birakilmalanna bilerek ônemli katkida bulundugunu<br />

sôylemek bile yeter. Bôylece, John Hope Simpson'un 1930'da<br />

belirttigi gibi, sonuçta "toprak bir çeçit kapitulâsydn oldu. Artik<br />

Araplar bu topraklardan ne §imdi, ne de gelecekte hiçbir yarar gôremeyeceklerdi."<br />

23<br />

Sonuç olarak §u iki gôzlem sunulabilir : ( 1 ) JNF ilk toprak alinnm<br />

1905'de vapti ve Mayis 1948'de 43 yillik toprak aliminin sonucu<br />

olarak Filistin topraklarinm % 3.55'ini oluçturan 936,000 dônùmluk<br />

tapuya sahip oldu. JNF (Toprak Sicil Dairesi'nin yeniden açili§<br />

tarihi olan) Ekim 1920'den (kisitlayici Toprak Transferi Yônetmeligi'nin<br />

geçerlilik tarihi olan) Mayis 1936'ya kadar toplam on-dokuz<br />

yilda, çal]§malarmda hiçbir yasal engelle kar§ila§madi. Ayrica, Mayis<br />

1948'deki topraklarinm yarisim bu dônemde elde ettigine bakilirsa,<br />

Mayis 1939'dan sonraki engellemeler hiç de ciddî degildi. Demek ki,<br />

fsrail devletinin varligindan once JNF'nin toprak aliminin boyutunun<br />

§a§irtici biçimde kiiçùk oldugu yargisina varmak dogru olur. 1950<br />

sonundaki toplam JNF topraklarinm (3,396,333 dônùm) % 72.44'ù<br />

Israil'in Mayis 1948'de kurulu§undan sonra elde edildi. Bu topraklar<br />

tabii ki daha ônceki sahiplerinden -Filistinli Araplardan- satin<br />

ahnmadi.<br />

1948 Sava§i sirasmda Israil geçici hukûmeti Arap mùlklerinin ele<br />

geçirilmesini saglamak için bir dizi kararname çikardi. "israil silâhli<br />

kuwetlerince i§gâl edilen, teslim alman ya da içinde ya§ayanlarca kismen<br />

ya da bùtunùyle bo§altilmi§ olan alardar "terkedilmi§" sayihyordu.<br />

24 Filistin'i ya da Filistin'deki israil kuvvetlerinin denetiminde olan<br />

alanlan terketmi§ olsun olmasm, "topragmda ikamet etmeyen"<br />

ki§ilerin sahip oldugu bu mùlklerin 25 gôzetimi için geni§ yetkilere<br />

sahip bir Kayyum atanmi§ti. 26 1950'de Knesset'in benimsedigi yasa-<br />

23 Sirapson, s. 54.<br />

24 Don Peretz, Israël and the Palestine Arabs (Washington, 1958), s. 149.<br />

25 Ibid., s. 151: "Kayyum, Israil'deki Arap mùlklerinin çogunu kendi takdirine dayanarak<br />

ve herhangi bir ki§i ya da kurulu§a ait olan mulkùn ba§inda sahibinin bulunmadigini<br />

yazili olarak belirterek devralabiliyordu. Bir mùlkùn sahibinin ba§inda bulundugunu kamtlamak<br />

mùlkùn sahibine dù|ùyordu; ancak, Kayyuma bir ki§inin mùlkùnùn ba§inda bulunmadigina<br />

dair bilgiyi nereden sagladigi sorulamiyordu. Sôzkonusu olan mùlkùn bùtùn<br />

haklari Kayyuma ait oluyor ve Kayyum, mùlkùnùn ba§inda bulunmadigina karar verdigi<br />

bir ki§inin ilerde elde edebilecegi mulkiyet haklanna da el koyabiliyordu."<br />

26 Ibid., s. 152: "Kôyùnù ya da kentini 29 Kasim 1947 tarihinden sonra terkeden her Filistinli<br />

Arap, mùlkunden ayrilmi§ sayilabilirdi..." Ne zaman, nerede, niçin ya da ne kadar<br />

sûre için ayrildigi gôz ônùne ahnmadan..."<br />

96


larla 27 Kayyuma ve miilkleri satma ve bôylece mulkiyetlerini yeni<br />

kurulan Geli^me Otoritesi'ne aktarma yetkisi verilmiçti. Bu kurulu§<br />

gerektiginde sôz konusu mulkleri (i) devlete (2) JNF'ye (3) (ancak<br />

once JNF'ye ônerilmi§ olmak ko§uluyla) yerel otoritelere ve (4)<br />

topraksiz Filistinlileri îsrail'de yerle§tirmek ùzere kurulmasi ôngôrùlen<br />

(fakat gerçekte hiçbir zaman kurulmami§ olan) bir ôrgùte satabilecekti.<br />

JNF, §imdi sahip oldugu topraklarin dôrtte-ùçùnù bu yôntemlerle<br />

elde etti. JNF'nin Filistin topraklarinin çok kùçùk bir kesiminden<br />

fazlasina sahip olmasi yolundaki daha ônceki çabalar -yani satm<br />

aima- ba§ansizhga ugradigindan, ancak bu yôntemlerden sonuç<br />

umuluyordu. Bùtùn bunlardan ba§ka, bu olgu, kiiçùk toprak sahibi<br />

Filistinli Araplann, fellâhlann ezici çogunlugunun topraklarmi<br />

herhangi bir fiata satmayi reddettiklerinin de kanitiydi. JNF'nin<br />

Filistin topraklarmi "kurtarma" çabalanna kar§i çikan da yine Filistinlilerdi.<br />

JNF'nin bugùn îsrail'de en çok toprak îslalu ve agaçlandirmayla<br />

ilgilendigi sanilmasin; (JNF'nin îsrail'de bilinen baçka bir adi olan)<br />

îsrail Topraklari Fonu Genel Yônetmeninin 23 Mart 1976'da îsrail<br />

Radyosunca duyurulan sôzleri ilginç olmaktan da ôtedir. 28 Bu duyuruda<br />

JNF ve îsrail Toprak Yônetiminin i§gâl altindaki Bati Yaka'<br />

si'nda "yapilan, kamu kurulu§larnn ve kilise mùlklerini" içeren toprak<br />

alimi için, ortakla§a kurduklan bir §irket aracihgi ile "50 milyon<br />

îsrail pound'u (6.6 milyon dolar)" harcadigi bildiriliyordu. Genel<br />

Direktôrùn sôyledigine gore, bùtiin alimlari gizliydi ve "alinan topraklarda<br />

yaçayan yerli Araplann çogu henùz bu topraklarin îsrail<br />

Topraklari Fonu'nun mùlkiyetinde oldugunu bilmiyorlardi." Yapilan<br />

i§lemler gizli oldugundan, sôzkonusu topraklarin miktari da belirsizdir.<br />

New York Times'à.a.n Terence Smith'in bu konuda hazirlamaga<br />

çaliçtigi rapor da eksik kalmiçtir. Smith'e gore, kendi verdigi sayilar<br />

gerçek toplam miktardan az olmasina kar§in, satm alman ve el koyulan<br />

topraklar dahil 1,200,000 dônùmden fazla tutmaktadir.<br />

"Ayrintilar için bak: Peretz, Bôlum IX ve Jiryis, "The Légal Structure..."<br />

28 Bu duyurunun metni Knesset iiyesi Shulamit Alani'nin bir makalesinde vardir: "Shall<br />

We Secretly Obtain Land" Tediot Aharonot, q6 Mart 1976, çevirisi: SWASIA, 23 Nisan<br />

1976. Bùtùn alintilar bu kaynaktandir. Bunu §u yazi izledi: Terence Smith, "Covert Israeli<br />

Land Deals on West Bank Stir Furor," The New Tork Times, 12 Nisan 1976. Israil'deki toprak<br />

politikalariyla ilgili kisa ama yararli bir ôzet için bak: Amnon Kapeliouk, "Less Land<br />

for More People," Manchester Guardian Weekly, 20 Haziran 1976 (Le Monde, 1 Haziran 1976'<br />

dan çeviri).<br />

97


Bu topraklar yeni Yahudi merkezleri kurmak ùzere JNF tarafindan<br />

hazirlanmaktadir ve bôylece 1949 Dôrdùncu Cenevre Sozle§-<br />

mesi açikca ve ciiretkârca çignenmektedir. 29 îsrail bu sôzle§meyle<br />

imzalayan taraflardan biri olmasma kar§in, §imdiye kadar sôzùnde<br />

durmami§ ve bu yùzden nafile de olsa Birle§mi§ Milletler tarafindan<br />

defalarca kmanmiçtir. 30<br />

Gorûldûgii gibi, JNF'nin "Mavi Kutu"su 31 hâlâ kapahdir ve<br />

Filistin topraklarinin kurtarilmasi siireci devam etmektedir.<br />

Bunu degi§tirmek ise, Filistin direnisinin konusudur.<br />

29 Madde 49 (6) : "I§gâl kuvvederi kendi sivil halkmi i§gâl ettigi topraklara gônderemeyecek<br />

ya da aktaramayacaktir."<br />

30 Genel Kurul'un geçenlerdeki Otuz-birinci Oturumunda (1976) aldigi (ve 129'a 3 kabul<br />

edilen) 106-A ve 106-B (134'e o) sayili kararlari.<br />

31 JNF'nin Yahudi aileleri için açtigi bir para toplama kutusu. Bu yôntem 1902'den beri<br />

kullanilmaktadir.<br />

98


1948'DEN BUYANA iSRAiL'DEKÎ<br />

ARAPLAR<br />

NEZlH<br />

KURAH<br />

Filistinli Arap halkinm geçtigimiz yûzyildaki tarihini belirleyen<br />

ba§lica etkenler, Filistin'de bir Yahudi devleti kurulmasma<br />

yônelik Siyonist giriçimi ba§arili kilma çabalanna iliçkindi.<br />

Filistin'in bu yuzyihn baçmda kom§u iilkelere gore daha geli§mi§<br />

bulunmasi ve ayrica tanma elveri§li alanlarda niifus yogunlugunun<br />

goreli olarak daha fazla olmasi, Siyonist giri§imin baçansini iki etkene<br />

bagimli kildi: (i) Araplari topraklanndan yoksun birakma, (2)<br />

onlari Filistin'den çikartma. Bir ba§ka deyi§le, amaç, Filistin topragiydi,<br />

Filistinliler olmadan.<br />

Siyonist propaganda birçok ki§inin zihnine Siyonist gôçùn ba§langicinda<br />

Filistin topraklarinm oturulmayan, insansiz oldugu masalini<br />

yerle§tirmi§ti. Aksini belirten istatistiksel verileri gôsterenlere kar-<br />

§1, Siyonistler niifusun ba§lica, toprakla ôzel iliçkisi olmayan gôçebelerden<br />

ve birkaç ilkel kôyluden olu§tugunu savunuyorlardi.<br />

Oysa gerçekte, Ingiltere 1917 yilmda Filistin'i ifgâl ettigi zaman,<br />

55,000 Yahudi nùfusa kar§ilik 600,000 Arap vardi. 1948'de Manda<br />

yônetimi sona erdiginde, 1,400,000 Arap ve 600,000 Yahudi bulunuyordu.<br />

Yahudi sayismdaki arti§m ba§lica nedeni gôçlerken, Arap<br />

nûfusun arti.51 oncelikle dogal nedenlerin sonucuydu.<br />

Filistin'in îsrail devleti kurulmadan once oturulmayan bir<br />

yer oldugu savi, yalmz tarihsel gerçeklere degil, çeçitli Siyonist ileri<br />

gelenlerinin Manda doneminde "Arap sorunu"na ili§kin olarak onerdikleri<br />

tasanlarla da çeli^mektedir. 1951-73 yillan arasinda Yahudi<br />

Ulusal Fonu Yônetim Kuiulu ba§kan yardimcisi ve Yahudi Ajansi<br />

somurgeleçtirme bolumii ba^kani olan Joseph Weitz, 1940 yilma<br />

ait gunliigunden ahnti yaparak Daim'da (29 Eylùl 1967) §unlan yaziyordu<br />

:<br />

"Bu ùlkede iki halka yer olmadigi bizim aramizda açik<br />

ve kesin olaïak anla§ilmalidir. Araplarla birlikte oldukça<br />

bu ùlkede bagimsiz bir halk olma yolundaki amacimiza<br />

99


ula§amayiz. Tekçôziim, Araplar olmaksizm Eretz ïsrail'dir,<br />

en azindan Eretz îsrail'in Bati kesimidir...Ve bunun,<br />

Araplan, hepsini tek bir kôy ya da a§iret kalmaksizm kom§u<br />

ùlkelere aktarmaktan ba§ka bir yolu yoktur. Aktarma Irak,<br />

Suriye ve hattâ Maverâyi Ûrdun'e yônelik olmahdir.<br />

Bunun için para, çok para bulunacaktir; yalniz bu aktarma<br />

sonucu iilkemiz milyonlarca karde§imizi çekebilir. Ba§ka<br />

hiçbir seçenek yoktur...Artik, yapilacak i§ kom§u ulkelerin<br />

Eretz Israil Araplarini emebilme yeteneklerinin incelenmesidir."<br />

Bu sôzler, 1932'den beri Yahudi Ajansmm ùst duzeyde bir gorevlisi<br />

olan Joseph Weitz'in 1940'ta giinlùgune yazdigi ve kendisinin<br />

1967'de alinti yaptigi sôzleridir. Weitz'e gore, 1948'de olan<br />

"çifte bir mucize" idi. Aym makalede, Filistinli Araplarin "transferinin",<br />

yani kovulmalarinin onceden tasarlanmi§ oldugunu kabul etmi§<br />

olmasina kar§in, bunun doga-ùstû bir hareket oldugunu ima<br />

ederek, bir mucize olarak tanimliyor. 1948 Savaçmm çikmi§ olmasi<br />

da çifte mucizenin ôteki parçasidir. Bu mucizenin her iki parçasi da<br />

Weitz için biiyuk doyum kaynagidir. Aym yazida 1948 olaylanni a§agidaki<br />

sôzlerle anlatiyor:<br />

"Bagimsizhk Sava§imn patlak vermesi bizi muthi§ keyiflendirirken<br />

çifte bir mucize de ortaya çikaidi: Toprak<br />

zaferi ve Araplarin kaçi§i. Alti Giin Savaçmda ise,<br />

yalniz tek bir mucize gerçeklesjti : Bùyùk bir toprak zaferi.<br />

Ancak kurtarilan topraklardaki niifusun çogunlugu yerinden<br />

kipirdamadan kaldilar. Bu, bizim [Yahudi] devletimizin<br />

temellerinden yikilmasma neden olabilir."<br />

Ancak, Araplarin "kaçi§i"na ili§kin 1948 "mucizesi" eksik kaldi.<br />

Filistin'in ôzellikle Birle§mi§ Milletler'in 1947 tarihli bôlùnme tavsiyesinde<br />

ônerilen Arap devletine verilen kesimlerinde ve sava§la<br />

birlikte Siyonist guçlerin i§gâl ettigi kesimlerinde 156,000 Arap kalmi§ti.<br />

O zaman, çe§itli ko§ullar Siyonist guçlerin onlan "transfer"ini<br />

engelledi. Bu Arap azmlik 1948'den sonra Filistin'de kaldi ve 1948'de<br />

156,000 ki§iyken, yuksek bir dogal arti| hiziyla bugùn 540,000'e yiikseldi.<br />

îsrail'in gerek kurulu§undan once, gerek daha sonra, çe§itli<br />

Siyonist ôrgiitlerin etkinlikleri Filistinli Araplan topraklanndan yoksun<br />

kilma yonùndeydi. Bu orgùtlerin devletin kurulu§u ôncesi dônem-<br />

100


deki ba§arilari tngiliz Manda yonetiminin yarattigi elveri§li ko§ullara<br />

kar§in çok smirliydi. 1948'de Siyonist ôrgiitler Filistin'in toplam<br />

yùzôlçùmùnùn yalniz yiizde-altisma sahipti. Devletin kurulu§undan<br />

ve Araplarm kaçi§i mucizesinden sonra, 350'den fazla eski Arap<br />

kôyunde ya§ayanlara ait 3.25 milyon dôniim topraga el kondu. îsrail<br />

gazetelerinden Ha'aretz'in (4 Nisan 1969) yazdigina gôre, Mo§e<br />

Dayan, Haifa Technion ôgrencileriyle konu§urken, bir soruya karçilik<br />

s}unlari sôylemiçti : "Bu iilkede kurulu hiçbir yer yoktur ki, daha<br />

once Arap niifusu olmasin..." îsrâil însan ve Yurtta§lik Haklan Birligi<br />

Ba§kani îsrael §ahak'in hazirladigi 1973 §ubat tarihli bir raporun<br />

ônsôzunde §unlari okuyoruz:<br />

"1948'den once îsrail devletinin topraklarinda bulunan<br />

Arap yerîe§im merkezleri hakkmdaki gerçek, îsrail'deki<br />

ya§amin en fazla saklanmi§ sirlanndan biridir. Hiçbir<br />

yayin, kitap ya da bro§ur bunlarrn yerini ya da sayismi<br />

vermez. Bu, dogaldir ki, maksath olarak, resmen kabul edilmiçolan<br />

'bo§ iilke' efsanesinin îsrail okullarmda ogretilmesi<br />

ve konuklara anlatilabilmesi için yapilmaktadir."<br />

Rapor, Israil otoritelerince yikilan 385 koyiin listesini vererek<br />

surmektedir.<br />

Ancak, el konulan topraklar mùltecilerinkiyle smtrli degildi.<br />

îsrail'de kalan Arap azinlrgma ait topraklar da aynr i§leme ugradi.<br />

rg48 ile rg7o yrllarr arasmda toplam 1 milyon donùm toprak Arap<br />

kôylulerin elinden alindr. Baçhca geçim kaynagi tanm olan bir<br />

topluma, topraklanna el koyulmasiyla birlikte, 1948-66 arasindaki<br />

18 yil askerî yônetim uygulamasi, binlerce aileyi tam bir yoksulluga<br />

itmek anlamma geliyordu.<br />

Ïsrailli yetkililer, diger ônlemlerle birlikte, bir de, yogunla§mi§<br />

Arap toplumunu ùlkeye yaymaya ve biiyùk kentler çevresinde yoksulluk<br />

halkalan olu§turmak ùzere onlan yeniden dagitip, bôylece ucuz<br />

ve niteliksiz- i§gùcù saglamayi tasarhyorlardi. Ancak, Arap kôy ve<br />

kasabalannda ekonomik ve toplumsal ilerleme ve geli§me yônùndeki<br />

bùtùn yollarm kapatilmi§ olmasma kar§in, bunda otoriteler kismen<br />

ba§arrh olabildiler. Sadtce yerle§im bôlgelerinden uzak yerlerde i§<br />

aranabiliyordu. Yakinda bulunabilen i§ler, Yahudilerin yapmak<br />

istemedikleri, en az gelir getiren, en agir ve çogu zaman yalniz mevsimlik<br />

ya da geçici i§lerdi. Ne var ki, Ïsrailli yetkililer, Araplan kôylerini<br />

ve kentlerini bo§altmaya zorlamada ba§arih olamadilar. Arap<br />

101


i§çilerin % 70'iuden fazlasmin uzak yerlerdeki i§lerine gitmek için<br />

çafakta kôylerinden çikmak zorunda kalmalanna, yetkililerin in§aat<br />

izni vermeme bahanesi olarak Arap kent ve koylerinin haritalarini<br />

duzenlemeyi reddetmi§ olmalanna ve hâlâ reddetmeleiine kar§m,<br />

Arap azmlik, ùçte-ikisinin ya§adigi Filistin'in kuzey kesiminde yogun<br />

olarak varligmi sùrdùrmektedir.<br />

Israilli yetkililer yalniz topraklara el koymakla ve Arap kesimindeki<br />

kalkmma projelerini engellemekle yetinmediler. Ayrica, zaman<br />

zaman, Arap kôyliilerin, el koyulan ve Yahudi olmayanlara toprak<br />

kiralanmasmi ya da onlarin ûcretli i§çi olarak bu topraklarda çali§-<br />

tinlmasmi yasaklayan ko§ullarla Yahudi ki§i ya da ôrgutlerine devredilen<br />

kendi topraklannda çah§malarini engellemek amaciyla §iddetli<br />

kampanyalar açtilar. Gene de, tsrail yasalanna açikça aykiri olmasma<br />

kar§in, kimi Araplar, kendi topraklannda ortakçi ya da ucretli i§çi<br />

olarak çahçmayi ba§arabildiler. Bu durumun nedenleri kismen Yahudi<br />

kiçi ve ôrgùtlerin ùcretleri Yahudilerden daha du§uk olan Araplan<br />

çah§tirma ve toprak agasi ve muteahhit olma niyetlerine baglananabilir.<br />

Araplan toplumsal katmanlann en altinda tutarak gôç etmege<br />

itme çabalanyla birlikte, ïsrail'deki Arap azinliginin etrafmi<br />

çevirme politikasi, Arap kesimindeki egitim olanaklarma getirilen<br />

smirlamalarla daha da ileri gôtùrùldù. ïsrail'deki Araplar arasindaki<br />

egitim mùmkùn olan her biçimde kôsteklendi. Araplar ve Yahudiler<br />

aym devlet içinde ya§amalarina kar§in, egitim alanmda aym kolayliklara<br />

sahip degildirler. Ders programlan bir yana, maddî olanaklar,<br />

ôgretmenlerin egitimi ve elveri§li kaynaklar konulannda Arap egitimi,<br />

Yahudi egitiminden çok daha a§agi duzeydedir. Yùksek ôgretim<br />

bir takim yollardan kisitlanmaktadir. îbranice bilgisi zorunludur,<br />

ancak bu ko§ul yerine getirilmi§ olsa bile, université yetkilileri okul<br />

iicretleri konusunda giiçliik çikartarak Arap ôgrencilerin sayisini<br />

kisitlamaktadirlar. Fakat eger bir Arap ôgrenci bùtùn bu gùçlùkleri<br />

a§ip ùniversiteden mezun olmayi ba§arabilse bile, diplomasinm kendisine<br />

hiçbir §ey saglamadigini gôrùr. Siyonist ôrgùtù ve onun çe§itli<br />

temsilcilerinden ba§ka Israil Hùkûmeti ve onun resmî organlannin<br />

ïsrail'deki ba§lica i§verenler oldugunu akildan çikarmamak gerekir.<br />

Egitim gôrmù§ insanlan niteliksiz i§çi statùsùne indirgeme sùrecini<br />

ve onun içerdigi tehlikeleri bir Israilli gazeteci Haaretz'de (12<br />

Aralik 1975) §ôyle anlatiyor:<br />

102


"Binlerce Nazareth'li ceplerinde birer lise ya da hattâ<br />

birer université diplomasi ta§imalarina kar§m, hergtin<br />

kasabalarmdan çikip endùstri ve in§aat içlerinde çogu<br />

zaman niteliksiz i§çi olarak çahçmaya gidiyorlar. Onlar<br />

artik boyun egen kôyluler degildirler. Axtik dunyanin<br />

herhangi bir yerindeki gerilla ordusu için dogal rezervi<br />

olu§turuyorlar."<br />

Geçen yirmi-sekiz yd içinde ïsrail'deki Araplar toplam nûfusun<br />

yûzde 11-15'ini olu§turuyorlardi ve niifuslari dogal arti§ oramna ve<br />

Yahudi gôçùndeki dù§ù§e bagli olarak artti. Devletin kurulu§undan<br />

beri îsrailli yetkililer Arap azinligi, en fazlasindan, ilk firsatta kurtulunmasi<br />

gereken geçici sakinler olarak gordùler. Onlann insancil<br />

ya da siyasal haklarinm tanmmasi hukûmetin ya da yerel makamlarin<br />

herhangi bir zaman aklina bile gelmedi. ïsrail'deki hiikûmet<br />

mekanizmasi bùyùk Arap azmligin etkili biçimde temsiline de olanak<br />

vermemektedir. Ba§bakanin Arap i§leriyle ilgili dani§mani herzaman<br />

en a§iri Arap aleyhtan Siyonist unsurlar arasindan seçilmektedir;<br />

bir Arabin bu gôreve getirilmesi ise, anla§ilan dù§ùnùlemez<br />

bile.<br />

Siyasal ya da meslekî herhangi bir Arap ôrgùtù her zaman yasadi§i<br />

sayilmi§ ve ônderleri ya yutuklanmi§ ya cla surùlmù§tùr. Israil'de<br />

herzaman çok sayida siyasal parti bulunmu§tur ama bunlann arasinda<br />

bir Arap siyasal partisi hiçbir zaman olmami§tir. Araplann, yalnizca<br />

kendilerini ùye olarak bile kabul etmeyen Yahudi ve Siyonist siyasal<br />

partilerine oy vermelerine "izin verilmektedir." Bu durum kimi<br />

Siyonist yazarlarca bile komik bulunmu§tur. Ibrani Ùniversitesinden<br />

Amnon Rubinstein, a§in dinci ve milliyetçi Ulusal Dinci Parti'nin<br />

1973 seçimlerinde 20,000 Arap oyunu nasil aldigini Ha'aretz'deki bir<br />

makalede (7 Nisan 1967) §oyle anlatiyor:<br />

"Bu partinin Knesset ùyelerinden ikisi, ùyeliklerini Araplara<br />

borçludurlar, yani bu partinin gùcùnùn be§te-biri<br />

parti ùyelerinin ba§mda oldugu kurulu§lar aracihgiyla elde<br />

edilmi§tir...Arap oylarini toplamada yararlanilan ba§hca<br />

be§ kurulu§ vardir: Birincisi, îç ï§leri Bakanligi (in§aat<br />

izinlerini denetler) ; ikincisi, Sosyal ï§ler Bakanhgi (her tiirlù<br />

yardimi dagitir) ; ùçuncùsù, Din ï§leri Bakanligi (cami ve<br />

kiliselere yardim etme yetkisi vardir); dordùncùsù, Bar<br />

ïlan Universitesi (burs verme yetkisi vardir) ; ve be§incisi,<br />

bùtçedir. (Ulusal Dinci Parti'nin botçesi)."<br />

103


Rubinstein'in Ulusal Dinci Parti'yi ve onun Arap oylarmi toplama<br />

yôntemlerini eleçtirmesi, diger partilerin ba§ka tûrlii davrandigi<br />

ya da Yahudi oylarinx toplamada butiïn partilerin yôntemlerinin temelde<br />

farkli oldugu biçimde anla§ilmamahdir. Farkhhk, Araplarin<br />

israil'de bir hak olarak elde ettiklerinin gerçekte çikar kar§iligi<br />

"satilan" §eyler oldugu olgusundadir.<br />

Demokratik olsun olmasm, îrkçi olmayan bir sistemde, îsrail'deki<br />

Arap azinlik Knesset'te en azmdan 18 iiyeyle, kabinede 3 bakanla<br />

ve ayrica çe§itli kamusal kurumlarda uygun sayida ki§iyle temsil edilirdi.<br />

Oysa, bugiine kadar, îsrail'de Knesset'teki Arap iiyeleri sayisi<br />

bu sayinm uçte-birini geçmemi§ ve hùkûmette hiçbir zaman Arap<br />

bakan bulunmamiçtir.<br />

Irkçi olmayan bir devlette, gazeteciler îsrail'de yazilanlari yazamazlardi<br />

:<br />

"îsrail iki uluslu bir devlet degil, azmligi olan bir Yahudi<br />

devletidir. Galile'yi geli§tirmekten sôz ediyoruz, ancak<br />

ulkenin bu kesiminde bir Yahudi çogunlugu gôrme yôniindeki<br />

tutkulanmizi gizlemiyoïuz."<br />

Bir Yahudi çogunluga ula§mak ba§tan beri Siyonist akimin<br />

amaci olarak açiklanmi§tir ; Filistin'deki Yahudi yônetiminin ba§mdan<br />

buyana bu amaca yônelik etkin çali§malar yapilmi§tir. 1948'de istenen<br />

Yahudi çogunlugu, binlerce Filistinli Arabin kôylerinden, kentlerinden<br />

çikartilarak devletsiz miilteciler durumuna sokulmasiyla saglanmi§tir.<br />

Joseph Weitz'in sôzlerini animsarsak, "Yahudi çogunlugu"<br />

sloganmm anlam ve ônemini daha iyi kavrayabiliriz. Bu ônceleri<br />

biitiin olarak Yahudi devletindeki Yahudi çogunlugu anlamindaydi;<br />

1948'de bùytik bir bedel kar§ihginda saglandi. Çimdi, Yahudi devletinin<br />

butùn kesimlerinde bir Yahudi çogunlugu saglanmak isteniyor. Bu<br />

da §u yoldan biriyle ya da ikisiyle birlikte saglanabilir; (1) Devletin<br />

diçmdan Yahudiler getirip bunlan her bôlgede çogunluk olu§turmak<br />

iizere dagitmak; ya da (2) Araplarin sayismi her bôlgede azinhga<br />

du§ecek biçimde azaltmak. Bu da Araplan kovmayi gerektirir.<br />

Çimdilik, Siyonist eylem îsrail'e bùyùk ôlçekli Yahudi gôçûnii<br />

saglamak için gerekli oIan anti-semitik havayi yaratacak durumda degildir.<br />

Siyonist propaganda aygitlannin hiçbir zaman beceremedikleri<br />

gôsteri firsatim verecek Hitler'lei ya da mini-Hitler'ler yoktur.<br />

Bôylece, Siyonizm'e ikinci seçenegi uygulamaktan, îsiailli Araplan<br />

yerlerinden kovup surmekten ba§ka yapacak §ey kalmamaktadir.<br />

104


ïsrailli yetkililerin îsrail'deki Arap azmligi elinde kalan son<br />

topraklardan da yoksun etme yolundaki son çabalan ancak acilari<br />

arttirip ban§ umutlanni silmege yarar. Israil'deki Arap topraklarmm<br />

savunmasi için 30 Mart 1976'de duzenlenen "Toprak Giinu" Siyonizm'in<br />

Israil'deki Araplara, Yahudi olmayan azinhga yaptiklan<br />

konusunda kimilerinin gôzlerinin açdmasina yardimci olabilir. Israil<br />

Hiikûmeti, Topïak Giinù olaylarinin ertesinde Arap azinligi sorununu<br />

tarti§irken, Ba§bakan Rabin, Araplarm "dinsel ve kiiltûrel"<br />

haklarmm taninacagmi bildirmi§ti. Kabinenin iiç iiyesi bunlara "ulusal"<br />

haklarin da eklenmesinden sôz edince, Rabin "bu hukûmetin<br />

yetki alani bu eklemeye izin vermez" demi§ti.<br />

ïsrail'in Arap azinhga kar§i izlemi§ oldugu ve hâlâ izlemekte<br />

oldugu politikayla, Bati Yakasi ve Gazze Çeridinde i§gâl yetkililerince<br />

izlenen politika temelde aynidir. Sôz konusu politika, Filistin halkmi<br />

insanî ve siyasal haklarmdan yoksun kilmayi, toprak ve ôteki mulklerine<br />

el koymayi ve bôylece irk aynmmi temel almaktadir. Bu da<br />

ancak du§manligm §iddetlenmesine ve daha ileri çati§malara neden<br />

olabilir.<br />

israil'deki ve israil di§indaki Yahudiler, Siyonizm'in onlan suriikledigi<br />

uçurumun gittikçe farkina vanyorlar. Bunlar dinda§lan için<br />

duyduklari kaygilar nedeniyle, Siyonist ônderlerin tehlikeli politikalanna<br />

kar§i durmaga ba§hyorlar. Kimi ïsrailli Yahudiler, Siyonist<br />

ônderlerin politikalarmi degi§tirebilme umutlanni hepten yitirmi§ler<br />

ve gôç ediyorlar. Resmî Siyonist kaynaklar §imdi A.B.D.'ndeki<br />

300,000 israillinin Varhgindan dem vuruyorlar.<br />

Avrupa'da, Amerikalar'da, Guney Afrika'da ve Yeni Zelanda'<br />

daki sekiz milyon kadar Yahudi ise, bu zaran kar§ilamaga hiç istekli<br />

gôrùnmiiyorlar. Tamamen ôzgur olduklan halde, ulkelerini terkedip<br />

ïsrail'e gôç etmeyi reddettiler. Gerçekte kar§i çiktiklan §ey, kendilerine<br />

açik yaran olmayan, sonu belirsiz bir sava§in tuzagina dù§me olasiligidir.<br />

Diinya kamu oyundan ve dunyadaki onurlu insanlardan destek<br />

isterken, bunu yalniz Filistin halkinin hakli dâvâsi için istemiyoruz.<br />

Filistin halkini desteklerken insan olarak Yahudileri de desteklemi§<br />

olacagimiz konusunda israr ediyoruz. israil Hiikûmetine Israil'deki<br />

ve i§gâl altindaki topraklardaki Araplara zulmctme politikasina son<br />

vermesi yônunde baski yapmakla, bu hiikûmeti 1967 sinirlan içindeki<br />

ve ôtesindeki topraklar a el koymaktan vazgeçmege yôneltmek-<br />

105


le, Araplarm insanî ve siyasal haklanni tammaga zorlamakla, Yahudiler<br />

ve Araplar arasinda normal insanî ili§kilerin kurulmasini<br />

saglayacak bir havanin yaratilmasina katkida bulunmu§ olacaksimz.<br />

Bu sôzlerin amaci mecazlar yapmak degil. Siyonizm'in iki sorun<br />

yarattigma kes'nl'kle inaniyoruz: Bir Yahudi sorunu ve bir Arap<br />

sorunu. Bu iki sorunun çôziimù, Siyonizm'in, irkçihgin ôzùnùn<br />

yenilgisini gerektirmektedir.<br />

Ancak Siyonist devletin tasfiyesi ve yerine lâik ve demokratik<br />

bir devletin kurulmasi ban§i getirebilir ve Filistin'de ya§ayanlan<br />

-hepsini- ve dunyanin bu bolgesinde ya§ayanlan ôlùrn ve yikimdan<br />

kurtarabilir.<br />

106


FiLiSTÎNLiLERiN SURGUNU:<br />

BiR KANADALININ UYANI§I<br />

A.C. FORREST<br />

Benden, 1967 Yazmda Ùrdun, îsrail, Suriye, Lubnan, Misir,<br />

Kudus, Gazze ve Filistin'in Dogu Yakasi'nda gorùp duyduklarima<br />

dayanarak Filistinlilerin sùrgunùnù anlatmam istenmi§ti. Bu geziyi,<br />

Amerika ve Kanada'nm onde gelen dinsel gazetelerinin yonetmenlerinin<br />

istegi uzerine ve "yeni multeci sorunu" dedikleri konuyu ineeleyip<br />

rapor hazirlamak ûzere yapmi§tim.<br />

îzninizle, ôncelikle hikâyeyi, Filistin halkinm dagilmasi baglaminda<br />

genel bir gôrùnume oturtayim. Ayrica, Batili kiliselerin rolii,<br />

Amerikalilann tutumlari ve Yahudi tepkisi ve savunmasi hakkmda<br />

bir takim dii§unceler eklemek istiyorum.<br />

Bati Avrupa ve Kuzey Amerika di§inda, biitùn dùnya, bir Siyonist-Yahudi<br />

devdeti kurulmasi amaciyla, Filistin'in yerlisi olan çogunlugun,<br />

evlerinden yurtlarindan atilmi§ ve ulusal mal-varhgindan<br />

yoksun edilmi§ olmasi gerektigini ogrendi. Bunlarin çogu §u<br />

ya da bu yolla sùrùlmù§tù; kalanlarsa, sonuçta bagimsizliklarmdan<br />

ve onurlanndan yoksun kihndilar; Gazze ve Bati Yakasi'nda askerî<br />

i§gâl altinda ya da Israil ve Kudùs'te sinirh be§crî ve medenî haklarla<br />

ya§amaya zorlandilar.<br />

Birle§mi§ Milletler Yardim ve I§ Ajansinm eski Genel Yônetmeni<br />

John H. Davis konuyu §ôyle ôzetliyor: "Multecilerin, inceden<br />

hazirlanmi§ bir ana plânin bir parçasi olarak, Israilliler tarafindan<br />

yurtlarindan kovulmalari olgusunun ônemi yeterince farkedilememi^ir."<br />

1 Ve §unlari ekliyor:<br />

\<br />

"Bir Yahudi devleti, Yerli Arap halka kar§i baski ve kuvvete<br />

ba§vurmadan ortaya çikamazdi...Siyonistler îsrail'i<br />

kurmak için bùyùk gùçlerden yeterli destek aldiklari anda<br />

kaçmilmaz olarak yerli Arap halk yurdundan çikartilacak,<br />

dônù§leri zorla engellenecek, mulklerine el konulacak ve<br />

1 The Evasive Peace : a Study of the Zionist-Arab Problem, London, 1968, s. 57.<br />

107


Israil'e gôçenlere ihsan edilecekti; ve kaçinilmaz olarak<br />

yurtta§larmi gôçmenlerin olu§turdugu ve dùnyadaki bùtùn<br />

Yahudilerin potansiyel yurtta§lar sayildigi yeni bir<br />

hùkûmet kurulacak, bu arada sùrùlen yerli Araplar mùlteci<br />

ve yabanci statùsune indirgenecekti." 2<br />

Bu olgular daha yaygin olarak bilinip kavrandiginda, Kudùs,<br />

Gazze ve Bati Yakasi'm terketmeleri için Filistinlilere uygulanan vah§i<br />

ve surekli baskilarm bùtùn bir sùrecin bir parçasi oldugu gôrùlecektir.<br />

Beyrut Amerikan Universitesi ôgretim ùyelerinden Yusuf Sayigh,<br />

bir zamanlar Orta Dogu'ya getirdigim bir grup Hiristiyana<br />

bu durumu a§agi yukari §u sôzlerle anlatmi§ti:<br />

"Çogu zaman 'Hiristiyanim' diyen insanlarm elinde Yahudilere<br />

yùzyillardir yapilan feci haksizhklar dùzeltilmege<br />

çabalanirken, bir ba§ka feci haksizhk Filistin halkma<br />

yapiliyor. Bu haksizhk dùzeltilene kadar Kutsal<br />

Topraklarda bari§ olmayacaktir."<br />

Sayigh konu§masini Araplann Yahudi aleyhtan olmadiklanni<br />

anlatarak sùrdùrdù. "Sùrgùn"deki Yahudilere kar§i içlenen suçlardan<br />

sorumlu olmadiklanni §ôyle belirtti:<br />

"Yahudilere yapilmi§ olanlar hakkinda vicdanlannizi<br />

yati§tirmak için, Araplan yùzyillardir ya§ami§ olduklan<br />

topraklardan soyup sùrmede Siyonistlerle i§birligi<br />

yaptmiz."<br />

Bizim buna kar§ilik, "onlar biz degil, adlarina yakiçmaz Avrupali<br />

Hiristiyanlardi" demekten baçka verecek yanitimiz yoktur.<br />

Ancak, Kanadah bir kadinin §u sozleri sôyledigini duymu^tum:<br />

"Ne derlerse desinler, ïncil'de Tann'nin bu ùlkeyi Yahudilere vaadettigi<br />

yazihdir, bu da bana yeter." Kutsal Kitabm bu tùr yanli§<br />

anla§ilmasinin ve bir takim insanlara -Filistinli Araplara- bu sôzlerle<br />

gôsterilen duyarsizligin sorumlulugu Bati'daki kiliselerin sirtindadir.<br />

Bu aldirmazhkve anlayiçsizlik nasil bu kadar derinle§ebilir<br />

Boyle bir yuzeysellik nasil olabilir John Davis gibi insanlarca açik<br />

seçik kilinan gerçeklere karçin, dùnyanm ya§adigimiz kesimindeki<br />

bu kafa karifjikhgi, on-yargi ve cehalet nasil sùrebiliyor<br />

2 Ibid., s. 88.<br />

108


Biitun olup bitenin, Siyonist ideolojinin ve Yahudi olmayanlarin<br />

ya§amakta oldugu bir ùlkede bir Yahudi devleti kurma azmindeki<br />

Siyonizm'in dogrudan ve tahmin edilen bir sonucu oldugunu nasil<br />

oluyor da gôremiyorlar<br />

Bunu miimkùn kilan tek yôntem, zekice, ozenle hazirlanmi^, ustaca<br />

uygulanan ve kitlesel destek almi§ bir propaganda programiydi.<br />

Diinyada Siyonizm ve Israil Hukûmetinin yùriïttugii çah§malarin hiçbiri,<br />

Avrupa ve Kuzey Amerika'daki propaganda kampanyalarma<br />

yeti§emedi.<br />

Ulkemde, Birle§mi§ Milletler ya da ôteki ôrgiitler, iiniversiteler,<br />

hùkûmetler ya da kiliselerin çah§malari çerçevesinde Orta Dogu'da<br />

bulunmu§ olup da benim rapor ve gôzlemlerime katilmayan<br />

hiçkimseye rastlamadim. Ancak Orta Dogu'yu hiç gidip gôrmemijj<br />

olanlar arasinda benimle aym gôrii§leri payla§anlara çok az rastladim.<br />

Bati'da, Siyonist propagandasinin çok etkin olmasinin nedeni<br />

birçok unsurlarm sonucudur: Filistin sorunu ve geli§imi hakkmda<br />

bilgisizlik, daha ônceki anti-semitik akimlann ve ôzellikle Avrupa'da<br />

Nazi dôneminde yapilanlann yarattigi suçluluk duygulan,<br />

hele tutucu ve bagnaz Hiristiyanlarca Kutsal Kitabm yanh§ anlaçilmasi,<br />

Haçhlann tarihi çarpitmasinin bir sonucu olan Arap kar§iti<br />

ôn-yargnun varligi ve edebiyatimizda Araplara kar§i kli§elerin bulunmasi.<br />

Bunlara, mazlum saydanlara duyulan takdir cluygularmi ve<br />

Araplarin hikâyelerini Batililara anlatmadaki ba§arisizhklanni da<br />

ekleyebiliriz. Bùtiin bu unsurlar, a§in derecede yetenekli Siyonist<br />

propagandacilar tarafindan ustaca sômûrùldù, hattâ kimi zaman<br />

geli§tirildi. Bu uzmanlar o kadar ba§arihydilar ki, rezil Goebbels<br />

bile altta kalirdi.<br />

Devam eden cehalete daha sonra bir ôge daha katildi. Bati'da<br />

çogumuz Araplan bilmez, Yahudileri bilirdik. Yahudilerin çogunun<br />

A.B.D. ve Kanada'ya gôçmeden once Avrupa'da kôtii zamanlar geçirdigini<br />

bilirdik; bazilan da bizim aramizda ya§amak iizere geldiklerinde<br />

kôtii giinler geçirmi§lerdir. Ancak, sonuçta çogu dertlerden kurtuldu<br />

ve bizim kiiltiiriimuze, ulusal varligimiza katkida bulundular.<br />

Araplarin Bati diinyasina matematik, edebiyat, tip, bilim ve teknoloji<br />

alanlarmda yaptiklan katkilar da heniiz yeterince bilinmiyor.<br />

Haziran 1967 Sava§i, benim Filistin çati§masini kavrayi§imda bir<br />

dôniim noktasi oldu. O zamana kadar, yargilarimda az çok renksizdim.<br />

109


Iki tarafta da hatalar ve dogrular gôriïyordum.Bu benim için liem<br />

ôyle, hem bôyle gôrùlebilen bir §eydi. Bu konuda kendimi gazete<br />

okuyan, haberleri dinleyen ve dû§iinecck ba§ka sorunlan olan tipik<br />

bir Kanadah olarak gôrùyordum.<br />

Sonra 1967 Haziraninda on-be§ gûnde bir çikan ve bir milyon<br />

kadar iirajli bir dergi olan Presbyterian Life'm yazi i§leri mùdurii benim<br />

yeni miilteci sorununu inceleyip, yazi yazmak iizerc Orta Dogu'ya<br />

hemen gidip gitmeyecegimi sordu.<br />

Geçen HazirandaTci sava§ srrasinda ve sonrasinda çogu El-C.eriha<br />

çevresinde miilteci kamplarmdan gelen binlerce Filistinlinin<br />

nehri a§arak Dogu Yakasr'na geçtiklerini biliyordum. Bunlarin derhal<br />

Batr Yakasr'ndaki kamplanna ve yurtlarrna dônmeleri konusunda<br />

B.M. Genel Kurulunda bir karar alrnmrç oldugunu da biliyordum.<br />

Gazetelerde, bunlarrn dônii§leri konusunda haberler okumu§tum<br />

ve bir televizyon programmda, Hazirandaki sava§ sirasinda<br />

Urdiin'e sigmip, yikik Allenby Kopriisiinii geçerek tekrar Bati Yakasi'na<br />

dônen Filistinliler gôsterilmiçti. Bu yiizden tereddùt edip, yazi<br />

i§leri mudtirùne "geri dônuyorlar" demi§, gôriip duydugum haberlerden<br />

soz etmiçdm.<br />

Oysa, Presbiteryan'larm Beyrut, §am ve Kahire'de temsilcileri<br />

vardr ve bunlar daha degi§ik haberler gônderiyorlardi. Amerikan<br />

kiliseleri, "yeni mùlteciler" için bir yardim toplama kampanyasi<br />

ôrgiitlemege ba§lami§lardi bile.<br />

Biraz isteksizce de olsa gitmeyi kabul ettim. Once New York'ta,<br />

sonra Cenevre'deki Diinya Kiliseler Konseyinde ve Beyrut'ta konuyla<br />

ilgili olarak bana kisa bilgi verilmi§ti. Ancak, olup biteni Amman'a<br />

geldikten sonra ôgrenebildim.<br />

Multecilerin hepsinin ne zaman donmu§ olacagmi sormam ùzerine,<br />

Amman'da bir papaz "demek ki siz de televizyon programini<br />

izlediniz" dedi. "îsrailliler televizyon çekimi için bir giin 144 kiçinin<br />

donmesine izin verdiler. Aym giin bu tarafa gelen 600 ki§inin ise ne<br />

ne filmini çektiler, ne haberini verdiler." Bir turlù inanamiyordum,<br />

Oysa kanitlar çevremdeydi; kamplara, okullara, camilere, magaralara,<br />

çadirlara, doldurulmu§ ya da açikta ya§ayan, evinden yurdundan<br />

henùz atrlmi§ 300,000 insan vardi. Ve bunlar geçici kôprûleri a§arak<br />

herzaman batidan doguya dogru olmak iizere, hâlâ akm akin geliyorlardi.<br />

110


Ertesi gùn UNWRA'dan bir §ofôrle birlikte Allenby Kôprùsùne<br />

gittim. Orada, emekli olmu§ ama ne olup bittigini gôrmek için geri<br />

gelmiç Qiiaker (Kuveykir) mezhebinden bir Amerikali olan Willard<br />

Jones'a rastladim . Onunla birlikte, kendilerine serbest iradeleriyle<br />

ulkelerini terkettiklerine dair kagit imzalatmak isteyen Israilli askerlerin<br />

yardimiyla, igri bugiù, sapa yollardan akm halinde nehri<br />

geçmeye çah§an mûlteci grubunu seyrederken, Willard "bu 1948'clekinden<br />

de kôtù" diye mirildaniyordu.<br />

Battaniyelerini, mobilyalanni, kink dôkiik ev e§yalarmi ve bebeklerini<br />

yanlarinda ta§iyorlardi. Dost, akraba ve kamplarda yiyecek<br />

ve barinak bulmak için sicak ve tozlu yola duzùlmù§lerdi.<br />

Daha sonraki haftalarda bunlarin birçoguyla gôruçtùm. 300,000<br />

kadan Bati Yakasi'ni terketmi§ti. Çogu hâlâ Ûrdun'dedir. Tanklar<br />

ve uçaklarla ihtar edilmi§ler, napalm tehdidiyle kar§ila§mi§ ve panik<br />

içinde kaçmi§lardi. Panigin, bunu Filistin Arap nùfusunu azaltmak<br />

için firsat bilen Israil tarafindan çikarildigi bir gerçektir. Birkaçi, ilk<br />

karga§ahk gûnlerinden sonra nehri geçip geri dônmuçlerdi ; bunlarm<br />

kimisi tutuklanip, tekrar doguya gitmek ùzere nehir kenarma birakilmi§lardi.<br />

Israillilerin yerle bir ettigi Imwas (încil'deki Emmaus), Neit<br />

Nuba ve Yalu kôylerinden kaçan ya§li insanlarla gôrù§tùm; bunlardan<br />

en az bir ya§h ve hasta bir kadin canli canli evinde gomùlmu§tù.<br />

Amman ve çevresindeki B.M. ve Yakm Dogu Kiliseler Konseyi<br />

Burolarini, evlerine ve multeci kamplarma gitmek için haykiran,<br />

kaybettikleri karilarmi, koealanni ve çocuklarini arayan binleree<br />

mùlteci ku§atmi§ti.<br />

Yaz boyunea i§ler çikmaza girmi§ti; hikâye §imdi biliniyor.<br />

Israil yine Birle§mi§ Milletler'e meydan okuyordu. Daha sonra, gidenlerin<br />

geri dônmeleri konusunda bir formùl uzerinde anla§maya<br />

varildi. Ùrdùn'de 170,000 ki§i donù§ belgelerini imzaladi. tsrail bùtùn<br />

yollari kullanarak bunu engellemeyi ba§ardi ve ancak 20,000'den<br />

daha az bir grup insan dônebildi. Digerlerinin dônmemesine ba§ka<br />

kihflar bulundu: "Fikirlerini degi§tirdiler. Gelmek istemediler."<br />

Bazilarinm fikirlerini degi§tirmelerinin nedeni ise, Israil'in ailerin<br />

bir kisim uyelerine izin verip digerlerine vermemesi ve çocuklan aileden<br />

ayirmasiydi.<br />

Daha sonra bir gece, Bethlehem'in çevresinde bir kampa bagli<br />

mùlteci evinde kaldim. Yerin geni§ligine §a§irmi§tim; bana bùtùn<br />

111


ir oda verilmigti; evdc bir de ana ile oglu oturuyordu. Ailenin sava§<br />

sirasmda bôlùndùgùnù anlattilar. Baba ile alti kadar çoeugu nehri<br />

geçmi§, ana ile en bùyiik ogul Bethlehem'e donmù§tù. 1969'da aileleri<br />

birle§tirme goriiçmelerine kar§m, baba ve çocuklar hâlâ Jara§<br />

yakimndaki Souf kampindaydilar. Sonraki yillarda baba ile kùçùk<br />

kizlara donme izni verildi; erkek çocuklar ise asla dônemediler.<br />

Temmuz 1967'de Karamah'i ve Ùrdun'deki ôteki kamplardaki<br />

sigmaklan ziyaret ettim. Giiney Suriye'de açik alanlarda uyuyan<br />

binlerce insan gôrdum. Misir'da Yukan Misir'dan gelenler için hazirlanan<br />

ev ve kôylerde 13,000 kadar Gazzeli ve Sinali Filistinlinin oturdugu<br />

Kurtuluç (Liberation) bôlgesini gezdim. Misir'a Haziran 1967'de<br />

35,000 miilteci gelmi§ti.<br />

Daha sonra Israil'in Londra Bùyukelçisi olan Michael Comay,<br />

Araplar için bir tehlike ve îsrailliler için bir firsat olan bir i§le ugra§-<br />

maktaydi. Bana, "Golan Tepelerinin topragi §ahanedir, oraya 30,000<br />

Yahudi yerle§tirebiliriz" demiçti. Basmda, Yigal Allon'un "Jeplhah<br />

oradakararvermi§ti"diyerekGolan'in Israil'e ait oldugunu sôyledigi<br />

bildiriliyordu. Bunun muzaffer Siyonistlere çok anlamli geldigi gôriilmekteydi.<br />

3000 yil once bir Ibrani Peygamberin bu tepelerde konu§-<br />

mu§ olmasi, modem Israil'e o topraklarda hakiddia etmesine geiekçe<br />

olabiliyordu ! Bati Yakasi ve Gazze'nin ne olacagma aldirmaksizin,<br />

Kudiis'iin birleçik ve Israil'in ba§kenti olarak kalacagim da Michael<br />

Comay sôylemi§ti. Hiçbir politikaci Dogu Kudus'ii ônceki sahiplerine<br />

vermeyi ôngoremezdi.<br />

Bir sure sonra Israil polisinin ba§ma getirilecek olan ve Israil'de<br />

bôylesine bir gôrev alan tek Dogu Yahudisi Shlomo Hillel, benden<br />

Kanada'yi bir miktar Filistinli kabul etmesi için uyarmami istedi.<br />

Israil'de Araplarin tembel ve geri olduklari konusunda ve Israillilerin<br />

Bati Yakasi'ni kalkindirarak Araplar için ne harika §eyler yapacaklari<br />

ile ilgili varsayimlar hakkinda çok §eyler i§itmi§tim. Ve Michael<br />

Comay, kaçanlann yurtlarma donmeleri ve ileriyle yeniden birleçmeleri<br />

için her tùrlù yardimm yapilacagi konusunda bana garanti<br />

vermi§ti. "1948'de maruz kaldigimiz suçlamalarla tekrar kar§ila§mayi<br />

gôze alamayiz" derken bunu sôylemek istiyordu. O zaman içten oldugunu<br />

sanmi§tim. 1948 yilinda 730,000 kadar Filistinli, artik Israil<br />

devleti olan topraklardan Gazze'ye, Bati Yakasi'na, Urdun'e, Suriye'ye<br />

ve Lùbnan'a kaçmi§ti. 1967 yilmda bu kez 400,000 ki§i yeni i§gâl<br />

edilen topraklardan kaçtilar. Bunlarin belki de yarisi için bu, ikinci<br />

gôçleriydi.<br />

112


Kuclus di§mda konu bir zaman ya da gerekli i§lemleri tamamlama<br />

sorunu gibi gôrùnuyordu. Topraklarim terkeden insanlarin tekrar<br />

geri dônecekleri sôyleniyordu.<br />

îki simr ôtesi alani gezip gôrdùm. Bunlar Ûrdiïn Nehri'nin<br />

Allenby Kôprûsundeki Bati Yakasi ve iiç Latroun kôyuntin bulundugu<br />

yerdi.<br />

Latroun bôlgesindeki Beit Nuba, Talu ve Imwas kôylerini gezmek<br />

için ne zaman izin istesem, red cevabi ahyordum. Sonunda iyice<br />

israrh davrandim; §unlari konu§tuk: "Oziir dileriz, ama oraya gidemezsiniz."<br />

"Niçin" "O koyler artik mevcut degiller." Ne olmu§tu<br />

ki "Bunlar Filistinli komandolan barindinyor ve havaalam için bir<br />

tehdit olu§turuyorlardi." Demek ki, Israilliler, ellerine firsat geçtigi<br />

takdirde, sava§ kilifi altinda insan topluluklanni korkutup ortadan<br />

kaldinyorlardi. 3<br />

Kôpriiye gitmek için izin almam gùnler siirdù; orada Filistinlilerin<br />

imzalamalarj istenen kagidin bir ôrnegini gôrdùm. Bu kagidi imzalayanlar,<br />

yerlerini ôzgiir iradeleriyle terkettiklerini sôyleyerek<br />

dogumla kazamlmi§ bir haklarmdan vazgeçmi§ oluyorlardi. Kimilerinin<br />

parasi yoktu, çoluk çocuklarindan ayri dù§mù§lerdi. Ùrdun Nehri'nin<br />

Bati Yakasi kapahydi. Dogusu ise ailelerinden ayri dii§mù§<br />

ve parasiz, pulsuz kalmi§ umutsuz insanlar için bir kaçip kurtulma<br />

kapisiydi. îsrail, topraklan terkeden insanlara serbest ula§im ve<br />

ve ta§ima kolayliklan saglama konusunda a§iri derecede yardimciydi,<br />

fakat bu arada dônii§lerini ônlemek için mayinlar ve muhafizlar yerle§tirilmege<br />

ba§lanmi§ti bile.<br />

Amman'da, Yakin Dogu Kiliseler Konseyinin sava§ çiktigi sirada<br />

Dogu Urdun'de bulunan bir gôrevlisine rastladim. Nablus yakmlarmda<br />

karisi ve be§ çocugu vardi. Hergiin geri dônmeye çah§iyordu<br />

ve bir keresinde nehri geçerek bunu ba§armi§ti. Ancak, yakalanip tutuklanmi§<br />

ve getirilen kagidi imzalamadigmda Urdùn Nehri'nde, îsa J -<br />

nm vaftiz edildigi yerin yakinlannda sig bir bôlgeye getirilmi§ ve nehrin<br />

ôte yakasma geçmesi emredilmi§ti.<br />

Benim hikâyelerim ve ôtekiler Bati basinmda çikmaya ba§ladiginda<br />

iki tùrlù tepki gôsterildi: Birincisi, sert biçimde ele§tirildim ve<br />

'Israilliler tarafindan yikilip bojaltildiktan sonra, 1975 yilinda Kuneytra'yi gezdim. Ancak,<br />

Latroun kôylerinde Israilliler kalintilari gômup kôyden hiçbir iz birakmazken, Kuneytra'-<br />

da biitiin kalintilar duruyordu.<br />

113


abartmakla, saptirmakla, yalan sôylemekle ve Ottawa'daki Arap Haber<br />

Hizmetlerinde çali§makla suçlandim. Daha sonra, and-semidk<br />

oldugum iddia edildi ve kilisem beni yazar olarak gôrevlendirdigi<br />

için ele§tirildi. îkincisi, kiliseler Filistinlilere yardim amaciyla ônemli<br />

miktarlarda katkida bulundular. Bazdan, mùlteci sorununun adil bir<br />

çôziime kavu§turulmasi uyarismda bulunan ve Filistinlilerin derhal<br />

yurtlarina donmeleiini isteyen kararlar aldilar. Bazilari ise, B.M.'nin<br />

22 Kasim 1967 tarih ve 242 saydi kararma benzer kararlar alacak<br />

kadar ileri gittiler. Benim kendi kilisem ve otekiler, hùkûmetimizi<br />

Orta Dogu'da adil bir ban§ için baski yapmasi konusunda uyaran bir<br />

karar aldilar. Bu sirada, Kanadali ve Amerikah Siyonistlerin Ottawa<br />

ve Washington'daki lobilerini ne kadar etkili olacak biçimde ôrgùtlediklerini<br />

ôgrenecektik.<br />

Ilginç bir geli§me de, Batili kiliselerin kullandigi dilde gôriïldii.<br />

1948'i izleyen yillarda, kiliseler "zavalli Arap multeciler"den sôz<br />

ederdi. Daha sonra, "zavalli Filistinli miilteciler" demege ba§ladilar.<br />

Onlara eski ayakkabi ve siit tozu gôndermi§tik. Sonralari dil ve yôntemler<br />

degi§ti. "Filistinliler"den ve kendi kendine yardim programlannin<br />

gereginden sôz etmeye ba§ladik. Bu daha sonra, "Filistin halkina<br />

yapilan haksizhk" oldu ve sonuçta bazi Hiristiyanlar "Filistin<br />

halkmin kendi gelecegini saptamasi"ni isteyen kararlar ahyorlardi.<br />

Gazeteler terôristler derken, kiliseler komando sôzciigûnù kullanmaga<br />

ba§ladilar ve terôrizmi onaylamamakla birlikte, kamplarda<br />

bùyuyen ve haksizliga ugrami§ ana babalannin yaçlanip ôldùgùnù gôren<br />

Filistinli gençlerin, ellerinden alinmi§ olan evlerini ve yurtlanni<br />

geri almak için çaresizlik içinde çiddete nasil ba§vurduklarini açiklamaga<br />

çah§tilar.<br />

Çunlan duyup bildiriyorduk : "Biz merhamet degil, adalet istiyoruz;<br />

çadir ve siginak degil, Filistin'deki evlerimize dônme hakki<br />

istiyoruz."<br />

Yoksul Filistinlilerin -ya da bizim ônceleri deyi§imizle, zavalli<br />

gôçmenlerin- bôyle degerlendirilmi§ olmasmdan çok pi§manlik duyuyorum.<br />

Ancak, din adamlan bu konuda aydmlatildiklari zaman<br />

gôçmenlere anlayiçla yakla§tilar.<br />

Ùlkemde yaygin ele§tiri ve saldinlarm hedefi durumuna geldigim<br />

bir sirada, ileti§im konusunda uzman olan bir arkada§ima §unu<br />

sordum: "Yahudiler neden benimle bu kadar çok ugra§iyorlar"<br />

114


Hemen cevap verdi: "Çiinkù sen Filistinli mùlteciler için çaliçmaga<br />

devam ediyorsun. §unu bil ki, dùnyadaki her Yahudi o konuda suçluluk<br />

duygusu içindedir." Samrim bu da onlarm duyarhhgmi, a§in<br />

tepkilerini, §iddetli saldinlarmi ve hareketlerini açiklamaktadir.<br />

1968 Baharmda Kiliseler Ulusal Konseyinin Orta Dogu Komitesinin<br />

New York'taki bir toplantisina katilmi§tim. Ba§kanlik için onseçimler<br />

ba§lami§ti. Çe§itli adaylarm, Orta Dogu konusundaki gôrù§-<br />

lerini bildiren bir haber okumuçtum. Robert Kennedy, Nelson<br />

Rockefeller, Richard Nixon, Hubert Humphrey, Eugene McCarthy ve<br />

ôteki adaylarin herbiri, Israil'i kayitsiz §artsiz destekleme konusunda<br />

digerlerine ùstûn gelmege çah§iyordu. Komitede, bu adamlan bir<br />

tùrliï anlayamadigimi sôyledim. Ya durumdan haberleri yoktu ya da<br />

bunlar ilkelerden çok oylarla ilgilenen ku§kulu ki§ilerdi.<br />

Komite ba§kani gùlumsedi ve "bizim siyasal ya§amimizi pek iyi<br />

anlamami§simz, galiba" dedi.<br />

Bu tùr ku§kulu politikacdarin tiranhgini yikmak için, Filistinlilerin<br />

hikâyesi diirustçe ve ôzenle anlatilmaya devam edilmelidir. tyi<br />

niyetli hiç kimse, kamplardaki gôçmenlere ve evlerinden yurtlarindan<br />

yoksun kalmi§ bir halka ait olan bu hikâyeyi ôgrenip i§in adaletsizligine<br />

ilgisiz kalamaz.<br />

115


ÎSRAiL'DEKi DOÔU YAHUDÎLERi<br />

NASIR H. ARURt<br />

Ïsrail'deki Dogu Yahudilerine 1 toplumsal, ekonomik ve îrksal<br />

ayrim uygulandigi gerçegi artik bir tartiçma konusu degil. Nufusun<br />

% 6o'ini olu§turmalarma kar§in, birinci smif yurtta§ degillerdir. Devletin<br />

toplumsal, ekonomik ve siyasal kurumlarindaki temsilcilerinin<br />

oram sayisal çogunluklariyla kar§ila§tirildiginda bir hiç kalir; oysa,<br />

Avrupa-Amerika kokenliler (Eskenaziler) sayilarma gôre çok daha<br />

yûksek oranlarda temsil edilirler. Dogulu kesimde gôriilen mahrumiyetler<br />

çalvjma, egitim, konut, gelir, sosyal refah ve siyasal katilma<br />

alanlarinda ortaya çikar. îki Yahudi toplumu arasindaki e§itsizlikler,<br />

Filistin'de Siyonist devletin kurulu§undan bu yana daha da artmi§tir<br />

ve toplumsal uçurumlann daraldigina dair hiçbir belirti de yoktur.<br />

Tam kar§iti, istatiksel veriler uçurumlann geni§ledigini gôstermektedir.<br />

Israil'de ulusal gelirden en bùyùk payi, ba§lica Eskenazilerden<br />

olu§an sermaye sahipleri ve yôneticilerin en ùst tabakasi almaktadir.<br />

Yùksek ùcretli usta iççiler ve hùkûmet memurlari orta tabakasi daha<br />

yùksek gelirlere yônelecek bir konumdadirlar. Dogu Yahudileri topluluklannin<br />

sôzùnù edebilecekleri meslekî ustahklan olmadigi için,<br />

kendi kategorilerinde rekabet olanaklan da yoktur. Varhklari en fazla<br />

sosyo-ekonomik piramidin en ait tabakasmda, yani "ulusal gelirdeki<br />

payi gittikçe azalan tek grup" 2 olan endùstri ve tarimda çah§an kol<br />

emekçileri tabakasmda gôze çarpar. Israil'de yoksulluk ve etnik kôken<br />

birbirine sikica bagli §eylerdir.<br />

Ancak, 1967 savaçindan sonra ve savaçin dogiudan bir sonucu<br />

olarak, Dogulu topluluklann kuçùk bir kesiminin kùçùk mùteahhit<br />

ve usta i§çilerin olu§turdugu alt-orta tabakaya yùkseldiklerini belirt-<br />

'Halen Israil'de kullamldigi uzere, Dogulu sifati Asya ya da Afrika kokenli Yahudilere veriliyor;<br />

bunlar ayrica Sefardik olarak da bilindiklerinden bu iki terim birbirinin yerine kullanilabiliyor.<br />

Avrupa ya da Amerika kokenli (Kuzey ve Guney) Yahudiler Eçkanazi bilinirler.<br />

! J. Péri, "The Black Panthers in Perspective," New Outlook, XIV, No. 5 (Haziran-Temmuz<br />

'970. s. 54.<br />

117


mek gerekir. Ôzellikle Sefardi toplulugunun sosyo-ekonomik durumundaki<br />

gôreli iyile§me, îsraillilerin "guvenlik" dedikleri §eye verdikleri<br />

biiyùk ônemle birlikte bunun sonucu olan ekonomik faaliyete<br />

baghdir. Hayfa Ûniversitesinden Shifeh Wise'in bir incelemesinde, 3<br />

tanmda çah§tirilan Sefardiler azalirken, bir kesiminin usta i§çi olduklari<br />

ya da ordu ve polis ôrgùtiine girdikleri açiklanmaktadir. Bunlar<br />

kol iççiliginden kaydirihrken, yerlerini ilk kez içgâl altindaki topraklarda<br />

ya§ayan Araplar almi§tir. Ancak yine de, îsrail proletaryasinin<br />

ya§amsal kesimlerinde Dogu Yahudileri agir basmaktadir. Bu, Siyonist<br />

ùlkiinùn buyrugu geregidir.<br />

I. Toplumsal-Ekonomik Uçurumlar:<br />

i. Gelir:<br />

îsrail'de etnik topluluklar arasinda gelir e§itsizliginin varligini<br />

hiçkimse yadsimamaktadir. Ancak, bu e§itsizliklerin boyutu, onemi<br />

ve etkilerl konusunda gôru§ ayrihgi vardir. îsrail Bankasi Direktôrù<br />

David Horowitz'in ba§kanligindaki "Gelir ve Toplumsal Uçurumdaki<br />

Egilimleri înceleme Komitesi" 1971 Temmuzunda ekonomik e§itsizlik<br />

ve toplumsal biitùnleçmeyle ilgili olarak hiikûmete iyimser bir<br />

rapor sundu. Komitenin ba§lica bulgusu, Afrika-Asya kôkenli ailelerin<br />

ya§am dùzeylerinin, butùn ailenin ya§am duzeyleriyle kar§ila§tirildiginda<br />

1963-1970 yillari arasinda yùkseldigi saviydi:<br />

"Bu geli§menin kanitlari ortalama gelir dùzeyinde, konut<br />

ko§ullarmda ve dayanikh tùketim mah maliklerinin<br />

sayisindaki arti§tir. En dii§ùk gelirli aileler arasinda Asya-Afrika<br />

kokenli ailelerin orani dù^erken, bunlann en<br />

yùksek gelirli aileler arasindaki orani artmi§tir." 4<br />

Bir "geli§me" sôz konusu olsa bile, sayisal olanak son derece<br />

îlimhdir. Rapordaki tablolardan biri, 1963 yilinda ortalama bir Afrika-<br />

Asya kôkenli ailenin gayrisafi gelirinin Israil'deki biitùn Yahudi<br />

ailelerinin ortalama gelirinin % 63'ù, 1970'de ise % 69'u oldugunu gôstermektedir.<br />

Ayrica, 1963-64 dôneminde, Afrika-Asya kôkenli Yahudilerin<br />

% 33,5'nin en dùçùk gelirli kesimin 1 /5'ini olu§turduklari, oysa<br />

% Ma'arw, 25 Mayis 1973.<br />

'Bulletin of the Institute for Palestine Studies, Supplément to III, No. 16 (16 Agustos 1973),<br />

s. 530; ayrica bak: Arnon Magen, "The Social Gap-Four Views," New Outlook, XIV, No.<br />

8 (Ekim-Kasim 1971), s. 55; Michael Bruno, "The Social Gap is Not Really Closing,"<br />

New Outlook, XVI, No. 1 (Ocak 1973) s. 12-13.<br />

118


1968-69 dôneminde bu oranm % 30.1 oldugu gôrulmektedir. En yiiksek<br />

geliri olan kesimin 1 /5'i içindeki Dogu Yahudileri için paralel sayilan<br />

% 5.4'ten % 8'e bir arti§ gostermektedir.<br />

Bu saydarin aldatici niteligi toplumsal-ckonomik uçurumu<br />

daralmak yerine geni§ledigi kanisinda olan Israilli bilim adamlannm<br />

dikkatinden kaçmadi. îbrani Ûniversitesinde gôrevli bir ikdsatçi olan<br />

Michael Bruno bu raporu §oyle ele§tirdi:<br />

"Komite, dikkaderi temel soruna çekmek yerine, kar§ila§-<br />

tinlmasi olanaksiz ve ekonomik eçitsizlerdeki azalmayi<br />

ifade eder gôrunen bir dizi istadstiksel verinin arkasina<br />

saklanmayi tercih etmi§tir." 5<br />

Bruno, Dogulu ailelerin gerçek ortalama gelirinin butiin ailelerin ortalamasinin,<br />

Komitenin savundugu gibi % 69 degil, % 50 oldugunu<br />

ileri siirmektedir. 6 Anlaçmazhk, Komitenin Dogulu iicretlilerin aile<br />

boyutuyla, Eskenazilerinki arasindaki farki hesaba katmamasindan<br />

doguyor. J. Péri bunu §oyle açikhyor:<br />

"Dogu Yahudisi ailelerin Batdi Yahudi ailelerinin iiç kati<br />

kadar çocuklari vardir: Ùç ya da daha fazla çocugu olan<br />

Yahudi ailelerinin % 65'i, be§ ve daha fazla çocugu olanlarin<br />

ise % 8o'i Afrika-Asya kôkenlidir. Bundan §u sonuç çikar:<br />

Mutlak iicretler e§it olsa bile, Dogulu Yahudilerin gôreli<br />

iicretleri gerçekte daha dii§uktiir. Bunun etkisiyle §ôyle<br />

bir dôngiisel zincirleme tepki ortaya çikar: ki§i ba§ina<br />

dù§en geliideki e§itsizligin buyiimesi ekonomik uçurum<br />

meydana getirir; bu da toplumsal, egitimsel gerilik v.b<br />

yaratir." 7<br />

almi§ ve gizli kâr-<br />

Ayrica, Komite sadece resmî gelirleri gozônune<br />

lan hesaba katmamiçti. 8<br />

Sosyo-ekonomik uçurumun biiyùdùgùnu gôreli tiiketim duzeyindeki<br />

dù§u§ de kamtlamaktadir. 1959 yilinda, biiyiik ailelerdeki ki§i<br />

ba§ina tûketim, ortalama Yahudi ailesindekinin % 68'iyken, bu oran<br />

1969'de % 47'ye du§mù§tur. 9 Bu on yil boyunca Ulusal Sigorta<br />

Kurumunun çok çocuklu ailelere 250 milyon IL tutannda odeme<br />

'Bruno, s. 12.<br />

Hbid.<br />

'Péri, s. 54.<br />

8 Magen, s. 56.<br />

s Ibid.<br />

119


yaptigini ve bu biiyuk ailelerin % 90'imn Afrika-Asya kôkenli oldugunu<br />

da goz ôniinde bulundurursak, yukandaki sayilar daha da anlam<br />

kazanir.<br />

Yoksulluk ile etnik kôken arasindaki olumlu çaki§maya ba§ka<br />

tamamlayici ôrnekler Ba§bakanin çocuklar ve yoksullukla ilgili Ozel<br />

Komisyonunun raporunda bulunabilir. Bu komisyonca "sikinti içindeki<br />

çocuklar" olarak tammlanan çocuklarm % 95'inden fazlasi Dogulu<br />

ailelerin çocuklaridir. Ma'ariv'e gore (13 Nisan 1973), Komisyon,<br />

nûfusun en ait 2/io'u ulusal gelirin % 6'smi alirken, en ùstteki 2/10'u<br />

%40'mi ahyordu. Bu olgunun tam anlami, en alttaki 2/10'luk<br />

ara-tabakanm hemen hemen biitunuyle Dogulu oldugu geiçeginin<br />

i§igmda degerlendirilmelidir.<br />

Szold Enstitùsùnùn 1972 yihnda yayinladigi bir rapora gore,<br />

Israil'de 200,000'den fazla çocuk, Ulusal Sigorta Enstitùsùniin olçiitlerine<br />

gore 10 "yoksulluk çizgisinin" 11 altmda ya§amaktadir. Israil'<br />

deki bùtùn çocuklarm 1 /4'ùnii olu§turan bu yoksul çocuklarm % 84'ù<br />

Afrika-Asya kokenlidir.<br />

Dogu Yahudilerinin durumu Ekim 1973 sava§indan sonra daha<br />

da bozulmu§ gibidir. 21 Mart 1975 tarihli Davar'a gore, biitiin îsraillilerin<br />

% 20'si "yoksul durumda" olup % 10 "yoksulluk çizgisinin"<br />

altinda ya§amaktadirlar. Ba§bakanm sosyal i§ler dani§mani Baruch<br />

Lein, en son sayiyi çeyrek milyon olarak vermi§ ve % 94'iinû Dogululann<br />

olu§turdugu 18 ya§m altinda 175,000 ki§inin yoksulluk<br />

çizgisinin altinda ya§adigini sôy'lemi§tii . 12 Ote yandan, ba§ka bir kaynak<br />

da yoksulluk çizgisinin altmda olan (ba§ka bir deyi§le, dort ki§ilik<br />

bir aile birimi olarak 693 IL kazanan ) tùm ailelerin % 6o'i Afrika-<br />

Asya kokenlidir. 13<br />

Çogu resmî ya da yan-resmî Israil kaynaklarina dayanan<br />

yukardaki veriler, son on-be§ yildir olu§an gelir uçurumunda belirgin<br />

bir kapanma olmadigmi ve yoksullugun etnik ôzelliklerle çaki§tigim<br />

gôstermektedir. Gelirler açismdan Dogu Yahudileri gerçekten ikinci<br />

sinif bir toplumdur.<br />

'"Yoksullugun uç gôstergesi: (1) oda baçma iiç ki§iyi akin insan du§mcsi; (2) aylik 75 IL.<br />

gelir; ve (3) babanin ôgreniminin en fazla yedinei sinif olmasi.<br />

"Yakov Habib, Children in Israël, Szold Institute (Nisan 1922). Central Statistical Office'in<br />

bir çali§masina dayanilarak hazirlanmi§tir.<br />

12 Bulletin of the Institute for Palestine Studies, V, No. 15 (1 Agustos 1975).<br />

"Sema Kenan'in raporu, Davar, 16 Çubat 1975.<br />

120


2. Konut:<br />

Konut konusunda Eçkenaziler yararina yapilan ayrim, gelir<br />

konusunda yapilanlardan daha belirgindir. Devletin Yahudi niteligini<br />

olu§turmak amaciyla "sùrgùndekileri bir araya getirme"<br />

tutkusu, bùyùk bir konut sikintisi yaratmi§tir. Siyonistler, Bati'dan ve<br />

Sovyetler Birligi'nden gelen ve teknik eleman niteligine sahip goçmenler<br />

için belirli bir bedel, bir kar§ihk ôdenmesi gerektigini biliyorlardi.<br />

Bu gôçmenlere dû§uk kirayla môbleli, konforlu televizyonlu evler<br />

ve araba gibi ôzendirici yararlar saglandi. Ayrica, ùç ki§ilik bir aileye<br />

ùç oda dù§mek ùzere yeni evlere yerle§tirildiler. Oysa, Dogulu ailelerin<br />

% 19'u ùç kiçi bir odada olmak ùzere ya§amaktadirlar. E§kenazilerin<br />

ise yalnizca % 5,8'i bu biçimde ya§amaktadir. Israil Iskân Bakanligi<br />

eski memurlanndan Suzy Barry, kendisine Dogulu aileler için bir ya<br />

da iki odali evler ayirma talimati verildigini ve bundan onlann daha<br />

fazla da çocukiçin yer bulamamalarmin amaçlandigini sôylemektedir. 14<br />

Oda ba§ina ùçten fazla insanm dù§tùgù evlerdc ya§ayan 214,000 Israilli<br />

çocugun % 38'i Dogulu ve yalniz % 6'si Avrupa kôkenlidir. 15<br />

Dogulu bir Yahudi tarafindan yazilip Black Panther'de (9 Kasim<br />

1972) yaymlanan "Bir Askere Mektup" ba§likli yazidan alinan a§agidaki<br />

bôlumler, Dogulu toplulugunun bùyùk bir kesiminin konut yetersizliginin<br />

ve yoksul ya§am ko§ullarinm bir sonucu olarak, içine dù§-<br />

tùgù yabancila§mayi açikça gôstermektedir :<br />

"Sevgili Karde§im, selâm!<br />

Sen askere gideli epeyce zaman geçti. Bende olup bitenleri,<br />

dogal olarak, pek bilmiyorsun. Once, be§inci oglumun<br />

dogdugunu haber vereyim; Ezra ve Geula ile aym yatagi<br />

payla§acak.<br />

En bùyuk oglum Ya'acov'u geçen hafta polis tutukladi.<br />

Bakkaldan bir çikolata çalmakla suçlaniyor. Onun geleceginden<br />

korkuyorum. Ùç yil islahevinde kalmaya mahkûm<br />

olacagi sôyleniyor. Bu kurumlarda kalanlann ômùr boyu<br />

suç i§lemeye itildiklerini bilirsin...<br />

Dùn yedi ya§mdaki kizim Ruthie'yi Hadassah hastahanesine<br />

gôtùrdùm. Doktor, Ruthie'nin ate§li romatizmaya yakalandigini<br />

sôyledi. Bu hastaligin çok kalabalik (bizim ev birbuçuk<br />

oda) bir evde oturmanm sonucu oldugunu anlatti..."<br />

,4 Marion Woolfson, "Zionism and Racism," The Guardian, 14 Mayis 1976.<br />

15 Ma'ariv 13 Nisan ig73'den Children'in Israël, 22 Mayis 1973.<br />

121


Sonra, îskân Bakanhgina gidip ba§vurdugunu, ancak geri çevrildigini<br />

anlatiyor ve mektubunu §oyle siirdiirûyor:<br />

"Kizim Ruthie neden yeni bir gôçmenle bir tutulmuyor O-<br />

nun ôlmesini istemiyorsak, yeni bir eve ta§inmamiz gerekli...<br />

Dogrusunu istersen, ôyle bir yere geldim ki, kiz ôlecek o-<br />

lursa çok fazla aldirmayacagim; zavalli çok aci çekiyor...<br />

Ama bilirsin, bu iilkede ôlmek bile zor. Ôlùm ôylesine<br />

pahaliya padiyor ki, dù§ùndùkçe kemiklerim sizliyor; on<br />

yillik çali§madan sonra bile ayhk gelirim hâlâ 483.60 IL.<br />

Sevgili karde§im, senin elinde bir silâh var ve bu gergin<br />

giinlerde kôtùluklerle sava§tigim saniyorum. §u çok ônemli<br />

§eyi bilmeni istiyorum: Sen beni savunmuyorsun. Benim<br />

korunacak malim, mùlkiim yok, ya§amim da ya§am degil.<br />

Senin yaptigin beni ezenleri savunmak..."<br />

Konut konusunda yapilan ayrimin bir ba§ka ornegi "Beit Yam<br />

22" diye bilinen olayda gôrùldu. Tel Aviv'in banliyôlerinden biri<br />

olan Beit Yam'da gôçmenlere ayrilmi§ blok apartmanlar, Dogu Yahudilerinin<br />

oturdugu bir mahalle olan Hatikva'dan gelen yirmi-iki aile<br />

tarafindan 19 Nisan 1973'de i§gâl edildi. "î§gâlciler" zorla yeni apartmanlara<br />

girdiler ve hiikûmet kendilerini bir yere yerle§tirmeyi kabul<br />

edene kadar orada kalmaga yemin ettiler. Bunun iizerine hùkûmet<br />

gôruçmeyi kabul etti ve dort ya da daha fazla ki§inin bir odayi paylaçtigi<br />

durumlarda bunlan iki yil içinde uygun konutlara yerle§tirmege<br />

sôz verdi. 16<br />

Dogu Yahudilerinin konut sorunlarmin hafifledigine ili§kin<br />

hiçbir belirti yoktur. Siyonizm "toplama" politikasmi etkin biçimde yiirùttiigù<br />

siirece Bati'dan ve S.S.C.B.'nden gelen yeni gôçmenlere konut<br />

ayricaliklan taninmakta ve gôçii te§vik için ba§ka yararlar saglanmaktadir.<br />

Hùkûmet bu gôçmenlere gerçekten dù§ùk faizli borç, vergi<br />

kredisi ve yùzde-bine varan ithal vergisinden muaf olarak ithal mallan<br />

alabilme gibi olanaklar tanimi§tir. Sayiya dôkùldùgûnde, bu ayricaliklar<br />

para ya da mal olarak aile ba§ma 100,000 IL tutarken, Dogulular<br />

ayda 400-500 IL kazanabiliyorlar ve sekiz ki§ilik aileleriyle birlikte<br />

30-40 metre karelik bir ya da iki odah yerlerde oturuyorlar. 17<br />

Dùzenden yana olan Horowitz Komitesi'nin verdigi sayilar<br />

bile, i960 ve 1970 yillan arasinda Dogulu toplulugun konut soiununda<br />

çok az bir iyile§me oldugunu gôstermektedir. Bu dônemde, tek<br />

"'The New York Times, 22 Mayis 1973.<br />

"Woolfson, op. cit.<br />

122


odada ùç ya da daha fazla ki§i olarak oturan Bati kôkenli ailelerin<br />

orani % 12'den % 2'ye dii§erken, Afrika-Asya kôkenli ailelerde bu<br />

oran % 49'dan % 25'e dù§tu. 18 Aym kay naktan alinan diger veriler,<br />

iyile§me hizmin Afrika ve Asya kôkenli gôçmenlerde ôtcki biitùn gruplardan<br />

daha yava§ oldugunu gôstermektedir ; ayrmtilar a§agidaki tabloda<br />

ôzetlenmi§tir : 19<br />

Gôçiin kôkeni ve Oda baçina Uç ya da Iyileçme Orani<br />

zamam<br />

Daha Fazla Oturanlarin<br />

Yiizdesi<br />

i960 1965 1970<br />

Asya ve Afrika<br />

1948 ôncesi 37 ao 12 1:3 ..<br />

1948'den buyana 49 30 25 1:2<br />

Avrupa ve ABD<br />

1948 ôncesi 4 2 1 1:4<br />

1948'den bu yana 12 6 2 1:6<br />

3. Egitim:<br />

Egitim ve konut sorunlan birbiriyle sikica ilintilidir. Yoksul ailcler<br />

diiçùk kira ile ev bulamadiklarindan, agir borçlar altina giriyor<br />

ve bôylece ba§ka §eylerden fedakârhk etmek zorunda kaliyorlar.<br />

Toplumsal yardim i§lerinde çah§an Israilli Alisa Levenberg bu olguyu<br />

§ôyle açikhyor:<br />

"En çok sorun olan konu, ùcretsiz oldugu durumda bile<br />

ucuz olmayan egitim konusudur. Okul uniformalari ve<br />

yardimci kitaplar harcama gerektiriyor ; gidi§-geli§ ve ders<br />

araçlari pahahya geliyor ve çocuklar i^te çah§mayinca gelir<br />

kaybi cluyor. Bu yiizden, çogu zaman geieksinimlere<br />

uygun da olmayan konut gideri için ailcler egitimden<br />

fedakârhk ediyorlar ve bu kisir dôngii a§agiya dogru sùriip<br />

gidiyor." 20<br />

Sayilar, Dogulular ile Eçkenaziler arasinda geni^ bir uçiirum<br />

oldugunu gôsteriyor. Szold Enstitùsùnùn 1972 tarihli bir incelemesinde<br />

3-4 ya§lanndaki Dogulu çocuklann % 47'si ana okullanna giderken,<br />

bu sayimn E§kenaziler için % 82 oldugu belirtiliyor. Okula kaydolan<br />

'"Al Hamishmar (4 Araiik 1975) farkli sayilan vermektedir. Oda badina iiç ya da daha<br />

fazla ki§i yaçayan Dogulu ailelerin yiizdesi 1966-1972 arasinda % 58'den % 48'e indi.<br />

E$kenazi aileler için ko§ut sayilar % 18.4 ile %<br />

11.5'tur.<br />

"Bulletin of the Institute for Palestine Studies, Supplément to III, No 16 (16 Agustos 1973).<br />

20 "Poverty and the Other Israël," New Outlook, XIV, No. 5 (Haziran-Temmuz 1971), s.<br />

49-<br />

123


Dogulu ôgrencilerin ancak % 24'ù onuncu smifa kadar gelebilirkcn,<br />

E§kenazi ôgrencilerin % 55'i bu diizeye yukselebiliyor. 1973 yilinda<br />

nufusun % 60'ini olu§turan Dogulu topluluk ilkokullarda % 60,<br />

ortaokullarda % 30 ve université ôgrencileri arasinda %10'luk bir<br />

oranda bulunuyor; université mezunlannin ise, ancak % 3'ii Dogulu. 21<br />

Szold Enstitùsùnùn incelemesinde 18 ya§in altindaki îsrailli çocuklarm<br />

% 40'nin bile aile reislerinin ilkokul mezunu olmadigi ve bu o-<br />

ranin Dogulular için % 55 iken ôtekilerde % 16 oldugu ortaya çikiyor.<br />

Cincinnati Ûniversitesi Tip Fakùltesinde ôgretim ùyeligi yapan<br />

Irakh bir Yahudi olan Kenneth Kattan, Irakli Yahudilerin I-<br />

rak'taki okullardaki sayisal durumunun tsrail'dekinden daha iyi<br />

oldugunu sôylùyor. Kendisi Bagdat'taki tip okulunda 60 ki§ilik bir<br />

simftaki 10 Yahudiden biriyken, 1951'denbu yana Ïsrail'deki bu tùr<br />

okullara hiçbir Irakh Yahudi ahnmami§tir. Ayrica, 1947 yilinda<br />

Irak'ta yùksek okuldan 651 Yahudinin mezun oldugunu, oysa 1957<br />

yihnda Israil'de 86 Irakh Yahudinin yùksek okulu bitirebildigini<br />

ekliyor. 22<br />

Egitimdeki engel, yukarida incelenmi§ olan sosyo-ekonomik<br />

gùçlùkleri de etkiliyor; bùtùn bunlar Dogulu Yahudilerin Israil<br />

toplumunun kenar kesiminde ya§adigini gôsteriyor. Onlann bùtùnle§mesi<br />

acih bir sava^imi ve ônceliklerin temelli olarak yeni ba§tan<br />

degerlendirilmesini gerektirecek.<br />

4. Siyasal Katilma:<br />

Aym biçimdeki aynm, devletin siyasal kurumlannda ve hukûmet<br />

organlarmdaki temsil ve katilma sirasinda da ortaya çikiyor.<br />

Nùfusun % 6o'ini olu§turan Dogulular parlâmentoda % 20'lik bir<br />

temsil oranina sahiptirler.<br />

Dogululann Parlâmentoda Temsili 23<br />

Parlâmento (Knesset)<br />

Ikinci<br />

Altmci ..:....<br />

Yedinci<br />

Sekizinci<br />

Dogululann Yùzdcsi<br />

• 9<br />

20<br />

- 15<br />

. 16.6<br />

21 Ma'ariv, 22 Nisan 1973.<br />

'"Jewish Post and Opinion (New York), 26 Mayis 1972.<br />

23 Ma'ariv, 4 Mayis 1973; ve Elie Eliachar, "Born to Fail: Israel's Communal Problem,"<br />

New Outlook, XVII, No. 3 (Mart - Nisan 1974), s. 70.<br />

124


Sekizinci Knesset'te yalmz 20 Dogulu vardi. Bunlarin u'i i§çi<br />

ittifakindan, 6'si Likud'dan, 2'si Ulusal Dinci Partiden (Mafdal)<br />

ve i'i Bagimsiz Liberallerdendi. Dogulu toplulugun onde gelenlerinden<br />

ve eski Knesset ùyesi Elie Eliachar, toplam Knesset uyelerinin altidabirini<br />

olu§tuian bu miktarin ancak sayisal oldugunu, çùnkù bu Dogulu<br />

parlâmenterlerin "Sefardik-Dogulu topluluktan çok Eçkenazi siyasal<br />

partileriv'le bagh olduklarmi" gôz ônùnde tutmak gerektigini sôylùyor.<br />

24 Yazar "bu durum israil demokrasisini karikatiire çevirmektedir"<br />

25 diye belirtiyor.<br />

Bugùn yùrùrlùkte olan seçim sistemi, seçmenleri siyasal parti<br />

listelerine baglama yoluyla seçmen ile seçilen arasindaki dogrudan<br />

baglantiyi ônleyerek sosyo-politik dùzeyleri siyasal ôrgùtlenmeye ve<br />

kurulu sistem çerçevesinde siyasal iktidara yônelmelcrine olanak<br />

vermeyen ya da topluluklan oy hakkindan yoksun etmege yonelik<br />

bir nitelik ta§iyor. Bu siyasal engelin en iyi ôrnegi, sekizinci Knesset<br />

seçimlerine katilan alti listedeki adaylardan tek bir toplu temsilcinin<br />

bile seçilmemesiydi. 26<br />

Seçim sisteminin yaninda, Knesset ùyelerine kamu fonlarmdan<br />

ôdenek verilmesi biçimindeki uygulama hâlihazirdaki uyeler kar§isinda<br />

yeni adaylann aleyhine bii durum yaratmakta ve siyasal seçkirder<br />

arasinda gerçek bir aki«i onlemektedir.<br />

Di§ Ifjleri, Gùvenlik, Maliye ve Hukuk i§Ieri konulannda ba§-<br />

hca Knesset komiteleri E§kenazilerden olu§uyor. Sefardikler'e ise,<br />

ancak Amerikan Senatosunda Ba§kan Yardimcisi kadar yetkili ve<br />

ônemli bir niteligi olan gôstermelik Knesset Ba§akanligi ikram ediliyor.<br />

Dogululann kabinedeki durumuna bir ôrnek, On-Yedinci hùkûmetteki<br />

toplam 19 ùyeden 3'ùnùn, yani % 15.8'inin Dogulu olmasidir.<br />

Raphaël Penkler, ilk on-yedi hùkûmetteki bakanlann etnik dagilimi<br />

konusunda Al Hamishmar'àa yaymlanan bir dizi incelemesinde, onuncu<br />

hùkûmete gelinceye kadar, Mùsluman ùlkelerden gôçenlerin<br />

kabineye giremediklerini gôsteriyor; 27 Eliahu Sasoon bu nitelikte<br />

olup da bakan olan ilk ki§iydi.<br />

Kabinedeki birkaç Dogulu ùyeden biri olan Shlomo Hillel, polis<br />

ôrgùtùnùn ba§i olan bakanliga getirildiginde Dogulu topluluk hiç de<br />

"Eliachar, s. 71.<br />

25 Ibid.. s. 70.<br />

K Ibid„ s. 71.<br />

27 Al Hamishmar, 21 Ilazimn 1974.<br />

125


Isa<br />

Os<br />

Dogum yeri ve cemaat uyeligine gôre bakanlarin dagilimi 28<br />

Hùkûmet<br />

Bakanlarin sayisi<br />

Dogu Avrupa Bati Avrupa islam Ùlkeleri Filistin Dogulu<br />

No. /o No. No. V<br />

%<br />

/o<br />

No.<br />

%<br />

No. %<br />

Geçici 13 10 76.9 2 15.4 1 7.7 1 7.7<br />

1. 12 9 75 2 16.7 1 8.3 1 8.3<br />

2 13 9 69.2 3 23 1 7.7 1 7.7<br />

3. 13 9 69.2 3 23 1 7.7 1 7.7<br />

4. 16 8 50 5 31.2 3 18.7 1 6.2<br />

5. 16 8 50 5 31.2 3 18.7 1 6.2<br />

6. 12 7 58.3 4 33.3 1 8.3 1 8.3<br />

7. 16 12 75 3 18.7 1 6.2 l 6.2<br />

8. 16 12 75 3 18.7 1 6.2 1 6.2<br />

9. 16 9 56.2 4 25 3 18.7 2 12.5<br />

10. 16 8 50 4 25 1 6.2 3 18.7 2 12.5<br />

11. 15 8 53.3 3 20 1 6.7 3 20 -t 13.3<br />

Z,<br />

12. 16 9 56.2 3 18.7 l 6.2 3 18.7 2 12.5 .<br />

13. 18 13 72.2 2 11.1 1 5.5 2 11.1 2 11.1<br />

14 22 15 68.2 2 9.1 9 9.1 3 13.6 2 9.1<br />

15. 24 17 70.7 2 8.3 i 4.2 4 16.7 2 8.3<br />

16. 22 14 63.6 3 13.6 2 9.1 3 13.6 3 13.6<br />

17. 19 11 57.9 1 4.3 2 10.5 5 26.3 3 15.8<br />

2a Ibid.


memnun kalmami§ti. Elie Eliachar kendi toplumlarinin gereksinimlerini<br />

kar§ilayacak bir gôrevi muhtemelen buna yegleyecck olan Dogululann<br />

duygularini §ôyle yansitiyor:<br />

"Ayribir Polis Bakanhgi olan hiçbir demokratik ùlke bilmiyorum...Sefardikler'in<br />

Polis Bakanhgindan fazla bir§ey<br />

istemediklerini ve onjann asd gereksinim duyduklari §eyin<br />

cemaader arasindaki uçurumlari surduren ve giderek<br />

geni§leten nedenlere dogrudan mùdahale edebilecek ve<br />

bu uçurumlari kapatip t>irle§tirme yetenegi olan bir bakanlik<br />

oldugunu Ba§bakan Bayan Golda Meir'e bildirebilme<br />

olanagi bulmu§tum. Sefardikler'in istedikleri bakanhklara<br />

ôrnek olarak da Fskân, Egitim, Çaliçma ve Sosyal Giivenlik<br />

Bakanhklarim vermiçtim." 29<br />

Eliachar'in duygularini Sefardik toplulugunun ônemli bir kesimi<br />

de anlaçilan payla^iyordu. Sosyal Refah Bakanmin Kasim 1975'de<br />

ôlùmù ùzerine Sefardik toplulugu kendi aralarindan birinin bakan<br />

olarak atanmasini hiikûmetten istedi; ancak Ulusal Dinci Parti<br />

(Mafdal) Sefardik olmayan birini aday gôsterdive o seçildi. Sefaidik<br />

sôzciilerinden Çem^on Abizimr bu konuda Davar'da (16 Eylûl 1975)<br />

çikan yazisinda, sosyal yardima en fazla gerek duyanlarin bùyiik çogunlugunun<br />

Sefardikler'in olu§turmasina karçin, bu yardimi kullananlarin<br />

çogunun E§kenaziler oldugunu sôyliiyordu. Yazar Mafdal<br />

ônderlerine "Mafdal adaylarina oy verenlerin çogunlugunun<br />

Scfardikler oldugu basit gerçegini" hatirlatmaktaydi. Bu durumda,<br />

Sefardikler'in kabinede temsil istekleri arasinda, Eçkenazilerin tekelinde<br />

olan ve ïsrail'deki tanimiyla "siyasal mutfagi" da, 30 yani Ba§-<br />

bakanhk, Savunma, Di§ î§leri ve Maliye Bakanhgini da katmalan<br />

durumunda hukûmetin tepkisinin ne olacagi meraka deger.<br />

Sefardikler'in yerel yônetimlerde, i§çi sendikalarmda ve ordudaki<br />

durumlari da pek iyi degil. Ïsrail'deki valilerin ve yerel meclis ba§-<br />

kanlannin ancak % 13'ii Sefardik'tir. Yùrutme Meclisi iiyelerinin %<br />

1 i'i, Genel Kongre iiyelerinin % 22'si ve Histadrut i§çi kurullari iiyelerinin<br />

% 28'i Sefardik'tir. 31 Dogulu Yahudiler arasinda egemen olan<br />

duygu, kendilerinin siyasal iktidara yônelmeleiine kar§i çikan kurulu<br />

diizenin onlan bir sava^a çagirmakta hiç de tereddùt etmedigi yôniin-<br />

28 Eliachar, s. 73.<br />

30 Ma'ariv, 25 Mayis 1973.<br />

31 Al Hamishmar, 4 Aralik 1975.<br />

127


dedir. Ekim 1973 sava§mdan sonra yayinlanan bir Kara Panter Bildirisindc<br />

§u soru soruluyordu:<br />

"Kuzeyde ve Bar-Lev hattinda dôvu§en diizenli ordunun<br />

askerleri kimlerdir Yerde ve tanklarda kim sava§ti Onlar<br />

yoksullann çocuklan degiller miydi" 32<br />

Ve Elie Eliachar aym duygulari §ôyle yansitiyordu :<br />

"Geçen sava§in biitùn cephelerinde sava§an asker ve subaylarla<br />

konu§urken beni en çok §a§irtan, onlar (Dogulular)<br />

arasinda sava§ ve sonrasina iliçkin olarak olu§an gôriï§<br />

birligi oldu. Bunun ôzù §uydu; 'Sava^ta e§itler olarak ôlmeye<br />

vardik; ancak bakalim bari§ zamam e§itler olarak<br />

ya§ayabilecek miyiz V " 3}<br />

Dogulularin piyade ve tankçi siniflannda temsil orani çok<br />

yiiksek olmasma kar§in, subay kadrosundaki orani yalniz % 30'du. 34<br />

Ayrica §unu da belirtmek gerekir ki, Dogulularin îsrail'deki ailelerin<br />

1 /4'ùnù olu§turmalarina kar§in, çocuklannm sayisi askerlik çagindaki<br />

çocuklarin yarismdan fazladir. 35 Dogulular devlet gorevlerinde<br />

birinci derece memurluklarda hiç yoktur ve en yiiksek iiç derecede<br />

sayilari % 3 ile simrhdir. 36<br />

5. Topluluklararasi tliskiler :<br />

îsrail'deki etnik ili§kileri konu alan birçok incelemede, Sefardikler/<br />

Dogululular ve E§kenaziler arasmdaki ili§kileri tanimlayan niteliklerin<br />

ku§ku, ôfke, horgôrme, giderek tam bir diiçmanlik oldugu belirtilmektedir.<br />

îngilizce konu§an bir Hintli Yahudinin Kudùs'iin beyaz<br />

derili Eçkanezilerin oturdugu kesimi olan Hakarim'e ta§inmasi giiç<br />

olabilir. Milfred Shapiro, Siyonistler ve Sabralar (^ionists and Sabras)<br />

adli yapitinda** Dogulularla aym masaya oturmayi bile reddeden<br />

Eçkenazilerden sôz cder. A.B.D.'ndeki E§kenazi Yahudiler arasinda<br />

da bunlara benzer duygularin yaygin oldugu sôylenmektedir. Paris'te<br />

yayinlanan aylik Israil ve Filistin'in yazi i§leri miidûrù Maxim Ghilan'a<br />

gore, orada Dogulular Kutsal Toprak'tan gôçen anlammda yodim<br />

olarak nitelenmektedirler. Biri "îsa a§kina, bunlar insana Araplan<br />

32 Al Ittihad (Hayfa), 27 Kasim 1973.<br />

35 Eliachar, s. 72.<br />

3t Al Hamishmar, 5 Ocak 1976.<br />

35 Ma'ariv, 25 Mayis 1973.<br />

"Jewish Post and Opinion, 26 Mayis 1972.<br />

128


animsatiyor" 37 bile demi§ti. Bir yanda E§kenaziler koyu derili vc<br />

az geli§mi§ Dogululari hor gôrurken, ôte yanda Dogulular da E§kenazi<br />

gôçmenlere taninan ayricaliklara ôfkelenmektedir. Arap Orta-Do~<br />

gusu kokenli ailelerden gelen Yahudilerden olu§an Kara Panter<br />

Partisi sôzculerinden Saadia Marciano bu toplulugun duygularini<br />

§ôyle açikliyordu :<br />

"Rusya'daki bir Yahudi dort saat hiçbir §ey yemezse, bu<br />

bir açlik grevidir. Ama bir Sefardik çoeuk tam on saat<br />

agzina hiçbir §ey koymasa, bununla kimse ilgilenmez. Béni<br />

Rus Yahudilerine artik Israil'e gelme izni verilip verilmemesi<br />

ilgilendirmiyor. Onlar buraya Yahudi devleti kurmaga<br />

mi geliyorlar, yoksa benim devletimi almaga mi Biz Sefardikler<br />

tek bir §ey biliriz : Rusya'dan zuliim nedeniyle kaçtigim<br />

sôyleyenler buraya geldiklerinde be§ odali bir daire<br />

elde edebilmek için daha az yaygara koparmalarx gerekir.<br />

Yirmi yxldxr burada ya§ayan bir Sefardik ek bir oda isteyeeek<br />

olsa, hùkûmet 'tayiflar' deyip geçmekten ba§ka<br />

§ey yapmaz." 38<br />

Taninmi§ israilli hicivci Sylvia Keshet bu toplumlararasi çati§-<br />

maya §u dipnotu ekledi :<br />

"Kùskùn ve hayal kirikligina ugrami§ gençlerin agzindan<br />

'Israil bir Eskenazi devletidir', 'Golda, bize Yidi§ ôgret!',<br />

'Golda, bizi Rusya'ya gônder ki, haklara sahip gôçmenler<br />

olarak dônelim' gibisinden sozleri artik duymamak için'<br />

temel sorunlara egilinmelidir." 39<br />

"Beit Yam 22" olayma katdanlardan Ovadia Nachum da New<br />

York Times muhabirine §unlan soylemi§ti:<br />

"Burada dogup bùyùyenlerin elde edemedikleri §eyleri<br />

onlar (Sovyet Yahudileri) neden elde edebiliyorlar Sadece<br />

Eçkenazi olduklan için mi" 40<br />

Topluluklararasi evlenmeye kar§i takinilan tutum da toplumsal<br />

butùnle§menin bir ba§ka gôstergesidir. 1955'de ïsrail'deki evlilik-<br />

31 Israël and Palestine, Ocak-§ubat 1976.<br />

"Patrick Marnham, "Israel's Black Jews,"JVeai Statesman (London), Haziran 1972, s.<br />

898.<br />

39 "The Panther Hunters," New Outlook, XIV, No. 7 (Eyliil 1971), s. 82.<br />

'°The New Tork Times, 22 Mayis 1973.<br />

129


lerin % n.8'i kari§ikti. On-be§ yil sonra bu oran % 17.5'a yùkseldi.<br />

Telaviv Ûnivcrsitesinden Y. Peres'in topluluklararasi evlilik konusunda,<br />

yùksek okul ôgrencilerinin. lutumuna ili§kin 1968'de yaptigi<br />

bir anketin sonuçlanna gore, E§kenazi ôgrencilerinin %39'u bu tùr<br />

evliliklerden yana oldugunu açikliyor, % 39'u bazi çekinceler koyuyoi<br />

ve kalan % 22'si biitùnùyle kar§i çikryordu. Oysa, Sefardikôgre ncilerin,<br />

Filistin dogumlular da dahil, % 81'i bu tùr evlilikleri onayhyorlardi.<br />

41 Bu sayilar ayrica açiklamaya gerek birakmayacak kadar<br />

açik.<br />

IL Sosyo-Ekonomik Uçurumlar Konusuna Çefitli Yaklaçimlar:<br />

"îki Israil" olarak bilinen olguyu açiklayici ôrnekler sayisizdir.<br />

Bir stereotip olarak hemencecik tembel, geli^memi^, cahil ve ogrenemez<br />

diye niteledikleri ya da kendi yabanci geçmi§i, adetleri ve idealleri<br />

yônùnden "çevreye uymaz" gerekçesiyle bir yana ittikleri (çogu<br />

kez de esmer derili) Dogululara kar§i olan sag-kanat antipati bu ôrneklerdendir.<br />

Bu durum, zëngin ya da yoksul, kimi beyaz Amerikahlilarin<br />

Amerikali zencilerf ka§i takindiklari îrkçi tavra ko§uttur. Irkçi<br />

beyazlar siyahlarm kendilerini "kanitlamalan", kendi kendilerini olduklan<br />

yerden çekip çikarmalari gerektigini sôylerler. Yani, aradaki<br />

uçurum butùnùyle topluluklara ili§kin bir sorun olarak gôrùlùr.<br />

ikinci olarak, aradaki uçurumu daha libéral bir yakla§imla<br />

topluluklar baglaminda degerlendirenlere de rastlanir. Sag kanatm<br />

aksine, bunlar durumu iyile§tirmenin sorumlulugunu Dogululara degil,<br />

hùkûmete yùklerler. Bu reformcu tutum libéral te§his ve tedavi<br />

yontemlerine bir ornektir. Ki§isel çikar burada ba§lica yol gôsterici<br />

ilkedir. Yukardan yapilan reformlar, alttan gelen bir toplumsal<br />

devrime kar§i tekseçenek olarak gôrùlùr. Ulusal ayncahklarin (gùvenlik,gôç<br />

vb). yenidenclegerlendirilmesi ve "bôregin"yenidenpayla§tirilmasi,<br />

liberallere gore "topluluklararasi uçurumu" kapatacak tek anahtardir.<br />

Elie Eliachar bunu §ôyle anlatiyor:<br />

"Magen, s. 51.<br />

"Bence gùvenlik bayragi iki yanlidir; biri 'savunmayi' ifade<br />

eder, ôteki de topluluklararasi uçurumun kaldirilmasini.<br />

Bu sorunlar birbirinden soyutlanamaz. Parasal kaynaklanmizin<br />

bunun için yeterli olmadigi savi kabul edikmez.<br />

Megalomanyak tasanlar için akilsizca harcanan kamu<br />

130


fonlari yukarda belirtilen yônde kullamlabilir; bu Ïsrail'in<br />

'iki Ïsrail'e' bôlûnmesini ônleyecck ve bizi, neysek o yapacakti<br />

: tek bir halk!' 42<br />

îbrani Ûniversitesinden iktisatçi Michael Bruno'da §ôyle sormakta:<br />

"Bugiin ônceligi olmasi gereken ulusal bùtçenin, ba§ansi için yeterli<br />

bir ko§ul olarak degil, sorunlari hafif gôstermek için gerekli bir koçul<br />

olarak diizenlendigine kuçku var mi" 4i<br />

Diger liberaller de hùkûmeti etnosentrik olmakla suçlayarak<br />

hùkûmet toplumsal ve kultùrel uçurumu kapatmak için cesur adimlar<br />

atmadigi takdirde, "ban§ yapildigi" zaman bile durumun daha kôtu<br />

olacagi konusunda uyarida bulunuyorlar. 44<br />

Son olarak, Kara Panterler, Komùnist Partisi (Rakah) ve îsrail<br />

Sosyalist Partisi (Matzpen) gibi gruplann radikal yakla§imndan sôz<br />

etmek gerekir. ïsrailliler Kara Panterleri, ilk kez 3 Mart 1971 'de<br />

bir grup Dogulu genç Kudùs Belediyesinin ônunde Dogulu Yahudilere<br />

uygulanan toplumsal, ekonomik ve îrksal ayrimi protesto ederken<br />

ke§fettiler. Gôsteriyi bastirma ve tutuklama gibi en yukan katlarda<br />

kararla§tirilip hemen alinan onlemler e§itsizlige kar§i zararsiz protesto<br />

gôsterisi olarak ba§layan hareketin radikalle§mesi sonucunu yaratti.<br />

Egemen grubun, onlari Fasli Gôçmenler Federasyonu aracihgiyla<br />

eritme çabasi ba§arisizhga ugradi ve Panterler giderek Israil Yeni<br />

Solu olan Matzpen ve Siah'a yôneldiler. 45 1972'ye gelirken, Panterler<br />

Dogulu Yahudilerin yoksullugunu sinif baglami içinde degerlendirmege<br />

ba§ladilar ve ertesi yd ïsrailli Demokratlar ile birle§erek<br />

Dye (Yeter) adh siyasal akimi olu§turdular. 46 Genel Sekreterlige<br />

seçilen Irakli Yahudi Çalom Kohen, akimm topluluk ayrimma dayanmadigim<br />

açikladi; ancak hareketin temel amacmin sosyo-ekonomik<br />

uçurumu kapatmak ve bûtùn topluluklardan aydmlarin, sanatçilarm<br />

ve okumu§ ki§ilerin destegini saglamak oldugunu belirtti.<br />

Kohen'in tutucu ûyeler tarafindan gerçek amaçtan saparak,<br />

Filistinliler'in dâvâsini destekleyen sol kanat gruplarla i§birligi yapmakla<br />

suçlanmasi uzerine, Haziran 1974'de bu akim içinde bir<br />

bôlùnme ortaya çikti. 47 1975'de Panterler sola ve ban§ kampina kay-<br />

42 Eliachar, s. 15.<br />

"Bruno, s. 15. Altini ben çizdim.<br />

44 0rnegin bak: Levenberg, s. 39.<br />

45 Davar, 9 Haziran 1972.<br />

46 Ha'aretz, 22 Çubat 1973.<br />

"Ha'aretz, 19 Haziran 1974.<br />

131


dilar. Eylùl 1975'de Beersheba'da diizenlenen birinci parti kongrelelerinde,<br />

Çalom Kohen pardnin sosyo-ekonomik uçurum sorurmna<br />

yakla§imini §ôyle ôzetledi: "Bizim sava§imimiz etnik aynmla simrli<br />

degildir; îsrail proletaryasimn sinif sava§immm baglaminda<br />

degerlendirilmelidir. " 48<br />

Kara Panterler reformcu ve devrimci yakla§imlar arasinda gidip<br />

gelirken, Matzpen Dogulularin yoksullugunun devledn kapitalist<br />

Siyonist niteliginden kaynaklandigi gorù§iinu savunuyordu. Matzpen'e<br />

gore, Siyonizm'in Dogulu topluluga uyguladigi ayrim, Filistin<br />

halkinm sùriilmesi, yoksulla§tirilmasi ve malina mùlkune el konulmasindan<br />

daha az kmanacak nitelikte degildi. Devletin sômiirgeci<br />

niteligi îsrailli Yahudi i§çilere Araplarla kar§ila§tirildiginda kaçimlmaz<br />

olarak maddî ayricaliklar tammi§ olmasma kar§in, Dogulu Yahudileri<br />

E§kenazilerle eçitler diizeyinde bùtunlestirme çabalari ba§ansizhga<br />

ugradi. Devlet, yabanci yatinmcilari ve Batih goçmenleri çekmeye<br />

ve yerli yabanci kapitalistlere daha bùyiik kârlar için giivencevermege<br />

yônelik ekonomik politikalar izlerken, çogu Dogu Yahudisi ve<br />

Arap olan i§çilerin sômuridmeleri de artiyordu. 49 Bôylece, etnik aynhklarla<br />

sinifsal aynhklar çab§mi§ oluyordu.<br />

Ayrica, îsrail'in Yahudi toplumunu "bùtunle§tirmek"deki yeteneksizligi<br />

ya da isteksizligi devletin dogasinm bir ba§ka boyutundan<br />

kaynaklanmaktadir. Gerek Siyonizm'in, gerekse kapitalizmin dinamikleri,<br />

niteliksiz ve yan-nitelikli Dogulu Yahudisi i§çinin egitilmesi<br />

için kitlesel bir çabaya girilmesine karçidir. Biiyiik miktardaki diç<br />

yardimm sonucu olan ekonomik bûyumenin talepleri dogrultusunda,<br />

Siyonist dùzen Bati'dan ve S.S.C.B.'nden usta i§çiler dev§irme yolunu<br />

seçerek Dogu Yahudileri toplulugunun kôtii durumunun sûrmesine<br />

neden oldu. Bu yakla§im, devletin Siyonist-kapitalist niteliginin,<br />

Bober'in Oteki Israil (The Other Israël) adli yapitinda incelenmi§ olan<br />

bir ba§ka yônûnii giiçlendirdi :<br />

"Yahudilerin îsrail'e gôçiinùn "Siyonizm açismdan gerçek<br />

degeri bir yana, Dogu Yahudilerinin kitlesel bir yùkseli§i<br />

Siyonizm için aym zamanda bii ba§ka sorun yaratabilirdi;<br />

niteliksiz ve yan-nitelikli iççiler arasinda ortaya çikan<br />

bo§luk ancak Arap i§çileile doldurulabilirdi; bu da onlarin<br />

îsrail proletaryasimn yaçamsal kesimlerine egemen olma-<br />

48 Israël and Palestine, Aralik 1975, s. 12.<br />

"Aric Bober, der., The Other Israël: the Radical Case Against Ztonism, New York, 1972, s. 31.<br />

132


lari sonucunu yaratirdi. Siyonizm'in ileri gelenleri bôyle<br />

bir §eye ho§gôrù gôsteremezlerdi. Sonuçta §u sôylenebilir :<br />

îsrail toplumu saf Yahudi ve kapitalist olarak kaldigi<br />

sùrece etnik bôlunmeler giderek daha biiyiik oranda simfsal<br />

bôlunmeleile çaki'acaktir." 50<br />

Bober, bu tiir bôlunme ve faïkliliklarin Dogulularca smifsal açidan<br />

degil, etnik açidan degerlendirildigini ekliyor. Dogulular da tipki<br />

A.B.D.'ndeki "yoksul beyazlar" gibi, Israil toplumunun en §ovenist,<br />

fanatik ve îrkçi unsurlariyla kayna§iyorlar, yari-Fa§ist Herut Partisini<br />

ve ôteki sagci akimlan destekliyorlar.<br />

Dogu Yahudilerinin yoksullugu iie devletin sômiirgeci-Siyonist<br />

niteligi arasindaki ili§kiye Matzpen bir baska boyut daha ekliyor.<br />

Soiunun ôziinde, Siyonizm'in iki bùyùk hedefi yatmaktadir : tam<br />

bir Yahudi devletinin ônko^ulu "siirgùndekilerin bir araya getirilmesi"dirki,<br />

bu da Dogululann ikinci simf yurtta§durumuna sokulmalari<br />

ve bôylece bùtùnle§mi§ bir Yahudi devleti kurulmasi yolundaki<br />

ikinci amacin zayiflamasi sonucunu yaratir. Ônemli olan<br />

soru §udui: bu du.'umda bir kisim Yahudilerin ôteki Yahudi yuitta|larm<br />

yaninda kendmi kùçtik gordùgù bir saf Yahudi devleti nasil<br />

savunulabilir <br />

Ayrica, di^ardan yetenekli ve usta insanlann getirilmeleriyle "guvenligin"<br />

vurgulanmasi her§eyden once, Dogululann yoksullugunun<br />

nedenidir. Dogulular silâh için ekmekten fedakârhk ederek ve Bati'dan<br />

gôçù ôzendirmek için uygulanan lùks ya§am ko§ullarinin ve ôteki tasanlann<br />

kefaletini ôdeyerek en agir yùkù ta§imaktadirlar.<br />

Bu sômùrùlen unsurlarin bir gùn gelip "Avrupah Siyonist ônderlerinin<br />

muhte§em tasanlarimn" 51 yùkùnù artik çekemeyeceklerine<br />

karar verip vermevecekleri merak konusudur.<br />

m Ibid., s. 92.<br />

s 'Marnham, s. 898.<br />

133


IV.<br />

SIYONIZM VE DEVLETLER<br />

ARASI lLt§KiLER


EMPERYALÎZM VE SÈYONiZMlN ENTEL-<br />

LEKTUEL KÔKENLERi<br />

EDWARD W. S AID<br />

Emperyalizm, hem toplumsal, siyasal ve kiiltûrel bir baski sistemi,<br />

hem de bir dùnya gôrù§ù olarak tùm çaglarin ortak olgusudur.<br />

Egemenligi sirasinda pek çok kùltùr, kendi iradesini daha zayif o-<br />

lan ôteki kùltùrlere zorla kabul ettirmege çab§mi§tir. Emperyalizm,<br />

degi§mez bir biçimde, ôzel ve giderek gizli bir mitoloji ortaya koymaktadir.<br />

Emperyalizmin efsanelerinden bazilari, gùçlù bir kûltùrùn<br />

ùstùn kultùr oldugu; dogal hiyerar§iler yaratmak amaciyla gerçegin<br />

kendisinin iradî olarak degi§tirilebilecegi ; egemen ulusun efendi<br />

îrktan geldigi yolundaki ve benzeri gôrù§lerdir. Tùm bu dù§ùncelere<br />

§u ya da bu biçimde, butùn bùyuk Avrupa, Asya ve Amerika împaratorluklarmda<br />

rastlanabilir.<br />

Bununla birlikte, emperyalizm On-dokuzuncu Yùzyil boyunca<br />

yeni ve gùçlù bir biçim kazanmi§tir. Herzl'in dù§ûncelerinin ve Filisdn'in<br />

1880'lerden itibaren sômùrgele§tirilmesinin kôkenleri, Siyonizm<br />

ve emperyalizmin ortak kôkenleri On-dokuzuncu Yùzyil Avrupa<br />

entellektuel kùltùrùnùn tarihinde bulunabilir. Emperyalizm ve<br />

Siyonizm'in entellektùel kôklerini çok kisa olarak ortaya koymak istiyorum,<br />

çùnkù her ikisinin de kurbani olarak, bizi hâlâ etkileyen ve<br />

On-dokuzuncu Yùzyil siyasal ve kùltùrel dù§ùnù§ùnùn mirasi olan<br />

baski sistemlerinin epistemoloji, metodoloji ve tarihini yeterince farkedemedigimiz<br />

kamsindayim. Bu nedenle, bunlari tarihsel zenginlikleri<br />

içinde tam olarak gôrùnceye kadar, îrkçihgi yeni bir §eymi§ ya<br />

da zamanla ortadan kalkacak genç ve geçici bir olguymu§ gibi dù-<br />

§unme yanilgisina dù§ecegiz. Siyonizm'le empeiyalizmin birbirlerinden<br />

ilham aldigmi, her ikisinin de, kendi uslûbuyla, Bati'nin siyasal<br />

ve entellektùel kûltùrùn tam ortasinda bulundugunu ve ahlâksizligin<br />

ya da adaletsizligin degil, LTçùncù Dùnya'nin Avrupah olmayan ve<br />

renkli diye adlandinlan halklan ùstùnde egemenlik kurmaga yônelik<br />

bilimsel ve siyasal bir iradenin ùrùnleri oldugunu gôstermege çali§acagim.<br />

Modéra Aviupa emperyalizmine ve îrkçihga kar§i sava§im,<br />

bir uygarhk sava^imidir ve bunu, kaynaklandigi dù§ùnceler sistemini<br />

137


anlamadan sùrdùrmemiz olanaksxzdir. Ancak, bunu anlarsak, onunla<br />

bilimsel bir biçimde sava§abiliriz.<br />

Siyonizm'in bir parçasim olu§turdugu modem emperyalizmin<br />

yiikselme dônemi, Hobson ve Arendt'in bu dônemin ba§lama tarihi<br />

olarak belirledikleri 1870'ten gerilere uzanir. Bir dù§ùnce sistemi olarak<br />

emperyalizmin kokleriOn-dokuzuncu Yùzyilin ba§lannda bulunur.<br />

-en etkili oldugu dônem, Avrupa'nin bùyùk gùçlerinin geni§ topraklar<br />

kazandiklari dônemle tam olarak çaki§ir. 1815 ile 1918 arasinda<br />

Avrupa'nin somùrgeci imparatorluklarmin Asya, Afrika ve Latin<br />

Amerika'da ellerinde bulundurduklan alanlann dùnya toplam yùzôlçùmùnun<br />

% 35'inden % 85'ine yùkseldigini animsamak gerekir. Ôyleyse,<br />

§u sorulan sormak zorundayiz: (1) Avrupa emperyalizminin<br />

temel nitelikleri nelerdi ve (2) Siyonizm Avrupa emperyalizminin<br />

gerçek gôrù§lerinin sistemi içinden organik olarak nasil ortaya çikti<br />

Emperyalizm, tùm amaci toprak yônùnden geni§leme ve bunun<br />

me§rula§tinlmasi olan siyasal bir felsefedir. On-dokuzuncu Yùzyil emperyalizmi<br />

ve modem emperyalizm ile bunlardan ônceki her tùrlù emperyalizm<br />

arasindaki fark, On-dokuzuncu Yùzyil emperyalizmi ve modem<br />

emperyalizmin gerçeklik konusunda sistematik biçimde etkili ve<br />

yari-bilimsel bir gôrù§e dayanmasidir. Gerçekten, emperyalizmin tarihinin,<br />

modem bilimin olu§umunun ve tahrif edilmesinin, kullaniminin<br />

ve kôtùye kullamminin tarihi oldugu soylenebilir. î§te, bunu vurgulamak<br />

istiyorum. Modem bilimsel emperyalizmin bile§kenleri once<br />

felsefî ve ikinci olarak ekonomik ve topraksaldir. 1918'de Clemenceau,<br />

"gelecekte Fransa Almanya'nm saldinsina ugrarsa, Fransa'nin<br />

savunulmasi için siyahlardan olu§an birlikler toplamaya sinirsiz<br />

bir hak"ki olduguna inandigim soylerken, beliili bir bilimsel dogrululukla,<br />

Fransa'nin, siyahlan, Poincaré'nin deyimiyle, beyaz sahip<br />

Fransiz için ekonomik bir cephane haline dônù§turme gùç ve bilgisine<br />

sahip oldugunu anlatmak istiyordu.<br />

Bu gùcùn kaynagi, kendi me§rula§tirdigi bilginin ve eylemlerin<br />

belirli bir tùrudùr. Bu, Avrupa biliminin On-dokuzuncu Yùzyihn ba-<br />

§mda, dunyayi ve onun sakinlerini daha gùçlù-daha zayif, geri-ileri,<br />

ùstùn-a§agi tipler olarak siniflandirma ve tiplendirme konusunda kazandigi<br />

bilgidir. Modem emperyalizmin gerçek kôkeni, sistematik siniflandirma<br />

dù§uncesidir ve bu dù§unce -biyoloji, dilbilim, antropoloji<br />

ve tarih gibi bilimlerde- On-dokuzuncu Yùzyil Avrupa biliminin<br />

gerçekle§tirdigi ba§lica ba§andir. Emperyalizm bu dùçùnceden yola<br />

çikarak çarpikla§tirilmi§ bir ilke elde etmi§ ve bunu insanlarm dùn-<br />

138


yasina kasten uygulami§tir. Ôrnegin, kar§ila§tirmali anatomiyc bakarsaniz,<br />

Linnaeus ve Buffon'la ba§layan ve Cuvier'nin tiim dogayi,<br />

ayn tiir, tip, nitelik ve siniflamalara ayirdigi ve bunlann hepsine<br />

ayn ve birbirine indirgenemez dogal ôzellikler veidigi Le Règne<br />

Animal (181 j) adli yapitiyla doruk noktasma ula§an siniflandirma bilimini<br />

(taxonomy) farkedebilirsiniz. Cuvier bunu, tamamen Darwin'in<br />

dù§ùncelerinin geli§tirilmesi ve yanh§ olarak insanlara ve .toplumlara<br />

uygulanmasina benzeyen bir biçimde ileri gôturmùçtur: ona gôre,<br />

insanlarin kendileri de beyaz, kirmizi, sari, kahverengi ve siyah tiplere<br />

aynlabiliyordu; beyazlar makul, anlayi§li, egemen; siyahlar agir<br />

tabiath, bazi §eyleri etraflica dù§ùnebilme yeteneginden yoksun; sarilar,<br />

plânli ve sessiz ; kizilderililer ise vah§i, ôfkeli vb. idiler. Insanlari<br />

farkli siniflara ayiran bu tiir kavramlar, Gobineau'nun yapitlarinda<br />

ve daha sonra Spengler'de tam îrkçi ifadelerini bulmu§ ve yogun biçimde<br />

yer almi§lardir.<br />

Kar§ila§tirmah anatominin ve doga tarihinin simflandirma yônteminin<br />

destekleyicisi dilbilimin siniflandirma yôntemiydi. Dil ailelerinin<br />

etno-kùltùrel ve îrksal tipler olarak siniflandinlmasi William<br />

Jones, Franz Bopp ve Friedrich Schlegel gibi dilbilimciler tarafindan<br />

dil aileleri ya da gruplari arasindaki yapisal ve tarihsel akrabaliklann<br />

bulunmasiyla ba§lami§tir. 1808'de Schlegel, bir yanda Hint-Alman<br />

ya da Aryan dilleriyle, ôte yanda Hami-Sami dilleri arasinda bir fark<br />

gôrdùgùnu sôyliiyordu. Aryan dilleri yaratici, canli, estetik açidan<br />

ho§ dillerdi; Sami dilleri ise mekanik, kendini yenileme yeteneginden<br />

yoksun, yalnizca basitti. Daha sonra, Ernest Renan, Schlegel'in bu<br />

tipolojisinden yola çikarak, iistiin bir Aryan'la Aryan olmayan akli,<br />

kiilturii ve toplumu ayiran biiyùk farki genelleçtirmi§tir.<br />

Kultùrel-antropolojik ba§ka bir siniflandirma yôntemi de, gezginlerin,<br />

hukukçulann ve sômùrge yôneticilerinin yaptiklari aynmlara dayaniyordu.<br />

Bu siniflandirma sistemi, bilimsel açidan dogrulanabilir<br />

bilgiye dayamyor gibiydi. Bir yanda uygarla§mi§ ve ilerlemif toplumlar,<br />

ôte yanda geri ve uygarla§mami§ toplumlar bulunuyor. Uygar bir<br />

insanin topragi i§leyebilecegine, yararli §eyler ùretebilecegine, yaratabilecegine,<br />

ba§arabilecegine, in§a edebilecegine inanihyordu. Topiak<br />

onun için yararh ve verimli olmasma kar§in, uygarla§mami§<br />

toplumun elinde y a kôtù kullanilir ya da bozulmaya terkedilirdi. Modem<br />

Avrupa sômùrgeciliginin buyùk mùlksùzleçtirme akimlari, Amerika,<br />

Afrika ve Asya topraklannda yùzyillarca ya§ami§ tùm toplumlann,<br />

bu topraklar ùstùnde ya§ama haklannin ellerinden birden<br />

139


alindigim sôyleyen bu ôgretiden dogmu§tur. Robert Knox'un Siyah<br />

Irklar'da. (The Dark Ra^es) açiklanan ôgretisinde, insanlar, beyaz ya da<br />

geli§mi§ ureticiler, kara ya da a§agi tuketiciler olarak bôlunmû§tiir;<br />

John Westlake ve Emer de Vaartel'in ôgretisinde topraklar (oturuluyor<br />

olsalar bile) bo§ ve uygar alanlara aynliyor ve bu topraklar<br />

beyaz Avrupahnin bunlar ûzerindeki yùksek hakki temelinde teslim<br />

aliniyordu. Afrika, Asya ve Amerika'da milyonlarca hektarlik topraklar,<br />

bôylece, birden bo§ ilân edilmi§, bunlann halklari ve toplumlan<br />

yok edilmi§ ve buralari gene aym biçimde bizden iistiin beyazlar<br />

tarafindan doldurulmu§tur.<br />

Avrupa'da 1870'ler boyunca, toprak elde edebilmeleri için ancak<br />

bilimsel olarak ortaya çikarilmayi gerektirecek ôlçûde belirgin<br />

cografi toplumlar mantar gibi yayildi. Bôylece, modein bilimle emperyalizm<br />

arasinda, sonucu o zamana dek gôrulmemi§ bir felâket,<br />

insanlar için ôlçiisuz bir sefalet, sinirsiz baski, tarifsiz bir belâ olan bir<br />

evlilik yapildi. Siyah, sari ve kahverengi derililerin halk olmadiklan<br />

ilân edildi, topraklan ellerinden ahndi, statûleri bir kalem darbesiyle<br />

bùtùnuyle ortadan kaldinldi. Bu insanlar, kizdderililerin<br />

toplama yerlerine (rezervasyonlara), siyahlann bantustan'lara ve bazi<br />

dônemlerde kadinlann evlerine, suçlulann hapishanelere, akil<br />

hastalarmin timarhanelere ve hastahanelere hapsedilmeleri gibi<br />

hapsedildiler. Bu nedenle, emperyalizm yalniz fetih degil, aym<br />

zamanda tarihe yaki§maz diye ilân edilen insanligin hapsedilmesi ve<br />

saklanmasi sistemidir. Lord Cromer'in 1908'de sôyledigi gibi, bagimli<br />

îrklar yônetilmek zorundadir - kendi kendilerine birakilmamahdirlai.<br />

Bùtùn bunlar bilim, ktiltùr, yiiksek ussalhk adina yapildi ve sôylendi.<br />

§imdi size emperyalizmin dogurdugu dù§unsel ko§ulu gôstermenin<br />

en iyi yolu, belki de, General Sherman'in Buffalo Bill ve onun Bati<br />

Amerika'daki kahramanliklan ùstùne yazdigi mektuptan bir parça<br />

aktarmaktir :<br />

140<br />

"Missouri Nehriyle Kayalik Daglar arasindaki ovalarda,<br />

1865'te yakla§ik 9,5 milyon kadar manda vardi; §imdi bunlann<br />

hepsi yokolmu§ -etleri, derileri ve boynuzlan için ôldùrulmù§ler.<br />

Mandalann yeri, onlann iki kati kadar cins<br />

sigirla doldurulmuç olsa da bu, saldm, zuliim ve cinayet<br />

gibi gôriinmektedir. O tarihte yilhk yiyeceklerini saglamalan<br />

açisindan, bu mandalara bagimli olan 165,000 kadar<br />

Pawnee, Sioux, Cheyenne, Kiowa ve Arapahoe yaçiyordu.<br />

Çimdi, onlar da yokolmu§ ve onlann yerlerini, topragini giil


gibi açtiran, sayilan, vergi veren, doga ve uygarlik yasalariyla -<br />

yônetilen, onlardan iki-uç kat fazla beyaz erkek ve kadinlar<br />

almi§tir. Bu degi§iklik yararhdir ve sonsuza dek surecektir."<br />

Karl Marx bile 1853'te Ingiliz sômurgeciligi ve Hindistan<br />

hakkmda yazarken, ôrnegin zalimligine kar§in Ingiliz sômurgeciliginin<br />

Hintlilerin yararina olacagini ve onlari Dogulu geri-kalmi§hklar<br />

içinden çekip çikaracagini ve modem halk durumuna dônù§tùrecegini<br />

sôylerken, kendini bu tùr dù§ùncelerden kurtaramami§-<br />

tir. Benzer bir biçimde, Fransiz ozani Lamartine, 1833'te Filistin ve<br />

Suriye'yi gezmi§, binlerce kasaba ve insan tanimi§, yine de insansiz<br />

topraklar, siniri olmayan beldeler, gerçekligi olmayan toplumlar gôrdùgùnù<br />

açiklayabilmi§tir.<br />

Oyleyse, beyaz Avrupa emperyalizminin ba§hca ôzellikleri §unlardir:<br />

(1) topraksal yayilma; (2) ôteki toplumlar ùstùnde ùstùnlûk kurma<br />

istegi; (3) tiim dogayi ve insanhgi bilimsel olarak etnosentrik, ileri-geri,<br />

geli§mi§-az geli§mi§, normal-suçlu, iistun-açagi zihniyetler, toplumlar,<br />

diller, turler gibi ayri siniflamalara bôlme; (4) bunlann hepsini,<br />

amaci dolaysiz fetihleri bilimsel bir ôrtuyle, giderek insancil bir<br />

nezaketle gizlemek olan hukuksal, topraksal, îrksal ve toplumsal ôgretiler<br />

olarak mâkulmu§ gibi gôsterme.<br />

Siyonizm'de oldugu gibi, On-dokuzuncu Yuzyihn dilbilim, antropoloji,<br />

biyoloji ve sosyoloji siniflamalarinin çogunda Samilerin<br />

-Sami dillerini (Arapça, îbranice, Amhari ve Mehri dilleri vb.) konu-<br />

§anlar- a§agi olduklari kabul ediliyordu. Siyonizm'in anti-semitizm<br />

denen §eye ve Dreyfus olayi gibi adaletsizlik ôrneklerine bir yanit<br />

olarak dogdugu dogru olmakla birlikte, ilk Siyonistler, Dogu topraklarina<br />

ili§kin emperyalist dù§ùnù§un biçimini, felsefesini, dilini ve uslûbunu<br />

Avrupah çevrelerden almiçlardir. Hannah Arendt'in i§aret<br />

ettigi gibi, Yahudi sermayedailar (ôrnegin, Baron Hirsch ve sonralari<br />

(Rothshild'ler) somurgeci tasardarin desteklenmesi giriçiminde zaten<br />

on plânda bulunuyorlardi. Gene de, Filistin ùstundeki Siyonist tasari,<br />

aynen Ingiliz, Fransiz, Alman, Amerikali ve Ruslann toprak geni§-<br />

lemeleri için kullandiklari deyimlerle biçimlenmi§ti. ïlk Siyonistlerin<br />

Filistin'e yônelmesi, Avrupahlann bo§ ve uygarla§mami§ ilân ettikleri<br />

topraklara yônelmeleri gibiydi. Yerli Araplar geri ya da yok kabul ediliyordu.<br />

Filistin'deki Yahudi haklan, Tasmanya'da, giiney, dogu, bati<br />

ve kuzey Afrika'da, boydan boya Asya ve Amerika'da aym §eyi yapan<br />

gùçlù Avrupa emperyalizminin hukuksal, giderek metafizik diliyle<br />

belirlenmi§ti. Siyonizm'in trajik kôrlùgù, yalnizca Avrupahlann Ya-<br />

141


hudiler ùstundeki baskilan içinde degil, Avrupa'nin siyah, sari, kahverengi<br />

ve kirmizi halklar ùstiindeki baskisi arasinda ve onun bir parçasi<br />

olarak dogmuç olmasinin altinda yatmaktadir. Yine de Siyonizm<br />

muttefikini ezilenler arasindan degil, ezenler arasindan seçmi§tir.<br />

Sonuç olarak, halksiz toprak kavrami Westlake'in oturulmayan<br />

arazi kuramiyla tamamen aym §eydir. "Yahudi Emegi" (Avodah<br />

îvrit) ve Asya'da, bulundugu yerle bagda§amami§, ayri bir Avrupali<br />

bôlge kavramlan, Leopold de Saussure'ùn yeni kazanilmi§ topraklarda<br />

yerli ve Avrupali yapilann ayn tutulmasi gereginden sôz eden savlanyla<br />

tamamen aynidir. Yahudiler için sinirsiz bir "Dônu§ Yasasi"<br />

taninmasi ve bunun Yahudi olmayanlann hiçbirine taninmamasi,<br />

Asya, Afrika ve Amerika'daki her beyaz kolonide bulunabilecek, aym<br />

kavrama dayanmaktadir. Her§eyden ônemlisi, Yahudi "irki"nm<br />

varligina ili§kin militan bir kavram, yalnizca eskiden beri Hiristiyan<br />

Avrupa'da Yahudilere uygulanan zuliimden degil, Gobineau, Stewart<br />

Chamberlain ve Renan'in irk tipolojilerinden dogmu§tur.<br />

Ôyleyse, Siyonizm, teorisi ve pratigiyle, Avrupa emperyalizminin<br />

daha ait dùzeyde bir yinelenmesidir. Marx'in, Ùçùncù Napolyon'un,<br />

amcasi Napolyon Bonaparte'in gùlùnç bir taklidi oldugunu sôylemesine<br />

benzer biçimde, Siyonizm'in de Avrupa emperyalizminin gùlùnç<br />

bir taklidi oldugu sôylenebilir. Siyonizm, emperyalizm gibi, ideolojisini<br />

olu§turdugu devletin içinde devlet kurumlanndan, Israil basketbol<br />

ligine kimlerin katilip kimlerin katilamayacagma ; kimin Yahudi<br />

sayilabilecegine; kimlerin bir noktadan bir noktaya seyahat edebilecegine;<br />

kimin topraga sahip olabilecegine kadar her§eyi yôneten<br />

-ve bozan- bir dù§ùnce sistemidir. Yani, Siyonizm ve emperyalizmden<br />

sôz ettigimiz zaman, aym sùlàleden gelen, aym gereksinimlerden<br />

dogan bir duftinceler ailesinden sôz etmi§ oluyoruz.<br />

Ve eger -zenciler, Araplar, a^agilanan ïtalyanlar, Endonezyalilar,<br />

çekik-gôzlùler gibi- bazilarimiz insan haklanna sahip olma konusunda<br />

bilimsel bir biçimde ehliyetsiz ilân ediliyorsak, bizi hâlâ<br />

elinde tutan ve insan olarak bizim vazgeçilmez haklarimizi yadsiyan<br />

tutsaklik, mùlksùzleçtirme, sômùrù ve baski sisteminin tùmùnu te§hir<br />

ve imha etmek için birle§memizin zamanidir. Ortak dâvânm ve karde§ligin<br />

gerçek bir dùnya kùltùrùnù yaratmak gôrevimizdir. Ancak,<br />

sava§imimizi stirdùrebilmemiz için once zinciilerimizin farkina varmamiz,<br />

onlan anlamamiz ve kirmannz gerekmektedir. Ve §imdi,<br />

en azindan kendi yarattigimiz zincirlerle baglanmaya nza gôstermek<br />

zorundayiz.<br />

142


SIYONIZM VE EMPERYALiZM<br />

GUY BAJOIT<br />

ldeoloji ve emperyalizm sôzciiklerinin anlamlan ki§iden kiçiye<br />

çok degi§tigi için bu iki sôzcuge benim verdigim anlamlan açiklamak<br />

isdyorum.<br />

ldeoloji, toplumsal ili^kilere anlam kazandiran ifadelerin tutarli<br />

bir bûtunudur. "Anlam kazandirmak" deyimiyle, bu ili§kilerin toplumsal<br />

oyunculannin, sôzkonusu ili§kileri dogal, kabul edilebilir,<br />

gerçek, dogrulanabilir, me§ru gôrdùklerini, kisacasi, saçma degil,<br />

mantikli bulduklanni belirtiyorum. Bôylece, oyuncular, bu ili§kilerin<br />

tùm ùstùn niteliklere sahip olduklan duygusuyla, onlara, bôyle davranmak<br />

zorunda olduklari için degil, kendiliklerinden, içtenlikle katihrlar.<br />

Bu açidan, Siyonist ideoloji, Yahudileri ve onlann Yahudi olmayanlarla<br />

ili§kilerini gôsteren, canlandiran ve tarihlerini yorumlayan,<br />

dolayisiyla Siyonist akima anlam veren bir sistemdir. Ba§ka bir deyimle,<br />

Siyonist ideoloji Yahudilerin (ya da Yahudi olmayanlarm) Filistin'<br />

de bir Yahudi devleti yaratilmasini normal, me§ru ve dogru bulmalarim<br />

ve bunu "Yahudi sorunu"nun tek çôzumii gibi gôrmelerini<br />

saglar, ya da saglamayi amaçlar.<br />

fdeoloji, toplumsal oyuncunun, katddigi toplumsal ili§kilerin<br />

smif ili§kileri, iktidar, etki, yetki ve giiç gibi farkh sistemleri içindeki<br />

konumunun dogrudan bir ùrunûdur. Hiçbir dù§unce, hiçbir temsil<br />

sistemi, insanin ya da diinyanin algilamasinin hiçbir biçimi mutlak ya<br />

da evrensel degildir. Tiïmii zaman ve yerle temelden iliçkilidir ve hiçbiri<br />

kendi ba§ina iyi ya da kôtù degildir. Hepsi, toplumsal oyuncunun,<br />

davrani|im belirleyen toplumsal ili§kiler içindeki konumuna gore degi-<br />

|ir.<br />

Siyonist ideolojiyi anlamak ve onu biçimlendiren kavram ve dii-<br />

§ùnceleri açiklamak için, Yahudilerin katddiklan ve hâlâ katilmakta<br />

olduklan degi§ik toplumsal ili§ki sistemleri için, belirli bôlgelerdeki<br />

143


(Avrupa, Amcrika Birle§ik Devletleri, îsrail) ve belirli dônemlerdeki<br />

(1880'den giinùmùze) konumlanni anlamak gereklidir.<br />

Emperyalizm, bir devledn otekisi ùstunde egemenlik kurma hareketidir.<br />

Bu egemenlik kurma pek çok biçimde olabilir: (i) ekonomikyagma<br />

ve mallarm c§itsiz degi§imi; di§ yatirim, ucuz i§gùcii ile<br />

yeni ve daha geni§ pazarlardan yararlanma; (2) siyasal- zorla<br />

kabul ettirilmi§ yônetim kurumlari ve askerî baski; (3) kùltùreldù§unce<br />

sistemlerinin ve ôrgiitlerinin i§leyi§lerini yoneten kurallar.<br />

Egemenlik, bir devlet tarafindan, ba§ka bir deyi§le, fetih amaçlanyla<br />

me§rula§tirilmi5 §iddete ba§vurma giiciine sahip bir toplumsal oyuncu<br />

tarafindan uygulanir.<br />

Bu tiir di§ fetih herzaman, fethi gerçekle§tiren devletin eylemini,<br />

ùzerinde kurulu oldugu toplumun ulusal bir tammina dayandirdigini<br />

ifade eder. Bôylece, emperyalizmin ôbiir yani her zaman ulusçuluktur:<br />

Ulusçu ideoloji, emperyalist ideolojinin bir gerekçesidir. Bir<br />

devlet, yalnizca eger kendi dayandigi toplumun ôteki toplumlardan<br />

farkli bir tanimini verebiliyorsa, ba§ka bir devlet kar§isinda cylemini<br />

siirdiirebilir. Bir§ey, eger "içerde" olan ba§ka bir §ey r varsa, "chçarda"<br />

olabilir.<br />

Toplumun ôrgiitlenme temeli, ister kent, timar, bôlge, iilke, imparatorluk<br />

ya da kit'a, ne olursa olsun, bu sav dogrulugunu korur.<br />

Ekonomik artigin birikim modelini hangi iiretim araçlari olu§turursa<br />

olu§tursun, sav yine dogrudur. Emperyalizm yalnizca kapitalist<br />

devlete ôzgù degildir, ôteki devletlerle ili§kilerinde bir egemenlige<br />

dayanan her devlet için geçerlidir. Emperyalizm Haçlilardan, sômiirgele§tirmeden<br />

ya da ôbiir hegemonya biçimlerinden sôz edildiginde<br />

bir giiç ili§kisi anlamina gelir.<br />

Sorun:<br />

Ele aldigimiz sorun, Siyonist ideolojiyle emperyalist akim arasindaki<br />

ili§kiyle ilgilidir. Bir ba§ka deyimle, 1880 ile gùniimùz arasinda<br />

egemen olan iilkelerin emperyalist siyasetinin, Siyonist ideolojisinin<br />

ortaya çiki§inin, geli§mesini ve ba§arisini nasil ve ne ôlçiide açikladigini<br />

gôrmege çahçacagiz.<br />

Bu soruna ili§kin en basit yakla§im, Siyonist ideolojinin belliba§-<br />

li tezlerini ele almak ve bunlann, emperyalist yayilmanin ideolojik tezlerine<br />

ve gereklerine ne ôlçûde bagli oldugunu gôrmektir. Bu konuda<br />

biz toplumbilimsel bir yakla§im benimsemek zorundayiz. Bu tûr tar-<br />

144


ti§malarda daha sik gôriilen ahlâkçi, giderek hukuksal bir baki§ açisi<br />

benimsemek anlamsiz ve tehlikelidir. Siyonizm'in kôtu bir §ey oldugunu,<br />

Yahudilerin hakli olmadiklarmi sonsuz bir biçimde tekrarlamakla<br />

ne kazanilabilir Emperyalizm ve îrkçilik gibi Siyonizm de vardir ve<br />

bunlann hepsi gùçlùdur. Siyonizm'in gelecekteki evrimini ônceden<br />

kestirebilmemiz ve bôylece bu evrimi hizlandirmak ya da yava§latmak<br />

amaciyla etkili bir siyasal strateji benimsememiz için, onun tarihini<br />

açiklamamiz ve kôkenlerini, geli§mesini, birbirini izleyen dônù§ùmlerini<br />

anlamamiz gerektir.<br />

Siyonizm, beeerikli bir biçimde, kendini ko§ullara uydurmayi<br />

ve dônù§turmeyi ba§arrm§ ve bu yoldan çe§itli stratejileriyle Bati<br />

emperyalizminin destegini elde etmi§ ve Yahudi devleti kurma tasarilarmi<br />

uygulamaya koymu§ siyasal bir akimdir. Anlamamiz gereken,<br />

bunu nasil baçardigidir.<br />

Benim bu çah§madaki varsayimlanm §unlardir : Siyonist akimin<br />

ilkkez ortaya çiktigi geçen yiizyil sonundan beri emperyalizm iki ayri<br />

strateji izlemi§tir:(i) Daha çok Avrupah gùçler tarafindan uygulanmi§<br />

ve îkinei Cihan Savaçi'nin sona ermesinden sonra ortadan kalkmaga<br />

ba§lami§ olan somurgeci emperyalizm ki, geleneksel Siyonizm<br />

bu tùr emperyalizme tekabùl eder; ve (2) ôncelikle A.B.D.'nin uyguladigi<br />

ve bu ùlkenin siyasal ve ekonomik egemenligi eline geçirmesiyle<br />

ba§layan hegemonyaa emperyalizm. îsrail Devletinin 1948'den beri uyguladigi<br />

îsrail Siyonizmi de emperyalizmin bu tùrùne uymaktadn.<br />

1971-75 ekonomik bunahmiyla birlikte (her§eyden once Amerikan,<br />

ama aym zamanda Avrupah ve Japon) yeni bir emperyalist strateji<br />

geli§mege ba§lami§tir. Bu stratejiye de pasifist emperyalizm diyelim.<br />

Sôzkonusu ùç strateji, egemenlik altindaki diger ùlkelerin ekonomik,<br />

siyasal ve kùltùrel bagimhhklarim sùrdùrmek için kullandiklari<br />

temel yôntemle birbirinden aynhr. Sômùrgeci emperyalizm,<br />

metropol di§indaki topraklari kendine katar ve buralarda oturan toplumlan<br />

metropol devletinin dogrudan yônetimi altina sokar. Hegemonyaci<br />

emperyalizm, emperyalist devletin dolaysiz askersel gùcùnù<br />

kullanir. Pasifist emperyalizm ise, çok-uluslu burjuvazinin çe§itli<br />

kesimleri arasindaki ittifaklari korumak için bagimh devletlerin<br />

askersel gùcùnden yararlanir.<br />

Biz §imdi, Siyonizm'in, kendini bu ùç emperyalist stratejiye uyarlayabilmek<br />

amaciyla geçirdigi degiçiklikleri inceleyecegiz.<br />

145


I. Siyonist Akim ve Somiirgeci Emperyalizm:<br />

i. Siyonizm'in tdeolojik Savlari:<br />

Bu savlar iki grupta toplanabilir : Yahudi tarihinin yeniden yorumlanmasina<br />

ili§kin olanlar ve Siyonist uygulamalarin me§rula$tirilmasina<br />

ili§kin olanlar.<br />

Siyonist tarihin yeniden yorumlanmasi §u iiç temel kavrama<br />

dayanmaktadir: Birlik, teklik ve siireklilik.<br />

Birlik : Diinyadaki Yahudi toplumlarinm temel niteligini olu§-<br />

turan daginikhk, sayisiz bôlunme ve farkhhklar kar§ismda Siyonistler,<br />

Yahudi birligi dù§iincesini yeniden canlandirmaya çali§mi§lardir. Tum<br />

Yahudilerin "bir" oldugu ileri sùrulmû§tiir. Bu "bir" nedir Bir ulus,<br />

bir halk, bir irk.<br />

Teklik : Siyonistler aym zamanda, ôzellikle A.B.D. ve Bati Avrupa'<br />

da Yahudileri tehdit eden, toplum tarafindan ôzumsenme tehlikelerini<br />

gôrerek bu ulusun, bu halkin, bu îrkin tekligini yeniden dile getirmi§-<br />

lerdir. Yahudilerin farkli oldugu savunulmu§tur. Ne bakimdan Kiiltiirleri,<br />

degerleri ve uygarhklan bakimindan. Bu tekligi ône surerek<br />

yalnizca Yahudilere kendi ki§ilikleri konusunda bir fikir vermek degil,<br />

ôteki uluslann, halklann ve îrklann muhalefetini de açiklamak miïmkiindur.<br />

Çùnkù Yahudiler farkliydilar ; diger uluslarla, halklarla,<br />

ya da îrklarla bir tutulamazlardi; ôyleyse, Yahudiler mevcutturlar,<br />

ama anti-semitizm tarafindan dagitilmi§lardir. Çûnkù Yahudilerin<br />

teklikleri degi§mez; anti-semitizm ise evrensel ve §ifa bulmaz bir<br />

olgudur.<br />

Sureklilik : Siyonist plâm dogrulamak amaciyla Siyonistler, Yahudilerin<br />

bu kendilerine ôzgii birlik ve tekliklerini, dagilmalanndan ônceki<br />

zamanlara uzatmak ve bu dagilmadan ôturu anti-semitizmi suçlamak<br />

durumundayddar. Ba§ka bir deyiçle, Filistin, kendi tek kiiltiiruyle<br />

Yahudi ulus, halk ve îrkinin tarihsel ve cografî be§igi durumuna<br />

getirilmeliydi. Ayrica, Siyonistler, bu ôzel birligin tarih içinde hiçbir<br />

zaman bozulmadigini ve Yahudi halk ve ulusunun "Vaadedilmi§<br />

Toprak"a dônmeyi herzaman istemiç oldugunu sôylemek zoiundaydilar.<br />

Bir kez bu baglama yerle§tirilince, "Yahudi sorunu"nun tek<br />

çozumûnùn Filistin'de bir Yahudi devleti kurulmasi oldugu sonucuna<br />

varmak a§ikâr, dogal, dogru ve me^ru olmaktadir. Ôyleyse, yukardaki<br />

yakla^imdan "dogal olarak" kaynaklanan ve Siyonist<br />

146


tasariyi me§rula§tirmaya yônelik savlar §unlardir : (a) Yahudi halkinm<br />

Filistin'e dônmesi ve bu ulus için bir devlet kurulmasi dogal (her ulusun<br />

bir devleti vardir) ve tarihsel (Filistin, Yahudilerin, anti-semitizm<br />

tarafindan terke zorlandiklari ana-yurdudur) bir haktir. (b) Yahudi<br />

ulusu için bir devlet kurulmasi, Yahudi sorununun tek çozùmuniin (Yahudiler<br />

farkli bir ulusturlar ve anti-semitizmin de tedavisi olanaksizdir)<br />

ve Yahudi halkinm durumunun (Yahudilerin diger toplumlar içinde<br />

durumlari anormaldir; buralarda geçicidirler, orada otururlar fakat<br />

yurtsuzdurlar) normalle§tirilmesinin tek yolunu olu§turmaktadir.<br />

Menfada kurtulu§ olamaz. (c) Filistin, Siyonistlerin tammladiklari<br />

biçimiyle "halksiz bir toprak" olduguna gôre, dônu§ herhangi bir<br />

sorun yaratmaz. Bu durumda, onu neden "topraksiz bir halk"a<br />

vermemsli Filistinliler ne bir ulus, ne de bir halktir; az çok<br />

barbar, uygarla§mami§ bir kabileler grubudur. (d) Yalniz dônii§<br />

sorun yaratmamakla kalmayacak, uygar bir akim olan Siyonizm<br />

bu geri bôlgeye modem uygarligi, ekonomik geli§meyi, kultiirel yetkinligi,<br />

siyasal demokrasiyi ve toplumsal adaleti getirecektir. (e)<br />

Ayrica, Siyonizm sosyalist bir harekettir, çiinkii Filistin'e adalet ve<br />

demokrasiye dayanan bir toplum sokmayi tasarlamaktadir ; ônderleri,<br />

insanin bir ba§kasi tarafindan sômùrulmesine kar§i çikan sosyalist<br />

ônculeridir.<br />

Yahudileri seferber etmek ve Filistin'de bir devlet yaratma tasarilanni<br />

me§rula§tirmak için Siyonist akim tarafindan geli§tirilen<br />

ba§lica ideolojik savlar bunlardi ve bugiin de hâlâ bunlardir.<br />

Bu savlann "dogrulugu"nu tartiçacak degilim. Yahudi tarihinin<br />

bir yorumuna kar§i bir ôtekini savunmaktan, ya da Siyonist dù§ùncelerle<br />

kendi temellerinde sava§maktan çok, Siyonist dù§uncelerin sosyolojik<br />

bir çôzumlemesini yapmak amacindayim. Bu fikirler nereden<br />

geliyor Neden -hâlâ- baçarih olabilmektedir Emperyalist akim ve<br />

kapitalist Bati ideolojisiyle aralannda ne gibi bir bag vardir<br />

2. Somiirgeci tdeoloji ve Siyonist tdeoloji:<br />

Siyonist ideolojinin temel savlanni açikhga kavuçturdugumuzda,<br />

bu savlarla, sômiirgeci akim içindeki Batili devletlerin emperyalist<br />

ideolojisinin savlannin benzerligi dikkati çekmektedir.<br />

Sômiirgeci uygulamalarini me§rula§tirmak ve halklarim sômiirgeci<br />

fetihler için seferber ctmek amaciyla, Avrupa ulusal devletleri hep<br />

aym savlan kullanmi§lardir : (a) Devletlerin smirlan içindeki insan<br />

147


topluluklarinm birligi, ulusluk du§uncesinin yûceltilmesine dayandinlmi§tir.<br />

Burjuva devrimlerinden sonra Fransizlar, îngilizler, Almanlar<br />

ve benzerleri kendilerini bir ulus olarak bir anayurtta birle§mi§<br />

bir halk gibi hissetmelerine yonelik bir ideolojik bilinçlendirmeye<br />

maruz kalmiçiardir. Bu ulusçulugun abartdmasi, sôzkonusu uluslarin<br />

kendilerini ve dolayisiyla ôteki topluluklari birer îrk olarak<br />

tammlamalarina yol açmi§tir; Nazizm buna bir ôrnektir. Bu birlik,<br />

ulus kavramlanyla ilgili olarak algilandiginda, sinif çati§masini ônlemek<br />

olan iç amaca ve Avrupa'nm ôteki topluluklariyla olan çati§-<br />

malan hakli gôsterme ve sômùrgeci istilâlan me§rula§tirma olan<br />

di§ amaca hizmet ediyordu. Irk dù§ùncesi, her§eyden once, sômùrgele§tirilmi§<br />

halklarla iliçkili olarak kullamlmi§tir. Bu yiizden, ulus,<br />

halk ve irk dù§ùnceleri modem anlamda tarihsel dù^ùncelerdir ve<br />

dikkate deger bir biçimde (bùtùniiyle degi§se de) sômùrgeciligin<br />

dogrulanmasina hizmet etmi§lerdir. Sômùrgeci ideoloji, uluscu ideolojinin<br />

ôbur yuzùdùr. (b) Avrupa halklarimn ulusal birliklerine<br />

ili§kin bu ônerme, bunlann tekliklerine ili§kin ônermeyle yanyanadir.<br />

Tùm ùlkelerin yurtta§larinin zihinlerinde filizlenen ve hâlâ<br />

ya§ayan sayisiz ulusal ve genellikle kùçùk dù§ùrùcù on yargilann<br />

hatnlanmasi bu durumun kanitlanmasi için yeterlidir. Siyonist akim<br />

gibi, Batdi devletler de tarihlerini belirli bir ulusal birlik çerçevesinde<br />

yeniden yorumlami§lardir. Herhangi bir Avrupa ùlkesinin bir<br />

tarih kitabini okuyun! Bu teklik, Siyonist akimda oldugu gibi, ulusal<br />

kùltùr ve ulusal degerler adi altinda ele ahnmaktadir. (c) Avrupa<br />

ulusçuluguna temel olu§turan ôzel birlik, herzaman sùrekli bir<br />

§ey gibi gôrulmù§tùr. Eski Çaglar'dan kopmay] temsil eden Orta Çag J -<br />

dan sonra, Rônesans, Yunan ve Roma kaynaklarina dônù§ù gerçekle§tirmi§tir.<br />

Her ulus, ya§adigi zamain, kaçimlmaz olarak Eski Çaglara<br />

uzanan, teknigini ve sùrekliligini bu çagla dogrulayan bir geçmi^<br />

içinde garantiye almaga çali§maktadir. (d) Son olarak, Avrupa devletleri,<br />

yine Siyonist akim gibi, uygar olmadigi sôylenen dùnyada vilâyetler,<br />

manda topraklan, protektoralar, kisaca, sômùrgeler kurmayi<br />

dogal haklan saymi^lardir. Bu yùzden, o dùnyamn toplumlarim<br />

kendi toplumlarmdan farkli olarak, ulus ya da halk degil, baibar<br />

kabileler olarak gôrmù§ler, bunlara modem uygarhgin, ekonomik<br />

ilerlemenin, demokrasinin ve benzeri nimetlerin getirilmesinin kendilerine<br />

dù§en bir gôrev oldugunu du§ùnmù§lerdir.<br />

Bu kisa çôzùmleme, Siyonist akimin sômùrgeci olu§umun ideolojisine<br />

gôre modelle§mi§ bir ideolojiùi ettigini gôstermek için yeterlidir.<br />

148


Ancak, Siyonizm'in savlarinin somurgeci savlarclan temel bir<br />

noktada ayrildigini belirtmek gerekir. Siyonist tasan, somurgeci bir<br />

macéra olsa da, ônceden varolan bir devlet iistûnde yaydan bir ulusu<br />

içermemektedir. Siyonist tasan, ôzel olarak, kendini bir ulus ve bir<br />

halk olarak gôren, ama devleti olmayan bir toplum için bir devlet<br />

yaratmakti. Bôyle bir tasariyi me§rula§tirmanm tek yolu, sômùrgeciligin<br />

savlan arasinda bulunmayan açik biçimde Siyonist akima ôzgù<br />

bir kavram olan dônù§ fikrini vurgulamakti. Somurgeci istilâcihgin<br />

kullandigi hak, ba§kalarini uygarla§tirma hakkiyken, Siyonist tasannin<br />

kullandigi hak dônu§ hakkidir.<br />

Bu durum bôyle bir tasariyi sùrdùrmenin tek yolunun neden<br />

ba§ka bir devletin sômiirgeci yayilmasindan yararlanmak ve bu istilâyi<br />

neden bu ba§ka devletin, fngiltere'nin pe§inde gerçekle§tirmek<br />

oldugunu açikhyor. Bu, aym zamanda, ba§ka devletlerin destegini<br />

kazanmanm tek yolunun neden anti-semitizm savini vurgulamak oldugunu<br />

da gôsteriyor. Kendiliklerinden gùç kullanarak bir istilâya giri-<br />

§ecek araçlara sahip olmadiklan için Yahudiler, sùrekli zulùm gôrdùklerini<br />

ve anti-semitizmin §ifa bulmaz dogasini ône sùrerek ve<br />

Yahudi sorununun tek çôzùmùnùn bir devlet yaratilmasi olduguna<br />

dikkati çekerek menfadaki Yahudilerin ve ôteki devletlerin destegini<br />

kazanmak zorundaydilar.<br />

Son olarak, Siyonist akim kendine ôzgù bir ba§ka gôrùnù§e de<br />

sahipti : Kurulacak devlet Yahudi olmak zorundaydi. Ama bu, Kongo'nun<br />

Belçikah, Cezayir'in Fransiz olmasma benzemiyordu. Yahudi devleti<br />

ônoelikle ve idéal olarak butùnùyle (kendi metropolù olmayan)<br />

Yahudilerden olu§acakti. Bôylecc, sômùrgeci gùçlerin yaptigi gibi,<br />

bir ba§ka insan toplulugunun, insan gùcùnùn, kaynaklannin, pazarlarinin<br />

sômùrùlmesi degil, daha çok Filistin toplumunun kendi topraklanndan<br />

çikanlmasmin me§ru bir yolunu bulmak sôzkonusuydu.<br />

Bu me§ruluk, çeli§kili olarak, sosyalist savdan ve Yahudi halkmin durumunun<br />

normalle§tirilmesi dù§ùncesinden yararlanarak saglanmiçmi§tir.<br />

Siyonist akim sosyalist dù§ûnceye uymak amaciyla uygarlaçtirma<br />

savini toplumsal adalet saviyla kayna§tirmak zorunda kaldi.<br />

Bôylece, Filistinli içgùcùnùn sômùrùsùnù engellemek için Filistinliler<br />

once Siyonist Yahudilerin yerle§tikleri tùm topraklardan, sonra da<br />

Siyonist devletten atilchlar. "Yahudi emegi, Yahudi ùrùnleri" slogani<br />

bôylece ortaya çikti.<br />

149


Normalle§tirme savi aym amaca yoneliktir. Bir devletin yaratilmasi<br />

için bir sanayi çah§anlari ve bir tanm çali§anlari simfina gereksinim<br />

vardi. Tarihsel nedenlerden ôtiirù Yahudiler, tanmsal ya da sinaî<br />

çah§maya pek ah§kan degillerdi. Bu yùzden, "normal" bir halk durumuna<br />

gelmek, onlar için tarlalarda ve fabrikalarda kendilerinin çali§-<br />

masini gerektiriyordu.<br />

Bunlardan ne sonuç çikarabiliriz Eger emperyalizm bir ulusun<br />

bir oteki ùstùnde egemenlik kurmasina olanak veren bir akimsa, Siyonist<br />

akim açikca sômiirgeci bir akimdir. Ama, sômùrgeciligin ôzel<br />

bir biçimidir; bir Yahudi devleti kurma amacina sahip olmasi bakimindan<br />

da, tarihsel olarak ku§kusuz tek biçimidir. Bildigim kadanyla,<br />

hiçbir sômiirgeci ulus, kendi halki için bir devlet yaratmami§tir.<br />

II. Israil Devleti ve Hegemonyaci Emperyalizm:<br />

Israil devletinin ideolojik savlarirun ôzel niteligini anlamak<br />

istiyorsak, once §u iki §eyi anlamaliyiz: (i) Ikinci Cihan Sava§i'ni<br />

izleyen sômurgelikten kurtulu§ akimindan sonra emperyalist stratejide<br />

olu§an degi§meler ve (2) Israil devletinin tarihine damgasim vuran<br />

ôzgiil varolu§ ko§ullari.<br />

1. tsrail tdeoloji si ve Devletin Ifleyifine lli$kin Gerekleri:<br />

Israil devletinin siyasal sôzliigû Siyonist akimin ba§lica savlanni<br />

açikca içermektedir. Israil, ôzellikle Arap Rônesansindan sonra gùçlii<br />

olmakzorundaydi; bununiçin, Yahudileiin bu bôlgeye biiyiiksayilarda<br />

goç etmeleri ve menfada bulunduklan ulkelerde erimeleri gerekliydi.<br />

Yani, dônù§, anti-semitizm, Yahudi halkmin birligi ve tekligi savlannxn<br />

vurgulanmasi sùrdiirùlmeliydi.<br />

Ancak, Israil ideolojisi, devlet pratiginin gereklerinden dogan<br />

yeni savlan da içermektedir. Bir devlet bir akim degildir. Toplumsal<br />

ili§kileri ôrgutlemek, baçka deyimle, smif egemenligini, siyasal iktidan<br />

ve etkiyi iç yônetim ve di§sal gùcù i§in içine sokmak zorundadir. Top lumu<br />

ni§leyebilmesi için me§rûla§tinlmi§ §iddete sureklilik kazandirilmalidir.<br />

Ve eger ^iddet me§rula§tirilacaksa, devlet, ôrgutledigi tbplumsal<br />

iîi§kilere anlam veren bir ideoloji iiretmek zorundadir.<br />

Israil devleti halkina, ilk olarak, nasil var oldugunu açiklamak ùzere<br />

kendi tarihinin bir yorumunu sunmak zorundadir. O zaman, Yahudilerin<br />

bir devlet kurma sava§imi, Ingiliz sômùrgeciligine kar§i bir ulusal<br />

kurtulu§ sava§imi olarak gôsterilecektir. Belli ki bu açiklama pek<br />

150


ustaca yapilmi§ olup, îsrail devleti, bôylece, sômurgecilige kar§i akima<br />

tarafmi§ gibi gôriinmekte ve kendi sômùrgeci niteligini beceriklilikle<br />

gizlemektedir. Ama Ùçùncu Dùnya ùlkeleri buna pek kanmi§ gôrunmùyorlar.<br />

Ayrica, îsrail devleti için tarihini yeniden yorumlama<br />

gereksinimi, topraklarini nasil elde ettigini ve daha once buralarda<br />

ya§ami§ olanlann artik neden orada bulunmadiklarmi açiklamak zorunda<br />

oldugu anlamina da geliyor. Yapilan açiklama, topraklann<br />

uygun bir fiattan satin alindigi, Filistinlilerin Arap devletlerince<br />

yapilan propagandadan korkup kaçtiklan için bu topraklarda olmadiklari<br />

yolundadir. Filistinliler §imdi gôçmendirler (bôylece, hâlâ<br />

bir ulus ya da bir halk olarak taninmi§ degillerdir) ve kamplarda ya-<br />

§amlarini sùrdùrmektedirler, çùnkù Arap devletleri onlan bùnyelerine<br />

kabul etmemekte, onlardan, gerilim ve sava§ yaratmak amaciyla<br />

yararlanmak istemektedirler. î§te, bu yùzden, Filistinliler<br />

gùnumùzùn belâsi terôristler olup çikmi§lardir !<br />

îkinci sav, bir Israil ulusal birligi kurma sorununa ili§kindir.<br />

Herhangi bir toplum gibi a§in biçimde heterojen toplumsal-kùlturel<br />

gruplardan oluçan ve çati§an çikarlara sahip siyasal gùçlere ve toplumsal<br />

siniflara bôlùnmù5 olan Israil toplumunun, iç çatiçmalarm<br />

geli§mesine izin vermemesi (herhangi bir ba§ka toplum için geiekenden<br />

daha fazla) gereklidir. Bu ncdenle, di§tan gelen Arap tehdidiyle<br />

surekli olarak guçlendirilen, kùltùre ve dine dayali bir kutsal birlik çagnsi<br />

yapilmaktadir. Israil kendinidenizedôkmek isteyen "Arap Golyat"<br />

in sùrekli soykinm tehdidi altindaki "kùçùk Dâvuf'tur ! Anti-semitizm,<br />

bu kutsal birligin bir ba§ka silâhidir: Bu yùzden, anti-Siyonizm'in<br />

her tùrù sistematik biçimde anti-semitizmle kan§tirilmi§tir. Ustelik,<br />

iç birlik elbette gùç yoluyla tamamlanamayacaktir. Devletin totaliter<br />

oldugu bir ùlkeye gôç etmeleri için Yahudileri bulunduklan ulkeyi<br />

terketmeye kim zorlayabilir Oyleyse, bir hùkûmet biçimi olarak siyasal<br />

demokrasiye saygi duyulmahydi. Bu saglanmasaydi, yalniz<br />

Yahudiler gôç etmeyi reddetmekle kalmayacaktir. Israil de Batih<br />

ùlkelerin resmi destegini yitirecekti.<br />

Uçùncù sav, Israil devletinin ili§kilerini, toplumlar-arasi çevresine<br />

uydurmasini saglamaktadir. Orta Dogu'da Israil, kendine dù§man<br />

bir çevrede yalniz kalmi§ durumdadir. Bu nedenle, askerî gùce<br />

sahip oldugu dù§ùncesini, kar§ilik verme gucùnùn ve savunma yeteneginin<br />

etkililigini geçerli kilmak zorundadir, ama bunda hiçbir<br />

zaman a§inya kaçmamalidir: Israil hiçbir zaman saldirmaz, yalnizca<br />

kendini "savunur" ve "misilleme"de bulunur. îsrail, aym<br />

151


zamanda, gùvenlik, gùvenilir ve taninmiç sinirlar isteginde bulunurken<br />

bari§ istegini ortaya koymak ve anla§mazhgin nedeni olarak Arap<br />

tarafindan bôyle bir istegin bulunmadigini ône siirmek zorundadir.<br />

Yahudi toplumu çerçevesinde de, îsrail devleti, ônermekte oldugu<br />

çôzùm yolunun geçerliligini sùrekli olarak savunmalidir. Bôylece,<br />

tiim Yahudiler adina konu§mah, "Yahudi devleti" çôzùmunùn tek<br />

dogru çôzùm yolu oldugunu gôstererek kendini, Yahudi kultùrùnùn<br />

ve Yahudi ulusunun yeniden dogu§ununyurdu olarak sunmahdir. Destekleri<br />

ya§amsal ônem ta§iyan bùyiik gùçler kar§isinda îsrail devleti<br />

kendini, yani teknolojik maharet, ekonomik ilerleme ve siyasal<br />

demokrasi gibi Batili degerlerin Orta Dogu temsilcisi olarak gôstermek<br />

zorundadir. Son olarak, Uçiincii Diinya kar§isinda da kendini,<br />

bir siyasal istikrar ve ôzgùrlùk ortaminda ekonomik ilerlemesini<br />

gerçekle§tirmeyi ba§armis bir ulusal kurtulu§ akimi olarak gôstermektedir.<br />

îsrail ideolojisinin belliba§li bu ùç savi, herhangi bir devletin,<br />

toplumunun i§leyi§ini gùvence altina almak için çôzmek zorunda<br />

oldugu §u ùç temel sorunla çaki§maktadir : îç birligin saglanmasi,<br />

ôteki devletlerle ili§kilerin dùzenlenmesi ve kendi tarihine anlam verme<br />

sorunu. Bunlar ôzellikle ulusal sorunlardir, ama gôrdùgùmùz gibi<br />

ulusçuluk ve emperyalizm aym §eyin iki yùzù gibidir.<br />

2. Israil tdeolojisi ve Emperyalizm:<br />

îsrail devleti, tarihte, tam Bati emperyalizminin strateji ve biçim<br />

degi§tirdigi anda yaratilmi§tir.<br />

Emperyalist strateji uluslar arasindaki giiç dengesine baglidir;<br />

uluslararasi içbôlùmù de bunun sonucudur. îkinci Cihan Sava§i'ndan<br />

sonra ve aym zamanda bu sava§in bir sonucu olarak, uluslararasi gùç<br />

dengesinde bir degi§iklik ortaya çikmi§tir. Sava§ta yikilan Avrupa<br />

sômùrgeci baglanni çôzmege ba§lami§, îngiltere ve Fransa'mn sômùrge<br />

imparatorluklarmin çôkmesinden yararlanmaga kalki§an, Woodrow<br />

Wilson'dan beri uluslann kendi geleceklerini kendilerinin belirlemesi<br />

doktrinini savunan Amerika Birle§ik Devletleri olmu§tur . Bôylece,<br />

geni§ bir sômùrgelikten kurtulu§ akimi ba§lami§, birçok ulus bu<br />

akim sùresince bagimsizhgini resmen kazanmi§tir. Siyonist akim<br />

bu sùreç içinde becerikli bir biçimde kendine yol açmi§ ve A.B.D.'nin<br />

destegiyle Ïngiltere'nin zayiflamasindan yararlanarak bir devlet<br />

kurmayi ba§armi§tir.<br />

152


Amerikan destegini yitirmek bu yeni devletin i§ine gelmiyordu; bu<br />

nedenle Israil A.B.D. ile bir ittifak andla§masi imzaladi; Israil ekonomisi<br />

giiçlii degildi. Israil, yabanei sermaye girdisi olarak yilda 500<br />

milyon-1 milyar dolar istiyordu. Bu para yalnizca menfadaki Yahudidilerden,<br />

ve A B.D. ba§ta olmak ùzere, Batili devletlerden gelebilirdi.<br />

Buna kar§ilik, Israil'in Orta Dogu'daki emperyalist Amerikan stratejisine<br />

bir dizi hizmette bulunmasi bekleniyordu : Arap pazarlanni<br />

kirmak ve Arap birligini ônlemek, Arap ulusal akimmi ve halkçi<br />

olu§umlari parçalamak, Arap ùlkelerini ekonomik geli§me yerine<br />

sava§a yatirim yapmaga zorlamak, ilerici olmayan Arap rsjimlerinin<br />

iktidarda kalmasini saglamak için "gùnah keçisi" rolùnù ùstlenmek<br />

gibi...<br />

Ali§ilmami§ bir sômùrgeci akim olan Siyonizm, bôylece, aym<br />

biçimde ali§ilmami§ olan emperyalist bir devletin, Israil'in kurulmasina<br />

yol açmi§tir. Israil, hem emperyalist, hem de bagimli bir<br />

devlet oldugu için, bagimli gùçler adina emperyalist i§levi yerine getiririyordu.<br />

Emperyalizmin bu ah§ilmami§ gôrùntûsù dùnyadaki tek ôrnek<br />

degildir: Brezilya ve Iran da emperyalizme bôylesine hizmet<br />

eden devletlerdir. Ayrica, Israil emperyalizmi Batili gùçlerden farkh<br />

olarak ekonomik egemenligi (yatirim, pazar, i§gùcù) içermemekte<br />

(ya da çok sinirli ôlçùde içermekte), daha çok sava§ yoluyla uygulanan<br />

tipik askersel emperyalizm niteligini tapmaktadir.<br />

Son olarak, Israil i§levinin, Orta Dogu'da Amerikan emperyalizminin<br />

"bekçi kôpekligi"ne indirgenemeyecegini kabul etmek gerekir.<br />

Israil kendi stratejisine uygun olarak, Siyonist sômùrgecilik<br />

tasansini izlemektedir. Ve kendi halkmi kolonile§tirilmi§ topraklara<br />

yerle§tiren bir sômùrgecilik akimi, Amerikan emperyalizminin stratejisiyle<br />

mutlaka uyu§mak zorunda degildir. Elbette, Siyonist akimin<br />

sômùrgecilikle tam olarak çaki§mamasi gibi, Israil ideolojisinin de<br />

emperyalist ideolojiye tam olarak tekabùl etmemesi de §a§irtici degildir.<br />

Bùyùk gùçlerin egemenlikleri altinda tuttuklan ùlkeler kar§ismda<br />

kullandiklari emperyalist dil, uluslann kendi geleceklerini kendilerinin<br />

belirlemelerinden, ulusal kurtulu§tan, ban§ içinde bir aradaya§amadan,<br />

modernle§meden, ekonomik ve teknolojik kalkinmada i§birligi ve<br />

benzerinden sôz eder. Ba§hca savlan, emperyalist gùçlerin, bagimh<br />

ùlkelerdeki ekonomik, siyasal ve kùltùrel varligini me§rula§tirmaga<br />

yônelmi^tir. Israilliler, gùvenilir ve tanmmi§ sinirlar içinde bari§tan<br />

sôz etmeleri di§inda, Araplarla konu§urken bu tùrden bir dil kullanmamaktadirlar.<br />

153


Bunlardan çikanlacak sonuç ne olabilir Israil devleti Orta Dogu'<br />

da ku§kusuz emperyalist bir i§lev yerine getirmektedir. Ancak bu,<br />

emperyalizmin (ona askersel hizmet biçiminde) belirli bir tùrùdùr<br />

ve Israil, yalnizca emperyalizmin bir hizmetçisi durumuna indirgenemez,<br />

çùnkii kendine ôzgù sômiirgeci bir tasan olan Siyonizm'i izlemege<br />

devam etmektedir.<br />

III. Israil Devleti ve Yeni Emperyalist Strateji:<br />

Yukarda sôylenenlerden, Siyonist tasarmin Filistin'i sômùrgele§tirmedeki<br />

ba§arismin bûtiinùyle, Israil'in Bat)h giiçler, ôzellikle<br />

A.B.D. adina emperyalist bir i§lev gôrmesine bagli oldugu sonucuna<br />

varabiliriz. Tamamen Araplarla sava§tigi için Israil, Siyonist tasariyi<br />

sùrdurebilmesi, yani Yahudilerin "dônû§ùnii" ve devletin Yahudiliginin<br />

sùrekli saglanmasi bakimmdan gerekli olan (ekonomisini dengeleyen<br />

sermaye, ekonominin i§lerligini saglayan i§gùcù, silâhlar,<br />

nufusunun çogunlugu için yùksek ya§am standardi gibi) maddî<br />

yardimi elde edebilmektedir. Ama Israil, yine sava§tigi için Orta<br />

Dogu'da, kendine dû§man bir ortamda tecrit edilmi§ durumda ve<br />

ekonomik açidan Batililara bagimh kalmaktadir. Bôylece, Israil,<br />

bagimliliginm ve emperyalizmin kisir dôngùsù içinde hapsolmuç<br />

bulunmaktadir.<br />

Siyonist bir Yahudi devleti oarak Israil'in varliginin sûrmesi, §u<br />

nazik dengeye ve §u ko§ullara baglidir: (i) tsrail toplumunun yùksek<br />

ya§am duzeyine ve dolayisiyla ekonomik gùce ve sùrekli bir di§ tehdidin<br />

varhgma dayanan birligin korunmasi; (2) Menfadaki Yahudilerin<br />

"dônù§" için, ya da en azmdan anti-semitizm kar§isinda bir siginak<br />

gôrevini yerine getirecek bir Yahudi devletinin sùrekli varliginda bulunan<br />

çikarlarinm korunmasi; ve (3) Israil'in ekonomik açiginin bùyùk<br />

kismmi kar§ilayan A.B.D. ve Batili gùçlerin ko§ulsuz destegi. Eger<br />

bu ko§ullardan biri, ya da daha fazlasi ortadan kalkarsa, Israil devleti<br />

Siyonist tasannin ôngôrdùgù biçimde bir Yahudi devleti olarak varligmi<br />

sùrduremeyecek, çùnkù kendini ayakta tutan maddesel araçlara<br />

artik sahip olamayacaktir.<br />

Yahudilerin bulunduklan toplumlar tarafindan ôzumsenmesi<br />

di§mda bu ùç ko§ulun varligina yônelik ba§lica tehdit, Orta Dogu'da<br />

varilacak olan ban§tir. Bu bari| nereden gelebilir Banç, A.B.D.'nin<br />

Orta Dogu'da emperyalist stratejisini degi^tirme gereksinimini duymasi<br />

ve bir Amerikan-Arap ve Avrupa-Arap ittifakmi ba^latmasiyla<br />

dogabilir.<br />

154


ï§te, 1973 Sava§indan beri ya§anan tamamiyle budur. Emperyalistler,<br />

Orta Dogu bari§i ùzerine konu§maktan s)kdmi§lardir ve §imdi<br />

onu uygulamaya çah§maktadirlar. Bu "pax americana"mn ôniindeki<br />

tek engel, Filistin direniç hareketiclir. Emperyalistler, bu yùzden,<br />

Filistin direnigini ortadan kaldirma ugra§i içindedirler.<br />

Bu geli§melere bir açiklama getirmek ùzere §u varsayimlan<br />

onermek istiyoruz : Bir "uygarla§tirma" projesinin altmda yatan her<br />

ùretim ve birikim biçiminin, bu projeyi uygulayabilecegi topraksalôrgutsel<br />

bir labani olmahdir. Bu taban, ùretici gùçlerin geliçme derccesine<br />

gôre dar ya da geni§ olabilir. Ayrica, bu ôrgùtsel taban, toprak<br />

içinde bir iç birligi ve bir i§-bôlùmùnù gerektirir. Bu taban,<br />

kapitalist ùretim biçiminin tarihi içinde, once kent (ticaret kapitalizmi),<br />

sonra ulus olmu§tur. Bu ulus, ùretici gùçlerin bùyùmesi ve<br />

ve sermayenin odakla§masi gibi bùyùyen ve gitgide tùm ùlkeyi saran<br />

endiistri geli§mesinin eksenini olu§turmu§tur. Ulusal kapitalizm,<br />

fkinci Cihan Sava§i'nin birkaç yil ôncesine kadar Bati Avrupa'nm<br />

uyguladigi geleneksel sômùrgecilige dayanan bir iç i§-bolùmùyle<br />

birlikte geli§mi§tir.<br />

ïkinci Dunya Sava§i, ulusal kapitalizmden çok-uluslu kapitalizme<br />

geçi§ sùrecini, aym zamanda, uluslararasi i§-bôlùmùnde bir<br />

geçiç sùrecini ba§latmi§tir. Ba§ka bir deyi§le, sava§m sona ermesinden<br />

sonra kapitalizmin topraksal temeli degi§mege ba^lamiçtir. Egemen<br />

ùlkelerde bu degi§iklik kendini, ulus kavrannnin ve ulus kavramim<br />

içeren siyasal kurumlarin a§ama a§ama reddedilmesiyle, bagimli ùlkelerde<br />

ise, emperyalizmin biçiminde ortaya çikan bir degi§meyle gôstermiçtir.<br />

Sômùrgecilikten kurtulu§u olanakli kilan da bagimli ulkelerdeki<br />

bu degi§medir.<br />

tlk a§amada, bu sômùrgecilikten kurlulus bagimh ùlkelerde,<br />

kurtulu§ akimlarimn topraksal-ôrgùtsel tabani olarak ulus kavraminin<br />

dogmasina yol açmi§tir. Ama bu ulus kavrami içerigi bakinundan<br />

egemen ùlkelerde geçerli olan kavramdan farkliydi. Anwar Abdel<br />

Malik'in ortaya koydugu gibi, bu kavram, bir "ulusçuluk"tan<br />

çok "ulusalcilik" niteligindeydi. Ba§langiçta bu ulusalci tasan Amerikan<br />

emperyalizmine iyi uyuyordu; çùnkù her§eyden once, Avrupa<br />

cmperyalizmine kar^tydi ve bôylece gùç dengesinin yeniden belirlenmesine<br />

yardim etmekteydi. Yeni uluslari kar§i karçiya getiriyor, onlari<br />

bôlùyor ve sosyalizm aleyhine kapitalizmin etki alaninm geniçlemcsine<br />

olanak veriyordu.<br />

155


Bu ulusalci tasari Amerikan emperyalizmine artik uygun dù§-<br />

memektedir. Bunun birinci nedeni, sôz konusu ulusaleihgin temel<br />

olarak Amerikan emperyalizmine yônelmi§ olmasi ve A.B.D.'nin<br />

bu akimi kendi askerî gticuyle çevrelemesinin çok pahali bir duruma<br />

gelmesidir. Dolayisiyla, emperyalizme hizmet eden yerel askerî guçlerin<br />

geli§tirilmesi gerekmektedir. Bagimh ulkelerde askerî rejimlerin<br />

yayginla§an varligi bu surecin bir gôruntùsudûr. Bu ulusalci tasarmin<br />

A.B.D.'ye yônelik oldugunu sôylerken, elbette, Gùney Dogu Asya'yi,<br />

baglantisiz ùlkeleri, ham madde ureticisi ulkeler arasmdaki itttifaklari,<br />

yeni ekonomik dùzen yararina geli§en hareketi ve benzerlerini<br />

kastediyorum. Sôzu edilen olgunun ikinci nedeni, îkinci Cihan Savagi'mn<br />

sonundan beri kapitalizmin yapisimn uluslararasi olma yônunde<br />

radikal biçimde degi§mi§ olmasidir. Bu, en azindan, §u ùç anlama<br />

gelmektedir: Dogu-Bati yumu§amasi, Avrupa ve Japonya'da<br />

Amerikan çok-uluslu kapitalizmine rakip kutuplann geli§mesi ve pek<br />

çok bagimli ùlkede çok-uluslu kapitalizme bagli bir burjuvazinin<br />

olu§masi. Ozellikle bu son geli§me, ulusalci tasarmin da de ôtesinde<br />

bir egilimin varligim açikca gôstermektedir.<br />

Bu çôzùmlemede, Amerikan emperyalizminin stratejisinde kôklù<br />

bir degiçikligin olu§turdugunu gôrebiliyoruz. A.B.D. stratejisi, artik,<br />

Vietnam'da oldugu. gibi, silâhli kuvvetler araciligiyla ulusalci akimlarla<br />

sava§im anlamina gelmemektedir. Bu strateji, Amerikan çokuluslu<br />

kapitalizmiyle, ona bagimli ulkelerdeki burjuva siniflan arasinda,<br />

mùmkùn oldugu kadar ittifak yapilmasma dayanmaktadir.<br />

Bu yeni ittifaklar, bagimh ùlkeleri denetleyen (Latin Amerika tipinde)<br />

askerî rejimlerle korunmak zorundadir.<br />

Bôyle bir strateji, uluslar arasinda ticaretin ve yatirimlarin i§-<br />

lerlik kazanmasini .ve dolayisiyla, bir yandan ulusal resmî çevrelerin<br />

destegini, ôte yandan ban§i -silâhli çati§manin varolmamasini- gerektirir.<br />

Devlet aygitina sikica bagli olan bu çok-uluslu burjuvazi gruplarinin<br />

pek çok Orta-Dogu ùlkesinde gitgide ortaya çiktigi bence<br />

a§ikârdir. Bunlar, diger ùlkelerde bir tekno-bùrokrasi devleti biçimini<br />

alirken, Israil ve Misir'da daha çok ôzel burjuvazi niteligine bùrùnmektedir.<br />

Orta Dogu bari§imn, bu çok-uluslu plâna yayginhk kazandirmasi<br />

gerekir ve bu bari§, bôlge ùlkelerindeki ulusalci ya da ulusçu<br />

tasanlann zayiflamasiyla gerçekle§tirilebilir. Gariptir ki, çok-uluslu<br />

tasarmin, Orta Dogu'daki yeni Amerikan stratejisinin karçisina çikan<br />

sorunlar, geleneksel sômùrgeci Siyonizm, Filistin direni§i ve Suriye<br />

Israil ili^kileri sorunlandir.<br />

156


Bu bari.31 gerçekle§tirmek ùzere, Amerikan emperyalizmi, ittifaklan<br />

ôzendirmek amaciyla bolgedeki Arap devletleri içinde siyasal<br />

degiçiklige yol açmak; îsrail'i, topraksal yayilmaya yônelik Siyonis}<br />

tasarida ko§ulsuz olarak desteklemekten vazgeçmek; Filistin direni§ini<br />

zayifiatmak ve Golan Tepeleri sorununu çôzmek zorundadir.<br />

Tarihin garip i§lerini bir kez daha gôrùyoruz: Israil'in dogu§una<br />

yol açan geliçmelerin aynilan bugùn onu yolundan ahkoyacaklardir.<br />

157


SiYONiST YERLEÇME SÔHURGECiUGi-<br />

NiN BELiRGlN ÔZELUKLER9<br />

ABDÙLVEHAB M. EL-MESStRÎ<br />

Filistin'deki Siyonist toprak parçasi Batili devletlerin bazi ekonomik<br />

ve nûfus sorunlanni çôzmek ve askerî harekât için bir iis gôrevi<br />

yuklenmek amaciyla destekledikleri yerle§meci somurgeciliktir. Biitiin<br />

bilinen yerle§meci sômurge topraklari genelde uzak bir cografya bôlgesinde<br />

olmasina kar§in, destekleyen devletle gûçlù baglantilanni<br />

koruyan yabanci bir halkin oturdugu ayn birimler durumuncladir.<br />

Belki de bu yuzden, hemen hemen hepsi, sômiirgecilik merkezi ile<br />

baglan kolay kurmak ve malzeme yollarmi guvende tutmak için,<br />

kiyi bôlgelerinde olu§uilar. Yerle§meci sômurge topraklari, Afrika ve<br />

Asya'ya açilan kapi olarak îsrail kuzeyde ve Giiney Afrika da gùney<br />

ucunda olmak tizere, Afrika'yi çepeçevre sararlar. Cezayir, Angola ve<br />

ve Mozambik'teki yerleçmeler de yuvarlagi tamamlar.<br />

Israil'in ôteki sômiirgeci giri§imlerle ortak birtakim yanlan<br />

vardir. Tarihsel kôkeni ve ôzel durumu birle§erek, ona hep birliklikte<br />

bakildiginda, ôzel bir sômurge tipi olu§turan dort belirgin ôzellik<br />

vermiçtir.<br />

Bu ôzelliklerin ilki ve en ônemlisi olarak, Siyonist yerleçmeci<br />

sômurgeciligi teori ve uygulamada, niifus transjeri ilkesine dayandirilmi§tir.<br />

Dii§ùnce olarak Avrupa'da dogmu§ olmasina kar§in,<br />

Siyonist toprak parçasi genel olarak Avrupa'daki niifus fazlasi için<br />

bir çiki§ noktasi olmayacak, yalniz Yahudi yerle§me yeri diye kullamlacakti.<br />

Siyonist yerle§mecilerde topraga oturup onun dogal ve insan<br />

kaynaklanni scmiirmek için degil, buralara "yeniden sahip çikmak",<br />

ama bu topraklari yerli halk olmaksizin ele geçirmek amaciyla geldiler.<br />

Oysa, yerle§meci sômùrgeciligin birçok biçimlerinde bir toprak i§gâl<br />

edilir, oraya yabanci bir halk yerle§ir ve yerlileri sômiirmege ba§lar.<br />

Ote yandan, Siyonist yerle§meci sômiirgecilikte (Siyonizm'in ôzelligi<br />

herhalde buradan geliyor) toprak alinir, yabanci insanlar yerleçir<br />

ve yerli halk da "transfer" edilir.<br />

159


Ola ki, Siyonizm, bu yônden yerle§meci sômùrgeciligin en "saf"<br />

biçimini temsil eder. Transfer siyaseti yerle§en toplumun iç istikrarmi<br />

garanti ctmege yardimci olmaktadir; aym zamanda, yerinden<br />

edilen toplumun ekonomik ve kùlturel yapilarmi da ba§tan sona<br />

bozar. Ben-Gurion de Gaulle'e, Cezayir sorununun bir çôzùmu olarak,<br />

Fransizlarm kiyi bôlgesini bo§altmalarini, sonra oraya kendi<br />

adamlanni yerle§tirmelerini ve bu toprak parçasini da bagimsiz bir<br />

devlet olarak ilân etmelerini ônerdiginde, bu yerle§meci sômùrgecilik<br />

tipini ileri surmù§ oluyordu.<br />

Siyonist yerleçmeci sômiirgeciligin bu ôzelligi Siyonist olmayanlarca<br />

herzaman anla§ilmami§tir. Karl Kautsky Yahudiler Bir Irk midir<br />

adli klâsik yapitinda buna dokunuyor. Yazar, Filistin'deki<br />

Yahudi sômùigeciliginin "orada kalmak ve yerlileri kendilerine bagimli<br />

kilmanm di§inda onlann topunu birden di§ari çikarmak" niyetlerini<br />

açiga vurdugundan, yerle§en Yahudilerin Arap bagimsizhk sava§imi<br />

sirasinda bùyùk aci çekeceklerini belirtmi^ti. 1 Bugiin, sosyalist egilimli<br />

Matzpen îsrail'de Siyonist sômùrgeciligin bu yônùnu saptayip<br />

hem Filistinliler, hem de îsrailliler için tam sonuçlanni belirten<br />

az sayida gruptan biridir.<br />

Siyonist yerle§meci sômùrgeciligin ikinci belirgin ôzelligi destekleyicilerinden,<br />

aym zamanda, hem bagimsiz, hem de onlara bagimli<br />

olmasidir. Tùm yerle§meci devletler, geli^melerinin §u ya da bu a§amasinda,<br />

bir destekçiye gereksinim duyarlar. Bagimlihgin derecesi,<br />

sùresi ve biçimini bir suru tarihsel ve siyasal koçul belirler. Angola<br />

ve Cezayir gibi nùfus transferi temeline oturmami§ olan toprak parçalan,<br />

giiçlù baglarmi koiudugu ve o'ndan kendi için bir kimlik<br />

duygusu yarattigi anayurda bùtùnuyle açiktir. Anayurdun dedigi<br />

bir çe§it yasadir, çùnkù bu toprak parçasi onun neredeyse organik<br />

bir bôlùntùsùdùr. Bir çikar çatiçmasi belirir ve bu toprak pahaliya<br />

patlar ya da zorluklar çikarirsa, ortadan kaldirdir. Eski yerle§enler<br />

de anayurtlarma dônerler ve anla§mazhk bôylece anayurt yaranna<br />

çôzùmlenmi§ olur.<br />

Nùfus transferi temeline bagli toprak parçalan ise, destekleyici<br />

devletten yava§ yava§ daha fazla ôzerklik ve bagimsizhk kazanma egilimindedirler.<br />

Yerleçenler yônetimi ergeç kendi ellerine ahr ve bùyùk<br />

ôlçude kendi içine kapah bir devlet kurarlar; bunun bir ôrnegi<br />

Gùney Afrika'dir.<br />

2 Karl Kautsky, Are the Jews a Race New York, 1926, s. 212.<br />

160


Siyonistlerin kencli dcvletlerinin bagimsiz olmasmi istediklerine<br />

ku§ku yoktur. Cecil Rhodes Weizmann'a "Fransiz denetimi"ne<br />

ili§kin itirazlarmi sordugunda, Siyonist ônder Fransizlann, îngilizlerin<br />

aksine, "herzaman halkin i§ine kari§tiklarmi ve onlara /'esprit<br />

français (Fransiz ruhu) denen §eyi kabul ettirmege" çah§tiklarim<br />

sôylemi§ti. 2 Ancak, olaylar gôsterdi ki, Siyonist toprak parçasi bu tiplerin<br />

hiçbirine benzemedi. Hem belirli ôlçiide bagimli kaldi, hem de<br />

bir miktar bagimsizliktan yararlandi. Bu gerçek, Siyonizm'e ozgii birtakim<br />

ôgelere baglanabilir.<br />

Siyonist yerle§meciler sadakat borçlu olduklan ve bunun kar§iliginda,<br />

somiirge dônemi sona erdiginde, korumasma siginacaklan<br />

tek bir Avrupa ulkesinden gelmediler. Ôteki Avrupah ycrle§meci<br />

sômiirgecilerin aksine, Siyonistlerin bir "anayurd"u yoktu; onun<br />

yerine yalnizca belirli bir noktaya kadar gitmege hazir ama herzaman<br />

bir "uvey-ana"lan vardi. Ùvey-ana uvey-çocugu, o ùvey-çocuk<br />

kendini ne denli kullandiysa o kadar kallandi. Destekleyicilerle Siyonistler<br />

arasmdaki ili§ki bir çikar sorunu oldugundan ve derin ya da<br />

organik baglann bir iirunù olarak ortaya çikmadigindan, Siyonist<br />

toprak pe§pe§e birçok destekleyicinin korumasma kavu§tu. Bunun<br />

sonucu olarak, Siyonist ônderlik, Orta Dogu'da imparatorluk gùcùnun<br />

gerçek ya da hayalden merkezini arama çabasmda, Osmanli împaratorlugundan<br />

Fransa'ya ve nihayet Ingiltere'ye ba§ vurarak<br />

dikkatini bir agirlik noktasindan ôtekine çevirdi, durdu. Son zamanlarda,<br />

A.B.D.'nin dùnya ônderligini elinde luttugu dù§ùnulerek,<br />

uluslararasi diizeyde siyasal eylem o yone dônmùçtur.<br />

Siyonist devletin bu anlamda çift yone çekilebilir niteligi iki<br />

gûciin sonucudur. Gôreli bir bagimsizlik niifus transferi ve destekleyici<br />

devlet için onemli birtakim hizmetleri yerine getirme yoluyla elde<br />

edildi. Yalniz, topragi elinden alinan ve yabancila§tinlan Filistinlilerin<br />

dii§manligi ve direnci ba§ gosterince, kendini koruma duygulari<br />

destekleyen devlete dayanma istegini arttirch.<br />

Jabotinsky Filistin'in, bir Yahudi devleti olarak, "her yandan<br />

Arap iilkeleriyle çevrili oldukça, Arap ve Musluman olmayan herhangi<br />

bir giiçlù imparatoiluga herzaman dayanmak isteyecegine"<br />

inamyordu. Bu yalmzhgi îngiltere ile Yahudi (ama yalniz Yahudi)<br />

bir Filistin'in arasinda siirekli bir ittifakin neredeyse Tannsal bir<br />

2 Chaim Weizmann, Trial and Error : the Autobiography of Chaim Weizmann, New York, 1949,<br />

s. 191.<br />

161


temeli" 3 gibi goruyordu. Jabotinsky miizmin bir deneyci oldugu için,<br />

gùvenligi açisindan birtakim isteklere açik duruma getirecek bir<br />

zamamn gtlcbilecegini dù§unemedi.<br />

Destekleyici devlete vakla§ma ve ondan uzaklaçma, bagimsizlik<br />

ve bagimhhk, ittifak ve çati§ma gibi karma§ik ve sonsuz ritm<br />

Bati ile Siyonistlerin ili§kilerini ba§indan beri nitelendiriyordu. Her<br />

iki taraf da ôtekini "kullanmaga" çali§ti ve "ortak çikarlar" denilen<br />

§eyi kendine gôre tammladi. Ingiltere ile Filistin topragi arasindaki<br />

iliijkiler buna iyi bir ornektir.<br />

Filistin'e Yahudi yerle§mesi temasini ilk ele alanlar Ingiliz sômurgecileri<br />

oldu. Balfour Bildirisi ve sonra da Manda yônetimi Siyonistlerin<br />

Orta Dogu'da bir basamak elde etmelerine olanak verdi. îngilizlerin<br />

korunmasi sayesinde, Filistin'in kapdan Yahudi gôçiine ardina kadar<br />

açddi. Yerle§enlerin, Yahudi niifusunun bùyiimesi ve toprak iistiindeki<br />

egemenliklerinin kurulmasi için, Manda hùkûmetinin tam i§birligine<br />

gereksinimleri vardi. 4 1930'larda Filistin'de Arap direnci daha biiyiiyùnce,<br />

Siyonistleri koruyanlar îngilizler oldu. Ben-Gurion îngilizlerin<br />

kanat geren bu tavrim "Balfour Bildirisi'nden bu yana en biiyiik<br />

siyasal ba§ari" sôzleriyle belirledi. 5 Ha'aret^va Filistin'deki askerî<br />

denge ûzerine yazan askerî muhabiri Siyonistlerin 1936 Filistin<br />

ba§kaldirmasmdan sonraki gùçlerini "Filistin'deki îngiliz Hiikûmeti<br />

ve ordusundan aldiklan gùçlu destege" baglami§ti. 6 Sonunda<br />

1948-1949'da Siyonist zaferine yol açan da onlar yaranna olan bu<br />

askerî dengeydi.<br />

Ancak, îngilizlerle Siyonist sômurgeciler arasindaki ili§kiler yeni<br />

ôgelerin baskisiyla kôtuleçmege ba§ladi. Bunlarm arasinda<br />

"dost"<br />

Arap hûkûmetlerinden oldugu kadar artan Filistin direncinden de<br />

îngilizler ùstunde olu§an siyasal baski da vardi. Ba§ka bir neden Alman<br />

ajanlannin Yahudi gôçmenler arasina kan§abileceklerine dair<br />

îngiliz korkusuydu. Sonra da dogrulanan 0 zamanki inanca gôre,<br />

Naziler Siyonist hedeflerini ve yasa-di§i gôçii<br />

(Aliyah B) destekliyor<br />

3 Ben Herman, "Zionism and the Lion," ^ionùm, Israël and the Arabs, Hal Draper, der.,<br />

Berkeley, 1967, s. 31, 27.<br />

'Michael Bar-Zohar, Ben Gurion: the Armed Prophet, Englewood Cliffs, N.J., 1968, s. 39.<br />

'Ibid., s. 56.<br />

"Alinti: Eli Lobel, "Palestine and the Jews," The Arab World and Israël, Ahmed El-Kodcsy<br />

ve Eli Lobel, der., New York, 1970, s. 68.<br />

162


ve bu yolu Orta Dogu'da ingilizler için birtakim sorunlar yaratma<br />

amaciyla kullanmaga karar vermi§ bulunuyorlardi.<br />

Bu yeni ôgelerin i§iginda, destekleyici devlet Filistin'de sômurgeci<br />

yerle§me hakkinda Siyonist yerle§mecilerle uyu§mayan bir gôru§<br />

geli§tirdi. Bôylece, îngiliz Hùkûmeti Araplara daha yakla§an bir<br />

dizi Beyaz Kitaplar yayinladi ve kurallar kabul etti. Ingilizlerin çoktandir<br />

iistùnde durmadiklari, Filistin'in gôçmen kabul edebilme<br />

simrlarina ili§kin temel kavramlar Yahudi gôçiïnu azaltmak için<br />

ortaya atildi. Destekleyen devlete sômiirge topragi arasinda, bazan<br />

Kral Davut Otelinin bombalanmasi gibi a§in biçimleri de içeren dii§-<br />

manhklar ba§ladi.<br />

Ne var ki, çati§ma denetlenebilir smirlar çerçevesinde kahyordu.<br />

Jabotinsky'nin îngiliz împaratorlugu hakkindaki sôzleri daha sonra<br />

Siyonizm'i Yahudi halkinm "ulusal kurtulu§ akimi" olarak tanimlayan<br />

Siyonist "belâgati"na gôre ku§kusuz daha gerçekçidir. Jabotinsky<br />

Leopold Amery'ye 1935'de yazdigi mektupta, Ingilizlere kar§i olduguna<br />

dair dedikodunun gerçek olmadigmi anlatmaga çali§arak, Ingiltere'yi<br />

ele§tirmi§ olmasina kar§in, "Balfour Bildirisi'ne deger verildikçe,<br />

Ingiltere hakli ya da haksiz olsun," ona bagh ve mtite§ekkir<br />

kalacagmi sôyliiyordu. 7<br />

Biyografisini yazan Bar-Zohar'in da belirttigi gibi, Ben-Gurion<br />

da, îngilizlerle ili§kilerin gerginle§tigi bir zamanda bile, "Filistin'de<br />

bir Yahudi devletinin îngiliz çikarlarini koruyacagini" 8 sôylemege<br />

hazirdi. îngilizler, hâlâ, uzun-dônemli çikarlanna daha fazla ônem<br />

ônem verir gôrùnùyorlardi.<br />

Sôzkonusu toprak parçasi 1948'de bir devlet olunca, ingiltere<br />

ile ili§kiler normalle§ti ve 1950 ingiliz-Fransiz-A.B.D. Ùçlii Bildirisi<br />

bu topragin gùvenligini garanti etti. Misir'in Îngiliz-Fransiz<br />

israil i§gâline ugramasi gibi, eski destekleyici devletle içbirligi 1956'da<br />

yeni açamalara vardi. Filistin direnciyle Arap baskisinm artmasi<br />

ve destekleyici devletin ilgisini bekleyen, geni§leyerek yeryùzune yayilmi§<br />

çikarlan karçisinda, Siyonist toprak parçasi sômurgeci devletin<br />

tam destegiyle daha once sahiplendigi "hak"lann bir kismindan<br />

gene vazgeçmek ve zorla ele geçirdigi topraklari bo§altmak zorunda<br />

kahyordu. Bugiine kadar, îsraillilerin kar§ila§tigi ana sorun bu olmu§tur.<br />

Ya§amlanni sûrdiirmek için A.B.D.'ye dayanma zorunlulu-<br />

'Joseph B. Schechtman, Fighter and Prophet : the Vladimir Jabotinsky Story-the Last Tears,<br />

New York, 1961, s. 297.<br />

a Bar-Zohar, s. 89.<br />

163


gunu duymu§lar, ancak bu destek onlan yeryuzùne dagilmi§ birçok<br />

çikarlan olan bir super-gùciïn baskisina da açik duruma getirmi§tir.<br />

Durumu tamamlayan ba§ka bir ôge "menfa"daki Yahudilerdir<br />

ki, onlar da, Siyonist devlet gibi, hem goreli olarak ôzerk, hem de daha<br />

biiyuk bir yapiya bagimhdirlar. Amerikan Yahudileri Israil'e malî<br />

ve siyasal yônden inançla destek olmaktadirlar; ancak bôyle bir destek,<br />

garanti veren Amerikan tarafi ile Siyonist toprak arasinda temel<br />

çikar birligi oldugu siirece siirebilir. Di§ardaki Siyonistler ikili bir gôrev<br />

yapiyorlar. Filistin'deki toprak parçasi yararina A.B.D'nde bir<br />

baski grubu gibi çali§arak, Israil için kendine benzeyen ôteki devletlere<br />

gore çok daha fazla hareket serbestisi ve bagimsizhk elde etmektedir.<br />

Fakat (Israil'in durumundaki çeli§i §uradan doguyorki) A.B.D.<br />

Israil'in Amerikan dùnya çikarlanyla uyum saglayabilmek için siyasetini<br />

degi§tirmesi gerektigine karar verirse, di§ardaki Yahudiler Filistin'deki<br />

toprak parçasi ùstùne baski yapmak zorunda kaliyorlar.<br />

Siyonizm'in tarihi yalmz Siyonizm ile yabanci ùlkelerdeki Yahudiler<br />

arasinda degil, sômùrgeci Siyonizm ile parasal ve diplomatik<br />

"menfa" Siyonizm'i arasinda da bir gerginlik tarihidir. Bu gerginlikler<br />

Brandeis-Weizmann ve Goldmann-Ben-Gurion arasindaki çati§malarda<br />

açikça ortaya dôkùlmù§tùr. Bugùn, bu tiirlù gerginlikler, bazi<br />

"menfa"daki Siyonistler sômùrgeci Siyonizm'in ilhakçi ve yayilmaci<br />

siyasetlerine (sanki bu denli siyaset Siyonist tasannin organik parçalan<br />

ve mantiksal sonuçlan degilmi§ de birtakim sapmalarmi§ gibi)<br />

kar§i koydugunda açiga çikmaktadir.<br />

Siyonist yerle§meci sômùrgeciligi ôteki tùrlerden ayiran ùçùncù<br />

ôzellik onun ilhakçi ve yayilmaa dogasidir. Israil "Ehl-i Kitap" olan<br />

Yahudi haikinin devletidir. Bu dinsel kavramdan yalmz nùfus transferi<br />

degil, bùtùn Yahudileri içine alacak bir geni§leme dù§ùncesi de<br />

doguyor. Alman dogumlu Siyonist yazar ve istatistikçi ve Berlin'de<br />

çikan haftalik Volk und Land dergisi yazi i§leri mùdùrù ve kurucusu<br />

David Trietsch Birinci Siyonist Kongreden hemen sonra Herzl'e<br />

"geç olmadan 'Bùyùk Filistin' tasansini ele almasini" sôylemiç ve<br />

§unu eklemi§ti: "On milyon Yahudi 25,000 kilométré karelik topraga<br />

sigmaz." 9 Herzl'in Hiristiyan ortagi William Hechler de ona 26 Nisan<br />

1896'da Yahudi devleti için kabul edilip yayginla§tinlacak bir<br />

slogan olarak "Davud ve Salamon'un Filistin'i " sôzlerini salik vermi§ti.<br />

10 Anla§ilan Siyonist ônder etki altinda kalmi§ olmali ki, iki yil<br />

9 Ahnti: Moshe Menuhin, Jewish Critics ot Zionism, Détroit, 1976, s. 11.<br />

'"Raphaël Patai, der., The Complété Diaries of Theodor Herzl, New York, i960, s. 342.<br />

164


sonra, Yahudi devlctinin topraklanni belirsiz dinscl-tarihsel sôzcûklerdcn<br />

çok dinsel-cografî çerçeveyle tammladi: "Misir'daki Nehirden<br />

Firat'a Kadar." 11 Bu slogan Haham Fischmann, Yahudi ajansi iiyesi<br />

olarak, Birle§mi§ Millctler Filistin Ôzel Komitesi onunde 9 Temmuz<br />

1947'de açiklamada bulunuiken yankdandi. O konuçmada dedi ki:<br />

"Vaad Edilen Toprak Misir'daki Nehirden Firat'a kadar uzanir;<br />

Suriye ve Ltibnan'dan parçalar içerir." Ama ki§inin Nil-Firat formitiunù<br />

çok ciddiye almasi gerekmez. Onemli olan bunun kapisi<br />

açik bir dinamizm, yayilmaya yônelik yerle§meci bir sômurgecilik<br />

oldugudur. Herzl'in guncesine bakihrsa, devletin sinirlan Yahudi<br />

niifusu bùyùdukçe geni§leyecektir : "Ne kadar fazla goçmen gelirse,<br />

o kadar çok topiak ahnacaktir." 12<br />

12 §ubat 1952'de, Mo§e Dayan açikca bir Israil Imparatorlugu<br />

kurmaktan soz etti. 13 Eski Savunma Bakani yayilmayi surekli bir<br />

olu§ olarak goriiyor. Anayurdu kurma sùreci, yani "yerle§me, yayilma<br />

ve sinirlari daha da geniçletmek için daha Yahudiler getirtme,<br />

yerle§meler ve sômurge alanlari kurma" yiiz yil once baçlamij! 1968<br />

Yazinda, bir grup Yahudi kôkenli Amerikan ogrencisine hitap ederken<br />

çôyle demi§ti: "Hiçbir Yahudi bu surecin sona erdigini sôylemesin.<br />

Hiçbir Yahudi yolun sonuna geldigimizi agzina almasin."<br />

Bu sôzlerin Golan Tepelcrinde sarfedilmi§ olmasi da ayri bir onem<br />

ta§ir." 14<br />

"Daha Bùyuk Israil" akimiyla ili§kisi olan Israil yazan Eliezer<br />

Livneh 21 Kasim 1973 tarihli Haaretz'de 242 sayili Gùvenlik<br />

Kurulu kararma Siyonizm'in "gùcùnun tam zirvesindeyken"<br />

bogulacagi sonucunu dogurmasi dù|uncesiyle kar§i koymu§tu. Diyordu<br />

ki: "1967'deki gibi zaferler Sovyetler Birligi'nden gôç etme<br />

ôrnegi duygular olu§tururken, kurtarilmi§ (aslmda, i§gâl edilmi§)<br />

bolgelerden gerilemek bir Siyonist bunalimi yaratir". Ona kahrsa,<br />

"Israil toplumuna bir amaç ve hedef kazandiran" bu kurtarma (i§-<br />

gâl) çabasidir ve onsuz gôçmenlerin geli§i durabilir. 15 Israil'in bir<br />

anayasa yâyinlamayi istememesinin nedenleiinden biri bu yayilma<br />

11 Ibid., s. 711.<br />

' 2 Ibid., s. 701-702.<br />

"Alinti: Sami Hadawi, Palestine in the United Nations, New York, 1964, s. 36.<br />

14 Ma'ariv, 7 Temmuz 1968. Alinti : Moshe Machover, "Reply to Sol Stem," ISRAC, London,<br />

Ocak 1973, s. 30.<br />

"Alinti: Noam Chomsky, Peace in the Middle East Reflections on Justice and Nationhood, New<br />

York, 1974, s. 182.<br />

165


seçenegini açik birakmakUr. Resmî bir aiayasa metninde, sômùrgeci<br />

yerle§meci devletin sinirlannin belli olmasi gerekir. 16<br />

Ïsrail'in yalnizca "menfa"daki Yahudilerden ôtiiru ya da dinsel-ulusal-topraksal<br />

birtakim hedeflerin geregi olarak geni§ledigi<br />

dù§ùnulmesin, çùnkù Israil yayilmacihginm Sina'daki petrol alanlari<br />

ve ilerde yerle§ip geli§drilecek yerler gibi somut ekonomik ve kârli<br />

yanlan da vardir. Ancak, bu yônler yalniz ôteki yerle§meci topraklann<br />

degil, biitun sômurge giri§imlerinin ortak ôzellikleridir.<br />

Siyonist topragin dôrdûncii belirgin ôzelligi, nufus transferi<br />

bir yana, irksal ve kiilturel heterojenligidir. Bu gerçek te gôsteriyor ki,<br />

Yahudiler degil tek bir îrksal grup, tek bir etnik grup bile olu§turmamaktadirlar.<br />

Avrupah E§kenazi Yahudiler kiilturel yônden çok<br />

farkhhklar gôsterirler; Ruslar, Polonyalilar, Almanlar, Fransizlar ve<br />

hattâ her iki Amerikan kitasindan Amerikalilar bunlarm içinde sayilir.<br />

Bunlarm herbirinin, bazan (bir yanda Almanlari, ôte yanda<br />

îbranileri destekleyenlerin çatt^malari gibi) açiga çikan anla^mazhklan<br />

olan, kendine ôzgii bir kulttir gelenegi ve çogu kez kendi dili<br />

vardir.<br />

Filistin'e Avrupa nùfusunun gelmesi, Arap ulkelerindekiler de<br />

dahil olmak iizere, Asya ve Afrika'dan "Dogulu Yahudiler" denenlerin<br />

de gôç etmesine neden oldu. Bu siireç îsrail toplumunda kiiltiirel<br />

oldugu kadar îrksal yônden de daha biiyiik farkliliklann dogmasina<br />

yol açti.- îsrail'de açikca ikinci sinif yurtta§ durumunda olan Dogulu<br />

Yahudilerin niifusa orani yiizde 6o'tir.<br />

Siyonist devletin bu ôzelligini.ba§ka bir yerde gôrmek olanaksizdir,<br />

çùnkù Dogulu Sefardik Yahudiler sômurgeciligin kurbar.i olanlarin<br />

arasmdan gelmektedirler. Bôylece, Ïsrail'i, analitik ve siyasal<br />

açidan, Gùney Afrika gibi yerleçmeci bir somurii topragi ve Katanga^y<br />

1 da Biafra gibi ayrihkçi bir devlet olarak gôrmek yararli olabilir.<br />

Siyonist toprak bu yôniiyle iç istikrar açisindan bir zaaf olu§-<br />

turuyorsa da, îsrail toplumunun gelecegi açisindan olumlu bir not<br />

olabilir. Biitun ôteki ôzellikler çati§manm çôzùm seçenegini smirlarken,<br />

kiilturel ve îrksal farklila§ma Ïsrail'in Orta Dogu ile biitunle§mesi<br />

için bir umut yaratmaktadir. Di§ardan getirilen nufus biisbiitun<br />

yabanci sayilmaz, çùnkù onun bùyùk bir kisminin Filistinli<br />

Araplar ve kom§ulariyla ortak ekonomik ve siyasal çikarlan vardir.<br />

l6 Emmanuel Rackman, Israël's Emerging Constitution: 1948-1951, New York, 1955, s. 148.<br />

166


EMPERYALiZMiN<br />

iSRAiL'iN ROLU<br />

HÎZMETÎNDE<br />

TÙRRKAYA ATAÔV<br />

Modem Siyonizm emperyalist ulkelerin tekelci çevreleriyle ittifak<br />

yapmiç olan varlikli Yahudi burjuvazisinin ideolojisi, uyguladigi<br />

politika ve bir ôrgutler sistemidir. Emperyalist ùlkelerin yônetici<br />

çevreleriyle îsrail militaristleri arasinda yùksek derecede bir içbirligi<br />

vardir. Siyonizm belirli çikarlara hizmet eden gerici bir sistem olarak,<br />

aym zamanda, sinifsal bir olu§umdur.<br />

On-dokuzuncu Yuzyilda ortaya çikmasindan buyana, Siyonizm'in<br />

ideolojisi ve ôrgutlenmesi konusunda, Israil'in doguçunda<br />

oldugu gibi, birçok §ey yazilmi^tir. 1 Israil ancak birkaç yildanberi<br />

var olmasina kar§m, çagda§ Batili yazarlar ba§ta olmak iizere, hakkmda<br />

pek çok yayin vardir. Ne var ki, bazan zengin Siyonist ôrgutlerce<br />

desteklenen ve genelde yan tutan yakla§imlari olu§turduklarmdan,<br />

bu çah^malann birçogunun pek az bilimsel degeri vardir.<br />

Bôylece, Ferdynand Zweig'in gôzlemledigi gibi, 2 agirligim o topraklarda<br />

dogmu§ bir Israillinin duymasini istedikleri birçok efsanenin<br />

yaratilmasma yardimci olurlar. "Kutsal Kitap", "Kutsal<br />

Toprak", "Kurtarma", "Israil'in Surekliligi", "Dônu§", "îfa",<br />

"Sùrgiin", "Israil'in Ozel Yaraticiligi", "Yahudiligin Somutlugu<br />

Olarak Israil", "Kurucu Babalar", "Yahudi Sorununun Çôzùmii",<br />

"Israil'in Merkez Olmasi" ve "Daha Doyurucu Yahudi Ya^ami"<br />

gibi sôylencelerin, hepsi "Israil'in biricikligi ve mucizeviligi" inancinda<br />

ôzetlenebilir. Bu sôylencelerin amaci, Kibbutz ve Histadrut iistùne<br />

kurulu "demokratik bir toplum" ve "sosyalist bir devlet" izlenimi<br />

yaratarak, Bati dunyasini harekete geçirmek ve gerçegi Afrika ve Asya<br />

halklarmdan gizlemektir.<br />

'Bu konuda Uri Avnery, W.T. Mallison, J.W. Parker, Harry L. Shapiro, Barbara W.<br />

Tuchman, R. de Vaux, H. M. Orlinsky, T. Draper, I. Cohen, Marvin Lowenthal, J.J.<br />

Petuchowsky, Nahum Sokolow, A.M. Lilienthal, Galina Nikitina, Yuri Ivanov, Sir G.A.<br />

Smith, Filistin Kurtulu§ Orgutu Araftirma Merkezi ve çeçitli Arap universitelerinin akademik<br />

çahçmalarma bakdabilir. Ayrica: Tiirkkaya Ataôv, "Filistin Sorununun Ardmdaki<br />

Gerçek: Israil'in Kurulu§una Kadar," A.V.Siyasal Bilgiler Fakiiltesi Dergisi, Ankara<br />

C. XXV, No. a, s. 29-69,<br />

2 Israël : the Sword and Harp, London, 1969.<br />

167


Ancak, Israil'in devlet sistemi ile iç ve di§ siyaseti, Amerika Birle§ik<br />

Devletleri ba§ta olmak iizere, onde gelen emperyalist devletlerle<br />

bir ittifaki açiga vurmaktadir. Bu yùzden, bu araçtirma, bu devletin<br />

emperyalizmin hizmetindeki bugunkù roliinù degerlendirebilmek<br />

için resmî sistemi, toplumsal siniflan ve siyasî partileri de dahil olmak<br />

ùzere, Israil toplumunun yapismi, bugùnkù Israil onderligi ile<br />

dùnya tekelci çevreleri arasindaki ili§kileri ve Israil'in yayilmaci di§<br />

politikasini incelemege çalisacakUr.<br />

tsrail'in Devlet Sistemi:<br />

Ara§tirmanm bu bôlùmù yazxh olmayan Anayasanm ôzelliklerini<br />

ya da Israil toplumunu yôneten yasalan inceleme amacini gùtmùyor.<br />

Burada yalnizca bu devletin nitelikleri ile emperyalizmin hizmatinde<br />

oynadigi roi arasindaki baglar gôsterilmege çah§ilacaktir. 3<br />

Israil iktidann varlikli burjuvazinin elinde oldugu ve Siyonist<br />

ideolojisinin ya§amm her yonûnù etkisi altinda tuttugu bir devlettir.<br />

Devlet bùrokrasisi ve siyasî partilerin çogu onun kesin etkisindedir.<br />

Resmî gôrù§ Israil'in, ki§iler arasinda bir kar§itlik bulunmayan,<br />

homojen bir Yahudi devleti oldugudur. Ancak, hùkûmetin çikan yerli<br />

ve yabanci sermaye ile çok yakindan baglantih olup, bu durumun<br />

iç ve di§ politika ùstùnde ku§kusuz etkisi vardir. Gerçek §u ki, Israil<br />

toplumu hizla kutupla§maya dogru yol ahyor.<br />

Siyasal partiler yelpazesi bu toplumsal kutupla§mayi yansitmaktadir.<br />

Mapai, Mapam ve Ahdut Ha'avoda kendilerine "i§çi"<br />

partisi diyorlar. Libéral Parti, Bagimsiz I§çi Partisi ve fa§ist Herut<br />

orta sinif kurulu§laridir. Hepsi Siyonist ideolojiyi benimsemi§tir.<br />

Bu Siyonist partiler siyasal ya§ami etkiler ve ekonomik ôrgùtlenmeyi<br />

denetimleri altinda tutarlar. Amerikan sermayesi ba§ta olmak ùzeie,<br />

yabanci sermayeyi çekme gereksinimi ùstùnde hepsinin anla§mi§<br />

olmasi konumuz bakimmdan ônemlidir. Programlan hayret edilecek<br />

derecede birbirine benzer. Di§ politikada, A.B.D. ile ili§kiler Arap<br />

kom§ulari aleyhine geniflemeye kadar tùm ônemli konularda dù§ùnce<br />

farklila§masi yoktur. ïsrail'deki Siyonist siyasî partiler dùnya Siyonnist<br />

akimimn tamamlayici ôgeleridir. Malî yardim ba§ta olmak ùzere,<br />

geni§ destek sagladiklan yabanci ùlkelerdeki Yahudi çevreleriyle<br />

sùrekli temaslari vardir. Bu tùrlù Israil partileri emperyalizmle i§-<br />

3 Joseph Badi, Fundamental Laws of the State of Israël, New York, 1961; O. Kraines,<br />

Government and Politics in Israël, London, Allen ve Unwin, 1961.<br />

8


irligi halinde olan di§taki Siyonist çevreleile temasta ana ogeyi<br />

olu§tururlar.<br />

Bu partilerin bazdari sol ya da sosyal-demokrat olma iddiasincladir.<br />

4 Ôrnegin, birtakim Batdx yazarlarca sosyalist bir parti olarak<br />

tanimlanan Mapai (ya da Mifleget Poalei Erets Israël, yani Israil l§çi<br />

Pardsi) sermayeden ve emperyalizmden yanadir ve çali§anlarm<br />

çikarlariyla çati§an bir siyaset izler. Mapai ileri gelenleri sag-kanat<br />

orta sinif partileriyle ittifak içinde eylem yapmi§lar ve saldirgan di§<br />

politikayi desteklemi§lerdir. Mapai 1956 ve 1967 yillarinda Arab<br />

ùlkelerine yapilan saldiridan dogrudan dogruya sorumladur.<br />

Aym biçimde, Mapam ve Ahdut Ha'avoda, Mapai oncùlùgundeki<br />

koalisyon hukûmetlerine katilmi§lardir. Emperyalizmden ve<br />

genislemeden yana bir siyasete sol-kanat perdesi çekme gôrevi yapmi§lardir.<br />

Mapam, koalisyon hukûmetinin ortagi olarak, Haziran<br />

1967 saldirisina katilmi§tir. Ahdut Ha'avoda'nin "aktif savunma"<br />

kavrami onu geni§leme ve emperyalizmle içbirligi programmda<br />

îsrail ônderligiyle aym kefeye koymuçtur.<br />

En bùyùk burjuva partisi, belki de, Genel Siyonist ve îlerici<br />

Partilerin birle§mesiyle 1961'de kumlan Libéral Parddir. 1907'de<br />

Chaim Weizmann'in kurdugu Genel Siyonist Partisi biiyùk sermayeyi<br />

temsil eder ve ozel i§letmeler ùstùnde hùkûmet denetimine karçidir.<br />

Yabanci sermayeyi destekler ve 1965 ile 1967 saldirilannda fa§ist<br />

Herut'la ittifak yapmiçtir. Bùyùk i§ adamlan, endùstri erbabi ve<br />

toprak sahipleriyle herzaman yakin iliçkileri olmu§tur. Yerel burjuvaziye<br />

sinirsiz haklar yamyan ve Ïsrail'in daha da askerle§tirilmesini<br />

isteyen Libéral Parti, daha sonra, Herut ile aym gôrù§ù payla§arak,<br />

"Daha Bùyùk îsrail" yaratilmasini istemi§tir. Herut ise, îrgun ve<br />

Stern (terorist) gruplanni da içinde bulunduran a§in, fa§izmden<br />

yana bir ôrgùttùr. Bùyùk endùstri ve malî çevrelerden destek alir.<br />

Araplara kar§i "ônleyici sava§"tan yana olmu§tur. îsrail Komùnist<br />

Partisi de, Marksist bir çizgi izler.<br />

Bir milyondan fazla ùyeli Histadrut ya da îsrail Genel î§çi<br />

Federasyonu en bùyùk kamusa.1 ôrgùt ve devlet içinde en onemli<br />

ekonomik birîmdir. î^çilere açik olan Histadrut sendikacilik, sosyal<br />

gùvenlik ve egitim-kùltùr eylemleriyle ilgilidir. Ùyeleri içinde kollektif<br />

çiftlikler, kooperatif'ler ve ôzel kôylerde çah§anlar da vardir. "Si-<br />

4 Alfred Sherraan, "Israeli Socialism and the Multi-Party System," The London, C. XVII,<br />

N0.5 (May 1961), s. 218 ve d.<br />

169


yonizm'in ulusal bir araci" olarak 1920'de kurulmu§ olan bu ôrgiit<br />

onun siyasetini de kararla§tiran Mapai'in etkisindedir. Histadrut ta<br />

1956 ve 1967 saldinlarini desteklemi§tir.<br />

Bazi Batili kaynaklarca yapilan yayinlara bakilacak olursa,<br />

kirsal îsrail'de ba§ka tûrlii bir toplum diizeni oldugu akla gelebilir.<br />

însan kirlik bôlgelerin ba§tan ba§a kibbutz'larla 5 bezenmi§ olduklarmi<br />

da dù§iinebilir. Ancak, gerçek §u ki, kibbutz'lar Yahudi nufusunun<br />

herzaman çok kùçiik bir yiïzdesini (yiizde 6 kadar) olu§turmu§ olup,<br />

bugùn yiizde 3'e inmi§ olan bu oran gitgide diï§mektedir. îkinci<br />

olarak, kibbutz'larm i§lenen topraktaki payi da giin geçtikçe azahyor.<br />

Kibbutz akimi moral itme giiciinù kaybetmi§ olup kibbutz i§çisi artik<br />

îsrail ideali olmaktan çok uzaktir. Siyonist ideologlar bu komùnal<br />

çiftiiklerdeki ortakhk ôgesini "îsrail sosyalizmi" dedikleri §eyin<br />

propagandasini yapmak için kullamyorlar. îsrail kibbutz'un bazi<br />

geii§mekte olan ùlkeler, ôzellikle Afrika için uygun oldugunu sôylemektedir.<br />

FilistinMe ilk kibbutz 1909 gibi erken bir tarihte kurulmu§-<br />

tur. O zamanlar, en etkin tarim biçimi buydu. Fakat bir askerî<br />

yerle§me niteliklerini de kazanarak, topragin asil sahiplerinden yasadi§i<br />

ahnmasinda bir rolii oldu. Bundan baçka, îsrail'de kapitalizmin<br />

genel olarak geliçmesine de kendilerini uydurdular. E§itsizligin yônetici<br />

"aristokratlar"la sokaktaki ki§i, konut ve egitim gibi konularda<br />

gôruldùgù bu iilked" gittikçe artan bir toplumsal tabakala§ma vardir.<br />

6 Daha onemli olarak, asil, kibbutz yerle§meleiinde iiretim araçlari<br />

gerçekte kollektif tarimcilara degil, bankacilara ve kredi açanlara<br />

ait oldugundan, kibbutz bir "sosyalizm adasi" degildir. îsrail devleti<br />

ve ekonomisinin çerçevesi içinde, kibbutz'da bile toplu somiirùye<br />

açiktir. Kibbutz akimindaki dort ulusal ôrgùt te 7 Diinya Siyonist<br />

Orgiitiiyle ve çe§itli Siyonist siyasî partileriyle baglantihdir.<br />

Israil'in Bati ile Ittifaki ve Saldirgan Di§ Politikasi:<br />

Bir ônceki bôliimde îsrail devletinde iktidarm nerede oldugunu<br />

ve diinyadaki hangi merkezlerin onunla ittifak içinde bulundugunu<br />

5 Raul Teitelbaum, The Kibbutz in Contemporary Israeli Reality, Telaviv, 1954; E. Kanovsky,<br />

The Economy of the Israeli Kibbutz, Harvard, 1966. Bir Sovyet araçtirmasi : .Narodi Azii i<br />

Afriki, No. 3 (1965), s. 190-198.<br />

e Eva Rosenfeld, "Social Stratification in a 'Glassless' Society (Kibbutzim in Israël),"<br />

American Sociological Review (December 1951), s. 796 ve d.<br />

'Ihud Hakibbutzim Vehakvutzot, Hakibbutz Haartzi Hashomer Hatzaie, Hakibbutz<br />

Hameuchad ve Hakibbutz Hadati.<br />

170


gôstermege çaliçjtim. Bu durumda, Israil iç siyasetini Bati ctkisi içine<br />

almak için sahne hazir sayilir. israil'in disj politikasi sôzkonusu edildiginden,<br />

bu nokta daha bile dogrudur. Ku§kusuz, Bati'nin bazi emperyalist<br />

çevrelerinin Orta Dogu ve Kuzey Afrika'da birtakim ihtiraslari<br />

vardir. îsrail'i yôneten çevrelerin de emperyalist çikarlarla aym dogrultuda<br />

yayilmaci hedefleri oldugu su gôturmez.<br />

Bir A.B.D. Temsilciler Meclisi belgesi 8 israil'in Bati için stiatejik<br />

ônemini iyi tanimhyor. Bu belgede israil oldukça uzun kiyisi, bliyuk<br />

bir limam (Hayfa) ve bir hava alani (Lydda) olan, iiç kita arasinda<br />

bir kôprii gibi gôsterilmektedir. §iivey§ Kanahna ve Misir'daki hava<br />

alanlanna yakindir. Zengin petrol bôlgeleri içindedir. Israil'in kurulmasina<br />

ili§kin ko§ullar, devlet yapisi ve emperyalist çevrelcrle ili§kileri<br />

dikkate ahndiginda, israil'e ulusal kurtulu§ akimlari ve ilerici<br />

giiçlere kar§i bir roi verilmi§tir.<br />

Amerikan Hukûmeti Israil'i resmen ilân edildikten on - bir<br />

dakika sonra tanidi. ilk A.B.D. Biiyùkelçisi James G. McDonald<br />

gerekli agrément' 1 daha vermeden, Truman tarafindan atanmi§ ve<br />

kendine resmî statu taninmi§ti. Ûlkenin içine hemen akan Amerikah<br />

dani§manlar israil'de ya§amm birçok alanlanni denetim altma aldilar.<br />

1957'de A.B.D 'nde kurulan "israil Için Amerikan Yahudi<br />

Dernegi"nde, §eref uyeleri olarak, onde gelen Amerikan maliyecileri<br />

ve endùstri erbabi yer ahyordu Elliden fazla Amerikan Yahudi<br />

kurumu çah§maya baçladi. israil'e akan para okadar bùyùktii<br />

ki, Harlan Cleveland'in sôzleriyle, 9 alan tarafin onu i§e yarar<br />

biçimde tiiketecek yetenekte olup olmadigi sôzkonusuydu.<br />

A.B.D. Hiikûmeti Israil ile ba§langiçta birkaç andla§ma imzaladi.<br />

1952'de imzalanan Bilgisel I'leti§im Giivence Programi Israil'e kitap,<br />

dergi, kâgit, basim araci ve laboratuvar malzemesi giri§ini sagladi.<br />

Egitimsel degi§im programlari A.B.D.'ne ïsrail'deki egitim sistemini<br />

ctkilcme olanagi verdi. A.B.D. 1952'de israil'le (resmî gazete olan<br />

Résumât'ta 1961'de yayinlanacak olan) bir askerî andla§ma imzaladi.<br />

1950 Hava Ula§imi Anclla§masi A.B.D.'ye israil topragmi stiatejik us<br />

olarak kullanma hakkini zaten vermi§ti. Ilk yardimlarm bir bolumii<br />

limanlar, ûsler ve demiryollan yapimi için kullanildi. 1952 Karçi-<br />

8 The Mutual Security Programme : Hearings Before the Commiltee on Foreign Affairs, House of Représentatives,<br />

Eighty-Second Congress, First Session (June 26-July 31, 1951), Washington, U.S.<br />

Government Printing Office, 1951, s. 644-647.<br />

"Harlan Cleveland, "Commentary," Tensions in the Middle East, der., Philip Tliayer, Baltimore,<br />

the Johns Hopkins Press, 1958, s. 233-234.<br />

171


likli Savunma Yarclim Andla§masi Israil'in sava§ ve ekonomik gizilini<br />

Amerika'nm hizmetine sunmasi sonucunu getirdi. O zamandan beri,<br />

askerî "yardim" niteliksel bir degi§ime ugradi. Once askerî gereç<br />

olarak ba§ladi, sonra Hawk fuzeleri gibi askerî savunma silâhlarma<br />

donu§tù ve daha sonra Skyhawk bombardman saldin silâhlan biçimine<br />

biirùndù. Skyhawk yalnizca duzenli silâhlai, kimyasal ve donanma<br />

salchrilari için torpidolar degil, aym zamanda niikleer bombalar ve<br />

fiizeler de ta§imaktadir. A.B.D. israil'i Arap halklanni sindirmek için<br />

bir silâh olarak kullanmaga hazirlaniyordu. îsrail yôneticileri ûlkelerini<br />

emperyalizmin suç ortagi yapiyorlar ve dogal olarak bôyle bir siyasete<br />

kar§i beklenen tepkiyi uyandiriyorlardi.<br />

îsrail'e iliçkin îngiliz siyased Orta Dogu'da ulusal kurtulu§ akimlarimn<br />

ezilmesi istegiyle belirleniyordu. Filistin için Ingiliz Manda<br />

yônetiminin bitiminden kaynaklanan iddia ve kar§i-iddialar, Israil'e<br />

sermaye yatinmlari ve silâh saglanmasiyla yer degi§tiriyordu. Ingiltere<br />

Israil'e, ôzelliklc Misir'a kar§i Ingiliz, Fransiz ve Israil ortak saldirisinin<br />

yer aldigi 1956'dan beri askerî araç ve gereç vermektedir. 10<br />

Fransa'nin îsrail ile iliçkileri 1956'dan sonra geli§ti. Ancak,<br />

daha sonra 1967 saldirismi kmayarak Israil'i açikca destekleme siyasetini<br />

terketti. 11<br />

Israil'in Fédéral Alman Cumhuriyeti ile ili§kileri 1952 onarim<br />

andla§masinin imzalanmasiyla daha iyiye yôneldi. Bu andla§ma<br />

Almanya için Orta Dogu'ya sizma kapilarmi açti. îsrail burada da<br />

gene i^birlikçi bir siçrama tahtasi olarak i§e yanyordu. Alman onarim<br />

ôdemeleri 1956 çati§malan sirasmda tam zamaninda Israil'e akmi§ti.<br />

Bonn'un NATO'da ve Ortak-Pazar'da agirligi oldugundan, Alman<br />

dostlugu ônemliydi. 12 Almanya'da da îsrail ile F.A.C. ili§kilerini<br />

geli§tirmek için çali§an on kadar Yahudi ôrgùtu vardir. 13<br />

10 lngiltere'de Israil'i destekleyen otuzdan fazla ôrgut vardir. Ingiliz Yahudileri Milletvekilleri<br />

Dernegi, Anglo-Yahudi Dernegi, Yahudi Kadinlari Birligi, Bùyuk Britanya ve îrlanda<br />

Siyonist Federasyonu ve Siyonist Gençlik Federasyonu bunlardan birkaçidir.<br />

"Fransa'da yirmi kadar Yahudi ôrgùtu vardir. Onde gelenleri §unlardir: Fransa ve Cezayir<br />

israilliler Kùltùr Dernekleri Birligi, Paris Sefardik Kultùr Dernegi, Evrensel Israil îttifaki,<br />

Çagda§ Yahudi Belge Merkezi, Fransa Ortodoks Hamamlar Konseyi, Fransiz Yahudileri<br />

Temsil Konseyi ve Geleneksel Yahudilik Temsil Konseyi.<br />

I2 A.J. Fisher, "Israël and the German Fédéral Republic," Contemporary Review, London<br />

No. 1099 (July 1957), s. 100 ve d.; Narodi Azii i Afriki, No. 4 (1963), s. 48-53.<br />

13 Onde gelenleri : Almanya Merkezi Yahudi Konseyi, Bavarya Yahudi Topluluklari Konseyi<br />

ve A§agi Saksonya Yahudi Topluluklari.<br />

172


Yukarda sôylenenler gôsteriyor ki, emperyalist devletlerin ïsrail'e<br />

veidigi roi ile Israil yônetici çevrelerinin yayilmaci tasarisi<br />

aym madalyonun iki yùzùdùr. Bu amaç birligi tiim Israil tarihinde<br />

gorùlebilir. Emperyalist giiçler bôlgede eylemin içine daha fazla<br />

girdikçe Israil yaydmaciligi daha da belirginle§mi§tir.<br />

Bu saldirgan siyasetin Israil topliimunu daha askerîle§tirmi§<br />

olmasma §a§mamak gerekir. îsrail Ordusunun çekirdegi Haganah<br />

ve (daha once Ingiliz Oidusunun bir parçasi olan) Yahudi Tugayiydi.<br />

Bagimsizliktan sonra, îsrail subaylari Amerikan, îngiliz ve Fransiz<br />

askerî kolejlerinde egitim gôrmege ba§ladilar. Yeni gôçmenler askerî<br />

egitimden geçiiildi, gençler askere alindi, etkili bir yedekler seferberlik<br />

sistemi yaratddi ve stratejik endùstriye ôncelik verildi. Bôylece,<br />

Israil 1956 saldirisma hazirlandigi sirada, ordu da malzeme, beceri<br />

ve moral yônlerinden hazirdi. Centurion ve Patton tanklan,<br />

Skyhawk jetleri ve ba§ka karma§ik silâhlar 1956'dan sonra geldi.<br />

ïsrail'in askerîleçtirilmesi Orta Dogu'da askerî paktlar olu§turma<br />

çabasiyla elele yiirùdii. Israil daha 1951'de biitun ilgiiilere ônerilen<br />

ve Araplarm redde kararli gôrùndùkleri Orta Dogu Komutanhgi<br />

tasarismi destekleme i§aretleri gôsteriyordu. îsrail Di§ î§leri Bakani<br />

Mo§e Çarett'in Washington'u ziyareti 23 Temmuz 1952 A.B.D.-îsrail<br />

Andla§masiyla sonuçlandi. Artan sinir çati§malari, nihayet, biiyùk<br />

askerî kar§ila§malara yol açti. Bôylece, îsrail Sùveyç Kanali Sirketiuin<br />

millîle§tirilmesinden çok once Misir'a saldirmaya hazirdi. A.B.D.<br />

1956 saldinsina katilmami§ti ama, Misir'in saldinya ugrayacagini<br />

biliyordu. 14 A.B.D. ilerici Arap rejimlerinin zayiflamasi yaninda, bôlgede<br />

yeni mevziler kazanmayi hesaphyordu. 1957'de ilân edilen<br />

Eisenhower Doktrini Amerika'nin ôteki Batili sômùrgeci gùçleri<br />

geride birakmaga kararli oldugunu gôsteriyordu. Bu doktrin Orta<br />

Dogu ùlkelerinin iç i§lerine kari§mayi ve Arap dùnyasmda kurtulu§<br />

akimlarini baski altmda tutmayi hedef aliyordu. îsrail bunu resmen<br />

21 Mayis 1957'de onayladi.<br />

Ben-Gurion'un Bati ba§kentlerini ziyaretinden sonra, Amerikan<br />

Skyhawk uçaklarmin yollanmasina ili§kin 1962 andla§masi ba§arildi.<br />

Bu, Amerikan siyasetinin Israil ile Araplar arasindaki çati§mayi<br />

derinle§tirmede ônemli bir adimiydi. îsrail ile Fédéral Alman Cumhuriyeti<br />

arasinda diplomatik ili§kilerin ba§lamasinm igGs'de ilânini<br />

1966'da ekonomik yardim andla§masi izledi. îsrail Savunma Bakan<br />

"Anthony Eden, The Memoirs of Anthony Eden : Full Circle, Boston, i960.<br />

173


Yardimcisi Tzvi Dinstein aym yil gene Amerikan Skyhawk uçaklari<br />

saglamakiçin yeni bir andla§ma yapmak uzeré Washington'a gitti. Bu<br />

geli§meler Israilli onderlerin Araplarla bir askerî çati§maya dogru yol<br />

aldiklanni gôsteriyordu.<br />

Gerçeklerin incelenmesi ki§iyi 1967 sava§mm, ona kar§i olanlari<br />

hedef alarak, emperalisderce ba§latildigina inanmaya sevkcdiyor.<br />

Israil yayilmaciligi bu hedefe giden bir araç olaïak kullanilmi§ti,<br />

okadar. Ne saldindan once, ne saldiri sirasmda, hattâ ne de sonra,<br />

Amerika Israil askerî çevrelerini suçlayan bir tek sôz sarfetti.<br />

14 Mayis 1967'de, Kudiis'te Israil'in kurulu§.yildôniimù nedeniyle<br />

bir askerî geçit tôreni yapildi. Askerî tôren birçok diplomatik temsilci<br />

tarafindan Israil'in ba§kentini Telaviv'den Kudûs'e tek yanli olarak<br />

ta§ima kararmi onaylamama belirtisi olarak boykot edildi. Birle§mi§<br />

Milletler Bari§ Gùcii Komutani General Odd Bull da tôrende bulunmadi.<br />

Askersizle§tirilmi§ bir bôlgede geçit tôreni duzenlemek ate§-<br />

kes andla§malarmin bozulmasi oldugu kadar açik bir ki§kirticihkti da.<br />

Fransiz Le Monde Israil'in "Suriye'ye kar§i topyekûn saldiri" tasansim -<br />

açiklayan belki de tek gazeteydi. 15 Gerilimi daha da arttiran bir<br />

olay olarak, Israil, bari§gùciindekomutanlikyapan General Rikhye'yi<br />

ta§iyan bir B.M. uçagina ate§ etti. Israil B.M. kuvvetlerinin kendi<br />

topraklanna kabul bile etmezken, ban§ giicunii çektiklerinden ôtiirù<br />

ele§tirilenler U Thant ile Misir oluyordu. Aym biçimde, Ba§kan<br />

Nasir israil gemilerinin ya da ba§ka bayrakla seyreden ama Israil<br />

için stratejik yûk ta§iyanlarm Tiran Bogazindan geçmelerine izin<br />

verilmeyecegini bildirdigi zaman, gundeme konan konu "Akaba<br />

Kôrfezi'nin ablukasi" oldu. Oysa, Israil di§mda tùm ticaret gemileri<br />

Eilat limanma ugrayabilirlerdi. Ustelik, bùtiin devletlerin kendi<br />

kara sulannda egemenlik haklari vardir. Tiran Bogazlanndaki olay<br />

da bundan farkli bir§ey clegildi. israil'in Akdeniz'de uzun bir kiyisi<br />

oldugundan, Akaba Kôrfezi'nin kapatilmasi onun "bogulmasi"<br />

anlamina gelmiyordu. Abluka israil devletinin varligmi tehlikeye<br />

atmadi. Bu iilke için bançin korunmasi asil onemli amaç olmaliydi.<br />

israil'i bir Arap okyanusu içinde kùçiicùk, zayif bir§ey olarak<br />

gôsteren Bati propagandasi gerçegi yansitmiyor. israil'in gerisinde<br />

bùyiik emperyalist guçler vardir. 1956'da israil'in emperyalizme kar-<br />

§1 olan Arap kom§ularini bir tiirlu kabul edemeyen devletler once<br />

ingiltere ve Fransa, sonra da Amerika olmu§tu. 1967'de, bu iilkeler<br />

15 i4-i5 Mayis 1967.<br />

174


"nihaî çôzùmù", yani Nasir'm iktidardan dù§ùiùlmesini ister gorùnùyorlardi.<br />

i Haziran 1967'de, Levi E§kol General Moçe Dayan'i Savunma<br />

Bakanligma atadi ve Irgun'un eski onderi Menahem Begin de di§ardan<br />

bakan oldu. O zaman, Israil'in 1956 Sina kahramanmin ellerine tevdi<br />

edildigine inaniliyordu. Israil Mo§e Dayan'in orduyu ve halki toparlamada<br />

insan-ùstù bir gôrevi ba§ardigi, onlan ôrgùtledigi, askerî<br />

plânlari çizdigi ve iilkeyi tam ùç gùnde sava§a ve zafere gôtùrdùgù<br />

efsanesini yaydi. Ancak, gerçek §u ki, sava§ karari çok ônceden alinmiçti.<br />

Randolph ve Winston Churchill Alti Gunliik Saia§ adh kitaplannda<br />

General Ezer Weizmann'dan §u ahntiyi yapiyor: "Her§ey<br />

için bir tasarimiz var - Kuzey Kutbunu ele geçirmek için bile." General<br />

Mordechai Hod da kampanyanin tasarlandigi yillarda §unlan<br />

sôylemi§ : "Plânla ya§adik, plânin ùstùnde uyuduk, plâni yuttuk. Onu<br />

durmadan geliçtirdik." 16<br />

Israil'in sava§ sirasinda yaptiklan "savunma" gereginden çok<br />

oteye gitti. Sivillere kar§i napalm bombalan kullanildi, hattâ Misirlilar<br />

yaninda sava§tiklari iddiasi ortaya atdarak Gazze'de ban§ gùcùne<br />

bagli bazi Hintli askerler bile ôldiirùldù. Arap sava§ tutsaklarma<br />

yapilan i§lem tùm insancil ilkeleri çigniyordu. Arap kentleii ve koyleri<br />

yerle-bir edildi. Hakaret, §iddet, yagma ve yiginsal katliam yapildi.<br />

Israil ileri gelenleri Kudùs'ù, bazi Ûrdùn topraklarim, Golan Tepelerini<br />

ve Sina'yi kendilerine kattiklanm ilân ettiler. Yùz-binlerce Arap,<br />

gene, §iddetten ve bir yerden bir yere sùrùlmù§ olmaktan ôtùrù kaçmak<br />

zorunda birakildi. Israil goçmen sorununu pe§pe§e yaratarak<br />

bunu kom§u Araplar ùstùnde bir baski araci olarak kullanmak ve<br />

Yahudi gôçù için daha fazla toprak edinmek amacmi gùttù. Bùtùn<br />

bu soylenenler bari§ içinde yanyana yaçamanm degil, Israil'in i§gâl<br />

isteginin kanitlandirlar.<br />

Irak'in Birle§mi§ Milletler delegesi Adnan Pachachi Israil'in<br />

saldindan hemen sonraki durumunu §u sozlerle çok iyi açikhyordu :<br />

"Siyonist iijgâl esin ve itici gùcùnù Avrupa zindanlarinrn<br />

ùriinù olarak i§kence gôrmù§ ki§ilerin ôzlem ve dù§-<br />

lerinden almaktadir. Avrupa'daki Yahudi halka çektirilen<br />

baski ve hakaret yillarmin Hitler kiyimiyla doruguna<br />

ulaçmasi, gôrùndùgù kadanyla, bugùn Israil'in kaderini<br />

belirleyen Avrupali Yahudilerin ruhsal yapilarinda<br />

16 s. 65 ve 91.<br />

175


derin bir iz birakmi§tir. Yiizydlann yilgmligi ve kini §imdi<br />

Filistin Araplanna yapilan gôrùlmemi§ vah§etle bir çiki§<br />

yolu bulmaktadir. Fakat kaderin ne acimasiz bir cilvesidir<br />

ki, Yahudilerin, topraklannda Orta Çag Avrupa'snnn<br />

anlatilmaz vah§etinden uzak bir kurtulu§ ve korunma yeri<br />

bulduklan Araplar bugiin boylesi hayasizca yogun bir<br />

bir baskmin kurbani olmaktadirlar...<br />

"Amerikan Hiikûmetinin tavri, ne yazik ki, bizim en kôtii<br />

kuçkularimizi peki§tirmi§tir. Gôrùnen odur ki, Israil'in<br />

Arap diinyasmdaki Amerikan çikarlarmi ve ihtiraslanni<br />

geniçletmede gûvenilir bir araç olacagi bu hukûmetin<br />

yerle§mi§ bir siyasetidir." 17<br />

îsrail'in eylemlerinin ardindaki gerçek neden bu ulkenin yônetici<br />

çevrelerinin tekelci sermayenin ne denli etkisi altmda olduklarmin<br />

anla§ilmasiyla daha iyi ortaya çikabilir. Yetmiç Yahudi i§ adammin<br />

da katildigi, uluslararasi maliye ve endiistri çevrelerinin bùyùk konferansi<br />

îsrail'in hangi çikarlara hizmet ettigi ve ùlkenin gerçek sahibinin<br />

kimler oldugu hakkinda bir fikir vermektedir. 18 îsrail yalmz<br />

kendi kaynaklarma dayanarak silâhli kuvvetlerini sùrdùremez. Emperyalist<br />

devletler îsrail'e petrolle dolu Orta Dogu'da kendilerinin bir<br />

bir araci, Arap halklanmn ulusal kurtulu§ akimini durduracak bir<br />

kale ve Bati'nin stratejik çikarlarmi kollayacak bir ùs olarak baktilar.<br />

Dùnya Siyonist Ôrgùtù'nùn 24 Eylùl 1967'de Basel'de yapilan<br />

Yetmifjinci Kurulu§ Toplantisinda §ovenee ve tehditlerle dolu sozler<br />

i§itildi. General Itzhok Rabin, Dr. Nahum Goldmann ve ba§kalarinin<br />

sôylediklerine bakihrsa, îsrail'in Urdùn, Lùbnan ve Suriye gibi devletleri<br />

siyasal yonden bùtùnùyle ortadan kaldirmayi tasarladigi sonucuna<br />

varilabilir.<br />

Amerika'dan ba§ka Alman Fédéral Cumhuriyeti'nin de îsrail'in<br />

saldirgan siyasetine destek oldugunu belirtmek ônemlidir.<br />

îsrail'in askerî zaferlerine katkida bulunan silâhlar onarim andla§-<br />

masi sayesinde Bati Almanya'dan saglanmiçtir. 1967 sava§i, antitank<br />

Kobra fùzeleri de dahil olmak ùzere, bazi Bati Alman silâhlarinm<br />

denenmesi için de firsat yaratmiç sayilir. Bu sava§ kùçùk fakat hareket<br />

"Jan Dziedzic ve Tadeusz Walichnowski, Background of the Six-Day War, Warsaw, Interpress<br />

Publishers, 1961, s. 72-73'den Provisional Verbatim Record, A/PV. 1537, June 7, 1967,<br />

5th Extraordinary Session of the U.N. General Assembly.<br />

,8 Konferans için: Observer, 6 Agustos 1967.<br />

176


yetenegi yùksek bir ordunun sayica daha kalabalik bir dii^mana iistiin<br />

gelebilecegini gôstermi§tir. Bazi Batih askerî çevrelerin bu deneyin<br />

kazançlarini Avrupa sahnesine ta§imak istemcleri de akla geliyor.<br />

Bati Alman nukleei fizikçilerin Israil'de çok aktif olduklari ve bu ùlkenin<br />

atom bombasini Araplarla olan diyalogda bir kuwet araci olarak<br />

kullanmak istedigi de biliniyor. Negev Çôlii yeralti niikleer deneylere<br />

sahne olmu§ ve burada fiize rampalari kurulmu§tur. Bu merkezler<br />

Bati Alman bilimeileri için, niikleer silâhlara sahip olma isteklerinc<br />

yardimci olacak deney noktalari durumuna gelmiçtir.<br />

Gôiiinen odur ki, emperyalizm sava§i siirdùrmede Ïsrail'i bir<br />

araç olarak seçmekle dogru bir seçenekte bulunmu§tur. Bati'nin iistlenmeyi<br />

gôze alamayacagi bir §eyi, iyi silâhlanmi§ bir îsrail gôniillù<br />

olarak yapmaktadir. Ïsrail'in kuçkusuz kendi ihdraslan oldugu halde,<br />

diinyada ve ôzellikle Orta Dogu'daki durum dikkate ahndiginda, emperyalizmin<br />

ve yeni-sômurgeciligin gônùllu bir araci durumundadir<br />

Ïsrail'in daha once Afrika'ya sizmasi da aym çerçevede degerlendirilmelidir.<br />

îsrail, Arap boykotunun etkilerini bertaraf etmek ve<br />

kendi emellerine bir çiki§ yolu bulmak amaciyla, Afrika'da bir yer<br />

edinmek için hiçbir çabayi esirgememi§tir. Afrika, once, bùyùk bir<br />

ham madde kaynagidir. Afrika endùstrisini kendi ekonomisine baglamaga<br />

çah§mi§, ucuz emek ve zengin ham maddeye dayali dù§ùk<br />

ùretim maliyetinden yararlanmiç ve Israil'de pazarlanabilir mallar<br />

için fabrikalarin, ôrnegin Kenya ya da Fildi§i Kiyisi'nda turunçgiller<br />

ùrùnùnù ta§iyacak tahta kasa yapimma yardim etmi§tir. Bazi Afrika<br />

ùlkeleri, endùstrileri ya da Îsrail makinalari kullanan tanmlan<br />

aiacihgiyla ekonomik yônden îsiail'e baghydilar. Afrika'ya belirli<br />

anlamda sendikala§ma ve kooperatif anlayi§ini gôtùren de Histadrut,<br />

yani îsrail î§çi Sendikalari Federasyonuydu.<br />

Daha ônemlisi, îsrail bu kitadaki tùm ulusal kurtulu§ akimlanmn<br />

kar§isinda yer almi§tir. Gùney Afrika'daki îrkçi azinlik hùkûmetine<br />

destek olmu§tur. Amerika'nin ve Fédéral Alman Cumhuriyeti'nin<br />

yardimiyla birçok Afrika devletinin bagimsizligini engelleyici eylemlerde,<br />

gôrece gôrunmez fakat stratejik açidan ônemli roller oynami§tir.<br />

Amerikan Hùkûmeti Ïsrail'in Afrika'ya yardiminm çe§idi ve ôzùnùn<br />

biçimlenmesine mùdahale etmiçtir. Bu mùdahale, dogrudan dogruya<br />

ayaklanmalara kar§i uygulamalardan hareket eden askerî egitimin ùstunde<br />

durarak stratejik yônden ônemli bôlgelerde toplanmi§tir. Angola'da<br />

Portekizlilerden îsrail yapimi Uzi makinali tùfeklerinin ele gc-<br />

177


çirildigine clair raporlar vardir. 19 tsrail' : n "Guney Afrika ile Kutsal<br />

Olmayan îttïfaki" 20 ne keyfî bir ornektir, ne de yalnizca bir rastlanti.<br />

Geiçekten, Paul Giniewski Apartheid'in Iki Yiiziï 21 adli kitabini<br />

tsrail Siyonizm'i ve Giiney Afrika apartheid'i arasindaki ideolojik yakinlik<br />

ve pratik i§birligi ûstùne oturtmu§tur. îsrail, irkçi rejimleri silâh<br />

ve askerî dani§manlarla beslemektedir. 22 Bu denli ili§kiler Israil için<br />

"intihar ili§kileri" 23 olarak tammlanabilir. Gerçekten de ôyle olmu§tur;<br />

birçok Afrika iilkesi ve devletle diplomatik ili§kilerini kesmi§<br />

durumdadir.<br />

îsrail Asya'nin da bir parçasi olmaga çabalami§tir. Baçansizsizlikla<br />

kar§ila§mi§ ve bu çabasindan herhalde vazgeçmi§tir. Ba§aririsizligi<br />

kaçmilmazdi, çùnkù îsrail ve Siyonizm yalniz Asyali olmadiklari<br />

gibi, Asya'ya kar§iydilar da. Jawaharlal Nehru 1955 Bandung<br />

Konferansinda tehlikenin îsrail'den çok ona arka çikan guçlù devletlerden<br />

geldigi konusunda Araplan uyarmi§ti. 24 Bandung'dan sonra,<br />

Israil'in hiçbir Asya-Afrika ya da baglantisiz ùlkeler konferansina<br />

çagrilmamasi kabul edilmi§ti. Birbirini izleyen her konferansin<br />

îsrail'i daha sert biçimde suçlamasi ônemlidir. îsrail yorumculari<br />

Asya-Afrika için iyi olanin îsrail için kôtù oldugunda birle§iyorlar.<br />

1958 Kahire Birinci Asya-Afrika Dayani§ma Konferansimn îsrail'<br />

in Orta Dogu'nun ilerlemesini ve gùvenligini tehdit eden bir ùs<br />

oldugu karari, sonradan Gine, Endonezya, Cezayir, Tanzanya, Gana<br />

y a ci a ba§ka yerlerde yapilan hukukçular, gazeteciler, gençlik ve kadm<br />

toplantilannda yinelenmi§tir.<br />

Birle§mi§ Milletler'de yapilan oylamalann incelenmesi îsrail'den<br />

uzakla§ildigmi gosteriyor. Geçmiçte îsrail'i desteklemi^ olan Malawi,<br />

Lesotho, Swaziland ve Botswana gibi devletler (pek kuçùk olduklan<br />

gerçeginden ba§ka) îrkçi Gùney Afrika rejimine bagimhdirlar. îsrail'in<br />

dostlan, genellikle, bu topraklarda yabancilara askerî ùsler<br />

"S.R. Salman, Israël and Counter-Insurgency in Africa, [Beirut,] Center for Palestine Studies,<br />

1974, s. 7.<br />

20 George J. Tomeh, Israël and South Africa, New York, New World Press, 1973, s. 48.<br />

2 'Paul Giniewski, The Two Faces of Apartheid, Chicago, Henry Regnery Co., 1965, s. xvi.<br />

22 Libyan Arab Republic, Ministry of Information and Culture, Israeli Pénétration in Africa,<br />

Tripoli, the General Administration for Information, 1974, s. 15.<br />

23 Tiirkkaya Ataôv, "Israil'in Intihar tli§kileri, "Yeni Halkçi, Ankara, 4 Kasim 1973;<br />

"Israil'in Afrika'daki Durumu," ibid., 28 Ekim 1973; , "Israil-Irkçi Giiney Afrika<br />

Ittifaki mi" Bari§, Ankara, 21 §ubat 1974.<br />

24 G.H. Jansen, Zionism, Israël and Asian Nationalism, Beirut, the Institute for Palestine Studies,<br />

1971, s. xiv.<br />

178


verirler. îsrail dostlanni ekonomik, hattâ askerî yônden §u ya da bu<br />

Avrupa devletine yakmdan bagimli kùçiïk, zayif ve tutucu iilkeler<br />

arasindan seçer.<br />

Saldirgan Di§ Politikamn Içe Yansimasi:<br />

Di§ ulkelerden biiyuk paralann akmasi Israil'in, ôzellikle ilk<br />

yillarda ekonomik giiçlûklerinin iistesinden nasil gelebildiginin ve<br />

bu yônde bir ûretim gizili olmadigi halde di§ta saldirilari nasil yiiiutebildiginin<br />

yamtidir. Bu tùrlù gôriilmemi§ parasal destegin iilkenin<br />

ekonomik kalkmmasindan ba§ka hedefleri oldugu burada belirtilmelidir.<br />

Israil'in di§ ôdeme borçlarmin yarattigi durum, Sina kampanyasi<br />

snasmda, parasal destege Amerika'nin da katddigini ortaya<br />

koyuyor. Ameiikan Hùkûmeti Israil'e resmî yardimi geçici olarak<br />

durdurduysa da, (1956 saldinsindan sonra da) hibe biçiminde<br />

gene Amerikan kaynaklanndan gelmege devam etti. Israil yôneticileri<br />

bu kampanyanin Israil ekonomisi ùstiindeki etkilerini ortadan<br />

kaldirmak için emperyalist devletlere daha fazla yaslandilar ve emegiyle<br />

geçinen yigmlara yeni vergiler koydular.<br />

Yillarca, Filistin daha geniç ve tamamlayici bir orguniin ayrilmaz<br />

parçasi oldu. Filistin'in kom§u Arap ulkeleriyle ekonomik<br />

ili§kileri olmasi dogaldir. Çevresindeki Arap dùnyasi ile hiçbir ili§-<br />

kisi olmayan Israil ham maddelerden biituniiyle yoksundur. Narenciye<br />

yeti§en bu ùlkede tarim genellikle gida yôniinden halkm gereksinimini<br />

kar§ilamamaktadir. Endustri geli§memi§, di§ ticaret açigi<br />

bùyiiktùr.<br />

Ekonominin 1968'de bùyumesi endùstrinin sava§ iiretimine<br />

yônelik geni§lemesinden ôtûrùydu. Aym biçimde, bazi Israil yayinlari<br />

tarim ùriinlerinde de fazlalik oldugunu sôylemekte, ancak bunun<br />

yiginlann satin aima gucùnùn du§mekte oldugundan kaynaklamp<br />

kaynaklanmadigm: belirtmemektedirler. Devlet sermayeciligi yerel<br />

ôzel ve di§ tekelci sermayenin hizmetindedir. Devlet sektorû bu çevrelerin<br />

agir baskisi altindadir. Ôrnegin, Israil'in Hadera'daki en<br />

bùyùk kâgit fabrikasi Amerikan sermayesinin denetimindedir.<br />

Amerikan Kaizer-Frazer Çirketi biiyuk bir otomobil montaj kurulu§unu<br />

i§letmektedir. Petrol arayan ôzel sermayedir. Ulkenin<br />

di§-alim siyaseti incelendiginde, Israil'in temel endustri ham<br />

179


maddeleriyle diçardan getirilen mâmul maddelerde bagimhhgi<br />

ortaya çikar. Ancak, gitgide buyûyen di§ ticaret açigmin ana nede.ni<br />

artan sayida uçak satm almasidir. Bu nedenle, ek biitçe kararlari<br />

almak Israil'de olagandir. Askerî masraf bùtçenin bùyiïk bir oramni<br />

olu§turmaktadir. 1969'da, yani 1967 saldirismdan hemen sonra,<br />

askerî masraflar bùtçenin yùzde 54.1'ini kapsiyordu. Demek ki, sosyal<br />

refah, saghk, sigorta ve benzeri alanlara askerî amaçlardan daha az<br />

para sarfediliyor. Hùkûmet enflâsyonu ve Israil parasmin deger kaybetmesini<br />

durduramamaktadir. Geli§me bùtçeleri hemen hemen<br />

bùtùnùyle di§tan gelen gelirle kar§ilamyor. Fonlann uçte-biri de<br />

borçlann ôdenmesine gidiyor. îsrail bu malî çevrelere bùyiik ôlçiide<br />

bagimhdir.<br />

Sonuç:<br />

Israil kendine ôzgù bir emperyalist nùfuz ôrnegi olu§turuyor.<br />

Israilli yôneticiler, Siyonist ôrgùtler aracihgiyla, emperyalist ùlkelerin<br />

etkili gerici çevreleriyle yakin ili§ki içindedirler. îsrail'in ileri gelenleri<br />

iç politikada sermayenin çikarlanna ve dis politikada da yayilmaci<br />

bir programa hizmet etmektedirler. Dùnya Siyonist Ôrgùtù<br />

îsrail ileri gelenleriyle uluslararasi gericilik arasinda ki§kirtici anla§-<br />

malarm yapildigi bir araçtir. Bu ôrgùt geni§ yetkileri olan yabanci<br />

ve devlet di§inda bir kurulu§ gibi çaliçir. Ileri gelenleri a§iri egilimli<br />

Israillilerle ôrgùtù New York'tan yôneten Amerikan Siyonistleridir.<br />

îsrail'in yônetici çevrelerinin, ashnda, Amerikan denetiminde olan<br />

Siyonist ôrgùtùn yalnizca bir parçasini olu§turdugu sôylenebilir. îsrail<br />

Hùkûmeti bu ôrgùtùn yôneticilerini, kendilerinin gôrev ve yetkilerini<br />

ilgilendiren bir yasa tasarisi henùz Knesset'e sunulmadan once,<br />

haberdar etmektedir.<br />

Bugùnkù Siyonizm de menfada birle§mi§ ve aci çeken bir Yahudi<br />

ulusunun varligi, Yahudi sorununun toprak elde etmekle çôzùmù ve<br />

Semitizm dù§manliginm sùrùp gitmesi gibi Siyonizm'in klâsik inanç-'<br />

lanna oturmaktadir. Dùnya çapinda birle§mi§ bir Yahudi ulusuna<br />

ili§kin iddialar Yahudilerin kendine ôzel, ba§kalarmdan ayri ve daha<br />

ônemlisi, "seçilmiç" ve "ustùn" olduklari inancma yol açti. îkinci<br />

olarak, dùnya Yahudiliginin zorunlu olarak Israil'e gôçmesi istegi<br />

on-be§ milyon insanin yerleçtirilmesini gerektiriyordu. Bundan ôturù,<br />

1967 saldinsinir, da gôsterdigi gibi, Araplar Siyonizm'i bir tehdit olarak<br />

kabul etmekte haklidirlar. Siyonizm Orta Dogu'da emperyalizmin bir<br />

180


araci olarak, uluslararasi bari§ ve giivenlik için de bir tehditdr. Son<br />

olarak, gerici ve yayilmaci bir ideoloji olan Siyonizm'in Semitizm<br />

aleyhdarhgiyla da bir ili§kisi yoktur. Bugiinkii Siyonizm Israil'de<br />

ve Amerika'da biiyiik Yahudi burjuvazisinin ideolojisidir. Emperyalizme<br />

hizmet eder ve kurtulu§çu giiçleri hedef alan yeni-sômiirgeci<br />

tasarilann yardimcisidir. Yahudi sorununu çôzemez; emperyalizmin<br />

yalnizca Yahudi kanadidir. Ona kar§i duranlar emperyalizme kar§i<br />

olduklari için bu tavn takinmaktadirlar.<br />

181


iSRAiL VE AFRiKA<br />

RICHARD P. STEVENS<br />

îsrail devletinin Mayis 1948'de kurulmasindan bile once, Afrika'da<br />

ve ba§ka yerde îsrail varliginm temelleri siyasal Siyonizm ve kitaya<br />

miras kalan imparatorluk yapisi içinde atilmi§ti. Bunun sonucu olarak,<br />

bu varligin ara§tirilmasi bizi yalniz Israil'in çabalanna Afrika'da<br />

nasil yardimci olundugu siirecini degil, dogrudan dogruya ya da dolayli<br />

olsun, îsrail yaranna i§letilecek olan bu baskilarin dogasmi da<br />

anlamamiza yardimci olacaktir.<br />

Bu tarti§manm biraz sininnda gôrùnmekle birlikte, Siyonistlerin<br />

ilk ba§larda ilgilenmeleri konusunu ele almak Siyonizm'in sômiirgeci<br />

ve yerleçmeci niteligini anlama açismdan yararsiz degildir. Boylece,<br />

Herzl'in Der Judenstaat adli kitabmm yaymlanmasindan yalnizca<br />

yedi yil sonra, îngiliz Sômûrge Bakani Joseph Chamberlain Siyonist<br />

ôndere Uganda'da (ashnda, Kenya) bir Yahudi yerle§mesi kurmasini<br />

ôneriyordu. Chamberlain'in 1903 tarihli Altmci Siyonist Kongresinde<br />

kabul edilen ônerisinin Uganda demiryolunun yapimi gibi<br />

birtakim pratik dii§ùncelere bagli olmasina karçin, daha ônemli olarak,<br />

gùney Afrika'da îngiliz îrkçi ve imparatorluk siyasetiyle ilgiliydi.<br />

Chamberlain Boer Sava§mdan sonraki dônemde, Gùney Afrika'da<br />

beyaz uzla§i siyasetinin kesin ba§ansi için Yahudi destegine gereksinim<br />

oldugunu anliyordu. Sava§tan sonra ta§mmaz malîyuklerle kar§i kar-<br />

§iya kalan Sômurge Bakani Giiney Afrika'nm kalkinmasmm Rand<br />

çevresindeki bûyùk endiistri ve maden zenginligi yoluyla olabilecegini<br />

bilmekteydi. Tùm îngiliz dominyonlan içinde, Giiney Afrika Yahudidilerin<br />

ve Yahudi sermayesinin en girift oldugu yerdi. 1 Chamberlain'in<br />

biyografisini yazmi§ olan Julian Amery'nin dedigi gibi, "ôzellikle<br />

Rand Yahudilerin elindeydi ve...Chamberlain ile Milner Giiney<br />

Afrika'nm kalkmmasi ve gelecekteki ilerlemesini bu zenginlige<br />

baghyorlardi." 2 Giiney Afrika'nm 1898'de Giiney Afrika Siyonist<br />

Federasyonu kurulmadan once Siyonist eylemin bir merkezi oldugu<br />

gerçegi ve "Rand madenlerinde en zengin giri§imci ve yatirimci<br />

1 South African Jewish Chronicle, 25 Eylùl 1903.<br />

2 Julian Amery, The Life of Joseph Chamberlain, C. IV, London, 1951, s. 257.<br />

183


Yahudilerin Siyonist olmalan" 3 , ïngiltere ve Amerika Birle§ik Devletleri<br />

ba§ta olmak uzere, oteki Bati devletlerinde daha sonrak iSiyonist<br />

ba§arisi, iç siyasal yapi ile di§ siyaset arasmdaki ili§kiye bir ôrnek olu§-<br />

turabilir.<br />

Gùney Afrika Yahudiliginin siyasal Siyonizm'le, "Uganda onerisi"<br />

ile ilgisine yansiyan -ama ilk tercihi olu§turmayan- derin baglantisi<br />

bu zamansiz tasariyi da a§iyordu. Aslinda, Gùney Afrika Yahudileri<br />

siyasal Siyonizm'e o denli baghydilar ki, ùlke Yahudilerinin yùzde<br />

99'unun Siyonist baglantisi pekâlâ sôylenebilirdi. 4 Gùney Afrika'ya<br />

yuzde 8o'i Litvanya'dan gelen Yahudi gôçmenler, ilk ba§larda yoksul<br />

olmalarma kar§m, tùm beyazlar gibi buradaki îrksal e§itsizliklerin<br />

yukarilara tirmanmak için olanak sagladigini çarçabuk farkettiler.<br />

Birçok gôzlemci 120,000 Gùney Afrikali Yahudinin 1945'e kadar,<br />

dunyada ki§i ba§ina en zengin Yahudi toplulugunu olu§turacagim<br />

ve, Amerika da dahil olmak ùzere, herhangi bir yerdeki Yahudi<br />

toplulugundan daha fazla Siyonist dâvâsma katkida bulunacagini<br />

sôyluyordu. 5<br />

Herzl'e açikca ôdun vermek için dù§ùnùlmù§ ve Gùney Afrika<br />

Yahudi topluluguna ho§ gôrùnmek isteyen Uganda onerisinden baçka,<br />

Afrika'daki Yahudi yerle§mesini ilgilendiren ba§ka birçok tasari daha<br />

vardi, fakat bunlar çogunlukla îsrael Zangwill'in onderliginde Yahudi<br />

Toprak Ôrgutu'nùn onerileriydi. Bu tasarilarin herbiri siyasal<br />

Siyonizm'in, ister Libya'da ttalya, ister Sudan'da, ïngiltere ve<br />

ister Angola'da Portekiz olsun, bir sômùrgeci devletin çikarlariyla<br />

uyu§tugu noktasindan yola çikiyordu. En son verilen ornekte, bu<br />

tasariyi destekleyenler "Portekiz Hùkûmeti'nin Angola'yi etkin bir<br />

biçimde i§gâl altmda tutamamasmdan ôtùru, bu dù§ùnceyle i§birligi<br />

yapmak zorunda oldugunu, Gùney-Bati Afrika'dan gelen bir Alman<br />

tehdidiyle kar§i kar§iya bulundugunu ve 'Angola'da Portekiz bayragi<br />

altmda gùçlù bir Yahudi kolonisinin o bayragin orada dalgalanmasinin<br />

tek yolu oldugunu' " 6 tahmin ediyorlardi. Birinci Cihan Sava§i'nin<br />

ba§lamasiyla Yahudilerin Afrika'ya yerle§mesine ili§kin tùm tarti§-<br />

'Robert G. Weisbord, African Zùn, Philadelphia, 1968, s. 126.<br />

'Sarah G. Millin, ThePeople of South Africa, New York, 1954, s. 236.<br />

5 Dan Jacobson, "The Jews of South Africa: Portrait of a Flourishing Community,"<br />

Commentary, C. XXIII (Ocak, 1957), s. 39; Edwin S. Munger, Afrikaner and African<br />

Nationalism, London, 1967, s. 20.<br />

"John Marcum, The Angolan Révolution: the Anatomy of an Explosion (1950-1962), C. I,<br />

Cambridge, Mass., 1969, s. 3. Alinti: Israël Zangwill, Report, London, 1913, s. ix.<br />

184


malar kesin olarak sona erip Filistin on plâna çikmiçsa da, bôyle<br />

bir geli§me olmu§ olsaydi ne gibi olasi sonuçlari olabilecegine dair<br />

dù§ùncelere yer vermege deger.<br />

Bir tarihçi §ôyle diyor:<br />

"Bu ônerinin (Kenya) kabul edilmesiyle Yirminci Yùzyil<br />

tarihinin nasil degi§mi§ olabilecegini dù§ùnmek ilginç.<br />

Kenya sôzkonusu olunca, kiçi §unu sorabilir: Bir Yahudi<br />

toplulugunun orada bulunmasi îngilizlerin o bôlgeyi denetl'emelerine<br />

yeteeek miydi Ya da Afrika milliyetçiligi kendi<br />

içindeki bôyle bir toplumu sômùrgeci, kendi gelecegini<br />

saptama hakki olmayan ve ulusal varlik hakki olmayan bir<br />

grup olarak mi gôrùrdû...Herhalde, Afrika milliyetçiligi,<br />

Orta Dogu'daki Arap milliyetçiliginde oldugu gibi,<br />

modem siyasal Siyonizm'le çati§acakti. O zaman da, horoz<br />

dôgù§ù Dogu Afrika'da olacak ve Nasir yerine de Kenyatta<br />

Siyonistlerin nefret ettigi ki§i olacakti." 7<br />

Olaylar ôyle geli§ti ki, ne Kenyatta ve ne de Libyali ya da Angolali<br />

milliyetçiler Siyonist yerle§mecilerle kar§x kar§iya gelmek zorunda<br />

kaldilar; geliçmeler farkh olsaydi, Siyonizm'in sômùrgeci niteligini<br />

pek az ki§i yadsiyabilirdi.<br />

Bu arada, Siyonistler Afrika'da dikkatlerini, Ingiliz Afrikasi<br />

-yani, Kenya, Rodezya'lar ve Guney Afrika- ba§ta olmak ve Belçika<br />

Kongosu onu izlemek ùzere, Yahudi yerle§melerinin kalabahk oldugu<br />

yôrelere toplami§lardi. Burada Siyonist ve emperyalist dù§ùncenin<br />

birbirine baglihgi ve bagimhligi, neredeyse, Afrika'nm gôneyindeki<br />

beyaz azinhgm merkezine yakmlik oraninda ônemliydi.<br />

Bu siyasal, toplumsal ve kùltùrel ili§kinin gerçek dogasi kendini<br />

Gùney Afrika'nm en tanmmi§ siyaset adami olan General Jan Christian<br />

Smuts ile daha sonra îsrail'in ilk Cumhurbaçkani olacak olan Siyonist<br />

ônder Chaim Weizmann arasindaki derin kiçisel ili§kide gôsterecekti.<br />

Smuts'm Weizmann'a ve Siyonizm'e yakmligi Ingiliz imparatorluk<br />

varligmi kollayan bir gôrevlinin oynadigi rolùn yaniba§mda, ùlkesinin<br />

sômùrgen sermayeci sisteminin gereksinimlerini dikkate alarak yumu-<br />

§atilmi§ ve modernle§tirilmi§ de olsa, kendi Afrikaner haikinin îrkçi<br />

ve saptirilmiç teolojisinden de doguyordu. Smuts-Weizmann dostlugunun<br />

ônemi, ancak, Weizmann olmasa Balfour Bildirisi'nin olmayacagi<br />

ve Smuts olmasa 1910'da siyah çogunluk tùm bir yana idlerek kurulan<br />

'Weisbord, s. 257.<br />

185


Gùney Afrika Birligi'nin sarsilip yikilacagi animsandiginda, tam<br />

olarak anla§ilabilir. Her ikisi de bir anlama "temsil" ettiklerine kar§i<br />

benzer durumlanni korumaga çali§iyor ve her ikisi de ekonomik, siyasal<br />

vestratejikboyutlardaimparatorluk ôgesi adma hareket ediyorlardi.<br />

Her iki durumda, Smuts ve Weizmann Bati uygarhginm, bir<br />

Hiristiyan misyonu ya da Yahudi-Hiristiyan hedefi olarak, baskiyla<br />

sômùrii ve i§gâlle denetimi sanki iyi §eylermi§ gibi gôstermek yetenegini<br />

kendilerinde toplamiçlardi.<br />

1975'de yayinlanmi§ olan Weizmann ve Smuts: Siyonist-Gùney<br />

Afrika Içbirligine îlifkin Bir Çaliçma adli kitabimda uzun uzadiya<br />

anlatilan bu ili§kinin ayrmtilanna girmeden belirteyim ki, Weizmann,<br />

1940'larin ba§inda, 1939-oncesi Îngiliz-Siyonist i§birligi<br />

Beyaz Kitabmin canlanabilecegini umdugu anlarda, Smuts'a bu<br />

ittifakm ôncùsu ve beyaz ùstùnlùgùne dayali bir Pan-Afrikanizm'in<br />

babasi olarak, Afrika'mn gelecegi için bir tasari ônermi§ti. Weizmann,<br />

26 §ubat 1943 tarihli ve "Afrika Hakkinda Mémorandum" ba§ligim<br />

ta§iyan bu ilgi çekici belgede, "Afrika'mn sava§tan sonra îngiliz<br />

Sômurge împaratorlugunun herhalde belkemigi olacagma dayali"<br />

bir tez geli§tirdi. Weizmann burada, daha sonra, petrolun yerine geçecek<br />

olan yeni bir kimya endiistrisi için karbonhidratlarm geni§ kullanimini<br />

ôngôren bir geli§me tasarisi ôneriyordu. Bu tasari içinde<br />

Weizmann, bir Yahudi Filistin'in, "Afrika Kitasmin, bùyùk bir olu-<br />

§um olma yolunda geliçebilmesi için bir laboratuar ya da deneme istasyonu<br />

rolù oynayabilecegini" ileri sùrùyordu. "Afrika ile Filistin<br />

arasinda yaratilacak bu bagin Filistin'in Arap çevresi içinde yerini<br />

gùçlendirebilecegini ya da ekonomik ve siyasal yônden, ilerde kurulabilecek<br />

bir Arap Federasyonu yerine Afrika blokuna girmesini kolayla§tiracagini"<br />

belirterek sôzlerini bitiriyordu. 8 Smuts Afrika'mn ve<br />

imparatorlugun gelecegini, ku§kusuz, gerçekçi olarak gôrdùgù ve bu<br />

tasariyi ele almadigi halde, Weizmann'in Afrika'ya yâkla§imi, genel<br />

çizgileriyle, Israil'in dù§ùnce biçimini olu§turdu. Bu arada, Gùney<br />

Afrika'mn destegi 1947'de Filistin'in bôlùnmesine ili§kin B.M. karanna<br />

yol açan karmaçik Siyonist manevralanna bir hayli katkida<br />

bulundu.<br />

Gùney Afrika, gene Smuts'm ônderligi altmda, uluslararasi<br />

dùzeyde Yahudi devletinin destegine ko§arken, içerde hùkûmetinin<br />

karçisma militan ve îrkçihk açismdan daha da sag kanatta olan,<br />

8 Richard P. Stevens, Weizmann and Smuts : A Study in Zionist-South African Coopération, Beirut,<br />

«975. ek, s. 123-7.<br />

186


Afrikaner'lere dayali Milliyetçi Parti dikilmi§ti. Bu partinin geçmi§inde<br />

Semitizm-aleyhdan tavirlar olmasmakar§in, 1947 ve 1948'de dramatik<br />

bii degi§iklik de yer aldi. Irkçi bir azmlik rejimi korunacaksa, yalmz<br />

beyaz dayani§masmm geregi takdir edilmi§ olmakla kalmiyor, fakat<br />

Yahudi sermayesinin çikip gidecegi korkusu da duyuluyordu. Boylece,<br />

1948 genel seçimleri yakla§tikça, bir zamanlar Hitler'in îrkçi mitolojisini<br />

benimsemi§ olan partinin diï§uncesinde bir degi§ikligi gosteren<br />

birkaç ifarete rastlandi. Milliyetçi Afrikaans basim Filistin'deki înliz<br />

siyasetine kar§i Siyonist terorizm ve muhalefetini desteklemekle<br />

kalmiyor, Tanri'nin Seçtigi Hiristiyan îrk dedikleri Afrikaner'lerin<br />

îngilizlerle bagi koparma istegini Siyonistlerin tavirlanna benzetiyorlardi.<br />

26 Mayis 1948'de Milliyetçilerin, az farkla da olsa, zaferinden<br />

hemen sonra, Malan hukûmeti îsrail'i de jure tanidi.<br />

ïsrail'in diplomatik yônden taninmasini hemen, Yahudi destegini<br />

kazanmak için dù§ùnùlmù§ olan ôteki eylemler izledi. Malan iktidara<br />

geldikten alti hafta sonra, kendinin ve hukûmetinin beyazlarm herhangi<br />

bir bôlûntiisùne kar§i ayrimdan yana olmadiklanni açikladi.<br />

Malan, Israil'e yatik birçok ôteki devletin tavimm daha da ôtesine<br />

giderek, yasalarla uyu§madigi halde, ïsrail'de hizmet etmek ùzere<br />

Yahudi yedek subaylarm gitmelerine izin verdikten ba§ka, îngiliz<br />

Uluslar Toplulugunda Yahudi devletini ziyaret eden ilk ba§bakan<br />

da oldu. Gùney Afrika'nm karçila^tigi ciddî parasal sorunlara karçin,<br />

hiikûmet Ïsrail'in çok gereksinim duydugu mal ve paranin yollanmasma<br />

izin verince, Malan'in Yahudi toplulugu ùstundeki etkisi<br />

a§agi yukan tamamlanmi§ti. 9 Milliyetçilerin îsrail'i desteklemesi<br />

ve Semitizme karçi olan resmî siyasetlerine son vermelerinin Yahudi<br />

toplumundaki tepkisi bu partinin gorù§Icrinin bùtun a§amalarda kabul<br />

edilmesi oldu. Boylece, apartheid resmen siyasal bir sorun oluyordu,<br />

havrada ya da Yahudi basimnda suçlanacak bir ahlâk sorunu degil. 10<br />

Ïsrail'in bagimsizliginm ilk on yilmda, bu devletin ili§kileri Giiney<br />

Afrika, Etyopya ve Liberya ile smirli kalmiçti. Hem Etyopya, hem<br />

Liberya'da yônetici Amerikan-Liberyali seçkinlerde a§iri tutucu<br />

Baptist (Protestan) mezhebi ile birlikte giiçlu bir Amerikan varligi<br />

ve karma§ik bir Kral Salomon sulâlesi mitolojisi îsrail ile iliçkileri<br />

etkilemiçti. Aym zamanda, Fransa Bati ve Ekvator Afrikasi, Belçika<br />

"Richard P. Stevens, "Zionism, South Africa and Apartheid: the Paradoxical Triangle,"<br />

Phylon, C. XXXII, No. 2, 1971.<br />

10 Ibid.<br />

187


Kongosu, Ingiliz Bati, Dogu ve Orta Afrikasmda bulunan Avrupa<br />

yônetimleriyle ticaret ve ekonomi ili§kileri kurulmu§tu. 1957'de<br />

Gana ile ba§layarak bagimsizhk gelip çattiginda miras olarak kalan<br />

iliçkiler bunlardi. Çe§itli iliçkilerin varligma kar§m, îsrail açisindan,<br />

Gûney Afrika ve ôteki beyaz azmlik gôçmenleri yônetimiyle ili§kiler<br />

geri kalan Afrika çikarlanndan agir basmaktaydi. Bunun sonucu<br />

olarak, Gùney Afrika'nm îrkçi siyaseti Birle§mi§ Milletler'in neredeyse<br />

kurulu§undan beri bu ôrgiitte tarti§ilmaktaysa da, îsrail bu ùlkenin<br />

tutumunu suçlama akimma katilma geregini duymuyordu.<br />

Ancak, 1955-1956 yillarma gelindiginde, olaylar îsrail'in Afrika<br />

ile ili§kilerini yeni ba§tan ele almasi zorunlulugunu dogurdu. israil'i<br />

di§ta tutan 1955 Bandung Konferansi ve 1956'da Suvey§'e ingiliz-<br />

Fransiz-îsrail saldirisi sirasinda yer alan Yeni Delhi Asya Sosyalist<br />

Konferansi israil'in Batihlarla ve emperyalistlerle olan ili§kilerinin onu<br />

ôzenilmeyen bir duruma soktugunu gôsteriyordu. Bôylece, Birle§mi§<br />

Milletler'de çogunlugu olu§turacak olan devletlerle yakm ili§kiler<br />

kurma karan verildi. Kisaca, bu Afrika siyaseti uç temel ilkeye oturacakti<br />

: (a) Arap etkisinin, gerekirse askerî yardim yoluyla, sinirlanmasi<br />

; (b) Arap Birligi ùyesi olmayanlarla ekonomik ili§kilerin geni§-<br />

ledlmesi; ve (c) Birle§mi§ Milletler'in içindeki (ve sonunda Afrika<br />

Birligi Ôrgùtùnde) Arap devletlerine karçi kullanilmak ûzere, Arap<br />

olmayan Afrika devletlerinin diplomatik destegini kazanma. Açiktir<br />

ki, bu siyaset ancak yeni devletler biçimsel egemenliklerine kavu§-<br />

tukça yava§ yavaç tam olarak uygulanmaga ba§lami§ti. Fransiz uydusu<br />

olanlar ba§ta olmak iizere, bu devletlerin çogunun, ekonomik ve<br />

siyasal yônden, Paris'e çok fazla bagli olmalari gerçegi kar§isinda bagimsizhklarinin<br />

bir anlama kuçkulu olmasi israil açismdan ek bir yarar<br />

sagliyordu. Temelde, îsrail bagimsizliktan ônceki gunlerde kurdugu<br />

ticaret baglantilarinm yarattigi havadan yararlaniyordu.<br />

1957 ve 1961 yillan arasinda îsrail'in Afrika siyaseti Gùney Afrika<br />

ile olan ili§kilerini on plana almakta devam ettiyse de, Temmuz<br />

1961'e gelindiginde Fransa'ya yônelik tutucu devletlerden bile apartheid'i<br />

israil'in kmamasmi isteyen baskilar gelmege ba§ladi. Bôylece,<br />

îsrail'in ilk ùrkek tepkisi apartheid'i "ùlkenin beyaz olmayan çogunlugunun<br />

çikarlanna zararli" olarak tanimlamasi oldu. Bunu, kisa<br />

bir sûre sonra, Israil'in B.M.'de Gùney Afrika'ya kar§i oy verenlere<br />

birkaç kez katilmasi izledi.<br />

israil'in, Gùney Afrika'nm îrkçi siyasetine ili§kin daha ônceki<br />

on-ùç yildir sùrdùrdùgù tavir i§igmda, bu dônù§ù, anla§ilabilecegi<br />

188


gibi, Giïney Afrika'nm duyarhhgi açisindan bir hayli sùrpriz olarak<br />

geldi. Gùney Afrika Afrikaans basmi ihanete ugrami§ bir açigm kizguiligi<br />

ve içtenligi ile §unu sorabiliyordu :<br />

"îsrail halkinm kendini Yahudi olmayanlar arasinda korumaga<br />

çah§masiyla Afrikaner'm oldugu gibi kalma çabasi<br />

arasinda bir fark var mi îsrail halki, Tevrat'tan yola<br />

çikarak, ôteki halklarla neden kariçmak istemedigini anlatmaga<br />

çali§iyor; Afrikaner de aym §eyi yapiyor..." 11<br />

Gùney Afrika Di§ î§leri Bakani<br />

"Gùney Afrika Hukûmet ve<br />

kabinenin bakanlari tek tek, geçmi§te, îsrail ile ili§kileri iyile§tirmek<br />

için yapmadiklarmi birakmadiklarmi" sôyleyerek îsrail'i "dù§manhk<br />

ve kadirbilmezlik"le suçladi. 12 Ba§bakan Dr. Verwoerd §u rahatsiz<br />

edici gôzlemde bulundu : Yahudiler îsrail'i orada bin yil ya§ami§ olan<br />

Araplardan aldilar. Bu noktada onlarla aym dù§ùncedeyim ; îsrail,<br />

Gùney Afrika gibi, bir apartheid devletidir." 13 Sonunda diplomatik<br />

iliçkilerin bùyùkelçilik dùzeyinden elçilik dùzeyine indirilmesiyle,<br />

Îsrail-Gùney Afrika baglannda resmî olarak bir soguma yer aldiysa<br />

da, ekonomik ve kùltùrel iliçkiler gùçlù kaldi. Bazi durumlarda, Guncy<br />

Afrika Siyonist Ôrgùtù aslmda bùyùkelçilik gôrevlilerinin ele<br />

almasi gereken birçok i§ler yaptilar. Daha onemlisi, Gùney Afrika<br />

Yahudiligi neredeyse genellikle ciddî bir îsrail yanlisi olarak degerlendirilen<br />

bu durumu affettireeek bir yol olarak dùnya kamu oyunca<br />

Gùney Afrika'ya yôneltilen ele§tirileri ba§ka yônlere çekmege çah-<br />

§iyordu. Bu durum, Gùney Afrika Milletvekilleri Kurulu ve Siyonist<br />

Orgùtù'nùn îsrariyla, Yahudi kuruluçlannm apartheid'i resmen<br />

suçlamaktan kaçindiklan B.M.'de ôzellikle gôrùlùyordu.<br />

Afrika ve Asya ile daha gùçlù ili§kileri ôngôren îsrail karari,<br />

Histadrut (î§ Genel Federasyonu) ve Mapai'm (îsrail î§çi Partisi)<br />

Filistin'deki Siyonist çabalarinm baçlangicindan beri geli§tirdigi baglantilann<br />

bezedigi i§çi akimi ve Bati Avrupa sosyalizmine ili§kin temaslardan<br />

yararlanabildigi için §ansliydi. Gerçekten, îsrail'in bir<br />

Afrika-Asya siyasetine giriçme istegi, Uluslararasi Ôzgùr î§çi Sendikalari<br />

Konfederasyonunun temsil ettigi sendikacihk akimmin Afrika<br />

ile iliçkileri geni§letme karanyla birle§ti. Brùksel'de ùstlenen ve "a§i-<br />

"Alinti: Henry Katzew, "South Africa: a Country Without Friends," Midslream, llkbahar<br />

1962, s. 73.<br />

12 Ibid.<br />

l3 Rand Daily Mail, 23 Kasim 1961.<br />

189


iligi" ve "sola kaymayi" sinirlama çabasma yardimci olan ve bunu<br />

bùyùk ôlçùde denetleyen A.B.D. sendika federasyonlari A.F.L.<br />

-C.I.O. idi. Bu ôrgùtùn Siyonizm'le gùçlù bir biçimde baglantisi ve<br />

Afrika'da çabalannm C.I.A. destegiyle belgelenmi§ olmasi bu yazinm<br />

çerçevesini a§an konulardir. Kisaca, bu ônderler, bu demektir ki,<br />

Afrika'da i§çi sendikalari akimi kanaliyla "îlimli" ônderler yaratma<br />

yolunda adamakilli çaba harcamaktaydi. Ve bu denli ônderler de,<br />

Amerikan, Ingiliz, îsviçre ve îskandinavya i§çi akimlarmm yardimiyla<br />

Histadrut tarafindan 1960'da Telaviv'de kurulmu§ olan ve gùyâ<br />

siyasal yônden yansiz Emek Çali§malan ve I§birligi Enstitùsùnde<br />

degil de ba§ka nerede egitim gôrebilirlerdi Bundan bôyle, Manda<br />

dôneminde yerle§mecilerin ekonomik ve siyasal yaçamim deneyimi<br />

altina alip biçimlendiren Histadrut ve Mapai gibi gùçler geni§ kaynaklarini<br />

ve dikkatlerini, Israil di§ politikasina destek kazanma yolunda,<br />

Ùçùncù Dunya'ya çevirdiler.<br />

Bunun sonucu olarak, Israil 1958 ve 1967 yillan arasinda Afrika<br />

da genellikle hakkinda iyi konu§ulan, bir sùrù yaratici ve gerçekten<br />

bir hayli beceri isteyen i§lere kalki§ti. Yùksek masrafli tasarilardan<br />

kaçmarak ve insan ôgesi ùstùnde durarak, dokuz yillik bir sûre<br />

içinde 2485 Israil uzmani Afrika'da çali§tilar. Asya, Lâtin Amerika<br />

ve Akdeniz dahil olmak ùzere, bùtùn bôlgelere yollanan uzmanlann<br />

toplam sayisinin 3476 oldugu gerçeginden hareket edersek, Afrika'mn<br />

Israil'in bir numarali hedefi oldugu anlaçihr. Aym biçimde, egitim<br />

için, Israil'e getirilen 12,627 yabanci içinde yansmdan fazlasi, 6640<br />

ki§i Afrika'dandi. Bu Afrikahlarm sayisi 1958'de 59'dan 1964'de<br />

528'e firlami§ti. Geli§mi§ devletlerin di§inda aym §eyi §eyi yapan<br />

devletler içinde en bùyùgù olan Israil'in bu çabasina ili§kin dikkate<br />

deger gerçekler, rakamlar ve mantik Leopold Laufer'in Israil ve<br />

Geliçmekte Olan Ulkeler Isbirligine Yeni Yaklasimlar (1967) adli kitabinda<br />

yer almaktadir. A.B.D. Diçlçleri Bakanhgi Uluslararasi Geliçme Ajansi'nda<br />

gôrevli biri tarafindan yazilmi§ olan bu kitap Israil'in Afrika'daki<br />

ba§ansinin temelini anlama ve bundan yararlanma umudunu besleyen<br />

için son derece ônemlidir.<br />

Afrika'da Israil'in ve Milliyetçi Çin'in çabalarinm temel gerçegi<br />

her ikisinin de Amerikan onayiyla i§ gôrmù§ olduklari ve A.B.D'nden<br />

gelen teknik yardimdan bùyùk ôlçùde yararlandiklandir. Bôylece,<br />

1950'leide Dôrdùncù Nokta programlariyla A.B.D.'ye gidip egitim<br />

gôren be§ Israilliden en az biri, daha sonra Israil'in kendi kooperatif<br />

190


programma katilmi§tir. 14 Ïsrail'in Afrika'daki varhginm ne biçim<br />

bir§ey oldugunu, C.I.A.'den yardim goren Massachusetts Teknoloji<br />

Enstitiisune bagli Uluslaraïasi Çali§malar Merkezi denetiminde<br />

Arnold Rivkin'in 1962'de yazdigi kitap ba§ka bir dùzeyde ortaya koymuçtur.<br />

15 Rivkin, Afrika ve Bail : Ozgùr Diinya Siyasetinin Ôgeleri adli<br />

bu kitabinda, "fsrail ôrneginin, Bati modelinden farkli, fakat ôzgùr<br />

dùnyanm çikarlanna komunist ôrneginden çok daha fazla uyan,<br />

bir çe§it ekonomik 'ùçùncù gûç' olabilecegini" sôylùyordu. Rivlin<br />

Amerika için gerçekten hiikûmet siyaseti olacak §u ôneri iistunde duruyordu:<br />

"ïsrail'in ùçùncu gùç olarak rolù de ùçùncù-ùlke yardim<br />

teknigini yaratici biçimde kullarak arttirilabilii. Afrika'ya<br />

yardimi geni§letmek isteyen bir ôzgùr dùnya devleti, ïsrail'in<br />

ôzel durumu ve birçok Afrika ùlkesi tarafindan iyi<br />

kabul gordùgùnù gôstermi§ olmasindan ôtùrù, bu artiçin<br />

bir bôlùgùnù Israil kanaliyla yôneltebilir. Ôrnegin, Bati<br />

Almanya ya da A.B.D., ïsrail'in Afrika ùlkelerine ek yardimlanna<br />

malî destegi olu§turmak için, ïsrail'in ôzel<br />

hesabina yatinlanlarla geri ôdenmek ùzere, Israil'e Alman<br />

Marki ya da dolarla ôzel kredi açabilirler. Bu krediler<br />

ïsrail'in ôdeme dengesindeki olumsuz durumu daha iyiye<br />

gôtùrecegi gibi, Afrika ùlkelerine yapdan yardima malî<br />

yônden, geri-ôdenmezlik temeli ùstùne, desteklemek için<br />

ek kaynaklar oluçtururlar. Bu tùrlù ùçùncù-ùlke yakla§imi<br />

ôzgùr dùnyanin çok-yônlù yardim grupla§malanria ôzellikle<br />

uygundur."<br />

Açiktir ki, Amerika açismdan, Israil ile iyi ili§kiler içinde olan<br />

herhangi bir Afrika devletinin, A.B.D. ile kôtù iliijkiler içinde olmasi<br />

olasi degildir. Daha açikca, A.B.D. siyasal yônden, mùtevazi bir<br />

Israil varligi sayesinde, bir hayli daha yogun ve dogrudan Amerikan<br />

mùdahalesinden çok daha fazla kazanabilir.<br />

Israil, 1967'den once B.M.'de Afrika ile ilgili olarak yapilan birkaç<br />

yoklamada tuhaf durumda kaldiysa da ïsrail'in çabalan, genelde,<br />

ba^arih olarak degerlendiriliyordu. Herhalde çok sayida degiçik re-<br />

14 Leopold Laufer, Israël and the Developing Countries: New Approaches to Coopération, New<br />

York, 1976, s. 5.<br />

''Arnold Rivkin, Afrika and the West : Eléments of Free World Policy, New York, 1962, s. 84-85.<br />

191


iimlerle yakin ili§ki 1er kurduktan ba§ka, Israil ekonomisi belirli<br />

yararlar saglancli. î§in tuhafi §u ki, Israil-Afrika iliçkilerinde degi§iklik<br />

Haziran 1967 sava§mda îsrail zaferi ile ba§ladi. Gùney Afrika'nm<br />

beyazlari da ,dahil olmak ùzere, Bati dùnyasmm gururu ve geni§<br />

topraklarin fatihi îsrail, bu zaferden i§gâlci, gùçlù ve Prusya-Hegel<br />

modelinin gerçek imaji olarak çikti. Uzun sùredir "çevrilmi§", "tek<br />

ba>ma kalmiç", "tehdit altinda" ve kùçùk "demokrasi kalesi" diye<br />

sunulan îsrail ilkelerine bagli Afrikali ônderlere artik bôyle gôrùnmuyordu.<br />

Tanzanya Cumhurbaçkani Julius Nyerere ve birçok<br />

ba§ka ônder îsrail'den tùm i§gâl ettigi topraklardan çekilmesini<br />

istemekle kalmayip, îsrail'in Filistinli kimligini tanimamasini ve Gazze<br />

ile Bati Yakasi'ndaki Araplara muamelesini ele§tirdiler. Ama, dogrudan<br />

dogruya ekonomik tehdidi de içeren Ekim 1973 sava§i Afrika<br />

devletlerinin îsrail'den kopmasim hizlandirdi. Yalnizca Lesotho,<br />

Swaziland ve Malawi, Gùney Afrika'nm etkisine çok açik ùç devlet<br />

olarak, îsrail ile ili§kilerini sùrdùrdù.<br />

Afrika'dan gelen ve ùretici ile tùketici uluslar arasinda artan<br />

rekabetle de baglantili olan tepkinin bu a§amasmda, îsrail, Afrika'nm<br />

egilimini bir yana koyarak, gene, daha ônceki Gùney Afrika ile daha<br />

açik ili§kiler siyasetine dôndù. Pretoria'daki diplomatik temsilciligini<br />

bùyiïkelçilik dùzeyine çikaian îsrail Hùkûmeti "apartheid.'i reddeden<br />

siyaseti degiçmemekle birlikte,...îsrail, Gùney Afrika da dahil olmak<br />

ùzere, bùtùn ùlkelerle olagan diplomatik ili§kiler kurmasi gerektigine<br />

inandigini" açiklami§tir. Bundan sonra, bir sùrù ziyaretçiler ve heyetler<br />

her iki yônde gidip gelmege ba§ladilar : Gùney Afrika'ya gelenler içinde<br />

daha fazla bilineni Mo§e Dayan'dir. Ve Nisan 1976'da, îsrail Hùkûmetinin<br />

çagnsiyla, Gùney Afrika Ba§bakani John Vorster daha yakin<br />

ili§kiler kurma resmî hedefiyle îsrail'e gelmi§tir. Eklemege gerekyokki,<br />

Gùney Afrika Yahudi toplulugunun bu yeniden ya§atilan ve açik<br />

ili§kiler yùzunden bùyùk bir kivanç içinde oldugu açiktir. îsrail'in<br />

dostlan bile bu ili§kilerin doguracagi sonuçlarin îsrail'in imajini<br />

bozdugunu teslim ederken, Filistinli Arap gençliginin ve siyah Gùney<br />

Afrika gençliginin baçlattigi kanli gôsteriler ve baskilar dùnyanin<br />

dikkatini bu yerle§meci devletlerin sùrùp giden varhgina çekmi§tir.<br />

Ancak, her iki durumda da, A.B.D. ele§tiriyi saptirmaga ve onlara<br />

kar§i askerî harekâti engellemege çaliçti. Gùney Afrika ile bu<br />

ilgi îsrail'i savunanlan gùç duruma dù§ùrmekle birlikte, yeryuzùnde<br />

ayakta kalan îrkçi devletler en dogal iliçkilerini bùtunle§-<br />

tirirken, tarihin dogal seyrine uydugu gerçegini gôrùyoruz.<br />

192


Ëk:<br />

îsrail ile Gùney Afrika arasindaki ideolojik, ekonomik ve gittikçe<br />

artan askerî ili§kiler B.M. oldugu kadar ôteki uluslararasi ôrgùtlerin<br />

de rapor ve kararlarina konu olmu§tur. Bunlar, iki îrkçilik biçimi<br />

arasinda benzerligi gôrecek kadar yetenekli davranmayarak,<br />

bir yandan apartheid'i suçlarken, ôte yandan, iki yùzlûlùkle Siyonizm'i<br />

alki§layan kimi devletleri rahatsiz etmi§tir. Ne var ki, B.M.'<br />

in Batili olmayan çogunluk uyeleri "derin tarihsel ve ideolojik kôk-<br />

Ieri" 16 olan bu benzerligi gôrmekte gùçluk çekmemekte ve Afrika<br />

kitasinin ba§i ile dibinde yer alan bu iki nkçilik kalesinin arasmda,<br />

karçilikli yarara bagh, artan yakin ili§kiyi endi§eyle izlemektedirler.<br />

ki: 17<br />

3151/G (XXVIII) sayili ve 14 Arahk 1973 tarihli karar diyor<br />

"Genel Kurul, Portekiz, Gùney Afrika ve Israil'in (giri§ paragrafi<br />

7) birbirlerine sagladigi siyasal, askerî ve malî yardimda<br />

gôruldùgù gibi, Portekiz somùrgeciligi, apartheid rejimi<br />

ve Siyonizm'in birleçtiginin altmi çizerek, (5) ôzellikle,<br />

Portekiz somùrgeciligi, Gùney Afrika îrkçihgi, Siyonizm<br />

ve Israil emperyalizmi arasindaki kutsal olmayan ittifaki<br />

kmar."<br />

3324 E (XXIX) sayili ve 16 Arahk 1974 taiihli karar:<br />

"Genel Kurul, (5) Israil ve Gùney Afrika arasinda siyasal,<br />

ekonomik, askerî ve ôteki ili§kilerin gùçlenmesini kmar."<br />

3411 G (XXX) sayili ve 10 Arahk 1975 tarihli karar:<br />

"Genel Kurul, (4) Gùney Afrika rejimi ve Israil arasinda<br />

siyasal, askerî, ekonomik ve ôteki alanlarda ili^kiler ve<br />

i§birliginin gùçlenmesini gene kmar."<br />

31 /6 E sayili ve 9 Kasim 1976 tarihli karar:<br />

"Genel Kurul, Genel Kurul kararlarmda belirtildigi gibi<br />

(yukardaki ùç karar), Gùney Afrika îrkçi rejimi ve Israil arasinda<br />

siyasal, askerî, ekonomik ve ôteki alanlarda ili§kiler ve<br />

isbirliginin gùçlenmesini tekrar tekrar suçlami§ oldugunu<br />

animsayarak... Israil'in Genel Kurul ve Gùvenlik Kurulu'-<br />

16 19 Agustos 1976'da B.M. Apartheid'c Karji Ozel Komite'nln kabul ettigi rapor: Report<br />

on the Relations betweeen Israël and South Africa.<br />

"Bu almtilarda, B.M. uygulamasma uyulmu§tur.<br />

193


nun kararlarmi agir biçimde çignemek suretiyle, Gùney Afrika<br />

askerlerini egitmek ùzere yari-askerî personel yollamasi ve<br />

ve Gùney Afrika'ya sava§ gemisi ve ba§ka sava§ malzemesi<br />

satmasi gerçeginden ôtùrù derin endi§e duyarak, Apartheid'e<br />

Karsi Ozel Komite'nin îsrail ve Gùney Afrika ili§-<br />

kilerini ilgilendiren raporunu dikkate alarak, 18 îsrail'in<br />

Birle§mi§ Milletler kararlarini agir biçimde çigneyip<br />

Gùney Afrika îrkçi rejimini suçluluk siyasetinde yùreklendirerek,<br />

Gùney Afrika îrkçi rejimiyle sùrùp giden ve<br />

artan iliçkilerini eiddî biçimde kmar; kamu oyunu îsrail'in<br />

Gùney Afrika îrkçi rejimiyle i§birligine harekete geçirmek<br />

için, Genel Sekreter'den Apa'theid'e Kar§i Ôzel Komite'nin<br />

raporunu, çe§itli dillerde, geni§ olarak dagitmasim ister."<br />

Îsrail-Gùney Afrika ili§kileri, hemen hemen aym sôzcùklerle,<br />

son zamanlarda, Mayis 1976'de Turkiye'de îstanbul'da toplanan<br />

Yedinei Mùslùman Di§ îçlcri Bakanlari Konferansmda, Haziran-<br />

Temmuz 1967'da Mauritius'da Port Louis'de bir araya gelen Afrika<br />

Birligi Orgùtù Bakanlar Kurulu Yirmi-yedinci Olagan Oturumunda,<br />

Agustos 1976'da Sri Lanka'da Kolombo'da Baglantisiz Ùlkeler<br />

Devlet ya da Hùkûmet Ba§kanlari Be^inci Konferansmda ve Mart<br />

1977'de Misir'da Kahire'de Birinci Afro-Arab Zirve Konferansi toplantisinda<br />

belirlendi ve kmandi.<br />

"Alinti: dipnotu 16.<br />

194


iSRAiL, GUNEY AFRiKA VE iRAN<br />

ABDÛL MÂLlK AUDAH<br />

îsrail ve Giiney Afrika arasmdaki iliçkiler konusuyla bir dereceye<br />

kadar ayrmtilariyla evvelce ilgilenildiginden, 1 ben kendimi bu<br />

ili§kilerdeki bazi yeni geli§melerle smirlayacagim ve gelecekteki<br />

egilimlerin bir evrimini çizmege gayret edecegim.<br />

Gùney Afrika ile iliçkilerin geli§mesi bir dizi gôzlem gerektirir.<br />

Bana gôre, sùper ve bùyùk gùçler, ana eksen Kuzeyde îsrail, Bati'da<br />

îran ve Gùneyde Gùney Afrika olmak ùzere, uluslararasi sistemin bir<br />

ait bôlùmunù kurarak yeni uluslararasi durumlar yaratmaga çali§iyorlar.<br />

Amaç, uluslararasi sistemin Arap ve Afrika-Arap ait bôlùmlerinin<br />

eylem ve çabalanni felce ugratmaktadir. Bu giri§im ùç devletin<br />

nisbeten geli§mi§ ekonomilerine ve onlarin askersel baski araçlarina<br />

dayanmaktadir. "îlerleme ve gùç" kavrami Bati mantiginin<br />

libéral kavramidir. Ek olarak, bu ùlkeler çok bùyùk yùzeyli geni§<br />

bir alani toprak-alti madenlerini ve oteki dogal kaynaklari smirlandirmaktadirlar.<br />

Bu alanin içinde ve yakminda gùnùmùz uluslararasi<br />

ticaretinde bùyùk ôneme sahip denizler ve okyanuslar vardir. Bu alan<br />

içindeki siyasal birimler gorece zayiftirlar. Aralannda sômùrgeci dônemde<br />

miras kalan siyasal sistem kararsizligi ve dùnya enflâsyonundan<br />

kaynaklanan ekonomik bunalimin da bulundugu artan sayida<br />

sorunlardan sikmti çekmektedirler.<br />

§u ana deginki hiçbir resmî anlaçma bu eksendeki ùç ùlkeyi<br />

baglamamaktadir. Buna kar§in, ikili ili§kiler ve dùzenlemeler belirgindir.<br />

Bu uluslararasi durumun billûrla§masinda, uluslararasi ili§-<br />

kiler ôrùntùsùndeki degi§meler, 1970'lerdeki gùçler dengesi ve 1980'<br />

lerdeki tasanlar îçiginda katalizôr Amerika ve dolayisiyle NATO<br />

politikasidir.<br />

Bu a§amanm ve gelecekteki geli§imlerinin amaç ve hedeflerini<br />

açiga çikarmak için Haziran 1967 sava§i ve sonreisina, Arap ulkelerinin<br />

'Sempozyumda Abdulmâlik Audah'nin sunumu Richard P. Stevens'in "Israil ve Afrika"<br />

konulu ara§tirmasindan sonradir. Audah, bundan dtiiru sunumunu burada yaymlananla<br />

simrlami§tir.<br />

195


yenilmesi ve Sùvey§ Kanalinm kapatilmasma gitmemiz gerekiyor.<br />

NATO'nun stratejik kavramlanna gore, uluslararasi sistemin Arap<br />

alt-bôlùmùnùn eylemlerini denetleme ve caydirma gôrevi yapan<br />

Israil ile birlikte Arap bôlgesinde yeni bir durum belirdi. Buna Avrupa'nin<br />

ve Amerika'nm H : nt ve Gùney Atlantik Okyanusu yoluyla<br />

uluslararasi gemicilik ve dcaret yolla.'ina olan artan ilgisi eklendi.<br />

Bunun içindir ki, biz on yil ônceden ba§lamak ùzere belirli bir dùzeye<br />

kadar Amerika'nm ve Avrupa'nin çikarlarinin Arap bôlgesinin merkezinden<br />

gùneye, yani Basra alamna kaydigini gôrùyoruz. Bundan<br />

sonradir ki, Avrupa ve Amerika'da Basra bôlgesinde askerî bo§luk ile<br />

devledere sizma ve saldiri biçiminde olan di§ dokuncalar konusunda<br />

tarti§malar baçladi. Aym zamanda îran'in askerî gùcù ilgi gerekdren<br />

bir biçimde geliçtirildi. Bu olu§amlara NATO'ca verilen ônem,<br />

1960'larin sonuna dogru konuyu incelemek ve ôneriler getirmek<br />

amaciyle bii ad hoc komitenin kurulmasiyla sonuçlandi. Kasim 1972'de<br />

-bu tarihi iyi hatirlamanizi ôneriyorum- NATO Konseyi Hint Okyanusu<br />

ve Gùney Atlantik bôlgesinin savunmasmi ve tefti§ini ôneren tasanlarm<br />

olu§tur ulmasmi gerektiren komite raporunu onayladi. Bôylelikle,<br />

hiç duyurulmadan NATO eylem bôlgesi ve askersel eylem alani<br />

geni§letildi. Resmî olarak NATO, kesin yùkùmlùlùklerine bagli<br />

olarak, ùç kitayi tùm kiyisiyla sinirlayan Akdeniz'i oldugu kadar,<br />

Bati Avrupa ve Yengeç Dônencesinin kuzeyindeki Atlantik bôlgesindeki<br />

Amerika'yi da korur.<br />

Bu kurulan ve onaylanmi§ strateji, NATO'yu ilgilendirdigi kadanyla,<br />

bir donanma ussù ve Basra bôlgesinden Hint ve Gùney Atlantik<br />

Okyanuslari denizyollan araciligiyla Bati Avrupa ve iki Amerika'lara<br />

kadar uzanan petrol akimmi koruyan ekonomik ve askerî istihkâm<br />

durumuna gelen Gùney Afrika'nm ônemini arttirmi§tir. Hint Okyanusunda<br />

biïyùk bir Ingiliz-Amerikan ùssùnùn in§a edildigi Diego<br />

Garcia gibi adalar, askerî ve stratejik ônemlerini arttirmiçlardir.<br />

Aym durum Afrika kitasinin Bati ve Gùney kiyilarina, ba§ka<br />

bii deyimle, Angola, Namibia ve Cape Verde Adalarina oldugu<br />

kadar uluslararasi denizcilik yollannin oldugu Dogu Afrika (Mozambik)<br />

kiyisi için de sôzkonusudur. Bu bôlge ve ùlkelei, ya Avrupa<br />

ba§atligimn sùrekli kilinmasi, ya da Bati Avrupa ve Amerika siyasasim<br />

kabul eden hùkûmetler olu§turulmasi plâninin ba§ansi için<br />

gereklidir.<br />

Fakat gôrulmemi§ bunalimlar ortaya çikti ve alinan tùm ônlemlere<br />

ve uygulanmasim garanti eden hùkùmlere kar§in, bu plâni<br />

196


engelledi. Bu bunahmlar, a§agidaki biçimde ôzetlenebilecek belirli<br />

bazi uluslararasi geli§melerin sonuçlandir :<br />

1) Portekiz imparatorlugunun tasfiyesini baçlatan fa§ist rejimin<br />

çôkù§ù Mozambik'te FRELIMO'nun rolùnùn taninmasi, bu Cephenin<br />

ônderligi altinda bagimsizhk bildirisi ùzerinde anla§maya varilmasinin<br />

yanmda Angola'nm bagimsizhginin ve Cape Verde Adalari'ndaki<br />

referandum tarihinin belirlenmesi.<br />

Bu bagimsiz Afrika ùlkeleri, Bati dunyasi ve NATO'nun devrimei<br />

ve sosyalist devletler, yani hiir dunyanin dù§manlari olarak adlandirdigi<br />

bir halkaya dahil edilmiçlerdir. Tùm bunlar, 1976 sonuna<br />

dogru Angola'daki sava§in ardmdaki gizli gùdùleri gôstermektedir.<br />

Ne yazik ki, bùyùk gùçlerin mùdahalesi ve bu sorunla ilgili olarak<br />

uluslararasi çeli§i Angola sorununa bakmak için toplanan Afrika<br />

Birligi Ôrgùtù toplantilan sirasinda açikea belli oldugu ùzere uluslararasi<br />

sistemin Afrika bôlgesinin çôkmesine yol açti.<br />

2) Ekim 1973 sava§min bir sonucu olarak ve ôzellikle petrolùn<br />

Arap haklarmi savunmada bit silâh olarak kullanilmasindan sonra,<br />

dùnya kamu cyu §imdi Arap dù§ùnccsiyle avni gôrùçtedir. Bu baglamda,<br />

Afrika-Arap i.§birligi yalnizca ïsrail'le Afrika ùlkeleri arasindaki<br />

ili§kilerin sertle§mesiyle degil, fakat aym zamanda B.M. Genel<br />

Kurulunda bir ortak gôrù§ùn uyarlanmasiyla en yùksek noktasina<br />

ula§ti. Bu, Gùney Afrika delegesinin itimatnamesinin reddinin ve<br />

Yasser Arafat'm 1974 dôneminde konu§mak ùzere çagrilmasinin<br />

nedenini de açiklar.<br />

3) Fakir ve zengin ùlkeler arasindaki karçitligin §iddetlenmesi,<br />

yeni bir dùnya ekonomik dùzenini ve ham maddeler fiyatlanni gôrù§-<br />

mek ùzere toplanan B.M. ôzel dônem tarti§malari sirasinda somut<br />

olarak ifadesini buldu. Bu duium, Ûçùncù Dùnya ùlkeleri arasinda<br />

yeni bir çerçeve içinde sorunlanni daha belirtme ve tutumlarmi daha<br />

iyi saptamayi saglamasmin yanisira bir dayani§maya da yol açti.<br />

Bunlann hepsi kurtulu§ akimlan eylemlerinde genel bir kesilme<br />

oldugundan gerekliydi. Bunun nedcnleri, gerici darbeler, ekonomik<br />

bunalimlar ve bazi kurtulu§ ve sômùrgecilige kar§i sava§im ônderlerinin<br />

ôlùmùydù.<br />

Guney Afrika ve Israil arasindaki ili|kiler ik.i ùlkenin açikça bir<br />

eksen olu§turmasma kadai desteklendi. Diplomatik temsilcilikleri<br />

bùyùkelçilik dùzeyine yùkseltildi. Gùney Afrika Ba§bakani Vorster,<br />

197


1976 Nisaninda îsrail'i ziyaret etti ve bu ùlkeyle ekonomik anlaçmalar<br />

imzaladi. Bi2.1erin, Filistin, Zimbabwe, Namibiave Azania'da (Giiney<br />

Afrika) dogru olarak ôzgùrlùk akimlari ve silâhli sava§imlar diye andigimiz,<br />

onlarm terôrizm ve sizma dediklerine kar.31 koymak amaciyla<br />

ve gîzli askerî anlaçmalar, haber aima raporlan degi§imi ve e§gudùmù<br />

deneylerine de atif yapildi.<br />

Ôteki ve daha ônemli diizeyde, Amerika, Afrika devletleri ve<br />

ônderleriyle dogrudan dogruya temaslar kurmada daha faal bir roi<br />

oynuyor. En son ôrnek Di§ î§leri Sekreteri Kissinger'in Lusaka'da<br />

Afrika'mn gùneyindeki sorunlara siyasal çôzùmler getirmeyi amaçlayan<br />

Amerikan siyasetine atifta bulunmasidir. Kissinger, ek olarak,<br />

Giiney Afrika Ba§bakani Vorster ile Bonn'da gôrù§tùgûnu açikladi<br />

ve Agustosta Tahran'da bir ba§ka gôrù§menin clacagini bildirdi. Bugûne<br />

kadar hiç kimse, bunun Iran ve Gùney Afrika arasinda i liçki 1er<br />

kuran ve bôylece îran'i Îsrail-Gûney Afrika eksenine katan bir giri-<br />

§im oldugunu bilmiyor.<br />

Kisaca, Arap ve Afrika devletleri, §imdi yenilenmi§ Amerikan<br />

giri§imleri, NATO stratejisi ve kendi askerî ve stratejik beklentilerini<br />

tehdit eden artan sorunlar ve bir sùrprizin sonuçlanni etkisiz kilici<br />

îsrail, Gùney Afrika ve îran'm rolu ile kar§i kar§iyadirlar.<br />

Geçmi§ deneyimin i§igmda, bu dùçmanhk politikasina kar§i gelmede<br />

bize dùçen tek çôzùm, bize dostça olan ùlkelerce, bôlgesel ve<br />

uluslararasi ôrgùtlerce desteklenen Afrika-Arap i§birligini bir silâh<br />

olarak kullanmaktir. Fakat bu plâni etkisizle§tirmesi olasi ana eylem,<br />

Filistin, Zimbabwe, Namibia ve Azania direni§ akimlari arasindaki<br />

i§birligini gùçlendirmektir. Bôyle bir e§gùdùm, îsrail ve Gùney Afrika'ya<br />

kesin bir darbe vurmada ve bôylece bôlgemizdeki son îrkçi<br />

rejimlerden kurtulmada tek araçtir.<br />

198


KURTULUÇ AKIMLARINA DUÇMANLIK<br />

VE GERÎCÎ AKIMLARA DESTEK<br />

S. G. IRORU<br />

Emperyalizmin kurtulu§ akimlanna dù§man oldugu genellikle<br />

bilinmektedir. Ayni biçimde, emperyalizmin gerici giiçleri destekledigi<br />

de bilinen bir olgudur. Bu yiizden, bu çali§manin amaci<br />

emperyalizmin sagladigi yardimlari siralamak degil, emperyalist<br />

yardim politikalarinin, içinde etkinlik gosterdigi kavramsal ve içlemsel<br />

çerçeveyi betimlemektir.<br />

Bu çaliçma Afrika ile sinirli olacaksa da, bulgulan genel olarak<br />

tum Uçùncii Dùnya'ya uygulanabilir.<br />

Bugùn Afrika'nm siyasal haiitasinda kirk-sekiz egemen devlet<br />

gôrùluyor. Bu devletler ulusal egemenligin ve kendi kendini yônetmenin<br />

çe§itli dùzeylerinde bulunmaktadirlar. Afrika'nm ayni siyasal<br />

haritasi, sômùrgeciligin biikaç bôlgede hâlâ varoldugunu gôstermektedir:<br />

Bati Sahra, Afar ve îssa'larin topragi, Zimbabwe, Namibia<br />

ve Azania (Gùney Afrika). Teknik açidan egemen olsa ve uluslararasi<br />

toplum tarafindan bôyle gôrùlse de, Gùney Afrika'daki apartheid,<br />

Afrika'da kabul cdildigi gibi sômùrgeci bir uygulamadir. Bu gôrù§,<br />

Afrika Birligi Ôrgùtù'nùn 1963 yilinda yapilan açili§ oturumunda<br />

alinan Irk Aynmi ve Dekolonizasyona ili§kin karara uzanmaktadir.<br />

Afrika'da bugùn yalniz, be§ bagimli ùlke bulundugu için, sômùrgecilige<br />

geçmi§e ait bir olgu gibi bakma egilimi vardir; bu dù§ùnù§ biçimi<br />

siyasal degil, aritmetikseldir. Bu egilim, ilerleme ve modernle§mede<br />

ortakliktan, "yeni bir ban§, refah ve insan onuru dônemî"nden sôz<br />

eden emperyalist propaganda tarafindan kasden ôzendirilmektedir.<br />

Gùney Afrika'nm son kurtulu§una giden yolda gôrùldùgù gibi, bu<br />

egilim, yumu§ama ve diyalog yanilsamasi tarafindan beslenmektedir.<br />

Giri§ niteligindeki gôzlemlerimizi tamamlamamiz açisindan her<br />

Afrika devletinin iç politika modeliyle, bu devletin kitadaki kurtulu§<br />

akimlari kar§isindaki tutumu ve konumu arasinda bir ili§ki bulundugunu<br />

belirtmek yararli olacaktir. Bu durum ayrica §u iki olguyla<br />

karma§ikla5iyor : i) Kurtu)u§ akimlari içindeki parçalanma egi-<br />

199


limi; (2) Afrika di§indaki kurtulu§ akimlarinin desteklenmesinin ko-<br />

§ullari ve<br />

niteligi.<br />

Bu çali§mada kurlulus akimi devimine geni§ anlam verilmi§tir.<br />

Deyim §u anlamlari kapsiyor: 1) Sômurge kalintilanndaki kurtulu§<br />

akimlari; (2) Azania'dakiapartheid kar§iti akimlar; (3) Filistin Kurtulu§<br />

Ôrgùtù'niin sava§imi; (4) bagimsiz Afrika devletlerinde yenisômùrgecilikle<br />

sava§an halk hareketleri. Zimbabwe, Namibia, Bati<br />

Sahra ve Afar ile Issa'daki sava§imlarin ulusal kurtuluç akimlari oldugu<br />

genellikle kabul edilir. Afrika Ulusal Kongre'sini ve Azania Pan<br />

Afrika Kongresi'ni de ulusal kuitulu§ sava§imlan içinde gôrmekte<br />

bir sakinca yoktur. Filistin Kurtulu§ Ôrgutù'nun sava§imi bir ulusal<br />

kurtulu§ akiminin tûm niteliklerine sahiptir. Siyonizm Filistin'de yabanci<br />

birôgedir; Filistinli Araplann çogunlugunu yurtlanndan ederek<br />

ve onlann tiim siyasal haklarmi ellerinden alarak bir Arap ùlkesini<br />

sômurgele§tirmi§tir. Bu irk temeline dayanan sômurgecilik, Israil<br />

Yahudi devletinin kurulmasinda kullanilmi§tir. Bu durum, gùce dayanan<br />

ve temelde Gùney Afrika'daki apartheid'den farksiz îrksal ùstùnlûktûr.<br />

Kurtulu§ akimi deyimi, bagimsiz Afrika ùlkelerinde yeni emperyalizm<br />

ôrneklerine kar§i olan halk hareketlerini de içine almaktadir. Bunlarin<br />

kurtulu§ akimlari olarak taninmasi gerekii, çùnkù eski bir sômùrgedeki<br />

emperyalist çikarlan ortadan kaldirmak için bir devletin<br />

kurulmasi teknik ùstunlùk saglasa da, sômùrgeci di§ çikarlara olan<br />

ulusal bagimhlik sùrmektedir.<br />

Çimdi konumuzun diger ôgesi olan yardim olgusunu ele alirsak,<br />

iki-yanh ya da çok-yanli uluslararasi yardimin insancil bir uygulama olmadigmi<br />

sôyleyebilirim, Yardimdan beklenen diplomasiyle hizmettir.<br />

Buna kar§ilik, diplomasi yardimdan, yardimi veren ùlkenin çikarlannm<br />

yùriitùlmesi ve geli§tirilmesi için elveriçli siyasal ve askersel<br />

ko§ullarm saglanmasinda yararlanir. Dùnya Bankasi'nin eski bir<br />

ba§kani olan Eugene Black geli§me yardimi diplomasisinden sôz ederken<br />

yeterince dùrùst ve içten olmuçtu. Black, bu yardimin ve yardim<br />

plâninin, yardimi alan ùlkeyi, veren ùlkenin çikarlari dogrultusundaki<br />

bir siyasal ve ekonomik geliçme çizgisinde tutmak amaciyla kullanildigmi<br />

açikça gôrmùçtu. Bu durum, yardim veren ùlkelerin genellikle<br />

çok-yanh yardimlara neden pek hevesli olmadiklanni ve neden daha<br />

çok iki-yanh yardima ba§vurmak istediklerini açiklamaktadir.<br />

Çikar gôzetmeyen yardimdan da sôz ediliyor. Bu, içtensizlik ve<br />

dùzenbazhktir. En dù§ùk oranda ve ko§ulsuz olarak yardim vermek<br />

200


olasidir ve gerçekten de iyi bir §eydir. Ancak, genellikle, yardimin<br />

iyi-niyet olgusunun varligini destekleyecegi, ya da yardim alan ùlkenin,<br />

veren ùlkenin kendi çikarlari acisindan dùçmanca gôrdùgù<br />

bir siyasal çizgiyi ve diplomadk eylemi izlemesini engelleyecegi<br />

umulur.<br />

Yardimin burada belirdlen biçimde kullanilmasinin ideolojik<br />

sinirlamalarinm bulunmadiginin vurgulanmasi gerekir. Ideolojik<br />

baki§ açisi ne olursa olsun, herhangi bir ùlke, kendi çikarlanni<br />

desteklemek için yardimdan yararlanabilir. Belirleyici etken ideoloji<br />

degil, yardimi veren ùlkenin taahhùdù ve yetenegidir.<br />

Ekonomik, askersel, siyasal ya da diplomatik olsun, yardim, çe-<br />

§itli ve hemen hemen her amaca hizmet eder. Dolayisiyla, yardim<br />

Afrika devriminin çôzùmleyicileri için kendi baçma pek ônemli degildir.<br />

Asil bùyùk ônem ta§iyan, yardimi çevreleyen ko§ullardir. Biz,<br />

yardimin kaynagi, niteligi ve altinda yatan zihniyetle ilgilenmekteyiz.<br />

Ancak, yardimin bu çe^itli yanlari dikkatle incelendikten sonra,<br />

yardimin Afrika devrimini destekledigi ya da kôstekledigi gibi bilimsel<br />

bir sonuca vanlabilir. Yardim, yardimi veren ùlkenin degil,<br />

bizim baki§ açimizdan degerlendirilmelidir.<br />

Emperyalizm tarafindan Afrika ve Orta Dogu'ya verilen yardimin<br />

stratejisi ve taktikleri yalnizca emperyalizmin bu bôlgedeki<br />

jeopolitigi açisindan tam olarak anlaçilabilir. Bu konuda ùç ôge<br />

ônemlidir: (i) Amerika Birleçik Devletleri'nin onderligindeki emperyalist<br />

gùçlerin e§gùdùmlù eylemi; (2) Gùney Afrika ve îsrail'in<br />

askersel-siyasal ùsler olarak saglamla§tirilmasi ve (3) Afrika'nm her<br />

her ait bôlgesinde ileri askerî karakollar ve/ya da diplomatik eksenler<br />

kurulmasi.<br />

1960'a kadar Afrika'daki sômùrgeci gùçlerin ôzerk hareket ettikleri<br />

sôylenebilir. Gana'mn Nkrumah'sinin, Misir'in Nasir'inin, Gine'-<br />

nin Seku Ture'sinin etkinlikleri, Afiika kurtulu§unun desteginde e§-<br />

gùdùmlù Afrika diplomasisinin stratejisini ortaya koymu§tur. Afrika'da<br />

sômùrgeci gùçler de benzer bir biçimde tepki gôstermi§ler, kendi<br />

aralarindaki -ve bazi uydu Afrika ùlkeler arasindaki- e§gùdùmlù<br />

eylemden Afrika devrimine karçi direnmek için yararlanmaga ba§-<br />

lami§lardir. Bu stratejinin en belirgin gôstergesi Afrika Birligi Ôrgùtù'-<br />

nùn, açik emperyalizmden kurtulu§a yardimci olacak fakat yeni-sômùrgecilige<br />

ve uydula§maya kai§i sava§imi engelleyecek biçimde<br />

kurulmu§ olmasidir. Bu tutukluklara kar§in, Afrika devrimi 1963<br />

ile 1975 yillan arasinda ilerleme kaydetmi§tir. Portekiz sômùrgeci<br />

201


NATO ùlkelerinden sagladigi yardima ragmen sava§ alanmda<br />

bozguna ugrami§tir. Gana'da, Libya'da, Sierra Leone'de, Benin'de,<br />

Brazzaville Kongosunda, Somali'de, Etyopya'da, Uganda'da ve Nijerya'da<br />

yeni-sômiirgeci mevziler geriletilmi§dr. Emperyalizmin Angola'da<br />

bozguna ugramasi, Afrika'daki eski sômurgeci guçlerin -ïngiltere,<br />

Fransâ, Portekiz, Belçika- e§gudùmliï eyleminin, Afrika devriminin<br />

artan giicuyle ba§a çikamayacagini Bati'ya son kez ve çarpici<br />

olarak gôstermi§, emperyalizmin stratejik yedegi Amerika Birle§ik<br />

Devletleri'nin sava§a katdmasi gerekmiçtir.<br />

Afrika devriminin çôzumleyicileri bunu bir sure beklemi§lerdi.<br />

Bu geliçmenin bu sirada ortaya çikmasi Asya'daki kurtulu§<br />

hareketlerinin gûciine çok §ey borçludur. Fakat, A.B.D.'nin vekilleri<br />

aracihgiyla kendi etki alanlari olarak Afrika'da at ko§turan eski sômurgeci<br />

gûçlere bagimsizhk kar§iti konumlarda ôteden beri yardim<br />

ettigi, onlari cesaretlendirdigi bilinmektedir. Ama, §imdi, A.B.D.<br />

Afrika'da ûstlendigi ônderlik roliinii kendisi açiga çikarmi§tir.<br />

Bu yilin 27 Nisaninda, Zambiya'nm Lusaka kentinde tarihsel<br />

konu§masim yapan Amerika Birleçik Devletleri Di§ îçleri Sekreteri<br />

Henry Kissinger §ôyle diyordu:<br />

"Ba§kan Ford beni buraya bir taahhut ve i§birligi mesajiyla<br />

yolladi. Afrika'ya geldim, çiinkù Afrika'ya yônelik tehditler,<br />

birçok yônden, modem çaga yônelmi§ tehditlerdir. Ahlâkî<br />

ve siyasal olarak, Afrika'daki ulusal bagimsizhk drami,<br />

son ku§ak boyunca uluslararasi ili§kileri degi§tirmi§tir ...<br />

Afrika'ya ulkemin sizinle çah§mak istedigini gôstermek<br />

uzere açik bir dù§unce ve açik bir yurekle geldim...<br />

Gezimin amaci Amerikan politikasinda yeni bir bir dônemi<br />

ba§latmaktir.<br />

"Bir dîinya gùcii olarak Amerika'nm sorumluluklari, bugùn,<br />

bizim, dunyanin be§te-birini kaplayan geni§ ki tanin<br />

bagimsizhgi, bari§i ve refahiyla yakmdan ilgilenmemizi<br />

gerektiriyor."<br />

Mesaj yeterince açik. ïki noktayi aydinlatmamiz ve bir noktayi vurgulamamiz<br />

Henry Kissinger'in hedeflerini dahaderin bir biçimde degerlendirmemize<br />

olanak verecektir.<br />

Zaire'de Belçika'nin biraktigi denetleyici gùç gôrevini ustlenmesinin;<br />

NATO'nun Gine-Bissau, Mozambik, Cape Verde Adalan,<br />

202


Principe, Sao Tomé ve Angola'daki ulusal kurtulu§ akimlarma set<br />

çekme çabalarmda Portekiz'e saglandigi açik ve yuzsiiz destegin;<br />

Angola iç sava§inda FNLA ve UNITA giiçlerini silâh, para ve parali<br />

asker yardimiyla desteklemesinin; Rodezya ve Gùney Afrika'ya kai§i<br />

uygulanan Birle§mi§ Milletler yaptinmlarini atlatmasinin; ve askcrî<br />

ve ekonomik alanda, Birle§mi§ Milletler'de ve son olarak Entebbe<br />

Hava Alanindaki insafsiz saldinda Israil'i açikça desteklemesinin<br />

gôsterdigi gibi, Amerika Birle§ik Devletleri Afrika'da hiçbir zaman<br />

ulusal bagimsizliktan yana davranmami§tir.<br />

Ikinci olarak, Henry Kissinger Afrika'ya Lusaka konuçmasinda<br />

savundugu gibi, "açik dù§ùnce ve açik yùrekle" gelemezdi. Çùnku<br />

ayni konu§mada Amerika Di§ î§leri Sekreteri daha sonra, elinde<br />

"bu kit'a için yeni bir yardim programi" bulundugunu soylemi§tir.<br />

Bu konudaki dù§ùncesi o kadar somut bir duruma gelmi§ti ki, Kissinger,<br />

"çok-yanh i§birligi yoluyla kalkinma"nin "endùstrile§mi§ uluslarm,<br />

petrol ùreticisi yeni zengin ùlkelerin ve bizzat kalkinmakta<br />

olan ùlkelerin" içbirligini gerektirecegini sôyleyebilmiçtir. Kissinger<br />

Amerikan hedeflerinin ne olduguna karar vermi§ olmalidir, çunku<br />

Afrika'nm "A.B.D. ile çati§ma taktikleri"yle ba§anya ula§amayacagim<br />

belirtmi§ ve ardindan tehdit edercesine eklemi§tir: "Bizim [A.B.D.]<br />

kendimize olan saygimiz o kadar gùçlùdùr ki, içerden ya da di^ gùçlerden<br />

gelecek baskxlara izin vermeyiz."<br />

Henry Kissinger'in Lusaka konu§masmda açiga vurmadigi bir<br />

bùyùk gerçek, A.B.D.'nin geni§ Afrika topraklarinda çikari oldugudur.<br />

Gerçekte, Amerika'nm ilgisini çeken, toprak, daha dogrusu Afrika<br />

topraklarmm altindaki ya da ùstùndeki zenginliklerdir.<br />

Emperyalizmin Afrika'daki jeopolitiginin ikinci dayanagi, kitanin<br />

iki ucunda iki gùçlù askersel-siyasal ùssùn kurulmasidir. Bunlar,<br />

apartheid bayragi altindaki Gùney Afrika ve Siyonizm'in sava§<br />

çigliginin ardmdaki îsrail'dir. Bu askersel-siyasal ùsler, kesinlikle<br />

Afrika kar§iti siyasal gôrù§ler geli§tirmi§lerdir. Son aylarda, yalniz<br />

kendilerini savunacak gùce sahip olmadiklarmi, smirlarmdan binlerce<br />

kilométré ôtede saldiri eylemine giri§cbilecek yetenekte olduklarini<br />

da gôstermiçlerdir.<br />

Emperyalizmin Afrika'daki jeopolitiginin ùçùncù kaynagi, Afrika'mn<br />

lier ait bolgesinde ileri askeri karakoJlarin ve/ya da diplomatik<br />

eksenlerin olu^tuiulmasidir. Burada egemen Afrika devlctlerinden<br />

yararlanilmaktadir. Amaç, Afrika kitasmda emperyalizmin askersel<br />

ve siyasal eylemlerini arttirmaktir.<br />

203


ilgili iilkelerdeki iç geliçmelerin sonucu olarak bu karakollarin<br />

siirekli degi§mesine kar§in, sistematik olarak kurulmak istenen §ey<br />

konusunda açik bir fikre varmak hâlâ olasidir. Kuzey-bati alt-bôlgesinde<br />

bir askerî karakol var - Fas. Kuzey-dogu Afrika'da Ùrdùn'le<br />

Sudan'i artan ôlçiide kendine çekmege çali§an Kahire-Riyad diplomatik<br />

ekseni var. Dogu Afrika'daki askerî karakol Kenya'dir. Bati Afrika'-<br />

da ise Togo ile Kamerun'u artan olçiide kendine çeken Dakar-Abican<br />

diplomatik ekseni bulunmaktadir. Emperyalizmin Orta Afrika'daki<br />

ôncusiï Zaire'dir. Ve Gùney Afrika alt-bôlgesinde Zambiya'ya bir<br />

diplomatik roi verilmiçtir. Bu §eytânî plânlara etkinlik kazandirma<br />

sùreci gelisiyor. Plânm gerçekle§ip gerçekle§meyecegini, sonradan ortaya<br />

çikacak dù§ùncelerin ve iç geli§melerin bu devletleiden bazilanni<br />

kendilerine verilmi§ lolden kurtànp kurtaramayacaklarim gôrmek<br />

için biraz zamana gereksinim vardir.<br />

Burada bir noktayi vurgulamak gerekiyor: Kahire-Riyad diplomatik<br />

ekseniniti emperyalist konumlara hizmet etmesi için yaratilmasi<br />

gibi, Siyonizm'in Afrika'ya kar§i bir askerî ve siyasal lis olarak<br />

kullanilmasi da, Afrikalilarm ve Araplann sava§imlarinin ayrilmaz<br />

bir biçimde, sikica birbirine baglanm].§ oldugunun -eger bôyle bir kanit<br />

gerekliyse- olumlu bir kanitidir. Arap dâvâsinin Afrika ile ilgisi olmadigini<br />

savunan Afrikalilar ve aym biçimde Arap ulkeleriyle Afrika'<br />

daki ulusal ve ekonomik bagimsizhk sava§imlarmm temel baglantisini<br />

gôrmeyi reddeden Araplar, yerlerini emperyalizmin yaninda beliilemektedirler.<br />

Bunun farkmda olup olmadiklari ônemli degildir. Ve<br />

Arap petrol zenginliginin bir bôlumiinun Afrika'nm emrine verilmi§<br />

olmasi bu durumu çuriitmemekte, aslinda denetim mekanizmasinm<br />

ne kadar ôzenle olu§turuldugunu gôstermektedir. Yardim alan ùlkelerin<br />

yardimin asil kaynagmi ve nedenini farketmelerini ônlemek<br />

amaciyla, emperyalizmin yardimi, gittikçe daha çok gerici Afrika ve<br />

Arap guçleri aracihgiyla gôndermekte oldugu açiklik kazanmaktadir.<br />

Modem çagm en iyi bilinen emperyalist yapilan, tarihsel olarak<br />

beyaz îrkm yarattigi §eyler olsa bile, emperyalizm ôzùnde bir renk<br />

ya da irk olgusu degildir. Temel etken ekonomik gùç olmu§tur. Emperyalizmin<br />

yarattigi dùnya ili§kileri içinde Afrika ve Arap ùlkelerinin<br />

ôzde§ konumlan, bu iki halka, emperyalizmin, Siyonizmin, apartheid'in<br />

ve Arap-Afrika gericiliginin diplomatik entrikalannin ve propagandalarmin<br />

kolayca çikamayacagi bir birlik ve tutarlilik vermektedir.<br />

204


§imdi Afrika'daki emperyalist yardim stratejisi konusunda genel<br />

sonuçlara varilabilir :<br />

1) Kurtulu§ akimlarma yapilan yardim, genellikle bu akimlai<br />

içinde bôliinmelere yol açmak ve bunlari sùrdurmek, dolayisiyla<br />

siyasal bagimsizliga giden yolu kesmck anlamma gelir. Bbyle olmadigi<br />

takdirde, açik sômurge yônetiminin sona ermesi kaçinilmaz noktaya<br />

gelmiçse, bu tùr bir yardim, dogacak bagimsiz devletin yeni-sômiirgeci<br />

çizgisine konmasi anlamma gelecektir.<br />

2) Bagimsiz Afrika devletlerine yapilan yardim aslinda gerici<br />

(yani empeiyalizmyanhsi) rejimleriçindir. Bununla gôzetilen amaç iki<br />

yônludùr: Ekonomik ve kùltiirel bagimsizligin elde edilmesi ve ya§am<br />

duzeyinin geli§tirilmesi için halktan gelen iç baskilara karçi bu gerici<br />

rejimleri desteklemek; kendi kendini yônlendirerek kapitalist sistemi<br />

reddetmi§ olan Afrika devletlerini istikrarsizliga sùriiklemek için bu<br />

gerici hukûmetleri desteklemek.<br />

3) Apartheid'e ve Siyonizm'e yapilan yardim, Afrika ve Orta<br />

Dogu'yu emperyalist yôrungede tutmak için, bu birincil ônemdeki<br />

usleri destekleme amacina yôneliktir.<br />

Sonuç olarak, yardim, Afrika ve Orta Dogu'da emperyalist<br />

konumlan geliçtirmenin en bùyuk silâhi durumuna gelmi§tir. Yardim<br />

vermc mekanizmalari içinde apartheid, Siyonizm ve Afrika-Arap<br />

gericiliginden yararlanilmaktadir. Emperyalizme kar§i sava§im yalnizca<br />

birle§ik siyasal ve diplomatik eylemi degil, Arap ve Afrika devrimlerinin<br />

gùçleri tarafindan ayn bir yardim stratejisinin gerçekle§tirilmesini<br />

de gerektirecektir.<br />

205


V<br />

SiYONiZM'i<br />

ELE§TlRENLER


YAHUDiUK VE SiYONÎZM ARASINDAKÎ<br />

AYRIM<br />

G. NEUBURGER<br />

Tevrat, ilk insanin yaradili§indan sôz ederken, en onde gelen<br />

Yahudi yorumcularindan Rashi, Adem'i olu§turan topragm, yerkiirenin<br />

bir noktasmdan degil, degi§ik yerlerinden alindigini anlatir.<br />

Bôylece, insan onuru kiçinin dogdugu yere bagli olmadigi gibi, bir<br />

bôlgeyle de sinirlanmaz.<br />

Ki§inin bùyùklùgu ya da degeri di§ gorunii§ùyle olçulmez. Yahudiler,<br />

Adem'in, Tanri'nm 1 bir yansimasi ve tùm insanligin atasi<br />

olduguna inanirlar. însan tarihinin bu a§amasmda, kendi di§indaki<br />

ki§ilere caninin istedigi gibi muamele eden ayricalikli insanlara yer<br />

yoktur. Insan ya§ami kutsaldir ve insan haklari, 'ulusal giivenlik'<br />

ya da ôteki nedenlerden ôtùru onlari yok etmek isteyenlerce yadsmamaz.<br />

Bunu, çok sik ve çok uzun ikinci sinif insan durumunda kalmi^<br />

Yahudilerden iyi kimse bilmez. Ancak, bazi Siyonistlei degi§ik olabilir;<br />

bunda §a§ilacak bir§ey de yok, çunkù Yahudilik ve Siyonizm<br />

ayni §ey degildir. Ashnda, birbirine uymaz ve birbiriyle uzla§mazlar.<br />

Iyi bir Yahudi Siyonist olamaz; Siyonistse iyi bir Yahudi olamaz.<br />

Altmi§ yili a§kin bir siiredir, babamin yaptigi gibi, Siyonizm'e<br />

kar§i sava§im verdim ve dolavisiyla onun ne oldugunu biliyorum.<br />

Bu savaçimin içinde son on ya da yirmi yildir bulunanlar için<br />

sôylemek zorunda olduklarim §a§irtici, giderek §ok etkisi yapici<br />

olabilir. Her§eye kar§in, bu sorunlar kesinlikle ve açikhkla ortaya<br />

konmali, çùnkii Siyonizm hastaligi yeterince tammlanmazsa, iyiletimi<br />

saglanamaz. Siyonizm'e kar§i olanlar uzunca bir sure du§ ile ve iyi<br />

niyedi istekten kaynaklanan dù§ùncelerle ilgilendiler. Siyonizm'in<br />

ne oldugunu anlamak için, ki|inin, Yahudiligi, Yahudiligin karçi ve<br />

olumsuzla§masi olan Siyonizm'i ve Yahudi tarihini bilmesi gerekir.<br />

Bana aynlan sure içinde, Siyonistlerin eylemleri hakkmda konu§mamavacagim;<br />

bunlar baçkalarinca yeterince ele alinacaktir. Bir Yahudi<br />

'Ortodoks Yahudiler henhangi bir dilde, Tanri'nm adini oldugu gibi yazmamakta, ôrnegin<br />

"Tanri" (God) yerine "T-i" (G-d) demektedirlcr.<br />

209<br />

i


olarak, Tanriya isyan ve Yahudi halkina ihanet sayilan Siyonizm'in<br />

ne oldugunu tarti§mayi tasarliyorum.<br />

îlk once, birkaç tammlama: Yahudi kimdir Yahudi, bir Yahudi<br />

anasi olan ya da, Yahudi din yasalari (Halaçah) uyarmca Yahudiligi<br />

kabul etmiç herhangi birisidir. Bu tanim bilç îrkçihgi di§lar.<br />

Yahudilik, ilkelerini benimsemi§ ki§iler bulmaya çali§maz; ancak,<br />

bu ilkf leri kabul edenler eçitlik esasma gôre kabul gôrurler. Bunun<br />

nasd oldugunu gôrelim: En miimtaz ve saygi gôren hahamlarm<br />

bazilari Yahudiligi sonradan kabul etmi§ ki§ilerdir. Yahudi analar<br />

çocuklarim her Sebt gùnù (Yahudiligin kutsal giinti olan Cumartesi)<br />

ve tatil arifesi kutsarlar ve bunu bin yildan beri yaparlar. Çocuklar<br />

kizsa, kutsama "Tann seni Sarah, Rebeka, Ra§el ve Leah gibi yapsin"dir.<br />

Bu anaerkillerin hiçbiri Yahudi olarak dogmami§ti; onlar<br />

Yahudiligi sonradan kabul edenlerdendi. Çocuklar erkekse, kutsama<br />

"Tann seni Efraim ve Menaçe gibi yapsin" biçimindedir. Bu ikisinin<br />

anasi daha sonra Yahudi ve Yusuf'la evlenen Misirli bir kadmdi.<br />

Gelmi§ geçmi§ Yahudilerin en bùyùgù Musa bile daha sonra Yahudi<br />

olmu§ Midyali bir kadinla evlenmi§ti. Son olarak, Yahudilerin<br />

kutsal yazilan olan Tenaç, Rutïïun kitabim kapsar. Bu kadin, dogu§-<br />

tan Yahudi gibi, Yahudi halkinm geleneksel du§mam olan Moab'<br />

hlardan gelmedir. Bu kitap, Ruth'un Yahudilige geçi§ini betimler<br />

ve her yil "Yasa"nin (Tevrat) vahiysini yaçatmak için kutlanan tatilde<br />

"Eski Ahd"in ilk be§ kitabi olarak okunur. Ruth'un kitabi,<br />

hemen bitiminde adi geçenin Yahudilerin en bùyùk krah olan Kral<br />

Davud'un bûyùkannesinin ninesi oldugunu anlabr.<br />

Siyonistlerden ba§ka, Yahudileri bir irk olarak gôrmekte israr<br />

edenler Nazilerdir. Onlar da yalnizca îrkçihgin saçmahgini ve usdi§iligini<br />

kamtlamaga hizmet ettiler. Irksal olarak bir Bayan Muller'in<br />

ya da bir Bay Meyer'in Yahudi ya da Aryan Nazilerin (Yahudi<br />

olmayan Almanlara verdikleri ad) olup olmadigini kanitlamamn<br />

bir yolu yoktu. Bir ki§inin Yahudi oldugunu kararla§tirmanin tek<br />

yolu, onun atalarinin dinsel soyunu izlemekti. Irksal saçmalik için<br />

bu kadar sôz yeter. 2<br />

Irksal gurur, geçmi§te kendi kisir çovenizmleri ile kôrelmi§<br />

Yahudilerin yikimi olmu§tur. Bu bizi, ikinci bir tanima getirir: Bir<br />

Yahudi halki var midir Eger varsa, gôrevi nedir Bunu kesin bir<br />

2 Ancak, Yahudiler, erkek ya da kadin olsun, tinsel aialanyla gurur duymakta ve kendilerini<br />

ki§i olarak Yahudi tarihi ile ôzde§le|tirmektedirler.<br />

210


açikliga kavu§turalim : Yahudi ulusu, bir ku§ak once Siyonist politikacilar<br />

tarafindan olu§turulmu§ ya da yaratilmi§ degildir. Yahudi<br />

ulusu, kendilerine gelecek tiim Yahudi ku§aklar için Tami tarafindan<br />

verilen Tevrat'i benimseyip "Yapahm ve Duyalim" 3 yanitmi verdiklerinde<br />

Sina Dagi'nda dogdu. "Siz bugiin halk oldunuz" tiimcesi<br />

bugun de geçerli olmakla birlikte, binlerce yil once sôylenmi§ti.<br />

Yahudi gelenegine gôre, tùm insanlara uyarlanan yedi Nuh<br />

yasasi 4 vardir. Sonra, aktôrenin temel ôlçutlerini olu§turan ve<br />

tùm tek-tannli dinlere inananlara yol gôsteren "On Emir" gelir.<br />

Bunlara ek olarak, Yahudiler için zorunlu ve Halaça£'a gôre her<br />

Yahudinin kendine uygun olanini gôzetmek zorunda oldugu 613 yasa<br />

vardir. Bu "emirler"in (mitzvoth) yerine getirilmesi Yahudi olmanm<br />

ve dolayisiyla Yahudi halkinin ôzùnu ve Tanri ile olan anla§malarim<br />

olu§turur.<br />

Yahudiler hangi nedenden ôtùrù "seçilmi§ halk"tirlar Her<br />

Yahudi, herhangi bir yer ve zamanda Tevrat'i okumasi gerektiginde,<br />

"bizleri ôteki halklar arasmdan kim seçti ve Tevrat'mi bize verdi"<br />

der. Yahudiler bu biçimde seçilmi§lerdir. Yahudi halki ba§kalari<br />

ùzerinde egemenlik kurmak ya da fethetmek ya da sava§mak için degil,<br />

Tann'ya ve dolayisiyla insanliga hizmet için seçilmi§tir. "Ve eller<br />

Esau'nun elleridir" tùmcesi, geleneksel olarak, "ses Yakub"unken §iddeti<br />

simgeleyen eller Esau'dur anlammda yorumlanagelmi§tir. Bôylelikle,<br />

fiziksel §iddet Yahudiligin gelenegi ya da itibar ettigi bir deger<br />

degildir. Yahudi halki askerî ustùnlùk y a da teknik ba§anlar konusunda<br />

ôrnek olu§turmak için degil, fakat aktôresel davrani§ ve tinsel yalinlikta<br />

en gùzeli saglamak gôrevinden ôtùrù seçilmi§tir. Siyasal Siyonizm'in<br />

suçlarinin en kôtùsùnù ve temelini olu§turan ve ôteki tùm<br />

yanli§ uygulamalarint açiklayan temel suçu, ôteden beri, Yahudi<br />

halkmi Tann'sindan ayirmaga çali§masi, ilâhi andla§mayi hùkùmsùz<br />

ve geçersiz kilmayi amaçlamasi ve Yahudi halkinin yùce idealleri<br />

yerine "modem" devlet ve sahte egemenligi geçirmek istemesidir.<br />

Birçok Yahudiyi ve Yahudi olmayanlari yaniltmamn araçlanndan<br />

biri, Siyonistlerin Yahudilikte kutsal olan adlar ve simgeleri<br />

3 încil'de Ïsrail'in Çocuklan diye bilinen Yahudilerin, Musa Sina Dagi'ndan inerek Tann'mn<br />

emirlerinden onlan haberdar ettiginde, sôyledikleri.<br />

4 Bunlar §unlardir: (1) bir yasalar ( ve yaptirim) sistemi kurmak; (2) Tanri'ya kufretmemek;<br />

(3) putlara tapmamak, (4) zina gibi, cinsel ahlâksizlik yapmamak; (5) ôldurmemek; (6)<br />

çalmamak; ve (7) canlinm herhangi bir yerini yememek.<br />

211


1912'de Almanya-Polonya sininnda Siyonizm'le sava§mak ôzgùl<br />

amaciyla bir diïnya Yahudi ôrgùtu kuruldu. Agudath îsrail (îsrail Birligi)<br />

adli bu ôrgût dùnyadaki gerçek Yahudi halkim temsil etmek ve Siyonistlerin<br />

temelsiz ve haksiz isteklerini açiga çikarmak için kuruldu.<br />

Sadik Yahudi kitlesi ve tùm hahamlar Agudath îsrail'e katildilar. Viyanave<br />

Marienbad'da Siyonizm kar§iti kongreler toplandi. Polonya gibi<br />

ûlkelerde, Agudistler parlâmento ùyesi oldular. Elli yih a§km sûredir,<br />

Agudath yônetimi altinda Kutsal Toprak'larda yaçayan Siyonizm<br />

kar§iti Yahudiler kendilerini Siyonistlerce ya da Siyonistlerin herhangi<br />

bir kùmesince, ozellikle Va'ad Leumi (Ulusal Meclis) gibi yan resmî<br />

Siyonist bir ôrgûtçe temsil edilmelerini istemediklerine dair yazih<br />

olarak açiklama yapma konusunda Filistin'de mandater gùç olan<br />

îngiltere'den izin aldilar.<br />

Kisa bir sûre sonra, Agudath îsrail'in Filistin'deki onderi olan<br />

Hollandah eski saygm diplomatlardan Jacob de Haan, Arap ônderleriyle,<br />

Yahudi ve Araplann e§it haklara sahip olacaklan bir devletin<br />

Filistin'de nihaî olarak kurulmasma ili§kin gôru§meleri ba^latti. Bu<br />

yolla, Haan, Siyonist bir devletin yaratilmasini onlemek istiyordu.<br />

Ya§aminin tehdit edilmesine kar§m, de Haan, Siyonist bir devletin<br />

içerdigi bùyùk tehlikelerin tamamen bilincinde olarak, konu§ma ve<br />

gôrù§melerini sùrdùrdù, 1924'te îngiltere'deki ilgilileri gormek ùzere<br />

ayrilmasmdan hemen once, ak§am ibadetinden dônerken, Siyonist bir<br />

yari-askerî gùç olan Haganah tarafindan Kudùs'ùn ortasinda katledildi.<br />

Yarim yùzyili a§kin bir sûre once, bu inanmi§ ve esin dolu Yahudi,<br />

dûnyanm gelecekte kurulacak ve Siyonist devletin neden olabilecegi<br />

gùçlùklere ve sorunlara kar§i kôr ve sagir oldugu bir zamanda,<br />

çok ônemli saydigi bir kavgada ya§amini kaybediyordu.<br />

Bu tùrden terôrizm ve artan Siyonist baski sonucu Agudat<br />

îsrael adim adim zayiflamaga ve uzla§ici tavir almaga ba§ladi. Nazi<br />

dônemi boyunca, temel amaci Siyonizm'le sava§mak olmasina kar-<br />

§m, Siyonistlerle anlasjma ve dûzenlemelere giri§ti. Siyonist devlet kurulduktan<br />

sonra, Agudath îsrael geçmi§i ile bagmi kopardi, bakanlar<br />

dûzeyinde Siyonist hùkûmete katildi ve seçilen Agudistler parlâmentoya<br />

girdiler. Hâlà Siyonizm kar§iti bir gôrùnùm yaratmaga<br />

çali§an Agudath îsrael, Kutsal Toprak'ta "bagimsiz" okullar §cbckesini<br />

kurdu; ancak bugùn, bu okullann bûtçelerinin bùyùk çogunlugu<br />

Siyonist hùkûmetçe kai§ilanmaktadir.<br />

Bu geli§meler i§iginda, Siyoïiizm'e kar§i sava§i uzla§maksizm<br />

sùrdùrmek isteyen Yahudiler Agudath îsrail'i terkettiler ve îbranice<br />

214


"Kentin (yani Kudùs'un) Koruyuculan" anlamina gelen Neturei<br />

Karta'yi kurdular. Neturei Karta, bôylelikle, bazi yerlerde "Kudûs'<br />

iin Dostlari" diye bilinen diinya çapinda bir akim durumuna geldi.<br />

Neturei Karta'nin en bûyùk onderi merhameti cesaretine e§it<br />

olan, esin dolu ve inançli Haham Amram Blau idi. Adaletsizligin,<br />

ahlâksizhgin ya da iki yuzliilùgùn kar§isinda sessiz kalamazdi. Yahudilerce<br />

sevilir, Hiristiyan ve Miislùmanlarca sayilirdi. Kudus'te<br />

dogmu§, Kutsal Toprak'lardan tum ya§antisi boyunca ayrilmami§ti.<br />

Yazilannda yasal Siyonizm'in ortaya çiki§ma degin, Yahudilerin<br />

ve Araplann uyum içinde ya§adiklanni sik sik vurgulami§ti. 6 Haham<br />

Blau, Kudus'te, Osmanli oteritelerince, îngilizlerce ya da<br />

Araplarca degil, Siyonistlerce hapse atilmi§ti. Suçu neydi Dirençle<br />

ve §erefle, kendi guvenligini du§iinmeden, Kudùs'un kutsal niteligini<br />

"yeniliklere" ve Siyonistlerin saldmlarina kar§i savunmu§tu.<br />

Sebt giinunùn kutsalhgi için sava§im verdi ve Siyonist rejimde yiiriitùlen<br />

çirkin hareketlere ve ahlâksizhga kar§i çikti. Haham Blau, Mesih'in<br />

geli§inden once bir Yahudi devleti kurulmasini rezalet ve ahlâksizlik<br />

olarak niteledi. Neturei Karta, onun onderliginde, yillarca,<br />

Siyonist devletin yasalligini tanimadigmi ve yasalann geçerli olmadigi<br />

duyurdu.<br />

Siyonist devlet ve Araplar arasmdaki çatiçmanin ilk dôneminde,<br />

Neturei Karta hahamlari, beyaz bayrak ta§iyarak sava§ hattina kadar<br />

gittiler ve bu sava§ta taraf olmayi istemediklerini ve bir Siyonist<br />

devletin yaratilmasina kesinlikle kar§i olduklarmx açikladilar. Haham<br />

Blau, son açiklamasinda, Mùsluman ve Hiristiyan Filistinlilere kar§i<br />

Siyonistlerin eylemlerini ve Yahudi halkimn Siyonistlerce, "bir papazlar<br />

kralligi ve kutsal bir ulus"tan,tinsel temelden yoksun, §ovenizm<br />

ùstune kurulu, i§gâle dayali ve askerî yigitlige bagh modem bir devlete<br />

donù§turulmesi çabalarini kinadi. Peygamber Jeremiah giinùn<br />

§ovenist ve putperest Yahudi hiikûmetine "kentlerinizin sayisi tannlarinizi<br />

olu§turuyor" diye parlami§ti. Siyonistler, §imdi de, benzer<br />

biçimde yeni bir statiiko yaratiyor ve 1967'den beri i§gâl ettikleri<br />

topraklarda yeni yerle§im merkezleri kurarak mevkilerini geni§letiyorlar,<br />

6 YahudiIer oteki ulkelerde yagmaya ugrar, kovulur, ôlduriïlùr ya da dinlerini degiçtirmege<br />

zorlanirken, Arap yônetimindeki Yahudi ya§ami ba§ka yerde ender gôrùlur biçimde geli§-<br />

mi§ti. Yakla§xk bin yil once ya§ami§ olan ve ôgretileri bugùniin Yahudileri için de baglayici<br />

sayilan en bùyiik Yahudi hahami Musa bin Maimon (1135-1204) en unutulmaz yazilanndan<br />

bazilanni Arapça yazmi§, tbraniceye sonra çevrilmi§ti.<br />

215


Haham Blau, son demecinde, Siyonist devleti bir ùye olarak kabul<br />

ettiginden ve tanimasindan dolayi Siyonistlere gôrulmemi§ ôlçùde<br />

prestij ve gùç sagladigmdan ôtùrù Birle§mi§ Millctler'i kmadx.<br />

Siyonizm kar§iti uluslann onu dinlemesinin, davasina ônem vermesinin<br />

ve bu bùyùk yanh§i bertaraf edip dùzeltmesinin artik zamamdir.<br />

B.M.'e yapilan parasal yardim desteginin çekilecegi korkusuyla, Siyonist<br />

devletin ùyelikten çikarilmasiyla ilgili hiçbir eylem yapilmadigi<br />

bilinmektedir. Geçmi§ ku§ak boyunca sayilan artan Siyonizm kar§iti<br />

bu ùlkeler B.M.'in zarara ugrayacagi herhangi bir parasal kaybi<br />

karçilama konusunda ôneriler ileri sùrmelerinden neyi amaçladiklarini<br />

gôstermeli ve ùye ùlkeler korkusuzca, sindirilmeden ve vicdanlanna<br />

uyarak oy kullanmahdir.<br />

încil'de de deginildigi gibi, Yahudi taiihinde, daha ônceleri<br />

kitlelerin aldatildiklari ve ancak azmlikta kalan Yahudilerin, Yahudi<br />

halkmin gerçek gôrevine bagli kaldigi zamanlar olmu§tur. Bunun ilk<br />

ôrneklerinden biri altin inege tapmak olmu§tu; bugùn, maalesef,<br />

Siyonist devletin tapinma ôznesi durumuna gelmesiyle bunun yinelendigini<br />

gôrùyoruz. Siyasal Siyonizm'in ortaya çikmasindan ve etkisinin<br />

geni§lemesinden once, Yahudi ônderleri, dine baglihklarina,<br />

namuslanna, bilgilerine ve adalet ile merhamete olan saygilanna bakilarak<br />

seçilirlerdi. Bugùn, sôzde Yahudi ônderleri, çogu kez, Siyonist<br />

devlete ve Siyonist davalara katkilanna gôre seçiliyorlar. Yahudi<br />

yasalan ve geleneksel kavramlan uyannca tamamen niteliksiz olan<br />

bu sôzde Yahudi ônderleri, Yahudi halki adina ve yerine açiklamalar<br />

yapmakta ve kararlar vermektedirler. Bu, zamanimizda en bùyùk<br />

Yahudi toplulugunun bulundcgd A.B.D. için ôzellikle dogrudw.<br />

Oklahama'daki bii hanimin sôyledigini hiç unutamam: "Bugùnùn<br />

Yahudiligi harika! Bùtùn yapilmasi gereken §ey para vermek."<br />

Haham Blau, ôlùmùnde bile, Neturei Karta'nin yalnizca birkaçyùz<br />

ki§inin ônemsiz bir mezhebi oldugunu yadsimi§tir. Ancak,<br />

Haham Blau, iki yil once Kudùs'te bir Cuma sabahi ôldùgùnde,<br />

birkaç saat içinde 22,000 ki§iden az olmayan bir insan toplulugu<br />

cenaze tôrenine katilmiçti.<br />

Geçmi§te her zaman, Yahudileri aldatanlar yan yolda kalmi§lar,<br />

yalnizca Tevrat, Talmud (yazili ve sôzlù yasa) ve Halaçah.'in geçerliligini<br />

savunan ve demagojiye kar§i duran Yahudiler ayakta kalabilmi§lerdir.<br />

Neturei Karta bu gelenegi sùrdùrùyor. Onlar Siyonizm'in<br />

ônùnde duran canli engeller olmaga devam ediyor ve çagimizda Si-<br />

216


yonizm tarafindan yanli§ yola siïrûklenmemi§<br />

adxna konu§uyorlar.<br />

gerçek Yahudi halki<br />

Kutsal Toprak'larin, Romalilarca i§gâli sirasinda da ulusalcilik<br />

ve ulusal gurur temeli ùstûne oturtulmu§ bir sava§m kaybedilemeyecegine<br />

inanan Yahudiler vardi. Anilan Yahudiler, gùnumuzdeki Siyonistler<br />

gibi, herhangi bir uzla§i ya da anla§maya kar§iydilar; sonuna kadar<br />

sava§maya kararliydilar. Ancak, anilan zamanda, hemen hemen ikibin<br />

yil once, en onde gelen hahamlardan Yocanan ben Sakkai degi-<br />

§ik bir yol seçti. Askerî maceracilar. Yocanan'in, i§gâl edilmi§ Kudùs<br />

kentinden Romalilarla gôru§mek iizere aynlmasini ônlediler; o da<br />

muritleri tarafindan bir tabut içinde Romalilarin karargâhma gôtùriïldù.<br />

Yocanan, Romalilara, Yahudilerin ne bir orduya, ne de.<br />

silâhlara gereksinim duydugunu belirtti ve Yavnel'de bir yeçiva (Yahudi<br />

din okulu) kurmalan için izin istedi. Yahudiligin ve Yahudi halkinin<br />

benliginin kôkle§tirilmesine yardimci olan o zamanin militaristleri<br />

ya da generalleri degil, bu din okulu oldu.<br />

Biitùn Yahudilerin Siyonist olmamasi gibi, bùtiin Siyonistlerin<br />

de Yahudi olmadigi açikhkla belirtilmeli. Lord Balfour ve General<br />

Smuts gibi Yahudi olmayan Siyonistleri harekete gctiren §ey ku§ku<br />

uyandiricidir. Siyonist akimin ba§indan beri, en inançli ve en ate§li<br />

Siyonistlerin bir bôlùmu, Siyonizm'i ônemli bir "din" akimi ve peygamberlik<br />

gôrevinin yerine getirilmesi olarak kabul eden Hiristiyan<br />

din adamlan olmu§tur. Bu ki§iler, aym zamanda, Siyonist davaya<br />

onemlice hizmet edenlerdir.<br />

Siyonizm'in temel hedeflerinden biri aliyah, yani Yahudilerin<br />

bulunduklan ulkelerden Siyonist devlete goçùdur. Ancak, son birkaç<br />

yildir, yiizlerce, binlerce îsrailli, 'siyonist cennet' di§inda toplanmayi<br />

yeglemi§ler, Amerikan Yahudileri ise 'ayaklari ile yaptiklan seçim'<br />

sonucu biraraya gelmeyi' reddetmi§lerdir. Bu Yahudiler Siyonist<br />

devletin gerçekte dev bir gptto'dan ba§ka birçey olmadigini bilmektedirler.<br />

Amerikan Yahudileri, ôteki ùlkelerdeki Yahudi topluluklarma<br />

yardim etmek yerine, Siyonist devlete yardim etmek için yogunla§mak<br />

konusunda harekete geçmi§tir. Siyonistler, eylemlerinin dogal geregi,<br />

guvenlikleri için, teknik ustùnlùklerine ve çokca A.B.D. tarafindan<br />

saglanan ônleyici askerî caydirmaciliklarma dayanmaktadirlar.<br />

Hiçbir §ey, Yahudi halkinin gerçek ideallerinden ôte olmaz.<br />

Yahudi halki seçilmiçti, "çùnkù siz tiim uluslarm en azisiniz." Mez-<br />

217


mur'un sôyledigi gibi, "onlar araçlanna ve beygir giiçlerine dayanmaktadirlar,<br />

fakat biz Ôliimsùz Tann'nin adim ananz."<br />

Bir ônemli noktayi daha sôzkonusu etmege deger. Diinya Siyonist<br />

Ôrgùtùnùn eski ba§kanlanndan biri, bir Siyonistin, Siyonist devlete<br />

ko§ulsuz baglilikla yùkumlù oldugunu, bu baglihkla ilgili bir keki§me<br />

olmasi durumunda ilk bagliligm Siyonist devlet için olmasi<br />

gerektigini açikca ifade etmiçtir. Ancak, Yahudi yasasma gore, bir<br />

Yahudi, yurtta§i oldugu iilkeye sadakat ve itaat borçludur ve dogal<br />

olarak hiçbir sadik Yahudi çagmuzm en onde gelen hahamlarmca<br />

kmanmi§ Siyonist devlete sadakat ve itaatle yùkumlù degildir.<br />

Amacim Siyonizm'e kar§i ne yapilmasi gerektigini ayrintili<br />

olarak ône sermek degildir. Ancak, bireylere kar§i soyut ve anlik<br />

eylemlerin ya da Birle§mi§ Milletler ile ôteki yerlerde birtakim kararlar<br />

benimsenmesinin Siyonizm'e son verecek etkin araçlar olmadigini<br />

sôylemeliyim. Ayrica, Siyonizm'e kar§i savarin, ilkônce, Akdeniz<br />

kiyilarmda degil, fakat Siyonizm'in en gùçlù kalesinde, A.B.D.'nde<br />

verilmesi gerektigini açiklamam da gerekiyor.<br />

Bir Amerikan yurtta§i olarak, hùkûmetimizin ve politikacilarimizin,<br />

ùlkemizin kurucusu George Wshington'un tavsiyesiyle tamamen<br />

çeli§en bir davrani§ içinde bulunmalarindan dolayi ùzgùnùm.<br />

Yabanci baglantilardan ve yabanci gùçlerle kalici bagla§iklardan<br />

kaçmmak yerine, Washington'daki kuruluç Siyonizm'i ôylesine<br />

içten bagrma basmiçtir ki, onun gôzùnde Siyonist devlete kar§i<br />

B.M.'de herhangi bir ele§tiri ve siyasal Siyonizm'e kar§i herhangi<br />

bir muhalefete giriçmek cezalandirilabilir bir suç durumuna gelmi§-<br />

tir ve uysal Amerikan ileti§im araçlari, bôyle bir saçmahga kar§i<br />

konu§maya cesaret bile edemezler.<br />

Bu zamana degin, maalesef, Amerikan Siyonistlerinin her yil<br />

daha fazla etkinlik kazandigini gôrmekteyiz. Bu gerçek, on yil once<br />

bile dù§ùnùlemeyen olaylari ve geli§meleri olanakh kildi. Bugùn,<br />

A.B.D.'nde Siyonizm'e kar§i çikmak çok cesaret i§idir. Ikinci Cihan<br />

Sava§inda da Italya'da Fa§ist aleyhdari ve Almanya'da Nazilere kar§i<br />

olmak çok cesaret gerektirmi§ti. Siyonizm, uzun dônemde, Yahudi<br />

halkinm ve dùnyanin uzun tarihinde geçici bir sapmadan ba§ka bir-<br />

§ey degildir.<br />

Son olarak, ônyargi, kin ve adaletsizligin yok olacagi ve tùm dùnya<br />

uluslanmn Kudùs'e haç seferine katilacagi kehanetinin dogrulanacagi<br />

konusunda inançli olahm ve bunun gerçekle§mesini umalim, "çùnkù<br />

Benim evim tùm uluslar için ibadet yeri clarak adlandirilacaktir."<br />

218


SÎYASAL SÎYONiZM VE ANTÏ-SEMÎTiZM<br />

USTUNE TARiHSEL PERSPEKTiFLER<br />

KLAUS J. HERRMANN<br />

Bùyùk Yahudi filozofu Constantin Brunner'den sôzetmeyen hiçbir<br />

Siyonizm ve anti-semitizm tarti§masi tam saydamaz. i862'de Hamburg'un<br />

Altona kasabasmda (Ortodoks) Hahamlik Mahkemesinin<br />

Ba§kani Haham Akiba Wertheimer'in torunu olarak, Leopold Wertheimer<br />

adiyla dùnyaya gelen Brunner, ùnùne Spinoza ôgretisi ùzerindeki<br />

çah§malanyla kavu§tu. Ancak, bunun da otesinde, Brunner, Yahudilerin<br />

kurtulu§u ile ilgili tùm alanlarda bilimsel ve kiçisel çali§malarin<br />

yanisira, Yahudi dù§manhgina dayali irkçilik ya da dinsel ve toplumsal<br />

muhalefet gôrùnùmù altmda sergilenen Yahudi dù§manligina kar§i<br />

sava§imda aktif biçimde yer ahyordu. Anti-semitizm ve Siyonizm'e<br />

kar§i kararh sava§imi ancak yetmi§-be§inci dogum gùnùne bir gùn kala<br />

Lâhey'de ôlmesiyle son buldu.<br />

"Yahudiler, Yahudi dù§manlarinin îrkçi teorilerinden etkilenmi§lerdir"<br />

diyen Brunner, Siyonistleri, ôgretmen olarak ùnlù îrkçi ve<br />

belge sahtekân Houston Stewart Chamberlain'i seçmekle suçlami§<br />

ve Chamberlain'in "zirvalanmn", irk konusunda hazirlanmi!; bir Siyonist<br />

kitapta hemen hemen aynen "gevelendigini" belirtmi§tir. Brunner,<br />

"Yahudi kokenli Almanlarin, nasil olup da bir Yahudi ulusundan sôzetmege<br />

ba§layabildiklerini ve en adisinden bir iftirayi nasil olup da<br />

saçmasapan hayallerine temel yapabildiklerini" anlamamn gùç<br />

oldugunu savunmu^tur. 1<br />

Brunner'in ôgrencilerinden Ernst Ludwig Pinner de, kendisinin<br />

de ônceleri bir Siyonist olmasina kar§m, Siyonistleri "ulusal duygulari<br />

hakli kilmak için Avrupa'nin en yeni saçmaligina, yani irk teorisine<br />

dort elle sarilmakla, eskiden dinsel bagnazlik ve dù§manhk<br />

için sôzkonusu oldugu gibi, §imdi de îrkçi bagnazlik ve îrkçi dù§-<br />

manhgin, ulusal duygulari zehirledigini, bugùn herçeyi hakli kilmak<br />

için bir bayrak gibi yùceltilen tek §eyin irk oldugu gerçegini kavrayamamakla"<br />

suçlami§tir. Pinner aynca Siyonistleri "îrkçi çilginlik<br />

'Constantin Brunner, Der Judenhass und die Juden, Berlin, 1918, s. 112.<br />

219


hastaligina yakalanmi§ Yahudiler" diye tanimlayarak, "... çunkii<br />

bunlar da aynen Yahudi du§manlari gibi, irk bilincinden siyasal sonuçlar<br />

çikartmi§lardir" demi§tir. 2 Pinner, Yahudileri "bagnazhk ve nefret<br />

tacirligi yapmak" suçlamasindan kaçinmakla birlikte, 3 daha<br />

sonralan bunu yapmak zorunda kalip kalmayacagi hususu da tarti§maya<br />

açiktir.<br />

Siyonizm ve anti-semitizm kavramlarini tarti§irken bu sôzlerin<br />

duygular ustundeki bùyuk etkileri dikkatle smanmah ve incelenmelidir.<br />

Yahudiler, ister Musevi diniràn izleyieileri olmalan nedeniyle,<br />

ister iddia edildigi gibi "Sami" diye adlandinlan bir îrktan geldikleri<br />

için, ya da isterse ekonomik ve toplumsal nedenlerle kar§ila§tiklari<br />

nefretten ôtùrii, tarihlerinin bùyiik bir bôlùmunde bir azmlik toplumu<br />

olarak ya§amak zorunda kalmi§lardir. Atalannin, daha dogrusu manevî<br />

atalarinm dinine olan bagliliklari nedeniyle, siirekli olarak baskilara<br />

maruz biraki'mi§lardir. Bu baskilaiin gôriilmedigi ùlkelerin sayisi<br />

en azindan Avrupa'da pek fazla degildir. Ôzellikle Nazi cehennemi<br />

sirasinda gerçekten Yahudi olan ya da îrkçi Nazi yasalari uyannca Yahudi<br />

olarak belirlenen 4.2 milyon ki§i katledilmi§tir. 4<br />

Siyonizm :<br />

Siyonizm kavrami, ônderleri ve izleyieileri tarafindan Yahudi<br />

(ya da îsrailogullan, îbraniler, Museviler) diye bilinen toplumun,<br />

ayn, ulusal bir halk olarak egemen bir siyasal birim biçiminde Filisdn'de<br />

"yeniden" yerle§tirilmesini içeren bir sômurgele§tirme hareketi<br />

anlamim kazanmi§txr. Siyonizm'i bu anlamda ilk kez 1890 ydinda<br />

Nathan Birnbaum kullanmi§tir. 1896'dan bu yana ise, Siyonizm<br />

terimi, Filistin'de bir "Yahudi ulusal yurdu" kurulmasi hedefi ile<br />

Theodor Herzl tarafindan geli§tirilen siyasal akim için kullanilagelmi§tir.<br />

Siyonizm teriminin bulucusu ile bu adi ta§iyan siyasal akimin<br />

yaraticisi arasmdaki iliçkilerin, dostluktan fersah fersah uzak bulunmasi<br />

da kendi çapinda eglenceli bir çeli§kidir. Viyana'ya Polonyadan<br />

gelen bir gôçmen ailesinin çoeugu olan Birnbaum, 1880 yillarmdan<br />

beri Mathias Acher takma adiyla Yahudi milliyetçiliginin geli§tiril-<br />

2 Ernst Ludwig Pinner, "Meine Abkehr vom Zionismus," Los vom Zionismus, Frankfurt<br />

a/M, 1928, s. 32.<br />

'Ibid., s. 33<br />

4 Howard M. Sachar, The Course of Modem Jewfsh Historv, Cleveland, 1958, s. 457.<br />

220


mesinde aktif bir roi oynamaktaydi ve Isviçre'nin Bascl kentinde Agustos<br />

1897'de duzenleiien Birinci Siyonist Kongresi'nde kendisini Herzl'<br />

in ônceli olarak sunmu§tu. Ancak gurur ve kendine hayranlikta kimsenin<br />

boy ôlçuçemeyecegi ve daha once ne Birnbaum'u, 11e de oteki<br />

Dogu Avrupa'li Siyonizm ideologlarinm admi duymu§ olan Herzl,<br />

bu onuru kimseyle payla$maga niyetli degildi ve Birnbaum'u kibirli<br />

ve inatçi bir sahtekâr olarak niielendirmekteydi. 5 Herzl sonralari<br />

§unlari yazmiçti:<br />

"Hazret, bana ve ba§kalarma yazip §eref dilendigi mekt.uplarinda,<br />

bir çogunu gôrdùgùmùz bro§ùrlerden bir tane de<br />

kendisi yazmi§ oldugu için kendisini Siyonizm'in bulucusu<br />

ve kurucusu olarak takdim etmekte...bununla da kalmayarak<br />

kendisi ile beni kar§ila§tirmaga curet etmektedir."<br />

6<br />

î§in asil eglenceli yani ise, Birnbaum'un 1899'da Siyonist akimdan<br />

tiimùyle ayrilarak, ona uzlaçmaz bir dù§manlik duyan sofu bir<br />

Yahudi durumuna gelmesidir.<br />

Tarihsel açidan Siyon, sonradan Kudiis denecek olan kente<br />

ait olacak tepelerden, Jebusitler tarafindan tahkim edilmi§ birinin<br />

adidir. Tevrat'ta "gene de Dâvud Siyon kalesini zaptetmeyi ba§ardi<br />

ve bundan boyle burasi Dâvud'un Kenti diye bilindi" demektedir<br />

(II Samuel 5:7). Boylece, Siyon once tùm Kudùs kentini, daha sonra<br />

tùm Filistin'i ve nihayet tùm k'hal adalh yisra'el, yani ïsrail'li ya da<br />

kullani-<br />

tùm Yahudi toplulugu §iirsel bir biçimde tanimlamak için<br />

lan bir kelime durumuna gelmi§tir.<br />

Siyasal Siyonizm'i tarti§irken bazi kavramlar dogal olarak tùmùyle<br />

di§arda birakilmaktadir. Boylece, Ortodoks Yahudilikte, Mesihi<br />

ya da ôlùmden sonraki dùnyaya inanan Siyonizm diye tanimlanan bir<br />

hedef, bir ôzlem, ba§ka deyi§le tùm Yahudilerin doga ùstu, kurtanci<br />

gùçlerin etkisiyle Kutsal Tcpraklar'da toplanacagi inanci vaidir. Bu<br />

manevî ozlemler, bir Malçuth §amayin ya da "kutsal duzen"in ve Tann<br />

tarafindan bir ban§ dunyasinin kurulmu§ olmasini, bu ozlemin gerçekle§mesi<br />

için ônko§ul olarak gorùrler. Siyasal Siyonistler ise, apaçik<br />

nedenlerle kutsal kitaplarda îsa'nin dùnyaya dônùp bin yil saltanat<br />

surecegine ili§kin bôlùmleri kendi hedef ve çabalanyla e§ anlamli<br />

olarak gôrmù§ ve gôstermege çali§mi§lardir.<br />

'Marvin Lowenthal, The Diaries of Theodor Herzl, New York, 1962, s. 102.<br />

6 Ibid., s. 226.<br />

221


On-dokuzuncu Yùzyddaki teologlanmn kutsal kitapta vazedilen<br />

tùm Yahudilerin bir gùn Siyon'a ve Kudùs'e donecekleri kehaneti ile<br />

ilgili tùm pasajlan radikal bir biçimde ortadan kaldirdiklan Reformcu<br />

Yahudiler akimindaise, "gerçek Siyonizm" terimi, bu kavrami,<br />

Siyonizm'in siyasal ya da ulusal-kùltùrel kullanimlarmdan ayirdetmek<br />

için kullanilmi§tir. Bu nedenle, Amerikan Reformcu Yahudilik<br />

akiminin onde gelen teologlanndan olan Haham Kaufmann Kohler,<br />

"resmî Siyonizm"i, Yahudileri "gerçek, adalet ve ban§a adamaga" 7<br />

çagiran ve dinin genel ahlâksal kullammi için sembolik bir kavram<br />

olarak geli§tirilen "gerçek Siyonizm"den ayinr. Kohler'in "gerçek<br />

Siyonizm" tammlamasi, cografî bir Filistin'e yer tanimayan Musevilik<br />

ve Yahudi anlayi§mdan kaynaklanir. 1874'te olùmùne kadar<br />

Almanya'da îlimli reformcu ya da libéral Musevilik akimmin onde<br />

gelen dù§ùnùrù Haham Abraham Geiger de diyordu ki:<br />

Geiger Kudùs'e donme ozlemlerini de bir kalemde §ôyle silmektedir:<br />

"îsrail halki diye bir §ey artik yoktur. §imdinin Li86o'larmJ<br />

gonùlleri ve ozlemlerinde de artik buna yer yok. îsrail'lilei<br />

artik bir inanç toplumu durumuna gelmi§lerdir."<br />

"Kudùs bizim için geçmi§te gerçegin ôgretisinin fi§kirdigi<br />

kutsal bir kaynak olarak kalacaktir...§imdiki harabeler<br />

yigini Kudùs ise, bizim için olsa olsa §iirsel ve melànkolik<br />

bir am olabilir, ama ruhlanmizi besleyemez.<br />

Hiçbir sevincimiz, hiçbir umudumuz, Kudùs'le ilgili olamaz...Kudùs<br />

bizim için mekânla smirlanmi§ bir yer<br />

degil, bir dù§ùncedir. Dualanmizin gerçek anlammi kavrayamayip,<br />

sôzlerinin bizi sevgimizi o yere yônelttigimiz<br />

anlaminda bir yandgiya dù§ùyorsak, bu yamlgiya yolaçan<br />

sozcùkler ortadan kaldirilmahdir."<br />

Bir ba§ka vesileyle de, Geiger, Alman vatamnda yurtta§bk haklarina<br />

sahip olmak isterken, bir yandan da gelenekleri, dilleri ve ozlemleriyle<br />

birer Filistinli olarak kalmak isteyen Yahudileri ele§tirerek<br />

bu tutarsizligi "saçmahk" olarak nitelendiimi§tir. 8<br />

'Richard J. H. Gottheil, ^ioriism, Philadelphia, 1914, s. 100.<br />

"Jakob J. Petuchowski, "Abraham Geiger, the Reform Jewish Liturgist," New Perspectives<br />

on Abraham Geiger, New York, 1975, s. 44-5; ayrica: Ludwig Geiger, der., Abraham Geigers<br />

nachgelassene Schriften, Berlin, 1875, G II, s. 241-242.<br />

222


Yahudi teolojisinde, perdenin ôteki yaninda yeralan ve geleneklerinde<br />

hiçbir degi§iklige yer tammayan Ortodoks Yahudiligin Almanya'daki<br />

en yetkili sôzcùsu Haham Samson Raphaël Hirsch de,<br />

Reformcu Yahudiligin Yahudi milliyetçiligi kar§isindaki konumuna<br />

katilmi§tir. Hirsch, ïbrani dilinde "halk" kavrammi ifade eden " W<br />

sôzcugunun yalnizca teolojik anlamda Israil'e atifta bulundugunu ve<br />

dolayisiyla îsrail'liler (Yahudiler) için kullamldiginda bunun ancak<br />

dinsel bir anlarri ifade ettigini açikça belirtmi^tir. 9 Hirsch'e gôre, Filistin'e<br />

dônu§, Tann'nin îsrail halki için hazirladigi doga-ùstù bir tasannm<br />

bir parçasiydi ve bu nedenle geiçekle§mesi Tann'ya birakilmaliydi.<br />

10 Yahudiligin Ortodoks yorumuna gôre, dua metinlerinde<br />

Siyon ve Kudiis için duyulan ôzlemler, pratik siyasetler durumuna<br />

getirilmemeli ve Tannsal duzenlemeye birakilmali, hele bir Yahudi<br />

taiafindan, yurtta§lik sorumluluklanna ters dù§ecek bir biçimde bir<br />

siyasal eylem amaci olarak benimsenmemeliydi. Gerçekten de, (Siyonist<br />

Mizraçi akimi bir yana birakdacak olursa) Ortodoks Yahudiligin<br />

dùnya çapinda anti-Siyonist ôrgùtù Agudath Tisrael, 1948<br />

yilmda Siyonist devlet kuruluncaya dek Siyonizm'e kar§i aktif olarak<br />

sava§im vermi§, hattâ Siyonistlere kar§i Arap milliyetçileriyle i§-<br />

birliginde bulunmu§tur. n<br />

Gene onde gelen Ortodoks Yahudi din adamlanndan Viyana<br />

Ba§hahami Moritz Gùdemann da, Kônigsberg Ùniversitesi Teoloji<br />

Kùrsùsù Hiristiyan ùyesi Cari Heinrich Cornill'in §u sôzlerine onaylayarak<br />

atifta bulunmu§tur:<br />

"Babil'lilerin zorladiklan sùigûn sonucu Judah, Asurlularin<br />

sùrgùnû îsrail'i nasil yokettiyse, varligini bir ulus<br />

olarak aym biçimde yitirdi. Fakat Judah, kendini Yudaizme<br />

(Musevilige) dônû§tùrdii: yikilan devletten bir kilise dogdu,<br />

dagilan halktan ise bir toplum. Ve bu Judaizm e§i<br />

gôrùlmcmi§ bir dùnya eregi saptadi kendine; dinin gelecegi<br />

ve geli§mesi, bu eregin gerçekle§tirilmesine bagliydi." 12<br />

Ba§haham Gûdemann'm, Siyonistlerin savunduklannin aksine, "'îsrail'lilerin<br />

seçilmi§ligi yolunda, buncasma yanli^ yorumlanan dog-<br />

"H.D. Schmidt, "The Terms of Emancipation: 1781-1812," Léo Baeck Institute of Jews<br />

from Germany, Tear Book I, London, 1956, s. 41.<br />

'"Mordecai M. Kaplan, The Greater Judaism in the Making, New York, i960, 9. 337.<br />

"Ibid., pp. 337-8.<br />

12 Moritz Gùdemann, Nationaljudentum, Vienna, 1897, s. 20.<br />

223


manin bir ulusal nitelik gibi yapay vc zorlama bir zeminden degil,<br />

yukarida sôziï edilen bu dinsel gôrevin gerçekle§tirilmesi gôrevinden"<br />

kaynaklandigini savunmu§tur. Ba§haham Giidemann'a gôre, bu<br />

seçilmiçlik ôzù bakimindan ulusal bagnazlik ve gurur gibi kavramlarla<br />

çelipnekteydi ve Tanri'nm eski îsrail'e antik toplumlar arasindaki<br />

kuçuklugiinii tekrar tekrar hatirlatmasinin nedenide buydu. 13 Nihayet,<br />

Viyana Ba§hahami §u sonuca varmaktadir:<br />

"Hiçbir yetkili makam, Yahudi topluluguna, kendi ulusal<br />

ôzerkligini yeniden kazanma yolunda bu 'kansiz Haçli Seferi'<br />

diye adlandmlan akimi baçlatmasi çagnsinda bulunmami§tir.<br />

Bôyle bir davrani§, tasanlarmda 'sùrgun'ùn de<br />

ku§kusuz bir anlam ta^idigi Tanri'nm i§lerine kariçmak<br />

anlamma gelirdi. Siyon eskiden de, §imdi de Yahudiler için<br />

kendi geleceklerinin bir sembolii ve tùm insanligi kapsayan<br />

bir kavramdir. Bizim dualanmizda Siyon'a dônù§ için<br />

yakari§imiz bu anlamda anla§ilmalidir; bu anlama en ters<br />

dùfgen §ey milliyetçiliktir." 14<br />

Bu birkaç ahntinin gôsterdigi ve bu biçimde sunulabilecek daha<br />

pek çok ôrnekte de desteklenebilecegi gibi, anti-Siyonizm, Ortodoks<br />

ya da Liberal-Reformcu dallan ile tùm Yahudiligin ayrilmaz bir parçasidir.<br />

Resmî Siyonizm'in Yahudiligin Siyonizm oldugu ve bugùn<br />

Israil Cumhuriyeti'nin teolojik ïsrail'in gerçekleçmesi anlamina geldigi<br />

biçiminde binlerce kez yinelenen iddialan, bu gerçek karçisinda<br />

temelsiz kalmaktadir. Ayni biçimde, Siyonizm'in Ulusal Dinci Partisi'<br />

nin iddialari da, Mesihî ve sembolik Yahudi hedeflerini, Filistin'de<br />

toprak edinmekle e§ anlamda tuttugu için kabul edilebilecek §eyler<br />

degildir.<br />

Ânti-Semitizm :<br />

Anti-semitizm kadar saçma ve içsel anlamdan yoksun<br />

kelimelerin<br />

sayisi pek azdir. Shem, Incil'de Nuh'un en bùyùk ogluna ve genel olarak<br />

yanliç biçimde "Sami" diye adlandirilan ve her bir Sami dilini<br />

konu§an Ibraniler, Aramiler, Araplar ve Etyopyalilar gibi halk ve<br />

topluluklann yaratieisi olduguna inanilan ki§iye verilen addir. Boylece,<br />

Semite (Sami), dil-bilimsel bir kavram olmaktadir ve Semitik<br />

(Sarrçice) diye adlandirilan bir dili konuçan kimse anlamma gelmekte-<br />

1S Ibid., s. 21.<br />

u Ibid., s. 41.<br />

224


dir. Samice isc, iki kola bôluncn bir grup akraba dili tammlamak i-<br />

çin kullandmaktadir : tbranice, Kenânice, Moabitce, Fenike dili, Siïryanice,<br />

Arâmice v.b. bu dilin kuzey kolunu olu§tururken, Arapça, Mehrî,<br />

Sokotri, Amharik, Tigre v.b. de gùney kolunu olu§turmaktadir. Dolayisiyla,<br />

dogru kullamldiginda Sami (Semite) sôzcugu, ana dili Samice<br />

olan bir ki§iyi tammlamakta, ancak o ki^inin îrki, ulusu, yurtta§-<br />

hgi ya da bagli oldugu din konusunda hiçbir bilgi saglamamaktadir.<br />

Belirli bir irki, belirli bir dili konuçan insanlarla e§ anlamli olarak<br />

gorme yolundaki kôtù niyetli egilim, Sami sôzcùgùnù Arapça, tbranice<br />

ve benzeri dilleri konu§an insanlari tammlama anlamina kavu§-<br />

turan Johann Gottfried Eichhorn (1752-1827) adh bir Dogu Dilleri<br />

Profesôrù tarafindan ba§latilmi§tir. Eichhorn, farkh dil "aileleri"ni<br />

(akraba diller grubunu) konu§an topluluklarm bir zamanlar tek ve<br />

uyumlu bir irk olu§turduklan varsayimindan hareket etmekteydi.<br />

Bôylelikle, Sami'ler (Semite' 1er) Avrupa'nin bùyùk bir bôlùmù, Iran<br />

ve Hindistan ait kitasinin kuzey yarisi ile sonraki gôçler nedeniyle<br />

ba§ka bôlgelerde akraba dilleri konu§an topluluklarm mensup olduklan<br />

iddia edilen Aryan (Âri) 15 îrkmdan farkli bir irk olarak kabul edilmekteydi.<br />

On-dokuzuncu Yùzyila gelindiginde ise, dilbilimciler en<br />

en azmdan tarihçe bilinen zamanlar içinde irk turleri ile belirli<br />

dilleri ya da dil gruplanni konu§an topluluklar arasinda bir ilinti<br />

bulunmadigi gerçtgini kavramaya ba§lami§lardi. Ancak Sami ve Âri<br />

gibi terimlerin ônceki kullamm biçimleri, halk dilinde çarpilmi§<br />

olarak kullanilmaga devam etdginden "Sami" sôzcûgù, hatali bir<br />

biçimde, tek ve ayn bir îrki olu§turdugu sayilan Yahudileri betimlemek<br />

için kullamhr duruma geldi.<br />

Bundan turetilen anti-semitizm sôzcùgù, modem anlamiyla ilk kez<br />

Hamburg'lu gazeteci Willielm Marr, (dû§ùnùr Friedrich Nietzsche 5 -<br />

nin kaymbiraderi) Bernhard Foerster ve Fransiz doga bilimcisi Ernest<br />

Joseph Renan'in yazilarmda 1879-1880 yillannda yeralmi§tir.<br />

Marr, terimi Renan'dan çalmi§ olabilir. Bu tarti§malar bir yana,<br />

Marr 1880'de ^wanglose antisemitische Hej'te 16 ba§hgi ile Yahudi inançli<br />

Almanlan hedef alan ve içinde nefretini kustugu bir dizi propaganda<br />

bro§ùrù yayinlami§tir.<br />

"Sanskrit arya (asil)'den turetilen Aryan (Ârî), o zaman, daha sonra Into-Germanik ve çimdi de<br />

Indo-Avrupa diye bilinen diller ailesine verilen ad oldu.<br />

16 Antisemitism, The Jewish Encyclopedia, New York, 1901.<br />

225


Yahudilerin dinsel bir azinlik olarak baskilara maruz kalmalari<br />

için anti-semitizm gibi sôzcuklerin bulunmasi ku§kusuz gerekmiyordu.<br />

Bu saçma sozcugun asd onemi, îrkçi anlaminda yatmaktadir. Bu<br />

sôzcûk bulununcaya dek, Yahudilere kar§i duyulan tepkinin nedeni,<br />

Yahudilerin dini inançlanydi; Yahudiler çogunluk tarafindan<br />

"sapma" ya da "dinsizlik" olarak nitelendirilen ve azinlikta bulunan<br />

bir inani§in izleyicileriydiler. Bùtùn bunlar, îrkçi Yahudi dii§manlinin<br />

geliçmege baçlanmasi ile ônemini yitirdi. Bu yeni akimin ônder<br />

ve izleyieileri, Yahudilerin dinsel inançlanna hiç ya da pek az ônem<br />

veriyorlar, çabalanni Yahudiligin irksal geçmiçinin saptanmasi iizerinde<br />

yogunla§tiriyorlaidi. "Yahudi îrki" diye bir §eyin, kalem erbabinin<br />

yarim yamalak dûçùnsel eylemleri ya da "ïngiliz irki"nin<br />

bir "gemieiler îrki" oldugundan sozeden On-dokuzuncu Yuzyil<br />

Avrupa dil geleneklerinin di§inda var olmadigi gerçegi, Yahudi diï§-<br />

manligi taeirleri için hiçbir anlam ifade etmiyordu.<br />

Tarihsel bir sapma olarak, Nazilerin Yahudilere kar§i yùrûttukleri<br />

kampanya sirasmda anti-semitizm tammlamasini giderek terkettiklerini<br />

de belirtmek gerekir. Daha 1936 yilinda Naziler, bu sozcugun,<br />

Sami dilini konu§an tum uluslara kar§i olmak gibi yorumlanacagimn<br />

farkina varmi§lardi. Bu, izlenen amaçla ters dù§tùgunden, Yahudi<br />

diiçmanligi alaninda onde gelen Nazi ideologlarmdan Johann von<br />

Leers, "gùttùgùmiiz ayrim, Yahudi dinine bagli olmayan oteki Sami<br />

topluluklarmi degil, yalnizea Yahudileri hedef aldigmdan anti-semitizm<br />

tanimlamasi yanh§tir" 17 diyordu. Nitekim, 1942'den itibaren Nazi<br />

ôrgutleri Yahudilere kendileri ve uydulari tarafindan Yahudi olarak<br />

tammlananlara kar§i yiirùttùkleri kampanya sirasmda, kullandiklan<br />

dilde anti-semitizm yerine "Tahudi aleyhtarligi" terimini getirmi§lerdi.<br />

tsrail:<br />

M.O. 722 yilmda aym adi ta§iyan kralligin yikilmasiyla, ÎSRA-<br />

ÏL sôzciigù, îsrailogullanni, yani k'hal adathyisra'el diye bilinen toplulugu<br />

tammlamak için kullanilmi§tir. Bôylece, bu soz, Israillilerin dini<br />

ya da daha yaygm kullamldigi ve peygamberler diye bilinenlerin<br />

ôliimsùz mesajlarmi sunduklari eski Judah kralhginda uygulandigi<br />

biçimiyle Judaizm (Musevilik) diye adlandinlan dinin izleyieileri<br />

anlamini ta§imaga ba§lami§tir. Sh'ma yisra'el, adonay elohenu, adonay<br />

"Johann von Leers, "Zur Geschichte des deutschen Antisemitismus," Theodor Fritsch, der.,<br />

Handbuch der Judenfrage, Leipzig, 1936, s. 514.<br />

226


echad (Dinle ey îsraiJ, Yaratan Tann'dir ve Tanri Tektir) sôzlerinde<br />

kastedilen, lâik ya da ulusal bir halk toplulugu degildir. Eger bôyle<br />

olsaydi, o zaman eski Israil kralhginin "on kayip kabilesi", ku§kusuz<br />

teker teker sayilirdi. Gerçekten belirtelim ki, "kayip" denen bu kabileler<br />

kaybolmami§, ôzellikle bugùn Arap ùlkelerine ait olan bôlgelere<br />

dagilmi§, dolayisiyla Arap ve bu arada Filistinli Arap halklanyla<br />

kayna§mi§tir. Ustelik, bugùnkù k'hal adath yisra'el, yani dùnyadaki<br />

tùm îsrailogullarinm bùyùk bir bôlùmù de, eski Israil ve Judah kralliklarinda<br />

ya§ayanlann fiziksel anlamda torunlari da degillerdir.<br />

Bôylece, ISRAlL bir teoloji kavrami, Israil'liler de, bu dine ya da<br />

Judaizm'e bagli olanlar anlamini kazanmaktadir. Gerçekten de<br />

On-dokuzuncu Yùzyd sùresince Avrupali ve Kuzey Afrikali Yahudiler,<br />

Yahudi sôzcùgùnùn yerine daha eski ve daha saygin gôrùnen îsrail'li<br />

sôzcùgùnùn kullamlmasini saglamak için bùyùk çabalar gôstermi§-<br />

lerdir. 18 Gùnumùze degin, Viyana, Mùnih, Karlsruhe, Nùrnberg,<br />

Wùrzburg ve Leipzig gibi kentlerde Yahudi cemaat kurumlari, Israilî<br />

(Israilitische Kultusgemeinde) sifatini kullanagelmiçlerdir. Dolayisiyla,<br />

aynen ÎSLÂM kelimesinin tùm Mùslùman toplumlarini ifade<br />

eden bir sôzcùk olmasi gibi, ISRAlL de Yahudilerin kollektif varliklarini<br />

ifade etmektedir.<br />

Filistin'de Siyonist ya da Ulusal-Yahudi devleti Mayis 1948'de<br />

kuruldugunda, bu devletin kuruculari, Filistinli Araplann ve hattâ<br />

Filistin'de yerle§mi§ bulunan Yahudilerin ônemli bir kesiminin isteklerini<br />

hiçe sayarak bu devleti, kutsal ÎSRAÎL adini vererek onurlandirmi§lardir.<br />

Aym biçimde, Siyonist sôzcùgù de, Yahudilerin kutsal<br />

gelenekleri arasindan, ôzellikle Siyon'un Mesihî ve evrensel bir anlam<br />

ta§idigi Ortodoks Yahudiligin literatùrùnden ôzenle seçilmi§tir. Bôylelikle,<br />

bilerek yaratilan karma§ikhgm nedenleri ùzerinde uzun uzun<br />

durmak gerekmez. Siyonistler Israil'den sôz ettiklerinde, aym adi ta-<br />

§iyan devleti ya da cumhuriyeti kastetmekte, bôylece dinsel bir toplum<br />

için geli§tirilmi§ (k'hal adath) kavramini, hiç bir biçimde Dâvud'-<br />

un kralliginin Tannsal buyrukla yeniden kurulmasi anlamma gelemeyecek<br />

olan Filistin'deki devlet anlaminda bilerek çarpitmaktadirlar.<br />

ISRAlL sôzcugùne Filistin'deki Siyonist devletin adi gibi sahte<br />

bir anlam kazandirmanin, bazi Siyonistler için bile kabul edilemeyecek<br />

bir §ey oldugu, Simon Rawidowicz'in hararetli protesto-<br />

18 Israeliten, Jiidisches Lexikon, Berlin, 1929.<br />

227


larindan anlaçilmaktadir. Yirminci Yuzyilin onde gelen ve parlak<br />

bir entellektuel yetenege sahip Judaistlerinden olan Rawidowicz.<br />

ya§amini kùlturel Judaizm diye adlandinlabilecek konuya adami§-<br />

tir. Kendisi Siyonist devletin adinin Israil olarak belirlenmesine<br />

§iddetle kar§i çikmi§ ve "Israilcilere" duydugu kizginligi, onlari Judaizm'in<br />

temellerini sarsmaga çali§makla suçlamaya kadar vardirmi§tir.<br />

19<br />

Sôzeuklerin kabul edilemeyeeek biçimde çarpitilmasmin bir ba§-<br />

ka ôrnegi de anti-Siyonizm diye bilinen alanda karçimiza çikmaktadir.<br />

Ne yazik ki, anti-semitik alçaklann, îrkçiliklanni anti-Siyonizm<br />

kavrammin arkasinda gizlemeye çali§malarinin ôrnckleri gôrulmu§-<br />

tùr. Beklenebilecegi gibi de, Siyonistler anti-Siyonizm'in bu kôtii niyetli<br />

kullammlarma dort elle sarilarak 'anti-Siyonizm e§ittir antisemitizm'<br />

biçiminde geli§tirdikleri sahte denklemi satmaya kalki§-<br />

mi§lardir. Bu tùr §a§irtmaca ve çarpitmalarin ornekleri sayilamayacak<br />

kadar çoktur. Bir zamanlar anti-Siyonizm'in kalelerinden biri olan<br />

Diïnya îlerici Yahudiler Birligi Yliriitme Kurulu Ba§kani Haham<br />

Richard G. Hirsch, bu denklemi andinr demeçlerde bulunmu§tur ve<br />

en onemli Yahudi orgiitlerinin ileri gelenleri arasmda anti-Siyonizm'i<br />

anti-semitizm ile ayni anlamda gôrenlerin listesi upuzundur. Bu iki-<br />

\ ùzlùlugun en iyi ôrneklerinden biri anti-Siyonist Hiristiyan kilise mensuplanni<br />

anti-semitizmle suçlayan Yahudi ve Hiristiyan Siyonistlerin<br />

tutumlarinda gôzlenebilmektedir. Bu Siyonistlerin bizzat kendileri,<br />

iddialarina gùç kazandirabilmek çabasiyla, anti-semitizmin zehirli<br />

cephaneligine el atmaktadirlar. 20<br />

Siyonizm ve Anti-semitizm Diyalektigi:<br />

Anti-semitik akim, ôzellikle 1879-80'den sonra, tarihin îrkçi<br />

kavramsallaçtinlmasi ustiine oturtulmu§ bulunmaktaydi. Bu akimi<br />

ortaya çikaran ve geli§tirenlerin bir saplanti derecesinde bagli olduklan<br />

gôrii§e gôre, Yahudiler "Aryan" uluslar içinde yabanci bir unsurdurlar,<br />

"Sami" îrkmdan gelmektedirler ve Hiristiyan dinini benimsemeleri,<br />

Yahudilerin "Sami" niteligini degi§tirmez. Bunun da<br />

ôtesinde bazi anti-semitiklere gôre, Hiristiyanlik da Yahudi olmayanlara<br />

Yahudiler tarafindan kabul ettirilmi§ti ve dolayisiyla Hiristi-<br />

19 Simon Rawidowicz, "ISRAËL, The People-The State," Judaism, II, 1953 s. 35.<br />

20 Arnold Forster ve Benjamin R. Epstein, The New Anti-Semitism, New York, 1974, bôlûm<br />

6: "The Clergy."<br />

228


yanligin da ortadan kaldinlmasi ônemli bir gôrev durumuna gelmekteydi.<br />

Bir Nazi "bilim adami" 1940'da anti-semitik akimin ba§langiç<br />

donemleriyle ilgili olarak çunlari yaziyordu :<br />

"Irkin, Nasyonal Sosyalizmin (Nazizmin) dùnya gôriï§iï<br />

içindeki ustiin ve agir basan ônemi, çagimizin Yahudi<br />

aleyhtari akimina hem biçim, hem de hedef kazandirmi§-<br />

tir. Irk ve kan, Nasyonal Sosyalist akimm anti-semitizmini<br />

yônlendiren degei saptama ôgeleridir." 21<br />

Alman împaratorunun saray rahibi Adolf Stoecker (1835-1909),<br />

"Yahudiler, kirilmami§ Samiliklerini Alman varliginin kar§isina çikarmaktadirlar"<br />

biçimindeki saçma ve îrkçi savlariyla, modem anti-semidklerin<br />

tipik bir oncusù olarak gôsterilebilir. 22 Ùstelik, papaz bu<br />

savlanni Yahudi Almanlann yurtseverliginin Yahudi olmayan Almanlarca<br />

bile eri§ilemeyecek bir dùzeye ula§tigi sirada ortaya atmi§ti.<br />

Gene de Stoecker, Yahudi Almanlann îlimli sayilabilecek diiçmanlarindan<br />

biriydi. Kendisinin dùnya olaylanni yorumlama ve hattâ yeniden<br />

diizenleme yolundaki garip plânlarma gore, Yahudilerin Hiristiyan<br />

dinini benimsemeleri ile, "Sami" irkindan gelmelerinden<br />

kaynaklanan kalitimsal eksiklikleri giderebilecekti.<br />

"Pratik Anti-semitizmin Kurucusu" unvanini gururla benimseyen<br />

Theodor Fritsch (1852-1933) ise, bôyle din degi§tirme gibi çozumlere<br />

ho§gôiùlu davranamiyordu. Kendisine "Anti-semitizmin Eski Ùstadi"<br />

(Altmeister des Antisemitismus) 2i sifati da verilen îrkçi nefretin bu çali§-<br />

kan bahçivani, "Hiristiyan ve Yahudiler" gibisinden atiflara ate§<br />

puskuriiyordu :<br />

"Judah, bir din degil, bir ulus demektir. Dolayisiyla 'Yahudilerle<br />

Hiristiyanlan' bir arada gôren ki§i, ulusumuzun<br />

yaniltilmasinda suçu payla§maktadir. Judah, her bin son<br />

kiçisine kadar Hiristiyanliga geçse de, yabanci olan ve<br />

ôyle kalacak bir ulustur. Almanlar ve Yahudiler birbirlerine<br />

dii§man iki ulustur ve bunun için butun Almanlar<br />

dinsiz olsa, buna karçilik tùm Yahudiler Hiristiyanligi<br />

geçse bile durum degi§mez...Bu, kisir bir dinsel tar-<br />

21 Josef Miiller, Die Entwicklung des Rassenantisemitismus in den letzten Jahrzehnten des 19. Jahrhunderts,<br />

Berlin, 1940, s. 5.<br />

22 Paul VV. Massing, Vorgeschichte des politischen Antisemitismus, Frankfurt a/M, 1959, s. 238.<br />

"Miiller, s. 44-45.<br />

229


ti§ma degil, iki duçman ulus arasinda bir sava§ sorunudur."<br />

24<br />

Bu anti-semidzm ôrneginin, Siyonist teorisyen Jakop Klatzkin<br />

tarafindan da aynen benimsenmesine §a§mamak gerekir:<br />

"Biz, ôzetleyecek olursak, tabii ki yabanciyiz. Biz sizin<br />

aranizda yabanci bir ulusuz ve ôyle kalmak istiyoruz.<br />

Aramizda kapatilmasi olanaksiz bûyiik bir uçurum yer<br />

almaktadir..." 25<br />

Klatzkin, Siyonizm'in dogal bir mûttefiki oldugu gôrù§u ile antisemitizmi<br />

neredeyse gôklere çikarmi§tir. Rus Çarinin Yahudileri getto'<br />

larda toplama uygulamasina §oyle alki§ tutmu§tur:<br />

"Bu, Yahudilerin Dogu Avrupa'da varhklanni sùrdurmesine<br />

dù§manlarimizin yaptigi bir katkidir. Bu 'kisitli yerle§me'<br />

uygulamasimn, bizim ulusal dâvâmiza yaptigi hizmeti<br />

gerekdgi gibi kavramahyiz. Bu barajin kaldirilmasi<br />

durumunda, Yahudilerin iilkede ôzgurce gezinmesine<br />

izin verilmesinde çogunluk içinde erime dalgasinin nasil<br />

kabaracagmi bir dii§iïniïnuz. Bize tiïm erime kapilanni<br />

kapadiklan, halkimizin daginik degil topluca, yaygin ve<br />

kan§ik degil, ayn bir birlik içinde ya§amalarmi sagladiklan,<br />

vaftiz hakkini bile kisitladiklan için bizi ezenlere<br />

te§ekkiir borçluyuz." 26<br />

Siyonist ideologlann bu en yiicesi §ôyle devam ediyor :<br />

"Bati'ya bir bakip anti-semitizmin, Yahudiligin varligini<br />

siirdiirmesinde ve ulusça yeniden dogu§umuzun tùm heyecan<br />

ve dalgalannm yeni co§kunlugunda sahip oldugu ônemli<br />

payi gormemiz gerekir... Gerçek §udur ki, du§manlarimiz<br />

Museviligin siirgunde giiçlenmesi için çok §ey yapmi§-<br />

lardir ... Deneylerimiz bize gosteriyor ki, liberaller, bizi<br />

bir ulus olarak yoketmenin yôntemlerini anti-semitistlerden<br />

çok daha iyi bilmektedirler." 27<br />

Anti-Siyonizm'i anti-semitizm ile aym §ey clarak gôrme bir yana,<br />

anti-semitizm hemen hemen evrensel olarak Siyonizm'in en yakm<br />

"Fritsch, s. 5.<br />

"Jakob Klatzkin, Krisis und Entscheidung im Judentum, Berlin, igai, s. 118.<br />

"Ibid., s. 62.<br />

"Ibid., s. 63.<br />

230


miittefiki olarak gorùlmekteydi. Theodor Herzl, gûnlûgunde Baden.<br />

Grandùkù Birinci Friedrich ile gôru§mesini §ôyle kaydetmi§ti:<br />

"Gene de kendisi benim bir devlet kurma tasanmi bùyùk<br />

bir hevesle kar§iladi. Ancak dâvâmizi desteklemesi halinde,<br />

halkin kendisini anti-semitizmle suçlamasmdan çekindigini<br />

ifade etti." 28<br />

Gôriiluyor ki Herzl, bu samimî degerlendirmeden hiç de rahatsiz<br />

olmami§ti. Anti-semitik nefret tacirlerinin Siyonistlerin yanmda kararli<br />

biçimde saf tuttuklarinm, bu irkçilarin Filistin'de bir "egemen<br />

Yahudi devleti" kurulmasi plânlariyla beslendiklerinin ve bu nedenle<br />

de kendisinin tasarilarini sonuna dek ve açikca desteklediklerinin<br />

pek iyi farkindaydi. Bu nedenle, daha sonra Deutsch-soziale Blàlter<br />

adint alacak olan ve ilk yayimcisinin ûnlù Theodor Fritsch'den ba§-<br />

kasinin olmadigi Antisemitische Correspondenz dergisi, Birinci Siyonist<br />

Kongresi'nin toplanmasim alki§hyor ve Kongre'ye, "Yahudilerin<br />

bir an once Almanya'dan ayrilarak Filistin'e yerle§meleri tasarisinm<br />

uygulanmasi" için en iyi dileklerini gonderiyordu.<br />

Herzl'in gùnlùkleri incelendiginde, Siyonizm'in anti-semitistlerin<br />

programlan ile paralelliginden zaman zaman rahatsiz oldugu gôzlenmektedir.<br />

Herzl'in yakin adami olarak bilinen, Viyana'da yaymlanan<br />

Neue Freie Pressé'nin kent haberleri editôrù Josef Oppenheim,<br />

Herzl'in Der Judenstaat adh kitabinm Londra'da Jewish Chronicle'da<br />

basilmasi ùzerine, "eger Jewish Chronicle makalesi Almanca da basilacak<br />

olursa, Yahudi aleyhtarlanna gùndogdu demektir. Tam içlerine<br />

yanyacak bir §ey" demi§ti. 29 Kendi gùnlùgùnde ise Herzl, "eger<br />

bro§ùrùm ba§anli sonuç saglai ve Oppenheim'in dùçùndùgù gibi bir<br />

anti-semitik gùrùltùye yol açmazsa, i§ler çok farkli olur" diye yazmi§-<br />

ti." 30 Gene bir Yahudi olan gazetenin sahibi Eduard Bâcher Herzl'in,<br />

Yahudilerin çevrelerindeki toplum içinde erimeyecekleri saviyla ilgili<br />

olarak "ciddî ve bùyùk kaygilar" besliyor ve "anti-semitiklerin bundan<br />

yararlanmaga çah§acaklari" gôru§ùnû ta§iyordu. 31 Nùfuslu Berliner<br />

Tageblatt gazetesinin yôneticilerinden Arthur Levysohn da Herzl'e<br />

Siyonist tasarilarina karçi sava§im verecegini yaziyor ve semitiklere<br />

bulunmaz bir firsat sagladigini belirtiyordu. Herzl ise, "anti-semi-<br />

2B Lowenthal, s. u8.<br />

Ibid., s. 88.<br />

M Ibid., s. 89.<br />

3[ Ibid.<br />

231


tiklerin bunu istismar edeceklerini ve metinden i§lerine yarayacaklari<br />

nasil olsa çekip alarak bunlari dillerine pelesenk edeceklerini"<br />

savunmasina kar§in, gùnlùgune ayni giin dù§tùgù bir ba§ka kayitta,<br />

anti-semitiklerin çabalarma tuttugu alki§tan pek de ho§nutsuz gôriinmuyordu<br />

: 32<br />

"Bugùn basimevine gittim ve sahipleri Hollinek karde§lerle<br />

gôrù^tum. Sanirim her ikisi anla§ilan birer anti-semitik. Beni<br />

buyiik bir içtenlikle kar§iladilar. Brosjùrùmù begenmiç gôrunuyorlar.<br />

Bir tanesi bana, 'birinin çikip arabuluculuk gôrevini<br />

ustlenmesinin zamani geldi de geçiyordu bile' dedi." 33<br />

Için ilginç yanlarxndan biri de, Siyonistlerin kutsal yazilannin,<br />

miizik ustasi Richard Wagner'in sagladigi tempo ile kaleme alinmi§<br />

olmasidir. Der Judenstaaf in yazildigi gunlerde, Herzl'in gùnlugùnde<br />

§u satirlara rastlanmaktadir :<br />

"Geceleri tek eglencem, Wagner'in muzigini, ôzellikle<br />

oynandigi kadar izledigim Tannehàuser operasim dinlemek.<br />

Yalnizca opéra olmadigi geceler dù§uncelerimin dogrulugu<br />

konusunda ku§kulara kapihyorum." 34<br />

Animsanacagi gibi, besteci Richard<br />

Wagner de, hattâ bu kelime<br />

yazilarda daha yerle§meden once bir Yahudi aleyhtari olarak hakli bir<br />

un saglami§ti. Wagner'in Das Judenthum in der Musik (Miizikte Yahudi<br />

Etkileri) adli a§agilayici bro§uriinde meslekta§lari Yahudi muzikçilerin<br />

ki§ilikleri ve yapitlan konusunda geli§tirdigi îrkçi zirvalar,<br />

yalniz kendi çagi için degil, tiim zamanlar için yetip de artacak nitelikteydi.<br />

Dolayisiyla, Wagner'in 1859 yilinda yaymlanan bro§ùrùnii<br />

"Yahudilige kar§i son, fakat Almanya'da kesin sonuçlu sava§i ba§latmi§<br />

olmasma" §a§irmamak gerekir. 35 Bu durumda, Siyonizm'in kutsal<br />

kitabmm, Wagner'in muziginin etkisiyle kagida dôkulmii§ olmasi<br />

Siyonizm'in felsefesine oldukça uygun dù§mektedir! Fakat herhalde,<br />

Herzl'in en buyiik "yapit"ma yapdacak en bùyùk hakaret de, Siyonist<br />

fsrail devletinde kùltùr bekçilerinin, Wagner'in mùziginin Siyonizm'in<br />

temel belgesine ilham saglayan bu mùzigin halka dinletilmesine bugune<br />

kadar izin vermemeleridir.<br />

"Ibid.<br />

33 Jbid., s. 91.<br />

"Léon Kellner, Theodor Herzls zionistische Schriften, Berlin, 1904, s. 18.<br />

"Fritsch, s. 12.<br />

232


1908 yilinda ba§kanmin etkisiyle anti-semitizm ideolojisini<br />

resmen benimsemi§ olan bir ôrgiit "Pan-Cermen Birligi"dir (Der<br />

Alldeutsche Verband). Aslinda, Heinrich Class adim ta§iyan bu ba§kanin<br />

da gôruçlerini kabul ettirmek için fazla uzun boylu çabalara gereksinimi<br />

yoktu, çùnkù ôrgùt, "Alman irkina ve kamna yabanci bir<br />

unsur" olarak gôrùlen Yahudilere z.aten oldukça dù§man bulunuyordu.<br />

Class'in rehberligiyle dernegin tùzùgù yalnizca Yahudilerin degil,<br />

Yahudilerle evlenmi§ olanlann ya da Yahudi akrabalan bulunanlann<br />

da ùye olmalanni ônleyecek biçimde degi§tirilmi§ti. Class, and-semitizmin,<br />

kendisinin "daha yirmi yaçmdayken maddî ve manevî bir<br />

parçasi durumuna geldigini" itiiaf ediyor ve "daha sonraki siyasal ya-<br />

§antisini etkiledigini" sôyliiyordu. 36 Bu adam, aym zamanda, Siyonizm'in<br />

en etkili destekçilerinden vehayranlanndanbiriydi. Class 1912'<br />

de Daniel Frymann takma adiyla Ben Kayzer Olsaydim baçlikli ve iki<br />

yildan daha kisa sûre içinde be§ baski yapan bir kitap yayinladx.<br />

Class bu kitabmda anti-semitik programini açiklarken en saglam tamklan<br />

olarak Siyonistleri gôstermekteydi :<br />

"Kùltùrùmùzùn tùm ùrùnlerine katilmalarma kar§m Alman<br />

olmayan, çùnkù temel farkliliklari nedeniyle isteseler<br />

de Alman olamayacak Yahudileri yabanci bii irk olarak gorenler<br />

sevinsinler, çùnkù bizzat Yahudiler arasinda bile<br />

Siyonizm denilen milliyetçi akim giderek daha fazla yanda§<br />

topluyor. Siyonistlere §apkalarimizi çikartmaliyiz ; kendileri,<br />

Yahudilerin, degi§tirilemez ozellikleri ile ayri bir halk<br />

olduklarmi açiklik ve dùrùstlùkle itiraf ediyorlar...Kendileri<br />

ayrica Yahudi yabancilarin, içinde ya§adiklan ulusla gerçek<br />

biçimde kayna§malarina dogal irk yasalannin elvermedigini<br />

de aym açikhkla itiraf ediyorlar...Siyonistler, Yahudi<br />

dii^manlannin, irk teorisini benimseyenlerin herzaman soylediklerini<br />

dogruluyorlar. Kendileri, tùm halklanna oranla kùçùk bir<br />

grup olu§turuyorlarsa da, vazettikleri gerçeklei hiçbir<br />

zaman yadsinamaz. Almanlar ve Yahudi milliyetçileri<br />

Yahudi irkmin yokedilemeyecegi konusunda aym gôru,§ù<br />

payla^iyorlar. Ôyleyse, Almanlan, bundan gerekli siyasal<br />

sonuçlan çikaima hakkindan kim yoksun birakmak isteyebilir"<br />

Class, daha sonra bu sozùnù ettigi sonuçlan, "Yahudi sorunu"<br />

diye adlandirdigi sorunun çôzùmù için hazirladigi ônerilerde<br />

36 Massing, s. 252.<br />

233


siralamaktadir. Yahudilerin her tiirliï kamu gorevinde çah§malan<br />

engellenmeli, seçme ve seçilme hakkmdan yoksun birakdmab,<br />

hukuk, ôgretmenlik ve tiyatro yôneticiligi gibi meslekler kendilerine<br />

yasaklanmalidir. Kadrolannda Yahudilerin yeraldigi gazetelerin<br />

bu durumu açiklamalan zorunlu kihnmali ve "Alman" sayilabilecek<br />

gazetelerin sahipleri ve yazarlari arasinda Yahudi bulunmamasma<br />

ôzen gôsterilmelidir. Ticarî bankalann yôneticilerinin Yahudi<br />

olmasxna izin verilmemeli ve Yahudiler ne toprak sahibi olabilmeli,<br />

ne de kiralayabilmelidirler. Ayrica, Yahudiler, Yahudi olmayanlara<br />

oranla iki kat vergi odeme zorunda birakilmalidir. Heinrich Class'in,<br />

Adolf Hitler'in iktidara gelmesi iïzerine, Reichstag'm (Alman Parlâmentosu)<br />

onur iiyesi yapilmasina §a§mamah. 37<br />

Siyonist-Milliyetçilerin Yahudilerin Avrupa toplumu içindeki<br />

yerleri konusundaki dù§uncelerine bir ba§ka destek de Theodor Fritsch'<br />

den gelmektedir. Siyonist ideolojiye olan hayranligmi Der Hammer<br />

adli dergisinde§ôyle dile getiimi§ti:<br />

"Biz Siyonistleri Yahudilerin en dûriist unsurlari olarak gormege<br />

devam ediyoruz. Çûnkù onlar Yahudi olmayanlarla<br />

kayna§manm olanaksizligi gibi iki ayri îrkin birbirlerinin geli§mesini<br />

ve kultùrùnu kar§ihkh olarak engelledikleri gerçegini<br />

de kavnyorlar. Onun için, biz de Siyonistler gibi iki<br />

toplumun 'net bir biçimde ayrilmasini' ve îbranilerin, ôzel<br />

bir Yahudi yurduna yerlc§tirilmelerini istiyoruz..." 38<br />

Siyonistlerle Yahudi aleyhtarlarimn bu koalisyonuna kar§i koymak<br />

ïç'n Libéral Yahudilik Dernegi içinde yeralan Alman Yahudi<br />

Topluluklarmin onde gelenleri, 1912'de bir Anti-Siyonist Komite kurdular.<br />

Çogunlugu aile reisleri olmak uzere Mayis 1914'de 1007 iiyeye<br />

sahip olan bu komite "Alman Yahudilerini aydinlatmak ve Siyonizm'e<br />

kar§i sava§im" gorevini benimsedi. 39 Aslinda, komite belliba§h Yahudi<br />

dernekleri adma eylemde bulundugundan, iiye sayismin çok uzerinde,<br />

yarim milyon kadar Alman Yahudisini temsil etmekteydi. Yayinladigi<br />

bir dizi bro§iirde Siyonizm'e kar§i en çiddetli suçlamalari yôneltmekte<br />

duraksamiyordu. Houston Stewart Chamberlain tarafindan yazilan<br />

ve yiizeysellikle kendini ôvme sanati alaninda e§siz bir ornek sayilabilecek<br />

On-dokuzuncu Yiizyihn Temelleri adli "garip" kitapla ilgili<br />

"Paul W. Massing, Rehearsal for Destruction, New York, 1949, s. 247.<br />

38 Der Hammer (Leipzig), Ocak 1922.<br />

39 "Antizionistisches Komitee, Handbuch der jûdischen Gemeindeverwaltung, Berlin, 1913. s. xiii;<br />

ayrica: Protokoll des Antizionistisches Komitee, 2 Mayis 1914.<br />

234


olarak komite tarafindan yaymlanan bir raporda,<br />

Chambeilain'in<br />

ideolojisine lâyik oldugu" yanit verilmekte, "çagimiziu anti-semitizminin<br />

irkçi nefret oldugu saptandiktan sonra §ôyle<br />

denmektedir:<br />

"Vc bu §oven, ulusal îrkçi çilgmlik, Siyonizm'in teorik temeli,<br />

ruhsal topragi olmaktadir! Onun somut tipolojik yônleri<br />

ve etkinligi bu teoriden kaynaklanmaktadir. Bu yadsinamaz<br />

gerçek, aslmda, bu sahte Mesihî akimin en acimasiz<br />

ele§tirisini de olu§turuyor. Bu durumdan Siyonizm'in nitelikleri<br />

ve belirtilerine ili§kin tùm sonuçlar çikanlmali,<br />

Siyonizm'in îrkçi anti-semitizmle, Yahudilere bunca aci çektiren<br />

bu illetle ayni bataklikta filizlenip geli§tigi kavranmalidir.<br />

Rengi ister Ârî anti-semitik, ister Ulusal-Yahudi<br />

olsun, zehirli bir kuyudan çekilen suyun niteligi aynidir<br />

ve dùnyada hiçbir gùç bu sudan sagliga yararli bir<br />

içki yapamaz. Ulusal demagoji ve îrkçi anti-semitizmin,<br />

kùltùre kar§i içlenen suçlar oldugu gôrù§ùnu ta§iyan herkes<br />

-herkesin bu gôrù§te olduguna inaniyoruz- ayni biçimde<br />

bu sakat dù§ùncelerin Yahudi giysileri giymi§ ikiz karde§ini,<br />

yani ulusal Siyonizm'i de mahkûm etmelidir, çùnkù<br />

bunun yikici etkileri de berikiyle e§it dùzeydedir." 40<br />

"Siyonistlerin gôrù§ açilan, anti-semitiklerinkinin benzeridir.<br />

Hattâ, ikisinin eylem çerçeveleri içindeki farkliliklar,<br />

ônemsiz sayilacak kadar azdir. Anti-semitizm<br />

gibi Siyonizm de uyumsuzluk, ho§gorù yoksunlugu, adaletsizlik<br />

ve kar§itini kavrayamamak gorùnùmleriyle kendini<br />

belli eder...Kendini Yahudilerin mallarma, ozgùrlùklerine<br />

ve onurlarina kar§i en utanmazca komplolarla ortayakonan<br />

anti-semitizm ile Siyonizm arasindaki uyu§ma, Siyonizm'in<br />

de anti-semitizm gibi egemen bir mevki kazanmasi durumunda<br />

ku§kusuz daha açik seçik izlcnebilecekti. Bunlardan<br />

birine yoneltilebilecek herhangi bir suçlama, aynen<br />

otekisi için de geçerlidir. Siyonizm'in etkisinde kalan<br />

zayif iradeli kimseler bilmelidirler ki, farkmda olmaksizm<br />

anti-semitizmin savlanni benimsemektcdirler.<br />

"Bunlar bu davrani§lariyla ikiz karde§i anti-semitizm gibi<br />

Siyonizm'in de yalnizca Yahudi dini ile degil, ahlâk ilke-<br />

40 Antizionistisches Komitee, Schriften zur Aufklàrung iiber den Zionismus, Nr. 2, Der Zionismus :<br />

seine Theorien, Aussichten und Wirkungen, Berlin, 1913, s. 11-12.<br />

235


lerine sahip her dinle tam bir çeli§i olu§turdugunun kamtlanmasina<br />

katkida bulunmaktadirlar." 41<br />

Yahudi anti-Siyonistler, anti-semitiklerin îrkçihklarmi te§hir<br />

etmege çabalarken, Siyonistler anti-semitiklerin hedeflerinin gerçekle§mesini<br />

kolayla§tiracak eylemlere dalmi§ balunmaktaydilar. Ôrnegin,<br />

Fransa'da ùnliï arkeolog Salomon Reinach, anti-semitikler tarafindan<br />

kendi amaçlarina hizmet etmesi için bulunan "Yahudi îrki" iizerine<br />

yazdigi incelemede bôyle bii îrkin varligmi reddedince, L'echo Sioniste'<br />

in sayfalarmdan saçilan §im§eklere hedef olmakta gecikmemiç ve<br />

"çogunluk içinde e;ime yanlilarmin, kendileriyle Yahudi olmayan<br />

dùnya arasindaki her er.gelin yikilmasi için son ve en ùst dùzeydeki<br />

çabaya destek olmakla",.suçlanmi§tir. L'echo Sioniste anti-semitik ideolojinin<br />

bu son derece saçma savunusuna bir de tùy dikmek ùzere,<br />

1904'de bir Siyonist ara§tirmaci olan Hermann Jacobsohn'un kafatasi<br />

ôlçùmleri ùzerindeki katkilanna yer vermi§tir. Hint-Avrupa ara§tirmalarmda<br />

uzmanla§mi§ bulunan Jacobsohn, be§ yazi olarak yaymlanan<br />

dizisinde ayn bir "Yahudi îrki tipi"nin varligini kanitlamak<br />

için, kafatasi ôlçùleri, saç ve gôz rengi vb. konulanndaki tùm bilgi<br />

hazinesini ortaya sermi§tir. 42<br />

Aym yil içinde onde gelen bir îngiliz Yahudi bilim adami ve<br />

siyasetçisi Siyonizm konusundaki gôrù§lerini §ôyle ôzetlemi§tir : "Siyonizm'in<br />

oluçturdugu tehlike, bu ideolojinin, Yahudi aleyhtarhginin<br />

dogal ve uyumlu bir mùttefiki, aym zamanda gerekçesi olmasidir." 43<br />

41 Ibid., s. 20.<br />

42 Michael R. Marrus, The Politics of Assimilation, Oxford, 1971, s. 271.<br />

"Lucien Wolf, "The Zionist Péril," Jewish Quarterly Review, October 1904, s. 22-23.<br />

236


SiYASAL SÎYONiZM:<br />

BÎR YAHUDÎ ELE§TiRiSÎ<br />

GARY V. SMITH<br />

10 Kasim 1975'te dùnya nùfusunun % 93'e varan bir çogunlugunu<br />

temsil eden devletlerin delegeleri, Birle§mi§ Milletler'de Siyonizm'i<br />

"îrkçihgin ve irk ayriminin bir biçimi" olarak tanimlayan karar<br />

dogrultusunda oy kullandilar. Genel Kurul'an bu karari, irk aynmma<br />

kar§i dùnya yùzeyinde sava§ veren ve B.M., bôlgesel konferanslar ve<br />

orgùtleree de desteklenen bir dize hareketin en son ôrnegini clu§turmaktadir.<br />

Amerikan Siyonistlerinin B.M.'in bu karanna tepkisi hemen<br />

ve tahmin edildigi gibi cldu. Amerikan Yahudi Kongresince The New<br />

York Times gazetesine tam sayfa verilen bu ilân ba§laginda §unlar vardi:<br />

"Yahudi olmaktan gurur duyuyoruz. Siyonist olmaktan gurur duyuyoruz."<br />

ileri surùlenler arasinda bu kez de §unlar bulunuyordu:<br />

"Yahudi halkinm bir Yahudi devleti, yani îsrail'i kurma hakki încil'in<br />

sôzùne ve 'Geleeek Yil Kudùs'te' 1 duasi ile sona eren iki-bin<br />

yillik olu§uma dayanmaktadir." Yahudiligin kutsal inançlanna siyasal<br />

Siyonizm'in ilkeleri yoluyla ula§ildigina dair efsane bir kez daha ileri<br />

sùrùlùyordu.<br />

Siyonizm'i Yahudilikle e§itlemek, Siyonist akimm en eskimeyen<br />

propaganda ba§arilanndan birisi olarak dogrulanmi§tir. Bu e§ anlamli<br />

i§lemin etkisi, siyasal Siyonizm'in Yahudiligin ozùnde oldugunu<br />

yayan yanh§ izlenim olmu§tur. Bu dù§ùnce biçimini birkaç yil once<br />

bir yazida cesaretle dile getiren Michael J. Rosenberg demi§ti ki:<br />

"Modem îsrail devletinin merkeziyetini kabul etmeyen gôzlemci<br />

Yahudi kendi kabul gôrmedigi gibi, varligina bile nadiren<br />

katlanilir." 2<br />

Siyonist du§unceyi geli§tiime çabasmda, geleneksel "Siyon A§ki"<br />

ile Yahudi devletinin yeni ba§tan kurulmasi arasindaki ele§tirel aynm<br />

muglakla§tirilmi§ ve dùnyacil uçlara dogru çarpitilmi§tir. Bununla<br />

birlikte, uygun bir açidan bakildiginda, bu farkhhk manevî gelenekle-<br />

1 The New York Times, 3 Arahk 1975.<br />

2 James A. Slecpcr ve Alan L. Mintz, der., The New Jews, New York, 1971, s. 82'de "Israël<br />

without<br />

Apology."<br />

237


i en yiice sayan Yahudilerle Yahudi diïnyacil milliyetçiligi ve Siyonist<br />

devleti, Yahudi ideallerinin gerçekle§mesi olarak gôrenler arasinda<br />

niçin az ya da hiçbir uzla§ma saglanamadigimn nedenleriri gôsterir.<br />

Milliyetçilik konusunda uzman olan çagda§ Amerikan tarihçisi merhum<br />

Hans Kohn, "Siyon'a" olan geleneksel ôzlemi, dindar Yahudilerin<br />

"Tann Tapinagi"nin bulundugu yere dônù^lerini dile getiren manevî<br />

tutku olarak tanimlar. Siyon'a ula§mak Tanri'nm buyruklarindan<br />

§a§mamakti :<br />

"Siyon Tanri'nm sôzune uygun olarak ya§amak anlamindaydi.<br />

Bu tiir bir ya§am agir bir gôrevdi. Incil, fbranilerin<br />

gorevden kaçmak, kendilerini bu boyunduruktan kurtarmak,<br />

'normal' bir ya§am surmek yolunda giri§tikleri çabalara<br />

ili§kin hikâyeler anlatir. Hiç bitmeyen kar§i çikma<br />

hareketleri, ta ba§ta 'Altin Dana' çcvresindeki dans ile<br />

ba§lami§ti. Hâlâ da devam ediyor. Bu olay Yahudi tarihinin<br />

birle§tirici baglanndan bir tanesi olmu§tur..." 3<br />

Peygamberden kaynaklanan Yahudilik, ôteki uluslàri taklit ederek<br />

giiç ve iktidar pe§inde ko§mak gibi çekici ôgelere kar^i, ahlâk, adalet<br />

ve merhamet ilkesini ôgretti. Kuiulan eski devletler kisa sùrede yikildi<br />

ve istilâ edildi, fakat Yahudiligin ya§ami siyasal kabugunu a§arak<br />

sùrdu ve yeryuziinde manevî bir gùç olarak geli§ti. Buna kar§ilik,<br />

siyasal Siyonizm'in gerçek ozii etnik ve bôlgesel yônelimidir. Siyonizm'<br />

den yana olan Yahudi halki kavrammi ve Siyonist bir devlet kurulmasini,<br />

Yahudiligin ba5hca zaferi olarak gorùrler. îsrail eski Baçbakam<br />

Golda Meir'in sôzleriyle, Filistin'de Yahudi egemenliginin yeniden<br />

kurulmasi "devrimlerin en bùyiigùdûr." 4 Michael Rosenberg gibi,<br />

Golda Meir de Yahudi mil fiyetçiligini ve Yahudi siyasal gucùnù Yahudilerin<br />

binlerce yil Filistin diçmda kalmalarinm toplam etkisinden<br />

daha biiyiik onemdeki statuye yiikseltmek biçimindcki Siyonist ideolojik<br />

gôru§ii yansitmaktadir. Gerçek anlamda, sûrgunden sonra dagilan<br />

Yahudilerin dinsel anlamdaki hedeflerine her inani§ ve /ya da bunlarm<br />

insanliga katkilan, gôzoniine hiç alinmami§ ya da en az ôneme indirgenmi§tir.<br />

Boylece, Siyonist devlet, modem Yahudi devrimi olarak<br />

ortaya çikmaktadir.<br />

Modem siyasal Siyonizm'in kokleri, manevî Siyon'a donus-le ilgili<br />

peygamberee giri§imde degil, On-dokuzuncu Yiizyil Yahudi var-<br />

3 "Zion and the Jewish National Idea, " Menorah Journal, C. XLVI (Sonbahar-Ki§ 1958),<br />

s. 18.<br />

4 Yeshiva Ûniversitesinde (New York) 8 Mart 1973'de konu§ma.<br />

238


liginin toplumsal-siyasal ko§ullannda, ôzellikle de Dogu Avrupa'daki<br />

anti-semitizmin uygunsuz hareketlerini degi§tirmek çabalarinda yatar.<br />

Siyasal Siyonizm Bati Avrupa kùltùriine açilmi§ Yahudilerin ôncùlùgiïnde,<br />

kismen Bati Avrupa Yahudilerinin kùltiirel yoldan biitiïnùyle<br />

erimelerine ve baski altindaki Dogu Avrupa Yahudilerinin<br />

kendi mahalleri içinde bir çe§it hapsedilmelerine seçenek olarak sunulmuçtur.<br />

Siyasal Siyonizm'in "kurucu babalarmda" dindar Yahudilerin<br />

dinsel §evki yoktu; onlarm Yahudi yurduistegi On-dokuzuncu Yiizyil<br />

Avrupa milliyetçiligi gibi biçimlenen ve Yahudi varligim etnik ve<br />

belirli topraklarla sinirlayarak normalle§tirme yolunu arayan diinyacil<br />

bir arayiçti. Yahudi Aydinlanma Çaginm uriinleri olan Léo Pinsker<br />

ve Theodor Herzl, ùmitsiz bir biçimde anti-semitik siyasal bir dunyada<br />

Yahudilerin gûçsùzlùgiinun uzûntùsiinù duydular. "ilerici Yahudilerin<br />

yutsever duygularmi yeniden uyandirmayi" istediler ve Yahudi<br />

kitlesine "bilinçli bir Yahudi siyasal eylemi" mesaji vermeyi savundular.<br />

Yine onlar, Yahudilerin ulusal bir varlik olu§turduguna ve ôteki<br />

uluslar gibi olmalari gerektigine inandilar. Bu durum artik onlarm da<br />

"uluslar aiasinda yabanci" olmayacaklari bir anayurt gerektirmekteydi.<br />

Yirminci Yuzyila girerken, siyasal Siyonizm,Yahudi sorununun çôzùmiinde<br />

olasi bir kaç seçenekten biri olarak ortayaçikti. Bununlabirlikte,<br />

Yahudilerin Siyonizm'e ilk tepkileri oldukça duçmancaydi. Dinsel<br />

Yahudiligin ileri gelenlerinin birçogu, Siyonist inançlan her yayildiklan<br />

yerde ele§tirdiler. Hattâ, 1897'deki ilk Siyonist Kongresinin<br />

toplanti yeri, Alman Hahamlar Yuriitme Kurulu ve yerel Yahudi<br />

toplumu gôrevlilerinden gelen sert anti-Siyonist tepkiler nedeniyle,<br />

Mùnih'ten îsviçre'nin Basel kentine almdi. Siyasal Siyonizm'e kar§i<br />

Filistin ile Orta ve Bati Avrupa Yahudilerinden gelen muhalefet, din<br />

ve siyaset, yani Tevrat'in kutsal sôzleri ve kùçùk politikacilann diinyacil<br />

kaygilari arasindaki aynmi vurguladi. Bu duruma ôrnek, Kudûs<br />

aynlikçi toplumundan Haham Joseph Hayyim Sonnenfeld'in<br />

bir Macar meslekdaçma 1898'de yazdigi "kirletici taraf'tan geldigi<br />

için Herzl'e, "Tek Varhgi"; yadsidiklan için de Siyonistlere §iddetle<br />

çatan mektuptaki tavndn. Sonnenfeld, "onlar, ayni zamanda, îsrail<br />

ile ôteki uluslar arasmdaki butùn fark ve ayrimm milliyetçilikte, kanda<br />

ve îrkta yattigi, iman ve dinin yiizeysel oldugu dù§iincesini de ileri<br />

siirdùklerini" yaziyor. 5 Ortodoks Agudath îsrail akiminin onde gelen<br />

5 Emile Marmorstein, Heaven at Bay : the Jewish Kulturkampf in the Holy Land, Londra, 1969,<br />

s. 79-80'den Der Tid (New York), 25 Haziran 1965.<br />

239


teorisyenlerinden olan Isaac Breurer, Siyonizm ve Agudath Israil<br />

arasindaki çati§manm "Babil kargaça giinù" ve "Sina gùnii" arasindaki<br />

çati§ma olduguna inanmi§ti. Siyasal Siyonizm'in Filistin'e<br />

"bo§ elle" geldigini ve geçmi§ çaglarda ôteki uluslann kendi ya§amlarinda<br />

gôrmedikleri hiçbir dù§ùnceyi gôrmediklerini savundu. 6<br />

A.B.D. ve Ingiltere'deki Reformcu Yahudilik de siyasal Siyonizm'in<br />

amaçlarma kar§i çikti. Daha 1885'de, Amerikan Hahamlan<br />

Merkezi Konferansi Pittsburg Programmda Yahudilerin dinsel bii<br />

toplum olu§turduklari ve artik bir ulus olmadiklan ilkesini kabul etti.<br />

1897'de Merkezi Konferansin Sekizinci Yilhk Toplantismda bir konu§ma<br />

yapan Haham Isaac M. Wise, o yil Basel'de Birinci Siyonist<br />

Kongresinde kabul edilen siyasal Siyonist "tasan"yi, "dù§ùnceden<br />

yoksun bir utopya...hasta zihinlerin geçici bir sarhoçlugu, Israil'in<br />

kutsal dâvâsmi sagliksiz politikacilarin deli dansma çevirmesi" biçiminde<br />

tanimlami§ti. 7 Amerikali Haham Kaufmann Kohler'e gore,<br />

Reformcu Yahudiligin en ba§ta gelen ilkesi "Yahudiligin Tanrisimn<br />

bir kabile Tanrisi olmamasi gibi ulusal bir din olmadigi gerçekler ve<br />

ahlâkm evrensel bir sistemi" olduguydu. 8 Kohler, manevî Siyon'un,<br />

insanhk için, insan iradesiyle olu§turulamayacagmi ve yine bir bôlge<br />

§cridinin sahibi biçiminde yorumlanamayacagini vurgulami§ti. Yùzyilm<br />

bitiminde, Ingiltere'de Libéral Yahudiligin kurucusu Claude<br />

Montefiore Siyonist ônderligin "Yahudi dinine çok az ya da hiç ilgi<br />

gôstermedigine" ve bir siyasal devlete olan Siyonist ôzlem ile Yahudiligin<br />

"ya§ayan ve ruhsal bir gùç" olarak sùrùp gitmesini isteyenler<br />

arasinda temelden bir çati§ma bulunduguna içaret etmi§ti. 9<br />

Siyonizm hakkinda, Yahudiligin Ortodoks ve Reformcu gibi farkh<br />

dinsel açilanndan ortaya atilan bu tùr temsilî gôru§ler, Yahudilik<br />

simgelerinin yirmi-sekiz yildan beri Siyonist devletin siyasal yapisina<br />

a§ilandigi gùnùmùzde, ilginç birer okuma parçalan olu§turmaktadirlar.<br />

"Agudath îsrail" ve genel Refoimcu akimin Siyonizm'e kar§i<br />

koymayi terketmelerinin ve giderek onunla bir i§birligi iliçkisine<br />

6 Leo Jung, der., Judaism in a Changing World, New York, 1939, s. 189'da "The Challenge<br />

to Israël."<br />

'Central Conférence of American Rabbis, Tearbook, C. VII (1897), s. xii.<br />

"Alumni Association of the Hebrew Union College, Kaufmann Kohler : Studies, Adresses and<br />

Personal Papers, Philadelphia, 1939, s. 330-311'de "The Faith of Reform Judaism." Bu yaztnm<br />

asli §urada yayinlanmiijti: Menoral Journal, C. II (Çubat 1916), s. 8-15.<br />

'Michael Selzer, der., ^'oniim Reconsidered : the Rejection of Jewish Normalcy, New York, 1970,<br />

s. 64'de "Nation or Religious Community"<br />

240


girmelerinin bir sonucu, Israil'de yapdan seçimlere katdan, ya da<br />

"menfa"daki genel Siyonist. dâvâlanna sahip çikarken yurùtùlecek,<br />

siyasal rekabet ve iktidann semeresini alabilme yeteneklerinde yatar.<br />

Birçok Ortodoks Yahudi ve bazi Hassidik mezhepler, Siyonist<br />

devletin lâik milliyetçiligine hâlâ kar§i koyuyorlarsa da, siyasal Siyonizm'e<br />

muhalefet Yahudiler arasinda geni§ bir biçimde desteklenmemektedir.<br />

Çeçitli Yahudilerin Siyonist ideolojiyi onaylamak istememeleri,<br />

çogu kez, israil'in merkez olu§unu modem Yahudi baglihgmin<br />

temeli kabul eden Yahudi devleti yetkililerince ve dùnyaya<br />

yayilmi§ Siyonistlerce du§manlikla, hattâ nefretle kar§ilanmaktadir.<br />

Siyonizm'in Yahudilerce Kabulii:<br />

Theodor Herzl, Yahudilerin clurumunu olaganla§tirmak amaciyla,<br />

Yahudi sorununu, uluslararasi siyasal eylem aracihgiyla çôzùmleyecek<br />

ulusal bir sorun olarak ortaya koydu. Alman milliyetçiliginden esinlenerek<br />

Herzl'in anti-semitizm için ônerdigi çôzùm, onun varsayimlarmi<br />

elde tutmak, bunlan kullanmak ve onun gôrùnurdeki ebedî<br />

gazabindan, kavramsalla§tirilmi§ bir Yahudi uyruklugu için bir<br />

"anayurd" ya da devlet aracihgiyla kaçinmakti. Herzl, hernekadar,<br />

Yahudilerin siyasal iktidarlarmi ve egemenliklerini kurabilecekleri<br />

birkaç yer ongôrmu§sc de, ôzellikle Dogu Avrupali Yahudi kitlelerinin<br />

eninde sonunda bir araya toplanmalarini saglayabileeek olan Filistin'e<br />

dônu§ dù§uncesinin simgesel ônemli ve duygusal gùcunden yararlanmak<br />

için her tûrlù yônteme ba§vurdu. Herzl, "Siyon'un A§iklan"<br />

gibi daha ônceki sômurgele§tirme çabalarmi "ilginç" bulmakla birlikte,<br />

sôzkonusu çabalarin çok sayida Yahudiyi Filistin'e çekmede<br />

yetersiz oldugunu gôrmuçtu. Herzl'in inani§ma gôre, gerekli olan,<br />

giiçlii bir ulusun "sahipsiz bir toprak parçasi"ni ùstùnde "tam egemenlik"<br />

ko§uluyla bagi§lamasiydi. Yanhzca topraga gôç etmenin yetersiz<br />

oldugunu vurgulayan Herzl, sôzkonusu topraga yasal yoldan<br />

sahip çikmak için gerekli siyasal bagda§malann ônemi ùstùnde durdu :<br />

"içe sizmanm kôtù sonuçlanmasi kaçmilmazdir. Sôzkonusu<br />

bu içe sizma, yerli nùfusun tehdit edildigini hissettigi<br />

ve hukûmeti daha fazla Yahudi akimini durdurmaga<br />

zorladigi kaçinilmaz ana degin sùrer. Dolayisiyla, gôç,<br />

bizler bôylesi bir goçu sùrdùrme egemen hakkina sahip<br />

olmadikça sonuç vermez." 10<br />

'"Jacob M. Alkow, der., The Jewish State, New York, 1946, s. 95.<br />

241


Herzl, Avrupa kitasinda geli§en milliyetçiligin demokratik liberalizmi<br />

bir çe§it alaya almasmdan ve siyasal Siyonizm'in, Birinci Siyonist<br />

Kongre'nin ana hedeflerinden biri olarak, Yahudiler arasmda Yahudi<br />

ulusal bilincinin Filistin'e yoneltilmesinde ba§arili olmasmdan once,<br />

1904 ydinda oldù. Buna kar§in, Herzl, gerçekte Michael Selzer'in de<br />

gôzledigi gibi, Yahudi tarihine egemen egilim dogrultusunda uzunca<br />

bir sure yadsinmi§ statukonun yeniden diizenlenmesine çah§an<br />

"kar§i-devrim eylemi"nin temellerini atrm§ti." Bu eylem, ayni zamanda,<br />

Yahudilikle ulusalci ôzlemler ve emperyalist gûç politikalarmi<br />

uyum içine sokmakla, Filistin ùzerindeki Siyonist iddialardan<br />

kaynaklanan çali§malar iistûnde de belirleyici etkilere sahip oldu.<br />

Filistin için du§unulen egemen ad yetkisel bir biçimde kondugundan,<br />

oradaki Siyonist yerle§me gruplan Yahudi devletinin olu§turulmasi<br />

ve yonetimin ilk kurbanlan olan Filistinli Araplar tarafindan yasal<br />

olarak kabul edilmedi.<br />

Yirminci Yiizyil boyunca çe§itli Siyonist kiimeleri arasindaki<br />

ideolojik parçalanmalara kar§in, Siyonizm'in genel hedefi Filistin'de<br />

butùnuyle Yahudi ulusal niteligini saglamak ve korumakti. Filistin'de<br />

egemen olmak ve orada siyasal denetimi ele geçirmek çabasi,<br />

baçta Avrupah, sonra da Amerikan Siyonistlerinin ba§ini çektigi ve<br />

inatçi bir Arap yerel çogunlugunu banndiran toprak ùstunde bûtun<br />

haklara sahip olma savinda sômurgeci bir sava§im olarak degerlen<br />

dirilebilir.<br />

Filistin, 1922'de Osmanh Tiirk yônetiminden ïngiliz Mandasina<br />

geçmi§ti. Bundan be§ yil once, Araplann bagimsizlik istekleri Balfour<br />

Bildirisiyle sonuçlanan Avrupa'daki siyasal entrikalardan ôturii sonuçsuz<br />

birakilmiçti. Bu belgede, tngiltere, Filistin'deki Yahudi olmayan<br />

çogunlugun ve ôteki yerlerdeki Yahudilerin haklari tehlikeye<br />

dii§medikçe, anilan yerde bir Yahudi anayurdu kavramini olumlu<br />

kar§ihyordu. Bildiride kullamlan sozcuklerin muglak ve kisitlayici<br />

olmasma kar§in Siyonist onderlik bunu kamu oyu oniinde Filistin'de<br />

bir Yahudi devletinin kurucu belgesi olarak degerlendirdi. Bildiri,<br />

Filistinli Araplar için, topraklannin ve ya§amlarinm denetini ele<br />

geçirmege çali§an tngilizlere ve Siyonistlere kar§i kaçinilmaz sava§im<br />

için bir on-uyariydi.<br />

Alman milliyetçiliginin Avrupa kitasinda yukselmesiyle birlikte,<br />

Batili Yahudilerin On-sekizinci Yùzyil sonlanndan bu yana açik ol-<br />

"Selzer, s. xv.<br />

242


duklan yava§ yava§ aydinlanma ve ôziimleme sûreci bo§a çikiyordu.<br />

Nazizmin, ortadan kaldirici temel ilkesi altmda, Yahudiler ve ôteki<br />

azinliklar yok edilmek istendiler. Aryan îrkmin ùstûnlûgu adi altinda<br />

yurùtulen bu buyiik kari§iklik, Yahudilerin umutsuzca ve tek-ileti-<br />

§imli olarak Siyonist ideolojiyi bir daha du§ùnmege itti. Siyonist<br />

kuramin tezi olan ve anti-semitizmin herzaman ve heryerde var<br />

olduguna dair sav, insan ilerlemesinin hem libéral, hem Marxist<br />

çôzumlerine kar§in dogrulanmi§ gôrùndù. Siyonizm Bati Avrupa<br />

ve A.B.D. Yahudi ônderligi arasinda etkin bir gùç olarak buyûrken,<br />

Yahudi sorununun çôzùmii için ayakta kalabilecek tek çôzùmùn<br />

kendi programlari olduguna dair yasalhk kazanmak istemi için<br />

gerekli olan di§ siyasal destegi saglamada da ba§anh oldu. îsrail devleti,<br />

Avrupa Yahudiliginin ikilemine yakinhk duyan uluslararasi<br />

siyasal iklim içinde kuruldu. Ancak, bu siireç içinde, Siyonist ideolojinin<br />

içsel çeli§kileri hemen elde edilecek amaçlardan ôturii dikkate<br />

ahnmadi. Bugùn bizleri kaygilandiran da bu çeli§kilerdir, çùnkii bunlar<br />

Siyonizm ve îrkçilik arasindaki ili§kiyi açiklayici kuramsal gôrungeyi<br />

saglamaktadir.<br />

Siyonizm'in Yahudilerce Eleçtîrisi:<br />

Siyasal Siyonizm'in tùm tarihi, kendileri Yahudi olan anti-<br />

Siyonistler, Siyonist olmayanlar, kùltùrel ve insancil Siyonistler<br />

tarafindan çok iyi dile getirilmi§ ciltler-dolusu ele§tirilerle koçut<br />

gitmi§tir. Bu çali§manin amaci, birçok gruplar ve siyasal Siyonizm'in<br />

çok sayidaki ôzgùlsel ele§tirisini ayn§tirmak ya da siyasal Siyonizm'le<br />

sava§an Yahudi gruplarmin veya devinimlerini belirleyen tutumlann<br />

biçimini ya da çe§itliligini incelemek degildir. Çali§mada, daha çok,<br />

siyasal Siyonizm'in aynmci birimleri, Siyonizm'in niteligi hakkmda<br />

kuvvetli çekinceleri derin bir toplumsal-siyasal gôrù§ù sergileyen,<br />

onun kuramsal çeli§kilerine ili§kin geçerliligini hiçbir zaman yitirmeyecek<br />

savlar içeren, evrensel ve insancil degerler için çok bùyùk bir<br />

kaygiyi açiklayan ônceki tamnmi§ Yahudi ele§tirmenler ùzerine<br />

odaklaçarak vurgulanacaktir.<br />

Siyonizm, Yahudi eylem isteginin bir yansimasidu:. Yahudiligi siyaset<br />

sahnesine çikarak ve tùm Yahudilerin bagliliklan ùzerine siyasal<br />

iddialar ileri sùrerek, Yahudi tarihinin yônùnù degi§tirmege çabalami§tir.<br />

Yahudilerin anti-semitizmden ancak bir ulus-devlet çerçevesinde<br />

uzak olabileceklerini ve hedeflerine belirli bir halk olarak<br />

bôyle varabileceklerini vurgulami§tir. Fakat, 1904'de yazan îngiliz ta-<br />

243


ihçisi Lucien Wolf'a gore, Siyonizm "anti-semitizmin dogal ve sadik<br />

bir mûttefiki ve onun varligmin en gùçlù nedeni" idi. 12 Kirk yil sonra,<br />

Amerikali siyasal felsefeci Hannah Arendt gibi, 13 Wolf da, Filistin'de<br />

Siyonist bir y eniden-uluslaçtirma çabasmin Yahudilik için cidd î bir tehdit<br />

oldugunu dû§ùnmù§tù. Wolf, On-yedinci Yùzyilda sôzde kuitarici<br />

Sabbatai Zevi'nin ônderliginde Yahudilerin yeniden ulusla§tirilmasi<br />

atihminda maruz kaldiklan felâketi hatirlatiyordu.<br />

Birçok Batili Yahudi, kendi varhklarim, ezilmi§, Dogu Avrupah<br />

Yahudilerin tinsel umutlari ve duygulari çevresinde odakla§mi§ olarak<br />

kabul etmiyorlardi. Içinde bulunduklari ùlkelerin ekinsel dokusuyla<br />

iyice bùtùnle§mi§ olduklarindan, siyasal Siyonizm'i, "sùrgùn olduklari"<br />

topraklarda adim adim kazanilmi§ Yahudi gùvenligi ve ôzgùrlùklerine<br />

kar§i bir tehdit olarak goriiyorlardi. Ingiliz Hindistani Devlet<br />

Bakani Edwin Montagu, Siyonizm'i, "Birle§ik Kralhgin yurtsever<br />

bir yurtta§mca kabul edilemeyecek i§e yaramaz siyasal bir inanç"<br />

olarak deyimliyordu. 14 Balfour Bildirisine kar§i çikan Montagu,<br />

Siyonizm'in yalnizca bùtùn ùlkelerdeki Yahudi haklarmi tehlikeye<br />

sokmakla kalmayip, amaçlannm kendi mantigi geregi, Yahudilerin<br />

Filistin'de bùtùn tercihli yerlere yerle§tirilmeleri anlamma geldigini<br />

biliyordu. Montagu ve îngiliz çagda§i romanci Laurie Magnus<br />

gibi birçok Yahudi Siyonistlerin bôlùndùkleri ùlkelerde oy hakkmdan<br />

mahrum edilmeleri gerektigini savunuyorlardi. Amerikali dogu<br />

bilimcisi Morris Jastrow 1919 Paris Bari§ Konferansma gônderdigi<br />

bir açiklamada, Yahudi tarihinin yonùnùn yanh§ bir yorumlamasi<br />

olduguna inandigi siyasal Siyonizm'in "gerici" niteligine dikkatleri<br />

çekiyordu. Jastrow'a gore, Yahudiligin Filistin'de ulusal bir birim<br />

olaïak yeniden olu§turulmasina ili§kin Siyonist hedef "çift baglihk"<br />

içeriyordu. Jastrow irk ya da din temeli ùstùnde bir devlet kurulmasi<br />

giriijimini reddediyordu, çùnkù bu giri§im "bir ayirma tasansi"<br />

olu§turacakti ve ilkesel olarak "anti-demokratik" olacakti. 15<br />

Ilk Siyonist yazilann birçogunda Yahudilerin îrksal tekligi<br />

kavrami vurgulanmiçtir. Bu yazilarin temel savi, Yahudilerin ayn bir<br />

12 "The Zionist Péril "Jewish Quarterly Review, C. XVII (October 1904), s. 22-23.<br />

""The Jewish State: Fifty Years After - Where Have Hcrzl's Politics Led" Commentary,<br />

C.I (May 1946), s. 8.<br />

4 "The Anti-Semitism of the Present Government," Classified Mémorandum, 23 August 1917;<br />

Great Britain, Public Records Office, Cab. No. 24/24.<br />

15 Bari§ Konferansma iletilmek ùzere, Kongre ùyesi Julius Kahn'in 4 Mart 1919'da Baçkan<br />

Woodrow Wilson'a sundugu (ortak yazilmi§) açiklamanin tùm metni için bak: Jastrow,<br />

Zionism and the Future of Palestine, New York, 1946, s. 151-159.<br />

244


irk olu§turdugu ve ulusal dehâlarinm yalnizca Filistin'de serpilip<br />

geli§ebilecegiydi. Yahudi tarihinin bu îrkçi yorumuna kar§i Amerikali<br />

dùçùnur Morris S. Cohen 1919'da §ôyle yaziyordu:<br />

"Ulusal Siyonizm Yahudiler için kapsamh bireysel ôzgiirliik<br />

degil, grup ôzerkligi istiyor.. . Ulusal bir Yahudi Filistin'i<br />

temelde, ayri bir irk, budunsal bir din ve belirli<br />

bir toprakta gizemli inanç ustiïne kurulmu§ bir devlet<br />

anlamma gelmek zorundadir... Siyonistler temelde... antisemitiklerin<br />

îrkçi ideolojilerini kabul eder, ancak degiçik<br />

sonuçlar çikarirlar. Ank ya da ùstiin olan irk Teuton degil,<br />

Yahudi îrkidir. Her tûr erdem, aile sevgisi, idealizm vb.<br />

onun ruhunun kendine ôzgii nitelikleridir. Bu ruh yalnizca<br />

Filistin'de dal-budak salabilir, îbrani dilinde gerçek<br />

ifadesini bulur." 16<br />

Cohen, Yahudi tarihinin i§iginda, Siyonizm'i bir "sapma" olarak<br />

gôrur. Siyonizm, uzun zamandan beri silinmi§ Yahudi ulusal tarihinin<br />

kisa donemlerini yeniden elde etmege bo§ yere çabalamaktadir.<br />

Ayrica, ukçi yakla§imi "ôzgurliikçu ya da insancil uygarliga"<br />

kar§it olarak, yanh§ ônculler iistùne oturtulmu§tur.<br />

Cohen, Edwin Montagu ve Morris Jastrow gibi îrka ya da dinsel<br />

inanca ili§kin ayriliklarin olmadigi lâik bir Filistin'in kurulmasmi<br />

kuvvetle desteklemi§tir.<br />

Siyasal Siyonizm'in ruhsal bunalimi bu ideolojiye ili§kin Yahudi<br />

ele§tirisinin onde gelen temasi olmu§tur. 1898'de yazilmi§ "Degerlerin<br />

Ters-yùz Edilmesi" adli yazisinda, ekinsel Siyonist Ahad Ha'am (Rus<br />

asilli Ibrani yazar Asher Ginzberg'in takma adi), "Kutsal Kitap kilica<br />

ve Peygamberler canavara yer verirken" 17 Nietzsche yanlisi etkiye<br />

uyan bazi Yahudi yazarlarca savunulan Siyonizm'den yakimyordu.<br />

Bu tanrisiz Siyonizm Yahudiligi bir yana itmi§, yerine kabilesel Ibrani<br />

ulusçulugunu koymu§tu. Martin Buber, yirmi-iiç yil sonra, Karlsbad'da<br />

yei alan On-ikinci Siyonist Kongre'de konu§urkcn "me§rû"<br />

ve "zoraki" ulusçulugu birbirinden ayirdi. Gùnùmiïz ulusçulugunun<br />

"iktidar isterisi"ne dônii§mesi tehlikesiyle sùrekli olarak kar§i kar§iya<br />

olduguna dikkati çekiyordu. Yahudi ulusçulugu zaten "grup egoizmi"<br />

""•Zionism: Tribalism or Liberalism" New Republic, 8 March 1919, s. 183; §u kaynakta bir<br />

sonsozle birlikte yeniden yayinlandi: Cohen, The Faith of a Libéral, New York, 1946, s.<br />

326-333.<br />

"Léon Simon, der. ve çev., Selected Essays of Ahad Ha'am, New York, 1970, s. 333.<br />

245


ile yozla§rm§ti. Yahudiligin aktôresel gerekliliklerini çoktan bir yana<br />

koymu§ ve devleti kencli içinde son olarak degerlendirme siyasal<br />

olaganligi dù§ùncesiyle bezenmi§ti. 18 Buber'in siyasal Siyonizm'in<br />

Yahudi aktoresinden aynhgina kar§i duydugu ho§nutsuzluk Siyonistlerce<br />

Filistinli Araplara kar§i uygulanan haksizhklar için duydugu<br />

kaygida yansiyordu. Ihud. Dernegi'nin (Brith Shalom tinsel akiminin<br />

ardili) bir ùyesi olarak 1961'de yazdigi bir yazida §unu savunuyordu:<br />

"Yalnizea içsel bir devrim, oldiiiùcù nedensiz kin hastaligindan<br />

kalkimizi kurtaracak giice sahip olabilir...Bu hastalik<br />

bize tamamen bir yikim getirmeye mahkûmdur. Aneak<br />

bundan sonradir ki, topraklarimizdaki ya§li ve gençler,<br />

kutsal kitabin Halki ve 'uluslann i§igi' oldugumuz hakkinda<br />

bo§bogazhk edip, bagirip çagiracagimiza uzaklardan<br />

getirilen Yahudileri kasabalanna yerle§tirdigimiz,<br />

evlerini miras aldigimiz, §imdi de tarlalarmi ekip biçtigimiz,<br />

bahçelerinin, baglarinin meyvalanni topladigimiz<br />

ve kentlerini soydugumuz, egitim, hayir ve dua evleri diktigimiz<br />

bu sefil durumdaki Arap gôçmenlerine kar§i ne<br />

bùyùk sorumlulugumuz oldugunu anlayacaklardir." 19<br />

Filistin'in Siyonistlerce somurgele§tirilmesi siirecinde, Araplar<br />

perde gerisinde bahtsiz bir gôlge gibi asiliyddar. Birçok Siyonist için<br />

psikolojik olarak yoklardi ve bôylece onlann insanligini ve degerini<br />

yadsimak çok daha kolay oluyordu. Filistin'i bir Yahudi yerle§im<br />

devleti durumuna getirmek için resmî ve gayriresmî tasardarin bollugu,<br />

yerli Arap nùfusunun isteklerini ve ozlemlcrini dikkate almiyordu.<br />

Filistin, Israël Zangwill'in iddia ettigi gibi, "halksiz bir toprak"<br />

degildi; buna kar§in, Avrupa ve Amerika'da Arap çogunlugun temel<br />

haklanni ya da bôyle bir sômurgele§tirmenin Filistin'in Arap<br />

niteligi iistiindeki uzun-vadeli etkilerini dikkate almayan gôrkemli<br />

tasardar hazirlamyordu. Bu egilime ilk karçi çikan Yahudilerden biri<br />

1891'de Filistin'deki kiiçiik Siyonist koloniyi, topragm niifussuz ya<br />

da ekilmemi§ olmadigi ve de Araplarm hayvan diizeyinde vahfî<br />

insanlar olmadiklan hususunda uyaran Ahad Ha'am'di. "Filistin'<br />

den Gerçek" ba§likli yazisini §ôyle siirduriiyordu :<br />

"5 Eyliil 1921'de yapilmi§ bir konuçma olarak: "Kationalism", Israël and the World,<br />

Buber, der., New York, 1948, s. 214-226.<br />

19 JVor, Ocak-Çubat 1961; Moshe Menuhin, Jewish Critics of Z' on ' sm > Détroit, 1976, s. ai.<br />

246


"Yahudiler surgùndeki topraklarda koleydiler ve birden<br />

ôzgûrluklerine kavuçtular; bu degi§iklik onlarda despotizm<br />

egilimini uyandirdi. Onlar Araplara duçmanca ve gaddarca<br />

davramyorlardi; onlan haklanndan yoksun birakiyorlar,<br />

nedensiz olarak onlara saldinyorlar, hattâ bu yaptiklanyla<br />

ôviinùyorlar; aramizdan hiçbiri bu igrenç ve tehlikeli<br />

egilime kar§i durmuyor." 20<br />

Ahad. Ha'am, 1927'de ôiunceye degin, siyasal Siyonizm'in tinsel<br />

Yahudilikten sapmasmm yansimasi olarak Filistinli Araplara Siyonist<br />

ilgisizlige kar§i gelmeyi içeren sesini sùrekli olarak yukseltti.<br />

Yahudilerin Arap emegine kar§i uyguladiklari her tùrlû boykota<br />

kai§i durdu ve eger Siyonistlci Arap ôzlemlerine dikkat etmezlerse,<br />

Filistin'de ortaya çikabilecek kaçmilmaz sùrtù§meler konusunda<br />

uyanlarda bulundu. Balfour Bildirisi'nin "gerçek anlami" hakkinda<br />

a§in iyimser Siyonist kamu bildirilerini ele§tiren Ahad Ha'am yerli<br />

nufusun haklanni hiçe sayan yorumlara dikkati çekti. Degi§ik bir<br />

açidan yazmasina ka.r§in, Morris R. Cohen Filistin'deki Yahudi çogunlugun<br />

sôzde "iistun Ekinleriyle" (Kultur) Avrupa'nm "Totanik<br />

idealistlerine" benzettigi Siyonist "idealistlerce" ihmal edildigini,<br />

benzer biçimde gôzlemi§ti. 21<br />

Birinci Cihan Sava§i-sonrasi Avrupasinin siyasal ve ekonomik<br />

ya§ami, bu kitadaki Siyonist eylemin boyutlari ve yogunlugunu<br />

oldugu kadar Filistin'e Yahudi goçùniin tipini de dogrudan dogruya<br />

etkiledi. 1934'de Jewish Newsletter adli yayinm Amerikali kurucusu<br />

ve yazi i§leri mùdùru William Zukerman Siyonist akim içinde<br />

fa§ist gruplarin artan giicune dikkati çekiyor, yeni goçmenlerin<br />

Sol-Sosyalist Siyonistler gibi olmadiklarmi, çogunlukla parçalanmi§<br />

Avrupa orta simfmin temsilcileri olduklanni belirtiyordu. Bunlar<br />

Filistin'e de topraga a§ik olduklari için degil, burayi geride biraktiklan<br />

sosyo-ekonomik yapiya uygun olarak biçimlendirmèk için<br />

gelmi§lerdi. Zukerman'a kalirsa, bu yeni Yahudiler "fa§izmin kurbanlan"ydi<br />

ama, "aym zamanda, fa§izmi ruhsal yonden destekliyorlardi."<br />

Çogunun siyasal inançlan 1925'de Polonya'da Vladimir Jabotinsky'nin<br />

kurdugu Siyonist Revizyonist akimin sag-kanat ideolojisiyle uyu§-<br />

maktaydi. Zukerman Siyonistlerin §iddeti istenilen amaçlara ula§-<br />

mak için me§ru araçlar olarak kullanma taktiginden gitgide daha<br />

20 Hans Kohn, "Ahad Ha'am: Nationalist with a Différence," Commentary, C. XI (June<br />

I95 1 ), s. 563.<br />

'""Zionism: Tribalism or Liberalism" s. 183.<br />

24-7<br />

' Y ••


fazla yararlanmalarun onaylamiyordu. Bu yolun kabulii Yahudiligin<br />

ancak "normal çôkuntùsû"ne yol açabilirdi. Siyonizm'in "oniindeki<br />

Alman milliyetçiliginden ders almasi" gerektigini soylùyor,<br />

"artik bugùn, cehaletin ve kôrlùgun mazur gôrùlemeyecegini" belirtiyordu/'<br />

22<br />

Avrupa'da Nazizm Siyonist gruplara bir Yahudi kamusal istekleri<br />

dile getirmede etkin bir giri§im kazandirdi. 1920'lerde ve 1930'<br />

larda îççi Siyonist gruplann çogunlugunca "Fa§ist" ve "Hitlerci"<br />

diye adlandinlan Siyonist Revizyonist partinin hedefleri, 1942'de,<br />

o tarihte Yahudi Ajanhgi Yùrùtme Kurulunun ba§kam olan David<br />

Ben-Gurion'un ônerilerini Amerikan Siyonist Ôrgùtu kabul edince rcsmen<br />

onaylanmi§ti. Biltmore Programi (Yahudi goçù ile toprak ahmim<br />

simrlamak ve Filistin'de sonunda bagimsiz iki uluslu bir devlet kurmak<br />

isteyen 17 Mayis 1939 tarihli Ingiliz Beyaz Kitabini reddettikten<br />

ba§ka, bir Yahudi ordusu ve Filistin'in butuniinde bir Yahudi devleti<br />

olu§turulmasmdan yanaydi. Ônerilen Yahudi devleti çerçevesinde,<br />

Arap çogunluga azmlik statûsù tanimyordu. 1944'e gelinceye kadar,<br />

Atlantic City'de toplanti yapan Amerikan Siyonist Ôrgùtù "Filistin'in<br />

bùtùnùnde, bôlùnmemi§ ve kùçùltùlmemi§ olarak" bir Yahudi<br />

devleti kurulmasmi isteyen karan oybirligiyle aldi. Bu arada Arap<br />

çogunluga hiçbir atifta bulunulmuyor ve, Hannah Arendt'in dedigi<br />

gibi, Filistin'li Araplar,- bùyùk ôlçùde, "kendi istekleriyle goç etme<br />

ya da ikinci sinif yurtta§ olma" 23 seçcnegiyle kar§i kar§iya birakihyorlardi.<br />

Kùçuk bir Reformcu Yahudiler grubu da, Biltmore Programinin<br />

Filistin'li bir Yahudi devletine dônù§tùrùlmesi karanna kar§i çikarak,<br />

1943'de Amerikan Yahudilik Kurulu'nu (American Council for<br />

Judaism) olu§turdular. Bu grubun ilkelei açiklamasi §unu sôylùyordu<br />

:<br />

"Filistin'de ya da ba§ka bir yerde, Ulusal Yahudi Devleti<br />

kurma çabalanna bozguncu bir felsefe olarak kar§iyiz...<br />

Yahudilerin îrkçi, ulusal ve teorik yurtsuzlugunu vurgulayan<br />

bu denli teorilerin tùmùnden aynhyoruz." 24<br />

Bu Kurulun Haham Elmer Berger ve Morris S. Lazaron gibi<br />

ônderleri Yahudiligin insancil hedeflerini ôn-plânda tutmaga çaliî2<br />

"The Menace of Jewish Fascism," The Nation, 25 April 1934, s. 467.<br />

2S "Zionism Reconsidered," Selzer, s. 213.<br />

u The New York Times, 31 August 1943; Elmer Berger, The Jewish Dilemma, New York,<br />

1945, s. 246.<br />

248


§arak Siyonizm'e kar§i Yahudi tulumunu gôzler ôniine sermege<br />

çabaladilar. Haham Lazaron, Yahudi ya§ammm "ulusal ve etnik"<br />

temellerini reddederken, 1944'de §unlari yaziyordu:<br />

"Bu durumda iki tutum var. Birinde, Yahudilik evrensel<br />

ôzellikleri de olan ulusal bir dindir; ôtekinde, Yahudilik<br />

evrensel bir dindir ve Yahudiler ve kendilerini Yahudilikle<br />

ôzde§leyen herkes bu evrensel dinin sahipleri ve yorumcularidirlar."<br />

25<br />

1946 gibi oldukça geç bir tarihte, Kudiis'te Ibrani Ùniversitesi<br />

ba§kani Judah M. Magnes Filistin'de akhn egemen olmasi için çabalamaktan<br />

geri durmadilar. Filistin'in bôlunmesine kar§i çikan ve,<br />

Yahudilerle Araplar arasinda dostluk ve i§birligi ustiinde durarak,<br />

iki-uluslu bir devletin yaratilmasi dii§ûncesinden yana olan Ihud<br />

Birligi'nde, Martin Buber gibi, onde gelen biriydi. Filistin'de ôrgûtlû<br />

Yahudi terôriinû konu edinerek New York City'de bir Siyonist<br />

gruba konu$ma yapan J.L. Magnes Siyonist ileri gelenlerinin Yahudiler<br />

için bir Yahudi devletinden baçka bir seçenek olmadigi ôgretisinde<br />

bulunmalarimn yanli§ oldugunu açikladi. Siyonistlerin, içinde ba§-<br />

kalanni di§ta birakma ôzelligini taçiyan bôyle bir hedef gutmelerinin<br />

Yahudi ahlâk ôgretisine aykiri oldugunu sôyledi. Yahudi devletinin<br />

peygamberi Vladimir Jabotinsky ve onun ideolojik izleyicisi Menahem<br />

Begin'in ôgrettikleri kuvvete ve baskiya ba§vurmakti. Bunlar peygambere<br />

dayali Yahudiligin ôgretilerinden çok Micah Joseph Berdichevsky<br />

ve Saul Chernichovsky'nin kabileci anlayi§larmdan kaynaklamyorlai'di.<br />

Magnes, "bir Yahudi devleti, olursa bile, bunun ancak sava§la<br />

olabilecegini" 26 belirtiyor ve §unu soruyordu: "Bizim ulusçulugumuz,<br />

biitùn uluslannki gibi, dinsiz ve kuvvet ile §iddete mi<br />

dayalidir yoksa ruhsal bir ulusçuluk mudur" 27<br />

Siyonist devlet 1948'de, ônceden tahmin edildigi gibi, §iddet ve<br />

karga§alik içinde dogdu. Bu sure içinde, Filistinli Araplarin yuz-binlercesi,<br />

birçogu psikolojik terôrun ve Yahudi silâhlarmin kurbani olai ak,<br />

yurtlanm ve devletlerini yitirdiler. 1948'den bu yana, Araplarla tsrailliler<br />

arasinda bûyiik çati§ma Filistinli Araplann daha da miilk kaybetmesi<br />

ve îsrail denetimindeki topraklann bùyiimesiyle birlikte yùrudii.<br />

""Palestine: the Dream and the Reality," Atlantic Monthly, November 1944, s. 86.<br />

26 i7 Temmuz 1946'da yapilan bir konu§ma: "A Solution Through Force" ^tmisrn: the<br />

Dream and the Reality- A Jewish Critique, Gary V. Smith, der., New York, 1974, s. 110.<br />

"Norman Bentwich, For Zion's Sake : a Biography of Judah L. Magnes, Philadelphia, 1955, s.<br />

131.<br />

249


Ôte yandan, devletin Siyonist niteligi degi§meden kaldi. Kendinden<br />

olmayani di§ta birakan ve anti-demokratik yanlari, geni§leyen devletin<br />

toplumsal, ekonomik ve siyasal yapisinda belirginleçti.<br />

Ba§arimn biiyùk ôlçiide çiplak kuvvet, siyasal etkinlik ve etkili<br />

propagandayla olçiildugù ve bunun yanh§ olarak hakla bir tutuldugu<br />

bir çagda ya§iyoruz. Siyasal Siyonizm bu ôlçiiler içinde ba§arili olmu§tur.<br />

Buna kar§in, bu ideolojinin Yahudilerce yapdan ele§tirisi,<br />

ele§tirmenlerin Yahudilige ve /ya da evrensel, insancd degerlere ve<br />

bunlarm îrk, kiiçùk kabilesel bagliliklar ve kutsal ulus-devletler gibi<br />

kisa gôrù§lu yakla§imlarin ùstùne çikabilmelerinin bir gôstergesi olarak,<br />

bugiin de geçerlidir ve gùçliidiii.<br />

Gûnùmuzde, Siyonizm'i ele§tiren Yahudiler azalmi§ olup Yahudilik<br />

(açik ya da dolayli biçimde) îsrail devletinde kurumla§mi§ olan<br />

Siyonizm'in aynmci ideolojisi ve uygulanmasim bùyùk ôlçude onaylanmi§sa<br />

da, gelenek gene de ôlmemi§tir. Eleçtiri gelenegini ïsrail'in<br />

içinde ve di§inda biiçok ki§i ve gruplar ba§anli bir biçimde ve cesaletle<br />

siirduriiyorlar. ig72'de îsrail Sosyalist Ôrgutunden Arie Bober<br />

§unu yaziyordu:<br />

"Siyonist devlet, 1967'den bu yana i§gâl edilmi§ topraklar<br />

içinde, Filistinli Araplari yerlerinden etmek, oralara Yahudileri<br />

yerlc§tirmek ve Filisdn kar§i koymasinm butiin ifade<br />

biçimlerini ezmek için dogrudan dogruya askerî baski<br />

sistemi uyguluyor. Siyonist devlet, kendi smirlari içinde,<br />

Arap yurtta§lardan olu§an azinligi da sistemadk biçimde<br />

ulusal baski altmda tutuyor." 28<br />

Israil ïnsan ve Yurtta§ Haklari Dernegi Ba§kam israil §ahak'in<br />

1975'de yazdiklan, konusu "Siyonizm ve Irkçilik" olan bu sempozyumu<br />

dogrudan dogruya ilgilendirir niteliktedir:<br />

"Bana kalirsa, Israil devleti deyimin tam anlamiyla îrkçi<br />

bir devlettir. Bu devlette insanlar sadece (Yahudi olmayan)<br />

kokenlerinden ôtûrù, en sûrekli ve hukuksal yônde ve ya§amm<br />

en ônemli alanlarinda aynma tabi tutulmaktadirlar.<br />

Bu îrk aynmi Siyonizm'le ba§lami§ olup, bugùn daha çok Siyonist<br />

akimin kurumlariyla i§birligi içinde sùrdurùliiyor." 29<br />

'"The Other Israël : the Radical Case Against Zionism, Garden City, New York, 1972, s. 1.<br />

M "The Racist Nature of Zionism and of the Zionist State of Israël," TheLing (Americans for<br />

for Middle East Understanding adli kurulu§un yayin organi), C. VIII (Winter 1975-76),<br />

s. 10.<br />

250


SiYONiZM'i ELEÇTÎREN YAHUDÎLER<br />

HATEM I. HÙSEYNÎ<br />

On-dokuzuncu<br />

Yûzyil sonlarmda Siyonist devinimin ba§langicindan<br />

buyana, Siyonist varligin yaratilmasi sonucu Orta Dogu'da<br />

olu§abilecek çati§malar, bozulmalar ve baskimn yanisira Siyonizm'in<br />

tehlikeleri konusunda birkaç taninmi§ Yahudi yazar ve ônder uyarida<br />

bulunmuïjlaidir. Farkli ideolojik okullan temsil edenler, Filistin'de<br />

Siyonist, ba§kalarina kapah, askerî bir devletin bôlgeye bari§ getirmeyecegi<br />

ve ne Arap ne de Yahudi çikarlanna hizmet edeceginde<br />

birle§mektedirler.<br />

Bu durum yalmzca daha fazla çatiçma ve kan<br />

dokùmiine neden olacak, boylece emperyalist çikarlara hizmet edecektir,<br />

okadar.<br />

Siyonizm'in iïç ideolojik okula ayrilabilen ele§tiricileri,<br />

konuya<br />

yakla§im ve incelemede ayrilmalarma kar§m, hepsi §u amaçta birle§-<br />

mektedirler: Siyonist ideoloji ve uygulamanm eleçtirisi.<br />

1) Sosyalist-Marksçi Okul : Bu okulun en taninmi§ ùyelei i arasinda<br />

Abram Léon, Isaac Deutscher ve Maxime Rodinson gibi<br />

Yahudi<br />

du§iiniirleri vardir. Bu kùmeye Hyman Lumer, Jon Rothchild<br />

ve Larry Lockwood gibi bir grup Marksçi Amerikali Yahudiyi<br />

de sokabiliriz. Son zamanlarda, Arie Bober, Haim Hanegbi, Akiva<br />

Orr ve Peter Buck gibi birkaç Israilli Marksçi da bu okuldan dogmu§tur.<br />

2) îki Ulusun Yanyana Yaçayabilecegine Inanan Okul: Bu okulun<br />

ilk kuruculari arasinda Judah Magnes, Martin Buber ve Albert<br />

Einstein vardir. Bunlarin gorù§ùnù daha sonra Noam Chomsky,<br />

I.F. Stone ve Paul Jacobs gibi bir kisim Amerikali Yahudi de<br />

payla§ti. Bu okula katilan Israilli aydmlar arasmda Amos Kenan,<br />

Arie Eliav ve Mattityahu Peled sayilabilir.<br />

3) Insancil-Dinci Okul: Bu okulun en taninmi§ kuiucusu Ahad<br />

Ha'am'dir. Ayrica, William Zukerman, Elmer Berger, Norton Mezvi-<br />

251


nsky'nin yanisira Ortodoks Yahudilerin kurdugu Neturei Karta adiyla<br />

tamnan mezhep de bu okula dahildir.<br />

Sosyalist-Marksçi Okul:<br />

Bu okul, Siyonizm'i Yirminci Yùzyil sonlarmda varolan kapitalist<br />

burjuva Avrupa sisteminin dogal bir ùrùnu olarak gôriir. Rothschild<br />

ailesi, Herzl ve Weizmann gibi Siyonist clevinimin en onde gelen<br />

kuruculari ve destekleyicilerinin Avrupa'daki yônetici siniflarla<br />

içiçe bulunan kapitalist burjuva sinifïndan geldigini belirtir. Bu nedenledir<br />

ki, Siyonist devinimin kuruculari Tiirkiye, Almanya ve daha<br />

sonralari Ingiltere gibi emperyalist gùçlerin yônetici smiflarindan yardim<br />

istemi§lerdir. Bu yardima kar§ihk Filistinlilerin topraklari ùstùnde<br />

emperyalist askerî iis dogru i§lev gôrecek bir karakol oluçturmanm<br />

yanisira parasal açidan emperyalist çikarlara hizmet etmeyi vadetmi§lerdir.<br />

Abram Léon, Siyonistlerin ône siirdùkleri gibi Siyonizm'in bir<br />

"ulusal kurtulu§ devinimi" degil, "dogal olmayan ve bilimsellikten<br />

yoksun bir ideoloji" oldugunu belirtmekte ve sorunun temelini olu§-<br />

turan kapitalist sisteme kar§i çikmadan Siyonizm'in Yahudi sorununu<br />

çôzemeyecegini dù§ùnmektedir. Léon, Yahudilerin kurtulu§unun kapitalist<br />

ve emperyalist sistemlerin ortadan kaldirilmasiyla olabilecegine<br />

inanmaktadir. 1<br />

Isaac Deutscher Amerikan emperyalizmi ile Israil'in ili§kisini<br />

saptami§ ve bôlgedeki Amerikan çikarlarmi korumak amaciyla îsrail'in<br />

askerî bir iis gôrevini yûklendigini belirtmiçtir. Deutscher diyor ki:<br />

"îsrailliler bagimsiz degildirler. Israil'i bagimsiz kilan<br />

ôgeler bir ôlçùde, yirmi yili a§an geçmi§iyle içiçe olu§turulmu§tur.<br />

Bùtùn îsrail hùkûmetleri îsrail'in varbgini<br />

'Bati'ya uyumlu' olmaya dayami§lardir. Yalmz ba§ma<br />

bu durum îsrail'i Orta Dogu'da Bati'nin karakolu yapmaya<br />

yeterli olmu§, bôylece kurtulu§lari için sava§im veren Arap<br />

halklan ile emperyalizmin (ya da yeni-sômùrgecilik)<br />

arasindaki bùyùk çati§maya kan§tirmi§tir." 2<br />

Deutscher îsrail'in 1967 sava§mda Misir'a indirdigi darbeyle<br />

Amerika'mn emperyalist çikarlarma hizmet ettigini belirtmi§ ve ilerici<br />

'Abram Léon, The Jewish Question: A Marxist Interprétation, New York, 1970, s. 244-256.<br />

2 "Interview with Isaac Deutscher: On the Israeli-Arab War," New Left Review, No. 44<br />

(July-August 1967), s. 31.<br />

252


ve radikal devinimleri olu§turan îsrail halki ile Arap halki arasinda<br />

ifbirligi yapilip, bôylece Siyonizm ve îrkçiligin oteki biçimlerini yenebilecek<br />

bir ittifak yaratilmcaya kadar îsrail'in bu rolù oynamayi<br />

sùrdurecegini ônceden gôrmù§tùr. Deutscher Siyonist devletin îrkçi<br />

ozelliginin farkma var mis ve "ba§Iangiçtan itibaren Siyonizm'in<br />

katiksiz bir Yahudi devleti yaratmak için ugra§tigmi ve Arap halkmin<br />

kendi topraklarmdan çikarilmasmdan memnunluk duydugunu" belirtmi^tir.<br />

3<br />

Yahudi tarihçi Maxime Rodinson da îsrail devletinin Filistin<br />

topraklari ùstùnde Yirminci Yùzyil ba§larmdaki Avrupa ve Amerikan<br />

yayilmasmin sonucu olaïak kuruldugu, bu durumun Uçùncù Dùnya<br />

halklanni siyasal ve ekonomik olarak sômùrmek için koloniyel yerle§meler<br />

yaratmayi amaçladigi sonucuna varmi§tir. 4 Rodinson,<br />

bundan ba§ka, Filistin'deki Arap halkin sômùrùlmesi, baski altinda<br />

tutulmasi ve topraklardan kovulmasi gibi davram^lan inceleyerek<br />

Ïsrail'deki rejimin îrkçi niteligini kamtlami§tir. Ancak, çati§manin<br />

bir yanda Arap halki, ôte yandan da îsrail ve emperyalizm arasinda<br />

oldugu gôrù§ùnù payla§mamakla Deutscher'den ayrilmaktadir. Bu<br />

nedenle, Deutscher gibi bagimsizlik için Arap sava§imini desteklememekte,<br />

Araplann Yahudilerle yanyana ya§amasi temeline dayali<br />

"insancil" dedigi bir çôzùm ônermektedir. 5<br />

Amerikali Marksçi Yahudiler Siyonizm'i en çok ele§tirmi§ ve<br />

îsrail'i Arap bolgesinde Amerika'nin kapitalist ve stratejik çikarlarmi<br />

koruyan emperyalist bir ùs olarak gôrmù§lerdir. Hyman Lumer,<br />

kisa bir çali§masmda, îsrail'in Arap ulusal devinimine kar§i saldin<br />

olarak kabul ettigi 1956 ve 1967 sava§larmdaki rolùnù inceleyerek<br />

emperyalist bir ùs olarak nasil gorev yùklendigini kanitlami§tir.<br />

Ayrica, A.B.D. ile i§birljgi yaparak Afrika'daki ulusal kurtulu§ devinimlerini<br />

yenilgiye ugratmak amaciyla îsrail'in ùstlendigi gôrevleri<br />

de ara§tirmi§tir. 6 Lumer, i§gâl eclilen Filistin'deki Araplara kar§i baki§i<br />

3 Ibid., s. 40.<br />

4 Maxime Rodinson, Israël - a Colonial Settler State New York, 1973, s. 91.<br />

5 Rodinson §unu ôneriyor : "îsrail'in once Araplara maddî ve manevî adaletsizliklerden ôtùrû<br />

tazminat ôdemesi ve ikinci olarak ba§ka adaletsizliklerin yapilamayacagi yeni bir siyasal<br />

yapiya kavu§masi gereklidir. " , "The Future of Palestine: A Humanistic Approach,"<br />

The Arab World: From Nationalism to Révolution, der., Abdeen Jabara ve Janice Terry, Wil<br />

mette, Illinois, 1971, s. 183.<br />

"Hyman Lumer, Zionism : Its Rôle in World Politics, New York 1973.<br />

253


ve uyguladigi politika dolayisiyla Siyonizm'in îrkçi bir devinim ololdugunu<br />

vurgulamaktadir. 7<br />

Gerek Jon Rothchild, gerekse Larry Lockwood çah§malarinda<br />

israil'in kapitalist sistemle baglantili oldugunu, sosyalizm ve sosyalist<br />

kurumlarla hiçbir ili§kisi bulunmadigim belirtmektedirler. ïsrail'deki<br />

bir kibbutz'da yasjami§ olan Lockwood, agirligi Israil eknomisi uzerinde<br />

toplami§, Amerikan §irketleriyle organik baglantisim kanitlami§<br />

ve Israil ekonomisinin yalniz Araplari degil, ayni zamanda baskici<br />

hukûmet politikalarina karçi çikmaya baglayan Dogulu Yahudileri<br />

de (Sefardim) sômùrdùgunù vurgulami§tir. Ôte yanda, Rothchild<br />

Siyonizm'in Gùney Afrika ve Rodezya'daki îrkçi rejimlerle ili§kilerini<br />

yogunla§tirdigi, sosyalist ve kurtulu§ devinimlerine karçi cephe aldigi<br />

gorù§iinù savunmaktadxr. 8<br />

Son zamanlarda bir grup Israilli Yahudi Siyonizm'i sosyalist<br />

açidan ele§tirmege ba§ladilar. Matzpen adiyla taninan sosyalist bir<br />

ôrgiïtte birle§en bu aydinlar yerli Araplari sômurerek koloniyel<br />

bir karakol durumuna gelen Israil'in kurulu§unu inceleyen bir dizi<br />

demeç, belge ve çali^ma yayinlami§lardir. Israil hiikûmetlerinin<br />

i§gâlci politikalanni ele§tirmekte, Filistin halkmin ulusal haklarim tammakta<br />

ve kendilerine geleceklerini saptama hakkinm verilmesinden<br />

yana çikmaktadirlar. Kendi çikarlari için anti-semitizmi kullanmayi<br />

amaçlayan Siyonizm'in îrkçi, koloniyalist bir devinim oldugunu bir<br />

dizi bilimsel çali§ma araciligiyla kanitlamaga çabalami§lardn\ B ildirilerinde<br />

baski altmda Israilliler, Araplar ve i§çi smifmin Siyonizm'i<br />

yenmek ve Filistin'de yeni bir sosyalist demokratik diizen kurmak<br />

için ortak savaçim vermeleri çagrismda bulunmu§lardir. 9<br />

Israil'i terk ederek Amerikan Sosyalist Partisi'ne katilan ba§ka<br />

bir israilli Marksçi Peter Buch da Siyonizm'i sert bir biçimde kinami§tir.<br />

Buch, israil'in Amerikan çikarlanna hizmet ederek saldirgan<br />

bir askerî devinimle 1967 sava§inda yer aldigini ve ilerici Arap ulusal<br />

'Lumer, "Zionism is Racism," Jerusalem Times (Canada), January 1976.<br />

"Larry Lockwood, Imperialism and the Israeli Economy, Buffalo, New York, 1973; Nathan<br />

Weinstock ve Jon Rothchild, The Truth About Israël and Zionism, New York, 1970.<br />

"Filistin kanji-koyma harekéti ve FKO bu gruptan farkli diï§unmekte ve Yahudilerin kendi<br />

geleceklerini kendilerinin saptamalanndan ve bôyleca Filistin'de bir Yahudi devletinin kurulmasindan<br />

yana degillerdir. FKÔ Yahudilerle Araplarin Filistin'de lâik ve demokratik<br />

bir devlet içinde yanyana ya§amalarini ônermekte ve iki-devletli çoziim du§uncesini<br />

reddetmektedir. Bak: Arie Bober, der., The Other Israël: The Radical Case Against Zionism,<br />

London, 1972, s. 145-175; Peter Buch, Z* on ' sm an d the Arab Révolution, New York, 1967.<br />

254


devinimini yiktigini yazmi§tir. Buch da emperyalizm ve Siyonizm'i<br />

yerimek ve Orta Dogu'da sosyalist bir topium kurmak için ortak ve<br />

smifsal bir Arap-Yahudi sava§imi ônermektedir.<br />

Siyonizm'in irkçi ve sômurgeci bir devinim olarak en acimasiz<br />

elesjtirisini, hiç ku§kusuz, Sosyalist-Marksçi Yahudiler yapmaktadir.<br />

Avrupa, A.B.D. ve Israil'den toplanarak kalm ciltler olu§turan çali§-<br />

malarxn tùmù bir tek sonucu dile getiriyor: Siyonizm ba§ari §ansi<br />

olmayan bir devinimdir, çùnku emperyalizmle bùtunle§mi§tir ve<br />

bundan dolayi, olu§an Uçùncu Dunyada yeri yoktur.<br />

tki Ulusun Yanyana Yaçayabilecegine fnanan Okul:<br />

Bu okulun kurucu ve destekleyicileri Siyonist ônderligin temel<br />

ideolojisine degil, ôzellikle Filistin'de ya§ayan Filistinli Araplara kar§i<br />

yakla§imma ve kullandigi taktige kar§i çikmaktadirlar. Ba§langiçtan<br />

beri bu okul Yahudilerin Filistin'de bir Yahudi devleti kurma hakki<br />

oldugunu savunmu§ ve bu durumu Araplari koloni durumuna getirecek<br />

ya da karakollar olu§turacak emperyalist ya da koloniyel giri-<br />

§imlerin bir parçasi olarak kabul etmemi§tir. Filistinli Araplarin<br />

Siyonizm tarafindan ulusal haklarmin hiçe sayildigma ve baski<br />

altinda tutulduklarma inanan bu okui savunuculari bu konuda Siyonist<br />

ileri gelenleriyle uyu§muyorlar. Boylece, "Filistinlilerin ulusal<br />

haklan"m tanimakta ve Israil devletinin yaninda bir de Arap devletinin<br />

kurulmasini onermektedirler.<br />

Bu okul gôriiçunu Filistin'de iki e§it hakkm varoldugu varsayimma<br />

dayandirmaktadir: Yahudilerin yerle§me ve kendi ulusal yurtlarini<br />

kurma hakki ile Araplarin kendi ulusal yurtlannda kalma<br />

hakki. Bundan dolayi, her iki halk Filistin'de iki ulustan olu§an bir<br />

devlet içinde bir arada ya§ayabilirler.<br />

Iki ulusun yanyana ya§ayabilecegini savunanlar Araplara ulus<br />

olma hakki tamdiklàrmdan oturu Siyonist onderler tarafindan Siyonist<br />

dâvâya ihanet etmekle suçlanmaktadirlar. Aynca, Araplarin<br />

Filistin'de yerle§en Yahudilerin hiçbir hakkini tanimadigim du§unen<br />

Siyonistler bu okulu savunanlari idealist olmakla da suçluyorlar. Bu<br />

nedenle, bu okul Siyonist devinim içinde azmlik bir gôru§ olarak<br />

kalmakta, sesini duyurmakta ancak Filistin'de olu§an olaylari etkileme<br />

olanagmdan uzak kalmaktadir.<br />

Bu okulun ônderlerinden biri, Siyonizm'in §ôven ve milliyetçi<br />

egilimini ve Yahudi devletinin ùstùnlùgùnu bir hayli ele§tiren, Yahudi<br />

255


dù§ùnùrù Martin Buber'dir. Buber ruhsal bir hùmanistti ve Yahudilerin<br />

Filistin'e donmesini daha çok ho§gôrùlû bir çerçeve içinde ve<br />

Filistinlilerle yanyana yaçama ko§uluyla onermekteydi. 10<br />

Benzer bir biçimde, Yahudi dù§ùniïrù Judah Magnes de Siyonist<br />

Araplara baski yapmasi ve somùrmesi ile birlikte §iddete ve militarizme<br />

dayali politikasindan otùrii ele§tirmektedir. Magnes §oyle<br />

yaziyor :<br />

"Buradaki [Filistin'deki'J Yahudiler siyasal bir kurulu§ yaratma<br />

çabasi içinde eski Hashmonea* ailesi gibi kaba giicùn<br />

ve militarizmin tutsagi mi olacaklar Araplar diçmda her-<br />

§eyi dù§ùnmu§ gôrùnùyoruz. Eger bizim hakli bir dâvâmiz<br />

varsa, onlann da var. Eger biz bu topraklari seviyorsak ve<br />

onunla tarihsel baglanmiz varsa, Araplann da var. Eger<br />

bu ya§am alanmda ya§amak istiyorsak, Araplarla yanyana<br />

ya§amah, onlarla ban§ içinde olmaliyiz. Bùyùk Arap<br />

demokrasilerinin ùstùnde onlann isdne karissir durumdayiz.<br />

Samimi bir uzla§imi ara§tirmaliyiz - §iddet ve gùçe degil,<br />

dayam§ma ve anlayiça dayah olarak". 11<br />

Magnes bu açidan hareket ederek Filistinli Araplarla i§birligini<br />

ônermi§, fakat Siyonist onyargi ve eleçtiri ile kar§ila§mi§tir. Dùçùncelerinin<br />

bùyùk bir kismini gerçekle§tirememi§tir ama, Israil'in Araplara<br />

ait topraklari i§gâl etmesi ve askerî hùkûmetini Filistinlilere zorla<br />

kabul ettirmesiyle Siyonizm ve Israil'in siyasetine iliçkin birçok korku<br />

ve kehanetlerinin gerçek oldugu sonradan kanitlanmi§tir.<br />

Albert Einstein'in Yahudi devleti ve Siyonizm konusunda aym<br />

çekinceleri vardir. Magnes'e benzer bir biçimde o da Araplarla isbiriigini<br />

ônermi§ ve bu nedenle Siyonist devinime tam destek olmamistir.<br />

Çôyle yaziyor:<br />

"Bir Yahudi devleti kurulmasim desteklemektense, Araplarla<br />

bar 15 içinde yanyana ya§ama temeline dayah akilci<br />

bir anla§mayi yeglerim. Pratik nedenleri bir yana, ne derece<br />

alçakgônùllù olursa olsun, benim anladigim biçimiyle<br />

Yahudiligin temel dogasi smirlari, ordusu ve iktidar gùcù<br />

olan bir Yahudi devletiyle uyu§maz. Ozellikle kendi<br />

saflarimizda dar bir milliyetçilik anlayi§mm geli§mesi<br />

'"Martin Buber, "Nationalism", Gary Y. Smith, der., -^iom'im .• The Dream and the Reality<br />

New York, 1974, s. 56-66.<br />

*M.O. Ikinci Yùzyilda Kudiis'te ya§ami§ olup Helenizmin Yahudiligi yikmasini engellemede<br />

etkin olmu§ bir aile.<br />

"Moshe Menuhin, The Decadence of Judaism in Our Time, Beirut, 1969, s. 317.<br />

256


nedeniyle Yahudiligin içdcn zarar gôrmesinden endi§e<br />

duymaktayim. " 12<br />

Amerikan Yahudileri arasinda, Siyonist ônderlige kar§i çikmakta<br />

ve Israil devletinin siyasetini birçok yonden ele§tirmekte olan Noam<br />

Chomsky, I.F. Stone ve Paul Jacobs gibileri de iki uluslu okulun<br />

savunucularmdandir. Arap topraklannda israil'in askerî i§gâle son<br />

vermesini ve Filistinlilerin kendi geleceklerini kendilerinin saptamasiyla<br />

bagimsizhk hakkimn îsrail tarafindan tanmmasim istemektedirler.<br />

Chomsky ve Stone otuz Yahudi ileri geleniyle birlikte imzaladiklan<br />

bildiriyle israil'in siyasetini ele§tirmi§lerdir. Bu bildiride<br />

israil devletinden "Filistin halkinm su anda ya§adiklan bôlgede kendi<br />

devletlerini kurma hakkmi" kabul etmesini istemi§ler ve "israil birliklerinin<br />

Bati §eiia ve Gazze bôlgesinden geri çekilmesi konusunda<br />

îsrail devletinin her dûzeydeki Filistinli onderlerle gôrû§mesi gerektigini"<br />

vurgulami§lardir. ]3<br />

Ôte yandan, Stone, B.M.'in Siyonizm'i îrkçihgin bir biçimi olarak<br />

kmayan karanna yakm bir tutumdadir. Stone, karardan sonra<br />

yazdigi bir yazida bu karari kabul etmemekle birlikte, ôzellikle<br />

îsrail devletinin Araplara baski yapmasi ile onlarin insanî ve medenî<br />

haklarmi çignemesine bagli olarak kararm bazi yanlarmda gerçek<br />

payi olduguna inanmi§tir. Bundan dolayi, îsrail'in askerî i§gâle son<br />

vermesini ve Filistin halkinm istedigi yônetimi kurma ve bagimsizhk<br />

hakkimn tanmmasim ônermektedir. 14<br />

Son zamanlarda, bu Amerikah Yahudiler, kendi gôruçlerini payla§an,<br />

îsrail Hukûmetinin politikasmi ele§tiren ve i§gâl edilen topraklardan<br />

çekilerek orada bir Filistin devletinin kurulmasmi isteyen<br />

kùçùk bir grup israilli Yahudi ile i§birligi yapmaga ba§lami§tir.<br />

israilli Yahudi ele§tiriciler Araplarm israil'in varligini tammasi<br />

ve kabul etmesi, bôylece ban§ içinde bir arada ya§anmasi için tek<br />

seçenek olarak bu politikayi gôrmektedirler. Amos Kenan îsrail<br />

hukûmetinin siyasetini §ôyle ele§tirmektedir :<br />

"israil devleti Yahudi olmayan bir mil>on insanî denetimi<br />

altmda tutuyor. Bunlar e§it yurtta§ olmamakla birlikte,<br />

12 Ibid., s. 324.<br />

13 The New York Times Review of Books, 1 July 1971. Ilân Israil ile Filistinlilerin birbirlcrini<br />

bir Filistin ve ôteki de Israil olmak ùzere, iki devlet çerçevesinde kar§ilikli olarak<br />

tammalarim ôneriyor.<br />

,4 I.F.Stone, "Zionism and Peace," The New York Times, 22 November 1975.<br />

257


israil onlari denetleyip duruyor. Araplar israil'e yùksek<br />

ya§am dùzeyi saglayan ucuz emek giïcù sunuyorlar...<br />

Belki de îsrail'de bari§tan yana olanlann gôrevi iki halkm<br />

e§it olarak yaçayacagi iki uluslu devlet biçiminin kabul<br />

edilmesi için sava§maktir." 15<br />

Bu gôruçte olan ve Israil'i eleçtiren israilli ve Amerikali Yahudiler,<br />

son zamanlarda, anti-Siyonist olarak nitelendirilememekle<br />

birlikte, ve israillilerle Filistinlilerin ban§ içinde yanyana ya-<br />

§amalan konusunda yeni fikirler sunma amacinda olan ve Breira<br />

(Seçenek) adli yeni kùçiik bir ôrgùt kurmu§lardir. Federasyon çerçevesinde<br />

iki devletli bir çôziïmu savunmu§ ve bu amaca yônelik<br />

birtakim oneriler yayinlami§tir. îsrail Hiïkûmeti, kamu ôniïnde, iki<br />

devletli bir çôzùmù ele^tirmekte ve Bati Çeria ile Gazze bôlgesinde<br />

bir Filistin devleti yaratma dù§uncesini kabul etmemektedir.<br />

insancil-Dinci Okul:<br />

Bu okulun savunuculari Siyonist devinime, onun biitùn dù§uneelerine<br />

ve politikalarina dinsel ya da manevî açidan kar§i çikmaktadirlar.<br />

Yahudiligin bir milliyetçilik degil, bir din olduguna inaniyorlar.<br />

Bunlara gôre, Yahudilik evrensel karde§lige ve insanlik<br />

degerlerine baglidir; dolayisiyla, devlet, milliyetçilik ve dar kabile<br />

sadakati ile hiçbir iliçkisi yoktur.<br />

Bu okulun ilk kuruculanndan Ahad Ha'am On-dokuzuncu Yiizyil<br />

sonlarmda ba§layan Siyonist devinimin ôncùsii Theodor Herzl<br />

tarafindan sunulan dar kabile milliyetçiligi anlayi§ina kar§i çikmiçti.<br />

Ha'am, Herzl ile birçok noktada, bu arada baskiyla kar§ila§madan<br />

yurtlarmda kalma hakkina sahip olduklarma inandigi Filistinli Arap<br />

halkinin haklari sorununda uyuçamamaktaydi. Ha'am Filistin'de<br />

yalniz Yahudilerden olu§an bir Yahudi devletinin yaratilmasini<br />

onaylamiyordu. Manevî degerlerden hareketle Filistin'e Yahudi<br />

gôçùnù ônermi§, ancak Yahudi gôçmenlerin Arap yerlilerle bir arada<br />

ya§amasi gerektigini vurgulami§ti. Herzl'i §ôven olmakla suçlami§<br />

ve Filistin'deki Araplarin haklanm hiçe saymanin çati§ma ve savaç<br />

anlamma gelecegi yolunda uyarida bulunmu§tu. 16<br />

"Amos Kenan, "Between Gaza and Tel Aviv, De Facto, VVe Already Live in a Binational<br />

State," Gary V. Smith, op. cit., s. 187 ve 193.<br />

16 Ahad Ha'am'm gôruçlerini Hans Kohn inceliyor: "Zion and the Jewish National Idea,'<br />

Micheal Selzer, der., ^iotiism Reconsidered : The Rejection of Jewish Normalcy, London, 1970,<br />

s. 193-312.<br />

258


Ahad Ha'am "insancil bir Siyonist" olmakla birlikte, ôteki Yahudi<br />

ônderleri, evrensel Yahudi ôgreti ve ideallerine aykiri olarak kabul<br />

ettiklerinden, Siyonist devinime katdmayi reddetmi§ ve Siyonizm'e<br />

tiimùyle kar§i çikmi§lardi. Anti-Siyonist ônderlerden Haham Elmer<br />

Berger Yahudiligin yiiksek manevî degerlerine bagh evrensel bir din<br />

oldugunu, bu nedenle ulusal ya da devlet niteligi olmadigini vurgularni§tir.<br />

Yahudilige indirdigi darbe nedeniyle Siyonizm'i §iddetle<br />

ele§tirmi§ ve Siyonizm'in Filistin'de Yahudilerden olu§an bir Yahudi<br />

devleti kurarak Yahudi olmayan halkin yurtlari ùzerindeki e§it haklarini<br />

hiçe saydigini belirtmi§tir. 17<br />

Ayni açidan hareket eden Yahudi yazan Norton Mezvinsky<br />

Filistinli Araplann medenî ve insancil haklarmin yamsira ulusal<br />

haklarini da hiçe sayarak kurulmu§ olan Israil'i îrkçi bir toplum olarak<br />

tammlar. Mezvinsky îsrail i§gâli altmdaki topraklarda ya§ayan<br />

"Israilli Araplar"m durumunu inceleyerek bunlarin yasalar uyannca<br />

yurtta§lik haklanndan tam olarak yararlanmalari gerekirken, ikinci<br />

sinif yurtta§ durumunda olduklan sonucuna varir. Mezvinsky sorunun<br />

çoziïmunii ^ôyle sunar:<br />

"Çôziim...îsrail devletini Siyonizm'den kurtarmaktir. Siyonist<br />

devletin ban§çi yoldan ortadan kalkmasini ve yerine<br />

lâik, demokratik, çok îrkli bir devletin kurulmasini giindeme<br />

getiren bu oneri Orta Dogu halklarmin tiim sorunlanni<br />

çôzmege yeterli olmamakla birlikte, somut ve olumlu<br />

bir adim sayilabilir." 18<br />

Amerika ve îsrail'de §ubeleri bulunan ve Ortodoks Yahudilerin<br />

bir bôlùmunun kurdugu Neturei Ka r ta adiyla bilinen mezhep<br />

Siyonizm'e tutucu ve dinsel açidan kar§i çikmakta, Siyonizm'i Yahudiligin<br />

manevî ôgretilerinden sapma olarak nitelendirmektedir. B.M.'de<br />

Siyonizm konusunda tarti§malar sùrerken, bunlar B.M. Genel Sekreterine<br />

açik bir mektup gôndererek, Siyonizm'in yamsira Filistin'de<br />

bir Yahudi devletinin kurulmasina kar§i olduklarim bildirdiler ve<br />

kutsal topraklarda bùtiin dinlere açik demokratik bir devletin kurulmasini<br />

onerdiler. 19<br />

"Elmer Berger, "The Real Issues in the Arab-Israeli Conflict," Gary V. Smith, op.<br />

cit., s. 218-243.<br />

"Norton Mezvinsky, "The Zionist Character of the State of Israël," ibid., s. 254-255.<br />

19 The New York Times, 7 November 1975. Bu grup Yasser Arafat'm Birlefmi§ Milletler'i<br />

ziyareti sirasmda ona bir mektup da gôndererek FKO'nun Filistin'de lâik ve demokratik<br />

bir devlet ônerisini desteklemigtir.<br />

259


Sonuç olarak, 1800'lerin sonlarinda Siyonist devinimin ilk belirtilerinin<br />

ortaya çikmasindan bu yana, Siyonizm ve onun ideolojisine<br />

kar§i en temel ve saglam ele§tiriler Yahudi aydmlari ve ônderlerinden<br />

gelmi§tir. Bu Yahudi ele§tiricilerin bazdan ônceleri Siyonist<br />

devinimin iiyesiydiler, fakat sonralan onun siyasa ve yontemlerinin<br />

etkisinden kurtuldular.<br />

Bu eleçtirmenlerin yazdiklari ve vardiklan sonuçlar Filistin<br />

sorununa tek çôzumun Siyonizm'i bir ideoloji ve kurum olarak ortadan<br />

kaldirmak ve yerine hoçgôrii, e§itlik ve birarada yanyana ya§ama<br />

kurallarina dayanan yeni bir ideoloji olu§turmak oldugunu gôsteriyorlar.<br />

Bôylece, Siyonizm'i ele§tiren Yahudiler Filistin'de Yahudi,<br />

Hiristiyan ve Miislùmanlarm e§it olarak ban§ içinde yanyana yajayacaklan<br />

lâik ve demokradk bir devletin kurulmasina ili§kin Filistinliler<br />

tarafindan ônerilen çôzumùn dogrulugunu kanitlamaktadirlar.<br />

260


SÎYONiZM: ORTA<br />

ÔNUNDE ENGEL<br />

DOGU BARIÇI<br />

MICK ASHLEY<br />

Israil Filistinli Araplarin haklarmi çigneyerek kom§u Arap<br />

devletlerine ait olan topragi kendi denetiminde tutmaya yarayacak<br />

bir andla§ma arayi§i içinde oldugundan, Arap-Israil çati§masmin<br />

kesin çôziïmu bir tahminden ileri geçememektcdir. Her iki taraf<br />

iyi niyet gôsterdigi takdirde Araplar ve Yahudiler için ban§ ve refah<br />

pekâlâ olasiyken, Israil'in bu kisa gôrùçlu ve her§eyi kendine yontan<br />

siyasetinden ôtùru, bolgede sùrekli olarak sava§ tehdidi ve guvensizlik<br />

havasi esmektedir.<br />

Israil kom§u!anna ait olan topraklan elinde tutu§unu hakli<br />

gostermek için, birtakim ku^kulu dinsel ve guvenlik teorileri di§inda,<br />

; ddialar ileri siiremez; bu hukuk-di§i toprak i§gâlinin sonueu da<br />

sava tehlikesini arttirmaktadir. Israil ile Arap devletleri arasindaki<br />

toprak çati§masi Filistin-Israil anla§mazhklan son bulsa kolayca<br />

çôzumlenebilecegine gore, Arap-Israil çikmazina bari§çi çôzùmun<br />

oniindeki bùyùk engel Israil'in Filistin Araplanna kar§i tutumudur.<br />

Bu nedenle, Filistinlilerin Manda yônetimine sokulan Filistin<br />

sinirlari içinde bir ulusal kimlik yaratma ve isterlerse bu topraklara<br />

dônme dileklerini hakh olarak kabul etmek zorundayiz. Filistinlilerin<br />

isteklerinin sôzùnii ederken, Siyonistlerin anayurdundan surulmiiç<br />

Filistinlilerin çogunun donme hakkmi yadsimanin nedeni olarak,<br />

bir Yahudi devleti kurma isteklerini de unutmamak gerekir. Siyonistler,<br />

bir yandan, Israil'in varliginin Birle§mi§ Milletler kararina dayandigmi<br />

sôyliiyorlar, ôte yandan da, Filistinlilerin anayurdlanna dônmelerini<br />

destekleyen ayni ôrgùtun kararlarini hiçe sayiyorlar. Siyonist<br />

propaganda ôrgûtunùn, bu Birle§mi§ Milletler karanndan hareketle,<br />

Bati dùnyasini Filistinlilere kar§i yùriitùlen ayrim politikasini kabule<br />

zorlandigina ku§ku yoktur ve bu ku§kuyu duyanlar yok yere "Semitizm<br />

aleyhdari" olmakla suçlanmaktadirlar. Modem siyasal Siyonizm'in<br />

dùnya Yahudiligini temsil ettigine dair gerçek-di§i durum yaygindir;<br />

oysa, Siyonizm Incil'i kôttiye kullanan Yahudi kôkenli bazi ki§ilerin<br />

ortaya attiklari ve destekledikleri siyasal bir doktrindir. Aym<br />

261


zamanda, Yahudi kokenli ba§kasina îsrail ve Siyonizm hakkmda<br />

bagimsiz, siyasal bir karar verme hakkim da tanimama çabasidir.<br />

îngiliz Hahamba§i Hermann Adler 1878'de §unlan yazmi§ti:<br />

"Filistin'in Romahlar tarafindan i§gâlinden buyana, bizim<br />

siyasal bir toplum olarak varhgimiz son buldu. Biz içinde<br />

ya§adigimiz ùlkenin yurtta§iyiz, Biz, ku§kusuz, belirli<br />

dinsel ilkeleri olan ve kendine ôzgù din tôrelerine uyan<br />

ama yerine gôre yalnizca îngiliz ya da Fransiz ya da Alman<br />

olan ki§ileriz; ancak, yurtta§larimizla ôteki din mensuplanmn<br />

herhangi biri gibi ili§kilerimiz, ulusal refahta<br />

aym çikanimz ve yurtta§lik ayncaliklari ile gôrevlerinde<br />

aym payimiz vardir." 1<br />

Ne var ki, birçok Yahudi din ônderi, sahte bir milliyetçilik olan<br />

Siyonizm'in akintisina kapilarak, belki de i§in bilincine varmadan,<br />

Siyonist îrkçiliga dinsel bir kihf hazirlayan bir tutuma itilmi§lerdir.<br />

Bôylece, bir Kurtarici'nm ôncùlùgùnde îsrail'e dônû§e ili§kin încil'e<br />

dayali kehânetin yerini silâha baçvurma ve siyasal hilekârlik al m 15-<br />

tir.<br />

Çimdiki îngiltere Hahamba§i Immanuel Jacobovitz, 9 Çubat<br />

1976'da JVewsday denilen B.B.C. televizyon programinda, bir din<br />

ônderi olarak agirligmi Yahudi ile Siyonist arasinda bir fark bulunmadigma<br />

dair efsaneden yana koydu ve îsrail'e kar§i olanm Semitizme<br />

de kar§i olduguna ili§kin kanisini da buna ckledi. Rôportaji<br />

yapan bir Yahudi ile bir Siyonist arasinda bir fark bulunup bulunmadigini<br />

sordugunda, §ôyle buyurdu: "Bana kalirsa, ku§kusuz yoktur..."<br />

Semitizme kar§i olmadan îsrail'e karçl olunup olunamayacagina<br />

dair bir soruya da aym biçimde gerçeklerden uzak yanit vererek<br />

dedi ki: "Teoride olasidir ama, uygulamada hayir." Bu yanitlar<br />

Siyonizm'in yaydigi yanliç bilgileri dùzeltmenin ve kamu oyunu<br />

Îsrail-Arap çati§masindaki gerçeklere dayali ve Orta Dogu'da bari§a<br />

katkida bulunabilecek bir programi destekleme gôrevinin ônemini<br />

gôstermektedir. Îlk adim ki§ileri Semitizm-aleyhdari olarak suçlanma<br />

korkusundan kurtarmak ve onlari Birle§mi§ Milletler ile bir yanda<br />

Siyonizm, ôte yanda Avrupa anti-Semitizminin kurbam olan Filistinliler<br />

ùstùnde yikici etkisi bulunan Israil'in kuruluçu hakkindaki gerçeklerden<br />

haberdar etmektir.<br />

'Alinti: Léonard Stein, The Balfour Déclaration, London, 1961, s. 75-76.<br />

262


1964'de Amerikan Di§ î§leri Bakanhgi sôzciilerinden biri "bu<br />

bakanligin 'Yahudi halki' kavrammi bir devletler hukuku kavrami<br />

olarak kabul etmediginin bilinmesini istedigini" sôylemiçti. 2 Fakat<br />

bu hukuksal gerçek ïsiail Htikûmetini ve Siyonistleri Ïsrail'in bùtiin<br />

Yahudilerin yurdu oldugunu iddia etmesini ve ïsrail'in diçmdaki<br />

Yahudilerin de anayurdun diçinda menfada ya§adiklari efsanesini<br />

geli§tirmelerini engellememi§tir. Yiïzyillari bulan Arap varhgi bûtunniiyle<br />

bir yana itilerek "Yahudilerin yurtlarina dôndiïgu" ùstunde<br />

duruldugundan, bu efsanenin kabulù Bati ulkelerinde birçok insani<br />

etkilemi§, Filistinlilere kar§i Siyonist saldinsina destek kazandirmiçmi§tir.<br />

Hepimizin diledigi dine ve bununla birlikte gelen efsaneye inanmaga<br />

ve ba§ka din mensuplarmin da bunlara saygi gôstermelerini<br />

beklemege hakkimiz vardir. Ama Israil ile Siyonistler Tevrat'taki<br />

dinsel mitolojinin, Filistinlilerin kendi anayurtlarindan ve topraklarindan<br />

kovulmalari ve Arap komçularma ait olan yerlerin ilhak edilmesine<br />

siyasal mazeret olarak (kôtù biçimde degi§tirilerek) kabuliinde<br />

israr etmektedirler. Bùtûn Yahudilerin daha sonra îbraniler diye bilinen<br />

ve Filistin'i i§gâl ederek orada bir krallik kuran kabilelerden geldigine<br />

dair iddialan kabul edilebilirlik smirlarmi açan ve iki-bin<br />

yildan fazla bir sure içinde îrksal paklik îma eden bir dii§ùncedir.<br />

Unlii bir antropolog Siyonistlerin kabul ettirmege çali§tigi<br />

"Yahudi îrki" efsanesini çôyle ele almaktachr. Meksika Ulusal Universitesinden<br />

Profesor Juan Comas diyor ki:<br />

"...'Irkçilik' dù§ùncesinin çogunda olumsuz bir tepki yaratmasma<br />

karçin, çe§itli gruplann bundan yarar ummasi<br />

sonucu olarak, bu dù§uncenin ayakta kalmasi ilginçtir.<br />

Ornegin, Siyonist Yahudiler yalniz tarih degil, kan, kultlir<br />

ve gelecegin de surekliligi anlamma gelen, îrkçiligi ammsatan<br />

belirli ôzellikleriyle bir 'Yahudi halki'nm hep soziinu e-<br />

dip durmaktadirlar. Bôylesine bir tavir Yahudilerin Almanya'da<br />

îrkçilik adma son derece kôtù bir muameleden geçirilmelerinden<br />

sonra daha da dikkate deger. Bunu Israil'de bir<br />

'anayurd' kurmak ve ôteki iilkelerdeki Yahudilerle baglan-<br />

2 A.B.D. D15 ïjlcri Bakan Yardimcisimn Haham Elmer Berger'e qo Nisan 1964 tarihli<br />

mektubu; alinti: W.T. Mallison, Jr., "The Zionist-Israel Juridical Claims to Constitute<br />

'The Jewish People' Nationality Entity and to Confer Membership in It: Appraisal in Public<br />

International Law," George Washington Law Review, C. XXXII (Haziran 1964), s. 1075.<br />

263


tilari, dinden yararlanarak, gùçlendirme ve desteklerine kavu§mak<br />

için yapiyorlar...Antropolojik gerçek ise, Yahudilerin<br />

irk açisindan heterojen olduklari ve bir Yahudi îrkmdan<br />

sôz etmege neden olmadigi merkezindedir. Tarih boyunca<br />

sùrekli olarak gôçmù§ olmalari ve isteyerek ya da ba§ka<br />

nedenlerle çok sayxda ulus ve halklarla ili§kiler içinde bulunmalari<br />

îrklarm kariçmasini o derece etkilemi§tir ki, gûya<br />

îsrail halki denenler arasinda her halka benzeyen ôinekler<br />

bulmak olasidir..." 3<br />

Prof. Comas Almanya'da 1921 ve 1925 yillari arasinda evlilik<br />

yapan yùz Yahudiden 58'inin gene bir Yahudiyle ve 42'sinin Yahudi<br />

olmayan biriyle yaçamini birle§tirdigini belirterek iddialarim geliçdrmektedir.<br />

Berlin'de, 1926'da, iki e§ de Yahudi olan 861 nikâh<br />

kiyilmi§,<br />

554'ù ise Yahudi olmayanlarla birle.5mi5le.rdir. Yazar<br />

sôzùnù<br />

§ôyle sûrdùrùyor: "Hele 'Semitik' olmadiklari halde, Yahudi dinini<br />

kabul etmi§ olan çok sayida e§leri dikkate alirsak, rakkamlarm kendileri<br />

konu§maktadirlar. " 4<br />

Buna ek olarak, daha bir çok ki§inin Yahudilige kabulu, israil'in<br />

Filistinlilere kar§i izledigi ayrim siyasetinin, menfadaki Yahudilerin<br />

incil'den yola çikarak bir yerde toplanmalan yùzùnden geçerli olduguna<br />

dair Siyonist iddialarim alaya almaktir. îsrail ve Siyonistlerin<br />

Nazi gaz odalanndaki Yahudi kurbanlarm anilanni kullanarak,<br />

"Yahudi devleti"ni tehlikeye dù§ùrecek diye Filistinli Araplara yurtlanna<br />

dônmeyi yasakladigi için, yalnizca gaz odalan di§inda, aym<br />

irkçi ari ve ustùn insanlar kavramina dayah bir toplum kurma olayini<br />

geçerli kilmasi, hafif bir deyimle, biraz gariptir. Naziler, bilindigi<br />

gibi, Alman Yahudilerini Aryan devletinin yararma ya yerlerinden etmi§<br />

ya da ortadan kaldirmiçlardi ; Ïsrail'deki Siyonist siyaseti yalnizca<br />

derece yônûnden farklidir. Fakat bùtùn Yahudilik için Filistin'de<br />

iki-bini a§kin yildir var olmayan (ve aslinda yerli halkin içgàli<br />

sonucu kurulmuç olan) bir kralhkla dogrudan dogruya ili§kiler ortaya<br />

çiksa bile, bu durum Filisdnlilerin israil tarafindan kovulmalari<br />

ya da a§agi gôrùlmeleri için yeterli neden olamaz. Siyonistler, yaptiklanna<br />

dayanak olarak încil'i gôsteidikten ba§ka, îsrail'in varligini<br />

hep Birle§mi§ Milletler'in karanyla da anlatmaktadirlar. B.M.<br />

'Alinti: Sami Hadawi, Bitter Harvest: Palestine Between 1914-1967, New York, 1967, s. 34.<br />

'Ibid., s. 35.<br />

264


Genei Kurulu'nun Filistin'i bôlen oylamasi (181-II sayili ve 29 Kasim<br />

1947 tarihli karar), hukukîligi kufkuda olmasina kar§m, kabul<br />

edilse bile, îsrail geni§lemesi yada îrkçiliginin bir nedeni ya da hukuksal<br />

dayanagi olamaz. Yahudi kôkenli Amerikan yazari Alfred<br />

Lilienthal diyor ki:<br />

"B.M. Filistin sorununu çabuk, hafif ve iddiali bir biçimde<br />

ele almakla devletler hukuku ve uluslararasi ôrgiïtlenmenin<br />

prestijine ciddî bir darbe vurmu^tur. Genel Kurul<br />

mantikh iki ôneriyi, yani Filistin'de bir referandum ve<br />

hukuksal sorunlari Uluslararasi Adalet Divani'na sunulmasi<br />

ônerilerini geri çevirmi§tir." 5<br />

B.M.'in 1947'de aldigi Filistin'i bôlme tavsiye karan, çogu gôçmen<br />

olan Yahudiler nùfusun uçte-birini olu§turdugu halde, onerilen<br />

Yahudi devletine topragin yùzde 56'smi ayirdigi için, yerli Filistinli<br />

Araplara âdil davranmami§tir. Buna ek olarak, Yahudi devletinde,<br />

topragm iiçte-oirinin sahibi olan guney Filistin gôçebe Araplari da<br />

katihnca, Yahudi sayisinca Arap da vardi. Yani, Filistin'in tùmii bir<br />

yana, bir parçasinda bile bùtuniïyle bir Yahudi devleti tasarlanmami§-<br />

ti. Bôylece, B.M. ônerisi îsrail'e Filistin'in tiïmuniï i§gâl etme, Filistinlilere<br />

evlerine ve topraklarma donme hakkini tammama ve hele kom-<br />

§u Arap ùlkelerine ait olan topraklan ele geçirme yetkisi vermedi.<br />

Ne var ki, Israil'in yaptigi bundan ba§ka bir §ey degildir ve ustelik<br />

bunun için de B.M. onayinin sôzii ediliyor. Israil'in Filistin'i bôlen<br />

B.M. kararmi ve Filistinlilerin haklarmi teslim eden ôteki kararlari<br />

tanimamasi ve aym zamanda kendi varligmi saydirabilmek için<br />

bu ôrgùtun otoritesinden yararlanmasi Arap - tsrail arda§mazliginin<br />

temel nedenidir. Filistinlileiin kendi yurtlanndan kovulmalan<br />

(ya da orada oturmalanna izin veriliyorsa, ikinei smif yurtta§ statiisunde<br />

tutulmalan) ya da Arap devletlerinin i§gâl edilmi§ olan<br />

topraklarini kaybetmeleri için kabul edilebilir bir neden olmadigma<br />

gôre, Israilli Yahudilerin kahci bir bari§ ugruna genel adaletin<br />

Araplara ve Yahudilere uygulanmasmi istelemeleri gerekir.<br />

Ancak, Israilli Yahudilerin tutumlarmi degi§tirerek devletlerinin<br />

irkçi ve ahlâk-di§i oldugunu ve Filistinlilerle kom§ulan adalet aradikça<br />

daha kanli çatiçmalara giri§ecegini kabul etmesi olasi gôrûnmùyor.<br />

Tarihin verdigi dersleri gôrmezlikten gelmek aptalhk olur:<br />

Sômiirgeciler i§gâl ettikleri topraklarda ele geçirdikleri ùstiinlùk<br />

"Alfred M. Lilienthal, Whal Price Israël, Chicago, 1953, s. 72-73.<br />

265


durumlarini ahlâkî nedenlerden ôtùrù geri vermezler. Ekim 1973<br />

olaylarindan çikmasi gereken dersleri bir yana itmege çabalayan<br />

Israilli Yahudilerin Arap diinyasina zorla bir çozùm kabul ettirme<br />

inancmdan vazgeçerek adalete ùstiinlùk tanimaga hazir olduklari<br />

sôylenemez. Bu durum, dogal olarak, Araplara bir meydan okumadir<br />

ki, sava§a yol açabilir. Aym zamanda, Gùney Afrika'daki apartheid'c,<br />

kar§i çikip îsrail îrkçiligi konusunda sessiz kalanlara da bir meydan<br />

okumadir. Onlarm sessizligi daha rahatsiz edicidir, çùnkù Siyonistlerin<br />

Araplara kar§i aynmci bir siyaset uyguladiklarma ili§kin dùnya<br />

kadar belgeli kanit var. îsrail'in îrkçiligina kar§i bir kampanya Israilli<br />

Yahudilerin îrkçihgin Arap dùnyasi ile uzun sùrecek bir çati§-<br />

maya giden yol oldugunu anlamalanna, son tahlilde, yardim edecektir.<br />

Ban§ ve dostlugun bedeli yalnizca adalet oldugu bir sirada,<br />

Israilli Yahudiler nefret yayip dururken, susan ki§i gerçek bir dost<br />

degildir.<br />

Daha adil bir îsrail toplumu için destek, insan haklarmin<br />

Araplara ve Yahudilere evrensel biçimde uygulanmasi ugruna sava§im<br />

veren kùçùk îsrail gruplarim da gùçlendirecektir. Uluslararasi<br />

toplumun Afrika'da apartheid'e kar§i oldugu kadar Siyonist îrkçihgi<br />

da suçlayabilecek derecede ilkelerine sahip oldugu inancmdan hareketle,<br />

îsrael §ahak ve Felicia Langer gibi cesur sava§imcilarm Siyonist<br />

kuruluça kar§i e§it olmayan sava§imda desteklenmeleri gerekir.<br />

îsrail însan ve Medenî Haklar Dernegi Ba§kani îsrail §ahak'm<br />

Mo§e Menuhin'e yazdigi ve kendindeki degi§ikligi anlatan mektubundan<br />

belki hepimiz dersler çikarabiliriz :<br />

"1956 sava§ma kadar... beyni yikanmi§ bir Siyonisttim.<br />

Kafr Kasim'daki ùnlù katliam ve Ben-Gurion'un<br />

ilhaklar, ùçùncù krallik ve benzeri konulardaki açiklamalari<br />

beni dù§unmege sevketti. Daha sonra, 1967<br />

sava§i -acimasizliklar, yerli halki uzakla§tirmalar, yalanlar,<br />

daha da geni§leme istekleri- beni eyleme itti... îsrail'e ve<br />

halkima bùyùk bir a§k besledigim için, bizim Nazilc§mcmiz<br />

ba§imiza gelecek en bùyùk felâkettir. Tehlike gerçektir."<br />

6<br />

îsrail §ahak'in sôylemek istedigi çok açik: Siyonizm hem Israilli<br />

Yahudinin, hem de Filistinli Arabin ahlâkli bir toplumda ban§ içinde<br />

ya§ayabilme umutlanni tehlikeye dù§ùrmektedir. Siyonist îrkçihgi<br />

6 Moshe Mcnuhin, Jewish Critics of gionism, Détroit, 1976, s. 35.<br />

266


destekleyen Israilli Yahudi, uluslararasi toplumun çe§itli Birle§mi§<br />

Milletler kararlarmda belirtilen ve Filistinlilere kar§i olan sorumluluklanni<br />

yerine getirecegi belli olunea, bu gerçegi daha çabuk kabul<br />

edecektir.<br />

B.M.'in Filistinli goçmenlere ili§kin siyaseti kuçkusuz oldukça<br />

açiktir; bu siyaset onlarm yurtlanna donme haklarmi belirleyen<br />

(194-III sayili ve 11 Aralik 1948 tarihli) §u karardan buyana, 1948<br />

yilindan beri her yil yinelenmi§ durumdadir: "Genel Kurul... evlerine<br />

dônup kom§ulariyla bari§ içinde ya§amak isteyen goçmenlere en<br />

kisa siirede izin verilmesine ve dônmek istemeyenlerin mallarina ve<br />

mal kaybi ya da zarara karçilik, uluslararasi hukuk ya da adalet<br />

ilkelerine gôre, sorumlu hùkiimet ya da mercilerce tazminat ôdenmesine<br />

karar vermektedir..." (Paragraf 11). Ama B.M. bu egilimi her<br />

yil gôsterdiyse de, uygulanmasi için olumlu adimi hiçbir zaman atmadi:<br />

sonuç, hayal sukutuna ugrayan ve §imdi bari§ için tehlike diye<br />

gôriilen Filistinlilerin silâhli sava§ima ba§ vurmalan olmuçtur. Bari§a<br />

asil tehlike ïsrail'in bu karan uygulamayi kabul etmemesinden ve B.M.'<br />

in uygulamada bapnsizlik gôstermesinden doguyor. Fakat zamanm<br />

geçmiç olmasi ve Siyonist saldirmin Filistinlilere kar§i gôreli bir baçan<br />

kazanmasi bunu me§rûla§tirmaz ya da îrkçiliga uygar bir çehre kazandirmaz.<br />

Isiail yetkilileii toprak sahipligi, giivenlik ve yurttaçlikla ilgili<br />

yasalarda Araplara kar§i aynmci bir siyaset izlemektedii lei. Ama<br />

ïsrail'in îrkçiligi bclki de en açik biçimde Temmuz 1950 tarihli Dônii§<br />

Yasasinda gôriilùyor. Her Yahudiyi, yanliç biçimde, îsrail'den<br />

gôç etmiç biri olarak kabul eden bu yasa onlara ùlkeye girip yurtta§<br />

olma hakki vermektedir. Ama gôçmen olmu§ yerli Filistinliye iilkcye<br />

girme hakki tanmmamaktadir. Filistinlilere kar§i bu açik aynm, siyah<br />

Afrikalmin ikinci ya da ùçiincu sinif yurtta§ oldugu, fakat, Filistinlilerin<br />

aksine, anayurtlannin smirlari içinde yaçayabildikleri Gùney<br />

Afrika'daki uygulamadan da kôtùdùr. Israil, ùlkenin Siyonist yapisini<br />

dramatik bir biçimde, degi§tirme sonucunu doguracagindan, goçmenlere<br />

dônù§ hakki vermektedir. Orada bir Yahudi çogunlugu yaratma<br />

tasarisi siirekli olarak geliçtirilmekte oldugundan, Araplarin<br />

dônmesi sinirlanmakta ve Yahudiler hep israil'e gôçe davet edilmektedi*ler.<br />

Bu ayrimm bir Aiap gôçmen ùstùndeki acili etkisi<br />

kendi de di§arda ya§ayan Ahmet Halil adh Filistinli bir hukukçunun<br />

§u sôzlerinde en iyi biçimde ifadesini bulabilir:<br />

267


"Hayfa'da dogmu§um. Babam da, dedem de. §imdi,<br />

gôçmenim. Golda Meir Rusya'da dogmu§, Amerika'da<br />

okumu§ ve §imdi benim ulkemde Ba§bakan. Abba Eban'la<br />

Cambridge'de hukuk egitimi gôrdum. O Gùney Afrika'da<br />

dùnyaya gelmi§, îngiltere'de okumu§tu. §imdi, benim<br />

ùlkemde ya§iyor, bense oraya giremiyorum." 7<br />

Muteveffa Bertrand Russell Orta Dogu çatx§masma ili§kin son<br />

açiklamasinda Yahudi kôkenli Amerikah gazeteci I.F. Stone'un sôzlerinden<br />

alintx yaparak, Filistinli gôçmenlerin "dùnya Yahudiliginin<br />

boynundaki ahlâksal degirmen-ta§i" 8 oldugunu sôylemi§ti. Dùnya<br />

Yahudiligin bu soruxxu namusluca ele almasx için ahlâkli ve cesur<br />

davranmasinxn zamani gelmi§tir.<br />

Siyonistler aynx hakkx Filistinlilere tanimamazhkta devam ederken,<br />

Yahudilerin Rusya Yahudilerine ùlkelerini terk ya da oraya<br />

dônme hakkx için însanHaklarx EvrenselBildirisine atifta bulunmalarx<br />

ahlâka uymaz. ïsrailli olmayan Yahudilerin, bir yandan Israil'in<br />

Dônù§ Yasasxni kabul etmezken, bu topraklarin Yahudi anayurdu<br />

oldugu dù.§ùncesinden hareketle, yerli Araplann çikartilip Yahudi<br />

gôçmenlerin onlann yerine yerlefjtirilmelerini desteklemeleri de<br />

ahlâka sigmaz. î§in iki-yùzlù yam §u ki, ïsrailli olmayan Yahudilerin<br />

çogu "menfa"dakilerin bir araya toplanmasmx gerçekle§tirecek<br />

Dônù§ Yasasinx kabul ederken, yùzde 8o'i de dogduklarx ùlkeden ayrilmamak<br />

suretiyle bu yasaya ayaklarxyla red oyu vermi§ oluyorlardi.<br />

ïsrailli olmayan Siyonistler hem ïsrailli Yahudileri, hem de Filistinli<br />

Araplari etkileyen Siyonizm'in sonuçlarxna alicx gôzle bakacak<br />

olurlarsa, ahlâkî bir tutum içine girmiç olurlar. Kxsa dônemde, Îsrail,<br />

ïsrailli olmayan Yahudilere (îsrail'in îrkçiligxnx kabul ettikleri noktasmdan<br />

hareketle), gôrùnùrde yenilmez bir devleti destekledikleri<br />

inanci içinde, duygusal bir bo§alma olanagi vermi§ oluyordu. Fakat<br />

zaman Filistinlileri bir ulus olma ve Filistin sinirlarx içinde ya§ama<br />

hakki için sava§im iradesini zayiflatmadi, gùçlendirdi. Ekim 1973<br />

sava§i ise, îsrail'in yenilmezligi efsanesini yikti. Bunun sonucu olarak<br />

da, ïsrailli Yahudiler, gùvenlik için, Araplar gùçlendikçe ônemi<br />

azalacak olan silâha dayah ve ulusal çapta bir çe§it toplama kampmda<br />

ya§amaga herzamankinden daha fazla mahkûm olmaktadirlar. Dùnya<br />

Yahudiligi için daha sorumlu bir tavir takinmasi ve kendi asil<br />

anayurtlarinin gùvenligi açisindan, ïsrailli Yahudilere Isaac Deutsc-<br />

1 The Guardian, London, 22 Aralik 1973.<br />

"Kahire'de 2 Çubat 1970'de toplanan Uluslararasi Parlàmenterler Konferansma mesaj.<br />

268


her'in 1967'de sôyledigi "Man kann sich totsiegenV (Ki§i muzafferane<br />

kendi mezarina dogru ilerleyebilir) 9 anlamindaki Almanca atasôzùnu<br />

animsatmasi zamani gelmi§tir. Israilli Yahudilerin gerçek dostlari<br />

Filistinli Araplarin da dostlandirlar, çùnkù Israilli Yahudiler için<br />

kaliei ban§, Filistinli haklannm adil olarak tanmmasmdan dogacak,<br />

bu d a Araplar ve Yahudiler için gerçek gùvenligi saglayarak aralarinda<br />

dostluk kuracaktir. Adil bir çôzum dùnya Yahudiligine oldugu kadar,<br />

Filistinlilere de, bekledikleri gibi, kendi yurtlannda eçit ya§ama hakki<br />

vermelidir.<br />

Oyleyse, durum oldukça açiktir. Filistinliler yalnizca kendi yurtlarinin<br />

sinirlan içinde bir halk olarak kukuksal ve insan haklanna<br />

kavu§ma di§mda bir§ey istemiyorlar. Irkçi bir Israil'in Filistinlilere<br />

bu temel insan haklanni vermemesinin hukuk ya da ahlâk yônùnden<br />

bir mazereti yoktur. Uluslararasi toplum ve dùnya Yahudiligi soruna<br />

Yahudi kokenli bir Israil ogrencisinin gôsterdigi §u cesaret ve ahlâkla<br />

bakabilmeli ve bundan sonra adaletsizligi sona erdirecek yolu bulmalidir.<br />

Sôzkonusu ôgrenci demi§ti ki:<br />

"Irkçi siyasetin dayanaklarmi tarti§mak istemiyorum. En<br />

ônemli gerçek bunun var oldugudui. Demek ki, ilk adim<br />

gerçegi kabul etmektir: Israil devleti irkçi bir devlettir<br />

ve onun irkçiligi Siyonist akimin irkçiligimn zorunlu bir<br />

bir sonucudur. Gerçekler gerçeklerdir. Ancak, bundan<br />

sonra, eger istersek, bôyle bir irkçiligin Yahudiler için<br />

'yasaklamrken' Yahudilerin elinde neden 'iyi bir §ey' oldugunu<br />

tarti§abiliriz." 10<br />

Israil-Arap çati§masinda banççi çôzùmiin ônùnde bùyùk engel<br />

Siyonizm'in îrkçihgidir, çùnkù Israil'in Arap kom§ulari için, Siyonist<br />

akim siyasal hedeflerine ula§sin diye, topraklanni ya da Filistinlilerin<br />

haklanni yitirmeleri için hakli nedenler yoktur.<br />

Geçen zaman, Kaliforniya Temsilcisi Julius Kahn'in hazirladigi,<br />

birçok tanmmi§ Yahudi kokenli Amerikalmm destekledigi ve Ba§kan<br />

Woodrow Wilson'a sunulup 1919'de yayinlanmi§ olan dilekçedeki<br />

sôzlerin mantigmi azaltmann§tir. Bu dilekçe §u sôzlerle bitiyordu:<br />

"Filistin'in, inanç, irk ya da etnik farkhhklar tanimlayan<br />

ve ulkeyi her tùrlù baskiya kar§i koruyabilecek, demokratik<br />

9 Isaac Deutscher, The Non-Jewish Jew and Other Essays, London, 1968, s. 141.<br />

'""The Racist Nature of Zionism and of the Zionist State of Israël, Pi Ha'aton, Kudiis îbrani<br />

Universitesi ôgrenci gazetesi, 5 Kasim 1975.<br />

269


ir hùkûmetle yônetilen ozgùr ve bagimsiz bir devlet olarak<br />

kurulmasim istiyoruz. Filistin'i, §imdi ya da ilerde herhangi<br />

bir zamanda, bir Yahudi devleti olarak gormek istemiyoruz."<br />

11<br />

Çatiçmayla dolu, akip giden ydlar bu giizel ideali, Filistin'de<br />

sekter olmayan ve demokratik hiikûmet çagnsmi daha da uzakla§-<br />

mi§ bir du§ durumuna getirmi§ olabdir. Fakat adalet hem Yahudiye,<br />

hem de Araba, Kutsal Toprak'ta, Filistin'in bari§çi yônden birleçmcsi<br />

ugruna, birlikte doslça ya§amalari yolunu açmalidir. Basit ve insanc.il<br />

sôzlerle ifade etmek gerekirse, çati§maya çôzùm ydlar once bir gôçmen<br />

kulùbesinde genç bir Arap kadinm bana soylediklerinde bulunabilir.<br />

Demi§ti ki: "Evim olmadan kendime saygim yok."<br />

Siyonist irkçiligm Yahudilerce reddedilmesi hem Arap, hem<br />

Israilli Yahudiye kendine saygismi kazandnacak ve ùrùnlu bir i§-<br />

birligine yol açacaktir. Ancak bunun için Filistinli olmayanlarin, Avrupa'daki<br />

Semitizm aleyhdarligi ve Siyonist îrkçihk için çok agir<br />

bir bedel ôdemi§ olan Filistinlilerin haklari ugruna sarsilmaz biçimde<br />

destek olmalari gereklidir.<br />

"The New Tork Times, 5 Mart 19x9; aym kaynak: Middle East International, Eyliil 1976.<br />

270


EKLER


SiYONiZM VE IRKÇILIGA iLÎÇKÎN<br />

ULUSLARARASI SEMPOZYUM BiLDIRiSI<br />

Trablus, 24-28 Temmuz 1976<br />

- 1 -<br />

Irkçilik insani a§agilar. Bazi erkeklerin ve kadinlarm e§it onura,<br />

e§it haklara ve e§it insanlik statùsune sahip olmalarim yadsir. Bazilarina<br />

daha bùyùk onur, daha yùksek bir statù verir, ùstùn haklar<br />

ve ôzel ayricahklar tamr. Ayncahklarla bunlardan yoksul birakilmi§-<br />

lar arasmdaki sinir, bireysel yararhhk tarafindan degil, grup kimligi<br />

tarafindan belirlenir; ayrim, Birle§mi§ Milletlerin tanimiyla (Genel<br />

Kural'un 21 Aralik 1965'te oybirligiyle kabul ettigi Irk Aynminm Her<br />

Biçiminin Ortadan Kaldinlmasina ïli§kin Sôzle§me'nin Birinci Maddesi)<br />

"irk, renk, soy, ulusal ya da etnik kôken"i içerecek bir biçimde<br />

irk ùzerine temellendirilmiçtir.<br />

Irkçiligin bir kisim insanlan a«agilamasi, hepsini a§agilamasi dcmektir.<br />

Oyleyse, yùzsùzlùkle açiga vurulmaya ve dunyanin bazi yerlerinde<br />

acimasizca uygulanmasi sùrùp giden îrkçihk ve etnosentrizm<br />

tùm insanligi ilgilendirmektedir.<br />

Irkçi etnosentrizm kaçmilmaz olarak hep kendini merkez olarak<br />

alir; ôzeldir. Irkçiliga kar§itlik ise, evrenseldir; îrkçilik nerede hùkùm<br />

sùrerse sursùn, hangi biçime burùnùrse bùrunsun, îrkçihga karçitligm<br />

ilgi alani tùm yeryùzùnù kapsar.<br />

Boylece, îrkçihga kar§itlik dâvâsma tùm uluslararasi top'um tarafindan<br />

sahip çikilmaga ba§lanmi§tir. Bu dâvâ, artik, yalmzca belirli<br />

bir îrkçi sistemin son kurbanlannm dâvâsi olarak gôrùlmemektcdir.<br />

Belirli bir îrkçi sistem kar§ismda kazanilan zaferin yalniz bu<br />

sistemin kurbanlan için bir zafer olmasi gibi, îrkçiligm kalmtilanna<br />

kar§i sùrdùrùlen sava§im da, her yônùyle bir dùnya sava§imi olmalidir.<br />

- 2 -<br />

Birlc|mi§ Milletler Genel Kurulu'nun, ôrgutlenmi§ uluslararasi<br />

toplumun bu yùce organinm "Siyonizm'i îrkçiligin ve irk aynminin<br />

273


ir tùrù" olarak belirleyen, 3379 (XXX) sayili ve 10 Kasim 1975<br />

tarihli kararmi memnunlukla kar§iliyoruz. Bu karar, Siyonizm'in<br />

îrkçi niteliginin, dogmasmm, programmm ve uygulamalarmm dùnya<br />

çapmda gittikçe artan ôlçùde taninmasina resmî bir ifade kazandirmi§tir.<br />

Siyonizm'in ve onun îrkçi ve emperyalist mùttefiklerinin Birle§-<br />

mi§ Milletlere kar§i, Orgùtùn yukarda sôzù edilen, saglam ilkelere<br />

dayah ve cesur karanna yanit olarak giriçtigi acimasiz iftira kampanyasi,<br />

Siyonizm'in ve îrkçihgin, bugùnun dùnyasmdaki umutsuzlugunu<br />

ve yalnizhgini ortaya koymaktadir.<br />

-3-<br />

Birle§mi§ Milletler karanna kar§i sùrdùrdùkleri kampanyada, A-<br />

merika Birle§ik Devletleri ve Israil'in ba§hca silâh olarak kullandiklari<br />

"anti-siyonizm anti-semitizmdir" sloganmdan daha sahte bir §ey<br />

olamaz. Bu sahte slogan, Yahudiligin Siyonizm'le ve aym biçimde Yahudilerin<br />

Siyonistlerle yanli§ olarak bir tutulmasina dayanmaktadir.<br />

Siyasal Siyonizm'e kar§i ilk muhalefetin, Siyonizm'in etnik, milliyetçi<br />

ônceliklerinin ve toprak onceliklerinin, Yahudi dininin ahlâksal<br />

kural ve inançlanyla uyu§madigmi vurgulayan Yahudi ruhanî<br />

ônderleri tarafindan gùçlù bir biçimde dile getirildigini animsamak<br />

gerekir. Bunlar, "Siyon"un ôzùnùn, ruhsal bir istek olduguna; bunun<br />

gerçekle§tirilmesinin topraga dayah bir etnik temelde, normalle§tirmeyi<br />

hedef alan siyasal bir milliyetçiiikle degil, Tann'nin buyruklarina<br />

uymakla olasi olacagina dikkati çekmiçlerdir. Bu ruhâni muhalefet,<br />

gùnùmùze degin sùrmù§tùr.<br />

Oteki Yahudi ileri gelenleri, Siyonizm'in yalmz bir kesime ôzgù<br />

olmasina, etnosentrizmine ve ahlâksal, insancil ve evrenselci temeller<br />

ùstùnde uyguladigi irksal adaletsizlige kar§i çikmi§lardir.<br />

Bundan ba§ka, dùnyadaki Yahudilerin çogu, kendilerini bulunduklari<br />

ùlkede, buradan eryadageçgôç edecek ve yalmz kendilerine<br />

ait olan Judenstaaf a yerle§ecek olan geçici konuklar ya da sùrgùnler<br />

olarak degil, bu ùlkenin yurttaçlan olarak gôrmektedirler. Bu nedenle,<br />

Yahudilerin bùyùk çogunlugu, Siyonizm'in, tùm Siyonistlerin<br />

israil'e gôç etmek olan gôrevlerini yerine getirmeleri çagrilanna<br />

kulak asmami§tir. Judenstaat'in kurulmasindan bu yana geçen yirmisekiz<br />

yil dahil, Siyonist akimin baçindanberi geçen seksen yil boyunca,<br />

274


dunya Yahudi halkinin ancak kùçûk bir bôliimu bu çagrilara yanit<br />

vermi§tir. Ùlkelerinden gôç eden Yahudilerin pek çogu için Israil<br />

di§inda bir hedef sôzkonusudur. Israil'e goç eden Yahudilerin de yùzbinlercesi<br />

sonradan, Israil'e geldiklerinde Siyonizm kar§isinda hayal<br />

kirikligina ugradiklanni ifade etmi§lerdir.<br />

Kisaca, anti-Siyonizm'in anti-Semitizm oldugu yolundaki adi<br />

suçlama, Siyonizm'e kar§i en gùçliï muhalefeti Yahudilerin oluçturmasiyla;<br />

Yahudiligin açikça Siyonizm'den ayrdabilir (ve Yahudilerin<br />

pek çoguna gôre onunla uzla§maz) olmasiyla ve Yahudilerin çogunlugunun<br />

Siyonist orgutlere katilmayi, kendilerini Siyonizm'le<br />

ôzle§tirmeyi ya da Siyonizm'in koydugu ilk zorunluluk olan Israil'e<br />

goç etme gôrevini yerine getirmeyi reddetmeleriyle yalanlanmi§tir.<br />

Anti-Semitizm'i de, irkçiligin her ve herhangi bir ba§ka biçimini<br />

ele§tirdigimiz gibi, §iddetle ele§tirdigimizi sôylememize gerek yoktur.<br />

-4-<br />

Siyonizm, temelde, On-dokuzuncu Yùzyd Avrupa emperyalizlizminden<br />

kaynaklanir. Baçlangicindan bu yana, Siyonizm'in Filistin<br />

iistundeki tasardari Afrika, Asya, Avustralya, Kuzey ve Giiney Amerika'daki<br />

Avrupa koloni yerle§imleriyle aym biçimde ele alinmi§ ve<br />

belirlenmiçtir. Sômurgeci Avrupa ve A.B.D. emperyalizminin etkin<br />

ve gerçekten temel rolii olmaksizm, Israil Filistin'e kendi kendine<br />

ortaya çikamazdi. Filisdn'in asil sakinleri hem ya§amamaya mahkûm<br />

edilmiçler, hem de Siyonistlerin onlara kar§i davrani§lannm gosterdigi<br />

gibi, îrk bakimindan a§agi insan muamelesi gôrmu§lerdir. Siyonizm'in<br />

yôntemleri, Filistin'in Yahudi olmayan yerlerini once gormezlikten<br />

gelmeyi, sonra tecrit etmeyi ve son olarak mùlksuzle§tirmeyi,<br />

topraklarmdan atmayi ve olursa yok etmeyi amaçliyordu. ,<br />

Sonuç olarak, Siyonizm, yalniz sistematik bir ideoloji degil, Yahudi<br />

olmayanlafa yônelik sistematik bir îrk aynmi butûniidur. Siyonizm,<br />

Israil'irj kurulu§unun siyasal felsefesi, giince ve geçmi§ siyasal pratiginin<br />

temeli olarak kurumsalla§mi§ ve devlet biçimine donii§mii§ îrkçdiktir.<br />

-5-<br />

Yahudi olmayanlarin (Filistinli Muslùman ve Hiristiyan Araplarin)<br />

kendi atalarinm yurdundan kovulmalari Siyonizm tarafindan<br />

ôgutlenmi§, Israil tarafindan gerçekle§tirilmi§tir. Siyonizm'e kahrsa,<br />

275


her Yahudi, dogdugu iilke, yurttaçhgi ve tabiyeti dikkate ahnmaksizin,<br />

nerede bulunursa bulunsun, îsrail'e gôç etmek zorundadir;<br />

ve îsrail'in temel yasalarindan biri olan, Dônii§ Yasasi adi verilen sôzde<br />

yasaya gôre de, (Siyah Yahudilerin îsrail'e gôç etmelerine fiilen agir<br />

sinirlamalar getirilmi§ olmasina kar§in) her Yahudi bu hakka sahiptir.<br />

Bôylece, Siyor.izm, bir yandan, Yahudi olmayanlann topraklarindan<br />

kovulmasma yônelik bir ideoloji, ôte yandan Yahudiler için ve<br />

Yahudiler tarafindan sômurgeci bir yerleçme felsefesidir. Siyonizm, ayni<br />

zamanda, Yahudileri kendi ulkclerinden ayirma, onlari bir ùlkede<br />

toplama ve bu ùlkelerin Yahudi olmayan yerli sakinleri tahliye etme<br />

ideolojisidir.<br />

-6-<br />

1967'den beri i§gâl altinda tutulan ve ùstùnde yerle§im yerleri<br />

topraklar dahil, tùm Filistin'de, Siyonizm, ordu ve polis tarafindan<br />

ayakta tutulan ve Yahudi olmayanlann ya§amalarim sert bir biçimde<br />

dùzenleyen ve onlann vazgeçilmez insan ve yurtta§hk haklanni yadsiyan<br />

hukuksal bir îrkçihk agi ôrmektedir.<br />

Filistinlilerin çogunluguna kar§i irk ayrimi, onlann yurtlanna<br />

dônme ve kendi geleceklerini belirleme haklanni kullanmalarini<br />

engelleme biçiminde uygulanmaktadir. Irk aynmi, îsrail'de ya§ayan<br />

Filistinli azinliga kar§i ise onlann e§it statù ve e§it haklannin taninmamasi<br />

biçiminde olmaktadir.<br />

Toplumda a§agi dereceden sayilmalari di§ dùnyada dikkatleri<br />

yeni çeken Dogulu Yahudilere ve siyah Yahudilere kar§i da bir irk<br />

ayrimi sôz konusudur. Siyonist devlet tarafindan siyah Yahudilere<br />

ve Dogulu Yahudilere uygulanan aynmi, Yahudi olmayan yerlilere,<br />

Filistin'in Arap halkina uygulanan aynmi kinadigimiz ôlçùde, §iddetle<br />

kmiyoruz. .<br />

-7-<br />

Siyonist devlet, son yillarda, îrkçiligm ve sômùrgeci yerle§meciligin<br />

ôteki kalesi olan Gùney Afrika ile baglanni açikça gcli^tirmi^<br />

ve yeni baglar kurmu§tur. Uluslararasi toplum, yalnizla§tirma cezasinin<br />

îrkçi Apartheid, rejiminin boynundaki ilmigini sikmaya çali§-<br />

tikça, onun dogal mùttefiki olan îsrail, bu niyetleri bo§a çikarmaga<br />

çaba gôstermektedir.<br />

276


ïsrail'in gerici ve kurtuluça kar§i giiçlerle içbirligi ve bunlara<br />

yardimi, onu gerieilige, îrkçiliga, sômurgecilige ve emperyalizme<br />

baglayan organik bagm bir gôstergesidir. ïsrail'in dogasinda varolan<br />

ulusal kurtuluç akimlari ve îrkçiliga kar§itlik dù§manligi, yakin tarihte<br />

Angola ve Lùbnan'da, emperyalizmin çikarlarinin hizmetinde ve<br />

kendi çikarlari adina ortaya çikmi§tir.<br />

- 8 -<br />

Siyonizm'in bir ulusal kurtulu§ akimi olu§turdugu yolunda son<br />

yillarda ileri sùrulen sav, Siyonizm'in kendilerini sômùrgeciligin,<br />

Bati Asya'daki ôneùleri olaïak gôren ve bôyle-olduklanni açikça ilân<br />

eden kurucularma ve ilk ônderlerine oldukça inanilmaz ve giilùnç<br />

gelecektir. Siyonizm'in kendine ulusal kurtulu§ akimi etiketini yapi§-<br />

tirmasi, Siyonist akimin baçlamasmdan yetmi§-bir yil sonra, 1968<br />

yilindaki Yirmi-sekizinci Dùnya Siyonist Kongresinde olmu§tur.<br />

Ba§ka bir halkin ata yurdundan atilmasi yoluyla kendi halkinin<br />

kurtulu§unu hedef alan hiçbir akim gerçek bir kurtulu§ akimi oldugunu<br />

iddia edemez.<br />

Irkçiligm antitezi, tùm insanlann ortak insanligmin, irk, renk,<br />

soy, ulusal ya da etnik kôken farklarmin ôtesinde bulundugunun taninmasidir.<br />

Tùm insanlann hak, onur ve statù eçitligi, bu ortak insanliktan<br />

kaynaklamr.<br />

Siyonist îrkçilik Kutsal Topraklar'dan kaldinlmadikça, Filistin'de<br />

adalet saglanamaz. Siyonist irkçiligm yarattigi adaletsizlikler,<br />

kôklerinden kopanlmi§ Filistinlilerin yurtlanna dônmeleriyle ve yeni<br />

bir Filistin ulusal ya§amina ozgùrce ve tam olarak katilmalari, kendi<br />

gelecexlerini belirleme konusundaki vazgeçilmez haklanna sahip olmalanyla<br />

dùzeltilebilir. Filistin'de Siyonizm tarafindan kurulmu§ olan<br />

îrkçi tekeleiligé yanit, e§it ve ôzgùr insanlardan olu§an çogulçu bir<br />

toplumun, yani Mùslùman, Hiristiyan ve Yahudilerin e§it biçimde<br />

taraf olduklan ve e§it biçimde bunlarin tùmùne ait olan bir devletin<br />

yaratilmasi olacaktir.<br />

Bu, Filistin Arap halkinin tek me§ru temsilcisi olan Filistin Kurtulu§<br />

Orgùtù'nùn ilân edilmi§ amacidir. Bu amaç, Filistin halkinin<br />

277


hakli sava§iminm kar§isinda yer alan ideolojinin ve rcjimin îrkçihgivla,<br />

Filistinlilerin çogulcu, demokratik, lâik FilisUn.'de birlikte ya§amayi<br />

istedikleri insanlar arasinda bir aynm yapmaktadir.<br />

Bu soylu, insancil ve îrkçiliga kar§it hedefi bùtùn kalbimizle destekliyoruz.<br />

278<br />

, . t


ULUSLARARASI ORGUTU KURMA<br />

KARARI<br />

Trablus, 28 Temmuz 1976<br />

Siyonizm ve Irkçihga ïli§kin Uluslararasi Sempozyum, irkçiliga,<br />

ôzellikle bunun Siyonizm ve Apartheid diye bilinen biçimlerine kar§i<br />

savaçimm yukseltilmesi ve bu amaca yônelik çabalarm ôrgùtlenmesi<br />

geregini kabul etmektedir.<br />

Uluslaiarasi toplumun irk aynmina kar§i sava§imin me§rulugunu<br />

tammasini gôzôniinde bulunduran Sempozyum, a§agidaki kararlan<br />

almi§tir :<br />

1. Bu vesileyîe, IRK AYRIMININ BUTUN BiÇiMLERÎNÎN<br />

ORTADAN KALDIRILMASI ÎÇÎN ULUSLARARASI ORGUT<br />

adiyla bir uluslararasi orgùt kurulmu§tur. Ôrgùtùn merkezi, Libya<br />

Cumhuriyeti'nin Trablus kentindeki Baronun merkez bùiosu olarak<br />

belirlenmi§tir. Ôrgùt, bagimsiz, hùkûmetler di§inda, halkin bir ôrgùtù<br />

olacaktir.<br />

2. Orgùt, her yerde, irk aynminm her biçiminin, ôzellikle Siyonizm'in<br />

ve Apartheid'in ortadan kaldirilmasma katkida bulunan tùm<br />

amaçlari benimseyecek ve daha bùyuk bir etkinlik saglamak ùzere<br />

a§agida belirtilenler de dahil, bu amaca yônelik çabalan ôrgùtleyecektir<br />

:<br />

a. Genel olarak îrkçilik, ôzel olarak Siyonizm ve Apartheid ùzerine<br />

çali§malarm ve referanslann hazirlanmasi, bilgi toplanmasi ve bunlann<br />

yayilmasi;<br />

b. Irkçilik sorununa ve bunun insan toplumu, onuru ve dùnya<br />

ban§i kar§ismda oluçturdugu tehlikeye, yaymlar, konferanslar, sempozyumlar<br />

ve benzeri araçlarla daha bùyùk ôlçùde dikkat çekilmesi;<br />

c. Irk, renk, soy, ulusal ya da etnik kôken nedeniyle ayrimdan<br />

arinmi§, adalet, kardeçlik, e§itlik gibi ahlâksal ve insancil degerlerin<br />

onaylanmasi ;<br />

d. Sômùrgecilik, îrkçihk ve emparyalizme kar§i sava§im veren<br />

kurtulu§ akimlarinm desteklenmesi;<br />

279


e. Irkçilik, somurgecilik ve emperyalizm arasindaki ili§kilerin<br />

açiga çikarilmasi;<br />

f. Aym amaçlarin gerçekle§Urilmesi için ôteki akim ve ôrgutlerle<br />

e§gùdum ve i§birligi kurulmasi.<br />

(Kararin burada yer almayan ve geri kalan paragraflari, orgiïtsel<br />

ve yônetimsel ayrintdarla ilgilidir. Çeviren ve derleyen).<br />

280


BIRLEÇMIÇ MILLETLER GENEL<br />

KURULU'NUN 3379 SAYILI VE<br />

10 KASIM 1975 TARiHLÎ KARARI<br />

Genel Kurul,<br />

Irk Aynmmin Btitùn Biçimlerinin Ortadan Kaldirnmasina lin§-<br />

kin Birle§mi§ Milletler Bildirisi'ni ilân eden 1904 (XVIII) sayili ve<br />

20 Kasim 1963 tarihli kararim ve ôzelikle "îrksal farkhhk ya da ùstùnliik<br />

iddiasmdaki herhangi bir doktiir,in bilimsel bakimdan yanli§,<br />

ahlâken kinanmasi gereken ve toplumsal yonden adalete aykin ve<br />

tehlikeli" oldugunu vurgulamasini ve "diinyanin bazi bôlgelerinde,<br />

bir kisminin yasal, yônetimsel ya da ba§ka ônlemlerle hiikûmetlerce<br />

uygulandigi irk ayrimi olaylanna hâlâ rasdanmasindan ôtiirù" kaygilanrnasini<br />

animsayarak,<br />

3151 G (XXVIII) saydi ve 14 Aralik 1973 tarihli karannda,<br />

inter alia, Genel Kurulun Gùney Afrika nkçihgi ile Siyonizm arasmdaki<br />

kutsal olmayan ittifaki kinadigmi da animsayarak,<br />

19 Haziran ve 2 Temmuz 1975 tarihleri arasinda Mexico City'de<br />

yer alan Uluslararasi Kadinlar Y1I1 Dùnya Konferansi'nda ilân<br />

edilen ve "uluslararasi ifbirligi ve bari§in, halklarm onuru ve kendi<br />

geleceklerini kendilerinin saptamalari hakkmin tanmmasini oldugu<br />

kadar, ulusal kurtuluç ve bagimsizhgin elde edilmesini, somùrgecilik,<br />

yeni-sômurgecilik, yabanci i§gâl, Siyonizm, apartheid ve irk<br />

aynminm bùtùn biçimlerinin ortadan kaldirilmasmi gerektirdigi"ne<br />

ili§kin ilkeyi benimsemi§ olan Kadinlann Eçitligi ve Bançin Geli§-<br />

mesine Katkilan Meksika bildirisini dikkate alarak,<br />

28 Temmuz ve 1 Agustos 1975 tarihleri arasinda Kampala'da<br />

yer alan Afrika Birligi Ôrgùtù Devlet ve Hukûmet Ba§kanlari Meclisinde<br />

kabul edilen ve "i§gâl altindaki Filistin'deki îrkçi rejimle<br />

Zimbabwe ve Gùney Afrika'daki îrkçi rejimlerin, bir butiin olu§turan<br />

ve ayni îrkçi yapiya sahip olarak ve insan onuru ile bùtunlùgunù baski<br />

altinda tutmayi hedef alan siyasetleriyle organik baglar kurarak, ortak<br />

emperyalist kôkeni oldugunu" sôyleyen 77 (XII) sayili karan da<br />

dikkate alarak,<br />

281


25 ve 30 Agustos 1975 tarihlerinde Lima'da (Peru) yer alan<br />

Baglantisiz Ulkeler Di§ t§leri Bakanlan Konferansi'nda kabul edilen<br />

ve Siyonizm'i çok ciddî biçimde dùnya bari§i ve gùvenligi için<br />

bir tehdit sayip bùtùn ùlkeleri bu îrkçi ve emperyalist ideolojiye<br />

kar§i çagiran Uluslararasi Ban§ ve Gùvenligi gùçlendirme ve Baglantisiz<br />

Ulkeler Arasinda Dayani§ma ve Kar$ilikli Yardimi peki§iirmege<br />

ili^kin Siyasal Bildiri ve Stratejiyi de dikkate alarak,<br />

1. Siyonizm'in bir çe§it irkçilik ve irk aynmi olduguna karar<br />

verir.


KATKIDA BULUNANLAR<br />

Nasir H. Aruri Kuzcy Dartmouth'da Southeastern<br />

Massachusetts<br />

Ûniversitesinde Siyasal Bilgiler bôliimù baçkani ve profesoriidiir.<br />

Filistin'lidir. Yayinlari arasinda: Vrdiin : Bir Siyasal Geli^me<br />

Çahçmasi (îngilizce, 1972); Israil Içgâline Filistin Direnci (der., 1970)<br />

ve Orta Dogu Potasi : Ekim igj2 Arap-îsrail Savait Vstiine Çaliçmalar<br />

(der., 1975).<br />

Mick Ashley Siyonist-Filistin çati§masina iliçkin yazilan ve<br />

konu§malariyla bilinen bir Ingiliz gazetecisidir. Yahudi kokenli<br />

oldugundan, 1930'larda, hem Siyonistler, hem de Londra'daki fa-<br />

§istler "Filistin'e gitmesini" ônermi§ler, yazar da konuyla bu nedenle<br />

ilgilenmege ba§lami§tir. Çali§malarmm sonunda, ula§tigi sonuçlari<br />

ortaya koymadigi takdirde, "Filistinlilere ait olan topraklarin onlaidan<br />

çahnmasina katilmi§ olacagi" dù§uncesine varmi§tir. Ingiliz I§çi<br />

Partisi, onun Yônetim Kurulu, Iççi Orta Dogu Konseyi ve Arap-Ingiliz<br />

Anla§masmi Geli§tirme Konseyi uyesidir.<br />

Turkkaya Ataov Ankara Ùniversitesi Siyasal Bilgiler Fakultesi<br />

ile Basm ve Yayin Ytiksek Okulunda Uluslararasi Ili§kiler Profesôrûdur.<br />

Çok sayida yayinlarinin bir kismi, birçok dillerde basilmi§<br />

olan ve insan haklarimn irk ayrimma ili§kin ve Uluslararasi îli§kiler<br />

disipiini içinde kitap ve makalelerdir. Universitede Afrika, Filistin<br />

ve Uluslararasi Politikada Azmliklar ile ilgili dersler de vermektedir.<br />

Konuya ili§kin yayinlarinin bazilari: Afrika Ulusal Kurtuluç<br />

Mùtcdeleleri (1975), Giiney Afrika'da Durum (Londra, 1979), Filistin<br />

Sulannin Kullanimi ve Devletler Hukuku (New York, Montréal, Paris,<br />

1982), Kudus ve Devletler Hukuku (Viyana, 1981), Siyonizm'in Felsefesi<br />

ve Afrika için Sonuçlar (Nairobi, 1982), israil'in Silâhlandinlmasi (Yeni<br />

Delhi, 1982).<br />

Abdiilmâlik Audah Kahire Universitesinde Kitle Haberle§mesi<br />

Fakultesi Dekanidir. El-Ahram'm Yazi t§leri Miïdiïr Yaidimciligmda,<br />

Kahire'de Siyasal ve Stratejik Çah§malar Merkezi Mùdiirlùgunde ve<br />

Indiana Ûniversitesinde ôgretim ùyeliginde bulunmu§tur. Misirh<br />

283


olup, Afrika'da incelemeler yapmi§, Afrika sorunlanni konu alan<br />

uluslararasi toplantilarda bulunmu§tur.<br />

Guy Bajoit Belçika'da Louvain'de Katolik Ûniversitesi Sosyoloji<br />

Profesôrudùr. Yaymlari arasinda: Uluslararasi Ortamda Orta Dogu<br />

Çati§masi : 1973-igy4 (1974) ve (ba§kasiyla) Apartheid ve Siyonizm<br />

( I 977)-<br />

Enis El—Kasim Lincoln's Inn ùyesi ve E.A.F.O.R.D.<br />

Genel<br />

Sekreteri olan bir hukukçudur. Filistinlidir. Uzun yillar ingiltere ve<br />

A.B.D.'de kalmi§, bir ara Libya Petrol Komisyonu ba§kanligi yapmiçtir.<br />

Yayinlari arasinda: Irkçi Rejimler ve Yerli Halklar Topragi (Londra,<br />

1981).<br />

Abdiilvehab M. Elmessirî New York'da Arap Devletleri Birligi'nin<br />

kiiltùrel i§ler dani§manidir. Kahire'de Ain §ams Ûniversitesinde<br />

Ingiliz ve Amerikan Edebiyati doçentligi ve Misir Di§ I§leri Bakanligi<br />

Diplomasi Enstitùsu ôgretim gôrevliligi yapmiçtir. Yayinlari<br />

arasinda: Bati Emperyalizminin Ussù Israil (1969), Tarihin Sonu: Siyonist<br />

Ideolojinin Incelenmesine Girif (Arapça, 1973) ve Siyonist Kavramramlar<br />

ve Terminoloji Ansiklopedisi : Bir Eleçtiri (Arapça, 1975).<br />

A.C. Forrest Kanada Birle§mi§ Kilisesinde gôrevlidir; aym zamanda,<br />

The United Chunh Observer gazetesinin miidùrlùgùnù yapmaktadir.<br />

Kanadahdir ve Orta Dogu'da, Afrika'da incelemeler yapmi§,<br />

Kutsal Olmayan Toprak ( 1971) adli kitabi yazmi§tir.<br />

Stefan Goranov Sofya'da Bulgar Bilimler Akademisine bagli<br />

Çagda§ Toplumsal Teoriler Enstitiistinde Tarih Profesôrûdiir.<br />

Sami Hadawi Filistin Hiikûmetinde (1920-1948), ôzellikle toprak<br />

ve vergi degerlendirilmesi i§inde çali§mi§ bir yazardir. Toprak<br />

sahipligi, simflandirilmasi ve vergilendirilmesi konularmda ilk elden<br />

bilgi sahibidir. Filistin'de dogmu§ olup Kanada'da yaçamaktadir.<br />

Yayinlari arasinda: Filistin: Bir Gelenegin Kaybolu$u (1963), Aci Hasat :<br />

igi4-ig6y Yillan Arasinda Filistin (1967) ve (ba§kasiyla) Filistin Giinliigii:<br />

1914-1948, 2 cilt (1970).<br />

Klaus J. Herrmann Montreal'de Concordia Universitesinde<br />

Siyasî îlimler doçentidir. Berlin'de Ôzgiir Universiteye bagli Judaizm<br />

Çali§malan Enstitùsunde ôgretmenlik yapmi§tir. Almanya'da dogmu§<br />

olup, Kanada'da yerle§meden once Çin'de ve Amerika'da kalmi§tir.<br />

B'nai B'rith'de faal ùyedir ve §u Almanca kitabin yazandir:<br />

Uçiincii Reich ve Alman Yahudi ôrgutleri : 1933-1934 (1969).<br />

284


uyeligi yapmiçtir. Filistinlidir ve Filistin Ulusal Konseyi uyesidir.<br />

Yayinlan arasinda: Joseph Conrad ve Otobiyografi Efsanesi (1966),<br />

Ba.§langiçlar : Amaç ve Yontem (1975) ve Dogu Çaliçmalan (1975).<br />

Abdullah Çerafettin Libya Barosu ba§kanidir. Libya'da dogmuç<br />

olup, meslekten hukukçudur. Temmuz 1976'da yer alan Siyonizm<br />

ve Irkçilik Uluslararasi Sempozyumunda baçkanlik yapmi§, onun<br />

kurdugu orgùtun de ba§kanligina seçilmiçtir.<br />

Gary V. Smith Montgomery'de Alabama Devlet Ûniversitesinde<br />

Siyasal Bilgiler ogretim ûyesidir. Amerikahdir ve §u kitabi<br />

derlemi§tir: Siyonizm : Du$ ve Gerçek, Bir Yahudi Eleçtirisi (1974).<br />

Richard P. Stevens Pennsylvania'da Lincoln Universitesinde<br />

Siyasal Bilgiler Profesorùdùr. Lesotho'da Pius XII Universitesinde<br />

ve Sudan'da Hartum Universitesinde ogretim ùyeligi yapmi§tir. Amerikalidir.<br />

Yayinlari arasinda: Amerikan Siyonist-Giiney Afrika Içbirligi<br />

Hakkmda Bir Çaliçma (1975) ve (ba§kasiyla) Israil ve Giiney Afrika:<br />

Bir îliçkinin Geliçmesi (1976).<br />

L. Humphrey Walz Birle§mi§ Presbyter Kilisesinde gôrev yapmi§,<br />

Orta Dogu'yu daha iyi anlamaga çaliçan Amerikahlarin çikardigi<br />

The Link dergisinin ilk mùdùrlùgùnde bulunmu§tur. Amerikali olup,<br />

Orta Dogu'yu sik ziyaret etmi§, Filistin hakkinda yaygin biçimde<br />

konu§malar yapmi§tir.<br />

286


Hatem I. Hiïseynî Washington'da Arap Devletleri Birligi'nin<br />

Mùdur Yardimcisidir. Filistin Kurtulu§ Orgùtù'nùn Birle§mi§ Miller'deki<br />

heyednde de bulunmu§tur. Filisdnli olaïak Amerika'ya<br />

gelmeden once, Liibnan ve Misir'da oturmu§tur. Yayinlari: Arap-<br />

Israil Çatiçmasi : Açiklamah Kaynakça (1975), Filistin'de Ban$a Dogru<br />

(1975) ve Filistinliler : Seçilmiç Tazilar (1976).<br />

S.G. Ikoku Nijerya Apartheid Komitesi Ba§kanhgi da yapmakta<br />

olan bir gazetecidir. Nijeryali olup, Afrika'da emperyalizme ve<br />

îrkçiliga kar§i sava§im ver.en faal bir aydindir.<br />

Walter Lehn i§gâl altinda Filisdn'de Birzeit Ùniversitesinde îngiliz<br />

Dili Profesorùdùr. Kahire'de Amerikan Universitesinde de gôrev<br />

yapmi§, Teksas Universitesine bagh Orta Dogu Merkezi Mùdùrlugùnde<br />

bulunmu§tur. Kanadali olup, uzun sùrelerle Orta Dogu ve<br />

Amerika'da oturmuçtur. Yayinlari arasinda: Filistin Direncinin Geliçmesi<br />

(1974) ve (ba§kasiyla) Kahire Arapçasina Baçlangiç (1965).<br />

Alfred M. Lilienthal New York'ta yayinlanan Middle East<br />

Perspective dergisinin mùdùrlùgùnù de yapan bir hukukçudur. Yahudi<br />

kokenli Amerikan yurtta§idir. Orta Dogu'da uzun yillar incelemeler<br />

yapmi§tir. Yayinlari arasinda: Israil Neye Patladi (1953), Orta Dogu<br />

Elden Çikiyor (1957), Madalyonun Obiir Yiiziï : Arap-Israil Çati$masina<br />

Bir Amerikan Bakiçi (1965) ve Siyonist Baglanti (1978).<br />

G. Nenburger Yahudi kokenli biri olarak Almanya'da dogmus,<br />

§imdi Amerika'da oturmaktadir. Yahudi sorunlan içinde faal yer<br />

almakta olup, Neturei Karta uyesidir. Agudath îsrail Dùnya Gençlik<br />

Orgùtu'nùn ba§kanligini yapmi§, îkinei Cihan Sava§indan once Avrupa'daki<br />

en son Agudath îsrail Dùnya Kongresini dùzenlemi§tir.<br />

Uzun yillardanberi Siyonizm'e kar§i çikan bir yazardir.<br />

Nezih Kurah §am'da El-Ard Filistin Çahçmalan Enstitùsù<br />

araçtirmacilanndandir.<br />

Joseph L. Ryan Katolik Kilisesinde gôrevlidir. Beyrut'ta St.<br />

Joseph Universitesinde ders vermi§ Bagdat'ta El-Hikme Ùniversitesinde<br />

dekanlik ve rektôr yardimciligi yapmi§tir. Amerika'da dogmu§<br />

olup, Filistin hakkinda çok sayida konu§malar yapmi§, Orta Dogu<br />

olaylannin dogru anla§ilmasi ve Filistin'de adalet ve e§itligin uygulanmasi<br />

için olu§turulan Amerikan kuiulu§larinda çah§mi§tir.<br />

Edward W. Said Columbia Universitesinde îngiliz ve Kar§ila§tirmah<br />

Edebiyat Profesorùdùr. Harvard Universitesinde de ôgretim<br />

285


Fiyati: 310<br />

lira

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!