Binder108
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
CINEKRiTiK<br />
SERDAR AKBIYIK<br />
EJDERI UYANDIRMAYIN<br />
n Bazı isimler vardır bunların kendi izleyicisi<br />
ve ayrı bir statüsü vardır sinemada.<br />
Üstelik bu isimlerin sinemasal kabiliyeti<br />
bile önemli değildir. Chuck Norris, Steven<br />
Seagal ve tabii Sylvester Stallone’yi<br />
bunlara örnek gösterebiliriz. Bütün bu<br />
isimlerin kendilerine has bir izleyici kitlesi<br />
vardır. İşta Jackie Chan da bu isimlerden.<br />
Bu 1,58 boyundaki küçük adam<br />
inanılmaz dövüş koreografileri ve kendine has<br />
espiritüel tavrıyla izleyicinin gönlünü çalmasını<br />
bildi. Tabii inanılmaz bir emekçi olduğunu da<br />
ekleyelim. 60’ı geçen yaşına rağmen hala<br />
havalarda uçmakta, filmlerinde olabildiği kadar<br />
dublör kullanmamakta. Bütün bunlara büyük<br />
saygı duyuyorum. Ama kişisel olarak bir Jackie<br />
Chan hayranı olduğumu söyleyemem. Özellikle<br />
Uzak Doğu sinemasının o kendine has abartılı<br />
ifade şekli hem oyunculuk dili adına hem de<br />
sinemanın gerçekliğini sakatlama açısından<br />
beni bu tür yapımlara uzak tutmuştur. Bu anlamda<br />
niye bir Jackie Chan filmi yazdığımı sorgulayabilirsiniz.<br />
Çünkü The Foreigner, Chan’ın<br />
klasik yapımlarından değil. Bir kere yönetmeni<br />
Martin Campell özellikle aksiyon sinemasının<br />
en yetenekli yönetmenlerinden. Kendine has<br />
bir uslübu var. Casino Royal ve Golden Eye<br />
gibi iki Bond filmi çekmesinin dışında Mel<br />
Gibson’ın Edge of Darkness filmini kotaran<br />
yönetmendir. Tabii bunların dışında daha fantastik<br />
Maskeli Kahraman Zorro ve Yeşil Fener’i<br />
de saymalıyız. Yönetmen Campell, Jackie<br />
Chan’ın sulu komedisini tamamıyla reddetmiş<br />
ve ondan daha sessiz ve ciddi bir performans<br />
alma peşine düşmüş. Açıkçası bu birleşim de<br />
değişik bir Jackie Chan ortaya çıkarmış. Her<br />
ne kadar yönetmen tarafından budanmış bir<br />
karaktere bile yine o abartılı oyunculuğunu<br />
eklemeyi başarmış olsa bile Jackie Chan<br />
filmin dramatik kısmını çok bozamamış. Chan,<br />
Quan adlı Çin kökenli bir İngiliz vatandaşını<br />
canlandırıyor. Hayatında kızı dışında hiç bir<br />
akrabası olmayan adam kızının mezuniyeti için<br />
heyecan duymaktadır. Yeni elbiseler almak için<br />
alış verişe çıktıklarında patlayan bir bomba bu<br />
mutluluğa son noktayı koyar. Kızıyla beraber<br />
8 kişi daha ölmüş ve İrlanda Kurtuluş Ordusu’nun<br />
yaptığı bu eylem ülkeyi derinden sarsmıştır. İrlanda<br />
ile İngiltere arasındaki ilişkileri normalleştirmeye<br />
çalışan müsteşar Liam Hennessy ise bunu<br />
yapanları bulup İngilizler ile arasını bozmama<br />
çabasındadır. Üst tarafta politikacılar tepişirken<br />
Quan kızının acısını dindirmeye çalışıp bunun<br />
sorumlularının bulunması için yetkililerin kapılarını<br />
aşındırmaktadır. Her ne kadar yetkililer saldırının<br />
suçlularını yakalamak isteseler de bu göründüğü<br />
kadar kolay değildir. Çünkü İrlandalılar bile saldırıyı<br />
kimin yaptığını bilmemektedir. Derinlere işleyen bir<br />
komplonun çözülmesi gerekir. Komployu çözmek<br />
ise o kadar kolay değildir çünkü oyun içinde oyun<br />
oynanmaktadır. Quan’ın artık sabrı kalmaz. Bir<br />
gün televizyonda haberleri izlerken müsteşar<br />
Hennessy’in röportajına rastlar. Kendisi de eski<br />
IRA’cı olan Hennessy saldırıyı kınamakta olduğunu<br />
söyler. Quan saldırganların kim olduğunu ne olursa<br />
olsun Hennessy’den öğrenecektir. Bu mücadele<br />
IRA, İngiliz istihbaratı ve bir çok örgütü birbirine<br />
katsa da verilecektir. Müsteşar Hennessy’i Pierce<br />
Brosnan canlandırıyor. Bazı oyuncular yaşlandıkça<br />
iyileşir. Bence Brosnan böyle bir isim. Bu filmdeki<br />
rolüne inanılmaz oturmuş. Yönetmen Campell iki<br />
çok ünlü ama sinemasal yeteneği tartışma götürür<br />
oyuncudan böylesi iyi performanslar çıkarabilmişse<br />
onn hanesine bir artı daha atmak gerekir. Tabii<br />
son dönemde Müslümanları hedefe koyan terörist<br />
filmlerinden bıkmış olanlar için de farklı bir seçenek<br />
sunuyor The Foreigner. Sanki 1980’ler ve 90’ların<br />
nostaljisini yaşıyoruz filmi seyrederken. O dönemlerde<br />
en keskin ajan ve aksiyon filmleri İrlanda<br />
mücadelesini konu edinen filmlerdi. Belki de bu<br />
filmi yazmamın sebeplerinden biri de budur.