12.07.2015 Views

TARLA BİTKİLERİ YETİŞTİRME – II Uygulama Ders Notları - Ankara ...

TARLA BİTKİLERİ YETİŞTİRME – II Uygulama Ders Notları - Ankara ...

TARLA BİTKİLERİ YETİŞTİRME – II Uygulama Ders Notları - Ankara ...

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

2010<strong>TARLA</strong> BĐTKĐLERĐ YETĐŞTĐRME – <strong>II</strong><strong>Uygulama</strong> <strong>Ders</strong> NotlarıSERĐN ĐKLĐM TAHILLARIYEMEKLĐK TANE BAKLAGĐLLER<strong>Ankara</strong> ÜniversitesiAraş Gör. Sevil SAĞLAM


SERĐN ĐKLĐM TAHILLARISerin iklim Tahıllarının Sistematikteki Yeri:BĐTKĐLER ALEMĐ (Plant Kingdom)Cryptogamae (=Çiçeksiz Bitkiler)Phanerogamae (=Çiçekli Bitkiler)Angiospermae (=Kapalı Tohumlular) Gymnospermae (=Açık Tohumlular)SINIF……………… MonocotyledoneaeDicotyledoneaeTAKIM……………. Glumiflorae (=Kavuzlu Çiçekliler)FAMĐLYA………… Gramineae (=Poaceae, Buğdaygiller)CĐNS……………… TriticumHordeumAvenaSecaleBuğdayArpaYulafÇavdarTÜR……………… Triticum aestivumTriticum durumTriticum compactumEkmeklik buğdayMakarnalık buğdayTopbaş buğdayHordeum vulgare var. distichonHordeum vulgare var. hexastichonĐki sıralı arpaAltı sıralı arpaAvena sativaAvena byzantinaBeyaz yulafKırmızı yulafSecale cereale A) Diploid çavdar (2n=14)B) Tetraploid çavdar (2n=28)2


Serin Đklim Tahıl cinslerinin Türkçe, Latince ve Đngilizce isimleri ile kültürü yapılantürlerin kromozom sayılarıTürkçe Đngilizce Latince Kromozom Sayısı (2n)Buğday WheatTriticumaestivum(=Ekmeklik buğday)Triticumdurum(=Makarnalık buğday)4228SerinTahıllarıĐklimTriticum monococcum(= Kaplıca buğdayları)14ArpaBarleyHordeum vulgare convar.distichon(=Đki sıralı arpa)14Hordeum vulgare convar.hexastichon14(=Altı sıralı arpa)YulafOatsAvena(=Beyaz yulaf)Avena(=Kırmızı yulaf)sativabyzantina4242Diploid çavdar 14ÇavdarRyeTetraploid çavdar 28Tritikale Triticale Triticosecale wittmark 423


Serin Đklim Tahıllarının Gelişme DevreleriTahıllarda, fizyolojik olumunu tamamlamış canlı tohumların vejetatif gelişmelerinibaşlatabilmeleri için ortamda çimlenme faktörleri olarak bilinen su, O 2 ve sıcaklığın istenilenen az düzeyde bulunması gereklidir. Tahılların vejetatif gelişme devrelerinde belli bir sürebelli bir düşük sıcaklığa ihtiyaçları vardır. Tahılların ilk gelişme devrelerinde yaşanan bellisüreli belli düşük sıcaklığın, generatif devreyi başlatıp devam ettiren enzimlerin uyarılmasıolayına VERNALĐZASYON = YAROVĐZASYON adı verilir.Tahıllarda başlıca 5 gelişme devresi görülmektedir. Bunlar sırasıyla,A) Vegetatif gelişme devreleri 1. çimlenme ve sürme2. kardeşlenmeB) Generatif gelişme devreleri 3. sapa kalkma1. Çimlenme ve Sürme4. başaklanma ve çiçeklenme5. döllenme ve erme devreleridir.Tüm tohumlu bitkilerde ilk gelişme devresi çimlenme ve sürme devresidir. Tohum içerisindedormant halde bulunan embriyo çimlenmenin başlamasıyla aktif hale geçer. Bu aktifdurumun ortaya çıkabilmesi için tohumun canlı, embriyo ve kalkancıkta bulunan enzimlerinbozulmamış olması gereklidir. Ayrıca çimlenme için gerekli olan hızlı bir solunumunbaşlayabilmesi için ortamda yeterli su, sıcaklık ve oksijenin bulunması gereklidir. Hızlı birşekilde normal çimlenmenin oluşabilmesi için çimlenme faktörleri olarak bilinen bu 3 faktör enuygun seviyede bulunmalıdır.a) Su: Çimlenmenin başlayabilmesi için tanenin kendi ağırlığının % 35-70’i kadar sualıp şişmesi gerekir. Bu oran çıplak taneli tahıllarda (buğday, çavdar) % 50–60, kavuzlutanelilerde (arpa, yulaf) % 70 kadardır. Tanenin emdiği su; enzimatik faaliyetlerle birlikte,endospermdeki besin maddelerinin eritilerek embriyonun büyüme noktalarına taşınmasını dasağlar.b) Sıcaklık: Çimlenme; ortamın sıcaklığı, cinsin minimum çimlenme sıcaklığınaulaşmasıyla (su ve hava durumu da uygunsa) başlar. Minimum çimlenme sıcaklığı buğday,arpa ve yulafta 3–4 °C, çavdarda 1–2 °C dir. Diğer faktörler uygun ise çim yatağı ortamınınsıcaklığı arttıkça çimlenme hızı da artar. Bu artış, en uygun çimlenme sıcaklık derecesinekadar devam eder. Serin iklim tahıllarında en uygun çimlenme sıcaklığı, cinslere göredeğişmek üzere 18–20 °C arasındadır.c) Hava (oksijen): Çimlenmede, tohumdaki besin maddelerinin oksidasyonu veembriyonun büyümesi hızlandıkça, oksijen ihtiyacı da artar. Ancak, tohumun çepeçevre birsu tabakası ile kaplı olması oksijen alımını, dolayısıyla çimlenmeyi durdurur. Bu yüzdençimlenmenin olabilmesi için tane yüzeyinin en az % 20'si yeterince O 2 ihtiva eden hava iletemasta bulunmalıdır. Tohum yatağında su arttıkça, hava ( O 2 ) azalacağından en uyguntohum yatağı yeteri kadar nemi olan, fakat havasız kalmayan topraktır4


Çimlenmenin Biyoloji ve MorfolojisiÇim yatağında canlı olan tane yeteri kadar su aldığı zaman, embriyonun bulunduğu taraftabir şişkinlik oluşturur. Bu duruma “tanenin karınlanması” adı verilir.Bu sırada tohumun hacminde de bir büyüme “şişme” olur. Kalkancıktaki sitaz (cytase) enzimifaaliyete geçerek kalkancık yakınındaki endosperm hücrelerinin zarlarını eritir.Daha sonra aleuron tabakasındaki enzimler faaliyete geçer ve endospermi eritmeyebaşlarlar. Diyastaz enzimi ile nişastalar basit şekerlere, proteaz enzimi ile proteinler aminoasitlerine, lipaz enzimi ile de yağlar, yağ asitlerine kadar parçalanırlar.Böylece suda eriyebilir hale gelen besin maddeleri, kalkancık yoluyla kökçük ve tomurcuğaulaşır. Karbonhidratlar enerji kaynağı olarak, proteinler ise yapı taşı maddesi olarakkullanılırlar.Bu sırada, tanede solunum hızla devam eder. Alınan oksijen, karbonhidratlarınoksidasyonunda kullanılır. Bu olaylar sırasında endosperm yumuşayarak hamur ya da bozakıvamına gelir. Hızlı bir hücre bölünmesinin başlaması ile önce kökçük uyanır; kökçük kını,tanenin kabuk katlarını yırtarak 1–1.5 mm kadar tanenin dışına çıkar. Bu duruma“burunlama” denir. Bundan sonra asıl kökçük (radicula), kökçük kınının ortasındaki açıklıktandışarıya çıkar.Çıplak tanelilerde çimlenme: Buğday ve çavdarda kökçük çıktıktan hemen sonra tanenin aynıucundan tomurcuk (plumula) da çıkar. Bu sırada, kabukta bütün embriyo boyunca, ortasıgeniş bir yarık meydana gelir. Plumula, koleoptil ile birlikte uzamaya başlar. Koleoptil 3–8 cmuzadıktan sonra, tepesindeki açıklıktan bitkinin ilk yaprağı çıkar. Bu devrede eğer bitki günışığına kavuşursa CO 2 asimilasyonuna başlar. Bu devrede tanedeki besinler tamamenbitmemiş olsa bile, bitki kendisi için fotosentez ürünlerini sağlayabilir duruma gelmiş olur.Embriyodaki çim kını (koleoptil) çimlenip sürme sırasında çok kere 8 cm'ye kadarboylanabilir. Genellikle, tohumun 6–8 cm den daha derine ekildiği zaman ve ekimden sonratoprak yüzeyinde kaymak tabakası oluştuğu zaman çimlenen bitki toprak yüzüne çıkmaktazorlanmaktadır. Çim kını toprak yüzüne erişemeyeceğinden, kından çıkan ilk yaprak, topraktabakasını delemez ve kendi üzerine kıvrılıp sarı kıvrım olurlar. Belli bir süre içerisinde toprakyüzüne ulaşamayan bitkiler fotosentez yapamadıkları için ölüme gitmektedirler.Kavuzlu tanelerde çimlenme: Arpa ve yulaf tanelerinde kökçüğün çıkışından sonra, embriyoboyunca kabukta yarılma olmaz. Çünkü kavuzlar koleoptilin dışarıya çıkışını önlediği için,çıplak tanelilerde olduğu gibi koleoptil hemen dışarı çıkmaz. Koleoptil tohum (testa) vemeyve kabuğunu (pericarp) deldikten sonra, iç kavuzla pericarp arasında ilerler ve tanenindiğer ucundan çıkar. Genelde arpa, yulaf ve kavuzlu buğdaylarda bu tip çimlenme görülür.Koleoptilin çıkışı her zaman, tanenin embriyonun bulunduğu ucun tam karşısındaki ucundanolmayabilir. Uca yakın bir yerden zaten gevşemiş olan iç kavuzu yırtarak kavuzların dışınaçıkabilir. Çimlenme sırasında bazen anormal gelişmelere de rastlanabilir. Özellikle iyigelişmemiş tanelerde koleoptil gelişip, tohum ve meyve kabuğunun altında gelişir, fakatkabuğu delerek tanenin dışına çıkamaz ve kıvrılıp endosperm içinde gelişmeye başlar veendosperm içerisinde sarı kıvrım olur. Tohumlu bitkilerin tamamında olduğu gibi tahıllardada, canlı tohum uygun çimlenme ortamına konulduğu zaman, çim kökü ve koleoptilini tanenindışına çıkarması olayına çimlenme, koleoptilini ve cinse ait belirli sayıdaki çim köküoluşturması olayına normal çimlenme, toprak veya kum ortamına ekilen tohumun çimlenerekkoleoptil ve ilk yapraklarını toprak yüzüne çıkması olayına da sürme adı verilir.5


2. KardeşlenmeBuğdaygillerde çimlenen her tohumdan çok kere birden fazla sap oluşur. Meydana gelen busapların her birinin kendilerine ait kökleri vardır. Bu şekilde bir tohumdan kendilerine aitkökleri olan birden fazla sapın meydana gelmesi olayına kardeşlenme adı verilir.3. Sapa KalkmaTahıllarda üçüncü gelişme devresi, ilk generatif gelişme devresidir. Tahılların sapa kalkmayabaşlayabilmeleri için her şeyden önce vernalizasyonlarını tamamlamış olmaları gereklidir.Kardeşlenmesini tamamlamış olan bir tahıl bitkisi eğer sapa kalkması için gerekli günuzunluğuna da kavuşmuş ise başak taslağını oluşturur ve boğum aralarını uzatarak yukarıdoğru boyunu uzatmaya başlar ki bu devreye sapa kalkma devresi adı verilir. Generatif organolan başağın primordiyal olarak oluşması nedeniyle bu devre ilk generatif gelişme devresiolarak bilinir. Bitki bu devrede içerisinde bulunduğu koşullara göre oluşturabileceği başakuzunluğu ve başaktaki başakçık sayısını belirler. Sapa kalkma devresinde isteklerine uygunbir ortamda bulunursa başak uzunluğunu ve başağındaki başakçık sayısını artırır.4. Başaklanma ve ÇiçeklenmeSapa kalkma devresi ilerledikçe generatif organ olan başak da büyür ve gelişir, sap içerisindeşişkinliği belirgin hale gelir. Son boğum arası oluştuğu zaman başağın bayrak yaprağı kınıiçerisinde oluşturduğu şişkinlik daha da belirginleşir ve kılçıklı çeşitlerde öncelikle kılçıklarkından dışarıya çıkar ki bu devreye sakal verme adı verilir.Gelişme devresi ilerledikçebaşakçıklardan oluşan başak tamamıyla bayrak yaprağı kınından dışarıya çıkar ve bu devrebaşaklanma olarak isimlendirilir. Başaklanmadan önce başakçıklar içerisinde cinlere göreçeşitli sayılarda bulunan çiçekler olgunlaşmaya başlar. Erselik olan çiçeklerin erkekorganlarının döllenme kabiliyetine sahip çiçek tozu, dişi organlarında döllenme yeteneğinesahip yumurta hücreleri oluşturacak olgunluğa gelmeleri çiçeklenme olarak bilinir.Çiçeklenme cinslere göre değişmekle beraber başağın bayrak yaprağı kınından çıktığı andabaşlar. Başaklanma ile birlikte çiçeklenmede hızla ilerler. Çiçek tozu iyice sararıp ergin halegelince, pulcuklar iç kavuzlardan su çekerek turgorlarını yükseltip şişerler. Bu sıradaflamentler de çiçek tablasından ve antherlerden su alarak turgorlarını yükseltir ve gergin halegelir. Pulcukların şişmesiyle iç kavuz açıldığı sırada zaten ergin halde bulunan flamentleryukarı doğru fırlayarak antherleri patlatır. Ve çiçek tozlarını etrafa yayarlar. Tepeciktedöllenme ermesine gelmişse, üzerine düşen çiçek tozları çimlenmeye başlar. Çimlenen çiçektozlarından yalnız bir tanesi yumurtayı dölleyebilir. Çiçek açma başağın orta kısmının hemenaltındaki başakçıklarda başlar, aşağıya ve yukarıya doğru devam eder. Başakçıkta iseaşağıdaki çiçekten başlar ve yukarıya doğru devam eder. En son açan çiçekler en üstbaşakçıktaki çiçeklerdir. Normal şartlarda bir başakta bulunan bütün çiçeklerin açılması 2–3gün içerisinde tamamlanır. Arpa çeşitlerinin tozlanması çoğunlukla başak henüz kıniçindeyken oluştuğundan, yabancı tozlanma oranı oldukça azdır (% 0.5). Çavdar çiçekleri 7–8 saat kadar açık kalarak yabancı tozlanmayı kolaylaştırırlar. Çünkü çavdar çiçeği erselikolduğu halde; flamantleri uzun olduğu için anterleri dışarıya fazla sarktığı, erkek ve dişiorganları farklı zamanlarda olgunlaştığı ve kendi çiçek tozunu tercih etmediği için yabancıdöllenir. Yulaf karışık salkımında çiçeklenme ve döllenme üstten alta, başakçığında ise alttanüste doğrudur. Uygun koşullar altında, bir çiçek 50–70 dakika açık kalır. Bütün karışıksalkımın tamamen çiçeklenebilmesi 6–7 gün hatta daha uzun sürede tamamlanır. Çiçekleroldukça uzun bir süre açık kaldığı için, kendine döllenen bir bitki olmasına rağmen yulafta %1–2 oranında yabancı döllenme ortaya çıkabilmektedir.6


5. Döllenme ve ErmeErkek organların antherlerinde olgunlaşan çiçek tozlarının çeşitli nedenlerle etrafa yayılarakaynı veya farklı dişicik tepesine taşınması olayı tozlanma olarak bilinir. Dişicik tepesinetaşınan çiçek tozu çimlenir ve içerisinde ki generatif çekirdekleri ile birlikte çim borusunuyumurta hücresine doğru uzatır. Yumurta ve endosperm hücresine ilk yetişen iki adetgeneratif çekirdeğin n kromozomlu yumurta hücresi ve 2n kromozomlu endosperm anahücresi çekirdeği ile birleşmesi olayı da döllenme olarak bilinir.Tozlanmanın oluşmasından sonra döllenmenin oluşumu şu şekildedir. Normal şartlar altındaçiçek tozu dişicik tepesine düştükten sonra 5 dakika içerisinde çimlenmeye başlar. Öncelikleiçerisindeki n kromozomlu çekirdek, vegetatif ve generatif çekirdek olmak üzere ikiyebölünür. Çiçek tozunun dış kısmındaki mukavim zar çatlar ve vegetatif çekirdek elastiki olaniç zarı geliştirerek çim borusunu oluşturur ve bu esnada görevi bittiği için yok olur. Çimborusu içerisindeki generatif çekirdek ikiye bölünür ve çim borusu içerisinde aşağıya doğruilerler. Yarım saat içerisinde çim borusu içerisindeki 2 tane n kromozomlu generatifçekirdekle mikropile ulaşır. 4–6 saat içerisinde generatif çekirdeklerden bir tanesi yumurtahücresinin n kromozomlu çekirdeği ile diğeri de birleşme öncesinde 2n kromozomlu olanendosperm ana hücresinin çekirdeği ile birleşir. Bu birleşme sonunda döllenme tamamlanır.Yumurta hücresi döllenmeden sonra zigotu, endosperm ana hücresi ise döllenmeden sonrabesi dokuyu oluşturur. Döllenmenin tamamlanmasından sonra 10–15 saat içerisinde zigothücresi bölünmeye başlar ve en geç 1 gün içerisinde ilk bölünme tamamlanmış olur. Bundansonra, bölünmeler hızla devam ederek embriyonun kökçük, tomurcuk ve kalkancık kısımlarımeydana gelir. Bu sırada triploid (3n kromozomlu) olan endosperm ana hücresi de hızlaçoğalarak, kaybolmaya başlayan nucellus hücrelerinin yerini doldurur. Döllenmeden 10–12gün sonra dışta ince bir zar halinde kalan nucellusun içi endosperm hücreleriyle dolmuş olur.Endosperm hızla gelişip büyümeye başladığında bitkinin çeşitli organlarında birikmiş olanbesin maddeleri taneye taşınmaya ve orada birikmeye başlar. Normal koşullardadöllenmeden 25 gün sonra tane en büyük hacmini alır.7


Serin Đklim Tahılları MorfolojisiTane: Serin iklim tahıllarında tane karyopsis (caryopsis) durumundadır. Meyve ve tohumkabuğu birbirine yapışıktır. Kavuzlu olan tanelerde (arpa ve yulaf) normal şartlardaharmandan sonra karyopsis, iç kavuz (Palea inferior) ve kapçık (Palea superior) ile kaplıdır.Bu kavuzlar arpada kabuğun üst katmanı olan meyve kabuğuna (Pericarpa) yapışık olarakbulunur. Yulafta yapışma yoktur, iç kavuz ve kapçık tanenin etrafını sarmış durumdadır.Tahıllarda tane başlıca 3 kısımda incelenir.1) Kabuk (Tane ağırlığının % 12'sini oluşturur)2) Endosperm (Tane ağırlığının % 85'ini oluşturur)3) Embriyo (Tane ağırlığının % 3'ünü oluşturur)1. Kabuk: Tanede kabuk, meyve kabuğu (pericarp), tohum kabuğu (testa) ve nucellar(hialin) tabakadan oluşur. Una işlemede kepek olarak ayrılan kısmıdır.2. Endosperm: Tanede besi dokuyu oluşturan endosperm, unundan faydalandığımızkısımdır. Đki bölümde incelenmektedir.a) Aleuron: Besi dokunun dışında çepeçevre bulunan kattır. Hücreleri iri ve dikdörtgenprizma şeklindedir. Bu kata “gluten katı” denir. Gerçekte, bu hücrelerde bol protein varsa dabu proteinler gluten olmayıp henüz amid formunda bulunan ilkel proteinlerdir. Bu proteinlerintohumun çimlenmesinde enzimatik fonksiyonları vardır.b) Asıl endosperm (unlu kısım): Tanede asıl unlu kısımdır. Tane ağırlığının yaklaşık %80'ini oluşturur. Endospermin orta kısımlarında hücreler daha büyük, aleuron katına yakınolan kısımlarda ise daha küçüktür. Döllenmeden sonra hızlı bir şekilde gelişen tanede;endosperm içerisinde nişasta, proteinler, az miktarda da yağ ve kül depo edilir.3. Embriyo: Tohumda yeni bir bitkiyi oluşturan ve soyunun devamlılığını sağlayandurgun haldeki canlı kısımdır. Embriyonun karşı ucunda perçem (trichoma) denen tüylerbulunur. Perçem tüyleri çimlenmede ilk su alımı ve tohumla geçen hastalıkların taşınmasıüzerine etkilidir. Fonksiyonu ve morfolojisi bakımından birbirinden farklı iki kısımda incelenir.a) Scutellum (kalkancık): Embriyonun endosperme komşu olan kısmında yer alır.Kalkancığın endosperme bakan yüzünde bir sıra ince epitel hücresi bulunur. Bu hücreler,çimlenme sırasında su alarak taşıdıkları fermentleri aktif hale geçirip yakınlarındakiendosperm hücrelerinde bulunan nişasta, yağ ve proteinleri eriterek embriyonun bu besinmaddelerinden faydalanmasını sağlar. Çimlenme sırasında kalkancıktaki enzimler tarafındanparçalanan besin maddeleri asıl embriyoya iletken sistemden geçer.b) Asıl embriyo (cücük): Cücük, genç bitkiciğin küçük bir modeli halindedir. 3 kısımdır.a) Plumula (tomurcuk)b) Hypocotyl (sapçık)c) Radicula (kökçük)8


a) Plumula (tomurcuk): Büyüyüp gelişerek bitkinin toprak üstündeki organlarınıoluşturur. Plumula da başlıca şu organlar vardır. En dışta çim kını (Coleoptyl) bulunur.Koleoptil, çimlenmede tanenin kabuk tabakasını delerek çıkar. Uzunluğu, embriyoda 1–1.5mm kadardır. Uç kısmında bulunan açıklıktan çimlenme sırasında genç bitkinin ilk yaprağıçıkar. Koleoptil kabuk kısmıyla birlikte tanenin üzerinde bulunan toprak tabakasını da delerekbitkinin zedelenmeden toprak yüzüne çıkmasını sağlar. Serin iklim tahıllarında koleoptil 6–8cm kadar uzayabilir. Ekim derinliğinin ayarlanmasında bu durum mutlaka göz önündebulundurulmalıdır. Tohumun üzerine daha kalın bir toprak tabakası gelecek olursa, ilkyaprakların toprak yüzüne çıkması güçleşir ve çoğunlukla sarı kıvrım olarak ölür.Koleoptilin altında ilk yaprakçıklar (premordial yaprakçıklar) bulunur. Bunlar sayıları 1–3olabilen hakiki yapraklardır. Bunlardan birinci yaprak kalkancığın karşı tarafında bulunur.Đkinci ve varsa üçüncü yapraklar birbirleri ile 180°'lik açılar yapacak şekilde karşılıklı olarakyer alırlar. Çimlenme sonunda bu yaprakçıklardan önce birincisi koleptilin ucundaki açıklıktangün ışığına çıkarak CO 2 asimilasyonuna başlarb) Hypocotyl (sapçık): Embriyonun, tomurcuk ve kökçük arasında kalan kısmıdır.Hypocotyl gelişen bitkide boğum (node) ve boğum aralarını (internode) meydana getirir.c) Radicula (kökçük): Dışta kökçük kını (coleorhiza), onun altında asıl kökçük(premordial radicula) vardır. Radiculanın uç kısmında kök yüksüğü ve meristem hücreleribulunmaktadır. Premordial radicula bütün cinslerde bir tanedir. Coleorhiza çimlenmede,tanenin kabuğunu deldikten sonra 1–1.5 mm kadar uzar ve büyümesini durdurur; ucundakiaçıklıktan asıl kökçük çıkar.Kök: Kardeşlenen her tahıl bitkisinde iki tip kök vardır. Her iki kökte saçak köktür.a) Embriyonal kökler (primer kökler): Embriyonal kökler, bitkide kardeşlenme başınakadar meydana gelen ve embriyodan çıkan kökler olup, çim kökleri adını da alırlar, herembriyoda bir asıl kökçük (premordial radicula) bulunur. Çimlenmede ilk olarak bu kökçükortaya çıkar. Bundan sonra epiblastın koltuğundan birbirine simetrik bir çift kök daha çıkar.Bunu da kalkancık koltuğundan öteki bir çift kökün çıkışı izler. Bu köklerin, ilk yaprakkoleoptilden çıkmadan önceki sayıları cinslere özeldir. Buğday ve yulafta bu devrede çimkökü sayısı 3 tanedir. Çavdarda 4, arpada ise 5–7 tanedir. Çim kökleri içinde, asıl kökçük(radicula), dip kısmını bir halka gibi saran kökçük kını (coleorhiza) kalıntısı ile öteki köklerdenayrılır. Çimlenmenin ileri ki devrelerinde ve genellikle bitkide ilk yaprak çıkıp asimilasyonabaşladıktan sonra, cinslere özel olan çim kökü sayıları artar; bu köklerin sayısı serin iklimtahıllarında, kardeşlenmeye kadar ki devrede 9'u pek geçmez.b) Adventif kökler (bitki kökleri): Bitkide vejetatif organların ve besin maddelerin arttığıdevrede yeni kökler oluşur. Bu kökler bitkinin beslenmesinde ve toprağa tutunmasınayardımcı olurlar, bu köklere sekonder kökler, kardeş kökleri adı verilir. Bitki kökleriningelişmesi toprağın içerisindeki ilk yaprağın bağlandığı boğumdan başlar. Bu boğumdan ilkadventif kökler meydana gelir, adventif köklerin meydana geldiği boğumdan yukarıyadoğruda kardeş gelişir. Adventif kök gelişmesi daha sonra yeni kardeşlerin çıktığıboğumlardan devam eder. Kardeşlenme noktaları arasındaki sap uzunlukları çok kısaolduğundan, ileriki gelişme devrelerinde köklü olarak sökülen bitkide kök tacı, bir noktadançıkmış birçok kök topluluğu şeklinde görülür. Tohum erken ya da derine ekilmişse embriyonalkökler ile kardeşlenme boğumlarından çıkan köklerin meydana getirdiği kök tacı arasındakök-sap (rhizoma) oluşur. Kök-saplı ergin bir bitkide kökler, iki kademe halinde görülür.9


Tohum yüzlek ekilmişse kök-sap kısalır. Birinci ve ikinci kademe kökler birbirine çok yakınoluşur. Bu durumda ilk adventif kökleri veren boğumdan birinci kardeş çıkar.Kök derinliği bakımından serin iklim tahılları; çavdar, triticale, yulaf, buğday ve arpa şeklindesıralanabilir. Çavdarda kökler, 2.5 m'ye, yulaf ve buğdayda 1.5–2 m'ye kadar inebilir. Kışlıkekimlerde kökler daha derine indiği halde, yazlık ekimlerde daha yüzlek olarak gelişir. OrtaAnadolu’da kışlık buğdaylarda kök derinliği 1.5 m'yi geçebilmektedir. Kökleri yüzlek olanarpada bu derinlik 80 – 90 cm kadardır.Yabani formlarda, özellikle yabani çavdarda köklerin yanlara ve derinlere doğru gelişmesikültür çeşitlerine oranla daha fazladır. Serin iklim tahıllarında kök gelişmesi; çeşide, ekimzamanına, ekim sıklığına, topraktaki su ve besin maddelerinin durumuna, ortam sıcaklığına,toprağın yapı, doku ve havalanması gibi faktörlere göre değişiklik göstermektedir.Sap (Gövde)Tüm tahıllarda sap, boğum (nodi) ve boğum aralarından (internodi) oluşur. Boğumların içerisiözle dolu olup, yaprakların sapa bağlandığı yerdir. Yaprak ayasının genişliği boğum çapı ileyakından ilişkilidir. Boğum aralarının içi boş ya da özle dolu olabilir. Serin iklim tahıllarındagenelde boğum aralarının içi boş olup, sadece makarnalık buğday çeşitlerinin bazılarında üstboğum arasının üst kısmı özle dolu olabilir. Boğum ve boğum arası sayısı 5–9 arasındadeğişir, ancak toprak üstündeki boğum ve boğum arasının sayısı ise 6’yı geçmemektedir.Uygun olmayan koşullarda 3–4'e kadar düşebilir. Boğum arası uzunlukları aşağıdan yukarıyadoğru çıkıldıkça artmaktadır. Boğum arası uzunluğu, toprak yüzeyinde birkaç santimetreyekadar düşerken, en üst boğum arasında 70–80 cm'yi bulabilmektedir. Olumlu koşullarda üstboğum arası kısalarak, olumsuz koşullarda ise üst boğum arası uzayarak bu eşitliktensapmalara neden olabilmektedir.Toprak yüzeyi ile başakta ilk başakçığın bağlandığı noktaya kadar olan ve sap uzunluğuolarak bilinen uzunluk, serin iklim tahıllarında 40–200 cm arasında değişir. Sap uzunluğubodur Japon arpalarında 40–50 cm'ye, cüce buğday olarak bilinen T. Sphaerococcum'da 50–60 cm'ye kadar düştüğü halde, uygun koşullarda kültür çavdarlarının sap uzunlukları 200cm'yi geçebilmektedir.Serin iklim tahıllarında sap uzunluğunun fazla olması yatmaya neden olarak birim alan taneverimini düşürdüğü ve hasadı güçlendirdiği, çok kısa olmasının da hasat işlemlerinigüçleştirerek tane veriminde azalmaya neden olduğu için istenmez. Genel olarak kışlıktahıllarda sap uzunluğunun 70-90 cm arasında olması uygundur.YaprakYapraklar bitkinin asimilasyon organlarıdır. Tahıllarda ilk yaprak toprak yüzeyine erişenkoleoptilin içinden çıkar. Bu olaydan 7–10 gün kadar sonra 2. ve 3. yaprak meydana gelir.Tüm tahıllarda her boğumdan bir yaprak oluşur ve bitkide toprak üstündeki boğum sayısıkadar yaprak bulunur. Bir tahıl yaprağı; yaprak ayası, yaprak kını, kulakçık ve yakacık olmaküzere dört kısımdan oluşur.Yaprak kını (vagina) : Çıktığı boğumla üstündeki boğum arasında kalan boğum arasının birbölümünü saran yaprak kısmı olup, boğum arasını sıkıca sararak sapın dik durmasınayardım eder. Sap ve yapraklardaki paralel damarlar yaprak kınında da görülür.10


Yaprak kını yaprak ayasından sonra en fazla fotosentez yapan organlar arasında yer alır.Döllenmeden önce üretilen karbonhidratlı ve azotlu maddelerin bir kısmının depo edildiğiorgandır. Fotosentezde en fazla etkili olan en üst yaprağın (bayrak yaprağının) kın uzunluğu,bazen çeşit özelliği olarak ta kullanılabilmektedir.Yaprak ayası (lamina) : Bitkinin asıl asimilasyon ve transpirasyon organı olup, yaprak kınınınbittiği noktadan yana doğru ayrılan mızrak şeklindeki yaprak organıdır. Serin iklim tahıllarındayaprak ayası, sıcak iklim tahıllarına göre daha küçüktür.Arka arkaya gelen iki yaprak ayası arasında 180 dereceye yakın açı vardır. Yaprak ayasındada yaprak kınında olduğu gibi paralel damarlar bulunmaktadır. Orta damar yaprak ayasınınsimetri ekseni durumundadır. Yaprakta damar sayısı 15–30 arasında değişir. Yaprakayasında damar sayısı en fazla olan kışlık tahıl cinsi arpadır. Yaprak ayasının sapakalkmadan önceki devrede kıvrılma yönü, yaprak ayası kendi ekseni üzerinde uzunluğunaolmak üzere, yulafta sağdan sola, arpa, buğday ve çavdarda ise soldan sağa doğrudur. Sapakalkmanın başlaması ile cinslere özel olan tipik kıvrılış yönleri kaybolur. Sapa kalkmadansonra aynı yönde ve ters yönde kıvrılma görülebilir.Kulakçık (auricula) : Yaprak ayasının yaprak kınına bağlandığı yerde, sapı kerpeten gibisaran küçük, iki parçadan oluşan organ olup yaprak ayasının devamı durumundadır. Yaprakayasına düşen yağmur sularına oluk görevi görür, ayrıca boğum arasını sıkıca sararakhastalık etmenleri ve suyun kınla sap arasına girmesini önler. Kulakçık en iyi arpadagelişmiştir, bunu sırasıyla buğday ve çavdar izler, yulafta ise hiç gelişmemiştir.Yakacık (ligula) : Yaprak ayasının sapa bağlandığı noktada, yaprak kını ile yaprak ayasıarasında yaprak kınının uzantısı şeklinde bulunan zarımsı yapıda bir organdır. Böcek, sporve su damlalarının sapla yaprak kını arasına girmesini önler. Yakacık en iyi yulaftagelişmiştir, bunu arpa izler, buğday ve çavdarda ise daha az gelişmiştir.Koleoptilden çıkan ilk yaprağın rengi çavdarda morumsu koyu yeşil (bol antosiyanlı) olup,buğday, yulaf ve arpada renk gittikçe açılmaktadır. Renk koyuluğu yapraklardaki palizathücrelerinin küçüklüğü ile ilgilidir. Genel olarak koyu renkli çeşitlerde hücre suyukonsantrasyonu ve hücre zarı kalınlığı da fazladır. Bu nedenlerledir ki koyu renkli yaprağasahip çeşitler, açık renkli yaprağa sahip çeşitlere oranla olumsuz şartlara karşı dahadayanıklıdırlar. Genellikle kışa ve kurağa dayanıklı çeşitlerde yaprak ayası da dar veküçüktür. Bol yağışlı ve çok soğuk olmayan yerlerde yetişen buğday çeşidi olan Triticumturgidum da yapraklar çok büyük ve geniştir. Kışa dayanıklı olan Sivas buğdayı 111/33 veYayla 305 buğday çeşitlerinde ise yapraklar küçüktür. Böyle küçük hücreli sıkı yapılıçeşitlerde hücreler arası boşluklar da küçük olduğundan sap ve yapraklardan geçen misellihastalıklara karşı daha dayanıklıdırlar.Özetlemek gerekirse yaprakları dar ve küçük, koyu renkli bol tüylü, stoma hücreleri ve hücreçapları küçük olan çeşitler olumsuz şartlara, saptan (tohumdan) ve yapraklardan geçenhastalıklara karşı daha dayanıklıdır.Çiçek Topluluğu ve ÇiçekSerin iklim tahıllarından buğday, arpa, çavdar ve tiriticalede çiçekler başak (spica), yulaftakarışık salkım (panicula) durumundadır. Her iki durumda da çiçekler başakçık (spicula)denilen organların içinde bulunur. Başak, başak ekseninin (rachis) boğumlarına iki taraflıdizilmiş başakçıklardan meydana gelir. Her boğumda, arpada 3, diğer cinslerde bir başakçık11


ulunur. Bir başaktaki başakçık sayısı cins, tür, çeşit ve yetiştirme şartlarına göre değişmeküzere 20–30 tane, yulaf salkımında ise 60–70 tane olabilir. Başak eksenindeki boğumlar sıkise başak boyu kısadır ve başakçıklar sık olarak dizilmiştir (compactoid başak tipi). Boğumlarseyrek ise başak uzundur ve başakçıklar seyrek olarak dizilmiştir (speltoid başak tipi). Çiçektopluluğu karışık salkım durumunda olan yulafta ise başakçıklar bir sapçıkla (pedicel) salkımdallarına bağlanır. Bu dallar salkım ekseni (rachis) üzerinde bulunan boğumlardan çıkar. Buboğumların sayısı yulafta 5–7 olabilir.Başakçık (spicula): Đki dış kavuz ve bu kavuzlar arasında kalan çiçek veya çiçek topluluğunabaşakçık adı verilir. Dış kavuzlardan başakçık ekseni üzerine bağlanış yönünden alttabulunana alt dış kavuz (gluma inferior), üstte bulunana üst dış kavuz (gluma superior) denir.Dış kavuzlar buğdayda iyi gelişmiştir. Yulafta çok uzun tüysüz ve kayık şeklinde olup, erginhalde saydamdır. Çavdarda dış kavuzlar daralmıştır. Arpada ise iyice daralmış ve ince bir halalmıştır. Başakçık içerisindeki çiçekler başakçık eksenine bağlıdır. Başakçık içerisindeçiçeklerin gelişmesi alttan başlayıp üste doğru devam eder. Bu nedenle de en dolgun tanebaşakçığın en alt çiçeğinde oluşur.Çiçek: Serin iklim tahıllarında çiçek erseliktir. Aynı çiçek içerisinde hem dölleme yeteneğinesahip çiçek tozu (Polen), hem de döllenme yeteneğine sahip yumurta hücresi bulunur. Bunedenle döllenmeleri genellikle kendi (autogam) dir. Yalnız çavdar erselik olduğu haldeyabancı (allogam) döllenir. Çiçek, iç kavuz (palea inferior) ve kapçık (palea superior)arasında bulunur. Đç kavuz taneyi sırttan saran ve başakçık eksenine bağlanış bakımındanaltta bulunan çiçek kavuzudur. Kılçıklı çeşitlerde kılçık iç kavuzun orta damarının uzantısışeklindedir. Kapçık ise iç kısımda bulunur ve taneyi karın kısmından sarar. Arpada, herbaşakçıkta 1 çiçek bulunur. Başakçıktaki çiçek sayısı; çavdarda 2, buğday ve yulafta ise3'ten fazladır. Çok çiçeklilik özellikle çıplak yulafta görülür. Bir başakçıkta tane bağlayançiçek sayısı arpada 1, genel olarak buğdayda 2–4, çavdarda 2, yulafta 2–3'tür. Tanebağlayan çiçekler başakçıkta ilk oluşan, diğer bir ifade ile başakçık içerisinde en alttakiçiçeklerdir. Buğday ve yulafta bir başakçıkta ikiden fazla tane oluşabilmektedir. Başakçıktakiikiden fazla olarak ortaya çıkan taneler küçük ve cılızdır. Đyi olarak gelişmiş bir tahıl çiçeğindeiç kavuz ve kapçık içinde 1 dişi organ, 3 adet erkek organ (çeltikte 6 adet) ve bir çift pulcukbulunur.Dişi organ (gynoceum): Tahıllarda bir karpelden meydana gelen dişi organ yumurtalık(ovarium), dişicik borusu (stilus) ve onun üstünde iki parçalı dişicik tepesinden (stigma)oluşur. Yumurtalık dışta asıl karpeli ve ortada anatrop biçiminde bir tohum taslağını taşır.Tohum taslağının çiçek tabanına yakın olan kısmında döllenme sırasında çiçek tozu çimborusunun gireceği küçük bir kapıcık, şeklinde mikropil adı verilen açıklık vardır. Tohumtaslağını saran nucellus döllenme ile birlikte iç hücrelerini kaybeder. Ancak nucellusun üstzarı kaybolmaz. Endosperm ve embriyoyu bir sıra hücre tabakası halinde sarar.Dişicik borusu karpelin kısa bir uzantısıdır. Üst kısmında dişicik tepesini taşır. Dişicik tepesiiki parçalı olup, her biri fırça şeklinde dallanmış tüylere sahiptir. Tepecik tüyleri önceleri dikbirbirine yakın ve paralel durumdadır. Dişi organ döllenme olgunluğuna ulaşınca, bu tepeciktüyleri birbirinden ayrılarak yelpaze şeklini alır, üzerindeki tüycüklerde gerginleşir.Döllenmeden sonra tepecik pörsür ve kurur.12


Erkek organlar (androceum): Serin iklim tahıllarında erkek organlar topluluğu üç erkekorgandan (stamen) oluşur. Bir erkek organ, flament (ipçik) denilen bir sapçık ve bununucunda bulunan çiçek tozu keselerinden (anther) meydana gelir.Flamentler önceleri kısa ve kendi üzerine kıvrılmış durumdadır. Çiçek tozları olgunlaşmazamanında hızla uzar, belli uzunlukta boy alıp, antherleri dişicik tepesinden daha yukarıyakadar çıkarırlar. Flamentlerin uzaması özellikle çavdarda çok fazladır. Bir anther, uzunluğunabirleşen bir çift odacıktan (tekadan) oluşur, rengi önceleri yeşilimtrak iken, tozlanmayaklaştıkça balmumu sarısına dönüşür. Çiçek tozu keseleri içinde önceleri diploid haldebulunan çok sayıda çiçek tozu ana hücresi vardır. Bu hücreler bölünmeye uğrar ve sonundahaploid sayıda kromozom içeren çiçek tozu (polen) hücrelerini meydana getirirler.Çiçeklenme sırasında patlayan çiçek tozu keselerinden bol sayıda çiçek tozu dökülür. Çiçektozları kuru, yassı ve düz yüzeylidir.Pulcuk (lodicula): Yumurtalıkla iç kavuz arasında dipte ince yapılı ve renksiz iki adet organolup, çiçeklenme zamanında turgorlarını yükselterek kısa bir sürede büyüyerek saydam birdamla halini almaktadır. Böylece kavuzları birbirinden ayrılmaya zorlar, erkek organlarınyükselmesine yardım eder ve döllenme oluncaya kadar kavuzları açık tutar. Döllenmedensonra pulcuklar turgorunu kaybeder ve kavuzlar kapanır.13


BUĞDAYBuğday dünyada ve ülkemizde en fazla ekilip, üretilen bitki cinsidir. Kültürü yapılan ve yabanibuğdaylar kromozom sayılarına göre üç ana grup altında toplanabilir.I ) Diploid buğdaylar (Kaplıca buğdayları) (2n=14) Triticum monococcum.<strong>II</strong>) Tetraploid buğdaylar (Makarnalık buğdaylar) (2n=28) Triticum durum.<strong>II</strong>I) Hekzaploid buğdaylar (Ekmeklik buğdaylar) (2n=42) Triticum aestivum.Hekzaploid (ekmeklik) buğdaylara) T. Aestivum, asıl ekmeklik buğdaylarb) T. Compactum, topbaş ekmeklik buğdaylar olmak üzere iki grupta toplanırlar.Dünyada ve ülkemizde yetiştirilen buğdayların tamamına yakını ekmeklik ve makarnalıkbuğdaylar grubuna dâhil olup, az da olsa diploid gruba ait çeşitlerin de tarımı yapılmaktadır.Dünyada ekonomik önemi olan buğday çeşitlerinin büyük çoğunluğu ekmeklik gruba dâhildir.Tüm dünyadaki buğday üretiminin % 80–90'ın ekmeklik buğdaylar oluşturur. Triticumaestivum adı altında incelenen asıl ekmeklik buğdaylar en fazla üretilmekte olup, Triticumcompactum adı altında incelenen topbaş ekmeklik buğdayların tarımı ise oldukça azdır vegiderekte hızlı bir şekilde azalmaktadır.Dünya buğday tarımının % 10-20'i kadarını oluşturan makarnalık buğdaylar, olumsuz şartlarakarşı ekmeklik buğdaylardan daha az dayanıklıdırlar ve kaliteli ürün için özel iklim koşullarıisterler.Makarnalık ve ekmeklik buğday grupları arasındaki başak ve tane yapısı yönünden farklılıklaraşağıda özetlenmiştir.Başak özellikleri: Kültürü yapılan ekmeklik buğdaylarda başakçıklar, başak ekseni üzerinemakarnalık buğdaylara göre daha seyrek olarak dizilmişlerdir. Başak, çeşit farklılığı olarakkılçıklı ya da kılçıksız olabilmekte, başak kavuzları rengi, beyazdan koyu kahverengine kadardeğişebilmektedir.Topbaş buğdaylarda, başaklar kısa olup, başakçıklar başak ekseni üzerine sık olarakdizilmişlerdir. Başak, uç kısımlara doğru daralmakta, başak kavuzları beyaz ve değişikkahverengi tonlarında renklere sahip olan çeşitleri bulunmaktadır.Makarnalık buğdaylarda başakçıklar, başak ekseni üzerine sık ve kiremit şeklinde dizilmişlerve başak yanlardan basık şekilde görülmektedir. Makarnalık buğday başakları kılçıklıdır.Başak kavuzları genellikle çeşitli tonlarda kahve renkli olup, çeşit özelliği olarak beyazkavuzlu olanları da vardır. Dış kavuzlar iyi bir şekilde gelişerek başakçığı sıkıca sarmış veorta damarları belirginleşerek uç kısmı gaga şeklinde uzamıştır. Başakçığın altındaki boğumarasının üst kısmının içi özle dolu olabilir.Tane özellikleri: Ekmeklik buğdaylarda taneler, beyaz ya da kırmızı renkte, tanenin karınçizgisi çukuru az derin ve yan yüzeyleri (yanakları) yuvarlak görünüşlüdür. Tane kesitigevşek ve genelde unsu yapıdadır. Ancak camsı yapıda taneye sahip beyaz ve kırmızı taneli14


çeşitleri vardır. Tane kesitinin unsu görünümde olması tanedeki protein oranının düşükolmasından, camsı görünüm ise tanedeki protein oranının yüksek olmasında ilerigelmektedir.Topbaş buğdaylarda tane, kısa ve fıçı şeklinde olup, beyaz ya da kırmızı renkte olabilir.Tanenin karın çizgisi az belirgin ve yan yüzeyleri bombelidir. Tane kesiti çok unlu ve gevşekyapıda olup, protein oranı çok düşüktür. Đnsan beslenmesi için fazla uygun değildirMakarnalık buğdaylarda tane, kehribar renkte, karın çukuru derin ve belirgindir. Tanenin yanyüzeyleri düz ve keskin, uzun ince bir görünüşe sahiptir. Ekmeklik buğday tanelerine oranladaha iri, tane kesiti camsı ve serttir. Bu sertlik, protein oranının ekmeklik buğdaylara oranladaha yüksek olmasından ileri gelmektedir.Buğdayda tescilli kültür çeşitlerinin tanıtılmasıEkmeklik buğdaylar grubuAsıl ekmeklik buğdaylar ( T. aestivum ) grubuGerek 79 Haymana 79 Bezostaja 1 Bolal 2973Köse 220/39 Yayla 305 Kıraç 66 <strong>Ankara</strong> 093/44Sürak 1593/51 Sadova 1 Tosun 144 Tosun 21Lancer Adana 99 Atay 85 Atilla 12Bandırma 97 Basribey Ceyhan 99 Cumhuriyet 75Dağdaş 94 Doğankent 1 Golia Gönen 98Gün 91 Đzmir 85 Karacabey 97 Kate-A-1Kınacı 97 Kırkpınar 79 Kutluk 94 MomtchillOrso Pamukova 97 Pandas PehlivanProstor Saraybosna Seyhan 95 Sultan 95Süzen 97 Şahin Yüreğir 89 Ziyabey 97Đkizce 96 Yektay 406 Penjamo 6215


Topbaş ekmeklik buğdaylar (T. compactum ) grubuSivas 111/33 Sertak 52Makarnalık buğdaylar (T. durum) grubuAltın 40/98 <strong>Ankara</strong> 98 Çeşit 1252 Diyarbakır 81Ege 88 Fırat 93 Dicle 74 Gediz 75Kızıltan 91 Kunduru 1149 Selçuklu 97 Çakmak 79Tunca 79 Creso Balcalı 85 Berkmen 469Kunduru 414/44 Sarıbursa 7113 Gökgöl 79 Akbaşak 073/44ARPAArpa, ülkemizde buğdaydan sonra en fazla kültürü yapılan bitki cinsi olup, kültür bitkileriiçersinde ilk kültüre alınan cinslerdendir. Günümüzde kültürü yapılan ve ekonomik önemesahip olan arpaların tamamı Hordeum vulgare adı altında toplanır ve 2n=2x=14kromozomludurlar.Kültür arpaları başaktaki tane sayılarına göre;1. Hordeum vulgare convar. distichon: iki sıralı arpalar2. Hordeum vulgare convar. hexastichon: altı sıralı arpalar olmak üzere iki ana gruptatoplanırlar.Đki ve altı sıralı arpa grupları arasındaki, başak ve tane yapısı yönünden farklılıklar aşağıdaözetlenmiştir.Başak özellikleri: Arpada, başak eksenindeki her boğumdan üç tane başakçık çıkar ve herbaşakçık içersinde bir adet çiçek bulunur.Đki sıralı arpalarda, başak ekseni boğumlarından çıkan üç başakçıktan sadece ortadakilertane bağlar, yan başakçıklar ise dumura uğrar. Her boğumdaki üç başakçıktan sadeceortadakinin tane bağlaması, iki sıralı arpalarda tanelerin daha dolgun ve homojen irilikteolmasını ortaya çıkartır. Đki sıralı arpalarda başaklar yandan basık şekilde görülür. Tanebağlayan başakçıklarda, iç kavuzların orta damar uzantısı şeklinde kılçıklar oluşur veçoğunlukla birbirine paralel olarak uzanırlar.16


Altı sıralı arpalarda, başak ekseni boğumlarından çıkan üç başakçıkta bulunan üç çiçek detane bağlar. Başak eksenindeki her boğumdan çıkan üç başakçıkta tane bağladığı için altısıralı arpalarda başağın görünüşü silindir şeklindedir. Her başakçıktan bir kılçık çıkar.Tane özellikleri: Đki sıralı arpaların taneleri dolgun ve homojen iriliktedir. Altı sıralı arpalarda,taneler farklı irilikte olup, başak ekseni üzerindeki boğumlardan çıkan üç başakçıktan ortadabulunan başakçığın tanesi, yanlarda bulunanlara oranla daha iri olmaktadır. Ortadaki tane,yanlarda bulunan taneleri sıkıştırdığı için yanlardaki tanelerin ortadaki taneye yaslanan altkısımları hafif çukurdur.Kültürü yapılan arpaların tümünde normal şartlarda harmandan sonra taneler kavuzludur.Diğer bir ifade ile kültürü yapılan tüm iki ve altı sıralı arpalarda normal şartlarda harmanyapılmış tanelerin üzeri çiçek kavuzları dediğimiz iç kavuz ve kapçık ile kaplıdır. Arpada çiçekkavuzları karyopsis meyve kabuğu üzerine yapışık durumda bulunur. Harmandan sonraçıplak taneli olan arpa çeşitleri de vardır. Ancak bunlar ekonomik öneme sahip olan çeşitlerdeğillerdir.Başağındaki sıra sayısına göre kültürü yapılan arpalar iki ve altı sıralı olmakla birlikte, diğerkültürü yapılmayan arpalar ise;Hordeum vulgare convar. intermedium (Orta arpa): Bir boğumdaki üç başakçıktan yalnız ortabaşakçık normal tane oluştururken yan başakçıklardaki çiçekler cılız ve çok küçük tanelerortaya koyarlar.Hordeum vulgare convar. irregulare(=labile) (Karışık sıralı arpa): Bir boğumdaki üçbaşakçıktan çoğunlukla ortadaki başakçık tane bağlarken, bazı boğumlarda yanbaşakçıklarda tane bağlamaktadır. Bu grup arpalarda başaktaki tane sıra sayısı düzensizdir.Hordeum vulgare convar. deficiens (Eksik sıralı arpa): Başak ekseni üzerindeki boğumlardabulunan üç başakçıktan yalnızca orta bulunan başakçık tane bağlar. Yan başakçıkların dışkavuzları dahi gelişemez, ya da çok az gelişmiş bir iç kavuz bulunabilir. Đki sıralı arpadan enbelirgin farkı budur.Sıra sayısı dışında arpalar, dış kavuz ve tane rengine, kavuz durumuna, başak ekseniüzerinde başakçıkların dizilişine ve kılçık durumuna göre gruplandırılırlar.Tane renklerine göre arpalar;a) Beyaz arpalar,b) Siyah arpalar,c) Çakır arpalar,Kavuzluluk durumuna göre arpalar;a) Kavuzlu arpalar,b) Çıplak taneli arpalar,Başak ekseni üzerinde başakçık dizilişine göre;17


a) Đki sıralı arpalar,b) Altı sıralı arpalar,c) Tavuskuyruğu arpalar,Kılçık durumuna göre ;a) Kılçıklı arpalar,b) Külahlı arpalarolarak gruplandırılırlar.Ülkemizde yetiştirilen arpaların çoğunluğu iki sıralı arpalardır. Orta Anadolu ve geçitbölgelerimizde iki sıralı arpa yetiştiriciliği hâkimdir. Đki sıralı arpa çeşitleri taneleri dolgundolayısı ile protein oranları düşük olduğu için bira ve malt sanayi için daha uygun çeşitlerdir.Altı sıralı arpalar ise başakçık ekseni üzerindeki her boğumda bulunan üç başakçıktaki herbir çiçek tane bağladığı için taneler iki sıralı arpalara göre daha zayıftır. Dolayısı ile altı sıralıarpalar, tanelerinde protein oranı yüksek olduğundan hayvan beslenmesi için dahauygundur. Ülkemizde tohumluk üretimi yapılan iki ve altı sıralı arpa çeşitleri aşağıdakiçizelgede verilmiştir.Çizelge. Ülkemizde tarımı yapılan arpa çeşitleriTokak 257/37 (2 sıralı) Güzak (2 sıralı) Cumhuriyet 50 (2 sıralı)Kaya 7794 (2 sıralı) Yerçil 147 (2 sıralı) Obruk 85 (2 sıralı)Bülbül 89 (2 sıralı) Erginel 90 (6 sıralı) Kalaycı 97 (2 sıralı)Orza 96 (2 sıralı) Şahin 91 (2 sıralı) Tarm 92 (2 sıralı)Yesevi 93 (2 sıralı) Yıldırım (6 sıralı) Zafer 160 (6 sıralı)Yeşilköy 387 (6 sıralı)Anadolu 86 (2 sıralı)18


ÇAVDARDünyada kültürü yapılan bütün çavdarlar Secale cereale L. adı altında toplanmaktadır.Kültürü yapılan çavdarlar, kromozom sayılarına göre ;a) Diploid çavdarlar (2n=14)b) Tetraploid çavdarlar (2n= 28)olmak üzere iki ana grup altında toplanmaktadırlar.Çavdarda kromozom sayısının iki katına çıkması, bitkinin bütün organlarının büyümesineneden olmaktadır. Tetraploid çavdarlarda, diploid çavdarlara göre bitki boyu artmış, yapraklargenişlemiş ve uzamış, başak boyu büyümüş ve taneler irileşmiştir.Diploid ve tetraploid çavdarlar arasındaki başak ve tane özellikleri yönünden farklılıklaraşağıda özetlenmiştir.Diploid çavdarlarda, başaklar ince uzun, kavuzları beyaz renkli ve kısa kılçıklıdır. Tane, ince,uzun, 1000 tane ağırlığı 20–25 g, renk pembemsi yeşildir.Tetraploid çavdarlarda başaklar, diploid çavdarlara oranla daha kalın ve uzun, kavuzlarıbeyaz renkli, kılçıklar kısadır. Tane, iri, dolgun ve 1000 tane ağırlığı 45–50 g'dır.YULAFKültürü yapılan yulaflar iki grup altında toplanmaktadır.a) Beyaz yulaf (Avena sativa L.)b) Kırmızı yulaf (Avena byzantina L.)Kırmızı ve beyaz yulaflar arasındaki başak ve tane yönünden farklılıklar aşağıdaözetlenmiştir.Beyaz yulaflarda; başakçık kavuzları ince ve beyaz renkli, genellikle kılçıksızdır. Bazı beyazyulaf çeşitlerinin birinci tanelerinde kılçık bulunur. Taneleri saran iç kavuz ve kapçık genelliklebeyaz renktedir. Alt ve ikinci taneyi birbirine bağlayan sapçık (rachilla), taneler birbirindenayrılınca tümüyle birinci, alttaki tane üzerinde kalır. Tanelerin dip kısmında tüy yoktur vekırmızı yulaf tanelerine oranla daha küçüktür.Kırmızı yulaflarda; salkımlar beyaz yulafınkinden daha büyüktür ve daha fazla başakçığasahiptir. Başakçık kavuzları büyük, kalın ve olgunluk devrelerinde kırmızı kahverengindedir.Genellikle başakçık içersinde alttan birinci ve ikinci tanede kılçık vardır. Taneleri saran içkavuz ve kapçık turuncu kahverengindedir. Alt ve ikinci taneyi birbirine bağlayan sapçık(rachilla)taneler birbirinden ayrılınca genellikle tümüyle kopar ve üstteki tanenin alt kısmındakalır. Kırmızı yulaf tanelerinin dip kısmında beyaz taneli yulaflara göre belirgin şekilde fazlafırça şeklinde tüyler bulunur.19


TRĐTĐKALEBuğday, çavdar melezinin amphidiploidi olan tritikaleye; buğdayın cins isminin (Triticum) ilkiki hecesi ile (Triti) çavdarın cins isminin (Secale) son iki hecesinden (cale) oluşan “Triticale”adı verilmiştir.Tritikale; serin iklim tahılları içersinde düşük sıcaklığı ve olumsuz toprak koşullarına endayanıklı olan (adaptasyon gücü yüksek) çavdar ile buğdayın verim ve kalite özelliklerinibirleştirmek amacıyla elde edilen yapay melezleme ile elde edilmiş bir cinstir. Anaç olarakekmeklik ve makarnalık buğday ile diploid çavdar kullanılmıştır.Makarnalık buğday (2n=28)X diploid çavdar(2n=14) melezlemesinden elde edilen F 1 bitkileri(2n=21) kısırdır. Poliploidi ile kromozom sayısı iki katına çıkarılarak, 2n=42 kromozomluhekzaploid tritikaleler elde edilmiştir. Hekzaploid tritikaleler tane üretimi yetiştirilmektedir.Hekzaploid triticaleler tane tipi triticaleler olarak isimlendirilirler.Ekmeklik buğday (2n=42 )X diploid çavdar(2n=14) melezlemesinden elde edilen F 1 bitkileri(2n=28)’de kısırdır. Poliploidi ile kromozom sayısı iki katına çıkarılarak, 2n=56 kromozomluoktaploid tritikaleler elde edilmiştir. Oktaploid tritikaleler daha çok ot üretimi için yetiştirilirler.Oktaploid tritikaleler ot ya da çayır tipi tiriticaleler olarak bilinirler.Ülkemizde tescilli tritikale çeşitleri; Tatlıcak-97, Tacettin bey, Presto, Karma, Melez 2001 dir.Tritikale, tanesi için yetiştirildiği gibi, karışık ekim yapılarak otlatma veya yeşil ot amacıyla dayetiştirilmektedir. Çavdar kadar olumsuz koşullara dayanıklı olan Tritikale, buğdayveriminden yüksek verim potansiyeline sahiptir. Tanede protein oranı buğdaydan dahayüksek olmasına rağmen, beslenmede kalite yönünden buğdaydan düşüktür.Yeni ıslah çeşitleri ile kalite özellikleri iyileştirilmiş ve un, bisküvi ve yem sanayindekullanılmaya başlanmıştır. Ancak tüketiciler triticale tanesini kullanırken olaya tedirgin olarakyakalaşmaktadırlar.Tritikale marjinal alanlarda (buğday ve arpa tarımına uygun olmayan) yetiştirilmesi gerekenbir serin iklim tahılıdır.20


YEMEKLĐK TANE BAKLAGĐLLERYemeklik Tane Baklagillerin Sistematikteki Yeri:BĐTKĐLER ALEMĐ (Plant Kingdom)BÖLÜM: Cryptogamae (=Çiçeksiz Bitkiler)Phanerogameae (=Çiçekli Bitkiler)ALT BÖLÜM:Angiospermae (=Kapalı Tohumlular) Gymnospermae (=Açık Tohumlular)SINIF……………… MonocotyledoneaeDicotyledoneae (=Çift çenekliler)TAKIM……………. ………………………………..Rosales (=Gülgiller)FAMĐLYA……………………………………………Leguminosae (=Fabaceae, Baklagiller)CĐNS………………………………………………… LensCicerPhaseolusFabaPisumVignaMercimekNohutFasulyeBaklaBezelyeBörülceTÜR……………………………………….………… Lens culinaris Medik.Cicer arietinum L.Phaseolus vulgaris L.Vicia faba L.Pisum sativum L.Vigna sinensis L.MercimekNohutFasulyeBaklaBezelyeBörülce21


Yemeklik Tane Baklagil cinslerinin Türkçe, Latince ve Đngilizce isimleri ile kültürü yapılantürlerin kromozom sayılarıTürkçe Đngilizce Latince Kromozom Sayısı(2n)Nohut chickpea Cicer arietinum L. 16Mercimek lentil Lens culinaris Medik. 14Yemeklik TaneBaklagillerFasulye common bean Phaseolus vulgaris L. 22Bakla broad bean Vicia faba L. 12Bezelye pea Pisum sativum L. 14Börülce cowpea Vigna sinensis L. 2222


YEMEKLĐK TANE BAKLAGĐLLERĐN MORFOLOJĐSĐTaneMeyve içerisinde, meyve kabuğuna göbek bağı ile bağlı halde bulunan taneler; renk, şekil vebüyüklük bakımından cins, tür, çeşit ve çevre koşullarına göre büyük değişiklik gösterirler.Bezelyede; küçük yuvarlak veya buruşuk, fasulye ve börülcede böbrek şeklinde, baklada;yuvarlak veya yassı 4 köşeli, mercimekte; küçük yuvarlak, yassı disk şeklinde, nohutta,koçbaşı, kuşbaşı şekillerinde ve hörgüç gibi bir çıkıntı vardır. Bu çıkıntı kotiledonlar arasındabulunan embriyonal kökün dışarı doğru uzamasından oluşmuştur.Bir yemeklik tane baklagil tanesia) Tane (tohum) kabuğub) Kotiledonlarc) Embriyo olmak üzere üç kısımdan oluşur.a) Tohum kabuğu: Tüm yemeklik baklagillerde embriyo ve kotiledonların etrafını saran kabukkatmanı sadece tohum kabuğundan (testadan) ibarettir. Meyve kabuğu (pericarp) meyveyioluşturur ve meyve içerisinde birden fazla tane bulunduğu için, tanelerin üzerinde sadece tektohum kabuğu katmanı (testa) bulunur.Tohum kabuğunun kalınlığı, yapısı ve rengi cins, tür, çeşit ve çevre koşullarına göre büyükfarklılık gösterir. Kalite faktörü olarak ele alınan pişme özelliği kabuk kalınlığı ve kabuğungeçirgenliği ile yakından ilgilidir. Tane kabuğunun inceliği, pişmeyi kolaylaştırması yanında sualımını kolaylaştırdığı için çimlenmenin de kolay ve hızlı olması üzerine etkilidir. Tohumkabuğunun kalınlığı ise hem pişmeyi zorlaştırır hem de çimlenmeyi zorlaştırıp, yavaşlatır.Tane kabuğunun üzerinde görülen ve tanenin meyveye bağlandığı kısmın tane kabuğuüzerindeki kalıntısı olan göbek bağı (hylum) bulunur. Göbek bağının renk, şekil vebüyüklüğü; cins, tür ve çeşitlere göre değişiklik gösterir. Bu özellik bazı cinslerde tür veçeşitlerin birbirinden ayrılmasında kriter olarak kullanılır. Örnek olarak; börülceler göbek bağıetrafında koyu renkli halkanın bulunup bulunmamasına ve rengine göre çeşit gruplarınaayrılırlar. Göbek bağı, baklada; büyük yassı tanelilerde, kısa kenar üzerinde gayet iri vebelirgin, fasulyede ve börülcede; karın çukurunun iç kısmında, mercimekte; disk kenarında,bezelye ve küçük yuvarlak taneli baklada kotiledon yapraklarının birleştiği hat üzerinde,nohutta ise, hörgücümsü çıkıntının alt kısmında bulunur.Taneyi elimizde tutuş şekline göre göbek bağının alt veya üst tarafında bir kabarcık halindeçiçek tozu çim borusunun yumurtalıktan içeriye girdiği küçük kapıcığın tane kabuğuüzerindeki kalıntısı olan kapıcık (microphyl) bulunur. Kapıcık yassı taneli baklalarda uzunkenarın göbek bağına yakın orta kısmında; fasulye ve börülcede karın çukurunun kenarında;mercimek, bezelye ve yuvarlak taneli baklada kotiledonların birleştiği hat üzerinde göbekbağına yakın kısımda; nohutta ise yine kotiledonların birleştiği hat üzerinde göbek bağınagöre hörgücümsü çıkıntının takriben simetrisinde bulunur. Kapıcık genelde normal tanekabuğu renginden daha koyu ve saydam renkli ve hafif bir kabarcık şeklindedir. Göbek bağıbir çukurluk ve açıklık olmasına karşılık, kapıcık daha sert yapılı ve bir kabarcık halindedir.Bu iki oluşum çimlenmede, ilk su alımında büyük ölçüde etkilidir. Genelde çimlenmenin ilk23


devresinde göbek bağı veya kapıcıktan az miktarda su alındığı zaman tanedeki su oranı bellioranda artınca kabuk katmanlarının geçirgenliği artar. Diğer koşullarda uygun durumda isetohum hızlı bir şekilde su almaya devam eder, hızlı bir çimlenme başlar.Yemeklik tane baklagillerde tane kabuğu üç farklı hücre tabakasından oluşur. En dıştauzunluğuna palizat hücreleri bulunur. Genelde taneye rengini veren renk pigmentleri butabakada toplanmışlardır. Palizat hücreleri katının altında ikinci tabaka olarak T şeklindeenine hücrelerden meydana gelmiş olan katman bulunur. Bu iki katmanın altında bir veyabirkaç sıra halinde parankima dokusu yer alır. Üç katmandan oluşan tane kabuğununkalınlığı cins, tür ve çeşitlere göre büyük ölçüde değişiklik gösterir. Yassı taneli baklada,battal fasülyede ve yabani çeşitlerin çoğunluğunda tane kabuğu kalın, mercimek ve nohutunıslah edilmiş çeşitlerinde ise oldukça incedir.b) Kotiledonlar: Yemeklik tane baklagil tanelerinin ikinci önemli kısmı besin maddelerinindepolandığı kotiledonlardır. Tüm cinslerde tahıllardaki tek parçalı endospermin göreviniüstlenen çeşitli besin maddelerinin depolandığı iki tane kotiledon (çim yaprağı) vardır.Kotiledonlar besin maddelerince, yağ, karbonhidrat ve özellikle de proteince oldukçazengindirler. Bir kotiledon yaprağı şekil olarak yassı taneli baklada ince dikdörtgen prizmaşeklinde, küçük taneli baklada, bezelyede ve nohutta yarım küre şeklinde, mercimekteuzunluğuna kesilmiş yarım disk şeklinde, fasulye ve börülcede yine uzunluğuna kesilmişyarım böbrek şeklindedir.c) Embriyo: Tanenin üçüncü ve canlı olan kısmıdır. Yeni bitkiyi oluşturacak ve meydanagelecek bitkinin küçük bir örneği halinde iki kotiledon yaprağı arasına yer alır. Embriyo,çimlendikten sonra toprak üstü organlarını oluşturacak gövde taslağı (plumula), sapçık(hypocotyl) ve toprak altı organlarını oluşturacak kökçük (radicula)'den ibarettir. Embriyonunkotiledonlara bağlı bulunduğu noktanın üst kısmında epikotil (Epicotyl) ve daha yukarı daaçıkça görülür bir şekilde iki adet ilkel yapraklar bulunur. Bu yaprakların arasında çıplakgözle görülemeyen ancak büyüteçle dikkatli bir şekilde bakıldığı zaman görülebilen tepetomurcuğu (gövde büyütken konisi) bulunur. Embriyonun kotiledonlara bağlı olduğu noktanınalt kısmında hipekotil (Hypocotyl) ve daha alt kısmında da radicula (kökçük) bulunur.Çimlenme: Tohumla üretilen tüm bitkilerde olduğu gibi yemeklik tane baklagillerde de ekilenbir tohum çimlenip sürerek yeni bir bitki meydana getirebilmesi için her şeyden önce tohumdacanlılığın bulunması ve durgunluğun (dormansi) kırılmış olması gerekir. Tohumun canlıolması, tohumun mekanik olarak zarar görmemiş, embriyonun kotiledonlarla olan ilişkisininkesilmemiş ve tohumun fizyolojik olgunluğunu tamamlamış olmasına bağlıdır.Canlı, sağlam, hastalıksız ve durgunluğu kırılmış yemeklik tane baklagil tohumununçimlenebilmesi için gerekli çimlenme koşullarının en az düzeyde de olsa ortamda bulunmasıgereklidir. Tahıllarda olduğu gibi, yemeklik tane baklagillerde de çimlenme faktörleri;a) sub) sıcaklıkc) havaolmak üzere üç bölüm altında incelenir. Işık bu bitkiler için de bir çimlenmeyi başlatıcı yadadurdurucu bir faktör değildir. Çimlenmenin olabilmesi için bu üç faktörün sadece bulunmasıdeğil istenilen düzeyde bulunması gereklidir. Her üç faktörün çimlenme minimumu ile24


çimlenme maksimumu arasında olmak kaydı ile optimumdan azlığı da, fazlalılığı daçimlenmenin hızına olumsuz yönde etkide bulunur. Yemeklik tane baklagiller için tahıllardaolduğu gibi üç grupta topladığımız çimlenme faktörlerini ayrı ayrı inceleyecek olursak;a) Su (nem): Diğer faktörler çimlenme minimumumu ile çimlenme maksimumuarasında bulunuyorsa, cinslere göre kendi ağırlıklarının % 60 ile % 140 kadar su aldıktansonra tohumlar çimlenebilmelerini başlatırlar. Çimlenmelerini başlatabilmeleri için taneiçerisine absorbe etmeleri gereken su miktarları diğer tohumlardan daha fazladır. Fazla suistemeleri tanelerinde fazla protein bulundurmaları ile ilgilidir.Gerekli olan suyu ( Tahıllarından daha fazla bulabilmeleri için ekimin zamanında ve yeterlinemi bulunan toprağa, uygun derinlik, zaman ve yöntemle yapılması gereklidir. Ekim derinliğicins ve tane büyüklüğüne göre iyi bir şekilde ayarlanmalıdır.b) Sıcaklık: Yemeklik tane baklagil cinslerinin çimlenmelerini başlatabilmeleri için istedikleriminimum sıcaklıklar birbirinden oldukça farklıdır. Genelde çimlenme minimumları 5–12 °Colarak bilinir. Ancak yavaşta olsa daha düşük sıcaklıklarda çimlenmelerini başlatabilen bazıcinslere ait tür ve çeşitler vardır. Çimlenmenin en hızlı olduğu optimum sıcaklık isteklericinslere göre 20–30 °C arasındadır. Çimlenmenin tamamen durduğu en yüksek sıcaklıklarcinslere göre 35–37 °C arasında değişim gösterir. Diğer çimlenme faktörleri ortamdaoptimum düzeylerde bulunuyorsa minimum çimlenme sıcaklığında çimlenme başlar, sıcaklıkoptimuma kadar arttıkça çimlenmenin hızı da sıcaklıktaki bu artışa bağlı olarak artış gösterir.Ortam sıcaklığı daha da artmaya devam ederse çimlenme hızı optimum sıcaklıktan sonrakiartışa bağlı olarak azalma gösterir. Ortam sıcaklığı minimum veya maksimuma yaklaştıkçaçimlenme yavaşlar ve toprak yüzüne çıkış gecikir. Çıkış geciktiği zamanda toprakta bulunançeşitli hastalık ve zararlı etmenleri tohum ve bitkiye önemli ölçüde zarar verirler. Bu nedenleyemeklik tane baklagillerin ekim zamanında, çim yatağı derinliğindeki toprak ve toprakyüzeyindeki hava sıcaklığı konusunda çok dikkatli olunmalıdır.c) Hava (Oksijen): Her canlının olduğu gibi tohumunda solunum için havaya (oksijene)ihtiyacı vardır. Tohumda bulunan besin maddelerinin oksitlenerek, enerjinin açığaçıkmasında oksijen gereklidir. Bu enerji yeni meydana gelen bitkinin hayati faaliyetleri içingereklidir. Bir çok kültür bitkisi tohumunda olduğu gibi, yemeklik tane baklagil tohumları daçimlenebilmeleri için optimum olarak tane yüzeyinin % 20–25 kadarının değişebilir toprakhavası ile temasta bulunmasını isterler. Ekilmiş tanenin, yüzeyinin % 20–25'inden dahaazının toprak havası ile temasta bulunması yeterli oksijenin sağlanmasını, daha fazlasınıntoprak havası ile temasta bulunması topraktan yeterli miktarda su ve besin maddelerininalınmasını engellediği için çimlenmeyi yavaşlatır.Normal koşullardaki çimlenmelerde önce kökçük kını uyanır, tane kabuğunu delerek 1–2 mmkadar tohum kabuğunun dışına çıkar ve içerisinden asıl kökçük çıkar. Çok kısa bir zamanfarkı ile bunu pulumulanın (tomurcuğun) tane kabuğundan dışarıya çıkışı izler.Yemeklik tane baklagillerin çimlenmesinde embiryodaki hipekotil veya epikotil aktif durumdaolabilir. Hipekotil embriyonun kotiledonlara bağlı bulunduğu noktanın altında (kökçüktarafında epikotil ise üst (pulumula) tarafında bulunur. Çimlenmenin ilk devresinde eğerhipekotil aktif durumda ise, bu kısım hızlı bir şekilde gelişir. Kotiledon yapraklar büyük olduğuiçin yukarıya doğru taşınamazlar. Đlk devrede kotiledon yaprakları ekim derinliğinde kalır vehipekotil deveboynu şeklinde toprak yüzüne çıkar. Toprak yüzeyinde deveboynu şeklindebulunan hipekotilin üst tarafı fazla ışık aldığı için az, alt tarafı ise daha az ışık alarak fazla25


gelişir. Bu şekilde ortaya çıkan çekme gücü ile toprak içinde kalan kotiledonları toprakyüzüne çeker ve hipekotil toprak yüzeyinde dik bir konum alır. Đlk gelişme devresinde toprakyüzüne çıkan kotiledonlar yeşil renk alarak fotosenteze katılarak bitkiye yardımcı olurlar. Buşekilde, çimlenmede hipekotili aktif olan ve tane içerisinde besin deposu olan kotiledonlarıntoprak yüzeyine çıkartıldığı çimlenmeye epigeal çimlenme adı verilir. Yemeklik tanebaklagiller içerisinde fasulye ve börülcede çimlenme epigeal durumundadır. Çimlenmenin ilkdevresinde epikotil aktif durumda ise, bu kısım hızlı bir şekilde gelişir. Aktif olan kısımembriyonun kotiledonlarla bağlantılı olduğu kısmın üst tarafında olduğu için plumula yukarıdoğru itilirler. Tohum içerisinde besin kaynağı olan kotiledonlar ekim derinliğinde kalır.Tohumlu bitkilerin tamamına yakınında görülen bu tip (epikotili aktif olan) çimlenmeye dehypogeal (normal) çimlenme adı verilir. Yemeklik tane baklagiller içerisinde mercimek, nohut,bakla ve bezelyede çimlenme hypogealdir.KökÜlkemizde yemeklik tane baklagiller adı altında incelenen altı cinste kazık köklüdür. Ana köktüm gelişme devrelerinde belirgindir. Yan köklerde oldukça iyi gelişme gösterebilirler.Yemeklik baklagil köklerinin gelişimi, çeşide, çevre koşullarına ve uygulanan yetiştirmetekniklerine göre önemli ölçüde değişiklik gösterir. Ana ve yan köklerin gelişme durumunagöre yemeklik tane baklagiller iki ana grupta toplanırlar.1. Esas kök toprak içinde derinlere iner ve önüne çıkan engelleri aşabilir. Yan köklerkuvvetlidir. Đlk kademedeki yan kökler erken gelişir ve ana kökün üst kısmından çıkarlar.Bazıları boy yönünden de ana kökün uzunluğuna erişebilirler. Birinci kademedeki yan kökler,ikinci kademedeki yan kökler tarafından çabucak örtülür.a) Ana kök kalınca ve birinci kademedeki yan kökler dikkati çekecek şekildeyaygındır. (Bakla, Nohut).b) Ana kök daha ince ve birinci kademedeki yan kökler daha az yaygındır.(Mercimek, bezelye)2. Esas kök birinci gruptaki kadar ya da daha kalındır. Ancak daha az derine gider.Önüne çıkan engelleri aşamaz. Bir engele rastladığında büyümesini durdurur ve aynıkuvvette yan kökler ortaya çıkarır. Yan kökler birinci gruba göre daha fazladır. (Fasulye,Börülce)Tüm baklagil köklerinin ortak bir özelliği de köklerinde bitki ile ortak yaşayarak havanınserbest azotunu toprağa bağlayabilen bakterilerin oluşturduğu yumrucukların (nodozitelerin)bulunmasıdır. Baklagillerin köklerindeki yumruları “Rhizobium” bakterileri oluştururlar.Toprakta bulunan veya çeşitli şekillerde toprağa verilen bakteriler; önce kökü enfekte ederler.Bitkinin ürettiği karbonhidratları kullanırlar. Bu sırada havanın serbest azotunu, oluşturduklaryumrular içerisinde depolarlar. Depolanan azotun bir kısmı bizzat bitki tarafından kullanılır.Geri kalan azotun ise yolunarak yapılan hasatta bir kısmı, biçilerek yapılan hasatta isetamamı bitkinin ölümünden sonra toprağa bırakılır. Cins, tür, çeşit, çevre koşulları veyetiştirme yöntemlerine göre bir vejetasyon döneminde bir dekar alanda toprağa bağlananazot miktarı 5–19 kg arasında değişir.26


GövdeYemeklik tane baklagillerde gövde yumuşak ve otsudur. Genelde odunlaşma olmaz, tamolgunlaşma döneminde suyunu kaybetmesinden dolayı belli derecede sertleşme görülür.Yemeklik tane baklagillerde gövde; boy, kalınlık, dallanma durumu, kesit şekli, büyüme tipiyönünden cins, tür, çeşit ve çevre koşullarına göre büyük ölçüde farklılık gösterir. Gövdebüyüme tipi bakımından dik, yarı yatık, yatık ve sarılıcı özellikler gösterebilmektedir. Kesitşekli olarak gövde; nohut, bakla, mercimek ve bezelyede dört köşe; fasulye ve börülcede altkısımda yuvarlak üst kısımda ise altı köşelidir.Gövdenin dallanma durumuna göre yemeklik tane baklagiller iki ana grup altındatoplanabilirler.1. Ana gövde, gelişmenin tüm devrelerinde ayırt edilebilir ve 3 farklı tipi vardır.a) Dallanma genellikle gövdenin alt kısımlarında olur (bakla),b) Dallanma genellikle gövdenin üst kısımlarında olur (bezelye),c) Dallanma bütün ana gövde boyunca olur (fasulye, nohut, börülce),2. Ana gövde ilerleyen gelişme devrelerinde yan dallar arasında ya hiç ya da tam olarak ayırtedilemez. Dallanma çok kuvvetlidir. Alt dallar genellikle yeniden dallanırlar (mercimek).YaprakYemeklik tane baklagillerde bileşik yaprak halinde olan yapraklar; ortak bir sap üzerine özelsapçıklarla bağlanmış üç ya da daha fazla sayıda yaprakçıktan oluşurlar. Yapraktakiyaprakçık sayısı, yaprakçık şekli ve yaprak sapının son bulma durumu yönünden cins, tür veçeşitler arasında önemli faklılıklar vardır. Gelişme devresi ilerledikçe farklılıklar dahabelirginleşir. Yaprakçıkların yaprak sapı üzerindeki dizilişleri karşılıklı veya alternatiftir.Yaprakçık kenarlarının dişlilik durumu da cins, tür ve çeşitlere göre değişiklik gösterir. Yapraksapı; yaprakçık ya da uzun veya kısa bir sülükle son bulur. Sülükle son bulanlarda, sülüğüngelişme durumu tür, çeşit ve yaprağın bitki üzerinde bulunuş yerine göre faklılık gösterir.Yaprak sapının dalla birleştiği yerde büyüklük ve şekli cinslere göre önemli ölçüde farklılıkgösteren değişik sayıda yaprakçık bulunur. Bu yaprakçıklara kulakçık adı verilir. Bezelyedeoldukça büyük olan kulakçıklar yaprakçıklardan daha büyüktür. Bakla, nohut ve mercimekteise oldukça küçük, mızrak şeklinde ve iki adettir. Fasulye ve börülcede ise kulakçık üçgenşeklinde ve orta büyüklüktedir. Kulakçıklar, çiçeklenmeden önce baklagil cinslerininbirbirilerinden ayrılmasında göz önünde bulundurulan en önemli özelliktir.Çiçek Durumu ve ÇiçekYemeklik tane baklagil cinslerinde AXĐLLARY çiçek durumu vardır. Çiçek yaprakkoltuklarından, yaprak sapı ile gövdenin birleştiği noktadan çıkar. Çiçekler salkım şeklindedir.Bir çiçek sapı üzerinde özel sapçıkla asıl çiçek sapına bağlanan bir ya da daha çok sayıdaçiçek bulunur.27


Baklagil bitkilerinde çiçek dış görünüş itibariyle kelebek görünüşündedir. Genel olarak birbaklagil çiçeğinde 5 farklı organ bulunur.1.çiçek tablası: çiçek sapının uç kısmında bulunan ve tüm çiçek organlarının üzerineoturduğu kısımdır. Yemeklik tane baklagillerde genel olarak yeşil renklidir.2. çanak yapraklar (Sepal): çiçeğin en dış kısmında bulunan ve tüm diğer çiçekkısımlarını saran yeşil renkli çiçek organıdır. Tüm yemeklik tane baklagil genuslarında 5 adetolan çanak yapraklar alt kısımda birleşerek bir boru oluştururlar, bu boruya kaliks (calyx) adıverilir. Bu yapraklar üst kısımda 5 parçalıdır ve parçalar genelde birbirinin aynısıdurumundadır. Çanak yapraklarının oluşturduğu borunun ve parçalı olan uç kısımlarınınuzunluğu, şekli, büyüklüğü, üzerindeki damarların belirginlik derecesi cins, tür ve çeşitleregöre büyük farklılıklar gösterir. Bu karakterler baklagillerin tür, bazen de çeşitlerin birbirindenayrılmasında kriter olarak kullanılır.3. taç yapraklar (Petal): tüm yemeklik tane baklagil çeşitlerinde 5 adet taç yaprakvardır. Çiçeğin renkli kısmını oluştururlar. Şekil, renk, büyüklük ve durumları itibariylebirbirinden farklı 3 ayrı durumda bulunurlar.a) bayrak yaprağı (Vexillum): taç yapraklarının, en dışta bulunan ve en gösterişliolanıdır. Çiçeğe rengini verir. Bayrak yaprağının rengi cins, tür ve çeşitlere göre beyaz, mavi,kırmızı, menekşe veya pembe olabilir. Genellikle belirgin damarlıdır. Alt kısımda bir boruoluşturur, bu boruya “Coralla” adı verilir üst kısmı geniş yuvarlak ve hafifçe geriye doğrubüküktür. Tomurcuk devresinde diğer çiçek kısımlarını sarar. Çiçek açınca geri ve arkayadoğru hafifçe kıvrılır. Gösterişli renklere sahip olduğu için böceklerin çiçeğe gelmelerinde,dolayısıyla yabancı döllenmede önemli rol oynar.b) Kayıkçık (Carina): kayıkçık bayrak yaprağının karşısında bulunan, birer kenarıboyunca birleşmiş iki adet taç yapraktan ibarettir. Birleşme nedeniyle kayığa benzediği içinbu ismi almıştır. En içte bulunan taç yapraklarıdır. Çiçek açılmadan önce erkek ve dişiorganları sarar ve korurular. Đnce birer sapla çiçek tablasına bağlanırlar. Şekli, büyüklüğü verenkleri tür ve çeşitlere göre büyük değişiklik gösterir. Erkek organlar toz verecek olgunluğageldikleri zaman, çeşitli nedenlerle kayıkçığın üst kısmı yırtılır, yay gibi gergin durumda olanerkek organlar dışarı fırlar ve çiçek tozları etrafa yayarlar.c) Kanatçıklar (Alea): kanatçıklar bayrak yaprağının oluşturduğu boru içerisinde,kayıkçığın sağ ve solunda bulunan iki adet taç yaprağıdır. Kanatçıklar ince birer sapla çiçektablasına ayrı ayrı bağlanmışlardır. Çiçek açılmasından önce kayıkçık içerisinde bulunanerkek ve dişi organların korunmasında yardımcı olurlar. Çeşit ve türlere göre büyüklük, şekilve renk olarak değişiklik gösterirler.4.Erkek organlar (Androecium): yemeklik tane baklagillerde erkek organlar anther veflamentlerden oluşur hepsinde erkek organ sayısı 10 tanedir. Alt kısımda birleşme durumunagöre birbirinden farklı 3 şekilde bulunurlar.a) Monodelphus (tek parçalı): bu tipte 10 adet olan erkek organ alttan uzunluklarının1/3'ü veya yarısı boyunca ince bir zarla birleşerek bir boru oluşturmuşlardır. Üst kısımda herbirisi ayrı ayrı durumdadır. Birleşme uzunluğu tür ve çeşitlere göre farklılık gösterir.b) Diadelphus (iki parçalı): dokuz adet erkek organ alt kısımda birleşerek bir boruoluşturur. Bir adet erkek organ ise dipten itibaren serbesttir.28


c) Polidelphus (çok parçalı: on adet erkek organda alttan itibaren serbest gelişmişlerve ayrı ayrı durumda bulunurlar. Alt kısımda zarımsı yapıyla birleşme yoktur.Yemeklik baklagil cinslerinde en çok rastlanan erkek organ tipi diadelphus'tur. Ancakmonodelphus ve polidelphus tipinde olanları da vardır. Bazı hallerde aynı çeşit içerisindebirbirinden farklı iki erkek organ tipide görülebilir.5. Dişi organ (Gynoecium: dişi organ, dişicik tepesi (stigma), dişicik borusu (stylus) veyumurtalık (ovarium)'tan ibarettir. Baklagillerde dişi organ tek bir karpelden ibaret olupiçerisinde mercimek ve nohutta 1–3, fasulye, börülce, bakla ve bezelyede ise 4–13 adetyumurta hücresi bulunur. Dişicik tepesi iki parçalı ve tüylüdür. Dişicik tepesi şekil, büyüklükve tüylülük yönünden cins, tür ve çeşitlere göre önemli ölçüde değişiklik gösterir.MeyveYemeklik tane baklagillerde meyve bakla, fasulye, kapçık, çakıldak, koza ve badıç gibi isimleralır. Meyve yumurtalığın dış katmanının gelişmesi ile ortaya çıkar. Meyve kabuğu ikiparçalıdır, dolayısıyla iki adet dikiş yeri ihtiva eder. Dikiş yerlerinde cins, tür, çeşit, yetiştirmekoşulları ve meyvenin olgunluk çağına göre değişik şekillerde iplikçikler (kılçıklar ) bulunabilir.Dikiş yerleri belli bir olgunluktan sonra (su oranı azalınca) kolayca çatlama özelliği kazanırlar.Bazı hallerde bakla olgunlaştığında meyve kabuğu parçalarının farklı kuruması nedeniyleortaya çıkan kıvrılma kuvveti meyvenin dikiş yerlerinden çatlamasına neden olur. Bu özellikzamanında yapılan hasatlarda harmanı kolaylaştırır. Ancak bitkide homojen olmayanolgunlaşma nedeni ile ve geciken hasatlarda tane dökümüne, dolayısıyla ürün kaybına sebepolduğu için önemli bir özelliktir. Meyve içerisinde cins, tür, çeşit ve yetiştirme koşullarına görebir ya da daha fazla sayıda tohum bulunur. Bakla, bezelye, fasulye ve börülcelerde meyveleruzundur ve genellikle her meyve içerisinde 3–8 arasında tohum bulunur. Bazı börülce vefasulye çeşitlerinde meyvedeki tohum sayısı 15'e kadar çıkabilir. Bir meyve sapı ucundabirden fazla meyve salkım halinde bulunabilir. Mercimek ve nohutta ise meyveler oldukçaküçüktür ve bir, iki çok ender olarak da üç adet tohum bulunur. Meyvelerin; şekilleri,büyüklükleri, olgunlaşmadan önceki ve sonraki renkleri yetiştirme koşulları yanında cins, türve çeşitlere göre de farklılık gösterir. Bazı hallerde bu farklılıklara göre çeşit, cins ve türayrımı yapılabilir. Meyve ile tohum kabuğu birbirinden ayrılmış durumdadır. Diğer ölçüleryanında, dıştan meyveye bakıldığı zaman meyvenin olgunlaşma durumuna göre taneninolgunluk derecesi belirlenebilir.29


NOHUTTaneNohutta tane, yuvarlak şekilli ve embriyodaki primer köklerin oluşturduğu hörgücümsüçıkıntılıdır. Tane görünüşü köşeli olanlar olduğu gibi, yuvarlak olanlarda vardır. Tane kabuğudüz, pürüzlü, kırışık ya da tüylü olabilir. Tane kabuğu rengi; sarı, beyaz, kahverengi, kırmızısiyah, yeşil veya portakal rengi, olabilir. Nohutta tane şekli, büyüklüğü, tane kabuğunun rengive düzlüğü çeşitlere ve yetiştirme koşullarına göre büyük değişiklik gösterir. Bin tane ağırlığı40–600 g arasında değişir. Hilum hörgücümsü çıkıntının alt kısmında, mikropil ise hilumagöre hörgücümsü çıkıntının simetrisi durumunda bulunur.TSE 142'ye göre nohutlar botanik bakımından yapılarına göre 4 çeşide, iriliklerine göre de 3boya ayrılır.Çeşitler;1. Koçbaşı (Đspanyol lüks): Bu çeşide giren nohutlar iri az çok köşeli ve uzun olup,görünüş olarak koçbaşını andırırlar. Uzunlukları genişliklerinin 1,5 katı kadardır.Genişlik ve derinlikleri ise birbirine yakındır. En geniş yerleri uzunluk eksenine dikeyolan ekvatoral bölgededir. Tanede buruncuğa doğru belirgin bir daralma görülür. Diptarafa olan daralma belirsizdir. Dip tarafları ikiye bölünmüş durumdadır. Burun uzunkabuk ince buruşuk renkleri açık sarı bazen de hafif kırmızımsı sarıdır.2. Kuşbaşı (kaba leblebilik): orta irilikte ve genellikle yuvarlakça olup, şekilleri kuşbaşınıandırır. En geniş ve en derin yerleri buruncuğun hemen altındaki uzunluk ekseninedikey olan kısmıdır. Dip taraflarında ikiye bölünme pek belirgin değildir. Buruncuk ortaboyda ve çengel şeklinde kıvrıktır. Kabuk oldukça kalın ve az kırışık olup, renklerikoyuca kırmızımsı sarıdır.3. Bezelyemsi (yuvarlak) nohut: bu çeşide giren nohutlar tane olarak irice bir yapıyasahip olup, yuvarlak ve bezelyeyi andırırlar. Buruncuk küçüktür. Kabukları düz olup,renk açık sarıdır.4. Karışık nohut: yukarıda belirtilen nohutlardan ikisinin ya da üçünün karışımındanoluşur. Karımşım oranları % 20 den fazla olduğu zaman bu ismi alırlar.Boylar;1. En iri: Delik açıklığı 9 mm olan yuvarlak delikli elek üstünde kalan tanelerdir. (31kalibre ve yukarısı olarak isimlendirilirler).2. Đri: delik açıklığı 9 mm olan yuvarlak delikli elekten geçen fakat 8 mm elek üstündekalan tanelerdir. (29–30 kalibre olarak isimlendirilirler)3. Orta: delik açıklığı 8 mm olan yuvarlak delikli elekten geçen fakat 5 mm elek üstündekalan tanelerdir. (29 kalibre ve altı olarak isimlendirilirler)30


KökNohudun kökleri oldukça kuvvetli bir şekilde gelişir ve oldukça derinlere doğru iner. Uygunkoşullarda kök derinliği 1.5–20 m'ye kadar inebilmektedirler. Đyi gelişmiş, ana kök ve çoksayıda birinci ve ikinci derece yan kökleri bulunur. Yan kökler ilk gelişme devrelerindemeydana gelir. Toprağın yüzeye yakın kısımlarında yan kökler daha fazladır. Derinlik arttıkçayan kök sayısı önemli ölçüde azalma gösterir. Toprak yüzeyine yakın olan katmanlardakökler yanlara doğru gelişir. Kök gelişimi çiçeklenme devresine kadar hızlı, daha sonrakidevrede taneler olgunlaşıncaya kadar yavaş bir şekilde devam eder. Bu nedenle nohutyemeklik tane baklagiller içerisinde kuraklığa karşı en dayanıklı cinstir. Aynı zamandatoprakta bulunan besin maddelerinden de en iyi şekilde yararlanır. Nohutta ana ve yan köklerüzerinde karşılıklı bir çift böbreğe benzer şekilde nodozite bulunur. Nohutta nodozitelerioluşturan bakteri tütünün “Rhizobium ciceri” olduğu belirlenmiştir.GövdeNohutta gövde dört köşeli, içi boş kuvvetli ve sert bir yapıya sahiptir. Nohut çeşitlere veyetiştirildiği şartlara göre 18–75 cm arasında boy alır. Nohutta da dallanma tüm gövdeboyunca olur ve dallanma çok fazla ortaya çıkmış olsa bile ana gövde gelişmenin herdevresinde yan dallardan rahatlıkla ayrılabilmektedir. Gövde; yapraklarda, çiçeğin çanakyapraklarında ve meyve kabuğunda olduğu gibi elma asidi ve oksalik asit içeren tüylerlekaplıdır. Gövdedeki boğum sayısı 30’a kadar çıkabilmektedir, ancak kültürü yapılançeşitlerde gövde kısa ve daha az boğuma sahiptir. Đnsan beslenmesinde kullanılmak üzerekültürü yapılan nohut çeşitlerinde habitus yayvan ve renk koyudur. Yemlik çeşitlerde isesaplar dik, habitus toplu ve renk daha açıktır.YaprakNohutta yapraklar, dalların üzerinde almaşıklı olarak dizilmişlerdir. Yaprak sapı her zaman biryaprakçıkla son bulur. Bazı hallerde ilk yapraklardaki yaprakçık sayıları daha azdır. Tanesi iriolan çeşitlerin yaprak ve yaprakçıkları, tanesi küçük olan çeşitlerinkinden daha büyüktür.Yaprakçıkların yaprak sapı üzerindeki dizilişleri karşılıklı veya karışık durumda olabilir.Yaprakta yaprakçık sayıları 8–18 arasında değişir. Yaprakçıklar kısa bir sapla yaprakeksenine bağlanırlar. Yaprakçıkların uçtan itibaren 2/3’lük kısmı dişlidir. Bu dişlerin derinliğibazen 1.5 mm kadar olabilmektedir. Taç yaprakları dışında tüm bitki aksamında bulunanelma ve oksalik asit içeren ve yapışkan olan tüycükler yaprakçıkların iki yüzünde de bulunur.Yaprakçığın alt yüzeyindeki tüylülük, üst yüzeye oranla daha fazladır. Yaprakçıklar yaprakiçerisinde aşağıdan yukarıya doğru gidildikçe azda olsa küçülme gösterir.Yaprak sapının dalla birleştiği yerde ovalden üçgene kadar değişen şekillerde olabilen 2 adetkulakçık vardır. Kulakçıklar çoğunlukla 2–6 arasında değişen sayıda dişli ve 3–11 mmarasında değişen uzunluğa sahiptir.ÇiçekNohutta yaprak koltuklarından çıkan yuvarlak kesitli, üzeri ince tüylerle kaplı çiçek saplarıüzerinde bir bazen de iki adet çiçek bulunur.Çanak yapraklar açık yeşil renklidir. Alttan 3–4 mm'lik kısmı birleşerek calix tüpünü oluşturur.Üzeri damarlı ve tüylüdür. Genelde çanak yapraklarının üç tanesi tek tek iki tanesi ise yan31


yana gelmiş halde bulunur. Taç yaprakları beyaz, açık leylak, menekşe veya pembe renklidir.Erkek organlar diadelphus durumundadır. Yumurtalık üzeri tüylü olup 2–4 tohum taslağıiçerir. Dişicik borusu çıplak ve erkek organlardan daha kısadır. Tozlanma sırasında stigmaçok gergin ve bir top şeklindedir. Yumurtalık içerisinde tohum taslağı 3–4 adet olduğu zamanhepsinin döllenme şansı çok azdır. Dişicik borusuna yakın olan bir iki tanesi döllenir. Gerikalanları ise genelde döllenmez. Bu nedenle bir nohut baklasında bir, iki çok ender olaraktaüç adet tane bulunur.Nohutta çiçek rengi çeşit özelliğidir. Çiçek rengi ile tane rengi ve şekli arasında oldukça sıkıbir ilişki vardır. Tane rengi açık olan nohutların çiçek rengi beyaz veya çok açık renkli, tanerengi koyu olanların ise çiçek renkleri daha koyudur. Çiçek rengi beyaz, pembe veya morolabilmektedir.Kültürü yapılan nohut çeşitlerinde döllenme büyük ölçüde kendinedir (autogame). Ancak çokdüşük oranda (%1-3) yabancı döllenme söz konusudur.MeyveNohutta meyve tek dikişli, şişkin oval şekillidir. Mercimekten sonra en küçük meyveli yemekliktane baklagil cinsidir. Meyve içerisinde mercimekte olduğu gibi 1, 2 çok ender olarak da 3adet tohum bulunur. Kurumuş olan meyveler çok az bir mekanik etki ile dikiş yerinden çatlar.Eğimli bir meyve sapına bağlı olan meyve iğnemsi bir çıkıntı ile son bulur. Üzeri seyrek tüylü,rengi yeşildir. Olgunlukta meyve yeşilimsi sarı veya saman sarısı bir renk alır. Bitkidekimeyve sayısı tür, çeşit, ve çevre koşullarına göre büyük değişiklik gösterir. Ülkemiznohutlarında bitkideki meyve sayısı 24-160 arasında değişir. Đri taneli nohut çeşitlerindebitkideki meyve sayısı küçük tanelilere oranla daha azdır.MERCĐMEKTaneTane şekil olarak yassı disk şeklinde, kenarları ince, orta kısmı şişkindir. Çapı 3.0–9.0 mm,kalınlığı 1.5–3.4 mm arasında değişir. Tohum kabuğu rengi yeşil, kırmızı, kahverengi, gri,siyah ve bu renklerin tonları şeklinde olabilir. Ayrıca bazı düz renkler üzerinde menekşe koyuyeşil, siyah benekli olanları da vardır. Yeni harman edilmiş tanelerin üzeri puslugörünüşlüdür. Bin tane ağırlığı 20–90 g arasında değişir.Mercimek tanesinde hilum ve mikropil kotiledonların birleştiği keskin kenar üzerindedir vedikkatle bakıldığı zaman çıplak gözle ayırt edilebilir durumdadır. Kotiledon renkleri çeşitleregöre değişiklik gösterir. Kotiledon renkleri; çeşitli tonlarında olmak üzere; sarı, kırmızı,turuncu renklidir. Büyük ve orta irilikteki tanelerin kotiledon renkleri genelde sarıdır. Küçüktanelilerin kotiledon renkleri sarı veya turuncu kırmızı olabilir. Kotiledon rengi sarı olanlarayeşil, turuncu kırmızı olanlara ise kırmızı taneli mercimekler adı verilir.Tane kalınlığının çapına oranı genelde küçük tanelilerde, büyük tanelilerden, kırmızıkotiledonlular da sarı kotiledonlulardan daha büyüktür.Ülkemizde yetiştirilen mercimekler tane iriliği, tane kabuğu ve kotiledon renklerine görebaşlıca üç grupta toplanırlar.32


a) Pul mercimek (yaprak, sultani, büyük mercimek): tanelerinin çapı 6–7 mmkotiledon rengi sarı, tane rengi açık yeşil, yeşil, sarımsı yeşil, bin tane ağırlığı 50–65 g olup, genellikle kıyı ve batı geçit bölgelerimizde yetiştirilir.b) Yeşil mercimek (sıra mercimeği): tane çapı 4–6 mm kotiledon rengi sarı, tanerengi yeşil, sarımsı yeşil, bin tane ağırlığı 30–50 g olup, genellikle Orta Anadolu vegeçit bölgelerinde yetiştirilir.c) Kırmızı mercimek: tane çapı 3–5 mm kotiledon ve tane rengi kırmızı, pembe, koyugri, bin tane ağırlığı 30–45 g olup, daha çok Güneydoğu Anadolu bölgesindeyetiştirilmektedir.TSE 143’ e göre ise ülkemizde yetiştirilen ve pazara sunulan mercimekler botanikbakımından yapılarına göre kabuklu olarak 3, iç olarak da 2 gruba ayrılırlar.Kabuklu olarak;1. Sultani mercimek (yaprak mercimek, pul mercimek)2. Yeşil mercimek (sıra mercimek)3. Kabuklu kırmızı mercimekĐç olarak;Kök1. Kırmızı iç mercimek2. Yeşilimsi sarı iç mercimekMercimekte kök sistemi nispeten zayıf ve incedir. Açık kahve renkli, diğer köklere göreoldukça iyi gelişmiş esas kök ile zayıf gelişmiş yan köklere sahiptir. Kireçli derin olmayantopraklarda kök sistemi yüzlek olarak gelişir. Kireç yönünden zengin olan topraklarmercimeğin köklerinin derinlere gitmesini engellemesine rağmen belli oranda yüksek verimsağlanmasında etkilidir. Kuraklık nedeniyle geniş ölçüde çatlayan topraklarda ise ihtiyaçduyduğu suyu sağlayabilmek için köklerini derinlere doğru geliştirir.Mercimekte kök derinliği; çeşit ve çevre koşulları yanında tane büyüklüğü ve ekim zamanınagöre de büyük ölçüde değişiklik gösterir. Büyük ve dolgun taneli çeşitlerde ana kök iyi yankökler ise zayıf gelişir. Orta ve küçük taneli çeşitlerde ise kökler yüzlek ve yan kökler fazlasayıdadır. Toprak koşullarına göre kök gelişmesi uygun olan çeşidin seçilerek yetiştirilmesiyüksek ve kaliteli tane verimi için gereklidir. Kökler kışlık ekimlerde yazlık ekimlere, zamanlıkışlık ekimlerde zamansız kışlık ekimlere, erken yazlık ekimlerde geç yazlık ekimlere göredaha iyi ve kuvvetli olarak gelişir. Mercimekte çeşit, çevre koşulları ve ekim zamanına göredeğişmekle beraber kök derinliği 1.0–1.4 m kadar ulaşabilmektedir.Mercimek bitkisinin köklerinde ortak yaşayarak havanın serbest azotunu toprağa bağlayanbakteri türü “Rhizobium leguminosarum”dur.33


GövdeMercimekte gövde dört köşe kesitli içi boş ve yivli görünüşlüdür. Boy çeşitlere ve yetiştirildiğişartlara göre 15–70 cm arasında değişir. Toprak üstü organları yumuşak ve naziktir.Mercimek toprak altı ve toprak üstü organları olarak diğer yemeklik baklagil cinslerine göredaha küçüktür. Dallanma tüm gövde boyunca meydana gelir ve ileri gelişme devrelerindegövdeyi birinci derecedeki yan dallardan ayırmak ya hiç, ya da tam olarak mümkün değildir.Gövde rengi, bitki canlı iken yeşildir, bazı hallerde antosiyonlu olabilir, olgunluğa doğrusararır. Gövdenin üzeri yumuşak tüylerle kaplıdır.YaprakMercimekte yapraklar çoğunlukla 5–7 çift yaprakçıktan oluşur. Yaprakçıklar oval elipsşekillidir. Yaprakçıkların kenarları düz ve yüzeyleri yumuşak tüylüdür. Yaprakçıklar yapraksapı üzerinde almaşıklı olarak dizilmişlerdir. Yaprak sapı bitkinin alt kısımlarında sülüksüz,üst kısımlarında ise kısa bir sülükle son bulur. Yaprakçıklar nohuttan daha az tüylü, dahaküçük ve daha dardır. Yaprak sapının dip kısmındaki yaprakçıklar, küçük, dar, uzun şerit gibive uçları sivri olmasına karşılık, uç kısımdaki yaprakçıkların uçları daha küttür. Mercimekte,yaprak sapının dalla birleştiği yerde küçük üçgen şeklinde 2 adet kulakçık bulunmaktadır.ÇiçekMercimekte yaprak koltuklarından çıkan salkım saplarının üstünde 1–5 çiçekten oluşansalkım şeklinde çiçek topluluğu bulunur. En fazla rastlanan iki çiçekli durumdur. Üç çiçekiçeren salkımlarda oldukça fazladır, dört ve beş çiçekli salkımlara ise çok ender rastlanır.Çanak yapraklar taç yapraklardan daha uzundur. Beşli olan çanak yapraklarının boruoluşturan kısmı parçalı olan kısmından daha kısadır. Bayrak yaprağı mavimsi beyaz,kanatçıklar genelde beyaz, kayıkçık çoğunlukla beyaz ender olarak ta menekşe veyamavimsi çizgilidir. Erkek organlar diadelphus durumundadır. Dokuz adet erkek organ alttayarıdan fazla uzunlukta birleşmiş ve dişi organın etrafını sarmıştır. Bir tanesi ise alttanitibaren serbest durumdadır. Mercimekte erkek organları polidelphus şeklinde olanları davardır. Dişi organda yumurtalık yassı ve çıplak durumda olup, çoğunlukla bir, iki adet tohumtaslağı içerir. Yumurtalıktan sonra dişicik borusu hemen keskin bir şekilde kıvrılır. Tepecikyassı ve iç tarafı tüylüdür.Mercimekte çiçeklenme bitkide aşağıdan yukarıya doğru devam eder. Normal koşullaraltında bir bitkide çiçeklenme 10 gün kadar sürer. Ancak bu 4–15 gün arasında değişebilir.Çiçeklenme sabah erken saatlerde başlar, öğleden sonraya hatta akşamüzerine kadardevam edebilir. Geceleri bayrak yaprağı çiçeği kapatır, koruma altına alır ve ertesi sabahçiçek daha erken açılır.Mercimeğin çiçek yapısı kendine döllenmeye uygundur. Kendine uyuşmazlık durumu da sözkonusu olamadığı için büyük ölçüde (% 99'un üzerinde) kendine döllenir. Ancak çok düşükoranda da olsa yabancı döllenme söz konusudur.MeyveMercimek yemeklik tane baklagiller içerisinde meyvesi en küçük ve meyvesi içerisinde tanesayısı en az olan cinstir. Meyveler eşkenar dörtgen şeklinde, şişkin, tüysüz, ilk zamanlardayeşil, olgunlaştıkları zaman esmer sarı renklidir. Meyve içerisinde 1, 2 çok ender olarak da 334


tane tohum bulunur. Küçük tanelilerde (kırmızı ve yeşil mercimeklerde) meyve küçük, büyüktanelilerde (pul yaprak mercimeklerde ) ise meyve daha büyüktür.FASULYETaneFasulyede tane silindirik yuvarlak veya böbrek şeklinde olabilir. Fasulyede, tane rengi, şeklive iriliği çeşit ve çevre koşullarına göre büyük farklılık göstermektedir. Meyve içerisindekitane sayısı 3–10 arasında değişmektedir. Nadiren tek taneli, çok küçük baklalı çeşitlerdebulunabilir. Bin tane ağırlığı genel olarak 150-750 g arasında değişir. Ancak çeşit veyetiştirme koşullarına göre bin tane ağırlı 150 g'dan aşağı ve 1000 g'dan yukarı olan fasulyetaneleri de vardır.Türk Standartları Enstitüsü ülkemizde yetiştirilen fasulyeleri kuru tane olarak botanikbakımından yapılarına göre çeşitlere, iriliklerine göre de boylara ayırmıştır. TSE’ye görebotanik bakımından yapılarına göre fasulye çeşitleri (TSE 141'e göre) ;1. Tombul: bu çeşide giren kuru fasulyelerin tane renkleri beyaz, şekilleri oval vetaneleri ufaktır.2. Çalı: Tane renkleri beyaz, şekilleri böbreği andıran ve taneleri orta iriliktedir..3. Horoz: tane renkleri beyaz, şekilleri uzunca silindirik ve taneleri orta iriliktedir.4. Dermason: tane renkleri beyaz, şekilleri dolgunca ve yassı, genellikle tanelerin biruçları düz, diğer uçları yuvarlakça ve iricedir.5. Selanik: tane renkleri beyaz, şekilleri yanlardan basık (yassı) uçları yuvarlak vetaneleri iridir.6. Battal: renkleri beyaz, şekilleri böbreği andırır. Ovalimsi yassıdır ve selanik kurufasulyesinden daha iridir.7. Şeker: renkleri beyaz, şekilleri yuvarlak taneleri iri ya da iricedir.8. Barbunya: tane renkleri bej üzerinde kırmızı çizgili ya da lekeli ya da alacalı,şekilleri yuvarlağa yakın iricedir.9. Bomba: tane renkleri beyaz, şekilleri ovalimsi şişkin taneleri battal çeşidindendaha büyüktür.KökFasulyede kökler zayıf gelişirler ve renkleri genelde kahverenginin tonları şeklindedir.Fasulye kökleri yüzlek olarak gelişme gösterirler. Kazık şeklinde olan ana kökten, çok sayıdayan kökler çıkar. Yüzeye yakın olan kökler, derinde olanlara göre daha hızlı gelişirler. Çeşitve yetiştirme koşullarına göre kökler 60–70 cm yanlara, 70–80 cm derinliğe kadar inebilirler.Đlk gelişme devresinde kökler çok hızlı gelişirler, bu hızlı gelişme çiçeklenme devresine kadar35


devam eder. Çiçeklenme döneminden itibaren kök gelişmesi yavaşlar ve daha sonrakigelişme dönemlerinde tamamen durur.Generatif gelişmenin başlamasından bir hafta kadar önce kökler üzerinde basık küreşeklinde nodoziteler oluşmaya başlar. Çiçeklenme döneminde nodozitelerin hacmi enbüyüktür. Canlı oldukları zaman Leghaemoglobin içerdikleri için açık pembe renklidirler. Tanedolmaya başladığı zaman içleri boşalır ileri gelişme dönemlerinde canlılıkları giderek azalır.Canlılığın azalmasına paralel olarak da renkleri koyulaşarak kahverengileşir. Tane olumdevresinde nodozitelerin bazıları bitki ile olan ilişkisini tamamen keserler. Fasulyede nodoziteoluşturan bakterinin türü “Rhizobium phaseoli” dir. Çeşit ve çevre koşullarına göre bitkibaşına oluşan nodozite sayısı 46–74 arasında değişir.GövdeFasulyede gövde, uzun boylu çeşitlerde sarılıcı, kısa boylu bodur çeşitlerde ise dik olarakgelişir ve az çok tüylüdür. Altta ilk basit yaprağın bağlandığı boğuma kadar gövde kesitiyuvarlak, daha yukarı kısımlarda ise altı köşeli ve oluklu durumdadır. Boğum ve boğumaralarından oluşan gövdede boğumların içi dolu, boğum aralarının içi ise boştur. Gövde rengigenelde yeşildir. Bazı çeşitlerde gövde rengi kırmızımtıraktan mora kadar değişebilmektedir.Tanesi renkli olan fasulye çeşitlerde gövde antosiyonlu ya da menekşe renkli olabilmektedir.Olgunlaşma döneminde gövde renginde büyük ölçüde değişiklik ortaya çıkmaktadır.Fasulyede gövde; sarılıca (sırık) ve bodur olmak üzere 2 kısma ayrılmaktadır. Sarılıcı özellikgösteren türlerde çok sayıda boğum vardır. Bu formlarda asıl sap 3–4 yan dal oluşturduktansonra uç kısmı sülük şeklini alır ve hiçbir zaman çiçek salkımı ile sonuçlanmaz, sülükkesinlikle tutunup sarılacak bir desteğe ihtiyaç duymaktadır.Bodur fasulye türlerinde ise büyüme diktir, dallar kısa gelişir, 5–7 adet boğum içerir ve anadal çiçek salkımı ile sonuçlanır. Çiçek salkımı yaprak koltuklarından çıkar ve ana sapta çiçeksalkımı görüldüğünde büyüme sona ermektedir.YaprakFasulyede çimlenme epigeal olduğu için, çimlenmede kotiledonlarda toprak yüzeyine çıkıpyeşil bir renk alarak yaprak görünümünü alır ve fotosentez yaparlar. Kotiledonlar arasındaniki adet kalp şeklinde karşılıklı yaprak çıkar. Ender olarak bu yaprakların sayısı üç adetolabilir. Bu yapraklara ilk basit yapraklar veya kotiledon yaprakları adı verilir. Kotiledonyapraklarında yaprakçık sapının yaprakçık ayasına bağlandığı kısımdaki çukurluğun durumuçeşitlerin ayrılmasında önemli bir özelliktir ve çukurluğun durumuna göre ilk çıkış devresindefasulye börülceden ayrılır.Kotiledon yapraklarından sonra üç yaprakçıktan oluşan asıl yapraklar meydana gelir. Asılyapraklar gövde üzerinde helezonvari dizilmiştir. Asıl yapraklar; iki tanesi yaprak sapıüzerinde karşılıklı oturmuş ve bir tanesi de yaprak sapının üç kısmında olmak üzere üçyaprakçıktan oluşmuştur. Orta yaprakçıkta orta damar, simetri ekseni durumundadır. Altyaprakçıkların dış kenarları konkavdır. Asıl yaprağın orta yaprakçığının görünümü, türleregöre önemli ölçüde farklılık gösterir ve türlerin birbirinden ayrılmasında kullanılan önemli birözelliktir.Yaprağı sapa bağlayan üzeri oluklu bir ana sap vardır ve yaprakçıklar değişik uzunluktakiyaprakçık sapları ile yaprak sapına bağlanırlar. Yaprakçık saplarının uzunlukları tür ve36


çeşitlere göre değiştiği gibi, yaprağın gövde üzerinde bulunuş yerine ve orta veya yanyaprakçık oluşuna göre de farklılık göstermektedir. Yaprakçık sapı, genelde orta yaprakçıktayan yaprakçıklardan daha uzundur.Yaprak sapının gövdeye bağlandığı yerde 2 adet, yan yaprakçıkların yaprak sapına birleştiğiyerde 2 adet ve orta yaprakçık ayasının kendi sapına birleştiği yerde 2 adet olmak üzere 6adet kulakçık (stipula) vardır. Kulakçıklar üçgen şeklindedir. Yaprakçıkların saplarınabirleştikleri noktada yaprakçık saplarının kalınlaşmasından oluşan yastıkçık adı verilenşişkinlikler bulunur. Bu şişkinliklerin turgorlarının durumuna göre yaprakçıklar dik ya da yatıkdurumda bulunabilirler. Gece boyunca turgorlarını yükselterek yaprakçıklarını dikleştirirler.Fazla güneşten hoşlanmayan fasulye yaprakları, aşırı güneşe maruz kaldıkları zaman iseturgorlarını kaybederek yapraklarını güneşe karşı meyilli duruma getirirler.Fasulye yapraklarının alt yüzeylerindeki stoma sayısı, üst yüzeylerindeki stoma sayısından5–7 kez daha fazladır. Tüylülük yönünden de benzer durum söz konusudur. Fasulyeyapraklarının alt yüzeyindeki tüy miktarı üst yüzeydeki tüy miktarından 4–7 kez daha fazladır.ÇiçekFasulyede çiçekler, yaprak sapı ile gövdenin birleştiği yerden çıkar. Çiçekler salkım saplarınakısa çiçek saplarıyla bağlanırlar. Salkım şeklinde bulunan çiçek topluluğunda türlere göre 3–15 arasında çiçek bulunur.Fasulye çiçeği bir baklagil çiçeğinin tüm özelliklerini taşır. Çanak yapraklarının rengi yeşilinçeşitli tonlarında olabilir. Calix’in uzunluğu çanak yaprak boylarının 2/3'ü kadardır.Fasulyede çiçeklenme sıcaklığın düşük ve nispi nemin yüksek olduğu gece yarısından sonrabaşlar, nemli ve serin havalarda güneşin doğmasından sonra da devam eder. Fasulyedeçiçeklenme bitki ve çiçek salkımında aşağıdan başlar yukarıya doğru devam eder. Đklim vetoprak özelliklerine göre fasulyede çiçeklenme 8–25 gün kadar devam eder. Fasulyedetohum rengi ile çiçek rengi arasında ilişki vardır. Genel olarak tohumu renkli olan çeşitlerinçiçekleri de renkli, tohumu beyaz olan çeşitlerin ise çiçekleri de beyaz renkli olmaktadır.Fasulyede çiçek rengi çeşitlere göre değişmekle beraber, beyaz, açık menekşe rengindenmor renge kadar değişiklik göstermektedir. Çiçekleri renkli olan çeşitlerde kanatçıkların rengibayrak yaprağının renginden daha koyu olmaktadır.Fasulyede erkek ve dişi organların çanak ve taç yapraklar tarafından kuvvetli bir şekildesarılmış olması kendine döllenmeyi (autogame) artırmaktadır. Fasulyede kendine döllenmehâkimdir (% 98–99).MeyveFasulyede meyve uzundur ve bir meyve içerisindeki tohum sayısı genellikle üçten fazladır.Meyve renkleri tam olgunluk devresine kadar yeşil kalan çeşitler olduğu gibi olgunlaşmailerledikçe yeşil rengi kaybolup sararan veya başka renk alan çeşitlerde vardır. Fasulyedemeyve düz, kıvrık veya S şeklinde olabilir. Fasulye meyvesinin ucu uzun ya da kısa bir gagaşeklinde son bulur. Fasulye meyvelerinin duvarları iplik ve kabuk dokusu ile ağ şeklindeörülmüştür. Đplik ve kabuk meyvenin taze olarak tüketilmesi halinde önem taşırlar.Fasulyede meyveler çeşide göre; kılçıklılık, şekil, uzunluk, genişlik, dolgunluk, yassılık verenk bakımından önemli farklılıklar gösterirler. Gerek taze olarak tüketilecek, gerekse37


konserve olarak değerlendirilecek fasulyelerde kılçıklılık ve sert kabukluluk kesinlikle arzuedilmeyen bir özellik olduğu için bu amaçlar için yapılan ıslah çalışmalarında bu konuüzerinde önemle durulmalıdır.BAKLATaneBaklada tane, şekil olarak büyük değişiklik gösterir. Küçük tanelilerde şekil yuvarlak düzgünküre, büyük tanelilerde ise yassı dikdörtgen prizma şeklindedir. Oval, köşeli hatta böbrekşeklinde olanları da vardır. Tane hilum kısmında az çok kalınlaşır. Tane kabuğu rengiolgunluğun başlangıcında açık renklidir. Olgunluk ilerledikçe renk koyulaşır. Tamamenkurumuş ve eskimiş tanelerde tane kabuğu rengi koyu kahverengine döner. Bu özelliğindendolayı baklada tane kabuğu rengine bakarak ürünün eski ya da yeni olduğu diğer yemeklikbaklagil cinslerine göre daha kolay anlaşılır. Yeni harman edilmiş bakla tohumların kabuğuçoğunlukla pembemsi sarı, açık kahverengi, açık yeşil, gri beyaz krem renklidir. Tohumeskidikçe renk koyulaşır ve çeşitlere göre koyu kahverengi, koyu mor veya siyah bir renk alır.Baklada tane büyüklüğü de çok değişkendir. Çeşit ve yetiştirme koşullarına göre bin taneağırlığı 150–2500 g arasında değişir.Kotiledonlar, tane şekli yuvarlak şekillilerde yarım küre, yassı tanelilerde ise ince birdikdörtgen prizma şeklindedir. Kotiledon renkleri sarı ve yeşilimsi sarıdır.TSE 486'ya göre baklalar kabuklu olup olmadığına göre sınıflara, her sınıfta iriliklerine göreboylara ayrılır.Sınıflar;a)Kabuklu: kuru baklaların kabuk renkleri açık sarımsı yeşilden kahverengiye kadardeğişir.b)Đç: Đç kuru baklaların rengi kendine özgü yeşilimsi açık sarıdır.Boylar;a) Kabuklu kuru bakla boyları1. En iri: 15 mm'lik eleğin üstünde kalanlar.2. Đri: 15 mm'elekten geçip 10 mm eleğin üstünde kalanlar.3. Orta: 10 mm'lik elekten geçip 9 mm eleğin üstünde kalanlar.b) Đç Kuru Bakla boyları1.En iri: 13 mm'lik eleğin üstünde kalanlar.2.Đri: 13 mm'lik elekten geçip 8 mm'lik eleğin üstünde kalanlar.38


3.Orta: 8 mm'lik elekten geçip 5 mm'lik eleğin üstünde kalanlar.KökBaklada ana kök fazla kuvvetli olmamasına karşılık yan kökler oldukça iyi gelişmiştir. Kökderinliği normalde 100–110 cm kadar olmasına rağmen, nohutta kökler, uygun koşullarısağlayan kumlu topraklarda 150–170 cm derinliğe kadar inebilmektedir. Kökler aynızamanda yanlara doğru da iyi bir gelişme gösterir. Nodoziteleri yan yana dizilmiş, yuvarlaksilindirik şekillidir. Nodoziteleri diğer cinslere göre daha büyük ve bitki başına daha fazlasayıdadır. Yemeklik tane baklagiller içerisinde toprağa en fazla azot bağlayan cins nohuttur.Baklada nodoziteleri oluşturan bakteri türünün “Rhizobium leguminosarum” olduğubelirlenmiştir.GövdeBakla, kültürü yapılan tüm yemeklik tane baklagiller içerisinde en iyi gelişmiş gövdeye sahipcinstir. Gövde sağlam yapılı ancak otsudur. Gövde kuvvetli geliştiği için de dik olarak büyürve boğum ve boğum aralarından oluşur. Boğumların içi dolu, boğum aralarının ise içi boştur.Gövdenin üzeri çıplak ve kesiti dört köşelidir. Çeşit ve yetiştirildiği şartlara göre baklada bitkiboyu 40–200 cm arasında değişir. Genel olarak boy, küçük tanelilerde kısa, büyük tanelilerdeise daha uzundur. Kültürü yapılan çeşitlerde dallanma sadece gövdenin alt kısmından olur.Bazı hallerde dallanma toprağın altındaki boğumlardan olur. Normal koşullar altında bir adetyan dal oluşturur. Çevre koşulları uygun değilse dallanma olmaz. Bazı çeşitlerin dallanmaözelliği daha fazladır. Uygun koşullarda bir bakla bitkisi altı tane dal oluşturabilmektedir.Gövdenin dikliği hasada kadar devam eder. Normal çevre şartlarında yatmaya karşıdayanıklıdır. Ancak ilk çiçeklerin oluşmasından sonra belli oranda yatma gösteren çeşitlerdevardır. Başlangıçta yeşil renkli olan gövde gelişme devrelerinin sonlarına doğru koyulaşır.Tam olgunluk devresinde koyu kahverengi veya siyah bir renk alır.YaprakBaklada yapraklar, çeşitli sayıda yaprakçığın birleşmesiyle oluşmuş bileşik yaprakşeklindedir. Yaprakların gövde üzerindeki dizilişleri almaşıklıdır. Yaprakta bulunan yaprakçıksayısı, gövdede yukarıdan aşağı doğru inildikçe azalır. Bitkinin alttan itibaren 1/3 ünde 1 çift,ikinci 1/3 ünde 2–3 çift, son 1/3 ünde ise 2–4 çift yaprakçık bulunur. Yaprakçıklar oval eliptikşekildedir. Yaprakçık büyüklüğü, bitki ve yaprak içerisinde aşağıdan yukarı doğru gidildikçeküçülür. Yaprakçık yüzeyleri tüysüz ve kenarları düzdür. Yaprak sapının gövde veya dallabirleştiği yerde yarım kalp, mızrak ya da tarak şeklinde 2 adet kulakçık bulunur. Renkli çiçeğesahip bakla çeşitlerinin kulakçıkları üzerinde belirgin şekilde koyu renkli noktacıklar bulunur.Bu noktacıklar nektar bezleri olarak bilinir ve renkli çiçeğe sahip çeşitlerin erken gelişmedevresinde belirlenmesinde markör olarak kullanılır.ÇiçekBaklada çiçek yaprak koltuklarından çıkan kısa bir çiçek sağı üzerinde bileşik salkım şeklindebulunur. Her salkımda genelde 4–6 çiçek vardır. Ancak 2–3 çiçekli salkımlar olabildiği gibiondan fazla çiçek içeren salkımlar da mevcuttur. Baklada çiçekler oldukça büyüktür.Çanak yapraklar açık yeşil ya da antosiyonlu olup dip tarafları daha koyu renklidir. Çanakyapraklarının oluşturduğu boru çıplaktır ve çiçeğin yarı uzunluğuna kadar çıkar. Çanak39


yaprağın parçalı olan kısmı üç tanesinde büyük, iki tanesinde ise küçüktür. Taçyapraklarından; bayrak yaprağı beyaz renkli, üzeri kahverengi çizgilidir. Arka kısım hafifgirintilidir. Kanatçıklar bayrak yaprağından daha kısadır. Kanatçıklar beyaz renkli, ancakkenarları mor veya siyah lekelidir. Kayıkçık beyaz renkli ve üst tarafı açıktır. Erkek organlardiadelphus durumundadır. Dişicik borusu oldukça kısa ve üst kısmı fırça şeklinde tüylüdür.Baklada çiçekler genellikle öğleden sonra açılırlar.Bakla hem kendine hem de yabancı döllenen bir yemeklik tane baklagil cinsidir. Kendine veyabancı döllenme oranı çeşit ve ekolojik koşullara göre önemli değişiklik gösterir. Uygunkoşullar altında yabancı döllenme % 30-65'e kadar olabilmektedir. Tane verimini artırmak içinyabancı döllenmeyi artırıcı önlemlerin alınması gereklidir.MeyveBaklada meyveler yaprak koltuklarından çıkar ve bitkideki sayıları 1–9 arasında değişir.Meyve uzunluk, genişlik ve kalınlık olarak çeşitlere göre önemli değişiklik gösterir. Meyveleriyuvarlak saplıdır, uzunlukları 4–35 cm, genişlikleri 1–2 cm kadardır. Meyve uzunluğu ileiçerisindeki tohumların büyüklükleri arasında olumlu ilişki vardı. Genç meyvelerde renk çeşitlitonlarda yeşil, düz etli baklanın içerisi beyaz renkli parankima ile doludur. Bu doku tohumlararasında daha iyi gelişmiştir. Meyvenin sapa yakın kısımlarında koyu renkli külah şeklinde birkısım bulunur ki, bu özellik çoğu zaman yeşil meyve devresinde çeşit ayırımında bir özellikolarak kullanılır. Meyve içerisindeki tohum sayısı 2–8 arasında değişir, ancak kültürü yapılançeşitlerde 3–4 tanedir.BEZELYETaneBezelyede tane çeşitlere göre yuvarlak veya köşelidir. Tane kabuğu yüzeyi düz veya kırışıkolanları vardır. Bezelyede tane yüzeyinin düz veya kırışık olması kullanım alanları için önemlibir özelliktir. Kırışık taneliler, yuvarlak tanelilere oranla % 5–6 oranında daha fazla su ve %30 oranında daha fazla nişasta içerirler. Tane kabuğu rengi çeşitli tonlarda sarı veya yeşilrenklidir. Meyve içerisindeki tane sayısı 1–10 arasında olabilir. Bin tane ağırlığı 80–350 garasında değişir. Tane büyüklüğüne göre bezelyeler 5 grupta toplanırlar.1. Çapı 9.5 mm'den fazla olanlar: sebze bezelyesi2. çapı 8.5-9.5 mm arasında olanlar: körpe bezelye3. çapı 7.5-8.5 mm arasında olanlar: körpe bezelye orta küçük4. çapı 7.0-7.5 mm arasında olanlar: körpe bezelye küçük5. çapı 6.5-7.0 mm arasında: körpe bezelye ekstra küçükKökBezelyede kökler ince yapılı ancak oldukça derinlere inebilecek kuvvetli bir yapıya sahiptir.Bezelye özellikle toprak yüzeyine yakın olan toprak katmanlarında fazla sayıda yan kökler40


oluşturur. Yan kökler oldukça geç gelişir, sayıları fazladır ve ilk oluşanları ana kök kadargelişebilirler. Köklerin gelişmesi çiçeklenme devresine kadar hızlı bir şekilde devam eder.Çiçeklenme devresinde kökler miktar olarak en yüksek düzeye ulaşır. Çiçeklenmeden sonrakök gelişmesi yavaşta olsa devam eder, ancak yaşlı kökler ölüğü için toplam kök miktarındaazda olsa bir azalma görülür. Çeşit ve çevre koşullarına göre bezelye kökleri 1 m kadarderinliğe, 50–75 cm kadar yanlara gelişebilmektedir. Köklerin yayılması toprak yüzeyineyakın olan kısımda daha fazladır. Köklerinde ortak yaşayarak nodozite oluşturan bakteri türü“Rhizobium leguminosarum”. Nodoziteler büyük sivri silindirik şekilli ve kök üzerinde rasgeledağılmışlardır.GövdeBezelyede gövdenin kesiti yuvarlaktan belli belirsiz dört köşeye kadar değişir. Gövde tüysüzaçık yeşil veya mavimsi yeşildir. Boğum arası uzunlukları tahıllarda olduğu gibi aşağıdanyukarıya doğru çıkıldıkça uzar. Đçi boştur ve tahılların aksine yukarıya doğru çıkıldıkçakalınlaşır. Bitkide boğum sayısı 4–25 arasında, boğum arası uzunluğu ise 5–30 cm arasındadeğişir. Bitki boyu çeşide ve yetiştirildiği şartlara göre değişmekle birlikte kültürü yapılançeşitlerde 20–250 cm arasında değişir. Dallanması yok denecek kadar azdır. Nadir olarakdallanma görülebilir. Bazen gövdenin toprak altındaki ilk iki boğumundan dallanma ortayaçıkabilir.YaprakBezelyenin ilk (kotiledon) yaprakları iki büyük kulakçık ve kısa bir yaprak ekseni üzerindekarşılıklı oturmuş iki yaprakçıktan oluşmuştur. Đlk yaprak ekseninin ucu körelmiş bir sülükleson bulur. Asıl yapraklarda yaprak sapı üzerinde 1–4 çift yaprakçık karşılıklı olarakoturmuşlardır. Yaprakçıklar tüysüz, oval, uzun eliptik veya ters yumurta şeklindedir.Yaprakçık kenarları düz, hafif veya derin dişli olanları vardır. Yaprak sapı dallanmış ve çok iyigelişmiş 3–7 parçalı bir sülükle son bulur Yaprakçık rengi çeşit ve yetiştirme koşullarına görefarklılık gösterir.Kulakçıklar, yaprakçıklardan daha büyük olup; yaprak sapı ile gövdenin birleştiği yerdebulunur. Yarım kalp, oval ya da yumurta şeklindedir. Kenarları düz, hafif veya derin dişliolabilir. Kulakçık rengi ile çiçek rengi birbiri ile ilgilidir, genelde beyaz çiçeklilerin kulakçıklarıaçık yeşil, renkli çiçeklilerin kulakçıkları ise kırmızının çeşitli tonlarında lekelidir.Bezelye yemeklik tane baklagiller içerisinde sülükleri ve kulakçıkları en iyi gelişmiş ve bu ikiorganı en büyük olan cinstir.ÇiçekBezelyede çiçek normal formlarda gövdenin yarısından yukarıdaki yaprak koltuklarından tekveya iki çiçekli salkımlar halinde çıkar. Salkımdaki çiçek sayısı ender olarak ikiden fazla olur.Bazı bezelye çeşitlerinde çiçek salkımları sadece bitkinin üst ucunda toplanmışlardır.Çiçeklerin salkımla birleştiği yerde iki adet küçük brakte yaprağı bulunur.Çanak yapraklar çan şeklinde birleşmiştir. Uç kısımları üçgen şeklinde parçalıdır. Parçalıkısımların uzunluğu 10 mm'den daha fazladır. Beyaz renkli çiçeklerde taç yaprakların tamamıbeyaz renklidir. Bayrak yaprağı beyaz, viyole, açık ya da koyu kırmızı, pembe, kantçıklarbeyaz, açık ya da koyu mor, kırmızı renkte olabilmektedir. Erkek organlar diadelphus41


durumundadır. Erkek organlarda birleşme yarıdan daha fazladır. Dişi organ 3–10 arasındadeğişen tohum taslağı içeren yumurtalık, yumurtalığın üzerinde kıvrılmış durumda dişicikborusu ve tüylü bir tepecikten oluşmuştur.Bezelyede çiçeklenme normal koşullar altında gün boyu devam eder, ancak öğlesaatlerinden hemen önce çiçeklenme en fazladır. Bezelyede kendine döllenme hâkimdir,fakat yemeklik tane baklagiller içerisinde bakladan sonra en fazla yabancı döllenen cinstir.MeyveBezelyede meyvenin rengi, şekli, uzunluğu, genişliği, uçlarının sivri veya küt oluşu veiçerisindeki tohum sayısı çeşit ve yetiştirme koşullarına göre büyük değişiklik gösterir. Meyverengi yeşil, sarı veya menekşe rengindedir. Olgunluk devresinde meyve rengi açık sarıdankahverengine kadar değişir. Meyve içerisindeki tohum sayısı 1–10 arasında değişir. Kültürüyapılan çeşitlerde meyvedeki tane sayısı 4–6 arasında değişmektedir. Meyveler ilk gelişmedevresinde kısa ya da uzun, düz veya kıvrık, sivri veya küt uçlu olabilir. Meyvenin kesiti yassıoval veya yuvarlaktır. Meyve yüzeyi tüysüz ve parlaktır. Bazı çeşitlerde meyve içerisindesüngerimsi doku bulunmaktadır.BÖRÜLCETaneBörülcede tane şekil olarak silindirik yuvarlaktan böbrek şekline kadar değişiklik gösterir.Yemeklik olarak kültürü yapılanlarda, hilum etrafındaki koyu renkli halka ve tane yüzeyininhafif pürüzlü olmasıyla fasulyeden ayrılır. Hilum etrafındaki halkanın rengi, renk tonu vehalkanın genişliği çeşitlerin ayrılmasında kullanılan önemli bir özelliktir. Pürüzlü olan tanekabuğu beyaz, kirli beyaz, kırmızının çeşitli tonlarında olabilir. Tane kabuğu açık renkliolanlarda kabuğun üzerinde çeşitli şekillere sahip pembe veya kırmızı renkli ekelerolabilmektedir. Tane rengi siyah olanlar da vardır. Tane kabuğu rengi siyah ya da koyu renkliolanlar ve göbek bağının etrafında koyu renkli halka bulunan çeşitler, pişme suyunun renginikoyulaştırdıkları için insan beslenmesinde fazla tercih edilmezler.Tane büyüklüğü, tür çeşit ve yetiştirme koşullarına göre büyük ölçüde değişiklik gösterir.Tane uzunluğu 6–10 mm, tane kalınlığı 4–8 mm, bin tane ağırlığı 125–275 g arasındadeğişir.Ülkemizde yetiştirilen börülcelerin sınıflandırılması ile TSE 3268'de botanik yapılarına göreçeşitlere ayırma birbirine önemli ölçüde uyum göstermektedir. Bu nedenle burada sadeceTSE 3268'e göre yapılan sınıflandırma ve boylara ayırma verilecektir. Börülceler TSE 3268'egöre botanik yapılarına göre çeşitlere ve iriliklerine göre de boylara ayrılır.Çeşitler :a. Ak Börülce: beyaz ya da kirlimsi beyaz tane kabuğu rengine sahip olan ve şekilleriböbreği andıran kuru börülcelerdir.b. Karnıkara: tane kabuğu kirli beyaz renkte olup, göbek bağı etrafında siyah renktehalka bulunan ve tane şekli silindirik yuvarlak olan kuru börülcelerdir.42


Boylar :c. Sarı Göbek: tane kabuğu kirli beyaz renkte olup, çoğunlukla göbek bağı etrafındakahverengi bir halka, bazen de bütün tane yüzeyinde kahverengi noktacıklarbulunan ve tane şekli silindirik yuvarlak olan börülcelerdird. Kırmızı börülce: tane kabuğu renkleri açık pembemsi kahverenginden koyukırmızıya kadar değişen, göbek bağı etrafında koyu renkli ince bir halka bulunanve tane şekli silindirik olan börülcelerdir.1. Đri boy (A): 6 mm'lik eleğin üstünde kalan taneler.2. Orta boy (B): 6 mm'lik eleğin altına geçen, fakat 4 mm'lik eleğin üstünde kalantaneler.KökBörülce gayet iyi gelişmiş bir kazık köke sahiptir. Ana kök yan köklerden daha iyi gelişmiştir.Ancak fazla derinlere inmez. Önüne çıkan engelleri aşama özelliği oldukça zayıftır. Ana kökherhangi bir engelle karşılaştığı zaman büyümesini durdurur ve yan kökler kuvvetli bir şekildegelişmesini devam ettirirler.Börülcenin köklerinde nodozite oluşturan bakteri türünün “Rhizobium japonicum” olduğubelirlenmiştir. Nodoziteler genelde yuvarlak şekilli ve kök üzerinde rasgele dağılmışlardır.GövdeBörülce gövde yapısı yönünden de fasulyeye benzer. Dik, yarı yatık, sürünücü ve sarılıcıtipte gövdeye sahip börülce türleri vardır. Kesit olarak gövde; altta yuvarlak, yukarıda altıköşelidir. Boğum aralarının içi boş ve yüzeyi çıplaktır. Gövde rengi yeşildir, mor renkli olanlarıda vardır. Gövdesi mor renkli olanlarda boğumların rengi daha koyudur.Ana gövde iyi gelişmiştir. Dallanma tüm ana gövde boyunca devam eder. Yan dallar iyi gelişirve çok uzun boy alırlar. Çeşitlere ve yetiştirildiği şartlara göre bitki boyu 30–40 cm'den 250cm'ye kadar değişir. Dik büyüyen bodur çeşitlerde boy kısa, sürünücü ve sarılıcı tiplerde iseboy uzundur.YaprakBörülcenin yaprağı fasulye yaprağına büyük ölçüde benzer. Đlk yapraklar yaprak sapınakarşılıklı oturmuş iki adet yaprakçıktan oluşur. Bu yaprakçıklar üçgen şekilli ve düz yüzeylidir.Đlk yaprakçıkların yaprakçık sapına birleştiği yerde çukurluk (girinti) yoktur. Bu özelliği ile ilkçıkışta fasulyeden ayrılır. Asıl yapraklar ise üç yaprakçıktan oluşur ve gövde üzerindealternatif olarak dizilmişlerdir. Yaprakçıklar üçgen, eşkenar dörtgen şeklinde olabildiği gibioval elips şeklinde de olabilir. Kenarları düzdür. Orta yaprakçık düzgün ve orta damarı simetriekseni durumundadır. Kenar yaprakçıklar fasulyede olduğu gibi dışbükeydir. Kenaryaprakçıkların orta damarının orta yaprakçık tarafında klan kısımları daha dar, yaprak sapıtarafında kalan kısımları ise daha geniştir. Yapraklar gövde veya dallardan çıkan değişikuzunluktaki yaprak saplarının ucunda yer alırlar. Yaprakçık sapının yaprakçığa bağlandığıkısım dışarıya doğru çıkıntılıdır. Yaprakçıkların yüzeyleri tüysüz, düz, renkleri donuk yeşildenparlak yeşile kadar değişebilir. Yaprakçık kenarları düzdür. Fasulyede olduğu gibi heryaprakta altı adet üçgen şeklinde kulakçık bulunur.43


ÇiçekBörülcede çiçekler yaprak koltuklarından çıkan, 5–60 mm uzunluğundaki hafif bükülmüş veköşeli durumda olan salkım saplarının ucunda yer alırlar. Salkımda normal ve anormal(yalancı) çiçekler bulunur. Anormal çiçekler döküldüğü zaman ortama tatlı bir sıvı bırakırlar.Bir salkımdaki çiçek sayısı 10–12 taneye kadar çıkabilir. Çiçek sayısı daha fazla olanlar davardır. Her çiçekte bir adet brakte bulunur. Çiçekler salkım sapına küçük çiçek saplarıylabağlanırlar. Çiçek sapları kıvrıktır ve gelişmenin ileriki devrelerinde dökülen iki adet brakteolüvardır. Börülcede salkım sapları oldukça uzundur. Salkım sapı yaprak sapından daha uzunolan börülce çeşitlerinde çiçekler yaprakların üzerinde görülür. Börülcede çiçek rengi beyazveya mavidir. Çanak yaprakları yeşil bazen de antosiyonlu mor renklidir. Çanak yapraklar altkısımda 10–15 mm boyunda köşeli calyx tüpünü oluştururlar. Bayrak yaprağının oluşturduğuborunun rengi beyazdan mavi noktalıya kadar değişir. Bayrak yaprağı oldukça büyüktür.Açıldığı zaman kanatçıkları ve kayıkçığı örter. Çoğu zaman kanatçıklar kayıkçığa yapışıktır.Erkek organları diadelphus durumundadır. Çiçek tozu keseleri parlak sarı renklidir. Dişi organtüylü ve yassıdır. Dişicik borusu tüylü ve üst kısımda kıvrılmıştır. Tepecik yuvarlaktır.Yumurta içerisinde çok sayıda tohum taslağı vardır.Bitkide çok sayıda çiçek tomurcuğu oluşur. Bu tomurcukların büyük bir bölümü çiçekaçmadan geri kalanların ise yaklaşık yarısı baklaların olgunlaşmasından önce dökülür. Đlkoluşan çiçek tomurcuklarının en fazla %10–15'i bakla oluşturabilir.Börülcede çiçek yapısının kendine döllenmeye uygun olması ve döllenmenin büyük ölçüdeçiçekler açılmadan önce oluşması nedeniyle kendine döllenme hâkimdir. Ancak çok azoranda da olsa yabancı döllenmede söz konusudur. Çiçeklenme daha çok sabahın erkensaatlerinde ortaya çıkmakta, hava serin ve nemli ise günün geç saatlerine kadar devametmektedir.MeyveBörülcede, genellikle birden fazla meyve bir sapa bağlı olarak bulunur. Meyveler düz kıvrıkveya boynuz şeklinde kıvrılmış durumdadır. Meyve uzunluğu 15–20 cm kadardır. Silindirkesitli ve boğumlu görünümdedir. Başlangıçta meyveler sarımsı yeşil, yeşil yada koyu yeşilrenklidir. Genelde ilk gelişme devresinde meyvenin uç kısmı antosiyonlu diğer kısımları iseyeşil renklidir. Ancak olgunlaşma ilerledikçe meyveler sarı bir renk alırken, üzerindekiantosiyonlu çizgiler ya da lekeler kolayca fark edilebilir duruma gelmektedir.44

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!