12.07.2015 Views

düşün ve sanat dergisi temmuz-ağustos 2009 - Ankara Ağın Derneği

düşün ve sanat dergisi temmuz-ağustos 2009 - Ankara Ağın Derneği

düşün ve sanat dergisi temmuz-ağustos 2009 - Ankara Ağın Derneği

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

FIKRALAR‹. Ekrem KATIHasan Ağa’nın YaşıHarput’ta şakacılığı ile ün yapmış, hoşsohbet, muhabbetitatlı Hasan Ağaya ne zaman sorulsa 40 yaşındayımdermiş. Bu iş senelerce devam etmiş. Torunlarıolmuş, yine sorumuşlar, 40 yaşındayım demiş.Günlerden bir gün, Hasan Ağa bir türlü yaşlılığıkabul etmediği için bir çare bulmuşlar. “Eğer muvaffakolursak bu sayede Hasan Ağanın yaşını öğrenmiş oluruz”diye düşünerek doktoru bu işle görevlendirmişler.Doktor da Hasan Ağanın muzip arkadaşlarının hazırladığıtaktik gereğince Hasan Ağaya:- Hasan Ağa, bu <strong>ve</strong>receğim ilaç çok kıymetlidir.Hastanın yaşına göre <strong>ve</strong>rilir. Sen yaşını söyle de onagöre ilaç <strong>ve</strong>relim ki, bir an önce iyileşesin, der.Hasan Ağa:- Ben ne diyem bilmim ki doğtur efendi. Benimyaşım 40 ama sen ilacı 80 üzerinde <strong>ve</strong>r istersen, der.Selam Söliyem mi?Harput’ta zamanın neşeli, hoş, hovarda, meşreptiplerinden Ahmet Dayı, artık o hızlı günlerini geride bırakmış,yakalandığı amansız hastalıktan dolayı Azrail’lesavaşıyordu.Ahmet Dayı ölüm döşeğinde yatarken, başucundabir yandan Kuran-ı Kerim okunuyor, bir yandan da duaediliyordu. Bunu duyan arkadaşları, son bir kez helalleşmekiçin bir araya gelerek Ahmet Dayının evininyolunu tuttular.Bir de ne görsünler. O neşeli adamın yerinde yelleresiyor. Görmeye gelenlerden Çaycı Rıza’ya zamanındaçok çektirmiş olacak ki; Ahmet Dayı’nın bu anındanyararlanıp intikam almak ister <strong>ve</strong>:- Ehmet Dayı, gidicisin herhaldekim. Gidisen babamaselam söle hemi, der.Bunu zor duyan Ahmet Dayı, tüm gücünü konuşmakiçin toparlar <strong>ve</strong>:- Ben baban olduğu yere deeel, anan olduğu yeregidim oğul. Ona da selam söleyem mi Rıza? Der.KekeçBiri kekeme iki arkadaş Mesire’den çıkarken münakaşaederler. Kekeme olmayan küfür eder. Yola devamederler. Gülmez Tepesini aşarlar, kekeme ancakcevap <strong>ve</strong>rir:- Beeeen deee seeenin!..Hülleciİslama göre karısını boşayan birinin, aynı kadınlayeniden evlenebilmesi için, kadını bir başkasıyla nikâhlanıp,gerçek bir evlilik geçirip boşanmış olması lazımdır.Bu uygulamaya “Hülle” adı <strong>ve</strong>rilir.Elazığ’ın köylerinden birinde, önce, “Benden boşolasın” deyip, sonra pişmanlık duyan bir adam vardır.Çaresiz hülle gerekmektedir. Harput’ta “Hafız” namlı,70-75 yaşlarında bir adam vardır. Bizim köylü vatandaşgelip Hafız’ı bulur. Utana sıkıla hülle meselesinianlatır. Hafız kabul eder <strong>ve</strong> nikâh yapılır. Kadın bir günHafız’la beraber kalır. Ertesi günü sabık koca Hafız’ıbulur <strong>ve</strong>:- Hafız efendi, hüküm yerini buldu. Artık garıyı boşada alam gidem, der.Hafız elini kafasının muhannet yerine atar <strong>ve</strong>:- Valla, ben deyim, bi gaç gün daha gala, der.Hasarın Neyse ÖdeyekElazığ’ın meşhur “Yol yemez Nazmi”sini tanımayanyoktur. Herkes, Yol yemez Nazmi’yi Gazi Caddesi’ndemutlaka görmüştür.Bir gün yol yemez Nazmi yine Gazi Caddesi’ndeyolun ortasında yürürken, bir taksi yol yemez Nazmi’yeçarpar. Nazmi yere düşer. Arabayı kullanan gençkorkar, fakat yol yemez Nazmi yerden kalkar, üstünübaşını silkeledikten sonra şoför gence dönerek:- Yeğenim, arabada hasar var mı? Varsa ödeyek, der.Nancuh Değil BuncuhElazığ’ın ova köylerinden şehir merkezine gelinolarak gelen bir kadın, mutfakta yemek yapmaya başlar.Yapacağı yemeğin malzemesi az olduğu için kaynanasınaelindeki malzemeyi göstererek:- Anne, bu malzeme nancuh, yetmez ki, der. Kaynanageline:- Gızım, sen artık şehirli oldun. Nancuh köyde galdı,der. Gelin de:- Ya ne diyem anne? Diye sorunca, kaynana da:- Nancuh değil buncuh gızım, der.Ne dedün TorunumÇocuk, ağzı çok büyük olan ninesiyle bir konuşmaesnasında:- Nene, ağzı küçük olanları evlendirilermiş! Deyince,nine ağzını büzerek:- Ne dedün torunum… ne dedün, demiş.Aynı anda şeker yiyen çocuk yine ninesine takılmış:- Nine şeker mi yersin, evlenmek mi istersin? Diyesorunca, ninesi:- Oğul, nenen hangi dişinen şeker yesin, demiş.ağın Temmuz-A¤ustos <strong>2009</strong>29

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!