BU ÜLKE KİMİN?Sadi SOMUNCUOĞLUTRT'nin her programı bir kavga <strong>konusu</strong>.. Özellikle yabancı kaynaklı dizifilmler ile yerli yapım bazı eserler (!) üzerine yazılanların haddi hesabı yok.Ama, dinleyen, anlayan ve dikkate alan kim!.Milletin şiddetli tepkilerini çeken, milletin mukaddeslerine ters düşenfilmlerin ardı arkası gelmiyor. Ramazan ayında «Aynaroz Kadısı» diye birrezalet sergilenmişti. Hâlâ üzerine yazılar yazılıyor, her yerde ağır tenkitleryapılıyor. Bütün söylenenler boşa gitmiş olmalı ki, şimdi de «Paydos» diyebir film gösteriliyor. Meşhur (!) Cevat Fehmi Başkurt'un eseri imiş. Orada,«Hacı» isimli, «Zengince», «Sakallı» ve «Eli tesbihli» bir kişi var. Bakkallıkyapıyor. Ahlaksızlığı, ikiyüzlülüğü, sahtekârlığı temsil ediyor. Ağzından da,istiskal edilen bir ses tonuyla «Ellaaahee şükürr.» sözleri eksik olmuyor. Yine,köyün muhtarı olan başka bir sakallı ihtiyar kişi daha var. O da, aşağılıkişlerde «Hacı» ile yarış halinde.Kısacası kültürümüzde ve inançlarımızda manevi değer ifade eden sıfatlar,tabirler ve şekiller tahkir edilmekte. Biri çıkıp da, «efendim toplumdaböyleleri hiç yok mu?» diyebilir. Elbette, bir cemiyette her çeşit insan bulunabilir.Ama burada, yetişeni nesillere verilmek istenen bir mesaj var..Milletçe değerli bilinen şeylerin, aslında hiçbir değeri olmadığını göstermek!.Nedense Türk filmlerinde, din adamları ve dince kutsal bilinen şeylerinhorlanması adet haline gelmiştir. Ama yabancı filmlerde, kilise ve papazlarhep yardımcı, şefkat dağıtan, kurtarıcı ve insanlığa hizmet götüren kişilerdir.Bir arkadaşım anlatmıştı; okula henüz gitmeyen oğluna bir resim yapdeyince, Papaz resmi çizdiğini hayretle görmüş. Telkinin Türk çocuğununşuurundaki tabiî aksi böyle.TRT'nin beğenilen programları hiç yok mu? Elbette var. Meselâ; «HoşSeda», «Hacı Arif Bey», «4 üncü Murat» ve «Preveze Öncesi» gibi takdir toplayan,yanan yüreklere su serper gibi milleti ayağa kaldıran eserler de zamanzaman yayınlanıyor. Ama böyle programlar devamı bir yana, hemen kesiliveriyor.Sanki milletin beğenmesi, takdir etmesi kabahat oluyor.Yabancı dizi filmler üzerine neler neler yazıldı da, hiç kâr etmedi. ŞuDallas'tan kurtulduk derken, şimdi Flamingo Yolu'na çattık. Aile, genel ahlâk,içtimai değerler ve cemiyetimizin yapısı gibi milleti ayakta tutan müesseseleresaldıran bu film, ısrarla gösterilmeye devam ediliyor. Halbuki, toplumuayakta tutan ve ona millî özelliği kazandıran bu kurumlar anayasamızla ko-9
10runmakta ve bunlara zarar verici çalışmalar yasaklanmış bulunmaktadır. Gelgör ki, devletin anayasasına, devletin TRT'si uymuyor. Onu alenen, bilmemkaçıncı defa çiğniyor.Bütün bunlar yetmezmiş gibi, sayın Genel Müdür'den naklen bir itirazcümlesi ortaya atılmaz mı! İnsanı deli eder. Güya TRT Genel Müdürü demişki, «Flamingo Yokı'nUn ahlâkını bozduğu herhangi bir kişiye rastlamadım.»Bu sözü Sayın Genel Müdür gerçekten söylemiş mi? Zannetmem.. Fakatsöylemese de TRT kendi yolundan, «Flamingo YoIu»ndan dönmemekte kararlıgörünüyor. Kültürel ve tarihi programlarda, Osmanlı ve Selçuklu öncesiAnadolu medeniyetlerine öncelik verme.. Adeta bu kültür ve medeniyet eserlerininüstünlüğü, bu toprakların başkalarına ait olduğu gibi mesajlar şuuraltınaustaca yerleştirilmek isteniyor.TRT böyle de öteki kuruluşlarımız başka mı? Müzelerimizi gezenler hayretlerinigizleyemiyorlar. Anadoluyu tanıtan (!) müzelerimizde, şurası «Urartu»,burası «Hitit-Eti», öbür tarafı «Sümer-Asur-Fercik e » bilmem ne, her köşetaksim edilmiş. Bazı aklı evveller çıkıp da, «Canım, tarih böyleyse değiştirenleyizya..» diyebilirler. Böyleleri; bin yıla varan zamandan beri, her karıştoprağı Türk-islâm kültür ve medeniyet eserleriyle yoğrularak mühürlenmişolan öz vatanımızın bu halini unutmuşlardır. Bunlar esir Türk illerindeki elliyıllık işgalcilere her hakkı tanırlar da, bin yıllık Türk Yurdu olan Anadolu'ya halâ sahip ararlar. Aslı nesli kalmayanlara buraları tapulamaya bile kalkarlar.Yunanın, batılı bilmem hangi miletlerin ısrarlı ve sinsi propagandalarıylakafaları böylesine çarpıtılanlar, bütün bunları ilericilik ve çağdaşlıkadına yaptıklarını sanırlar. Öz vatanımızdaki beldelerin, şehirlerin, dağların,ovaların, nehirlerin adlarını beğenmezler. Bin yıl, ikibin yıl, hatta üç-dörtbin yıl öncesinin adlarını vermeye kalkışırlar. «Kapadokya», «Side», «Efes».Derken nihayet «Noel Baba» adlı papazın da Anadolu'da doğduğunu isbatettiler. Bunları yaptıkça sırtları sıvazlanıyor ve aman ne ilerici insanlar,ne çağdaş insanlar diye görülmemiş takdirler (!) topluyorlar.Böylelerine;Türk'e ait herhangi bir isimden, sembolden, değerden mi bahsetmek istediniz;o zaman gerici, tutucu ve insanlık düşmanı olursunuz. Ankara gibiCumhuriyetin başşehrinin Sıhhiye meydanına, 2-3 bin yıl öncesinin boynozluöküzlerinden oluşan heykeli diktiniz mi, aman ne ilerici derler. Böyle demeyenlerde, işi en azından sessizlikle geçiştirirler. Ama aynı meydana Türk'ünsembolü «Bozkurt»u dikmeye kalkışın bakalım. Ne kıyametler kopar. Bunundenemesi bir ölçüde Burdur'da yaşandı. Vatansever bir vali olan Örner NaciBozkurt, Türk tarihini başından günümüze kadar temsil eden devlet büyüklerininbüst ve heykellerini yaptırdı. Bozkurt'u da ait olduğu döneme koy-
- Page 1: aylık fikir ve sanat dergisi 14ANA
- Page 6 and 7: t..,, î ffîi •; ı rt,'- •,-:
- Page 9: ,.,l|.ı|,J.I|,l|.l|.IH,H,N,IIH.It
- Page 13 and 14: Hatta bunlar: Örnek gösterdikleri
- Page 15 and 16: Demokrasinin bir fazilet rejimi old
- Page 17 and 18: ayın konusuHedef seçilen bir ülk
- Page 19 and 20: ayın konusuProf. Dr. İ. KAFESOĞL
- Page 21 and 22: ay m konusumakine farz eden gerçek
- Page 23 and 24: ayın konusuber, yakından ilgilend
- Page 25 and 26: ayın konusuÖZER RAVANOĞLU«Sadec
- Page 27 and 28: ayın konusuMUZAFFER ERİŞ :«Anar
- Page 29 and 30: ayın konusuSELÂHADDİNANÇIBAY«A
- Page 31 and 32: . ' , . . ';-.•'• i ' . . - ' '
- Page 33 and 34: Daha da kısacası, kitaba uymayano
- Page 35 and 36: «İbrahim Telemen'in mektubunu oza
- Page 37 and 38: NATO TÜRKİYE'DENE ARIYOR ?..( ı
- Page 39 and 40: Avrupasında Yugoslavya ve Arnavutl
- Page 41 and 42: RDF için ABD Bütçesinden 1981 m
- Page 43 and 44: 42Koro halinde bir, «Yoo olmaz, ya
- Page 45 and 46: olursa, şok tarzında bir Sovyet s
- Page 47 and 48: Dışişleri Bakanı'nın, Alman D
- Page 49 and 50: Meselâ Brejnev'in ölmesiyle hemen
- Page 51 and 52: Gazâlî, üçüncü hâle hased ad
- Page 53 and 54: SELÂM— Hocam Hasan Burkay'a —S
- Page 55 and 56: Nazarî olarak, sosyal tarih, 1. bi
- Page 57 and 58: halk kütüphanelerinin muhtevasın
- Page 59 and 60: BİR BAŞKA ÖMER'İN ÇOCUKLUĞUMe
- Page 61 and 62:
îeri doğurması, şeklinde açık
- Page 63 and 64:
ŞARKIArtık yetişir ey sevgi gül
- Page 65 and 66:
si'nin rolü büyüktür. Edebiyat
- Page 67 and 68:
2 — Dünya edebiyatının klâsik
- Page 69 and 70:
— Bu söz doğru olabilir ama bir
- Page 71 and 72:
70Babası Kıbrıs'ın Magosa Kazas
- Page 73 and 74:
YUNUS'U TAHMtSBenden bunca zaman so
- Page 75 and 76:
«Manif yalnız Allah-ı Vâhid'e (
- Page 77 and 78:
IHOPHOPNAMEVEProf, Dr. A. Mecit DO
- Page 79 and 80:
hir'in bunlarla olan dâvasını an
- Page 81 and 82:
Muhterem Okuyucu1982, her sayımız
- Page 83:
xÖÖZBEL AŞ.İNŞAAT TURJZM VE T