Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Kanlı Balta
riayet ederek divardan mümkün mertebe uzak
yürümeğe ve etrafına dikkatle bakmağa başladı.
Tam divarın hizasına geldiği zaman, biraz
evvel gördüğü sayah gölgelerden bir tanesi, divarın
arkasından yavaşça çıkarak Kâmil Bey'e doğru ilerledi.
Kâmil Bey, elindeki bastonu havaya kaldırarak,
müheyya-yı taarruz bir müdafaa vaziyetinde,
gelen adamı bekledi. Gölge, istifini hiç bozmadan
yürüyordu. Kâmil Bey'e bir adım kadar yaklaştı: Bu,
başında abani bir sarık bulunan, siyah, sivri sakallı,
çenesi göğsüne doğru eğilmiş, omuzları dar ve çarpık,
garip ve korkunç bir adamdı. Parmaklarının arasında
tuttuğu cigarasını Kâmil Bey'e uzatarak kalın, çatlak,
pürüzlü bir sesle: (4)
-Ahbap, dedi, Ateşin var mı?
Kâmil Bey, havada tuttuğu bastonunun sallayarak
cevap verdi:
-Gecenin bu vaktinde ateş sorulmaz, ya caddeyi
tutarsın, ya beynini parçalarım.
Abani sarıklı herif, yerinde kımıldamıyor, aynı
tavırla, aynı sesle, aynı eda ile tekrar soruluyordu:
-Ahbap, ateşin var mı ateşin?
Kâmil Bey elindeki bastonu cüretkâr muhatabının
çevresine yapıştırmak üzere iken arkasında kalabalık
bir ayak sesi işitti ve sevk-i tabii ile başını geriye
çevirdiği zaman yedi sekiz kişilik bir dairenin kendisini
çevirdiğini gördü. Çok geçmeden on on beş elin
omuzlarına yapıştığını hissetti. Bir dakika sonra
yüzükoyun yere kapaklanmıştı.
Haydutlar Kâmil Bey'in ağzına bir yumruk
cesametinde paçavra tıktılar, kollarını ve ayaklarını
bağladılar, küstahlar o kadar unf ve şiddetle hareket
29
ediyorlardı ki Kâmil Bey için adeta, parmağını bile
kımıldatmak imkânı kalmamıştı. Abani sarıklı herif,
yere düşen bastonu eline alarak, Kâmil'in üzerine iki
şiddetli darbe indirdi:
-Sen benim cigaramı yakmazsın amma, ben senin
suratını yakarım! Diye homurdandı.
Onun bu tarz hareketi melun arkadaşlarını bile
kızdırdğı için içlerinden birisi seslendi:
-Bırak ulan gece yarısı bela mı arıyorsun? (5)
Devam edecek...