Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Sayfa 45<br />
Bu hükme göre, bir kefalet verilmesi<br />
söz konusu ise,<br />
• Kefil olunan azami miktarın,<br />
• Kefalet tarihinin,<br />
• Müteselsil kefalet söz konusu ise,<br />
“müteselsil kefil” ifadesinin<br />
bizzat kefil tarafından el yazısı ile<br />
yazılması ve doğal olarak, kefalet<br />
sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması<br />
şarttır. Kefalet sözleşmesinde<br />
sonradan yapılan ve kefilin<br />
sorumluluğunu arttıran değişiklikler<br />
de aynı şekil şartlarına tabidir. Bu<br />
durumda, her ne kadar maddede<br />
belirtilmemişse de, aslında kefalet için<br />
gerekli ilk şartın “kefilin okuma yazma<br />
bilmesi” olduğunu da belirtmek gerekir.<br />
Peki, bu şekil şartlarına uymayan<br />
bir kefalet geçerli midir? Örneğin,<br />
kefalet tarihi belirtilmemişse ya da<br />
kefil dışındaki bir kişinin el yazısı ile<br />
yazılmışsa, o kefalet geçerli kabul<br />
edilecek midir? 583.madde hükmü<br />
karşısında cevap çok nettir: Böyle<br />
bir kefalet, şekil şartına aykırılık<br />
nedeniyle geçersizdir.<br />
Şimdi ikinci soruya gelelim: Bunun<br />
bir istisnası olamaz mı?<br />
Kanaatimizce, istisnası, Türk<br />
Medeni Kanunu’nun 2.maddesidir.<br />
Türk Medeni Kanunu’nun 2.maddesi<br />
bize ne söylemektedir? Önce<br />
maddenin başlığını belirtelim. Madde<br />
başlığı “B. Hukukî ilişkilerin kapsamı<br />
I. Dürüst davranma” dır. Madde<br />
başlığından anlaşıldığı üzere, hüküm,<br />
hukuki ilişkilerde dürüst davranma<br />
kuralı üzerinedir ki, esas itibariyle<br />
bu kural hukuk düzenimizin ve tüm<br />
medeni hukuk sistemlerinin temel<br />
prensiplerinden biridir. Bu noktada,<br />
Roma Hukuku’nda karşımıza çıkan ve<br />
bugün de kullanılmakta olan “Bona<br />
Fides” kavramı üzerinde durmakta<br />
da yarar var. Oxford Dictionary<br />
“Bona Fides”in sözcük anlamını<br />
şöyle tanımlamaktadır: A person’s<br />
honesty and sincerity of intention<br />
(“Bir kimsenin dürüstlüğü ve samimi/<br />
dürüst niyeti” olarak çevrilebilir). Bu<br />
kavramın, bugünkü dürüstlük kuralı<br />
ve iyiniyet prensibinin temeli olduğu<br />
açıktır. Bona Fides’in, Roma’da<br />
verilen sözlerin tanrıçası olan<br />
Fides’ten geldiği belirtilir. İnanışa<br />
göre, tanrıça Fides insanların sağ<br />
el avuçları içinde otururdu. İki kişi,<br />
anlaştığında, birbirine söz verdiğinde<br />
sağ elleriyle el sıkışırlar ve böylece<br />
sözleşme, Fides’in müeyyidesi ile<br />
bağlı hale gelirdi. El sıkışma adetinin<br />
de buradan geldiği ifade edilmektedir<br />
(Ord. Prof. Vasfi Raşit SEVİG, Ahlakın<br />
Umumiyetle Hukuk ve Hususiyle<br />
Mukaveleler Üzerindeki Tesiri,<br />
Ord. Prof. Ahmet Esat ARSEBÜK<br />
Armağanı, Ankara Üniversitesi Hukuk<br />
Fakültesi Yayını, Ankara 1958, s. 525).<br />
Medeni Kanun’umuzun 2.maddesi<br />
kısa, net ve şu şekildedir:<br />
“Madde 2- Herkes, haklarını<br />
kullanırken ve borçlarını yerine<br />
getirirken dürüstlük kurallarına<br />
uymak zorundadır. Bir hakkın<br />
açıkça kötüye kullanılmasını hukuk<br />
düzeni korumaz.”<br />
Yazımıza konu istisnai durumu<br />
açıklayabilmek için, Türk Borçlar<br />
Kanunu’nun 583.maddesi ile Türk<br />
Medeni Kanunu’nun 2.maddesini<br />
birarada değerlendireceğimiz bir<br />
örnek düşünerek konuyu inceleyelim.<br />
Bunun için en iyi örnek, kanaatimize<br />
göre, banka kredi sözleşmeleri<br />
olacaktır. Bilindiği üzere, banka kredi<br />
sözleşmelerinde, genel uygulama<br />
olarak, kefalet imzaları da aynı<br />
sözleşmeye alınmakta; ayrı bir<br />
kefalet sözleşmesi yapılmamaktadır.<br />
4<br />
Hukuk ve Daha Fazlası