The Radiant Eylül Sayısı
Dünyayı yerinden oynatan ve onlara dayatılan zorbalıklara karşı ayakta duran z kuşağı, varoluş mücadelesi veren LGBTIQ+ topluluğu, kalıpların içerisinde kalmış, sesini duyuramayan kadınlar... Konuşulması gereken çok fazla konu, yıkılması gereken çok fazla yapı var. The radiant dijital dergi olarak, çıkmayan sesleri duyurmaya, kuralları baştan yazmaya geldik.
Dünyayı yerinden oynatan ve onlara dayatılan zorbalıklara karşı ayakta duran z kuşağı, varoluş mücadelesi veren LGBTIQ+ topluluğu, kalıpların içerisinde kalmış, sesini duyuramayan kadınlar...
Konuşulması gereken çok fazla konu, yıkılması gereken çok fazla yapı var. The radiant dijital dergi olarak, çıkmayan sesleri duyurmaya, kuralları baştan yazmaya geldik.
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Anlatılan hikayeler çoğunlukla
fetiş öğeler üzerinden, aykırı
tasarımlarla kışkırtıcı ve belki
rahatsız edici kabul ediliyor. Bir
önceki jenerasyonun sektörde
maddi kaygılarla sergilediği sıkıcı
ikiyüzlülük yerini gerçek
hikayelere bırakıyor yavaş yavaş.
“ötekiler”
Moda ve Sanat gibi sosyal olgular
değişkendir, bükülebilir, şekil
alabilir ve her daim gelişir. Moda
nesnelerin nasıl kullanılacağının
yanı sıra, bu nesnelerin tüketim
şekillerini de belirler.
Türkiye'nin son dönemlerde
global moda sahnelerinde
görünürlük kazanmaya
başlamasının en büyük
sebeplerinden birisi yeni
jenerasyonun tasarımlarını değil,
arkasında yatan hikayeleri de
hedef kitleleriyle buluşturması.
Bir önceki jenerasyonun
sektörde maddi kaygılarla
sergilediği sıkıcı
ikiyüzlülük yerini gerçek
hikayelere bırakıyor yavaş
yavaş.
.
Genç bir tasarımcı olarak
çekinmeden, konuştuğum dilde
kendimi ve tasarımlarımı
anlatmak, korkmadan ve kaygı
gütmeden sektörde varolmak
birincil önceliğim, çünkü en başta
varlığım politik ve bir tasarımcı
olarak beni o ana kadar sosyal
olarak reddetmiş kesimin gurur
kaynağı ya da sevdiği bir
televizyon karakteri olmaktan
öte, kışkırtıcı ve rahatsız edici
kabul edilmenin beni daha çok
tatmin edeceğini biliyorum. Ama
ne var ki bu insanlarla kendi
özgürlüğüm üzerinden tezat,
tuhaf bir ilişki yaşıyorum aynı
zamanda. Alanıma dahil
olmalarından hoşlanmasam da,
varlığımın reddedilmesinin, yok
sayılmanın kamçıladığı
tasarımlarımı ilk onlara
göstermek istiyorum. Bu sessiz
çekişme sadece benim değil,
birçok genç tasarımcının
sürdürdüğü bir kavgaya bırakıyor
yerini yavaşça.
Bu ikilemler arasında savrulurken
yeni jenerasyon tasarımcılara
duyduğum hayranlık giderek
artıyor son zamanlarda, yüzlerini
anadolunun doğurgan
topraklarına çevirmiş
koleksiyonlar, sadece kadın
bedeni üzerinden kurgulanmamış
tasarımlar, fetişize edilenin beden
değil duygular olduğunu
vurguluyor.
Radiant | 28