12.07.2015 Views

Kurtuluş Savaşı ile İlgili Yunan Belgeleri - Ankara Üniversitesi ...

Kurtuluş Savaşı ile İlgili Yunan Belgeleri - Ankara Üniversitesi ...

Kurtuluş Savaşı ile İlgili Yunan Belgeleri - Ankara Üniversitesi ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

<strong>Ankara</strong> <strong>Üniversitesi</strong>Yayın No: 228Türk İnkılâp Tarihi EnstitüsüISBN: 975482-726-5<strong>Kurtuluş</strong> <strong>Savaşı</strong> <strong>ile</strong> <strong>İlgili</strong><strong>Yunan</strong> <strong>Belgeleri</strong>Prof. Dr. İzzet ÖZTOPRAK<strong>Ankara</strong> 2006


<strong>Ankara</strong> <strong>Üniversitesi</strong> Türk İnkılâp Tarihi EnstitüsüYayın No:228<strong>Kurtuluş</strong> <strong>Savaşı</strong> <strong>ile</strong> <strong>İlgili</strong><strong>Yunan</strong> <strong>Belgeleri</strong>Prof. Dr. İzzet ÖZTOPRAK<strong>Ankara</strong> 2006


ISBN: 975-482-726-5ANKARA ÜNİVERSİTESİ BASIMEVİ - 2006www.ankara.edu.tr


<strong>Ankara</strong> <strong>Üniversitesi</strong>Türk İnkılâp TarihiEnstitüsü'nün ilkMüdürü Hocam sayınOrd. Prof. Enver ZiyaKaral'ın aziz anısına.


İÇİNDEKİLERİÇİNDEKİLER 5ÖNSÖZ 9GİRİŞ 11BELGELER 231. Venizelos'un Batı Anadolu'daki <strong>Yunan</strong> Emelleri Konusundaİngiliz Hükümeti Başbakanı'na Verdiği Muhtıra252. Büyük Ermenistan, Batı Anadolu ve <strong>Yunan</strong>istan, İstanbulve Trakya Sorunları üzerinde muhtıra 293. Türkiye <strong>ile</strong> Yapılacak Barış Koşullarının Gerekliği, Venizelos'tanİngiliz Hükümeti Başbakanı'na VerdiğiMuhtıra 354. <strong>Yunan</strong>istan ve Trakya (Batı Anadolu ve Adalar) 43A- Trakya 431- Batı Trakya (Bulgar Trakya'sı) 432- Doğu Trakya 45* Ek: 3 46* Ek: 17 47B- Anadolu Hakkında İtalya'nın Bildirisi 50C- Adalar 51* Castelorrizo adası 52


65. Venizelos'un Cumhurbaşkanı Wilson'a Aydın îli KonusundaNotu 536. Venizelos'un Cumhurbaşkanı Wilson'a Batı Anadolu'dakiTürklerin, <strong>Yunan</strong>lılara Kötü Davranışlarda BulunduğunaDair Mektubu 577. <strong>Yunan</strong> Amirali'nin "Antalya'nın İtalyanlar Tarafındanİşgal Edildiği Hakkında" Venizelos'a Gönderdiği Telgraf598. İzmir'e bir Çıkarma Hareketi Yapılmasına Karar VerildiğiKonusunda Telgraflar 619. Venizelos'un, <strong>Yunan</strong> İşgaline Karşı Türk DirenişininBaşladığına Dair Clemenceau'ya Gönderdiği Mektuplarve Yeni İstekleri 6310. Venizelos'tan <strong>Yunan</strong> Hükümeti İkinci Başkanlığına,Türklerle Barış Şartlarına Dair Telgraf (1286 Gizli) 6711. Venizelos'un <strong>Yunan</strong> Hükümeti'ne İzmir Hakkında birTelgrafı 7112. İngilizlerle <strong>Yunan</strong>lılar Arasında Anadolu Harekâtı hakkındaGörüşmeler 7313. <strong>Yunan</strong>lılar <strong>ile</strong> İtilaf Devletleri Temsilc<strong>ile</strong>ri ArasındaAnadolu Harekâtı Hakkında Görüşme ve Anadolu'da<strong>Yunan</strong> Ordusu Komutanı Papulos'a Ver<strong>ile</strong>nTalimat 7514. <strong>Yunan</strong> Ordusu Hakkında İstihbarat 81


15. İtilaf Devletleri'nin <strong>Yunan</strong>lılarla Türkler Arasında BarışYolu <strong>ile</strong> bir Anlaşmanın Yapılması Konusunda <strong>Yunan</strong>Hükümeti'ne Öner<strong>ile</strong>ri 8316. İtilaf Devletleri'nin Aracılık Yapma Öner<strong>ile</strong>ri KonusundaTelgraf 8517. Aracılık Girişimlerine Karşı <strong>Yunan</strong> Hükümeti'nin Yanıtı8718. Gounaris'in Notasına İngiltere'nin Yanıtı 9119. 12 Ağustos 1921 Tarihli Frangulis'in Yazısı 9320. Lloyd George'un Parlamentoda, Anadolu'daki <strong>Yunan</strong>Çıkarlarının Sevr Anlaşması'nda Belirtilmiş OlanlardanFazla Olması Yolundaki Açıklaması 9721. Rangabes'in Aracılık Yöntemi <strong>ile</strong> <strong>İlgili</strong> Telgrafı 9922. İtilaf Devletleri'nin Türk-<strong>Yunan</strong> <strong>Savaşı</strong>'nda TarafsızKalacaklarını Bildiren Telgrafı 10123. Lloyd George'un İngiliz Parlamentosu'nda Aracılıkla<strong>İlgili</strong> Konuşması 10324. Gounaris - Briand Görüşmesi 10525. Gounaris - Briand Görüşmesi 10726. <strong>Yunan</strong> İşgal Bölgesinin Genişletilmesi Hakkında ..11127: Gounaris-Lloyd George Görüşmesi 113.28. <strong>Yunan</strong>istan'ın bir Borçlanma Girişimi Hakkında.... 11529. Gounaris, Lloyd George ve Curzon'ın Barış Koşullan<strong>ile</strong> <strong>İlgili</strong> Görüşmeleri 117


30. Gounaris'in Aracılık Önerisinin Kabul EdilmemesiKonusundaki Açıklaması 11931. <strong>Yunan</strong> Ordusu Hakkında 12332. Londra'daki <strong>Yunan</strong> Maslahatgüzarının 14 Mart TarihliTelgrafı 12533. Atina, 16-29 Temmuz 1922 tarihli ve 7259 NumaralıMektup 12734. Meletios'un Paris'te Bulunan Venizelos'a Telgrafı .13135. Sözlü Nota 13336. Milletler Cemiyeti'nde Ermen<strong>ile</strong>r ve Türk <strong>Kurtuluş</strong><strong>Savaşı</strong> Hakkında bir Tartışma 135DEĞERLENDİRME 137EKLER 155İNDEKS 161


ÖNSÖZ"<strong>Kurtuluş</strong> <strong>Savaşı</strong> <strong>ile</strong> ilgili <strong>Yunan</strong> <strong>Belgeleri</strong>" başlığı altındayayınladığımız bu eser başta Venizelos olmak üzere<strong>Yunan</strong> devlet adamlarının Fransa, Amerika Birleşik Devletlerive özellikle İngiltere <strong>ile</strong> yapmış oldukları diplomatikyazışmalardan oluşuyor. Kasım 1918-Kasım 1922 arasındaTürkiye'nin işgali ve paylaşımına ilişkin otuz altı diplomatikbelge Ord. Prof. Enver Ziya Karal tarafından toplanmıştır.Bu belgeler "Türk İstiklal <strong>Savaşı</strong> <strong>ile</strong> <strong>İlgili</strong> <strong>Yunan</strong> Vesikaları"başlığını taşımakta olup, Cumhurbaşkanlığı Kitaplığıkayıt No: 5794'de bulunmaktadır. "Giriş" ve "Değerlendirme"bölümleri tarafımızdan yazılmış, belgeler bugünküd<strong>ile</strong> uyarlanarak yayına hazırlanmıştır. Sayfaların altve üst taraflarındaki italik cümleler Ord. Prof Enver ZiyaKaral'a aittir. Metin içerisinde söz konusu ed<strong>ile</strong>n haritalarekte bulunamamış, araştırmamıza rağmen bu haritalara ulaşılamamıştır.Emperyalist dünyanın tarihsel boyut içerisinde Türkiye'yebakışı ve yaklaşımı konusunda bu belgelerin belirlibir döneme ilişkin somut örnek oluşturarak <strong>ile</strong>riye dönüköngörüler için göz önünde tutulması gerekli olan tarihselperspektife zemin hazırlamaya katkı sağlayacağı düşünülmektedir.Bununla ilgili olarak "Değerlendirme" bölümündeçeşitli örnekler görülebilir.Türkiye'de genellikle kullanılmamış olan bu belgelerinbir an önce gün ışığına çıkarılması ve araştırmacıların hizmetinesunulmasının yararlı olacağı inancı <strong>ile</strong> bu kitap hazırlanmıştır.


10Yayını gerçekleştiren <strong>Ankara</strong> <strong>Üniversitesi</strong> Türk İnkılâpTarihi Enstitüsü'ne ve metnin bilgisayarda yazılması konusundakiyardımlarından dolayı Araştırma Görevlisi Dr. İbrahimErdal'a teşekkür ediyorum. Kitabın araştırmacılarave okuyan herkese yararlı olmasını bir kez daha diliyorum.<strong>Ankara</strong> 2006Prof. Dr. İzzet ÖZTOPRAK


GİRİŞDoğu Sorunu, önce Türklere karşı Avrupa topraklarınınasıl koruyabilmek ve 1683 Viyana bozgunundan sonraTürkleri Avrupa topraklarından nasıl atabilmek şeklindegelişti. Avrupa ülkeleri, çirkin bir Türk görünümü yaratmakistemişler, gerek edebiyat gerekse sanatlarında bukonuyu özellikle işlemişlerdir. XVIII. yüzyılın sonuna doğruyaklaşıldığında, bünyesinde Avrupa türü bir kültür, ekonomive teknik evrimi gerçekleştirerek, çağın güçlü ülkeleriarasına katılan Rusya, Fransa ve ingiltere <strong>ile</strong> birlikte karşısındaortak bir sorun bulmuştu: "Ger<strong>ile</strong>mekte olan Osmanlıİmparatorluğu'nun geleceği".Çar Petro'nun 1 ülkesine kazandırdığı Boğazlardan Akdeniz'einmek gibi geleneksel bir politikanın, Fransa veİngiltere'yi Rusya'ya karşı birleştirmesi, Doğu Sorunu'nungörünümünü de değiştirmişti. Bu üç ülke Osmanlı topraklarınıaralarında paylaşamadıkları gibi, hiçbiri de diğerininİstanbul'a egemen olmasına razı değildi. Aranan seçenek,kuvvetler dengesi ilkesi içinde, Osmanlı İmparatorluğu'-nun yaşantısını sürdürmesine razı olmak şeklinde kendinigösterdi.1869'da Süveyş Kanalı'nın açılması üzerine, Akdeniz'dekiİngiliz çıkarları artık boğazlardan değil, güçlü birdonanma <strong>ile</strong> Malta ve Kıbrıs suları arasında savunulabilirdi.İngiltere 1877-1878 Osmanlı-Rus <strong>Savaşı</strong>'ndan yararlanıp"Akdeniz'in anahtarı olarak" tanımladığı Kıbrıs Adası'ndadeğerli bir üsse kavuşuyordu. Böylece Rusya'ya1689-1725.


12karşı yürütülen yakın denetim politikasının gevşemesi,Osmanlı İmparatorluğu'nun 1878 Berlin Kongresi örneği,topraklarının daraltılmasıyla sonuçlanmıştı. Güç dengesininAkdeniz'e kaydırıldığı bu süreçte, Osmanlılar 1856'daverdikleri ödünü, diğer bir deyişle Hıristiyanlar için yapmayasöz verdikleri reformları gerçekleştirememekle suçlanıyorlardı.Osmanlı İmparatorluğu'nun geleceğini Almanya'nınyenilmezliği varsayımına bağlayan ve 2 Ağustos 1914'tegizli ittifakın yapılmasında başrolü oynayan Harbiye NazınEnver Paşa 2 kötü bir sonucu düşünmemiş olmalıydı. 1912—1913 Balkan savaşlarının kayıplarını giderebilmek ve özelliklebu savaş sonucu eline geçirdiği Anadolu'yu çevreleyenEge adaları <strong>ile</strong> "Megalo İdea"yı "İyonya"ya taşımaamacında olan Helenizm hülyalarına son vermek zorunluydu.Bu da Ege Denizi'nde kesin bir üstünlük sağlamaklagerçekleşebilirdi. Ancak bu konuda ne Londra ne de Paris,<strong>Yunan</strong>istan'a karşı İstanbul'a bir güvence vermek niyetindedeğildi. Bu durumu değerlendirmek isteyen Rusya, İtalya'nın19 Nisan-18 Mayıs 1912 arasında Çanakkale Boğazı'nıablukaya alması üzerine, Babıâli boğazları tüm ticaretgem<strong>ile</strong>rine kapatınca, tarım ticaretinin %40'ını Karadeniz'denyaptığı için büyük zarara uğramıştı. Bunun üzerineboğazlara egemen olmayı bir kez daha düşlemeye başlamıştı.Öte yandan Karadeniz'de Rusya'ya karşı savunma,Ege'de üstünlüğü ele geçirebilme stratejisinde <strong>Yunan</strong>istan'asaldırı politikasında Enver Paşa Osmanlı Devleti'ningeleceğini Almanya'nın Dünya <strong>Savaşı</strong>'ndaki başarısına1913-1918.


13bağlamıştı.3 Kasım 1914'te savaşa giren Babıâli'nin karşısındaİngiltere, Fransa ve Rusya'yı bulması, önceki yüzyıllarınörnekleriyle hiç bağdaşmıyordu. Çünkü bu üç devlet Osmanlıİmparatorluğu'nu önce yıkmak ve daha sonra topraklarınıbölüşmek için şimdi güç birliği yapmışlardı. Böylebir diplomasi anlayışına varılmasında savaş stratejisininortaya koyduğu zorunluluklar olsa da, asıl olarak Balkansavaşlarının ortaya çıkardığı en önemli sonucun da etki vepaydası esas olmuştu. Bu da Osmanlı İmparatorluğu'nunsona erdirilmesi ve topraklarının paylaşılması düşüncesininemperyalist Batı'mn dış politikasımn biçimlenmesindetemel bir işlev görmeye başlamasıdır. Bu nedenledir kigizli paylaşım antlaşmaları Balkan bozgunundan sonraBirinci Dünya <strong>Savaşı</strong> içerisinde yapılmıştı. Yapılan gizlipaylaşım antlaşmaları içerisinde İstanbul Antlaşması Londra,Paris ve Petrograd arasında çeşitli notalaşmaların sonucundaortaya çıkmıştı. İstanbul ve Çanakkale Boğazları,Marmara Denizi, Gelibolu Yarımadası, Enez-Midye hattınakadar Trakya, Bozcaada ve Gökçeada, 3 Sakarya Nehri'nekadar Kocaeli yarımadası Rusya'ya bırakılıyordu. İzmitKörfezi'nin güney yakasındaki kuşağı ise daha soma saptanacaktı.İtalya'mn, Alman ittifakından ayrılarak müttefiklerlegüç birliği yapmasını sağlayabilmek için Osmanlı topraklarınınRoma'ya peşkeş çekildiğini görmekteyiz. İtalya'nınOn İki Ada üzerinde 1912'den beri Babıâli'ye karşı sürdürdüğüegemenlik iddiası müttefiklerce de kabul ediliyor-İmroz.


14du. 26 Nisan 1915 tarihli Londra gizli antlaşmasının 9.maddesinde şu hükümler yer almıştı:"Fransa, İngiltere ve Rusya, İtalya 'mn Akdeniz bölgesindekiçıkarlarını genellikle tanır ve Babıâli 'nin Anadolutopraklarının paylaşılması durumunda, İtalya'nın da Antalyayörelerinde hakkına düşen hisseye sahip olacağınıkabul ederler. Zaten İtalya burada kendisine bazı haklar veçıkarlar sağlamış ve onun bu özelliği anılan konuda birİngiliz İtalyan antlaşması için gerekli ortamı hazırlamıştır.Eğer Fransa, İngiltere ve Rusya savaş sırasında Babıâli'nin Asya kıtasındaki bazı topraklarını işgal edecek olursa,Antalya ilinin Akdeniz 'i çevreleyen yöreleri yukarıdatanımlanan ilkeler gereğince burasını almaya hak kazanmışİtalya 'ya bırakılacaktır."Bu antlaşma etkisini hemen göstermiş ve Mayıs sonundaAlmanya ve Avusturya'ya karşı savaşa giren İtalya,20 Ağustos 1915'te de Babıâli'ye savaş ilan edilmiştir.Yukarıdaki antlaşmalarla hem İtalya'nın hem de Rusya'nınözlemlerini doyuran İngiltere ve Fransa, bu kez Ortadoğu'dakikendi amaçlarını saptamak yoluna gitt<strong>ile</strong>r.İngiliz müsteşarı Sykes ve Fransız meslektaşı GeorgesPicot 1916 Martı'nda Petrograd'a gelmişler ve antlaşmataslağını Ruslara göstermişlerdir. Rusya bu istekleri ancakErzurum, Trabzon ve Bitlis illeri <strong>ile</strong> Muş, Siirt ve Türk-İran sınırını içeren kuşağın da kendisine verilmesi karşılığındakabul ediyordu. Bu koşulları içeren protokolün Fransızelçisi Paleolog ve Dışişleri Bakanı Sazonof tarafındanimzalanmasıyla Sykes-Picot antlaşması da 26 Nisan1916'da kesinleşti. Böylece Fransa, Suriye kıyıları ve hin-


15terlandı <strong>ile</strong> birlikte Çukurova, 4 Kayseri dışarıda kalmakşartıyla Sivas, Elazığ, 5 Maraş, Antep ve Mardin'e sahipçıkıyor, Halep-Şam-Musul üçgeni ise Fransız etkinlik bölgesiiçine giriyordu. İngiltere Basra'dan Bağdat'a kadartüm güney Mezopotamya'yı eline geçiriyor ve bunun dışındakiyörelerde etkinlik bölgesi kuruyordu. Filistin içinuluslararası bir statü tasarlanmıştı. İskenderun serbest limanilan edilirken, Akka ve Hayfa da İngilizlerin olacaktı.Bu antlaşma İtalyanlardan saklı tutulmak istenmişsede, 1917 yılı başlarında durumun farkına varan Roma,Londra Antlaşması uyarınca Anadolu'da ilke olarak kendisineverilmesi onaylanan topraklarının kesinlikle belirlenmesiniistedi. 17 Nisan 1917'deki Saint Jean de MaurienneAntlaşması <strong>ile</strong> Antalya, Muğla ve çevresi, Konya ilininbüyük bir kısmı, İzmir ve kuzeyindeki etkinlik bölgesi İtalyantoprakları olarak tanımlanıyordu. Bu antlaşma Rusya'nınonayına bağlanmıştı. 1917 devrimiyle iktidara gelenBolşevikler, değil bu antlaşmayı onaylamak, Çarlık rejimininemperyalist oyunlarını dünyaya göstermek amacıylabütün bu gizli antlaşmaları yayımlayarak ortaya sereceklerdi.Müttefik donanmalarının Çanakkale Boğazı'nı zorlayarakgeçemeyeceklerinin anlaşılması üzerine, 25 Nisan1915'de Gelibolu yarımadasına çıkan birliklerin Aralık ayısonunda geri çekilmesi, İngiliz Donanma Bakanı WinstonChurchill'in stratejisinin başarısızlıkla sonuçlandığını belgeliyordu.Rus ordularının başarısızlığında, Rus ihtilalinde4Kilikya.Harput.


16ve savaşın uzamasında Çanakkale zaferinin önemli payıvardı. İngilizler Enver Paşa'nın amcası Halil Paşa'nın, Kutü'l-Amare'debaşlarında General Townshend olduğu halde75.000 kişilik ordusunu tutsak aldığını unutmayacaklardı. 6Türkiye'nin kendisine karşı yer yer başarıyla savaşmışolması yüzünden İngiltere'nin öç alma isteğinin ötesinde,incinmiş olan sömürgeci duygularının tatmini ve imparatorluğundaestirdiği etkili gözdağı havasının yeniden kurulabilmesiiçin Türkiye'nin örnek, yani ezici bir biçimdecezalandırılması gerekiyordu.<strong>Savaşı</strong> kazanan İngiltere, Fransa ve İtalya son derecesarsılmış durumdaydılar. Almanya ise, bütün savaş boyuncavuruşmaları kendi toprakları dışında yapmıştı. İtilafDevletleri'nin amacı Trakya, İstanbul ve Anadolu dışındabütün toprakları ondan almak olmalıydı. 7 Bunun gerekçeleriOsmanlı yönetiminin kötülüğü, sonra Osmanlı Devleti'ninüç kıta arasındaki durumuydu ki ona birçok denizüsleri ve Müslüman ve özellikle Türkçe konuşan halklarüzerinde etki olanağı sağlıyor ve Mısır <strong>ile</strong> Hindistan'ı doğrudandoğruya tehdit ederek Britanya İmparatorluğu'nunböğründe bir oduncu kaması haline sokuyordu. İngiltere,aynı zamanda doğrudan doğruya toprak istemi en az olandevlet görüntüsündedir. Ekonomik ve siyasal etkisini vesöz dinletirliğini güçlendirmek ve dünyaya yayılmış imparatorluğun<strong>ile</strong>tişim ve ulaşım yollarının güvenliğini sağlamakamacıyla önlemler almak peşindedir.629 Nisan 1916.Anadolu derken Samsun-Kayseri-Adana-Mersin çizgisinin batısıamaçlanıyordu.


17Musul, Mezopotamya 8 üzerinde, amacı petrol olan birgöz dikme, savaş içi müttefikler arası antlaşmalarında olduğugibi, Osmanlı İmparatorluğu <strong>ile</strong> yapılacak barış antlaşmasıtartışmalarının her aşamasında göze çarpmaktadır.Bunu kanıtlayan başka bir öge de savaş sonunda FransızlarınSuriye'de karşılaştıkları zorluklar karşısında İngiltere'ninyardımına başvurmaları üzerine Lloyd George'unClemenceau'dan, bu yardım karşılığında sadece Musul'uistemesi olayıdır. Musul'un İngiltere açısından güvencealtına alınabilmesi çevre güvenliğini gündeme taşıyor, bununiçin de Kürdistan ve Ermenistan adı altında bağımsızbölgeler yaratılmak isteniyordu. Bu aynı zamanda Türkiye<strong>ile</strong> Musul arasında tampon bölgeler oluşturmak anlamınageliyordu. Bu düşünce <strong>Kurtuluş</strong> <strong>Savaşı</strong> süresinde kuvvedenfi<strong>ile</strong> çıkarılmaya çalışıldığında yani Kürdistan ve Ermenistan'ınısrarlı ve özenli biçimde güncelleştirilmek istenmesineparalel olarak 1919 yılı Ekim'inden itibaren İngiltere,Fransa'yı Güneydoğu Anadolu'ya sokarak farklı bir tamponbölge oluşturmayı deneyecektir.Savaş sırasında Amerika Birleşik Devletleri'nin tutumunagelince; Toprak istememekte, manda yönetimi kabulüneyanaşmamaktadır. Wilson, başta Lloyd George olmaküzere İngiliz devlet adamlarında rastlanan bir bağnazlıkla,padişah'm İstanbul ve Boğazlar bölgesinden kovulmasını,savunmaktadır. Amerikalılara göre, Mezopotamya, Suriyeve Ermenistan'ın Türkiye'den ayrılması gerekmektedir.Birleşik Devletler'in savaş ve savaş sonrası amaçlarımndayandığı ilkeleri 8 Ocak 1918'de kongrede d<strong>ile</strong> getirenIrak.


18Wilson'm bu on dört noktasından 5.si sömürgelerle ilgiliidi ve bu madde de "geniş ve tamamıyla yansız bir düşünce<strong>ile</strong> serbestçe tartışılarak çözülmesi"ne yer verilmişti. Buyeni bir yaklaşımdı. Batı emperyalizminin izlediği politikadanbütünüyle farklı, diplomasi yolunun benimsendiği vedaha sonraki dönemlerde dostluk ve yardımlaşma antlaşmaları<strong>ile</strong> sömürgeci emellerin tatminine yönelindiğinigöstermekteydi.Öte yandan Dışişleri Bakanı Lansing, Amerikan heyetinevermiş olduğu andırı <strong>ile</strong> yönergelerde Bulgaristan'ın,Sırbistan'ın ve <strong>Yunan</strong>istan'ın sınırlarının, Balkan savaşısonrası çizg<strong>ile</strong>rini izleyeceğini, ancak Bulgaristan'ın, Ege'-de <strong>Yunan</strong>istan'a bırakacağı topraklara karşılık, İstanbul dolaylarındatoprak elde etmesi gerekeceğini; <strong>Yunan</strong>istan'a,Ege kıyılarında, On iki Ada'da ve belki de Küçük Asya'da 9toprak ver<strong>ile</strong>ceğini bildirmekte ve Osmanlı İmparatorluğu'-nun Avrupa'dan çıkarılarak sadece Anadolu'da bırakılacağınaişaret etmekte idi. Görüldüğü üzere yukarıdaki cümlelerAmerika'nın Birinci Dünya <strong>Savaşı</strong>'nm ertesinde Osmanlıİmparatorluğu'nun geleceğine ilişkin yaklaşım vegörüşlerinin hemen hemen tamamıyla İngiliz eksenli birbakışla örtüştüğünü ortaya koymaktadır.Fransa'ya gelince; İngiltere'den farklı olarak Fransa'-nın istemleri arasında başta Çukurova olmak üzere özelliklesavaş sonrasında Suriye mandaterliği yer alıyordu. Fransa,Türkiye'de toprak katma 10 politikası yerine etki alanla-10Asia Minör.İlhak.


19rı 11 eksenli bir politika güdüyordu.İtalya ise Türkiye'ye karşı Fransa ve İngiltere'denfarklı olarak sömürgede yerleşme politikası izliyordu. 12Nisan 1917 tarihli B. Balfour'un imzasını taşıyan bir mektupta,İngiliz Dışişleri Bakanlığı'nca İtalya'nın Londra büyükelçisine,İtalya'ya ver<strong>ile</strong>cek Güney Anadolu topraklarının,İtalyan göçmenleri için kısa zamanda bir anavatanparçası haline geleceği anlatılmaktadır. Bu bize İtalya'nınTürkiye politikasında "sömürgede yerleşme" sürecini öngördüğünügöstermektedir.<strong>Yunan</strong>istan ise, İtalya'nın tutumundan daha <strong>ile</strong>rde,Türk topraklarının kendisine resmen bağlanması ilkesi izliyor,yani bir ilhak politikası peşinde koşuyordu. İstanbul'-un kendisine verilmesi umuduyla başlayan, Çatalca çizgisinekadar Türk Trakyası'nın tümünü kapsayan bir uygulamayarazı olan <strong>Yunan</strong>istan Ege bölgesinde de İtalya <strong>ile</strong>toprak paylaşmasına giden bir uygulama kabul etmiştir.Ege'de <strong>Yunan</strong>istan, barış antlaşmasını beklemeden eylemegeçmiş ve bir oldubitti <strong>ile</strong> "kendi bölgesine" sahip çıkmağakoyulmuştur.Ermenistan, Antant devletlerinin savaş içinde ve savaşsomasında, kendi aralarında en tutarlı biçimde savunduklarıbir konu olmuştur. Bu tutarlılığın temelinde, dünya Ermen<strong>ile</strong>rinin,batı kamuoyunu ve özellikle Amerikan kamuoyunu,tek yanlı duygusal bir yaklaşım içinde canlı tutmaktagösterdikleri başarı yanında, Fransa ve İngiltere'nin kendisiyleçıkar kavgasına düşmeden, Amerika'yı Ortadoğusorunlarıyla ilgili tutmak için Ermeni sorununu tehlikesizNüfiız bölgeleri.


20bir araç olarak kullanma çabalan da etken olarak bulunmuşturdenebilir.Bogos Nubar <strong>ile</strong> Aharonian'ın amacı Maraş'la birlikteÇukuova'yı ve Sivas, Erzurum, Harput, Diyarbakır, Bitlisve Van illerini kapsayan ve Trabzon ilinin bir kısmını daiçeren " Büyük Ermenistan"ı gerçekleştirmekti. Ermen<strong>ile</strong>rTürk illerini kendi topraklarına katmak peşinde id<strong>ile</strong>r. Yaniaynen <strong>Yunan</strong>istan gibi ilhak politikası izliyorlardı. <strong>Yunan</strong>lılannve Ermen<strong>ile</strong>rin ilhak politikalanmn yanı sıra yukandabelirtildiği üzere İtalyanlar ise Anadolu'nun belirli bölgesinde"sömürgede yerleşme" politikası izlemekte idi.Ana hatlarına kısaca değin<strong>ile</strong>n, yayınladığımız bu belgeler,1918-1922 arasında <strong>Yunan</strong>istan'ın paylaşım mücadelesindeizlediği politika <strong>ile</strong> Batı Anadolu'dan önemli ölçüdebir toprak parçasının kendi ülkesine katılımını sağlamayayönelikti. Bu mücadeleyi emperyalist Batılı devletlerkatında özellikle Venizelos aracılığı ve girişimleriyle yürütmüştür.Dolayısıyla bu belgeler <strong>Yunan</strong>istan'ın toprakkatma politikası karşısında başta İngiltere olmak üzere diğeremperyalist devletlerin tutumu ve davranışlannı daortaya koymaktadır.Giriş kısmının yazımında şu eserlerden yararlanılmıştır:AKŞİN, Sina; İstanbul Hükümetleri ve Milli Mücadele, İstanbul 1976.BAYUR, Yusuf Hikmet; Atatürk Hayatı ve Eserleri, <strong>Ankara</strong> 1990.BIYIKLIOĞLU, Tevfık; Türk İstiklal Harbi I, Mondros Mütarekesi veTatbikatı, <strong>Ankara</strong> 1962.HELMREİCH, Paul C.; Sevr Politikaları (Çev: Şerif Erol), İstanbul1996.


21KITSIKIS, Dimitri; <strong>Yunan</strong> Propagandası, İstanbul (tarihsiz).KURAT, Yuluğ Tekin; Osmanlı İmparatorluğu 'nun Paylaşılması, <strong>Ankara</strong>1990.OLCAY, Osman; Sevr Anlaşmasına Doğru, <strong>Ankara</strong> 1981.SMÎTH, Michael Llewellyn; Anadolu Üzerindeki Göz (Çev: Halimİnal), İstanbul 1948.


BELGELER


Belge 1Verıizelos 'un Batı Anadolu 'daki <strong>Yunan</strong> Emelleri Hakkındaİngiltere Hükümeti Başbakanına Verdiği MuhtıraParis, 2 Kasım 1918Benden istemek lütfunda bulunduğunuz, OsmanlıDevleti'ne bağlı sorunların en iyi bir yolda çözülmesinigösteren diplomatik mektubu sunmakla onur duyarım. Budiplomatik mektupta bu sorun, Helen bakımından değilyalnızca objektif bakımından göz önüne alınmıştır. <strong>Yunan</strong>Hükümeti'nin başbakanı sıfatıyla bu mektupla size dahaçok <strong>Yunan</strong> görüşünü bildirmeme izin veriniz. Büyük devletlerin,Arapların, Suriyel<strong>ile</strong>rin, Ermen<strong>ile</strong>rin geleceği <strong>ile</strong>uğraşarak Osmanlı Devleti'ndeki Rumların geleceğini gözardı etmesi ne doğru ne de siyasaldır. Ermen<strong>ile</strong>r bütün uygardünyanın sempatisine hak kazanmışlardır. Doğu sorununu,Ermen<strong>ile</strong>rin geleceğini ve bağımsızlığını ihmal edecekbir şekilde ele almaya olanak yoktur. Fakat Rumlar daaynı sempatiye hak kazanmışlardır. Ermen<strong>ile</strong>r kadar kalabalıkolan Rumlar da onlar gibi baskıların ve yok edilmeninkurbanı olmuşlardır. Selanik Hükümeti'nin başkanısıfatıyla kurmak zorunda olduğum Milli Savunma Ordusu'nunönemli bir kısmını on binlerce Rum oluşturmuş veBalkan savaşlarına katılmıştır. Bundan başka, Sırbistan <strong>ile</strong>Romanya'nın ulusal birliklerini bitirmek üzere oldukları busaatte Batı Anadolu'daki Helenlerin geleceğinin de <strong>Yunan</strong>istan'akatılması durumu, <strong>Yunan</strong>istan'a his olunacak şekildebüyümeyi sağlayacak tek çözüm şeklidir. <strong>Yunan</strong>istan'ıngenişlemesi bu tarafa doğru götürülmeyecek olursa,bu genişlemeyi Trakya yönüne çevirmek ve sınırları Karadeniz'ekadar genişletmek gerekecektir. Fakat bu çözüm25


26şekli, sınırların Batı Anadolu'ya doğru genişlemesinin karşılaşacağıgüçlüklerden daha pek büyükleriyle çarpışacaktır.Anadolu'da <strong>Yunan</strong>lıların genişlemesine başlıca engelİtalyan itirazıdır. 26 Nisan 1915 Londra Antlaşması <strong>ile</strong> İtalya'yaAnadolu'nun güney kıyılarında Antalya bölgesindeyerleşeb<strong>ile</strong>ceği üstlenilmiştir. Londra konferansından ikiyıl sonra Avusturya İmparatoru'nun Prens (Sixte de Bourbon)'egönderdiği bir mektupta Adriyatik Denizi'ndenİtalyan emellerini tatmin etmeyen bir barıştan bahsedildiğibir anda Saint Jean de Maurienne Konferansı'nda İtalya'yaİzmir'de bir etkinlik bölgesi tanındı. 1916 da yapılan konferanstaİngiltere, Fransa ve Rusya arasında Küçük Asya'-ya ilişkin yapılan uzlaşmalar İtalya'nın İzmir üzerindeki iddialarınaesas oluşturmuştur. Fakat İtalya'nın savaşa katılmasındanönce İstanbul'u da Ruslara bırakmaya razı olanBatı devletlerinin bu husustaki uzlaşmaları yürürlükte değildi.Şu halde Küçük Asya'ya ilişkin uzlaşmalarda yapılanköklü değişikliklerden dolayı İzmir'le ilgili olan vaatlerigeçerli saymak olanaksızdır. Esasen İtalyanların İzmir'deyerleşmesi müttefiklerin savaşı idare etmek için <strong>ile</strong>ri sürdükleriilkelere karşıdır. <strong>Yunan</strong>istan <strong>ile</strong> İtalya'nın durumugenel savaştan önceki Avusturya <strong>ile</strong> Sırbistan'ın bulunduklarıduruma benzer bir hale düşecek ve dolayısıyla <strong>Yunan</strong>istan'ınbarışçı gelişimi olanaksız kalacaktır. Fakat <strong>Yunan</strong>istan'ınBatı Anadolu'nun batısındaki girişimine İtalyanitirazı engel olamamıştır. Bundan dolayı küçük devletleriolabildiği kadar güçlendirmek ve onları kısa süre içindeyabancı etk<strong>ile</strong>rden kurtarmak Avrupa'nın çıkarlarının gereğiidi. Esasen Akdeniz ulusu olmak sıfatıyla <strong>Yunan</strong>istan'ıngüçlenmesi bu denizlerde uluslar arasındaki dengeyi


27amaçlamaktan ibarettir. İtalya'nın çıkarlarını tehlikeyekoyamaz. Antant uluslarının Anadolu'da <strong>Yunan</strong>istan'a verdikleriayrıcalıklarla ilgili vaatlerini yerine getirmek zorundaolmadıklarını tamamen teslim ediyorum. Çünkü <strong>Yunan</strong>istanda kendisine ver<strong>ile</strong>n bu vaatlerin kapsadığı koşullarıyerine getirmemiştir. Fakat müttefikler de çok iyi biliyorlarki bu büyük savaşta <strong>Yunan</strong>istan'ın geleceğini onlarınki<strong>ile</strong> birleştirmek için hiçbir şeyi ihmal etmedim. Yinebiliyorlar ki <strong>Yunan</strong>istan benimle aynı düşüncede idi. Şubat1915'te sabık Kral Konstantin <strong>ile</strong> olan ilk anlaşmazlığımdansoma genel seçim yapıldığı bir sırada her ne kadarmillete Venizelos'un savaş politikası <strong>ile</strong> kralın barış politikasınıseçmek fırsatı verildi ise de tekrar çoğunluğu kazandım.Ne zaman ki Eylül 1915'te önceki kral Konstantinmemleketine ihanet ederek yeniden anlaşmazlığa düştü.<strong>Yunan</strong>istan savaşa girmek için bir ihtilal yapmaktan çekinmedi.Bu koşullar içinde böyle takdire değer bir davranıştabulunacak pek az millet olduğunu söylememe izinverilsin. Fakat <strong>Yunan</strong> milletinin davranış biçimi dikkatealınmaksızın da Anadolu'nun batı bölgesinin <strong>Yunan</strong>istan'abırakılması müttefiklerin başarmak için harbi yaptıklarınıilan ettikleri ilkeleri gereğindendir.Neden bu prensiplerin uygulanmasında yalnız <strong>Yunan</strong>istaniçin bir ayrım yapılsın? Memleketimin geçerli haklarınınsavunulması için Britanya İmparatorluğu'na hâkimolan adalet ilkesinden güçlü bir yardım beklememe izinlerinizirica ederim.Saygılarımın kabulü <strong>ile</strong>.İmzaVenizelos


29BelgeBüyük Ermenistan, Batı Anadolu ve <strong>Yunan</strong>istan, İstanbulve Trakya Sorunları Üzerinde Muhtıra.Suriye, Filistin ve Mezopotamya Osmanlı İmparatorluğu'ndanfi<strong>ile</strong>n ayrıldıktan sonra bu imparatorluğun korunmasıgelecek için yeni anlaşmazlıklara neden olacaktır.Gerçekten bu imparatorlukta 1.000.000 Ermeni, 2.473.000Rum kalacaktır. Bu rakamlar ancak savaştan önceki dönemeaittir. Çünkü savaş zamanında halkın Türkler tarafındanne ölçüde katledildiğini tahmin etmek güçtür. TürklerinHıristiyan halk üzerindeki kötü yönetimi dünya barışındatepki oluşturacak sürekli anlaşmazlıklara neden olacaktır.Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Hıristiyan halkın üçte birikadarının tehcir edildiği, imparatorluğun uzak illerine sürüldüğüveya kendi isteği <strong>ile</strong> yabancılara sığındıkları gözönünde tutulursa Osmanlı İmparatorluğu'nun korunmasınınolanaksızlığı anlaşılıyor. Çünkü bu durum sürülen bütüninsanların ocaklarına dönmeleri sorununu çözülemeyecekbir duruma sokacaktır.Bu sorunun çözümü Wilson'un on iki maddelik programınıniçinde bulunabilir. Bu hükümler Osmanlı İmparatorluğu'nubu günkü imparatorluğun yalnız Türk bölgeleriylesınırlandırıyor. Diğer yandan da şimdiki durumdaTürk egemenliği altında bulunan bütün milletlere tam birasayiş ve emniyet vermek suretiyle özerk bir şekilde gelişmelerisağlanmalıdır. Bu ilkeyi uygulamak için Osmanlıİmparatorluğu'nda <strong>Yunan</strong>lılar ve Ermen<strong>ile</strong>rin bulunduklarıbölgeleri olanaklar ölçüsünde saptamak gerekir. ÇünküIrak, Filistin ve Suriye'nin imparatorluktan ayrılmasından


30sonra <strong>Yunan</strong>lılarla Ermen<strong>ile</strong>r Osmanlı egemenliği altındabulunan en önemli milletleri oluşturuyorlardı.Ermeni Sorunu'na gelince; Amerika ve Antant'ın savaşmakiçin <strong>ile</strong>ri sürdükleri ilkeler gereğince hareket ed<strong>ile</strong>rekeski Rus İmparatorluğu'nun Ermen<strong>ile</strong>ri <strong>ile</strong> Türkiye'dekiErmen<strong>ile</strong>r birleştir<strong>ile</strong>rek bir devlet kurma olanağınıverebilirse bu sorunun çözümü çok kolay olacaktır. Ancakböylece, Türk Ermen<strong>ile</strong>rine karışmış Kürtleri de kapsayanbu devlet, büyük bir Ermeni çoğunluğu üzerine dayanarakkalıcı olab<strong>ile</strong>cektir.<strong>Yunan</strong> Sorunu'na gelince; üç bin yıldan beri <strong>Yunan</strong>halkının oturduğu ve bu halk tarafından tamamen Elenizeed<strong>ile</strong>n Batı Anadolu'nun <strong>Yunan</strong>istan'a katılmasıyla halled<strong>ile</strong>cektir.Meğri (Fethiye) körfezi kıyısında ve Rodos'unkarşısındaki Meğri kentinden itibaren Marmara'da Artaköy(Erdek) Yarımadası'na kadar olan alanda yoğun ve kesintisiz<strong>Yunan</strong> nüfusu <strong>ile</strong> bulunmaktadır. Bu nüfus 812.000insandan ibarettir. Bunların 512 Kilisesi, 75.000 öğrencisiolan 454 okulu vardır. Adı geçen halkın ekonomik çıkarlarıgöz önünde tutularak Meğri kenti <strong>ile</strong> Erdek YarımadasındakiAnadolu'nun bu bölgesinin sınırlaması sorunsuz yapılabilir.Bununla birlikte Helen bölgesi dışında Anadolu'dadaha 80.000 <strong>Yunan</strong>lı kalmış olacaktır. Diğer yandan sınırlamasısöz konusu bu <strong>Yunan</strong>laşmış (Helenik) bölgede nicelikolarak aşağı yukarı <strong>Yunan</strong>lılara (Elenlere) eşit bir Osmanlıkitlesi bulunacaktır. Böylece gelecekteki OsmanlıDevleti, <strong>Yunan</strong>lılara ver<strong>ile</strong>n Anadolu kısmıyla Ermenistanarasında bulunacaktır. Bu Osmanlı Devleti'nde çoğunluğuTürk olan altı milyon Müslüman halk kalacaktır. Keza800.000 <strong>Yunan</strong>lıyı da kapsayacaktır. Fakat <strong>Yunan</strong>istan'a


31ver<strong>ile</strong>n Anadolu kısmında <strong>Yunan</strong> halkına eşit Müslümankitlesi bulunacağından dolayı Müslümanlara ait taşınmazmalları satın almak için <strong>Yunan</strong> Hükümeti'ni mecbur kılanbarış antlaşmasına bir madde eklenmesi uygun olacaktır.Müslümanlar Türkiye'ye göç etmek isterlerse bu emlak<strong>Yunan</strong> Hükümeti'ne ait olacaktır. Gelecekteki Türk Devleti'ndekalmış olan <strong>Yunan</strong>lıların taşınmaz mallarını Türklersatın almak zorunda kalacaktır. Kuşkusuzdur ki bu durumakarşılık ve isteğe bağlı bir göç etme durumu doğacaktır.Böylece birkaç yıl içinde <strong>Yunan</strong>istan'a ver<strong>ile</strong>n yerlerdekiTürk nüfusunun ve Osmanlılara ver<strong>ile</strong>n bölgedeki <strong>Yunan</strong>halkının sayılan hissed<strong>ile</strong>cek ölçüde azalacaktır. Bu çözümbiçimi Wilson'ın programına uygun olduktan başka müttefiklerinresmi temsilc<strong>ile</strong>rinin çoğu kez savaş için sebepgösterdikleri ilkelerden esinlenmiştir. Bu ise Doğu Sorunu'nunköklü bir biçimde çözülmesi demektir. Bu çözümbiçimi sayesinde dünya kendisine sıkıntılı bir durum doğuranbu sorundan kurtulacaktır. Öner<strong>ile</strong>n bu çözüm biçimindeyapılacak tek değişiklik Batı Anadolu'nun <strong>Yunan</strong>istan'aeklenecek yerinde özerk konuma konulmasıdır. Fakat bubölgenin <strong>Yunan</strong>istan'a katılmasından çok özerk olarak yönetilmes<strong>ile</strong>hinde yeterli ölçüde sebep bulmak güçtür. Nüfusuna,<strong>Yunan</strong> (Elen) unsurlannm uygarlaştırıcı ve ekonomiküstünlüğüne ve yine üç bin yıl içinde <strong>Yunan</strong> (Elen)halkının egemenliğinden dolayı bu özerk yönetim tamamenbir <strong>Yunan</strong> Devleti oluşturduğundan şimdiki <strong>Yunan</strong> Krallığınasiyaseten katılması doğru olacaktır. Bu iki devletinayrılması hemen her iki tarafta da birleşme için bir eğilimuyandıracak ve bu eğilim yeni uluslararası anlaşmazlıklaraneden olacaktır. Hâlbuki bu genel savaştan soma bütün


32sorunlar olanaklar ölçüsünde giderilmeli ve bu şekilde yenianlaşmazlıkların ortaya çıkmasına engel olunmalıdır.Şimdi de, İstanbul ve Trakya sorunlarının çözümünegelince; eğer barış antlaşması gereğince Milletler Cemiyeti'ninkurulması kararlaştırılıyorsa göster<strong>ile</strong>cek çözüm biçimiboğazların serbestisini sağlayacak bir şekilde İstanbulve Türkiye'ye ait Trakya kısmının yönetimi bu cemiyetever<strong>ile</strong>cektir. Eğer barış antlaşması gereğince Milletler Cemiyetikurulmaz ise bu sorun Akdeniz devletlerini ilg<strong>ile</strong>ndirdiğigibi bu denize çıkışı olmayan Romanya ve Rusyagibi Karadeniz devletlerini de ilg<strong>ile</strong>ndirir. Bu devletler yaniİngiltere, Fransa Rusya, İtalya, <strong>Yunan</strong>istan ve Romanyaher beş veya on yılda bir bu yerlerin yönetimi için bir valiatayabilirler. Eğer Bulgaristan Adalar Denizi'nden (EgeDenizi) uzaklaştırılırsa yukarıda saydığımız devletlere katılabilir.Bundan başka çözüm biçimi mümkün müdür? Yukarıdaanılan çözüm biçimi her ne kadar radikal ise de başkabir şekil düşünmek de mümkündür. Ancak şu koşulla kibarış antlaşması gereğince Milletler Cemiyeti şimdiden kurulsun.Bu takdirde Osmanlı İmparatorluğu'ndan kalan kısımbölünmesi mümkün olmayan siyasi bir bütün olarakdevam edecektir. Türk Hükümeti kaldırılacak ve MilletlerCemiyeti her on yılda bir vali atamayı üzerine alacaktır. Buvali memleketi yavaş yavaş kendi kendisini yönetmeyealıştıracaktır. Her bölgede egemen unsuru göz önüne almakkoşuluyla memleketi bölünmelere uğratacak. İlk yıllariçinde yerli askerlerle jandarma kurulana kadar güvenliğinsağlanması için gerekli olan silahlı güç Milletler Cemiyetitarafından ver<strong>ile</strong>cektir. Milletler Cemiyeti yönettiği devletinözerk olarak yönet<strong>ile</strong>b<strong>ile</strong>cek bir dereceye geldiğine ka-


33rar verdiği zaman bu devletin anayasasını yapacak, millibir meclis toplayacaktır. Bu yeni devlet şeklinin defederatik olması mümkündür. Bu andan itibaren iç işlerineher türlü müdahalenin tamamen kesilmesi dolayısıyla budevlet tam bağımsızlığını kazanacaktır. Milletler Cemiyeti'ningörevi boğazların serbestisini sağlamak ve kontrolünüüzerine almak olacaktır. Bu çözüm biçiminin barış antlaşmasıgereğince Milletler Cemiyeti'nin kurulmasına bağlıolduğu kuşkusuzdur. Çünkü ancak bu cemiyettir ki bu zorgörevi başarıyla sonuçlandırmak için gerekli olan bütüngarant<strong>ile</strong>ri sağlayacaktır. Eğer Milletler Cemiyeti'nin kurulmasıgerçekleşmezse ve bu devletin eğitilmesi devletlereverilirse kurulmak istenen bu sistemin yıkılacağı çok açıktır.Bir yandan devletlerin karşıt çıkarları sürekli olarakanlaşmazlıklar doğuracak ve bu anlaşmazlıklar her birininbir etkinlik bölgesine sahip olmak arzusunu oluşturacak vebu arzu ilgili devletler arasında, bu devletin gelecekteki birpaylaşımına neden olab<strong>ile</strong>cektir. Öte yandan bu devletleringelecekteki bir paylaşımı gözetmedikleri var sayılsa dayerli halk <strong>ile</strong> diğer ilgili devletlerin kend<strong>ile</strong>rine karşı uyanankuşkulan gidermek mümkün olab<strong>ile</strong>cektir. Böylecedevletlere ver<strong>ile</strong>n bu eserin başanlmasına uygun olmayanbir güvensizlik havası yaratılmış olur. Osmanlı Sorunu'nukesin bir çözüme bağlayan başka bir çözüm şekli düşünmekgüçtür. Eğer Osmanlı İmparatorluğu devam eder veetkinliğini birçok Hıristiyan uyruk üzerine uygulamayısürdürürse gelecekte düzelmesi mümkün olmayan yanlışyönetimi yüzünden dünya barışını bozacaktır. Üzerlerineyalnız zaferi sağlamak değil, barışın sonucunda ortaya çı-


34kaçak durumun da düzenlenmesi gibi şeref dolu fakat ooranda çetin görevi almış olan devlet adamları, yüzyıllardanberi dünyanın huzurunu tehdit eden Doğu Sorunu'nuçözümleme gücünü göstermiş olmakla birlikte, eğer savaşve barış için yapılan bu kadar özver<strong>ile</strong>rden soma bu anlaşmazlıkocağını söndürmek konusunda duraksayacak olurlarsainsanlık karşısında çok ağır bir sorumluluk altına gireceklerdir.


35BelgeTürkiye <strong>ile</strong> Yapılacak Barış Şartlarının Gerekliği. Venizelos'tan İngiliz Hükümeti Başbakanı 'na Muhtıra.Türkiye <strong>ile</strong> ateşkes imzalanmasından tam bir yıl geçtiğihalde, bu devlet <strong>ile</strong> barış antlaşması henüz imzalanmadığıgibi, yakında imzalanacağını da gösteren hiçbir şey yoktur.Bu gecikmeler Türkiye'de mandater olmayı kabul edipetmeyeceğine ilişkin Amerika Birleşik Devletleri hükümetlerininbir karar vermediklerinden <strong>ile</strong>ri geldiğini pekâlâbiliyorum. Üzülerek söylüyorum ki Birleşik Amerika hükümetlerininbu hususta ne yapacaklarını bilmek zamanı dahenüz gelmemiş gibi görünüyor. Barışın gecikmesi cidditehlikeler doğuruyor.Mustafa Kemal'in arkasına katılan genç Türkler, yalnızTürkiye'de duruma hâkim olmakla kalmıyorlar, aynızamanda bütün dünya Müslümanları arasında propagandafaaliyetlerine yorulmadan devam edecek durumda bulunuyorlar.Şimdiye kadar ordu denmeye layık bir kuvvet oluşturmayıbaşaramadıkları kesindir. Fakat kend<strong>ile</strong>rine dahaüç dört ay zaman bırakılırsa bunda da başarılı olacakları a-çıktır.Amerika'nın Yakındoğu'da bir manda yönetimi kabuledip etmeyeceğini daha birkaç ay b<strong>ile</strong>memesi ihtimal dâhilindedir.Bundan dolayı Birleşik Amerika hükümetlerinin<strong>ile</strong>rideki bir tarihte bu manda yönetimini kabul veya reddetmelerihakkı saklı kalması koşuluyla Türkiye'nin geleceğininen kısa zamanda belirlenmesi uygundur. Doğalolarak böyle bir Türkiye'nin Avrupalı devlet olarak kalamayacağınıtahmin ediyorum. Zira İstanbul kendisine baş-


37re Hükümeti'nin bu günkü savaştan yararlanarak böyle biretkinlikten kesin olarak sıyrılması belki uygun olacaktır.Eğer uygun olacaktır diyorsam bu da Türkiye'nin son savaştaBüyük Britanya'nın düşmanlarına katılmasmdandır.Bundan dolayı Türkiye'nin geleceğinin belirlenmesi sorumluluğuyalmz Büyük Britanya'ya değil Almanya ayrıtutulduğunda bütün büyük devletlere düşecektir. Düşüncemegöre, Müslümanlığın kutsal kentleri elinden alınansultan, İstanbul'dan da uzaklaştırılırsa, İslam dünyası üzerindeetkinliğini kaybedecek ve Marok sultanı seviyesineindir<strong>ile</strong>cektir. Bütün bu <strong>ile</strong>ri sürülen kanıtlara karşın İstanbul'dakisarayları ve ibadet yerleri bırakılmak, bu kenttedini bir başkan olarak isteğine göre oturmak ve bütün uluslararasıhukuktan yararlanmak koşuluyla, Türkiye Hükümeti'ninmerkezini Bursa veya Konya'ya nakletmek belkimümkün olacaktır. Bu çözüm biçimi kabul edildiğinde,sultan İstanbul'da Papa'nın Roma'daki durumuna benzerbir durumda oturacaktır. Hint Müslümanlannı Türk Hükümeti'ninkötü yönetimi ilg<strong>ile</strong>ndirmediğinden böyle bir düzenlemeyehiçbir biçimde itiraz edemeyeceklerdir. Eğeryukarıda sözünü ettiğimiz bu karar kabul edilirse Türkiye'denbaşkentin Anadolu'ya nakli istenecek ve Türkiye'ninAvrupa'daki topraklarının siyasi durumunun düzenlenmesive kararlaştırılması müttefiklere bırakılacaktır.Türkiye önceden bu karara tamamen uyacağını vaat edecektir.Konferansın yüksek meclisi veyahut Milletler Cemiyetikurulduğu takdirde İstanbul'un yönetimi için geçicibir olağanüstü komiser atayacaktır. Eğer şimdiden BirleşikAmerika Hükümeti Trakya'nın <strong>Yunan</strong>istan'a katılmasınıkabul ederse bu geçici komiserin görevinin kendisine yük-


38lediği bütün sorumluluk İstanbul'u yönetme ve boğazlarıdenetlemekten ibaret olacağından çok ağır sayılmayacaktır.Bu durumda Birleşik Amerika Hükümeti altı ay içinde İstanbulüzerindeki manda yönetimini kabul edip etmemekkonusunda karar vermek hakkına sahip olacaklardır. Bumandayı kabul ettikleri takdirde olağanüstü komiser istifaedecektir. Aksi durumda Milletler Cemiyeti her beş ya daon yılda bir kendisine İstanbul kentinin yönetimini devredeceğibir genel vali atanmasına girişecektir. Bu kent, basınınönerdiği üzere Doğu <strong>ile</strong> Batı arasındaki üstün konumudolayısıyla pekâlâ cemiyetin merkezi olab<strong>ile</strong>cektir.Bununla birlikte, bu öneri kesin değildir. Avrupa'dan Türkegemenliği kalktığı anda Anadolu'daki milli Türk Devleti'ninde sınırlan belirlenmiş olur. Böylece bu sınır içindekiHıristiyan halkın korunması için gereken önlemler alınmışolacaktır. Anadolu'da Aydın, Bursa, <strong>Ankara</strong>, Kastamonu,Trabzon, Sivas, Konya ve Adana illerinde olduğu gibi İzmitve Çanakkale bağımsız sancaklarında da 1.690.000Rum, 400.000 Ermeni, 50.000 Musevi ve Türk olmayanbaşka milletlere mensup 90.000 kişi vardır. Erzurum, Harput,Diyarbakır, Bitlis ve Van gibi Ermeni illerinde soykırımdankurtulanların sayısı her ne kadar kesin olarak bilinmiyorsada 1.500.000 kişi zannedilir. Türk olmayan bu3.820.000 kişi gelecekte her hangi bir yok etme tehlikesindenkurtulmuş olacaklardır. 12 Kimsenin kontrolü altındabulunmayacak olan Türk yönetiminin insafına bırakılan bu3.200.000 nüfus kalıcı barışı imkânsız kılacak ve karışıklı-Metinde ver<strong>ile</strong>n sayıların toplamı zaman zaman birbirini tutmamaktadır.Bu tutarsızlık Venizelos'tan kaynaklanacağı gibi çevireninyazım yanlışından da çıkmış olabilir (İzzet Öztoprak).


39ğı sürdürecek baskılar altında yok olacaklardır. Bu durumunçözümünde bir sorun söz konusu olacaktır.51.000 Ermeni ve 106.000 Rum bulunan ve boğazlarınkorunmasına yarayan Biga ve İzmit bağımsız sancaklarıİstanbul hükümetlerinin sınırlan içine alınırsa ve bundanbaşka büyük devletlerden biri 500.000 Rum ve 1.500.000Ermeni'nin bulunduğu Karadeniz bölgesiyle Ermen<strong>ile</strong>rüzerindeki manda yönetimini üstlenmek isterse gerçektenbu sorun daha basit görülebilir. Bu durumda Türk Devletininsınırları içinde daha 500.000 Rum ve o kadar da Ermenikalacaktır. Eğer Anadolu'nun güneyi Fransa ve İtalya'nınmandaları altına konursa sorun daha basitleştirilmişolur. Çünkü Türk Devleti'nin sınırları içinde kalmış olanRum ve Ermeni nüfusunun sayısı 700.000 <strong>ile</strong> sınırlı kalacaktır.Sayısı ne olursa olsun, bir milyona varsın veya varmasınson çare <strong>Yunan</strong>istan, Ermenistan ve Türkiye arasındaaynı millete mensup olanlann arasında yapılacak birnüfus değişiminden ibaret olacak ve bu nüfus değişimi deMilletler Cemiyeti'nin gözetimi altında yapılacaktır. Kuşkusuzki bu nüfus değişimi hiçbir zorunluluğu kapsamayacaktır.Zira bu çirkin bir hakaret olacaktır. Fakat <strong>Yunan</strong>istanve Ermenistan Türk Devleti içinde dağılmış olan hemcinsleriüzerinde manevi etkinliklerini kullanmak istediklerisürece ve bu karşılıklı nüfus değişimi Milletler Cemiyeti'ninkontrolü altında, devamı milli devletlerinin sınırlarıiçinde yaşamak ve yerleşmek fırsatından yararlanmak istemeyenhiç kimsenin kalmayacağı kuşkusuzdur.Yukarıda söylendiği üzere eğer Türk Devleti'nin toprakları,Bursa, <strong>Ankara</strong> illeri <strong>ile</strong> Sivas ve Kastamonu illerininbüyük bir kısmından meydana gelirse nüfusunun Türk


40kısmı 3.640.000 kadar olacak ve yukarıda öner<strong>ile</strong>n göçnedeniyle bu nüfus yaklaşık 4.400.000'e varacaktır. Eğerİtalya, Güney Anadolu'daki manda yönetimini almazsaTürk Devleti'nin sınırları Konya iliyle Aydın ilinin güneyive Adana ilinin batı kısmına kadar uzanacak ve bu şekildegenişletilmiş Türk Devleti'nde Türk nüfusu 5.300.000 kadarolacak ve bu miktar nüfus değişiminden soma6.300.000'e varacaktır. Bu nüfus değişimi sayesinde BatıAnadolu'nun <strong>Yunan</strong> bölgesinde 100.000 Avrupalı Musevive Ermen<strong>ile</strong>rden başka sırf Rum olan 100.000 halk bulunacaktırki yöre adalarının halkı <strong>ile</strong> 1.500.000 <strong>Yunan</strong>lı birkitle oluşturulacaktır. Diğer yandan son yirmi beş yıl içindeyok etme nedeniyle, nüfusunun azaldığına tanık olanErmenistan nüfusunun yoğunlaştığını görecektir.Aslında bu Ermeni halkının oranı yarım milyon TürkünErmenistan'ı terk etmesiyle fi<strong>ile</strong>n çoğalacaktır. Paris'te26 Haziran 1919 da Ferit Paşa'nın başkanlığında bulunanTürk heyeti delegelerine ver<strong>ile</strong>n yanıttan soma Türk Sorunu'nunçözümü için konferansa daha az şiddetli önlemleralınmasına izin verilmeyeceğine burada işaret etmekliğimeizin verilsin. Eğer konferans daha az köklü önlemlerle yetinirseyalnız kendi ilkelerini inkâr etmiş değil, aynı zamandaTürkiye'de milyonlarca Hıristiyan'ın yok edilmesininmanevi sorumluluğunu da kabul etmiş olacaktır. Çünkübarışın ardından genç Türkler iktidara geçtikten soma tekraryok etme siyasetlerine devam edeceklerdir. Bundanbaşka konferans doğuda barışı sağlayamayacaktır. Ziraaynı baskılar başlayacak Türkiye <strong>ile</strong> <strong>Yunan</strong>istan arasındabu yüzden savaş önlenemez bir duruma gelecektir. GerçektenFransa'da bir takım mali gruplar tarafından tarihin de-


41neyimlerini unutturmak maksadıyla yapılan sistematik girişimleretanık olmamak ve böylece Türkiye'yi daha doğrusuörgütleri sayesinde Türkiye'de biricik kuvvet sayılan gençTürklerin, Hıristiyan halk hakkında izledikleri siyasetinserbestçe devam ettiğini görmek tasalanmaya değerdir.Clemenceau'nun Fransa Hükümeti'nin başında bulunuşubu grupların etkinliğine bir engel oluşturmaktadır. FakatClemenceau seçimlerden sonra iktidardan çek<strong>ile</strong>ceğini ilânetti. Fakat bu çekiliş Türk Sorunu'nun çözümünden önceolursa bu sorunun haklı bir surette çözümüne ilişkin Paris'teortaya çıkacak güçlüklerini önceden kestirmek imkânsızdır.Amerika'nın Türkiye üzerinde sonradan birmanda kabul etmek <strong>ile</strong> etmemek şekillerinden birisini seçebilmesikoşuluyla bu sorunun kesin şekilde çözümü içinsöylediklerimin yeni bir neden oluşturduğunu zannediyorum.Savaş zamanında ordusu on iki tümenden yani300.000 kişiden oluşan Türkiye'ye konferansın kararınıkabul ettirmeye hazır bir <strong>Yunan</strong> Ordusu'nun varlığı esasenbu sorunun hızla çözümü için yeni bir neden oluşturacaktır.Eğer Türk Sorunu'nun çözümü geciktirilirse <strong>Yunan</strong>istanBulgarlarla antlaşmanın imzalanmasından sonra bugünfevkalade bir surette üzerine çöken mali yükü hafifletmekiçin ateşkesin imzasından bir yıl geçtiği halde <strong>Yunan</strong>istanordusunun yarısını terhis etmek zorunda kalacaktır.Konferans bu böylece bir yandan kararlarını kabul ettirmekiçin <strong>Yunan</strong> Ordusu'nun yansından yoksun kalacağıgibi diğer yandan da askeri örgütlerini tamamlamak içingenç Türklere ihtiyaç duydukları zamanı verecek, bu daonların konferans kararlarına direnmek için bir neden oluşturacaktır.Cumhurbaşkanı Wilson'un hastalığı ve Bay


42Clemenceau'nun çekilmesinin yakınlığı nedeniyle en büyüksorumluluk İngiltere Başbakanı'na düşmekte ve TürkSorunu'nun çözümünde başrolü oynamasını gerektirmektedir.Türk Sorunu her ne kadar sorunlardan en az önemlisive dünya barışını az ilg<strong>ile</strong>ndireni değilse de çözümü somayabırakılmış bir sorundur. Esasen Türk Sorunu üzerindeBüyük Britanya İmparatorluğu son yüzyılda büyük bir etkiyapmıştır. Ülkemin geleceği ve milyonlarca bahtsızın hayatlarıbu sorunun adaletli bir biçimde çözümüne bağlıdır.Bu sorunun kesin ve zaman geçirmeksizin çözümü konusundaBüyük Britanya'nın birinci vatandaşına sesleniyorum.Bu hitabımın da boş olmadığı görüşündeyim.


Belge 4<strong>Yunan</strong>istan ve Trakya (Batı Anadolu ve Adalar).43<strong>Yunan</strong>istan'ı ilg<strong>ile</strong>ndiren arazi durumunu incelemeylegörevli komisyon tarafından müttefiklerin yüksek meclisineTrakya hakkında sunulan rapor işte budur.TrakyaA- Batı Trakya ( Bulgar Trakya'sı)Amerika, Britanya ve Fransız delege heyetleri <strong>Yunan</strong>iddialarını haritada göster<strong>ile</strong>n hafif değişiklik yapılmakşartıyla kabulde ilke bakımından anlaşmışlardır. 13 İtalyadelege heyeti ilke bakımından isimleri geçen devletlerleanlaşmış olmakla beraber itirazlarda bulunuyor, ek (2). filindevar olan istatistiklerin incelenmesinden soma komisyon,Batı Trakya'da Müslüman olmayan nüfusunun Bulgarolmaktan çok <strong>Yunan</strong> olduğunu 14 ve dolayısıyla <strong>Yunan</strong>lılarınetnik isteklerinin Bulgarlannkinden daha güvenilir olduğunusanıyor. Komisyon tarafından elde ed<strong>ile</strong>n haberleregöre de Batı Trakya'da Türk halkının Bulgar egemenliğin-Gerek Doğu Trakya ve gerekse Batı Trakya hakkında öner<strong>ile</strong>nsınırlar merkezi İstanbul olacak olan devletin genişliğine bağlıdırlar.Ve bu sınırları onaylayacak bu devletin genişliği açıklığakavuştuktan sonra sonsuz bir değişikliğe uğrayacaklardı. BirleşikAmerika Cumhuriyetleri delege heyeti Doğu Trakya arazisininçözüm şekline göre, onayladığı sınırın değişiklik hakkına sahipoluyor.Türk nüfusu tahmin ed<strong>ile</strong>miyor, ed<strong>ile</strong>mez de, çünkü Batı Trakya'nınnüfusu genel olarak Türk'tür. Hatta Türk nüfusu <strong>Yunan</strong>lılarla,bu grubun toplam nüfusundan fazladır.


44den çok <strong>Yunan</strong> egemenliğini tercih edeceğini zannediyor.Komisyon Batı Trakya'nın da <strong>Yunan</strong>istan'a bırakılmasımeselesinde Bulgaristan için ekonomik bir tutsaklık oluşturupoluşturmayacağını da inceledi.Venizelos, <strong>Yunan</strong> Hükümeti adına Bulgaristan'a gerekKavala, gerek Selanik ve gerekse Dedeağaç olmak üzerebir denize çıkış vermeyi üstlenmiş ve hatta Bulgaristanarzu ettiği takdirde Dedeağaç'tan Bulgar hududuna kadargiden bir demiryolu hattının inşa ed<strong>ile</strong>ceğini b<strong>ile</strong> komisyonhuzurunda kesin biçimde kabul etmiştir. Venizelos'un bukesin üstlenimi karşısında Amerika, Britanya ve Fransadelegeleri Batı Trakya'nın <strong>Yunan</strong>istan'a katılmasını Bulgaristan'ınekonomik ve yaşamsal hiçbir tehlike oluşturmayacağıkonusunda görüş birliği içindedirler. Aynı zamandaDedeağaç limanının coğrafık durumu ve bulunduğu doğalkoşulların niteliği o şekilde ki Bulgarlar için öneme sahipbir duruma asla konulamaz. Öte yandan da Boğazlarınaçılması gelecekte Bulgaristan'ın Varna ve Burgaz limanlarıaracılığıyla ticaret konusunda ulaşımını sağlamak içinserbest geçit sağlayacaktır. Bu koşullar içinde komisyonüyeleri Batı Trakya'nın <strong>Yunan</strong>istan'a bırakılması konusundaanlaşmışlardır. Bununla birlikte İtalya delegeler heyeti(ek 3'te yazılı) itirazlarını <strong>ile</strong>ri sürmektedir. Bundan başkaAmerika, Britanya, Fransa delegeleri iki numaralı haritadagöster<strong>ile</strong>n bu bölgenin Bulgar ve <strong>Yunan</strong> sınırlarının saptanmasıkonusunda yine uyuşmuşlardır.Fransa ve Britanya delegeleri heyetleri Venizelos'unharitasında Amerika delegeler heyetinin yaptığı küçük değişiklikte(Haritada yeşil renkte) <strong>Yunan</strong>lıların Arda vadisindeekonomik ulaşımını kesmeyecek şekilde olduğu hak-


kında onlar tarafından ver<strong>ile</strong>n güvenceyi kabul ediyorlardı.45B- Doğu TrakyaDoğu Trakya hakkında öneride bulunan komisyon, İstanbulşehri Marmara Denizi ve Boğazlann Yüksek Konferanstarafından ayrı bir bölge oluşturmalarını ve bu bölgeninkuzey sınırında yine Yüksek Konferans tarafından saptanmasıhipotezini <strong>ile</strong>ri sürüyordu. Sonuç olarak komisyontarafından öner<strong>ile</strong>n sınır, <strong>Yunan</strong>lıların Karadeniz'e çıkmasısorunuyla kesinlikle ilgili değildir. Eğer konferans bu çıkışıngerekli olmadığını değerlendirirse, Midye hattının kuzeyinitam Midye'de, fakat Bulgaristan'ın güney sınırınınher hangi bir noktasına koymak şartıyla <strong>Yunan</strong>istan'ı Karadenizkıyılarından uzaklaştırabilir. Bu varsayıma dayanankomisyon, İstanbul bölgesi dışında Türk Trakya'sınınbir kısmı üzerindeki <strong>Yunan</strong> isteklerinin haklı olduğunuçoğunlukla kabul eder. Amerika, Britanya ve Fransız delegelerheyetleri sınırın iki numaralı haritada gösterildiği gibisaptanması düşüncesindedirler. İtalya delegeleri bu çözümbiçimini ilkesel bakımdan kabul etmekle beraber üç numaralıek'te yazılı bazı itirazlarda bulunurlar. Aynı zamandakomisyon Müslümanların kutsal yerleriyle cam<strong>ile</strong>rinin veMüslüman halkın uygar, okullarla ilgili, eğitim ve dinselhaklarının titizlikle korunacağı konusunda Venizelos'unverdiği tam kesin güvencenin <strong>Yunan</strong> Hükümeti tarafındanuygulanacağını söylemeyi görev bilir. Aynı güvence Ortodoks<strong>Yunan</strong> dininin <strong>ile</strong>ri gelenlerinden başka diğer bütüncemaatleri de kapsayacaktır. Bütün bu güvence, uygunbiçimde barış anlaşmalarında kayded<strong>ile</strong>cek ve belirt<strong>ile</strong>cektir.


46* Ek: 3Batı Trakya konusunda İtalyan delegeler heyetinin itirazları:İtalyan delegeler heyetinin Batı Trakya hakkındaki görüşlerinegöre, tamamen kıyıya özgü olan bölgelerin <strong>Yunan</strong>çoğunluğunun dikkate alınması zorunlu görünmekle birlikte<strong>Yunan</strong>istan'a katılması istenen bölgenin bu kıyı kısmındanbaşka <strong>Yunan</strong>lılara uygun olmayan etnik koşullarıylabirlikte 15 ekonomik koşullarını da gözden kaçırmamakgerekir. Tokacık Dağı <strong>ile</strong> Marta Dağı'nin tepelerinden geçenhattan başka sınır belirlemesi için elverişli unsur içermeyenbu bölgenin coğrafi yapışım da göz önüne almakgerekir.İtalyan delegeler heyeti ilkesel bakımdan öteki delegeheyetlerinin de Venizelos'un isteklerinin yerine getirilmesikonusundaki düşüncelerine katılmaktadır. Bununla birliktesorunun daha ciddi bir biçimde incelenmesi yapıldığı takdirdeBulgaristan'a Dedeağaç limanı sağlanabilir. Ve böylecede Bulgarların ekonomik çıkarlarına uygun en iyi durumsağlanmış olur. Bu değişiklikle Doğu Trakya topraklarıİstanbul bölgesine katılacaktır. Venizelos tarafından sunulanistatistiklere göre Dedeağaç'ta Bulgarların <strong>Yunan</strong>lılaraoranla çoğunluk oluşturduğunu hatırlatmak gereksizolmayacaktır.Tüm ekseriyet kast ediliyor.


47* Ek: 17Paris, 1 Mart 1919Doğu Trakya hakkında İtalyan delegeler heyetinin itirazlarıİstanbul için hukuksal bir iradenin kurulması olasılığıkarşısında <strong>Yunan</strong>lıların Doğu Trakya'ya ilişkin isteklerihakkında İtalyan delegeler heyetinin görüşleri, bu konudabirçok hipotezlerin incelemelerden geçirilmesinin uygunolacağı yolundadır.1- Bütün Doğu Trakya bölgesi İstanbul'a gösterilmişolan sınırlar içine girecektir.2- Bu bölgenin önemli bir kısmı İstanbul'a göster<strong>ile</strong>nsınırlar içinde, bu sınırlar <strong>ile</strong> Bulgar sınırları arasındantopografik bir aykırılık oluşturacak şekilde bulunacaktır.3- İstanbul'a göster<strong>ile</strong>n sınırlar, bu sınırlar <strong>ile</strong> Bulgarsınırları arasında her hangi bir şekilde kullanılmaya elverişlibir toprak bölgesine sahip olacaktır. İtalyan delegelerheyeti komisyonun ilgisini bu son durumda halkın ve Edirnesorununun geleceği <strong>ile</strong> ilgili özel önem üzerine toplar.<strong>Yunan</strong> (Helen) olmayan halkın etnik, hukuksal ve dinselkurumlar hakkında <strong>Yunan</strong> görüşünü öğrenmek için İtalyandelegeler heyeti tarafından ilgil<strong>ile</strong>re sorulan sorularaver<strong>ile</strong>n yanıtlar bu sorunların nasıl bağlanacağı konusundakomisyonu aydınlatamıyorlar. Bu ve buna benzer birçokkonularda eski <strong>Yunan</strong> Krallığı'nda önemsiz bir azınlıkoluşturan sınırlı sayıda Müslüman'a değinen <strong>Yunan</strong> yasasınınkısa birtakım hükümleri yeterli olmayacaktır. Ziraşimdi yeni sınırlar içine önemli ölçüde Türk, Bulgar, Yahudi,halkın girmesi söz konusudur. Bu bölgelerin de <strong>Yunan</strong>lılardanbaşka birlikler tarafından işgali için İtalyan


48delegeler heyetine Müslümanlarca başvuruda bulunulmuştur.Paris, 1 Mart 1919Küçük nedenlere gelince; Britanya ve Fransız delegeleriheyetleri, Venizelos tarafından bu konuda <strong>ile</strong>ri sürülenideallerinin esaslı olduğu düşüncesinde id<strong>ile</strong>r. BirleşikAmerika Hükümeti delegeler heyeti karşılıklı olarak birbirineuymayan düşüncedeydi. İtalyan delegeler heyeti isehâlâ isteklerinin Anadolu sorununun bütünüyle ilgili olduğunuve bu bölgelerin önceden uluslararası uzlaşmalarakonu oluşturduklarını göz önüne alarak onları tartışmaktançekiniyor. İşte <strong>Yunan</strong> işleri komisyonu tarafından KüçükAsya'ya ilişkin Yüksek Meclis'e gönder<strong>ile</strong>n rapor:Britanya ve Fransız delegeler heyetleri harita üzerindeyeşil paftada kalan toprakların <strong>Yunan</strong>istan'a katılması konusundaanlaşmışlardır. Birleşik Amerikan Hükümeti delegelerheyeti bu bölgelerin ayrılmasına karşıdırlar. Britanyadelegeleri heyeti <strong>Yunan</strong>istan tarafından isten<strong>ile</strong>n bölgenindoğu ve kuzey kısımlarına değinen Fransız hattını kabuletmeye hazırdır. Bununla birlikte İngiliz delegeler heyetigüney bölgesi için Fransız hattının lehine birçok kanıtlarınortaya çıkacağını kabul etmekle birlikte Menderes Ovası'ndakiTürk halkı konusunda itirazlarda bulunmaktadır.Buna karşın Fransız ve İngiliz delege heyetleri bir takımilkelere ekonomik ve yönetsel düşüncelere dayanarak,Ayvalık ve İzmir'in belirli bir hinterland <strong>ile</strong> birlikte haklıolarak <strong>Yunan</strong>istan'a katılmalarını isteyeb<strong>ile</strong>ceklerini uygungörmektedirler. Yine bu heyetler bir numaralı haritada göster<strong>ile</strong>nortak sınırın kabul edilmesinde anlaşmışlardır. Bir-


49leşik Amerika Hükümeti delegeler heyeti bağımsız Türkdevletinin mandater bir hükümetin koruması altına konab<strong>ile</strong>ceğidüşüncesini <strong>ile</strong>ri sürdü. Fransız ve İngiliz delege heyetleribu görüş kabul edildiği takdirde Batı Anadolu kıyılarındayaşayan yoğun ve uygar bir halka sahip <strong>Yunan</strong> (Helen)müstemlekelerinin böyle bir yönetim altına konmayacağıüzerine dikkatlerini çeker.Aşağıda <strong>ile</strong>ri sürülen sebeplerden dolayı Birleşik A-merika Hükümeti heyetinin delegeleri İngiliz ve Fransızmeslektaşlarının görüşlerine katılamayacaklardır. Her nekadar Birleşik Amerika Devletleri delegeler heyetinin Anadolu'daki<strong>Yunan</strong> nüfusu hakkındaki tahmini <strong>Yunan</strong> Hükümetitarafından yapılan tahminlerden altta ise de aradakifark kesin bir protestoyu gerektirecek kadar büyük değildir.Fakat Amerika delegeleri Türk halkı hakkında <strong>Yunan</strong> (Helen)Hükümeti tarafından ver<strong>ile</strong>n rakamları kabul edemezler.Çünkü yaptıkları soruşturmalara göre <strong>Yunan</strong>istan tarafındanisten<strong>ile</strong>n sancaklarda İzmir dışında hepsinde <strong>Yunan</strong>lılarınTürklere oranla belirgin bir azınlık oluşturduklarısonucuna vardılar. Bu soruşturma Batı Anadolu'nun etnikdurumu hakkında İtalyan delegeler heyeti tarafından yapılansoruşturma <strong>ile</strong> uyuşmaktadır.Yine Amerika delegeleri Batı Anadolu kıyı bölgelerinimerkezi yayladan ayırmanın ve böylece Osmanlı İmparatorluğu'nungeri kalan kısmını denize çıkış yollarındanyoksun bırakmanın da ekonomik açıdan doğru olmayacağıdüşüncesindedirler.


50B- Anadolu Hakkında İtalya'nın Bildirisi7 Mart 1919İtalyan delegeler heyeti, <strong>Yunan</strong> istekleriyle ilgili birkararın komisyon tarafından kabul edilmeyeceği düşüncesindedir.Çünkü siyasal, ekonomik ve etnografik bakımdan<strong>Yunan</strong>istan tarafından isten<strong>ile</strong>n toprakların geleceği hükmenAnadolu'nun diğer kısımlarının geleceğine bağlıdır.Bundan başka Venizelos tarafından isten<strong>ile</strong>n bölge veyahiç olmazsa bu bölgenin büyük bir kısmı İtalya <strong>ile</strong> İngiltereve Fransa arasındaki konvansiyonun konusunu oluşturmuştu.Yani 26 Nisan 1915 Londra Antlaşmasının 9. maddesive yine 18 Ağustos 1915'te imzalanan Londra kararları.Bu antlaşmalar karşısında İtalyan delegeler heyeti antlaşmaya da sözleşme yapan devletlerin kendisine tamamenveya kısmen bir hak tanıdıklarını anımsatarak <strong>Yunan</strong>lılaraharitalar üzerinde göster<strong>ile</strong>n hattı öneri niteliğinde de olsakend<strong>ile</strong>rince olanak verilmeyeceği düşüncesindedir. GerçektenVenizelos tarafından İzmir ilini de kapsayacak biçimdeisten<strong>ile</strong>n bölge, Ağustos 1917 konvansiyonu <strong>ile</strong> İtalya'yatanınan bölge içindedir. 1915 Londra Antlaşması'nin9. maddesine gelince; bu madde kesin coğrafık sınırlamaiçermeyecektir. Bundan dolayı <strong>Yunan</strong> isteklerinin özü saptanmadanönce müttefikler arasında bu konuda karşılıklıgörüş alışverişleri yapılmalıdır. İtalyan delegeler heyeti,yenisi yapılmadıkça Ağustos 1917 konvansiyonunun bugünhâlâ geçerli olduğunu saymaktadır. Gerçekten bu konvansiyononamaya bağlı olduğundan Rusya'nın ortadankalkmasıyla kaldırılmıştır. Bu kayıt olayların güçlenmesiylekendiliğinden ortadan kalktı. İtalya'nın Ege denizindeişgal ettiği adalar için aynı durum oluştu.


51İtalya delegeler heyeti 26 Nisan 1915 Londra Antlaşmasının8. maddesindeki kararları anımsattı. Bu maddegereğince İtalya'nın oluru olmaksızın müttefikler tarafındanhiçbir aksi öneride bulunulmayacaktı. Bundan başkaİtalyan delegeler heyeti, Fransız ve İngiliz hükümetleriningeçen Kasım ayında Suriye ve Mezopotamya'nın yönetimbiçimi ve iki hükümet arasındaki anlaşmalara dokunmayankararlara da tam katılım umuyordu. Bu nedenlerden, İtalyandelegeler heyeti, komisyonun <strong>Yunan</strong>lıların İtalyanlartarafından işgal edilmiş yerler ve Küçük Asya hakkındakiistekleri konusunda yalnızca karar veremeyeceği görüşündebulundu ve İtalya'nın çıkarlarım ve haklarını koruyacakkoşullar kondu. Ege Denizi'ndeki adalara gelince İtalyanlartarafından işgal edilmeyenleri komisyon oybirliği <strong>ile</strong> <strong>Yunan</strong>istan'avermekten yana idi. İtalya tarafından işgal ed<strong>ile</strong>nDodecanes 16 adalarına gelince; yalnız İngiliz ve Fransızdelegeleri etnik sebeplerden, bunların <strong>Yunan</strong>istan'a verilmesiniistiyorlardı. Bundan başka komisyon üyeleri 26Nisan 1915 tarihli Yakındoğu'ya ait gizli Londra Antlaşmasınınyürürlüğünü onaylıyordu.İşte Komisyonun raporu ve İtalyan delegeler heyetininitirazları:C- Adalarİtalyanlar tarafından işgal ed<strong>ile</strong>n on iki adadan ayrıolarak Ege Denizi'ndeki diğer adalara gelince; bunların<strong>Yunan</strong>istan'a verilmesi oybirliği <strong>ile</strong> kabul edilmiştir. <strong>Yunan</strong>(Helen) Hükümeti İmroz ve Tenedos 17 adalarını neRodos ve On İki Ada.Gökçeada ve Bozcaada.


52kendisine ne de her hangi bir devlet için bu adalarda birdeniz üssü oluşturmayacağına ilişkin güvencede bulunacaktı(2, 3 numaralı haritalara bakılacak). İtalyanların işgalettikleri On İki Ada için de Fransız ve İngiliz delegeleri1915'te İtalya <strong>ile</strong> yapılan antlaşmanın ancak Yakındoğu'yaait hükümlerinin yürürlülüğünü dikkate alıyorlar. Etnik nedenlerdendolayı bu adaların <strong>Yunan</strong>istan'a bırakılması düşüncesindedirler.Dodecanes'den ayrı diğer Ege adalarınailişkin komisyon öner<strong>ile</strong>ri, bu adalar halkının <strong>Yunan</strong> olduğugörüşünde anlaşmışlardır.* Castelorrizo AdasıBu küçük adanın Anadolu kıyılarına yakınlığı gözönüne alınarak bu kıyı üzerinde egemen olacak olan devletinkoruyuculuğu altına konulması kabul edilmiştir. Fakatbu kıyı Türkiye'ye bırakıldığı takdirde Castelorrizo adası<strong>Yunan</strong>istan'a ver<strong>ile</strong>cektir.


53BelgeVenizelos 'un Cumhurbaşkanı Wilson 'a Aydın İli KonusundaNotu.Venizelos, <strong>Yunan</strong> işleri komisyonu'nun Yüksek Mecliseverdiği raporda, bu komisyon üyelerinin beşte ikisinin,Aydm ilinin bir kısmı <strong>ile</strong> Bursa iline bağlı Ayvalık ilçesini<strong>Yunan</strong>istan'a bırakmak düşüncesinde olduğunu gözlemledi.Venizelos, <strong>ile</strong>ri sürdüğü iddialarının komisyon tarafındanaçıktan açığa reddedildiğini görünce, Aydm ilinin gerikalan kısmının kendisine Milletler Cemiyeti'nin mandaterisıfatıyla bırakılmasını istemiştir. Bursa iline gelince; bu iliçin Marmara Denizi'nde bir çlkış bırakılması konusundakiisteğin komisyonun bütün üyeleri tarafından reddedildiğinidikkate alarak Venizelos, hiç olmazsa Edremit Körfezi'nin"Assos" noktasından Kaz Dağı'nı izleyerek açık denizevarılacak bir biçimde sınırın düzeltilmesini istedi. İşte bukonuda Venizelos tarafından Cumhurbaşkanı Wilson'agönder<strong>ile</strong>n nota ve alman yanıt:Kişisel ve gizlidir.Paris, 19 Mayıs 1919Bay Cumhurbaşkanı,Müttefiklerin Yüksek Meclisi'ne sunmakla şeref duyduğumbugünkü tarihi taşıyan diplomatik mektupta <strong>Yunan</strong>istan'ınAydın ili hakkında sunulan isteklerinin bu ilin birkısmı üzerinde İtalyan ihtirasları <strong>ile</strong> çarpışması çok olasıdır.Bununla birlikte İtalya'nın bu ihtirasları bir esasa dayanmaktadır.Londra Antlaşması İtalya'ya Antalya <strong>ile</strong> hinterlandınıişgal etme hakkını tanıyor. Fakat Antalya, Küçük


54Asya'nın güney kıyısı üzerindedir. Dolayısıyla coğrafyabakımından Konya yaylasına, yönetim bakımdan da Konyailine bağlıdır. Şu durumda Antalya'nın hinterlandı iklimbakımından da kendisinden büsbütün farklı olan Aydın ilideğil, Konya ili olmak gerektir. Londra Antlaşması'nmgörüşmeleri sırasında İtalya, İzmir ilinin kendisine bir etkinlikbölgesi olarak tanınmasını <strong>ile</strong>ri sürmüş ve bu iddiasınışiddetle savunmuştur. Bu istek o zaman İtilaf Devletleritarafından reddedilmişti. Reddetmenin nedenlerini bilmemeklebirlikte Ocak 1915'te müttefikler yönettiğim hükümeteve aynı yılın Nisan ayında da yerime geçen hükümeteAydın ilini söz vermişler. Bu söz ise bölgenin <strong>Yunan</strong>karakterine sahip olduğunu kısmen açıklamak demektir.Gerçekten İtalya, toprak iddialarının geçerli olmadığı yerdeyani Mersin'in batısında bulunan bütün Adana ilini mandayönetimine alabilir. Bu bölge Aydın ilinin iki katı kadardırve o şekildedir ki bu son ilin oluşturduğu ekonomik, tarihsel,coğrafi birliği parçalamayı haklı gösterecek bir nedenyoktur.Derin saygılarıma inanınız Bay Cumhurbaşkanı.İmzaVenizelos


55Paris, 21 Mayıs 1919Azizim Venizelos,Aydın ilinin bir kısmına ilişkin İtalyan isteklerini içerennotanız için teşekkür ederim. Sizin bu konudaki görüşlerinizebütünüyle katıldığımı serbestçe söyleyebilirim.Sevgiyle ve içtenlikle sizinim.Duacınız,Woodrow Wilson


57BelgeVenizelos'un Cumhurbaşkanı Wilson'a Batı Anadolu'da <strong>Yunan</strong>lılara Türklerce Kötü Davranışlarda BulunulduğunaDair Mektubu.Paris, 12 Nisan 1919Bay Cumhurbaşkanı,Geçen Mart ayımn 13 tarihli bildirimine ek olarak,İzmir'den aldığım raporlarda bu bölgenin durumunun gündengüne tehlikeli, korkulacak durum kazandığını bildirmekleonur duyarım. Yerel otoritelerin hoşgörüsü ve bazende katılımı <strong>ile</strong> cesaretlenen Aydın ilinin Müslüman halkı<strong>Yunan</strong>lılığın (Helenizm'in) yok olmasına yeni bir eylemlesürdürmektedir. Gündelik cinayetlerin ayrıntılarını ve açıklamalarınıburada yapmak uzun sürecektir. Cinayetler, hırsızlıklar,yağmalar sürekli çoğalmakta ve zavallı <strong>Yunan</strong>lılaryerel otoritelerden en ufak bir korunma b<strong>ile</strong> görmemektedir.İzmir limanında demir atmış bulunan "Lion" <strong>Yunan</strong>torpidosunun komutanına, tutuklanan, vurulan, hapse atılanangarya bahanesiyle hükümet tarafından mallarına el konulan<strong>Yunan</strong>lıların sürekli şikâyeti yağmaktadır. Maalesef buşekilde baskı altında tutulan <strong>Yunan</strong> unsuru müttefiklerinilgisizliğine uğramaktadır.Bir <strong>Yunan</strong> delegesinin katılımı olmaksızın yapılan dolaşımkontrolü diğer uluslara mensup gezginlerden çok<strong>Yunan</strong>lılar için uygulanmaktadır. Bütün yabancıların tekbaşlarına serbest seyahat yapmak hakkı "<strong>Yunan</strong> (Helen)"uyruğuna güçlükle tanınmakta ve bu konuda <strong>Yunan</strong> Hükümetitemsilcisinin öğütleri İzmir'de çok seyrek olarakdikkate alınmaktadır. Ermen<strong>ile</strong>r, ruhani otoritelerinin ver-


58diği bir sertifika sayesinde gidip gelebilirken Osmanlı uyruğu<strong>Yunan</strong>lıların metropolitlerden aldıkları sertifikanınmüttefikler katında Ermeni sertifikası <strong>ile</strong> aynı değerde olmasınakarşın bu değerin göz önünde tutulmadığını görmektedir.Fakat dahası da var; <strong>Yunan</strong> geleceğine karşı ilgisizgörünmekle kalmıyorlar, <strong>Yunan</strong>lı (Helenik) olan herşeyden de sakınıyorlar. Din ve ırk farkı gözetmeksizin İzmirhalkına yaptığı iyiliği herkesçe bilinen <strong>Yunan</strong> Kızılhaç'ıeylemini genişletmek konusunda müttefik otoritelerininemirlerini almış ve sınırlı malzemesi b<strong>ile</strong> kontrol edilmiştir.Bu kadarla da yetinilmemiş hatta <strong>Yunan</strong> izc<strong>ile</strong>rindenkuşku duyulmuş ve müttefik otoriteler yazılı olarak buzararsız derneklerin kaldırılmasını istemişlerdir. Bundanayrı olarak <strong>Yunan</strong> Hükümeti'nin resmi paketlerinden b<strong>ile</strong>kuşkulanacak dereceye gidilmiştir. Geçenlerde <strong>Yunan</strong> torpidosununbulunduğu yere yakın İzmir rıhtımına savaşsırasında <strong>Yunan</strong> (Helen) uyruğunun uğradığı kayıpları gösterecekfişleri içeren sandıklar çıkarıldığı sırada, her nekadar bu sandıklar <strong>Yunan</strong> torpidosunun tayfaları korumasındabulunuyordu ise de hemen İtalyan denizc<strong>ile</strong>ri tarafındanalınmışlar ve <strong>Yunan</strong> konsoloshanesine taşınmalarınaböylece olanak verilmemiştir. Ortaya çıkan bu durum <strong>Yunan</strong>lılariçin tehlike <strong>ile</strong> doludur. <strong>Yunan</strong>lıların bütün çıkarlarına,şereflerine dokunmakta ve aynı zamanda müttefiklerinTürkiye'deki saygınlığını azaltmaktadır. Enerjik önlemler<strong>ile</strong> bu durumun hakkından gelinmezse en büyük felaketleretanık olacağımız düşüncesindeyim. Bu konuda değerliaracılığınıza başvurmaya cesaret eder, derin saygılarımınkabulünü d<strong>ile</strong>rim.Venizelos


59Belge<strong>Yunan</strong> Amiralinin Venizelos'a Telgrafı "Antalya'nınİtalyanlar Tarafından İşgali Hakkında ".İtalya tarafından Küçük Asya'nın işgali sorununa gelince;Mart ve Nisan 1919'da olan bazı olaylar bu devletinAnadolu'yu işgal etmek düşüncesinde bulunduğunu göstermektedir.Mart 1919'da Antalya'ya asker çıkardı. İşteolayların ne şekilde geçtiğini açıklayan <strong>Yunan</strong> amiralininVenizelos'a gönderdiği telgrafın tam çevirisi:İzmir, 19 Nisan 1919Alman haberlere göre İtalya'nın Anadolu'ya asker çıkarmasışöyle olmuştur; 12 Mart'ta "Regina Elena" adındakiİtalyan Kruvazörü Antalya önünde demir attı. Bu kruvazörünkomutanı hapishanelerden kaçan suçluların ve bazıeşkıyanın yarattıkları tehlikeleri bahane ederek kentingüvenliğini sağlamak önerisinde bulundu. Türk Hükümetibu önerinin niteliğini haklı ve kabule değer görmediği içinreddetti. İtalya'dan getirildiği somadan anlaşılan bir barutfıçısı Antalya'nın tek İtalyan uyruğu olan bir banka direktörününevinin yanında 15 Mart gecesi infilak etti. Hemenİtalyan kruvazörü 300 denizciyi karaya çıkararak kentiişgal etti. Beş gün soma bu denizc<strong>ile</strong>r Rodos'tan getir<strong>ile</strong>n300 "Bersagliers" <strong>ile</strong> değiştirild<strong>ile</strong>r. İşgalden önce kentin<strong>ile</strong>ri gelenlerinden kırk kişi İtalyan gemisine çağırıldılar vegemi komutanına kend<strong>ile</strong>ri için gösterdiği ilgiden dolayıteşekkürlerini bildiren bir beyaz kâğıdı imzalamaya zorlandılar.İmzalar konduktan soma aynı kâğıt üzerine İtalyakoruyuculuğunu isteyen bir metin geçirildi.


61Belgeİzmir 'e bir Çıkarma Hareketi Yapılmasına Karar VerildiğiKonusunda Telgraflar.6 Mayıs 1919'da Venizelos <strong>Yunan</strong>istan'ın İstanbul'-daki Yüksek Komisyonu'na şu telgrafı çekiyordu:İzmir'in <strong>Yunan</strong> Ordusu'nca hemen işgali kararlaştırıldığındanbugün, Amerika Birleşik Devletleri Hükümetibaşkanı, Fransız ve İngiliz başbakanları tarafından haberdaredildiğini, Fransız generaline gizlice bildirmenizi ricaederim.Telgraf Numarası: 2402Aynı gün Venizelos Atina'ya şu telgrafı çekiyordu:İzmir'i askeri surette işgal edecek olan birinci tümenibu kente taşımak için elde var olan bütün gem<strong>ile</strong>r "Eleuteras"istihkâmına yönelmiş olarak olabildiğince çabukhareket etmelidirler. Bütün bu işler Cumhurbaşkanı Wilson,Clemenceau ve Lloyd George'un uygun görmeleriyleyapılmaktadır. Bu kararı konferansın resmi toplantısındanbir az önce Lloyd George bana bildirdi. Müttefiklerin "Maköyve Marmaris"i işgal eden İtalyanların yakınlarda Bodrum'uda işgal edeceklerini öğrenmeleriyle İzmir işgalihızlandırılmaktadır. Taşımacılık İngiliz gem<strong>ile</strong>ri korumasıaltında yapılacaktır. Askeri işgal var olan yönetim üzerindebu gibi durumlarda yapılması alışılmış kontrolü yapacaktır.11 Mayıs'ta Venizelos'un Atina'da hükümet başkanıvekiline telgraf çektiği sırada alınan önlemler bunlardır.İtalya'nın gıyabında alınan önlemler istenilmediği bir zamandamüttefikler arasında bir ayrılık doğmasından çekinenClemenceau'nun girişimi durumda ani bir değişiklik


62oluşturdu. İtalya <strong>ile</strong> görüşmelere girişmek ve mümkünseonayını almak için birinci tümenin İzmir'e hareketinin kırksekiz saat geciktirilmesi kararlaştırılmıştı.Telgraf Numarası: 4400İtalyan delegeler heyeti konseyin toplantılarına katılmadığından,onunla İzmir'e yapılacak çıkarma hakkındaanlaşmak zorunlu idi. sonunda Clemenceau bu çıkarmanınasıl nedenlerini b<strong>ile</strong>n ve yaptığı itirazlara önem verilmeyeceğinianlayan İtalyan delegeler heyetinin onayını almıştı.12 Mayıs'ta Venizelos Yüksek Meclisin aynı günkü toplantısındaİzmir için bir çıkarma tümeninin gönderilmesininkararlaştırıldığının kendisine bildirildiğini Atina'yabildirdi. 12 Mayıs tarihli ikinci bir telgrafla Venizelos İngilizAmirali" "Calthorphe"un emri altındaki çıkarma kıtasınınKavala'yı terk edeceğini İzmir'deki <strong>Yunan</strong> filosununkomutanına bildirdi. 14 Mayıs'ta müttefiklere ait birliklerİzmir'e çıkarılarak kentin istihkâmlarını işgal ett<strong>ile</strong>r. Ertesigün 15 Mayıs'ta ilk <strong>Yunan</strong> kıtaları ulaşıyor ve kışlalarınagitmek için Türk mahallelerinden geçerken <strong>Yunan</strong> askerleriyleOsmanlı askerleri arasında bir mücadele başladı. Bumücadelede 170 kişi öldü. Bunu bir yağma <strong>ile</strong> ve hiç uygarcaolmayan olaylar izledi.


63BelgeVenizelos'un Clemenceau'ya <strong>Yunan</strong> İşgaline KarşıTürk Direnişinin Başladığına Dair Mektupları ve Yeni İstekleri.18 Haziran 1919, ParisBay Clemenceau Hazretleri,Yüksek Meclis Başkanı,Konferansın Yüksek Meclisi, bölgesinin işgali <strong>ile</strong> görevlendir<strong>ile</strong>n<strong>Yunan</strong> ordularının bu işgallerinin koşullarınıbelirledi. Bu işgal şu sınırlara kadar uzanıyor.Güney'de İzmir, Aydın demiryoluna; güneydoğudaAydm, Nazilli'ye; doğu'da ve kuzeydoğuda Manisa veKasaba kentlerine, kuzeyde de Ayvalık ve Bergama'yakadardır. Bu şekilde <strong>Yunan</strong> işgal bölgesini belirleyen hudutlar<strong>Yunan</strong> ordularının bu bölgenin çevresinde bulunanstratejik noktalara hâkim olmalarına engel olmuştur. Çünkübu stratejik noktaların katılması, alınan desteklerin, örgütlendir<strong>ile</strong>nTürk kuvvetleri tarafından beklenen taarruzlarakarşı etkili bir şekilde korunması için gereklidir. Diğeryandan Osmanlı Hükümeti mütarekenin kendisine yüklediğikoşulları unutarak, Anadolu'da dağınık olan kuvvetlerine<strong>Yunan</strong> Ordusu'na karşı düşmanca bir tavır almalarınahoşgörülü davrandı. Bu konuda edindiğim kaygı vericibilg<strong>ile</strong>ri zatıâlinize bildirmeyi görev bilirim. İzmir'in güneyindeTürk çeteleri Menderes ırmağını aşarak, Aydın'ıSelçuk'a (Ayasuluğ) bağlayan demir yolunun bir köprüsünühavaya uçurdular. Denizli'de Türkler kuvvet toplamaktave hatta kısmi bir seferberliğe b<strong>ile</strong> başlamaktadırlar. Aynı


64zamanda Balıkesir ve Bandırma bölgelerinde de birçokasker ve başıbozukların toplandıkları anlaşılmaktadır. Bukuvvetler 15 Haziran Pazar günü Bergama'daki <strong>Yunan</strong>birliklerine saldırarak geri çekilmeye zorladılar. Halen <strong>Yunan</strong>işgal bölgesinin bittiği ve Ayvalık kentinde üç kilometreyiaşmayan Ayvalık kazasının sınırlan da Albay Ali Beykomutasında 600 kadar Türk askeri ve çevredeki zeytinliklerde2.000 kadar komitacının bulunduğu gözlemlenmiştir.Bu kuvvetler Ayvalık kentine <strong>Yunan</strong> ordularına ve bazende limanda bulunan torpidolara sürekli ateş etmektedirler.Bu durumu düzeltmek ve <strong>ile</strong>rde Türk kuvvetlerinin toplanmasınaengel olmak için <strong>Yunan</strong> Ordusu'nun kuzeyden,doğudan, güneyden İzmir'e gelen başlıca yolları işgal etmesigereklidir. Edremit, Balıkesir demiryolu, Kırkağaç-Akhisar-Manisa yolu, Alaşehir'e giden Manisa-Kasaba yoluve hiç olmazsa Nazilli'ye kadar giden İzmir-Ay din demiryoluağında, İzmir bölgesinin güvenliğinin en alt düzeydesağlanması için <strong>Yunan</strong>lılar eline geçmesi gerekir.Doğal olarak bu yol ağına hâkim olmak ve onu Türk çetelerininsaldırılarına karşı savunmak için yukarıda göster<strong>ile</strong>nsınırların ötesinde bulunan dar bölgeyi <strong>Yunan</strong> kuvvetlerinebırakmalıdır. Menderes ırmağını izleyen hattın, göster<strong>ile</strong>nbölgenin ve işgal kuvvetlerinin güvenliği için yeterli olacağızannedilmektedir.İlginizi şu sorun üzerinde toplamak doğru olacaktır:Bergama'ya yapılan saldırının ve genellikle Türk askeriteşkilatının hareket üssü Bandırma-Manisa-İzmir yolununson noktası ve Marmara'nın berisi olan Bandırma'dabulunmaktadır. Ve böylece <strong>Yunan</strong> ordusu tarafından işgaled<strong>ile</strong>n bölgeyi sınırlayan çizginin Türk kuvvetleri tarafın-


65dan kullanılmasına son vermek için Bandırma kenti velimanının müttefikler veya <strong>Yunan</strong> çıkarma kıtası ya dasavaş gem<strong>ile</strong>ri tarafından işgal edilmesi gereklidir.Son olarak, İstanbul'da müttefik orduları başkomutanıOsmanlı Hükümeti'ne Türk kuvvetlerinin mütareke hükümlerineuymadıklarından şikâyet ediyor ve durum hakkındabu hükümetin dikkatini çekerek yeni yapılan herhangi bir uymazlıktan dolayı sorumlu tutacağını söylüyor.Yüksek Meclis'in iyiliksever görüş ve düşüncelerine buraporumun sunulmasını ve raporumu sözlü olarak tamamlamakiçin benim meclise çağırılmama aracılık yapmanızırica ederim.


67Belge 10Venizelos'tan <strong>Yunan</strong> Hükümeti İkinci Başkanlığına.Türklerle Barış Koşulları <strong>ile</strong> <strong>İlgili</strong> Telgraf (1286 Gizli).Bakanlar Kurulu'nun İkinci Başkanlığı'na,Kabinenin en tehlikeli düşmanları, dostları gibi görünengazetec<strong>ile</strong>rdir. Bunlar Polonya'daki başarımızı öğrendiklerizaman barış koşullarını kabul ettirmek amacı <strong>ile</strong>Kemal'i ezmek için görevlendirildiğimizi öğrenince bunuyeni toprak ayrıcalıkları koparmak istediğimize mal ettikleriniilan ett<strong>ile</strong>r. Bu ise rakiplerimize katlandıkları özver<strong>ile</strong>rinboş olmadığı iddiasında bulunmak için bir fırsat vermektedir.Bununla birlikte bizim Polonya'daki başarımızpek önemlidir. Çünkü İzmit ve Çanakkale'deki MustafaKemal başarılarından sonra Polonya'da şu sorun söz konusuoldu. Barış antlaşmasının imzalanması ve uygulanmasıiçin Türkiye'ye yeni izinlerde bulunmalı mıyız? Yoksa aynıantlaşma hükümlerini gerektiğinde kuvvetle kabul ettirmelimiyiz? Fransızlarla İtalyanlar birinci çözüm biçiminetaraftardır. İngiliz askeri çevresi ve kısmen de İngiliz Dışişlerimüsteşarı, Mustafa Kemal Paşa'nın kuvvetini göründüğündenfazla tahmin ettiklerinden barış koşullarının hafifletilmesiniuygun görüyorlardı. Bizzat Lloyd Georgeİngiltere'de kamuoyunun savaşı sürdürmeye ve Türkiye'yeyeni ordular göndermeye razı olmayacağını hissettiğinden,bana dediği gibi, Türkiye'de Hıristiyanların korunmasınataraftar olanlar dâhil, önemli ölçüde azalmakta ve aynı zamandaantlaşma hükümlerinin şiddetinin hafifletilmesiyönüne gidilmeye taraftardır. Yapılması düşünülen bu izinlerönemli olmakla birlikte Mustafa Kemal Paşa'nın İzmit


68ve Çanakkale'de kazandığı başarılardan sonra Türkler tarafındanyeterli görülmeyecekler ve müttefiklerin izinlerionlarca bir zayıflık eseri gibi kabul ed<strong>ile</strong>cekti. Ve bir keremüttefikler tarafından barış koşulları üzerinde izinler başlayıncaTürkler kend<strong>ile</strong>rini ilg<strong>ile</strong>ndiren belli başlı noktalardaözellikle Trakya ve İzmir <strong>ile</strong> ilgili olan sorunlarda veyahiç olmazsa ikisinden birinde istediklerini kabul ettirmeyibaşaracaklardır. Bu ise bugünkü durumun belirsizliğininsürmesine neden olacak ve bizi mali bir sıkıntıya sürükleyecektir.Milli tarihimizin bu buhranlı anında bütün koşullarıgözden geçirdikten soma Lloyd George'ca yalnız İzmir'dekiİngilizlere bir tümenlik kuvvet <strong>ile</strong> yardım etmeklekalmayarak cephemizin karşısında bulunan Kemal'in ordusunuezerek, böylece de bütün Marmara kıyılarını Kemal'inbaskınlarına karşı korumayı üstlendim. Kazanacağımızbaşarılardan Kemal'in etkinliğinin azalacağını, barışantlaşmasının imzalanması ve uygulanmasının kesin değilsede beklenir olacağını ekledim. <strong>Yunan</strong>istan'ın bu hareketinekarşılık olarak müttefiklerden hatta bir mali yardımb<strong>ile</strong> istemeyeceğimi bildirdim. Bu hareketle antlaşmanınimza ve uygulanmasını sağlayamadığım takdirde <strong>Yunan</strong>Ordusu'nun varlığını halen Türkiye'de bulunan İngilizOrdusu <strong>ile</strong> askeri arzumuzun uygulanmasını mümkün kılacakbir şekilde arttırmayı üzerime alacağımı ekledim.Bu takdirde ise mali yönden olduğu kadar malzemeyönünden de İngiltere'nin yardımına ihtiyaç duyacağım.Fakat özellikle <strong>Yunan</strong> milletinden bu olağanüstü önemliçabayı isteyebilmek için, Anadolu'yla sınırlı olmak üzereTürkiye'nin parçalanmasının kararlaştırılması zorunludur.


Bu konudaki öner<strong>ile</strong>rimi Lloyd George'a kabul ettirmeyibaşardım. Ve onun sayesindedir ki Polonya'da istediğimizizini koparabildik. Bizim ilk sınırlı çalışmalarımızın ödülüolarak toprak isteyemeyeceğimizi herkes değerlendirebilir.Fakat Lloyd George bugünkü toplantı sırasında Türklerin,barış antlaşmasını imzalayıp uygulamadıkları ve dolayısıylabizi yeni özver<strong>ile</strong>re zorladıklarında, onların Avrupa'dabırakılmayarak özellikle Türk olan illerde tutunab<strong>ile</strong>ceklerinikesin olarak açıkladı. Şunu da belirtmek gerekir kiAnadolu'daki harekâtımızın elverişli sonuçlan sayesindeaskeri ve siyasi etkinliğimizi yükseltmekle birlikte, <strong>Yunan</strong>Ordusu'nun Anadolu'daki harekâtının giderleri barış antlaşmasınınşartlanna göre Türkiye tarafından ödenecektir.İleride geri vermek zorunda kalacağımız toprağın büyükbir kısmı <strong>Yunan</strong> Ordusu tarafından işgal edildiği süreceyapılan harcamalar Türkler tarafından ödenecektir. Türkiye'ninantlaşmayı imzalayıp uygulamasını diliyorum. Çünkübizim bugünkü başarımız pek önemlidir. Eğer Türklerinbasiretsizliği devam ederse ki bu basiretsizliğin devam etmesimuhtemeldir, Türk İmparatorluğu'nun ortadan kaldınlmasıişini yüklenirsek bu iş İngiliz ve <strong>Yunan</strong> kuvvetlerininbaşaramayacağı bir iş olmayacaktır. Zannımda aldanmayarakdiyebilirim ki Yakındoğu'da doğal durum İngiltere'ninolabildiğince güçlendirmeye çalışacağı <strong>Yunan</strong> Ordusu'nadayanacaktır. Diğer yandan ordumuzun son güzelbaşarıları ve bunların psikolojik sonuçları beni cesaretlendirmektedir.<strong>Yunan</strong>istan adına daha birçok işlere girişeb<strong>ile</strong>ceğiz.Bu söylediklerimden, başka sınıfları niçin silâhaltınaçağırmadığım ve var olan kuvvetlerle barış antlaşmasınınimza ve uygulamasını istediğimi anlayacaksınız. Ka-


0muoyu bu suretle kolayca barış antlaşmasının imza ve uygulanmasındanmemnun ed<strong>ile</strong>cektir. Ve ancak Türkiye'ninortadan kaldırılması kararlaştırıldıktan ve barışın hemenardından aşılması mümkün olmayan mali zorluklar karşısındakalmamak için önceden dışardan bütün mali yardımlarsağlandıktan soma yeni sınıflar silâhaltına çağırılacaktır.Bu telgrafı maliye bakanına bundan soma yapılacakorduya ait harcamanın bize ödeneceğinden kaygı duymamasıiçin kendisine bildirmenizi rica ederim. Bu telgrafınEmpros Gazetesi'nin sahibine bildirilmesini uygun buluyorum.İmzaVenizelos


Belge 11Venizelos 'un <strong>Yunan</strong> Hükümeti 'ne İzmir Hakkında birTelgrafı.Eğer başlangıçta yalnızca İzmir'in geçici olarak silahgücüyle ele geçirilmesinin söz konusu olduğu dikkate alınırsabulunan çözüm biçiminin büyük bir başarı demekolduğuna inanıyorum. Gerçekte iki yıllık bir süre içindetam bir katılma söz konusudur. Eğer bu başarıya Trakyasorununun da uygun çözüm şekline bağlanması eklenirse,gerçek bir <strong>Yunan</strong> zaferi demektir. Şunu da ekleyeyim kiİtalyan Başbakanı aramızda kararlaştırıldığı üzere sorunlarailişkin her konuda bizimle aynı düşüncededir. Ve hattatamamen dostça bir durum takındı. Bu telgrafın M. Repoulis'denbaşkasına bildirilmemesini rica ederim.1Venizelos


Belge 12İngilizlerle <strong>Yunan</strong>lılar Arasında Anadolu Harekatıhakkında Görüşmeler.<strong>Yunan</strong>istan Küçük Asya'da Mustafa Kemal'in kuvvetlerikarşısında savaşçı ve savaşçı olmayan yüz yirmi bir binaskeri silâhaltında bulundurmaktadır. M. Kaleogeropouloskesin bir güvenle bu sayının doğruluğunu onaylayabilir veeğer <strong>Yunan</strong> hükümetleri güvenliğin sağlanması yükletilirsebu kuvvetin gereğinden b<strong>ile</strong> fazla olduğunu takdir eder.Durumun düzeltilmesi, Yeni Türkleri süpürmek için, Kaleogeropoulos'ane kadar zamana ihtiyaç duyduğu soruldu.Askeri danışmanları bunun için üç ayın yeterli olacağınıaçıkladılar. M. Kaleogeropoulos bu az zaman içinde <strong>Yunan</strong>ordulannın Kemal'in kuvvetlerini ve Sevr Antlaşması'nınhükümlerini dikkate almayanları yok etmeye gücünün yeteceğinikuvvetle açıkladı. Lloyd George, Kaleogeropoulos'unsözlerinden çeşitli sınırlar üzerinde bulunan savaşçıve başıbozuk kuvvetlerin elli beş bin kişiyi bulduğunu anlatarakve bu konuda doğru yorumda bulunup bulunmadığınıKaleogeropoulos'tan soruyor.Kaleogeropoulos dağılmış bulunan savaşçı ve savaşçıolmayan ve başıbozuk kuvvetleri altmış beş bin kişiyigeçmeyeceğine ilişkin yanıt veriyor. Lloyd George, Kaleogeropoulos'unTürkler ülkeden süpürülecektir, açıklamasınanasıl bir anlam vermenin uygun olacağını soruyor. Ülkederken hangi ülkeyi kast ediyor? Kaleogeropoulos, Kemalistlertarafından işgal ed<strong>ile</strong>n bütün ülkeyi kastettiğini söylüyor.<strong>Yunan</strong> Hükümeti tarafından <strong>ile</strong>ri sürülen harekâtınsonucu, Mustafa Kemal'in kuvvetlerini gelecekte hiçbir


direnme göstermeyecek şekilde dağıtmak olacaktır. LordCurzon, <strong>Yunan</strong> (Elen) ordularının ne yönde <strong>ile</strong>rlemek düşüncesindeolduklarını soruyor. Albay Sarıyanis, <strong>Yunan</strong>ordularının ilk aşamada <strong>Ankara</strong>'ya kadar <strong>ile</strong>rlemek düşüncesindeolduklarını söyledi ve bu <strong>ile</strong>rleyiş sayesinde MustafaKemal'in belli başlı kuvvetlerinin dağılacağını açıkladı.<strong>Yunan</strong> Genelkurmayı, Batı cephesinde bulunan MustafaKemal kuvvetlerinin bozgunluğu <strong>ile</strong> bütün kuvvetlerininortadan kaldırılacağı inancını beslemektedir. <strong>Yunan</strong> Hükümetiherhangi bir zamanda bu harekâta başlamak içinhazır olduğunu bildiriyor. Lord Curzon, Kemal'e karşı kullanılacakkuvvetler arasında General Harington'un tümenialtında katılıp katılmayacağını soruyor. Albay Sarıyanisuygun bir şekilde yanıt veriyor.


Belge 131-<strong>Yunan</strong>lılar <strong>ile</strong> İtilaf Mümessilleri Arasında AnadoluHarekâtı Hakkında Görüşme.2-Anadolu 'da <strong>Yunan</strong> Ordusu Komutanı Papulas 'a Talimat.Bay Lloyd George, Bay Kaleogeropoulos'tan dikkatinibu sorun üzerine konferansın ve özellikle Kont Sforza'nmbüyük bir önem verdikleri bir sorun üzerine çevirmesinirica ediyor. Kemalist kuvvetlerinin dağıtılmış ve<strong>Yunan</strong> kuvvetlerinin de küçük Türk müfrezelerinin süreklisaldırılarına uğrayacakları kendi sınırlarına çekildiklerininvar sayıldığı durumda İzmir ilinin savunması için <strong>Yunan</strong>lılarınellerinde bir ordu bulundurmaları gerekecektir. Budurum ise aşağıdaki iki soruyu ortaya çıkarmaktadır.1- <strong>Yunan</strong> askeri danışmanları, İzmir ilinde sürekli olarakne kadar kuvvet bulundurmayı uygun görüyorlar.2- <strong>Yunan</strong> Hükümeti bu yükü, askeri ve mali bakımdantaşıyab<strong>ile</strong>ceğini zannediyor mu?Bay Kaleogeropoulos, Lloyd George tarafından <strong>ile</strong>risürülen durumun ortaya çıkacağına asla ihtimal vermiyor.<strong>Yunan</strong> Ordusu tarafından yapılması düşünülen harekât ikisonuç doğurabilir. Birincisi; Mustafa Kemal'in askerlerindenbüyük bir kısmı tutsak ed<strong>ile</strong>bilirler. Bu durumda iseolası saldırı tehlikesi ortadan kalkar. İkincisi; Mustafa Kemal'inkuvvetleri geri çekilip dağılmaları da ortaya çıkabilir.Fakat mademki <strong>Yunan</strong> (Helen) Ordusu tarafından yapılmasıdüşünülen saldırılar Türk ordularını, mühimmatlarınıtamamlamaya olanak bırakmayacak bir şekilde ulaş-


tırma yollarından uzaklara sürecektir. Bu durumda da tehlikebüyük olmayacaktır. Bir başka anlatımla denebilir kieğer Mustafa Kemal şimdi savaşın ortaya çıktığı savaşsahnesinden çekilirse ulaşım olanaksızlığı yüzünden <strong>ile</strong>rdeher türlü saldırı aracından yoksun kalacaktır. Kont Sforza,konferansın <strong>Yunan</strong> Başbakanı ve danışmanlarından, <strong>Yunan</strong>Ordusu'nun üç ay içinde Mustafa Kemal'in kuvvetleriniayırarak ve nihayet dağıtarak <strong>Ankara</strong>'ya ulaşacağını öğrendiğinisöyledi. Eğer önceden kestirildiği gibi bu harekâtbaşarıyla sonuçlanırsa Kont Sforza, Türk kuvvetlerininsomadan <strong>Yunan</strong> ordularını sıkıntı verecek kuvvete sahipolamayacakları görüşündedir. Fakat diğer yönden de <strong>Yunan</strong>Ordusu, Mustafa Kemal'in geri çekilmesiyle <strong>Ankara</strong>'danöteye çek<strong>ile</strong>cek kuvvetleriyle buluşmadan <strong>Ankara</strong>'yaulaşırsa sonuç olarak sakınılması olanaksız çok tehlikeli,bir durum ortaya çıkacaktır. Bu durum 105 yıl öncedünyanın en büyük generallerinden birinin komuta ettiğiordunun yok olmasıyla sonuçlanan duruma benzeyecektir.Bay Kaleogeropoulos, Mustafa Kemal kuvvetlerinin <strong>Ankara</strong>'nınötesine çekilirken <strong>Yunan</strong> Ordusu <strong>Ankara</strong>'ya varırsabu kuvvetlerin çekildikleri bölgelerde yiyecek bulamayacaklarındandağılacaklarına inandığını söyledi.Küçük Asya'nın Türk askerleri, geçmişin bağnaz Osmanlıları<strong>ile</strong> artık kesinlikle karşılaştırılamazlar. Bu askerlerancak güç <strong>ile</strong> bir el altında toplanmış bulunmaktadır.Açlık, gereksinme, yolsuzluk <strong>Yunan</strong> Ordusu'nun yapamayacağışeyleri kesin olarak tamamlayacaktır. Bununla birlikteeğer gereklilik ortaya çıkarsa <strong>Yunan</strong> alayları izlenensonucu elde etmek için <strong>Ankara</strong>'dan çok daha öteye <strong>ile</strong>rlemeyetamamen hazırdır. Bay Kaleogeropoulos'a göre Na-


poleon'un uğradığı kötü duruma <strong>Yunan</strong> ordularının da uğramasıiçin hiçbir tehlike düşünülmüş değildir. Bay LloydGeorge tarafından sorulan diğer sorulara yanıt olarak BayKaleogeropoulos'un <strong>Ankara</strong>'nın demiryolu hattının sonunuve <strong>Ankara</strong>'dan başlayan bir dekovil hattının içeride bu ilindoğusunda altmış m<strong>ile</strong> kadar uzandığını açıkladı. Sonuçolarak Türkler demiryolu <strong>ile</strong> <strong>Ankara</strong>'nın doğusunda bualtmış milden daha uzağa gidemeyecekler ve mademkiulaştırma araçları da yoktur, bu bölgenin ötesine geri çekilmeleridoğal olarak düzenli ordunun dağılması <strong>ile</strong> sonuçlanacaktır.Aslında çok dağlık olan bu bölgede çok ufakbir askeri birlik yaşayab<strong>ile</strong>cektir. Lloyd George, <strong>Yunan</strong>lılarelinde bulunan ulaşım hattına karşı Türklerin bir çete savaşmabaşladıkları durumda <strong>Yunan</strong> Ordusu'nun bu hattı savunmakiçin güçlüklere rastlayıp rastlamayacağını soruyor.Albay Sarıyanis söz konusu hattın şimdiye kadar Kemalistlertarafından saldırıya uğramadığını <strong>ile</strong>ri sürerek olumsuzşekilde yanıt veriyor. <strong>Yunan</strong>lılar bu konuda korkulacak birşey olamayacağını deneyim <strong>ile</strong> öğrend<strong>ile</strong>r.Ulaşım ve aktarımların korunması için de üç alayınyeterli olacağı görüldü. Diğer yandan Lloyd George, <strong>Yunan</strong>Ordusu'nun düşman topraklarında <strong>ile</strong>rlediği ölçüde,ulaşım hatlarının korunması için daha çok kıtaların gerekeceğinihatırlattı. Albay Sarıyanis aynı düşüncededir. Fakat<strong>Yunan</strong> Genelkurmayının bunun için ne kadar kıtaya ihtiyaçduyduğunu bildiğini açıklayabilir. Lord Curzon, <strong>Ankara</strong>'danöteye hiçbir demiryolu hattının olmadığını <strong>ile</strong>ri sürer.Bay Lloyd George İzmir ilinde <strong>Yunan</strong> halkının mücadeleyekatılıp katılmadığını, bir başka deyişle bu halkınözgürlüklerini sağlamaya yönelik mücadele için bir eğilim


gösterip göstermediklerini sorar. Bay Kaleogeropouloszorunlu hizmete bağlı <strong>Yunan</strong> uyruğundan ayrı bir takımgönüllülerin kaydedildiklerini fakat bu konu Sevr Antlaşması'nmhükümlerinden birine aykırı olduğundan mücadeleyegirdir<strong>ile</strong>mediklerini söyler. Lloyd George önceden varolduğu belirt<strong>ile</strong>n 120.000 askerden ayrı olarak <strong>Yunan</strong> Hükümeti'nindaha ne kadar asker toplayab<strong>ile</strong>ceğini sorar.Bay Kaleogeropoulos, <strong>Yunan</strong>istan'ın savaş için daha200.000 asker toplayab<strong>ile</strong>ceğini bildirir. Bay Lloyd Georgebu 200.000 sayısına Trakya'dan toplanan <strong>Yunan</strong>lıların dâhilolmadığım sorar. Albay Sanyanis söz konusu ordununancak <strong>Yunan</strong> eyaletlerinden toplanılacağım bildirir. BayLloyd George, Kaleogeropoulos'tan başka bir sorusunayanıt vermesini rica eder. <strong>Yunan</strong>lıların düşünülen harekâttakend<strong>ile</strong>rine düşecek mali yüke katlanmaya gücünün yetipyetmeyeceğini öğrenmek ister.Bay Kaleogeropoulos bu gibi harekâttan doğal olarakmali sorumluluk doğacağını ve Dünya <strong>Savaşı</strong> sırasındabaşka ülkelerin bu konuda deneyimler geçirdiklerini takdiretmesine rağmen en ufak bir kararsızlık göstermeksizin busoruya olumlu bir şekilde yanıt ver<strong>ile</strong>b<strong>ile</strong>ceğini bildirir.Şimdiki durumda <strong>Yunan</strong> (Helen) yurttaşlar ülkenin verg<strong>ile</strong>rineinsan başına ancak 480 Frank <strong>ile</strong> katılmaktadırlar.Hâlbuki ülkelerin vergi veren sahiplerinden bundan çokdaha büyük özver<strong>ile</strong>r istenmektedir. Bundan dolayı, <strong>Yunan</strong>istan'ınmali kaynaklarını henüz tükenmemiş saymakgerekir. Fakat <strong>Yunan</strong>istan'ın kendi araçları <strong>ile</strong> savaş yapmasınaizin verilirse, kendi kredisinden serbestçe yararlanmasınaengel olunmamalıdır. Bir başka deyişle eğerdevletler <strong>Yunan</strong>istan'a gerekli şeyleri sağlaması için uygun


davranırlarsa <strong>Yunan</strong>istan düşünülen savaşı eksiksiz yapmayave hedefe çabuk ulaşmaya gücü yeterlidir.Maurice Hankey'in sözlü bildirisinde bulunan bu serbestihareket ertesi gün 15 Mart'ta Foreign Office tarafından<strong>Yunan</strong> delegeler heyetine önceden sunulan LloydGeorge'un resmi bir Compterendu'sunda pekiştirilince<strong>Yunan</strong> Hükümeti başkanları Atina'ya şu telgrafı göndermeyiuygun buldular:10 Mart 1921, LondraNo:495197 numaralı telgrafımın devamı olarak, ivediliğindendolayı doğrudan doğruya General Papoulas'a gönderdiğimaşağıdaki telgrafı size ulaştırıyorum. Harekâtın başladığı,telgrafla size bildirilir bildirilmez üç sınıfın silâhaltma çağırılmasınagirişmenizi ve bu konuya ilişkin bütün şeyleribize bildirmenizi rica ederim. Üç sınıfın silâhaltma çağırılmasıkonusunda her türlü yaygın söylent<strong>ile</strong>re hatta haşmetmeapkral hazretlerinin bildirge yayınlanmasına meydanvermemeniz uygun olacaktır. Şayet buna karşılık seferberliğinbaşarıyla sonuçlanması için kralın bildirge yayınlamasınıçok gerekli sayıyorsanız bu bildirge ılımlı birdil <strong>ile</strong> yazılmalı Küçük Asya'da durumun çabuk bir biçimdeçözümüne ve doğuda adaletli bir barışın yapılması üstlenimineki <strong>Yunan</strong>istan onu büyük bir hızla kabul etti, dayanmalıdır.Bu telgrafın Sarıyanis tarafından okunması vedeşifre edilmesi rica olunur. General Papoulas'a şunlarıbildirmenizi rica ederim. Hâlâ buradaki durum Eskişehir veKütahya'nın işgali için harekâtın derhal başlanılmasınıgerektirmektedir. Sarıyanis'in burada ve Bay Palis'in Ati-


0na'da verdiği kesin bilgiye dayanarak, bu harekâtın başlayab<strong>ile</strong>ceğinibirçok kez <strong>ile</strong>ri sürdük. Bu harekâtın yapılmasındanmali çıkarlar için derhal büyük bir kârın çıkacağıkesindir. Harekâtın devam edebilmesi için onu desteklemekgereğini anlıyoruz. Bu amaçla bugün Atina'ya, harekâtbaşlar başlamaz gerekli olacak destek kıtasının zamanındahazırlanıp gönderilmesi için üç sınıfın silâhaltınaalınmasını telgraflıyoruz. Bundan dolayı Atina'ya olduğugibi buraya da harekâtın başlayacağı günü telgrafla bildirmenizirica ederim. Mühimmat ve Atina'dan telgrafla istediğinizboz Taylor marka otomobili sağlayarak İzmir'egöndereceğiz. Ve eğer bu söylenenlere dayanarak harekâtınbaşlaması mümkün ise hemen başlamanızı rica ederim.Eğer iklim koşulları birkaç günlük bir gecikme gerektiriyorise ya da düşman kuvvetlerinin durumunda ortaya çıkan birdeğişiklik destek kıtaatının gelmesinden önce harekâtınbaşlamasını mümkün kılmıyorsa durumumuzu saptamakiçin hemen bu işin ayrıntısını bize telgraflamanızı rica ederim.Size gizli ve özel olarak şunu bildiriyoruz:Savaş harekâtının yeniden başlaması, davamız lehinebir kanıt olduğunu yetkili bir şekilde bize göstermiştir.KalogeropoulosGounaris


1Belge 14<strong>Yunan</strong> Ordusu Hakkında İstihbarat.Londra, 18 Haziran 1921No: 2277Dışişleri BakanlığıAtina,Size evvelce bildirmek şerefine ulaştığım gibi İstanbul'dakiİngiliz otoriteleri tarafından Küçük Asya'dakidurumumuza ilişkin ver<strong>ile</strong>n bilgi bizim için uygun değildi.Lord Curzon'ın da açıkladığı bu idi. İngiliz askeri otoritelerininİstanbul'da bulunan kaçak <strong>Yunan</strong> subayları (Venizelosçu)tarafından etki altında bırakılmış olab<strong>ile</strong>ceklerinidüşünüyorum. Venizelos burada kaldığı sırada, bir İngilizgazetecisine... Halsiz bulunan <strong>Yunan</strong> Ordusu'nun bir saldırıyabaşlayamayacağını açıkladı. Bununla birlikte Britanyaaskeri otoritelerinin daha yeni raporlarıyla durumumuzuçok daha uygun göstermekte olduklarından haberdaredildim.


Belge 15İtilaf Devletleri'nin <strong>Yunan</strong>lılar <strong>ile</strong> Türkler ArasındaBarış Yolu <strong>ile</strong> bir Anlaşmanın Sağlanması Konusunda <strong>Yunan</strong>Hükümeti 'ne Öner<strong>ile</strong>ri.Bu girişim Londra'da yapıldığı sıralar (22 Haziran)müttefiklerin notası Atina'ya verilmiş bulunuyordu. İşte bubelgenin metni:Müttefiklerin aralarında görüş alışverişinde bulunduktansoma Yakındoğu'da çarpışmanın yeniden başlamaması,şerefli ve sürekli bir barışın kurulması için dostça aracılıklarınıönermeye karar verd<strong>ile</strong>r. Müttefikler, Küçük Asya'daTürk ve <strong>Yunan</strong> kuvvetleri arasında tekrar başlayacak birmücadelenin hemen vereceği sonuçlar ne olursa olsun, bumücadelenin Yakındoğu'da ne güvenliğin getirilmesine nede iki tarafın gerçek yetenek ve istekleriyle uyumlu birbarışa meydan vermeyeceğine tamamen inanmıştır. Belkibizzat çarpışanlar b<strong>ile</strong> ulaşılacak bir sonucun tanımlanmasındamüttefiklerden farklı bir görüşe sahip olmayacaklardır.Buna ulaşmayan her görüş, hatta iki taraftan birisine yada ötekine geçici bir yarar sağlasa da son bir adım başarınınbaşlangıcı olur. Bu koşullar içinde, müttefikler, <strong>Yunan</strong>Hükümeti'ne bu bunalımlı anlarda çarpışmanın başlamasındanönce, çıkarlarının savunmasını kendi ellerine bırakmayaeğilimli ise, uzlaştırıcı rollerini yüklenmeğe hazırolduklarını bildirmekle, dostça olduğu kadar da uluslararasıolan bir görevi yapmış olurlar. Eğer <strong>Yunan</strong> Hükümeti dışarınınbir müdahale ya da görüşünü kabul etmeyi kararlaştırırsa,müttefik devletler sonuç vermemeye açıkça mahkûm,girişimde direnmeyeceklerdir. Bu durumda ise, tekrar baş-


layacak bir mücadelenin sorumluluğu bütünüyle <strong>Yunan</strong>lılaradüşecektir. Öte yandan, eğer <strong>Yunan</strong> Hükümeti, çıkarınıngerektirdiği gibi, devletlerin karışmasını kabul etmeye kararverirse bu devletler ona hangi koşullara dayanarak yardımdabulunacaklarını açıkça bildireceklerdir. Bu koşullarkabul edildiği takdirde müttefikler çarpışmanın hemendurdurulması ve barışın yapılmasına varacak görüşmeninbaşlaması için Türk Hükümeti katında müdahaleye hazırolacaklardır.21 Haziran 1921Atina


Belge 16İtilaf Devletleri 'nin Aracılık Öner<strong>ile</strong>ri <strong>ile</strong> <strong>İlgili</strong> Telgraf22 Haziran'da Paris'teki <strong>Yunan</strong> Hükümeti Maslahatgüzarı2006 numaralı telgrafı <strong>ile</strong> hükümetine Quai d'Orsayda kendisine yapılan bildirimi duyurdu. Öner<strong>ile</strong>n arabuluculuğaözellikle <strong>Yunan</strong> Hükümeti'ne bir çıkar yol gösterilmekiçin karar verilmiştir. Çünkü İtilaf Devletleri katındaegemen olan görüş <strong>Yunan</strong> (Helen) Ordusu'nun Türkgururuna hassas bir darbe indirmeyeceği yolunda idi. Buise Doğu'da var olan gidişatın da Fransız Hükümeti'nceb<strong>ile</strong> temenni istenecek şeydir.


Belge 17Aracılık Girişimlerine Karşı <strong>Yunan</strong> Hükümetinin Yanıtı.Müttefik hükümetlerin, kendisine yapmak lütfundabulundukları öner<strong>ile</strong>ri büyük bir ciddiyetle dikkate alan<strong>Yunan</strong> Kral Hükümeti, Doğu'da çarpışmanın yeniden başlamasınameydan vermemek ve şerefli ve sürekli bir barışınkurulması için sundukları dostça aracılıktan dolayı onlaraen ateşli teşekkürlerini bildirmekle şeref duyar. KralHükümeti büyük müttefiklerinin bütün girişimlerinde esinlendikleriinsanca duyguları ve bu duygulara karışan azzamanda barışa erişmek isteğinin önemini anlar ve bu isteğeen geniş ölçüde katılır. Aslında <strong>Yunan</strong>istan'ın davranışındaetkili olan duyguların müttefıklerink<strong>ile</strong>r <strong>ile</strong> aynı oluşubizce dövüştükleri zaman üstün gelen ve bu günkü durumauygulanması olanaklı olan ortak görüşlerden doğmaktadır.Bu günkü durum soyut bir anlaşmazlığın rastlantısalbir sonucu olmayıp büyük savaşın her yanda çözdüğü haldeyalnız Yakındoğu'da sürüncemede bıraktığı ve büyükmüttefiklerle Türkler arasında yapılan bir antlaşmanın belirlenmişve açıkça belirt<strong>ile</strong>n hükümlerinin doğurduğu evrenselbir anlaşmazlığın sonucudur. Helenizm yüzyıllardanberi süren ihtiraslarını ve savaş sırasında yaptığı özver<strong>ile</strong>rinödünü olmak üzere Sevr Atlaşması'nın kendisine tanıdığıhakları savunmakla <strong>Yunan</strong>istan aynı zamanda uygar dünyanınDoğu Akdeniz ve Boğazlardaki çıkarlarını da savunduğuinancındadır. Görevlerini bu şekilde anlayışı <strong>Yunan</strong>istan'ınbarışın yapılmasına kadar kendisinden istenen


ütün özver<strong>ile</strong>ri yapmaya ve barışın yapılmasından somada iyi niyetle ve uluslararası üstlenimlere taban tabana zıtaraçlarla antlaşmanın uygulanmasından kurtulmak isteyenTürklere karşı kendi öz araçlarıyla yeni bir savaşı kabuletmeye yöneltti. Askeri zorunlulukların yüklediği hazırlıklarave harekâta kendisini bütünüyle ve inançla veren <strong>Yunan</strong>istankararların uygulanmasında yalnız askeri çıkarlarınetkili olduğu bir durum karşısında bulunuyor. Bu egemennedenlere dayanarak ve büyük müttefiklerin öğütlerine uymaisteğine karşın <strong>Yunan</strong> (Helen) Kralı Hükümeti bu öğütleregöre hareket olanağını bulmuyor. Çünkü askeri harekâtın,ordu şefleri tarafından işaret ed<strong>ile</strong>n sınırların ötesindegeciktirilmesi askeri durumu <strong>Yunan</strong>istan aleyhine dönmüşgibi gösterecek ve düşmanı müttefiklerin açık emirlerinekarşı koymak için, yeni direnmeye özendirecektir.Bundan dolayı çarpışmanın durdurulmasını doğal olaraksonuçlandıracak olan ve müttefikler tarafından öner<strong>ile</strong>nhareket biçiminin ulaşılmak isten<strong>ile</strong>n hedef <strong>ile</strong> uyuşmasınınolanaksızlığı açıktır. Bununla birlikte müttefiklerin <strong>Yunan</strong>istankonusunda besledikleri dostluk duyguları <strong>Yunan</strong>istaniçin bir güvence oluşturmaktadır. Çünkü müttefikleryukarıda belirt<strong>ile</strong>n yerinde düşünceleri değerlendireceklerve <strong>Yunan</strong>istan'ın savaşa devam etmekle onların Yakındoğu'dabarışçıl düşüncelerinin gerçekleşmesi için ellerinedeğerli bir araç vermiş olduğunu göz önüne alacaklardı.Müttefiklerin Doğu'da barışın sürmesi için korumaya değergördükleri çıkarları Türkiye'ye saydırmayıp ve saygınlıklarınıona kabul ettirmek, aynı biçimde onayladıklarıhukuku da tanıtmak için biricik umut ancak askeri bir harekâtınyapmış veya yapacağı bir etkiye dayandınlabilir.


Bu koşullar içinde <strong>Yunan</strong> Kral Hükümeti harekâtın herhangibir aşamasında olursa olsun büyük müttefiklerinidinlemeye hazır olacaktır. <strong>Yunan</strong> Kral Hükümeti bununlabirlikte müttefiklerin Türkiye'de olumlu öner<strong>ile</strong>r elde edeceklerinide ummaktadır. Bu öner<strong>ile</strong>r <strong>Yunan</strong>istan tarafındankatlanılan özver<strong>ile</strong>rin ödülüne karşılık oluşturan antlaşmalardakihukukun ve askeri, siyasi olayların gelişmesindendoğan çıkarların gerçekleşmesine hizmet edeceklerdir.Kralın Hükümeti müttefiklerin aracılık rollerinde <strong>Yunan</strong>ordularının hizmetini göz önüne alacaklarından kuşkuduymamaktadır. Çünkü bu ordular ortak programın birkısmının uygulanması için müttefik kuvvetlerin yerine geçecekve silahlarını bıraktıkları zaman yani Doğu'da kurulacakolan yeni rejim esirgenmeye ve korunmaya gereksinimduyduğu zaman <strong>Yunan</strong>lılığın (Helenizm'in) bütünmanevi güçleri tarafından ele geçir<strong>ile</strong>ceklerdir.<strong>Yunan</strong>istan bu rolü büyük bir şerefle oynayab<strong>ile</strong>cektir.Çünkü Türklerin gösterdikleri direniş ancak Osmanlı İmparatorluğu'ndankalan kuvvetlere ve mütarekenin silahlarınbırakılmasına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına dayanmaktadır.Türklerin bu durumlarından kazanılan deneyim<strong>ile</strong> bütün önlemler zorla uygulatılacak ve <strong>Yunan</strong>istan doğu'dayeni var olan durumun korunması için kolayca bekçilikedecektir.


1Belge 18Atina, 14-24 Haziran 1921Gounaris'in notasına İngiltere'nin yanıtı 25 Haziran'daAtina'ya ulaşmıştır. <strong>Yunan</strong> (Helen) notasının bütünnoktalarına (içeriğine alt Contents) katılamayacağını bildirmeklebirlikte Lord Curzon, <strong>Yunan</strong> Hükümeti'nin Britanyadevletlerinden barışın oluşturulmasına ilişkin gelecekuyarıları <strong>Yunan</strong>istan'ın kabul edeceğini öğrenmekle memnunolduğunu açıklıyordu.


Belge 19Paris, 12 Ağustos 1921No:2720Dışişleri BakanlığıBakan içinLondra'da toplanan imparatorluk konferansı adına sözsöylemek yetkisi kendisine ver<strong>ile</strong>n Lloyd George Paris'egeldi. Bundan önceki 23 Haziran tarihli telgrafla da bildirdiğimüzere Britanya Kabinesi'nin verdiği bir karara dayanarakLord Curzon ona İngiltere Hükümeti'nin kararlarınıuygulamakla görevli bakan sıfatıyla refakat etmektedir. Buözellik şu durumda tamamen görülmüştür.Konferansın öncesinde Bay Lloyd George, Bay Briand<strong>ile</strong> Yukarı S<strong>ile</strong>zya sorununda uyuşmasına karşın Lord Curzon<strong>ile</strong> aralarında ortaya çıkan bir görüş anlaşmazlığı sonucundao sorunun çözümünü uzatmak zorunda kalmıştır.Salı günü S<strong>ile</strong>zya sorunu, uzmanlara bırakılınca, Yakındoğusorunu birden bire ortaya atıldı. Bu ayın beşinde gönder<strong>ile</strong>nyazılarla bildirdiğim üzere Bay Lloyd George görüşmeyiYakındoğu sorunu üzerinde genişletmek için çabaharcadı. Bunun için de birçok kez hatırlattığı <strong>Yunan</strong> zaferindendoğan yeni durum üzerine dayandı. Bay Briand,önce uzmanları Küçük Asya'daki askeri durum konusundadinlemek gerektiğini <strong>ile</strong>ri sürdü. <strong>Yunan</strong> Ordusu'nun örgütlüve moral gücünden övgüyle söz eden İngiliz AlbayıHarvey <strong>Yunan</strong> başarısı üzerinde ayrıntılı bir açıklamadabulundu. <strong>Yunan</strong> başarısının yadsınması olanaksızdır. TürkOrdusu'nun yok edilmesi kesindir dedi ve sözünü SevrAntlaşması'nin değişikliğini savunarak bitirdi. BayLloyd


George, İngiliz albayının Fransızca yazılmış açıklamasınıanlamadığı için sürekli açıklama istemekte ve albayın dediklerinionaylamakta idi. Mareşal Foch Türklerin yokedilmediklerini <strong>ile</strong>ri sürdü ve <strong>Yunan</strong>lıların son bir stratejikbaşarı kazandıkları konusunda açıklamada bulundu. BayLloyd George büyük savaşların yapıldığını ve bunların<strong>Yunan</strong>lıların lehine sonuçlandıklarını <strong>ile</strong>ri sürdü. Toplantısonunda basın bürosu direktörü ve İngiliz Başbakanı'nindostu olan Lord Ridell <strong>ile</strong> çalışan Royter ajansının direktörügazetelere bir bildirge dağıttı. Bu bildiride <strong>Yunan</strong>istan'ınkatlandığı yeni özver<strong>ile</strong>re dayanarak Sevr Antlaşmasıylaelde ettiği kazancın çoğalmasını isteyeceği yazılı idi.Çarşamba günü sabahı Bekir Sami Bey, Bay Briand'ı ziyaretetti. Son askeri durumun uygun olduğunu söyledi. Konferanssırasında Lloyd George tarafsız devlet uyruğununLahey kurullarına göre serbest ticareti -Savaş malzemesidâhil- savundu. Marki Della Terra ve Amerika temsilcisiAlbay Harvey 18 aynı düşünceye katıldılar. Bay Harveytarafsız devletlerin görevleri hakkında CumhurbaşkanıHarding'in görüşlerinin bu merkezde olduğunu ekledi. BayBriand da bu konuda onamasını bildirdi.Lord Curzon önceden yapılmış girişimleri anımsatarakaracı sıfatıyla müdahale etmenin uygun olacağını <strong>ile</strong>ri sürdü.Fakat gelecekte anlaşmazlığa barışçıl bir çözüm bulunmasıiçin savaşanlardan herhangi birinin müttefiklerinaracılığını istemek hakkına sahip olduğunu da belirtti. LordBir önceki paragrafta Harvey İngiliz albayı olarak tanıtılmıştı.Önceki sayfalarda geçen çelişkili sayılar gibi bu çelişkinin demetnin yazarı Frangulis'ten mi, çeviriden mi kaynaklandığı anlaşılamadı(İzzet Öztoprak).


Curzon durumun bir komisyon tarafından incelenmesindensoma müttefiklerin uygun gördükleri zaman, aracılıklarınısavaşanlara önereceklerini bildirdi. Bunu arkasındanLloyd George İstanbul sorununu söz konusu etti. <strong>Yunan</strong>lılarınSevr Antlaşması'nı uygulamaya hazır olduklarını birçokkez ilan etmiş olmalarına karşın müttefiklerin bizzatkendisini uyuttuklarını söyledi. Bundan dolayı <strong>Yunan</strong>lılarbugün çıkarlarına uygun bir şekilde hareket etmek hakkınasahiptirler dedi. Lord Curzon, Yukarı S<strong>ile</strong>zya sorunundansöz ederken bizzat Briand'ın galibin haklarım tanıdığım,bu durumun ise Yakındoğu'daki duruma da uygulanabilirolduğunu ekledi. Bay Lloyd George, İstanbul'un büyükharcamalar yüzünden müttefik ordularınca boşaltılmasıgereğinden söz ederek bu konuda hemen bir karar verilmesiniistedi.Bu sorun üzerinde bir bakış açısı anlaşmazlığı ortayaçıkınca Bay Briand sorunun Mareşal Foch'un başkanlığındakiaskeri uzmanlara verilmesini önerdi. Bunlar müttefiklerinaralarından oluşturulacak ordu ve bunun Boğazlardaişgal edeceği bölge konusunda görüşlerini bildireceklerdir.Fransız delegelerinin Gelibolu'nun <strong>Yunan</strong> ordularınca boşaltılmasınıönermeleri olasıdır. Aksini <strong>ile</strong>ri sürmelerinekarşın Fransız karşıtı Lloyd George <strong>Yunan</strong>istan harekâtınınİstanbul'a kadar uzanmasını istediğine inanmıştır. İtalyandelegeleri hemen bütün noktalar üzerinde İngiltere <strong>ile</strong> u-yumlu id<strong>ile</strong>r.5Frangulis


Belge 20Lloyd George 'un Parlamentoda, Anadolu 'daki <strong>Yunan</strong>Çıkarlarının Sevr Anlaşması'nda Belirtilmiş OlanlardanFazla Olması Yolundaki Açıklaması.Dediklerinin aksine olarak <strong>Yunan</strong> başarısı öğreniliröğrenilmez Lloyd George Başbakan sıfatıyla öncedenaleyhinde bulunduğu ve bütün sorumluluğunu <strong>Yunan</strong>istan'ayüklettiği saldırı için bir ilgi göstermeye başladı.Londra'daki <strong>Yunan</strong> Maslahatgüzarı 2674 numaralı ve 16Temmuz tarihli telgrafı <strong>ile</strong> Lloyd George'un büyük sorunlarlauğraşmak zorunda olmasına karşın <strong>Yunan</strong> işlerinekarşı gösterdiği şiddetli ilgiyi hükümetine bildiriyordu.Aynı şekilde 19 Temmuz tarihli 2799 numaralı telgrafı <strong>ile</strong>de <strong>Yunan</strong> Maslahatgüzarı, Lloyd George'un <strong>Yunan</strong> <strong>ile</strong>riharekâtı hakkında çok ilgili olduğunu hükümetine tekrarbildiriyordu. Kabinesinden günde iki defa telefon ederekbenden bilgi istedi ve kedisini bu konuda düzenli olarakhaberdar etmem için ricada bulundu. Kendi politikasınıngerçekleştiğini gören Lloyd George <strong>Yunan</strong> başarılarını ö-zellikle bildiriyor ve hatta bu konuda <strong>Yunan</strong> maslahatgüzarınıkorkutan açıklamalarda bulunuyordu. Lloyd George,<strong>Yunan</strong> başarısından bir az soma Britanya Parlamentosuönünde <strong>Yunan</strong>istan'ın, Kemal'e karşı kazandığı başarıdansöz ederek bunun Sevr Antlaşması <strong>ile</strong> yetinemeyeceğini vekendisine daha geniş çıkarlar verilmesini öneriyordu.


Belge 21Rangabes 'in Aracılık Rejimi Hakkında Telgrafı.Londra, 9 Ağustos 1921Dışişleri BakanlığıİvedidirBakan tarafından deşifre ed<strong>ile</strong>cektir3095 numaralı telgrafıma ek olarak Kral Hükümeti'ningörüşlerini Dışişleri Bakanlığı özel müsteşarlığınabir mektupla bildirdiğimi yazmakla şeref duyarım. Sonelde ettiğim haberlere göre Britanya Hükümeti başarıylasonuçlanacak bir aracılığın zamanının geldiğine inanmamaktadır.Fakat bu sorun üzerinde <strong>Yunan</strong>istan lehine uygunkoşullarla Sevr Antlaşması'nin bütünüyle uygulanmasınayönelmiş bir politikanın esasını kurmak önerisini görüşmeyehazırdır.Öte yandan Britanya heyeti delegelerinin Kral hazretlerinive <strong>Yunan</strong>istan'da kurulan rejimin resmen tanınmasınıisteyeceğini gizlice haber aldım. Çünkü Britanya heyetidelegeleri Fransız politikasının esinlendiği duygusal etkenlerdolayısıyla gerçekten uygun olmayan bir durumun uzatılmasınıkabul etmemektedir. İtalya'nın uygun gördüğüanlaşılmakta fakat Fransa'nın bu işe yanaşmayacağı tahminedilmektedir. Ne de olsa bu durum İngiltere'nin bu sorunukendi kendine çözmesi kararı üzerinde etkili olmayacaktır.Birkaç günden beri basın ve siyasal çevre katında bu sorunlailgili olarak çalışmamızı derinleştirdik. Aynı şekildeKral a<strong>ile</strong>si üyeleri tarafından da bu konuda hükümet üzerindebir baskı uygulanmaktadır. Başbakana gönder<strong>ile</strong>n bir


100mektupta Amiral Kerr de bu tür bir baskı yapmıştır. 3079numaralı yazımda bu mektup söz konusu olmuştur.Rangabes


101Belge 22İtilaf Devletlerinin Türk-<strong>Yunan</strong> <strong>Savaşı</strong> 'nda TarafsızKalacaklarım Bildiren Telgraf10 Ağustos 1921Resmi BildiriMüttefik hükümetler, Türk <strong>Yunan</strong> <strong>Savaşı</strong>'nda tam birtarafsızlık göstermeye karar verd<strong>ile</strong>r. Özel ticaret serbestîsinezarar gelmeyecek bir biçimde müttefik devletler herhangi bir şekil ya da nitelikte olursa olsun yeni asker şevki,silah ve kredi göndermek gibi yardımlarla mücadeleye müdahaleetmeme konusunda uzlaşmışlardır.


10Belge 23Lloyd George 'un İngiliz Parlamentosu 'nda Aracılıkla<strong>İlgili</strong> Nutku.30 Ağustos'ta Lloyd George <strong>Yunan</strong> <strong>ile</strong>ri harekâtınıgözlemleyince İngiltere Parlamentosu'nda şu açıklamadabulundu:Aracılık zamanı henüz gelmiş değildir. Zamanı geldiğindeSevr Antlaşması'nin düzelt<strong>ile</strong>ceğinden hiç kuşkuduymuyorum. <strong>Savaşı</strong>n tehlike ve felaketlerinden kaçınarakisteklerinin tam gerçekleşmesini izlememeye eğilimi olanbir devleti tatmin edecek koşullarla başarılı bir savaş yapanbir milletin memnun ed<strong>ile</strong>ceğine inanmıyorum. İnsan olmakhasebiyle <strong>Yunan</strong>lıların asla düşmanı olmadığımı kesinliklesaklamadım. Bulgarların 1913'te yanaşılmaz iddialarve abartılı durumlar <strong>ile</strong>ri sürerek ve bunların üzerindeısrar ederek yaptıkları yanlışı <strong>Yunan</strong>lıların kesinlikleyapmayacaklarını içtenlikle ekleyebilirim.


105Belge 24Gounaris - Briand GörüşmesiParis, 21 Ekim 1921Dışişleri BakanlığıAtinaÇok gizlidirDışişleri Bakanı tarafından deşifre ed<strong>ile</strong>cektirBu sabah Bay Briand'ı gördük. Ona örgüt sorunu üzerindeKral Hükümeti'nin, bildiğiniz görüşlerini açıkladık.Bundan başka, Mustafa Kemal'e erzak ve mühimmat gönderilmesiişine bir son verilmesi konusunu da belirttik.Fransız Hükümeti başkanı, tarafımızdan böyle bir girişimeuğrayacağını beklemediğini gösteren bir tavır takındı. Yaptığımızgirişimin maskelenmiş bir toprak katmayı gizlediğini<strong>ile</strong>ri sürerek tehlikeli saydı. O kendisine daha çok barıştansöz edeceğimizi umuyordu. Bize hızlı bir barış yapmaolasılığını gözden geçirmemizi öğütledi. Kendisine neeskiden ne de şimdi barışı reddetmediğimizi yanıt olarakbildirdik. Bunun için barış öner<strong>ile</strong>rinin açık ve MustafaKemal tarafından kabul ed<strong>ile</strong>ceklerinin kesin olması, <strong>Yunan</strong>milletinin yaptığı özver<strong>ile</strong>ri karşılayacak bu öner<strong>ile</strong>rinaynı zamanda Sevr Antlaşması'nı imzalayan ve <strong>Yunan</strong>istan'ınKüçük Asya'daki işgalini bu güne kadar izleyenlerede mukayyet olmalarının yeterli olacağını ekledik. Biz geneldavranış biçiminde, uzlaşılmaz bir tutum takındık. Fakatbarış görüşmeleri girişiminin müttefikler tarafındanyapılmasının gerektiğini kendisine ima ettik. Bay Briand,basına hiçbir bildirimde bulunmamamızı üsteleyerek istedi.Ve bizim açıklamamıza göre ziyaretimizin amacını oluştu-


106ran konu üzerinde arkadaşlarıyla görüştükten sonra yanıtvermek için yine buluşmamızı rica etti. Bay Briand'm açıkladığıbu ikinci görüşme gelecek Salı olacaktır. Haşmetmeapve Bakanlar Kurulu üyelerinden ayrı olarak BayBriand <strong>ile</strong> görüştüğümüz sorun konusunda basma ya da herhangi bir kimseye açıklamada bulunulmamasını rica ederiz.Gounaris


10Belge 25Gounaris- Briarıd Görüşmesi.Paris, 26 Ekim 1921Dışişleri BakanlığıAtinaÇok gizlidirDışişleri Bakam tarafından deşifre edilmelidirBugün öğleye doğru Bakanlar Kurulu Başkanı bizikabul etti. Bay Briand örgüt meselesi üzerinde bize sorunugizli bir toprak katma kuşkularını uyandırmayacak bir biçimdegöstermemizi söyledi. Zira dediği gibi hareket etmemekdurumu daha karışık yapacak ve müttefikler tarafındankesin bir muhalefete neden olacaktır. Fakat örgütünrahatça ve gürültüsüz yapılması durumunda bizim için aynıekonomik çıkarları sağlayacağı gibi, askeri yükümüzün debir kısmını azaltacaktır. İnceleme hakkı sorununa gelince;Briand Fransız görüşü üzerinde bu hakkı <strong>Yunan</strong>istan'areddetmek konusunda ısrar etti. Fakat Mustafa Kemal'ecephane ve mühimmat gönderilmesine engel olmak içinkişisel olarak çalışacağı sözünü verdi. Bay Briand sözütekrar barış yapılmasının kesin gerekliliği üzerine getirdi.Bu konuda bize açık bir görüş belirtti ve hatta barış koşulları<strong>ile</strong>ri sürdürtmek umuduyla çaba harcadı. Bizim ihtiyatlıtutumumuz karşısında barışın yapılması için bir anlaşmaortamı oluşturacak kişisel düşünce niteliğinde bir takımkoşullar ortaya attı. Bu akademik görüşmede Sevr Antlaşmasındanönce olduğu gibi soma da bu antlaşmanın uygulanmasıiçin Venizelos kabinesi tarafından müttefiklerin


10mandater devletlere karşı yapılan üstlenim ve <strong>Yunan</strong> milletitarafından can atarak kabul ed<strong>ile</strong>n önemli özver<strong>ile</strong>re değinerek,<strong>Yunan</strong> milletinin doyurulması gereğini <strong>ile</strong>ri sürdük.Bay Briand, Lord Curzon'ın büyük bir olasılıkla bizebarıştan söz edeceğini ve bu konu üzerinde koşullar açıklayacağınıtahmin ettiğini bildirdi. O, kral hazretlerinin dönmesikonusunda Fransız kamuoyunun coşmasını saklamayacağımaçıkladı. Fakat müttefiklerin <strong>Yunan</strong>istan'a genelseçim öncesinde verdikleri notaya karşın kişisel olarak<strong>Yunan</strong> milletinin bu hareketini kolaylıkla kavradığını bizegizlice, fakat açık bir dille söyledi. Briand'ın sözlerine şuyanıtı verdik:Bugün milletlerin istedikleri yönetim biçimini ve buyönetim içinde politika otoritesini yürütecek kimseleri seçmekonusundaki kesin haklarından başka <strong>Yunan</strong> milletiBay Jonnart'ın açıklamasından sapmamıştır. Bu açıklamayagöre <strong>Yunan</strong>lılar, Birinci Dünya <strong>Savaşı</strong>'ndan sonra krallarınıçağırmak konusunda serbesttirler. <strong>Yunan</strong> milletiKontsantin'in soya dayalı ve meşruti krallığını en demokratikbir biçimde kurdu. Bay Briand İzmir ve Trakya konusundaFransa'nın, Mustafa Kemal lehinde hiçbir üstlenimegirişmediğini, aslında böyle bir hareketin de adaletli olmayacağınıkesin olarak açıkladı. Briand, Sevr Antlaşması'nıyok gibi sayıyor. Bu düşünüş biçimiyle yapılan bir antlaşmaFransa Parlamentosu'nda olduğu gibi İtalya Parlamentosu'ndada muhalefete uğrayacaktır diyor. Fakat aynı şekildeyeni bir antlaşmanın yapılmasının olanaklı olduğunusöyledi ve Türklere gösterilmeden önce <strong>Yunan</strong>lılarla müttefiklerarasında hazırlanacak yeni antlaşma düşüncesininkabul edilmeyecek gibi olmadığını ekledi. Özellikle pek


10umut verici olmayan birinci görüşmemizden soma bugünbu uzun görüşmeden edindiğimiz izlenim hoş bir izlenimdir.Bu değişikliği bu son günlerde yapılan bazı girişimleredayandırıyorlar. Fakat değişikliğe yardım eden diğer birneden de vardır. Onu yarın Çarşamba günü varacağımızLondra'da soruşturacağız.Gounaris


10umut verici olmayan birinci görüşmemizden soma bugünbu uzun görüşmeden edindiğimiz izlenim hoş bir izlenimdir.Bu değişikliği bu son günlerde yapılan bazı girişimleredayandırıyorlar. Fakat değişikliğe yardım eden diğer birneden de vardır. Onu yarın Çarşamba günü varacağımızLondra'da soruşturacağız.Gounaris


Belge 26<strong>Yunan</strong> İşgal Bölgesinin Genişletilmesi Hakkında.Türk olmayan unsurlardan olabildiğince büyük birkısmının korunmasının zorunluluğuna ilişkin nedenler <strong>ile</strong>risürüldü. Bu nedenler İzmir bölgesinin kuzeye doğru birgenişlemesinin lehindedirler. Marmara kıyıları boyunca u-zanan bu genişleme Küçük Asya <strong>ile</strong> <strong>Yunan</strong>istan'ın Avrupa'dakikısmı arasında ulaşımı kolaylaştıracak ve İzmir'devar olan durumun korunmasına yardım edecektir. Böylecebu genişleme Boğazlardaki serbest geçişe uymayan herhangi bir düşman hareketine karşılık vermek için ordularınnaklini kolayca olanaklı kılacaktır.1


11Belge 27Gounaris-Lloyd George Görüşmesi.İvedidir.Priorite absoluteDün Lloyd George bizi Downing Street'te kabul etti.<strong>Yunan</strong>istan konusunda büyük bir dostluk gösterdi ve büyükbir ilgi <strong>ile</strong> her şeyden, özellikle askeri durumdan bilgi topladı.Doğru haberler öğrendiğinden mutlu olduğunu söyledi.Çünkü İstanbul'dan ve özellikle bütün yanlış söylent<strong>ile</strong>rinkaynağı olan Doğu'dan gelen gürültüler ortaya atılmıştı.İngilizlerin tanıdığı bir ülkede İngiliz ordularının rastlayacağıgüçlüklerden daha çoğuna rastlayan savaşçı <strong>Yunan</strong>Ordusu'nun kahramanlığını övdü. Bay Lloyd George bizeolumlu bir yardımda bulunmanın olanaksızlığını açıkladı.Fakat birçok kez <strong>Yunan</strong>istan ve <strong>Yunan</strong> (Elen) milleti içinsarsılmaz dostluğunu açıkladı ve barış görüşmelerinin devamısüresince bütün siyasi gücünü bizim için kullanmayasöz verdi. Bir konferansın toplanmasından önce hareketyöntemini belirlemek için özellikle Bakanlar Kurulu'na birtakım sorular sormayı düşünüyordu. Lloyd George bu sorularışimdi kesinlikle sormayacağım diyor. Çünkü BayGounaris yamt vermeyi uygun görmeyecektir. Oysa durumagöre hareket etmek için her şeyi tam olarak bilmek zorundayım.Fakat her şeyden önce <strong>Yunan</strong> Ordusu konferansakadar bulunduğu yerde kalmalı ve düşmanın olası durumundakisaldırılarını defetmelidir. Çünkü eğer bu ordugeri çekilirse görüşmeler bütünüyle gereksiz olacaktır. Bugörüşme sırasında Lloyd George, <strong>Yunan</strong>istan Ordusu'nunkahramanlığı <strong>ile</strong> kazanılanları yitirmemelidir dedi.Gounaris


Belge 28<strong>Yunan</strong>istan 'ın bir Borçlanma Girişimi Konusunda.1522 Aralık'ta İngiliz Maliye Bakanı, M. Gunaris'e şumektubu gönderdi:Azizim Bay Gounaris,Britanya Devleti'nin, hükümetinizin Londra'da yapmaküzere bulunduğu borçlanmaya engel olmamaya kararverdiğini büyük bir sevinç <strong>ile</strong> size bildirmekte acele ediyorum.Bu karar bu ayın onunda Maliye Bakanlığı'nda gerçekleşenson görüşmemiz sırasında kabul ed<strong>ile</strong>n esaslaragöre yapılacaktır. Hükümetlerimizin üstlenimlerinin ikimiztarafından imzalanacak bir uzlaşma metni şeklinde yapılmasınıuygun görmekteyim. Bu konuda yaptığım ve imzaladığımbir metnin iki kopyasını size gönderiyorum. Anılankoşulları kabul ettiğiniz takdirde bu belgeleri imzalamanızıve onlardan birisini Dışişleri Bakanlığı'nın dosyalarındasaklanmak üzere bana göndermenizi rica ederim.Sizin sadık dostunuzHorne


11Belge 29Gounaris, Lloyd George, Curzon. Barış Koşulları <strong>ile</strong><strong>İlgili</strong> Görüşme.Kan, 13 Ocak 1922No:441Dışişleri BakanlığıAtinaBu sabah Lloyd George <strong>ile</strong> karşılaştık. Lord Curzonkendisine eşlik ediyordu. Gelecek hafta Paris'te toplanacakolan üç bakanın toplantısında görüşülecek koşullar kabuledilmedikçe barışa ulaşılamayacağı düşüncesinde olduğunuLloyd George, Lord Curzon <strong>ile</strong> görüştükten soma bizebildirdi. Eğer Curzon'un dediği gibi Briand yetersiz ilgisinisürdürürse şu koşullar ortaya atılacaktır:1- İzmir bölgesi için Milletler Cemiyeti'nin yönetimindeözerk bir yönetim kurulmalıdır. Bu yönetim, VersayAntlaşması'na göre Sar bölgesi için uygulanan sistemebenzer bir sisteme uyacaktır. Bu yönetim iki yerli Türk, ikiyerli Rum ve başka bir milletten olan bir başkandan oluşankomisyon tarafından yabancı subayların komutası altındabulunan ve her millete mensup unsurlardan oran ölçüsündealınarak oluşturulacak Jandarma kuvveti <strong>ile</strong> yönetilmelidir.2- Trakya sınırlarında küçük bir değişiklik yapılmalıdır.Bu sınırlar Midye hattından Rodosto'nun -Tekirdağötesindebir hatla o şekilde saptanmalıdır ki, Rodos kenti<strong>Yunan</strong>istan'da kalmalı ve böylece yarısı <strong>Yunan</strong>lı olan altmışbin kişi Türkiye'ye katılmamalıdır. Lloyd George ve


1Bay Curzon daha iyi koşullarla barış yapılamayacağı düşüncesindedirler.Bu koşullarla barış yapılmadığında <strong>Yunan</strong>istan'ıson derece zayıf düşürecek olan savaşın başkabir biçimde sürmesi zorunlu olacaktır. Aynı koşullardaİngiliz orduları için de güç olan bir işi yapan <strong>Yunan</strong> ordularınınkahramanlığını değerlendiren Lloyd George veLord Curzon bu koşulların kabulünü yararlı sayıyorlar veonları kabul etmemiz için bize başvuruyorlar. Bundan ayrıolarak Lloyd George ve Lord Curzon, <strong>Yunan</strong>istan'ın çıkarınıgözeterek Britanya Hükümeti'ni Fransa'ya bir garantiantlaşmasının yapılması için koşul olarak yukarıda yazılankoşullara göre, Fransa'nın İngiltere <strong>ile</strong> işbirliği önerdiğinibildird<strong>ile</strong>r. Doğu sorunu <strong>ile</strong> ilgili işlerde aynı kiş<strong>ile</strong>r Fransaüzerinde bu ciddi baskı yapılmadıkça Fransızların bukoşullar içinde başarılarının elde ed<strong>ile</strong>meyeceğini ekliyorlar.Lloyd George ve Lord Curzon, Bonomi katında girişimlerdebulunmamızı öğütled<strong>ile</strong>r. Lloyd George, inandırmakiçin bu kişiyi görmeye söz verdi. Bay Briand'ın görevdenayrıldığı haberi geldi. Paris'te toplanacak olan DışişleriBakanları toplantısında görüşülecek bizim sorunlarımızüzerinde bu görevden ayrılmanın etkisini inceleyeceğiz.Gounaris


Belge 30Gounaris'in Aracılık Öner<strong>ile</strong>rinin Kabul EdilmemesiKonusundaki Açıklama.Bay Gounaris 1921 Kasım'ında, Lord Curzon'a sunulanbir muhtıraya bağlı, une piece, bir kâğıtta Anadolu'daki<strong>Yunan</strong> savaş harekâtı <strong>ile</strong> Haziran'da bu harekât öncesi günlerdemüttefiklerin arabulmak konusunda yaptıkları öner<strong>ile</strong>rinreddedilmesini meşru göstermek için şu şekilde düşünüyor;Haziran'da arabulmak önerisini kabul etmeyi <strong>Yunan</strong>istaniçin olanaksız kılan askeri düşünceler şunlardır:Mart ayında yapılan askeri harekâtın, <strong>Yunan</strong>istan içinbir yenilgi oluşturmamakla birlikte Eskişehir'i elde edememesiyüzünden <strong>Yunan</strong> Ordusu'nu manen kötü bir durumadüşürmüş, <strong>Ankara</strong>-Eskişehir ve Karaköy, Eskişehir-Afyonkarahisardemiryolunu koruyan Kemal'i iyi bir durumdabırakmıştı. Bu yüzden Kemal gereksinimine göre kuvvetlerinibir cepheden diğerine hızla nakledeb<strong>ile</strong>ceği haldeBursa ve İzmit'i de işgal eden <strong>Yunan</strong> Ordusu bir hücumauğradığı takdirde, bu ordunun bir parçasının diğerinin yardımınagitmesi mümkün olmayacak kadar uzak mesafelerdedağılmak mecburiyetinde kalmıştı. Böylece kuvvetlerindağıtımı ve bölünmesi bakımından Kemal'in Ordusu uygundurumda olduğu halde <strong>Yunan</strong>istan'ın durumu hiç deöyle değildi.Bundan başka <strong>Yunan</strong>istan büyük bir çaba göstererekgücünü son sınırına kadar çıkararak Mart ayından beri ozamana kadar Anadolu'da manevra yaptığı, görülmemişderecede güçlü, iyi donatılmış ve oluşturulmuş büyük birorduyu hazırlamayı başarmıştı. Demek ki <strong>Yunan</strong>istan, tar-1


10tışma götürmez bir biçimde daha güçlü olduğunu hissediyorve kuvvetlerinin yüksek oluşu, onu ordusunun üstünlüğünükoruyacağına ve Kemal'in Eskişehir, Kütahya veAfyonkarahisar'ı elinde tutmaktan dolayı olumlu ve <strong>Yunan</strong>kuvvetlerinin fena şekilde dağılmış olmasından dolayı o-lumsuz durumlardan yararlanamayacak bir durumda bırakacağınainanmıştı. <strong>Yunan</strong>lılar bu üç önemli yöreyi ve onlarıbirleştiren demiryolunu ele geçireb<strong>ile</strong>ceklerinden vesonuç olarak dağınık kuvvetlerini tek bir ordu olarak toplamayagüçleri yeteceğinden emin id<strong>ile</strong>r. Bir iki aylık birsürenin savaş harekâtının sonbahara kalmasını gerektireceğinigörerek bu sonucun elde edilmesi için hemen saldırıyageçme gerektiğini gördüler. Oysa işin sonbahara kalmasıyağmurlarla yolların bozulması dolayısıyla <strong>Yunan</strong> Ordusu'nunher türlü taşıma kolaylıklarını yitirmesi demekti.Olayların gelişimi de yitir<strong>ile</strong>cek bir hafta b<strong>ile</strong> olmadığını,çünkü <strong>Ankara</strong> üzerine yürümeyi sürdürmek için zamanıngerçekten yeterli gelmeyeceğini gösterdi. Bunun içindir kiHaziran'da müttefiklerin arabulma konusunda yaptıklarıöner<strong>ile</strong>ri sırasında <strong>Yunan</strong>istan bu öner<strong>ile</strong>ri kabul etmemekiçin Mart'ta Eskişehir önünde uğradıkları başarısızlığınsonucunda ortaya çıkan uygun olmayan durumu ve aynızamanda manevi güç bakımından eksiksiz, güçlü bir orduyasahip olmaları ve yapılacak askeri harekâtta üstünlüğüellerinde bulundurmaları gibi nedenler vardı.Demek ki hızla çarpmak koşuluyla <strong>Yunan</strong>istan başarısındanemindi. Bundan dolayı o anda <strong>Yunan</strong>istan için anlaşmaöner<strong>ile</strong>rini kabul ederek saldırıyı geciktirmek, buöner<strong>ile</strong>rin Kemalistler tarafından kabul ed<strong>ile</strong>ceğine, kabuledeğer barışın böylece sağlanacağına ilişkin bir ciddi neden


de olmadığından, <strong>Yunan</strong>lılar için askeri bir intihar demekolacaktı. Gerçekleşen askeri harekât başarıyla sonuçlandıve gelişmeleri <strong>Yunan</strong>lıların kend<strong>ile</strong>rinden bekledikleri sonuçlarımatematiksel bir kesinlikle karşılıyordu. 21 Temmuz'da<strong>Yunan</strong> Ordusu Karaköy <strong>ile</strong> Afyon arasındaki Bağdatdemiryolu kısmının hepsini eline geçirmişti. Buradansoma bütün <strong>Yunan</strong> kuvvetleri tek bir cephede toplanmışolduğu halde yenik düşmüş olan düşman Sakarya'nın ötesine,<strong>Ankara</strong>'ya doğru çekiliyordu. Böylece harekâtın ilkevresinde beklenen amacın hepsi elde edilmişti. Bununlabirlikte bu kazançları korumak için kısmen kendisini ağırzarar ziyana uğratmak, kısmen de <strong>Yunan</strong> cephesinin enönemli kısmında (Eskişehir), <strong>Ankara</strong> Kemalist mevkiinitarafsız kılarak <strong>ile</strong>rideki Kemalist saldırılarına bir son vermekiçin düşmanı izlemek gerekir. <strong>Ankara</strong> üzerine yürünerekbu hedef de elde edildi. Kışın yaklaşması ve yağmurmevsiminin başlaması gerçekte <strong>Ankara</strong>'ya kadar <strong>ile</strong>rlemeyiolanaklı kılmadı. Bununla birlikte yüz kilometreden fazlademiryolunu bozarak ve civarda kuvvetli bir ordunun barınabilmesiiçin zorunlu olan kaynaklardan yoksun bırakılmasıdolayısıyla <strong>Ankara</strong> çevresinde bir boşluk oluşturuldu.Bunun sonucu olarak Kemal'in merkezini Konya'ya doğruçekmek zorunluluğunda olduğunu görüyoruz. Böyleceuzun bir süre için <strong>Yunan</strong> Ordusu, Eskişehir'e doğru yapılacakciddi bir saldırıya karşı güven altına alınmış oldu. Budurum sonucunda bütün dikkati <strong>ile</strong> kuvvetlerinin önemlikısmını Afyonkarahisar yönünde güney cephesine çevirebildi.1


1Belge 31<strong>Yunan</strong> Ordusu Hakkında.Foreign Office. S. M. I.6 Mart 1922Ekselans,Bu ayın 15'inde bana gönderdiğiniz notanın metninien büyük bir dikkatle inceledim ve üzerinde düşündüm.<strong>Yunan</strong> milleti <strong>ile</strong> hükümeti üzerine en büyük endişelerleçöken bir durumu tam bir serbesti <strong>ile</strong> bana açıklamaklütfunda bulunduğunuz için size karşı hissettiğim takdirleribelirtmek isterim. Anadolu'daki askeri durumun sizin notanızınbana inandırmak istediği kadar tehlikeli olmadığınıve <strong>Yunan</strong> Ordusu'nun bu son yıllardaki savaşlarla o kadarörneklerini gördüğümüz yüksek disiplin ve yurtseverlikruhunun zor anlarda da ortaya çıkmaktan geri durmayacağıkonusundaki umudumu açıklarım.


Belge 32Londra'daki <strong>Yunan</strong> maslahatgüzarı 14 Mart'ta hükümetineşu telgrafı gönderiyordu:22 Şubat'ta Bakanlar Kurulu Başkanlığı'na 726 numara<strong>ile</strong> gönderdiğim bundan önceki bilg<strong>ile</strong>ndirmeme ilişkinolarak İngiltere Genelkurmay Başkanı'nm Anadolu'dakiaskeri durum hakkında çok açık bilgiye sahip olduğu ve<strong>Yunan</strong> Hükümeti'nin <strong>Yunan</strong> Ordusu'nun bir düşman saldırısıtehlikesi karşısında olduğunu abartılı saydığını gizliolarak size bildiririm. Öte yandan Genelkurmay Anadolu'nun9-12 aydan daha az bir zaman içinde boşaltılmayacağıinancındadır. Onunla konuşmaktan çıkan sonuç Türklerinistekleri abartılı olduğunda İngiltere'nin bize fi<strong>ile</strong>nyardım etmeyi kararlaştırmış olduğu izlenimini güçlendirmektir.1


Belge 33Atina, 16-29 Temmuz 1922No. 725914-27 Haziran tarihli mektubundan soma Kral Hükümeti'ninverdiği kararlara, bu kararların verilmesinde etkenolan ve durumun iyiden iyiye incelenmesinin yadsınamayacakbir biçimde ortaya çıkardığı düşünceleri saygın kişiliğinizingörüşlerine sunmakla şeref duyarım. Türklerle<strong>Yunan</strong>lılar arasındaki mücadelenin, îtilaf Devletleri'ninTürkiye'ye karşı olan savaş durumlarının devamı ve aynızamanda Türkiye'nin uluslararası üstlenimlerini tanımamakve yenenlerin istek ve istençlerine karşı gelmek konusundakigirişiminin bir sonucu olduğu açıktır. İtilaf Devletleritarafından ortaklaşa alınan kararlan zorla kabul ettirmek,güvenliği ve düzeni sürdürmek ve Hıristiyanlarınyaşamını Kemalist kıyım ve yolsuzluklarına karşı korumakve böylece Doğu toplumlarının milli yaşamlarının özgürbir biçimde gelişmesini sağlayacak olan barış antlaşmasınınzorla uygulanmasını elde etmek amacıyladır ki KüçükAsya'nın manda yönetimi <strong>Yunan</strong>istan'a verilmiş ve İtilafDevletleri kuvvetleri Osmanlı Hükümeti'ne bir baskı yapmakiçin İstanbul'u işgal etmiştir. Fakat <strong>Yunan</strong>istan, eskiOsmanlı İmparatorluğu'ndan kalma bütün ekonomik veaskeri kuvvetlerin kalıntılarıyla desteklenmiş Kemalistkuvvetlere karşı çarpışırken, coğrafya koşullan, askeri faaliyetalanının sınırlı oluşu çok güç bir duruma soktuğu birsavaşa devam ederken büyük devletler kend<strong>ile</strong>rinin tarafsızolduğunu duyurmakla kalmayarak askerleri tarafından işgaledilmiş toprakların da tarafsız olduğunu söyled<strong>ile</strong>r. Butarafsızlık açıklaması <strong>ile</strong> başlangıçta düşünülmüş olan bas-1


1kı zorunlu olarak niteliğini yitirdiği gibi işgal, imparatorluğunmerkezi ve İstanbul Hükümeti için bir çeşit koruma vegüvenlik önlemi durumuna geldi. Bu durum <strong>Yunan</strong>istan'ıen etkili ve kesin bir araçtan yoksun bıraktı. Ve onun askeriçabasını ve etk<strong>ile</strong>rini en duyarlı ve zararlı noktalar vermektenalıkoydu.Gerçekten, tarafsızlığın duyurulmasıyla, <strong>Yunan</strong>istan'ınetk<strong>ile</strong>me alanı kendi zararına olarak sınırlandığı gibisonuç olarak onun, barışın bir an önce sonuçlanması amacıylakullanmaya hakkı olduğu için baskı araçlarından enönemli kısmım elinden almış oluyorlardı. Bu ise tarafsızlıkilkesine ve uluslararası hukuk kurallarına tarafsızların savaşanlarakarşı takınmaları gereken duruma aykırıdır. <strong>Yunan</strong>Hükümeti kendisini buraya kadar büyük devletlerintarafsızlık kararına bağlı olmak zorunluluğunda sandı. Veortak düşman karşısında daha güçsüz bir duruma sokulmuşolmasına karşın ne çocuklarının ne de <strong>Yunan</strong> milletininkaynaklarını esirgemedi ve maddi ve manevi kuvvetlerininson sınırına kadar gergin bir duruma soktu. Bu uzun mücadeledöneminde büyük savaştaki müttefikleri kend<strong>ile</strong>riniona yardım etmek zorunluluğunda sanmalıdır. Ve öyle birtakım barış öner<strong>ile</strong>rine girişt<strong>ile</strong>r ki sonuçlanamadığı gibi bubölgelerde barış ve güvenliğin kurulması gittikçe bilinmeyenbir sorun oldu. Ve durum gittikçe zorlaşarak Yakındoğu'daanarşiyi sonsuzluğa dek sürdürme tehlikesini göstermektedir.Ben burada bu durumun soykırım ve sürgünlerleKüçük Asya'daki Hıristiyan toplumları yok etmekkonusunda uzun süredir Kemalistler tarafından uygulananve İstanbul Hükümeti tarafından kendisine karşı manevi birreaksiyon <strong>ile</strong> göster<strong>ile</strong>meyen programın uygulanmasının


olağanüstü kolaylaştırılmış olduğunu söylemeliyim. Özellikleİstanbul'da hükümet kendisinin güvenlik altına konulduğunuve gittikçe Kemalist etkinliğin kendi faaliyetininegemen olduğunu görerek eski imparatorluk subaylarınınhemen hepsinin Anadolu'ya geçmesine izin verdiktenbaşka <strong>Ankara</strong>'ya silah ve cephane göndermeyi de sürdürüyor.Gerek bu nedenler ve gerekse Doğu'nun içinden çıkılmazdurumuna bir son vermek için <strong>Yunan</strong> Hükümetiyalnız imparatorluğun başkenti olan İstanbul'un <strong>Yunan</strong>Ordusu tarafından işgali, barışın yapılmasını sağlayab<strong>ile</strong>ceğisonucuna varmıştır. <strong>Yunan</strong> Hükümeti bu konuda gerekenönlemleri almıştır ve müttefik devletlere ortak çabalarındayanışması ve değişmez hukuk prensiplerinden esinlenerekişgal kuvvetlerine gereken emirler vermesi ricasındabulunmakla şeref duyarım. <strong>Yunan</strong>istan kendisine ver<strong>ile</strong>nkurtarıcılık görevine hak kazandığını göstermek için elindengeleni esirgemedi ve hiçbir şeyi boşlamadı. Ve bununiçin Türk boyunduruğuna girmiş soyların ve Hıristiyanlarınkurtarıcısı ve o kadar özver<strong>ile</strong>r uğruna soyların elde ed<strong>ile</strong>ndünya barışının tamamlayıcısı olacak olan barışa doğru<strong>ile</strong>rlemesinde kendisine engeller çıkarmayacaklarını umuteder.1


11Belge 34İstanbul'da iki yüksek rütbeli subayını "savunmanındüzenlenmesi" sorununu incelemek için 26 Şubatta BayMeletios <strong>ile</strong> bir görüşmeden soma gönderdi. Meletios bununüzerine hemen Paris'te bulunan Venizelos'a şu telgrafıçekti:General Papulas Milli ordunun başında <strong>Yunan</strong>istan'ınhareketinden bağımsız olarak mücadeleye karar vererekAnadolu halkının emirleri altına girmek için hazırlanıyor.Papulas benim direnişimi istemek için Genelkurmay ikincibaşkanını gönderdi. Kendisine söz verdim. Hareketininnedeninin bütünüyle milli olduğuna inanıyorum. Bizi kollarınızıngücünden yoksun bırakmamanızı d<strong>ile</strong>rim.Meletios


1Belge 35Sözlü Nota.Hükümetten aldığım emre uyarak ve <strong>Yunan</strong> Kral Hükümetitarafından müttefik devletlere <strong>Yunan</strong> Ordusu'nunİstanbul'a doğru yürüyüşü sırasında kend<strong>ile</strong>rine geçit verilmesiiçin askeri kuvvetlerine emir verilmesi konusundavaki olan öner<strong>ile</strong>rle ilgili olarak Fransa temsilcisi DışişleriBakanı hazretlerine, müttefik devletlerinin bu önlemi reddettiklerinive İtilaf kuvvetleri askeri işgal altında bulunanbölgelere karşı askeri hareketleri silahla geriye almalarıemrini verdiklerini bildirmekle şeref duyarım.Atina31 Temmuz 1922


Belge 36Milletler Cemiyeti 'nde Ermen<strong>ile</strong>r ve Türk <strong>Kurtuluş</strong><strong>Savaşı</strong> <strong>İlgili</strong> bir Tartışma.Milletler Cemiyeti'nin toplantısında ortaya çıkan birolay aşağıda söylenen şeyleri kanıtladı.22 Kasım 1922 tarihindeki toplantısında -CenevreMeclisi- Lord Seçil Robor'un Ermenistan'ı tehdit edentehlikenin ortadan kaldırılması için kendisini harekete daveteden bir önerisini tartışıyordu. Hemen bütün Balkanmemleketleri delegeleri bu öneri lehinde söz söyled<strong>ile</strong>r. Dr.Nansen Ermeni milletinin gerçekliği kesinleşmiş bir yokedilmekten kurtarılması için gerekli olan kontenjanlarınmevcudiyetini 60.000 kişiye çıkartmıştır dedi. Lord Balfoursert nutkunda Mustafa Kemal'i "Eşkıya Reisi" diyenitelendirdi. Milletler Cemiyeti adına Mustafa Kemal'ekarşı savaş yapacak bir devlet aranıyordu. M. Viviani yerindenkalkarak Milletler Cemiyeti'nin yanlışlarını ve onunFransız delegeler heyetinin kararlarını kabul ettirmek içinbir araca sahip olmasını önermesine karşın böyle bir aracınyokluğunu anımsatarak şunları ekledi:Bay Balfour, burada kırk bir devletin toplandığını a-nımsatıyordu. Bu devletlerin, hükümetlerinden uygun birkuvvet verip vermeyeceklerini sormak mümkün olacaktı.Bay Balfour, büyük bir gizlilikle böyle bir önerinin devletlerePolonya'da tifüs dolayısıyla yapıldığını fakat devletlerinbu çağrıya çok istekli olarak yanıt vermediklerini işaretediyordu. Bu devletler bu gün başka bir soruna, şu sorunayanıt verecekler midir? Burada Ermen<strong>ile</strong>rin acılarına katılmışdevletlerden Ermeni mandasını kabul edeb<strong>ile</strong>cek1


136birisi var mıdır? Varsa kalksın ve temsilcisinin sesi <strong>ile</strong> kendisinitanıtsın. Eğer direktifi yoksa lütfen hükümetindenistesin. Söylesin. Fakat eğer Ermenistan mandasını kimsekabul etmek istemiyorsa ve eğer yarın bir boşluk karşısındakalırsak, uygulanmayacağının bilinmesine rağmen önlemlerarayan bir meclisin gülünç durumuna düşmüş olmazmıyız?


DEĞERLENDİRMEBelge 1) Venizelos, Lloyd George'un verdiği 2 Kasım1918 tarihli muhtırada Ermen<strong>ile</strong>rin geleceği ve bağımsızlığınınihmal edilmemesine işaret ederek, Batı Anadolu'dakiHelenlerin <strong>Yunan</strong>istan'a katılması gerektiğini <strong>ile</strong>ri sürüyor,böylece <strong>Yunan</strong>istan'ın Trakya yönünde büyümesindendaha önemli olan Anadolu istikametinde büyümesinin sağlanacağınıbelirtiyor. Bu hususun gerçekleştirilmesinde enönemli engelin İtalyan itirazları olduğunu da kaydediyor.Bu arada müttefiklerin ilân ettikleri prensiplerle <strong>Yunan</strong>istan'ınisteklerinin örtüştüğünü savunuyor.Belge 2) Ermenistan'ın görüşü Batı Anadolu, İstanbulve Trakya sorunlarıyla ilgili muhtırayı içeriyor. Bu muhtıradaçok önemli bir nokta ortaya çıkıyor. Bu da Osmanlıİmparatorluğu'nda Birinci Dünya <strong>Savaşı</strong> öncesine ait Rumve Ermeni nüfuslarıyla ilgilidir. Venizeleos'a göre savaşöncesinde Osmanlı İmparatorluğu'nda 1.000.000 Ermeni,2.473.000 Rum bulunmakta idi. Ayrıca Venizelos'a ait şucümleler dikkat çekicidir:"Osmanlı İmparatorluğu 'ndaki Hıristiyan halkın üçtebir kadarının tehcir edildiği, imparatorluğun uzak illerinesürüldüğü veya kendi isteği <strong>ile</strong> yabancılara sığındıkları... "Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Wilson'un prensiplerininuygulanması için Osmanlı İmparatorluğu'ndakiErmeni ve Rumlarla meskûn olan kısımların saptanmasıgerektiği savunuluyor. Ermeni sorununun çözümü için eskiRus İmparatorluğu'nun Ermen<strong>ile</strong>ri <strong>ile</strong> Türkiye'deki Ermen<strong>ile</strong>rinbirleştir<strong>ile</strong>rek bir devlet oluşturma olanağının verilmesiüzerinde duruluyor. Öte yandan Venizelos, Batı


Anadolu'da üç bin yıldan beri <strong>Yunan</strong> halkının oturduğunusavunuyor ve buna dayalı olarak da Meğri 19 körfezindenMarmara denizindeki Artaköy 20 yarımadasına çek<strong>ile</strong>cekçizginin batısında kalan toprakların <strong>Yunan</strong>istan'a bağlanmasıgerektiğini savunuyor ve burada 812.000 <strong>Yunan</strong> nüfusubulunduğunu ve bunların 512 kilise <strong>ile</strong> 454 okula sahipolduklarını <strong>ile</strong>ri sürüyor. O'na göre <strong>Yunan</strong> bölgesi <strong>ile</strong>Ermenistan arasında kalacak olan Osmanlı Devleti'nin altımilyon Müslüman halktan oluşacağını belirtiyor.Venizelos, Boğazların serbestisini sağlayacak biçimdeİstanbul ve Türkiye'ye ait Trakya kısmının yönetimininkurulduğu takdirde Milletler Cemiyeti'ne ver<strong>ile</strong>b<strong>ile</strong>ceğini,bu cemiyetin kurulmaması durumunda ise İngiltere, Fransa,İtalya, Rusya, <strong>Yunan</strong>istan ve Romanya'nın her beş yada on yıl için bu yerlere vali atayab<strong>ile</strong>ceklerini öneriyordu.Milletler Cemiyeti, özerk olarak yönet<strong>ile</strong>b<strong>ile</strong>cek bir dereceyegeldiğine karar verdiği zaman, bu devletin anayasasınıyapacak, milli bir meclis toplayacaktı. Yeni devlet federatifolab<strong>ile</strong>cekti. Bütün bunlar Doğu Sorunu'nun çözümüiçin yeterli olacaktı.Belge 3) Türkiye <strong>ile</strong> yapılacak barış antlaşmasınınateşkes'in imzalanmasından bir yıl geçmesine karşın AmerikaBirleşik Devletleri'nin manda konusunda henüz kararvermemiş olmasından dolayı gerçekleşmediği anımsatılıyor.Mustafa Kemal'e katılan Türklerin, Türkiye'ye egemenolmaya başladıkları belirtiliyor ve üç-dört ay içindegüçlü bir ordu oluşturab<strong>ile</strong>ceklerine dikkat çekiliyor. İstan-1920Fethiye.Erdek yakını ki burayı <strong>Yunan</strong> (Helen) bölgesi olarak niteliyor.


ul'un başkent olarak Türklere bırakılmasının Almanya'nınbaşkanlığı altında Türkiye Bulgaristan ve Macaristanarasında bir uyuşmayı mümkün kılacağı <strong>ile</strong>ri sürülüyorve bu durumda Rusya'nın gözlerini tekrar İstanbul üzerineçevireceği <strong>ile</strong>ri sürülüyor. Venizelos, Osmanlı Sultanı'ninİstanbul'dan uzaklaştırılmasının gerekliliği üzerinde durarak,bunun gelecekteki kargaşanın önünü alacağını da savunuyordu.Bir başka yol olarak da Türk Hükümeti'ninmerkezinin Bursa ya da Konya'ya gönderilmesi öneriliyordu.Bu durumda da sultan İstanbul'da, papanın Roma'dakidurumuna benzer bir durumda oturacaktı. Venizelos, Ermeniilleri olarak saydığı Erzurum, Harput (Elazığ), Diyarbakır,Bitlis ve Van'da, kendi ifadesiyle; "katliamdan kurtulanlarınsayısı her ne kadar kesin olarak bilinmiyorsa da1.500.000 kişi zannedildiğini <strong>ile</strong>ri sürüyor. Oysa yukarıdakiikinci belgede savaştan önceki Ermeni nüfusunuVenizelos 1.000.000 olarak ifade etmekteydi. Anadolu'nungüneyi Fransa ve İtalya mandası altında kaldığında, TürkDevleti'nin sınırları içinde Venizelos'a göre Rum ve Ermeninüfusu 700.000 <strong>ile</strong> sınırlı kalacaktı. Venizelos ayrıca,Türkiye, <strong>Yunan</strong>istan ve Ermenistan arasında zorunluluğukapsamayacak olan Milletler Cemiyeti'nin gözetimi altındabir nüfus değişimi yapılmasını önermektedir. Bu mübadelesonucu nüfus değişmelerine değinmektedir. 26 Haziran1919'da Paris'te Damat Ferit'e ver<strong>ile</strong>n yanıttan soma, BarışKonferansı'nın daha az köklü önlemlerle yetinmesi durumundabarışın ardından Genç Türkler'in iktidara gelmeleriylemilyonlarca Hıristiyan'ın yok edilmesinin manevisorumluluğunun Avrupalı devletlere düşeceği Venizelostarafından <strong>ile</strong>ri sürülüyordu. Böyle bir durum Türkiye <strong>ile</strong>


<strong>Yunan</strong>istan arasında savaşa neden olacaktı. Venizelos'agöre, Türkiye'ye barış konferansı kararlarını kabul ettirmeyehazır bir <strong>Yunan</strong> Ordusu'nun varlığı, sorunun hızla çözümüiçin yeni bir neden oluşturacaktır. Venizelos açık birbiçimde İngiltere'ye güvendiğini belirtiyor, bundaWilson'un hastalığı <strong>ile</strong> Clemenceau'nun iktidardan çekilmesininrol oynadığını açıkça ifade ediyor.Belge 4) Trakya konularının Adalar ve İtalyan itirazlarınınyer aldığı dördüncü belgede, Batı Trakya konusundaAmerika, Britanya ve Fransa'nın ilke olarak anlaştıklarıyer alıyor. Batı Trakya'nın <strong>Yunan</strong>istan'a bırakılması konusundaBulgaristan'a bir denize çıkış verilmesi de düşünülüyor.Bulgar ve <strong>Yunan</strong> sınırlarının saptanmasında İtilafDevletleri delegeleri anlaşmış görünüyorlar. İtalyan Delegeleri'ninitirazları söz konusu ediliyor. <strong>Yunan</strong>istan'a bırakılacakbölgenin hem etnik hem de ekonomik koşullarınıngöz önünde tutulmasını belirten İtalyan Delegeleri ayrıcaBulgaristan'a Dedeağaç limanının verilmesini öneriyorlar.Dedeağaç'ta Bulgarların <strong>Yunan</strong>lılara oranla çoğunluk oluşturduklarınıbelirtiyorlar.Komisyon, Doğu Trakya konusunda İstanbul, MarmaraDenizi ve boğazların Yüksek Konferans tarafından ayrıbir bölge oluşturmasını ve bu bölgenin kuzey sınırının daYüksek Konferans tarafından saptanmasını <strong>ile</strong>ri sürüyor.İstanbul bölgesi dışında Türk Trakya'sının bir kısmı üzerindeki<strong>Yunan</strong> isteklerinin haklılığını kabul ediyor.İtalyan Heyeti, Doğu Trakya konusunda şunları <strong>ile</strong>risürüyor:Doğu Trakya'nın İstanbul'a göster<strong>ile</strong>n sınırlar içine


gireceğini bu durumda halkın ve Edirne Sorunu'nun geleceğininözel bir önem taşıdığım d<strong>ile</strong> getiriyor. Yeni sınırlariçinde önemli ölçüde Türk, Bulgar, Yahudi halkın buluna-91cağına dikkat çekiyor ve kend<strong>ile</strong>rine <strong>Yunan</strong>lılar dışındakibirliklerce işgal edilmesi için Müslümanların başvurudabulunduğu belirtiliyor.Britanya ve Fransız delegeler heyeti belirlenen bölgenin<strong>Yunan</strong>istan'a katılması konusunda anlaşmış görünmelerinekarşın Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti DelegelerHeyeti Türk Devleti'nin mandater bir hükümetin korumasıaltına konab<strong>ile</strong>ceğini <strong>ile</strong>ri sürüyordu. Yine onlar,Türk halkı hakkında <strong>Yunan</strong> Hükümeti'nce ver<strong>ile</strong>n rakamlarıkabul edilmez buluyorlardı. Yaptıkları soruşturmalar onlarıbu kanıya ulaştırmıştı. Aynı zamanda bu soruşturmalarİtalyan soruşturmalarıyla örtüşüyordu. Fransız ve İngilizdelegeler heyeti ise Ayvalık ve İzmir'in belirli bir iç kesimi<strong>ile</strong> <strong>Yunan</strong>istan'a katılmasını istiyorlardı. Bu iki farklı yaklaşımkarşısında, İtalyan Delegeler Heyeti ise 7 Mart 1919tarihli bildirgede 26 Nisan 1915 tarihli Londra Antlaşmasındanhareketle Venizelos'un isteklerine karşı çıkıyorlardı.Ayrıca Ağustos 1917 konvansiyonunun geçerli olduğunuanımsatıyorlardı. Öte yandan İtalyanlar tarafından işgaled<strong>ile</strong>n On İki Ada'dan ayrı Ege Denizi'ndeki adaların <strong>Yunan</strong>istan'averilmesi oybirliği <strong>ile</strong> kabul ediliyordu. Britanyave Fransız delegeleri etnik nedenlerle On İki Ada'nın <strong>Yunan</strong>istan'averilmesi düşüncesindeyd<strong>ile</strong>r.Belge 5; Venizelos'un Aydın İli'nin bir kısmı <strong>ile</strong> Bursa,Ayvalık kazasının <strong>Yunan</strong>istan'a bırakılması <strong>ile</strong> ilgiliİtalyan Delegeler Heyeti'ne.


komisyon kararı konusunda, Edremit Körfezi'nin "Assos"noktasından Kaz Dağı'na uzanacak biçimde sınırın düzeltilmesiniistiyordu ve ayrıca Aydın İli'nin manda yönetiminiüstlenmeyi de öneriyordu. Venizelos, bu konularlailgili olarak 19 Mayıs 1919 tarihinde Wilson'a başvurmuştu.İtalyan isteklerinin Londra görüşmeleri sırasında reddedildiğinianımsatan Venizelos Ocak 1915'te müttefiklerinAydın İli'ni <strong>Yunan</strong>istan'a söz verdiklerini belirtiyor. İtalya'nınMersin'in batısını alab<strong>ile</strong>ceğini bu bölgenin Aydınİli'nin iki katı olduğunu <strong>ile</strong>ri sürüyordu. Wilson, Venizelos'ungörüşlerine bütünüyle katıldığını bildiriyordu. Bumektup, <strong>Yunan</strong>istan <strong>ile</strong> İtalyan'ın açık bir biçimde çıkarçatışmalarını yansıtıyordu.Belge 6) Venizelos'un Wilson'a gönderdiği 12 Nisan1919 tarihli mektubu yer alıyor. Bu mektupta İzmit ve Aydınbölgesinde <strong>Yunan</strong>lılığın 22 yok olması için çalışıldığı,cinayet, hırsızlık ve yağma eylemlerinin sürekli arttığı,<strong>Yunan</strong> 23 uyruklulara dolaşım özgürlüğünün güçlükle tanındığı<strong>ile</strong>ri sürülüyordu. <strong>Yunan</strong> Kızılhaçı'nın çalışmaları Venizelos'agöre engelleniyordu. Bu durumun giderilmesikonusunda Venizelos, Wilson'dan aracılık yapmasını istiyordu.Belge 7) <strong>Yunan</strong> Amirali'nin Venizelos'a gönderdiği19 Nisan 1919 tarihli ve İzmir çıkışlı telgrafı yer alıyordu.Bu rapor, İtalya'nın tutum, davranış ve eylemleriyle ilgiliydi.Kimi suçlu ve eşkıyanın yarattığı tehlikeleri bahaneeden İtalyan kruvazörünün komutanının güvenliği sağlamaHelenizm'in.Helen.


konusundaki önerisinin Türk Hükümeti'nce reddedilmesinekarşın, bir barut fıçısının patlamasını bahane eden İtalyanlarınAntalya kentini işgale başladıkları anlatılıyor. Kimieşrafın tutumuna da değiniliyor.Belge 8) 6 Mayıs 1919 tarihli Venizelos'un İstanbul'daki<strong>Yunan</strong> Yüksek Komiseri'ne çektiği telgraf <strong>ile</strong> aynıtarihli Atina'ya çektiği telgraf yer alıyor. İlk telgraf, İzmir'inişgali kararının gizlice Fransız generallerine bildirilmesiyleilgili, ikinci telgraf ise İzmir'in işgalinin nasılgerçekleştir<strong>ile</strong>ceği konusuyla ilgili önlemleri kapsamaktaolup, bu arada İtalyan faktörü üzerinde de durulmaktadır.Clemenceau İtalyan Heyeti'nin İzmir'in işgaline ilişkinonayını almıştır. 12 Mayıs 1919 tarihinde Yüksek Meclis,çıkarma tümeninin İzmir'e gönderilmesine karar vermiş,aynı gün Venizelos'a bu kararla ilgili bilgi verilmişti. Bukarar 14 ve 15 Mayıs günleri uygulamaya konulmuştu.Belge 9) <strong>Yunan</strong> işgal bölgesinin sınırları çiziliyor,Türk direnmesi karşısında stratejik kimi yerlerin işgaledilmesi gerektiği vurgulanıyor. Aydın, Denizli, Bergamave Ayvalık'taki direnişlere değiniliyor. Bunları önlemekiçin çeşitli yönlerden İzmir'e gelen yolların işgali öneriliyor.Bunun için kimi bölgelerin örneğin Bandırma kenti velimanının müttefikler ya da <strong>Yunan</strong>lılarca işgali öneriliyor.Osmanlı Hükümeti'nin ateşkes koşullarına uymadığı <strong>ile</strong>risürülüyor. Bütün bunlar Venizelos'un 18 Haziran 1919tarihli Clemenceau'ya gönderdiği mektupta yer alıyor.Belge 10) Venizelos'un <strong>Yunan</strong> Hükümeti ikinci başkanınagönderdiği telgraf yer alıyor. Burada Venizelos çokaçık bir biçimde "Kemali ezmek için görevlendirildiğimiz-


de" cümlesine yer vererek emperyalist dünyanın ve kendisiningerçek düşüncesini ortaya koyuyor. Bu arada İzmit veÇanakkale'deki Mustafa Kemal'in başarılarına değiniliyor.Türklerle yapılacak antlaşma hükümlerinde hafifletme yolunagidilmesine şiddetle karşı çıkılıyor. Bunun yapılmasıdurumunda Venizelos, Türklerle yapılacak antlaşma hükümlerininhafifletmesini kullanarak Trakya ve İzmir konularındaistediklerini kabul ettirme yoluna gideceklerdiriddiasında bulunuyor. Mustafa Kemal'in ezilmesiyle barışantlaşmasının imzalanması ve uygulanmasının beklenir durumageleceği de savunuluyor. Gerektiğinde mali yöndenve malzeme gereksiniminden dolayı İngiltere'ye başvurulacağıbelirtiliyor. Barış antlaşması imzalanıp uygulanmazise Türklerin Avrupa'da bırakılmayacağının Lloyd Georgetarafından açıklandığına yer veriliyor. Venizelos, <strong>Yunan</strong>Ordusu'nun Anadolu'daki giderlerinin <strong>ile</strong>ride Türkler tarafındanödeneceğini <strong>ile</strong>ri sürüyor. Bu arada barış antlaşmasınınardından Türklerin ortadan kaldırılması kararlaştırıldığındayeni sınıfların silâhaltma çağrılacakları söz konusuediliyor.Belge 11) Venizelos'un <strong>Yunan</strong> Hükümeti'ne gönderdiğibir telgraf yer alıyor. İki yıl içinde Batı Anadolu'nun<strong>Yunan</strong>istan'a katılmasının söz konusu olacağı, buna Trakya<strong>ile</strong> ilgili uygun bir çözüm biçiminin eklenmesi durumundagerçek bir <strong>Yunan</strong> zaferinin ortaya çıkacağı savunuluyor.Belge 12) İngilizlerle <strong>Yunan</strong>lılar arasında Anadolu harekâtıhakkındaki görüşmeler yer alıyor. Kaleogeropoulos<strong>Yunan</strong> kuvvetlerinin Mustafa Kemal'in kuvvetlerini yok


etme gücüne sahip olduklarını iddia ediyor. Bunun için üçayın yeteceği <strong>ile</strong>ri sürülüyor. Kaleogeropoulos, LloydGeorge'un Anadolu'daki durumla ilgili çeşitli sorularınıyanıtlıyor. <strong>Yunan</strong> ordularının ilk aşamada <strong>Ankara</strong>'ya ulaşacağıSarıyanis tarafından iddia ediliyor. <strong>Yunan</strong>istan'ınyüz yirmi bin kişilik bir orduyu Asya'da bulundurduğubelirtiliyor.Belge 13) <strong>Yunan</strong>istan <strong>ile</strong> İtilaf Devletleri temsilc<strong>ile</strong>riarasında Anadolu harekâtı hakkında yapılan görüşmeleri ve<strong>Yunan</strong> Ordusu komutanı Papulos'a ver<strong>ile</strong>n talimat yer alıyor.Lloyd George'un askeri harekât <strong>ile</strong> ilgili çeşitli sorularıKaleogeropoulos tarafından yanıtlandırılıyor. Bu aradaKont Sforza, Anadolu'daki askeri durum ve bunun geleceğikonusunda düşüncelerini açıklıyor. Sorun, Mustafa Kemal'inkuvvetlerinin nasıl ve ne ölçüde dağıtılacağı ve yoked<strong>ile</strong>ceği üzerine inşa edilmiş görünüyor. Bu arada Napolyon'unuğradığı olumsuz durum <strong>ile</strong> <strong>Yunan</strong>lıların uğrayab<strong>ile</strong>ceğidurum Sforza tarafından ihtimal olarak da olsa d<strong>ile</strong>getiriliyor. Kaleogeropoulos, Türk kuvvetlerinin <strong>Ankara</strong>'nındoğusuna çekilmesi durumunda ulaştırma araçlarınınbulunmaması nedeniyle dağılacağım Lloyd George'un birsorusu üzerine söylüyor. Ulaşım hatlarının <strong>Yunan</strong>lılarcanasıl savunulacağı da ayrıca görüşülüyor. Bunun için üçalayın yeterli olacağı belirtiliyor. Var olan yüz yirmi binaskerden ayrı olarak gerektiğinde <strong>Yunan</strong>istan'ın iki yüz binasker toplayab<strong>ile</strong>ceği Lloyd George'un bir sorusu üzerineKaleogeropoulos tarafından ifade ediliyor. Düşünülen askeriharekât için gerekecek mali yüke <strong>Yunan</strong>lıların katlanıpkatlanamayacakları gündeme gelmiştir. <strong>Yunan</strong>lıların malikaynağının yeterli olduğu yanıtı verilir. Bunun üzerine


<strong>Yunan</strong> Hükümeti başkanlannca 10 Mart 1921 tarihindeLondra'dan Atina'ya gönder<strong>ile</strong>n telgrafta, harekâtın başladığınınbildirilmesi ve üç sınıfın silâhaltma çağrılması isteniliyor.Gerektiğinde kralın bildirge yayınlaması söz konusuolursa bunun ılımlı bir dil <strong>ile</strong> yazılması belirtiliyor. Butelgrafın General Papulos'a da gönderildiği kaydediliyor.Eskişehir ve Kütahya'nın işgali için harekâtın derhal başlatılmasıisteniyor. Telgrafın altında Kaleogeropoulos <strong>ile</strong>Gounaris'in imzaları bulunuyor. Yukarıdaki bilgi bize bubelgede yer alan konuların Birinci İnönü <strong>Savaşı</strong> somasındaLondra'da toplanan konferansta İngilizlerle <strong>Yunan</strong>lılarınkendi aralarında yapmış oldukları toplantılardaki görüşmelerleilgili olduğunu ortaya koymaktadır.Belge 14) Burada <strong>Yunan</strong> Ordusu'nun durumuyla ilgiliolarak Londra'dan Atina'ya Dışişleri Bakanlığı'na 18 Haziran1921 tarihinde çek<strong>ile</strong>n telgraf yer alıyor. Anadolu'daki<strong>Yunan</strong> Ordusu'nun durumuyla ilgili olarak İngilizleringörüşü aktarılıyor.Belge 15) İtilaf Devletleri'nin Türkiye <strong>ile</strong> <strong>Yunan</strong>istanarasında bir anlaşmanın sağlanması için <strong>Yunan</strong> Hükümeti'neyaptıkları öneri yer alıyor. <strong>Savaşı</strong>n, her iki tarafınistekleriyle uyumlu bir barışı getirmeyeceği belirtiliyor.<strong>Yunan</strong> Hükümeti, İtilaf Devletleri'nin müdahalesini kabulettiği takdirde ona yardımda bulunmaya hazır idi. <strong>Yunan</strong>Hükümeti'nin öneriyi kabulü durumunda Türk Hükümeti'nede başvurulacağı kaydediliyor.Belge 16) Paris'teki <strong>Yunan</strong> maslahatgüzarı tarafından hükümetineİtilaf Devletleri'nin arabuluculuk önerisini <strong>ile</strong>ttiği


yer alıyor.Belge 17) İtilaf Devletleri'nin arabuluculuk önerisine<strong>Yunan</strong> Hükümeti'nin verdiği yanıt yer alıyor. Aynı düşünceve duyguların müttefiklerce ve <strong>Yunan</strong>istan tarafındanpaylaşıldığı belirt<strong>ile</strong>rek, Yakındoğu'daki anlaşmazlığın yapılanantlaşmanın hükümlerinden kaynaklandığı <strong>ile</strong>ri sürülüyorve çarpışmanın durdurulmasının Türkleri yeni direnmeyeözendireceği ekleniyor. Müttefiklerin çıkarları veonayladıkları hukukun Türklere kabul ettirilmesi savaşındevamına bağlı olduğu da savunuluyor. Barışın gerçekleşmesinde<strong>Yunan</strong>lıların, müttefiklerin elinde değerli bir araçolduğu belirtiliyor. Bunun sonucu olarak Türklerin öner<strong>ile</strong>rinin,<strong>ile</strong>ride müttefiklerin ve <strong>Yunan</strong>istan'ın çıkarlarınıngerçekleşmesine hizmet edeceği <strong>ile</strong>ri sürülüyor. Böylece<strong>Yunan</strong>lılar <strong>ile</strong> müttefiklerin çıkarlarının örtüştüğü ve bunlarınsağlanması konusunda <strong>Yunan</strong> ordularının göreve hazıroldukları açıkça kaydediliyor.Belgel8) İngiltere'nin Gounaris'in notasına yanıtı <strong>ile</strong>ilgili bilgi yer alıp, <strong>Yunan</strong> görüşlerine İngiltere'nin katılmayacağıbelirtiliyor.Belge 19) Temmuz 1921'deki Kütahya ve Eskişehirsavaşlarının ardından Paris'te yapılan toplantıyla ilgili görüşmelereyer veriliyor. <strong>Yunan</strong>lıların önemli bir askeri başarıyıelde ettikleri düşüncesini Lloyd George ısrarla savunuyor.Askeri uzmanların görüşlerine değiniliyor. LloydGeorge silah ticaretinin serbestliğine değiniyor. Bu aradaTürkiye'deki gelişmeler konusunda müttefiklerin aracılığınısöz konusu ediyor. Boğazlardaki işgal konusunu ele alıyor.İngilizler, <strong>Yunan</strong> harekâtının İstanbul'a kadar uzanmasınıbenimsemişti ve <strong>Yunan</strong>lıların, çıkarlarına uygun bir


içimde hareket etmek hakkına sahip olduklarını <strong>ile</strong>ri sürdü.Mareşal Foch, Türklerin yok edilmediklerini belirterek,<strong>Yunan</strong>lıların stratejik başarı elde ettiklerini <strong>ile</strong>ri sürdü.Lloyd George ise, yapılan büyük savaşları <strong>Yunan</strong>lıların kazandığını<strong>ile</strong>ri sürdü.Belge 20) Lloyd George'un parlamentoda yaptığı konuşmanın16 ve 19 Temmuz 1921 tarihinde <strong>Yunan</strong> Maslahatgüzarıtarafından hükümetine bildirilmesiyle ilgili telgraflaryer alıyor. <strong>Yunan</strong> askeri harekâtı konusunda LloydGeorge <strong>Yunan</strong> Maslahatgüzarından sık sık bilgi ediniyor,bu başarıdan dolayı <strong>Yunan</strong>istan'a Sevr Antlaşması'yla yetinemeyeceğinive daha geniş çıkarlar verilmesini d<strong>ile</strong> getiriyordu.Belge 21) Britanya Hükümeti'nin Türk ve <strong>Yunan</strong>lılararasında yapılacak aracılığın zamanının geldiğine inandığı;Sevr Antlaşması'nin <strong>Yunan</strong>lılar lehine uygulanması gerektiğiyer alıyor. Arabuluculuk konusunu İtalyanların benimsediğifakat Fransızların buna yanaşmayacaklarının tahminedildiği <strong>ile</strong>ri sürülüyor. Bu telgraf 9 Ağustos 1921 tarihindeLondra'dan Rangabes imzasıyla Atina'ya gönderilmiştir.Belge 22) 10 Ağustos 1921 tarihli resmi bir bildiri yeralıyor. Burada Türk-<strong>Yunan</strong> <strong>Savaşı</strong>'nda müttefiklerin tarafsızkalacaklarına karar verildiği, asker şevki, silah ve kredigöndermek konusunda müdahil olmayacakları d<strong>ile</strong> getiriliyor.Belge 23) Lloyd George'un 30 Ağustos 1921 tarihindeparlamentoda söylediği nutuk yer alıyor. Aracılık zamanınınhenüz gelmediği, Sevr Antlaşması'nın düzeltilmesiningerektiği <strong>ile</strong>ri sürüyor. 1913'teki Bulgarların abartılı du-


umlar <strong>ile</strong>ri sürerek yaptıkları yanlışların <strong>Yunan</strong>lılarca yapılmayacağınainandığını belirtiyor.Belge 24) Gounaris imzalı 21 Ekim 1921 tarihli çokgizli kayıtlı telgraf yer alıyor. Briand'a, Mustafa Kemal'eerzak, mühimmat gönderilmemesi d<strong>ile</strong>ğinin <strong>ile</strong>tildiği belirtiliyor.Briand'ın toprak katma yerine hızla barışa gidilmesiniönerdiği söz konusu ediliyor, yapılacak barış antlaşmasında<strong>Yunan</strong>lıların yaptığı özver<strong>ile</strong>rin dikkate alınmasınıngerektiğinin <strong>Yunan</strong> temsilci tarafından d<strong>ile</strong> getirildiği kaydediliyor.Belge 25) Gounaris-Briand görüşmesi <strong>ile</strong> ilgili olan 26Ekim 1921 tarihinde Paris'ten Atina'ya çok gizli kaydıylagönder<strong>ile</strong>n telgraf yer alıyor. Briand'ın barış yapılmasınınkesin gerekliliği üzerinde durarak, bir takım şartlar <strong>ile</strong>risürdüğü belirtiliyor. Gounaris, <strong>Yunan</strong>lıların katlandığı özver<strong>ile</strong>rnedeniyle <strong>Yunan</strong> milletinin tatmin edilmesi gerektiğini<strong>ile</strong>ri sürüyor. <strong>Yunan</strong>istan'da yapılan seçimler ve sonuçlarıüzerinde duruluyor. Briand'ın İzmir ve Trakya konusundaMustafa Kemal lehinde hiçbir üstlenime girmediklerinibelirttiği ve bu arada Türklere gösterilmeden müttefikler<strong>ile</strong> <strong>Yunan</strong>lılar arasında yeni bir antlaşma yapmakdüşüncesinin kabul ed<strong>ile</strong>b<strong>ile</strong>ceğini <strong>ile</strong>ri sürdüğü belirtiliyor.Belge 26) Türk olmayan unsurların olabildiğince korunmasınınzorunlu olduğu, bunun için işgal bölgesinin İzmir'inkuzeyine doğru genişlemesi, Marmara kıyıları boyuncauzaması gerektiği <strong>ile</strong>ri sürülüyor.Belge 27) Gounaris-Lloyd George arasındaki görüşmeyleilgili bilg<strong>ile</strong>r yer alıyor. Lloyd George'un ilgili ha-


herlerden hoşnut olduğu, barış görüşmelerinin devamı süresincesiyasi gücünü <strong>Yunan</strong>istan için kullanacağı belirtiliyor.<strong>Yunan</strong> Ordusu'nun konferansa kadar yerinde kalarakdüşmanın saldırılarını karşılaması üzerinde duruluyor.Belge 28) ingiliz Maliye Bakanı'nın Gounuris'e gönderdiğimektup yer alıyor. <strong>Yunan</strong>istan'ın İngiltere'denborçlanma isteğinin kabul edildiği, bununla ilgili olarakhazırlanan metnin kendisince Gounaris'e gönderildiği, bununimzalanarak İngiliz Dışişleri Bakanlığı'na <strong>ile</strong>tilmesininistendiği belirtiliyor.Belge 29) Gounaris'in 13 Ocak 1922 tarihinde Atina'yagönderdiği Lloyd George-Curzon görüşmesini konualan telgrafı yer alıyor. Aşağıdaki koşullar Briand'a öner<strong>ile</strong>cekti:İzmir bölgesinde Milletler Cemiyeti yönetimindeCurzon tarafından özerk bir rejimi iki yerli Türk, iki yerliRum ve başka ulustan olan bir başkandan oluşan bir komisyonyönetmelidir. Rodos <strong>Yunan</strong>istan'da kalacak şekildemidye hattından Rodos'un ötesine uzanan çizgi sınır olmalıdır.Bu koşullarla anlaşma yapılmaz ise, savaş zorunluolacaktır. Doğu sorununa ait işlerde baskı yapılmalıydı.Curzon ve Lloyd George daha iyi koşullarla barış yapılamayacağıgörüşünde id<strong>ile</strong>r.Belge 30) Gounaris'in, <strong>Yunan</strong>istan'ın İtilaf Devletleri'ninarabuluculuk önerisini kabul etmemesiyle ilgili düşünceleriyer alıyor. Gounaris, İnönü <strong>Savaşı</strong>'nın çok önemliolmadığını <strong>ile</strong>ri sürüyor, <strong>Yunan</strong>istan'ın büyük bir çabagöstererek güçlü, iyi donatılmış büyük bir ordu hazırladığınıbelirtiyor. Bu sayede <strong>Yunan</strong> Ordusu'nun Kütahya, Es-


kişehir, Afyon ve bu üç yöreyi birleştiren demiryollarınıele geçireb<strong>ile</strong>cek güce sahip bir konuma getirildiğini belirtiyor.Sonbaharın saldırı için elverişli olmadığı göz önündetutularak saldırının bir an önce başlatılması gerektiğiniaçıklıyor. Bu arada çok güçlü bir ordu oluşturmanın sunduğuolanakları bir an önce kullanmanın söz konusu olduğuda ekleniyor. Bu nedenlerden dolayı <strong>Yunan</strong>istan'ın sözkonusu arabuluculuk önerisini kabul etmediği açıkça belirtiliyor.Saldırı sayesinde harekâtın ilk evresinden beklenensonucun elde edildiği kaydediliyor. Amacın <strong>Ankara</strong>'yı elegeçirmek olduğu da ayrıca ekleniyor.Belge 31) 6 Mart 1922 tarihli yazıda Anadolu'da <strong>Yunan</strong>Ordusu'nun durumu söz konusu ediliyor. Anadolu'dadurumun İngiliz notasında belirtildiği ölçüde tehlikeli olmadığı,yüksek disiplin ve yurtseverlik ruhunun zor anlardada ortaya çıkacağı <strong>Yunan</strong> görüşü olarak belirtiliyor.Belge 32) Londra'daki <strong>Yunan</strong> Maslahatgüzarı'nm Atina'yagönderdiği telgraf yer alıyor. İngiliz GenelkurmayBaşkanı, Anadolu'daki askeri durum hakkında çok açıkbilgiye sahip idi. <strong>Yunan</strong> Hükümeti'nin, <strong>Yunan</strong> Ordusu'nundüşman saldırısı tehlikesi karşısında olduğunu abarttığı belirtiliyor.Belge 33) Türk-<strong>Yunan</strong> <strong>Savaşı</strong>'nın, Türkiye'nin yenendevletlerin istek ve iradelerine karşı gelmek konusundakigirişiminin bir sonucu olduğu yer alıyor. Barış antlaşmasınınzorla uygulanmasını sağlamak <strong>ile</strong> Anadolu mandasının<strong>Yunan</strong>istan'a verildiğine değiniliyor. İstanbul'un işgalininOsmanlı Hükümeti'ne baskı uygulamak amacıyla yapıldığıekleniyor. İtilaf Devletleri'nin tarafsız olduklarını açıklamışolmalarının <strong>Yunan</strong>istan'ın etkili ve kesin bir araçtan


yoksun kalmasını sonuçlandırdığı vurgulanıyor. <strong>Yunan</strong>istanböylece ortak düşman karşısında daha güçsüz bir durumasokulmuştu. Fakat o bütün kaynaklarını kullanmayıesirgememişti. Büyük devletlerin <strong>Yunan</strong>istan'a yardımetmeleri gerektiği belirtiliyor. İstanbul Hükümeti'nin tutumve kimi desteğine değin<strong>ile</strong>rek çok önemli bir öneride bulunuyor;barışın yapılabilmesi için <strong>Yunan</strong> Ordusu tarafındanİstanbul işgal edilmelidir ve bunun için müttefik devletlergerekli yerlere emir vermelidirler. Görüldüğü gibi, Anadolu'dakimücadelelerden ümidini kesen <strong>Yunan</strong>istan bu kezbaşkent İstanbul'un işgalini gündeme getirmeye çalışıyor.<strong>Yunan</strong>istan kendisini "kurtarıcı" olarak niteliyor. Hıristiyanlarınkurtarıcısı olduğunu açıklıyor. Bütün bu istemlerDoğu'da barışın kurucusu sıfatıyla rol oynamak <strong>ile</strong> eşleştiriliyor.Bu isteklerin Temmuz 1922 tarihli belgede yer aldığıgöz önünde tutulmalıdır.Belge 34) Meletios'un Paris'te bulunan Venizelos'açektiği telgraf yer alıyor. Papulos, <strong>Yunan</strong>istan'ın hareketindenbağımsız olarak mücadeleye karar vererek Meletios'tanda desteklenmek için yardım talebinde bulunmuş.Belge 35) 31 Temmuz 1922 tarihli sözlü nota yer almış.<strong>Yunan</strong> Ordusu'nun İstanbul'a yürümesi sırasında geçitverilmesi konusundaki öner<strong>ile</strong>r karşısında, İtilaf kuvvetleriaskerlerinin silahla karşı koyacakları konusunun Fransıztemsilcisi tarafından Dışişleri Bakanlığı'na bildirildiği belirtiliyor.Belge 36) 22 Kasım 1922 tarihli Milletler Cemiyetitoplantısındaki Ermeni sorunuyla ilgili görüşmeler yer alıyor.Nansen, Balfour ve M. Viviani konuya ilişkin görüşleriniaçıklıyor. Mustafa Kemal'e karşı savaşacak silahlı gü-


cün oluşumunda toplantıya katılan kırk bir devletin askerverip vermeyecekleri tartışılıyor. Ermeni mandasını kabuledecek bir devlet aranıyor. Milletler Cemiyeti'nde İngiliztemsilciliğini yapan Balfour, Mustafa Kemal'i eşkıya olarakniteliyor ve bütün gayretiyle Ermen<strong>ile</strong>re sahip çıkılmasınısavunuyor. Milletler Cemiyeti'nin, uygulanmayacaklarınıbilmesine karşın, önlemler arayan gülünç bir meclishaline düşeb<strong>ile</strong>ceği de anımsatılıyor.Bu diplomatik belgeler Kasım 1918 - Kasım 1922 arasıdönemde emperyalist Avrupa devletlerinin Türk topraklarınıaralarında yaptıkları görüşme ve yazışmalarla herbirinin kendi çıkarları doğrultusunda nasıl paylaştıklarınıortaya koymaktadır. <strong>Yunan</strong>istan'ın, İngiltere sığmtılı biryaklaşımı benimseyerek Trakya ve özellikle Anadolu'dasınırlarını olabildiğince geniş tutmaya yönelik Büyük <strong>Yunan</strong>istanoluşturma peşinde koştuğu, bunu gerçekleştirmekiçin başta Fransa ve özellikle İtalya'nın kimi konulardakiitirazları karşısında Lloyd George'dan medet uman ve onukendi yaklaşımlarıyla İngiliz politikası eksen ve paralelindeiknaya çalışan bir politika izlediği ortaya çıkmaktadır.Amerika Birleşik Devletleri'nin çoğu kez <strong>Yunan</strong>istan desteklibir duruş serg<strong>ile</strong>diği, zaman zaman Lloyd George'unetkisinde kaldığı da saptanan diğer bir unsur olmuştur.Diplomatik belgeler, Anadolu'daki savaşımda birbiriniizleyen Türk başarılarının etk<strong>ile</strong>rini de yansıtmaktadır. Bunokta özellikle İtalyan ve Fransız bakış açılarında İngilizlereoranla kendisini daha erken zamanda göstermektedir.Diplomatik belgelere azınlıklarla, Ermeni ve Rumlar<strong>ile</strong> ilgili nüfus bilg<strong>ile</strong>ri de yansımıştır. Bu bilg<strong>ile</strong>rinVenizelos tarafından verilmiş olduğunu da hemen belirt-


mek gerekiyor. <strong>Yunan</strong> başarısızlıklarının yoğun çaba <strong>ile</strong>Venizelos ve Gunaris tarafından örtülmeye çalışıldığı, buaşamada özellikle İngilizlerin maddi ve manevi desteklerininalınmasına çaba sarf edildiğini bir diğer gözlemimizolarak belirtiyoruz. Bunların da daha çok uygarlık sorunu,azınlık hakları ve İtilaf Devletleri'nin Doğu Sorunu'nayaklaşım ve bakış açıları öne çıkarılarak yapıldığını dasaptamış bulunuyoruz. Zaman içinde başta İtalya ve Fransaolmak üzere İtilaf Devletleri'nin Kuva-yı Milliye'nin başarılarıkarşısında Türkiye <strong>ile</strong> <strong>Yunan</strong>istan arasında "arabuluculuk"ve "tarafsızlık" konularını ortaya atmalarının <strong>Yunan</strong>lılarüzerinde kaygı ve endişeler yaratmış olduğu dadikkatimizi çeken başka bir nokta olmuştur.Bu süreçte <strong>Yunan</strong>istan'ın maddi harcamalar <strong>ile</strong> insangücü bakımından üstlendiği özver<strong>ile</strong>ri sık sık gündemetaşıdığı ve bütün bunların karşısında İtilaf Devletleri'nindestek ve yardımlarına olan ihtiyacını d<strong>ile</strong> getirdiği saptadığımızdiğer bir husus olmuştur. Yine <strong>Yunan</strong>lıların 1922yılında b<strong>ile</strong> Mustafa Kemal'in kuvvetlerini ezmek ve yoketmekten söz ederek, bu konuda İtilaf Devletleri'ni ve özellikleİngiltere'yi ikna etmeye çalışmasının, onun Anadoluüzerindeki kendi açısından tarihsel olarak nitelenen emellerinigerçekleştirme konusunda nedenli bir tutku ve saplantıiçerisinde olduğunu göstermesi belgelere yansıyan diğerbir sonuç olmuştur.


15Parla 2 İkinci Teşrin 1913Bandon İstemek: lutfunda oulunduğunuz,Oeraanlı devletine bağlı meselelerin »


158IJlS da yapılan bu konferansta İngiltere,Fransa vsR usya arağında küçük Asyaya müteallik yapılan uzlaşmalar İtalyanınİzmir üzerindeki İddialarına eaas teşkil etmişlerdir.Fakat İtalyanınharbe İştirakinden evvel,İstanbul'u da Ruslara bırakmaca razı olanGarp devletlerinin bu husustaki uzlaşmaları mevkii meriyette değildi.Şu halde küçük Asyaya müteallik uzlaşmalarda yapılan radikal değişikliklerdendolayı İzmir'e dair olan vaidlerl muteber saymak imkânsızdır.Esasenitalyanların İzmir'de yerleşmesi,müttefiklerin harbi idareetmek İçin <strong>ile</strong>ri sürdükleri prensiplere muhaliftir.<strong>Yunan</strong>istan <strong>ile</strong>İtalyanın vaziyeti,umumî harpten önceki Avusturya İle sırblstanmbulundukları vaziyete benzer bir hale düşecek ve dolayısiyle <strong>Yunan</strong>latanınsulhçü inkişafı imkânsız kalacaktır.Fakat <strong>Yunan</strong>lstanm BatıÂnadoluaundakl tevessüüne İtalyan itirazı mani olamamıştır.Binaenaleyhküçük devletleri mümkün olduğu kadar kuvvetlendirmek ve onları azzaman zarfında yabancı tesirden kurtarmak Avurpanm menfaati iktizasın,dandı.Esasen Akdeniz ulusu olmak aıfatlyle Y unanlatanın kuvvetlenmesibu denizlerdeki uluslar arasındaki muvazeneyi istihdaf etmektenibarettir.İtalyanın menfaatlerini tehlikeye koyamaz,Antant uluslarınınküçük Asya'da <strong>Yunan</strong>latana verdikleri imtiyazlara dair valtlerlnlifa etmek mecburiyetinde olmadıklarını temaraen tealim ediyorum..Çünkü <strong>Yunan</strong>lstanda kendisine ver<strong>ile</strong>n bu valtlerin tazamaun ettiğişartları ifaetraemiştlr.Fakat aMtflklarjle pek İyi biliyorlar klbu büyük harpte <strong>Yunan</strong>lstanm mukadderatını onlarınki İle birleştirmekİçin hiç bir şeyi İhmal etmedim.Yine biliyorlar kl <strong>Yunan</strong>istan benimle £i aynı fikirde İdi,Şubat 1915 te Sabık Kral Koatantln İle olan İlkİhtilâfımdan sonra umumi İntihabat yapıldığı bir «ırada her ne kadarmillete venlzelosun harp alyaaetiyle Kralın sulh siyasetini seçmekfırsatı verildi lsede tekrar ekseriyeti kazandım.Taktaki Eylül 1915 tesabık Kral Konstantin memleketine İhanet ederek yeniden ihtilâfa1 düştü. <strong>Yunan</strong> e itan harbe girmek İçin bir ihtilâl yapmaktan çeklnmedj..\Bu şerait dahilinde b3yle şayanı takdir bir tarzı harakette bulunacakpek az millet olduğunu eöylememe müsaade buyrulaun.Fakat <strong>Yunan</strong> milletinintarzı haraketl nazarı j^are._alıim^A 1-W _da_.küçük_AsyanınBatı kışmının <strong>Yunan</strong>sltana terki müttefiklerin başarmak İçin harbii


15yaptıklarını İlân ettikleri prenalglg&ygteJ W Taundandır,Niçin bu prensiplerin tatbikinde yalnız Tunansitan İçin birİstisna yapılsın memleketimin aeçru haklarının nüdafaası İçin Britanyaİmparatorluğuna hakim olan adalet prensibinden kuvvetli bir -nüzaharetbeklememe müsaadelerinizi rica ederin. Saygılarımın kabulü İlâimzaVenizelos


Afyonkarahisar 119,121Aharonian 20Akdeniz 11,14, 27,31,89Akhisar 66Akka 15Alaşehir 66Albay Sarıyanis 76, 79Almanya ...12,14, 16,35, 36,137Amerika.9,17,18,19, 29, 34,36,40, 43, 44, 45, 48, 49, 63,96,136,137,139,140,152Amiral Kerr 101Anadolu5, 6, 7,12,14,15,16,17,18,19, 20,21,25,26, 28,30,36, 38, 39, 43, 48, 49, 50, 52,57,61,65, 70, 75, 76, 98,118,119,122,125,129,130,135,136,138,143,144,145,150,152,153<strong>Ankara</strong> 1, 3,10, 20, 21, 37, 38,76, 77,78,79,119,120,121,129,143,144,150Antalya .6,14,15, 26, 53, 61,141Antep 15Assos 53,140Atina 8, 63, 64, 80, 81, 82, 85, 86,93,106,108, 117, 127, 132,141, 144, 145,147, 148,149,150Aydın 6,37, 39, 53, 54, 57, 65,140, 141,142Ayvalık 48, 53, 65,140,142BBabıâli. 12,13,14İNDEKSBağdat 15,120Balfour 19,134,151Balkan Yarımadası 35Bandırma 65, 66,142Basra 15Batı Anadolu 26,31,39, 49Bay Palis 81Bergama 65, 66,142Berlin Kongresi 12Bersagliers 61Biga 38Birinci Dünya <strong>Savaşı</strong> 13,18,109,136Bitlis 14, 20, 37,138Bogos Nubar 20Bonomi 118Bozcaada 13, 51Briand 7, 95,96, 97,106,107,108,109,117,118,147,148,149Britanya.... 16, 27, 36, 41, 43, 44,45, 48, 83, 93, 95, 98,100,115,118,139,140,147Britanya İmparatorluğu.. 16, 27,41Bulgaristan 18, 32, 35, 44, 45, 46,137,139Bursa.... 36,38, 53,119,138,140Büyük Britanya 36, 41Castelorrizo 5, 52Clemenceau 6,17, 40, 41, 63, 64,138,142Compterendu 80


1çÇanakkale 12,13,15,37, 69,142Çanakkale Boğazı 12,15Çarlık 15Çukurova 15,18DDamat Ferit 138Dedeağaç 44, 46,139Denizli 65,142Diyarbakır 20,37,138Dodecanes 51,52EEdirne 47,139Edremit Körfezi 53,140Ege Denizi 12, 32,51,140Empros Gazetesi 72Enez 13Enver Paşa 12,16Erdek 30,136Ermeni.19,28, 29,37, 38,39, 58,134,136,138,151, 152Ermenistan..5,17,19, 20, 28, 30,38, 39,134,135,136,137,138Erzurum 14, 20,37,138Eskişehir..81,119,121,144,146,149Fethiye 30,136Filistin 15,28, 29Fransa....9,11,13,14,16,17,18,19, 26, 31, 38, 39, 44, 50,100,109,118,132,137, 138,139,152GGelibolu 13,15, 97Genç Türkler 138General Harington 76General Townshend 16Georges Picot 14Gökçeada 13,51HHalep 15Halil Paşa 16Harding 96Harput 15, 20, 37,138Harvey 95, 96Hayfa 15Helen... 25,30, 47, 49, 51, 57, 77,80, 87, 90, 93,136,141Helenizm 12,57, 89, 141Hıristiyan 28, 33, 37,39,128,136,138Horne 115IIrak 17, 29Iİngiltere... 7, 9,11,13,14,16,17,18,19, 20,25, 26,31,36,41,50, 69, 70,93, 95, 97,100,104, 118,125, 137, 138, 143,146,148,152,153İran 14İstanbul. 5,11,12,13,16,17,18,19, 20,21,26, 28,31,34, 36,38, 43, 45, 46, 47,63, 66, 83,97,113,127,128,130,132,


1136,137,139,141,146,150,151İstanbul Hükümeti 128,150İtalya 5,12,13,14,16,19, 26, 31,38, 39, 43, 44, 45, 49, 50, 52,53, 61, 63,100,109,137,138,141,152İtilaf Devletleri ....6, 7,16, 54, 85,87,127,139,144,145,149,150,152,153İzmir 6,15,26, 48, 49,50,54,57,61, 62, 63, 64, 65, 66, 70, 72,77, 79, 82,109,111,117,140,141, 142,148,149İzmit 13, 37, 38, 69,119,141,142İzmit Körfezi 13Jonnart 109KKaleogeropoulos ...75, 76, 77, 78,79, 80,143,144Karadeniz 12, 26,31,38, 45Karaköy 119,120Kasaba 65Kastamonu 37, 38Kavala 44, 64Kayseri 15,16Kaz Dağı 53,140Kemalist 77,121,127,129Kıbrıs 11Kırkağaç 66Kızılhaç 58Kocaeli 13Konstantin 27Konya 15,36, 39, 54,121,138<strong>Kurtuluş</strong> <strong>Savaşı</strong> ...1, 8, 9,17,134Kut-ü'l-Amare 16Küçük Asya.... 18,26, 48, 51, 54,61, 75, 78, 81, 83, 85, 95,106,111,127,128Kürdistan 17LLansing 18Lion 57Lloyd George.... 7,17, 63, 69, 70,71, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 95,97, 98,104,113,117,135,143,144,146,147,148,149,152Londra.. 8,12,13,14,15,19, 26,50, 53, 81, 82, 85, 95, 98,100,110,115,125,140, 144, 145,147, 150Lord Curzon... 76, 79, 83, 93, 95,96,108,117,118MMaköy 63Malta 11Manisa 65, 66Maraş 15, 20Mardin 15Mareşal Foch 96,97,146Marki Della Terra 96Marmara... 13, 30, 45, 53, 66, 70,111,136,139,148Marmaris 63Marok 36Marta Dağı 46Maurice Hankey 80Megalo İdea 12Meğri 30,136Meletios 8,130,151


1Menderes Ovası 48Mersin 16,54,141Mezopotamya 15,17, 28, 51Midye 13,45,117Milletler Cemiyeti...8, 31, 36, 38,53,117,134,137,138,149,151Muğla 15Mustafa Kemal34,69, 75, 76, 77,106,108,109,134,137,142,143,144,147,148,151,153Mustafa Kemal Paşa 69Musul 15,17Muş 14Müslüman .16, 30, 43, 45, 47, 57,137NNansen 134,151Nazilli 65OOn İki Ada 13, 51, 52,140Ortadoğu 14,19Ortodoks 45Osmanlıll, 12,13,16,17,18, 21,25, 28, 29, 30, 32, 33, 49, 58,64, 65, 66, 91,127,136,137,142,150Osmanlı Devleti ....12,16, 25, 30,137PPapulas 76,130Papulos 6,144,151Paris.8,12,13, 25, 39, 47, 48, 53,54, 57, 64, 87, 95,106,108,117,118,130,138,145,146,148,151Petrograd 13,14Polonya 69, 71,134RRodos 30,51,61,117,149Roma 13,15, 36,138Romanya 25, 31,137Rum. 25, 28, 37, 38, 39,117,136,138,149Rumlar 25,152Rusya ..11,12,13,14,15,26,31,35, 50, 137SSaint Jean de MaurienneAntlaşması 15Saint Jean de MaurienneKonferansı 26Sakarya Nehri 13Sazonof. 14Selanik Hükümeti 25Selçuk 65Sevr Antlaşması... 75, 79, 95, 97,98,100,104,106,108,109,147Sevr Atlaşması 89Sforza 77, 78,144Sırbistan 18, 25, 26Siirt 14S<strong>ile</strong>zya 95, 97Sivas 15, 20, 37, 38Sixte de Bourbon 26Suriye 14,17,18,28, 29, 51Süveyş Kanalı 11Sykes 14Sykes-Picot 14


15ŞŞam 15TTaylor 82Tekirdağ 117Trabzon 14, 20,37Trakya ...5,13,16, 26,28,31,35,36, 43, 44, 45, 46, 47, 70, 72,80,109,117,136,137,139,142,143,148,152Türkiye ....5,9,16,17,18,19,29,30,31, 34, 36, 38, 39, 52, 58,69, 70, 90,117,127,136,137,145, 146, 150,153VVan 20, 37,138Venizelos 5, 6, 8, 9, 20, 25, 27, 28,34, 37, 44, 45, 46, 48, 50, 53,54, 57, 58, 61, 63, 64, 69, 72,73,83,108,130,135,136,137,140,141,142,143,151,152Viviani 134,151WWilson... 6,17, 29, 31, 40, 53, 55,57, 63,136,138,140,141Winston Churchill 15Yahudi 47,139Yakındoğu 34, 51, 52, 71, 85, 89,95, 97,128,145<strong>Yunan</strong> Hükümeti6, 7, 25, 30, 44,45, 49, 57, 69, 72, 75, 77, 79,80, 85, 87, 93,125,128,140,142,143,144, 145,150<strong>Yunan</strong>istan ... 5, 7, 12,18, 19, 20,25, 26, 27, 28, 30, 31, 36, 38,39, 43, 44, 45, 46, 48, 49, 50,51, 52, 53, 63, 70, 71, 75, 79,80, 81, 89, 91, 93, 96, 97, 98,100,106,108,111,113,114,117,119,120,127,128,130,135,137,138,139,140,143,144,145,147,148,149,150,151,152,153


Prof. Dr. İzzet OZTOPRAKKİTAPLAR' <strong>Kurtuluş</strong> Savasında Türk Basını, Türkiye is Bankası Kültür Yayınları, Atatürk'ün Doğumunun 100. Yılı Serisi No: 8, <strong>Ankara</strong> 1981.- Türk ve Batı Kamuoyunda Milli Mücadele, Türk Tarih Kurumu Yayınları XVI. Dizi <strong>Ankara</strong> 1989. (Bu kitabın ilk dört bölümü Doktora teziolup 5. Bölüm sonradan yapılan çalışmanın eklenmesiyle oluşmuştur.)- Irak ve Kemalizm Hareketi (1919-1923) . (Ortak yayın), Atatürk Araştırma Merkezi yayını, <strong>Ankara</strong> 1999.- Atatürk Orman Çiftliğinin Tarihi, Atatürk Araştırma Merkezi Yayını, Atatürk'ün 125. Doğum Yıldönümüne Armağan, <strong>Ankara</strong> 2006.- AtafSrk'ün Söylev ve Demeçleri (Bugünkü Dille) . (Ortak yayın), Atatürk Araştırma Merkezi yayını, <strong>Ankara</strong> 2006.• Atatürk'ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri (Bugünkü Dille), (Ortak yayın), Atatürk Araştırma Merkezi yayını, <strong>Ankara</strong> 2006.- Türk <strong>Kurtuluş</strong> <strong>Savaşı</strong> <strong>ile</strong> ilgili <strong>Yunan</strong> <strong>Belgeleri</strong>, <strong>Ankara</strong> <strong>Üniversitesi</strong> Türk inkılâp Tarihi Enstitüsü Yayını, <strong>Ankara</strong> 2006.• Türk inkılâp Tarihi,(0rtak yayın), <strong>Ankara</strong> <strong>Üniversitesi</strong> İLİTAM Projesi Kapsamında Yayınlanmıştır <strong>Ankara</strong> 2006.MAKALELER- "<strong>Kurtuluş</strong> <strong>Savaşı</strong> Basını Üzerine ", <strong>ile</strong>tişim, Sayı:3, s.67-78, <strong>Ankara</strong> 1981.• "<strong>Kurtuluş</strong> <strong>Savaşı</strong>nda Türk-Fransız ilişk<strong>ile</strong>ri" Askeri Tarih Bülteni, Sayı: 14, s:31-56, <strong>Ankara</strong> 1982.- "Atatürk Çağdaşlaşma ve Oış Dünyadaki Etk<strong>ile</strong>ri ", Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Sayı: 1, s:288-298, <strong>Ankara</strong> 1988.• "Milli Mücadeleye Tepki.Seyh Recep Olayı" Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi. Sayı: 13, s. 236-244, <strong>Ankara</strong> 1988.- "Adana ve Çevresinde Müdafal-i Hukuk Çalışmaları" Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Sayı: 22. s. 117-139., <strong>Ankara</strong> 1991.- "Sakarya <strong>Savaşı</strong>'nın Dış Basında Karşılanışı ve Yorumu", Birinci Askeri Tarih Semineri, Bildir<strong>ile</strong>r II, s. 285-295, <strong>Ankara</strong> 1983. GenelKurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığınca düzenlenmiştir.- " ikinci Dünya Savası Döneminde Adana Görüşmelerinin Siyasi Yönü", Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Sayı: 46, s. 153-192, <strong>Ankara</strong>2000. (Bu dergi Hakemlidir.)- "Atatürkçü Düşüncenin Kaynakları ve Özellikleri" (Suhut), Atatürk Konferansları, Türkiye Cumhuriyetinin 75. ve <strong>Kurtuluş</strong>unun 76.Yıldönümlerinde Afyon ve ilçelerinde Yapılan Panel ve Konferanslar (Haziran 1988 Afyon) .Atatürk Araştırma Merkezi, <strong>Ankara</strong> 2000.- " Atatürk, Ulusal Kültür ve Eğitim (Terme), Milli Mücadele nin 80. Yıldönümü nde Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Panel ve Konferanslar!18-19 Mayıs 1999, Samsun ve ilçeleri), Atatürk Araştırma Merkezi, <strong>Ankara</strong> 2000.- " Birinci inönü <strong>Savaşı</strong>'nın Anadolu, istanbul ve Oıs Basında Karşılanışı ve Yorumu", <strong>Ankara</strong> <strong>Üniversitesi</strong> Türk inkılâp Tarihi EnstitüsüDergisi (Atatürk Yolu), Sayı: 21, S.81-96. Mayıs 1998.- "Mavera-yı Kafkas Hükümeti', Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı, 8. Askerî Tarih Semineri, Ekim, istanbul. 2001.,<strong>Ankara</strong> 2003 Cilt:1,sayfa 127-136.- "Türkiye'nin işgali ve Millî Direniş Hareketleri", Genel Türk Tarihi, Yeni Türkiye Yayınları, <strong>Ankara</strong>, 2002, Cilt: 8, S 135-172.- "Atatürk, Basın ve Minber Gazetesi ", V. Uluslar arası Atatürk Kongresi (8-12 Aralık 2003), <strong>Ankara</strong> 2005, II. Cilt, sayfa 905-914.- "izmir Valisi Kambur izzet Bey Meselesi", XIV. Türk Tarih Kongresi, Eylül 2002, kongreye sunulan bildiri.- " Türkiye'nin işgali ve Milli Direniş Hareketleri", Türkler, C.15, Yeni Türkiye yayını, <strong>Ankara</strong> 2002, s. 583-605 ve C.8, s. 135-172.- "Düzenli Ordunun Kuruluşu", ikinci Askeri Tarih Semineri, Bildir<strong>ile</strong>r, s.261-284, <strong>Ankara</strong> 1985. Genel Kurmay Askeri Tarih ve StratejikEtüt Başkanhğı'nca düzenlenmiştir.- " Mustafa Kemal'in Çalışmalarında Amasya Tamimi nin Belirt<strong>ile</strong>ri", Milli Mücadelede Amasya Sempozyumu I, s.59-71, Amasya 1986.- "Oış işleri Bakanı Bekir Sami Beyin istifası Meselesi'. Uluslararası X. Türk Tarih Kongresi, Cilt: 6. s. 2773-2782, <strong>Ankara</strong> 1994.- "Trabzon Muhafaza-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti" Birinci Tarih Boyunca Karadeniz Kongresi Bildir<strong>ile</strong>ri, s.335-350, Samsun 1988.- "Karadeniz'de Müdafaa-i Hukuk Çalışmaları", 2. Tarih Boyunca Karadeniz Kongresi'ne Tebliğ olarak sunulmuş olup, 19 Mayıs <strong>Üniversitesi</strong>nceYayımlanan "Atatürk'e Armağan" kitabında (s. 121-139 yer almıştır.). Samsun 1988.- "Milli Mücadelenin Baslarında Oış Kamuoyunun Türkiye'ye Bakışı" Atatürk'ün Ölümünün 50. Yılı Sempozyumu, s. 227-236, <strong>Ankara</strong>1989. <strong>Ankara</strong> ve Hacettepe Üniversitelerince ortaklaşa düzenlenmiştir.- "Bibliografya", Belleten, Cilt.LV, Sayı: 212, s.257-267, <strong>Ankara</strong> 1991. ("Atatürk, imparatorluktan Millî Devlete" adlı eserin tanıtımı veeleştirisi).- "31 Mart 1921: ikinci inönü Zaferi", Askeri Tarihi Bülteni, Sayı:22, S.1B3-173, <strong>Ankara</strong> 1987.- "Londra Konferansı ve Türkiye Meselesinin Cereyanı Müzakeratı", Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi. Cilt: XI. Sayı:33. s.565-612, Kasım1995.- " Büyük Taarruz ve Dış Kamuoyu", X. Millî Egemenlik Sempozyumu:" Büyük Taarruz ve Sonuçları", s. 152-166. TBBM, Kültür, Sanatve Yayın Kurulu Yayınları, <strong>Ankara</strong> 1997.- "Ali Fuat Paşanın Siyasî Hayatı", Ali Fuat Cebesoy'u Anma Paneli, Atatürk Araştırma Merkezi Yayını, s. 25- 34., <strong>Ankara</strong> 1997.- "ikinci Dünya <strong>Savaşı</strong> Döneminde Adana Görüşmelerinin Askeri Yönü" Belleten, Cilt. 1X111. Sayı:237, s. 597-618,1 Ayrıca 15 sayfa ek).Ağustos 1999.- "Kıbrıs'ta 1931 isyanı ve Yankıları". Belleten, Cilt: LXII, Sayı:233, s.207-232, (3 sayfa ek) Nisan 1998. ( Belleten Hakemli dergidir.)- "Türkiye Cumhuriyetinde Ordu: Atatürk'ün Sözlerine Göre" Silahlı Kuvvetler Dergisi, Sayı: 356, s.24-32. Nisan 1998.- "II. inönü Savası Sonrasında iç Siyasi Durum ve <strong>Ankara</strong>'da Hükümet Değişikliği", Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Sayı:42. s. 1081-1097, <strong>Ankara</strong> 1998.( Bu dergi iç kapağında belirtildiği üzere bu sayıdan itibaren Hakemli olmuştur.)ipiffpjpma

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!