ŞEHRİSTÂNÎ - Milel ve Nihal - Eğitim, Kültür ve Düşünce Platformu ...
ŞEHRİSTÂNÎ - Milel ve Nihal - Eğitim, Kültür ve Düşünce Platformu ...
ŞEHRİSTÂNÎ - Milel ve Nihal - Eğitim, Kültür ve Düşünce Platformu ...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
da bu ayrım yalnızca bilim dallarını muhtevalarına göre bir taksi-<br />
me tabi tutmakla ilgilidir. Zira tabii ilimler <strong>ve</strong> alet ilimleri gibi tas-<br />
niflere ayrılan ilim dalları da insanın hayatı anlamasına <strong>ve</strong> algıla-<br />
masına <strong>ve</strong> böylelikle bütün evrende mevcut olan, bütün evrenin<br />
yansıttığı hakikatin anlaşılmasına katkı sağlayan bir işle<strong>ve</strong> sahiptir.<br />
Böylelikle bütün ilim dalları insanın var oluş gayesini idrak etme-<br />
sinde bir rol üstlenmektedir. Bu yaklaşımdan hareketle İslam gele-<br />
neği bütün bilim dallarını bir bütün olarak değerlendirir. Bu anla-<br />
yış doğrultusunda tarihsel süreçte İslam toplumlarında yüzyıllar<br />
boyu eğitim kurumları dini ilimler diye adlandırılan başta Kur’an<br />
<strong>ve</strong> Hadis olmak üzere çeşitli bilim dallarını diğer bilim dallarıyla<br />
bir arada tedris etme geleneğine sahip olmuştur. Hangi alanda<br />
uzmanlaşırsa uzmanlaşsın bir bilim insanı bu ilimleri bir arada<br />
tanıyıp en azından temel düzeyde öğrenmiştir.<br />
İslami gelenek ilmi faaliyetlerde gerek sosyal gerekse doğal<br />
çevreye yönelik hakikatin araştırılmasını <strong>ve</strong> hakkın idrak edilme-<br />
sini hedefler. Bu yönüyle de İslami gelenekle Batılı bilim anlayışı<br />
arasında belirgin bir ayrışma dikkati çeker. Batılı bilim anlayışının<br />
temelinde insanın doğaya <strong>ve</strong> çevreye egemen olması <strong>ve</strong> insanın<br />
amaç <strong>ve</strong> çıkarları doğrultusunda çevrenin şekillendirilmesi daha<br />
bir ön plandadır. Bu yaklaşım İslamın insan <strong>ve</strong> çevre yaklaşımına<br />
yabancıdır. İslamda insanın doğal düzene egemen olması değil<br />
onu anlaması <strong>ve</strong> idrak etmesi üzerinde durulur. Ancak bu sayede<br />
insan kendisinin de bir parçasını oluşturduğu evrenin ihtiva ettiği<br />
hakikati anlayabilecektir. Nitekim Kur’an, insanı çevresine bu na-<br />
zarla bakması doğrultusunda sürekli teşvik eder. Benzer durum<br />
insanın sosyal çevresine yönelik ilgi <strong>ve</strong> alakasında da söz konusu-<br />
dur. Sosyal çevreye yönelik ilgide amaç, onu anlayıp tanımak <strong>ve</strong><br />
hakikati onlarla paylaşmaktır. Sosyal çevredeki farklı gelenekler,<br />
farklı bakış <strong>ve</strong> tutumlar İslam tarihinde kültürel zenginlik aracı<br />
olarak görülmüş; bu farklılıklar sanattan edebiyata, felsefeden<br />
doğa bilimlerine kadar hemen her alanda zengin İslam ilim mira-<br />
sının teşekkülüne katkı sağlamıştır. Bu yaklaşımıyla İslam gelene-<br />
ği, farklılıkları yok edilmeleri gereken unsurlar değil, insanlığın<br />
ortak aklının ürünü olan medeniyet inşasında zenginlik aracı ola-<br />
rak görmek suretiyle diğer birçok gelenekten ayrılmaktadır.