15.05.2016 Views

Cinedergi 09

Binder09

Binder09

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

■ Yeşim Ustaoğlu ismi düşüncelerinin peşine takılıp<br />

giden ve bundan fazlaca taviz vermeyen, hatta sakin<br />

ve soğuk havasıyla yanına pek fazla yaklaşılamayan<br />

bir ismi temsil ediyor. Onun filmleri toplumsal<br />

sancıları kişisel bir bakışla temsil eder ve derin bir<br />

yolculuk barındırır içinde. Güneşe Yolculuk insan<br />

hakları ihlalleri ve Kürt sorununa değindiği bir filmdi.<br />

Bulutları Beklerken bir çocuk vasıtasıyla geçmişinin<br />

peşine düşen Eleni / Ayşe’yi anlatıyordu. Buradaki<br />

sorunda insanları birbirinden sorumsuzca koparan<br />

mübadele sorunuydu.<br />

Bu sene İspanya’nın önemli festivali San<br />

Sebastian’dan Altın İstiridye’yle dönen Pandora’nın<br />

Kutusu ise, kesinlikle haklı bir ilgi buluyor. Yine bir<br />

içsel dönüşüm, yine bir yolculuk hali var filmde.<br />

Konu çok kişisel değil ama herkesi bir yerlerinden<br />

yakalayıp, derinden bir hesaplaşmanın tam da<br />

ortasına itiveriyor. Bunu o kadar doğal, o kadar zorlamadan<br />

yapıyor ki, filmi izlerken bir yandan da kendi<br />

iç hesaplaşmanızın içinizi en derinden kemirdiğini<br />

duyuyorsunuz. Film birbirinden kopmuş üç kardeşin,<br />

Karadeniz’de yaşayan annelerinin kaybolma<br />

haberiyle bir araya gelmeleriyle başlıyor. Herkes<br />

işinde gücünde, çatışmalar had safhada… Anne<br />

Alzheimer olduğu için kaybolmuştur. Anne göz<br />

önünde olması amacıyla alınır ve şehre getirilir.<br />

Herkesin hayatı bir anda darmaduman olur. Anne<br />

gittikçe aksilenir, tepki verir ve o unutkanlık hali<br />

içinde bile evini özler… Bu tam da şehirde yaşamanın,<br />

kendi düzenimiz içinde kaybolmanın, herkesi<br />

yok saymanın, kimse anlamak istememenin acı bir<br />

şekilde dile getirilmesi halidir… Evin aykırı ergeni, bu<br />

yapay sisteme dahil olmamak için yoğun bir kaçma<br />

halindedir. Hiç buluşmaz dediğimiz iki insan buluşur<br />

ve yaşlı kadın hiç unutamadığı bir dünyanın içinde<br />

son yolculuğuna uğurlanır. Yeşim Ustaoğlu, kesinlikle<br />

etrafımıza bu kadar fazla duvar ören şehirli insana<br />

en derininden bir çuvaldız batırıyor ‘kendine gel’ şeklinde…<br />

Kimisi yaşlı kadının ruh halini ve son yolculuğunu<br />

ünlü yönetmen İmamura’nın ‘Narayama<br />

Türküsü’ filminin duygusuna benzetebilir. Yaşlı kadın<br />

Tsilla Chelton (en iyi kadın oyuncu) tam anlamıyla<br />

mükemmel. Karakter açılımları ve onların toplumsal<br />

konumlarıyla müsemma halleri gayet gerçekçi ve<br />

yakın… Bu kez Yeşim Ustaoğlu’nu çok daha farklı<br />

bir gözle izleyecek herkes…

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!