genel ölçüyle hece vezniyle yazılmış (söylenmiş) - islami edebiyat ...
genel ölçüyle hece vezniyle yazılmış (söylenmiş) - islami edebiyat ...
genel ölçüyle hece vezniyle yazılmış (söylenmiş) - islami edebiyat ...
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Geç kalmışlığın, gecikmişliğin, sessizliğin,<br />
suskunluğun, daha fazlası varken, daha<br />
azına kanaat etmenin hüznü...<br />
Orada bekleyen mavi gözlere yeterince<br />
bakamamanın hüznü.<br />
İnsan neden en sevdiklerini en fazla<br />
ihmal eder anlamış değilim.<br />
Ben neden böyleyim, biz niye böyleyiz?<br />
İnsan nedir ne işe yarar, baba nedir ne<br />
işe yarar sorusunu daha sık sormak lazım.<br />
Ve elbette çocuk ne işe yarar?<br />
Babalık neden sır olsun ki?<br />
Babamın sessiz, sakin hali bende derin<br />
bir hüzün uyandırıyor şimdi.<br />
Uzun ve meşakkatli bir yoldan gelmiş<br />
gibi duruyor önümüzde.<br />
Yolculuğun izleri var yüzünde. Yıllar<br />
çok yormuş onu...<br />
Hey gidi günler... Delikanlılığını bilirim<br />
babamın. Eski, tırtıllı kesilmiş fotoğraflarını<br />
da. Tıpkı bir insan gibi yılları içinde tutan<br />
yıpranmış albümünü de. Siyah kıvırcık saçlarını<br />
da. Güçlü, kuvvetli olduğu günleri de.<br />
Merdivenleri ikişer, üçer çıktığı zamanları<br />
da.<br />
Ama şimdi dalgaları durulmuş bir deniz<br />
gibi... Yaşı ilerlemiş, sesi taş plaktan geliyor<br />
gibi usul usul çıkıyor, beden eski kuvvetini<br />
yitirmiş, hastalıklar sıraya girmiş...<br />
Baba;<br />
Sen defalarca ameliyat masasına yattın,<br />
her defasında nemli gözlerle fakat tevekkülden<br />
taviz vermeden helalleşerek ayrıldın<br />
bizden.<br />
O günlerde küçük ellerimiz senin için<br />
açıldı duaya.<br />
Çocuk kalplerimiz senin için titredi.<br />
"Acaba kaybettik mi" korkularımız büyürken<br />
yeniden bulduk seni.<br />
Kaç kere kapandı, kaç kere açıldı mavi<br />
gözlerin.<br />
40 / OCAK-ŞUBAT-MART 2011<br />
Sensizliğin soğuk düşünü kaç kere kurduk<br />
biz...<br />
Şimdi biz büyüdük, sen daha da büyüdün.<br />
Mavi gözlerine, bembeyaz saçlarına, yer<br />
yer kırışmış yüzüne bakınca tarihe açılıyor<br />
kapılar.<br />
Bizim tarihimize, bizim ailenin tarihine,<br />
senin tarihine...<br />
Hayata seninle başladık biz.<br />
"Tarih yapan" olarak ilk seni tanıdık o<br />
küçük evde. Seyahati, acıyı, sevinci, hüznü,<br />
vedaı da sende gördük ilkin. Disiplini, çalışmayı,<br />
imanı, ibadeti, tevekkülü, sabrı ve şükrü<br />
de... Yokluğu ve varlığı da.<br />
Bizim ilk kahramanımız sendin... Belki<br />
bunu sana yetirince hissettiremedik ama<br />
inan bu böyleydi.<br />
Sen bizim sebeb-i varlığımızsın. Biz ezberletilmiş<br />
bir yanlışın, şartlandırılmış bir<br />
'erkek olma' ispatının kurbanıyız.<br />
Sezai Karakoç'un feryadıyla söyleyeceğim,<br />
"ey ulu hocalar" bunu bize neden öğretmediniz?<br />
Baba;<br />
Şimdi bir başka bakıyorum; mavi gözlerine...<br />
Yüzünde yolculuğun emaresi yol izlerine...<br />
Sesine, soluğuna, birikmiş insanlık<br />
haline...<br />
Baba;<br />
Eğer seni hayattan ziyade biz evlatların<br />
yorduysak... Vay halimize...<br />
Vefasızlığımızla, duyarsızlığımızla, nankörlüğümüzle<br />
ve bütün suçumuzla sana geliyoruz,<br />
ellerine kapanmaya geliyoruz...<br />
Artık biliyorum babalık benimle başlamadı,<br />
seninle başladı...<br />
Rabbimiz seni vasıta kılarak neler ihsan<br />
eyledi bizlere...<br />
Mavi gözlerini kaçırma bizden...