15.02.2019 Views

Şehzadeler İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü "ŞEHZADE" dergisi 3

Manisa -Şehzadeler İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün 3. sayısı olarak hazırlanan bu dergi 2018-2019 eğitim-öğretim yılı 1. dönem ,İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde yürütülen projeler,okulların etkinlikleri ,Manisa'nın Kültür ve Turizminin yer verildiği bir dergidir.Dergi 96 sayfadan oluşmuş 1000 adet basımı gerçekleştirilmiş ve e-dergi olarak da yayınlanmış bulunmaktadır.

Manisa -Şehzadeler İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün 3. sayısı olarak hazırlanan bu dergi 2018-2019 eğitim-öğretim yılı 1. dönem ,İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde yürütülen projeler,okulların etkinlikleri ,Manisa'nın Kültür ve Turizminin yer verildiği bir dergidir.Dergi 96 sayfadan oluşmuş 1000 adet basımı gerçekleştirilmiş ve e-dergi olarak da yayınlanmış bulunmaktadır.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

5<br />

EBUBEKiR ERMiŞ<br />

<strong>Şehzadeler</strong> <strong>İlçe</strong> <strong>Milli</strong> <strong>Eğitim</strong> Müdürü<br />

Dünya üzerinde bilim ve teknolojinin baş döndürücü hızda ilerlediği<br />

bir zamanda yaşıyoruz.Hayatımızı kolaylaştırmak için<br />

ürettiğimiz teknoloji Sanayi Devrimi’nden bu yana zaten araç<br />

olmak özelliğinden uzaklaşarak amaç olmaya başlamıştı.Yani<br />

bir anlamda insanlığın hizmetçisi olması gereken bilim ve<br />

teknoloji bir noktadan sonra insanlığı bu bilim ve teknolojinin<br />

kurallarına uygun yaşamak zorunda bıraktı. Tarihsel gelişim<br />

sürecinde toplumlara baktığımızda bir şekilde bilimde ve<br />

teknolojide diğerlerine üstünlük sağlayanların varlıklarını<br />

devam ettirdiklerine, yöneten ve hükmeden pozisyonuna<br />

geldiklerine şahitlik ediyoruz.Bu süreci yakından takip edemeyenler<br />

ise küçük zaferler kazansa da resmin bütününde mücadeleyi<br />

kaybeden taraf oluyorlar.<br />

Sözlerimizin rahatsız edici olabileceğinin farkındayız.Burada<br />

karşımıza bir etik ikilem çıkıyor.Daha az mekanik, daha az<br />

teknolojik, daha az bilimsel ama daha fazla insani, daha<br />

manevi, daha basit, daha doğaya uygun bir yaşam mı, yoksa<br />

bu akıntıya kendimizi kaptırıp bilim ve teknolojinin hatta bir<br />

adım daha ilerisinde makinelerin, bilgisayarların, yapay<br />

zekaların insanlığımıza hükmettiği, bu boyun eğmişliğimize<br />

rağmen toplumun ve ferdin daha rahat yaşadığı, gelecekte var<br />

olmayı güvence altına aldığı bir yaşam mı?<br />

Maalesef bu sorunun cevabı “ikisini bir dengede götürelim”<br />

cümlesi ile geçiştirilebilecek basitlikte değil.Bu kadar basit olmadığını<br />

ikisi dünya çapında olmak üzere yaşadığımız yüzlerce<br />

savaş bize acı bir biçimde gösterdi.Ne Amerika iki Japon<br />

şehrine atom bombalarını atarken insaniydi ne de Almanya İngiltere’ye<br />

V8 roketlerini fırlatmaya çalışırken vicdani.<br />

Şu gerçeği acı da olsa paylaşmak gerekir ki bilim ve teknolojinin<br />

insanlığın hizmetinden insanlığın efendisi olmaya geçmesi<br />

ve bunun en azından bu günün şartlarında böyle devam<br />

etmesi kaçınılmaz görünüyor.Kaçınılmaz olanı değiştiremeyeceğimize<br />

göre önce buna uyum sağlamanın yollarını bulmak<br />

sonra da mümkünse kendi hizmetimize almanın yöntemini<br />

geliştirmek elzemdir.Yoksa sonucun ferdin, toplumların ve insanlığın<br />

yok oluşuna gideceğini görmek için kahin olmaya<br />

gerek yok.<br />

<strong>Milli</strong> <strong>Eğitim</strong> Bakanımız Prof. Dr. Sayın Ziya SELÇUK 2018-<br />

2019 <strong>Eğitim</strong>-Öğretim yılının açılış konuşmasında öğretmenlerimize<br />

seslenerek çok doğru bir hissiyatla şunu söyledi<br />

“Dünyanın 4´üncü büyük kırılmasına şahit olacağımız bir<br />

döneme giriyoruz. Bu, bizim için günlük operasyonlarla gerçekleştirilecek<br />

bir dönüşüm değil, çok daha büyük değişiklik, ekosistemin<br />

tümüyle değiştirilmesinin gerektiği bir durum. Bu<br />

durumun maddi unsurlarını dönüştürmek çok zor değil. Çünkü<br />

Türkiye´nin imkânları giderek artıyor. Bugün bunu dönüştürmenin<br />

zihniyet tarafındayız” demişti.<br />

Pek çok uzmana göre sayın bakanımızın bahsettiği 4. Büyük<br />

Kırılma bizim Teknoloji 4.0 ya da Endüstri 4.0 diye adlandırdığımız<br />

ve Almanya’nın 2011 yılında yol haritasını<br />

açıklamasıyla başladığı kabul edilen süreç.”Bu gün<br />

bunu dönüştürmenin zihniyet tarafındayız” cümlesini<br />

belki şöyle okumak doğru olabilir.”Küçük hesapları, ağız<br />

dalaşını, rant peşinde koşmayı, birbirimize kızmayı, birbirimizi<br />

kırmayı, incitmeyi, günlük kavgaları bir yana bırakıp hızla ve<br />

hep birlikte hatta bütün imkanlarımızı seferber ederek geleceğimizi<br />

ve geleceğimizin güvencesi olan çocuklarımızı buna<br />

hazırlamanın peşine düşmeliyiz.Aksi takdirde bizi bekleyen<br />

sonuç hiç de parlak değil.<br />

Aslında her zaman bahsettiğimiz ve bilim kurgu filmlerinde<br />

karşımıza çıkan o gelecek geldi.Önümüzdeki 10-15 yıl içinde<br />

üretimin tamamen makineler ve bilgisayarlar tarafından gerçekleştirildiği,<br />

insanın temel özne olmaktan çıkarıldığı bir sürece<br />

şahitlik edeceğiz.”No man, no touch, no light” yani “insan yok,<br />

dokunmak yok, ışık yok.”Maksimum verimlilik, minimum<br />

hata.Maksimum kalite, minimum enerji.Maksimum rekabet,<br />

minimum maliyet.Ve bu geleceğin içinde var olamayan uluslara<br />

düşen kendi ülkelerinin tarlalarında çalışan birer çiftçi durumuna<br />

düşmek.<br />

Geçmişi başarılarla dolu olan kadim bir millet olarak bu geleceğin<br />

uzağında kalmak hem bizim açımızdan hem de dünyanın<br />

geri kalanı açısından çok büyük kayıp olacaktır.Bu geleceğin<br />

içinde yer almak sadece doğru bir eğitimle çocuklarımızı hazırlamakla<br />

mümkün.Böyle bir alanda topluma liderlik yapanların<br />

zaman anlaşılmaması hatta örselenmesi olasıdır.Sonuçta daha<br />

önce hiç kimsenin yürümediği bir ormanda ilk defa yürümek<br />

zorunda kalanlar öngöremeyeceği pek çok uçurumla, bataklıkla,<br />

çalıyla, dikenle ve vahşi hayvanla karşılaşabilir.Çakalların<br />

çok olduğu zamanlarda aslanlara saldırması normaldir.Yine de<br />

şunu bilerek yolumuzu yürümeye devam edeceğiz.Unutmayın.Kainatın<br />

efendisi peygamber efendimiz Hz.Muhammed<br />

(S.A.V) İslam’ı tebliğ etmeye başladığında kendi çağının çok<br />

ötesinde bir vizyonla yola çıkmıştı.14 yaşındaki Sultan Mehmet<br />

İstanbul’un Fatih’i olma hayallerini kurmaya başladığında<br />

kendi çağının ilerisinde yaşıyordu.Mustafa Kemal’in<br />

Anadolu’da isyan ateşini yakmasını sağlayan boğazda<br />

gördüğü İngiliz gemilerinin geldikleri gibi gideceklerini bilmesiydi.Tarih<br />

gelecek konusunda korkak olanları değil cesur olanları<br />

yazar.Biz kararımızı verdik. Ya siz?

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!